31
85 İstanbul’un Fethine İlişkin Hadis Rivayetlerine Farklı Bir Yaklaşım İsrafil Balcı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hadîs mecmualar arasnda Kostantnyye’nin (ơstanbul) Müslü- manlar tarafndan fethedileceƭine dair birtakm rivayetler bulunmakta- dr. Fiten ve melâhim edebiyat içinde yer alan bu rivayetler, Hz. Pey- gamber’in haber verdiƭi kyamet alametleri ve gelecekte vuku bulacak olaylar olarak sunulur. ơstanbul’un fethedileceƭine dair haberlerin ihtiva ettiƭi yaklaƾk otuz civarnda irili ufakl rivayet bulunmaktadr. Çoƭu birbirinin tekrar veya deƭiƾik versiyonu niteliƭindeki bu rivayetlerden sadece birisi hariç, diƭerlerinin tamam kyamet saatiyle iliƾkilendiril- miƾ ve birtakm zaman dilimleri verilerek ƾehrin fethiyle birlikte bu zaman dilimleri içerisinde kyametin kopacaƭ iddias dillendirilmiƾtir. Her ne kadar rivayetlerin muhtevas ve verilen zaman dilimlerinde ciddi tutarszlklar varsa da, bunlar fazla sorgulanmamƾ ve özellikle Anado- lu ơslâm kültüründe ơstanbul’un fethi konusu doƭrudan Resûlüllah’n ihbar veya müjdesi olarak sunulmuƾtur. Hatta çeƾitli akademik çalƾ- malarda bile, ơstanbul’un fethedilmesi ile mezkûr iddialar arasnda bir baƭ kurulmuƾtur. Fiten edebiyat dƾnda kalan ve ơstanbul’un fethedileceƭine dair haber ihtiva eden tek rivayet, “ơstanbul mutlaka fethedilecek, onu

İstanbul’un Fethine İlişkin Hadis Rivayetlerine Farklı Bir ...osmanliistanbulu.org/tr/images/osmanliistanbulu-2/12_israfil-balci.pdf · İsrafil Balcı Ondokuz Mayıs Üniversitesi

  • Upload
    others

  • View
    18

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

85

İstanbul’un Fethine İlişkin Hadis Rivayetlerine Farklı Bir Yaklaşım

İsrafil BalcıOndokuz Mayıs Üniversitesi

Hadîs mecmualar aras nda Kostant n yye’nin ( stanbul) Müslü-manlar taraf ndan fethedilece ine dair birtak m rivayetler bulunmakta-d r. Fiten ve melâhim edebiyat içinde yer alan bu rivayetler, Hz. Pey-gamber’in haber verdi i k yamet alametleri ve gelecekte vuku bulacak olaylar olarak sunulur. stanbul’un fethedilece ine dair haberlerin ihtiva etti i yakla k otuz civar nda irili ufakl rivayet bulunmaktad r. Ço u birbirinin tekrar veya de i ik versiyonu niteli indeki bu rivayetlerden sadece birisi hariç, di erlerinin tamam k yamet saatiyle ili kilendiril-mi ve birtak m zaman dilimleri verilerek ehrin fethiyle birlikte bu zaman dilimleri içerisinde k yametin kopaca iddias dillendirilmi tir. Her ne kadar rivayetlerin muhtevas ve verilen zaman dilimlerinde ciddi tutars zl klar varsa da, bunlar fazla sorgulanmam ve özellikle Anado-lu slâm kültüründe stanbul’un fethi konusu do rudan Resûlüllah’ n ihbar veya müjdesi olarak sunulmu tur. Hatta çe itli akademik çal -malarda bile, stanbul’un fethedilmesi ile mezkûr iddialar aras nda bir ba kurulmu tur.

Fiten edebiyat d nda kalan ve stanbul’un fethedilece ine dair haber ihtiva eden tek rivayet, “ stanbul mutlaka fethedilecek, onu

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

fetheden komutan ne büyük komutan, onu fetheden asker ne büyük asker” eklinde dillere pelesenk edilen me hur hadistir.1 K yamet alameti id-

dialar yla ili kilendirilmeyen bu rivayet, muteber hadîs kaynaklar nda geçmemesine ra men, özellikle Müslüman Türkler taraf ndan büyük bir hüsnü kabul görmü ve ehri fethetmeleri nedeniyle Hz. Peygamber’in müjdesi ve övgüsünün muhatab olduklar yorumlar n n en önemli re-ferans olarak gösterilmi tir.2 Mezkûr rivayet akademik ara t rmalarda referans olarak sunulurken, özellikle bu ara t rmalar yapanlar n stan-bul’un fethi ile k yamet saati aras nda kurulan ili kiye dair rivayetleri veya muhtevalar ndaki çeli kileri dikkate almamas a rt c d r.3 Di er bir ifadeyle söylemek gerekirse, rivayetin/rivayetlerin maksada yarayan k sm kullan l rken sorunlu taraf görmezden gelinmi tir.

1 A med b. anbel, Eb ‘Abdill h A med b. Mu ammed b. anbel e - eyb n (ö.241/ 6), Musnedu ‘A med b. anbel, thk. A med Ma‘bed ‘Abdulker m, I-XIV, Beyr t 1432/2011, VIII, 2 4; el-Bu r , Eb ‘Abdill h Mu ammed b. smail b. br h m (ö.2 6/ 70), Ta r cu’l-E d i’l-Merf ‘ati’l-Musnede f Kit -

bi’t-T r i’l-Keb r, Riy 1420/1999, I, 791; bnu’l-E r, Eb ’l- asen ‘Al b. Eb ’l-Kerem Mu ammed b. Mu ammed e - eyb n el-Cezer (ö.630/1233), ‘Usdu’l- be f Ma’rifeti’ - ah be, thk. ‘Al Mu ammed Mu‘avv , ‘ dil A med ‘Abdulmevc d, I-VIII, 141 /1994, I, 3 9.

2 Ali Yard m, “Fetih Hadisi Üzerinde Bir Ara t rma”, Diyanet leri Ba kanl Dergisi, (cilt: XIII, say : 2), 116-123; smail Yi it, “Emevîler Zaman nda Gerçek-le tirilen stanbul Seferleri”, 2. Uluslararas stanbul’un Fethi Konferans , stanbul Büyük ehir Belediyesi Kültür leri Daire Ba kanl Yay nlar , (30-31 May s, 1 Haziran 1997); Hüseyin Algül, “Eyyûb Sultan’dan Fatih’e Yolculuk”, Tarihi Kültürü ve Sanat yla IX. Eyüp Sultan Sempozyumu; Tebli ler, (13-1 May s 200 ); Mehmet Ali Kulat, “ stanbul’un Fethini Müjdeleyen Hadisin De erlendirilme-si”, Diyanet lmi Dergi, (cilt: 37, say 2 Nisan-May s-Haziran 2001), -23; Mustafa Güler, “ stanbul’un Fethinin Zaman n Müslüman Devletleri Aras ndaki Yeri”, Tarihi Kültürü ve Sanat yla IX. Eyüp Sultan Sempozyumu; Tebli ler, (13-1 May s 200 ), 236-241; Arif Y ld r m, “Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin Bir Âyetle lgili Yorumu ve stanbul’un Fethi”, Tarihi Kültürü ve Sanat yla IX. Eyüp Sultan Sempozyumu; Tebli ler, (13-1 May s 200 ), 161-171.

3 Tespit edebildi imiz kadar yla, stanbul’un fethi ile k yamet saati aras nda kuru-lan ili kiye dair konu Feridun M. Emecen taraf ndan kaleme al nm t r. Kadim kültürlerde de var olan stanbul’un fethi ile k yamet senaryolar na dair rivayetleri de erlendiren Emecen, slâm kültüründeki anlat lar n bunlardan esinlenme oldu u sonucuna ula m t r. Geni bilgi için bkz. Feridun M. Emecen, Fetih ve K yamet, Tima , stanbul 2012.

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

stanbul’un fethine yönelik ilk ciddi giri im Emeviler dönemin-de ba lat lm t r. Özellikle hanedan n kurucusu olan Muaviye, ehrin fethine büyük önem vermi ve iki kez ku atmas na ra men bu hedefini gerçekle tirememi tir. kinci ku atman n ard ndan yakla k 30 y l sonra üçüncü kez stanbul ku at lm , fakat yine sonuç al namam t r. lk iki ku atma ile ilgili dikkat çeken hususlardan birisi, ordu haz rl yap ld s rada veya muhasaralar devam ederken az önce zikredilen rivayet ya da rivayetlerden hiç söz edilmemesidir. Di er bir ifadeyle erken döne-me ait kaynaklarda Resûlüllah’ n böyle bir sözü veya müjdesi nedeniyle Müslümanlar n bu ehri almak için mücadele ettiklerine dair bir tek rivayet nakledilmemi tir. Buna mukabil özellikle Muaviye’nin giri imi-nin arkas nda daha çok siyasî hesaplar veya bireysel ba ar kazanma gibi hedeflerin etkili oldu unu gösteren veriler bulunmaktad r. Bu çal ma en erken döneme ait rivayetlerden hareketle, stanbul’un fethine dair haberleri ve bu haberlere dayal görü lerin tutarl l n ve gerçekli ini gözler önüne sermeyi hedeflemektedir.

Emeviler Zaman nda stanbul’un Fethi Giri imi

Yakla k doksan y l kadar süren Emevîler döneminde stanbul üç kez ku at lmas na ra men arzulanan netice elde edilememi tir.4 Rivayet-lere bak l rsa birinci ku atma 66 -670, ikinci ku atma 674-6 0, üçüncü ku atma ise 716-17 y llar nda gerçekle mi tir. Buna göre ilk iki ku atma Muaviye (660-6 0), üçüncüsü ise Süleyman b. Abdulmelik (71 -717) dönemine denk gelmektedir.

Muaviye’nin iki kez stanbul’u ku atmas , onun buraya verdi-i önemi ve ehri alma arzusunu ortaya koymaktad r. Kimi yorumlara

göre henüz am valili i dönemindeyken Kostant n yye’yi ele geçirmeyi

4 stanbul’un Araplar taraf ndan ku at lmas ile ilgili geni bilgi için bkz., Marius Canard, “Tarih ve Efsaneye Göre Araplar’ n stanbul Seferleri” (çev. smail Hâmi Dani mend), stanbul Enstitüsü Dergisi I, stanbul 19 , 21 ; ükran Harbutlî,

“H sâru’l-Kostant n yye fî’l-Asri’l-Umevî”, Be inci Uluslararas Orta Do u Se-mineri slamiyet’in Do u undan Osmanl daresine Kadar Orta Do u ( am, 2-4 Kas m 2010), Elaz 2012, ss. 229-261; Âdem Apak, “Fethinden Önce stanbul Üzerine Müslüman Seferleri: Emevîler Dönemi”, Eyüp Sultan Sempozyumu VII (Tebli ler), stanbul 2003, 226-27.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

hedeflemi ti. Bizans tarihçisi Sebeos, 6 3- 4 y llar ndan itibaren Arap-lar’ n stanbul’u ele geçirmeyi hedeflediklerini söylerken bir bak ma bu hususa i aret etmi tir.6 Hz. Osman’ n onay n alarak deniz seferine ç kan am valisi Muaviye, önce K br s adas n fethetmi tir.7 lerleyen süreçte

Arvad, Rodos9 ve Girit (Ikrîdi )10 gibi adalar n fethedilmesi, denizden yap lacak ku atmalar n ön temeli niteli indedir.11

Rivayetlere göre Bizans’ n payitaht n hedef alan Muaviye’nin giri imini haber alan II. Constans donanma ile kar sald r ya geçmi ve iki taraf Finike (Phoenix) aç klar nda kar kar ya gelmi tir.12 Likya sahillerindeki mücadelenin ard ndan Bizans donanmas a r bir yenilgi alm t r. Hatta II. Constans’ n k l k de i tirerek kaçt na dair haberler nakledilmi tir.13 bn A’sem’in verdi i bilgiye göre II. Constans’ n kar sald r s n n haber al nmas üzerine, M s r valisi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh yard m göndermi tir.14

ehrin fethine yönelik ilk ciddi hamle 66 y l nda gerçekle ti-rildi. Rivayete göre Muaviye, Fedâle b. Ubeyd el-Ensârî’yi II. Cons-tas’a yard m eden Ermeni valisi Saborios üzerine göndermi ti. Ancak ordu Anadolu içlerindeyken Saborios’un öldü ü haberinin al nmas üzerine, yoluna devam eden Fedâle Kad köy’e kadar ilerledi. Onun bu hamlesinin arka plan nda Bizans idaresindeki taht kavgalar n n da etkisi

Harbutlî, 231.6 Sebéos, L’évéque, Histore d’Héraclius, Traduite de L’Armenien et Annotee Fre-

deric Macler, mrimerie Nationale, Paris 1904, 140.7 Halife b. Hayyât, Tarihu Halife b. Hayyât; Halife b. Hayyât Tarihi, çev. Abdülha-

lik Bak r, Ankara 2001, 200; Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, çev. Mustafa Fayda, An-kara 19 7, 21 ; bn A’sem, Ebû Muhammed b. Ahmed b. A’sem el-Kûfî (314/926), Kitâbu’l-Fütûh, Beyrut 19 6, I, 347-4 .

Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, 33 ; bn A’sem, I, 367.9 Belâzurî, Fütûh, 33 ; bn A’sem, I, 3 2; Rodos seferinin 67 y l nda düzenlendi i

de söylenir. Halife b. Hayyât, 279.10 Belâzurî, Fütûh, 339.11 bn A’sem, I, 3 2- 4.12 Theophanes, The Chronicle of Theophanes, Translated by Harry Turtledove,

University of Pennsylvania Press, Philadelphia 19 2, 4 .13 Canard, 21 -16.14 bn A’sem, I, 3 4, 3 6.

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

oldu una dair yorumlar yap lm t r.1 K ay n burada geçiren Fedâle, ehri ku atmak için yard m isteyince, Muaviye ilk önce Süfyan b. Avf,

ard ndan da o lu Yezid komutas nda bir ordu haz rlay p sevk etti. Ye-zid’in ordusunda bn Abbâs, bn Ömer, Zübeyr b. Avvâm ve Ebû Eyyûb el-Ensârî (Hâlid b. Zeyd) gibi önemli isimlerin bulundu u rivayet edilir. Yard m gelmesinin ard ndan ehir ku at ld , ancak sonuç al namad .16 Ku atman n ba ar s zl kla neticelenmesi, ordunun erzak s k nt s çek-mesi ve salg n hastal n ba göstermesi gibi nedenlerle aç klan r. Baz rivayetlerde ise ba ar s zl k Yezid’in beceriksizli ine fatura edilir. Ancak bu tür iddialar daha çok onu kötülemeye yönelik sonradan uydurulan iddialar görüntüsündedir.

lk hamlenin ba ar s zl kla neticelenmesine ra men, Muaviye s-tanbul’u fethetme arzusundan vazgeçmedi. Adeta bu amac n gerçekle -tirmenin alt yap s olarak Anadolu içlerine do ru seferler düzenlemeye devam etti. Sevk etti i ordular Kap da Yar madas ’n ele geçirdiler ve buras daha sonraki seferler için bir üs olarak kullan ld .

kinci kez stanbul’u ku atmay planlayan Muaviye, ciddi haz r-l klar yapt . Özellikle donanmaya a rl k verip gemi in aat n h zland rd . Rivayetlere göre am, M s r ve Libya sahillerindeki tersanelerde gemiler in a edildi. Finike sahillerinden ah ap malzeme ticareti yapt söylenir. Bizans tarihçisi Theophanes (201/ 17), Tripolis (Libya) sahillerindeki tersanelerde de gemiler in a edildi ini ve bu gemilerin stanbul ku at-mas nda yer ald n belirtir.17

Gerekli haz rl klar tamamlayan Muaviye, 677 y l nda Cunâde b. Ebi Umeyye komutas nda güçlü bir donanma haz rlay p stanbul üzerine gönderdi. Ermeni kökenli Bizans tarihçisi Sebeos, Araplar’ n bin ki ilik üç yüz gemi ve yüz ki ilik be bin gemiden olu an bir filo ile slâm ordusunun skenderiye’den yola ç k p Kad köy sahiline ula t n

1 Birsel Küçüksipahio ullar , “Emeviler’in stanbul Ku atmalar Esnas nda Bizans mparatorlu u’nun Durumu” Be inci Uluslararas Orta Do u Semineri slami-

yet’in Do u undan Osmanl daresine Kadar Orta Do u ( am, 2-4 Kas m 2010), Elaz 2012, 1.

16 Canard, 217-1 .17 Rivayete göre tersanede çal an iki karde , Müslümanlar n elindeki esirleri kur-

tar p onlar vas tas yla ehrin emîrini öldürdüler ve ard ndan stanbul’a kaçt lar. O s rada Muaviye Kapadokya üzerinde seferdeydi. Theophanes, 4 .

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

söyler.1 Bir ba ka Bizans tarihçisi Theophanes de benzer haberler ak-tar r ve slâm ordusunun stanbul’u ku att na dair haberi destekler.19 Bu haberlerin bir k sm slâm tarihi kaynaklar ndaki rivayetlerle de do rulanmaktad r.20

Oldukça ciddi haz rl klardan sonra gerçekle tirilen ikinci ku at-mada da arzulanan netice gerçekle medi i gibi, büyük kay plar ya and . Ku atman n ba ar s zl kla sonuçlanmas , denizde yanma özelli ine sa-hip Rum ate iyle irtibatland r l r ve donanman n bir k sm n n yand -

söylenir. Donanma komutan Yezid b. ecerred’in öldü ü, da lan ordunun a r kay plarla geri çekildi i haberleri aktar lm t r. Ayr ca M s r’dan gelen slâm ordusu içindeki birliklerin bir k sm n n Bizans saflar na geçti i, erzak yüklü gemilerin Bizans’ n eline geçti i ve bu ne-denle erzak s k nt s ya and gibi rivayetler aktar lm t r. Geri çekilen slâm ordusunun Antalya yak nlar na geldi i zaman iddetli bir f rt naya

tutuldu u ve donanmadan geriye kalan k sm n da burada telef oldu u söylenir. Kara birliklerinin de dikkate de er bir ba ar elde edememesi üzerine, Muaviye’nin ikinci kez stanbul’u fethetme giri imi ba ar s z-l kla sonuçlanm oldu.

Bu süreçten sonra ehri ele geçirme hedefinin bir süre dondurul-du u ve Bizans’la 30 y l boyunca sava mamak üzere anla ma yap ld söylenir. Anla ma gere i Muaviye’nin sava tazminat olarak 3000 dinar ve 0 Arap at vermeyi kabul etti i, keza anla ma taahhüdü olarak 0 ki iyi de rehine olarak b rakmaya raz oldu u belirtilir. Arka arkaya iki kez ba ar s zl kla sonuçlanan ku atmalara ra men, Bizans’ n am üze-rine sald rmamas dikkat çeker. Baz yorumlarda bu durum Bulgarlarla da sava halinde olduklar na ba lan r.21

Muaviye’nin vefat ndan sonra o lu Yezid’in (6 0-6 3) hilafete gelmesiyle birlikte ba layan iç çeki meler, hem Anadolu içlerine do ru sürdürülen seferlerin hem de di er bölgelerdeki fetihlerin durmas na neden oldu. Abdulmelik (6 -70 ) hilafete geldi i zaman, uzun süre halifelik iddias yla ortaya ç kan bn Zübeyr’le mücadele etmek zorunda

1 Sebéos, 140.19 Theophanes, 4 .20 bn A’sem, I, 3 4- 6.21 Küçüksipahio ullar , 4.

8 5

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

kald . Hatta kuzey s n r n güvenceye almak için Bizans’la anla ma yap p yüklü miktarda vergi ödedi i söylenir. Abdulmelik’ten sonra hilafete ge-len o lu I. Velid (70 -71 ) zaman nda Emevi devleti en güçlü dönemine eri mi ti. Onun zaman nda karde i Mesleme b. Abdulmelik Anadolu içlerine do ru sürdürdü ü seferlerle Bizans’a kar büyük ba ar lar elde etmi tir.22 Ayr ca di er karde i Hi âm b. Abdulmelik, Yezid b. Cübeyr, Abbas b. Velid, Omer b. Velid, Mervan b. Velid, Abdulaziz b. Velid, Velid b. Hi âm ve Yezid b. Ebî Keb e gibi komutanlar da bu dönemde Anadolu’ya do ru ba ar l ak nlar düzenlediler. Elde edilen ba ar lardan sonra, I. Velid stanbul’u fethetmeye yönelik haz rl klara giri ti. Fakat bu hedefini gerçekle tiremeden vefat etti. Onun hedefini karde i Süley-man b. Abdulmelik devam ettirdi.

ki y l kadar hilafette bulunan Süleyman b. Abdulmelik (71 -717) döneminde Emevi devletinin duraklama dönemine girdi i ve bir çok dahili problemin ortaya ç kt söylenir. Bu tür olumsuzluklara ra men onun döneminin en önemli olaylar ndan birisi, stanbul’un üçüncü kez ku at lmas d r. Özellikle duraklaman n ba lad bir dönemde Süley-man b. Abdulmalik’in bu giri imi, Emevi halifelerinin buraya verdikleri önemi göstermesi bak m ndan dikkate de erdir. Süleyman 716 y l nda karde i Mesleme b. Abdulmelik komutas ndaki orduyu stanbul üzerine sevk etti. Ayr ca Ömer b. Hubeyre’yi de denizden muhasaraya destek vermesi amac yla gönderdi. stanbul kara ve denizden muhasara alt -na al nd , fakat kayda de er bir ba ar elde edilemedi.23 Surlar n bir türlü a lamamas , Rum ate i, ku atman n uzamas , erzak s k nt s n n çekilmesi ve sab rlar n zorlanmas gibi birtak m olumsuzluklar bu sefer s ras nda kar la lan problemler olarak s ralan r. Keza M s r’dan gönde-rilen donanman n beklenen deste i vermedi i de kaydedilir. Muhasara devam ederken halife vefat edince, yeni bir süreç ba lad . Süleyman’ n

22 Mesleme’nin Anadolu içlerinde sürdürdü ü ba ar l seferlerle ilgili detayl bilgiler için bk. Mehmet Azimli, “Emevi Dönemi Valileri ve Komutanlar ndan Mesleme b. Abdulmelik”, Dicle Üniv. lahiyat Fakültesi, (cilt: 9, say : 2, Diyarbak r 2007), 26-39; Âdem Apak, “Emevîler Döneminde Anadolu’da Arap-Bizans Mücadelesi, U. Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, (cilt: 1 , say : 20, 2009), 9 -122.

23 bn Manž r, Eb ’l-Fa l Mu ammed b. Mukerrem b. ‘Al Cem ludd n b. Manž r er-Ruveyfi‘ (ö.711/1311), Mu ta aru T r i Dime , thk. R iyye en-Ne s, Riy ‘Abdul am d Mur d, Mu ammed Muš ‘, I-XXIX, D me 1402/19 4, XXIV, 26 .

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

yerine tahta geçen Ömer b. Abdulaziz (717-720) fetih politikas nda de-i ikli e giderek stanbul’u muhasara eden orduyu geri çekti. Böylece

üçüncü ku atma da ba ar s zl kla neticelenmi oldu. Bu süreçten sonra Emevi halifeleri bir daha stanbul’u ele geçirmek için ciddi giri imde bulunmam lard r.

Özellikle Hi âm b. Abdülmelik (724-743) döneminde Emevi devleti yeniden güçlü bir idari yap kazanmas na ra men, stanbul’u fethetmek için herhangi bir giri imde bulunulmam t r. Oysa Anado-lu içlerine do ru birçok ak n düzenlenmi tir. Bu ak nlar s ras nda s-lâm ordusu Konya, Ankara, Kayseri ve Niksar gibi birçok ehre kadar ilerlemesine ra men, Bizans payitaht n ele geçirmeye yönelik ciddi bir ad m at lmam t r. Ba ar s zl kla neticelenen ku atmalar devletin büyük maddi kayba u ramas na neden oldu u gibi, ehrin fethinin imkâns z oldu u gibi bir umutsuzlu u da beraberinde getirmi tir.

