Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din
Bilimleri Anabilim Dal
Yüksek Lisans Tezi
Çorum 2013
T.C. HTT ÜNVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ MÜDÜRL ÜÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün
bilgilerin akademik kurallara ve etik davran ilkelerine uygun
olarak toplanp sunulduunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gerei
olarak, çalmada bana ait olmayan tüm veri, düünce ve sonuçlar andm
ve kaynan gösterdiimi ayrca beyan ederim.(21/06/2013)
Tezi Hazrlayan Örencinin Ad ve Soyad rfan YT mzas
i
ÖZET YT rfan “ Türkiye’nin Demokratikleme Sürecinde Kemal TAHR’in
Yeri” Yüksek Lisans, Çorum, 2013
Seçmi olduumuz konu bal Anadolu insann ve Anadolu
Siyaseti’nin
yaam olduu süreci anlamamz açsndan önemlidir. “Anadolu Yerlilii”
terimi ile
ifade etmeye çaltmz husus, modernleme ve/ya batllama çabalarn
analiz
etmede anahtar bir ileve sahiptir. Çünkü yerli/milli/manevi
deerlerimize sahip
çkmak, dünyaya ve mevcut gelimelere kar srtmz dönmek, içe kapanmak
yani
yerellemekten çok farkldr.
lkyaz’nn, ilk para’nn bulunduu, ilk devletin kurulduu, ilk
Bar
Antlamas’nn imzaland, ilk medeniyetlerin uzun yllar hüküm sürdüü
bu
topraklarda meydana gelen siyasi ve felsefi sürecin aydnlarmz
üzerindeki etkisi inkâr
edilemez boyuttadr. Kemal Tahir’de bu fikirsel oluum sürecini
Anadolu insan ile
birlikte yaamaya çalan ve bu süreci “Anadolu Yerlilii” olarak ifade
eden önemli bir
aydnmzdr.
Tez üç bölümden olumaktadr. Birinci bölümde, ilklerin yaand
bir
corafyada kurulan birçok devletin yapsnda ve dünya da siyasal
alanda çok önemli bir
yere sahip olan “Demokrasi” kavramnn geliim sürecini ele alarak
giri yaptk. Burada
demokrasi kavramn genel anlamda terimsel ve tarihsel sürecini ele
aldktan sonra Türk
Düünce Tarihi’ndeki demokrasi sürecini inceledik. Daha sonra
Osmanl
mparatorluunda siyasal alanda meydana gelen gelimeleri ve yeni bir
devletin
kurulmasna kadar varacak olan siyasal süreci ele aldk. Parlamenter
sisteme geçiin
getirmi olduu siyasal etkilerde bu bölümde ele alnmtr. Bu sürecin
sonuç ksm olan
imparatorluun ykl dönemi Kemal Tahir’in çocukluk dönemine denk
geldii için
önem arz etmektedir. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulu
dönemi ve
parlamenter sisteme geçilen kurulu döneminden sonra ülkede meydana
gelen
demokrasi adna yaplan gelimeleri ele aldk. Tek parti dönemi olarak
adlandrlan,
Kemal Tahir’in üzerinde de çok büyük etkilere sahip olan bu dönem,
ülke genelindeki
aydnlar üzerinde hem fikirsel olarak hem de yaamsal olarak çok
etkili olmutur.
Çünkü birçou düünceleri sebebiyle hapse girmiler ve demokrasi adna
yapld
söylenilen bu gelimeleri skntlar içerisinde tecrübe
etmilerdir.
ii
kinci bölümde, Kemal Tahir’in hayat, eserleri ve düünce yaps ele
alnmtr.
Dünyada meydana gelen savalar ve siyasal gelimelerin aydnlar
üzerindeki etkileri
çok büyüktür. Amerika ve Sovyet Rusya arasndaki siyasal çekime
dünyada iki kutuplu
bir siyasal sistemin meydana gelmesini salamtr. Bu iki büyük ülke
arasndaki
çekimeler siyasal alan da etkisi altna almtr ve farkl siyasal
sistemler ortaya
çkarmtr. Emperyalizm, kapitalizm, Marksizm, komünizm gibi bu
siyasal düünce
yaplar birçok aydn gibi Kemal Tahir’i de etkisi altna almtr.
kinci bölümde ele aldmz bu içerik bizi tezimizin konu bal olan
ve
üçüncü bölümde yer alan “Türkiye’nin Demokratikleme Sürecinde Kemal
Tahir’in
Yeri” konu balna götürmektedir. Etkilenmi olduu siyasal akmlar
Anadolu
topraklarnda yaayan kültürle birletirme çabas içerisine giren Kemal
Tahir,
Anadolu’nun özüne aykr olan hiçbir siyasal sistemin baarl
olamayacan ifade
ederek Türkiye’nin demokratiklemesine önemli bir katkda bulunmutur.
Sosyalist ve
Marksist paradigmaya daha yakn bir düünce yapsna sahip olmasna
ramen
Osmanl’ya olan hayranl ve Anadolu insann düünce yapsnn ve
eserlerinin
merkezine almas farkl bir düünce yapsna sahip olduunu göstermi,
döneminde bat
hayranl içerisinde olan çou aydndan farkllamasn salamtr.
Anadolu’nun öz
kültürüne aykr gördüü hiçbir sistemi benimsemeyerek ve Anadoluluu,
Türkiyelilii
bizlere mihenk ta olarak göstererek demokratikleme sürecimize çok
büyük katk
salamtr. Anadolu’nun ruhuna sahip çkmaya çalan tüm aydnlarmza olan
bak
açsnn sahip olmas gereken deeri bizlere eserleri ile aktarmaya
çalan Kemal Tahir’i
anlamak Anadolu yerliliinin felsefesini anlama açsndan
önemlidir.
Anahtar Sözcükler
Marksizm, Sosyalizm, Demokratikleme, Modernleme, Batllama,
Parlamenter
sistem.
iii
ABSTRACT
YT rfan “ Türkiye’nin Demokratikleme Sürecinde Kemal TAHR’in
Yeri”
Yüksek Lisans, Çorum, 2013
The Role of Kemal Tahir in the Process of Democratization in
Turkey
The Subject we have chosen is important to understand Anotolian
people and
the process of Anatolian politics. The term ‘Anatolian
indigenousness’ we are trying to
convey has a key function in analyzing the efforts of modernization
and/or
westernization. Because protecting our national and spirutual
values is different from
turning our back to the world or to the new developments or
isolating ourselves from
the world. In other words it is very much different from becoming
localized.
The effect of political and philosophical process happening on this
land, where
the first money and manuscript were found and the first treaty of
peace was signed and
the first civilizations reigned for many years, on intellectuals
can not be denied. Kemal
Tahir is an important intellectual experiencing this intellectual
process, which he called
‘Anatolian indigenousness’ , with Anatolian people.
The thesis consists of three parts.We initiated the first section
dealing with the
development process of the term ‘Democracy’ , which has a very
important place in the
political arena of the world and the foundations of the many states
first established on
this region. After examining the historical and terminological
porocess of democracy in
general, we studied the process of democracy in the Turkish
intellectual history. Then,
we discussed the political evolution in Ottoman Empire and the
poilitical process which
lasted till the foundation of the new state. The political effects
that appeared with the
introduction of the parliamentary system are also examined in this
section. The last
phase of this process is of great importance since the fall of the
empire coincides with
the childhood period of Kemal Tahir. We studied the era in which
Turkish Republic was
founded and the improvements made in the name of democracy after
the transition to
parliamentary system. This period called single- party era had
powerful impacts on
intellectuals throughout the country as well as on Kemal Tahir.
Most of these
intellectuals were put into the prisons because of their views and
they experienced those
painful ordeals emerging in the name of democracy.
iv
In the second section we studied Kemal Tahir’s life, his works and
views. The
world wars and political events have immence effects on
intellectuals. The political
conflict between Russia and the USA has polarized the world into
two political groups,
creating new political systems such as imperialism, capitalism,
marxism, communism.
Like many other intellectuals Kemal Tahir was affected enormously
by these political
systems.
This content we have discussed in the second section directs us to
the topic of
the thesis that is ‘The Role of Kemal Tahir in the Process of
Democratization in
Turkey’. This is also the subject of the third section. Struggling
to associate the political
trends he was affected by with the culture of the people living in
Anatolia, Kemal Tahir
contributed enormously to democratization of Turkey by conveying
that no political
system contrary to the essence of Anatolia can be successful.
Although he is closer to
the socialist and marxist paradigm Kemal Tahir showed that he
thought in a different
way because of the fact that he was fascinated by the Ottoman
Empire and he centered
the mentality of the Anatolian people in his works and this
distiguished himself from
most of the intellectuals mesmerized by the west. He cotributed
greatly to our
democratization process by showing us that being Anatolian and
Turkish, and not
adopting any system which is contrary to Anatolian culture is the
touchstone. t is
important to understand Kemal Tahir , who, through his works, tries
to convey the
values the intellectuals standing as protectors to the spirit of
Anatolia should have so
that we can understand the philosophy of being Anatolian.
Key Words: Democracy, Kemal Tahir, Anatolia, nativity,
Turkish,
Communism, Marxism, Socialism, democratization, modernization,
westernization, the
Parliamentary system
fedakarlklar olan anne ve babama, çalmam boyunca göstermi olduu
sabr,
fedakarlk ve desteklerinden dolay eime ve kzma, kaynaklarn temin
edilmesinde ve
çalmam boyunca bana yol gösteren emeklerini esirgemeyen çok
saygdeer Atilla
Laçin Aabeyime, ön yargsz bir ekilde emeini benden esirgemeyen Can
Yoksul
hocama, Ümit Uzel Aabeyime, Ethem Erkoç ve Abdulkadir Ozulu
hocalarma,
elindeki kaynaklar benden esirgemeyen sayn brahim Gösterir’e, konu
balmn
belirlenmesinde ve manevi desteini, emeini hiç esirgemeyen sayn
Hocam Prof. Dr.
Mevlüt Uyank’a, bize bir karde, aabey yaklamyla hep bizlerin yannda
destek olan
Yrd. Doç. Dr. Aygün Akyol’a, Sol’un ne olduunu örenmemizde büyük
gayretler
sarfeden Sayn Hac Hakan Odaba’a, düünceleri ile biz gençleri hep
destekleyen Hitit
Gazeteciler ve Yaymclar Dernei Bakan Tugay Afat’a, sendikal
yaynlara ve
kaynaklara ulamamz salayan brahim Ecevi ve Ünal Ate’e ve bu süreçte
göstermi
olduklar müsamahadan dolay Belediye Bakanmz Muzaffer Külcü,
Bakan
Yardmcs Zeki Gül ve Sayn Kültür ve Sosyal ler Müdürümüz Mustafa
Ercan’a
teekkürlerimi borç biliyorum.
1.1.1. DEMOKRAS
KAVRAMI.......................................................................................................
4 1.1.2. DEMOKRAS’NN FELSEF
TEMELLER..............................................................................
8 1.1.3. TÜRK DEMOKRASS VE KEMAL
TAHR.........................................................................
14
2.3.1. Düünce
Yaps..................................................................................................................
28 2.3.2. Kemalizm ve Kemal
Tahir..................................................................................................
35 2.3.3 Sosyalizm, Diyalektik Materyalizm ve Kemal Tahir
............................................................. 38
2.3.4 Marksizm deolojisi ve Kemal
Tahir....................................................................................
46 2.3.4. Cezaevlerinin Kemal Tahir’in Düünce Yapsna Etkileri
.................................................. 56 2.3.5. Çorum
Cezaevi ve Kemal Tahir'in Düünce Yapsna
Etkisi................................................ 58
3.
BÖLÜM..........................................................................................................................................
