19
Doç. Dr. Müslüme NARİN GAZİ ÜNİVERSİTESİ, İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ, İKTİSAT BÖLÜMÜ TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ POLİTİKALAR E nerji, bir ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının en önemli girdilerinden birisi- dir. Dünyada ve Türkiye’de nüfus artışı, sanayileşme, şehirleşme ile birlikte küreselleşme sonucu ar- tan ticaret ve üretim olanakları- na bağlı olarak doğal kaynaklara ve enerjiye yönelik talep giderek artmaktadır. Ayrıca son yıllarda petrol başta olmak üzere toplam enerji kaynaklarının sağlanmasın- da net ithalatçı durumunda olan sanayileşmiş ülkelerde ve modern enerji hizmetlerinden yararlanmak isteyen gelişmekte olan ülkelerde enerji politikalarının oluşturulması ve enerji güvenliği öncelikli hale gelmiştir. Bu anlamda bir ülkenin enerji güvenliği, ekonomik ve ulu- sal güvenliği kadar önemlidir. Enerji politikalarının; zamanın- da, güvenilir, temiz, kesintisiz ve çevresel etkileri de dikkate alına- rak sağlanacağı, fiyat istikrarının gerçekleştirileceği bir piyasa orta- mı oluşturacak biçiminde düzen- lenmesi gerekmektedir. Öyleyse enerji politikalarının temel amacı, enerjinin tüketiciye yeterli, kaliteli, sürekli, ekonomik olarak karşıla- nabilir ve çevresel yönden sürdü- rülebilir koşullarda sağlanmasıdır. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan 2008–2010 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’da 1 (2007: 22–23) ener- ji politikalarının temel amacı, artan nüfusun ve gelişen ekonominin enerji gereksiniminin sürekli, ka- liteli ve güvenli bir biçimde en az maliyetle karşılanması ve bunun özel kesim yatırımlarının ağırlığını oluşturduğu, serbest rekabete dayalı şeffaf bir piyasa ortamın- da gerçekleştirilmesi olarak ifade edilmiştir. Bu çalışmada öncelikle Türkiye’nin mevcut enerji yapısı ince- lenecek, ardından Türkiye’nin izleyeceği öncelikli enerji politika- larına yer verilecektir. Son olarak da plan ve programlarda yer alan enerji ile ilgili konulara değinilecektir. 1. TÜRKİYE’NİN MEVCUT ENERJİ YAPISI Türkiye’nin genel enerji yapısına ilişkin temel tespitler; enerji talebindeki artış, enerji kaynaklarında dışa bağımlılık, özellikle elektrik enerjisinde yüksek yatırım gereksinimi, enerji verimlili- ğinin sağlanabilmesine yönelik potansiyel ile jeopolitik konumu- nun getirdiği üstünlükler olarak sıralanabilir. 1.1. Artan Birincil Enerji Talebi ve İthalat Bağımlılığı Türkiye’nin genel enerji talebi, özellikle 1990’lı yıllardan itiba- ren ekonomik büyüme ve nüfus artışına bağlı olarak hızla yük- selmiştir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı (ETKB)’nca yapılan öngörüye göre birincil enerji talebi 2020 yılına kadar artarak 222,4 milyon petrol eşdeğerine (mtep) ulaşacaktır. Ancak bi- rincil enerji üretiminin, 1970’li yıllardan itibaren artan talebi- ni karşılamadığı, önümüzdeki yıllarda da enerji açığının hızla artarak 2020 yılında 156,3 mtep’e ulaşacağı beklenmektedir. 1) 2007/12300 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 21.06.2007 tarih ve 26559 sayılı Resmi Gazete. Bir ülkenin enerji güvenliği, ekonomik ve ulusal güvenliği kadar önemlidir. asodosya 50 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

Doç. Dr. Müslüme NARİNGAZİ ÜNİVERSİTESİ, İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ,İKTİSAT BÖLÜMÜ

TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ POLİTİKALAR

Enerji, bir ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının en önemli girdilerinden birisi-

dir. Dünyada ve Türkiye’de nüfus artışı, sanayileşme, şehirleşme ile birlikte küreselleşme sonucu ar-tan ticaret ve üretim olanakları-na bağlı olarak doğal kaynaklara ve enerjiye yönelik talep giderek artmaktadır. Ayrıca son yıllarda petrol başta olmak üzere toplam enerji kaynaklarının sağlanmasın-da net ithalatçı durumunda olan sanayileşmiş ülkelerde ve modern enerji hizmetlerinden yararlanmak isteyen gelişmekte olan ülkelerde enerji politikalarının oluşturulması ve enerji güvenliği öncelikli hale gelmiştir. Bu anlamda bir ülkenin enerji güvenliği, ekonomik ve ulu-sal güvenliği kadar önemlidir.

Enerji politikalarının; zamanın-da, güvenilir, temiz, kesintisiz ve çevresel etkileri de dikkate alına-rak sağlanacağı, fiyat istikrarının gerçekleştirileceği bir piyasa orta-mı oluşturacak biçiminde düzen-lenmesi gerekmektedir. Öyleyse enerji politikalarının temel amacı, enerjinin tüketiciye yeterli, kaliteli, sürekli, ekonomik olarak karşıla-nabilir ve çevresel yönden sürdü-rülebilir koşullarda sağlanmasıdır.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan 2008–2010 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’da1 (2007: 22–23) ener-ji politikalarının temel amacı, artan nüfusun ve gelişen ekonominin enerji gereksiniminin sürekli, ka-liteli ve güvenli bir biçimde en az maliyetle karşılanması ve bunun özel kesim yatırımlarının ağırlığını

oluşturduğu, serbest rekabete dayalı şeffaf bir piyasa ortamın-da gerçekleştirilmesi olarak ifade edilmiştir.

Bu çalışmada öncelikle Türkiye’nin mevcut enerji yapısı ince-lenecek, ardından Türkiye’nin izleyeceği öncelikli enerji politika-larına yer verilecektir. Son olarak da plan ve programlarda yer alan enerji ile ilgili konulara değinilecektir.

1. TÜRKİYE’NİN MEVCUT ENERJİ YAPISI

Türkiye’nin genel enerji yapısına ilişkin temel tespitler; enerji talebindeki artış, enerji kaynaklarında dışa bağımlılık, özellikle elektrik enerjisinde yüksek yatırım gereksinimi, enerji verimlili-ğinin sağlanabilmesine yönelik potansiyel ile jeopolitik konumu-nun getirdiği üstünlükler olarak sıralanabilir.

1.1. Artan Birincil Enerji Talebi ve İthalat Bağımlılığı

Türkiye’nin genel enerji talebi, özellikle 1990’lı yıllardan itiba-ren ekonomik büyüme ve nüfus artışına bağlı olarak hızla yük-selmiştir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı (ETKB)’nca yapılan öngörüye göre birincil enerji talebi 2020 yılına kadar artarak 222,4 milyon petrol eşdeğerine (mtep) ulaşacaktır. Ancak bi-rincil enerji üretiminin, 1970’li yıllardan itibaren artan talebi-ni karşılamadığı, önümüzdeki yıllarda da enerji açığının hızla artarak 2020 yılında 156,3 mtep’e ulaşacağı beklenmektedir.

1) 2007/12300 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 21.06.2007 tarih ve 26559 sayılı Resmi Gazete.

Bir ülkenin enerji güvenliği, ekonomik ve ulusal güvenliği kadar önemlidir.

asodosya

50 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 2: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ POLİTİKALAR

Tablo–3: Türkiye’nin Petrol Üretim ve Tüketimleri 1970–2020 (Bin Ton)

Geçmiş Yıllar

Yıllar Üretim Tüketim

1970 3,542 7,579

1980 2,330 15,309

1990 3,717 22,700

2000 2,749 31,072

2001 2,551 29,661

2002 2,442 29,776

2003 2,375 30,669

2004 2,276 31,729

2005 2,281 31,062

2006 2,176 31,395Projeksiyon

Yıllar Üretim Tüketim

2007 1,881 33,736

2008 1,754 35,689

2009 1,618 38,057

2010 1,498 39,872

2011 1,390 41,411

2012 1,294 43,070

2013 1,204 44,954

2014 1,105 46,796

2015 1,018 48,774

2020 660 58,911

Kaynak: ETKB, 2008.

Oysa aynı döneme ilişkin TÜPRAŞ’ın verilerine göre, 2007 yılında 31,1 milyon ton olan toplam petrol ürünleri ta-lebinin 2020 yılına kadar, pet-rol tüketiminin yıllık ortalama yüzde 1,8 oranında artarak 39,2 milyon tona çıkacağı be-lirtilmektedir (TÜPRAŞ, 2008). İki farklı veri kaynağının bir-birinden çok farklı olması, be-lirlenecek enerji politikalarını etkileyecektir.

2007 yılında tüketilen petro-lün 23,4 milyon tonu ithal edil-miştir. Bu ithalatın 9,1 milyon tonu (%38,9) Rusya’dan, 8,9 milyon tonu (%38) İran’dan, 3,3 milyon tonu (%14) S.Arabistan’dan, geri kalanı da Kazakistan, İtalya, Suriye ve Libya’dan karşılanmıştır.

Birincil enerji üretim ve tüketiminin 1970 yılında 2006 yılına kadar gerçekleşmiş, 2020 yılına kadar da öngörülen değerleri Tablo-1’de verilmiştir.

Tablo–1: Birincil Enerji Üretim ve Tüketimi (MTEP)

Kaynak: ETKB, 2008.

Enerji talebinin yerli üretimle karşılanma oranı 1970’li yıllardan itibaren giderek düşmüş ve 2006 yılında yüzde 26,9 düzeyinde gerçekleşmiştir. Öngörülere göre 2020 yılında bu oranın yüzde 30 civarında olması beklenmektedir. Bu verilerden anlaşılmaktadır ki Türkiye enerji gereksiniminin büyük bölümünü ithal etmekte, diğer bir deyişle ülkenin dışa bağımlılığı giderek artmaktadır.

2006 yılında birincil enerji üretimi ve tüketiminin kaynaklara göre dağılımı ise Tablo-2’de verilmiştir. Türkiye’nin birincil enerji açığının ağırlıklı olarak taşkömürü, petrol ve doğalgazdan oluşan fosil yakıt-larda yoğunlaştığı görülmektedir.

Tablo–2: Türkiye’de Birincil Enerji Üretim ve Tüketiminin Kaynaklara Göre Dağılımı (2006, Bin TEP)

Kaynaklar Üretim % Tüketim % Açık

Taşkömürü 1348 5,0 14721 14,8 -13373

Linyit 11545 43,1 11188 11,2 357

Asfaltit 195 0,8 259 0,3 -64

Petrol 2284 8,5 32551 32,6 -30267

Doğalgaz 839 3,1 28867 28,9 -28028

Hidrolik ve Jeotermal 3886 14,6 3886 3,9 0

Jeotermal Isı 1081 4,0 1081 1,1 0

Rüzgar 11 0,06 11 0,01 0

Güneş 403 1,5 403 0,4 0

Odun 4023 15,0 4023 4,1 0

Hayvan ve Bitki Artıkları 1146 4,4 1146 1,2 0

Biyoyakıt 2 0,0 2 0,0 0

Elektrik İthalat -143 0,14

Toplam 26763 100,0 99825 100,0

Kaynak: ETKB, 2008.

Petrol: Türkiye’de 2006 yılında tüketilen birincil enerjinin yüzde 32,6’sını petrol oluşturmaktadır. Aynı yıl petrol üretimi 2,2 milyon ton, tüketimi ise 31,4 milyon tondur. 2020 yılına kadar öngörülen petrol üretimi ve tüketimi Tablo-3’te yer almaktadır. Türkiye’nin pet-rol tüketiminin yıllık ortalama yüzde 4,5 oranında artarak 2020 yı-lında 58,9 milyon tona çıkacağı tahmin edilmektedir (ETKB, 2008).

Yıllar Üretimi Tüketimi Enerji AçığıTalebin Yerli Üretimle Karşılanma Oranı %

1970 14,5 18,9 -4,4 78,81980 17,4 32,0 -14,6 54,41990 25,5 53,0 -27,5 48,12000 26,0 80,5 -54,5 32,32006 26,8 99,8 -73,0 26,92010 37,5 126,3 -88,8 30,02015 54,5 170,2 -115,7 32,02020 66,1 222,4 -156,3 30,0

asodosya

51ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 3: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

Türkiye’nin ham petrol ithalatı, ithalatın yapıldığı ülkeler, or-talama ham petrol fiyatı ve petrol ithalatına yaptığı ödemeler Tablo-4’te görülmektedir. Türkiye’nin sekiz farklı ülkeden petrol ithal ettiği, böylece doğalgaza göre daha fazla kaynak çeşitliliği sağladığı görülmektedir.

Tablo–4: Türkiye Ham Petrol İthalatı (Milyon Ton)

Kaynak: TÜPRAŞ, HSBC Yatırımcı Sunumu Nisan 2008.

Türkiye’nin ham petrol ithalatında önemli bir değişiklik ol-mamasına karşın, dünya petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak petrol ithalatına yaptığı ödeme sürekli artış göstermiştir.

Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin 2020 yı-lında 59,3 milyar metre küpe çıkacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin doğalgaz üretim ve tüketimleri ile hedefleri Tablo-5’te görülmektedir.

Tablo–5: Türkiye’nin Doğalgaz Üretim ve Tüketimleri ile Hedefleri 1970–2020 (Milyon m3)

2007 yılında 36,4 milyar metreküp doğalgaz ithal eden Türkiye, bu ithalatın yüz-de 64’ünü Rusya’dan, yüz-de 17’sini İran’dan ve yüzde 3,5’ini de Azerbaycan’dan ger-çekleştirmektedir. Doğalgazın yanı sıra Nijerya ve Cezayir’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı da bulunmaktadır. Türkiye’nin yıllar itibarıyla do-ğalgaz ve LNG ithalatı Tablo-6’da görülmektedir. İlk olarak 1987 yılında başlanan doğal-gaz ithalatı günümüze gelene kadar hızla artmış, bazı yıllar-da da spot piyasalardan LNG alımı yapılmıştır.

Tablo-6: Yıllar İtibariyle Doğalgaz ve LNG Alım Miktarları (Milyon metreküp)

Kaynak: BOTAŞ, Doğalgaz Arz ve Talep Senaryoları, 2008.

