1
DENİZ ÇOK YÜZÜCÜ YOK! Üç tarafı denizlerle çevrili 75 milyonluk çok önemli bir deniz ülkesi olmasına rağmen, Türkiye dünya çapında yüzücü çıkartamıyor. Bu branştaki en önemli sporcumuz olan Derya Büyükuncu’nun ise olimpi- yat oyunlarındaki en büyük başarısı madalya değil, 6 kez bu oyunlara katılmış olan ilk sporcu olması. Türkiye bulunduğu coğrafı konum itibariyle üç tara- fı denizlerle çevrili, dört farklı denize kıyısı olan Avrupa’nın en güzide deniz ülkesidir. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte birçok turistin tatil yapmak için tercih ettiği dünyanın en güzel sahil- lerine sahip olan ülkede yüzme sporunun bu kadar vasat ol- ması düşündürücü. Avrupa’nın ortasında yer alan Macaristan’ın denize kıyısı olmadığı halde dünya çapında yüzücüler çıkartır - ken biz deniz ülkesi olarak bu spor alanında neden bu kadar başarısısız? Türkiye yüzmeyi bir spor olarak mı yoksa hobi ola- rak mı görüyor? Tesisleşme bakımından çok mu yetersiz bir ül- keyiz? Verilen yüzme eğitimlerinin kalitesi çok mu düşük? İşte tüm bu soruları 8 yıllık yüzme antrenörlüğü yapan ve Türkiye çapında birçok öğrencisinin derecesi olan Ümit Yıldız’a sor - duk. Ona göre önemli olan deniz değil havuz ve tabiki eğitim. “OKULLARDA YÜZME EĞİTİMİ VERİLMELİ” Antrenör Ümit Yıldız’a göre Türkiye’de bu sporun gelişmemesinin en önemli nedeni verilen eğitimin yetersiz olması. Ayrıca yetenekli, eğitmli antrenör sayısının kısıtlı olmasının da bu sporun ge- lişmesine engel teşkil ettiğini vurgulayan Yıldız bu konudaki görüşlerini şu şekilde aktardı. “Eğitimli antrenörlerinin sayısının az olması ve bu antrenörlere federasyo- nun, bakanlığın gereken desteği verme- mesi bu sporun gelişmesine engel oluyor. Olimpiyat düzeyinde antrenör atamaları yapılırken federasyon çifte standart uy- guluyor. Yetenekli antrenörleri değil milli sporcuların atamalarını yapıyor.” Bunun yanı sıra okullarda da farklı spor branşla- rının eğitiminin verilmesi gerektiğini sa- vunan Yıldız, “Eğer okullarda bu eğitimler verilirse dünya çapında olimpiyat oyun- larında başarılı profesyonel sporcular ye- tişebilir.” dedi. Avrupa’nın deniz olmayan ülkelerinde okullarda verilen eğitim sa- yesinde bu alanlarda başarılı olduklarını vurgulayan antrenör Yıldız sözlerine şöyle devam etti. “Amerika ve Avrupa’da okul- larda çeşitli spor dalları üzerine branş eği- timleri zorunlu olarak verilirken bizim ül- kemizde bu eğitim genel olarak veriliyor ve bu nedenle öğrenciler belirli bir branşta uzmanlaşamıyor. Bu nedenle devletin bu konuda bir çalışma yaparak öğrencileri branş eğitimine yönledirmesi gerekiyor.” “DENİZ SAYISI DEĞİL HAVUZ SAYISI ÖNEMLİ” Yüzme branşında geride kalmamı- zın en önemli nedenlerinden birisinin de ülkemizdeki tesisleşmenin yetersiz oldu- ğundan kaynaklandığını dile getiren Yıldız konuşmasının devamında şunları söyledi. “Türkiye için genelde söylenen cümle hep şudur. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede nasıl olurda yüzücü çıkmaz. Bunun ilk ne- deni daha öncede söylediğim gibi eğitim- dir. İkinci nedeni ise tesisleşmenin yetersiz olmasıdır. Tabi bu sporun endüstirileşme- mesini de ayrı bir neden olarak gösterebi- liriz. Son yıllarda bununla ilgili çalışmalar yapılıyor, ülkemize birçok yeni tesisler ka- zandırıldı ancak bu alanda o kadar geride- yiz ki istenilen seviyeye ulaşmamız uzun za- man alabilir.” diyerek sözlerini tamamladı. “YÜZME EĞİTİMİ KALİTESİZ VE MALİYETLİ” Türkiye’de son yıllarda yüzme eğiti- mine verilen önemin arttığı görülüyor. Geç- tiğimz yıllarda ülkemizin birçok büyük tur - nuvaya ev sahipliği yapması 2020 Olimpiyat oyunları için aday olması bu tür branşlara yatırım yapılmasına neden oluyor. Ancak tesisleşmenin son yıllarda hız kazanması beraberinde bu sporun maliyetini arttırdı- ğı ve verilen eğitim kalitesinin düşürdüğü bir gerçek. Bu konuda da düşüncelerini aktaran Yıldız şunları dile getirdi. “Ekono- mik nedenlerden dolayı maalesef herkese yüzme öğretilemiyor. Bu nedenle ülkemiz- de ekonomik gelir düzeyi düşük olan aile- ler çocuklarını yüzme eğitimi veren kursla- ra gönderemiyor.” Tesileşmenin artmasıyla beraber antrenör sayısının da arttığını vur - gulayan Yıldız, bu nedenle verilen eğiti- min istenilen düzeyde olmadığını söylüyor. TÜRKİYE’DE YÜZME SPOR DEĞİL HOBİ Ülke olarak belirli branşlar dışında diğer spor branşla- rına gösterdiğimiz ilgi tartışılır nitelikte. Spor deyince aklımı- za ilk olarak futbol, basketbol, voleybol, güreş, halter vs. gibi branşlar geliyor. Spora bakış açımız ilgi gösterdiğimiz branşlar - la paralele olduğu için ilgi göstermediğimiz spor dalları ülke- mizde gereken değeri görümüyor. Yüzme sporuda bunlardan biri. Halkımız yüzmeyi bir spor olarak değilde bir hobi olarak gördüğü için bu alanda başarılı sporculara yetiştiremiyoruz. Bu nedenler ailelerin büyük bir kısmı küçük yaşta çocukları- nı yüzme eğitimi alacak kurslara gönderirken geleceğe dönük düşünmeyip sadece yüzmeyi öğrensin yeter gözüyle bakıyor. Son olarak bu konudaki düşüncelerini de bizimle paylaşan antrenör Yıldız, “Bu branşta büyük sporcular yetiştirebilmemiz için ailelere de büyük görevler düşüyor. Çocuklarının gelecek - te ülkemizi temsil edecek milli bir sporcu olmalarını istiyorlar - sa çocuklarını yüzme sporuna yönledirmeleri gerekiyor.” dedi. Son yıllarda ülkemizde birçok spor organizasyonu ve bir çok yeni tesisler yapıldı. Bu gelişmeler spor geleceği- miz açısından umut verici, ilerleyen yıllarda bu yatırımla- rın karşılığını almak toplum olarak bizim elimizde. Artık spo- ru hayatımızın önemli bir parçası olarak görmemiz gerekiyor. GAZETE KAMPÜS SPOR NISAN 2013

