24
İnsanı bir yere götüren rüzgarın yönü mü, yelkeni tutuş şekli mi Vatan Türkiye- Afganistan Yeni İş Kurmak Sayı: 2 Mayis 2012 Rüzgarın nasıl estiği fark etmez. Farkı yaratan, yelkenlerinizi nasıl açtığınızdır. Vera Peiffer Türkiye- Afganistan haberleri

TOBAD - MAYIS 2012

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Türkmen Öğrenciler Birliği Aylık Dergisi - Mayıs 2012

Citation preview

Page 1: TOBAD - MAYIS 2012

İnsanı bir yere götüren rüzgarın yönü mü, yelkeni tutuş şekli mi

VatanTürkiye-Afganistan

Yeni İş Kurmak

Sayı: 2Mayis 2012

Rüzgarın nasıl estiği fark etmez. Farkı yaratan, yelkenlerinizi nasıl açtığınızdır.

Vera Peiffer

Türkiye-Afganistan haberleri

Page 2: TOBAD - MAYIS 2012

Yukarıdakiler Afganistan Türkmenlerinin hayatından ve tarihindan farklı fotoğraflardır.Yukarıda solda gördüğünüz fotoğraf Afganistan'ın Bamıyan şehrindeki putun fotoğrafıdır. Sağ taraftaki fotoğraf ise Zadian minaresidır.

Aşağıda solda gördüğünüz fotoğraf türkmen mücevheratıdır.

Sarajdin
Cross-Out
Page 3: TOBAD - MAYIS 2012

ÖNSÖZ

Haberler

HAYALLERDEN HEDEFLERE...

Pillerin Ömrünü Nasıl Uzatalım

Yeni İş Kurmak

spor ve sağlık

Türkiye-Afganistan İlişkileri

Dolunayda Umut Var...

Türkmenlerin Tarih ve Kültürü

Vatan

RÖPÖRTAJ: Mohammad Salih RASEKH YILDIRIM

3

4

78

1011

12

15

16

1819

2012

Genel Yayın Yönetmenler

Genel Yayın Editörler

Görsel Yönetmen

YAZARLAR

İLETİŞİM

Serajuddin AYDENGh.Sakhi BAHRAMIYAN

Sakhi BAHRAMIYANSerajuddin AYDENMelih İlker GÜNGÖRAmanullah Erkin

Waheedullah TAJ

Muhammed Musa Abdal Abdul Shukoor KARIMYShir M. BAYATWahab NOORNaqeebullah QaderyM. Ali AşinaMelih İlker GüngörMohammad Salih RASEKH YILDIRIMAmanullah ErkinMohammad Akbar Ersari

[email protected]

Gh.Sakhi BAHRAMIYAN

Amanullah Erkin, Mohammad Akbar Ersari

Shir M. Bayat

Wahab NOOR

Naqeebullah Qadery

M. Ali Aşina

Melih İlker GÜNGÖR

Mohammad Salih RASEKH YILDIRIM

Muhammed Musa Abdal

Abdul Shukoor Karimy

Page 4: TOBAD - MAYIS 2012

3

ÖNSÖZDeğerli Okurlar , İkinci sayısını çıkarmakta olduğumuz TÖBAD dergisinin başlangıç çalışmaları çok güzel geçti ve birinci sayı sonrası gelen tepkiler çok olumluydu. TÖBAD çalışma grubu olarak başlatmış olduğumuz bu hareketin önemini, sizlerin değerli fikirl-eriyle birkez daha anlamış olduk. Değerli Okurlar, Afganistan bir azınlıklar ülkesidir. Orada yaşayan Türkmen halkı da, bu azınlıklar içinde yer alan en fakir ve en yoksul halklardan biri. Bu halk, seneler boyunca farklı nedenlerden dolayı, eğitimden uzak kaldığı gibi, Afganistan siyasi arenasında da maalesef hakk ettiği yeri bulamamıştır. Ama günümüzün Türkmen gençleri, geçmişte halkının yaşamış olduğu bu kadar sorunlarına rağmen bir arayış ve uyanış için yola koyulmuş ve azimle ilerlemektedir. Bu arayışlar neticesinde elde ettikleri başarıların sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Bu da demek oluyor ki, halkımzın gerek kültürel zenginliklerini, gerekse de siyasi başarılarını dile getirmek ve onu Dünya’yla paylaşmayı hedef alarak başlatmış olduğumuz TÖBAD hareketi , çok uzun seneler sürmesi gereken, anlamlı bir çalışmadır. Geçen sene başlatmış olduğumuz ‘jayhoon’ websitesi faaliyetlerinin de ispat ettiği gibi, hem Türkmen halkında ve hem de Türkiye’de okumakta olan Türkmen öğrencilerinde, bu tür hareketleri sürdürme potansiyeli fazlasıyla mevcuttur. Değerli Okurlar , TÖBAD, bir milletin sesi olamayı hedeflediği için, ilk sayı sonrası bazı küçük sorunlarla da karşılaşmadı değil. Ciddi anlamda destek çıkanlar olduğu gibi, eleştirileriyle bizleri aydınlatan büyüklerimiz de oldu. Daha önce de belirtmiş olduğumuz üzere, burda ve bir kez daha bi-zimle aynı veya karşı fikirde olan dostlarımıza şunu açıkça ifade etmek istiyoruz,TÖBAD bir kitle hareketidir ve bu hareketin sahibi de Afgan ve özellikle de ‘Türkmen Halkıdır’. Bu hareketi birlikte ve beraberce yürütmemiz, hem halkımız ve ülkemiz hem de kendimiz adına bir hizmet olacaktır. TÖBAD ekibi olarak inancımız ve görevimiz, günümz Afganistan’ının bu birlik ve beraberliğe, su ve hava gibi ihtiyacı olduğuna dikkat çekmektir. Bu hizmetin büyük veya küçük ,ilk veya son olması ise hiç önemli değildir. Önemli olan, bizim ( Türkiye’de okumakta olan Öğrencilerin) bu işi ne ölçüde kaliteye kavuşturup kavuşturamamız ve bu fırsatı ülkemiz ve halkımız adına doğru kulanıp kullanamamızdır.

Değerli Okurlar, Bu fırsattan faydalanarak; samimiyetlerine yürekten inandığım yazarlarımıza , editörlerimize, genel yayın yönetmenlerimize, tasarımcılarımıza , kısacası çalışma arkadaşlarıma, yapmakta oldukları özverili çalışmalarından dolayı şükranlarımı sunmak istiyorum. TÖBAD olarak yürüt-mekte olduğumuz hareketin, halkımız ve milletimizin ilerlemesi adına hayırlara vesile olması dileğiyle, üçüncü sayımızda görüşmek üzere.TÖBAD genel editörü: Ghulam Sakhi Bahramiyan

Sarajdin
Typewritten Text
Page 5: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 4

HABERLER

Düzce Üniversitesi ile Afgani-stan Büyükelçiliği arasında imzalanan protokol gereğince, Tıp Fakültesinde Afganistanlı doktor ve hemşirelere eğitim verilecek. Düzce Üniversitesinde gerçekleştirilen

imza törenine Afganistan Büyükelçiliği

Maslahatgüzarı Humayun Kamgar ile

Afganistan Büyükelçiliği Sağlık Ateşesi

Atiqullah Ghiasee ve Rektör Prof. Dr.

Funda Sivrikaya Şerifoğlu katıldı.

Tıp Fakültesinde Afganistanlı doktor

ve hemşirelerin eğitimini içeren pro-

tokol imza töreninde konuşan Düzce

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Funda

Sivrikaya Şerifoğlu, Düzce’de ilk kez Af-

ganistan ile işbirliği yapıldığını söyledi.

Şerifoğlu, iki ülke arasındaki anlaşmanın

hayırlı olmasını dileyerek, “Afgani-

stan Büyükelçisi ve Sağlık Ataşesi ile

imzaladığımız protokol ile Afgan halkının

sağlık sorunlarına katkıda bulunacağız.

Afganistan ile dostluğumuz Atatürk

dönemine dayanıyor. Protokol Afgan

halkına, ilimize ve Düzce Üniversitesine

hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Afganistan Büyükelçiliği Maslahatgüzarı

Humayun Kamgar ise, insanlığa hizmet

edecek güzel bir anlaşmaya imza

atıldığına dikkat çekti. Afgan-Türk dost-

luk ilişkilerine değinen Kamgar “Cum-

huriyet ilan edilmeden başlayan Tür-

kiye- Afganistan’ın pekişmiş dostlukları

Düzce Üniversitesi’nden Afganistan’a

Düzce Üniversitesi ile Afganistan Büyükelçiliği arasında, Afgan doktorların Düzce Üniversitesinde eğitim görmesini içeren protokol imzalandı.

hala devam ediyor. Sağlık, siyasi ve

askeri açıdan bakıldığında, Türk mil-

letinin Afganistan’a her açıdan büyük

yardımlar yaptığını ve halkın güvenini

kazandığını görüyoruz diyen Kamgar,

“Türk Devleti, Afganistan’ın barış süre-

cinde gerçekten her şeyi ile bizimle

birlikte ve yanımızda olmuştur” dedi.