Türkiye’nin doğalgaz talebi ve kaynak ülkeleriyle birlikte ithala-tına ilişkin senaryolar Tablo-7’de görülmektedir. 2020 yılına kadar Rusya’ya olan bağımlılığın biraz azalarak yüzde 59’a düşeceği, ancak bağımlılığın devam ede-ceği öngörülmektedir.

Tablo–7: Doğalgaz Talep ve Arz Senaryoları (Milyar metre küp)

Kaynak: BOTAŞ, Doğalgaz Arz ve Talep Senaryoları, 2008.

Yıllar 2004 2005 2006 2007

Rusya 5,8 7,1 6,7 9,1

İran 5,8 7,0 8,9 8,9

S. Arabistan 3,5 3,5 3,5 3,3

Irak 1,2 0,9 0,5 0,9

Kazakistan - - 0,1 0,5

İtalya 0,1 - - 0,4

Suriye 0,4 0,3 - 0,2

Libya 4,8 4,6 4,5 0,1

Azerbaycan - 0,1 0,1 -

Cezayir 0,4 - - -

Toplam İthalat 22,0 23,5 24,3 23,4

Yurtiçi Üretim 2,3 2,2 2,2 2,3

Toplam İthalat (Milyon Varil) 138,4 147,8 152,8 147,2

Ortalama H.P. Fiyatı $/varil 38,2 54,4 65,1 72,5

Yapılan Ödeme (Milyar $) 5,3 8,1 10,0 10,7

Geçmiş Yıllar

Yıllar Üretim Tüketim 19701980 23 231990 212 3,4182000 639 15,0862001 312 16,3392002 378 17,6942003 561 21,3742004 708 22,4462005 897 27,1712006 907 31,187

ProjeksiyonYıllar Üretim Tüketim

2007 850 32,0182008 322 36,8632009 273 39,9152010 258 42,6242011 250 46,3052012 243 47,3052013 247 49,4632014 245 50,2512015 234 51,3572020 252 59,300

YıllarRusyaBatı Hattı

İranRusya Mavi Akım

Azer.Nijerya

LNGCezayir

LNGSpot LNG

Toplam

1987 433 - - - - - - 433

1988 1,136 - - - - - - 1,136

1989 2,986 - - - - - - 2,986

1990 3,246 - - - - - - 3,246

1991 4,031 - - - - - - 4,031

1992 4,430 - - - - - - 4,430

1993 4,952 - - - - - - 4,952

1994 4,957 - - - - 418 - 5,375

1995 5,560 - - - - 1,058 240 6,859

1996 5,524 - - - - 2,436 80 8,041

1997 6,574 - - - - 3,300 - 9,874

1998 6,539 - - - - 3,051 644 10,233

1999 8,693 - - - 77 3,256 332 12,358

2000 10,079 - - - 780 3,962 - 14,821

2001 10,931 115 - - 1,337 3,985 - 16,368

2002 11,603 669 - - 1,274 4,078 - 17,624

2003 11,422 3,520 1,252 - 1,126 3,867 - 21,188

2004 11,106 3,558 3,238 - 1,034 3,237 - 22,174

2005 12,857 4,322 4,969 - 1,030 3,851 - 27,028

2006 12,246 5,691 7,403 - 1,118 4,203 80 30,741

2007 13,799 6,158 9,346 1.279 1,420 4,277 170 36,450

Yıllar 2007 2008 2009 2010 2015 2020

Toplam Talep 35,0 36,0 39,8 43,8 56,2 65,9

Rusya 6,0 6,0 6,0 6,0 0 0

Cezayir 4,4 4,4 4,4 4,4 0 0

Nijerya 1,3 1,3 1,3 1,3 1,3 1,3

İran 9,6 9,6 9,6 9,6 9,6 9,6

Rusya (Batı Hattı)

8,0 8,0 8,0 8,0 8,0 8,0

Rusya (Mavi Akım)

10,0 12,0 14,0 16,0 16,0 16,0

Türkmenistan* 0 0 0 0 0 0

Azerbaycan 3,0 5,0 6,6 6,6 6,6 6,6

Toplam Arz 41,6 45,6 49,1 51,1 40,8 40,8

* Doğal gaz alımı belirsizliğini korumaktadır.

Kaynak: ETKB, 2008.

asodosya

52 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 4: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

Türkiye’nin özellikle doğalgazda en büyük kaynak olan Rusya’ya bu düzeyde bağımlı olması enerji güvenliği açısından bir risk fak-törü oluşturmaktadır. Rusya’ya bağımlılık, kaynak çeşitliliği bakı-mından Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan’dan alınabilecek doğalgazın önünde de bir engel oluşturmaktadır. Türkmenistan’la 21 Mayıs 1999 tarihinde otuz yıl süreyle her yıl 16 milyar metreküp doğalgaz alım anlaşması yapılmış olmasına karşın, bu doğalgazın Türkiye’ye gelebilmesi günümüzde pek olası görünmemektedir. 12 Mart 2001 tarihinde yapılan anlaşma doğrultusunda 2007 yılında Azerbaycan’dan doğalgaz alımı başlamıştır (BOTAŞ, 2008a).

Türkiye’nin doğalgazda karşı karşıya bulunduğu en önemli so- önemli so-li so-run “al ya da öde” sözleşmelerine bağlanmış olan yüksek fiyatlı ve Türkiye’nin satın almasa bile parasını ödemek zorunda kalacağı do-ğalgaz bağlantılarıdır (Özkanlı, 2003). Ayrıca termik santrallerinin kullanacağı doğalgaz için, 15 yıl ile 30 yıl arasında değişen anlaşma-lar yapılmıştır. Bu anlaşmalar BOTAŞ tarafından imzalanmış, Hazine de garanti vermiştir. Ayrıca, BOTAŞ tarafından yapılan doğalgaz ta-lep tahminleri sürekli değişmektedir. Örneğin 2004 yılında BOTAŞ’ın ağ sayfasında 2020 yılı talep tahmininin 42,9 milyar metre küp (Pa-mir, 2006), 2007 yılında 63,2 milyar metre küp (Narin, 2007: 89) olacağı belirtilmiştir. Ancak, Mayıs 2008 tarihi itibarıyla bu tahminin 65,9 milyar metre küp olacağı öngörülmektedir. Sürekli değişen ve çok abartılı olan doğalgaz talep tahminleri yüzünden milyarlarca do-larlık alım anlaşması imzalanmıştır.

Kömür: Türkiye’nin kömür rezervleri 2006 yılı sonunda 4,186 milyon ton olup, dünya rezervlerinin yüzde 0,5’ini oluşturmaktadır. Aynı dönemde kömür üretimi 63,4 milyon ton, tüketimi ise 144,9 milyon ton olarak gerçekleşmiştir (BP, 2007).

2006 yılında yaklaşık 22,8 milyon ton taş kömürü, 60,2 milyon ton linyit tüketimi bulunan Türkiye’nin, 2020 yılında taş kömürü tüketiminin 80,4 milyon tona, linyit tüketiminin 162,7 milyon tona çıkacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’nin taş kömürü ve linyit üre-timleri, tüketimleri ile hedefleri Tablo–8’de görülmektedir.

Şekil–8: Türkiye’nin Taş Kömürü ve Linyit Üretim ve Tüketimleri 1970–2020 (Bin Ton)

Kaynak: ETKB, 2008.

Türkiye’nin 1970’li yıllardan itibaren taş kömürü üretimi sürek-li düşerken linyit üretimi artmıştır. 1970’li yıllarda yaşanan petrol krizlerine bağlı olarak elektrik üretimine yönelik linyit işletmeleri yatırımları artmıştır. Ancak, 1990’lı yıllarda doğalgaz santrallerinin artmasıyla linyit üretimi giderek düşmüştür. Özellikle 2005 yılından

itibaren hızla artan petrol ve doğalgaz fiyatları yüzünden linyit üretiminde artış yeniden başlamıştır.

1973 yılında 16 bin ton olan taş kömürü ithalatı gide-rek artmış, 1985 yılında 2,6 milyon tona, 1990 yılında 3,6 milyon tona ulaşmıştır (TTK, 2007). 2000 yılından itiba-ren ithal edilen taş kömürü ve ödenen ithalat bedeli Tablo-9’da görülmektedir. Artan taş kömürü tüketiminin karşıla-nabilmesi için yıllar itibarıyla ithalat artış göstermiş, bu it-halat yüzünden katlanılan yük de hızla artmıştır.

Tablo–9: Taş Kömürü İthalatı (Milyar metre küp)

Kaynak: TTK, 2007 Yılı Faali-yet Raporu, 2007.

Geçmiş Yıllar Projeksiyon

Taş Kömürü Linyit Taş Kömürü Linyit

Yıllar Üretim Tüketim Üretim Tüketim Yıllar Üretim Tüketim Üretim Tüketim

1970 4,573 4,727 5,782 5,772 2007 2,460 23,293 65,216 97,201

1980 3,598 4,630 14,469 15,243 2008 9,000 22,194 98,630 98,630

1990 2,745 8,191 44,407 45,891 2009 9,000 24,884 101,488 101,488

2000 2,392 15,525 60,854 64,384 2010 9,000 29,049 102,705 102,705

2001 2,494 11,176 59,572 61,010 2011 9,000 30,735 113,932 113,932

2002 2,319 13,830 51,660 52,039 2012 9,000 34,374 119,233 119,233

2003 2,059 17,535 46,168 46,051 2013 9,000 37,812 130,382 130,382

2004 1,946 18,904 43,709 44,823 2014 9,000 41,174 140,657 140,657

2005 2,170 19,421 57,708 56,571 2015 9,000 44,727 151,659 151,659

2006 2,319 22,798 61,484 60,184 2020 9,000 80,399 162,701 162,701

Yıllarİthalat

(Milyon Ton)

İthalat (Milyon Dolar)

2000 13,9 672,6

2001 6,8 345,7

2002 14,4 746,0

2003 16,7 983,1

2004 16,8 1.312,3

2005 17,4 1.680,7

2006 20,7 2.027,4

asodosya

53ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 5: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

Yeni ve yenilenebilir kaynakla-rın değerlendirilmesi ve kaynakla-rın çeşitlendirilmesi amacıyla uzun dönemli doğalgaz arz anlaşmaları dikkate alınarak, elektrik enerjisi talebinin karşılanması için, üretim sistemine ilave edilmesi öngörülen kapasite gereksinimini belirleyen planlama çalışması yapılmıştır. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİ-AŞ) tarafından 2007–2016 döne-mine ilişkin yapılan bu çalışmaya göre yüksek senaryodaki enerji ta-lebi 2009 yılından, düşük senaryo-daki enerji talebi 2011 yılından iti-baren karşılanamamaktadır. 2016 yılına kadar yüksek senaryodaki enerji talebinin karşılanabilme-si için 8,835 MW’ı hidrolik, 1,250 MW’ı rüzgar, 4,500 MW nükleer, 5,560 MW’ı linyit ve 9,775 MW’ı doğalgaz kullanan termik sant-rallerden oluşmak üzere toplam 29,921 MW yeni kapasite ilavesi-ne gerek duyulmaktadır (TEİAŞ, 2007: 34–36). Yatırımların uzun dönemde sonuçlanabileceği dik-kate alındığında, elektrik enerjisi kesiminin ciddi bir yatırım gerek-sinimi içerisinde olduğu görülmek-tedir. Ayrıca mevcut güç kapasite-sinin, özellikle de Elektrik Üretim A. Ş. (EÜAŞ)’nin işlettiği termik santrallerinin eskimiş olması ve inşaatı devam eden projelerde or-taya çıkabilecek olası gecikmeler de dikkate alındığında, kurulu güç kapasitesi gereksiniminin daha da artacağı düşünülmektedir.

Elektrik Enerjisi Dağıtımı: Türkiye’de elektrik dağıtımında, bölgeler arasında büyük fiyat fark-lılıkları bulunmaktadır. Bu fiyat farklılığını, bölgeye özgü dağıtım faaliyeti maliyetleri ile bölgeye özgü kayıp ve kaçak oranları oluş-turmaktadır. Yirmi bölge ölçeğinde dağıtım fiyatları arasındaki oran yedi kata, kayıp ve kaçak maliyet-lerindeki oran ise on beş kata ka-dar çıkmaktadır (TEDAŞ, 2008).

Türkiye’de 2005–2006 dönemi elektrik kayıp ve kaçak oranları

1.2. Elektrik Enerjisi Talebi, Üretimi ve Dağıtımı

İkincil enerji kaynağı olan elektrik enerjisi, kömür, petrol ve doğalgazdan oluşan fosil yakıtlar, su, nükleer kaynaklar ile rüz-gar, güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan dönüştürülerek elde edilmektedir. Bu enerji, bir yandan mal ve hizmetlerin üreti-minde temel girdi olarak, öte yandan hanehalklarınca tüketim amacıyla kullanılmaktadır. Diğer enerji kaynaklarına göre kul-lanımının kolay ve temiz olması nedeniyle genel enerji tüketimi içerisindeki payı hızla artmaktadır.

Elektrik Enerjisi Talebi ve Üretimi: Türkiye’nin 1970 yı-lında 7,3 TWh olan elektrik enerjisi tüketimi, özellikle 1980’li yıllardan itibaren hızla artarak 2000 yılında 98,3 TWh’a, 2006 yılında ise 143,1 TWh’a ulaşmıştır. Artan elektrik enerjisi tale-binin karşılanabilmesi için kurulu güç kapasitesinin ve elektrik üretiminin de arttığı görülmektedir. 1970–2006 döneminde ku-rulu güç kapasitesi on dokuz katına, elektrik enerjisi üretimi ise yirmi bir katına çıkmıştır. Türkiye’nin elektrik enerjisi, kurulu güç kapasitesi, üretimi, ithalatı, ihracatı ve tüketimi Tablo-10’da görülmektedir.

Tablo-10: Türkiye Brüt Elektrik Enerjisi Üretim-İthalat-İhracat ve Tüketimi (Gwh)

Kaynak: TEİAŞ, Türkiye Elektrik Üretim-İletim İstatistikleri 2006.

Ekonomik büyümeye bağlı olarak Türkiye’nin 2020 yılına ka-dar elektrik enerjisi talebinin hızla artacağı öngörülmektedir. ETKB tarafından hazırlanan talep tahmini, düşük ve yüksek ol-mak üzere iki farklı senaryoya göre hazırlanmış olup, Tablo-11’de görülmektedir.

