19

THY Teknik A.Ş

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: THY Teknik A.Ş

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

SKYTECH_KAPAK_EKIM_C.pdf 1 03.10.2013 16:19

Page 2: THY Teknik A.Ş

01

GÜNDEM

Merhaba Arkadaşlar,

Sektörel etkinlikler anlamında da bizim için oldukça verimli bir ayı geride bıraktık. THY Teknik A.Ş. olarak 5-7 Eylül 2013 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haber-leşme Şûrası’na katıldık. Son derece verimli geçen bu etkinliğin yanı sıra ‘2010-2015 Stratejik Planı’nın gözden geçirilmesi kapsamında geçen yıl başlattığımız Strateji Gözden Geçirme Toplantıları’na iki farklı oturumla devam ettik eylül ayı içerisinde. Bu toplantıların neticesini hep beraber paylaşıp geleceğe yönelik plan ve projelerimizle yola devam edeceğiz.

Aviation Week tarafından, 24-26 Eylül tarihleri arasında Londra’da ger-çekleştirilen, havacılık sektörünün önemli fuarlarından MRO Europe 2013 Fuarı’na, bu yıl THY Teknik A.Ş. ve THY HABOM olarak katıldık. MRO Europe 2013’e katılarak sektörün önde gelen temsilcileri ile fikir alışverişinde bulunma fırsatı elde ettik. Marka bilinirliğimiz açısından önemli olan bu fuara ve organizasyonun kongre sürecine katılımımızda emeği geçen ve şirketimizi konuşmacı olarak orada temsil eden arka-daşlarımıza da hassaten teşekkür ediyoruz.

Sonbaharı hem kurum içinde hem de dışında sportif etkinliklerle kar-şıladık. İlk önce kurum dışında, 6-8 Eylül tarihleri arasında, ‘İş Dünyası Olimpiyatları’ olarak da bilinen Kurumsal Oyunlar’a (Corporate Games) katıldık. Bu organizasyonda 146 şirketten, yaklaşık 5 bin çalışan, İTÜ Ayazağa Kampüsü merkez olmak üzere dokuz farklı mekânda, 16 spor branşında rekabet etti. Son iki yıldır THY Teknik A.Ş. adı ile yer aldığımız Kurumsal Oyunlar’a bu yıl Türk Hava Yolları, THY Teknik A.Ş. ve THY HA-BOM çalışanları olarak THY Spor Kulübü çatısı altında katıldık. THY Spor Kulübü olarak Oyunlar’ın sonunda ‘Madalya Şampiyonu’, ‘Voleybol Şam-piyonu’ ve ‘Bölüm Şampiyonu’ unvanlarını aldık. Ayrıca dört branşta yedi sporcumuz birincilik elde ederek önemli başarılara imza attı. Kurumsal Oyunlar’a katılan tüm çalışanlarımızı kutluyorum.

Kurum içindeki spor etkinliğimiz ise Türk Hava Yolları Spor Kulübü tara-fından 3.’sü organize edilen THY Spor Basketbol Turnuvası oldu. Türk Hava Yolları ve THY Teknik A.Ş.’nin sponsorluğunda 9 Eylül Pazartesi günü başlayan turnuvada mücadele eden tüm takımlarımıza başarılar diliyorum.

Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle şimdiden kutluyor ve uzun bay-ram tatili sırasında seyahat edecek arkadaşlarımıza, araçlarını her za-mankinden daha dikkatli kullanmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Esen kalın,

Doç. Dr. İsmail DemirGenel Müdür

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 3: THY Teknik A.Ş

02

SahibiTHY TEKNİK A.Ş.

Doç. Dr. İsmail DEMİR(Genel Müdür)

YAYINTHY TEKNİK A.Ş.Medya Reklam

Halkla İlişkiler ŞefliğiFerhat Yenibertiz

(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi)Pınar Yılmaz

(Yayın Koordinatörü, Uzman)Cemal Gökgöz

(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir)

THY TEKNİK A.Ş.Katkıda BulunanlarAbdullah Enes Bolat

Emre Kara

YAPIM GODE İSTANBUL

Alev Aktaş(Yayın Grup Direktörü)

Songül Kurnaz (Yapım Koordinatörü)

Ulaş Atay(Editör)

Meltem İşleyen(Art Direktör, Kapak Tasarım)

Asım Hocagil(Grafik Uygulama)

Jülide Türkay(Redaksiyon Editörü)

Fotoğraflarİstanbul Fotoğraf Atölyesi (İF Atölye)

Baskı ve CiltBizim Matbaa

GODE İSTANBULAl Karanfil Sokak

No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com

444 02 90

24BİLGİ

TEKNOLOJİLERİ

18EMNİYET KÖŞESİ

22BİREBİR

26BİZDEN

GEZİ-YORUM

30SAĞLIK

REHBERİ

20

28

26

30

İÇİNDEKİLER

04

10

14

1211

TEKNİK’TEN HABERLER

HABOM’DA SON DURUM

HAVACILIK DÜNYASINDAN

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

EĞİTİM

16SÜREKLİ GELİŞİM

17TEKNOLOJİ

20ANI DÜKKÂNI

04

16

12

14

28

Page 4: THY Teknik A.Ş

04

05

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından dü-zenlenen 11. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şûrası, 5-7 Eylül 2013 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı. 2009 yılında gerçekleştirilen ve ana teması “Hedef 2023” olan şûranın bu yılki ana teması “Herkes için Ulaşım ve Hızlı Erişim” olarak belirlendi. Sosyoekonomik verilere uygun olarak 2035 vizyonunun belirlenmesine de çalışılan şûraya THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir de katıldı.

“Havacılıkta Tüketicilikten Üreticiliğe Giden Yol” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Demir, havacılık sektörünün dünyada ve Türkiye’de durumunu rakamlarla değerlendirerek, dünya genelinde havacılık endüstrisinin alt kolu olan MRO pazarının 56,3 milyar dolarlık bir ekonomik ölçeğe sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk on ekonomisi içinde yer almasının kendi havacılık endüstrisini geliştirmesi ile mümkün olacağının altını çizen Demir, Türkiye’de havacı-lık sektörünün son on yılda büyük bir hızla geliştiğine dikkat çekti. Yerli uçak hedefine ulaşabilmek için havacılık endüstri-sini destekleyen yan sanayinin de gelişmiş olması gerektiğini

hatırlatan Demir, Türk sertifikasyon sisteminin geliştirilmesi-nin, yaygınlaştırılmasının ve üniversitelerde bu alanda lisans, doktora programlarının açılmasının önemine değindi. Böylece beyin göçünün Türkiye’ye doğru olabileceğini ve üniversite-özel sektör koordinasyonun kurulabileceğini belirten Demir, yan sa-nayinin geliştirilmesinin önemine de vurgu yaptı.

11. Ulaştırma Şûrası yapıldı

Sektörün prestijli dergilerinden Arabian Aerospace editörle-rinden Charles Crieve, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir ile bir röportaj gerçekleştirdi. THY Teknik A.Ş.’nin Yeşilköy’deki tesislerinde yapılan röportajda Demir, HABOM, THY Teknik A.Ş. ve iştirak şirketlerindeki yapılanma, büyüme ve yeni hedefler ile ilgili bilgi verdi.

Arabian Aerospace’ten İsmail Demir röportajı

American Express’in (AmEx) üst düzey yetkililerinden oluşan 35 kişilik heyet, Türk Hava Yolları ile yapacağı anlaşma kapsamında 24 Eylül günü İstanbul’a geldi. Türk Hava Yolları’nın bazı iştirak-lerini ziyaret ettikten sonra THY Teknik A.Ş.’ye gelen yetkililere, şirketin yapısı ve uçak bakımı alanındaki önemi anlatıldı.

THY Teknik A.Ş.’nin ana sponsor olarak destek verdiği, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) tarafından organize edilen, Ankara International Aerospace Conference (AIAC), 11-13 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Bu yıl 7.’si düzenle-nen ve üç gün süren konferansa, dünyanın dört bir yanından bilimadamları ve araştırmacılar katıldı. Araştırmacılar kon-feransta, Uçak Dizaynı ve Sistem Entegrasyonu başta olmak üzere, Uçak Bakımı ve Güvenilirliği, Yapısal Dinamik ve Aeroe-lastisite, Hesaplamalı Aerodinamik, Turbo Makineler, Uçuş Di-namiği ve Kontrolü, Deneysel Aerodinamik ve Yanma Sistem-leri konularında bildiriler sundu. THY Teknik A.Ş.’nin bir stand kurduğu konferansta THY Teknik A.Ş.’yi Mühendislik Başkan-lığı’ndan Elif Özsoy, Serdar Budur ve Abdullah Tunç, Satış Pa-zarlama Başkanlığı’ndan Metin Dural ve Komponent Atölyeleri Başkanlığı’ndan Murat Büyükarslan temsil etti.

Türk Hava Yolları Spor Basketbol Turnuvası 9 Eylül Pazartesi günü, THY Teknik A.Ş. basketbol sahasında başladı. Turnu-vanın açılışına Türk Hava Yolları Genel Müdür Yardımcısı ve THY Spor Kulübü Başkanı Dr. Ahmet Bolat, THY Spor Kulübü Başkan Yardımcısı İrfan Sağmen, sporcular ve kalabalık bir seyirci topluluğu katıldı. Turnuvanın başlama düdüğünden önce bir konuşma yapan Bolat, “Bu yıl, daha önceki yıllardan farklı olarak tüm şirketleri kapsayan bir turnuva gerçekleştiri-yoruz. Umarım birbirinden güzel maçlar izleme şansına sahip olacağız. Turnuvaya katılan tüm sporcu arkadaşlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyorum” dedi.

Türk Hava Yolları, THY Teknik A.Ş., HABOM A.Ş. ve TGS’den toplam 218 sporcu, 28 takımla turnuvaya katılıyor. Turnuva, 7 Ekim Pazartesi günü oynanacak final karşılaşması ve ödül töreni ile son bulacak. Ödül törenine, Türk Hava Yolları Yöne-tim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, THY Teknik A.Ş. Genel Mü-dürü Doç. Dr. İsmail Demir ve Türk Hava Yolları Spor Kulübü yönetimi de katılacak.

American Express’ten THY Teknik ziyareti

Ankara International Aerospace Conference yapıldı

Basketbol Turnuvası devam ediyor

TEKNİK’TEN HABERLER

Page 5: THY Teknik A.Ş

06

07

THY Teknik A.Ş. 2010-2015 Stratejik Planı’nın gözden geçiril-mesi kapsamında geçen yıl başlatılan strateji gözden geçirme toplantılarına eylül ayı içerisinde gerçekleştirilen iki farklı otu-rum ile devam edildi. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, genel müdür yardımcıları ve yöneticilerin katıldığı toplantıda

THY Teknik A.Ş.’nin gelecek ile ilgili planları üzerinde duruldu ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.

THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Altan Büyükyılmaz, THY Teknik A.Ş. Satış Pazarlama Başkanlığı, Strateji Planlama ve Projeler Müdürlüğü tarafından organize edilen bu toplantıda emeği geçen herkese teşekkürlerini ve tebriklerini ifade etti.

Uçak Bakım Başkanlığı’nın Nisan-Mayıs-Haziran 2013 döne-mine ait öneriler arasından ilk üçe giren önerilerin sahiplerine ödülleri verildi. 20 Eylül 2013 tarihinde II. Hangar’da yapılan törene, Uçak Bakım Başkanı Hüseyin Sağlam, yöneticiler ve ça-lışanlar katıldı.

Uçak Bakım Müdürlüğü’nden Ömer Faruk Kıvırcı “Bakım Plat-formları için Teker Kilit Sistemi” önerisi ile birinci, Yapısal Bakım Müdürlüğü’nden Erginç Sevinç ve Selim Hüner “Mapping Tool” önerileri ile ikinci ve NDT Proje Yönetimi’nden Levent Kaya “Pe-netrant Proses Sürelerinin Takibi” önerisi ile üçüncü seçildi. Bi-rinciye bir tam, ikincilere birer çeyrek ve üçüncüye de bir çeyrek Cumhuriyet Altını karşılığı para ödülü verildi.

Strateji gözden geçirme toplantısı yapıldı

Uçak Bakım Başkanlığı öneri ödüllerini verdi

Kurumsal Oyunlar’da büyük katılım, büyük başarı

THY Teknik A.Ş., 24-26 Eylül tarihleri arasında ExCel London Exhibition & Convention Centre’da düzenlenen, havacılık sektörünün önemli organizasyonlarından MRO Europe 2013 Fuarı’na 72 metrekarelik bir stantla katıldı.

