63
T.C. İSTANBUL 37. AĞIR CEZA MAHKEMESİ 2017/84 İçindekiler 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 ..................................................................... 1 SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: .................................................................................... 1 1.CELSE - 07/11/2017 - 2.BÖLÜM - Süre (00:52:50) - CD 1 ................................................................... 10 SANIK MEDİHA OLGUN SAVUNMASINDA: ........................................................................................ 11 SANIK YONCA YÜCEKALELİ SAVUNMASINDA: ................................................................................... 13 2.CELSE - 08/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:05:46) - CD 2 ................................................................... 22 TANIK ANIL EREN YILDIZ'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: .......................................................... 22 2.CELSE - 08/11/2017 - 2.BÖLÜM - Süre (00:06:59) - CD 2 ................................................................... 23 TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ................................................................... 23 2.CELSE - 08/11/2017 - 3.BÖLÜM - Süre (00:09:47) - CD 2 ................................................................... 25 TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ............................................................. 25 2.CELSE - 08/11/2017 - 4.BÖLÜM - Süre (00:17:23) - CD 2 ................................................................... 28 TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: .................................................................. 28 2.CELSE - 08/11/2017 - 5.BÖLÜM - Süre (00:29:57) - CD 2 ................................................................... 33 TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ........................................................ 33 2.CELSE - 08/11/2017 - 6.BÖLÜM - Süre (00:03:34) - CD 2 ................................................................... 42 TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ......................................................... 42 2.CELSE - 08/11/2017 - 7.BÖLÜM - Süre (00:12:11) - CD 2 ................................................................... 43 TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ........................................................ 43 2.CELSE - 08/11/2017 - 8.BÖLÜM - Süre (00:05:45) - CD 2 ................................................................... 47 TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: .............................................. 47 2.CELSE - 08/11/2017 - 9.BÖLÜM - Süre (00:11:04) - CD 2 ................................................................... 49 TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ................................................................ 49 2.CELSE - 08/11/2017 - 10.BÖLÜM - Süre (00:09:24) - CD 2 ................................................................. 51 2.CELSE - 08/11/2017 - 11.BÖLÜM - Süre (00:43:18) - CD 2 ................................................................. 54 Tarafıma tevdi edilen ve yukarıda belirtildiği şekilde toplam 4 saat, 16 dakika, 49 saniyelik kamera görüntülerinin ihtiva ettiği 07/11/2017 ve 08/11/2017 tarihli duruşmalarda yapılan konuşmaların metin haline dökümü tarafımca yapılarak toplam 62 sayfa halinde ekte sunulmuştur. Saygılarımla arz ederim. 30/11/2017 Mehmet Sertaç Ayhan Bilirkişi (e-imza)

T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

T.C.

İSTANBUL

37. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

2017/84 İçindekiler

1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 ..................................................................... 1

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: .................................................................................... 1

1.CELSE - 07/11/2017 - 2.BÖLÜM - Süre (00:52:50) - CD 1 ................................................................... 10

SANIK MEDİHA OLGUN SAVUNMASINDA: ........................................................................................ 11

SANIK YONCA YÜCEKALELİ SAVUNMASINDA: ................................................................................... 13

2.CELSE - 08/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:05:46) - CD 2 ................................................................... 22

TANIK ANIL EREN YILDIZ'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: .......................................................... 22

2.CELSE - 08/11/2017 - 2.BÖLÜM - Süre (00:06:59) - CD 2 ................................................................... 23

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ................................................................... 23

2.CELSE - 08/11/2017 - 3.BÖLÜM - Süre (00:09:47) - CD 2 ................................................................... 25

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ............................................................. 25

2.CELSE - 08/11/2017 - 4.BÖLÜM - Süre (00:17:23) - CD 2 ................................................................... 28

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: .................................................................. 28

2.CELSE - 08/11/2017 - 5.BÖLÜM - Süre (00:29:57) - CD 2 ................................................................... 33

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ........................................................ 33

2.CELSE - 08/11/2017 - 6.BÖLÜM - Süre (00:03:34) - CD 2 ................................................................... 42

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ......................................................... 42

2.CELSE - 08/11/2017 - 7.BÖLÜM - Süre (00:12:11) - CD 2 ................................................................... 43

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ........................................................ 43

2.CELSE - 08/11/2017 - 8.BÖLÜM - Süre (00:05:45) - CD 2 ................................................................... 47

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: .............................................. 47

2.CELSE - 08/11/2017 - 9.BÖLÜM - Süre (00:11:04) - CD 2 ................................................................... 49

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: ................................................................ 49

2.CELSE - 08/11/2017 - 10.BÖLÜM - Süre (00:09:24) - CD 2 ................................................................. 51

2.CELSE - 08/11/2017 - 11.BÖLÜM - Süre (00:43:18) - CD 2 ................................................................. 54

Tarafıma tevdi edilen ve yukarıda belirtildiği şekilde toplam 4 saat, 16 dakika, 49 saniyelik

kamera görüntülerinin ihtiva ettiği 07/11/2017 ve 08/11/2017 tarihli duruşmalarda yapılan

konuşmaların metin haline dökümü tarafımca yapılarak toplam 62 sayfa halinde ekte sunulmuştur.

Saygılarımla arz ederim. 30/11/2017

Mehmet Sertaç Ayhan

Bilirkişi

(e-imza)

Page 2: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

1

1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Başla. Kendini tanıt başla.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Tamam. Ben Bekir Gökmen Ulu.

Yurtsever gazeteci ve Mustafa Kemal'in takipçisiyim. Sayın Başkan, Sayın Heyet ve İddia

Makamı suçlamaya karşılık olarak kısaca çok uzatmadan kendimi biraz ifade ederek hemen

girişeceğim iddianame kapsamında. Çok detaylar da var. Bugüne kadar hiçbir kire ve şayiaya

bulaşmadan daima onurumla, şerefimle, namusumla yaşadım. Daima demokratik, laik, sosyal

hukuk devletine, hukukun üstünlüğünü, adaleti, insan hak ve hürriyetlerini, ulusal bütünlüğü,

cumhuriyetin kazanımlarını, Atatürk Türkiye'sini savundum. Hakikate sadakâtten ayrılmadım.

Kimseye biat etmeden, hiçbir siyasi parti, dernek, cemaat, cemiyet falan filana üye veya angaje

olmadan, evrensel gazetecilik ilkelerinden ödün vermeden sadece özgür bir gazeteci olarak

halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet ettim. Belki denk gelmişsinizdir basında; Sözcü'den

önce çalıştığım televizyon kanalında patronaj; etik dışı otosansür baskısı uygulamaya, editöryel

bağımsızlığımıza müdahale etmeye yeltendiğinde ustam Uğur Dündar'la aynı gün istifa ederek

kamuoyuna da şu açıklamayı yapmıştım: "İşimi kaybedebilirim ama onurumu kaybedemem."

Çünkü bizim mesleğimiz gazetecilik de hassas bir meslektir ve eğer yani bu konuda, böyle bir

durumda baskılara boyun eğerek insan hayatını karartacak kötülüklere alet olamazdım ve hiçbir

zaman olmam. FETÖ'nün ele geçirdiği yargıyla zulmettiği ve toplumda korkunun hüküm

sürdüğü yıllarda hukuksuzluğun ve zalimliğin karşısında durdum. FETÖ'nün kötülüklerini,

emperyalistlerin oyunlarını, ülkemiz üzerindeki emellerini, yurtsever aydınlarımıza kurulan

kumpasları en başından itibaren haber ve programlarımda anlattım. Kumpas mağduru ailelerin

ızdırabını duyurdum. FETÖ zulmüyle masum Atatürk'çüler zindana atılırken ben Atila Sertel

başkanlığındaki İzmir Gazeteciler cemiyetiyle birlikte halkımızla beraber Silivri kapılarına

dayanıyor 'Fethullah'ın itleri yıldıramaz bizleri' sloganını haykırıyordum. Eğer İlker Başbuğ'dan

Tuncay Özkan'a, Yılmaz Özdil'den Mustafa Balbay'a, Vardiya Bizde Platformundan Atatürkçü

Düşünce Derneği Başkanına kadar kumpas mağdurlarından bir tanesi bana FETÖ'cü derse

haysiyet cellatlarına bırakmam zaptedildiğim zindanda kendim canıma kıyarım. Ben böyle bir

iddiayı çok büyük hakaret telakki ediyorum. Eğer asıl sorun muhalif gazetecilikse bunun için

yargı karşısına çıkıp bununla suçlanmak belki daha doğru olurdu ama böylesine ağır bir iftira

benim çok ağırıma gitmektedir. Çok uzatmayacağım kendimle ilgili. Bütün meslek yaşantım,

tüm hayatım ortadadır. Suçlamaya geliyorum. Hakkımdaki suçlama akla, mantığa, vicdana

aykırıdır. Mesnetsiz, kanunsuz, hukuksuzdur. Bu düpedüz suç uydurmadır. Tüm dünyada

olduğu gibi ülkemizde de, Türkiye'de de liderlerin attığı her adım haberdir. Elbette tatilleri de

haber değeri taşır. Siyasi magazin haberi olarak nitelenir. Liderlerin nerede olduğu, neler

yaptığı kamuoyunda merak konusu olur. Gazeteciler haber atlatma yarışı yapar. İlgiyle okunur.

Ödüllük haberlerdir. Liderin konakladığı hotelin nitelikleri, neler yaptığı, kimlerle olduğu,

vesaire en ince ayrıntısına kadar gazete haberinde anlatılır. Yürümüştür yazılır, oturmuştur

yazılır, yüzmüştür yazılır, şapka takmıştır şort giymiştir yazılır, yemek yemiştir işte sofrada

neler olduğu hangi yemekte nasıl sos kullandığına kadar detaylarıyla yazılır. İmkân olursa haber

fotoğraflarla da süslenir. Geçmişten bu güne bütün dünya liderlerinde ve ülkemizde bu böyledir.

Özal'dan Demirel'e, Çiller'den Erbakan'a kadar liderlerin sayısız haberleri yapılmıştır ve

yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Bolu'dan Antalya'ya İstanbul'dan

Marmaris'e Bodrum'dan Rize'ye Urla'dan Paris'e kadar birçok yerde yaptığı tatillerle ilgili de

böyle yüzlerce haber olmuştur. Dosyaya konuldu. Avukatlarım birazdan size fazlasıyla

sunacaklar ama ben çeşitli gazetelerin geçmişte yaptığı bu tür haberlerden iki üç kısa örnek

vereyim. Mesela Doğan Haber Ajansı'nın 1 Temmuz 2013 tarihli haberinden okuyorum: "İki

gündür nerede olduğu konusunda açıklama yapılmayan bu nedenle merak konusu olan

Başbakan Erdoğan'ın daha önce birkaç kez tercih ettiği gibi İzmir'in Urla ilçesinde olduğu

ortaya çıktı. Denizden de koruma yapılan koyda İzmir kadrosunda görevli polis ve jandarma

görevlendirilmedi." Bir başka örnek Milliyet gazetesinin 14 Nisan 2008 tarihli haberinden: "İki

Page 3: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

2

gündür nerede olduğu araştırılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Bolu, Abant Parkı'nda

bulunan Abant Palace Otele ait Abant Köşkü'nde ailesiyle birlikte tatil yapıyor. Erdoğan

kucağındaki torunuyla birlikte köşkün bahçesindeki 81 sivil plakalı siyah Mercedes marka

makam otomobiline binerek direksiyona geçti. Erdoğan otomobiliyle ileri geri gitti. Daha sonra

Erdoğan bahçede bulunan korumasına otomobilin anahtarını attı. Koruma anahtarı

yakalayamayınca yere düşen anahtarı aldı. Otelin baş aşçısının otelle köşk arasında beyaz bir

minibüsle gelip gelmesi dikkat çekti. Gazeteciler görüntü alabilmek, haber yapabilmek için

otelin önünde nöbet tutuyor." İşte böyle yapılır tatil haberleri ve yüzlerce örneği vardır. Peki,

bu tatil haberlerinin yayınlanmasından sonraki saatlerde birileri çıkıp Cumhurbaşkanı

Erdoğan'a kötülük yapmaya kalkışsaydı, o eylemden bu haberleri yapan gazeteciler sorumlu

tutulabilir miydi? Size bir başka gazeteden son bir haber örneği vereceğim. 13 Ağustos 2006

tarihli Sabah gazetesi haberi şöyle: Sabahın haberinden okuyorum; "Başbakan Erdoğan ve

ailesi Belek'teki 7 yıldızlı Rixos Premium Otelindeki tripleks villada tatil yapıyor. Turistleri

rahatsız etmemek için otelin girişinde ve içinde güvenlik bulundurulmuyor. Ancak Erdoğan

ailesinin kaldığı villanın çevresinde 21 kişilik koruma ekibi gece gündüz görev yapıyor. Villanın

bahçeli havuzu hem gözlerden uzak olmak hem de gazetecilerin görüntü almasını engellemek

için yüksek paravanla çevrilir." - Sabah Gazetesi haberinden de bir örnek. Bu ve benzeri onlarca

Erdoğan'ın tatil haberi veren Sabah Gazetesi ne yapmış oluyor öyleyse? Efendim bakınız her

zaman olduğu gibi bu gün de an itibariyle gazeteler ve internet sitelerinde liderler ve ünlülerle

ilgili haber vardır mutlaka. Şu anda yine yapılıyordur. Her gün her zaman olduğu gibi. Peki, şu

anda haberi yayınlanmakta olan ünlülerden birine bu gece birileri bir saldırganlık yapmaya

çalışırsa eğer sonra geriye dönülüp "Vay bu gazeteciler o ünlünün haberini yapmıştı. Yer

bildirdi." denilebilir mi? İşte bana yapılan budur. Bana iddia, suçlama şaka gibi geliyor. Garip

ama bana bunu yaptılar. Böyle bir şey yok. Böyle bir suç yok. Burada olsa olsa akla gelen art

niyet. Şimdi şurası da önemli: Ben cumhurbaşkanının "Marmaris Tatili" haberini 15 Temmuz

2016 gündüzünde hayatın olağan akışı esnasında yaptım ve saat 16:25'te "sozcu.com.tr"de

yayınlandı. İki gün sonra 17 Temmuz 2016'da Sabah ve Takvim gazeteleri haberimin üstüne

inanılmaz anlamlar yüklemeye çalışarak iftira attılar. Algı operasyonu yaptılar ve aradan 10 ay

geçtikten sonra bir savcı harekete geçti ve bildiğiniz gibi 166 gündür zindanda tutsak haldeyim.

Başta da belirttim bu düpedüz açıkça bir suç uydurmadır, kanunsuzdur, hukuksuzdur ve yapılan

zulümdür. Şimdi sizlere söz konusu haberimi nasıl yaptığımı anlatayım: Cumhurbaşkanı

Erdoğan'ın Marmaris tatiline ilişkin ilk haberi bizden dört gün önce Doğan Haber Ajansı yaptı.

Son derece normal. Gazetecilik faaliyeti elbette. Bir kez daha tekrar etmek istiyorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'teki tatiline ilişkin ilk haberi bizden dört gün önce Doğan

Haber Ajansı yaptı. DHA'nın bu haberi birçok ulusal gazetenin internet sitesinde 11 Temmuz

2016'da yayınlandı. Bunları dosyaya koyduk. Avukatlarım da size tekrar sunacak. Sayın Başkan

ben izninizle avukatlarıma bir şey sormak istiyorum. Ceren Hanım'a. Bazı belgeleri size

gösterilmek için köpük şeklinde istemiştim böyle kaldırıp göstermek için. Onlar geldiyse

alabilir miyim?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: Biz göstereceğiz zaten.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Ha siz mi yapacaksınız?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: Biz göstereceğiz hepsini tek tek. Yani istersen...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Bir iki tane not aldığımız vardı.

MAHKEME BAŞKANI: Ben dosyayı okudum. Siz isterseniz, nasıl istiyorsanız bakın.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Tamam. Daha böyle hani belirgin

olsun, daha anlaşılır olsun diye istedim.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: "Bunu istiyorum." dediğinizi söyleyin gösterelim.

Page 4: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

3

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Tamam abi. Şey var mı? Bu hani ilk

açıklamayı... Onu alabilir miyim bir zahmet. Çok teşekkür ederim.

MAHKEME BAŞKANI: Yardımcı ol! Şu... Şu masaya koy onları.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: İsterseniz açayım Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Ben devam edeyim isterseniz. Şimdi

belirttiğim gibi haber bizden, bizim yayınımızdan dört gün önce Doğan Haber Ajansı'nın

internet sitesinde yayınlandı. Avukatlarım da size gösterecektir. DHA'nın bu haberi...

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey hepsini verin isterseniz oraya.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: Hepsini şey yapamaz.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Evet, tamam.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ: Buradan sonrası yine

kaybolur Efendim (??? 00:11:42).

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Tamam. Ben şu, onu alabilir miyim

Celal Abi? Onu da. İzninizle Teşekkür ederim. Sayın Başkan bir iki tane...

MAHKEME BAŞKANI: Problem yok.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Teşekkür ederim. Sağ olun. Zahmet

oldu... Evet. Teşekkür ederim. Mesela bakın işte bahsettiğim DHA haberi. Özür dilerim. Bir

şey oldu mu? Tamam. Efendim örneğin bakın 11 Temmuz 2016 Pazartesi saat 13:50, DHA işte

Marmaris tatiliyle ilgili ilk haber. Ondan sonra aynı haber yine aynı tarihte. Sonra bir tane daha

göstereyim. Burada yine aynı 11 Temmuz 2016 saat 14:20'de. Doğan Haber Ajansı'nın

yayınladığı bu haber tabi Hürriyet'ten birçok gazeteye kadar hepsinde de yayınlandı. Elbette ki

az önce anlattığım gibi meslektaşlarımız da haber yapmış. Ben zaten bu haberleri görünce gittim

oraya. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'la aynı tesiste konaklayan Türk turistler,

cumhurbaşkanıyla aynı otelde kaldıklarını sosyal medyada paylaşmıştı. Vatandaşların sosyal

medyadaki bu paylaşım ve yorumlarının da 11 Temmuz 2016'dan itibaren günlerce yaptığı

görülmekte. Yani hem gazetelerde haber var bizden önce hem zaten sosyal medya var ve sosyal

medyada... Dosyada var bunlar.

MAHKEME BAŞKANI: Şunu anlatmak istedim.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Buyurun Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tabii ki gösterirsin ben hiçbir şey söylemiyorum. Bunlar dosyada

var. Rahat ol yani. Var. Bu dosya okundu. Ama göstermenize de, tabii ki savunmayla ilgili...

Sıfır gibi değil. Bak burada bunların hepsi, burada hepsi var ama siz nasıl savunma

yapacaksanız o şekilde savunma yapın.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Teşekkür ederim.

MAHKEME BAŞKANI: Sadece rahat ol anlamında diye. Yani bunlar var tabii ki, bunlar

şeyde, avukat beylerin savunma dilekçelerinde özellikle var. Belki gördün, belki görmedin.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA: Tamam. İlk kez daha önceden

dosyada bahsetmediğim şeyleri de anlatacağım. Yani haklılığımı kanıtlayan milyon tane sebep

var. Onları da size şimdi sunacağım. Belirttiğim gibi 11 Temmuz ilk DHA'da yayınlandı. Sonra

sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan'la aynı otelde, Yazıcı Otel'de kalan Türk turistlerin

paylaşımları var. Bunu da dosyaya sundu bu şekilde de avukatlarımız. Gayet doğal. Ben de bu

haber ve paylaşımları görünce doğal olarak cumhurbaşkanının tatil haberi için iki gün sonra

İzmir'den Marmaris'e gittim. Haber çalışmamı gizli saklı değil açıkça yaptım. Marmaris'te

Turizmcilerden esnafa kime sorsanız zaten onlar da cumhurbaşkanının Yazıcı Otel'de tatil

yaptığını biliyordu. İşte yayınları, sosyal medyayı, gazeteleri de bahsettim. Yazıcı Otel'in önüne

gittim. Sözcü logolu arabamla, elimde fotoğraf makinemle, Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkarsa

fotoğrafını çekebilmek, şansım rast giderse belki bir demeç alabilmek umuduyla otel önünde

Page 5: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

4

açıkça bekledim. Otelin içine girdim. Yıllardır dostum olan otelin genel müdürleri ve

yöneticileriyle çay içtim, sohbet ettim, öğlen yemeği yedim. "Hangi rüzgâr attı Gökmen?"

dediklerinde cumhurbaşkanının tatil haberini yapmaya geldiğimi söyledim. Onlar da

cumhurbaşkanlığı yetkililerine "gazeteci arkadaşımız tatil için burada" diye bildirdi. Yani

cumhurbaşkanlığı yetkilileri de benim orada olduğumu biliyordu, görüyordu. Onlar da bir

müdahalede bulunmadı. Böylesine normal bir günde hayatın olağan akışı içinde işte böyle açık

seçik haber çalışmamı yaptım. Bir tatil haberi. Yani bu konuda yani çok şey var. Otelin güvenlik

kameraları... Bir de şunu eklemek isterim: Marmaris MOBESE kameralarının çok yaygın

olduğu bir şehirdir. Şehre girdiğim andan çıktığım ana kadar her anım, her adımım devletin

arşivindedir. Herkesin. Ayrıca orada ben yedi yıl yaşadım Marmaris'te. Benim ikinci

memleketim gibidir. İzmir ve Ege bölgesi muhabiriyim bildiğiniz gibi. Orada birçok işletmenin

birçok otelin de kameraları vardır. Çok sayıda arkadaşım, dostum var. Neyse otele gittim. Orada

bu şekilde konuştum. Bir parantez daha açayım. Şimdi yedi yıl yaşadım Marmaris'te ve

Marmaris Televizyonu'nun genel yayın yönetmenliğini, gazetecilik yaptım. Hemen herkes tanır

bu küçük şehirde beni. Marmaris TV'nin açılık törenini bu otelde yaptım. Otel yönetimiyle

birlikte eğlence ve kültür etkinlikleri yaptım. Yazıcı Otel salonlarında televizyon programları

yaptım. Tarihlere dikkatinizi çekerek birkaç örnek vereyim. FETÖ kumpası mağduru olan

yurtsever bilim insanımız Erol Manisalı'yı burada ağırladım. 2008 yılının Mayıs ayında, 2008'in

Mayıs'ında televizyon programımızda Erol Manisalı'yla Ergenekon Operasyonunun nasıl bir

kumpas olduğunu ve emperyalist planları, saldırıları konuştuk. İzleyicilerimize gerçekleri

anlattık. FETÖ Kumpası mağdurlarından duayen gazeteci Uğur Dündar ve saygın medya

profesörü Haluk Şahin'le bu otel salonunda halkın katılımıyla televizyon programı yaptım. Ne

zaman? Nisan 2012'de. Yani FETÖ'nün devlete en etkin yerleştiği, ele geçirdiği yargıda terör

estirdiği, korku imparatorluğu kurduğu yıllarda ben doğruları dosdoğru söylemekten, hain

FETÖ'nün kumpaslarını topluma anlatmaktan hiç çekinmedim. Örneğin, son bir örnek: Yine

FETÖ'nün hışmına uğrayan, 25 ay Silivri Zindanında tutularak zulmedilen gazeteci yazar Soner

Yalçın'la bu otel salonunda halkın katılımıyla televizyon programı yaptım. Yine FETÖ

zulmünün ve toplumda korkunun hüküm sürdüğü yıllardı. Uzatmayayım. Kendimi de

anlatmaya lüzum yok. Hayatım apaçık ortada. Belirttiğim gibi Yazıcı Otele gittim. Açıkça

çalıştım. Güzelce haberimi yazdım ve haber merkezime gönderdim. Tatil haberim

"sözcü.com.tr"de saat 16:25'te yayınlandı. Bu noktaya da dikkatinizi çekmek istiyorum. O

esnada ülkede herhangi bir olağanüstü hareketlilik, darbeye ilişkin herhangi bir emare var

mıydı? Yoktu. Hayatın olağan akışı içinde yaptığımız ve yayınladığımız bir haber. Hedef

gösterme diye nitelenmesi mümkün değil. Darbe karşısındaki net duruşum da... Haberle ilgili

anlatacaklarım bu kadar. Söz konusu haber. Ama tamamlayıcı olarak darbe karşısındaki net

duruşumu da somut örneklerle anlatmak istiyorum. Şimdi haberi yaptıktan saatler sonra o gece,

gece olduğunda, saat 22:00 sıralarında bütün Türkiye, hepimiz, darbe kalkışmasıyla darbe

şokuyla sarsıldık ve ben en kötü demokrasinin bile darbeden iyi olduğunun bilincindeki bir

yurttaş olarak soluğu cumhurbaşkanının yanında aldım. Yurtsever bir gazeteci olarak tam da

olmam gereken yerdeydim. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri Marmaris'teki tüm basın mensuplarını

Yazıcı Otel'e davet etti. Görevli polislere kimlik ve basın kartlarımızı gösterdikten sonra

Anadolu Ajansı, Doğan Haber Ajansı, İHA, TRT, Marmaris TV, Kanal 48 ve diğer yerel

gazetecilerin muhabiri olan meslektaşlarımla birlikte cumhurbaşkanının kaldığı villanın

bahçesine alındık. Saat 00:05'te Cumhurbaşkanı Erdoğan yanımıza geldi. Objektiflerimizin

karşısına geçti ve gecenin ilk kamuoyu açıklamasını yaptı. Burada şu hususu da vurgulamak

istiyorum: Şimdi cumhurbaşkanı kameraların karşısına geçerek kamuoyu açıklaması yapmakta

bir beis görmedi. E peki savcı kendi mantığına göre, öyle işlediği görülüyor, şöyle mi yani;

Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanının yerini belli etti. Kendini açığa çıkardı diye onu da

mı suçlayacak? Bana öyle diyor. Açığa çıkardın diyor. Bu da bir başka kamuoyu açıklaması.

Cumhurbaşkanı 5 dakikalık açıklamasını tamamladıktan sonra Özel Kalem Müdürü Hasan

Page 6: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

5

Doğan biz basın mensuplarına teşekkür ederek villanın çıkışına uğurladı. Efendim bir de

habercilik sürat ve intibak gerektirir. Daha villadan çıkmadan hemen haber merkezimi aradım.

Editör arkadaşıma "Yaz birader." dedim hemen. Erdoğan’ın açıklamasından satır başları da

söylüyorum. Söyledim. Yazdırdım ve saat 00:13'te "sozcu.com.tr"nin birinci manşetinden

anında yayınlandı. İşte böyle, bu şekilde. Bunun bir diğeri de var. Dosyaya da sunduk. Bunun

bir de manşeti var. Görmüşsünüzdür, "Erdoğan'dan ilk açıklama! Bütün halkı meydanlara

bekliyorum." Bu açıklamayı tüm dünyaya herkesten önce duyuran ilk gazeteci benim. Aynen

anlattığım şekilde. Bizden, tabi bizim televizyonumuz yok. Biz televizyon değiliz. Bizden 15-

20 dakika sonra Sayın Cumhurbaşkanı CNN Türk'e bağlandı. Bir görsel bağlantıyla, canlı

bağlantıyla bir kez daha açıklamasını da tekrarladı. Tabi bu haberi yayınladım. Bakın gecenin

en kritik en sıcak saatleri, her şey daha belirsizken. Durmadım şehir merkezinde kaldığım otele

geçtim. Kafeteryasına oturdum. Bilgisayarımı açtım. Satır başlarını yayına ilettiğim

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının bu kez tam metnini yazdım ve e-postayla haber

merkezimize gönderdim. Bitmedi. Cumhurbaşkanının çağrısından sonra Marmaris halkı sokağa

çıktı. Cumhuriyet Meydanında toplantı Atatürk Bulvarında darbe karşıtı protesto yürüyüşü

yaptı. Fotoğrafları çekerek halkın yürüyüş haberini de yazdım. Haber merkezimize yolladım.

Hepsi yayınlandı. Bu gönderilerim de e-mail adresimde tarih ve saatleriyle aynen durmaktadır.

Şimdi bakınız Sayın Başkan, Sayın Heyet, o gecenin en kritik anlarıdır bu anlar. O ana bir

gidersek, darbe kalkışması başlamış, büyük bir tehlikeyle karşı karşıya ülkemiz ve ben bu

esnada hiç düşünmeden soluğu cumhurbaşkanının yanında aldım ve en önce duyurdum

açıklamasını, gecenin kırılma anıdır. Öyle nitelenmektedir ve ardından bu haberlerimle, bu

çalışmalarımla gazeteciliğimi sürdürdüm. O esnada yani "Sessiz kalayım, ortada durayım,

darbenin işte girişiminin nasıl sonlanacağını bekleyeyim" gibi düşünceler aklımın ucundan bile

geçmedi, birilerinin yaptığı gibi. İşte ben böyle somut olarak ilk andan itibaren FETÖ'nün ve

darbenin karşısında durdum. Her tehlike anında olduğu gibi ulusal bütünleşme refleksiyle

hareket ettim. Bilirsiniz ki Atatürkçü Düşünce Sistemi böyledir. Biz iç ve dış her türlü tehlike

karşısında devletimizin ve milletimizin yanında yer alırız. Kenetleniriz. Kaldı ki yıllar yılı

gerçek yüzünü anlattığımız, kötülüklerini anlattığımız, mücadele verdiğimiz, emperyalizmin

taşeronu FETÖ'nün bu darbe kalkışmasına giriştiğini de düşündüğümüzde; her türlü darbe kötü

ama bu beterin beteri. Eğer bunlar başarsaydı ben şu an karşınızda olmayacaktım büyük

ihtimalle. Ya zindanda olacaktım ya da bunlar bizi yaşatmaz, milletimizi perişan ederdi. Bu

arada bu suç uydurmayla ilgili, Savcı Bey'in enteresan suçlama mantığıyla ilgili dikkat çekici

bir örnek daha vereceğim. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı ilk açıklamanın sonunda TRT

muhabirinin sorusu üzerine Marmaris'ten ayrılacağını söylemiş ama nereye gideceğini

söylememişti. Onu da medyaya söyledi. Özellikle iktidar yanlısı televizyonlarda o gece saat

01:30-02:00'dan sonra yapılan anonslarda ve ekran alt bant yazılarında "Erdoğan İstanbul'a

geliyor. Cumhurbaşkanı İstanbul Atatürk Havalimanı'na geliyor." ifadeleri kullanıldı. Üstelik

o sırada bu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde çeteleşmiş FETÖ'cüler çaldıkları silah ve

tanklarla saldırırken, karadan saldırırken ve kaçırdıkları F-16'larla havada cirit atarken, tam da

bu durumda, "Erdoğan İstanbul Atatürk Havalimanı'na geliyor." yayınlara yapan medya

mensupları cumhurbaşkanının yerini, rotasını, nereye gittiğini belirterek hedef göstermiş ve

darbecilere yardım etmiş mi oluyor? Bu mantığa göre. E ne fark var? Üstelik hep söylüyorum.

Yani ben gündüz yaptım bu haberimi saat 16:25'te. Acayip bir suçlama ile karşılaşıyorum. Nasıl

oluyor da hedef gösterme iddiasıyla karşı karşıya kalıyorum. Haberlerimi anlattım. Durmadım.

Çok çalıştım gazeteci olarak. Yani bir gazeteci ne yapması gerekiyorsa onu yaptım. Saat 03:30-

04:00 sıralarında darbecilerin otele yaptığı baskını da haberleştirdim. Sabah olay yerinde

dehşeti yaşayan vatandaşlar ve turistlerle de röportajlar yaptım. Bir gazeteci ne yapması

gerekiyorsa onu yaptım. Gelelim bir başka önemli püf noktaya. Şimdi önce savcının iddiasını

ve İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin tutuklama gerekçesini hatırlatmak istiyorum. Siz de az

önce bahsettiniz. Ne diyor? "Şüpheli Gökmen Ulu'nun 15 Temmuz 2016 tarihinde

Page 7: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

6

cumhurbaşkanının yeri darbeciler tarafından bilinmezken bu konuyu haber yaparak kamuoyu

ile paylaştığı..." Şimdi bakalım hakikat öyle mi? Zaten gerçekler ortada ama başkaca olgular,

tutuklama ve yargılama gerekçesi yapılan iddianın doğru olmadığını da çok net ortaya çıkardı.

Mahkemelerce kabul edilen resmi delil niteliğindeki Genelkurmay Çatı İddianamesi, Muhafız

Alayı İddianamesi, Akıncı Üssü İddianamesi ve hükme bağlanan Muğla Marmaris Suikast

Davası ile yargılama tutanakları, Türkiye Büyük Millet Meclisi 15 Temmuz Darbe Girişimini

Araştırma Komisyonu'nun Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi dokuz milletvekilinin imzasıyla

hazırlanan rapor, darbecilerin cumhurbaşkanının yerini 15 Temmuz'dan günler önce tespit

ettiklerini, keşif ve plan yaptıklarını çok sayıda kanıtla gözler önüne serdi. Bunlar da özetle:

Darbecilerin 9 Temmuz'a kadar Ankara'daki bir villada toplantı yaptıkları, Marmaris'teki otele

baskını yöneten FETÖ'cü tuğgeneralin 10 Temmuz 2016'da Coğrafi Analiz Sistemi'ni açtırarak

saldırı planladığı yerlerin koordinatlarını istediği, 15 Temmuz'da istediklerinin yerine

getirildiği, 12 Temmuz'da FETÖ'cülerin Diyarbakır 8'inci Ana Jet Üssü'nden F-16 ile

havalanarak Marmaris'e uçtukları ve cumhurbaşkanının kaldığı otel ve civarında fotoğraflama

yaptıkları, 13 Temmuz'daysa Marmaris'teki baskını yöneten FETÖ'cü tuğgeneralin Ankara,

Akıncı Üssü'nden havalanarak aynı şekilde keşif ve fotoğraflama yaptırıldığı saptandı, anlatıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi raporunda, bahsettiğim iddianamelerde, mahkemelerde,

yargılama kayıtlarında biz de kamuoyu olarak bunları öğrendik. Yani başkaca olgular da bizim

savcının, bizim davanın savcısının iddialarını çürüttü. Ayrıca cumhurbaşkanının beş yaverinden

dördünün FETÖ üyesi olduğu, bu yaverlerin de çalışma yaparak yeri 15 Temmuz'dan önce

öğrendiği yine bu resmi belgelerle ortaya konuldu. Avukatlarım dosyaya sundu. Size tekrar ek

varsa sunacaklardır. Ben bir şeye de mesela bu konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Şimdi bu

anlattığım gerçeği Türkiye ilk önce nereden öğrendi ve ne zaman? İşte bakın bu gerçeği ilk

yazan Sabah Gazetesi oldu. Bana ve Sözcü'ye iftira yayınından tam bir ay sonra 17 Ağustos

2016 tarihinde Sabah'ta yayınlanan haber işte şöyle: Burada "Ankara ve Diyarbakır'dan

havalanan darbecilerin kontrolündeki F-16'larla 12 ile 13 Temmuz'da cumhurbaşkanının

Marmaris'te kaldığı otelin üzerinde alçak keşif uçuşu yaparak fotoğraf çektiği..." ifadeleri de

yer alıyor. Doğru bilgi ve tarihi de 17 Ağustos 2016. Görmezden gelinen gerçeklerden biri daha.