Tablo–11: Elektrik Enerjisi Talep Tahmini (Milyar kWh)

Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu güç kapasitesinde hid-rolik santrallerin payı azalır-ken, termik özellikle de doğal-gaza dayalı santrallerin payı hızla artmıştır. 1990 yılında yüzde 14 olan doğalgaza da-yalı santrallerin payı, 2006 yı-lında yüzde 25’e çıkmış, 1990

yılında yüzde 41 olan hidrolik santrallerin payı yüzde 32’ye düşmüştür (TEİAŞ, 2006).

YıllarKurulu

Güç Kapas. GWh

Brüt Üretim TWh

İthalatGWh

İhracatGWh

Brüt ArzTWh

Brüt Talep TWh

Net Tüketim

TWh

1970 2,2 8,6 - - 8,6 8,6 7,3

1980 5,1 23,8 1341,2 - 23,2 24,6 20,4

1990 16,3 57,5 175,5 906,8 53,5 56,8 46,8

2000 27,3 124,9 3791,3 437,3 122,1 128,3 98,3

2006 40,6 176,3 573,2 2235,7 167,9 174,6 143,1

YıllarTalep Tahmini

Düşük Senaryo

Yüksek Senaryo

2005 159,7 159,7

2010 216,7 242,0

2015 294,6 356,2

2020 406,5 499,5

asodosya

54 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Kaynak: TEİAŞ, Türkiye Elektrik Enerjisi Üretim Planlama Çalış-ması (2005–2020) 2004.

Page 6: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

sonucu olabilmektedir. Ayrı-ca, bazı bölgelerde işyerleri-nin kaçak elektrik kullandığı, bazı kamu kuruluşlarının da kullandığı elektriğin bedelini ödemediği ileri sürülmektedir (Atiyas, 2006: 96).

Öte yandan 2004 yılında Yüksek Planlama Kurulu Ka-rarı ekinde yer alan “Elektrik Enerjisi Reformu ve Özelleş-tirme Stratejisi Belgesi”nde özelleştirme uygulamalarına dağıtım sektöründen başla-nacağı belirtilmiş ve eylem planına uygun olarak Özel-leştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Kararı (ÖİB, 2004) ile TEDAŞ özelleştirme programı-na alınmıştır. Bu karar doğrul-tusunda TEDAŞ, Tablo-12’de de görüldüğü gibi Türkiye’yi 21 bölgeye ayırmış ve 1 Tem-muz 2008 tarihinde Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. ile Sa-karya Elektrik Dağıtım A.Ş. özelleştirilmiştir (Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 2008).

Serbest Tüketici: 2001 yılında çıkarılan 4628 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu2” ile birlikte enerji piyasasında serbest tüketici terimi ifa-de edilir olmuştur. Serbest tüketici, Enerji Piyasası Dü-zenleme Kurumu (EPDK) ta-rafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha faz-la tüketimde bulunması veya iletim sistemine doğrudan bağlı olması nedeniyle teda-rikçisini seçme serbestisine sahip, gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmaktadır. Ser-best tüketici, iletim sistemine doğrudan bağlı olan, bir ön-ceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler ve organize sanayi bölgesi tüzel kişilikleri olarak belirtilmiştir. Kanunun yürür-

bölgeler itibarıyla Tablo-12’de görülmektedir. Kayıp ve kaçak oran-larının yüksek olduğu iller; Van (%71), Hakkari (%65,6), Mardin (%63,8) ve Şırnak (%61) olarak sıralanabilir.

Tablo–12: Türkiye’de Elektrik Kayıp Kaçak Oranları (%)

Kaynak: TEDAŞ, Türkiye Elektrik Dağıtım ve Tüketim İstatistikleri 2008.

Bölgeler ölçeğinde hedef kayıp ve kaçak oranları için iyileştir-me sürecinde, 20 bölgenin hedef ortalama kayıp ve kaçak oranının yüzde 17,2’den başlayarak 2010 yılına kadar yüzde 11,3’e düşürül-mesi hedeflenmiş, 2006 yılında yüzde 15,1’e düşürülmüştür. Yıllar itibarıyla kayıp ve kaçak oranlarında bir azalış eğilimi gözlenmesine karşın, hala ortalama kayıp ve kaçak oranı yüzde 7 civarında olan OECD ortalamasının bir hayli üstünde olduğu görülmektedir (Gidiş, 2007: 3).

Kayıp ve kaçak oranlarının giderek düşürülmüş olmasına karşın 2006 yılı itibarıyla yüzde 15,1 olan kayıp ve kaçakların yarısı tek-nik kayıplardan kaynaklanmaktadır. Teknik kayıpların giderilmesi için de iletim ve dağıtım şebekelerine 6,938 milyon dolarlık (DPT, 2006: 89) ek yatırım yapılması gerekmektedir.

Türkiye’de kayıp ve kaçakların neden yüksek olduğunu inceleyen kamuya açık bir çalışma bulunmamaktadır. Ancak, kayıp ve kaçak oranlarının çok yüksek olduğu yöreler, siyasi ayrılıkçığa dayalı şid-det olaylarının da yüksek olduğu bölgelerdir. Dolayısıyla konunun önemi, bir siyasi ve toplumsal boyutu olabileceğini göstermesidir. Öte yandan İstanbul (%12,3) ve Ankara (%9,7) gibi büyük kent-lerde kaçak elektrik kullanımı, genel olarak kaçak yapılanmanın

Dağıtım Şirketleri 2005 2006 Dağıtım Şirketleri 2005 2006

Vangölü Edaş 62,1 63,8 Yeşilırmak Edaş 11,8 9,5

Dicle Edaş 64,3 57,8 Trakya Edaş 9,9 9,3

Aras Edaş 31,7 29,4 Göksu Edaş 10,7 9,3

Çoruh Edaş 14,4 12,3 Akdeniz Edaş 9,3 8,9

Boğaziçi Edaş İst. Av. 16,2 12,3 Uludağ Edaş 10,1 8,8

Fırat Edaş 14,3 11,7 Çamlıbel Edaş 10,3 8,5

Toroslar Edaş 13,1 10,9 Meram Edaş 7,1 7,8

Ayedaş İst. Anadolu 10,4 10,2 Osmangazi Edaş 6,9 7,2

Sakarya Edaş 12,3 10,1 Menderes Edaş 9,1 7,1

Başkent Edaş 11,1 9,6 Gediz Edaş 7,1 6,5

Türkiye Ortalaması 17,8 15,1 Türkiye Ortalaması 17,8 15,1

2) 03.03.2001 tarih ve 24335 sayılı Resmi Gazete.

asodosya

55ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 7: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

asodosya

Bu dönemde gereksinim du-yulan yatırımlarda belirleyici olan yüzde 81,5 payla elektrik enerjisi alt kesimleri yatırımlarıdır. Elektrik enerjisi alt kesimindeki yatırımla-rın, kaynakların kurulu güç bazın-da gelişimine ilişkin öngörüler çer-çevesinde gerçekleştirilmesi arz güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Elektrik enerjisi yüksek senar-yodaki talep tahmini ve buna göre TEİAŞ tarafından hazırlanan elekt-rik üretim planları, 2009 yılından itibaren yeni kapasite yatırımları-nın yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla 2016 yı-lına kadar on yılda yapılacak yeni kapasite yatırımlarının finansmanı için toplam 47,5 milyar dolara ge-reksinim duyulmaktadır (TEİAŞ, 2004).

Enerji yatırımlarının kamu büt-çesi üzerinde ek yük yaratmaksı-zın piyasa modeli içerisinde ağır-lıklı olarak özel kesim tarafından, geçiş döneminde kamu-özel kesim işbirliğine yönelik modellerin ge-liştirilmesi gerekmektedir. Böylece arz güvenliğini sağlayacak biçimde büyük yatırımların zamanında ger-çekleştirilmesi gerektiği ön plana çıkmaktadır.

1.4. Enerji Verimliliği Potansiyeli

Ekonomik büyümeye bağlı ola-rak artan enerji talebi, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara olan talebi de artırmaktadır. Ancak, bu yakıtların rezervleri ve üretimleri-nin aynı ölçüde artış göstermeme-si, enerji tüketimindeki hızlı artışa bağlı olarak ozon tabakasının in-celmesi, sera gazı emisyonlarının insan yaşamını tehdit eder boyuta gelmesi yüzünden, enerji kaynak-larının etkin bir biçimde kullanıl-ması önem kazanmıştır.

Enerji verimliliği, enerji girdisi-nin üretim içindeki payının azaltıl-ması, aynı üretimin daha az enerji tüketerek gerçekleştirilmesi olarak

lüğe girmesinden itibaren yirmi dört ay sonra geçerli olmak üze-re, bir önceki yıla ait toplam elektrik enerjisi tüketiminin dokuz GWh fazla olması gerekmektedir. Bu sınır, Avrupa Birliği3 (AB) üye ülkelerinde serbest tüketici için Şubat 2004’ten sonra ge-çerli olacak alt sınırdır.

Türkiye’de kanun ile EPDK’ya serbest tüketicileri belirleyen limitlerin zaman içerisinde değiştirilmesine yönelik yetki ve-rilmiştir. Bu limitlerin giderek aşağı çekilmesiyle tedarikçisini seçebilen tüketici sayısının artması; dolayısıyla elektrik arz pi-yasasında rekabetçi bir ortamın oluşturulması amaçlanmıştır. Türkiye’de 2003 yılında 9 GWh, 2004’de 7,8 GWh, 2005’te 7,7 GWh, 2006’da 6 GWh, 2007’de ise 3 GWh olan serbest tüketici limiti, 2008 yılında 1,2 GWh’e düşürülmüştür (EPDK, 2008).

1.3. Enerji Kesimi Yatırım Gereksinimi

Gelecekteki enerji talebinin enerji politikalarıyla uyumlu bir biçimde karşılanabilmesi için halen devam eden ve gereksinim duyulan ilave yatırımların zamanında tamamlanması zorunlu hale gelmiştir.

Enerji kesiminde gereksinim duyulan yatırımlar; 9. Kalkınma Planı Enerji Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda doğalgaz de-poları, petrol ve doğalgaz boru hatları, elektrik iletim ve dağı-tım şebekeleri, barajlar ve hidroelektrik santraller, termik ve nükleer santraller, yenilenebilir enerji yatırımları ve yeni enerji teknolojileri (hidrojen, biyodizel, biyoetanol, biyokütle, toryum) olarak sıralanmıştır (DPT, 2006: 88–89).

2005–2020 döneminde yüksek talep tahminine göre yapılma-sı gereken enerji kesimi yatırımları 128,6 milyar doları bulmak-tadır. Elektrik enerjisi yatırımları ise yaklaşık 105 milyar dolar civarındadır. Bu dönemde yapılacak yatırım harcamaları ve alt kesimler itibarıyla dağılımı Tablo-13’te görülmektedir.

Tablo-13: 2005–2020 Dönemi Enerji Kesimi Yatırım Gereksinimi

Yatırım (Yüksek Senaryo)

Milyon Dolar

Kömür (Arama-Üretim)

5,109

Petrol (Yurtdışı dahil rezerv ekleme ve gerekli yatırım)

16,000

Doğalgaz 2,700Elektrik 104,765

DSİEÜAŞ

Yeni Üretim Tesisi Gereksinimi

İletimDağıtım

6,093458

91,276

9386,000

Toplam 128,574

Kaynak: DPT, 9. Kalkınma Planı Enerji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2006, s.89

3) Yeni AB Elektrik Direktifine göre 1 Temmuz 2004 tarihi itibarıyla mesken aboneleri dışındaki tüketiciler, 1 Temmuz 2007 tarihi itibarıyla de tüm tüketiciler serbest tüketici olarak kabul edilecektir.

asodosya

56 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 8: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

asodosya

tadır. Yapılan çalışmalara göre yalnızca enerjiyi verimli kullanarak yıllık nihai enerji tüketiminin yüzde 30’u ka-dar tasarruf sağlanabilecektir (Büyükmıhçı, 2004: 2).

Ancak, Türkiye’de yeterli yatırım yapılmaması yüzün-den enerji verimliliğinin ye-terince sağlanamadığı görül-mektedir. Enerji verimliliğinin artırılması, diğer bir deyişle enerji yoğunluğunun düşü-rülmesi için, enerji kesiminin yanı sıra tüm kesimlerin aynı bilinçle planlama yapması ge-rekmektedir. Türkiye’de enerji verimliliği göstergeleri dikka-te alındığında, sanayi, tarım, konut ve hizmet kesimlerinde enerji tasarrufu konusunda önemli bir potansiyel bulun-maktadır. Ancak, sanayi kesi-minde beklenen yüksek enerji talep artışı nedeniyle, enerji verimliliği programlarının ön-celikli olarak bu kesime yöne-lik olması gerekmektedir.

Sanayi Kesimi: 2006 yı-lında Türkiye’nin nihai enerji tüketimi içinde yaklaşık yüzde 40 (ETKB, 2008), elektrik tü-ketiminde yüzde 47,5 (TEİAŞ, 2006) paya sahip sanayi ke-simi, yüksek enerji tasarrufu potansiyeline sahip olması ve tükettiği enerjinin tamamı-na yakının ticari enerji olma-sı nedeniyle enerji verimliliği çalışmalarında öncelikli kesim olmuştur. Sanayi kesimine yönelik enerji tasarrufu çalış-maları, 1981 yılında Elektrik İşleri Etüd (EİE) İdaresi Genel Müdürlüğü’nce başlatılmış, ülke genelinde çalışmaların yürütülmesi amacıyla 1992 yılı sonunda EİE bünyesinde Ulusal Enerji Tasarrufu Mer-kezi (UETM) oluşturulmuştur. EİE/UETM içinde yapılanan Sanayide Enerji Verimliliği

tanımlanmaktadır (US Department of Energy, 2008). Daha geniş bir biçimde enerji verimliliği; gaz, buhar, ısı, hava ve elektrikteki enerji kayıplarını önlemek, çeşitli atıkların geri kazanımı ve değer-lendirilmesi veya ileri teknoloji ile üretimi düşürmeden enerji tale-bini azaltması, daha verimli enerji kaynakları, gelişmiş endüstriyel süreçler, kojenerasyon4 ve enerji geri kazanımları gibi etkinliği artırıcı önlemlerin bütünüdür (Narin ve Akdemir, 2006: 2).

