Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Ders İçeriği 1-Kuvvet antrenmanının bilimsel temelleri
a) Antrenman uyaranlarına uyum
b) Antrenman Dönemlemesi
c) Program Tasarımının önemi
d) Kas yenilenmesinin hızlandırılması
2-Kas büyümesi için beslenmenin önemi
a) Beslenme ve metabolik diyet
b) İyi ve kötü yağlar
c) Metabolik diyet planlaması ve uygulaması
d) Suplementler
3-Üst düzey uyarım sağlayan alıştırmalar
a) Uygun alıştıma seçimi
b) Alt vücut alıştırmaları
c) Üst vücut alıştımaları
4-Antrenmanın altı evresi
a) Anatomik uyum(adaptasyon)
b) Hipertrofi evresi
c) Karma Antrenman
d) Maksimum kuvvet
e) Kas tanımlama
f) Geçiş evresi
Genel anlamda organizmayı oluşturan hücrelerde
hareketlilik söz konusudur. Hücre doğasında olan bu
hareketlilik bazı hücrelerde oldukça sınırlıdır (ÖZCAN
Z, 2011).
Kaslar ve kas kasılması
• Bazı hücrelerde ise
hücrenin ana
fonksiyonunu
oluşturur İşte
fonksiyonları hareket
olan bu hücrelere kas
hücresi denir ÖZCAN Z
(2011).
• Vücudumuzda bulunan her tür
kasın görevi kasılarak hareket
oluşturmaktır. Bu kasılmalarla,
yaşamımızın devamı için zaruri
hareketler (kalp atışı v.b. )
gerçekleştiği gibi sporun
temelini oluşturan vücudun
tamamının ya da bir
bölümünün yer değiştirmesini
sağlayan hareketlerde
meydana gelir.
• Kas Dokusu vücudun
en çok farklılaşmış
dokularından biridir
ÖZCAN Z (2011).
• Üç tip kas dokusu
vardır:
1) Çizgili iskelet kası
2) Kalp kası
3) Düz kas
• İskelet kasının (çizgili kaslarının) genel özelliği; aktin ve
miyozin filamentlerinin belirli bir düzen içerisinde
dağılarak çizgili bir görünüm oluşturması ve istemli kasılan
(voluntary) kaslar olarak adlandırılmasıdır. Somatik sinir
sistemi tarafından uyarılan iskelet kası ile hareketler
meydana gelir (Cicioğlu ve ark. 2006).
• İskelet kas dokusu, oldukça uzun kas hücrelerinden
oluşur. Kapillar damarlar bol miktarda bulunur.
Hücreler silindirik şekildedir. Bir iskelet kas
hücresinde çok sayıda çekirdek bulunur ve
sarkolemmanın hemen altında yerleşir (ÖZCAN, 2011).
• Sarkoplazma hemen hemen tamamen miyofibril olarak
bilinen ince uzun filamentlerle doludur. Işık mikroskopik
olarak görülebilen ve life uzunlamasına çizgili görünümü
veren miyofibriller, elektron mikroskobik olarak
görülebilen miyoflament demetlerinden oluşur (EŞREFOĞLU,
2009).
• Değişik tiplerdeki kasları oluşturan kas lifi kütleleri
gelişigüzel değil düzenli demetler halinde dizilirler ve
epimisyum adı verilen tıkız bağ dokusu kılıf ile dıştan
tümüyle sarılırlar
• Epimisyumdan içeriye doğru ince bağ dokusu
uzanarak bir kasın içindeki lif demetlerini sarar. Kas
liflerinden oluşan her bir demetin etrafındaki bağ
dokusuna perimisyum denir.
• Her kas lifi ise bazal lamina ve retiküler liflerden
oluşmuş ince bir bağ dokusu tabakası olan
endomisyum ile sarılıdır (Junqueıra ve Carneir 2003).
