195
Anoyurt Oteh, Yänetmen: Omer Kavur Sinema hakkinda bugi:Ine kadar. yazdiklarimiz, cizdiklerimiz bir killfiyat oluOuramayacak kadar yetersiz, ortaya attigimiz fikirler bir kuramln cercevesini oiuturamayacak kadar sig ise, bunda ne Amerikan emperyalizminin parmai vardir, ne de, bu, televizyon kOltOrOniin aptalla§tirdCdi toplumsal yapinin bir uzantisidir. 12 Yillardir sOylenilenleri, yazilanlan, her seyi unu- tup yarina bir cocuk gibi bakmak mijrnkUn olsaycli her seyin cok gi.ize[ olacagini' soyleyebilirdim. cevremizi kusatan sorunlara cahil cesare- ttyle degil, bilginin, estetigin, edebiyatin, felsefenin ve farkli disiplinlerin ortaya attigi, farkli kuramlann denceresinden bakmaya baslacligimizda, o radar kolay olmadigini, her seyin cok da guzel ola- mayacagini' anlamak zor olmasa gerek. Politik, ekonomik, kulturel konionktUri3 tanimla- mak, anlamak, ileriyi gOrebilmek icin yaptigimiz her calisma bir bumerang gibi bize geri donuyorsa, da- ha yapacak cok isimiz var dernektir. Hele bir de bu- merangi tutmayi bir turlu beceremiyorsak, kafarnizi gOzi.imUzij yarmak isten degil. Kuram y e Sinemamiz Sinema hakkinda bugiine kadar yazdiklarimiz, cizdiklerimiz bir kulliyat olusturamayacak kadar ye- tersiz, ortaya attigirniz fikirler bir kuramin cercevesini olusturamayacak , kadar sig ise, bunda ne Amerikan emperyalizminin parmagi.vardir, ne de, bu, televiz- yon kulturunun aptallastirdigi toplumsal yapinin bir uzanhsidir; Bu, yasadig'imiz ulkenin bugune kadar var olan 'geleneksel . film iiretme ve. prank alanda aslinda cok Fazio degismecligine isarettir. Yine de 19901arla birlikte geleneksel film iiretme bicimine direnen, kendi sinemasini olustur- mak icin 66h:in olumsuzluklan aleyhine cevirmeye ca- lisan bir kusak var. Sinemamizda Ureten. gi3clerle, di:isken gOcler arasinda bir is birligi yoksa, bir yenetmen piyasaya yeni surdugu filmde Onceki filmlerindeki teknik ve te- orik hatalan yeniliyorsa, hikaye'anlatmadan, kurgu- ya kadar bir dole aksakligi 'siradan . izleyiciye' yuttur- maya calisiyorsa, degisen tek sey altina tutulup aydinlatilan fiberglaslann rengi ve filmin ismi olacak- hr. Sinema urunleri sanildigi kadar kolay algilanip yorumlanabilecek bir yapiya sahip degil maalesef! On yasindaki bir cocukla, altrnis yasindaki bir yetis- kin ayni filmi Ostelik bu kisilerin sinema ku- ram! bilgisi olmasi cart da degil. Ancak "sinema ku- ram", filmlerimizin belli bir kaliteye ulasmasi icin, film breten, bu konuda kafa yoran herkesin bir kase- . II 144 90'11 Yillarda Sinemamiza Genel Bir R1ZA KIRA C 25 (S:3

Türk Sineması Notları - 3

  • Upload
    soyluu

  • View
    700

  • Download
    20

Embed Size (px)

DESCRIPTION

90'lı Yıllarda Sinemamıza Genel Bir Bakış - Rıza Kıraç Şiddet, Oryantalizm Ve Minimalizm 1990'lı Yıllarda Türk Sinemasına Genel Bir Bakış - Rıza Kıraç Yeni Yapım Olanakları Şiddet, Oryantalizm Minimalizm, Post-modernizm ve 1990'lara Yansıması - Rıza Kıraç Popüler Sinemamızın Sahte Kahramanları; Prime Time Sinemacıları Ağır Roman ve Hoşçakal Yarın C Blok'tan İtiraf'a Zeki Demirkubuz Sineması - Rıza Kıraç Jameson Ulusal Sinema Ve Küreselleşme Kavramları Üzerine Düşünceler - Necla Algan Böyle Olduğu İçin Kendinden Nefret Etti(rildi): Popüler Sinemada Eşcinsellik Temsilleri Üzerine Bir Giriş Denemesi Ve (Film Noir) Kara Filmde Eşcinsellik - Murat İri Yeşilçam Bitiyor mu Değişiyor mu? - Burçak Evren Zeki Demirkubuz Sineması - S. Ruken ÖztürkTürk Sinemasında Yeni Bir Dönem Bağımsız Sinemacılar - Burçak Evren Yeşilçam Sonrası - Engin Ayça Bağımsız Olunca Ne oluyor? - Burak Göral Sinemamızda Bir Bağımsız Yaratıcı, Nuri Bilge Ceylan - Necla Algan Kısa Bir Zeki Demirkubuz - Zahit Atam Koza'dan Uzak'a Bir Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan - Hasan Akbulut Avrupa Merkezli Görsel-İşitsel Kuruluşlar ve Türk Sineması - Nejat Ulusay Önemli Bir Belge: Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı Filmini Gören Bir Tanık - Burçak Evren Sinema Tarihimizin Bilinmeyen İlk Filmleri (1905-1914) - Burçak Evren Sponek Birahanesi - Mustafa Gökmen Türkiyede İlk Kez Manaki Kardeşlerin Çektiği Filmler ve Fotoğraflar - Özgür Şeyben Fuat Uzkınay - Nijat Özön Türk Sineması Çalışmalarında 1950 Öncesinin Dışlanması - İ Altuğ Işığan İletişim Tarihi ve İletişim Araştırmaları Üzerine - Korkmaz Alemdar

Citation preview

Page 1: Türk Sineması Notları - 3

Anoyurt Oteh, Yänetmen: Omer Kavur

Sinema hakkinda bugi:Ine kadar.yazdiklarimiz, cizdiklerimiz bir killfiyat

oluOuramayacak kadar yetersiz, ortayaattigimiz fikirler bir kuramln cercevesini

oiuturamayacak kadar sig ise, bunda neAmerikan emperyalizminin parmai

vardir, ne de, bu, televizyon kOltOrOniinaptalla§tirdCdi toplumsal yapinin bir

uzantisidir.

12

Yillardir sOylenilenleri, yazilanlan, her seyi unu-tup yarina bir cocuk gibi bakmak mijrnkUn olsaycliher seyin cok gi.ize[ olacagini' soyleyebilirdim.

cevremizi kusatan sorunlara cahil cesare-ttyle degil, bilginin, estetigin, edebiyatin, felsefeninve farkli disiplinlerin ortaya attigi, farkli kuramlanndenceresinden bakmaya baslacligimizda, oradar kolay olmadigini, her seyin cok da guzel ola-mayacagini' anlamak zor olmasa gerek.

Politik, ekonomik, kulturel konionktUri3 tanimla-mak, anlamak, ileriyi gOrebilmek icin yaptigimiz hercalisma bir bumerang gibi bize geri donuyorsa, da-ha yapacak cok isimiz var dernektir. Hele bir de bu-merangi tutmayi bir turlu beceremiyorsak, kafarnizigOzi.imUzij yarmak isten degil.

Kuram ye SinemamizSinema hakkinda bugiine kadar yazdiklarimiz,

cizdiklerimiz bir kulliyat olusturamayacak kadar ye-tersiz, ortaya attigirniz fikirler bir kuramin cercevesiniolusturamayacak , kadar sig ise, bunda ne Amerikanemperyalizminin parmagi.vardir, ne de, bu, televiz-yon kulturunun aptallastirdigi toplumsal yapinin biruzanhsidir; Bu, yasadig'imiz ulkenin bugune kadarvar olan 'geleneksel . film iiretmeve. prank alanda aslinda cok Fazio degismecligineisarettir. Yine de 19901arla birlikte geleneksel filmiiretme bicimine direnen, kendi sinemasini olustur-mak icin 66h:in olumsuzluklan aleyhine cevirmeye ca-lisan bir kusak var.

Sinemamizda Ureten. gi3clerle, di:isken gOclerarasinda bir is birligi yoksa, bir yenetmen piyasayayeni surdugu filmde Onceki filmlerindeki teknik ve te-orik hatalan yeniliyorsa, hikaye'anlatmadan, kurgu-ya kadar bir dole aksakligi 'siradan . izleyiciye' yuttur-maya calisiyorsa, degisen tek sey altina tutulupaydinlatilan fiberglaslann rengi ve filmin ismi olacak-hr.

• Sinema urunleri sanildigi kadar kolay algilanipyorumlanabilecek bir yapiya sahip degil maalesef!On yasindaki bir cocukla, altrnis yasindaki bir yetis-kin ayni filmi Ostelik bu kisilerin sinema ku-ram! bilgisi olmasi cart da degil. Ancak "sinema ku-ram", filmlerimizin belli bir kaliteye ulasmasi icin,film breten, bu konuda kafa yoran herkesin bir kase- .

II 144

90'11 YillardaSinemamiza

Genel BirR1ZA KIRA C

25 (S:3

Page 2: Türk Sineması Notları - 3

sinden tutup ayaga kaldirmasi gereken bir olgudur.Ulkemizin smirlennda uzun sUredir kuramin yerini'popiilarite' aldi, yildiz sistemi cOkti3 ama onun yerinien az yddiz sistemi kadar tehlikeli baska bir ley dol-durdu; kisa sUreli giindemler olusturarak, rrnedyatiklOzellikleri on plana cikan yapimlarin pohpohlanma-si. Ya da projeler" diyebiliriz bunlara.

1990'm ikinci yansindan itibaren bir akim ya dakuramsal butuniuk olusturmasa da sinemamizda cokOnemli yapimlar Oretilmeye baslandi. Bu urunler yal-nizca seyirciyi zorlamakia kalmayacak, ayni zaman-da sinemamizda kuramsal calismalann derinlesmesi-ne yOnelik teleplerle de karsinza clkacak. Filmlerletuketicileri arasindaki popijler iliski her gecenkendi "kUltUri.inO" olusturmaya dogru ilerliyor. Bu olguyeterince degerlendirilmeyip, filmier, Ovgaler ve sOv-gder manzumesi chsincla, hak ettigi incelemelere ta-bu tutulmazsa yasadiklannz, tarihin kisir tekerri.iffin-den Oteye gitmeyecek. .

Son on yildir sinemamizin dOnem dOnem parla-Y I P sOnen popUlaritesi bu ritmini daha ne kadar de-vam ettirir bilinmez; ancak acik olan bir ley var: Da-ha once de belirttigimiz gibi kagicladakmeyen, filmlerinin edebi altyapdanni olusturma-yan, bunun icin caba harcamayan, teorik ve teknikbirikimini aktarmaktan uzak 'cluran bir yOnetmenriihuyla karsi karsiyarz. Bir "sinema akim"ina ail ol-dugunu belirttigimiz filmlerin en bi_iyijk Ozelligi; bre-tim sOreclerinin ve pratik acilimlanni gOzonline sererek, olgun bir tartisma surecinin baslama-sina neden olmasidir. Bu tartismalar sonucunda orta-ya cikan briinlerin nitelikierinde belirgin bir farkhlas-ma, olgunlasma bas gOsterir, teorik callsrnafar,Oretim asamasindaki olanakiar OlcUsLinde hayat

ileri surulen felsefi, edebi, sanatkd vs. kaygdarpelikUlde cisimlesir. Kuskusuz bu scree her zamanboyle dogrusal bir cizgi iziemek zorunda degil, bel-ki de daha en basInda bizi ikna edebilecek fikirleregonlumuzu aklimizi kaphrabiliriz, ancak ancelikleboylesi bir zihinsel Uretim siirecinin yaanmast gere-kiyor.

Oysa bugOne kadar hep elmekte olan 'bir sesin'hayata dendUrdmesinclen bahsedip durduk.

*leyi-Nasil •

1970'lerin sonundan miras kalan sinemamizinolumu hakkinda uzun tartismalar 1 990'lann basindadevam etti, seyircinin sinemayi terkettigi ne teoriler gelistirildi. Gelinen nokta; artik Hollywo-od sinemasinin teknolojisine ulasmamiz gerektigiydi.Popiiler_ sinema_OrneklerininAretilmesi Listiine /earliergelistirildi ve zamani geldiginde. bu Ornekler sinemasalonlailnda yerini aldi..

Roeder kiiltUr i_irOnlerinden sinemaya aktardan yada popiiler kUltUr UrUnlerine Ozenilerek ortaya cikan

filmier bu kiiltOri3n bugune kadar kahplasmis hikayeanlatma ve saylem bicimleri, sinema teknikleri ve ste-rotipleriyle gerceklestirildi. Bu, ortaya cikangibe ba;artst icin kacinilmazdir. Seyircinin bekientisi-ne cevap vermek, modasi gecmesi zor bir olgu.

Sinemamizin Onemli bir sorunu da kendilerini 'ou-ter' olarak kabul ettirmek isteyen yOnetmenlerin, biryandan bu popUler yOntemleri kullanmaya

yandan da ortaya cikan filmin Ozgiin bir yap-ya sahip oldugunu savunarek icinde bulunduklan sis-ternin isleyisine ters clOsmelenycli.

Oysa cicihd Oykiilemede bas gästeren sorunlanniistesinden gelinemiyordu.

Oncelikle su sorulan soralim: Neyin Oykijsi3 ., han-gi olay(lar)in ya da hangi kisi(ler)nin B6-nunla biriikte, *olay anlatan" Oykiilerin icindeki karak-ter ve tipierin olayla ne denli bUtiinlestigi sorusununcevabi... •

Olaylann ve insanlann toplumsal, kultiirel, eko--nomik ve butun bunlara bagh olarak ideolojik temsil-leri...

Sikca sOylenen "anlatilmayan eykij kalmach" repli-gini dikkate ahrsak, nasil nokta-sina gelecegiz ki; bu, filmlerin basansinda, Oykijni3nvuruculugundan daha cok Onemlidir.

Olaylann ya da insanlann Oykiisbnii anlatirken,senaryonun, kameranin, kurgunun, rengin,rnLizigin, sesin, efektin, kostiimUn, mekanm, aksiyo-nun kullanim bicimi, oykunun ideolojik olarak bicim-lenmesinde en az Oyki3ni .in vuruculugukadar Onemlidir-ve yukarda saydrklarimiz, inandinc-Ilk ve vuruculuk Ozelligine hizmet eder. Kacindmazolarak clbsijnmemiz gereken 5ey, neyi degil, nasilsorusunun cevabidir.

1980'lerde de devam eden 'iyi Oyki_i'den 'iyiolacagi yandgisina, geieneksel film Cretme yön-

temleri eklenince sinema bir anlamda kendini tekrar-larriaya basladi, hatta gecmisine baktigimada da-ha Once Oretilen filmlerin gerisine Bu yantlgt-1990'lann ortasina kadar devam eft'. Yavuz Oz-kan, Sinan Cetin, Irian TOziim, Ersin Pertan, OrhanOguz, Tunc Basaran, Mahinur Ergun, ErdenAll OzgentUrk gibi yakin terihimizin yenetmenleri(teknik olarak gecmise gOre daha iyi olanaklara sa-hip olsalar dal bu hatalannt devam ettirdiler. Sonucolarak 1990'11 ydlar boyunca bu yOnetmenlerinyuk umutlarla gittigimiz filmlerinden yainizca hayal,inkliglyla degil bir cenaze tOreninin ruh haliyie ay-nldik. Yukarda saycligima deneyimli yOnetmenlerinhatalanni 1990'dan sonra film .cekmeye baslayanyenetmenler de devam ettirdi.

Simdi bir kac filmle ilgiii dergilerde, gazetelerdecikan elestirilerden bir kacini siralayacag:rn, bunla-nn bir kismini 'art niyetli' ya da awl bulabilirsiniz,ancak bu filmleri izlediyseniz elestirinin hakhlik, hak-

1 3

Page 3: Türk Sineması Notları - 3

Tabutta ROve§ata, sinemamada yeni bir§ey sOyleyen ender filmlerden biri oldu.

sizlik derecesinin siz de farktna varabilirsiniz;"Iki Kadin" YOnetmen: Yavuz Ozkan

"Iki Kadin' ismine gOnderme yapmak icin olsagerek, iki ayn Oyki3 anlatiliyor. Ilk yan bir fahisenindramina tanik oluyoruz. lkinci yarida ise iki kadinarasindaki- cOzmekte zorlandigtmez- iliskiler y.umagi-na. Dogrusu kisisel olarak Beni ne ilk oyku, ne deikincisi pek ilgilendirmiyor. Ama Ozkan'm filmi ge-net toplamda "Dos Gezginleri'nden bir gOmlek dahaiyi. Oyunculuk acisindan "Dos Gezginlen'yle aynikapyt caltyor: Berbat." Vardan, Free, Ocak 1993)

"Film politikanin en tepelerinde yer alanlarinsacma sapan dijnyasina, bir telekizm ya da fahise-nin. aslinda "garUndiigij kadar" olmadigina, erkekegemenligine ve kadin dayantsmasina gOz atmayideneyen, daha dogrusu yalnizca gOz atan nitelikte.

Ust Uste binen Oykijler, ne, 'neOnemsettiriyor, ne de 'flasil anlatildigi'm.

(Tunca Arslan 2000'e Do§ru 29 Kamm 1992)*Diis Gezginleri" YOnetmen: Atli Yilmaz

"Fikir iyi. Cikts noktalan saglam. Yani, belle ki si-nopsis dramatUriik olarak omit vadediyormus. Amasonuc. gersekten hazin. (..) Ne var ki, filmin genelalust, diyaloglan ve tek tek sahneler lezbiyen i iskiyimuhalif bir marginal sOylem icersinde de it de,ahlaken meseleye karsi okanlart da yanina a an biriyaratrms. Saninz Atif Bey, 'sinema ticarettir' ilkesini

filminde fazla Onemsemis.(Mehrnet Acar, Nokia, Ne Nerede 6-12 Aralik 1992)

"Istanbul Kanatlanmin Altincla" YOnetmen: Mus-tafa Altioklar

14

"Belli bir yere dek, k5t6oyunculugu ve ondan dakOtii bir seslendirmenin de katkisiyla insane inandir-mayan bir filme, son iicte birinin gOrece bosons] ne-deniyle olumlu not verme olanagi var mi? Sanmiyo-rum." (Atilla Dorsay, Yeni Yi.ixyd, 22 Mart 1996)

5- "Bay E": YOnetmen: Sinan Cetin"Filmin bir de konusu ve bu konunun Ozerinde

Aseldigi bir fon var ki, asil zavallilik burada. cre-tin, temayt takmiyorum diye konusuyor ama filmininOnemli bir temasi oldugu kesin. Bu da bastan sona,"Bay E"yi scrip sarmalayan yeni sago lekeler. Film,pos biyikli Turk kOyliilertyle birksiz, eli yUzU clUzgUnbir medya kahramani arasinda geciyor. Deli sacma-si bir clUzlemde ilerleyen filmde, sirasi gelen sahne-ye cikip tirachnt atiyor ve kinini kusuyor."

(Utku Caney, Saz, 18 Mart 1995)Saninm bu bolumu daha fazla uzatmaya gerek

yok.

Yapim ye Yeni Olanaklar199011 yillarda Orettlen filmlerin . niteligini belirle-

yen faktOrlerden bin de yapim sirketleri ve yapim or-ganizasyonundaki cesitlilik. Yesilcam'in sinema sa-Ionian sahipleriyle ittifakinin ekonomik nedenlerden

,dotayi cOzOlmesi ve 1980'lerin ortalarma dogru to-ken film Uretme ve oiyasaya sunum biciminin yerini,Amerikan menseli cagittm ve..yapim firmalanrarak, sinema salonlannin konlroluno eline gecirdi..

Bu yillarda sinemanin iki temel sorunu uzun suretartisildi: Birincisi, filmlere para yatiran yapimolarinher gun biraz daha azalmasi. Ikincisi de;-olanaksiz-

Page 4: Türk Sineması Notları - 3

Tabutta ROvesata, sinemamizda yeni bir;ey sOyleyen ender filmlerden biri oldu.

sizlik derecesinin siz de farkina varabilirsiniz;"Ike Kadin" YOnetmen: Yavuz Ozkan

"Iki Kadin' ismine .gOnderme yapmak icin olsagerek, iki ayn Oykii anlatiliyor. Ilk yan bir fahisenindramina tanik oluyoruz. lkinci yarida ise iki kadinarasindaki- cOzmekte zorlandigimiz- iliskiler yumagi-na..Dogrusu kisisel olarak beni ne ilk oyku, ne deikincisi pek ilgilendirmiyor. Ama Ozkan'in filmi ge-net toplamcla "DUs Gezginleri'nden bir gOmlek dahaiyi. Oyunculuk acisindan "DUs Gezginleri'yle aynikapyi callyor: Berbat." (ugu, Vardon, Free, Ocak 1993)

"Film politikanin en tepelerinde yer alanlarinsacma sapan dijnyasina, bir telekizin ya da fahise-nin aslihda "gariindOgO kadar" olmadigina, erkekegemenligine ve kadin clOyanismasina gOz atmayideneyen, daha dogrusu yalnizca gOz atan nitelikte.

Ust Usie binen OykOler, ne, 'neOnemsettiriyor, ne de 'nasal

(Tunca Arslan 2000'e Do§ru 29 Kamm 1992)Gezginlerr YOnetmen: Ahf Yilmaz

"Fikir iyi. Gilds noktalan scglam. Yani, belle ki si-nopsis dramati.irjik olarak umit vadediyormus. Amasonu4 gercekten hazin. (..) Ne var ki, filmin genet

ve lek tek sahneler lezbiyen i iskiyirnuhalif bir marjinal sOylem icersinde de it de,ahlaken meseleye karsi cikanlan da yanina clan

bardmis. &mu-1z Ahf Bey, 'sinema ticarettir' ilkesiniu filminde fazla Onemsemis.

(Mehmet Acar, Nokia, Ne Nerede 6-12 Araitk 1992)4- 'Istanbul Kanatlarimin YOneimen: Mus-

tafa Altioklar

"Belli bir yere dek, kOftoyunculugu ve ondan dakáti3 bir seslendirmenin de katkisiyla insane inandir-mayan bir filme, son ijcte birinin gOrece bosons' ne-deniyle olumlu not verme olanagi var mi? Sanmiyo-rum.° (Mina Dorsay, Yeni Ytixyll, 22 Mart 1996)

5--"Bay E": YOnetmen: Sinan Cetin"Filmin bir de konusu ve bu konunun Ozerincle

yaseldigi bir fon var ki, asil zavallilik burada. Ce-tin, temay. i takmiyorum diye konusuyor.amaOnemli bir temasi oldugu kesin. Bu da bastan sona,"Bay E"yi sanp sarmalayan yeni sago lekeler. Film,pos biyikli Turk kOyli3leriyle biyiksiz, eh yi_izU clUzgUnbir medya kahramani arasinda geciyor. Deli sacm-a-si bir clUzlemde ilerleyen filmde, sirasi gelen sahne-ye cikip tiradirii atiyor ve kinini kusuyor."

(Utku Giiney, Sax, 18 Mart 1995)Saninm bu bolumu daha fazla uzaimaya gerek

yok.

Yapirn ye Yeni Olanaklar -19901i yillarda Uretilen filmlerin-niteligini betide-

yen faktOrlerden biri de yapim sirketleri ve yapim or-ganizasyonundaki cesitlilik. Yesilcam'in sinema sa-lonlan sahipleriyle ittifakinin ekonomik nedenlerden

,dolayi cozulmesi ve 79801erin ortalarina dogru cO-ken film Urelme ye oiyasaya sunum biciminin yerini,Amerikan menseli cagihm ve..yapirn firmalan doldu-rarak, sinema salonlannin kontrohin6 eline gecirdi..

Bu yillarda sinemanin iki temel sorunu uzun sureBirincisi, filmlere para yatiran yapimcilarin

her gun biraz daha azalmasi. Ikincisi de;-olanaksiz-

14

Page 5: Türk Sineması Notları - 3

lere neden oldu. Yeni jenerasyon bocaladi ve boca-lama dOneminden sonra 'insane' anlatan tekil Ornek-ler de olsa filmier Uretilmeye baslanch.

Ozal dOneminide yaselen ciegerlerin .basinda.Milliyetci-/v1uhafazakar politikalar geliyordu, bu poli-tikalar radikal unsurlan da zaman icinde beslemeyebasfayinca sinemada da dertlerini anlatmak istiyenmilliyetci, muhafazakar, hatta Islami yOni3yle dahaFazio one cikan filmier cekilmeye baslandi. Bir tUrolarak Islami filmlere 12 Ey101 Oncesinde de rastla-mak mCirnk6n, ancak 1900'11 , yillarla birlikte bu film-lerin sOylemindeki radikalizm, muhalefet bicimi farklibir yere denk dUsiiyordu,.iktidara giden .bir politikguSle birlikte bir dOnem Onemli sayida seyirciyi sine-maya cekmeyi. basardi.

Bununla birlikte 1990'dan sonra Islami filmlerdeartik 'hidayete ermenin' ne yike bir sey oldugununOtesinde, filmlerde politik bir sOylem hakim oimayabasladi. Bu politik sOylem Turkiye'de Islarniyerdekidegisime paralel olarak bir yasam tarzi OngOrerekvarolan 5istemi elestfrirken yerine kimi zaman, sade-ce "muhafazakar", .kimi zaman da liberal" bir "mu-hafazakarlik" koyuyor.

Yainiz Degilsiniz(1)-1990, SonsuzaSevcialarin Oiumu, Yalniz Degilsiniz(2)-1992,h Ahf Hoca, Kelebekier Sonsuza Ucar-1993, blum-sijz Karanfiller-1995 (Mesut Ucakan), Minyeli Ab-dullah(2)-1990, Kurdoglu-1991, Bir Zamanlar.Sarhostu-1992, Kanayan Yara Bosna, Bosna MaviKaranlik-1994(Yikel Cakmakli), Besinci. Boyut-1993, GiilUn Bittigi Yer-1999 (Ismail anes), BizeNfasil Kiydiniz-1994 (Melin camurcu), ancak bufilmlerin ortak yOni3 estetiktenuzak, grotesk.bir.yapirla, son derece direkt propagandif filmier olmasiydi,-ne sinemamiz acisindan, ne de herhangi bit ; konuyuhikaye etme actsindan bir yenilik tasimadigi gibi; ilksol sinema Orneklerinin sioganci mizacinin da gerisi-ne clUsiiyordu.

Ancak bu filmier; bir sure sonra Turkiye'nindemine oturacak irtica, turban, Istikial Mahkemeleritartismalannin ve Islami kanadin merkez partisi Re-fah'in gEiclenmesi, iktidara geimesi gibi bir gercekli-gi Oncelernesi acisinclan Onemlidir. Maziumluk mer-tebesine ulasan Isiami kanadin tabani: bu filmleresahiD ciktilar; ancak bu filmier sDrekliligini.saglayalmace.

KonjonktUr Isiami akirniardan yana dOndi3gUnde,askerlerin arkcsina gizlenen , merkez partilerin . burju-va politikacilan Bonapartist rejimin devarni-icin rejimkrizi yaratti ye kari . salclinya gecti. '•.,

TUrkiye'de bunlar olurken, 90'lann ikinci yansin-do Irardi sinemacilar produksiyon aCisindan ekono-mik, icerik ve hikaye yOMinden felsefe - yalii bir sine-ma dili olusturarak Avrupali ve Turkiyeli seyircilerinsevgisini kazandi. Iranli sinemacilann yapitlan cok

basit, ancak vurucuydu, yeni bir dil arcryislyla, "insa-ne" yeniden sinemaya sokarak, yasanilan ca in fel-sefesini yaptilar. Tarihlerinden gelen felsefe ki3ItUri3-nun yanina, yasadiklan toplumsal calkanhyi politikye osikolojik bovutlanyla, "beigeselle kurmaca ara-sinca" bir tarz ousturarak filmlerine yansittilar. Kisa-casi, bizim ycpamacligirnizi yaptilar

Diger yanda politik, 'dOnem filmi' yapan yOnet-menlerin filmleri seyirciden yeterince ilgi gOrmedi.Memduh Un, "BUti:in Kapilar Kapahydi-1989"dauzun iskencelerden sonra hapisten cikan bir kadinindramini anlatti; "Uzlasma-1991"da Oguzhan Ter-can politik bir .cinayeti, Abdi Ipekci cinayetini isledi;Atli Yiimaz, Omit Kivanc'in art adli romanindanuyarlacligi "Bekle Dedim GOlgeye-1990"de, '68gencligini -aniatmaya calisti, "Babam Askerde-1994" ile Handan 1pekci, 12 Ey161dOnemini insan-tannin catismasini, dOnemin cocuklanyla birlikte an-latmaya calish, "80. Adirn-1996"da Tomris Giritliog-lu, politik bir suclunun kaaismi, hesaplasmalannianlatti, "Isiklar SOnmesin-1996"de Reis Celikyogunluklu" is savasin, "sOzde karsitliklarim" catistir-di, "Hoscakal Yarin-1999"da da Deniz Gezmislalet ederek Bonapartist rejime methi.ye ciLizcli3.-

1990'larda politik filmlerin Onemli bir kisrM hi-kayesinin hakkini veremedi; sansiirden, politik tepki-lerden ya da yOnetmenlerin yeteneksizliginden,bece. riksizliginden dolayi bu filmlerin cogu basansiz-di.

Yusuf Kurcenlenin "Karartma Geceleri-1990" poli-tik. filmier icinde istisnai biryere sahip. Hem birnem filmi, hem de-gUniimUzi.in gercekligine (iskence,devlet baskisi, sansi3r, sovenizm vs.) denk dOsen birkonuyu ele aliyordu film. Mat ligaz, yasam OykEisi.;nden romanlastirdigi "Karartma Geceleri", dogrusu199(Ylar boyunca ulkenin ustundeki -siyah bulutlanhaber veriyordu adeta. Kurcenli, 1994'de "COz61-meler" filmini yapti. Burada 12 Mart darbesi sonrasoicularin ye aydinlarin psikolojisini sergilemeyesirken, ask iliskilerinde ye toplumsal iliskilerde birey-lerin cOzUlmelerini aniatiyorclu.

Yine bir dOnem filmi alan "Kanlar Kogusu"nu Ha-lit Refig; Kemal Tahir'in romanindan uyarladi. Bu Or-nekler kendi iclerincie tutarliliklan olsa da politik film•nitelemesi yapabilecegimiz bir cok film belli bir

tutturamadi. Bunun nedenlerini ararken saninm,"sinemccinin entelektUel kimliginde", olaylara ycikla-sirken takincligi politik tayirda, daha Onemlisi sanat-ci yaninin ne c:lenli olgunlasmiS oldugUna bakmamizgerekiyor: .

"Uzlasma" da bu anlamda hedefine ulasmayanbir yapimdi. OguZhan Tèrcan'in yOnetrnenligini yap-tigi ve Abdi Ipekci cinayetini konu alan filmin ilgincyam, filmde Abdi Ipekcenin katili, Mehmet Ali Agcarofiinu oynciyacak oyuncunun hazirlik devresinden

16

Page 6: Türk Sineması Notları - 3

yola cikarak filmin iskeletinin olusturulmayaOnemli bir sey atlandi filmde, politik konjon-

t6r. Suikast Ozelde bir cinayetti, ancak suikast nitele-mesi cinayetin toplumsal yam ' bizim beyinlerimize.mimliyor ve bOylesi bir toplumsal catisma ortamint si-nemaya aktarmak hem ilk uzun metraj filmi olan biryOnetmen icin, hem de iilkemizin prodasiyon ger-cekleri actsindan oldukca zor bir durum gibi gOrUni3-yor.

"BOcek-199510 Omit Elci, bir polls komiserinin,korkulanni, cirkinligini anlatti. Film hem estetik, hemde hikayesinin gercekligi konusunda yogun elestirileraldi.

Kaybedenlerin HikayeleriYusuf Ahlgan'in romarundan, Omer Kavur,1986

ydrnda "Anayurt Oteli"ni filme aldr, ertesi yil NurayOguz'un senaryosunu yazdtgi, "Her Seye Ragmen-

. 1987" filmiyle Orhan Oguz gOnintii yOnetmenligin-den yOnetmenlige gecis yaph. Bu iki filmin artak

cevreyle iletisim kurmaktan aciz, icine ka-panik, psikolojik sorunlanyla basa cikamayan, zaYifve varolan carpikliklan dijsOnmek istemeyen, kacan,Usti3ne gidildikce icindeki siddeti disci vuran bireylerianlatmasiydi. Yesilcam geleneginin tamamen &sin-daki bu karakterler, sinemamizm en gLic16 "anti kah-raman"lanydi, ve 1990'larla birlikte bu "anti kahra-manlann" ya da "kaybedenlerin" hikayeleri dahayogun olarak filmlere konu edildi.

Fehmi Yasar, tek filmi olan "Camdan Ka1p-1990"le Yesilcam'a da mizahi dokundurmalar ya-parak, , sinemarntzda ender rastlanan bir anti-kahraman yaratacakh. Genco oyunUyla or-taya cikan karakterin mizahi, ayni zamanda olaga-nustu hikayesi de varcit.