Enerji verimliliğinin göstergelerinden biri olarak tüm dünyada enerji yoğunluğu kullanılmaktadır. Enerji yoğunluğu, birim hasıla başına birincil ya da nihai enerji tüketimi göstermekte olup, birincil ya da nihai enerji tüketiminin gayrisafi yurtiçi hasılaya bölünmesiy-le hesaplanmaktadır (US Department of Energy, 2008). Enerji ve-rimliliğine ilişkin çalışmalar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde kamu kurumları, büyük şirketler ve üniversiteler tarafın-dan yürütülen programlarla gerçekleştirilmektedir.

Türkiye’de enerji verimliliği ve enerji yoğunluğu kavramı ilk ola-rak 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yer almıştır (DPT, 1995: 138). Kalkınma planlarında önem ve gerekliliği belirtilen enerji tasarrufu ve enerji verimliliğinin artırılması konusunda çeşitli çalışmalar ya-pılmaktadır. Türkiye’de enerjinin etkin kullanılması, israfın önlen-mesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletil-mesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması amacıyla 18.04.2007 tarihinde 5627 sayılı “Enerji Verimliliği Kanunu5” yayımlanmıştır.

Enerji talebinin yaklaşık yüzde 70’ini ithalatla karşılayan Türkiye’de kalkınma ve sanayileşmede bir engel oluşturmaması için enerjinin verimli kullanılmasına yönelik çalışmalar yapılmak-

Coğrafi konumu nedeniyle, enerji kaynaklarına sahip Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri ile Avrupa arasında yer alan Türkiye, hem bir köprü hem de terminal özelliği taşımaktadır.

4) Kojenerasyon, enerjinin hem elektrik hem de ısı formlarında aynı sistemden birlikte üretilmesidir. İki enerjinin birlikte üretilme maliyeti, ayrı ayrı üretilmesi durumunda olası maliyetlerin toplamından daha düşük olacak, diğer bir deyişle alan ekono-mileri sağlayacaktır. Yalnızca elektrik üreten bir gaz türbini ya da motoru kullandığı enerjinin %30-40 kadarını elektriğe çevirebilir. Bu sistemin kojenerasyon şeklinde kullanılması halinde sistemden dışarıya atılacak olan ısı enerjisinin büyük bir bölümü de kullanılabilir enerjiye dönüştürülerek toplam enerji girişinin %70-90 arasında değerlendirilmesi sağlanabilir. Bu tekniğe “birleşik ısı-güç sistemleri” ya da kısaca “kojenerasyon” denmektedir (Türkiye Kojenerasyon Derneği, 2008).5) 02.05.2007 tarih ve 26510 sayılı Resmi Gazete.

asodosya

57ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 9: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

değişiklikler ve bilinçli kullanımla önemli elektrik enerjisi ta-sarrufu sağlanabilecektir. Türkiye’de elektrikli ev aletlerinin etiketlenmesine yönelik yönetmelik hazırlanmış ve 2002 yılın-da yürürlüğe girmiştir. Bu etiketleme uygulaması, tüketiciye satın alacağı ürünün, yılda tüketeceği enerjiyi satın alma es-nasında öğrenme olanağı sağlayacak, üreticileri enerji tasar-rufuna özendirecek önlemler almaya teşvik edecektir. Böylece enerjinin akılcı ve verimli kullanılmasına katkı sağlayacaktır (EİE, 2008a).

Ulaştırma Kesimi: Türkiye’de 2006 yılında nihai birincil enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 19’u (ETKB, 2008) ulaş-tırma kesiminde kullanılmaktadır. Ulaşım kesiminin yüzde 93’ünü karayolları oluşturmakta ve enerji tüketiminin yüzde 99’dan fazlasını da petrol ürünlerinden sağlamaktadır (DPT, 2006: 42). Böylece bu kesim enerji tüketimi açısından tama-men ithal enerji kaynağına bağımlı bir kesim olma özelliği ta-şımaktadır. Son yıllarda hızla artan petrol fiyatları, bu kesimi büyük ölçüde etkilemektedir. Dolayısıyla yolcu ve yük taşı-macılığında karayolunun payının azaltılması, diğer taşımacılık türlerine ağırlık verilmesi, özellikle de toplu taşıma araçlarına yönelmeyle önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlanabilecektir. Öte yandan kömür veya petrol gibi fosil yakıtların yanması, karbondioksit emisyonunu artırmakta ve küresel ısınmaya yol açmaktadır. Bu kesimde yakıt tasarrufu sağlandığında zararlı emisyonları azaltmaya katkı sağlanmış olacaktır.

Türkiye’de sanayi, bina ve ulaştırma kesimlerinde yüzde 25–30 oranında verimlilik potansiyeli bulunmakta, bu tasar-rufun parasal karşılığı ise yılda 3–3,5 milyar doları bulmakta-dır (Gün, 2008: 12).

1.5. Enerji Koridoru

Türkiye, son yıllarda coğrafi konumu dolayısıyla enerji kay-nakları ile talebini buluşturan önemli bir enerji koridoru konu-mu kazanmıştır. “Doğu-Batı ve Kuzey-Güney-Batı Enerji Ko-ridoru” merkezinde yer alan Türkiye, uluslararası piyasalara kesintisiz, çevre açısından güvenli petrol ve doğalgaz taşın-ması, ticari ve bağımsız ihraç yollarının oluşturulması açısın-dan stratejik bir önem kazanmıştır. Gelecek 25 yıl içerisinde yüzde 60 oranında artması beklenen dünya enerji tüketiminin büyük bir bölümünün, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge-den karşılanacağı öngörülmektedir. Coğrafi konumu nedeniy-le, enerji kaynaklarına sahip Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri ile Avrupa arasında yer alan Türkiye, hem bir köprü hem de terminal özelliği taşımaktadır. Geliştirdiği projelerle Türkiye, konumu itibarıyla, Avrupa ve dünya piyasalarına petrol ve do-ğalgaz sunumu yapacaktır.

Bu arada Türkiye’yi enerji koridoru yapacak projeler geliş-tirilmiş, bu projelerden Azerbaycan petrolünün Akdeniz’e indi-rilmesi konusunda önemli adımlar atılmış ve Türkiye’yi enerji koridoru yapacak ilk boru hattı hayata geçirilmiştir. İlk petrol, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) hattı ile Akdeniz’e iletilmiştir (İşcan, 2007: 141). BTC boru hattı, Bakü’den başlayıp, Gürcistan ve

Şubesi, enerji verimliliğinin ar-tırılmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır (EİE, 2008a). Bu kesimde yaklaşık 1 milyar dolar karşılığı 4,2 milyon TEP civarın-da enerji tasarrufu potansiyeli olduğu tahmin edilmektedir. Bu boyuttaki tasarruf, sanayi kesimi için enerji verimliliğinin artırılma-sının son derece önemli olduğunu göstermektedir. Bu enerjinin ta-sarruf edilmesi için ortalama geri ödeme sürelerine göre 2,3 milyar dolar yatırım yapılması gerektiği hesaplanmıştır (IEA, 2005: 61).

Bina Kesimi: Türkiye’de 2006 yılında nihai birincil enerji tüketi-minin yaklaşık yüzde 31’i (ETKB, 2008), toplam elektrik tüketi-minin ise yüzde 45,3’ü (TEİAŞ, 2006) konut ve hizmetlerde kulla-nılmaktadır. Konutlarda tüketilen enerjinin de yaklaşık yüzde 15’ini elektrik enerjisi, yüzde 85’ini ısıt-ma ve sıcak su oluşturmaktadır. Binalarda enerjinin verimli kulla-nılması, proje aşamasında binala-rın konumu, biçimi ve kabuğunun fiziksel özelliklerinin tasarlanma-sına bağlıdır. Binaların ısı yalıtım uygulamalarının uygun yapılması halinde, yakıt tüketiminde yüzde 50’ye varan oranlarda tasarruf sağlanabilmektedir (EİE, 2008a). Bina dış kabuğundan kaynaklı ısı kayıplarının azaltılması; ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme tesisatlarının iyileştirilmesi ve otomasyonu; kişilerin enerji ve-rimliliği bilincinin yükseltilmesi ile yılda 7–8 mtep civarında enerji tasarrufu sağlanabilecektir. Ay-rıca yanma sonucu ortaya çıkan emisyonların azaltılmasıyla hava kirliliği önlenecek ve sera gazları-nın artış hızı yavaşlatılabilecektir (DPT, 2006: 41).

Konutlarda kullanılan elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 30’u aydınlatmada, yüzde 70’i ise elektrikli ev aletlerinde tüketil-mektedir. Elektrikli ev aletlerinin üretiminde yapılacak teknolojik

asodosya

58 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 10: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

2. TÜRKİYE’NİN İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ ENERJİ POLİTİKALARI

Türkiye’nin, enerji kesi-mindeki enerjinin, ekonomik büyümeyi gerçekleştirecek biçimde zamanında, yeterli, güvenilir, rekabet edebilir fi-yatlardan ve çevresel etkileri de dikkate alınarak sağlan-ması hedeflenmiştir. Belirle-nen hedeflere ulaşmak için Türkiye’nin arz güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlaması, rekabetçi piyasalar oluştur-ması ve enerji koridoru konu-munu güçlendirmesi gerek-mektedir. Bu doğrultuda yerli kaynaklara ağırlık vererek, it-halata bağımlılığın azaltıldığı, kaynak ve ülke çeşitliliğinin artırıldığı, enerjinin verimli kullanıldığı, rekabete dayalı, şeffaf ve güvenli bir piyasa oluşumunun sağlandığı, çev-re ile ve dünya enerji sistemi ile uyumlu bir enerji sistemi ve kesim yapısının kurulması hedeflenmiştir (DPT, 2006: 123–124).

2.1. Enerji Arz Güvenliği ve Sürdürülebilirliği

Türkiye 2006 yılı itibarıyla enerjide yüzde 73 oranında dışa bağımlı bir ülke konu-mundadır. Türkiye gereksinim duyduğu petrolün 23,4 mil-yon tonunu, doğalgazın 36,4 milyar metreküpünü ve taş kömürünün 20,7 milyon tonu-nu ithal etmiştir. Artan enerji talebi yüzünden ilerleyen yıl-larda bu bağımlılığın daha da artacağı beklenmektedir.

Enerji ithalatı nedeniyle Türkiye 2006 yılında 29 mil-yar dolar, 2007 yılında ise 33,9 milyar dolar ödemiştir (Soğancı, 2008). Günümüzde varil başına 130 dolara yakla-şan petrol fiyatlarının yıl so-nuna kadar 150–200 dolara

azaltarak boğazların güvenli-ğini göreli olarak artıracaktır (BTC, 2008).

Hazar Bölgesi’nde ispat-lanmış rezervi en yüksek ülke olan Kazakistan’ın BTC boru hattına katılımına ilişkin, Aktau-Bakü-Tiflis-Ceyhan Pet-rol Boru Hattı çalışmaları ya-pılmaktadır. Trans Hazar İkiz Boru Hatları olarak da bilinen hat, Kazak petrolü, ilk aşama-da Aktau şehrinden tankerler-le Hazar’ı geçerek Bakü’ye ge-tirilecek, sonra da BTC petrol boru hattına dahil edilecektir. Bu hattın kapasitesi yaklaşık olarak günlük 733 milyon va-ril, projenin maliyeti yaklaşık 4 milyar dolardır (EIA, 2008).

BTC boru hattına para-lel olarak Azerbaycan’ın Şah Denizi sahasında üretilecek doğalgazı da Türkiye’ye ulaş-tıracak Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) doğalgaz boru hattı da 3 Temmuz 2007 tarihi itiba-rıyla faaliyete geçmiştir (Dı-şişleri Bakanlığı, 2008: 4).

Aralık 2003 tarihinde Tür-kiye ile Yunanistan arasında doğalgaz alım-satım anlaş-ması imzalanmıştır. Bu an-laşma çerçevesinde Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı inşa edilmiş, 18 Kasım 2007 tarihinde faaliyete baş-lamıştır. Bu boru hattı ile Tür-kiye üzerinden Yunanistan’a 3 milyar metre küp, İtalya’ya ise 8 milyar metre küp do-ğalgazın ulaştırılması beklen-mektedir (Dışişleri Bakanlığı, 2008: 4).

Henüz hayata geçmemiş projelerin de devreye girme-siyle Türkiye, Avrupa ve dün-ya piyasalarında, enerji hatla-rını elinde bulunduran bir ülke olarak konumunu daha da güçlendirecektir.

Türkiye üzerinden Ceyhan’a uzan-maktadır. Bu boru hattının uzun-luğu 1.760 km olup, bunun 1.070 km’si Türkiye’de bulunmaktadır. Kapasitesi günlük 1 milyon varil (yıllık 50 milyon ton) olup, ma-liyeti yaklaşık 4 milyar dolardır. Bu boru hattı ile petrol, Gürcistan ve Türkiye üzerinden taşınarak Ceyhan Limanı’ndan uluslararası piyasalara sunulmaya başlanmış-tır. BTC petrol boru hattı ile Ma-yıs 2006’da test dolumu yapılmış, resmi olarak da 13 Temmuz 2006 tarihinden itibaren petrol taşın-maya başlanmıştır (EIA, 2007).

Bu hattın devreye girmesi, Türkiye’ye ekonomik ve stratejik önem kazandırmıştır. Gelecekte bu önem daha da artacaktır. Ön-celikle üretim aşamasında Türki-ye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) olması, kaynak çeşitliliği yaratması açısından Türkiye’ye uzun dönemde ekonomik açıdan katkı sağlayacaktır. Öte yandan bu hat, uluslararası piyasalara da kaynak çeşitliliği yaratarak Türkiye’yi enerji koridoru haline getirmiştir. Bu boru hattı ile gün-de bir milyon varil Azerbaycan petrolünün Ceyhan’a ulaşmasıyla, hem Ceyhan Limanı’nın hem de Türkiye’nin önemini artırmıştır. Ayrıca hat dolayısıyla Türkiye’nin, iletim bedeli olarak 300 milyon dolar, 16. yıla kadar 140 ile baş-layıp 200 milyon dolara ulaşan, 17. yıldan 40. yıla kadar da 200 ile başlayıp 300 milyon dola-ra kadar çıkan gelir elde etmesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye, navlun geliri de elde ede-cektir. Türkiye, petrol gereksini-mini daha düşük maliyetle karşı-layabilecek, bu hatla Doğu-Batı enerji koridoru haline gelmesiyle jeolojik bir önem kazanacak ve Türk cumhuriyetleri ile ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerini geliş-tirecek, Ceyhan yabancı yatırım-lar için çekici hale gelecektir. Ay-rıca, Karadeniz’deki gemi trafiğini

asodosya

59ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 11: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

rının işletilmesi ve enerji üretimi amacıyla kurulacak santrallere ilişkin ihalelerin hızlandırılması ve öneri yapan firmalarla anlaşma-lar yapılarak yer tesliminin ger-çekleştirilmesi kararı alınmıştır (TKİ, 2002: 11). Bu doğrultuda özel sektöre devri kararlaştırılan yüksek rezerve sahip kömür sa-haları ile ilgili ihale süreci devam etmektedir.

