22
Khlprhl3 Pecny611HKaCl>IHl>IH l'.Lll1M 6epyy )l(aHa MHHHCTp11JIT11 Om MaM11eKeTTHK yim:uepcHTeTH Teo11or11n <f>aKy 11:bTeT11 ·. TEOl10fJ1.H <I> AKY Ab TETJ1HMH .,; J111MMJ1l1 )l(YPHA.llhl iLAHiYA T F AKUL TESi . iLMi DERGiSi 14-15 CAHhl Om-2011

TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Khlprhl3 Pecny611HKaCl>IHl>IH

l'.Lll1M 6epyy )l(aHa HllH~ MHHHCTp11JIT11

Om MaM11eKeTTHK yim:uepcHTeTH

Teo11or11n <f>aKy 11:bTeT11

·.•

TEOl10fJ1.H <I> AKY Ab TETJ1HMH

.,;

J111MMJ1l1 )l(YPHA.llhl

iLAHiYA T F AKUL TESi . iLMi DERGiSi

14-15 CAHhl

Om-2011

Page 2: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

TeoA.onra <j.>al<)'AbTernmrn HilJiMHl1~pHaA.bI14-iS-CaHhl 2011

· ~ Devlet Omversltesl ilahiyat Fakilltesl bmi Dergisi

14-15. sayi 2011

• Ow MaMAeke'rO<k yi1Kseporrer11 TeoAorn .. 4>•KJ1A•nm1HKH 1M11M11A ll<)'pna.< w

14-15-CaHW 2011

KANIT DU~UNCESi ve TELEOLOJiK KANIT

Dr. Ali <;etin THE IDEA of EVIDENCE and TELEOLOGICAL ARGUMENT

Abstract: According to some monotheists God's existence can be proved rationally. In this context, according to them there are the logical foundations of b~lief in God. Moreover belief in God is never dogmati.c. There are four major types of evidence about God: Teleological, cosmological, ontological and moral evidence. The most popular type of evidences is teleological argument in our time. The teleological argument for the existence of God expresses the order, beauty, complexity and purpose of the universe. Traditionally versions of this argument infer from signs of design in the uPiverse arid argument daim that u.nJverse was created by God called designer. In this context, the universe is full of sign of the intelligent design. This evidence was criticized by thinkers such as Hume , and Darwin. But these criticisms is not effective today. New developments in scientific fields such as physics, chemistry and biology have proved an excellent l.:lyout of the universe. TI1ese facts indicate that the main reason for th~ emergern:P of large order can on!y be a great intellect. This great intellect is named God by the believers since the begirming of the divine revelation.

Keywords: God, Evidence, Teleology, Argument. Design.

KANIT DU$UNCESi ve TELEOLOJiK KANIT Ozet: Kimi monoteistlere gore Tann ina..'1c1 rasyonel olarak

karutlanabilir. Bu ~en;evede onlara gore, Tann inancuun manhksal temelleri bulunmaktadir. Ustelik Tann inana asla dogmatik degildir. Tann hakkmda dort temel karut tiirii bulunmaktadir: Teleolojik, kozmolojik, ontolojik ve ahlak karutlan. Giinilrniizde en rne§hut olan kamt tiirii teleolojik olandir. Teleolojik karut evrenin dilzenini, gilzelligini, karrna§ikltg1m ve amac1m dile getirir. Geleneksel olarak bu karutm tilrleri evrendeki tasarumn gostergelerinden ~1kanlrr ve bu karut, evrenin tasarunc1 denilen bir Tanr1 tarafmdan yarahld1grm iddia eder. Karut, Hume ve Darwin gibi dii§iini.irler tai'afmdan ele§tirilmi§tir. Fakat bu ele§tiriler giiniimilzde etkisini yitirmi§tir. Fizik, kimya ve biyolojideki yeni geli§meler evrende milkemmel bir diizenin bulundugunu kamtlarm~tir. Bu olgular gostermektedir ki biiyiik ol~ekli

diizenin ortaya 9i<i§mm temel nedeni ancak biiyill< bir akll olabilir. Bu bilyiik ak1l, inananlarcai, ilahi vahyin b~lang1cmdan beri Tann · olarak adlandmlmt§hr.

10'7

Page 3: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

ilahiyat l'aki.iltesinin Dmi Dergisi- 14-15. Say1 20ii

Anahtar Kelimeler: Tann, Karut, Teleoloji, Tasanm.

KANIT DU$UNCESi ve TELEOLOJiK KANIT Yunanca theos sozciigune dayanan teizm, ateizme kar~1t olarak

ki§isel bir Tann'run (monotheism) ya da birden <;ok tanrtlarm (polytheism ) varhgma inanma anlanuna gelmektedir.1 Teist inan<;, monoteist anlamda, Yahudilik, Hlristiyanl1k ve islam dinleri tarafmdan bi\;imlendirilmi§tir. Kurumsalla§IDJ§ olan soz konusu her ii<; din, bir dereceye kadar kendi i~el farkhhklanndan uzakla§arak, Tann hakkmda ortak bir kamya ula§mt§hr. Bu durumun en onemli gostergelerinden biri, Tann'run karutlanmasma yonelik iiretilen dii§i.incelerde ortaya <;Ikmaktad1r.

Teist .. dii§iincede geleneksel olarak kabul edilen ve rasyonel diizlemde s~vunulabilen, teleolojik, kozmolojik, ontolojik ve ahlak kan1tlan ad1 alhnda onemli dort kanit ti.irii ortaya konulmu§tur.2 Her kamt ti.iri.i ayn a<;ilardan Tann inancmm dogrulanmas1 i<;in kullarulmaktadrr:

Teist di.i~iinilrler a<;1smdan, dinsel dti~i.incenin temel savlan hakkmda rasyonel, objektif, kapsaml1 ve tutarh bir §ekilde dii§iinme ve konu§ma olanaklanm ara§hrmak temel hedeftir. Boyle bir hedefi benimseyenlere gore, Tanr1 inano rasyonel bir inan<;hr. Teist, ileri siirmii§ oldugu kamtlarla Tann'nm varhg1 konusunda aktla bir <;aba i<;erisinde bu.lundugunu gcsterm'i§ o!nl2ktad11. B~m£l l-"5te, T.:i:;"tn inanc1 konusunda rasyonei bir yakla§im, ternetsiz .,,, c.:.... ~ ·k :-,1 ·tt~m d·~gildir.~ Bt. baglamda Tann inancmm mantJJ<S,J < • .;:.idan saglam temelleri de bulunmaktadu. Oyleyse bir teiste gore aktl, Tann dii~iincesini hakh \lkaracak nedenleri ortaya koyabilir. Bu dii~iince bi~imi tiirlii tepkileri de beraberinde getirmi§tir. Soz gelimi Kant, akil ve deneyimin strurlarmi vurgulayarak geleneksel karutlara mesafeli durmu~tur.4 Tillich ise, Tanrl'run varhgi i~in rasyonel karutlara gereksinim duyulmamas1 gerektigini vurgulay1p bu ugra~1mn teorik duzeyde bir tiir ateizm oldugunu kaydetmektedir. Ona gore Tann, herhangi bir nesne gibi karutlanabilecek bir varhk degildir.s Bu akunm onde gelen savunucusu Kierkegaard, Tann'run varbgini kan1tlamaya r;all§manm din d1§1 bir ugra§ oldugunu

1 Nichol~ BUrutin-Jiy:uan"Yu, The Blackwell Dictionary of Western Philosophy, Blackwell Publishing, Amenka, Oxfoi{i've Avust;alya, 2004, s. 682.

2 Bkz. Mehmet Aydin, Din Felsefesi, ii. F. V. Yay., izmir, 2002, s. 29 vd.; Hiiseyin Atay, islam inanf Esaslari, A. 0. i F. Yay., Ankara, 1992, s. 33 vd.; Richard Swinburne, The Existence of God, Clarendon Press, Oxford, 2004, s. 133 vd. "> a Mehmet Aydin," Allah'm Varl.tgma inanmamn Akliligi", islami Ara$hrmalar, say1: 11, Ekim 1986, s. 12-21. 'Immanuel Kant, An Usun Ele~tirisi, <;ev. Aziz Yardun.b, idea Yay., istanbul, 1993, s. 300 'vd. 5 John Herman Randall, Jr., "The Ontology of Paul Tillich", The Theology Of Paul Tillich, Edit. Charles W. Kegley & Robert W. Bretall, The Macmillan Company, New York, 1952, s. 159. Aynca Bkz. John Heywood Thomas, Tillich, Continuum, New York ve Londra, 2000, s. 80.

188

Page 4: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

dii§ilnmektedir. Ona gore karutlama bir §eyin ne oldugunu belirleme ugra§idrr. Soz gelimi bir ta§tn vpr 9lcj.ugu soylenme~, var olan §eyin ta§

I~.. ~

oldugu soylenir. Verilen or_ne.l<le ~yn.i .~anbksal konuma sahip olmamakla birlikte, ona gore Tann'run ·v~hgm~ gostermeye;c;ah§irken de Tann vardir denilmez, sadece bilmmeyen·:~eY,~ 1ann oldugu soylenir.6. Fideizm olarak adlandirabilecegimiz bu yakla§1m, tarzmm en ac;1k ve genel ifadeshtl Hick ortaya koymu§ goriL11ilyor: Hick'e .gore, insan bilgisi iki temel iizerinde yi.ikselmektedir. Bu iki temele kabaca deneycilik ve ak1k1hk denilebilir. Hick' e gore ozellikle Kartezyen akik1hg1 aslmda irrasyonel bir silre~tir.