Spor Haberi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Spor Haberi

Citation preview

Page 1: Spor Haberi

DENİZ ÇOK YÜZÜCÜ YOK!Üç tarafı denizlerle çevrili 75 milyonluk çok önemli bir deniz ülkesi olmasına rağmen, Türkiye dünya çapında yüzücü çıkartamıyor. Bu branştaki en önemli sporcumuz olan Derya Büyükuncu’nun ise olimpi-yat oyunlarındaki en büyük başarısı madalya değil, 6 kez bu oyunlara katılmış olan ilk sporcu olması.

Türkiye bulunduğu coğrafı konum itibariyle üç tara-fı denizlerle çevrili, dört farklı denize kıyısı olan Avrupa’nın en güzide deniz ülkesidir. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte birçok turistin tatil yapmak için tercih ettiği dünyanın en güzel sahil-lerine sahip olan ülkede yüzme sporunun bu kadar vasat ol-ması düşündürücü. Avrupa’nın ortasında yer alan Macaristan’ın denize kıyısı olmadığı halde dünya çapında yüzücüler çıkartır-

ken biz deniz ülkesi olarak bu spor alanında neden bu kadar başarısısız? Türkiye yüzmeyi bir spor olarak mı yoksa hobi ola-rak mı görüyor? Tesisleşme bakımından çok mu yetersiz bir ül-keyiz? Verilen yüzme eğitimlerinin kalitesi çok mu düşük? İşte tüm bu soruları 8 yıllık yüzme antrenörlüğü yapan ve Türkiye çapında birçok öğrencisinin derecesi olan Ümit Yıldız’a sor-duk. Ona göre önemli olan deniz değil havuz ve tabiki eğitim.

“OKULLARDA YÜZME EĞİTİMİ VERİLMELİ”

Antrenör Ümit Yıldız’a göre Türkiye’de bu sporun gelişmemesinin en önemli nedeni verilen eğitimin yetersiz olması. Ayrıca yetenekli, eğitmli antrenör sayısının kısıtlı olmasının da bu sporun ge-lişmesine engel teşkil ettiğini vurgulayan Yıldız bu konudaki görüşlerini şu şekilde aktardı. “Eğitimli antrenörlerinin sayısının az olması ve bu antrenörlere federasyo-nun, bakanlığın gereken desteği verme-mesi bu sporun gelişmesine engel oluyor. Olimpiyat düzeyinde antrenör atamaları yapılırken federasyon çifte standart uy-guluyor. Yetenekli antrenörleri değil milli sporcuların atamalarını yapıyor.” Bunun yanı sıra okullarda da farklı spor branşla-