Düzce Üniversitesinde gerçekleştirilen

imza törenine Afganistan Büyükelçiliği

Maslahatgüzarı Humayun Kamgar

ile Afganistan Büyükelçiliği Sağlık

Ateşesi Atiqullah Ghiasee ve Rektör

Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifan büyük

yardımlar yaptığını ve halkın güvenini

kazandığını görüyoruz diyen Kamgar,

“Türk Devleti, Afganistan’ın barış süre-

cinde gerçekten her şeyi ile bizimle

birlikte ve yanımızda olmuştur” dedi.

Sarajdin
Typewritten Text
Kaynak: Haber ajansları
Sarajdin
Typewritten Text
Page 6: TOBAD - MAYIS 2012

5

ABD Başkanı Barack Obama, El Kaide lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesinin birinci yıldönümü sebebiyle Afganistan’a sürpriz bir zi-yaret düzenledi.2014 yılında Afganistan’daki NATO

güçlerinin çekilmesi planı, 20

Mayıs’ta Chicago’da başlayacak olan

NATO zirvesine sunulacak. Anlaşma

Obama’dan Afganistan’a Sürpriz Ziyaret

sonrası kısa bir değerlendirme

yapan Obama, ‘’Bu anlaşma ile

Afgan halkı ve tüm dünya bilme-

lidir ki, Afganistan Amerika’nın

dostu ve partneridir. Şimdi hep

birlikte, kendimizi savaşın yerine

barışa koymaya adadık. Amerikan

halkının savaştan yorulduğunu

biliyorum. Ancak başladığımız işi

de Afganistan’da sorumluluk içinde

bitirmek durumundayız’’ dedi.

Obama, Amerika’nın Afgan halkının

yanında yer aldığını da bilmesini

istedi. Cumhurbaşkanı Karzai de iki

ülke arasında yepyeni bir ilişkinin

başladığını ifade etti. Karzai, varılan

anlaşmadan duyduğu memnuniyeti

şöyle ifade etti: ‘’Bu, Amerika ile Af-

ganistan arasındaki ilişkilere yeni bir

sayfa açmıştır. Bu karşılıklı saygının

bir ifadesidir.’’

Yerel saat ile gece yarısı başkent Kabil yakınlarındaki Bagram Askeri Üssü’ne ‘Air Force 1’ uçağı ile inen Obama, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai ile bu ülkedeki NATO kuvvetlerinin 2014 yılında çekilmesini içeren anlaşmayı imzaladı. İki lider ABD ile Afganistan arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasına da imza attı.

Anlaşmaya göre artık NATO

güçleri, Washington ile Kabil

arasında sorunlara yol açan gece

operasyonlarını yapamayacak.

NATO, gece baskınlarında sadece

Afgan güçlerine yardım edebilecek.

Operasyon yapılmadan önce yerel

yönetimden müsaade alınacak. ABD

kontrolünde olan Bagram Cezaevi

Afgan güçlerine devredilecek.

Spor Toto Süper Lig Şampiyonu: Galatasaray

Spor Toto Süper Lig’de 2011-2012 se-

zonunun şampiyonu Galatasaray oldu.

Spor Toto Süper Final Şampiyonluk

Grubu’nda 6. ve son haftada Gala-

tasaray, Şükrü Saracoğlu Stadı’nda

oynanan maçta Fenerbahçe ile 0-0

berabere kaldı ve tarihindeki 18.

şampiyonluğuna ulaştı. Galatasaray

en son 2007-2008 sezonunu şampiyon

olarak tamamlamıştı.

Düzenlenen törende Galatasaray’a

şampiyonluk kupasını Türkiye Fut-

bol Federasyonu Başkanı Yıldırım

Demirören verdi.

Şampiyonluk Grubu’ndaki son maça

47 puanla ikinci sırada giren Fener-

bahçe bu sonuçla sezonu ikinci olarak

kapadı.

Spor Toto Süper Lig’in 54.sezonunu

Trabzonspor 33 puanla üçüncü sırada

bitirirken, Beşiktaş aynı puanla 4.

sırada yer aldı.

Sarajdin
Typewritten Text
Kaynak: Haber ajansları
Sarajdin
Typewritten Text
Page 7: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 6

30. GENÇLİK HAFTASI

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 30. Uluslararası Gençlik Haftası’nın açılışını gerçekleştirdi. Bakan Kılıç, Türkiye’nin 81 ilinden, 5 kıta

35 ülkeden gelen 600 yabancı konuğun da aralarında bulunduğu binlerce gençle birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti. Daha sonra Misak-ı

Milli Kulesi’ne geçen Bakan Kılıç, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Bakan Kılıç deftere şunları yazdı:

‘’ Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal Savaşı’nı başlattığınız ve ardından kurduğunuz Cumhuriyet’i

emanet ettiğiniz gençlerimizle birlikte 30. Gençlik Haftası’nın açılışı için huzurlarınızdayız. Cumhuriyetimizin, demokrasimizin

ve geleceğimizin sahibi olan gençlerimizi sizin arzunuz doğrultusunda milli ve manevi değerlere sahip çıkan, çağdaş değerleri

özümsemiş ve muhasır medeniyet düzeyine ulaşma arzusuyla bezenmiş bir biçimde yetiştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

Gençlik haftası etkinliklerini, gençlerimize bu sorumluluklarını, sizi ve emanetinizi bir kez daha hatırlatacak bir vesile olarak kabul

ediyoruz. Gençlerimizle birlikte bize emanet ettiğiniz Cumhuriyeti ve demokrasiyi sonsuza kadar savunacağımızı huzurunuzda bir

kez daha vurgulayarak sizi saygı ve minnetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.’’

30. Uluslararası Gençlik Haftası etkinlikleri kapsamında Atatürk Kültür merkezi’ndeki törenin ardından 35 ülkeden gelen 600’den

fazla genç ülkelerini ve yeteneklerini tanıttılar.

Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Gençlik Haftası Etkinlikleri 15 - 21 Mayıs günleri arası devam etti.

Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Kaynak: Haber ajansları
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Sarajdin
Typewritten Text
Page 8: TOBAD - MAYIS 2012

7

HAYALLERDEN HEDEFLERE, HEDEFLERDEN GERÇEĞE...

üçük yaşlardan beri hepimizin duyduğu bir söz vardır:

Başarmanın yarısı istemekten geçer. Bu cümlenin

altında yatan sır, ne istediğinize tam olarak karar ver-

mek ve kendinize inanmaktır.

• Aslındakulağaoldukçabasitgelenbucümleuygu-

lamaya döküldüğünde birden bire zor bir hal alır; çünkü çoğu

zaman aklımıza bir fikir gelir ve bu fikri çok beğeniriz. Ama

gerçekleştirmek istediğimiz hayalin bu olmadığını, o fikird-

en kısa bir süre sonra vazgeçtiğimizde anlarız. Bu nedenle

tam olarak ne istediğimize karar vermemiz çok önemlidir;

çünkü ancak bu şekilde kendimizi hedefe kanalize ede-

bilir ve başarıya ulaşabiliriz. Bu nedenle ilk aşama hedefin

tanımlanması ve somutlaştırılmasıdır.

• İkinciaşama,belirlediğinizhedefebağlıkalabilmen-

izdir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta “hedefinize bağlı

kalmak” ile “hedefinize olan ilginizi kaybetmemek” arasındaki

ince çizgiyi farkedebilmektir. İlginizi kaybetmediğiniz ko-

nulara her zaman bağlı değilsinizdir. Örneğin; sinemaya

ilgili olabilirsiniz ama sinema alanında çalışmak istemeye-

bilirsiniz. Oysa bağlılık söz konusu olduğunda, tüm gücünü-

zle hedefinize ulaşmak için gayret edersiniz ve hedefiniz

hayatınızda bir öncelik edinir. Bu nedenle ilgi duymak bir

başlangıç, kendinizi hedefinizi gerçekleştirmeye adamanız

ikinci aşamadır.

• Motivasyon hedefe ulaşmada oldukça önemli bir

faktördür. Kendinizi hedefiniz konusunda motive edebil-

mede etkili yöntemlerden biri hedefinizi bir kağıda yazmak

ve sürekli görebileceğiniz bir yere asmaktır. Örneğin, eğer

hedefiniz gelecek ay iş performansınızı yükseltmekse bir

kâğıda “Haziran ayında iş performansım yükseldi.” yazıp,

o kâğıdı sürekli görebileceğiniz bir yere asın. Hedefinizi

“Haziran ayında iş performansımın yükselmesini istiyo-

rum.” ya da “Haziran ayında iş performansım yükselecek. “

şeklinde değil de sanki olmuş gibi yazmak daha motive edici

olacaktır; çünkü bu şekilde artık bir hedefinizin olduğunu

sürekli hatırlarsınız ve kendinize karşı olan sorumluluğunuzu

unutmazsınız.

