12
Kapitalist krize alternatif Antikapitalist sol parti sayfa: 6 - 7 1929’da ne oldu F. Aloðlu sayfa: 9 Krizin faturasýný patronlar ödesin Doðan Tarkan sayfa: 3 Ýlk önce Trakya gidiyor Roni Margulies sayfa: 4 Hatýrlasan da olur hatýrlamasan da Þenol Karakaþ sayfa: 10 sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 342 28 Kasým 2008 1 YTL Enerjiye deðil emekçiye zam Son 10 ayda elektriðe yüzde 50 oranýnda zam yapýldý. Doðalgaza ise 1 gece içinde yüzde 22 arttý. Kamu emekçilerinin ücretlerine yapýlan zam ise sadece yüzde 4. Asgari ücretliler de onca vergi öderken yüzde 4 zam alabildi. Hükümet emekli maaþlarýný sadece yüzde 3,7 arttýrdý. Özel sektörde de durum ayný. Çalýþanlarýn ücretleri yýllardýr yüzde 2’lik, yüzde 4’lük oranlar- da arttýrýlýyor. Enflasyon yüzde 10’u geçerken ücretlerin alým gücü de hýzla düþüyor. Elektrik ve doðalgaz zamlarý diðer fiyatlarý da tetikleyecek. Gýda baþta olmak üzere herþeye zam gelecek. Hükümet çalýþanlara bu kadar insafsýzca davranýrken patron- larýn dediklerini yapmaya baþladý bile. Patronlar 30 milyar YTL’lik Ýþsizlik Fonu’na göz dikti. Bu para iþsizlik sigortasý primleriyle birikti. Çoðunu ça- lýþanlar ödedi. Ýþsiz kaldýklarýnda kullanabilsinler diye kesildi bu paralar. Þimdi biriken onca parayý patronlar istiyor. Hükümetin açacaðý yeni ekonomik paketin çalýþanlarýn tamamen aleyhine hükümler içereceði þimdiden belli. Onlar 70 milyonu deðil yüzde 1’lik azýn- lýðý dinliyor. Çalýþanlar bu saldýrýya karþý birleþmek zorunda. Egemen sýnýfýn bizi “Türk-Kürt”, “laik- dindar”, “kadýn-erkek” olarak bölmesine izin vermemeliyiz. Tüm dünyada iþçiler ve yok- sullar krize karþý mücadele edi- yor. KESK ve DÝSK’in Ankara mitingi küresel direniþin bir parçasýdýr. KESK ile DÝSK, Türk- Ýþ ve Hak-Ýþ’le mücadelede bir- leþirse kapitalistlerin saldýrýsýný püskürtebiliriz. 2009 bütçesinde orduya ve polise ayrýlan pay, eðitime ayrýlan parayla neredeyse ayný. Bu kabul edilemez. Çalýþanlarýn ödediði vergiler sosyal harcamalara aktarýl- malýdýr. Okullar dökülüyor. Öðret- menler düþük ücret alýyor ve aþýrý çalýþtýrýlýyor. Eðitimin kalitesi düþüyor. Yeni okullar açýlmýyor. Ýþ bekleyen binlerce öðretmen var. 2009 bütçesinin üçte biri borç faizlerine gidiyor. Yani IMF’ye, Dünya Bankasý’na, Türk büyük ser- mayesine aktarýlýyor. Ama yeni hastaneler yapýlmýyor. Saðlýk ocaklarý kapatýlýyor. Koruyucu saðlýk sistemi tama- men yok ediliyor. Sadece kapitalistler özel has- taneler açarak kâr etsin diye. Yeni hastaneler, okullar, iþyer- leri açýlmýyor. Ama paralar tanka, topa, uçaða, faize gidiyor. Onlar milyonlarý deðil sadece kendi çýkarlarýný, kendi kâr- larýný düþünüyor. Savaþ bütçesi istemiyoruz KÂR DEÐÝL ÝNSAN Elektriðe ve doðalgaza yapýlan zamlar geri alýnsýn

Sosyalist İşçi 342

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 342

Citation preview

Page 1: Sosyalist İşçi 342

Kapitalist krizealternatif

Antikapitalistsol parti

sayfa: 6-77

1929’da neolduF. Aloðlu

sayfa: 9

KrizinfaturasýnýpatronlarödesinDoðan Tarkan

sayfa: 3

Ýlk önce TrakyagidiyorRoni Margulies

sayfa: 4

Hatýrlasan daolurhatýrlamasan daÞenol Karakaþ

sayfa: 10

sosyalist isciDEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SAYI: 342 28 Kasým 2008 1 YTL

Enerjiye deðilemekçiye zam

Son 10 ayda elektriðe yüzde 50oranýnda zam yapýldý. Doðalgazaise 1 gece içinde yüzde 22 arttý.Kamu emekçilerinin ücretlerineyapýlan zam ise sadece yüzde 4.Asgari ücretliler de onca vergiöderken yüzde 4 zam alabildi.Hükümet emekli maaþlarýnýsadece yüzde 3,7 arttýrdý.

Özel sektörde de durum ayný.Çalýþanlarýn ücretleri yýllardýryüzde 2’lik, yüzde 4’lük oranlar-da arttýrýlýyor. Enflasyon yüzde10’u geçerken ücretlerin alýmgücü de hýzla düþüyor.

Elektrik ve doðalgaz zamlarýdiðer fiyatlarý da tetikleyecek.Gýda baþta olmak üzere herþeyezam gelecek.

Hükümet çalýþanlara bu kadarinsafsýzca davranýrken patron-larýn dediklerini yapmayabaþladý bile. Patronlar 30 milyarYTL’lik Ýþsizlik Fonu’na gözdikti. Bu para iþsizlik sigortasý

primleriyle birikti. Çoðunu ça-lýþanlar ödedi. Ýþsiz kaldýklarýndakullanabilsinler diye kesildi buparalar. Þimdi biriken oncaparayý patronlar istiyor.

Hükümetin açacaðý yeniekonomik paketin çalýþanlarýntamamen aleyhine hükümleriçereceði þimdiden belli. Onlar 70milyonu deðil yüzde 1’lik azýn-lýðý dinliyor.

Çalýþanlar bu saldýrýya karþýbirleþmek zorunda. Egemensýnýfýn bizi “Türk-Kürt”, “laik-dindar”, “kadýn-erkek” olarakbölmesine izin vermemeliyiz.

Tüm dünyada iþçiler ve yok-sullar krize karþý mücadele edi-yor. KESK ve DÝSK’in Ankaramitingi küresel direniþin birparçasýdýr. KESK ile DÝSK, Türk-Ýþ ve Hak-Ýþ’le mücadelede bir-leþirse kapitalistlerin saldýrýsýnýpüskürtebiliriz.

2009 bütçesinde orduya vepolise ayrýlan pay, eðitimeayrýlan parayla neredeyse ayný.

Bu kabul edilemez.Çalýþanlarýn ödediði vergiler

sosyal harcamalara aktarýl-malýdýr.

Okullar dökülüyor. Öðret-

menler düþük ücret alýyor veaþýrý çalýþtýrýlýyor.

Eðitimin kalitesi düþüyor.Yeni okullar açýlmýyor.Ýþ bekleyen binlerce öðretmen

var.2009 bütçesinin üçte biri borç

faizlerine gidiyor.

Yani IMF’ye, DünyaBankasý’na, Türk büyük ser-mayesine aktarýlýyor. Ama yenihastaneler yapýlmýyor.

Saðlýk ocaklarý kapatýlýyor.Koruyucu saðlýk sistemi tama-

men yok ediliyor.Sadece kapitalistler özel has-

taneler açarak kâr etsin diye.Yeni hastaneler, okullar, iþyer-

leri açýlmýyor.Ama paralar tanka, topa,

uçaða, faize gidiyor.Onlar milyonlarý deðil sadece

kendi çýkarlarýný, kendi kâr-larýný düþünüyor.

Savaþ bütçesi istemiyoruz

KÂR DEÐÝL ÝNSAN

Elektriðe ve doðalgaza yapýlan zamlar geri alýnsýn

Page 2: Sosyalist İşçi 342

2 sosyalist iþçi sayý: 342

Ýstanbul Sultangazi'de eþiçarþaflý olan, ailesinden çarþaflýve baþörtülü kadýnlarla birlikteCHP'ye üye olan belediye baþkanaday adayý Ertuðrul Karabayýr'laDeniz Baykal'ýn birlikte poz ver-mesi devlet partisinin laiklikiddialarýnýn ne denli iki yüzlüolduðunu bir kez daha gösterdi.Ýstanbul'dan sonra Ýzmir'de debaþörtülü kadýnlara parti rozetitakan CHP Ýstanbul'daSultanbeyli ilçesinde bir de imamaday göstererek son noktayýkoydu.

CHP geçen yýl eþi baþörtülüdiye Abdullah Gül'ün cumhur-baþkanlýðý adaylýðýný engellemekisteyerek büyük bir gerginliðeneden olmuþtu. Üniversitelerdebaþörtüsü yasaðýnýn savunucusu,bu yöndeki Anayasa Mahkemesikararlarýnýn en büyük destekçisiolan CHP aþaðýladýðý kadýnlar-dan þimdi de oy istiyor.

Yasakçýlar þoktaBaþörtüsü yasaðýnýn radikal

savunucularýndan Necla Arat"Çarþaf CHP'li seçmenin eðilim-lerine uymuyor" diye partisinieleþtirdi. CHP Ýstanbul Ýl BaþkanýGürsel Tekin'in Arat'a yanýtý sertoldu: "Tombala vekil iþine bak-sýn. Tombaladan vekil olanlar'taban rahatsýz' diyemez." NeclaArat cumhuriyet mitinglerininbaþlýca örgütçülerinden biriydi.

Necla Arat gibi ÝstanbulÜniversitesi'nde öðretimgörevlisi olan ve 28 Þubat darbe-si sonrasýnda kadýn öðrencileribaþýný açmasý için "iknaodalarý"na sokan CHP ÝstanbulMilletvekili Nur Serter'de partisi-ni eleþtirdi: "Çarþaf yýllarca laik-liðe karþý bir sembol olarakgörüldü. Bu nedenle vitrineçýkarýlmasý doðru deðil. Bu yine-lenmemeli." Arat ve Serter gibi

telefon kurbaný Önder Sav'dapartisinin yeni çizgisini eleþtirdi.

Tartýþmaya "Kýrýcý olmayýn"sözleriyle katýlan Baykal “bunlarnormal” diyerek Ýstanbul ilbaþkanýna destek verdi.

CHP Ýzmir Milletvekili AhmetErsin, baþörtülü kadýn üyelerinkatýlým töreninde CHP'nin yeniyaklaþýmýný özetledi: "Ýstanbul'dabirkaç çarþaflý, türbanlý vatan-daþýn CHP'ye katýlmasý ilkeler-imiz açýsýndan sorun yaratma-maktadýr. O kiþiler CHP'ye inan-mýþ. Anadolu'nun deðiþikyörelerinin özelliðine göre tür-ban takan, çarþaf giyen insanlarvardýr. CHP'ye karþý bir tavýrgeliþtirmeye çalýþan çevrelere

karþý 'Herkesin CHP'de yerivardýr' diyoruz. Yeter kiinancýmýzý siyasete alet etmesin"

Ýki yüzlülükCHP'ye göre çarþaflý ya da

baþörtülü kadýnlar partiye üyeolabilir, hatta oy vermelidirler.Ancak bu halleriyle üniversiteyegiremezler, kamu kurumlarýndaçalýþamazlar. Bu açýkça ikiyüzlülük. CHP býrakýn karaçarþaf giymeyi, yýllardýrbaþörtüsünün bir siyasi simgeolduðunu söylüyor. Bu simgeninokullara ve kamu kurumlarýnagirmesinin Türkiye'yi þeriatadoðru sürüklediði gerekçesiyleAKP'yi topa tutuyor.

2007'deki cumhuriyet miting-lerinin ve baþý açýk kadýnlarýnsokaða dökülmesinin anagerekçesi yine baþörtüsüydü.

CHP saçmalamýyor. Temsilettiði devletin laiklik anlayýþýzaten bu. Ýnançlarý baský altýndatutmak, ama iþi geldiðinde kul-lanmak. Kenan Evren'de aynýsýnýyapmýþtý. Bir yandan laikliðisavunmuþ, diðer yandanyüzlerce imam hatip lisesiaçmýþtý. Kemalist rejimin ilkiþlerinden biri 1924'te DiyanetÝþleri Baþkanlýðý kurmak olmuþ-tu. CHP bu çizgiyi sürdürüyor,ancak Kemalist laikliðin ne denliiki yüzlü olduðunu bugünTürkiye'nin çoðunluðu biliyor.

Türkiye Mimar ve MühendisOdalarý (TMMOB), 22 Kasým'da31 ilde krize karþý basýn açýkla-malarý gerçekleþtirdi.

Adana, Adýyaman, Ankara,Antalya, Aydýn, Balýkesir,Batman, Bodrum, Bursa,Çanakkale, Çorlu, Denizli,

Diyarbakýr, Edirne, Eskiþehir,Gaziantep, Hatay, Ýstanbul,Ýzmir, Kahramanmaraþ,Kýrklareli, Kocaeli, Malatya,Mardin, Mersin, Milas, Samsun,Þanlýurfa, Tunceli, Van,Zonguldak'ta eylemler yapýldý.

Üyelerinin aðýrlýklý bölümü

ücretli emekçi olan TMMOB buhaftaya kadar KESK ve DÝSK'inmitingine katýlmayacaðýný açýk-lamýþtý.

22 Kasým'daki basýn açýkla-malarýnda okunan TMMOBYönetim Kurulu BaþkanýMehmet Soðancý'nýn mesajýnda29 Kasým mitingi çaðrýsý yeralmýyordu.

Oysa TMMOB basýn açýkla-

malarýnda 29 Kasým mitingiçaðrýsý yapýp iki mücadeleyi bir-leþtirseydi, bu çok daha güçlüve birleþik bir eylemi yaratabilir-di.

Üyelerinin bu hatalý yaklaþýmaolan tepkileri sonucundaTMMOB web sayfasýndan, altsýralara olsa da, 29 Kasýmmitingine çaðrý yaptý. Bir çokTMMOB üyesi eyleme katýlacak.

ÝSTANBUL:

Eðitim-SSenlilerpolis barikatýnýnüzerine yürüdü

22 Kasým'da Ýstanbul'dasözde Öðretmenler Günü'nekarþý eðitim emekçilerininsorunlarýný dile getiren, krizeve zamlara karþý militan bireylem gerçekleþti.

Saat 13.00'te TünelMeydaný'nda toplanan Eðitim-Sen üyeleri buradan TaksimMeydaný'na doðru yürüyüþegeçti. DSÝP üyeleri ve KüreselBAK aktivistleri de eylemedestek verdi.

"Al al al çal çal çal hükümetzammýný al baþýna çal","Savaþa deðil eðitime bütçe","Savaþ bütçesi istemiyoruz"sloganlarýyla yürüyen Eðitim-Sen kortejinin önü GalatasarayMeydaný'nda polis barikatýylakesildi. Polisin ‘yürütmeyiz’tavrýna karþý megafonla"Taksim'e yürüyoruz" çaðrýsýyapýlýrken kitle "emekçiyedeðil çetelere barikat" slo-ganýný attý. Kol kola girerekpolisin üzerine iki kezyürüyen eðitim emekçilerininkararlýlýðý sonucu polisbarikatý kaldýrýldý. Bu durumuzun süre sonra ilk kezgerçekleþiyordu.

