Text of T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ …
FZK ANABLM DALI
TCAR YARI-LETKEN KARAKTERSTKLERNN
FZK ANABLM DALI
TCAR YARI-LETKEN KARAKTERSTKLERNN
YÜKSEK LSANS TEZ ZEKERYA MEHMET YÜKSEL
PAMUKKALE ÜNVERSTES FEN BLMLER ENSTTÜSÜ FZK ANABLM DALI
(TEZ DANIMANI: Ör. Gör. Tayfun DEMRTÜRK)
DENZL, AUSTOS - 2014
ile ayn çalma prensipleri elde edilerek, genel sonuçlar
üreticilerden elde edilen
katalog bilgileri ile karlatrlmtr.
incelenerek ve yaplan deneyler birçok sefer tekrarlanarak programn
verimlilii
yükseltilmitir. Üniversitelerin elektronik laboratuvarlarnda bu ve
benzeri
deneyler sürekli gerçekletirilmektedir. Yaratlan program ile
örenci
laboratuvarlarnda yaplan bu deneylerin daha salkl ve daha hzl
olmas
amaçlanmtr. Ayrca günümüzün ilerleyen teknolojik gelimelerine
paralel
olarak, örencilerin yapt bu deneyleri bilgisayar ortamna tamak
ve
örencilere bu programlar tantmak çalmann genel amaçlar arasnda
yer
almtr.
özelliklerini yüksek tutarllk ile ortaya koymu, elde edilen
sonuçlar hem
simülasyon hem de üretici firmalarn katalog bilgileri ile uyuarak,
örenci
laboratuvarlarnda bu ve benzeri programlarn kullanlarak örenme
verimliliinin
arttrlabilecei tartlm ve yorumlanmtr.
ii
ABSTRACT
MSC THESIS ZEKERYA MEHMET YÜKSEL
PAMUKKALE UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCE PHYSCS
(SUPERVISOR:Ins. Dr. Tayfun DEMRTÜRK)
DENZL, AUGUST 2014
In this study, a LabVIEW program was created for the
semiconductor
circuit components which are diodes, transistors and MOSFET’s
operating
principles examined further Multisim program the simulation method
and the
same principle are obtained and the overall results from producers
obtained
catalog data are compared with.
The study was prepared in LabVIEW programs and an experiment
examining the effectiveness of the program has been raised many
times repeated.
These and similar experiments in the laboratories of universities
electronics is
carried out continuously. Students with programs created in the
laboratories of
these experiments are intended to be more healthy and faster. In
addition to
today's advancing technological developments in parallel computing
environment
for students to try this his move to introduce this program to the
students of the
general objectives of the study were included.
As a result, created programs semiconductor properties
characteristic of
high consistency and has revealed the results obtained, as the
simulation of both
the manufacturers' catalogs with information, students in the labs
of this and
similar programs using the learning efficiency can be increased are
discussed and
interpreted.
iii
ÇNDEKLER
Sayfa
2.12
Transistör............................................................................................39
2.12.1 Transistör Yaps
..........................................................................40
2.12.2 Transistör
Parametreleri...............................................................44
2.12.3 Collector Erileri
.........................................................................47
2.12.4 Kesim ve Doyum
.........................................................................48
2.12.5 Voltaj Yükselticisi Olarak Bipolar Transistör
.............................52 2.12.6 Anahtar Olarak Bipolar
Transistör ..............................................53 2.12.7
Sznt Akmnn Ölçülmesi
.........................................................54 2.12.8
Kazanç Ölçmeleri
........................................................................55
2.12.9 Eri
Çiziciler................................................................................55
2.12.10 Transistör Paketlerinin ve Terminallerinin Tannmas
................55
iv
3.9 Metal Oksit Yar-iletken FET’ ler
(MOSFET)...................................71 3.9.1 Arnma Artl
Mosfet (Depletion Enhancement Mosfet) ...........71 3.9.2 Artl
MOSFET (Enhancement MOSFET: e-MOSFET) ...........74 3.9.3 V-MOSFET
.................................................................................75
3.9.4 MOSFET Karakteristikleri ve Parametreleri
...............................76
3.9.4.1 Arnma Artl MOSFET Transfer
Karakteristikleri...............76 3.9.4.2 Artl MOSFET Transfer
Karakteristii ................................77
3.9.5 MOSFET’ in
Beslenmesi.............................................................78
3.9.5.1 E-MOSFET’ in Beslenmesi
....................................................78
v
vi
EKL LSTES
ekiller Sayfa
1.1: Yüzey durumlar düüncesi 4 1.2: Soldan saa: Shockley, Bardeen
ve Brattain. Lucent Technologies Inc./BellLabs 5 1.3: lk nokta
temasl transistör 5 1.4: Metal oksit yar-iletken transistör kesiti
9 1.5: SOI MOSFET kesiti 10 1.6: SOI üzerine yeni cihaz kavramlar
11 2.1: Kat cisim içindeki atomlara ait enerji düzeylerinin
yarlarak enerji bandlarnn oluumu 12 2.2: Kat cisimleri band
teorisine göre elektriksel iletkenliklerinin gösterimi 14 2.3:
Malzemelerin elektriksel iletkenliklerine göre snflandrlmas 15 2.4:
Deerlik bandna çkarak serbest elektron haline gelen iletkenlik
elektronu ve geride brakt elektron boluu yar-iletkenin elektriksel
iletkenliine katkda bulunur. Elektronlar ve boluklar zt elektrik
yükü tadklarndan bir elektrik alanda ters yönde hareket ederler 16
2.5: a) Saf Si kristali, b) Si kristali içinde bir fosfor katk
atomu 17 2.6: Verici seviyelerinin band modeli üzerinde gösterimi
20 2.7: Kristal örgüsü içinde yabanc atomun “yerini alarak” ve
“skarak” yerlemesi 20 2.8: Alc Seviyesinin tanm 21 2.9: p-n kavann
oluturulmas ve arnma bölgesinin meydana gelii 24 2.10: Bir p-n
kavann doru beslenmesi 25 2.11: Doru beslenmi bir Si; p-n kavann
akm-gerilim karakteristii 26 2.12: Bir p-n kavann ters besleme ile
beslenmesi 27 2.13: Ters balanm bir p-n kavann akm-gerilim diyagram
28 2.14: Bir p-n kavann yaps 30 2.15: nce film teknolojisi ile
yaplm p-n kavaklar 30 2.16: Alternatif gerilim uygulanm bir diyotun
giri ve çkndaki gerilimler 31 2.17: Bir diyotun akm-gerilim
karakteristikleri düz besleme halinde devreden akm geçerken, ters
besleme durumunda devreden akm geçmemektedir 32 2.18: Si diyotun
ideal, pratik ve gerçek diyot modellemelerinin (I-V) grafikleri 32
2.19: Bir diyotun elektrik devresindeki kullanm sembolü 33 2.20:
Bir diyotun düz ve ters beslenmesi, a) düz besleme, b) ters besleme
33 2.21: Uygulamada kullanlan çeitli diyot tipleri 34 2.22: a)
Zener diyotun sembolü, b) Genel zener diyot karakteristii 34 2.23:
Zener diyotun ters besleme karakteristii 35 2.24: Zener diyot edeer
devresi ve ters besleme karakteristiinin deerlendirilmesi 36 2.25:
Zener diyot kullanlarak yaplan voltaj regülasyonu 37 2.26: Deiken
giriin zener diyot ile regüle edilmesi 38 2.27: Deiken yük
kullanlan devrede zener regülasyonu 38 2.28: pnp ve npn transistör
yaplar 40 2.29: npn ve pnp transistörlerin yaps ve sembolleri
41
vii
2.30: Bipolar transistörlerin beslenmesi 41 2.31: Bipolar npn
transistör çalma ilkesi. a) düz-ters beslemede npn transistör
içindeki yaklam, b) emitter - base kavanda elektron ak, c) Base -
kollektör kavanda elektron 43 2.32: Transistör akm yönleri 44 2.33:
Transistör besleme devreleri 45 2.34: Transistör devre analizi 46
2.35: Transistör için ideal DC modeli 47 2.36: a) Collector
karakteristiklerinin çizilmesi için devre, b) tek bir base akm için
elde edilen karakteristik I-V erisi 47 2.37: Farkl Base akm
deerleri için Collector erileri ailesi 48 2.38: Kesilme durumunda
collector sznt akm 49 2.39: Doyum olaynn açklanmas 50 2.40: Çeitli
scaklklarda βDC nin collector akmna bal olarak deimesi 50 2.41:
Maksimum güç erisi 51 2.42: Alternatif gerilim sinyali ile beslenmi
transistör ve edeer devresi 52 2.43: Transistörde ideal anahtarlama
ilemi. a) transistör kesim durumunda b) transistör doyum durumunda
53 2.44: Sznt akm ölçmeleri için devreler 55 2.45: Transistörlerin
paket ve ayak (terminal) yaplarndan bazlar 56 3.1: n ve p kanal
JFET yaplar 58 3.2: n Kanal JFET’ in beslenmesi 59 3.3: VGG nin
kanal genilii ve drain akm üzerine etkisi, b) büyük VGG kanal
daraltr, ID yi azaltr, c) küçük VGG kanal geniletir, ID yi arttrr
60 3.4: JFET Sembolleri 60 3.5: a) VGS = 0 ve deiken VDS li JFET,
b) VG2S = 0 V için aktc (Drain) karakteristik erisi 61 3.6: VGS = 0
için JFET karakteristik davranlar 62 3.7: VGS negatifletikçe kstrma
daha küçük VDS deerlerinde meydana gelir
63 3.8: VGS nin ID yi kontrol etmesinin açklanmas 63 3.9: Kesilme
durumunda JFET davran 65 3.10: JFET transfer karakteristik erisi 65
3.11: Sadaki JFET drain karakteristiklerinden soldaki JFET transfer
karakteristiklerinin çkartlmas 66 3.12: gm, besleme noktasna (VGS)
bal olarak deiir 67 3.13: JFET’lerin kendiliinden beslenmesi (tüm
FET’lerde IS = ID dir) 69 3.14: DE MOSFET yaplar 72 3.15: n kanal
DE MOSFET’ in çalma ilkesi. a) arnma modu, b) artl mod 73 3.16: DE
MOSFET’ lerin ematik gösterilii 73 3.17: E-MOSFET yaps ve çalma
prensibi 74 3.18: n ve p kanal E-MOSFET sembolleri 74 3.19:
Konvansiyonel E-MOSFET ve V-MOSFET yaplar 75 3.20: DE-MOSFET
transfer karakteristik erileri 76 3.21: E-MOSFET transfer
karakteristik erileri 77 3.22: Sfr beslemeli DE-MOSFET 78 3.23:
E-MOSFET için besleme devreleri 79 4.1: BS170 Kodlu MOSFET için
yaplan Multisin çalmas 82 4.2: Mosfet incelemeleri için hazrlanan
LabVIEW programnn ön panel görünümü 84
viii
4.3: Mosfet incelemeleri için hazrlanan LabVIEW programnn blok
diyagram görüntümü 85 4.4: NImyDAQ özellikleri 87 4.5: DAQ
assistance kullanm örnei 88 4.6: NI myDAQ balant emas 88 4.7: NI
ELVISmx programnn balangç ara yüzü 90 4.8: ELVISmx içeriindeki
dijital avometre program 91 5.1: Sadan sola srasyla BUZ 11, BS 170
kodlu MOSFETler ve 2N4401 transistör 93 5.2: Sadan sola srasyla
1N4007 kodlu diyot ile 1N4740A kodlu zener diyot 93 5.3: Sadan sola
srasyla; kod numaras bilinmeyen germanyum diyot ve deneylerde
kullanlan dirençlere bir örnek olarak 1.01MΩ luk direnç 93 5.4:
1N4007 kodlu diyot için ileri besleme simülasyonu 94 5.5: 1N4007
kodlu diyot için geri besleme simülasyonu 95 5.6: 1N4007 kodlu
silisyum diyot için LabVIEW programnda gerçekletiren ileri besleme
deneyinin ekran görüntüsü 96 5.7: 1N4007 kodlu silisyum diyot için
LabVIEW programnda gerçekletiren geri besleme deneyinin ekran
görüntüsü 97 5.8: 1N4007 diyot için üretici firma ileri besleme
erileri 99 5.9: 1N4007 diyot için üretici firma geri besleme
erileri 99 5.10: Kod numaras bilinmeyen germanyum diyot için
LabVIEW programnda gerçekletiren ileri besleme deneyinin ekran
görüntüsü 100 5.11: Kod numaras bilinmeyen germanyum diyot için
LabVIEW programnda gerçekletiren geri besleme deneyinin ekran
görüntüsü 102 5.12: 1N4740A kodlu zener diyot için ileri besleme
simülasyonu 103 5.13: 1N4740A kodlu zener diyot için geri besleme
simülasyonu 103 5.14: 1N4740A kodlu silisyum zener diyot için
LabVIEW programnda gerçekletiren ileri besleme deneyinin ekran
görüntüsü 104 5.15: 1N4740A kodlu silisyum zener diyot için LabVIEW
programnda gerçekletiren ileri besleme deneyinin ekran görüntüsü
105 5.16: 1N4740A kodlu zener diyot için üretici firma ileri
besleme grafii 106 5.17: 2N4401 kodlu transistör için akm gerilim
simülasyonuna ait ekran görüntüsü 107 5.18: 2N4401 kodlu transistör
için 2 voltluk base gerilimi altnda yaplan çalmann LabVIEW deney
görüntüsü 108 5.19: 2N4401 kodlu transistör için 9 voltluk base
gerilimi altnda yaplan çalmann LabVIEW deney görüntüsü 108 5.20:
2N4401 kodlu transistör için üretici firmadan alnan IC – VCE akm –
gerilim karakteristik erileri 110 5.21: BS 170 kodlu MOSFET’ in akm
– gerilim (ID – VDS) karakteristiinin Multisim Programnda ki
simülasyonu 112 5.22: BS 170 kodlu MOSFET’ in -5 volt gate gerilimi
altnda, akm – gerilim karakteristii 113 5.23: BS 170 kodlu MOSFET
için “DIODES INCORPORATED” firmasnn kataloundan alnana ID – VDS akm
– gerilim grafii 115 5.24: BS 170 kodlu MOSFET’ in akm – gerilim
(ID – VDS) karakteristiinin Multisim Programnda ki simülasyonu
116
ix
5.25: BUZ 11 kodlu MOSFET için “intersil” firmasnn kataloundan
alnan ID – VDS akm – gerilim grafii 117 5.26: BUZ 11 kodlu MOSFET’
in -5 volt gate gerilimi altnda, akm – gerilim (ID – VDS)
karakteristii 118
x
xi
GRAFK LSTES
Grafik Sayfa
5.1: 1N4007 kodlu silisyum diyot için yaplan deney sonras elde
edilen veriler ile çizilen ileri besleme akm gerilim grafii.