• Bir sonraki aşamada yapılması gereken,

etrafınızdaki insanlara hedefinizden bahsetmek olmalı. Bu-

nun önemi ve etkisi, çevrenizden alacağınız destek ile ken-

dinizi bir kat daha hedefinizi gerçekleştirmeye şartlamanız

olacaktır; çünkü artık bu hedef, hem sizin kendinize hem de

başkalarına karşı gerçekleştirmeye söz verdiğiniz bir konu

halini almıştır. Ayrıca hedefiniz doğrultusunda kendi kendi-

nizi motive edebilseniz bile, bunu etrafınızdakilerin yardımı

ve desteğiyle yapmak daha kısa sürede daha yüksek bir

motivasyon seviyesine ulaşmanızı sağlayacaktır. Örneğin

fikirlerine saygı gösterdiğiniz kişilerden Haziran ayında işteki

performansınızı nasıl yükseltebileceğinize dair öneriler ver-

melerini isteyebilirsiniz.

• Birsonrakiaşamayagelindiğindeyapılmasıgerek-

en bir plan oluşturmaktır. Hedefinize ulaşmak için yapmanız

veya değiştirmeniz gerekenleri bir kağıda yazın. Örneğin

Haziran ayı boyunca ve Haziran’a kadar performansınızı

yükseltmek için neler yapabileceğinizi not edin. Bunları

yapmak için kendinize tanıdığınız süreleri de yanlarına not

edin. Bu şekilde hem düzenli bir çalışma planınız olur hem

de sürekli kendinizi kontrol edebilirsiniz. Hedefiniz için ken-

dinize tanıdığınız sürenin gerçekçi olmasına dikkat edin;

çünkü eğer bu süre ve yaptığınız çalışma planı gerçekçi

değilse, planlarınızı gerçekleştiremediğiniz için hayal kırıklığı

yaşarsınız.

• Son ve en önemli aşama ise harekete geçmek-

tir. Plan kurmak bu aşamaya göre çok daha kolaydır. Bu

aşama; hedefinizle ilgilenmekle, kendinizi hedefinize ad-

ama arasındaki farkın ortaya çıkacağı aşamadır. Sadece ilgi

söz konusu ise harekete geçme aşamasından bir süre sonra

hedefinize olan ilginiz yok olacak ve yine, yeni fikirler ve

hedefler aramaya başlayacaksınız.

Israrlı bir tutum içinde olmanız ise, bir süre sonra hedefinize

ulaşmanızı mümkün kılacaktır. Her gün hedeflediklerinizin

ne kadarını gerçekleştirdiğinizi ve hangi evrede olduğunuzu

gözden geçirin. Milyarlarca kilometrelik yola çıkmak için

önemli olan atılan ilk adım olduğunu unutmayın. Sizin için

K

Yayına Hazırlayan: Abdul Shukoor

KARIMY

Page 9: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 8

önemli olan her hedef için bir adım atmaya ve biraz çaba gös-

termeye değer.

Belki iş performansınız önünüzdeki ay gelişme göster-

meyecek ama sistematik bir şekilde hedefinize ulaşmak için

çabalarsanız, ilerleyen aylarda bunun gerçekleşme olasılığı

oldukça yüksektir. Hedefe ulaşmak sabır gerektiren bir

süreçtir. Bu süreçteki en önemli nokta da yılmamaktır. Bu

planı bir süre sonra tüm hayatınıza uygulayarak hedeflerin

nasıl gerçeğe dönüştüğünü görebilirsiniz.

Kariyerlerinde birçok başarıya imza atmış kişilerin çoğu,

eskiden çok ciddi hatalar yapmış olanlardır. Hatalar genel-

likle tembih ve önerilerden çok daha etkili bir öğrenme

süreci oluşturmaktadırlar. Kimi zaman geriye döndürül-

mesi imkânsız hatalar yapılsa bile, bu hatalardan öğrenmek,

kişiyi başarıya götürür. Aşağıda hataların başarıya ulaşmak

için nasıl kullanılabileceğine dair yazılı olan birkaç yön-

temi gözden geçirin. Siz dahil herkesin hata yapabileceğini

unutmayın. Kimse mükemmel değildir. Hatalarınızı kabul-

lenin. Başkalarını suçlamak hatalardan kurtulmanın en kolay

yoludur. Bu aynı hataları tekrar tekrar yapmanıza neden

olur.

Hatanızın asıl kaynağını düşünün; çünkü hata yapmanıza

neden olan asıl noktaya ulaşmak, hatanın tekrarlanmaması

için kesin çözüme ulaşmanızı sağlar. Size destek olup, tavsi-

yeler verebilecek güvenilir arkadaşlarınızla hatanızı analiz

edin. Belki onlar size hiç aklınıza gelmeyen bir bakış açısı

sunabilirler.

Hatalarınızın sorumluluğunu üstlenin.

Uzmanlık alanınızda bile hata yapabileceğinizi unutmayın.

Hatalar genellikle her şey iyi giderken olur; çünkü bir süre

sonra bireyler kendilerinden fazlasıyla emin olmaya, kendile-

rini eskisi gibi sıkı bir kontrolden geçirmemeye başlarlar.

Hatalara olan yaklaşımınız olumlu olmalı. “Ne ka-

dar başarısızım, tüm işi mahvettim!” gibi olumsuz bir

yaklaşım, sadece moralinizin daha çok bozulmasına neden

olacaktır. Bunun yerine bir an önce yaptığınız hatayı nasıl

düzeltebileceğinizi düşünmelisiniz.

Ufak hatalar ile büyük olanlarını bir tutmayın. Büyük sorunlar

yaratabilecek büyük hataları öngörmeye çalışın; etrafınızdan

gelen uyarıları dikkate alın1.

1 Alıntıdır:http://www.islamikariyer.com/klm/hay-

allerden-hedeflere-hedeflerden-gercege.html

Pillerin Ömrünü Nasıl Uzatalım ?

ünümüzde cep telefonundan diz üstülerine , mutfak

bıçağından tıraş makinelerine kadar bir çok alanda

piller işimizi kolaylaştırmaktadır.Peki pillerin şarj ed-Gilmesi nasıl olmalı ?

Bu konuda bir çok görüş var, “Şarj etmeden önce deşarj

edelim , yoksa pilin kapasitesi azalır” Bunlardan sadece bir

tanesi.Biraz daha açıklamak gerekirse ; Bir çok kişinin pillerle

ilgili görüşü ; Şarjlı pillerde bellek etkisi denilen bir sorun var.

Örneğin , şarj oranı %10’dayken pili tekrar şarj ederseniz pil

bunu ‘unutmuyor’ ve bundan böyle kapasitesinin sadece

%90’ının kullanıyor.

Shir M. BAYAT

Page 10: TOBAD - MAYIS 2012

9

Piller üzerinde son zamanlarda yapılan testler ise bu görüşün

yanlış olduğunu ispatladı .Testlerden çıkan sonuca göre ;

Bellek etkisi diye bir şey gerçekten de var , ama sadece eski

piller için geçerli.1899 yılında Waldmer Jungner’in icat ettiği

nikel kadmiyum pil (NiCd) 1990’larda bile dünyanın en çok

kullanılan pil türüydü.Bellek etkisine maruz kalan piller de

işte bunlar.NiCd pillerde tamamen deşarj etmezseniz kristal

birikimi oluyor ve bu da kapasiteyi azaltıyor.Yanı şarjı %10 ‘a

düşmüş 600mAh’lık bir pil şarj edildikten sonra tüm kapasi-

tesini değil de 540 mAh’lık kısmını kullanabiliyor.Bellek etkisi

yüzünden birçok kişi şarjlı pille çalışan aygıtları pili tükenene

kadar çalıştırıp sonra şarj etmeye alıştı. Ancak 2009 yılından

itibaren Avrupa Birliği’ndeki çoğu elektronik alette NiCd

kullanımı yasaklandı.Gelecek , günümüzdeki neredeyse

tüm akıllı telefonlarda ve dizüstü bilgisayarlarda kullan-

makta olan lityum iyon ( Li-Ion) ve lityum polimer (Lipo) gibi

lityum pillerde .Lityum esaslı pillerde bellek etkisi yok , tam

tersine pilin tamamen boşalması zararlı.Eğer lityum pildeki

voltaj uzunca bir süre belli bir düzeyin altına inerse pilin kısa

devre yapmasına ve bozulmasına yol açan bir bakır köprüsü

oluşabiliyor. O yüzden de lityum pillerde tümüyle deşarjı

engelleyen bir kesme işlevi bulunuyor Testler gösteriyor ki

lityum piller boşalmaya başladıktan kısa bir süre sonra tekrar

şarj edilirse daha uzun dayanıyorlar ( daha fazla şarj döngüsü

kaldırabiliyorlar) . Bunun sebebi de şarjın, özellikle de şarj

işlemi sırasında açığa çıkan sıcaklığın pili yıpratması. Bu yüz-

den “Şarj işlemi ne kadar uzarsa pilin kapasitesi o kadar hızlı

azalıyor” Bu da ortaya koyuyor ki artık pillerin şarj edilmeden

tamamen önce tümüyle boşaltılması efsaneden ibaret ve

gerçek değil.1

1 Kaynak : chip /200 sayısı.

Page 11: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 10

Yeni İş Kurmakeni İş Kurmak hepimizin hayalidir. Peki iş kurarken

nelere dikkat etmeli ve başarılı olmak için ne gibi ön-

lemler almalıyız. Her şeyden önce elimizdeki sermayeyi iyi belirlemeli ve ilk birkaç ay zarar edebileceğimizi bilerek

bir kısım sermayemizi bu gibi durumlarda bize destek ola-

bilmesi için bir kenara ayırmalıyız. Daha sonraki kısım ne

iş yapacağımıza karar vermek olmalı. Bu kararı verirken en

önemli etken ne kadar sermayemiz olduğu ve bu işi nerede

yapacağımızdır. Örneğin elimizdeki sermaye bir küçük bir

Yeni iş kurmak çok riskli bir iş gibi gelebilir. Ancak hayatta

riskleri göze alamayanlar da hiçbir zaman büyüyemezler.