Yani özetle darbecilerin cumhurbaşkanının yerini gazete haberlerinden öğrenmedikleri, 15

Temmuz'dan günler önce belirledikleri anlaşıldı, kanıtlandı. Tüm bunlar, üzerime atılan iftirayı

çürüten, suçsuzluğumu kanıtlayan, beni aklayan resmi deliller oldu. Hakikat hiçbir kuşkuya

mahal vermeden çok net olarak ortaya çıktı. Buna rağmen adli makamlardaki görevlilerin şu

ana kadar yaptıklarını da vurgulamak istiyorum. Bildiğiniz gibi müddei, iddiasını ispatlamakla

mükelleftir. İddia makamı ispat zorunluluğunu yerine getirdi mi? - Hayır. Savcı aleyhte olduğu

kadar lehte delilleri toplamakla da yükümlüdür. Aleyhimde kanıt yok. Lehimde delil var mı? -

Çok var. Bahsettim. Savcı topladı mı lehte kanıtları? - Hayır. Ama ben topladım. İspat

yükümlülüğünün iddia sahibine ait olmasına rağmen ben ispatladım masumiyetimi. Peki, buna

karşın savcı ve tutuklayan hâkim ne yaptılar? - Görmezden geldiler. Ya neden peki? Ya bu kasıt

ne diye soruyorum ben. Durduk yere. Neden? Her şey göz göre göre ortadayken. Peki, ne oldu?

- Beni kaçma şüphesi gerekçesiyle tutukladılar. Oysa hakkımda Ağustos 2016'da soruşturma

başlatıldığı kamuoyu tarafından da biliniyor. Haber olmuştu. Ben de biliyorum. Ağustos

2016'da başlamıştı. Bunu bilmeme rağmen operasyon düzenlenene kadar geçen koskoca 10 ay

boyunca herhangi bir yere kaçtım mı? 10 ay geçti. Ben çağırsaydı da savcılığa giderdim ve

nedense hemen de çağrılmadım. 10 ay sonra 19 Mayıs'ta bir baktım basında, öğrendim ki Sözcü

Gazetesi muhabiri Gökmen Ulu hakkında gözaltı kararı alındı. Bunu öğrenince çantamı

hazırladım. Polisi beklemeye başladım. O esnada işte halkımız evimin önünde toplanmıştı.

Onların yanına gittim. Saatlerce bekliyorum, gelen giden yok. Bu arada televizyonlar bangır

bangır Gökmen Ulu gözaltına alındı diyor. Ben hâlâ oradayım gelen giden yok. Saatler geçiyor

biz oturuyoruz çay içiyoruz sokakta, milletvekillerimiz de geldiler, sivil toplum kuruluşlarımız.

Bekliyoruz. Yine gelen giden yok. Televizyona bakıyorum, Gökmen Ulu tutuklandı... Hani biz

Page 8: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

7

bu filmi görmüştük galiba. Birinci Kumpas sürecinde. Ona benzettik. Neyse sabah 06:00'da

gelmesi gereken, evime, sabah 06:00'da gelmesi gereken polis akşam 06:00'da geldi. Ben bunca

saat boyunca herhangi bir yere kaçtım mı? - Hayır. Şimdi soruyorum, kaçma şüphesi bunun

neresinde? Üstelik sabit ikametgâh sahibiyim yani. Hatta o gün birkaç kez de açıklama

yapmıştım basından öğrenince aşağıda beklerken. İşte avukatımız Murat Ergün de vardı.

Beraber orada beklerken polisin gelmesini. "Gerekirse..." Çıktım kameraların karşısına dedim

"Arkadaşlar! Hani saat 05:00 oldu. Gerekirse avukatım Murat Ergün ve oradaki

milletvekillerimizle birlikte İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne ben kendim gideyim." Hani tüm

bunlara rağmen, 10 ay geçmiş, o gün böyle geçmiş, "kaçma şüphesi" denildi. Tabi bu çok bariz

haksızlıklarla zindana atıldıktan sonra tutukluluk kararına itiraz ettim. Reddetme gerekçesinde

"deliller toplanamadığı için" denildi. Yani tek bir habere bir de aylardır, tam dört ay iddianame

yazılmayarak tutukluluğum cezaya dönüştürüldü. Sonuç bomboş bir iddianame. Aslında bu bir

iddianame değil iftiranamedir. Hukuksuzluğun itirafnamesidir. Türk Hukuku adına utanç,

ülkem adına hicap duyuyorum. Masumiyetim gün gibi aşikâr. Bastırılan gerçekler asla yok

edilemez. Bir süre dip dalga oluşturulur ama bir gün mutlaka yüzeye çıkar. Artık herkes görür

hakikati. Tsunamiye dönüşmüştür ve kimse duramaz önünde. Benim durumunda da böyle

olduğunu düşünüyorum. Sayın Başkan, Sayın Heyet ve İddia Makamı! Benim yolum adalet,

cumhuriyet, demokrasi, barış ve özgürlük yoludur. Bir başka ifadeyle; benim yolum Atatürk'ün

açtığı uygarlık yoludur. Hâl böyleyken; eğer gerçek dert buysa, iftiracıların gerçek derdi buysa

söyleyeyim, herkes bilsin ki: "Biz bu yoldan dönmeyiz." Teşekkür ederim.

MAHKEME BAŞKANI: Şimdi, Avukat Bey, savunmayla ilgili sadece, delil deyip az önce

konuştuğumuz çerçevede yaparsak daha... Şey. Bir dakika şey. Bittikten sonra otur diyecektim

de, sonra şey yapalım. Avukat Bey tanıtın. Aynı az önce dediğiniz gibi.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Açık değil galiba.

MAHKEME BAŞKANI: Bence açıktır ya.

(00:35:01)

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet, Avukat Celal Ülgen. İzin verirseniz

oturarak konuşmak istiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Sormak istediğiniz... Savunmaya bir diyeceğiniz var mı?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Hayır Efendim. Şu anda bir diyeceğim yok.

Sağ olun.

MAHKEME BAŞKANI: Savunmaya bir diyeceğiniz yok

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Sanığa bir soru sorma gibi bir...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Hayır Efendim soru sormak istemiyorum

evet.

MAHKEME BAŞKANI: Soru sorma yok. O zaman geçiyorum Avukat Bey.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat...

(00:35:24) - [Burada sehven Bekir Gökmen Ulu müdafi olarak Av. İsmail Yılmaz'ın beyanı

alınmıştır. Üç avukat kısıtlaması nedeniyle 1.Celsenin 2.Bölümünde Bekir Gökmen Ulu'nun

üçüncü müdafi olarak Av. Fahri Emeksiz'in beyanı ayrıca alınmıştır.]

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ BEYANINDA: Avukat

İsmail Yılmaz. Savunmaya aynen katılıyorum. Şu aşamada bir sorum yoktur.

Page 9: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

8

MAHKEME BAŞKANI: Üçüncü avukatımız kimdi?

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. MURAT ERGÜN BEYANINDA: Benim

Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey.

(00:35:34 )

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. MURAT ERGÜN BEYANINDA: Avukat

Murat Ergün. Savunmaya bir diyeceğimiz yok. Bu aşamada sanığa soracağım soru da yok.

MAHKEME BAŞKANI: Teşekkür ediyorum. Şimdi öbür sanığın şeyine geçelim mi yoksa bir

ara verip daha sonra öbür sanığa mı geçelim? Yani şeye, Mediha Olgun'a mı geçelim diye.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Şimdi Sayın Başkanım izin verirseniz her

ne kadar "sanığa soru yok, savunmaya katılıyoruz" dedik ama bir iki sözcük söylemek istiyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Tabi, buyurun Avukat Bey.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: İsterseniz aradan sonra da yapabiliriz.

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Saat 13:00 olduğu için. Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok hiç problem yok. Buyurun. Söz söyleyin.

(00:36:11 )

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Avukat Celal Ülgen. Tekrar... Efendim...

Müvekkilimiz gayet iyi anlattı ayrıntılı olarak. Sizin de belirttiğiniz üzere dosyayı çok iyi

okuduğunuzu ve bütün savunma argümanlarını gördüğünüzü anlamış bulunuyoruz. Bu nedenle

çok uzatmayacağız. Bir tek şunu söylemek istiyoruz. Müvekkilimizin sanık gösterilmesinin ya

da şüpheli yapılmasının temel nedenlerinden birisi Sabah Gazetesi'nin 17 Temmuz 2016

tarihinde ve Takvim Gazetesi'nin aynı tarihte "İşte Sözcü'nün sahibini darbeden tutuklatacak

kanıt!" ya da "Sözcünün haberi neye hizmet etti?" diye bir haber yayınlanıyor. Bu haber üzerine

müvekkilimiz hakkında soruşturma başlatılıyor. Tarih 17 Temmuz. Ben çok fazla

girmeyeceğim ama özet olarak söyleyeyim. Kumpas davalarında Oda TV'den, Balyoz Davasına

ve Ergenekon Davasına, Poyrazköy Davasından Amirallere Suikast Davasına kadar bütün

kumpas davalarını izledim. Orada savunmanlık yaptım ve hazırlık aşamalarının nasıl

yapıldığını biliyorum. Burada da... Orada da Fethullahçı Terör Örgütü'nün yargıçları ya da

savcıları anlaşmalı olarak birisine ihbarlar yaptırır ya da bir gazete haberi yaptırır ve o gazete

haberi üzerinden soruşturmaya ve sonuca giderlerdi. Burada da neden taktılarsa bilmiyorum,

ekonomik bir Sözcü'yle bir muarız olma durumu mu var? Bundan mı kaynaklanıyor, başka bir

neden mi, anlamadığımız bir nedenle "Sözcü Erdoğan'ı buldu." haberini "Sözcü'nün haberi neye

hizmet etti?" diye verdiler ve bunun üzerine bu soruşturma başladı. Gökmen de söyledi. Şunu

alabilir miyim Beyefendi. En üstteki mavi. Bir tane daha var böyle mavi. Aynısı mavi renk var.

Şimdi Sayın Başkanım bakın. Bu bir Facebook paylaşımıdır ki savunmalarımızda da yer verdik

buna. 12 Temmuz. Daha 15 Temmuz'a 3 gün var.

ZABIT KATİBİ: Avukat Bey mikrofon.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: 15 Temmuz'a 3 gün var. Birisi (Kimliklerini

gizliyorum çünkü savunma açısından bir şey kullanırken bir başkasını suçlayıcı duruma

düşmeyelim, etik olarak yanlıştır diye) "Üzgünüm işte filan gibi biri yanı başımda. En ağırıma

giden de rahatsız olmasın diye yapılan eğlence kısıntısı." diyor. Bir başkası tekrar devam

ediyor. "Duyduğuma göre ayrıca seninle baş başa görüşecekmiş." diyor ve gerisini okumaya

gerek yok.

MAHKEME BAŞKANI: Var bende. Şey yaptım.

Page 10: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

9

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet. İşte hatta rakı fiyatlarını tartışalım gibi

dalga geçiyor. Ama bunun tarihi 12 Temmuz. Bakın bu 11 Temmuz tarihli. Burada da aynen

"Uzun Adam oraya mı geldi? Falcı mısın?" filan diye ve hatta konumda yerini de gösteriyorlar.

Konumunu da atıyorlar. Yani şimdi bu felsefeyle hareket edersek Facebookta konumunu da

gösteren kişinin de sanık olması gerekirdi. Bütün bunların sonucunda zaten savunma

bölümünde, talepler bölümünde ayrıntılı olarak anlatacağız. Şunu da rica edebilir miyim? Fazla

girmeyeceğim. Tamam. Şimdi daha sonra iddianameler ortaya çıktıktan sonra bakın şurada 12

Temmuz'da darbecilerin F-16'dan çektiği keşif noktaları. Daire içerisine almışlar ve

cumhurbaşkanının kaldığı otelin kırmızı daire içerisinde olduğu görülüyor. Bu Akıncı Üssü

iddianamesinde yer almış ve 15 Temmuz'da kaldığı Marmaris'teki Grand Yazıcı Turban Otelin

havadan çekilmiş fotoğrafı. Harita Kuvvetleri Komutanlığının logosu da hemen kenarında, yanı

başında. Gene aynı şekilde o iddianamede bunlar yer almış. Şimdi bütün bunlar dikkate

alındığında ki ayrıntısını daha sonra anlatacağız ve göstereceğiz. Dilekçelerimizi de tekrar ettik.

Yinelemek isteyip zamanınızı da almak istemiyoruz usul ekonomisi bakımından. Bütün bunlar

gösteriyor ki Gökmen Ulu'nun cumhurbaşkanının yerini göstermek gibi bir kastı yok. Kaldı ki

eğer siz Gökmen Ulu cumhurbaşkanının yerini bu şekilde göstermiş diyorsanız iki büyük hataya

düşüyorsunuz. Birincisi - Fethullah Terör Örgütü'nü hiç tanımıyorsunuz. İkincisi - Fethullah

terör örgütü sadece ve sadece bir darbeyi planlayacak kadar dış destek alarak, biraz daha açık

söyleyerek CIA ve Amerika desteği alarak planlayacak ama bu planını gerçekleştirmek için

cumhurbaşkanının kaldığı yeri bir muhabirin işaret etmesinden bekleyecek. Bu son derece

absürt ve herkesin kolayca görebileceği bir gerçek iken sayın soruşturma savcısının bu gerçeği

nasıl göremediğini anlamış değiliz. Bu aşamada söylemek istediğimiz bundan ibaret Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Teşekkürler. Avukat Bey kimdi? İkinci avukatı.

(00:42:55 ) - [Burada sehven Bekir Gökmen Ulu müdafi olarak Av. İsmail Yılmaz'ın beyanı

alınmıştır. Üç avukat kısıtlaması nedeniyle 1.Celsenin 2.Bölümünde Bekir Gökmen Ulu'nun

üçüncü müdafi olarak Av. Fahri Emeksiz'in beyanı ayrıca alınmıştır.]

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ BEYANINDA: İsmail

Yılmaz.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey buyurun.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ BEYANINDA:

Efendim. Ben aynen katılıyorum beyanlarımıza. İddianame son derece haksız, hukuksuz,

temelsiz bir iddianamedir. Dolayısıyla iddianamenin kabulünün bile ben doğru olmadığını

düşünüyorum. Ortada bir suç yok iken suç üretilmiştir. Müvekkilim asla ve asla iddia edilen

suçları işlememiştir. Yapmış olduğu şey mesleki görevdir. Dolayısıyla müvekkilimin

hakkındaki bu suçlamaların tamamen hukuk dışı temelsiz olduğunu düşünüyoruz. Şu aşama

bunlar. Yine ileride beyanda bulunacağız.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Avukat Bey. İsminizi, tanıtın.

(00:43:36 )

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. MURAT ERGÜN BEYANINDA: Yer

değişelim. Bir saniye. İzninizle Efendim. Yer değişelim. Efendim, avukat Murat Ergün.

Gökmen Ulu müdafi. Sayın Başkan, Sayın Heyet! İddianamedeki kurguya göre müvekkilim

Gökmen Ulu Fethullahçı Terör Örgütü'nün ya da bu FETÖ cemaatinin çıkarları doğrultusunda

canından kutsal bildiği mesleğine ihanet etmiş, vatanına ihanet etmiş bir kişidir. İddianamedeki

iddiaya göre. Ben size yıllarca Gökmen Ulu'yla yan yana omuz omuza gerçek Fethullahçı

çeteyle mücadele etmiş ve yanında Gökmen Ulu varken Silivri'de mücadele etmiş bir avukat

olarak söylüyorum. Gökmen Ulu sadece bir cemaate üyedir. O cemaatin adı da "Evladı İçin

Canını Verecek Babalar" cemaatidir. Gökmen benim az önce adresini verdiğiniz Karşıyaka,

Bostanlı Mahallesinden de komşumdur. Çocuğu çocuğumun arkadaşıdır. Gökmen Ulu'ya

FETÖ'cü demek, Gökmen Ulu FETÖ için çalıştı demek adalete de değil FETÖ'ye hizmet eder.

Page 11: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

10

FETÖ'ye hizmeti de bilerek bu memleketin hukukçuların yapmayacağına ben inanıyorum. O

halde FETÖ çıkarlarına, FETÖ'nün propagandasına yardım edecek, hizmet edecek bu

hukuksuzluğu bir an önce sona erdirmek aynı zamanda ülke menfaatinedir. Kaçacak denen

Gökmen Ulu'nun evinin önünde, askere genç Mehmetçikleri yollarken yaptığımız gibi ya da bir

düğünde yaptığımız gibi masa kurduk biz. Düğün masası gibi, asker uğurlama masası gibi

masada oturup çaylarımızla, kahvelerimizle polis bekledik biz. Sabahın köründe baskın yapıldı.

Firariler var diye basında haber yapılırken biz evin önünde polis bekliyorduk ve polis

gelmeyince emniyete gidiyoruz dediğimiz zaman çevremizdeki 30 kadar polis biz buradayız

diye ellerini kaldırdı. "Gitmeyin, biz buradayız." dediler. Bakınız akşam saat 06:00'da. Akşam

saat 06:00'a kadar kimse bize gelin biz sizi almaya geldik demedi ve biz "Emniyete gidiyoruz

kardeşim!" diye basına açıklama yapınca ve ben bizzat kendim İzmir Cumhuriyet

Başsavcılığı'nı aradım. "Basında bu tür haberler var. Benim müvekkilim hakkında bir

yakalama, tutuklama, gözaltı, arama var mı Efendim. Evin önünde bekliyoruz. (Çocuklarıyla

çocuklarım top oynuyor o sırada) Yani bir durum varsa ne gerekiyorsa yapın. Yoksa da biz

işimize gücümüze bakalım." dedik. "Bizim haberimiz yok." dedi İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı.

Ama o sırada 30 kadar polis zaten yanımızdaymış. Ben size bir şey söyleyeyim. Şahsi kanaatim

olarak. Kendi geçmişten gelen tecrübelerim olarak. Siz buna belki de çok fazla aşırı şüpheci

olarak beni görebilirsiniz. Gökmen'in kaçması istendi. Gökmen'e kaçması için süre verildi.

Gökmen kaçmaya teşvik edildi ama Gökmen kaçmadı ve kaçmaz. Çünkü hiçbir vatansever

Atatürkçü kaçmaz. Gökmen 1922'de yaşasaydı Sakarya'da Yunan'dan kaçmazdı. Gökmen

2010'larda FETÖ'den kaçmadı. Gökmen bugün de kaçmaz. Çünkü Gökmen suçsuz Efendim.

Bağlıyorum Efendim. Bu davada Gökmen aleyhine tanıklık yapanlar zamanında Fethullah'a

yağ çekmek için gözyaşı dökenler. Gökmen FETÖ ile uğraşırken, Gökmen FETÖ'nün

hedefindeyken FETÖ'nün o önlerine koyduğu (Neydi o yemeğin adı? Bir şey diyorlar ona.)

(??? - 00:48:06 ): Maklube.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. MURAT ERGÜN BEYANINDA: Ha

maklubelere kaşık sallayanlar şimdi Gökmen aleyhine tanık olmuş maklubeciler.

MAHKEME BAŞKANI: Onları yarın konuşalım ha. Tanıkla ilgili yani Avukat Bey.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. MURAT ERGÜN BEYANINDA: Evet

evet.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Avukat Bey...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. MURAT ERGÜN BEYANINDA: Ben...

Benim şahsen bir müdafi olarak, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak talebim ricam

FETÖ'cülerin sözüne bakarak geçmişi FETÖ'yle mücadeleyle dolu olan bir kahraman

gazeteciyi cezaevinde tutmayın Efendim. Tahliyesini de bu şekilde ben şimdiden talep etmiş

olayım. Çünkü önümüzdeki günlerde olmaya bilirim.

MAHKEME BAŞKANI: Burada SEGBİS'i sonlandırıyorum. Şeyi kapat. SEGBİS'i kapat.

Yarım saatlik bir ara uygun mu? Uygun. Yarım saat...

1.CELSE - 07/11/2017 - 2.BÖLÜM - Süre (00:52:50) - CD 1

MAHKEME BAŞKANI: Duruşmaya verilen ara gereğince saat dolmakla... Bu arada saat

13:55. Kayda başlıyoruz. Burada belirtmek istediğim az önce sanıklardan Bekir Gökmen Ulu

ile ilgili üç avukat kısıtlaması nedeniyle, müdafi kısıtlaması nedeniyle başlangıçta ismi

yazmayan Avukat İsmail Yılmaz'ın sanık Gökmen Ulu'yla alakalı olarak savunma yaptığı tespit

edildi. Bu anlamda, sanıklardan Gökmen Ulu'nun Avukatı...

(00:00:44)

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ BEYANINDA: Fahri

Emeksiz.

MAHKEME BAŞKANI: Fahri Emeksiz'e söz verildi. Savunmayla kısıtlı olmak üzere.

Buyurun Avukat Bey.

Page 12: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

11

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ BEYANINDA:

Öncelikle müvekkilin ifadesine tümüyle biz de katılıyoruz. Müvekkilin ifadesinde belirttiği

birkaç hususta beyanda bulunmak istiyorum. Müvekkil bir gazetecidir ve işi halka haber

sunmaktır ve yaptığı da, her ne kadar şu an suçlanıyor ve yaklaşık 6 aya yakın tutsak durumda

olsa da, tutuklu durumda olsa da), yaptığı sadece halka haber vermektir. Fakat onun suçlandığı

konuyla alakalı resmileşmiş birçok belgeler mevcuttur. Bunların hepsini yazılı olarak sunacağız

mahkemenize. Kısacık belirtmek istiyorum: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Muhafız Alayı

İddianamesinin 2474'üncü sayfasında; Hava Yaver Binbaşı Ekrem Kıvrak der ki: "14/07/2016

tarihinde saat 15:00 sularında Erkan Kıvrak Antalya'dayken onu cep telefonundan arayarak

'Cumhurbaşkanı hangi hotelde kalıyor. İki tane Grand Yazıcı Otel varmış. Hangisinde kaldığını

öğrenir misin?'" Yani bizim haberden yaklaşık 25 saat önce. Dolayısıyla bu gösteriyor;

müvekkilin asla darbecilerin müvekkilden bilgi almak gibi bir durumu olmayıp kendileri

tamamen kendi iç hiyerarşileri gereğince bu durumun kontrolünü yürütüyorlar. Yine aynı

şekilde Ankara Kara Havacılık İddianamesinin sayfa 1824'te de aynı şekilde

"Cumhurbaşkanının Alınması" başlığı altında Yarbay Halil Gül ve Yarbay Özcan Karacan

ifadelerinin devamında aynen anlattığı şekilde; "14 Temmuz tarihinde gerekli işlemlerin

yapıldığı, gerekli yer tespitlerinin yapıldığı ve kimin hangi saatte Marmaris'e Sayın

Cumhurbaşkanı'nı almaya gideceğinin dahi belirlendiği" net olarak kabul edilmiş bir

iddianamede geçmektedir. Yine Akıncı Üssü iddianamesinde; "12 Temmuz - 13 Temmuz

tarihlerinde bölgede yapılan uçuşların tamamı, cumhurbaşkanımızın kaldığı otel nokta olarak

belirtilmek suretiyle tespitinin yapıldığı" da net bir şekilde belirtilmiştir. Yine son olarak

Marmaris'te gerçekleşen otel baskınıyla alakalı sorgu tutanağı olan Muğla 2. Sulh Ceza

Hâkimliği tutanağında da; Şükrü Seğmen verdiği ifadesinde "Görevimin ne olduğu açık bir

şekilde anlatılmasını istedim. Kendisinden görevimin; o tarihte cumhurbaşkanı nerede

bulunuyor ise onu oradan alıp refakatçi olarak Ankara'ya getirmek olduğunu öğrendim. Ben

bu görevi 13 Temmuz 2016 günü saat 15:00 gibi öğrenmiş oldum." Gökhan Şahin

Sönmezateş'in sorgusunda geçen nokta. Bunlar net olarak göstermektedir ki müvekkilin verdiği

haber sadece gerçek muhatabı olan halkı ilgilendirmektedir ve bu haberin muhatabı halktır.

Hiçbir şekilde darbeci hainler bu haberden haberdar dahi olmamışlardır. Sadece yani çok basit

bir rekabet içgüdüsüyle hareket eden bazı gazetelerin kışkırtmaları ve yönlendirmeleri

sonucunda şu an mevcut duruma gelmiş durumdayız. Bunu ifade etmek istiyorum. Daha

ayrıntılı ifadelerimizi ve taleplerimizi daha sonra belirteceğiz. Teşekkür ederim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Biz teşekkür ederiz. Şimdi Bu sırada avukatlar Celal Ülgen,

İsmail Yılmaz... Avukat Hanım isim neydi?

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN: Zülbiye Şahin.

MAHKEME BAŞKANI: Zülbiye Şahin de duruşma salonuna geldiler. Sanık Mediha Olgun?

SANIK MEDİHA OLGUN SAVUNMASINDA: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Savunmanızı.

SANIK MEDİHA OLGUN SAVUNMASINDA: Efendim ben çiftçilikle uğraşan Türkmen

bir ailenin sekizinci çocuğuyum. İlk ve ortaokulu bir devlet okulunda, köy okulunda okudum.

Liseyi Adana Erkek Lisesi'nde bitirdim. Daha sonra tiyatro eğitimi aldım. Ferhan Şensoy'un

öğrencilerinden biriyim. İki sene tiyatro eğitimi aldım. Okul kapanınca gazeteci olmaya karar

verdim ve Adana Kanal A Televizyonu'nda işe başladım. Daha sonra sırasıyla Akşam Gazetesi,

Yeni Şafak Gazetesi, Sabah Gazetesi'nde çalıştım. Sabah Gazetesi'nde çalışırken de İHH'nın

Mavi Marmara gemisiyle Filistin'e insani yardım götürdüğü gemiye binen gazetecilerden

biriyim. İsrail'in katliamının birebir tanığı oldum. Orada meslektaşım Cevdet Kılıçlar başta

olmak üzere sekiz tane insan hakları gönüllüsünün şehit edilmesine şahit oldum ve döndüğümde

orada yaşadıklarımı anlattığım bir kitap yazdım. "Mavi Marmara'da neler oldu?" Turkuaz

yayınlarından çıktı ve yedi yıldır da İsrail'i 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılatmaya

çalışıyorum. İsrail'i demek doğru olmaz. O baskın emrini veren Netanyahu başta olmak üzere,

Page 13: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

12

Genelkurmay başkanı, baskına katılan askerlerin tamamını yargılatmak üzere 7. Ağır Ceza

Mahkemesi'nde bir vakte kadar yürüyen davanın müştekilerinden biriyim. Şu anda dava

düşürüldü ama mücadele devam ediyor. Şimdi bu şartlarda ilk sorum bu. Nasıl FETÖ'ye

yardımla suçlanabiliyorum anlayabilmiş değilim. Sözcü Gazetesi'ne başlamama gelirsek eğer;

Sabah Gazetesi'nde çalıştıktan sonra fiziki şartlardaki bazı olumsuzluklar nedeniyle istifa edip,

Sözcü Gazetesi’nin internet sitesi kurulmak üzereydi, oraya iş başvurusu yaptım ve video

editörü olarak işe başladım. Birkaç ay sonra sorumlu müdür arandığı söylendi ve beni sorumlu

müdür yaptıkları belirtildi. Ben de kabul ettim. Cezaevinden yaptığım dilekçelerde sorumlu

müdür değilim demedim, sadece yetkim yok dedim. Onu da açıklayacağım. Görev tanımım

şuydu: Ben video editörlüğü yapmaya devam ettim. Hatta video servisi büyüdü, 3-4 kişilik bir

ekibimiz oldu. Sorumlu müdür olduğumda, künyeye adım yazıldığında ve bugüne kadar da

görev tanımım şuydu: Yayınlanan imzasız haberlerde hukuki olarak objektif sorumluluk

üstlenmek. Benim haber girdirme, haberleri düzeltme, çıkarma ya da buna benzer herhangi bir

şekilde onay verme yetkilerim hiçbir zaman olmadı. Bunu hep anlatmaya çalıştım en başından

beri ve şimdi böyle bir suçlamayla yetkisiz bir insan olarak FETÖ'ye bilerek isteyerek nasıl

yardım etmiş oldum. En çok düşündüğüm şey bu benim zaten 5 aydır ve 4 ay hapiste yattığım

süre boyunca. Mesele hapiste kalmak da değil Efendim. 249 kişi şehit olmuş, hain bir darbe

girişimi atlatmışız, bazı yanlışlıklar olabilir. Ben böyle addediyorum. Özür dilerim, yanlışlık

olarak addediyorum tutuklanmamı. Bunun peşinde kesinlikle değilim. Helali hoş olsun ama bu

davayla anılmak, isminin FETÖ ile Fethullahçı Terör Örgütü'yle aynı cümle içinde

geçmesinden gerçekten çok sıkıldım. Çok yoruldum. Yetkisiz bir insan olarak bunun çok büyük

bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ben aktif olarak internet sitesinde video editörü olarak

çalışıyorum. Bunu herhangi birine, internet sitesinde çalışan herhangi birine sorduğunuzda da

teyit edebilirsiniz. Marmaris haberine gelirsek eğer; Gökmen çok güzel bir savunma yaptı

yaptığı haberle ilgili. Ben o haberin hiçbir noktasında yokum. Zaten yetkim yok. Haberi

yayınlandıktan sonra gördüm. Benden onay almak zorunda da değil. Haberi nasıl yaptığını

anlatıyor zaten. Suç olmadığını da söylüyor. Benim hiçbir dâhilim yok. O haberi alıp editleyen,

siteye giren, yayınlayan ya da diyelim ki gördüm "A! Bu olmamış!" diyeceğim... Deme yetkim

bile yok. Yani ben nasıl hiç görmediğim bir haber yüzünden böyle bir suçlamayla karşı karşıya

kaldığımı gerçekten anlamıyorum. Yine de adalete güveniyorum. Yüce Yargımızın canı sağ

olsun diyorum. Bir yanlışlık da olabilir, asla bunların peşinde değilim. Sadece çok üzgünüm.

Böyle bir örgütle anılmak, bu damgayı (her ne kadar yargılama sürse bile) bu damgayı almak...

Bakın kimse inanmıyor olabilir ama bir şekilde gazeteciyim ben ve her yerde haberlerimiz çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü'ne bilerek isteyerek yardımdan adım her yerde dolanıyor. 20 yıllık

meslek hayatımda böyle bir şey yaşamamıştım. Başka bir olaydan eğer başıma bu iş gelseydi;

hırsızlıktan, gasptan, darptan; bu kadar zoruma gitmeyecekti. Fethullahçı Terör Örgütüyle

benim ne işim olur. Hayatımın hiçbir döneminde; insanlar bunun adına başka bir şey derken

bile; ben hiçbir zaman sempati duymadım. İlgimi çeken insanlar bile değildi. Ben bu noktaya

nasıl geldim. Cezaevindeki insanlara bakıyorum. Gazetecilere de bakıyorum. Birçoğu benzer

suçlamalardan bizim gibi içerde ama gerçekten yardım eden insanlar da olduğunu görüyorum.

Aynı kefeye konulmak istemiyorum. Ben hiçbir zaman ne bu cenahtan insanlarla ne de siyasetin

içinde zaten olan biri değildim. Ben muhalif bile sayılmam. Ayrıca bunu da yadırgamıyorum.

İnsanlar muhalif de olabilir, iktidar yanlısı da. Ben her ikisinden de değilim. Ben sıradan bir

gazeteciyim. Nerede haber varsa oraya giderdim. Altı sene öncesine kadar. Nerede sesini

duyurmaya ihtiyacı olan insan varsa ayırmadan hem de. Dindar ya da solcu ya da sağcı

ayırmadan, insanların kimliğine, etnik kökenine bakmadan. Böyle sıradan bir insan olarak

neden bu suçla, böyle bir örgüte Fethullahçı Terör Örgütü'ne bilerek isteyerek yardım etmiş

nasıl oluyorum aklım almıyor. Bırakın bilerek isteyerek etmeyi, eğer benim böyle bir örgüte,

bilmeden, istemeden bir yardımım bile dokunduysa hiçbir şey yapmayın Sayın Hâkimim,

bırakın Allah belamı versin zaten benim. Bu suçlamayı kaldıramıyorum ve hiçbiri zor gelmedi

Page 14: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

13

de hep diyorum ki: Kendi ülkemde, kendi vatanımda böyle bir suçlamaya maruz kalıp bu

şekilde afişe olacağıma yedi senedir İsrail'in bizi o attığı, baskından sonra attığı Berşava

Cezaevi'nde olsaydım diye düşündüğüm zamanlar çok oldu. Hem cezaevinde hem burada. Bir

de sesimizi duyuracak kimse de yok. O yüzden yazdım 120 tane dilekçeyi. Başından beri

söylüyorum. Yetkim yok benim diyorum. Haberle bir ilgim yok benim diyorum. Yazmadım

bile diyorum. Yani telefonla yazdırılan kişi bile ben değilim diyorum. Eğer bu kadar ülkesini,

vatanını, milletini seven ve bunun için kendi egosunu, narsist duygularını bir köşeye atan başka

biri varsa gösterin. Herkes narsistliği bir tarafa bıraksın. Herkes egolarını, şapkasını önüne

koyup herkes düşünsün biraz istiyorum. Ben yoksa bunların hiçbirinin peşinde değilim. Canınız

sağ olsun, isterseniz bir 4 ay daha yatayım ama gerçekten çok büyük bir haksızlık var burada.

Başka da söyleyebileceğim başka bir şey yok. Eğer soru varsa alabilirim ve ayrıca şunu da

eklemek istiyorum: İnternet sitesinde ben Burak Bey'e bağlı gibi görünüyorum galiba. Şu

şekilde: Ben ona da bağlı değilim. Yayın yönetmenine bağlıyım ben. O sitede haberleri

girdirme, yayınlama, düzeltme, itiraz etme, onay verme yetkilerinin hiçbiri bende değil ve bunu

da her şekilde zaten herhangi birine alıp sorabilirsiniz. Bu kadar Efendim. Bitti.

MAHKEME BAŞKANI: Sanık Mediha Olgun müdafi Avukat...

(00:12:48 )

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK BEYANINDA: Can Çelik.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey buyurun.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK BEYANINDA: Oturarak savunma

yapabilir miyim?

MAHKEME BAŞKANI: Tabi.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK BEYANINDA: Teşekkürler.

Müvekkilimin savunmalarına aynen katılıyorum. Öncelikle iddianameye bakıldığında, zaten

72'nci sayfada da özetinde okuduğunuz üzere müvekkile yönelik doğrudan somut bir delil

mevcut değildir. Sadece diğer dosyalardan iki tanık beyanı ki o iki tanığın da beyanı birisi

"Sözcü'ye FETÖ sızmıştır", diğeri de "Cumhurbaşkanının yeri bulunmazsa Amerika'dan yardım

alınır." şeklinde iki tanık beyanıdır. Yani dolaylı delillerdir. Özünde doğrudan suçun

oluştuğuna yönelik hiçbir somut delil mevcut değildir. Kaldı ki suç adından da anlaşılacağı

üzere, bilerek ve isteyerek, yani kasten işlenir. Müvekkilin kastına yönelik hiçbir şey yoktur.

Kaldı ki Basın Kanunu'nun 11'nci maddesindeki cezai sorumluluk incelendiğinde zaten

müvekkilin burada olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple yani esas savunmayı daha

sonradan vermek üzere müvekkilin beraatini talep ediyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Sanık... Başka müdafisi var mı sanığın?

SANIK MEDİHA OLGUN SAVUNMASINDA: Yok.

MAHKEME BAŞKANI: Yok. Tamam. Geçebilirsiniz. Sanıklardan Yonca Yücekaleli.

SANIK YONCA YÜCEKALELİ SAVUNMASINDA: Evet. Evet, Yonca Yücekaleli. Ben

kendimi nasıl savunacağımı bilmiyorum. Siz de okuduğunuz kadarıyla ben orada muhasebede

çalışıyorum. Normal muhasebe rutin işleri yapmak dışında başka bir işim yok. Emniyetteki ve

savcılıktaki ifademin aynısına katılıyorum. Sadece savcılıktaki ifademde az önce sizin de

bahsettiğiniz bir 3-4 satırlık bir bölüm var.

MAHKEME BAŞKANI: Dur açalım bir.

SANIK YONCA YÜCEKALELİ SAVUNMASINDA: Adalet Darbe Komisyonu'yla ilgili bir

şey var orada.