Aksiyonun yerini, (tekil • Ornekler de also) bu film-lerde insan Ogesi almish, psikolojik sorunlar, yasani-lan atmosferin detayfan, umutsuzlugun getirdigi c6-zi.irnsiizliik ye biraz da gizemcilik. BUtiin bunlarseksenli ydlardan miras alinmisti ve ayni zamandaseksenli yillarin politik baskdanna tepki olarak ya dapolitik baskilanndan kacmak icin kullandmaya bas-lanmisti. ,

Hapishanesindeki mahkumlann korkulan neyse,bu toplurnsal iliskideki aktOrlerinin korkulan da aynt.Hapishanedeki mahkumlar hayatlannin sinirlandird-diginin farkindaydi, disardakilerde ozgiir olmadikla-rim biliyordu. Bu yOzden hiyerarsinin sinirlamalankaniksanmish. •

Toplumsal hiyerarsinin, siyasal ve askeri erklerinsinirladigt OzgUrliikler, is savas olgusu, .toplumsalkin, kUcijk patlamalarla kendini gOsterdiyse de yo-gun bir masturlpasyonla OrtImeye calisiliyor. Heralanda bunu farketmek mi3rnkiin, sokaktakihayattan,politikaya kadar. Doksanlann sinemacilan da bunun

farkina varmaya basic& Ancak icinde yasarkenhep bir yanini eksik birakacagiz, bu eksikligin ta-mamlanmasi biraz daha disardan bakarak, zama-run kendini lanimlamasiyla mumkun olacak. PopUlerolanla, muhalif, entelektUel olanin arasindaki kalitefarki zaman icinde ortaya cikacak, bu yalnizca film-lerin kaliciligiyla ilgili clegil, filmlerin Ong&Uleri vebulunduklan dOnemi analiziyle de ilgili.

Ve daha 1980'lerin ortalarinda tartisilip yapayzeminlerde var edilmeye calisdan "entelektiiel bilinc"ancak "entelekti3e1 bzenti" ya da "erken entelekti.ieldOnem" diyebilecegimiz bir Ozellige sahipti; birazkabaydi, parmagi gOziimijze sokuyor,' sintru toplum-sal gercekcilige dayiyordu. Politik, sanatsal, entelek-fuel konjonktiinin netlesmesiyle birlikte, soyleneceksOzJer somutlash ve bununla birlikte Yesilcam'in te-cimsel iliskilerinden uzaklasan yOnetmenler, kendidertlerini "kendi dillerryle anlatmayi yeglediler. Vesanddiginin aksine bu filmier son derece politik, en-telektUel ve sanatsal kaygilar tasiyan brOnlerdi.

Bu filmlerin elestirildigi noktalardan biri de politi-kadan uzaklastigina iliskincli, oysa kimi rastlantisalyakalamalar gibi gOzOkse de bu filmlerin' temel nok-tasi iktidar, baski, cinsellik, bireyin kendini ifadeso-runu Ctzerine kuruluydu. Hemen hemen hepsi bir cik-maz filmidir, ve filmlerin temel ozelligi hikayelerinanti-kahramanfar Lizerine kurulmasidir.

Tabutta ROvasata, sinemamizda yeni birsey soy-leyen ender filmlerden biri oldu, 1990'10r-1a birliktesokakta yasayan tinerci cocuklar, alkolik insanlargUndemimize girdi. •Malum sorunlardan yOnetmenfilmde yapmak istediklerinin' ne kadannt hayata ge-cirdi bilemiyoruz, ancak yine de insana verilen de-gerin ne kaciar di.)0606, yoksullugun, uyusturucununne denli hayatimizin bir parcast oldugu ve bOtbnbunlara ragmen bu insanlann . sevebilecegini göster-di. Tabutta Ravasata, bir ilke imza atti, gercektensokaktaki insani (sokakta yahp kalkmak zorunda ka-Ian) insanlan melodram kaliplannin disinda anlatti.Genet begeniyi zorladi. Gisede istenileni yapamadibelki, bunun cok Onemi yok. Bize sokaktaki insanla-nn sistemin bir urunu oldugunu, suclunun hep. baskayerlerde arandigini gOsterirken, sokakta yasayanla-,.. nn en insani yOnlenni bize ulashrdr

Sinemadaki degisim„ insan malzemesindekidegisimin bir izduumuyse ki; (ekonomik, toplumsaldegisimi gOzardi etmeden) tamarruyla bOyledir, orta-ya cikan jenerasyon, c:leformasyonu her alanda his-sedilecektir. Ozellikle sinernada— Burada on do-nem filmlerinden C-Blok, Masumiyet, <asabd, A Ay,Gemide, OcUncii Sayfa, Mayls- Sikintist bu degisimcok temel -göstergelerini olusturdular. Diger taraftada Eskiya, Hamam, Her Sey cok Olacak, .Agir Roman degisimin baska bir yuzunu bize mimli-yor.

17

Page 7: Türk Sineması Notları - 3

ln.

ruler,

iDDE71`, ORYAINTALilin VE90 . 11 Yillardd Tfirk Sinernasina Genel Bir

RIZA KIRAC

Avrupa ye Amerikan kUltbriindeki siddet her za-man u4uncu dijnya Ulkelerinin siddet kiiltbrUnU etkile-mistir. Modern Batt clOnyasinda suc, az gelismis 61-kelere gore; daha organize, daha plank yenedense daha estetik islenir!

Sherlock Holmes ye Herkiil Poirot gibi Ingiliz ya-zarlann kahramanlan polisiye kiiltUrii In-giltere'yle birlikte aniltr. Kapitalizmin en vahsi, en iyiorganize oldugu yerde siddet de artlk bu gelismeyeayak uyduracak, hem edebiyatta hem de diger sa-not disiplinlerinde kendini gOsterecektir.

Sosyal ye kUltbrel hayatimizin "kompartmanlas-ma's6recinde sidcleti disarda birakmayiz. Suc olgu-su ister bireysel ister OrgUtIL) olsun toplumclaki ekono-mik, toplumsal degisimin aynasdir adela.

19901ar boyunca "Adam siddetin estetigini, fel-sefesini yapiyor" dendi, oturup seyrettik, ardindankopyalanni Oretmeye basladik.

Sinemamizda daha uzun metrajdan Once kisafilmlerde (agirlikla Ogrenci filmleri) siddetin yiizi.) Ta-rantino olarak belirdi. Hikayelerin kurgusundan, si-lah tutusa, cigara icme biciminden eroinin stringaedilisine kadar biitUn planlar 'agabeyin'

Bu kaba, kimi zaman igrenclik mertebesine ula-san filmlerin temelincle yalnizca Tarantino azentisi -yatmlyorau kt4ku.suz, hayatimizi ki4atan"Hollywood kUltijrUne" burunup kapimizI caltyordu.

Bunun bir sonucu olarak, yalnizca yasammiz degil, is clUnyamiz do bu siddetin bicimlendirdi-gi kaba ye adi bir yontu oluyordu. Bu konu Uzerine

11

11:11-14-

Page 8: Türk Sineması Notları - 3

konustugum bir arkadas Luc Besson deli, Nikita veLeon'daki siddeti Tarantino'dan daha once vardi.Hollywood, Nikita!nin taklitini cekti, beceremedi.Avrupa menseili yanetmenlerin filmlerindeki siddetinkaynagi daha cok devlet mekanizmalanndaki "de-rin" kaynaklanirken, Hollywood bireyselsiddete ve mafiatik olaylarla siddeti sevimli kilmaya,estetize etmeye calisiyor. $iddete elestirel bakmakyerine, siddet sahnelerinin ne denli kusursuz cekildi-gine, planlann hizina, fotografik etkisine takiliyoruz.Oysa Milos Forman'in, Luc Besson'un Hollywoodicin cektigi filmlerde dahi sistem elestirisi dogrudan

.filme konu oluyor.

VE ESTETialDoksanli yillar Ulkemiz icin, suc ve bu sucu yara-

tan kaynaklann kaniksandigi, hatta yer yer devlet ta-rafindan kutsandigi yllar oldu. Medyanin deyimiyleI sokaktaki insan' (evlerinde televizyon basinda otu-.ranlar degil!) Alaattin Cakicilar, Nesim Malkileri,Sedat Pekerleri basbakanlarindan daha cok televiz-yonda gorur oldular.

Susurluk'la birlikte bir Dashiell Hammett romani-nin icinde bulduk kendimizi, "Kizil Hasaetan dahakizil daha kanli ye acimasiz bir kiyim gOzlerimizOniinde yasandi, suikast silahlan, bombalar, isken-celer... Devleti yOnetenler kimi zaman aciktan des-tek vercligi, arka ciktigi siddeti, kimi zaman da "de-rin devlete" havale ederken devletin en "Baba"yOneticisi, bu olayi rutin bir rutin disina clkma eylemiolarak nitelendirdi.

TUrkiyeli sinemacilar "rutin disina" cikan olaylanfilmlerindê isleyemediler. Yesim Ustaoglu'nunse Yolculuk"u ayn bir yere koyarak degerlendirmeli-

: yiz. Iki bin yilinin ilk gUnlenyle birlikte yillardtr sezijedilen ancak kimsenin gOrmedigi, duymadigi, ko-nusmadigi! bir gercek ortaya cikti. dev-let destekli siddet" polisin iskence tezgahla-rindan daha fazla Nedendir bilinmez,yillarca sol basinin bagira bagira sOylediklerini, Cu-martesi Annelerinin yillardir sesimizi duyun diyerek,ciayaklara, gazaltilara, iskencelere ragmen Galata-saray Lisesi'nin OnLindeki mesaileri gOz ardi edildi..

OrgUtli3 ya da bireysel, fiziksel ve cinsel siddet701i, 80'11 yillarda da vardi, ancak bu siddetin sine-mamiza yansimasi biraz farkliydi. Bu yillarda yasa-nilan siddet, fiziksel ve dOsiinsel kacislar, aydinlann,icinde bulunduklan ruhsal durumlan filmlerine konu

ettiler. Ardimizda biraktigirruz yillarda humanist veromantik duygulann yerini, entrika, acimasizlik, poli-

_ tik ve ideolojik mUcadelenin _yerini _en kisa yoldanen cok servet kaldirmak ve hits, devlet destekli mafi-atik cinayet aldi.

Son dOnemde siddetin yUzij Eskiya, Kanslk Piz-za, Gemide, Laleli'de Bir Azize ve Leopar'in Kuyru-

gu'yla yanisidi sinemamizda. Bu filmler arasinda"Gemide" siddeti kullanma . biciminden dolor digerfilmlerden ayrillyor.

Gemide'nin sansizligt tartismanin."feminizm" gibidar bir alana sikistinlarak diger göstergelerin unutul-masi, gOrmezden gelinmesi ya da gecistirilmesiycli.Gemide'de daha filmin afisinden ve ilk diyalogdanyola cikilarak, olayin gectigi mekanin devletle

mesaji cok net veriliyordu; biraz kargOzOne parmaglydi durum...

Ancak anlasilmayan ya da halde dil-lendirilemeyen sey; filmin kahramanlannin yogun birhafiza sorunu ve filmde yogun bir psikolojik siddetyasamasiyck Bu hafiza sorunu sanildigi gibi sadeceuvusturucudan kaynaklanmiyordu, yasam bicimin-den kaynaklanan bir hafiza kaybi- vardi. Tipki Uze-rinde yasachgirniz topraklar gibi. Kaptanla gemipersoneli arasindaki tamarnlyla gLivensizlik

kurulu, ama her claim hiyerarsiye boyun egili-yor, bunun da Otesinde attigi kaziklar, kurdu-gu tuzaklar, santajlar tamarmyla politika, clijnyasi,sanat cevresi vs. iliskilerde yasanilan "hafizasallga"denk di.isbyordu.

Barka bir anlatimla, bahsi edilen yer siradan biryer degildi, Bunu da herkes anladi. An-cak benim anlamadigim, TUrkiy&dekiboylesine yogun bir irdniyle, yer yer mizahla anla-tan, ta l i gedigine koyan bir filmin, feminizm ve 1(6-fi3rIer yiizOnderi elestiri bombardimanina tutulmasi.

Halbuki, gUnlik hayatta kufurun, erkek egemensiddetin en alasini yasiyoruz, bu gerceklik sinemadakarsimiza-ciktiginda, ablasinin, annesinin namusunukorumaya calisan kabadayilar kesiliyoruz, yalnizcaerkekler degil, erkeklerden daha cok kadinlar bu ko-nuda daha ataerkil davramyor.

Bir soot Once sOylediginizin tam ziddini bir scatsonra yapabilirsiniz, ya da mitolojinin tannlan gibibir dakika Once iyi adorn (ya da iyi tann, mazluminsan her neyse) bir dakika sonra biraz da soap-operalardaki gibi kat6 °dam! oynayabilirsiniz. Mut-lak olan hayatta kalmaktir, k6c6k kazanclar,zaferler gibidir, ancak basindan ben varolan da to-mamiyla masturbasyondan ibarettir. CLinki3, Nuh'ungemisinde herkes o geminin selametiyle yol alabilir,yoksa herkes tufana teslim olur. "Gemide"de kahra-manlann psikolojik dennligine biraz daha saglamkafalarla .yaklasilabilseydi, varolan donelere keskintepkisel ci(islor yerine, kahramanlar iktidar ve mas-turbasyon iliskisinden yola cikip degerlendirilseydi,filmin basindan ben bir erkek elestirisi Uzerine kurul-dugunda hem fikir olunabilirdi. Ancak 'hem fikit' olu-nan sey, filmdeki kahramanlann erkek dijnyasi de-gil, daha cok yOnetmenin "ataerkil" dunyasiydi.

"Bence "Gemide" filmindeki tecavOz sahneleri b6-yiik OlcOcle pornografidir. Filmin icinde zamansal

Page 9: Türk Sineması Notları - 3

olarak yer ali t oranlariyla tiplerin duruslan ve davra-ruslanyla gekim alanlanyla bu boyledir." (Necla Al-gan 25. Kare Sayi:26 Sayfa:58) Pornografinin neoldugunu az gok bilen biri olarak "Gemide" filminde-ki tecavi.iz sahnelerinin son derece siradan hatta ba-zen cinsel siddeti yeterince yansitamadiginimUsiimdUr. Ancak sunu da soylemek zorundayim,pornografi detay ister. Bu filmde detay yoktu. For-nogratide psikolojik derinlik yoktur, yi3zeysel iliskiler,yavanlik, erkek egemenliginin tahammill edilemez,nedensiz cinsel baskisi, anlamsiz bir siddet ve bir ol-guyu degil, dogrudan cinsel iliskiyi rOntgenlerne ar-ZUSU vardir.

"Gemide", bir cok yOn6yle iktidar, masturbasyonve devlet hiyerarsisi Uzerine zengin elestiriler igeri-yordu, kadin yalnizca fahise olarak algilanan, birmeta olarak gOsteriliyordu, ama bu devletin kadinabakisi degil miydi? "Azize" filmiyle pazil tamamlani-yer ve kadmin.gergekten fahise olarak satildigi orta-ya cikiyordu. Bu, iki filmin ana sorunu gibi gözikenkadina bakista erkek egemen gOrUsi.in yOnetmen ta-rafindan onanmasi midir? Sanmiyorum, Pillar once

• Aileden Sorumlu Devlet Bakani olan Cemil Cigek'innezdinde, devletin kadina bakisidir. Cemil Cigek,flortu fahiselikle bir tutmustu. Ve bir feministe devletin(erkeklerin clevletinin ya da erkeklesmis kadin politi-kactlann clevletinin) kadina bakismi filmdeki gibi de-gil de, farkli gOsteriyorsa; "Gemide" filminde kadinintecavUzde direnmedigi igin filmin "erkek egemendunyayi onadigini" cikartiyorsa, Onemli bir gander-meyi gaz ardi ediyor, devlet tebasim kadin gibi 96-rur ve one hametmeye galisir. Bu yOzclen devletinkimliginde "Baba" tabiri vardir, "modern dunyada"hig bir devlet "ana" kavrami ile tanimlanmaz, gLinkijdevletin cinsiyeti erkektir ve tecavUz edebilme hakki-na sahiptir!

Daha dune kadar tecavi3ze u rayan "fahiselerin"davalannda kadinin "fahise" oldugunu gOz OnOnealarak cezayi azaltiyor, hatta berat verebiliyordu."Gemide" filminden cikan seyirciler, filmdeki erkekkahramanlarclan tiksinerek gUnkii onlar kahra-man degildi, cunku filmde kahraman yoktu, en az"Cemil Cigek" kadar aciz erkek vomit ve yOnetmende ulastirmak istedigini seyirciye ulastirdi.

"Laleli'de Bir Azize" Gemide'nin yOnetmeniAkar'la, yapimcisi Onder Cakar'in, yOnetmen

Kudret Sabanci'yla birlikte yazdiklan senaryodan fil-me gekilmisti ve Gemide'yle ayni izlek Uzerinde hi-kaye devam ediyordu. Ancak Bir Azize",hem gorse! zenginligi, hem de hikayedeki karakter-.le; in islenisi acisindan Gemicle'yle klyaslaninca birbacagi kisa kaliyor. Karakterlerin senaryodaki psiko-lojik derinligi filmde yokolmus, bunun yerini mafyatikbir pezevenk hikayesi almis. Film "Gemide"deki bos-luklarl doldururken, hikaye edilen kisilerin hafiza

kaybi, birbirlerine kazik atmak igin her firsati deger-lendirmesi, ayakta kalmanin tek yolunun ortagim sat-mak ilkesi oldugu gibi yanilsamalan devam ettiriyor.Ancak film sinema teknigi agisindan bir felaket.

Yavuz Turgul'un "Eskiya"si doksanli yillardaki sid-cleti en dolaysiz anlatan bir masaldi. Hikaye ettigikahramanlarin gegmisle hesaplasmalan a; Baran'insevgiyle, dostlukla, pare arasinda bir segim yapmakzorunda kalmasi, biraz unutulmaya yi3z tutmus duy-gulann agiga gikarma gabasi seyirciyi filme bagla-di. Daha Onceki filmlerincle siddetin esamisi okun-mayan Yavuz Turgul, Eskiya'cla dogrudan sic:Ideti

Ertem Egilmez, geleneginden gelen popOleranlatim kaliplannin &sine cikarak, gele-neksel key16 kUltbriinden kaynaklanan komi3nal yasa-min disinda, atomize olmus sehirdeki insa-nin pargalanmasini, yalnizligmr, siddetin ikticlannianlatti. Yavuz Turgul, yalniz seyirciyi sasirtip kathar-sisin doruklannda dolasmakla kalmadi, popOler ka-liplarin yerinde kullanildiginda sinemaya seyirci gek-me agisindan nasil islevsel bir rot .iistleneceginikanitladi.

Eskiya ve Kansik Pizza, sehirdeki yeni insan ti-polojilerinin resmi gecidiydi diyebiliriz, biraz med-yatik, biraz 'male dayali bicimsellik, bUyiksiddetin egemenligi.

Burada siddetin gOrsel ve mizansen agisindanHollywood sinemasindan etkilendigini, ancak hika-ye anlatma bicimi, karakterlerin derinliginin verilmesiagisindan Avrupa sinemasina yakm oldugunu sOyle-yebiliriz. Ancak bu tanimlamanin da bUtOn genelle-.meter gibi iginde bir hata pays tasicligini belirtmekgerekir.

Siddetin, gene! olarak OrgUtlii siddetin temel da-yanagi olarak "devletin" himayesinde gelistigini film-lerde ustu ortulu olarak da olsa gOrmek mbrnkiin, an-cak • dogrudan devletin "yasa eylemlerinesinemacilanmizin halo el atmadigini, Hollywood si-nemasi kadar bile var olan sistemi elestirmediginisOyleyebiliriz. Bu konuda en saglam mesajlar bUtge-siz, video formatincla galisan, yan dekijrnanter, yankurmaca kisa filmlerde, dhem ticari kaygidan uzakoldugu igin hem de sansUr kurumunun en get el atti-gi bir alan oldugu igin) siddetin ve devlet terOninUndaha kapsamli, rahat ve dogrudan bir anlattn-ila se-yirciye sOyleyebiliriz.

Oryantalizm ye StilizeGerceklik90'larin ikinci yansinda minimalist yaklasimla bir-

likte sinemamizda etkili olan bir 'oak ' s agisi da hike-yeyi stilize ederek oryantalist motifleri One gikartmakolarak belirdi. Bu oryantalist olgu daha gokdoguya mistik bakisiyla, mekcinlan, insanlan, top-lumsal iliskileri, rituelleri stilize etmesiyle One giktr. Bu

13

Page 10: Türk Sineması Notları - 3

1414 -17A-1. I-17A-1. I

yaklasim bicimi TUrkiyeli, ancak yurtdisinda yasayanyOnetmenlerin filmleriyle seyirciye 1970'ler80'lerdeki oryantalist bakistan fakir olarak bu filmierayni zamanda yurt dismdaki sinema seyircisine desesieniyordu.

Italydda yasayan Ferzan Ozpetek "Hamam"(1996) ve "Harem Suare"yle (1999) sinemamizdanbike sintrlan distnda sOz ettirdi. lki filmin de ortak ya-m yasadtgi Olkenin kulturunu popularize etmesi ve sti-lize gerceklikierle hikayelerin yijrUrnesiydi.Ferzan Ozpetek'in filmlerindeki kusursuz teknigi hika-yelerindeki sablonlardan belki biraz zedelendi.Ozellikle Hamam filminin en Onemli duygusu, hama-min fiziksei etkileri ve insanm vikuclundad degisimi;tinsel istegi bicimlendirmedeki ya da cinselligi temsi-lindeki etkisi zarf kaldi; (hamam ve escinsellik ara-sindaki neden sonuc iliskisinin zayifligiyla birlikte)

filmde stilize edilmis iliskiler oryantalist dille birlesin-ce kafalar biraz bulandi. "hamam"in at-mosferiyle icsellestirip, kaciintn-erkegin biyolojik, duy-gusal degisimini anlatim Jarzinin fazlastyla stilizeolmasli, derinlemesine bir escinsel yOnelimin isaretle-rinin verilmemesi, Italyan erkegin filmin sonunda 61-clOrOlmesi hikayenin biraz zorlama bir cizgide ilerle-

hissettiriyordu."Haman,' filminin en sevimli, cana yakin yam

bir ailenin Italyan bir erkege yaklasimindakibogucu misafir perverligi esprili bir dille an-

latmast ve filmin kurgusunun son derece akiciritmiydi. Ozellikle filmin ilk sahnelerindeki mektubunpostaya verilmesi ve Italyan ciftin iliskisinin

parole) kurgu seyirciyi daha ilk dakikada filminicine cekmeyi ba.sanyordu.

Ancak kafalann gercekten bulandii, hatta kafaicine cekmeyi ba.sanyordu.

Ancak kafalann gercekten bulandii, hatta kafa

ma s..eri. e ad

.. .„ Sri

usal • "n_

rftit last 6 ize itttt

. i.imin alyc

isaretierinin yeti memesi, 0I ri t

Page 11: Türk Sineması Notları - 3

karisikliginin en yogun yasancligi film All Ozgen-"Mektup"uydu. "Mektup" hikayesini, ruhunu,

mizansenini yitirmis karanlik bir film olarak basladive öylece bitti. Filmin arciindan sOyienebilecek tekOnemli sey "Eee"ydi. Stilize edilmeye calistlan sey,bir duygu muydu, yoksa bir olay orgusu mu, yoksaher ikisi de mil Mektup filmindeki bi3y6k bosluklandoldurmaya gucum yetmedi. Neyi, nasil, neden an-lattigim Onemsemeyen yOnetmen filmde braktigibosluklarla seyirciye duygusunu, hikayesini ulastira-madi. Neden sonuc iliskisini bir yangbirakalim,"Mektup" filminin en bi.iyi3k eksigi senaryodan ya da.yOnetimden kaynaklanan eksikliklerden dolayi oyun-cularin filme duygulanni yansitamamasi, bu duygu-nun seyirciye ulasmamasi ve o Ozlenilen samimi at-mosferin bir ti3r10 aciga cikmamasiydi. Filminbogucu bir "varolus" problerniyle bogusrnasi ancakseyircinin bunun tamamen disincla kalmasi, filmin en-telektiiel alt yapismin zenginliginden degil, bastanbed anlatmaya basansiz senaryove yO-netimclen kaynaklaniyor.

"Usta Beni Oldiirsen e"de Bans Pirhasan, BilgeKarasu'nun kucuk bir Oykiisikiden yola cikarak olayi"herhangi bir iilkedeki" askeri darbe boyutuna tasidi.Tam do bu nedenden dolayi fazIasiyla elestiri[di.Yasadigi i3lkenin gerceklerinden uzaklastigi icin eles-tirilen Bans Pirhasan, filmin herhangi bir iilkede, her-hangi bir zamanda gecmesinin kendizorlamasi acisindan daha anlamli oldugunu, propa-ganda ye ajitasyondan uzak durmayi sectigini, pro-paganda ve ajitasyonun daha kolay oldugunu soy-

Oyunculuk, gOri3nti3 ve mizansenbasansinm yam sera bir edebiyat uyarlamasi olarak"Usta Beni Oldiirsen e", amacina ulasmisti. Film da-ha cok bir Orta Avrupa yapiminin Ozelliklerini tasi-yordu ve ingilizce cekilmisti. Seyirci acisindan butavrin getirdigi sogukluk biraz temkinli olmamizi ge-rektiriyordu, netice de TUrkiyeli oldugunu bildi imizbir yOnetmen Ingilizce bir film ce.kmisti ye biz bunualt yaziyla izliyorduk; filmin atmosferinin soguklugu,Ttirkiyeli oyuncularin bile bir Avrupali diliyle oyna-molari bizi bayagi tedirgin etti kifilm beklenilen ilgi-yi gOrmecli, ancak yeniden belirtmekte yarar var,hem Ozgi3r bir edebiyat uyarlamasi olarak, hem isci-lik, sanaicilik olarak, hem de sinemasal bir dil ola-rak "Usta Beni OldUrs 90'larda cekilmis boson!'edebiyat uyarlamalarindan biriycli.

Oryantalizmin sezildigi ancak hikayesininkahramanina yaklasimindaki cesaretten dolayi

bu olgunun arkalarda kaldigi "Yara" filmiyse Alman-ya'da yasayan Yilmaz Arslan'in ilk uzun metrajli fil-miydi. Taiyeden, Almanya'ya dOnmek isteyen uyus-lurucu bagimlisi gene bir kizin, amcasinin evindenkacmasini ye yol boyunca tanik oldugu insan man-zaralanni anlatiyordu film. Film bastan asagi bir AY-

rupall bakisiyla kotarilmish, Yeld Q Reynaud'un can-landirdigi sevimli, ozgur ye inatci karakter izleyiciyekahramani hemen sevdirdi. Ancak bazi sahnelerde-ki gene) gecer gOzlemler ye Ozellikle akil hastanesin-deki mizansenlerin basansizligi filmin hem temposu-nu clUsi3n3yordu *hem de Nur arer'in harcandigihissini uyandirdi bizde. Yapay bir zeminde olusturu-lan ye "Midnight Ekspresle, "Yara" arasinda benzer-lik kurmak teorileriyse filmin insancilligina, özgOnli3-

Ozgi3r1i3k duygusuna yapilmis bir saldin olarakalgilandi ye itibar gOrmedi. Ancak, TOrkiye'ye yakla-simincla acik bir oryantalist bakis acisi Yard ' , belkigerceklik duygusu bazilarinca bu yiizden zedelen-mis gibi algilandi.

Bazi gOndermeleri, sOzciikleri anlasilmasa da"Yara", Almanya'da yasayan bir yOnetmeninye'ye, bakis acisim yansitmasi acisindan ve hikaye-sinin azgUnli3gi3 acisindan bulustugu seyircinin dahafazlasini hak ediyordu.

Minimalizmin Etki AlaniMinimalizmi kabaca aza kanaat etmek, miiteva-

zi kosullarla yasami idame ettirmek diye tanimlaya-bilir miyiz bilemiyorum; ancak minimalizrnin sinema-da Orneklerini gOrdi.igi3m6zde his de, azimsan-mayacak bir sinema kalitesi ye estetigiyle karsilasti-girnizi sOyleyebilirim.

Minimalist sinemanin en Onemli Ozelligi hikayeanlatimindaki bilge sadeligiyle, kameradaki ekonomik Bunlan biraz acmak gerekir-se, minimalist sinema oyuncusuncian oynamasim de-gil gercegi, olagani3sti3 kartpOstal gOrCinti3leri degil,varolan kulturun fotografini ister; Robert Bresson, "Ti-yatro sahnesinde oyuncunun yaptigi rol, gercek \Jai--11ga eklenerek, onu guslendirir. Filmde ise rol yap-mak gercek yarligin benzerini bile silip sOpi3rere<,fotograhn yarattigi yandsamayi ortadan kaldirir" di-yor. (Sinematograf Uzerine Notlar. Robert BressonCev. Nili3fer GiingarmOs, Nisan Yay. 1992 5.26)

Son yillarda sinemanin yeniden "insane" kesfetme-ye calistigini sOylemistik. Yalniz, gazii dOnrnii katilkilikli ye acimasiz kahramanlann filmleri, aksiyonsahneleri artik para etmiyor... Ozel efektlerden, ola-ganbsti3 kamera hareketlerinden uzak duran minima-listler, kamerayi sadece bir kaydedici olarak gOrrni3-yor; kamera yOnetmeninin icinde yasacligi

hikaye ise bu kulturun tamamiyla clogru-dan yansimasi olarak hayat buluyor.

Iran'll sinemacilar minyatiir sanatinin inceliklerinikadrajlarinda yansitmaya calisirken, Ozu, kamerasi-m Japon kbltUrUnijn bcki acisina ayarlamak icinOzel bir kamera °yogi yaptirir ye insan gOzijnOnbake acisina en yakin objektifi 50 mm'yi kamerasin-dan c,..ikarttirmaz.

Bresson, "Imkanlarim arttikca, imkanlarimi kullan-

15

Page 12: Türk Sineması Notları - 3

ma gLicUrn azaltyor" der. Minimalist yaklastm elin-deki malzemenin esiri olmaktansa, teknigi, hikaye-nin gerektirdigi bake acisinda ve yOnetmenin

kbitOriin icinde eritmeyi yegliyor. Böylecefotografi sOze hiikmetmedigi gibi, sazciikler ve efekt-ler de fotografik gari_inti3ye hameimiyor. Filme cekil-miS gOri:intUierin renkleriyle oynamaktansa, cekimasamasinda mekanin renklerine, atmosferin aynnitla-rina mOdahale ediyor yOneimen.

Ye§iicam sinemasi ytllarca teknik yetersizliklerdendolor "dogal bir minimalizm" yasadt dersek yalanolmaz. Yapim kosullannm yetersizligi, en kisa sure-de en bUyUk hizla film Uretme zorunlulugu, yer yeryOneimeni daha yaratici olma zorunda btrakmissada durup di3sUnecek zamani kalmayan yOnetmeninUretim ciamasimn sagltkliltgtni sekteye ugratmistir.

Kamera hareketinden oyuncu aksiyonuna dekher sey belli bir ekonomizm gerektiriyordu. Buden; Yesilcam'in Urettigi filmleri minimalist cizgiyedahil etmek cok zor, ancak zorunlu bir ekonomiz-min, zaman zaman grotesk bir call ma sisteminin

,var oldugunu sOyleyebiliriz. Tam da bu nedendendolor YesiIcam sinemasinda minimalist sinemaninfelse esi olusmadt; yani minimalizm kuramsallasma-di.

Belki, Lutfi b. Akad'in sinema anlarsi YilmazGUney ve Omer Kavur sinemastndan sonra etki ala-flint devarn ettirebilseydi, minimalizm hem etkin or-nekler verebilecek hem de kendini ifcide edebilecekedebi dilin varligtnin sUrekliligini saglayacaktt.

Akad'in Gani Turanli'yla yaptigi kadraj calismastminimalist sinemanin kadraj anlayismtn iyi bir

olusturur. Bu caltsma aynt zamanda oyunculugave Akad filmlerinin felsefesine de bOyi_ik katkida bulu-nur. -

"Simdi kamerayla aneyri gOrecegimiz za-

nu dUsijn Gani'ye dedim ki; "aneyri gar, fakatbu alts acts ' , bir boy resmidir. Ama Oyle bir boy res-mi olsun ki, aneA burnumuzun dibindeymis duygu-su.versin bize... Aslinda cok Onemli bir sey istedim.$imdi: Hem boy resmi olacak, hem cok. yakin bir re-sim olacak. (...) Kamerayi hazirladi ve vizOrde birresin gasterdi bona... (...) Hakikaten-Cuneyt bEtti..mboyuyla, bi3ii3n agirligtyla burnumuzun dibinde.. (..)Hem boy cekimi hem de yakin plan gibi cok etkili...$imdi, Gelin'de, DiigUnde ve Diyet'te ayni yanfemikullandik. Nasal? Resimler genic... cok genic degil...Bir s6r6 insan var... $imdi, ayuncunun,ayle yakin birresmi var ki.. Oyuncunun mahremiyetine girersenizorada... Nefes altsint duyarstmz.„ gOz 4111151m...gOziiMin kenanndaki kinsikliklara kadarBu, bu resimler bOyle buyuk resimlerdir. (...) Ve hep-sine yakiniz. cok cok genic ve uzak resimler degil.Oyle derli toplu resimler ki lobtUn ailenin yakin mah-

remiyeti icindeyiz davrantslanntn..." (1.6tfi O. Akad/Alim Serif Onaran- Ala Yay. Mart 1990 5.175-] 76)

lUtfi O. Akad burada sinemasindaki gOriintii an-layisintri Onemli bir asamasint anlattyor, bOylesi birkadraj anlayist neredeyse minyatbr. Atif Yilmaz, Ye-di Kocali Hi3rmi3Zde minyatUr sanatinin inceliklerinifilme yansitmaya caltstr; derinligi olmayan di3z Ion-lar, kalabalik sahnelerde bile gOsterissiz sade biranlatim. Yusuf Kurcenli, Ve Recep Ve Zehra Ve Ay-

;'de minyatijr'Un goruniulerini yakalamaya calistr.Kamera hep sabittir, kadraj icindeki hareket temelaksiyondur. Ancak butun bu Orneklerde lutfi O.Akad'in sinemast dtsinda sUreklilik yoktur, Akad, yd-larca ayni garCintii yOnetmeniyie cahrnamn avantail-nin yam sera hikayelerindeki yalin gäster*iz amabir o kadar edebi dili, Oydi gasterir.Akad'in filmleri, bir romanin gerektirdigi edebi altyaptyt seyirciye ulasttnrken ayni zamanda hayatinen yalm halini goruntuler. Akad'in sinemasindaki mi-nimalizm, 90'lann sinemasinda baska perspektifler-den yararlanan sinemactlann filmlerinde accga ci-kar. Bu filmlerdeki minimalizm, gOn.intUden cokoyunculukta ve hikaye anlatmadaki tavirda saklidir;gOrsellik actsindan Akad'a denk dOsen yaniysa ka-mera hareketlerindeki ekonomizmle birlikte, yanei-menlerin teknik malzemeye ragbet etmemeleri diye-biliriz. •

Nuri Bilge Ceylon, Kasaba'da anektotlarla git-mek ve kalmak Uzerine bir film yapti, beni daha cok

kismi bu Olkedeki insaniann hep bir yer-lere gitme kasabali rehire gitmek isti-yor, sehirli batida bir baska Ulkeye gitmek ve refahckeyi yUksek bir hayat kurmak istiyor:-

"Kasaba"- filminin seyirciye ulastirdigi bu yakictduygunun yaninda en carpal yam, filmin cekim asa-masiyla birlikte, filmin kullandigi gOrsellikKasaba gOrsel zenginligini siyah-beyaz fotograflanngOrkeminden altyor, bu yanlyla hic de miitevazt de-gil! Hikayesindeki minimalizm, gunluk kaygtlann 1(6-cOk kinnttlanndan yola ciktp hayati dingin bir duy-guyla kucaklamasi seyirciye filmi sevd.iriyor.