Ýstiklal Caddesi'nde yüzlerceinsanýn alkýþ ve desteðiyleyürüyen eðitim emekçileriTaksim Meydaný'na çýktý.Burada Eðitim-Sen BaþkanýZübeyde Kýlýç ve KESKBaþkaný birer konuþma yaptý.Hükümeti yüzde 1'lik azýnlýðýdeðil 70 milyonu dinlemeyeçaðýran KESK'liler 29Kasým'da krize karþý çalýþan-larýn tepkisinin Ankara sokak-larýný kaplayacaðýný vurguladý.

ANKARA:24 Kasým öðretmenler

gününde eðitim emekçileriMilli Eðitim Bakanlýðý'nayürüdü. "Sadaka deðil toplusözleþme", "savaþa deðileðitime bütçe", "eþit iþe eþitücret" sloganlarýyla Kýzýlaymeydanýndan MEB'e yürüyenEðitim-Sen'liler IMF'ye ayrýlanbütçenin eðitime ayrýlmasýnýve memur zamlarýnýn arttýrýl-masýný talep ettiler. Eylemekatýlan KESK Genel BaþkanýSami Evren 1980 darbesininürünü olan ve kutlamalarlageçen öðretmenler günününEðitim-Sen'in mücadele günüolduðunu söyledi ve 29Kasým'da iþsizliðe, yoksullarave zamlara karþý yapýlacakolan eyleme çaðrý yaptý.Eyleme destek veren DSÝPüyeleri 29 Kasým eylemineçaðrý yapan bildiriler daðýt-týlar.

EðitimemekçileriÖðretmenlerGünü’nüprotesto etti

Baykal: “Çarþaflý üyeleri araþtýrdým”

Buna ikiyüzlülük denir

9 Kasým'da Ankara'da gerçek-leþen Alevi yürüyüþü ayrým-cýlýða uðrayan milyonlarcaAlevi'nin sorunlarýný gündemetaþýdý. Sol partiler Alevileridestekledi, mitinge övgüleryaðdýrdý. Ancak miting ezilenAlevilerin bir baþka ezilene karþýdevlet yanlýsý tutumuna sahneoldu.

CHP milletvekilleri kürsüderahatça yer alýrken DTP mil-letvekilleri küfür ve hakaretlerlesahneden indirildi. Mitingeövgüler yaðdýranlar, açýkça

devletten yana olan bu tutumaseslerini çýkarmadý.

DTP Genel Baþkaný AhmetTürk "Biz, Aleviler beðensin yada beðenmesin diye diyalogkurmadýk. Arkadaþlarýmýzorada inançlarýn özgürleþmesinedestek vermek adýnabulundular" diyerek tepkisinidile getirdi. Mitingin tertipçisiAlevi-Bektaþi Federasyonu iseplatformu çökme tehlikesi sebe-biyle boþalttýklarýný açýkladý!

Aleviler bu topraklarda ayrým-cýlýða uðradý, uðruyor. Týpký

Kürtler gibi. Ancak Kürtlerekarþý milliyetçi tutum Aleviörgütlerini ezilen konumundan

çýkarýyor ezen konumunasokuyor. Oysa ezilenler özgür-lük için birleþmelidir.

Aleviler ve devlet

TMMOB'dan krize karþý eylem

Page 3: Sosyalist İşçi 342

sayý: 342 sosyalist iþçi 3

Doðan TARKAN

Hýzla içine girdiðimiz krizinnedenleri üzerine çok þeysöyleniyor. Kapitalistler veonlarýn sözcüleri krizin esasolarak bir mali kriz olduðunusöylüyorlar, ama bu aradageliþmiþ kapitalist dünyanýnhemen hemen bütünündesanayide de aðýr sorunlaryaþanýyor.

En son olarak dünyanýn enbüyük bankalarýndan CitigroupABD hükümeti tarafýndan kur-tarýlýyor ve bu banka için þimdi-lik verilen para 20 milyar dolar.Öte yandan kurtarma operas-yonundan önce hisseleri yüzde60 deðer kaybeden bankanýnhisseleri operasyondan sonrada artmadý.

Bu arada bankanýn 306 milyardolar “sorunlu” alacaðý olduðuhesaplanýyor ve ABD yönetimiileride bu kadar daha para bul-mak zorunda. Bu, ABD’ninbanka kurtarmak için ayýrdýðýparanýn hemen hemen yarýsý.Banka yöneticileri ise derhal 50milyar dolar daha bulunmasýgerektiðini söylüyor.

Ekonomik durgunlukher tarafý sardý

Sanayi de çok sayýda iþçiiþlerini daha þimdiden kaybe-derken bu sürecin 2009 yýlýndadaha da artacaðý söyleniyor.

Ýþsizlik Amerika’da roket gibifýrlarken Ýngiltere’de son birhaftada 80 bin iþçi iþlerini kay-betti.

Türkiye’de ise sadece Aðutosayýnda 207 bin kiþi iþsizlerordusuna katýldý.

Sermaye sýnýfýnýn sözcü-lerinden Ýngiliz Financial Timesgazetesi Kuzey Amerika ve BatýAvrupa’da, yani geliþmiþ kapi-

talist dünyada sanayide kâr-larýn yüzde 40 oranýnda düþe-bileceðini söylüyor. Bu öngörügerçekleþirse kriz geliþmiþ kapi-talist dünyaya çok daha sert birbiçimde çarpacak demektir.

Sanayide kâr oranlarý 1970’ler-den beri düþmekte. Sermayesýnýfý bu düþüþe bir çözümbulamýyor ve bulamadýðý gibineden kârlarýn düþtüðünü debilmiyor.

Yeni liberalizm1970’lerin sonunda kâr oran-

larýnýn düþüþüne karþý yeni li-beralizm uygulanmaya baþ-landý. 1980’lerin baþýndaÝngiltere’de Thatcher,Amerika’da Reagan yönetimleriyeni liberalizmi en ileri boyut-larýna kadar uyguladýlar.

Ýþçi sýnýfýna saldýrýldý.Sendikalar geriletildi. Sermayesýnýfýnýn önceden hazýrlandýðýgrevlerde iþçiler aðýr yenilgilereuðratýldý.

Zenginler için vergilerdüþürüldü, yoksullardan dahaçok vergi toplanmaya baþlandý.Böylelikle vergiler sermayesýnýfý için kâra dönüþtürüldü.

Bu önlemlere raðmen ser-

mayenin kârlarý 1960’lardakidüzeyine ulaþmadý.

Ardýndan yeni liberalizmindevlet ekonomiden elini çekme-lidir anlayýþý çerçevesindekamu hizmetleri özelleþtiril-meye baþlandý. Milli Piyango-dan, polise, hapishanelerdendemiryollarýna kadar tüm kârlýkamu hizmetleri özel sektöredevredildi. Ama kârlar gene1960’larýn düzeyine çýkmadý.

Bütün bu önlemlerin sonucun-da iþçi ve emekçilerin gelirdüzeylerindeki düþüþ tüketiminde düþmesine neden oldu veyeni bir önlem olarak faiz oran-larý düþürüldü. Düþük faizlikredilerle sýradan insanlarýnkonut almasý özendirildi. Bu dayetmeyince herkese kredi kartýverilerek borçlandýrýldý v etüketim arttýrýlmaya çalýþýldý.Ama asýl amaç gene kârlarýnarttýrýlmasýydý.

Bu arada bankalar verdiklerikredileri baþka bankalara, onlarda baþka bankalara sattý.Sonunda büyük bir kredibalonu oluþtu.

Þimdi bu kredi balonu patladýve en büyük bankalar iflas edi-yorlar.

Ancak kapitalist ekonomininasýl sorunu hala kârlar. Kârlarartmadýðý sürece kapitalist sýnýfçaresiz.

Kârlar artmayýnca yatýrýmyok. Ýþsizlik artacak. Tüketim,yani pazar daralacak. Kârlar bunedenle daha da düþecek.

Yeni yatýrýmýn olmamasý reka-beti ortadan kaldýracak. Verekabet ve birikim olmadankapitalizm yaþayamaz.

Yeni-lliberalizm ölüyorÝçinde yaþadýðýmýz günlerde

devletlerin piyasalara devasaboyutlu kamulaþtýrma ham-leleriyle müdahale etmesi yeniliberalizmin ölmekte olduðunugösteriyor. 30 yýldýr emekçilereanlatýlan “devletin ekonomiyemüdahale etmemesi gerekir”palavrasý artýk bütün çýplaklýðýile ortada.

Ve bu arada krize karþý her-yerde ilk kýpýrdanýþlar yaþaný-yor. Ýþçiler yürüyor, fabrika-larýný iþgal ediyor. Haklarýnýsavunmak için savaþýyor.

Ýtalya’da 500 bin öðrencisokaða çýkarken Ýngiltere,Yunanistan ve Almanya’da daöðrenciler ayakta. Üniversiteleriþgal ediliyor, yürüyüþleryapýlýyor.

Türkiye’de de emekçiler silke-leniyor, ayaða kalkýyor. KESKve DÝSK’in 29 Kasým eylemi birilk adým olacak. Ýkinci adým 25Aralýk’ta, genel direniþte gele-cek.

2009 yýlý krizin derinleþtiði veTürkiye’de ve dünyada isedireniþin sertleþtiði bir dönemolacak.

NOT: Bu yazý yazýldýðý sýradaCity Grup için ayrýlan para 20milyar dolardý, ancak gazetemizbaskýya girereken bu rakam 300milyar dolara çýkartýldý.

Onlarýn kârý düþüyor ve krizdeler

Faturayýödemeyeceðiz Patronlar istedi,

hükümet hazýrladý

Kemer sýkmapaketi geliyor

Baþbakan, IMF ile yaptýklarýgörüþmelere paralel olarakkrize karþý yeni bir ekonommikpaket hazýrladýklarýný açýkladý.IMF ile üzerinde anlaþýlanpaket iþten çýkarýlan iþçilerin,düþük gelirle yaþamayaçalýþan yoksullarýnihtiyaçlarýný esas almýyor.Zaten kâârlarýna kâr katanpatronlar kurtarýlýyor. Ýþtepakete dair ilk bilgiler:

Banka mevduatlarýnagüvence limiti arttýrýlýyor.

Ýþsizlik sigortasý içinayrýlan Ýþsizlik Fonu patron-lara aktarýlýyor. Bu fondaçalýýþanlarýn ödediði ve iþve-renin verdiði 30 milyarYTL'den fazla para birikmiþti.

Dünya Bankasý'ndan 200milyon dolar yeni kredialýnýyor.

Þirketlere elektrikteindirim geliyor.

10 ayda41 bin iþyeri kapandý

Aðustos'ta207 bin kiþiiþini kaybetti

Türkiye ÝstatistikKurumu'nun (TÜÝK) yayým-ladýðý son veriler, iþsizsayýsýnýn Aðustoss'ta 207 binkiþi daha arttýðýný gösterdi.

Hükümetin 2007'nin sonaylarýnda iþsizliik oranýný 2008ve 2009 için yüzde 9.7 olaraköngörmüþtü. Ancak krizle bir-liktee tahminler yenilendi. Ýþsi-zlik oraný için yeni tahminler2008 için 10.3, 2009 için yüzde10.4 olarak hesaplandý.

Hükümet þimdi de kiracýlarýnhaklarýna göz dikti. Kriz baha-nesiyle kirada oturanlarýn kaza-nýlmýþ haklarý gasp ediliyor.

Meclis Adalet Komisyonu'ndagörüþülen Türk Borçlar KanunuTasarýsý kiracý ve ev sahibi iliþ-kilerini yeniden düzenliyor.Kiracýnýn koruyan tedbirlerkaldýrýlýrken ev sahipleri kol-lanýyor. TBMM AdaletKomisyonu Baþkaný Ahmet Ýyi-maya adil davranýldýðýný vetasarýnýn söylese de yeni yasay-la kiracýlar ev sahipleri tarafýn-dan kolayca evden çýkarýlabile-cek.

Türkiye'de 16 milyon kiþi yani

nüfusun yüzde 22'si kirada otu-ruyor. Ýstanbul'da bu oran 26'yaçýkýyor. Ýstanbul, Ankara veÝzmir'de konutlarýn yüzde40'tan fazlasý kirada. Yeni tasarýev sahibi olmayan ve çalýþan-larýn tamamen aleyhine hüküm-ler içeriyor:

Tasarýya göre "kendisinin,eþinin, altsoyunun, üstsoyununve kanun gereði bakmakla yü-

kümlü olduðu diðer kiþileringereksinimi sebebiyle, kira söz-leþmesini dava yoluyla sona er-direbilecek." Yani "babam, de-

dem, torunum veya evlatlýðýmoturacak" diyen ev sahibikiracýsýný rahatça çýkartabilecek.

Gereksinim ileri sürülerekboþaltýlan konut ve iþyerlerinin,3 yýl süreyle eski kiracýdanbaþkasýna verilemeyeceðine dairdüzenleme yeni tasarýdakorunurken, buna uymayan evsahiplerine verilen 6 aydan 1yýla hapis cezasý ve 3 yýllýk kira

bedeli tutarýnda para cezasýkaldýrýlýyor. Yerine bir yýllýkkira bedelinden az tazminatödenmesi getiriliyor. Böylecekiracýnýn maðdur edilmesiniengelleyen caydýrýcý tedbirlerortadan kaldýrýlýyor.

Yeni tasarý ev sahiplerineyeni sözleþmede kirayý istedik-leri gibi artýrma imkaný tanýyor.

Kiracýlar elektrik ve suborçlarý nedeniyle evlerindenkolayca tahliye edilebilecek.

Yeni düzenlemeyle, evsahiplerine tazminat ödemekleyükümlü olmaksýzýn,sözleþmeyi tek taraflý sonaerdirme hakký tanýnmýþ olacak.

Kiracýlarýn haklarý gasp ediliyor

16 milyonTürkiye’de nüfusun yüzde 22’si

kirada oturuyor

Page 4: Sosyalist İşçi 342

4 sosyalist iþçi sayý: 342

Roni Margulies

GÖRÜÞ

Ýlk önce Trakya gidiyor!"Ýþçi sýnýfýnýn vataný yoktur" diyen, "iþçilerin

vataný topraðýn birkaç karýþ altýdýr" diyen birdüþünce akýmýna dahil olan hareketler, nasýl olurda iþi gücü býrakýp vatan savunmasýný her þeyinönüne koyabilir?

Biliyorum, Türkiye Komünist Partisi önderliðininkollektif bir beyin burkulmasý geçirdiðini düþün-mek çok kolay. Ama hayýr, geçirmiyorlar. Azgýnmilliyetçiliðin Marksizme dahil edilmesi, bizimki-lerin iþi deðil. Zaten böyle bir þeyi uydurabilecekyetenekte olduklarý kuþkulu. Vatan savunmasýnýnönemini, önce "Hatt-ý müdafaa yoktur, sath-ýmüdafaa vardýr" diyen Mustafa Kemal'den, sonrada Stalin'den öðrendiler. Ve iyi öðrenci olduklarýiçin, öðretmenlerini bile aþýp kantarýn topuzunuiyice kaçýrdýlar.