DSİ tarafından hidroelekt-rik santralleri (HES) yatırımları-na ağırlık verilecektir. 2007 yılı programına alınan baraj ve HES projeleri tamamlanarak ener-ji üretimine yönelik yatırımlar, sağlanacak ödeneklerle hızlandı-rılacaktır (DSİ, 2007).

MİGEM ise yeni alanlar için ya-pılan ruhsat başvurularını değer-lendirerek, bu konuda özel sektö-rün katılımını sağlayacaktır. 5177 sayılı “Maden Kanunu”nun6 ar-dından başlatılan, bir günde ruh-sat verme işlemi süreci, MİGEM Maden Analiz Programı ile azami beş dakika gibi çok kısa zaman içerisinde yapılabilir hale gelmiş-tir (Burgaz, 2007: 5). Bu doğrul-tuda MİGEM, 2007 yılında 17.669 adet başvurudan 11.239’una ruh-sat vermiştir (MİGEM, 2008).

Yerli kaynak kullanımının artı-rılmasına yönelik olarak jeotermal ve doğal mineralli su kaynakları-nın etkin bir biçimde aranması, araştırılması, geliştirilmesi, üre-tilmesi, korunması, bu kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması ve hakların devredilmesi, çevre ile uyumlu olarak ekonomik biçimde değerlendirilmesi ve terk edilme-si ile ilgili düzenlemeleri yapmak amacıyla 2007 yılında 5686 sayılı “Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu”7 çıkarıl-mıştır.

TPAO, petrol ve doğalgazın yurtiçi ve dışı kaynaklardan sağ-lanması amacıyla kara alanları-nın yanı sıra, özellikle son yıllar-

ulaşacağı tahmin edilmektedir. Giderek artan fiyatlardan Tür-kiye ekonomisi daha olumsuz etkilenecektir. Bir yandan ithalat bağımlılığı, öte yandan artan fiyatlar, arz güvenliği kaygılarının önemini ortaya koymaktadır.

Enerji arz güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi için dışa bağımlılığın azaltılması, ithal kaynaklara bağımlılığın olası risklerinin azaltılması, tüm enerji kullanım alanında verimliliğin artırılması ve çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik çalışma-ların yapılması zorunlu hale gelmiştir (Gün, 2008).

2.1.1. Dışa Bağımlılığın Azaltılması

Dışa bağımlılığın azaltılması için yerli kaynak kullanımının artırılması, yeni kaynakların arama ve üretim faaliyetlerinin geliştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretimin teşvik edilmesi ve enerji kesiminde yeni teknolojilerin uygulanması gerekmektedir.

Enerji kesiminde ithal kaynak kullanımının azaltılarak yerli kaynak kullanımının artırılması, enerji arz güvenliğini sağla-yacaktır. Bu nedenle bilinen birincil enerji rezervlerinin etkin ve verimli bir biçimde üretimine geçilmesi gerekmektedir. Türkiye’de başlatılan yerli kömür, hidrolik, petrol ve doğalgaz arama ve üretim faaliyetleri hızlandırılmakta ve bu alanlarda yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin düzenlemeler yapıl-maktadır.

Türkiye’nin yeraltı enerji rezervlerinin harekete geçirilme-si amacıyla ETKB bünyesinde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) başta olmak üzere, enerji üretimi yapan kuruluşlar tarafından “Türkiye Maden ve Jeotermal Kaynak Rezervlerinin Geliştirilmesi ve Yeni Sahala-rın Bulunması” projesi başlatılmıştır. Bu proje kapsamında adı geçen kuruluşlar, maden, jeotermal ve su kaynakları konu-sunda çalışmalarını sürdüren ortak girişimleri 2007 yılı sonuna kadar tamamlamayı programlamıştır.

Bu program doğrultusunda MTA durma noktasına gelen kö-mür ve jeotermal aramalarına son yıllarda önem vermiştir. Bu kapsamda “Türkiye Kömür Aramaları” ve “Türkiye Jeotermal Aramaları” projeleriyle MTA tarafından yoğun arama ve araş-tırma faaliyetleri yürütülmektedir. Ayrıca, yapacağı arama ve araştırma faaliyetlerinde bilimsel yöntem ve teknolojileri kul-lanmak ve yeraltı verileri somutlaştırmak için sondaj çalışma-larına da başlamıştır (MTA, 2006: 1). Dolayısıyla MTA, 22 ayrı bölgede özel sektöre açılan jeotermal saha ve kuyularla ilgili anlaşmaların da yapılması beklenmektedir. MTA ayrıca 100 milyon metre karelik bir alanda kömür sondaj çalışmalarını gerçekleştirerek, orta ve kısa vadede yeni rezervler bulacaktır. MTA’nın yapacağı çalışmalardan sonra, üretime yönelik çalış-malar ise TKİ tarafından yürütülecektir.

TKİ koordinatörlüğünde yürütülen çalışmalarda öncelikli olarak 5 yıllık dönemde linyit kömürüne dayalı santrallerin ku-rularak enerji üretimine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Bu amaçla TKİ’nin özel sektöre açtığı 8 bölgedeki kömür sahala-

6) 05.06.2004 tarih ve 25483 sayılı Resmi Gazete.7) 13.06.2007 tarih ve 26551 sayılı Resmi Gazete.

asodosya

60 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 12: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

bin TEP’i hidroelektrik ve je-otermal kaynaklardan, 2 bin TEP’i bioyakıttan, 11 bin TEP’i rüzgardan, 1.081 bin TEP’i je-otermal kaynaklardan ve 403 bin TEP’i güneşten ısı olarak elde edilmiştir (ETKB, 2008). Yenilenebilir enerji kaynak-larıyla Türkiye’nin enerji ge-reksiniminin büyük bölümü karşılanabilecek potansiyele sahip olunmasına karşın, bu kaynakların yeterince değer-lendirilmediği görülmektedir.

Yenilenebilir enerji kay-naklarından olan hidrolik po-tansiyeline yeterince ağırlık verilmemektedir. TEİAŞ’ın elektrik enerjisi üretim pla-nı çalışmasına (2006) göre; hidroelektriğin tüm elektrik üretimi içindeki payının 2020 yılında yüzde 16,6’ya düşece-ği, ithal enerji kaynaklarıyla üretilen elektriğin payının ise yüzde 65’e ulaşacağı öngö-rülmektedir. Böylece giderek ithal kaynaklara ağırlık veril-diği gözlenmektedir. 2007 yı-lında Türkiye’nin hidrolik kay-naklara dayalı elektrik üretim potansiyelinin 2007 yılında yaklaşık 170 milyar kWh/yıl olduğu belirtilmiştir (Tutuş, 2007: 3). Oysa ETKB tarafın-dan bu potansiyelin 2010’da yüzde 34’ünün, 2015’te yüzde 48,5’inin ve 2020’de ise yüz-de 64,7’sinin değerlendirilme-si hedeflenmektedir (ETKB, 2008).

EİE tarafından 2002 yılında Türkiye Rüzgar Enerjisi Po-tansiyel Atlası (REPA) yayım-lanmıştır. Bu atlas ile Türkiye, rüzgar enerjisi sektörünün gelişimine katkı sağlayacak bir meteorolojik araç sunul-ması hedeflenmiştir. Ayrıca REPA ile yatırımcılara iste-dikleri bölgeye ait gereksinim duydukları her türlü teknik bilgi sağlanmıştır. Teknik ko-

ya Bankası’ndan kredi sağ-lanmış olup, ihale çalışmaları devam etmektedir (BOTAŞ, 2008b). Yıllık depolama ka-pasitesi bir milyar metre küp olacak bu tesisin hayata ge-çirilmesi, doğalgaz arz ve ta-lebinin dengelenmesi, ortaya çıkacak doğalgaz açıklarına çözüm getirmesi açısından son derece önemlidir. Bu ne-denle bir an önce tesisin yapı-mına geçilmelidir.

İklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin fosil yakıt kulla-nımının azaltılması ve yeni-lenebilir enerji kaynaklarını kullanabilmesi için düzenle-meler yapılması zorunlu hale gelmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları ile üretimin teşvik edilmesi amacıyla 2005 yılın-da 5346 sayılı “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elekt-rik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun”8 yayımlanmıştır. Bu kanun, yenilenebilir enerji kaynakla-rının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının yaygın-laştırılması, bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandı-rılması, kaynak çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyon-larının azaltılması, atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde gereksi-nim duyulan imalat kesiminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu kanunun 3. maddesinde yenilenebilir enerji kaynakla-rı içerisinde hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyoküt-le, biyogaz, dalga ve gelgit gibi fosil olmayan kaynaklar biçiminde sıralanmaktadır. Türkiye’nin 2006 yılında ye-nilenebilir enerji kaynakların-dan elde edilen toplam ener-ji üretimi yaklaşık 5.383 bin TEP olmuştur. Bunun 3.886

da deniz alanlarında da arama ve sondaj faaliyetlerinde bulunmak, arama sonucu gerçekleştirilmesi olası rezervlerin üretime alınma-sı yönünde planlama yapmak, mevcut rezervuarların yaşlanması nedeniyle üretimde meydana ge-len azalmayı yeni teknolojilerden yararlanarak en aza indirmek, petrol ve doğalgaz bulunduraca-ğı tahmin edilen arama alanlarını genişletmek gibi amaç ve hedef-ler belirlemiştir (TPAO, 2008). Bu amaç ve hedefler doğrultusunda çeşitli ortaklıklar kurarak yurti-çinde ve dışında arama ve üretim faaliyetlerine başlamıştır.

Kış aylarında yaşanan doğalgaz sorununun aşılması ve gereksi-nim duyulan tüketim bölgelerine zamanında ulaştırılması amacıyla Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ)’ın doğalgaz yeraltı depo-lama projeleri bulunmaktadır. Bu projelerden biri Kuzey Marmara ve Değirmenköy Doğalgaz Yeral-tı Depolama Projesi, Kuzey olup, TPAO ile BOTAŞ arasında, 1999 yılında Kuzey Marmara ve De-ğirmenköy doğalgaz sahalarının depo olarak kullanılması amacıy-la doğalgaz depolama ve yeniden üretim hizmetleri anlaşması imza-lanmıştır. Yüzey tesisleri aynı yer-de kurulan ve tesisin yıllık toplam işletme gazı kapasitesi 1,6 milyar metre küp olan Kuzey Marmara ve Değirmenköy Doğal Gaz Ye-raltı Depolama Tesisleri, 2007 yı-lında hizmete girmiştir (BOTAŞ, 2008b). Türkiye’nin yıllık doğal-gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 5’ini depolayabilecek bu tesislerin hizmete girmesi, arz güvenliğinin sağlanması açısından son derece önemlidir.

Diğeri ise Tuz Gölü Yeraltı De-Yeraltı De- De-poloma Projesi’dir. Doğalgazın depolanabilirliği açısından uygun olan Tuz Gölü’nün altında yapıl-ması planlanan depoya yönelik projenin mühendislik çalışmaları tamamlanmıştır. Yapımı için Dün-

8) 18.05.2005 tarih ve 25819 sayılı Resmi Gazete.

asodosya

61ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 13: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

2.1.2. İthal Kaynaklara Bağımlılığın Olası Risklerinin Azaltılması

Türkiye’nin özellikle doğal-gazda en büyük kaynak olan Rusya’ya bu düzeyde bağımlı ol-ması enerji güvenliği açısından bir risk faktörü oluşturmaktadır. Bu riskin azaltılabilmesi için kay-nak, ülke ve teknoloji çeşitlen-dirilmesine yönelik politikalar iz-lenmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin doğalgaz talebini karşılamak amacıyla ulusal ve uluslararası yeni boru hatlarının yapımına yönelik çalışmalar sür-dürülmektedir. Bir yandan da do-ğalgazda dışa bağımlılığın azaltıl-masına yönelik kaynak çeşitliliği arayışları da hız kazanmıştır.

Azerbaycan ve Mısır Doğalgazı Projesi’nin 2008 yılında tamam-lanması planlanmaktadır. Irak doğalgazının da devreye girme-sinden sonra Türkiye’nin gereksi-nim fazlası doğalgazın Avrupa’ya ihraç edileceği belirtilmektedir (Haberaktuel, 2008).

Öte yandan Türkiye’nin artan enerji ihtiyacının karşılanması için bir zorunluluk olarak gös-terilen 5710 sayılı “Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşle-tilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun”10 2007 yılında yayım-lanmıştır. 2008 yılı içerisinde nükleer santrallerin kurulması ve işletilmesine yönelik çalışmalar hızlandırılmıştır. Ancak, Tuzla’da yaşanan kimyasal atık sorununu kontrol edemeyen Türkiye’nin, nükleer atık sorununu nasıl çö-zeceği tartışmalıdır. Öte yandan nükleer santrallerin kuruluş ma-liyeti yaklaşık 3-5 milyar dolar civarındadır. Böyle bir santral-den ise yılda yaklaşık 11 milyar kWh enerji üretilebilirken yılda 60 metreküp radyoaktif atık da açığa çıkmaktadır. Bu atıklar 70 dereceye varan yüksek ısıda ol-maları nedeniyle önce santral

şullarda 10 metre yükseklikteki ortalama 7 m/s hızda, yılda 2.500 saat kullanma süresi ile kurulabilecek ekonomik rüz-gar potansiyeli 48.000 MW, diğer bir deyişle 120 milyar kWh düzeyindedir (EİE, 2008b). Oysa ETKB tarafından Türkiye’nin mevcut 48.000 MW’lik rüzgara dayalı elektrik enerjisi üretim kapasitesinin 2020 yılına kadar yalnızca 3.038 MW’lik kısmının değerlendirilmesi öngörülmektedir. Kalan 45.000 MW’lik kapa-site de değerlendirilebilirse yılda en az 2.500 saatlik çalışma kapasitesiyle 112,5 milyar kWh elektrik üretme olanağı sağ-lanabilir.