.....................96
5.2: 1N4007 kodlu silisyum diyot için yaplan deney sonras elde
edilen veriler ile çizilen geri besleme akm gerilim grafii.
.....................98
5.3: Kod numaras bilinmeyen germanyum diyot için ileri beseleme
grafii.
..........................................................................................101
5.4: Kod numaras bilinmeyen germanyum diyot için geri beseleme
grafii.
..........................................................................................102
5.5: 1N4740A kodlu zener diyot için ileri besleme grafii.
...........................104 5.6: 1N4740A kodlu zener diyot için
ileri besleme grafii. ...........................105 5.7: 2N4401
kodlu transistör için yaplan deney sonuçlarnda elde edilen
veriler ile çizilen grafik.
...............................................................109
5.8: BS 170 kodlu MOSFET’ in -5 voltlu VGS gerilim altnda ki akm
–
grafii.
..........................................................................................114
5.10: BUZ 11 kodlu MOSFET için akm – gerilim (ID – VDS)
karakteristik
grafii.
..........................................................................................118
xii
letim band enerji seviyesi Valans band enerji seviyesi Yasak enerji
aral enerjisi Fermi enerji seviyesi Verici balant enerjisi Elektron
volt letkenlik Boltzmann sabiti Planck sabiti letim band enerji
seviyesi Deiin kütlesi Elektronun kütlesi∗ Deiin etkin kütlesi∗
Elektronun etkin kütlesi Saf yar-iletkenlerde tayc younluu Akm
younluu Elektrik potansiyeli Mobilite Katksz elektriksel iletkenlik
Scaklk katsays Akm kazanc Dielektrik sabiti yonize olmu verici says
yonize olmu alc says
xiii
KISALTMALAR
Cu : Bakr Ge : Germanyum C : Karbon Si : Silisyum Au : Altn T :
Mutlak scaklk 0K : Kelvin 0C : Santigrat P : Fosfor Mo : Molibden
Ag2S : Gümü Sülfür Cu2S : Bakr Sülfür PbS : Kurun Sülfür SiO2 :
Silisyum dioksit Sb : Antimon DC : Doru akm AC : Alternatif akm FET
: Alan Etkili Transistör JFET : Eklem Alan Etkili Transistör MESFET
: Metal-yar-iletken Alan Etkili Transistör MOSFET : Metal Oksit
Yar-iletken Alan Etkili Transistör
xiv
ÖNSÖZ
Çalmalarm srasnda bilgilerini benimle paylaan Uzm. Süleyman . ÇELK’
e teekkür ederim.
Deneysel çalmalarm esnasnda yardmlarn esirgemeyen deerli arkadam
Fatih AKIN’ a teekkür ederim.
Yüksek lisans ve lisans eitimim boyunca her türlü yardm, ilgi ve
dostluklarn esirgemeyen, zor zamanlarmda bana destek olan arkadam
Arzu BL’ ye teekkür ederim.
Son olarak bu günlere gelmemde benden maddi ve manevi desteklerini
esirgemeyen, bana sabrn tükendii noktada birbirimize duyduumuz
sevgiyle ayakta durmay öreten sevgili annem Pervin Yüksel’e ve
kardeim Yamur Yüksel’e teekkür ediyorum. Bu çalmay rahmetli babam
Celal YÜKSEL’ e ithaf ediyorum.
1
ylnda Micheal Faraday ile balayarak 1954 ylnda ilk silikon
transistörün üretimi
arasnda ki yllar kapsamaktadr. Bant teorisinin geliiyle, bu
çalmalar teknolojinin
ihtiyaçlar tarafndan yönlendirilen bir hal ald. Ancak çalmalarn saf
silikon ve
germanyum büyütme üzerinde younlamas ve bu malzemelerin
özelliklerinin daha
iyi anlalmas ile katlar üzerinde baarl kuantum teorisinin
gelitirilmesi yar-
iletken çalmalarnda bir patlama yaratm ve çalmalar bugün de
devam
etmektedir.
G. Busch’a göre “yar-iletken” terimi ilk defa Alessandro Volta
tarafndan
1782 ylnda kullanlmtr. 1833 ylnda Michael Faraday’ in Gümü
sülfür
direncinin, dier metallere oranla farkl scaklk deerleri ile azaldn
fark etmesi
yar-iletken etkisinin belgelenmi ilk gözlemi olarak kabul
edilmektedir (Laeri,
2003). Daha sonralar Ag2S ve Cu2S malzemelerinin, elektriksel
iletkenliklerinin,
scakla bamllnn kapsaml bir analizi, Johann Hittorf tarafndan 1851
ylnda
yaynlanmtr (Busch, 1989).
1.1 Dorultma Çalmalar
1874 ylnda Karl Ferdinand Braun, bir metal noktas ile kontaktanm
metal
sülfürlerin iletim ve dorultmalarn gözlemlemitir. Braun' un bu
gözlemi hemen bir
etki yaratmamasna ramen, kinci Dünya Sava yllarnda radar
sistemlerinin, radyo
dalgalarn ve mikrodalga radyasyonunu alglamas çalmalarnn
geliiminde
önemli bir rol oynamtr (1909 ylnda Braun, Marconi ile fizik Nobel
Ödülü'nü
paylamtr). Arthur Schuster 1874 ylnda vida balantl bakr telden
yaplan bir
devrede dorultmay gözlemlemitir (Orton, 2009). Schuster bu
gözleminde,
dorultma etkisinin, devrenin belirli bir süre boyunca kullanlmadnda
ortaya
çktn fark etti, devreyi temizledii anda (bu durumda bakr oksit
devreden
uzaklatrlyordu) dorultma kayboluyordu. Bu ekilde Arthur Schuster,
yeni bir
yar-iletken olarak bakr oksit kefetti. 1929 ylnda ise Walter
Schottky deneysel bir
2
gelimeler yar-iletken malzemeler için yaplan dorultma çalmalarnn
öncüleridir.
1.2 Foto-iletkenlik ve Foto-voltaiklik
arasndaki bir kontakta fotovoltaik etkisini kefetti. Katlardaki
foto iletkenlik
Willoughby Smith tarafndan 1873 ylnda, denizaltlar için gerekli
olan yüksek
dirençli kablolar üzerine yapt çalmalar srasnda kefedilmitir
(Orton, 2004).
Smith deneylerinde selenyum dirençler kulland ve n selenyum
dirençlerin
deerlerinde yüksek bir düüe neden olduunun fark etti. Adams ve Day
ise
katlardaki fotovoltaik etkiyi 1876 ylnda kefettiler. In, bir pile
bal olan
selenyumdan akan akmn yönünü deitirdiini kefettiler. Çalan ilk güne
pili
1883 ylnda Charles Fritts tarafndan ina edilmitir. Bu güne pili,
çok ince bir altn
tabaka ile kaplanm metal plaka ve ince bir tabaka halindeki
selenyumdan ibarettir
(Perlin, 2002). Bu güne pilinin verimi %1’ in altndadr (Grundman,
2002).
1.3 Yar-iletken Teorisindeki Geliim
1878 ylnda Edwin Herbert Hall katlarda ki yük tayclarnn
manyetik
alanda yön deitirdiklerini kefetti (Hall etkisi). Bu olgu,
yar-iletkenlerin
özelliklerini incelemek için yaplan çalmalarda kullanlmaktadr
(Hoddeson, 1992).
J.J. Thomson tarafndan elektronun kefedilmesinden ksa bir süre
sonra birkaç bilim
adam metallerde elektron merkezli iletimin teorisini öne att. 1899
ylnda ortaya
atlan Eduard Riecke’ nin teorisi hayli ilginçti çünkü bu teoriye
göre negatif ve
pozitif yükler farkl younlukta ve farkl hareketlilikte yük
tayorlard. 1908
yllarnda Karl Baedeker tam oranl ölçüm (stokiyometri) yöntemini
kullanarak bakr
iyodürün iyot içeriine baml iletkenliini gözlemledi ve ayrca, bu
malzemedeki
pozitif yük tayclarnn gösterdii Hall etkisini ölçtü (Busch, 1989).
1914 ylnda
Johan Koenigsberger iletkenlik özellikleri açsndan yar-iletkenleri
malzemeleri üç
gruba ayrd, bu ayrm: metaller, izolatörler ve "deiken iletkenler"
eklindedir.
1928 ylnda Ferdinand Bloch elektron örgüleri teorisini gelitirdi.
1930 ylnda
3
içerisindeki yabanc maddelerin varlna bal olduunu belirtti ve
kimyasal olarak
saf yar-iletkenin bulunmadn ortaya att. 1930 ylnda Rudolf Peierls
yasak bölge
konseptini tantt ve ayn yl Brillouin tarafndan yasak bölge konsepti
katlarda
uyguland. Ayrca 1930 ylnda Kroning ve Penney periyodik potansiyel
için basit bir
analitik model gelitirdi. 1931 ylnda Alan Wilson katlar için bo ve
enerji dolu
bant fikrine dayal bant teorisi gelitirdi. Wilson ayrca
yar-iletkenlerin iletkenliinin
kirlilikler nedeniyle olduunu dorulad ve ayn yl içerisinde
Heisenberg hole
kavramn gelitirdi. 1938 ylnda Walter Schottky ve Neville F. Mott
bir metal-yar-
iletken kava üzerinden potansiyel bariyer ve akm modelini
gelitirdiler (1977
Nobel Ödülü). Bir yl sonra Schottky alan yükü kavram altnda kendi
modelini
geniletti. 1938 ylnda Boris Davydov bakr oksit dorultmasnda bir p-n
ekleminin
varl teorisini öne sürdü ve ayrca yüzey yüklerinin önemini açklad
(Jenkins,
2007). 1942 ylnda Hans Bethe termo-iyonik emisyon teorisini
gelitirdi ve 1967
Nobel Ödülü’nü kazand.