Hick'in tercih ettig.i yontem derieyime dayanmaktad1r. <;iiP.kii

anlatm1~lard1r." Hick'e gore onlar ic;in Tann, insan ya§anuna anlam veren bir gerc;ekliktir. 0, alal!a kavrarulmas1 gereken scyut bir varhk degildir. Peygamberler, deneyimlerinin bir sonucu olarak Tann'ya inanmaktaydtlar. Hick, bu iman tiiriine kamts12 rasyonel inan~ arum vermektedir.7 Buna gore Hick, Kant gibi Tann'run varhgiru aktl d1§mda aramakta fakat ondan farkh olarak uyguiamah ahlak yerine inancm temellerini dinsel deneyim iizerine yerle§tirmektedir. Bu c;tkanmlara gore Tann, inancm degil de bilginin konusu olsayd1 insan ozgilrliigu ve ahlakm ozerkliginden soz. etmek dogru olmazdI.8 Plantinga da kamtlara olumlu yakla§maroaktadir. Ona gore Tann'run varhgi konusunda inanmayanlann karut istemelerinin nedeni teistlerin geleneksel temelselci anlay1§!and1r. Plantinga'ya gore bu yakla§1m, Tann inancm1 temel bir inane; olmad1gi ic;in duyumlara ve deneysel incelemeye ac;1k bir konu olarak betimlemektedir. Fakat bu yakla§tm yeterli karut bulunmad1g1 saviyla Tann inancmm ak1l d1§1 olarak ilan edilmesine de neden oimu§tur. Plantinga'ya gore, Tann inanCl temel bir inanc;hr ve herhangi bir karut tarafmdan desteklenmeye ihtiyac1 yoktur.9

Diger taraftan ~ogu teist ic;in inancm dogrulugu ya da dogru bir dini inanca sahip olmak onemlidir. Soz gelimi Swinbume'e gore, inanc;ta yarar, gilven ve diger benzeri duygular degil ~la ve ara§trrmaya dayah dogru inanc;lar onemlidir. Ona gore bir tak1m dogru inanc;lar olmaksizm birakrmz cennete Londra'ya bile gidemezsiniz. Swinburne, a~tkc;a inancm rasyonelligine vurgu yapmaktadir. Ona gore ak1l, Tann'nm varhgt konusunda saglam kamtlan ortaya koyabilir.10 Bu anlamda Swinburne k.att

60avid F. Swenson, Something About Kierkegaard, Edit. Lillian M. Swenson, Reprints of Scholarly Excellence, Minneapolis, 2003, s. 55 vd. 7 John Hick, Philosaph of Religion, Prentice-Hall, New Jersey, 1990, s. 71. 8 Mehmet Aydin, K1mt'ta ve ~agda~ ingiliz Felsefesinde Tanri Ah/ak ili~kisi, Tiirkiye Diyanet Vakh Yaymlan, Ankara, 1991, s. 52. 9 Kierkegaard ve Plantinga'run Tann inanona yakl~rinlan i~in bkz. C. Stephen Evans,. "Kierkegaard and Plantinga on Belief in God Subje<;tivity as the Ground of Properly Basic Religious Beliefs", Faith and Philosophy, C. 5, no. 1Ocak,1988, s. 25 vd. 10 Richard Swinburne, The Existence of God, Giri~ Bolfunii, s. 2 vd.

189 .

Page 5: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011

ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r. Bununla birlikte Swinburne'iin akla onem vermesi onu Descartes' m savundugu anlamda bir ak1lc1 yapmamaktadrr. Swinburne, Tann'run varbgm1 zorunlulukla ilgili olgulara ba§vurarak ai;tklayan rasyonalist yakla§1mlar gibi degil, deneysel kamtlarm ortaya koydugu yiiksek olas1b.k oraruna dayah olarak maku! inancm yollanru arama tarzmda ele almaktad1r. Ona gore akil, ozellikle metafizik konularmda §tiphe edi!emez bir sonuca degil sadece olas1 sonui;lara ula§abilmektedir. 11

Manttksal ai;1dan teistik kan1tlann til.miiyle yanh§ oldugunu savunanlar da vard1r. Flew'e g0re teistik kamtlar, deiik bir kovaya benzemektedir. Buna gore, kovada bir ya da daha fazla i;atlak olmas1 durumu degi§tirmeyecektir. Boyle bir kovarun su ta§1mas1 olanaks izdrr. Dolayis1yla ba§arth ya da ba§ansiz oldugu varsayLlan kamtlann say1s1 pek onemli goriinmemektedir.12 Soz gelimi tasanm ya da yaratilt§i;1 teist savlann kesinlikle bilimsel olmad1g1 varsay1lmaktadu. <;unkii soz konusu savlar, doga yasalanndan hareketle ortaya konmu§ ai;1klamalar degildir.13 Karutlar, gozlemlenemez §eylere ba§vurduklan ii;in test edilemez, yanh§lanamaz ve kesinlikten ttZaktrr.14 Kamtlara yoneltilen en onell'Ji ele§tiriye gore, bilimsel kuramlar doga yasalarmdan hareketle ai;iklama yapmak durumundad1r. Soz gelimi teleolojik karuta dayarularak yap1lan ai;1klamalar bilimsel degildir. Ai;tk~a burada bir szmr ol9utu soz konusu edilmektedir. Teleolojik kamtla ilgili bu soylem Darwin'c !rndar uzanmaktadu. Ona gore, bu konudaki teist savlar bilimsel yoliarla ai;1klanamayacak olgulardan olu§maktadrr. Bu savlarm gei;ersizliginin nedenleri, doga yasalanna gonderme yaparak ai;tklamada bulunmamas1, a~km varhk, Tannsal aktl, ama~ ve plan gibi gozlemlenemez olgular1 soz konusu etmesi olarak srralanabilrr.1s

Darwin gibi di.i~tinenlerin hedefi, teoloji ya da metafizigin bilimden aynlmas1, bilimin yeniden tammlanmas1 ve bilimsel ku.ramm ay1rt edici ozelliklerinin ai;1ki;a ortaya konulmas1d1r. SOz konusu amai;, k1saca smir olqiitleri koyma giri§imleri i;er~evesinde degerlendirebilir.16 S1rur olqiitleri kavram1, karut temelinde pek i;ok kuranun reddedilmesini ve ger~ek bilimi

11 Swinburne, a.g.e., s. 4-25.

12"Anthony Flew, God and Philosophy, Hutchinson, London, 1996, s. 63. Ateizmin iinlii savunuculanndan olan Flew, son ytllarda d~ei bir don~iim y.~ayarak, Tann'mn var olabileceguu kabul etmi~fu. Bkz. AnU\ony Flew ve Roy Abraham Varghese, There is a God, Harper Collins e-Books, 2007. 13 Michael Ruse, Danoinizm Defended: A Guide to the Evolution Contrauersies, Addison-Wesley, London, 1982, s. 1-6. 14 5. J.Gould, "Genesis and Geology", Sicience and Creationalism, Edit. A. Mantagu, Oxford University Press, New York, 1984, s. 136. is Charles Darwin, Origin of Species, Edit J. M. Burrow, Penguin Books, Harmondsworth, 1968, s. 201, 430, 453. 16 Stephen C. Meyer,, "Fizik ve Biyolojide I<asanm Karutlan", Tasanm, Michael J. Behe, William A. Dembski, Stephen C. Meyer, c;ev. Orhan Diiz, Gelenek Yaymlan, istanbul, 2004, s. 161.

190

Page 6: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

nitelendirdigi kabul edilen bilgibilimsel ve yontemsel olc;iitleri, soz gelimi test edilebilirlik, yanh§lanabilirlik, dogrwanabilirlik, gozlemlenebilirlik gibi konulan ifade etmektedir.11 YirmL11d yuzy1l boyunca dogak1 olmayan kuramlara kar§l soz konusu normlar ozellikle pozitivist bilim adamlarmdan odi.in~ aluuru§hr. Buna gore deger verilen· pek ~ok kuram, ger~ek bilimin yeter §artlarmm bir bolumi.inden yoksundur.18 Bununla birlikte ~gda§ bilim felsefecilerinin ~ogu, ger9ek bilimi sahte bilimden ayiran . yontemler nelerdir sorusunu zor ve bayagi bulmaktadirlar. Onlara gore as1l so run, bir kuramm bilimsei olup olmadigi degil; onun karntlarla· dogrulamp dogrularunadig1drr. 1-v1artiit Eger'e gOre, SL.t.lr Ol¢Jtlcrir1c yOnclik savlar ~Oki1tti~i.lir. iiilir11 ft:ist:f.edleri u:rtlari· savurur1atriaktadirlar. Egcr'c gOrc olc;iitler giini.imi.izde sadece popiiler di.inyada kabul edilmektedir fakat ciddi bilim ~evreleri bu di.inyadan uzaktir.19

Teistlerin kar§1t ele§tirileri de soz konusudur. Omegin doga yasalan apklay1c1 degi.1 tarumlayicrdir. Pek ~ok yasa diizenliligi tammlar fakat bunun neden ger~ekle§tigini a~1klamaz. Buna verilebilecek geleneksel -Omek evrensei ktitle ~ekimi yasas1 olabilir. Newton, bu yasarun ~ekim hareketini a~1klamad1gm1 sadece tammlad1gim kaydetrnektedir.20 Ona gore bilimin doga ya~alanna gBnderme yaparak a~iklamada bulundugunu one si.irmek, onun i~erdigi olgular1 a<;iklamay1p salt matematiksel yollarla tammlanan fizik yasalanm btittin i.iyle bilimsel alandan 9 karmak anlarnma gelecektir.21

Bu du~unce, smrr ol~i.itii savunuculan at;lSlndan da t;eli§kili bir durum arz edecektir. Bir ba§ka a~1dan tek ba§ma yasalar tekil olaylan at;iklayamayabilir. Soz gelimi oksijenin, yanrna olay1 i9n gerekli oldugunu soyleyen yasa, belli bir binamn belli bir zaman ve mekanda ni~in yand1gm1 a9klai::naz. Alston' a gore boy le belli bir olayi a9kiamak i~in yangmdan onceki ko~ullann bilgisine sahip olmabyiz. Soz gelimi, yangma neyin ya da kimin neden oldugunu, binarun yap1sal ozell'iklerini bilmeliyiz. Bilimsel yasalan bilmek at;1klama konusunda· yeterli olmayacaktir. Dolayis1yla yasaiardan yola ~.tkarak hangi yeterli ko§ulun belirli bir olaydan sorumlu oldugunu soyleyemeyiz. Teist' bak1§ apsma gore, ilave bilgi olmadan

' ...

17 Y~lama ilkesi i~ bkz. Karl Popper, Bilimsel Araghrmanm Manhgz, <;ev. ilknur Aka, Yap1 Kredi Yay., istanbul, 2003, s. 101, ve bilimsel a~1klamalann manllgt i~ bkz. Carl Hempel, "Explanation and Prediction by Covering Laws", Philosophy of Science, Edit. William L. Reese, C. 1, London, 1961-1962, s. 107 vd. 1s Meyer, "Fizik ve Biyolojide I<asanm Karutlan", s. 156. 19 Nakleden, Meyer, a.g.m., s. 160. 20 Bernard Cohen, Isaac Newton's Papers and Letters on Natural Philosophy, Harvard University Press, Cambridge, 1958 s. 302. 21 Cohen, a.g.e., s. 302 vd.