1 Kasım 2007’de alınan rüzgar enerjisi lisans başvurularına olan yoğun ilgi, konunun yatırımcının ilgisini fazlasıyla çektiğini göstermektedir. 78.000 MW kurulu güç kapasitesi için lisans başvurusu yapılmış, bunun 38.000 MW kadarı incelenmek üzere kabul edilmiştir. Eğer bu başvuruların tamamı kabul edi-lirse yapılacak olan yatırım miktarı 76 milyar dolar civarında-dır (EİE, 2008b). Ancak, bu başvuru 2020 yılı için öngörülen hedeflerin oldukça üstündedir. Başvuruların tamamının kabul edilmesi, ekonomik rüzgar potansiyeli 20.000 MW olan Türkiye için gereğinden fazla yatırımın yapılmasına ve gelecekte ülke-nin rüzgar santrali çöplüğüne dönüşmesine yol açabilir.

Arz güvenliğinin sağlanabilmesi için enerji kesiminde ger-çekleşen yeni teknolojik gelişmelerin uygulamaya konması ka-çınılmaz hale gelmiştir. Bu doğrultuda 2003 yılında 4865 sayılı “Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Kurulması Hakkında Kanun”9 ile Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) kurulmuştur. BO-REN, Türkiye’de ve dünyada bor ürün ve teknolojilerinin geniş bir biçimde kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve ge-liştirilmesini sağlayarak değişik alanlarda kullanıcıların araştır-maları için gerekli bilimsel ortamı oluşturmayı, bor ve ürünleri-ni kullanan ve bu alanda araştırma yapan kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliği yaparak bilimsel araştırmalar yapmayı, koordine etmeyi ve bu araştırmalara katkı sağlamayı amaçla-maktadır (BOREN, 2008).

Ayrıca Birleşmiş Milletler Uluslararası Hidrojen Enerjisi Tek-nolojileri Merkezi’nin (ICHET) kurulmasına ilişkin Türkiye ile Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO) arasın-da 2003 yılında bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma ile ICHET’in amaçları; gelecekteki hidrojen teknolojisi ve endüst-risinin uygulama alanlarını tespit etmek, hidrojen teknolojisi uygulamalarında barışçıl ve kalkınmaya yönelik işbirliğini ge-liştirmek, hidrojen araştırma ve geliştirme çalışmalarının artı-rılması için kalkınmış ülkelerin bilim adamlarının ve uzmanları-nın doğrudan katkılarını sağlamak, kalkınmakta olan ülkelerin Ar-Ge merkezlerini ve programlarını desteklemek, hidrojen teknolojileri alanındaki yatırımları teşvik etmek olarak sıralan-mıştır (EİE, 2008c).

Bir yandan BOREN, öte yandan ICHET’in kurulmasıyla ener-ji alanındaki yeni teknolojilerin uygulanmasıyla Türkiye, kendi ulusal enerji kaynaklarının kullanımını artırabilecektir. Böyle-ce neredeyse büyük bölümü ithal edilen petrole bağımlılık da azaltılmış olacaktır.

9) 18.06.2008 tarih ve 25142 sayılı Resmi Gazete.10) 21.11.2007 tarih ve 26707 sayılı Resmi Gazete.

asodosya

62 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 14: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

güvenliğini zenginleştirmeyi hedeflemektedir. Güneydo-ğu Avrupa ülkeleri ve Avrupa Komisyonu tarafından, bölge ülkeleri arasındaki elektrik enerjisi ticaretinin artırılma-sını sağlamak üzere bölgesel bir enerji piyasasının açılması ve ardından bu piyasanın AB Elektrik Piyasasına entegras-yonunun sağlanmasına yöne-lik ECSEE oluşturulması çalış-maları sürdürülmektedir.

UCTE, yirmi dört Avrupa ülkesindeki otuz üç iletim sis-temi operatörlerinin uyum için çalışmasını sağlayan enerji kesimine yönelik bir entegras-yondur (UCTE, 2008). 1951 yılında faaliyete geçen Elektrik Üretim ve İletim Koordinasyo-nu Birliği’nin adı, 1999 yılında UCTE olarak değiştirilmiştir. UCTE’nin amacı, enterkonnek-te elektrik şebekelerinin çalış-ma güvenliğini korumak, de-vam ettirmek ve bu kesimde oluşacak rekabetin ilerlemesi-ni sağlamaktır (UCTE, 2008). Bazı Ortadoğu ülkeleriyle gi-rişilen enterkonnekte elektrik iletim sisteminin aksaması ve AB’nin birliğe üyeliğin UCTE üyesi olma koşulu nedenleriy-le Türkiye de UCTE’ye katılma kararını hızlandırmıştır. 60. Hükümetin eylem planında enerji ile ilgili yer alan konu-larda ulusal elektrik iletim sis-teminin Avrupa elektrik iletim sistemlerine (UCTE sistemi) entegrasyonu çalışmalarının tamamlanacağı vurgulanmak-tadır (DPT, 2008).

UCTE’nin, Türkiye’yi sis-temine dahil etmek isteme-sinin nedenleri; genişlemiş AB elektrik piyasasında ve Balkanlar’da elektrik ticare-tini geliştirmek, Balkanlar’da elektrik piyasalarının bütün-leşmesini, Türkiye’yi sisteme dahil ederek gerçekleştirmek

gesel piyasaların gelişimin-de ülkeler arası ve piyasalar arası enterkoneksiyonlar; arz güvenliğine katkı sağlaması, farklı birincil kaynak dağılı-mı ve farklı yük profili, puant yükü ve puant yük saatleri olan sistemler ya da piyasalar arası eş zamanlı güç yaratıl-ması, faaliyet gösterilecek pi-yasanın büyütülmesi, elektrik enerjisi fiyatlarında istikrar sağlayacaktır. Bölgesel elekt-rik enerjisi piyasalarının oluş-ması ise daha düşük maliyetli kaynaklara ulaşmasını, reka-betin ve verimliliğin artma-sını, maliyetlerin düşmesini, ölçek ekonomisinden yarar-lanmasını, kaynakların payla-şımı ile yatırım gereksiniminin azalmasını, ülkeler arası bilgi ve deneyimin paylaşımından dolayı en iyi işletme ve yöne-tim uygulamalarının yaygın-laşmasını sağlayacaktır (Ter-zi, 2006).

Bu işbirliklerinden ve böl-gesel entegrasyonlardan biri Güneydoğu Avrupa Enerji Topluluğu (ECSEE), diğeri de Avrupa Elektrik İletimi Koor-dinasyon Birliği (UCTE)’dir.

ECSEE, 2004 yılında Atina’da bir araya gelen AB üyesi ve Balkan ülkeleri ile aralarında Türkiye’nin de bu-lunduğu on bir Güneydoğu Avrupa ülkesinin bir enerji topluluğu oluşturmak üzere anlaşmalarıyla gerçekleşmiş-tir. Bu topluluk, AB enerji pi-yasası ile yakından bağlantılı, AB içerisindeki yasal çerçe-veye tamamen uyumlu, Gü-neydoğu Avrupa’daki entegre bölgesel piyasaları oluştur-mayı amaçlamakta, Balkan-ları Hazar Denizi’ne ve Orta Doğu ile Güney Afrika doğal-gaz rezervlerine bağlayacak girişimleri sağlayarak Güney-doğu Avrupa ve AB’nin enerji

yakınlarında bulunan soğuk su havuzlarında beş yıl dinlendiril-mekte, daha sonra depolanma aşamasına geçilmektedir. Ayrı-ca soğuyan radyoaktif maddeler toprak altına gömülmeden önce de ışıma oranının düşürülmesi için toprak üstünde ara depolar-da yaklaşık otuz yıl daha bekletil-mektedir (Sancak, 2006). Dolayı-sıyla nükleer enerji çalışmaları bir yandan Türkiye’nin giderek artan enerji gereksiniminin karşılanma-sında çözüm gibi görünmekte, öte yandan bu santrallerin getireceği birçok sorun bulunmaktadır. Nük-leer santraller kurulmadan önce dünyadaki gelişmelerin yakından izlenmesi, ekonomik ve atık so-runlarının gözden geçirilmesi ge-rekmektedir.

Ancak, bir yandan petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artış, öte yandan karbondioksit emisyonla-rındaki sınırlandırmalar yüzünden AB genelinde, nükleer santralle-rin geliştirilmesine önemli ölçüde kaynak ayrılmakta ve 2030 yılına kadar çoğunluğu mevcut kapasi-tenin yenilenmesi olmak üzere, nükleer kapasitenin artırılması beklenmektedir. Türkiye’nin ithal kaynaklara bağımlılığının getire-ceği aşırı riskten korunmak için nükleer enerjiye yatırım yapması kaçınılmaz gibi gösterilmektedir. Ayrıca, nükleer santral inşasına bugün başlansa bile 12-18 yılda (Çeçen ve Yağcı, 2008: 3) tamam-lanabileceği göz önünde tutularak elektrik enerjisi üretiminde farklı kaynakların kullanılması yerinde olacaktır. Bu verilerin ışığı altın-da enerji politikaları belirlenirken nükleer enerji nedeniyle oluşacak riskler ve nükleer enerji yatırım-larının çok uzun zaman alacağı da unutulmamalıdır.

İthal kaynaklara bağımlılığın olası risklerinin en aza indirile-bilmesi için elektrik enerjisinde bölgesel ve bölgeler arası işbirli-ğine gidildiği görülmektedir. Böl-

asodosya

63ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 15: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

politikalar dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla finansmanı, teşviki, mevzuatı ile dengeli uygulama-lara ağırlık veren politika seçe-neklerinin birlikte uygulanması enerji yoğunluğunu düşürecektir (Keskin, 2007: 1).

2.1.4. Çevresel Etkilerin Azaltılması

Petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil kaynakların alternatif kaynaklar ve teknolojilerle ika-me edilmesi, termik santraller-de çevreye uyumlu teknolojilerin kullanımı, enerji kesiminde sera gazı emisyonlarının azaltılma-sı gerekmektedir. Bunun için de mevcut termik santraller iyileş-tirilmeli, yeni yatırımlar çevre ile ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirilmeli, enerji verimliliği artırılarak fosil kay-nakların kullanımı azaltılmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.

Atmosferdeki sera gazı biri-kimlerini, iklim sistemi üzerindeki tehlikeli insan kaynaklı etkiyi ön-leyecek bir düzeyde durdurmayı başarmak amacıyla, 1994 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikli-ği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) yürürlüğe girmiştir. Sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yö-nelik uluslararası ve yaptırım gü-cüne sahip ilk adım olarak kur-gulanan Kyoto Protokolü ise 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Küresel ısınmaya karşı verilen mücadele doğrultusunda Türki-ye, 2003 yılında 4990 sayılı Ka-nun11 ile Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine (UNFCCC) 189. ülke olarak 2004 yılında resmen taraf olmuştur. Ancak, 1997 yılında UNFCCC ta-rafı olmadığı için, Türkiye Kyoto Protokolü’ne taraf değildir. Do-layısıyla Türkiye’nin herhangi bir sayısallaştırılmış emisyon sınır-landırma ve azaltma yükümlülü-

ve Türkiye’nin sisteme dahil olmasıyla Balkanlar’ın tamamının UCTE sistemine dahil olması olarak sıralanabilir (Doğru, 2008: 39).

Türkiye’nin UCTE sistemine dahil olmasına yönelik görüş-meler 2005 yılında başlamıştır. Fizibilite çalışmaları yapılmış, Türkiye iletim sistemindeki frekans performansının iyileştiril-mesi için yapılan çalışmalar 2007 yılı Mayıs ayında tamam-lanmıştır. Uyum çalışmalarına başlanan EÜAŞ’a ait santrallerin 2008 yılının ikinci yarısında tamamlanması hedeflenmektedir. Sürdürülen çalışmaların tamamlanmasından sonra 2009 yılı başında UCTE ile deneme işletmesine Bulgaristan ve Yunanis-tan üzerinden yapılması planlanmaktadır (Doğru, 2008: 39).

2.1.3. Enerji Verimliliğinin Artırılması

Enerji verimliliğinin artırılabilmesi için nihai tüketimde enerji yoğunluğunun azaltılması, iletim ve dağıtımda kayıp ve kaçak-ların azaltılması, üretimde verimliliği artıracak teknolojilerin uygulanması ve iyileştirme yatırımlarının yapılması gerekmek-tedir.

Enerjinin etkin kullanılması, israfın önlenmesi, enerji mali-yetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çev-renin korunması için enerji kaynaklarının ve enerji kullanımın-da verimliliğin artırılması amacıyla tüm kesimleri kapsayacak hukuki bir çerçevenin diğer kesimler tarafından algılanması gerekmektedir. Dolayısıyla izlenecek politikanın belirlenmesi, uygulamaların yapılması ve izlenmesi aşamalarının başarılı bi-çimde uygulayan ülkelerde olduğu gibi, farklı kurumlar tara-fından gerçekleştirilmesi enerjinin daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Enerji verimliliği stratejisinin gerçekçi hedef ve politikaları göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmeli, çalış-malar bu doğrultuda yapılmalı ve yönlendirilmelidir. Enerji ta-sarrufu için resmi ve bağlayıcı hedefin 2020 yılına kadar sayı-sal olarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu kanun çerçevesinde, üreticiler ve tüketiciler bilgilendirilerek çeşitli destekler sağ-lanmalıdır. Ayrıca elektrik enerjisi iletim ve dağıtımında 2006 yılında yüzde 15,1 düzeyinde olan kayıp ve kaçakların daha da azaltılmasına yönelik çalışmaların hızlandırılması gerekmekte-dir (Keskin, 2007: 6).

Üretimde verimliliğin artırılabilmesi için kojenerasyon uygu-lamasına gidilmesi mutlaka gerekmektedir. Kojenerasyon kul-lanılabilir elektrik ve ısının aynı tesiste birlikte üretilebilmesine olanak vermekte; enerji tasarrufu sağlamakta; üretimin, tüke-timin gerçekleştiği yerde yapılmasıyla iletim ve dağıtım şebe-kelerindeki kayıpları azaltmakta, sera gazı emisyonlarını azalt-makta, arz güvenliğinin sağlanmasına ve enerjide dışa bağım-lılığın azaltılmasına katkı sağlamaktadır (Güngör, 2007).