• İskelet kas hücrelerinde çizgililiği sağlayan, sarkplazma
içerisinde hücrenin uzunluğu boyunca seyreden, İplik şeklinde
olan miyofibrillerin (1-2 µm çapında), elektron mikroskobik
büyütmelerde bunların daha küçük birimlerden oluştukları
görülür. Bu küçük birimler aktin ve miyozin miyoflamanlarıdır.
• Aktin miyoflamanları ince(7 nanometre), miyozin miyoflamanı
ise daha kalındır (15 nanometre). İşte elektron mikroskobik
düzeyde aktin miyoflamanları kendi aralarında, miyozin
miyoflamanlarıda kendi aralarında yan yana gelerek
oluşturduğu açıklı koyulu bölgeler, izotrop (I) bandı anizotrop
(A) bandı olarak isimlendirilir.
• A bandı ortasında sadece miyozin miyoflamanlarını içeren dar
bir band bulunur, bu bölgeye H bandı denir.
• H bandının ortasında ince bir M çizgisi bulunur.
• I bandının ortasında Z çizgisi bulunur. I bandı Z çizgisi ile iki
eşit parçaya bölünmüştür.
• Bir Z çizgisinden diğer bir Z çizgisine kadar olan bölge
sarkomer olarak isimlendirilir. Aslında I bandını oluşturan
aktin miyoflamanları Z çizgisinden başlayarak iki yöne doğru
uzanır (Özcan, 2011).
• Diğer bir tubul sistemi
de sarkolemin hücre
içerisine doğru yapmış
olduğu çok sayıda iç içe
geçmedir ki bunlara
transversal tubul- enine
tubulus denir.
• Transversal tubul kas
hücresi sarkoleminden
başlar, miyofibriller
etrafında aynı düzlemde
dallanarak ağlar
oluşturur.
• T-tubuller sarkomerin iç uzantılarıdır. Bu nedenle uyarım kas hücresi membranı boyunca yayıldığında aynı zamanda bu tubul aracılığı ile de kas hücresinin derinliklerine kadar yayılır.
• Memelilerde her sarkomerde miyozin flamanlarının uçlarına yakın iki tubul bulunur. Bu sebeple memelilerde bu kaslar hızlı kasılma özelliğine sahiptir.
• Ortada T- tubul bunun
iki yanında terminal
sisternlerin (Kutup,
terminal- Sona ait, uçta
bulunan, son, bitim)
oluşturduğu üçlü yapıya
triyad adı verilir ÖZCAN
Z (2011).
• Yapısal açıdan iskelet kaslarına benzeyen kalp kası (myokart)
çizgili görünür. Fonksiyon açısından ise düz kaslara benzerler
(istem dışı kasılırlar) otonom sinir sistemi tarafından kontrol
edilirler CİCİOĞLU İ, GÜNAY M, TAMER K (2006).
• Kalp hücreleri, iskelet kasındaki birleşik hücreler gibi kaynaşmak
yerine, uzantıları arasında kompleks bağlantılar oluştururlar.
Aslında Zincirdeki hücreler çoğunlukla dallanır ve komşu
zincirdeki hücrelere tutunurlar. Bu şekilde kalp sıkı bir örgü demeti
halinde düzenlenmiş olan hücrelerden oluşur, böylece kalp
karıncıkları derinlemesine etkileyen tipik kasılma dalgasının
oluşması sağlanır.
• Olgun kalp kası
hücrelerinin çapı yaklaşık
15 µm, boyu ise 85-100
µm’dir. Bunlar iskelet
kasında olduğu gibi enine
çizgiler şeklinde
bantlaşma gösterir. Çok
çekirdekli iskelet kasının
tersine her kalp kası
hücresinin yalnız bir ya da
iki tane, merkezde
yerleşmiş, soluk boyanan
çekirdeği vardır.
• Kalp kası hücreleri çok sayıda mitokondri içerir. Bunlar sitoplazma
hacminin % 40’ından fazlasını doldurur. Bu durum, kalp kasının
sürekli bicimde oksidatif metabolizmaya duyduğu gereksinimi
yansıtmaktadır. Karşılaştırma açısından, iskelet kasında bu oran
yalnızca % 2’dir. Kalbin ana yakıtı olan yağ asitleri lipoproteinlerle
kalp kası hücrelerine taşınır.
