7
56 Ekim 1988 TÜRK DÜNYASI * 56 * Ekim 1988 *iki ayda bir Sahibi: Türk Prof. Dr. Turan. YAZGAN .. Müdürü: Saadet PlNAR YILDIRIM ldarehane: An karavi Mehmet Efendi Medresesi, Saraçhane/iSTANBUL-Telefon: 51110 Çeki 1'41-72[ Dizgi: Türk Tekin Dizgi Merkezi Dizerkonca

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI Sayı: 56 Ekim 1988 yayınlanır ...isamveri.org/pdfdrg/D00130/1988_56/1988_56_ASLANY.pdf · herkesi sevindirdi. Genellikle her bir milletin: bu günkü

Embed Size (px)

Citation preview

56 Ekim 1988

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI * Sayı: 56 * Ekim 1988 *iki ayda bir yayınlanır*

Sahibi: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Adına: Prof. Dr. Turan. YAZGAN .. Yazı Işleri Müdürü: Saadet PlNAR YILDIRIM

ldarehane: An karavi Mehmet Efendi Medresesi, Belediye.Sarayı.Ar.kası ,

Saraçhane/iSTANBUL-Telefon: 51110 06-Posıa Çeki Hesabiı 1'41-72[

Dizgi: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yuluğ Tekin Dizgi Merkezi *Baskı: Dizerkonca Matbaası*

AZERBAYCAN'DA DEFİN MERASİMLERİ VE DiGER

MİLLI CUMHURİYETLERDE D İNI V AZjYET

Yasin ASLAN

''Gelimli gedimli dünya, Son ucu ölümlü dünya"

Dede Korkut

''Ölüm haktır çıkmak olmaz emrinden İpek tora halka salma demirden Aydır gündür gelip keçirl ömürden Telesirik gören jaza ne kaldı"

Aşık Ali

Azerbaycanlı Aşık Ali'nin de dediği gibi ölüm haktır, hiç kimse şim­diye kadar ondan kunulamamıştır. Ölüm geldiği zaman yaşltya, gence, hatta in­sanın bulunduğu mevkiye bakmadan onları alıp götürüyor, Hayatında bir defa olsun hasta yarağına baş koymayan insanlar da aniden .bu dünya ile vedillaşıyor-: lar.

. Ölüm gizli ve aniden geldiği için evde, ailede şaşkınlık yaratıyor. Azer­~aycan'da ölÜ sahibi bir taraftan yakınını kaybetmenin üzüntüsü ile kıvranır­ken, diğer taraftan da ona nasıl mezar "bulacağını, mezar için kime mür3:caat etmesi gerektiğini ve en önemlisi defin işine nereden başlayacağını bilmediğinden şaşı­rıp kalmakta, dertler birbirine karışmaktadır. Azerbaycan' da kasaba ve şehir­lerde defin merasimlerinin farklı olması, her mollanın (imamm) farklı defin merasimi düzenlemesi meseleyi daha da karmaşık ha.Ie getirmektedir.

Bir çok Azerbaycanlı defin merasi.mlerine bir ·çeki düZen verilmesini ve birlik temin edilmesini istedikleri için Azeri gazete ve dergilerine yüzlerce mek-

- J /

tup göndermiştir. Bu mektupların ışığında "Elm ve Heyat" dergisinin 1985 yılı 12- sayısında "Bir Az Da En Ağır Mevzudan" başlıklı bir yazi çıkmıştır. Bu ya-

15.:1

TCRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI

zıyı, defin menisimleri hakkında açılan bir çeşit kampanya kabül -etmek mıim· kündür. Yazının müellifı, imzasız bir mektubun önemli kısımJanna yer vennisur.

irrıza.sız mektubun bir yerinde ·'biri 6/dükcen sonra her .::ıma akşamı ca ki ölünün kırkına kadar verilen taziye/er, mezar ziyareeleri \·e evde uzu~ uza. dı.va okucu/an Kuran ne_ve lazımdır. Arrık ölen ölmüştür. bu kadar ezixyec ı·e

meşakkace ne gerek var. Babam ölmeden bir az evvel "oğlum. ben olürken yı.i­zümü kıble_ve çevirin, falanca mallayı geririn, benim Kuranımı o okusun" diye .vasi.vyec etmişti. Babam dindar birisi idi. O Allah'a inanırdı. Baba.in öleceği za­man •. •·alancı dünyadan ebedi dünyaya gideceğini zannediyordu. O öldü, her şe_v bicci" denilmektedir. Uikin yazının müellifi, asırlardır devam eden adet ve ana­nelerin, bazılannın hoşuna gitmiyor diye ve yahut defin menisimleri sırasında ortaya çıkan bazı zorluklar yüzünden silinip aulamayacağından. ancak onlara çeki düzen verilmesinin zarüriliğinden, bu konuda susmanın ise aderlerin göz­den düşmesine sebep olacağından bahsediyor.