Fuara, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, Genel Müdür Yardımcısı Can Şaşmaz, Genel Müdür Yardım-cısı Altan Büyükyılmaz, Turkish HABOM Genel Müdürü Ah-met Karaman’ın yanı sıra THY Teknik A.Ş. Satış Pazarlama;

Satınalma ve Lojistik; Medya, Reklam ve Halkla İlişkiler ekip-leri de katıldı. THY Teknik A.Ş. standını ziyaret eden yüzlerce katılımcıya, THY Teknik A.Ş. ve Türkiye’nin 2023 yılına yöne-lik havacılık vizyonu hakkında bilgi verildi.

THY Teknik A.Ş. MRO Europe 2013 Fuarı’na katıldı

146 şirketten, yaklaşık 5 bin çalışanın, 16 spor branşında re-kabet ettiği Kurumsal Oyunlar (Corporate Games), İTÜ Ayazağa Kampüsü merkez olmak üzere dokuz farklı mekânda, 6-8 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. THY Teknik A.Ş., son iki yıl-dır kendi adı ile yer aldığı Kurumsal Oyunlar’a bu yıl Türk Hava Yolları, THY Teknik A.Ş. ve THY HABOM çalışanları olarak ‘THY Spor Kulübü’ çatısı altında katıldı.

159 sporcusu ile masatenisi, futbol, bocce, bowling, karting, basketbol, yüzme, yelken, dağ bisikleti, koşu, voleybol, plaj voleybolu ve satranç branşlarında mücadele eden THY Spor Kulübü, 146 şirket arasında Madalya Şampiyonu, Voleybol Şampiyonu ve Bölüm Şampiyonu oldu. Ayrıca dört branşta yedi sporcu birincilik elde ederek önemli başarılara imza attı.

Şampiyon sporcular, 26-29 Haziran 2014 tarihleri arasında İn-giltere’nin Liverpool kentinde düzenlenecek olan World Corpo-rate Games’te, Türk Hava Yollarını, THY Teknik A.Ş.’yi ve Türki-ye’yi temsil edecek.

THY Spor Kulübü sporcularından Cemil Subaşı, Dağ Bisikleti (10 Kilometre-30 yaş üzeri); Berna Nar, Dağ Bisikleti (10 Ki-lometre-Kadın Açık), Başak Özer, Koşu (10 Kilometre-Kadın Açık), Mustafa Korkut Baytaz, Masa Tenisi (Tek Erkekler-50 yaş üzeri), Muammer Çokyürür ve Zafer Cengiz, Masa Tenisi (Çift Erkekler) ve Özkan Dizdar, Yüzme (Erkekler Açık) kategorilerin-de birincilik kazandı.

TEKNİK’TEN HABERLER

Page 6: THY Teknik A.Ş

08 TEKNİK’TEN HABERLER

09

Yeni uzmanlardan THY Teknik A.Ş. ziyareti

Avrupalı PR ajanslarından THY Teknik ziyareti

THY Teknik A.Ş.’de yetkinlik çalışması

Türk Hava Yolları ailesine yeni katılan 30 uzman 12 Eylül, 35 uzman da 26 Eylül tarihinde, Türk Hava Yolları tarafından dü-zenlenen oryantasyon programı dahilinde THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti.

Önce Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda, Türk Hava Yolları’nın ve THY Teknik A.Ş.’nin tarihi, iştirak şirketleri, ortaklıkları, şir-ket yapısı, uçak bakım tesisleri, bakım hizmetleri, uçak bakım kabiliyetleri, Türkiye’deki ve dünyadaki müşterileri hakkında kapsamlı bir sunum izleyen uzmanlar, daha sonra hangarları ve atölyeleri gezerek, uçak bakım çalışmalarını yerinde görme imkânı buldu.

Fransa ve Almanya’dan bir grup halkla ilişkiler yetkilisi Türk Hava Yolları’nın davetlisi olarak İstanbul’a geldi. Bu gezi kap-samında THY Teknik A.Ş.’yi de ziyaret eden grup, THY Teknik A.Ş.’nin hangarlarını, atölyelerini ve buralarda yürütülen bakım faaliyetlerini yakından görme fırsatı buldu.

Türkiye’nin havacılık sektöründe son yıllarda büyük başarılar elde ettiğini, buna paralel olarak uçak bakım hizmetlerinde de önemli başarılara imza attığını belirten konuklar, Türk Hava Yolları ile ilişkileri geliştirmek, güçlendirmek istediklerini dile getirdi.

THY Teknik A.Ş. İnsan Kaynakları Müdürlüğü, şirketteki un-vanlara ilişkin yetkinlik kataloğunun hazırlanması amacıyla ‘Assessment Systems’ isimli danışmanlık firmasıyla ortak bir çalışma başlattı. Çalışma kapsamında, organizasyon birimleri bünyesinde bulunan her unvandan en az bir çalışanla görüşme yapılması ve görüşmelerde unvanların yetkinliklerinin belirlen-mesi amaçlanıyor. Herhangi bir bireysel değerlendirmenin söz konusu olmadığı görüşmeler 2 Eylül Pazartesi günü başladı ve altı hafta sürmesi planlanıyor.

Görüşmeler sonucunda belirlenecek yetkinlikler, Performans Yönetim Sistemi, Değerlendirme Merkezi, Terfi Sistemi, Yete-nek Yönetimi ve Seçme Yerleştirme gibi insan kaynakları uygu-lamalarına altyapı sağlayacak.

Mühendislik Başkanlığı Öneri Ödül Töreni, Mühendislik Baş-kanı Halim Şahin ve Mühendislik Başkanlığı çalışanlarının katılımıyla, 6 Eylül 2013 tarihinde Mühendislik Başkanlığı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Nisan-Mayıs-Haziran 2013 dönemine ait öneriler arasından “Soft Time Ömür Ve-rilen Komponentlerin ve Soft Time Uygulamalarının TAMES Sistemi’nde Görüntülenebilmesi” önerisi ile Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürlüğü’nden İlknur Kızılay Çevikol birinci seçildi. Yapısal ve Kabin İçi Mühendislik Müdürlüğü’nden Halil Çalışkan ve Bakım Mühendislik Müdürlüğü’nden Ufuk Kol “Uçak AD Status Veri Girişi Programı” önerisine getirdik-

leri yaklaşımla ikinciliği paylaştı. Uçak Sistemleri Mühen-dislik Müdürlüğü’nden Mehmet Ali Özkaya ise “SB ve Mod Listesi-MCS Entegrasyonu” çözüm önerisi ile üçüncü seçildi. Birinciye bir tam, ikincilere birer çeyrek ve üçüncüye de bir çeyrek Cumhuriyet Altını karşılığı para ödülü verildi.

Bunların yanı sıra törende, Ömer Faruk Çalışkan’a TC-TUR tescilli A330 Başbakanlık uçağında devam etmekte olan ka-bin için tasarım mühendislik projesine katkılarından dolayı THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir tarafın-dan verilen teşekkür belgesi takdim edildi.

Mühendislik Başkanlığı öneri ödülleri sahiplerini buldu

Alman ve Avusturyalı acenteler İstanbul’daydı

Alman ve Avusturyalı 25 acenteden oluşan heyet, Türk Hava Yolları’nın organizasyonu kapsamında, 23 Eylül 2013 tarihin-de Almanya’nın Friedrichhafen bölgesinden İstanbul’a geldi.

Uçuş İşletme Başkanlığı ve Turkish Do&Co’nun ardından THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret eden heyet, önce tanıtım sunumu izledi, daha sonra ise atölyeleri ve hangarları gezdi. Türk Hava Yol-ları Friedrichhafen Müdürü İbrahim Günaydın, 2 Mayıs 2013 tarihi itibarıyla seferlere başladıklarını, ilk defa bir fam trip düzenlediklerini ve bu gezinin kendileri için heyecan verici olduğunu belirtti. Konuklar arasında, İstanbul’a ilk defa ge-len acente yetkililerinin olduğunu belirten Günaydın, öncelikli hedeflerinin, üç yıldır Avrupa’nın en iyi havayolu seçilen Türk Hava Yolları’nı daha yakından tanıtmak olduğunu belirtti.

Page 7: THY Teknik A.Ş

11

10 HABOM

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, ekim ayı içerisinde HABOM’daki birinci faz yapıları denetleyecek. Buna bağlı olarak birinci faz ve ikinci faz binalar arasındaki kara-hava sahası ayırma çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor.

HABOM çalışanlarının yerleşme çalışmaları devam ediyor. Mobilya yerle-şimleri de tamamlanmış durumda olan, hangar bölgesi dahil pek çok mekân taşınılmaya ve kullanılmaya hazır durumda. Hidrolik, Lastik-Fren,

Jant, Makine Atölyesi ve Takımhane’ye yönelik çalışmalar da tamamlandı. Dar Gövde Hangarı, Güvenlik Binası, Kimyasal Depo, Otopark Binası ve Sosyal Bi-na’yı kapsayan birinci faz yapılar için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne yetki başvurusunda bulunuldu; ekim ayı içerisinde ilgili kurum tarafından denetleme yapılacak. Buna bağlı olarak birinci faz ve ikinci faz binalar arasındaki kara-hava sahası ayırma çalışmaları da büyük bir hızla devam ediyor. Geniş Gövde Hanga-rı’da tele platform ve vinç montajlarını sürdüren CTI, ikinci faz binalarının ince işlerine de büyük bir hızla devam ediyor. Atölye Binası’nın çatı katında yer alan spor kompleksinin kullanıma hazır hale gelmesi için sadece kapalı spor salonu-nun çatı kaplamalarının tamamlanması gerekiyor.

Dar Gövde Hangarı

Eğitim Binası

Güvenlik - Giriş

Dar Gövde Hangarı Anneksi

Atölye Binası ve Köprü

Eğitim Binası - Giriş

Task Eğitimleri başladıTHY Teknik A.Ş.’nin yetkilendirme sistemine uygun olarak ta-sarlanan Task Eğitimleri, yeni açılan kurslarla devam ediyor. Task bazlı yapılacak yetkilendirme kapsamında çalışacak tek-nisyenlere Level-1, Level-2 ve Level-3 olmak üzere üç ayrı sevi-yede eğitim veriliyor. İlk etapta üç işgünü süreli Level-1 eğitim-leri açıldı. Bu eğitimler yaklaşık altı aydır devam ediyor. Süresi 10 işgünü olarak belirlenen Level-2 eğitimlerinin ilki ise eylül ayının başında verildi. Bu eğitimlere yeni açılan kurslarla, prog-ram dahilinde devam edilecek. Daha tecrübeli teknisyenlere verilecek olan Level-3 eğitimleri de planlama doğrultusunda, ilerleyen tarihlerde verilmeye başlanacak. Bu eğitimlerin ger-çekleştirilmesiyle, henüz lisans sahibi olamayan, ancak belli tecrübe ve bilgi seviyesindeki teknisyenlerin, yaptıkları işleri onaylamalarının ve yetki kullanmalarının yolu açılmış olacak.

Teknik Doküman Tanıtımı ve Kullanımı Eğitimleri başlıyorBakım ortamında çalışan personelin (teknisyen/mühendis) il-gili teknik dokümanları (AMM, IPC, MEL, WDM vb.) daha efektif kullanabilmesi amacıyla hem uçak (on-wing) hem de kompo-nent tarafında (off-wing) çalışanlara yönelik ‘Teknik Doküman Tanıtımı ve Kullanımı Eğitimi’ hazırlandı. Eylül sonu itibarıyla programa alınan ve iki gün sürmesi planlanan eğitime katı-lanlar, teknik dokümanlara nasıl erişebilecekleri ve bu dokü-manların kullanımı hakkında genel bilgi edinecek. Bu kursla, bakımda kullanılan dokümanlar konusunda bir farkındalık oluşturulması ve bunun yapılan işe olumlu yönde yansıması hedefleniyor.

Yapısal ve Kompozit Kursları devam ediyorBoeing firmasından bedelsiz olarak temin edilen Yapısal (Stru-cture) ve Kompozit (Composite) Kursları’na THY Teknik A.Ş. bünyesinde devam ediliyor. Kompozit Atölyesi’ndeki teknisyen-lere bu kapsamda eylül ayı içinde ‘Advanced Composite Repa-ir for Technicians, Part III’ eğitimi verildi. Teorik ve uygulamalı olarak yapılan kurs ile çalışanların bu konudaki bilgi ve beceri seviyelerinin artırılması hedefleniyor.

Eğitim Müdürlüğü’ne yeni sınıfEğitim Müdürlüğü’nün sınıf ihtiyacındaki artışı karşılamak amacıyla, 1K 13 numaralı salon tam teşekküllü olarak hizmet vermeye başladı. 16 Eylül tarihinde bu sınıfta verilen ‘Şirket Prosedürleri Eğitimi’ ile sınıf fiili olarak kullanılmaya başlandı.

EĞİTİM

Page 8: THY Teknik A.Ş

13

12 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İş kazalarında

Hem kazayı geçiren çalışanı hem de işvereni maddi ve manevi yönden yakından etkileyen iş kazaları, toplumsal sonuçlar ve ekonomik maliyetler ortaya çıkarıyor. Ekonomik maliyetlerin doğrudan ve çok sayıda dolaylı maliyeti bulunuyor.