Bütün bunlarla birlikte Muaviye döneminden beri Anadolu’ya do ru ba lat lan ak nlar ve stanbul’u ele geçirme giri imleri, Bizans’ n savunmada kalmas na yol açm ve kar sald r da bulunma f rsat bula-mam t r.24 Özellikle üçüncü ku atman n gerçekle ti i süreçte Bizans’ n içinde bulundu u durumun hiç de iç aç c olmad söylenir.2

stanbul’un Fethiyle ilgili Rivayetler

Hadis koleksiyonlar aras nda yer alan Kostant n yye’nin ( s-tanbul) fethedilece ine dair rivayetlerin kahir ekseriyeti Müslim’in (ö. 261/ 7 ) es-Sahîh’i ile onun ça da olan Ebû Dâvud’un (ö. 27 / 9) Sünen’i, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i ve el- ris b. Eb Us me’nin (ö. 2 2/ 9 ) Bu yetu’l-B i adl eserlerinde geçmektedir. Gelecekte vuku bulacak olaylara dair birtak m gizemli haberleri ihtiva eden ve ayn za-manda k yamet alametleri olarak sunulan bu haberler, birçok çeli ki ve tarihi gerçeklere ayk r iddialarla doludur. Örne in Kostant n yye’nin fethi, k yamet alametlerinden birisi olarak sunulurken, ayr ca fetihle birlikte Deccal’in zuhur edece i ve Hz. sa’n n nüzulü gibi tasvirler bu

24 Kaegi, Walter Emil, Bizans ve lk slam Fetihleri, çev. Mehmet Özay, Kaknüs Yay nlar , 1. Bask , stanbul 2000, 366.

2 Küçüksipahio ullar , 4.

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

haberlerden sadece bir kaç d r. En erken döneme ait kaynaklarda baz rivayet k r nt lar bulunmakta, ancak önce bütünlük arz edenleri verip di erlerini bunlarla birlikte zikretmeye çal aca z.

et-Šay lis ’de (ö.204/ 20) yer alan bir rivayette u haberler nak-ledilmi tir: Eslem Ebû mrân dedi ki, Rum ehrinde ( stanbul’da) idik. Rumlar büyük bir ordu ile kar m za ç kt lar. Müslümanlar onlara denk veya daha fazlayd . M s r’dan gelen ordunun ba nda Ukbe b. Âmir ko-mutan olarak bulunuyordu. Fedâle b. Ubeyd genel komutan idi. Müslü-manlardan birisi Rum saflar na do ru tek ba na hücum edince, baz lar (Bakara sûresinin 19 . âyetine at fla) “Sübhanallah, kendi eliyle kendini tehlikeye at yor” diye hayk rd . O s rada Ebû Eyyûb u uyar da bulundu:

“Ey insanlar! Siz bu âyeti bununla ili kilendiriyorsunuz, fakat yapt n z bir tevildir. Oysa âyet biz Ensâr hakk nda nazil olmu tur. Allah, slam’ yüceltip yard mc lar n ço alt nca, bizler ‘art k mallar m z n ba na geçip onlarla me gul olsak, ihmal etti imiz kazanc m z telafi etsek’ diye söyle-niyorduk. Bu temennimiz üzerine Bakara suresinin 19 . âyeti nâzil oldu. As l tehlike, mallarla me gul olup onlar ço altmaya ve slah etmeye ça-l rken Allah yolunda cihad terk etmektir.” Böylece Ebû Eyyûb, Allah yolunda cihada devam edip ehid dü tü ve Rum topra na defnedildi.26 Klasik tefsir kaynaklar nda da mezkûr âyete dair aç klamalar yap l rken, bu rivayetlere veya benzer anlat lara yer verilmi tir.27

26 et-Šay lis , Eb D v d Suleym n b. D v d b. el-C r d el-Ba r (ö.204/ 20), el-Musned, thk. Mu ammed b. ‘Abdilmu sin et-Turk , I-IV, M r 1419/1999, I, 491; ayr ca bkz. Tirmizî, “Tefsîru’l-Kur’ân”, 2; el- kim, Eb ‘Abdill h Mu am-med b. ‘Abdill h b. Mu ammed e - abb en-N s b r (ö.40 /101 ), el-Mus-tedrek le’s- a i ayn, thk. Mu šaf ‘Abdul dir ‘Aš , I-IV, Beyr t 1411/1990, II, 302; Beyhakî, Eb Bekr A med b. el- useyn b. ‘Al el- usrevcerd el- ur s n (ö.4 /1066), es-Sunenu’l-Kubr , thk. Mu ammed ‘Abdul dir ‘Aš , Beyr t 1424/2003, IX, 7 ; el-Beyha , Eb Bekr A med b. el- useyn b. ‘Al el- us-revcerd el- ur s n (ö.4 /1066), Ma‘rifetu’s-Sunen ve’l-’ r, thk. ‘Abdmuši‘ ‘Em n al‘ac , I-XV, Karaçi, Beyrut, aleb, K hire 1412/1991, XIII, 13 .

27 eš-Šaber , Eb Ca‘fer Mu ammed b. Cer r b. Yez d el- mil (ö.310/923), C -mi‘u’l-Bey n f Te’v li ‘ yi’l- ur’ n, thk. ‘A med Mu ammed kir, I-XXIV, 1420/2000, III, 90, 91; bn Eb tim, Eb Mu ammed ‘Abdurra man b. Mu ammed b. dr s er-R z (ö.327/93 ), Tefs ru’l ur’ ni’l-‘Az m, thk. ‘Es‘ad Mu ammed eš-Šayyib, 1419/199 , I, 330, 331; e - a‘leb , Eb s A med b. Mu ammed b. br h m (ö.427/1036), el-Ke fu ve’l-Bey n ‘an Tefs ri’l- ur’ n,

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8 8

Ebû Dâvud’da yer alan ayn rivayetin biraz de i ik versiyonun-da ise, Halid b. Velid’in o lu Abdurrahman komutas ndaki ordunun stanbul’u fethetmek amac yla Medine’den yola ç kt ve ehre yak-

la t klar zaman Romal askerlerin s rtlar n surlara dayam bir ekilde slâm ordusunu kar lad klar , müminlerden birisinin tek ba na dü -

man saflar na do ru hamle yapt , o s rada baz Müslümanlar n vaz-geçmesi için arkas ndan seslendikleri ve (Bakara sûresinin 19 . âyetine at fla) “Lâilaheillellah, kendi kendini tehlikeye at yor” diye hayk rd klar aç klamalar yer almaktad r. O s rada Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin u ko-nu may yapt rivayet edilir: “Bu âyet biz Ensâr hakk nda nazil oldu. Allah Peygamber’ine yard m edip slâm’a destek olunca, ‘Art k mallar -m z n ba na geçme zaman geldi, onlarla ilgilenelim’ demi tik. Bunun üzerine “Mallar n z Allah yolunda harcay n. (Mal n z dü ünerek) kendi elinizle kendimizi tehlikeye atmay n...”2 âyeti nâzil oldu. Kendi elleri-mizle kendimizi tehlikeye atmak demek, mallar m zla u ra p cihad terk etmemizdir.” Rivayetin devam nda Ebû Eyyûb’un ehid oluncaya kadar sava t na dair bir iddia dile getirilmi ve stanbul’a defnedildi i bilgisine yer vermi tir.29 Oysa rivayetlerin ço unda bu sefer s ras nda Ebû Eyyûb’un hastaland , vefat etmesi durumunda komutan Yezid’e vasiyette bulunup Müslümanlar n ula abildi i en son noktaya kadar götürülüp burada gömülmesini istedi i, hastal n n artmas üzerine

thk. Eb Mu ammed b. ‘ r, I-X, Beyr t 1422/2002, II, 92, 93; es-Sem‘ n , Eb ’l-Mužaffer Man r b. Mu ammed b. ‘Abdilcebb r el-Mervez (ö.4 9/1096), Tefs ru’l- ur’ n, thk. Y sir b. br h m- an m b. ‘Abb s, Riy 141 /1997, I, 19 ; ez-Zema er , Eb ’l- s m Ma m d b. ‘Amr b. A med C rull h (ö. 3 /1144), el-Ke f ‘an a av mi i’t-Tenz l, I-IV, Beyr t 1407, I, 237; el- uršub , Eb ‘Abdill h Mu ammed b. A med b. Eb Bekr el-En r el- azrec (ö.671/1273), el-C mi‘ li’ k mi’l- ur’ n, thk. A med el-Berd n - brahim Ešfeyyi , I-XX,

ahire 13 4/1964, II, 361; bn Ke r, Eb ’l-Fid ’ sm l b. ‘Omar b. Ke r el- u-re ed-Dime (ö.774/1373), Tefs ru’l- ur’ ni’l-‘Až m, thk. S m b. Mu ammed Sel me, I-VIII, 1420/1999, I, 2 .

2 Bakara 2/19 .29 Ebû Dâvud, “Cihad”, 22; el-Beyha , es-Sunenu’l-Kubr , IX, 167, 16 ; eš-Ša v ,

er u Mu kili’l- r, XII, 99; el- kim, el-Mustedrek, II, 94. Bir rivayete göre ordu Medine’den ayr l p stanbul’a do ru ilerlerlerken Filistin bölgesindeki ez-Zulukye’de ( ) konaklam t (Ebû Dâvud, “Fiten ve Melahim”, 6).

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

vefat edince, stanbul surlar na yak n yere defnedildi i söylenir.30 Gü-nümüzde kabrinin yeri net olarak bilinmemekle birlikte, stanbul’un Eyüp semtinde oldu una inan l r.31 Ebû Eyyûb’un hicrî 1 y l nda vefat etti i belirtilir.32 Ayr ca Yezid komutas ndaki ordunun hicri elli iki33 ve elli be y l nda sava t na dair de rivayetler nakledilmi tir.34

Ahmed b. Hanbel’de (ö.241/ 6) yer alan Ebû Z byân isnadl bir rivayette stanbul’un muhasaras s ras nda Ebû Eyyûb’un hastaland ve ölüm vaktinin geldi ini anlay nca öyle dedi i rivayet edilir: Burada ölürsem beni (ileri) götürün ve dü manla kar la t n z en son yere defnedin. Ben Resulullah’ n öyle dedi ini duydum: “Kim Allah’a hiçbir eyi ortak ko madan ölürse cennete gider.”3 bn Ebî eybe (ö.23 / 0)36

ve Buhârî’deki (ö.2 6/ 70) bir rivayette de Ebû Eyyûb’un Kostant n y-ye’de sava p vefat etti i haberi yer almaktad r.37 Ebû Eyyûb’un sur-lara yak n bir yere defnedildi i söylenmekle birlikte yeri net olarak belirtilmez.

Ebû Katade el-Adevî’nin Yüseyr b. Câbir’den nakletti i bir riva-yette, Kûfe’de s cak bir rüzgâr n esti i, o s rada bir adam n “K yamet

30 Eb Bekir ed-D never , Eb Bekir A med b. Merv n el-M lik (ö.333/94 ), el-Muc lese ve Cev hiru’l-‘ lm, thk. Eb ‘Ubeyde Mesh r b. asen ‘ l Suley-m n, X, Ba reyn, Beyr t 1419H, IV, 9; el- kim, el-Mustedrek, III, 1 ; Eb Nu‘aym, A med b. ‘Abdill h b. A med el-I beh n (ö.430/1039), ilyetu’l-Evliy ’ ve Šaba tu’l-A fiy ’, I-X, M r 1394/1974, I, 361.

31 Ebû Dâvud, “Cihâd”, 22; Tirmizî, “Tefsîru’l-Kur’ân”, 2.32 bn Eb ‘ m, Eb Bekr b. Eb ‘ m A med b. ‘Amr e - eyb n (ö.2 7/900),

el- d ve’l-Me n - bni Eb ‘ im, thk. Dr. B sim Fay al A med el-Cev bra, I-VI, Riy 1991, III, 439; et-Šaber n , Eb ’l- s m Suleym n b. A med b. Eyy b es- m (ö.360/971), el-Mu‘cemu’l-Keb r, thk. amd b. ‘Abdulmec d es-Selef , I-XXV, hire, IV, 11 .

33 el- kim, el-Mustedrek, III, 1 .34 ‘Abdulcebb r el- avl n , Eb ‘Al ‘Abdulcebb r b. ‘Abdull h b. Mu ammed b.

‘Abdurra m ed-D r n (ö.370/9 1), T r u D ry , Dime 1369/19 0, I, 37.3 Ahmed b. Hanbel, Eb ‘Abdill h A med b. Mu ammed b. anbel e - eyb n

(ö.241/ 6), Musnedu ‘A med b. anbel, thk. A med Ma‘bed ‘Abdulker m, I-XIV, Beyr t 1432/2011, V, 419.