• Geçit Bölgeleri (gap junctions)
Hücreler arasında en yaygın olarak
bulunan bağlantı bölgesi geçit
bölgeleridir. Bu bölgeler iki komşu
hücrenin sitoplazmaları arasında
bağlantı kurarak bazı moleküllerin
bir hücreden diğerine geçişine
olanak sağlarlar.
• Otonom sinir sistemi tarafından uyarılan ve istem dışı kasılan
düz kaslar, aktin ve miyozin flamanlarının belirli bir düzen
içerisinde değilde rasgele bir dağılım göstermesi nedeniyle,
mikroskobik açıdan enine çizgi göstermezler ve bu yüzden düz
kaslar adını alırlar. Sinirsel kontrolü nedeni ile de istem dışı
(unvoluntary) kasılan kaslar olarak nitelendirilirler (Cicioğlu ve
ark. 2006).
• Düz kas hücreleri tek
nükleuslu, mekik
şekilli 20-200 µm
uzunluğunda
hücrelerdir. Düz
hücrelerinin oval veya
bazen mekik şekilli
nükleusları hücrenin
ortasında yer alır.
• Enine kesitlerde kesit
düzlemi bazı hücrelerin
nükleus bölgelerinden
geçmediğinden
nükleusları
görülmeyebilir.
Hücreler, kesit
düzlemine göre çeşitli
çaplarda görülebilir
• Kontraksiyon
durumunda olmayan bir
kasta nükleus sınırları
düzenlidir.
Kontraksiyon sırasında
girintili-çıkıntılı bir hal
alır, normalde
olduğundan daha parlak
görülebilir.
• Düz kasta T-sistemi bulunmaz. Bunu yerine hücre membranı invajinasyonları(iç-içe geçme) görülür. Bunlara cavolae denir. Plazma membranın altında, seyrek sarkoplazma retikulumu tübülleri ile birlikte stoplazmik veziküller bulunur. Cavolae ve veziüllerin iskelet kasının T sistemi gibi sitoplazmaya Ca sağlayan sistem olduğu düşünülmektedir.
• Düz kasta da çizgili kasta olduğu gibi kontraktil
elementler bulunur. Düz kasın ince filamantleri aktin,
tropomiyosin(düz kasta özelbir formülü bulunur) ve düz
kasa özel proteinler olan caldesmon ve calponin’dir.
Çizgili kastan farklı olarak tropomiyozine tutunmuş
troponin kompleksi yoktur.
• Bunların yerine Caldesmon ve calponin miyosinleri
bağlanma bölgelerini bloke eden, aktin bağlayan
proteinlerdir. Bu proteinlerin fonksiyonları da kalsiyumu
bağlıdır. Düz kasta ince filamantler yoğun cisimler veya
stoplazmik dansiteler olarak bilinen yapılara tutunurlar
EŞREFOĞLU M (2009).
• İskelet kasları sinirler ve kan
damarları ile iyi bir düzeyde
desteklenir. Bu uyarı ve
kanlanma direkt olarak
kasılma ile ilişkilidir. Kas
kasılması sinirsel uyarımla
başlar.
• Sinirden kasa uyarı iletimi bir
nöronun başka bir nöronla
arasında olan iletime benzer.
• Bir motor sinirin bir iskelet
kası üzerinde sonlandığı alana
nöromuskuler junction (sinir
kas kavşağı ) denir.
• Bir iskelet kası motor sinir yoluyla uyarılırsa, sinir-kas birleşme yerinde (motor son plakta) sinir ucundan asetilkolin salınır.
• Salınan asetilkolin sarkolemma membranından (Kas hücre zarı) Na geçirgenliğini artırır.
• Bunun sonucunda hücre zarı depolarizasyona uğrar ve kas kasılması için gerekli aksiyon potansiyeli oluşur.
