180
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2008/209 CELSE NO :189 CELSE TARİHİ :26.07.2011 BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :ZAFER HAN 139152 Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 26.07.2011 günü saat 10:04’de oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, İsmail Yıldız, Hayrettin Ertekin ile başka suçtan tutuklu Sedat Peker dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Nusret Senem ile bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük, Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz, Danıştay Başkanlığı vekili Av. Perihan Özcan geldikleri görüldü Huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Tanık yoklaması yapıldı. Tanıklardan sadece Çınar Mustafa Altunbaş’ın hazır olduğu görüldü. Diğer tanıkların çağırılmakla gelmedikleri anlaşıldı. Mahkeme Başkanı: "Alalım.” Hazır olan tanık huzura alındı. TANIK ÇINAR MUSTAFA ALTUNBAŞ: “ Tarık oğlu, 03.07.1980 doğumlu, Feneryolu Mahallesi Saffet Rona sokak Arzu Apartmanı 15/11 adresinde ikamet ettiğini, kendine ait satış pazarlama şirketi olduğunu, cep telefonu numarasının 05322326196 olduğunu beyan eder.” Mahkeme Başkanı: "Sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve iddianamede ismi geçen diğer sanıklar hakkında mahkememize dava açıldı.” Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.” Mahkeme Başkanı: "Onlarla bir akrabalık düşmanlığınız var mı?”

T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2008/209CELSE NO :189CELSE TARİHİ :26.07.2011

BAŞKAN :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :ZAFER HAN 139152

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 26.07.2011 günü saat 10:04’de oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, İsmail Yıldız, Hayrettin Ertekin ile başka suçtan tutuklu Sedat Peker dışındaki tutuklu sanıkların cezaevinden getirildikleri görüldü.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.Tutuksuz sanıklardan Nusret Senem ile bir kısım sanıklar müdafilerinden Sanık Veli

Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük, Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz, Danıştay Başkanlığı vekili Av. Perihan Özcan geldikleri görüldü

Huzurdaki yerlerine alındı.Açık yargılamaya devam olundu.Tanık yoklaması yapıldı.Tanıklardan sadece Çınar Mustafa Altunbaş’ın hazır olduğu görüldü. Diğer tanıkların çağırılmakla gelmedikleri anlaşıldı.Mahkeme Başkanı: "Alalım.”Hazır olan tanık huzura alındı.TANIK ÇINAR MUSTAFA ALTUNBAŞ: “Tarık oğlu, 03.07.1980 doğumlu, Feneryolu

Mahallesi Saffet Rona sokak Arzu Apartmanı 15/11 adresinde ikamet ettiğini, kendine ait satış pazarlama şirketi olduğunu, cep telefonu numarasının 05322326196 olduğunu beyan eder.”

Mahkeme Başkanı: "Sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve iddianamede ismi geçen diğer sanıklar hakkında mahkememize dava açıldı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Mahkeme Başkanı: "Onlarla bir akrabalık düşmanlığınız var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç kimseyle bir düşmanlığımız yok efendim.”Mahkeme Başkanı: "Bu dava konusu suçlara iştirakten ve bu suçlar nedeniyle suçluları

kayırmaktan veya bu nedenlerden dolayı hakkınızda açılmış bir soruşturma veya dava var mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: "Size sorulacak sorulardan sizi veya yakınlarınızı ceza

kovuşturmasına uğratabilecek sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz bunları cevap vermekten çekinebilirsiniz. Maddi gerçeği bulmak açısından söyleyecekleriniz çok önemli mahkememiz açısından.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Ancak gerçeği söylememeniz halinizde hakkınızda yalancı

tanıklıktan dolayı dava açılabilir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”

Page 2: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:2

Mahkeme Başkanı: "Doğru söyleyeceğiniz hususunda da yemin edeceksiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ederim efendim.”Mahkeme Başkanı: "Söyleyeceğim yemin metnini tekrar edin. Bildiğimi dosdoğru

söyleyeceğime.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”Mahkeme Başkanı: "Namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Namusum ve vicdanım üzerine Allah üzerine yemin

ediyorum.”Mahkeme Başkanı: "Evet sanık Alparslan Arslan ve bir kısım arkadaşları hakkında ve

iddianamede bahsedilen suçlarla ilgili olarak sanıklarla ilgili dava açıldı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet, evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Bu konuda ne biliyorsunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim öncelikle bir durum arz etmek istiyorum.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu konu ile ilgili o benim vermiş olduğum daha önce

alınan şöyle bir durum gelişti efendim evime 3 kere gidilmesi sebebiyle ev ikamet adresime o şu anda mevcut mahkemenin elinde bulunan Beşiktaş adresime 3 kere polis memuru olduklarını söyleyen insanların gelmesiyle ailemin rahatsız olması sebebiyle ben dedim ki bir sakınacak çekinecek bir şeyimiz yok. Aradım dedim ki madem siz beni arıyorsunuz gelip beni dedim alın ben ne soracaksanız cevap vereyim dedim. Nitekim gelip beni aldılar efendim ben bir ifade verdim. Verilen ifadenin bir kısmını kesinlikle reddediyorum. Onu da anlatayım burada ben insanların dediğim gibi yemin et diyorsunuz benim söylemeye çalıştığım şeyle ben askere gidiyorum efendim 1 sene 1 buçuk sene oldu ben askerden geleli Tunceli’nin dağlarıyla teröristle biz vatani görevimizi yaptık oralarda bulunduk. Ama ben askere gider gitmez benim söylediğim ya da söylemediğim şeyler her türlü basın yayın organında sanki ben kendi davama bildiğim şeylere hainlik yapıyormuşum gibi lanse edilerek aileme babam, annem babam devlet memuru onların şerefine benim soyadıma binlerce benim adıma çıkan habere açıkçası efendim kesinlikle katılmıyorum ve reddediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Siz işin doğrusunu anlatın şimdi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Nasıl, ne biliyorsunuz onları anlatın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şimdi öncelikle şöyle ben Kuvayı Milliye

Derneği ile ilgili olarak birtakım bana sorulan sorulara ilgili cevaplar verdim. Onun haricinde Alparslan Arslan denilen şahsı hayatımda sadece televizyonda gördüm ve tasvip etmediğim bir hareket içinde bulunmuştur. Ama onun dışında sizin bana spesifik soracağınız bir soru varsa açık yüreklilikle ve yeminim üzerine cevap vereyim efendim ben.”

Mahkeme Başkanı: "Size Kuvayı derneği ile ilgili nasıl irtibat kurdunuz kimleri tanıyorsunuz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim kuva… orada da mesela çok yanlış bir bilgi oldu. Orada ifadede benim ilk söylediğim beni Kuvayı Milliye Derneği ile tanıştırdı dediğim kişiyle ilgili olarak verilen bilgi bir şahsı cinayet işlemesinden sebep cezaevine koyduğu gibi bir Deniz Yıldırım isimli bir şahıs. Ben Deniz Yıldırım isimli şahsın beni bura ile tanıştırdığını söyledim ama orada işte bir şahsı öldürmesinden sebep tutuklanan gibi hem mahkemesi devam eden bir şahsa hem öldürmesinden sebep diyemem yani yanlış bilgiler var efendim orda.”

Mahkeme Başkanı: "Deniz Yıldırım ile nasıl tanıştınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Deniz Yıldırım benim aile dostumdur efendim yakın

tanırım. Yani Elazığlıdır Erganili özür diliyorum Elazığ Madenlidir. Aile dostumdur beni bir gün dedi ki bir toplantıya gidiyorum gelmek ister misin bizim vatanseverliğimizi de herkes biliyor efendim. Hepimiz vatanseveriz sonuçta gittik, tanıştık. Bize Kuran-ı Kerim hediye ettiler. Bize çok iyi davrandılar. Hayatımda ben görmediğim yakınlıkları görmediğim dostlukları görmediğim vatansever insanları orada gördüm. Tabi ki bunların içinde eminim ki suç işlemiş olanlar vardır olmayanlar vardır ama temel noktada konuşacak olursam Kuvayı Milliye

2

Page 3: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:3

Derneği ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim tamamen ne savunuyorlar ise ne konuşuluyor ise bende aynı şeyleri düşünüyorum. Onun dışında insanları suçlayıcı, yargılayıcı, onları zor durumda bırakan emin olun efendim ben askerdeyken bu haberler benim kulağıma geldiği zaman aklımdan kötü kötü şeyler geçti. Bu işler intihar… beni psikolojik durumu yani benim burada Savcı Beyefendi, Savcı Beye verdiğim ifadenin doğru ya da yanlış bir gün sonra değil de tam benim askere gittiğim tarihlerde basın yayın organlarında sızdırılarak verilmesi açıkçası efendim beni ailevi olarak çok zor durumda bıraktı. Ben aileme ve etrafımdaki insanlara ve bana inanmış insanlara sürekli bu şeyin bu şekilde olmadığını ben bunu söylemek istemediğimi anlatmaktan dilimde tüy bitti ve beni, beni buraya çağırmanız efendim beni çok memnun etti.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi işin doğrusunu anlatma fırsatı buldunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Onları anlatın yani. Eksiği gediği nedir fazlası nedir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet. Benim efendim eksiği eksiği gediği olarak değil

ben dümdüz konuşacak olursam dediğim gibi ben Mehmet Fikri Karadağ tanıştığım için çok memnunum. Bana anlattığı şeyler hayatımda duyduğum en güzel şeylerdir. Ben orada bazı şeyleri anlatırken bundan çekindiğim ya da kötü bir şey yaptıkları için değil bulunduğumuz durumu insanların anlaması için şunu söyleyeyim efendim. Düm yine dümdüz konuşacak olursak. Bir ifademde şöyle bir şey geçti efendim Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan ve Ermenistan ile ilgili olarak benim burada bunu dile getirme sebebim şuydu. Biz asil Türk milleti olarak bizim hayatımız boyunca Kurtuluş Savaşımızda vesairemizde düşmanımız olan Ermeniler ile ilgili bunun dışında Azeri kardeşlerimizi kurtaramamamızla ve onu bütün Dünya ülkelerinin oynadığı oyunlar içinde biz kendi kardeşimizi kurtaramamamızdan kaynaklanan üzgünlüğümü ifade ederken sanki çok böyle olmamış bir şey duyulmuş sanki çok gizli bir bilgi alınmış ve sanki ben bunu şikayet ediyormuşum gibi bir tablo oluşmuş durumda. Şimdi bu efendim çok rencide edici bir şey. Ben çünkü burada kimin dostumun kimin düşmanım olduğunu çok iyi bilen bir yetişmiş bir Türk evladıyım. Burada baktığımız zaman benim idol olarak gördüğüm insanların bana anlattığı ve bunu bir şekilde benim ifade ettiğim noktada sanki benim onları şikayet ediyormuşum gibi ya da onlar kötü bir şey yapıyor bak ben sana bunu anlatıyorum gibi ifade edilmesi efendim açıkçası benim gibi genç bir insanın üzerine oynanan bir oyun olarak nitelendiriyorum bu konuyu ve bu işte yönlendirmeler olduğu noktasında birtakım sıkıntılarım var ya da yanlış ifadelerle benim ailevi şerefimle ve inandığım ve birlikte yürüdüğüm insanlara sanki hainlik yapmışım gibi bir sistemin içinde sokulmam açıkçası efendim benim 3 yıldır beni en çok rahatsız eden konudur. Bunu dümdüz burada söylemek istiyorum. Benim burada suçlayıcı bu suçu bana efendim Kuran-ı Kerimi verip sen vatanın evladısın bak Ata da bunu söylemiş bizi bunu yönlendirmiş biz bunları yapmaya çalışıyoruz diyen insanlara ben şimdi suçlamaya kalkarsam burada Allah’a hesap veremem efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi herhangi bir suçlama getirmeyin. Ne biliyorsanız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Mahkeme Başkanı: "Ne gördüyseniz onu anlatın. Biz doğruyu istiyoruz, gerçeği

istiyoruz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim gördüğüm, gördüğüm şey kitap defter okuduk

daha sonrasında Mehmet Fikri paşamla Kahraman Beyefendi ya da işte Hüseyin abilerin arası bozuldu belli konulardan ki benim fikrimce Mehmet Fikri Paşa haklıydı olması derneğin içinde olması gerek dediği....”

Mahkeme Başkanı: "Kahraman’ın soyadı nedir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bilmiyorum efendim soy ismini.”Mahkeme Başkanı: "Hüseyin abi dediğinizin soyadı nedir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Soy ismini bilmiyorum efendim kendisinin. Bir soyadı

da ben Mehmet Fikri paşamı da kendisi beni…”Mahkeme Başkanı: "İkisi de Kuvayı Milliye Derneği ile irtibatı olan kişiler mi?”

3

Page 4: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:4

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kuvayı Milliye Derneği ile irtibatı olan. Benim oraya girmeme sebep olan ama bundan dolayı da hiç mutsuz olmadığım ya da kendilerine negatifte bakmadığım beni çok güzel şeylerle buluşturan insanlar olarak bakıyorum. Onun dışında ben zaten genel başkanımızda hayatımda 1 ya da 2 kere ya da 3 kere konuşma ve onun bilgilerinden, tecrübelerinden faydalanma şansım oldu. Ondan aldığım şeyler bu söyle… bahsetmiş olduğum Türk askerinin işte Dağlık Karabağ bölgesinde Azeri kardeşlerimizi kurtarma fikri benim hayatım boyunca en çok inanabileceğim peşi… bugün bana hadi gidiyoruz dedikleri zaman üstümü başımı giyip Ermenilerle savaşıp Ermeniler ama öyle söyleyeyim hani burada şeye döndük efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Deniz Yıldırım size bir toplantıdan bahsetti.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Bir toplantıdan bahsetti katıldık.”Mahkeme Başkanı: "Toplantıya gittiniz mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gittim efendim toplantı yemekli bir toplantıydı.”Mahkeme Başkanı: "Ne toplantısıymış o toplantı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yemekli bir toplantıydı. Kuvayı Milliye Derneğinin

insanlara bir şekilde lanse edilmesi ve.”Mahkeme Başkanı: "Tamam.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İnsanların dahil edilmesi noktasında bir toplantıydı.”Mahkeme Başkanı: "Kimlerle tanıştınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Orada sadece efendim şey vardı Kahraman vardı ne

Fikri Karadağ paşa oradaydı ne de Hüseyin abi oradaydı. Bir iki tanede ismini bilmediğim ama tanıştırıldığım üniversitelerde görevli doçent ya da profesör bazında kişiler vardı ama sahneye bir arkadaş çıktı Kuvayı Milliye Derneğini anlatmak için. Donanımsız ve yetersiz bir konuşma sonucunda dinleyen insanlar sıkıldılar ve toplantı gerçekten hiç olmaması gereken noktalara döndü. Kağıdı doğru düzgün okuyamayan, açtığı zaman insanların ilgisini çekemeyen, anlattığı şeylerin oradaki donanımlı insanları hiç ilgilendirmeyen bir toplantı sonucunda ama biz tanışmış olduk ve ilişkimizi devam ettirdim ondan sonra görüşmeye derneğe gitmeye devam ettim.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Alemdaroğlu orada mıydı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kemal Alemdaroğlu efendim tam olarak o odur

oradadır demiyorum ama 2, 3 tane üniversitelerden şey vardı hoca vardı ve sıkılıp kalktılar zaten öyle donanımsız adam bu diye.”

Mahkeme Başkanı: "İsimlerini biliyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bilmiyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Başka kimlerle tanıştınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Açıkçası ben birçok insanla tanıştım isim isim bildiğim

insanlarda var daha orada tanışıp sonradan oraya gelmeyen insanlarda var. Yani nasıl söyleyebilirim Kuvayı Milliye Derneği öyle bir şey ki biz insanları sen şusun sen busun diye bölen bir insan bir dernek değiliz. Gelen herkes Kuvayı Milliye Derneğine gelir ve görüşülmesi gereken herkesle görüşülür. Karşıt görüşlü ya da bu görüşlü. Şunu yani devletin bile burada terör başıyla görüştüğü noktalarda Kuvayı Milliye Derneğine gelen insanları biz kapıdan çevirelim görüşmeyelim noktasında yaklaşmamız zaten çokta fazla vatanseverlik ruhuna uygun olmaz diye düşünmekteyim. O noktada da tabi ki birileri geliyordu. Tabi ki konularda konuşmalar yapı…. bizim amaçladığımız şey bunu yaymak insanları bunun içine dahil etmekse sen şusun sen busun diye bölücülük yaparsak o zaman bizim bölücüden ne farkımız kalır?”

Mahkeme Başkanı: "Peki o toplantıda neler görüşüldü, ne yapıldı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim o toplantıda çıkan arkadaş söylediğim gibi

çok donanımsız az okumuş. Aslında orada hiç çıkmaması gereken ben hiç donanımsız bir şekilde oraya çıksaydım oradaki insanların belki biraz ilgisini çekebilirdim ama orada hazırlanıp çıkmış olan kişiyi insanlar duyduklarında ki ben dahil dedim ki hani hazırlanmadan yetersiz yani kalkıp da bir hocalara konuşmanız için sizin gerçekten bir şeye hakim olmanız

4

Page 5: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:5

gerekiyor. 5 dakika sonra hocalar dediler ki ya bu nasıl bir konuşma dediler. Adamlar kalktılar gittiler çok normal olarak. Çok normal bir sonuç yani bu.”

Mahkeme Başkanı: "Toplantı ne kadar sürdü?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim yaklaşık herhalde bir 45 dakika 1 saat

aralığında ki bunun bir 30 ile 35 dakikası yemek yeme, yemek ikramıyla devam etti. Bir 20, 25 dakika böyle bir saçmalık oluştu ondan sonrada gerçekten tanışmak isteyenler tanıştılar. Herkes ona göre dağıldı ve evlerine gitti. Ben Deniz Yıldırım ile birlikte oradaydım. Dediğim gibi orada bulunmaktan memnundum. Tanıştığım insanlardan memnunum ve dediğim gibi efendim ben ifademin içinde suçlayıcı, karalayıcı insanları sanki suçlu olarak ifade eden noktaların olmadığını direkt olarak söylüyorum size burada söyleme şansını verdiğiniz içinde teşekkür ediyorum. Bu şu da şu şekilde de bilinmesin biz efendim Allah’tan başka hayatımızda hiç kimseden korkmuyoruz ona hesap vereceğimizi düşünüyoruz ve ona göre hareket ediyoruz. Ama bu noktada da kul hakkı denilen şeyi ben açıkçası efendim elimi pek sürmek istemem. Yani ben bir şeyleri anlatırken burada Kuvayı Milliye Derneğinin doğruluğunu Türkiye’nin aslında gitmesi gereken çerçeveden başka bir tarafa döndüğünü asıl yapmamız gereken şeyleri yapmamamız gerektiğini ifade ederken bana sanki dediğim gibi suçluyormuş gibi aaa ben orda şöyle bir şey gördüm bakın hani böyle hiç kimsenin bilmediği çok gizli bir bilgi benim vermiş olduğum ifadede bir gizli bilgi yok efendim. Yani herkesin bildiği genel bilgiler üzerine beni resmen haine çıkardılar efendim. Beni bugün dediğim gibi sizin burada yüzünüze baktığım için çok memnunum. Bugün umarım evde rahat uyuyacağım. Ama asker dahil olmak üzere ben yukarılarda dağlarda bayırlarda vatani görevimi yaparken benim ailemin 2500 tane ismimin soy ismimin yazıldığı yerde böyle bizi afişe edermiş gibi garip garip böyle bir tabloların içine sokmaları efendim bir gün bir tane taşkın ya da azgın birisi gelse benim burada açıkladığım şeylere söylemeden önce ulan sen nasıl bir hainmişsin dese ben kafamı masanın ortasına koyarım kesmesini beklerim. Çünkü şu görmüş olduğum ifadeyi ben dışarıdan kendim okumuş olsaydım ulan bu nasıl bir hain özür diliyorum efendim. Bu nasıl bir hainmiş söylemine katılırdım ama burada düz olarak ifade ediyorum. Benim derneğimin görüşü, fikri, hareketi, attığı adım, telefon konuşması neyse ben onlarla birlikteyim ve aynı şekilde hareket ediyorum. Biz insanlar efendim biraz önce söylediğim gibi ikiye ayırıyoruz. Vatansever ve vatan haini biz Ahmetmiş, Mehmetmiş, Aleviymiş, Sünniymiş, Kürtmüş bununla görüşmeyelim Türkmüş bu bizim yanımızda olsun böyle bir durumumuz söz konusu değil. Bizim toprağımız Misak-ı Milli içinde bulunan herkes bizim kardeşimiz. Ama dışındakiler benim fikrimde bu şahsi fikrimdir düşmanımız olarak bakıyorum. O noktada da burada utanç kaynağı olması gereken Azeri kardeşlerimizi kurtaramamamızı ve bunun dahice planını yapan insandan bahsettiğimde sanki böyle bir şeyden yanlış bir şey yapmış bir adamdan bahsediyormuşum gibi bunu nitelendirmesi de bu konuyla ilgili olarak yönlendirmelerin çok net bir kanıtı ve örneğidir efendim. Bunu da çok net ifade etmek isterim.”

Mahkeme Başkanı: "O toplantının tarihini hatırlıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hatırlamıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Hangi yıl olduğunu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yıl olarak düşünürsem işte 2 yıldır askerdeyim

efendim 1 buçuk yıl oldu 3 buçuk yıl yaklaşık bir 4 buçuk 5 yıl önceki toplantıdan bahsediyoruz efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Bu 2008 yılında ifadeyi vermişsiniz. O tarihten ne kadar önce oldu bu toplantı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim o tarihten yaklaşık 1, 1 buçuk, 2 yıl sonrasında oldu. Ben zaten özellikle bir gideyim de bir bildiklerimi anlatayım diye onu bile yanlış lanse ettiler neymiş efendim ben gitmişim karakola ben bir şeyler anlatmak istiyorum. Efendim böyle bir aklıselim dışında düşünce olabilir mi? Ben ruh hastası mıyım gideceğim oturduğum bildiğim sevdiğim insanlar hakkında geleyim ben oturayım size de bilgi ve… böyle bir saçmalık olabilir mi efendim? Aklı başında okumuş ne istediğini bilen insanım. Adam beni adamlar 3 kere benim evime geliyorlar benim annem öğretmen, anneme işte biz Çınar’ı

5

Page 6: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:6

arıyoruz Çınar’ı arıyoruz. Çınar’ın bir yere kaçtığı yok ki benim telefonum bir kere çaldı memur beyler beni aradılar bugün dün tık açtım telefonumu. Benim kimseden kaçtığım göçtüğüm bir (1 kelime anlaşılmadı) yok zaten. Ama evime 3 kere gelip taciz edildiğimde bir sıkıntım yoksa korkacak bir şeyim gidip bir hayırdır diye sorma ihtiyacı bulundum. Çünkü evim diyor ki sen bizle birlikte kalan adamsın git bakayım bizim kapımıza polis niye geliyor. Çünkü bizim hayatımızda kapımıza öyle birileri gelmez efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Peki bu toplantı dışında başka toplantılara katıldınız mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim toplantılar kendi aramızda yaptığımız

istişarelere katıldım. Kendi aramızda yaptığımız istişarelere.”Mahkeme Başkanı: "Yani kendi aramız derken Kuvayı Milliye Derneğiyle mi ilgili yine?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Üzüldü, üzüldü üzüldüğümüz noktalar şöyle efendim

üzüldüm. Yani gündemden bahsedeyim bundan da çekinerek anlatmayacağım için dümdüz anlatabiliyorum. Zaten saklı gizli bir bilgi değildir. Açıkçası son dönemde gelişen terör olayları karşısında polisimizin ve kolluk gücümüzün biz yetersiz kaldığını as… işçiyi, kızları, öğrencileri saçlarından yerlerde sürükleyen polisin BDP’li molotofçulardan koşarak kaçtığını gördüğümüz zaman bizim için efendim bu bir sıkıntı oluşturuyor. Çünkü devletin polisi oradan kaçıyor demek devletin otoritesi orada yok demektir. Bizim fikrimizce. E böyle bir durumda da ben dümdüz konuşuyorum yine efendim. 5000 tane benim arkadaşım olsa ben o 5000 tane adamla gidip onların karşısına dikilmek isterim. Bunun pla bunun konuşmasını aramızda yapmamız nasıl bir suç teşkil eder orada vatanın evladını öldüren adamlara biz burada milletvekili şeyi verelim maaşı verelim öbür taraftan bizim gibi vatansever insanları terörle mücadele şube ile biz buralarda bulu… yani bulu…. Efendim ben bunların ikisini yan yana bir kere efendim Ergenekon isminde bir terör örgütünün ismi diye değerlendiren insan Türk tarihini bir terör tarihi ilan etmiş demektir. Ergenekon’u sen kimsin Ergenekon ne demek biliyor musun bir kere sen bunu neden. Biz buna Ümraniye davası diyoruz. Ümraniye davası baştan alınan astsubayı elinde kafilesi bulunan astsubay serbest bırakılıyor. Telefonda merhaba dediği adamların hepsi bir şeylere takılmaya çalışılıyor. Yani efendim ben evet işin içinde eminim ki hatalı insanlar belki de hain insanlar devlet görevini kötüye kullanan insanlar eminim ki vardır. Ama Kuvayı Milliye Derneğinin içinde böyle bir adam yok efendim. Biz orada vatanseverliğimizin dışında Allah ki ben hayatımda ilk defa Kuran-ı orada elime aldım 7, 8 kere meal etmişimdir, okumuşumdur. Bana bunu hediye edip beni bununla tanıştıran insanlara ben dönüp de ya da inandığım aynı şeyi düşündüğüm insanlara dönüp de ben sizin karşınız… efendim ben yediğim yemeğe açıkçası nankörlük edemem. Öyle söyleyeyim orada ben yemek yedim. Birlikte yattık kalktık. Bir aradaydık aynı düşünceleri savunuyorduk. Ramazanda da verilen yemeklerde bir aradaydık. Ve orada benim konuştuğum sohbetler vesaireler bunlar tutup da biz devleti bölelim şurası da bizim olsun. Aa bizim böyle bir toplantımız olmaz efendim. Adamlar oldukları yerden özerklik ilan ediyorlar. Kimsenin gücüne gitmiyor. Biz aramızda bu BDP’lilere müdahale etmek için bizde kendi kendimize organize olalım dediğimiz zaman mı biz terörist oluyoruz? Efendim benim en büyük arzum Türk tarihini bilen insanlar için konuşuyorum. Ergenekon terör örgütü ismini efendim bunlar kendileri yakıştırıp koymuşlar. Ergenekon ismini terör örgütüne koyanlar benim fikrimce ya Türk değillerdir ya da tarihlerinden korkan devşirmelerdir. Benim tek söyleyebileceğim bununla ilgili olarak budur. ETÖ diye bir şey yok efendim. 2, 3 tane yanlış yapan insan var. Onlarla diyalog kuranlar var. Yanlış yapanlarda cezaevinde ama sadece telefonda konuş. Şimdi ben şunu dümdüz konuşayım efendim ben telefonda bir gün birisiyle konuşurken ulan bu nasıl başbakan böyle iş mi olur her yeri sattı konuşuyoruz herkes. Ama benim önüme koyulan şeyde iddianamede benim tanıdığım insanların birbirleriyle bu tarz konuşmaları sanki bir terör eylemiymiş gibi nitelendirilmesi telefon konuşması, efendim telefonda günde 500 kişi ölüyor telefonda o telefon konuşmasıyla. Yani her halkın konuştuğu şeyleri unvanı olan yeterliliği olan insanlar konuştuğu zaman onlar için suç ama halk konuştuğu zaman suç olmuyor mu efendim? Onu da ayrıca ben dikkat çekmek istiyorum bu konuya.”

Mahkeme Başkanı: "Kendi aranızda yaptığınızı söylediğiniz toplantılara.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”

6

Page 7: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:7

Mahkeme Başkanı: "Kuvayı Milliye Derneğinden kimler katıldı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Deniz Yıldırım katıldı. Bir tane eski Milliyetçi Hareket

Parti kökenli olan ismini şu anda tam olarak anımsayamadım beyaz saçlı yakın gördüğüm ya İlhan Bey ya İrfan Bey olması lazım kendisi katıldı. Onun haricinde Kahraman abim, Hüseyin abi biz ama bunlar toplantı şeklinde değil daha çok istişare şeklinde efendim. Çünkü biz oraya gittiğimiz günlerde gidip de sadece lay lay oturalım işte çay sigara içelim yemek yiyelim değil tabi ki orada bir de bulunma amacımız var. Bir bulunma amacımız herkesi Kuvayı Milliyeci yapmak ki bir Türk Kuvayı Milliyecidir zaten. 2, kendi aramızda fikirlerimizi paylaşmak durumundayız. Dediğim gibi efendim insanlar özerklik ilan ederlerken bizim burada üstün toplumsal bir problem olarak düşündüğümüz şeyin aramızda konuşmamız dediğimiz gibi istişaremiz bir toplantı olarak ve bu toplantı bir terör örgütü toplantı olarak nitelendirilecekse benim açıkçası efendim bu şekilde düşünmediğimi ifade etmek isterim.”

Mahkeme Başkanı: "Kuvayı derneği Kuvayı Milliye Derneğinin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Merkezine veya Kadıköy’de bir yer varmış oraya gidip geldiniz

mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yavuz Türk sokak doğru evet geldik efendim. Çok

kereler gelmişimdir efendim.”Mahkeme Başkanı: "Kaç defa gidip geldiniz oraya?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok seferdir efendim adedini hatırlamıyorum.”Mahkeme Başkanı: "Gittiğinizde kimlerle karşılaştınız, kimleri gördünüz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim sürekli orada bulunan öncelikle bir abla ve bir

abi vardı birbirleriyle evli olan insanlardı bunlar ve Kuvayı Milliye Derneğinin idari işleri gibi böyle ufak tefek kağıt kalem işleriyle ilgilenen insanlardı ki Anadolu insanlarıydı. Efendim burada tanıştığım adamların içinde kibirli ve insanlara üstten bakan hiç kimseyi görmedim bugüne kadar. Onun dışında Hüseyin abi sürekli zaten oradaydı. Kahraman oradaydı 1, 2 tane nasıl söyleyeyim bizimle aynı figürü taşı, taşıdığını düşündüğüm insanlarla tanıştık. Ama kalıcı olarak konuştuğumuzda yani Kuvayı Milliye Derneği içinde kim vardı derseniz kemikleşmiş olan bir Kahraman abi bir ben bir Hüseyin abi bir de daha sonradan tanıştığım gözlüklü bir Abdülkadir abi gene o sekreterlik yapıyordu şeyle ilgili ve bunun dışında bizim 6, 7 kişilik asıl öz kadromuzun dışında oturup da istişare ettiğimiz kimse yoktur efendim. Çünkü bunlar herkesle paylaşacağınız öncelikle bir içimizde karar verip ondan sonra insanlarla paylaşmamız gereken şeyler olduğu için çünkü şuursuzca hareket etmek bizim göre bir şey değil. Kuvayı Milliye Derneğinin girişinde şöyle bir şey yazıyor efendim. Kuvayı Milliye Derneğine giren kutlu kişi bil ki burada her bakımdan güvendesin zira biz Allah’ın rızası olmayan hiçbir iş yapmayız. Bunu da bu şekilde ifade etmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Dernekte bilgisayarlar var mıydı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vardır efendim. Dernek dediğiniz.”Mahkeme Başkanı: "Kaç tane bilgisayar vardı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ilk gittiğimizde çok kalabalık bir bilgisayar

grubumuz vardı ama maddi yetersizliklerden elimizde tutamadık. Bunun sebebi de şuydu internette ve bilişim suçlarında PKK propagandası yapan, Abdullah Öcalan propagandası yapan Ermeni lobilerinin sitelerine bizim sitelerimize saldıran ya da Türk, Türk’ün onurunu ve şerefini tehlikeye (1 kelime anlaşılmadı) olan insanların tabi ki bilişim üzerinden de birtakım şimdi biraz önce diyorum ya polisin müdahale edemediği insanlar diyorum. Bu da yine polisin müdahale edemediği hackerler bunun Türkçesi bu. Bunlara bizim internet üzerinden Atatürk’ü kötüleyici, vatanı bölücü, Apo’yu bir kahraman ilan eden ki benim annemde Türk’tü ben Türkleri severim gibi böyle bir geri vites yapabilecek kadar da liderlikten eksik bir şahıstan bahsediyoruz bebek katili. E baktığımız zaman efendim bizim bilişim suçları şubesinin de bu konuda birazcık geride kaldığını değerlendirirsek anca bizi filtrelerler. Efendim orada birilerinin yani herkesin fiziksel olarak bir şeyle ilgilenmesi gerekmiyor. Bazısı da kafasal olarak ilgileniyor. Beyefendi nasıl bizim anlattıklarımızı yazmakla yükümlü ya da değil onun gibi bir şey efendim bu. Sonuçta burada bir görevi olan insanlar var. Bize saldıran kendi

7

Page 8: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:8

devlet kurumlarımızın govlarına trlerine ya da kendi Kuvayı Milliye bizim yapmış olduğumuz sitelere ya da Türklük onurunu azedi kürdistan diye bir site kurmuş. Açıyorsunuz Apo, biji Apo ölen askerlerimizin şehitlerimizin parçalanmış fotoğrafları. E şimdi bu siteye biz girip saldırıp bu siteyi kapatmayacaksak biz niye yaşıyoruz efendim evimizden çıkmayalım yani. Bunlar suç olarak değerlendirilecekse aynı suçun içindeyim. O kadarda net ifade edeyim ama aklıselim bir adam baktığında vatanın karşısında olan hainlere bilişim üzerinden birtakım savunmalar bloklar yapılıyorsa bu da aslında bence teşekkür ve takdir görmesi gereken bir şeydir. Benim burada anlattığım şeylerin efendim hepsi aslında teşekkür ve takdir görmesi şeyler olmasına karşın sanki bir PKK’lı gibi terörle aynı suçtan neymiş vatanın birliği efendim ben size bir şey söyleyeyim mi biz buradayız bizim gibi insanlar burada diye bu vatan bir. Yoksa millete kalsa şu anda çoktan bölünmüştü yani bu vatan. Biz varız diye bu şekilde ve büyük Türk milletinin ben bu tarz oyunlara düşeceğini düşünmüyorum. Efendim çok üzücü olan şey şu. Ben burada aynı yola koştuğum vatansever olduğum insanların bir şekilde nasıl söyleyeyim anlattığım şeyler üzerinden suçlanmaması için elimden gelen şey gere… yaparken adam orada diyor ki biz diyor özerkiz diyor. Biz diyor Apo’ya bir sorun diyor Kandilden haber gelecek diyor. Şimdi efendim burada konuşması gereken adam ben değilim ki buradaki insanlar değiller ki tutuklu olması gerekenler. Nerede efendim burada bu Selahattin Demirtaşlar nerede bu KCK’yı 1 tane adamı tutukladılar çıkartmadılar diye her şey bitti. Böyle bir saçmalık yok efendim. Kimi kandırıyorlar çocuk muyuz biz?”

Mahkeme Başkanı: "Bu bilgisayarı kullanan kaç kişi vardı orada?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “En başta isimlerini hiç bilmediğim 10 kişinin

üstündeydi. Yalnız daha sonraki maddi imkansızlıklarımızdan dolayı çünkü zaten vakıftan kiralanmış ve şuanda elimizden alınmış o tabelası indirilmiş ki o derneğin tabelasını siz size söylemiyorum efendim. Nasıl indiriyorsunuz? Dernekten kiralan şey vakıflardan kira… Kuvayı Milliye Derneğinin bir kere devletin hiçbir şekilde kapatmayacağı bir genel merkezi olmak zorunda. Kuvayı Milliye dediğiniz zaman efendim insanlara sadece isim olarak mı geliyor? Bunun ruhunu ne çabuk unuttuk biz İstiklal Savaşlarını bilmem neleri. Orada insanlar hata yapabilirler ama insanların hatalarını siz bir fikir birliğine bir birleşmişliğe bir misaka bağlarsanız o zaman orada efendim yine samimiyetsiz bir tablo oluşmuş olur. Kuvayı Milliye Derneğinin 3 kuruş parayla dönmeye çalışan ekmekleri bölüşen insanlar varken öbür tarafta sizin terörist dedikleriniz uyuşturucu ve silah paralarıyla kanlarla besleniyorlar. Yani ben efendim bazı şeylere açıkçası anlam veremiyorum. Gidip orada şu anda yeni dağı görüp gelmiş bir kişi olarak da ki yıllarını orada geçirmiş insanlar var. Efendim bana bunun mantıksal çerçevesini birisi lütfen söylesin de ben biz nasıl bir PKK’lı ile aynı maddeler üzerinden sevdiğim insanlar yargılanıyorlar. Bana bir bunu anlatmak lazım efendim. Biz zaten buradayız diye bu adamlar rahat değiller. Ve biz buradayız diye bu adamlar rahat olmadıkları için bu kadar.”

Sanık Alparslan Arslan söz almadan konuştu: “(3, 4 kelime anlaşılmadı) göt veren.”Mahkeme Başkanı: "Alparslan Bey lütfen.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bana mı diyorsun (1, 2 kelime anlaşılamadı) lan hain.”Mahkeme Başkanı: "Lütfen Alparslan Bey.”Sanık Alparslan Arslan söz almadan konuştu anlaşılmadıTanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anca konuşursun. Görüşürüz.”Sanık Alparslan Arslan söz almadan konuştu: “Ananı sikerim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Görüşürüz senle hain.”Mahkeme Başkanı: "Çınar lütfen, lütfen müdahale etmeyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim görüyorsunuz ama anamıza sövüyor

efendim.”Mahkeme Başkanı: "Konuşmak (1, 2 kelime anlaşılamadı). Gerekeni yaptık çıkarttık.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum efendim peki saygısızlık yaptım özür

diliyorum.”Mahkeme Başkanı: "Siz niye muhatap oluyorsunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum efendim.”

8

Page 9: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:9

Mahkeme Başkanı: "Siz burada şahitsiniz, tanıksınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum efendim bir daha tekrarlanmayacak.”Sanık Alparslan Arslan’ın müdahale etmesi nedeniyle duruşma salonundan çıkarıldığı

görüldü.Mahkeme Başkanı: "Evet bu bilgisayar kullanan şahısların isimlerini hatırlıyor

musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anımsamıyorum efendim. Hiç yani ben bilgisayar

odasına efendim sadece bilgisayarlar var diye görürdüm. Ben internetten bilgisayar ortamından anlamadığım için yani ilgi alanım içine girmediğinden dolayı gidip de tek tek sen kimsin sen kim… ki dediğim gibi derneği biraz hareketlendirdiğimiz zaman yani insanlara biraz gösterdiğimizde maddi yetersizlikten dolay… dolayı efendim şimdi bir adamı çalıştırmak bir para sonuçta bu adamlar.”

Mahkeme Başkanı: "Peki, o bilgisayar kullananların hacker hackerlik yaptığını yani yaptığını söylediniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim yani saldırı da o siteleri bloklama ve engelleme savunma amacıyla kurulmuş bir sistem yani bu.”

Mahkeme Başkanı: "Yani bilgisayar sitelerine.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Savunma amacıyla yani Türkiye Cumhuriyeti

devletinin birliğini internet üzerinden yok etmeye çalışanlara savunma amacıyla oluşturulmuş bir sistem bu. Devletin yapıp sadece bir birim olarak oluşturması gereken bilişim suçları ile ilgili olarak sadece terör suçlarıyla ilgili olarak ya da Ermeni lobilerinin ya da İsrail lobilerinin yapmış olduğu sistemleri bir kenara bırakıyoruz. 3 tane biz milliyetçi insanı vatansever insanı bilgisayarın başına oturtuyoruz ki çok normal olarak ben oturtmuyorum. Yani bunu yapan dahi büyüklerimiz var. Biz sadece şu anda anlatmaya çalıştığım şey bildiklerim. Bunları bloklamaya çalışan insanlar içinde gerçekten bir teşekküre ihtiyacı var efendim bu insanlar.”

Mahkeme Başkanı: "Peki bu duruma şahit oldunuz mu yani hackerlediğine şahit oldunuz mu oradaki bilgisayar kullanıcılarının?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim şahit olmadım ama illaki bir hacker durumuna şahit olmadınız mı derseniz 15, 16 yaşlarında bir yeğenim var evet 1 tane PKK sitesini biz hackledik bilgisayardan. Eğer arzu ediyorsanız onun suçunu üstüme alabilirim.”

Mahkeme Başkanı: "Ya o Kuvayı Milliye Derneğindeki ben şahıslardan bahsediyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır dernekle alakası yok bu bizim şahsi.”Mahkeme Başkanı: "Bilgisayar kullanıcılardan bahsediyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu bizim şahsi durumumuz efendim yeğenim benim

evimden bak dedi abi sana bir şey göstereceğim. Gösterdi siteyi bak dedi şimdi nasıl hackliyorum. Girdi tık tık tık tık bir başlattı onların PKK diye kurduğu sitede Türk bayrağı çıkıp İstiklal Marşı çalmaya başladı. Yemin ediyorum mutluluktan ağladım orada öyle söyleyeyim size yani.”

Mahkeme Başkanı: "O bilgisayarlardan kim sorumluymuş bir belli bir şahıs var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim hiçbir bilgim yok yanlış bilgi verip kimseyi zan

altında bırakmak istemem. Bilgisayarlardan şu sorumluydu diyebileceğim birisini bilmiyorum ben.”

Mahkeme Başkanı: "Erkut Ersoy’u tanır mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Erkut Ersoy, efendim ismi anımsıyorum ama şu kişidir

diye bir görmem lazım yani ismi anımsadım ama efendim bir problem yok. Bir hat… olabilir efendim dediğim gibi anımsıyorum ama şu diyemedim efendim hiç bilmediğim ya da duymadığım bir isim değil ama. Hafif şişman kumral bir beyefendi vardı bilmiyorum siz orada fiziksel özelliklerini görebiliyor musunuz ama bu kişinin.”

Mahkeme Başkanı: "Bu Kuvayı Milliye Derneğinin ayrılıp başka bir dernek kurulacağı konusunda bir görgünüz bilginiz var mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim benim bildiğim, bildiğimden gördüğümden yorumladığımı söylüyorum yüzüme benim biz başka bir dernek kuracağız gibi bir ifade hiçbir zaman bulunmadı. Zaten Kuvayı Milliye Derneğine üye olan insanlar başka bir dernek çatısı

9

Page 10: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:10

altında birleşmezler efendim. Bizim derneğimizin ismi bellidir Kuvayı Milliye. Bizim yeminimiz bellidir Misak-ı Milli. Vereceğimiz yok alacağımız var. Yani biz onun peşindeyiz. Ben dümdüz konuşuyorum. Kerkük Musul peşindeyiz Batum peşindeyiz On iki Ada peşindeyiz bunları net olarak ifade edeyim. Azeri kardeşlerimizle bir organik sınır oluşturmanın peşindeyiz. Adamların Azeri bayraklarını Ermenilerin gücüne gitmesin diye toplatıyoruz adamlar Eurovision’da şarkı ile kazandıklarında Türk bayrağı sallıyor rezalete bakın. Türkiye Cumhuriyetinin fiyaskosuna bakın böyle bi… ezilmeye bakın. Böyle bir şey olabilir mi efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Peki Kuvayı Milliye Derneği içerisinde o tarihlerde bir rahatsızlık var mıydı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim Mehmet Fikri paşamız her zaman doğru bir insan olduğu için içimizde gördüğümüz bazı birtakım sıkıntıları ki bunlarında mahkemeye yansıdığını biliyorum bunları çekineceğimiz anlatmayacağımız bir şey yok. Kuvayı Milliye Derneğinin içinde olmamasını gerektirdiği düşüncelerini birtakımdan olduğunu gördüğünde ve şunu da çok net olarak söyleyeyim. Bende dahil olmak üzere hiçbirimiz Mehmet Fikri Karadağ’ın donanımında olmadığımızdan dolayı onun yeterli altını teşkilatını dolduramadık efendim. Pasif kaldık zayıf kaldık ve geride kaldık. Daha donanımla birkaç kişi daha olsaydı daha düzgün şeyler yapılabilirdi. Ama kendisi derneğe küstü ve sonradan gelmemeye başladı ve dediğim gibi bir insan teröristse efendim teröristler cep telefonlarını beşinci kere cep telefoncuya yaptırmaya gitmezler. Mehmet Fikri paşanın ben 20 liralık telefonlarını gidip tekrar yaptırdığını gördüm. Toplu taşımalarla sağa sola gittiğini gördüm. Hainler büyük paralarla gezerler efendim zırhlı arabalarla korumalarla öyledir onların gezmesi. Ama biz gibi halk insanları o şekilde gezmiyoruz efendim. Zaten bir çekincesi olsa kendisi de gezmez eminim ki. O yüzden ben saygı duyduğum ve idol olarak gördüğüm birisi olarak nitelendiriyorum kendisini.”

Mahkeme Başkanı: "Bu Kuvayı Milliye Derneği içerisinde o tarihlerde şahıslarla ilgili olarak bir rahatsızlık var mıydı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vardı efendim.”Mahkeme Başkanı: "Açık, açıklar mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir şahıslarla ilgili rahatsızlık açık açık anlatayım

efendim. Bir şahıslarla ilgili derken şey yapalım bende içine kendimi dahil edeyim bizim yetersizliklerimizden ve biraz kifayetsizliğimizden ve efendim doğru şekilde insanlara sistemi anlatamıyorduk. Doğru yani derneğin içine çöktük çıkamadık yayılamadık fikirlerimizi insanlara anlatamadık. E tabi bir fikir adamı olduğu zaman başımızda o zaman diyor ki benim bunlara verdiklerimi bunlar diyor insanlara izah edemiyorlar diyor. Benim yapmayın dediğim şeyleri yapıyorlar diyor. O zaman tabi ki küsüyor yani çok normal. Eminim. Ben şu anda burada ifade etmek istemedim ama özür diliyorum efendim etmek ama ben İstanbul organize suçlardayken bana tespitli delilli gösterdikleri derneğin içinden anladığım kadarıyla haşhaş maddesi gibi bir durum söz konusu olmuş çıkmış. Ama işte biraz önce bahsettiğim şeylerin altında yatan şeylerden bir tanesi de bu. Kuve bakın direk bilmiyorum ama kuvvetle muhtemel Mehmet paşanın derneğe küsmesinin insanlara bize küsmesinin temel sebebi de odur diye düşünmekteyim açıkçası. Çünkü polis orayı ba… derneğe gelip her şeyi aldığında tabelayı indirdiğinde bir yani yazılı olduğundan gördüğümü anlatıyorum efendim ben kendim ifade etmiyorum bakın. Oradan böyle bir madde çıktığı haşhaş maddesi ya da Hint keneviri neyse vesaire çıktığı ve bunun tutanaklara geçtiğini ben gördüğümde Mehmet Fikri paşanın neden aslında daha çok küstüğünü çok daha net anladım.”

Mahkeme Başkanı: "Kuvayı Milliye Derneğine gelip gidenler var mıydı siz derneğe giderken oraya gittiğinizde?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle biz, Kuvayı Milliye Derneğine efendim biz yolla yani gelip gidenin haricinde yoldan geleni çeviriyorduk zaten. Gelip de bizle 2 sohbet etsin bir Hüseyin abinin söylediklerini dinlesin, Mehmet Paşa ile her zaman konuşmak söz konusu olmaz tabi ki her zaman kapısı açıktır ama o küstüğü dönemlerde uğramadığı için konuşuyorum. E Hüseyin abinin anlattıklarını dinlerdi genelde de dini sohbetler olurdu bunlar

10

Page 11: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:11

bunu da çok net olarak söyleyeyim. Yani bizim kelamımızı Allah’ın kelamının içinde bizimle ilgili ne söyleniyor, bizim tarihimiz ne, biz neredeyiz. Bunları efendim konuşmadığımız için insanlara anlatmadığımız için zaten birtakım sıkıntıları gördük. Özellikle çağırılıp gelen insan değil ama kapıdan gelenin özellikle çevrildiğini ben çok gördüm ve bende çevirdim. En azından Ramazan aylarında çeviriyorduk. İnsanlarla birlikte 2 ekmeğimiz varsa bunu paylaşıyorduk. Efendim ben yasadışı biraz önce söylediğim konunun dışında ki bu bir yasa dışılık konuştuğumuz konular içinde pek bir yasa dışılık teşkil etmiyor. Onun dışında benim hayatımda bir tane birinin kalbini kıracı, öbürünü dışlayıcı ya da kanunun Anayasa’nın ilk 3 maddesinin bakın çok önemli. Bu ilk 3 madde zaten terörü çağrıştıran ve bunun dışında geliştiği zaman sen terörist olduğunu iddia eden konulardır. İlk 3 maddeyi biz hiçbir zaman efendim aklımıza bırakın dediğim gibi teklif etmeyi kafamızdan geçirmedik bile. Biz zaten varız diye bu ülke şu anda ayakta duruyor yani ben eminim bugün burada bulunduğumuz içinde bulunduğumuz yönetim var diye değil. Zaten elden gelse onu da değiştirecekler. Bunu da görüyorum. Bunu da görüyorum. O yüzden efendim kimsenin açık şunu söyleyeyim, insanların, kurumların bulundukları bulunan hükümetlere göre şekillenmesi hiç güzel bir şey değil benim fikrimce efendim. Yönlendirilmesi ve o adamların o şekilde yerlere getirilmesi hiç doğru bulmuyorum. O zaman ne oluyor gerçekler sapıyor gerçekler yönlendiriliyor ve burada ben dediğim gibi övünerek anlattığım şeyler sanki ben hayran olduğum insanların karşısındayım onları şikayet etmişim bak bunlar suçlu demişim gibi nitelendiriliyor ve bunlar şu anda baktığınız zaman önünüzden bir tane ismimi yazın 2500 tane haber çıkıyor efendim. Ben sevdiğim insandan ayrıldım ailesi dedi ki ben senin gibi adama kız vermem senin dedi isimlerin nerede geçiyor, ben dedi ne yapıyorsun. Ailem bana eve gelme dedi ya sen dedi bizim evimizde ne işin var. Benim babam 35 senede yirmi otuz 37 sene devlete hizmet vermiş. Anam öğretmen 25 sene devlete hizmet yani rezil olduk efendim anlayacağınız. Buraya beni bugün getirmeniz Allah sizden razı olsun beni buraya acil çağırmışsınız ki zaten memur bey beni aradığı anda telefonumu açıp geldim ve bunu bir şekilde ifade etmek istiyordum. Dediğim gibi Allah razı olsun efendim. Ne diyeyim, saygılarımı sunuyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Bu Kuvayı Milliye Derneğine gittiğiniz tarihlerde.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Motorize ekip kurulması düşüncesi var mıydı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biraz önce söyledim efendim motorize ekip özellikle

değil ama biraz önce söylediğim konuşmaların için… yapmış olduğumuz toplantılardan bakın yalnız bu yine Mehmet Fikri Karadağ paşayı bunun dışında tutuyorum çünkü biz bunu Kahraman abi ben Hüseyin abi dostça konuşmalardan bahsediyorum. Yani aynı fikri taşıdığınız birlikte olduğunuz aynı tarafa yürüyeceğinizi düşündüğünüz insanlarla konuştuğumuzda eksikler ortada efendim biraz önce söylediğim gibi. Öğrencileri Başbakanlığın önüne geliyor diye kafasından yerlerde sürükleyen polis işçileri Tekelcilerin anasından emdiği süt burnundan gelene kadar döven polis ama bakıyorsunuz BDP’lilerden arkasına bakmadan kaçıyor adamlar molotofu gören kaçıyor, taşı gören kaçıyor. E o noktada da efendim siz gerçek bir vatanseverseniz bunun eksikliğinden rahatsız olmak durumundasınız. Bunun bunu bunun eksikliğinden rahatsız olmak durumundasınız. Ama bunun dışında biz oturup da ya birle ben çok samimi söylüyorum bakın buradaki insanlar değil benim arkamdan gelecek 5000 kişi olsa yarın gider karşılarına çıkarım. Siz bana sen bu vatanın dirliğine düzenine aykırı adamsın dersiniz cezam varsa verirsiniz ama bundan ben hiç gocunmam. Böyle bir ceza alacaksam alayım zaten. Hiçbir problem yok efendim. Ama bakıyorsunuz efendim böyle bir şey yok olmaz böyle bir şey. Adam yani sanki ülkenin bir tarafı bölünmüş başka insanlar yaşıyor istedikleri gibi at koşturuyorlar. Polis zayıf, kifayetsiz, orantısız güç diyorlar ya adamlar harbi polise orantısız güç kullanıyor efendim. Adamlar polise orantısız güç kullanıyor. Yani silah kullanma yetki ve yasalarının dışında polise direk güç kullanıyorlar polis kaçıyor efendim böyle bir şey olabilir mi? Devlet şimdi burada devlet kimsiniz sizsiniz. Anayasa. Orada kim devlet? Polis. E polis kaçıyorsa ne demek o zaman efendim? Biz bunlardan korktuk kaçıyoruz diyor adam. Şimdi buna karşılık biz bir şey konuşursak geliştirmeye çalışırsak buna da siz hata yaptın derseniz efendim ben açıkçası

11

Page 12: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:12

dediğim gibi buna hata yaptım diyen insanın vatanseverliğinden ve Türklüğünden şüphe ederim ben dümdüz konuşuyorum efendim ben kusura bakmayın.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi tekrar sormak istiyorum yani bu Kuvayı Milliye Derneği içerisinde motorize ekip kurma fikri var mıydı somut olarak herhangi bir girişimde bulundunuz mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bir motor araştırma… somut olarak hiçbir gelişme olmadı bir motorize bir motorlu grup bir kendimiz öncelikle kendimiz öncelikle hatta ben öncelikle konuştum efendim. Bir birbirimizle hemen bir araya geleceğimiz bir arada bir anda toplanabileceğimiz bir grup kurma konuşması ve ütopyası her zaman vardı ama bu fiile geçirilmiş bir şey değil bir tane scuterimiz yok efendim Kuvayı Milliye Derneği olarak ama dediğim gibi biz şimdi burada oturup konuştuğumuz şeylerin her şeyini gerçekten planlıyormuş ve yapmak istiyormuş gibi. Nasıl bir şey bu hani ütopik şeyler konuşulur yapılması istenir ama yapılması tam olarak uygulanması söz konusu değildir. Bu bu şekilde bize öğretildi hayatımızda ütopya bu demek ama bizimde bir ütopyamız vardı. Biraz önce anlattığım ütopya aslında dedemizin bize atamızın miras bıraktığı ama bizim kifayetsizliğimizden dolayı bırakın almayı üstüne bir de on iki adayı Kıbrıs’ın yarısını verdiğimiz sistemlerden bahsediyorum efendim ben. Bizim alacağımız var vereceğimiz yok ben size dümdüz söylüyorum o zaman ben şuanda devletin birliğini bozmaya mı çalışıyorum devlete toprak katmak isteyerek. Musul’la, Kerkük’e girip Türkmen kardeşlerimizi biz kurtarmalıyız derken kurtarmayan ordu benim gözümde vatansever değildir derken. Azeri kardeşlerimizi kurtarmayan ordu zayıf, plansız ve kifayetsizdir derken ben suç işliyorsam efendim problem yok ama bakıyorsunuz bir konjüktürden de konuşayım ben düşündüklerimi anlatıyorum sizinde yanınıza gelmişken hazır. Adam bizim Abaz kardeşlerimizi kurtarmak için oraya giriyor öbürü Dünya’nın öbür ucundan geliyor Irak’a giriyor bize yıllardır saldırıyorlar Irak’a geçmek için Amerika’dan izin alıyoruz. Efendim tam bağımsız bir ülke olduğumuzu iddia edebiliyor muyuz? Edemiyoruz. Amerika’nın üssü olan ülkede ben Ata’nın bıraktığı tam bağımsızlıktan bir şey bahsedemiyorum. Eğer bahsedebilen birisi varsa söylesin de bana güleyim efendim yani açıkçası bu budur yani.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Kuvayı derneğinin, Kuvayı Milliye Derneğinin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Toplantılarına katıldığınızı söylediniz birçok kez bunlar nerede

yapılıyordu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim, efendim genelde derneğimizin içinde

yapılıyordu bu dediğim gibi gittiğim özellikle toplantı için. Toplantı şöyle olur efendim özellikle bir saat belirleriz ve herkes davet edilir ve onun üzerine gidilir bu bir toplantıdır. Ama rutin bir şekilde gittiğimiz her gün görüştüğümüz insanlarla oturduğumuz şeyi istişare olarak değerlendiriyoruz. O yüzden böyle özellikli toplantılar oluşturuluyor bu toplantılarda özellikle bunlar konuşuluyor gibi bir yöntemde çok doğru bir yöntem olmayacaktır.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Maltepe’de bir dernek varmış Dilek Çelik Yapı adlı bir şirket onun bir baraka türü bir evi varmış.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir kere misafirliğine gittiğim bir yerdi. Efendim?”Mahkeme Başkanı: “Burayı hatırlıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir kere misafirliğine gittim ama ondan sonra zaten

oradaki kişilerle bizim ilişkimiz olmadığı için normal şeyine geri döndük hatta bir merhabaya gitmiştik yani öyle söyleyeyim. Onunda ben buradaki Kuvayı Milliye Derneğinden birisiyle değil Deniz Yıldırım’la birlikte gitmiştim orada tanıştık oturduk çay kahve içtik ondan sonra kalktık bizim derneğimiz belli efendim. Bizim derneğimiz (1 kelime anlaşılamadı) içinde bulunan Kuvayı Milliye Derneği Yavuz Türk Sokakta o tabelası indirilen yer var ya hani Atatürk’ün.”

Mahkeme Başkanı: “Oranın yani o gittiğin…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Atatürk’ün Kuvayı Milliyesinin tabelasının indirildiği yer

var ya efendim hani Kuvayı Milliye Derneğini bir terör örgütü olarak ifade eden bir mantık var ya efendim böyle bir mantık olabilir mi?”

12

Page 13: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:13

Mahkeme Başkanı: “Kimseye terör örgütü (1 kelime anlaşılamadı) demedim isnatlar var iddialar var onlar araştırılıyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok siz, efendim ben size söylemiyorum özür dilerim iddianame üzerinden konuşuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi o Maltepe’de bahsettiğiniz yerde Kuvayı Milliye Derneğiyle bir alakası var mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanıdığımız ve bizim gibi düşünen insan diyelim efendim. Çünkü bizim sadece bir tane çelik kapı fabrikası değil ki. Bugün şuanda ben buradan benimde yanımda nezarette, nezareten birisi çıksa gezdiğim ve tanıdığım insanların hepsi benim Kuvayı Milliyeci hepsinin içinde aynı şeyi söylemiz gerekiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Kaç kişi katılıyordu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim dediğim gibi genelde 4, 5 ya da 6 kişilik

toplantılardı bunlar ve toplantı değil bunu özellikle söylüyorum efendim bir istişare bilgi alışverişi ve ne yapabilirizi kendi aramızda yoklamamız olarak değerlendirebiliriz. Dediğim gibi amaçlı bir toplantı değil bilgilerimizi ve düşüncelerimizi birlikte paylaştığımız bir fikir alışverişi fikir teatisi olarak değerlendirilebilir diye düşünüyorum toplantı değil. Toplantı sadece ilk gittiğim gün bir yemekli toplantı vardı o da birazcık rezaletle geçti onun dışındaki bölümlerde bu şekilde gelişmedi efendim konu, genelde toplantı değil istişare şeklinde gelişmiştir.”

Mahkeme Başkanı: “İhsan Göktaş’ı tanır mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımam efendim, görsem belki ben şimdi şöyle bir

durum var efendim ben burada tanımadım tanımıyorum dediğim insanları bazılarını gördüğüm zaman tanıma ihtimalim vardır. Çünkü bende isim hafızası çok kuvvetli değil. Ama mesela biraz önce söylediğiniz soyadı o böyle anımsattı isim duydum daha önce dediğim gibi ama şimdi bilmediğim tanımadığım insanı da ben bunu tanıyorum demekte doğru değil. Gördüğüm zaman tanıyorsam efendim yine bastığım Allah’ın kelamı üzerine yemin ederim bu adamı tanıyorum derim size yani.”