Ancak Kasaba'nin agtrligt yOnetmenin etkilendigikaynaklann yogun bir bileskesi olarak seyirciyi yoru-yordu; gOndermeler, fotografik yogun sOylem, Ce-hov'un diyaloglan, Tarkovski'nin bilinc alts vs... Kur-macaw ne kadar icinde ne kadar disindaolduguna siz karar verin.

Nuri Bilge Ceylan'a bir roportajinda; "Sinemabelli bir cizgiye oturtabilir misiniz?" gibi

soru soruluyor, yOnetmenin yaniti, etkilesim alanininne derece acik oldugunu gastermesi actsindanOnemli;- "Haytr. Bu sOylediklerim teorik asamadaolan seyler. Uygulamada nasil bir yon cizer hic bil-miyorum. Yani benim filmlerim sOyle olacak diyemi-

man... seyirci olarak nastl bir etkilenme olsun? Bu-

16

Page 13: Türk Sineması Notları - 3

gindeki denklemlerle, gercekle hayal arasindaki ucuacik konsantre oykuler, gOrUntOler durmaksizin soru-lar sorclurclu.

Ara bask() bir dil kullanilmaya baslandi, bu dilinolusmasindaki kriter yOnetmen in dunyaya bakisininfazIcsiyla One cikmasindan dolor yadirganacaktir.

toplumsal yapidaki kafa kansikligi bu filmle-rin diline de yansimak zorunda, aksi halde gercekli-gin yaninda yeseren sey 'gene) gecer seylerin OnkabulUne" tekabiil edecek. Yani popiiler dilin disin-dak-i her seyin yadsinmasina. Senaryoyu kendisi ya-zan sinemacilann "tefleri birazda kendileri oluyorye hikayeler hep birinci tekilden anlatiliyormus hissiveriyor, yOnetmeni filmde elle tutulur derecede hisse-diyor seyirci ve o samimi duygu filmin eksiklerinihem seyircinin hem elestirmenin hos gOrmesine ne-den oluyor.

1990'larla baslayan bu sUrecin devami ve kafakansikliginin bizi cOzUrnlere ulastirmasinin yeganeyolu, OnOmUzdeki UrOne yaklasirken onun cikis nok-talanyla varcligi nokta arasindaki iliskiyi saglam ze-minlerde kurmaktan geciyor.

Bu elestirilere bir Ornek de "C Blok"tur, film, ka-dinlar ve erkekler arasindaki iliskiyi kurarken toplum-sal degisimdeki kadinin varolusunu hangi temellerUzerine kuracaginin hesabini yapar, ya varolan hi-yarerarsiye boyun egip ekonomik bagimliligiyla bir-ikte lOks yasamini devam ettirecek ya da icinde ye-seren özgUrlijk ve cinsel tercihlerin doyumsuzlugunakendini birakacaktir. C Blok bunu yaparken yOnet-men sezgisel olarak bir dil yakaladi, .parcalanmisgercekligi, dogru ile yanlis arasindaki ince cizgininyorumlanmasini izleyiciye birakti. Loki tv\asumi-yerteki gibi.lki filmde de yOnetmeni hissetmenizrni3mkiindi3. "UcOnci3 Sayfa"(1999) filmiyle ZekimirkubuZun, hikaye anlatma ve gerceklige yaklasimbiciminde gOzle görUlLir bir farklilik var, ancak bufarklilik kahramanlarindaki celiski duzeyinde yok. Ki-saca kotuluk ve iyilik arasindaki ince cizgide dolasi-yor yOnetmen. Yine yazlerce kez anlatilmis bir Oyki3-yO anlatiyor, bu kez biraz daha patavatsiz, birazdaha dalga gecerek, biraz daha seyirciyi rohatsizederek yapmak istedigini 'aktanyor. Uci3nciiSayfa, Zeki Demirkubuz'un sinemasinda yeni asa-maya gecisin ilk izlerini tasiyor, yeni bir sey sOyle--meye hazIrlanan yönermen hem anlattigi Oykiiylehem sinemasal diliyle, hem de toplumdaki yapaydegisimle bosi dertte. Bunun nedenini filmden cikar-maksa imkonsiz gibi gOrUniiyor.

Not: Minimaliz konusudaki yardimlarindan dolaFuct ErmanC , gOrUsleri, elestirileri, yardimlann-

dan dolayi Alper CaglayanC lesekkiir ederim.

yorum, cUnki3 islem sirasinda, sinema yaparken go-deneyimle birlikte hiz kazaniyor ve hic urn-

madiginiz yOnlere sapabiliyor. Hotta bunu seyrettigi-niz tek bir film bile. yapabiliyor !Dozen. Islemsirasinda di3sLinmek daha Onceki cliisi:incelerinizin di-sinda bambaska seyler Ogretebiliyor size."

"Mays Sikintisi"( 1999) filmi ise "Kasaba" filminincekirn asamasinin hikayesi, yine kurmacayla yasan-mislik arasinda gidip gelerek seyirciye filmin kurma-cast hakkinda sorular sorduruyor. Ancok, hem felsefidili, hem konuya yaklasimi, sinemasal estetigi "Kasa-ba"dan daha saglam bir yaps Osti.ine kurulu. Buradaminimalist kavramina girmemiz gerekiyor. Minima-lizm, film Oretme tavri olarak mi hayata gececekyoksa bir akim olarak ete kemige burunup sinemayibutunuyle mi etkileyecek? Minimalist yaklasimin sa-dece bir kisim sinemacinin hayata bakisiyla ilgili Oz-nel bir tavir oldugunu bunun genic bir etkilesim alaniolusturacak bir akim olma ihtimalinin olmadigint soy-leyebiliriz. Bunun en Onemli gastergesi minimalistyaklasima sahip yOnetmenlerin cok farkli alanlardangelebilecek etkilesirne fazlasiyla acik olmasidir.

Bununla birlikte May ' s Sikintisi i nda, Iran sinemasi-nin son yillardaki cikistndan etkilenerek, bu sinema-nin hem felsefi, hem de hikaye etme biciminden etki-lendigini sOyleyebilinz. Bu etkilenme sUreci,yOnetmen Nuri Bilge'nin kisisel sinernastrunOrtmLiyor, tam tersi kendisini ifade etmesine yardimaoluyor. Burada belgeselle kurmaca arasinda duranfilmin cat ' s ' , "Kasaba"ya nispetle Tarkovski'nin sine-masindan biraz daha uzaklasmaya baslamis.

YOnetmenin kendisini anlattigi filmier bana dahasamimi, daha acimasiz ibu kendisine yOnelik bir act-mc..sizlik) geliyor ve bu filmieri dudagimin kenarindaengel olmadigim bir tebessUmle izliyorum. YOnet-men fiimlerinde sinemasindan etkilendigi yOnetmen-[ere gándermeler yapmaktan kacinmacligi gibi dog-rudan bu filmierin bazi sahnelerine atiflardabulunarak hos siirprizler hazirliyor. Bu konuda NuriBilge Ceylon son derece zengin, Listelik bu tavnnipost-modenizmle siislemek gibi bir amaci do yok.

Reha Erdem'in "A AV . (' 989) filmi de hem hika-ye, hem de sinema dili actsindan minimalist Ozellik-ler tasiyordu. Insan ruhunun derinliklerine inmeye ca-lisan filmin mekana ve karakteriere yaklasimisinemarnizda daha Once denenmemis bir cabaydi.Bundan film mi olur anlayisini cakerten, hayatin heralaninda kendi felsefesiyle herkesin bir seyler anlata-bilecegini kanitlayan yanetmen, bu OzgUnliigUyleLircok kisiyi tahrik etti diyebiliriz. Ay"in bir ayrica-ligi da uzun yillar sonra bir filmin siyah-beyaz

Ulusal sinema tartismalannin gObegineHarnam'i, Istanbul Kanatlarimin Altinda'yi

oturtanlar, A Ay'in ozgunlugunu filmin kendi olmacabasini gOrmezden geldi. Film boyunca tuy hafifli-

17

email: [email protected]

Page 14: Türk Sineması Notları - 3

6Yeni Yapim Olanaklan,

Sidi et, Oryantaliztn, Minimalizm,

Post-modernizm ye 19901ara Yanstmast

Page 15: Türk Sineması Notları - 3

tone iiirini.•1 `.‘i:r

ilkII Lir ,t,i

tnLkt ttiU 1)11.

LAIr ;!•„;. : • .1,1; ZOIri;..111; tndari getL 11C1:,..`li

it kind rk hh1,, in kr4.e edileil 1, Antis,:

ieurteit nein

i‘eeern, in:hint .i tit it Him .1 yt•:Li: inr

enoi h,:trucits : erni,1

gr:1:; bttr. Sit iiinIncorn yot. Later: 1) 0 \ ie

iiieIIitfl,iL neinek onini cidcliye getir,ILiariaui strittenii: itep dLru eyiLr yapin (;i:1111"in

onetruentiknit - !star ()Its..t

.11 ,:ibrienuertilerama her ko nida t idal Orettnenin

Dervis Nuri Ceybin,

hircok pini; iiittrindiran -Yent Si-

:iitarak voldari grtip dagthpoh:it -.1ileina a avHna.seyireinininn kendiinnernaktiitu yapiniiya

1 .de hem vereit kadtnitiriet,-flier:lei . tiliari, Fide1 yin-iris OM) 1Cin. f.;;;;p1 .11 ,1:111:11i ia ik i-den

.1k:rah Itin .i .i\rieak h t : gortitt.-,101

:day it 1 41 yttptigt Done, i!:iignitc,L (1,..ircek, tin y de Sineirta" I

tki Iin 1 90011yill.ir boy Itue. I F. tefipiihnidith cikauVe maalesei in iku film de te.,:tV,I 'ILTditnutL1 gi,ISternn

H.:1:1111adt.IJU k.aymitidara bir kurtilt Linden ;e1:.ii1 ye tt:m:ekineye devam eden yOnetmenier ekteninee, Ant' Irfan):ner Km ltrden kITIiL Oman Ogoz, i out; litaiaran, serif Goren.. FdaeIjiivs4tiinu sayisi ()WA ieii, atria pt .:stick:Fin ortaya ko5tillart,

oretim biçirn.rnin farkhlitsmast bir zenginlik olarak sinemarniza yanstik

1993 yihnda Serif Gnen'in "Arnerikah - titan btiyuk ilgi y_ordri,sOzdes Hollywood yap:uarm' were:ildrmayan bit film, Ye5itcarn'in komedistydi.bent bir basan gasterse de dimemin Amerikan hiikrnnm gOze batansahnelerinin birebir cekiEdiii bir.kolat calismasinm Otesine gegmedi.

Ve 1995 pima gelimfiginde Yoilcam - ta yonetmenteri yeni ctkisyollan aramaya devatin etiL Aynt vit seyirciyi sinemayla bansnimakiyarn Turk filmlerinden tvtiklasan seyirciyi s merna salonlarma cek.mek,tmaciyla yapunellignu `',inetna Vakti'mn tistlendigi "On Yiinetmenha Film" protest hayata gedikli yOnetinenteribir trava gelerek on Lisa Minden oluan iLl film iiretti. "Ask lizerinei;oylenmeinis Her Sey" Atiklar", 13o projenin seyirciyiItirk sinemastyla ne kadar bartstirdigi tarbsthr, ancak bit- ilk °imamye yOnetmerdere daha Once firettikteri uzun ntetraj filmlerden birazuzakia4tp, ogun bir OvktI anlatma zorunlulugu getirmest aosindimonemhydi."On YOnetmen Iki Fimm'proesi ttrkh eiestirilere nedenolio, ama Rol sinemasnida bir ytihselb,un haslangici olmadt.

Sinemamnz doksanh ymliarin. somma do'arti, geliwn teknolotidenvideo kameralar nasibine &sent alch, Amerikan BaMmsiz Sinemaedai-

rt ye Avrnpa'da ktictik biltcelerle cabs= yOnermen ve yapuncilar, hogehrui$ video kameralarla filmierini cekip. daha sonra 35mm'ye ak-tarma nIirna gini. DV-Cam ye DV-Pro siii,tein.inde calfskin ho karnera-tar daha az isikla ve kullamm kolavhinyla tilkemizdeki yOnetmenterinilgisini cekmeye bastadt. Olkerniale 11D-V kameralarla cekilenter doksault ydlarda gtisterime giremedi aneak bin konudabi.ilarnivi 2000' Ii yillarda hu calismatarda belli bir artn gOztendi.

Politik Sinemartin Fitt

1990 gilt TOrklye'de poi MI, anlanunda Onemli birToplumsal rahatstzlik harm, killesed eylemlere dOnti*Ulibi aneak bit

127

Page 16: Türk Sineması Notları - 3

Srt/r.XVIO"

g . rat*

Agir Ronum (.1fustafa Ahloklar, 1997)

Yapitn ye Veni ()humid:Jr

199011 1.1/arda Viretilenten bid de ':,apnra ieri e),aptat r.

'eIytt fl. !;intar:.; : •aionktrt r,c-denlerdeo dolayi ay11-; ya ci5-titImesine neden olran4tur. I930"terin or;alata .::.1 cOketihit yapi-ttmvertni, Anierikan fl1tMiekla,t]:atnn yapun diii ioldurarak,

incanzt Saionktinum kontrolunii elm

Bo yillarda sinemamn it lemei unu tLU tire talt:1(1): Br-filmicre pnra vatiran yapunctiann her ün H •z Julia azalmasn.

de; olanaksw,kklata iienurctikn111,iiiistn ndavrtcksinema saionlannin Po.t iki olguOzellikle 1990'11 yfflar hovuncu leti pro .Heria :rrata geemesindeyaponeilan daha seckin daYranmaya m;:chur em. e1ti hir kaliteninOzerindeki prpjelerc linansman 1taIlitl Eurirna'm des ta;Al ve ya-bane; yahoo irketlerinin ortakh(zayla Hrkac fThn. apun ola-nafh buldn. Ancak bu yeterli kildi, lrtrneliar \ e yOneunenler pro-jeleri ;tin larkh kanaltardan desick aramJya Jcvwu etti.

Reklarn filtuictinin co-prodilksiyou l.inu Ost I crwn finnaktr teknikckiptnan ye prodUk5iyon oianaklanm 1 990 . 1arm 11:1tricla tekil Ornek-lerte sintrh kalsa da, uzun nietrn Lilmicr tn izmetine sundu.

1990 twin ikinci yansmdan itibaren bit kalkilar cun tutRekkiro tilnflerinde ktalandan teknik IlLtizemeler, cekiui teknik-efektler ktsmi de olsa animasyonlar uzuninelral filmier& kulla-

ntimaya ba;dandt. Fakat, uzun iiietra ii mitt kaderi; hichir Laman bir

rekkim tim urnbiltcesiyie ho, Olcil!,;e pacdii 0 uteknik malzemebelli yawl-War ditnda hir cok UAW 1::1131 Hña aeIhkin teknolo-

jik malzemeleri kullaninak ;On 20001 tlLu;

13u gelismenin bilyoyen reklam inenneti

yacatu kar,olamak ç ii ;tam metrajon Ian SektOrtin icinde harmdtrmastyla gotirist-

nin dokty; Ye ,iiiratndaIi 1 Ii iii rn ken diyapim firmakarim him p. rekruna soytuumtlan Lit n.J r Aolk :tam met-

Page 17: Türk Sineması Notları - 3

tepkinin poiltik hir Onderlik yoksanIngundan kaki. hir evietnekanalize olamadn:p (island karat hank]) Ye politik Lrl.icrin yen] ma-nevralar icon /Annul kazandigt 11(11:1-ez stodeit ftirkr)eninicinde halundugu stria:11k konum bahane t...chlerek her defasmdaey mien politik erkler tarafindan engetiouli.

Bu poltuk geli,iimeler ilk (Melt: sinematutza •ansunt)(11, anc,11. de-:711.4en dengest sanatetlarin "inanclannda" Ve (Ittnyaya bahl;Mdiiils'.f in degi4ikliklcre neden- Yen( tafitak boealath nocatama

dOnemindcn sonra tekil Omeklor (Asa da -tnsaril" anlataa filmier ilre-

baslandt

t rtzal dOnerninde yUkselen degerlerathaoda inilliyeu;(4nultalimak:ar

poittikalar tteliyordti; h politikalar raclikal unsurlan da zarnart itiiide bes-lemeye baiiaytnea stoomada da dertierini aiflatmak isteyen

muharazaktir, hatta iskuni yOnnyle daha fiada /Me ,:cikan filmier yekilmeye

ba,44andi. Bir tar olarak island filmier '12 Eiyitil Oncesinde de yard:. aticak

1990'ir ythaila birlikte bu filmiorin radikalizm. muhalcietbicimi fttrkh bir yere denk d1.10yordu, ihridara giden bit politik Ogle

hir dünem (Mend/ sayida seyirciyi sinemaya cekmeyi ba•d)..

Bununla birlikte 1990'dart sonra 1siami filmlerde artik "bidayeteermenin" ne ytice hir ley oldugunun titesinde, daha pvlitilti bir stylenthaktm olmaya bola& 13u politik sOylem TOrklye'de 'Islam/yet' tekidegisime , paralel olarak bir yapm tams Ongdrerek varolan sisternieletitirirken yerine kimi zarnarn sadece "muhafa.zakar", kimi impart da

"liberal" hir "nuthafazakarbk" koynyor.

"Yahnz Degilsiniz 17 (1990), "Sonsuza YrirtimekNalinz Degi!sit2", "Sevdalann 0111mt1", "[ski bpi] Iloca/Kelebekier Sonsuza 1„Icar"(1993), "Oltimshz KaranliIler" (1995) Mesut licakan;"Minyeli Abdu!lab2" (1990), '"Kurdogle-' (1991), ZamanJar Sarho:41-u"

(1992), "K.anayan Tara Bosna", “Lbrsnit Ma y / Karanhk" (1994) lilcel

Cakmakh; "Beinci Boyut" (1993), Yer" (1990) IsmailWine*: "Bize. Nast! ktydunz" (1994) Merin Camurcu tarafindan yOnctii-di. Bu filmlerin ortak stint: estet-ikten uzak, grotesk bir yaptyla. doprudanpropaganda yapan lilrnicr oltnastydt. 1111 filmier strkeinattuzin estetik gelkOnline hir katkula bulunmadigt gibi, herhangi bir konoyd hikaye Quiteactsmdaa bir yenilik de gellmnyordu. Titrki y e'deki, ilk 'ui sincma rknek-

lorininsloganct mizacultn da gerigine dilOyordu.

Yine de bu- filmier; bir sore sonra Trirkiyenia gtindernine oturacak turban, .Mahkemelen tartwalantam ye ISlami ka-

128

pank]

ttt ,if-i.111)Ashnedi.

)„,,r)i ttr.mor 1:roO.

min des amt it y )t tu.a1i.v. pm'

1nrkive'de bultlar oituken. '001;1:!) •yarnm act :ant/an ekonounk. . ft.],

)..int<10 hir stoenta dth olusturarak Avrooai:tnt kazandi. sinemactiartn (Pit t ut as jaihigh:: minimal

1,e ih ruhunan denniiklerine tome Li :wits:m(14j heeefileri y urucuy-( 1n, en( {ii: dii afaskityla yi:-.rtiden sinernia) * t so)oitak

cagrn felselesint yaptnar. franh smcmactlar tat-anti : 1n: en tilelenfelsefe kiting-0MM yontrun .r;atitklan toplumsal r•olitil, yepsikolojik boyutlartyla kurtnaca OL•,,I.U-

ratak filmierine yaw:titular. kacast (11kerniz, stunt:lc:1;1mm : :, ay: rustItereken anni ytiptwtyt lair tuna becetemedikleri bit yaptdar.

1..)]Aer yandan aem tibnt =psi, votteum olefin liluileftseyirciden yeterinee t;ortnech. -111ima Kaollar 1-:„Ipa-1Iydida 0939) uz-un tiikencelet :iaen soora hart,cL in taiintin(Inman. aniattr; -1.1z-lasma"da (1991) 0].:.'iatzhan ti•rt.:t1n prink bit t. !Ina-yeti. Abdi 1-pekoi i lnayetini kledn Atif Ydtuaz. t ill Ktvaae1toiclli ronianindan tiyarladigt "Beide Dedim &de (1990) '63gencligini aniaunaya calt4tt, "Habam Askerde" (1 ,)01) ttc ilandan [pek-e), 12 Eyhtl'ir ddneinini insanlartmn psiko1onsint, dOnemin cocuklany labirlikte anlatmaya Adult 'da (19 06) Fornris poh-nk bit suclunnu kacr nti, hesaplasmalanat 1imnt yap n, "1, :Liar StiMme-sin"de (.906) Reis t'clik "tlikok ty, is kart:n(-14;1,1nm" canshrdn -11i.0;icakat Yarm"da r1 0"(0 ( it,/mis ! in idama:nden hay-atint ankorn.c, a e;-th .: 0 Si.ametit )apdan it 1 ailerin birkraut. direldien dontin. u hi le irfo.tflim 2: a

10901arda pti11:11, ilia-ILI In • •znantiy eremedi; s;. :i115erd-.11. talk 6i:1)kt/el :den ya ,.-etenek-stiligiintlen, beceriksti : hninda( dolia) i () (i filmic]

Ynsuf -1,',]trattma tit:Lek-1r 11:.raitLonde isrisnat hir sabipttr. Ilam hmr donem ;inn, hem to etnin-ankain gert,'ekhgine kkence. die)tet b;IsidS1, vs.)

I :9

Page 18: Türk Sineması Notları - 3

k°pkinin bir ondcriik yoksunhaItmOan kitties poiiiik tar evieme

kanalize oiamadtgt karat haric) ye politik cL1ertn eni ma-

aeyralar ican taMall Warldigt Korlez sat y e torkiye.nin

icinde-buimidu14a stratenk konum han.: echierek her defasmdaeyienneri pant ik erkier tarantul' era"clicndi.

Bu pohtikgelistneler ilk n .• ide sinemanuza yansinaub. anL,t1, de-

Ova ticler dengesi sanatetlarin "inanclarmile ye danyaya "yak's, inda

derin neden oldu. Yeni kir,;ak hoca!at1 ebocaiama

dOtinnintien soara tekil Ornekler oisa da "insant" aniaian filmier ure-

tilmeye baslaudt:

Oral dOneminde yilkselen deiterlerin bastnda milliyt41-nuthatazakarpoinikalar geliyorda. ho politikalar radikal - unstalan da zarnan icinde bes-lemeye ba4laymca sinemada da dedlerini anlatmak isteyen milliyeici-

muhalazakar, hatta islami yOnayle daha fazia one cikan filmier cekiliue!„,eha„,;landt. Bir tar olarak islami filmier 12 Eyttil Oncesinde de yard", ancak

199011 birlikte bu flimlerin sOylemindeki tadikalizm, muhaleletbicimi farkli bir sere denk dtisayordu, iktidara Odell hir politik Ogle

hir diinern tineinh sayida seyirciyi sinemaya cekrneyi basardi.

Bununia birlikte 1.990'dan sonra island filnilerde artik "bidayeteermenin" ne yitce bir ley oldugunun otesinde, daha politik bir sOylemhakim ,olmaya baOadt. Bu politik sOylein TOrkiye'de islarniyerrekideg,i*ime pantiel olarak bir :yasam tarn dngcirerek varolan sistemielestirirken yerine kimi naman, sadece "muhafitaildr", kimi zainan do"liberal" hir ''tnubafazakarl'k" koyuyor.

"Yahuz Degilsiniz 1" (1990), "SonSuza YOrtimeklYalmz2", "Sevdalarm 010ntr, "iskilipli Ant' HocaiKelebekler Sonsuzzlicar"(1993), "OltimstAz Karanfiller" (1995) .Mesutlicakan;"Minyeli Abdullab2" (1990), "Kardogitr (1991), "Btsr-i thifi-Bir Zamanlar Sarhwo"(1992), "Kanayan Yarn Bosna', 1.1osna 1a i Karanirk" (1994) YiicelCaktrakh; "Be!iinci Boyle (1993). "Galan Bittigi-Yer" (199 0 ) hnail

Githe's; “Bize Nasil Klydinrf (1994) Metiti Canttutu taranndan y Onetii-

di filmlerin Drink yOnii estetikten uth.ttrotesk hir vapiyla. dogrudimpropaganda yapan filmier olinastydi. Bo tilmlcr . slneTnaTniLIn estetik

Online bir katkida bulutanadali gibi. herhangi hir komiyu hikâye caneaosindan hir venilik der getinuiyordu. Tiirkiye"deki, ilk sot - sincnia t'imek.-

lerininsioganamizacmm cia gerisinc di4tiyordu.

Vine de bu filmier; bir stlre sonra Ttirkiyenin gtindemine otura-cak irtica, titrban, Istikiol (Ylahkemeleri tartilmalannat ve Wain( ka-

adu me: .ea pari ti Refah' ,.11 •

. .

•;•!' ••ii

.!•N . • • ,:;. I.

dc% 1.11-1.i

11.111 2.ne-mat.:.itur ynpiin chonointk. iccr

ciLlu bir sineina 0.1h oln....,:aurarA A vr::-6:sinemacdarin

y e an ruhunun dL riniik1erii nme korustindaki urticuy-du. eni bir dil -insam" ).,znickn ,=incrElay;.:lklori cagin felseresim yapffiar. trani; ! ,,inemacilar U ii ruen gelenteisef kaltnrnnith yanina, rolitik yepsikolojik boyutlartyla. kurmaca Hr tarz okou-rarak filnilerine yansatilar, 1,\IRaCa51, illherlIV;MerunClianran varmasi,,.r.crOsen aria yapmayi bir tiiihibecervniedikleri hir

DiAer yandan pLItnk iOnern vapm yiincrimn(erin'-;eyirciden yeterince Kapilar Kapa-laydf'da t19S9) 137:in sonra hapision ykan ordramim -1..fyi,t;irna"da (1991) (.Y.itulian polmk bir caul-yeti. Abdi 1pekci cinayctini Kivanc.'in ayntadh romanmdan u 1'.rt:14;n Belde 11)edirn idL flu ede ' Q00) '68gencligini aniatmaya calistt, -13abam Askerde H.19`.),1)i Ic Handan irek-ci. 12 dOnemini insanlarmm psikoknisini, donemin 0)cuklanylahirlikie anlatmaya cal p4n, "(0. Adtm"da t1996) . 1 ornris GiritlicOu. poll-tuk bir suclumm kacismi, lilm uL 'iuktar SOnme-,irlde (1)96) Reis ic kappt-

Miami" canstirth. "11,)cakzli '1,1!m"da 1 0(0} 11.)ew.if. Gezmi.s' in idamauden hayamn ankom.r...a \••irlan p(}litik ti!mlerin but

sill ten dOndu.

19901arda potitik OltIlLi n • neini: bakklmy eremedi; sansOrden, poinik yetenek-st,d6:tinden, rOntiorm ICi.-1a;.ar-:•17.di.

Yusut Kurcenh'nin -KJ:rat:m.1 poinikicinde istisnai bit sahiptir. I km bit- lonem tILL hem de gonn-a-16/.0n gercekli ,„line kene telet haskl ,m ‘c'ansi11-. enian vs.)

128

Page 19: Türk Sineması Notları - 3

. rigaz m, 1944 yittmda

, • .. I (eceleri, avni

.m•aaA otrai alaa-tniam alra huh:alarm

yaptt. Burada

N0111.1! ,•)1colarill v t Jhu.iUt raitkoloitsint 1 :.1J

c mra,'.-ra.u. .11; a•alerincia topluiw;a1 bireylerin

ct-yzr 1 racier!: au Ira t \;• ordta

Ina hit drlocut rlu ddn l kaintar ( 1)89) Halit

feu l,li 'taint' in ronktntihkii taaaa Ornak Let kendi ialerinda tatarldik-

;•—•. a d p ; iirn ; ata- an birach ilini cUibiçu-

u1u:. .611nun -sinemaciain entelek-

aiell,inaligaaa oldiara yakliro:;•,La ;;:kindka buitavra, daha Onemitsi

samaci yaranalne denli oiditgana bakmainiz gerektyar,

-1;z1a4ma" do bu anlamda edefine ultaimayan bir yaptmda

og.tizh:An Tercanan )0nattnenW. i nt )-aptigt ve Abdi Ipekci cinayetini

konu aain ilgtac Ara, lima& Abdi Nlehmet All

Ag:aa natural oynayacak oyuncuram hazirlik devresinden 'lo okarak

takeiettnin oluataralmay c.th,timasiyti. Onentli bir cy atlanch

flintae, poittik konjonkbar. Str:•,a,t i.rzelde bir cinoyctti. aneak suikaat

nitelemast cinayetin topiumsal ;a:unt brain; beyirderimize mimityor.

Boy 1cat tapiumaal amiarna sinernaya aktarmak hem ilk

uzun inetrai fihni clan bir yonetmen icin, hem de Ulkemizin produksi-

yon ,aaTcakleri. aCISInclan oldukca zor bir durum gibi gortintiyor

"BOcek"te r1.995t Omit HO, bir pubs komiserinin, korkularmi.anlatu Film hem estetigi. hem de hikayesinin gerceldigi

kormstinda yogurt aleatiriler alda i3ocek Ilimninin daneinin pubs Org0-trine keskin eleatiriler getirdigi bir geryekti, ancak Komiser RecaiBey 'in ktdkIerininalitada claim caik psikolojik bit scrim aramyor,netaaleyse Frcadyen bIr Icaraktar cOziinaleiTa-ityartiltyordu, Topransal

karaplamt;vtalai ideoloi-;k boy al cot,: daha latlauatir

1,:1ybetianieriti

Yusur fn i 11 , !aa s u1romainadan. Omer Kavur. 186 )1111alit -Ana-

yurt Otalrai rilna; aidLertC5tyr1 Nuray senaryosunu yazdt-

gt, -lter Save 1 .laaMian' ;191371 lihniyla ()than Ogliz gOrrint11 yOnet-

menligindaa akaletnienlige gect; yapti. Bit iki Cdmin ortak

ce y tcyle ilet inmkurtnaldrin aciz, icine kaprank, psikolojik sorualarry-

Ia basa cikarnayan, zayir ye vandal carpikliklan ditstinmek isteme-yen, kacan, amine gidildikce icindeki sisideri da vuran hirer leri an-latmastydt, N'esilcam geleneginin tamarnen distridaki bu karakterlersinemaM11111 en gtictil l 'ann-kahramanlanydi, ye 1990'larla birliktehu -anti-kahramantarte ya da "kaybedenierin - hikâyekri daha yogunolarak filmlere konu edildi.

Fehmi Yaaar, tek filini ()Ian "Camdan Kalple (1990) Yeaticam'a(lamizahi dokundurmalar yaparak, sinemamrzda ender rastlanan bitanti-kahraman yaratacaktt. Genco Erkal'in oytinuy1a ortaya ctkan ka-raktcrin mizahi, aynt zamanda olagantistti bir hiklyesi de yard', FehmiYaaar için Itirkiye sinernasinda geryeklik" olgusunu filmeaktaran yOnetmendir, Aksiyenun yerini, (tekil Ornekler deolsa) bu fihnlerde insan rigesi almrsta psikolojik sorunlar, yasantlanatmosferin detaylan, uminsuzlugun getirdigi criztimstizItik ye biraz dagizemcilik. BOW') bunlar seksenli yillardan minis alimman ve aynizamanda seksenli yillann politik baskilanna tepid olarak ya da politikhaskilanncian kacmak icin kullamimaya baalanm4u.