Toplumsal sonuçları açısından iş kazaları

Kaza geçiren bireyin psikolojik yapısında belirgin düzensizliklerin ortaya

çıktığı konusunda klinik araştırmalar mevcuttur. Bu durum kaza geçiren

kişinin, çalışma arkadaşlarına, amirine, hatta aile bireylerine karşı aşırı

tepki şeklinde kendini gösterebilir. İş ortamındaki kazalar sadece kaza

geçireni değil, diğer çalışanları da olumsuz yönde etkilemektedir. Motivas-

yon kaybı, endişe, güvensizlik, huzursuzluk başlıca negatif sonuçlardır.

İş kazasından en çok etkilenen, bireyden sonra onun ailesidir. Bir aile

üyesinin zarara uğraması, ailenin diğer fertlerini de sarsar. Kaza geçiren

birey ailenin geçimini sağlayan kişi ise, bu kişi sağlığını kaybetmiş ve/veya

işinden ayrılmak zorunda kalmışsa, aile içindeki sosyal ilişkiler açısından

da sorunlar yaşanabilir.

İşveren için doğrudan maliyetler• İşgücü kaybı,• Tedavi ve diğer giderler nedeni ile yapılan ödemeler ve tazminat,• Hasar gören makine, tezgâh, aygıtlar vb.’nin onarımı veya yenilenmesi,

• Üretimdeki duraklama veya yavaşlama,• Yasal yükümlülük ve sorumluluklarla karşı karşıya kalma,• Mahkeme masrafları.

Çalışma ortamında iş kazası geçiren çalışan, bu durumdan hem maddi hem de manevi olarak olumsuz etkilenmektedir. Çalışan, toplumsal açıdan ailenin bir üyesi, işletme açısından da organizasyonun bir parçası olduğu için bu kayıplar ailesini ve işletmeyi aynı derecede olumsuz etkilemektedir. Toplumsal açıdan bir manevi tahribatın yanı sıra ekono-mik açıdan da maddi bir zarar söz konusudur. İş kazalarının toplumsal sonuçları kazayı geçiren birey ve ailesi açısından, ekonomik sonuçları ise çalışan, işletme ve ülke açısından değerlendirilmelidir.

İşveren için dolaylı maliyetler

• Kaza sonrası revirde yapılan ilkyardım için harcanan sürenin

maliyeti,• Sağlık kuruluşuna gidiş-geliş süresinin maliyeti, ambulans ücreti,

• Sağlık kuruluşunda tedavide geçen sürenin maliyeti,

• Sağlık kuruluşunda kontrolde geçen sürenin maliyeti,

• Kazada yaralan işçiye tıbbi müdahale için aynı ekipte çalışan diğer

işçilerin harcadığı sürelerin maliyeti,

• Kaza olay yerinde ve çevresinde olayı izleyen ve konuşan diğer

çalışanların harcadığı sürenin maliyeti,

• Meydana gelen kaza nedeniyle yapılması gereken ek işler için

harcanan sürenin maliyeti,

• İşveren tarafından yapılan özel tedavi gideri,

• Kaza sonucu yaralanan çalışan yerine çalıştırılan işçinin maliyeti,

• Kaza geçiren çalışanın yerine alınan işçinin verim düşüklüğü

maliyeti,• Kaza geçiren çalışan nedeniyle verimi düşen aynı ekipteki

çalışanların maliyeti,

• Kaza yerinin eski duruma getirilmesi için harcanan sürenin maliyeti,

• Kaza geçiren işçi yerine aynı ekipte çalışan bazı işçilerin işi

bırakmasından dolayı yerlerine alınan işçinin bulunması için harcanan

sürenin maliyeti,

• Kaza nedeniyle işyerine gelen devlet yetkilileri için araştırma ve

soruşturma nedeniyle yöneticilerin harcadığı sürenin maliyeti.

Dolaylı maliyetler açısından bakıldığında, şirket bazında iş kazaları

ve meslek hastalıklarının doğurduğu maliyetleri kısa bir sürede ve

basit bir şekilde ölçülebilecek bir formülün geliştirilebilmiş olmasının,

iş kazalarının ve bundan kaynaklı yaralanmaların, sakatlanmaların

ve ölümlerin azalmasında çok önemli bir etkisi olacağı kesindir. İş

kazalarının, işçi ve işverene yönelik maliyetlere ek olarak, ülkeye ve

topluma da çok ciddi kayıplar yaşattığı unutulmamalıdır.

İş kazası sonucu yaralanmaların, sakatlanmaların veya ölümlerin ekonomik sonuçlarını, çalışan, işletme ve ülke açısından değerlendirmek gerekir. Çalışan açısından bakıl-dığında, kişi, çalıştığı sürece ailesini geçindirebilecek geliri elde etmektedir. İş kazası sonucunda çalışamaz duruma geldiğinde ailesiyle birlikte geçim sıkıntısı başlar. Ayrıca iş kazası geçiren kişi sigortalı değil ise tedavi giderlerini karşıla-makta zorlanır ve gerekli tedaviyi göremez. İşletme açısından bakıldığında ise iş kazalarının verimliliği olumsuz etkilediği araştırmalarla kanıtlanmıştır. Kaza, küçük bir yaralanma veya sakatlanma ile sonuçlansa dahi bir maliyeti vardır. Yapılan incelemelerde iş kazalarından doğan maliyetlerin iki ana grupta toplandığı görülmüştür. Bunlardan ilki doğrudan (direkt) maliyetler, ikincisi ise ilk bakışta ihmal edildiği halde

çok daha etkin olan dolaylı (indirekt) maliyetlerdir. Araştırma-lar, dolaylı maliyetlerin doğrudan maliyetlere göre yaklaşık dört ila 10 kat daha yüksek olduğunu göstermektedir.Doğrudan maliyet terimi, kolay hesaplanabilen belli para mik-tarlarını gösteren kaza maliyetleri (Ödenen tazminatlar, tedavi giderleri, işgünü kaybı ücretleri, hasar gören tesis veya malze-menin yenileme bedeli vb.) için kullanılmaktadır. Belli bir para miktarı ile ifade etmenin zor olduğu dolaylı maliyetler ise daha çok işin yapımı esnasında meydana gelen kazalar sonucunda maliyetlerin artmasına neden olan dolaylı unsurları ifade eder. Bu nedenle doğrudan maliyetler kesin sonuca yakın bir doğru-lukla belirlenmesine karşın, dolaylı maliyetlerin hesaplanması çok güçtür ve ortaya çıkan sonuçlar daha soyuttur.

Ekonomik sonuçları açısından iş kazaları

maliyet hesabı

Page 9: THY Teknik A.Ş

15

14 HAVACILIK DÜNYASINDAN

ICAO iklim değişikliğinde anlaşmaya varılacağından emin

Bombardier’den C Serisi için yeni fabrika

Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) Meclisi, havacılık sektöründe karbon emisyonlarındaki artış için

çözüm getireceklerinden emin olduğunu açıkladı. 36 üye ül-keden oluşan ve oy çokluğu ile karar alan ICAO’nun bir karara varması son derece önemli. Çünkü ICAO karar veremezse, Av-rupa Komisyonu, tepki çeken Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) ekim ayının başlarında havacılık için de uygulamaya sokacağı-nı duyurdu. Bir yıl ‘iyi niyet göstergesi’ olarak ETS uygulamasını havacılık için durduğunu duyuran Avrupa Komisyonu uygula-mayı durdurmasaydı, Avrupa üzerinden geçen havayollarının tamamı karbon emisyonu izin ücretlerini nisan ayında almış olacaktı.

Sadece pazar bazlı bir sistemi uygulamak emisyon azaltmanın tek yolu olmasa da, bu yönde karar almak üye ülkeler için en zor yollardan biri gibi görünüyor. Dünya çapındaki tüm karbon emisyonunun yüzde 2’si havacılık sektöründen kaynaklanıyor.

Kaynak: Flight Global

C Serisi test uçağının ilk uçuşu henüz gerçekleştiren Bom-bardier, uçağın üretiminde kritik bir aşamayı gerçekleş-

tirmeye yönelik önemli bir adım attı. Yılda en az 120 uçağın üretimini desteklemek amacıyla yeni bir C Serisi son montaj fabrikasının inşaatına başlandığını duyuran Bombardier, 62 bin metrekarelik mevcut olan sanayi kompleksinin alanını iki-ye katlayarak, Mirabel tesisinin toplam alanını 139 bin 355 metrekareye çıkarıyor.

İlk yedi CS100 ve CS300 test uçuş uçağı ve ilk üretim uçak modelleri şu an modifiye edilmiş, ‘tool’ları düzenlenmiş ve ye-nilenmiş bir CRJ montaj binasında üretiliyor. Bombardier tüm C Serisi üretimini, 2014 yılının ortalarında bitirilmesi beklenen montaj fabrikasında gerçekleştirmeyi planlıyor.

Yeni fabrika yedi pozisyonu olan tek bir montaj hattına sahip olacak. Ayda en fazla 12 uçaklık bir üretim yapılması planla-nan fabrika, gerekirse ayda 20 uçaklık üretim kapasitesine sahip ikinci bir montaj hattı eklenebilecek şekilde inşa ediliyor.Halihazırda 177 uçak siparişi ile üretim yapmayı planlayan Bombardier, bir taraftan pazarlama faaliyetlerine de devam ediyor. Bu faaliyetler sonucunda Endonezyalı taşıyıcı ‘Lion Air’ın CS300 tipi uçak siparişi vermek üzere olması nedeniyle, Bombardier’in her an montaj hattını genişletme çalışmalarına başlaması bekleniyor.

Kaynak: Flight Global

Havacılıkta Rusya-Kanada işbirliğiRus uçak üreticisi Irkut, üretmekte olduğu 150 ve 212

yolcu kapasiteli MS-21 uçağının gelişiminde müşteri desteği sağlamak, strateji geliştirmek ve işbirliği potansi-yeli aramak amacıyla Bombardier Aerospace ile görüşme-lere başladı.

Görüşmeler öncelikli olarak Irkut’un Rusya’daki müşteri destek altyapısını oluşturmaya yönelik olarak yürütülecek. Ayrıca bilgi paylaşımında bulunulacak ve gelecekteki muh-temel işbirliği alanları araştırılacak. Eylül 2012’de Mosko-va’da tam hizmet sunan bir bölgesel destek ofisi bulunan Bombardier’in Rusya’da bakım merkezleri ‘onaylı hizmet tesisi’ özelliğine sahip. Bunların yanı sıra 50 adet Q400 NextGen turboprop uçağı satışı için Rus devletinin kontro-lünde olan Rostekhnologii ile bir niyet mektubu imzalayan Bombardier, bu uçakların operatörlere kiralanması için bir pazar geliştirme anlaşmasının altına da imza attı. Taraflar ayrıca Rusya içinde bir Q400 uçağı son montaj hattının kurulumu için mutabakat zaptı da imzaladı. Söz konusu montaj hattı, taraflar arasında kurulacak bir ortak girişim şirketi tarafından yönetilecek.

Kaynak: MRO News Focus

Airbus’tan Rusya atağı

Airbus, Rusya’da Engineering Holding firmasının parçası olan ‘S7 Engineering’ firmasıyla, Rusya bölgesinde uzun

vadeli bakım işbirliği geliştirme anlaşması imzaladı.

S7 Engineering, anlaşma kapsamında, Airbus’ın eğitim be-cerilerini ve standartlarını alarak bölgede OEM destekli ba-kım-eğitim kabiliyetleri sunacak. Ayrıca bu işbirliği Airbus’a

eğitim kılavuzunun Rusça için özel hazırlanmasını sağlaya-cak. S7 eğiticilerinin standardizasyonu dahil tüm iç prose-dürlerinin gözden geçirilmesi, eğitim için uygun ortamın sağ-lanması, Airbus tip eğitimlerinin ve Airbus’ın optimize edilen standartlarının uygulanmasını kapsıyor.

Kaynak: MRO News Focus

Page 10: THY Teknik A.Ş

16

17

SÜREKLİ GELİŞİM

‘Planet Solar’ Paris’e demirlediDünyanın güneş enerjisiyle çalışan en büyük gemisi ‘Planet Solar’, Atlantik’te yaşadığı beş aylık zorlu maceranın ardından Paris’in ünlü Seine Nehri’ne demirledi. Yaklaşık 35 metre uzun-luğunda, 23 metre genişliğinde, 90 ton ağırlığında ve üzerinde 542 metrekare genişliğinde güneş panelleri bulunan gemi, Pa-rislilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Gemide mürettebat ile bera-ber, güneş enerjisini üreten panellerin ve akünün çalışmasını in-

celeyen ve kontrol altında tutan bilimadamları bulunuyor. Gemi, güneş enerjisiyle enerji toplayan akülerin tam dolması halinde güneş olmadan 62 saat yol kat edebiliyor.