191

Page 7: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

ilahiyat Fakiiltesinin Umi LJergisi- ·14-15. Say1 201i

olgularm tam a<;iklamas1m yapamay1z. Bu nedenlerle yasalan ve a9klamalan manhksal_ a\1dan ozde§ gormek yanb§ttr.22

. Genel anlamda Teist savlann gozlemlenemez ve test edilemez nitelikte onermeleri i\erdigi iddia edilmektedir. Buna gore teist kamt, bir bakima dogatistii olan olgulara gonderme yapmaktadu ve mucizelere ba§vurmaktadrr. DolaylSlyla mucizev1 olaylar deneysel yollarla incelenemedigi it;in test edilemezdir ve bilimsel degildir.23 Bu savm temel savunusuna gore tasanmc1 bir failin gozlemlen~mez olma ozelligi onu deneye dayah ara~tirmaya elveri~siz kJlar ve herhangi bir tasanm kurammm test edilme olanagIDI ortadan kaldmr. Bu manbk a\1smdan gozlemlenebilirlik ve test edilebilirlik bilimsellik i~ gerekJi ko~ullardJr .24

Fakat Swinbume' iin belirttigi gibi, gozlemlenebilirlik ve test edilebilirlik her ikisi bird.en bilimsel faaliyet i~in gerekli degildir. KUiamsal fizik9lerin ortaya koyduklan gibi en azmdan gozlemlenebilirlik zorunlu bir ko~ul

degildir. 01}.lara gore kuramda ve uygulamada pek . ~ok varhk ve olay dogrudan gozlemlenemez ya da incelenemez. Gii~ler~ atoml~r, kuarklar, ge~i§ olaylar, zihinsel durumlar, molekiiler biyolojik yap1lar tiimiiyle gozlemlenemez olgulardu. f akat bu olgular bilimsel ara~ttrmalann

iiriinleridir.25 Bu baglamda goziemlenemezlik test edilebilirligi ortadan kald1rmaz. Gozlemlenemez olgular hakkmdaki savlar.. gozlemlenebilir olgularla dolayb ola:ak test .-=dikbilir. Daha a~ik ifadelerle, gozl<'mlenemez §eylerin varhg1, verili cir varqy1N al ~· '\. •k variik olarak kabul ed ldiginde ortaya 9kacak a\1klama _gUcu test edilerek onaylanabilir. Sonu~ olarak ~ok sayida bilimsel kuram rakip hipotezler kar~Lsmda a~1klama gii\}eri kar~1la~hnlarak dolayh yollardan degerlendirilmelidir. Teist savlann yanh~lanabilirlik 61\iitiine gore ele~tirilmesi de bu \er~evede

degerlendirilebilir. Oncelikle belirtmeliyiz ki, soz konusu ol\iit baz1 bilim felsefecilerince ge\erli bilimsel kuramm zorunlu bir ozelligi olarak goriilmemektedir. Bu ol~iite gore akllh tasarun yanhglanamaz bir savdrr.26 Teist a~1smdan bu iddia zayift1r. Ozellikle bilin\li tasanm soylemi, soz gelimi, mucizelerin karuttan kaynaklanacak manhksal gondermelerin yerini keyfi bir ~ekilde almas1 anlamma gelmemektedir. Aktlh tasarum savunanlar i\ffi onemli olan indirgenemez 61\iide karma§tklik (irreducible complexity) ya da yeni genetik bilginin kokeni konusudur. Yeni bir tanrma gore evrim, ~ans varyasyonlan ve ay1rt edici ~ogalma ba~ar1smm iirettigi genetik bilgideki

21 W. P. Alston, "The Place of the Explanation of Particular Fact in Science", Philosophy of Science, C. 38, 1971, s. 13-34. 2.3 Darwin, s. 201. 2'W. V. Quine ve J. S. Ullian, The Web of Belief, Random House, 2. Basia, f-Jew York, 1978, s. 108 v~ . 25 Richard Swinburne, The Coherence of Theism, Oxford University Press, Oxford, 1993, s. 65-67, 67, 294-97. ..

26 Kenneth R. Miller, Findings Darwin's God, Herper Collins, New York, 1999, s. 27.

192

Page 8: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

yogun art1§lard1r.27 Ak1lb tasanffil savunanlara gere, yanh§lanmaya kapa!J olan sav Darwind kuramdrr. Bunun nedeni belli bir biyokimyasal sisteme, sozgelimi Behe'nin dile getirdigi bakteri kam~istna i1i§kin iki gorii§iin temel savlan incelendigmde anla§tlabilir. Akllh tasannun sav1, aktl i~ermeyen bir siirecin bu sistemi iiretemeyecegidir.2s Darwind sav ise, akJl i~ermeyen bir siirecin bu sistemi tiretebilecegidir. Bir teiste gore ilk sav1 yanh§lamak i9n en azmdai1. bir olguda ak1l i~ermeyen bir siirecin bu sistemi tiretebilecegini gostermek yeterlidir. ikinci sav1 yanh§lamak i~in, sisternin potansiyel olarak sonsuz sayidaki ak1l i~erebilecek (tasarun belirtileri omegin, karma§tk diizen vb.) clas1 silre~lerder1 hcrhangi biriytle olu!?ainay"acagm1 gOsteinlek gerekir ki bufo.i yapmak fiil.::n olanaksizd1r.::s J·:-ihson'a gori::, (h}iSa1 <tyii<..iaii;.naiwL

genetik bilgi i~eriginde gerekli 9lan ileriki artl§lan ortaya 9karan bir siirecini gostermek, ak1U1 tasannun yanh§lanmasma yetebilir. Fakat boyle bir siirece iligkin herhangi bir ornek yoktur.30

Yukanda gori.ildtigu gibi giinilmiizde, ozellikle pozitif bilimlerin geli§mesiyle birlikte, tarh§malarm genel olarak yogunla§hg1 karut ttirti, teieoiojik degerlendirmeiere dayah .olanidrr. Yunanca telos sozciigunden tiiretilen teleoloji, Tann'nm karutlanmas1 baglarnmda, s1khkla tasamn kamtt

(argument from design) alarak da adlandmlmI§trr. Teleolojik kamt, geleneksel anlamda, evrensel dtizenlilige dayanrr. Soz konusu kamtlama, insan yapunlan ve zeki bir tasanmc1 arasmda analoji kurarak Tann dii§iincesini rd;:ya koymaya \'.ah§ir.]1

Teleoloiik karntlamalar, Ta'ln'mn varllgm1 karutlamak i~in dogal dilnyadaki dtize.n ve ama~hhk orneklerine dayarularak ortaya l<onulan kamtlardu. Bu karutlar, evrenin a~1klanmas1 gii~ ozelliklerini ~ik1§ noktas1 yaparak, dogada bulunan olgulardan hareketle ttimevanmsal olarak elde edilir. Teleolojik karutlamalar, evrensel yaptlarm niteliklerine dayanarak; nesnelerin dilzenini, fiziksel yasalan, par~alar arasmdaki .Ozellikleri, daha ozelde doganm hayata ya da bilin~li varhklara olan uygunlugunu, bilin~li bir tasarmun gostergesi oiarak ortaya koymay1 ama~lar.~~ Te.leoiojik karutlar, birikimsel bir yap1ya sahiptir. Bir zincire benzeyen bu yapmm halkalan; fiziksel doga, hayat ve insan deneyimleri arasmdaki ili§kilerden hareketle olu§turulmu§tur. Ele alman dii§tince, arulan kavramlarm arasmdaki. ahengi saglayan nihai ko§ullardrr. Genel olarak kan1t, bu ko§ullar1 saglayan zincirin yedi halkasmdan olu§maktadir: Hayat ve madde arasmdaki amaca daya11

21 Philip E. Johnson, Evrim Duru~mas11 <:;ev. Orhan Diiz, Gelenek Yay., istanbul, 2003, s. 110. lB Michel J. Behe, Danoin's Black Box, Free Press, New York, Londra, Toronto, Sydney, 2006, s. 187vd. 29 Meyer, "Fizik ve Biyolojideki Tasanm Kamtlan", s.147. JO Johnson, Evrim Duru~l1Uls1, :s. 21 vd. 31 Nicholas Bunnin-Jiyuan Yu, Tire Blackwell Dictionary of Western Philosophy, s. 679. 32 Laura L. Garcia, "Teleological and Design Arguments", A Companion to Philosophy of Religion, Edit. Charles Toliaferro, Paul Draper ve Philip L. Quinn, Wiley-Blackwell, 2010, s. 375. ,

193

Page 9: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

ila!:ii yat Faki_iltesinin I!rrii Dergisi- 14-15. Say1 2011

ili§kiler, d.ii§ilncenin ger9eklil<le ili§kisi, ahlaki 9aba ve dog~fll!l dtizeni arasmdaki ili§ki, doga ve deger arasmdaki ili§ki, bu diinyarun insan i9n iyi olmas1, estetik dii§iincenin anlam ve onemi, dogrulama olarak dinsel deneyimdir.33

Bu karut, insan deneyimlerine dayah bir . dtizenin .somut gostergelerini ortaya koyar. Bu nedenle diger tfulere g~re teleolojik karutm oncillleri tarh~maya daha az a9lkhr. Bu konudaki tartJ§malann ana eksenini, dogada iddia edildigi gibi bir tasarurun olup olmad1gi, eger varsa bunun ak1lb bir tasamncmm rru yoksa ba§ka etkenlerin mi ilrii.nti olduguna yonelik son1lar olu~hlrm!l_ktarhr.