Enerji verimliliğin artırılması, Türkiye’nin öncelikli hede-fi olmalıdır. Türkiye, enerji gereksinimi olduğunda yeni arz kaynaklarını devreye alacak politikalardan vazgeçerek, diğer kesimlerin politikalarıyla uyumlu enerji verimliliği politikaları-nı uygulamalıdır. Birbiri ile bütünleşmiş ve sanayi, bina, hiz-metler, ulaştırma gibi kesimlerce işbirliği halinde uygulanan

11) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 21.10.2003 tarih ve 25266 sayılı Resmi Gazete.

asodosya

64 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 16: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

kayıpları dünya standartları içerisindedir. Ancak, çok yük-sek olan dağıtım kayıplarının azaltılması için elektrik dağıtı-mının özelleştirilmesine gidil-mektedir.

Türkiye yıllardır gelişmek-te olan sanayi kesimi için yüksek maliyet getireceği gerekçesiyle reddettiği Kyo-to Protokolü’nü imzalama kararı almıştır. Çevre ve Or-man Bakanı, Mayıs 2008’de Dışişleri Bakanlığı’na Kyoto Protokolü’ne taraf olmayı kabul eden yazı gönderdiğini açıkla-mıştır. Kyoto Protokolü’nün imzalanması, Türkiye’ye çok büyük maliyet getirecektir. Ülkelerin atmosfere saldıkları sera gazı emisyonlarını azalt-mayı hedefleyen protokole Türkiye’nin uyabilmesi için milyarlarca dolarlık yatırımın yapılması gerekmektedir (Mil-liyet, 2008).

Kyoto Protokolü’nü im-zaladıktan sonra Türkiye’de elektrik enerjisi üretiminde kömürle çalışan santrallerin sistemlerini yenilemeleri ge-rekecek, sanayi tesisleri sera gazı emisyonlarını azaltacak biçimde altyapı sistemlerini değiştirecek, ulaşımda motor-lu araçlar yerine raylı sistemle biyodizel ve elektrikli araçların oranı artırılacak, belediyelerin sokak aydınlatmalarında daha az enerji tüketen sistemlere geçmesi gerekecek, çöp ve atık depolamada modern te-sislerin kurulması gerekecek, rüzgar ve güneş gibi kaynak-lara dayalı yenilenebilir enerji sistemlerinin oranı yükseltile-cektir (Milliyet, 2008).

2.2. Rekabetçi Piyasaların Oluşturulması

Rekabetçi piyasaların oluş-turulması amacıyla 2001 yı-lından itibaren birçok piyasa

kurulmaktadır. Yeni santraller için ise planlama aşamasında dikkate alınarak, santral ile birlikte ihale edilmektedir. Bu uygulamalarla birim elektrik enerjisi üretimi başına kar-bondioksit emisyonlarında yıllar itibarıyla önemli azalma sağlanmıştır.

- Elektrofiltre12 verimi dü-şük olan mevcut termik sant-rallerde elektrofiltre iyileştir-me çalışmaları sürdürülmek-tedir.

- Gelişmiş teknolojilere ağırlık verilmektedir. Örneğin Çan Termik Santrali’nde akış-kan yatak teknolojisi kullanıl-mıştır. Bu teknolojide, sant-ralin üretilen elektrik enerjisi başına karbondioksit emisyo-nu, diğer linyite dayalı sant-rallerin emisyonlarına göre daha düşük olmaktadır.

- Sanayi ve ısınma sektör-lerinde kullanılan linyitlerin kalitesinin yükseltilerek bun-lardan kaynaklanan çevresel etkilerin azaltılması amacıyla kömür yıkama sistemleri yer-leştirilmiştir.

- Belirlenen sınır değerleri içinde kalsa dahi atmosfere salınan sera gazlarının zarar-larını en aza indirgenmesi, önemli yutak alanları olarak bilinen orman varlıklarının artırılmasına katkı sağlanabil-mesi için elektrik üretimi ama-cıyla kurulan her türlü çevrim santralleri ve kojenerasyon tesislerine verilecek geçici ka-bul işlemleri sırasında, santral etrafına veya yetkililerce be-lirlenen alanlara belirli sayıda ağaç dikimi zorunluluğu geti-rilmiştir.

- Elektrik kayıpları, iletim ve dağıtım sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Yüzde 2,5-3 civarında olan iletim

ğü bulunmamaktadır. Doğru bilgi-ye ulaşma amacıyla 2005 yılında Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Bü-rosu ağ sayfasında REC Türkiye İklim Değişikliği sayfası oluşturul-muştur (REC, 2008).

Türkiye’de emisyonların azal-tılmasına yönelik olarak sürdürül-mekte olan çalışmalar çerçevesin-de alınan önlemler şöyle sıralana-bilir (DPT, 2006):

- Kurşunsuz benzin tüketimi hızla artmış, ulaştırmadan kay-naklanan kirliliğin azaltılması amacıyla araçların yakıt tüketim sistemleri benzinden LPG’li siste-me dönüştürülmeye başlanmıştır. Ayrıca, şehirlararası bazı otobüs-lerin yakıtları doğalgaza dönüştü-rülmüştür.

- Doğalgazın konut ve ticaret-hanelerde kullanımının yaygın-laştırılması çalışmaları devam et-mektedir.

- Ekonomik olarak belirlenen hidrolik enerji potansiyelinin bü-yük bir bölümünün orta dönemde devreye alınması planlanmakta-dır.

- Yenilenebilir enerji kaynakla-rının geliştirilmesi ve bu kaynak-lardan en üst düzeyde yararlanı-labilmesi amacıyla yasal düzenle-meler yapılmıştır.

- Dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla özellikle elektrik enerjisi üretiminde yerli linyit kullanımına yönelim başlamıştır. Ancak, düşük kaliteli linyitlerin ısıl değerlerinin düşük ve kükürt içeriklerinin yük-sek olmasından dolayı, linyite da-yalı termik santrallerden kaynak-lanan karbondioksit emisyonları ilgili Yönetmelikte belirtilen sınır-lar aşılmakta ve baca gazı kükürt arıtma (BGD) tesislerinin kurul-masını gerektirmektedir. Bu doğ-rultuda Yönetmeliğe uygun olarak mevcut termik santrallere, önce-lik sıralamasına göre BGD tesisleri

12) Elektrofiltre, bir elektrik alanı içerisinde 0,01-10 mikron iriliğindeki tozları tutmada kullanılan toz ayırma cihazı olup, yanma sonucu ortaya çıkan külü baca gazından ayırmaktadır.

asodosya

65ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 17: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

Türkiye, Ortadoğu ve Hazar Bölgesi enerji kaynakları ile tü-ketimin yoğun olduğu Avrupa ve diğer ülkelere güvenli bir bi-çimde iletebilme potansiyeline ve kapasitesine sahiptir. Böyle-ce çevre ülkelerde bulunan yeni enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara açılması ve taşınma-sında önemli bir işlev üstlene-bilmektedir. Öyleyse bir transit ülke olarak Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı sağladığı bu üstünlüklerden yararlanması ge-rekmektedir.

Türkiye, ayrıca giderek artan enerji ithalatı nedeniyle de enerji koridoru olma konusunda istek-li davranmaktadır. Çünkü ulus-lararası piyasalara açılacak enerji hatlarından kendi gereksinimini de güvenilir biçimde karşılayabi-lecektir.

3. PLAN VE PROGRAMLARDA YER ALAN ENERJİ İLE İLGİLİ KONULAR

DPT tarafından hazırlanan 2008–2010 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’da belirle-nen enerji politikaları çerçevesin-de aşağıda sıralanan önlemlerin alınacağı belirtilmektedir (DPT, 2007: 22–23):

- Uzun dönemli enerji arz gü-venliğinin sürdürülmesi ve arz-talep projeksiyonlarına göre orta dönemde oluşması öngörülen elektrik arz açığının önlenmesi amacıyla gerekli önlemler alına-caktır.

- Elektrikte serbestleşme sü-reci ve bu kapsamda dağıtım ve üretim özelleştirmeleri hızlandırı-lacaktır.

- Enerji verimliliği konusuna ön-celik tanınacaktır.

- Doğalgaz kullanımı rekabete dayalı olarak yaygınlaştırılacak, mevsimsel talep değişimleri de dikkate alınarak ulusal düzeyde

kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunlar Tablo-14’te verilmiştir.

Tablo–: 14 Enerji ile ilgili Kanunlar

Bu kanunların amacı, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre etkinlik gösterecek mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf piyasalar oluşturmak ve bağımsız düzenleme denetimi sağlamak, rekabet yoluyla verimliliği artırmak ve kaynak çeşitliliği yaratmak, tüm tüketicilerin tedarikçisini seçebilme hakkını vermek, hatta serbest tüketici limitini sıfıra indirmektir (Seviltop, 2007).

Elektrik enerjisinde rekabetçi piyasaların oluşturulmasında, kamu kesimi makro ölçekte politikalar izlemeli ve piyasa içi kontrol, düzenleme ve denetimini yapmalıdır. Özel kesim ise gerekli enerji yatırımları ile üretim, dağıtım ve ticari piyasa etkinliklerini gerçekleştirmelidir.

2.3. Enerji Koridoru

Ekonomik büyüme ve gelişmeye bağlı olarak dünya ülkele-rinin ve özellikle de Avrupa ülkelerinin enerji talebi ve güvenli arz gereksinimi de artmaktadır. Türkiye, coğrafi konumu iti-barıyla bölgesel ve küresel enerji güvenliğinin sağlanmasında tüketici ülkelerle üretici ülkeleri buluşturan transit ülke konu-mundadır.

Tüketici ülkelerin güvenli ve ekonomik kaynaklara (arz gü-venliği), üretici ülkelerin tüketici piyasalarına ulaşma zorun-luluğu (talep güvenliği) ve transit ülkelerin ise güvenli geçiş sağlayarak hem transit olma durumunun getirdiği kazanımlara sahip olma hem de kendi arz güvenliğini sağlama olanağı bu-lunmaktadır (Gün, 2008).

Yıl Sayı KANUNLAR RESMİ GAZETE

2001 4624 Elektrik piyasası kanunu 03.03.2001 tarih ve 24335 sayılı

2001 4646 Doğalgaz Kanunu 02.05.2001 tarih ve 24390 Sayılı

2003 5015 Petrol Piyasası Kanunu 20.12.2003 tarih ve 25322 sayılı

2003 4865Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Kurulması Hakkında Kanun

18.06.2003 tarih ve 25142 sayılı

2004 5177 Maden Kanunu 05.06.2004 tarih ve 25483 sayılı

2004Uluslararası Hidrojen Enerjileri Teknoloji Merkezi Kurulması

2005 5307 LPG Piyasası Kanunu 13.03.2005 tarih ve 25754 sayılı

2005 5346Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun

18.05.2005 tarih ve 25819 sayılı

2007 5627 Enerji Verimliliği Kanunu 02.05.2007 tarih ve 26510 sayılı

2007 5686Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu

13.06.2007 tarih ve 26551 sayılı

2007 5574 Petrol Kanunu

2007 5710Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun

21.11.2007 tarih ve 26707 sayılı

asodosya

66 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 18: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

stratejik rezerv bulundurul-malıdır.

İthal yakıtların kullanımın-dan yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek kömür, hidrolik, yeni ve yeni-lenebilir yerli enerji kaynak-larına ağırlık verilmelidir. Bu doğrultuda rüzgar, hidrolik, jeotermal, biyoyakıt yatırım-ları desteklenmeli, yasal dü-zenlemeler yatırımları teşvik edecek biçimde gözden geçi-rilmeli ve yeni finansman mo-delleri geliştirilmelidir.

Enerji talep tahminleri için Türkiye koşullarına uygun bilimsel olarak gelişmiş yeni modeller oluşturulmalıdır. Ayrıca Türkiye’de enerji kay-naklarının rezervleri ve üretim potansiyellerinin belirlenme-sinde ortak bir yaklaşım kul-lanılmalıdır.

Enerji ile çevre politikala-rının uyumlu olmasına özen gösterilmeli ve sera gazları emisyonlarında hedefler belir-lenmelidir. Enerji üretimi artı-rılamıyorsa, mevcut enerjinin verimli kullanılmasına yönelik çalışmalar hızlandırılmalıdır.

Öte yandan coğrafi konu-mu nedeniyle Türkiye, önemli bir enerji köprüsü özelliği ka-zanmıştır. Dolayısıyla ener-ji koridoru olmasına yönelik çalışmalara etkin bir biçimde devam etmeli ve oluşturulan projeler acilen hayata geçiril-melidir.

(UCTE sistemi) entegrasyonu çalışmaları tamamlanacaktır.

- Doğalgaz transit boru hat-larının yapımı tamamlanarak Avrupa’ya gaz dağıtımında Türkiye’nin etkin bir rol alma-sı sağlanacaktır.

- Ceyhan’ın uluslararası ener-ji piyasasında ana dağıtım noktalarından ve dünya ener-ji fiyatlarının teşekkülünde önemli merkezlerden birisi ol-ması sağlanacaktır.

- Elektrikte kayıp kaçak oran-ları indirilecektir.

SONUÇ

Gereksinim duyduğu ener-jinin dörtte üçünü ithal eden Türkiye’nin, artan enerji talebi yüzünden dışa bağımlılığı ar-tarak devam edecektir. Uygu-lanacak enerji politikalarının, enerji arz güvenliğini sağ-layacak ve sürdürülebilecek biçimde düzenlenmesi gerek-mektedir. Bu doğrultuda dışa bağımlılığın azaltılması, yeni ve yenilenebilir kaynaklara yönelme, enerji potansiyelinin etkin ve verimli kullanılması, ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Türkiye’nin enerji tale-bindeki artışa bağlı olarak, özellikle doğalgaz ithalatında kaynak çeşitliliği artırılmalı ve Rusya’ya olan bağımlılık azaltılmalıdır. Ayrıca ortaya çıkabilecek kısa vadeli enerji sıkıntısında kullanılmak üzere

doğalgaz arz güvenliği sağlana-caktır.

Bölgemizde bulunan ener-ji (petrol, doğalgaz ve elektrik) kaynaklarının uluslararası pazar-lara ulaştırılmasında Türkiye’nin transit güzergahı ve terminal ülke olması için gerekli çalışmalar sür-dürülecektir.

60. Hükümet Eylem Planı’nda ise enerji ile ilgili yer alan konu-lar aşağıda sıralanmıştır (DPT, 2008).

- Doğalgaz ana iletim şebekeleri tamamlanacak, doğalgazın konut ve sanayideki kullanımının yay-gınlaştırılması sürdürülecektir.

- Doğalgaz temininde tedarikçi firma sayısı ve depolama kapasi-tesi artırılarak arz güvenliği güç-lendirilecektir.