Sovyet Devrimi'nin ardýndan, Stalinist bürokrasiiþçi sýnýfýný iktidardan uzaklaþtýrýp 1930'lar boyuncakendi iktidarýný kurar ve pekiþtirirken, bubürokrasinin çýkarlarý ve ihtiyaçlarý "Marksizm"olarak yazýldý, çizildi, anlatýldý. Ve Amerika'yla rek-abet edebilmek, büyük güç olabilmek için iþçisýnýfýnýn ümüðüne basarken, her egemen sýnýf gibibu bürokrasi de milliyetçiliði, milli gururu, vatansevgisini kullandý. Ýkinci Dünya Savaþý'nda Naziistilasýna karþý Rus halkýný seferber etmek için kul-lanýlan slogan "Faþizme karþý direniþ" deðil, "yurtsavunmasý" oldu. Milliyetçilik, yurtseverlik, vatan,millet ve Sakarya böylece Marksizmi Stalin'denöðrenenlerin kelime hazinesinde yerini aldý.

Bunlarý bana TKP'nin internet gazetesinden birhaber hatýrlattý: "Ýlk önce Trakya gidiyor!"

Neymiþ? "Avrupa Birliði'nin Türkiye halkýndangizlenen 'kaynaþma' stratejisi, öncelikle Trakya'yýAB'ye dahil etme amacý güdüyor. Verilen fonlarlahalk yeni bir kimliðe hazýrlanýrken, Edirne Valiliðitabelasýndan TC ön ekini çýkarma denemeleriyapýlýyor".

Haberin "Edirne, Türkiye Cumhuriyeti'ne baðlýdeðil mi?" baþlýklý bölümünde þunlarý öðreniyoruz:"Trakya'yý 'özerkleþtirme' projesinin 'sýnýr ötesikimlik' kazandýrma ayaðýnda garip etkinliklerdikkat çekiyor. Edirne Valiliði'ne baðlý AB BilgiBürosu 'Avrupalý olmak' baþlýklý çeþitli yarýþma veprogramlarla gençlere seslenirken, bölgedekiilköðretim okullarýna dek 'projecilik' aþýlanýyor...AKP'li bakanlar ise bölgedeki 'Trak'larýn ilk atalarýve tapýnaklarý' türünden tuhaf araþtýrmalarý finanseediyor. Dikkat çekici bir 'halk yeni kimliðe hazýrmý?' yoklamasý ise Edirne Valiliði'nden geldi...valilik tabelasýndan 'TC' ön eki kaldýrýldý. Halktantepki gelmesi üzerine 'Ýçiþleri Bakanlýðý TCibaresinin kullaným yerleri için yeni çalýþma yapýy-or' diyerek 7 ay direnen AKP bürokratlarý, ancakgeçen Ekim ayý sonunda Edirne Valiliði'ni TürkiyeCumhuriyeti'ne 'baðladý'."

Tanrým! Vatanýmýz ne korkunç bir tehlikeyle karþýkarþýyaymýþ! Allah Stalin'den ve TKP'den razýolsun! Hemen 'sath-ý müdafaa'ya geçmek gerek.

Son dönemde Kürt illerinde artandevlet þiddeti, haklý olarak kafalardaçözüm umudundan giderek uzak-laþýldýðý ve devletin kendi bildiðiyöntemlerle Kürt hareketini bastýr-maya çalýþtýðý yönünde. AbdullahÖcalan'ýn cezaevinde tecritin yanýsýra baský da gördüðü yönündekiaçýklamalarýyla, DTP'liler bir çokþehirde protesto gösterileri düzen-lediler. Devletin bu gösterilere tep-kisi çok sert oldu. Polis tarafýndankolu kýrýlan Kürt çocuklarýndan,kurþunlanarak öldürülen Kürtgencine kadar þiddet dolu görüntülerekranlara yansýdý. Devlet Kürthalkýný rahatlatýcý küçük bir açýklamayerine kalabalýklara acýmasýzcasaldýrdý. Gösterilere katýlan çocuk-larýn ailelerini yeþil kart almaklatehdit eden devletin sopasý yaþlarý 12ile 15 arasýnda deðiþen gösterici Kürtçocuklarý içinde onlarca yýl hapiscezasý istedi. Ayný esnadabaþbakanýn beðenmeyen gitsin söz-leri de kanayan yaraya tuz biberoldu.

AKP'nin milliyetçileriBaþbakandan cesaret alan AKP

Yozgat milletvekili de "hiç düþün-meden hainleri öldürürüm" mealindebir þeyler zýrvaladý. Ama asýl bom-bayý Savunma Bakaný Vecdi Gönülpatlattý, "bu tür düzenlemeler (tehcir,mübadele) olmasaydý uluslaþmasüreci yaþayamazdýk". Bütün busöylem ve geliþmeler, AKP'nin Kürtsorununda devletçi görüþe ayakuydurduðu yönünde deðer-lendirmelere neden oldu. Yerelseçimlere yaklaþýldýðý bir dönemdeAKP'nin DTP'ye bir hamle olarakbaþlattýðý bu saldýrýlar Kürt illerindeters tepti.

Görmezden gelinemeyecekkadar büyük bir sorun

Türkiye'nin temel sorunlarýndanbiri olan Kürt sorunu artýk ulaþtýðýboyutlarýyla ortada býrakýlacak,görmezden gelinecek bir sorunolmaktan çýkalý epeyce oluyor.Devletin zirvesinde zaman zaman busorunu çözmeye dönük adýmlarýnatýldýðý yönünde haberlerle daha sýkkarþýlaþýyoruz. Örneðin son çýkanhaberlerden birinde ölümünden kýsabir süre önce Turgut Özal'ýn sorunuçözmek için federasyon önerisiüzerinde adým atmaya çalýþtýðý.

Bugün Kürt hareketinin ulaþtýðýsiyasi ve kitlesel güç, egemen sýnýfýgiderek zorlayan bir süreç yaþat-masýnýn yaný sýra, sorunun güvenlikgüçlerinin þiddeti ile çözülemeye-ceðinin de kanýtý oldu. Her daimistikrar isteyen sermaye sýnýfý dayavaþ yavaþ siyasi çözüme doðrumeyil etmeye baþladý.

Gül'ün sözleriSon olarak Cumhurbaþkaný

Abdullah Gül'ün Hakkarili siviltoplum örgütlerini köþkte aðýr-ladýðýnda söyledikleri, yöneticisýnýfýn Kürt sorununda þiddetindýþýnda çözüm önerileri arayýþýiçinde olduðunun bir kanýtý. Siviltoplum temsilcileri Kürt sorunuvardýr diyince Gül karþýlýk olarak"Düne kadar adý yoktu. Bugün biz debiliyoruz. Çözülmesi gerekir. Bu daülkenin demokratikleþmesiyle olur.Demokrasi geliþecektir. Buradasöyleyemeyeceðim þeyleri dedüþünüyorum. Hatta sizin de banasöylemek isteyip, söylemediðiniz

þeyleri biliyorum ve size katýlýyorum.Bu sorunun çözümü süreç iþidir. Busorunun çözülmesi için herkesin elin-den gelen çabayý göstermesi gerekir.Diyalogla ve iyi niyetle çözülmesigerekir" dedi.

Bütün ezilenlerin çýkarý birTürkiye'nin bir çok alanda

demokratikleþmesinin önündeki enbüyük sorunlardan biri Kürt sorunu.En temel haklarýn dahi olmayýþýnýnkökeninde yatan bu sorun, batýdaiþçilerin, yoksullarýn, bütün ezilen-lerin de sorunu.

Kürt halkýnýn siyasi çözüm isteyen,barýþ isteyen talebi, Türk cephesindene kadar karþýlýk ve dayanýþmabulursa demokratikleþmeye o kadaryakýnlaþtýracaktýr.

Bu nedenle barýþ isteyenlere düþengörev, bu dönemde Türk milliyetçil-iðine karþý amansýz bir mücadele ver-mektir. Bugün þiddetin daha da art-masý çözümde bir týkanmaya deðil,þiddet politikalarýndaki týkanmayaiþaret ediyor.

Kürt sorununda þiddetpolitikalarý iflas etti

Cumhurbaþkaný Gül, Kürt sorunu hakkýnda konuþmaya devam ediyor

Basýn açýklamasý yaparken gözaltý-na alýnan karakolda ve götürüldüðüMetris Cezaevi'nde aðýr iþkenceyeuðrayarak hayatýný kaybeden EnginÇeber’in davasýna BakýrköyCumhuriyet Savcýlýðý iþkencecileriçin aðýr cezalar istedi.

Jandarma, polis ve cezaevigörevlisi 60 kiþi sanýk yargýlanýyor.Engin Çeber'i dövmekle suçlananpolis ve jandarmalar, zor kullanmayetkisinin aþýlarak kasten yaralamave eziyet ile suçlanýyor.

Tutuklu Metris Cezaevi NöbetçiMüdürü Fuat Karaosmanoðlu ileSelahattin Apaydýn, Nihat Kýzýlkayave Sami Ergazi adlý infaz korumamemuru hakkýnda ise, aðýr-laþtýrýlmýþ iþkenceyle adamöldürmek suçundan aðýrlaþtýrýlmýþmübebbet hapis cezasý istendi.

Engin Çeber'in ölümüyle ilgilisahte belge düzenlemekle suçlanancezaevi doktoru YemlihanSöylemez'in ise 1 yýla kadar hapsiisteniyor.

Ýþkence yapan ya da EnginÇeber'in ölümünde ihmali bulunan60 sanýk için toplam 700 yýl hapiscezasý istenen dava 21 Ocak 2009tarihinde baþlanacak.

Engin Çeber'in katledilmesiiþkence gerçeðini, bir kez daha gün-deme getirdi.

Ýlk bir bakan çýktý Çeber ailesi veyakýnlarýndan özür diledi. Adaletiþleyecek mi? Ya diðer davalarBaran Tursun, Festus Okey, CemÝnci, Soner Çankal? Çeber'i öldüren-lerin hak ettikleri þekilde cezalaralmasý ve iþkencenin bir suçolduðunun kabul ettirilmesiadaletin önünü açabilir.

Engin Çeber davasý

Savcýlýk iþkenceciler için 700 yýl ceza istedi

Page 5: Sosyalist İşçi 342

6

sayý: 342 sosyalist iþçi 5

Gazlarýn milyonda birparçacýk ifadesi “ppm”. Bundan20 yýl evvel eðer 350 ppm’de kar-bon salýnýmýna bir önlem alýn-mazsa sonumuzun pek iyiolmayacaðý söyleniyordu.Atmosferdeki karbondioksitmiktarý 385 ppm dolaylarýnda.Artýk atmosferde yýlda 3,5 ppm’-lik karbon salýnýmý olduðu hesapediliyor.

Karbon salýmýnda sorumluolanlar geliþmiþ ülkeler. ABD,Avrupa Birliði ülkeleri, Japonya,Çin sorumluluk almasý gerekenülkeler. Dünyanýn en yoksulülkelerinin emisyonlardaki payý%1’in altýnda.

Atmosferdeki karbon emisy-

onlarýnýn artmasýnýn en önemlinedeni fosil yakýtlarýn kullanýl-masý. Enerji ihtiyacýnýn (ýsýnmak,televizyon izlemek, yemekpiþirmek, telefonunu þarj etmek)kömürden deðil yenilenebilirenerji kaynaklarýndan karþýlan-masý bu sorunu çözecektir. Böylebir maliyete yetecek kaynaðýnolmadýðýný söyleyen hükümet-lerin yalancý olduðunu biliyoruzçünkü bankalar için bu kaynaðýnyaratýldýðýný gördük. Ayrýca rüz-gar çiftlikleri, güneþ tarlalarý kur-mak binlerce iþçiye istihdamsaðlayacaktýr. Kriz nedeniylehergün binlerce insan iþsizkalýrken böyle bir adým atmakson derece makul.

Ýklimi kurtardünyayý deðiþtir!

Tek çözüm yolu yenilenebilir enerjiBirleþmiþ Millletler'in

iklim deðiþikliðindensorumlu biriminin raporunagöre, hükümetler, sera gazýsalýmlarýný azaltma hede-flerini yerine getirmiyor

BM Raporuna göre 2000-2006 yýllarý arasýnda,sanayileþmiþ 40 ülkeninsalýmlarý, yüzde 2,3 oranýn-da arttý.

En büyük artýþ ise, eskiSovyet Cumhuriyetlerin- deve Kanada'da görüldü.Kanada'nýn sera gazý salým-larý 1990 yýlýndan bu yanayüzde 21,3'e çýktý. OysaKanada'nýn bu oraný yüzde6 düþürmesi gerekiyordu.Doðu Avrupa Bloðunda da2000 yýlýndan bu yana seragazý salýmlarý yüzde 7,4arttý.

Bu durum 6 Aralýk’taPolonya’nýn Poznankentinde 6 Aralýk’tatoplanacak iklim zirvesindesera gazý indirimi konusun-da herhangi bir iyimserliðemeydan verecek derecedevahim. 6,5 milyarý hiçesayan hükümetlere karþýsesimizi yükseltmeliyiz. 6Aralýk’ta dünyanýn tümsokaklarýnda küresel eylemvar!

12:00- BBasýn açýklamasý:Beþiktaþ Meydaný

14:30- AAktivistler ve Kampanya sözcülerinin buluþmasý

Türk Tabipler Birliði (TTB), Petrol-ÝÝþ Sendikasý, DÝSK,Eðitim-SSen 2 nolu þube Yeþiller Partisi, Greenpeace,Çiftçi Sendikalarý Konfederasyonu, Küresel BAK, DoðaDerneði, Açýk Radyo, KEG, Uluslararasý Af Örgütü,Munzur’u Koruma Kurulu, Hasankeyfi Yaþatma Giriþimi,Suyuma Dokunma Kampanyasý, Devrimci SosyalistÝþçi Partisi

16:30- PPolonya/ Poznan eylemleri ile görüntülü canlýbaðlantý

(Ümit Þahin ve Greenpeace’in katkýlarýyla)

16:45- KKüresel Eylem Grubu mitingleri slayt gösterimi

17:00- FFilm gösterimleri

Uyan, Kafayý Ye, Sonra da Aklýný Baþýna Topla/ Leo

Murray

The story of stuff

18:00’den itibaren konserler

Marsis, Beton Orman’dan…King Seroman Regaae DjSet,Sultan Tunç ve Dub Kurtuluþ Bandosu, Iya Waves

Etkinlikler ÇADIR BAR’da! Köyiçi Cad. No:10 Beþiktaþ,iletiþim: 0555 863 16 36

ANKARA, ÝZMÝR, BURSA VE BAÞKA ÝLLERDE BASINAÇIKLAMALARI

www.kureseleylem.org

ARALIK

Hükümetler finansal krize karþýpanik halinde çözüm arayýþlarýn-da. 79 yýl öncesini bir kez dahayaþamak istemeyen hükümetlerbatan bankalarýn kurtarýlmasýiçin planlar yapmakla meþgul.Geçen hafta yüzde 60 deðerkaybeden Citibank için ABDhükümeti kollarý sývadý.