Mahkeme Başkanı: “Başka söyleyeceğiniz bir şey var mı bu konularla ilgili?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Saygılarımı sunuyorum efendim dinlediğiniz için

teşekkürler umarım kendimi ifade edebilmişimdir.”Mahkeme Başkanı: “Dava dosyalarından gelen klasörün içerisinde bir ifadeniz var.

Daha doğrusu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim dediğim gibi reddediyorum ifademi.”Mahkeme Başkanı: “Ben okuyacağım ona göre düzeltirsiniz yanlış yerlerini

düzeltirsiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç efendim yani ben konuyu bi…. evet.”Mahkeme Başkanı: “Bu klasörün 441, 443 sayfaları arasında emniyette vermiş

olduğunuz bir ifade var 15 Temmuz 2008 tarihinde.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Reddediyorum efendim benim alkol muayenem

yapılmadan emniyete beni almaları zaten çok büyük bir fiyaskodur efendim onu da düz söyleyeyim. Sabahleyin hiçbir kontrolüm yapılmadan benim kim olduğum bilinmeden beni karakol polislerine ben beni arıyormuşsunuz diyorum adamın beni arandığın…. evime 3 kere geliniyor adamın beni aradığından haberim yok. Oradan başka bir yeri arıyor a bekle seni organizeden alacak diyorlar beni oradan doktor muayenesine götürmüyorlar oradan oraya gidiyorum tekrar bir yere götürmüyorlar yani tamamen tüzük ve kişi haklarım gereği çiğnenmiş. Hiç sanki benim anla… şey hani burada nasıl söyleyeyim size ben keyfi bir şekilde orada bulunuyormuşum gibi onlarda keyfi davranmıştır ve oradaki ifadenin tamamını reddediyorum efendim şuanda verdiğim ifadenin dışında konuşmalarımın tamamını reddediyorum, çünkü (1 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Okumak durumundayım okuyayım ona göre tekrar cevaplarsınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim buyurun, buyurun tabi ki efendim.”Tanığa gelen genel evrak klasör 2-b dizi 441, 443’te bulunan emniyet ifadesinin

okunmasına başlandı.

13

Page 14: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:14

Mahkeme Başkanı: “CP sigorta aracılık hizmetleri limitet şirketi isimli şirketi ablam Pınar Altunbaş ile birlikte işletirim. Benim şuanda Kuvayı Milliye Derneğine üyeliğim vardır ancak 6 aydır derneğe gitmiyordum. Yaklaşık 4 gün önce Kadıköy’de bulunan Kuvayı Milliye Derneğine gittiğimde dernekte bulunan Musa Akdal bana polis tarafından Kuvayı Milliye Derneğiyle ilgili arandığımı söyledi. Bende bu durumu aileme bildirdim ailemde girip polis merkezine gidip bilgi edinmemi söyledi. Bunun üzerine bugün ikametimin bulunduğu Levent Polis Merkezine gittim durumumu anlattım bunun üzerine görevliler beni şube müdürlüğüne getirdiler bende bu konularla ilgili bildiklerimi size anlatmak istiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buraya kadar olan bölümlerde de eksik bilgiler var efendim ben Musa dediğiniz kişinin ismini biliyorum soy ismini bir bilmiyorum. 2 ben derneğe gittiğim zaman Musa bana polis arıyor demedi benim ailem bana eve geldiler dedi orada da yanlış bir bilgi var. Arkadaş ben orada şöyle söyleyeyim efendim bu yalnız savcılık için konuşmuyorum buradaki polisler için konuşuyorum çok lakayt tavırlarla benim ifadem alınmış böyle gülerek kahkahalar atarak böyle ifade durumu söz konusu. Ve çok ben bunu da açık net söyleyebilirim efendim benim kişilik haklarım elimden alınarak benim bir doktora götürülme önceliğim elimden alınarak aileme bir haber verme durumum elimden alınarak ailemi taciz eden insanlar böyle lakayt komik tavırlarla ki burada çok ciddi bir şeylerden bahsediyoruz. Böyle geniş böyle şey şey geniş geniş hareketler yapıyorlar efendim bunu çok net olarak söyleyeyim yani bu işin ciddiyetinde elinizdeki ifadenin bir konuşma burada ben konuştuğum şeylerin hiç biri orada elinizde tabi ki dediğim gibi değindiğim konular var bakın efendim oradaki elinizdeki ifadede.”

Mahkeme Başkanı: “Okuyacağım onları birazdan okuyacağım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam tabi ki efendim tabi ki efendim ama.”Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; benim babam Elazığ 8. Kolordu

Komutanlığında 1996 yılına kadar görevliydi. Şuanda emekli ancak nereden emekli olduğunu tam olarak bilemiyorum biz annem ve kız kardeşimle Zonguldak ilinde doğup yetiştik. Kız kardeşim İstanbul Üniversitesinde okuduktan sonra işte İstanbul’a yerleştik İstanbul’a geldikten sonra Bayındır Hayat Sigorta Global Yatırım Holding Ankara Emeklilik şirketinde çalıştım. Ankara Emeklilikte çalıştığım dönemde Bursa bölge müdürlülüğünü yaptım. Bu dönemde polis bakım ve yardım sandığı başkanı olan Ali Kolat ile tanıştım. Kendisiyle iş ve mesleğim gereği tanışıklığım olmuştur bir süre sonra Ali Kolat’ın yürütmüş olduğu sigortacılık projesiyle ilgili İstanbul’da görev aldım. Bir süre sonra bu işten ayrıldım ve yukarıda adresini vermiş olduğum şirketi işletmeye başladım diyorsunuz. Doğru mu bu beyan?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim belli bir kısmı yine doğru değildir. Babamın 8. Kolordu Komutanlığında çalıştığı bilgisi tamamen yanlış bir bilgidir. Babam benim İçişleri Bakanlığı görevlisidir nereden emekli olduğunu da çok iyi biliyorum nerede çalıştığını da çok iyi biliyorum. Yani bu orada anlatıp… Annem bir öğretmen emeklisidir evet bir ablam var buradaki kronolojiler doğru ama efendim aralara öyle bir şeyler sıkıştırıyor ki bakın mesela; Ali Beyle benim tanışıklığımın Ali Beyle benim normal (1 kelime anlaşılamadı) şuanda kendisi zaten Sivas Valisidir tanışıklığımın bu konularla hiçbir alakası yok adam beni hayatında bir kere görmüştür ve sadece ben kendisi yönetim kurulu başkanıydı polis bakım yardım sandığının ve ben legal bir bireysel emeklilik şirketinde 43 kişinin çalıştığı bir şirkette 11 ilin bana bağlı olduğu 2500 (1 kelime anlaşılamadı).yani donanımlı bir işten dolayı tanıdığım bir insanın şöyle bir iddianame üzerinden isminin geçmesi bile açıkçası efendim kendisi eminim böyle bir şey duyarsa çok kızar ama benim içinde hiç olmaması gereken bir durum söz konusu efendim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; Kuvayı Milliye Derneği ile 2004 yılının başında tanıştım sosyal arkadaşım olan bir bayan vasıtasıyla Deniz Yıldırım’ı tanıdım. Deniz Yıldırım şu anda TEM otoyolunda öldürülen İdol soy isimli şahsı öldürmek suçundan cezaevinde olduğunu biliyorum. Bu olayın azmettiricisinin ise Yunanistan’da uyuşturucu kaçakçılığından 11 yıl tutuklu kaldığını bildiğim Cahit İpek’in olduğunu biliyorum. Deniz Yıldırım’da beni Kuvayı Milliye Derneğinden Kahraman isimli şahısla tanıştırdı. Tanıştıktan sonra derneğe gidip gelmeye başladım bu süre içerisinde 4, 5 defada dernekte kaldığım

14

Page 15: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:15

olmuştur. Kahraman vasıtasıyla Hüseyin Görüm ve Mehmet Fikri Karadağ ile tanıştım. Derneği yönetenlerin fikirleri ve kendi fikirlerimle uyuştuğunu gördüğüm için birçok faaliyete katıldım. Mehmet Fikri Karadağ ile baş başa 3 defa görüşmüşlüğüm olmuştur bu görüşmelerimin birinde Sovyet Sosyalist Birlikleri Cumhuriyeti Devleti yıkıldıktan sonra Türk Cumhuriyetleriyle ülkemiz arasında organik bir sınır oluşturma planlarının olduğunu, bu plan çerçevesinde 20 bin Türk askerine Azeri üniforması giydirilerek Nahcivan Bölgesinde bir organik sınır oluşturulacağını anlattı. Bu anlattıklarını Genelkurmay Başkanlığına bildirdiğini söyledi. Doğru mu bu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle efendim baş başa görüştüğümüz bölümü yanlış Hüseyin Abi ve Kahraman’da Kahraman abide oradaydı 3 kere görüştüğüm konusu yanlış. Kendisiyle ben baş başa görüşme şansım, bir sadece çok kısa bir 5 dakikalık bir kitabıyla ilgili bir şey sormuştum o da bana onu cevap vermişti bunun dışında baş başa görüştüğümüz bir konu yoktur. Buradaki bunun dışındaki konularda size ben büyük bir tablo oluşturuyorsunuz ya ona göre başını konuşmanın başını açıkçası şey yaptım kaçırdım orada da söylemek istediğim bir şey vardı ilk okuduğunuz paragrafta. Dediğim gibi baş başa olduğumuz söz konusu değildir kişilerde vardı ama biraz önce anlattığım gibi efendim benim burada böyle bir şey ifade etmekten çekinmememin sebebi burada utanması gereken kişinin benim bunu verdiğim benim bu ifadeyi verdiğim devletin olduğunu ve bu insanlar bu hayatta gerçekten doğru vatanseverler Türk kimliğini iyi bilen insanlar olduğu ifade edilmek istenirken burada şimdi çok gizli bir bilgi alınmış gibi böyle bir altın bulu sizin için söylemiyorum efendim yine ben ifade için konuşacağım. Böyle altın bulunmuş gibi işte biz Mehmet Paşayla böyle sanki baş başa görüşüyormuş gibi böyle bir tablonun oluşturulması da açıkçası efendim beni burada müşkül durumda bırakıyor. Yani olmayan şeyleri bu şekilde ifade etmek.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi ben yani biz konuyu araştırıyoruz işin doğrusu, doğrusu eğrisi neyse onu araştırıyoruz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim yanlışlıklar var bilgilerin hepsinde, hepsinde aynen eminim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Siz onu düzeltin yanlış olanları düzeltin eksik bir şey varsa tamamlayın fazla olan bir şey varsa çıkartın onları söyleyin.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben size söylemedim. Efendim hiç okumayın hepsini reddediyorum desem ben çünkü size bir ifade sonuç olarak burada gözü… sizin gözünüzün içine bakarak yemin ederek bir ifade verdim ve eminim ki geçerli olan şey benim burada benim verdiğim ifadedir. Hiç onu bana şey yapmanıza gerek yok görülüyor ki benim söylediğim şeyler bir tarafa doğru yönlendiriliyor gibi geliyor bana. O yüzden biz efendim ben elinizdeki konuşmanın tamamını reddediyorum içinde söylediğim şeyler vardır ama bir şeyin içine yanlış bir şey karıştı mı artık onlar benim söylemlerimden çıkar ve benim ifadem biraz önce size verdiğim gibidir efendim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; dernekte bunlar haricinde televizyonda kuvva nikahı diye gösterilen nikahta evlenen Niyazi ve bu şahsın eşi olan bayan Ali, Musa ve Alparslan isimli.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biraz önce bahsetmiştim efendim zaten.”Mahkeme Başkanı: “Şahıslar devamlı dernekte ikamet ediyorlardı. Hatta Hüseyin

Görüm Maltepe’de kendisine ait işyerini olduğunu söylediği Dilek Çelik Kapı isimli işyerinde toplantı yapılmak maksadıyla bir büro oluşturuldu. Bu işyeri Maltepe Köprüsünün yanında bulunan Daihatsu, Daihatsu Otomotivin arkasında kalmaktadır.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim yer doğrudur Dilek Çelik Kapı Fabrikası diye bir yer vardır. Ama Hüseyin Görüm’ün bir çelik kapı fabrikası olsa biz neden bir ekmeği bölüşüp de hep birlikte yemek yeme durumunda kalalım? Bir çelik kapı fabrikası olan adamın neden içimizdeki bilgisayarcıları içimizde tutamayalım mali sebeplerden dolayı? Yani burada efendim çelişkiler var bakın.”

Mahkeme Başkanı: “O çelişkileri söyleyin işte yani bu fırsatı size veriyoruz, anlatın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Var efendim işte efendim böyle bir şey yok böyle bir

şey yok efendim reddediyorum. Kuvayı Milliye Derneğinin Dilek Çelik Kapı Fabrikasıyla

15

Page 16: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:16

organik hiçbir bağı yoktur. Hüseyin Görüm’ün bir çelik kapı fabrikası yoktur net olarak ifade ediyorum eminim bundan. Çünkü olsaydı efendim biz 3 kuruşla5 kuruşla hayatımızı geçindiren insanlarız bir şekilde. Biz birbirimizin cebindeki paraları bilen insanlarız benim bunlar yakın insanlarım bu adamın çelik kapı fabrikası olsa bu adamın cebinde para olmaz mı efendim, böyle bir şey olabilir mi yani, böyle bir şey olabilir mi efendim? Bu işlerden nemalanan insanları dediğim gibi efendim herkes belli zırhlı arabalarla çok arabalarla gezen adamlar bu işlerden nemalanmışlar. Halk adamları sokakta gezen adamların konuyla bir alakası yok kendinden korkan adamlar geziyorlar onların çünkü bir sıkıntısı var demek ki ama bizim öyle bir durumumuz yok. Ben şuradan çıkınca beni şurada öldürseler ne olur ki efendim yani ne olur bundan mı korkacağım yani. O yüzden orada kesinlikle reddediyorum dediğim gibi efendim ben reddediyorum bu şekildeki ifadeyi. Yanlış bilgiler efendim işin içine bir beyaz kağıdın üstüne ben bir çizgi çektiğimde bu A4 kağıdına bir daha dilekçe yazamazsınız onun üstünde çizgi var o yüzden ben onu kabul etmiyorum, üzgünüm.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; Kuvayı Milliye Derneğinin çeşitli zamanlarında seminer gibi toplantıları oluyordu. Bunlardan birkaç defa Üsküdar bölgesinde birkaç defada Nişantaşı’nda yemekli toplantılar oldu. Üsküdar’daki yemekli toplantıya eski İstanbul Üniversitesi Rektörü olan Kemal Alemdaroğlu’nun yanında birkaç tane profesör ile katıldığını gördüm. Bu toplantıda bir genç kürsüye çıktı çok doğru bir konuşma olmadığı için Kemal Alemdaroğlu sitem ederek yanındakilerle birlikte toplantıdan ayrıldı diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şükürler olsun diyorum efendim tamda söylediğim şeyler birbirini sağlama doğrultusuna geldi. Buradaki kişinin Kemal Alemdaroğlu olup olmadığını da bilmiyorum efendim hayır reddediyorum. Hocaların olduğunu biraz önce size söylemiştim zaten ve yemekli bir toplantıda bir rezalet çıktığını çocuğun konuşamadığını da söylemiştim. Ama bakın efendim benim söylediğim bir cümlenin altına yani eklenmiş demiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “İşte onları düzeltin onları düzeltin ne eklemişler onları düzeltin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yönlendirilmiş reddediyorum böyle bir şey yok.

Seminerler bir kere Nişantaşı’nda yemekli seminer falan söz konusu değil. Üsküdar’da da ilk günkü gittiğim dedim efendim bir yemekli seminer vardı orada hocalar vardı beğenmedikleri için kalkıp gittiler ama kişilerin isimlerini bilmemekteyim. Onun dışında ne demiştiniz efendim dediğim gibi şahsın ben tutup da televizyondan vesaireden gördüğüm şahsın aa bu şahıs buradaydı bizim toplantımıza katıldı dememde çok mümkün değil. Yalan olur yani burada ben burada bir yalan ifade verecek halim yok o yüzden reddediyorum efendim yanlış bilgidir. Biraz önce söylediğim ifade üzerine devam edilmesini istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor. Dernekte bulunduğum zamanda birkaç defada Ergün Poyraz derneğe geldi. Hatta ben kendisine Musa’nın Çocukları isimli kitabını imzalattırdım. Bu şahsın derneğe gelmesindeki amaç sadece ziyaret içindir. Ergün Poyraz derneğe geldiğinde tüm dernek üyeleriyle birlikte bir sohbet ortamı oluşturmuştu diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Değil efendim ben kendisinin kitabını okumuşumdur kendisi görsem evet kendisi budur diye tanırım çünkü medyatikte bir şahıstır. Dışarıda bir kere kendisine merhaba demişliğim olmuştur yalnız bu bir imza günündedir bunun özellikle Kuvayı Milliye Derneğinin içine gelmiş biz toplantı ortamı oluşturmuşuz. Efendim bakın direk sürekli toplantı ortamı oluşturuyoruz nedense bizim zaten bütün işimiz gücümüz bitmiş bizim kendi hayatımızda yok bütün hayatımız bu söylediğim insanlarla bir araya gelip toplantı yaparak mı geçiriyormuş bizim efendim? Efendim okurken konunun zaten şöyle söyleyeyim okurken konunun içinde olmayan şeyler açıkçası ister istemez suyun yüzüne çıkıyor yani. O yüzdende dediğim gibi bunu da reddediyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Burada bir kitap imzalattığınızdan bahsediyor doğru mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani kitabı imzalı bir kitabı kendisinin var yalnız ben

bunu bir imza gününde aldığım bir imza kitabı var. Yani halka açık nasıl söyleyeyim mesken mahal insanların girmesine serbest herkesin katılmasına uygun olan bir noktada imzalattığım kitaptır bu.”

16

Page 17: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:17

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; Kuvayı Milliye Derneğinde her zaman kitap okumaya gayret gösterirdim. Dernekte okuduğumuz bu kitaplar Toplumsal Dönüşüm Yayınları isimli kitap firmasına aittir. Bu yayınevinin sahibinin ismini bilmiyorum ancak dernekte bulunan tüm kitaplar bu yayınevine aittir.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bu yayınevinin derneğe ait olup olmadığını bilmiyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet”Mahkeme Başkanı: “Ancak edindiğim izlenimlerden dernekle organik bir bağının

olduğunu düşünmekteyim demişsiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle söyleyeyim efendim; bizle aynı fikirde olduğunu

düşünmekteyim… Şimdi okuduğum kişi okuduğumuz (1 kelime anlaşılamadı) şuana kadar dediklerinizin yüzde 99’u doğru efendim böyle bir yayınevi var ve kitaplar bizim okuduğumuz kitaplar ve bunlar ama saklı gizli dışarıdan kişilerin satın alamayacağı kitaplar değil. Yayınlanması devlet tarafından uygun görülen bandrollü kitaplar. Bunları okuduğum orada okumaya çalıştığım bunu okuduğum ve yazan insanlarla aynı fikirde olduğumu ifade etmem çok normal ki öyleyim. Ama bunun içinden çıkartılacak bir durum söz konusu değil gayet normal bir şeye ben düzgün cevap vermişim efendim açıkçası organik bir bağı olduğunu düşünmekteyim bölümü de. Efendim öyle bir çağrışım ben onu da söyleyeyim öyle bir çağrışım içimden geçti bunu söyleyeyim. Çünkü o kadar benim konuştuğum ve düşündüğüm şeylerle aynı şeylerle yazılı ki ve sadece o yayınevinin kitapları olduğu zaman ister istemez böyle bir fikre kapıldım bilgim değil ama fikre kapılmak var sadece.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; yine dernekte olduğum bir gün Veli Küçük, Mehmet Fikri Karadağ’ı, ziyaret amaçlı derneğe geldi. Yanında adını Arif olarak bildiğim görsem tanıyabileceğim bir şahıs vardı. Mehmet Fikri Karadağ ile Veli Küçük baş başa görüştüler tahminen 20, 25 dakika kadar görüşme yaptılar daha sonra Veli Küçük dernekten ayrıldı hatta kendisini yolcu etmek için arabasına kadar gittiğimde belinde bir problem oluştuğundan yanında bulunan Arif isimli şahıs kendisine araba içerisinde yardım ederek rahat bir şekilde oturmasını sağladı. Bu durumdan Arif’in Veli Küçük’e çok yakın birisi olduğunun uzun zamandır yanında olun bir kişi olduğu izlenimi bende oluştu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamamını reddediyorum efendim. Ben söylemiş olduğunuz kişiyi sadece televizyondan ya da askerlik yaptığım dönemde oranın daha eski bir komutanı olduğunu sadece kulağım birisinden duyarak bildiğim için. Tunceli özür diliyorum Tunceli diyorum Bilecek, Bilecik’teki tugayın kendisi eski komutanıymış. Ben sadece başkasından aldığım bilgiyi söylüyorum kendisini hayatımda hiç görmedim Mehmet Fikri Karadağ biraz önce söylediğim gibi herkesle görüşüyorduk spesifik olarak şu şahısla görüştüm demem yalan olur. Ama şöyle bir soru vardır efendim işte Mehmet Fikri Karadağ şunlarla da görüştü mü bunlarda da görüşüyor mu sorusuna verdiğiniz cevaplar bu noktalara kadar gelebiliyor demek ki bunu anlamış olduk. Arif de yani Arif diye birisini tanıyorum ama benim dostum bir arkadaşım Arif var onun haricinde de Arif diye tanıdığım hayatımda başka hiç kimse yok efendim. O da benim arkadaşım ve söylemiş olduğunuz şahısla uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmadığını da çok iyi biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; yine dernekte bulunduğum zamanlarda görsem tanıyabileceğim, tanıyabileceğim başbakanın yeğeni olarak tanıştırılan Hasan Basri isimli şahısla tanıştırıldım 3, 4 defa dernekte gördüm. Dernekte gördüğüm süre içerisinde Hüseyin Görüm ve Mehmet Fikri Karadağ ile baş başa görüştüklerini gördüm ancak ne konuştuklarını bilemiyorum demişsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Mehmet Fikri Karadağ ile baş başa görüştüğünü kabul etmiyorum, Kahraman Abiyle bende bulunduğum bir toplantıda görüştük birkaç gün gelip böyle bir yalanlar rüzgarı estirip derneğin içinde bulunan ben başbakanın yeğeniyim ifadelerinde bulunan bir şahıs vardı evet. Ama bu bizim içimizden rağbet görmediği zaman zaten bir süre sonra birkaç kere geldikten sonra derneğe gelmemeye başladı. Ki biz bunun içimize sokulmaya çalışan bir adam olduğunu düşünüyoruz yani ben öyle düşünüyorum benim kanaatim bu ama onun dışında kendisiyle tek başına görüşmüş yok öyleymiş yok

17

Page 18: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:18

baş… Başbakanın yeğeni olduğunu iddia ediyor ama başbakanın yeğeni mi bilmiyorum başbakanı da tanımıyorum yeğeninin olup olmadığını ben kimliğine bakıp anlayacak bir durumum söz konusu değil efendim. Durum bu gelen birisi var öyle olduğunu iddia ediyordu 2, 3 gün kadar derneğe geldi baş başa görüşme söz konusu değil. Ama 2, 3 gün sonra baktı ki bizden istediği şeyleri tepkileri ya da bizim içimize girebilme yeterliliğini kendinde göremediği için belki terk etmiş olabilir. Bununla ilgili söyleyebileceğim her şey sadece yorum olarak nitelendirilebilir.”

Mahkeme Başkanı: “İsmini Hasan Basri olarak mı söyledi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hasan olarak biliyorum efendim Basri soy ismi. Hasan

Basri 2 ismi var zannediyorum bunun soyadını bilmiyorum Hasan Basri isim bunların ikisi öyle anımsıyorum. Ama yanlış bir bilgi veriyorsam da dediğim gibi söylemek istemiyorum şuanda ama öyle bir şahıs vardı ve ben başbakanın yeğeni olduğunu söylüyordu ve 2, 3 gün geldi ve daha sonra gelmedi.”

Mahkeme Başkanı: “Kaç yaşlarındaydı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kaç yaşlarındaydı kırklı yaşlarının ilk yarısındaydı

efendim 40, 45 aralığında diyelim.”Mahkeme Başkanı: “Eşkali nedir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Eşkali zayıf, hafif kirli sakallı, böyle saçları dökük ama

saçları hafif diken gibi benim üstünden baktığım zaman başbakanın yeğeni olduğu sıfatını pek hissedemediğim ama öyle iddia ettiği içinde hayır sen öyle değilsin diyemeyeceğim ya da beni ilgilendirmeyen bir durum ama eğer ki ben ön yani nasıl diyeyim önyargılı yaklaşırsam bence o adam başbakanın yeğeni falan değildi zaten ben önyargılı yaklaşımımdan bahsediyorum. Tespitimden ya da bilgimden bahsetmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; dernekte bulunduğum zaman içerisinde 2000 kişilik motorize ekip projesi oluşturmak için birtakım çalışmalar yapılıyordu. Bu projeyi Mehmet Fikri Karadağ planlamıştı bu ekibin oluşturmasındaki amaç İstanbul’da suçla mücadele edecek olmasıydı. Oluşturulacak bu motorize ekipteki şahıslar telsizli ve Kuvayı Milliye üniformalı olacaktı. Ancak merkezi Almanya’da Almanya Köln’de bulunan Avrupa Türk Birliği isimli dernekten gelmesi beklenen finansal destek gelmeyince bu proje bir süreliğine rafa kaldırıldı. Bu konuyla ilgili Mehmet Fikri Karadağ neden böyle bir yapılanma yapacağı ile ilgili bir açıklama yapmadı demişsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Katılmıyorum efendim yine reddediyorum şöyledir; biz biraz önce zaten bir topluluk ilgili konuştuğumuz ama kendi Mehmet Fikri Karadağ Paşanın oluşturduğu bir plan diye bir şey söz konusu değildir. Biz kendi aramızda konuştuğumuzda toplum, toplum olaylarına polisin yetersiz kaldığını söyledik. Ama bakın burada dedim ki ben özellikle spesifik olarak BDP’ye yapılamayan müdahalelerden bahsettim. Ama şuanda sizin söylediğiniz şey evet bunu ben eğer söylediysem bir kişi için o kişi için bir suç olur çünkü şu demek bu. Biz kolluk gücünün yerine bir şey oluşturuyoruz öyle bir şey söz konusu değil biz devletin birliğine dirliğine inanan insanlarız. Ama devletin zayıf olarak gördüğümüz noktalarını da ifade etmek zorundayız ve bununla ilgili olarak da bir dediğiniz gibi proje Mehmet Fikri Paşanın projesi değildir. 2, suçla uğraşmak için değil bu çok saçma ve çok büyük bir fiyasko yalandır suçla uğraşmak için değil biz sadece eğer ben şunu söylüyorum efendim bakın ben kişilerle söylemiyorum 5000 tane beni dinleyip arkamdan gelecek adam olsa Tarlabaşı’ndaki, Gazi Mahallesindeki olaylara ben onları alır giderim. Ölür, hayatta kalırız bilemem ama kimse Türkiye’de böyle atını kolay yani polisi sindiriyor diye herkesi sindirecek diye bir şey yok millet diye bir şey var efendim. Biz ismimiz üstünde Kuvayı Milliye konu bu efendim ama orada yazılan şey eğer dediğim gibi iddia edilse haklısınız bir problem görünüyor. Çünkü suçla uğraşmak için bir birlik kurmak bu sıkıntı oluşturur ama böyle bir durum söz konusu değil nasıl böyle bir yalan söyleyebilirim ve de nasıl böyle bir iddiada bulunabilirim duymadığım etmediğim bilmediğim bir şeyle ilgili. Bu kesinlikle en fazla reddettiğim konulardan bir tanesidir efendim. Dediğim gibi bir birlik ve topluluk her zaman konuştuğumuz bir şeydi ama bu tek başına karar verilmiş bir durum değildir efendim.”

18

Page 19: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:19

Mahkeme Başkanı: “İfadenizin son kısmı şu şekilde; benim üzerimde bulunan 529 üye numaralı Kuvayı Milliye Derneği kimlik kartımı size teslim ediyorum demişsiniz böyle bir kimlik kartı var.”

Tanığa gelen genel evrak klasör 2-b dizi 441, 443’te bulunan emniyet ifadesinin okunmasına son verildi.

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben kimlik kartımı teslim ediyorum Kuvayı Milliye Derneğine üye olanlara bir sonuçta bir derneğe üyesiniz dernekler kanunu gereği size bir kimlik verilir. Bu zaten dernekler kanununun içinde bulunduğu için çok fazla değerlendirmeye veya konuşmaya alınacak bir şey olduğunu düşünmüyorum efendim açıkçası. Yani siz hangi derneğe gidip üye olursak olalım dernekler kanunu gereği bir üyelik kartı veriliyor bunlara çok normal olarak. Bununla ilgili olarak bir dernek kartım vardı çekinmeden ve gurur duyarak o dernek kartımdan gurur duyarak ben teslim etmişimdir. Zaten cüzdanımda bulunuyor yani bu öyle söyleyeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Aynı klasörün dizi 455, 458 sayfaları arasında yer alan savcılıktaki ifadenizi okuyorum 18.10.2008 tarihli bir ifade.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.” Tanığa gelen genel evrak klasör 2-b dizi 455, 458’de bulunan savcılık ifadesinin

okunmasına başlandı.Mahkeme Başkanı: “Bir bayan arkadaşım aracılığıyla 2004 yılında Deniz Yıldırım ile

tanıştım. Tanıştığım dönemde kendisinin Beyoğlu ilçesindeki gece kulüplerinin önünde bodyguardlık yapan kişileri örgütlediğini. Daha doğrusu yeni açılan gece kulüpleri sahiplerine kendisi ve adamlarının girişte ve otoparkta güvenlik olarak durmaları halinde rahat edeceklerini söyleyerek bu işleri yaptığını biliyorum. Bildiğim kadarıyla bu resmi bir iş değildir kendilerine inanan veya inanmak zorunda kalan gece kulübü yöneticilerinden bu şekilde onay alıp gece kulüpleri önünde bekleyen kişileri organize eden bir iş yaptığını ve bu işten geçindiğini düşünüyorum. Tanıştığımız dönemde kendisinin merkezi Kadıköy’de bulunan Kuvayı Milliye Derneğinin Avrupa Yakası sorumlusu olduğunu söylemişti ilerleyen dönemde gerçektende kendisine sözlü olarak bu türlü bir görevin verildiğini ancak bunun resmiyete dökülmediğini öğrendim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim baştan itibaren bir elinizde bakın benim poliste verdiğim ifade bir elinizde savcılıkta verdiğim ifade Deniz Yıldırım’ı ben 2 farklı yerden tanıyorum gibi bir tablo oluştu efendim. Yani ifadelerin birbirini tutmadığı çok net bir şekilde ortadadır. Benim bir şey söylememe gerek yok Türkçeyi bilen herkes bunu görür Deniz Yıldırım’la beni kız arkadaşım mı tanıştırdı Deniz Yıldırım’ı ben Taksim’de kapıların önünden mi tanıyorum yoksa Deniz Yıldırım hala devam eden davası üzerine benim suçlayıp da katil olarak ilan ettiğim bir adam mı? Deniz Yıldırım benim canım ciğerim ziyaretine gittiğim hala aynı şeyi düşündüğüm sevdiğim ve kimseyi öldürmeyeceğine emin olduğum bir adamı biranda efendim sanki ben karşısındayım. Geçen hafta daha görüştüğüm bir adam efendim elinizde 2 tane farklı şey var dediğim gibi ben kapıdan mı ben bu adamı tanıyor muşum. Yani madem öyle bir id… öyle bir yazı var ya da beni bir kız arkadaşım mı tanıştır…. mı Deniz Yıldırım benim aile dostumdur efendim. Dediğim gibi oturduğu yeri ikametgah adresini hangi köyde doğduğuna kadar bildiğim birisi vasıtasıyla değil kendi şahsım adına tanıdığım birisidir ve bunların dediğim gibi Avrupa Birliği sorumlusu olması bana gurur veren bir şeydir Kuvayı Milliye Derneğinin bunu katılıyorum. Ama onun dışındaki bu yok Taksimde insanları grupluyormuş, örgütlüyormuş falan filan bu işlere katılmıyorum efendim böyle bir şey söz konusu değil size verdiğim. Efendim ben size verdiğim ifadenin dışında bakın şöyle kusura bakmayın şunu söylüyorum efendim ben burada şey yapmakta istemem inandığım tek şey benim cebimde duran Kuran’dır, hadise bile şüpheyle bakarım insan yazısıdır. Bu da onun gibi bir şey insan yazısı işin içine girdimi şaşıyor beşiyor efendim demek ki.”

Mahkeme Başkanı: “Savcılıkta vermiş olduğunuz ifade şu şekilde devam ediyor; Deniz Yıldırım beni Kuvayı Milliye’de teşkilat başkan yardımcısı olduğunu söylediği Kahraman Şahin ile tanıştırdı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim.”

19

Page 20: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:20

Mahkeme Başkanı: “2004 yılı veya 2005 yılı başlarında Deniz Yıldırım beni Hüseyin Görüm’e ait olduğunu söylediği ve derneğin bir şubesi olduğunu belirttiği Maltepe semtindeki Dilek Çelik Yapı adlı bir şirkete ait baraka türü bir eve götürdü. Buradaki koltukları Deniz Yıldırım getirmişti orada Hüseyin Görüm, Kahraman Şahin, Deniz Yıldırım ve ben vardık. Ayrıca bana tanıştırılmayan 2 veya 3 kişi daha vardı. Fotoğraflarını görsem tanıyabileceğimi düşünüyorum. Hüseyin Görüm burada söz konusu imalathane ve büronun derneğe ait olduğunu buradan derneğe gelir geldiğini anlattı. Çünkü ben derneğin geliri olup olmadığını sormuştum. İlk gidişimden yaklaşık 6 ay sonra tekrar Maltepe’ye gittim bu gidişimde de Hüseyin Görüm, Deniz Yıldırım ben Kahraman Şahin bulunuyorduk. Ayrıca her 2 gidişimde de ismini bilmediğim ancak orta yaşlı saçları bembeyaz olan bir kişi de orada bulunuyordu. Bu gidişlerimde derneğe üye olmadım tekrar Hüseyin Görüm tarafından buranın da derneğe ait olduğu tanıdığımız yerler varsa buradan çelik kapı temin edilerek derneğe gelir temin edilebileceği söylendi diyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Katılmıyorum efendim oraya biz çay içmeye gitmiştir Deniz Yıldırım bununla ilgili söylüyorum Deniz Yıldırım bir iki tane orada kendine arkalarda baraka gibi bir yer yapmışlar tanıdığımız bildiğimiz bir kişi arkada bir yer yapmış dedi ki benim kullanmadığım bir iki koltuk var yollayayım yollanan koltuklar bunlardır. Bunlar yine bir suç teşkil ediyorsa bir problem yok. Bakın efendim aynı söylediğiniz 3 kişi var benim konularımın hepsinin içinde Hüseyin Abi, Kahraman Abi, ben, Deniz. Ama bahsetmiş olduğunuz konuların içinde hiç benim hayatımda tanımadığım da bir sürü insan var. Yani şimdi ben zaten size burada Hüseyin Abi, Deniz, ben ve Kahraman abinin sürekli birlikte olduğumuzu bir şeylerden bahsettiğimizi konuştuğunuzu insanlara bir şeyler anlatmaya çalıştığımızı her zaman ifade ediyorum. Ama dediğim gibi efendim değiştirilmemiş tek bir şey vardır insanlar şaşar beşerler yazılarda şaşar beşerler efendim ben orada okuduğunuz hiçbir şeyi bir cümlesi bir kelimesi bile benim söylediğim gibi olmayan hiçbir şeye imza atmıyorum katılmıyorum burada size verdiğim ifadelerin dışındaki ifadeleri reddediyorum efendim hala bunu ısrarla aynı şeyi söylüyorum. Ben burada size verdiğim ifade üzerine duralım efendim biz:”

Mahkeme Başkanı: “İşte bunları okuyorum ki.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim.”Mahkeme Başkanı: “Siz yanlışı varsa düzeltin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok ben size net olarak ifade etmek istiyorum da

kendimi ondan efendim.”Mahkeme Başkanı: “Savcılık ifaden şöyle devam ediyor; daha sonra Deniz Yıldırım’la

birlikte derneğin Kadıköy’deki genel merkezine birkaç defa gittik. Burada Mehmet Fikri Karadağ ile tanıştım benim soru sormam üzerine kendisi henüz görev yaptığı dönemde Genelkurmay Başkanlığına 20 bin Türk askerine Azeri ordusu üniforması giydirip Karabağ’a gönderilmesini bu şekilde Azerbaycan ile organik bir sınır hattı kurulacağını bu hat üzerinden Türki Cumhuriyetlere açılabileceğini teklif ettiğini ancak ordu içerisinde bir bütünlük olmadığını bu yararlı teklifinin dikkate alınmadığının. Hatta yine henüz görevdeyken doğu bölgesinde büyük bir terörist gruba çembere aldığını tam bu esnada Genelkurmay Hareket Dairesi Başkanlığından geri çekilmesi emri aldığını kendisinin bu emre uymayıp terörist grubu imha etmeyi düşündüğünü. Ancak askerliğinin ve üniformasının gitme tehlikesini göze alamadığını ve askerleri geri çektiğini bunun nedenini sorduğumda ise ordu içerisinde problemler olduğunu mandacı yönetim zihniyetlerinin bulunduğunu. Zaten bu nedenle general olamadığını anlatmıştı. Kendisinin Kuvayı Milliye genel merkezinde ayrı odası vardı haftanın 2 veya 3 günü buraya geldiğini biliyorum demişsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şu konunun başı, baştaki konu dağılmadan olarak tekrar bir izin verirseniz o durumu arz edeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun buyurun açıklayın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biraz önce zaten ben kendisine özellikle bana anlattığı

bir şey değildir kendisine ben biz neden Azeri kardeşlerimizi kurtaramadık bu adamları biz nasıl böyle yalnız bırakıyoruz dediğimde böyle bir düşüncesi ve bunun olabi… yani böyle bir

20

Page 21: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:21

fikrinin olduğunu benimle paylaştı bu beni çok memnun ve mutlu etti böyle insanların olması da beni mutlu ediyor. Ama burada baktığınız zaman devletin dirliğini birliğini ki orduda herkes çok iyi bilir hiyerarşi var. Yani kurmay bir albayın yapmış olduğu ben küçüm… Özür diliyorum yani yanlış anlaşılma doğmasın. Üst pozisyonunda 500 tane komutan varken zaten onun emredip de yapabileceği bir durum söz konusu değil kimse kimseyi burada şey yapmasın efendim biz hiyerarşi komutan sistemini bilen insanlarız. Yani o oraya ne sunarsa sunsun sunsun ya da sunmasın zaten orada bir Genelkurmay Başkanı var, kuvvet komutanları var onların altı var. Yani şöyle söyleyeyim efendim ben size ben yeni askerden geldiğim için söylüyorum. Bir kurmay albay orduda büyük anlam ifade eder ama şeye baktığınız zaman kuvvet komutanlarına Genelkurmaya baktığınız zaman onlardan çok var efendim. Yani orada sizinki ancak bir fikir olarak kalabilir ve bunu anlatırken ben bunu söyler… Kendisi bana böyle anlattı dememi gururla anlattığım bir şeydir. Ama gurursuzca yapmadığınız bir şeydir bunu da ayrı bir şekilde ifade etmek istiyorum efendim. Biraz önce söylediğim gibi efendim ben kesinlikle ve kesinlikle bunların içinde benim söylediğim şeyler var kesinlikle. Ben yazılan şeyleri tekrar alıp okumadım ben imzaladım ama bunların içinde benim söylemediğim şeyler var efendim o yüzden reddediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi var olan şeyler söyleyin olmayan şeyleri de söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynan söylediğim gibi böyle bir böyle bir plandan

bahsedildi efendim.”Mahkeme Başkanı: “Yani olmayan şeyl… Şunlar yoktur diye şeklinde beyanda

bulunun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet şöyle söyleyeyim böyle bir plan biraz öncede

anlattım efendim ama bunu gurur duyarak anlattım.”Mahkeme Başkanı: “İfadenizi okuyorum tafsilatlı bir şekilde.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen yok efendim ben size hiçbir şey söylemiyorum

ben sadece kendimi size ifade etmeye çalışıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Baştan sona okuyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani tek amaçladığım ya da burada çırpındığım konu

bu.”Mahkeme Başkanı: “Yani hangilerini söyledi hangilerini söylemedi onları söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kendisinin tek başına bana bir şey söylediği biri yanlış

bir bilgidir. Kendisinin durup dururken bana anlatması bunu yanlış bir bilgidir ya da bilgilendirmek için ben kendisine tecrübelerinden faydalanmak için birtakım bilgilerine dayanmak için onun tecrübesinden biz nasıl ışık görürüzü anlayabilmek için bazen sorular sorardım. Sorduğum bir soruya üzüldüğüm ve ordunun neden bunu yapmadığı diye düşündüğüm bir soruya vermiş olduğu bir cevaptı. Ben böyle insanların olduğunu bilmek bu şey için konuşuyorum Ermeni ve Azeri durum için. Öbürü de ben onu size ne söyleyeyim onun için birisinden bir bilgi almama gerek yok. Bunu da net olarak ifade edeyim eğer arzu ediyorsanız bunun için bir soruşturma açılırsa da açılabilir onu da söyleyeyim. Ben doğu ve güney…. Ben Tunceli’nin dağlarında görev yaparken sıcak temas, sıcak temas bölgesinde teröristlerden uzaklaşmamız gerektiğini bize çok fazla komutanımız birkaç kere söyledi. Eğer bir soruşturma açacaksanız bu bir soruşturma sebebiyse eğer ya da bu bir suç ise dediğim gibi bazen istihbarat geliyor efendim. Sana orada pusu kurdular adamlara yaklaşma diyor bazen istihbarat ge… yok ordunun içinde bütünlük yok nereden bileceğim efendim Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Çınar Mustafa Bey sizinle ilgili konuları sormuyoruz yani sizi askerdeki anılarınızı sormuyoruz bu ifadedeki bahsettiğiniz hususları soruyoruz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şunu soruyorum, as… O zaman efendim Türk Silahlı… Ben şu sıfat, önünüzde gördüğünüz bu genç sıfatımla evet okumuşluğum etmişliğim vardır. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri gibi büyük bir ve yıllar 4 bin, 5 bin yıllara dayanan bir kurumun içinde birlik var yoku ben nereden bilebilirim? Ya da şeref ve şanla hizmet etmiş bir kişi Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde birlik yok bana nasıl diyebilir ya da derse ben ona olur mu siz zaten orada zaten görev yapıyorsunuz demem mi? Bunların hepsi ayrı sorular.

21

Page 22: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:22

Bunlara efendim şöyle söyleyeyim ben su var ben bir su var içimde benim suyu ben bırakmışım ama suyun akış yönüne su var dediğim gibi bilgiler içinde var söylediğim şeyler var kesinlikle hepsi yalandır. Ya da yatsıyorum yanlış bilgi demiyorum ama şimdi efendim şey şöyledir hani Türkçede 2 tane cümle var oku baban gibi eşek olma virgülü koyduğunuz yer değiştirildiği zaman anlam değişir. Anlam değişiklikleri olmuş efendim reddediyorum.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu, anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Mehmet Fikri Bey.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim (1kelime anlaşılamadı).”Mahkeme Başkanı: “Sorular soracaksınız ya daha sonra sorular soracaksınız ya onları

not alın not alın sorarsınız.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu: “Şimdi tam zamanı lütfen 2.

bölümü bir daha okur musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim orayı da ben açıklığa kavuşturmak

istiyorum. Çünkü o yok teröristleri çembere alınmış.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Hayır Genelkurmay’dan emir gelmedi (1, 2 kelime

anlaşılmadı)Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hareket dairesinin, yok öyle bir bilgi yok yanlış bilgidir

efendim.”Mahkeme Başkanı: “Kabul etmediğinizi söylüyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Etmiyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Savcılık ifadeniz şöyle devam ediyor; Kuvayı Milliye Derneğinin

Kadıköy’deki binası çok merkezi bir yerdeydi. İçerisi de çok güzel döşenmişti ben gelirin nereden geldiğini sordum orada bulunan yetkililer kendilerinin vakıflar ve Milli Emlak’tan kolayca kiralama işlerini yapabildiklerini binayı bu şekilde tuttuklarını anlattılar. Ancak nasıl döşendiği konusunda bir soru sormadım demişsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim zaten biraz önce bunu ifade ettim vakıflar ve Milli Emlak’tan aldığımız bir Kuvayı Milliye Derneği binası vardır onu da zaten tabelasını da indirttiler. Bu ayrı bir kaostur dediğim gibi benim için çok büyük. Asıl hata asıl suç budur o şekilde söyleyeyim. Siz bir ömür billah insanların inandığı bir şeyi hata yapmış ya da yapmamış bir iki kişinin hareketine göre siz oradan onu indiriyorsanız herkesi de terörist ilan ediyorsanız o zaman burada bir niyet vardır demektir. Kötü niyet vardır demektir 1, 2 vakıflardan kiraladık doğru ama vakıfların şöyle söyleyeyim efendim siz bilmiyorum şöyle listeleri bugün siz Vakıflar Genel Müdürlüğüne ya da Milli Emlak Dairesine gittiğinizde. Milli Emlak’a ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünün kiraladığı şeyleri böyle listelerle halka isteyen herkese dağıtıyorlar. Yani biz kolayca kiralıyormuşuz bir tane bizim kiraladığımız Kuvayı Milliye Derneği şahsım olarak ya da içinde bulunduğum insanlar olarak 1 tane kiraladığımız bunun içinde kontratı olan bu adam benim işimi halletti diyebilecek diye bir durum varsa boynum kıldan ince ama böyle bir durum söz konusu değil. Evet, Milli Emlak bize bırakın bir 3 katlı yeri Milli Emlak’ın bize 5 tane şube vermesi lazım. Niye? Bakıyorsunuz KCK’cılar yemin ediyorum adamlar ya ko…. Efendim çok bana bazı şeyler bana çok samimiyetsiz geliyor özür diliyorum kusura bakmayın bana çok samimiyetsiz ve ne yapılmaya çalıştığını net bir şekilde anlamama sebep oluyor bunu da ifade edeyim efemdim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; Kadıköy’de dernek merkezinde derneğe üye oldum. Bu aşamada Mehmet Fikri Karadağ bana subay yemini olduğunu söylediği ve kamuoyunda ölme öldürtme veya öldürülme üzere olarak bilinen bir yemin olduğunu söyledi. Bende bu yemini etmek istediğimi söyledim ve bu yemini bana ettirdi. Daha sonradan bu yeminin derneğe üye olacak veya temsilcilik verilecek her kişiye ettirildiğini öğrendim. Bu yemin esasen bana zamanı gelince hayata geçirilecek şeyleri anlatan bir metin olarak söylenmiştir. Teşkilat başkanı olan Hüseyin Görüm tarafından bana talebim üzerine dış ilişkiler yani derneğe gelip giden kişilerle konuşup derneği anlatma görevi verildi. Ancak bana verilen kartta dış ilişkilerin yanında parantez içerisinde istihbarat yazıyordu. Bu istihbaratın ne anlama geldiğini ve istihbarat olarak ne görev yapacağımı sordum. Bana DTP ile ilişki kuran kişiler hakkında istihbarat toplayacağım söylendi. Bende bu görev kapsamında

22

Page 23: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:23

herhangi bir faaliyet yürütmedim. Sadece birkaç tanıdığım kişiyi DTP’ye gitmekten vazgeçirdim, diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “En son bölümü birkaç DTP’ye yakın olan doğu, Güneydoğu kökenli arkadaşlarımı, kardeşlerimi biz Kuvayı Milliye Derneği fikrine kapıl… şey empoze edebildiğim doğrudur. Ama onun üstünde söylediklerinizi reddediyorum efendim tamamını böyle bir şey durum söz konusu değil. benim evet kartım var, kimlik kartım onda dış ilişkiler yazıyor ama ilk misyon, ilk misyondur. Ben dışarıdan insanları derneğe getirip onları orda ki insanlarla tanıştırıp ya da bizi biraz önceki şeye benziyor, bloğa benziyor efendim bu yani bir şekilde biz blok koymak zorundayız kimin ne olduğu da belli değil efendim siz daha iyi bilirsiniz bunları. Yani içimize bizim adam geliyor 3 gün geziyor ben başbakanın yeğeniyim diye 3 gün sonra yok. Şimdi biz bir şekilde bizim kimin içine giriyoruz, kim bizim yanımıza geliyor derneğe biz kimi alıyoruz bunları biz kendi içimizde tartışmayacaksak, bilmeyeceksek oto kontrolünü sağlamayacaksak onun dışında efendim ben hangi bilgilere sahibim, hangi yeteneklerim var ki bana bir istihbarat görevi veriliyor, ben istihbaratçı mıyım? Hayır. Ben sivil bir ticaret adamıyım genç bir adamım ve yeni bir girişimciyim tek durumum vatansever olmak. İnandığım insanlarla birlikte olmak ama söylediğim sözlerin dediğim gibi mecraları efendim almış başını gitmiş, ben nasıl bir hükümlülüğün altında duruyormuşum şuanda daha çok ezildim, bunu da net olarak söyleyeyim size. Ben nasıl bir vebal içindeymişim efendim ben uyumamam çok normalmiş sizin anlattığınız şeyleri gerçekten ben söylüyor olsam burada herkesin yüzüne bakıyoruz, 1 tanesi de kalkıp benim yüzüme söylesin bunu yani. Ama dediğim gibi efendim suyu su var suyu bırakırsınız ama yönüne başkası karar veriyorsa suyun o zaman benim yapabileceğim bir şey yok siz anlatırsınız bende ret ederim efendim konu bu.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor, daha sonraki tarihlerde Deniz Yıldırım ortadan kayboldu, kendisinin Tekirdağ civarında işadamlarına yakın korumalık yaptığını duydum. Daha sonra ise İzol Yiyici isimli kişinin öldürülmesi olayına karıştı, hatta bir duruşmasına bende katıldım. Bu davadan da müebbet ceza aldı, ben ise Kuvayı Milliye derneğine gitmeye devam ettim diyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kendisi yakın zamanda bir müebbet cezası almıştır efendim ondan öncesinde bu ifadeyi verdiğimde kişi hala daha yargılanıyor idi benim ona yargılanırken bir şuursuzca hiçbir yetkim olmadan tutup ta bu adam ağırlanmış müebbet ben ya önden görüyorum bir hukukçuluğum var o zaman ya da böyle bir durum söz konusu bakın benim burada vermiş olduğum ifadenin efendim İzol isimli kişinin kafasına yok yanında ateş ederek öldürülmesi durumunu şimdi devletin elinde bilgiler var. Benim söylediğim şeyi doğru mu değil miyi daha önceden neden tartışmıyor? Gidip Deniz Yıldırım’a demiyor ki sen bu adamı mı öldürdün TEM’in kenarında. Bu adam böyle diyor denmiyor. Bakın efendim burada şöyle bir şey var. Benim söylediklerim artı, virgüllerin konulduğu yerler böyle bir duruma ifade etmiş efendim bunu çok net olarak söyleyeyim. Yani benim bugün burada söylediğim şeylerin tamamı ağzımdan ve sizin gözünüze bakarak çıkmıştır. Hepsinin altına Allah’ım üzerine yemin ediyorum. Ama şu gün söylemiş olduğunuz şeyleri efendim içinde virgüller karıştığı zaman ben saflığı bozulmuştur kabul etmiyorum efendim, kabul etmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Çınar Mustafa Bey.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Mahkeme Başkanı: “İfadenizi okuyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim.”Mahkeme Başkanı: “Anlıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim.”Mahkeme Başkanı: “Şunları söyledim, bunları söylemedim şunlar yanlış yazılmış.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim, tamam efendim.”Mahkeme Başkanı: “Şeklinde somut ve daha kısa bir cevap verirseniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani efendim çok somut aslında. Yani somut

anlatıyorum ama (1, 2 kelime anlaşılmadı).”Mahkeme Başkanı: “Yani bu şekilde düzeltmeniz daha doğru olur. Onu söylüyorum.”

23

Page 24: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:24

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum efendim ben direk evet ya da hayır diyeyim o zaman efendim bundan sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Hayır. Evet veya hayır demiyorum yani bu ifadeyi kullanmadım bunları söylemedim şunlar yanlış yazılmıştır.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim insanın aklına ama bunları size anlatırken öyle bir şey geliyor ki şimdi ben bir an aklımdan geçiriyorum burada bir saniyede burada, burada oturan insanların yerine koyuyorum kendimi sizin anlattıklarınız içinde hiç olmayan tablolar var. Bana bakınca bu adamlar ben şimdi burada doğruları ifade etmezsem, birlikte yanına gidip ekmeğini suyunu içtiğim adamlara şimdi ben efendim çok (1 kelime anlaşılmadı) oluyor efendim kusura bakmayın.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam söylediğimi anladınız tamam. Okumaya devam ediyorum ifadenizi; Mehmet Fikri Karadağ’ın dernekte özel misafirleri olurdu. Bunları Kahraman Şahin karşılar ve odasına çıkartırdı. Bu kişiler genelde dernekteki diğer kişilerle görüşmezlerdi, hatırladığım kadarıyla 2006 yılının sonlarına doğru dernekteyken Mehmet Fikri Karadağ’ın odasına 4 kişilik bir grubun indiğini gördüm bunların içerisinden daha önceden gazete ve televizyonlardan gördüğüm Veli Küçük’ü hemen tanıdım. Mehmet Fikri Karadağ o sırada dernekte bulunan beni Niyazi Kıyak’ı, Hüseyin Görüm’ü ve Ali Kutlu’yu bunlarda bizim evlatlarımız şeklinde tanıştırdı. Veli Küçük elimizi sıkarak yeşil renkli Megane marka bir araca bindi. Hatta kendisinin belinden rahatsız olduğu anlaşılıyordu. Kendisine orada Arif ismiyle hitap edilen ancak emniyette fotoğrafından Emin Caner Yiğit olarak teşhis ettiğim kişi yardım etti. Ayrıca bir şoförü ve şoförün yanında oturan başka bir kişi daha vardı. Mehmet Fikri Karadağ ile ne konuştuğunu bilmiyorum bu konuda hiçbir şeyde sormadım demişsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim yine elinizdeki ifade de bakın bir farklılıklar var efendim bir tanesinde biz kendisini davet etmişiz ve bekliyormuşuz ve ben kendisini görünce hemen yanına gitmişim bir ifadesi var. Diğer sizin şimdi okuduğunuzda savcılık ifademde hiç hayatımda ismini duymadığım insanlarla (1 kelime anlaşılmadı) bunlarda bizim aslanlarımız diyor gibi bir ifade çıkıyor. Şimdi Ali Kutu diye birisini ben hayatımda tanımıyorum yani öbür söylenen insanı tanımıyorum reddediyorum efendim öyle söyleyeyim, reddediyorum efendim böyle bir durum söz konusu değildir ben kendisini sadece televizyonda görmüşümdür ve dediğim gibi hayatımda gittiğim askerlik görevimi yaptığım yerin daha önceki komutanı olduğu sebebiyle tanırım. Başkada kendisini canlı olarak sadece şuanda sağ tarafıma baktığım zaman görüyorum efendim kendisini.”