Geminin kaptanları, yolculuk sırasında yakıtsız kalmamak için, izleyecekleri rotayı hava durumuna göre sık sık değiştirmek zo-runda kalıyor.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın Mars’ta keşif gezisi yapan ‘Curiosity’ adlı robotunun aldığı örnekler Mars’ın yüzeyinde yaklaşık yüzde 2 oranında su bulunduğunu gösterdi. Bu haber, Kızıl Gezegen’de yaşam olma ihtimaline ilişkin umutları tekrar yeşertti.

Örnekleri inceleyen ve Mars’ta su bulunduğu sonucuna varan, New York’taki Rensselaer Politeknik Enstitüsü’nden Laurie Leshin, gezegende bu kadar yüksek oranda su bulunmasının heyecan verici olduğunu belirtti. Mars’ın bugüne dek kutup böl-gelerinin dışında, çok kuru bir çöl olduğunun sanıldığını belirten Leshin, Dünya yüzeyindekinden çok az da olsa, Mars’ta bulu-nan su miktarının yeni keşif araştırmaları için önemli kaynak sağladığını vurguladı. Curiosity’nin kısa süre önce elde ettiği bulgular, Mars’ta metan gazı izine rastlanmadığını göstermişti. Dünya’daki metan gazının yüzde 95’i yaşayan organizmalar ta-rafından üretildiğinden, bu haber Mars’ta mikrobik yaşam ola-bileceğini düşünen uzmanları hayal kırıklığına uğratmış, Kızıl Gezegen’de hayat olabileceği teorisine büyük darbe vurmuştu.

Mars’ta su var!

Yaklaşık iki yıllık gecikme yaşanan, Türkiye’nin insansız hava projesi ANKA, ilk kez Batman’da iç güvenlik harekat bölge-sinde uçuş yaptı. ANKA’nın çektiği görüntüleri başarılı şekil-de yer kontrol istasyonuna ulaştırdığı öğrenildi. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI) tarafından geliştirilen, seri üretime hazır olan ANKA’yı, sözleşmede yazan şartları henüz yerine getirmediği ve istenilen yüksekliğe çıkamadığı için bu haliyle kabul etmek istemeyen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envante-rine henüz dahil etmedi. Genelkurmay Başkanlığı’nın uçağın test uçuşlarına bir süre daha devam edeceği öğrenildi.

ANKA’nın ayırt edici özellikleri arasında; uçağın gövde ve ka-natlarıyla radar görünürlüğünün düşük olması, gece gündüz her türlü hava şartlarında keşif, gözetleme ve hedef tespiti yeteneklerine, jet yakıtı kullanan 155 beygirlik dizel motora ve uçuş süresi boyunca çalışabilen buz önleme sistemine sa-hip olması yer alıyor.

ANKA ilk uçuşunu Batman’da yaptı

TEKNOLOJİ

Çalıştay 1309Kiralanan APU’ların geri teslim sürecinde yapılan işlemlerin standart olmaması ve APU’nun faal hale getirilmesinin zaman alması nedeni ile uygulanan iyileştirme çalışması, Güç Sistem-leri Mühendislik Müdürlüğü’nün talebiyle, Depolar ve Stok Yö-netim Müdürlüğü ve APU Atölyesi çalışanlarından oluşan bir grup tarafından gerçekleştirildi. Çalışma sonunda yazılan iyi-

leştirme fırsatları 90 gün içinde kapatılacak. Teslim süresinde gerçekleşecek iyileştirmenin yüzde 18 olması bekleniyor.

APU Çalıştayı ekip üyeleri: İlyas Işık (DSYM), Emre Özel (DSYM), Ali Bülent Türel (GSMM), Yüksel Bozkurt (Süreç Geliştirme), Burcu Albay (Ar-Ge), Mehmet Güney (GSAM) ve Altan Çavdar (GSAM).

Stablizer Trim Actuator’lar için kit arabasıMekanik Atölyesi, KE83180 & KE83206 Stabilizer Trim Actua-tor’lar (STA) için söküm sonrası parçaların taşınmasında kulla-nılmak üzere bir kit arabası yaptı.

Her bir rafa ait resimlerin, parça ve seri numaraları ile iş emir numaralarının bulunduğu kit arabası, hem malzemelerin taşın-masını kolaylaştırıyor hem de kayıpları önlüyor.

Page 11: THY Teknik A.Ş

19

18 EMNİYET KÖŞESİ

Landing Gear Not UplockedMEDA AraştırmasıMEDA Konusu : Landing Gear Not UplockedMEDA Rapor No : 13037Olay Tarihi : 16.05.2013Olay Referansı : HBM321239 (Occurence Report)

Fakat değişim sırasında

«AMM 32-31-31 p.401 L/G selector valve manifold and

valves assembly» yerine yanlış referans olan «AMM 32-31-34

selector valve-L/G door» kullanılmıştır.

Bir A320 uçağı

15.05.2013 tarihinde saat 23.00’te tartı işlemi için

bakıma girmiştir.

Aynı bakım paketine NRWI

ile KG82544 TK 0015 manifold selector valve sökülüp yerine

KG82537’nin takılması için planlama tarafından ‘item’ yazılmış; bu item’a

istinaden manifold selector valve değiştirilmiştir.

Olay Süreci

Sabah 07.00’de gelen ekibe

bu referans ve dokümanlar verilerek test maddesine gelindiği,

uçağı jack’a almaya gerek olmadan «operational test of landing gear

doors» yapılarak işlemin tamamlanacağı iletilmiştir.

Sabah vardiyasındaki

personel, uçağın acilen sefere yetiştirilmesi gerektiği için kendilerine verilen referansa göre işlem yaparak, bakım çıkışına onay vermiş ve referansın doğruluğunu

kontrol etmemiştir.

Doğru AMM referansına

göre; söküm-takım sonunda normal ‘extension-

retraction functional test’ yapılması gerekiyordu. Ancak bu test yapılmadığı için takılan

komponentin arızalı olduğu fark edilmemiştir.

Bakım sonrası ilk

uçuşta (16.05.2013) MLG toplanmadığından IFTB yaşanmıştır.

E. 7 Teamwork skillsEkip devraldığı işin referansını kontrol etmemiştir.(Sabah vardiyasındaki personel, uçağın sefere yetiştirilmesi aciliyetiyle kendilerine verilen referansa göre işlem yaparak bakım çıkışı onayı vermiş ve bu referansların doğruluğunu kontrol etmemiştir. Sabah 07.00’de gelen ekibe bu referans ve dokümanlar verilerek test maddesine gelindiği, uçağı jack’a almaya gerek olmadan «operational test of landing gear doors» yapılarak işlemin tamamlanacağı söylenmiş.)

Section IV - Contributing Factor Checklist

F. 2 FatigueManifold selector valve değişiminde yanlış AMM adımı uygulanmıştır. (ÜPK tarafından, Uçak Bakım Müdürlüğü’nden yapılacak işin uçağın ground time’ını etkileyip etkilemeyeceği bilgisi alınabilir, etkilemesi durumunda ya ground time uzatılması için talepte bulunulabilir ya da işin uygun bakımda yapılmasına karar verilmesi sağlanır. Böylece ekibin hata yapmasının önüne geçilebilir.)

I. 1 Planning/organization of tasksTartı işlemi yapılırken başka bir işlem yapılamamakta, tartı işleminin tamamlanması neticesinde ilave işe başlanılabilmektedir. Tartı için tek vardiya planlanan uçağa alver gerektirecek bu tür işlerin yüklenmesi zaman baskısına neden olmaktadır.

A. 3 Incorrect informationManifold selector valve değişiminde yanlış AMM adımı uygulanmıştır. Fakat değişim sırasında AMM 32-31-31 p.401 L/G selector valve manifold and valves assembly yerine yanlış referans olan AMM 32-31-34 selector valve-L/G door kullanılmıştır.

4.a Did not detect faultDoğru AMM referansına göre söküm-takım sonunda normal ‘extension-retraction functional test’ yapılması gerekmekteydi. Gerekli test yapılmadığı için takılan komponentin arızalı olduğu fark edilmemiştir.

1.e Air Turn-BackBakım sonrası ilk uçuşta (16.05.2013) MLG toplanmadığından IFTB yaşanmıştır

Section III - Maintenance

System Failure

Section II Event

EVENT1. WHY2. WHY

Page 12: THY Teknik A.Ş

21

uçacağım? Bazı tahminlerde bulunabilir, olası-

lık hesaplarına başlayabilirim artık. Yolculuğum

Singapur, Osaka, Bangkok ya da Chicago’ya ise

bilirim ki 17 Airbus 330’dan birine; New York ya

da Tokyo’ya ise 15 Boeing 777 uçağından birine

konuk olacağım. Çoğu kez olduğu gibi Ankara’ya

gidiyorsam, 11 kargo uçağı dışında tüm kanat ad-

larından biriyle uçabilirim.

Çok şanslıysam, A330-200, TC-JNE, “Kayseri”;

A330-300, TC-JNH, “Topkapı”; B737-800, TC-JGG,

“Erzincan”; B777-300ER, TC-JJE, “Dolmabahçe”

gibi bütünleştiğim, ayrı bir sevgiyle bağlandığım,

‘ferry’ uçuşlarında bulunarak anı bahçemde çok

ayrı yer tutan uçaklarımdan birine kavuşmanın

mutluluğunu yaşayabilirim.

Her uçuşum bir ilk uçuştur

Notlarım, Ağustos 2013 sonu itibarıyla 1.788

uçuş gerçekleştirdiğimi, bunların 1.706’sını Türk

Hava Yolları ile yaptığımı gösteriyor. Hemen her

uçuşumun biniş kartlarını, hangi kaptanla, han-

gi kanat adlı uçakla uçtuğumun bilgilerini özenle

saklıyorum. Kırmızı karbon kopyalı biletler, arşi-

vimde ‘değerli kağıt’ olarak neredeyse eksiksiz bir

şekilde yer alıyor.

Defalarca uçtuğum bazı uçaklar var haliyle. Ör-

neğin A310-200, TC-JCN, Dicle’ye 52 kez konuk

olmuşum. Bu durumda, “Aynı uçak olsa da kap-

tanımız farklıydı” diyerek, bunu yine bir ilk uçuş

olarak kabul ediyorum. Ancak aynı kaptanımızla

aynı uçakta birden fazla uçtuğum zaman ‘ilk uçuş’

niteliğini kazandıracak uçuş noktası, TK numarası

gibi ek kriterler devreye giriyor. Bunların örtüşme-

si durumunda sakladığım biniş kartları sayesinde

koltuk numaraları ayırt edici oluyor.

Ailenin yeni üyeleri…

Bir uçağın filoya katılımını, aileye bir bebeğin, yeni

bir kardeşin gelmesi kadar önemsiyor ve heyecan-

lanıyorum. Bu, yeni bir modelin, yeni bir tipin ilk

uçağıysa, beni daha da duygulandırıyor. Son dö-

nemde filoya alışılamadık hızla peş peşe katılan

bazı uçaklarımız dışında jet döneminde uçmadı-

ğım uçak yok diyebilirim. Airbus 310-200/300 fi-

losuyla toplam 41, Boeing 727-200 filosuyla 165,

Boeing 737-400 filosuyla 293 ve Boeing 737-800

filosuyla 334 uçuşum var. Bu filodaki uçakların her

biriyle mutlaka uçmuş olmanın mutluluğunu her

zaman duyarım. Bu eksiğimi gidermek için proje

geliştirip tatil günlerinde parkur gözetmeksizin bol

bol git-gel uçuşlarına katılmam gerekiyor. Bilet alır-

ken “Nereye ve ne zaman uçmak istiyorsunuz?”

sorusuna “Uçuş noktası önemli değil, şu kanat

adlı uçakla uçmak istiyorum” diyerek sorunu çöz-

menin bir hayli zor olacağının da farkındayım.

Ancak DC9-30 uçaklarımızın tümüyle uçmama ve

toplam 77 kez buluşmama karşın, ilk jet uçağımız,

kiralık DC9-15, TC-JAA, “Topkapı” ile uçmuş olma-

mak beni üzüyor; bunu telafi etmek de mümkün

değil. O, tam anlamıyla bir efsane, Türk Hava Yol-

ları’nın dönüm noktalarına imza atan bir şaheser-

di! Onun öyküsü, bana gururla hüznü aynı anda

yaşatıyor. Alfa-Alfa ile gönlümde silinmeyecek izler

bırakan filonun bazı uçaklarının öykülerinde bu-

luşmak dileğiyle…

20 ANI DÜKKÂNI

Uçaklar benim

Bugüne kadar 1.800’e yakn uçuş yapan ve bunların

tek tek kaydını tutan Dr. Suphi Ayvaz, “THY ile

dostluktan da öte 40 yıl” isimli kitabı ile uçaklara

olan tutkusunu kagıda dökmüş bir uçak dostu.“Notlarım, Agustos 2013

sonu itibarıyla 1.788

uçuş gerçekleştirdigimi,

bunların 1.706’sını Türk

Hava Yolları ile yaptıgımı

gösteriyor. Hemen

her uçuşumun biniş

kartlarını, hangi kaptanla,

hangi kanat adlı uçakla

uçtugumun bilgilerini

özenle saklıyorum.”