Geçen ay Citibank için 25 mil-yar dolar aktarýlmýþtý,önümüzdeki ay ise 20 milyardolar daha aktarýlacak. Erimekteolan milyonlarca yýllýk buzullarise umurlarýnda bile deðil.Citibank’ýn kendisini toparlamasýiçin öngörülen zamanda, 2013yýlýnda, Arktik Denizi’nde hiçbirbuzulun kalmadýðý bir dünyadayaþamaya çalýþýyor olacaðýz.

Muhtemelen Bangledeþ, GüneyPasifik adalarýnýn ve daha birçokyaþam alanýnýn sular altýndakaldýðý bir dünyada. Sular altýn-da kalma tehlikesi ile karþýkarþýya olan ülkelerden bir taneside Belçika. Belçika hükümetiyatýrýmlarýný küresel ýsýnmayakarþý önlemlerden yana kullan-mak yerine bankalardan yanakullanmayý tercih ediyor. 4,7 mil-yar Euro’yu Fortis’i kurtarmakiçin tereddütsüz harcadý. Oysabundan birkaç ay öncARALIKeAvrupa ülkeleri küresel ýsýnmayakarþý minimum hedeflerdenbahsediyordu. Bu yatýrýmlarbankalar yerine %20 4’lüsü içinyapýlabilirdi. 2020 yýlýna kadar

sera gazý salýnýmlarýný %20oranýnda düþürmek,yenilenebilir enerji kullanýmýný%20 arttýrmak, enerji verimlil-iðinde %20 artýþ saðlamak gibisomut hedeflerin yerini mil-yarlarca dolarlýk, sterlinlik,euroluk kurtarma planlarý aldý.

Kâr deðil insanKüresel ýsýnmaya karþý içinde

bulunduðumuz sistemde geçerliçözümleri saðlayacak olanhükümetler.

Milyarlarca yoksuldan fedakar-lýk yapmasýný bekleyerek bukonuda çözüm arayanlar çokkýsa zamanýmýzýn kaldýðýndan,bu sorunun çözümü içinherkesin vicdanýna seslenmekyerine somut adýmlar atýlmasýnýnþart olduðundan gayet haberdarama petrol ve otomotiv þirket-lerinin memnuniyeti onlar içindaha önemli.

Zaten son gelen zamlar yüzün-den mecburi yapacaðým tasarru-fun, hükümetin kuracaðý rüzgarçiftliklerinden ya da zorunlukýlacaðý bina izolasyonlarýndandaha etkili olmasýný çok isterdim.Berlusconi’nin “vaktimiz var”derken haklý olmasýný daha daçok isterdim. Küresel ýsýnma tal-ihsiz gelecek kuþaklarýn tepesin-deki kara bulut deðil.

Bugün yaþamakta olduðumuzbir gerçek. Bu gerçek bize bugünkurtarýlan bankalarýn, sözü din-

lenen petrol, otomotiv þirket-lerinin de birkaç yýl içerisindesular altýnda kalacaðýný, kuruyupgideceðini, yok olacaðýný söylüy-or.

Vaktimiz yok ve hükümetlerderhal önlem almalý. Onlarýbunu yapmaya zorlayacak tekgüç ise sokaktaki hareket.Bankalarý deðil gezegeni kurtar-malarý gerektiðini söyleyecek,yenilenebilir enerji kullanýmýnýnarttýrýlmasýný, ulaþým poli-tikalarýnýn deðiþtirilmesini,binalarýn yalýtýmlarýnýn saðlan-masýný vb. talep edecek olan biz-leriz. Bunu yaparken, yaniyaþamýmýzý kolaylaþtýracak, canlýyaþamýný kurtaracak bu adým-larýn atýlmasý için hükümetlerebaský kurarken, asýl çözümünbaþka bir dünyayý kurmaktangeçtiðini de haykýrmak gerekir.Kâr için deðil canlýlar için çözümüretmek mümkün.

Dünyanýn en büyük þirket-lerinin büyük çoðunluðunu oto-motiv ve petrol þirketleri oluþtu-ruyor. Bu þirketler kârlarýndanvazgeçmeyi istemeyeceklerdir.Yenilenebilir enerjiye mesafe-lidirler. Þirketlerin, sermayenin,kârlarýn selametini düþünen birsistem aþýrý karbon salmayadevam edecektir.

Meltem Oral

Neden6 Aralýk?

6 ARALIK ÝKLÝM ZÝRVESÝÝSTANBUL PROGRAMI

Page 6: Sosyalist İşçi 342

6 sosyalist iþçi sayý: 342

AntikapitalistKapitalist krize alter

3 Kasým 2002 yýlýnda yapýlan veAKP’yi hükümete taþýyan seçim-lerde sol önemli bir olanaðýkaçýrdý.

Uzun süreli koalisyonhükümetleri, yüksek enflasyon,kriz ve DSP, MHP, ANAPhükümetinin bunaltýcý baskýhavasýnýn ardýndan toplum ogünlerde deðiþim istiyordu. Nevar ki sol bu deðiþim isteðineyanýt veremedi.

O seçimler için kurulan Emek,Barýþ ve Özgürlük Bloðu solunen önemli gücü ÖDP’yi ve sosyaldemokratlarý dýþarda býrakmýþtý.

DEHAP ile iki küçük sol par-tinin çatýsýný oluþturduðu bublok ne Kürt hareketine ne desola bir yarar saðlamadý. Tamtersine deðiþim isteði AKP’yekanalize olurken solun ve Kürthareketinin oylarý düþtü.

Seçim kampanyasý boyuncaDSÝP ve Sosyalist Ýþçi gazetesisavaþa karþý bir kampanya hazýr-lýðý yaptý ve seçimlerden hemensonra Savaþa Hayýr PlatformuTürkiye’de ilk savaþ karþýtý gös-terinin çaðýrýsýný yaptý.

Savaþa karþý hareket daha sonraevrilerek Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu’nuna dönüþürkenTürkiye’de yeni bir sol þekillen-meye baþladý.

AKP’ye karþý halkýn deðiþimisteðine yanýt verebilecek biralternatif siyasi örgüt ne yazýk kidaha sonra da oluþmadý.

Ancak, 22 Temmuz 2007 seçim-lerinde Ýstanbul’un iki bölgesin-deki adaylar yeni bir geliþmeyibaþlattý. Ýstanbul 1. Bölge’deUfuk Uras, 2. Bölge’de ise BaskýnOran için hareketin ortayaçýkardýðý aktivistlerin yoðunçalýþmasýna dayanan kampan-yalar yaptýlar.

80 bin oy alan Ufuk Urasseçilirken 33 bin oy alan BaskýnOran seçilemedi, ama bu ikibaðýmsýz sol aday 2007 seçimle-rine damgalarýný výrdu.

2007 seçimlerinin bu iki baðým-sýz adayýnýn kampanyasýönümüzdeki dönemde AKP’yekarþý nasýl bir alternatif oluþtu-

rulmasý gerektiðini gösteriyor.Aktivizme dayalý, emekçilere

hitap eden, yeni liberalizme,ýrkçýlýða ve milliyetçiliðe, dar-belere, homofobiye, cinsiyetçi-liðe ve savaþa karþý bir siyasalodak herþeyden önce hareketingenelleþmesine, geliþip güçlen-mesine yardýmcý olur.

Eðer hareketin yeni aktivistleriile solu birleþtiren bir kitlesel solpartiye sahip olabilseydik ve buparti masa baþýnda deðil desokakta, mücadele içinde, aþaðý-dan yukarýya kurulsaydý,örneðin Yörsan direniþi dahagüçlü olurdu. DESA direniþidaha yaygýn duyurulurdu, güçkazanýrdý.

Tuzla’da yaþanan cinayetlerserisine karþý daha tutarlý, dahasonuç alýcý bir direniþ hattýörülürdü. Tuzla iþçisi daha güçlüolurdu.

Ama asýl önemlisi bütün bugrevler ve direniþler arasýndadaha güçlü bir bað kurulur,bütün mücadeleler birleþtirilirdi.

Ayný þekilde kitlesel bir solparti, bir antikapitaist alternatifolsaydý 21 Haziran darbe karþý

yürüyüþ 10 bin kiþiyle kalmazyüz bine çýkardý. Arka arkayaülkenin her yerinde gösterilerdüzenlenirdi.

Ergenekon davasýna çok dahagüçlü bir biçimde müdahaleedilir, davanýn daha da derin-leþtirilmesi için baský yapýlýrdý.

Darbe giriþimlerine karþýçýkýlýrken savaþa karþý, Türkaskerlerinin Kýbrýs’a, Lübnan’a,Afganistan’a gönderilmesinekarþý daha güçlü bir sesçýkarýlýrdý.

Irkçýlýða ve milliyetçiliðe karþýmücadele çok daha güçlü olur-du. 301 davalarýna karþý gerçekbir muhlafet sergilenebilirdi.

Kürt sorununda barýþa ulaþýl-masý için çok güçlü bir ses olur-du. Kürt hareketi saðlam ve ken-disine yardýmcý olacak bir mütte-fik bulurdu. Kürt ve Türkemekçilerinin mücadeleleri bir-leþirdi.

Krize karþý ise emekçilerindireniþini birleþtirecek, küçük,sembolik eylemlerle deðil, kitle-sel eylemlerle zamlara, iþtençýkarmalara, eðitimin ve saðlýðýnözelleþtirilmesine karþý mücadele

olanaðý ortaya çýkardý.Kýsacasý, sokakta, mücadele

içinde, emekçilerin her günkümücadelesi içinde piþen, oluþanbir siyasi parti, antikapitalist biralternatif olarak deðiþim isteyenhalkýn desteðini kazanýrdý. Ýþte ovakit AKP gerçek alternatifi ilekarþý karþýya gelirdi.

Böyle bir sol pari bütünüyle varolan siyasi partilerden vegrupçuklardan faklý olmalý. Birkaç on kiþiyle yapýlan, ama sankidevasa bir eylem gibi anlatýl-maya çalýþýlan eylemler dönemisona ermeli.

Hareket bugün çok sayýdagence ve kadýna sahiptir. Yenihareketin belirgin özellikleridirbunlar.

Daha çok orta yaþlý ve erkekolan eski sola karþý yenihareketin bu belirgin özelliðimutlaka öne çýkarýlmalýdýr.Hareketin sözcülerinin genç vekadýn olmasý, bir kota konmasýnagerek olmadan kadýnlarýnhareketin liderliðinde büyükpaya sahip olmasý antikapitalistbir sol parti için vaz geçilmez biröneme sahiptir.

Kapitalizmin krizine, savaþa, darbelere, ýrkçýlýða ve mil-liyetçiliðe, yeni liberalizme, cinsiyetçiliðe ve homofobiyekarþý devrimci, antikapitalist gazeteBölgenizde bulamýyorsanýz bize arayýn.Ýsterseniz posta ile adresinize yollayabiliriz, istersenizinternet üzerinden gazeteyi size pdf formatýnda

yollayabiliriz. Ýsterseniz siz de bize dayanýþma içindestek olabilirsiniz.

Ýliþki için: 0536 335 10 19 [email protected]

Hareket bugün çoksayýda gence ve kadýnasahiptir. Yeni hareketin

belirgin özellikleriidirbunlar.

Daha çok orta yaþlý veerkek olan eski sola

karþý yeni hareketin bubbelirgin özelliði

mutlaka öneçýkarýlmalýdýr.

sosyalist iscisosyalist isci

sosyalist isci - antikapitalist

Page 7: Sosyalist İşçi 342

sayý: 342 sosyalist iþçi 7

solpartiÝþçilerin ayaklanmasý savaþý bitirdi

1918 Kasým ayýnda Almanya!da gerçekleþen devrimin yenildiðidüþünülür. Oysa o devrim o güne kadar insanlýðýn bildiði enbüyük ve en kanlý savaþý, Birinci Dünya Savaþý’ný bitirdi.

Ayrýca büyük reformlar kazanýldý. Ýþçi hareketi yarým yüzyýldýrbu reformlarý kazanamýyordu. Kadýnlara oy hakký, toplusözleþme hakký ve 8 saatlik iþ günü hep 1918 kasým devrimi’ninkazanýmlarýdýr.

Devrim Kiel ve Wilhelmshafen limanlarýndaki savaþ gemi-lerindeki gemicilerin ayaklanmasý ile baþladý.

Yeni hükümetin barýþ görüþmelerine baþlama kararý aldýðýnýdüþündükleri bir sýrada ayaklanan 80 bin gemiciye Skageraggbir “manevra” için gitmeleri söylendi. Gemiciler aslýnda savaþagönderildiklerini biliyorlardý.

1914 Aðustos ayýnda savaþ baþladýðýnda halkýn çoðuhükümetin yalanlarýna inanmýþtý. Ýnsanlar zaferin kendilerine

daha iyi bir yaþamgetirecðini düþünüyor-du. Ama artýk bu hay-aller yýkýlmýþtý.

Alman iþçi sýnýfýnýnyýðýnsal partisi sosyaldemokrat SPD savaþýdesteklemiþti. Savaþasadece RosaLüksemburg ve KarlLiebknecht’in etrafýndatoplanmýþ olan veSPD’den ayrýlmýþ birküçük grup devrimcikarþý koyuyordu.

halkýn içinde savaþadönük hayallerin sön-mesi ordu içinde asker-lerin subaylarýna nefre-tine dönüþüyordu.Milyonlarca Almanaskeri ölmüþ veyayaralanmýþtý.

1917 Aðustos ayondadonanma içindeki ilk ayaklanma bastýrýlmýþtý. Ayaklanmanýnliderlerinden ikisi idam edilmiþ, gerisi hapsedilmiþti.

Bu ilk ayaklanmadan yaklaþýk bir yýl sonra askerler yenilgidenöðrendiklerini kanýtladýlar. Ayaklanma baþlayýnca subaylar 300askeri tutukladýlar.

Bunun üzerine askerler arasýndakþid evrimci sosyalistler gemi-leri terk ederek kýyýdaki iþçilere gittiler. Kendilerine sözcülerseçtiler ve kasým ayýnda gemiciler ve iþçiler birlikte bir gösteriyaptýlar.

Bu, silahlý bir kitle gösterisi oldu. 10.000 asker ve iþçi Kiel ken-tinin sokaklarýnda yürüdü ve tutuklu yoldaþlarýnýn serbestbýrakýlmasýný istedi.

Bu bir dönüm noktasýydý ve geri dönüþ yoktu. Silahlý yürüyüþayaklanmaya dönüþtü. Hapishaneleri bastýlar ve tutuklu 300askeri serbest býraktýlar.

Ertesi gün askerler bir kitle gösterisi yaparak kararlar almasý veyapýlacaklarý koordine etmesi için bir asker konseyi seçtiler. Oakþam asker konseyine 40.000 gemici baðlandý.

5 Kasým günü bir grev Kiel þehrinde fabrikalarý ve limanýsarstý. Gemilere ve limana kýzýl bayrak çekildi. sadece König(Kral) adlý gemi subaylarýn kontrolündeydi. Kýsa bir çatýþmadansonra subaylarýn gemisi de ele geçirildi.

Kiel ayaklanmasýndan iki gün sonra Hamburg, Cuxhafen,Wilhelmshafen ve Rostock limanlarýnda da gemiciler ayaklandý.