- Yenilenebilir enerji kaynakların-dan azami biçimde istifade edile-cektir.

- Enerji kaynaklarında ithalata bağımlılık azaltılacaktır.

- Enerji verimliliği artırılacaktır.

- Nükleer enerji, elektrik üretim kaynakları arasına dahil edilecek-tir.

- Elektrik arz güvenliği artırılacak-tır.

- Bölge ülkeleriyle elektrik ticareti geliştirilecektir.

- Elektrik üretimi ve dağıtımında özel sektör katılımı artırılacaktır.

- Elektrik sektöründe rekabetçi bir piyasanın teknik altyapısı oluştu-rulacaktır.

- Ulusal elektrik iletim sisteminin Avrupa elektrik iletim sistemlerine

KAYNAK

Atiyas, İzak (2006), Elektrik Sektöründe Serbestleşme ve Düzenleyici Reform, TESEV Yayınları, Ocak 2006, http://www.tesev.org.tr/etkinlik/kitap_enerji.pdf, (02.02.2008).

BOREN (2008), Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, http://www.boren.gov.tr/index.html, (01.06.2008).

BOTAŞ (2008a), Doğalgaz Boru Hattı Faaliyetlerimiz, http://www.botas.gov.tr/dogalgaz.asp, (28.05.2008).

BOTAŞ (2008b), Doğalgaz Yer altı Depolama Projeleri, http://www.botas.gov.tr/projeler/projeler.asp, (28.05.2008).

Burgaz, Osman (2007), “MİGEM GİS, MBYBS ve Web Tanıtım Bilgisi”, MapInfo II. Kullanıcı Konferansı, 31.05.2007, www.basarsoft.com.tr/basar/tr/konferans2/Migem_GIS_MBYBS_ve_WEB_tanitim_bilgisi.ppt -, (01.06.2008).

Büyükmıhçı, Mustafa Kemal (2004), “Verimli Kullanılan Enerji: Gelece-ğimizin Güvencesi”, Enerji Verimliliği, 1+1=3, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Ulusal Enerji Tasarrufu Merkezi, Ankara.

BP, (2007), Statistical Review of World Energy, June 2007, http://www.bp.com/liveassets/bp_internet/globalbp/globalbp_uk_english/reports_and_publications/statistical_energy_review_2007/STAGING/local_assets/downloads/pdf/statistical_review_of_world_energy_full_report_2007.pdf, (20.05.2008).

BTC (2008), Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Direktörlüğü, http://www.btc.com.tr/proje.html, (15.05.2008).

Çağlar, Mehmet (2007), “Türkiye’de Yenilenebilir Enerji kaynakları Potan-siyeli, Piyasası ve Mevzuatına Bakış”, ICCI 13. Uluslararası Enerji, Koje-nerasyon ve Çevre Teknolojileri Konferansı ve Sergisi, 30–31 Mayıs 2007, http://www.icciconference.com/01_05.asp, (15.05.2008).

asodosya

67ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008

Page 19: TÜRKİYE’NİN ENERJİ YAPISI VE İZLEYECEĞİ ÖNCELİKLİ … · Doğalgaz: 2006 yılında yaklaşık 31,2 milyar metre küp doğalgaz tüketimi bulunan Türkiye’nin, tüketiminin

Çeçen, Musa ve Fahri Yağcı (2008), “Türkiye’de Enerji Politikaları-Küresel Açmazlar, Ulusal Fırsatlar” IV. Ege Enerji Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 21-23 Mayıs 2008, ss. 3-9.

Dışişleri Bakanlığı (2008), Türkiye’nin Enerji Stratejisi, Ocak 2008, http://www.mfa.gov.tr/data/DISPOLITIKA/Turkiyenin_Enerji_Strateji-si_Ocak2008.pdf, (25.05.2008).

Doğru, Cem (2008), “Elektrik Piyasasında Arz Güvenliğinin Sağlanması: Bölgesel Entegrasyon Modeli ve Politikası Olarak Avrupa Elektrik İletimi Koordinasyon Birliği (UCTE) ve Türkiye’nin Birliğe Entegrasyon Çalışmala-rı”, IV. Ege Enerji Sempozyumu, 21-23 Mayıs 2008, ss. 33-42.

DPT (1995), Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000), http://eku-tup.dpt.gov.tr/plan/plan7.pdf, (15.05.2008).

DPT (2004), Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi, http://1 mevzuat.dpt.gov.tr/ypk/2004/03.pdf, (10.05.2008).

DPT (2006), IX. Kalkınma Planı Enerji Özel İhtisas Komisyonu Ra-poru, Ankara, http://plan9.dpt.gov.tr/oik21%5Fenerji/21enerji.pdf , (15.04.2008).

DPT (2007) Orta Vadeli Program (2007-2009), http://ekutup.dpt.gov.tr/program/200709.pdf, (12.05.2008).

DPT (2008), 60. Hükümet Programı Eylem Planı, http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/ep2008.pdf, (28.05.2008).

DSİ (2007), Hidroelektrik Santralların Su Kullanım Anlaşmaları, http://www.dsi.gov.tr/ska/ska.htm, (15.05.2008).

EIA (2007), Energy Information Administration, Azerbaijan Country Analysis Brief, Aralık 2007, http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/Azerbai-jan/Full.html, (22.05.2008).

EIA, (2008), Energy Information Administration, Kazakhstan Country Analysis Brief, Şubat 2008, http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/Kazakh-stan/Full.html, (15.05.2008).

EİE (2008a), Elektrik İşleri Etüd İdaresi, Enerji Tasarrufu Çalışmala-rı, http://www.eie.gov.tr/turkce/en_tasarrufu/uetm/hakkimizda.html, (20.05.2008).

EİE (2008b), Elektrik İşleri Etüd İdaresi, Rüzgar Enerjisi Çalışmaları, http://www.eie.gov.tr/turkce/ruzgar/ruzgar_index.html, (20.05.2008).

EİE (2008c), Elektrik İşleri Etüd İdaresi, Hidrojen Enerji, http://www.eie.gov.tr/hidrojen/ichet.html, (20.05.2008).

EPDK (2008), Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Serbest Tüketici Limiti, http://www.epdk.gov.tr, (25.02.2008).

Ersoy, Mücella (2008), “Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ve Temiz Kö-mür Teknolojileri Alanındaki Girişimleri”, Temiz Kömür Teknolojileri Pane-li, 10 Mart 2008, ODTÜ Mezunları Derneği, Ankara, http://www.odtumd.org.tr/baglantilar/sunumlar/temizKomur/mucellaErsoy.pdf

ETKB (2008), Enerji İstatistikleri, http://www.enerji.gov.tr/istatistik.asp, (23.05.2008).

Gidiş, Murat (2007), “Elektrik Piyasası ve Tarifeler”, Ege Bölgesi Enerji Forumu 2007, EMO İzmir Şubesi, 29-30 Mart 2007, http://www.emo.org.tr/resimler/ekler/bbc1cc8fd0e5f9e_ek.pdf , (12.05.2008).

Gün, Vedat (2008), “Türkiye’nin Enerji Politikalarında Öncelikler”, Turkish-American Clean Energy Technologies Conference, Ameri-can- Turkish Council, 29–30 Ocak 2008, http://www.americantur-kishcouncil.org/events/cleanenergy/pdf/TuesdayMorningBallroom1/GunVedat_2008CleanEnergy.pdf, (20.05.2008).

Güngör, Rıza (2007), “Türkiye’de Kojenerasyon Potansiyeli, Uygulama-ları ve Yasal Durum”, Enerji Verimliliğinin Artırılmasına Dair AB Twinnig (Eşleştirme) Projesi Kapsamında Düzenlenen Eğetim, Seminer ve Top-lantılarda Yapılan uzman Sunuşları, EİE Toplantı Salonu, 21 Mart 2007, www.eie.gov.tr/turkce/en_tasarrufu/uetm/twinning/kojen_2007/03_Ko-gen_Sunum_EPDK.pdf -, (21.05.2008).

Haberaktuel (2008), “Mısır Gazı hızlı İlerliyor”, 21 Şubat 2008, http://www.haberaktuel.com/Misir-Gazi-hizli-ilerliyor---haberi-112384.html, (25.05.2008).

IEA (2005) International Energy Agency, Energy Policies of IEA Countri-es, Turkey 2005 Review, http://www.iea.org/textbase/nppdf/free/2005/turkey2005.pdf, (15.05.2008).

İşcan, İsmail Hakkı (2007), “Türkiye-Avrupa Birliği İlişkilerinin Geleceği Açısından Avrupa Birliği Enerji Güvenliği Sorunu”, Dış Ticaret Müsteşarlı-ğı, Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları Dergisi, 2007 ilkbahar 1(2), 2007:113-168, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/Konjoktu-rIzlemeDb/Ismail_Hakki_Iscan.pdf -(01.05.2008).

Keskin, Tülin (2007), “Enerji Verimliliğinde Politika Seçenekleri”, TMMOB Türkiye VI. Enerji Sempozyumu, küresel Enerji Politikaları ve

Türkiye Gerçeği, 22-24.10.2007, http://www.emo.org.tr/resimler/ekler/039d1e6173bc701_ek.pdf, (15.05.2008).

MİGEM (2008), Yıllara Göre Müracaatlar ve Düzenlenen Ruhsat Sayıları (1998-2008), http://www.migem.gov.tr/, (02.06.2008).

Milliyet Gazetesi (2008), “Kyoto için ilk adım”, 31 Mayıs 2008.

MTA (2006), 2006 Faaliyet Raporu, http://www.mta.gov.tr/v1.0/tek_dos-yalar/2006_faaliyet_raporu.pdf, (01.06.2008).

Narin, Müslüme ve Sevim Akdemir (2006), “Enerji Verimliliği ve Türkiye” UEK-TEK 2006 Uluslararası Ekonomi Konferansı, Türkiye Ekonomi Kuru-mu 11–13 Eylül 2006, Ankara/ Türkiye.

Narin, Müslüme (2007), “Türkiye’nin Enerji Politikaları”, Türkiye Günlüğü, Sayı: 91, Güz 2007, ss.84-102.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (2004), “Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin Özelleştirme Kapsam ve Programına Alınması”, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Kararı, http://rega.basba-kanlik.gov.tr/Eskiler/2004/04/20040403.htm#6, (05.05.2008).

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (2008), “Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. Nihai Pazarlık görüşmeleri tamamlandı”, http://www.oib.gov.tr/ (05.07.2008).

Özkanlı, Mehmet (2003), “Türkiye’nin petrol ve Doğal Gaz Politikası”, Enerji Dergisi, Temmuz 2003, Yıl: 8, Sayı: 7, Türkiye Petrol Jeologları Derneği, http://tpjd.org.tr/tr/index.php?option=com_content&task=blogcategory&id=41&Itemid=138, (15.05.2008).

REC (2008), Bölgesel Çevre Merkezi, REC Türkiye, http://www.rec.org.tr/sayfa.asp?id=16, (02.06.2008).

Sancak, Mahmut (2006), “Nükleer santrale varil gölgesi”, 14 Nisan 2006, http://www.arkitera.com/h8396-nukleer-santrale-varil-golgesi.html, (01.06.2008).

Seviltop, Öztürk (2007), “Türkiye’nin Enerji Politikalarına Genel Bakış”, Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, İÇEF Ankara İli Enerji Foru-mu, 24-25 Şubat 2007, http://www.emo.org.tr/resimler/ekler/f44eb-fabbb70378_ek.pdf, (15.05.2008).

Soğancı, Mehmet (2008), “Yenilenebilir Kaynaklarla İlgili Düzenlemeler Yapılmalı”, 14. Uluslararası Enerji ve Çevre Teknolojileri Konferansı ve Fuarı, 15–17 Mayıs 2008, http://www.icciconference.com/index.asp, (03.06.2008).

TEDAŞ (2008), Türkiye Elektrik Dağıtım ve Tüketim İstatistikleri, http://www.sitemedya.com/xtedas.asp (22.05.2008).

TEİAŞ (2004), Türkiye Elektrik Enerjisi Üretim Planlama Çalışması (2005–2020), http://www.teias.gov.tr/, (15.05.2008).

TEİAŞ (2006), Türkiye Elektrik Üretim-İletim İstatistikleri 2006, http://www.teias.gov.tr/ist2006/index.htm, (25.02.2008).

TEİAŞ (2007), Türkiye Elektrik Enerjisi 10 Yıllık Üretim Kapasite Projeksi-yonu (2007-2016), Temmuz 2007, http://www.teias.gov.tr/projeksiyon/projeksiyon%20Temmuz2007.pdf (22.01.2008).

Terzi, Ünal (2006), “Hedef Piyasa Yapısı ve Yol Haritası”, 1. Türki-ye Elektrik Piyasası Konferansı, Ankara, 03.08.2006, www.teias.gov.tr/mali/DUYURU/3-4-Agustos/Türkiye%20Elektrik%20Piyasası.ppt -, (18.05.2008).

TKİ (2002), Faaliyet Raporu, http://www.tki.gov.tr/2002_faaliyet_rapo-ru.pdf (01.06.2008).

TTK (2007), Türkiye Taşkömürü Kurumu 2007 yılı Faaliyet Rapo-ru, Mart 2007, http://www.taskomuru.gov.tr/file/faaliyet/2007.PDF, (28.05.2008).

Tutuş, Ayla (2007), “Hidroelektrik Santralarda Enerji makinaları ve Yerli Sanayi” Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi, 14. Elektronik Bülten, Nisan Mayıs 2007, www.dektmk.org.tr/Elektronikbulten/14.sayi/AylaTu-tus.ppt -, (15.05.2008).

TÜPRAŞ (2008), HSBC Yatırımcı Sunumu Nisan 2008, http://www.tup-ras.com.tr/uploads/Yatirimci_Sunumlari/HSBC_Nisan_2008_web.pdf, (25.05.2008).

Türkiye Kojenerasyon Derneği (2008), Kojenerasyon Nedir? http://www.kojenerasyon.com/, (23.05.2008).

UCTE (2008), About Us, http://www.ucte.org/aboutus/, (02.06.2008).

US Department of Energy (2008), Efficiency vs. Intensity, Energy Inten-sity Indicators, Energy Efficiency and Renewable Energy, http://www1.eere.energy.gov/ba/pba/intensityindicators/efficiency_intensity.html, (23.05.2008).

asodosya

68 ANKARA SANAYİ ODASI AĞUSTOS/EYLÜL 2008