Mahkeme Başkanı: “Savcılık ifadeniz şöyle devam ediyor; dernekte bir kütüphane vardı. Tamamı Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının kitaplarıyla doluydu. Kahraman Şahin bana bu yayın evinin derneğe ait olduğunu ve Cağaloğlu’nda bulunduğunu anlatmıştı. Daha sonra fotoğrafından bana gösterilip Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının bir yazarı ve yetkilisi olduğu söylenen Durmuş Ali Özoğlu’nu bir sefer dernekte gördüm ancak tanıştırılmadık diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim bunu zaten biraz öncede ifade ettim doğruya doğru söylüyoruz. Toplumsal Dönüşüm Yayınları bizim fikirlerimizi okumaya çalıştığımız tarihi dönemleri çok net bir şekilde ortaya koyan, bizim vatanseverlik dilimizle yazılmış yazılardan oluşuyordu bu doğru. Kitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük bölümü bu yayınevinde ve bu yayınevinin kitaplarını zaten şuradan dışarıya çıktığımız zaman bir kırtasiyeye girdiğimizde istediğimizde hani saklı gizli kitaplar olsa yine bir problem teşkil eder diye düşünüyorum ama saklı gizli değil düz bir şekilde evet diyorum efendim böyle bir ifade verdim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor. Dernek faaliyeti olarak birkaç toplantı ve seminere katıldım bunlardan birisi Üsküdar’da derneğin düzenlediği tanıtım yemeği idi.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bu yemeğe daha sonra soruşturmada ismi geçen Kemal

Alemdaroğlu’nun katıldığını gördüm. Bunun dışında şuanda isimlerini hatırlayamadığım 2

24

Page 25: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:25

veya 3 tane daha profesör vardı. Dinleyici olarak gelmişlerdi. Kuvayı Milliye adına genç birisi konuşma yaptı. Bu kişiler konuşmayı beğenmedikleri için toplantıdan ayrıldılar diyorsun.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu kişiyi beğenmedikleri için toplantıdan ayrıldılar evet 2, 3 tane hoca vardı ve bunlar çok memnun olmadıkları için donanımsız diye kalktılar evet. Kemal Kılın… Kemal Kılıçdaroğlu diyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Kemal Alemdaroğlu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kerem Alemdaroğlu’nu sadece televizyonda gördüm o

kişi bu kişidir demiyorum görsem hocayı tanırım ama Kemal, Kemal Alemdaroğlu değildir kendisi kel, saçlarının yanı açık, beyaz saçlı bir hocadır, bıyıklı değildir kendisi televizyonda gördüm. Şimdi şey mi yapayım kul hakkı mı yiyelim yani efendim bu tarz?”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; dernekte bulunduğum başka bir zamanda da yazar olarak bildiğim Ergün Poyraz derneğe geldi. Bir sohbet ortamı oluşturulmuştu. Kendisi Musa’nın Çocukları isimli kitabının içeriğini anlattı. Yazılanların tespitli şeyler olduğunu söyledi. Ben kendisine bu kitabı imzalattım diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bir şey sorabilir miyim? Siz bir kitap yazsanız, birisine kitabı imzalayıp hediye etseniz o kitabı anlatır mısınız? Böyle bir şey olabilir mi? Yani anlatılan şeyler normal mantığında dışında gelişiyor bir adam kitabını verirse okursunuz onu ondan sonra onu istişare ederseniz bu kitabı. Al bunu içinde bu yazıyor, çok komik değil mi? Ben koyup cebime mi koyacağım bunu? Böyle bir şey söz konusu değildir. Öyle bir karşılaşma söz konusu değildir. Ben imzayı kendisine toplu imza gününde almışımdır. Halka açık bir yerde yapılan bir şeydir ve bunun dışındaki bölümüne katılmıyorum. Reddediyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor. Kuvayı Milliye’de özelikle PKK gösterileri olmak üzere suçla mücadele edecek 2000 kişiden oluşan motorlu telsizli ve coplu bir ekip kurulması düşünülüyordu. Hatta bu düşünce aşamasından uygulama aşamasına geçilmek istendi. Ben Mondial ve Kanuni isimli firmalardan motosiklet fiyatı aldım. Bu resmi bir teklif alma değildi. 2000 adet motosikletin parasının merkezi Almanya’da bulunan Avrupa Ulusal Türk Birliği adlı bir kuruluştan geleceği söyleniyordu. Bu birliğin yurtdışındaki Türk vatandaşların kurduğu bir birlik olduğu gönüllü olarak bağışlar yapıldığı buradan 2 milyon Euro para geleceği konuşuluyordu. Ben sigortacılık olan mesleğim gereği bu motorları kullanacak olan kişilerin giderleri konusunda bir çalışma yaptım. Çünkü bu kişileri Kuvayı Milliye üniforması giydirilecek telsiz ve cop verilecekti bu kişiler toplumsal olaylarda ve suçlarda kendilerine müdahale edilmesinde yetersiz kaldığı düşünülen kolluk kuvvetlerinin yenilen olaylara müdahale edeceklerdi ancak bu para gelmeyince projede gerçekleşmedi diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamda efendim size söylediğim şeye nokta geldi bakın burada söylenen şey toplusal olaylar derken BDP’nin o molotoflarından kaçan polislerden bahsettim. Konu bir anda kolluk güçlerinin bütün güvenlik yetkisine döndü. Yani şuna geliyor efendim bu. Ben evet biz aramızda böyle bir şey konuştuk bakın dikkat edin bunların hiç birinde bir resmiyet yok delil yok efendim. Tespit yok gayri resmi bir teklif alınmış. Mondial’den, Kanuni’den 2 tane, 5 tane, 40 tane, 100 tane motosiklet için ben şuanda dışarı çıkıp 1000 kişilik bir teklif alsam bu mahkemeyi ilgilendiren bir durum mudur diye düşünmüyorum. Şöyle söyleyeyim efendim amaçlanan şey şu anladığım kadarıyla buradaki birliğin bu kuracağımız birliğin devletin varlığına ve birliğine karşı duracak devletin yetersiz kaldığını düşünüp sanki kendi içimizde biz devlet mi kurmaya çalışacağız? Efendim böyle bir saçmalığa insanlar gülerler kesinlikle reddediyorum. Böyle bir şeyi reddediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Size kollukta ve şuanda burada hakkında daha önceden işlem yapılan diğer şüpheliler fotoğraflarından size göstermişler bu kişilerle ilgili sorular sormuşlar.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “1, 2 tanesini gösterdim efendim dediğim kişiler bana söylenen ben şu kişiyi tanıyorum dedim ama bana söylenen isimle o kişi aynı isim değildi. Yani kendi aramızda da yanlış bilgiler oluştu orda ki polislerle aramızda savcılıkta zaten bir resim tespit teşhisi söz konusu değildir ama ben organize suçlara gittiğimde böyle lakayt bacak bacak üstüne atmış ellerinde tespihlerle garip garip kahkahalar atan arkadaşların

25

Page 26: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:26

yapmış olduğu ifade de böyle bir fotoğraflar gösterildi. Ama efendim dediğim gibi ben bu budur, şu şudur gördüğüm tanıdığım insana bu budur derim tabi ki ben şimdi sizi şimdi bir daha yolda görsem ben sizi tanımıyorum mu diyeyim? Daha önce görmüştüm diyeceğim yani bu bu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet ifadenizi okumaya devam ediyorum. Aydın Yüksek’i dernekte birkaç kez gördüm ancak konuşmadım.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kimle efendim.”Mahkeme Başkanı: “Aydın Yüksek.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kim efendim o? Ben tanımıyorum öyle birisini. Aydın

Yüksek.”Mahkeme Başkanı: “Tanımıyorsun. Ayşe Ceylan Gençyol’u dernekte kuvva nikahı

denilen nikah ile Niyazi Kıyak ile evlenen kişi olarak biliyorum. Üyeliğimi yazan kişidir. Derneğin bir katında bir süre kocası Niyazi Kıyık ile birlikte kaldık diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Onu söylemiştim ifade ettim efendim onu kendisi evli olan birileri duruyordu ben bunları da dümdüz konuşuyorum eğer kendileri buradaysa da kusura bakmasınlar bunlar hali vakti yerinde bir evde kirada oturabilecek durumları yok diye paşamızın ve de Hüseyin abinin izniyle dernekte kalıyorlar ve 2 milyon Eurolardan bahsediyor efendim biz memur çocuğuyuz 2 milyon Eurolar bilmem neler bunlar bizim için kendisinin cep telefonunu 3. kere 20 milyonluk cep telefonu 3. kere tamir etmeye gidiyoruz bir yerden bir yere giderken yürüyerek gidiyoruz. Dediğim gibi efendim böyle milyon dolarlarla gezen adamlar zırhlı arabalarla geziyorlar. Mehmet Fikri paşa gibi yanında birileri yürüyerek gezmiyorlar yani zırhlı üçer, beşer arabayla. Niye; korktukları bir şey var. Niye; çekindikleri bir şey var demek ki bizim öyle bir çekincemiz yok kendisinin de yoktur. İnşallahta efendim ben buraya gelmemdeki temel sebep ve burada olmamdaki gerçekten beni tek mutlu edecek şey kendisinin bana bir şekilde ben sana hakkımı helal ediyorum demesi çünkü gerçekten ben çok uzun zamandır uyuyamıyorum, psikolojim bozuldu. Bu işler benim psikolojimi bozdu efendim. Benim için ben buraya geldim burası için bir şey yapmaya çalışıyorum ama benim için bir şey yapılacaksa benim burada anlattığım şeyler benim savcılıkta verdiğim ifade ben gittikten sonra basına niye sızdırılıyor efendim? Yalan yanlış şeyler bir de ve bunları okuyan insanlar direk okuduğuna göre beni yargılıyor beni tanımıyor adam burada söylediğim ifadeleri görmemiş e şimdi efendim benim insani hakkım durumum ne ben yolda tedirgin mi gezeyim, arkama mı bakayım ben ne yapayım, silahla mı gezeyim, savcılıktan koruma mı talep edeyim? Çünkü böyle bir şey yapan adama hain derler bu anlattıklarınızı yapana. Ben o adam değilim yalan yanlış bilgiler var efendim dümdüz konuşuyorum reddediyorum hepsini.”

Mahkeme Başkanı: “Cemal Yiğit’i dernekte bir kez gördüm ancak konuşmadım diyorsunuz ifadenizde.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim Cemal Yiğit diye birini tanımıyorum efendim. Cemal Yiğit dediğiniz kişiyi tanımıyorum. Cemal Yiğit diye birini tanımıyorum görsem dediğim gibi görmüşsem size adam gibi ben bu şahsı gördüm derim ama görmediğim insanı ismini şuanda bilmediğim insanı, konuştuğunuz insanların içinde efendim benim hayatımda bırakın görmeyi ismini dahi duymadığım insanlar var. Şimdi ben bazı şeyleri de ben ifade etmek istemiyorum iddianame benim önüme açılıyor bak diyorlar senin derneğin şöyle bak derneğinin diyorlar şu sayfalarda bu iddianamede Kuvayı Milliye derneğinin bölümleri var. Alıyorum iddianameyi okuyorum bana derneğimin kötülenmesi, derneğimin dışında sanki derneğimin hain gibi yönlendirilmeye çalışılması bunlar güzel işler değil efendim. Ben bunu.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu, anlaşılmadı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim saygılar. Bunu çok net olarak

söylüyorum efendim benim elime iddianame verildi. X ya da Y kişi devlet görevlisi olarak bana dedi ki bak şu sayfadan bu sayfaya Kuvayı Milliye derneğini ilgilendiriyor al hainleri gör dedi bana bakın bana diyor hainleri gör diye komediye bakın. Açıyoruz, açıyorum sayfaları dediğim gibi telefonda bugün başbakana hangimiz küfür etmiyoruz efendim telefonda birbirimize olan nasıl adam bu BOTAŞ’ı da sattı. PETKİM’i de üç kuruşa peşkeş çektiler kim

26

Page 27: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:27

demiyor efendim? Yazılan şeyler bunlardan ileri giden bir şey değil. Dediğim gibi o zaman her gün buraya 5 bin tane adam oturtmanız lazım başbakanı sevmeyen adam bekliyorsanız eğer. Yani bu efendim çok net bir şekilde yine madem siz bana burayı bir sıfat olarak görüp oturttunuz karşınıza ve benim bilgilerimi yani bildiğim şeyleri ya da yorumlarımı duymak istiyorsunuz çok net bir şekilde nasıl söyleyeyim Kuvayı Milliye derneğine ve yanında onunla birlikte aynı görüşleri paylaşan kişilere yapılmış cerrahi bir müdahaledir. Dim direk konuşuyorum efendim. Kuvayı Milliye derneğinin teröristle ne işi olur efendim, bunu bana kim anlatabilir? Terörist dediğimiz şey ne efendim? Teröristin anlamı vatanı bölmeye çalışan, vatanın güçleriyle çarpışan, bizim milletvekilimiz işte uzağa gitmeye gerek yok. Şimdi burada ben saygıyla önünde eğildiğim adama bilmiyorum efendim yani bazı şeyler bana şimdi bazı sinirlerimde efendim bozuldu şimdi gözlerimden yaşta gelecek ama bunlar efendim benim hazmedebildiğim şeyler değil. Teröristler belli bağırıp çağıranlar, bağırıp çağıranlar kurulanlar ne yapılanlar belli gördük zaten. Terörist deyince gücüne gitti adamın bize bağırıyor anamıza sövüyor arkadan. Gelip beni onu sivilde yüzüme sövecekler.”

Sanık Alparslan Arslan söz almadan konuştu anlaşılmadı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yüzüme yüzüme benim yüzüme süreceksin,

söveceksin. Dışarıda hayatı…Mahkeme Başkanı: “Alparslan Bey lütfen.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Pardon efendim.”Mahkeme Başkanı: “Oturtun oturtun. Müdahale ederse çıkartırım.”Sanık Alparslan Arslan: “(1 kelime anlaşılmadı) amına koyarım ha.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anamıza sövüyor Başkanım söv...”Mahkeme Başkanı: “Çıkartın dışarıya. Deminde aynı şeyi yaptı.”Sanık Alparslan Arslan müdahale etmesi nedeniyle dışarı çıkartıldı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ya asın gitsin abi ya (1, kelime anlaşılmadı) ya. Adam

devletin yetiştirdiği…”Mahkeme Başkanı: “Evet savcılıktaki ifadenizi okumaya devam ediyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Emin Caner Yiğit’i, Veli Küçük’ün yanında gördüğümü kendisine

Arif olarak hitap ettiği, edildiğini yukarıda anlattım diyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle bir şahıs tanımıyorum efendim ben. Eyüp Caner

Yiğit mi öyle bir insanı hayatımda tanımıyorum ben görmedim bilmiyorum böyle bir üçleme üçlü isimleri benim ismimde Çınar Mustafa Altunbaş olduğu için iyi hatırlarım böyle bir üçleme isim ben bilmiyorum görmedim reddediyorum. Efendim aynısına geliyor elinizdeki şimdi emniyetin ifadesiyle yanınızdakinin taslaklara bakın aslında bilgiler aynı ama aralarda böyle farklı farklı suyun yön değiştirmeleri olmuş.”

Mahkeme Başkanı: “Evet okumaya devam ediyorum ifadenizi Erkut Ersoy’u ilk olarak yukarıda bahsettiğim Kemal Alemdaroğlu’nun da katıldığı yemekli toplantıda gördüm.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kimi efendim dediniz?”Mahkeme Başkanı: “Burada tanıştık.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kimi dediniz efendim?”Mahkeme Başkanı: “Erkut Ersoy.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kim efendim o.”Mahkeme Başkanı:”Erkut Ersoy.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben.”Mahkeme Başkanı: “Burada tanıştık daha sonra kendisini sürekli Kuvayı Milliye

derneğinin genel merkezinin bir katında görüyordum o katta 20’nin üzerinde bilgisayar vardı. Bu bilgisayarları da 7 veya 8 kişi kullanıyordu, başlarında Erkut Ersoy vardı. Bu kişilerin internet ortamında Türklüğe saldıran internet sitelerini takip edip hacklediğini biliyorum. Bir süre sonra bu bilgisayarlar dernekten taşındı nereye götürüldüğünü bilmiyorum bu taşınmadan sonra Erkut Ersoy’u dernekte bir daha görmedim. Erkut Ersoy Kuvayı Milliye’nin bilişim sisteminin başındaydı diğer kişileri görsem tanıyabilirim isimlerini bilmiyorum Erkut Ersoy bana istihbarat toplama gibi bir faaliyetinden bahsetmedi diyorsunuz.”

27

Page 28: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:28

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim söylemiş olduğunuz kişiyi de anımsadım onu da yine Allah’ın huzurunda size söyleyeyim hafif şişman, kumral, bilgisayarların kurulumu ve onlarla çalışanlarla ilgilenen bir beydi anımsıyorum. Evet o toplantı yemeğinin başında da kendisi yani başında derken gittiğimizde bizi karşılayan aynı masada oturduğumuz kişide oydu evet katılıyorum. Ama onun dışında söylediğiniz efendim yine bakın yine tanımadığım birisi sıkışmış araya Kemal Alemdaroğlu ben tanımıyorum efendim o adam beni görse tanımaz bende onu görsem tanırım bilirim kim olduğunu ama merhaba desem sen kimsin oğlum der bana. Yani böyle bir durum var ortada.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. İfadeniz şöyle devam ediyor Fuat Ermiş’i dernekte bir kez gördüm ancak konuşmadım diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Fuat Ermiş efendim kim?”Mahkeme Başkanı: “Fuat Ermiş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Fuat Ermiş diye birisini ben görsem tanırım ismini

bilmiyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Fuat Turgut’u Kuvayı Milliye derneğinde 3, 4 kez gördüm

tanışmadım diyorsunuz.’Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yüzünü görmem lazım efendim bu söylediğiniz

şahısların hiçbirini ben efendim bir kere ben soyadlarıyla hiç kimseyi tanımam. Yani beni oraya sokan Kahraman abinin soyadını bilmiyorken bu hiç tanışmadığım adamların soyadını ben nerden biliyormuşum çok merak ettim gerçekten.

Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu, anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle ediyor. Hüseyin Görüm ve Kahraman Şahin’i

tanıyorum yukarıda anlattım bu kişiler dernekte bazen benimde duymamı istemedikleri konularda gizli toplantılar yapıyorlardı. Bu toplantılara beni ve diğer derneğe yeni gelen kişileri almazlardı. Hüseyin Görüm sürekli dernekte yatıp kalkmaya başlamıştı daha sonraki aşamalarda sakal uzattı, sürekli Kuran okumaya başladı. Kendisinin Kuvayı Milliye fikrini Kuran’a bağlama fikri bana makul gelmedi. Bu nedenle dernekten soğumaya başlamıştım diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle efendim dernekte birtakım son dönemlerde birtakım sıkıntılar olduğundan zaten sizin huzurunuzda şey söyledim iddia ettim. Ama konu biz Kuvayı Milliye dediğimiz zaman bunu da net olarak söyleyeyim söylediklerimin bir kısmı katılıyorum bir kısmını reddediyorum yine efendim. Hiç bir söylediğiniz tam paragrafın evet tamamına katılıyorum dediğim bir tam paragrafı okumadınız efendim. Çünkü paragrafın bir kısmı evet bilgi doğru, ama bir kısmından sonra yerler şaşırıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam katıldığınız yerleri söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle söyleyeyim efendim Kahraman Şahin bir daha

efendim bana konuyu bir daha şey yapabilir misiniz? Özür diliyorum kafamda dağılıyor o kadar çok.(1, 2 kelime anlaşılmadı)”

Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Görüm ve Kahraman Şahin’i tanıyorum yukarıda anlattım bu kişiler dernekte bazen benimde duymamı istemedikleri konularda gizli toplantılar yapıyorlardı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ha tamam tek başlarına yaptıkları bir toplantı hiç yok kapının bizim derneğimizde bulunan bu söylediğiniz benim gibi Kahraman Şahin gibi ya da Hüseyin abi gibi insanların hayır sen bu toplantıya giremezsin diyebildikleri bir toplantı yok. Bizde orda bir söz sahibi insandık ve bizim dışlandığımız bir toplantıyla ben hiç karşılaşmadım kapının bana kapalı olduğu bir yer görmedim. Böyle bir durum yok. Böyle bir durum yok.”

Mahkeme Başkanı: “Şöyle devam ediyor ifadeniz Mehmet Fikri Karadağ’ı genel başkan olarak biliyorum yukarıda anlattım kendisinin Veli Küçük’ün derneğe gelişini neden inkar ettiğini bilmiyorum çünkü gözlerimle gördüm diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vay anasına diyorum efendim. Yani şu söyledikleriniz üzerine esefle reddediyorum bu dediğinizi. Esefle kendisine ben soru… efendim ben kendisine soru sormaya çekiniyorum hayatımda bir soru sordum bir cevap aldım çok gizli CIA

28

Page 29: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:29

bilgisi gibi baksanıza sanki dedim ki sanki diyoruz ki biz nasıl söyleyeyim kendi içimizde bir savaş yapalım değil, Azeri kardeşlerimizi niye kurtarma…. kendimizi dövecekken bir de bunu burada yargılıyor olmamız, konuşmaları asıl amacımızdan saptığımız anlamına geliyor efendim yapamadığımız dostluğu burada burada yargılamak açıkçası efendim bana gerçekten bu Türklük bilincine tamamen aykırı geliyor bunu ifade etmek istiyorum. Yani bu söylenilen şeyden devlet büyükleri üzülecekken evet gerçekten Azerbaycan’la bir organik sınırımız olsa Türki Cumhuriyetlerine açılsak bu bizim ütopyamız Atatürk’ün bıraktığı, Yavuz Sultan Selim’in bıraktığı, Alparslan’ın bıraktığı bunları biz ne çabuk unuttuk efendim, ne çabuk unuttuk bunu? E Kurtuluş Savaşına başlarken de Misak-ı Milli dediğimiz yemin ne oldu peki? Efendim herkes liberal olmuş herkes paranın peşine düşmüş bir gariban biz kalmışız ama Allah’a hamd olsun kendimizi kaybetmedik. Bunu da net olarak ifade etmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor Kemal Kerinçsiz’i dernekte 1 kez gördüm ama konuşmadım diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim resmin gösterseniz tanıyorsam evet derim Kemal Kerinçsiz diye bir şahsı tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; Muzaffer Tekin ile yüz yüze hiç karşılaşmadım ancak Kuvayı Milliye içerisinde Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketinin Kuvayı Milliye derneğinden ayrılan bir kol olduğu başında Muzaffer Tekin’in bulunduğu Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinin Kuvayı Milliye’ye göre daha kapalı birbirini önceden beri tanıyan insanların bir arada bulunduğu daha çok aksiyona, eyleme yakın bir grup olduğu konuşuluyordu. Ben Hüseyin Görüm’ün Maltepe’deki barakasında yapıldığı söylenen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği toplantısının, toplantılarına katılmadım. Ancak o dönemler Deniz Yıldırım’ın benim dışımda birkaç sefer oraya toplantıya gittiğini biliyorum. Deniz Yıldırım’ın profilini yukarıda anlattım kendisinin de bu türlü toplantıları gitmesini normal buluyorum demişsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Reddediyorum efendim kendisini hayatımda hiç görmemişimdir. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketi televizyonda herkesin benim 7 yaşındaki yeğenimin de duyabileceği ve söylemiş olduğunuz kişiye televizyonda ispat edilmeden onunla birlikte olduğu ifade edilen bir durum olduğunu sadece benle değil dediğim gibi dışarıya çıktığınız an telefon, televizyonda ifade edildiği için biliyorum. Benim katıldığım hiç, katılmadığım hiçbir toplantı olmadı bunun dışında da Kuvayı Milliye zaten milli birlik demek biz niye bölünelim ve alt kategorilere yayılalım? Kuvayı Milliye ismi herkese yeter. Bir alt kategoriye gerek yok herkesin üstünde bir kurum zaten.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; fotoğrafından gösterilen Rasim Görüm’ü birkaç kez Kuvayı Milliye’nin Kadıköy’deki binasında gördüm ancak tanışmadık ve konuşmadık diyorsun.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bir şey sorabilir miyim? Bu konuda ben biraz önce söylediğim cümlenin tamamını reddettim, reddettim bunu şey yaptık değil mi? Tabi çok net bir şekilde ve ben kendisini tanımadığım bir bağlantısı da varsa bireylerle bilmediğim sadece televizyondan yansıtıldığı kadarıyla bildiğim bir durum olduğunu söylüyorum bildiğimi ve ifade ettiğimi söylenen şeyleri reddediyorum efendim. O Muzaffer Tekin Beyle ilgili kendisini dediğim gibi televizyondan biz gördüğümüzü tanırız.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam onu zapta geçti beyanınız. Rasim Görüm’le ilgili beyanınız var.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Rasim Görüm kim efendim?”Mahkeme Başkanı: “Birkaç kez Kuvayı Milliye derneğinin binasında gördüm

diyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben Hüseyin Görüm’den başka soy ismi Görüm olan

birisini tanımıyorum efendim. Hüseyin abiden başka soyadı Görüm olan birisini tanımıyorum. Yani Rasim Görüm, Rasim diye birisini hayatımda hiç arkadaşım yok.”

Mahkeme Başkanı: “İfadenizde şöyle diyorsunuz Oğuz Alparslan Abdülkadir Kuvayı Milliye’nin Kadıköy’deki binasında yatıp kalkıyordu, kendisine dernek görevi Kuvayı Milliye’nin Kadıköy’deki binasında kalkıyordu kendisine dernek görevi verilmişti. Hatta bir seferinde

29

Page 30: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:30

bana fırçalar şekilde benim yapmadığım istihbarat görevini kendisinin yapmaya çalıştığını söyledi açıkça kendisine ne görev verildiğini de bilmiyorum diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle reddediyorum, kendisiyle tanışıyorum çok sefer iftar masasında yemek yedik. Kendisi derneğin genel sekreteridir ama dernekte genel sekreter dediğiniz zaman derneği öyle bir efendim biz açıkçası adımız kuvvetli ama gariban bir derneğiz yani bunu bilin. Bu noktada da onun yaptığı şeyler 3 milyon liralık dernek 1 milyon liralık 3 milyon liralık dernek üyelerinin verdiği paralarla koca Kuvayı Milliye Derneği dönebilecek gibi bir iddia var. Zaten paramız olsa biz herkesin altında araba olan istediğimiz yerlere gidebilen baksanıza biz bir ekmeği bölüşüp yemeğe çalışırken bu söylediğiniz şeyler açıkçası evet Abdülkadir Beyi tanıyorum 2, 3 dil bilen doğru düzgün konuşmalarında benim fikirlerime yakın ismini de çok beğendiğim bir şahıstır evet. Ama onun dışındaki bölümde istihbarat faaliyeti ben şöyle söyleyeyim efendim size illa benden devlet bir istihbarat faaliyeti bekliyorsa Küçük Armutlu semtinde arkadaşlarım var DHKP-C’ler 500 tane adam orda kahvede oturuyorlar götüreyim göstereyim size alabiliyorsanız alın. Alamıyor ki kimse ben size ne istihbaratın, kime ne istihbaratını vereceğim herkes herkesin nerde olduğunu biliyor efendim bu işler 68’le, 80’li dönemlerde gizli kapaklıymış. Artık öyle bir şey yok kimin nerde olduğu belli, hangi kahvenin DHKP-C’ci olduğu, hangi kahvenin ülkücü olduğu, Gültepe’nin orta bayırın ülkücü olduğu, aşağısının Marksist komünist olduğu bunları ben hani özellikle tespit ettiğim şeyler değil baktığınız zaman görüyorsunuz zaten.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Dediğim gibi efendim söylemiş olduklarınıza kendisini

kişinin kendisini tanıyorum birkaç dil bilen ve onunla görüştüğümden ve tanıştığımdan memnun olduğum birisi olduğunu düşünüyorum. Hiçbir gayri resmi oluşumun içinde bulunacağına inanmıyorum. Ve bu istihbarat paylaşımı ya da faaliyeti konusunda da dediğim gibi illa bir şey bekleniyorsa yani onun vereceği bana 1 kişi, 2 kişi DTP. Efendim biz artık kimseyi aramamıza gerek yok meclisin kapısını çaldığımız zaman Apo’ya sayın diyen adamlar orda zaten hangi istihbarattan bahsediyoruz?”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi sakin olun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Peki efendim.”Mahkeme Başkanı: “Burası duruşma salonu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben ilk defa çıktığım için biraz heyecanlıyım.”Mahkeme Başkanı: “Buranın kuralları var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir de konu çok ağır bir konu efendim benim cüssemi

aştı biraz konu yani.”Mahkeme Başkanı: “Rahat olun, rahat olun anlatmak istediklerinizi anlatın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Saygılar efendim.”Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor, Veli Küçük’ü dernekte gördüğümü

yukarıda anlattım diyorsunuz biraz önce duruşmada basından gördüğünüzü söylediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bakın efendim 3 tane hikaye çıktı bak 2 ifade de 3

tane farklı ifade çıktı konuya. 2 dedi yani ikisinde farklı farklı da değil, 1, 1 tane ifade de 2 tane aynı Veli Küçük hikayesi ama ikisi birbirinden başka e bana efendim önüne alan insanlar 2 ifade de 2 resmi kuruma verilen ifade de 3 tane farklı ifade geçtiği görüldüğünde dediğim gibi ya ben böyle bir şey söylemiyorum ya da ben büyük bir yalancıyım başka bunun bir adı kalmaz yani ortada. Reddediyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz şöyle devam ediyor; Durmuş Ali Özoğlu’nu da dernekte bir sefer gördüm diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kimi efendim?”Mahkeme Başkanı: “Durmuş Ali Özoğlu’nu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kim efendim tanımıyorum, tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Toplumsal Dönüşüm Yayınlarıyla ilgili bir beyanınız var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır ben kendisinin fotoğrafını sadece Toplumsal

Dönüşüm Yayınları kitabının arkasında zaten özel bir bilgi değil kendisinin fotoğrafı var öz geçmişi yazıyor görmek isteyen, bilmek isteyen insanlar ben 1 tane kitabı da hediye ederim

30

Page 31: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:31

alır onun bakar arka sayfasına ön sayfasına adam ordadır zaten. Yani özellikle aranan bir adamsa da bilgim yok açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. İfadenizde Sami Hoştan’ı tanıyorum çünkü aynı kuaföre gidiyoruz dernekte görmedim ilgisi olduğunu bilmiyorum diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Söylediği sizin buraya kadar söylediğiniz cümlenin başından noktaya kadar söylediğiniz ve tamamen katıldığım tek şey budur efendim. Evet kendisini sosyal alemden saçımızı kestirdiğimiz yerde görüyoruz herkes saygı gösteriyor diye merhaba dedik, ama o beni hayatında görse tanımaz beni sadece sosyal bir berberde (1 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Biraz yaklaşın mikrofona konuşun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim sosyal berber yani normal saçımı kestirmeye

gittiğim zaman ki berbere geldiğini bildiğim onunla tanışmadığım ama ben kim diye söylediğimde a Sami Bey denilen birisi olduğunu biliyorum onun dışında hayatımda kendisiyle bir selamünaleyküm dışında hiçbir kelimem yoktur aynen katılıyorum efendim söylediğime.”

Mahkeme Başkanı: “İfadenizde Niyazi Kıyak’ı dernekte yatıp kalkan kişi olarak tanıyorum derneğin yazı işleri tabiri edilebilecek işleriyle uğraşıyordu diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim şöyle oluyor bakın biraz önce söylediğim gibi ben bir evli çift vardı dedim size ama Niyazi ismini bile hatırlamıyorum. Şimdi ben evli bir çift vardır diyorum orda kişinin ismi ve soy ismi yazılıyor o zaman ne demek aslında ben ifade etmediğim bir şeyi oraya geçmiş kayıt olarak geçmiş demek. E zaten söylemek istediğimin özetini de bu anlatıyor efendim o zaman oraya şöyle yazılması lazımdı madem hani işlenmemiş bir cinayetten dolayı ben yanlış bilgi vermişim oraya da evli bir çiftin dernekte yatıp kalktığı denilmesi gerekirdi Niyazi Kıyak kim ben adamın ne adını biliyorum ne soy… kim yazıyor bu ismi benim ifademin üstüne? Böyle bir şey yok ben kabul etmiyorum kesinlikle böyle bir şeyi.”

Mahkeme Başkanı: “İfadeniz de bir süre sonra derneğin kuruluş amacının dışına çıktığını gözledim özellikle Hüseyin Görüm’ün her konuyu Kuran’ın bir ayetine dayandırmaya çalışmasından rahatsız oldum. Mehmet Fikri Karadağ’ında bir süre sonra derneğe gelmemeye başladı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim, aynen efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bundan dolayı dernekle fiili ilişkimi kestim ancak üyeliğim halen

devam etmektedir diyorsunuz.”Tanığa gelen genel evrak klasör 2-b dizi 455, 458’de bulunan savcılık ifadesinin

okunmasına son verildi.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bizim derneğimizle ilişkisini insan ancak

öldüğü zaman keser 1. 2, evet dernekte başkanımızın istemediği sevmediği avam durumlar vardı. Kendisi biz çok dediğim gibi çok zengin insanlar değiliz ama avam ve saygısız insanlar değiliz, onun tasnif etmediği bir şeyler var ki küsmesi çok normal karşılıyorum çünkü benimde gördüğüm şeyleri tasnif etmem çok mümkün değildi. Artı Kuvayı Milliye demek sadece tabi ki biz inanıyoruz ama Kuvayı Milliye demek sadece Kuran demek değil ki 6 bin yıllık Türk tarihi demek Kuvayı Milliye demek. O yüzden sadece 610’da Allah bize inandığınız için şükrettiğimiz, la ilahe illallah dediğimiz dinin daha öncesinde bir Türk tarihi var kuva dediğiniz şey ordan geliyor. O yüzden bu söylediğinize de efendim bir kısmına evet diyorum ama şey değil yani efendim benim söylemeye çalıştığım şey o değil.”

Mahkeme Başkanı: “Aynı klasörün 451 ve 444 dizi sayfaları arasında yer alan fotoğraf teşhis tutanağı var. Bu teşhisi.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “O emniyette gerçekleşti efendim.”Mahkeme Başkanı: “Emniyette yapmışsınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biraz önce söylediğim tavırlarla önüme koyulan bir

dosya efendim.”Tanığa gelen genel evrak klasör 2-b dizi 444 ve 541’de bulunan emniyetteki fotoğraf

teşhis tutanağının okunmasına başlandı.

31

Page 32: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:32

Mahkeme Başkanı: “ 15.07.2008 tarihli. Bir dakika okuyayım, Aydın Yüksek’i dernekte bir defa gördüğü kişi olarak. Aysel Ceylan Gençyol’u ifadesinde bahsettiği Kuvayı Milliye derneğinde kıyılan nikahtaki kişi ve sürekli dernekte olan kişi olarak. Cemal Yiğit’i dernekte bir defa gördüğü kişi olarak. Emin Caner Yiğit’i ifadesinde bahsettiği Veli Küçük’ün Kuvayı Milliye derneğine geldiğinde yanında bulunan ismini Arif olarak bildiği Veli Küçük’e çok yakın ve uzun zamandır yanında çalışan kişi olduğunu tahmin ettiği kişi olarak. Erkut Ersoy’u Kuvayı Milliye derneğinin bilgisayar sistemlerinin başındaki kişi olarak. Fuat Ermiş’i Kuvayı Milliye derneğinde bir defa gördüğü kişi olarak. Fuat Turgut’u Kuvayı Milliye derneğinde 3, 4 defa gördüğü kişi olarak. Hüseyin Görüm’ü dernekte teşkilat başkanı olarak. Kahraman Şahin’i dernekte teşkilat başkanı olarak. Kemal Kerinçsiz’i dernekte bir defa gördüğü şahıs olarak. Kemal Yalçın Alemdaroğlu’nu Üsküdar’da düzenlenen Kuvayı Milliye Derneğinin yemeğinde gördüğü şahıs olarak. Mehmet Fikri Karadağ’ı Kuvayı Milliye derneğinin genel başkanı olarak. Muzaffer Tekin’i Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketin derneğinin başında olduğunu bildiği şahıs olarak. Oğuz Alpaslan Abdülkadir’i ifadesinde bahsettiği Alparslan isimli şahıs olarak ve Kuvayı Milliye derneğinde kalan ve 3, 4 dil bilen şahıs olarak. Sami Hoştan’ı Etiler’de aynı kuaföre gittiği şahıs olarak. Veli Küçük’ü Mehmet Fikri Karadağ ile Kuvayı Milliye derneğine bir defa görüşmeye gelen şahıs olarak. Durmuş Ali Özoğlu’nu Kuvayı Milliye derneğinde bir defa gördüğü şahıs olarak kesin tanıyıp teşhis etmiştir şeklinde (1, 2 kelime anlaşılmadı)

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yanlış ve yalandır efendim burada söylediğiniz sadece 5 kişiyi teşhis ettim o 5 kişide biraz önce size saydığım kişiler Kahraman Şahin ki soyadını bakın yine siz burada okudunuz. Hüseyin Görüm Hüseyin abinin soyadını biliyorum başkanımız başkanımızı biliyorum onun haricinde evli çiftin ismini bile ismini soy ismini orda kalanların ismini soy ismini biliyorum, Alparslan’ı biliyorum oturup konuşmuşluğumuz var dostluğumuz var. Ama efendim burada saydığınız insanları dediğim gibi siz bana resmi bu şekilde gösterirseniz b0nu tanıyor musunuz dersen gördüysem evet derim ama saydığınız isimleri ben tanımıyorum efendim. Üzgünüm.”

Mahkeme Başkanı: “Yine aynı klasör 451, 445 sayfaları arasında yer alan fotoğraf albümü var.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim o klasörün be...”Mahkeme Başkanı: “Bunlara bir bakın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bakalım efendim. Burada efendim ben televizyonda

gördüklerime de tanıyorum diyeyim mi ne diyeyim?”Mahkeme Başkanı: “Size emniyette gösterilen fotoğraflar.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “1 tanımıyorum, 2 tanımıyorum, 3 tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Siz tanıdıklarınızı, tanıdıklarınızı söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “1 tanımıyorum, 2 tanımıyorum, 3 tanımıyorum, 4

tanımıyorum, 5 tanımıyorum, 6 tanımıyorum. 7 tanımıyorum, 8 tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Onlardan tanıdıklarınızı söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanıdıklarımı söyleyeyim efendim size. Bakayım.

Efendim burada sadece televizyondan tanıdığım birisini görüyorum 1 kişiyi görüyorum sadece. O da fikirlerinin bir kısmına da saygı duyduğum birisidir ama televizyondan ve Türkiye’nin siyasi hayatından tanıyorum. 18 numaradaki İşçi Partisinin Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek Beyefendiyi televizyondan ve fikirlerinden ve gördüğüm şeylerden biliyorum sadece. Onu da zaten tanımayan birisi yoktur diye tahmin ediyorum ayrıca. Arka sayfaya geçeyim mi efendim burada çünkü 30 oldu.”

Mahkeme Başkanı: “Siz tanıdıklarınızı söyleyin. Ne şekilde tanıdığınızı söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim, tamam efendim hemen

söyleyeyim.49’daki beyefendi çok emin değilim ama Allah rahmet eylesin mi demem gerekiyordu efendim Cumhuriyet gazetesinin başyazarı olan beyefendi ordan biliyorum ben sadece yanlışta bilgi vermek istemem. Bakın mesela efendim 56’daki kişinin Kemal Alemdaroğlu’nu biliyorum ama bu şahıs oradaki şahıs değildir onu da net bir şekilde ifade etmek isterim orda sözü geçen şahıs hoca dediğim kişi bu değil. 66’daki kişiyi tanımamam

32

Page 33: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:33

mümkün değil idolüm olan kişidir 66’da Sayın Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanımız Mehmet Fikri Karadağ Beyefendiyi tanıyorum. Canlı olarak ilk defa gördüğüm 73’teki beyefendide ben hiç tanımadan onun hakkında ifade verdiğim iddiası olan bir durum söz konusu onu da reddediyorum efendim iddiadan tamamen şu anda hayatımda ilk defa kendisini gördüm.”

Mahkeme Başkanı: “Muzaffer Tekin değil mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim, evet efendim. 85 aynen söylediğim gibi

şeyden tanıdığım kuaförümden tanıdığım Sayın Sami Bey zannediyorum bu kuaförden tanıdığım kişidir 85”

Mahkeme Başkanı: “Sami Hoştan olan kişi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim yani tanıdığımıza tanıdık diyoruz zaten

efendim bu sadece kuaförde gördüğüm bir kişidir 1 kelime dahi konuşmuşluğum yoktur kendisiyle. Efendim 95’de bahsi geçen komutanımızda ben hayatımda ilk defa burada canlı olarak gördüm kesinlikle Mehmet Fikri paşanın yanında hayatımda hiç görmedim yanındaki 3 isimli olan (1 kelime anlaşılmadı) şahısın ismini görmedim. Şu anda görsem tanımam diye düşünüyorum bilmiyorum yani şimdi bunlar büyük sorumluluklar efendim. Doğruyu, doğruyu yanlışı iyi ayırmamız lazım.”

Mahkeme Başkanı: “95 nolu fotoğraftaki kişi Veli Küçük.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum kendisini hayatımda canlı ilk defa bu

duruşma salonunda görüyorum.”Mahkeme Başkanı: “Tamam”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “103 eski paşalarımızdan, komutanlarımızdan sosyal

aktiveyi… hayatın sosyal aktivitesini takip eden insanlarız. Aktüalitemiz var o yüzden bazı insanları burada resimden tanıyorum tanımıyorum diye bir farklılıkta olsun istemem. 103’teki komutamızı tanıyorum. O da böyle çok şık böyle şeydir karizmatiktir ordan biliyoruz efendim”

Mahkeme Başkanı: “103’deki fotoğrafın sahibi Ahmet Hurşit Tolon, Ahmet Hurşit Tolon.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim. Kim var burada? Efendim bu göstermiş ol… bu göstermiş olduğunuz resimlerde ben Alparslan’ı göremedim, Hüseyin abiyi göremedim ve Kahraman’ı göremedim ben ya da iyi bakamıyorum öyle mi dememiz gerekiyor? Hani ismi en çok geçen insanların resmi burada yoksa.”

Mahkeme Başkanı: “47 nolu fotoğrafa bir bakar mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bakayım efendim. Efendim bu 47 nolu fotoğraf çok

böyle baksanıza herhalde sakallı olarak çekilmiş tamamen kapalı görünüyor. Ben burada kim olduğunu bile görmüyorum ki bunlardan. Burada şu anda tanıdığım birisi bile olsa böyle bir fotoğrafı benim teşhis etmem mümkün değil. Teşhis dediğiniz şey net bir şekilde görüp evet diyeceğiniz şey olmalı. Bir bakar mısınız efendim bu adamın sadece gözleri görünüyor bir de saçı kel o görünüyor.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Hüseyin abi dediğiniz şahsı şöyle bir bakıp gösterebilir misiniz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi Hüseyin abim burada efendim benim.”Mahkeme Başkanı: “O gösterdiğiniz şahıs Hüseyin Görüm.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet, evet, evet. Beni dediğim gibi ilk benim elime bu

Kuran’ı verip konuştuğumuz ettiğimiz.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu: “O sizde renkli resim var mı Sayın

Başkanım, ordan daha iyi teşhis edilebilir, renkli resim var mı o dosyada?”Mahkeme Başkanı: “47 nolu fotoğraf Hüseyin Görüm’e ait olarak gözüküyor.”Sanık Hüseyin Görüm söz almadan konuştu anlaşılmadı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Abi 47, 47 neymişsin abi (1, 2 kelime anlaşılmadı)Mahkeme Başkanı: “Siyah, siyah beyaz çıktığı için tam net olarak gözükmüyor olabilir

renkli fotoğrafın daha iyi anlaşılır.”Sanık Hüseyin Görüm söz almadan konuştu anlaşılmadı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet aynen, aynen.”

33

Page 34: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:34

Mahkeme Başkanı: “Buyurun devam edin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bunun haricinde efendim siz beni orada

uyarabilecekseniz eğer Kahraman Şahin’in numarasını ben burada yine dediğim gibi göremedim iyi mi bakamıyorum ben ya da fotoğraflardan kaynaklanan bir problem mi var ya da burada onun fotoğrafımı yok efendim bilemiyorum. Var mı efendim sizin önünüzde yani siz söylerseniz bakacağımda.”

Mahkeme Başkanı: “Onları temin edip size gösterebiliriz daha sonra.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim. Bakayım 53 mü efendim? Benzeyen

en çok benzettiğim kişi benzeterek karar vermeye çalışıyorum yani öyle bir durum içindeyiz ama en son benzeterek karar verdiğim kişi 53 numarada Kahraman Şahin:”

Mahkeme Başkanı: “Evet 53 nolu, 53 nolu fotoğraf Kahraman Şahin’e ait:” Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen tanıdığım kendisi…. Efendim tanıdığım insan

benim gözümün içine baktığı zaman ben seni tanıyorum der bende tanıdığım adama seni tanıyorum derim dediğim gibi bizim Allah’tan başka kimseden bir çekincemiz yok çok şükür.”

Saatin 12:00 olduğu görüldü.Duruşmaya 13:30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Burak Bekiroğlu, Av. Yunus Akçay ve

Av. Osman Aydın Şahin’in geldikleri görüldü. Huzurdaki yerlerine alındı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş önceki kimliği tahtında huzura alındı.Mahkeme Başkanı: "Şu huzurdaki sanıklara bir bakın bakalım var mı arada, aralarında

tanıdığınız? Mikrofona konuşun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanıdığım insanları zaten biraz önce arz etmiştim

efendim. Aynı arz üzerinde duruyorum.”Mahkeme Başkanı: "Hüseyin Görüm’ü tanıdınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hüseyin abim, Sevgili Sayın başkanımız Mehmet Fikri

paşamızı tanırım. O da bizim derneğimizin genel başkanı olduğundan dolayı onun haricinde de televizyondan gördüğüm insanları sadece gördüm diyebilirim. Tanıyorum dediğim şu anda gördüğüm sadece ve sadece 2 kişi var burada.”

Mahkeme Başkanı: "Mehmet Fikri Karadağ ve Hüseyin Görüm.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Onları tanıdınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Diğerlerini tanımıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum. Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Size bazı fotoğraflar göstereceğim monitörde.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Onlara bakın. Sabahleyin emniyetteki yaptığınız teşhisteki

fotoğrafları tanımadığınızı veya bir kısmını tanımadığınızı söylediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet teşhis ettiğim iddia edilen fotoğraflar

zannediyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Evet iddia edilen fotoğraf.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani teşhis ettiğiniz derseniz o zaman ben yanlış bir

bilgi veriyor olurum.”Mahkeme Başkanı: "Bir kısım tanıma… biraz siyah beyaz bir fotoğraflardı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Bakayım efendim bakayım.”Mahkeme Başkanı: "Ekranda yansıtalım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim kendisini ilk fotoğrafta konuşan

kişi ya da arkasındakileri tanımamaktayım.”Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika önceki fotoğrafı açalım. Bunu

tanımıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”

34

Page 35: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:35

Mahkeme Başkanı: "Bu fotoğrafta görülen şahıs Ali Kutlu idi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç görmedim kişileri. Tanımıyorum efendim. Biraz

önce siz bana ifade ettiğinizde tanımadığım bir şahısla ismimin yan yana geçtiğini ifade etmiştim zaten.”

Mahkeme Başkanı: "Bunu tanıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim hiç görmedim daha önce.”Mahkeme Başkanı: "Bu tanımadığınızı söylediğiniz şahısta Aydın Yüksek idi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Dediğim gibi ben söylediğinizde de ismini

tanımadığımı ifade etmiştim efendim. Efendim sadece tip olarak benzetebileceğim o da televizyondan gördüğüm şu anda atıyorum ama yani Korkut Eken Beyefendiye benziyor biraz tip olarak ama o değil gibi sanki böyle tanımıyorum yani ilk defa burada gördüm diyeyim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Şu anda ekranda gördüğünüz şahıs Durmuş Ali Özoğlu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımam efendim. Tanımıyorum. Bu şahsı da

tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: "Bu şu anki ekranda gördüğünüz şahsa bakın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim istiyorsanız gelsin ben tanıdığım kişiyi size

tanıyorum diye belirteyim bunları tanımıyorum bu insanları.”Mahkeme Başkanı: "Karıştırmayın önce bir tanesini tamamlayalım Mustafa Bey

tamam.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim zaten profil yandan yan profil

görünüşü ama tanımıyorum. Tanısam yandan da görürüm.”Mahkeme Başkanı: "İsmi neydi bu şahsın gösterdiğiniz şahsın? Biraz önce

gördüğünüz şahıs bir tekrar bakın aynı şahsın başka bir fotoğrafı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bakıyorum efendim ve tanımamaktayım halen.”Mahkeme Başkanı: "Bu şahıs Emin Caner Yiğit.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim dediğim gibi 3 isimli birisi olsa

kesin hatırlarım zaten. Yani reddettiğim şeyinde yine sağlamasını yapmış olduk. Tanımıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Şu an ekranda gösterilen şahıs Ergün Poyraz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim kendisini. Dediğim gibi yani gör,

görerek bunu gördüm daha önce demek tanımak anlamına geliyorsa gördüm ama tanımıyorum kesinlikle.”

Mahkeme Başkanı: "Bu imza gününde kendisine kitap imzalattım dediğiniz şahıs.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Yani görüyorum şimdi şöyle söyleyeyim

efendim dediğim gibi gördüğüm insanları tanıyorum demem gerekiyorsa o zaman tanıyorum diyeyim ama tanımıyorum kendisini sadece bir yazar ve yazdığı bir kitabı okudum.”

Mahkeme Başkanı: "Tanıyorum yani şurdan tanıyorum şurda gördüm onları bir açıklayın.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gördüm kendisinin imzaladığı fo…, imzaladı ama ben çok samimi söylüyorum size benim fotoğrafımı imzaladığı net olarak ifade edebileceğim şahıs burada yüz yüze gösterirseniz evet kendisi derim ama bu fotoğraftan ben algılayamadım konuyu açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: "Peki baştan alalım tam ifade edemediniz söylediğinizi. Evet. Bunu hiç gördünüz mü?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim.”Mahkeme Başkanı: "Bu Ali Kutlu’yu hiç görmediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Görmedim.”Mahkeme Başkanı: "Çevirelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biraz önceki ifadede söylediğiniz gibiydi efendim

yanımdaymış ya ben yanımda olan şahsı hiç görmemişim.”Mahkeme Başkanı: "Bu şahsı hiç gördünüz mü?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim görmedim.”

35

Page 36: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:36

Mahkeme Başkanı: "Bu da Aydın Yüksek.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim kendisini. Tanımıyorum

efendim.”Mahkeme Başkanı: "Bu şahıs Durmuş Ali Özoğlu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim. Önden de profilden gördüğümüz

kişi bu şahsı da tanımıyorum efendim o 3 isimli şahsı.”Mahkeme Başkanı: "Şu anda gördüğünüz Emin Caner Yiğit.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımamaktayım efendim. Ha bir de efendim bunların

içinde ben bu adamı tanıyorum diyen varsa da burada hani öyle bir durum da olabilir desin bana göreyim efendim öyle söyleyeyim size. Ben tanımıyorum bunları yok. Bu şahsı da dediğim gibi efendim ben bana bunu siz bana gösterdiniz.”

Mahkeme Başkanı: "Bunu kitap kitap oku kitap imzalattım dediğiniz şahıs yani görmüşsünüz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim gördüm ama şu fotoğraftan.”Mahkeme Başkanı: "İmza gününde görmüşsünüz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben şu fotoğraftan benim ki ben siz bana bunu

gösterseniz senin kitabını bu adam mı imzaladı deseniz ben şu anda evet bu adam diyemiyorum şu görüntüden.”

Mahkeme Başkanı: "Yani.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani çenenin.”Mahkeme Başkanı: "Kendisine kitap imzalattığınız şahsı da hatırlamıyorsunuz şu

anki.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim konu yanlış anlaşıldı.”Mahkeme Başkanı: "Ergün Poyraz’ı da hatırlamıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hatırlamıyorum değil zaten kişinin kafası eğik bir kişiyi

tanımanız için profilden değil kafasının çeneden görmesi gerekir.”Mahkeme Başkanı: "Anlaşılıyor zaten yani tipi belli bakın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vallahi efendim tanımadığım bir adamın tipi şöyleydi

tipi böyleydi ifadesinde bulunamıyorum özür dilerim.”Mahkeme Başkanı: "Çevirelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kendisini hayatımda bir kere görmüş olabilirim ama

nerede gördüğümü hatırlamıyorum.”Mahkeme Başkanı: "Nerede gördünüz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “(1 kelime anlaşılmadı) şahsı gördüm daha önce kişiyi

gördüm gözümle gördüm şahsı ama.”Mahkeme Başkanı: "Şu anda ekranda gördüğünüz şahıs.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Erkut Ersoy.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hah okey. Şahsı gördüm dediğim gibi bakın ben

tanıdığım insana tanıyorum derim efendim. Tanımadığım insana da tanımıyorum derim. Kendisinin bıyıkları yokken gördüm ben kendisini eğer doğru ise. İlk o söylediğim yemekli toplantıdayken kendisinin bıyığı yoktu aynı masada oturduk bize yemek ikram ettiler. Yani olumsuz benim pro… soru işaretleriyle karşılaşacağım dediğim gibi o görüşmedeyken tek problem çıkan kişinin iyi konuşamamasıydı. Tek problem buydu ama bu beyefendiyi bıyıksızkenden tanıyorum net olarak ifade edebilirim. Gördüm ve birkaç kere de şey yaptık. Karşılaştık ve o da beni görse evet derneğe gelmişti bu arkadaş şeklinde ifadelerde bulunurdu eminim.”

Mahkeme Başkanı: "Nerede karşılaştınız dernekte mi karşılaştınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben yemekte iken karşılaştım ama dernekte de

gördüm kendisini. O bilgisayarlarla ilgileniyor dediğim kişi kendisidir onu da yani düz bir şekilde ifade edeyim. Ben dediğim gibi bildiğimi.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Yani bilgisayarla ilgileniyor dediğiniz şahıs Erkut Ersoy şu anda ekranda gördüğünüz şahıs öyle mi?”

36

Page 37: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:37

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet bu bıyıksız haliydi efendim evet.”Mahkeme Başkanı: "Evet. Çevirelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "İsmine bakar mısın ismine bakar mısın neymiş?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ha ismi duydum efendim Fuat Ermiş tanımıyorum

efendim.”Mahkeme Başkanı: "Fuat Ermiş diye bi… Fuat Ermiş görmediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımamaktayım hiç karşılaşmadım. Televizyonda

gördüm diyebilirim efendim kişiyi şimdi görse anımsadım ne ismini biliyorum, ne ne iş yaptığını bilirim, ne de ne gibi bir pozisyonda olduğunu biliyorum ama kişinin daha önce bu kişinin yüzünü ben gördüm.”

Mahkeme Başkanı: "Evet şu an ekranda gördüğünüz şahıs Fuat Turgut.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim."Mahkeme Başkanı: "Başka bir fotoğraf var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim kişiyi.”Mahkeme Başkanı: "Şu an resmini gördüğünüz şahıs İhsan Göktaş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Biraz önceki fotoğrafı da gösterin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim kendisini.”Mahkeme Başkanı: "İsmine bakar mısınız? Mehmet Deniz Yıldırım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum. Bu Deniz Yıldırım dediğim Deniz

Yıldırım bu değil yalnız efendim onu ayrıca beyan etmek isterim.”Mahkeme Başkanı: "Evet ben zaten onu, onu zapta geçmek için sordum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Deniz Yıldırım dediğim şahıs bu değil

daha şişman. Deniz Yıldırım dediğim şahıs efendim benim tanıyorum diyebileceğim değil içimden diyebileceğim bir şahıstır. Yani onunla ilgili konuşmalarımızda neyse odur yani öyle söyleyeyim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet yani ifadelerinizde bahsettiğiniz Deniz Yıldırım ekrandaki Deniz Yıldırım.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu şahıs değildir efendim.”Mahkeme Başkanı: "Evet, değil.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani tek ismi vardır ve tek soy isimlidir.”Mahkeme Başkanı: "Şu anki şahıs Mehmet Deniz Yıldırım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Elazığ Maden kütüğüne kayıtlıdır. Şu anda da zaten

Kartal F tipi cezaevinde bulunmaktadır. Tanımıyorum efendim hiç karşılaşmadım.”Mahkeme Başkanı: "Hiç görmediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç görmedim kendisini.”Mahkeme Başkanı: "Bu şahıs da bu şahıs da Oğuz Alparslan Abdülkadir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ha tamam şimdi şimdi şeyiniz mahkeme üyenizin

söylediğinden tanıdım. Sakal verip gözlük takıp ve saçları kıvır kıvır siyah olduğunu düşünürsem tanıyorum oldu öyle olur efendim. Öyle olur. Hiç görmedim daha evvel. Zaten bir iki önceki fotoğrafta göstermiştiniz görmediğimi söylemiştim.”

Mahkeme Başkanı: "Şu an ekranda gördüğünüz şahıs Rasim Görüm.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Yasin, Yasin, Yasin diye birini tanır...”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Söylemiştim Görüm soyadlı sadece Hüseyin abiyi

tanırım.”Mahkeme Başkanı: "Yasin diye birini tanıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yasin diye birini. Efendim hayatımda çok fazla yani

dernekle ilgili Yasin diye biri mi?”Mahkeme Başkanı: "Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim tanımıyorum. Bu söylediğim gibi

efendim kuaf… berberimden sadece bir kere kendisi oysa eğer ki sadece benzettiğim için

37

Page 38: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:38

söylüyorum şu anda. Ki yüz yüze gördüğüm kişiyi burada resmine bakın evet tam olarak budur diyemiyorum ama dediğim gibi berberimde gördüğüm ve ismi geçen şahıs olduğunu biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Evet şu anda ekranda gördüğünüz şahıs.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biliyorum sadece öyle söyleyeyim.”Mahkeme Başkanı: "Sami Hoştan.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Evet efendim. Aynı şahıs efendim

zaten. Şahıs aynı. Bunlar döndü aynı şahıslara geldi tekrar.”Mahkeme Başkanı: "Başka ilave edeceğiniz bir şey var mı ifadenize?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ilave edeceğim hiçbir şey yok. Tanıdığım

insanları net olarak arz ettim. Artı üstümdeki Allah’a şükürler olsun ki üstümdeki sorumluluğu attım kendimi net bir şekilde ifade ettiğimi düşünüyorum. Yalnız efendim tek bana böyle bir söz hakkı veriyorsunuz tek üzüldüğüm şey şu bu iş benim ismimin cismimin bir saniyede verdiğim vermediğim ifadelerim böyle şeye yansıması benim aile durumumu beni perişan ettiler efendim yani. Yani.”

Mahkeme Başkanı: "Başka fotoğraflarda var onları da gösterelim şu anda.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ya Hüseyin abiyi tanıyorum Hüseyin abiyi karanlıkta

tanırım yani”Mahkeme Başkanı: "Şu anda ekranda gördüğün şahıs.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bunları Hüseyin abiyi karanlıkta bile tanırım yani.”Mahkeme Başkanı: "Hüseyin Görüm.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biz aynı aynı inanca düşünceye sahip olduğumuz

insanlar bunlar.”Mahkeme Başkanı: "Bir önceki fotoğrafı gösterelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Allah’a şükürler olsun.”Mahkeme Başkanı: "Bu şahıs kimdir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim bu şahsı. A şey bu Kahraman

Şahin saçını uzatmış. Efendim öyle bir değişmiş ki zaman saç kısa normal şartlarda. Biraz önce söylediğim kişiler sakallı gözlüklü saçlar lüle lüle tamamen sıfatlar değişmiş yani.”

Mahkeme Başkanı: "Evet şu anda ekranda gördüğünüz şahıs Kahraman Şahin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanıyorum severim çok sevdiğim de birisidir

tanıyorum. Tanımıyorum efendim şahsı.”Mahkeme Başkanı: "Bu Ümit Ölmez değil mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynı şahıs efendim tanımıyorum. net ifade ettiğim

gibi.”Mahkeme Başkanı: "İsmi neydi? Erol Ölmez pardon.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim kendisini. Bu da gözleri kapalı

hali. Evet, televizyondan gördüğüm beyefendi budur ama o söylemiş olduğum toplantıda yemekte gördüğüm kişi bu şahıs değildir. Net bir şekilde ifade ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Şu anda gösterilen şahıs Kemal Alemdaroğlu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Değildir sadece ben onu televizyondan bir rektör

olduğu konusunda bilgim var.”Mahkeme Başkanı: "Evet Savcı Bey sorunuz varsa alalım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Birkaç sorum olacak Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Eğer uygun görürseniz birkaç fotoğrafta ben

göstermek istiyorum tanığa.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Oraya mı bakacağız?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu size gönderdiğim ifade tutanağı emniyette

alınan bilgi edinme tutanağı. Buna bakar mısınız her sayfasına bunun altındaki imzalar sizin imzalarınız mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bakayım efendim. İmzalar benim efendim evet bu imzayı gördüğüm zaman ben anlarım efendim.”

38

Page 39: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:39

Mahkeme Başkanı: "Mikrofona konuşun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İmzalar benimdir efendim bu imzalar benimdir.

Benimdir.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi gönderdiğim yine emniyette size yaptırılan

fotoğraf teşhis tutanağı. 1 sayfadan ibaret ekinde biraz önce Sayın Başkanın bahsettiği resimler var bunu gönderiyorum buradaki imza size mi ait?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu imza zaten aynı imzadır efendim görünür imza aynı imzadır benim imzamdır doğrudur. Buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Son olarak da Cumhuriyet savcılığında alınmış olan yeminli tanık ifadeniz bununda her sayfası imzalı son olarak buna da bir bakın bu imzalar size mi ait?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Zaten kalemden belli imzalar bana ait attığım imzayı hayır ben at… atmadım diyebilecek bir durumumuz söz konusu değil. Her şeyimiz açık ve aleni ama biraz önce sizin bana okuduğunuz şeyler bunu da yeminli ifade olarak Savcı Bey ifade etti. Ben böyle bir şeye yemin etmedim bir, ben yemin ettiğim zaman burada ettim ve size ifade ettiğim şeyler tamamen geçerlidir. Diğerlerinin doğru olanlarını kabul ettiğim gibi olmayanlarını da reddetmek durumundayım. Kimse mutlu olacak diye burada olmayan bir tablodan bahsedecek bir durumum yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet burada yemin altında ifade veriyorsunuz. Kolluk da usul gereği yemin ettirilmez. Bilgi sahibi olarak kişilerin ifadesi alınır ama Cumhuriyet savcılığında dinlenen tanıklara yemin verdirmek eğer yasal bir engeli yoksa mecburidir. Zaten burada da size yemin ettirildiği yasal hakların hatırlatıldığı yazılı. Şu konuşmalarınıza.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Orada zaten söylediğim birçok şeyin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yorum katarak bazen de tanıklık konusu dışındaki

şeyleri katarak genişletiyorsunuz. Bu da bir karışıklığa yol açıyor. Sizden ricam benim soracağım sorulara kısa ve mümkünse net bir şekilde cevap vermeniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim dinliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Birkaç sorum olacak.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İfade verme süreciniz nasıl gelişti bunu kısaca

anlatır mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Mahkeme başında zaten anlattığım gibi polisin, polis

olduğunu düşündüğümüz eve gelip biz polisiz kimlik gösteren ama kim olduklarını da tam olarak bilmediğim evime gelen kim olacak polis memurlarının 3, 4 sefer evime gelerek benim evimi ailemi taciz etmesinden sebep bende açtım Levent karakoluna telefonu dedim ki, madem beni arıyormuşsunuz evime geliyorsunuz gelin beni alın benim kaçacak bir durumum yok. Ben zaten kaçacak bir durumum olsa böyle bir teslimiyet içinde bulunmam bu bir. İkincisi, orada vermiş olduğum ifadeden sonra bir gün ben emniyetten arandım. Sayın Nihat Beyin benimle görüşeceğini ya da daha doğrusu Savcı Beyin ki ismini ilk başta söylemeden benimle görüşmek istediği söylendi. Söylenilen gün tarih ve saat itibariyle kravatım ve takım elbisemle oradaydım. İfademi verdim ama biraz önce söylediğim gibi ifademin içinde kabul ettiğim yerler var ama kesinlikle reddettiğim yerlerde var ve bir yeminli ifade olmadığını burada çok net bir şekilde ifade ediyorum. Yemin ettiğimi de reddediyorum. Bunu da çok net bir şekilde ifade ederim. Bunun için tekrarda yemin edebilirim. Kısa öz vereceksem böyle vereyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Polis niye gelmiş sizin evinize ne izah edildi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kendi benim, benim arandığımı bunun sebebinin ben

geldiğim zaman ben 18 yaşından büyük olduğum için ailemi bilmiyorum onun için mi tebliğ etmediler ama aileme tebliğ etmeden Çınar’ın arandığını bilin 2, 3 sefer aynı kişiler ve de gidiyor. Bakın başk.. hani belli zamanlar dışında başka şahıslarda gitmiyor. Aynı kişiler geliyor aynı gelen kişiler. 2 ya da 3 sefer bunu zaten ben size ilk sizinle görüştüğümde siz binlerce insan görmüşsünüzdür de sizin gözünüze bakarak ifade etmiştim bu konuyu.