'·Bir Az Da En Ağır Mevzudan ··başlıklı yazıya yüzlerce cevap gönde­rilmiştir. Bu mektuplardan bazılan yine aynı başlık altında "El.m ve Heyac" der­gisinin 1986 ~1lı 3. sayısında yayınlanmıştır .

. Ahmecli bölgesinden Cabbar i.smailov bu konu ile ilgili me.ktubunda ·'Hürmecli Redaksiyon ..... sizin imzasız mekcuba verdiğiniz-cevap bizim ;iilede

herkesi sevindirdi. Genellikle her bir milletin: bu günkü adec, ananesi tarihin od­lu alevii tecrübesinden geçip günümüze kadar gelmiştir. Bu ader ve anane/eri unuc­mak veya onlara yama vurmağa kalkışmak nankörlük olurdu. Sizin makalenizin sonundaki ·'susmak. gerekli adecimizi gözden düşürür" sözleriniz ise kendi adet ananesini seven ve ona hürmet besleyen herkesi vecde gecfrmektedir"' denilmek­

tedir. Lakin Cabbar Ismailov mezariıkiann müzeye ç~vrilmesi ve her bir ölü icin heykel dikilmesi, mezariann üzerine büstler koyulmasına karşı çıkıyor. bunun toplumda zengin yoksul kavgasının başlamasına sebep olabileceğini bildiriyor. Aynca Cabbar İsmailov iyi evlat yetiştirmenin, hayattayken millet için çalışma­nın en iyi abide olduğuna inanıyor. Lenkerar.'dan Maksud Memmedov ise özel­likle defın merasimler inde mollalann sebep olduğu problemlerden şikayet ediY.or.

~!

Memmedov daha sonra '~bir de bakarsm yemek getirildi. Lakin molla­lar bu yemeğ{yemiyor. Soruyorlar, mollalar bu yemeği niçin yemİyor. Bazılan diyor ki, mo1lalar.için piliç etinden yemek h3Zlrlan.malıdır. Amma mollanın va­zifesi ölü sa.Jıibinin dereline dert katmak değı!, onun derdini hiınfıetmektir" diye yazmaktadır.

. . BakU'dan Elman Mustafazade·, Azerbaycan'da defın merasimlerinin ay-

nı olmadığından şikayet ediyor. Mustafazade "herkes defln menisimlerini kendi

155

YJ~ın ASL\N: .-\zERfl:\ YC..\N"D.-\ DEFIN MEI{.·\siMLERI

bildiği gibi yapıyor. Bu sebepcen kimin haklı olduğunu bilmek mümkün olmu.v~r· diyor.

Gence'den Aga .v!üellim ise bir defın menisiminin ölü sahibine kaça mal · olduğu meselesi üzerinde duruyor. Ağa Ylüellim'in sözlerine göre, mezar yeri 30 mapat. mezar hazırlanması 50 manat, ölünün defin edilmesi 50 manat, ölüyü yıkamak hakkı 50 manat, ölünün yıkanmasına su taşıyanın hakkı 50 manat, moUa hakkı 120 manat, tabur 30 manat, namaz kıldırmak 20 manat, birinci günder_ı ölünün40'ıiıa kadar olan yemek çay masrafı 2500 manat, mezar ziyareti 300 ma­nar. baş taşı 1500 manat, sine taşı 2500 manat, (eğer istenirs~) mezarın etrafına demir cektirrnek 1000 manattır. Azerbaycan'da bir işçinin maaşuiın ortalama ı :!0- 150 manat arasında olduğu dikkate alınırsa, bir defın merasim i için harca­nan paranın büyüklüğü kendiliğinden ortaya çıkar. Ağa Müellim bu,nun molla ..:übbesi giyinmiş dünün öğretmenleri ve başkalarından kaynaklandığını bildin-· yor. Bunu da bellqelim ki. bazı öğretmenler emekli olduktan sonra molla olu­yorlar. Öğretmenietin emekli olquktan sonra molla olması yalnız Azerbaycan'da olan bir hadise degildir. bütün milli cumhuriyyetler.e şamildir. Özbekistan'da emekli olduktan sonra molla olan öğretmen Namangani'yi buna misal göster­mek mümkündür. Öğretmenler areizm (Allahsızlık) prop.ogandası ile meşgUl ol­dukları için lslar11 dinini iyi biliyorlar ve bilmek mecburiyerindeler. Defın merıi~imleri meselesi Azerbaycan basınında yer aldıktan sonra, bu konudaki mü­zıikereler daha.da derinleşti ve problem aktüelleşti. Hükümet de halkın işini ko­laylaştırmak için bazı teabirler aldi.