65
3. TÜRKYE’NN DEMOKRATKLEME SÜRECNDE KEMAL TAHR’N
YER................. 65
3.1. ANADOLU KÜLTÜRÜNÜN KMLK OLUUMUNDAK ETKS VE YERLLK
................ 65 3.2. KEMAL TAHR’N OSMANLIYA BAKI AÇISI LE
YERLLE KATKISI......................... 69 3.3. KEMAL TAHR’N DOU VE
BATI HAKKINDAK DÜÜNCELER...................................
76
SONUÇ
......................................................................................................................................
87
KAYNAKÇA......................................................................................................................................
90
A.g.m. : Ad geçen makale
Bkz. : Baknz
C : Cilt
Çev. : Çeviren
Der. : Derleyen
Haz. : Hazrlayan
devletin kurulmas ile sonuçlanacaktr. 300 yllk bir süreçte
gerçekleen bu deiimin
siyasal etkileri toplumsal yapda büyük kaymalara sebep olacaktr. Bu
deiimin
yaand dönemlerde düünce yaplarnda meydana gelen erozyonlar kimi
hayatlarn
zirveye ulamasna, kimi hayatlarn da çok zor süreçler yaamasna sebep
olacaktr. Zor
süreçler yaayanlardan birisi olan Kemal Tahir’in romanlar, yazlar
ve iirleri ile
yaam olduu dönemi aktarmaya çalmas bizler için önem arz etmektedir.
Bir
imparatorluun ykld ve yklan bu imparatorluktan kalan topraklarda
yeni bir
devletin kurulduu zaman diliminde doan, yaayan ve kurulan bu
devlette meydana
gelen siyasi çalkantlardan ailecek etkilenen Kemal Tahir, yaam
tarzyla ve yazm
olduu tüm eserleriyle bizlere bu dönemi aktarmaya çalmtr. Aktarm
olduu
kültürel, tarihsel ve toplumsal süreçte dikkatimizi çeken en önemli
etken Anadolu insan
ile olan yaknlamas ve romanlarna bunu yanstmasdr.
Yerli, milli deerlere sahip çkma adna bizlere model tekil edecek
fikir
adamlarnn aray içerisinde olduumuz bu yüzylda “Türkiye’nin Ruhunu
Arayan” bir
aydnmz çalmann bizlere salayaca katk önem arz etmektedir. Sol bir
gelenekten
gelen Marksist ve Sosyalist bir düünce yapsn benimseyen bir fikir
adamnn bu
fikirlerin milli deerlerle ve yerli bir bak açsyla yorumlanmas
gerektiini
vurgulamas bizim için önem arz eder. Bu nedenle Kemal Tahir’in
Anadolu Merkezli
bir düünce modeli ile ve Anadolu Yerlilii’ne olan sadakati bizim
için en önemli
sacayaklarndan birisidir. kinci olarak, Osmanl’ya olan hayranl ve
tarihsel
perspektifini Osmanl’ya göre belirlemesi dikkat çekicidir. Bat
hayranlnn zirvede
olduu bir dönemde Osmanl Kültürü’nü model olarak göstermesi ve
Osmanl’nn
kültürel, siyasal yapsn örnek olarak göstermesi dikkat çekicidir.
Üçüncü olarak Kemal
Tahir’in romanlarnda ilemi olduu “Anadolu Köylüsü” temasnn
kahramanlarnn
Çorum civarndaki köylerde yaayan insanlardan olumas Çorum ve
çevresinin kültürel
yapsn tespit etme noktasnda da önem arz etmektedir. Büyük Mal, Yedi
Çnar Yaylas
ve Köyün Kamburu gibi romanlarnda Çorum Cezaevi’nde yatt
yllarda
ix
gerçeini ortaya koymas bizim için çok önemlidir.
Bu çalmamzn merkezi konumunu insanlarn din, dil ve rk ayrmna
girilmeksizin, insan olma niteliine bakarak deerlendirebilme ve
farkllklar bir
zenginlik olarak düünme imkân oluturur. Bu çerçevede geçmiimizde
ortaya çkan
hatalarmzdan ders çkartarak ileriki dönemlerde ayn hatalara dümemek
temel
amacmzdr. Bu noktada Osmanl mparatorluu’nun yklmas sürecinde
balayan bir
hayat ve son nefesine kadar onurlu bir duru sergileyen Kemal
Tahir’in hayat ve eylem
tarz kriz dönemi insan olduu için bizler için önemli bir kaynak
olarak ifade edilebilir.
Buradan hareketle yaanm anlayarak yaanacaklara daha soukkanl
bakabilmeyi
hedeflemekteyiz.
Bu çalmaya baladm günden bugüne kadar geçen süreçte zihnimde
ekillenen en önemli cümle yukarda yazm olduum cümledir. Kemal Tahir
onurlu
yaam tarzyla her cümlesinde kendisinden sonra gelecek olanlara
fikirsel miras brakan
bir aydnmzdr. Tez konumu belirlemeden önce yapm olduum konu bal
tespit
çalmalarmda ki en önemli düüncem yaam olduum ehre katk
salayabilecek bir
çalma yapmakt. Tez çalmam srasnda gördüm ki Kemal Tahir’i çalmak
Türk
aydnlarnn hayata baklarn tespit edebilme açsndan büyük öneme
haizdir. Anadolu
nsan’n romanlarna aktarrken yapm olduu yolculukta ve ortaya koymu
olduu
“Anadolu Yerlilii” fikri, deerlerimize sahip çkmamzn ne kadar
önemli olduunu
ispatlamtr. Tanzimat’tan bugüne kadar toplumun ihtiyaçlarna cevap
verip
vermeyecei düünülmeksizin dorudan batdan toplumumuza aktarlan
deerler
sisteminin bizlere verecei bir eyin olmad kanaatini Kemal Tahir ile
daha da
pekitirmi bulunuyoruz.
çounluu çok büyük skntlarla karlamlardr. Fakat bu insanlarn
kalemleri ile
gerçekletirmi olduklar mücadele hiçbir zaman unutulmayacaktr.
Yllarca
savunduklar fikirsel yap ile köprü olacak yeni nesillerin yetimesi
ülkemiz adna çok
önemlidir. Bu yeni nesiller Tanzimat ile balayan batllama sürecine
geri dönerek,
yaplan hatalar dikkate alarak çözüm önerilerini buna göre
gelitirdikleri takdirde
x
sorunlarmza çözümler üretebileceiz. Toplumsal ve siyasal olaylarda
yaplan yanllar
bir dierini gerektirmekte ve sorunlar içinden çklamaz bir hal
almaktadr. Bu
çerçevede unu ifade edebiliriz. Bizler kendi öz kültürümüzü dardan
gelen yabanc
etkilerden arndrmadkça ülkemizi bir adm öteye tayamayacamz
gerçeini
kabullenmemiz gerekmektedir. Bunu bizlere salayacak olanda Kemal
Tahir gibi
aydnlarn çok iyi anlalmasdr.
1
GR
Kemal Tahir yaad dönem itibariyle bir imparatorluun ykln ve yeni
bir
devletin kuruluunu gözlemlemesi açsndan önemli bir düünürdür. Böyle
bir siyasal
yapda eserlerini ortaya koyan Kemal Tahir, çalmalarnda Türk siyasal
yaam ile ilgili
önemli veriler sunar. Dünü ve bugünü karlatrarak iki devlet
arasndaki geçi
döneminin sebep ve sonuçlarn eserlerinde analiz etmitir. Böylece
ykl ve kuruluun
sorunlarn ve ortaya konulan çözüm yollarn kendi bak açsyla
yanstmaya
çalmtr. Bizde bu aratrmamzla Türkiye’nin demokratikleme çabalarnn
bir
yazarn hayatndan nasl göründüünü ve bu süreçte yaanan aksaklklar
Kemal
Tahir’den hareketle ortaya koymaya çaltk.
Kemal Tahir, siyasal ve sosyal hayat ile ilgili düüncelerini
romanlarnda dile
getirmitir. Roman kahramanlar günlük hayatn içindeki problemleri de
yaayan birer
kiilik olarak karmza çkmaktadr. Bu aratrmada temel hedefimiz Kemal
Tahir’in
Türk Siyasal Hayat ile ilgili ortaya koyduu çözüm önerilerini ve
eletirilerini
deerlendirebilmektir. Bu çerçevede özellikle demokrasi adna atlan
admlarn ve
demokrasinin hayata geçirilmesi için ortaya konulan sürecin
Türkiye'yi nereye
götürdüünü Kemal Tahir’in gözünden analiz edilebilmesi
hedeflenmektedir.
Kemal Tahir’in fikri deiimi, olaylarn ve sorunlarn bir birey olarak
yazar
üzerindeki etkileri de tezimizde incelenecektir. Bu balamda Kemal
Tahir’in cezaevi
hayatndan önceki ve sonraki düünce yaps ve özellikle ve Çorum
cezaevinde yaad
sürecin düünce yapsna katklarn da ortaya koymaya çalacaz. Kemal
Tahir’in 20.
Yüzyl Türkiye’si için önerdii yaklamlarnn 21.yy. Türkiye’si açsndan
tad
önem ortaya konularak, Türk Demokrasi Hayat'nn bugünkü
problemlerine k tutup
tutmayacan da deerlendirmeye çalacaz.
Kemal Tahir gibi bir aydnn eserlerinde ortaya koyduu siyasal ve
sosyolojik
gözlemlerini Türkiye'nin siyasal ve düünsel hayatnn nasl
ekillendiini
inceleyebilmek toplumsal sorunlarmz ortaya koyma noktasnda önem arz
etmektedir.
Çünkü Kemal Tahir’in gerek yaad dönemi ve gerek toplum yapsna
yönelik yapt
analizleri anlamak, günümüz ile geçmiin balantsnn yapabilmeyi ve
Türk toplum
yapsnn kritik unsurlarnn örenilebilinmesine vesile olacaktr. Bu
balamda
2
sürecine olan katklarn incelemesi oluturur.
Kemal Tahir’in düünce dünyasn incelediimizde, düüncelerini
açktan
söylemek yerine romanlarndaki kahramanlar araclyla ifade etme
yolunu tercih
ettiini görüyoruz. Bu bizim için bir takm zorluklar da beraberinde
getirdi. Zira
karakterler üzerinden yaplan tahlillerin tespit edilebilmesi için
ana kaynaklar
incelediimiz gibi yan kaynaklar da incelemeye elimizden geldii
ölçüde gayret ettik.
Kemal Tahir’in düünce yapsnda bir toplumun öncelikle tarihini
bilmesi
gerektii vurgusu ön plandadr. Biz de buradan hareketle konunun
anlalabilmesi için
öncelikle Türkiye’nin tarihsel arka plann da göz önünde bulundurmak
gerektiini
düündük. Bu nedenle de tezimizin ilk bölümünde Kemal Tahir’in
düünce dünyasn
anlayabilmek için Türk demokrasisinin geliimine dair bir ön
inceleme yaptk. Burada
demokrasi kavram ve Türk demokrasisinin geliim sürecini Kemal
Tahir’in düünce
dünyasn anlayabilme noktasnda deerlendirdik.
kinci bölümde, Türkiye’nin demokratikleme sürecinin incelenmesi
sonras
Kemal Tahir’in hayat ve eserlerini, etkilendii ve etkiledii fikir
çevrelerini incelemeye
çaltk. Yazarn fikri arka plannn çok geni bir ilgi alanna hitap
etmesi, bizi burada
zorlasa da biz konumuzu Kemal Tahir’i ilgilendirdii ölçüde fikir
hareketlerini
deerlendirerek amaya çaltk. Bu noktada Kemalizm, Sosyalizm ve
Marksizm gibi
düünce yapsyla yazarn düünce dünyas arasndaki etkileimi incelemeye
çaltk.
kinci bölümün temel unsurlarndan bir tanesi de cezaevi
tecrübesidir. Bunu da gerek
yazl gerekse sözlü kaynaklarla istiare ederek netletirmeye çaltk.