U çaklara, rahmetli babacığımın deyişiyle

tayyarelere, çocukluk dönemimden bu

yana ilgi duymama karşın, onların, ya-

şamıma bu denli girebileceğini hayal bile edemez-

dim. Sivil havacılığın bir tıp doktorunun yaşamıyla

bütünleşmesinin; bu ilgi ve sevginin, havacılığın

öncüsü ve simgesi olan Türk Hava Yolları ile yıllar

içinde dostluğa dönüşmesinin öyküsünü anlatabil-

mek, bana, karmaşık bir sağlık sorununu paylaş-

makla eşdeğer zorlukta gibi geliyor.

Uçak ve insan benzerliği

Uçak ile insan arasındaki anatomik ve fizyolojik

benzerlikler, bir tıp doktoru olarak havacılığa olan

ilgimi meraktan tutku boyutuna taşıdı. Bu ilgimin

nedenini hep aynı örnekle anlatırım; tıp öğrenimi-

me başladığımda, insanla uçak arasında anatomik

ve fizyolojik açıdan inanılmaz benzerlikler olduğu-

nu gözlemledim. İskelet ve kas sistemlerimiz uçak-

ların gövde yapılarıyla, dolaşım sistemimiz hidrolik

mekanizmalarıyla, merkezi sinir sistemimiz elekt-

ronik sistemleriyle prensip olarak ortak özellikler

taşıyor. Ayrıca insanın sağlıktan sonra, en değerli

hazinesi olan ‘zaman’ı satın alabildiği araçların ba-

şında uçaklar gelmiyor mu?

İnanılmaz rastlantılarla başlayan ilişkilerin, yıllar

içinde kurumsal bir dostluğa dönüşüm öyküsünü

2008’de, milli havayolumuzun 75. yılında, “THY

ile dostluktan da öte 40 yıl” kitabımla paylaşmış

olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Türk

Hava Yolları’nın dönüm noktası sayılabilecek gö-

nül tanıklıklarımın önemli bir bölümü filo üstüne.

Öncelikle THY Teknik’in hangi kademesinde olur-

sa olsun, her bireyini görünmeyen birer kahraman

olarak gördüğümü vurgulamalıyım. Güven içinde

uçmamızı, bindiğimiz uçağın, bu kahramanların

bakımından, kontrol ve onayından geçtiğini bilmek

sağlıyor.

Uçmak, bir dostun evinde ağırlanmaktır

Her uçuş öncesi tarifsiz bir heyecan duyarım. Kimi-

lerinin yaşadığı tedirginlik ve kaygının aksine; bu

heyecan, özlenen bir dosta kavuşurken yaşanan

sevincin ta kendisidir.

‘Boarding’ başladığında merakım doruğa ulaşır.

Acaba 200’ü aşkın dostumdan hangisi ev sahip-

liği yapacak bana? Bir başka deyişle hangi uçakla

dostumdur

Page 13: THY Teknik A.Ş

yordum. Benim burada olmadığım zaman ise uçağı birlikte aldı-ğım arkadaşım ve diğer arkadaşlarımız kullanıyordu. Ancak yakıt fiyatlarındaki ciddi artış ve motorlu taşıtlar vergisinin yükselmesi nedeniyle 2004 yılında uçağımızı satmak zorunda kaldık. Uça-ğımız şu anda Amerika semalarında yükseliyor. Örneğin Boeing ve Airbus firmalarında çalışan birçok kişinin özel uçağı var ve hafta sonları bu uçaklarla uçma şansına sahipler. Amerika’da binlerce insanın özel uçağı var, ancak Türkiye’de bu sayı sadece 25 civarında. Yaklaşık 10 yıldır uçağım yok ama arkadaşlarımın uçakları ile ilgileniyor, onların teknik konuda yardıma ihtiyacı ol-duğunda yardımcı oluyor, zaman zaman da o uçaklarla uçuyo-rum. Bu hobiye sahip ve onu hayata geçirebilen ender kişilerden biri olduğum için kendimi şanslı görüyorum.

Uzun bir süre ya denizde ya da havadaydınız diyebiliriz...Aynen öyle. Pek çok insan yurtdışına çıktığında otomobil kiralar. Ben param varsa uçak kiralamayı tercih ederim. Bulunduğum şehrin üzerinde bir saat uçmayı, günlerce otomobille dolaşmaya tercih ederim. Benim gibi uçak tutkusu ile yaşayan çok sayıda ünlü isim de var. Korhan Abay, Ahmet Özal, Ekrem Pakdemir-li’nin oğlu Bekir Pakdemirli, Bonair’in sahibi Ateş Hanibu, Meh-met Keçeciler aklıma ilk gelen isimler.

THY Teknik A.Ş. ile yollarınız nasıl kesişti?Görebileceğim her yeri gördüm, yabancı dilimi de geliştirdim, bi-raz daha yerleşik bir hayatım olsun istedim. 1997 yılında Türk Hava Yolları’nın bir ilanını gördüm, başvurdum ve işe alındım. 1997’den 2001’e kadar Uçak Elektrik Atölye Mühendisi olarak çalıştım. Daha sonra bir yıl Uçak Akü Atölye Mühendisliği, bir yıl da Uçak Jant ve Lastik Atölye Mühendisliği yaptım. 2003 yılında ise Uçak Bakım Eğitmenliği yapmaya başladım. Türk Hava Yolları 2005 yılında kendi pilotlarını yetiştirme kararı aldı. Bu süreçte benim bakımdan sorumlu olmamı istediler. Ben de bu konuda deneyimi olan arkadaşlarımdan oluşan üç kişilik bir ekip kur-dum. Mart 2006’da bir Cessna 172 kiralayarak başladığımız bu yolda çok yol kat ettik. Bugün Türk Hava Yolları eğitim uçakları filosunda 10 adet tek motorlu, iki adet çift motorlu uçağımız var. Bu uçakların yanı sıra iki tane Cessna CE510 jet satın alındı. Ha-lihazırda VIP Uçakları Bakım Mühendisi olarak görev yapıyorum.

Tüm hayatınız gökyüzü ve uçaklar diyebilir miyiz?Aslında benim uçaklardan da önce ilgi duyduğum ve halen de-vam ettirdiğim bir hobim var; 1979 yılından bu yana amatör telsizciyim. Bir başka deyişle ne chat’in, ne ICQ’nun, ne Face-book’un olmadığı zamanlardan bu yana telsizlerle ilgileniyorum. Evimde bir istasyon var. Fırsat buldukça kullanıyorum. Aslına ba-karsanız kendimi haberleşme cihazları hobisi olan biri olarak da tanımlayabilirim. Örneğin kullanılmaz halde 40 yıllık bir haber-leşme cihazını bulur, tüm eksik malzemelerini temin eder, tamir eder, ilk günkü gibi kullanılır hale getiririm. Ondan sonra da onu odamdaki raflardan birine koyarım. Odam bir süre önce doldu, bir depo tuttum, cihazları oraya koyuyorum artık.

Nasıl merak sardınız amatör telsizciliğe?Meşhur transatlantik Titanik, herkesin bildiği gibi ilk seferine çı-kıyor ve yolculuğunun beşinci gününde bir aysberge çarparak batıyor. Gemideki telsiz zabiti, mors alfabesiyle, “Biz çok kısa sü-rede batıyoruz, bize yardım edin” şeklinde bir mesaj atıyor. Bunu okuduğumda, telsizin ne kadar önemli ve keyifli bir cihaz oldu-ğunu düşündüm ve kendime hobi olarak seçmeye karar verdim.Özellikle gemide çalışırken telsizin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gördüm. Örneğin Endonezya’nın adalarından, ahşap direkler üzerinde evlerde, son derece iptidai şartlarda yaşayan bazı kişilerin elektriği, telefonu yok; dış dünya ile bağlantısı-nı sadece telsiz ile kuruyor. Fırtına koptuğunda ya da tsunami olduğunda diğer insanlarla iletişimini kuran, belki de hayatta kalmasını sağlayan bir telsize sahip olması. Telsiz bu anlamda dünya genelinde özel yeri olan bir cihaz. Bugün Türkiye’deki ‘tel-siz amatörleri’ arasında eskilerdenim. Türkiye Radyo Amatörleri Derneği Kadıköy Şubesi’nin hem yönetim kurulu üyesi hem de delegesiyim.

22 BİREBİR

Açık denizlerden gökyüzüne

VIP Uçakları Bakım Mühendisi Rebi Öke, gökyüzünde olduğu kadar açık denizlerde de mesai yapmış deneyimli ve çok yönlü bir mühendis. Dört yıl elektrik zabitliği yaptığı gemilerle dünyayı gezen Öke, aynı zamanda uzun yıllar kendine ait uçağıyla uçan şanslı bir havacı.

Bir arkadaşıyla birlikte satın aldığı Piper PA18-135 tipinde, 1960 model uçağıyla uzun yıllar uçan VIP Uçakları Bakım Mühendisi Rebi Öke, aynı zamanda evinde kurduğu telsiz

istasyonu ile yaklaşık 35 yıldır amatör telsizcilikle ilgileniyor.

Kendinizden bahsedebilir misiniz? Çalışma hayatına ne zaman ve nerede başladınız? Havacılık sektörüne ne zaman girdiniz?9 Ocak 1961 İstanbul doğumluyum. 1979 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldum. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mü-hendisliği Bölümü’ne girdim. Ağustos 1979’dan, yani üniversi-teyi kazandığım günden bu yana çalışma hayatının içindeyim. Üniversitede okurken bir elektronik firmasında çalışmaya başla-dım. Firma, gemi elektronik ve haberleşme cihazlarının gemile-re montajını yapıyordu. Daha sonra bir telsiz firmasında bakım sorumlusu olarak çalışmaya başladım. Aynı firmada çalışmaya mezun olduktan sonra da devam ettim. 1993 yılında o firmadan ayrıldım ve 1997’ye kadar ‘Turkish Cargo Lines’ devlet kargo gemilerinde elektrik zabitliği yaptım. Bu süreçte, çalıştığım ge-milerde her tür haberleşme ve elektronik cihazının tamiri ile ilgi-lendim; telsiz operatörlüğünü yaptım. O dönemde dünyanın pek çok yerini görme ve İngilizcemi ilerletme şansına sahip oldum.

Denizlerde geçirdiğiniz dört yıl boyunca nereleri gördünüz, beğendiniz; başınızdan ilginç olaylar geçti mi?Bütün Uzakdoğu’yu gördüm. Endonezya’yı, Filipinler’i, Malez-ya’yı çok beğendim. Avustralya keşfedilmemiş, değişik bir yer. Papua Yeni Gine benim çok hoşuma gitti. Hatta orada kalmayı bile düşündüm; tam anlamıyla cennet gibi bir yer. Paranın geç-

mediği yerlere gittim. Mesela pek çok defa süt verip balık aldık. Bir defasında gemide yumurta vardı; onu verip balık aldık. Sağlık zabitini deniz tuttuğu için iki defa sağlık zabitliği yaptım. Bunlar-dan birinde Çin Denizi’nde fırtınaya yakalandık. En yakın kara iki günlük mesafede ve ben elimden yaralandım. Sağlık zabiti nasıl yapacağımı anlattı ben de kendi elimi diktim. Karaya indi-ğimizde elimi doktora gösterdim, “Sen zaten yapılması gerekeni yapmışsın” dedi. O sırada iğne yapmayı, serum takmayı ve deri dikmeyi de öğrendim. Benim için değişik bir deneyim oldu.