Bazı insanlar her zaman temkinli olmayı severler. O kişiler

için risksiz iş fırsatları yapılması gerekir. Bu işler genellikle

önce satıp sonra malı alarak teslim etmek şeklinde olabilir.

Bu şekilde elinizde mal kalma riski olmayacağı için zarar et-

menizde söz konusu olmaz. Genellikle internetten yapılan

ticaretlerde önce mal satılır. Gelen talebe göre miktarda mal

Yeni İş Kurmak Riskli midir?

Krizde İş Kurmak Mümkün mü?

Tüm dünya da etkileri hissedilen ve bazı ülkeler de yıkıcı et-

kilere neden olan global kriz artık yavaş yavaş etkilerini azalt-

maya başladı. Krizin hemen ardından bütün piyasalar hızlı bir

çıkışa başlayacaktır. Sizlerde hemen yeni fikirler üreterek bu

krizi bir fırsata çevirebilirsiniz. Her ne kadar çoğu insan Krizde

İş Kurmak istemesede aslında kriz zamanında kurulacak uy-

gun bir iş çok büyük kazançlar elde etmenizi sağlayabilecek

en akıllı yatırım halinede gelebilir.1

1 Altıntıdır: http://www.iskurmak.gen.tr/yeni-is-

kurmak.html

temin edilerek müşteriye yollanır. Genellikle yeni iş kurmak

isteyenler şimdi bu yolu tercih ediyor. Günümüzde eskisi gibi

tek bir mal satan iş yerleri tarihe karışıyor. Çünkü bu işlerde

risk vardır. Oysa internetten yeni iş kurma sıfır risk ile daha

kolay para kazanılabilir. Riski olmayan veya en az olan yeni iş

kurmak için eğitiminizin olması gerekir. Bu eğitimleri çeşitli

kurumlardan alabilirsiniz. Yeni iş kurmak isteyenler iyi bir pi-

yasa araştırması yapmalıdır. Hangi tür ürüne veya hizmete

ihtiyaç varsa o konuya yönelerek daha iyi para kazanılması

sağlanabilir.

Y

cafe açmaya yetecek kadar ise bu cafe’yi kalkıpta cafel-

erin yoğun olduğu ve çok sert rakiplerin bulunduğu işlek

bir caddede açmak yerine genç nüfusun fazla olduğu ama

daha keşfedilmemiş bir alan bulmaya çalışmak daha faydalı

olacaktır. Her şeyden daha da önemlisi kesinlikle bildiğiniz bir

işi yapmaya çalışmaktır.

Yayına hazırlayan: Wahab NOOR

Page 12: TOBAD - MAYIS 2012

11

Spor ve Sağlıkağlık hayatımızdaki en önemli faktörlerden birisidir

ve herkesin sağlığı onun zenginliğidir. Her şeyden

önce bizim Allah’tan istediğimiz şey sağlıktır. Sağlık

Hangi yaşta hangi spor?

Hangi egzersiz hangi sıklıkta ne kadar süreyle yapmalı

‘’Yürüyüş, bisiklet, jogging, yüzme, tenis gibi spor aktivite ispatlanmış bir sağlık problemi olmayana ideal olarak her gün, ama

haftada en az 3-4 gün yapılmalıdır. Bu tür1 spor dal2larında en az yapılması gereken süre 30dakika,ideal süre ise 45dakikadir.hem

de her süre içinde hiçbir kes3intiye uğramamalıdır. Açlıkta veya hafif bir yemekten 2saat sonra yapılmalıdır’’ .

1 Alıntı: http://www.forumdas.net/estetik-ve-guzellik/egzersiz-yapmanin-faydalari-35494/2 Hangi yaşta hangi spor, 05.27.2008, http://www.baybul.com/spor-egzersiz-ve-kilo-kontrolu/729142-hangi-yasta-hangi-spor.html, 18.05.20123 http://diyetform.blogspot.com/p/spor-egzersiz.html

Solmadığı halde hayatta verimli olmamız için yapabileceğimiz

çok fazla bir şey yok. Bu nedenle sağlıklı olmamız için egzer-

siz yapmaya ve iyi beslenmeye ihtiyacımız var. Ama günlük

modern hayatımızdaki şehir insanların hayatını olumsuz et-

kileyen bazı olumsuz faktörler vardır örneğin hava kirliği, aşırı

stres, gürültü, kalabalık, düzensiz beslenme, iş temposu, vb.

insan vücudu için son derece sakıncalıdır. Bu nedenle spor

yapmak hem kendimizi iyi hissettirir hem de sağlığımız için iyi

gelir. Spor yapmak için çok zaman ayırmadan kısa süreliğine

spor yapsak bile sağlık için yararlıdır. Mesela kısa mesafelerde

araba yerine yürüyerek gitmek, asansör yerine merdiven kul-

lanmak iş yerinde de bazı egzersizlerde yapabilir ve bunlara

benzer bazı egzersizlerle vücudumuzu hareketlendirebiliriz.

(Naqeebullah Qadery)

Page 13: TOBAD - MAYIS 2012

A

TOBAD

20

12 12

Türkiye-Afganistan İlişkileri

fganistan, İran platosu, Orta Asya bozkırları ve ‘Hima-

laya’ uzantısının kuzeybatı köşesinin kesiştiği bir geçiş

bölgesinde yer almaktadır. Orta Doğu, Orta Asya, Hindistan alt kıtası ve Uzak Doğu’nun buluştuğu jeopolitiği

nedeniyle, kültürel olarak pek çok hareket bu bölgede

gerçekleşmiştir. Etnik çeşitlilikten, arkeolojik ve tarihsel

bulgulardan da anlaşılacağı üzere Afganistan, uzun tarihi

boyunca Batı, Orta ve Güney Asya arasında bir “fetih yolu”

olmuştur.

Ülke, tarih boyunca, bir dizi imparatorluğun sınırlarına dâhil

edilmiş, pek çok devletlerin orduları tarafından geçiş yolu

olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda çok sayıda irili ufaklı yerel

imparatorlukların ortaya çıktığı topraklar da yine Afganistan

coğrafyası olmuştur. Orta Asya, Güney Asya, Çin, Orta Doğu

ve Avrupa’nın büyük merkezlerine bağlanan ticaret yolları ve

göçler de bu toprakların içine nüfuz etmiş ve farklı, dil, kültür,

politika ve dinlere ait miraslar burada birleşerek birbirlerine

karışmıştır. Afganistan, çok zengin bir kültür ve medeniyet

tarihine sahiptir.

Afganistan coğrafi itibariyle Orta Doğu ile Uzak Doğu arasında

bir köprü ve geçiş yeridir. Gerek kuzeyden gelen gerekse de

güney ve batıdan gelen istilacı kavimler gözünde aşılamayan

dağları ve savaşçı kavmiyle tarih boyunca oldukça önemli

stratejik bir özellik arz etmiştir Afganistan. Kuzeyden gelenler

için Hindistan ve İran’a, güney ve batıdan gelenler için Orta

Asya ve kuzeye bir kapı mahiyetini taşıması ve Rusya için

sıcak denizlere inen yol üzerinde anlamına gelme sebebi-

yle, bu ülkenin stratejik önemi her zaman korumuştur.

Türkiye ile Afganistan arasında yüzyıllar öncesine dayan-

an tarihi dostluk ilişkileri bulunmaktadır. 1747 yılında bu

coğrafyada kurulan Afgan Devletini tanıyan ilk ülke Osmanlı

Devleti olurken, 1923 de kurulan TBMM Hükümetini tanıyan

ilk ülke de yine Afganistan olmuştur. TBMM Hükümetinin

uluslararası alanda imzaladığı ilk antlaşmada Afganistan’la

imzalamıştır.