Özellikle Çorum
cezaevi tecrübesini farkl boyutlaryla ortaya koymaya
çabaladk.
Son bölümde ise, Kemal Tahir’in Türk Demokrasi hayatna getirdii,
katklar
ve yenilikleri inceledik. Bu balamda Osmanl miras ile Türkiye
Cumhuriyetine geçi
sürecinde yerlilik konusundaki fikirlerini inceledik. Yerlilii
toplumsal birliktelik ve
bütünleme için temel unsur olarak gören yazarn bu konudaki
fikirlerini
deerlendirmeye çaltk. Bunu günümüz Türkiye’sinin problemlerine bir
çözüm olup
olmayaca noktasnda incelemeye çaltk.
3
Bu aratrmada kapsam olarak Kemal Tahir’in demokrasi ile ilgili
eserlerinde
ortaya koyduu düünceler temel alnp incelenmi, bunun içinde
romanlarndan ve
arkadalar ile olan sohbetlerinde ifade ettii düüncelerin yaynland
eserlerden,
cezaevi arkadalarnn anlarndan, Kemal Tahir'in Çorum cezaevinde
karlat
ahslarn yaknlarnn anlarndan bire bir faydalanlmtr. Kemalizm ve
Marksizm,
Sosyalizm, Osmanl hayranl eklinde gelien düünce yapsn oluturan
görüleri
üzerinde de durularak siyasal hayat hakkndaki görülerini nasl
etkilediinin de analizi
yaplmtr. Kemal Tahir’i tanmak ve anlamak için hayat ve eserleri
üzerinde de
durulmutur. Ayrca karakteristik özellikleri ve yaad cezaevi süreci
incelenerek
düünce tarzn hangi temeller üzerine temellendirdii belirlenmitir.
Çalmann snrn
ise, Kemal Tahir’in Türk toplum yaps üzerinden tasarlad siyasi
düünceleri
oluturmutur. Bu snrlar dna çklmamtr. Çalmada geçerli ve
güvenilir
yöntemlerin kullanlmasna dikkat edilmi, geçerlilii arttrc
yöntemlerin
kullanlmasna arlk verilmitir.
düüncelerini söyletmeyi açkça söylemeye göre daha uygun bulmutur.
Bu yüzden onu
eserleri üzerinden incelemenin yerinde olaca düünülmütür.
Romanlarnn analizi
yaplarak, onun asl konumuz olan Türkiye'nin demokratiklemesine olan
katklarnn
bir çkarsamas yaplarak çalmamz tamamlanmtr. Hayat ve onun
yaamn
etkileyen artlarn aratrlmas çeitli kaynaklardan ve ahslardan
yararlanlarak
yaplmtr. Onu tanyan ve onu seven insanlarn, yazar hakkndaki
yorumlar dikkate
alnarak karakteristik özelliklerinin anlalmas yoluna gidilmitir.
Ayrca yazar
hakknda aratrmalar yapp bilimsel çalmalar yapan ahslarn görüleri
de
incelenerek, çalmamz için uygun olan eserlerden fikirsel anlamda
yararlanlmtr.
Gözetilen bu yöntemler araclyla çalmamz tamamlanmtr.
4
1.1. DEMOKRAS KAVRAMI nsan toplumsal bir varlktr. Bu nedenle (zoon
politikon) bir arada yaamaya i
bölümü yapmaya mecburdur. nsan tarih boyunca siyasi, sosyal,
kültürel ilikilerini bu
balamda oluturmaya çalm, en uygun ve adil yönetim tarznn ne olduuna
dair
sürekli bir aray içerisinde olmutur.1 Bu araylarn meydana getirdii
çatmalarn
sonuçlar çalar boyunca siyasal tartmalara sebep olmutur. Antik
Yunan’daki polis
devletlerinin dalmalarnn engellenmeye çallmas, otuzlar tiranlnn
basklar,
toplumsal ve yönetimsel yozlamalar v.b. çeitli siyasal sistemlerin
olumasna öncülük
etmitir. Son yüz yln tercih edilen kavram “Demokrasi” de bu sürecin
meydana
getirdii bir yönetim tarzdr. Kavram anlayabilmek için
“Demokrasi”nin sözlük ve
kökenbilimsel anlamn ksaca açklamaya çalacaz.
Demokrasi kavramnn sözlük anlamna bakacak olursak, demokrasi:
Grekçe,
demos (halk) ve kratos (güç/iktidar) kelimelerinden türetilen ve
halkn ya dorudan ya da
seçtii temsilciler vastasyla kendi kendisini yönetmesi, yönetimde
kurallarn hâkimiyeti,
çounluun yönetimi anlamna gelen demokrasi, hürriyet, eitlik ve
kardelik
kavramlarn ahenkli bir ekilde badatran yönetim tarzdr. Siyasal
iktidara, hür
seçimlerle katlma eitliini temel alan demokrasi, temel hürriyetleri
kanun teminatyla
korumay ilke edinir.2
Kökenbilimsel (sözcük) açdan demokrasi (demokratia), Atina'da Î.Ö.
besinci
yüzyl sralarnda kullanma girdi. "SO" ya da "eit", "isonomia" yahut
yasa önünde
eitlikte olduu gibi daha eski kavramlarn yerine geçmitir
denilebilir. Altnc ve yedinci
yüzyllarda "demos" halk ve "kratos" otorite, halkn çounu kapsamyor
ve halkn
özlemlerini yönetime yanstmyor olabilirdi. Fakat besinci yüzyln
ortasndan sonra,
1 Aristoteles, Politika, çev.: Mete Tuncay, Remzi Kitabevi, stabul
1975, s.9, 85; Mevlüt Uyank, Felsefi Düünceye Çar, Elis
Yaynlar, Ankara 2003, s.206; Aygün Akyol, “Ahlak- Nâsrî’de Ahlâk ve
Siyaset likisi: Sevgi Erdemi Merkezli Bir Okuma”,
Deerler Eitimi Dergisi, say: 24, Aralk 2012, s. 17.
2 Uyank, a.g.e., s.206, bkz.. Ejder Ylmaz, Hukuk Sözlüü, Yetkin
Yaynlar, Geniletilmi 5. Bask, Ankara 1996, s.190
5
uygun görülen anlam ile "halk yönetimi", "halk iradesi" dir.3
Demokrasi kavramnn bir terim olarak insann siyasal bir varlk olmas
nedeniyle
örgütlü insan topluluklarnn yönetimi nasl organize edecei tartlrken
ortaya çkmtr.
Birlikte yaamaktan doan sorunlar çözmek için birlikte hareket etmek
arttr. nsanlar
arasnda birlikte hareketin söz konusu olduu durumlarda da, neyin
nasl yaplacann
kararlatrlmas gerekmektedir. te bu neyin nasl yaplaca sorusuna
cevap verecek
olan yaplardan birisi “Demokratik yönetim” tarz olmutur. Demokratik
yönetimlerin
mihenk ta da demokrasi kavramdr. Demokrasi kavram, günümüzün en sk
kullanlan
ve çok çeitli anlamlar yüklenilen bir kavramdr. Belki de bu sebeple
ne olduu
noktasnda en çok tereddüt edilen ve karmaa yaanlan bir kavramdr.4
Bu kavram
hakknda birçok düünür, siyaset adam ve bilim insanlarnn tanmlamalar
ve görüleri
mevcuttur. Biz burada örnek olabilecek baz görülere
deineceiz.
Demokrasi, “aznlk haklarnn saygyla karlanp korunduu çounluk
yönetimi”
eklinde de tanmlanabilir.5
Aristoteles, “Çounluk yönetimde olduundan her eyden önce ad
güzeldir.
Yasalar karsnda eitlik bir hükümdarn yapt eyleri yapamaz. Çounluk,
görevleri
kura ile datr, yöneticileri sorumlu klar ve her karar ortak olarak
alr.”6
.Ö. 462'de baa geçen Perikles'in, koyduu yasalarla demokrasiyi
gelitirip
demokratik Atina Polisi" modelini yaratt kabul edilir. Perikles,
demokrasinin birkaç
seçkin yurttan deil tüm yurttalarn katklaryla var olan bir rejim
olduunu vurgular.
Herkesin eit hak ve yükümlülüklere sahip bulunduunu, soylu oluuna
göre deil
yeteneklerine ve kazand üne göre devletteki yerini alabileceini
söyler.7
Demokrasi, Abraham Lincoln’ün mehur tarifi ile “halkn, halk
tarafndan ve yine
halk için yönetimi”dir.8 Dahl’a göre demokrasi, “Kollektif ve
balayc kararlar almann
benzersiz bir yöntemi”9 dir.
3 Burhan Kuzu, Demokrasi ve Gerekleri, Yeni Türkiye, s.17, Ankara
1997. s.103.
4 William Ebensten, Siyasi Felsefenin Büyük Düünürleri, çev. smet
Özel, ule Yaynlar, stanbul 2000, s. 27.
5 Mümtaz Er Türköne, slam ve iddet, Ufuk Kitap, stanbul 2010,
s.136
6 Aristoteles, a.g.e., s.181
7 A.Taner Klal, Siyasal Çatma ve Uzlama, mge Kitabevi, 3.Bask,
Ankara, 1995, s.199
8 Giovanni Sartori, Demokrasi Teorisine Geri Dönü, (Çev. Tuncer
Karamustafaolu- Mehmet TURHAN), Yetkin Yaynevi, Ankara,
1996, s.8.; Giovanni Sartor, Demokrasi Kuram, Çev.: Deniz Baykal,
Siyasi ilimler Türk Dernei, Yayn No:23, Ankara, s.18.
9 Robert Dahl, Demokrasi ve Eletirileri, Çeviren Levent Köker,
Yetkin Yaynevi, Ankara 1993, s.6
6
tarihsel süreçteki oluum artlarnn da dikkate alnmas önem arz
etmektedir. Fakat
tarihsel sürece girmeden konumuz ile ilgili olabilecek bilgilere
yer vermek istiyoruz.
Günümüzde "klasik demokrasi" örnek alnmaktadr. Bu demokrasi tipi
Bat
Avrupa ülkelerinde gelimi ve olgunlam olan demokrasiyi temsil
etmektedir. Bu tip
demokrasi öyle domutur: Avrupa’da feodalitenin yklp, merkezî
krallklarn
kurulmasndan sonra, krallklarn güçlenmesi, aristokrasi burjuvazi
çekimesine yol
açmtr. Bu deneme ilk defa ngiltere'de balamtr. Burjuvazi, krallk
otoritesini
snrlamaya kalkm ve neticede "Millî Egemenlik" teorisi ortaya
atlmtr. Bu ekilde,
devlete ait her türlü egemenliin millete ait olduu savunularak
"klasik demokrasi"
sistemi kurulmutur. Temsili demokrasiler, hükümet ekillerine göre,
Parlamenter Sistem,
Meclis Hükümeti Sistemi ve Bakanlk Sistemi" gibi deiik hükümet
sistemleri eklinde
uygulamada gözükebilirler.10
demokrasiyi benimsediler. Fakat yer yer demokrasiye kar görüler de
ortaya çkt.
Bunlarn en banda Rusya'da gerçekleen ihtilal sonunda halk adna
kurulan bir komünist
diktatörlüü gelmektedir (1917). Bunu takiben talya'da 1922'de
Mussolini, Almanya'da
1933 ylnda Hitler diktatörlük yönetimine tarihî bir zorlama
neticesinde geçtiler. Bu tür
idareler, totaliter olmalar nedeniyle demokrasiye zt görülerdir.
Sonradan Faizmin
yenilgisiyle talya ve Almanya tekrar demokrasiye döndüler. Fakat
Rusya, totaliter
karakterini daha da derinletirerek kominizin rejimini birçok Balkan
ülkesine yayarak
Varova Blounu meydana getirdi. Çin de de komünist rejim etkili
oldu. Komünistler,
halka söz hakk tanmadklar halde kendi yönetimlerinin gerçek
demokrasi olduunu
iddia ederler. Söz de "Halk Cumhuriyetleri" dedikleri ülkelerinde
kat ve kzl bir
diktatörlük vard.11
Demokrasi tek bana, insanln ilk devlet anlay ile yaamaya
balad
dönemden beri tercih edilerek gelen bir siyasal sistem deildir.