Aristoteles'tir . Dogaya bir takim ama~lar yill<leyen, h er tilriln kendi amacma uygun bir nedeninin oldugunu ve varhklarm ama9lamu gen;ekle§tirecek bi9mde davrand1klanru savunan Aristo'nun felsefi anlay1§1, i~sel teleolojinin bir ornegidir.34 i9sel teleoloji anlayt§iyla Arista, ama9saloh~ ve mekanizm (determinizm) ikilemi baglammda ortaya 9lkan sorunlan ~ozmeye 9alt§rru§tu. Acaba evren, ileride geri;eklt:!~t:!Ct:!k bir amaa ortaya koymak tizere meydani'i gelen olaylardan mi; yoksa yalruzca kor bir ~ekilde oncekinin sonraki.ni ger9ekle~tirmesi olan mekanik bir nedensellikten mi ibarettir? Bu soruya verilebilecek yarutlardan ilki, ama9salol1k (jinalism) ikin~isi, mekanizm veya "!(or zorunluluk" dii§i.ini:esini dogurm~tur.'5 Aristoteles, dii§iiricesini h::•.,..,eH~r,,·1 ;, :.: .. ~. :10~.,.,, ··;. , •r,1·- :, :-:··~t e·:eri ~,,. · c!ii~il!:und~t?.dir. Bu

y;;fu.a~~,: . t bi; : 1 ... , t~'-" ;aF. •r1y:1 a~,k!ay: ·~'Jll. tZ; 1. Once:ak!e heyt<t:tl."l i~le;.1digi madde yani f11e1w.cr veya alp elde edilir. Bunlar heykelin yapU.1§mdaki maddi nedenlerdir . II. Sanat9nJn ta§a verdigi gorilnum ise bifimsel nedendir. III. Heykelin yap1mmda sanat9uun gordiigu i§, hareket nedendir. IV. Sanat<;irun zihninde yapmak istedigi heykelin dii§iincesi onceden hazrr olmahdir. Heykel, dii§iincenin ger<;ekle§tirilrni§ halidir ve buna da amay neden denilebilir.36 Tann'yi maddeden bir eser meydana getiren sanat<;1 gibi dii9ilnen Aristoteles, dogadaki olaylann yalmz madde ve bi<;im nedenleriyle degil, aym zamanda dl§andan kattlan ve bunlann sanat~uun eseri olmalarmi saglayan hareket ve ama9 nedenleri yoluyla ger9ekle§tigini belirtir.37 Cicero

"Peter Anthony Bertocci, Introduction to the Philosaphy of Religion, Prentice Hall, New York., 1956, s. 332.

34 W. K. C Guthrie, A History of Greek Philosophy, Cambridge University Press, C. v., 1996, s. 313 vd. 3S Hilmi Z. Ulken, Genel Felsefe Dersleri, Ankara Universitesi Ilahiyat Fakiiltesi Yaymlan, CV m, Ankara, 1972, s. 101. 36 Aristotales, Metajizik, <;:ev. Ahmet Aislan, Sosyal Yaymlan, istanbul, 1996, s. 86 vd. 37 Aristotales, Metajizik, s. 236 vd. Belirtmeliyiz ki, Aristoteles, evrenin antropomorfik anlamda, yani bir giiciin bilin~ olarak yaratmayi istemesi anlanunda, ama~1 oldugunu d~iinmemektedir. Aristoteles'e gore ama~ nitelemesi, yapim siirecinin son evresine denk geldigi i¢\ s0z konusu olmaktadu.

194

Page 10: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

da De Naturn; Deorum adh eserinde Tann'run varhgm1 ve diinyada sagladtg1 dtizenden hareketle onun niteliklerini gosterrneye ~ah§ml§trr.. Cicero, analojiye dayali pek ~ok karutI ortaya koymaktadu. Cicero'ya gore, bir di.izenegi gordtigumtiz zaman onun ak1lh bir failin tiretimi oldugunu anlad1gtm1z gibi goksel dsimlerin yap1siru ve hareketini de ilahi bir akla atfetmemiz gerekmektedir. 38

Filozoflarm du~nc::eleri skolastigm teologlarmca da ele ahrup, teistik Tann inanc1ru desteklemek i~in kullarulnu§tir. brnegin Thomas Aquinas, me§hur be§ yolundan be§incisini bu karuta aymru§tu:

Beji.nci yol dilnyamn yonetiminden elde edilir. Dogal varhklar gibi bilgid<=n yoksun §eylcrin bir amaca dv~l'u han-:kt!t di:iklerini gortiyoruz. En iyi sonucu elde etmek i9n ortaya koyduklan eylemlerden anbyoruz ki onlar, ama~larmi ger~ekle§tirirken tesadilllere degil bir diizene bagbdirlar. Okun ok~u tarafmdan yonlendirilmesi gibi, kendisine bilgi ve akil verilen birisi tarafmdan yonlendirilmedik~e, bilgiden yoksun herhangi bir §ey b~r amaca dogru hareket edemez. Oyleyse biitiin dogal §eylerin, ama~larma kendisi tarafmdan yoniendiriidi~i aktl sahibi bir varhk vard1r. Biz buna Tann diyoruz.39

Aquinas, ozellikle ama~ ve yeter nedeni kapsayan Aristocu teoriye ba§vurarak bilgi ve aktl kavramlanyla birlikte kamtuu ortaya koymu§tur.

islami kiilrurde ise teleolojik kanih deriniigine inceleyen filozof ibn Rti§d olmu§tur. ibn Rti§d, teleolojik karntl inayet ve ihtira ba§hg1 altmda ikiye ayirmt§tlr. inayet kamtl temelde iki noktada toplanabilir:

I. Diinyada bulunan her §ey insan varhgma uygundur. ll. 13u uygunluk, irade ve ama~ sahibi bir fail olan Tann tarafmdan

yarahlmI§hr. ibn Rti§d'e gore, mevsimlerin diizenli olarak art arda gelmesi, Giine§, Ay ve y1ld1zlann diizenli i§leyi§leri, diinyanm yap1s1, hayvanlarm, bitkilerin, suyun ve topragm miikemmel uyumu, biitiin bunlarm insan hayatI ve ihtiyai;Ian i~in ince bir dengede bulunmas1, yiice bir varhgm insanlar iizerindeki inayetinin gostergeleridir.

ihtira karutl da iki noktada toplanrnaktadir: I. Evrenin varltgi, Tann'nm varligma bir karuthr. II. Her yarahlmt§ §eyin bir yarattos1 vardtr. Evrenin yarattc1s1 da

bulurunahd1r, bu varhk ancak Tann olabilir.4-0

38 Aynntili bilgi i9n bkz. Marcus Tullius Cicero, De Natura Deorum Academia, c;:ev. H. Rackham, Harvard Univesity Press, 2000. 39 Thomas Aquinas, "The Five Ways", Philosophy of Religion: An Antholgy, der. Lois P. Pojman, Wards Worth Publishing Company, Londra, 2000, s. 5 vd. · · · ·

~ i:bn Rii~d, Kitabu'l K~f an Minhaci'l-Edille, c;:ev. Sfileyman Uludag, Dergah yay., 1985, s. 216 ~ .

195

Page 11: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Ilahiyat Faki.iltes.inin ilmi Dergisi-14-15. Say1 2011

ilin . Rii§d, ozellikle ,inay~t kamh ad1 alhnda ortaya koydugu degerlendirmelerle, kendisinden s:ol< sonra geli§tirilen modern teleolojik karutlarm onci.iliigunii yapmi§hr.

On yedinci yiizy1la gelindiginde, bilim adamlan ve filozoflar, fjziksel nesnelerdeki yap1sa1 teleoloji inanciru terk etmeye ba§ladilar. Onlar, organizmalann yarahc1s1 ya da varhklarm giizelligi iizerinden yap1lan analojiler yerine, makine ustasz analojisine ba§vurdular. Bu baglamda bilim adamlan, Tann'run evrendeki yarahc1hgma ve mekanist doga an1ay1§1 s:en;evesinde, dogadaki miikemmel mi.ihendislige vurgu yapttlar.41

bzellikle iki ogreti bu anlayl§1 geli§tirmeye ~all§1yor~u. Bu akrmlar; Baconc1 ogreti ve .Yunan atomizmirdn bir ~e§it yeni ti.iriinii savunan ogretidir. Bacona ogreti, Londra' da bir grup ara§hrmaa tarafmdan olu§turuhnu§tur. Bu ara§hrmac1lar, dini inan9ar1ru dogrulamak i~in s:e§itli bilgileri t9play1p yorumiuyorlard1. Nemiah Grew ve Francis Willoughby gibi oz~llikle zoolog ve botanik~ilerden olu§an bu bilim adamlan, yaratlcmm var)1grm, ~al1§111~lanndan elde ettikleri bilgilerden hareketle ortaya koymaktayd1lar. ikinci ogreti, maddenin par~aCik ya da atomcu teorisine dayanan gorii§ii yans1tmaktadir. Ancak bu grupta yer alan bilim adamlan, Epikiircii atomist teoriyle ili§kilerinden dolay1 materyalist ya da ateist olmakla su~larum§lardir .42 Kuramm savunuculan, ele§tLrilerin haks1zhg1ru gostermek i9n teleolojik kan<:, 1lar iJ'Z;;"·:nde dunnuslard1r. R ... iph Cud,·1arth, 'The lnteliecruei S . .1· ' • f ~i.t- Un iw ~ / ti(-;; S) adl1 ~alt§masmda, bu karma~1k varhgm duyguwz m:\d.ue.11, i;ika:nayacaguu belirtip ~e§itli degerlendirmelerde bulunmu§tur. John Ray ise nedenselligin dogal evrim kuramiru d1§1adigim ve tiirlerin biitiini.iyle yaratllrm§ oldugun.u savunmu§tur.43

~oyle' a gore ise, Tann ba§lang1~ta maddeye hareket verir so~ra. da anlamh bir biitiinliik olu§turmas1 i~ ona yoi' g~sterir. Bunun sonua,;nda doga yasalan ortaya ~Ikar. Boyle, 'The Excellence and Grounds of the Mechanical Philosophy' (1674) ve 'The Origin of Forms and Qualities' (1666) adh ~al1§malarmda soz konusu savlarm1 a9k1a~aya ~ali§mI§hr. Boyle'a g6re cansiz madde diinyas1 tasanmm pek ~ok ornekleriyle doludur. Omegin insan gozii gibi organizmalar makinelere benzemektedir. Bu ti.ir analojiler, Cicero ve Xenaphon'~ · kadar uzanmakla birlikte, Bpyle sayesinde me§hur ohnu§tur. Daha sonraki donemlerde Robert Hooke, 'Mikrographia' (1665),

41 Meyrick H Carre, "Physicotheology" The Encyclopedia of Philosophy, Edit. Paul Edwards, C. 6, The Macmillian Company & The Free Press, New York, 1967, s. 302. 42 Carre, a.g.e., s. 302. 4.l Carre, a.g.e., s. 303.