Lenkeran'dan muharip ve emek veteranı Gurban Kerimov'un Kommü­nist gazeresinin 26 Kasım 1986 tarihli sayısında Azerbaycan'da defin merasimle­ri meselesine hasrolunmuş ·•iJerde Birge Şerik O/ak" başlıklı yazısı çıkmıştır. Gurban Kerimov. yazısında şehirde bir "Defin Evi"nin kurulmasını teklif edi­yor. Ancak Azerbaycan'ın bir çok yerinde "Defin Büroları" kurulmuştur. Am­ma vatandaş onlardan memnun değildir. Defın bürolarnun ·da vatandaşı soyduğundan şikayet ediliyor. Gurban Kerimov, bu yazısında hemen hemen Ağa Müellim'in bahseniği konulara dokunmuştur. Bu yazıya da AzerbaycanWar'ın ilgisi büyük olmuş, bu hususta Kommünist gazetesine yüzlerce mektup gönderil­miştir. Okuyuculann bu yazıya gö.nderClikleri cevaplar Kommünist gaze~esinin Ocak 1987 tarihli sayısında "Vakti Gelmiş Mesele" ve yine Kommünist gazetesi­niri 15 :>cak 1987 tarihli sayısında "Bu .Şahsi Iş Değildir" başlıklan altında ya­yınlannıştır. Mesela • ." Kür~emir rayonundak.i1 MoUakend'den E. İbrahimov, defin nıerclsimlerine köyün yaşWarının öncülük ettiğini, oturulacak yer bakımın­dan he · hangi bir problem ile karşılaşılmaclığını, mezar kazılması ve yas yerine gelenlere hizmetin (çay verinek, yemek hazırlamak) parasız olduğunu, bütün iş­leri köylülerin ölünün haunn~ gönüUü olarak yaptıklarını ~ildiriyor. Cebrail ra-

156

yonundaki Büyük Mecralı köyü ona okuiunun .:ığretmeni E. A.lışov ise köyde birisi öldüğü zaman. bütün köy halkının .:iefin :nerasirnine kanldığından. işleri 'köyün g~nçlerinin gördüğünden. ölü sahibb e faıia iş düşmediğinden bahsediyor.

~·tek ruplarda defin zamanı ortaya .:ıkan zorluklardan etratlı olarak bah­sediliyor. Ayrıca. vatandaşiann bu acı günunden r'aydalanıp .zahmetsiz gelir elde edenlerin sayısının artmasından ve derin zamciru ocizı zarılri maddelerin buluna­.l!lamasından şikayet edilİyor.

Lankeran'dan G. Bağırev Birine: Dünya Savaşı'ndan evvel ölün.ün ha­tırasına yalnız onun 3'ünde. "''sinde ve .;.Q'ında Kuran okutulduğundan, şimdi ise biri öldüğti zaman ilk -: gün devamil ::as turulup Kuran okurulduğu. geiip gidenlere yemek çay verildiği. bunun ise clü sclhibine ağır yük oldugundan bah­setmektir.

Bu rniscllleri Azerbaycan basınıncia çıkan yazılar ışığında arttırmak müm­kündür. Bu kampanya ve mektuplardan acıkça belli oluyor ki. .-\zerbaycanlılar hangi seraine olursa olsun. asırlardan be:-i devam edip gelen. aralanndan miras kalan bu adet ananeleri koruyup yaşatma!\ azmindedirler. Elbette bu ve diğer aderlerin yok edilmesine yönelen ateizm ~ropogandasını da akıldan çıkartma­mak lazımdır. Çünkü bu gün ineiZin propogandası geçmişe nispeten daha gtiçiıi-

- dür. KomUnist Partisi'nin başkanı Gorbaçov 1986 yılının Kasım ayında ! Hindisran'a giderken Özbekistan'ın-baş şehri Taşkent'e uğramış, parti ve htikü­. met yetkilileri ile görüşmesi sırasında onian dine karşı ideolojik mücadeleyi gıiç-lendirmeye çağırmış ve dini rnerasimlere !..:atılan parti üyelerini kesin bir süreıte renkid etmiştir. Savyerler Birliği'nde, özeilikle milli cumhuriyyetlerde dini adet ananelere hücüm edilmesi yeni bir tezalıtir değildir. Lakin işin garip tarafı Gor­baçov'un şahsen Sovyet ateizmini bu kadar açık ve kesin ifadelerle müd§.faa er­mesidir . .