39

Page 40: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:40

Polislerin beni 3 sefer evime geldiğini, beni taciz ettiklerini ve buna istinaden benim telefon ettiğimi çünkü burada organize suçların benden haberi yok zaten. Ben semt karakoluna gidiyorum. Semt karakolundakiler ne yapacağını bilmiyorlar başka bir yeri arıyorlar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Size ait yani niçin siz aranıyormuşsunuz? Size ait bir şey mi teslim edilecek, bir tebligat mı yapılacak ne için aranıyor?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim tebligatı zaten bildiğim kadarıyla size iddia etmiyorum bildiğim kadarıyla polis teslim etmiyor. Bana zaten gelen bir tebliğ olsaydı Allah’a şükürler olsun bize edilen tebliğe her zaman biz icabet ettik. Ki burada olduğu gibi ki savcılığa çağırdığınız gibi ki polise gittiğim gibi. Ben zaten devlet kurumlarının dışında hareket etmeye çalışan bir şahıs olsam ne beni arandığım konusunda bir rahatlıktan dolayı karakola gidebilirim. Ne oradan emniyet müdürlüğüne giderim. Ne oradan sizin karşınıza çıkarım ne de oradan buraya gelirim. Çağırıldığım her yerde bulunabilecek kadar alnım ak ve başım diktir bunu net bir şekilde söylemek istiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani şimdi aynı şeye geldik. Yani size sorduğum soruya net bir cevap vermiyorsunuz başka şeyler katıyorsunuz kafam karışıyor..”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim benden ne cevap bekliyorsunuz?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani bana göre böyle oluyor. Şöyle söyleyeyim

Çınar Mustafa Altunbaş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Polis sizin evinize geldi 3 sefer.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sizin bir sebepten dolayı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Arandığımı söylemiş.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Arandığınızı söyledi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Gittiğinizde ne oldu ifadeniz mi alınacakmış size ait

bir şey mi teslim edilecekmiş ne için aranıyor?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok güzel bir noktaya değindiniz efendim ben aynen

de dediğim gibi buradaki kişiler itibariyle de Levent polis merkezinde çalışan komiserler vesaireler de şahit olarak bu konuda hani ben eğer burada bir yanlış ifadede bulunuyorsam ben oraya gittiğimde onların hiçbir şeyden haberi bile yoktu. Sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğünü aradılar sonra bana dediler ki sen biraz burada bekle seni organize şube gelip alacak. Zaten ben bekliyorum ben kendi ayağımla gitmişim beni birisinin almasına gerek yok. Ama hem polisin beni aldığında vereceğim ifade bunu da çok net olarak söyleyeyim. Görevi ihmal söz konusu burada. Beni alındığımda ne alkol ne uyuşturucu testi yapılıyor. Şu anda anlattığım şeylerin bilinçli mi bilinçsiz mi yapıldığı belli olmuyor. Rahat bir oturma ortamı sürekli bana ikramlar. Bunlar umarım açıklayıcı olmuştur. Ya bugün görmüş olduğu tabloda beni çağırdıklarını anlayabileceğim hiçbir nokta yoktu efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Uyuşturucu mu alkollü uyuşturucu filan mıydınız yani niye bunu belirtiyorsunuz böyle bir usul yok yani.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Belirtmeme gerek yok kanun şöyle bir şey var kanun nizam diye bir durum var bunu ben bildiğim için burada belirtmek zorundayım suistimal veya ihmal varsa ben bunu burada belirtmeyeceksem bu mahkeme başkanımızın karşısında ben bunu nerede ifade edebilirim başka?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yok böyle bir usul yani tanık, tanıklarda böyle bir usul yok yani alkol uyuşturucu testi filan yok. Eğer görünürde bir şey yoksa sanıklar için şüpheliler için.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “O zaman o zaman siz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu yapılıyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben zaten şüpheli olduğumu zannederek gittim. Bir

anda ben tanık sıfatına kondum. Oradan bir de hain çıkardılar. Güzel oldu çok şık oldu. Ben sevdiğim ve dediğim gibi hayatım boyunca aynı şeylere inandığım insanların sanki böyle aleyhinde konuşmalar yapıyormuşum gibi ki çok net söylüyorum birini ben sevmiyor isem

40

Page 41: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:41

babam dahi olsa seni sevmiyorum derim. Dümdüz konuşuyoruz. Bu iş siz diyorsunuz ki yeminli. Eğer ben yeminli bu ifadeyi verdiysem eğer tekrar sorunuza gelelim. Benim ismini bilmediğim adamların isimlerini nasıl siz benim şeyime yazıyorsunuz ifademe? Bana demeniz gerekiyor ki 57 nolu resimdeki gördüğü şahsı tanımadı ama daha önce görmüştü. Böyle bir ifade alma yöntemi mi var. Siz o zaman benim söylediğim şeyin içine bir şey katıyorsunuz demektir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamamen konuyu reddediyorum o yüzden efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Size bir şey teslim edildi mi emniyette?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Emniyette bana bir şey teslim edilmedi. Siz bana

sadece iddianameyi teslim etmiştiniz (1, 2 kelime anlaşılamadı).”Mahkeme Başkanı: "Mikrofona yaklaşıp konuşun Mustafa Bey zapta geçsin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle onu da anlatayım Savcı Beye hatta beni

hiç daha iyi hatırlayacaktır söyleyeyim madem sordu.“Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani şimdi şu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Emniyette bana bir şey teslim edilmedi. Böyle

enteresan enteresan vaazlar içine giriyorlar insanlar bizim neye inandığımızı ne düşündüğümüzü bilmeden. Sizde aynı şeyin içine girerek bana şeyin iddianamenin Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili olan bölümünü verdiniz. Dediniz ki bak senin inandığın hainler bunlar git oku da gör dediniz beni yönlendiriyormuş çocukmuşum gibi. Gittim ben onu okudum sanki bilmediğim konular. Sonra 4 gün sonra gelip savcılığa aynı şeyi teslim ettim. Bunlar savcılığın kamera kaydında isim kaydında mevcuttur efendim. Öyle söyleyeyim. Yani burada efendim dediğim gibi su var. Suyun akış yönünü benim dışımdaki insanlar karar veriyorlar. Ben ama buna bu şekilde müsaade etmek istemiyorum. Benim kişisel haklarım var ve rezil oldum efendim benim bütün hayatımı benim Nihat Beye vermiş olduğum ifadeden sonra bir saniyede benim askere gitmem mi faydalanarak ne şekilde davranılarak bilmiyorum ama bir saniyede basına sızdırılıyor ve benim söylemediğim şeyler itibariyle sızdırılıyor. Benim aile şerefim ne oldu, benim iş hayatım ne oldu sevdiğimiz insandan ayrıldık. Bunun hesabını kim verecek? Nasıl olacak yani. Kimse dönüp de soruyor mu sen bu adamın bilgilerini niye basına sızdırıyorsun diye soran var mı? Ki mahkemede verdiğim bilgi değil. Kişinin kendine verdiğim bilgilerden bahsediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu ifadeler.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim beni çok büyük zan altında bırakıldı ben genç

bir insanım ve yıkılması kolay bir şahsım. Büyük bir zan altında kaldım efendim ben. Ben insanlara ben öyle söylemedim. Ben böyle demedim demekten 5 yıldır gerçekten ben buraya dediğim gibi gelme sebebim burada bir şeyleri açıklayıp artık burada şurada yazdığı dediğiniz insanların sorumluluğumu ben üstümden atmak için geldim. Allah’a şükürler olsun beni tanıyan büyüklerim biz zaten senin nasıl olduğunu biliyor diyorlar ama efendim ben kul hakkından korkarım. Allah’tan korkan insanız biz. Bu şekilde yönlendirmeler.”

Mahkeme Başkanı: "Biz sizden doğruyu istiyoruz. Biz sizden doğruyu istiyoruz, gerçeği söylemenizi istiyoruz yani nerede olursa.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gerçeği söylüyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: "Bu savcılıkta olur, emniyette olur, mahkemede olur her yerde

doğruyu söylenir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim biz doğru Allah’a şükürler olsun dediğim gibi

burada net konuşmamızın sebebi dümdüz gözünüze bakmamın sebebi şükürler olsun doğru ve dürüst konuşuyoruz. Neyse odur konuşmamız. Hatırlamadığımı hatırladığımı hatırladım derim. Bıyığa vardı yoktu derim. Dümdüz konuşuyoruz dedim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu konu nasıl gelişti onu da size sorayım. Eğitimli bir insansınız.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hı, hı.”

41

Page 42: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:42

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İfadelerinizi gördünüz. Altındaki imzaların size ait olduğunu da teyit ettiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim teyit ettim efendim evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mesela birisi 1 sayfadan ibaret fotoğraf teşhis

tutanağı diğerleri de çok kalabalık olmayan ifadeler.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim."Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunların yani size söylemediğiniz şeyleri.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben onların içinde benim söylemediğim şeyler

olduğunu görüyorum burada.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani.”Mahkeme Başkanı: "Mustafa Bey, Mustafa Bey soruyu bir alın. Soruyu iyice bir anlayın

ondan sonra cevabını verirsiniz. Savcı Bey soruyu tamamlamıyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam özür diliyorum efendim. Tamam, ben susayım

efendim bitsin soru okey.”Mahkeme Başkanı: "Soru cevap şeklinde olacak.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim okey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nasıl gelişti yani kendinizi de iyi ifade

edebiliyorsunuz. Mesela 1 sayfadan ibaret diyelim ki bir fotoğraf teşhis tutanağı. Saysanız 20 satır filan.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Burada işte teşhis ettiğiniz iddia edilen kişiler size

sorulmuş altına da imzayı atmışsınız. 1 dakika yani size bunları söylemedim niye bunun altını imzalayayım demediniz mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim şöyle gelişiyor konu biliyorsunuz o bölgelerde kamu alanları içindeyken siz orada bir şeyler ifade ederken orada yazan insanın kaleminin yanlış olacağını biz hiç kalbimizden geçirerek devlet mercisini devlet kurumundaki adamın oraya benim söylemeyeceğim bir şeyi yazdığını biz hiç düşünmedik biz devlete saygısı olan insanlarız. Ailem benim devletten emekli ikisi de. Ama benim gibi gerçekten burada genç ve bu konu büyük bir konudan sarsılabilecek bir şahsa tutup da bu zamana kadar bir şeylerden istedikleri elde edilemiyor diye de dediğim gibi suyu ben bıraktım ben hiçbir şey söylemedim yok benim böyle bir ifadem iddiası içinde değilim zaten. Ya da bana vermiş olduğunuz ve göstermiş olduğunuz şeylerde benim fikrimle söylediğim olan şeylerin tamamını da kabul ediyorum. Ama bunun içinde benim söylemediğim tonda söylemediğim tavırda ve söylemediğim yönde cümleler söz konusu. Bunu buradan söylüyorum şey yani sizin istediğiniz kadar net ve kısa olduysa eğer yoksa biraz daha devam edebilirim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam. Peki, başından başlayalım. Kuvayı milliye ile irtibatınıza Deniz Yıldırım isimli.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen öyle efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Arkadaşınıza bağlıyorsunuz. Şimdi biraz daha

geliştirdiniz bunu çok yakın samimi arkadaşınız yani kendinizden birisi olarak tarif ettiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Burada bir çelişki olduğundan bahsettiniz nedir bu

çelişki bu ifade doğru mu bu giriş kısmı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bu çelişki şu, şimdi Mahkeme Başkanımızın

bize okuduğu 2 tane, 1 savcılık ve 1 emniyet ifademde 1 tanesinde diyorum ki Deniz Yıldırım’ı bana bir kız arkadaşım tanıştırdı diyorum. Öbür tarafta da diyorum ki Deniz Yıldırım benim bir arkadaşım vasıtasıyla tanıdığım Taksimde gece kulüpleri organize eden şimdi bakın burada sizce de çelişki dediğiniz şey çelişkinin daniskası var zaten işin içinde. Ben burada dümdüz ifade ettiğimde Deniz Yıldırım benim çok yakınım ki bunlar hani yüzleştirilerek şahitler huzurunda ya da sizin Deniz Yıldırım’ın bulunduğu noktaya giderek hemen bir şekilde anlayabileceğiniz konulardır. Deniz Yıldırım benim aynı yastığa baş koyduğum kadar yakın. Benim dışarıdan tanıdığım bir kişi gel de ben seni kardeşim bu bağlı

42

Page 43: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:43

olduğum inandığım Kuvayı Milliye derneğine götüreyim demesi sizce de çok komik olmaz mı? Tanıdığım birisi ve benim fikrimi bilen birisi beni oraya davet etmesi mantıklı olur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet yani bunda çelişki nerede var?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim o yüzden çelişki var zaten orada sıkıntı var

yani o işin içinde.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Burada anlatılan Deniz Yıldırım’ın işte barların

kapısında bodyguardlık yapanları organize eden bir iş yaptığı filan bunlar yanlış mı şeyler?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Taksim bölgesinde olduğu doğrudur. Ben Taksim

bölgesindeki gece kulüplerine hiç gitmediğim için onun gece kulüplerinin kapısında bacasında otoparkında ne işi var bilmem. Ben legal bir işi olan büyük şirketlerde yöneticilik yapmış Taksim bölgesi, Taksim bölgesine ben bir eşim ve dostumu alıp gidebil…”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi Mustafa ya yine aynı şey oluyor yani kendiniz ben bir şey soruyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam Taksim bölgesinde olarak bul diyeyim ama o kadar var.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Başka şeylerden bahsediyorsunuz. Yani.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “O zaman şöyle söyleyeyim efendim Deniz Yıldırım’ı

yakın tanırım. Taksim bölgesinde olduğunu biliyorum ama onun dışındakiler.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Efendim bunu mesela siz söylemediyseniz nereden

bilinecek de buraya yazılacak?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim vallahi bilemiyorum onu da işte Mahkeme

Başkanımız karar verecek burada benim söylediğim ifadeden imzaladığım şeyden herkesin birlikte duyduğu yeminimden. Çünkü siz bana diyorsunuz ki yeminli ifade imzalamışsın diyorsunuz. Ama bu yeminli ifadenin içinde olmayan şeyler var efendim yani şimdi olmayan şeyi ben kabul mü etmem bekleniyor yani?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yo yo yani bu ifadenizi de size sormamdaki amaç şu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İfademi reddediyorum efendim ben.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hangileri doğru çünkü öyle bir kategoriye ayırdınız.

Hangileri doğru hangileri yanlış hangileri kısmen doğru hangileri yanlış bunları soralım netleştirelim yani çok fazla şey karıştığımız için haliyle karıştı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aslında efendim benim söylediklerim çok net ama siz galiba karış…”

Mahkeme Başkanı: "Mikrofona konuşun. Savcı Bey biraz önce savcılıktaki ifadesini okurken.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Mikrofona pardon.”Mahkeme Başkanı: "Emniyetteki ifadesini okunurken o konuya değindi anlattı bazı

şeyleri. Şunların doğru olup olmadığını söyledi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim her şeyi net olarak söylediğimi tahmin

etmekteyim.”Mahkeme Başkanı: "Defalarca sorduk.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Size yani sizin bana sorduğunuz soruları açık

yüreklilikle ve düzgün bir şekilde hangisi doğru hangisi yanlışsa söylediklerim aynen biraz önce yemin ettiğim yeminim üzerine aynıdır efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Yine aklınızda kalan bir şey varsa şu doğru değildir bu doğrudur falan diye onları söyleyebilirsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim aklımdan çıkaracağım bir şey de demiyorum şu anda ben, şu anda ben hem çok büyük bir sorumluluğu sırtımdan atmış kul hakkı dediğim şeyi sevdiğim insanların benim nasıl söyleyeyim gördükleri zaten beni tanıyanlar bilmiyor ama insanlar baktığı zaman benim ne olduğumu neye inandığımı görmeleri çok mutlu etti. Ama bu iş beni çok yıprattı efendim. Beni artık bu işten lütfen dediğim gibi ben tanıdığım bildiğim kucaklaşacağım kişiler belli. Onlarla beraberim diye benim içimde bir sorumluluk

43

Page 44: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:44

olacaksa razıyım. Ama baktığınız zaman böyle bir sorumluluk da göremiyorum şu anda açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: "Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tanık olarak dinleniyorsunuz bir kamu görevi yani

burada size tanınan bir şeyde yok hakta yok. Yani ne gerçekleri saklayabilirsiniz ne de gerçekleri değiştirebilirsiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ne gördüyseniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir eksik olmadan veya bir fazla olmadan aynısıyla

söylemek zorundasınız. Size anlatılan şey bunun yalan tanıklığa gireceği bizde mahkemede bunun dışında sizden bir şey istemez.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biz Allah’tan korkarız efendim mahkemeden bir çekincemiz yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Burada bahsettiğiniz Deniz Yıldırım’ın Avrupa bölgesindeki Kuvayı Milliye temsilciliği işi bu ifadede geçen.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Doğru mu bu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur. Avrupa bölgesinde bizim bu doğrudur

kesinlikle doğrudur ifade ettiğimi söylemiştim zaten. Zaten böyle bir sıfata erişmesi benim onunla birlikte olup da yanında hareket etmeme sebep olan bir sıfattır yani ben gittiğim dernekte gördüğünüz gibi sizinde fark ettiğiniz gibi donanımlı bir şahıs olarak benimle birlikte yürüyeceğini düşünemediğim ya da doğru tarafa yürüyemediğim insanlarla arkadaşlık etmem mümkün değil. Öyle bir sıfatı olacak ki ben o adamla birlikte olacağım zaten. Yoksa hiçbir anlam ifade etmeyen bir adamın arkasından gidebilecek kadar kör körebe oyunu oynamadık yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Neymiş Kuvayı Milliye 1919 derneğinin Avrupa yakasındaki?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle yeni bir yapılanmaya gitmiştik ve gençlerin Kuvayı Milliye fikrinden, Türkçülük fikrinden uzaklaştığını çok net bir şekilde görmekteydik büyüklerimiz de söylüyordu biz kendimizde tespit ediyorduk. Ben İstanbul’da 1 günde 10 tane semte gidiyorum. Söylediğim gibi çok farklı fikirlerden insanlarla birlikteyim. Bunların bazıları bana uygun bazıları uygun değil ama söylediğim gibi biz insanları ikiye ayırıyoruz. Bir, vatansever öbürü vatan haini. Vatansever insanlar bize katılsınlar diye bir çalışma yapmamızı da siz değişik bir soruymuş gibi bana yöneltmenizde açıkçası çok enteresan buluyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi ayırıyorsunuz ayırmıyorsunuz bu size kalmış bir şey biraz önce bahsettiğiniz gibi yani mesela size vatan hainleri ne yaptığını gör böyle bir şey mümkün değil. Benim söylemem benim ağzımdan böyle bir şeyin çıkması mümkün değil.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok öyle demedim efendim onu.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “(2, 3 kelime anlaşılmadı).”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ben size şunu soruyorum. Deniz Yıldırım ben

Kuvayı Milliye’nin nesiyim dedi kısa yani nesiyim i.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Deniz Yıldırım Kuvayı Milliye derneğine beni

götürdüğü yemekli toplantıdan sonra konuşmamızda şöyle bir konuşma geçti aramızda. Dedi ki bu yeni bir oluşuma gidiyoruz e gençlere Kuvayı Milliye fikrini aşılayıp gece kulüpleriymiş.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “E tamam ben işte bu oluşumun nesiyim dedi size? Avrupa bölge sorumlusu siz söylemiyorsunuz ben söyle...”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buradaki sorumlu benim dedi benimle birlikte misin dedi bizim, bizim hayatımızda işler böyle yazı yazıda zaten şaşkınlıklar oluyor gördük. Yazılara göre değil sözlere göre yürüyor. Bu kişi bana sen benle birlikte misin dedikten sonra ben onun Kuvayı Milliye’ye beni tanıştırıp devam etmesi o değil Avrupa birliği evet Avrupa

44

Page 45: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:45

bölgesinde ki başındaki kişi oydu ve bizim örgütlen, örgütlenme derken insanları bize dahil kızlı erkekli öğrenciler inanmışlar inanmamışlar neyse bunları biz kendimize dahil edip artık bizimde bir hareket edebilecek bir durumumuza gelmemizi bekliyorduk. Biz sonuçta biraz önce bahsettiğim 6 kişiyle hayatımızı Kuvayı Milliye derneğinde geçirelim gibi akılsızca bir psikolojiyle yürüyeceğimiz bir durum yok. Kuvayı Milliye Derneği niye var? Benim fikrimce buradaki herkes Kuvayı Milliyeci. Ama siz hayır derseniz o da sizin kendi fikrinizdir onu da ben karışamam açıkçası.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu resmi bir durumda değildi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Resmi durumda resmi bir durum yok. Evet, zaten

resmi bir durumda olmadığını ifademde söylediğimi ve bunu da kabul ettiğimi belirtmiştim biraz önce.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Niçin böyle bir şey oluyor yani dernek resmi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ne gibi efendim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Organları da resmi. Niçin bu resmiyete

geçirmediler?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle bizim şimdi derneğin bizi tanıması bizimde

derneği tanımamız bir dönem arz etmekte. Biz gittiğimiz anda sen çok donanımlısın gel sana bu görevi veriyoruz sen a az donanımlasın al sana bu görevi veriyoruz gibi bir yaklaşımda bulunmak derneğin amatörlüğünü gösterirdi. Biz önce bir gidip faaliyetlerimizi kimleri getirdiğimizi. Getirdiğimiz kişilerin okumuşluğunu okuma hani nasıl söyleyeyim doğru bir fikir paylaşımı yapabileceğimiz bir kitle oluşturabilir miyiz oluşturamaz mıyız noktasında tabi ki biz derneği görmek istediğimiz gibi dernek de bizi görmek istiyor. Bu şey gibidir efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi dernek bir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben çok kişi çalıştırdım yanımda.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Dosyada örnekleri var yine konu dağıldığı için.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben toparlıyorum efendim olur mu lütfen saygılar.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kusura bakmayın müdahale ettim. Mesela bir yetki

belgesi yazılıyor. Altını genel başkan imzalıyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim gayet iyi bilirim efendim yazışmalarını da

protokollerini de bilirim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet tamam biliyorsunuz işte.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle bir belgemiz yok öyle bir belge yok.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Deniz Yıldırım Kuvayı Milliye 1919 derneğinin

İstanbul Avrupa yakası sorumlusu olarak atanmıştır kendisine bu yetki belgesi verilmiştir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle düzelteyim. Şöyle düzelteyim efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Neden böyle bir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Belge yok demeyeyim. Çünkü bilmediğim bir şeye yok

demek de yalan olur. Ben öyle bir belge ben görmedim ama onun bana söylediği de bana bu tebliğ edilmedi daha dedi. Tebliği edilmeyen bir şey de gayri resmi olacağı için gayri resmi olarak böyle bir şey teklif edilmiştir olarak ifade edebildim. Yani bunlar efendim şöyle söyleyim iki çarpı iki dörttür, ikiye ikiye böl hani bunu sağlaması olarak ben nitelendiriyorum aslında bu konuları çok basit bir mantık var işin içerisinde yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu, burada şu paragrafın sonunda şöyle bir cümle var. Bana bunu söyledi Deniz Yıldırım ilerleyen dönemde gerçekten de kendisine sözlü olarak bu türlü bir görevin verildiğini ancak bunun resmiyete dökülmediğini öğrendim yani gerçekten de ben bunu gördüm diyorsunuz. Bu doğru mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim şöyle biraz önce söylediğim konunun aynı sorusunu bana yöneltiyorsunuz. Kuvayı Milliye derneğinin Avrupa yakasındaki kişinin başı Deniz Yıldırım’dı ben onun yanında bu işe girdim. Bizim amacımızı biraz önce söyledim. Bunun dışında soracağınız başka bir soru yok ki bunun içinde.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynı soruyu soruyoruz çünkü hep.”

45

Page 46: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:46

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu iddianamede yer alan bir konu. Kahraman Şahin sizin tanıdığınız Bayrampaşa kapalı cezaevinden Deniz Yıldırım’ın gönderdiği mektuplar Kahraman Şahin’de ele geçmiş. Bazı ibareler var bunu size soracağım.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani çok yakınınız olduğu için.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu mektup içeriklerinde yani özel konuları atlayarak

yani soruya esas olan kısımları size soracağım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim sorarsanız açık yüreklilikle

cevaplayayım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Gönlümden geçen tek hareket darbe ile içimizdeki

dış güçlere hizmet eden şerefsizleri infaz etmek. Paşama, Hüseyin abiye.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İnfaz etmek bölümüne katılmıyorum ama 1. sayfasına

katılıyorum efendim bunun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yo sizden açıklamanızı beklemiyorum yani sizin

yazdığınız bir şey değil.”Mahkeme Başkanı: "Soruyu bekleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim."Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Paşama, Hüseyin abiye soran herkese selam

olsun. Yolunuz açık olsun. Burada paşama diyor Deniz Yıldırım, Mehmet Fikri Karadağ’ı herhalde kastediyor başka bir şey yoksa.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bütün Türkiye o kendisine sizin söylediğiniz gibi hitap eder sadece Deniz Yıldırım değil.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam paşam der. Tanır mı kendisini?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet. Deniz Yıldırım’ın ama müebbet almış

olmasındaki, müebbet almış olmasındaki psikolojik durumunu hayatı boyunca dışarıya çıkmayan bir adam onu infaz edelim bunu infaz edelim cümlesini siz mektuptan görüp de.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Deniz Yıldırım, Mehmet Fikri Karadağ’ı tanır mı sorum buydu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi ki tanır tabi ki tanır. Tabi ki tanır.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani yüz yüze görüşmüşlüğü var mıdır kendisinin?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanır diyorum kendisini yani yüz yüze görüşmediği bir

kişiyi tanıyabilmesi durumu sadece görmüştür diyebiliriz o zaman.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Tam aktif zamanımızda başımıza bu iş geldi

lanet olsun. İçeride de olsak dışarıda da olsak fark etmez her türlü yaşam şartına alışkınız. Ben savaşımı burada veriyorum. Ben silahımı ülkenin bölünmez bütünlüğünü bölmeye çalışan çalışanlara çekmeye ant içtim. Bizler bu ülkenin direnişçileriyiz. Toplu giydirme zamanı yaklaşıyor. Farkındayım. Beni unutmayın buralarda. Bizler bu millet için topraklar için varız. Zırhımızı giymeden sokağa çıkmak yok şeklinde yani sizinde kısa süre önce birlikte olduğunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bizimde aynı şekilde katıldığımız.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hayır hayır yani şunu soruyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu fikirlerinden size de bahsetti mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu fikirlerinden tabi ki bize bizim onunla ortak

fikrimizdir. Ben aynı fikir içinde yer alan ve söylediği aynen söylediği gibi şu andaki sistemin doğru sistem olmadığını, bizim gibi insanların terörist olarak değerlendirilip öbürlerinin mecliste olduğu sistemde aynı katılıyorum kendisine. Az bile söylemiş. Onu da ifade edeyim. Ben elimden gelse bunu da söylüyorum bakın dümdüz elimden gelse darağacı kursak direk asılacak çok hain var yani. Bunu soruyorsanız eğer ve isterim assanız da hiç a niye bu adamı asıyorlar diye arkama dönüp bakmam bile.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın. “Peki, genel bir şey söyleyeyim peki bu.”

46

Page 47: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:47

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Size bir şey söyleyeceğim bu anlattığınız ifade özür diliyorum bu anlattığınız ifade tam bir bölücü ifadesi değil mi okudunuz Deniz Yıldırım’ın yazdığı yazdıklarına bakın vatanın bölünmez bütünlüğü diyor adam. Anayasanın maddesiyle ilgili konuşan adama siz hani müebbet almış adam cezaevinde hayatı boyunca günışığı görmesi söz konusu değil o anki psikolojileriyle coşkunluğuyla yazdığı bir tablo bu. Bunu ben psikolog olmadan anlıyorum ki sizin çok daha iyi anlamanız gerekir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu bir devlet görevidir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur, doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devletin bölünmez bütünlüğünün korunması devlet

görevlilerine verilmiştir devletin anayasal organlarına verilen haktır.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok yapıyorlar (1 kelime anlaşılmadı) görev vermişler

(1, 2 kelime anlaşılmadı).”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kişilere devlet görevi resmi görevi olmayan kişilere

devlet görevi verilemez ve kanunlara göre herhangi bir kişinin veya kurumun kendisine yasayla verilmeyen bir devlet görevini alması mümkün olamaz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Peki söylemiş olduğunuz kendini görevlendiren kişinin görev (1 kelime anlaşılmadı) sizde var mı acaba?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hayır buna göre şeylerinizi konuşmalarınızı dikkat edin.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben vallahi saygı sevgi çerçevesinde konuştuğumu düşünüyorum soruyorsunuz cevap veriyorum size sadece.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu Kuvayı Milliye Derneğine gidişleriniz yani bazı kişi, mesela sürekli orada yatıp kalkan kişiler var.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Dosya kapsamına göre anlaşılıyor bunların bir

kısmını tanımadığınızı bahsettiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bunun durumunu anlatmıştım efendim. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nedir oraya gidiş geliş orayı tanıma keyfiyetiniz.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Keyfiyettin değil bu mecburiyetten ben biraz önce ilk

duruşmanın ilk seansında bunu zaten açıklamıştım bu mecburiyetten. Yani burada evli barklı olup bir ev tutamayacak insana aynı fikirde biz yaşıyorsak bulunduğumuz yerin odası çoksa başkanımız kendi elleriyle evlendirdiyse bu insanları onun orada bulunması bir keyfi bir şey değil o bir zaruret ve iyiliktir, siz o konuyu iyilikle zarureti.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu şekilde götüremeyeceğiz yani benden sonra soru soracak olanlar var onlara da vakit kalsın.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ama soruyorsunuz cevap veriyorum efendim ben bir şey yapmıyorum ki. Kalsın efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ben şunu sorumu bitireyim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anlattığım gibi evet evli birileri kalıyordu efendim evli

birileri vardı kalıyorlardı bunlarda bazen bende kalıyordum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ya orada kalmak suç değil yani orada kalabilir

isterse hepsi kalsın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim yok siz bana sorunca.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Soru şu; yani bunları tanımıyorsunuz yani hani

normalde oraya.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanıyorum tanımıyorum demedim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Gidip gelen birisinin sürekli vaktini orada geçiren

birilerini tanıması beklenir ha o yüzden soruyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum ben bakın şimdi ama siz benim

söylemediğim şeyi yine bana ifade ediyorsunuz ben öyle bir şey s… tanımıyorum dedim mi efendim ben size bu evli çifti gördüğüm zaman tanırım beni de tanırlar ama isimlerini bile bilmediğim insanlar dedim. Ki açalım bakalım ilk duruşmaya hani yine benim burada bile

47

Page 48: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:48

ifade ettiğim şeyi başka bir şekilde benim yüzüme söylüyorsunuz. Böyle bir şey. Neyse ben bu konuya efendim cevap vermek istemiyorum, bu konuyu geçebilir miyiz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki siz. Öyle bir şey yok yani tanıklık mahkeme bu sorunun yöneltilmesini uygun görüyorsa cevap vermek durumundasınız eğer tanık.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ama yok efendim öyle oldu yani herkes duydu öyle oldu bu iş. Ben bu konuya cevap vermek durumunda değilim efendim verdim cevabımı ben bu konuya.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Size bir görev verildi Kuvayı Milliye Derneğinde ve bir kart verildi.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şifahi bir görev verildi doğrudur evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kart verildi mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kartımda var aynen gururla taşıdığım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle cüzdanımda duran kartım var.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu türlü başka kartlarda var mesela dış

ilişkiler sorumlusu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İstihbarat yanında.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet aynen öyle.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sadece istihbarat olanlarda var yani bu şekilde bir

görev taksimatı neymiş bu istihbarattan kasıt size verilen istihbarat görevi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Dış ilişkiler imi sadece istihbaratı mı açıklayayım dış

ilişkiler ne demek i mi açıklayayım?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “İkisi de yani aslında yazılışından anlaşı…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Dış ilişkiler ne demek aldığım vizyon ve misyon şuydu;

gördüğünüz gibi konuşmamızdaki herhalde düzgünlükten bizi sevdiklerinden dışarıdan gelen yeni bizim derneğimize katılacak olan kişilere bildiğimiz kadar bize öğretildiği kadar bir şeyler öğretmek ve dışarıdaki insanları Kuvayı Milliye Derneğine dahil etmek temel amacımızdı demiştim biriz önce, dış ilişkilerinin amacı da budur. İstihbarat bölümünü de söylüyorum ben ne eğitimi bomba eğitimi mi almışım istihbaratçılık yapacağım ya da telefon dinleme eğitimi mi almaşım ya da nasıl söyleyeyim bir eylem planlama eğitimi mi almışım. Hiçbir eğitimi olmayan bir adama sen istihbaratçılık olarak ne görev yapıyorsunuz derseniz size verecek onu da bir cevabım (1 kelime anlaşılamadı) dış ilişkiler diyeyim ben benim işim dış ilişkiler efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi Çınar, Çınar Mustafa Altunbaş yani bu soruyu durduk yere sormuyoruz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Niye yani sizin kendi ifadeniz var kart var orada

istihbarat yazıyor işte size bir açıklama fırsatı veriyoruz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben zaten kartım var dedim efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Siz istihbaratçısınız vesair filan değil böyle bir

durumun sizin ağzınızdan açıklığa kavuşması için soruyoruz yani.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Güzel ben söylediğim konu peki açıklığa kavuştu mu

efendim daha devam edeyim mi anlatmaya? Yani dış ilişkiler asıl benim amacım dış ilişkiler.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki o zaman sordunuz mu size herhalde Hüseyin

Görüm mü verdi bunu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nedir Hüseyin abi bu şey istihbarat neyin

istihbaratını yapacakmışım ben?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim ben, keşke bana böyle bir direk olarak

gerçekten böyle bir misyon yüklenseydi. Çünkü ben İstanbul'daki bütün gruplarla görüşen bir insanım aklınıza gelebilecek sizin önünüzde durup da birbirinin alakasız olan adamlarla ben aynı gün bir aralara geliyorum. Keşke bana gerçekten öyle bir görev verilseydi de bende o

48

Page 49: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:49

açıdan bir şeyler yapabilseydim. Ama oradaki istihbaratın amacı bizim dışarıdan öğrenebileceğimiz kim bize yakın olabilir işte X dernek mi Y kişiler mi buradaki toplantıya katılırsak mı ben insanları. Yani istihbaratın istihbarat sadece emniyet istihbarat demek değildir istihbarat bilgi almak demektir yani. Bunu sadece böyle bir ne bileyim düzen karşıtı bir istihbarat sistemi gibi yönlendirmek ya da öyle sormak benim söylediğim istihbaratçılık anlayışına uymuyor. İstihbarat bilgi almaktır bilgi almak için ben o dernekte bulunuyordum evet, doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi çeşitli bildirilerde konuşmalarda Kuvayı Milliye Derneğinin elinde 13500 kişilik bir hain listesi bulunduğu belirtiliyor dosya içerisinde bu var. Bu listeden haberiniz oldu mu sizin?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim evde bir listem var bu listeden haberim olmadı ama benimde bir listem var yaklaşık o da 800 kişilere falan geliyor o listeyi. O listeyi ben kafamdan şuanda size sayarım 1, 2, 3, 4 diye. Yani bu liste herkesin elinde bu liste herkesin kafasında var, bırakın elini. Herkesin kafasında bu liste var bir gün geldiğinde zaten onu da net olarak ifade edeyim Deniz Yıldırım’ın mektubunda da söylediği gibi bir gün geldiğinde o günü bekliyorum gerçekten hesabı sorulacak. Çok net olarak ifade edeyim ama dediğim gibi inandığımız, bildiğimiz, düşündüğümüz neyse konuyu dağıtmak istemiyorum efendim ben öbür sorunuzu alayım. Çünkü ben konuşmaya başladım mı biraz gidiyor konu.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi yani bu şekle döneceğini tahmin ettiğim için sizi ikaz etmiştim ama yine aynısı oldu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ne efendim ben sizin ikazınızı anlayamadım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani size listeyi sordum siz kendinizde bir liste

olduğunu söylüyorsunuz, ben size dosyada.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet ben öyle bir bilgiyi listeyle ilgili bir bilgim yok

dediğim gibi ama olsa da bilgim bunu da ifade ederim çünkü benimde evde listem var diyorum yani o kadar net söyleyeyim. Benim babamın da kafasında liste var kız kardeşim var söyleyeyim 15 tane haini de o size sayar. Herkesin hainlerini toplasak o işte elinizdeki 13500 kişiye falan tekabül eder muhtemelen.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu ifadede derneğe üye olurken Mehmet Fikri Karadağ’ın size bir yemin metni okuttuğunu belirtiyorsunuz. İfadenin bu kısmı doğru mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Mehmet Fikri Paşanın katılanlara genelde yemin ettiği doğru ama beni alıp da Çınar gel al şunun üstüne eline bas bunların artık görüntülerini sadece ben değil sonuç olarak herkes yani bu tarz yeminlerin görüntüleri var. Ama benim zaten Türk anadan Türk babadan doğduğum yeminini bana babam öğretmiş yani onda da Mehmet Fikri Paşanın bana yemin ettirmesine gerek yok. Biz neye yemin edeceğimizi çok iyi biliyoruz kendisi bana yemin ettirmedi. Sorunuza geleyim öyle bir yemin sahnesinde ben bulanmadım ama başkalarına yemin ettirdiği konusunu da biliyorum bilgisini ve bundan da yeminin açılımı duyduğunuz zaman anca bu şeye benzer işte; a vatanın bölünmez bütünlüğünü koruyacağız diyen adama terörist muamelesi yapmak gibidir bu iş.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu şimdi kişilere göre değişir kendi düşüncenizi mutlak kabul eder diğerlerini de.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim doğru doğru.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Başka şeye koyarsanız onun için bunlar devlet

görevidir diyorum. Siz yemin ettiniz mi peki?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Etmedim efendim ben yemin ben yemini Kuran’a

ederim ve kendi başıma edebiliyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mikrofona konuşun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum ben dediğim gibi ben yeminimi sadece

Kuran’a ederim onun içinde birisinin vasıtası olmasına gerek yok efendim.”Mahkeme Başkanı: “Mustafa Bey mahkeme heyetine dönük konuşun bir de

mikrofondan uzaklaşıyorsunuz Savcı Beyle diyalog şeklinde gelişiyor mahkeme heyetine konuşun.”

49

Page 50: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:50

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şey konuşurken o tarafa döndüm özür diliyorum. Evet ben farkındayım efendim kendisi soruyor yüzüne bakmak içinde dönüyorum çünkü konuştuğum insanın genelde yüzüne bakmaktan hoşlanırım.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim burası mahkeme salonu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim siz nasıl arzu ediyorsanız.”Mahkeme Başkanı: “Tamam başka (1 kelime anlaşılamadı) hoşlandığınız şeyleri yapın

ama burası mahkeme salonu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bizde hayatımızda ilk defa çıkıyoruz efendim

mahkemeye zaten. İlk defa gördüm.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi ifadenin bu kısmı şu şekilde; Kadıköy’de

dernek merkezinde derneğe üye oldum. Bu aşamada Mehmet Fikri Karadağ bana subay yemini olduğunu söyledi ve kamuoyunda ölme, öldürtme ve öldürülme üzere olarak bilinen bir yemin olduğunu söyledi bende bu yemini etmek istediğimi söyledim ve bu yemin, yemini bana ettirdi. Daha sonra bu yeminin derneğe üye olacak veya temsilcilik verilecek her kişiye ettirildiğini öğrendim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Her kişiye ettirildiğini öğrendim ve şahit olduğum bölümü de olabilir. Ama bana şahsen yemin ettirdiğini kendisi söylerse yine yanlış bir bilgi veriyorum olarak değerlendirin. Ama bana şahsen kimse yemin ettirmedi bu kadarda net olarak belirtmek isterim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Anladım. Mustafa o fotoğrafları açar mısın? Şimdi size mahkeme duruşma salonundaki görüntülerden birtakım fotoğraflar gösterdi bense dosyada olan yani değişik zamanlarda çekildiği anlaşılan sanıklarda yapılan aramalarda ele geçen bir kısım fotoğrafları göstermek istiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunlar teşhiste sorulan kişilerde var içlerinde

tanıdıklarınız varsa bunları söyleyin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi buradaki 4 kişiyi de 2 kişiyi yakinen tanıyorum

diğer 2 kişiyi dediğim gibi isimlerini bilmezdim ama tanıyorum, biliyorum yani kim olduklarını.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kimlerdir bunlar hızlıca?”Mahkeme Başkanı: “Hatırladıklarınızı söyler misiniz?” Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim Hüseyin Abi ve Kahraman Abiyi tanıyorum

burada ama aradaki kişilerin olduğunu bizle birlikte olduklarını da biliyorum, biliyorum yani ohu da hiç görmediğim etmediğim insan dersem. Zaten sürekli… abla zaten sürekli derneğin içindeydi sürekli ablayla muhatap olduğumuz bir ablaydı.”

Mahkeme Başkanı: “İsmi neydi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bilmiyorum efendim ismini biz abla dediğimiz insana

senin ismin ne, bilmiyorum bazen insanlar abi abla amca diye hitap eder size o şekilde gider o konu öyle gitti ve o yüzden ben bilmiyorum artı ben bayanlarla çok fazla samimi olup konuşmayı seven birisi değilim o yüzden de biraz çekingende davranıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam yanındaki şahıs kimdir, ismini hatırlıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu kendisinin eşi miydi bu şeydeydi yani o da derneğin

içindeydi efendim. Kendisi derneğin içindeydi gördüğüm ve tanıdığım bir insan ama net olarak yandan görünüşüyle şuanda ablayı çok net teşhis ediyorum görüşmüşlüğüm vardır görse beni tanır. Ama yanındaki kişiyle beni tanır mı ya da ben onu gördüğüm zaman tanırım ama tam olarak adı nedir bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki abla dediğiniz şahsın dernekteki görevi neydi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İşte ufak tefek mutemet işi yani nasıl söyleyeyim. Ufak

tefek evrak işleriyle işte nasıl söyleyeyim ufak tefek yazışmalarla fakslarla öyle şeylerle daha çok idari yani bizim şirket içinde idari işler diyebileceğimiz bir şey.”

Mahkeme Başkanı: “Peki şimdi abla dediğiniz şahısta gelinlik kıyafeti var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet gelin tabi.”Mahkeme Başkanı: “Onun yanında da damat olduğu tahmin edilen bir kişi var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”

50

Page 51: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:51

Mahkeme Başkanı: “Onun dernekteki görevi neydi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle söyleyeyim efendim bu şahıslar dernekte

sadece bulunsunlar diye görevlendirilmiş insanlardır. Bu aynı fikri paylaştığımız ama dediğim gibi bunlarda bir gücüne gidecek kimsenin bir durum olmasın anladığım kadarıyla evlenip de kendilerine bir hayat kuracak durumları olmadığından dolayı derneğimizin kucak açtığı insanlar bunlar. Bu kadarda net söyleyeyim Kahraman’ı zaten tanıyorum Hüseyin abi dediğim gibi zaten uzaktan sesini bilirim yani.”

Mahkeme Başkanı: “Yani dernekte herhangi bir görevi yok muydu o şahsın?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim görevden bahsettim ama mutemet demek

çokta idari işler görevi var diyorum efendim. İfadem şu derneğin idari işleriyle ilgileniyordu yani bizim ofis boy dediğimiz ya da şirketlerde evrak işleriyle ilgilenen insanlardan yani onu eşleştirmem, denkleştirmem gerekirse.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun Savcı Bey.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hüseyin abiyi tanıyorum yanındaki şahsı

tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet Taner Ünal yanındaki kişi. Bu fotoğrafta.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hüseyin abiyi tanıyorum hiç kimseyi tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Diğerlerini?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum hiç görmedim belki solundaki beyaz

saçlı kişiyi yani bunlar hani çok afaki konuşmalar ama efendim anımsıyor gibiyim sadece belki bir gün bir yerde görmüşümdür ama diğer altında oturan 2 kişiyi hiç görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet anımsıyorum diye yani anımsıyor olabilirim dediği kişi İbrahim Özcan.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur dediğim gibi ismini de bilmiyorum efendim sadece. Hani efendim mahkeme biraz daha böyle net şeyler üzerine kurulu olması gerektiği için ben ifade hani gördüğüm bir kişiyi a ben bunu da afaki görmüştüm görmemiştim bunlar işte şaibe oluşturuyor efendim o yüzden ifade etmek istemiyorum ama soruya da bir şekilde cevap vermeye çalışıyorum açıkçası.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim. Bu fotoğrafta?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu fotoğraftaki kişilerin en soldakini hiç tanımıyorum

Sayın genel başkanımız, Hüseyin abiyi tanıyorum yanındaki beyefendiyi de ilk defa bugün canlı burada gördüm ve tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet tanımıyorum dediği kişi Oktay Yıldırım devam edelim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu fotoğrafa dikkatlice bakın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Net olarak tanı… net olarak tanıdığım tanıyor musun

dediğin, dediğiniz kişi Hüseyin abidir. Biraz önce söylediğimi de yineliyorum hiç görmediğim burada ilk defa gördüğüm bir şahıstır kendisi. Onun yanındaki de afaki bir şekilde belki görebileceğim birisidir onu da o şekilde söyleyeyim o diğerlerini tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiçbir farklılığı olmadığı yani ortadaki Hüseyin abiyle

başkanımızı tanıyorum sağdaki beyefendiyi dediğim gibi burada gördüm ve televizyonda gördüm. Diğer yanındaki 2 kişiyi tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir önceki fotoğraftan farklı olarak Kuddusi Okkır var devam edelim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet en solda birisi daha onu fark ettim yani kişi adedinin artmasını. Buradaki kişileri sadece biraz önceki fotoğrafta teşhis bahsettiğim ve ilk defa burada gördüğüm beyefendi haricinde hiç birini dördünü de tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki bu fotoğraftaki mekan konusunda bir bilginiz var mı?”

51

Page 52: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:52

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Mekan konusunda bir bilgim yok ama prefabrik bir yer olduğu görülmekte yani onu anlamak zaten çok güç değil. Ama mekanın neresi olduğunu bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki bu ifadenizde Hüseyin Görüm’ün Maltepe semtinde baraka şeklinde bir yerine gittiğinizden bahsediyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Oraya benzer bir yer mi burası?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Değil, değil çünkü biz denizin orada bir boşluklar vardı

ve söyledim biz yani kendi içimizde kendimize kullanmadığımız eşyaları vermeyeceksek ne anlam ifade eder 1, 2 tane koltuğu vardı onu ve yollamıştık ve buranın girişi ve durumu bu değildi burası olduğunu düşünmüyorum orası daha farklı bir yerdi ve Hüseyin abinin değildi dediğim gibi keşke Hüseyin abinin olsaydı da biraz paramız olsaydı. Ama Hüseyin abinin değildi bunu da çok net bir şekilde ifade edeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Orada koltuklarda görülüyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bunlar değil efendim koltuklar koltukları gördüm bunlar

değil.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim, evet burada sağda ve solda 2 kişi

duruyor. Bu kişileri tanıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sağındaki kişiyi tanımamaktayım solundaki kişi 4, 5

sefer gördüğüm ya İsa ya Musa adı. Çünkü Hüseyin abinin sevdiği bir kardeşiydi İsa olabilir tam emin değilim ya da Musa bir peygamberin ismiydi ismi orada anımsıyorum çünkü ismini de.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Solun, size göre…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Solundaki yani elinde tespit olan tarafındaki uzun saçlı

gözlüklü şahıs. Ama sağındakini tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam devam edelim hızlıca.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ekipte tanıdığım sadece Hüseyin abi var onun dışında

kimseyi tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey Hüseyin Görüm’e soralım mikrofonu verelim.

Fotoğrafta gördüğünüz şahıslar bir önceki fotoğrafta bir sağınızda bir solunuzda 2 kişi var isimlerini söyleyebilir misiniz?”

Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi: “Reis Bey geçen gün bir liste yaptım dedim ki ben bu davada bu Ergenekon davasında kaç kişiyi tanıyorum diye. Tahmin ediyorum kırka yakın insanı tanıyorum bu 40 kişiden 30, 32, 33 tanesi de tutuklu olmuş burada kimi tahliye olmuş kimisi burada. Arkadaşımız sabahtan beri bir şeyler anlatıyor sağ olsun çok listeler konulmuş önüne şunu tanıyor musun bunu tanıyor musun diye. Ben baştan beri söylüyorum bana söyleyin kim geldi kim gitti hepsini size tek tek söyleyeyim yalan söylemem.”

Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Bey yeri geldiği için soruyorum Savcı Bey fotoğraf gösterdi sağınızda ve solunuzda birer kişi var onların isimlerini soruyoruz size.”

Sanık Hüseyin Görüm: “Şimdi bu şu 2 kişiyi mi soruyorsunuz? Ha şimdi bu fotoğrafta, bu fotoğrafta 2 tane insan var bir tanesi İslam Aslan bir tanesi Musa Mollevi birisi İsa birisi Musa.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”Sanık Hüseyin Görüm: “Biz İsa, Musa dediğimiz zaman hani insanlar gülüyor ya ben

gülmüyorum yeryüzünde de en çok sevdiğim insanlar. Yani gülebilirlerde fark etmez onu.”Mahkeme Başkanı: “Tamam Hüseyin Bey sorunun cevabını verdin buyurun oturun,

buyurun oturun sorunun cevabını aldık buyurun oturun.”Sanık Hüseyin Görüm: “Ya bu 2 tane sevdiğim insan ama bir şey lütfen bir şey katmak

istiyorum.”Mahkeme Başkanı: “Kısa olsun, kısa olsun bak tanığın ifadesini almaya devam

ediyoruz.”Sanık Hüseyin Görüm: “Teşekkür ediyorum Sayın heyet sağ olun.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun. Savcı Bey buyurun.”

52

Page 53: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:53

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet devam ediyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Burada da yine sadece Hüseyin abiyi tanıyorum zaten

Mehmet Fikri genel başkanımız orada bir de şurada genç arkadaşı şuradaki sakalsız olan genç yakışıklı arkadaşı daha önce bir kere görmüşüm diye tahmin ediyorum ama yani derneğin içinde değil dışarıda bir yerde belki karşılaşmışızdır diye ismini bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Alt sırada oturan size göre sol taraftaki öyle mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim alttaki oturanların en solundaki arkadaşı

sadece görmüşlüğüm belki vardır.”Mahkeme Başkanı: “Elinizle gösterin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şudur efendim şu şu kişiyi görmüşümdür yani

anımsadığım insan, anımsadığım insan itibarıyla biraz önce gösterdiğim beyaz saçlı kişi gibi.”Mahkeme Başkanı: “Ayakta oturanı değil en solda olanı soruyorsunuz şey yerde

oturanları.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hüseyin abinin söylediği gibi o kadar çok kişiyle

tanıştık ki efendim aklımızda hangi birisi kalsın bizim çok insanla tanıştık.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki devam et Mustafa.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani gördüğüm kişiler zaten Hüseyin abi yani

gördüğüm kişi burada. Arkasından bilmiyorum tam olarak emin değilim ama şuradaki genel başkanımıza benziyor sanki emin olmadan konuşuyorum biraz önceki fotoğraftaki kişilerin aynıları buradakiler kişiler zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yüzü görülen kişileri tanımıyorum buradaki.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim. Sol tarafta en baştaki 2 kişi daha

önceki fotoğraflarda da vardı tanır mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim gördüğüm kişiyi hatırlıyorum zaten bir sıkıntı

yok buradaki kişileri tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tanımıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim bunları da tanımıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim. Peki bir geriye gelelim bu mekan

konusunda biraz daha geriye gelelim bir fikriniz var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bende onu bakıyorum açıkçası benim mekan

konusunda hiçbir fikrim yok açıkçası tabloya baktığım zamanda pek bizim bilemiyorum tabi neresi olduğunu ama kim olduğunu da anlayamadım arka tablodaki bu kadar sakallı kişinin bilmiyorum bu yeri ben.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi burası Türk Ortodoks Patrikhanesine ait kiliseye ait.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ne güzel.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir müştemilat olsa gerek daha önceki yerde

kilisenin içi. Sizin Sevgi Erenerol ve o irtibat konusunda bir bilginiz var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu irtibat konusunda bir bilgim yok ama böyle bir irtibat

olduğunu bilseydim de hiç bundan rahatsız olmazdım. Dediğim gibi biz Misak-ı Milli’nin içindeki herkesi kardeşimiz görüyoruz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sizin gittiğiniz oldu mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır ben böyle bir… ben açıkçası tabi ki büyüklerimin

nereye gittiğine karışmam ama ben böyle bir yerde bulunmak istemem yani onu da söyleyeyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sadece Hüseyin abiyi tanıyorum burada, Kahraman

arkadakileri tanı…”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi evet burada yeri gelmişken size bir soru

soracağım. Kahraman Şahin’i tanıdınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Başka fotoğraflarda da var en başta da vardı.”

53

Page 54: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:54

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kahraman Şahin’i tanıyorum evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Siyah veya bordo bere.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu neyi ifade ediyor?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bunun ifade ettiği şeyi bilmek çok uzak değil

ki 6000 yıllık savaşçı Türkü ifade ediyor bunun ifade ettiği şeyi anlamak çok kolay zaten ay yıldızın içindeki bir asker beresi başka ne ifade edebilir ki? Marksist bir komünist olacak durumumuz yok Allah’a şükür inanmış insanız bu Che’nin değil daha çok savaşçı Türkün ifadesidir öyle tahmin ediyorum bence çokta şık bir bereymiş, çok şık bir bereymiş evet efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet yani bunu, bunu tabi biz askeri üniformalarını tamamlayan bir kıyafet olarak biliyoruz ama sivil birisinin başında ne işi var?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle askeri üniforma derken bugün kapalı çarşıya gittiğinizde botundan.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani siz dernekle ilişkili olduğunuz için size bir görev verildiği için niye böyle bir şey kullan…?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır hayır görevle konunun hiç görevle konunun hiçbir alakası yok eğer böyle bir bereyi zaten takılması gerekseydi bende takardım onlar kendi arzusu dahilinde takmışlar. Benimde olsa takardım emin olun bundan hiç de bundan, çok memnun olurdum çünkü çok şıkmış gerçektende arkadaki bakın şu arkadaki indirdikleri tabelanın ihtişamını görebiliyor musunuz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edelim Mustafa. Evet buradaki kim?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim askeriyeyi bilen herkes bunu anlaması lazım

böyle bir rütbe yok zaten bu yalandan bir gömlek böyle bir rütbe mi var? 3 tane yıldız bir tane yerde çelenk yakalarda yıldız böyle bir askeri üniforma modeli mi var? Yok, böyle bir rütbe yok Türk Silahlı Kuvvetlerinde.”

Mahkeme Başkanı: “Bu gördüğünüz şahıs kimdir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kahraman.”Mahkeme Başkanı: “Kahraman Şahin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nedir burada bir piyes filan mı oluyordu niye böyle

bir şey giymiş?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vallahi ben şöyle söyleyeyim size bazen ben normalde

kışları bir yerlere giderken gezmeye çamurlu bilmem nedir diye asker botumu giyiyorum asker pantolonumu giyiyorum üstüne boğazlı kazağımı giyiyorum. Biz asker olmaktan gurur duyan insanlarız siz bana şey gibi olur bu, nasıl söyleyebilirim ben ne yapsam abes durur yani ben kulağıma küpe takmam gibi bir şey ben ne yapsam abes durur küpe taksam abes durur. Bunu gördüğüm zaman şaşırmam küpe taktığını görürsem şaşırırım o adamın ben anlatabil… Yani bunu yani herkesi tenzih ederek söylüyorum yapmayacağım bir şey anlamında şu gömlekte gayet şıkmış onu da çok açık bir şekilde ifade edeyim. Efendim siz bunları bana soruyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Devam edin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İnsanları otobüslerin üstünde PKK kıyafetiyle

karşılatıyorsunuz bana bu adamın buradaki olmayan rütbesini soruyorsunuz böyle bir samimiyetsizlik olamaz efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi şöyle.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu adamı tanımıyorum ben efendim kişiyi tanımıyorum

bereyi takmış güzel muhtemelen de aynı bereyi takmış zaten onu da ayrıca belirteyim burada baktığımızda.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Askeri üniforma olmadığı açık zaten bunların.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “E tamam efendim bir problem yok yani tişört piyes mi

varmış bilemiyorum efendim sorduğunuz soruya.”