Açık denizlerden gökyüzüne geçmek zor olmadı mı?Olmadı aslında. Çünkü 1989 yılında Türkiye’nin ilk uçuş okulu Gökkuşağı Havacılık’a gidiyordum hafta sonları. Hocamız Haş-met Topçuoğlu’na yardım ediyor ve bunun karşılığında da oraya gittiğim her gün beşer dakika uçuyordum. Hocam Topçuoğlu, bir yıl sonra bana, “Seni imtihan edeceğim, geçersen lisans vere-ceğim” dedi. Geçtim ve 1990 yılının eylül ayında ‘özel pilot li-sansı’ aldım. 1992 yılında da bir arkadaşımla birlikte bir uçak satın aldık. Yani o zamanki adıyla Türk Hava Yolları, bugünkü adıyla THY Teknik A.Ş.’de çalışmaya başladığımda bir uçağım vardı. Bu, ‘fabric covered’ dedikleri türden bez kaplı bir uçaktı. Piper PA18-135 tipindeki uçak Türkiye’ye 1960 Marshall Yardı-mı ile gelmiş, 1960-80 yılları arası Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde topçu keşif uçağı olarak, 1980-90 yılları arasında ise Türk Hava Kuvvetleri eğitimlerinde kullanılmış. Uçağı 9 bin dolara satın aldık. Arkadaşımla birlikte bir buçuk yıl taksitleri-ni ödedik. 1992’den 2004’e kadar uçtuk bu uçakla. Bu süre zarfında nereden baksanız bu uçakla 700 saat uçtum.Gemiyle seyahat ettiğim dönemde İstanbul’a geldikçe uçma fırsatı bulu-

Rebi Öke

23

Page 14: THY Teknik A.Ş

25

“İki saatte bir uyarı mesajı göndermesi yazılımın önemli artılarından”İlknur Ekmen / Başmühendis

Airbus, Boeing gibi sistemde kayıtlı üreticilere otomatik mesaj gönderimini sağlaması ve raporun onaylanması aşamasından sonra Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesinin at-lanmaması için iki saatte bir uyarı mesajı göndermesi, yeni Oc-curence Report yazılımının en önemli artılarından biri bence.

“Daha kullanıcı dostu ve kurumsal yapıya daha uygun”Mehmet Korkmaz / Hat Bakım Başkanlığı - Emniyet Takip Şefi

Yeni Occurrence Report yazılımı ile sağlanan AQD entegrasyo-nuyla, yazılıma giren raporların tümü artık AQD’ye otomatik ola-rak aktarılıyor. Daha önce hem eski yazılıma hem de AQD’ye gi-riş yapılıyor; bu da operasyon esnasında zaman kaybına neden oluyordu. Yeni yazılım sayesinde hem AQD entegrasyonu hem de işgücünden kazanç sağlanmış oldu. Ayrıca yeni yazılım ara-yüzü daha kullanıcı dostu ve kurumsal yapıya daha uygun. Yeni yazılım ile gelen bir diğer avantaj ise daha önce Hat Bakım MCC

tarafından manuel olarak e-posta ile yapılan, 48 saati aşan resmi tatillerdeki raporların Sivil Havacılık Genel Müdürlü-

ğü’ne bildirilmesi işleminin, raporu oluşturan kişi tara-fından artık otomatik olarak yapılabilmesi. Bu yenilik hem raporların Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bildiriminin unutulma riskini minimize ediyor hem de kullanım kolaylığı sağlıyor.

“Kök neden analizleri artık daha kolay yapılıyor”

Melik Karakaş / Türk Hava Yolları Teknik Başkanlığı Emniyet Takip Şefi

Yeni Occurrence Report yazılımının, özellikle önemli olayların kök neden analizlerinin daha kolay yapılmasına ve daha etkin takip edilmesine olanak sağlayan kullanıcı dostu bir program olduğunu düşünüyorum. Bu yazılımın kullanılmaya başlanma-sıyla hem önemli olayların otoritelere ve üreticilere raporlan-masında karşılaşılan sorunlar çözülmüş oldu hem de daha hızlı ve etkin kök neden analizleriyle benzer olayların tekrar-lanmasının önüne geçildi.

“Değişen ve yeni ortaya çıkabilecek ihtiyaçları karşılayacak”Ergün Erdoğdu / Uçak Sistemleri Mühendisliği Müdürü

Yazılımın yeni versiyonu, çeşitli bölümlerin dahil olduğu karma-şık bir süreçte insan hatasını minimize etmeye yarayacak. Eski yazılımın beklentileri karşılayamaması yeni bir yazılımı kaçınıl-

maz kıldı. Yazılımın test ve eğitim amaçlı kullanımı sırasında değişik bölümlerden kullanıcılar olumlu görüş belirtti. Değişen ve yeni ortaya çıkabilecek ihtiyaçları karşılamak üzere gelişti-rilmeye imkân sunması yeni Occurrence Report’un en önemli avantajı. Raporlamanın, zamanında ve doğru yerlere yapılma-sını sağlayacağına inanıyorum.

“Yeni yazılım dağıtımda yaşanan sıkıntıların önüne geçiyor”Berna Salihoğlu / Mühendislik Başkanlığı Güç Sistemleri Mühendisi

Yeni Occurrence Report yazılımı ile onaylanan raporun dağıtımı artık otomatik olarak yapılıyor. Bu da Mühendislik Başkanlığı çalışanları olarak bizim işimizi oldukça kolaylaştırıyor ve dağı-tımda yaşanan sıkıntıların önüne geçiyor. Yazılım ayrıca onayla-ma aşamasında raporu güncelleme ve raporlamak istediğimiz ek dosyaları ekleme olanağı da sunuyor. Yeni bir gelişme oldu-ğunda gelen e-postada olayın içeriğini görebilmek ve onaylama süresinin dolmasına yakın bize uyarı mesajı atılması, basit gibi görünen ama kullanıcı açısından son derece önemli ayrıntılar bence.

“Raporlardaki değişikliklerin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığını artık görebiliyoruz.”Nihat Karataş / Hidromekanik Sistemleri Mühendisi

Yeni Occurrence Report yazılımı ile birlikte, bizim için daha kul-lanışlı ve hata yapma riski daha düşük bir arayüze sahip olduk. Bir süredir test amaçlı kullanılan yeni programla, rapora dosya ekleme gibi yeni fonksiyonları, rapor üzerinde yapılan değişik-lerin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığını artık görebiliyo-ruz. Bunun dışında yeni arayüzle birlikte gelen en büyük yenilik ise raporun ‘verify’ edilmesinden sonra ilgili birimlere otomatik olarak e-posta ile dağıtımının yapılması oluyor. Böylece manuel dağıtım sebebiyle doğabilecek hataların önüne geçilerek ge-rekli birimlerin hepsine raporun onaylanır onaylanmaz iletilme-si de sağlanıyor.

“Yeni yazılım daha pratik ve güvenilir”Demet Uysal / Hidromekanik Sistemleri Mühendisi

Yeni Occurrence Report yazılımının eskisine göre daha pratik ve güvenilir olduğunu düşünüyorum. Yeni yazılım, raporun ilgili birimlere dağıtımının e-posta ile otomatik olarak yapılmasını sağlıyor. Böylece raporun dağıtımı sırasında oluşan hatalar, zaman kaybı ve kâğıt israfı engellenmiş oluyor. Oluşturulan raporlar, sistem üzerinde dijital imzalı olarak saklandığından, gerektiğinde çok kolay ulaşılabiliyor. Sonuç olarak yeni yazılım ile raporlar daha hızlı ve daha güvenilir olarak iletiliyor.

24 BİLGİ TEKNOLOJİLERİ

Yeni Occurrence Report (Olay Raporlama) yazılımıMart ayında geliştirilmeye başlanan ve eylül ayında tamamlanarak kullanıma sunulan yeni Occurrence Report (Olay Raporlama) yazılımı, hem hata yapma riskini minimize etmesi hem de zaman tasarrufu sağlaması ile dikkat çekiyor.Yazan: Hanifi Çetinkaya / BT Müdürlüğü - Yazılım Uzmanı

Uçaklarda ve komponentlerde tespit edilen, uçuş emniyetini tehlikeye sokabilecek durumların,

sivil havacılık otoritelerine, işletici firma-lara, uçak ve komponent imalatçılarına ve tasarım firmalarına bildirilmesi ile ilgili süreci kontrol eden yeni Occurren-ce Report (Olay Raporlama) yazılımı, mevcut yazılımın eksiklerine cevap vermek ve kontrolü artırmak amacıyla bu yılın mart ayında geliştirilmeye baş-landı. Eylül ayında tamamlanan yazılım sayesinde hata yapma riski azaldı.

Occurrence Report durumunda, sürecin 72 saat içinde tamamlanması ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bildiril-mesi gerekiyor. Yeni Occurrence Report uygulamasının sunduğu en önemli olanaklardan biri, rapor açıldığı an ilgili chapter’dan sorumlu mühendise, kıdemli mühendise, başmühendise ve mühendislik müdürüne, ATA chapter koduna göre ekleri ile birlikte e-posta olarak gönderilmesi. 40 saat içerisinde onaylanmayan raporlar için ise ilgili kişi-lere e-posta ile uyarı gönderiliyor. Sistem ayrıca 64 saat içerisinde sivil havacılık otoritesine gönderildiği teyit edilmemiş raporlar için de kalite güvence perso-neline iki saatte bir uyarı e-postaları göndererek, sürecin tamamlanması için hatırlatmada bulunuyor.

Raporu e-posta olarak alan birim, ra-porda eksik gördüğü alanlar için revize talebinde bulunabilir veya kendisi rapor üzerinde güncelleme yaparak onayla-yabilir. Hatalı kayıtsa veya Occurrence Report durumuna girmiyorsa, sebebini belirterek raporu iptal etme imkânı da

bulunuyor. Eskiden ıslak imza ile ha-zırlanan ve dağıtılan rapor, yeni yazılım ile otomatik olarak yapılıyor ve dağı-tımlar kayıt altına alınıyor. Bu sayede yanlış yere raporun gönderilmesi veya unutulması sorunu ortadan kalkıyor. Bunun yanı sıra tüm dağıtımlar e-posta ile yapıldığından kâğıt israfı da ortadan kalkmış oluyor.

Rapor üzerinde yapılan tüm işlemler, işlem yapan kişinin adı ile gün ve saat bazında kayıt altına alınıyor. Böylece rapor üzerinde kimlerin çalıştığı ve ne gibi düzenlemelerde bulunduğunun ta-kibi yapılabiliyor. Yeni yazılım sayesinde süreçte yaşanabilecek olası aksaklıklar, sürekli gönderilen uyarı e-postaları ile

kontrol altına alınıp ilgili birime hatırlat-mada bulunuluyor. Bu sayede raporun zamanında onaylanarak Sivil Havacı-lık Genel Müdürlüğü’ne iletilmesi ile ilgili uygunsuz herhangi bir durumun oluşması engelleniyor. Ayrıca onaylanan raporlar anlık olarak Ortaklığımızın kullandığı AQD Sistemi’ne de kaydedi-liyor; böylece Uçuş İşletme Başkanlığı ve diğer birimler için de ‘Occurrence’lar ekstra bir girişe gerek kalmadan rapor-lanabilir hale geliyor.

Yeni Occurrence Report yazılımı hakkında yorumlar

Page 15: THY Teknik A.Ş

27

26 BİZDEN

Ömer YarımayBir çeyrek anahtar ile pena aynı ellerde

Ortaokul yıllarında harçlıklarından biriktirdiği para ile satın aldığı bir gitarla kendi kendine gitar çalmayı öğrenen Kabin İçi Uçak Bakım Teknisyeni Ömer Yarımay, o günden bu yana müzikle ve uçaklara olan aşkıyla dolu bir hayatın içinde; bir elinde ‘çeyrek’, diğerinde ‘pena’…

Küçük yaşlardan beri tutkunu olduğu uçaklara yakın ol-mak için teknisyen olan Kabin İçi Uçak Bakım Teknisye-ni-Eğitmeni Ömer Yarımay, hem 1998 yılından bu yana

birçok kafede sahne almış hem de THY Teknik A.Ş. çatısı al-tında kurduğu grupları ‘Bir Çeyrek Sol Anahtarı’nın seyirci ile buluşacağı günü büyük bir heyecanla bekliyor.

Sizi tanıyabilir miyiz?1983 İstanbul Fatih doğumluyum. 2002 yılında Bağcılar Sivil Havacılık Lisesi Abdurrahman ve Nermin Bilimli Uçak Elektro-nik Bölümü’nden, 2006 yılında da İstanbul Üniversitesi En-düstriyel Otomasyon Bölümü’nden mezun oldum. Daha sonra da eğitimimi Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirerek tamamladım. Çocukluğumdan bu yana uçaklara ve havacılığa ilgim vardı. Hep pilot olmak isterdim; herhalde küçükken izle-diğim filmlerden etkilendim. Pilot olmak için girilmesi gereken tüm sınavlarda başarılı oldum. Basınç testini de geçtim. Gö-zümdeki beni gerekçe göstererek beni elediler. Ama uçaklara yakın olma isteğim devam etti. Ben de uçaklara duyduğum aşktan dolayı teknisyenliği tercih ettim. 2006 yılından bu yana THY Teknik A.Ş.’de Kabin İçi Atölyesi’nde Uçak Bakım Teknis-yeni olarak çalışıyorum. Ayrıca yaklaşık iki buçuk yıldır Mainte-nance Instructor (MI) yetkisine sahibim. Bu yetki ile hem yeni arkadaşları eğitiyor hem de hakim olduğum konulardaki diğer eğitimleri tüm Kabin İçi Bakım Müdürlüğü çalışanlarına anlatı-yorum. İki kardeşiz. Kardeşim de MNG Havayolları’nda Reviz-yon Atölyesi’nde Uçak Teknisyeni olarak çalışıyor.