!sviçre' de çıkan Neue Zuercher Zeitung adlı gazetenin 9 Şubat 1987 ta­rihli sayısında Azerbaycan hakkında bir ::azı çıkmıştır. Bu yazıyı gazetenin Ba­kıl'ya giden muhabiri hazırlamıştır. Müellif yazısında "Azerbaycanlılar arasında dim' fanacizmi casavvur etmek zordur. Bakü düny~ capmda bir Avrupa Türk şeh­ridir: . ..:\zerbaycan'da din. milliyecçilik ifa.desidir .. 4zerbaycanhlar XIX. asırda Çar ordusuna karşı savaşan milli kahramanlan ile gurur duyuyorlar. 6 milyon 700 bin nüfılsu olan Azerbaycan'da 475 bin Rus yaşamaktadır. Lakin Ruslar'm sayısı gün geçcik'ce azalmaktadır. Azerbaycan'da Ruslaşcırrna hiç bir zam.ın Or­ca Asya cumhuriyederindeki seviyeye varma.mışor. AzerbaycanJılar kanşık aile kurmak (Rus ve diğer azınlıklarla evlenmek) ve başka yerlere göç etmek ıstemi­yorlar. Sovyetler Birliği'ndeki Azerbayca:nlı.lar'dan ancak o/o J.B'i Rusç<: 'yı iyi biliyor. Bu mil.ü.cumburiyetlerdeki en düşük orandır. Azerbaycan'da diııdarla­nn sayısı tam olarak belli değildir, /ilin zelcat verenlerin sayısı gün geçtikçe am-

157

Yasin ASLAN: .:UEROA YCAN'DA D Efi N MERı\siMLERİ

yor. Baku'da 2 büyük. 5 küçük ı:iimi var. Azerbaycan'da topl?In 18 cami var. Azerbaycan Bolşevik tecavüzüne uğramadan evvel, orada onalama 2 bin cam; ~·ar idi.

Azerbaycan'da diğer bir ilgi çekici durum ise Şii ve Sünniler'in namaz kılmak için aynı camiye gicmeleridir. Bu islam iileminde nadir görünen bir hadi­sedir. Bütün bunlar Azerbaycan'da İslam dininin güçlü olduğunu göscermekcedir" diye yazmıştır.

13 Ocak 1987 tarihli Kommünist gazetesinde "SSCB'de Müslümanlar" başlığı altında çıkan yazıda Sovyetler Birliği'nde 1330 cam{ bulunduğundan ve .1977-83 yılları arasında 69 yeni cami yapıldığından bahsolunmaktadır.

Azerbaycan'da ve Sovyetler Birliği'nde Müslümanlar'ın durumunu iyi kayrayabilmek için diğer milli cumhuriyyetlerde olan hadiselere kısa bir göz at­mal< kafidir.

Mesela. 20 yıldan beri Tacikistan'ın Vahş Vadisi bölgesinde dini faali­yet gösteren Molla Abdullah Seyidov ·'Bağımsız Taeikisean İslam Cumhuriyeti" kurulması için çağrıda buiunmuştur. Tacikistan merciieri dini faaliyetlerinden dolayı onu hapsetmiştir. Lakin .onun hapsedildiği haberi bütÜn Tacikistan'da sü­

ı:arle yayılmıştır. Aynı gün Molla Abdullah Seyidov'un müridieri ve taraftarları j vilayetin idare merkezi olan Kurgantepe'!llı::ı şokaklannd~ yür~_ı:n,üş, mollanın

~erbest bırakılınasını talep etmişlerdir. ':;I"acikisran Sovyeci" gazetesinin 14 Şu­bat 1987. Komrm.inist Tacikistana gazetesinin 3 I Ocak ve 12 Şubat 1987 tarihli sayılannda çıkan yazılar Molla Abdullah Seyidov'un taraftarlarının yürüyüşü hak-

. kında geniş bilgi vermiş ve özellikle bu yürüyüşe Komünist Partisi üyelerinin ve

aydınların iştirak ettiğini kaydetmiştir. Yukanda adından bahsettiğimiz gazete­ler bu vürüyüşe katılanların cezci.landırıldıklannı da üstü kapalı bir şekilde bil-. . diriyor .