1921 yılında imzalanan bu Askeri ve Teknik İşbirliği antlaşması

ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal

ATATÜRK, Afganistan’daki temel devlet kurumlarının tesisi

için gereken tedbirler alınmıştır. Örneğin; Afganistan’da bi-

lahare geleceğin Kabil Üniversitesi’ni oluşturulacak fakültel-

er arasında yer alacak olan ilk Tıp Fakültesi 1932 yılında, Prof.

Dr. Kamil Rıfkı URGA tarafından, ilk Bakteroloji Bölümü 1932

yılında Prof. Dr. Zühtü BERKE tarafından, Afgan Ordusunda

ilk Bando’nun teşkil edilmesi 1933 yılında Dz. Bando subayı

Halil Recep ARMAN tarafından ve Hukuk ve Siyasal Bilgiler

Fakültesi de ilk defa 4 Ekim 1938 tarihinde, Prof. Dr. M. Ali

DAĞPINAR tarafından kurulmuştur. Mühendislik Fakültesi

ve Güzel Sanatlar Fakültesi’nin yanı sıra, Harp okulu ve Dev-

M. Ali Aşina

Page 14: TOBAD - MAYIS 2012

13

let Konservatuvarı, Türkiye tarafından Afganistan’da kuru-

lan ilk kurumlar arasındadır. Bu yardımlar, yirminci yüzyılın

devletten devlete kalkınma yardımlarının ilklerinden birini,

hatta muhtemelen ilkini teşkil etmektedir. Türkiye, askeri

personel, öğretim üyeleri, doktorlar, teknik uzmanlar ve

diğer alanlar için eğitimciler göndermiştir Afganistan’a.

Afganistan Kralı Amanullah Han 20 Mayıs 1928 tarihinde,

Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Atatürk’ün reformları ile genç

Cumhuriyetin değerlerini ilham almış olarak ülkesine

dönmüştür. Türkiye’nin Afganistan’a yardımları ve özel

ilişkileri ve Kardeş Afgan halkına beslediği sevgi ve muhab-

bet tarihten günümüze kadar artarak devam etmektedir.

Türkiye ile Afganistan arasında diplomatik ilişkiler, 1920’le-

rde başlamış olup, Türkiye’nin Milli Mücadele döneminde

doğulu devletler içersinde yakın münasebetler kurduğu

ilk devlet Afganistan olmuştur. Türkiye ile Afganistan

arasında ilk resmi ilişkileri kuran belge, 1 Mart 1921’de

Moskova’da imzalanmış olan Dostluk Anlaşması’dır.

Anlaşma, Moskova’da bulunan Türk delegeleri Yusuf Ke-

mal TENGİRŞENK ve Rıza NUR Bey’le Afganistan’ın Moskova

özel yetkili elçisi Veli HAN arasında imzalanmıştır. Cumhuri-

yet döneminde, Türkiye’nin yurt dışındaki ilk resmi temsil-

cilikleri, birincisi Azerbaycan’da, ikincisi de Afganistan’da

açılmıştır.

Afganistan’ın jeopolitik konumu ve coğrafi yapısı ile tari-

hten gelen Türk-Afgan dostluğunun günümüzde en üst

seviyede seyretmesinden dolayı, Türk halkının dost ve

kardeş Afgan halkına yapmış olduğu faaliyetler içinde,

Afganistan’ın yeniden imarı ve halkın barış ve huzur

içersinde hayatını sürdürmesi için Türkiye Cumhuriyeti,

TİKA aracılığıyla birçok faaliyetlerde bulunmaktadır. Halk

için sağlanan imkânlar artarak devam etmiş, bazı sektörl-

erde karşılaşılan aksaklıklar giderilmeye çalışılmış, ülkede

istikrarın sağlanması refah seviyesinin yükseltilmesi, zarara

uğrayan altyapıların yeniden yapılandırılması, kapasite

geliştirme ile eğitim ve sağlık alanında olduğu gibi, diğer

birçok alanlarda da birçok projeler gerçekleştirilmiştir.

Bazı projeler halen devam etmektedir. TİKA’nın sağladığı

katkılarla Afganistan’da istikrarın sağlanması, yoksulluğun

ortadan kaldırılması, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve

Afgan halkının yararına olabilecek her alanda, Türkiye’nin

dostça tavrının sergilenmesi hedeflenmektedir.

20–21 Nisan 2005 tarihleri arasında Başbakan Recep Tay-

ip ERDOĞAN, Afganistan’a bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

Erdoğan, ziyaret kapsamında Afganistan İslam Cumhuriy-

eti Devlet Başkanı Hamit KARZAİ ile görüşmüştür. Bu

görüşme sonunda bir açıklama yapan Başbakan Erdoğan,

“Ortak tarih, din ve kültür birlikteliği olan Afganistan’ın

yeniden yapılandırılması kapsamında, güvenlik ortamının

sağlanması, istikrara kavuşması ve kalkınmasına destek

olunması konusunda Türkiye Cumhuriyeti olarak es-

kiden olduğu gibi bundan sonra da Afganistan’ın yanında

olunacağını” ifade etmiştir.

Türkiye ile Afganistan arasında yüzyıllar öncesine day-

anan tarihi dostluk ilişkileri bulunmaktadır. Türk halkının

Afgan halkına sevgi beslediği gibi, Afgan halkı da Türklere

hep sevgi ve muhabbet beslemiştir. Afganistan’daki

Türk Büyükelçilik binası, Kabil şehrinde bulunmaktadır.

Page 15: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 14

Büyükelçiliğin arazisi Amanullah HAN döneminde Tür-

kiye Cumhuriyeti’ne hediye edilmiştir. Taliban dönemi-

nde Kabil’deki yabancılara ait bütün binalar yağmalanmış

olmasına rağmen, Türk Büyükelçiliği zarar görmemiş olan

tek büyükelçilik binası olmuştur. Türkiye tarafından Kabil’de

yaptırılan ve Taliban rejimi boyunca açık kaldığı gibi adı da

değiştirilmeyen tek hastane Atatürk Çocuk Hastanesidir. Bu

durum, Afganistan’lıların Türklere vermiş olduğu değer ve

özeni ortaya koyması açısından oldukça önemlidir. Türkiye

ile Afganistan arasında şimdiye kadar birçok anlaşmalar

imzalanmış, Türkiye tarafından Afganistan’ın yeniden imarı

için birçok alanda yardım ve katkı sağlanmıştır. Türkiye’nin

bir özelliği de Afganistan’daki tüm kesimleri kucaklayan

dostane yaklaşımı, Afgan tarihinin bahse konu sıkıntılı

yıllarında da değişmeden sürmüş ve Afganistan halkını

oluşturan tüm kesimlere eşit mesafede olmuştur. Türkiye 1

Kasım 2009 tarihinde Kabil Bölge Komutanlığını 1 yıl süre ile

Fransa’dan devralmıştır.

Türkiye Afganistan’da güçlü bir ulusal Ordu ve etkin bir ulu-

sal Polis gücü kurulmasının yalnızca ülkenin uzun vadedeki

güvenliği için değil, Afganistan’ın ulusal birliği ve toprak

bütünlüğü için de önem taşıdığına inanmaktadır. Türkiye

her alanda verdiği desteği sürdürmekte olup, bu kapsamda

Türk Silahlı Kuvvetleri, Afganistan Silahlı Kuvvetleri’nin ve

Polisi’nin çağdaş normlarda bir güce sahip olabilmesi için

çalışmalarını her geçen gün artırmaktadır.

Afganistan ile Türkiye arasında ilk defa 01 Mart 1921 tari-

hinde imzalanan ve 2003 yılında yenilenen Türk-Afgan İttifak

Antlaşması ve Türkiye’nin Afganistan’ın Modernleşmesine

katkıları çerçevesinde, Türkiye ve Afganistan’da Türk Silahlı

Kuvvetleri tarafından Afganistan Askeri Personeline eğitim

verilmeye başlanmış olup, bu eğitimler halen devam et-

mektedir. Afganistan’da görev yapan Türk Birliği’nin diğer

güçlerden farklı yanı, bölgede kalıcı bir barışın yerleşmesine

katkıda bulunmak, Afgan halkının güvenliğini sağlayarak,

azami ölçüde yardımcı olmaktır.

Türkiye, Afganistan’da barış ve istikrar için önemli koşulun

yeniden imar projelerinin süratle yaşama geçirilmesi olduğu

görüşündedir. Türkiye, bu bağlamda, özellikle eğitim,

sağlık, tarım, ulaşım, alt yapının iyileştirilmesi ve kapasite

geliştirme alanlarında aktif bir tutum benimsemiştir. Türkiye

Afganistan’ın yeniden yapılanma sürecindeki gelişmesine

katkı sağlayarak, uluslararası camiada saygın bir yer elde

etmesine yardımcı olmak amacını taşımaktadır.