Hapishanedeki mabkamlann korkulan neyse, bu topltnnsal Ms-kideki "aktarteriC korkulan da aymydt, Hapishanedeki malik0mlarktstinIcliklanrun. hayatiannin siturlandinldtginin farkrndaydi, disan-dakiter de elini kolunu sallayarak sokakta yairUyebiliyordu ama Ozgilrolmadiklartnt da biliyorlarch. Bundan dotayi herkes hiyerarainin sum-kunalantu katuksamnista

Toplumsal hiyerarsinin. siyasal ye askeri erklerin simrladigi Oz-gtirliikler. iç savas olgusu, toplumsal kin, ktictik patlamalarla kendinigristerdiyse de bu olgunun tistti yogun bir "mastUrbasyonla" Orb:dine-ye caltathyordu. Her alanda bunu fark etmek mthrikiindtl; sokaktakihayattan, politikaya, sanata varana kadar. Doksaniann sinernacilan dabunun farkina varmaya baatadt. Ancak icinde yasarken hep bir yamnicksik birakacaktik; bu eksikligin tarnamianmast, biraz daha diandanhakarak, zamarun kendini tantmlarnastyla mUmktin olacakti. PortlierMania, mahalif, entelektilel olanin arasmdaki kalite brio zaman icindeurtaya ctkacakta bu yalnizca tilmienin kalicdigiyla ilgilirin OngOrtileri ye bulunduklan dOnerni analiz etmeleriyle de ilgiliydi.

Vu daha 1980'lerin ortalarmda tartisilip yapay zerninlerde van edit-meye caIiitan "entelekt0e1 hilinc" ancak "entelektUel Ozenti" ya da 'en-ken entelektriel dönem." diyebilecegitniz bir iizellige sahipti; biraz kabay-di, parmagi gOztimtize sokuvor, sirtmt toplumsal geryekcilige daylyordu.

131

Page 20: Türk Sineması Notları - 3

sanatsal entelekttel kornonktttrUn netlesmesiyle birlikte, sOyle-necek sorte,r somutlasu ye bununla birlikte Yesileam'tn tecimsel iliskile-rinden uzaklasan yOneunenler, kendi dertlerini."kendi anlat-may/ yeglediler. ye samidtgmin aksine bu filmier son derece politik, en-elekritel ye sanatsal kaygilar tastyan orunterdi.

Bu filinterm elestirildigi noktalardan biri de politikadan umiclasma-lanych, oysa kind rastlannsal yakalamalar gibi gOzOlcse de bu fihnierintemel nokta.st iktidar, bask). cinsellik, bireyin kendini ifade serums Ozeri-ne kuruluycht. Hemen hemen hepsi bir cdanaz filmidir ye filinterin toiletozelligi hikriyelerin anti-kahramanlar Uzerine kurulmasuhr.

Dervis Zaim'in "Tabutta ROvasata"st sinemamtzda yeni bir seysbyteyen ender fihnlerden biri oldu. 1990 laria birlikte sokakta yasa-yan tinerci cocuklar ye cenIi madde bagimitst insanlar gtindemimizegirdi. Malum sorunlardan yOnetmen filmde yapmak istediklerMin nekadaruu hayata gecirdi bilemiyoruz, artcak yine de insana verilen de-aerin ne kadar dt4togo, yoksuitugun. u)usturueunun ne denli hayan-'twin bir parcast oldugu ye btitfln bunlara rapten bu insantarm seye-bilecegini gOsterdi. Tabutta ROyasata, bir ilke imza ant, gercektensokaktaki insam (sokakta yatip kalkmak zorunda kalan insanlart) me-lodram kaltplarmtn chstrida anlattt. Genet begeniyi zorladi. Gisedeistenileni yapamach ama bize sokaktaki insanlann sistemin biroldugunu, suclunun hap baska yerlerde arandignu gOsterirken, sokak-

ta yasayanlarm en insani yonlerini bize ulasurdt. Dervis Zaim, "Ta-butta ROvesata"yla birlikte doksanh yfflann politik sinemasimn bin

yOnityle izlegini belirlernis oldu dersek abartants olmaytz.Sinemadaki degisim, insan tnalzemesindeki degisimin bir izdtistl-

milyse ki, (ekoncartik, toplumsal degisimi gtiz ardt etmeden) tamamtylabOyledir, ortaya ctknn yeni ku,cak, deformasyonu her alanda -Ozellikle desinemada-hissedeeektir. Burada son dOnem filmferinden "C BMW. "Ma-sumiyet", "Kasaba", "A Ay", "Gemide", "Octincti Sayfa", "Maps Sikant-st" bu degisimin temel gOstergelerini olu.sturdular. Diger tarafta da Eki-va". "Her Sey Cok GUzel Oiacak", "Aga Roman" cleinsiminbasIca bir plzUnti bize rnimtiyar.

Popiiler Sinemantn Sahte Kahraroardart;Prime Time Sinemaolan ibr Roman vclionakal Yarm

eiSatlettilffrrc f:Taindi).

ftim Ber!ors

Doksanh yillarda duytnaya cok sk;z. hp ne kadarzula yetindiOmizi hatnlatty or, bu aym :-.antanda ..Wichtrinnam ne bo.yutlara varchiMu q6steriyor. Ru cok k.ttllandan so/. "adam yarmus abi"geyifti ile baslaym, Men cekirclegini thtli.lurmayan asla loidurma-yacak lakirdliarla devam ediyor..,

SOyleyecek stiantiz yoksa her tlurtunda ise yarar nu eUmle."Adam yap"in al-du-titan gelecek her siaz, yaptlan her neyse onumwttlatirmaya, ya7thtmaya, cilalamaya bifinet edecek kti*kUSUZ.

Duvmaya cok alisik oldutItumuz bu cdmle, Mustata Altioklar'm yO-netmenliAini yapttgi "Air Roman" ( 1997) Ilhni iym cok kullantldt.

"Agir Roman", Metin Kacan'in 199-0 yilinda yaymhtingt sc Ttirki-ye'de ender rastlanan gercekcilik" akimina dfthil edilebileceknitelikte bir romandi, Diliylc, esteqtyle„ kahramanlartyla, heinen herke-sin sempatisini top/ad', daha yaymlandigt yt1 sinemacilann ilgisini cektaAncak, bu roman. altlik olmadntimtz hikAye anlattna hicimi, kendine has

dill ye afmosferiyle sinemaya uyarlanmasi oldukca zor bir roman&

"Mir kotnan"in yaptmeist Mehmet Soyarslan'lii snyledigine O-re bu romam tilme cekme karart yedi VII Once alinnutt. (Aksu, 1997).Film icin para temin etmek, yOnennen buimak, film: senarvolapritakvs, yedi vnIianniaimi Sonunda roman filmeçekildi. Hem de oldukcalvi bir nula. Dana film eekinti asantasmda na$71adl veoldukca iya saytlahilecek bir izicyici sayrtna til4t

Bu arada film hakkinda yazaar ynzddi ama 11N...dart af geveleyip(ha-du. ( azeteieriudo2ki kO!;,:elerinde yanin hazi-sinema ele,-;titmenterr

john Berger (2007). 0 Ana Acfrintnts. ista nboMctis V:rlyt ii

132

Page 21: Türk Sineması Notları - 3

-su....1zrua:,, devam

ilLtLf bt"

'711; behrL-:• :. ::1%14-1;d7tfl hat;arr r, 1 Vi

liici, koLc tmine, disiphrUne ye etiginc.tio4udan orannhcitr. 1ccr z brwe sayrhklarmuz

1<t}inaii iflflU retial stiro.inde sagl i kh "i'aansaydi, ortaya

bir hini çl.. cu tim almtca c basaris tçi thmrsk Chitcietalen-dirikneyeeek, c'11111. cuucun. rlumun_ yOnetimin baf•arastmtm-Ice.iikeekti Wine tiri2 km binfin hataiar

f)tiktor etri \ auks Yere Vurniwt-i

RonuIR tihninin dha ilk plant:II-m(1a ,-;ama dOnnyorsu-•Ruz, ;unku renci 1111111cl-41de jtIe astlayamayaca.mri aks at1arnaa-

i dola tilu lidnun nedeni kurgueununpianiarm hzIgianamarnast. liana haze planlarm

e:-Adimernesi—.e .,,d,:nlei in de ne >...Iptlacagaun bilinmemesi!

.\lIilam a Ilnummt savunma bOun ise cocukca. Baglayarnadigiplanlar titk anlatmuk için uzun uzun planhtra c, aig-dan luzlandm, kttçUk ipuclarmdan her

yriL.:davainhyorlar -let sOyliiyor, Hu bir yere kadar dog-;Ineak bec:liksizee bit se .y!er vapm soma dam durnmu kurtarmak

1.'aylei g=::1 ci<c,s icr in Irdina sti.unnak hic de sarniun deed.

r RonL.al -da, ab ttlanhdar, aksiyonlarm ve mekaularmlurmadria, ncler o derili cok ki, buniar saymakla bitmez, [ki kii arasmdaki korm5,ana% uzun gecnielerie dururnu kartar-nlaya Fihn&ki karakterierin hikkeleri yanm'yard •in:Ad:At% vArafca plantar rnmakla Ltimainr, sekansiari vt-harrnt. Dotayr.:1 ,.!.1 11 ci tdc RoNin nvreden ektie,m beth onarvor.

CAimier* hi bunkum hemcn hepsi stUdyodaaksiyona L r.hip edemedipiniz li i kimin ledigini de an-

1A .vunayorsti nth{, FienR,ve g.idelnn" deniliyor,Pe E.kni 'am ryc bir sonraki 1adim kahramanlarifruLL rudan-Ian ofinay:Ln Barka hit yerde' tiukihitu orsunui

terin kisderin hiUyelen kW ULU. buhiLivekr flair ir!tr,,!.:usalhk da ta:Avor, bu es tr.ecildii.iude

ve ii.ti tamamen bosailyor. -Air Roman" filminde ne Gli Salih'in, nebabast Berber Ali'nin, ne abisinin ne de TinanmnhmkaIesi ortaya ctloyor,

Filmi izleyenler arasinda iki keskin gOriis farkliligt var. bir lasunizleyici filmi begenirken, bir kismi izleyici de filmi hic begenmedigtnisOyltiyor. "Bu cok doo degil ml?" diyeceksiniz, evet, filmi birilerihegenir, birileri begenmez, ancak olayan baska bir yam dabs var. filmiizleyen bir gntp izleyici iitmdeki aksakliklart hissetti. Bu ak.saklikla-rm teknik olarak nereye denk dtwogonti soyleyemiyorlar belki, ama

ortada garip bit seylerin dOndilgtinif hissediyorlar,

"AgIr Roman", uzun soluklu bit video-klip havasmdaydt, tilmibegenenler de klip manntima ye poptIlizine tav oldu. Altioklar'm yu-karda sUzUnti ettigi sey de bu. Filmin montajt da kötti bir video ktibiandmmyor mu? Santa, perdede bildik yuzler var, oyuncularm

birlikte, kulaga hos gelen mtizikler izleyenleri cezbediyor amavine de, filrnden akilda bir sey kalnuyor...

"Agtr Rnman"in Ideolojik Yanstmalart

Filmin populizmle populer ktilttlrle iIikisini kurarken Oncelikleuyarlanan romanla, ortaya cikan film arasmdaki ucttruma dikkatnick gerekiyor..4grr Roman, bir ktilterit, yasam bicimini, hayata bakistyansitiyordu, Metin Kagan. cocuktugundan bu yana yasadigt mekAnlan,

"delikanit aCtztyla", biraz masalsi, destansi hir hava icinde bizeaniatiyordu. Altsik olmadiguniz bit dil, tislup vardt romanda, çunkfl altktiltUrtin dilini kullarumstt Kacan. Yukarda da beliritiinnz gibi Ka-can'mn rormuu, Miguel Angel Asturias, Gabriel Garcia Marquez, ToniMorrison, Salman Rushdie gibi yazarlann rornanlartnda kullandigt "bit-ytilti gercekcilik" akimina &hit edebiliriz. Gli Salih'in olagantistti

sahip olmast Ye epizotlar halinde birbirinden kopuk bikayelerittlatilmast romamn senaryolasurtImastni zorlastinnts.

Romanin senaryolastirtima asarnastnda da. Altioklar, tribtinlereoynamis yalmzca. Poptilizmi bilincli hir sekilde sonuna kadar oneclkarmts, klise solcu agabey, klise fasist tipler, polislerinshah dagttmasi, yikilan isik ye orospu Tina . = intikarni vs. Bu aradayOnetmen, tilmde geritim unsurunu olusturaealf. Onemli bir epizoduharcanus, "Kolera Canavari -m, olay cazillmeden defalarca aOstererekfilmnin hintintine yayabileceili gerilimi ortadan kakhrinis.

135

Page 22: Türk Sineması Notları - 3

;;eyit.,

.ic II ,tevan-,

C O' 1:1: -•;:"IVe r bir

"dF.11:::IN17 ;in • 1 :t'd

ve un..r netio: • rticlan Ont:e say:liklaruniz

kotrlan niflu retirn sutet-intle sabhh vaansadi, orta.). a baIi nr rani alifilrak

rOtTic.-yecek. unfit. itutculuta tn. k orgunuri•I iihne II hilt buttirl taint U1rI1n•or,

Doidor .7Nesteri auks Pere Vurmus

filminiu claim ilk planttruida dUntiyorsu)11161 rastlayamayacaiOntz aks atlamata-

kUrgil n:‘-;:',,trlya dole lihn Banun nedeni kurtnicununpiaidarin bagiamtrnainasi. Hatta bazl planiartu

ut de ne s pliliflUl bilinmentesi!

Alti“ ..)t.lai . ii tihnini ise cocukca. Baglayamadtgiplanlar icin. -Art ik çact Jetti, hikñye anharnak icin uzun uz.un plan-lama ,,crek un izleylcderin alatlari hiztandt, LUcUb ipuclarmdan her

S tkautv;inhvnnl.ir nbi es tar sOylityor. Bu bir yore kadar dog,-)ffliar. ancok bir Sonra da durum') kurtannak

gerckcckrin IltItfilt staunnak Inc de sarnuni (-1401.

Aga.UflUt it. aks ,uktnr,dar, aksly,onlann ye mekantarin birbirinio denli cok ki, buniar saymakla bitniez, tki kil arasm-

daki oz.un uzun ge;rnelerle dunann kurtar-:aaya ratrinn LandAi karakterkrin hika alert yarnnr-at A htokiar, phirtiar atmakia kalmam„ sekansian

liand: n in nvredcu geldish heili oimuyor.

I tie titi, i. IlL ac.,..-kitnier& (Li bantam htitn'en hepsi saldyodatekildi) aksiy6n.1 iih j u Itit lueduiiIIUZ SUItI, kinnu [le> sOyledigini de an-layartnyorsunnz, tienlye gidelim" dntmlior ortatiktaIii [hail bit •.,ontaki plando kbramanlariMILL artli31.1-

hri hi':lit ,flinayan It1t41I bir yet-de 1 1ulabili‘ orsonuz.

Ntetin k Ii 1 ti:::rk.,/nwit h tierm hiknyelen Lizerine hurulu.htksn1nr nail his da ta y,iyor, bu as gecildiglude lilnun icerit]i

13,1

Ozti tamamen bosallyor. -Agir Roman- tilminde ne (iii Smiiitin. tiebabasi Berber Ati'nin, ne abisinin ne tie Tina'nin hikdyesi ortaya cikiyor,

Filmi izleyenler arasinda iki keskin gOrtis farkliligi var. bir kisunizleyici filmi begenirken, bir kisim izleyici de filmi hic begenmedigini-..,.-Oyitiyar '13u cok dogal (legit ini?" diyeceksiniz, evet, filmi birileribegenir, birileri begetunez, ancak olaym baska bir yant daha var. filmiizleyen bir grup izleyici iitmdeki aksakliklart hissetti. 13u aksakhkla-nn teknik olarak nereye denk diisttigtint1 stiyleyemiyorlar belki, amaortada garip bir seylerin dandtigtin0 hissediyorlar.

"Air Roman", uzun soluklu bir video-klip havasindaydt. tiimibegenenler de klip mantigina Ye poptilizme tav oldu. Altioklar'in yu-karda sOztinti ettigi sey de bu. Filmin montajt da kOttt bir video klibiandirmiyor mu? Sonra, perdede bildik yilzler var. oyuncularm

birlikte, kulaga hos geten mtizikler izleyenleri cezbediyor amainc de, fibuden akilda bir 4ey kainuyor...

"Agir Roman"In Ideolojik Yonsimalan

Filmin poptllizmle, poptiler kurarkenuyarlanan romanla, ortaya okan film arasmdaki ucuruma dikkat cek-inek gerekiyor. Ago. Roman, bir ktiltarti, yasam bicimini, hayatay'ansitiyordu, Metin Kagan, cocuklugundan bu vana yasadigt rnekAnlan,iliskileri, "delikanh agztyle, biraz masalsi, destanst bir hava icindc sizeanianyordu. Alistk olmadigimiz bir dil, iislup vardi romanda, ciankti altktilttirlin dilini kuilanmisu Kacan, Yukarda da belirttigimiz gibi Ka-can'nin roman', Miguel Angel Asturias, Gabriel Garcia Marquez, ToniMorrison, Salman Rushdie gibi yazarlann romanlarinda kullandigi "tin-

gercekcilik" aktmma dâhil edebiliriz. Gli Salih'in olagantistti tad-liklere sahip olrnasi ye epizotlar halinde birbirinden kopuk hikayeier

romanin senaryolastinlina.sini zorlastirmts.

Romamn senaryolastirilma asamasinda da. Alnoklar, tribilnlereoynamis yalnizca. Poptilizmi bilincli bir sekilde sonuna kadarcikannis, klise solcu agabey, klise foist tipler, polislerin Ulktictileresilah dagnmast, yikilan iisik ye orospu Tina'run intikami vs. Bti aradayOnetmen, tilmde geritim unsurunu olusturacak Onendi bir epizoduharcamis, "Kolera Canavan-1u, olay.cOztilmeden defalarca gostererek

yayabilecegi gerilimi ortadan kaldirims.

135

Page 23: Türk Sineması Notları - 3

Filmin hikayelerindeki gopttliz.rni oyuncu kadrosunda da acikcagOrnyoruz, , Aysel Otirerden, KtIctik iskender'e ve ydnetmenin kendi-

sine kadar, '.'popttler ktilttirtin starlan"ni olusturan bir grup insan film-de boy. gdsteriyor. 13u kisilerM oyunculitklan yetcrliydi de bu yiizdenmi. ftlrrale rot alchlar. elbette bundan degil, ama bu tUr yanItslar dahaduce de sinemarnizda yagildt„ ktise yazarlari, sarkicilar„ sinernayla,oyunculukla uzaktan yakuidan iliskisi olmayart bir dotu "poptIler situ-

et" beyaz perdede bir kez. daha "star- oldu!

"Poptiler kiiltur OrtInterinde dile getirilen fantazya1ar, egemen smtf-lartn karpanda yer Alan stmflann icinde tiretilmis olsalar bile, giintunti-

Lint teknokniklesen topiunilarinda aidanimcilaldawnet hir karakter tast-

diktat ve dile getirdikleri topluinsal:bireysel beklentiler balk kesimteriningOraief& Kati/dui icinde ye biiyaktde iktidar blogunun ilegymonikkulriuii baglammda ve onun tarafmdan bicimlendirilerck itretikUisign kertede, gercekligin gOrtilmesini cngeller. - (Oktayi 1993: 20).

Bir Onceki film& "OzitnU arayan adam", "Apr Romaem dainil deyitirmis. -Agir Roman", Cingene knIttirtt (ait killtilr) tlzxrine kundu. "deli-kantt" hikayesiyle birlikte Cingeneler arasindaki feodal iliskilerin kaybol-masma yonelik naif bir duygusallikta tastyor. Ancak bu duygusalltk,

bunftne kadar Cingeneleri anlatan Ttirk filmlerinde gek yakalanamach.

Nesli Calgegen, "lmdat ile Zarife"de (1990) bir parca da olsa Cinge-nelerin hayanna iliskin o naif duygusalltp yakalamisn. Ancak onun &sin-daki Cingene Filrnleri, Ozellikle, 1980'lerin ortalarinda cekilen"Cnrgtriye'de Sena Vat" dizileri tatnamtyla sulu zutlak esprilcrle doluydu.`90'lann ortaianna dou Cintzene kiiltdr0 bir kez.daha kesfedihnisti amabu defa televizyona malzzine oldu. Dir stare daha, sulu zit-flak esprilerle,

gazino muhabbetleriyle, eglence progamlanarasma

Ozen Film'in sinema girislerinde dagintigl Mega Movie dergisin-

de tilmin yagtmetst rYleltrnet Soyarslan style diyor; "Dey Mr kentin

ytiregine cesitli ktiltUr ye kOkenlerden Yasanu mnzik, mtl-zigi dansla anlattilar... Belki gdrilnilsleri Ye sdyledikleri ile stipbe,korku Atria sevgi ye heyecanlan ile, bize bizden daha yakin

oldular." (Aksu, 1997; 10).

cingenelere glittltik hayannuzda nereterde rasthyoruz; aslindaher yerde, ama onlar beg bizden uzakta: sri ekr,%lik, falcilik, dilencilik,cegeilik yaglyorlar. Criplerden teneke, kola k.utulart, kagit attklari top-luyorlar, van gOcebe Mr Whin : yastyorlar. Her tUrld konfor ye egitim-

)1.,,n nlakl if belediyeler ...yrtntinsaniar oniart her

kwilusuz popUler Heolt.runic son y Marcia ck:rittleim,sine et.titImasnun ur, Yine

Ortinler Z3111011 nyT,ini:V, i!r!in.q., h. • • r!ti ft nF J ., gerceklig),:tkkin doeru ortaya koyina otdul,laratitern:lister ve suntianu cluhaiet,..11ffi y

t i„Atay, I 991: 2.0).

Zamant"nda daik bir ,adatma 1 ..da!� :aut,;t1:1

yetenekleti Mardi. inna lihude. poplin:1n yt:Ttne Git.it111 tr.k,il:+t ^.R: at; 1-

ITM.S1Zhgl, "popiiiist t:Itt nuaniar

Main Kacanm lati;:tftnekadaiz bir kllltllrun, ita..atIn 'Tonkin" tier

kadar, Mir Roman tilminin senaryosuon Mustata Aittoklarla, MainKagan birlikte yazdlysa da, romanm rnamu yakalayamanyrJar!

"Imdat ile. Zarife", kticok bir binceyle gerceklef)tirilmesine ve ba.z1teknik yetersizhklerine ragmen. Cingenclerin hay..utm aulatan, insanSICakhgl 13$1Yan bir tllnldr. Cingenderin ya*amlartna, ayaktakalma mticadelelerine ili bin hir aniat iyordu film..Burada Mr seyidaha net Ortaya koymak tlerckiyor, sorun. ?,crecklik va da gervekligebag)! kalmak do it, somn; bir edebi metni Mine aktarirkeu„ inetnin c'zU-nii gnrmezden.ge1mek, ern-Lothian alt metnindeki "b*.aldirnun",

"Mhi11-7min" gerebnce tilme “Ne var kic..iindmhztin toplumunda, bu arada diinya kapitalist pk,~rikri-

inde kapitalistlqmeye cah4an Thrkiye'de sOmiirfilen :mid :1am dogru-

dan ilretebildigi ktiltiirtin egemen sunftlar)in ideolonsinceve alt ginplarm °Ian Lendiliginden muhalil-

Ogelerin Ozahnlenip echlginiwiradigi de acaktir," )(....))--aay: 21). Cingene-ler ulus olma bilincinden beta uzak oltrmlarchr. 13ir burjuvadan,den va da i5ridcn lark!t bakarlar hayata, Ghcerlik1cri de bu nun kantudir.Ktrsalligut aOcer!igi. degildir Cingenelerinki. ,id-nrde ya;;anan gheerlik-Ur, varoIarda ayakta kahna mucadelesidir.

"Agar Roman" Flinn., bunkum bit known! iyi birnrsattt, ancak arayan

.,.t .r, ik"

adma bir kenara am.

136

137

Page 24: Türk Sineması Notları - 3

Sifie111ACihrt

;!.11° •1 IivailOnc ti

:-..! •etn,2.1 .ucuncü

vt! ograilanyla sumann,

iman por.1:in biraz

izer ilgincbiu FICk-

Ti ,...;1.a ayriyo..,t nokmlar hize,hakLmtI.. 1Uai vere.-Jair.

ariaudigi romana Sinitignaitizcie nniicn in

yi)prnak Heyin yapamadikdarnit anlayabilme i,:anstna sahip

tit. Dana da ta apnan tryariamamn kmdisincien uzaklaip gOrtin-10-rnetin-yi:44.1;nnhLarasindalti kaouliklardan yota cikarak, hki hirfi1ue-11.0-4eakdi Varia"a

A.fAr Rman in, Gli Salih l i, bits Uki,"&nhanh tireihiinin ya-

sandigi kalliainarwitr. ofagannstit gticleriyie

karidaiur. ()nun hit atlhk1erice ,,,Tosindeldier tarafindan hayranhkiaona pilyelor rdir. AdniL tice ularak Gli Salih de bir hi-

nidir. imkt Dew.

anivandaki fark itain Kacandn tarnanny-

ia ha a! titinyasmin "bininin gerrckcilik" imgesiyle hayat hulurken,

Deniz gelOneler sonucu "mit"lemi5tir, onun milca-

delesi ltuu hurmacalandan daha gercektir. yin,;ami

iirselliken d;M:i cols:1104E1n. olstin" nidasmt barman".

Denit geryek oklugo kattir, unit

kin olagiuntstii hikJveltrlu van bir hayattir. Ko*usuz Denilin

ye hatta ankadiOin min h le andmaiandaki aii neden, ()nun devriinci

hareketteki I Je Ia bitnkte, hayina karit taelr alts;t,bermii7iemesi

a ha ac mm hayiumt y ermesidin, Dealtoiarak ne Lida; bithirine yaka durityor-

a, ikinim m a i, nnihacndcki ,2r,,.;c,.elen de birbiriyie a dankMtdidir. npk tiin Kiican'm romanmdaki gibi.

Deni2. .Z.11) 1,14`;, ;LI a ia, a tnn devriinci a. in i.:nn

balk hithramani;:ir. KCirt:01 Bedreddin gibi;

gm iisitin(s kta 1,.a ytini der ehlentek. Inn 20 yy.

baki bin"Deinz. imgcsi olut-iturulnitnjur. Deniz

(.11i Sihh oraiandal ‘ i lank ise;

tereihiyle, kosulliri 'or-

1 ti

Lanasiyia. isyantyla senunu hazirlar, .Salih ise dogatistil yetenekleriner:tt men."raconun" girdabma kendini btrakm, nihiiizme teslim olur.

Kahminanlarimiz lid kez "harcandi"„ Biriricisi; yasax.tilmun acimasiz iktidarlari tarafnulan, lkincisi bu kahramanlar (gereekhir .haytit hikayesi ya da kurmaca) yOnetmertler tarafindan harcandi.

Bask-a hir deyisle, cokca tekrarlanan bir nakarat gerceklesinis,1-loscakal Yarin" ye "Apr Roman". filmlerinde "kahramanlar" sadeceijaiksel olarak degil, temsil ettigi p.oliiik, etik degerleriyle de Ohltirt11-mils-Mr. "Apr Roman"in ye "Hoscak.al Yartn"in yOneunelerinin ortakyaniart, ellerindeki inalzeineyi gOrsel olarak ctizitmleyemetnis Oimala-rahr, Kaldi ki, bOttln medyatik tattismalan bir yana -Mraktp, Reis Cc-lik'in, "L1oscakz1 Yarin" tilmine baktigimuda, ilk g,Orecegimiz sey as-imcia tilmin bir senaryosuriun olmadtpdir.

elestirilere, "iyi niyetli, nail yaklastroi" ise sontnu cOz-mtiyor. Say-et, elinizde cOztimleyemediginiz bir senaryo varsa, bu se-natyonun mekaniarint, karakterlerini, olay hakkiyla yansita-bilecek kabiliyette degilseniz, bu isi yapmazsintz.

lki filmde de "karakterler" yok, olay Orgilsii yok, hikayeler orta-ya cikmiyor. "Apr Roman", kanatsiz ticrnaya ealisan bir kusgihi,"floscakal Yam." ise yOnetmenin, belgesel mi, kurmaca nu ceksemiki.lemi icinde gidip geliyor.

Daha da kOttisil iki lilmin. de gOrselligi kullanma biciminin denkdiisttig0 ideolojik yamisama. lzleyiciye bit hik.aye izleyeceilini vaatedip, onlan kurgu ye efekt bombardimanina tutup disc dokunur birey anlatmainalari. Radikal, marjinal takiidi yapan bu ytMermenler

tamamiyla diizenin sOylemini kullaniyor filmlerinde.

Ozellikle, "lloscakal Yarm"da, Deniz Gezmis, kiligina barilnenBerhan Simsek'e, "Ben 'Cark Ordusu'na teslini (alumni" gibi, son dc-rece .5oven, Bonapartist hir replik sOyicten ydnetmenin, sol bir jargonkullandignu, muhalif oldugunu clasOnmek bile kontik.

"Illoseakal Vann", tilminin alt yaptsint 70' term pofitik ortammtanlatan kitaplar olusturuyor, Ancak. film 70' lerdeki politik konjonktii-rii izleyiciye ulasttrmaktan oldukca tizA. Film, Deniz Genuis ye ar-kadaslarmt militan mOcadeleye zorlayan haskici rejimden, devlet terts-rtinden inci balisetrniyor.

Film, birbiriyle baglantistz, kttçuk ,sekanslardan olusuyor, ancakDenizler'in. tarihini bilenler dahi bu sekanshat birlestimiekte zorlanacak-

139

Page 25: Türk Sineması Notları - 3

çelik. faint, bOtilnitigti p lan bir hiknye ustune kunnak yerine. DenizCiezmi0 yuceltecek olaytari, amlart, kitaplardan etmbtzlayarak, eklektikbir yap kunnu$. tzleyteilerin,zayil yanma, ditygutarma 5eskrierck, g,er-cek hikayedeki neden-sonuy ih$kisini tzleyiciyc unuttumtya calisnutt.

Prime Time Simemamiarm

Bir gercegi unutrnamak gerekiyor, sinema. tiretim ye sunum bi-cmti olarak populer kUltttrfin bayat butdugu en onemli mecralardanbiridir. Ancak bu tespit, otgulann. gerecklerin. hikfiyeterin icerigininbosaltdmastm mazur gOstermez.

Bir film yapinak kadar, ele aldigintz konuyu i$teme biciminiz de&tenth. "Air Roman" ye "Howakal Yarm" filmier, olaylarm, olgu-

hikayelerin -mekanik yeniden Urettmine" iyi bir Ornek olu,turu-yor. Bir klasik mOzik parcasmtn temasini alip onu defalarca tekraria-yarak yaptian rap intiziklcrle, bir kitabin sayfa aratarmdan parcalarcikartip, sonra da bums fitme almak arasinda bir lark gOremiyorum.Mekanik yeniden uretimde, ortaya okan tirUn $eyle$tigi ibi, bununtilketieisi de o $eylesmenin bir parcasi otur ye meta de. Uretim arasm-daki dolaornm kaba bir parcasindan ba$ka bir $ey dendir. PoptilerktiiUlr araelarmi kullanarak nitelikb Urtmler ortaya koyrnak da mum-ktin, bunun bircok Ornegi vat, yahuz. Onemli ()Ian, niyetiniz.

Altioklar ve Ceiik, yatruzca -prime time" anlamyla film yap-inakla kalmiyor, kenditerini -prime time" haberlere malzeme yaptyor.Fihnlerin Uretim gatriast da. basma yansiyan haberieriyle, filmlerinkendisinden daha onemiiyrni gibi kitletere sunuluyor. Sahte yildularimat ediliyor, yapay tarti§ma *platfonnlare olu$turuluyor ve ortaya nedtigU belirsiz garabeiler ctklyor.

Burada. Htiseyin Kuzu'ya kulak vermek gerekiyor: "PopUteroianla popuuizm. olgusal olanla teorik olan karistinhyor. Dolayistylabunlara duyarltk 'prime time' haberleri dtizeyinde oluyor. Amerika'dabir söz yardir; 'prime time haberleriyle film yaptlmal. Bunn sbyleyeninsanlar gecmi4lerinden bu dersi yikarchlar. Biz ise bu dersi galibabiraz deneye yanila alacagiz. Bu ynnelimi alt edecek tek bir $ey var-dir o da entelektualite.- (Kuzu, 1998: 21).

[5i(lt.let ()rya ntalim re Illinimalko!lyrupo ve Anv:1-1kan

dtlnyo tilI.clLrinin iLkl.1Lattinbuit (it

dmt,asinda StiC gelirt* aikcierenedense daha estettk i4ientr!

Shorioc.k, Holmes (Arthur Conan ti)oylo'nt:

ve f-terkiAl Poirot (Agatha Christie :Mu dedektilL1hratmuul

yazartartn kaltramonlan dVinnlitrse, Folisiye ingilicreyk

birlikte anihr Kapitalinnin en V411;L iyi MganiZt.: IdlifU Verde

iddQt de orttk ha e:cli4moye ayak w.,:iurac.ik., hem edebly:mo hem de

LitQersanat dlsiphrlkriflLk kendini go.;!,:r;:uek.tir.

Sosvai ye knitfirel hayatunvin "kompartnnanto. ,,m.t . ' stirecinde

siddeti cilt:ortda btrakomayaz. Sue i:aer i.aer argati(1costa) topiutnctaki ekononuk, siyasal, 'opimhsai aynasidir

1990'lar boyunca "Adam lctifl estettini, fet.ofe.3ini yapt-

vor" dendi, oturup seyrettik, ardmdan kopyotarmi Oretni b4adikt

Sinernannzda ttzun tnetrajdan, Once kn lihnierde tagultkli ola-rak Ogrenci kisa tilmterinde) siddettin yilza -Quentin Tarantino" ()ta-rok belirdi. Hikayelerin kargusandan, stah tutao, 'cigaro" icrne hi-ciminden„ eroin innga cdiliOte kadar rime c.ekilen htitan plantar

"In:tabeyin plantanydt".