9 Kasým’da ayaklanma Berlin’e kadar uzandý. Denizciler heryerde en öndeyidler ve iþçiþlere ve diðer askerlere giderek ayak-lanmaya katýlamlarýný istiyorlardý.

Bu kendiliðinden bir ayaklanmaydý ama gene de ayaklan-manýn arkasýndaki fikirler Karl Liebknecht ve arkadaþlarýtarafýndan yaygýnlaþtýrýlmýþtý.

1 Mayýs 1916’da Liebknecht ve Spartaküs Birliði Berlin’de ilksavaþ karþýtý gösteriyi düzenlemiþlerdi. Bunun üzerineLiebknecht bir milletvekili olmasýna raðmen tutuklandý.Tutuklanýrken “kahrolsun savaþ” diye baðýrýyordu. Liebknecht1915’de fabrikalarda ve iþçi çevrelerinde yaygýnca daðýtýlan birsavaþ karþýtý bildiri yazmýþtý.

Liebknecht bildirisinde uluslararasý iþçi sýnýfýnýný asýl düþ-manýnýn kendi evinde olduðunu yazýyordu. “Alman halkýnýndüþmaný Alman emperyalizmi”ydi.

Emperyalizme karþý mücadele ederken sýnýf savaþý ve enter-nasyonalizm çok önemli. Savaþa karþý 1918 ayaklanmasýnýn der-sleri bugün hala çok önemli.

Volkhard Mosler Almanya’da yayýnlanan Marx21 adlý devrimcisosyalist derginin yazarlarýndandýr. www.marx21.de

Alman DevrimiVolkard Moslerrnatif

Almanya’da parlamentoya 54milletvekili seçtirerek giren veHristiyan Demokrat Parti ileSosyal Demokrat Parti’yikoalisyon kurmaya mecburbýrakan Sol Parti iki siyasigücün birleþmesindenoluþuyor.

SDP ile Yeþiller’in koalisyoniktidarý sýrasýnda uygulamayaçalýþtýklarý kesintiler programý-na karþý baþlayan direniþhareketi Batý Almanya’daWAHL Alternatif olarakörgütlenmeye baþladý.

WAHL Alternatif kýsa süre

sonra katýldýðý seçimlerdeyüzde 3 ila 4 arasýnda oyalmaya baþladý. Almanya’daseçilebilmek için yüzde 5’lükbir baraj var.

WAHL Alternatif daha sonraDoðu Almanya’nýn yýkýlmasýn-dan sonra Doðu Almanya’daoluþan PDS ile birleþti.

PDS Doðu Almanya’da koal-isyonlarla birçok eyaletin yöne-timindeydi.

WAHL Alternatif’in PDS ilebirleþmesi son genel seçimlerdeSol Parti’nin yüzde 5 barajýnýkolaylýkla geçmesini saðladý.

Fransa’da sol gelenekselolarak güçlüdür. Ancak son yýl-larda sol içindeki dengedeðiþmeye baþladý.

Oy oranlarý yüzde 20’lerekadar çýkabilen FransýzKomünist Partisi sürekli güçkaybederken Troçkist Sol güçkazanmaktaydý.

Son Cumhurbaþkanlýðý seçim-lerinde antikapitalist hareketinen önemli sol örgütü olanDevrimci Komünist Birlik’in(LCR) adayý KomünistPartisi’nden ve Fransa’nonoldukça sekter diðer troçkistörgütlenmesi Sýnýf

Mücadelesi’nden (LO) daha çokoy aldý.

Bu seçimlerden sonra LCRiçinde baþlayan demokratiktartýþma sürecinin sonucundaYeni Antikapitalist Parti’ninkurulmasýna karar verildi.

Yeni Antikapitalist Partikurulduðunda LCR kendi var-lýðýna son verecek.

Yeni Antikapitalist Parti’ninFransa solunda önemli birsýçrama olacaðý açýk.

Partinini lideri büyük olasýlýk-la LCR’ýn Cumhurnaþkanýadayý da olan posta iþçisiBesencon olacak.

Ýngiltere’de Ýþçi Partili mil-letvekili George Galloway’insavaþ nedeniyle partisindenayrýlmasý ve savaþ karþýtýhareket içinde yer alan baþtaSWP adlý Ýngiliz devrimcisosyalist örgütü ile küçük solörgütlerin Ýngiltere’de yaþayanMüslümanlarýn örgütleri ilesiyasal bir zeminde bir arayagelmesinden doðan Respectadlý seçim ittifaký örgütlenmesioldukça baþarýlý sonuçlar aldý.

En büyük baþarýsý GeorgeGalloway’i seçtirmekti.

Ne var ki Respect içinde mil-letvekili Geýrge Galloway’inbaþýný çektiði bir eðilim Respect

içinde sað bir politik ortamyaratmaya baþladýlar. Bazýküçük sekter sol örgütler deGalloway’i destetekleyince ogüne kadar oldukça baþarýlýolan Respect son yerel seçimler-den önce bölündü.

Galloway ve kendisiniizeleyenler yerel seçimlerdenaðýr bir yenilgi ile çýkarkendevrimci sosyalistlerin deiçinde yer aldýðý Sol Alternatifeski ölçüde olmasa da dahabaþarýlý oldu.

Þimdi Sol Alternatif yenidnenörgütlenmeye çalýþýyor.

Almanya: Sol Parti

Ýngiltere: Sol Alternatif

Fransa: Antikapitalist Parti

Sol Parti’nin lideri Lafontain

Olivier Besancenot

Respect sözcüsü Selma Yakup

Page 8: Sosyalist İşçi 342

8 sosyalist iþçi sayý: 342

sosyalist isci

DSiP’eüye ol!

Darbeye karþýysan,Kürt sorununda

demokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek istiy-orsaan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan

sosyalist isciSosyalist Ýþçi her hafta savaþa, darbelere, ýrkçýlýða ve milliyetçiliðe,yeni liberralizme, cinsiyetçiliðe ve homofobiye karþý devrimci,antikapitalist bir yayýn yapýyoor. Ona omuz verebilirsiniz.Abone olun, daðýtýmcýlarýmýz size her hafta gazetenizii iletsinler ya daposta ile yollayalým. 5 sayý 5 YTL.

i n t e r n e tbarisarock.org

kureselbarisveadalet.org

kureseleylem.org

durde.org

mahalledenmeclise.org

hranticinadaleticin.com

tuzladaolumlereson.blogspot.com

70milyonadim.org

dtpkapatilamaz.blogspot.com

Hangi üçüncü cephe?Sol bir üçüncü seçenek kurabilecek mi? Çok uzun bir

süredir, her önemli politik tartýþmada, toplumsal kutu-plaþmada sol üçüncü bir cephe ilan ediyor. Kürt soru-nunda, türban sorununda, darbe tartýþmalarýnda,Ergenekon sürecinde, solun en net olduðu konu,üçüncü bir cephenin kurulmasý gerektiði konusu.

Üçüncü cephe, mücadele eden iki cephe varsayýmýüzerinden ilerleyen bir öneri. Mücadele eden güçlertarif edildiðinde solun nasýl bir cephe kurmak istediðide ortaya çýkýyor. Bir yanda devlet, silahlý silahsýzbürokrasi, laikler. Diðer yanda þeriatçýlar!

Önceliði iþçi sýnýfýnýn çýkarlarý ve emekçilerin herdüzeyde birliðini saðlamak için önerilecek devrimcipolitikalara deðil de üçüncü cepheye verenler, sahicitüm politik tartýþmalara teðet geçmek zorunda kalýyor.Üçüncü cephe taktiði, bir anda temiz politika yapmataktiðine dönüþü- yor. Hatta politikasýzlýk, demokrasive özgürlükler alanýnda yaþanan olumsuz geliþmeleresessiz kalmak biçimini alýyor.

Baþörtülü kadýn öðrenciler okul kapýsýnda rektör-lüðün zorlamasýyla utulduðunda, üçüncü cephe bir iþeyaramýyor. Anayasa Mahkemesi iþi olmayan bir alanaCHP'nin zorlamasýyla müdahale ettiðinde ve meclisinezici çoðunluðuyla geçen bir yasayý iptal ettiðindeüçüncü cephecilik derin bir sessizlik biçimini alýyor.

Þeriata karþý darbe giriþimleri, Ergenekon adý verilenderin devler soruþturmasýnda ise üçüncü cephecilersürekli tetikte duruyor. Toplumsal kutuplaþma derin-leþtiðinde ya da politik çatýþma Ergenekon davasý gibien somut biçimleri aldýðýnda üçüncü cephecilik, bircephenin arkasýnda hizaya girmek ve her zaman daayný cephenin arkasýnda dizilmek anlamýna geliyor. Bu,sýnýf mücadelesinin kaçýnýlmaz sonucu.

Sosyalistler, bir cephe kuracaklarsa, bu her þeydenönce, doðru ve devrimci politikalardan yola çýkýlarakinþa edilebilir, temiz kalma kaygýsýyla deðil. Özgürlük-leri en sýnýrsýz biçimiyle sosyalistler savunabilir, bu yüz-den okul kapýsýnda aþaðýlanarak baskýya maruz kalanbaþörtülü öðrencilerle birlikte direniþi örgütlemek içinmücadele eder.

Darbe ihtimallerine, ordunun siyasal alana müdahale-sine ilk önce sosyalistler karþý çýkar. Birileri "Ne MutluTürk'üm demeyenleri" düþman ilan ettiðinde, bunuönce sosyalistler üzerine alýnýr. Derin devlet çetecileritutuklandýðýnda, önce sosyalistler ortaya çýkar vesonuna kadar gidilmesini talep eder. Mesele, hangicepheyi kurduðumuz deðil, iþçi sýnýfýnýn birliðini saðla-mak için devrimci politikalar etrafýnda, demokratik alanüzerindeki baskýlarý püskürtmek için toplumun geniþkesimlerini harekete geçirebilecek özgürlük taleplerietrafýnda harekete geçme kararlýlýðý gösterip göstere-meyeceðimizdir.

Bir kez daha, solun, politikalardan deðil de hem AKPhakkýndaki yanlýþ fikirlerinden hem de kendi sayýsalgücünün cýlýzlýðýndan yola çýkarak ürettiði üçüncücephe illüzyonuna prim verilemez. Kürt halkýnýn koþul-suz bir biçimde yanýnda mýsýnýz? Bir anket yapýlsa vesola Kürt hareketine önerdiði koþullarýn neler olduðusorulsa, verilen yanýtlar alt alta yazýlsa sayfalar yetmez.Bu durumda cephe nasýl bir cephe halini alýyor, söyle-mek bile gereksiz. Okullarda "laik" eðitimi korumakiçin baþörtülü öðrencilerin karþýsýnda, üçüncü bir cephekurma çabalarý, nedense her seferinde rektörlerincephesine yanaþmayla sonuçlanýyor.

Veli Küçük göz altýna alýndýðýnda, birden "Yiyin bir-birinizi" manþetleri türüyor. Üçüncü cephe, gereksiz birkuruntudur. Tek bir adayýn, arkasýnda bir grup aydýn,birkaç örgütlü gücün desteðiyle, birkaç haftalýk kampa-nya sonucunda 31 bin kiþinin oyunu aldýðý milletvekil-leri seçiminde sorun üçüncü cephe kurma sorunu deðil-di. Ama doðru fikirlerle yürütülen politik bir kampanyaolarak, laik þeriatçý bölünmesi yerine gerçek ekonomikve politik sorunlara verilen net yanýtlar ezilenlerin solcephesi açýsýndan çok önemli bir sýçrama noktasý oldu.

www.dsip.org www.sosyalistisci.org

Þenol Karakaþ

Yerel seçimler yaklaþtýkça, sol örgütlerde seçim için daha hýzlý adým atmaya,daha sýk birlik görüþmeleri yapmayabaþladý. Bu toplantýlarda belirginleþ-meye baþlayan politika, AKP karþýtlýðý.

Yerel seçimler, neredeyse, bir referan-dum olarak görülüyor, AKP'nin masayayatýrýlacaðý bir referandum. Tüm solgüçler, yerel seçimlerde, AKP'ye karþýgüç birliðine davet ediliyor.

Davetin içeriði AKP karþýtlýðý oluncada bütün izler birbirine karýþýyor.

Seçimlerde nasýl bir birlik?Yerel seçimlerde solda birlik duygusu,

kuþkusuz olumlu bir duygu. Amasadece bir duygu. Baþka hiçbir olumlu-luðu olmayan, politik olarak doðrutemellere, dünyada ve Türkiye'deyaþanan kitlesel kutuplaþmalarayaslanýp burada taraf olmaya çalýþ-mayan boþ bir birlik duygusu bu.

Darbeye karþý bir birlik mi? Hayýr!Kürt halkýnýn koþulsuz bir þekilde

yanýnda olanlarýn birliði mi? Hayýr!Ergenekon davasýný derin devlete

karþý çok önemli bir adým olarak gören-lerin birliði mi? Bu soruya da verilecekcevap ayný: Hayýr!

Ýþçi sýnýfýnýn her düzeyde birliðinisavunanlarýn birliði mi? Bu soru enilginç soru, zira daha geçen Cumartesigünü Eðitim-Sen'in düzenlediðieylemde, bir dizi sol örgüt yoktu.Katýlmadýlar. Ya kendi eylemlerini yada politik olarak daha rahat hazmettik-leri baþka bir meslek kurumununeylemini düzenlemek ve desteklemeklemeþguldüler.

Birlik olsun diye birlik yapmanýnyarardan çok zararý olduðunu tümseçim birlikleri deneylerinden çok iyibiliyoruz. Ergenekon operasyonlarýnýsola karþý bir adým olarak görenlerledarbeye karþý özgürlük sloganlarýný öneçýkartanlar nasýl bir araya gelebilir? Butürden bir birlik nasýl bir seçim kam-panyasý yapacak? Susarak mý? Politikfikirlerini gizleyerek mi? Bu durumdabelediye yönetimlerini kazandýðýmýzdane olacak?

CHP'ye doðru…Solda iki korkulu alan var. Birisi taþra,

birisi varoþlar. Birisi Türkiye'ninvaroþlarý, diðeri büyükþehirlerin taþrasý.Solun güçlerinin bu alanlarda çok cýlýzolduðu açýk. Varoþlarda örgütlenen enönemli sol güç, DTP.

Taþrada en büyük güç ise, solla hiçbiriliþkisi kalmamýþ olmasýna raðmenCHP. Seçim kampanyalarýnda Türkiyeçapýnda harekete geçmek söz konusuolduðunda, taþra ve varoþlar her zamanproblemli alanlar olarak öne çýkýyor. Bu

yüzden sol örgütler, taþrada CHP'ninbasýncýna maruz kalýyor. Varoþlarda iseher þeye raðmen, esas olarak Kürtsorunu etrafýnda bir kampanya yapmakzorunda olan DTP aðýrlýðýný hissettiriy-or. Özetle, solun merkezleri, seçimkampanyalarýnda bu iki basýncý taþý-yarak politika belirliyor.

Burada sorun, kampanyalarýn politikiçeriðinin deðil, solun olmadýðý alanlar-da oy toplamak için, politikasýz birlikleroluþturarak seçim kazanmanýn öneçýkartýlmasýnda. DTP'yi hâlihazýrdasolun en etkili parçasý olarak görünce,burada tartýþmanýn keskin noktasý,"taþrada" CHP problemi olarak öneçýkýyor. CHP ile ittifak arayýþlarý, saf birbelediye baþkanlýðý ve seçim baþarýsýkazanmakla ilgili de deðil sadece.