Türkiye, Afganistan’da, yaşanan gelişmeler sonrası, bu ülke

ile mevcut ilişkilerinin “karşılıklı dostluk, sevgi ve saygı ile

sorunların barışçıl yollarla çözümü” ilkeleri çerçevesinde

geliştirilmesi için her alanda katkıda bulunmayı sürdürme-

ktedir.12345678

9

1 www.usak.org.tr2 http://www.tccb.gov.tr3 www.mfa.gov.tr4 Geçmişten Günümüze Türk-Afgan İlişkileri, TCGKBY, Heyet Ankara 20095 http://tahtakalem.net/6 http://www.turansam.org/images/logo.jpg7 http://tr.wikipedia.org/wiki/Ana_Sayfa8 Turan CAN – TİKA- Araştırmacı – Kabil-Afganistan9 http://www.tarihinsirlari.com

Page 16: TOBAD - MAYIS 2012

15

Dolunayda Umut Var... Söylenecek o kadar çok şey var ki..

Hayatın bir dehliz gibi üzerimize çöktüğü şu dünya hayatında..

Söylenecek, konuşulacak, tartışılacak..

Kelimelerin yalnızca birer sembol, belki bir tılsım olarak kalmadığı, kimi zaman

ölümün karanlığında okunan bir dua, kimi zamansa uzaktaki bir sevgiliye yazılan bir mektup olarak karşımıza çıktığı şu karanlık

diyarda..

Umut adına, yaşanılanı yaşamaya değer kılan o kadar yitik, o kadar acizane..

Sigara dumanları arasında alınan o buruk, kimi zaman da keyifsiz iç çekişlerin

bedenimizde meydana getirdiği infialler ve biz; elimiz, gözümüz, yüreğimiz..

Bunca acı ve derdi taşımaktan şikayetçiymişçesine bir şeyler söylüyor, bir konserin

en umulmaz yerinde araya karışan ve ansızın gelen bir titreyişle kulakları tırmalayan keman sesleri gibi..

Hayat akıp gidiyor ve bizler yalnızca seyrediyor, seyrediyoruz..

Ve bir kurtarıcı bekliyoruz..

Onu dualarımıza konu ediyor, sofralarımızda ağırlıyor, muhabbetlerimizin baş köşesine oturtuyoruz..

Evlatlarımız hep onun gibi diri, dipdiri olsun, bu topraklarda yeşersin, filizlensin istiyoruz..

Ne kadar da masumane, ne kadar da umut dolu..

Okunan bir beste, edilen bir dua ve kelimelerin zihinlerde; ancak bir romanın orta yerinde gönüllerimize huzur saçtığı tam da o

anda ne kadar umut dolu..

Tam da oyuna dalmışken yanımıza çağırıp başını okşadığımız, çebine iki, üç kuruş sıkıştırıp bakkala yolladığımız o yanakları bir

elma kadar kırmızı gençte ne görüyorsak işte onun adıyla eş anlamlıdır kelimelerin bir araya gelmesi ve bir anlam bütünlüğü ifade

etmesi..

Sevgiyi görüyorum ben o gözlerde, umudu görüyorum..

Bakkala ne büyük bir heyecanla gidip de bir an evvel oyuna dalma, tekrar o; ancak rüyalarımızda görebileceğimiz ve keşke, keşke

hiç bitmeseydi diyebileceğimiz cinsten bir arzuyla umudu yakalama..

Ancak rüyalarda güzeldir görüp görebileceğiniz; duyup işitebileceğiniz..

Daha yeni doğan evladını kucağına alan, büyük bir şefkatle bebeğini emziren annenin yaşadığı o hâl; ancak rüyalarda güzeldir.

Türkülerimiz, bereketine dursun, şu koca Anadolu huzuru; ancak rüyalarda yakalayabileceğimiz bir huzur ülkesidir.

Ve biz, bizler tam da söylenecek o kadar çok şeyin olduğu şu diyarda o huzur ülkesini arıyor, umut dolu günleri iple çekiyoruz.

Kim bilir.. Soruyorum öylesine işte..

Belki öyle olsun diye..

Yazar: Melih İlker Güngör

Page 17: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 16

Türkmenlerin Tarih ve KültürüNot: Okuyacağınız yazı sayın Mohammad Salih RASEKH YILDIRIM’ın (Türkmenlerin Tarih ve Kültürü) adlı eserinden tercüme edilmiştir. TÖBAD dergisinin her yayımında bu kitabın bir bölümü tercüme edilip dizi şeklinde okuyuculara sunulacaktır.

Önsöz

ziz vatanımız Afganistan’ın halkı türlü milletlerden oluşmakta ve bu güzel ülkede binlerce yıl boyunca farklı halklar, kavim-

ler, aşiretler ve milletler yaşayıp hayat sürdürmüşlerdir. İşte bu milletler yüzlerce yıl boyunca ister ülkenin kalkınış yıllarını

kavrayan sevinç günleri olsun ister Orta Çağın karanlık hüzünlü günleri olsun birbirinin yanında yaşayıp destek olmuşlardır. ATürkmenler de Afganistan’ın ayrılamaz milletlerinden biri olup ve bu ülkenin en eski sakinleri olarak tanınmaktadır. Türkmen-

lerin ataları tarih boyunca ülkenin medeniyetinin kalkınışı için önemli rol alıp müşterek kültürün zenginleşmesi için büyük çaba

harcamışlardır. Türkmenler tarih boyunca büyük imparatorluklar kurarak bölgede kültür, edebiyat ve medeniyetin zenginleşmesi

ve ekonomik kalkınış için büyük çaba sarfetmişlerdir.

Eğer Türkmenlerin hayatını ve yaşam tarzını derinliğine incelediğimizde onların da tıpkı Afganistan’ın diğer milletleri gibi kend-

ine özgü kültürü, edebiyatı, dili ve folklorik davranışları olduğunu görüyoruz ki bu Türkmenleri diğer milletlerden ayıran önemli

faktörlerdendir. Türkmenlerin sosyal ve siyasal tarihini yazmak her bir hakiki yazar için kolay bir iş değildir. Çünkü Türkmenler

binlerce yıldan beri kırsal yaşam sürmüş ve belli bir yerleşim merkezi yoktur ve hep göçebe tarzında yaşamışlardır. Öyleyse

Türkmenler hakkında araştırma yapmak isteyen yazarın asıl sorunu Türkmenlerin doğduğu yerdir. Çünkü hem geçmişte ve hem

günümüzde Türkmenleri dar bir coğrafi bölgede aramak olanaksızdır. Günümüzde Türkmen diye adlandırdığımız ve Türkmence

Türkçesi konuşan halk, Türkmenistan, Afganistan, İran, Irak, Özbekistan, Tacikistan, Suriye, Azerbaycan, Çin, Rusya olmak üzere

dünyanın dört bir köşesinde yaşamaktadır. Öte yandan dünyada kendi dil, kültür, kimlik ve geleneğini kaybetmiş ve öbür mil-

letlere karışarak başka adlarla anılan Türkmenler de vardır. Araştırmacıların dediklerine göre on birinci yüzyılda Oğuz aşiretlerinin

kendi içinde savaş ve kavga başlaması bir yandan ve Kıpçaklar ile kaymakların savaşı öbür yandan Oğuzların(Türkmenlerin)

şuanki Kazakistan bölgesinden göç etmelerine ve Oğuz devletinin parçalanmasına neden olmuştur. Onların bazıları doğuya ve

bazıları da Ukrayna’ya göç etmişlerdir ve sürekli olarak orada yaşamaya başlamışlardır. Bazıları da daha uzağa Macaristan’a kadar

gitmişlerdir. Ruslar onlara Türkler ve Yunanlılar da Oğuzlar diyorlardı. Çoğu araştırmacının dediğine göre (Baçengler) ve de Kayi,

bayat ve Bayındır tayfalarının bir bölümü bu mekan değişikliğine uymuşlardır. On birinci ve on ikinci asırda Oğuzlar Ukrayna’da

(Tuçesk) adında bir şehir kurmuşlardır. Tarih boyunca hiçbir zaman Türklerin adı işbu Oğuzlarla anılmamıştır. Özellikle doğuya göç

eden Oğuzlar vardıkları doğu Avrupa halkına zaman içerisinde karışmış ve sadece çok az sayıda Basarabi’de yaşayanlar (Gagavuz)

adıyla tanınmaktadırlar. Bir diğer mesele de Türkmenler ve Ataları Türkler tarih boyunca kırsal yaşam sürmüş ve aşiret halinde

yaşamışlardır. Bu yüzden kültürel meselelerden daha çok siyasi, ekonomik ve askeri konumlara önem vermişlerdir. Bu sebep-

ten dolayı aralarında yazı yazmak fazla gelişmeyip geçmişlerini tarih kitabına yazmamışlardır. Ne var ki Türkmenlerin komşuları,

Araplar, Ariler, Rumlar, Yunanlılar ve özellikle Çinliler Türkmenlerin hayatı ve yaşam tarzı hakkında bir sürü eser yazmışlardır ki bu

halkın tarihini ve geçmişini araştırmada çok büyük katkı sağlamaktadır.