36 bn Eb eybe, Eb Bekr b. Eb eybe ‘Abdull h b. el-‘Abs (ö.23 / 0), el-Mu an-nef, thk. Kem l Y suf el- t, I-VII, Riy 1409, VIII, 23 .

37 el-Bu r , T r i’l-Keb r, II, 9.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

geldi” dedi i, bn Mes’ud’un da ona “Miras taksim edilmeyince ve ganimetle ferahlanma olmay nca k yametin kopmayaca n ” söyledi i, ard ndan eliyle am taraf n i aret ederek dü man n Müslümanlar aley-hine haz rl k yapt n ve iki taraf aras nda iddetli bir sava n olaca n , Müslümanlar n ölüm timi kuracaklar n , fakat iki taraf n birbirine galip gelemeyece ini haber verdi i iddialar yer almaktad r.3 Bu rivayetin daha mukaddem versiyonunda, benzer anekdotlar anlat ld ktan sonra Müslümanlar n Kostant niyye’ye girecekleri, orada alt n ve gümü ler elde edecekleri haberleri de bulunmaktad r. Keza rivayetin devam nda Deccal’in ç kaca ndan da bahsedilmektedir.39 Ayn kaynakta stan-bul’un fethi ile k yamet saati aras nda ili ki kurulan bir ba ka rivayet daha bulunmaktad r.40 Bu rivayetler en son ravi olarak bn Mes’ud’a dayand r l p ayn konuyla ilgili olmakla birlikte, hem ravi zincirinde yer alan isimler hem de muhteva olarak birtak m farkl l klar içermektedir.

bn Ebî eybe (ö.23 / 0)41 ve Ahmed b. Hanbel’de (ö.241/ 6)42 yer alan Muaz b. Cebel isnadl bir rivayette, büyük sava veya kanl sava (el-melhametü’l-kubrâ veya uzmâ), Kostant n yye’nin fethi ve Deccal’in ç k n n yedi ay ara ile vuku bulaca haberleri yer almaktad r.43 Ayn rivayet bn Mesûd isnad yla da nakledilmi tir.44 Bir rivayette ise büyük

3 Müslim, “Fiten ve E râtu’s-Sâa”, 37.39 Ma‘mer b. R id, Ma‘mer b. R id el-Ezd (ö.1 3/770), el-C mi‘, thk. ab -

bu’r-Ra m n el-’A‘žam , I-II (Mu annef ’in 10 ve 11. cüzleri), Pakistan 1403H, XI, 3 ; Abdurrezzak, el-Musannef, XI, 3 ; el- ris b. Eb Us me, Eb Mu ammed el- ri b. Mu ammed et-Tem m el-Ba d d (ö.2 2/ 9 ), Musnedu’l- ri =-Bu yetu’l-B i ‘an Zev idi Musnedi’l- ri , thk. useyn A med li el-B kir , I-II, Med ne 1413/1992, II, 7 4; el-Bezz r, Eb Bekir A med b. ‘Amr b. ‘Ab-dul l b. all d el‘ tk (ö.292/90 ), el-Ba ru’z-Ze r, thk. Ma f žurra m n Zeynull h (I-IX); ‘Adil b. Sa‘d (X-XVII); abr ‘Abdul l e - fi‘ (XVIII), I-XVIII, Med ne 19 /2009, VI, 447; Eb Mu ammed el-Be av , er u’s-Sunne, XV, 42.

40 Ma‘mer b. R id, el-C mi‘, XI, 3 .41 bn Eb eybe, el-Mu annef, VII, 4 .42 A med b. anbel, el-Musned, X, 33.43 et-Šaber n , Musnedu’ - miyy n, I, 39 , II, 362, XX, 91; el- kim, el-Mustedrek,

IV, 473; Eb ‘Amr ed-D n , es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, IV, 930. 44 A med b. anbel, el-Musned, X, 39; Ebû Dâvud, “Melahim”, 4; Tirmizî, “Fiten”,

; bn Mâce, “Fiten”, 3 .

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

sava ile stanbul’un fethinin alt ay ara ile gerçekle ece i, yedinci ayda ise Deccal’in ç kaca haberi yer almaktad r.4

bnu’l-Ca‘d’ n (ö.230/ 4 ) el-Musned adl eserinde yer alan Muaz b. Cebel isnadl bir rivayette “Beytü’l-Makdis’in imar n n, Medine’nin harab na, Medine’nin harab n n büyük sava n ç k na, büyük sava n ç k n n Kostant n yye’nin fethine, Kostant n yye’nin fethinin ise Dec-cal’in ç k na i aret” oldu u iddias dillendirilmi tir.46 Ayn rivayet bn Ebî eybe,47 Ahmed b. Hanbel,4 Ebû Dâvud’da,49 et-Tahâvî’de, 0 ve et-Šaber n ’ 1 el- kim 2 ve Eb ‘Amr ed-D n ’de 3 de geçmektedir. Ri-vayetin ba lang c ndaki ifadeler adeta Emevileri yermektedir. Özellikle Emeviler döneminde Kudüs’e yap lan yat r m, buna mukabil Medine’de ya anan Harre Olay böyle bir ihtimali akla getirmektedir.

Mezkûr rivayetin bir ba ka versiyonunda Kostant n yye’nin fethi de il, buran n harab ndan bahsedilir. 4 Hatta büyük sava , stanbul’un harap olmas ve Deccal’in ç k n n bu sefer dokuz ay içerisinde vuku bu-laca iddias dillendirilmi tir. Di er bir deyi le büyük sava veya kanl sava n, Kostant n yye’nin harab n n ve Deccal’in ç k n n aras nda yedi

4 Eb Mu ammed el-Be av , er u’s-Sunne, XV, 47.46 bnu’l-Ca‘d, ‘Al bnu’l-Ca‘d b. ‘Ubeyd el-Cevher el-Ba d d (ö.230/ 4 ),

el-Musned, thk. ‘ mir A med aydar, Beyr t 1410/1990, I, 4 9; Eb Mu am-med el-Be av , el- useyn b. Mes‘ d b. Mu ammed b. el-Ferr ’ (ö. 16/1122), er u’s-Sunne, thk. u‘ayb el-Arnavûš, Mu ammed Zuheyr e - v , I-XV, Di-

me , Beyr t 1403/ 19 3, XV, 46.47 bn Eb eybe, el-Mu annef, VII, 490.4 A med b. anbel, el-Musned, X, 61.49 Ebû Dâvud, “Melahim”, 3.0 eš-Ša v , Eb Ca‘fer A med b. Mu ammed b. Sel me el-Ezd el-M r

(ö.321/933), er u Mu kili’l- r, thk. u‘ayb el-Arnav š, I-XVI, 141 /1994, I, 4 0.1 et-Šaber n , Eb ’l- s m Suleym n b. A med b. Eyy b es- m (ö.360/971),

Musnedu’ - miyy n- et-Šaber n , thk. amd b. ‘Abdulmec d es-Selef , I-IV, Beyr t 140 /19 4, I, 122, IV, 347, XX, 10 .

2 el- kim, el-Mustedrek, IV, 467.3 Eb ‘Amr ed-D n , es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, IV, , 930, VI, 1130.4 e - , Eb Sa‘ d el-Hey em b. Kuleyb b. Sureyc b. Ma‘ il el-Binke (ö.33 /947),

el-Musned, thk. Ma f ž er-Ra m n Zeynull h, I-II, Med ne 1410H, III, 2 . Eb ‘Amr ed-D n , es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, VI, 11 3.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

veya dokuz ayl k bir zaman dilimi içerisinde gerçekle ece i iddias ndan bahsedilmektedir. Utbe b. Amr es-Sülemî isnadl bir rivayette ise Hz. Peygamber’in dört ehri cehennemlik olarak niteledi i, bunlar aras nda Kostant n yye’yi de sayd belirtilir. 6

Abdullah b. Busr isnadl rivayette ise, büyük sava ile Kostan-t n yye’nin fethi aras nda alt senelik bir zaman diliminin oldu u, ye-dinci senede el-Mesihu’d-Deccal’in ( ) ç kaca iddias yer almaktad r. 7 bn Mâce’de bulunan ayn ravi isnadl rivayette ise Kos-tant n yye ad belirtilmeksizin, bu ismin yerine sadece medine, yani ehir ifadesi kullan lm t r. Bir ba ka kaynakta ise stanbul’un fethi

gerçekle meden Deccal’in ç kmayaca iddias dillendirilmi tir. 9 Enes b. Mâlik isnadl rivayette Kostant n yye’nin fethi ile k yametin kopma-s n n ayn anda vuku bulaca ndan söz edilmi tir.60 Bir ba ka rivayette büyük olay ( ) vuku buldu unda stanbul’un fethedilece i haberi nakledilmi , ancak sözü edilen büyük olay n ne oldu u belir-tilmemi tir.61 Tirmizî’deki rivayetin devam nda ashaptan baz ki ilerin hayatta oldu u dönemde, Kostant n yye’nin bir kez fethedildi i iddias bile eklenmi tir.62

Müstevrid el-Kure î isnadl bir rivayette, insanlar n en kalabal -n n Romal lar oldu u zaman k yametin kopaca iddia edilmi tir.63 Bu iddiaya göre mevcut artlarda k yametin kopmas gerekirdi. Ayn riva-yetin de i ik bir versiyonu daha bulunmaktad r.64 Bir ba ka rivayette

6 et-Šaber n , Musnedu’ - miyy n, II, 106.7 Ebû Dâvud, “Melahim”, 4. bn Mâce, “Fiten”, 3

9 Eb ‘Amr ed-D n , es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, IV, 0.60 Tirmizî, “Fiten”, ; Eb ‘Amr ed-D n , es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, VI, 1129.61 Eb ‘Amr ed-D n , es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, IV, 1, 4.62 Tirmizî, “Fiten”, .63 Rivayetin devam nda Amr b. Âs’ n raviye kar ç k p unlar söyledi i nakledilir:

Sen böyle diyorsun fakat onlarda u dört özellik vard r: 1. Onlar fitne an nda en halim insanlard r. 2- Bir musibetten sonra en çabuk kendine gelenlerdir. 3- Firar-dan sonra hücuma en yak n onlard r. 4- Yoksul, yetim ve zay f için insanlar n en hay rl lar d rlar. Be inci olarak güzel bir cemileleri var, onlar krallar n zulmüne en fazla kar duran insanlard r, dedi. Müslim, “Fiten ve E râtu’s-Sâa”, 3 .

64 Müslim, “Fiten ve E râtu’s-Sâa”, 36.

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

ise Kostant n yye’nin yan s ra Roma’n n da tesbih ve tekbirlerle fethe-dilece i haberi yer almaktad r.6 Abdullah b. Amir isnadl bir rivayette Kostantiniyye ve Rûmiye (Roma) ehirlerinden hangisinin önce fethe-dilece inin Resûlüllah’a soruldu u, stanbul’u kast ederek H rakl’in eh-rinin daha önce fethedilece ini haber verdi i iddia edilir.66

Müslim’deki bir rivayette Hz. Peygamber’in bir gurupla konu-urken onlara Arap Yar madas ’n sava p fethedeceklerini, ard ndan ran bölgesinde sava p bu topraklar ele geçireceklerini, daha sonra ise

Romal larla sava p onlar n topraklar n da ele geçireceklerini ve niha-yet Deccal’la sava p ona da galip geleceklerini haber verdi i iddia edi-lir. Rivayetin devam nda bu haberleri ravi Nâfi’ b. Utbe’nin duydu u aç klamas yer almaktad r.67 Yine Müslim’de yer alan Ebû Hureyre is-nadl rivayette, Resûlüllah’ n u haberleri verdi i iddia edilir: “Rumlar (Romal lar) A’mâk ( ) veya ed-Dâb k’a ( ) inmedikçe k yamet kopmayacakt r. O gün kar lar na yeryüzü halk n n hay rl lar ndan olan Medine’den bir ordu ç kacak. Ordu saf tuttu u zaman, Romal lar “bi-zimle bizden esir al nanlar n aras n serbest b rak n (ki,) onlarla sava a-l m” diyecekler. Müslümanlar ise “hay r, karde lerimizle sizin aran z asla serbest b rakmay z” diyecekler. Ard ndan onlar sava acaklar ve üçte biri hezimete u rayacak. Allah onlar n tövbelerini ebediyen kabul etmeye-cek. Üçte biri öldürülecek, ancak Allah kat nda ehitlerin en faziletlisi olacak. Üçte biri ise fethedecek ve ebediyen fitneye bula mayacak. Ar-d ndan Kostant n yye fethedilecek. Müminler k l çlar n zeytin a açlar -na as p ganimetleri taksim ederken, o anda eytan ç k p “Mesih arkada kal p ailenizdeki yerinizi ald ” diye hayk racak. Müminler “bu bât ld r” diyecekler. am’a geldikleri zaman kar lar na ç kacak. Müminler sava a haz rlan p saflar n düzeltirken namaz ikame olacak ve Meryem o lu sa inerek yan na gitmek isteyecek. Allah’ n dü man onu gördü ü zaman tuzun suda eridi i gibi yok olup gidecek. Onu b raksa kendili inden

6 et-Šaber n , el-Mu‘cemu’l-Keb r, XVII, 1 , 21; el- kim, el-Mustedrek, IV, 30.66 bn Eb eybe, el-Mu annef, IV, 219; Ahmed b. Hanbel, II, 174, 177, III, 372,

376; Dârimî, “Mukaddime”, 43; et-Šaber n , el-Mu‘cemu’l-Keb r, XIII, 6 , 490, XIV, 130; el- kim, el-Mustedrek, IV, 46 ; Eb ‘Amr ed-D n , ‘O m n b. Sa‘ d b. ‘O m n b. ‘Omar ed-D n (ö.444/10 3), es-Sunenu’l-V ride fi’l-Fiten, thk. R ull h b. Mu ammed dr s el-Mub rekf r , I-VI, Riy 1416H, VI, 1127.