• Uyarı hücre zarı boyunca yayılarak impuls iletme sistemi ile T-tubullerden sorkolemma içine yayılır. T-tubullerle temas halindeki sarkoplazmik
retikulumdan Ca salınımı gerçekleşmesiyle miyozinin çapraz köprüsündeki ATP az enzimi aktif hale gelir ve ATP’yı parcalayarak enerjiyi açığa çıkarır.
• Ca ayrıca aktin ve miyosin flamentleri arasındaki etkileşimi engelleyen troponine bağlanarak, troponinin tropomiyozinle oluşturduğu bloğun açılmasını sağlar ve kasılma için gerekli ortam oluşur.
• Depolarizasyon: Sinir hücresinin uyarıyı iletirken içinde bulunduğu durum. hücre dışındaki sodyum hücre
içine girer ve içerideki potasyum hücre dışına çıkar. bu yüzden hücre içi negatifken pozitif, hücre dışı ise pozitifken negatif olur.
• Kas kasılması sırasında aktin ve miyozin flamentlerinin
etkileşimi ile aktin flamentleri ortaya doğru çekilirler ve
dinlenimde uçları birbirine ancak kavuşan aktin flamentleri
neredeyse birbirini tamamen örter hale gelirler.
• kas kasılması ve flamentlerin kayması için ATP ve ATP’nin
parçalanarak enerji açığa çıkartması gerekmektedir. Miyozin
çapraz köprüsü başında ATP az enzim aktivitesi göstererek
bunu sağlamaktadır.
• Kayma sırasında miyozin sabit dururken aktin , miyozine (H
bandına doğru) doğru çekilir.
• Kasılma miyozin çapraz köprülerinin aktine bağlanma,
bükülme, kayma, çözülme ve yeniden diğer bir bölgeye
bağlanma hareketi ile oluşur.
• Kasılma 5 temel evreye bağlıdır. Bunlar;
Dinlenim
Kasılmanın başlaması
Kasılma
Kasılmanın sürdürülmesi
Gevşemedir
Kas dinlenim durumunda miyozin flamentlerinin çapraz
köprüleri aktin flamentlerine doğru uzanır fakat onlara
bağlanamaz.
Aktin üzerinde bulunan miyozin çapraz köprü başlarının
tutunacağı aktif bölgeler troponin-tropomiyozine kompleksi
tarafından engellenmiştir.
Bu yüzden kasılma gerçekleşemez
• Sinir uyarıları motor son plağa ulaştığında asetilkolin
salınımı ile uyarı kas iğciklerine yayılar ve T- tubuller
yoluyla kas lif içine girerek S.R.’ da depolu bulunan Ca
serbest kalması ile aktin miyozin etkileşimi gerçekleşir ve
böylece kasılma başlamış olur.
• Kasılma miyozin çapraz köprü başlarındaki ATP’nin
parçalanması sonucu elde edilen enerji sonucu elde edilen
hreketlenme sonucu oluşur.
• Bu hareketlenme sonucu aktif flamantleri H bandına çekilir
ve hücre boyu yaklaşık serbest halindeki boyundan 3/1’i
uzunluğunca boyu kısalır.
• Sarkomerin boyunun kısalması ile kasın bağlı olduğu kemik
harekete geçer ve kasılma gerçekleşmiş olur. (Her kasılmada
hareket oluşmak zorunda değildir)
• Bir saniyelik kasılmanın sürdürülebilmesi için miyozinin
çapraz köprüleri aktinin aktif bölgelerine yüzlerce defa
bağlanıp, ayrılırlar.
• Miyozin başları bağlandığı bölgeden ayrıldığında daha
önce parçalanarak ADP’ye dönüşen ATP tekrar
sentezlenerek eski halini alır ve devam eden hareket için
yeniden enerji ortaya çıkarır.
• Kasa motor sinirler ile gelen uyarı kesildiğinde Ca iyonları
ile troponin arasındaki bağ bozulur. Çünkü Ca iyonları
troponinden ayrılarak S.R.’ ye geri pompalanır.