1.4 Yar-iletken Cihazlarn Geliimi
1904 ylnda J. C. Bose, PbS noktas kontak dorultucular için
patent
bavurusunda bulunarak yar-iletken cihazlar için alnan ilk patenti
elde etti. G.
Pickard silikon nokta kontak dorultucularn radyo dalgalar
saptanmasnda yararl
olduunu göstererek ilk bilim insan oldu ve 1906 ylnda patent
bavurusunda
bulundu. Selenyum ve bakr oksit dorultucular srasyla 1925 ve 1926
yllarnda L.
O. Gröndahl ve E. Presör tarafndan gelitirilmitir. kinci dünya sava
yllarnda
selenyum dorultucular askeri haberleme ve radar donanmlar olarak
younlukla
kullanlmlardr.
detektörleri ile yaad sorunlarn kötü kalitedeki yar-iletkenler
nedeniyle
kaynaklandn fark etti silisyum tüpler içinde silikon eriterek
eriyen silikonu
soumaya brakt. Böylelikle elde ettii malzeme hala polikristal bir
yapdayd fakat
malzeme üzerinde yaplan elektriksel testler, malzemenin
özelliklerinin çok daha
muntazam olduunu göstermiti. Ohl yapt bu çalmalar srasnda
yanllkla
4
ortaya çkan kirlilik sayesinde p-n eklemini tanmlad. Bunun üzerine
dört farkl p-n
eklemi düzenleyerek bu eklemler için patent ald (Riordan,
1997).
1945 ylnda William Shockley alan-etki prensibi ile çalan bir
yar-iletken
amplifikatör kavramn ortaya koydu. Fikir dikey bir elektrik alann,
bir yar-iletken
katmann yalnzca iletkenliini deitirecei üzerine oluturulmutu. Ancak
bu etki
deneysel olarak gözlenmedi. John Bardeen, ilenmemi malzemelerin
yüzey
durumlarnn yaratt bir etki nedeniyle deneysel taramalarn sonuçsuz
kald
fikrini gelitirdi ve ortaya att bu yeni yüzey teorisi fikri (ekil
1.1) 1947 ylnda
yaymland (Shockley, 1949).
ekil 1.1: Yüzey durumlar düüncesi.
John Bardeen ve Walter Brattain (ekil 1.2) alan etkili cihazlar
üzerinde
çalrlarken 1947 ylnn Aralk aynda ilk germanyum nokta kontakl
transistor
(ekil 1.3) ürettiler ve bu cihazn güç kazanc saladn sergilediler.
Ancak
transistörün çalma mekanizmasnda beklenmedik belirsizlikler
bulunmaktayd.
Shockley, aznlk tayclarn toplu iletimini tercih etmesinin, yeni
cihazn
çalmasnda baskn bir rol üstlendii ve yüzeyle ilgili
belirsizliklerin bu durumdan
kaynaklandn savunarak, Bardeen ve Brattain ikna etti. Yaklak bir ay
sonra da
Shockley bir p-n ekleminin teorisini ve p-n eklemli bir transistörü
gelitirdi.
Shockley, Bardeen ve Brattain 1956 ylnda fizik dalnda Nobel Ödülü
kazandlar
(Lukasiak, 2010).
ekil 1.2: Soldan saa: Shockley, Bardeen ve Brattain. Lucent
Technologies Inc./Bell Labs.
ubat 1948’de John Shive çok ince bir dilim halindeki germanyum
(0,01 cm)
plakay emiter ve kolektör balantlarnn ters tarafta yerletirerek
nokta temasl bir
transistör tasarlad ve bu transistörün doru ekilde çaltn gösterdi.
Bu
yaplandrma, iletimin sadece yar-iletkenin yüzeyi boyunca deil de,
toplu olarak
gerçekletiini gösterdi. Zaten Shockley bu gelimeden sonra
transistörün çalma
teorisini sunabilmiti. (Ross, 1998)
6
Bardeen ve Brattain yar-iletkenlerin en önemli özelliinin "hassas
yaps"
olduunu söylemektedir ve bu özellik numunenin saflna kuvvetle
bamldr.
Bardeen ve Brattain çalt yar-iletken malzeme Czochralski yöntemi
üzerine ina
edilen, Gordon K. Teal ve John B. Little tarafndan gelitirilen bir
teknik kullanlarak
elde edilmitir. Bu yöntemde kristal, William G. Pfann önerdii bölge
artma
yöntemi kullanlarak saflatrlmtr. Üretilen ilk nokta kontak
transistörler son
derece kararszdlar ve elektriksel özelliklerini kontrol altnda
tutabilmek oldukça
zordu. lk gelitirilen eklem transistörler 1952 ylnda imal edildi.
Bu transistörler
noktadan temas yönteminden önce imal edilen transistörlerden çok
daha iyiydiler,
ancak üretim çok daha zor oldu. Karmak bir katklama (doping)
prosedürünün
sonucu olarak üretilen kristal n-p-n yapsna sahip olan üç bölgeden
olumaktayd.
Her bir bölgenin cihaz içerisine kesilerek yerletirilmesi ve
temaslarn tek tek
yaplmas gerekiyordu. Bu süreç zorluydu ve kolayca
otomatikletirilemedi. Ayrca
bir sürü yar-iletken malzeme israf edilmekteydi. (Riordan,
1999)
1952 ylnda ise katkl kontak tipi transistör yapld. Bu ürünün
üretimi daha
kolayd ve daha az malzeme tüketerek, ksmen otomatik bir ekilde
üretilebilecekti.
Elde edilen taban kanal genilii yaklak 10 μm olmutu bu nedenle
cihaz sadece
birkaç MHz mertebesinde çalabilmekteydi. lk yaynk tabanl Ge
transistör 1954
ylnda yapld. Bu transistörün taban kanal genilii 1 μm oldu ve 500
MHz
mertebesinde çalabiliyordu. Böylelikle, birçok uygulama için
silikon transistörlerin
alt ters akmlar nedeniyle germanyum transistörlerden daha iyi olaca
anlald, bu
gelimeyle birlikte ilk ticari silikon cihazlar (büyük eklemli)
Gordon Teal tarafndan
1954 ylnda imal edildi. (Esaki, 1976)
lk yaynk tabanl Si transistör ise 1955 ylnda ortaya çkt. John
Early,
krlma voltajn çok fazla düürmeden, çalma hzn snrlayan kolektör
direncini
azaltmak için, iki tabakadan oluan bir kolektör düzenei
kullanabileceini düündü,
yüksek katkl bir tabaka üzerine yüksek dirençli bir tabaka
yerletirmeyi tasarlad.
Böylelikle kristal dorultusu ana yaps ile ayn olan (epitaksiyel
tabaka) transistor
1960 ylnda ortaya çkt. Ayn yl içerisinde Jean Hoerni düzlemsel
transistörü (hem
base hem de emiter bölgeleri yaynk tabanl) önerdi. Bu, transistör
maske olarak
kullanlan oksit yüzey kaldrlmayarak, koruma yüzeyi olarak görev
almaktayd.
7
Herbert Kroemer tarafndan önerilmiti. Yerleik bir elektrik alan,
kademeli doping
vastasyla transistörün taban içine nüfus ettirilebilir, ya da
yar-iletken malzemenin
kendisi derecelendirilmi bileim sayesinde kademeli band boluklar
oluturarak
yerleik bir elektrik alan oluturulabilirdi. Ancak bu heterojen yap
kavram üretim
sorunlar nedeniyle kolayca uygulamaya koyulamad (Esaki 1976).
1.5 Entegre Devreler
Tüm bu gelimelerin sonucunda, transistörler çok daha güvenilir bir
ekilde,
çok daha hzl çalmaya baladlar ve ayrca vakum tüplerine göre çok
daha az s
üretiyorlard. Böylelikle büyük sistemlerin bu cihazlar kullanlarak
ina edilebilecei
fikri ortaya çkmaya balad. Ancak transistör yapsndaki mesafeden ve
ara
balantlardan kaynaklanan gecikmeleri en aza indirmek için, bu
mesafenin mümkün
olduunca ksa tutulmas gerekmekteydi. 1958 ylnda Jack Kilby çeitli
cihazlar tek
bir silikon tabaka içinde tel balant yoluyla imal ederek ilk
entegre devreyi ortaya
çkard. Kilby tel balant yönteminin patent bavurusunda sorun
çkartabileceini
fark ederek, yar-iletken malzemesi olan SiO2 üzerine koruyucu bir
tabaka halinde
alüminyum birikimi (deposition) ile balantlarnn oluturulmasn
önerdi. Bu
yöntem, 1959 ylnda Robert Noyce tarafndan, Jack Kilby’den bamsz bir
ekilde
gerçekletirilmitir ve 2000 ylnda Jack Kilby çalmalarnn baar
nedeniyle fizik
dalnda Nobel Ödülünü kazanmtr (Berlin, 2005).
1.6 Tünel Diyot
Leo Esaki yayc kontak noktasnda ki enjeksiyon oran yetersiz
olmadan
önce iki kutuplu bir transistörün baz katksnn ne kadar yüksek
olabileceini
örenmek için ar katkl kontak noktalar üzerine çalmalar yapt. Bu
çalmalar
srasnda her dar kontak noktasnn tünel etkisi yarattn fark etti, bu
farkndalk
sayesinde ilk Ge tünel diyotunu 1957 ylnda, silikon diyotunu ise
1958 ylnda elde
etti. 1958 ylndaki Elektron ve Telekomünikasyon Kathal Fizii
Uluslararas
Konferans'nda Esaki’nin yapt sunum Shockley tarafndan takdir
edilmitir.
8
Bu olaydan iki yl önce Robert Noyce tünel diyot fikrini sunmak
için
kendisine geldiinde, Shockley bu konuya ilgi göstermemiti ve Robert
Noyce baka
alanlarda çalmaya balamt. (Lukasiak, 2010)
Tünel diyot iletimi, aznlk tayclarnn veya termal etkilere dayal
deildi
bu sebeple çevre koullarna son derece dayanklyd. Ayrca, anahtarlama
süreleri
transistörün anahtarlama süresine nazaran çok daha ksa olmaktayd.
Leo Esaki tünel
diyotlar ve süper örgü üzerine yapt çalmalar için 1973 ylnda fizik
alannda
Nobel Ödülü ald.
1930 ve 1933 yllarnda Julius Lilienfeld srasyla, bugünün MESFET
ve
MOSFET'ini temsil eden cihazlar için patent ald.
1934 ylnda ise Oskar Heil alan etkili transistörlerin kapasitif
denetimi
yapt teorik çalmalar için bir patent bavurusunda bulundu.
lk bipolar transistörler oldukça güvensiz bir çalma sergiliyorlard
çünkü
yar-iletken yüzeyler düzgün bir ekilde pasifize edilmemilerdi. M.
M. Atalla
yönettii bir grup bu sorun üzerinde çalmalar yapt ve silikon
dioksit bir tabakann
bu sorun için bir cevap olabileceini öne sürdü. Bu çalmalar srasnda
bir alan etkili
transistörün yeni bir kavramn gelitirdi ve gerçek cihazlarn
üretiminde kullanld.
Ancak bu cihazlar o zaman ki bipolar transistörlerin performansna
ulaamadlar ve
büyük ölçüde unutuldular (Atalla, 1959)
Bell Laboratuvarlar MOS transistörü göstermeden birkaç yl önce
RCA
(Radio Corporation of America) çalan olan Paul Weimer ve Torkel
Wallmark
benzer cihazlar üzerine çalmalar yaptlar. Weimer kadmiyum sülfür ve
kadmiyum
selenür transistörler üretti.