. Özbekistan'da.ise Rusça çıkan "Pravda Voscoka" adlı gazetenin 19 Şu­bat 1987 tılrihli sayısında çıkan bir makalede HüdabP.rgenov Kurfuı'a şiddetle hü­cılm etmiştir. Hüdabergenov Kuran'daki duaian, Gcırıci'nin, Puşki'nin ve Lenm'in sözleri ile ka.nŞJ.aştırmış, onların keıamı'annın Kuran'da yazılanlardan üstün ol­duğunu iddia etmiştir. Ancak Hüdabergenov aynı yazısında Özbekistan'da tsla­miyyet'in özellikle gençler arasmda süratle yayıl.makta oldu~ u da itiraf e-:mek zorunda kalmıştır.

Kırgızistan'da ise Kommünist PartiSi'nin yayın ·organı Kırgızistan J~m­münisti dergisinin 1986 yılı 7. sayısında "Milletler Arası Mi1nişebetleri Gelişti:-iııe" başlığı altında çıkan yazıya göre, Kırgızistan Komünist Partisi'nin Birinci Sekre­

teri Absamat Masaliyev Kırgızistan Komünist Partisi'nin 18. lrurultaymda yap-

'158

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI

mış olduğu konuşmada; ••sınıl diişmanlanrun dini ~·e milliyecçilik duygulannı aleı.·­lendinneye çalışmalannı gönnemezlikcen -gelemeyiz. Oş, Isıkgol \'İlayederinin bazı bölgelerinde Islam dinini yayaniann kadı~ar. çocuklar ·,·e genciere cesiri gilçlen­_mekted.ir. Din ile ilgili esassız düşüncelerin tesiri ile köy ve kasabalarda büyük masraflarla göraJmemiş şekilde defin menisimleri dÜZenlenmekcedir. Dini bay­ramlarda ve onun ile ilgili menisimlerde yönetici kadrolann, komünisdenn, korn­so m ol üyelerinin iştircik ettikleri g6zlenmiştir"' demiştir.

7 ocak 1987 t3.rihli Savettik Kırgızistan gazetesınde '~4şın .4dec ltibarlandırmaz .. başlıklı yazıda "şimdiye kadar asulardan beri devam eden adece göre far kb riıilıedere mensup ölüler. ayn mezarlıklanı gömülüyordu. Lakin Karta · Taldık'da kurulan komisyonun yorulmadan devam ettirdiği çalışmalan neticesinde "lntemasyoosl" mezarlığın kurulmasına ön ayak olmuşıur. Şimdi ister Kırgız. ister Ozbek, ister Rus, kısaca kim ölürse ölsün, aynı mezarlığa gömülmekce. Ay­nca aynı komisyon mezariann ÜZerine pahalıya mal olan kümbet yapılmasım ya­saklamışcır. Mezarlara küçük taşlar dikilmesine Jca.rar verilmiştir" denilmektedir.

Sevinç ve kederi paylaşmak adeti bütün milletlerde vardır. insan daima başkalannın yardımına ve fikirlerine ihtiyaç duymaktadır. Toy ve yasalann bü­yük içtimal manası ve ehemmiyyeti de buradadır. Bu meriisimler yakın akraba ve dostlan bir araya toplama özelliğine siihiptir. Bu sebepten Azerbatcanlılar .on­laıa lakayt kalamazlar. Azerbaycan, Azerbaycanlılar yaşadıkça. İark.ij da olsa, zor da olsa bu adet ananeler oplarla birlikte yaşayacaktır. Aı.al.ar ne güzel demiş:

"El bir olsa dağ aynatır yerinden".

DİPNOIU

1- Rayon: lctm bir birim

KAYNAKLAR:

1· Elm Ye Beyııt 1985. 12 2- Elm ft Beyııt , 1986. 3 3- Kommuist , 26. ı2. 86 4- Kommlt.llist , ıs. ı. 87 S- Kommaımt., 13. ı. 87

6- Neue Z.rclıet' Zeituag , 9. 2. 87 7- ]):dldıdııD 5oY)'eti , ı4. 2. 87 · 8- Kolilllllliiist TadkWa , 31. ı. 87 9-- KollliZ!Dist lid!ıı:iııba , 12. 2. 87

ı~ Pn'f'da Vostoka • 19. 2. 87 n- Kırpzi:ıma Kommımisd, 1986. 1

12- Scııftalll Kırpisau • 7. ı. 87

159