Günümüz artlarnda
düünüldüünde en ideal yönetim tarz olarak yüzyllardr tercih
edilerek gelmi ve
demokrasi dnda baka bir yönetim tarznn olamayaca gibi bir izlenim
global siyasal
hayatta hakim bir durum almtr.
10 Kuzu, a.g.e., s.337; Mevlüt Uyank, slam Siyaset Felsefesinde
Sivil taatsizlik,Kaknüs Yay., stanbul 2001, s. 21, 22.
11 Kuzu, a.g.e., s.338
7
Dünyada siyasal varln korumaya çalan ikinci ve üçüncü dünya
ülkelerine en
çok demokrasi çarlar yapan Avusturalya (Federal Meruti Monari),
Belçika (Meruti
Krallk), Büyük Britanya (ngiltere) (Meruti Krallk), Danimarka
(Meruti Krallk),
Grenada (Meruti Monari), Hollanda (Meruti Krallk), spanya (Meruti
Krallk), sveç
(Meruti Krallk), Jamaika (Meruti Monari), Japonya (Meruti Monari),
Kanada
(Meruti Monari), Lüksemburg (Meruti Monari), Norveç (Meruti
Krallk), Vatikan
(Seçime Dayal Mutlak Monari),Yeni Zelanda (Meruti Monari) gibi
birçok birinci
dünya ülkesi ne hikmetse hala monari ile yönetilmektedir.
Birçok ulusun tarihinde uzun bir geçmie sahip olan parlamenter
sisteme geçi
düüncesi ve uygulamasnn Türkiye’de de yaklak 200 yllk bir tarihi
geliim süreci
vardr. Türkiye'de demokrasinin gelimesi, Batllama ve Tanzimat
Dönemi hareketleri
ile balamtr. 1808'de Sened-i ttifak ve 1839 Tarihli Gülhane Hatt
Hümayun'u, 1856
Islahat Ferman, sistemsiz bir ekilde baz hak ve hürriyetlerden
bahsetmilerdir.12 Fakat
genellikle bu belgeler d güçlerin basklar sonucu ve gayri
Müslimlerin haklarn
korumak için çkarlmtr. Yabanc güçler bu belgeler sayesinde
Osmanl
mparatorluunun iç ilerine karma imkânlar bulmular ve her belgenin
arkasndan
yetersizliini ileri sürerek yeni bir belgenin çkmasn salamlardr.
Nitekim daha sonra
1876 tarihli ilk yazl Anayasamz saylan Kanun-u Esasiyi ve keza,
bunun devam olan
1909 deiiklikleri de II. Abdülhamit'e zoraki kabul ettirmilerdir.
Ksacas I.-II.
Merutiyet döneminde de d güçlerin etkileri görülmütür. 1919'dan
sonra balayan
Kurtulu Hareketi ve onu takip eden dönemlerde yaplan 1921 ve 1924
tarihli Tekilat-
Esasiye Kanunlar Millî Egemenlik esasn getirmitir. Böylece
demokrasinin klâsik
tanmna uygun ilk gelimeler Anayasal planda gerçeklemitir.13
Milli egemenlik yönündeki gelimeler 1946 ylndan ve fiilen de
1950'den sonra
çok partili siyasi hayata geçilmesinden itibaren yeni bir boyut
kazanmtr. 27 Mays 1960
ihtilal ve onu takiben yaplan 1961 Anayasas ile 12 Eylül 1980
ihtilâl ve akabinde
yaplan 1982 Anayasas döneminde demokrasi Türkiye'de devam
etmitir.14
Türkiye’nin demokratikleme yolunda vermi olduu imtihanlar zaman
zaman
problemli durumlarn olumasna da sebep olmutur. Demokratik bir
yönetim
12 Hüseyin Tosun, Türkiye’de Demokrasinin Geliim Sürecine Genel Bir
Bak, Atatürk Aratrma Merkezi Dergisi, Say 52, Cilt:
XVIII, Mart 2002, s.187
13 Kuzu, a.g.e., s.338
sanatçy etkilemitir. Bu etkileim kimi zaman zirvede bir yaam tarzna
dönümü,
kimi zamanda bir ülkenin babakan da olsa hayatlarnn son bulmasna
sebep olacak
sonuçlar meydana getirmitir. Siyasal iktidarn yannda yer alanlar,
bat hayranlar, bat
kartlar, siyasal iktidar kartlar, sac, solcu v.b. birçok siyasi
snflandrmalar
demokrasinin geliim sürecinde meydana gelmitir. Ülkemizde de pek
çok düünce
insan çeitli basklara maruz kalm kimisi hâkim güce teslim olmu,
kimisi ise, hapis
yatmak zorunda kalmtr. Tezimizin inceleme konusu olan Kemal
Tahir’de
demokratikleme sürecinin ve siyasal sistemin meydana getirdii
sonuçlardan
etkilenen ahslardan birisidir. 1970li yllar bütün dünyada deiim
tomurcuklarnn
açt yllard. Fakat Türkiye’nin siyasi tarihinde demokrasi adna atlan
admlarn
yaralar iyilemeyecekti. 1971 Muhtras, 1980 darbesi, Kemal Tahir’in
kaderini
paylaan ve demokrasi uruna canndan olan birçok insann hayat
hikâyesini
yazacaktr.
Toplumlarn geliim sürecinde bireysel gereksinimlerin etkisi çok
önemlidir.
Bireysel gereksinimlerin bir araya gelmesi ile ticari, siyasi,
toplumsal, kültürel ve felsefi
birçok alanda gelimeler meydana gelmektedir. Bu gelimeler baz
noktalarda toplumlarn
ideal devlet düzeyine ulamasna bazen de kargaaya sürüklenmesine
sebep
olabilmektedir. Saym olduumuz bu alanlar ve bunlara benzer farkl
alanlar oluurken
de birbirlerini etkilemektedirler. Siyasal bir alanda meydana gelen
bir gelimenin arka
plannda felsefi ya da farkl bir temele dayal sebep-sonuç ilikisinin
olabilmesi
mümkündür.
baz etkileimler mutlaka olmutur. Antik Yunan filozoflarndan
itibaren düünürlerin
demokrasi hakkndaki görülerine göz attmzda demokrasi hakknda olumlu
fikirlerin
yan sra, demokrasinin yegâne bir yönetim anlay olarak kabul
edilmedii ve
eletirildii düünce biçimleri de mevcuttur.
9
Tukyidides’in Perikles (.Ö.497-429)’e söylettii “Cenaze Töreni
Söylevi”15
Atina’nn resmi ideolojisinin, bir bakma demokrasi kuramnn en iyi
yanstld metin
olarak kabul edilmektedir. Bu metin içerisinde Perikles demokrasiyi
u ekilde tarif
etmektedir:
“Baka halklarn yasalarna bakarak kurulmam olan bir yönetim
biçimimiz var;
bakalarna öykünmek öyle dursun, biz kendimiz bakalarna örnek
oluyoruz. Atina’ya
özgü bu yönetim biçiminin ad “Demokratia” dr. Bu ad ona birkaç
kiiye deil de bütün
yurttalara dayand için verilmitir.” Demek ki demokrasinin temel
özellii, bütün
yurttalarn ya da halkn egemenlii üzerine kurulmu olmasdr.16
Sokrates (.Ö. 469-399), Atina’da uygulanan demokrasi üzerinden bak
açsn
ortaya koymaktadr. Demokrasi hakkndaki düünceleri olumlu deildir.
Sokrates’e göre
her sanat ve zanaat gibi siyaset (devlet ileri)’de bilgiyi
gerektirir. Demokraside devlet
ileri, politika uzman olan kiilerin deil, fakat bilgili olup
olmadklarna baklmakszn
kura ile saptanan kiilerin ellerine teslim edilir. Devlet için iyi
olan bilmeyen birinin
devlet yöneticiliine getirilmesi tümüyle akla, saduyuya aykrdr.
Politika en üstün ve
en güç sanat olduundan ve bütün toplumun yazgsn belirlediinden
dolay, bilgisiz
kiilerin kura ile yönetime seçilmeleri, ülke için çok kötü sonuçlar
dourur ve Atina’da
dourduu görülmektedir. Demokrasi halkn kendi kendisini yönettii
deil de, kendisini
yöneten aznl özgürce seçtii ve denetledii rejim eklinde tanmlanr.
Sokrates için
önemli olan tek bir ey vardr, o da devletin korunmas ve toplumun
mutluluudur.
ktidarda kim bulunursa bulunsun, gerçekte bilginin, erdemin,
adaletin, doruluun
hüküm sürmesidir. Buna göre, polisin iyiliini bilen gerçek
yurttalar aznlkta ise
aristokrasi, ya da oligari, çounlukta ise demokrasi
yelenmelidir.17
Tezimizin konusu olan Kemal Tahir’in görülerden birisi bu bak
açsna
yakndr. Kemal Tahir’in siyasal düüncelerindeki ana temalarndan
birisi olan
“Toplumlarn yapsna göre yönetim eklinin belirlenmesi” Sokrates’in
bu görüü ile
benzerlik arz etmektedir. Sokrates devletin kurtuluu ve toplumun
mutluluunu
15 Perikles (.Ö. 469-399), Atina halk meclisinin en faal üyesi idi.
Peloponezya Harbi'nde ölen ilk Atinal askerin cenazesinde
okumu
olduu metin Perikles’in Cenaze Töreni Söylevi olarak geçmektedir.
Atina’da demokrasi idealinin ne anlama geldiini açklayan ve
bu rejimi yücelten en derli toplu bu metin, Tukyidides’in
Peleponnesos sava üzerine yazd tarih yaptnda yer almaktadr.
Aaoullar, a.g.e., s.79
16 A.g.e., s.79
10
salayacak olan bilgili insanlarn çounluk ya da aznlna göre
aristokrasi, oligari ya da
demokrasinin tercih edilebileceini söylemitir.
vardr. Bunlardan bir kaçnn görülerini burada ksaca ele alacaz.
Sokrates’in
örencilerinden olan Ksenophon, Perikles’in “Cenaze Töreni
Söylevi”nde övdüü
demokrasiye özgü bütün niteliklerden tiksintiyle söz eder. Ona göre
demokrasi ile birlikte
Atina’da yallara sayg gösterilmemeye, beden eitimine önem
verilmemeye ve
yöneticilere itaat edilmemeye balanmtr. Toplumsal uyum ortadan
kalkm ve en
kötüsü, yurttalarn çeitli hiziplere bölünmesi nedeniyle birlik yok
olmutur. Yurttalarn
bir dayanma içinde olacaklar yerde birbirlerinin kuyularn kazmalar
ve yalnz kiisel
çkarlarn gözetmeleri, toplumdaki kötülük eilimlerini artrmtr.
Demokrasi, siyasal
açdan, yasalar hiçe sayan bir halk despotizminden baka bir ey
deildir. Bu rejimde,
kura sistemiyle yeteneksizlerin ibana geldii bir düzensizlik hüküm
sürmektedir.18
sokrtates (.Ö.436-338) demokraside meydana gelen yozlamalardan
ikayet
etmekte ve demokrasinin bir takm reformlar ile eski günlerine nasl
döndürülebilecei
konusunda bir takm araylara girmektedir. Ona göre “bir zamanlar
polisi yönetenler,
yurttalarn disiplinsizlii (düzensizlii) demokrasi, yasalar aalamay
özgürlük,
konumada ölçüsüzlüü eitlik yada her istediini yapma olanan mutluluk
olarak kabul
etmelerine neden olan bir anayasa deil,fakat bu tür insanlardan
nefret edip onlar
cezalandrmasyla yurttalarn daha bilge klan bir anayasa
yapmlard.”diyerek
atalarnn anayasalarna olan patrios politeia dr.19
Platon, bilgi ve ruh anlaynda duyularn bilgiye ulamada birincil
kaynaklar
olamayacan, idelere ulamada akln ön planda olmas gerektiini
savunmutur. Bu
dorultuda Platon, insann ruh ve bedenden meydana geldiini belirtmi
ve ruhun
bölümlerini itahsal bölüm, aklsal bölüm ve yürekli bölüm eklinde
üç’e ayrmtr.