196

Page 12: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Teo1torwr <J>aKJAl>TeTHHHH WJ.MMJ.U.1)f<)'pHaAl>I14-15-caHbI 2011

John Ray 'The Wisdom of God Manifested in the Works of Creation' (1671) adh ~ah§malanyla dikkat ~ekmi§lerdir.44 ··

Skolastigin fiziksel dogaya dayanan geleneksel teleoloji anlayt§1 Newton'1 da etkilemi§tir. Fakat onun kimi dii§iinceleri orta ~a~ fil~zoflarina gore farkllhk arz etmektedir. Skolastik felsefede Tann, varhkla.ru\' hihai nedeniyken Newton dii§iincesinde Tann, bir. neden degil sad~c~ amacm nihai nesnesi olmu§tur. Buna gore yasalar ~er~evesinde i§leyen evrensel diizenin kendisi nihai olarak iyidir ve Tanr~ sadece 'onu ayakta tutmaktadlr.45 Newton'a gore diinyamn hayranlik verici diizeni," dogamn sonsuz karma§1k maddesel diizenegine Tani1 tarafmdan yiiklenmi§tir. Buna gore Tann, ba§lang1~ta katl, anla§1lmaz madcieye \?i~hn vermi§tir. Evrensel yapilar1 mevcut haliyle ortaya koyan gii~ler rri~~di 'degildir. Ayr1ca bu gii9erin dogas1m tartI§mak deneysel felsefenin 1 konusu da ' degildir. Newton'a gore, bu gii~ler evrenin ve onun diizeniitln 'nedenl~ridir. Fakat bu gii9er tek ba§ma karma§adan (khaos) k,~f!l:llup o~ya· ~1kaffi'az. Bu yiizden Newton'a gore, evrendeki dilzen ve ince tek bi~~ilik, akdh ve gii~lii bir varligm plam ~er9evesind_e ger~ekle§ebilir.46

On sekizinci yuzyila gelindiginde t'eleolojik karut, Newton'm ddg"al teolojisiyle iyice gii~leruni§tir. Pek ~ok yazar, dogamn i§leyi§inin Tann'nm varhg1 i9in yeterli bir karut oldugunu vurguladtlar. Bunlann i~de ~n me§huru Richard B~tley'~ir. B~ntley, Boyle'un halefi olarak dersler verm~kteydi. Bentley, J.?u der~~~in i9eriginin hazrrlanmas1 srrasmda Newton ile m~tupla§ml§tlr. Newtor: Be~tl.ey'e yazd1g1 mektuplarmda, evrenin pek ~ok ozelligu.tln mekan..i,gin ~lkelerince a~1klanamad1glnl, bu diizeninin kor tesadtiflerle olu§up devam edemeyecegini, dolay1s1yla bunlan geometri ve me~anikte 'usta' ~ir . varhgm ortaya koyabilecegini savunmaktadtr.47

.Bentley'in halefi ise Samuel Clarke'tlr. Clarke da Leibniz'le mektupla§ffi!§hr.48 Lei):>niz; mekanik, belirlenmi§, kendi kendine yeterli doga anlayt§Iru savunmaktadrr. Leibniz'e gore, Newton dti§iincesindeki Tann'mn hpk1 tamir edici bir saait9i gibi, evrensel dii.zenin sapmalanru engelleyen ve diizenleyen konumunu ele§tirmektedir.49 Leibniz'e gore bu dii§iince,

"'Carre, "Physicotheology", s. 303; Aynca bkz. John Possmore, "Robert Boyle", The Encyclopedia of Philosophy, Edit. Paul Edwards, C. 1, The Mcmillian Company&: The Free Press, New York, 1%7,s.357 . .s Edvin A. Burtt, The Metaphysical Foundations of Modem Physical Science: A Historical and Critical Essay, 2nd Editions, London, 1932, s. 293. . 46 Isaac Newton, Dogal Felsefenin Matematiksel hkeleri ve Optik (Se'11Jeler), <;ev. Aziz Yardunli, idea Yay., Istanbul, 1998, s. 121 vd. ' 7 Robert H. Hurlburt, Hume, Newton and The Design of Argument, Revised Edition, Lincoln&: London, s. 129 vd. 48 Carre, "Physicotheology", s. 303. 49 V.G.W. Leibniz, Metafizik Uzerine Konu$ma, <;ev. ... Af§ar Timu9Jl, Cumhuriyet Diinya . : ' Klasikleri, 1999, s. 106 vd. aynca bkz. V.G.W. Leibniz, Monafiqlfiji, <;ev. Suat K. Yetki.n, istanbul Maarif Matbaas1, 1stanbul, 1943, s. 19 vd. ·

Page 13: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

ilahiyat Faktiltesinin ilmi Dergisi~ .14~ 15. Say1 2911

yaratlh§m kusurlu oldu~u ve Tann'run .. da bazi noksanlarrmn bulundugunu ima etmektedir. Oarke ise diinyarun ilahi inayete dayalt yapislll:~an hareketle ogretisini olu§turmu§tu.r. Ona gore Leibniz, Tannsal ozgi.i:rlugµ sm1rlamaktad1r. Clarke'a gore Tann, . doga yas~lanna bag1mh degildir. Yaratic1, siirekli miidahalesiyle .evreni olas1 bir karma§adan korumaktad1r .so

Soz konusu donemde teleoloji taraftarlarmm ortaya koyduklar1 savlara, soz gelimi Hume ·ve Kant gibi onemli dii§iinilrlerden, tiirlif ele§tiriler de yoneltilmi§tir. brnegin Kant'a gore teleolojik kamt, kozmolojik ve QntolojLk k~ta dayanmaktad1r. Kanfa gore evrendeki dilzen, onun bir plana bagh olarak ortaya s:1ktig1rtr akla getirmektedir. Buna ragrrien ona gore ''b~, bµ iddialar1 ispatlayamayiz, ¢nkil duyular diinyasmm 6tesinde olan Tann, bizim ic;in olanakh olan deneyimin i~e girmemektedir."51

Teleolojik kamt en sistematik bic;imiyle on sekizinci yilzy1lda, ilnlii ingiliz filozofu ve ilahiyatc;1s1 William Paley'de gorillmektedir. 0, me§hur saat ornegi ile konuyu ele almaktadrr:

Bir funda11ktan gec;erken ayagmu bir ta§a ~ptiguru ve bu ta§tn oraya nasil geldigini ve bu ta§m oraya. nasll geldiginin bana soruldu~u farz ediniz. Herhangi bir §ey bilmedigime gore bell<l onun her zaman orada bulundugu §eklinde yarut verebilirdim. Bu yamtm sas:mahgm1 gostermek her halde pek kolay olmaz. Fakat (bu kez de) yerde ·duran bir saat buldugumu ve saatin orada nas1l olabildiginin ara§bnldi~1ru farz ediniz. Saatin orada her zaman var olabilecegi §eklinde, onceden vermi§ oldugum yamtl hemen hemen dii§iinemem. Peki, ama bu yarnt ta§ ic;in oldugu kadar neden saat ic;in de uygun olmasm? Salt bu nedenle saati incelemeye ba§ladlgim1zda ohda ta§ta bulamayacagnn1z §eyler (~e§itli parc;alann bic;imlendirildigini ve bir arna~ ·ic;in birle§tirildigini) gorilriiz. Saat farkh bir §ekilde tasarJanrm§ olsaydl yapun amac1m yerine getiremeyecekti ... Saatte var o~an her .icat belirtisi ve tasarlarum~ olmarun her bir gostergesi, dogada on1¥trtn daha biiyiik ve daha fazla olmas1 fark1yla ve biitiin hesaplamalan a§acak derecede dogarun eserlerinde de vard1r.s2 ·

Paley, saatin amas:h yap1smdan hareketle evrende bulunan a~tk amas:salhk ic;in iistiin bir tasarrmc1y1 analoji yoluyla c;tkarsayabilecegimizi dii§iinmektedir. Kan1tm yap1s1 §oyledir:

I. insan yap1mlan akillt bir tasar1mm iiriinleridir. II. Evren bu insan yaprmlarma benzemektedir. ill. Oyleyse evren ak1lb bir. tasanrmn i.irilnildi.ir.

'°Carre, "Physicotheology", s. 303. s1 Immanuel Kant, An Usun El~tirisi, s. 300 vd. s2 William Paley, "The Watcli and The Watchmaker", Philosaphy of Religion, Edit. Lois P. Pojman, Wards Worth Publishing Company, New York, 2003, s. 50-52.

198

Page 14: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Tt:0.11u1w14'a.tty.11i;,T1:!TJ11wttt wu1M111.i1:>J<YPHaAbl14-15-caHbl 2011

IV. Fakat evren olduki;a karma§tk ve insan yap1mlanyla o1¢Iemeyecek derecede daha biiyiiktiir.

V. Oyleyse evreni tasarlayan sonsuz giii; ve alal sahibi bir tasar1met vardrr.

Yukandaki yargtlara yonelik en onemli ele§tiri Charles Robert Darwin tarafmdan ortaya konulm~tur. 'Essay on Species' adh eserinde Darwin, yeni tiirlerin §ansa dayah degi§imlerle ve dogal sei;ilim yoluyla ortaya ~1kt1gm1 savw1du. Darwin, tiirlerin yaratili§1 kavram1 hakkmda vard1g1 sonuca gore, tasar1m dii§iincesinin sa~maya indirgeme (reductio ad absurdum) ile kan1ilama yunteminin sonucu oidugunu savunmu§tur. 0, me§hur kitab1 "Turierin Kokeni" adlIU verdigi i;aiI§masmda da goril§lerini olgunla§tlrarak teorisini tamamlad1. Darwin'in gore organizmalar milyonlarca yilhk bir donemde, ama~iz olarak dogal se~ilim yoluyla meydana gelmi§tir. Organizmalarm milyonlarca tiiri.iniin ortaya ~t.kmas1,

bunlardan baz1lanrun c;evresine daha iyi uyum saglamas1m getirir ve hayatta kalma §ansm1 arttmr. Dogal s~ilimle evrim, teleolojik karutm iddia ettigi her §eyin kar§1hru savurunaktad1r. Buna gore tasarlanm1§hk goriintiisii bir yamlg1du. Ornegin bir goziin amacmdan soz edebiliriz belki ama bu olgularm kendisi ama~lidrr diyemeyiz. Goz, organizma ~evresine daha iyi uyarlansm diye geli§me~tir. Aksine goz sayesinde organizma, i;evresine daha iyi uyarlarunt§ ve hayatta kalma §ans1 bulmu§tur. Darwin' in kuram1, organizmalarm i§levlerini yerinc gctirmek i¢1 bile§enlerine ve i;evrelerine uyumlanrun bir a~1klamas1m yapmt§hr. Biitiinilyle rastlantisal mutasyon ve dogal se~ilim silr~lerini bu diizen olu§turmu§tur. Bu dil§iincelere gore, dogada bir tasanmc1 ya da bir dilzenleyicinin varh~na gerek kalmamaktad1r. Bu durum, Paley'in saat omeginde oldugu gibi, insan yap1mlar1 ve doga arasmdaki benzetrneye dayah 9kanmlan da zayiflatmt§hr. Saatler, i;e§itliligin ya da uyumun i~el silre\lerini i9ermez fakat organizmalar bu siire9lerin tiimiine sahiptir.53

