35
TEKTONİK PALEOTEKTONİK NEOTEKTONİK AKTİF TEKTONİK MORFOTEKTONİK

TEKTONİK PALEOTEKTONİK NEOTEKTONİK AKTİF TEKTONİK MORFOTEKTONİK

Embed Size (px)

DESCRIPTION

TEKTONİK PALEOTEKTONİK NEOTEKTONİK AKTİF TEKTONİK MORFOTEKTONİK. Tektonik. Dünya kabuğunun deformasyonu ile ilgili her türlü süreç, yapı ve yüzey şekilleri ile ilgilenir. Geniş anlamda; bu yapıların ve yüzey şekillerinin zaman içindeki evrimi ile, - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

TEKTONİKPALEOTEKTONİK

NEOTEKTONİKAKTİF TEKTONİK

MORFOTEKTONİK

TektonikDünya kabuğunun deformasyonu ile ilgili her türlü süreç, yapı ve yüzey şekilleri ile ilgilenir.

Geniş anlamda; bu yapıların ve yüzey şekillerinin zaman içindeki evrimi ile, global ölçekte; kıtaların ve okyanusal havzaların kökeni ile, bölgesel ölçekte; dağ zincirlerini oluşturan yapılarla, yerel ölçekte ise küçük kıvrımlar, fay diklikleri, fay

yarıkları ile ilgilenir.Zaman ölçeğinde;

kıtaların oluşması birkaç milyar yılda, geniş okyanus basenlerinin oluşumu bir kaç yüz milyon yılda, dağların oluşması ise bir kaç milyon yılda, kıvrımlar birkaç yüz bin yılda

oluşabilir. Birkaç metre yükseklikteki fay diklikleri ise

deprem sırasında oluşabilir. fay yarığının ilerlemesi saniyede birkaç kilometre, kıtaların hareketi yılda birkaç on santimetre

NeotektonikNeotektonik, tektonik rejim değişikliğinin

zamanı bakımından zamansal bir kavramdır.

Herhangi bir bölgede, son tektonik rejim değişikliğini izleyen ve günümüzde de

süren döneme Neotektonik Dönem denir.

Aktif TektonikAktif tektonik, insanlık tarihini de içine

alacak bir zaman dilimi içinde dünya kabuğu üzerinde deformasyona neden olan tektonik süreçleri inceler.

Aktif tektoniğin en önemli elemanlarından olan tektonik jeomorfoloji aktif fayların tanınması, jeolojik yapıların oluşumu, sismik tehlike değerlendirmesi, ve dünya yüzeyinin oluşumu gibi konuları içeren uygulamaların, önemi gittikçe artan bir aleti olmuştur.

Tektonik rejim Tektonik rejim, belli bir bölgeyi denetleyen sistemdir.

Dönemin uzunluğu veya kısalığına göre bu dönemi ifade eden yapısal unsurlar ve birtakım jeolojik olaylar ortaya çıkmış olabilir.

Dönem kısa ise özellikle üst kabukta sıkışmayı ifade eden yapısal unsurların belirmesi güçtür.

Ancak çekmeyle ilgili yapılar daha kolayca ortaya çıkabilirler.

Bu şekilde sıkışmalı (saf makaslama) bölgelerde ilk hareket noktası normal faylar ve tansiyon çatlakları olabilirler.

Zamanın uzunluğu, volkanik etkinliğe kadar uzanan bir dizi jeolojik olayın ortaya çıkabilmesine imkan verebilir.

Levha tektoniğine göre, yeryuvarında birincil hareketlilik yatay doğrultudadır.

Düşey yöndeki izostazik hareketler ve bu sırada meydana gelen yapılanmalar yatay gerilmelerin yansımalarıdır.

Bir bölgedeki tektonik rejim; sıkışma

çekme

basit makaslama

sistemlerinden birisi tarafından denetlenir.

Başlı başına basit makaslama rejimleri belli bir uzunluğun üzerindeki doğrultu atımlı faylar çevrelerinde söz konusudur. Levhaların birbirlerine göre verev hareketleri bazı sınırlarda bu durumu ortaya çıkarabilir.