67 Müslim, “Fiten ve E râtu’s-Sâa”, 3 .

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

helak olacak, fakat Allah onu kendi kudretiyle öldürecek ve kan sün-gülerinde onlara görülecek.6

Ebû Hureyre’ye isnad edilen bu rivayetin bir ba ka versiyonunda Hz. Peygamber’in etraf ndakilere, “Bir taraf kara, bir taraf denizde olan bir ehir i ittiniz mi?” diye sordu u, “Evet” cevab üzerine u aç klamada bulundu u iddia edilir: Benû shâk’dan yetmi bin ki i bu ehre taarruz etmedikçe k yamet kopmayacak. ehre geldikleri zaman inecekler ve silâhla sava mayacaklar gibi ok da atmayacaklar. ‘Allah’tan ba ka ilâh yoktur, Allah her eyden büyüktür’ diyecekler, sonra iki taraftan biri susacak. Sevr dedi ki, “Ben öyle dedi ini biliyorum. ‘Denizdeki taraf dü ecek. Sonra ikinci kez, “Allah’tan ba ka ilâh yoktur. Allah her eyden büyüktür’ diyecekler. Öteki taraf da susacak. Sonra üçüncü kez, ‘Al-lah’tan ba ka ilâh yoktur. Allah her eyden büyüktür’, diyecekler. Der-ken (kap lar) aç lacak ve Müslümanlar girip ganimet alacaklar. Onlar ganimetleri taksim ederken birisi “Deccal ç kt ” diyecek. Müslümanlar her eyi b rak p dönecekler.69

Amr b. Avf isnadl rivayette ise u haberler nakledilmi tir: Resûlul-lah dedi ki, “Müslümanlar n silahlar n koyduklar yerin en yak n Bevlâ’ ( ) olmad kça k yamet kopmaz.” Sonra Hz. Ali’ye unlar söyledi i iddia edilir: “Sizler muhakkak Benû Esfar’la (Romal lar) sava acaks n z. Sizden sonra gelecek Müslümanlar da onlarla sava acaklar. Nihayet Allah yolunda hiçbir k nayan n k namas ndan korkmayan seçkin Müslüman olan Hicaz halk onlarla sava a ç kacak. Konstantin’i tesbih ve tekbirlerle fethedecekler. Onlar daha önce benzerini elde etmedikleri ganimetler kazanacaklar. Öyle ki dirhem ve dinarlar say yla de il, kalkanla ölçerek taksim edecekler. Bu s rada biri gelip ‘Memleketinizde Mesih ç kt ’ diye haber verecek. Unutmay n ki, bu haber yaland r. Art k bu habere inanan da, inanmayan da (bu haberi tutan da terk eden de) pi mand r.”70

Ba ta bn Ebî eybe olmak üzere, de i ik kaynaklarda da Huzey-fe’ye dayand r lan bir rivayette Kostant n yye, Deylem ve Taberistan’

6 Müslim, “Fiten ve E râtu’s-Sâa”, 34; bn ibb n, Eb tim Mu ammed b. ibb n b. ‘A med el-Bust (ö.3 4/96 ), es- a , thk. u‘ayb ‘Arnav š, I-XVIII,

Beyr t 140 /19 , XV, 224, 22 .69 Müslim, “Fiten ve E râtu’s-Sâa” 7 .70 bn Mâce, “Fiten”, 3 .

8 5

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

Benû Hâ im’den ba kas n n fethedemeyece ine dair bir ba ka iddia yer almaktad r.71 Ebû Hureyre isnadl bir rivayette ise, Resûlüllah’ n u ha-beri verdi i belirtilir: “ ayet k yametin kopmas na bir gün bile kalsa, ehli beytimden bir adam Deylem Da ve Kostant n yye’ye sahip olana kadar Allah günü uzatacakt r.”72

Kaynak incelemelerinin yan s ra bilgisayar ortam nda da yapt -m z taramalar neticesinde tespit edebildi imiz kadar yla hadis kaynaklar aras nda yer alan rivayetlerin genel muhtevas yukar da zikredilenler çer-çevesindedir. Mezkûr rivayetlerde çok say da çeli ki ve tarihi gerçeklere ayk r haberler yer al rken dikkat çeken en önemli hususlardan birisi, tüm rivayetlerin k yamet saatiyle ili kilendirilmesi ve do rudan fetihle ilgili bir bilgi içermemesidir. Di er bir deyi le referans gösterilen rivayetler bütünüyle ileride vuku bulacak olan ve ayn zamanda k yamet alametleri olarak zikredilen fiten ve melahim türü haberlerden müte ekkildir.

Bir ba ka önemli husus ise, stanbul’u fethedecek komutan ve ordunun Hz. Peygamber taraf ndan övüldü üne dair rivayetin yukar da zikredilen hadis kaynaklar aras nda yer almamas d r. Bizim tespitleri-mize göre mezkûr rivayet ilk kez Ahmed b. Hanbel’in (ö.241/ 6) Müs-ned’inde geçmekte ve u muhtevada yer almaktad r:

( , , )

stanbul mutlaka fethedilecek, onu fetheden komutan ne büyük komutan, onu fetheden asker ne büyük asker.73

Son ravi olarak Bi r el-Has’amî’ye dayand r lan rivayet, s ras yla o lu Abdullah b. Bi r, Velid b. Mu îre el-Me’âfirî ve Zeyd b. Hubâb kanal y-la aktar lm t r. Bu isimlerden Bi r’in ashaptan olup am’da ikamet etti i, o lu Abdullah’ n (ö.12 H) Kûfe’de oturdu u, Velid b. Mu îre’nin (ö.172H) M s rl , Zeyd b. Hubâb’ n (ö.230H) ise Horansanl oldu u söylenir.74 Bu sened zinciri a a da zikredilen kaynaklarda da ayn ekilde geçmekte-

71 bn Eb eybe, el-Mu annef, VI, 62; et-Šaber n , Musnedu’ - miyy n, I, 3 6; bnu’l-Mu r , Eb Bekir Mu ammed b. br h m b. ‘Al b. ‘ m el-’ sfeh n

(ö.3 1/991), Mu‘cemu bnu’l-Mu r , thk. Eb ‘Abdil amen ‘ dil b. Sa‘d, Riy 1419/199 , I, 63.

72 bn Mâce, “Cihâd”, 11; bn ibb n, es- a , XIII, 2 3.73 A med b. anbel, Musned, VIII, 2 4.74 Kulat, 7- .

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8

dir. Haberin devam nda ravi Zeyd b. Hubab, Mesleme b. Abdülmelik’in kendisini ça rd n ve bu hadisi sordu unu, ald bilgi üzerine Kostan-t n yye’ye do ru sefere ç kt n söyledi i iddia edilmi tir. Ayn rivayeti Buhârî (ö.2 6/ 70) Târîhu’l-Kebir’ine7 al rken es-Sahîh’ine almam t r.

Muteber hadis kaynaklar nda bulunmayan bu rivayet, daha muahhar say labilecek eserlerde zikredilmi tir. Örne in el-Be av 76 (317/929), et-Šaber n 77 (ö.360/971), bn Mende7 (ö.39 /100 ), Eb Nu‘aym79 (ö.430/1039), bn Abdilberr 0 (ö.463/1071), bn ‘As kir 1 (ö. 71/1176), bnu’l-E r 2 (ö.630/1233), bn Manž r 3 (ö.711/1311), bn

acer 4 (ö. 2/144 ), es-Suyûtî (ö.911/1 0 ), e - m 6 (ö.942/1 3 ) ve

7 el-Bu r , T r i’l-Keb r, I, 791; ayr ca bkz. el-Bu r , Eb ‘Abdill h Mu am-med b. smail b. br h m (ö.2 6/ 70), et-T r u’l-’Evsaš, thk. Ma m d brahim Z yed, aleb- ahire 1397/1977, I, 306.

76 Eb ’l- s m el-Be av , ‘Abdull h b. Mu ammed b. ‘Abdil‘az z b. el-Merzub n b. S b r b. hin h (317/929), Mu‘cemu’ - a be, thk. Mu ammed ‘Av el-Men , I-IV, Kuveyt 1432/2011, I, 3 3.

77 et-Šaber n , el-Mu‘cemu’l-Keb r, II, 3 ; el- kim, el-Mustedrek, IV, 46 .7 bn Mende, Eb ‘Abdill h Mu ammed b. s b. Muhammed b. Yahya

(ö.39 /100 ), Marifetu’ - a be, 1426/200 , I, 229.79 Eb Nu‘aym, A med b. ‘Abdill h b. A med el-I beh n (ö.430/1039), Ma‘rife-

tu’ - a be, thk. ‘ dil b. Y suf el-‘Azz z , I-VII, Riy 1419/199 , I, 391.0 bn ‘Abdilberr, Eb ‘Omar Y suf b. ‘Abdill h b. Mu ammed b. ‘Abdilberr

en-Nemer (ö.463/1071), el-‘ st ‘ b f Ma‘rifeti’l-’A b, thk. ‘Al Mu ammed el-Bec v , I-IV, Beyr t 1413/1992, I, 170.

1 bn ‘As kir, Eb ’l- s m i atuddin ‘Al b. el- asan b. Hibetill h (ö. 71/1176), T r u Dime , thk. ‘Amr b. ur me el-‘Umrev , I-LXXX, 141 /199 , LVIII, 34, 3 .

2 bnu’l-E r, ‘Usdu’l- be, I, 3 9.3 bn Manž r, Mu ta aru T r i Dime , XXIV, 264 bn acer, Eb ’l-Fa l A med b. ‘Al b. Mu ammed b. A med el-‘As al n (ö.

2/144 ), el- be f Temy zi’ - a be, thk. ‘ dil A med ‘Abdulmevc d ve ‘Al Mu ammed Mu‘avva , I-VIII, Beyr t 141 /1994, I, 439.

es-Suy š , ‘Abdurrahman b. Eb Bekr Cel lu’d-D n (ö.911/1 0 ), ed-Durru’l-Men r, I-VIII, Beyrut, VII, 4 9; es-Suy š , ‘Abdurrahman b. Eb Bekr Cel -lu’d-D n (ö.911/1 0 ), Husnu’l-Muhadara fi Tarihi M sr ve’l-Kahire, thk. Muham-med ‘Ebu’l-Fadl ‘Ibrahim, I-II, M r 13 7/1967, I, 176.

6 e - m , Mu ammed b. Y suf e - li e - m (ö.942/1 3 ), Subulu’l-Hud ve’r-Re d f S reti ayri’l-‘ b d, thk. ‘ dil A med, ‘Al Mu ammed Mu‘avvi , I-XII, Beyr t 1414/1993, X, 130.

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

el-Mun v ’ 7 (ö.1031/1622) gibi muhaddisler eserlerinde mezkûr rivayete yer vermi lerdir.