Kemalizm, bürokrasi,CHP ve sol

CHP fikri, solun çaresizliðinin ürünü.CHP fikri, solun parlamentarizmininürünü. CHP fikri, solun kemalizmdenetkilenmesinin ürünü ve CHP fikri,solun, Türkiye'de kök salmýþ silahlýbürokrasinin, darbe giriþimlerinin vedarbeye toplumsal temel yaratmak içinyaptýðý propagandanýn sol saflardakihâkimiyetinin ürünü.

Sayfanýn bir köþesine CHP, diðerköþesine AKP yazýp, alta alta zararlarve faydalar konulup, seçim için gerekliolan oy potansiyelleriyle bu toplamaçýkartma iþleminin sonucukýyaslandýðýnda, sol açýsýndan varýlannokta CHP oluyor.

CHP'yle, özellikle "taþrada", seçim itti-faký ise neredeyse kaçýnýlmaz görülüy-or. Bunun CHP'nin oylarýnýn ötesinde

bir nedeni ise son birkaç yýldýr soliçinde yaþanan saflaþmada solun çoksayýda unsurunun kemalizmin darbeyezemin hazýrlayan tezlerinin etkisindekalmasý.

Bu tezlerin en baþýnda AKP'nin þeri-atçý bir karþý devrim peþinde olduðuiddiasý geliyor. Ýkinci tez ise darbeninve askeri müdahalenin, sola zarar ver-meden, þeriatçý "mahalle baskýsýna" sonverip, ortamý sol açýsýndan yenidentemizleyeceði tezi.

CHP ise son birkaç haftadýr yeni birviraj almaya çalýþsa da son dört beþyýldýr, siyasal alanda baþ edemediðiAKP'yi orduya þikayet ederek, AnayasaMahkemesi'nin gölgesine sýðýnarak,tüm özgürlükçü geliþmelerin önüne setçekerek, anti demokratik tüm uygula-malarý savunarak, ezilenlerin hiçbirtalebini sahiplenmeyerek, azýnlýklarýntaleplerine arkasýný dönerek, hattadoðrudan karþý çýkarak toplumdadevletçi bir yapay bölünmeyi, laik-þeri-atçý bölünmesini derinleþtirdi. Solu daetkisi altýna alarak yaptý bu devletçi-bürokratik politik hamlesini.

Bu yüzden seçimlerde AKP karþýtýcephe talebi, CHP'li bir cephe talebiylekaçýnýlmaz bir biçimde örtüþüyor.

Darbe çaðýranlarlaittifak olmaz

Çünkü sol, AKP'yi gerici CHP'yi ilericisanýyor. Kemalizmi ilerici AKP'yi þeri-atçý gören zihniyetin varacaðý dramatiksonuç bu. Kemalizm, sermayeylegüçlendi, sermayeyi güçlendirdi,TÜSÝAD adý verilen oluþumun ve iliþ-kiler bütününün þekillenmesini saðladýve garanti altýna aldý. AKP ise buTÜSÝAD'ýn has partisi olarak çalýþýyor.Sol, burjuvazinin emperyalizme karþýdirendiði "ilerici" günleri özlüyor.Cumhuriyetin ilk yýllarýnýn, o "ilerici","atýlýmcý" yýllarýnýn ne anlama geldiðini,tüm bir cumhuriyet tarihi boyuncaezilenlere sormak kimsenin aklýnagelmiyor. Bu yüzden seçimlerde,Ergenekon'un avukatý olan CHP ile itti-fak çabalarýyla, CHP'den belediyebaþkan adayý olma giriþimlerinde gönlürahat bir solla karþý karþýyayýz.

Sosyalistler, kapitalizmin krizine karþýçalýþanlardan, Kürt sorununda savaþisteyenlere karþý barýþtan,Ergenekonculara, darbecilere, ýrkçýlarakarþý demokrasi ve özgürlükten yanaolan adaylarý destekleyecekler. Çokzaman geçmedi üzerinden. Darbe gün-lerinde, 27 Nisan muhtýrasýnýn etkisidevam ederken, Baskýn Oran, AyhanBilgen ve Ufuk Uras milletvekili seçimikampanyalarý, yerel seçimlerde deüzerinde yükselebileceðimiz deneylerolarak tazeliklerini koruyor.

Yerel seçimler Solda CHP eðilimi artýyor

Page 9: Sosyalist İşçi 342

sayý: 342 sosyalist iþçi 9

F. ALOÐLU

Sermaye sýnýfý 80 yýl sonrayeniden derin bir krizineþiðinde. 80 yýl önce 1929 veonu izleyen 10 yýl içindeyaþananlarýn geri gelmesikorkusu içinde.

Kârlarý düþüyor, borsalarçöküyor, fabrikalar kapanýyorve kapitalistler 80 yýl önceolduðu gibi bugün de bu kriz-den nasýl çýkacaklarýný bilmiyor-lar. Her kafadan bir ses çýkýyor.

Sermayenin önde gelengazetesi Financal Times “ortada1929’u hatýrlatan bir yan var”derken Dünya Bankasý’nýn baþekonomisti “1929’dan bu yanaen derin kriz” dedi.

1929’da yaþananlarla bugünarasýnda benzerlikler olduðugibi farklýlýklar da var. Ama1929 içine girilmekte olunanekonomik buhrana en yakýnörnek olduðu için incelemekteyarar var.

Krediler çöktü1920’lerde Amerikan

ekonomisi büyük bir geliþmeiçindeydi. Yabancý sermayeNew York Borsasý aracýlýðý ,lebu ülkeye akýyordu. Bununsonucu olarak hisse senetleriroket gibi fýrladý.

Yatýrýmcýlar aracýlardan aldýk-larýile kredilerle hisse senet-lerinin üzerine atladý.Ekonominin geliþmesi daha dahýzlandý.

Yabancý sermaye daha çok aðýrsanayiye yatýrým yapýyordu.

New York borsasý çöktüðündearacýlar yatýrýmcýlara verdikleriborçlarý geri istemeyebaþladýlar. Bunun üzerine

yatýrýmcýlar ellerindeki hisselerisatmaya baþladýlar. Bu hissesenetlerinin daha da hýzlýdüþmesi sonucunu yarattý.Bunun üzerine aracýlarpanikleri, yatýrýmcýlara baskýyaptý, daha çok hisse senedisatýldý, borsa daha da aþaðýdüþtü.

Sonunda ABD baþta olmaküzere dünya aðýr bir ekonnomikve siyasal krize düþtü. 1930’luyýllara bu nedenle BüyükDepresyon dendi.

Direniþ1930’larda bugün olduðu gibi

sermaye sýnýfý krizin faturasýnýiþçilere ödetmeye çalýþtý.

Baþta Amerika olmak üzereiþçi sýnýfý bu saldýrýya karþý

direndi.1931’de Amerika’da üç iþçiden

birisi iþsizdi. Almanya’da iþsiz-lik daha da fazlaydý.

1932’de dünya sanayi üretimiüçte bir oranýnda azaldý.

Amerika’da tarým iþçileri, iþçi-ler ve öðrenciler direnmeyebaþladý. Yaygýn grevler yaþandý.

1932’de Kuzey Carolina’datekstil sanayisinde çalýþan 150bin iþçi greve çýktý. SanFrancisco’da, Toledo veMinneapolis’de de yaygýngrevler yaþandý.

1936 Aralýk ayýnda GeneralMotors’un en kârlý fabrikasýolan Flint’te iþçiler 40 günboyunca fabrikayý iþgal etti. Bueylem hýzla yayýldý.

1936’da 48 fabrika daha iþgal

edildi. 1937’de 477 fabrika iþgaledildi.

Amerika’nýn yaný sýraJaponya’da, Avrupa’da, GüneyAmerika’da da grevler vedireniþler yaþandý.

Almanya ve faþistler1918 Kasým ayýnda Alman iþçi

sýnfý ayaklanarak savaþý bitirdi.Devrimci dalga hýz kesmeden1926’ya kadar sürdü. Krizle bir-likte Alman iþçi sýnýfý sert birdireniþe baþladý.

Ocak 1933’de Alman sermayesýnýfý Nazilere iktidarý verdi.Alman Sosyal Demokratlarý’nýnve Komünistleri’nin toplamgücü daha fazla olmasýna rað-men bu iki parti yanyana gelipbir birleþik cephe kurmadýklarý

için Naziler zorlanmadan ikti-dara geldi.

Hayal kýrýklýðý içindeki iþçisýnýfý Naziler tarafýndan aðýr birsaldýrýya uðradý ve Almanya’dafaþizm egemen oldu.

6 Þubat 1934’de Fransýz faþist-leri orta sol hükümete karþý birgösteri yaptýlar. Ertesi günbaþbakan istifa etti. Bunun üze-rine 5 milyon iþçi greve çýktý.Faþist hareket püskürtüldü.

1936’da Sosyalist Parti’yi deiçeren bir sol hükümet kuruldu.Grevler yayýldý. Bu yaygý ngrevler sayesinde 40 saatlik iþhaftasý kazanýldý.

Ýspanya1930’larda Ýspanya’da da

yaygýn bir iþçi hareketi baþladý.1931 genel grevi kraliyetin yýkýl-masýna yol açtý.

1934’de 20 bin Asturias madeniþçileri ayaklandý. Madenciler 2hafta ordu ile çatýþtý.

1936’da Halk Cephesi seçim-leri kazandý. Bunun üzerineFranco’nun Falanjist örgütlen-mesi ordu darbesi yaptý. 3 yýlsürecek olan iç savaþ baþladý.

Faþist Franco rejimiNazilerden aldýðý üstünsilahlarla savaþýrken ÝspanyaCumhuriyetçileri sadece kendisaflarýnda savaþacak ulus-lararasý gönüllülere sahipti.Sonunda Franco Ýspanya’nýntamamýna hakim oldu.

1939’da 2. Dünya Savaþýbaþladý. Kapitalistler arasý reka-bet sonunda büyükkapitalistdevletlerin birbirleriyle savaþ-masýna kadar ilerledi.

2. Dünya Savaþý insanlýðýnkarþýlaþtýðý en acýmasýz, envahþi savaþtý.

1929’da ne oldu?Küresel kapitalizm 80 yýl önce de kârlarýn düþmesi nedeniyle derin bir krize yuvarlanmýþtý

Batan bankalar1929 paniðinden sonra 1930’unilk 10 ayýnda 744 ABD bankasýbattý.1930’larda toplam 9.000 bankabattý1933’de bankalarda mevduatýolanlar toplam 140 milyardolar kaybetti.

Ýþsizlik1933’de iþsizlik ABD’de yüzde3’ten 25’e fýrladý.Hala çalýuþma olanaðýna sahipolanlarýn ücretleri yüzde 42düþtü.Gayri Safi Hasýla ise 103 mil-yar dolardan 55 milyuardolara düþtü.

SiyahlarYoksullar Büyük depresyon-dan en çok etkilendi.1932’de New York þehrininsiyah gettosu, Harlem’de iþsiz-lerin sayýsý yüzde 50’yedayandý.Konut sahibi siyahlar iseyüzde 35’den yüzde 5’e düþtü.

Ordu ateþi1932’de 1.000 asker ve tanklarDearborn açlýk yürüyüþüneateþ açtý. 4 gösterici açýlan ateþsonucu öldü.1932-36 yýllarý arasýndaAmerika’nýn birçok yerindenWashington’a “açlar”yürüyüþleri düzenlendi.

Gazap Üzümleri1930’da Mississippi vadisindeciddi bir kuraklýk yaþandý..Birçok çiftçi borçlarýný ödeye-meyerek iflas ederken tarýmiþçileri daha da kötü koþullarlakarþýlaþtý. John Steinbeck'inünlü Gazap Üzümleri romanýbunlarý anlatýr.

1930, New York. Yoksullar açlara daðýtýlan çorbayý içiyor. 1936, Barselona. Devrimci sosyalistler barselona devrimini savunuyor.

1929’da New York borsasýnýn çöküþünden sonra Amerika’da sokaklarý dolduran iþsizlerr.

Page 10: Sosyalist İşçi 342

10 sosyalist iþçi sayý: 342

Marks’ýnkapitaline giriþMarx’ýn Kapital’i,Yazan Ben Fine ve Alfredo SaadFilho, Çeviren Nail Satlýgan,Yayýnevi Yordam

Marks’ýn en önemli eseri olanKapital’e çok mükemmel birgiriþ olan bu kitap 25 yýlý aþkýnzamandýr yayýnda. Bir çok dileçevrilmiþ ve þimdi de YordamKitap tarafýndan Türkçeyeçevrildi.

Kitabýn yazarlarý Ben Fine veAlfredo Saad Filho Marks’ýnekonomi poltikasýnýn bütünyanlarýný kapsýyorlar. Marks’ýnanalizlerinin yapýsýný

inceliyorlar.Yazarlar Marks’ýn metodunu

ve terminolojisini son derece iyiaçýklýyorlar.

Kitabýn bölümleri kýsa.Okurun konuya yaklaþmasýnýkolaylaþtýrýyor. Ama kitapkonu üzerine olan bütün te-meltartýþmalar için çok ya-rarlýkýlavuzlar ve tamamla-yýcýokuma önerileri veriyor.

Marks’ýn yeniden güncel halegeldiði, yaygýnca tartýþýlmayabaþlandýðý bugünlerde Ben Fineve Saad Filho’da Marks’ýnKapital’inin güncelliðini vurgu-larken kitabýn ekonomi, felsefeve sosyal bilimler üzerindekietkisine de deðiniyorlar.

Sungur Savran ve AhmetTonak’ýn makalesinin nasýl BenFine ve Alfredo Saad Filho’nunkaynakçasýna girdiðini ise her-halde Savran ve Tonak’ýn yakýnarkadaþý, çevirmen NailSatlýgan’a sormak gerekiyor.

H. Ýlksen Mavituna

“ABD'li solcu yazar Studs Terkelöldü." Karar verme kabýzlýðýndanmuzdarip medyamýzýn, bir nebzede olsa, daha "aklý-baþýnda" olanmecralarý dahi Studs Terkel'ýnölüm haberini böyle verdi. Zaten oda solcuydu! Bu kafalardaki kate-gorizasyonun nasýl iþlediðine iyibir örnek hala. "Karþýtlýklarý mod-ern siyasetin temelini oluþturan–ve bugün artýk gerçek bir belirsiz-lik mýntýkasýna girmesine doðruçözülmeye devam eden– kategoril-er"den bahsediyorum, kolaycýlýk-tan ve tanýmlamanýn rahatlýðýn-dan.

Yazar, gazeteci, hukukçu,aktivist, sözlü tarihçi ve radyocuvb… Amerika BirleþikDevletleri'nin muhalif entelektüel-lerinden birisi Studs Terkel, dok-san altý yaþýnda hayata veda etti,geçtiðimiz Ekim'in son günü. Ýlkelden wikipedi bilgileri bizeTerkel'ýn bir süre devam ettiðihukuk eðitimini býrakmasýnýnsebebinin "hukuk iþiyle ilgilen-mektense, bir otelde kapýcý olmayýtercih etmesi" olduðunu söylüyor.Gençken, ailesinin Chicago'dakiotelinde hayata bakýþýnýn temel-lerini atmýþ Studs Terkel'in buaçýklamasýnýn böyle bir gerçeklikpayý var, safi kinaye deðil.