Müziğe ilginiz ne zaman başladı?İlkokul yıllarında annem beni bakkala gönderirdi. Bilirsiniz, merdivenlerin akustiği güzeldir. Ben de apartmanın merdiven-lerinde şarkı söylerdim. O güzel akustikte şarkı söylerken kendi kendimi keşfettim diyebilirim. Daha sonra ortaokul yıllarımda harçlıklarımdan biriktirdiğim para ile limon kasası kalitesinde bir gitar aldım. O, ucuz ve basit gitarda kendi kendime öğren-

dim çalmayı; herhangi bir kursa gitmedim. O zamanlar internet pek yaygın değildi. Sadece birkaç sitenin olduğu, Google’ın ha-yatımızda olmadığı bir zamanda 28 Kb modemle internete zar zor bağlanıp çalışarak öğrendim diyebilirim. Zaten 15 yaşında da profesyonel olarak müzik yapmaya başladım.

İlk olarak ne zaman ve nerede sahne aldınız?1998 yılında bir düğüne gitmiştim. Arkadaşların ısrarı ile ora-da sahneye çıktım, çok beğendiler. Orada tanımadığım bir abi, “Bayrampaşa’da bir kafem var. Orada çalar mısın?” diye sordu. Ben de kabul ettim. İlk olarak o kafede çaldım. Daha sonra Bakırköy’de, Florya’da, Etiler’de ve Taksim’de çaldım. Bakır-köy’de, Bayrampaşa’nın Kartaltepe semtinden olduğumuz için ‘Eagle Hill’ adını verdiğimiz grubumuzda, Sinan Sağır adındaki çocukluk arkadaşımla birlikte çalıyorduk. Paco de Lucia gibi ellerini çok hızlı kullandığından lakabı ‘Paco Sinan’ olan arka-daşım ile ben askere gidince ayrıldık. Yine arada sırada bir ara-ya gelip müzik yapıyoruz. Ama askerden dönünce tek başıma çalmaya başladım diyebilirim. Beş-altı yıl önce Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Bakırköy Meydanı’nda verilen bir konserde sahneye çıktım. Bunların yanı sıra 2000 yılından bu yana yap-tığım yaklaşık 50 de bestem var.

Hiç ara verdiğiniz, gitarınızdan uzak kaldığınız oldu mu?Lise ve üniversite yıllarında harçlığımı çıkarmak için çalıyor-dum. Şimdi tamamen hobi amaçlı bir bağımlılık diyebilirim benim için. Gitarı elime ilk aldığım günden bu yana bir tek as-kerliğim sırasında çalamadım. “Müzisyenim, beni orduevine verebilir misiniz?” diye sordum, bana, “Konservatuvar mezun-ları var” dediler. Uzun yıllardır gitar dersi veriyorum. Gitara yeni başlayan kişileri belirli bir seviyeye getiriyorum. “Sahil gitaristi” diye tabir edilen başlangıç seviyesinde eğitim veriyorum öğren-cilerime. Kendisini daha da geliştirmek isteyenler sonra kursa gitmeyi tercih edebiliyor. Müzikle, özellikle de gitarla ilgilenme-yi saç uzatmaya benzetiyorum. Önemli olan sıkılıp saçlarınızı sıfıra vurdurmamak. Saçınızı uzatırken size uzamıyormuş gibi gelir ama aslında uzuyordur. Gitar çalmak da bunun gibi bir du-rum… “Müzik aşkı besteler” demiş Shakespeare. Gitarı elinize aldığınızda, ne kadar zamandır çaldığınız önemli değil, mutlaka yeni bir şeyler öğreniyor, bildiklerinizin üzerine koyuyorsunuz.

Müziğe ilginize ailenizin yaklaşımı nasıl oldu?Sanata, özellikle de müziğe hiç yabancı olmayan bir aileden geliyorum. Onun için ailem her zaman beni destekledi. Hatta anne ve babamın müziğe olan ilgisini de ilginç bir şekilde öğ-rendim. Henüz 14-15 yaşındaydım, Leman Sam’ın seslendir-diği ‘Gönül’ adlı parçayı çıkarttım. “Baba sen seversin” dedim ve çaldım. Babam “O da bir şey mi!” dedi ve gitarı eline alarak, Antep fıstığı kabuklarından yaptığı mızrapla ‘Hatırla Sevgili’yi çaldı. Meğer babam öğrenciyken eski Eyüp Ticaret Lisesi Ko-rosu’nun maestrosuymuş ve aynı zamanda da ud çalıyormuş. Ben şaşkın bir şekilde bakarken, annem de gitarı eline aldı ve Beatles’tan ‘Yesterday’i çaldı. Tabii benim şaşkınlığım iki-ye katlandı. “Bana neden söylemediniz” diye sordum. Bana, “Bizim enstrüman çalabildiğimizi bilsen bizden beklerdin, ken-din üretmez, araştırmazdın” dediler. Zaten annem profesyonel

ressam. Babam da kendine bir kanun aldı, son zamanlarda onunla ilgileniyor.

Gitar dışında çaldığınız enstrümanlar var mı?Hayır. Ancak çalmayı çok istediğim iki enstrüman var; piyano ve keman. Her ikisinin de eğitimine çok erken yaşta başlamak gerektiği için ilerde çocuklarım olursa onlara çaldırırım diye dü-şünüyorum. Tabii onlar da isterse.

İşyerinde de müzikle ilgili çalışmalara imza atıyorsunuz. Bize bunlardan bahseder misiniz?THY Teknik A.Ş.’de staj yaptığım günden beri aklımda olan bir projeyi geçen yıl hayata geçirdik ve var olan THY Müzik Kulü-bü’ne pop/alaturka ve Türkçe rock şarkıları çalabilen bir grup oluşturduk. Pek çok alanda kulüpleri olan, etkinlikler düzen-leyen, yarışmalara katılan bu kadar büyük bir kurumun böyle bir oluşuma ihtiyacı vardı. THY Müzik Kulübü’ne bu eklemeyi yaparken hayallerim alabildiğine genişti ve halen öyle. Örne-ğin yolcu karşılama müziklerinden uçak alımı kutlamalarına, Türk Hava Yolları cıngıllarından yıldönümü organizasyonları-na kadar pek çok çalışmaya imza atabileceğimizi düşündüm. Kurum içindeki kutlamalarda müzisyenler dışarıdan geliyor. “Neden bizden bir ekip müzik yapmasın, neden müzisyenler de Türk Hava Yolları ailesinden olmasın?!” diye düşündüm. Bu düşüncelerle yola çıktım ve birkaç arkadaşımla görüştüm. Bu düşüncemi son derece olumlu karşıladılar ve Şubat 2012’de çalışmalara başladık.

Grubumuzda Revizyon Atölyesi’nden Mustafa Özdürük basgi-tar, Revizyon Atölyesi’nden Cihan Taner kanun, yine Revizyon Atölyesi’nden Can Şen bateri ve Kabin İçi Atölyesi’nden Samet İnal darbuka/bendir çalıyor. Ben de LED gitar çalıyor ve ana vokal yapıyorum. Normal sesin yanında aynı zamanda 3’lü ve 5’li vokal ses veren bir prosesörümüz, ‘basgitar effects machi-ne’imiz ve kanun amfimiz var. Grubumuzun adı ‘Bir Çeyrek Sol Anahtarı’. Sol anahtarı müzikten, bir çeyrek de teknisyenin eli ayağı olan aletten geliyor. İşimizle hobimizi birleştirelim istedik. Ortaya böyle orijinal bir isim çıktı.

Ne sıklıkta toplanma olanağı buluyorsunuz?Her pazar günü bir araya geliyor ve Taksim’de kiraladığımız bir stüdyoda prova yapıyoruz. Yaz ayları tatil dönemi olduğu için biraz ara verdik. Ekim ayında yeniden provalara başlayacağız. Henüz hiç sahne alamadık ama ilk fırsatta bize sahne vere-ceklerinin sözünü aldık yöneticilerimizden. THY Teknik A.Ş.’nin ya da Türk Hava Yolları’nın özel bir gününde veya etkinliğinde sahne almayı çok istiyoruz.

Müzik dışında ilgilenmeye zaman bulabildiğiniz uğraşlarınız var mı ya da oldu mu?2004-2011 yılları arasında Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda (TEGV) ailesinin maddi durumu iyi olmayan altı-yedi yaşındaki çocuklara ücretsiz bilgisayar dersi verdim. Yeniden başlamak istiyorum ama zaman ayırabileceğimden emin değilim açıkçası. Çok uzun vadeli bir plan belki ama emekliliğime yakın bir za-manda müzik ile kitabın iç içe olduğu bir kafe açmayı istiyorum.

Page 16: THY Teknik A.Ş

29

Çünkü Çeşme’de araçsız tatil yapmak neredeyse imkânsız. Denize girebilmek için merkezden uzaklaşmanız, farklı yerlere gitmeniz gerekiyor. Biz Boyalık plajını tercih ettik. Burası, denizi, kumsalı ve güneşi size tatilin ne kadar değerli bir şey olduğunu tekrar tekrar hatırlatıyor. Önemli not; Çeşme’de mutlaka gün batımını izleyin.

Kadınlar Plajı out, Dilek Yarımadası inÇeşme’den sonraki durağımız İzmir’in bir başka ilçesi Selçuk oldu. İlçe merke-zinde pek vakit harcamadan Efes Antik Kenti’ne geçtik. Daha önce sadece televizyondan ve kitaplardan tanıdığım, yalnızca bir amfi tiyatrodan ibaret san-dığım bu tarihi mekânı ne kadar yanlış tanıdığımı anladım. Efes’i dolaşmak -fo-toğraf çekimleriyle birlikte- yaklaşık dört saatimizi aldı. Burası, kesinlikle daha da fazla zaman geçirilmeyi hak eden, mükemmel bir yer. Planlamadığımız bu uzun gezinti nedeniyle Şirince’ye uğra-madan, doğrudan Kuşadası’na geçtik. Kalabalığı ve bu kalabalığın yüzde 80’ini yabancı turistlerin oluşturduğunu gör-mek, Ege’nin bir tatil cenneti olduğunu bizden önce çok sayıda kişinin fark ettiği-ni görmek insanı sevindirmiyor değil.

Kahvaltıdan hemen sonra tavsiyelere uyarak Kadınlar Plajı’na gittik. Kuşadası ile ilgili aklımda kalan en negatif yer burası oldu. Aşırı kalabalık ve denizin girilemeyecek kadar pis olması, insana, “İnsanlar buraya denize girmeye değil, sadece güneşlenmeye gelmiş” dedirtiyor. Burada harcadığımız 10-15 dakikadan sonra Dilek Yarımadası Milli Parkı’na doğru yola çıktık. Kuşadası’na yaklaşık 40 dakika mesafedeki bu parkın, tüm

tatil boyunca gördüğümüz en güzel denize sahip yer olduğunu söyleyebi-lirim. Doğasıyla insanı büyüleyen bu yerde çam ağaçlarının bittiği yerde deniz başlıyor. İnsanların yanına kadar sokulan ve verdiklerini yiyen evcil yaban domuz-ları buranın en değişik yönlerinden biri. Burada ayrıca yavru ahtapot görmek de mümkün.

Marmaris; sıfır yerli turistKuşadası’ndan sonra, kalabalığı ve gürültüsü ile bizde tam bir hayal kırıklığı yaratan Didim’e geçtik. Sonraki durağı-mız ise Marmaris oldu. Buraya gecenin ilerleyen saatlerinde varmamıza rağmen canlılık ve yoğunluk dikkat çekiciydi. Marmaris bu yönden Çeşme’yi ve Kuşadası’nı geride bırakıyordu. Burada yabancı turistlerin oranı daha da arttı. Mekânlardaki çalışanlar dışında hemen hemen hiç Türk turiste rastlamadık. Marmaris’te gördüğümüz insanların büyük çoğunluğunu İngiliz, Norveçli, Danimarkalı, İsveçli ve Rus turistler oluşturuyordu.

Yamaç paraşütü yapanlara ve arılara dikkat!Marmaris’ten sonra son durağımız olan Fethiye’ye geçtik. İlk adresimiz Ölüdeniz’di. Erken saatte gitmemize rağmen dikkat çekici bir yoğunluk vardı. Ölüdeniz’in akıntı olmayan kısmı, ne yazık ki günün o kalabalığını kaldıra-mayacak durumda olduğundan çok da temiz durmuyordu. Akıntı olmadığından, denizin üzerinde kabarcıklar bile oluşma-ya başlamıştı. Ölüdeniz’in kalabalığı ve denizinin yarattığı hayal kırıklığından sonra yaklaşık 400 metre ilerisindeki geniş kumsal bize bir vaha gibi geldi.