MAHKEME BAŞKANI: Konuşun.

SANIK YONCA YÜCEKALELİ SAVUNMASINDA: O benim savunmam değildir. Benim

savunmamdan sonra avukatlarımın yaptığı savunmadır. Benim ifadem değildir o. Oraya yanlış

yazılmış. (??? - 00:14:56 )

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

Efendim şu tensibin 15'nci maddesinde hani numarasını vermiş ya, o.

Page 15: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

14

SANIK YONCA YÜCEKALELİ SAVUNMASINDA: Onun dışında söyleyecek bir şeyim

yok. Benim savunmamın aksine delil olmadığından dolayı şu anda burada FETÖ Örgütü'ne

yardım etmekle suçlanıyorum. Başka da söyleyecek bir şeyim yok.

MAHKEME BAŞKANI: Başka bir şey yok diyorsun. Sanıklardan Yonca Yücekaleli müdafi

kim? Avukat Bey.

(00:15:27 )

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Avukat Celal Ülgen. Gerçekten Yonca

Yücekaleli soruşturma aşamasında, emniyette, kollukta sorulan sorulardan da, verdiği

cevaplardan da anlaşılacağı gibi olayla hiçbir ilgisi olmayan... Pardon! Olay olmadığı için,

iddiayla hiçbir ilgisi olmayan bir müvekkilimizdir. Daha önce yazılı kendisiyle ilgili

savunmalarda bulunduk ve bu celse kendisinin söylediğine ilave edecek, katkı edecek başka bir

şey de yok. Sadece bir konuyu açmak lazım. Soruşturma savcısı iddianameye ifadeleri alırken

Yonca Hanım'ın ifadesini, bizim onun savunmasında başka bir konuya ilişkin söylediğimiz

sözden bir paragrafı keserek kopyalamış. Yani sanki biz o zaman şeyden bahsediyorduk;

Sözcü'nün adı geçtiği iddia edilen Ankara'daki bir iddianameden bahsediyorduk. O

iddianamede tek bir kelime Sözcü'nün ismi geçmiştir diyorduk. Onu söyledik. O kesilerek oraya

yapıştırılmış. Onun haricinde şu aşamada herhangi bir söyleyeceğimiz başka bir şey yok

Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Başka müdafisi var mı? Avukat Bey buyurun.

(00:16:54 )

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Avukat İsmail Yılmaz. Savunmasına aynen katılıyoruz müvekkilimizin.

Müvekkilimizin gerçekten bu iddianamede niçin yer aldığının, niçin bu operasyona maruz

kaldığının anlaşılabilir bir yönü yoktur. Kendisi de iddianamede hani okuduğunuzda,

baktığınızda, 73'üncü sayfa iddianamede, hiçbir atfedilebilen somut bir suç, somut bir iddia

yoktur. Hatta ve hatta iddianamede demiştir ki sayın savcı: "Herhangi bir delil olmamasına

rağmen" demiştir. Yani delil olmamasına rağmen iddianameye eklenmek durumunda

bırakılmıştır müvekkilimiz. Kendisi muhasebecidir. Bu şirkette de çalışmaktadır. Günlük klasik

muhasebe giriş çıkışlarını yapmakla mükellef bir insandır. Hiçbir eylemde hiçbir suçta da

katkısı yoktur. Zaten ortada bir suç yoktur, burada işlenmiş olan, bu iddianame çerçevesinde

iddia edilen. Dolayısıyla esasa ilişkin yine savunmada da bulunacağız. Müvekkilim suçsuzdur.

Beraatini istiyorum şimdiden.

(00:17:54 )

SANIK YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. CEREN YAKIŞIR BEYANINDA:

Soruşturma savcısı müvekkilimiz hakkında herhangi bir delil olmadığını belirtmekle beraber

kasıtlı ve maksatlı olarak mahkemenizi yanıltmak üzere müdafi olarak yaptığımız savcılık

aşamasındaki savunmayı kendisiyle ilişkilendirmek istemiştir. Delil olmadığı açıktır. Herhangi

bir suçu yoktur. İddianame baştan sona müvekkilimizle ilgili hukuka aykırıdır.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam teşekkür ediyorum. Şimdi burada bulunmayan sanık

savunmaları dedik. Avukat Bey şu anda CMK 100 maddesine yönelik tutuklama kararı bulunan

sanıkla ilgili de dilerseniz... Nasıl yap...

(??? - 00:18:47 ): (??? - 00:18:47 - Mikrofona konuşmadığından anlaşılamadı.)

MAHKEME BAŞKANI: Yani sizin söylemek istediğiniz bir şey. Bugün bunu zaman olduğu

için zamanı kullanma açısından anlatmak... Öyle aklıma geldi. O şekilde uygulayalım yani.

Burak Akbay'la ilgili.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: Şimdi Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Sabah hazırlanalım diyorsanız.

Page 16: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

15

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

Hayır Efendim hazırız biz. Bizim şeyimiz var Efendim. Beyanlarımız var.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Şimdi Efendim Burak Akbay'ın...

SANIK YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. CEREN YAKIŞIR SÖZ ALDI: Çok

pardon. Müvekkilimiz oturabilir mi?

MAHKEME BAŞKANI: Tabi tabi.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Efendim Burak Akbay'ın bize kendi el

yazısıyla imzalayarak gönderdiği bir metin var.

MAHKEME BAŞKANI: Biraz sesli olursa daha rahat.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Burak Akbay'ın bize imzalayarak

gönderdiği bir metin var. Biz de imzasını onaylıyoruz. İzin verirseniz bu metni bir genç

meslektaşım okusun. Sonra biz de görüşlerimizi söyleyelim.

MAHKEME BAŞKANI: Müdafisi misiniz siz?

(??? - 00:19:49 ): Evet müdafi Efendim.

(??? - 00:19:49 ): Bir yer değiştirelim.

(??? - 00:19:50 ): Evet Efendim Müdafiyim.

MAHKEME BAŞKANI: Onu dosyaya sunacaksınız değil mi Avukat Bey?

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ: Evet Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Hanım tanıtın kendinizi.

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Burak Akbay

müdafi Av. Zülbiye Şahin.

MAHKEME BAŞKANI: Ama yani.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

Mikrofonu şey yapmayın.

(00:20:14 )

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Tamam. Şöyle

iyi mi? Tamam. Burak Akbay müdafi Av. Zülbiye Şahin. Burak Akbay'ın yazılı imzalı

savunmasını okuyacağım. Beyanını... "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırlamış olduğu

ve mahkemeniz tarafından kabul edilen 73 sayfalık iddianamenin Türkiye'de FETÖ'cü denilince

akla gelen ilk isimler olan Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce gibi hayatını cemaate adamış ve

Atatürk'ün kurmuş olduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak isteyen FETÖ ile

başının yanından ayrılmamış, Zaman Gazetesi'nin kurucusu, yayın yönetmenliğini yapmış olan

sahtekârların beyanına dayanarak hazırlamış olduğunu üzülerek söylemeliyim. Bu

soruşturmanın başlamasının ve bu iddianamenin hazırlanmasının FETÖ kumpasından bir farkı

yoktur. Şahsımın sadece Türkiye'nin en çok satan Atatürkçü ve laik ilkesini savunan bir gazeteyi

kurduğum için hedef haline getirildiğim gayet açıktır. Hakkımdaki mesnetsiz iddiaların

neticelerinin hepsinin sadece FETÖ'nün sinsi eylemlerine faydası olacağı açıkça bilinmesine

rağmen Türk Adaletinin de buna alet olduğunu üzülerek görmekteyim. Şahsım adına yapılan

iddialar ve suçlamalar uzun süredir planlanan bir kumpasın parçasıdır. Burada kumpas

sözcüğünü genel savunmamın bir parçası olarak değil, bütün koşullarıyla gerçek bir kumpas

ile karşı karşıya olduğumu belirtmek için söylüyorum. Hakkımdaki yalan ve asılsız iddiaların

kaynağı Fehmi Koru denen şahsın takma isimle 2010 yılında hakkımda yazdığı gerçek dışı

savlar içeren absürt köşe yazısıdır. Bu şahsın 2010 yılında hâlâ FETÖ lideriyle yan yana

olduğu ve FETÖ'nün devlet kurumlarının kılcal damarlarına bile en yoğun şekilde girdiği bir

dönemde şahsımın ve Sözcü Gazetesi'nin ortaya çıkışının cemaat projesi olduğu fikri nasıl

ortaya atılabilir. Amaç Atatürkçü çizgideki bir gazeteyi ve şahsımı Atatürk düşmanları ve vatan

hainleri tarafından atılan iftiralarla yok etmektir. Bu da FETÖ'nün ters algı yaratarak

Page 17: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

16

oluşturduğu kumpas türlerinden biridir. Tıpkı FETÖ'nün mensubu olduğu, mensubu yargı

üyeleri tarafından Ergenekon ve Balyoz tertipleriyle Atatürkçü asker kadrolarının boşaltılması

gibi. Şimdi de FETÖ'cü kişilerce hiçbir somut delil olmadan sistematik bir, kamuoyunda

iftiralar oluşturulan algı ile Atatürkçü bir gazete ve şahsım hedef alınmaktadır. Eğer bu kumpas

FETÖ'cülerin işi değil ise bu gazeteye ve şahsıma iftira atanlar FETÖ'ye hizmet etmiyorsa o

zaman kime hizmet ettiklerini sorgulamak gerekir. Sözcü Gazetesi'nin yok olması kimin işine

gelir. Bu iftiralarla ve yalancı şahitlerle hazırlanan bir senaryo üzerine kurulmuş bu

iddianamenin varlığı hâlen bu örgütün faal olduğunu ve birilerinin sinsi amaçlarına hizmet

ettiğini göstermektedir. Hakkımda yalan tanıklık yapan Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce'nin

FETÖ ile bağlantıları açık iken kısmen 17-25 Aralık sonrası, kısmen de 15 Temmuz hain darbe

girişimi sonrası iktidara yaranmak ve kendilerini FETÖ izlerini silmek için mi bu kumpas aleti

olmuşlardır veya halen FETÖ emrinde kripto FETÖ'cü olarak hükümetin FETÖ ile

mücadelesini sulandırmak için mi yalan ifade vermişlerdir ya da bazı gruplar tarafından FETÖ

ile olan ilişkileri kullanılarak yalancı tanıklık yapmaları konusunda dayatma gördükleri için

mi yalancı tanıklık yapmışlardır. Dolayısıyla Atatürkçü ve muhalif çizgisi olan şahsım ve Sözcü

Gazetesi hakkındaki bu oyun en çok FETÖ'nün işine yaramaktadır. Benim FETÖ tarafından

yetiştirilip Sözcü Gazetesi'nin FETÖ tarafından kurulmuş olabileceği ihtimali hiçbir somut

kanıta dayanmadan varsayım ve montajlanmış fotoğraflarla bazı medya grupları tarafından

yıllardır sistematik olarak kamuoyuna yansıtılmaktadır. Bazı medya gruplarının Sözcü

Gazetesi'ni ve sahibi olan şahsımı her fırsatta karalaması ve taciz etmesi, şimdi asıl kime hizmet

ettiği anlaşılan yalan haberler ve fotomontajlar ile şahsıma terör örgütü yöneticisi gibi adi bir

suçun yapıştırılması bu medya kuruluşlarının uzun zamandır planlanan bu kumpasın bir

parçası olduklarını açıkça ortaya koymaktadır. Hakkımda FETÖ lideriyle yan yana bir

fotoğrafım olmadığı için fotomontaj gibi alçak bir yola başvurulmuştur. Bu alçak haberlere

karşı adalet önünde yapılan tüm hukuksal başvurulara rağmen yargı tarafından hiçbir etkili

çözüm alınamamış olması kumpasın derecesini ve vahametini gözler önüne sermeye

yetmektedir. Buna örnek olarak bazı medya gruplarınca yapılan şahsımın fotomontajlı

görüntülerine karşı internet içeriğine erişimin engellenmesi talebim İstanbul 7. Sulh Ceza

Hâkimliği tarafından 'Başvuran da bir medya kuruluşu olarak kendilerine yöneltilen

suçlamalara karşı aynı şeklide medya aracılığıyla cevap verecek imkâna sahip olduğu

anlaşılmakla...' şeklinde gerekçe ile reddedilmiştir. Bu gerekçenin anlamı; herkes kendi

adaletini kendi sağlasın demektir. O halde ben adaleti nerede arayacağım. Yapılan planlı bu

algı operasyonunun, FETÖ'nün Ergenekon ve Balyoz davalarında TSK'ya yapmış olduğu

kumpaslardan hiçbir farkı yoktur. Nitekim bu kumpaslar geç de olsa anlaşılmış ve kumpası

kuranların gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. Neticede suçsuz insanlar yıllarca hapislerde yatmış

ve aileleri mağdur olmuştur. Bu kumpası yapanların bir gün adalet önüne çıkacağına eminim.

Geçmişime ve günüme ve geleceğime güveniyorum. FETÖ karşıtıyım ve Atatürkçüyüm.

Hayatım boyunca FETÖ terör örgüt lideri ve terör örgütü üyeleriyle birlikte olmadım.

Okullarında okumadım. Değil evlerinde kalmak semtlerine bile uğramadım. Bankalarına para

yatırmadım. Kredi almadım. İftirayı atan yazarlarını da tanımam. Onlar da beni tanımazlar.

Hayatımda 5.000'den fazla satmayan gazetelerde yazan bu şahıslar tirajı 300.000 civarında

satan bir gazeteye ve sahibine iftira atmadan Pensilvanya'daki liderlerinden muhakkak izin

almışlardır. Tüm aile yaşamım, okuduğum okullar; laik, modern ve Atatürkçü çizginin dışına

çıkmamıştır. Bu okullar değil FETÖ, hiçbir cemaatin ulaşabileceği okullar değildir.

Olmamıştır. İş hayatımda kurmuş olduğum gazetelerim başta Sözcü olmak üzere yayın çizgisi

Atatürk'ün bize emanet ettiği idealler doğrultusunda; modern, laik hukuk devleti çizgisinde,

Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını savunmuştur ve çalışma arkadaşlarımızı da bu titizlikle

seçmişimdir. Hem özel hayatımda hem sahibi olduğum yayın çizgisi belli olan Sözcü

Gazetesi'nde yıllardır FETÖ ve nevilerini sonuna kadar eleştirmiş biri olarak Burak Akbay

isminin FETÖ ile anılması şahsıma yapılacak en büyük hakaret olduğu gibi gerçek FETÖ'cüleri

Page 18: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

17

gizleme çabasıdır. Öncelikle hiçbir delil olmadan Sözcü gibi bir gazetenin sahibini, terör

örgütü yöneticisi gibi asılsız, adi ve ahlâksızca bir iftirayla suçlayanların hangi emellere hizmet

ettiğinin araştırılması FETÖ mücadelesini daha da kuvvetlendirecektir. Buradan; mahkeme

tarafından bu iddianameyi yazan savcı, yalan ifade veren Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce

hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Bu şahısların FETÖ bağlantılarının

araştırılması sonucunda kimin FETÖ'cü olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Üstelik en çok da

bana bu iftirayı atanlar benim FETÖ'cü olmadığımı bilirler. Bana bu çirkin iftirayı atan yalancı

tanıklar ve bazı medya grupları daha dün 'Muhterem Hoca Efendi Hazretleri, Bitsin bu sıla

özlemi' derlerken Fethullah Gülen'e ilk kez FETÖ diyen sahibi olduğum Sözcü Gazetesi'dir.

Ekte bazı manşetleri dikkatinize sunuyorum. Bu manşetleri biz mi attık. - Hayır. Demek ki bu

medya grupları o zamanki günahları şimdi bizden çıkarıyorlar. Biz 'FETÖ içerisinde... FETÖ

devlet içerisinde örgütleniyor. Devleti ele geçirmeye çalışıyor.' derken bu medya grupları

FETÖ yanında hareket ediyor, yapılanları destekliyorlardı. Onlar kandırılırken biz doğruları

yazıyorduk. Ayrıca bu kumpasın arkasındaki med..."

MAHKEME BAŞKANI: Çıkarın dışarı. Yok yok. Çık çık. Çık dışarı! Kim ise çıksın.

Buyurun.

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: "Ayrıca bu

kumpasın arkasındaki medyayı; başta A Haber, Sabah ve Takvim gazetelerinin yöneticileri

olmak üzere savcılarla başlayıp gizli dosya içeriklerini yayınlayarak iddianamenin içerisinde

çok önemli bir delil varmış gibi yayın yapmaları, yayınlanan bazı sözde delilleri daha sonra

asıl iddianamede yer almamasına rağmen kamuoyunu yanıltarak ve hakkımda karalama

yaparak algı operasyonu yapmaları bu kumpasta beraber çalışmış olduklarının açıkça

göstergesidir. Bu medya kuruluşları Ergenekon, Balyoz ve Poyrazköy gibi kumpas

operasyonlarında FETÖ'nün savcısı gibi kumpası savundukları için mi şimdi bize bunu

yapıyorlar. Yaptıkları günahları mı çıkarmak istiyorlar. Yoksa bana ve Sözcü'ye saldırarak

yaptıklarını mı unutmak istiyorlar. Bu medya grubunun yöneticileri acaba FETÖ'cülerin kalesi

olan Fatih Koleji'nden mi mezun oldular. Zoraki yazılan bu iddianame MASAK [Mali Suçları

Araştırma Kurulu] raporlarının sanki büyük bir para hareketlerini şahsım ve gazeteyi

yayınlayan şirketim ile yanıltıcı bir şekilde karıştırıp ortada usulsüz işlem yapıldığı imajı

verilmeye çalışılmıştır. Benim usulsüz bir işlemim yoktur. Bir an için bu para hareketlerinin

usulsüz olduğu düşünülürse bile, vergi ve ticaret hukukunu ilgilendiren bir konu olup şahsıma

atfedilen haksız ve ağır suçlama ile ilgisi yoktur. Şahsıma ve şirketime karşı yapılan bu

araştırma bazı medya kuruluşlarından birine yapılmış olsaydı eminim bende bulunmayan

delillerin tonlarcası onlardan çıkardı. Bilirkişi raporuna dayanmayıp bazı basın savcısının

uzmanlığı olmayan bir konuda çeşitli raporlardan kafasına göre rakamlar alarak bir neticeye

ulaşamamış ve konunun araştırılmasını istemiş olması hayret vericidir. Soruşturmayı yöneten

basın savcısı 'Burak Akbay'ın ortağı olduğu firmalar ile söz konusu şahıs ve firmalar arasında

geçen ilişkiler olduğu, MASAK raporundaki veriler göz önünde bulundurulduğunda bu

ilişkilerin ticari faaliyetler ve uygulamalar kapsamında olduğu değerlendirilmiştir.' şeklinde

bizi aklayan 16/05/2017 tarihli bilirkişi raporunu neden sümen altı etmiştir. Bir savcı

iddianameyi yazdıktan ve kabul edilmesinden sonra o soruşturmadan elini çeker. Bir temel

hukuk kuralıdır. Soruşturma savcısı iddianamenin kabulünden sonra hâlâ MİT'ten yurt dışı

telefon kayıtlarının kime ait olduğunun araştırılmasını istemiştir. Bir sene boyunca aklına mı

gelmemiştir yoksa haksız davanın uzaması işine mi gelmektedir. Malî açıdan her sene

incelemeden geçen şirketimize 2010-2012 yılları için şu anda FETÖ'den ihraç edilmiş Çağlar

Cerit adında bir vergi inceleme memuru tarafından 15/11/2013 tarihinde 10 trilyon 687 milyon

503 bin 29 TL'lik bir vergi cezası kesilmiştir. Üstelik 23/06/2016 tarihinde. Ankara Gelir

İdaresi Başkanlığı'ndaki uzlaşma komisyon başkanı olan ve yine FETÖ'den ihraç edilen

Zülfikar Küçükavcı'nın uzlaşmaz tutumu neticesinde uzlaşılamamıştır. FETÖ'nün amacı

Sözcü'yü malî açıdan zora sokacak vergi cezaları keserek yok etmekti. Dosya kapsamında

Page 19: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

18

yapılan araştırmalarda da ortaya çıktığı gibi bende ByLock programı yok, şifreli 1 dolar yok,

malî hiçbir bağlantım yok, FETÖ'nün okullarında okumadım, yurt..."

ZABIT KATİBİ: (??? - 00:31:41 - Anlaşılamadı.), bir cümle, açılsın hemen şey yapayım.

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Tamam.

"Dosya kapsamında yapılan araştırmalarda da ortaya çıktığı gibi bende ByLock programı yok,

şifreli 1 dolar yok, malî hiçbir bağlantım yok, FETÖ'nün okullarında okumadım, yurtlarında

kalmadım, sosyal medya paylaşımlarım yok. Aleyhime kullanılan tek şey süzme FETÖ'cü,

FETÖ'nün has adamı Fehmi Koru'nun güya babamdan duyduğu iddia ettiği safsatadır. Şimdi

size soruyorum hangi delil ile beni FETÖ örgütünün yöneticisi yaptınız. Hangi delil ile bana

tutuklama kararı çıkardınız. Benim FETÖ Terör Örgütü'nün yöneticisi olduğuma dair dosyada

ve gerçekte tek bir delil bile yok iken benim FETÖ Terör Örgütü yöneticisi olmadığıma dair

binlerce kanıt ortada duruyor, nasıl böyle bir iddianame ve nasıl böyle bir dava olabilir

anlamak güç. Benim suçsuzluğum ortadadır. Ben sözde değil özde FETÖ karşıtıyım ve Mustafa

Kemal Atatürkçüyüm. Adalet yolunda yapılan bu yanlışlığın yine adalet yolunda düzeltileceğine

inanıyorum. Ancak gecikmiş adalet, adalet değildir. HSK Başkan Vekili Ahmet Yılmaz'ın da

ifade ettiği gibi; zamanında ve isabetli bir karar vermenizi temenni ediyor ve bir an evvel

beraatim için karar verilmesini talep ediyorum. Saygılarımla. - Burak Akbay"

MAHKEME BAŞKANI: Bu yazılı metin okunduktan sonra Avukat Bey. Buyurun. Avukat

Celal Ülgen Bey tekrar söz aldı.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Avukat Celal Ülgen. Sayın Başkan, Değerli

Heyet. Talepler kısmında ayrıntılı...

MAHKEME BAŞKANI: Onu biz alabilir... Yani biz.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

Vereceğiz.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Talepler kısmında ayrıntılı olarak

belirteceğiz. Bazı konuları görsel olarak da anlatmak istiyoruz. Onun için Sayın Mahkemeden

eğer izin verirse gelecek duruşmaya bir barkovizyon cihazı getirip şu karşıda ekranda

göstermek istiyoruz. Çünkü bu şekilde panolarla göstermek bir hayli yorucu ve zor oluyor.

Birinci talebimiz, ara talebimiz bu. Burak Akbay'ın savunmasıyla...

MAHKEME BAŞKANI: Onu bir daha tekrar eder misiniz?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Barkovizyon.

MAHKEME BAŞKANI: Barkovizyon.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Küçücük bir makina... Barkovizyon talep

ediyoruz. Biz kendimiz getireceğiz ve resim kâğıtları yapıştırarak perdeyi öyle yapıp orada

göstereceğiz. Müvekkilimiz hakkında cumhuriyet savcısının daha doğrusu soruşturma

savcısının soruşturma açmasından önce tıpkı Gökmen'in soruşturmasında olduğu gibi Takvim

Gazetesi "FETÖ'cü Akbay tutuklansın!" diye şöyle bir haber yapıyor Efendim. Savunmalarda

var. Görüntülerini koyduk. Burada bu fotoğrafta müvekkilimiz Burak Akbay Fethullah Gülen'in

tam karşısında ayakta oturuyor ve bu fotoğrafla hem müvekkilimizin FETÖ'cü olduğu imajı

yaratılmak isteniyor hem de bu gücü nereden alıyorlarsa "Tutuklansın!" diye yargıya talimat

veriyor. Bu fotoğrafın daha sonra fotomontaj olduğunu ve aslında Milliyet Gazetesi'ndeki bir

fotoğraftan alıntılandığını; şöyle Efendim; o da var tekrar bir kez daha gösteriyorum. Fethullah

Gülen'in karşısında Ekrem Dumanlı var. Ekrem Dumanlı var. O fotoğrafta Ekrem Dumanlı'nın

fotoğrafı çekilerek müvekkilimiz Burak Akbay'ın fotoğrafı montajlanmış ve bu montajlanmış

fotoğrafın kök fotoğrafını da bulduk ve soruşturma savcısına bir kitapçık olarak sunduk. Ancak

bu arada Değerli Meslektaşlarımla beraber bu fotomontajlanmış haberlerin yayından

Page 20: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

19

kaldırılması ve erişimin engellenmesi için de bir hayli başvurularda bulunduk. Yüzlerce link

vardı bu konuda ama şunu hemen belirteyim ki bunların hiçbirisini kaldırma olanağı bulamadık.

Çünkü yaptığımız itirazlar da reddedildi. Gerekçe olarak "Siz de medya kuruluşusunuz.

Medyadan cevap verin." denildi. Böyle bir hukuk sistemi, böyle bir gerekçe asla görülmemiştir.

Biz ayrıca ret gerekçelerini de dilekçemizin içerisine koyduk. O da dosyada mevcuttur. Şimdi

bununla başlayan bir soruşturma süreci var. Aynı...

MAHKEME BAŞKANI: Kayıt süresi mi doldu?

ZABIT KATİBİ: Kayıt süresi dolmadı da (??? - 00:36:39 - Anlaşılamadı.) Devam

edebilirsiniz.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Bunun dışında soruşturma savcısı

iddianamesini yarınki talepler bölümünde ayrıntılı olarak irdeleyeceğiz ancak müvekkilimizle

ilgili üç temel suçlama yaptı. Birisi - Şüphelinin örgüt içinde yetiştiğine dair ve örgütün amacı

doğrultusunda Sözcü Gazetesi'ni çıkarttığına dair gazetecilik alanında, kamuoyunda tanınan ve

bilinen üç ayrı gazetecinin tanık olarak ifade verdikleri ileri sürülerek Sözcü Gazetesi'nin

FETÖ'cü olduğu konusunda iddia oluşturdu. İkincisi - Şüphelinin sahibi olduğu Estetik

Yayıncılık, Havacılık ve Hava Taşımacılığı Şirketi'nin haklarında FETÖ/PDY soruşturması

geçiren firma veya şahıslarla ilişkisini gösterir MASAK raporları olduğunu söyledi. Üçüncüsü

de - Şüphelinin; hakkında soruşturma olduğunu bildiği halde yurt dışında olduğu ve Türkiye'ye

dönmediği ve şüpheliye ulaşılamadığı gerekçelerini gösterdi. Şimdi bunlardan birincisi yarınki

tanık dinletimleri sonucunda aydınlığa kavuşacağı için bu konuya girmek istemiyoruz. İkincisi

Estetik Yayıncılık ve Havacılık ve Hava Taşımacılığı Şirketi'nin FETÖ/PDY iltisaklı kişi ve

örgütlerle alışveriş yaptığı konusundaki MASAK ve MASAK raporuna dayanarak alınan

bilirkişi raporları bunun böyle olmadığını, tam tersine rutin bir alışveriş işleri olduğunu ve kaldı

ki iddianamede sözü edilen bazı firmaların sahiplerinin o tarihte FETÖ ile bağlantılı ya da

iltisaklı kişiler olmadığı ortaya çıkıyor ama ne yazık ki iddia makamı iddianamede bilirkişi

raporları bölümünde bu kısmı es geçmiştir ama dosya içerisinde var. Bir de bir önceki bilirkişi

raporunda da Estetik Yayıncılık'ın yaptığı bütün işlemlerin rutin ticari faaliyetler içerisinde

kaldığını belirtmiştir bu raporlar. Bu raporlar iddianameye gelmemiş. İddianamede lehte olan

raporlar irdelenmiş olsaydı belki de iddianamenin iadesini gerektirecek unsurlar taşıyacaktı. Bu

yönden bir eksiklik olmuştur. Bir de önemli bir konu var. Müvekkilimiz firmanın ismi Estetik

Yayıncılık, Havacılık ve Hava Taşımacılığı Şirketi'nin ismi daha sonra değişmiş ve anonim

şirkete dönüşmüştür ama MASAK raporlarında böyle bir titizlik de yapılmamış ve her bulunan

bulgu eski şirket üzerinden irdelenmiştir. Bu aşamada müvekkilimizle ilgili yurt dışına çıkış

yasağını... Pardon, yurt dışına bilerek çıktığı konusundaki görüşe de birkaç söz söylemek

gerekir. Müvekkilimiz hakkında soruşturma başlatıldıktan sonra, yaklaşık 8-9 ay sonra

Türkiye'ye müvekkilimiz bayramı geçirmek için gelmiş, sonra yurt dışına çıkmış, yurt dışına

çıktıktan sonra tekrar bir yakınının vefatı nedeniyle cenaze için gelmiş ve cenazeden sonra

tekrar çıkmış ve çıktıktan sonra da çeşitli telefon görüşmelerinde; Haziran ayında temelli

Türkiye'ye geleceğini ve yerleşeceğini söylediği bilindiği için telefon dinlemeleriyle, onun yurt

dışına çıkmasıyla birlikte operasyon başlatılmıştır. Dönmeden. Çünkü özellikle müvekkilimizin

yurt dışında kalması, yurt dışından gelmemesi soruşturma savcısının ve soruşturmanın selameti

açısından daha evla görülmüştür. Tabi bunu biz oldukça yadırgıyoruz. Bu Gökmen için de böyle

bir olay meydana geldi. Onu değerli meslektaşım söylemişti. Gözaltına alındığı sırada akşama

kadar bekletildi. Adeta kaçması önerildi. Müvekkilimiz için de böyle bir olay söz konusudur.

Müvekkilimiz aslında Türkiye'de tutuklamanın bir cezaya dönüşmüş infaz rejimi olmasından

dolayı...

ZABIT KATİBİ: Avukat Bey (??? - 00:41:35 - Anlaşılamadı.) Başlayabilirsiniz.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Müvekkilimiz Türkiye'de tutukluluğun infaz

Page 21: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

20

rejimine dönüşmüş olması nedeniyle gelmekte bir çekince göstermiştir. Yoksa aslında

dosyadaki yargılama sırasında da göreceğiniz gibi ve bugüne kadar yaptığımız savunmalardan

da anlaşılacağı gibi Burak Akbay'ın korkması gereken ve herhangi bir suçu işaret eden

aleyhinde hiçbir kanıt yoktur. Tamamen afaki, tamamen uydurma, hayali suçlamalar

yapılmıştır. Bu Sözcü Gazetesi'ni bilmemek ve tanımamak mümkün değildir. Çünkü Sözcü

Gazetesi yazarlarıyla ve bütün ekibiyle aslında Atatürkçü bir düşünceye sahiptir ve birinci

özellikleri FETÖ karşıtı olmalarıdır. Yazarlarının, çizerlerinin, muhabirlerinin birinci özelliği

budur ve Burak Akbay'ın sahibi olduğu ve Burak Akbay'ın Türkiye'de olduğu dönemde korku

imparatorluğunun en yüksek olduğu 2010 ve 2011 yıllarında başta o dönemin kutsandığı ve

olağanüstü olanaklar verildiği Zekeriya Öz olmak üzere bütün FETÖ'cü savcılara karşı yılmaz

ve amansız bir mücadele göstermiştir. Bir iki size başlık sadece göstermek istiyorum. Bugün

burada bitirmek istiyorum. Bunun ayrıntısını Perşembe günü veya yarın devam edeceğiz. Şimdi

Efendim. 25 Aralık 2013. "Cemaat orduya kumpas kurdu!" Bunu ilk kez o tarihte Baş

Danışman Yalçın Akdoğan söylüyordu. Onu manşetine taşıdı ve burada da "Emniyet içini

cemaatçiler sardı!" diye bir manşetini görmektesiniz. Türkiye'de FETÖ'cü diye bilinen,

geçmişte bilinen gazetelerle, siyasi iktidar yanında görünen gazetelerin belli dönem nasıl

işbirliği içerisinde oldukları ve Balyoz, Ergenekon gibi kumpas davalarını kotaran, Amerikalı

işbirlikleriyle birlikte kotaran FETÖ'cü zihniyetin nasıl yanında durduklarını bütün herkes

bilmektedir. Şimdi burada kelle koltukta deyim yerindeyse her türlü riski göze alarak Fethullah

Gülen ve Fethullah yapılanmasının karşısında duran bir gazetenin ve gazete patronunun

Fethullahçı olarak işaretlenmesi aslında FETÖ'cülüğün ne olduğunu gizlemek ve örtmek

içindir. Eğer siz Sözcü'ye FETÖ'cü derseniz kimlerin FETÖ'cü olduğunu gizlemiş olursunuz.

O nedenle biz Perşembe günü kimlere FETÖ'cü denir, kimlere denmez bunu Sayın

Mahkemeyle paylaşmak istiyoruz ve Sayın Mahkemenin adaletine güveniyoruz. Saygılar

sunuyoruz.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Avukat İsmail Yılmaz. Burak Akbay müdafiyim. Üstadımın beyanlarına

katılıyorum. Savunmalarına, beyanlarına. Sözcü Gazetesi hiç hakkı olmadığı bir haksızlığa

maruz bırakılmıştır. Maalesef bazı bu gazetenin rakibi olan, hasmı olan, kirli zihniyet taşıyan

bazı gazetelerin sistematik şekilde bu gazete aleyhine haberleri vardır. Sözcü Gazetesi

karalanmıştır. Sahibi Burak Akbay karalanmıştır. Zaman zaman yazarları karalanmıştır. Yine

maalesef yalan, sahte fotomontajlı resimler habermiş gibi yayınlanmış, piyasaya sürülmüş,

onlarla ilgili biz erişim engelleme, tekzip taleplerinde de bulunmamıza rağmen Sulh Ceza

Hâkimlikleri dünyada örneği görülmeyen cümlelerle isteklerimizin reddine karar vermişlerdir.

Bu yola çıkan kirli medya bazı... Kirli medya diyorum ben çünkü gerçekten onların yapmış

olduğu şey basın görevi değil. Kirli medya görevi yapmışlardır o gazeteler. Bazı kirli medya...

ZABIT KATİBİ: Devam edebilirsiniz.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Bazı kirli medya Türkiye'de maalesef basın görevi yapmayıp tetikçilik,

saldırganlık, rakibini yıpratma, ticari yönden kıskandığı alt edemediği rakibini, tirajlarında

yakalayamadığı rakiplerini başka yerden vurma taktiklerine gitmişlerdir. Sözcü Gazetesi'nin de

bugün başına gelenler bundandır. Yani bu gazetenin ticari yönden rakibi olan, bu gazetenin

tirajlarını çekemeyen, o tirajın onda birine erişemeyen kirli medya Sözcü Gazetesi aleyhine

sürekli yanlış, yalan, haksız, sahte haberlerle algı üretmiş, bu algı şişe şişe bugüne getirilmiştir.