Bughouse Square'in yakýnýndabulunan bu otelde uzun yýllargeçirmiþ, otelin en büyük özellik-lerinden biri Wooblies lakaplý"Industrial Workers of theWorld"1 üyelerinin uðrak yeriolmasý. Chicago aðýrlýklý olarak,sub-altern ya da madun diye minitelersiniz, "underdogs" mu der-siniz, o dönemde, 30'lardan40'lardan bahsediyoruz, herneyse, çoðunlukla o sesi pek deduyulmayan insanlarýn hayattakalmaya çalýþtýklarý bir bölge. Aynýzamanda, gerek edebi, sanatsalanlamda, gerek sivil haklar aktiviz-mi anlamýnda Amerika'nýn kay-nayan-doðurgan bölgelerinden birtanesi. Bughouse Square, ya dadaha çok bilinen adýylaWashington Square de konuþmaözgürlüðünün, hatta örgütlen-menin on dokuzuncu yüzyýldanberi Amerika'daki sembollerindenbiri sayýlmakta (özellikle 1910'larla60'lar arasýndaki dönem oldukçadikkat çekici). Ama tarih bizi1886'daki "Haymarket Ýsyaný"nakadar götürüyor. Tarihin içersindegeçtiði mekanlarda çýplak gözlerle

görülemese de yine de silinmeye-cek izler býraktýðýna inananlar-dansanýz, Terkel'ýn genetik olarakmuhalefete meyilli olduðunu darahatlýkla görebilirsiniz..

"Kökleri deðilse de kalbiyle,ruhuyla sokaktaydý – sýradaninsanlarýn yaþam alanýnda, yani,tartýþtýklarý, geleceklerine dairtasarýlar geliþtirdikleri, küfürleþtik-leri, sarhoþ olduklarý, müstehcenþakalar anlattýklarý sokaklarda.Þehrin sokaklarý demokratik birhayatýn filizlendiði yerdir. Demos2

taleplerini sokakta dile getirir. Bunedenle de denetim altýna alýnmakistenirler. Terkel sokaktaki insanýnsesini duyurmasýný saðlamýþtý."diye anlatýyor Halil Turhanlý, bukarnavalvari geçmiþin Terkel'ýnhayatýndaki tezahürünü.

Studs Terkel 50'li yýllarýnbaþlarýnda radyoculuða baþlýyor.45 sene boyunca haftaiçi hergünyayýnlanan radyo programý TheStuds Terkel Program'de her kes-imden insana konuþma fýrsatveren Terkel'ý Mahalia Jackson'da"beyaz dünyasýný aydýnlatanbeyaz radyocu" olarak övmekte.Halil Turhanlý'nýn belirttiði gibi3,"Amerikan orta sýnýf ailesinin ban-liyölere çekildiði, televizyonlarýnýnbaþýnda oturma odalarýnakapandýklarý, kamusal alanýn ten-halaþtýðý bir dönem"de atýlýyorTerkel radyoculuk hayatýna.

Studs Terkel için radyo her þey-den önce bir kamusal alan vedemos'un sesini duyuracaðý birmecra – Politeiadan bu yana,konuþmak siyasi varlýk olarakinsanýn en önemli belirlenimi.Sýradan insanýn sesisini duyurmasýbaðlamýnda Studs Terkel'in "sözlütarih" çalýþmalarýna verdiði öne-

min altýný çizmek gerek. Tarihin"parlak insan baþarýlarý"ndanoluþtuðu resmi-genel geçer tarihanlayýþýnýn aksine, Studs Terkelhep sýradan insanýn neyi, nasýlyaþadýðýna dikkati çekmeyeçalýþmýþ, "Buhran dönemindeyaþamak nasýl bir þeydir? Ya ÝkinciDünya Savaþý sýrasýnda? Öðretmenolmak nasýl bir þeydir?" Bunugerek radyo programlarýylagerekse de yazdýðý sözlü tarihçalýþmasý niteliðindeki kitaplarlaiþlemiþ. Demos'un bu þekilde dil-lendirilmesi, yaþamýn çok-katman-lý ve dialojik yapýsýna dahaderinden nüfuz etme yeteneðinigetirir. "Bugün eksikliðini çek-tiðimiz tartýþma yeteneðidir" diyorTerkel, "artýk tartýþamýyoruz",artýk dillenemiyoruz. "Mass-media" diye tabir edebileceðimizana-akým medyanýn, kimin nerde,ne zaman, ne söyleyeceðini çoðuzaman anket ve kamuoyu yokla-malarýyla belirlediði, insanlarýntelevizyonu sadece gerçekliktenbir an olsun da uzaklaþmak içinkullandýklarý, her yerde bilgimüsveddelerine boðulduðumuzbir dönemdeyiz. Kimsenin konuþ-maya hali yok, dolayýsýyla dinlem-eye, kamuoyunu oluþturan bu enbüyük eyleme, dinlemeye hayat-larýmýzda verebilecek bir yerimiz,hatta tahammülümüz yok. "Bugünhayatý nasýl yaþadýðýmýz,ölümünüzü de belirliyor" demiþTerkel doksan bir yaþýnda verdiðibir söyleþide, neden onun ölümün-den bu kadar bihaber olduðumuzuda açýklamýþ oluyor sanýrýmböylece. Yine de "Umut En SonÖlür", O'nun dediði gibi.

"Aktivistler bir þeyler yapmakiçin harekete geçenlerdir; ve onlar,bana kalýrsa, geri kalanlarýmýzaumut aþýlamak için hareketegeçerler. Onlarýn umutlarý vardýr,yoksa aktivist olamazlardý, bütünmesele budur." (..) "Ben bugüninsanlarýn baþka bir þeyin, daha iyiolanýn mümkün olduðunu hisset-tiklerini görüyorum." Baþka birdünyanýn mümkün olduðunun.

1. Industrial Workers of the World (IWW-DünyaEndüstri Ýþçileri Birliði) 1905'te Chicago'dakuruldu. Kuruluþ amacý tüm iþçileri tek birsendika altýnda birleþtirmek ve kâr sisteminiortadan kaldýrmaktý.2. Antik Yunan'da asillerden olmayan halkýngenel adý. Demokrasi sözünün öncülü, insan-lar, kitleler, sýradan insanlarýn politik aktivizmi.3. Bu yazýda Halil Turhanlý'dan alýntýlanansözler, 19 Ekim tarihinde, Açýk Radyo'da saat19:00 civarýnda sarf edilmiþtir.

Studs Terkel’in ardýndan

Hatýrlasan da olur hatýrlamasan daTelevizyonlardan bir dizi geçti. 1968 olaylarýnýn kýrkýncý

yýldönümüyle de çakýþýnca, Hatýrla Sevgili dizisi büyük ilgitopladý. Türkiye’de solun geçmiþinin bir kesitini de anlatan dizigarip bir biçimde muhalefete moral verdi, anlatamadýklarýnýnçok izlenen bir dizi sayesinde anlatýlmasý solu neþelendirdi.

Solun geçmiþi, özellikle Deniz Gezmiþlerin idamý ve MahirÇayan ve arkadaþlarýnýn kahramanca bir eylemden sonraöldürülmesi solun anýlarýnýn gömülü olduðu bir kara kutu yarat-tý. Bu anýlarý eleþtirmek, hele hele bir tv dizisinin yarattýðýpopülerlikle birleþince neredeyse imkânsýz hale geldi.

Reddi miras yasaklandý. Marksizm, Çayanlarýn tezlerineindirgendi. Mahir Çayan ve arkadaþlarýnýn tezlerinin tarihselkökenlerinin marksizmle alakasýz olduðu, marksistlerin popül-izm adýný verdikleri bir geleneði temsil ettiklerini söylemek,tartýþmak suç haline geldi. Bu tartýþmada tüm popülistlerin ortaközelliði olan milliyetçi fikirlerin, birkaç örgüt ayrý tutularak,1970’li yýllarda Türk solunun mücadelesinin vaz geçilmez ide-olojik motiflerinden birisi olduðu görmezden geliniyor.

Komedi burada baþlýyor. Çayan ve arkadaþlarý, 1970’lerdefaþistlerle, devlet güçleriyle sokakta mücadele eden, çarpýþandevrimciler, devrimci bir ruh halinin simgesi oldular. Budevletin yýkýlmasý gerektiðini, devleti yýkmak için parlementeristyöntemler dýþýnda militan bir mücadele verilmesi gerektiðinigösterdiler. Bir ruh halini deðiþtirdiler. Tek baþlarýna deðil, 1968dünyasýnýn deðiþen gücüyle birlikte.

Ama, fikirleri baþtan aþaðý yanlýþtý.Fikirleri, Lenin’in 1800’lü yýllarýn sonunda tartýþtýðý Rus

devrimci geleneðinin önemli akýmlarýndan olan Narodniklerledoðrudan baðlara sahip. Lenin’in Narodniklere yönelttiði enönemli eleþtiri, sosyalizmi kurmak için hangi toplumsal gücüneyleminin örgütlenmesine katýlmak gerektiði konusundapopülistlerin yanlýþ yanýtlarýnaydý. Narodnikler, köylülüðüdevrimin toplumsal temeli olarak ilan ettiler ve köylülüðüharekete geçirmek için öðrenciler ve aydýnlarýn konspiratiförgütlenmelerine yaslandýlar. Cahil köylü kitlelerini aydýnlat-mak, örgütlemek ve en iyi ihtimalle köylülerin kitle hareketinebiçim vermek için tartýþmalar ve mücadele “halkçýlýk” adý ver-ilen bu hareketin omurgasý oldu.

Türkiye’de 1970’ler boyunca radikal sol içinde yaþanan tartýþ-ma, bugün bakýlýnca içler acýsýdýr. Burjuvazinin bir kesiminden,köylülerden, öðrencilerden, hatta Kemalist ordudan ve tabii kiiþçi sýnýfýndan devrimci atýlým bekleyenler arasýnda, alacalý bula-calý, bölük pörçük teorik temellere oturtulmaya çalýþýlan hararetlitartýþmalar yaþandý. Kapitalist sistemi yýkma gücü taþýyan sýnýfýnhangi sýnýf olduðu konusunda süren tartýþmalar, örgütlü soluneyleminin popülist ve ikameci, yani kitle hareketlerinin yerinekendisini koyan eyleminin içeriðine doðrudan baðlýdýr.

1970’lerin tradejisi, sadece binlerce devrimcinin yanlýþ fikirlereyaslanan bir politik mücadelede yaþamlarýný yitirmelerindenkaynaklanmýyor. Bu kuþak, devrimci geleneðin çok cýlýz olduðubir bölgede, bir yandan el yordamýyla, bir yandan sokaktamücadele ederek, iþçi sýnýfýnýn arayýþý içindeydi. Ýkameciydi,kendisini kurtarýcý sanýyordu, fikirleri çeliþik bir toplamdý,toplumsal sýnýflar arasýnda gerçek dýþý ittifaklar arýyordu. Ýþçisýnýfýný arayan bir kuþak olarak, o kadrolarýn yapabileceklerininsýnýrý vardý. Mücadele eden yaný baþýndaki sýnýfý göremeyecekkadar þiddetle arýyordu iþçi sýnýfýný. Ama taktýðý gözlük, iþçisýnýfýný görmesini engelledi. Ayný anda hem stalinizmin hem dekemalizmin gözlüðüyle sýnýf mücadelesine bakýldýðýnda görüle-cek olan þey, sosyalizmin iþçi sýnýfýnýn kendi eylemi olduðudeðil, bir avuç devrimcinin kahramanca eylemi olduðudur.

O gözlükleri deðiþtirmenin çok zor olduðu bir dönemdeyaþanan trajedinin, bugün aynen, ayný biçimlerle, o devrimci-lerin isimlerinin arkasýna sýðýnarak tekrarlandýðýnda, bir komedihalini almasý zorunludur. Komedyen deðil de sosyalist olmakisteyenlerin 1970’lerin popülist geleneðinden hýzla kopmasý isediðer bir zorunluluktur.

Þenol KARAKAÞ

Page 11: Sosyalist İşçi 342

sayý: 342 sosyalist iþçi 11

Ankara Üniversitesi'ndeTADAL isimli taþeron firma bun-dan yaklaþýk bir buçuk ay önce13 iþçiyi iþten çýkardý. Bir çoðu-nun yerleri deðiþtirilen ve üç ayboyunca maaþlarýný alamayaniþçiler bu olay üzerine sigortalýçalýþma ve ücretlerinin ödenmesitalebi ile direniþe baþladýlar. Ýþçi-lerin Ankara Üniversitesi'ninbütün kampüslerinde baþladýðýgreve, öðrenciler de boykot iledestek verdi.

Yemekhane çalýþanlarýnýnsorunlarýna çözüm bulunabilme-si amacýyla iþçiler, öðrenciler veöðretim elemanlarý ortak birmeclis oluþturdu. Grev ve boyko-tun yaygýnlaþmasý üzerineAnkara Üniversitesi yönetimi,meclisin taleplerini kabul etti.

Ancak geçtiðimiz günlerdeTADAL firmasý bu þartlarýnkendileri için çok aðýr olduðunusöyledi. Ankara Üniversitesi'ninbuna verdiði cevap iþçilere dahaaðýr bir fatura þeklinde oldu.

Ankara Üniversitesi, TADAL ileanlaþmasýný fesh ederek TAMSOFRA isimli firma ile 1Ocak'tan baþlamak üzere anlaþtý.Ancak TAM SOFRA da iþçilerintaleplerini aðýr buldu. Üniversiteyönetimi de iþçileri kendiçalýþanlarý olarak görmediði içiniþçiler iþsiz kaldýlar.

Ýþten çýkarýlacaklarýný öðrenenve hali hazýrda kabul edilen tale-pleri karþýlanmayan iþçiler,öðrenciler ile ortak bir toplantýdüzenledi. 19 Kasým günüyapýlan toplantýdanyemekhaneyi terk etmeme kararýçýktý. Ýþçi ve öðrencilerden oluþanyaklaþýk 250 kiþilik grupyemekhaneyi iþgal etti. Geceyiyemekhanede geçiren grup 20Kasým günü rektörlüðün önünegiderek bir eylem gerçekleþtirdive direniþi sürdüreceklerini açýk-ladý. Ýþçiler günlerdiryemekhaneyi terk etmiyorlar vebütün çalýþanlardan yardým bek-liyorlar.

Ne Yapmalý?Ýþçiler iþgale baþlayýnca doðal

olarak bir çok solcu öðrenci deoraya koþtu. Bu iyi bir þey.Ancak dýþarýda kalan öðrenci-lerin bir çoðu ne iþçilerin iþtenatýldýðýndan haberdar, ne deyemekhanenin iþgal edildiðin-den. Solcu öðrenciler iseçoðunlukla içerde sabahakadar devrimci marþlareþliðinde halaylar çekiyorlar.

Bir kýsmý ise iþçilerin talep-lerini yeterince "devrimci" bul-muyor, iþçilere “dýþarýdan bi-linç” götürmeye çalýþýyor.