Buranın pırıl pırıl denizini çok beğendik. Ancak sahilde otururken iki şeye dikkat etmeniz gerekiyor; arılar ve yamaç pa-raşütü yapan insanlar. Yamaç paraşütü yapanlardan biri her an üstünüze düşe-cekmiş gibi oluyor.

Ufak bir Kayaköy turundan sonra istika-metimiz Fethiye’nin 40 kilometre kadar dışarısında yer alan Saklıkent Kanyonu oldu. Hemen girişinde yüzünüze soğuk bir hava esintisi gelmeye başlayan kan-yona girdiğinizde buz gibi suyun içerisin-den geçmek zorunda kalıyorsunuz. Daha önce bu kadar soğuk bir suyun bu kadar şiddetli aktığını görmemiştim. Buradan, kalın bir halata tutunarak geçiliyor. Terlik-lerinizi mutlaka çıkartın! Bir de kanyonda ilerlerken yukarıdan yuvarlanan taşlara dikkat edin! Bize, o taşları dağ keçilerinin attığını söylediler. Yaklaşık 3-4 kilomet-relik bir yürüyüşten sonra kanyonun 15 kilometre daha devam ettiğini öğrenmek bizde, “Buraya mutlaka tekrar gelip daha ileriye gitmeliyiz” fikrinin oluşmasına neden oldu. Saklıkent’ten Fethiye’ye dönerken yol üstündeki ev-lokanta tarzı yerlere uğramanızı tavsiye ederim.

Fethiye’deki ikinci günümüzü, belki ‘Caretta Caretta’ görürüz düşüncesiyle gittiğimiz İztuzu’nda geçirdik. Kaplumba-ğaları göremedik belki ama çok kalaba-lık olmayan, yaklaşık 4 kilometrelik güzel bir kumsalla karşılaştık.

Bu güzergâhın altı çizilmesi gereken lez-zeti ise yol üzerindeki nar bahçelerinin kıyısında satılan taze nar suyu. Mutla-ka deneyin! 10 günlük Ege turumuzu Fethiye’de tamamladık ve ertesi sabah İstanbul yollarına düştük.

28 GEZİ-YORUM

Altınoluk’tan Fethiye’ye

Kuzey Ege’den Akdeniz’e kadar uzanan son derece keyifli bir tatil rotasını tamamlayan İşe Alım Şefliği’nde Teknisyen olarak görev yapan Mustafa Yıldırım, “Ege Bölgesi’nde dağlar kıyıya dik uzandığı için kıyıların girintili-çıkıntılı olduğunu öğretmişlerdi okulda bize. Ama hiç bu kadar güzel olduğundan bahsetmemişlerdi” diyerek özetliyor beğenisini.

İstanbul’dan yola çıktığımızda, yolu biraz karıştırmış olsak da ilk durağımız, Altınoluk, Akçay, Edremit

ve Burhaniye’ye uğradıktan sonra Ören oldu. Güneşin batmasına yakın Ören’in o mükemmel soğuk suyunun keyfini çıkardık. Ören, Kaz Dağları’nın eteklerinde bulunduğundan, deniz suyu ürpertici düzeyde soğuk. İlk günün akşamını Ayvalık’ta geçirdik. Buranın yoğun trafiği insanın İstanbul’u özleme-

sine izin vermiyordu. Ayvalık’a gelip de tostunu yemeden olmaz dedik. Burada tost, İstanbul’daki Ayvalık tostundan çok farklı ve çok daha güzeldi. Hem de fiyatı İstanbul’dakinin yarısı kadar. Geceyi Ayvalık’a yaklaşık 10 dakika uzaklıktaki Sarımsaklı’da geçirdikten sonra, Kuzey Ege’nin bizce en güzel yerine, Cunda’ya geçtik. Şirin ve renkli bir yer olan Cunda, eski sokaklarıyla insana garip bir huzur veriyor. Kendi halinde, küçük, ama

yüzölçümü bakımından da büyük bir ada Cunda. Adanın girişinde “Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü” yazısı sizi karşılıyor. Uç kısımlarına doğru gittiğinizde ise telefonunuza “Yunanistan’a hoş geldiniz” mesajı geliyor. Sakın şaşırmayın!

Cunda’ya yolunuz düşerse merkezinde bulunan balıkçılardan balık yiyin mutla-ka. Özellikle meze konusunda mükem-mel olduklarını söyleyebilirim. Cunda’dan sonraki durağımız Ege’nin ağır abisi İzmir oldu. İkinci gecemizi İzmir’de geçirdikten sonra daha batıya, Urla’ya doğru yola koyulduk. Büyük şehrin karmaşasından kaçmak için ideal bir yer olan Urla’dan sonraki durağımız ise İzmir’in gözbebeği Çeşme oldu. Çeşme’nin en güzel yanla-rından biri, herhangi bir otopark ücreti ödemeden aracınızı istediğiniz yere park edebiliyor olmanız. İlerleyen zamanlarda bunun değerini çok daha iyi anladık.

EGE

Kayaköy-Fethiye

Efes Antik Kenti Cunda Adası

Saklıkent Kanyonu-Fethiye

Page 17: THY Teknik A.Ş

31

Ateşli havaleler tıbbi anlamda basit ve komplike olmak üzere iki şekilde sınıflandırılır:Basit ateşli havalelerin özellikleri: Tüm vücudu ilgilendirir, 15 dakikadan kısa sürer, 24 saat içinde tekrarlamaz, nöbetten sonra nörolojik bir muayene bulgusu yoktur ve bu özelliklerden birkaçı bir arada görülür.

Komplike ateşli havalelerin özellikleri: Vücudun bir bölgesini ilgilendirir (Örneğin sadece kolda, bacakta ya da vücudun bir yarısında görülür), 15 dakikadan uzun sürer, 24 saat içinde tekrarlar, nöbet sonrası muayenesi normal değildir ve bu özelliklerden bir ya da birkaçı bir arada görülür.

Her hastalıkta olduğu gibi ebeveynler çocuklarının rahatsızlığını ateşli havale zannederek yanlış yönlendirebilirler. Örneğin yüksek ateş esnasında çocukta görülebilecek titremeler, ajitasyon, şaşkınlık, ağız çevresinde morarma, solukluk ve baygınlık atakları ateşli havaleler ile karıştırılabilir. Bunlar dışında ateşli havaleleri taklit edebilecek ciddi hastalıklar da vardır. Örneğin beyin ve zarlarının iltihapları, kan elektrolit denge bozuklukları, metabolik hastalıklar, zehirlenmeler, gerçek epilepsi nöbetleri ve acil nörolojik hastalıklar (Damar tıkanmaları, kanamalar vb.) ateşli havale gibi karşımıza çıkabilir.

Ateşli havaleler genellikle ilk defa ilk iki yaş içinde ortaya çıkar ve erkek çocuklarda kızlara oranla biraz daha fazla rastlanır.

Ateşli havalelerin nedenleriAteşli havalenin nedenleri halen kesin olarak belirlenmemiştir. Bazı çocuklar 41 santigrat derece ateş ile nöbet geçirmezken, bazıları ise 37,5 santigrat derece ateşi varken havale geçirir.

Nöbetler, tonsillit, farenjit, akut otit vb. enfeksiyonlar tarafından sıklıkla tetiklenir. Ayrıca aile içinde genetik yatkınlık olabilir. Eğer ebeveynlerden biri ateşli havale geçirmiş ise çocuğun geçirme riski artar.

İlk kez havale geçiren bir çocukta kan sayımı, kan kültürü, biyokimyasal tetkik, beyin omurilik sıvı incelemesi, EEG ve MR tetkikleri yapılabilir. Ancak bu, her vaka için geçerli değildir. Bazen sadece enfeksiyon kaynağını bulmaya yönelik tetkikler yeterli olabilir. Eğer çocuğun havale yaşı beklenenin altındaysa, nörolojik muayenesi anormalse (Uzamış ya da fokal -vücudun bir bölümünde- nöbet

geçirmişse), beyin/beyin zarları iltihabı belirtileri varsa, beyin omurilik sıvısı incelemesi (lomber fonksiyon) ve MR yapılır.

Çocukta tekrarlayan ateşli havaleler teşhis problemi oluşturmayacağından EEG’ye (Elektroensefalografi) sık başvurulmaz. Ancak yapılacaksa da genellikle nöbetten günler sonra yapılması daha uygundur. Bu tablo her ne kadar ürkütücü olsa da basit ateşli havaleden ölüm ve/veya beyin hasarı sonucu çıkmamaktadır. Uzun vadede -ailelerin korktuğu şekilde- zekâ gelişiminin etkilenmesi de söz konusu değildir.

Bir kez ateşli havale geçirdikten sonra bu nöbetin tekrarlama olasılığına farklı olgularda farklı olasılıklarda rastlanır. Ailede ateşli havale öyküsü varsa, çocuk sık ateşleniyorsa, ilk nöbeti 15 aydan önce geçirmişse ve bu nöbet komplike tipte ise tekrarlama riski daha fazladır. Havalenin tekrarlama riski ile epileptik olma riski aynı anlama gelmez. Epilepsi çok farklı değerlendirilir ve ateşli havale geçiren herkes epilepsi hastası olmaz; epilepsi riski zannedildiği kadar yüksek değildir.

30 SAĞLIK REHBERİ

Ateşli havale hakkında bilinmesi gerekenler

Halk arasında ‘ateşli havale’ olarak bilinen nöbetlerin görülme nedenlerini ve tedavi yöntemlerini Nöroloji ve Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Zuhal Yapıcı bize anlattı.

Halk arasında ‘ateşli havale’ olarak bilinen rahatsızlık, çocuklarda yüzde 2-5 oranında

rastlanan ve en sık gözlenen nöbet türüdür. Ateşli havale ‘nöbet’ olarak isimlendirilebilir, ancak gerçek bir epilepsi nöbeti değildir. Bu rahatsızlık genellikle 6 ay ila 5 yaş arasındaki çocuklarda görülür.

Nöbet geçiren çocuk 6 aydan küçük ya da 5 yaşından büyük ise o çocuğun durumu ile ilgili başka nedenler

araştırılmalıdır. Nöbetler herhangi bir ateşli hastalık sırasında -sıklıkla enfeksiyonun erken döneminde- henüz ateş yükselme eğiliminde iken görülür.

Bu sırada hastada çoğunlukla epilepsi nöbetine benzer kasılmalar ve titremeler gözlenir. Ancak hepsi bu şekilde gerçekleşmez; bazı çocuklarda kasılmaların şiddeti ve şekli farklıdır, bazılarında ise hiç kasılma olmadan sadece gözleri kayabilir. Bunların yanı sıra yüz soluklaşabilir ya da morarabilir.

Ateşli havalelerin tedavi yöntemleri

Acil olarak yapılması gerekenler:• Yeterli solunum ve dolaşım devamlılığının sağlanması,• Ateşin düşürülmesi (Asetominofen, ibuprofen vb.),• Kasılma hali varsa -nöbet hâlâ devam ediyorsa- antiepileptik ilaçların uygulanması (Benzodiazepinler - IV, rektal, nazal).

Uzun vadede nöbet önleyici tedaviye karar vermek hekimin, kimi zaman da hekim ile ailenin birlikte kararlaştıracağı bir durumdur. Çocuk komplike nöbetler geçiriyor-sa, nörolojik bir anormallik saptanmışsa, nöbet sıklığı yüksekse, ailenin paniği ve korkusu fazlaysa… ‘proflaktik (önleyici) tedavi’ uygulanır. ‘Aralıklı proflaktik tedavi’ de çocuğun ateşli hastalıkları esnasında rektal veya nazal benzodiazepinler (Diazepam, klonozepam ve midazolam) kullanılır. En az iki yıl süren ‘devamlı proflaktik tedavi’ ise yakın klinik takip gerektirir.

“Bir kez ateşli havale geçirdikten sonra bu nöbetin tekrarlama olasılığına farklı olgularda farklı olasılıklarda rastlanır. Ailede ateşli havale öyküsü varsa, çocuk sık ateşleniyorsa, ilk nöbeti 15 aydan önce geçirmişse ve bu nöbet komplike tipte ise tekrarlama riski daha fazladır.”

Page 18: THY Teknik A.Ş

32 BULMACA

Geçen sayının talihlileri Yeliz Erkal Şanlı, Kürşat Cemre Kurşun, Nesrin Köseoğlu, Süleyman Osma ve Seyit Topal 100 TL tutarında Teknosa hediye çeki kazandı.

Anahtar kelimeyi 23 Ekim 2013 tarihine kadar [email protected] adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında Teknosa hediye çeki kazanacak.

1 4 82 53 76 9ANAHTAR KELİME:

GEÇ

EN S

AYIN

IN C

EVA

BI: B

İBLİ

YOM

AN

İ

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 19: THY Teknik A.Ş