Eminim ki bu dosyanın hazırlanmasının kökeni de o günlerde oluşturulmuştur. Çünkü sürekli

hiç olmadığı halde yalan resimler, sahte haberlerle bir kamuoyunda algı oluşturulmuş ve çok

ilginç 15 Temmuz'da Gökmen Ulu'nun haberini de bahane ederekten aynı günün ertesi gününe

hemen Sözcü'nün sahibi hakkında, gazete hakkında çok saldırgan, çok kirli bir haber

yaygınlaştırılmıştır. Onun üzerine çok ilginç o gazetenin bazılarında çıkan haberlerin ertesi

günü veya onu tam da bilemiyoruz. Daha sonra da göreceğiz UYAP kayıtlarında, ertesi günü

Page 22: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

21

veya aynı anda eş zamanlı Çekmece Başsavcılığı soruşturma başlatmıştır. Çekmece

Başsavcılığı mı soruşturmayı önce başlattığı bazı gazetelere haber verildi yoksa o gazetelerde

haber mi yapıldı Çekmece Başsavcılığı soruşturma yaptı; bu çok muamma bir sorudur bizim

açımızdan. Çünkü Sözcü Gazetesi'nin daha önce 01/01/2016 günü yapmış olduğu bir bulmaca

haberinden dolayı da benzer bir soruşturma açılmıştı ve o benzer soruşturmada da biz aynı şeyi

görmüştük. Yani o benzer gazetelerde haber, Çekmece Başsavcılığı'nın soruşturması, eş

zamanlı. Hangisinin hangi anda, hangisinden önce olduğu, hani haberin mi önce olduğu,

soruşturmanın mı önce olduğu... Umarım ileride yargı rahatlar biz de UYAP kayıtlarından

bunları buluruz zaten. Aslında burada bir suç işleniyor yargı eliyle. Maalesef. Yani biz bunu

gözlemliyoruz. Oradan yola çıkan yayınlar pompalanmış. Sanki Sözcü Gazetesi'nin, 15

Temmuz günü Gökmen'in yapmış olduğu haber sanki işte darbecilere sanki Gökmen o haberi

alınca darbecilere yardımı herhangi bir iletişim vasıtasıyla, telefonla, mesajla veremiyor da

haber yaparak vermesi ancak en uygunuymuş gibi. Yani bu kadar, bu haberin bile mantığını,

bu haberin bile bir darbeye, darbecilere yer bildirmeymiş gibi yazılmasını, akıl alacak gibi

değildir Sayın Başkanım. Bakın size şunu söyleyeceğim: 15 Temmuz günü Gökmen'in haberini

darbecilere yer bildirdi diyen yandaş medya, hatta ve hatta bu iddianame; 15 Temmuz günü,

bakın biz bunu yeni bulduk; Sözcü'nün haberi. Onlar FETÖ kelimesini daha yeni kullanıyorlar.

Yani şu 15 Temmuz'dan sonra FETÖ kelimesi kullanıldı. Oysaki Sözcü Gazetesi'nin 15

Temmuz günü haberi. Buyurunuz. Yani Sabah... Bu gazete 14 Temmuz günü basılmış, sabah

da piyasaya sürülmüş bir gazete. "Fethullah Gülen'i CIA koruyor. Örgütün arkasında ABD

var." denilmiş. Altta da...

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Vereceğim.

MAHKEME BAŞKANI: Ben bir kelime bir şey söyleyebilir miyim? Yani şeyle ilgili değil

de, ben burada olmayan sanıkla ilgili kısmı.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Ben toparlıyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Haberle tamam bağladın ama biraz onunla münhasır kalırsak daha

iyi olur. Çünkü o konuyu daha önce...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: İki cümlede toparlıyorum Efendim. Toparlıyorum Efendim. Şurada da

Efendim yine sayfanın altında (Size vereceğim ben Sayın Mahkemenize) "Milli takım hocası

FETÖ cezası aldı." demiş. Yani gazetenin habercilik politikası, haber yayın politikası, siyasi

görüşü, duruşu belli. Sürekli FETÖ karşıtı olmuş. Herkes Fethullah Hoca Efendi Hazretleri

derken 2008'lerde ya da 2007'lerde FETÖ demiş bu gazete. Yani böyle bir gazeteye, böyle bir

gazetenin sahibine FETÖ'cü diye yafta atmak en başta ayıptır. Müvekkilim Burak Akbay'la

ilgili iddianamedeki iddia edilen hiçbir suç iddiasının hiçbir desteği yoktur. Hiçbir delili yoktur.

Tamamen afaki, safsata, dedikodulardan ibarettir. Bazı çekemeyen medya mensuplarının

kışkırtmasıyla gelip zamanında elini eteğini öpen kişilerin işte atmış olduğu çamurlarından

ibarettir. Dedikodu iddianamesidir bu iddianame. Dolayısıyla bu iddianamedeki hiçbir iddianın

mahkemenizce ben geçerli görülmeyeceği kanısıyla müvekkilimin şimdiden beraatini talep

ediyorum. Hakkındaki yakalamanın da kaldırılmasını, ülkemize dönmesinin sağlanmasını talep

ediyorum. Saygılarımla.

MAHKEME BAŞKANI: Sizden istirhamım yani mahkemeye verirken, ben daha öncekini

UYAP'a kaydettirdim ama bunu da sen UYAP'a bir...

MÜBAŞİR: Peki Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Biz şimdilik böyle ufakları yapalım da ama büyükleri siz bunu

UYAP aracılığıyla yaparsanız daha kalıcı olur yani. (??? - 00:51:35 - Anlaşılamadı.)

Sanıklardan Burak Akbay müdafi Avukat...

Page 23: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

22

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Zülbiye Şahin.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Hanım.

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Üstatların

beyanına aynen katılıyorum. Söyleyeceklerim bu kadar.

MAHKEME BAŞKANI: Şimdi Avukat Bey şeyi sormak isteyeyim. Şimdi burada gelen giden

evraklar vardı. Tabi siz... Bunları ben yeni yazdım. İsterseniz bugün bu duruşmayı burada...

Sizin talebinizi de ben aldım. Onunla ilgili bir karar verelim. Zaten ara kararımız açık. Yarın

tanıklarla ilgili dinlenilmek üzere şey yapalım. Hem siz zaten UYAP'ta kayıtlı olduğu için

görüyorsunuz. Şu müzekkerelerle ilgili, şunlar da UYAP'ta kayıtlı. Siz de bir hazırlık

yaparsanız. Kolaylık olsun diye bize de duruşmadan önce bunu... Yani çünkü sanığın gelmesi

dikkate alındığında... Burada kayda son veriyoruz. Duruşmaya 10 dakika...

2.CELSE - 08/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:05:46) - CD 2 TANIK ANIL EREN YILDIZ'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben 23 Mart - 24

Mayıs 2017 tarihleri arasında ByLock kullandığım iddiasıyla iki aydan biraz fazla cezaevinde

tutuklu olarak kaldım. Tahliye oldum sonra. Sözcü Gazetesi'yle alakalı, daha doğrusu ben

cezaevinden çıktıktan sonra bir röportaj verdim Aydınlık Gazetesi'ne. Aynı zamanda Vatan

Partisi Ankara Gençlik Kolları Başkan Yardımcısıyım. Orada sorulardan biri şuydu:

"Cezaevinde FETÖ'cülerin okuduğu gazeteler." Onlardan birisinin içerisinde Sözcü Gazetesi

de vardı. Sanırım işte Basın Bürosu oradan takip edip görüyor. Benim ifademde şu şekilde

geçiyor. Evet, Sözcü Gazetesi'ne orada FETÖ tutukluları takip ediyorlardı, okuyorlardı ama

onu sadece muhalif diye alıyorlardı. Hatta ulusalcı, PKK ve FETÖ karşıtı çizgisini

eleştiriyorlardı. Özellikle Soner Yalçın ve Yılmaz Özdil'in yazıları buna örnek gösterilebilir.

Aynı zamanda cezaevinde bulunduğum sürede FETÖ imamlarından (kendini öyle söyleyen)

Muharrem Parlayan adlı şahıs da işte o FETÖ'ya yönelik davaların başladığı, operasyonların

olduğu gün şunu söylemişti. Oh iyi oldu. Çok güzel oldu. AKP ile Kemalistler birbirini yesinler.

Bu süreçten biz böyle kurtuluruz vesaire. Ya çünkü beklentileri bu davaların, FETÖ davalarının

sulanmasıydı. Bu şekilde görüyorlar. İşte hatta bir başka tanıklığım da şudur: İşte bir zaman bu

FETÖ dava... Şeyden Sözcü davalarından sonra Sözcü Gazetesi'ni doğal olarak daha çok takip

etmeye başladılar. Çünkü orada da davaya ilişkin, FETÖ davalarına ilişkin bilgiler vardı. Şunu

söylüyorlardı: İşte bugün bir tanık şöyle söylüyor Sözcü davasında... Tanık diyorum...

Tutuklu... Veya "İşte bugün Sözcü Gazetesi'nde ne var?" Biri de diyor ki oradan, diğer bir

FETÖ'cü "İşte ne olacak bugün. Kendilerini yine biz FETÖ'cü değiliz diye suçlamaya,

kurtarmaya çalışıyorlar. Bunlar hâlâ anlayamadılar. Bu sadece işte cemaate yönelik bir

operasyon değil, Türkiye'deki bütün muhalif sesi kısmaya çalışıyorlar. Zaten Sözcü Gazetesi'nin

ne kadar işte, cemaat, hizmet... (Öyle söylüyorlar) düşmanı olduğunu herkes biliyor." Yani

orada benim gözlemim... Diğer gazetelere kefil olamam. Cumhuriyet, Birgün, Yeni Asya,

vesaire ama Sözcü Gazetesi'ni sadece AKP'ye muhalif bir gazete diye alıyorlardı. İdeolojik

anlamda bir yakınlıklarını gözlemlemedim. Hatta işte dediğim gibi PKK ve FETÖ karşıtı

olduğundan dolayı çoğunu eleştiriyorlardı. Gazetede geçenleri. Bildiklerim bu kadardır.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tanığa hazırlık aşamasında cumhuriyet savcılığınca alınan

beyanı okundu. Orada da aynı şekilde buna benzer ifadelerde bulunmuşsun. Savcılıktaki

beyanını biliyorsun. Yani dikkat çeken beş gazeteden birisinin Sözcü olduğunu, FETÖ'den

tutuklu bulanan şahısların aldığı beş gazeteden birinin Sözcü olduğunu söylemişsin orada ve

düzenli olarak okuduklarını belirtmişsin. "Tahminime göre -demişsin- Sözcü Gazetesi'ni

muhalif gazete olarak alıyorlardı. İdeolojik anlamda yakın oldukları için almıyorlardı."

TANIK ANIL EREN YILDIZ'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Gibi... Bu ifaden doğru değil mi?

TANIK ANIL EREN YILDIZ'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet doğru. Ona

da katılıyorum.

Page 24: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

23

MAHKEME BAŞKANI: Doğru. Okundu. "Doğrudur, bana aittir." dedi. Aynı mahiyette

olduğu görüldü. Bu anlamda sanıklar müdafinden sırasıyla tanık beyanına karşı diyeceği

soruldu. Avukat Bey isminizi ve lütfen...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Avukat Celal Ülgen. Bütün sanıklar vekili... Bir

kısım sanıklar vekili. Tanığın hazırlıkta alınmış olan ifadesi de aslında aynı anlamdaydı. Bugün

daha pekiştirerek söyledi. Sözcü Gazetesi'ni muhalif gazete olarak aldıklarını ve hatta Sözcü

Gazetesi'nde çıkan haberleri kendi cemaatlerinin söylediği sözü doğrular nitelikte kullanmak

üzere söyledikleri görülüyor. Bu nedenle tanığa herhangi bir sorumuz da yok. Tanığın bu

ifadesinden...

MAHKEME BAŞKANI: Bir diyeceğiniz yok yani.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Bu iddiasının iddianameye bile girmemesi

gerektiği anlaşılıyor. Teşekkür ederim.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Herhangi bir sorumuz yok tanığa.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Bir kısım

sanık... Gökmen Ulu vekili... Müdafi... Tanık beyanında "Atatürkçüler ile Tayyipçiler birbirini

yesinler. Sözcü Gazetesi'nin ne kadar FETÖ düşmanı olduğunu biliyoruz." Bunu net bir şekilde

söylemiştir. Dolayısıyla iddianameye girmiş olan noktalarla ilgili çelişki net bir şekilde ortaya

çıkmıştır. Herhangi bir diyeceğimiz yoktur.

MAHKEME BAŞKANI: Kapatalım şimdi...

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN SÖZ ALDI: Avukat Zülbiye

Şahin. Burak Akbay müdafi. Tanık beyanlarına bir diyeceğimiz yok.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK SÖZ ALDI: Avukat Can Çelik.

Mediha Olgun müdafi. Tanık beyanlarına diyeceğimiz bir şey yoktur.

MAHKEME BAŞKANI: Cumhuriyet savcısından tanık beyanına karşı diyeceği soruldu.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Tanık beyanlarına bir

diyeceğimiz yoktur Sayın Başkanım.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Bağlantıyı kesiyoruz. Ankara bağlantısını kapatalım.

2.CELSE - 08/11/2017 - 2.BÖLÜM - Süre (00:06:59) - CD 2 TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İsmim Cem Küçük.

Gazeteciyim. İşim gereği de her gün bütün medya kuruluşlarını (buna Sözcü de dâhil olmak

üzere) didik didik ederim. Sizin de bana sorduğunuz gibi Hâkim Bey; eğer iddianameye göre

konuşacaksak, yani Sözcü Gazetesi'nin iddianamesine göre; başta Mediha Olgun, Gökmen Ulu,

Yonca Hanım; bu üç kişi hakkında, bunlar FETÖ'ye yardım yataklık ediyor ya da işte

Fethullahçı Teröristler darbe yapacakları gün Sayın Cumhurbaşkanımızın kaldığı otelin

bilgilerini Gökmen Ulu'ya verdi diye ifadelerin iddianamede yer alması ve bu isimlerin örgüt

üyesi olmamakla beraber Fethullahçı Teröristlere yardım yataklık ettikleri iddiası bana göre

çok komik. Yani bu iddianameye bakınca ve bu tanıklıkları görünce de yani böyle teröristlerin

kalkıp bu üç tane isimle yardım ve yataklık yapacaklarını asla zannetmiyorum. İddianameden

de böyle bir şey çıkmıyor. Bu bakımdan iddianame son derece komik. Aynı zamanda gene

iddianamede malî işlerle ilgili 2010 yılındaki bazı bilgiler geçiyor. O 2010 yılında geçen

bilgiler, mesela bizim de o zaman yayınevi şirketimiz vardı. Biz de reklam vermiştik. Onların

bile delil olarak bana göre orada savcı tarafından iddianameye yazılmaması gerekirdi. Çünkü

bu teröristlerin Millî Güvenlik Kurulu tarafından terörist olarak kabul edilmesi Nisan 2014.

Dolayısıyla ondan sonraki yayınların biraz daha baz alınması gerekiyordu. Patronuna gelince

Burak Akbay'a. İddianamenin dışına çıkmayalım ama şunu söyleyeyim: Eğer bu iddianame 17-

25 Aralık, MİT Tırları, Suriye'de yapılan 12 Mart 2014'teki kozmik toplantının 28 Mart'ta

Page 25: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

24

Youtube'a verilmesi Fethullahçı teröristler tarafından; onunla ilgili olsaydı o zaman ben de

Sözcü Gazetesi'nin o tarihlerde Fethullahçı teröristlerin işine gelen, onlara yardımcı olan

manşetler attığını söylerdim. Onunla ilgili örneklerim de var ama o tarihte sadece Sözcü değil

bütün diğer muhalifler, hükümet kanadının yani bizim tarafın gazete ve televizyonları hariç

bütün o zamanki Hürriyet de, Cumhuriyet de, diğer internet siteleri de, hepsi benzer manşetleri

attı. O yüzden toparlarsam, iddianameye bakarak söylüyorum, namusumla söylüyorum, bir

madenci oğlu olarak bunu söylüyorum. FETÖ'yle bu medyada belki en çok ölümüne mücadele

eden kişi bunu, burada beni sevmeyen ya da benle aynı görüşte olmayanlar bile söyleyebilir

ama ben yani Allah'a inanan bir insanım, doğru söylemek zorundayım. Bu iddianameye bakarak

Sözcü Gazetesi Fethullahçılarla iş birliği yaptı denemez ve bu iddianame bu açıdan da son

derece komik kaldığını, altını çizerek tekrar söylerim. Bir şey daha söylemek istiyorum. Bu

şeyse... Ama şunun da dikkatini çekmek isterim. Savcı Bey'e verdiğim ifadeyle alakalıdır.

Şimdi mesela Sözcü Gazetesi yazarı Sayın Saygı Öztürk ve diğer Sözcü'nün bütün yazarları,

çizerleri, oranın çalışanları Fethullahçılara 2007-8-9'dan itibaren "Bunlar terör örgütü, terörist"

derlerdi. 17-25'ten sonra ve hatta 7 Şubat Krizinden sonra bu teröristlerin gerçek yüzü ortaya

çıktıktan sonra bile Saygı Öztürk gibi Kemalist bilinen bir adamın, bir gazetecinin

Fethullahçıların yayın organında Samanyolu TV'de Ekim 2015'e kadar program yapmasını son

derece yanlış buluyorum. Üstelik yani bunu da şey için söylüyorum...

MAHKEME BAŞKANI: Tanıklarla ilgili kalırsak...

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır hayır. Onu şunun

için... Yani Gültekin Avcı, Önder Aytaç gibi aşağılık tiplerle, yani Fethullahçı tiplerle program

yapmasını da bence en çok Sözcü'nün yazarları ve çizerlerinin eleştirmesi lazımdı. O eleştiriyi

bize bırakmamalıydılar. Bunu da söyleyeyim.

MAHKEME BAŞKANI: Ben bir soru soracağım.

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ama bu iddianameyle

ilgili değil tabi yani dışarıdan bir yorum.

MAHKEME BAŞKANI: Ben bir soru soracağım. Savcılıktaki beyanınızda demişsiniz ki

"Sözcü Gazetesi'nin Kemalist olarak bilinen Ankara temsilcisi Saygı Öztürk işte Hamidullah

Öztürk'ün amcasının oğludur." falan diye. Böyle bir basında da bir ara bu böyle bir şey.

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır. Hayır hayır.

MAHKEME BAŞKANI: Bir ifade geçti basında. Şimdi burada da böyle bir ifadeniz var.

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: O değil. Ben şöyle...

MAHKEME BAŞKANI: Bu böyle yani şimdi Hamidullah'ı söylememin sebebi de, o da

Fethullah'ın Brezilya imamıdır falan dediğin...

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani bizim

devletimizin...

MAHKEME BAŞKANI: Bu ifadeyi bir açar mısın?

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Tabi açayım.

Devletimizin de resmi tespitine göre Hamidullah Öztürk bu FETÖ'nün hâlâ Brezilya

yetkilisidir. Tabi 2017 itibariyle orada mı onu bilmiyorum ama ben onu 2014 Ocak ayında Yeni

Şafak'ta yazdığım köşe yazısında amcasının oğlu dedim ama ondan sonra Saygı Öztürk bununla

ilgili açıklama yaptı. Aynı köylülermiş. Çok uzaktan bir akrabalığı var dedi. Benim savcıda

söylediğim de budur. Yani ben şeydir demiyorum. Onu da söyleyeyim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tanığa cumhuriyet savcılığında alınan beyanı okundu.

Orada da bu tür şeyler söylemişsin. Sadece "Burak Akbay FETÖ'ye ait evlerde yetişmiştir." diye

bir beyanınız var. Orada öyle yazıyor.

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben öyle bir şey

demedim. Öyle bir bilgim yok.

MAHKEME BAŞKANI: Bak şimdi burada ben...

Page 26: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

25

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Gazete haberleridir. Öyle

bir bilgim olsa ben bunu zaten söyler, yazarım yani. Hiç çekinmem. Gazete haberlerini...

MAHKEME BAŞKANI: Yani o zaman ben zapta geçmesi...

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şöyle söyleyeyim: Köşe

yazılarımda ya da programlarımda, mesela Sabah Gazetesi, Akşam, Star, Yeni Şafak, yani

bizim tarafın kanallarında çıkan haberleri yorumlarken böyle bir şey demiştim. Kendim böyle

bir şey demedim. Bilmiyorum çünkü. Bilmediğim şeyi nasıl söyleyeyim.

MAHKEME BAŞKANI: Kısaca; bu sadece "Burak Akbay'ın FETÖ'ye ait evlerde yetişmiştir."

sözü haber amaçlı başka yerden duyduğun yazı üzerine kaleme alınmıştır.

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yaptığım yorumdur. (???

00:06:14 - Anlaşılamadı.)

MAHKEME BAŞKANI: Yorumdur. Bir bilgin yok?

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Zaten olamaz yani. Bu

anca bir FETÖ evinde kaldığı devletin güvenlik birimlerinin bileceği bir iş.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Başka bir şey söyleyecek misin?

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yok ama ben.

MAHKEME BAŞKANI: Yok. Tamam. Sanıklar müdafine soruldu.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Sorumuz yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Bir dakika. Yok değil mi?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Sorumuz yok.

MAHKEME BAŞKANI: Tüm sanıklar müdafi ayrı ayrı söz alarak tanığa bir sorumuz yoktur

dediler. Cumhuriyet savcısından soruldu.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: (??? 00:06:49 -

Mikrofona konuşulmadığından anlaşılamadı.) yoktur Sayın Başkanım.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam teşekkürler. Çıkabilirsiniz veya oturabilirsiniz.

TANIK CEM KÜÇÜK'TEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Teşekkürler.

MÜBAŞİR: (??? 00:06:54 - Anlaşılamadı.)

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Yok çıkayım.

MÜBAŞİR: Yok yok. Dışarı çıkmayın. Görüşmesinler başkanım diğerleriyle. Hani...

MAHKEME BAŞKANI: Hayır hayır yok yok yok bir şey yok. Gidebilir.

2.CELSE - 08/11/2017 - 3.BÖLÜM - Süre (00:09:47) - CD 2 TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ali Fuat Uğur

kimlikteki adım. Gazetecilikteki adım Fuat Uğur. Fuat Uğur adıyla yazıyorum ve medyada

ismim var. Şimdi Sözcü Gazetesi olayına girmeden şunu söyleyeyim hemen: 15 Temmuz

öncesinde 17-25 Aralık sürecinden itibaren özellikle FETÖ konusunda bir hassasiyete sahibiz

biz gazeteciler olarak ve dolayısıyla da basında da bir hassasiyetle...

MAHKEME BAŞKANI: Biraz daha mikrofona ses...

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Aynı hassasiyetle

izliyoruz ve bu hassasiyetimiz nedeniyle de FETÖ'nün taktik ve propagandalarına malzeme

olabilecek yayınlar bizim merceğimize takılıyor. Doğal olarak. 15 Temmuz'dan sonra bu

hassasiyetimiz daha da arttı kuşkusuz ve şimdi Sözcü Gazetesi'yle benim kişisel olarak, yazar

olarak polemiklerim oldu, sert tartışmalarım oldu. Onların benimle ilgili yaptıkları haberler var.

Benim onlara yönelik söylediklerim var. Yaptıkları haberleri problemli bulduğumu yazdım,

söyledim. Burak Akbay'ın Sözcü Gazetesi'nin sahibi olarak neden firari olarak ya da ülkeye

dönmediğini yazdım. Zaten Burak Akbay meselesi Fehmi Koru'nun Taha Kıvanç müstear

adıyla yazdığı yazıdan sonra ortaya çıktı ve bunun yeniden gündeme gelmesiyle ortaya çıktı.

Fehmi Koru bunu yazdığı zaman Sözcü Gazetesi pek ona itiraz etmemişti ama yani bu yeniden

Page 27: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

26

gündeme geldi ve dava açıldı ve bu tartışmaların içinde devam eden bir süreç var. Ben Sözcü

Gazetesi'nin en son yaşadığımız polemik Rahmi Turan ekseninde de oldu bu, onun köşesinde

yayınlanan bir karikatürle başladı. Yani bu tür karikatürlerin ve haberlerin aslında FETÖ'nün

amaçlarına hizmet ettiğini yazdım ve dolayısıyla da onları eleştirdim. Sert bir şekilde eleştirdim.

Onlar da benim bazı demeçlerimi aldılar. Manşetlerine çıkardılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın

racon kesmeyle ilgili sözlerini çok şaşırdığım bir şekilde manşetlere çektiler. Bu tür

polemiklerimiz, sert polemiklerimiz oldu ama bu şu kanaatimi ortaya koymuyor: "Sözcü

Gazetesi'ni FETÖ çıkarıyor." Böyle bir kanaati bende oluşturmadı. Bu anlamda neden tanık

olduğumu da çok iyi anlayabilmiş değilim. Çünkü gazetedeki yazılarım Sözcü'ye yönelik de

olabilir. Başka yayın organlarına ve başka kişilere de yönelik olabilir ve eleştirebilirim de. Sert

de eleştirebilirim de ama ben bir delile sahip değilim. Sanık olanları tanımıyorum. Şahsen

tanımıyorum. Ne Mediha Olgun'u ne Gökmen Ulu'yu ne de Burak Akbay'ı tanımıyorum.

Şahsen tanımıyorum. Onlar hakkında şudur budur deme imkânım kesinlikle yok. Ayrıca hem

Mediha Olgun hem de Gökmen Ulu'yla ilgili vicdani kanaatim o yöndeki; onlar haksız yere

tutuklu yargılandılar ve yargılanmaya devam ettiler. Mediha Olgun tahliye edildi kuşkusuz ve

şimdi Gökmen Ulu ile ilgili olarak düşüncemi de yazdım. Söyledim de. "Medya Kritik" diye

bir programımız var TGRT'de. Orada da söyledik. Cihan Küçük'le birlikte defalarca söyledik.

Şimdi bir örgütten söz ediyoruz Hâkim Bey. Teknolojinin dibini bulmuş bir örgütten söz

ediyoruz ve Gökmen Ulu'nun aynı gün, 15 Temmuz günü cumhurbaşkanını bulduk diye bir

gazetecilik refleksiyle yazdığı haberden yola çıkarak Gökmen Ulu'nun tutuklu olmasından söz

ediyoruz. Biz buna karşı çıktık. Ben karşı çıktım şahsen. Yani bunun eşyanın tabiatına aykırı

olduğunu, tutuklu kalmamasını, tahliye edilmesi gerektiğini söyledim ve hâlâ söylüyorum. Yani

onun tutukluluğu artık ızdırap verici bir eziyete dönüşmüş (benim kanaatime göre) durum da.

O yüzden de bunları söyledim ve yazdım. İddianameye baktığımda da (siz de okudunuz

ifademde) iddianamede bir delil göremedim işin açık tarafı ve bu yüzden de iddianamenin zayıf

ve bir delile dayalı olduğunu düşünmüyorum ve bu davanın da (çok özür dilerim) bitmesi

gerektiğini düşünüyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Siz ne biliyorsunuz?

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben Sözcü

Gazetesi'nin FETÖ'yle bağlantılı ya da iltisaklı olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Başka söylemek istediğiniz bir şey var mı?

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben sadece bunu

söylemek istiyorum. En son da şunu söyleyebilirim. Bu dava bana göre bir hukuk devleti

konusunda endişe duymamızı gerektirmeyecek şeklide sonlanmalı diye düşünüyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Onu... Siz sadece bildiklerinizi söyleyin. O... Yargı elbette bir karar

verecektir o konuda. Tanığın cumhuriyet savcılığınca alınan 11/08/2017 ve aynı tarihli ek ifade

tutanakları ayrı ayrı okundu. Soruldu. Şimdi oradaki ifadenizde yani birtakım haberlerin (yani

geniş bir şekilde anlatılmış) birtakım haberlerin FETÖ taktiğiyle uyumlu olduğu falan

gibilerinden söz edilmiş. Burada kastınız neydi bunu söylerken?

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi FETÖ'nün

taktikleri vardır...

MAHKEME BAŞKANI: Yani genel anlatım içerisinde geçen bir...

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hı hı evet.

MAHKEME BAŞKANI: Cümle söyledim.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hı hı. FETÖ'nün

taktikleri vardır. Bunu yayın organları yasaklanmadan, kapatılmadan önce çok daha güçlü bir

şekilde...

MAHKEME BAŞKANI: Bunu nasıl anlamalıyız? Bu sözü yani.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İzah etmeye

çalışıyorum. FETÖ yayın organlarında vardır. Yani sureti haktan görünürler ve aslında

Page 28: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

27

derinden, alttan alta bir propaganda yaparlar ve aslında devleti yıpratırlar, işte iktidarı

yıpratırlar, vesairedir. Şimdi Sözcü Gazetesi'nin malûm olduğu üzere bir bana göre takıntılı bir

şekilde Erdoğan karşıtlığı temelinden yola çıkarak yaptığı haberler var ama bu haberler (Sözcü

Gazetesi'nin haberleri ve yazıları diyelim) FETÖ'nün taktikleriyle, yani propaganda

taktikleriyle uyumlu olarak benim gözüme göründüğü için bunu eleştiriyorum yani FETÖ'nün

amaçlarına uygun hizmet eden yayınlar yapıyorsunuz diye eleştiriyorum. Yani bu eleştirinin

sebebi FETÖ'cüsünüz, bu şekilde yayın yapıyorsunuz anlamına gelmiyor bu.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Sanıklar müdafi.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

Efendim benim bir kısa bir sözüm olacak.

MAHKEME BAŞKANI: Müdafisi Avukat Celal Ülgen'den tanık beyanına karşı diyeceği

soruldu.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Yoktur Efendim bir diyeceğimiz.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Efendim ben de bir... Avukat İsmail Yılmaz... Bir diyeceğim yoktur beyanlarına

karşı. Bir kısa sualim olacak. Kendisini tanık sıfatıyla kim çağırdı? Nasıl ulaşıldı kendisine?

Bir avukat, birileri gelip kendisine, şahitlik yapmasını istediler mi? Bunun sorulmasını

istiyorum.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Beni savcılıktan

çağırdılar.

MAHKEME BAŞKANI: Bir dakika. Bir dakika. Ben soracağım soruyu.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Tabii ki, peki,

bilmiyordum.

MAHKEME BAŞKANI: Sizi kim çağırdı? Nasıl buraya ifade vermeye geldiniz?

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Cumhuriyet savcısına Efendim ilk...

MAHKEME BAŞKANI: Yok işte... Onu zaten...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Yalnız bir dakika Efendim. Bir usul hakkında

bir söz alabilir miyim?

MAHKEME BAŞKANI: Şimdi Avukat Bey.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Efendim önemli bir konu var. Avukatlık

mesleğiyle ilgili bir konu var. CMK'ya göre sanık avukatları doğrudan soru sorar.

MAHKEME BAŞKANI: Ama...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Eğer Kanun Hükmündeki Kararnamede bunu

da kısıtladılarsa...

MAHKEME BAŞKANI: Yok. Kanun hükmünde kararnameyle bu kısıtladı derken...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Ama biz doğrudan sorarız.

MAHKEME BAŞKANI: Biz de... Bir bunu ayrı bir... Bunu burada tartışılacağını

zannetmiyorum. Bu duruşmada da. Şimdi şöyle bir şey var. Bu duruşmada derken, bunu ayrı

bir konu. Mahkeme başkanı da yargılama konusuyla ilgili mi değil mi bunu süzgeçler ve sorar.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: O mahkeme başkanının takdirinde değil ama

Efendim, bakın.

MAHKEME BAŞKANI: Yani.

Page 29: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

28

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Ben burada...

MAHKEME BAŞKANI: Uygun görmediğimi sormayabilir miyim?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Bizimki o konuyla ilgili...

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok bir şey söylemedim. Uygun görmediğimizi, yargılama

konusuyla ilgili olmayanı sorabilir miyim? Buranın sevk idaresi bana mı ait? Ama tamam bunu

sonra konuşalım boş verin. Şimdi burada Avukat Bey der ki: Sizi yani Savcı Bey mi çağırdı?

"Birisi git şuraya tanık olarak beyanda bulun." mu dedi? Ne amaçla geldiniz.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Savcılıktan talep

geldi bana.

MAHKEME BAŞKANI: Ha sizin... Direkt telefon açıldı.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet. Bir randevu

verildi.

MAHKEME BAŞKANI: Başka bir şahıs filan geldi mi? Onu sordu.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yok hayır.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Nasıl geldi Efendim? Telefonla mı, davetiyeyle mi? Nasıl geldi celp ona?

MAHKEME BAŞKANI: Telefon mu, davetiye mi?

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: (??? 00:08:43 -

Mikrofona konuşulmadığından anlaşılamadı.) geldi evet.

MAHKEME BAŞKANI: Biraz sesli konuşursanız. Anlaşılmadı.

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Telefonla geldi.

MAHKEME BAŞKANI: Telefonla geldi. Tamam.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Peki Efendim hangi... Kendisine söylendi mi yani...

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Aa... Asım.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Hangi özelliğinden dolayı çağrıldığı ona söylendi mi orada? Hangi vasfından

dolayı oraya şahitliğe çağrıldığı ona izâh edildi mi?

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Savcı Asım Ekrem

bana ifade sırasında bunu söyledi: "Yazılarınız nedeniyle..." Ben de zaten yazımda ifade ettim

bunu.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Son sualim. Savcının kendisi mi çağırdı bizzat telefonla? Katibi mi? Yoksa başka

bir şahıs mı?

TANIK ALİ FUAT UĞUR'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Kati... Bir polis

memuru. Katiplikte bir polis memuru ya da görevliydi çağıran.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Avukat Bey bir sorunuz var mı? Huzurda bulunan diğer

avukatlar tanığa bir sorusu olmadığını beyan etti. Huzurda bulunan sanıklara ayrı ayrı tanık

beyanına karşı diyecekleri soruldu. Yoktur dediler. Cumhuriyet savcısından tanık beyanına

karşı diyeceği soruldu.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Tanık beyanına bir

diyeceğimiz yoktur Başkanım.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Teşekkür ederiz. Tanık... Oturabilirsin de dışarı da

çıkabilirsin. Tanığın...

2.CELSE - 08/11/2017 - 4.BÖLÜM - Süre (00:17:23) - CD 2 TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yüce Mahkemenizi ve

mahkeme salonundaki hazırunu selamlıyorum. İsmim Ersoy Dede. Buraya hangi davayla ilgili

Page 30: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

29

olarak çağrıldığımı da biliyorum. Buraya çağrılmama konu olan savcılıktaki ifade sürecimi de

arz ederek başlayayım dilerseniz. Sözcü Gazetesi'nin 17-25 Aralık süreci sonrasında

Fethullahçı Terör Örgütü'nün gerek seçilmiş hükümete gerekse başka birtakım kurumlara,

yapılara (yargı olabilir, emniyet olabilir, başka birtakım yapılar olabilir, bakanlıklar olabilir)

buralara dönük olarak kurduğu bir kumpas sürecinden geçti Türkiye Cumhuriyeti, Devleti ve

bununla işte en ağırı 15 Temmuz olmak üzere ağır ağır, ara ara pek çok bedeller ödemek

durumunda kaldık. Bu süreçte Sözcü Gazetesi'nin, bu Fethullahçı Terör Örgütü'nün birtakım

tezlerini, tertiplerini doğru kabul ederek gerçek birer yolsuzluk suçlaması gibi ya da gerçek

birer usulsüzlük iddiası gibi kendi okur kitlesine, yani virgül atarak şöyle bir şey söyleyeyim:

Fethullahçı Terör Örgütü'nün daha çok bilgi, haber ve yorum aldığı kaynakları o vakte kadar

biliyoruz. İşte Zaman Gazetesi, Taraf Gazetesi, Samanyolu Televizyonu gibi birtakım medya

organları vardı onların ve hükümete yakın televizyon, radyolar da yine o vakte kadar onların

beslendikleri yerlerdi fakat daha Kemalist, ulusalcı, solcu kitleye bunu meşrulaştırmak için bir

alan aradığını FETÖ'nün o vakitlerde görüyorduk ve Sözcü Gazetesi'nin yapmış olduğu bazı

yayınlar (bilerek ya da bilmeyerek, orasını az sonra belki arz ederken çıkar ortaya) FETÖ'nün

bu amacına hizmet ettiğini gördük. Yani Zaman Gazetesi'nden belki bazen daha da ağır, daha

da sert 17-25 Aralık yayınlarının yapıldığını gördük. Daha sonraki süreçte de böyle ağır

yayınlar yapıldığını gördük ve bunu eleştiren Star Gazetesi'nde de Aktüel Dergisi'nde de üç beş

farklı farklı zamanlarda, konulara göre farklı farklı zamanlarda fıkralar kaleme, yazılar kaleme

aldım. O yazılardan birini (galiba Aktüel dergisinde olan yazım konu edilmiş) savcılık bu

soruşturma sırasında o yazılarımdan birini değerlendirdiğini ve benim de bununla ilgili olarak

bilgime başvurmak istediğini söyleyerek beni davet etti. Ben de savcılık makamına gittiğimde

"Mesleğim gazetecilik. Bir şey duyduğumda, bir şey öğrendiğimde bunu saklamıyorum.