rının eğitiminin verilmesi gerektiğini sa-vunan Yıldız, “Eğer okullarda bu eğitimler verilirse dünya çapında olimpiyat oyun-larında başarılı profesyonel sporcular ye-tişebilir.” dedi. Avrupa’nın deniz olmayan ülkelerinde okullarda verilen eğitim sa-yesinde bu alanlarda başarılı olduklarını vurgulayan antrenör Yıldız sözlerine şöyle devam etti. “Amerika ve Avrupa’da okul-larda çeşitli spor dalları üzerine branş eği-timleri zorunlu olarak verilirken bizim ül-kemizde bu eğitim genel olarak veriliyor ve bu nedenle öğrenciler belirli bir branşta uzmanlaşamıyor. Bu nedenle devletin bu konuda bir çalışma yaparak öğrencileri branş eğitimine yönledirmesi gerekiyor.”

“DENİZ SAYISI DEĞİL HAVUZ SAYISI ÖNEMLİ”

Yüzme branşında geride kalmamı-zın en önemli nedenlerinden birisinin de ülkemizdeki tesisleşmenin yetersiz oldu-ğundan kaynaklandığını dile getiren Yıldız konuşmasının devamında şunları söyledi. “Türkiye için genelde söylenen cümle hep şudur. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede nasıl olurda yüzücü çıkmaz. Bunun ilk ne-deni daha öncede söylediğim gibi eğitim-

dir. İkinci nedeni ise tesisleşmenin yetersiz olmasıdır. Tabi bu sporun endüstirileşme-mesini de ayrı bir neden olarak gösterebi-liriz. Son yıllarda bununla ilgili çalışmalar yapılıyor, ülkemize birçok yeni tesisler ka-zandırıldı ancak bu alanda o kadar geride-yiz ki istenilen seviyeye ulaşmamız uzun za-man alabilir.” diyerek sözlerini tamamladı.

“YÜZME EĞİTİMİ KALİTESİZ VE MALİYETLİ”Türkiye’de son yıllarda yüzme eğiti-

mine verilen önemin arttığı görülüyor. Geç-tiğimz yıllarda ülkemizin birçok büyük tur-nuvaya ev sahipliği yapması 2020 Olimpiyat oyunları için aday olması bu tür branşlara yatırım yapılmasına neden oluyor. Ancak tesisleşmenin son yıllarda hız kazanması beraberinde bu sporun maliyetini arttırdı-ğı ve verilen eğitim kalitesinin düşürdüğü bir gerçek. Bu konuda da düşüncelerini

aktaran Yıldız şunları dile getirdi. “Ekono-mik nedenlerden dolayı maalesef herkese yüzme öğretilemiyor. Bu nedenle ülkemiz-de ekonomik gelir düzeyi düşük olan aile-ler çocuklarını yüzme eğitimi veren kursla-ra gönderemiyor.” Tesileşmenin artmasıyla beraber antrenör sayısının da arttığını vur-gulayan Yıldız, bu nedenle verilen eğiti-min istenilen düzeyde olmadığını söylüyor.

TÜRKİYE’DE YÜZME SPOR DEĞİL HOBİÜlke olarak belirli branşlar dışında diğer spor branşla-

rına gösterdiğimiz ilgi tartışılır nitelikte. Spor deyince aklımı-za ilk olarak futbol, basketbol, voleybol, güreş, halter vs. gibi branşlar geliyor. Spora bakış açımız ilgi gösterdiğimiz branşlar-la paralele olduğu için ilgi göstermediğimiz spor dalları ülke-mizde gereken değeri görümüyor. Yüzme sporuda bunlardan biri. Halkımız yüzmeyi bir spor olarak değilde bir hobi olarak gördüğü için bu alanda başarılı sporculara yetiştiremiyoruz. Bu nedenler ailelerin büyük bir kısmı küçük yaşta çocukları-nı yüzme eğitimi alacak kurslara gönderirken geleceğe dönük düşünmeyip sadece yüzmeyi öğrensin yeter gözüyle bakıyor.

Son olarak bu konudaki düşüncelerini de bizimle paylaşan antrenör Yıldız, “Bu branşta büyük sporcular yetiştirebilmemiz için ailelere de büyük görevler düşüyor. Çocuklarının gelecek-te ülkemizi temsil edecek milli bir sporcu olmalarını istiyorlar-sa çocuklarını yüzme sporuna yönledirmeleri gerekiyor.” dedi.

Son yıllarda ülkemizde birçok spor organizasyonu ve bir çok yeni tesisler yapıldı. Bu gelişmeler spor geleceği-miz açısından umut verici, ilerleyen yıllarda bu yatırımla-rın karşılığını almak toplum olarak bizim elimizde. Artık spo-ru hayatımızın önemli bir parçası olarak görmemiz gerekiyor.

GAZETE KAMPÜS SPOR NISAN 2013