Ruhlarna deil bedenlerine özen gösteren insanlar duygularnn,
tutkularnn, ön
yarglarnn tutsaklar olduklar için toplum çatmaya, iddete
sürüklenir. Çünkü “en
büyük kötülük olan “kendini sevme Duygusuna”, egoizme kaplan
insanlar, yalnzca
kiisel çkarlarn gözeterek, hiçbir ey bilmelerine karn her konuda
düünceler ileri
sürerek, toplumda birbirleri ile uyumayan, kart kanlarn olumasna
yol açarlar. Her
18 A.g.e., s.89
19 A.g.e., s.92
öznel olan kanlarn reddetmesi nedeniyle, insanlarn arasndaki
“özgür” tartmay
noktalayacak tek bir ey vardr o da “iddet”tir. Böylece Platon,
demokrasinin özgürlüü
deil iddeti dourduunu savunmaktadr.20
ilk önce bunun temelinde yatan toplumun ele alnmas, toplumun doasnn
belirlenmesi
gerektii kansndadr. Ona göre toplum bireylerden oluur; çünkü insan
doutan bir
“zoon politikon” dur. Yani toplumsal - siyasal bir hayvandr. Bunun
ilk anlam insann
kendi kendine yeterli olmad ve yaamak için benzerlerine gereksinim
duyduudur.
Toplum dnda varln tek bana sürdürebilecek bir insan olamaz; bu olsa
olsa ya bir
hayvandr ya da bir tanrdr. Bu bakmdan insann tek bana mutlulua
ulamas
olanakszdr. nsan mutlu klacak olan akln, anln eylemi, ancak bir
topluluk içinde
gerçekletirilen eylemdir.21
Bu noktada Pratagoras’n “toplum sözlemesi”de demokrasinin felsefi
temelini
oluturan yap talarndan birisidir. Devlet siyaseti bilen kimselerin
bilmeyenleri yönetme
istencinin deil, bütün insanlarn kendi arzular ile yaptklar
“sözleme”nin bir
ürünüdür.22
görülmemitir. Renaissance’n meydana getirdii süreç tüm alanlarda
olduu gibi
demokraside de büyük gelimelere sebep olmutur.
Renaissance’ta bir ana eilim olarak bulduumuz “otoritelerden bamsz
olmay
istemek”, ortaçan evrensel emasn krmtr. Artk insan büyük bir
organizmann bir
organ deildir. Arlk merkezi kendisinde olan bir “küçük dünya”
(mikrokosmos),
20 A.g.e., s.153
21 Aristoteles, a.g.e,s.9
22 Aaoullar, a.g.e., s.63
23 “Renaissance” ad verilen ça bir geçit dönemidir. Avrupa kültür
çevresinin iki büyük ça arasnda bir köprüdür. çinde
bulunduumuz yeniçan girii ve ilk basamadr. Franszca bir sözcük olan
Renaissance deyimi “yeniden dou” demektir. Bu
adlandrma gerçekten yerindedir. Çünkü bu dönem Avrupa kültürünün
gelimesinde gerçektende batan aa bir yeniden domadr.
Renaissance deyimi dar anlamda “antik ça üzerindeki incelemelerin
yenilenmesi, yeniden domas” demektir. Ama bu
Renaissance’n ancak bir yönüdür. Çünkü burada yeniden ortaya çkan
sadece incelemeler olmayp, çok daha geni, çok daha temelli
olan bir eydir. Bu da ilkça ile ortaçan vard sonuçlarn büsbütün
yeni bir biçimde görünmesi, bundan önceki çalarn tanmad
yepyeni bir insann tarih sahnesine çkmasdr. Renaissance, ortaça
düzenin çözülüp yeniça oluturacak ilkeler ile düüncelerin
artk belirmeye baladklar dönemdir. Macit Gökberk, Felsefe Tarihi,
Remzi Kitabevi, stanbul, 1999,s.188-189
12
kendine göre özellii ile bir bireydir.24 Demokrasinin olumasndaki
en küçük yap ta
meydana çkmtr. Bu bireyselleme devletlerin yönetim tarzlarnn da
etkileyecektir.
Tek tek uluslar da artk yalnz, evrensel Hristiyan topluluunu kuran
parçalardan biri
deildirler. Her biri, tek bir insan gibi, bir bireylik olmak
yolundadr. Bu tutum içerisinde
felsefe de artk tek bir yolda tek bir amaca yönelmi bir bilgi çeidi
deildir, artk insan
düüncesini kurcalayan her türlü sorunu ele almtr. Artk her alanda
bilinmeyen yollar
yöntemler denenmektedir. Böylece de, ortaçan kendi içinde kapal,
monoton, duruk
dünyasndan yeni bir dünya, bütünlüü gitmi, ama çok renkli, çok
sesli, çok hareketli
olmu Renaissance dünyas domutur. 25
Demokrat devlet düüncesinin kökenleri Renaissance’ta bulabiliriz.
Bu devlet
anlayn Renaissance’ta ileri süren düünürlere Monarchomach’lar
denmitir.
Adlarndan da anlalaca gibi bunlar tek kiinin tek bana egemen
(monarch) olmasn
istemeyen, buna kar savaan kimselerdir. “Devlet bakannn yeri ve
yetkisi” sorunu
bunlar için çk noktasdr. Monarchlar’a göre devletin bandaki halkn
efendisi deil,
sadece bir görevlisidir. Asl egemen olan halktr. Hükümdar ancak
halk adna ve yerine
eylemde bulunabilir. O, bir takm snr ve balar ile devleti yönetmek
için halk tarafndan
görevlendirilmi olan bir kimsedir. Bu görevin ne olduunu ve snrn
halk istencinden
domu olan yasa belirler. Devlet bakan yasann üstünde deil,
altndadr. Yasa onun
istencine bir snr çizer. O, bu snr amaya kalkrsa halk da ona kar
ayaklanabilir.
Monarchlar içerisinde halkn yüceliini ileri sürüp “halk egemenlii
düüncesi”ne ilk
kesin formülünü kazandran Johannes Althusius (1557–1638)’tur.
Demokrat devlet
anlayna 18.yy’da klasik biçimini verecek olan J.J. Rousseau’ya
Althusius’un çok
katks olduu sanlmaktadr. Althusius, egemenlik kavramn devlet
öretisine çk
noktas ve temel olarak alr. Egemenlik bir bütündür, bölünemez,
parçalanamaz, bir
bakasna aktarlamaz. Althusius’a göre egemenlik ancak halkn elinde
bulunabilir.
Çünkü dorudan doruya halktan çkmtr ve yalnz onundur. Çünkü devlet
bir
sözlemeden domutur. Dolaysyla da egemenlik, devleti kuranlarn yani
halkn
hakkdr. Halk kendisini parlamento ile temsil ettirir. Parlamentonun
yetkileri halka
baldr.26
Demokrasinin de ortaya çkmasn salayacak olan bireysellik ilk
Hümanizm ile
meydana gelecektir. Demokrasinin felsefi temellerinin özünde,
aslnda bu düünce yaps
vardr. Hümanizm’in iledii “insan sorunu” benliini bulmu, kiiliinin
farknda olan
bir insan modeli ortaya çkaracaktr. Hümanizm bu dorultudaki alt
yapsnda Antik
Yunan Felsefesi’nin etkisi vardr.27 Antik Yunan Felsefesi’nin
bireysellie vermi olduu
önem demokrasinin olumasnda da önemli faktörlerdendir. Sofistlerin,
insan çkarlarna
hizmet eden bencil bir varlk olarak nitelemelerine ramen,
düüncelerinin odak noktas
yaptklar ve onu her eyin ölçüsü olarak gördükleri bilinmektedir.
Siyaset bilgisi yada
siyasal erdem belli bir aznln ayrcal deildir. Fakat herkes bundan
pay almtr.
Dolaysyla herkes siyasala yaama katlabilir ve katlmaldr.28
Demokrasi ile ilgili yaplan deerlendirmelerde, demokrasinin üç
temel yönetim
biçiminden birisi olduu ifade edilmitir. Bu yönetim biçimleri
Monari, Aristokrasi ve
Politia olarak ifade edilir. Monari’nin sapmas tiranlk,
Aristokrasi’nin sapmas oligari,
Politia’nn sapmas da demokrasi olarak ifade edilir. Demokrasi ile
ilgili yaplan tariflerde
dikkat çeken yön, yoksullarn çkarn hedefleyen çounluun yönetimi
tanmlamas
yaplmaktadr. Doru ve iyi yönetim olarak nitelenebilmesi için
herkesin iyiliini
salamay amaçlamas gerekmektedir.29
Demokrasi tarihinde dünyada meydana gelen baz olaylar çok önemli
yerlere
sahiptirler. Demokrasinin oluum sürecine katk salayan Hammurabi
Kanunlar, (.Ö.
2500), Veda Hutbesi, (632), Magna Charta Libertatum, (19 Haziran
1215), Fransz
htilali. (1789), Fransz nsan ve Yurtta Haklar Bildirgesi, (3 Eylül
1791), Sened-i
ttifak (7 Ekim 1808), Gülhane Ferman (3 Kasm 1839), Islahat Ferman
(18 ubat
1856) gibi toplumsal olaylar demokrasi ve insan haklarnn geliimine
katklar
salamtr.30
Sonuç olarak unu söyleyebiliriz. Demokrasinin kavram olarak artlara
ve
zamana göre deiebildii buna göre de farkl kuramlara konu olduunu
kabul etmek
gerekir. Kukusuz Demokrasi gibi bir kavram ölçmek ve en iyi olan
bulmak kolay
olmamaktadr. Bu gibi farkllklar, o toplumun içinde bulunduu
sosyo-ekonomik
artlar ve toplumsal aktörlerin deiikliinden kaynaklanmaktadr.
27 A.g.e, s.91
28 Aaoullar, a.g.e., s.61; Mevlüt Uyank, Sivil taatsizlik Eylemleri
ve Dini Deerler, Elis Yay., Ankara 2010, s. 58,59.
29 Uyank, a.g.e., 21; Aaoullar, a.g.e., s 246-249.
30 Cokun Can Aktan, Haklar ve Özgürlükler Antolojisi H.A.K –
Türkiye Hak Isç Sendikalar Konfederasyonu, Ankara,2003,s.5
14
alanda birçok ülkenin geleceini etkileyecektir. Bu etkileim siyasi
rejimlerin demokrasi
adna yapm olduklar diktatörce basklara kar çkan birçok insannda
yaamnda büyük
etkiler meydana getirecektir. Bu etkileim kimi zaman
imparatorluklarn yklmasna,
kimi zamanda düüncelerini savunmak adna insanlarn hayatlarnn zulme
uramasna,
daha ötesinde hayatlarnn bu uurda son bulmasna sebep olacaktr.
Gerçek demokrasi ile
ideal demokrasi arasndaki etkileim ve yeri geldikçe çekime insanolu
var olduundan
beri devam etmi ve etmeye de devam edecektir.