Saklamamayı tercih ediyorum. Yani eğer doğruluğundan eminsem haber olarak, eğer yorum

olarak bir katkı sağlayabileceğini düşünüyorsam yorum olarak... Bunu hemen zaten radyoda,

televizyonda, gazetede, medya organlarında, medya mecralarında, seslenebildiğim yerlerde

dile getiriyorum..." Dolayısıyla benim Aktüel'de yazmış olduğum yazının üzerine katabilecek

herhangi ek bir bilgim daha olmadığını savcılık makamında da Sayın Savcı'ya da, ilgili savcıya

da ilettim. Zannediyorum o şekilde de geçmiş olmalı. Orada bana sorulan, yazımda da

değerlendirdiğim ve daha sonra bu soruşturmanın içerisinde de geçen iddialar arasında yani

eğer yanlış biliyorsam özür dilerim baştan ama yani Gökmen Ulu ve Mediha Hanım'ın 15

Temmuz sürecindeki hakkındaki suçlamalar yok. Benim bildiğim kadarıyla orada gazetenin

sahibi Burak Akbay'ın FETÖ'nün evlerinde kaldığı iddiası var. O iddianın da kaynağı

mahkemenizce de malûmdur. Ben de o kaynağın dışında bir kaynağım olmadığını, bir bilgim

olmadığını, Fehmi Koru'nun iki ayrı gazetede, aralarında ikişer sene zaman farkıyla bunu

yazdığını, yazdığı halde Sözcü Gazetesi'nin bunu ya da Sayın Akbay'ın, ailenin ya da, bunu...

Ailenin derken onu özellikle söylüyorum çünkü Sayın Fehmi Koru daha sonra bir beyanatta

bulundu galiba savcı ifadesinde. Bu bilgiyi Sayın Burak Akbay'ın babasından aldığını söyledi.

Ben işin oralarını bilmiyorum. Biz sadece Fehmi Koru'nun yazısına bakarak ve daha sonra

bunun yalanlanmadığını görerek bu bilgiyi yazılarımızda değerlendirmiştik. Sonra yalanlandı.

Yani henüz işte yani bu dava aşaması içerisinde Akbay ailesi bunu gerek Sayın Ertuğrul Akbay

gerek Sayın Burak Akbay yalanladılar ama o vakte kadar yalanlamamışlardı. Dolayısıyla biz

de hani iki ayrı gazetede Fehmi Koru öyle böyle okunan da bir yazar. Yani hani sözüne itibar

edilen önemli bir yazar. Yarım asra yakındır kalem oynatan bir isim. Hani onun böyle bir

iddiasının yalanlanmamış olmasını da gerçek olarak algılamıştık ama daha sonra yalanlandı.

Onun dışında benim Sözcü Gazetesi'nin FETÖ'cü olabileceğine, FETÖ Örgütü'yle ilişki

içerisinde olabileceğine, ondan para, vesaire alışverişi yapabiliyor olabileceğine dair bir

suçlamanın herhangi bir tarafında olmam zaten (çok özür dilerim) deli saçmasıdır. Yani benim

açımdan Sözcü Gazetesi'nin FETÖ'cü olması deli saçması bir iddiadır. Bunu yani çok açık

burada ifade etmek istiyorum. Fakat şu şerhi düşerek bunu söylüyorum: Sözcü Gazetesi bilerek

Page 31: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

30

bilmeyerek, şu veya bu nedenden dolayı hedef birliği yani hükümete dönük olarak bir hedef

birliği olabilir. Yani ortak hedef olarak Erdoğan'ı gören iki yapı vardır. Biri işte siyasal

muhalefette ve onu destekleyen gazete, medya organlarıdır. Biri yasa dışı, işte FETÖ gibi, başka

birtakım örgütler. Mesela bir başka gazetede PKK ağzıyla hükümete yüklenir. Bir başka gazete

Efendim yabancı gizli servisler ağzıyla hükümete yüklenir. Onlar hedef birliği yapmışlardır gibi

okuruz biz bunu. Sözcü'nün de bazı yayınları, 17 Aralıktan sonra özellikle o yolsuzluk

soruşturmaları sosu verilmiş daha sonra yargı kararıyla bunun bir tertip olduğu anlaşılmış olan

17-25 Aralık sürecinde yapmış olduğu yayınlar FETÖ'nün çok hoşuna giden yayınlar oldu.

FETÖ'nün tam da hedeflerine, sonuca odaklı birtakım projelerine olanak sağlayan yayınlar oldu

ve daha da yani benim bu anlamda hani Sözcü ile ilgili olarak yazdığım yazılarda değindiğim

ana husus şu oldu: Zaman Gazetesi'nde bir şey yazarsınız ya da işte Taraf Gazetesi, yani onların

hitap ettiği kesimin gazetelerinde, televizyonlarında ama Sözcü'nün okur kitlesi bambaşkaydı

ve bu hani muhtemelen Sözcü'nün okuru diyebileceğimiz o işte 700-800 bin, ne kadarsa artık

tirajı, o okurun herhalde içinde bir tane bile cemaat mensubu (sosyolojik ve dine aidiyet

bakımından söylüyorum) cemaat mensubu falan yokmuştur. Ama FETÖ yani bir şekilde o

cemaat dedikleri o yapıyla sokakta bile yan yana geçmeyecek olan insanlara kendi tezlerini bu

şekilde vermiş oldu. Bu benim gazeteci olarak gözlemimdir ve herhalde hani Sayın Sözcü

Gazetesi'nin, o haberleri yapanların, yayınlayanların da herhalde bugün geldiğimiz nokta

itibariyle, yani işte 15 Temmuz'da tepemize bombaların yağdığı bu nokta itibariyle herhalde

"Ya vay arkadaş! Sahiden de biz bu süreçte bunların ekmeğine çok yağ sürmüşüzdür." dediğini

zannediyorum Efendim. Onun dışında benim Sözcü'yü FETÖ'cü olarak gösteren herhangi bir

bilgim, görgüm, böyle bir yorumum da aynı zamanda yoktur. Olmamıştır. Gökmen Ulu ve

Mediha Hanımefendi'yle ilgili suçlamalarla ilgili olarak da Star Gazetesi'nde iki ayrı yazı

yazdım. Hemen bu suçlamalar yapıldıktan hemen sonra. O yazılarım (yanımda getirmedim özür

dilerim ama internetten rahatça bulunabilir) bu suçlamanın da yani 15 Temmuz günü Sayın

Cumhurbaşkanının yerinin, bulunduğu yerin haberleştirilmesine dönük olarak yapılan

suçlamanın da ben yersiz olduğunu düşünenlerdenim bir gazeteci olarak ve daha da korkuncu

şu: Bir gazetecinin bence buz gibi bir gazetecilik faaliyeti olan böyle bir haberinden dolayı bir

gazeteci olarak benim meselenin tarafı olmam benim adıma, yani benim açımdan açıkçası çok

doğru görünmüyor. Yani ben bir gazeteci olarak bir başka gazeteciyi... Gazetecilik faaliyeti ki

benim açımdan cumhurbaşkanının tatil yaptığı yerin haberleştirilmesi gazetecilik faaliyetidir.

Bu şekilde kürsünün öbür tarafında benim olmam benim adıma da utanç verici bir durumdur.

Onu da arz etmem gerekiyor Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Söyleyeceklerin bundan ibaret.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bundan ibaret Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tanığa cumhuriyet savcılığınca alınan beyanı okundu. Şimdi orada

da aşağı yukarı bu tür şeylerde, beyanda bulunmuşsun. Yani bu yazının kaynağının yani Burak

Akbay'ın FETÖ'nün evlerinde kaldığı yönündeki haberin Fehmi Koru'dan kaynaklı alıntı

olduğu yönünde beyanda bulunmuşsun. Bu beyanların doğru buradaki beyanın?

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Aynı mahiyette olduğu mahkememizce görüldü. Huzurda bulunan

sanıklar müdafilerinden Avukat Celal Ülgen'den tanık beyanına karşı diyeceği soruldu.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Avukat Celal Ülgen. Önce birkaç sorum var

izin verirseniz Sayın Başkan.

MAHKEME BAŞKANI: Tabii ki Avukat Bey.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Siz ifadenizde Sözcü'nün, özellikle 17-25

Aralık'taki manşetlerini ve kimi manşetlerini FETÖ'nün...

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hoşuna gittiği...

Page 32: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

31

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Hoşuna gittiği haberler olarak aldınız.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bunu ama arz ettim.

Özür diliyorum sözünüzü bölüyorum. Yorum olarak bunu. Yorum olarak.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Evet ben tekrar yorumunuzu merak ediyorum.

Şimdi bakın cumhuriyet savcısı, soruşturma savcısı bu davanın iddianamesine o haberleri

koydu. Biraz sonra savunmada biz bunları anlatacağız. O haberleri koymakla o 17 ve 25 Aralık

olaylarını bugün gine tartışacağız burada ve muhtemelen de yarın gazetelerde haber olacak. Bu

da FETÖ'nün hoşuna gidecek mi gitmeyecek mi?

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bildiğim kadarıyla yani

siz hukuksal sürece daha hâkimsiniz. 17-25 Aralık soruşturması diye başlayan sürecin sonunda

yine 17-25 Aralık kumpasa dönüştürülerek yargılandı ve buna bir yani Türk Adaleti bir karar

verdi. Onun bir kumpas olduğu çıktı ortaya. Bu saatten sonra yeniden bunun tartışılması,

sorgulanmasından kastettiğiniz eğer şuysa: Biz yani orada çok haklıydık ve 17-25 Aralık'ta bir

yolsuzluk olduğu, bakan çocuklarının işine karıştıkları vesaire gibi iddiaları bir kez daha

gündeme getireceğiz ve bunlar yeniden tartışma konusu olacak ve FETÖ'nün hoşuna gidecek

diyorsanız eğer benim bilgim yanlış olabilir, baştan yanlışsa düzeltir özür dilerim ama bunlar

yargılandı ve bitti. Yani 17 ve 25 Aralık artık mahkeme kararıyla bir kumpastır. Bu saatten

itibaren 17-25'le ilgili olarak ortaya koyacağınız her argüman zaten artık tarihin çöplüğündedir.

Yani ister FETÖ'nün hoşuna gitsin, ister PKK'nın hoşuna gitsin. Sonucu değiştirmeyecektir.

Bir tek şeyi arz edeyim. Özür dilerim. Bir tek şeyi arz edeyim Sayın Avukatın sorusu üzerine.

MAHKEME BAŞKANI: Kısa.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Çok kısa.

MAHKEME BAŞKANI: 17-25'i burada yargılayacak halimiz yok.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Kusura bakmayın da lütfen net... Senin bilgin ne?

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sadece şu... Peki, çok

özür dilerim.

MAHKEME BAŞKANI: O yani o kadar.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben, bana sözcü gazetesi

sorulduğu için Sözcü Gazetesi dedim. Oysa pekâlâ 17-25 Aralık sonrası süreçte bana Hürriyet

Gazetesi sorulsaydı; aynı yorum ve değerlendirmeyi Hürriyet Gazetesi için de aynı sözlerle

yapardım. Bunu ben Sözcü Gazetesi olduğu için...

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Konu anlaşıldı. Konu anlaşıldı. Avukat Bey başka sorunuz

var mı?

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Var Efendim var. Peki, şöyle: 2009 ve 2010

yıllarında Ergenekon ve Balyoz gibi soruşturmaların kumpas davalarının olduğu sıralarda siz

de FETÖ'cülerle birlikte Ergenekon vardır, Balyoz gerçektir gibi bir imaja sahiptiniz ama daha

sonra yanıldığınızı anladınız. Şimdi o tarihlerdeki haberlerinizi biz size getirip de "Bak siz de

FETÖ'cüsünüz." dersek doğru söylemiş olur muyuz? Şunun için soruyorum: Şimdi siz

diyorsunuz ki 17 ve 25 Aralık haberi yaptınız. 17 ve 25 Aralık haberleri, MİT Tırları haberleri

yapıldığı zaman henüz hain darbe planı ve darbe girişimi yok. O dönemde şimdi böyle dediğiniz

zaman yani bir haksızlık olmuyor mu? Çünkü bütün gazeteler, muhalif olan bütün gazetelerin

bunu yazması ama iktidar yanlısı olan gazetelerin yazmaması daha anormal değil mi? Bunu

sormak istedim.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki. Arz edebilir miyim

Efendim?

MAHKEME BAŞKANI: Çok kısa çünkü burada bir...

Page 33: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

32

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Karşımızda bir tanık var.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Aynen Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Senin bildiğin şeyleri, konuyu, zaten anlatıldı.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani mesafeliyim.

MAHKEME BAŞKANI: Fazla gerginlik olmaması adına fazla duruşmaya müdahale

etmiyorum.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben de gerginlik

yapmamak için.

MAHKEME BAŞKANI: Biz sadece senin bilgin olabilecek... Yorum ben dinlemek istemem

burada.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki, Efendim. Yani bu

Ergenekon, Balyoz meseleleri çok derin konular sahiden de ben o zaman...

MAHKEME BAŞKANI: Hiç girmeyelim.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet. O zaman

yazdıklarımın önemli ölçüde hâlâ arkasındayım. Daha da... Yani önemli ölçüde derken kumpas

davalarını dışarda bırakarak söylüyorum ama mesela Sayın Avukat bir dönem Ergenekon'un

avukatlığını yaptıktan sonra bir dönem Samanyolu Haber'de Ekrem Dumanlı'yı savunan,

Hidayet Karaca'yı savunan yayınlara da katıldığı için çok o sözde tutarlılığı görmediğim için

buna müsaadenizle cevap vermek istemiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Avukat Bey bir cevap var mı? Açıkladı zaten yani konuyu.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Şöyle, hayır, hiç hayatımın hiçbir döneminde

alçak FETÖ'cüleri, Ekrem Dumanlı'yı filan savunmadım. Bana milyon dolarlar teklif ettiler.

Avukatlıklarını yapmadım. Bir tek FETÖ'cü müvekkilim yoktur. Yani bunun da bilinmesi

gerekir.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam bu konuyu... Başka bir soru... Çünkü karşımızda tanık var.

Sanık yok. Başka bir... Yargılamanın konusu belirli. Lütfen bu çerçevede...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Avukat

Fahri Emeksiz. Sözcü'nün bu yayınlarının sebebi muhalefet yapmak... Zaten yayın çizgisi

muhalif bir gazete, bunun olduğunu düşünmek çok mu zordu veya Sözcü Gazetesi'nin muhalif

bir gazete olması nedeniyle bu tarz haberleri yapması okur kitlesinde ilgi uyandırması, klasik

gazetecilik mantığıyla kamuoyunun ilgi ve algısı olan konularda haber yapılması; bunu

düşünmediniz mi? Yani Sözcü'nün yaptığı... FETÖ mutlu olmasın diye bu ülkede muhalefet

yapılmayacak mı sizce?

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim. Cevap

verebilir miyim?

MAHKEME BAŞKANI: Bunun...

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bu yani tabi bir yorum.

Yani bunun çok net bir cevabı yok ama sadece tek bir şey söyleyeyim eğer Yüce Mahkemenizi

fazla meşgul etmemek adına. Çok kısaca. Bugün bu yargılamanın yapıldığı, başladığı gün, 37.

Ağır Ceza Mahkemesinde, daha dün gazetenin çok tesirli bir yazılı Sayın Emin Çölaşan

FETÖ'cülerin cezaevlerinde yaşadığı mağduriyeti konu alan makaleler yazmıştır. Daha dün.

MAHKEME BAŞKANI: Ben burada konuyu şey yapıyorum. Savunma bölümünde

anlatılacak şey. Lütfen. Savunmada anlatalım. Yani... Avukat Bey başka bir soru var mı?

(??? 00:16:34): Efendim çok...

MAHKEME BAŞKANI: Daha önceki beyanı burada. Bu da sizin önünüzde. Şimdiki beyanı

açık. Bu beyan üzerinden biz gidersek daha yargılamayla... Öbürküler herhalde bizim akşam

saatlerine doğru ilerleyen konumuz olacak gibi geliyor.

Page 34: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

33

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Sualim yok. Beyanlarına katılmıyoruz. Şahsın kişiliği, geçmiş yapısı da dikkate

alınaraktan aleyhimizdeki beyanlarının yok sayılmasını talep ediyoruz.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bu bir suçlamadır

Sayın... Yani çok özür dilerim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Bitti. Avukat Hanım soru var mı? Yok. Avukat Bey.

Huzurda bulunan sanıklardan ayrı ayrı tanık beyanına karşı diyecekleri soruldu. Var mı bir

diyeceğiniz?

(??? 00:17:13): Yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Ayrı ayrı "Yok" dediler. Sayın Savcım.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Sayın Başkanım, yoktur

bir diyeceğimiz.

MAHKEME BAŞKANI: Dışarı çıkabilirsiniz.

TANIK ERSOY DEDE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim, sağ olun.

MÜBAŞİR:(??? 00:17:20 - Anlaşılamadı.)

2.CELSE - 08/11/2017 - 5.BÖLÜM - Süre (00:29:57) - CD 2 MAHKEME BAŞKANI: Başla.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben Hüseyin

Gülerce. Savcılığa 14/06/2017'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma

Bürosu'ndan yapılan davet üzerine ifade verdim. Sizin çizdiğiniz çerçeve içerisinde ben

gördüklerimi ve yorumlarımı anlatacağım. Sanıklarla ilgili birebir benim herhangi bir tespitim,

görüşmem veya onlarla ilgili bir tanıklığım yok. Ben sadece Sözcü Gazetesi'nin FETÖ ile

birlikte hareket ettiğine dair gördüklerimi ve yorumlarımı söyleyeceğim. Sadece şunu

öğrenmek istiyorum. Not almıştım. Benim için önemli. Milli Güvenlik Kurulu Kararı'nın

tarihini öğrenebilir miyim, FETÖ Terör Örgütü'yle ilgili?

MAHKEME BAŞKANI: Mahkemeye soru sorulmaz. Bize büyüklerimiz böyle söyledi. Siz

bildiklerinizi anlatın.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki o zaman...

MAHKEME BAŞKANI: Mahkeme soru sorar. Bana öyle öğrettiler.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben o açıdan

değil.

MAHKEME BAŞKANI: Buyurun.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki. Şimdi

Efendim ben bu tanıklığımı üç bölüm üzerine yapmak istiyorum. Birincisi 7 Şubat 2012 MİT

Krizine kadar ben bugün FETÖ diye bilinen ama 2012'ye kadar hiç telaffuz edilmemiş bu

isimlendirme öncesinde Cemaat, Gülen Hareketi diye bilinen bu hareketin içerisinde Zaman

Gazetesi'nde yazarlık, genel müdürlük, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda mütevelli heyet

başkanlığı üyelik görevlerinde (O gün için söylüyorum. Tırnak içinde görevler) bulundum.

Ama 7 Şubat 2012 benim hayatımda bir dönüm noktasıdır. Çünkü ilk defa Sayın

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de ifade ettiği gibi 7 Şubat 2012'de Fethullah Gülen'in

kendisini ilk defa gösterdiği kanaatindeyim. Ben de zaten 7 Şubat 2012'de MİT müsteşarının

ifadeye çağrılması üzerine bu savcının MOSSAD ajanları tarafından yönlendirebileceğini

söyleyerek, üstelik de bunu o günkü yapının Mehtap Televizyonu'nda canlı yayında söyleyerek

tavrımı belli ettim. Bunu şunun için söylüyorum: Ben 7 Şubat 2012'de artık bu yapıya tavır

koyup özellikle 25 Aralık'tan sonra, 27 Aralık'ta attığım tweetlerle tamamen karşısına

dikildiğim halde Sözcü Gazetesi'yle ilgili tespitlerimi de 7 Şubat 2012'den itibaren yaptım.

Şimdi kendileri Atatürkçü olduklarını ve manşetleriyle muhalefet yaptıklarını söylüyorlar. Ben

takip ediyorum gazeteden. Bana göre sakladıkları manşetler var. Ben şimdi o sakladıkları

manşetlerle, FETÖ ile birlikte hareket ettiklerini söyleyeceğim. Milli Güvenlik Kurulu'nun

Page 35: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

34

tarihini ondan merak ettim ama yine de Emin Çölaşan'ın yazısından önce böyle bir karar

alındığını zannedi...

MAHKEME BAŞKANI: Ben size söyleyeyim: 2014.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Çok teşekkür

ederim. Çünkü Çölaşan'ın yazısı, şimdi okuyacağım yazısı 29 Ekim 2015. Yani devletin Milli

Güvenlik Kurulu, FETÖ Terör Örgütü dediği halde Sözcü Gazetesi'nde Emin Çölaşan 29 Ekim

2015'te Milli Güvenlik Kurulu kararından 1 sene sonra bir yazı yazdı. Şimdi bu Emin Çölaşan'ın

yazısını kimse bu Sözcü Davasında gündeme getirmiyor. Hâlbuki Emin Çölaşan Sözcü

Gazetesi'nin başyazarı mesabesinde birisidir. Diyelim öyle de değildir. Gazete kendisini

yazarlardan bir yazar olarak tanımlayabilir ama bu yazı Sözcü Gazetesi'nde çıktı. Milli

Güvenlik Kurulu kararından sonra Sözcü Gazetesi'nde çılan Emin Çölaşan'ın yazısından

müsaadenizle çok önemli gördüğüm ve Sözcü'nün FETÖ ile birlikte hareket ettiğini, FETÖ'ye

destek çıktığını belgeleyen yazıyı okumak istiyorum. Yazının başlığı "Şimdi Cemaati Savunma

Zamanı" - "Burada açıkça söylüyorum. Bugüne kadar hakkında nice yazılar yazıp mahkemelik

olduğum Fethullah ekibinin başka bir deyişle cemaatin terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman

inanmadım. Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler." - Böyle bir

örgüt yokmuş. Sürmüşler bunu - "Fethullahçı Terör Örgütü. Cemaati yok etmek amacıyla

durduk yerde aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar." - Milli Güvenlik Kurulu,

terör örgütü diyor. Emin Çölaşan, dandik bir örgüt diyor - "Hiç kimse bu sözde terör örgütünün

hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor. Devlet belgelerinde, savcılık iddianamelerinde

ve mahkeme kararlarında böyle bir bilgi ve belge yer almıyor." - Burada da doğruyu

söylemiyor. Devlet belgelerinde... Milli Güvenlik Kurulu belgeleri devlet belgesidir - "Taktik

çok ilginç. Hükümete karşı olanları terör örgütü ilân edeceksin." - Bu birinci, FETÖ Terör

Örgütü'ne sahip çıkma. Milli Güvenlik Kurulu, FETÖ terör örgütü demiş, doğruyu söylemeden

de FETÖ terör örgütünü savunuyor.) Hâkim Bey! Türkiye'de medyada FETÖ'yü 29 Ekim 2015

tarihinde böylesine açık savunan, böylesine korumaya kollamaya çalışan, "Dandik bir terör

örgütü" deyip bu konuyu hafife alan ben başka bir yazı okumadım. Bu Sözcü Gazetesi'ni

bağlayan bir yazıdır. Bu sadece Emin Çölaşan'ın şahsi görüşleri olamaz. Emin Çölaşan bununla

da kalmıyor. Bugün FETÖ ile PKK arasındaki ilişkiler pek çok sanığın, tanığın ifadeleriyle

ortaya çıktı. Devletin ele geçirdiği, yargının ele geçirdiği belgelerle de ortaya çıktı. Emin

Çölaşan bu yazısında sadece FETÖ terör örgütünü savunmuyor. Ona "Dandik bir örgüt.

Hükümetin icat ettiği, devletin icat ettiği bir örgüt" demiyor. Aynı zamanda PKK'yı da

savunuyor. PKK'nın meclisteki kolu HDP'yi de savunuyor. Bu yazı bence bu dava için çok

önemli bir yazı. Bugüne kadar ben defalarca bunu Beyaz TV'de bu yazıyı okudum. Star

Gazetesi'ndeki köşemde yazdım. Nedense kimse üstünde durmuyor. Bilhassa Atatürkçüler

durmuyor.

MAHKEME BAŞKANI: Bu konuyu...

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Kendisini

yıllardır...

MAHKEME BAŞKANI: Bu konuyu anladım.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki, PKK ile

ilgili bölümü okuyayım Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Artık yani onun... Yani o süreç yapılmıyor, bu süreç yapılmıyor...

Bir de bizim burada dikkat etmemiz gereken... Tamam, genel atıf yapabilirsin ama bu şahıs

burada davanın tarafı değil.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim ben o

şahıs.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam Sözcü Gazetesiyle ilgili... Polemiğe girmeyelim.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim ben

şahıs üzerinden gitmiyorum.

Page 36: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

35

MAHKEME BAŞKANI: Anladım.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bu şahsın

yazdıkları Sözcü...

MAHKEME BAŞKANI: Daha kısa. Yani bu niye yapılmadı? Ne oldu? Ne bitti? Tespitini yap

geç.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Geçtim.

MAHKEME BAŞKANI: O devletin birimleri var. Yapmak istiyorsa yapar.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi... Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Ben de değilim o birimi. Buyurun.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet. HDP'nin

desteklenmesi gerektiğini, yıllarca PKK'ya karşı yazı yazdıklarını ama... Zaten bu yazı 1 Kasım

Seçimlerinden 1 hafta önce. 7 Haziran'da olduğu gibi 1 Kasım Seçimlerinde de HDP'nin

desteklenmesi gerektiğini, Ak Parti'nin iktidarının bitmesi için bunun çok önemli olduğunu,

kendi yakın çevresinin de zaten 7 Haziran'da HDP'ye oy verdiğini söylüyor. Bir çağrı yapıyor.

(Su rica edebilir miyim?) Şimdi ikinci bölüme geçiyorum Efendim. Benim Sözcü Gazetesi'nin

FETÖ'yle paralel hareket ettiğine dair, gazetecilik yapmadığını, bu konuda ikisinin yan yana

bir görüntü verdiklerini... Karşı karşıya değil... Benim elimde ikinci bir belge daha var. Efendim

1 Ocak 2016 yılında, yani 15 Temmuz darbe girişiminden 7 ay önce, yılın ilk günü 1 Ocak

2016, Sözcü Gazetesi birinci sayfasını şununla çıkıyor: Şimdi oradan net görünmeyebilir.

MAHKEME BAŞKANI: Ben gördüm. Gördüm ben. Gördüm gördüm. Dosyada da var o

belge.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet. Şimdi

bunu da çok önemsiyorum ben. Emin Çölaşan'ın yazısı nasıl Sözcü'yü bağlıyorsa, bu manşet,

bu birinci sayfa çok daha fazla bağlıyor. Çünkü salonda gazeteciler de var, meslektaşlarımız,

bilirler ki birinci sayfa için öğleden sonra özellikle bir manşet toplantısı yapılır. Yani birinci

sayfayı herhangi bir kişi tek başına gazetelerde hazırlamazlar. O editöryel bir karardır. Yani o

toplantıya katılan yayından sorumlu kişilerin ortaklaşa verdiği bir karardır. Yani bu sayfa bir

kişinin bir bulmaca hazırlama sayfası değildir. Bulmaca formatında verilmiş şeklinde şimdi

kendilerini savunacaklarsa bunu önlemek için söylüyorum. Bu bulmaca eğer ilk sayfalarda bir

köşede yayınlansaydı...

MAHKEME BAŞKANI: Siz tanıksınız. Siz tanıksınız burada. Yani bu çerçevede biz de tabii

ki biliyoruz. Genel hatlarıyla bahsederseniz biz konuyu anlarız yani. Onlar var zaten dosyada.

Bahsetme demedim ama genel hatlarıyla. Yok şu toplanır da bu toplanır da. Bu anlamda biraz

daha...

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim bunu

söylememin sebebi şu...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

Başkanım. Benim bunda bir itirazım yok. (??? 00:10:31 - Mikrofona konuşulmadığından

anlaşılamadı.) İddia makamı diyor ki: Son derece (??? 00:10:33 - Mikrofona

konuşulmadığından anlaşılamadı.) söylemiştir.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Diyor ki: "Bu

bulmacayı -diyor- o akşam sorumlu..." Efendim. Bunu söylememin sebebi şu: Bu bulmacayı -

diyorlar- o arkadaşlar telaşla gözden kaçırmışlar. Ben de diyorum ki - Birinci sayfa gözden

kaçırılacak bir sayfa değildir. Yani heyetimize bir gazetecilik bilgisi ver...

MAHKEME BAŞKANI: Davamızın konusu değil o. O davada konu edilmediği iddianamede

açıkça belli. Onun için müdahale etmek durumunda kaldım.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim.

Benim tespitim, yorumum şu: Bu 1 Ocak 2016 birinci sayfasıyla, manşetle; Türkiye

Cumhuriyeti cumhurbaşkanına düşmanlıktan öte büyük bir kin ve nefret kusulmuştur. Çünkü

burada... Çirkin şeyleri okumayacağım. Harfler öyle sanki rastgele dağıtılmış gibi oluyor ama

Page 37: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

36

en altta "Öl Recep" diye bir ibare var. Diğer kelimeler "Recep", "Tayyip", "Erdoğan" olduğu

için bu Recep herhangi bir Recep değil. Recep Tayyip Erdoğan'ın Recep'i. Yani bir gazete,

gazeteciliğin çok ötesinde... Çünkü bu gazetecilik olamaz. Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına

"Öl" deniyor. Bu gazetecilik değil. Bu muhalefet de değil. İşte ben diyorum ki: FETÖ'nün en

büyük düşmanı Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı. Sözcü Gazetesi'nin de en

büyük düşmanı Recep Tayyip Erdoğan. Bunun belgesidir bu manşet. Dolayısıyla da bunu ben

sıradan bir çirkin ifade, çirkin bulmaca olarak görmüyorum. Gazetenin editöryel kararıdır.

Gazeteyi bağlayıcı bir birinci sayfadır. Kimsenin gazetecilik adı altında Türkiye Cumhuriyeti

cumhurbaşkanının ölmesini söyleme hakkı yoktur. Bu gazetecilik değildir. Atatürkçülük de

değildir. Şimdi üçüncü bölüme geçiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Kaç bölüm var?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ee onu...

Efendim? Üç bölüm var.

MAHKEME BAŞKANI: Çünkü... Buyurun.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim üçüncü

bölümde Sözcü Gazetesi bu soruşturma başladıktan sonra sürekli olarak "Biz muhalefet yaptık.

İşte manşetlerimiz. Bu manşetlerimiz bizim muhalefet yaptığımızı gösteriyor." dedi. Ben de

aksini söylüyorum. Muhalefet yapmadılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı yaptılar.

Başbakanlığı döneminden itibaren. Muhalefet etmek, eleştiri yapmak başka bir şeydir; kin ve

nefret söylemiyle düşmanlık yapmak başka bir şeydir. Üçüncü bölümümün başlığı şu:

FETÖ'nün bütün projelerinde Sözcü Gazetesi onunla beraberdir. Yan yanadır. Heyetinizi daha

fazla meşgul etmemek için hızlı hızlı geçeyim. Zannedersem dosyada bu manşetler var.

MAHKEME BAŞKANI: Hepsi var.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben savcılık

ifadesi...

MAHKEME BAŞKANI: Onu gösterdin. Ben hemen... Tak burada var.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi hızlı hızlı

söy...

MAHKEME BAŞKANI: İlk... Bil diye söylüyorum. İlk şeyin, soruşturmanın başlaması, o

konuyla ilgili ayrı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma yapılmış, İstinaf

Mahkemesi'nce de kesinleşmiş olduğunu da söyleyeyim. Bil diye söylüyorum. Buyurun.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Benim yazımda

da var Efendim o bilgi.

MAHKEME BAŞKANI: Yani ben bilmem yazıyı. Ben şeyi bilmem. Dosyada var. Buyurun

devam edebilirsiniz.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi ilk

operasyon 7 Şubat 2012, FETÖ'nün. Bu operasyon MİT müsteşarı üzerinden Sayın Başbakan'a

o dönemde yapılıyor. 10 Şubat'ta da Sözcü'nün manşeti "Oslo'daki MİT-PKK görüşmesinin

dosyaları şok yarattı. Kapalı kapılar ardında neler olmuş neler. MİT'çiler gitmedi, savcılar

yakında görevden alınabilir." Doğrudan doğruya FETÖ'nün yanında. 31 Mayıs Gezi

Olaylarının başladığı tarih, Sözcü Gazetesi'nin manşeti "Yeni çıktı kaçırmayın. Tayyip gazları."

Hiç bu dönemde Başbakan denmemiş, Erdoğan denmemiş. Hep Tayyip denmiş. Tayyip gazları

çıkmış. 1 Haziran Gezi Olaylarıyla ilgili "Halka işkence ve zulmün fotoromanı", 7 Haziran Gezi

Olaylarıyla ilgili "Demokrat mı Sultan mı? Sizce hangisi?" Ekonomist Dergisi'nin padişah

fotoğrafı yapmışlar. Onu yayınlıyor. 9 Haziran 2013 - "Hükümeti kurun. Halk muhalefet

partilerinden bunu istiyor." Pardon bu 9 Haziran 2015'miş. Geçelim 17-25 Aralık

operasyonlarına. Bunları FETÖ'nün yaptığı şimdi bütün belgeleriyle ortada. Sözcü Gazetesi'nin

18 Aralık'ta yani 17 Aralık'ın ertesi günü manşeti "Yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama, altın

kaçakçılık..."

MAHKEME BAŞKANI: Ben burada müdahale etmek istiyorum. Bir dakika.

Page 38: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

37

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Buyurun.

MAHKEME BAŞKANI: Ben bir şey söylemiyorum. Gazete haberlerinde olan başlıkları biz

size sormadık ve sormayacağım. Benim size sormak istediğim bazı konular var. Yani Burak

Akbay'la ilgili bir yurtta, FETÖ yurtlarında kalıp kalmaması konusuyla ilgili bu basında yer

alan haberlerin takdiri ve değerlendirmesi mahkememize ait. Çünkü bana şu tarihte şu, bu

tarihte bu, tamam bunları genel hatlarıyla iki kelimeyle üç kelimeyle bahsedebilirsiniz. Yani

bulunulan makam tanık konumundasınız. Bu kadar fazla konuşmak istemiyorum. Bu çerçevede

bunları direkt böyle bir geçersiniz. Daha önceki savcılık konusunda da bunları zaten bir hayli

anlatmışsınız. Ben burada müdahale ediyorum.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim ben

sizin sözünüzden cesaret aldım. Yorumlarınızı söyleyin deyince...

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok hayır ama yani söyleyin de bana "Şu tarihte şu çıkmış, bu

tarihte bu çıkmış..." Bu bak şunları görüyor musun? Bu sekiz klasörü ben iki hafta okumuşum.

Hepsi var. Benim bilgim dâhilinde.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim.

Burada sustum.

MAHKEME BAŞKANI: Ya bana, bilmeyip de, dosyayı anlat demiyorum ki ben size. Bana

benim sormak istediğim, tanık olarak bildiklerinizi ve gördüklerinizi anlatın diyorum. Bana,

gazetede bu çıktı... Beni ilgilendirmiyor. Biz sizi onun için çağırmadık buraya. Buyurun.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Buyurun

Efendim siz sorun.