Darwin'in 9agda§1 J. S. Mill 1874'te yayimlanan "Three Essays On

Religion" adh yap1tmda teleolojik kanthn bir taklm savlar1ru kabul etmektedir. Diinya ince bir yap1mm i~aretlerini ii;ermektedir ve bunlar bizim deneyimimizde bir aklm belirtisi olarak dil§iiniilebilir. Bununla birlikte Mill,

iyilik ilkesi 9er9evesinde olmas1 gereken bir tasanm ile diinyanm pek i;ok ozelliginin uyu§madiglnl belirtmektedir. Yine ona gore, Tann \e~itli

etkenlerle smll'lt bir varltkttr; ilstelik Darwin'in teorisi ge~erliyse, dogadaki ilahi aklm eserleri olarak kabul edilen karutlarm olduk9a zaytf oldu~ dii§iiniilebilir. 54

53 Charles Darwin, Origin of Species, s. 130 vd. 54 Aynnbh. bilgl i9n bkz.. J. S. Mill, Three Essays On Religion, Thoemmes Press, Bristol, 1993.

199

Page 15: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Ilahlyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi- 14-15. Say1 2011

Yeni geli§meler ve kar§tt teoriler teleolojik karutm biitiinilyle gei;ersiz kabul edilmesine yetmemi§tir. Bazi bilim adamlar1, dogal ser;ilim teorisini iltthi amaf ka-Yram1 ir;eriSii:ie katmak istemi§lerdir.55 Bu yondeki biltiin r;ab.§malar Sir John Herschel tarafmdan "Study of Natural Philosophy" adh r;ah§mada toplannu§hr. Daha sonra James Clerk Maxwell bu r;ah§malan yeniden eie alm1§hr. Maxwell'e gore evrendeki molekilller ozde§tir. Buna gore, "ister Sirius ister Arctures ir;erisindeki soz gel imi hidrojen moiekillii .a,yru ozellikleri ortaya koyar. Evrim teorisi bu ti.ir ozellikleri ar;1klayamaz. Molekilller §ans eseri ortaya r;ikamaz ve .bu oze!likleri gosteremez. Oyleyse biltiin sistem bir tasannun sonucu olarak vard1r ve bu nedenle ayakta kalmaktadtr."56

Yirminci yiizyila gelindiginde .. teistler, dogal ser;ilim silrecinde diinyadaki amar;lanru gerr;ekle§tiren sonsuz tasanmc1ya yer bulabilmek it;in yeni yontemler geli§tlrmi§tir. Teleolojik karutm bu yeni tiirleri, insan ve evren yapmtlan arasmdaki analojiye dayah olarak degil, deneysel verilerirnizin en iyi a9iklamas1 anlamma gelen bir anlay1§tan hareketle ortaya konulmtt§tur.57 Bu kamtlara gore ak1ll1 bir tasanmo y1 varsayan iddialar; evrimci anlay1§m, bilimsel bulgularm dogal gih;lerin .rastlantisal i§ley{§i sonucunda olu§tugu yonilndeki a9klanmasmdan ~aha iyi bir ar;iklama surunaktad1r. Karutm bu ar;1klamaC1 modelinin en onemli yonii, teizm lehine birikimsel bir biitiinli.ik sag lamas1d1r. Evrenin, goriinil§te uzak ve ili§kisiz l:>"ino;;enleri ak1lli. tasanma clayanan bi;' arnaciP k1:1p1h olarak sunulaoilir. Bu y; \.lJs·~nm en C.nem li lin1t)gj, ger;en yuzy11m ba~!annda F. R. Tenna''in \'.al.~malannda gorillmektedir . Tennat ozellikle, evrenin bilin~li varhklann ya~amlanna olanak veren durumuna dikkat r;eker. Bununla birlikte Tennat, evrenin anla~1labilir ve akilh yap1sma ve insanm a..ttlaki geii~imine uygun bir yer olmasma vurgu yapmaktad1r.ss Bu yakla§un en a91k olarak Richard Swinburne'iln yakm donem r;ah~malarmda da bulurunaktadir. Swinburne, Tann'run varhgi ir;in kullarulan tilmdengelimci karutlari bir kenara brrak1p tilmevarrmc1 bir model ortaya koymu~tur. Swinburne'e gore bu karutlardan hi~ birisi tek ba~ma Tann'run varltg1n1 gostermeye yeterli olmasa da tiimil birden Tann varsayimmm dogruluguna gilr;lil bir karut olacaktlr. Swinburne, karutlarm1 tasdik teorisi ad1 alhnda ortaya koymaktadu. Swinburne, p-tilmevarmili ve c-tilmevanmh karutlar arasmda bir ayrun yapmaktad1r. P-tilmevanrnh, onci.illeri sonucu olas1 yaparken, c­tiimevanmh, sonucun olastl1gtru onaylar ya da i;1karmu digerlerinden daha

55 Alfred Weber, Felsefe Tarihi, Sosyal Yay. c;ev. H. Vehbi Eralp, istanbul, 1991, s. 396 vd. 56 Carre, "Physicotheology", s. 304. 57 Garcia, "Teleological and Design Arguments" s. 376. 58 F. R Tennat, "Cosmic Teleology", Ph11osophy of Religitm, Edit John Hick, Prentice-Hall, London, 1964, s. 290 vd.

200

Page 16: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Teo11orID1 <ba~.dn~TWHMH M.1111Mul1)KVOHaAbJ14-15-caHl-.T 2011 ... ., C ~-· - J ...

, I '

olas1 kilar.59 Swinburne'e gore, bu di.izenin nedepi, evrenin formiile edilebilir, basit, a~lk~a . ortaya konulabilir bilimsel yasalara olan uygunlugudur.60 Swinbwne'i.in i§aret ettigi nokta, bu di.izenin bilimsel bir a~amaya izin vermedlgidir. <;i.inkii bilim, dogada i§leyen ~ogu genel yasanm neden var olduklan gibi i§ledigini a~lklayamaz. Onun i~in bilimsel a~d<lamaya tek alternatif olarak ki~isel a0klama olabilir. Swinburne'e gore bu ka9mlmaz bir zorunluluktur.61 Evrenin anla§ilabilir olu§u, insanlara bilgilerini geli§tirme ve ~evrelerini degi§tirme olanagi saglar. Dilnyarun anla§ilabilirligi ve bizim i~in giizel bir yer olmas1 gibi ozellikleri ki§isel ai;1klama ii;in birer karutt1r. Swinburne'i.in, Tann'run varhgm1 gosteren evTensel yap1larda..'! yo]a c;!k2r2k nh?.~h?r(i1.?gu k~rnt1 old.uk~a g:l~lildilr.

Swinburne'iln evrenin diizenliligi hakkmda akil yi.iriitmesi bi.iti.iniiyle dogala bakt§ a~sma benzememektedir. 0, teistik bir bakt§ a~1s1yla olaylan yorumlar. Onun amac1 teistik savlann ya da kamtlann ortaya koydugu olgulann olastligzni belirlemektedir.

Yakm ge~i§te olasdlk hesabma dayah olarak matematiksel, bilimsel dii§iLT'lceden harckctlc ~kar1m yOntemleri ~faygu.-..lik ka.zanrn1~br.

Teleolojik karutlann bu ti.irleri bilimsel ke§iflerden ve ilerlemelerden ahnnu~tlr. Davies, Eccks, Hoyle ve Jastrow'un \alt§malarmdan esinlenen Corey, baz1 etkenlerin varhgmm, birbirinden bagims1z nedenlere sahip ve bilyiik ol<;i.ide ~e§itlenmi§ hayah olas1 kilmak i\in zorunlu oldugunu iddia etr:-,ektedir.62 "Evrenin bu kadar dilzenli olmasm1 saglayan ince dcn.gelerdeki en kti\:iik bir deg~iklik bile hayat1 olanaks1z kllacakhr. Rastlanttsal, §a§rrtlc1 bir ~ans silsilesi sonucu ya da hayati yaratan bir varllgin kas1th nedeni sonucu olu§an bir evrenle kar§I kar§1yayiz." Corey'm kan1t1 §Oyledir:

I. Hayab olu~turan rastlantilar, fizigin uzak ve nedensel olarak ili~kisiz alanlarmda §ans eseri ortaya 9kamaz. Hayat sadece akilh bir tasar1m yoluyla meydana gelebilir.

II. Evre.11imiz bu tiir rastlantilarla doludur. m. byleyse evrenimiz akillica tasarlannu~tlr.63 Corey, big bang olgusundan gelen kan1tlarmda canh varhklarm

cans1z varhklardan §ans eseri a§amab olarak 91ktigiru varsayan evrimci gorii§e de kar§1 ~1karak, soz konusu yollarla anlatilamayacak evrimsel silre~eki "s1~ramalan" ornek verdikten sonra teistik savlarm dogruluguna dair degerlendirmelerde bulunmaktadtr.64 Benzer bir \abanm uzantis1

59 Richard Swinburne, The Existence of God, s. 6 vd. 6Q Swinburne, a.g.e., s. 38 vd. 61 Swinburne, a.g.e., s. 38 vd., 156 vd. 62 Garda,"Teleological and Design Arguments", s. 378. 63 M.A. Corey, God and the New Cosmology, Raman & Little Field, Lanham, 1993, s. 203. ~ Corey, a.g.e., 135, 294 vd.