1.3. TÜRK DEMOKRASS VE KEMAL TAHR
Türk Demokrasisi Osmanl mparatorluunun özellikle ykl döneminde
çok
çeitli aamalardan geçmitir. Yaanan bu sürecin toplumsal anlamda çok
büyük etkileri
olmutur. Bu etkilerin en önemli sonucu yeni bir devlet kurulmas
eklinde kendisini
gösterecektir. Bu geçi döneminde meydana gelen gelimeler birçok
aydn etkileyecek
ve derin izler brakacaktr. O dönemi yaayarak etkilenen insanlar
kitaplardan okuyarak
etkilenenlerden ayr tutmak gerekir. Kemal Tahir'de bu bahsettiimiz
aydnlardan
birisidir. Bu sebeple o dönem ile ilgili ortaya koyduu
deerlendirmeler, fikirler bizim
için önem arzetmektedir. Özellikle yazl tarihten örendiimiz baz
tarihsel olaylar
hakknda yapaca deerlendirmeler dikkat çekmektedir.
Türkiye cumhuriyetinin kurulu aamas ve demokrasiye geçi süreci ile
ilgili
Kemal Tahir’in bak açs yazl tarihin bizlere aktard bilgilerle
çeliik bir takm
unsurlar göstermesi açsndan önemlidir. Kemal Tahir, Osmanl’dan
Türkiye
Cumhuriyeti’ne geçi sürecini bir kadro hareketi olarak ifade eder.
Bunu u ifadeleriyle
net bir ekilde ortaya koyar:
“Gerek Osmanl tarihi içinde, gerek Cumhuriyet Tarihi içinde
diyebileceimiz
bir sosyal patlamaya rastlamyoruz. Bütün hareketler kadrolar
tarafndan
yaplmtr.”31
Osmanl imparatorluunu ykan kadro ile yani Jön Türkler ile
ttihat
Terakkicileri birbirlerinin devam olarak görmekte ve Mustafa
Kemal’i de bu hareketle
ayn çizgide görmektedir. “te Jön Türk hareketinin getirdii ttihat
ve Terakki
Cemiyeti kadrosu, bütün vatanseverliine, bütün idealist
giriimlerine ramen, koca bir
31 smet Bozda, Kemal Tahir’in Sohbetleri, 2. bs., Emre Yaynlar,
stanbul, 2006, s.73
15
imparatorluu elden çkarmamza sebep olmu, ite bir Mustafa Kemal
ve
arkadalarnn oluturduu kadro, yeni bir devlet kurmu! Bu iki kadroyu
da kuranlar-
az farkla- hemen hemen ayn insanlar…32
Cumhuriyet rejimi ve demokrasiye geçi Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin ilk
kurulduu zamanlarda alnan bir karar deildir. Mustafa Kemal Paa, 24
Nisan 1920
tarihli önergesinde saltanat ve hilafetin geleceiyle ilgili
düüncelerini öyle açklar:
“Dümanlarmz saltanat ve hilafeti birbirinden ayrmak istiyorlar.
Bizim
amacmz bu iki makam ayrmann milli iradeye uygun olmadn göstermek
ve
mukaddes makam esaretten kurtarmaktr. Hilafet ve saltanat makamn
kurtarmay
baardktan sonra meclisimizin düzenleyecei yasalar çerçevesinde
padiahmz da
yerini alacaktr.” 33 diyen Mustafa Kemal Paa, savan galibiyetle
sonuçlanmas
üzerine saltanat taraftar sözlerine son vermitir.
Mustafa Kemal Paa, artk halk egemenliinin hâkim olduu bir yönetim
tarz
istemektedir. 23 Nisan 1920 ile 29 Ekim 1923 tarihleri arasndaki
süreç saltanattan
cumhuriyete geçi sürecidir. Halk egemenliinin istendii yerde tek
adam politikas
etkili olmutur. Kemal Tahir, Cumhuriyetin kurulu sürecinde gelien
olaylarn bir halk
hareketinin sonucu olmadn iddia etmektedir. smet Bozda, Kemal
Tahir'in
Sohbetleri isimli kitabnda Kemal Tahir'in azndan bu durumu u ekilde
vermektedir:
“Bazlar Kuvay- Milliyeyi bir halk hareketi gibi görmek ve göstermek
isterler.
Bütün douda ve Türk milletinin tarihinde tek bir halk hareketi
yoktur ki, Kuvay-
Milliye halk hareketi olsayd, stiklal Mahkemelerinin kurulmasna ne
gerek vard?...
Hele kurulduktan sonra savata ölenlerden çok daha fazla ipe
çekilmesinin bir anlam
olabilir mi?... Kuvay- Milliye bir halk hareketi olsayd, orduya
silahsz katlan
askerden fazla silah ile ordudan kaçan asker görülmez, tersine krk
dökük silah ve
oraklarla saflar dolduran gönüllü taburlar kurulurdu. Kuvay-
Milliye bir halk hareketi
olsayd, Sakarya sava, bir subay sava olmazd. Kuvay- Milliye bir
halk hareketi
olsayd, Mustafa Kemal paa meclisin karsna dikilip, sava
kazanabilmekliim için,
Büyük Millet Meclisi olarak mevcut gücünüzü-belli bir süre için
bana devretmeniz
32 A.g.e., s.73
33 Kazm Öztürk, Atatürk’ün TBMM Aç ve Gizli Oturumlardaki
Konumalar, Kültür Bakanl Yay., Ankara-1981, s. 15
16
gerekir, baka türlü sorumluluk kabul edemem demezdi.”34 diyerek
kurulu
aamasndaki gelimeleri göstermelik olarak nitelemitir.
Geçi süreçlerindeki karmaa baz siyasal sorunlarnda ortaya çkmasna
sebep
olmutur. Bu siyasal sorunlarn en belirgin olan siyasi otoritenin
nasl salanaca ve
uygulama eklinin nasl olaca ile ilgilidir. Türkiye Cumhuriyet’inin
kurulu sürecinde
otoritenin uygulamas stiklal Mahkemeleri ile salanmtr. Mecliste
bulunan birinci ve
ikinci grup Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal zemindeki iktidar ve
muhalefet temsilcileri
olmulardr. Bu iki grup arasndaki çatmalar ilk meclisin kuruluu ile
balamtr.
stiklal Mahkemelerinin kuruluu ile ilgili alnan kararlarda da ilk
meclisteki bu
tartmalar görmekteyiz.35
stiklal Mahkemeleri çalma yöntemi açsndan son derece ilginç ve
olaanüstü
yetkilerle donatlm mahkemelerdir. Ayrcalkl özelliklerinden en
önemlilerini, delile
ihtiyaç duymadan vicdanen karar verebiliyor olmalar, kararlarnn
sorgulanmadan
derhal uygulanmas ve tüm asker ve sivil yöneticilere emir
verebilmeleri oluturur.
zmir suikast sonrasnda Babakan smet nönü’yü bile tutuklama karar
almtr.
Ald kararlar tereddüt etmeden uygulayabilen bir yapya sahiptir.
Mahkemelerin emir
veremedii ve “rica”sn dikkate ald tek kii Mustafa Kemal’dir. 11
Eylül 1920 de
kurulan stiklal Mahkemeleri 17 ubat 1921’e kadar devam
etmitir.36
Savatan çkan ve eski siyasal sistemini bütünüyle deitiren bir
siyasi
organizasyonun otoritesini salamas için ortaya koyduu sert
tedbirlerle ilgili olarak
yaplan yorumlarda, demokratik yap açsndan eletirsek dahi, dönem ve
artlar
dikkate almak zorundayz.
kez çok partili parlamenter sisteme geçilmitir. Mustafa Kemal Paa
“Times Gazetesi”
stanbul muhabirinin yazl sorularna 11 Aralk 1924’te verdii
cevapta:
“Hakimiyeti milliye esasna dayanan ve bilhassa cumhuriyet idaresine
malik
bulunan memleketlerde siyasî partilerin mevcudiyeti tabiidir.
Türkiye Cumhuriyetinde
de birbirini denetleyen partilerin doacana üphe yoktur”37 demek
suretiyle böyle bir
giriimi doal, son derece de olumlu ve Cumhuriyet rejiminin gerei
olarak
34 Bozda, a.g.e., s.76
35 Ahmet Cemil Ertunç, Cumhuriyetin Tarihi, Pnar Yaynlar, stanbul
2010,s.40
36 A.g.e, s.113
37 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri III, Atatürk Aratrma Merkezi,
Ankara 2006, s.77.
17
karladn ifade etmitir. Fakat u sözlerinde Kemal Tahir o dönemi
pek
kabullenebilmi görünmemektedir:
" Mustafa Kemal Paa'nn da içerisinde bulunduu bu kadronun
ileri
gelenlerine bakld zaman, görüyoruz ki, Birinci Dünya Sava'nda
yenilip
mparatorluun yok olmasnda rol oynam ttihat ve Terakki Cemiyeti
üyeleri ve ileri
gelenleriyle, ttihatçla koulmu ve ordusuz kalm subaylar Ermeni
göçünün yaygn
olduu illerin ileri gelenleri, idealist aydnlar, öretmenler ve her
çada maceraya
koan bir takm babozuklar... Bu takm için hedef bamsz bir devlet
haline gelmek
yahut yenisini kurmaktr. ttihatç olup da takma katlanlar bir zarn
ansnda
kaybettikleri devleti yeniden kurabilirlerse, vicdan azabndan
kurtulacaklar, ordusuz,
görevsiz, isiz kalm subaylar, varlklarnn hikmeti vücuduna
eriecekler, sanatlarn
icra edebilecekleri bir ordu ile ülkeyi dümandan kurtaracaklar."38
bu sözler
Cumhuriyet döneminin karmaasn ifade etme açsndan önemlidir.
Ayrca 1950'li yllardaki çok partili rejime geçii salayan seçimler
hakknda
söyledikleri de dikkat çekicidir.
çrlarna ramen, sahici egemenlii halka götürememi, aydn
sandalyesinden
indirememiti. ndirememiti diyorum; çünkü halk örgütlenmi deildi ki,
bu haklarn
bu örgütler aracl ile kullanabilsin ve okumuun elinden yakasn
syrsn!... Dört
ylda bir yaplan seçimler kendisine yararl insanlar seçmesine deil
daha az zararl
seçmesine yaryordu. Bu parlamenter sistem olsa olsa halkn seksen
yldr. Yakasndan
dümeyen “Aydn”’n keskin dilerini biraz törpülemi oldu; bu kadar da
Anadolu
insan için ferahlktr…”39
balamaktadr. Monarik yönetim eilimi gösteren cumhuriyetlerde
genellikle yönetim
yetkisi bir kiinin elinde toplanmaktadr. Bu kii ulus tarafndan
benimsenmi bir
yasallk içinde bamsz biçimde hareket eder, seçimlerle ibana gelen
devlet ve
hükümet bakanlar öyle yetkilerle donatlrlar ki, bir kraldan farklar
kalmaz.40
38 Bozda, a.g.e., s.74
39 A.g.e, s.32
40 Maurice Duverger, Seçimle Gelen Krallar, çev. N. Erkurt, Kelebek
Yaynlar, stanbul, 1986, s.27
18
Siyasal sistemler her ne kadar kendisini cumhurun yönetimi ve
demokratik bir
rejim olarak tanmlasa da halkn tercihlerinin ve taleplerinin
yeterli olgunlua
ulamad her siyasal her siyasal sistemde lider hâkimiyeti ve
sorgulamadan
kabullenme hâkimdir. Türkiye içinde zaman zaman söz konusu olan bu
sorgusuz
kabullenme düzenini eletiren Kemal Tahir gibi aydnlar siyasi görüü
ne olursa olsun
siyasiler tarafndan ho karlanmamtr. Muhalefetsiz bir siyaset anlayn
savunan
bak açlar olaanüstü durumu devam ettirmeye yönelmi, zaman zaman
demokratik
tavr ve durular bastrmay siyaset yapma yöntemi olarak
benimsemilerdir. Bu
çerçevede kurulan stiklal Mahkemeleri geni yetkilerle toplumsal
sahay
biçimlendirmeye çalmtr.41
Kemal Tahir, " Bak bizim Sabahattin de (Selek) kitabnda Kuvay-
Milliye'yi bir
halk hareketi gibi göstermek istiyor. hemde savata ölenlerden çok
stiklal Mahkemesi
kararlar ile aslanlar olduunu yazyor. Oysa bu: Hem dondurmaym, hem
frndan
çktm gibi bir laf oluyor düpedüz."42 sözleri ile cumhuriyet dönemi
uygulamalarndaki
çelikili durumu ve bu durumu farkl ekilde göstermeye çalanlara olan
eletirisini
ortaya koymaya çalyor.
bir ittihatç yöneticinin azndan u sözler dökülür:
“Bizim ömrümüz, bütün suçlarmz muhaliflerimize yüklemekle
geçmitir.