Burada Ozellikle dikkati ceken 5ey, aksiyon sahnelerinde, catvi-

ma) a giren oyuncularm silah tuttOarnatoki e p rrmdi. Siiahm kabzo-

uta van yattrarak ote4 ediyordu oyuncuLln Tahanca tatma adatn de-ceteri ovunctdar, sdahi dik tutorak, karpstndaki hedetin

beth bOlgelerine ediyordu, hasnuna ild ijicil iarheter vurmak a

kia yam!' eh; gecinn .,:k 1,;Kantn

Oysa, Rez.rnar KOpekk!ri" (1.:,e4rvuor Dos, Ro,

man" (Pulp Fiction, 1994), "Y; : kii" (Seven hi ihMerde ovuncu-tar sitahlarm kabzasim clokrin derece ederek, ktervde:se k.artstmlakini

yayhm atek;ine tutuyordu; Onetuli oian morminin etniesi ye dilma-

nin sat tht kainiasidir Enki hir dey0e 'Writ ;...11;ne thr

artistik kisa Airedc bizim :inemartuz.: ia siray n:.,t

140

Page 26: Türk Sineması Notları - 3

)

kraltnat.),

L51.]tin ,nact] vain],t,o. ya,ziiui hie; anti. (?:'ail, lclacialitAaraaa:ti bir y(1nw

yorda Lta a kona;a ‘ itit:an) irrkac aikaari, Lac Lleli,ion'an,ye )_,conundoki ,„i ‘ klet Focanttno'cion doira Ofi.ce vardi -

ioll ywoori, Ltididirti reLti, becer.onedi. Avrupa inenseli

let-lac:Merin siddittin kaynor.i] doint c .,)k deviet nyoka-,MirriaLtnajaki 'disk iier 'den l,.iynaklanirken, I ionset ],;ickiete ve olaylarla ,;icklett Lirnaya. esteisi.re

etmeye coloyor .sir yoitr,k). devietin vondeki ,sikkiet Of gartiiii5Y0111a-

ati, l'ANYSCI ].[]):)] gOsteR,rek, dev-eti kw:son-lay]] d,...vorn,ediyor, '.*ikidete boismak >, erine. 4iddet sofa:it:lc:Hain ne derdi

mhusaiz. cekild];:dne, ph:1111am taztna, fotogratik etkisme takthyontz.Oysa, Forman' m, Lac Besson'un Bell wood icin cektigi film-lade data si]aem ch4it,nalan tilttrin ano ilikaye]) olayor.

"tit' t;iizelclir Siddetin Estetiait

nii ar elk ilii. ican, sac: ye ha soya mreian ka;ri=iklartnka iatt. L.: go yer yer devlet tarafindon katsondigt y ltlir tilde.Medyanin deyaniyle "sokaktaki lItSaft- (evierinde televizyoularannbot,ondo oturanlor deftil!) Alaattin Nosily] SedatPekederi, IT4bakonlarindon daha tick televizyondo gOrilr oldular.Dew" hir yapiro itibi ha iaalya tiyeleriniai birbiderine atip tutmolanhaber programlannin konasu oldu.

Susurlak'la birlikte bir Dash ell Hammett rcamanrnnl iclnde hat-(Rik kendimizi. Ilasat"tan t k klztl, daha kanh ye actma]uz hirloyal ttOzleritnizia ,•orikastsilohlan. hombalar, isken-celer oietleri ye yrineten1,:ria kimi zamon as:lb:tandestek verdi4i, .mika 4iktk6 4iddeti. kimi zaihon da "derin devlete"havole ederker], ile y letin en -Baba" yOneticid, hi (day] "Kuhn birrutin duina caoho eylerni- olarak ii telendirdi.

`1-Orkiyeli sinanactlar "dual dm mina' Olken oklylon filinlerindei-leyemediler, Listaolif nun "t;ittle$e Yolculak"una, 1-)ervi]iZaim' in. "Filler ye C7imen"ini bti genellemeden oyri hir yere koyarakdegerlendirmcliyiz. lk] bin vilmin ilk qiinlertyle birlikte yrilardir

142

edilen utcak kimsenin gormedigi, tittymatit4 konusinachgt(!) hir ger-cek ortaya oktt. Tttrkiye'deki deviet dcstekli "Islanti siddet" polisintezgahlanndan daha fazla calt$Int$, Neciendir bilinmez. yillardahastrun bagna cagira sayledikleri, Cumartesi Annelerinin yillardir"sesimizi duyun" diyerek, dayaklara, goz altilara ragmen Galatasara.yLisesi'nin OntIndeki mesaiteri gOz ardt edildi. Devlet uncleri, sot ka-tnuoyunun sesine kulak vermek yerine bu kaniuo yunu oltoturan ak-torleri iceri ate, iskence tezgahlannclan gecirdi.

O a isin siyasal boyutlannin ne kadar vahim oldugu, Gitneydo-Cntdaki ilizbullah katliamlannin actga cikartilmastyla anlasildt. Sistemlii*ence, sistemli cinayetler ve bu cinayetlerin ardmdaki milletvekili

gizli Orgittlerin destekleri; *Wee kar$tdtr, sagda $iddetnakaratlanyla, gecistirilmey altgifdi. Ancak, island $iddet

yalruzca Ktirt ve Ttirk solculanna yOnelmekle kalrnaytp, entetektilelMilstOrnanlar da sirayet edince isin rengi degisti. Ve buFilistin Kurtulu$ Mucadelesi'ne destek veren Flizbuflah'la hit birolmadigt actkca ortaya cacti. Bu suclann gercek failleri, azmettirici Or-

iit degil, yalnizca birkac tctikcisi hapse gOnderilerek olaylarkapatilmaya calisildt. Zaten bu katillerin Onemli bir kismi bir sure sonra"itirufcC otduklan icin serbest birakildi. Bu do siddetin ne denlitin" icine yerleftinin bir gastergesidir.

6rgtitIti ya da bireysel, fiziksel ve cinsel $iddet '70'11, : 80'li yil-larda da vardi, ancak bu $iddetin sinemanuza yansimast biraz farkhy-

Bu yillarda yasanilan $iddet, isci grevlerini konu alan tekil Orneklerdisinda, fiziksel, dU$Onsel kactstarla birlikte, aydinlann icinde bulun-duklan haletiruhiyeyi filmterine konu ender. Ardmuzda turaktrgimizyillarda humanist ve romantik duygularin yerini, entrika, acimastzlik;

potitik ye ideolojik mticadelenin yerini en kiss yoldan bUyak servetkaldirmak ve hirs, devlet destekli mafyatik cinayetler al&

Daksanh ve iki binli yillarda $iddetin yUzii, "E$klya", "KartsikPi773", "Gemide", "Lateli'de Bir Azize", "Leoparm Kuyrugu", "GU-

Yolculuk" ve "Filler y uen- le yanstdi sthemarruza.

143

Page 27: Türk Sineması Notları - 3

Fiiler ye Ci Siddetli Bir Gerceidik mi,itayal Giicii mu?

Dervis Zahn' in yonettigi "Filler ve Cullen" son yillarda cekiten,hikayesinde siddet barinduan liitttl r zrasincht Ozel hir ilgiyeSinernannzda siddeti hikfiyenin dotal bir parcasi bane getinnis yd-netmenler genellikle sagct hir bakis acisma (politik tercihieri sag ol-masa bile tilmlerin icerigi sag sOylemle doludur) sahiptirler ve bufilmlerde devletin polisine, askerine yapdan saldtrilardan, adi suclula-nn !auk tzrmalayan klise geltislerinden ve bunlarm eezalandinlma-

iindan bahseditir.

"Tabutta ROvesata" gibi burarn buram instal s vgisi kokan, ikti-

dann, burjuvazinin yumusak kammda. ince ama derin bir yara acanyOnetmen Dervis Zaim, neden elini kana buladit Neden sidcleti

nin ortasina yeriestirerek ortaligt knit gOltine cevirdi? Dervis Zaimleyaptigtmtz rOportajda, filmde elinden geldigince cinayetleri göster-memeye cinayetleri olaylar gerceklestikten sonra seyirciyecesitli yollarla anlatrnaya cahstigini sOylemisti.

Bu anlayis seyircinin siddeti icsellestinneinesi, kamksamainasi icinonemli, ancak siddet son kertede en kaba haliyle "prime-time" haberleri-nin temeline oturmus durumda. Kan, gOzyast. insardarin eighkbirbirlerint bogaziamast, Mica cocuktann bile bir durum oldu.

Demck oluyor ki; siddeti sinernacia kullanma bieitnimiz televiz-yonun siddeti kullanma biciminden farkli olmak zorunda, "Filler vecimen"de hemen hcmen her cinayetten soma tetevizyonda otayla ilgi-li baglaniyoruz. Olayin basin tarafindan mud degerlendirildi-

seyirciye gOstermek icin mi, yoksa siddeti gOsteren nesnenin arttksemiyolojik karsiligmm televizyon olmasindan mt?

Televizyonun politik kimligiyle sinemantn politik kimligi karst-lastinlabilix mi? Buradan ctkan soru, bizim bir filinin gercekligineyaklastmnntzla, herhangi bir haberin gercekligine yaklasimunizi de-

mi?

Susurluk'un filmi diye anilan ve Cimen"in hikayesininulku Susurluk olayiyla daraltilmamaltdir. Sinema izleyicisi, taribsel,ekonomik, toplumsal, sosyolojik, psikolojik hir ders enrmek icin si-nemaya gitmiyor.

Evet, bir tilmin olusunt stnecinde butun bu bilimlerden, disiplin-lerden yararlanir sinemacilar area belli bir asamadan sonra cinema

144

hem ,. ,.,erceklikle ko r Liar: i.ORMIhdli, carritroa, t

prapaga9..1.1anla lira hi/met

gercekaten Nencii ioirarkencizgisini her :;.-oriali zoriar, het

icin

Bir lilmde kariktcrierin hayatta oiabliir,akfarlirnavii

g:.!cur.Iii. olinu^ hcmen humen h • r kdrakb . r, ....ercck ha; birkarakterfn, sierf.nxibin, karikaturiin. dahaOnerntisi brain tel: bh- birolarak sunulmasi. t tE "korrsantre-I

roller in temsdeisi olabilir hem demayan tamannyla lantezi i.iriini olabiltr.

Son zamanlarda 1 e dOnem • to k:unuvaohnit$ olaylari hik iti e edinen .filmlerde aulatilan olaylarm '_::reekvatla birebir ili,kisi konusunda sorular seadmaya bx-dandL

bir yaniyla izleyiernin lilrni Onemserne5inin bir gOstergesi,ancak bu durum akin Kaska sorular da geiiriyor: birincisi, acaba bizimizleyicimiz sinemasal gerceidik icinde kendini gercek ya4amdan so-yutlayamiyor mu, ikincisi d, bu ilk -solrium devamr aslinda, sinemact-larimaz izleyiciyi Mann gercekligi icinde -tutup yamtmin birgerceklikten dekerleudirilmesini talep etmekte ha.sarisiz urn oluyoe?Sine.lna izieyicisi irledigi lilttTlertie l karakterlerin. olaylarin gercek-

likle bagful kurmaya cali;tikra "kurinfica"yla "belgeser a • irsindaki obelirgin smirm sizgilerine muglak aniamlar ynkirlyor

Ister fiiddet iceiikii bir yaimm oismr. inter sulu urtlal b rram, gerveklikle stki kttrulnr. oyunculugu, rejisi saglam ya-pilim4 her film gerceklikten iizAk1.4inp cek ltr ruin

kabul edilmesini Ancak hazi filmier var Li onion izledigi-nuzde. "izercekhkte :1r:1,j/emir:me" thtlyaci bu kronikle4iyor.

"Filler .e Girt :1'' r;te boy*, bir iiim. "(Wilt:4 Yolcu-luk", Yilmaz "Duvar-i, hiknyelerinin gel,

ve sinemada ;ncfdetin i;lerm bicirniyie deralarca ii tiinct drirr-ntilmesi gereken filmier,

145

Page 28: Türk Sineması Notları - 3

• •r„..; kendi

dsised smit-

:i

,•:: haddi;!la,Hzdtt Der /dim'in i Her e

t yarc..or, iICI)t raftz. cYaecex. htkayelerle dolu,ön

cchkkt ty,e•csi)for1Hk1ve (Jittery tarnalmyta "g6qerilen"

inrumnda, chrid sahnet,inde setkseni dthi polirikaciya

iatulan a) rid. ICnd hir td.y y-Lri ragritirlyor.:a Ha

bizmi gercekilgonv, lc in tic dark iu

Y i.1:1. Orien-;n .in inact irieNiciye

esieirk h, unit Li UK . ;\flCk bilrada hem hi-

kiiyecicn ktt y a.iarian hem de stididarm pathunasma artrk asina ohm*

bir se( ire; n0:flat:tin:tin heklentilerinin neterdcat amidst oldu:s.i.mu

iinh' cm(doe He:. .ilieultenin 'orryok bir kmgOze aidt..!na

ruck tsterektyou.

hadmin mc ndekmhinua ihi cler, kahrathantar„ olaylttrm vc kah-

it itirbrienyie or,yanik. 'et da tesadrili hag lanost yukarda stiy-

teclikterimizct hi iu iei edry.or ., katihn. rnaktulint, azmettirenin mahkramyOndmenin k taraf olarak tilmde

duruttaram heathen fink editecerta gercegi. BOOM iiJeyieikrtn taiebi

lie U(-e (,. -anc:o"irt yhnermeninden kendi ideolojik perspektifinin

;Icgil He. hi?, isledii tatafta. kendisint her ztunankinden

daha net imade eunesidir!

Nicin? gercekligi yrinetrnenin durusunu yeterin-

cc: 0:tide ermi) or mu? -Ftlier ve Omen" r)ervi* taim'in gercekhgi.Bir yonetmensicdt ya da yazardan im1inediiuuz bir :;,cyt bize indatma-

situ Lilco eimek kariar cans hit beidetal Ohmaz, yOnermen ve yazar-

danbmzm bilgriendurne,i •-•,'drine chlygustma ortak etmesint

e!.ter biz him degdsek bile tvi it djeyta

hikayede 'r:ci)bedcoter var,

kdz..indu KT.! aylindo bit.:,iar

hr

haaina t;ava::,111 liLti Hem ut, (horn k ai 11114:1,1 kaian,haya

mm idane. enndoek ion cirpinan p..iuimh lithoc.e smnip lanlit in a da

olmayanlarm inkayesint khn anicaaeak.

14o

Getruide ve Siddet

Scrdar Akar'in ilk warn metrat fihni "Ctemide." Odderi kullanmahiç intinden dolayi diger fthnierden ayrihyor.

"Gemide . 11 (1 )8amisizhgi tarnmanin fetrunizm gi dar hirdii;er Iti:•, sterczelerin untitulmast, gOrmezden gehninesi

da rzecistirikresiydi. -Cieinide" de claha fihnin afiinden ve ilk di.)alogundan ynla cokarak, ohy ingectigi mekantn deviate ii•tdOetirildigimesaji cot( net verthyordu-, ‘‘ ittta, birat kor gOz.Linc parmagtydt durum.

anlaohrtavan V a da halite ctillendirihney eniihntn kahramanlarintri )oCtun hir haliza sortmun ohnast

(k yogurt bir nsikolojik ;!idderin 13u hafiza sorunn sanddifttitytwuricodan kaynakiammyodu, ya:;,run biriminden

kaynaktanan hir hafiza kaybi vardi. TIpkt tizerinde ya.;,adigmuz top-rakiarda oldugu gili Kaptanki genii personeh arasinciaki iliski tama-intyla gtiyensizlik fizerine kuruht, ama her claim hiyerarOye boynnamlivor bunun Ha Otesinde ki5iderin attigi kaziklar, kurduau tuzaklar,mmajIar tamamtyla pc-diOka, i cltinyast, sanat ceyresi vs. iii4ki1erinde

yattn.dan "haftiastzhga" denk d4tiyordu.

/34-ka bir deyi0e., hahsi edden ver stradan hir yer degildm. TUrki-ye?ydi. Bunn Ha herkes antadi! Ancak, benim aniarnadit:nm,carokligi bOylesine yoaun bir ironiyle, yer yer mizahla an/Man, tawsate koyan bir filmin, anti-feminist oldugu iddiastyla ye kahramanlartndiyalotliarmdaki kiltiirler yOttinden elestiri hombardimanma tutultnast

tillbuki gUriluk hayatta küfrhn, erkek egemen triddetin en alasmi ya-ayorttz, him gerceklik sinemada karmuza saktigincia, ablasinin, annesininnamtrt tmu korumaya coh*an kabacktyilar kesitiyoruz,. yalmzca erkeklerikiL erkeklerden cok kadmlar hu konuda Halm ataerkil davramyor.

Midak clan Hyrum kalmakor, kUctik kamnclar, btlytik zaterter ui-

ancak baindart bent varolan Ha tamarmyla "mastiirbasyoncian" iba-retlir Ctinki1 Nuh'un gemisinde herkes a geminin sektmettykt yolyoksa herkes tulima teshrn ohm "Getuide"de kahramardarin psikokijikdel-inhale biraz. Halm safi,Lm kafalarla yakiatlabilseydi, vandal: doneier-keskin tepkisel cikOar )et me, kahramanlar iktidar ve ma.stUrbasyon iW-kisinHen yokt ciktp degerlendirdseydi, -fihnin hikdyesinin ba4mcian henterkek &saris' Üzerine kuruldugunda hem fikir olunabdirdi.

-Bence `Ciemide tilminHeki tecavitz sahneieri htiyUk Oictidepornogralidir Filmin icinde zatnansal olarak ver ahs orantarryla tirde-

147

Page 29: Türk Sineması Notları - 3

edici, kendi

ti];];

.•;:•lisTri...• '.e.:/.!„.„r.

H.! /,'un'in Idler ye

Conen oadyle ireiyt mh:itsiz edcbck hiLiyelerle dolts, On-!,...sn„.i. gt.,,,,,,syor vc tmen Laniumyht "gosterilerl

inruniunda, dtu t a 1a1u

ittallanv na. 0r1 i.11121 L-rt calirr.;:urb.sinia da

bizin ccki IIIu. ii cc sruk tia:1asus4 ayenin

rI'm,. una ulashrinakm. Ancak Mirada hem hi-

kiiyeden k. a aia.ianan hem cc shahlarm pattamasma aruk asina (Amu*

bir ti..plisliP:mnon hiticriiun nelerden malul oldm:iuritt

cim tani p e --,,:inemienist bilyak bir ii 11 i n alch4ini soyie-

mek 1Lerekiyor.

I4niinicindeki Man:, hi14, der, kahramontar.olaylarm ve kah-ramanLirin hithiTieriyk at a da tesachirt nLhnul yttkmia soy-

lediklerimsze tii/anei kohl's), maktukia, azrnettirentn mahkilmii kuiincak “Metatenin Je baraf olarak

durusanun cen talk tcei aerceci. Mann ideyictIerut talebi

-Filler it ),6nednetenden, kends ideolojik perspektilinin

degn de. izleyicilerin siedici taraltm kendisini her zamankinden

daha net ;nte ornesidir".

hihnin gercekligi yOnennenin durtitniiyeterin-

ce Slade etmi> or mu? -Filler ve Cimerl Dervis Zaim'in gercekligi.

Bir yoneimenden ya da yozardan bilmedit:Mniz bir cyi bize imlatma-

suss tolep clinch Radar eçins hir hektenti olamaz, y(Metmen ye vaz.ar-

a bit huLil ii un ip duygusiani ortak etmesini bekle-

siz. hir heigesel degilsekki. Iiikayede i...ibecienter

wdeati :n ailaido .1.1r • a il 7 1ton tan:Ulan-

da, hi ic c1 e.anda',! n •

i ;Aria 1=.1ndii dnran, dna ik zi.irundo haya-

lull 'dame eihrinek cm cirpman itttR bye saip p diaM:ii in ya da

olmoyan Ian') inkayesim kim tilt:leak!

1,1t,

Getaide ve Siddet

Sorciar Akar'm ilk uzun metraj fil ii'(einjde'' mddctt kullanma1:io ininden dolayt (tiger Winker:ten ayri byor,

-Gen-tide -Fin (1 1)9S) ztrislzitga tuttsmanat feutinrim gibs daralana silusunlarak dicer 1:6steraelerin unutolmam, Orrnezden gelinmes1

"Gemide" de daiia hilmin atiOtden ye ilk tityalu-Inincian yola cikarak. olaym gectigi mekantn deviate iSzdolestirildigi

col .: net verth)ordtn hatta, him/. kor gOztine parmattlydi durum.

Ancak, an/a;ulma).tn Va da anlastithAi halite dillendirilmey en

lihnin kattramanlaratn atin bir hatiza sorunun oirtnist ye film-yi)gun bir rakolojik iddctin varhgtyth, 13u hanza soristm

Ubi sadccc tlytturncLiLim kaynaklarmyordu. y . asant bicimindenkaynaklanan bir hafiza kayht yards. Ttpki tizermde yapdiginuz top-raklarcla oldugu gibi„ Kaptanla genii personeli arasmdaki iliski taina-unyta gitvensuzlik. tizerine kurulu, asna her daim hiyerarOye hoytin

bunun da Otesinde kOlerin moo kaziklar, ktirdufku tuzaklar,;,intatlar utmamtyla politika. t ditnyass, sanat cevresi vs. ilikilerinde

"hafizastzliga" denk dit4i,i)ordu.

Baska bir dey-i0e, bahsi edilen yer siradan hir yer dettildt, "fOrki-ye'ydi. Bunu da herkes anlach! Ancak, benim anlaniadigim, Tdrki)e'dekicar)tklip bOylesine yogun bir ironiyle, yer yer inizahla aulatitn,

ko ui hir fihnin, anti-feminist oldugu iddiastyia ye kahramardarmdiyalottlamdaki ktitlirler yOztinden elestiri bombardimarnna tutulmasi,

talbuki gunlilk huyaua kitfrtin, erkek egemen $iddet in en alasms ya-siyortrz, bit 1;ergeklik sinematht kaquusza oktsfunda, ablasuun, annesininnamustant korumaya ca1u4an kabadaydar kesiliyoruz, yalnizca erkekter

dead. erkeklerden cok kadinlar hu konuda daha ataerkil davraniyor.

Mudak otan hayatta kalmaktir, kucuk kazanclar, hhvi.ik zalerterhidir, aticak h,airdan beri yarolan da tainannyla -inastfabasyondan”rettir, Ctinkti Nuh'un gemisinde herkes a geminin selanictiyte yol ;-)larishr,yoksa herkes tulana teslini ohm "Gemide'de kabramtmlarm psikotojikderinliHne bir-w. dalla attl in K ifIarla yaklastklbilseydi, Varolan doneierkeskm tepkisel clkOar )etine, kahramardar iktidar ye mastitibasyon

yola tittop dCerbendiriIsedi, .fihnin hikLyesinin bzwndan herierkek elestirisi nzerine kuruldte:Lunda hemtikir

"Bence `Geshide filmindeki tecavliz sahneleri btlytikpornogralldir. Fhintin ieinde zamansal olarak yer alts oranlanyla tiple-

147

Page 30: Türk Sineması Notları - 3

rin duruslat c davrant4lanyta cekint alantan y la bu boyiedir,"

(Algan, 199'?: 581. Pornogratinin ne oldugunu az cok bilea biri oiarak-Ljemide-tei..avuz satmeterinin dercee siratian, Matta1).ven cinse siddf:ti :(cterinct: yansomayan pianitir okiugunu cinstin-

mOstimditr. Ancak sunti da lemek gereloyor: pornografi detay is-

ter'. Bu tilnide detay yok. .(ani cekim atanlan zoinansal

yer altstyla tecavtiz sahnesi pornogrolik te, ik1ir. i'ornovandederinlik yoktur. yUzeysel iltsktier, yatiantik, erkek egemenliginin

iaharruntit editemez, ttedensiz cinsel Hststst. 4iddet Ve bir

olguyn Cinsel rinngen Lazo-;u Yardir.

"Gemide", bircuk n (Mtiyle iktidar; ina:oilrbasyon ve devtet hiye-

rarsist tizerine zengin elestirilet iceriyordu, Lades yalmica fahise ()ta-rok algilanan bir meta gibi g8steriliyordu aura bu devletin leadmit W-

1(41 degil miydi zaten. Bir Azize" (1998) filintyle yap-boz

tamaintimtyor ye kadman gercekten fahise olarak sattldigt ortaya okt-yordu. Bu, iki filmin ana sorunu gibi gOztiken, kadma baktsta erkekegemen gOrtistin yOnetmen tarafindan onanmasi midir?

Saniyorumn bu, yttlar once Aileden Sorumlu Devlet Bakant otonCemil Cicek'in gOzOnde, deviant kadma bakistchr. Cemil Cieek. CW-

10 fahiselikle bir tutmustu.

Ve bir feminist. devietin (erkek de y letinin ya da erkeklesmis Ka-

din politikactlarm devietinin) kadtna bakistru filmde aniatddigi gibidegil de, daha farkit gOnlyorsa; "Gemide" filminde kaorilan kadmutecavttze direnmedigi i4in filmin "erkek egemen dunyayi onadttlint"

okarnyorsa, dnemli bir gOndermeyi gOz ardi ediyor, demektir, °evict

tebaasmi -kadm gibi gOrtir Ye ona htlkmetmeye caftfitr. Bu yilzden dev-letin kimliginde "Baba" tabiri vardir, "modern danyada" hiebir deylet"ana" kavrami ile tammlatunaz., cunkii devletirt cinsiyeti erkektir ye

tecaYaz edebilme hakktna sahiptir!

Daha thine kadar tecavUze tagrayan "fithiselerin" davalarmda ka-

dmm "fah*" oldugunu (Milne Man makemeler cezayt indiriyor,

aatta beraat yerebiliyordu. "Gemide" filmixiden cikan izleyiciler,

filmdeki. erkek kaluamardardan tiksinerek ciktt saIondan, ci,nkti onlarkahranian degildi. 4iirikil filmde kahraman yoktu, en az "Cemil Ci-cek." kadar adz erkekler yard( y e filmin yOnetaneni Serdar Akar da

izleyieiye ulastirmak iStedigini ulastirdt..

"Lalellde lair Azize", "Getnide"nin yflinetmeni Serdar Akar

yapimetst Onder yOnetmen Kudret Sabanayta hirlikte yaz-

m 3,tmaryodait '

dev.”:t ,Ateak, !L.h'&2, 1ze"11 ,,..n) de

d(1. 1tfif•!! Ifir:)!tt: , ,ntimboilikfort

;:n 7. i !,1 h71;:sriw

!ci,

film irtet-tia ,:.• On, tict: devanddlgt, erekderin hit .

Vavuz Funnii . un Lett sizbir 1 likayeBaran'in le, tiostIt1i•.11. p,Lrt orit)anda fir -;ecirn yopmak

:ortida kaimast, biraz tinuttittnityl yiiz tutrnti diry!:; ,Thrt (Aar-11,1 cabast seyirciyi illme bagladt. 1)1-01.1 onceki fiimterin siddetinesamisi okunmayan Ya yitz turgut, doCfrudim siddettdi. Ert.c.m f 4i mr.i gelenegindtm :!.dm popt.iiet- afflatim .kaltplarmut1.11;-ana kaynakianan-komithal schirdeki

parcalanmasmt, yalniziegint, in iletidarini anIattt. Yavuzyalniz seyireiyi 4.1*Irtip katitat:;i.-:;a donikiannela dolastirmakta

kalmadr poptiter kaltplarm erinde kultanddiginda Sinemaya Sc',ireicame acisindan mistt islevsel bit rot ti,,Ittitecegint de kanitladi.

"Karts* Pizzo". yetti Ur:anen'tigecichydi Litttchitatz. biraz mcdyatik, I:4az

Burada :;iddetin • Lilian= ye; .nizansert aosuldan ancakuflattna hicinti, Avrupai:ttnimstna `'akin oHta-: ,..mu (1t

hula pays

nicin Ilollywondti!;<:'

ddcAul.

;:td1,

.:•• .: n

Arilldt) ;7111 •' .........

:.

1,1';

,10

1418

Page 31: Türk Sineması Notları - 3

uf;u ICAO k r,.11?. sar.

slil :hat

fn-.1)

;e1111(1.' I CIC:". Iji kar. I

150

..Batedan Dof4leya (an Pazart: Giine:$e Yak:tank

boymica politik !nnemainizda Varolusukarts psikolojisi hnetmeni son kertede "gercegi ve

varohiso" aramayn kadar giitintiyordu. 7O ii yillarin politik sinemast,mirasuu deyredecek bir kusak bulamath. '90'11 yiltar boyunca yainl.politik filmier ise geymisin mIJiII tizerine yukselmek yerine sansasyon yaratmayi amac edinmislerdi. Nitekim hu filmier hem sinemamiztçisiudan yeni bir sey shylemedi, hem de gisecie basanh .olamadt.

Berlin Uluslararast Film Festi yali de &Mil hircok festivaldenOdalle &Men Yesim Ustaoghf nun ikinci tilmi "Cihnese Yolculuk"(1999) sanstir tehlikesini adatarak gOsterinte girmesiyle siddetin baskabir yuzityle karstlastik.

"Gtinese Yolculuk", bir Turk genciyie, bir Kiirt gencinin dostlu-gunu anlattyor; ancak tilmin arka pLninda giçit hir politik shylem.bans arzusu var. Mezopotarnya .KtiltinMerkezrnin amater oyunculanNevruz Baz, Nazmi, Kink, Mizgin KapazarrIn basrollerini oynadigifilm 'fink, Alman ye Hollanda ortak yapinti.

"Gilnese Yolcutuk"la, '80'li yillar boy-um:a Metilen "Varoluseu"politik sinemamin yeni bit h.alka daha ekledi. Ancak, YesimUstaoillu'nun varolusçu. sOylemi diger .filMlerden farkb bir yere denkdiistiyor. "Gtinese Yoleuluk". laradarm daha net ortaya ko.ndugu, ay-dinlarin degil, mticadelenin, yasamin icindeki insanlarm hiLlyesininat-dank:11) yer yer Lath Akad, Yilmaz (jitney gibi Onctilerin izleri-ni tastyan bit film.

"Gtinese Yolculuk'. ulkemizde yiliardir yLiplla gelen "Politik Si-tartismasmm tarn da gat-it:1141e oluruyor. Potitik

yttlardir garsellii. irrigelem gücttnii c muhalif diii bhylesine ieicektillanummistt Farkli etnik grup Ye dinierden gelen insanlann bir ara-da bans icinde yasayamadiga fyasatilmarligt) bir toplurnun bireyi ola-rak Yesim -Ustaoght titrnde sadece larkh etnik gruplardan.den gelen insanlarm birbirleri icin hircok nevi size alabilecegini ghs-temityor. aym zamanda bunun "bans lent" kacintimaz bir stirec oldu-g:unun altmt ciziyor.

151

Page 32: Türk Sineması Notları - 3

'

i.ki Minya 2krasinda kainia.k

Tire'h Metunet Kara, ..ewirt stn.unti n r, u / g in nil- bortlyu topra;:dt dayay:p kukr,nrd borunun ueundahi topuza yos.id,!r„ 1:diliwssdo

.irtkla olup biteui,,,rt aniantarui içiu tyi bir kul4iniz oh1 gcreki).or,

nIZ inkenin erçeLhkli.rhii .)re'lhnek kin hir.k

ettatinna bakinaruz n eterli c.)11caktir.

M.ehniet'in dostingunun ba4langict .:ve-

11/nune kars, iki genc insanut kendince kari1 durtnasty la baAir.

deni left !eintlerintifin al kalnyla boyannl y;; bir aclk !lava Iii:hane-

sise bUtün nstidar onaklan sovenime strum yaslayarak bizint

sinstintirstintiz ya da defolup gitiersinia." diyecektir. YOnerrnen Yoirn

Ustaogiu, Usth . ölii topraillyla Ornilt1 harts Oztemini due getiriyor ye "Ott-

ttee Yo ginneyenlerin„ direnenierintlikayesini ardanyor„

ttpkt Tarkiye gihi iki hiiitinulen olusuyor: bi-

rind hO1iin bandit iki genein dostlugunun ba0angsci, gutbetteki in-antann yaant koullart (Bau'dan ya du Dogu s dan gelsin gurbet her-

kes icin aynt kosutlart dayanyor), poli.s baskisi ye bu insaniann ayakta

durma mficadelesi aniaohyor..hnin tkinci bIThth; doguda gOrrne-diklerimize (gosterihney..enei, dt1)nadiklaruntia (dayurnitnayana).

lortuwadiklaruniza (konu4turultnayana)

Ashna bakarsami„ yokanda sOyledilderimizi yainnlarcasIna ihrode

tolaulan her cyi bkoruz, bir yOuyfa sOylendi,tart4timaya. ca144kii.,. herdetasmda Usti] oiiuldU. 13u bilgi, drarnattujik hir yapt bul1n1UUnde karo-

inrta ciktig,utda. tizerirnizde gercek hayattakinden daha derin izler btrakabi-

liyor, Siddeti iyice kantksanu. çscIIetinni bir toplum arttk kur-

maca, gercekterden daha fazla etkiiiyor hizi. Haber prognuniarnun gloom

bicimindeki deiini buna iyi hir trek gibi gOziiktiyor.

Tire Ii h .lehrnetKara'yia, Zordoc' In (...daha sonra sular altinda,ka-

Ian Zordoc'un achinn "Su:41z" olarak deg i *tiriidigini Irtlz) Bcrztn'iui

Tanbul gibi bir metropolde yollannin kcsngnesiain ardindan, >onet-

mcn l'orkiye gcrçeklii.nne, aiuiIant:ovenizme, hapishanclerdeks

grevicrine, di1011, haudan cloAnya du4iu, iuihti I 'on.

beIgecki lisle LI:net-a:mu eidirt or.