54

Page 55: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:55

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ama zaten böyle bir şey olsa yani askeri elbiseyi taklit edip giymek kanunlarımıza göre suçtur.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bizim bu kadarcık, bu kadar şehit çocuklarımız şu kadar 7 tane yıldızlı şeylerle geziyorlar bu söylemiş olduğunuz şey konuştuğumuz şeylerin ne kadar dışında bir konu diye düşünüyorum yani. Bir işimiz bitti.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani Kahraman Şahin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Olmayan bir rütbenin olan tişörtünü konu… Yani

bence efendim dediğiniz gibi asıl konudan biraz gömlek hikayesinde biraz çıktık gibi görünmekte.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki hızlıca geçelim Mustafa.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Geçelim efendim geçelim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Buradaki kişi kimdir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim ben bu şahsı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu kişi kimdir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu şahsı da ben tanımıyorum ama beresi çok

güzelmiş gerçekten. Kahraman tanıyorum bunu.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Şurada Ey Türk Genci birinci vazifen unutma

artık durumdan daha da vazife çıkarma zamanıdır bir otobüs. Herhalde bir miting vesaireye gidiliyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir etkinliğe evet bir etkinliğe bir açılışa vesaire gidiyor gibi görünüyor evet haklısınız.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sol tarafta duran bir kişi var kimdir tanıyor musunuz, minibüsün solunda?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anımsamıyorum, tanımıyorum ama daha önce görüp görmediğim konusunda şüpheliyim bilemiyorum çok net bir şey söylemek istemem.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hüseyin Gazi Oğuz yani (1 kelime anlaşılamadı).”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Artı burada yazılan yazı kuvvetle muhtemel zaten

Nutuktan alınmıştır eğer yazıdan itibaren bir şey konuşmak istiyorsanız.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Maltepe ilçe teşkilatı başkanı yanılmıyorsam evet

devam edelim Mustafa Hızlıca.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet doğrudur efendim doğrudur. Ooo.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet burada?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Burada efendim bakın yaşlanmış muhtemelen bir sürü

savaşlar görmüş bir sürü kalpaklı malpaklı bizim Kuvayı Milliye Atatürk’ün kıyafetli adam ben şu resmi gördüm hiç bakmadan memnun kaldım resimden ama kimi tanıyorum derseniz (1 kelime anlaşılamadı). aynı ikiliyi tanıyorum efendim başka kimseyi tanımıyorum benim tanıdığım kişiler belli Sayın genel başkanımız ve Hüseyin abidir benim tanıdığım kişiler.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Daha önce Korkut Eken’e benzettiğiniz kişi de orada, ona dikkat…”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben zaten onu sadece burada hani benzettiğiniz kişi tahmin ettiğiniz kişi şeklinde değil dediğim gibi tanıdıklarımız sizin söylediniz gibi net bir şekilde ifade ediyorum tanıdığım kişiler bunlar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet burada biraz daha açık gözüküyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynıdır efendim tanıdığım kişiler Hüseyin abi, Sayın

genel başkanımızdır.”Mahkeme Başkanı: “Genel başkanım dediğiniz şahıs Mehmet Fikri Karadağ.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sayın Mehmet Fikri Karadağ’dır efendim evet bizim

tek genel başkanımız vardır odur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki geçelim bu daha önce vardı başa döndük.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Başa döndük.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu gerek kollukta gerekte savcılıkta size

birtakım kişiler sorulmuş, fotoğraflar gösterilmiş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”

55

Page 56: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:56

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunlara dahil beyanlar yazılmış.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mesela bu savcılık ifadesinde dikkat çeken bir şey

var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Veli Küçük size sorulmuş biraz ayrıntılı bir şekilde

işte Megane marka yeşil renkli bir arabaya bindi. Yanında birkaç kişi vardı belinin ağrıdığına hissediliyordu. Daha doğrusu öyle tahmin ettim yanında birisi vardı ismini bilmiyorum ama Arif diyorlardı gibi böyle ayrıntılı birtakım anlatımlar var. Veli Küçük size soruldu mu, yani Veli Küçük’ü Kuvayı Milliye’de gördünüz mü geldi mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Veli Küçük Beyi, Veli Küçük Beye fotoğraf lardan, pardon, pardon özür diliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nasıl oldu yani bu Veli Küçük konusundaki ifade?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kendisini ben dediğim gibi televizyondan tanırım 1

oradaki fotoğraflar içinde resmi vardı 2. Kendisini daha önce canlı hiçbir ortamda ne konuşmuşluğumuz ne saygı ifademi göstermişliğim ne de tanışmışlığım ne de aynı yerde bulunmuşluğum vardır efendim böyle bir şeyi reddediyorum ben. Dediğim gibi fotoğraftan teşhis ettim evet efendim ama biraz önce söylediğim gibi Kemal Hocayı teşhis ettiğim gibi tanıdığım birisi çünkü medyatik ya da işte insanların ilgi alanlarıyla ilgili şeyler efendim bunlar. Biz neyle ilgilenirsek felsefeyle ilgilenirsem felsefecileri tanırım. Yani bunun gibi bir şey.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani şöyle mi gelişti; size fotoğraflar gösterildi siz dediğiniz ki evet bu Veli Küçük’tür, çünkü televizyonlarda gördüğüm için tanıyorum dediniz, o şekilde.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen öyle gelişti. Siz bir şey sorabilirim miyim size eğer bir şansım varsa öyle bir şansım. Siz beni hatırlıyor musunuz?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tabi ki hatırlıyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hatırlıyorsunuz değil mi okey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben çünkü sizin çok kişi görmüş olmanızdan sebep

çünkü ben hani ne konuştuğumuzu ne konuştuğumuzu çok çok net iyi bildiğim için gözünüzün içine bakarak siz hani öyle demişsiniz böyle demişsin diyorsunuz ama ben reddediyorum bu dediklerinizi. Veli Küçük’ü sadece teşhiste gördüm onun haricinde hiçbir ortamda kendisiyle dediğim gibi saygılarımı sunuyorum ama bir araya gelmedik. Benim burada tanıdığım insanlar efendim, tanıdığım ve birlikte olmaktan mutlu olduğum insanlar buradaki 2 kişidir ben başka kimseyi tanımam başka kimseyi tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi Kuvayı Milliye Derneğinde bir ekmeği

bölüştüğünüzü Mehmet Fikri Karadağ’ın ucuz bir telefonu sürekli tamir ettirip kullandığını filan söylediniz bahsettiniz Hüseyin Görüm’le aynı şekilde.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen burası doğru, doğrudur ifademe aynen katılıyorum efendim, bu ifadem doğru.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Doğru bir taraftan da Kuvayı Milliye Derneğinin gayet şık bir şekilde resmi bir daireyi andırır bir şekilde döşendiği filan belirtiliyor bu doğru mu yani düzgün bir bina mıydı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet, şöyle Kuvayı Milliye Derneğinin ağırlığını kimse anlayamamış anladığım kadarıyla. Kuvayı Milliye en şık olması gereken yerdir illa ki bizi seven insanlar var koltukta yollar televizyonda yollar maddi yemek masası da yollar. Kuvayı Milliye Derneğinin böyle insanların giremeyeceği gibi misafir edemeyeceğimiz gibi bir yer olması daha şaşırtıcı olmaz mıydı sizce? Siz gerçekten söylüyorum Kuvayı Milliyenin ne demek olduğunu tabiri ya içinizde hissetmiyorsunuz ya da bilmiyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu mu söyleyeceğiniz yani…”

56

Page 57: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:57

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim söylediklerim, söylediklerim bunlar içerisi güzel döşenmiştir zaten bir cami ne kadar temiz olması gerekiyorsa Kuvayı Milliye o kadar temiz olması gerekir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nereden gelmiş yani kim karşılamış?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Allah’ın çünkü biz Allah’ın emretmediği hiçbir işi

yapmadık, yapmadık.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Herhalde üyeleri karşılamıştır yani nasıl döşenmiş

yani?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Girişte, girişte burayı zaten siz bilmiyorum yerde tespit

ettiyseniz gittiyseniz girişte giriş katında solda kütüphanemiz vardır orada kitap okunur kitaplarla ilgili konuşmalar yapılır, içerde işte biraz önce gösterdiğim mutemet olarak ifade ettiğim ama normalde özel şirketlerde ofis boy olarak nitelendirilen ufak yazı işlerini vesaireleri halleden kişinin en arkada küçük bir odası vardır. Hüseyin abinin yukarıda oturduğu bir oda vardır kendisi orada eşyaları kendi şahsi kitapları ki şahsi derken onun oradan almanıza izin vermeyeceği bir şahsi kitap değil. Ona ait kitaplardan bahsediyorum en üst katta sevgili Ata’nın fotoğraflarının negatifleri olan onları bile oradan kaldırm….. neyse. Negatifleri olan bir oda vardır Sayın genel başkanımızındır kapı hiçbir zaman kapanmadı, hiçbir gizli toplantı olmadı. Ben ne zaman o kapıyı çaldıysam girdim ve içerde sen girme, sen dinleme denilen hiçbir şey görmedim ve duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Son zamanlarında Mehmet Fikri Karadağ’ın dernekten rahatsızlık duymaya başladığını ve gelmemeye başladığını belirtiyorsunuz bu ifadenizde.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet, evet efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bunlardan birisinin sebebi olarakta şimdide huzurda

işte içerde uyuşturucuyu andıran.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben polisin bana söylediğini anlatıyorum ben kendim

gördüğümü söylemiyorum bakın efendim. Polis memurunun bana direkt olarak söylediği şey içerde şöyle bir şey bulundu bana ifade ediyor yani polis memuru bunu. Bende zaten Mehmet Fikri Paşanın neden küstüğünü düşünmeye çalışırken. Çünkü bizde bir eksiklik varda bize küstü diye değerlendirirken demek ki orada tespit edilmişti başka bir şeye küsmüş demektir. O da kendi açısından haklıdır eminim haklı olduğuna da belki biz haksızızdır yani onu da düz olarak ifade edeyim burada. Ben Allah’ın bildiğini saklamıyorum bizimde hatalı zamanlarımız olmuştur altını dolduramamamızdan dolayı ben üzülüyorum onu da ben size ayrıca belirteyim yani.”

Mahkeme Başkanı: “Mustafa Bey, Mustafa Bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Mahkeme Başkanı: “Konuya açıklık getirmek istiyorum yorum ve düşüncelerinizi

kendinize saklayınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Pekala efendim.”Mahkeme Başkanı: “Biz burada sizden görgülerinizi, tespitlerinizi istiyoruz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim, tamam efendim.”Mahkeme Başkanı: “Düşüncelerinizi kanaatleriz onlar kendinize ait, o yorumlar

kendinize ait, sorulan sorulara net olarak cevap vermeye çalışın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Takdir edersiniz ki bende konuşmak zorundayım

efendim ama. Efendim gayet net cevap veriyorum ama dönüyoruz tekrar aynı soruyu soru… Yani netleşmemişse anlayana kadar ifade ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Arada, arada düşüncelerinizi katıyorsunuz, kanaatlerinizi katıyorsunuz onlar, onlar, onlar.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim katmayayım mı böyle benim karakterimi dışarıda ben nasıl bırakayım?”

Mahkeme Başkanı: “Onlar bizi ilgilendiren bir konu değil.”

57

Page 58: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:58

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim tamda bunlar aslında sizi ilgilendiren konular olması lazım.”

Mahkeme Başkanı: “Biz sizin gördüklerinizi istiyoruz, gerçeğe uygun olarak gördüklerinizi, tespitlerinizi, bildiklerinizi istiyoruz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim ben görmediğim… Tamam, efendim bildiklerimi zaten düz bir şekilde söylüyorum bilmediklerimi de bilmem beklenmemelidir diye düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi sorumu bitirmeden araya girdiniz o zaman

soruyu da sorayım sizin böyle bir görgünüz var mı Kuvayı Milliye Derneğinde uyuşturucu kullanıldığına dair?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim bunu bilme sebebim biraz öncede açıkladığım gibi dümdüz açıklıyorum İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçların içinde bulunan bir ismini bilmediğim polis memuru bak Kuvayı Derneğinde de bunlar çıktı demesinden sonra. Bu şey gibidir düşünürsünüz bir şey aklınıza gelir bir hemen bir ampul yanar ya bende öyle bir şey görünce. Açıkçası paşamızın öyle şeylerle uzaktan yakından hani böyle bizi bize küser bizi kızar, kovar yani böyle bir şey olduğunu bilse. Bende onu orada görünce hani neden sorusuna azda olsa bir cevap bulabilmişim gibi hissettim bunu ifade etmek istedim. Ben kendim şahit olmadım orada bulunurken böyle bir şey görmedim.”

Sanık Hüseyin Görüm söz almadan konuştu, anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Bey, Hüseyin Bey oturduğunuz yerden konuşmayın.

Görmedim dedi sorunun, sorunun cevabını verdi görmedim diyor zaten. Görmedim diyor, tamam Hüseyin Bey buyurun, buyurun oturun.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bilgisayarlardan bahsettiniz Kuvayı Milliye Derneğinde gördüğünüz yaklaşık kaç bilgisayar vardı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İlk biraz önce söylediğim gibi yani çok adette bilgisayar yirmiye yakın tahminimce yirmiye yakın böyle sıra sıra tutup da 1, 2, 3 demirbaş sayarmış gibi saymadım. Ama çok adette kişilerin olduğundan daha çok adette bilgisayar vardı ve dediğim gibi ha tamam bir şey dememe gerek yok ben cevap vermiş oldum herhalde tamam efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Tamam o kadar bilgisayar peki bunlar şey miydi yani şu şekil.”

Sanık Hüseyin Görüm söz almadan konuştu, anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim Hüseyin Bey soru, sıra size gelince sorarsınız sorunuzu

notunuzu alın sırayla soruluyor.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani diyelim ki sekreter masasında bir bilgisayar

olur başka bir görevlinin masasında bir bilgisayar olur onların toplamı değil de. Yani belli bir bölümde yani bir şubeye ayrılmış bir kısma ayrılmış bilgisayarlardan bahsediyorum yani öyle siz demin.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet aynı şekilde bende evet efendim.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet bahsettiğiniz o şekilde.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim, evet efendim. Sizin söylediğiniz gibi

bende burada ifade ettiğim gibi amacının ne olduğunu dümdüz ifade ettiğim gibi siber saldırılara blok ya da defans yapmak açısından bilgisayar bilen insanları bir şekilde derneğin içinde ya gönüllü olarak ya da istihdam etmek amacıyla oluşturulmuş insanlar var idi. Ama herkesin nefes alması bile bir maliyet olduğu için ve biz parasız bir dernek olduğumuzdan dolayı. Biz bu işlerin içinden istediğimiz gibi çıkamadık çok net ifade ediyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki bunlarla.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “En gariban dernek biziz en gariban demek ki teröristler

bizlermişiz yani herkes garip garip işler….”Mahkeme Başkanı: “Efendim bu bahsettiğiniz kanaat, yani başka ilave edeceğiniz bir

şey yok yani ilave etmeyin.

58

Page 59: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:59

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim kanaatim de ama. Yok, efendim başka ilave edebileceğim bir şey yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Görgünüzü soruyoruz 20 tane bilgisayar var dedin veya o civarda var dedin sorunun cevabı bu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet tamam efendim. Ama efendim sizin söylediğiniz gibi de olmuyor ki. Sus böyle hani kurmalı bebek gibi evet, hayır. Ben ama gördüğümü bildiğimi ifade etmem gerekmiyor mu?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim evet hayır diye cevap beklemiyoruz sizden. Ne biliyorsanız onu anlatın diyoruz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “O manada ama net cevabı veriyorum efendim aynı soruyu soruyorlar kendileri.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tartışmaya geçmeyelim buyurun Savcı Bey.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Savcılık ifadenizde Erkut Ersoy hakkında şöyle bir

bölüm var. Kendisini Kuvayı Milliye Derneğinin genel merkezinin bir katında görüyordum o katta 20’nin üzerinde bilgisayar vardı. Bu bilgisayarları da 7 veya 8 kişi kullanıyordu başlarında Erkut Ersoy vardı. Bu kişilerin internet ortamında Türklüğe saldıran internet sitelerini takip edip hacklediklerini biliyorum. Bir süre sonrada bu bilgisayarlar dernekten taşını nereye götürüldüğünü bilmiyorum diyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen imza atıyorum efendim altına onu soruyorsanız evet diyorum. Ama bilgisayarlar nereye götürüldü bilmiyorum bölümü değil bilgisayarlar bizim paramız olmamasından sebep ve kullanılmayacağı için orada. Çünkü başında birisi durmadığı müddetçe bilgisayar yorum yapıyor diyorsunuz ama açıklamak durumundayım onu başında bilgisayar yokken götürülüyor tabi bilgisayarlar ben şimdi.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi bu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben onu da şuanda öğrendim icra durumu

söz konusuymuş.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hatırladığım kadarıyla.”Mahkeme Başkanı: “Efendim bilgisayarların ne için götürüldüğü bilgidir. Yani tahmin

ediyorum şu nedenden götürüldü tahmin ediyorsu… yorumdur, yorumdur.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim işte ben tahmin etmemeye çalışıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Ama birinden bir şey duymuşsanız ne bileyim dernekle ilgili

bilgisayarla ilgili birinden bir şey duymuşsanız onu söyleyebilirsiniz tabi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim. Ama biraz önce şey hani Hüseyin

abinin de söylediği arkadan söylediği gibi eğer bunlar icra yolu ile gittiyse mahkemeniz zaten bunu tespit etmesi gerekmez mi bilgisayarın nerede olduğunu?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam icra marifetiyle bilgisayarlar götürüldü öyle mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şuanda icradan götürüldü, götürüldüğünü söyledim

neden götürüldüğünü bilmiyorum icradanmış anlamış olduk efendim herkes anlamış oldu yani.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi öğrendiniz değil mi onu daha önceden biliyor muydunuz?”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu, anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim bir dakika müdahale etmeyin. İcrayla bilgisayarın icrayla

götürüldüğünü ne zaman öğrendiniz, şimdi mi öğrendiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şuanda öğrendim icrayla.”Mahkeme Başkanı: “Daha önceden bilmiyordunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim.”Mahkeme Başkanı: “Tamam Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi mesela Erkut Ersoy bu iddiaları kesinlikle

kabul etmiyor. Mesela yani Kuvayı Milliye Derneği genel merkezinde bu türlü bir organizasyon içerisinde olduğunu yani orda bulunup da orda ki bilgisayar kullanan kişileri organize ettiği onların başında bulunduğu, işte doğru bu işi yaptığını ama kendi evinden yaptığını filan söylüyor ne diyorsunuz bu beyana?”

59

Page 60: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:60

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle diyorum efendim kendisini tanıdığım yeri söyledim zaten size dernekte tanıdım demedim dikkat ediyorsanız dedim ki yemekli toplantımızda bizi ilk karşılayan ve masamızda oturan kişiydi. Ne görev yaptığı konusunda sorduğumuzda bu konuları organize etmeye çalıştığı yani bu çünkü nasıl söyleyeyim saldırı olacak siber saldırıdan bahsediyorum ve Türklükle ilgili sitelerin ve bizim Kuvayı Derneği, Kuvayı Milliye derneğimize e bunun için biz bir savunma mekanizması geliştiremeyeceksek biz gerçekten orda bulunmamızın bir anlamı yok. Bu niye size garip geliyor? Yani siber tehlikeleri Türklük adına oluşan siber tehlikeleri etkilemesi bence bir takdir yazısı yazılması gerekirken böyle sorgulanması açıkçası bana biraz değişik geliyor efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bize garip falan geldiği yok. Şimdi garip geldiği yok yani şimdi benim sorduğum soruyu anlamamanız bana garip geliyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sizin sorduğunuz soruya efendim ilk gördüğümde yemekteydik ve dernekte ondan sonra 1 kere gördüm ama bilgisayarlarla ilgilendiğini biliyorum sizin sorduğunuz soruya cevabım bu kadar efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “E nasıl biliyorsunuz, nasıl biliyorsunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim kişiyle yemekte aynı masada otururken

birtakım konuşmalar geçmiyor mu aranızda, aramızda?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hayır dernekteki bilgisayarlarla ilgilendiğini nerden

biliyorsunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “E efendim şimdi birileri bir şeylerle uğraşırken kim

onların daha iyisi ustası bunu ben gözlemleyerek anlayabilecek kapasitede birisiyim özellikle ben bunların başındayım ya da al bu da benim yetki yazım sizin yetki yazısı diyordunuz. Yetki yazım diye bir şey görmedim ama algıladığım çünkü bir de insan algısı var şimdi ben burada otururken sizin başkan olduğunuzu bilmesem ortada oturuyorsunuz ve en çok siz bana soru soruyorsunuz diye başkan olduğunuzu anlarım bunun gibi bir şey yani. Yani benim kendi yorumum diyeyim efendim ben konuya.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet son birkaç konuda sorum var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Onları da sorup bitireceğim. Bu motorlu, telsizli,

coplu devreye timi konusu burada geçen bölüm şu şekilde. Ben sigortacı olduğum için bu iş bana düştü yani burada istihdam edilecek kişilerin yani hatta sigortasına varıncaya kadar düşünüldü Kanuni ve Mondial mıydı bulamadım?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kanuni ve mondial evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mondial firmalarından teklif aldım bu resmi bir teklif

değildi sözlü filan olabilir. Bu konuyu anlatır mısınız yani?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim aslında o paragrafı sizin baştan

söylemeniz daha iyi olurdu çünkü orda Mehmet Fikri Karadağ’ın planladığı olarak geçiyordu. Başkanımız söylerken ama şunu söyleyeyim bu Mehmet Fikri Karadağ’ın planladığı değil onu da açık yüreklilikle söylüyorum benim dost dediğim abi dediğim insanlarla kendi konuştuğumuz ortamlarda zayıf kalan pozisyonlarda bir araya biz acil, acil durumda nasıl ki bir araya nasıl gelebiliriz sorularına biz kendimize yöneltmek zorundayız tabi ki. Biz bir arada bir aradalığımızı sağlamak için bu soruları kendimize yöneltmezsek Mondial’den ya da Kanuni’den bununla ilgili olarak teklif almış olmak ya da almamış olmak ki sizin elinizde öyle bir kanıt hani bu adam bu teklifi almış kanıtının olmadığına eminim. Gayri resmi olduğunu ben kendim ifade ediyorum zaten ordan bir teklif almış olmak ortada her şeyi oluşturulmuş özerkliği kurulmuş insanlar varken bir Mondial’den biz birleşelim diye bir teklif almamız dediğim gibi efendim bence tamamen konunun amacının dışında olarak gelişen bir durumdur diye düşünüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Siz aldınız mı, teklif aldınız mı? Mesela bir motosikletin birim fiyatını.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben kendi resmi olmayan kendi şahsım adına bununla ilgili bilgi vermek açısından teklif aldım evet ama bunun Kuvayı Milliye derneğiyle hiçbir ilgisi yoktur.”

60

Page 61: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:61

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şöyle mi gelişti ben size daha yani cevap vermenize yardımcı olması açısından diyelim ki firmayı aradınız.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aramadım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bize veya internete baktınız bilmiyorum şimdi siz

kendiniz açıklayın bu ifadenize göre soruyorum. Bize motosiklet lazım bir tanesinin fiyatı ne kadar? Bir fiyat söylenir ama biz çok alacağız işte bunda bir şey olabilir mi fiyat indirimi olabilir mi vesair gibi hani böyle bir girişim nasıl oldu yani biraz bu detayı anlatır mısınız? Kaç tane işte biz diyelim ki?

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi aslında bunu da açık yüreklilikle söyleyeyim bu, bu daha çok benim istedi…. yani benim önerdiğim abilerimin de olabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Siz mahkemeye hitap edin arkaya değil de.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum pardon efendim. Bu aslında bizim

birlikteyken konuştuğumuz Deniz Yıldırım’da bizle birlikteyken konuştuğumuz bir araya çabuk nasıl gelebiliriz sorusu itibariyle en çabuk İstanbul trafiğinde motosikletle bir araya gelinir fikrinden çıkarak yine ütopik ya da fantastik oluşturduğumuz 5000 tane motosiklet dediğinizde bunları tabi ki biz fantastik oluştururken kreşte konuşan çocuklar gibi değil de ciddi bir şeyler üzerine konuşuyoruz ben 5000 kişinin SSK, yemek, yol maliyetlerini bilen bir kişiyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “2000, 5000 değil de 2000 geçiyor yani.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anlayamadım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “5000 değil de 2000.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “5000, 10000, 100000 burada rakamla ilgili biz 5000

kişiyi bir ara…, biz en çabuk bir araya nasıl toplanırız sorusuna gelen cevap siz sorduğunuz cevap işte.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bizim amaçladığımız tek şey ben planladım biz nasıl

en çabuk bir araya geliriz diye ben dedim ki motosikletle ben dedim bir bakayım fiyat teklifi alayım, eğer sizin içinde uygunsa bana dediler ki sen ilgilen bakalım konuyla nedir. Ben daha sonra benim kendim Mondial’de, Kanuni’de tanıdığım arkadaşım var sordum bunu sormamda fiile geçmemiş bir durum itibariyle bir sakınca ben neyse yorum yapmayayım efendim ama görmemekteyim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki bu konu mesela yayın konusu oldu, zannediyorum bir dergi bunu kapak haberi olarak yaptı ve yani Türkiye genelinde yayın yapan yanılmıyorsam Tempo dergisi olsa gerek takip ettiniz mi bunu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben böyle bir şeyi takip etmedim. Ben kendim ilgilendiğim bir konuyla ilgili olarak derginin ne yazdığını takip etsem zaten biraz komik olur efendim yani derginin orda ne yazdığının bir önemi yok ben ne olduğunu şahsen bildiğim için dergiyi okuma… şey gibi bu bildiğim kendi yazdığım bir şeyi okumaya çalışmak biraz önce şeye (2, 3 kelime anlaşılmadı).”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki o zaman.”Mahkeme Başkanı: “Dergide, dergide yayınlanandan haberiz yok değil mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet yok efendim.”Mahkeme Başkanı: “Tamam. Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki orda ana hatlarıyla şu şekilde yalnız şunu

söyleyeyim o derginin o haberi de şey olmuş yani dava konusu olmuş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hı, hı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Orda geçen isimler açısından onu da söyleyeyim o

dönemin Kuvayı Milliye basın sözcüsü Durmuş Ali Özoğlu yani Toplumsal Dönüşüm Yayınları bahsinde ismi geçen sizinde tanımadığım, Korkut Eken’e benzettiğim kişi dediğiniz kişi.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anladım efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani onu bir demecinden yola çıkılarak böyle bir

haber yapılmış Kuvayı Milliye derneği telsizli, coplu timler kuruyor bunlar işte olaylara müdahale edecek şeklinde yani onun işte dernek yöneticilerinin en azından basın sözcüsü statüsünde birisinin bir projesi olarak diyelim ki orda yansıtılmış.”

61

Page 62: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:62

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok çok memnun oldum efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sizin şeyiniz mi yani haberiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim evet efendim ben şöyle söyleyeyim çok çok

memnun oldum bu konudan böyle bir fikrimin değerlendirilmeye alınarak ifade edilmiş olması benim gibi genç bir insan için fikirsel anlamda bu işin içinde olan birisi için çok memnun edici oldu. Demek ki ben bazen doğru projeler oluşturabiliyorum kafamdan. Keşke böyle bir şey olsa bunu net olarak söyleyeyim size polis dediğiniz şahısların müdahale edemediği BDP’ye keşke biz 5000 kişi bir araya gelip motorla mı copla mı silahla mı tüfekle mi canımızla mı neyle karşı koyuyorsak koyabilmeliyiz benim beklentim bu. Madem dümdüz konuşuyoruz çünkü bence devlet oralarda yok.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Asıl siz buna bakın hocam.”Mahkeme Başkanı: “Tamam. Savcı Bey buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Son bir sorum olacak.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bir kayıt yapılmış Kahraman Şahin tarafından sesli

ve görüntülü bir kayıt burada Kuvayı Milliye’de o gün orda olan kişiler toplanmışlar bir toplantı şeklinde kendi aralarında münakaşa ediyorlar.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hı, hı.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sizin, siz orda mıydınız var mıydınız o ortamda?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben böyle bir kayıttan haberim yok efendim. Ben orda

yokum gibi bir iddiada da değilim zaten ilk duruşmadan yani ilk andan beri söylediğim bizim dostlarımızla sürekli bir araya gelip bilgi teatisinde fikir alışverişinde bulunduğumuzu ifade etmiştim ama bunun bir tanesi kayda alınmıştır böyle bir şeyle ilgili bilgim yok efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu dosyada olan kaydın çözümünden bazı yerler soracağım burada karşılıklı mesela konuşmalar tartışma havasında var. Bu konulardan siz tanık olarak bilginiz oldu mu? Çünkü sizinde Kuvayı Milliye’de olduğunuz dönemi kapsıyor bunlara cevap vermenizi istiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim olup olmadığım bir yerde konuşmaya nasıl bir bilgi verebilirim bilmiyorum nerde orda olup olmadığımı onu söylemek istiyorum yani orda olup olmadığımı bilmediğim ve kaydının yapıldığını bilmediğim bir şeyle ilgili olarak ben şimdi burada bir şey söylersem mahkemeye saygısızlık etmiş olurum yanlış bir konuşma olur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi her şeyi söylüyorsunuz zaten diğerleri de aynı şekilde ben izah ettim okuyacağım konular konusunda.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben size demedim efendim durum itibariyle konuş…” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sizin orda olduğunuz bölümde bir tanıklığınız oldu

mu olmadı mı onu söylüyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sorun efendim tamam okey.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hüseyin Görüm konuşuyor; Ben söylüyorum bir

asker çok değerli bir asker olarak tanıdım ve benim içinde bu Türkiye’de tanıdığım en değerli askerlerden bir tanesisiniz bunu da her zaman her yerde söylüyorum ama bugüne kadar sizi sizle kimi tanıştırdıysam hep o insanla 2 gün sonra arkasında onu gidin grup kurun, vuralım, kıralım, keselim ve bana dediniz ki artık toprağın dibine girelim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Burada yokum efendim böyle bir konuşmada yokum.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ben toprağın dibinde değilim sizle tanıştığımda ben

dava adamıydım davam için insan arıyordum. Ne arıyordum, ne arıyordum bu memleketin. Mehmet Fikri Karadağ; ne toprağın dibi oğlum. Hüseyin Görüm devam ediyor; Mehmet Fikri Karadağ’ın.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yokum efendim.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu şekilde bir söylemine siz şahit oldunuz mu?”

62

Page 63: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:63

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Olmadım efendim ve böyle bir konuşmanın içinde ben olsaydım sormuş ol… kurmuş olduğunuz cümlelerden çünkü eminim hatırlardım böyle bir söylem ben duymadım kayıt alınan ortamda da duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Orda…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şahit olduğum hiçbir ortamda böyle bir söylem

duymadım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Mehmet Fikri Karadağ; hiç kimseye bir şey

söylemedim saçmalıyorsun. Hüseyin Görüm; sende sattın beni eğer ki bu Kuvayı Milliye 1, 2 tane onu bunu yaptırsaydın yine suçlu ben olacaktım. Danıştay davasına gittiğimde hepiniz beni sattınız hepiniz buradan gittiniz ne dediniz Hüseyin gitti müebbet ceza alacak, Hrant Dink davası oldu buraya gelmedin Düzce, Hendek, Adapazarı’nda bilmem ne olmuşsa Hüseyin yaptı yapanda kim biliyor musun? Allah’ta şahidimdir bütün millet şahidimdir hep de yapan asker çıktı kime sığındıysam şimdi gelelim Kuvayı Milliye’ye 2 tane Kuvayı Milliye’ye gelelim. Bir tanesi Ankara’da kuruldu bunu kurduran, bunu kurduran siz geldiniz bana dediniz ki Ankara’da Kuvayı Milliye kuruldu bu kuruldu. Yine bu kuranların hepsi sizin tanıdıklarınız değil mi? Mehmet Fikri Karadağ; hiç birini tanımıyorum. Ben kimi tanıyorum şeklinde devam ediyor. Şimdi burada Danıştay davası sonrasında kimsenin gelmediğinden, hepsinin kendisini sattığından bahsediyor hatırlıyor musunuz o tarihleri Danıştay davası sonrasında dernek genel merkezindeki görünümü, durumu anlatır mısınız mahkemeye?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gayet (1, 2 kelime anlaşılmadı). Efendim anlatırız öncelikle şöyle bir şey söylemek istiyorum Hüseyin Görüm hayat….”

Mahkeme Başkanı: “Bu tarafa dönün Mustafa Bey:”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hüseyin Görüm hayatta genel başkanımıza yok bizi

sattın, basaer şöyle ettin böyle ettin gibi saygısız sözler söyleyeceği durumu söz konusu olamaz öncelikle bunu söyleyeyim. Orda sıkıntılı cümleler var yine. 2, efendim Kuvayı Milliye derneğinin vatanın yetiştirdiği bir Danıştay Hakiminin öldürülmesinin içinde bulunabileceğini düşünen kişiler dediğim gibi efendim ya Kuvayı Milliye ruhu içinde yok demektir ya bilmiyor demektir. Biz devletimizin yetiştirdiği insanın ölmesinden ancak üzüntü duyarız esefle de bunu kınarız. Sizin söylediğiniz şeyler buradaki insanlar vatansever insanlar orda Danıştay’ın yıllarca yetişmiş hakimi öldü diye kendini oraya bağlayacak bundan sevinecek efendim bu gerçekten samimi söylemler değil böyle bir durum söz konusu olamaz yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Danıştay davasından sonra sorumu tekrar ediyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Duymadım efendim.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Genel merkeze gittiğiniz oldu mu?

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Danıştay saldırısının tam tarihini bilmiyorum hatırlıyorum ve bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “17 Mayıs 2006 tarihinde vuku meydana, meydana geldi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayatımda hiç Danıştay saldırısıyla ilgili bir yorum

yapıldığını ya da Hrant Dink davasıyla ilgili bir yorum yapıldığını bilmem. Kuvayı Milliye Hrant Dink’in öldürülmesine karşıdır. Benim şahsi fikrim budur. Biz kendi kardeşimiz olarak gördüğümüz insanların ölmesine karşıyız misakımız içindeki herkes bizim kardeşimizdir ha yanlışları olur doğruları olur ama biz biz Allah rahmet eylesin diyorum ben. Hepimiz Hrantız demiyorum Allah rahmet eylesin diyorum bu kadar efendim. Duymadım, görmedim böyle bir konuşma olmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Başka sorum yok Sayın Başkan.”Tanığın beyanının alınması sırasında Tanık Kemalettin Gülen’in duruşma salonunun

dışında bekletildiği anlaşıldı. Mahkeme Başkanı: “Buyurun Muzaffer Bey.”Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi: “Müsaade ederseniz Başkanım mahkeme

aracılığıyla soru yönelteceğim.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun buyurun.”

63

Page 64: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:64

Sanık Muzaffer Tekin: “1. sorum 12 Haziran 2007 Ümraniye davasının başladığı günden bugüne kadar size Muzaffer Tekin namına herhangi birisinin gelip verdiğiniz ifadeleri yönlendirmeniz konusunda baskı yaptı mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır yapmadı ben Allah’tan başka bir kuldan korkmam zaten.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Beni tanıyor mu Başkanım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır sizi hiç görmedim daha önce burada gördüm

sadece ve televizyonda görmüştüm 1, 2 sefer.”Sanık Muzaffer Tekin: “Benimle hiç karşılaşmış mı acaba?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır karşılaşmadım hiçbir ortamda.”Sanık Muzaffer Tekin: “Kuvayı Milliye’ye gittiği süre yıl, ay bunun bir şeyini yapabilir

mi? yani kaç ay devam etmiştir bu 1 yıl mıdır, 6 ay mıdır?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim parçalı bulutlu çok uzun süre gittim yalnız

parçalı bulutlu dediğim gibi askerlik dönemim…”Mahkeme Başkanı: “İlk hangi tarihte gittiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim 2004, 2005 özür diliyorum 2006’larda Deniz

Yıldırım beni götürdüğü olarak değerlendiriyorum konuyu, 2006’dan bu tarihe kadar ben Kuvayı Milliyeciyim zaten, bunda bir değişiklik yok fiziksel olarak derneğe gitmem zaten kaç senedir dernek kapalı. Onun dışında da bulunduğum zamanlarda tanıdığım ve görüştüğüm insanları zaten arz etmiştim.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi 2006 yılının hangi aylarında yani başlarında mı, ortalarında mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim tam olarak bunu tespit etmem anca benim gidip üyelik yapmış olduğum kayıt defterinde söz konusudur. Ben 2006’nın tarihini nerden hatırlayayım efendim şimdi.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Kuvayı Milliye’ye gittiği dönem içerisinde beni hiç Kuvayı Milliye’de görmüş mü?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır sizi hiç sadece Kuvayı Milliye değil sizi hayatımda hiçbir ortamda canlı ya da sizin vasıtanızla gelen bir kişi dahilinde görmedim tanımıyorum.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Peki benim hiç Kuvayı Milliye’ye geldiğimi bir başkasından duydunuz mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle bir durumum yok.”Sanık Muzaffer Tekin: “VKGB hareketinin içinde bulunmuş mu Başkanım Tanık?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “VKGB dediğiniz.”Mahkeme Başkanı: “Vatansever Kuvvetler…”Sanık Muzaffer Tekin: “Vatansever Kuvvetler…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim dediğim gibi bizim tek bunun alt kademesi

başka kolu öyle bir şey yoktur bizim derneğimiz tekdir benim öyle bilmediğim etmediğim dernekle zaten işim olmaz biz Kuvayı Milliyeciyiz bizim derneğimiz adı Kuvayı Milliye derneği başka ben tanımıyorum bilmiyorum efendim. Zaten bilsem de tanıyorum onu da ayrıca belirtiyim.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Muzaffer Beyin sorduğu Vatansever Kuvvetler Güç Birliği derneği.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle bir şey olduğunu bilmiyorum öyle bir oluşum olduğunu ve Kuvayı Milliye’nin öyle bir kolu zaten olamaz Kuvayı Milliye’nin kolu Dünya’nın her yerine uzanır siz küçümsüyorsunuz.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sayın Başkanım bulunmadığını söylüyor net olarak Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketinden direk veya dolaylı kimseyi tanıdı mı herhangi bir fikir teatisinde bulundu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Böyle bir kişiyi tanımadım, zaten tanısaydım onların bilgisine ve fikrine itibar etmeyeceğimde çok kesin benim burada bilgisine ve söylediklerine

64

Page 65: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:65

itibar ettiğim kişiler bellidir tekrar aynı şeyi arz ediyorum benim buradaki tek genel başkanım bana bir şey söyleyecek kişi kendisi burada oturmaktadır zaten ve Hüseyin abi.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sayın Başkanım benim Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinin başında olduğumu bildiğini ifade ediyor net olarak bunun kaynağı nedir onu açıklar mı kimden duydu, doğruluğunu araştırdı mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim şöyle öyle söylüyor dendiği zaman benim ağzımdan bunu duyulmuş olması gerekmektir ben böyle bir şey söylemedim reddediyorum.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Teşhis tutanağında Muzaffer Tekin’i VKGB’nin başında olduğunu biliyorum şekilde net ifadesi var.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Reddediyorum öyle bir ifadeyi, ifadeyi gayet net bir şekilde reddediyorum.”

Sanık Muzaffer Tekin: “İşte biz o ifadelerle örgüt başı filan olduk da kardeşim 4 senemiz geçti.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim onun için geldik bizde. Yani öyle bir yükü… (1, 2 kelime anlaşılmadı)

Sanık Muzaffer Tekin: “Allah razı olsun 4 sene sonra faydan oldu. VKGB’nin aksiyon ve eyleme yakın bir grup olduğunu konuşuluyordu diyor. VKGB’nin aksiyon ve eyleme yakın bir grup olduğu konuşuluyordu diyor, kim konuşuyordu kimden duydular acaba?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Böyle bir şey konuşuluyordu kişi anlamında ben böyle bir ifade de zaten bulunmadım reddediyorum ama televizyondan gördüğümüz itibariyle bakın bunu sade benim televizyon yorumum bu. Bunu ben değil dışarıdaki milyonlarca insan televizyonda kişilere ne yönlendiriliyorsa aynı şey olduğunu zannetmekte bu benim yorumum değil dediğim gibi bunu da ben reddediyorum efendim böyle bi…”

Sanık Muzaffer Tekin: “Bir daha netleşmesi için soruyorum. Benim Kuvayı Milliye’yle ilgili hiçbir irtibatım olup olmadığı konusunda son ne söyleyecekler Başkanım.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim kişiyi şu anda gördüm tanıdım, bakıyorum ve kendisini Kuvayı Milliye derneğinin değil, Türkiye Cumhuriyetinin ya da başka bir yerin hiçbir yerinde direkt olarak ya da gayri direkt olarak tanımıyorum ama şunu da ayrıca belirtiyim bana birisi gelip şu konuşmalarımın yönlendirmeye çalışacak böyle bir durum söz konusu değil adama gülerim efendim ben bana kimse gelip öyle bir şey söyleyemez yani zaten.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sayın Başkanım bir daha net olarak almak istiyorum benim Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketinin başında olduğum konusunda herhangi bir ifadesi emniyet ve savcılıkta oldu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Reddediyorum böyle bir ifadem yok ben sizi fotoğrafınızdan biraz öncede söylediğim gibi fotoğraftan tanıdığım insanları gösterdiklerinde ben bu kişiyi televizyonda gördüm şurada gördüm burada gördüm diye ifade ediyorum zaten.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam sorunun cevabını aldınız buyurun.”Sanık Muzaffer Tekin: “Son sorum tabi ifade tutanaklarından okuduğum kadarıyla

benimle ilgili konuşmalarının somut bir bilgiye mi yoksa duyumlara mı dayandığını öğrenmek istiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bu biraz önce söylediği gibi aksiyona yakın bir şeydir konusunu ben bunu böyle bir şekilde yorumlamadım ama televizyondan insanların seyrettiği itibariyle bana sorulacaksa burada herkese bu soru sorulabilir. Benim böyle şeyle ilgili bilgim yok böyle bir şeyle ilgili olarak bir duyum almadım şahıstan ama ne diye olarak soruyorsanız 75 milyon bunu seyrediyor zaten ben bilmiyorum böyle bir durumu bilgim yok.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sayın Mahkeme, Sayın Başkanım sorularım bu kadar yalnız herhalde Muzaffer Tekin’in ne organik, ne inorganik hiçbir yasal hele hele gayri yasal örgütlü üyesinin olmadığı burada netleşti.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun. Buyurun Kemal Bey.”Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi: “Değerli Başkanım birkaç sualim olacak.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun buyurun.”

65

Page 66: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:66

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yüksek müsaadenizle. Mustafa Bey beni herhangi bir şekilde tanıyor musunuz gördünüz mü herhangi bir yerde? Defalarca söylediniz ama.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim sizi ben görmedim sadece fotoğraflardan burada gösterilenler artık o kadar çok fotoğraf görüldüm ki gördüğüm fotoğrafların hepsini artık gördüğüm bir hal aldı bu kişiyi ben 753. gördüğüm fotoğraf gibi şeklinde bir sizi tanımışlığım olabilir ama onun dışında ben sizi tanımıyorum siz beni tanıyor musunuz?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Dernekte gördünüz mü efendim?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben görmedim sizi.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani siz derneğe gittiğiniz herhangi bir süre boyunca beni

kesinlikle orada görmediniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sizi derneğin içinde de biraz önce beyefendinin

söylediği beyefendiye söylediğimin aynısı derneğin içinde de dışında da direkt olarak ya da gayri direkt olarak hiçbir şekilde isminizi duydum ama tanımıyorum, bilmiyorum ilk defa sizinle konuşuyorum şuan.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Teşekkür ederim. İsmimi nerden duydunuz efendim onu da söyler misiniz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İşte o da 153. fotoğraf dedim ya.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ha ondan tamam.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “153. kere aynı ismi duyduğunuz zaman ister istemez

değişmezlik (1 kelime anlaşılmadı).”Sanık Kemal Kerinçsiz: “O şekilde ifade ediyorlar resmi görev….”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet, evet. Aynen aynen.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Mustafa Bey siz sabahtan bu yana özellikle emniyet ifadesini

ve savcılık ifadesinde tereddütler duyduğunuzu hatta büyükçe bir kısmını kabul etmediğinizi beyan ettiniz ve bir şüphe yarattınız her 2 ifade de. Şimdi size aktaracağım mesele gerçekten bu şüpheyi de kuvvetlendiriyor hep beraber bu şüpheyi burada göreceğiz. Sizin 15.7.2008 tarihli organize suçlarda verdiğiniz bilgi edinme tutanağında bu tarihten 4 gün önce derneğe gittiğinizi dernekteki Musa Akdağ isimli bir kişinin sizi polis tarafından arandığınızı söylediğinizi bunun üzerinize ailenize döndüğünüzü ailenizin de gidin polisten bilgi alın niye aranıyorsunuz diye size bu şekilde yönlendirdiğinizi söylemişsiniz. Bu beyan doğru mudur efendim?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Beyanı reddediyorum efendim tamamen reddediyorum polisin beni nerden aradığını ailemden duyduğumu kabul etmekteyim ama Musa isimli kişiyi biraz önce orda görmeme rağmen sadece ismini tahmin üzerinden gittiğimi söylemiştim Musa isimli kişiyle birebir hiçbir konuşmam olmadı bu zamana kadar ve derneğe ben o ifadeyi verdiğim günden 4 gün öncesinde derneğe gittiğim o sokağa girdiğim tespit edilirse o zaman ben kendi mi adürüst olarak ilan edeceğim ama benim o tarihin bayağı bir bölümündür ki biraz önce söyledim dernek problemlerini derneğe gitmişliğim söz konusu değildir efendim. Dediğim gibi derneğe gitmişliğim tespit edilirse problem yok ama böyle afaki konuşmalar benim söylemediğim şeyleri efendim ben şunu söyleyeyim ben burada şüphe oluşturmak için değil şüpheleri ortadan kaldırmak için kendime sorulan soruları kişilerin yüzüne söylemek için bulunuyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi bu söylediğiniz şu belgeyle bilgiyle teyit edilecek ama ondan önce şu suali sormak istiyorum. Siz nasıl emniyete davet edildiniz bir defa net bir şekilde söyler misiniz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynı konuşmamı yapacağım çünkü bir değişiklik olması mümkün değil evimden bana 3 gün, 3 gün, 2 ya da, 3 gün ya da 4 gün evime gelindiği ve beni polisin aradığı ailemin de senin korkacak bir şeyin mi var, bizim polisten kaçacak bir durumumuz mu var git ne istiyorlarsa öğren demesi üzerine ben Levent polis merkezine kendi cep telefon numaramdan kayıtlıdır muhtemel aradım. Şuanda kullandığım cep telefon numarasıdır numaram. Dedim ki benimle ilgili bir arama durumu söz konusuymuş ben ikamet adresimin önünde sizi bekliyorum gelin dedim, madem gelin. Çünkü ailemin de bunu görmesi lazım evime gidemiyorum yani böyle bir sıkıntı olamaz bana şimdi bakın insanların

66

Page 67: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:67

bulundukları ailevi durumları da iyi tespit etmek lazım benim ailemin kapısının önüne hayatında hiç kimse gitmez gidemez yani gidemez biz çünkü kurallara, kanunlara, atamıza, dedemize (1 kelime anlaşılmadı) insanlarız. Ama burada baktığınız zaman şimdi adamlara gel kapıdan beni al diyorum aynen özür diliyorum devam edeyim kapıdan gelip beni alıyorlar o şekilde Levent polis merkezine götürüyorlar 2 saat boyunca oturuyorum o da kameralarla tespitlidir Levent polis merkezinde kalmam. Ondan sonra bana diyorlar ki seni organize suçlara teslim edeceğiz iyi diyorum özür diliyorum seni organize suçlara götüreceğiz diyo iyi diyorum resmi özür diliyorum biraz önce yanlış bir bilgi vermiş oldum efendim düzeltiyorum resmi polis arabası beni İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüp organize suçların yukarısına çıkartıp onlara teslim ediyorlar. Odaya giriyorum ifadem alınması üzere içeride 6, 7 kişi var. D kadar net söyleyeyim yani ifademi alan 1 kişide yok 6, 7 kişi var biri ağzında çiklet, biri elinde tespih, biri böyle atmış bacak bacak üstüne garip garip böyle sürekli bir çay kahve içer misin durumları yani algılayamadığım hiç olmaması gereken kadar lakayt, ciddiyetsiz bir durum içinde bulunmam sebebiyle organize suçlara geldim. Buraya kadar olan bölüm biraz önce anlattığımla aynıdır zaten.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi size bir belge okuyorum Emniyet Müdürlüğünün 16.07 sayılı 16.07.2008 tarihli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazmış olduğu müzekkere. 15.07.2008 günü saat 12:15 sıralarında 155 polis imdat hattını arayan Çınar Mustafa Altunbaş güncel konularla ilgili bilgi vereceğini beyan etmesi üzerine şube müdürlüğümüze intikal ettirilmiştir.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yanlış bilgi efendim (1, 2 kelime anlaşılmadı)” Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz 155’i bu şekilde aradınız mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben biraz önce söylediğim gibi polise beni arıyor

muşsunuz gelin beni alın dediğim doğrudur ama güncel bi… güncel bir bilgi değil ki bu bambaşka bir konu güncel bilgi hani aktüalite haberi yada magazin programcılığı yapıyormuş gibi böyle bir şey söz konusu değil efendim böyle bir konuşmam söz konusu değil.”

Mahkeme Başkanı: “Kemal Beyin sorusu 155’i aradınız mı diye soruyor?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim polisi çağırdığımı ben zaten ifade

etmiştim size bunu zaten ifade ettim zaten bu ifadem üzerine konuşuyoruz zaten.” Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yalnız 155’e güncel bilgiler konusunda (1, 2 kelime

anlaşılmadı).”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim adresimi, adresimi söyleyerek benim

arandığım konusunda evime gelindiği konusunda.”Mahkeme Başkanı: “Önce bir soruyu alalım tekrarlar mısınız Kemal Bey soruyu.” Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz 155’i arayarak güncel konularla ilgili bilgi vereceğinize

ilişkin bir konuyu aktardınız mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İşte bütün zaten aslında reddettiğim şeyler bunun

üzerinden çıkıyor. Efendim ben ruh hastası mıyım durduğum yerde gideceğim güncel bilgilerle ilgili benim fikrim var bu kadarda siz lakayt dinliyorsunuz size anlatayım siz çarptırın ondan sonra bir savcılık ifadesi olsun geleyim buraya kendimi ifade etmeye çalışayım. Bütün ailevi yaşantım zedelensin evime gidip gidememe konusunda yani böyle bir durum efendim söz konusu değildir reddediyorum. Bu konuyu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani siz 155’i doğrudan doğruya.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben aradım, kabul ediyorum.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Doğrudan doğruya 3 defa evinize gelindiğinden ötürü neden

beni rahatsız ediyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen benim ismimi söyleyerek, TC kimlik numaramı

söyleyerek ezbere bildiğim için benim aradığım konusunda bende bir bilgi olduğunu benim aranmama gerek yok ben zaten buradayım istiyorsanız gelin alın demem üzerine Mobese kayıtlı ve karakol kayıtlı Levent polis merkezinden gelen resmi oto beni sanki kendileri yakalamış gibi tutuklayıp polis merkezine götürmeleri de ayrı bir komedidir zaten. Ayrı bir rencide durumudur yani ben kendi ayağımla geliyorum efendim her yere. Buraya beni çağrıldığımda da ben kendi ayağımla geldim. Siz mevcutlu getirilmesi demişsiniz memur

67

Page 68: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:68

beyler beni aradılar ama benim zaten kanunun kestiği parmak acımaz efendim bizde bir sıkıntı yok yani.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz emniyete gittiğinizde emniyet sizin ifadenizi almak isterken sizin sıfatınızı belirtti mi şüpheli veya tanık herhangi bir sıfat varacağınızı belirtti mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bana, bana hiç bir sıfat burada belirtilmedi benim ne sebep ben zaten orada ne sebepten bulunduğumu öncelikle araştırmaya çalışıyorum. Yani bir kişiyi siz davet ettiğinizde bildiğim kadarıyla elinizde bu konuyla ilişkilendirilebileceğiniz bir delil olması gerekmekte. Benim gidip aranmam garip olduğu gibi arandıktan sonra bana bir delil üzerinden bir suçlama yapılmaması ayrı bir gariplik, onun üzerine de sanki ben oraya efendim bu denklem güzel bir denklem değil efendim samimiyetsiz sıkıntılı bir denklem.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani size Mustafa Bey size tanık sıfatı ile bilginize müracaat edeceğiz diye bir beyan oldu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bana savcı bu sadece savcı.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Savcı değil emniyet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Emniyette hayır, emniyette hayır.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Peki, herhangi bir şekilde bir avukat tutma hakkınız

olduğu söylendi mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiçbir avukat tutmadım, buraya gelirken de zaten aile

avukatım olmasına rağmen hiç bulaştırmadan buraya getirdim, neden çünkü ben avukatla kendimi ifade etmesi gerekmeyecek kendimi ifade eden birisiyim, ama bana avukatını ister misin birisini arar mısın ya da gel seni bir hastane kontrolüne götürelim bir ne yaptınız bana atıyorum beni döverek mi söyle… öyle bir şey yok yalan söylemek istemem. Ama beni bu sadece ben sistem itibariyle söylüyorum beni döverek mi söylettin, söverek mi söylettin? Böyle bir şeyin polisin elinde öyle bir tutanak olmadığına çok eminim lakayt.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani size.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ciddiyetsiz bir ifade olduğu ifadenin gelişindeki

yalanlardan çok bellidir.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Mustafa Bey size polis tanık mı yoksa.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Polis bana hiçbir şey söylemedi abi.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şüpheli mi hangi sıfatla ifade alacağınızı beyan etmedi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiçbir sıfat söylemedi bana polis.” Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki sizin çağrılma usulünüz tanığın çağrılma usulüne uygun

değil anlatımlarınıza göre.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim aynen.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani 3 polisin sürekli olarak veya 2 polisin evinize 3, 4 defa

gelip de ailenize baskı yapması size mutlak surette.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “2, 3 sefer aynen efendim. Nerde diye sorması.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Emniyete intikal ettirilmenizi gerektiğinizi şekilde bu şekilde bir

yola gitmeleri tanığın davet edilme usulüne uygun olmadığı anlaşılıyor yasalar karşısında.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen, aynen efendim.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz size yapılan bu muameleden son derece olumsuz bir

muamele olduğu anlaşılıyor tanık sıfatıyla etkilendiniz mi, psikolojik bir baskı altına girdiniz mi veya orada en azından iradenizin”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim kendim.” Sanık Kemal Kerinçsiz: “Dışında yazılanlara tepki koyamama gibi bir ruh haline

büründünüz mü anlatır mısınız onu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi bana baskı, baskı bana baskı yapıldı dersem.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Üzerinizde bir etki oldu mu bu konu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yanlış bir ifade de bulunmuş olurum polis tarafından

ama polisin gayri ciddiyetsizliği ve benim fikrimce argo oluyor ve lakayt tavırları zaten bunun ciddiyetin dışında, doğruların dışında, mantığın dışında bir kağıt parçası olarak değersiz bir kağıt parçası olarak bana yüzüme ifade edilmesine sebep olmuştur 1, 2, siz beni tanık olarak buraya.”

68

Page 69: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:69

Mahkeme Başkanı: “Bunu ifade ettiler mi polisler?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Neyi efendim?”Mahkeme Başkanı: “Yani bu gayri ciddi olarak.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben kendilerinin bulunduğu durumu söylüyorum

efendim.”Mahkeme Başkanı: “Kağıt parçası olarak değerlendireceğin konusunda bir şey

söylediler mi size.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “ Yok ben kendilerine gördüğüm şimdi efendim

bilmiyorum tabi ki bir insanın ifadesi nasıl alınır benim uzmanlık alanım değil ama 6, 7 tane böyle kahkaha yapıp makara yapan böyle genç genç elinde.”

Mahkeme Başkanı: “İfadesinin alın… ifadenizde alındığı ortam gayri ciddi bir ortamdı.” Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gayri bir ciddi ortamdır efendim.”Mahkeme Başkanı: “Tamam başka söyleyeceğiniz bir şey var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Onun dışında söyleyeceğim şeyde şudur. Siz beni ilk

defa özür diliyorum ben bir işe yarayabilseydim daha önce gelirdim siz beni ilk defa buraya çağırdınız ve çağırdığınız gün ben kendim geldim efendim buraya. Ben tanık olarak dinlenebileceğim bana söylenilen şuraya gel buraya gel denilen her yere gelebilecek durumum söz konusu çünkü bizim kimliğimizle konuştuğumuz şey aynıdır efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz emniyette ifade verdikten sonra ifadenizi okudunuz mu veya okuyamaya müsaade ettiler mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır okumadım. Hayır ben ne emniyetteki ne savcılıktaki ifademin ikisini de okumadım efendim bunu düz olarak ifade.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki size okuyun diye verdiler mi ifadenizi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aslında benim önüme evet okuyabilirsin diye koydular

ama söylediğim gibi benim hatam şu oldu Japon atasözünün söylediği gibi güven iyidir kontrol daha iyidir ben bir devlet görevlisinin benim söylediğim şeylerin haricinde beni hain ilan edebilecek benim düşündüğüm aynı şeyleri ifade ettiğim insanlarla birlikteliğimi bile karşı karşıya getirebilecek şeyler yazacağını aklımdan değil dimağımdan bile geçirmediğim için açıkçası biz devlet mantığının ya da devlet terbiyesinin böyle olduğunu düşünmüyoruz o yüzden okuma gereği duymadım. Bir sayfalık ifade okumam.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam Mustafa Bey cevabını verdiniz.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Emniyet, emniyet sizin verdiğiniz ifadeyi size yüksek sesle

okudu mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim okumadılar.” Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki savcılık ifadesinde fotoğraf teşhisi yapıldı mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Anımsamıyorum efendim net bir şekilde söyleyeyim

poliste yapıldı, çünkü odaya bile hatırlıyorum oturulduğunu ama savcılıkta bana sen fotoğraf teşhisi yapılmış gibi bir şey soruldu ama şu fotoğraf mı, bu fotoğraf mı şeklinde Nihat Beyin şuanda yaptığı gibi ekrandan adam bu mu, şahıs bu mu soruları kesinlikle sorulmadı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani size fotoğraflar Sayın Savcı tarafından gösterildi mi gösterilmedi mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bana polis tarafından gösterildi efendim kişiler.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Savcı tarafından.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır gösterilmedi.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Gösterilmedi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet. Bunda emin misiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şunu size söyleyeyim Savcı Beyin zaten

yönelttiği sorular polisin getirmiş olduğu ifade kağıdıyla doğru orantılı olduğu için o da bana tekrar resimleri göstermek yerine böyle böyle resim teşhisi yapılmış böyle bir konuşma geçti ama kendisi bana böyle bir de resim teşhisinde bulundurtmadı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “İfade tutanağında şöyle bir cümle var. Ben yanlış anlamıyorsam savcılıkta teşhisin yapıldığı izlenimi doğuyor bu cümleden okuyorum efendim.