Hadîs kaynaklar nda yer alan rivayetlere benzer haberler klasik tefsir kaynaklar nda da geçmekle birlikte, hadîs kaynaklar na oranla çok daha s n rl d r. Genellikle Bakara suresinin 114. âyetiyle ilgili aç klama-lar aras nda Kostant n yye’nin fethine i aret edilir. lgili âyette Allah’ n mescidlerinde onun ad n n an lmas na engel olan ve buralar n harabe haline gelmesi için çal anlar n zalimli ine i aret edilir. Son k sm nda ise bu kimselerin dünyada rezil rüsva olacaklar na, ahirette ise korkunç bir azapla kar la acaklar na dikkat çekilir. Müfessirlerin bir k sm , âyette zikredilen “dünyadaki rezilli in” kâfirlerin elinde olan Kostant n yye, Rumiye (Roma) ve Ammûriye dahil üç ehrin al nmas yla gerçekle ece-ini iddia etmi lerdir. Bu iddia ilk kez en erken dönem müfessirlerinden

Mukatil b. Süleyman’ n (ö.1 0/767) eserinde geçmekte ve stanbul’un da içinde yer ald mezkûr ehirlerin fethedilmesiyle birlikte, âyette i aret edilen ehl-i küffar n dünyadaki rezilli inin gerçekle mi olaca -na dikkat çekilmektedir. bn Abbâs isnadl benzer bir rivayet Bakara sûresinin 109. âyetine dair aç klamalar aras nda zikredilmi tir. 9

Müfessir Taberî (ö.310/923) kâfirlerin dünyadaki hezimetlerinin Deccal’in ç k ve Kostant n yye’nin fethiyle gerçekle mi olaca ndan bahsetmi tir.90 Ayn rivayet di er kaynaklarda da nakledilmi ve bu iki olay Bizans’ n hezimeti olarak yorumlanm t r.91 Mukatil ayr ca k ble de i ikli inin konu edildi i Bakara suresinin 1 0. âyetiyle ilgili aç kla-

7 el-Mun v , Zeynudd n Mu ammed ‘Abdirra f b. T cu’l-‘ rif n el- add d (ö.1031/1622), Fey u’l- ad r f er i’l-C mi‘i’- - a r, I-VI, M r 13 6/1937, II, 290, V, 262.

Mu til b. Suleym n, Eb ’l- asen Mu til b. Suleym n b. Be r el-Ezd el-Bel (ö.1 0/767), et-Tefs r, thk. ‘Abdull h Ma m d e te, Beyr t 1423, I, 133; ayr ca bkz. e - a‘leb , et-Tefs r, I, 261; Eb Mu ammed el-Be av , el- useyn b. Mes‘ d b. Mu ammed b. el-Ferr ’ (ö. 16/1122), Me‘ limu’t-Tenz l f Tefs ri’l- ur’ n, thk. ‘Abdurrezz el-Mehd , I-V, 1420, I, 1 7.

9 es-Sem‘ n , Tefs ru’l- ur’ n, I, 126.90 eš-Šaber , C mi‘u’l-Bey n, II, 2 .91 bn Eb tim, et-Tefs r, I, 211, IV, 1133; Mekk b. Eb Š lib, Eb Mu ammed

Mekk b. Eb Š lib ammû b. Mu ammed el- ays (ö.437/104 ), el-Hid ye il Bul i’n-Nih ye, I-XIII, 1429/200 , I, 40 .

O S M A N L I S T A N B U L U I I

8 8

malar aras nda da, Kostant n yye ve Îlîyâ’n n (Beytülmakdis) fethedile-ce ini ve bunun kâfirlerin dünyadaki rezilli i olaca n iddia etmi tir.92 Kostant n yye’nin fethiyle en çok ili kilendirilen âyetlerden birisi “kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmay n” aç klamas n n yer ald Bakara su-resinin 19 . âyetidir. Ancak hadis kaynaklar nda da yer alan bu rivayetle ilgili referanslara yukar da i aret edildi i için burada tekrar de inmeyi zait görmekteyiz.

Bütün bunlar n yan s ra nadiren de olsa, stanbul’un fethi ile k yamet saati aras nda kurulan ili kiye dair rivayetlere benzer haberleri klasik tefsir kaynaklar aras nda da görmek mümkün olsa da, stan-bul’un fethedilece i ve buray fetheden komutan ve ordunun Hz. Pey-gamber taraf ndan övüldü üne dair rivayetin yer almad n görüyoruz. Keza ayn rivayet slâm Tarihi kaynaklar aras nda da geçmemektedir. Bilgisayar ortam nda yapt m taramalar neticesinde mezkûr rivayetin sadece Zehebî’de (ö.74 /1347) yer ald n görüyoruz. Mesleme b. Ab-dulmelik’in bu rivayete istinaden sefere ç kt na dair aç klamaya yer veren Zehebî, bunun meçhul birisi taraf ndan nakledildi ine dair gö-rü ü de eklemi tir.93 Anla lan o ki, klasik slâm tarihçileri baz hadis kaynaklar nda yer alan bu rivayete itibar etmemi lerdir.

Rivayetlerin Kriti i ve Sonuç

Rivayetlerdeki iddialara göre, stanbul fethedildikten sonra k ya-met kopmas gerekirdi. Her ne kadar verilen zaman dilimlerinde hayli farkl l klar varsa da, en az ndan birisinin tutmas gerekirdi. Zira fetihle k yamet saatinin e zamanl olarak vuku bulaca iddias ndan, fetihten üç, alt , yedi, dokuz ay veya alt y l sonra k yametin kopaca na dair çe-itli zaman dilimleri verilmi tir. Bir iddiaya göre ise, k yametin kopma-

s na bir gün bile kalsa, stanbul fethedilmeden Allah’ n buna müsaade etmeyece inden bahsedilmi tir. Oysa stanbul fethedildi i halde k ya-met kopmam t r. K yamet saatiyle stanbul’un fethi aras nda kurulan

92 Mu til b. Suleym n, et-Tefs r, I, 149.93 ež-Žeheb , Eb ‘Abdill h Mu ammed b. A med b. ‘O m n b. ym z

(ö.74 /1347), T r u’l- sl m ve Vefay tu’l-Me h ri’l-A‘l m, thk. ‘Umar ‘Abdus-sel m et-Tedmur , I-LII, Beyr t 1413/1993, VI, 269.

8

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

ili kide böylesine gerçek d iddia söz konusuyken, s rf rivayetleri kur-tarma ad na akla ziyan yorumlar görmek mümkündür.

Örne in stanbul fethedildi i halde k yametin kopmamas na izah getirilirken, asl nda Türklerin barbar ve e k ya olduklar , bu nedenle rivayetlerde zikredilen gerçek fethin henüz vuku bulmad , dolay s yla bu iddiada herhangi bir çeli kinin olmad na dair yorumlar görmek mümkündür. ddian n sahibi 1 90 y l nda vefat eden M s rl âlim(!) Mahmud Ne abe’ye göre as l fethin zaman geldi inde, gerçek Müs-lüman olan Araplar buray e k ya Türklerin elinden alacak ve böylece gerçek fetih vuku bulacakt r. Ayn söylem 1990’l y llarda Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi’nin eriat (Hukuk) Fakültesi’nde yap lan bir tezde(!) de dile getirilmi ve u yorum yap lm t r: “Türklerin eliyle gerçekle mi olan stanbul’un fethi silahla yap lm t r. Hâlbuki hadîslerde sulhla ya-p laca ndan bahsedilmektedir. Hâlihaz rda stanbul kâfirlerin elinde bulundu u için hiç yalan söylemeyen Peygamber Efendimizin dedi i gibi, gerçek fetih daha sonra vuku bulacakt r.”94 Rivayetleri kurtarma ad na dile getirilen bu hezeyanlar n yorumunu okuyucuya b rak yorum. Bu tür gerçek d beyanlar n Hz. Peygamber’i itham etmekten ba ka hiçbir anlam ifade etmeyece ini de belirtmek istiyorum.

Arap dünyas nda bu iddialar dillendirilirken, Türkiye’deki akade-mik çal malarda her nedense fetihle k yamet saati aras nda kurulan an-lams z ili ki tamamen görmezden gelinmi tir. Buna mukabil stanbul’u fethedecek komutan ve orduyu Resûlüllah’ n övdü üne dair rivayet ise dillere pelesenk edilerek, müjdelenmi ehir ( ehr-i mev’ûd) söylemiyle buran n fethi tamamen mezkûr rivayete sabitlenmi tir.9 Ne ki, ehri fetheden Fatih’in mezkûr sözden hiç bahsetmemesi, keza fetih öncesi veya sonras ndaki süreçte bu rivayetin hiç dillendirilmemesi de göz ard edilmi tir. Buna mukabil mezkûr sözün do rulu u veya tarihi gerçekli i

94 M. Said Hatibo lu, ‘Kur’ân ve Sünnet I nda Hz. Peygamber’in Gayba Muttali Olmas ’, Kur’ân ve Tefsir Ara t rmalar -V ( slâm Dü üncesinde Gayb Problemi-I), stanbul 2003, 30.

9 Hüseyin Algül, “Müjdelenmi Topraklar Telakkisinin stanbul’un Fethi Ba -lam nda Osmanl Yöneticilerine ve Tarihçilerine Yans mas ”, Eyüp Sultan Sem-pozyumu VII (Tebli ler), stanbul 2003, 14-19; Kimi yorumlarda mezkûr hadis ehrin fethinin dini sebebi olarak zikredilmi tir. Bkz. Tahsin Ünal, “ stanbul’un

Fethi”, slâm Medeniyeti (May s 196 ), .

O S M A N L I S T A N B U L U I I

88

konusunda herhangi bir üphe duyulmam , haddizat nda sahihli ini ortaya koyabilmek için hayli zorlama yorumlar yap lm t r. Her ne kadar böyle bir çaba güdülmü se de, dile getirilenler okuyucuyu ikna etmeye yetmedi i gibi, rivayetin muteber hadis kaynaklar aras na al nmamas gerçe ini de i tirmemi tir.96

Hâlbuki hem stanbul’un fethini müjdeleyen hem de ehrin fethiyle k yamet saati aras nda ili ki kurulan rivayetlerin tamam cid-di problemler içermektedir. Özellikle k yamet alameti olarak sunulan haberlerin do rudan Hz. Peygamber’e isnad edilmesi, aç k bir ekilde vahye ayk r iddiad r. Zira Kur’ân yoruma meydan vermeyecek netlikte Allah’tan ba ka hiç kimsenin gelece e dair bilgiyi ve özellikle de k ya-met saatini bilemeyece ini vurgulamaktad r. Örne in ilgili âyetlerin bir k sm nda u aç klamalar yer al r:

Ey Peygamber! Mü rikler sana k yametin ne zaman kopaca n soru-yorlar. Onlara “O Rabbimin bilece i bir i tir. Onun vaktini sadece o bilir” söyle. K yametin ne zaman kopaca n ne yer ne de gök (ehli) dayanabilir. O size ans z n gelir. Sanki sen onu biliyormu sun da giz-liyormu sun gibi sana soruyorlar. Sen onlara tekrar hat rlat ki, “K ya-metin ne zaman kopaca Allah’ n bilece i bir i tir.” Mü riklerin ço u bunu anlam yor.97

Ey Peygamber! “Bu k yamet ne zaman kopacak?” diye seninle alay edip duruyorlar. Onun ne zaman kopaca n sen nereden bileceksin? Onun hakk ndaki nihai bilgi Rabbine aittir. Sana dü en, sadece k yametin deh etinden korkanlar uyarmakt r.9

Ey Peygamber! Baz lar sana k yametin ne zaman kopaca n soruyor. Sen onlara “O sadece Allah’ n bilece i i tir” de. Üstelik sen k yametin kopaca n nerden bileceksin. Belki de çok yak nd r.99

Hiç ku ku yok ki, zaman n hep gizli tuttu um k yamet saati bir gün mutlaka gelecek. O zaman herkes yapt n n kar l n görecek.100

96 Yard m, 116-123; Kulat, ss. -23.97 A’râf 7/1 7.9 Naziat 79/42-4 .99 Ahzab 33/63.100 Tâ Hâ 20/1 .

88

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

O mü riklere öyle de: ‘Tehdit edildi iniz azap yak n m d r yoksa Rabb’im onun süresini geciktirir mi onu bilemem.101 Çünkü gayb , k yametin ne zaman kopaca n sadece Allah bilir ve onu kimseye de bildirmez.102