Okyanus ortası sırtları öteleyen ve okyanus tabanı yayılmasını dengeleyen transform fayların çevrelerinde yarattıkları basit makaslama, neden oldukları jeolojik olaylar bakımından da farklı bir durumdur. En belirgin yapılanmalar, kıtaiçi doğrultu atımlı faylar çevrelerinde gelişir.

Böylece, genel olarak tektonik rejimler çekme ve sıkışma olarak ikiye ayrılır.

Tektonik rejim

TEKTONİK REJİMLER

SIKIŞMALI TEKTONİK REJİM (Saf makaslama) (Compressive tectonics)

Başlıca levhaların göreceli sıkışmaları, sıkışmalı rejimi doğurur.

Bu rejimi karakterize eden yapılar, rejimler içerisinde en zengin çeşitliliğe sahiptir. Bunlar progresif bir deformasyonda birbiri ardısıra ortaya çıkarlar. Levha içleri yoğun torsiyon rijiditesine sahip oldukları için en şiddetli deformasyonlar levha kenarlarında belirirler. Bunlara yığışım prizmalarındaki imbrike yapılarla karakterize edilirler.

Burada levha kenarının ve burada gelişen sıkışmalı deformasyonların alanı ve genişlikleri tam bir ölçüye uymazlar. Bu konuya levhaların büyüklükleri bakımından bakmak gerekir.

Örneğin; 6000 km genişlikteki bir levhanın kenarı diye bahsettiğimiz alan birkaçyüz km genişlikte olabilir.

SIKIŞMALI TEKTONİK REJİM (Saf makaslama) (Compressive tectonics)

ÇEKME TEKTONİK REJİMİ (Extensional Tectonics)

Genellikle kıtaiçi alanlarda ya doğrudan lokal ısınmaya veya bir yay gerisi yayılma şeklinde dalma batmaya bağlı olarak gelişirler.

Herhangi bir bölgede, önceki çarpışmalarla kabuğun aşırı derecede kalınlaşmasınında sonunda bir orojenik çökmeye ve dolayısıyla bir çekme rejimine sahne olacağı ileri sürülür.

Bunların içerisinde örneği görülen en gerçekçi olanı lokal ısınmaya ve dalma batmaya bağlı olanlardır.

Benzer durum aslında saf makaslama sırasında da gelişmektedir.

Fakat saf makaslamada ilerleyici yamulmanın geç evresinde çekme yapıları görülürken, Anadolu’nun batısında bu durum herhangi bir sıkışma yapısına neden olmadan en erken aşamada ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla burada rejimin özgün çekme olduğunu söyleyebilmekteyiz.

ÇEKME TEKTONİK REJİMİ (Extensional

Tectonics)

DOĞRULTU ATIM TEKTONİK REJİMİ (Basit makaslama) (Strike-slip tectonics)

Doğrultu atımlı faylar özellikle sıkışmalı alanlarda en çok rastlanan yapılar olmalarına karşın bir basit makaslama rejiminde ana yapının karakteristik şekilde bir doğrultu atımlı fay, diğer yapılarında ikincil olmaları gerekir.

Levha hareketlerinin verev yaklaşmalı durumlarında

özgün doğrultu atımlı rejimler görülebilir.

DOĞRULTU ATIM TEKTONİK REJİMİ (Basit makaslama) (Strike-slip tectonics)

Doğrultu atımlı faylar, meydana gelmeleri için büyük bir gerilme birikimini gerektirdiklerinden şiddetli sismik etkinliğe neden olurlar.

Neotektonik çalışmalarda arazide en belirgin şekilde tanınabilecek yapılar doğrultu atımlı faylardır. Gerek birimleri uzun mesafeli ötelemelerinden, gerekse güncel ya da çok genç depolarda ötelenmelere neden olduklarından kolayca tanınabilirler.