69

Page 70: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:70

Kollukta ve şuanda burada hakkında daha önceden işlem yapılan diğer şüpheliler fotoğraflarından bana gösterildi diye bir cümleniz var.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gösterildi bu şimdi cümlemin bu cümleye evet ya da hayır demem çok doğru olmaz ama gösterildi dediğim polis bana gösterdiğidir savcılık bana gösterdi demek değil.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Polis bana gösterdi eğer zaten Savcı Bey kendisi de

ben sana bu resimleri gösterdim diyorsa yüzüme bakarak ben yalan söylüyorum diyeceğim onu da çok net olarak ifade edeyim. Efendim ben çok yoruldum nasıl bir şey yapabiliriz.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Savcı Bey. Buyurun Kemal Bey.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yoruldum diyor arkadaş efendim, tanık yoruldum diyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim çok yoruldum ama nasıl bir şey yapabiliriz?”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu sırada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Ümit Kaplan’ın geldiği görüldü

huzurdaki yerine alındı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş yeniden huzura alındı.Beyanın alınmasına devamla.Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey buyurun.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Mustafa Bey emniyet ifadenizde Cahit İpek isimli uyuşturucu

işi yaptığını iddia ettiğiniz Yunanistan’da kaçakçılıktan tutuklu bulunan bu kişinin İzol isimli kişinin öldürülmesinde azmettirici olduğunu ifade etmişsiniz. Bu ifade hem emniyet ifadesinde var hem de savcılık ifadesinde var. Bu kişi hakkında söylediğiniz ihbar kabul edilerek bu suçtan ötürü herhangi bir yasal takibat yapıldığı hakkında bilginiz var mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şöyle olur efendim. Kişiyi hayatımda canlı olarak hiç görmedim. Ben devam ettiğini bildiğim bir davanın Deniz Yıldırım ile kendisinin aynı suçtan nasıl söyleyebilirim aynı suçtan suçlandığını bildiğim ama şu anda Yunanistan’da değil Deniz Yıldırım ile birlikte aldığı cezadan dolayı Kartal cezaevinde yattığını bildiğim bir şahıs. O dönemde bu konu kesinleşmediği sadece bir iddia olduğu için ben dostum dediğim insana katil bu diyebilecek öyle bir durumumuz söz konusu değil.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır benim sorduğum şu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok zaten o şeyle ilgili olarak cezasını aldı yani o kişi

bu bahsetmiş olduğum kişi biraz önce söylediğim Deniz Yıldırım’ın.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Cahit İpek isimli kişiden bahsediyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet Cahit İpek isimli kişinin şu anda cezaevinde

olduğunu biliyorum ben zaten.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Size önce emniyette resimlere bakıp teşhis

yaptırdıktan sonra mı ifade verdiniz yoksa önce ifade verip sonra mı teşhis yapıldı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biraz konuştuk daha sonrasında klasör gibi bir şeyler

açıldı işte resimler gösterildi ondan sonra ifadeye devam edildi. Yani tam ara bir dönem itibariyle önce gösterip direk ifade almak değil ya da ifade verdikten sonra resimleri göstermek değil. Ara dönemde bana gösterildi. Ama resimlerle ilgili olarak söyleyeceğim şey bu kadar açıkçası.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani ifadenin yazımına başlanmadan önce siz resimleri gördünüz öyle mi efendim?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İfadenin yazılması başlanmıştı ara bir dönemde şu resimlere de bir bak adı altında o söylediğim ciddiyetsiz ve şeyden uzak platformda sanki böyle bir derginin sayfalarına bak a bir de ya şunlara bak dermiş gibi bir ifade söz konusu oldu. Ama zaten bununda ne kadar ciddi olduğunu şu andaki ifademden sizin vermiş olduğunuz bilgilerden çok net bir şekilde anlayabiliyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi burada şu sıkıntı var. Sizin emniyette verdiğiniz 15.7.2008 tarihli ifadenizde bilgi edinme tutanağında tanıdığınız veya gördüğünüz kişiler olarak benim ismim geçmiyor. Fakat teşhis tutanağında şöyle bir cümle kullanılıyor. Bakın

70

Page 71: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:71

okuyorum, 15.7.2007 günü Kuvayı Milliye derneği ile ilgili bilgi sahibi olarak ifadesi alınan Çınar Mustafa Altunbaş ifadesinde bahsettiği üzerine bir daha basa basa okuyorum. İfadesinde bahsettiği şahısları görse tanıyabileceğini beyan etmesi üzerine şüphelilerin fotoğraflarının gösterildiğinden bahsedilmiştir. Açıp bakıyoruz benim ismim yok.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir de ben.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Benim ismim olmadığı gibi ayrıca size buradan birkaç kişinin

ismini daha sayabilirim ifadenizde Aydın Yüksek’in ismi geçmiyor. Cemal Yiğit’in ismi geçmiyor. Emin Caner Yiğit’in ismi geçmiyor. Fuat Ermiş’in ismi geçmiyor. Fuat Turgut’un da ismi geçmiyor. Şimdi teşhis tutanağındaki bu ifadeye göre sizin sadece ve sadece teşhiste gördüğünüz fotoğrafların ifadenizde geçen kişiler olması gerekir öyle yazmış çok net.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok çok haklısınız çok güzel bir (1 kelime anlaşılamadı) değindiniz.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama bakıyoruz ki, bakıyoruz ki bunun ötesine geçilmiş ifadenizin dışında birtakım kişilerin resimleri gösterilmiş adeta denmiş ki bunları da dahil et.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Daha vahim.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şeklinde size adeta bir yol açılmaya çalışılmış ve neticede de

o sizin söylediğiniz şekliyle bu teşhis tutanağında yapılmış ne dersiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim daha vahimi benim hayatımda hiç ismini

bilmediğim ve ifademde ben bu kişiyi daha önce gördüm ama ismini hiç kullanmadığım kişilerin isimleri soy isimleri yazılarak sanki ben direk olarak insanlarla ilgili bilgi veriyormuşum gibi nitelendirilmesi aslında buradaki konuyu çok net bir şekilde açığa çıkartıyor. Ben sizi tanıyormuşum bana niye sizinle ilgili soru sorulmamış? Ben sizi teşhis ettiysem bu tutanakta neden belirtilmiyor? Benim dediğim gibi efendim benim vereceğim cevap biraz önce size verdiğim ve Savcı Beyinde sorularına verdiğim gibi ben burada sadece ve sadece saygı duyduğum ve kendimden hissettiğim Sayın genel başkanımız ve Hüseyin Görüm’ü ben tanımaktayım. Buradaki kişilerin hiçbiriyle hiçbir platformda hiçbir durumda bir araya gelmedim efendim ben. Bilmiyorum ve eğer sizi te… dediğim gibi sizi teşhis ettiysem şöyle öyle bir pozisyon yaratılmış ki hiç tanımadığım adamlar benim yanımdaymış. Ben onlarla birlikte 1, 2 toplantıya mı katılmışım işte gelen birisine selam mı vermişiz hani olmayan bir senaryo üzerine şu anda benim konuşmamı beklemek ben dediğim gibi kendimi yeterince ifade ettiğimi düşünüyorum. Söz konusu olmamalı yani olmayan bir (1 kelime anlaşılamadı) var işin içinde.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi, şimdi verdiğiniz cevap Kemal Beyin sorunun cevabını tam karşılamıyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: "Emniyette bazı isimler vermediğiniz halde savcılıkta bazı isimler

verilmiş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben öyle bir yönlendirme efendim fark etmedim.”Mahkeme Başkanı: "Efendim, efendim bunun sebebini soruyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben böyle bir yönlendirme dediğim gibi şimdi

insanların da ben burada sadece burada olan insanların değil polislerinde hakkını yememem gerekiyor. Bana bir yönlendirmeye yönelik ya da bu kişileri de bu işin içine dahil etmeye yönelik bir çalışma ya da fikir olduğunu öyle bir şey hissetmedim. Öyle bir şey söz konusu değil. Ama şey çok enteresan oluyor efendim madem ben orada teşhis ettim ifadede niye sorulmadı ifadede sorulduysa ben neden anlatmadım. Ya da anlattığım konu varsa neden ifadede yazmıyor. Asıl sorulması gereken sorular herhalde bunlar olması gerekiyor.”

Mahkeme Başkanı: "Peki Savcı Bey o isimleri nereden çıkartıyor?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bilemiyorum ben, ben dediğim gibi burada

söylediğim insanları görmediğimi söylüyorum. Siz bana inanmıyor musunuz?”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yalnız bu Savcı Beyin isimleri doğrudan doğruya emniyet

tutanağından aynen alınmış isimler sırasıyla.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çünkü gösterilmedi bana doğru haklısınız.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani Sayın savcımız doğrudan.”

71

Page 72: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:72

Mahkeme Başkanı: "Şimdi dediği doğru da farklılık da var. Kemal Bey farklılıkta var.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Polisin tutmuş olduğu teşhis tutanağına tabi kılmış kendisini.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ne gibi bir farklılık var efendim söylediklerimde? Yani

benim size söylediğim şeylerin dışında söylemiş olduğum bir şey yok. Ben bahsetmiş olduğum gibi savcılıkta bana bir teşhis yapıldı yaptırılmadı onun haricinde emniyetteki teşhisin resmiliğini ve ciddiyetini zaten burada söyledim. Artı efendim bunları konuşmak çok yersiz benim gibi 30, 31, 32 yaşlarında ayağının üstünde durmaya çalışan kendi şahsı ve ailesinden sorumlu bir şahsın üstüne bu kadar sıkıntılı bir yükü yükleyip benim söylediğim şeylerin tamamen dışında evet verdiğim bilgiler var ve bunları söylüyorum. Ama bir, bir, bir sorumluluk sahibi birisi bulunamadığı için mi yoksa doğru bilgiler kimseden alınamadığı için mi ya da bilgiler tatmin edilmediği için mi bu iş benim böyle yönlendirilerek üstüme gitmeye çalışılıyor ben anlam veremiyorum efendim yani.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey buyurun devam edin sorularınıza.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki şöyle bir şey ifade edelim Mustafa Bey size sual olarak

getirmek istiyorum. İfadenizde ismi geçmeyen kişilerin resimleri gösterildi mi size emniyette?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bana çok fazla resim gösterildi emniyette. Sadece ismi

geçmeyen kişiler değil öyle bir klasör ki saysam zaten bir 200, 300 kişiye tekabül edebilecek bir isim yelpazesiyle karşılaştım ben. Spesifik olarak sadece bu sayfadakileri ve sadece bu sayfadakileri değil çevirerek baktığım kişilerin sayısı yüzün üstündedir diye düşünmekteyim. Onu da bu şekilde ifade edelim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet. Ancak söylediğiniz gibi söz konusu teşhisin doğru olmadığını sizin tarafınızdan da yapılmadığını ifade ettiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen doğru söylüyorsunuz reddediyorum. Zaten teşhis etseydim bunun nereden bildiğimi, nereden tanıdığımı, kimin vasıtasıyla tanıdığımı eminim ki emniyet birimleri bana sorardı. Eminim ki sorarlardı. Nasıl burada hiç tanımadığım insanlarla ilişkilendiriliyorum onun gibi bir şey yani bu aslında.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şimdi tabi Mustafa Bey belki tekrarlar oluyor ama örneğin benim Kuvayı Milliye üyeleriyle veya yöneticileriyle hiçbir şekilde tanışıklığım irtibatım telefon bağlantım herhangi bir yerde bulunmamama rağmen sizin bu ifadenizden kalkarak Kuvayı Milliye ile aramda bir örgütsel bağ oluşturulmaya çalışılıyor. Maalesef işte bu tür gerçekten samimi olmayan, adil olmayan delillerle biz yaklaşık 4 yıldan bu yana burada tutukluyuz. O bakımdan bizleri mazur görünüz suallerimiz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Rica ediyorum tabi ki ben size yani yapabileceğim aydınlatabileceğim konular için buradayım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Burada tabi başından beri ifade ettim. Yazı, yargılanan dernek yöneticisi ve üyeleriyle Kuvayı Milliyenin hiçbir telefon görüşmem yok şu saate kadar tek bir rabıta çıkmadı. Bir tek mesaj yok. Bu kişilerin telefon fihristlerinde benim numaram ve ismim kayıtlı değil. Benim telefon fihristimde bu kişilerin telefon ve isimleri kayıtlı değil. Dernekte.”

Mahkeme Başkanı: "Kemal Bey bunları daha sonra söylersiniz zaten.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır bu sual zaten buna bağlı olarak soracağım.”Mahkeme Başkanı: "Dernekte sizi görmediğini söyledi. Yani Kuvayı Milliye derneğinde

sizi görmediğini söyledi başka sorularınız varsa onu alalım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, yani ona bağlı olarak sual soracaktım peki siz.”Mahkeme Başkanı: "Sorularınız varsa alalım.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi tatmin olmuşsanız sorun yok efendim. Siz ifadenizde

ismi geçen kişilerin herhangi bir suç işlediğini size ya da başkalarına suç işleme konusunda talimat verildiğini veya azmettirildiğini gördünüz mü, duydunuz mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiçbir zaman böyle bir şeye şahit olmadım ne başkasına böyle bir direktif verildiğini duydum ne beni bu şekilde yönlendirilmesi durumu söz konusudur. Biz zaten sonuç olarak barış yanlısı insanlarız efendim böyle bir şeye biz hayırdır

72

Page 73: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:73

diye sorarız. O zaman işte Savcı Beyin dediğine gelir. Biz devlet görevlisi değiliz ki böyle bir misyon yüklenelim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam sorunun cevabını verdiniz.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir bilgi olarak aktarayım. Hemen sual soracağım. Dosyadaki

bilgilere göre dernek binası 2006 Haziran ayı…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Derneğin ne zaman kiralandığı ile ilgili hiçbir bilgim

yok efendim.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “2006 Haziran ayında kiralanmış 4, 5 ay kadar bir tadilat

yapılmış. 2006’nın 11. ayında dernek kurulmuş ve faaliyete başlamış. Siz ifadelerinizde 2004 diyorsunuz. Bir ifadenizde 2004, 2005 diyorsunuz dernek faaliyetini. Yani 2006’dan yaklaşık 1 buçuk 2 sene geriye gidiyor. Bunu nasıl izah edeceksiniz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben burada vermiş olduğum ifadede 2005 ve 2006 yıllarından özellikle bahsettim. Derneğin ne zaman tutulduğunu ve kurulduğunu bilmemekle birlikte derneğin inşaat halinde halindeyken halinde bile taşıdığım yani eğer Allah razı olursa taşıdığımız eşyası taşıdığımız koltuğu çünkü biz kendi evimizmiş gibi değerlendirdiğimiz için efendim bunlar bizim için bir negatiflik teşkil edecek diye düşünmedim açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi tarihini soruyor size.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim tarihte ben size söylediğim gibi tarihlerde

kesin şudur diyemeyip yanıl, yanılgılar olabilir o yüzden kusura bakmayın efendim tam net bilgi veremeyeceğim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Fikri Karadağ tarafından Niyazi Kıyak’a herhangi birine plaket gönderme konusunda bir talimat verildiğini duydunuz mu veya gördünüz mü?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır hiç böyle bir şeye ne böyle bir bilgiye sahibim hiç de böyle bir şey görmedim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Başbakanın yeğeni Hasan Basri ile tanıştırıldığınızı ve 3, 4 defa da dernekte görüştürüldüğünüzü ve Fikri Karadağ ile de baş başa görüştükleri beyan edilmiş siz birçok ifadeyi kabul etmediniz ama ben ifadeyi okuyorum. Bu kişinin ismi Nuri Vardarbaşı olabilir mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle söyleyeyim. Biraz önce söylediğim Mehmet Fikri paşamızın ben baş başa görüştüğü birisini görmedim. Artı bu şahsın Mehmet Fikri paşayla baş başa ya da baş başa olmadan görüştüğünü de görmedim. Bu şahıs aşağılarda gezen ben kendi ifademi kullanarak hani böyle alicengiz oyunları yapabilecek böyle bir hareketli böyle sıkıntılı bir şahıstı zaten 2 ya da 3 kere gördüm sonra bir daha da görmedim bu şahsı. Derneğin içine bir daha gelmedi. Bizde zaten aramızda doğruyu söylemek gerekirse bunu da net olarak ifade ediyorum başbakanın yeğeninin ben bir Kuvayı Milliyeci olmasını istemem yani efendim onu da ayrıca belirteyim yani.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz Ergün Poyraz’ın derneğe gelmediğini ancak dışarıda bir imza kampanyasında veya imza kitap imzalanması olayında bir imzasını aldığınızı söylediniz kitaba. Musa’nın Çocukları diye de isimden bahsetmişsiniz ifadenizde. Bunu teyit etmek bakımından söylüyorum sizde bu meseleyi teyit edebilirsiniz. Musa’nın Çocukları isimli kitap 2007 yılının Nisanın sonunda çıkmıştır ilk baskısı 2007 Nisan sonu ve Ergün Poyraz’da Temmuz ayında tutuklanmıştır. Kitap ile tutuklandığı tarih arasında 2 buçuk ay gibi bir süre vardır. Bu süre içerisinde zaten Ergün Poyraz İstanbul’a gelmediğini jandarma koruması altında bulunduğunu kendisinin İstanbul’da olmadığına ilişkin devletin rapor ve kayıtlarının olduğunu da ifade etmiştir. Teyit eder misiniz bu beyanları?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben şöyle teyit ederim efendim. Benim burada tek teyit edebileceğim bilgi benim zaten evimde mevcut bulunan kendisinin imzaladığı üzerinde tarihi olan ve Mustafa kardeşime isimli yazılı olan benim teyit edebileceğim tek şey bu. Oradaydı buradaydı şeklinde tanımadığım bir insanın.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok ben o teyidi şu anlamda derneğe gelmediği o tarihler arasında.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim dernekte söz konusu bile değil. Görsem görsem (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

73

Page 74: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:74

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Çünkü siz Musa’nın Çocukları diye bahsetmişsiniz. Bunun içinde bu 2 buçuk aylık süre içinde dernekte olması lazım o ifadenin doğru olabilmesi için.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok haklısınız. Çok haklısınız hiç.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “O anlamda soruyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç görmedim. Şahit olmadım ve dernekten birisiyle

görüştüğünü dahi bilmemekteyim öyle söyleyeyim yani.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz herhangi bir yabancı kuruluştan ya da içeride herhangi bir

gruptan derneğe ifadenizde bahsettiğiniz motorize ekip gibi sanal suç oluşturulması için uydurulup abartılan projelere herhangi bir finans desteğini gördünüz mü veya böyle bir taahhüt yapıldı mı şahit oldunuz mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim biz dediğim gibi ben bunu şöyle tespit edeyim. Biz gerçekten bir memur derneğiyiz. Bizim öyle büyük paraları ben hayatımda görmedim ne dernekte gördüm ne şahsımız adına gördük öyle büyük paralar yok yurtdışından geliyor. Keşke gelseydi. Böyle bir şeyde gelmesini isterdim destek olmak için oradaki bilgisayarcılar kalsaydı yani keşke. Durumumuz ortada zaten. Sitelerin hali ortada. Bilgisayarı açıp bakanlar zaten çok net bir şekilde görüyorlardır yani.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Son olarak efendim bir sual. Derneğin gelir durumu nasıldı bu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Derneğimizin gelir durumu.”Sanık Kemal Kerinçsiz: “Çay, yiyecek ve diğer giderler konusunda yönetici ve üyeler

arasında sorunlar yaşanır mıydı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İnsanların kendi ellerini ceplerine, insanların kendi

şahsı paralarını harcadıklarını çok iyi biliyordum. Çok yakinen biliyorum. Derneğin kendine ait hiçbir parası yoktur ve dernekte alınan çaydan şekere kadar oraya gelen insanların kendi gönüllerinden kopan gelirken getirdikleri çok sefer orada yemek yiyip çok sefer orada insanlarla bir araya geldiğim için söylüyorum. Biz ismi kocaman ama kendisi destek görmeyen gariban bir derneğiz bunu da söyleyebilirim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı: "Buyurun Fikri Bey.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz istedi verildi: “Sayın Başkanım sorulacak bütün

sorular soruldu. Başta zatıaliniz olmak üzere Sayın savcım oldukça irdelediniz. Açığa çıkmayan hiçbir şey kalmadı. Keşke şu ifadeyi Şubat 2009 yılında benim huzurda dinlendiğim zamandan önce veya hemen sonrasında alsaydınız da bütün bu polisin kurduğu tuzakları azıcık anlasaydınız. Azıcık anlayabilseydiniz. 2008 yılında alınan ifadeler o zaman bizim için hazırlanan iddianamenin de ne olduğunu azıcık şöyle soru işareti uyandırdıysa sizin şu anda beyninizde ben mutlu olacağım. Bugün sizi dinlerken (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Sormak istediğiniz sorular varsa alalım yani.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Çok halisane çok güzel dinlediniz hepinizi gördüm yani

bugüne kadar hiç dinlemediğiniz şekilde güzel dinlediniz delikanlıyı. Onun için teşekkür ediyorum. Sayın savcımda oldukça deşti. Her şeyi anlamak için tabi maddi gerçek meydana çıksın diye. Fakat konuşulan her şeyin içerisinden maalesef bende kendim için söylüyorum. Çınar’ın söylediği gibi ne emniyet ifademi okudum Sayın Başkanım ne de Sayın Haşıloğlu’nun yazdırdığı ifadeyi okudum. Ben ona güvenmeyip de kime güveneceğim? Bende şahsen vallahi billahi okumadım.”

Mahkeme Başkanı: "Fikri bey tanığa, tanığa, tanığa sorunuz varsa.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Okumadım okumadım bakın.”Mahkeme Başkanı: "Alalım. Başka bir tanık şu anda bekliyor.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sayın Başkanım, Sayın Başkanım bir saniye. Azıcık

bana hak verin ama doğrudan doğruya bizi ilgilendiriyor.”Mahkeme Başkanı: "Efendim yorumlarınızı beyanları daha sonra alacağız. Şimdi şu

tanığın sorgu savunmasını bitirelim beyanını, beyanını bitirelim. Buyurun.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Tamam sizi çok seviyoruz efendim. Kusura bakmayın

azıcık azıcık sabredin lütfen. Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili biz o zaman ne söylemişsek

74

Page 75: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:75

hepsini ortaya çıkardı. Çınar Mustafa Altunbaş ismi geldiği zaman ifadesinin 2008 yılı işte Mayıs veya Temmuz ayında şeyden gelince ben hayal ettim ki Çınar Mustafa Altunbaş kusura bakmasın 45, 50 yaşlarında yaşlı birisini hayal ediyordum. Benimde bir kere karşıma çıkmış üzülecek ama maalesef hatırlayamadım. Yani şu resmi şu delikanlı yakışıklı resim benim hafızamda oluşmadı maalesef. Üzüleceğini biliyorum ama onu söylemek zorundayım. Keşke daha iyi hatırlasaydım. Bu dernekle ilgili o zaman size arz ettim. Şu dosyanın aynısını huzurunuzda takdim ettim. Bunun içerisinde var. Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararı. Mersin’deki o yeminle ilgili Mersin Başsavcılığının takipsizlik kararı çıktı bütün televizyonlarda verdi. Ben temin edemedim ama sunacağım.”

Mahkeme Başkanı: "Fikri Bey tanığa bunları soralım yani bunlardan haberi var mı diye soralım.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Peki tamam tamam Sayın Başkanım tamam kızmayın.”Mahkeme Başkanı: "Bundan haberiniz var mı Mustafa bey.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hangisi efendim?”Mahkeme Başkanı: "Bu takipsizlik kararları verilmiş. Fikri Beyin bahsettiği kararlar.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim onlarla ilişkili ilgili hiçbir kararım yok aynen de

başkanımızın dediği gibi üzüldüm ama ben zaten kendisiyle baş başa hiçbir zaman görüşmediğimi her zaman birileri olduğunu ifade etmiştim. Kendisi o kadar onu da söyledim. Kendisi o kadar çok insanı konuşuyor ve o kadar çok insanı dinliyor ki belki de o ben şu anda kendimde bir eksiklik gördüm ki kendisine ismimizi şey yapamamışız. Dediğim gibi biz eksik altını dolduramadık bu derneğin o yüzden bu hale geldik zaten.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Neyse yani üzüleceğini biliyorum ama maalesef sen bu kadar beni tanıyorsun.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Olsun efendim doğrusu neyse odur zaten aynen öyle.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Fakat ben seni o kadar tanıyamamışım aklımda

kalmamış.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Olsun efendim bundan sonra tanırsınız efendim.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Kusura bakma. Şimdi Sayın Altunbaş bu şeyle ilgili

motorize ekiplerle ilgili benim ağzımdan böyle bir ekip kuracağız polisin, jandarmanın yerine geçecek, terörle mücadele edecek vesaire herhangi bir kelime bir tane kelime bile duydun mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Duymadın çünkü.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Böyle bir şeyi hiç kimsenin dilinden hatta benim benim

açıkçası söylediğim gibi efendim.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Yeterli canım yeterli fazla uzatmaya lüzum yok.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam, tamam efendim.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Çünkü bize devletin polisin, jandarmanın, kanunun,

anayasanın ne olduğunu öğretecek şahsen bana hiç kimse yoktur bu Türkiye Cumhuriyetinde. Onu o zaman ifademde de za… bütün heyete arz etmiştim. Diğer derneğe gelen kişilerin hepsinin söyledi. Bu Niyazi Ayşe Ceylan çiftinin dernekte kaldığına benim izin verdiğimi söylediniz kim söyledi bunu ben söyledim mi böyle bir şey?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben sizin izin verdiğinizi söylemedim. Ben derneğim zaten orada bir tüzel kişilik için konuştum sizin şahsınız için değil.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Tamam tamam canım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Derneğimiz içine almıştır kişileri.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sayın Başkanım bu Ayşe Ceylan denen bayanın Niyazi

Kıyak ile nikah kıyan bayanın kendi babasından kalma evi ve maaşı olduğunu ben biliyorum onun evinde kaldıklarını biliyorum. Ben dernekte bir gün bile kaldıklarını bilmiyorum. Hüseyin Görüm o konuda bilgi sahibidir. Yani dernekte yattıklarından kesinlikle haberim yok. Sayın savcım size bizim Kuvayı Milliye ile ilgili iddianameyi çıkarıp işte bu Kuvayı Milliye’deki hainler şeklinde bir şey söyledi mi Sayın Nihat Taşkın Sayın Hakim Savcım?”

75

Page 76: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:76

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kendisi bana Kuvayı Milliye derneğini ilgilendiren iddianamenin sayfalarını da belirterek bir iddianamenin bir örneğini bana verdi. Ve Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili olarak bak inandığın şeylere bak bir de buradaki şeylere diyerek bunun yanlış.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Hain kelimesini kullandı mı kullanmadı mı? Kullanmadı, kullandı mı kullanmadı mı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani bu, bu, bu bir hainliktir şeklinde konuş….”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sayın Savcım ona cevap verdi kendisi böyle bir şey

söylemem mümkün değil dedi ama.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle söyleyeyim o zaman.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Eğer ağzından kaçırmışsa.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öz… ben özür diliyorum şöyle düzelteyim efendim

düzelteyim orada ben çünkü Nihat Beyinde hakkını yemek istemem. Çünkü Allah var yukarıda her şeyi düz konuşuyoruz. Hain olarak değil ama bak dedi burada senin inandığın şeyleri bir gör de dedi ona göre dedi hareket et. Doğru şeyler değil bunlar yönlendirme şeklinde hareket edildi yani.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Evet, anlaşıldı, anladım anladım, anladım canım.”Mahkeme Başkanı: “Tamam Fikri Bey.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “ İyi niyetini, iyi niyetini belirtmedi yani kötü niyetle

başladı. Sayın başkanım ilk ifademde huzurunuzda arz ettiğim gibi Mehmet Fikri Karadağ dahil buradaki insanların hepsini ama ben kendi adıma konuşuyorum. Mehmet Fikri Karadağ’a terörist ve hain diyenin hakkında.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim kimse kimseye böyle deme hakkı yok.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Bilinen bilinmeyen bütün kelimelerle hakaret etme

hakkımı saklı tutuyorum saygılarımı sunuyorum.”Mahkeme Başkanı: "Tamam.”Sanık Muzaffer Tekin söz almadan konuştu: “Ben iade ediyorum (1 kelime

anlaşılmadı).”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Bir de tabi söylemişlerse tabi aynen yüz misli iade

ediyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok efendim hakkını yemek istemem öyle dediğini

bilmiyorum efendim. Onu da yani.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Sevgili Başkanım şimdi demin sözümün başında

söyledim unutmadan arz edeyim. Bütün bunları görüyorsunuz hepsinin yalan olduğu belli. Okumadan imzalanıyor şahsen kendim dahil. Belki okuyan arkadaşlarım vardır. Kaç kişi okudu burada dinledik 86 kişiyi ya 3 kişi çıktı ya 4 kişi. Bir tek Kemal Kerinçsiz dedi ki ben okudum. Başka okuduğunu duyduğum olmadı. Bu polisler hakkında ne düşünürüz hep yalan söylüyorlar. Sayın savcımı da yönlendiriyorlar. Ben suç duyurusunda bulunuyorum şahsen. Siz bulunmuyorsanız. Bunlar için bir soru işareti oluşmadı mı hala şu beyninizde?”

Mahkeme Başkanı: "Fikri Bey kimsenin düşüncesini (1 kelime anlaşılmadı) durumunda değiliz.”

Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “İsminiz Hasan Hüseyin. Hasan Hüseyin’den adaletsizlik olur mu?”

Mahkeme Başkanı: "Tutanağı, tutanağı okudunuz mu o şekilde soru sorabiliriz.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Okudum Sevgili Başkanım okudum.”Mahkeme Başkanı: "Savcı Beyin (1 kelime anlaşılmadı) tutanağı okudunuz mu?”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Okudum Sevgili Başkanım okudum ama.”Mahkeme Başkanı: "Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben ifade tutanağımı ikisini de okumadım efendim.”Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun Fikri Bey devam edin.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Bitiriyorum Sayın Başkanım. Her zaman söylediğim gibi

yani bizim söylediğimiz dışında hiçbir şey zaten ortaya çıkmadı. Suizan da bulunduğumuz için de kusura bakmasın delikanlı. Tabi hakkım varsa helal ediyorum ben ona.”

76

Page 77: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:77

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sağolun.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Bir de bunu diyorum ki bu insanları kim olursa olsun kim

olursa olsun zatıaliniz tabi bunu onaylayacağına şüphemiz yok. Hakikaten iftira eden şeytanın vesvesesine, fitnesine, alçaklığına alet oluyor. Bunlar hep diyorum bunlar hep ibnemugire soyundan gelen.”

Mahkeme Başkanı: "Fikri Bey.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Vade zalike zalimler arz ediyorum.”Mahkeme Başkanı: "Sorunuz varsa alalım lütfen.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Saygılarımı arz ediyorum teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı: "Tamam. Alparslan Bey buyurun.”Sanık Alparslan Arslan söz istedi verildi: “Efendim rahatsızlığımdan dolayı ayağa

kalkamıyorum kusura bakmayın da ben Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ve Danıştay baskınıyla herhangi bir alakam yok. Tahliyemi talep ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Buyurun Güler Hanım. Hüseyin Beyin bir sorusu var herhalde önce Hüseyin Beyi alalım.”

Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi: “Sayın Reisim benim bir sorum yok. Huzurdaki kardeşimize teşekkür ediyorum sağolun.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun Güler hanım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sağol abi.”Sanık Güler Kömürcü Öztürk söz istedi verildi: “Heyetinize bir şey hatırlatmak

istiyorum ben burada elimden geldiğince sfenks olarak oturmaya çalışıyorum ama.”Mahkeme Başkanı: "Güler Hanım tanığa beyanınız var mı sorunuz var mı?”Sanık Güler Kömürcü Öztürk: “Tanığa, tanığa sorum olacak ama bir hatırlatmayla

başlamak istiyorum.”Mahkeme Başkanı: "Bakın başka bir tanık daha bekliyor onu dinleyeceğiz lütfen.”Sanık Güler Kömürcü Öztürk: “Tanığa soru sorum olacak. Tabi ki tanığa sorum olacak

da bir ortak sorumluluğu paylaşıyoruz. İnsanlar yalnız konuştuklarından değil sustuklarından da sorumludur. Şimdi burada duyduğum bazı şeyler sorumluluğumu hatırlattı yalnız gazeteci kimliğim buradaki bu kart dışındaki kimliğimle de. Bir iki sorum olacak. Konuşurken dediniz ki buradaki bir saat önceki konuşmanızda biz insanları ikiye ayırıyoruz vatan hainleri ve vatan haini olmayanlar. Siz insanları hangi kriterlere göre vatan haini ya da olmayan diye nitelendiriyorsunuz?”

Mahkeme Başkanı: "Bu konuda düşünceniz değil de bu konuda düşünceniz değil de bilginiz var mı görgünüz var mı onu söyleyin.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi bu hanımefendiye ben siyasi (1 kelime anlaşılmadı) mi anlatayım efendim? Efendim konu benim.”

Mahkeme Başkanı: "Yani bana göre vatan haini şunlardır bunlardır demeye durumunda değilsiniz.”

Sanık Güler Kömürcü Öztürk: “Evet neye göre bunu evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben sizin Savcı Beyin ve sorumlu olduğum

kişilerin sorularını yanıtladım.”Mahkeme Başkanı: "Soru sordunuz Güler Hanım cevabını alalım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben bu hanımefendiyi tanımıyorum sorusuna da

cevap vermek istemiyorum.”Mahkeme Başkanı: "Tamam.”Sanık Güler Kömürcü Öztürk: “Bir şey daha soracağım 800 kişilik bir vatan haini listesi

olduğunu söylediniz elinizde ve bir gün geldiğinde bunların hesabı sorulacak dediniz. Neye göre böyle bir liste çıkarttınız, nasıl bir hesap sormayı planlıyorsunuz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sen hiç Ata’nın kurduğu istiklal mahkemelerini duymadın mı? Hainler orada asılır. Bir gün onlarda orada asılırlar eminim. Devlet tarafından asılırlar biz asacağız demiyorum. Ama o gün gelir yani bu yandaşların, mandacıların öldüğü günü inşallah göreceğiz hep birlikte.”

77

Page 78: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:78

Sanık Güler Kömürcü Öztürk: “Şimdi burada başta yaptığım hatırlatma buydu. Burada Norveç benzeri modeller üretiyoruz. Sizin de lütfen bu konularda müdahale etme sorumluluğunuz var benim olduğu gibi teşekkür ederim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ne yapacak dövecek mi beni Hakim Bey?”Mahkeme Başkanı: "Efendim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bunlar…”Mahkeme Başkanı: "Alparslan Bey biraz önce söz verdik soru sormadınız tahliyenizi

talep ettiniz. Soru şahide şahide tanığa tanığa bir sorunuz var mı onu alalım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim benim anama küfreden adama bir şey

söyle…. ben burada.”Sanık Alparslan Arslan: “Yok bir sorum yok da bir şey belirtmek istiyorum sadece.”Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”Sanık Alparslan Arslan: “Evvelden verdiğim ifadelerin hepsini reddediyorum.”Mahkeme Başkanı: "Tamam. Avukat arkadaşlardan sorusu var mı? Buyurun.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: “Mustafa Bey siz

ifadenizi verdiğiniz sırada gerek bilgi alma tutanağı şeklinde düzenlenmiş gerek savcılıkta verdiğiniz ifadeniz sırasında iddianamemiz çıkmış bizim iki bin siz hatırlıyor musunuz o günleri iddianameyi basında falan takip etmiş miydiniz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır ben iddianame konusunda sadece ve sadece Savcı Beyin bana vermiş olduğu bir cilt sadece Kuvayı Milliye derneğini, ben şunu açıkça söyleyeyim. Burada Kuvayı Milliye derneğinin haricindeki hiçbir şey beni ilgilendirmiyor ve bir bağlantım ilişkim yoktur. İlişkim olan şeyleri açıkladım. Bunu da net olarak ifade etmek isterim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Demin ifadenizde konuşurken şunu söylediniz. Kuvayı Milliye Savcı Bey bana Kuvayı Milliye ile ilgili kısmı verdi 4 gün sonra tekrar geldim ifademi verdim dediniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır tekrar gelip cildi bana vermemişti oku ve geri getir şeklinde bir durum söz konusu oldu hani kitap kütüphaneden kitap alırsınız geri teslim etme durumunuz vardır ya.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ha.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bende okudum ve tekrar gidip savcılığa teslim ettim

cildi.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki ifadenizi ne zaman verdiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ondan önce vermiştim ifademi.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz şimdi gittiniz Savcı Beye.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İfademi verdim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bilgi alma kısmında nasıl olduğunu işte

4 polisler 3 ya da 4 kere sizin evinize geldiler. Sizi istediklerini söylediler. Ancak buradaki tutanağa göre siz kendi keyfinizle gitmişsiniz ve özellikle bilgi vermek istediğiniz şeklinde bir polis tutanağı var Mutlu Ekizoğlu imzasıyla. Bunun üzerine siz polise gittiniz bilgi alma şeklinde bir tutanak düzenlendi. Buradakileri zaten reddediyorsunuz. Sonra aradan bu Temmuz ayında olmuş. 15 Temmuzda olmuş bizim iddianamemizde çıkmış. Sonra aradan baya on, 3 ay geçtikten sonra size tekrar polisler mi ulaştı savcı sizi çağırıyor diye?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “13 ay geçince mi?”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “O hayır hayır birisi 7. ayda birisi 10.

ayda.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ha üç bana, bana, bana evet bana İstanbul emniyet

müdürlüğü organize şubeden aradığını söyleyen bir polis memuru Ergenekon savcısının seni benimle görüşmek istediğini belli verdiği bir saatte ki orada yine bir yönetici arkadaşımla birlikte gitmiştim geldiğimi kameralar kesin çekmiştir oraya geldim ve orada kendisine ifade verdim. Yani beni alıp götürmeleri gibi bir durum söz konusu değil.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Elinde bilgi alma tutanağı mı vardı siz, ha siz bilmi…”

78

Page 79: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:79

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben size söylediğim gibi bakın ben demek ben bir hata yaptığımı düşünüyordum ama idol olarak gördüğümüz insanlar bile tutanaklarını okumuyorlarsa benim okumamam çok normal dediğim gibi biz insanlara güvenerek hareket ede… hayatımızda insanlara önce güvenmeyip güven kazanmalarını değil güvenip güvenlerini boşa çıkartıp çıkartmadıklarını sorarız.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi ben bu.”Mahkeme Başkanı: "Mustafa Bey sorulan soruya cevap verin. Bilgi alma tutanağı var

mı diye soruyor size.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim görmedim ben bilgi alma tutanağı. Bilgi alma

tutanağı ben bilmiyorum yani öyle bir şey.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Sizde yoktu değil mi bu bilgi alma

tutanağı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır bende hiç ben.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Daha önce 3 ay önce ne söylediğinizi

hatırlıyor muydunuz savcıya ifade verirken?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “3 ay önce ne söylediğimi tabi ki 3 ay çok kısa bir süre

benim hatırlamamam durumu anca 3, 4 sene önceki tam tarihi hatırlamam ama gördüğüm adamı da unutmam yani o derece söyleyeyim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hı, hı. Bunu neden soruyorum biliyor musunuz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ben 2 her 2 şeyi de karşılaştığım zaman

bunların birbirine çok paralel beyanlar olduğunu görüyorum bilgi alma tutanağındaki beyanlarınızla savcılıkta verdiğiniz beyanlarınızın paralel olduğunu görüyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok güzel.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ve sizin tekrar ifade vermeyip bilgi alma

tutanağının teyidi teyidini yaptığınızı bir nevi teyit ettiğinizi izlenimi var. Ancak mesela siz gerçi reddettiniz ama ben teyiden tekrar sormak istiyorum. Benim müvekkilim ile ilgili kısımda birbiriyle de çelişiyor. Yani siz her 2 ifadeyi de reddediyorsunuz. Zaten bu her 2 beyan birbiriyle çelişiyor. Size savcı mesela şunu sordu mu, bilgi alma tutanağında siz Veli Küçük ile Fikri Karadağ’ın baş başa görüştüğünü söylerken savcıya verdiğiniz beyanda sözde hani reddettiğiniz için buradan gidiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “4 kişilik bir grubun Fikri Karadağ’ın

odasında olduğunu ve bunlardan bir tanesinin Veli Küçük olduğu beyanı var. Yani bir tanesinde siz net olarak Veli Küçük ve Fikri Karadağ odasında baş başa görüştü diyorsunuz. Bir diğerinde ise 4 kişilik bir grup Fikri Karadağ’ın odasından aşağı iniyordu bunların içinde de 1 tane 1 kişi Veli Küçük’tü diyorsunuz çok net hatırlıyorum. Mesela bu çelişkiyi savcı size sordu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır böyle bir çelişkiyi bana sormadılar kendileri zaten burada baktığınız zaman sadece o konu değil bakın paralellik arz eden şeyler şunlar efendim. Ana hatlar benim Kuvayı Milliye derneğinin bir üyesi olduğum. Onlarla aynı ifade yani benim ana hatlarım orada ikisinde de paralel olması normal. Ama anlatılışına baktığınızda virgülü konulduğu yer diyorum ya anlamından sapması için sıkıntı çıkmış ortada. Yani benim bir söylediğim ifadeyle öbürünün neden çelişmediği bana zaten sorulmuyorsa orada bir hanımefendinin dediği gibi bir sıkıntı var demektir. Ben o yüzden kabul etmem gerekeni ediyorum etmemem gerekeni de edemeyeceğim yani tabi ki.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi mesela bilgi alma tutanağında şeyin Fikri Karadağ’ın tanıştırdığı kişilerden hiç bahsetmezken savcılık beyanında birden Fikri Sayın Fikri Karadağ’ın Veli Küçük ile tanıştırdığı birtakım isimlerden bahsediyorsunuz. Burada bir değişiklik var.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kimmiş ben öyle bir şey anımsamıyorum bile?”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Niyazi Kıyak, Hüseyin Görüm, Ali Kutlu.”

79

Page 80: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:80

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hüseyin Görüm’ü tanıyorum Hüseyin Görüm’ü sevgili genel başkanımızdan daha önce tanırım ve daha yakın tanırım.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bunu da ifade edeyim. Bakın sadece oraya gelen

kişiler ya da gelme yöntemleriyle ilgili değil yanımda bulunan ama tanımadığımı ifade ettiğim kişilerle bile aynı senaryonun içinde yer alıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki size bir şey daha soracağım. Bu Megane marka arabayı hiç zikrettiniz mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır me… konuyu öyle bir konu zikretmedim ki Megane marka otomobil zikredeyim yani.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani böyle bir zaten böyle bir konuşma böyle bir laf hiç geçmedi.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Reddediyorum.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Tamamını.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben kişiyle kişinin yaşı da büyüktür saygı saygılarımı

sunuyorum ama kişinin geldiğini görmek Fikri Karadağ ile konuştuğunu görmek 3, 4 kişi ile 5, 6 kişi ile dışarıda dolaylı yoldan haber (1 kelime anlaşılmadı) ben tanımıyorum kişiyi efendim ben.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vatani görevimi yaptığım yerde Bilecik’te tugay

komutanlığı yaptığını biliyorum efendim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Eskiden.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Eskiden. Ama onun dışında kendisine televizyondan

görmemin dışında gördüğüm hiçbir platform söz konusu değildir. Zaten şey de değiliz efendim yani bizim efendim aynı kulvarda olduğum kişiler benim zaten dediğim gibi ben tanımıyorum o insanları. Tanımıyorum hiç görmedim hayatımda.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Çünkü zaten Veli Küçük’ün hiç hayatında Megane marka yeşil bir otomobili olmadı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Süper, süper.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Onun o zaman size şunları sormamın

da bir anlamı yok. Yanındaki kişiler kimdi işte şoförden bahsediliyor falan.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim sormanıza gerek yok.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “2 kişiden falan.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim yanımdaki kişiler hakkında bile yanlış bilgi

verilirken.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bunlar, bunlar gerek savcılık

beyanınızda gerek bilgi alma tutanağınızda sizin ağzınızdan sizin iradenizle çıkmış şeyler değil bunu söyleyebiliyor muyuz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır, kesinlikle bu söylediklerimi kabul etmiyorum onun çelişkisini de bana sorulmadığını kesin ve net bir şekilde hayır sorulmadı diyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki bu 4 gün incelediniz önce ifadenizi verdiniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Savcıya.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hı, hı.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Aldınız iddianameyi eve gittiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Okudunuz. Sonra götürüp kime teslim

ettiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu artık kalem odası mı oluyor 3, 4 kişinin oturduğu

odalar oluyor. Bir hanımefendi vardı ama şunu şöyle tespit edersiniz. Elimde bir tane ansiklopedi gibi bir kitapla ben DGM savcılığından içeriye girdiğim görüntülerimi siz isterseniz tespit edersiniz zaten.”

80

Page 81: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:81

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Götürdünüz emaneti geri verdiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Götürdüm götürdüm aynen emanete geri teslim ettim.

Teşekkür ettim teslim ettim ama işin daha vahimi orada okuduklarımı okuduğum zamanda aslında söylenilen değil söylenenin tam tersinde olduğu şeyleri şimdi okumanızla alakalı bir şey bu. Yani yönlendirmeyle ilgili değil salt gerçeklikle alakalı. Konuların birçoğunu ben burada anlattığım gibi olduğu için orada konuşulan yok dediğim gibi efendim günde 5000 tane adam telefonda başbakan için sövüyor.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi tabi o kişilerin kendisi özel, özel hususlar.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Oradaki telefon konuşmasından (1, 2 kelime anlaşılmadı).. Aynen.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Herkes istediği gibi yani.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet evet tabi ki tabi ki.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yapabilir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi ki.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Savcı size bunu git oku evde incele diye

mi verdi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bana dedi ki bak dedi inandığı. Bana şunu aynen

söyledi şunu da ifade ediyorum. Dediğim gibi yine söylemedim derse kendisi söyleyebilir. Kendini kullandırma seni kullanıyorlar dedi bana.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bunu ifadeyi almadan önce mi söyledi size?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok ifadem bittikten sonra şeyi bana dedi ki sen akıllı ve uslu bir çocuğa benziyorsun konuşmamın artık düzgünlüğünden mi vesaireden mi nereden bilmiyorum. Bunu al dedi oku bunun fikirlerinin değişeceğini düşünüyorum seni dedi kullanmasınlar akıllı adamsın kullandırtma kendini şeklinde böyle bir öğütler içine girmişti kendisi. Bunu bu şekilde ifade ederim efendim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Fikirlerinin değişeceğini mi düşünüyorum dedi size yani?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bunu okursan işte bak neye inandığını burada diyor hani şunu ifade etmeye çalıştı. Biraz önce ben hain diye hani öyle bir söylem söylemediğini şu anda ifade ediyorum yanlış bilgi vermek istemem. Ama onu okuduğum zaman fikirlerimin değişeceğini düşündüğünden dolayı verdi. O şekilde söyleyeyim yani.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki sizin, sizin beyan ettiğiniz fikirler hoşuna yani.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vallahi efendim ben onu okuduğum zaman fikirlerim değişmediği gibi fikirlerim daha da sabit bir hal aldı.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Gitmemiş mi de sizi ikna etmeye çalış….?

Mahkeme Başkanı: "Mustafa Bey soruyu alın ondan sonra cevaplayın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tamam efendim.”Mahkeme Başkanı: "Tamamlamadan cevaplıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim ben o zaman soruyu algılayamadım

öyle söyleyeyim. Siz bana tekrar sorabilir misiniz bu soruyu?”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani siz savcı ile ne konuştunuz da ne

dediniz de o sizi bir şeye ikna etmek için bir iddianame metnini size teslim etti?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır ben orada kendi davamı koruyor gibi ve onun

peşindeymiş gibi bir ifadelerde bulunduğumda ki ifadelerin hiçbirinde geçmiyor. Bunun üzerine benim bunu koruduğumu gördüğünden dolayı bana bunu oku bak fikrin değişir şeklinde yani bunun karşıtında olduğunu net bir şekilde ifade etti bunu soruyorsanız.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “O zaman siz savcılık beyanında çünkü burada sizin savcılık beyanında verdiğiniz ifadeleri okuduğumuzda yani bir bağlantılardan bahsediyorsunuz insanların gelip gittiğinden bahsediyo… bütün bunlardan bahsediyorsunuz.

81

Page 82: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:82

Bunlar savcılık makamı tarafından da zabıt altına alındığına göre sizin fikrinizi değiştirmek gibi bir kanaate kapılmaması gerekir diye düşünüyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Onu ama Savcı Beye söyleyeceksiniz.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz, siz bunları gerçekten siz demek ki

buradan şu sonuca varıyorum. Kuvayı Milliye adına onları karalayacak herhangi bir şekilde bir beyanda bulunmadınız ki savcı sizi ikna etmeye çalıştı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim onları tanıdığımdan bugüne kadar olumsuz hiçbir şey düşünmediğimi zaten beyan ettim. Aynı fikirleri savunduğumu beyan hatta daha sert fikirleri hanımefendinin dediği gibi Danimarka’yı Norveç’i örnek gösteriyor ya biz kalem adamıyız efendim fikir adamıyız. Hanımefendi sadece hariçten konuşuyor. O bir, iki birisini öldürecek durumumuz yok. İkiye gelecek olursam, evet ben davamı oturduğum her yerde burada olduğu gibi herkesin önünde olduğu gibi savunduğumdan dolayı ve ateşli bir savunucusu olduğumdan dolayı. O beni genç görüp sanki fikirlerimin böyle daha taze olduğunu düşündüğünden dolayıdır ki büyük bir gafa düşmüştür. Böyle bir böyle bir şey içinde girişim içinde bulundu ama komedi trajikomik bir girişim oldu öyle söyleyeyim.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki bu Arif ismini de siz hiç zikretmediniz mi bir Arif’ten bahsediliyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim Arif isminde tanıdığım dediğim gibi Arif isminde tanıdığım tek arkadaşım var o da şu anda burada duruşma salonunda ben onun haricinde başka bir Arif tanımıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Orada sorgu sırasında Arif ismi hiç geçti mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Arif marif yok efendim. Kim Arif reddediyorum ben o konuşmayı zaten.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki o zaman siz bu teşhisi bu kişinin Emin Caner Yiğit olabileceği teşhisine yaptığınız şeklinde.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok ben öyle bir şey yok hayır öyle bir teşhiste ben zaten bulunmadım. Ömür Caner Yiğit diye birini tanımıyorum hanımefendi. Ben duysam o ismi hayatta unutmam. 3 isim 2 isimli insanları ben unutmamam gibi kendim de 2 ismim var diye böyle bir özelliğim var. Artı görmediğim ve olmadığım bir olay üzerine. Şimdi burada konuşmamı beklemeniz bunu sormanızda çok doğru değil. Böyle bir şeyi reddediyorum çünkü ben yok öyle bir şey.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Çünkü nereden çıktığını merak ediyoruz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim işte görüyoruz nereden çıktığını bir şey söylemeye gerek yok. Benim anlat, anlattığım şeylerin tamamen dışında bir iddia var ortada benim söylediğime dair. Allah’tan ben bugün buraya geldim de insanlar beni gördüler. Ne hain adammış derdim ben beni dinlesem ya da okusam. Oradaki kağıdı alsam ulan ne hain çocukmuş derdim bunu emin olun yani. Ben bugün burada bulunmamın temel sebebi sadece mahkemenin çağırması değil. Bu hakkı kendimde çok mutlu edici Allah razı olsun deyici bir hak olarak içimde görmemdendir.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi bizim bir gizli tanığımız var gizli tanık 17 Kuvayı Milliye derneğinin içinden biri. Onun siz beyanlarınızı vermeden önce Haziran ayında 2008 yılının Haziran ayında alınmış bir beyanı var gizli tanık 17’nin. Kuvayı Milliye derneğinin içerisindeki birtakım şeylerden bahsediyor ve buradaki sanıklarla ilgili bağlantılı birçok olay anlatıyor. Ben size öncelikle bilgi vermek istiyorum. Ondan sonra da bu konuya ilişkin size soru sormak istiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Burada henüz sorulmadı bu sorular

savcı tarafından da sorulmadı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz.”

82

Page 83: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:83

Mahkeme Başkanı: "Avukat hanım gizli tanıkların kimliğini açıklığa vuracak şekilde soru sormanız uygun değil onu hatırlatmak istiyorum ona göre.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İfade okuyorum efendim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Biz işimize kadar söyledik efendim

adresimi okuyo…. söylettiniz bana burada adamın gizli tanıkmış böyle.”Mahkeme Başkanı: "Mustafa Bey müdahale etmeyin.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Gizli Tanık 17 derneğin içinden

olduğunu kendi beyanıyla zaten teyit ediyor tanık beyanında teyit ediyor. Çanakkale mitinginden bahsediyor. Siz o dönem.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben Çanakkale mitinginde bulunmadım.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki o dönem oralarda mıydınız? Nasıl

gidilme gelme falan konuları.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır bu konu ile ilgili hiçbir bilgim yok. Çanakkale’ye

gidildiğine dair bir bilgim bile yok.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yok mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Kimlerin gittiği konusunda da bir bilginiz

var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç kimsenin gittiği konusunda bilgim yok.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi diyor ki ama o dönem 2006, 2007

yani aslında sizin o derneğe devam ettiğiniz döneme denk geliyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Çanakkale mitingi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Çanakkale mitinginden 2 veya 3 gün

sonra gece saat 23 sıralarında Kuvayı Milliye derneğinin Kadıköy’deki binasına Veli Küçük geldi. Kendisini Mehmet Fikri Karadağ kapıda karşılamıştı. Veli Küçük’ün jeepe benzer bir araçla geldiğini yanında koruması ve şoförü olan 2 veya 3 kişi olduğunu bakın bu beyan sizin beyanınıza benziyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Güzel çok güzel bir yere.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ve bu beyan sizden önce alınmış.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Süper dokunmuşsunuz. Süper dokundunuz.”Mahkeme Başkanı: "Bir soruyu alalım ondan sonra cevaplarsınız.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “3. kata çıktıklarını Mehmet Fikri

Karadağ’ın odasına gittiğini gördüm. Hatta doğrudan gidip Karadağ’ın koltuğuna oturdu. O sıralar yani bu kişi orada o sırada.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biliyorum evet.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “O sırada dernekte bulunan Niyazi

Kıyak’ın da onlara çay kahve servisi yaptığını gördüm. Ben Veli Küçük’ü daha önceden görmemiştim. Devam ediyor. Ve özetleyerek okuyorum uzun. Karadağ genelde 19, 20 saatlerinde çıkarken o gün geç kaldı hatta Veli Küçük tatlı getirmişti baklava yedik falan diyor. 10 kişi o saatte dernekte kalan 10 kişi yani gece yarısından sonra dernekte kalan 10 kişi Karadağ’ın odasına çağırıldı Çanakkale mitinginde Kuvayı Milliye olarak gösterilen tepkinin yanlışlığından Veli Küçük bahsetti. Bu devam ediyor. Ve şöyle, şöyle bilgilerde var. Sonrasında kendi güvenlik şirketine 150 tane genç alıp işe başlatacağını bunların sağlam kişiler olması gerektiğini bu kişilerin Kuvayı Milliye derneğini aracılığıyla bulunmasını özgeçmişlerinin, ailelerinin araştırılmasını istedi daha sonra da ayrıldı. Ertesi gün eleman temini için. Bakın burası önemli sizden teyit istiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Duvar ilanı hazırlanarak derneğin iç

kısmına asıldığını gördüm. Şimdi bir, siz derneğe o dönemde devam ediyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Siz yoksanız bile bu büyük bir şey olay.”

83

Page 84: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:84

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çok ciddi bir şey söylediğiniz şey evet.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Gece yarısı geliniyor 10 kişi odaya

alınıyor orada Veli Küçük konuşma yapıyor. Bana 150 kişiyi bulun deniyor, diyor işte duvar bunları siz yoksanız bile hiç duydunuz mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben kendisine saygısızlık etmek istemem yine söylüyorum büyüğümüzdür ama Kuvayı Milliye derneği öyle insanların şunu bul 150 kişi bul oraya git böyle bir emir alabilecek bir yapımız bizim yok zaten. Böyle bir şey olamaz yani. Hiçbir merci Kuvayı Milliye derneğine bir emir veremez.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi bugünden sonra.” Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “La ilahe illallah.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bir duvar ilanı derneğin içine asılmış.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yalan böyle bir, böyle bir broşürü ben görmedim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Ertesi günü eleman temini için duvar

ilanı asıldıktan sonra gelip gidenler müracaat etmiş ve Kahraman Şahin ilgilenmiş Mehmet Fikri Karadağ da bu son mülakatı yapıyormuş.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yalan söylüyorlar biz bu çok büyük bir yalandır. Mehmet Fikri paşanın biz oraya gönüllü giden insanlarız. Burada bir ticarethaneye dönüştür yok ben güvenlik şirketime 150 kişi alacağım, bunlar, bunlar çok.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi devam ediyor. Bununla bitmiyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tarafgir saçma söylemler yani.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi aynı dönemlerde sizde bu

derneğe gidip geldiğinizi zaten açıklıkla beyan ediyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi ki, tabi ki.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “10 gün sonra bu sefer Kahraman Şahin

ve Niyazi Kıyak Veli Küçük’ün Ümraniye’de güvenlik şirketi aracılığıyla korumasını yaptırdığı bir binaya gidiyorlar ve Veli Küçük’ün adamları mülkiyeti bakın bunu konuşmuş olabilirler diye size özellikle belirtiyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Anayasa mahkemesi eski başkanı Tülay

Tuğcu’ya ait olan bir bina.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle bir bina yok efendim yanlış bilgi. Ben.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Şimdi bu, bu binanın korumasını Veli

Küçük yapıyor. Bu kişiler bu derneğe geliyorlar muhtemelen döndüklerinde böyle bir şey varsa anlatmışlardır dernekte.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ne böyle ilgili bir şeyle bilgi aldım. Ne derneğin bir duvarında ya içinde ya dışında böyle bir bildiriye rastladım. Ben zaten böyle bir bildiriye rastlamış olsaydım o derneğe gitmezdim zaten. Onu da size söyleyeyim. Biz para karşılığı iş yapan insan değiliz ki. Biz orada gönül ve fikir icabı bulunan insanlarız.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki Veli Küçük’ün Mehmet Yeşildirek’te tekstilcilere Azerbaycan bir dakika. Tekstilcilere 10000 adet kalpak sipariş ettiğini maliyetinin yüksel olmasından dolayı sonradan bundan vazgeçildiğini bunları Veli Küçük’ün Azerbaycan’dan temin edip getireceği dernekte konuşuldu mu bu aynen bu şekilde bir beyan var dos… şeyde.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gördüğünüz gibi biz kafamıza kalpak takarsak kendi aldığımız kalpağı takarız. Kafamıza bere takarsak da kendi aldığımız bereyi takarız. Kimsenin bize bu şans… öyle bir şey söz konusu değil.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Yani dernekte Azerbaycan’da kullanıl…”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ne yapacağız 10000 tane kalpağı hanımefendi biz ya?

Ne yapalım yani.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Bunlar benim. Gizli tanık 17 devam

ediyor. Bunlar benim uydurduğum şeyler değildir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok yok ben size söylemiyorum söyleyenin üzerine

konuşuyorum.”

84

Page 85: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:85

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır hayır burada beyanı aynen okuyorum.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi tabi doğrudur yalan söylüyor onu beyan eden.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Benim uydurduğum şeyler değildir.

Bizzat Mehmet Fikri Karadağ’ın ağzından duydum diyor. Siz böyle bir şey duydunuz mu dernekte konuşulduğunu duydunuz mu siz Kahraman Şahin’i tanıyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bu. Kahraman Şahin’i ben tanıyorum. Kahraman Şahin de en benle konuşa konuşa çok sürekli konuşan ve bir bilgi birbirimize bilgilerimizi aktardığımız bir şahıstır. Kalpak alacak olsak biz kendimize alırız. Mehmet Fikri paşanın ya kimse kusura bakmasın bakın. Biz biz evet gariban derneğiz ama kimseden bir muhtaçlığımız yok. Bizimle organik ya da aorganik bağı olmayan bir kişinin bize 150 tane adam alması biz böyle şeyler yok böyle bir şey yok yani yok yani. Böyle bir şey yok.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Peki bu Veli Küçük’ün demin bahsettiğim Tülay Tuğcu’ya ait binaya gelip gittiği.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç öyle bir şey duymadım efendim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Hayır dernekte anlatıldığına şahit

oldunuz mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır duysam zaten.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük: “Gizli Tanık 17 diyor ki bakın okuyorum

çünkü bunların hepsi derneğin içinde konuşulduğu iddia edilen şeyler onun için size okuyorum. Tülay Tuğcu’ya ait olduğu söylenen boş olan ve eski hipermarket olduğu söylenen bir binada barındıklarını yaklaşık 15 kişi olduğunu bunun dışında sürekli gelip gidenler bulunduğunu bu kişilerin de hepsinin sabıkalı tipler olduğunu Veli Küçük’ün de buraya gelerek kendileriyle görüştüğünü dernekte anlattıklarına şahit olmuştum. Zaten bu ziyaretten sonra da Ümraniye’deki bu yerden derneğe sürekli genç kişiler gelmeye başladı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yanlış bilgi yalan söylüyor biz burada adresimize kadar 70 milyonun önünde hedef gibi adresimize kadar okunurken o zaman bu gizli çınarı da çıkartsınlar yüzümüze insanların yüzüne anlatsın burada niye gizliyorlar tanığı? Demek ki bu tanık üzerinden yapılan bir plan var bence yani böyle bir şey olamaz yani. Bu kadar büyük bir fiyaskoyla ben karşılaşmadım hayatımda.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Bu şartlar altında sizin gerek savcılık gerek de bilgi alma tutanağındaki bütün beyanlarınızın altları doldurularak ve bir şekilde bu beyanla ilginç bir şekilde benzerlik arz ederek ki bu beyan sizin beyanınızdan önce alınmış.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ve ben o beyanı hiç görmemişim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Siz hiç görmemişsiniz savcı size bu

beyanda bahsedilen konular hakkında soru sordu mu? Bu daha önce savcılık tarafından alınmış bir ifade.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu anlattıklarınızı sormadı efendim yalan söylemek istemem yani o.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Yani ben şimdi size şunu soruyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun, buyurun.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Savcı Kuvayı Milliye Derneğinin içinden

bir başka gizli tanıktan bu beyanları almış.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Böyle bir şey ben söylemedim.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Sonrada Haziran ayında bunu almış 10.

ayda da sizi gene Kuvayı Milliye Derneği içinden bir kişi olarak tanık olarak çağırmış bu beyanları savcı size sordu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu beyanları bana sormadı kendisi.”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Bu böyle böyle söylemler var bunlar

doğru mu siz tanık oldunuz mu dedi mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Belki bir iki tane soru arada…”Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Bunlar bunlarla ilgili?”