K yametin ne zaman kopaca n sadece Allah’ n kendisi bilir…103

Muhammed suresinde ise k yametin ans z n kopaca na i aret edilmektedir.104 Ans z n kopaca bizzat vahiyle sabit olan k yametin, ayr ca alametinden söz edilmesi ve birtak m zaman dilimleri verilerek bu iddian n bizzat Resûlüllah’a isnat edilmesi hakikaten a rt c d r. Oysa referans verilen âyetleri tebli eden Hz. Peygamber’in bunlara ayk r aç klamalar yapmas mümkün de ildir.

stanbul’un fethedilece inin Hz. Peygamber taraf ndan haber verildi i ve buray fethedecek komutan ve ordunun övüldü üne dair ri-vayetin konumu da, fetihle k yamet saati aras nda ili ki kuran rivayetler-den farkl de ildir. Örne in gelecekte vuku bulacak olaylar n bilgisinin Allah’tan ba kas taraf ndan bilinemeyece ini Kur’ân çok aç k bir ekilde vurgular. Bu konuyla ilgili birkaç âyeti hat rlatmak istiyoruz:

Göklerde ve yerde bulunanlar n hiçbirisi gayb bilmez. Sadece Allah bilir. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.10 Elbette Allah göklerin ve yerin bütün gizliliklerini bilir. O, kalplerde gizlenen niyet-leri çok iyi bilir…106 Allah göklerin ve yerin gizliliklerine dair her eyi bilir. O, bütün yap p ettiklerinizi görmektedir.107

Gün gelecek, Allah bütün peygamberleri huzurunda toplay p, ‘Tebli etti iniz din hususunda ümmetiniz sizden sonra nas l bir tav r tak nd ?’ diye soracak. Onlar ‘Rabb’imiz! Bizim bu konuda bir bilgimiz yok. Biz-den sonra olup-bitenleri en iyi sen bilirisin’ diye kar l k vereceklerdir.10

101 Cin 72/2 .102 Cin 72/26.103 Lokman 31/34.104 Muhammed 47/1 .10 Neml 27/6 .106 Fât r 3 /3 .107 Hucurât 49/1 .10 Mâide /109.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

88

De i ik âyetlerde de Allah’tan ba kas n n gayb bilmesinin müm-kün olmayaca na vurgu yap l r. Örne in insan bilgisi ve idrakinin d nda kalan gaybî bilginin anahtarlar n n Allah’ n kat nda oldu u,109 gizli ya da sakl insanlar n yap p ettiklerinin hepsini Allah’ n bildi i,110 göklerde ve yerde gayba dair ne varsa hepsinin Allah taraf ndan bilindi-i111 gibi aç klamalar gaybî bilginin sadece Allah’a ait oldu unu aç kça

ortaya koymaktad r.

Mezkûr âyetleri tebli eden Hz. Peygamber’in bunlar n aksine bir iddiada bulunmas ne derece anlams zsa, onun gelece e dair haber verdi i yönündeki iddialar n inand r c l da ayn niteliktedir. ayet Resûlüllah gelece e yönelik bir haber vermi se, bu, olsa olsa öngörü veya tahmin olabilir. Tahmin tutabilir de tutmayabilir de. Nitekim Kisra ve Kayserlerin hazineleri sizin olacak mealinde bir sözü söyledi i nakledi-lir. Sözün mesaj veya muhtevas dikkate al n rsa, bunun Müslümanlar te vik etmek veya cesaretlendirmek amac yla söylendi i kolayca anla -l r. Fakat Kisra’n n mülkü/hakimiyeti Müslümanlar n eline geçmesine ra men Bizans’la ilgili ön görüsü tutmam t r. Her ne kadar stanbul Müslüman Türkler taraf ndan fethedilmi olsa da, sözün muhatab n n Araplar oldu unu göz ard etmemek gerekir. Rivayete göre Hendek sa-va için haz rl klar yap ld s rada Resûlüllah bu sözü söyleyince, kimi Medineliler ciddiye almam ve “Biz korkudan tuvalet ihtiyac için evimizden ç kamazken, o bize Kisra ve Kayserlerin hazinelerine sahip olaca m z söylüyor”112 diye sözler sarf etmi lerdir. T pk bu rivayette oldu u gibi, stanbul’un fethedilece i ve buray fethedecek komutan ve ordunun övüldü üne dair rivayetin konumu da az önce verdi imiz ör-nekten farks zd r. Netice itibar yla Resûlüllah’ n bu öngörüsü tutmad gibi, muhasara s ras nda da Araplar’ n bu sözden hiç bahsetmemeleri hayli manidard r.

109 En’âm 6/ 9.110 Hûd 11/111.111 Hûd 11/123; Nahl 16/77; Kehf 1 /26.112 bn Hi âm, Ebû Muhammed Abdulmelik b. Hi âm b. Eyyûb, el-H myerî,

Sîretü’n-Nebî (sav), n r. Muhammed Muhyiddîn Abdülhamîd, M s r 1963/13 3, IV, 706; Taberî, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr (öl. 310/992), Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk, Beyrut t.y. III, 47.

88

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

stanbul’un fethini müjdeledi i iddia edilen sözün, muteber hadîs koleksiyonlar n n yan s ra, özellikle fiten ve melahim edebiyat içindeki haberler aras nda da zikredilmemesi dikkat çeker. Özellikle Buhârî’nin bunu es-Sahîh’ine almay p Târîhu’l-kebîr’inde zikretmesi göz ard edil-memelidir. Bu husus mezkûr rivayetin hadis ilminin kriterlerine uyma-d n ortaya koymaktad r. Yeri gelmi ken belirtelim ki, Buhârî fiten ve melahim edebiyat içinde nakledilen yukar daki rivayetleri de eserine almam t r. Kostant n yye’nin fethi ve k yamet saati aras nda kurulan ili kiye dair birçok rivayeti nakleden Müslim de, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde yer alan mezkûr rivayeti eserine almam t r. Bütün bun-lar n yan s ra, yukar da da i aret edildi i üzere sadece Zehebî hariç klasik slâm tarihi kaynaklar ndan hiçbirisinde de bu rivayete yer veril-memi tir. unu da ekleyelim ki, hadisin dayand r ld en son ravi Bi r el-Has’âmî’den mezkûr rivayetin haricinde bir ba ka haber nakledilme-mi tir. Örne in o lu Abdullah babas ndan bu rivayeti nakletti ini söy-lerken, ondan bir ba ka rivayet nakletmemi tir. Oysa hadis kaynaklar aras nda di er ravilerden nakletti i birtak m rivayetler bulunmaktad r.

lk iki ku atma s ras nda stanbul’u fethedecek komutan ve ordu-ya dair övgünün yer ald rivayete herhangi bir at fta bulunulmamas da dile getirmeye çal t m z hususu do rular niteliktedir. ayet Resû-lüllah’ n böyle bir sözü varsa Hz. Ömer’in Anadolu ile am aras ndaki geçitleri do al s n r kabul edip daha ileriye gitmemesinin izah yap l-mal d r.113 Sâsânî mparatorlu unun y k lmas ndan sonra, Hz. Ömer’in Resûlüllah’ n bu müjdesi veya övgüsüne bigâne kalmas dü ünülemez. Ayr ca srarla stanbul’u fethetmek isteyen Muaviye’nin bu hadisi refe-rans göstermemesi dü ünülemez. Üstelik iki kez ehri ku att n biliyo-ruz. Özellikle aibeli bir ekilde iktidar ele geçiren ve bu nedenle sürekli me ruiyet sorunu ya ayan Muaviye’nin Resûlüllah’ n bu sözünü kendi siyasi hesab na kullanmamas olanaks zd r. Keza madem Resûlüllah’ n böyle bir sözü vard , dindarl yla bilinen Ömer b. Abdülaziz, selefi Sü-leyman b. Abdülmelik’in ba latt muhasaray niçin kald rm t r? Keza Muaviye’nin gönderdi i orduda bulundu u söylenen bn Abbâs, bn Ömer, Zübeyr b. Avvâm ve Ebû Eyyûb el-Ensârî gibi sahabîler neden böyle bir sözden bahsetmemi lerdir?

113 srafil Balc , lk slâm Fetihleri ve Sava -Bar li kisi, P nar Yay nlar , stanbul 2011, 133-36.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

88

Hz. Ömer, am bölgesinin al nmas ndan sonra Bizans’a kar yeni bir askerî sefere giri meyip daha çok fethedilen yerleri kontrol alt n-da tutma politikas gütmü tür. Bu yüzden Anadolu ile am topraklar aras ndaki geçitleri kontrol alt nda tutarken, M s r ve Mezopotamya üzerine yo unla m t r. Ancak Muaviye yeni bir fetih dalgas ba latm ve bu ba lamda ilk hedeflerden birisi olarak Bizans’ seçmi tir.114 Saha-beden Ebû Sa’lebe’ye dayand r lan bir rivayette Muaviye’nin stanbul’u fethetmek için haz rl k yapt ve buran n fethedilece inden bahsedil-mektedir.11 Bir rivayette Bizans’la anla mal oldu u s rada Muaviye’nin Anadolu içlerine do ru sefere ç kt , anla ma süresi bitti inde de sald -r ya geçmek istedi i, bu nedenle de baz lar taraf ndan ele tirildi inden bahsedilir.116 ayet Resûlüllah taraf ndan söz konusu hadis dillendiril-mi se, Muaviye’nin bunu kullanmamas n n izah olmal . Kald ki onun gibi h rsl bir idarecinin böyle bir sözü de erlendirmemesi dü ünülemez.

Uzun y llar am’da idarecilik yapm olmas nedeniyle Muaviye, Bizans’ n konumunu yak ndan izleyen birisidir. Halifeli i döneminde Bizans’ n içinde bulundu u olumsuz durumu kendi lehine çevirmeye çal m t r. Nitekim taht kavgalar s ras nda ç kar na uygun olan tarafa yard m yapm t r. stanbul üzerine ordu gönderdi i s rada da Bizans’ n durumunun iyi olmad belirtilir.117 Onun stanbul’u ele geçirmek iste-mesi, Resûlüllah’a isnad edilen mezkûr rivayetten ziyade, daha çok siya-sal ç karlar hedefleyen bir giri im niteli indedir. Bize göre bu giri imin arka plan nda aibeli bir ekilde iktidara gelmesinin kötü izlerini silme gibi bir gaye de söz konusudur. Böylece Müslümanlar nezdinde prestij kazanma, Hz. Ömer döneminde Sâsânî mparatorlu unu çökerten Sa’d b. Ebî Vakkâs, am ve Irak bölgesinde büyük ba ar lara imza atan Hâlid b. Velîd, Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh, M s r fatihi Amr b. Âs’ n ba ar lar kar s nda kendisine yeni bir ba ar alan seçme gayesi ile hareket etmi olabilece ini göz ard etmemek gerekir.

Tarihi geli melere bak l rsa, ba ar s zl kla sonuçlanan ilk iki mu-hasaran n ard ndan yakla k k rk y l sonra gerçekle ecek olan üçüncü

114 Halife b. Hayyât, 207.11 el- ris b. Eb Us me, Bu yetu’l-B i , II, 7 .116 Ebû Dâvud, “Cihad”, 1 2.117 Küçüksipahio ullar , 7 - 7.

885

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

ku atma s ras nda uzun soluklu bir haz rl k yap lm t r. htimal ki, ha-z rl klar n yap ld s rada bir bak ma halk te vik etmek için, ehrin fethedilece inin Hz. Peygamber taraf ndan da haber verildi ine dair birtak m söylemler dillendirilmi ve bu söylem sözlü kültür içinde ya-y l p halka mal olmu tur. Böylece tedvin dönemiyle birlikte kaynaklara girmi olmas kuvvetle muhtemeldir. ddiaya göre Süleyman b. Abdul-melik dönemindeki ku atma öncesinde Mesleme b. Abdulmelik bu sözü raviye sormu ve ard ndan Kostant n yye’nin fethine ç km t r.11 bn Âsâkir’de de benzer bir haberden bahsedilir.119 Bu hususlar dikkate

al nd nda daha önceden böyle bir sözden haberdar olunmad anla-lmaktad r. Böyle bir süreçten sonra kaynaklara giren mezkûr rivayet,

stanbul’un fethine yönelik hedefler için te vik edici rol oynam olabilir, fakat özellikle Emeviler dönemindeki son ku atmadan sonra bu rivaye-tin hiç kullan lmamas hayli ilginçtir.