Türkmenlerin kültürel, siyasal ve ekonomik yaşam tarihi hakkında birçok eser yazılmıştır ve bu konu çok sayıdaki büyük

araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Bunlar: Herodot (M.Ö 1.yüzyıl), Strabou (M.Ö 1.yüzyıl), Dianissi (M.Ö 2.yüzyıl), İfar(m.ö 303-440

Mohammad Salih RASEKH YILDIRIM Çeviri: Rasul Rasekh

Page 18: TOBAD - MAYIS 2012

17

yılları), Cloudi Helen, Pampe Trag, Taberi, İstahri, Ebu Kutaybe, Yakubi, İbni Maskuviya, El utbi, Kaşkarlı Mahmud, Abdulhey Gardizi,

İbni Asir, Raşididdin Fazlullah ve Doğu araştırmacılardan: W. Bartold, G. Wamberi, A. Aristov, Rene Grossa, A. Yakubovski, P. İvanov,

G. Khawris, P. Piliba, Lackhart, Samailovic, A. Siminov ve diğerlerini ilgilendirmiştir. Ama şunu söylemek gerekir ki bu konuda

kesin bir ilmi kanıya varılmış değildir ve değişik şekillerde ayrı fikirler ortaya atılmıştır. Böylece konu günümüze dek bir muamma

şeklinde konumunu muhafaza etmiştir. Bu muammayı çözebilmek için geçmişten günümüze dek üzerinde işlenen tüm arke-

olojik keşifleri ve de tüm yazılan eserleri iyice incelemek ve yorumlardan faydalanmak gerekmektedir. Bunun yanısıra bu konu

hakkında iyi araştırma yapmak ve incelemek için büyük arkeologlara, coğrafiye bilimcilerine, dil bilimcilerine, folklor bilimcilerine,

etnograf bilimcilerine, edebiyatçılara ve tarihçilere ihtiyaç vardır. Veya tüm bu alanlarda profesyonel olan birisine gereksinim

duyulmaktadır.

Türkmenlerin yaşam geçmişi ve tarihi hakkında zaman tünelinde bir sürü yazı yazılmış olmasına rağmen bu yazıların birçoğu ayrı

kanılarla ve değişik iddialarla doludur. Ayrıca çok dağınık biçimde anlatılmıştır. Günümüze kadar bu halk hakkında aydınlatıcı tar-

zda yazılmış herhangi tarihi bir eser sistematik ve düzgün şekilde yoktur. Yazılmış konular perakende şeklinde bazı mevzulardan

kaçınılarak ve dağınık halde yazılmıştır. Bu eserler hiçbir şekilde tatmin edici olmayıp ayrıca çok kısa ve mükemmel değildir.

Yukarıda da dediğim gibi bu konuyu mükemmel bir şekilde ele almak için çok sayıda Türkologlara ve bilim insanlarına gerek

vardır. Eğer tek kişi bu mevzuyu ele almak istediğinde çok sabırlı, yüksek derecede dikkatli, geniş çapta bilgili ve aydın görüşlü

olması lazım. Bu yazıları yazan kişi, gerçi büyük bir Türkolog ve uzman değilim ve bu konuyu ele almam benim için büyük bir

cesarettir. Fakat günümüzde, özellikle ülkemizde bu alanda büyük bir boşluk vardır ve büyük çapta gereksinim duyulmaktadır.

Bundan dolayı istedim ki kendime cesaret verip bu konuyu biraz da olsun kendi imkanlarımla aydınlatmak istedim. Gerçi bu

mevzu hakkında araştırmak ve söz söylemek kolay bir iş değildir, fakat ne mutlu ki bu satırları yazan kişi yani kendimin büyük

bir avantajım vardır ve o da kendimin bu millete(Türkmen) mensub olmam. Çünkü Türkmenlerin kültürü, dili, folkloru, edebiyatı

ve geleneklerini yakından tanımam. Dolayısıyla umut ediyorum ki, yazım imkanı oldukça türkmenlerin günümüz ve geçmişteki

siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal hayatına aydınlık getirse.

Nasıl ki bir binayı temeli olmadan ve gerekli ilk malzemeleri olmadan inşa edemeyiz, yazılmış eserler de binalara benzer ve diğer

kaynaklardan yararlanmadan yazmak imkansızdır. Çünkü bu bir kuraldır ve diğer kaynaklardan yararlanmadan yazmak akılsızca

bir davranıştır. Eğer bu kaynaklar olmadan da bir eser yazarsak bu bir yalan ve sahtekarlık konumunu alır. Dolayısıyla elimde

olduğunca kaynaktan yararlanarak bu eseri ele aldım. Ümit ediyorum ki sayın okuyucular için bu eser yararlı olup öte yandan

Türkmen milletini tanıtmakta bir yararım dokunmuş olsun.

Ayrıca bu eseri yazmamda çok büyük katkılarından ve tavsiyelerinden dolayı Üstad Abdulkerim Bahmen’den özellikle teşekkür

etmek istiyorum.

Page 19: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 18

Vatan dediğin candan da azizdir

Vatan dediğin candan da azizdirİnsanın yaşadığı yurt başkadır, Vatan dediğin candan da azizdir. Vatansız insan hayatta laşkadır, Vatan dediğin candan da azizdir.

İnsan vatanı nasıl benimsemez? Vatan için insan bana ne demez. Vatan aşkı başka şeye benzemez, Vatan dediğin candan da azizdir.

Vatan sevdası ile özde meşktir, Vatan gönlümüzde olan bir

köşktür. Vatan bizim için sevgidir, aşktır, Vatan dediğin candan da azizdir.

Vatan duygudur,düşüncedir,haldir, Vatan gönülde çiçek açan daldır. Memleket insanlar için kutsaldır, Vatan dediğin candan da azizdir.

Yusuf vatan karpuz gibi seçilmez, Vatana hizmet etmekten kaçılmaz. Serden geçilir vatandan geçilmez, Vatan dediğin candan da azizdir.

1Yayına hazırlayan: Mu-hammed Musa Abdal

1 Alıntıdır: http://www.antoloji.com/vatan-dedigin-candan-da-azizdir-siiri/

Yayına hazırlayan: Muhammed Musa Abdal

Page 20: TOBAD - MAYIS 2012

19

RÖPÖRTAJ

SAYIN Mohammad Salih RASEKH YILDIRIM’LA RÖPÖRTAJIMIZ, BERLİN 2012

SAKHİ BAHRAMİYAN (SB) : Hocam, öncelikle Türkmen Öğrenciler Birliği aylık Dergisi’ne ayırdığınız zamanınızdan dolayı, dergimiz

adına çok teşekkür etmek istiyorum.

Sayın hocam, gerek TÖBAD okurları ve gerekse Afganistanlı vatandaşlarımızın sizi yakından bildikleri için, sorularımı sizin kendi

hakkınızda değil, halkımızla ilgi olarak başlamak istiyorum.

MOHAMMAD SALIH RASEKH(SR): Buyurunuz.

SB: Hocam, Afganistan Türkmenlerinin kökü nereye uzanıyor? Bunlar aslında Türkmenistanlı mı? Kısacası, bu kavim ne zamandan

beri Afganistan denilen topraklarda yaşıyorlar?

SR: Bildiğiniz üzere, Afganistan Türkmenlerinin kökü ‘Oğuzlara’ dayanıyor. Oğuz’lar da, Türk halklarının en eski milletlerinden biri

olarak çok eskilerden beri, hatta İslam dininden önce, bugünkü Afganistan coğrafyasına yakın yerlerde yaşıyorlardı. Bu uzun tarih

boyunca Türkmenler, farklı isimlerle anılmaya başladı. Örneğin; Oğuz, Tokuz Oğuz ve Türkmen.

Türkmenler, Dünya’nın İslam diniyle tanışmasından sonra da, bölgede ve özellikle de bugünkü Afganistan sınırlarında, zamanın

en güçlü imparatorluklarını kurmuşlardır. Örneğin; Gazneliler, Kara Hanlılar veya Afrasyab, Selçuklular vb.

Arapların ilk tarihçi ve coğrafya bilimcilerinden ‘İbn-i- Esir’ , Al- Mukaddesi ve diğerleri, Türkmenlerin yirmi dört dalından biri olan

‘ Halaç’ların, İslam öncesinde bile bugünkü başkent Kabil ve Zabul ile Ghuur vilayetleri arasında yaşadıklarını söylemektedir. Bu

‘Halaç’lar, daha sonraki yüzyıllarda ve ‘Ghuur İmparatorlukları’ sırasında, Hindistan civarında büyük devletler inşa etmişlerdir.

SB: Hocam, Türkmen halkının tarihçileri, bu halkın geçmişte bölgeye ve özellikle de eskiden Hurasan ve günümüzde Afganistan

denilen coğrafyaya, çok olumlu şeyler yaptıklarını iddia ediyorlar, nedir bu çalışmalar? Birkaç örnek verebilir misiniz?