85

Page 86: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:86

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok bu Tülay yok Tülay Tuğcu’ymuş gizli şeyi varmış yok işte 15 kişi aynı evde kalıyormuş böyle bir şeyle ilgili hiçbir şey bana sormadı kendisi. Hiçbir bilgim yok.”

Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük : “Tamam teşekkür ederim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sağ olun.”Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz

söz istedi verildi: “Efendim ilerde herhangi bir iltibasa mahal verilmemesi açısından tanığa tek bir sorum var.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz:

“Şimdi ifadenizde sıkça adı geçen Deniz Yıldırım isimli bir şahıs var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz:

“Bu şahıs kimdir, Aydınlık Dergisi genel yayın yönetmeni Deniz Yıldırım’la bir ilişkisi var mıdır?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok efendim Aydınlık Dergisiyle Deniz Yıldırım’la hiçbir ilişkisi yoktur bunu emin olarak söylüyorum tahmin olarak söylemiyorum çünkü.”

Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz: “Bu başka bir şahıs öyle mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çünkü bu Deniz Yıldırım denilen şahıs eğer öyle bir bağlantısı olsaydı benim bilgim olurdu diyeyim çok net ifade edeyim.”

Sanıklar Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem müdafii Av. Mehmet Cengiz: “Tamam, teşekkür ederim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Deniz Yıldırım’ın onunla hiçbir alakası yok Deniz Yıldırım’ın Aydınlık Dergisiyle değil hiçbir dergiyle bir alakası yok efendim öyle düz konuşayım.”

Bir kısım sanıklar müdafi Av. Mehmet Cengiz: “Tamam teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi biraz önce monitörlerde size bazı fotoğraflar gösterildi o

gösterilen şahıs Mehmet Deniz Yıldırım idi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim, evet ben tanımıyorum dedim.”Mahkeme Başkanı: “O Mehmet Deniz Yıldırım mahkememizde Dursun Çiçek’in

yargılandığı dosyada sanık olarak yargılanıyor. Siz ifadenizde belirttiğiniz Deniz Yıldırım isimli şahsın o gördüğünüz şahıs olmadığını söylüyorsunuz değil mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim evet efendim aynen efendim.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun, müdahil avukatın sorusu yok. Buyurun Hakim Bey.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Şimdi Cumhuriyet Savcılığına ifade verdiğinizi söylediniz

bu ifadenizi okudunuz mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Okumadan imzaladınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Okumadan, hem emniyette alınan bilgileri okumadım

hem savcılıkta yazılan yazıları okumadım dediğim gibi.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Size ifade yüksek sesle okundu mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır okunmadı.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Normalde annenizin öğretmen.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Annem öğretmen emeklisidir kamu.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Babanızın ne iş yaptığını söylemediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Babamda savunma sekreterliği sivil savunma İçişleri

Bakanlığına bağlı sivil savunma sekreterliğinde memuriyet hayatını bitirdi ikisi de devlet memuru bir ailem var.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Nerelerde görev yaptı, görev yerlerini söyleyebilir misiniz?”

86

Page 87: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:87

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Zonguldak’ta biz bulunuyorduk ailem Zonguldaklı orada ailem annemde bir ilkokulda öğretmendi ve ailece biz büyükbabamlar babaannemler biz Zonguldak 17 yıl ben orada kaldım.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Orada doğdunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Orada doğdum, orada büyüdüm, oradan okul için

Kıbrıs’a gittim oradan okul için İstanbul'a geldim ve daha sonra.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “İstanbul'a ne zaman geldiniz yıl olarak?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İstanbul'a gelişim 98’in 6. ayından sonradır efendim.

1998 yılının 6. ayından sonra geldim. İstanbul'a ayak bastığım tarih.”Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “İstanbul'a geldiniz babanızın tayini sebebiyle.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim benim ailem daha önce geldiler ablam

üniversiteyi burada kazandığı için ailem buraya geldi kız çocuğu burada yalnız kalmasın diye. Ben bir yıl daha babaannemle dedemle birlikte kaldım okul kazanıp oradan Kıbrıs’a gittim. Sonra Kıbrıs’taki okulumdan sonra da İstanbul'a buraya geldim İstanbul'a döndüm.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Tamam.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Benimde birkaç sorum olacak.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Babanızın görevini ilk kez Sayın hakimin sorusu

üzerine açıkladınız sivil savunma sekreterliğinde çalışıyor dediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet görev yapıyordu.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ne olarak çalışıyordu babanız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Sivil savunma sekreterliğinde kaç görev vardır

bilmiyorum ama sivil memur diye sivil devlet memuru olarak görev yapıyordu. Yani bir kurtarma oper… kurtarma ekibinde ya da eğitmen anlamında bulunan değil daha çok herhalde bunların evrak işleri ve bunun otomasyonuyla ilgilenen bölümde görev yapıyordu olarak değerlendirelim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Elazığ’da çalıştı mı babanız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır çalışmadı. Elazığ’a ben sadece hayatımda

Elazığ’ı gören ailemden ben varım onu da 8. Kolordu Komutanlığının KTM toplama kampına gittiği, toplama merkezine gittiğim için biliyorum Elazığ’ı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Nerelerde görev yaptı babanız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Zonguldak’ta görev yaptı babam onun dışında benim

bildiğim resmi görev yaptı bir yer yok açıkçası.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani bilgi edinme tutanağında babanızın 96 yılına

kadar Elazığ’da görev yaptığını beyan ettiğiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Reddediyorum öyle bir şey söylemedim yanlış bilgi

efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bilgiyi kabul etmiyorsunuz öyle mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Etmiyorum efendim aynen etmiyorum efendim.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu, anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı: “Fikri Bey müdahale etmeyin Fikri Bey müdahale etmeyin

dinleyelim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz veya babanız Fikri Karadağ’ı Kuvayı Milliye

Derneğine gelmeden önce tanıyor muydunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır tanımıyorduk. Babam hala Fikri Karadağ’ı

tanımazlar zaten ben tanıyorum ama kendisi bile beni tanımazdır o derece bir ilişkimiz var yani.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz üniversite mezunu musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben 9 yılımı 3 üniversitede geçerdim en son

Slovakya’da ÖSYM şey Yüksek Öğretim Kurumunun denklik vermediği bir üniversiteden yalandan bir diplomam var ama 3 senemi 9 senemi 3 üniversitede geçirdim 2 tane uluslararası ilişkiler deneyimim var uluslararası ilişkiler Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Kadir Has’ta kamu yönetimi deneyimim var onun haricinde açık öğretimde bir süre kaldıktan sonra

87

Page 88: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:88

şeyden Slovakya’daki üniversitemden Asya tarihi ve Asya dilleri yalandan söyleyeyim efendim bu yalandan bir diplomadır yani öyle söyleyeyim YÖK zaten buna Yüksek Öğretim Kurumu denklik vermemiştir. Uzun dönem askere gidip vatani görevimi yapıp geri dönmüşümdür. Bir üniversite mezunu değilim YÖK’e göre Dünya’ya göre bir üniversite mezunuyum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Türkiye Cumhuriyetinde lise mezunusunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Slovakya’dan da üniversite diplomanız var.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim, aynen efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “YÖK denkliği kabul etmedi değil mi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Denklik veriyorlar efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Mesleğiniz nedir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Mesleğim efendim ben satış stratejistiyim. Şudur;

şirketlerin üretip de satamadığı malları ben bir dönem sigortacı olarak nitelendirildiği doğrudur efendim. Sigorta şirketlerinde yöneticilikler yaptım ama şuanda yaptığım iş; şirketlerin üretip de satamadığı mallara alıcı buluyorum. Onlara fizibilite yapıyorum doğru fiyat belirlemesi yapıyorum vesaire vesaire marketing yapıyorum yani anlayacağınız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani piyasayı biliyorsunuz insanlar.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim Allah’a şükürler olsun halkın içinde

olduğumuz için hep biliyoruz piyasaları hep hep biz toplu taşımadayız metrodayız metrobüsteyiz efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Sigortacılık hizmeti yaparken şuanda bahsettiğiniz mesleği yaparken.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Halen asıl mesleğim ne iş yaparsın derlerse ben bir sigorta satış yöneticisiyim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Poliçe düzenlersiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Değil efendim ben satış ekibi yönetirim poliçeyi teknik

departman düzenler ben şöyle söyleyeyim acente gibi düşünmeyin dediğim gibi 43 çalışanı olan 11 ilin bana bağlı olduğu çok sayıda acentenin bana bağlı olduğu bir şirketin bölge müdürlüğünü yaptım belli bir süre öyle söyleyeyim. Yani sizin düşündüğünüz gibi öyle poliçeyi biz burada basalım öyle bir şey yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Daha üst düzey bir görev üstlendiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim aynen efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Siz ifadenizde polisin herhangi bir

yönlendirmesine baskısına maruz kalmadım. Ancak gayriciddi tavırlarına şahit oldum diyorsunuz değil mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani polisten bir baskı görmediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yönlendirme görmediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ve sizin ifadenizin hemen akabinde basına

sızdırılan beyanlardan dolayı fevkalade rahatsız olduğunuzu beyan ettiniz doğru mudur?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim rezil oldum yani şuanda artık kendime geldim

ama onu size söyleyeyim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Doğru mudur ama yani buraya kadar.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen buraya kadar olan bölümü tamamen doğrudur

efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Doğrudur evet. Yani siz söylemediğiniz

beyanlardan dolayı bugüne kadar bir ızdırap içerisindeydiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Allah razı olsun evet efendim evet efendim evet

efendim ve benim gibi gördüğünüz genç bir şahıs için bunlar fazla geliyor efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. 30 yaş çokta genç sayılmaz.”

88

Page 89: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:89

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ama efendim şimdi burada konuştuğumuz şeyler arkamızda oturan insanlar konuştuğumuz konular benim bildiğim kadarını ben söylerim ama dediğim gibi bir memur aile ve.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam kısa şimdi geçelim ben soruma geleceğim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Özür diliyorum tamam efendim tamam efendim tamam efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz 2008 yılındaki ifadelerinizden dolayı 2011 yılında yaklaşık 3 yıl sonra tanıklığa çağrıldınız bu 3 sene zarfından siz ızdırap içerisindeydiniz. Çünkü sizin söylemediğinizi yazan emniyetçiler ve savcı söz konusuydu değil mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet. Aynen efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Peki siz bu emniyetçiler veya savcı hakkında

herhangi bir suç duyurusunda bulundunuz mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır bulunmadım efendim çünkü böyle bir…”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Herhangi bir tazminat davası açtınız mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim açmadım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Neden?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim öyle bir döneme denk geldi ki ben bugün

burada şeyi verdim ifadeyi ondan sonra askerlik vazifemi yapmak için gittiğimde ben buradayken çıkartılmadı bu haberler. Ben Tunceli’nin dağındayken çıkarıldı bu haber.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam döndünüz dağdan 1 buçuk yıldır da sivil hayattasınız veya askerdeyken de.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben şunu da, ben şunu da açık bir şekilde.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir dakika.”Mahkeme Başkanı: “Mustafa Bey soruyu alalım ondan sonra.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen özür dilerim efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Askerdeyken de yine dilekçenizi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Psikiyatrilerde yattım efendim ben tespitli.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bende oraları biliyorum dilekçenizi vesairenizi

verebilme imkanınız vardı askerden döndükten sonra sizin beyanınıza göre büyük bir ızdırap içerisindeydiniz. Neden sizi bu kadar sıkıntıya sokan resmi görevliler hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmadınız, tazminat davası açmadınız?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle beni çevremdeki ve yakınlarım artı avukatım. Avukatımın şuanda flaş diskinin içinde şuanda aileme avukatımın ki buraya çağırmadım. Size burada bugün anlattıklarımın tamamı bakın bunu net olarak söylüyorum bu söylediklerimden dolayı benim başıma bir şey gelirse mahkemeye verirsin bunu diyerek verdiğim şuanda çağırın elinde flaş diskle gelir size anlattıklarımı burada anlatır. Nasıl yönlendirildiğini ama efendim biz biraz yani hakkımı aramayı bilen bir insanım ama şöyle söyleyeyim efendim çokta siz beni buraya çağırmadan ben böyle sanki sürekli bir şeylerin içine girmeye çalışıyormuş gibi ve ismim yani bu işlerin içinde sıkıntılı kaldı efendim bir de efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sebebi nedir net olarak söyler misiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim afiş gibi afişe edildik benim kendi

arkadaşlarım bile gittiğim peşinde koştuğum davaya hainlik yaptığım iddiaları içine girdiler.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam işte neden bu kadar yükü size yükleyen

emniyet mensupları ve savcılık hakkında herhangi bir yerde suç duyurusunda bulunmadınız?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Valla öyle bir gereksinim açıkçası duymadım efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Gerek duymadınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim evet.”

89

Page 90: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:90

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tamam. Siz ifadenizden sonra aileniz tarafından çevreniz tarafından ciddi bir psikolojik baskıya maruz kaldığınızı beyan ettiniz. Size vatan haini gözüyle bakıldığını söylediniz doğru değil mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet. Aynen efendim ben kendimi o okuduklarımdan sonra ben kendime bile vatan haini gözüyle baktım yani öyle söyleyeyim size o okuduklarımdan sonra.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet, bu türlü bir psikolojik baskı dışında herhangi bir tehdide maruz kaldınız mı bu ifadelerinizden basına yansıyan ifadelerinizden dolayı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim öyle bir şey söz konusu olmadı. Benim burada da anlattığım gibi her şeyimiz adresimiz açık bir tehdit edilecek bir durum yok. Gelirler adresimiz belli biz tehdidi yiyecek bir durumumuzda yok efendim zaten onu da size ayrıca söyleyeyim. Tehdit beni tehdit eden adama gel benim adresim belli derim ben telefonda. Yani etmedi kimse ama zaten bir Allah’a can borcumuz var o da bizi özlediyse verir kurtuluruz efendim bunun dışında bir şey söz konusu değil.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir Musa diye birinden bahsettiniz ben ifadede geçtiği gibi soy ismini hatırlamıyorum ki dediniz yani ismen tanıdığınız ancak soy ismini bilmediğiniz bir şahıs.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Peki bu Musa ismi nereden girdi size göre zabıta?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben zaten Musa’yı gördüğümü Hüseyin abinin

yanında bulunduğunu ifade etmiştim zabta nereden ben söylemem üzerine zabta girdi. Ama Musa’nın bulunduğu yer itibarıyla zabta girdiği konu doğru bir konu değil. Musa’yı ben hayatımda Hazreti Musa’yla ilgili bir örnek verirken Hüseyin abi örnek olarak gösterirdi bu da benim aklımda buradan kalıyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İşte siz ne dediniz yani Musa hakkında ne dediniz ki zabta girmiş Musa?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vallahi bilemiyorum efendim siz okuyun bende bileyim. Çünkü ben orada bilmediğim şeyleri okuyorsunuz sürekli bana şaşırdım açıkçası bende zaten.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Musa Akdağ bana polis tarafından Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili arandığımı söyledi.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yalan efendim reddediyorum reddediyorum soyadını bilmedi…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani siz ne dediniz bunu reddediyorsunuz da Musa ismi nasıl gündeme geldi peki?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Nasıl efendim anlamadım ki?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Musa ismi…”Mahkeme Başkanı: “Yani niçin Musa ismini yazmıştır.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim hiç bilemiyorum ben ilk burada size verdiğim

ifadede de daha öncesinde yüz yüze verdiğim ifadede ailemin rahatsız olmasından sebep ben 4 gün önce. Sizin söylediğiniz şu efendim madem bir yere buradan varmak istiyorsunuz; benim o tarihten 4 orada yazılı olduğu gibi 4 gün öncesi değil 14 gün öncesine kadar o derneğe girdiğimi tespit edilirse o zaman ben Musa’yı nereden karıştırdığımı size atarak söyleyeceğim. Ama orada o kadar çok şey karışmış ki bir Musa’nın söylediğimiz şey mi isminin nereden karıştığı dikkatinizi çekti onu anlamadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Onun takdiri bize ait.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim, ama benimde bir takdirim var sonuçta

benimle ilgili bir takdir.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ne dikkatimizi çeker, ne çekmez onu biz takdir

ederiz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim takdir sizin ben sadece fikrimi

söylüyorum.”

90

Page 91: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:91

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kuvayı Milliye Derneğine gittiğinizde daha önce görüşmüş olduğunuz Erkut Ersoy’un gözlemleriniz gereği orada bulunan 7, 8 kişilik bir grubun çalıştığı 20 adet bilgisayar ile ilgili çalışmada ekip başı olduğunu gözlemlediğinizi söylediniz değil mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bunların birtakım hack faaliyetinde bulunduğunu

siber saldırılara karşı karşılık verdiklerini beyan ettiniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Buradaki stratejiyi kim belirliyor yani Erkut Ersoy

mu belirliyordu, Fikri Karadağ mı, Hüseyin Görüm mü?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şöyle; ben Fikri Paşanın da Hüseyin abinin

de benimle teknolojik aletlerle hiçbir işimiz olmadığını ve bunun üzerine bir strateji kuramayacağımızı net olarak size ifade etmek isterim. Ama kendisini ben ilk başta ilk beni götürdükleri Deniz Yıldırım’ın götürdüğü yemekte tanıştım. Aynı masaya oturma şahsımız oldu ve siber alemdeki saldırılarla ilgili bize anlattıklarından ve ben orada gördüğümde insanlar ona bir şey sormalarından böyle bir sonuca vardım diyorum böyle bir şey bildiğimi ifade etmiyorum efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ama siber saldırılara karşı nasıl davranılacağını onun stratejisini kim belirliyordu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim (1 kelime anlaşılamadı) ben size onun örneğini. Bilmiyorum efendim, en küçük örneği şuradan söyleye… tamam efendim soruya cevap verdim galiba.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Özel büro kavramı var iddianamede de geçiyor Erkut Ersoy’un da kabul ettiği bir birim.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Veya İngilizce ismiyle kısaltılmasıyla DSS bu

konuda bir bilginiz var mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu konuda bir bilgim yok efendim hatta bilişimle ilgili

aktardıklarım size söylediğim kadardır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tempo Dergisinde çıkan haberi okudunuz mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim ben Tempo Dergisini.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Birazını okuyacağım bu haberin.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi olay delil klasöründeki belgelere göre şöyle

gelişiyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Özel büro sitesinde yani Erkut Ersoy’un yönettiği

sitede bir ilan çıkıyor. İlanda işte 2000 kişilik bir motorize ekibe ihtiyaç duyulduğunu bununla ilgili eleman ihtiyacı olduğundan bahsediliyor daha sonra bu haber sitede çıkan bu haber üzerine Tutkun Akbaş adlı muhabir Erkut Ersoy ile görüşüyorlar. Erkut Ersoy’da sorularınız var ise bunları gönderin elektronik postayla gönderin elektronik postayla gönderiyor. Tutkun Akbaş röportaja gidiyor röportajda Erkut Ersoy katılmıyor röportajı Durmuş Ali Özoğlu’yla yapıyor. Yani bunun hikayesi kısaca bu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani sizin bana ait proje dediğiniz projede sizin

isminiz geçmiyor. Erkut Ersoy, Durmuş Ali Özoğlu ve Tutkun Akbaş arasında geçen diyalog bu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani burada gerek Erkut Ersoy tarafından gerek

Durmuş Ali Özoğlu tarafından bu projenin sahibi Çınar Mustafa Altunbaş diye bir şey geçmiyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İyi ki de öyle bir şey geçmemiş efendim Allah razı olsun onlardan ama ben burada net bir şekilde ifade edebilirim. Yani burada Erkut Beyin

91

Page 92: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:92

Kuvayı Milliyenin resmi sitesini yaptığını biliyorum ama bu özel büro dediğiniz şeyi ilk defa duydum burada. Onun dışında kişinin bir kişiyi röportaj için çağırdığınız zaman o röportajı siz yaparsanız sizin yerinize vekalet bir röportaj çokta bana sağlıklı bilmiyorum efendim neyse ben cevabımı verdim herhalde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tempo Dergisindeki kısmı ben size okuyacağım. Burada Kürt mafyasıyla bir mücadele Kürt mafyasının İstanbul'daki illegal faaliyetlerine karşı bir motorize ekip oluşturulacağından bahsediliyor sizin kafanızdaki projede de bunlar var mıydı ütopik olarak nitelendirdiğiniz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bu bizim ütopikliğimizde bile bunu jandarma ya da polisin yapamadığı ya da onların yerine bizim, benim yaptığım projede; biz bir ara…. benim dediğim gibi projenin başı kökü şuradan başlıyor. Biz hızlı bir şekilde bir araya nasıl gelirizden bahsediyor. Bunu dediğim gibi burada orada söylediğiniz büyük şahıslar değil en çabuk İstanbul'da bir araya nasıl gelinir sorusuna motosikletle olduğunu hepimiz cevap verebiliriz diye düşünmekteyim. Aslında bunun temelinden çıkan söylemler hikayesi bu oluşturulmuş yapılmış ya da bunun fiile geçirilmiş ki böyle bir şey söz konusu değil. Maddi durumumuzdan zaten bahsettim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Ben şu haberi size başlıklarıyla okuyayım.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tutkun Akbaş haber diyor. Metropolleri kuşatan

başta Kürt mafyası olmak üzere tüm şehir terörüne karşı bir girişim başlatıyoruz. Tam 2000 motorize ekipten oluşan telsizli istihbarat ekiplerini 2007 içinde hazırlıyoruz bu 2000 kişilik ekip öncelikli olarak İstanbul içinde ve 2 yakada her türlü melanete karşı donanımlı olarak hareket edecek. Asli işleri istihbarat olan bu ekipler başta Kürt mafyası olmak üzere her türlü mafya ve organize suç şebekesine karşı mücadele etmekle görevliler. Emniyet ve diğer güvenlik birimleriyle eşgüdümlü ve koordineli olarak çalışacaklar time girmek isteyenler özel büronun adresinden bizimle irtibat kurabilirler.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yani ütopik gerçeğin durumunu anlatmıştır efendim burada çok net bir şekilde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Doğru mudur buradaki içerik?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben kişinin kendisinden öyle bir şey duymadım benim

söylediğim şeyleri de böyle hiç benim ismim geçmeden geçme…. de açıkçası beni ayrıca üzdü yani onu da belirtmek istiyorum. Çünkü bu temelde ne çabuk, nasıl en çabuk bir araya geliriz noktası motosiklet konusu benim fikrimdir söylüyorum yani bunu size net bir şekilde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Motosiklet kısmı mı sadece size ait?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır en çabuk nasıl geliriz motosiklet yoluyla geliriz.

Ama bunun içinde dediğim gibi bizi neden benim bir araya gelecek motosiklet ekibi kurmak istiyorsunuz dediğinizde, onu Emniyet Genel Müdürlüğüne dönüp diyeceksiniz ki siz bu KCK’cılara niye müdahale edemiyorsunuz diye soracaksınız bana sormanıza gerek yok. Onlar örgüt olduğu için parası pulu var biz örgüt değiliz paramız yok bunu görmek bu kadar zor mu efendim yani zaten? Adamların uyuşturucudan silahtan her yerden…”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bakın soruyu dağıtıyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ama soruyorsunuz.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Size soru nasıl yöneltildi Erkut Ersoy’un özel büro

sitesi (1 kelime anlaşılamadı) doğru mudur dedim bu içerik, sizin ütopyanızla örtüşüyor mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben onunla ilgili bilgim yok benim fikrimdir diyorum

efendim iddiam bu. Hayır, efendim, hayır efendim örtüşmüyor, artık o...”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Erkut Ersoy şöyle diyor buradaki habere göre

motorize ekip projesiyle ilgili yöneticimiz Ali Özoğlu’dur kentlerdeki organize suç oranının giderek artması üzerine motorize ekibin bu konuda bazı girişimlerde bulanması kararlaştırıldı bu ekiplerin telsiz ve copu olacak. Her konuda bilgi alışverişi bu ekipler tarafından yapılacak bizim özel büro ve Kuvayı Milliye grubu olarak özellikle Kürt mafyası türü oluşumlara seyirci kalmamız söz konusu olamaz. Gerek özel büro gerekse üst düzey yönetimimiz olan Kuvayı Milliye grubu bu konuda gerekli girişimlere başlamıştır motorize ekiplerde bu görev

92

Page 93: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:93

kapsamında üzerlerine düşen görevleri eksiksiz olarak yapacak ve ilgili güvenliğe yardımcı olacaklardır. Organizasyon Kuvayı Milliye grubuna bağlı olacaktır. Ekipler öncelikle İstanbul'un her 2 yakasında görevlendirileceklerdir, bütçe ve seçim işi Kuvayı Milliye grubunun uhdesindedir. Proje ekiplerinin seçilmesine müteakip ilgili güvenlik kurumlarıyla istişare edildikten sonra uygulamaya konulacak.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bu şöyle bir şey aslında hani verdiğim örnek çok doğru olur mu bilmiyorum ama bizim hiç yapamayacağımız bunu hesap benim kafamdan geçirip hesapladığım zaman bile 5000 kişinin SSK, yol, yemek gibi giderlerini yazdığınız zaman bunu anca dediğim gibi bir terör örgütünün karşılayabileceği bir parayla karşılaşıyoruz. Yani bunların bir de realitesi var ütopik hayat var bir de realite var. Hiç onların orada, orada yazmadığı ama benim burada ifade ettiğim kişi maliyetleri vesairelere baktığınızda ben zaten 5000 kişi değil 105000 kişi olsun isterim. Keşke herkese bakabilecek bir Kuvayı Milliye parası olsa ama bu ifadeler efendim yanlıştır kişi kendi kabul etmiştir bilmiyorum ben ama böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Durmuş Ali Özoğlu, Korkut Eken’e benzettiğiniz şahıs kendi beyanında da Kuvayı Milliye’yle irtibatlı olduğunu ifade ediyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Basın sözcüsü olarak geçiyor bir yerde bir yerde

başka türlü.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu şahsı isim olarak hatırlıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim size şunu söyleyeyim ben bu şahsı isim

olarak bile hatırlamıyorum biliyor musunuz?”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Murat Çağlar’ı bilir misiniz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “İsim olarak tanımıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İri yarı dosyamız sanıklarından Kuvayı Milliye’de

dernekte bulunmuş Antalyalı birisi bu kişiyi tanır mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim görsem bir ifadede bulunabilirim ama

söyleminizle tanımıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İri yarılığı en önemli özelliği.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Onu zaten söylemiştiniz anladım efendim ama ben

anımsayamadım görsem kesinlikle size bu şahıstı diye söylerim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim zaten tanısam tanırım bir kişiyi

gördüğümde tanıyabilecek kadar.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi Murat Çağlar’ın dosyamız sanıklarından

Murat Çağlar yönetimindeki bir araçtan elde edilen bir belge var. Burada şöyle diyor Kuvayı Milliye alt birimi özel büro Erkut Ersoy. Ali Özoğlu başkan yrd nokta virgül Avukat Alparslan Arslan. Alparslan Arslan’ı biraz öncede size bir beyanda bulundu.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Neye dayanarak etti o da ayrı bir konu efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Alparslan Arslan’ı daha önceden tanıyor

musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayatımda hiç görmedim efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kuvayı Milliye Derneğinde bahsedildiğine şahit

oldunuz mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bizim derneğimizin içinde genelde bizim

kendi fikirlerimize uygun kişiler konuşulur yani öyle birisi bizim derneğimizin önünden geçmiyor efendim. Bizim dernek, dernek ilişkimizde hayat görüşümüzde konuyla tamamen alakasızdır efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hüseyin Görüm’ün çok sevdiği, tanıdığı ve kefil olduğu birisi Alparslan Arslan.”

93

Page 94: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:94

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim Hüseyin Görüm’ün kendi takdiridir ben bana bugüne kadar verilen kendi Kuvayı Milliye fikrim itibarıyla konuşabiliyorum. Ama Hüseyin Görüm hakkında bir şey söyleyemem tabi ki seviyorsa sevebilir yani ben ne diyebilirim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bakın Durmuş Ali Özoğlu bu Tempo Dergisindeki röportajda dergideki habere göre şöyle diyor; Alparslan Arslan tanıyor musunuz? Yanıt olarak; o avukatın Vatansever Kuvvetler Güç Birliğiyle uzun süredir ilişkisi var. Kendisiyle hiç görüşmüşlüğüm yok ama biliyorum kardeşi türbanlı çokta heyecanlı arkadaş. Arkadaşlarına türbanı serbest bırakmıyorlar diye yakınırdı.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim tanımadığım bir insan için yorum yapmıyoruz yorum yapmadan anamıza sövüyor adam bizim zaten.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Hüseyin Görüm, Hüseyin Görüm’den bu ismi duymadınız.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç ben hayatımda Hüseyin abiden böyle bir isim duymadım Hüseyin abiden bu ismi ben duysaydım yemin ediyorum size onunla da ilişkimi keserdim. Bunu net olarak söylüyorum size evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Muhammet Yüce?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Uzman çavuşluktan ayrılma birisi Muhammet

Yüce.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Muhammet Yüce tanımıyorum efendim tanımıyorum

görsem belki.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Erzurumlu.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim şimdi tanıyorum diyebilirim ama şuanda isim

itibarıyla tanımıyorum kendisini, tanımıyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi siz şöyle bir ifadede bulundunuz; benim

elimde de hain listesi var babamda da var ablamda da var hepsini toplasanız 13500 kişide eder dediniz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Neye göre oluşturuyorsunuz bu hain listesini?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öncelikle vatanı bölmeye çalışanları 1. sıradan

başlatıyoruz aşağıya doğru zaten yaklaşık ya 34 ya 35 koltukları meclisin içinde var. Onun dışındaki kaça aldılar bilmiyorum onun dışında da bunların alt birimlerinde ya da cezaevlerinde ben şimdi burada saymaya kalksak efendim vatanın birliğine dirliğine karşı olan adamlara biz hain diyoruz. Ama bizim hain dediğimiz adamlarla aynı kefeye bir şekilde insanlar koyuluyor bu en vahim olanı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “İşte burada.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “O en vahimi efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Siz bir listeden bahsettiniz de somut bir şey o

yüzden soruyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet kafamda ben size saysam efendim istiyorsanız

arzu ederseniz evde listeyi yapıp getireyim hiçte çekinmem bundan.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani liste var dediniz var diyorsunuz evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Var efendim kafamdan sayayım, sayayım istiyorsanız

birkaç tane.”Mahkeme Başkanı: “Kaç kişilik bir listeydi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim kafamdaki benim şuanda saysam size

dediğim gibi yüz binlere kadar gidebilecek kişi ismi listesi değil ama belli süreden sonra adet olarak verebiliriz.”

Mahkeme Başkanı: “Hayır yazılı bir liste miydi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim ben bunu birazcık mizahi olarak

söyledim konuyu şey yaptınız yani başka türlü anlattım yani açıkçası ben mizahi bir durum. Herkesin kafasında bir hain listesi var herkesin kafasında. Listelerimiz birleşir birleşmez ama benim bütün ailem birleşsin 13500 kişi yazarız yani onu da size söyleyeyim aynen yazarız.”

94

Page 95: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:95

Sanık Hüseyin Görüm söz almadan konuştu, anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Efendim lütfen, lütfen.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Hüseyin Bey arada karışmayın sorularımız

bitsin değerlendirmeniz olur.”Mahkeme Başkanı: “Tabi.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Deniz Yıldırım hakkında benim can ciğer

arkadaşımdır dediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Büyüğümdür arkadaşımdır.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Arkadaşımdır, büyüğümdür bu kişinin bir kısım

mektuplarını Savcı Bey aktardı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim, efendim dediğim gibi o siz tak… özür

diliyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi siz hatta yanıt olarak da Deniz Yıldırım’ın bu

fikirlerine sonuna kadar katılıyorum katılmamak mümkün mü vesaire gibi bir yanıtta bulundunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tekrar bir kısmını okuyacağım size.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ama efendim onun ben aynısını okursanız anca ona

katılabilirim harici bir şey olmazsa memnun olurum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Aynısını okuyorum evet. Kahraman Şahin ve

Hüseyin Görüm’e gelen mektup içeriklerinde; apostrof içerisinde gönlümden geçen tek hareket darbeyle içimizdeki dış güçlere hizmet eden şerefsizleri infaz etmek. Nasıl olacak bu yani darbeyle?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bana net olarak soruyorsanız fikrimi soruyorsanız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir tane insan evladının söylemediği herkesin

arkasından küfür ettiği Kenan Evren Paşa bence doğru bir hareket yapmıştır derim ben. Ben darbe yanlısı bir adamım onu söyleyeyim yani size. Çünkü emperyalistler bizi efendim dizinden indirmiyor Amerikan üssü duruyor nerede Ata’nın bıraktığı arkanızdaki adamın bıraktığı tam bağımsız ülke nerede yani ben çok merak ediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu toplu giydirme zamanı yaklaşıyor diye bir ifade kullanıyor bu aranızda geçmiş midir nedir bu toplu giydirme zamanı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Vallahi efendim o zaman dilimini hiç bilmiyorum ama benim biraz önce söylediğim İstiklal Mahkemesinde asılacak adamlarla toplu giydirme aynı şeyde o zamanı bekliyorum ben zaten.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yaklaşıyor diyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Allah izin verirse ölmeden göreceğiz efendim eğer

ölmeden göreceğiz bunları yani.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Evet. Murat Çağlar, Hüseyin Görüm ile bu Mersin

Adana civarına yaptıkları bir seyahatten bahsetti.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Burada Hüseyin Görüm’ün orduevine girerken

kendisini özel kuvvetlerden diye tanıttığını ve oradaki görevli askerlerinde kendisine selam durduğundan bahsetti. Siz Kuvayı Milliye Derneğine devam ettiniz. Kuvayı Milliye Derneğinde özel kuvvetler, yüzbaşı, binbaşı bu gibi tabirler kullanılır mıydı nedir buradaki bilginiz?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim burada orduevine daha önce girmeyen birisi var mıdır bilmiyorum. Ama orduevinde ben özel kuvvetlerdenim deyip girip de hadi kimliğini göster denmediği gibi bir durumu düşünüyorsak zaten hiç orduevine gitmemişizdir demektir. Orada yalan ifade var orduevine giren bir adama selam durulması için adamın rütbesinin bilinmesi gerekir, resmi kıyafette olması gerekir, kime selam verilip kime selam verilmeyeceğini vatani görevini yaparken insanlara anlatıyorlar yalan ifadedir efendim katılmıyorum, katılmıyorum.”

95

Page 96: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:96

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin dernek bünyesi.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Biz efendim sivil yapılanmayız bizde (1 kelime

anlaşılamadı).”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizin dernek bünyesi…. dernek bünyesindeyken

insanların birbirlerine komutan binbaşı mesela Kahraman binbaşı, Erol Yüzbaşı.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiç duymadım ben birisine binbaşı demem için

adamın binbaşı olması lazım.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Komutan.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır hayır hiç öyle bir şey duymadım biz kişilere

isimleriyle abi olarak ya da isimleriyle ya da abla olarak hitap ederiz efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Sizinde herhangi bir şekilde resmi üniformanız oldu

mu yani bu hani asker üniformasına benzemiyor dediğiniz şekilde dernekteyken diyorum.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim benim evimde, hayır efendim olmadı

dernektenken giymedim ama dediğim gibi evimde şuanda bir tane alt kamuflajım vardır kışın giyiyorum asker botumda var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Yani askerden sonra böyle bir imkanınız oldu öyle mi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim benim hem askerden sonra öyle bir imkanım oldu hem 7, 8 yaşlarındayken benim asker şeylerim akrabalarım da getirip beni özellikle giydiriyorlarmış öyle fotoğraflarımda var. Biz efendim savaşçı ve asker bir toplumuz artık bunu iyi bilmek lazım biz gurur duyuyoruz bundan. Kafasına şapka takmış diye bu neyi ifade ediyor komutan mı efendim olmayan bir rütbeye komutan mı olur.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Şimdi kuvvacı nikahı diye bir kavram var. Nedir bu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bence bu.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Size fotoğrafları da gösterildi biraz önce bu 2 kişi

evlenirken.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben dediğim gibi bunu kendim etmediğimi ifade

etmiştim efendim bu böyle bir yemini kendim etmediğimi ifade etmiştim.” Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kuvvacı yemine demiyorum nikahı, nikah (1 kelime

anlaşılamadı) diyor ya oradan. Yani gelinlik giymiş bir bayan ile.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben şahi... öyle bir şeye, öyle bir şeye şahit olmadım

olabilir efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Nedir bu konuda bilginiz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Doğrudur efendim. Ben şahit olmadım efendim şahit

olmadım bilemiyorum.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bu Ümraniye bombaları hakkında beyanda

bulundunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Bir astsubayın serbest bırakıldığından vesaire

bahsettiniz nedir?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Televizyonda gördüğümüz efendim şimdi Ümraniye

davası diye açıldı Türklüğün doğuş destanı olan Ergenekon şuursuzca ve bilinçsizce gidip bir terör örgütünün ismine konuldu. 6000 yıllık Türk tarihi bir terör tarihine dönüştürüldü.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Kimdir bu serbest bırakılan astsubay?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bilemiyorum efendim televizyonda gösterdi

televizyonda gösterdiğini ben burada ifade ediyorum. Diyorum ki; bu davanın başlamasına sebep olan adamı bile bıraktılar saçma sapan hiç alakası olmayan 100 tane adamı taktılar bunu ben görüyorum dışarıdaki herkes görüyor yani sonuçta. Bilgim dahilinde değil sadece görgüm dahilinde söylediğim şeylerdir ve ilk defada burada söyledim zaten ki konunun ciddiyetini anlatabilmek için. Efendim bir kişinin çıkıp da böyle terör örgütü ismi olur mu deyip de bunu ismini düzeltmemesi değiştirmemesi bunu buradan men etmemesi de size bir şey

96

Page 97: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:97

söyleyeyim mi gerçekten bu istenerek bilinçli ve taammüden koyulmuş bir isim olduğu çok net ortaya çıkartmaktadır. Bunu da söylemek istiyorum açıkçası.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tunçer Kılınç bu kişiyi tanıyor musunuz?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şahsen tanımıyorum şahsen tanımıyorum STV’lerde,

Kanal 7’lerle talk show yaparken bir anda MOSSAD ajanı çıkıp kafasında şöyle şeylerle gitmiş bir hain olduğunu gördüğüm çok net kesin bir adamdır bu tam bir İsrail ajanı bunu televizyondan görerek anlayabiliyoruz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tuncay Güney demedim Tunçer Kılınç?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum ben efendim öyle bir isim.”Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Tunçer Kılınç.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Kim efendim o. E tabi ben Tuncay deyince böyle şey

oldum bir an.”Mahkeme Başkanı: “Soruyu anlamadığınız zaman tekrarlama durumu var tekrarlatın

soruyu iyice anladıktan sonra cevaplayın.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Buyurun efendim, tamam doğru.Mahkeme Başkanı: “Yani yanlış sonuçlar çıkabilir.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bazen sürçülisan edebiliyorum ama bende

dediğim hiç böyle sizin gibi böyle bu kadar kalabalık bir yerde karşıya çıkıp kendimi ifade etmek durumunda kalmamıştım heyecanımı mazur görün efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: “Başkanım şimdilik bu kadar.”Mahkeme Başkanı: “Bu Deniz Yıldırım vasıtasıyla üyeliği Kuvayı Milliye Derneğiyle

tanıştığınızı söylediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Bu üyelik kabulü nasıl oldu yani?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim üyelik kabulü normal dernekler kanunu gereği

kimliğimiz vasıtasıyla üye olmak istediğimiz 2 lira mıydı, 3 lira mıydı neydi bir üyelik makbuz karşılığında aldığınız bir üyelik sonucunda sizi dernekler kanununa göre dernek üyesi ilan ediyorlar ve bunu da dernek defterinde zaten işlenerek bir şekilde…”

Mahkeme Başkanı: “Herhangi bir form doldunuz mu üyelik formu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Tabi ki form tabi ki doldurdum, tabi ki doldurdum.”Mahkeme Başkanı: “Kime verdiniz o üyelik formunu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Formu kime verdiğimi bilmiyorum efendim ama dernek

içinde bu işlerle ilgilenen birilerine verdiğim kesin. Çünkü derneğin içinde dolduğum bir formdur.”

Mahkeme Başkanı: “Bu gelen genel gelen klasörün içerisinde bulunan dizi 452’de bir kimlik kartı var. Kuvayı Milliye.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Derneği tarafından tanzim edilmiş Çınar Mustafa Altunbaş adına.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim gururla taşıdığımı söylemiştim. Hatta

savcı Beye de arz etmiştim böyle bir kimlik var.”Mahkeme Başkanı: “Tanzim edilmiş bir, bir kimlim. Bakar mısınız?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Benim kimliğim efendim bakıyorum o.”Mahkeme Başkanı: “Altında teşkilat başkanı Hüseyin Görüm’ün imzası var. O kimlik

size ait?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim doğrudur tabi tabi aslan gibi (3, 4

kelime anlaşılamadı).”Mahkeme Başkanı: “Bu kimlikle ilgili olarak Hüseyin Görüm dışında başka biriyle

görüştünüz mü kimliğin verilmesiyle ilgili?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim, hayır efendim. Normalde zaten resmi

kimlikleri genel başkanımız verirdi Hüseyin abi beni sevdiğinden dolayı yanında bulunduğum zaman mutlu olduğundan dolayı benim konuşma tarzım ve davaya olan inanmışlığımdan dolayı kendisi bir jest olarak böyle bir kart çıkartmıştır bilmem. Ama onun dışında bir resmiyeti olan bir kartta değildir ayrıca söyleyeyim.”

97

Page 98: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:98

Mahkeme Başkanı: “Bu kimlikte dış ilişkiler istihbarat parantez içinde istihbarat görevi diye yazıyor.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim, aynen efendim.”Mahkeme Başkanı: “Buna ilişkin faaliyette bulunmadığınızı söylediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim istihbarat dediğim gibi bilgi toplama

demektir.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi bunun geçerlilik süresi 7.9.2011 tarihine kadar geçerli hala

süresi dolmamış. Devam ediyor.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Geçerli. Doğrudur efendim.”Mahkeme Başkanı: “Yani 2006’da girdiğinize göre yaklaşık 4, 5 senelik bir süre

içerisinde verilmiş bir kimlik.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bu süre içerisinde herhangi bir faaliyette bulunmadınız mı bu

konuyla ilgili olarak yani dış ilişkiler (1 kelime anlaşılamadı) gibi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim istihbarat faaliyeti gibi değil ama tabi ki

derneğe getirdiğim derneği anlattığım orada bize neler söylendiğini ben şunu şöyle söyleyeyim sadece o vasıtayla şu Kuran-ı Kerimi hediye edip okumasına vesile olduğum 20 kişi vardır bana orda verilen bir şey bu ve ben okuması üzerine herkese hediye ettim. Yani kısmetse Allah kabul ederse birtakım sevaplar işledik orada günaha dair ve cezaya dair hiçbir şey görmedim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bu dernekle ilgili bir anlatım değil size verilen görev. Yani istihbarat toplamak birilerinden bir şeyler hakkında bir istihbarat bilgi toplamak.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim istihbarat toplamayı siz benden daha iyi bilirsiniz yaşınız benden çok daha.”

Mahkeme Başkanı: “Bu konuyla ilgili herhangi bir çalışma yaptınız mı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim istihbaratın direk karşılığı bilgi toplamadır. Bu

bir askeri istihbarat.”Mahkeme Başkanı: “Bende onu soruyorum bilgi topladınız mı diyorum?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bilgi toplama diye bir durum söz konusu değil efendim

benim yaptığım şey daha çok dış ilişkiler gelen kişilere merhaba nasılsın demek yani bir vizyon gibi bir görüntü gibi ya da bir vitrin gibi onun dışında da.”

Mahkeme Başkanı: “Yani halkla ilişkiler müdürü gibi bir durumdasınız herhalde?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Müdürlük efendim öyle bir üstüme sorumlulukta

almadım. Elimizden geldiği kadar çağırabildiğimiz dahil edebildiğimiz işte derneğin içinde bölüştüğümüz 2 ekmeği bölüşebileceğimiz birilerini de oraya getirip konuşturabiliyorsak söylediklerinden insanların anlattıklarından bir bilgi sahibi olmasını sağlayabiliyorsak zaten ben amacımı gerçekleştirmişimdir demektir.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım şimdi bu kimliği veren Hüseyin Görüm.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Öyle gözüküyor. Hüseyin Görüm sizden bu konuda herhangi bir

şey istedi mi yani istihbarat topla ya da dış ilişkilerle ilgili bilgi ver?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hiçbir talebi hayır efendim hiçbir talebi olmamıştır ben

bu konuyla ilgili olarak bana şöyle biri… Şimdi efendim birisine istihbarat topla demeniz için onun o konuda birtakım birikimleri ya da eğitimleri olması lazım. Efendim ben marketing yani ben satış pazarlamayla ilgileniyorum bana nasıl böyle bir misyon yükleyebilir?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam sizden herhangi bir şey istemedi diyorsunuz.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz almadan konuştu, anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Lütfen daha sonra tamamlayalım daha sonra sorunuz olursa

tekrar sorabilirsiniz lütfen müdahale etmeyin. Şimdi poliste ifadeniz alınırken gayri ciddi bir ortam olduğundan bahsettiğiniz. Odada kaç kişi vardı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim. Efendim en kötü 5 kişi vardı odada en kötü .”

Mahkeme Başkanı: “5 kişi vardı, peki.”

98

Page 99: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:99

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Belki 7, 6, 7 vardır ama.”Mahkeme Başkanı: “İfade… anladım. İfadeniz nasıl alındı yani onlardan biri ifadenizi

mi aldı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim böyle sohbet (1 kelime anlaşılamadı).

Efendim şöyle olur sohbet aralarında bir şey soruyor ben bir şey söylüyorum. Ama o kadar dağınık ki; oturup böyle bu bunu dedi bu bunu dedi yazdığını görmedim ifadem bana tekrar söylüyorum yüksek sesle okunmadı ifademi okumadım.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım, ifadeniz bir kişi tarafından mı alındı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim herkes kafasına göre soru… 3 kişi en

azından soru soruyordu ifadede.”Mahkeme Başkanı: “Soru soruyordu sizde cevaplıyordunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim evet cevaplıyordum ama lanet ederek

cevaplıyordum. Yani ben oraya gitmişim oturmuşum beni çağırıyorsunuz gibi bir tablo var. Yani dediğim gibi ben şimdi burada nasıl herkes siz geldiğiniz zaman böyle ya da siz cübbelerinizi giymişsiniz bir ciddiyeti var. Böyle bir o kadar büyük bir ciddiyetsizlik ben görmedim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım siz cevap verdiğiniz takdirde bir kişi mi yazıyordu orada birkaç kişi mi yazıyordu ifadeyi?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Bir kişi yazıyordu efendim bir kişi yazıyordu.”Mahkeme Başkanı: “Bir kişi yazıyordu. Peki siz sizin söylediğinizi mi yazıyordu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben benim ne yazdığını görmüyordum. Ben burada

oturuyordum yanımda masanın diğer tarafında 2 kişi oturuyordu. Bir tarafta o yazan kişi oturuyordu öbür tarafta birkaç kişi daha vardı o kadar dağınık bir ortamdı ki size net olarak. Bir kişi yazdı desem de yalan olur belki başkasının eline… Gerçi bir kişi yazmıştır efendim çünkü el yazısı da aynıdır herhalde.”

Mahkeme Başkanı: “Peki siz söylemediğiniz halde oradaki yazan şahsın kafasından kendiliğinden bir şeyler yazdığını gördünüz mü?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben okumadığım için böyle bir şey söylemem yalana girer. Ben çünkü ama şuanda.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi şöyle.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Geldiğimiz zaman yanlış ve yalan şeyler yazdığını

ifade edebilirim.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi siz, siz bir cümle söylemişsinizdir o 3, 5 cümle veya 1

paragraf 2 paragraf yazmıştır.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bunun için benim onu okumam gerekiyor

bunun için bilgi vermem için.”Mahkeme Başkanı: “Yani o gözleminiz oldu mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Okumadım efendim, yo öyle bir dikkat etmedim çünkü

dediğim gibi efendim ben devletin polisine devletin savcısına devletin kurumlarına güvenen onların yazdıklarını okuma gereği duymayan birisiyim.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım yani sizin verdiğiniz cevaba göre.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim dümdüz konuşayım.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi sizin verdiğiniz cevaba göre yazılan süre makul bir süre

miydi?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim çat pat bir saniyede beni o şeyde organizede

bir saniyede beni şey yaptılar böyle özür diliyorum; biraz avam bir konuşma olacakta 2 saniyede paketlediler ha ha hi hi yaptılar artık yürüdüm gittim. Ne olduğunu da anlamadım niye beni aldıklarını da anlamadım. Beyefendinin bana sorduğu gibi bana ne sanıksın ne tanıksın ne bilgin için getiriyorsun hiçbir şey denmedi.”

Mahkeme Başkanı: “Peki size soruldukça mı verdiğiniz cevap yazılıyordu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben birkaç kişi bana soru sorduğu için onlara

baktığımdan dolayı.”Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

99

Page 100: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:100

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Öyle bir takipte bulunamadım çünkü ben orada kendimi bir şey mi ifade etme durumundayım orada ne yazıyor efendim ben (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Peki siz cevap vermeden yazıldığı da oluyor muydu siz cevap vermeden yazıldığı da oluyor muydu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim evet desem de yalan olur şimdi hayır desem ben ne diyeyim çok öyle bir soru soruyorsunuz ki efendim. Yani aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem.”

Mahkeme Başkanı: “Ama siz oradasınız.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Oradayım efendim ama ben yazanı.”Mahkeme Başkanı: “Nasıl ifade alındığını biliyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bir adam bu ifadeyi okumadım diyorsa buna

ne yazdı fazla yazdı mı sorusu bence doğru bir soru olmaz efendim yani.”Mahkeme Başkanı: “Tamam okumadığınızı anladık ama ifaden alındıktan sonra

önünüze sürülmüş, önünüze sürülmüş.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim aldım ifadeyi bana burayı imza… bana böyle

burayı imzala dendi tamam dedim tık imzaladım bitti gitti efendim konu bu.”Mahkeme Başkanı: “Peki güveninizi sarsacak herhangi bir şey oldu mu orada?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim güvenimi sarsacak şey oldu beni rezil ettiler

onu yalan yazmışlar yönlendirerek olmayan yazılar var. Beni bütün Dünya’ya rezil ettiler Allah’a şükürler olsun bugün kendimi ifade etme şahsı buldum teşekkür ediyorum. Yalan yanlış benim söylemediğim ifadeleri bilgi tutanağına ifade tutanağına yazılarak beni rencide etmiştir polisler bunu da net olarak söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bunu sonradan fark ettiniz ifadeniz alınırken sizin güveninizi zedeleyecek herhangi bir davranışları oldu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim bir polis memurunun 5 tane oturmuş organize suçlar şubesinin komiseri mi, amiri mi, memuru mu neyse bunların böyle lakayt tavırlarda olması sizce yeterince önemli bir durum değil midir? Onun dışında.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anladık onu anladık yani gayri ciddi bir ortam diyorsunuz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim onun dışında ben öyle tehdit yok seni

dönerim yok sana şöyle yaparım şeylerini yiyecek biri değilim yani.”Mahkeme Başkanı: “Size ikramlar yapıldığı söylediniz.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Çay kahve su ne istersem ikramlar yapıldı onunla ilgili

bir sıkıntı yok.”Mahkeme Başkanı: “İfadeniz ne kadar sürdü?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim yaklaşık herhalde bir çat pat 40 dakika mı 1

saat mi en fazla öyle bir şey sürmüştür diye tahmin ediyorum. Yani ama bu da yine size net evet deyip şu dakikada verebileceğim bir bilgi değil ama 40 dakikayla 1 saat 10 dakika aralığında diyeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki savcılıktaki ifadenize gelelim.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet efendim.”Mahkeme Başkanı: “Savcılıkta siz söyleyip savcılık katibi mi yazdı yani savcılık mı

yazdırdı?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Evet Savcı Beyin sağ tarafında oturan birisi yazıyordu

ben yine onu görebilecek bir durumda değildim. Ben Savcı Beyin sol tarafında şurada oturuyordum kişi burada oturuyordu önündeki masada ben A4 kağıdında ne yazılı olduğu görebilecek durumda değildim.”

Mahkeme Başkanı: “Anladım, aynı şeyi tekrar soruyorum yani Savcı Bey size sordu sizde cevaplarınız ona göre mi yazıldı?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim vallahi dediğim gibi bu söylediğinize ben ne orada ne burada dikkat ettim bana sorulan soruya cevap veriyorum ben sadece.”

Mahkeme Başkanı: “Yani şimdi şöyle söyleyeyim, her soru soruldukça mı yazıldı yoksa böyle genel olarak Savcı Beyin.”

100

Page 101: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:101

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Yok efendim ben sizin, ben sizin sorduğunuz soruya direk cevap verebilir miyim efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben benim söylemediğim ya da o şekilde

anlatmadığım konular yeminli olduğunu iddia edilen ifadede bu şekilde anlatılıyorsa ben ifademi reddetme yani belli bölümlerini reddetme hakkını buradan buluyorum. Efendim ben kimim ki benim üstümü değişik değişik oyunlar oynanıyor yani ben anlayamadım bu işten bir şey. Söylemediğim şeyler yazılıyor söylediğimi, söylediğimi iddia ettiği şeyler avukat hanımın söylediği şeylerle örtüşüyor adamı ben tanımam gizli tanıkmış çıkartın görelim. Anamızın babamızın adından ne iş yaptığımızın adresimize kadar herkese verdik e bu adamlar niye çıkmıyor? Görelim herkesi efendim yapmayın beni efendim beni.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bazı şeyleri, bazı şeyleri daha sonra anlıyorsunuz yani ifadenizi okudukça ifadenizi öğrendikçe anlıyorsunuz.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim beni çok. Beni devlet büyük bir rencide beni çok rencide (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi sorduğum soruya cevap verin. İfadeniz alınırken sizin güvenliğinizi sarsacak Savcı Bey.”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim anlatamadım ben kendimi.”Mahkeme Başkanı: “Tarafından ifadeniz alınırken sizin güveninizi sarsılacak herhangi

bir şeye şahit oldunuz mu?”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Ben öyle bir şeye şahit olmadım efendim kendisinden,

ben kendisine güvenmedim, ben güvendiğim için ona okumadan imzaladım. Güvenimi sarsacak bir şey olsaydı alır onu A’sından Z’sine okurdum zaten.”

Mahkeme Başkanı: “Peki sizi yönlendirme böyle etki altına bırakma herhangi bir şey oldu mu?”

Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Hayır kişinin bana sorduğu sorularda yönlendirmeler yoktu. Ama ben davamı çok sert savunduğum için. Benim bilgilerimin taze olduğunu düşünerek belki, konuşmalarımı da doğru bulduğu için belki böyle bir yönlendirme için bana bu bir yönlendirme midir ifade bittikten sonra teslim ettiği için bir yönlendirme olmayabilir efendim (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Bu motorize ekibin ne amaçlı kullandığını söylediniz.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Neyi efendim?”Mahkeme Başkanı: “Motorize ekibin.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Evet efendim. Ne amaçla bakın efendim orda da çarptırma

var suça karşı.”Mahkeme Başkanı: “Yani 5000, 5000 kişinin bir anda İstanbul’da bir araya gelmesi için

böyle bir motorize ekip düşünüldüğünü söylediniz.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Şimdi efendim şimdi bakın virgüle geliyor bu şimdi bu

kişilerin suça karşı kurulduğunu söylemek başka bir şeydir. Bak suça karşı kurulduğunu söylerseniz o zaman siz devletin birliğini, dirliğini kabul etmiyorsunuz. Orda yazılan o.”

Mahkeme Başkanı: “Ben şöyle söylüyorum sizin ne amaçla kurulduğunu söylediğiniz biraz önce söylediniz.”

Tanık Mustafa Altunbaş: “Bizim ne amaçla kurulduğumuz şu herkes birlik olurken biz istediğimiz andan bir araya gelebilelim diye.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Soru bu efendim.”Mahkeme Başkanı: “Tamam o amaçla kurul….”Tanık Mustafa Altunbaş: “Aynen efendim.”Mahkeme Başkanı: “Peki bunların bu motorize ekipten kimlerin haberi vardı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Bu motorize ekiplerin ilk konuşmasını dediğim gibi ben

yaptım bununla ilgili bir araya nasıl gelebiliriz. Ama bu efendim bakın dost söylem….”Mahkeme Başkanı: “Ben sorduğum soruya cevap istiyorum. Kimlerin haberi vardı yani

kimlerle konuştunuz?”

101

Page 102: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:102

Tanık Mustafa Altunbaş: “Hüseyin abiyle paylaştım, Kahraman’la da paylaştım.”Mahkeme Başkanı: “Başka.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Ama Mehmet Fikri paşayla kesinlikle böyle bir konuşmam

olmadı. Sadece bakın efendim benim orda dost yakın gördüğüm ve bir şekilde konuştuğum kişi burada olmayan Kahraman Şahin ve burada olan Hüseyin abidir. Ama fikirlerine zikirlerine inandığım kişide burada efendim benim 3 kişiyle bir ilişkim var.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Başka bir Allah’ın kuluyla benim bir ilişkim yok burada.”Mahkeme Başkanı: “Tamam. Peki bu motorize ekibin finansal durumu nasıl

ayarlanacaktı yani kim finans edecekti?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Efendim bu motorize birimin finansal durumunu kimse

ayarlamayacaktı çünkü ben bunun fizibilitesini yaptığımda bir kişinin SSK, yol, yemek dediğim gibi maliyetlerini ben çok insan çalıştırdığımız için çok iyi biliyorum. Buradaki 5000 kişilerin maliyetleri aylık öyle rakamlara tekabül ediyor ki dediğim gibi bunu ancak KCK’cılar yapabilir biz yapamıyoruz. Çünkü paramız yok o yüzden zaten sadece ütopik olarak kaldı ve bu şekilde devam etti.”

Mahkeme Başkanı: “Siz, siz bir fiyat araştırması yaptınız mı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Tabi tabi ben bir motor fiyatı araştırması kendi şahsım adına

konuşuyorum gittim.”Mahkeme Başkanı: “Peki bu araştırma yapmanız konusunda herhangi biri bir şey

söyledi mi?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Hayır hiç, hiç kimseyle paylaşmadım ben bir fiyat araştırması

yapabilirim şeklinde bir düz konuşma olmuş olabilir ama.”Mahkeme Başkanı: “Peki bu aldığınız fiyatı herhangi birine bildirdiniz mi?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim resmi bir teklif almadım ben telefonda ya da

gittiğim yerde görüştüğüm kişiyle Mondial’a bizzat gittim. Kanuni’de arkadaşım var aradım konuştum nasıl bir motor istediğimi, motorun ne gibi özel… yani bunları tek tek detaylı anlatayım ama sizi de efendim yani burada öyle bir durum söz konusu değil. Hepsi benim bilgim ve kontrolüm dahilinde gelişen konular. Şahsi olarak gidip fiyat aldım gayri resmi bir fiyattı. Yani şöyle söyleyeyim efendim sizin ordan söylediğiniz şeyin Kuvayı Milliye Derneği adına alınan bir resmi teklif elinizde bulunsa okey ama, ama onun dışında benim dediğim gibi gayri resmi teklif dediğim ben buradaki beyefendiyi şu bilgisayarın parası kaç para 80 dolar demesi gibi bir şey yani bu.”