1963 ylnda Steven Hofstein ve Frederic Hymen silikon MOSFET
üzerinde
bir bildiri yaynlad (ekil 1.4). Ayn yl içerisinde ilk CMOS devre
Frank Wanlass
tarafndan önerildi (Hoftesein, 1960).
1970 ylnda Willard Boyle ve George Smith arj-çiftli cihazlar
(CCD)
kavramn sundu. Her iki bilim adam CCD üzerindeki çalmalar için 2009
ylnda
fizik alannda Nobel Ödülü ald.
ekil 1.4: Metal oksit yar-iletken transistör kesiti.
lk MOSFET ler alüminyum kapya sahipti. Poli-Si kapsnn
gelitirilmesi,
kapnn kendisinin, kaynak ve drenaj difüzyonu için maske oluturarak,
kendi
kendini normal konuma getiren bir cihazn olumasna yol açt. Bu
ekilde, gate-
kolektör ve gate-emiter arasnda meydana gelen parazit kapasitanslar
kontrol
edilebilir bir hale geldi. Polisilikonun nispeten yüksek dirence
sahip olmas nedeniyle
kaplarn yanstc metal tabanl silisyum malzemeden yaplmas önerilmitir
(Kervin
1969).
lk MOSFET cihazlarn boyutlar oldukça büyüktü ve yararl bir
ekilde
kullanlabilmeleri için bu boyutlarn küçültülmesi gerekmekteydi,
ancak aygtn
boyutunun azaltlmas eik gerilimi ve drenaj kaynakl bariyer içeren
ksa kanal
etkilerine yol açyordu. Bu sorunla baa çkmak için bavurulan yollar;
artan direnci
önlemek ile birlikte kaynak ve drenaj derinliini azaltc yöndeydi
(örnein, hafif
katkl drenaj, yüksek kaynak boaltmas ve muhtemel Schottky
bariyeri). Kanallarn
uygun katklama profilleri sayesinde eik gerilimi kontrol altna
alnabilir bir hale
getirilmekteydi.
geriliminin etkileri oldukça azalmaktayd. Gate yüzeyinin kalnlnn
azaltlmasnn
bir sonucu olarak; gate bölgesinin kaçak akm artar, bu sebeple
cihaz içerisindeki
yongalarn güç tüketimi artar ve bu durum sabit pil ile çalan
cihazalar için
istenmeyen bir etki oluturur.
10
Gate bölgesindeki kaçak akmn her 30 katlk artna karlk olarak,
kanal
bölgesindeki kaçak akmn yaklak olarak 3 ila 5 kat artmasna neden
olduu tahmin
edilmektedir. Gate bölgesinin oksit yüzeyinin azaltlmas, kaçak akmn
yan sra bor
katkl silis yar-iletkenlerin poli-Si kapsnda kanal bölgesine nüfuz
eden bor
duyarlln arttrmaktayd.
Klasik MOSFET lerin farkl bir uygulamas ise yaltkan yüzey üzerine
silikon kaplama eklinde gerçekletirildi (SOI).
ekil 1.5: SOI MOSFET kesiti.
SOI MOSFET lerin en büyük avantaj entegre bir devredeki dier
devre
elemanlarndan elektriksel izolasyon salayabilmesi ve böylelikle
paketlenmi
younluun arttrlmasdr. Ayrca, kaynak ve drenajn birleme alan önemli
ölçüde
azalmaktadr, böylece parazittik sa azalr.
Bölgenin genilii Si gövde kalnl ile snrlandrlmtr, bu nedenle
SOI
kanal yoluyla kaynak-drenaj balamann göz ard edilemeyecek ekilde,
ksa kanal
etkilerini azaltmaya yardmc olduuna inanlmaktadr. SOI aygtlarn bu
özellikleri
gövde kalnlnn azaltlmas ile daha da iyiletirilmektedir. Tamamen
tüketilmi
alanl ve ultra ince vücut yapl SOI’lerin en önemli ölçekleme
çözümlerden biri
olduuna inanlmaktadr (Saraswat, 1979).
11
ekil 1.6: SOI üzerine yeni cihaz kavramlar a) silikon üzerinde
yaltkan (SOI) alan etkili transistör (FinFET), b) SOI üçlü gate
MOSFET, c) SOI -kap MOSFET, d) SOI Ω-gate MOSFET, e) SOI gate
çerçeve MOSFET, f) toplu tri-gate MOSFET.
Kanallarn mükemmel kap kontrolü nedeniyle bu cihazlar katksz ya da
çok
hafif katkl olabilir. Bu ekilde hareketlilik daha az bozulmakta ve
eik gerilimi,
doping konsantrasyonundaki dalgalanmalara daha az baml hale
gelmektedir. SOI’
nin bir dier avantaj da, yeni cihaz kavramlarnn geliimini
kolaylatrmasdr.
12
özellikli ve kesikli enerjilere sahiptirler. Eer iki izole atom
birbirlerine
yaklatrlrsa her atomik enerji seviyesi ikiye yarlr. Eer 3 atom
birbirine
yaklatrlrsa her enerji seviyesi üçe yarlacaktr. Bir kat cisim ele
alndnda
birbirine örgü sabiti mesafesinde yakn N sayda atom bir arada
bulunuyor demektir.
Dolaysyla enerji düzeyleri N ye yarlm olacaktr. Bu enerji
seviyeleri arasndaki
fark o kadar küçüktür ki bu enerji grubu sürekli bir enerji band
olarak düünülebilir.
Baka bir ifade ile katdaki her enerji seviyesine prensip olarak bir
enerji band
karlk gelmektedir.
ekil 2.1: Kat cisim içindeki atomlara ait enerji düzeylerinin
yarlarak enerji bandlarnn oluumu.
Atomun yapsnda yer alan ve daha iç kabuklarda bulunan
elektronlar,
çekirdee yakn olmalar nedeniyle, atoma daha sk baldrlar. Dier
taraftan bu
elektronlar üzerine öteki komu atomlarn etkileri de ihmal
edilebilecek kadar az
olur. Bu nedenle iç kabuklardaki bu seviyelerin yarlmalar çok daha
küçük
boyutlarda olacandan iç kabuk elektronlarnn enerji deerleri, pratik
olarak,
atomunkiler ile ayndr (Floyd 2012).
13
Pauli ilkesine göre her enerji düzeyinde, spinleri farkl olmak
koulu ile en
fazla iki elektron yer alabilir. Buna göre bir band N sayda enerji
düzeyine
yarlyorsa bu bantta en fazla 2N sayda elektron bulunabilir.
Elektronlar enerji
açsndan enerji deerleri küçük olan seviyelere öncelikle yerleirler.
Böylece tüm
elektronlar enerjilerine göre farkl seviyelere yerleir. Elektron
bulunan en yüksek
enerjili seviyeden sonra gelen enerji düzeyi, yerleecek baka
elektron kalmad
için, bo kalacaktr. Elektronlar, eer yerlemeleri mümkün ise,
ortamdan s enerjisi
alarak daha yüksek enerjili düzeylere geçi yapabilirler. Bu
nedenle, bir kat içinde,
elektron bulunan en yüksek enerji düzeyi, kat cismin bulunduu
scakla bal
olarak deiir.
Herhangi bir scaklkta elektron bulunan en yüksek enerji seviyesine
deerlik
band, bunu izleyen ilk bo enerji düzeyine ise iletkenlik band ad
verilmitir.
Mutlak sfr scaklnda (0 °K) elektron bulunan en yüksek enerji
düzeyinin ad ise
Fermi Seviyesidir.
Deerlik bandnda bulunan atoma bal bir elektron, herhangi bir d etki
ile
(örnein: elektrik alan, optik aydnlatma, x-nlar ile nlama, manyetik
alan veya
s enerjisi gibi) enerji kazanabiliyor ve daha yüksek enerjili bo
seviyelere, baka bir
deyile iletkenlik bandna geçi yapabiliyorsa, bu elektron atomdan
bamsz hale
gelir. Yani serbest elektron durumuna geçer. Elektronun kat cisim
içinde serbestçe
dolamas anlamna gelen bu olgu kat cismin iletken özellik tamas
demektir. Bu
nedenle dolu olan en yüksek enerjili banddan sonra gelen daha
yüksek enerjili
seviyelere iletkenlik seviyeleri denmitir. Örnein metallerde en d
yörüngede
bulunan deerlik elektronu atoma zayf bir ekilde bal olup, küçük bir
elektrik alan
etkisi ile bal olduu atomdan kurtarlabilir ve elektron serbest
elektron veya
iletkenlik elektronu haline gelir ve kat cisme elektriksel
iletkenlik kazandrr. Bu
özellie sahip maddeler iletkenler olarak bilinir.
Eer deerlik elektronu atoma çok güçlü balarla bal ise, bir d etki
ile bu
elektronlar atomdan kopartlamaz ve iletkenlik bandna geçecek
elektron
yaratlamaz. Dolaysyla bu maddeler iletkenlik özellii gösteremezler.
Bunlara
yaltkan maddeler denir. Baz maddelerde ise, alçak scaklklarda
deerlik
bandndaki elektronlar yeterli enerji kazanarak iletkenlik bandna
çkamamalarna
ramen, scaklk artnca, örnein oda scaklnda (300 °K) bile
elektronlarn
14
olur ve malzeme iletken karakter kazanr. Bu özellie sahip malzeme
yar-iletkenler
olarak tanmlanmtr.
enerji açsndan bulunmalarnn mümkün olmad bu bölgeye Yasak Enerji
Aral
denir. Buna göre iletken malzemede deerlik band ile iletkenlik band
arasndaki
genilik sfrdr, baka bir ifade ile iletkenlerde deerlik band ile
iletkenlik band üst
üste binmitir (Floyd 2012).
EF
EF
Yaltkanlarda ise yasak enerji aral oldukça geni olup, elektron
yeterli
enerji kazanarak deerlik bandndan iletkenlik bandna geçi yapamaz.
ekil 2.2 den
görülecei gibi yar-iletkenlerde yasak enerji aral, elektronlarn oda
scaklnda
bile enerji kazanarak deerlik bandndan iletkenlik bandna çkmalarna
izin verecek
darlktadr. ekil 2.3 de malzemenin elektriksel davranna göre
snflandrmas
verilmitir.
2.2 Yar-iletkenlerde Elektronik letkenlik
Deerlik band ile iletkenlik band arasndaki yasak enerji aral
yaltkanlarda 2 – 8 eV kadarken, yar-iletken Si da 1,1 eV,
yar-iletken Ge da ise 0,7
eV kadardr. Mutlak sfr scaklnda yar-iletkenlerde de tüm elektronlar
atomlara
bal durumdadr ve malzeme yaltkan özellik gösterir. Scaklk arttkça
elektronlarn
s enerjisi olarak aldklar enerji artar ve bu kazandklar enerji ile
Fermi seviyesine
yakn seviyelerdeki elektronlar deerlik bandndan iletkenlik bandna
çkmaya
balarlar. Böylece kat cisim içinde serbest elektron says artmaya
balar ve
malzeme iletkenlik özellii gösterir. Dahas bu iletkenlik özellii
scaklk ile ilikili
olmaldr. Çünkü scaklk arttkça elektronlarn ald enerji giderek
artacak ve
iletkenlik bandna çkacak dolaysyla da elektron says fazlalaaca
için
malzemenin iletkenlii de artacaktr.
(Metaller)
Bakr
Gümü
Altn
Demir
Alüminyum
Cam
Lastik
Seramik
Kât
Silisyum
Germanyum
InSb
GaAs
16
Bir elektron deerlik bandndan iletkenlik bandna çkarken terk ettii
yer, bir
negatif yük azald için, pozitif yüklü bir parçack gibi davranr.