YuI FilitrIcrinin en bnytik handiknbt ittirnin beth hr noktadartsonra tvmpostnutiki ati;nPiriir;di daildtr, ),oh hoyunci.i g6r(Inklcrimiz0.4-?{.1 Lea in/met etrnez•, portieyc vansi).an sadece

ranur bir

Yolculuk”un IkInci boliimh; lierzan'in

152

v ;•!: . ',.i"..„•W

:

'.11 n 1"..t

.1.-..!‘ •

• • •••

a.

ki\

I

alt sirtittittl) skc, k.” htt

uhus ha schircle stirdturoceisalcItrnonytirlar. vil'oanutl 1..r1, koiekttf

bit) .',tsatrst, davanui5u yi bu 1me'.

11ti :, ,don.c„) pchtik hir in 1, 1, IrsaIrri va-

:ral ret,•clesini elate;; .1-y.111.

itidodr

can, thtzarl,eist.inkti Doi1tr`kl,a yoksiniti1„. td,st,L ok enle,

13,-,at'da artik idtlete bir s: ovciuts.ni Ltir Lii h

letitiret teninin esulerli„itIdert ula can :dun! ,)eLin'inde.

yarcintit)la kalac:tk bit ) et. .:!11,:ac:„Ik hii a Inlittuf:31o(td

tnraknlayan `mroint 1,...-,trptnin [le ,;6i1,11I1

landa arnk eskr,) ! ,.1111 ba!.:antay,scakidtolculttk" bu )4intu, fie de bir tOlittcdenine

min t:11ot ne1(1,!cle:"Ideliallizle hi; itulat1)!0:,

aarset 'a ekrartlAi mu

,

Page 33: Türk Sineması Notları - 3

1-.1:..•;;;;.;6;7;.! 01,e ...:ikatnidA.

nmok• :1-•.1h..i I

tAiolarit:•, 171i

.••:: '411pa:,,W...! n ,,....111111Z.i...)•1;,:tic:11.:.,' de sesteur,

I-erzan "1 (.! 996) ve L.trc,rrisineinanuidan dike s'iniriaridnda SO7 ell u ii

popiriarize/Q k1'1iaiizerinde yhrithiesiy-Fe.r4an (-)..C)L:tek' in lililliC ` rindeki hnstirsuza vakin incina

iiikayelerindeki isii;•;elerden zedelendr.

Idirn en nuernii duygusii, amar atmos-nin insaribecienindeki fizikl„c! etkiicri v_ hit etkilerin insatim cMsel

uciunu 1:>:;;;•iirticndirrriedel,i da i•••rnsiiiitdekiLh.hainam zilyn-

go , In cd-i n mi;k•rlehu 1ttnc, katalar hi/Jr. bulant..11.

mutt. .aidtti");•icu;i:•.1in flulosft..ri:.•I C ic.--,-11e.;.4••tirrric...e

bly1)1C -dik, :1111S ilt • ,;11 aniatirri tarzinmidzIasiyia Cd1Imi tnat. y6ite1nniniuurctIei nun vc•Tihnemesi. sonunda OldiirCitmesi

da türitw.k zorunda in1. yiiticunenin, baka dranratikunsurlar I ii iitridan iddir 1)eiisi!) hikdyenin buaz torlama bitCjigicie Icri Ilcut hisscuir y.4)r iziey!ciye.

C:1113 yak) yam FUikn cli lairkim ttaiyon

ho ;idle derecerurn6dm. saimc'Terinddi metstubon postaya ye

vt- cittin seyirt:tyitin dakiL.td:: lilmma tic c,-.!.1,01-kcyi

Ate)) ii iti htta0.•!:eninrh.nn ":',Iektup-:1,,.: ..Hni').7).

11.}11ktil, kar:d.dik. bir flint (darak ba5i-

ye dylc. c.cf' bini. tuna ul idiusiivlelk:bihxek lje k Emend! C-Y"Fee'y di, Stilize edihneye hir du itu muyikt, yok.sa bir„jay oru.Uisti niü, yoksa her ikisi dc mi? "Mato" filmindekiho*luklart doldurtnaya gtictim yetinedi. Neyi, flash, neden anlartiginiOnemsemeyen yOnetmen, fillnde birakugi bNluklarla izle ici e duy-gusunu, hik5yesininla4tiramadi. Neden sonuc ulikisini hir yana bra-

"Mektup" filminin en 1ak eksigi senaryodan ye ybnetimdenk.iynaklanan araziardan dolayt oyuneularm filmde caulandirdiklarikarakiedere cluygularim yartsitamatnast, hu duygunun uI.••ulacniamast c o beklenilen small/it atmosferinaciga tokmamastydil

Kameranin kulianunt ye mekanlardaki aksiyonu hir Battlintalenimleri mIti yitzeyseldi,

"Melaup"un banal hir "varoW problemtyle bogumast ancakizleyicinin bunun tannimen dt;mda kalmast, tilmin entelektitel altya-pisinm zen6nliginden deiI, botan bent anlatrnaya calistiguniz b4a-rtstz senaryosu ye yonethninden kaynaklamyor.

"Usta Bern Oldfirsenede (19)6) Bari Pirhasan, Bilge Karasu'nunktsa bir oykiisiinden yola cikarak olayi "herhangi hir Utkedeki" askeriitarbe boyutuna taudi. Tam da hundan dolayt film fazlastyla ir

Yapdifil iiikenin gerceklerinden uzaklastigt elotirilen Baru*Pirhasan, filmin herhangi hir tilkede, herhangi hir zarnanda gectnesi-nin kendi yaratictligini 7orlamast aosindan daha anlamb olduiMnu,propaganda ye aiitasyondan uzak thirmayt sectigini, propaganda ye

ajitasyonun daha kolay oldugunu sOyliiyordu.

Oyunculuk, gdriintt) ye mizansen baprismin yam sera bin edehi-vat uyarlamast olarak "Usta Beni Oldiirsene”„ amactna ulamts,Onemli bir edebiyat uyarlamasiydi, Film daha cok Orta Avrupa yam-tilt= ve atmosferini taayortiu ye ingilizce

13u secimin sogukluk izleyicmin tilme biraz temkinliyakiamasma neden °Wu, neticede "fOrkiyeli oldugunu hiryonetmen konti..;ailan bit film cekmioi biz bona alt yazuy-I a alivordu k ft lnimn atmo:;terinin ftitkiyeb oyurieulartnbile In gilizce konornalart tzleyielyi hayagi tedirgin etti ki. film bek-lenilen ilgiyi ghrmedi, Attcak. y;niden behrtmekte varar vat-, hemOzgitr bir cdebiyat nyar,:unasi olarA, hem icuIuk, ananiikk olarak,been de sinemasal hit dl olarak -lJsta Beni tlildursene"-90 larda ye-

1S5

Page 34: Türk Sineması Notları - 3

kiltni; en bastrili edebiyat uyarlamalarmtlan biriyd) ve Climb) hava-suida dginc nit' nnytilti gerceklik- yard). lititun bu olgular es need&

On!. antalizmin ancak hik4esinin kahrajna-tuna ),aklawninclaki ce':aretten olgunun arkalarda kaldigt"Yana- (1998) tilimyse Alnian n„,a'kla yal;ayan Yiitnrtr. Arslan'in ilk

metral Nan) di. kinkiye'den Altuanydytt tlOamek isteyen tiyu*-;ructi bagimlisi gent; bit kam, ameasinin evinden kaymasun ve yol

boyunea tanik insan manzanalarna -Yara",bastan hir Avrtipati bakwyla Anadolteyti geziyordu. ama zatenItikayenin temel tedegi do buydn. Ycld:i Rey naud'un eanlandirdigisevimit. Ozgoir ve inato karakter kahramam hemen serdirdi.Ancak. fitrain bazt sahnelerinin genet 2.ecer gbilemiere day11111111S1 yeOzeilikle ktl hastanesinclekt ini/ansenlerin basarisizligt hen) "Ya-na- Mil sinemasal temposunu tbliiriiyor, hem de Nut Stirer)» Wattleharcandigi hissini uyandtriyordu bizde. Filmin en Unemli tizelliklerin-den biri de. Tiirkiye'den, Almanya'ya gdcen cocuklarmin ikikriltUr arasindaki siktoms. lig*di, Ttirkiyeii kimliklerini kabul etmeyenbu nesil, Alman olusturma siirecinde kendilerini yalnizsavunmasiz, hissedivorlardi.

Yapay bin zeminde olustumlan Alan Parkeem "Gece Yaxtsi Eks-presryle (Midnight B.press. 1976), "Yarn" arasinda benzerlik kumiateorileriyse Oz2,tinhigune, Ozgtirliik duygusunayapilmis bir snick; olarak ale3landi ve Mbar gi)rmedi, Ancak, film, Thr-kiye'ye yakla.5)ininda acik bit oryantalist hakw yard). 1 ilmin bu bzelli-ginden haztlarinca gerceklik dtlygusu zedelemhis gibi

Ritz) gbndemielerinin "star , de, kinii diyaloglar an-lapimasa da "Yam", Aimanya'da ya.pyan hir yunetmenin Ttirkiye'yebakni aiosim y,ansumasindan ve hikdyesinin dzgtinItig,tinden dolayt,bultnitufw seyircitien dab fazlasint hak ediyordu.

Elk) „. (1!

k,,€, ..half

•It,:iu.,?tali://t .,;111;:rAkid jc!mi iny

bir. • ! • . • ,.' "sci.117;p1

orwuth .:•latti:hndakt

bhper saici•ta\ kuliammuldaki ekono;n:!.. iitr. Buni:o

+.}tv;..z. acanai-; .1;,,,rtmaltst ma. tv,znrn,1:,)n/

gerce0, !N.irtposh.ti ".4011:Itii.1112Ci

lotorarint Sakma !Tien isinile-

rioden Robert fire,:;otl. -1- iyatromhncsinde h:onLaultai yapitC*t rot,

varhga ekhmcrek, onu ghclendirir, Frirmie yapmak

benzerini bile silip fokor,irin

simayt ortadan kakitrir s ' diyor, (Bresson, 1992: 2!,),

Son yillarda sineinatun "insam" yenidcnYalmz, g6in LIOnnnis katil I•Ahriman-

Linn) aksiyon salinelen) antik part ettniyon. bunuo Ncrini farihicrzellikler talayan bnylik proje ahyor. Ozol ciallerden, olaga-

niistit Ramera hanekederinden uzak dumb tlllitirtltili l lcr, kamernyisadece bit kaydedici olarak gdrityor, kamera yunQunenin icmde yasa-

chg) ktiltUntin hikaye isc bu kult irtiil iamanuyla dognudan

yansimast olarak hacat bidnyor

inanli sinemar [Lin minyattir sanannin sthrealizmini kad-

qiarina y ans itmay a cal is irken, Yas iro Ozu, karherastth iapon

aCIsala ayarlaniik jcin bzei bin kamera yaptrir cc insin gOztintin

i i7 atosina c n yakin objektifi kamerasindan eti(arhatnaz.

Bresson, -inIkatilatarn arthkca. imkiiniarmh khilahnia La..oth

azahvor" tier. 7:/Ii atmalist }akiawrt, clindcki maty2rata .,th oinhlk-

tarisa, tekuhri. genektirdigi bakis Jicismtia y6neurtenth

yo§.achgh khlthrith i:aatmeyi or 136:,.1„-:,•_,7• size

thiknttq rn::,..fili sOzchkt:...r elektier t.,)•ly 'art ili l yehilkmettni:,ur. Fatale yekiltni$ gOrfinttiterin rt2rtkItIr.IQ

156

Page 35: Türk Sineması Notları - 3

-t. (ono Tti4C-0

, • :1i dolto:ohnat. '.1apnn ko;t13 11af non.

',Ha 1';:' 1.11-rLtrth; zorinautu tr,..m, ;• Liana art nttr•o-1

darttp :nnecek zamarn kalma: an yOnetmcnin a.,....1111

hhhIUit-kteye,

KatnerahI kctindenttvuncit al ,, ,•ityonttna dek her ey'2.konnnirtra 1...1......I,tittyordu }u \ il<n iiret01.1;,) riiat:etuinhnninntalr-t e tHInl ennek I4 /or. Ine,tk zorunitt

r;041111.111i1.1 vUrJrited,..11e ,iii,;1112(;f:At

sdie1mi0111 nitt.‘attai it: yain .1 1:,, ;irtioliztri kuramsalla.:.;anadt.

Belk,. I HI: LidIII silmna attlart ).'t .lanaz Galley ve... ()titeretko ikvain eltirebikeyclr.

in etkin Oukklei .vel,....bileLek hem de kendini 'dudecicbIec.edcin hir

caltstrtasi Aiiininaipa Si-trointiniti bir nrne tTti ohirturur. flu caltwa ayrnzamania tut eirlitf.,. 0 ve. Akad lilcnriui felselesine de bnyiik katld-Ja bulunut :.,;(irtinttlye i1rkiu deneyintini onlattyor

IIll ki4Mer0',,Li (I ti triirecet:;itni;!..ethic:In ie Elmo 1t.1.4tintitik, Ciani'ye cledim Ii. u'

hkat 11 o, hr u idir, Area Oyle tar boy11,011;., 1 , 1111 Li. t1211 1. burrturat.qm dirintleyrnis dtrygutal versa)

FOIL Aslintla I t'otetnli bir nielinn„ I-,;inidE I lern boy rcsmihorn cok olur Hr resin) olavak. I km boy cekinti hem

,.akrt plan Obi cok Di-„yrn VI i)1 in! is.nll ‘mdik. Re.nrnler

sum Itt"..11 \ -„ir . oyuncrinun isyle valon bit(3, - 1i:ICLi1UIS manrennyetirk tnterst:niz orada.„

(;aititain kenanncialdUtlar li:rii,i1ii, re .:amler btiyuk resMilerdir.r.

\: e herr•Ane yakinnt r:ok ni ye nzak reitnlertoplu restmler kt biann :nit.tnirt yaktfl rnahremiyettrd Il

itavrann;k:rnun.. t( Inaran. I (:‘ -10 ., 175-170.1.6. 01 A had, hurada tinentastwilki gOrittafr ; ..t.rthryomm Onenntbir

w;iarnas III] anlatr,,,.tr.. hSvko bir Ltdraj ai 1laytt nerecleyse minyaniredreilvor. YiltnaL. 107 I , . 111H.la cektigi "Vedi Kiieali 1.1nrnat2-de

hr salt:amen Ic a e1 lerm i iiime vans it ua' r. t:IennI0

dnr. R.nlar, kalabalik :zilinelerde bile gOster6siz soda bir ant:atilt

nt`nsuf Kurcenti, 1983 villttd;t cektigi "V k: Reep Ve Zebra \le Ay-minyattir estetigini yakalarn:tvj call;or Kainertt her) sabinir. kact-

nit ietitilekt hareket temel aksiyoniittr. Meal, Nina bit Orneklinde Liatisinemasi ii ppada smureklilik yoktur. Akad, yIllarea aynt

yonetmeniyle Gant Turanteyla cals4martm avantajmin yant serahikayelerindeki yalin, gOsteri*siz tuna bir o Lather "edebi chit”, Oykti

ciIithnde gOsterir. Akad'ut iitmteri. bir rotnantngerektird4..i i edebi

::tyaptyl izJeyiciye ulasttrirken aynt zamanda hayarm en yaltn halini

Akad'm sinetnasinduki cloksanli yillarm sine-

ba$ka perspektinerden yararlanan situ:macaw-in tilmlerindectkar. Bu cok oyuncululaa

ve hikftye anlaturundaki lavirda tiOrsellik aosindan Akad'a

del* düen yamysa, kamera hareketlerindeki ekonomik t/H . 1a birlikte

) anetrnenlerin tcknik inathemeye raithet. etmerneleridir diyebiliriz.

159

Page 36: Türk Sineması Notları - 3

• •!a'

in i:trl, i i-;;;)

1111t):iiql .0;11

Nuri Bilge Ceylan Filnilerinin Minimalizin'i

Bike Cevian."kasaba" (N97) filminde anekdotlarla, i4it-nlek ye kalmak uterine bir tilni s anti, elbow filmda baska temalar da

void/ amaben ., tkuia cok etkileyen ho kuidu 13u ufkeckikihep hit yeriere game istel:ti vartar mak bu turistik hi eezi

kasaball gitmek b.:6> or. ehir1i bandit bir ttlheye

Alunels ye retail ilitzeyi vukcek bir hayat kurrnak istiyor

Nun Bilge - Mu SU; filminin de temei ziei kasahadak e bilytik

de.ki insanlann "giunck", 'kalmak" "döninek" olgusti tizenne gekenhikayeletidir. Uu cogu kez tistti Ortul0 bir bicimde kontiulan ye gecOiril,

ineyc cal:Om bir ohnidiir. ciitinek Lu.lar gittigin yet& kalmakgOstergesidir. Kasaba'claki aria hikayelerden hirisi hudur fakat ho bika-

ye, "Mayis %mum" (1)99) ye "Ilzana (2002) sonuclatur adeta.

"Kasaba" filininin izfeyiciye ula§tirdtgi "gitinck" duygusununyanmda cii carpet yam, filtruie yOnetinenin kullandigt gOrsellik

"Kasiiba" gOrsel zenginligini siyah-beyaz fotoraflartn gOr-

keininden aliyor. bu yantyla hic dc mittevazi deW Ancak, bu gOrsel-

lik yalittzca artistik bir amac için kullandniamq, film bnyuncaditygulari ulastiran Onemli bir i1evi. var. Filtnin

deki Afinimalizm gtinluk kaygilartn kUçUk ktrintilanndan yola clkip

hayati ye izleyiciyi di.n g in bir duyguyla kucakhyor.

"Kasaba" eitinlOk hayatin ktictik aynnttlafindan yola ctkarak

*drier yaziyor! Okul sekansi hash ba4ina bit 4iir. Coctiklann bir tayle

yaptiklm oyun, muhtemelen uzak bir mesafeden karlar icande skip gelen

Ctrencinin corap/artm kunatnak için sobaya asmasi ye cii4en her danda-

cigin sohanin tistiinde: aldigi ckil minimal iir ornekkri gibidamyor

Ole yandan hasabo).1 terk etrnek. isteyen Sarft'in kasabadaki

isiyIe, liocuktartn se dq.'ittyt ke;ti birbirine tezat, paralei

antattlan hikityeler gihi dursa da, Amanda Satict sat (ism yatarak, iki co-euguri kekde crkwat dogadari eaten haberciar oldraunti gkisterir bizlere,

"Kasaha"daki Asiye ye Ismail' in rtiya :48rdrig-il sahneier, !,'Ortet.rne-ran cocukhrgana dair derin tzleria fotogratik olarak sitidenniesithr; an-

cak "Kasahentn at.'arlaitt yOnettnenin etkilendiai kaynakiarin yogun bir

;“" •

(Nw7 Tht

"Kasaba"nin SatIet'i M. [min Toptak,asi hit katak! ...T ciz.er, "Arkint

karat vertai ,uicak klrarm .onitclartnin tie

kaynak it s >at, '1 isii, kabadayi-

i pal k.iyboltran,:ur kahramanin $el yriketettney-...! ancak

nsittrideki yabancdigi. sakilligi hit thrin atamas an it

Muzn ffer Ozdenaintipki Mehmet Emit] 'Fortak 3tn,!!, t i. bit o,s,:tat-

radar. "Kasaba"ma natis bOltimlinde cociiklatin meeztin

rolayle filmde cok az tt.Urunur. "Mayr:olarak katsimiza filar ye "lizakla eaniandirdn'a

li.ito ,a!afkovsa "Mayis Stkaaisf ladaki karokieriit de.saim

lizak"ta ibtogtafct Malunta l un, kendisine haber semieden, evince

kalmaya eelen akrabaSI YlISLIf a davninrt bicirm bufiu-

sania torlumsal iliski Imtkki dmLiImi imlir or. -()0,1 7 ' r k :,Iiiardakr-

aldan gOceillei hit....0:ta rabut se trzak aktaba1atai ..1.1 e .u� irlanit

ye , ielen "faun utesinde bit Mbar neak,

N-labinta karitherinin "aydin- zamanda

yoziatnis bir yam,:buPa iteklikten soar ,. idealliTirt.leii ai.ial di1st/1,6, in , :la , i •is s i-

nn/astir. Yusalla kunnal, etine bultiaslu ?....n riaEl cikeirip. anuiMrda nasii bit serdiemin alum cizerek.

"t:zak- in Ttakiye'deki Z'nlem!i Hr itii- kat cekinek.-

tedir Vt istiit i bit ilk ipuclail bit mikiar da di-Maxis Slkinti-

Page 37: Türk Sineması Notları - 3

163

ck H. ainuv .t alatitva1,.)41;1211111 !NI

: .1,, .•

p. •Ti

au: .n •••••••••:..

• •

(I'PO)jjpfl jjflfljfljflcelomy Inc ktitillaCilUe yasimmislik arasinda etdip geierek

:taiyit tunlin kin-mac-a dunyasi hakkinda soruiar sordurayor,litun ntitiefi (lilt, hem komiya yaklasum, sinetnasal estet.10 "Kasa-

na sti;;tiarn Mr yarn listiinekuruhr

Alinimalbn kavramma yettitkin deginniemixMinimartzni Ifltn tirettne Livia oiarak nu hay aiit peck yoktia bir akim

olarah Lae kemnie bortitaintnini etkileyecek mt?Alinin y ,,lit:pfiii adece bir ki-tin sir:et:lac:mu hayata bakty1a Ii Oznel

bir giver okiligutal bunun genis bir etkilesim alant olusturacak bir.akimolma oimadigan soyleyebilitiz. Bunun en Onemli gOstergestmithmalist vakixiima sahin yOnetmenlerin sok larkh alaniardan gelebile-cek etbaleine latzlastyla ittok almasichr. Bununla billikte".Muyis Stkurn-s(nui, him sinetnasirun son yillardaki sikistudi g t. bu sinemanm hem fel-sefesintien hem de bikilye etme bisitninden etkilendigini sOyleyebiliriz.Bu ekiknrne siireck ytinetaldl Nun Bilge l nin kiisel sinemasuun tisttiniaOrtmOyor, tam terse kendisini ifade etmesine yardarict oluyor. l3uradahelgeselle kurmaca arasinda duran filmin sans:. "Kasabeya nispetle

Farkovskif r iiin sinemasindan biraz daha uzaklasmaya ba.slatm4.

YOnctmen sinemastndan etkilendigi yOnetmenleregOndermeler yapmaktanhasmmadigt gibi bu filmlerin bazi sahneferi-

Tie dogrudan al diarda bulunarak ho stirprizler hazirityor, flu konuda

Nun Bil ge Ceylan cuoo derece zengin, Ustelik bu ta yrun post-

modernizmie susiemek nh bir amael da yokl

1aba" e"Mityts Sikuit s ulusal feslivallerin yam stru ulus-latitraia ri.,11 ,,ailerden de Virrok Odirdle ditrtdu. Ancak. Nun: Bilge'ain

son Il mt z.k ()nun sine:mist:1m hem Avotpa sinemasina hem degerceli taiuda Dtinya ianemasma Kabul liidiinin giistergeslydi.t.'.annes Fdin 1",:stivallattlen tic dil •e &Men film Thrkiye'doki festi-allercie hOtun odulleri toplitylp, maideseliiit,ede basansiz oldu.

Ancak, "Lizak", Nun Fitige'llin ktunerasumi sehirde gezindigi bir film

olarak clifier tilmierinden Carlab bin yere denk duttyoi. "1izals - lilminin

162

lekleri filmlerle ayni gihi dtrinitsina ragmen daha iinceki filmier&olinayan lid temel duy gu var antic: flu ditygulardan birisi "kibirle vog-rulmus Mush-. Film bir y kil'saidan geiip ideallerini yitixen him tbtog-lir sanatsismin isiyle, hay anyia hesaplitstnaslm, seliskilerle dolt: yasatmnaiiSrt cite sarilmasmi. bir yandan da ayni sanatcann karst cinsle olannudehi beceriksizligini anlatlyordu. Sehirde yasayan kahmmaninOrtemediiii, mama zunan teslim °Mugu him onti Ozellikle larsaldan gelenkonuguna karst tahanuntilsilz bin yapar. Filmin ildnei duygusu bir alpuhnanin Otesine gecen "tutunamama" duygusudur. Kmaldan gelen Yusufht.iytlk sehirde arayis icindedir. Uluslararast denizierde is yapan gemilerdecaltsmak isteyen kahraznanimiz sehirde yabanciltk seker ye karst cinsle

iliski arayist icine girer. iki girisimi de hUsranla sonuclatur. Ama aril derdi,

kendini ispat etmek, ktiytine dOnmemektir, o yuzden Mahmut'un her turlu

asarolarnasina katlarur ta ki kendisini hirsizhkla suclayana kadar.

Nuri Bilge Ceylan'in sinernasindaki oyuncti secimi tesadtifi de-go, Cevresindeki insanlan tilmierinde oynattrken ()Mann cercek ha-yatta kullandigt siveyle konusmasini istiyor, oyuneularmin duruslan-at. bakislarini cekim esnasmda yOniendirerek istedigi fotografik etkiyiyakalamaya saliqtyor. '11zak"ta yakm sekintlerde dahi arka plani ge-

nt s tutarak kahramanmm sehirdeki rub Italini izle yiciye ulastinyor.

in ash t Nuri Bilge, sehirli karaktert Mahmufti kesinkes mah-eder. Sinemasinin duraganligi bu tilmde de islerlikte olan Nuri

Bilge, gdranttintin tadmil varmak isteyen izleyiciye seslenir ye kadrai-Ian= kusursuzlugu sehrin atmosferinden hicbir sey yitinnez.: Yani,

onun sinemasmrn pastoral zenginligi "Uzak" filminde de devam eder.

I lemen hemen her kadrann, hikAyenin bÜttInUnün dismda kendine hasbir Inkayesi vardir. Bu anlayit, "Koza"dan ben devant ettiren yOnet-men yalmzca hikAyeye hizmet eden kadraikir tasarlamak yerine,

tasiyan bir fotograf ser ,2-ist de sonar izleyiciye.

1,1-ak

Page 38: Türk Sineması Notları - 3

(P ut

16C

"A Ay" ye Reha Erdem

Reha Erdem'in Ay" (1989) tilrni hem hikaye, hem de sine-

!nasal dil actsindan minimalist (Szeinkier tastyorciu. insan ruhununderinlikierine inmeye yalcsan filmin mekana ve karakterlere yaklast-in', sinemamtzda daha once denenincmis hir -brlyttlit geryeklik" yaba-

sly&

"13u hiktlyeden film me anlayisint ctikerten, hayatin her

alanmda kendi felsefesiyle herkesin bir seyler anlatabilecegini kanttla-an yOnetmen, bu OzgtinItigttyle bir yok kisiyi tahrik etti diyebiliriz. "A

Ay"tn bir ayrIcaligt da uzun yillar sonra bir filmin siyah-beyaz yekilme-

siydi. Ulusal Sinema tartismalartrun gobegine "Esktya"yt, "flamant"t,"Istanbul Kanatlarmun Altinda"yi oturtanlar, "A Ay"infilmin kendine nit olma cabasmi gormezden geldi. Film boyunca ttlyhafifliindki denklemler, geryekle hayal arastndaki ucu aytk, konsantre

Oykillerle gOrtintiller, durmaksizin sorular sordurdu iz/e) icisine.

Aye Sasa, "A Ay" iyin Ye.yilcam Chinhigitne suntan yazmis;

"Ben, gOrdtlgtIm gunden bu yana yakami birakmayan 'A Ay'daki yo-cuk figUrilnde, belki kendi yocuklugumun, inanyla oyunun iyiye geyti-gi yari otistik dtlnyastnt buluyorum. Ancak bu fikir belki eriskinlerdtinyastmn yaranci unsurttna, psikanalizci Eric Bernet-tin 'icteki co-

cuk' adult verdigi o saL gizemli, alacakaranlik bilinc katmanina ale-

gorik bir gOnderme olarak da okunabilir. l'ilmin vericiligi, unutulmaz-

hgt her halde buradan insamn biliny disma uzanan etkisinden kaynak-

lamyor diyorum." (Sasa, 2002: 31).

Ancak film maatesef yeterince izieyiciye ulasina sans t bulamadi.

Buna sasrnamak gerekiyor, Erdem' in kendine has hikaye anlatun tek-

nigi ye "A Ay"daki minimal karnera kullantrni, Nuri Bilge Ceylan'in

sinemastyla benzerlik tastdigt lemt. iki yOnetmenin de gisedeki kaderi

aym olmaltych kuskusuz!

Reba Erdem, uzun yillar reklam sektOrtinde Cali yOnetmenle-

rimizden ve yOnettnen ikinct filmi "Kay Para Kay"la icinde bultindu-

gu yarnya ye bunun nimetlerine saldirtyordu.

iiir yanta dolusti AmeriLin Dolart bnLn stradan IItIIJ haya-taw. parayi Nilduktan sonraki Reha Er-dem'in ilk tilmniu, nthilijjk buyiik hir iindcvn thi duru-:ordu, Ancak, inin :Um ilk yonennenal kir1i.1i anlaylpbirden tilnun Pone g!1--iyor insanlarm pan Lein 0 tuntillmneadelenin iyinde kayboluycmin Reim fircizin, paranin

actif0 hirsin biann annsi okluguim hr:

"Kay Para Kay' zaman zarnaniyinde barindiran bir iImdi, Ka va hull kurgidanints planlaria ayilanfilm, claim ilk salmesinde "para").1 hikiivenin rnerkezine yeriotinueyiba;arlyordu. Anc-ak, filmin teknigi kadar, iJdetin kaynagina, paraya,pant= insan psikolMisinde ye ilikilerde aytigi yara a haret etmesiy-le film daha do ilginyleiyordii. Aslina bakars,iniz, Prdem, hika-yenin gerektirdigi brit, duraganli g t tilinlerine yansitan hir yOnelmen,

"Kay Para Kay", insan hannirundaki ch . g4imi resimilyordu biryanlyia, bir yamyla daya4adigimut dnzenin iyinde carpikiaru rue kadarkolay kabullenip iysellOirebilecegimizin hik esini anlanyordu.

Filmin en ilginy sekansi, tly suchmun (niuluemelen (lolarlari tak-side unutan adam -da bir.suyloydur) ,$Qhir hatlari vapurunda birbirinikoraladigi planlardan olmuyordu. KimeAin kendi knyrionnt, yakala-maya yahlmasi gibi bir eydi bu,

Page 39: Türk Sineması Notları - 3

Mayirmiyet (Zeki 1997)

jtiF tI'I !Ai thit-tirkuititz.Sittetitast

•• t 1E 1::Alz.e17/:

Danrrt,,ubuz,

yLinda. 1.elo Oki ' in S filminoe

yaparak. ki din Detnirktibuz. ik hum "C iku I 994 yilimid

cekli, bhput. hoptik gOztiken ancak kends

liga saint) iki anianyorim. inide eVienerek sin& atla:,s'an

Iin (Seh , o sh:\''t aparuniin idoklan arasma :akt;unis dilnyast ve

OEI

Dinh.oinz, IulnLi al k,ilitainauth apartman bloklati okitigunti

si4iyhtsioults. I-teo irmenlerse, filok'un kuntusonn \, e tihnin

irinj Antoniant Liulrnne benLetecatir. Aticak, C iblok'daki MU-

ye anlatun yOrtielniyle„ Dentirkubuz'un (tiger iiimlerindeii inkaye

anlauin yOntL:lniet t Cok larklicht, bu konuya deride danecegiz.

L)emriiih inn, Zafilan /...111-1a11 dtiIe gercek arasmdaki siturlan zor-

ladigi Biok"da. kadm kahratuanirun fanteziktOe birlikte, kadinlariaerkekler ardsmJaki o cok bildik bikdyeicr de annnliyoruu Filmiluzefli-

1<uttutsundriki 1arcalanni011, ye tantaalnekan iLikisiniu. 1eiei ta-

ratindan cdii un sonundd ir1el mimes ivdi.YOneurten, ktedigi divigtku

marink rIU riiIua agerek kalmadan

ahuin celUm UVelilnI a:thank-en, elinde yedi sckti

.;01;.ilik 1 Ittetto. (-titittgurtu, ttentiryontm. plantar cei,ilineders bir gun

k);, uncutartri lie tytmytwttidattatIttl senc Itaberdar ol kid-

gi1114.1 Str., I anEklrac, Ihi tip ,.. , outemielle c

,$an yonetin,!tiler tiit111.14t filmtnt kefl bul icirt bOyle bir

-yomemi us. in zamonda biiynk risk ancak aalum mu gel.6ni

.;t:karitiiart arastattlaki kopukita:ildt Fiiyedeki parca-htri hil olabiiir

Detnirkubtiz, yazimi bitmi4 senaryoidria calimaya boladigindan, anlat.ugi hikayelerin daha saglam iiiki1er azerinden yUtidiitnü gorecegiz.

"C alo.k" ayni zamanda yOriermenin daha soma gercekieltireceigifilmierindeki aria temalarm resmigecidi uibidir Kadinla erkek arasni,daki iktidar i1ikii toplumun geneline yayilan iktidarbenzeridir, ancak bu filmlerde dogntdan politik bir sOylem de yoktur.Dentirktibuz, kadmia erkek arasmdaki iktidar itikisirn anlatirken"Ciilok"ta olaylara dtpridan bakan biri gibidir, seyirciye gecen ditygukannapsi ayni zamanda hikiyedeki parcalannnOtkla parateldir.

Itirqf (Zeki Demirkubuz, 2001.)

Kant Araligindan Masumiyet

1997 ythnda gdsterime giren "Masumiyerle, karumca, ZekiDemirkubuz bama beta olacak bir film yaptnivt. "tvlasurniyet", do-nemin populer filmlerinin seyirci sayisina ulavnadt ama hika.yesiyle,oyunculuauyla, mekIttarm seyirciler uzerinde btraktit etkiyle uzunMire konu4111du. 4in katti yam, o saatten sonra, Demirkubuz'un cekri-gi her film, k.endi hikayesiyle, oyuncuktguyla, yOnetimiyle"Masumiyet"le klyaslanacakti.