201

Page 17: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

'.

olarak, Willam A. Dembski, Michael J. Behe ve Stephen C. Meyer gibi bilim adamlarmm ~al1§malanm gormekteyiz. Bu bilim ~damlan, bilin~li tasarzm kuramm1 savunmaktadular. Soz konusu tasanm · ~avun_ucular1, bilimsel karutlarm bilin~li bir tasar1m1 i§aret ettigini ve genel karurun aksine tasanmm deneysel yollarla saptanabilecegini dii§iinrnektedirler.6s

Genel olarak teleoloji dii§iincesine dayanan di.izen kavranu bir taktm bi~imlerde olu§turulmu§ elementler grubudur. B~ diizen, birbiriyle ili§kili olan belirli yap1lann sonucudur. Fakat belirli yap1lar deyimi olduk~a kapahd.Ir. Birbiriyle ili§kili karma§1k yaptlann yorumu ki~iden ki§iye degi~ecektir. Bunu...rt!a birHkte, sCz konusu yapilarda.1 herhar1gi biri gOz!ern.Jer&dl~i ;:~~;&u.:t, gcttcl clwak bc5cnrrle ciuy~usu yatatc:11Uaru1d estetzk duzen diyebiliriz. Uzay-zamansal yakmhkta ortaya ~1kanlarma da nedensel duzen diyebiliriz.66 Bununla birlikte ortaya koymak istedigimiz teleoiojiye dayah di.izeni "nedensel diizen" den ay1rmak istersek soz konusu yap1lar1 daha iyi incelememiz gerekecektir. <;iinki.i herhangi bir neden-sonu~ ili§kisi teleolojik di.izenin bir sonucu olarak anla§ilabilir. Soz gelimi, riizgar hareketi tozian havaya kaid1rmak i~in uygundur ya da goz, gori.i.§~, saglamak i~in uygundur. Bu orneklerden ikincisi tasanm olarak yorumlanabilir fakat ilki i9n aym §ey dii§i.iniilemez. Tozlarm havaya u~§mas1 a~J.ktJr ki, gene! olarak bir degeri ifade etmez. Dolay1S1yla bizler, varllklar degerli bir i§levi yerine getirmeye egilimli olarak dilzenlendigi zaman tasarrm di.i§tincesine sahip olu.ruz. Yine de "bilin~li bir varhk tasarlanu~sa yap1lar duze!llidir" bi~iminde bi.r di.i§i.inCe one si.iriilebilir. Fakat bu durumda, tam anlam1yla bir akhn on1ar1 tasarlam1§ oldugu gosterilmi§ olmayabilir. E9 deger terimler olan uyum ve teleolojik di.izen kavramlar1 ise bu §ekilde bir yanli§hga neden olmaz.6i

Gorilldiigu gibi karutm en yalm bi9ffii, tasannun kismi ornekleriyle ba§lamakta, aktlh bir fail tarafmdan bunlann yaratil.d~~1 sa~nularak bir sonuca ula§1lmaktadlr. Bununla birlikte, bu haliyle teleolojik kamt, teizmin Tann'sm1 sahip oldugu rutelikleri a~1smdan karutlamayabilir. Bu durumda yapilmas1 gereken §ey, tasarurun kismi ornekleri yerine, evreni bir btitiin olarak ele alip karutm oncilllerini buna gore ort.aya l<oymaktir.68 Bu dii§iince teistP., bir amacm arac1 olarak evrenden hareketle ~~Iii kamtlan elde etme . ' . olanagm1 saglayabilir. Bu yontem, soz konusu edilen ev, gemi ya da saat gibi tasarlanm1§ olan yapuarm analojisiyle ortaya konam evrensel i.iri.inlerin i~sel

i~levlerinin dt§mda, var olabilecek bir amacm varhguu gosterebilir. Bu

65 Bkz. William A. Dembski ve Michael Ruse, Debating Design From Darwin to DNA, Cambridge University Press, 2006, s. 311-393. 66 William P. Alston, "The Teleological Argument for the Existence of God", The Encyclopedia of Phz1osophy, Edit. Paul Edwards, C. 8. 1967, s. 84. 67 Alston, "The Teleological Argument for the Existence of God", s. 84 .. 68 Alston, a.g.m., s. 86.

202

Page 18: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Teo11orID1 <1>aJ<YllbTernHmH111HM11t1:>KYJ>Ha.llhl14-15-cami 2011

9er9evede . ort;ay~ k<;>nan son~9lann bir deg~ri vars a, il~i b,ir tasarm~cmm hem vad1gi J:tem d~ nitelikleri hakkmda hakh yargil~ra 1:1.la§ma olanagi olac;iktrr, ;Fakat bu yontem de bazi gii9l~lerle kar§I. ~ar§1yadJr. Omegin, teizme gore Tann mi.ikemmeldir ve insanlara · ~aki k!~Hik geli§irni i9in uygun bir ortam hazrrlarru§hr. Bunlar?.cu:i ilki soz,konusu otacaksa ~anlar tann~al .. mutlak~1g1 ya da rni.ikemme~l~gi tam olarak anlamayabilirler. Ikinci durumda ise, ahlaki ki~ilik geli§irni i9in biiti.in zamanlarda ve yerlerde nastl bir uygunlugun bulundugu ~".'pah kal~bilir. T~ant ve Swinburne gibi felsefeciler bu gibi zorluklan a§maya da c;ah§.maktad1rlar . .

Genel olarak teleolojik karuh savunanlar, birtak1m aymmlara dikkat ~ekmektedirler. Omegin Swinburne, ~asarun karub ad1 alhnda teleoloji ve ilahi. inayet kavrarnlanru ~irl~tirmektedir. Swinburne' e gore kan1tlamadan anla§1lan; evrendeki diizenin bi~imipi belirleyen, varl,~larm ihtiya9lanru gideren ve b~.ma benzer bi.iti.in olaylarda.n sorumlu bir T~1 dii§ilncesinin hakh 9tkarmakhr.69 s:vinbume' iln ifadeleri,nde yer .alan, .~.:U?en .~ay!~~'; tasanma; bilinc;li varhklar kavranu ise ilahi inayet 9,ii§iliicesine i'~ret et1J1ektedir. Bir ba§ka ai;idan teleolojik karut, Tanr1'~n ama9lt eylemlerine bir same olarak evrenin incelemesi~ir. Bu durumda karut sad~e amaf kavranuyla ili§kilendirilmi~ olacakhr. Tas~1m. kamtmm kullamm1 ise,. bu ac;i.klama ag1run merkezi nokta.smda yer bula~ilecektir. insan bilgisi ve gozlemleri arttik~ kamtm ic;erigi de geni§leyecektir. Bu anlamda teleolojik karuhl) sonu yoktur.70 Davis'e gere kamt, amaf ve diizenlilik kavramlarmdan olu§turulan bir karutlar bilti.iniidi.ir.71 Kamt, soz konusu iki kavramm daha . ileri basamag1 olarak analojik ve olasiltkc;i teleolojik kaiut bi9minde ele . almabilir ve bu anlamda iki temel noktada toplanabilir: Tilmdengelimci ve

I • I

tiimevar1~c1. teleolojik :karutlar. Tumqengelimci olan, sonucun oncilllerden wr~u olarak 91kanld1g1 manhksal bir yap1 i9erisinde ortaya.konulur. Buna

I' •• •

gore ~~rsay1lan §ey dogru ise sonu9 da dogru olacakt1r. Tilmevar1mc1 ti.irde ; ise sonucun dogrulugu, onciillerin dogruluguna ..Ya da yanl1~llgma bagll olarak ortaya c;1kmaktad1r. Bu yonteme gore;, oncilller , dogru bile olsa sonucun dogrulugu her zaman olas1ltkh olacaktir.72

Bir ba§ka ac;idan kamt, a priori ve a posteriori ad1 altinda ikiye ayr1hr. A priori karutlar, deneyden baguns1z olarak ve manhksal oncelik temeline dayah degerlendirmelerdir. A posteriori karutlarda ise, oncilller deneyden hareketle ortaya konulmaktadu.73 A posteriori karut da iki tilr

69 Swinburne, The Existence of God, s.110 vd. 10 Terence Penelhum, Religion and Rationality: An introduction to the Philosophy of Religion, Random House, New York, 1971, s. 47. 71 Brian Davis, An Introduction to the Philosophy of Religion, Oxford University Press, s. 74 vd. 72 Patrik J. Hurley, A Concise Introduction to Logic, Wards worth, Belmont, Califonia, 1988, s. 33 vd. n Mark Owen Webb, "Perfect Being Theology'', A Companion to Philosophy of Religion, Edit. Charles Taliaferro, Paul Draper ve Philip l. Quinn, Wiley-Blackwell, 2010, s. 227 vd.

?m

Page 19: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

hahiyat Fakiiltesinirt ilmi Dergisi-14-15. Say1 2011

olarak ele almabilir. Bunlardan birisi zorunlu karutlar one siirerken, digeri olas1hga dayanan karutlarla teizm · i~in mantlksal temeller haztrlar. Son donem teistlerinin iizerinde dtirdugu yontem bu ikincisidir. Genel olarak yeni kamtlar §6yle ortaya konulabilir:

1. Evren bir amaca dayanan diizenin gostergeleriyle doludur. 2. Bu ama~ ve diiien, ·en iyi a~tklama anlammda, Tann tasanmma

dayanan hipotezle a~klanabilir'. · · · 3. 0 halde, Tarih'iun.var olma olas1hg1 daha yiiksektir ve O'na

inanm.ak inanmamaktan d'aha· aktlhca bir davraru§ olacaktir.74 ';: .....