Büyük politika sandk bunu... Yatknmz, altk. Daha beteri, en
suçlularmza, en
utanmazlarmza uyarak, doru söyleyenlere, hiç bir suçu olmayanlara
di biledik
yllarca... Giderek muhaliflerimizle aramzdaki ilintileri hrszlarmz,
alçaklarmz,
manyaklarmz belirleyip denetler hale geldi. Bu heriflerin ne kadar
rezil, ne kadar ie
yaramaz olduklarn... Ne demek ie yaramaz! Tersine, kancklklarn...
Aptallklarn...
Çalp çrptklarn bile bile, muhaliflerimizi en alçak iftiralarla
karalamalarn
beeniyorduk, srtlarn svazlayarak kkrtyorduk, mükâfat olarak da
çalmalarna,
namussuzluklarna göz yumuyorduk. stiklâl Mahkemelerinin, çounlukla,
bizim ikinci
takm döküntülerinden kurulmas rastlant deildir, böyle ilere
yatknlmz, snavlara
vurulmu, ölçüp biçildikten sonra iyi deerlendirilmitir. Biz her
çeit savunuyu suç
41 Bekir Stk Gönülal, smetYalçn, Atatürk nklâb, Kültür ve Turizm
Bakanl Yaynlar, Ankara 1984, s.467-470.
42 Bozda, a.g.e., s.76
de, muhalifsiz hükümet etmek...
Çok düündüm, muhalefetsiz hükümet etmek istei, Devleti alet ederek,
hiçbir
ceza korkusu duymadan bol bol suç ileme zevkinden geliyor. Ceza
görmemek güvenini
salayp keyfince en namussuz suçlar ileyeceksin…
te insanolunun düebilecei en sefil çirkef çukuru... Bir kez bu
yokutan
kaymaya baladn m, olduundan yüz kat, bin kat kyc kesilirsin.
Canavarlarsn.
Her an alçaklk etmekten artk kendini çekemezsin! Önüne çkanlar, bir
korkulu
rüyada, karakoncolostan kurtulmana biricik engel görürsün. Ezmeden
geçemeyeceine
inanrsn. Kzarsn. Kzmaktan da öte bieydir bu... Kzmak insancl bir
duygudur. Oysa
artk sen insanlktan çkmsndr! Bir toplum düün ki, orda adam
öldürmeye, hem de,
çou, suçsuz adam öldürmeye SYASET deniyor.”43
Burada ifade edilen sözleri Kemal Tahir'in Cumhuriyet'in kurulu
dönemi
siyasetine bak açsn ortaya koymaktadr. Kemal Tahir’in yaam
olduu
dönemlerde, siyasetin seyri, demokrasiden uzaklaarak devam etmitir.
Mustafa Kemal
Atatürk’ün sava ortamndan ülkeyi kurtararak yeni bir devlet
kurulmas ile sonuçlanan
devlet politikas 10 Kasm 1938’de ki ölümüne kadar devam etmitir. Bu
süreç
içerisinde meydana gelen gelimelerde demokrasiden uzak admlar,
uygulamalar
Mustafa Kemal’in ölümünden sonra yönetimi eline alan smet nönü
döneminde de sert
bir ekilde devam etmitir.
Cumhuriyetin ilanndan önce yeni Türk Devletinin ilk siyasî partisi
"Halk
Partisi" ad altnda (daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi adn ald) 23
Ekim 1923'de
resmen kurulmutu. Bakanlna da Mustafa Kemal Atatürk seçilmiti. 1945
ylna
kadar siyasî parti kurma denemeleri ne yazk ki baarl olamad.
kinci Dünya Savann bitiminden sonra çok partili yaama geçme eilimi
güç
kazand. Bu dönemin ilk siyasî partisi 18 Temmuz 1945'de "Milli
Kalknma Partisi"
oldu. Daha sonra da 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti" kuruldu. Türkiye
Cumhuriyeti
tarihinde birden fazla partinin katld ilk seçim ise, 21 Temmuz 1946
tarihinde yapld.
Bu seçimle birlikte çok partili hayat ksa sürede benimsendi. 1950
ylna kadar ülkede
25 siyasî parti daha kuruldu. 14 Mays 1950'de yaplan seçim
sonucunda, 487
milletvekilliinin 397'sini kazanan Demokrat Parti, 24 yl kesintisiz
iktidarda kalan
43 Kemal Tahir, Kurt Kanunu, Tekin Yaynevi, stanbul, 2001, s
190-191
20
Cumhuriyet Halk Partisinin yerine iktidara geldi. Demokrat Parti
iktidar, 27 Mays
1960'da yaplan askeri darbe ile sona erdi.
Kemal Tahir'in kurulu dönemi demokrasi anlayna olan eletirel bak
açs
ihtilaller konusunda da olmutur. 27 Mays htilal ile ilgili söyledii
sözlerle de
demokrasi adna yaplan giriimlerin durumunu ifade etmitir.
"Ne demek htilal? ... Halkn bir fikir sentezine inanarak mevcut
iktidara
bakaldrs... Bir uydurma demokrasiden dier uydurma demokrasiye
geçmek için
ihtilal yapmaya ne gerek var?... 27 Mays'ta olup biten, bir
hükümet
darbesidir....'Hükümet Darbesidir.' derken de, bol keseden
davranyorum ha!... Çünkü
bir darbe, yalnz bir tarafn tasfiyesi deil, ayn zamanda öteki
tarafn da iktidara
yerlemesidir. Ama 27 Maysçlarn ileri sürdükleri bu deil: "Biz
gidiciyiz" diyorlar.
Yeni bir Anayasa tasla hazrlayacaz, milletin oyuna sunacaz ve sonra
seçime
giderek Büyük Millet Meclisi'nin seçecei iktidara devleti teslim
edeceiz." Bu olup
bittide darbe'nin bile koullar tamam deil... Nasl ihtilal
diyebiliriz o zaman?44
“Biliyorsun, ben Anadolu htilali, Kurtulu Sava, 27 Mays htilali
gibi
deyimlerin karsndaym. Anadolu htilali ne demek? Ta 1923 ylna kadar
stanbul’da
bir saray var. Halife var ve halife resmen devlet bütçesinden
tahsisat alyor. Sonra
bunun ad ihtilal!... Saray için tek bir kurun bile yaklmamtr ki bu
hareketin adna
ihtilal diyelim.”45
gelen düünce yapsnn bu noktay dikkatlerden kaçrmamas gerekir.
Savatan çkan
ve yeni kurulan bir devletin tüm sistemlerinin yoktan var edildii
bir dönem ile tüm
kurumlarnn büyük oranda oluturulduu smet nönü dönemindeki
uygulamalarn
eletirilerinin ayn olmasn beklemek hakszlk olur.
Bizim bu çalmada ortaya koymaya çalacamz tez 1938–1950 yllar
arasndaki demokrasi d uygulamalara kar dik durularn sergileyen
aydnlarmzdan
birisi olan Kemal Tahir’in bu süreç zarfnda yaadklarnn bir sonucu
olarak
cumhuriyet dönemine olan bak açsn ortaya koymak olmutur.
44 Bozda, a.g.e., s.78
45 Bozda, a.g.e, s.75
YAPISI 2.1. HAYATI
II Abdülhamid'in Hünkâr yaverliini yapan, Alayl bir deniz subay
Yüzba
Tahir Bey'in olu olan Kemal Tahir (Asl ismi smail Kemalettin
Demir’dir) 13 Mart
1910'da stanbul'da Veznecilerde Sultan Abdulhamid’in babasna hediye
ettii kâgir
konakta dodu. Babas Yldz Saray’ndaki marangozhanede Sultan’a yardm
etmekle
görevli idi. Annesi Nuriye Hanm, Kafkasyal Abhazlardandr. Sarayda
Sultan
Abdulhamid’in kz Naile Sultan’n hizmetinde iken Tahir Bey ile
evlendirildi.
mparatorluktaki çalkantlar ve çekimeler, Saray’a mensup Tahir Bey
ailesini de
etkiledi. 1908'den sonra idareyi ele geçiren ttihat ve Terakki
Cemiyeti, Abdülhamid'e
yaknlndan olsa gerek, Yüzba Tahir'i, rütbesini indirerek emekliye
ayrd. Ailenin
en büyük olu Kemal Tahir ite bu dönemde dodu. Ancak Balkan Sava
patlak
verince, 1912'de Tahir Bey yeniden silâhaltna alnd, sava bitince
sivil hayata
döndüyse de bu uzun sürmedi, Birinci Dünya Sava'nda Çanakkale'de
savat,
yaralannca cephe gerisine, Nazilli'ye atand.46
Bir süre sonra ei Nuriye Hanm'la oullar Kemal Tahir ve Nuri Tahir'i
yanna
aldrd. Aile, o sava yllarnda bir süre Nazilli, Burdur ve Aydn'da
kald. Birinci Dünya
Sava bitince stanbul'a döndüler. Kemal Tahir, kardei Nuri Tahir'le
Kasmpaa'daki
Cezayirli Hasan Paa Okulu’na kaydoldu. Babalar Tahir Bey ise
ailenin geçimini
salamak için, her sabah erkenden kalkp, içinde avadanlklar (alet,
edevat) bulunan
zembilini (hasrdan örülmü sapl torba) alarak dülgerlie gitti. Aile,
1923'te
Vezneciler'deki kâgir konaa tand, Kemal Tahir de Galatasaray
Sultanîsi'ne girdi. Bu
arada, eitiminde ve yetimesinde büyük pay olan sevimli ve babacan
amcas
Süleyman Bey'in vefat Kemal Tahir'i derinden etkiledi. Ancak aclar
bununla da
bitmedi, anneleri Nuriye Hanm, küçük kardeleri Ratip Tahir'in
doumunun hemen
ardndan vereme yakalanp karlarla kapl bir günde hayata gözlerini
yumdu (1926).47
Nuriye Hanm, arkasnda küçücük bir bebek olan Ratip Tahir'i, lise
örencisi olan
46 Karaca, Alaaddin, Dragomanlar ülkesinde yerli bir aydn: Kemal
Tahir, Zaman Gazetesi Kitap Zaman eki Say:50,
http://kitapzamani.zaman.com.tr/kitapzamani/newsDetail_getNewsById.action?newsId=2182
47 Atilla Özkrml, Türk Edebiyat Ansiklopedisi, "Kemal Tahir"
3.cild, cem yaynevi, stanbul 1987 s.742,
22
Kemal Tahir ile Nuri Tahir'i ve kocas Tahir Bey'i aniden brakp bu
dünyadan
göçmütü. Çaresiz baba, küçük Ratip'i bir süre Nuriye Hanm'n köyüne
brakt, sonra
onu da yanna alarak ebinkarahisar'a gitti, ardndan da Binnaz
Hanm'la evlenip
Vezneciler'deki evlerine döndü. Aile dalm, annesini yitirmesi Kemal
Tahir'i
derinden sarsmt. Hem bu olay, hem de geçim sknts nedeniyle genç
Kemal Tahir
1930'da, 10. snftayken Galatasaray Lisesi'ni terk edip Karaköy
Palas'ta bir avukatn
yannda çalmaya balad. Ancak ald ücret, ailenin geçimine yetmedi,
çare olarak bir
süre Zonguldak Maden Kömürü letmesi'nde ambar memurluu yapmay kabul
etti,
1932'de stanbul'a döndü.48
olarak çalt. Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz
gazetesinde
bayazarlk, Tan'da yaz ileri müdürlüünü yürüttü. Kemal Tahir
edebiyata ctihat
Dergisi'nde çkan iirleriyle girdi. 1932'de arkadalaryla beraber
yedi saydan ibaret
“Geçit” adnda bir dergi çkard. Ses'te çkan sosyal temal iirlerinden
sonra iir
yazmna son verdi. 49
Nazm Hikmet, Kemal Tahir ve Piraye Hanm Çankr Cezaevi'nin
avlusunda
Nazm Hikmet, kardei Nuri Tahir, Hikmet Kvlcml, Fatma Nudiye
Yalç,
Kerim Korcan, Emine Alev, Seyfi Tekbilek, Mehmet Ali Kantan,
Hüseyin Avni
48 Kitap Yurdu Kitap eki, Haziran-2011, say:40, sayfa:1
49 Hasan Aycn, Türkiye'nin Ruhunu Arayan Aydn Kemal Tahir, Hece
Dergisi, Yl:16, Say:181, Ocak 2012, s.6
23
Durugün ve Hamdi Alev (amilof) ile beraber yargland "Bahriye Olay"
diye bilinen
dava sebebiyle Donanma Komutanl Askeri Mahkemesi'nce tutuklanarak
"askeri
isyana tevik" suçundan 29 Austos 1938 tarihinde 15 yl hapse mahkûm
edildi. ki yl
stanbul Tevkifhanesi’nde (1940), daha sonra da Çankr (Aralk 1940-
Mays 1941),
Malatya (Mays 1941-1944), Çorum (1944-Ekim 1949), Nevehir (Kasm
1949-Nisan
1950) cezaevlerinde yatt.50
Kemal Tahir, altm üç yllk hayatnn 1938-1950 yllar arasndaki
zaman
dilimini bir dönem hayran olduu Kemalizm hapishanelerinde geçirdi.