Mahkeme Başkanı: “Peki aldığınız bu fiyatları Kuvayı Milliye derneğine bildirdiniz mi?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Hayır. Bildirmedim efendim çünkü aldığım fiyatlar artı

kendim yaptığım çalışmalarla çalışan kişilerin istihdam edilme maliyetlerine baktığımda bizim hayatımız boyunca yanımızdan geçmeden bir paralara tekabül ettiği için aynen biraz önce söylediğim gibi ütopik bir fikir olarak kalmıştır orda Aktüel mi, Tempo gaze.. bir dergisine mi ne dendiğini bilmiyorum ama ben bunu çok net bir şekilde söylüyorum bir araya en çabuk nasıl gelebiliriz fikri benim fikrimdir.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Yani bu motorize ekipten vazgeçilmesinin sebebi finanse edilememesi yoksa başka bir sebep mi?”

Tanık Mustafa Altunbaş: “Sadece finanse edilememesi değil efendim ütopik konular biliyorsunuz zaten her zaman tamamı gerçekleştirilebilir şeyler değil. Bizim orda gerçekleştirmeye çalıştığımız şey motorlu teşkilat kurmak değil en çabuk bakın amaç en çabuk bir araya gelmek. Bunu motorla yaparsın, bunu su altıyla yaparsın, bunu helikopterle yaparsın ama sadece motor olarak böyle üstüne gitmek sizin sorduğunuz şeyi aydınlatacak bir konu olarak görmüyorum efendim ben. Dediğim gibi bir motor olabilirdi, bir denizaltı olabilirdi, bir uçak olabilirdi amaç bir araya çabuk bir şekilde bir araya gelebilmek. Çünkü şu söylemi düşünüyorum efendim hainler bir saniyede bir araya geliyorlar, sevgili öğrenciler bir araya geliyorlar, işçiler bir araya geliyorlar, sivil toplum örgütleri ve dernekler bir araya gelebiliyorlar ama biz gelebiliyor muyuz?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

102

Page 103: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:103

Tanık Mustafa Altunbaş: “Bu soruyu sormak bir suçsa o zaman zaten yapılacak bir şey yok.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam bu Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinin Ankara’daki toplantısına katıldığı konusunda beyan var Hüseyin Görüm’ün hatta.”

Tanık Mustafa Altunbaş: “Hiçbir bilgim yok.”Mahkeme Başkanı: “Mehmet Fikri Karadağ’ında öyle bir be…. zannediyorum.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Kendisi bana böyle bir şey ifade etmedi efendim.” Mahkeme Başkanı: “Bu konuyla ilginiz var mı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Hayır efendim öyle bir ifade de bulunmadı böyle bir bilgimde

yok efendim ve dediğim gibi efendim benim, benim direkt olarak bilgim Kuvayı Milliye derneğinin bir alt, bir yan, bir üst, bir eş kuruluşu söz konusu değildir. Kuvayı Milliye Derneği yeterince, yeterince ağır ve yeterli bir isimdir. O yüzden her dakika Kuvayı Milliye derneğini bir yerle bağdaştırmaya çalışmakta bana çok güzel gelmiyor efendim açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Beyanınıza ilave edeceğiniz başka bir şey var mı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Efendim Allah razı olsun umarım burada konuştuğumuz

kişiler hakkını bana ahiret, ahret icabı söylüyorum burada konuştuğum kişiler derken Sayın Başkanımız ve Hüseyin abi çünkü burada konuştuğumuz, konuşulan diğer konuları ben hiç konuşmadığım için ben beyefendilerden bir helallik beklemiyorum açıkçası çünkü ben söylemediğim bir şeyle gelip helallik beklemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Bir monitörde bir fotoğraf göstermek istiyoruz.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bakar mısınız? Büyütelim onu. Başka fotoğrafı varsa onu da

alalım.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Efendim ben böyle birisini tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Bu fotoğrafta monitörde gördüğünüz şahıs Muhammet,

Muhammet Yüce.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Hayatım boyunca hiç görmedim. Doğrudur efendim.”Mahkeme Başkanı: “Tanımıyorsunuz?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Hayır ben biraz önce ismini sorduğunuzda tanımıyorum

dedim, gördüm yine tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun Fikri Bey. Sorunuz varsa alalım. Sorunuz varsa alalım.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ söz istedi verildi: “Sayın Başkanım Kuvayı Milliye’nin ne

internet sitesi oldu, ne internet bağlantısı. Onun için Erkut Ersoy’un orda bu işi organize ettiği vesaire sadece beyan olarak şeyini anlatıyor kanaatini anlatıyor. Erkut Ersoy’u ben 2 kere gördüm birisinde 5, 10 dakika birisinde de tam 3 saniyede kapıdan çıkarken hoş geldin Ersoy (1 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Sorunuz var mı?”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Ne internet sitemiz oldu ne internet bağlantımız. Olmadı

ne hackerı, hacker filan kesinlikle yoktur. Arz ediyorum, çok arz ettik bunu.”Mahkeme Başkanı: “Sorunuz varsa diye size söz hakkı tanıdım.”Sanık Mehmet Fikri Karadağ: “Yok teşekkür ederim saygılar.”Mahkeme Başkanı: “Sizin sorunuz var mı Hüseyin Bey.”Sanık Hüseyin Görüm söz istedi verildi: “Çok kısa bi açıklama yapmak…

bilgisayarlarla ilgili.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Sanık Hüseyin Görüm: “Sayın Reis Bey bilgisayarlar doğrudur 20’ye yakın

bilgisayarımız vardı aynı şekilde o grubu da kuracaktım, Düzce’den Erkut’u da getirdim gel kardeşim bunların başında dur dedim eğer param olsaydı Erkut Ersoy’un evini de İstanbul’a taşıtacak, taşıyacaktım onu orda faaliyete geçirttirecektim ama nasip olmadı, kısmet olmadı. Bütün olay bu, bu kardeşimde Erkut Ersoy’u doğru söylüyor bir kere yemeğe gittikleri o Çamlıca’da Üsküdar dediği yerde.”

Tanık Mustafa Altunbaş: “Evet abi, evet abi.”

103

Page 104: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:104

Sanık Hüseyin Görüm: “Çamlıca’da, Çamlıca’daki yemeğe katılmışlardır, ben o yemeğe filan gitmedim bu kardeşlerimiz oraya gittiğini burada duyuyorum iyi ki de gitmiş Erkut Ersoy’u ben çok istedim gelsin İstanbul’da ben çünkü bilgisayar kullanmasını bilmiyorum Mehmet Fikri Karadağ’da bilmiyor. Mehmet Fikri Karadağ devamlı bana şunu söylerdi ya kardeşim senin tanıdığın bir bilgisayarcı filan çocuklar yok mu? Bende bulabildiğim Türkiye’de araştırıp da en iyi bulduğum adam da Erkut Ersoy’dur.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”Sanık Hüseyin Görüm: “Bu da burada sizin kayıtlarınıza geçmiştir.”Mahkeme Başkanı: “Tamam. Çamlıca’da toplantıya katıldığınızdan bahsetti kimler

vardı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Efendim biraz sabah anlattığım gibi tanımadığım 2, 3 tane

hoca ben orda tanıdığım bir şa… Kahraman Şahin, Ben Deniz Yıldırım’la birlikte katıldım zaten ve Erkut Ersoy mu? O beyefendiyle tanıştım onun dışında dediğim gibi çok istediğimiz gibi geçmeyen hocaların bir saniyede çocuğu donanımsız görmelerinden sebep ki doğru birisi çıkartılıp daha donanımlı olarak anlatılmasını isterdim çünkü ben büyük hocalarında Kuvayı Milliye’ye yakın olmasını beklerim. O baktığınızda adamlar 2 dakikada zaten kalkınca bütün moral bozuldu efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Çamlıca’da neredeydi toplantı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Efendim tam olarak yerini tespit yani böyle spesifik bir yer

belirtemem ama zaten sabahtan beriki ilk tanıştığım toplantı yemekli toplantı dediğim toplantı ha Çamlıca’da, ha Ümraniye’de, ha Filipinlerde.”

Mahkeme Başkanı: “Kapalı, kapalı bir mekanda mıydı Çamlıca’daki?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Kapalı şöyleydi efendim aslında bahçesi de olan bir Türkiye

evi tarzında ama içerde de böyle kapalı büyük bir alanı olan bir yerdi ama toplantı salonu değildi ya da ne bileyim bilmiyorum belki düğünler halaylar için kurulmuş bir solan olabilir mi tam emin değilim ama bir yemek durumu söz konusu olduğu için restoran gözüyle baktığım bir yer açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: “Osman Gürbüz’ü tanır mısınız?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Osman Gürbüz kim efendim o?”Mahkeme Başkanı: “Tanımıyorsunuz.”Tanık Mustafa Altunbaş: “Yok efendim. Tanımıyorum. Ben tanıdığım efendim.”Mahkeme Başkanı: “Peki o toplantıda buradaki sanıklardan katılanlar var mıydı?”Tanık Mustafa Altunbaş: “Buradaki katılan sanıklardan ben zaten sanıklardan yani

sizin sanık olarak ifade ettiğiniz kişilerden 2 kişiyi tanıyorum ikisi de o toplantıda yoklardı efendim.”

Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi: “Çok kısa Başkanım.”Mahkeme Başkanı: “Muzaffer Bey dışarıda tanık bekliyor onu alacağız 1, 2 cümle

varsa buyurun.”Sanık Muzaffer Tekin: “Çok kısa. Şimdi bir düşünür derki her ulus en az sahiplenecek

kahramanlar kadar dışlanacak hainler ile de doludur. Ama kimi kahraman, kimin hain olduğunu kazananlar belirler. Şimdi bu delikanlı çok genç hissiyatı ile hareket ediyor geçen gün çıktı bir vekil Trabzon’a kadar böldü ülkeyi vergi vermeyeceğiz diyor o kahraman anayasanın temel kuruluş ideolojisine sahip insanlar hain, savcı hain diyor bize işte bu.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim buyurun. Buyurun oturun.”Sanık Muzaffer Tekin: “Ama bu çark döner.”Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun.”Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Efendim ben.”Tanık Kemalettin Gülen duruşma salonuna alındı.Tanık Çınar Mustafa Altunbaş: “Gideyim mi efendim ben ben (1 kelime anlaşılmadı).” Mahkeme Başkanı: “Buyurun oturabilirsiniz yerinize. Şöyle buyurun.”Hazır alan tanığın kimlik tespitine geçildi.

104

Page 105: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:105

TANIK KEMALETTİN GÜLEN: “Seyfettin oğlu, 02.02.1979 doğumlu, İkbal Caddesi Elmalı Sokak, İrem Sitesi daire:24 Ümraniye/İSTANBUL adresinde ikamet ettiğini, avukat olduğunu, cep telefonu numarasının 05335945180 olduğunu beyan eder.”

Mahkeme Başkanı: “Bu sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve iddianamede adı geçen diğer sanıklarla bir akrabalığınız, düşmanlığınız var mı?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır hiç biriyle yok.”Mahkeme Başkanı: “Size sorulacak sorulardan sizi veya yakınlarınızı ceza

kovuşturmasına uğratabilecek soruları cevap vermekten çekinebilirsiniz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi ki, tabi ki biliyorum.”Mahkeme Başkanı: “Maddi gerçeğin bulmak açısından sizin doğruyu söylemeniz çok

çok önemli.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi ki.”Mahkeme Başkanı: “Gerçeği söylememeniz halinde yalan tanıklıktan dolayı

hakkınızda soruşturma veya kovuşturma açılabilir.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi, tabi.”Mahkeme Başkanı: “Avukatsınız bunları biliyorsunuz ben hatırlatmak durumundayım.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi tabi biliyorum.”Mahkeme Başkanı: “Birazdan doğru söyleyeceğiniz konusunda yemin edeceksiniz

söyleyeceğim sözleri aynen tekrarlayın.”Tanık Kemalettin Gülen: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”Tanık Kemalettin Gülen: “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”Mahkeme Başkanı: “Namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.”Tanık Kemalettin Gülen: “Namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.”Mahkeme Başkanı: “Evet. Sanık Alparslan ve bir kısım arkadaşları hakkında

Cumhuriyet gazetesine bomba atılması ve Danıştay baskını olayı nedeniyle ve iddianamedeki sanıklarla ilgili iddianamedeki olaylarla ilgili açılan dava var. Halen devam ediyor.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi tabi.”Mahkeme Başkanı: “Bununla ilgili olarak sizi çağırdık. Bu konuda ne biliyorsunuz?

Mesela Alparslan Arslan’ı tanır mısınız?”Tanık Kemalettin Gülen: “Yani genel olarak mı? Alparslan Arslan’ı tanıyorum bir de

Süleyman Esen’i tanıyorum bu soruşturmada birisi tutuksuz yargılanıyor, Alparslan Arslan tutuklu yargılanıyor. Alparslan Arslan, Süleyman Esen ben hukuk fakültesi 1. sınıftayken 4. sınıftaydılar. Ordan ülkücü teşkilat içindeydiler ikisi de reisti bizde 1. sınıftık ordan biz Erzurumlu olduğumuz için bir tanışmamız oldu. Biz 1. sınıfı bitirdiğimizde bunlarda okulu 4 yılda bitirdi mezun oldular. Ondan sonrada böyle işte Üsküdar’da çay bahçesinde orda burada arkadaş çevremiz aynı olduğu için görüşünce yani bir araya gelince görüşüyorduk ama onlar bizimle tabi devre farkı olduğu için çok fazla bizimle bir samimiyetleri yoktu açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: “Alparslan Arslan’ı ilk hangi yıl tanıdınız?”Tanık Kemalettin Gülen: “İlk 97, 98 döneminde hukuk fakültesinde.”Mahkeme Başkanı: “Devamlı görüşüyor muydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Devamlı görüşmü… Bizimle fazla muhatap olmuyordu onlar

zaten üst devre olduğu için efendim biz alt devreydik, ya onlar kendi arkadaşları vardı, Savaş, Osman Mutlu falan onlarla geziyorlardı. Biz ayrı biz Hilmi falan işte bizim arkadaşlar vardı. Bir kısmı burada tanıklık yaptı.”

Mahkeme Başkanı: “Alparslan Arslan.”Tanık Kemalettin Gülen: “Biz ayrıydık yani arada epey bir devre farkı vardı. 3 yıl gibi

bir şey onlar zaten ayrı bir ekiptiler yani kendileri.”Mahkeme Başkanı: “Siz hangi yıl mezun oldunuz okuldan?”Tanık Kemalettin Gülen: “2002’de efendim.”

105

Page 106: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:106

Mahkeme Başkanı: “Alparslan Arslan 1997, 1998 yıllarında mezun oldu.”Tanık Kemalettin Gülen: “98’de onlar mezun 4 yılda bitirdiler. Biz 5 yılda bitirebildik. 4

yılda bitirdiler hukuk fakültesini.”Mahkeme Başkanı: “Peki Alparslan Arslan’ın bütün çevresini tanıyor muydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır bütün çevresini tanımam. Sadece Hukuk

Fakültesinden ben bir de Alparslan’la öyle bir samimiyetim yoktu. Süleyman abiyle biraz samimiyetim vardı. Hilmi’yle samimiyetim vardı.”

Mahkeme Başkanı: “Hilmi Öztürk mü?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hilmi Öztürk evet o onla samimiyetim vardı. Başka Burhan

Burhan onları da tabi ülkücü teşkilattan oldukları için tanıyordum.”Mahkeme Başkanı: “Küçük Salih diye birini tanıyor muydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Küçük Salih yok efendim tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Salih Yaşar.”Tanık Kemalettin Gülen: “Yok efendim tanımıyorum.”Mahkeme Başkanı: “Salih Kurter’i tanıyor musunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır efendim tanımıyorum Salih Kurter bu şey hoca mı?”Mahkeme Başkanı: “Evet. Tanık Kemalettin Gülen: “Yok efendim.”Mahkeme Başkanı: “Onun hakkında ne biliyorsunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Efendim.”Mahkeme Başkanı: “Onu hakkında ne biliyorsunuz Salih Kurter hakkında?”Tanık Kemalettin Gülen: “İşte medyadan duyduk efendim.”Mahkeme Başkanı: “Nasıl?”Tanık Kemalettin Gülen: “Medyadan duydum bu olaylardan sonra Danıştay olayından

sonra medyadan duydum ismini. Salih Kurter diye bir hoca varmış onun yanına gidiyormuş.”Mahkeme Başkanı: “Peki Alparslan Arslan’ın Salih Kurter’in yanına gittiğini duymuş

muydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Kimin.”Mahkeme Başkanı: “Bu olaydan önce.”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır duymadım, duymadım, duymadım. Bana öyle bir şey

söyleyemezlerdi zaten yani bir böyle hocanın mocanın yanına gidiyorduk diye söyleyemezlerdi yani.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan bir türbanlı domuz karikatürü var. Ondan haberiniz var mı?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Haberim yani bu olaylardan sonra haberim oldu ama önceden Cumhuriyet Gazetesini okumam benim okuduğum gazete bellidir yani.”

Mahkeme Başkanı: “Ayrıca bu Danıştay 2. Dairesinin verdiği bir türbanla ilgili verdiği bir karar var.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Evet.”Mahkeme Başkanı: “Bu daha sonra Vakit Gazetesinde işte o üyeler başlıklı birden

haberle.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi takip ediyorum.”Mahkeme Başkanı: “Duyurulmuş.’Tanık Kemalettin Gülen: “Doğrudur efendim.”Mahkeme Başkanı: “Bu konuda bilginiz var mı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Yani bu Danıştay olayıyla tabi haberimiz oldu böyle bir olay

varmış çünkü olay patlak verdi bütün medyada böyle bir yani dava görülmüş Danıştay’da.”Mahkeme Başkanı: “Bu Danıştay olayından önce bu Danıştay 2. Dairesinin kararıyla

kararından haberiniz var mıydı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Yani takip etmedim ben avukatlık yapıyorum. İcra davalarına

bakıyorum yani onun dışında böyle pek gazete de okuduğum gazete belli bu haberde Vakit gazetesinde yer almış daha sonra benim öğrendiğime göre o gazeteyi okumuyorum zaten ben haberim olmadı.”

106

Page 107: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:107

Mahkeme Başkanı: “Evet. Yanlış hatırlamıyorsam Alparslan Arslan’ın şöyle bir beyanı var duruşmada işte bir Fenerbahçe maçı varmış zannediyorum yanlış hatırlamıyorsam o gün sizi aramış bu işte üyeler başlıklı haberin Vakit gazetesi haberinin internetten çıktısını sizden almış. Bu doğru mu?”

Tanık Kemalettin Gülen: “İnternetten çıktısını benim avukat arkadaşım Hilmi Öztürk verdi. Burada duruşmada söyledi.”

Mahkeme Başkanı: “Siz gördünüz mü verdiğini gördünüz mü?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır ben görmedim. Hilmi Öztürk’ün bana söylediği bu

olaydan sonra Hilmi Öztürk’le biz konuştuk dedi ki Alparslan abi 2 gün önce benim ofisime geldi Vakit Gazetesinin böyle bir haberi var o haberin çıktılarını benden aldı dedi. Ama bunu kimseye söyleyemiyordu çocuk korkuyordu. Yani başına ne geleceğini bilmiyordu. Ordan duydum ben. Hilmi zaten daha sonra duruşmaya buraya çağrıldı bana dedi ki ben duruşmada söyledim dedi bunu.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Hilmi Öztürk ne için vermiş? Yani niçin Alparslan Arslan ondan böyle bir şey istemiş?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Alparslan Arslan efendim zaten yani bu olaya giderken güdümlenmiş yani birileri tarafından yönlendirildiği için ordan amaç şu zaten klasik bu özel harbin klasik taktiğidir. Yani bir iş yaparlar ya irticacıya atarlar, ya ülkücüye atarlar, ya efendim birilerine atarlar o çevreyi kullanmak. Yani benim adımı da.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Kemalettin Bey sizin.”Tanık Kemalettin Gülen: “Bu işe karıştırma sebebi zaten işe İslami bir sos vermek

Alparslan Arslan’ın başka bir şeyi yok yani.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi Kemalettin Bey sizin görüş ve düşüncelerini istemiyoruz

görgülerinize yani tespitlerinizi gözlemlediklerinizi istiyoruz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Hilmi Öztürk’ün o çıktıyı verdiğini Hilmi Öztürk’den duydum

ben kendisi bana dedi ki geldi böyle böyle işte Alparslan geldi bir gece vakti hatta gecenin bir saati bunu çağırmış ofisine gitmişler demiş ki böyle böyle bir çıktı var. Bunu bana bulabilir misin ne yapacaksın demiş ya lazım falan demiş.”

Mahkeme Başkanı: “Ne demiş?”Tanık Kemalettin Gülen: “Lazım demiş.”Mahkeme Başkanı: “Başka şey söylememiş mi?”Tanık Kemalettin Gülen: “Alparslan Arslan’ın da bilgisayar falan filan avukatlık yaptığı

yok zaten avukatlığı sözde onun dışında her iş yapıyor zaten duyduğumuza göre sonradan öğrendiğimize göre bilgisayar falan demek ki bilmiyor Hilmi’de bilgisayar konusunda uzman böyle baya eli çalışıyor yatkın bu işe o çocuk çıktıyı bulmuş çıkarmış olay bu.”

Mahkeme Başkanı: “Siz bunu ne zaman duydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Ben bunu Hilmi’den o olaydan sonra duydum. Yani bir hafta

sonra falan Hilmi’yle görüştük ya da birkaç gün sonra.”Mahkeme Başkanı: “Yani Danıştay baskını olayı olduktan sonra mı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi tabi ondan sonra. Ondan sonra çocuk nerden bilecek

zaten 2 gün sonra olmuş efendim olay. Bu çıktıyı alıyor ertesi gün Ankara’ya gidiyor ondan sonrada bu olaylar patlak veriyor Danıştay cinayeti.”

Mahkeme Başkanı: “Peki bu Danıştay baskınından önce Alparslan Arslan’ı en son ne zaman gördünüz?”

Tanık Kemalettin Gülen: “En son ne zaman gördüm 2005 yılının yaz ayında ondan önce hiç görmedim ben yaz ayında ben bu Bahariye adliyesinde büroları vardı bunların Yeditepe hukuk bürosu Burhan’la beraber bunlar bir de Serhat vardı başka bir çocuk daha vardı avukattı onla pek samimiyetim yoktu ismini hatırlayamadım üçü beraber bir bürodaydılar avukatlık yapıyorlardı. O büroya işte Temmuz ayındaydı bir duruşmaya mı gitmiştim ya da bir çek şikayeti yapmaya gitmiştim ordan oraya dedim bir uğrayayım bir çay içeyim geçtim büroda Burhan yoktu bir sekreter vardı bir de Alparslan vardı. Oturduk konuştuk biraz. Ondan sonra işte bir şeylerden falan bahsetti ondan sonra ben ayrıldım ondan sonra zaten bir samimiyetim yok zaten kendisiyle.”

107

Page 108: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:108

Mahkeme Başkanı: “Peki Danıştay baskını 17 Mayıs 2006 tarihinde meydana geldi sizin gördüğünü söylediğiniz tarihten sonra yani 17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Alparslan Arslan’ı hiç görmediniz mi?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Hiç görmedim efendim kendisini.”Mahkeme Başkanı: “Telefonda görüşmediniz mi?”Tanık Kemalettin Gülen: “Telefonda aramış olabilir hatırlamıyorum. Yani uzun yıllar

geçti aradan bilmiyorum telefonla aramış olabilir.”Mahkeme Başkanı: “En son ne zaman aradığını telefonla hatırlıyor musunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hatırlamıyorum yok hatırlamıyorum. Yani 5 yıl geçti efendim

bilemiyorum ki bir sürü insan arıyor avukatsın yani bir sürü borçlu arıyor o arıyor bu arıyor falan arıyor filan arıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Danıştay baskınından önce Alparslan Arslan hakkında herhangi bir şey duydunuz mu?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Yok duymadım.”Mahkeme Başkanı: “Yani arkadaşları.”Tanık Kemalettin Gülen: “Yok şimdi ben bir o çevreden Süleyman abiyi tanıyordum. O

da Süleyman abi şöyle yani samimi bir insan düzgün bir insan.”Mahkeme Başkanı: “Bakın Süleyman Esen’le Alparslan Arslan arasında bir hayli

samimiyet var bir görüşme var anladığım kadarıyla.”Tanık Kemalettin Gülen: “Ha var onların Üsküdar’da evleri vardı bunların.”Mahkeme Başkanı: “Yani Süleyman Esen’le herhangi bir şey duydunuz mu?”Tanık Kemalettin Gülen: “Teoman, Orhan falan bunlar Üsküdar’da evleri vardı. O

Alparslan abide onlarla kalıyordu.”Mahkeme Başkanı: “Siz onların evine gidiyor muydunuz? Alparslan Arslan kaldığı eve

gidiyor muydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır hiç gitmedim hayır hayır gitmedim. Bekar evi ben

evliydim efendim zaten ben 2004 yılında evlendim zaten ondan sonra zaten o çevreyle fazla samimiyetimi kestim onlar zaten bekar yaşıyorlardı yani.”

Mahkeme Başkanı: “2002 yılında mezun olduğunuzu söylediniz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi 2002’de mezun oldum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Nerede staj yaptınız?”Tanık Kemalettin Gülen: “Nerede staj yaptım İlk önce Bahariyede bir hukuk bürosu

vardı pardon şeyde 3 yerde staj yaptım yani staj dediğim çalıştık o dönemlerde ayrı ayrı yerlerde bir Avukat Kadir Böğürcü vardı, Avukat Bulut Yiğit, daha sonra bir de Avukat Veysel Karani Erdoğan 3 kişinin yanında çalıştım.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Alparslan Arslan’ın da o Bahariye’de bir bürosu var.”Tanık Kemalettin Gülen: “O dönemde yoktu. Alparslangil ilk önce şeydeydiler

Burhan’la beraber.”Mahkeme Başkanı: “Daha sonra mı açıldı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Bunlar ilk büroyu açtılar böyle durumları da iyi değildi zaten

iş güç yoktu bu elektrik dağıtım idaresi var Kadıköy’de Söğütlü Çeşmede orda bir büro açtılar daha sonra birtakım işler bağladılar ki geçtiler Bahariye’ye ondan sonra duyduğumuza göre bir factoring şirketin işlerini yapıyorlarmış işte Burhan’ı bir kere BMW ile gördüm altına BMW çekmiş. Alparslan işte rahat yaşıyor böyle duyuyorduk yani durumları iyi öteki arkadaşların durumları iyi değildi açıkçası.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Danıştay.”Tanık Kemalettin Gülen: “Avukatlık yapıyorlardı ama.”Mahkeme Başkanı: “Danıştay baskınından önce Alparslan Arslan’ın psikolojik durumu,

mali durumu hakkında bilginiz var mı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Yok efendim benim samimiyetim yok ki zaten adam benden

yaş olarak büyük benden önce mezun olmuş, benim o çevreyle öyle çok büyük bir samimiyetim yok benim yakın çevrem zaten daha çok mensubu bulunduğum cemaat yani onlarla samimiydim ben. Ülkücüleri de Erzurumlu olduğum.”

108

Page 109: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:109

Mahkeme Başkanı: “Cemaat derken hangi cemaat?”Tanık Kemalettin Gülen: “Erzurumlu olduğum için beni seviyorlardı Erzurumlu olduğum

için milliyetçiydik bir de ordan severlerdi beni.”Mahkeme Başkanı: “Cemaat derken hangi cemaatten bahsediyorsunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Cemaat benim mensup olduğum cemaat belli Gülen

cemaati.”Mahkeme Başkanı: “Ne zamandan beri o Gülen cemaatiyle bir ilginiz var?”Tanık Kemalettin Gülen: “Doğduğum günden beri beraberim.”Mahkeme Başkanı: “Peki Alparslan Arslan’ın bu cemaatle bir bağlantısı var mı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Bir bağlantısı yoktu.”Mahkeme Başkanı: “Veya çevresinde Alparslan Arslan’ın çevresindeki kişilerden

herhangi birinin bağlantısı var mı? Tanık Kemalettin Gülen: “Çevresindeki kişiler hep ülkücüydü zaten ülkücülerle bera…

ülkücüydü efendim Alparslan Arslan yani okulda 4 yıl kaldı Alparslan Arslan 4 yıl boyunca polis Alparslan’ı her gün takip ediyordu zaten. Alparslan’ın ne olduğunu polis biliyor, emniyet biliyor. Okulda 40’a yakın eyleme imza atmış bir adam. Okul dışında bir sürü fakülteleri basmış bir adam satırlı, sopalı, Üsküdar Cumhuriyet Savcısının çocuğunu okulda darp ettiler öldüreceklerdi çocuğu haklarında dava açıldı Üsküdar Ağır Ceza’da yargılandılar. Agresif bir adamdı saldırgandı.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Danıştay.”Tanık Kemalettin Gülen: “Kürttü ama Türk milliyetçiliği yapıyordu. Ama şeydi hani mert

bir insandı, herkes severdi ama kimseyi de şey yapmazdı böyle yani kimseye eyvallahı yoktu çabuk sinirleniyordu. Bazı doğruları vardı o doğruların dışına çıkmazdı yani dolayısıyla öyle bir insandı ama herkesin yardımına koşardı mert bir insandı o yüzden herkes severdi abi derdik biz bunlara Süleyman, Alparslan, Savaş, Osman Mutlu o da eczacılığın reisiydi. Okuldan tanıyorum bunları.”

Mahkeme Başkanı: “Danıştay baskınından önce Süleyman Esen’den herhangi bir şey duydunuz mu Alparslan Arslan’la ilgili olarak?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Danıştay baskını olduğu gün Süleyman abiyi akşam aradım ben Süleyman abi dedim ne iş Alparslan abi böyle böyle bir şey yapmış o da şok halindeydi bende bilmiyorum dedi falan filan böyle konuştuk kapattım. Ondan sonra da zaten aramadım kendisini.”

Mahkeme Başkanı: “Sizin o dönem kullandığınız cep telefonu numarası nedir?”Tanık Kemalettin Gülen: “0533 5945180 aynı ben değiştirmem numaramı.”Mahkeme Başkanı: “Peki Süleyman Esen’in cep telefonu hatırlıyor musunuz o

tarihlerde?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hatırlamıyorum efendim. Yani 32’li numaralar kullanıyorlardı

bunlar hep.”Mahkeme Başkanı: “Alparslan Arslan’ın numarasını hatırlıyor musunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “O da 32’liydi. Yani bunlar 32’li.”Mahkeme Başkanı: “532 ile mi başlıyordu?”Tanık Kemalettin Gülen: “Bunlar 2002’de, 2002’de yani biz bunlar önceden mezun

oldukları için o dönemde 32’li hatlar vardı avukatlarda kolay kolay numaralarını değiştirmez bir avukat numarasını değiştirmez bende avukatım o zaman 32’li hatlar vardı bunlar o hatları kullanıyorlardı yani.”

Mahkeme Başkanı: “532’li hatlar diyorsunuz değil mi? 532’li diyorsunuz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Bizim dönemimizde de 33’lüler çıktı bizde 33 aldık yani.”Mahkeme Başkanı: “532’ler mi diyorsunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “32’li hatlar kullanıyorlardı bildiğim kadarıyla hatırladığım

kadarıyla. Hilmi’nin de telefonu aynı babasının adına almıştı o da 32’liydi.”Mahkeme Başkanı: “Biraz önce Alparslan Arslan avukatlık dışında her şey yaptığını

söylediniz bahseder misiniz hangi işleri yapıyordu?”

109

Page 110: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:110

Tanık Kemalettin Gülen: “İşte ben duyduğum kadarıyla büronun bütün işlerini Burhan yapıyordu Alparslan’da büroya gelip akşama kadar sigara içiyormuş, oraya gazete okuyormuş, bir şeyler yapıyormuş avukatlık yapmıyormuş yani duyduğum kadarıyla arkadaş çevresinden. Sonuçta arkadaşız oturuyoruz bir yerde konuşuyoruz falan filan onun işi nasıl bunun işi nasıl falan filan o ne yapıyor bu ne yapıyor daha çok Alparslan iş getiren konumunda Burhan’da işleri yani kafası çalışıyor işi yapan konumunda olay bu. Zaten iddianamelerden falan ordan buradan da okuduk tabi bir şeyler biliyoruz yani.”

Mahkeme Başkanı: “Alparslan Arslan’la Hilmi Öztürk arasındaki ilişki nasıldı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Yani bize o şeydi yani bize karşı normal abi kardeş gibiydi

yani Hilmi’ye karşıda öyleydi.”Mahkeme Başkanı: “O dönemde Alparslan Arslan üzerinde etki yapabilecek, baskı

yapabilecek sözünü geçirebilecek kişiler var mıydı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Ya bir samimiyetim yoktu ki efendim o dönemde benim. Ya

Süleyman abiyi de uzun zaman görmemiştim zaten ama Süleyman abinin son birkaç yıldır namaz kıldığını duyuyordum eskiden kılmıyordu sonra namaza başlamış işte daha böyle elini eteğini çekmiş kendi halinde yaşadığını yani kendi işte mazbut bir yaşam süren bir insana dönüşmüştü yani.”

Mahkeme Başkanı: “Bu Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması ve Danıştay baskını olayları ile ilgili herhangi bir şey duydunuz mu şimdiye kadar?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Danıştay olayıyla ilgili bize avukatlar arkadaşlar.”Mahkeme Başkanı: “Yani basın dışında yani somut olarak bi…. yakınlarından.”Tanık Kemalettin Gülen: “Somut olarak şöyle şimdi ben efendim 2005 yılında bunların

ofise gittiğimde yaz ayında en son hatırlamam o bu bana dedi ki biz bununla böyle bir ortama gelince tabi ülkücüler hep devlet kurtarır, devlet yıkıyoruz tabi aramızda. Bu işte şeyden bahsetti İbrahim Şahin’den bahsetti dedi ki işte geçen gün İbrahim Şahin’le Maltepe’de oturuyorduk falan filan birtakım isimler söyledi onları hatırlamadım İbrahim Şahin ismi aklıma, aklımda kaldı yani o onu biliyorum bir daha sonra İbrahim Şahin’i tabi ben biraz araştırırca birtakım bağlantıları işte özel harekat daire başkan vekili eskiden özel harp eğitimi görmüş falan filan birtakım o Susurluk’taki o karıştığı bağlantılar Ağar’la olan ilişkileri falan ordan yani bu olayın Danıştay olayında ona etki edenlerden birisinin İbrahim Şahin olabileceğini düşünüyorum burada birtakım bizim arkadaşlardan buradaki ifadelerinde de bazıları İbrahim Şahin’le Alparslan Arslan’ı beraber gördüklerini söylediler.”

Mahkeme Başkanı: “Kim söyledi, kim söyledi?”Tanık Kemalettin Gülen: “Belki sizde hatırlarsınız. Ya burada Teoman Ekşioğlu ya o

söyledi ya da başka biri Orhan, morhan yani o beraber bir görüşmeleri olmuş görüşüyorlarmış İbrahim Şahin’le İbrahim Şahin’de zaten buradaki sanıklardan Muzaffer Tekin’in zaten arkadaşı.”

Mahkeme Başkanı: “Ne zaman söyledi?”Tanık Kemalettin Gülen: “Efendim.”Mahkeme Başkanı: “Ne zaman söylemiş?”Tanık Kemalettin Gülen: “Buradaki duruşma tutanaklarından gazetelerde çıktı

efendim.”Mahkeme Başkanı: “Siz ordan duydunuz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Evet gazetelerden onun dışında da Alparslan Arslan’ı

cezaevinde ziyaret eden bizim arkadaşlar vardı bir kısmı burada daha sonra ifade verdi tanık olarak onlara işte Alparslan yakında darbe olacak ben çıkacağım siz silah eğitimi aldınız mı iyi silah atan adama ihtiyacım olacak falan filan gibi şeyler söylemiş bunu biliyorum yani bir darbe bir kaos ortamı yaratılacak…”

Mahkeme Başkanı: “Bunları nerden duydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “Bunu işte onu ziyaret eden arkadaşlardan bazıları söyledi

bana.”Mahkeme Başkanı: “Bu Danıştay baskınından önce mi, sonra mı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Sonra efendim cezaevinde yatarken.”

110

Page 111: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:111

Mahkeme Başkanı: “Cezaevindeyken.”Tanık Kemalettin Gülen: “Cezaevinde Ankara’ya ziyarete gidiyorlar hatta aralarında

para topladılar götürdüler Süleyman’ın bunun hesabına para yatırdılar mağdur olmasınlar diye ordan birtakım arkadaş ortamında bunları söylediler bana ki böyle böyle söylüyor Alparslan.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”Tanık Kemalettin Gülen: “Yani öyle bir beklentisi var yani darbe olacak bende hani

Abdullah Çatlı’yı mı oynayacak artık Ağca’yı mı oynayacak birileri oynayacak öyle bir rol verilmiş arkadaşa.”

Mahkeme Başkanı: “Sizin görüşlerinizi, düşüncelerini, kanaatlerinizi istemiyoruz gözlemlerinizi tespitlerinizi soruyoruz.”

Tanık Kemalettin Gülen: “İşte gözlemim bu efendim siz Danıştay olayını nasıl olduğunu ben duyumlarım bunlar yani aklıma gelende o o geliyor aklıma.”

Sanık Doğu Perinçek söz almadan konuştu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”Tanık Kemalettin Gülen: “Ziyaret edenlerin listesi var orda Ankara Sincan cezaevinde

var listesi.”Mahkeme Başkanı: “Şimdi yorumda istemiyoruz siz Danıştay baskını önce şundan şu

şekilde duydum bundan bu şekilde duydum.”Tanık Kemalettin Gülen: “Efendim isim veremem şimdi arkadaşlar bana söylenmemek

kaydıyla söylediler.”Mahkeme Başkanı: “Basından duyduğunuz veya sizin kanaatlerinizi belirten şeyler

istemiyoruz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Bunlar başka arkadaşlarda burada dile getirdiler bu benim

söylediklerimi. Başka arkadaşlarda dile getirdiler burada başka bizim arkadaş çevresinden dile getirenler oldu buradaki duruşmada duyduğum kadarıyla aynı şeyleri darbe olacak çıkacağım falan filan diye.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim onların değerlendirmesini biz yapacağız zaten duruşmada dinlediklerimizi tanıkların değerlendirmesini beyanlarını biz yapacağız siz onlara karışmayın.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Anlayamıyorum ki sizi.”Mahkeme Başkanı: “Siz Danıştay baskınından önce Alparslan Arslan’la ilgili bu

Danıştay baskınıyla ilgili.”Tanık Kemalettin Gülen: “Yok duymadım hiç duymadım.”Mahkeme Başkanı: “Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması olayla ilgili görgü bilgi

varsa onları anlatın.”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır hayır bilgim yok efendim. Öyle bir samimiyetim yoktu ki

Alparslan Arslan’la.”Mahkeme Başkanı: “Alparslan Arslan, Alparslan Arslan Danıştay baskınından önce

tabanca taşıyor muydu, gördünüz mü?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır hiç haberim yok görmedim ki kendisini. En son 2005

yılında gördüm Temmuz ayında onu hatırlıyorum yani o aklımda o İbrahim Şahin ismi aklımda kaldı onun dışında kendisiyle görüşmedim zaten yani öyle bir samimiyetimiz yoktu.”

Mahkeme Başkanı: “Osman Yıldırım.”Tanık Kemalettin Gülen: “Bunların arkadaş çevresi farklıydı.”Mahkeme Başkanı: “Osman Yıldırım’ı tanır mısınız?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır. Tanımam. Ama olaydan dolayı basından duydum

tabi.”Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Görüm’ü tanır mısınız?”Tanık Kemalettin Gülen: “Yok tanımıyorum efendim.”Mahkeme Başkanı: “Başka söyleyeceğiniz bir şey var mı bu konularla ilgili?”Tanık Kemalettin Gülen: “Başka bir şey yok efendim bildiklerim bundan ibaret.”Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey sorunuz varsa onları alalım kısaca.”

111

Page 112: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:112

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Birkaç sorum var Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.8.2006

tarihli 1. celsesinde Alparslan Arslan şöyle bir beyanda bulunuyor. Bunu özetleyerek size okuyorum niçin tanık olarak dinleniyorsunuz iddianamedeki gibi Cumhuriyet Gazetesine bomba attım, Danıştay başkan ve üyelerine silahlı saldırı eylemini gerçekleştirdim bu kadar. Soru üzerine de eylemleri niçin gerçekleştirdiğim konusunda susma hakkımı kullanıyorum tekrar soru üzerine savcılık ifademde söylemişsem de Süleyman Esen iddianame belirtilen olaylarla ilgili olarak bana liderlik yapmamıştır. Olaydan önce Salih Kurter’in evine Süleyman Esen ile gidiyorduk. Burada Yüksel Özden, Abdul Sultan, Hasan abi isimli kişilerde oluyordu sohbet edip namaz kılıyorduk. Bu sohbetlerden Cumhuriyet Gazetesi bombalanması ve Danıştay olayı kesinlikle konuşulmadı. O sıralarda Cumhuriyet’te domuza başörtüsü giydirilmiş karikatür yayınlandı buna şiddetlendim gazetenin adresini buldum Şişli’deki adresine gidip baktım bir müddet sonra Salih Kurter’in evine gittim. Burada hatırladım kadarıyla Süleyman Esen’de vardı burada Cumhuriyet’i bombalama fikrimi anlattım Salih Kurter bombayı atacak çocuklar dikkatli olsunlar yakalanmasınlar dedi. Bu konuşmaları Süleyman Esen’de duydu ancak bir şey söylemedi sadece bu konuları Salih Kurter’in yanında konuşmamamı söyledi. Osman Yıldırım’la nasıl tanıştığıyla ilişkin bölüm var. Kafamda Danıştay’a saldırı olayı oluşmuştu bunu gerçekleştirmek için 2. Daire Başkanı Mustafa Birden’in adresini araştırmaya başladım. Avukat Kemalettin Gülen ile buluştum Kemalettin bana başörtüsü takan anaokulu öğretmeninin okul sahasına giremeyeceğine dair karardan ve kararı veren üyelerinin, üyelerin resimlerinin Vakit Gazetesinde yayınlandığından kendisinin Mustafa Birden’i aradığından aradığından ancak ters cevap verdiğinden bahsetti. Ben Kemalettin’e Danıştay saldırısı fikrimden bahsetmedim ancak bana da bir iş düşerse yardımcı olurum dedi. Diğer sanıkların sorgularından sonrada söz alarak Aykut Metin Şükre ve İsmail Sağır doğruyu söylemiyor diğer sanıklar doğruyu söylüyor. Soru üzerine Süleyman Esen’den bomba almadım daha önce yalan söylemişim başka savunma yapmayacağım susma hakkımı kullanıyorum. Sizinle ilgili paragrafı tekrar okuyayım. Kafamda Danıştay saldırı.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Ben anladım, anladım ben.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Anladınız o zaman tekrar etmeyeyim bunu. Nitekim

Alparslan Arslan önceki aşama ifadesinde de bundan bahsediyor aynı mahiyette olduğu için onları da tekrar etmiyorum. Şimdi menfur Danıştay saldırısında katledilen 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in mirasçıları davaya katılan konumundalar halen davamızda. Mahkemeye verdikleri dilekçede şöyle bir talepte bulunuyorlar. Alparslan Arslan’ın duruşmadaki beyanına göre Danıştay’a vaki eylemi yardım edeceği şeklinde beyanda bulunduğu ifade olunan Kemalettin Gülen’in konuyla ilgili ifadesinin alınmasını istiyorlar.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Kim bu beyanda bulunuyor efendim şey Mustafa Yücel Özbilgi’nin mirasçıları mı?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet oğulları, eşi onlar. Neticede mahkeme bu talebe rağmen sizi dinlemeden davayı karara çıkartıyor Yargıtay bozmasından sonra dava birleştirildi ve burada görülmeye devam etti sizi de tanık olarak dinliyor. Şimdi tabi o mirasçılar vekili verdikleri dilekçede Alparslan Arslan’ın beyanlarını sizin hakkınızda bu eyleme yardım edeceğiniz şeklinde değerlendirmişler. Nitekim tanıklık konunuzda buradaki birtakım iddialarda bu olsa gerek. Şimdi sizin Alparslan Arslan ile aranızda Danıştay 2. Dairesinin bir anaokulu öğretmenin okul dışında olsa dahi türban takamayacağına dair kararı bu kararın yorumlanması, münakaşası konusunda aranızda herhangi bir konuşma geçti mi?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Efendim geçmedi ben az önceki beyanımda da ifade ettim en son 2005 yılının Temmuz ayında Burhangilin ofise gittim Alparslan ordaydı orda gördüm. Ondan sonra kendisiyle görüşmedim söz konusu karara da ben Danıştay o cinayet meydana geldiği gün basından öğrendik o gün işte göre o gazeteye bulunmuş şeyinde falan bunun arabasında ondan sonra ordan öğrendim onun dışında benim bir bilgim görgüm yok bu konuda. Ayrıca bu mirasçı, mirasçı katılan müdafii neyse bu arkadaşlar bunlar yani bu

112

Page 113: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:113

davayla uzaktan yakından bir alakaları olmadığı yani o mahkemeyi manipüle etme, mahkemeyi yanıltma amaçlı olarak böyle bir beyanda bulundukları aşikar yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi onlar.”Tanık Kemalettin Gülen: “Danıştay cinayetinin, Yargıtay’ca niye bozulduğu da böylece

ortaya çıkıyor yani bu mirasçılar bir şey demiyorum ne diyeyim yani.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Sayın Başkan ikaz ettiği şeyi bende tekrar edeyim.”Mahkeme Başkanı: “Kemalettin Bey yorumlarınızı kendinize bırakın yani onları biz

değerlendireceğiz. Siz Savcı Beyin sorularını yorum katmadan görüş katmadan söyleyin.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Şimdi bu karar yanılmıyorsam 2005 yılının

Aralık ayında son ayında son günlerinde verilmiş, kamuoyuna yansımış bir karar. Siz bundan 2006 yılının Mayıs ayında olaydan sonra haberdar oldum diyorsunuz.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Evet doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:Evet doğru tamam.”Tanık Kemalettin Gülen: “Medyada yer alan bir karar değil Vakit Gazetesinde yer

almış. Vakit Gazetesini de kim okuyor ki yani? Kimsenin okuduğu bir gazete değil yani. Okuyan sayısı 50 bin, 60 bin.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yine Alparslan Arslan’ın beyanlarında bu karardan sizin haberdar olduğunuz hatta kızdığınız Danıştay Başkanına Mustafa Birden’i arayarak kendisiyle konuştuğunuz hatta işte hakaret ettiğiniz sizin bu hakaretinizin de kendisinin çok hoşuna gittiği konusunda beyanları oldu. Böyle bir şey aranızda geçti mi?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Tamamen yalan akıldışı bir iftiradır efendim. Bir Danıştay Başkanının evini arayıp da küfrederseniz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Başkan değil 2. daire başkanı.”Tanık Kemalettin Gülen: “Neyse Danıştay Daire Başkanı neyse artık arayıp ya da bir

yüksek yargı hakim ya da herhangi bir hakimin, savcının evini arayıp küfredeceksiniz o kişide sizin hakkınızda şikayetçi olmayacak herhangi bir takibata maruz kalmayacaksınız böyle bir şey. Böyle akıldışı bir iftira olabilir mi? Sizin evinizi birisi arasa küfretse hesabını sormaz mısınız, takip etmez misiniz, kim aradı beni kim aradı, kim küfretti diye? Yani bu akıldışı bir iftira tamamen saçmalık.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Peki Alparslan Arslan’la en son 2005 yılının son ayında son aylarında.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Temmuz, Temmuzdu galiba Temmuz ayı diye hatırlıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Temmuz ayında.”Tanık Kemalettin Gülen: “Çünkü memlekete gidip geldim dedi bana hatırladığım

kadarıyla.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Telefon irtibatınızın devam ettiği.”Tanık Kemalettin Gülen: “Elazığ’a gidip geldim babamı gördüm dedi yeni gelmişti.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Telefon irtibatınızın devam ettiği gözüküyor

Alparslan Arslan’la.”Tanık Kemalettin Gülen: “Telefonla aramıştır birkaç kere bilemiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Hatırlıyor musunuz o tarihteki görüşmelerinizin

içeriğini?”Tanık Kemalettin Gülen: “Hatırlamıyorum yok yani görüşme, görüşme 2005, 2006 mı?

Hatırlamıyorum efendim. Yani bir şey arayıp sormuş olabilir bilemiyorum yani ya da bir iş için mi aradı bir şey mi soracak bilemiyorum ki uzun yıllar geçti aradan.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Alparslan Arslan’ın arkadaşlarıyla birlikte kaldığı eve veya evlere siz gittiniz mi?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Hayır hiç gitmedim efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evlerine gittiğiniz olmadı öyle mi?”Tanık Kemalettin Gülen: “Efendim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evlerine gitmediniz mi?”Tanık Kemalettin Gülen: “Öğrencilik döneminde gittim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Öğrencilik döneminde.”

113

Page 114: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:114

Tanık Kemalettin Gülen: “Bu Fikri abiyle beraber kalıyorlardı bir kere şeyde Üsküdar’da bir türbe gibi bir yer vardı onun yanında bir bekar evi vardı bir kere o zaman gitmiştim. O da 98 ya da 99 yılıydı ondan sonra da gitmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Kimle kalıyordu orada?”Tanık Kemalettin Gülen: “Zekeriya abi kalıyordu Zekeriya avukat soy ismini

hatırlayamıyorum Zekeriya abi, Fikri abi.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yelok.”Tanık Kemalettin Gülen: “Bir de Alparslan kalıyordu 3 kişiydiler Selahattin diye biriside

sanki o zaman hatırlıyorum öyle birisi de vardı Selahattin diye o dönem onlar kalıyordu. Daha sonra tabi öğrenci evi bu her yıl değişiyor biri gidiyor biri geliyor değiştirmişlerdir. Avukat Zekeriya, Fikri abi, o bir de Selahattin herhalde o 4 kişi.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Alparslan Arslan’ın arkadaş çevresi anladığım kadarıyla bu arkadaş çevresinden olan bir kısım kişiler sizinde arkadaş çevreniz oluyor.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi tabi doğrudur efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Orhan Kadı, Fethullah Kaya, Hilmi Öztürk

Süleyman…”Tanık Kemalettin Gülen: “Fethullah Kaya’yı tanımam, tanımıyorum öyle birini.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Süleyman Esen.”Tanık Kemalettin Gülen: “Süleyman abiyi tanıyorum, Hilmi’yi tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Teoman Ekşioğlu, Zekeriya Yelok.”Tanık Kemalettin Gülen: “Teoman’ı tanıyorum. Kim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Zekeriya Yelok?”Tanık Kemalettin Gülen: “Zekeriya.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yelok biraz önce bahsettiğiniz.”Tanık Kemalettin Gülen: “İşte bu Zekeriya, Zekeriya abi evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Burhan Gür.”Tanık Kemalettin Gülen: “Burhan evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Adnan Güleç.”Tanık Kemalettin Gülen: “Kim efendim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Adnan Güleç.”Tanık Kemalettin Gülen: “Adnan evet Burhan’la ortaklar şimdi doğru.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Osman Mutlu.”Tanık Kemalettin Gülen: “Osman abiyi de tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Recep Özkan.”Tanık Kemalettin Gülen: “Recep’i de tanıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Bunlardan hangisiyle sizin samimiyetiniz

daha fazladır?”Tanık Kemalettin Gülen: “Şimdi samimiyetim Hilmi’yle daha çoktu Hilmi daha böyle bir

ben Örnek Mahallesinde o zaman bekar evim vardı Hilmi’nin evi de orada babası orada kalıyor, babasının evinde kalıyordu. Evine gidip geliyorduk öyle bize annesi yemekler falan yapıyordu sağ olsun ilgileniyordu bizimle öyle bir samimiyetimiz vardı. Onun dışındakilerle bir samimiyetim yok. Yani benim devrem olan sadece Hilmi ötekiler alt devreler ya da üst devreler benim devrem olan Hilmi var sadece orada.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Evet. Peki Hilmi Öztürk bu olaydan sonra size anlattı.”

Tanık Kemalettin Gülen: “Doğru.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Alparslan neticede burada kendisi de anlattı.

Alparslan Arslan’ın işte kendisinden bu internet çıktısını aldığını bunu daha detayıyla hatırlayabildiğiniz kadarıyla oldukça ayrıntılı bir şekilde anlatır mısınız?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Şimdi efendim bana söylediği akşam vakti dedi bizim ofise geldi Alparslan Abi geldi. İşte böyle böyle bu çıktıyı istedi.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bizim derken kimle çalışıyormuş?”

114

Page 115: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:115

Tanık Kemalettin Gülen: “O zaman o Avukat Serhat Pekiner’le çalışıyordu sonradan ayrıldı ondan Avukat Serhat Pekiner vardı. Kızıltoprak’ta ofisleri vardı onunla çalışıyordu onların ofisine gitmiş işte oradan böyle böyle bir şey istemiş o da çıkarmış vermiş o kadar sonradan da işte evine mi bırakmış ne yapmış öyle bir şeyler var başkada bildiğim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Yani mesela bir nüsha mı çıkarttırmış daha çok mu çıkarttırmış yani ayrıntı… renkli çıktı mı?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Yani sadece dedi ki çıktıları, çıktıları aldı yani benden çıktı aldı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Renkli çıktı mı….”Tanık Kemalettin Gülen: “Bir nüsha çıkartmıştır herhalde onu anlatmadı ondan sonra.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Anlatmadı.”Tanık Kemalettin Gülen: “Dedi ki böyle böyle yani çekiniyordu çocuk bir yerde

anlatmaya da çekiniyordu zaten korkuyordu yani.” Mahkeme Başkanı: “Kemalettin Bey soruyu tam olarak alın daha sonra cevaplarsınız

soru cevap şeklinde olsun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Süleyman Esen’den bahsettiniz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Süleyman Esen’le sizin irtibatınız ilişkiniz nedir?”Tanık Kemalettin Gülen: “İrtibatım üniversiteden bizim fakültenin reisiydi Süleyman

Esen. Herkesin sevdiği saydığı doğru düzgün adam gibi bir adamdı. Polis çocuğudur temiz bir insan düzgün bir insan herkesin sevdiği bir insandır. Bir işimiz düşünce arardık arkadaş ortamında orada burada görünce konuşurduk muhabbet ederdik odur yani. Okul bitince zaten bir kısım arkadaşlar memleketlerine döndü burada Süleyman Abi kaldı, Alparslan kaldı işte Hilmi milmi bende burada devam ettim Erzurum’a dönmedim avukatlık (1kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Süleyman Esen hakkında reis diye bahsettiniz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi okulun reisiydi zaten fakültenin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Alparslan, Alparslan Arslan hakkında da

yanılmıyorsam biraz önce aynı şekilde 2 tane mi reis?”Tanık Kemalettin Gülen: “Tabi tabi onlar, onlar reisti işte.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Reis derken yani.”Tanık Kemalettin Gülen: “Şimdi efendim bu Savaş biz 1. sınıfa başladığımızda Savaş,

Osman Mutlu eczacılık fakültesinin reisiydi. Süleyman, Alparslan artı Savaş da bizim fakültenin reisleriydi ama onlar tabi üst dönem olduğu için Mustafa Barlık denilen bir avukat arkadaşı seçtiler onların döneminde ama bunlar bizim gözümüzde reis bunlardı. Çünkü şeydiler yani ideal ülkücü profiline sahip insandılar yani o dönemde. Sonradan da öyle devam ettiler de Alparslan abi işte o malum olaylar. Süleyman abi, Savaş abi yine Savaş abi şeyde devam ediyor Nazilli’de avukatlık yapıyor.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Savaş Alçortekin olsa gerek.”Tanık Kemalettin Gülen: “Evet değişik bir soy ismi var onun yani biz soy ismini

bilmiyorduk da.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Şimdi Süleyman Esen’in reis olduğundan

bahsettiğiniz.”Tanık Kemalettin Gülen: “Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Aynı şekilde Alparslan Arslan’ın da sizin hangisiyle

daha çok samimiyetiniz vardı?”Tanık Kemalettin Gülen: “Süleyman abiyi daha çok yani samimiyetim yani

samimiyetim Süleyman abiye daha kendime yakın buluyordum. Çünkü Alparslan aAbi böyle şeydi agresifti pek insanlarla samimiyet kurmazdı Süleyman abi daha içtendi babacan bir insandı biz küçüktük bize işte yani onlar 4. sınıftı bize abi pozisyonunda sağ olsunlar ilgileniyorlardı yardımcı oluyorlardı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Son dönemde Süleyman Esen’in namaz kılmaya başladığından falan bahsettiniz.”

115

Page 116: T · Web viewKitaplarımızın çok büyük bölümü verdiğimiz ve insanların okuması için verdiğimiz Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran’ın dışındakilerin çok büyük

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 26.07.2011 ESAS NO: 2008/209 CELSE NO:189 Sayfa:116

Tanık Kemalettin Gülen: “Evet duydum, duydum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Görüştünüz mü neye bağlıyor bunu?”Tanık Kemalettin Gülen: “Görüşmedim benimle bu konuları konuşmuyordu benim

cemaate mensup olduğumu bildiğim için benimle bu konuları konuşmuyordu. Ama benden fikir alıyordu işte Risale-i Nurlar hakkında cemaat hakkında bilgi alıyordu araştırıyordu, bir araştırma içerisindeydi yani öyle hatırlıyorum, hatırladığım o. Ama biz tabi bizden büyük olduğu için bizimle bu konuları fazla konuşmuyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Bu Salih Kurter, Salih Yaşar bunlar hakkında bir bilginiz var mı?”

Tanık Kemalettin Gülen: “Hiçbir bilgim yok hiçbir bilgim yok hiçbir bilgim yok. Bu olaydan sonra duydum ki bunlar Teoman meoman bunlar o Salih, Şeyh Salih’in yanına gidiyorlarmış. Bu olaydan sonra duydum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Nasıl duydunuz, kimden duydunuz?”Tanık Kemalettin Gülen: “İşte bu Danıştay olayından sonra efendim Salih Kurter’in

ismi çıkınca oradan duyduk ki böyle bir şeyh varmış bunlarda gitmiş ona mürit olmuşlar. Yani aslında tasvip etmezdim yani böyle bir şeyi. Yani bir hukuk fakültesi mensubunun gidip de öyle bir emekli İETT’ci midir nedir işte öyle birinden ders alması şey yapması yani yanlış bence yanlış tasvip etmezdim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: “Başka sorum yok Sayın Başkan.Mahkeme Başkanı: “Alparslan Bey, tanığa sorunuz var mı?”Sanık Alparslan Arslan: “Tanığa herhangi bir sorum yok Sayın Başkan.”Mahkeme Başkanı: “Biraz önce beyanını dinlediniz tanığın bu Vakit Gazetesinde

yayınlanan işte o üyeler başlıklı gazetenin kendisi tarafından verilmediğini söylüyor.”Sanık Alparslan Arslan: “Efendim ben devletimize, devletime, milletime bağlıyım

saygılıyım.”Mahkeme Başkanı: “Nasıl?”Sanık Alparslan Arslan: “Devletime, milletime, bağlıyım evvelden verdiğim ifadeleri de

reddediyorum tahliyemi talep ediyorum.”Saatin 18:20 olduğu görüldü. Bugüne mahsus olmak üzere oturuma ara verildi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Tanıklar Kemalettin Gülen, Nusret Aras ve Nihat Gürkan’ın bir dahaki oturumda hazır

edilmesi için yazı yazılmasına, Duruşmanın 28.07.2011 gününe bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.26.07.2011

BAŞKAN 28298 ÜYE 32346 ÜYE 37266 KATİP 128041

116