Zeki Detnirkubuz, "Masurniyerte olaylara kapi arallguidan ba-kar, filmde kapanmayan deelet dairelerinin kapi araligintian "baneyler" gOrtir ve tantk olduklartm bize aktanr. Afilinda ho duygu film

boyunca devam eder. Fihndeki kiMerin hayatlarma ilikin veriler

167

Page 40: Türk Sineması Notları - 3

aralik kalnus kapdardan taniklik ederi a bail seyieri geremeyizde ,ezetlerimizko bosiukiart tatnamktn

Du aynt zatnanda filme tom ice bir "mahrerniyer duyg.usu ka-4andtrir. Film izleme eyletni bir yantyla yasantidtgt varsaytlana "ta

ise; daha tilmin basmda ytnetmenin, bizi hir seylere tantkligadavet ettigini hissederiz. GOreeeklerimiz, duyacaklaruntz., yOnenneninbize hissettirecegi cluygular, bilincattmuza yapacagt saldinlar, itisanmmahremiyetine iliskin hikayelerle doludur.

Nlasumlyet filminin ana izieklerinden b" la•ia eu Ouentlist-ask"ttr. Pernirkubuz'un iki ftlmindeki ask in niteligi de. Yesilcam'inalistk oldugunutz "ask" imgeleminden baskabir yore denk dtistiyor.

Ask't hissetme, yasama, tilketme bi4inti, insanlann yasadtCp yUz-

yilla bir iliski icinde oldugunun ifadesidir. CtinkU ask, istibdat,

Ozgtirlilk, ihanet, korku, tnUlkiyet, gtiven. savas,. OzIern, tilutn, heye-

can, cinnet ye daha sayamadigtm bircok seyin takendisidir. Vasarkenesini ve karsitim bulmakta. Ask't yasama bicitnlerimiz ayni zamanda,

Ancak, kunnaca icinde 1,,alaruldikt iddia edilen ask'baskalastr, bu baskalastmda "hayatrn temsdrnin getirdigi "yabano-lasma" yasamr. Bizim hikayemizdir, aynt zamanda bilinealumtzdakiimgelerin, gizii duygularm actga vurulmast, 5ifrelenmesidir. Olaylar-konsantre bir manuk dizgisi" icinde sunulur, gaze akhklarimiz, ala-madiklarinuz kimi zaman rahatsiz edici boyata sergilenir; hu yQzden,izlerken ya da okurken ask daha derinlemesine nUfuz eder bizc. ()lay, -lura disandan bakariz ama ice dOntip hit sorgutama sUreci yasartz,kitni zaman gizli gizli, kim zaman da aleni.

-Gecmis hicbir zaman oldugu yerde durup yeniden ke§fedihneyt.aymyla.; oldugu gibi tantrunayi beklemez. Tarih her zaman belli

onun gectnii arasmdaki li kiyi kurar" der John Berger(Berger, 1993: 11). ASki yasama bieimleri toplumlaxin gesmislyle vegelecegiyle ilgili ipuclarl verir. her ne kadar a.sk'm Ogretilomez, icselbir olgu oldug,unu snylesek bile, toplumsal iliskiler, yapabilecekteri-mizi ve yaparnayacaklanrnizt sinirlamts, hayatmuzi standardize ct-miltir • Biz kabul etmesek de farkinda olmasak da; ask iliskilerindetam altslar, konusmalar (kurulan an/A:le-in anlarnstzhgi Mkt),optismeler, sevisme eyleminin kendisi kodlannus birer yen olarakbize sunulmadi nu? Eger bunun aksi olsaydi bir Avrupali, Amertkaligibi ask yasamaya Ozenmezdik. Bir yantyla da neredeyse gene-tik bilintcilei i yalanct cikartacak hicimde, irademiz dismdaki kiilttir

168

,r,:Jo:nil:it da

t lam

FIW1 da -;ke:‘ ,nokritzn

i ierki •ytik btr lit zta :ft r:.nere birderc• 1 arttkItict:ir hava try

iti me tta;;Iatrituntia ilryati-;-11211a11 1•.y. li) ,

da hir Lunnt r•irgr, bujeri !„.:;.artra

k art,ttst nda

arrinut yel.tiirte

FeHini'ye, "Si.-(i bald he ∎ ccanhandiran ,tir" Jiye soruyorlar,

et. Vlasunt karjislrhil ve kendinti

bionttie >argliaritn." y;tuanu _19397 94).

Kesi;one Noktalari

-kobuz iki tilminde de :ride nia-all *I" aravan itrntnlaria hika) V31",

Filmierdeki opraziaina htittitiEittf;tantaz top-luui degi:Anin timmorantasi nirelipnnt tkir.yantyla "nesnellemitir", ama bir yamyla da "bireylettn trykUnmeie-rinin" eseridir, Neve rjykrinm.edir bu? Kendisinde ()Runyan bir evewhip alma rnr? Belki de..Arna bu kklarda caresizlikien kaynak-

bir "Masutniyet" nigusu hep var. Bir yonlyla da aka Oyktinme,,herkes ayrt bir geryeklik, ayrt bir atgil.uni. ayrt hit 1w, tutku

iki tilmde bu ii .Ociler arlincla diye adlandirdiguntz 5ey ger-

cekten ask Y."-a Demirkubtt'un dedigi g "nesnellesmis"ask

III1? (Ktrac, 1997), Ya da ba$ka bir ,;:ey ml''

"C B[ok" y e '.\ . laitrnnyerte ictert ice tne okan kaha, can acme',

seks hazza 3;klarchr. Kendini at..1 yt%itter. hit yeni-

itnne bireyin to:pint:Ida varoltna sav:tstna :;tinktibireyin toplurn icin e durti••Iniu. secim-

lerinr. cnkmaziarun. iaplanttlartni, etik ve mor:tik %.1.,:tinu mintierbize.fat kahn n::mus einayerinden Ynsuf (Gi-ven Ktfaci, ')!: (Der,,a Ahabora) o'ntr, °nun Para•kari41 batAalarryiA Vattli:'.11/1 bile bile._

1.69

Page 41: Türk Sineması Notları - 3

-,•

estenk‘....,:r:.:•:•!1‘..;

, . kl.:• I ?.,",tenden isil`einan;:ank •:: ;. son -,.krecettcaz-

• .t ,•

alcin kendi kendiana,,c,manini Lqinic; haisave t,aana gerkan,.„,ordu,

Fc. kadar lkisi d tanninedici ietrddik tilir4U3iintin ç l e li n iniesi iti, ara-bay..:1,,-nlekraintardak i (_:,11(,;SUZ. hAdin yerine canh, etekcink:c JimainT; h y.r i.jtk1j UIiIrna Li :d,lyia bucket eden yb-netrnenin '.5ecIIIJ Lia.

fihnierinde sanernandLin ahik olma-Litgi kadv,i vardir. Arzu ed,m. Etc) cekmeyi gcze akin, ,'tinasava4lan Inc kdk -,nuo, an, eide edcn. EnTaz da "erkek ahi kadiniar". Sa-turini iki Blind:: de phietrueni bulinak icin kachn karaktertere bakma-mz yeterii olacakur, Bundan dolayk i)ernirkabuZun fibrderindekikadmiar az. (LI kadinliglin

Modernizm idestirisi Sonrast

it h it ' iii (Itaink Bilginer), Yosula (Ghven Ktracd hikayesini an-iatogi agac: ainndaki sabne, "I'd; ;k. sinernasuna a3ina eldugu rnelodramkalibmda stk. adrilien kahrarnanua hikayesini anlatrna yOntenddir -btrbelinutin kadrann nakayenin sonuna kadar degime-rnesidir. Dmairkubut. ha satinea usLxa iihne yedirmi, i2 •eri dOnliw yada gereksa2 ukm1J lianin saddnaium verrnema.. Arna kahramarn-nun Liana thrnin (Jut ty nda (ildurtiyontz. Zeki Denairkuhuz,„ alL5akoidugumu7 anlatrna ka'nplarma siddlnyor ya da filmin okmazIa-rini Ortbas etadeye cahstyor.' Yani tilmdc klasik, edris, e..el4me ve sonuchOliinah mu a 311/1 "Iasamiyet"in simutia dogru hikavedezoanna

e 1 ,••anyt.,ruz. Cianku: Ii mu senunda izleyi-diyo soirn;:t noktastna gelebdir. -Masumiyet"in en

za)rf olan bit =An, izleywilerin de en 'zaiyit noktasi. ‘R.inet-men bekienideruniza bo4a clkar-taral,, algJianaran wrluyor.

"Mastinnya, t."to gercekten namsumn otanlur ladyeierin içiude gdz-lenrniti. rnastnydarr, Yasultin kotanwlayi reddeden abiasdyh,Ugur . un hanwonayan kuctik krza ikist de dilsiz ya da bu bir tavir

170

Bundan dolayt DenUrkubitz'un soylediginin aksine, rilmlerinde'70'lerde cekilen Arahesk Filader'deki grotesk yapidan izler gönne-yiz, ashrtda, bugtin popitler ve her ;;Qye ma! edilen "post-modeminn"ihuluruz. Dernirkubuz'un, hunu "arabesk-melodram" yaptyt tersytizederek yapttgint daha Once sOylernistik.

Denitrkubuzun post-modernizmi, "modrettimt- elestirisiyiemantigm, aydinlanntantn kalelerine saldirmasintia gizlidir. Ma-

sumiyeete icten ice aciga clkan 'latter' . (thrusu bir yantyla Iulnu Ye-bir melodrarn yapmaya adayken. bir yandan da Vest!.

estetik anlayismt basmdan somma dek yarlmts olan)

pastisle parcalama gtictine sahip.

"C Blok" ye -Masumiyetne manuk aramanunz. duygu vardir,

tutku ye haz vardir, Blol(ta strut- atlarnamn getirdigi boslugu doldu-ran cinsellik vardir. "Nlastniyerte ise alt olma isteginin olusturduguboslugu act cekrne gtiditsti doldurur. Britt fulastyla Battle digeri fazia-styla Dogulu. Ama ikisi de sinemarruzAla islene islene Orstimas, cat

ciknus konular, Demirkubuz'un mahareti, filmin estetik yaptsrm olutu-rurken takinchgr hoyratItktadrr, YOnetmenligi de burada act ga cikar.

SeLgi ye Oykii

Demirkubuz'un iki filininde de cok az yOnermende gOrebildigi-miz bir sey var; sezgilerine gtIvenniesi. Sezgilerini, birikimiyle, hayat-taki taw altstyla ye burnt dillendirmekteki cesaretiyle ayaga

yam ye filmlerine saglam bir iskelet olusturmaya cabstyor. Bunun iciniki filmdeki karakterlere, onlartn hayattaki konumlantslarma bakma-

miz olacaktir. Ytinetmen, aynt zamanda kahratnanlartna verdi-

mi bilincaltuntztt seslenir.

Blok"unun Halet'i (Fikret Kuskan), tam anlamtyla 61mm te-masichr. Halet bir dururndur, olgu ya da bash basma him olaym pat-cast."dunts" ya da buna benzer bir kaygist yoktur kalwarnanin. "CBlok"a birbtinin olarak baktigunatia huErnia kendisini Halet'te gOrtiritz.... Filmbirbiri icine gimii olgulardan ibarettir, baska bir deyisle kaos.

"Nlasumuyet"in U gurt, iDerya Alabora) ise, isim olarak ardanu-nut tam karsitr., bir ugursuzluk abidesidir. Bekir . in (Haluk Bilginer)

OlUrniine ye Yusurtin bir yikmaza-dtismesine sebep olur. Dilz ye ha-

ha anlamtyla sennayedir. cattsmalarm anasidtr. Yusurun

171

Page 42: Türk Sineması Notları - 3

Ligur'un hapisteki sevgilisine. Bekir'in Iura hissettigi "ask" baskabaska anlarnlar tastmaktadir.

"C Blok"ta da benzer bir ilik a g t var. Halet'in Ttilay'la (ScrapAksoy), Tiday'in kocastnin hizmetctyle (Zultal (lencer) yasadigt

Ye "ask . in niteligi tarkhdir.

"Nlasuntlyet"in Yusurtinun, arka planinda mitolojjk hir Oyktistivardir. act yektne tlzerine kuruludur. Yusuf ablasinin asigint Oldtire-rek kendini kUr hir kuyuya, hapse attinntstr. Benzer bir ctkinazt daUgur 'la olan iliskisinde yasar.

"C Blok"un TOlay't ise, stint atlamts bir kadindtr ama onunbicimi, hayattaki konumlarust, hir stis bitkisinden farksizthr, 0 yiizdenhinnetcisiyle Haler in sevismesine tantk oldugunda kadm oldugunu haur-lar. kocast tarafindan altiatdmasuula da bOytesi bir yan yardtr.Standal'in, Franstz erkeklerin modaya uyarak gtizel kadmlan yanlarmdag,ezdinneleri ye metres tutmalanyla aytkladigr, -Ovtinme aski", burada ikiyonluisler, zengin erkek guzel hir kadmla evlenerek, sosyal statilstincieOzerine dtisen gttrevi yerine getirirken, kadm da aym durumdan yararla-narak kendine bir statti edinir. (Stendhal. 1995: 251). Ask nesnelesmeklekalrnzums, sermayenin bir parcasi ohnustur.

TUlay' la Ugur'un kaderi bir yOntlyle aynidir, ikisi de sermayedir,alimp sanlabilen "asklar yasarlar. ikisi de aym seyin pesindedir,"masum- bir itiki. Ugur, hapisteki se ygthstrun pesinden sehir sehirdolastrken, TUlay, tutkuyu, hazzi bir arada yasadigt Halet't akil hasta-neslnde ziyarete gider. ikisinin de askt cikmazdadir.

Yol Filtnleri'adeki en btiytik problem mektInlartn sUrekli de gis-rnesi ye yolculugun hikayeye bir seyler katrna cabastdir. Bun& basa-rtstz olundugunda filEnde "sarkmalar", gereksiz gibi gilninen planlarlakarstlasulz. Nlasumiyet'te filmin sonu, Yusurla. ktlytik ktim, Ugurttaramak min sehirlerarast yolculuga ytknklannda, inola yerinde, kUctikdilsiz kizrn, annesinin ve astgmin cesetlerint televizyonda gOrdUgilsahnedir. Bundan sortraki bOlUrnler sastrtmacarnn izleyiciye ulasttril-mast iyin eklenmistir adeta.

Kuskusuz her kurrnacatun kendine has zaman, inekan ye olayOrgitsU Yardir. Bu Ozelliginden dolayt gerceklikten kahn yizgilerleayrthr. Zamartm aktst, saatin yelkovan ye akrebiyle aym hizda isle-mez. Yaz.ar ya da yOnelmen konsantre bir "geryeklik" sunar bizlere.

172

I. Ellokgercckhr.,yoeon,..'1,••3

,..!•••;,kardutualozkia.P.c b:r a!.,adan blkugun?-,'.1 rpr.rn.

,Arty14,.mul "( to dAla guch; • :',Akgun ,;.

Raskolnilco y 'R3 Sisreti

Oustoyevski'nin

-sinda 0,999) Isn't) 71 (Ruhi Saotere.3 katiun OHurenP.askoliukov't:n • •;T1:

ev sahibini Oldiircn genc fiL;:uran

Dernirkubuz'un dier fiho lerinde olduea ; takip et-

tii genc,, bit; anti-kahramandtr ve yaratthn Li neredeyse

Dostoyevski ve onun yaratt y:; kahraman gibi .• benzer

nObetler yasur, tic istedigi cinayetin avrundaruu hate iar„ n. de kendisi.

cm kundan tu7,agm flu-kma arm Sic ye ce7a Onetni, til-

min sonunda ortaya clkar ve genc tignran kendi vcrir.

"lictincti "C Wok" ve oranta daha sadam

bir nedeu-sonuc sahiptir. Yalo iz. fi;;Wranla In ye ovuncu

adaylannin film etinde kendulerinianlattxtt Wrnin hutonooden

kopuk gibi gOztikilr. Lsasmda bu salute, li ytie nail bir filmic kar-t karma ulduguna dair Onemli bir ipucu ocuz bir tele-

vizyon dizisinde islenecek kadar basil ama bir edehi eserdeki karakter-lerindermnligini ulavtracak kadar da psikolujik hir alt yap[ya sahiptir. UyOzden, karakterimizin kimligi hakktndaki ipnclarou kendisint yrinet-mene anlatugt sahnede buluruz. lb arada, yOnc.tmen roinnde, ['Titania-

ra sortdar ybncken gercek yOnetinenidir

"Octincii Sas Dcmirkubuz,-kOtidtik" yapanlarm :,orcels.ten kenchlerine ,Aerekceleri

vardtr, diyordo. D.Inirkubuz, ;,•;apar

tiltnierinde. lnanct, sadakat, , Hue) kendini askma

adanast„ ve tedir-

gin cden asd temalard; r K lank katharsis duygusunon taha ötesinde.

yäneuneu de, hdeyicnimu kendisini ete vc;rmesini

Detnirkubuz'un hu istegi otycrUr orm ; bo-

lundugu sinema salonundan hir an Once. ozakhanial, istcan ,_'sine neden

173

Page 43: Türk Sineması Notları - 3

!•••• .1:3

:;, •• i , .

J. fli .' • t • ; sr

;!.

Karanlik. Czcrine rOtWiijit Br Ifikaye: "Vazgt"

C:Im;

Wok "Vr.Hznin,„e.t'

•; ..t‘iturdn. o/ver;

flatgibd Si )1 . lara.a tievam etti.

Ant.;;-!..?. A1111; iaaai iim festivali';:e Lai l kmct him. 1...n

iitLes;:N *anat Varlet:11:11i iyi sl."dlettnen

do;:ca .\lbett Caums'nun win:at-grim :,,erbestbir uyariarm:Adir. Baum edebiyat esinlemnekrincie oldm-:91

tihin =.-1111eniien eerie hiyailamaya cal4acakur, takii ki. \P az-

to'ya hca r perspehtinen bakmaya gahsmak natile hu Naha olur.

(.16 11 :,,ml inin en pf oder rornam ohnasi bir

yina, leiselcyle tumuli imii4matara neden pinit4:nt, Av-

rupa V:itoll;!;ctiluk m Existentialism) I:1114;11.1:mm; ikiayagt,

Camus vt: o1nw5tur. bir A.ite sonra Varolwcutar Calnuseularye Sarterenar olatak bkiltmeeek sdr. Ancak, Varoluscn felsekninme Dostc;:;,e,. ve Kierkelta,m,f - da Varoh.4cuIn-

An gOndente v,:!eime..,,,1 ;kith.; Imnya Sava*Cnin Insanlarm pslkolo ; pie-

I ;wick; 11:nnina

Sar.er, • 'Yabanci'mn Aca1Ianmnasi adh makalesinde Iferkesbunun 'ateAe,sten sonra yazilint: en iyi kitap' oldugunu sOyleyip du-

ruyordu :anamn edebi Oretitin ortasmda kitabm kendisi de bir ya-

banci kit (i..1-.1..;artre, 1965: g7).

eta lemelinde -sapid" kaYranu yer

Dernirkuhuz' 17:.:i"si ileriedikce sacma kavramt tzleiciye uir4t-yor, Onceliide olaylarm Herleyis

hayl p Ithk daha sonra kaidisine ,e‘lenrne teklir

eden kadina e kendisine surulan her sortiva -lark etmrz abm anlarn-

stz hir a mlvettnesi, karrnizdaki anti-karakterin hakklacia

sordugunnli. otularin yamit oloyordu.

"Fart: ime .yarkati hayatin her ahminia kendunhastaymea imnun him tiny:in-:1AM,, mt. voksa .sadece -sacm;i"ya la/met

171

eden temel bir cantle ml oldugunu sortiyorsunuz. Ym da daha yanntbasmdan Belli bir soruyu sordugunuz icin kendinize ktnyorstmuz,Sauter, "sacma"ya Crunas'nun bakisuu sOyle actyor; "Camus'niin ka-leminde bu stizcilk iki degisik. anlam almaktadin sacma, hem bit ()laydurumnu, hem de bazi kisilerin bu durtnndan edindigi 'ayik bilinc'dir.KOklt) bir saymaltktan, !tic bozulmakstzin zorunlu sonuclan ctkaraninsan, 'sactua'da," (Sartre: 87),

"Yazgl"yt anlayabilmek icin de su iki kavramm bilmemiz gerekt-yor samrtm; birincisi "sacnia"nut nastlbir kis yeyle Ontimilze cikttai,ikincisi ise anti,kahrarnammtzt bOylest yogun bir duyarsizliga 'tennedenlerin ne oldugu, Bu sorulann btittin -yanitlannt filmde bularna-

zaten bu sorulann yamtlanni tilmde aramaya basladigt-nazcia kaha bir neden sonuc iliskisine taktilp kahrsintz.

Demirkubuz, dicer filmlerindeki "yabancilasma efek-tinin" teme-lint olusturan televizyonu bu filinde de karsmuza koyuyor. Televiz-von ekranm and( dognician sessizligi imgeliyor bize, gurfiltu icindekiscssiz insanlan. Bu ayn t zatnanda bir caresizlik noktasi gibi de, sOyle-yecek stiztln bitmesi, hayata clair yapilabilecek her seyi asktya altp,yasamm pisliklerine gOgils gerebilmek icin hayann OnUratize dayadtgt"orgazm aletine" sanlip rahatlamak gibi ! Ancak bu bUttin sorunlartcOzmilyor. Bu yilzden "Yazgt"nirt televizyon izleyen crib sevismekvenue baska bir "eylentle" yasamm yekihnezligine göUs germeyecaltstyor, yasachgtmiz tophunun genelinde oldugu gibi.

"Yazgi"mn anti-kahramam Musts, .toplumumuzdaki ekonomik,toplumsal alt-Ust oluslar karsismda duyarsmz kalan genis halkrum abartilmis bir prototipi otarak karsimizda duruyor. Bu duets bu-thn tinsel ye etik degerlerle birlikte, muhalif unsurlan da icinde ba-tindlnyor ye hayati, insan -iliskilerini hiclestirip, saymayla ayikityor.Musa, suclamp hapse girdigincle, suclamalara yantt Yermemesi, kade-rifle de61„ 'yazgi'sina boyun enesidir; ctinkti, Camus'ntin Yuhan-isi sure islemistir ye basina gelecekleri sorgusuz suaisiz

kabullenir, oysa Musa sucsuzdur.

Camus'nun Yabancesmul hik:-.1yestyle, "Yazgt"nin hikayesi ara-smda Onemli farkiar var, bunun nedenlerini anlamnak mürnkUmi, once-likle iki farkli yasam kUhttrtl var ortada, Avrupa ktiltOril atomize oi-mus hir killtiir olmasina ragmen, entelekttlel alt yaptsint saglarn temel-ler tizerine kurarak celiskilerin Uzerine gider. Burjuva ya da baska birdegisle, kenth celiskisi Uzerine yUkselen entelekttiel bilinctir bu. Bu

175

Page 44: Türk Sineması Notları - 3

muhalif durus, kirai zaman topiurnsal acmazIardan, yozlastnadan ka-carak da kendini giisterir. Duyarstzlastnayla, sacmayla ve

uzlegnek rcin *chirli olrnak, sehirde yasarnak gerekir_

Toplumsal uyaneilartn fizIahi, flikiIeri cetrefilligi, alutmit yeduygularm uyancilar tarafindan yerauti bir hombardunana tuttilmasibire-yi yalruzca yalnizlastmnakla kalmayan aym zamanda siirekli bir depres-n on psikolojisine stirtildeyen sonuclardir. 12 Eyltil ddnernini anlatan film-ieriinizin temelinde de aym surec yatmaktadtr. Burada bir parante-z arm)bu donemin filmlerinin -Bunahm filmleri" ularak adlandirrnan o mitca-delenin icindeki insanlarm dunAslannt artlamanrak oldugumt st)ylerneli-vim. Ancak 12 Ey1U1 dOnemini calla= filmlerde, sacma kavrammin yeri-ni politik Whiffler, yenihni1ik ve iskenee ahr. Bu chirus Sarteetn politikkisiligine daha yakmdir ve belki de "Buiann"yla

Fabanci' nin anti-kahramamyla, "Yazenin kahrtunantrun enOnemli ortak noktast, isledikleri varsayttan sultan dolayi (legit de,hayata olan kayttstzhIclarindan ye annelerinin itailinemele-

rinden dolayi suclanip ceza giymeleridir.

Serdar Orcin'in canlandadigt, Musa karakterinin. filmin basindansonuna kadar takindii tavrin aoklamasint filmin sonundaki uzun diya-logda buluruz. Ancak, kammca bu sekansm uzunlugu, tilmin butunttneyayilan hilayenin bir cesit izalu gibi duruyor, hem karakterin hayatabalcist, kayitsizligt, hem de suclarnalar karsismdaki sogukkanhligi se-

irciye zaten geciyor. 13u sekansin ilginc yarn ise, Dernirkubuz'un Ozel-likle "Masumiyerte Onemli bir tinge olarak kullandtgt devlet daireleri-nin kapanmayan kapilannin bir yoluyla tarnir edilmesidir.

Zifiri Karanlikta "itirar

"Karanlik OstUne OykUler"in ikincisi olan "ltirarda yOnetmeninilk filmi "C Blok"da yeterince anlatilmayan, zengin esi ara-

sindaki iliskiye benzer'gerilim anlatiltr.

"bruit Craner Birsel), esi (Basak Ktikliikaya) kendisinialdattigindan silphelentr. Bu Itlphe dayandmaz bir hale geldiginde I lanai,epyle konusmaya caltstr. iliski bir anda, siddet, etknL ve acunamin pes pee stralandigt bir atrnosfere btirtinar, hik5ye ucuz bir melod-rama tiOntl*me tehlikesiyle karsi karsiya kaldiginda ise, yUnetmeninriske aldunnidan hikayesini anlatmaya de‘ am ettigini gOnialz. "ICU arm

k.cdm. kahramam pun. "Magtalli}et- in Nil/et-biter ta*tr.u hiLdji otaan ukr, ozguritignue kahr.

korMan :31nwnasrt antatu-a.Amda. I miflerkdike. tlarania, an.:i

Vialcum. n, .1;.idua 1...at •luiverteki cozum voiutiu kulianarak .!riidurur I 'iun bitarada titian .7oruntuluk arnk nu-syoncom tiaaa:Mann* f.:run.Nilgtin'Un kendisini lurk ettne.,iyie bit-Hoe ta,,T iArnadtrrtbitherthe "ititar `da bulunarak hatitletrue. H!Lida an-larrayla kanimilza birinti*i; kus u1t.0 u . rkchnt bir bir Cdar

vicdart az:abt ccktiCii bit sup Mraf etrne no),

keki DemirkubtrZun tilmlermin en o Ttemi l ‘ unia t u idan hride,

fitmierde antanlan Inkayenin bir erkek cevresmde dOnmesidir. Dachamilk bit deyi*le; hiktlyelerin "birinci tekil :!his't erkektir... Ytdruz."Crilok"u bu t,enellemenin di*Inda tutmak

Demirkubuz'un kahramanlartnm diasof kaynakttkahramanlann istuileridir, -Masuan yet' i lin rkek karaktcri Yu.uif."liciineCt Sayfa"mnki Isa, "Y-,tzgrninki Musa. -ittral i mkt Itarun'dur.Kamm "peramberieri" izler!

Olaylar, aksiyonlar geli*irken yukarda add y,ccen hut akterier mut-Ink ularak o mekandathr, sinemarmt tannsal gOzti, ya da cdebi anitm-nun "ticitucil tekil*arns", ortahkta yoktur.

aym zammia kameranm kdtti karakterin icirn cvrcsitiertne kuruludur, hit dc.ti*imin sonucanda ortaya c-ikan yeni karakterfihuin ba*langicindaki kwakterden fazlastyla us.aklajm*, okunfotmur.

.04

176 177

Page 45: Türk Sineması Notları - 3

Son Siiz Nivetine

r: ride tiretilen Ira lerde gOrdiignintiz‘p.,TO yOmtnnerderin belli konutan Uzerine gidenek.

hemen Binale ayin devam

11:1 ,1[4e: ;.tlicit ;..!tubti ise dtide duran senaryonun gerekle-ti n; ye fl r, L; popiner sinema dilini- kullamn. Bulihniere I iolly'o. s ood yaimularinm adianduald10 "proje" dersek

doglit cai Iciiic iIai Ui., Proie yapuniarda ii1nLn kendisinden cok

tilniderol titan oyuneularm kulck'r nezdinde ki imajt pzizana sartderekprim yapilmaya caliphyor. Pane tilmler '<inn -4zirnan htisranla

lansa da maliyetleriant tisninde bic gi;;e baarisi sagliyor.

llin yandan da artik baska "sinerna kuliamhyor; hadillerin olusuinundaki iiicUt, >onetmenierin titinyaya bak.omin

One cikmastrtdan dolayt eni kidelerce yadirganaeaknr.cinema dennen 5ey, tam da diinyadaki. egernen "global politikalara"hir kart tIRI U ii tastyor.

I oplumsai yapidakt kata kann;uktigi bu (Motet-in dilinede yansi-mak zortinda, aksi lialde gercekligin yamnda ve.eren*ey "genet geserhitkithalerin on kabohlne" denk diOecektir. Yarn poptiler cinema dill-nin di mduki her ey in yadsinmasina.

Senaryoyu kendisi yazan sinemactlarm "tez"leri biraz da kendi-

leri ol.ttyor ye bilsityeler hep birinci tekildemanlatthyonnto hissi uyan-dulyor,. yOnetmen lihnde elle tutulaeak kadar hissediliyor ye 0 samimi

duygu, lilniiri eksiklerini hem izleyicinin hem tie eleoirmenin hogarmesine neden oltiyor. Ama hir yere kadar!

1990' larla baslay an bu stireein devann y e kalit karotIchgitun bizict5zinnlere u ke:iirmas min yegane yolu On ilmazdek i yaprta yaklaorken

onun y ck nuktalarry Iavardi:p nokta arasmdaki il -okiyISagkun zeinin-

lerde kurmaktan aeciyor.

Kiokusaz icinde bulundagunittz-tarah itibitrile-bazt filmier faz-lastyla yend Vain bait ;;eyleri gOreMern.i4, haze konnlart vanIi anla-ini.. Lint Blmlere hak.sizlik

Zamanin yipraticiligr crmsmnda direnen ye kendini yalntzca bin

firtin olarak de1.2i1, bin yapa olarak sunan filtulerin riOttinti ispat ettigi-bu tilmider hakkinda iki kcre dionnmemiz gerektigini sbylememin

hir i hmuti var nil bilmiyortun!

Kayriakca

Agar, Mehmet (1992). -Ne Neredt."A'oha. 6-12

Akan. 'rank (2002)..4nne K4Unnici Bit Var. Istanbul Can yllymlan,

Aksu. Nurale (1997). "Agri- Roman" :Vega Kasun-A.nthk: 10-11A I gan, Neela (1999). "Antalya Fiim Festivali'mle Tark 35. Kure. 26:

55-53,A Ithusser. Louis (2003 I. Moo/0/i Derletin Amnitun. Alp

Titmertekin, (Cev.i. I. Baski,lstanbub khaki \twit/dam?krktn.Ctineyt (2001), Arlan f...);ti ton Adam Istanbul: Kahaict Yaytn:vi.Arsian, Tunea (1992). 2(90 Dogru. 29 K.uom.

Fikret. (1991). Porndigmonin !firm (Resin: EtwirisineIstanbul: Doz Yaymlan.

Bazin.. Andre (1995). Crikler$ Soruniari. Ankara: Bilgi Yaymevi.

Benjamin, Walter (2006), Son Bahria AA. Istanbul: Melts Yaytnlan.

Berger, John (1993). Gurme Istanbul:. Mctis Yayuilan.-Berger. John (2(107). 0 AturAzionnw, Istanbul. Metis Yaymlart.'Berke% Niyati. (1997). tlusculnk w Thplumsal Devriinler 2. Istan-

bul: Cumburiyet Getzetesi Kitaplan.Bresson. Robert (1992). Snwinatogrqf Ozerine Notinr, Istanbul: Nisan Yip'.lti)ker. Sect!. 1 :Itiyaget, Canon (1993 I. i 1 cant 8ir .S'uthm Istanbul: A fa

Yaymlan.Dorsay. Atilla (1997). "Istanbul Kanatlanmin Altinda" flirsak Sinema

96/97. Istanbul: "iiir3ak Yayinlan. 50.

Eagletun. Terry (1985). Eigtiri re idea* Esen Tanm, Scrhat (.5./.topba;(Cev.). Istanbul: lietitim Ya,yinlan.

Eagleton, Terry (1996). Ideacji. Muttalip Ozean. (Cev.). Istanbul: Aynnu NM-ytnlan.

Erksan, !Actin. "Tikk SinemasCnda Gelenck YokluAu." Durum.Fellint, Federico (1989), Fellini Antonyor. I, Rasim. Istanbul: Ala

Yay mlart.Foucault, Michel (2000). Enteleikuelin SiVi..7si Nevi. Isik Engtiden, Urban

Akinhay. Ferda . Keskin (Cev.). Istanbul: Ayntut Yapnlan,Grainset, Antonio (1986). flopishane Defterleri. Istanbul: Beige Ymmian..

I ltku (1995) "Bay E-Thryerk Sinenra l'At's 95/96. Istanbul; Tfirsak Yymlan. 35-3(_

Selahattin (1993). Eilehiv,a Iaztiart. Istanbul: Yam Kredi Yaytniart.Kayalt, Kurtulu.; (1)941. IOneunenler irk Sinewan Ankara.

Ayylkhz Yaymlart.Ktrac, Riza (1997), "Kendine (hivenen Icc DontIk Bir Yartetmen." (ROportaj1,

filethet Sinenni Dergisi. 7; 44.