Günümüzde meydana gelen bu tür yapılarda, meydana gelen depremlerde esasen hareketlilik güncel olarak görünmekte ise de geçmiş 500.000 yıla yayılı şekilde, örneğin; drenajda meydana gelen çarpılmalar, uzun mesafeli ötelenmeler neotektonik dönemin uzunluğu ve bölgesel yamulma oranı hakkında bile fikir verebilirler.

DOĞRULTU ATIM TEKTONİK REJİMİ (Basit makaslama) (Strike-slip tectonics)

TÜRKİYE’DE PALEOTEKTONİK /

NEOTEKTONİK DÖNEMLER

Türkiye’de jeoloji tarihi boyunca gelişen olaylar iki dönem altında incelenir.

Paleotektonik dönem

Neotektonik dönem

Türkiye, jeolojik geçmişi boyunca, okyanusların gelişimi, bu okyanusların kapanması, kıtaların birbirlerine göre

uzaklaşmaları-yaklaşmaları- çarpışmaları

sonucunda gelişmiş çok sayıda ve farklı niteliklerde tektonik birliklerin bir araya gelmiş olduğu bir bölgede yer almaktadır.

PALEOTEKTONİK

Tetis Okyanusunun (Paleotetis – Karakaya – Neotetis) açılmasının, genişlemesinin, daralmasının, kapanmasının ve sınırladığı kıtasal birliklerin çarpışmasının geliştiği dönemdir.

PALEOTEKTONİK

• Alpine Orojenik sistemi, Tetis Okyanusunun kollarının kapanması sürecinde oluşmuştur.

• Tetis Okyanusunun kapanması evresinde, Gondwana ve Lavrasya’ya ait kıta parçaları çarpışmışlardır.

• Türkiye, bu evrim sürecinde bir araya gelmiş kıtalar ve bunları ayıran okyanusal ortam kalıntıları (Sütur) tarafından şekillenmiş bir alan üzerinde yer almaktadır.

• Türkiye, Alpin Orojenik Sisteminin oldukça aktif ve en genç kesiminde yer almaktadır

Okyanusların açılması ve bunların kapanması sonucu şekillenen orojenezlerin gelişmesi, birbiri ardı sıra ve birbirleri ile direkt ve/veya dolaylı olarak ilişkili olaylar sonucunda olmuştur.

Türkiye’de, kıtaların birbirlerinden uzaklaşmaları sonucu gelişmiş okyanusal alanlardan, • Paleotetis / Karakaya • Neotetisokyanuslarının kalıntıları yer almaktadır. Bunlar topluca Tetis Okyanusu olarak anılır.

Bu okyanusal alanlar, Rodop Kıtası, İstanbul-Zonguldak Tektonik Birliği, Pontid / Sakarya Kıtası, Anatolid-Torid Platformu Arap Platformu

gibi kıtasal toplulukları sınırlamıştır.

P T S :P a le o -T e th y an S u tu re

IA Z : Iz m ir- A n k ara Z o n e

A E Z : A n k a r a -E rz in c a n Z o n e

W P F : W e s t e r n P o n t id e F a u lt

N A F :N or th A n a to l ia n F a u lt Z o ne

I Z U : Is t an b u l-Z o n g u ld a k U n it

B L A C K S E A

ME D IT E RR A NE A N S E A

AE

GE

AN

S

EA

27 35 43

37

4 33 9

4 1 P O N T I D EZ O

N E

K i r s e h i r

B l o c k

A n a t o l i d - T a u r i d e P l a t f o r m

M e n d e r e s - T a u r u s B lo c kA r a b ia n P la t fo r m

E a s t

A n a to l i a n

A c c re ti o n ar y

C o m p l e x

N A FS a ka r y a Z o n e

I A Z

a

A E Z

I Z U W P F

NEOTEKTONİK

• Herhangi bir bölgede meydana gelmiş son tektonik rejim değişikliğinden günümüze kadar geçmiş olan zaman içerisindeki tektonizmanın tümüne Neotektonik (Yeni tektonik) denir (Şengör 1980)