MAHKEME BAŞKANI: Gazete... Yok yok siz bilginizi bir anlatın. Ben sorayım o zaman

size. Sizin Burak Akbay'ın FETÖ ile bizzat bir bağlantılı olduğuna dair gerek görgü gerekse

sözlü iletişimle veya duyumla veya başka bir gazete haberiyle ilgili bir bilginiz var mı? Bunu

cevaplayın. Ondan sonra ben size öbür sanıklarla ilgili soracağım. Buyurun.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim sadece

Fehmi Koru'nun daha önce Yeni Şafak'ta yazdığı bir yazıdan bilgim var. Onun dışında bir

bilgim yok.

MAHKEME BAŞKANI: O yazı neydi?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İşte Fehmi Koru;

Burak Akbay'ın babasıyla konuştuğunu bir yurt dışı gezisinde, kendisine çocuğunun o yurtlarda

kaldığını söylediğini yazmıştı. Sadece onu biliyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Kaç yılında geçmiş bu konu?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bu...

MAHKEME BAŞKANI: Tamam o habere istinaden siz yazdınız diyorsunuz.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet evet.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam o habere istinaden yazdınız diyor... Başka Burak Akbay'ın

bizzat irtibatlı olduğuna dair başka bir bilginiz var mı? Bilgi bilgi. Görgü.

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Yorum anlamında sormadım. Bu anlamda diğer sanıklar Bekir

Gökmen Ulu, Mediha Olgun, Yonca Yücekaleli; o da FETÖ Terör Örgütü'yle üye olmamakla

birlikte ona yardım etmekten yargılandıkları için; sizin bu sanıklarla ilgili bir bilginiz veya

görgünüz veya bir yorumunuz olacak mı?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Var mı bir bilginiz?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır yok.

Hiçbir bilgim yok.

MAHKEME BAŞKANI: Başka bir bilginiz yok. Bakayım başka... Sizin, Sözcü Gazetesi'nin

FETÖ Terör Örgütü başı ile onun talimatı ile kurulup kurulmadığı yönünde bir bilginiz var mı?

Page 39: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

38

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Herhangi bir

bilgim yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Herhangi bir bilginiz yok. Bu tanığa cumhuriyet savcılığında alınan

beyanı okundu. Burada üç sayfa beyanınız var. Zannedersem elinizde bu beyan var zaten sizin

değil mi?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet Efendim

var. Şu anda elimde.

MAHKEME BAŞKANI: Var. Evet evet. Benim de elimde. Şimdi buradaki beyanların, doğru

mu bu beyanların?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet

beyanlarımın arkasındayım.

MAHKEME BAŞKANI: Bu beyanların doğru. Burada başka sizin sormak istediğiniz bir şey,

yani anlatmak istediğiniz başka bir şey var mı? Gazete başlıkları haricinde yani bir... Müsnet

suçlamayla ilgili birkaç cümle söylemek istediğiniz bir şey var mı?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Yoktur. Avukat Bey ben yani SEGBİS'e de kayda da geçebilir. Yani

tanık olduğunu, savunma yapmadığımızı lütfen belirtiyorum. Sadece tanığın kendisiyle ilgili

sormak istediğini, yani onun şahsıyla ilgili, mesela az önceki Avukat Bey söyledi: İşte şahsı,

kişiliği gibi kelimeler de şey yapmadan, mahkemenin usulü dairesinde şey yaparsak... Onu

zaten hatırlatmaya da gerek yok.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Avukat Celal Ülgen. Sayın Yargıcım önce

dinlenen tanığın kişiliğini açıklayacak sorular sorulmalı ki mahkemece ne kadar ne derecede o

tanık ifadesine itibar edilsin ona bir karar verelim. Bu açıdan ben çok egzajere etmeyeceğim.

Çok tahrik de etmeyeceğim ama objektif bir kaç şey sormak istiyorum sadece.

MAHKEME BAŞKANI: Söyleyin bakalım neymiş.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Bunlardan birisi Sayın Tanık 7 Şubat 2012

yılında cemaatle yollarını ayırdığını söylüyor. Öyle değil mi?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır öyle bir

şey söylemedim.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey bir saniye! Bir saniye ben bir dinleyeyim. Bitirin

cümlenizi bakalım.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Efendim ben doğrudan sormak istedim.

MAHKEME BAŞKANI: Hayır doğrudan doğru diye bu şekilde...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Hayır Efendim. Sorum bitmiştir Efendim

benim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Sanık müdafi doğrudan soru sormak istediğini söyledi.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Ben doğrudan soru sormuyorsam

sormayacağım Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Ben o zaman bu aşamada... Tanığın beyanına da bu

anlamda bir diyeceğiniz yoktur.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Diyeceğim çok şey var. Yazılı olarak

bildireceğiz Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam diyeceğinizi yazılı olarak... Avukat Bey. İsim neydi?

Avukat...

Page 40: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

39

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Avukat İsmail Yılmaz.

MAHKEME BAŞKANI: Buyurun Avukat Bey.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Şimdi Efendim üstadımızın dediği gibi beyanlarına itibar edilip edilmemesi

yönünden öncelikle şahsın kendisinin kişilik derken hani geçmişiyle ilgili, yani bu davadaki

tanık olmasından dolayı geçmişiyle ilgili kişiliğinin sorgulanması gerekir. Ona geçmeden önce

ben şunu istiyorum. Kendisini bu davada, bu dosyada tanık olarak kim çağırdı, kim haber verdi,

kim telefonla aradı? Bunu ayrıntılı istiyorum Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Şimdi ben... Dinliyor musunuz beni? Gerçi söyledi ama... Sizi kim

çağırdı tanık olarak? Telefonla mı çağrıldınız? Davet üzerine çağrıldınız?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Söylüyorum

Efendim. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'ndan telefonla

çağırdılar.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Memur mu? Savcı mı?

MAHKEME BAŞKANI: Savcı mı, memur mu çağırdı?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim şöyle

oldu: Ben konuyu... Önce arayan savcı değildi. Konuyu öğrenmek için bana önceden memurun

açtığı telefona tekrar döndüm. "Yalova'dan yapabilir miyim bu tanıklığı?" dedim. O zaman

Sayın Cumhuriyet Savcısı Asım Ekrem Bey'le görüştük. "Bizzat gelmeniz iyi olur." dedi. Onun

üzerine gittim ifade verdim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Geldiğinde hangi özelliğinden dolayı kendisi şahit olarak çağrılmış? Onlar izah

edilmiş mi? Hangi vasfından dolayı?

MAHKEME BAŞKANI: Yani niçin cumhuriyet savcılığınca çağrıldığınızla ilgili bir açıklama

yapıldı mı?

TANIK HÜSEYİN GÜLERCE'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yapıldı

Efendim. İfademin başında kendisi şeyi söyledi: Daha önce Cumhuriyet Gazetesi'yle ilgili

olarak Yasemin Baba'ya verdiğim ifadede: Fehmi Koru'nun o yazısına atıf yaptığımı

söylemiştim. Büyükçekmece'deki davayla ilgili olarak Sözcü Gazetesi hakkında yeni bir

soruşturma açıldığını, dolayısıyla daha önce verdiğim ifadeye istinaden ilk defa Sözcü'yle ilgili

tanıklığıma başvurulduğunu söyledi.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Başka bir şey var mı? Tamam.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Şimdi Efendim. Kendisi 2009, 2010 yıllarında devam eden, başlayan Balyoz,

Ergenekon gibi davalarda; o davaları, o operasyonları son derece övücü, yanında duran

Fethullah Örgütü'yle birlikte hareket eden bir çizgi gösterdi. Kendisi o operasyonlar sırasında,

o operasyonları yapan hâkim ve savcılarla beraber miydi? Onlarla görüşüyor muydu?

Kumpasın içinde miydi?

MAHKEME BAŞKANI: Ben bu soruyu mahkeme olarak kendisine yöneltmiyorum. Buyurun

Avukat Bey. Zapta geçiyor zaten her şey. Buyurun. Dava konumuzla ilgili değil.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Şimdi Efendim. Çünkü burada kendisinin bir sıfatı olmuş olduğu için o geçmiş

sıfatının önce bir...

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok ben tamam. Anladım. Anladım.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Tamam, peki Efendim. Tamam. Peki, yine Efendim bir şeyim daha var. O...

Page 41: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

40

MAHKEME BAŞKANI: Amacımız buradaki maddi gerçeği ortaya çıkarmak. Onun takdirini

zaten biz...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Bir sorum daha var Efendim. İsterseniz sormayabilirsiniz.

MAHKEME BAŞKANI: Buyurun Avukat Bey.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Operasyon yapılacak diye kendisi zaman zaman o yıllarda yazı yazıyordu ve

yazmış olduğu yazıdaki operasyonlar da birkaç gün sonra yapılıyordu. O operasyonlar

kendisinin yazısından sonra yapıldığına göre kendisi o örgütle hangi yönde beraberdi. Nasıl bir

ilişkisi vardı? Hangi ilişki içerisinde kendisine bu bilgiler geliyordu?

MAHKEME BAŞKANI: Ben bu konunun da yargılama konusuyla ilgili olmadığını

düşünüyorum ve sormuyorum. Avukat Bey...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Son sualim Efendim. Kendisi gerçekten Fethullah Gülen'den ayrıldı mı?

MAHKEME BAŞKANI: Buna cevap ver... Ben... Ben soru sormuyorum tanığa.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Yani...

MAHKEME BAŞKANI: Buyurun Avukat Bey. Lütfen. Çünkü burası yargı. Mahkeme. O ayrı

bir şey.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Bu da... Bu da CMK...

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey lütfen!

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN: Hayır bu da CMK Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Lütfen. Olsun. Buyurun.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Öncelikle

17-25 Aralık sonrasında, 2013 sonrasında 10 Ocak 2014 tarihinde tanığın bir yazısı var. Bu yazı

diyor ki: "Ortada bir soruşturma, bir yargı kararı olmadan olan biten her şeyi paralel yapıyla

izah eden bu iddialar dehşet vericidir. Birkaç haftadır çok ağır benzetmelerle durmadan

tekrarlanması da elbette hizmet camiasında Ak Parti tabanında, bütün ülkede endişe

uyandırmaktadır. Paralel yapıyla mücadele için HSYK Kanunu'nu değiştirerek Kuvvetler

Ayrılığı'nın çiğneneceği kaygıları siyasetteki kutuplaşmayı ve gerilimi de büyütmektedir. Böyle

nereye gidecektir?" Tanığın 17-25'ten sonra yazdığı yazı bu. Efendim her şey bu kadar kolay

mı? Diyor ki: "7 Şubat 2012'den itibaren ben yolumu ayırdım." Fakat 2014'teki yazı aynen bu

şekilde. Bu kişinin halen daha bu yapıyla irtibatlı olmadığını somut olarak bize ispatlayabilecek

bir nokta var mı? Çünkü bizim davamızda, diyor ki Sözcü Davası FETÖ'cü, FETÖ'yü

ilgilendiren ve FETÖ'nün hizmetlerine destek olan yayınlar yapıyor. Bunu söylüyor bu kişi.

Bunu söyleyen kişinin kendisini öncelikle bu noktada bir aydınlatması gerekiyor. Ayrıca kendi

beyanlarıyla ilgili olarak da şunu söylemek istiyorum...

MAHKEME BAŞKANI: Şimdi birinci konuya şey yapalım. Ben burada birinci konuyu bu

şekilde tutanakta zaten kayda geçtiği için kayıtta kalmasını şey yapıyorum. Burası soruşturma

yeri değil. Burası kovuşturma yeri. Ben bunu sormuyorum. Siz ikinci soruyu, yaptığı tanıklıkla

ilgili bir sorunuz varsa onu alacağım.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Yaptığı

tanıklıkla ilgili sorum yok. Tamamen garabet bir tanıklıktır.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Fakat

şunu, tanık beyanına ilişkin beyanım olarak şunu söylüyorum: Bu terör örgütünün darbe

yapacak kadar büyümesinde yoğun katkısı olan bir kişidir. Bu çok nettir.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam bunu burada...

Page 42: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

41

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Artı...

Efendim kısa bir, kısa bir... Ne olur?

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Yani

tanığa ilişkin beyanımı sunuyorum ben. Başka hiçbir şey yok. Ayrıca tanıklık beyanı da yıllarca

pislettiği koca dev gibi bir pisliği telaşla kapatma çabasıdır. Bu tanığa ilişkin beyanım budur.

Tanık beyanını kabul etmiyoruz. Bunu söylüyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Avukat Hanım. Kendinizi tanıtın. Huzurda bulunan diğer

avukatlardan...

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK SÖZ ALDI: Ya ben Avukat Can

Çelik.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Can Çelik söz aldı.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK SÖZ ALDI: Beyanına hiçbir

şekilde itibar edilmemesini.

MAHKEME BAŞKANI: Tanık beyanına itibar etmediğini söyledi. Tamam. Huzurda bulunan

sanıklardan ayrı ayrı tanık beyanına karşı bir diyecekleri soruldu. Kabul... Ne diyorsunuz?

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: Efendim çok kısa bir şey söylemek isterim.

Yani şu anda...

MAHKEME BAŞKANI: Kabul ediyor musun, etmiyor musun aleyhe? Yani bir şey...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: Tamam bir cümleyle söylüyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam söyle.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: Bu şahıs FETÖ'nün önde gideni olduğu için

hiçbir güvenilirliği yoktur. Sözlerine de itibar edilebileceğini düşünmüyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tamam.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: Kabul etmiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Ben kayda geçmemesine binaen, bu şahıs (tanığı kastederekten), bu

şahıs... Ne dediniz?

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: FETÖ'nün önde giden isimlerinden biri olduğu

için...

MAHKEME BAŞKANI: Önde giden isimlerinden biri olduğu için beyanını kabul etmiyorum

dedi.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: Güvenilirlik. Evet Efendim. Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Huzurda bulunan diğer sanıklar, her iki sanık; tanık beyanını kabul

etmiyoruz dediler.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Efendim bir sualim var...

MAHKEME BAŞKANI: Cumhuriyet savcısından soruldu.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Tanık beyanına bir

diyeceğimiz yoktur Sayın Başkanım.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Başkanım... Ufak bir sorum var Efendim. Çok minik bir... Geçmeden önce Sayın

Savcımıza.

MAHKEME BAŞKANI: Ben tanığı göndereyim mi?

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Tanığın, Efendim, hakkında açılmış bir FETÖ soruşturması var mıdır? Bu çok

ilgili davayla.

MAHKEME BAŞKANI: Bu anlamda tanığa soruldu. Bir, söyleyeceğiniz bir şey var mı?

Bizim bizim bir sorumuz yok.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: FETÖ soruşturması açılmış mı hakkında? Kendisi hakkında.

Page 43: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

42

MAHKEME BAŞKANI: Tanık... Bu konuda Avukat Bey ben yargılama konusuyla ilgili

olmadığını düşünüyorum. Benim görevim değil. Tanıkla SEGBİS bağlantısı... Kapatıyorum

SEGBİS bağlantısını.

2.CELSE - 08/11/2017 - 6.BÖLÜM - Süre (00:03:34) - CD 2 MAHKEME ÜYESİ KADİR ALPAR: İsim, soy isim.

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İsim Nuraydın

Süslü. Bayburt doğumluyum. Sözcü Gazetesi'nin ismi geçen şahıslar üzerinde herhangi bir

dilekçemde isim geçmediğinden FETÖ ile herhangi bir bağlantılı olup olmadığını

yorumlamayacağımdan, yani bunlarla ilgili bilgimin olmadığından... Fakat sadece

rahatsızlığımın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Sözcü Gazetesi üzerinde, başlıkta, yani

manşetlerdeki çıkan yazıların bir vatandaş olarak beni rahatsız ettiğini, seçilmiş bir

cumhurbaşkanına hakaret ve sanki bir düşmanca saldırı varmış gibi algılamak beni bir Türkiye

Cumhuriyeti vatandaşı olarak rahatsız ettiğini bildiriyorum. Bu durumun FETÖ'den dolayı

değil de sadece manşetten dolayı beni rahatsız ettiğini... Çünkü FETÖ'yle ilgili herhangi bir

bilgiye sahip değilim Efendim. Fakat manşetler Türkiye Cumhuriyeti'nde gergin bir ortam

yarattığına, verilen manşetlerin de seçilmiş cumhurbaşkanımıza Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a

yapılmış hakaretten çok düşmanca saldırı, şahsıma ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki

vatandaşlarımıza karşı da bir saygısızlık olduğunu bildirmek istedim. Bu bildirimim de devamlı

bir şekilde yazdığım dilekçede rahatsızlık duyduğumu belirtmişimdir. Oradaki dilekçedeki

geçen rahatsızlığımı yani Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan hakaretin karşısında olduğumu

bildirmek için dilekçemi bildirmişimdir Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Başka söyleyeceğin bir şey var mı? Ben...

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bir ben birlik

beraberlik içinde seçilmiş cumhurbaşkanına...

MAHKEME BAŞKANI: Bunu ben anladım. Anladım. Ben sana bir soru soracağım o zaman

dur.

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim?

MAHKEME BAŞKANI: Şimdi sizin kelime aralarında var da yani bu Sözcü Gazetesi'nin ve

burada ismi geçen Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay ve diğer sanıkların FETÖ ile ilgili olup

olmadıklarına dair bir bilgin veya bir duyumun, hissiyatın var mı?

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Öyle bir şeyden

haberim yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Öyle bir şeyden haberin yok. Bilgin de yok.

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır benim

sadece maksadım manşetlerdeki...

MAHKEME BAŞKANI: Tanığa emniyetçe alınan beyanı okundu. Aynı mahiyette olduğu

görüldü. Burada emniyetteki beyanında da aynısını söylüyorsun. Aynı tür mahiyette olduğu

soruldu, görüldü.

TANIK NURAYDIN SÜSLÜ'DEN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Doğrudur.

MAHKEME BAŞKANI: Huzurda bulunan sanık müdafilerinden Avukat Celal Ülgen'e

soruldu. Avukat Celal Ülgen "Tanık beyanına bir diyeceğim yoktur." dedi.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Benim de yoktur. İsmail Yılmaz.

MAHKEME BAŞKANI: Huzurda bulunan sanıklar müdafileri ayrı ayrı söz alarak; tanık

beyanlarına bir diyeceğimiz yoktur dediler. Huzurda bulunan sanıklar ayrı ayrı söz alarak; tanık

beyanına bir diyeceğimiz yoktur dediler.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SÖZ ALDI: Yoktur.

MAHKEME BAŞKANI: Sayın...

Page 44: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

43

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Tanık beyanına

diyeceğimiz yoktur -savcı-.

MAHKEME BAŞKANI: Tanık beyanına bir diyeceğimiz yoktur dedi. Bu arada kayda...

Sonlandıralım. SEGBİS bağlantısını keselim.

2.CELSE - 08/11/2017 - 7.BÖLÜM - Süre (00:12:11) - CD 2 MAHKEME ÜYESİ KADİR ALPAR: Kenan Kurtkaya. Tamam mı?

ZABIT KATİBİ: Beyana geçebilirsiniz.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sayın Hâkim,

Sayın Heyet! Efendim ben Sözcü Gazetesi'nin bu önünüz, yargılamaya konu olan

iddianamedeki kullanılan, yer alan kupürlerle ilgili haberlerin yayınlandığı gündem sayfalarının

sorumlusuyum. O haberlerin tamamı benim onayım... O haberleri... Şöyle izah edeyim: O

haberlerin tamamını ben seçtim. Hangi başlıkla, nasıl kullanılacağını, hangi fotoğraflarla

kullanılacağının talimatını ben verdim. Baskıya gitmeden önceki son onayını da ben verdim.

Onların tamamı benim sorumluluğumda geçti. Gündem sayfalarında çıktı. O haberler gündem

sayfalarında öyle kullanıldıktan sonra birinci sayfalarda, slogan başlıklı anonslandı. İçeriği

tamamı gündem sayfalarında, ilgilidir. Dolayısıyla ben size o haberleri tek tek nasıl olduğunu,

nasıl şey ettiğini anlatmam gerekiyor. Bir hazırlık da yaptım. Eğer Heyet izin verirse bir kısım

dosyalarım var. Böyle...

MAHKEME BAŞKANI: Bizim çerçeveyi de bozmuyorsun ama değil mi yani?

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Tabi tabi.

Tamamen o sırayla, iddianamedeki her haberi tek tek anlatacağım.

MAHKEME BAŞKANI: Yani sanık savunması değil de tanık olarak. Sizi ben normal gazete

diye biliyordum. İnternetin de mi siz sorumlusu...

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İnternetin

sorumlusu değilim. Gazetenin sorumlusuyum.

MAHKEME BAŞKANI: Ha biz internetle ilgili bir haberden kaynaklı da. Ondan dolayı diye

söyledim.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır. Evet ben

kupürleri anlatacağım ama Gökmen Ulu benim muhabirimdir. O haberle ilgili de bilgim var.

MAHKEME BAŞKANI: Bana internet gazeteciliğiyle ilgili bir... Tamam, anlatın bakalım da.

Kısa.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sözcü

Gazetesi'nin Efendim şeyi... Yani müsaade ederseniz dosyalarını çıkartmak istiyorum şöyle

biraz.

MAHKEME BAŞKANI: Yani bir çıkar bakalım da niye çıkacak şimdi biz de... Yani daha çok

sizin yani bu bağlantı var mı, yok mu, Sözcü Gazetesi'nin genel yayınıyla ilgili gibi konularda...

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Burada...

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şu, burada... İşte

foto burada gör... Kupürleri konulan...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ:

İddianamede.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İddianamede

kupürleri konulan haberleri anlatacağım. Yani ne nereden geldi. Burada bir sürü bir şey

söyleniyor bizimle ilgili. Şöyle algı, yapılan algı, bilmem ne. Ben bunları anlatacağım.

MAHKEME BAŞKANI: Ben şuna... Şunu şey yapmak isterim. Yani burada sanık olarak

yargılanmıyorsunuz. Burada biz sizi tanık olarak buraya çağırdık.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben de...

Page 45: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

44

MAHKEME BAŞKANI: Yani ben onu şey yapayım. Bağlantı var mı, yok mu? Onu zaten

sanık müdafileri anlatmaya çalışacak.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır hayır

Efendim. Ben sadece haberin kaynaklarını, nereden aldığımızı...

MAHKEME BAŞKANI: Tek tek başlıkları bana şey yapmayın. Genel anlamda şey yapın.

Buyurun.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi mesela...

MAHKEME BAŞKANI: Şu var yani. Şunları (??? 00:03:00 - Anlaşılamadı.) bak. Şurada bu

klasörler bütün bu yargılamanın konusu. Burada hepsi var onların da siz anlatın. Kısa bir

şekilde.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sanırım yani...

MAHKEME BAŞKANI: Aynı şeyi... Diğer tanıkla da aynı şeyi yaşadık çünkü. Buyurun.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani mesela ben

burada şu sayfa 5'ten başlamak istiyorum. Bulmacadan.

MAHKEME BAŞKANI: Yani bir kısa anlatırsan. Bir dinleyelim biz de. Buyurun.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi burada

bahsedilen 01/01/2016 sayılı gazetenin birinci sayfası. Tabi tamamı alınmamış. Dosyalarımı

çıkartabilsem tamamını gösterebileceğim.

MAHKEME BAŞKANI: Yani ben biliyorum ki. Bizde var ki o. Buyurun.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi Efendim

bu gazete 31 Aralık tarihli. 31 Aralık 2015 günü hazırladığımız gazete. Teknik olarak, yani

gazetecilik tekniği açısından bir şey söylemek istiyorum. 31 Aralık'ta her zaman bütün

gazetelerde önce ekler basılır. Sonra ana gazete basılır. 31 Aralık'ta ise tam tersi olur. Önce ana

gazete basılır. Sonra Milli Piyango eki basılır. 1 Aralık günü de Milli Piyango satar daha çok.

Bu gazete apar topar, alelacele, hızla hazırlanan, üzerinde durulmayan bir güne denk geldi. Bir

internet sitesinde gördüğümüz, işte Türkiye'nin o günkü idari yapısındaki bir tersliği hicveden,

normalde 2016 yılında hayatımızda hep başbakan olması gerekirken cumhurbaşkanının

olacağını anlatmayı kasteden bir karikatür, bir bulmaca gördük. "Bobiler.org" diye bir sitede.

Yargılandık. Mahkûm olduk ve bu apar topar... Biz bununla ilgili de özür diledik. Bu bir iş

kazasıydı. Biz bir haberde, bir fıkrada, bir espri olacağını sanıyorduk. Yapan arkadaş başka

şeyler eklemiş. Sahibi. Görmedik. Dikkatsizliğimize geldi.

MAHKEME BAŞKANI: Lütfen. Bu konu hakkında Küçükçekmece (zannedersem) 2. Asliye

Hukuk Mahkemesi'nde kesinleşmiş bir mahkeme ilamıyla burada bir yorum yapmayın. Tanık

olarak dinleniyorsunuz.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim şimdi

geliyorum... Sözcü... Bunla ilgili söyleyeyim. Bu benim muhabirim arkadaşı çünkü. Bu haberle

ilgili bilgi sahibiyim.

MAHKEME BAŞKANI: Siz sadece tanık olarak. Onları daha önce avukatlarınız da vermiş.

Ben de öğleyin boşlukta şey yaptım. Bunlar anlatıldı. Sanık olarak değilsin. Net konuşayım.

Derdimi anlatayım.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim.

Peki Efendim. Şunu söylüyorum...

MAHKEME BAŞKANI: Çok fazla konuşursanız keserim.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır hayır

Efendim. Kesin peki. Ben şunu söylüyorum. Burada iki yerde iki ifade geçiyor. Diyor ki: "Sözcü

Gazetesi..." Aynen okuyorum iddianamenin 8'inci sayfasında "Sözcü Gazetesi..."

MAHKEME BAŞKANI: Hayda, bir dakika!

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: "Ani olarak

haber yaptı." Bu "ani olarak" açıklamam lazım Efendim.

Page 46: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

45

MAHKEME BAŞKANI: Ben; bu çerçevede, bak bu çerçevede devam edersen ben bu

tanıklığa burada son veririm.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Nasıl, nasıl

anlatayım?

MAHKEME BAŞKANI: Çünkü ben sizi sanık olarak burada çağırmıyorum. Siz Sözcü

Gazetesi'nin genel yayın politikasını anlatabilirsiniz burada. Bana iddianamedeki olayların

doğruluğunu ya da yanlışlığını anlatamazsınız.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır Efendim.

Bir şey anlatmaya çalışıyorum. "Ani"yi açıklamak istiyorum. "Ani" kelimesini açıklamak

istiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: O konuyla ilgili daha başka soruşturmalar olabilir. Olmayabilir.

Beni de şey yapmıyor. Gazetenin... İddianame değil... Ben size o zaman şu şekilde soruyorum:

Siz Sözcü Gazetesi'nin yayın politikasını genel hatlarıyla ve bu yayın politikasında FETÖ Terör

Örgütü'yle herhangi bir illiyeti var mı, yok mu bu Sözcü Gazetesi kurulurken? Bu sorulara

cevap verin. Sözcü Gazetesi kurulurken FETÖ ile herhangi bir bağlantısı var mıydı? Bunlara

dair bir bilgin, ilgin var mı senin? Bunu, ben ne soruyorsam ona cevap verin.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır Efendim.

Benim onlarla hiçbir ilgim yok. FETÖ ile hiçbir bağı yok bu gazetenin. FETÖ için de mücadele

etmekten başka... FETÖ ile en çok mücadele eden de gazete.

MAHKEME BAŞKANI: Bu Sözcü Gazetesi'nin herhangi bir "Algı Operasyonu" adı altında

herhangi bir şey mi var yoksa bir habercilik anlamında mı bu tür yazılar yayınlandı.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şöyle. Size şöyle

izah edebilir miyim? Biraz önce şey söyledim. Dedim ki: Bu haberlerin tamamından

sorumluyum. Ben her gün... Biz bakın Doğan Haber Ajansı'na, İhlas Haber Ajansı'na şu an

itibariyle, Ankara'da büromuza, İstanbul'da muhabirlere filan sahibiz. Bunlardan bize her gün

300'e yakın haber gelir. Ben bunların tamamını okuyorum. Bunlar... Bizim kaynaklarımız

bunlar. Başka hiçbir kaynağımız yok.

MAHKEME BAŞKANI: Tanığa sorulan sorulara sorulması hususu ikaz edildi

mahkememizce. Az önceki anlattığım sorulara cevap vermenizi istiyorum. Yoksa burada

kesiyorum ben bu işi.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Soruyu tekrar...

MAHKEME BAŞKANI: Soruyu... Soru - Sözcü Gazetesi'nin kuruluş aşamasında yer aldınız

mı? Bak.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sözcü

Gazetesi'nin kuruluş aşamasında yer almadım Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Yer almadınız. Hangi tarihte başladınız Sözcü Gazetesi’ne?

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ocak 2013'ten

bu yana Sözcü Gazetesi'nde çalışıyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Ocak?

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: 2013.

MAHKEME BAŞKANI: 2013 yılında. Sorumlu yazı işleri müdürüsünüz gazetenin.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sorumlu yazı

işleri müdürü değilim Efendim. Yazı işleri müdürüyüm.

MAHKEME BAŞKANI: Yazı işleri... Yazı işleri müdürüsünüz. Bu yayınlarda FETÖ'nün bir

yönlendirmesi var mı, yok mu? Bu konuyla ilgili bir bilginiz var mı, yok mu? Bu konuyla ilgili

ne demek istersiniz? Ne cevap veriyorsunuz?

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani FETÖ ile...

MAHKEME BAŞKANI: Yoksa "Yok" diyebilirsiniz.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Uzak uzak.

Hiçbir şey yok. FETÖ, kilometresine... Yani...

Page 47: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

46

MAHKEME BAŞKANI: Hiçbir şey yoktur diyorsunuz. Yoktur diyorsunuz. Ondan Burak

Akbay'ın FETÖ'yla bir ilgisi ya da yurtlarında kaldığı gibi bir bilgin falan var mı?

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Öyle bir iftirayı

evet okudum sadece.

MAHKEME BAŞKANI: Öyle bir iftira... İftiradır diyorsunuz.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Ondan sonra... Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim!

MAHKEME BAŞKANI: Bir saniye. Bir saniye. Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?

Avukat Bey sorunuz varsa ben değerlendireceğim. Ondan sonra cevap edeceğim. Çünkü

savunma içerikli bir şeyler... Yani tanık durumuyla ilgili. Zapta geçtiği için çok rahat

konuşuyorum.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ama...

MAHKEME BAŞKANI: Hiç problem yok. Lütfen, tamam! Ben ne soruyorsam ona cevap

vereceksiniz.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Peki Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Avukat Bey bir sorunuz var mı? Çünkü burası hazırlık soruşturması

değil.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Şunu

söylemek istiyoruz Efendim. İddianamede haberler çok fazla yer aldığı için bu konuda bizzat

bilgi sahibi olan kişidir. Bu noktada beyanda bulunacaktı. Fakat takdir sizin tabii ki.

MAHKEME BAŞKANI: Yani. Tanık. Onu zaten ben az sonra Avukat Beyin dilekçelerinde

şey yaptım...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ SÖZ ALDI: Bizzat

tanık kendi iddianame...

MAHKEME BAŞKANI: Bunlar orada var. Burada mahkemenin sınırlarını aştığını ve

aşacağını görüyorum ve burada buna nokta koyuyorum. Yeterli bilginiz. Bizim için yeterli.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bir cümle bir

şey söyle...

MAHKEME BAŞKANI: Söyle bir cümle.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Bir cümle

Efendim bakın.

MAHKEME BAŞKANI: Evet.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şu "Ani"yi

açıklamak istiyorum. Bu haberi o gün yapmak zorundaydı bu arkadaşım. Gökmen Ulu. Çünkü

ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanı'nın programı belliydi. 16 Temmuz günü cumhurbaşkanı

Antalya'da Samuel Eto'nun düzenlediği, vakfının düzenlediği karşılaşmada forma giyecek

Lionel Messi'yle karşı karşıya top oynayacaktı. Dolayısıyla 15 Temmuz'da bu haber yapılmazsa

ertesi gün bir esprisi yoktu.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani ani filan

diye bir kasıt yok.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tamam. Anladım.

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Diğer

haberlere...

MAHKEME BAŞKANI: Bir kısım sanıklar...

TANIK KENAN KURTKAYA'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Pardon.

MAHKEME BAŞKANI: Bir kısım sanıklar müdafi Avukat Celal Ülgen'den... Bir diyeceğiniz

var mı Avukat Bey?

Page 48: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

47

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Yok Efendim. Bir diyeceğimiz yok.

MAHKEME BAŞKANI: Huzurda bulunan diğer sanıkların da...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Yok Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Bir diyecek... Tanığa bir sorusu olmadığı anlaşıldı. Huzurda bulunan

sanıkların da tanığa bir diyeceği olmadığı anlaşıldı ve tanık, tanıklık yaptığı yerden seyirci

bölümüne geçmesi söylendi. Gereği yapıldı. Geç arkaya. Tanık yoklamasına devam edildi.

Duruşma salonu dışında bulunan tanık... Şeyi kesebilirsin. SEGBİS'i keselim.

2.CELSE - 08/11/2017 - 8.BÖLÜM - Süre (00:05:45) - CD 2 TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Halit

Ertuğrul Akbay.

MAHKEME BAŞKANI: Buyurun, başlayın.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim

bir kere bu olay tabiatın yani şeyine aykırı. FETÖ'cü olmak. Benim ve oğlumun ne FETÖ'yle

ilgisi olabilir ne bir şey olabilir. Biz Maçka'da otururken (oğlum orada doğdu) Maçka

İlkokulu'nda okudu. Ondan sonra Dost Koleji'ni bitirdi Sarıyer'deki. Ondan sonra İsviçre'de

Leysin'de Amerikan Koleji Üniversitesi'nde orada yüksek tahsilini bitirdi. Hatta oraya ben gidip

oradaki evi bizzat kendim tuttum. Leysin'deki ve Cenevre'deki. Burak'ın üzerine. Ben

Galatasaray mezunuyum. Fransızca bildiğim için direkt konuşarak oradaki ev sahibiyle, kendim

tuttum evi. Şimdi bu kadar iğrenç... Kusura bakmayın bu lafı kullanmak zorundayım. Bir baba

olarak oğluma böyle bir iftira atılmasını ben kabul edemiyorum. Yani şu anda ben kendimi

tutamayacağım. Böyle şey olamaz.

MAHKEME BAŞKANI: Yoktur diyorsunuz. Tamam, orayı geçtik tamam.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani

kusura bakmayın yani bir baba olarak, siz de babasınızdır, bunu anlarsınız. Ben böyle alçak bir

iftira, FETÖ suçlamasını da ben... Geceleri uykum kaçıyor. Nasıl olabilir bu?

MAHKEME BAŞKANI: Başta bu konuyu anlatmamın sebebi...

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Anladım

Efendim ama...

MAHKEME BAŞKANI: Tanık olarak diye burada çağrıldın. Yani bu... O ayrı bir konu.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Şimdi

bakın okuduğu okullar belli. Kaldığı evler belli. Sonra bu adamla biz 96 yılında tesadüfen

Başbakan Tansu Çiller'in zamanında bir Halk Bankası'nın davetiyle şeye gittik. O zaman ben

Gölge Adam gazetesinin sahibiyim. Gırgır, Fırt'ın sahibiyim. Gazete patronuyum. Oraya gittik.

Orada tesadüfen bir barda, bar-cafede buluştuk. Orada iki tane kız vardı. Ondan sonra onlarla

sohbet ederken ve burada o kızlar...

MAHKEME BAŞKANI: Kiminle? İsim isim.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Fehmi

Koru'yla.