Ýþçilere bu þekilde destek ver-mek mümkün deðil. Yapýlmasýgereken bir yandan haklarýnýalmalarý için iþçilerin yanýndaolurken, bir yandan da üniver-sitelerde mümkün olan engeniþ kampanyayý örgütle-yerek iþçilere destek olabilecekgeniþ bir öðrenci hareketiniyaratabilmektir.

Ýþçilerin taleplerinigenelleþtirmek kazanmanýn tekyoludur.

Cebeci Kampüsü’nde iþgal var!

26 Kasým (Çarþamba) 16.30: Yemekhanede sosyalist yönetmen Ken

Loach'un Ekmek ve Güller (Bread and Roses) filmi gösterimi.

27 Kasým (Perþembe) saat 14.00: Yine yemekhanede "Öðrenciye

yemek, çalýþana iþ" baþlýklý bir toplantý. Eðitim-SSen Cebeci temsilcisi,

DÝSK temsilcisi Mahsun Turan ve Antikapitalist Öðrenci Topluluðu'nddan

Emrah Mokan konuþuyor.

Dilek Ýnce Ankara'da 10 Kasým'davahþice öldürülmüþtü. Transeksüelolduðu ve nefret saldýrýlarýna sessizkalmadýðý için. Pembe Hayat LGBTTDerneði, Kaos GL ve aralarýnda DSÝPüyelerinin de bulunduðu dostlarý hemDilek Ýnce'yi hem de baskýya uðrayan,þiddete ve ayrýmcýlýða maruz kalan,öldürülen tüm transeksüelleri 20Kasým'da bir basýn açýklamasýyla andý.

20 Kasým hayatýný kaybeden transek-süelleri anma günü nedeniyle Ankara'daYüksel Caddesi'nde buluþan transek-süller ve travestileri nefret cinayetleriniproteto etti. Basýn açýklamasýndaöldürülen transeksüeller anýldý:

"Gamze, 1997 yýlýnda evinde 16 býçakdarbesi ile hunharca öldürüldü!

Nilüfer, 1998 yýlýnda evinde tecavüzedilerek öldürüldü!

Seher, 2000 yýlýnda arabasýndaöldürüldü!

Aydan, 2003 yýlýnda evinde sýrtýndanbýçaklanarak öldürüldü!

Serpil, 2004 yýlýnda evinde öldürüldü vecesedi çöplüðe atýldý!

Sitem, 2005 yýlýnda evinde çamaþýr ipiile boðularak öldürüldü!

Cibali, 2005 yýlýnda evinde tecavüz edil-erek öldürüldü!

Neþe, 2006 yýlýnda yolda öldürüldü!"Nefret cinayetlerini protesto eden

eylemciler þöyle dedi:"Ýþte bizler, muktedirlerin ve onlarýn iki

yüzlü ahlâkýnýn "yeryüzünün lanetlileri"olarak kodladýðý travesti ve transeksüel

bireyler, tam da bu iki yüzlü ahlâkýndoðurmuþ olduðu nefret sonucuöldürülen arkadaþlarýmýzý anmak ve hertürlü ötekileþtirme, dýþlama/dýþardabýrakma, yok sayma ve nihayet yok etmebiçimindeki uygulamalara karþý daha

güçlü bir itirazý dillendirmek için bura-dayýz. Artýk yeter diyoruz. Evet biz fark-lýyýz ve ölmek deðil farklýlýðýmýzla yaþa-mak istiyoruz."

Eylemde "Hepimiz Transýz" sloganýatýldý.

"Travestiyiz, buradayýz, alýþýn,hiçbir yere gitmiyoruz!"

Ýþten atýlan yemekhane iþçileri öðrencilerle birlikte direniyor

Roberto Saviano'nun Gomorraadlý romanýndan (Türkçe'si YurtKitap Yayýn'dan çýktý) ayný isim-le uyarlanan Ýtalyan filmi buhafta vizyona girdi. Milyonunüzerinde satan kitabýn yazarý, ikiyýldýr konu edindiði Camorraisimli mafyavari örgüt tarafýn-dan tehdit edildiði için koru-malarla dolaþýyor ve geniþ çaplýbir destek kampanyasýnýn damerkezinde yer alýyor. Filminkendisi de, Cannes'da kazandýðýödülden sonra, Ýtalya'nýn bu yýlyabancý film Oscar'ý için yarýþ-maya aday olarak gönderdiðifilm oldu.

Peki ne görüyoruz? Örgüte

katýlmaya çalýþan bir genç, paradaðýtýmýný yapan bir kurye,baðýmsýz çalýþýp örgüte ufakparalar kaybettiren iki arkadaþ,fason iþ yaparken modelleriÇinliler'e satan tekstil ustabaþýsý,çalýþma hayatýna zehirli atýklarýgizlice gömme iþiyle atýlan birbaþkasý. Bir araya gelmesiimkansýz görünen bu insanlarfilmde drama gereði mucizevibir þekilde bir araya gelmiyor.Kahraman bir polis çýkýpörgütün baþlarýný yakalayarakherþeyi yoluna sokmuyor. Suçörgütüyle iþ yapanlar büyükparalar kazanarak bambaþkahayatlar yaþamýyor. Film bizi

kandýrmýyor.Gomorra'yý en ilginç hale

getiren nokta sanýrým bu þiddetedayalý yapýlanmanýn sýradaninsanlardan oluþan, bir yanýylayasadýþý bir yanýyla da sisteminkendisi tarafýndan üretilmiþ

yapýsý. Son otuz yýlda 4000kiþinin ölümünden sorumluolduðu sanýlan örgüt, yasadýþýolduðu için riski yüksek amaetkili bir maliyetleri azaltmaaracý. Sonuçta temel yapýsý parakazanmak olan bir sistemin kârý

ne þekilde olursa olsun, sek-törün içinde çalýþan insanlarýnkanýndan elde edilmiyor mu?Filmde tabii sistemin kazanan-larýný göremiyoruz, onlar dahagüvenli yerlerde yaþýyorlar.

Orhan Göztepe

Organize suç nasýl çalýþýr?

Gomorra

SÝNEMA, DVD, BELGESEL

Page 12: Sosyalist İşçi 342

sosyalist isciZ Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:

Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi, Nail

Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstanbul

Baský: Yön Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok 366 Topkapý, Ýstanbul -Tel:

0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn, haftada bir

yayýnlanýr. www.sosyalistisci.org

1992'den bu yana DevrimciSosyalist Ýþçi Partisi tarafýndandüzenlenen Marksizm tartýþmalarýbu yýl altý ilde gerçekleþiyor.

Ankara ile Ýzmir’den sonra geçenhafta Bursa ve Kocaeli'nde yapýlanantikapitalist toplantýlar dünyanýn veTürkiye'nin güncel sorunlarý hakkýn-da bir çok baþlýk ve canlý tartýþmayasahne oldu. Sýrada Akhisar ve Ýstan-bul antikapitalist tartýþmalarý var.Bursa ve Kocaeli'nde neler tartýþýldý?Ýþte notlar ve izlenimler:

BURSABursa'da Marksizm 2008'in ilk

toplantýsý olan "Ortadoðu'da savaþve Ýslam fobisi"nde DSÝP'ten AhmetYýldýrým ve Mazlum-Der'den HasanÜnal konuþtu. Ahmet YýldýrýmOrtadoðu'daki savaþýn dinler arasýbir savaþ ya da barýþ ve demokrasitaþýma hamlesi olmadýðýný vurguladý.11 Eylül'den sonra ABD emperyal-izminin küresel ölçekte hegemonyakurmak, enerji hatlarýný ve üretiminikontrol etmek için bahaneler önesürdüðünü ve Batý'daki Ýslamkorkusunun bunun üzerinden þekil-lendiðinden söz etti. Hasan Ünal iseLübnan'da Hizbullah, Filistin'deHamas ve Afganistan'daki Talibandireniþlerinin birer anti emperyalistdireniþ olduðunu, bu hareketlerinÝslamcý olmasýnýn onlarýn antiemperyalist olmayacaklarýný yansýt-mayacaðýný söyledi. Her iki konuþ-macý da Ortadoðu'daki anti-emperyalist direniþlere destekçaðrýsýnda bulundu.

"Bankalarý deðil gezegeni kur-tar" baþlýklý toplantýda DSÝP'ten Esra

Erener ve ÖDP'den Mehmet Kartalkonuþtu. Esra Erener, küresel ýsýn-manýn sorumlusunun, kapitalizmolduðunu, küresel iklim deðiþikliðinidurdurabilecek hareketin anti kapi-talist bir hareket olacaðýný vurguladý.Fosil yakýtlarýn ve nükleer santral-larýn yerine rüzgar ve güneþ gibiyenilenebilir/sýnýrsýz enerji kay-naklarýna dönülmesinin dünyayý bufelaketten kurtarabileceðini vurgu-ladý. Mehmet Kartal ise dünyadahala 2 milyar insanýn elektriðe

dolayýsýyla aydýnlatmaya ulaþa-madýðýný, ancak her yýl enerji içinyüzlerce ton fosil yakýt kullananinsanlarýn mevcut olduðu tespitiniyaptý.

Bursa antikapitalist tartýþmalarýnson toplantýsý "Kürt sorunu nasýlçözülecek?"te DSÝP'ten Reþit Elçin,Barýþ Meclisi'nden Ayla Yýldýrým veDTP'den PM üyesi Kutbettin Üþençkonuþmacýydý. Ayla YýldýrýmTürkiye'de Kürt halkýnýncumhuriyetin kuruluþtan bu yana

haklarý için direndiðini, ama Kürtlerinhep dýþlandýðýný ve bugünkü sürecegelindiðini söyledi. Reþit Elçin isesorunun bir kimlik, dilini konuþma vekültürünü yaþama sorunu olduðunu,ýrkçý ve milliyetçilerin sorunlarýgiderebilecek talepleri reddederekçözümün önünü týkadýðýný söyledi.Elçin'e göre çözüm devletin tutumdeðiþtirmesinden, daha fazlademokrasiden, Kürtlerin basit vehaklý taleplerinin karþýlanmasýndangeçiyor. Kutbettin Üþenç Üþenç'egöre Kürt sorununun çözümü içinDTP'nin önerdiði demokratik özerklikprojesi bir an önce uygulanmalý. Üçkonuþmacý da DTP'nin kapatýlma-masý ve Kürtlerle dayanýþma çaðrýsýyaptý.

KOCAELÝKocaeli'nde antikapitalist tartýþ-

malar "Küresel iklim krizi" toplan-týsýyla baþladý. DSÝP ve KüreselEylem Grubu (KEG) üyesi MeltemOral konuþtu. Fosil yakýtlara dayalýenerji tüketimine son verilmedenyaklaþan felaketin önlenemeyeceðinisöyleyen Oral, güneþ ve rüzgar gibiyenilenebilir enerji kaynaklarýnayönelmenin hem kaçýnýlmaz hem demümkün olduðunu söyledi.

"Darbe, Ergenekon, demokrasi"baþlýklý toplantýda DSÝP üyesi ÖzdenDönmez konuþtu: Dönmez AKP'yiþeriatçý bir parti olarak göstermekisteyenlerin gerçeði gizlediklerinisöyledi: "AKP býrakýn Anadolu ser-mayesini TÜSÝAD'ýn partisidir.Þeriatçý olduðu büyük bir yalan."Ergenekon terör örgütünü küçüm-seyenlere, bunu uydurma olduðunusöyleyenlere karþý darbeci terörist-lerin iþlediði suçlardan örneklerveren Özden Dönmez, aðýr çekimdarbenin devam ettiðini ve darbeyekarþý mücadelenin güncel bir önemtaþýdýðýný vurguladý. Bir katýlýmcý"yaþlý baþlý adamlar mý darbeyapacaktý" sorusunu soranlaraseslendi: "Bugüne kadar darbelerisýrým gibi delikanlýlar mý yaptý?"

Kocaeli'de Marksizm 2008'in sontoplantýsý "Yeni-liberalizm,emperyalizm ve savaþ"ta DSÝP'tenVolkan Akyýldýrým ve Kocaeli Üniver-sitesi Felsefe Bölüm Baþkaný Prof.Dr. Sinan Özbek konuþtu. Düþen kâr-larý yükseltmek için tüm dünyada iþçisýnýfýna ve çalýþanlara dönük aðýr birsaldýrýnýn baþladýðýný belirten VolkanAkyýldýrým, kapitalist sýnýfýn iþtençýkarmalar ve düþük ücretlerle fatu-rayý topluma ödetmek istediðinedikkat çekti. KESK ve DÝSK'in 29Kasým'da Ankara'ya yürümesini"tam zamanýnda alýnmýþ" bir eylemkararý olarak niteledi. Sinan Özbek,krizin savaþ eðilimlerinigüçlendirdiðini söyledi: "Savaþsýzbir dünya mümkün mü? Evet,mümkün, ama bu ekonomik iliþkiler-le mümkün deðil.

www.dsip.org.tr

AKHÝSAR 11 Aralýk (Pazar)Kapitalizmin krizi veemekçi sýnýflar

Kapitalizm neden krizlere girer? Bugünkü krizin dinamikleri Krize karþý çalýþanlar nasýl

örgütlenmeli?

Kemalizm, stalinizm,Türk solu

Türk solunun tarihsel kökleri.

Darbeler ve sol Susurluk’ta baðýranlar bugün

neden sessiz?

Neden sosyalist olmakgerek?

Özgür bir toplum nasýl kurula-bilir?

Bireysel kurtuluþ mümkün mü?Yönetilenler yönetebilir mi?

Bilgi ve katýlým için: 0542 500 23 22

ANTÝKAPÝTALÝST TARTIÞMALAR ANKARA, ÝZMÝR, BURSA VE KOCAELÝ’NDE GERÇEKLEÞTÝ

MARKSIZM 2008

.

11.00 - 112.15 12.30 - 113.45 14.30 - 115.45 16.00 - 117.15

Sýradaninsanlardünyayý

deðiþtirebilirmi?

Barýþa birþans verin

Troçki’ninfikirlerri

ve devrimcigelenek

Þirketler veküresel ýsýnma

Kapitalizmsonrasý yaþam

Küresel kriz veemperyalizm

Antikapitalist,özgürlükçüyeni bir solörgütlenme

Kemalizm,staliniizm

ve Türk solý

Politik Ýslamve kemalizm

Cinselayrýmcýlýk vekapitalizm

21. yüzyýlýnsosyalizmi

Darbe,Ergenekon ve

demokrasi

Kapitalizm,savaþ

ve direniþ

26A

ralýkCum

a27

Aralýk

Cumartesi

28A

ralýkPazar

Milliyetçilik, ýrkçýlýk:

NeredebirleþiyorNerede

ayrýlýyor?

18.30 - 119.45

26,27,28ARALIK Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleþkesi Ýletiþim: 0536 335 10 19

Marksizm 2008 toplantýlarý ayný zamanda 29 Kasým mitinginin tanýtýmý ve örgütlennme platformu oldu. DSÝPüyeleri KESK ve DÝSK’in krize karþý baþlattýðý mücadelennin haklýlýðýný sýk sýk vurguladý. Ýþyerlerinin, üniver-sitelerin, sokaðýn havasý ttoplantýlara yansýdý.

ÝSTANBUL