• Anadolu’da tüm okyanusların kapanmasını ve kıtaların kenetlenmesini takip eden dönemde ise önemli bir rejim değişikliği olmuştur. Bu rejim değişikliği, Neotetis Okyanusunun kapanmasını takip eder. Neotetis Okyanusu Güneydoğu Anadolu’da Orta Miyosen sonunda (Serravaliyen – 11 My) kapanmıştır (Şengör ve Yılmaz 1981). Bunun sonucunda Arabistan ve Avrasya levhaları çarpışmıştır. Bu olay, Anadolu ve yakın dolayı için, Paleotektonik dönemin sona ermesine neden olmuştur. Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay zonlarının da gelişimi ile Anadolu levhasının batıya doğru kaçmaya başlaması Neotektonik dönemi başlatır.

KAF ve DAF transform fayları ile sınırlanan Anadolu Levhası batıya doğru hareket eder

• Günümüzdeki morfoloji, Neotektonik dönemdeki jeolojik olayların etkisi altında şekillenmiştir.

• Neotektonik dönemdeki yapılar ise, çoğu yerde Paleotektonik dönemde gelişmiş yapılardan etkilenmiştir.

• Bu nedenle, Günümüzdeki morfolojik yapının anlaşılabilmesi için, Neotektonik hatta Paleotektonik dönemde gelişmiş olayları ve yapıları bilmek, yararlı olacaktır.

Bitlis-Zagros kenet kuşağı boyunca, kıta içi çarpışmanın bitişini takiben, doğu Anadolu’daki sıkışma-büzüşme rejimi, Pliyosen’den itibaren sıkışma-gerilme, tektonik kaçış gibi yeni bir tektonik rejime dönüşüm göstermiştir.

Bunun sonucunda, önce, kıta içi transform bir fay olan Kuzey Anadolu Fay zonu gelişmiştir.

Doğu Anadolu Fay zonu ise, Kuzey Anadolu fayından daha gençtir ve Pliyosen’in sonundan itibaren gelişmeye başlamıştır.

Kısaca, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu transform faylarının gelişimi ve buna bağlı olarak bu iki fay arasında kalan alanın (Anadolu Bloğu) batıya hareketi (kaçışı), bu dönemden itibaren başlar. Anadolu bloğu, Ege yayı boyunca Doğu Akdeniz tabanı üzerinde ilerlemektedir.

TÜRKİYE’DE NEOTEKTONİK DÖNEMDE ROL

OYNAYAN YAPISAL UNSURLAR

Türkiye’de Neotektonik döneme ait yapısal unsurlar

Bu üç ana unsurun dışında tali öneme sahip

neotektonik unsurlar da bulunur. Bunlar ise;

1- Güney Karadeniz Ters Fayı

2- Kuzeydoğu Anadolu Fayı

üç ana yapı tarafından belirlenir;

1- Kuzey Anadolu Fayı

2- Doğu Anadolu Fayı

3- Ege - Kıbrıs Yayı

Bu tektonizma ise üç ana yapı tarafından belirlenir;

1- Kuzey Anadolu Fayı 2- Doğu Anadolu Fayı 3- Ege - Kıbrıs Yayı

Bu üç ana unsurun dışında tali öneme sahip neotektonik unsurlar da bulunur. Bunlar ise;

1- Güney Karadeniz Ters Fayı2- Kuzeydoğu Anadolu Fayı

Türkiye ve yakın dolayının neotektonik ve aktif tektonik özellikleri, Pliyosen döneminin başlangıcından (5,3 milyon yıl) itibaren gelişmeye başlayan deformasyonlar ile belirlenir. Bu deformasyonlar, kıta içi çarpışma ilişkili yakınlaşma ve bunun sonucu gelişen tektonik kaçış hareketleri ile ilgilidir.

Doğu Anadolu Kısalma alanıKuzey Anadolu alanıOrta Anadolu Ova alanıBatı Anadolu Gerilmeli alan

Anadolu’da, bu unsurlar tarafından belirlenen deformasyonun sonucunda gelişmiş yapısal ve morfolojik olarak birbirinden farklı dört alan ayırt edilir.