MAHKEME BAŞKANI: Ben anladım da şey olarak hani.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Fehmi

Koru da orada. Ondan sonra orada oturduk. Ondan sonra. Orada mecburen iki de kızın yanına

gittik. O ingilizce... Muazzam bir ingilizcesi var Efendim adamın. Peki, tamam. Ondan sonra.

Kesiyorum. Arkadaşlık edildi. Ben burayı uzatmayayım, bu kısım. 24 Mayıs tarihli gazetede

ben bunun detaylarını yazdım. O da dosyada vardır. Sizin vaktinizi almamak için söylüyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Aynen.

Page 49: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

48

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: 24

Mayıs tarihli. Aradan da 4 ay geçti. Tekzip de edilmedi bu konu. Hepsini kabul etmiş durumda

demektir. Orada detaylı anlattım.

MAHKEME BAŞKANI: Siz söylediniz mi böyle bir söz?

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Olabilir

mi?

MAHKEME BAŞKANI: Yani onun dediği gibi habere konu bir söz. Öyle bir şey.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU:

Efendim. Olabilir böyle şey. Tabiatın kanununa aykırı böyle bir şey.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tamam. Geçtik.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Böyle

bir konu açılmadı. Zaten bir bakın siz düşünün. Masada iki tane güzel kız var. Siz kalkıp da

oğlunuza moğlunuza dönüp de sohbeti böler misiniz? Adam şiir okuyor. Güzel ingilizce

sohbetler ediyor.

MAHKEME BAŞKANI: Uçakta böyle bir söz geçmedi? O ya da...

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ya

hiçbir yerde geçmedi Beyefendi.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tamam. Geçtik. Başka anlatmak istediğiniz bir şey var mı?

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sonra

oradan diskoteğe gittik. Diskotekte...

MAHKEME BAŞKANI: Başka, başka anlatmak istediğiniz bir şey var mı?

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Başka

anlatmak istediğim şu var Efendim: 2000... Arada kaç... 2... 1996 yılı 12 Aralık. Bu Grand

Place, Brüksel'de ve oradan da Drag diye bir diskoteğe gitmiştik. O Fehmi'nin isteğiyle...

MAHKEME BAŞKANI: Bu konular bizi...

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Hayır.

Onu bir... Ama bağlantı yapacağım Başkanım. Buraya gelirseniz bakın 14 yıl önce konuşulan

diyelim ki... Konuşulmadı böyle bir şey. 14 yıl sonra 2010 yılında gazete 300.000'lere gidiyor.

2007 yılında çıktı ve Atatürkçü bir şeyi var. Atatürkçü, laik bir gazete. Hatta gazete çıkarken

de Atatürk'ün mavi gözleriyle çıktı ve bu adam 14 yıl sonra bunu yapması yani akıl almıyor.

Demek ki bu Atatürkçü şeyimizi bozmak için böyle bir şey uydurdu.

MAHKEME BAŞKANI: Bu cümleyi kapattık. Bu cümleyi kapattık. Başka anlatacağın bir şey

var mı?

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Başka...

Sorun anlatayım.

MAHKEME BAŞKANI: Yok. Ben sormuyorum.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Yani

netice olarak şunu söyleyeyim: Ne benim ne ailemin ne etrafımın FETÖ ile ilgisi yoktur.

FETÖ'yü de tanımayız. Böyle bir iddiaları da, iğrenç iddiaları da reddediyorum. Bana hakaret

kabul ediyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Tanığa cumhuriyet savcılığınca alınan 14/09/2017 tarihli

beyanı gösterildi.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Aynı mahiyette olduğu görüldü. Sanık müdafileri Avukat Beyler...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Avukat Celal Ülgen. Bir sorumuz yok Efendim.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Efendim Avukat İsmail Yılmaz. Bir sorumuz yok. Katılıyoruz.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sayın

Başkanım tek bir şey söyleyebilir miyim?

Page 50: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

49

MAHKEME BAŞKANI: Sanık müdafileri ayrı ayrı söz alarak tanığa sorusu olmadığını

belirttiler. Sanıklar ayrı ayrı söz alarak tanığa bir sorusu olmadığını belirttiler. Sayın Savcım.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Sayın Başkanım, tanığın

beyanlarına diyecek yoktur.

MAHKEME BAŞKANI: Çıkabilirsiniz. Tamam. Teşekkür...

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Efendim

tek bir şey söyleyebilir miyim? Yani vaktinizi almamak için. Bu olayın şeyi, tamamı 24 Mayıs

Sözcü Gazetesi'nde anlatılmıştır. Onu da not olarak ilave ederseniz memnun olurum.

MAHKEME BAŞKANI: Not almıyorum. Kayda aynen geçiyor zaten.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Kaydı...

MAHKEME BAŞKANI: Buyurun. Duruşma salonundan çıkabilirsiniz.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU:

Efendim. Çok teşekkür ederim. Allah kolaylık versin. Sizlere de.

MAHKEME BAŞKANI: Size de.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Sağ

olun.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam çıka... İstiyorsanız oturup izleyebilirsiniz de.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: (???

00:05:29 - Mikrofona konuşulmadığından anlaşılamadı.)

MAHKEME BAŞKANI: Yok şöyle arkada. Ama müdahale etme yani oradan.

TANIK HALİT ERTUĞRUL AKBAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Siz

sorarsanız cevap veririm Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Şimdi bizim geldi. 02:00'da değil mi?

2.CELSE - 08/11/2017 - 9.BÖLÜM - Süre (00:11:04) - CD 2 MAHKEME BAŞKANI: İsminizi bahsederekten başlayabilirsiniz.

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: İsmim Aytun Çıray.

Halen İYİ Parti İzmir milletvekiliyim. Daha önce devlette çok önemli görevler yaptım.

Müsteşarlık, Başbakanlık danışmanlığı ve benzeri görevler. Bunları söylememin nedeni

kendime bir övünç payı çıkarmak değil devlet içerisinde edindiğim deneyimi ve bu

deneyimden, bu süzgeçten geçen, imbikten geçen şahitliğimi yapmak açısından önem arz

ettiğini düşünerek söyledim. Ayrıca ben 15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasını araştıracak olan

komisyonun üyesiyim. Üyesiydim. Dolayısıyla FETÖ konusundaki hassasiyetim hepinizin

olduğu gibi en üst seviyededir ve buna ait önemli bilgilerin de sahibi bir şahsiyetim. Komisyon

çalışmaları nedeniyle. Türkiye'de... Türkiye çok büyük bir travma yaşadı 15 Temmuz hain

kalkışmasında. Bir işgal kalkışmasıydı ve ondan sonra Türkiye bir büyük mücadele başlattı. Bu

mücadele konusunda herkes üzerine düşen katkıyı vermeli, ancak bu mücadele yapılırken

FETÖ ile ilişkisi olmayan bazı kurum ve şahsiyetlerin zedelenmesi FETÖ mücadelesine zarar

verebileceği için FETÖ mücadelesinde bir sulandırma izlenimi yaratacağı için daha önce köşe

yazarlığı yaptığım Sözcü Gazetesi hakkındaki iddialar üzerine bu tanıklığı yapmaya kendim

gönüllü olarak talip oldum. 2009-2010 yılları arasında Sözcü Gazetesi'nde köşe yazarlığı

yaptım. Haftada iki gün yazı yazdım. Bazen de daha fazla ve orada ben yazı yazmaya

başladığımda Sözcü Gazetesi henüz yükselmekte olan bir gazeteydi. Birlikte yazı yazdığım

kişiler arasında herkesin bildiği eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör Özden

ve Cumhuriyet Başsavcısı (Eski Başsavcısı) Vural Savaş gibi fikirleri kamuoyunca bilinen

şahsiyetler de vardı. Üstelik ben bu gazetede yazı yazmayı talep ettiğimde orada deneyimlerimi,

tecrübelerimi milletle paylaşmayı istediğimde bir süre gazeteye başvurum sonrası bekletildim.

Daha sonra bunun sebebinin de gazete yönetimi tarafından gazetenin ilkelerine, Atatürk

ilkelerine bağlı olup olmadığım konusunda kendilerince bir araştırma yapılması nedeniyle

olduğunu öğrendim. Adalet yoksa devlet yoktur bilinci içerisindeyim. Devlet adalet demektir.

Page 51: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

50

O anlamda bu davayı çok önemsiyorum. Bakınız size şimdi bir anekdot anlatacağım. 2010 yılı

10'uncu ayında yaşadığım, Sözcü Gazetesi yazarı olduğum dönemde yaşadığım bir olayı

anlatacağım. O dönemde bir kaynağım bana gelerek... Gazetede yazı yazdığım için.

Muhtemelen belki başka yerlere de gittiği, ifade edemediği fikirlerini, Milliyetçi Hareket

Partisi'ne büyük bir komplo kurulacağını anlattı. Bunun üzerine ben de o zaman tanıdığım

değerli dostum ve Milliyetçi Hareket Partisi yöneticisi olan Sayın Cihan Paçacı'ya gidip bu

durumu anlattım. Duyduklarımı yazmayı istediğimi söyledim ve kendisiyle birlikte Sayın

Devlet Bahçeli'ye gittik. Onunla da bir gazeteci sıfatıyla düşüncelerimi, bana gelen bilgileri

söyledim, paylaştım ve sonra yazdım. Şimdi size oradan kısa birkaç pasaj okumak istiyorum.

Buradan FETÖ'ye Sözcü Gazetesi'nin bakış açısına gelmek istiyorum. Yazımın başlığı

"Hedefteki parti Milliyetçi Hareket Partisi", tarih 11/10/2010. Başbakanımız onlara "Bağımsız

Ülkücüler" adını takmış. Gazetede isimlerini ve resimlerini bağımsız Kürt aydınları ile birlikte

sıralamışlar. Bu isimlere göre referandumda "Evet" çıkacak... Bakınız burada kastettiğim

referandum 12 Eylül 2010 referandumudur. Komisyon çalışmalarında da gördük ve yaşadık ki

15 Temmuz hain kalkışmasına gelen yolda ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kurulan kumpaslarda

bu 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumun büyük bir kırılma noktası olduğunu gördük,

yaşadık. Onun için bu yazıyı önemsiyorum. Bu isimlere göre referandumda "Evet" çıkacak,

hayatımız değişecekti. Kendisine yüzde yüz güvendiğim kaynağım "Bağımsız Ülkücüler

tanımlamasına dikkat et!" dedi. "Bunlar hakiki ülkücüleri kastetmiyorlar. Önümüzdeki seçim

sürecinde, aynı referandumda olduğu gibi, bu isimleri televizyonlarda çok izleyeceksiniz.

Çünkü hedefteki parti MHP" dedi. Planlayıcıların amaçları ise belliymiş. MHP baraj altına

itilecek böylece bir iktidar aldığı oy oranının çok üzerinde bir milletvekili sayısına sahip olacak

ve Anayasa'yı tek başına değiştirecek bir güce sahip olacaktı. Yalnız kalan CHP de ve diğer

partiler de bu duruma direnemeyecekti. Yaşayıp göreceğiz ama benim sorularım var. HSYK

seçimi için hâkimlere propaganda yasağı kondu. Bir derneğe, etnik gruba ve bir cemaate üye

olmayan hâkimlerin seçilme imkânı yok. Yani böyle bir seçimden bağımsız HSYK, bağımsız

yargı çıkar mı? Sayın Bahçeli "Evet çıkarsa Kürt açılımı çığırından çıkar." dediğinde "Açılım

Türkiye'nin iradesidir ve olumludur." denmişti. APO ile masaya oturulduğunda... Şimdi ne

hissediyorsunuz? Ve siz ülkücülerin bir daha aldanacağına inanıyor musunuz? Değerli

Mahkeme, Yüce Mahkeme ve Sayın Hâkimler! Eğer Sözcü FETÖ'cü olsaydı benim böyle bir

yazıyı Sözcü Gazetesi'nde yazıp yayınlanma imkânı olabilir miydi? Eğer Sözcü FETÖ ile en

ufak bir ilişkisi olabilseydi... Daha onlarca bunun gibi yazım var, makalem var burada yazdığım

ve o bir dönem düşünün ki 12 Eylül Referandumu için "Mezardakileri dahi çıkarıp oy

verdireceksiniz." dendi. Bu kadar önemliydi FETÖ için 12 Eylül 2010 referandumu. Böyle bir

konjonktürde Türk Milletinin iradesine, Türkiye'nin saygın partilerinden Milliyetçi Hareket

Partisi'ne yapılacak bir kumpası yazmama izin veren Sözcü'nün hiçbir şekilde FETÖ'yle ilişkisi

olamaz. Ben orada yaşadığım sürece, yazdığım sürece özgürce yazdım. En ağır, hem FETÖ'yle

hem de inandığım konularda en ağır mücadeleyi yaptım. Gökmen Ulu'yu tanırım. Bir gazeteci

olarak tanırım. Ama ailesini daha eski tanırım. Babası, benim de içinden geldiğim Demokrat

Parti geleneğinde siyaset yapmış, o yıllardan beri tanıdığım bir ailenin çocuğudur. Aile laik,

Atatürkçü, demokrasiye, rejime bağlı bir ailedir. Böyle bir aileden yanlış bir iş çıkmayacağına

eminim. Yanlış bir gazeteci çıkmayacağına da şahidim. Sayın Burak Akbay'la bu süreçte

tanıştım. Kendisiyle 4-5 görüşmem oldu. Beni yazdıklarımdan ötürü kutladı. Hiçbir yazım için

gazetenin hiçbir makamından en ufak bir uyarı almadım ve hiçbir zaman için bu konularla ilgili

bir konuşmamız olmadı. Benim... Daha çok makale var fakat Yüce Mahkemeyi bunlarla meşgul

etmek istemem. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir.

MAHKEME BAŞKANI: Tanığa 04/08/2017 tarihli cumhuriyet savcılığına vermiş olduğu 2

sayfadan ibaret dilekçe gösterildi. Beyanların aynı mahiyette olduğu görüldü. Doğru mudur?

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Doğru Efendim.

Page 52: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

51

MAHKEME BAŞKANI: Aynı mahiyette olduğu... Başka bir söyleyeceğiniz söz yok dediniz.

Sanıklar müdafinin...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN SÖZ ALDI: Herhangi bir sorum yok. Teşekkür ediyorum.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Biz de aynı görüşteyiz. Sorumuz yok.

MAHKEME BAŞKANI: Tüm sanıklar... Sanıklar müdafilerinden Avukat?

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK SÖZ ALDI: Can Çelik.

MAHKEME BAŞKANI: Can Çelik.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK SÖZ ALDI: Sayın Milletvekilim,

şey sormak istiyordum. Bu Darbe Araştırma Komisyonu'ndayken Cumhurbaşkanı Erdoğan'a

suikast düzenlemeye çalışan hain ekibin yer tespitini Sözcü Gazetesi'nden aldığına yönelik

hiçbir tespit yapıldı mı?

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Kesinlikle yapılmadı...

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK SÖZ ALDI: Teşekkür ediyorum.

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Komisyon çalışması

boyunca ne Sözcü Gazetesi'nin ne Gökmen Ulu'nun en ufak şekilde orada geçmediği gibi

komisyon çalışmalarını Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde açıklarken yaptığımız bir basın

toplantısında; hain FETÖ Örgütü'nün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başı olan Sayın

Cumhurbaşkanına suikast yapmak niyetiyle uçaklarla keşif yaptığı bilgileri geldi.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Teşekkür ediyoruz.

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Ben teşekkür

ediyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Sanıklardan ayrı ayrı soruldu. Tanık beyanına bir diyecekleri

olmadıklarını ve sorularının da olmadığı anlaşıldı. Savcı...

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Tanık beyanına bir

diyeceğimiz yoktur Sayın Başkanım.

MAHKEME BAŞKANI: Tanık beyanına bir diyeceğimiz yoktur dedi. Bu anlamda...

Teşekkür ediyoruz. SEGBİS bağlantısını kesiyorum şu anda.

TANIK AYTUN ÇIRAY'DAN BİLGİ VE GÖRGÜSÜ SORULDU: Çok teşekkür ederim.

Yüce Mahkemenize saygılar sunuyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Selamlar.

2.CELSE - 08/11/2017 - 10.BÖLÜM - Süre (00:09:24) - CD 2 SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Sayın Başkan, Değerli Heyet! Dünkü

celseden sonra dosyaya yeni giren birtakım belgelerin fotokopilerini aldık. Bu belgelerden bir

klasör, daha önce bizim çeşitli dilekçelerimiz ve yazışmalardan ibaretti. O konuda herhangi bir

diyeceğimiz bulunmamaktadır. Ancak bir diğer klasörde ise biri özel, diğeri genel olarak

ByLock ile ilgili iki evrak yer almaktadır. Bu evraktan genel olan oldukça kapsamlı ve

genellikle şifreli dokümanların çözülmemiş olduğunu içeren dokümanlar var ama arada da kimi

iletişim bilgileri çözümlenmiş olarak görülüyor. Doğrusu bunların tümünü irdelemek şansımız

olmadı. Ancak celse arasında bu konularda bizi ilgilendiren bir şey ilk bakışta da görmedim.

Sözcü'yü ilgilendiren. Olursa, tekrar beyan etme hakkımızı saklı tutmak kaydıyla, özel gelen ve

başlığını "Dağıtımda Evrak" olarak alan 23/10/2017 tarihli ve ByLock görüşmeleri hakkındaki

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun bir yazısı

var. Can Tuncay Cumhuriyet Savcısı imzasıyla. Burada 21 Ocak 2016 tarihinde Mehmet Yaşa

isimli bir kişinin Erkam Tufan Aytav'a "Hocam Abant'a katılacakları kendilerine okudum.

Memnun oldu. Acaba Cumhuriyet'ten ve Sözcü Gazetesi'nden de birileri olsa keşke buyurdu.

Kendileri Uğur Dündar'ın ismini verdiler. Keşke o da gelse diye buyurdular ve emekli

Page 53: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

52

askerlerden de çağrılabilse diye ifade ettiler. Bir de Radikal'den de olabilir dedi. Ayrıca Can

Dündar'a ve Hasan Cemal'e 'Beyan' kitabını imzaladı. Size göndersem kendilerine ulaştırabilir

misin?" Birinci bizimle ilgili olduğu düşünülen söz bu. İkincisi de Ergin Yüksel'in Erkam Tufan

Aytav'a "Erkam Bey! Bir absürt teklifim var. Ancak bunu bizim seslendirmemiz değil de Nazlı

Hanım gibi birilerinin veya Can Dündar gibi birilerinin söylemesi faydalı olur. Bundan sonra

hangi gazete baskın yerse ertesi gün bütün gazeteler o gazetenin yüzünü aynen bassın ve bütün

gazeteler birlikte hareketin resmini versinler. Yani bir nevi bütün basın o gün 'Biz bugün

medyasıyız' demiş olsalar. Yarın başka gazeteler olursa aynı şeyler onlar için de olmalı tabi."

diyor. Bu ikinci kısımda Sözcü Gazetesi'nin ismi geçmiyor ancak bütün gazeteler tabiri

içerisinde alınıyor. Şimdi her iki sözcük de aslında Mehmet Yaşa'nın Erkam Tufan Aytav isimli

bir başka kişiye aktardığı sözler. Sözcü Gazetesi'nin dışında kendi ilkeleri ve kendi

savunmaları, kendi çalışmaları için Cumhuriyet Gazetesi'nden ve Sözcü Gazetesi'nden de

birilerinin olmasını istedikleri görülüyor. Ancak Sözcü Gazetesi'nin bu niteliğini, varlığını ve

Atatürk düşüncesini etkileyecek sözler değildir. Nitekim Sözcü Gazetesi hiçbir zaman böyle bir

eylemin ve böyle bir birlikteliğin içerisinde olmamıştır. Tavrını her zaman net olarak

göstermiştir. Buradan ileri giderek bir şey söylemek gerekir. Evet, Sözcü Gazetesi 17 ve 25

Aralık'ta bütün medyada olduğu gibi bu işi manşetten vermiştir. Birtakım tapeleri manşetten

vermiştir. Bunu FETÖ'cüler verdi diye Sözcü Gazetesi'nin de vermiş olması bir suç teşkil

etmemesi gerekir. Çünkü Sözcü Gazetesi muhalif bir gazetedir. Muhalif gazetesinin bunu

vermemesi ayıptır ve sorgulanmalıdır. Şimdi FETÖ'cüler "Tanrı birdir!" derse FETÖ'cüler

"Tanrı birdir!" dedi diye Sözcü gazetesi "Hayır. Tanrı birkaç tanedir." diye mi cevap vermek

zorunda. Bu açıdan bazı doğruları birtakım taraflar söyleyebilir. Bozuk saat bile doğruyu 24

saatte bir gösterir. Şimdi o açıdan yani Sözcü Gazetesi'nin bu işte çağrılmış olması Sözcü

Gazetesi'nin herhangi bir ilişkisinin olduğunu göstermediği gibi bu belgenin, evrakların, bu

dosyanın içerisine girmesini de anlamını doğrusu kavramış değiliz. Ayrıca somut olarak

söylemek gerekir ki burada Sözcü Gazetesi'nin Abant'taki o toplantıya katılmadığı da bütün

medya organları tarafından dile getirilmiştir, bilinmektedir ve tarihsel bir gerçektir. Biraz önce

söylediğim gibi de Sözcü gazetesi abdestinden emindir ve böyle davetlere icabet edecek bir

gazete de değildir. Teşekkür ediyoruz Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Şimdi ben sizi kastettim. Lütfen şuraya yaslanmayın ön

tarafa. Burası duruşma. Uykunuz geldiyse dışarı çıkabilirsiniz. Söz... İstemiyorum cevap.

Avukat Bey buyurun.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Aynı görüşteyiz. Beyanlara katılıyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok zabıt... Şey... Okuyun oraya... Bak şimdi...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Avukat İsmail Yılmaz. Efendim biz de aynı beyanlara katılıyoruz. Aynı

görüşteyiz. Celal Bey'in demiş olduğu...

MAHKEME BAŞKANI: Ekleyecek başka bir husus yok. Gelen kayıt, belgelere karşı.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Evet evet.

MAHKEME BAŞKANI: Aleyhe olan hususları kabul etmiyorsunuz.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Zaten o bizim dışımızdaki iki kişi arasında yapılan bir dedikodudur.

MAHKEME BAŞKANI: Gelen kayıt, belgelere karşı Avukat Bey kendinizi...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ BEYANINDA:

Avukat Fahri Emeksiz. Gelen kayıt ve belgelere karşı herhangi bir diyeceğimiz yok.

MAHKEME BAŞKANI: Aleyhe olanları...

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ BEYANINDA:

Aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz.

Page 54: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

53

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Avukat

Zülbiye Şahin. Gelen evraklara ilişkin bir diyeceğimiz yok. Aleyhe olan hususları kabul

etmiyoruz.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK BEYANINDA: Meslektaşlarımın

beyanlarına aynen katılıyorum. Aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Peki, Gökmen Ulu Bey'in... Buraya buraya şeye gel bak şimdi sen...

Sanık Bekir Gökmen Ulu. Az önce okunan tutanak ve dosyada bulunan tutanak, gelen kayıt,

belgelere karşı avukatların dediler ki "Aleyhe olan beyanları kabul etmiyoruz."

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU BEYANINDA: Aynı şekilde Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Senin de aynı şekilde. Başka bir şey de yok.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU BEYANINDA: Aynı.

MAHKEME BAŞKANI: Ayrıca sizin nüfus bilginiz dosyadaki nüfus ve adli sicil kaydı size

ait değil mi?

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU BEYANINDA: Elbette. Ben...

MAHKEME BAŞKANI: Okuduğumuz şey size ait.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU BEYANINDA: Tabi en başta okunan bana aittir. Doğrudur.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Doğrudur. Size aittir. Tamam. Siz geçebilirsiniz.

Sanıklardan...

SANIK MEDİHA OLGUN BEYANINDA: Mediha Olgun.

MAHKEME BAŞKANI: Mediha Olgun. Okunan... İlk celse okunan ve bu celse

avukatlarınızın cevap verdiği tutanak ve belgelere ne diyorsunuz? Aleyhe olanları kabul

etmiyoruz dedi avukat.

SANIK MEDİHA OLGUN BEYANINDA: Kabul etmiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Başka bir beyanınız var mı?

SANIK MEDİHA OLGUN BEYANINDA: Yok. Başka bir beyanım yok.

MAHKEME BAŞKANI: Dosyadaki nüfus ve adli sicil kaydı size aittir.

SANIK MEDİHA OLGUN BEYANINDA: Bilmiyorum Efendim. Ben onun ne olduğunu

öğrenebilir miyim?

MAHKEME BAŞKANI: Yani nüfus bilgisi diyorum. Çıkardığımız nüfus bilgisi size ait değil

mi?

SANIK MEDİHA OLGUN BEYANINDA: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Adli sicil kaydı size ait değil mi? Onu diyorum. Yani...

SANIK MEDİHA OLGUN BEYANINDA: O anlama geliyor. Tamam.

MAHKEME BAŞKANI: O anlama geliyor. Geçin arkaya. Sanıklardan Yonca Yücekaleli.

SANIK YONCA YÜCEKALELİ BEYANINDA: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Doğru değil mi?

SANIK YONCA YÜCEKALELİ BEYANINDA: Evet doğru.

MAHKEME BAŞKANI: Bakmadan bildim herhalde bu sefer. İyi. İlk celse okuduğumuz

birtakım belgeler vardı. Gelen müzekkere cevapları vardı ve avukatlarınızın da beyanını aldık.

Bu beyanlara eklemek istediğiniz bir şey var mı?

SANIK YONCA YÜCEKALELİ BEYANINDA: Eklemek istediğim bir şey yok.

Avukatlarımızın söylediğine aynen katılıyorum. Aleyhte olanları kabul etmiyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Aleyhte olanları kabul etmiyorsunuz. Dosyadaki nüfus ve adli sicil

kaydı size aittir.

SANIK YONCA YÜCEKALELİ BEYANINDA: Evet.

MAHKEME BAŞKANI: Evet diyorsunuz. Ondan sonra... İddia makamından gelen kayıt ve

belgelere ve varsa diğer... Gelen kayıt ve belgelere diyecekleri soruldu.

CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Bir diyeceğimiz yoktur

Sayın Başkanım.

Page 55: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

54

MAHKEME BAŞKANI: Diyeceğiniz yoktur. Bir 10 dakika ara verelim. Ondan sonra da

devam edelim.

2.CELSE - 08/11/2017 - 11.BÖLÜM - Süre (00:43:18) - CD 2 CUMHURİYET SAVCISI CAN TÜMER KERİŞ BEYANINDA: Tensip kararıyla istenen

ve tamamlanmayan müzekkere ve talimatların ikmalinin beklenmesine, sanık Burak Akbay

hakkında CMK 100 ve devamı maddeleri uyarınca tutuklamaya yönelik çıkarılan yakalama

evrakının infazının beklenmesine, sanık Mediha Olgun hakkında uygulanan adli kontrol

kararının aynen devamına, sanık Gökmen Ulu'nün üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut

delil durumu, tutukluluk halinin devamını gerektirecek kuvvetli suç şüphesi, atılı suçun CMK

100/3'üncü maddesi uyarınca katalog suçlarda yer alması, adli kontrol uygulamasının bu

aşamada yetersiz kalacağı ve tutukluluğun ölçülü olduğu anlaşılmakla tutukluluk halinin

devamına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Bir kısım sanıklar müdafi Avukat Celal Ülgen'den soruldu.

Avukat Bey şunu... Mümkün oldukça tutuklama ve CMK 100'le ilgili... Önceliği oraya verirsek

biraz daha.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Sayın Başkan! Aslında Sayın İddia

Makamının söylediği gerekçeleri tersine çevirdiğimizde Gökmen Ulu'nun tahliye edilmesi

gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yani suçun vasıf ve mahiyeti ve tutuklama sebeplerinin

hiçbirisinin olmaması nedeniyle Gökmen Ulu'nun tahliye edilmesine karar verilmesi gerekir.

Sabahtan beri dinlediğimiz ve konuştuğumuz, bu yaptığımız celsede ve dünkü celsede dinlenen

tanık beyanları bu iddianın ne kadar boş, ne kadar maddi destekten yoksun olduğunu gözler

önüne sermiştir. Özellikle Gökmen'in yaptığı haberle ilgili mantıksızlık ve suçlamanın kaynağı

ve kökeni olmadığı da ortaya çıkmıştır. Bu açıdan Sayın İddia Makamının görüşüne katılmak

mümkün değildir. Bu arada iddianameden de kısaca söz etmek istiyorum. Sözcü İddianamesi

çok ters bir mantıkla yazılmıştır. Bir iddianameden çok çeşitli dedikoduları ve safsataları sanki

kanıtmış gibi gösteren bir belge niteliğindedir. İleride hukuk fakültesinde ders olarak

iddianamenin nasıl olmaması gerektiği konusunda ders olarak okutulacak bir iddianamedir.

İddianame 73 sayfadan ibarettir. Bu 73 sayfalık iddianamede 10 bölüm var. Birinci bölüm;

Sözcü Gazetesi hakkında kısaca bilgi verilmiş. Yedi satırdan oluşuyor ve tek bir paragraf var.

İkinci bölüm; şüphelilerin konumu var. Yedi satırdan oluşuyor ve 2 numaralı paragraf sadece.

Üçüncü bölümde; soruşturmaya geçme süreci, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince

yapılan araştırmalar ve tespitler içeriyor. Her ne kadar bu bölümde HTS raporları da

iddianamede değerlendirilecektir diye bölüm başlığında olsa bile iddianame içerisinde HTS

raporlarının değerlendirmesi yoktur. Çünkü HTS raporlarından olumsuz bir sonuç iddia

makamı çıkaramamıştır. Dördüncü bölümde; Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet

Yapılanması, FETÖ/PDY Örgütü'nün Amacı ve Faaliyet Yöntemleri, Örgütün Basın-Yayın

Yapılanması, Yayın Politikaları ve Algı Yöntemleri anlatılmaktadır. Bizim gazetemizle ilgili

değerlendirilmesinin dışında FETÖ/PDY Örgütü'nün gerçekten basın ve yayın yapılanmasının

böyle olduğunu biz de kabul ediyoruz ve iştirak ediyoruz. Ancak bu yapılanmayla ilgili Sözcü

Gazetesi'ni kıyaslamaya kalktıkları yerde iş rayından çıkmaktadır. Biraz sonra bir örnek size

göstereceğim. Beşinci bölümde; Fethullahçı Terör Örgütü, Paralel Devlet Yapılanması ve

Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın yayınladığı bir rapor var. Biz bu raporun da

bizi ilgilendirmeyen kısımlarına itiraz etmiyoruz. Hatta tam doğrudur diyoruz. Biz de

katılıyoruz. Altınca bölüm; bilirkişi raporları yer almış. 25'le 38'inci sayfalar arasında. Toplam

13 sayfa. Yedinci bölümde; tanık beyanları var. 38'le 53 arası sayfa. Sekizinci bölümde;

şüpheliler ve müdafi savunmaları var. Burada 53'le 56, 3 sayfa ama 3 sayfanın iki buçuk sayfası

şüphelilerin savunmalarına ayrılmış, sadece 18 satırdan ibaret bir paragraf müdafilerin

savunmasına ayrılmıştır. Oysaki biz sayfalar dolusu, belge ve bilgi de koyarak, sayfalar dolusu

Page 56: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

55

dilekçe yazdık verdik. Kitap halinde, CD'ler halinde kitaplar koyduk oraya. Bunların hiçbirisine

değinilmemiştir ve dokuzuncu bölümde Saygı Öztürk'ün 31/07/2013 günlü bir röportajıyla

Emin Çölaşan'ın 24/12/2004 [İddianamede 24/12/2013 olarak geçmektedir.] günlü röportaj

yazılarından söz edilmiştir. İçerik olarak bunların ne kadar yanlış bir değerlendirme olduğunu

söyleyeceğiz. Örneğin Saygı Öztürk'ün (tanık da söyledi) Samanyolu Televizyonu'nda -işte-

program yaptığını. Saygı Öztürk o Samanyolu Televizyonu'ndaki o programlara "muhalefetin

sesi" olarak katılmıştır. Balyoz ve Ergenekon kumpaslarını anlatmak için katılmıştır. Şimdi onu

iktidar televizyonu, iktidar yandaşı televizyonlar çağırması halinde oraya katıldığında iktidar

yandaşı mı olacaktı ki FETÖ'ye mensup medya çağırdığı zaman onun yandaşı olsun. Saygı

Öztürk gerçekten 1997'li yıllarda daha Hürriyet'teyken Fethullah'ın cemaat ilişkilerini ortaya

seren cesur yazılar yazmıştır. Hatta Star Gazetesi'nde, Uzan'lar dönemindeki Star Gazetesi'nde

yazmaya başlamıştır. Bunları esas hakkındaki savunma kısmında da çok ayrıntılı belirteceğimiz

için kısa kesiyoruz ama şimdi Sayın Savcı'nın mantığı, eğer bir biçimde bir köşesinden FETÖ

ya da PDY Örgütü'yle iltisaklı kişiyle alışveriş yaptınız ise, fotoğraf çektirdiniz ise siz hemen

FETÖ'nün elemanı oluyorsunuz. Şimdi aynı mantıkla baktığımız zaman, bakın, Safranbolu

Haberleri diye bir haber sitesi. Bu haber sitesinde bir belediye başkanı. Bu belediye başkanı

FETÖ'den tutuklanıyor ve tutuklanan belediye başkanıyla Sayın Soruşturma Savcısının

fotoğrafı ve o belediye başkanından plaket alıyor. Şimdi aynı mantıkla gidersem ben; ben de

Sayın Savcı'ya "Sen mademki şu anda tutuklanan ve FETÖ'cü olduğu için de İçişleri Bakanlığı

tarafından görevinden alınan Safranbolu Belediye Başkanı'yla birlikte fotoğraf çektirdin ise

sen de FETÖ'cüsün!" mü demek durumunda kalıyoruz. Yani Savcı'nın mantığıyla gidersek

böyle anlaşılıyor. Bir de Efendim, çok ayrıntıya girmemekle birlikte size sunduğumuz sabah

saatinde.

MAHKEME BAŞKANI: Şu 72 dediğimiz.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Sayfalık. Evet. Orada da 71 sayfa yazdık.

Şeyin... Sayın Savcı'nın yazdığı sayfa adedinden 2 sayfa eksik ama. Şimdi orada ben 13'üncü

sayfada Burak Akbay'a yapılan suçlamalara cevap verdik. Daha sonra Bekir Gökmen Ulu'ya

yapılan suçlamalara cevap verdik. Sonra Sözcü Gazetesi'nin -işte- biraz önce bir tanık da

anlatmak istedi; bazı haberlerin teker teker irdelenmesine yer verdik. Benim dilekçemde 54

nolu paragraf. Burada gine Sayın Soruşturma Savcısı, bizim gazetede yayınlanan fotoğraflardan

bir fotoğrafın üzerindeki aidiyet numarasından hareket ederek o fotoğrafları, fotoğrafı çeken

kamera kaydının kime olmasından yola çıkarak bu kişilerin bu fotoğrafları bize servis ettiği gibi

bir sonuca ulaşmış. Şimdi şöyle diyor mesela: "34TM00121" aidiyet numaralı ve filan sicil

sayılı polis memuru Yalçın Aksoy'la filan kişi. Nereden çıkarıyor bunu? Herhangi bir kanıt yok.

Şuradan çıkarıyor: Gazetede fotoğraf yayınlanmış. O gazetede yayınlanan fotoğrafta sicil

numarası var. Yani kamera numarası var. O kameranın hangi polise ait olduğu var. O polislerde

17-25 Aralık tapeleri olduğu için hepsi gözaltında hepsi tutuklandı. Oradan hareket ederek

böyle bir şark kurnazlığı yapıyor ve bu polislerin bize bu fotoğrafları servis ettiğini söylüyor.

MAHKEME BAŞKANI: Şu dosya... Şu dosyada istediklerimiz.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet. Evet. Evet. Şimdi bakın Efendim.