Elektronun deerlik
bandn terk ettikten sonra geride brakt ve tamamen elektron benzeri
davran
gösteren ve elektron kütlesine eit kütleye sahip bu pozitif bolua
elektron boluu
(elektron hole, deik) denir. Komu atomlarn deerlik veya daha iç
seviyelerindeki
elektronlar bu elektron boluuna geçi yapabilirler. Böylece bu kez
onlarn geldii
enerji düzeyinde bir elektron boluu oluur. Bu davran, elektron
boluunun
hareket etmesi olarak yorumlanabileceinden, yar-iletkenlerde
iletkenlik bandna
sçrayan elektronlar yannda, deerlik bandndaki elektron boluklar da
iletkenlie
katkda bulunur. Dolaysyla yar-iletkenlerdeki elektrik iletkenliinin
iki bileeni
vardr ve toplam iletkenlik bu iki bileenin toplanmas ile bulunur
(Floyd 2012).
Elektriksel iletkenlik = Elektron iletkenlii + Boluk
iletkenlii
(2.1)toplam elektron boluk
Yukarda açkland gibi yar-iletkenlerin elektrik iletkenlii scakla
bal
olarak iddetle deiir. Dolaysyla malzemenin direnci de scakla
iddetle baldr.
Bir yar-iletkenin elektriksel direncinin scaklkla deiimi,
17
ile elde edilir.
Burada b malzemeye bal olan bir sabit (malzeme sabiti); a ise
kullanlan
kristalin boyutlarna bal olan bir dier sabittir. Boltzmann sabiti k
ile T nin çarpm
enerji boyutunda olduundan b sabiti de enerji boyutunda olmaldr.
Malzemenin
Scaklk Katsays ise,
eklinde tanmlanm olup, scaklk 1 °C deitiinde meydana gelecek bal
direnç
deiimini anlatr (Floyd 2012).
Asal yar-iletken elementler periyodik sistemin dördüncü sütununda
bulunurlar.
Bu elementlerin deerlik elektronlar dörder tanedir. Örnein Si
atomu, en yakn 4
komusu ile birer elektron çifti oluturarak kovalent balar meydana
getirirler, ekil
2.5 (a).
ekil 2.5: a) Saf Si kristali, b) Si kristali içinde bir fosfor katk
atomu.
18
birinin çkarlarak yerine 5. grup elementlerinden, örnein bir fosfor
atomu
koyduumuzu düünelim, ekil 2.5 (b). Fosforun deerlik elektronu says
5
olduundan bunlardan dördü civardaki 4 Si atomu ile hemen kovalent
balar
kurarlar. Geriye bir artk (fazla) elektron (excess electron) kalr.
Fakat P çekirdeinin
de Si çekirdeine göre bir fazla (+) yükü vardr. Buna göre fazla
elektron mesela
elektrik iletkenliine katkda bulunabilmek için tamamen sabit
deildir. Bir d
elektrik alan etkisi altnda bu fazla elektronun kristal içinde
hareket edebilmesi,
baka bir deyile elektriksel iletkenlie katkda bulunmas, ilk bakta
olanakszm
gibi görünür. Çünkü bunun için elektrona P 'un ilk iyonizasyon
enerjisi
mertebesinden enerji vermek gerekecektir ki, serbest P atomu için
bu enerji 10,55 eV
mertebesindendir, yani çok büyüktür. Dier taraftan kristal örgüsü
içindeki P
atomunun enerji seviyelerinin serbest P atomununkinden farkl olacan
hemen
söylenebilir.
Gerçek duruma oldukça yakn bir irdeleme öyle yaplabilir. P' un
fazla
elektronu, P çekirdeindeki fazla pozitif yük ile yaklak bir
hidrojen atomu gibi
davranr. Buna göre fazla elektronun balant enerjisini ilk
yaklaklkla Bohr teorisi
yardmyla hesaplamak mümkündür. Bilindii gibi hidrojen atomundaki
tek
elektronun balant (iyonizasyon) enerjisi 13,6 eV dur (Floyd
2012).
Fakat izole hidrojen atomu için doru olan bu deer Si gibi bir atom
içinde
daha küçüktür. Bunun iki nedeni vardr. Birincisi, elektronla
çekirdek arasndaki
çekme kuvveti ortamn ε dielektrik sabiti ile ters orantldr.
kincisi, Her iki yükün
oluturduu atomun yarçap ε ile doru orantldr. Bohr hidrojen atomu
modelinde
yer alan, ortamn dielektrik sabitinin bulunmasna bal düzeltme
faktörü de hesaba
katlrsa fazla elektronun balant (iyonizasyon) enerjisi için,
2 4
2 2
kullanmak suretiyle örgünün etkisi de hesaba katlm olur.
19
Si da me * = 0,2 me, hidrojenin iyonizasyon enerjisi 13,6 eV, Si'
un dielektrik
sabiti 11,7 olduundan denklem 2.4 P 'un Si içindeki fazla
elektronunun iyonizasyon
enerjisi için
e
e
yaklak 530 defa küçülmü olacan göstermektedir. Buna benzer bir
hesab
germanyum örgüsündeki fosfor atomu için yaplrsa (me * = 0,1 me ; ε
= 15,8)
fosforun fazla elektronunun 1760 defa daha küçük olan E = 0,006 eV
luk bir balant
enerjisi ile çekirdee bal olduunu buluruz (Floyd 2012).
Yukardaki hesaplar, örnein efektif elektron kütlesinin dorultuya
bal
olduunu da göz önüne almak suretiyle, biraz daha iyiletirmek
mümkündür. Ancak
burada nsal sourma veya ssal iyonizasyon deneylerinden elde edilen
sonuçlar
vermektedir. Bu sonuçlar;
Tablo 0.1: Si ve Ge içinde 5 deerli vericilerin iyonizasyon
enerjileri.
P As Sb
Silisyum 0,045 eV 0,049 eV 0,039 eV
Germanyum 0,0120 eV 0,0127 eV 0,0096 eV
Si ve Ge örgülerine giren tablodaki 5 deerli yabanc atomlar bu
Tablo 2.1’
de görüldüü gibi çok düük olmayan scaklklarda kolaylkla iyonize
olabilirler ve
örgüye serbest elektronlar kazandrabilirler. Bu nedenle bu 5 deerli
atomlara verici
(donor) ad verilmektedir.
20
Kristalin band emas üzerinde verici balant enerjisi Ed’ yi
göstermek için
iletkenlik bandnn alt kenarndan Ey – Ed kadar aada bir seviye
çizmek gerekir.
Verici seviyesi, bandn sürekli yapsndan farkl olarak, süreksiz
(kesikli)
seviyelerdir. Bundan baka bu seviyeler kristal içinde yabanc atomun
bulunduu
yere bal yerel (snrlandrlm) seviyelerdir. Ana kristalin band emas
üzerinde
ksa bir çizgi ile gösterilirler, ekil 2.6.
ekil 2.6: Verici seviyelerinin band modeli üzerinde
gösterimi.
Fosfor, arsenik ve antimon, Si ve Ge içinde, daima ana kristal
atomlarndan
birinin yerini alarak yerleir. Yabanc atom için bir baka yerleme
olana da, kristal
içindeki ana örgü atomlarn kenarlara iterek araya yerleme
biçimidir, ekil 2.7
Örnein Li tek deerli bir atom olmasna karlk Ge ve Si örgülerine
girebilir ve
verici görevi yapabilir (Floyd 2012).
ekil 2.7: Kristal örgüsü içinde yabanc atomun “yerini alarak” ve
“skarak” yerlemesi.
21
Her iki halde de kristal fazla elektron yani negatif akm tayc
kazanm
olduu için kristale n-tipi katkl yar-iletken ad verilir.
Si örgüsüne yerini alma yolu ile yerletirilen yabanc atom eer 3
deerli ise
(örnein bor, alüminyum, galyum, indiyum gibi) bu durumda yabanc
atomun,
civarndaki 4 Si atomu ile kovalent ba kurabilmesi için bir
elektronu noksan kalr,
ekil 2.8. Bu elektronu, gerekli enerjiyi harcayarak, yaknlarndaki
bir Si - Si
bandan alabilir ve yabanc atomun 4 çift ba böylece
tamamlanabilir.
Bu olay sonuç olarak, kristalin deerlik band içinde bir elektron
boluunun
olumasna neden olur. Boluk, daha önce görüldüü gibi pozitif bir akm
tayc
olarak kristale iletkenlik kazandrabilir. Bunu salayabilmek için
örgü içinde bir
elektronun enerjisini yükseltmek gerekir. Bu nedenle 3 deerli
yabanc atomlar
bulunan katkl yar-iletkene p-tipi yar-iletken; yabanc atoma da
elektron tuttuu
için alc (acceptor) ad verilir.
Pozitif boluun, bir fazla negatif yükü bulunan alc yaknndaki
hareketi,
yine hidrojen atomundaki elektronun hareketine benzer. Yani alcnn
iyonizasyon
enerjisi büyük bir dorulukla daha önce tanmlanan bant ile
hesaplanabilir. Alc
iyonizasyon enerjisi Ea kesikli bir enerji seviyesidir. Verici
seviyesi gibi
snrlandrlm bir seviyedir. Ana kristalin band emas üzerinde Ev nin
Ea kadar
üzerinde çizilen kesikli çizgilerle gösterilir (Boylestad
2011).
ekil 2.8: Alc Seviyesinin tanm.
22
Ea, esas itibariyle bir boluun alc atomun yaknndan ayrlmas
için
harcanmas gereken enerjidir. Serbest kalan boluk kristalin elektrik
iletkenliine
katkda bulunacaktr. Bu olay u ekilde de gözümüzde canlandrabiliriz.
Ea enerjisi
deerlik bandndaki bir elektron tarafndan sourulur. Elektron Ea alc
seviyesine
çkar, alc seviyesine bal olan boluk deerlik bandna iner ve böylece
deerlik
bandnda serbest bir boluk meydana gelir.
Buradan görülecei gibi, band emas üzerinde, bir elektronun
enerji
kazanmas, onun igal ettii enerji seviyesinin (iletkenlik band
dorultusunda)
yükselmesi demektir. Buna karlk bir boluk enerji kazannca onun
seviyesi
(deerlik band dorultusunda) aa inmektedir (Boylestad, 2011).
2.4 Katkl Yar-iletkenlerde Elektrik letkenlii
En mükemmel yöntemlerle temizlenmi bir Si veya Ge örneinde
yabanc
atomlarn (katk atomlar) younluunu yüz milyonda bir mertebesine
kadar
indirilebilmektedir. Bu saflkta bir Si kristalinin cm3 de yine de N
= NA × (2,33/14) ×
10–11 ≈ 10−12 yabanc atom bulunuyor demektir. Bu yabanc atomlarn
hepsinin 5
deerli bir elementten kaynaklandn ve oda scaklnda bunlarn
hepsinin
iyonlam olduunu düünürsek cm3 bana 1012 elektron kristalin
iletkenliine
katkda bulunabilecek demektir. Bu sayy, mutlak saflkta bir Si
kristalinin oda
scaklndaki elektron says ile karlatrmak ilginç olacaktr.
* 0, 2 ; ; 1,14 eV alarak, 2
v e e F y
Em m E E
8 32 0 ,025 227
1 0, 2 9,11 10 1, 38 10 300 2, 78 10 cm
2 1, 054 10 n e
bulunur. Görülüyor ki 5 deerli yabanc elementlerin, oda scaklnda
kristale
verdii serbest elektron says, asal iletkenlik elektronlar saysndan
yaklak 104
defa fazla olmaktadr. Bu sonuç, oda scaklnda, asal yar-iletkenlik
gösterebilecek
23
göstermektedir.
Ayn hesap Ge için (me * = 0,1 me ; Ey = 0,67 eV) tekrarlanrsa asal
iletkenlik
elektronlar konsantrasyonunun 1012 mertebesinden olduu anlalr.
Buradan,
silisyumdan farkl olarak oda scaklnda asal yar-iletken Ge elde
edilebilecei
anlalmaktadr. Bu düüncelerin yalnz verici karakterli yabanc atomlar
için deil, 3
deerli alc katk atomlar için de doru olduu açktr.
Genel olarak kristal yalnz bir çeit yabanc atom içermez.
letkenlik,
kristaldeki verici/alc orannn deerine göre deiik oranda elektron
(n-tipi) veya
boluk (p-tipi) iletkenlii olabilir. Hangi tür akm tayc fazla ise
buna çounluk
taycs (majority carrier); dierine aznlk taycs (minority carrier) ad
verilir.