• Bu durum ile miyozin başlarının tutunması için gerekli aktif
bölgelerin troponin-tropomiyozin kompleks yapısı ile
bloklanması ile sonuçlanır.
• Dolayısıyla sarkomer başlangıç durumuna geri dönmüş olur.
• VİDEO
• Kassal Kuvvet: Bir kas veya kas grubunun bir dirence karşı oluşturduğu güç veya gerim olarak tanımlanır.
• Kas kasılma çeşitleri üzerine yazarların yaklaşımları farklıdır. Bazı yazarlar statik kasılma olarak izometrik ve dinamik kasılmalar olarakta izokinetik ve izotonik kasılmadan söz edip, her üç tip kasılmanın da özellik olarak konsantrik yada eksantrik şeklinde sınıflandırılabileceğini iddia etmektedir.
• Bu teknik tartışmaların hep sinide kapsayan bir sınıflandırma yapmak istersek, statik kasılmaları izometrik, izokinetik ve izotonik kasılmaları dinamik kasılmalar olarak kabul etmek gerekir.
• Statik bir kasılmadır.(İzo(iso)= eşit, aynı,sabit /Metrik= boy)
• Kasta herhangi bir boy değişikliği olmaksızın, kasın geriliminde
artış meydana gelen kasımalardır, yani kasın geriliminde artış
meydana gelir.
• Ayakta dik durmamızı sağlayan antigravite kasları izometrik
olarak kasılırlar. Bu kasılma türü en çok güreş sporunda
gözlenir.
•
• İzo=sabit, tonik=gerilim anlamı taşıdığı için bu tip kasılmaya
kasın boyunda bir değişim olduğu ve gerilimin sabit olduğu
dinamik kasılmalar adı verilir.
• Çoğu kes konsantrik kasılmalarla eş anlamlı kullanılsa da
konsantrik ve ekzantrik kasılmalar olarak da
sınıflandırılmaktadır. Kasılma ile bir hareket oluşturulur ve
mekanik bir iş yapılır.
• Kas kasılması sırasında
kasın gerilimi sabit
kalırken kasın boyu
kısalır.
• Kasılma ile hareket
gerçekleşir ve mekanik
bir iş yapılır. Bir ağırlığın
yerden bir yere
kaldırılması bu tür
kasılmalarla sağlanır.
• Kas kasılması sırasında, kasın gerilimi sabit kalırken, konsantrik
kasılmanın aksine kasta uzama meydana gelir. Negatif bir
mekanik iş yapılır.
• İzo=aynı, eşit, sabit/ kinetik= hareket ; eş hareket anlamını
taşır ve hareket eşit hızda sürdürülür. Aynı eklemin aynı yöne
yaptığı harekette oluşan açısal farklılıklar sonucu direnç değişir.
• Böylece o harekette uygulanması gereken kuvvette farklılık
gösterecektir.
• Bu gibi değişkenleri ortadan kaldırarak yapılan kasılmalar
sadece izokinetik dinamometreler ile gerçekleştirilebilir.
• İzometrik ve İzotonik (konsantrik) kasılmanın birlikte
yapılmasıyla olur. Bu şekilde kasın hem boyunda hem de
tonusunda bir değişme meydana gelir. Pozitif, mekanik bir
iş yapılır. Kuvvet alıştırmalarının büyük kısmı, oksotonik
kas çalışmasının kapsamına girmektedir.
• Egzersiz Fizyolojisi, Doç. Dr. Mehmet GÜNAY, Ankara 1998
• Beden Eğitimi ve Sporun Fizyolojik Temelleri Fox, Bowers, Foss,
Ankara 1999.
• YAŞAR S, Antrenman Bilgisi, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2007
• EŞREFOĞLU M, Genel Histoloji, Medipres Matbaacılık, Malatya
2009
• AYTEKİN Ö ve ark. , Temel Histoloji ,Nobel Yayın Dağıtım, Bursa
2011
• KİERSZENBAUM A, Palme Yayıncılık, Ankara 2006
• JUNQUEİRA J.L, CORNEİRO J, Nobel Tıp Kitapları, Ankara 2006