SR: Dediğim gibi, eskiden Türkmenler, Türk kavimleri arasında en aktif ve en çok çalışanıydı. Bu sebepten dolayı da, hem İslam

öncesi ve hem de sonrası çok büyük devlet ve imparatorluklar kurmayı başarmışlardır. Bununla beraber, Türkmen soylarının

bu İmparatorluklardaki yeri ve etkisiyle de, Türkmenler bu bölgelerdeki medeniyet ve tarih çalışmalarında da en etkin rolü

oynamışlardır.

Biliyorsunuz, bu sene Afganistan’da bulunan ‘Gazne’ veya Gazni vilayeti, UNISCO tarafından Dünya İslam Kültürel Başkenti olarak

ilan edildi. Türkmenler ve Selçuklular, Ghuurlar, Harezem Şahlılar, Timuriler ve daha sonraki medeniyetlerin kuruluşunda çok

aktif rol almıştır. Bunların hepsi Türkmen halkının geçtiğimiz bin senede yapmış olduğu hizmetlerin bazıları ve gururlanmamak

mümkün değil.

SB: Sayın Hocam, sizin Türkmen dili ve edebiyatına yaptığınız hizmetleri tüm Afgan halkı ve biz biliyoruz. Örneğin bütün emeği

size ayıt olan ‘ Rasekh Sözlüğü’ bunların başında geliyor. Sizce bugün, Türkmence ne durumda?

SR: Maalesef, burada zamanımızın darlığından dokunamayacağım sebeplerden dolayı, günümüzde Türkmence dili iyi bir du-

rumda değil ve son yüzyıllarda bir gelişme de kaydetmemiş.

Page 21: TOBAD - MAYIS 2012

TOBAD

20

12 20

Daha Afganistan’da standart bir Türkmenceye de sahip değiliz. Türkmence yazım kuralları daha Arapça alfabesine göre

düzenlenmemiş ve bu sebepten dolayı da şair ve yazarlarımız, aynı kurala uygun olarak yazmıyorlar. Bu konuyla ilgili olarak, yeni

kitaplar basma ve yayın yapma konusunda da ciddi sıkıntılar doğurmuştur.

Edebiyat konusunda da henüz ciddi sorunlarımız var. Edebiyatımızda, günümüzün ihtiyaçlarını karşılayamayan eski biçimler hala

kullanılıyor. Bizim eski edebiyatımızda sadece şiir söyleniliyor ve modern edebiyatta mevcut olan Roman, Hikâye ve başka edebi-

yat biçimleri bulunmuyor.

Edebiyatımızın önde gelen başka bir sorunu da, Afganistan Türkmencesinin, Türkmenistan Türkmencesi ve Türkiye Türkçesiyle

yazım farkıdır. Bu da halkımızın modern edebiyattan habersiz kalmalarına yol açmıştır. Eğer böyle bir sorun olmamış olsaydı,

şüphesiz ki halkımız, Türkmenistan Türkmencesi ve Türkiye Türkçesinde bulunan modern edebiyatla da daha yakından tanışırlardı.

SB: Hocam, siz burada, Berlin’desiniz, Afganistan’da yaşayan Türkmenlerinin, günümüzdeki kültürel ve siyasi durumu hakkında

görüşlerinizi alabilir miyiz?

SR: Maalesef Afganistan’da yaşayan Türkmenlerimiz, orada yaşayan başka milletlerle kıyaslandığında; toplumsal, siyasal ve

kültürel anlamda çok daha gerideler. Bu halkın bu durumda kalmalarının başlıca sebepleri de; eğitimsizlik, yoksulluk, eğitimli

elemanların azlığı, hükümetin bu halka ve eğitimine olan ciddiyetsizliği ve Türkmence de az olan yayınlardır. Teessüfle belirtmek

isterim ki, Afganistan Türkmenleri, hem ‘Afgan Cihadı’ diye bilinen iç savaş döneminde, hem de sonrasında kendilerine özgü bir

siyasi parti kuramamışlardır. Eski model kabile beylikleri de bu dönemde işe yaramamıştır.

İşte bütün bu sebeplerden dolayı da halkımız, kendi siyasi, toplumsal ve kültürel haklarına sahip çıkamamıştır.

SB: Hocam, Afganistan Türkmenlerinin hem iç savaş süresinde hem de 2001 sonrası, birtakım iniş-çıkışları olmuştur. Sizce, Türk-

menler, bir toplum olarak, ne yöne doğru ilerlemekteler?

SR: Dediğim gibi, Afganistan Türkmenleri, hem iç savaş süresinde hem de sonrasında bu olayların merkezinde oldukları için, bu

olayların hepsinden etkilenmişlerdir. Ama çok sevindirici olan bir husus da, bu halkın gerek 30 senelik iç savaşta gerek sonrasında,

başka herhangi bir kavimle çatışmaya girmemiş ve sıkıntı yaşamamıştır. Bence bunun kendisi de bir başarıdır. Ama yürekten

inanıyorum ki, Allah’ın izniyle bu halk, ülkede; barış ve hoşgörü, birlik ve beraberlik ve huzur getirecek bir yöne doğru ilerleme-

ktedir. Bu ilerleme sayesinde ‘barış’ dolu ve her türlü dil, din ve ırk ayrımından barındırılmış bir Afganistan’ı kuracağımıza da

umutluyum.

SB: ve son olarak, Sayın Hocam, dergimiz öğrenciler tarafından hazırlanan bir dergidir. Dergimizin muhatabı her kesimden olsa

da, daha çok gençler tarafından beğenilmektedir. Bu anlamda gençlere, özellikle de Türkmen gençlerine tavsiyeleriniz nelerdir?

SR: Gençler, geleceğimizin mimarları ve Afganistan’ın umududurlar. Benim Afgan ve özellikle de Türkmen gençliğine tavsiyem,

öncelikle çok iyi eğitim almaları olacaktır. Kendi alanlarında uzmanlaşıp, ileride ülkemize ve halkımıza hizmet etmeye gayret

göstersinler.

Gençliğimize çok önemli bulduğum başka bir tavsiyem de, geçen neslin yaptığı gibi, onlar çok ciddi bir hastalık olan, ırk, dil, din

ve semt ayrımı yapmadan Afganistan’ın aydın geleceğine doğru hep birlikte yol alsınlar. Bunu yaparken, hiç ayrım gözetmeden

geçmişi ve günümüzü de analiz ederek, her zaman çok acı çeken milletimizin menfaatlerini göz önünde bulundursunlar.

SB: Sayın Hocam, bize ayırmış olduğunuz değerli zamanınızdan dolayı çok teşekkür ederim.

SR: Rica ederim. Kolay Gelsin.

Page 22: TOBAD - MAYIS 2012

Türkiye’de okuyan Afganistanlı Türkmen Öğrenciler Birliğikoordinatörlüğünde, Konya’da eğitim gören Afganistanlı öğrenciler tarafındanyüzyıl Türk Dünyasının büyük simalarından Türkmen milli şairi, mutasavvıf ve bilge “Mah- .18 dum Kulu Firagi’yi, Anma Programı” Konya’da 03 Mayıs 2012 tarihinde düzenlendi. Devletbüyükleri, sivil toplum kuruluşları, ilim adamlarının katıldığı programa Türkiye’nin çeşitli iller-.inden de Afganistanlı Türkmen öğrenciler başta olmak üzere Afganistan’lı öğrenciler katıldılarMedya kurumlarına haber konusu olan yoğun katılımlı programın açılışını Türkiye’de okuy-

an Afganistanlı Türkmen Öğrenciler Birliği Başkanı Hayt Murat Kuci yaptı. Slayt gösterisiyle devam eden programda şiir dinletisi katılımcıların beğenisini topladı. Sonra Yard. Doç. Dr. Rıdvan Öztürk’ün başkanlık ettiği ve Doç. Dr. Ali Temizel, Afganistan’lı Türkmen’lerindenDoktora öğrencisi olan Muhammad Qasım İbadî ve TRT Afganistan masası başkanı Huma- yun Hayrî’nin konuştuğu panel bölümüne geçildi. Ayrıca programda Afganistan büyük elçiliğinin gönderdiği mesajı da okundu. Programın sonunda Afganistanlı Türkmenlerin yerelsanatçısın Hz Mahdukulu’nun şiirlerinden ezgiler okuması herkesi coşturdu. 850 kişiye pi- lav ve ayran ikram edildiği panelde Afganistan Türkmenlerinin sergisi katılımcıların ilgisini.çekti ve herkes tarafından takdir edilmekle beraber programımız güzel bir şekilde sona erdi

2012-05-19

Mahdum kulu NAQİBULLAH CHAHARİ

Page 23: TOBAD - MAYIS 2012

Mahdumkulu ... şaiiri anma programından görüntüler

Page 24: TOBAD - MAYIS 2012

[email protected], Turkey