Dier taraftan kristal içindeki her yabanc atomun her scaklkta
iyonize
olmas gerekmez. yonize olmayan yabanc atomlar kristalin
iletkenliini
deitirmez.
sayda iyonize olmu
yüksüz iken, pozitif ve negatif yük tayclarnn toplamlar birbirine
eit olmaldr
(Demirtürk 2014).
Na –
verici younluklar kullanlarak Fermi dalm yardm ile hesaplanabilir.
Aadaki
bantlar yazmak mümkündür.
24
n ve p tipi için seviye younluu ifadeleri kullanlarak ve deerlik
bandnn üst
kenarnn enerjisini sfr noktas olarak almak koulu ile,
3 3 2 2
1 1
E E E E kT kT
m kT N m kT Ne e e e
eklinde yazlabilir. Fermi enerjisi EF‘ yi bu bantdan hesaplamak çok
zordur.
Ancak özel ve pratikte karlalan baz basit hallerde bu mümkün olur.
Aksi takdirde
saysal yöntemlere bavurmak gerekir.
Farkl atomlarla katklandrlm iki yar-iletken malzeme yüzeyleri
temas
edecek biçimde bir araya getirilirse bir p-n kava meydana
getirilir. Elektron ve
boluklar sahip olduklar ssal enerji nedeniyle hareket ederler. Bu
hareket sonucu
iki malzemenin yüz yüze geldii ksmda (kavakta) n tipi malzemenin
negatif yüklü
elektronlar ile p tipi malzemenin pozitif yüklü boluklar birbirleri
ile etkileirler ve
yeniden-birlemi (recombination) olurlar. Böylece bu bölge elektrik
yükü
bakmndan yüksüz bölge haline gelir. Elektronlarn ve boluklarn,
enerji açsndan
aamayacaklar genilie gelince bu yüksüz bölgenin olumas durur.
Elektrikçe
yüksüz olan bu bölgeye arnma bölgesi (katman = tabakas) (depletion
layer) ad
verilmitir. Bu durum aadaki ekil 2.9’ da gösterilmektedir
(Boylestad, 2011).
ekil 2.9: p-n kavann oluturulmas ve arnma bölgesinin meydana
gelii.
25
Arnma bölgesi elektronlar ve boluklar için bir enerji engeli gibi
davranr.
Öyle ki ne elektronlar ne boluklar bu enerji engelini aarak kar
tarafa geçemezler.
Dolaysyla eklem arnma bölgesi olutuktan sonra kararl duruma ular.
Bu nedenle,
bu enerji engeline “potansiyel engeli” (potential barrier) ya da
“ön-gerilim bölgesi”
ad verilmitir. Boluklarn p tipi taraftan n tipi tarafa;
elektronlarn n tipi taraftan p
tipi tarafa geçebilmeleri için bu potansiyel engelini aacak enerji
dardan bir
kaynaktan, örnein bir emk kaynandan, onlara kazandrlmaldr. Ancak bu
kez de
n veya p tarafnn hangi tür gerilime balanaca önem kazanr.
2.6 p-n Ekleminin Doru Beslenmesi
Bir p-n kavann iki tarafnn bir emk kaynann uçlarna balanmas
eylemine besleme (bias) ad verilir. Eer kavan n taraf emk kaynann
negatif
terminaline, p tipi taraf pozitif terminaline balanrsa bu besleme
türü Doru (leri)
Besleme (Forward Bias) olarak adlandrlr (Floyd 2012).
ekil 2.10: Bir p-n kavann doru beslenmesi.
26
Elektrik alandan enerji kazanan boluklar potansiyel barajn n
tarafna doru
aarak negatif gerilim yönünde; elektronlar ise engeli p tarafna
doru aarak pozitif
gerilim yönünde hareket ederek elektrik akmnn devre boyunca
tamamlanmasna
neden olurlar. Devreden geçen toplam akm elektron ve boluk
akmlarnn
toplamna eittir.
ekil 2.10 dan görülecei gibi doru besleme durumunda elektronlar
p
tarafna doru hareketlenerek elektrik alandan enerji kazanrlar ve
potansiyel engelini
aarak p tarafnda hareketlerine devam ederler. Benzer ekilde p
tarafndaki boluklar
da elektrik alandan kazandklar enerji ile potansiyel barajn ap n
tarafnda
hareketlerine devam ederler. Böylece hem elektronlar hem de
boluklar elektrik
akmnn olumasna katkda bulunurlar. Dolaysyla devreden geçen akm
için
(2.9)toplam elektron boluki i i
yazlabilir.
gerilim arttrlrsa, akm tayclarnn enerjileri artacandan daha çok
sayda
elektron ve boluk potansiyel engelini aacandan devreden geçen akm
iddeti hzla
artacaktr. Bu durum ekil 2.11 deki akm-gerilim karakteristiinde
gösterilmitir.
ekil 2.11: Doru beslenmi bir Si; p-n kavann akm-gerilim
karakteristii.
27
2.7 p-n Ekleminin Ters Beslenmesi
Bir p-n kavana gerilim, n taraf negatif, p taraf pozitif olacak
ekilde
uygulanrsa fiziksel olaylar tamamen deiir, (ekil 2.12).
ekil 2.12: Bir p-n kavann ters besleme ile beslenmesi.
Pozitif yüklü boluklar negatif gerilime bal elektroda doru; negatif
yüklü
elektronlar ise pozitif gerilime balanm elektroda doru hareket
ederler ve arnma
bölgesi geniler. Akm tayclarn hemen tamamna yakn yeterli enerjiye
sahip
olmadklarndan bu genilemi potansiyel engelini aamazlar ve devreden
akm
geçmez (Floyd 2012).
p tarafndaki akm tayclar olan elektron boluklar pozitif yüklüdür,
oysa p
taraf elektro motor kaynann negatif tarafna bal olduundan boluklar
bu
elektroda doru hareketlenirler. Dier taraftan n tarafndaki negatif
yüklü akm
tayclar elektronlar da n taraf pozitif gerilime bal olduundan bu
elektroda
doru hareketleneceklerdir. Bunun sonucu doal olarak kavak
bölgesindeki arnma
tabakas genileyecektir, bu durum ekil 2.12’ de gösterilmektedir.
Bunun anlam p
ve n tipi malzeme kavandaki potansiyel barajnn deerinin
artmasdr.
Dolaysyla akm tayclar bu engeli amak için daha yüksek
enerjilere
çkarlmaldr. Bu enerji akm tayclara salanamadndan akm tayclar
engeli
ap hareketlerine devam edemezler ve elektrik akm oluamaz. Baka
sözlerle, bir
28
neden olan bir devre eleman gibi davranacaktr.
Elektronlarn veya boluklarn hepsinin ayn enerjide olmalar
mümkün
deildir. Belli bir istatistie dayal olarak çeitli enerjilerde akm
tayclar
bulunacaktr. Bunlardan yüksek enerjiye sahip olanlardan bazlar
arnma
bölgesindeki enerji engelini aarak dier bölgeye geçi yapabilir.
Dolaysyla bunlar
bir akm olumasna neden olabilirler. Ancak istatistiksel olarak
böylesine yüksek
enerjiye sahip olan akm tayclarnn says çok çok az olduundan
devreden
geçecek akm da çok çok küçük olacaktr. O halde bir p-n kava ters
beslendiinde
çok küçük olsa da bir akmn devreden geçmesi yar-iletken
kavaklarda
beklenmelidir. Buna göre bir p-n kavann ters besleme durumundaki
akm-gerilim
karakteristii ekil 2.13 deki gibi olacaktr.
ekil 2.13: Ters balanm bir p-n kavann akm-gerilim diyagram.
ekil 2.11 ile 2.13 ün karlatrlmasndan görülür ki, düz besleme
halinde
devreden geçen akm mA mertebesinde iken ters balama halinde
µA
mertebesindedir. Pratik olarak bu nedenle p-n kavann ters besleme
durumunda
akm geçirmedii kabul edilebilir.
Ters besleme geriliminin arttrlmas ilginç fiziksel olaylara neden
olur. Ters besleme
geriliminin arttrlmas ters elektrik alann arttrlmas anlam tar.
Elektrik alan
büyüdükçe elektronlarn kinetik enerjileri artar ve elektronlarn
çarpmalar artar. Bu
çarpmalar srasnda elektronlarn birbirlerine aktardklar enerji
artar. Enerjileri
eklemin yapld yar-iletken malzemenin yasak enerji aral deerini
aan
elektronlar bundan sonra deerlik bandndan iletkenlik bandna
sçramaya balarlar
29
ve bunlarn says hzla artar. Böylece iletkenlik bandndaki elektron
says giderek
arttndan devreden geçen ters yönlü akm da hzla artar. Bu olaya ç
(avalanche)
ad verilir (Demirtürk 2014).
Ç olaynn meydana gelmesine neden olan bir dier etken de alan
kuvveti
olgusudur. Engel bölgesindeki alan kuvveti, ters gerilimin
arttrlmas ile artar.
Yaklak olarak 106 V/cm nin üzerindeki alan deerlerinde, alan
kuvveti, elektronlar
deerlik bandndan alarak iletkenlik bandna çkartmaya balar. Böylece
iletkenlik
bandndaki serbest tayc says hzla artar ve geçen akm iddeti çok hzl
biçimde
fazlalar.
Akm iddetinin artmas p-n kavann ohmik direnci üzerinde oluan
i2R
elektriksel gücünün artmasna ve kavan hzla snmasna neden olur.
Akm
iddetindeki artma çok büyük olduundan oluan s enerjisi de büyük
olur ve kavak
tahrip olur. Bu tür kavaklardaki maksimum ters gerilim 10 V ile 10
kV arasnda,
geçen ters akm deeri de bir kaç nA ile bir kaç A arasnda
deiir.
2.8 p-n Ekleminin Yapl
yaplabilmektedir. Difüzyon tekniinde n tipi veya p tipi malzeme
balangç
malzemesi olarak seçilir. Örnein n tipi malzeme balangç olarak
seçilmi ise bu
malzeme bir metal taban üzerine yerletirilir, ekil 2.14 p tipi
malzeme n tipi
malzeme üzerine konarak malzemenin difüze olabilecei scaklkta uzun
süre
bekletilir. Böylece p tipi malzemenin n tipi malzeme içine difüze
olmas salanr.
Daha sonra p tipi malzeme üzerinde gümü boya, buharlatrma veya
ultrasonik
çekiç yöntemlerinden biri kullanlarak ikinci metal kontak hazrlanr
(Boylestad
2011).
30
ekil 2.14: Bir p-n kavann yaps.
nce film teknolojisinde ise metal taban üzerine ince film halinde n
tipi yar-
iletken vakum buharlatrma teknii ile kaplanr. Belirli maskeler
kullanlarak ikinci
kez p tipi malzeme n tipi malzemenin üzerine yine buharlatrma
teknii kullanlarak
kaplanr ve p-n konta oluturulur. Bunu takiben p tipi malzeme
üzerine yine belirli
maske yaplar kullanlarak metal buharlatrmas ile p tarafnn metal
kontakt
hazrlanr. nce film teknolojisi ile çok küçük bir alana yüzlerce
hatta binlerce p-n
kava yapmak mümkündür.
31
Bir p-n kava düz beslenirse elektrik akmn geçirmekte, ters
beslenirse
elektrik akmn geçirmemektedir. Buna göre, uygulanan gerilimin
pozitif ve negatif
bileenleri varsa, örnein uygulanan gerilim sinüzoidal gerilim ise,
p-n kava p
pozitif, n negatif olduu sürece devreden akmn geçmesine izin
verecek, p negatif, n
pozitif olduu sürece devreden akm geçmesine engel olacaktr. Bir
doru akm
devresinde ise p pozitif, n negatif gerilime bal ise devreden akm
geçecek; tersi ise
p-n kavann bulunduu koldan akm geçmeyecektir. Akmn devrede tek
yönlü
olarak geçmesine olanak veren bu düzeneklere diyot ad verilmitir. O
halde bir p-n
kava elektronik olarak bir diyot karakteri tar (Boylestad,
2011).
ekil 2.16: Alternatif gerilim uygulanm bir diyotun giri ve çkndaki
gerilimler.
ekil 2.16 da görüldüü gibi alternatif gerilimin negatif
alternanslar
kaybolmutur. Baka bir deyile bu anlarda devreden akm
geçmemektedir.