Emeviler dönemindeki üçüncü ku atma s ras nda bu sözün refe-rans gösterildi ine dair haberler bulunurken, Türkler taraf ndan stan-bul’un fethedilmesine kadar Müslümanlar taraf ndan ehir birkaç kez ku at lm , ancak bunlar n hiçbirisinde mezkûr rivayetin kullan ld na dair bir tek rivayetten söz edilmemi tir. Örne in Halife Mehdî (77 -7 ) zaman nda Harun Re id komutas ndaki ordu Kad köy önlerine kadar gelip stanbul’u ku atm , fakat bu sözden bahsedilmemi tir. Ri-vayete göre Muaviye’nin ku atmas ndan Fatih taraf ndan stanbul’un fethedilmesine kadar, Müslümanlar yakla k olarak alt -yedi kez ehri ku atm , fakat Süleyman b. Abdulmelik dönemindeki ku atma hariç, di er ku atmalar n hiçbirisinde bu rivayetin ad geçmemektedir. Daha da ilginç olan ise, her ne kadar Anadolu slâm kültüründe dillere pe-lesenk edilmi se de, mezkûr rivayet stanbul’un fethi s ras nda veya fetihten sonra da hiç kullan lmam t r. Nitekim Emecen, dönemin Osmanl kaynaklar nda mezkur rivayete hiç at f yap lmad na, ancak daha sonraki kaynaklarda bu rivayetin yer buldu una i aret etmi tir.120 Buna mukabil stanbul’un fethinden sonra Mekke erifi’ne gönderdi i fetihnâmede, Fatih Sultan Mehmed k yamet alametleriyle ili kilendi-rilen iki rivayete yer vermi tir. Bunlardan birisi yukar da i aret edilen

11 A med b. anbel, Musned, VIII, 2 4.119 bn ‘As kir, LVIII, 34, 3 .120 Emecen, 43.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

88

“Rumlar (Romal lar) el-A’mâk ( ) veya ed-Dâb k’a ( ) inmedikçe k yamet kopmayacakt r” eklindeki rivayettir. kincisi ise, yine yukar da zikredilen ve bir taraf kara, bir taraf denizle çevrili olarak tarif edilen stanbul ehrine, Benû shâk’tan yetmi bin ki inin taarruz etmedi i

sürece k yametin kopmayaca iddias d r.121

stanbul’un fethiyle k yamet saati aras nda kurulan ili kiye dair rivayetlerin hiçbir inand r c l bulunmamakla birlikte, ayet böyle bir iddiadan bahsedilmi se, bunun bir sebebi veya kar l olmal d r. Her ne kadar bu konuda somut bilgi bulunmasa da, ya anan süreçten baz ipuçlar yakalamak mümkündür. Dikkat edilirse Emeviler döneminde üç kez ku at ld halde ehir al namam t r. Pe pe e gelen ba ar s zl k-lara, büyük kay plar da eklenince ehrin fethine yönelik umutlar iyice azalm t r. Hatta bu umutsuzlu un baz rivayetlere bile yans d n gö-rüyoruz. Örne in bn Ebî eybe’de yer alan bir rivayette Mâlik b. Sâhir adl ahs n Belencer’de karde iyle birlikte sava t , karde inin yaralan-d , ünlü sahabî Huzeyfe b. Yemân’la kar la t ve Allah nasip ederse Kostant yye’yi fethedeceklerini söyleyince, Huzeyfe Kostant n yye, Dey-lem ve Belencer’in ebediyen fethedilemeyece ini söyledi i nakledilir.122

Emeviler döneminde üç kez ku at lmas na ra men ehrin ele geçirilememesi ve büyük kay plar n ya anmas , Müslümanlar n n bi-linçalt nda adeta mezkûr ehrin k yamete kadar fethedilemeyece ine dair bir alg ya dönü mü olmal . Dolay s yla fetihle ile k yamet saati aras nda kurulan ili kiye dair iddialar n böyle bir anlay neticesinde do mu olmas muhtemeldir. Nitekim Hatibo lu böyle bir yorum-dan bahsetmektedir.123 Dikkat edilirse Hi âm b. Abdülmelik (724-743) döneminde devlet yeniden güç ve kuvvet kazand halde, stanbul’u fethetmek için tekrar bir giri imde bulunulmam t r. Bütün bu husus-lar stanbul’un al nmas na dair umutlar n tükendi inin göstergesi ola-rak yorumlanabilir. Dolay s yla sözlü kültür gelene inin devam etti i vasatta, ehrin k yamete kadar al namayaca ba lam ndaki söylemin, a zdan a za dola p tedvin dönemiyle birlikte yaz ya geçirilmi olmas kuvvetle muhtemeldir. Ne ki, bu haberlerin vahye göre konumu veya

121 Emecen, 3- 4.122 bn Eb eybe, el-Mu annef, VI, 61.123 Hatibo lu, Hz. Peygamber’in Gayba Muttali Olmas , 30-31.

88

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

muhtevas dikkate al nmad için Kur’an’a ayk r birçok iddia ve tasvir kaynaklara girmi tir.

Bir ba ka dikkat çekici nokta ise, slâm kültüründe var olan eh-rin fethi ile k yamet saati aras nda ili kiye dair telakkinin kadim Yahudi kültürüne kadar uzand gerçe idir. Kadim Yahudi kültüründe Kostan-t n yye’nin Allah’ n lânetine u ram bir ehir oldu u ve ehrin fethiyle birlikte k yametin kopaca eklinde çe itli efsaneler dillendirilmi tir. Bu tür efsanelerin üretilmesinde Kudüs’ün H ristiyan Romal lar n eli-ne geçmi olmas n n ve Yahudileri buraya sokmamalar ndan duyulan rahats zl n pay ndan da söz edilebilir. Neticede Yahudi kültüründeki efsanelerin H ristiyan kültürüne ve buradan eski Bizans kaynaklar na girdi i anla lmaktad r. Ayn anlay daha sonradan son vâris olarak ni-teleyebilece imiz slâm kültürünü de etkilemi tir. Müslümanlar kadim kültürlerden devrald klar mirasa ait kimi efsaneleri kendilerine göre yorumlayarak yeni telakkiler olu turmu lard r. Nitekim stanbul hak-k nda olu turulan efsanelere dair bir çal ma yapan Stefanos Yerasimos, H ristiyanl ktaki k yamet senaryolar n n kadim Yahudi kültürüne ka-dar uzand na dikkat çektikten sonra, günahlardan ar nma art olarak y k lacak lânetli mparatorluk ba kentleri aras nda Babil ve Roma’n n bulundu unu belirtir, fakat daha sonra Kostant n yye’nin bunlar n ye-rini ald na dair inan n varl ndan söz eder.124 Dikkat edilirse Ro-mal lardan önce Babil hükümdar Buhtunnasar Kudüs’ü ya malam ve Yahudileri buradan uzakla t rm t r.

Efsaneler aras nda Kostant n yye’nin do u taraf ndan gelen teh-ditle ele geçirilece i ve böylece mparatorlu un y k laca ndan bahse-dilmi tir. Muhtemelen bu telakki nedeniyle aml Aziz Efrem, 370-37 y llar nda Persler’in Roma topraklar na sald rmalar n ve ehirleri tahrip etmelerini k yamet alameti olarak nitelemi tir. Yine ayn dönemlerde (37 -390) Sibil’in kehaneti olarak nitelenen bir öngörüde Kostant n y-ye’ye altm y ll k ömür biçilmi ve y k laca ndan bahsedilmi tir. s-lâm’dan bir as r önceki Ermenice bir risalede ise Kostant n yye “Yedi Te-peli Babil” olarak nitelenmi ve büyük sava n ard ndan y k laca na dair kehanetler dillendirilmi tir.12 Keza Emeviler dönemindeki ilk muhasa-

124 Stefanos Yerasimos, Kostant n yye ve Ayasofya Efsaneleri, çev. . Tekeli, stanbul 1993, 196 vd.

12 Emecen, 40.

O S M A N L I S T A N B U L U I I

888

ra y llar na denk gelen Süryanice bir metinde ise, büyük bir ihtimalle k yametle ili kilendirilen hadis metinlerine de ilham kayna olan u ilginç efsane yer almaktad r:

O zaman smail o ullar binlerce at ve arabalarla gelecek. Dokuzuncu dilimin ilk ay nda gelecek, Anadolu ehirlerini ele geçirecekler. Birincisi Efes, kincisi Bergama, üçüncüsü Malagina’da k layacak. Talihine küs Frigya, Pamfilya ve Bitinya. Çünkü don oldu u zaman smail seni ele geçirecek. Önüne gelen her eyi yakan bir alev gibi ilerleyecek ve yet-mi bin denizcisi adalar ve k y lar yak p y kacak. Talihine küs Bizans, çünkü smail seni de ele geçirecek ve her atl s denizi a acak. Ba lar nda bulunan kar nda çad r kurup sava a tutu acak ve Kselokerkos kap s n k rarak Öküz’e kadar ilerleyecek, o zaman Öküz bö ürecek.126

Yukar da al nt lanan k yamet alametlerine dair hadîs rivayetlerin-deki tasvirlerle buradaki anekdotlar n bu derece benzerlik arz etmesi tesadüf olmamal . Özellikle ismi belirtilmeyen büyük sava , yetmi bin ki ilik ordu gibi anekdotlar ve ehrin ele geçirilmesinin k yametle ili ki-lendirilmesi son derece manidard r. Dikkat çeken bir ba ka ilginç nokta ise “Yedi Tepeli Babil” tan mlamas n n slâm kültüründe kar l k bulma-s d r. Hatta bu tasviri Fatih Sultan Mehmed de kullanm t r. Nitekim fetihten sonra Mekke erifi’ne gönderdi i Fetihnâme’de, stanbul’u yedi ba l bir ejderhaya benzetmi ve surlar n tepeleri ejderhan n yedi ba olarak tasvir edilmi tir.127 Görünen o ki, yukar da i aret edilen efsane-lerin vârisleri olan Müslümanlar, bunlardan önemli ölçüde etkilenmi ler ve kendilerine özgü k yamet telakkileri olu turmu lard r. Bütünüyle ef-sanelerden ibaret olan bu telakkiler kaynaklara girdi i için adeta sorgu-lanamaz addedilmi ve sanki Hz. Peygamber taraf ndan dillendirilmi haberler olarak sunulmu tur.12 Mezkûr rivayetlerle ilgili söylenebilecek en önemli hususlardan birisi ise, bunlar n tamam n n hem vahye hem de tarihi gerçeklere ayk r iddialarla dolu oldu u gerçe idir.

Bütün bunlar n yan s ra, anla ld kadar yla “fetih hadisi” olarak adland r lan rivayete, özellikle fetihten sonra Anadolu slâm kültüründe

126 Yerasimos, 200-201; Emecen, 41.127 Emecen, 6 .12 stanbul’un fethi ve olu turulan k yamet senaryolar ile ilgili geni bilgi için

bkz. Emecen, 23-7 .

88

S T A N B U L ’ U N F E T H N E L K N H A D S R V A Y E T L E R N E F A R K L I B R Y A K L A I M

büyük bir anlam yüklenmi ve bunun bir i areti olarak stanbul’u fet-heden II. Mehmed, “Fâtih” unvan yla an l r olmu tur.129 Her ne kadar mezkûr sözün mevsu kiyeti üpheli olsa da, halka mal olmas ve özellikle dini aç dan motive edici bir i levsellik kazanm olmas yads nmamal . Ancak bilimsel aç dan ele al n nca bunun do rulu unu savunabilmek mümkün de ildir. Bütün bunlardan sonra, unu da ekleyelim ki, Fâtih’in haz rl k yapt dönemde Anadolu ile Rumeli topraklar aras nda kalan stanbul do al bir hedef konumundad r. Dolay s yla Bizans payitaht n n siyasi ve co rafi aç dan as l hedef olmas kaç n lmazd . artlar olgunla -t ktan sonra bu hedefi Fâtih Sultan Mehmed gerçekle tirme imkân bul-mu tur. Nitekim Fetihnâmelerde bu duruma i aret edilmi tir.130 Böylece as rlar boyu Müslümanlar n gündemini i gal eden stanbul’u fethetme hedefi, Türkler taraf ndan gerçe e dönü türülmü tür.

129 Faruk K. Timurta , “Fetih ve Fâtih Üzerine”, Diyanet leri Ba kanl Dergisi, (cilt: 4, say : -6, 196 ), 67; Yard m, 123.

130 Emecen, 64.