Bunları ben 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62 ve 63'üncü paragraflarda çok açık olarak anlattım.

Bu fotoğrafların genel olarak tümünü abonesi olduğumuz Doğan Haber Ajansı'ndan aldık ve

Doğan Haber Ajansı'nın bu fotoğraflarını yayınladık. Kaldı ki bu haberlerin birçoğu ki orada

yazılı paragraflarda, mesela bizden bir gün önce Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmış. Mesela

bizimle birlikte hem Milliyet Gazetesi'nde hem Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmış. Bütün

bunları tek tek anlatmaya çalıştık. Ayrıca Burak Akbay'ın şahsi hesaplarındaki bir hata var. Onu

da anlattık orada. Matematik olarak hesabını da yaparak. Çünkü Doğan Holding'le olan

iletişimde, ticari iletişimde, ticari ilişkide... Ne deniyor?

Page 57: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

56

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Factoring!

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Factoring hizmetlerinde; vergi dairesine

verdiğiniz BA formlarıyla BS formları tutmaz. Çünkü doğrudan doğruya alıp mal satarsanız o

takdirde tutar ama araya factoring girdiği zaman tutmayabilir. Bunları hiçbir zaman dikkate

almamış ve düz bir mantıkla, tam bir Aristo mantığıyla Sözcü Gazetesi'ni suçlamaya devam

etmiştir. Şimdi 73, 74... Çok hızlı geçiyorum.

MAHKEME BAŞKANI: [Zabıt katibine hitaben ve bir belge vererek mikrofonsuz olarak]

Kaleme verirsin. Hiç karışıklık yapmasın.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Çok hızlı geçiyorum. 73, 74 ve 75'inci

paragraflarda bilirkişilerin... Bilirkişinin... Şimdi burada da birkaç şey söyleyeceğim. Kısa

keseceğim Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Yazının aslı da geldi bu arada. Sayfa düzeni sizin verdiğiniz... Onu.

Ötekini attık yani buna...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Tamam Efendim, tamam. Evet, evet. Biz 73,

74, 75'nci paragraflarda bilirkişilerin niteliklerinin ne olduğunu çok ayrıntılı olarak anlattık.

Tarafsız olması gerektiğini anlattık.

MAHKEME BAŞKANI: Daha öncekilerde de var.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet. Hepsinde var. Fakat dikkat ederseniz

75'inci paragrafın altındaki Twitter fotoğrafında Ömer Faruk Gerçek'in "Sözcü'nün FETÖ'cü

işbirlikçileri Nazlı Ilıcak ve Alaattin Kaya detayı" diye 30 Mayıs tarihinde bir tweet'i var. Aynı

kişi daha sonra... Soruşturma 19 Mayıs tarihinde başlamıştı. Gençlik ve Spor Bayramı. Daha

sonra bu kişi soruşturma savcısı tarafından bilirkişi olarak atanacaktır.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Aynı gün. 30 Mayıs günü.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Efendim.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: 30 Mayıs günü. Tweet'in olduğu gün.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet, evet. Şimdi sonraki paragraflarda,

77'de, 78'de ve sonrasında çok ilginçtir bu bilirkişi, Sayın Bilirkişi raporunu bir profesörden,

İletişim Fakültesi profesöründen Atilla Girgin'in linkini de verdiğimiz sayfasındaki

yazılarından kopyalamak suretiyle raporuna aktarmış. Sanki kendi görüşüymüş gibi

mahkemeye vermiştir. Bu bilirkişinin tarafsız olmadığını, yansız olmadığını söylüyoruz.

Biliyorsunuz Sayın Mahkememiz çok iyi biliyor. Bilirkişiler de yargıçların statüsüne tabidir.

Mutlaka tarafsız olmaları gerekmektedir. Çünkü onların kabul ve retleri de hâkimin reddi

talebiyle bağlantılıdır. Bir başka örnek; bilirkişiyi çağırdığı zaman Sayın Savcı yemin tutanağı

ve evrak teslim tutanağına imzasını almıyor. Gerekçe olarak da söylüyor. Diyor ki: "O sırada

UYAP'ta arıza vardı. UYAP'taki arıza nedeniyle ben imzalayamadım. İmza atamadım." diyor

ama daha sonra asla fiziki bir imza olmuyor. Bilirkişinin imzası yok ve dosyada hiçbir fiziki

imza olmadan hâlâ duruyor bu yemin tutanağı. Üstelik yemin tutanağını çok ayrıntılı anlattık.

Bir yerden kopyalandığı görülüyor. Özgün olarak da yazılmamış. Evet. Bakın bu da bilirkişi

yemin ve evrak teslim tutanağı. Gine dosya içerisinde 370 dizim numarasında kayıtlı.

Görüyorsunuz Asım Ekren'in, zabıt katibinin ve bilirkişinin imzası burada var. Hem yemin için

hem şey. Yani özensizliğine devam ediyor Sayın Bilirkişi. En can alıcı nokta bilirkişinin;

Page 58: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

57

84'üncü paragraf altında ileri sürdüğümüz bir husus var. Makedon ve Selanikliler rahatsız diyor.

Yani bilirkişi bununla kalmıyor, bir başka 11 Temmuz günü tweet'inde "Ben de açık, ben de Ak

Partiliyim." diyerek tarafını belli ediyor. Ayrıca gene 9 Temmuz tarihli bir tweet'inde ise

resmen Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ederek "1909'da Harekât Ordusuyla Anadolu'yu

istilaya gelenlerin torunları ve yetiştirmeleri aynı gerekçelerle yeniden karşımızda. Tarih

tekerrür." diyor. Yani burada Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu'ya gelmesini bir istila

hareketi olarak görüyor. Aynı zamanda Makedon ve Selaniklilerin de vatan haini olduklarını,

istilacı olduklarını söyleyerek resmen bir Atatürk düşmanlığı ve aynı zamanda da bir ırkçılık

yapıyor. Bu nedenle biz Sayın Savcı hakkında suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurusu

numaraları dilekçelerimizde var.

MAHKEME BAŞKANI: Cevap geldi zaten.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Bilirkişi hakkında. Bilirkişi hakkında... Suç

duyurusu... Savcı hakkında da bulunduk.

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

SÖZ ALDI: Bilirkişi.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Yok yok Savcı hakkında da bulunduk ayrıca.

MAHKEME BAŞKANI: Yok yok bilirkişi. Devam ediyor diye geldi yani şeyimiz,

soruşturma.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Evet, evet. Bu konuda şey görüntüsünü de,

alıntı numarasını da verdik. Aynı bilirkişi (tekrar hızlandırarak gidiyorum) Cumhuriyet Halk

Partisi Genel Başkanı'na "Ya bir bakın da şu İstanbul'a yürüyecek olanı. Gölbaşı tarafından

çıkmaya kalkmasın." diye taraflılığını tam olarak tescil ediyor. Onun haricinde biz

savunmalarda çok çeşitli Sözcü'nün ne kadar Gülen karşıtı olduğunu veren, kanıtlayan kupürler

koyduk. Örneğin; "Gülen Şeriatçı" diye bir pankartımız var. Örneğin; "20 Kasım 2008'de

Ergenekon soruşturmasının ardında Fethullah Gülen... Fethullah var." diye bir manşetimiz

var. Sonra tekrar "Fethullah Darbeyi Alkışlamıştı" diye bir manşetimiz var. "Emniyet İçini

Cemaatçiler Sardı" diye bir manşetimiz var. "Balyoz'dan tutuklu 236 asker hapisten çıktı. Halk

şimdi Tayyip ve Fethullah'a soruyor: Vicdanınız hiç sızlamıyor mu?" diye bir manşetimiz var.

"Hükümet-Cemaat Aşkı Adliyede Bitti" diye bir manşetimiz var. Şimdi bütün bunlardan sonra

bilirkişinin bir konusunu daha anlatarak bitireceğim. Gökmen Ulu'nun tahliyesi talebine

geçeceğim. Takvim Gazetesi'nde "Paralel Medya" diye bir haber var. 99'uncu paragraf altında

verdim. Takvim Gazetesi'ndeki Zaman Gazetesi ve Sözcü Gazetesi'nin manşetleri birbirine

benzememekle birlikte sadece yolsuzluk delillerini mecliste CHP liderinin okumuş olması

nedeniyle yapılan haberlerde benzeşme görüyor fakat onları bile ayırt edemiyor sanki aynı

başlığı kullanmışız gibi bir haber yapıyor Takvim Gazetesi. Bilirkişi o haberi aynen alıyor ve

kendi raporuna koyuyor. Arkasından da o rapordaki görüntü, Cumhuriyet Savcısı,

iddianamesine taşıyarak koyuyor. Şimdi Sayın Başkan, Değerli Heyet! Bizim yargılamamızda

tutuksuz yargılama asıldır. Tutuklu yargılama talidir ve yargılamaların, özellikle yeni CMK'dan

sonra, tutuksuz yapılması her zaman için yargıya özendirici ve önerici olunmuştur. Fethullah

Gülen dönemindeki yargıda tutuklama direncini aşamadığımız için yasada aslında var olan bir

maddenin izahı yapılmıştır. Yani daha önce soyut olan ifade daha somut hale getirilerek

tutuklama için belirtili bir delilin olması aranmıştır. Ben o celsede... Ben o görüşmeler sırasında

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Barolar Birliği adına da uzman kişi olarak bulunmaktaydım.

Sayın Adalet... O zamanki Adalet Bakanı'na sordum. "Niye bu değişikliği yapıyorsunuz? Bu

aynı anlam çıkmıyor mu?" dediğimde bana dedi ki: "Ağır ceza mahkemelerine anlatamıyoruz."

dedi. Aynen böyle dedi. "Bakalım şimdi anlatabilecek misiniz?" dedim ve anlatamadılar. O

yasa değişikliğinden sonra. Kısaca şunu söylüyorum: Müvekkilimize önce cumhurbaşkanına

Page 59: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

58

suikast iddiasıyla sevk yapılmış. Daha sonra iddianamede "Örgüt Üyesi Olmadığı Halde Örgüt

Üyesi Gibi Davranmak..." Yani 220/8 yollamasıyla 314/2 suçlaması yapılmış. Biliyorsunuz

314/2'nin doğrudan üyesi olması halinde katalog suçlardan olabilir ama 220/8 yollamasıyla

314/2 olduğu zaman orada katalog suçlar içerisinde de olmaz. Bu konulara da çok ayrıntılı

olarak tutuklamaya itiraz dilekçelerimizde belirttik.

MAHKEME BAŞKANI: Var var.

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Bu nedenle daha fazla zamanınızı almamak

için müvekkilimizin tahliye edilmesine...

MAHKEME BAŞKANI: Şeyle ilgili... Burak... Burak Bey'le ilgili...

SANIKLAR BURAK AKBAY, BEKİR GÖKMEN ULU VE YONCA YÜCEKALELİ

MÜDAFİ AV. CELAL ÜLGEN BEYANINDA: Ayrıca Burak Akbay hakkındaki çıkarılan

yakalama kararının da kaldırılmasını talep ediyoruz. Saygılarımızı sunuyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Evet. Avukat...

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Avukat İsmail Yılmaz. Müvekkilim Burak Akbay aleyhinde Savcı Bey'in

mütalaasında geçen CMK 100 maddesi kapsamındaki yakalama talepli kararın devamının

istenmesi, sürdürülmesi yasal değil, doğru değil. İki günlük yargılama sırasında ortaya çıkan

deliller, şahit ifadeleri, şüpheli ifadelerinin hiçbir tanesinde somut bir delil olmadığı ortaya

çıkmıştır. Dosyadaki savcının almış olduğu tanık ifadelerinde bile; gelen tanıklar aksi yönde,

yani kesinlikle müvekkillerimizi suçlayıcı yönde bir beyanda bulunmamışlardır. Kala kala bir

tane dosyada bilirkişi Ömer Faruk Gerçek'in raporu kalmıştır. Onun da ne kadar şaibeli, şüpheli

olduğu muhakkaktır. Onun hakkında zaten suç duyurusunda bulunduk. O raporun hiçbir itibarı

yoktur. Hukuksal değeri yoktur. Zaten gazete haberleri bilirkişiye verilip de rapor haline

getirttirilemez. Yani dolayısıyla orada bir rapor bile alınması usule uygun değildir. Savcı Bey'in

orada yapmış olduğu işlem bile usule uygun değildir. Kaldı ki usule uygun olmayan bir işlemin,

raporun şu anda tutuklamanın devamı, müvekkilimiz hakkındaki yakalamanın devamı

yönündeki talebi gerekçe edilmesi de yasal değildir. Mütalaaya katılmıyoruz. Müvekkilimiz

Burak Akbay hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını istiyoruz. Gökmen'le ilgili Fahri

Bey beyanda bulunacak.

MAHKEME BAŞKANI: Siz değilsiniz değil mi Gökmen'le ilgili?

SANIK BURAK AKBAY VE YONCA YÜCEKALELİ MÜDAFİ AV. İSMAİL YILMAZ

BEYANINDA: Fahri Bey.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam.

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU MÜDAFİ AV. FAHRİ EMEKSİZ BEYANINDA:

Avukat Fahri Emeksiz. Sayın Başkan, Sayın Heyet! Öncelikle müvekkilim ile ilgili verilen

Savcının talebine katılmadığımızı önemle belirtiyoruz. Davanın temelini oluşturan iddianame

meslek büyüğümün de söylediği gibi iddianame değil bir yönüyle dedikodu-name, bir yönüyle

yorum-name, bir yönüyle de iftira-name niteliğindedir. Tamamı farazi ve varsayımlara

dayanılarak... Her nasıl sanık... Suçluluk -esas- tespit edilinceye kadar masumiyet esas iken ve

şüpheden sanık yararlanır iken bugüne kadar gelen tüm süreçte tamamen şüpheden sanık

aleyhine bir sonuç çıkarılmış ve bu sonuç da bugüne kadar müvekkilimizin tutukluluğu şeklinde

gelmiştir. Burada müvekkilin çalıştığı Sözcü Gazetesi hakkında çok önemli olaylardan biri. 12

Eylül 2010 Referandumu. Talimat... SEGBİS'te dinlenilen Milletvekili Aytun Çıray'ın beyan

ettiği gibi. Madem Sözcü Gazetesi FETÖ'cüdür veya FETÖ tarafından kurdurulmuştur. Neden

12 Eylül Referandumunda FETÖ'nün ve lanet olasıca cemaatinin "Evet için mezarınızdan

ölülerinizi dahi kaldırın." denilmesine rağmen Sözcü Gazetesi "Hayır" propagandası yapmış

ve bu yönde yayınlar yapmıştır. Bu nokta dahi müvekkil gazetenin ve müvekkil gazete Ege

Muhabiri Gökmen Ulu'nun bu olaylarla hiçbir irtibatının olmadığının açık bir göstergesidir.

Masum ve gazetecilik yapmaktan başka bir işi olmayan müvekkilimiz cumhurbaşkanına

Page 60: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

59

suikastla ne gibi bir ilgisi olabilir veya hangi fiili ile ve ne gibi sonuç arasında nedensellik bağı

kurulabilir? Belli ki hedefte Sözcü Gazetesi ve Burak Akbay bulunmaktadır. Soruşturma

konusu edilen ve İstanbul 8. Sulh Ceza yargıcının tutuklama gerekçisi yaptığı müvekkilimiz

şüpheli Bekir Gökmen Ulu'nun "sozcu.com.tr" internet sitesinde yayınlanan haberi basında bazı

yayın gruplarınca hem muhabirimize hem de gazetemize karşı linç kampanyası ve hakaret

içerikli haberler yapılmasına neden olmuştur. Hakkında soruşturma başlatılan müvekkilimiz

Bekir Gökmen Ulu iddia edildiği gibi birilerine yer göstermek saikıyla değil tamamen

gazetecilik refleksiyle bir haber yapmıştır. Yaşadığımız vahim ve alçak darbe kalkışması

öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesiyle birlikte tatilde olduğu haberi

çeşitli haber kulislerinde yayılmış ancak nerede tatil yaptığı merak uyandırmıştır. Her zaman

siyasi liderlerin tatil yaptığı yerler merak edilir ve bunların haberleri yapılır. Benzer

uygulamalar (dünkü duruşmada da geçtiği üzere) Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Süleyman

Demirel, Ahmet Necdet Sezer, eski başbakanlar Tansu Çiller, Mesut Yılmaz için de aynı şekilde

yapılmıştır. Bu son derece doğal ve olağan bir durumdur. Bu haberden kaynaklanarak geriye

doğru yürümek müvekkilimiz gazetenin muhabiri hakkında soruşturma başlatmak basın

özgürlüğü ile de bağdaşmaz. Dünyadaki tüm liderler için bu tip haberler yapılmaktadır. 97

yılında Başbakan Erdoğan Antalya Falez Otel'in kral dairesinde eşi Nermin Hanım, oğlu Fatih

ve kızı Elif'le birlikte 97 yılbaşısına girmiş Erbakan'a jest yapmak için otel yönetimince ikram

edilen yılbaşı hindisi geri gönderilmiştir. Devlet büyüklerinin ailesiyle birlikte tatil yaptığı

yerler de her zaman ilgi çekmiş ve her zaman medyada yer almıştır. Gazeteciler de halkın haber

alma hakkı çerçevesinde gazeteciliğin gereğini yaparlar ve halkın meraklarını giderirler. Bir

başka deyişle Sözcü Gazetesi ve muhabir Bekir Gökmen Ulu, iddia edildiği gibi FETÖ Terör

Örgütü'nün saldırısına yardım etmesi için böyle bir haber yaptığını düşünmek abesle iştigal

etmekten başka bu sinsi ve katil örgütü gerçekten hiç tanımamak demektir. Şimdi birçok belge

ve delil ile cumhurbaşkanının yerinin FETÖ'cü darbeciler tarafından ne zaman tespit edildiği

net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu gerçekleri görmezden gelmek mümkün değildir.

Müvekkilimiz Sözcü Gazetesi'nin muhabiri olan şüpheli, tutuklu Bekir Gökmen Ulu tarafından

yapılan araştırma, çevre halkından alınan duyumlar ve o bölgede yaşayan bazı vatandaşların

sosyal medyadaki cumhurbaşkanının 5-6 gün süresince kamuoyunda görünmemesi ve nerede

olduğu konusunda bir toplumsal merak uyanması durumunda, böyle bir haberin yapılması

kadar doğal ne olabilir? Bu haber öncesi cumhurbaşkanını takip eden muhabirler arasında adeta

cumhurbaşkanının nerede olduğunu öğrenmek konusunda bir bilgi alma yarışı yaşanmış ve bu

yarışı müvekkilimiz kazanmıştır. Fakat müvekkilimizin ödülü 6 aya yaklaşık tutukluluk

olmuştur. Müvekkilimizin yaptığı haberden sonra alçak darbe kalkışmasının yaşanmış olması

bu haberin "Cumhurbaşkanının yerini deşifre etti." diye yorumlanması hani mantığa sığar?

Müvekkilimizin darbe kalkışmasına yardım ettiğini iddia etmek akıl ve mantıkla bağdaşabilir

mi? Biraz serinkanlı düşünmek gerekir. "Bu masum ve suçsuz insanlardan ne istiyoruz?" diye

düşünmek gerekir. Bir masumun cezaevinde yatması; kimi, neden ve nasıl mutlu eder? Yazıktır

ve günahtır. Bu haksızlığı hangi inanç kabul eder? Hangi bilim, hangi inanç, hangi din kabul

eder? Bu haksızlığı gidermek için hiç mi kılımız kıpırdamayacak? Sorun; salt hukuk değil,

burada sorun vicdan sorunudur. İnsanlık sorunudur. Müvekkilimizin "cumhurbaşkanına suikast

girişimi için yerini belirlediği" savı inandırıcı değil mantık dışıdır. Çünkü Sözcü Gazetesi ve

muhabir arkadaşımız tepeden tırnağa kadar geçmişte "F Tipi Yapılanma" adını verdiğimiz

FETÖ'ye karşıdır. Böyle bir kalkışmanın başarıya ulaşması durumunda Sözcü Gazetesi

yazarlarının ve yöneticilerinin hayatta kalma şanslarının olmadığını bilecek kadar akıl

erginliğine de sahiptir. Fakat son günlerde Türkiye'de sorun yaratan bir uygulama vardır ki bu

da FETÖ karşıtlarını FETÖ'cü olarak suçlayarak tasfiye etme yöntemidir. Bir yandan FETÖ ile

gerçekten mücadele edilirken bir yandan da FETÖ suçlaması bir maymuncuk gibi kullanılarak

muhalif engeller kaldırılmak istenmekte ve maalesef buna yargı alet edilmektedir. Suç olan şey

muhalif olmaksa zaten ülkenin son referandumunda da ortaya çıktığı gibi ülkenin yüzde ellisi

Page 61: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

60

muhaliftir. Bu alçakça girişilen darbe kalkışmasını devletin istihbarat kurumlarının atlatıldığını

ve buna karşın FETÖ çetesinin cumhurbaşkanının kaldığı yeri zaten bildiğini hem bugün

iddianamesi tamamlanan ve yargılaması başlanan birçok davadan, ayrıca TBMM Darbe

Araştırmaları Komisyonu'nun raporunun 319'uncu sayfasından da net bir şekilde görmekteyiz.

"Yaz Haberciliği" olarak adlandırılan basit bir haber darbe kalkışması ile ve cumhurbaşkanına

suikast girişimiyle bağlantı kurulması kabul edilemez bir gaf ve büyük bir hatadır. Henüz darbe

girişiminden beş gün öncesinden başlayarak 11-12-13-14-15 Temmuz tarihlerinde

cumhurbaşkanının kaldığı otelde kalan vatandaşlar Facebook sayfalarında cumhurbaşkanının

Grand Yazıcı Otel'inde kaldığını defalarca paylaşmışlardır. Bu konuda soruşturmanın re'sen

başlatılmış olmasının tek sebebi de ne yazık ki gazetecilik ilkelerinden uzak bir yayın politikası

izleyen Sabah ve Takvim Gazetelerinin müvekkilimiz gazetenin etkili muhalif bir gazete olması

nedeniyle internet sitelerinden yapmış olduğu hedef gösterici ve tahrik edici yayınları olmuştur.

Anılan gazetelerin internet sitelerinden yapılan hedef gösterici ve tahrik edici yayınlarının

sebep olduğu açıkça anlaşılmış ama işin gerçeği Takvim ve Sabah Gazeteleri dahi

cumhurbaşkanının yerini başka şekilde bulduğunu itiraf etmek zorunda kalmışlardır.

Cumhurbaşkanının en yakınında bulunan yaverleri ile başyaveri Ali Yazıcı tutuklanmış,

cumhurbaşkanının kara yaveri olan Metin Semercioğlu'nun ifadesine göre darbe teşebbüsüne

kalkışan ve şu anda tutuklu bulunan cumhurbaşkanının başyaveri Ali Yazıcı'nın

cumhurbaşkanının kaldığı otelin yerini darbeci gruba darbeden bir gün önce yani 14/07/2016

günü bildirmiş olduğu net olarak tespit edilmiştir. Üstelik bu gerçek müvekkilimiz Sözcü

Gazetesi muhabirine iftira atan yayın organlarında da manşetten yer almıştır. Burada sorulacak

soru şudur: Sözcü Gazetesi'nin haberiyle Marmaris'te otele yapılan hain saldırı arasında bir

nedensellik bağı var mıdır? Hukuken böyle bir bağdan söz etmenin olanağı bulunmamaktadır.

Marmaris Postası yerel gazetesi 14 Temmuz 2016 tarihinde, alçak darbe girişiminden bir gün

önce cumhurbaşkanının yerini zaten bildirmektedir. Yine önceden yapılan planlamaya göre

uçakların 13 Temmuz saat 11:00'da Akıncı'dan kalkarak görevi icra ettikten sonra 13:15'te

Akıncı'ya döndüğü, Korgeneral Şanver'e göre de darbecilerin 13 Temmuz 2016 günü

Erdoğan'ın kaldığı otelin etrafını kaseti değiştirerek keşif yaptığı belirtilmiştir. Gökmen

bunların neresindedir? - Cevap: Hiçbir yerinde. Aksine Gökmen cumhurbaşkanının yanındadır.

Suikastine yardım ettiği iddia edilen devlet büyüğünün bir kelimesini, bir karesini görüntüleyip

halka sunabilmek için hain darbenin en kritik anında cumhurbaşkanının açıklamaları ile halkı

sokaklara davet eden kahraman bir gazetecidir. İşte buna yönelik haber ve fotoğraf - Gökmen

Ulu. 16 Temmuz 2016 saat 01:02. Şimdi siz kalkıp hangi belge ve hangi nedensellik bağı ile

bir gazetecinin yaptığı haberi cumhurbaşkanına karşı girişilen suikast hareketi ve suikast

timiyle bağlantı kurabilirsiniz. Bu aykırılığı ve çelişkiyi anlamak için yıllarca hukuk eğitimi

alıp hâkim, savcı, avukat olmaya gerek yoktur. Bu basit gerçek ilkokul çağındaki çocukların

dahi belleğine hitap eden basitlik ve netliktedir. Müvekkilimiz ile alçak suikast timi lideri

Menfez Paşası neredeyse bir tutulmaktadır. Böyle absürt ve mantık dışı bir suçlama ile bir

gazetecinin tutukluluğunun sürdürülmesi hukuki açıdan doğru olmadığı gibi vicdanları da

karartmaktadır. Burada itham geniş tutularak tutuklamaya gidilmesi hedeflenmiş, müsnet

suçtan müvekkillerimizin aklanması net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanının

yerinin zaten çete tarafından çok önce hatta keşif yapılarak öğrenildiği, sağır sultan tarafından

bile duyulmuşken darbeci hiç kimse Gökmen'i veya "sozcu.com.tr"nin haberlerini takip

etmemektedir. Hainler doğrudan yaverle yani cumhurbaşkanının yanındakilerle muhataptırlar.

Müvekkilimiz Marmaris Otel'inde iken cumhurbaşkanlığı yetkililerinin darbe gecesi

gazetecileri davet etmesi üzerine oraya ilk giden ve cumhurbaşkanının konuşmasını gazeteye

ilk gönderen muhabirdir. Cumhurbaşkanının açıklamasının tümünü gazeteye göndermiş

00:13'te "sozcu.com.tr"de "Erdoğan'dan ilk açıklama: Bütün halkı meydanlara bekliyorum."

şeklinde haber yayınlanmıştır. Bu haber internet ortamında cumhurbaşkanının beyanını

Türkiye'ye ileten ilk haberdir. Müvekkilimizin 16/07/2016'da 00:13'teki yayınlanan haberinin,

Page 62: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

61

darbe girişiminin bastırılmasında da çok büyük etkisi olmuştur. Yine sosyal medyadan ve

Twitter'dan duyurulan haber aldığı yüksek etkileşim sayesinde sırf müvekkilin değil Sözcü

Gazetesi okuyucu kitlesinin de darbeye nasıl karşı duruş gösterdiğini, devletinin ve milletinin

nasıl yanında olduğunu göstermiş çok net göstergelerdir. Bu haberler ve gönderilerde halkımız

cumhurbaşkanının "Sokaklara çıkın!" çağrısını ilk kez duymuş, bu yönde yayınlanan tüm

haberlerin yayın, dakika ve saati daha sonra olmak kaydıyla internet kayıtlarında yer almıştır.

Sözcü internet sitesi gece boyunca sürekli olarak darbeye karşı durmuş, karşı duran haberler

yapmış, nihayet ertesi gün 16 Temmuz sabahı da cumhurbaşkanının yaptığı, bizzat çektiği

resmiyle, "Cumhuriyet ve Demokrasi Kazandı" manşetiyle çıkmıştır. Yani iddia makamının

mesnetsiz iddianamesine göre darbecilere yer gösteren Gökmen Ulu esasında en kara anda

cumhurbaşkanının fotoğrafını ve mesajını ileten kahraman bir gazetecidir ve bizim yargımız

maalesef bu kahraman gazeteciyi bir iki gammazcı sözde gazetecinin kışkırtmasıyla 6 aya yakın

zamandır içeride tutmakta, bu yönüyle terör elebaşısının yakın geçmişte söylediği "15

Temmuz'u Atatürkçüler yaptı." şeklindeki garabet suçlamasına istemeden de olsa destek

vermektedir. Bu garabetten bir an önce dönülmesini, tek bağlılığı Mustafa Kemal Atatürk ve

devrimleri olan çağdaş bir gazeteci, tutkun bir eş ve baba olan müvekkilin bihakkın tahliyesine

karar verilmesini talep ederiz Efendim.

MAHKEME BAŞKANI: Başka tutuklulardan veya Burak Akbay'ın avukatı var mı? Avukat

Hanım.

SANIK BURAK AKBAY MÜDAFİ AV. ZÜLBİYE ŞAHİN BEYANINDA: Avukat

Zülbiye Şahin. Burak Akbay müdafi. Üstatların beyanına ekleyecek başka bir hususum yoktur.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Avukat Bey. Kimin müdafisi olduğunuzu da belirtin de

veya kimlerin.

SANIK MEDİHA OLGUN MÜDAFİ AV. CAN ÇELİK BEYANINDA: Sayın Savcının

müvekkil aleyhine olan mütalaasına iştirak etmek mümkün değildir. Şöyle ki: Dosyada

müvekkilin Fethullahçı Terör Örgütü'ne bilerek ve isteyerek yardım ettiğine yönelik hiçbir

somut delil bulunmamaktadır. Müvekkil aleyhine tanık beyanı da bulunmamaktadır. Sadece

soruşturma savcısının kanaati vardır. Bugün de dinlenen, tanık olarak dinlenen, aynı zamanda

Meclis Darbe Araştırma Komisyonu üyesi olan milletvekilinin, Aytun Çıray'ın beyanı, aynı

zamanda komisyon raporu ve meslektaşlarımın da belirtmiş olduğu diğer belgelerden de

anlaşılacağı üzere zaten cumhurbaşkanımıza suikast düzenleyen darbeciler Sayın Gökmen

Bey'in haberinden çok daha önceden bu yeri bilmektedirler. Yani ortada hiçbir şekilde bilerek,

isteyerek... Zaten o kısmı tartışmaya gerek yok da... Yardım dahi yoktur. Bütün bunlar birlikte

değerlendirildiğinde, bu aşamada müvekkilin aleyhinde uygulanan imza atma ve yurt dışına

çıkma yasağı olan adli kontrollerin kaldırılmasını, eğer Sayın Heyet aksi kanaatte ise imza atma

yönündeki adli kontrolün kaldırılmasını talep ediyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Teşekkür ediyorum. Burada... Ha bir dakika. Gökmen Ulu.

Tutuklamayla ilgili... Tahliyeyle ilgili, tutuklamayla ilgili ne diyorsun Savcı Bey'in beyanına?

Avukatların beyanına katılıyorsun?

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU: Elbette.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Bir de seni dinleyelim (??? 00:38:47 - Aynı anda

konuşulduğundan anlaşılamadı.)

SANIK BEKİR GÖKMEN ULU: Tamamına katılıyorum avukatlarımızın beyanlarının. Dün

size savunmamda anlatmıştım. Şu hususta bir belirginleştirmek, altını çizmek istiyorum:

Efendim biz gazeteciler, haber muhabirleri haberleri şöyle yaparız genelde; şimdi bazen

kendimiz gördüğümüz haberi yaparız bazen de haber merkezi bize söyler. Ben dün belirttiğim

gibi DHA'nın geçtiği pek çok başkaca gazetenin, internet sitesinin yayınladığı

cumhurbaşkanının Marmaris'te tatil haberlerini gördükten sonra elbette ki bir gazeteci olarak

oraya gittim. Nitekim aynı otelde, Grand Yazıcı Otel'de kalan Türk turistlerin de sosyal

medyada paylaşımları vardı zaten. Bu haberi yapmayan gazeteci değildir. Ben bunları görerek

Page 63: T.C. İSTANUL 37. AĞIR EZA MAHKEMESİ 2017/841 1.CELSE - 07/11/2017 - 1.BÖLÜM - Süre (00:48:51) - CD 1 MAHKEME BAŞKANI: Bala. Kendini tanıt bala. SANIK BEKİR GÖKMEN ULU SAVUNMASINDA:

62

gittim. Bunu niçin anlatıyorum? Yani haber merkezimden değil, ben oraya gittim. Giderken

şöyle çalışırız: Ben İzmir dışında, görev yerim dışında, bir şehir dışında habere giderken iki

yere telefon açarım. Bir evimi ararım "Aşkım ben buraya gidiyorum." derim. Bir de haber

merkezini ararım haber şeflerimden birine "Abi ben buraya gidiyorum. Bilginiz olsun. Benlik

bir şey olursa haberleşiriz." Bu şekilde yapılır haber. Bunun altını bir kez daha çizmek

istiyorum. Burada söylemek istediğim şu: Haberimin, imzamın sonuna kadar arkasındayım.

Kaldı ki bir gazetede haber yaptırmak da yapmak da yayınlamak da asla suç değildir. Çünkü

gazetecilik suç değildir. Ben iddia makamının delilsiz, kanıtsız, kanunsuz, hukuksuz

yaklaşımlarına söyleyecek söz bulamıyorum. Sadece Türk Hukuku adına utanç, ülkem adına

büyük üzüntü duyuyorum. Düşürülen, yaşanan bu durumdan dolayı. Son sözüm, tekraren,

şudur: Benim yolum adalet, cumhuriyet, demokrasi, barış ve özgürlük yoludur. Benim yolum

Atatürk'ün açtığı uygarlık yoludur. Ben bu yoldan dönmem. Beraatimi talep ediyorum.

Teşekkür ederim.

MAHKEME BAŞKANI: Tamam. Geçebilirsiniz. Sanık Mediha Olgun. Sizinle ilgili adli

kontrol kararı var. O konuyla ilgili bir...

SANIK MEDİHA OLGUN: Evet. Kaldırılmasını talep ediyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Yurt dışı yasağı mı, imza da var mı sizde?

SANIK MEDİHA OLGUN: Ayda bir imza atıyorum. Ya aslında bir yere gittiğimden falan da

değil de Sayın Savcım ya böyle devam edemiyorum. Biliyor musunuz; hep o benim üstümde

şey. Sürekli takip ediyorum. Ayda bir ama ben o ayı 30 günden başlıyorum saymaya. Yani her

seferinde aklıma getiriyor. Bana Fethullahçı Terör Örgütü'ne Bilerek İsteyerek Yardım'dan

tutuklandığımı, sonra yargılandığımı aklıma getirip duruyor. Mahzuru yoksa. Eğer mahzuru

varsa önemli değil. Kalabilir de benim için. Hatta beraatimi istiyorum ben ve belki de haddim

olmayarak son bir şey daha eklemek istiyorum. Gökmen'i tahliye edin Sayın Savcım çünkü ben

onun ne yaşadığını çok iyi biliyorum. Oğlu şu anda otelde bekliyor. Evleri bile burada değil.

Her görüşe ta İzmir'den buraya gelip gidiyorlar. Hatta bugün de oğlu... Buraya getirmedi.

Annesi de burada şimdi. Küçük bir oğlu var. Eğer mümkünse o konuda da böyle bir talepte

bulunayım dedim. Çok teşekkür ediyorum. Adalete güveniyorum.

MAHKEME BAŞKANI: Senin söyleyecek bir şeyin yok?

SANIK YONCA YÜCEKALELİ: Benim bir şeyim yok. Hepimiz için beraat talep ediyoruz.

MAHKEME BAŞKANI: Bu aşamada beraatini talep ediyorsun. Duruşmaya... Duruşmaya bir

20 dakika falan veya duruma göre yarım saati geçmemek şartıyla... Bak yarım saati geçmemek

kaydıyla 20 dakika bir ara verelim. Ondan sonra hükmü açıklayacağız. Duruşma salonunu

boşalt...