So nu~ S1khi<la tasanm karutt olarak da adlandmlan Teleolojik kamtlama

yontemi, duzen ve ama~ · aii~uiicesine dayanmaktad1r. Tann'mn varhg1ru karutlamak i9n geli§tirilen· teleoldjik karut, ozellikle on yedinci ve on sekizinci yiizy1llarda ohem 'vE!rilen bir karut tiirii olmu§tur. Geleneksel teleolojik karub en ba§ar1b 'bi9mde betimleyen Paley, insan yap1mlan ve doga arasmda bir analojiye ba~vuratak ak1lh bir tasanmcr dii§iincesini hakh ~tkarrnaya ~ah§rnt§br. Fakat Da:rwni, Paley'in savundugu bi~imiyle karutm kismen zay1f oldugunu gostermi§tir. Evrim teorisinin etkisi fazla uzun si.irmemi§tir ve teleolojik karut yirminci yiizytlda tekrar onem kazanmaya ba§lam1§br. Teistler, Tann'~m· ' varhg1 hakkmda yeni karutlar geli§tir~lerdir. Teleolojik kamtm' yeni tiirleri yalruzca insan ve evren yapimlan arasmdaki analojiye degfl ayru 'tamel;1lda deneysel verilerimizin en iyi a~1klanmas1 anlamma gelen ol'f karutlama yoritelninin geli§tirilmesine daycininaktadrr. Bu kamta g~i'~/'ak1lh bir tasar~m.c1yi varsayan teistik hipotezler, altematif a~1klamalaidcin aaha iyi bir ac;iklarna sunmaktadrr. Bu sa:vlara ek olarak, tiimevaruncl :tnafittga ve olas1bga dayah yeni yontem, olasthgm yiiksekligme ·bagh ; dlatal<:

1 telstik hipottezlerin bilimsel a~1dan

dogruluguna destek vermektedit. ·:s& ~er~evede teleolojik kamt, manttksal temellere sahiptir ve bilimsel a~1dan1 ge~erli bir kamt tiirii olmaya devam etmektedir. :,:

1 f ~ ·~·

KAYNAK~A

ALSTON, W. P., "The Place of the Explanation of P~rtjcµJar Fact in Science", Philosophy of Science, C. 38, 1971.

7• Swinburne, The Existence of God, s.112 vd., Tennant, "Cosmic Teleology", s. 291 vd. ve John Hick, Argument for the Existence of God, Mcmillian, London, 1970, s. 27.

204

Page 20: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

ALSTON, William P., "The Teleological Argument for the Existence of ~d.;L The Encyclopedia of Philosophy, Edit. Paul Edwards, C. 8. 1967. . · . '

AQUINAS, Thomas, "The Five Ways", Philosophy of Religion: An Antholgy, Edit. Lois P. Pojman, Wards Worth Publishing Company, Londra, 2000. ARiSTOTALES, Metafizik, <;ev. Ah.met Arslan, Sosyal Yaymlan,. istanbul, 1996.

• ATAY, Hiiseyin, islam inan~ Esaslan, A. U. i. F. Yay., Ankara, 1992. • AYDIN, Mehmet, "Allah' m Varhgma inanmamn Akliligi", islami

Ara~tirmalar, sayi: 11, Ekim 1986.

=

• •

AVT""\T1\T 1'.f~i.-~ .. n;., t:'AJAAce~; t r· F '7 V-·· t __ ,_ """" rl. J. L/J..l "'1 J.Y.J..C.l lLtlCt.1 L/UJ .ll C.f.~C.J ~f.1 .1. • • V • J. Q J •1 1.Lt..LU.11 LVVL.

A \'DII-..J, Mehi:net, IGmt'ta ve <;a~du~ irigilfa Fdsefdi.ruie Turin Ahl.uk ili~K.i.si, Tiirkiye Diyanet Vakf1 Yaymlan, Ankara, 1991. BEHE, Michael J., Darwin's Black Box, Free Press, New York, Londra, Toronto, Sydney, 2006. BERTOCCI, Peter Anthony, Introduction to the Philosophy of Religion, Prentice Hall, New York., 1956. BlJ!<.TI~ Edvin A., The Metaphysical Foundations of Modern Physical Science: A Historical and Critical Essay, 2nd Editions, London, 1932. CARRE, Meyrick H., "Physicotheology'' The Encyclopedia of Philosophy, Edit. Paul Edwards, C. 6, The Macntillian Company & The Free Press, New York, 1967. CICERO, Marcus Tullius, De Natura Deorum Academia., <;ev. H. Rackham, Harvard Univesity Press, 2000. COHEN, Bernard, Isaac Newton's Papers al'!~ Letters on Natur~l Philosophy, Harvard University Press, Cambridge, 1958. · COREY, M. A., God and the New Cosmology, Raman & Little Field, Lanham, 1993. DARWIN, Charles, Origin of Species, Edit. J. M. Burrow, Penguin Books, Harmondsworth, 1968. DA VIS, Brian, An Introduction to the Philosophy of Reiigion, Oxford University Press. DEMBSK.l William A. ve RUSE, Michael, Debating Design From Darwin to DNA, Cambridge University Press, 2006. EV ANS, C. Stephen, "Kierkegaard and Plantinga on Belief in God Subjectivity as the Ground of Properly Basic Religious Beliefs", FaUh and Philosophy, C. 5, no. 1Ocak,1988. .q: . J•

FLEW, Anthony ve Varghese, Roy Abraham, There is a God, Harper Collips e-Books, 2007. , FLEW, Anthony, God and Philosophy, Hutchinson, London, 1996 . GARCIA, Laura L., "Teleological and Design Arguments", A Companion to Philosophy of Religion, Edit. Charles Toliaferro, ·Pau-1 Draper ve Philip L, Quinn, Wiley-Blackwell, 2010.

205 'l /.

Page 21: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

llahiyat fakilltesinin ilmi lJergisi-14-15. Say1 20ii

GOULD, S. J., "Genesis and Geology", Sicience and Creationalism, der. A. Mantagu, 0,xford University Press, New York, 1984.

GUTHRIE, W. K. C., A History of Greek Philosophy, Cambridge University Pr~ss, C. v., 1996.

HEMPEL, Carl, "Explanation and Prediction by Covering Laws", Philosophy of Science, Edit. William L. Reese, C. 1, London, 1961-1962.

HEYWOOD, John, Tillich, Continuum, New York ve Londra, 2000.

HICK, John, Argument for the Existence of God, Mcmillian, London, 1970.

HICK, John, Philosoph of Religion, Prentice-Hall, New Jersey, 1990.

HURLBURT, Robert H., Hume, Newton and The Design of Argument, Revised Edition, Lincoln & London. HURLEY, Patrik J., A Concise Introduction to Logic, Wards worth, Belmont, Califonia, 1988.

iBN RU$D, Kitabu'l Ke$f an Minhaci'l-Edille, <;ev. Siileyman Uludag, Dergah yay., 1985.

JOHNSON, Philip E., Evrim Duru$masz, <;ev. Orhan Dilz, Gelenek Yay., istanbul, 2003.

KANT, Immanuel, An Usun Ele$tirisi, <;ev. Aziz ·Yard1mh, idea Yay., istanbul, 1993.

LEIBNIZ, V.G.W., Metafizik iizerine Konu$ma, <;ev. Af~ar Timu9J1, Cumhuriyet Diinya Klasikleri, 1999.

LEIBNJZ, V.G.W., Monadoloji, <;ev. Suat K. Yetkin, istanbul Maarif Matbaas1, Istanbul, 1943.

MEYER, Stephen C., "Fizik ve Biyolojide Kasanm Kan1tlan", Tasanm, Michael J. Behe, William A. Dembski, Stephen C. Meyer, <;ev. Orhan Diiz, Gelenek Yaymlan, istanbul, 2004.

MILL, J. S., Three Essays On Religion, Thoemmes Press, Bristol, 1993.

MILLER, Kenneth R., Findings Darwin '.s God, Herper Collins, New York, 1999.

NEWTON, Isaac, Dogal Felsefenin ¥atemati}csel llkeleri ve Optik (Sermeler), <;ev. Aziz Yardimh, idea Yay., is~bul, 1998.

PALEY, William, "The Watch and The Watchmaker", Philosophy of Religion, Edit. Lois?. Pojman, Wards Worth ~blishing Company, New York, 2003.

PENELHUM, Terence, Reljgion and Rationality: An introduction to the Philosophy of Religion, Rarta'om House, New York, 1971.

POPPER, Karl, Bilimsel ArQ$tmnanm Mantzgi, <;ev. Ilknur Aka, Yap1 Kredi Yay., istanbul, 2003.

POSSMORE, John, "Robert Boyle", The Encyclopedia of Philosophy, Edit. Paul EDWARDS, C. 1, The Mcmillian Company & The Free Press, New York, 1967.

QUINE, W. V. ve Ullian, J. S., The Web of Belief, Random House, 2. Bask1, New York, 1978.

206

Page 22: TEOl10fJ1.H AKY Ab TETJ1HMHisamveri.org/pdfdrg/G00017/2011_14-15/2011_14-15_CETINA.pdf · Uahiyat Fakiiltesinin ilmi Dergisi-14-15. !:iay1 2011 ak1lctl1ga olduki;a yakm bir konumdad!r.Bununla

Teo11om>I ~al<)'llJ>TetMHlffi MllMMKW >I<ypHMbi 14-15-camt 2011

• RANDALL, Hermai'. John Jr., "The Ontology of Paul Tillich", The Theology Of Paul Tiilich, Edit. Charles W. Kegley & Robert W. Bretall, The Macmillan Company, New York, 1952.

• RUSE, Michael, Darwinizm Defended: A Guide to the Evolution Controversies, Addison-Wesley, London, 1982.

• SWENSON, David F., Something About Kierkegaard, Edit. Lillian M. Swenson, Reprints of Scholarly Excellence, Minneapolis, 2003.

• 5\t\'INBURNE, Richard, The Coherence of Theism, Oxford University Press, Oxford, 1993.

• SvVINBU!\1'-.IE, Richard, The Existence of God, Clarendon Press, Oxford, 2004. • TENNAT, F. R., -'-'Cosmic Teieoiogy-', Phiiosophy oj Reiigion, Edit. john Hick,

Prentice-Hall, Londra, 1964. • ULKEN, Hilmi Z., Genel Felsefe Dersleri, Ankara Universitesi hahiyat

Faki.iltesi Yaymlan, CV ill, Ankara, 1972. • WEBB, Mark Owen, "Perfect Being Theology'', A Companion to Philosophy of

Religion, Edit. Charles Taliaferro, Paul Draper ve Philip L. Quinn, Wiley­Blackwell, 2010.

• WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, Sosyal Yay. ~ev. H. Vehbi Eralp, istanbul, 1991.

• YU, Jiyuan-BUNNiN, Nicholas, The Blackwell Dictionary of Western Philosophy, Blackwell Publishing, Am erika, Oxford ve A vustralya, 2000.

207