32
ekil 2.17: Bir diyotun akm-gerilim karakteristikleri ileri besleme
halinde devreden akm geçerken, ters besleme durumunda devreden akm
geçmemektedir.
Diyotun uçlarna uygulanan gerilime bal olarak üzerinden geçen
akmn
deimesini gösteren bu erilere akm-gerilim (I–V) karakteristikleri
denir. ekil
2.18 de Si diyotun ideal, pratik ve gerçek diyot modellemelerinin
(I-V) grafikleri
görülmektedir (Floyd 2012).
ekil 2.18: Si diyotun ideal, pratik ve gerçek diyot
modellemelerinin (I-V) grafikleri.
33
Okun yönü devreden akm geçi yönünü gösterir. Doal olarak
elektron
hareketi bunun tersi yöndedir (kesik çizgili ok). Dier bir deyile
elektrik akmnn
dolanma yönü ayn zamanda pozitif yüklerin dolanma yönüdür.
Okun ucu devreden geçen akmn yönünü gösterir. ki terminalli
bir
elektronik devre eleman olan diyotun bu terminalleri anot ve katot
olarak
adlandrlabilir. Diyot ileri beslendiinde (ekil 2.20.a) akm anottan
katoda doru
akar. Oysa diyot ekil 2.20.b deki gibi ters beslendiinde devreden
çok çok küçük
bir akm geçer. Pratik olarak bu, devreden akm geçmiyor olarak kabul
edilir (Floyd
2012).
ekil 2.20: Bir diyotun ileri ve ters beslenmesi, a) ileri besleme,
b) ters besleme.
ekil 2.21 de ise uygulamada kullanlan diyot tipleri ve bunlarn
ayak
balantlar tanmlanmtr.
2.11 Zener Diyot
Zener diyot voltaj regülasyonu ve genel amaçl dorultucu diyot
olarak güç
kayna uygulamalarnda geni biçimde kullanlr. Zener diyotun ematik
gösterilii
ekil 2.22 de verilmitir (Demirtürk 2014).
ekil 2.22: Zener diyotun sembolü ve genel zener diyot
karakteristii.
Zener diyot bir p-n kavak düzenei olup ters besleme durumundaki
krlma
(breakdown) olgusu nedeniyle dorultucu diyotlardan farkllk
gösterir. Bir zener
35
kolayca kontrol edilebilir. ekil 2.22 (b) deki diyot
karakteristiinden de görülecei
gibi, diyot ters besleme durumunda yklmaya uradnda uçlarndaki
gerilim sabit
kalr, ancak geçen akm hzla artar.
Bir zener diyot iki tür ters krlma (reverse breakdown) olay vardr.
Bir tanesi
daha önce bahsedilen ç (avalanche) yklmas olup yeteri kadar yüksek
ters gerilim
uygulandnda dorultucu diyotlarda da gözlenir. Dier tür, zener
krlmas (zener
breakdown) olup zener diyotlarda alçak ters gerilimlerde meydana
gelir. Bir zener
diyot krlma voltajn düürmek için ar katklandrlr (doping).
Yüksek
katklandrma arnma tabakasnn (depletion layer) çok ince olmasn
salar. Bunun
sonucu olarak küçük gerilimlerde bile arnma tabakas üzerinde
iddetli elektrik alan
oluur. Krlma voltaj VZ yaknlarnda elektrik alan, deerlik bandndan
elektronlar
iletkenlik bandna çekebilecek kadar güçlü olduundan akm hzla
artmaya balar.
5 V dan daha küçük yklma voltajna sahip zener diyotlarda zener
yklmas
egemendir. 5 V dan daha büyük yklma gerilimine sahip zener
diyotlarda ise
genellikle ç yklmas meydana gelir (Floyd 2012). Ticari olarak 1,8 V
ile 200 V
luk zener gerilimine sahip diyotlar piyasada bulmak
mümkündür.
ekil 2.23: Zener diyotun ters besleme karakteristii.
36
ekil 2.23 zener diyot karakteristiinin ters besleme bölgesini
göstermektedir.
Görülecei gibi ters gerilim VR arttrldnda ters akm IR, erinin diz
ksmna kadar
oldukça küçük miktarda artar. Bu noktada yklma etkisi ortaya çkar,
rZ zener direnci
azalrken IZ zener akm artmaya balar. Dizin alt tarafnda genellikle
VZ zener
gerilimi hemen hemen sabit kalr. Bu regülasyon kabiliyeti zener
diyotun anahtar
özelliidir. Böylece zener diyot uçlarndaki gerilim, belli bir ters
akm limitleri
içinde, sabit kalr.
Bir minimum IZK ters akm diyotu regülasyon durumunda tutmak
için
gereklidir. Bu akmdan daha küçük akm regülasyon durumunun
bozulmasna neden
olur. Her diyot için karakteristik olan bir maksimum IZM maksimum
akm iddeti
vardr. Diyottan bu akm iddetinden daha büyük iddette akm geçmesi
zener
diyotun tahrip olmasna neden olur. Dolaysyla bir zener diyot IZK
ile IZM akmlar
arasnda regülatör görevini yapar (Boylestad, 2011).
ekil 2.24: Zener diyot edeer devresi ve ters besleme
karakteristiinin deerlendirilmesi.
ekil 2.24 bir zener diyot için ideal ve gerçek edeer
devreleri
göstermektedir. Görülecei gibi zener, elektro motor kuvveti zener
gerilimine eit bir
batarya gibi davranmaktadr. deal durumda bu bataryann iç direnci
sfr, gerçek
37
durumda ise rZ dir. Burada rZ zener diyot direncine eittir ve ekil
2.24’ ün (c)
ksmnda
/ (2.10)Z Z Zr V I
eklinde tanmlanmtr. Normalde rZ belli bir IZT zener test akmna göre
tanmlanr.
Ancak birçok halde rZ deeri, tüm ters akm aralnda hemen hemen sabit
kalr.
Her bir ºC bana zener voltajnda meydana gelen yüzde deimeye
scaklk
katsays denir. Örnein 12 V’ luk bir zener diyot için scaklk katsays
% 0,1 ºC–1
ise, scaklk 1 ºC arttnda VZ gerilimi 0,012 V art gösterir. Bir
zener diyot için
zener voltajnda scakla bal olarak meydana gelecek deime,
(2.11)V V T T Z Z KΔ Δ
formülü ile hesaplanabilir (Floyd 2012).
Burada VZ oda scaklnda (25 ºC) nominal zener voltaj, TK
scaklk
katsays, T scaklktaki deimedir. Pozitif TK scaklk arttkça zener
geriliminin
artacana; negatif TK ise scaklk arttkça zener geriliminin azalacana
iaret eder.
2.11.1 Deiken Giri Gerilimine Karlk Çk Geriliminin
Regülasyonu
ekil 2.25: Zener diyot kullanlarak yaplan voltaj regülasyonu.
38
ekil 2.25 bir zener diyotun, deiken DC giri gerilimini nasl regüle
ettiini
açklamaktadr. Buna giri veya hat regülasyonu ad verilmitir. Giri
geriliminin,
kullanlan zenerin limitleri arasnda kalmak koulu ile deimesine
karlk zenerin
uçlarndaki çk gerilimi sabit kalmaktadr. Giri gerilimi deitiinde
doal olarak
bununla orantl biçimde IZ de deiir. Ancak bu akm deimesi kullanlan
diyot için
belirli olan minimum ve maksimum deerleri arasnda kald sürece zener
çk
gerilimini regüle edecektir. ekil 2.26 da ki seri R direnci akm
ayarlama direncidir.
ekil 2.26: Deiken giriin zener diyot ile regüle edilmesi.
2.11.2 Deiken Yüke Karlk Çk Gerilimi Regülasyonu
ekil 2.27: Deiken yük kullanlan devrede zener regülasyonu.
ekil 2.27 çk uçlarnda deiken yük direnci bulunan bir devrede
zener
regülasyonunu göstermektedir. Zener diyot; zener akm IZM den küçük,
IZK dan
büyük olduu sürece, RL yükü uçlarndaki gerilimi sabit tutar. Bu
nedenle bu eyleme
yük regülasyonu denir (Demirtürk 2014).
39
Çk terminali açk devre olduunda (RL = ) yük akm sfr olup,
akmn
tümü zener diyottan geçer. Yük direnci balandnda akmn bir ksm
zener
diyottan bir ksm yük direncinden geçecektir. RL azaltldnda IL
artar, IZ azalr;
tersine eer RL arttrlrsa IL azalr, IZ artar. Zener diyot IZ akm IZK
minimum
deerine azalncaya kadar regüle eylemine devam eder. Bu durumda yük
akm
maksimum deerine ulam demektir (Floyd 2012).
Bir voltaj regülatörünün performansn belirleyen say yüzde
regülasyon
kavramdr. Bu kavram hat veya yük regülasyonuna göre tanmlanr. Yüzde
hat
(giri) regülasyonu, verilen bir giri gerilimi deiikliine göre ne
kadar çk
gerilimi deimesi olduunu anlatr. Bu genellikle giri gerilimi 1 V
deitiinde
çk gerilimindeki % deime olarak söylenir. Yüzde yük regülasyonu,
belirli
miktar yük akm deitiinde çk geriliminde ne kadar deime olduunu
anlatr.
Bu akm aral genel olarak yüksüz durumdaki minimum akm ile tam
yüklü
durumdaki maksimum akm aral olarak seçilir. Yüzde yük
regülasyonu,
çk yüksüz çk tam yüklü
çk tam yüklü
V V
2.12 Transistör
Transistör 1947 ylnda, Bell Laboratuvarlarnda John Bardeen,
Walter
Brattain ve William Shockley tarafndan kefedilmitir. O günden bu
güne daha
küçük, daha hafif, daha etkin, daha karmak ve daha ucuz devre ve
sistemler
yönünde gelimeler meydana gelmitir ve devam etmektedir.
Transistör
teknolojisinin gelimesine bal olarak yakn zamanda gelien devrim
saylabilecek
bir dier gelime de entegre devreler olarak söylenebilir.
Kavramsal olarak balca iki tip transistör bulunmaktadr. Bunlarda
bir tanesi
Çift Kutuplu Eklem Transistörleri (Bipolar Junction Transistors)
(BJT); dieri ise
Alan Etkili Transistör (Field Effect Transistors) (FET) ler dir.
Bipolar transistörler
bir elektrik sinyalinin yükseltilmesinden elektronik anahtarlamaya
kadar çok geni
40
alanlarda kullanlmaktadr. Transistörlerin yükselteç özellikleri
süper heterodyne
alclar dâhil birçok sistemde yer almaktadr.
Çou alcda anten yardm ile alnan çok çok küçük voltaj
sinyallerinin
yükseltilmesi kaçnlmazdr. Bu, transistörlerin RF (radyo frekans)
devrelerindeki
fonksiyonudur. Çou alclarda kullanlan mixer devrelerinde modüle
edilmi RF
sinyallerinin daha fazla yükseltilmesi gerekir. Ses ve güç
yükselticilerinde,
hoparlörleri çaltrabilecek yeterli seviyede sinyal elde edebilmek
için yine
transistörler kullanlr (Floyd 2012).
Bipolar kavak transistörü, birbirinden iki pn kava ile ayrlm,
katklandrlm üç yar-iletken bölgeden yaplmtr. Bu üç bölge “yayc”
(emitter),
“taban” (base) ve “toplayc” (collector) olarak adlandrlmtr. ekil
2.28 de iki tip
bipolar kavak transistörünün yaps gösterilmitir.
ekil 2.28: pnp ve npn transistör yaplar.