Marksist
suçlamasyla yaad bu süreci kendisi u ekilde ifade etmektedir:
"Komünistlik suçundan 15 yl hapse mahkum edildiim gün kitaplm
birisi
elden geçirseydi, yüzlerce sa kitaba karlk 5-6 sol kitap ya
bulurdu, ya bulamazd!..."
demitir.51
Yaklak 13 yl ayr kald stanbul’a döndükten sonra bir süre zmir
Ticaret
Gazetesi'nin stanbul mümessilliini yapan Kemal Tahir, iktisadi
konularda yazlar
yazd. Kemal Tahir, Semiha Hanm hayatna girmeden evvel bir evlilik
yaamtr.
Kemal Tahir ilk evliliini, 12 Austos 1937 günü Fatma rfan Akersin
52 ile yapmtr.
Fakat bu evlilik fazla uzun sürmemi, Kemal Tahir’in hapse girmesi
üzerine Fatma rfan
mahkemeye bavurarak “Vatan ve devlet düman bir ideoloji olan
komünizmi
benimsemi olmas nedeniyle 15 yl ar hapse mahkûm olmu bir kiiyle
aile ban
yürütmenin imkânszlna” dayal boanma hükmü ile 1940 ylnda boanmtr.
Kemal
Tahir, Fatma rfan’dan boand zaman Çankr cezaevindedir.53 Daha sonra
Kemal
Tahir, ikinci evliliini Semiha Sdka Hanm54 ile yapmtr.
50 Hulusi Geçgel, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyat, An Yaynlar,
Ankara-2006, s.254
51 Bozda, a.g.e., s.16
52 Fatma rfan Akersin: 1919 ylnda stanbul’da dünyaya geldi. (Fatma
rfan Serhan, Kemal Tahir’den Fatma rfan’a Mektuplar,
Sander Yaynlar, stanbul, 1979, s.149). 1935 ylnda Edirne Kz Muallim
Mektebi’nden mezun olunca zmir’e tayin edildi. 1937’de
Gazi Eitim Enstitüsü’nün Türkçe bölümüne kaydoldu. 12 Austos
1937’de Kemal Tahir ile evlendi. 1939 ylnda Gazi Eitim
Enstitüsü’nden mezun oldu. stanbul Üniversitesi Gazetecilik
bölümüne devam ettiyse de tamamlayamad. 1940 Haziran’nda
Kemal
Tahir’den ayrld. (Efnan Atmaca, Edebiyat Tarihi çin Büyük Keif,
Radikal Gazetesi, 23 Eylül 2005, s.9). Avustralya’daki
Macquarie Üniversitesi’nde Australian Broadcasting Commission’da
görev ald. 1960’tan sonra Cumhuriyet, Demokrat zmir
gazetelerinde köe yazarl yapt. Marziye ve Karagöl romanlar ile
Kemal Tahir’den Fatma rfan’a Mektuplar’ yaymlad. (Serhan,
a.g.e., s.15)
53 Cengiz, Yazolu, Kemal Tahir; Notlar-Mektuplar,Balam Yaynlar,
stanbul 1993, s.7
54 Semiha Uzunhasan: Asl ad Sdka Özdou’dur. (Sülker, Kemal, Anlara
Yolculuk, Yazko Yaynlar, stanbul,1983, s.150). Birinci
Dünya Sava yllarnda Moskova’da bulundu ve Türkiye Komünist
Partisi’ne katld. Parti kapannca yurda döndü. Siyasi
faaliyetleri
için Kerim Sadi’nin evini kulland ve bu evde Kzl stanbul, Orak
Çekiç dergilerini yaymlad. (Ant, Zeki, Türk Düünce Tarihinde
24
1950 ylnda çkan aftan faydalanarak cezaevinden çkan Kemal Tahir,
6-7 Eylül
olaylar srasnda gözaltna tekrar alnan ve Harbiye Cezaevi'nde 6 ay
daha hapis yatt.
Daha sonra 14 ay gibi bir süre Aziz Nesin ile birlikte, Düün
Yaynevi'ni yönetti (1957-
58). 1960'tan sonra tümüyle edebiyata yönelen ve hayatn romanlarnn
geliriyle
sürdüren Kemal Tahir, bu yllarda Dost Dergisinin düzenledii yarmada
“Yln
Romancs” ödülüne layk görüldü. Metin Erksan, Halit Refi, Atf Ylmaz
ile 1968
ylna kadar senaryo çalmalar yapan Kemal Tahir, 1968 ylnda
Marksizm’in bir
toplum üzerindeki etkilerini yakndan görmek amacyla S.S.C.B’ye
gitti ve bir takm
gözlemler yapt. 1970 ylnda akcier ameliyat geçirdi. 21 Nisan 1973
gecesi gazeteci
Mehmet Barlas’n evine davetliydi. Davetliler arasnda smail Cem,
Afin Germen ve
Mete Tuncay da vardr. Kemal Tahir davetten bir gün önce Halit
Refi’e ksa bir süre
önce kendisi ile uzun bir röportaj yapp da ancak yirmide birini
yaynlayan “Türkiye’de
Sol Akmlar” kitabn yazan Çetin Yetkin’in de davetli olduunu, onu
görmek
istemediini ve bu sebeple davete gitmeyeceini söyler. Halit Refi
ise “Türkiye’de Sol
Akmlar” kitabnn yazar Çetin Yetkin deil Mete Tuncay olduunu, Çetin
Yetkin’in
kitabnn “Soldaki Bölünmeler” baln tadn anlatr. Çetin
Yetkin’in
gelmeyeceini anlayan Kemal Tahir Mehmet Barlas’n davetine gider.
Fakat ne olursa o
gece olur. Mete Tuncay ile tartmaya giren Kemal Tahir fenalar ve o
gece geçirdii
kalp krizi sebebi ile stanbul’da vefat eder.55 Mezar Erenköy Sahray
Cedit
Mezarl’ndadr.56
2.2. ESERLER:
Edebiyat yaamna toplumsal konular ileyen iirlerle giren Kemal
Tahir, ilk
öykülerini 1941’de yaymlad, daha sonra roman’a geçti. Dört öyküsünü
toplad “Göl
insanlar” adl kitabn okuyan Nazm Hikmet, “Göl insanlar Türk
edebiyatnn en
güzel dört hikâyesi olarak kalacaktr” demitir. Kemal Tahir’in
romanlar iki kümeye
ayrlabilir: Köye yönelik olanlar ve çeitli tarihsel dönemleri konu
alanlar. Kerim Sadi, stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, s.24). Bursa, Turhal,
Nevehir,
Konya, zmir, Bolu’da sürgün yaad. Aralk 1947’de stanbul’a döndü.
(Yazolu, Cengiz, Kemal Tahir; Notlar Mektuplar, Balam
Yaynlar, stanbul, 1993, s.260). 1950’de Kemal Tahir ile evlendi.
(Uçar, Ahmet, Milli Mücadele’den 12 Mart’a Konya’da Siyasi
Sürgünler,Tez Yaynlar,stanbul,2002, s.187). Kadn Gücü isimli bir
kitab yaymlanmtr. “Çin’de htilal Hareketleri” isimli
kitabnn yaymlanaca belirtilmi fakat baslp baslmad belli deildir.
(Uzunhasan, Semiha, Kadn Gücü, Bozkurt Matbaas
Yaynlar, stanbul, 1936, s.20).
25
Genellikle Çorum azn kulland, köye yönelik romanlarnda Çankr ve
Çorum
yörelerinin toplumsal sorunlarn, uzun cezaevi yaamndan tand
insanlar ele ald.
Köy Romanlarnn ilki “Sardere” (1955) ve onun devam olan “Körduman”
(1957)
romanlarnda Ankara’ya çalmaya giden bir gencin gurbetteki ve köyüne
döndükten
sonraki yaamn anlatt. Çorum’un Yamören köyünden Kamil’in serüvenini
merkez
alarak köylünün sorunlarn, etik deerlerini, köyün ekonomik yapsn,
tarih içindeki
balarndan koparmadan sergiledi. Bu, Köy Enstitüsü çkl yazarlarn
köye bakndan
farkl bir yaklamd. “Yediçnar yaylas”, “Köyün Kamburu57”, “Büyük
Mal”
üçlemesinde Tanzimat’tan Cumhuriyetin ilk yllarna kadar uzanan bir
zaman içinde
krsal kesimdeki toplumsal deimeyi konu ald. Toplumsal sorunlar
romanlarna konu
eden Kemal Tahir'in Türkiye'deki edebiyat çevrelerinde geni yank
bulan ilk roman
"Rahmet Yollarn Kesti" oldu. Toprak aalnn ortaya çk nedenleri
üzerinde
durduu ve Ekyalk sorununu iledii “Rahmet Yollar Kesti”de ekyay
bir
kahraman olarak gösteren Yaar Kemal’in “nce Memed” adl Romanna kar
çkt.
Köy Enstitüleri’ne eletirel bir gözle bakan “Bozkrdaki çekirdek”
roman dolaysyla
olumlu ve olumsuz eletiriler ald. “Kelleci Memet”te yannda çalt aay
kaza
kurunuyla öldüren bir gencin hikâyesini anlatt. Bu çerçevede
cezaevi yaamn
gerçekçi bir biçimde canlandrd. “Namuscular”, “Karlar kouu”,
“Damaas”
romanlarnda da krsal kesim insanlarn ve cezaevi yaamn konu ald.
Bütün bu
yaptlarda krsal kesime özgü, çounlukla çarpk insan ilikilerini
sergiledi, dikkat
çekici tipler yaratt.58
Konularn köy ve kasaba yaamndan alan Kemal Tahir, genel
anlamda
Anadolu romanlar yazarak balad yolculuu sonrad