Bunlardan bir tanesi npn dizilmesi, dieri ise pnp dizilmesi
ile
oluturulmutur. Base bölgesi ile emitter bölgesi arasndaki pn kavana
base-
emitter kava denir. Base bölgesi ile collector bölgesi arasndaki pn
kava da
base-collector kava olarak bilinir. Bu bölgelerin her birine bir
tel balants
yaplmtr. Bu balantlar, emitter için E, base için B ve collector
için C ile
41
katklandrlm emitter ve collector bölgelerine göre çok daha incedir.
ekil 2.29 da
npn ve pnp bipolar transistörlerin sembolleri gösterilmitir.
ekil 2.29: npn ve pnp transistörlerin yaps ve sembolleri.
Bipolar terimi, transistörün çalmas esnasnda hem elektronlarn hem
de
boluklarn (hole) akm tama mekanizmasnda yer almas nedeniyle
kullanlmtr.
Bir transistörün yükseltici olarak çalmas için iki pn kava, d
voltaj
kaynaklar ile doru biçimde beslenmelidir. Bir transistörün çalma
ilkesini
açklamak için bu çalmada npn transistör model olarak alnacaktr. Ayn
eyler pnp
transistör için de geçerlidir, ancak elektron ve boluklarn rolleri,
besleme polariteleri
ve akm dorultular tamamen ters olarak alnmaldr. ekil 2.30 belirli
bir
düzenleme için npn ve pnp transistörlerin beslenme koullarn
göstermektedir.
Dikkat edilecei gibi her iki halde de base-emitter BE kava düz,
base-collector BC
ters beslenmitir (Boylestad 2011).
42
Emitterden base bölgesine düz besleme BE arnma tabakasn daraltr,
baseden
collectore ters besleme BC arnma tabakasn geniletir. n tipi emitter
bölgesi sahip
olduu elektronlar kolayca BE kavandan p tipi bölgeye, düz beslenmi
diyotta
olduu gibi, difüze eder. Base bölgesi hafifçe katklandrldndan ve
çok ince
olduundan kstl sayda elektron boluuna (hole) sahiptir. Bu nedenle
elektronlarn
çok az bir yüzdesi BE kavan geçebilir ve küçük IB akmn oluturur
(ekil 2.31
b).
Emitterden base bölgesine akan elektronlarn çou BC arnma
tabakasna
difüze olurlar. Bir kere bu tabakaya girdiklerinde pozitif ve
negatif iyonlarn
oluturduu çekim alanlarndan etkilenerek BC eklemini geçerler.
Elektronlarn, BC
ekleminin öte tarafndaki pozitif iyonlar tarafndan da çekildii
açktr. Bu, eklin (c)
ksmnda gösterilmitir. imdi artk elektronlar collector bölgesinde
hareket
etmektedirler. Hareketlerine devam ederek collector ucundan besleme
kaynann
pozitif terminaline girerler ve yollarna devam ederler. Bu hareket
sonucu IC
collector akm oluur. Kolayca görülecei gibi collector akm
collector
geriliminden bamszdr, buna karlk base akmna dorudan baldr
(Boylestad
2011).
43
ekil 2.31: Bipolar npn transistör çalma ilkesi. a) düz-ters
beslemede npn transistör içindeki yaklam, b) emitter - base kavanda
elektron ak, c) Base - kollektör kavanda elektron.
Bir npn transistör için akm yönleri ekil 2.32 de gösterilmitir.
Transistörün
emitteri üzerindeki okun yönü akm yönüdür. Buna göre emitter akm
base akm ile
collector akmnn toplamndan olumaktadr (Demirtürk 2014).
(2.13)E C BI I I
IB base akm çok küçüktür.
44
2.12.2 Transistör Parametreleri
Bir npn veya pnp transistör ekil 2.33 da ki gibi gerilim
kaynaklarna
balanrsa, base-emitter kavandaki düz besleme gerilimi VBB,
base-collector
eklemindeki ters besleme gerilimi VCC gerilimi olarak
adlandrlr.
Collector akm IC nin base akm IB ye oranna akm kazanc denir ve βDC
ile
gösterilir.
βDC nin tipik deerleri 20 ile 200 arasnda olup daha büyük deerler
de alabilir.
Bu deer transistör veri tablolarnda hFE ile tanmlanr.
Collector akm IC nin emitter akm IE ye oran ise αDC ile
gösterilir.
(2.15)C DC
45
ekil 2.33: Transistör besleme devreleri.
αDC ile βDC arasnda aadaki yöntemle bir bant türetilebilir. IE = IC
+ IB
eitliinde her terim IC ile bölünerek,
1 (2.15)
ve (2.16)
B E
haline gelir. (2.17) denklemi, eer βDC biliniyorsa αDC nin
hesaplanmasna olanak
verir. (2.17) bants basit bir cebir ilemi ile,
(2.18) 1
DC DC
46
– – 0 (2.19)BB BE BB B B BE B
B
deeri elde edilir. (2.16) denkleminden emitter akm için, [IE = IC /
αDC], ve collector
akm için, [IC = βDC × IB] , yazlabilir. RC üzerindeki gerilim
dümesi, [VRC = IC ×
RC] eklindedir.
– (2.20)CE CC C CV V I R
Collector-base voltaj ise,
ile hesaplanabilir (Floyd 2012).
npn transistor için ideal DC modeli ekil 2.35 de ki gibi
gösterilir.
47
2.12.3 Collector Erileri
ekil 2.36(a) da ki gibi bir devre kullanlarak IC akmnn çeitli IB
akm
deerlerinde nasl deitiini gösteren takm eriler elde edilebilir.
Bunlara collector
karakteristik erileri denir. ekilden görüldüü gibi VBB ve VCC nin
her ikisi de
ayarlanabilir voltaj kaynaklardr.
ekil 2.36: a) Collector karakteristiklerinin çizilmesi için devre,
b) tek bir base akm için elde edilen karakteristik I-V erisi.
VBB gerilimi seçilen bir IB akm deeri olacak ekilde ayarlanr ve VCC
sfra
getirilirse, IC = 0 ve VCE = 0 olacaktr. Bu durumdan balayarak VCC
giderek
arttrlrsa, VCE dolaysyla IC artmaya balar. Bu, ekil 2.36.b) de
erinin A - B
arasna karlk gelir (Floyd 2012).
VCE yaklak olarak 0,7 V mertebesine ulatnda base - collector eklemi
ters
beslenmi duruma gelir ve IC, IC = βDC × IB ile belirlenen son
deerine ular. Bu
48
noktada IC, VCE artmasna ramen sabit deerinde kalr. Bu olay, ekilde
B
noktasndan sonraki ksm olarak ortaya çkar. Gerçekte, IC, VCE nin
artmas ile
hafifçe artar. Bunun nedeni VCE nin artmas srasnda base-collector
arnma
tabakasnn genilemesi, bunun sonucunda base bölgesinde
rekombinasyona neden
olacak biraz daha boluk olumasdr. Seçilen baka IB deerleri
kullanlarak deney
tekrarlanrsa farkl IC = f(VCE) erileri elde edilerek ele alnan
transistör için collector
karakteristik eri ailesi elde edilir (ekil 2.37).
ekil 2.37: Farkl Base akm deerleri için Collector erileri
ailesi.
2.12.4 Kesim ve Doyum
IB = 0 olduunda transistör kesilme (cut off) durumuna gelir. Bu,
ekil 2.38
de base balant ucunun bota olmas ile anlatlmtr. Bu durumda doal
olarak base
akm sfr olmaldr. Ancak bu koullarda bile, ssal olarak uyarlm
tayclar
nedeniyle bir ICEO sznt akm mevcuttur. Kesilme durumunda hem
base-emitter
hem de base-collector eklemleri ters beslenmi haldedir (Boylestad
2011).
49
ekil 2.38: Kesilme durumunda collector sznt akm.
ekil 2.39 da ki devrede base akm arttrldnda collector akm da artar
ve
RC üzerinde daha fazla gerilim dümesi meydana geldii için, VCE
azalr. VCE,
VCE(doyum) denen bir deere ulatnda base-collector eklemi düz
besleme durumuna
gelir ve IB arttrlsa bile IC daha fazla arttrlamaz. Doyum
(saturation) noktas olarak
tanmlanan bu noktadan sonra IC = βDC × IB bants geçerliliini
yitirir. Bir
transistör için VCE(doyum), collector erisi dizinin hemen alt
tarafnda ortaya çkar ve
silisyum transistörler için bir kaç onda volt mertebesindedir
(Floyd 2012).
Transistör parametrelerinden βDC daha yakndan incelenmesi gereken
önemli
bir parametredir. βDC hem collector akm ile hem de scaklkla deiir.
Eklem
scakln sabit tutarak collector akmnn arttrlmas βDC nin maksimum
deerine
kadar artmasna neden olur. βDC bu maksimum deere ulatktan sonra IC
nin
arttrlmas βDC nin azalmasna neden olur.
Eer IC sabit tutulup scaklk deitirilirse, βDC scaklkla dorudan
deiir.
Eer scaklk artarsa βDC de artar. ekil 2.40 βDC nin tipik bir
transistör için IC ve
scaklkla deiimini göstermektedir.
Transistör de dier elektronik düzenekler gibi çalma performansnda
baz
kstlamalara sahiptir. Yapmc firmalar tarafndan veri kartlarnda
belirtilen bu
kstlamalar maksimum performans veya maksimum rating olarak bilinir.
Tipik
olarak maksimum performans Collector-base gerilimi;
collector-emitter gerilimi;
emitter-base voltaj; collector akm ve güç olarak verilir (Floyd
2012).
ekil 2.40: Çeitli scaklklarda βDC nin collector akmna bal olarak
deimesi.
51
VCE ve IC nin çarpm belirtilen maksimum güçten daha fazla
olmamaldr.
Benzer ekilde VCE ve IC ayn anda maksimum olmamaldr. Eer VCE
maksimum ise
IC,
bantsndan hesaplanabilir. Eer IC maksimum ise bu sefer VCE benzer
ekilde,
(2.23)maksimum CE
Verilen bir transistör için maksimum güç erisi, collector erisi
üzerinde
ekil 2.41 de olduu gibi çizilebilir. Bu transistör için deerler
ekildeki tabloda
verilmitir. Görülecei gibi transistörün maksimum gücü 0,5 W,
VCE(maksimum) = 20 V,
IC(maksimum) ise 50 mA dir. Bu deerler göz önüne alndnda transistör
gölgelenmi
ksmlarda çaltrlmamaldr.
Pmaksimum genellikle 25 °C için tanmlanmtr. Daha yüksek
scaklklarda
Pmaksimum daha küçük deerlere doru iner. Veri cetvelleri, 25 °C n
üzerindeki
scaklklarda Pmaksimum hesaplamak için gerekli olan çarpm faktörünü
de verir.
Örnein, azalma faktörünün 2 mW °C –1
, scakln her 1 °C artmasna karlk
maksimum gücün 2 mW azalacan anlatr.
52
Bir elektrik sinyalinin genliinin lineer olarak arttrlmas olay
olan
yükseltme bir transistörün en önemli özelliidir. Daha önce
örendiimiz gibi
transistör βDC ile tanmlanan bir akm kazancna sahiptir. Transistör
beslendiinde
BE kava düz beslendii için alçak direnç; BC eklemi ters beslendii
için yüksek
direnç gösterir. Öte yandan IB çok çok küçük olduundan IC, IE ye aa
yukar
eittir. Aslnda IC her zaman IE' den biraz daha küçüktür. Bu yaklam
kullanlarak, IE
IC yazlabilir. Bu duruma bal kalnarak ekil 2.42 deki devre
incelenecek olursa:
Burada, transistör devresine alternatif olan ve Vg deerinde genlie
sahip bir
gerilim uygulanmtr. Bu kaynak hem BE besleme gerilimine hem de RC
direncine
seri baldr (Floyd 2012).
ekil 2.42: Alternatif gerilim sinyali ile beslenmi transistör ve
edeer devresi.
Doru gerilim kayna, alternatif kaynaa göre ksa devre gibi
görüneceinden devrenin edeeri ekildeki gibi olacaktr. Düz beslenmi
base-
emitter eklemi AC ye göre alçak direnç durumunda olacaktr. Bu AC
direnç ekilde re
ile gösterilmitir. AC emitter akm için,
(2.24