178

Page 46: Türk Sineması Notları - 3

n 2

Rua Kiras

E-MAIL: [email protected]

771

Sinemaya, 1986 yilinda, Zeki Okten'in "Ses" filminde asistanlik yapa-

rak baslayan Zeki Demirkubuz, ilk filmi 'C-Blok'u 1994 yilinda cekti. 'C-Blok', kopuk kopuk gibi gOzaken s ancak kendi icin silo bir tutarliliOa sa-

hip bir hikaye anlatiyordu, film evlenerek sinif atlayan TOlay'in (Serap

Aksoy) apartman bloklan arasina sikismis ig dOnyasini, ve geng Ha-

. lane (Fikret

Kuskan) olan

iliskisini anlati-

yordu.

Demirkubuz,

filmde asil kah-.ramanin apartman bloklan olduijunu

sOyliiyordu. Elestirmenler ise, 'C-

Blok'un, kurgusunu ve filmin atmosfe-

rini Antonioni filmlerine benzetecektir.

Ancak, 'C-Blok'daki hikaye anlatim yon-

temiyle, Demirkubuz'un diljer filmlerin-

deki hikâye anlatim yOntemleri cok farklidir, bu konuya ileride dOneceO"iz.

Demirkubuz'un, zaman zaman duffle gercek arasindaki sinirlan zorlaclidi 'C-Blok'da,

kadin kahramanimn fantezileriyle birlikte, kadinlarla erkekler arasindaki o cok bil-

dik hikäyeler de anlatillyordu. Filmin Ozelqi; kurgusundaki parcalanmislik ve za-

man-mekan iliskisinin, seyirci tarafindan filmin sonunda birlestirilmesiydi. YOnet-

men, istedi6i duyguyu mantik sinirlanni zorlamaya gerek kalmadan seyirciye ulas-

tinyordu. 'C-Blok', bu anlamiyla basanli bir film olmustu.

Demirkubuz, filmin cekim serOvenini anlatirken, elinde yedi sekiz sayfalik bir metin

olduijunu, asil senaryonun, planlar cekilmeden bir gun once yazildi9ini, oyunculann

da ne oynayacaklarindan sette haberdar oldtAunu sOylOyordu. (Klaket-SinemaDergisi, 1997)

Sinema tarihinde bu tip yOnternierle calisan yiinetmenler oldtilju bilinir, ancak, ilk

filmini ceken biri igin bOyle bir calisma yOntemi ayni zamanda bOyilk risk almak an-lamina geliyor.

'C-Blok'un sekanslan arasindaki kopukluijun, hikayedeki parcalanmisl4n nedenle-

rinden biri de bu olabilir. Diijer filmlerinde Demirkubuz, daha sAlam senaryolarla

calismaya baslad4ndan, anlatt4 hikayelerin daha sallam iliskiler Ozerinden yOrO-

d4Onii gOreceijiz.

'C-Blok' ayni zamanda yOnetmenin daha sonra gerceklestirec4 film-

lerindeki ana temalann resmi gecidi gibidir. Kadinla erkek arasin-

daki iktidar iliskisi toplumun geneline yayilan iktidar iliskile-

rinin benzeridir, ancak bu filmlerde doijrudan politik bir

sOylem de yoktur. Demirkubuz, bu iktidar iliskisini anla-

tirken, 'C-Blok'da olaylara disardan bakan biri gibidir, se-

yirciye gecen duygu karmasasi ayni zamanda hikayedeki

parcalanmislikla paraleldir.

Ask ve cinsellik icinde yo .O. un bir siddet barindinr, iliskiler-

de bunun ortaya cikmaya baslamasiyla birlikte, iliskilerin

Vs. 4:61-ifilizt-ele,6\iatba 1 (2o t)

Page 47: Türk Sineması Notları - 3

niteligi de yapayliktan "gercek" boyutlarina ulasir. Yani,

birbirini tOketme ve yeniden, yeniden Uretme asamasina

gelir iliskiler. BOtiln bu yanlanyla, 'C-Blok', Demirkubuz'un

en saf, ucu acik ve farkli okumalara izin veren filmidir.

, AO= Altindaki Adam

1997 yilinda gOsterime giren 'Masumiyet'le , kanimca, Ze-

ki Demirkubuz basina bela olacak bir film yapmisti.

'Masumiyet', dOnemin popOler filmlerinin seyirci sayisina

ulasmadi ama hikayesiyle, oyunculuguyla, mekânlarin se-

yirciler Ozerinde biraktrgi etkiyle uzun sure konusuldu.

i§in kOtO yan g , o saatten sonra, Demirkubuz'un cektigi her

film, kendi hikäyesiyle, oyunculuguyla, yOnetimiyle

'Masumiyet'le kiyaslanacakti.

'Masumiyet'in hikäyesi, 'C-Blok'unki gibi bildik bir hika-

yeydi. Pavyonlarda sarki sOyleyen bir kadin ve onun arka-

sinda biraktigi erkekler... Ancak, hikaye bOyiik aciklarla

devam ediyordu. Hapishaneden ciktiktan sonra, nereye

gittigi belli olmayan Yusuf (Given Kirac), suursuzca, asik

oldugu Ugurun (Derya Alabora) pesinde dolasan Bekir

(Haluk Bilginer) ve konusmayan kucuk kizin hikayesi; bir

agac altinda netlik kazaniyordu.

YOnetmen, bildik melodram kaliplarini ters yOz ederek hi-

k8yenin bosluklarini agac altindaki bir sahnede cOzOme

kavusturur. Bu sahnedeki Haluk Bilginer'in oyunculugu

seyirciyi hipnotize eder, anlatilan hikaye, tutkulu bir askin

Otesindedir; bir baskasina asik oldugunu bile bile bir kadi-

na kendini adamaktir. Ve daha filmin ortasinda, seyirci,

basrol0 oynayan oyuncunun Oltim0yle afallar. Demirku-

buz, filmdeki karakterlerle seyirci arasinda yogun bir kat-

harsis yasatirken, bir yandan da Yesilcam'in kliselerini

ters yOz etmistir.

'Masumiyet'in son derece sert bir mizact vardi, kadin, er-

kek iliskilerindeki sefkati ve siddeti dolaysiz bir sekilde

aciga vurmasi, insanlarin, birakin bir baskasiyla konusma-

yi, kendi kendine bile itiraf edemeyecegi gercekleri sert

bir sekilde izleyicinin OnOne koymasi, onu bir "mit" haline

getirdi. Ancak bu "mit"in bir baska yOz0 daha var; 'Masu-

miyet', 'C-Blok'un aksine seyirciyle dogrudan duygusal bir

bag kurdu. Bu bagda hikAye anlatma bicimindeki "yerlilik"

fazlasiyla etkili oldu. 'C-Blok'un soguk, mistik, gizemli at-

mosferi, 'Masurniyet'te seyircinin gecmisiyle

bilecegi mekanlara dOnCismOsta 'C-Blok'un, kararsiz, Oz-

giirlOgOnCi arayan, ikircikli kadini TOlay'in yerini, inatct, ik-

tidar sahibi ye tuttugunu koparan Ugur almistt. Seyirci

E SAYI 33

Page 48: Türk Sineması Notları - 3

hem, Liguria, hem Bekir'le, hem de ne yapacagini bilemeyen Yusuf'la duygusal bir bag ku-rarak, kendilerini onlarin yerinde clOsOnmeye basladi. Baska bir deyisle, iyi ile IOW arasin-daki sinir Oylesine ince bir cizgiydi ki, neredeyse herkesin yaptigi kiitOlOk icin gecerli bir ge-rekcesi yard'.ye, 'Masumiyet', hikayesindeki balk) risklerin Ostesinden gelirken, seyircinin hikayeye dog-rudan katilmasini istiyor, bunun karsiligini da aliyordu.Raskolnikov'un Sureti

Dostoyevski'nin 'Raskolnikov'u, Demirkubuz'un 'OcOncii Sayfa'sinda (1999) 1sa'nin (RuhiSari) suretinde canlanir. Para icin, yap, tefeci kadini OldOren 'Raskolnikov'un yerini bu de-

Odeyemedigi icin ev sahibini OldOren geng figOran alir.Demirkubuz'un diger filmlerinde oldugu gibi kameranin takip ettigi geng bir anti-kahraman-dir ve yaratilan karakter, neredeyse Dostoyevski ve onun yarattigi kahraman gibi sara kriz-lerine benzer Mibetler yasayarak, ne isledigi cinayetin ayrintilarini hatirlar, ne de kendisiicin kurulan tuzagm farkina yarn-. Suc ye ceza iliskisinin Onemi, filmin sonunda ortaya cikarve geng figOran kendi cezasini kendisi verir.

'OcOnc0 Sayfa', 'C-Blok' ve 'Masumiyet'e oranla daha saglam bir hikayeye sahiptir. Yalniz,figOranlarm ve diger oyuncu adaylarinin film setinde kendilerini anlattigi sahne, filmin b0-tOnOnden kopuk gibi gOzOkOr. Esasmda bu sahne, 'OcOncii Sayfa'yi izleyen seyirciye nasalbir filmle karsi karsiya olduguna dair Onemli bir ipucu verir. Hikaye, ucuz bir televizyon di-zisinde islenecek kadar basit, bir edebi eserdeki karakterlerin derinligine ulastiracak kadarda psikolojik bir alt yapiya sahiptir. 0 yOzden, karakterimizin kimligi haklundaki ipuclarinikendisini yOnetmene anlatttgi sahnede buluruz. Bu arada, yOnetmen rolOnde, figOranlarasorular yOnelten kisi filmin gercek yOnetmenidir.'OgOncii Sayfa'da da Demirkubuz, diger filmlerinde oldugu gibi "kbtOlOk" yapanlarin gercek-ten kendilerine gore, gecerli gerekceleri vardir, diyordu. Demirkubuz, kOtOlOgOn "felsefesi-ni" yapar butun filmlerde. ihanet, kOt010k, sadakat, Ozveri ve bireyin kendini askina adama-si, Ozellikle 'Masumiyet' ve Sayfa'da seyirciyi tedirgin eden asil temalardir. Bu te-malar tipki yOnetmen gibi seyircinin de kendisini ele vermesini istiyordu, klasik katharsisduygusunun daha Otesinde, yOnetmen de, seyircinin kendisini ele vermesini istiyordu.Demirkubuz'un bu istegi seyircisinin tOylerini Orperten ve onun, bulundugu cinema salo-nundan bir an Once uzaklasmak istemesine neden olan bir duygudur ayni zamanda.cu Sayfa'nin katastrofobik atmosferine, filmin merkeline yerlesen entrika da eklenince,'Masumiyet'in aksine seyirciyle filmdeki karakterler arasindaki bOtOn sempatik baglar kopu-yor, seyirci tam anlamiyla filmin hikayesine yabancilasiyordu.Karanlik ()shine Oykiller'Karanlik', sOzciA0 gagristiran bir anlama sahip. Demirkubuz, kliseleri tersyOz et-mesinin yam sera, kavramlarin ve imgelerin alt anlamlarinin Ozerine giderek, onlan aciga ci-karmaya calisiyor.Demirkubuz,1994'te basladigi yOnetmenlik serOvenine, 2001 yilinda gerceklestirdigi ve Ostbasligma 'Karanlik OstOne Oykuler' adini verdigi Oclemenin iki bblOmOn0 cekerek devam et-ti.'Karanlik elstOne Oykuler'in ilk filmi olan 'Yazgi', Antalya Film Festivali'de, En iyi YOnetmen,En iyi Sanat YOnetmeni ve En iyi ikinci Film Od011erini alirken, 'itiraf' festivalden tic101sOzdOnc10.'Yazgr, Camus'un, 'Yabanci' romanindan esinlenilmis bir film olmasina ragmen, filmin orta-sinda gfic10 bir Zeki Demirkubuz OykOs0 var. 'YazgCnin anti-kahramam Musa, (Serdar Or-gan) yOnetmenin diger filmlerindeki karakterlerin aksine hayata kayitsiz, kendisine kurulantuzaklara karsi savunmasizdir.Film, Camus'un, 'Yabandsinda oldugu gibi, karakterimizin annesinin OlOmOyle baslar. Mu-sa, evde iki gun annesinin OlOsOyle yasar ve ancak ondan sonra, patronuna annesinin Olc10-g0M1 ye ne yapmasi gerektigini bilmedigini soyler. OlOm karsisinda duyarsiz kalan Musa,

E SAYI 33

Page 49: Türk Sineması Notları - 3

gevresindeki iliskilere de duyarsiz ve hesapsizdir. Ancak, giirnrOk sirketin-deki geng kizdan hoslanir ve onunla iliskiye girer. Bir sure sonra geng kiztn, "Evle-.nelim Mi?", sorusuna, "Fark etmez" cevabi verecektir.

'Yazgi'nin hikayesi, 'Ogfincf3 Sayfa'da oldudu gibi seyirciyi tedirgin eder, seyircifilmdeki higbir karakterle yakinlik kuramaz, onun duygusunu kendisine yakin his-setmez, bu, karakterin yasadidi iliskilere yabancilasmaina paralel olarak, seyirci-nin filme yabancilasmasidir.YOnetmen, 'Yazgi'da kendi kliselerinin Ozerine gider, 4ünk0 filmin ortasinda dahaonce de sOyledidimiz gibi gu4lu bir Demirkubuz hikayesi olmasina ragmen, seyir-ci, ne 'Masumiyet'in ne de 'Ogfincii Sayfa'nin tadini bulur filmde. Film, kendi hika-yesini olustururken, ortaya attidi tezde Dostoyevski'nin 'Raskolnikov'u dedil, Ca-mus'nun 'Yabanci'si etkindir. Bu iki karakter birbirine yakin felsefi dOsOncelerdey-mis gibi gOzOkse de, hayata karsi tavir ye karakter derinligi siaz konusu ol-dudunda birbirlerinden farklidirlar.

"Karanlik Ost(ine Oykfiler"in ikincisi olan 'itiraf'da ise yOnetmenin ilk filmi 'C-Blok'da yeterince anlatilmayan, zengin esi arasindaki benzer ge-rilim

Harun (Taner Birsel), esi (Barak KOkliikaya) kendisini aldattidindan sup-helenir.Bu 50phe dayanilmaz bir hale geldidinde Harun, esiyle konusmaya galisir.

iliski bir anda, siddet, sefkat, ve acima duygularinin per pese siralandidi bir atmos-fere berOn(lr, hikaye ucuz bir melodrama dOnliSme tehlikesiyle karsi karsiya kal-didinda ise, yOnetmenin bu riske aldirmadan hikayesini anlatmaya devam ettidinigOrOrCiz. itirafin kadin kahramani NilgOn, 'Masumiyet'in. Udur'u ile benzerliklertasir. Dodru bildidi yoldan gider, ozgiirliigune ye duygularina sadik kalir.

'itiraf', kifit01(1k fistilne kurulan bir iliskinin kendini sinamasini anlatir aslinda. Filmilerledikge, Harun'la, bir arada tutan zoruniuludun farkina varir seyirci.

YOnetmen, filmin hikayesindeki bosluklari 'Masumiyet'teki gOztim yolunu kullana-rak doldurur. Harun'la, NilgOnTi bir arada tutan zorunluiuk artik misyonunu ta-mamlamis gibi gOziikUr, ve Harun, kendisini terk etmesiyle birlikte Oze-rinde ta5iyamadidi yuku, birilerine "itiraf"da bulunarak hafifletmeye

'itiraf' burada iki anlamiyla karsimiza gikar, birincisi; kagamaktan gikip artik tercihnoktasina gelmis bir yasak ask ili5kisi, bir dideri de; bireyin yiilar once isledidini

bir sugu itiraf etme noktasina gelmesi.Kamerarun Takip Ettigi Erkekler

Zeki Demirkubuz filmlerinin en Onemli yanlarindan birisi, filmde anlatilan hikaye-nin bir erkek gevresinde clOnmesidir. Barka bir deyisle; hikayelerin "birinci tekil sa-his"i erkektir.

Yalniz, 'C-Blok'u bu genellemenin disinda tutmak gerekiyor.

Demirkubuz'un kahramanlarmin ismi dodrudan dinsel kaynakli kahramanlarinisimleridir. 'Masumiyet'in erkedi Yusuf, Sayfa'nin isa, 'Yazgrnin Musa, 'iti-rarin Harun'dur. YOnetmen, kamerasiyla anti-kahramanini takip eder.Olaylar, aksiyonlar gelisirken yukarda adi gegen karakterler mutiak olarak o me-kandadir, sinemanin tanrisal gOzO, ya da edebi anlatimin "ucuncu tekil sahisi" or-talikta yoktur.

Hikaye, ayni zamanda kameranin izledidi karakterin dedisim evresi Ozerine kuru-ludur, bu dedisimin sonucunda ortaya gikan yeni karakter filmin baslangicindakikarakterden fazIaslyla uzaklasmis, olgunlasmistir.

Page 50: Türk Sineması Notları - 3

SZ :s(S GO) -3/AF;t .Ct

-!pa ZISIDLID1 UDWDZ 111111 ZIWIJDHIpIDWDIO 'ZIWIJDnIp-ID azo6 'Jninuns apu!5! . !s!6z!p :mow Jiq aquosuol,

'94°10 • .flpisowininn o613o uuo1n6Anp qz!6 'u!.!-ala6w! !lopziwilioDwg DpUDWDZ Rik) 'i!pz!waAryt-11 w!z! . iluo§oA . ow§opuocioA, !6!pi!la6 u!unswal

opw1§o1ol§o9 n9 'Ji§o1o)i§o9 uappoopp! 161ppuo§oA , apu!5i opowinl lopue -J!pz!w!6-r!)! 'DpUDWDZ wAo z!w!Jalw!5!9 owo§ok 1.1§v

Jiii!pap znsu , 0 ap au olunuo au qun51§V • 11p1DA IWDIUD molubi

-wo§!DA ualAall!pq D1unUO )IDOUD '(11111. 15 !Bpiowinci

!w§a '1§v GA IU0 ualioto,!\.Jigs

.-ipual DI u!Aa§lo5 J!ci wiDpowoAos clop GA IGIJUID

'uoDaAati 'waizo 'UOAC16

-101 'lauoil! '101.1n6zo '1§o •.,!p!sapoiiunun6npio apu!5! 11§!1! JIc rou oiliAznA 161po§oA .1111

-DIUDSUI '111/1519 awiar 'owo§DA 'awiass!ii 1,1§vioAn§np rap aia( J!ci uapwawaia6w! .1§o,

znwn6nplo 11§110 w , wo5paA 'ap i ilaaiU utl§o-wwri !1i unzncimpwaoi loDuv !spauo uaollo4 . 'is!J!9 uapu!Jairiz! DUD wwwoj laAwinsow

)1SvY wnsvw

in on lop apaiaAor u!)141! awiaA.-!waitiow uluosu! '191.11p1os ' 16000doA oziwilio5u!!!9'Jo1n6Anp 16aDaiiiassiLi azi9 uwawlau9A 'ziw-u ppopoAnp .'z!wliapiaDaloo 'zpapassiti w!6, !fla 'GA

-op aAawia !z!ci 'uwawlau9A opul§-69 u!wiii otlop !as! DUDIIADSJDA 16ippuo§oAoiAluoA !waiAa away! wiu • Juipuozol nsn6Anp1aAiwalgow JIC1 a51 uai51 DpUDWDZ ILIAD

aAawia uiwyal apz!Aawaio6 !Aa§ izoci °II°H •7!.!-apa uppiolidol §iwital malt° o alapuop

-§tii buyolioAoLi upai!§pi !lapwiu laps wonap opunA-oq wig n6Anp nq opulisv • Juoir azici tuliopinpid'AIUDI GA J0106 , JaiAa§ rzoct uopulQvio Ido u!upai

51/1/131 VZN

NAIDT 2IAnupgritsv

mvukapn vId

-a.qop lainap UDADWUDdD)I Gpwrj 'imps uopulpilam,ido amiAolo aipAwInsow, 'zncimpiwaa piaz

Page 51: Türk Sineması Notları - 3

• rookuboV.:tor:post'Imo ern troll e a sil obiehR744:::Itnaritt.......................................... ............. ..... .....„ .................. ..... .... ......................................„.,,,,-*.:,,,„ ........:„..., ...).,,,....,,,.0140.1 •W . 410:Okrie -' 041:4§t... • zhchr :I. of!.c •

iii piii.bi ....*!iikiri ms ' :61iii:'''.41a*I gi..:40 : '.000 0.#!..:;:Y..00061-i.a:iP...."-,......-v,,,,...„,.. ...,....,..,,.,,..,....*„.

' irOliitSteti i;e4ii i iii::' hi Mier..00' liktaii:Siiiiiiiihi:;0611( .i i-. .•: ..,...•••....... • .....,:.:::

*.kil*::0.0of p 0iii-giiro(iitio: i,-,,,,,,i0.0::.,:ft*i*.e.......,,,,g.x,--, :::.....,,,...,

ci boyutta sergilenir; bu yuzden, izlerken ya daokurken daha derinlemisine nijfus eder bize. Olayla-ra dIsardan bakanz ama ice dOnijp bir sorgulamasi3reci yasanz, kimi zaman gizli gizli, kim zamandaalenen.

“Gecmis hic bir zaman oldugu yerde durup yeni-den kesfedilmeyi, ayniyla, oldugu gibi taninmayibeklemez. Tarih her zaman belli bir onungecmisi arasindaki iliskiyi kurar." der J. Berger.

Asks yasama bicimleri toplumlann gecmisiyle vegelecegiyle ilgili ipuclan verir, her ne kadar ask'inOgretilemez, icsel bir olgu oldugunu seylesekte, top-lumsal iliskiler, yapabileceklerimizi .yapamaya-caklarimizI sincrrIbmis, hayatimizi standartize etmis-tin. Biz kabul etmesekte, farkinda olmasakta; askiliskilerinde, taw alislar, konusmalar (kurulan cOmle-lerin anlamsizligi belki), OpUsmeler, sevisme eylemi-nin kendisi kodlanmis birer veri olarak bize sunulma-di mi? Eger bunun aksi olsaydi bir Avrupali,Amerikali gibi ask yasamaya Ozenmezdik. Bir ya-myla da 'ask) neredeyse genetik bilimcileri yalancicikartacak bicimcle, irademiz chsindaki kiiltUr karma-samizla besltyoruz.

Bu ybzden yasac:ligirniz asklar, bir avrupallyafazlaslyla dogulu, bir doguluya da fazIaslyla batiligelecektir. Ancak, dogulu'nun da batihnin da asktaaradigi duygu bir noktada kesisir. Bu kesisme nokta-si 'Masumiyet' duygusudur. Herseyin bUyijk bir huladejenere oldugunu binlerce kez sOylememize, arid<hic bir seye sasirmarruza, hail() duygularimizi, bircok insani yOnijrnijzi.i yitirmeye baslamamiza rag-men, 'Masumiyet' duygusunun hayatimizdan eksil-mesini hic bir zaman istemiyoruz. COnkii„ bu aynizamanda bir umut bizleri yasama baglayanve katijkikler karsisinda direnme gUdimbzii artiranyegane sey...

halo heyecanlandiran sey nedir"diye soruyorlar,

Wasumiyet. Masum biri karsisinda silahi hemenbirakir ve kendimi agar bicimde yarglanm.“ (1) yam-tin ' veriyor Fellini.

AOct in Kesime NoktalanDemirkubuZun iki filminde de kirlenmis iliskileri

icinde 'masum aski' arayan insanlarin hikayesi var.Filmlerdeki carpazlama ask iliskileri icinde bulun-

10

Page 52: Türk Sineması Notları - 3

.(Dqrya.urrmz.44 -pOkife'10.,:(01tOirk.

iii4rite0a00 .. 00 0413i.iii*kábtfa0

1PM:':olgirgkM0an1tMTIAM* r

iiiiiii10106tMO 'Iona arnrimaiii

dugumuz toplumsal . degisimin panaromasi niteliginitap. . Yon' ask gercekten bir yamyla 'nesnellesmistir',ama bir yanlylacla 'bireylerin Oyldinmelerenin eseri-dir. Neye Oykiipmedir bu? Kendisinde olmayan bir-seye sahip olma istegi mi? Belki de. Ama bu aska-larcla caresizlikten kaynaklanan bir 'Masumiyerolgusu hep var. Bir yanlyla da aska dykiinme, her-kes icin ayn bir gerceklik, ayri bir algilama, ayri birhaz, tutku

lki filmde bu iliskiler aginda 'ask' diye adlanchr-cligimiz sey gercekten ask mi? Ya da Demirkubuz'undedigi gibi 'nesnellesmis' (2) ask mi? Ya da baskabir sey mi?

C-Blok ve Masumiyet'te ictenice one cikan kaba,can acitici, seks yak), hazza clayall asklardlr. Ken-dini aci icinde yeniler, bu yenileme bireyin yasacligiIoplurnda varolma savasina benzer, cUnkif, ask vecinselligin bicimi, bireyin toplurn icinde durusunu, ta-rihini, secirnlerini, cikmazIartni, saplantilanni, etikve ekonornik kaosunu minder bize.

En kaba Ornegiyle namus cinayetinden hapse gi-ren Yusut (Giiven Kirac), bir fahiseye Ugur'o (DeryaAlabora) asik olur, onun para karsiligi baskalanylayattigini bile bile..

Sonda sOyleyecegimizi basta sOyleyelim; 'Masu-miyerin estetik yap's', arabesk-melodram yapinintersyiiz edilmesiyle kurulmus.

Gerceklik duygusu ve kader son derece sert ciz-gilerle cizilmis

' bununla yetinilmeyip, yaztli bir me-

tinde dikkati cekilmesi istenen bOlOrnij italikgibi, gerceklik duygusu ve kader izleyiciye 'italik'ulastiriltnIpr.

YOnetmen bunu nicin yapmis diye sorabiliriz ken-di kendimize. Bunun iki yonitl var; birincisi; hikayegercekten bunu gerektiriyordu, ikinci yanit ise; hayatgercekten bu kadar aeimastz. Ikisi de tatmin edictdegil dogrusu. Masumiyet'te gerceklik duygusunungijclendirilmesi icin, arabesk-melodramlaroaki

siinepe kadin tip'inin yerine card ' , etc kemigebUriinmijs bir karakter olusturma kaygislyla hareketeden yOnetmenin secimi bu.

C-Blok'ta da Masumiyet'te de sinemamizin alisikolrnachgl kadin karakierler vardir. Arzu eden, acicekmeyi gdze alan, ama savastan hit kacmayan,elde eden, biraz'da 'erkek gibi kadinlar'. Sarni-1m ikifilmde de yOnetmeni bulmak, icinkadm karakterlerebakmamiz yeterli olacaktir. Bundan doldyi, Demirku-buz'un kadlnlan birazda kadinligni yitirmistir.

11

Page 53: Türk Sineması Notları - 3

..0 ..4 ' ...i'iii:iiii:'*',:

it

.....:::::#A9M!

acii:if'llid."a*. ....-:. .-.'...-:.:;:ed ' '....,....: .!

..,..9.T .#.0 :„,..!..ii.

0iiiii.!:!.4.ii:.....:-::I

:::::::!!!!.. 1 .-' etyii-

4WW PicPH....--.- 40iiii....':'"'

aloe• .. •

4atifiiiiii4..:'''-.*:-•ii,ii i4 e : #!:"*:1..'

k.i.iiiki'':!..:'.!..4!.1014k.i.: 000*:1;iitiiia:::-%..:•9.)1066ktikii,,,,.i

:,° . :- .!H;etP.,17.1i

DOifiiiiiiiiii.: :..•,:::!."!!100040tiiiit'.:":'.

----::...:...Y.!.00 ..iiiiiii,,,,.:..::?::::.

Olaiiiitiii?:::::i' -...:-...:::::FV,P00*

ModernizemBekir'in (Haluk Bilginer), Yustfa (GUN/en Kirac) hi-

kayesini anlattigi agar altindaki sahne, Turk sinema-min ails& oldugu . melodram kalibinda garden' 'kah-ramanin hikayesini anlatma' yOntemi, (bubir ilginc yanida kadralin hikayenin sonuna kadardegismemesi, bu tesadijf degil), Demirkubuz bu sah-neyi cok ustaca fume yedirmis, bizi fla b-back ya dagereksiz sekilde filmin sarkmasindan kurtaracak.Ama kahramanimizi daha filmin ortasinda EMU-rOyoruz. Zeki Demirkubuz, ya altsik oldugumuz hika-ye anlatma kaliblanna saldinyor ya da filmin cik-mazIarini Ortbas etmeye calisiyor... Yani filmde kla-sik, gins, gelisme ve sonuc bOliimij hem var, hem

'yak!Masumiyerin sonuna dogru .hikayede bir zorla-

ma duygusu hissetmeye basliyoruz. filmin so-nunda izleyici yOnetmene 'Eeee' die sorma. noktast-na gelebilir. Masumiyet'in en zayif noktast olan'buOnii, biz izleyicilerinde en zayif noktasi. YOnetmen

beklentilerimizi bola cikartarak, estetikzorluyor.

Masumiyet'te gercekten masum olanlar hikayele-rin icinde gizlenmis. Filmin masumlan; Yusuf'un ko-nusmayi reddeden ablasiyla, Ugur'un konusmayan

kizi. lkiside dilsiz ya da bu bir taw al's.Bundan dolayi Demirkubuz'un sOylediginin aksi-

ne, filmlerinde '70'lerde cekilen arabesk filmlerdekigrotesk yapidan izler gOrmeyiz, aslinda, bugUnpijler ve herseye mal edilen 'post-modernizim'i bulu-ruz: Demirkubuz, bunu 'arabesk-melodram' yapiyitersyiiz ederek yaptiginr daha once sOYlemistik.

Demirkubuz'un post-modernizmi, 'modern'lik eles-tirisiyle birlikte, mantigin, aydinlanmanin kalelerinesaldirmasinda gizlidir. Masumiyet'te icten ice acigacikan 'kader' olgusu bir yamyla filmi Yesilcamgi bir melodram yapmaya adayken, bir yandan daYesilcam'in estetik anlayisim (filmin basindan sonunadek yayilrms olan) pastille parcalama gi.icOne sa-hip.

C-Blok'ta da, Masumiyet'te de mantik aramazsi-ruz, duygu yard ' , tutku ve haz vardir, C-Blokla sinifatlamanin getirdigi boslugu dolduran cinsellik var-dir. Masumiyet'te ise ait olma isteginin olusturduguboslugu aci cekme gOdiisC, doldurur. Biri fazlasiylabatik digeri fazlaslyla dogulu. Ama ikiside sinema-mizda islene islene pOrsijrniis, 4ilki clkmts konular,Demirkubuz'un mahareti, filmin estetik yapisim olustu-ruiken takindigi hoyrathktachr. Yanetmenligide bura-da aciga clkar Demirkubuz'un.

Seagi ye bykiiDemirkubuz'un iki filminde de sinemasinda cok

az yOnetmende garebildigimiz bir sey var; sezgi!eri-ne gUvenmesi. Sezgilerini, birikimiyle, hayattaki taw

12

Page 54: Türk Sineması Notları - 3

ve bunu dillendirmekteki cesaretiyle ayagakaldinyor ve filmlerine saglam bir iskelet olustumayacalisiyor. Iki filmdeki karaiterlere, onlann hayatta kikonumlahislarina bakmamiz yeterli olacaktir. YOnet-men, ayni zamanda kahramanlanna verdigi isimler-le bilincaltimiza seslenir.

C-Blok'unun Halet'i (Fikret Kuskan), tam anlamiylafilmin ternasidir. Halet bir durumdur, olgu ya da bas-h basina bir olaym parcasi, 'clurus' ya da bunabenzer bir kaygisi yoktur kahramanin. C-Blok'a birbaton olarak baktigimizda filmin kendisini Halet'tegOriirlizt.. Film birbiri icine olgulardan ibaret-tir, baska bir deyisle kaos.

Masumuyet'in Ugur'u (Derya Alabora) ise, isimolarak anlaminin tam karsiti, bir ugursuzluk abidesi-dir. Bekir'in (Haluk Bilginer) 616mUne ve Yusufun bircikmaza clUsmesine sebep olur. Di:1z ve kaba anla-mtyla sermayedir, catismalarin anasidir.

Yusul'un, Ugur'a, Ugur'un hcipisteki sevgilisine,Bekir'in Ugur'a hissettigi 'ask' baska baska anlamlartasimaktadir..

C-Blok'ta da benzer bir iliski agi var. Halet'in Tij-lay'la (Serap Aksoy), TijlaVin kocasinin, hizmetcisiy-le (Ziihal Gencerj yasacligi cinselligin ve nite-ligi farkldir.

Masumiyet'in Yusufunun, arka planinda mitolo-jik bir oykiisii varchr, aci cekme iizerine kuruludur.Yusuf, ablasmin asigini Oldiirerek kendini kOr bir ku-yuya, hapse attirmistir. Benzer bir cikmazicla Ugurla..olan iliskisinde yasar..

C-Blok'un Ti_ilay'i ise, sinif atlamis bir kadindirama onun varolus bicimi, hayattaki .kOnumlanisi, birsus bitkisinden farksizdir. 0 yi.izden hizmetcisiyleHalet'in sevismesine tanik oldugunda kadin, oldugu-nu hatirlar. Tblay'in, kocasi tarafindan aldatilmasin-da da bOylesi bir yan vardir. Stendarin, Fransiz er-keklerin modaya uyarak gi3zel kadinlan yanlarindagezdirmeleri ve metres tutmalanyla acikladigi ovun-me asks, burada iki yOn16 i dler, zengin erkek gOzelbir kachnla evlenerek, sosyal statOsiinde iizerine di3-sen gOrevi yerine getirirken, kadinda ayni durumdanyararlanarak kendine bir statii edinir. (3) Ask nesne-

lesmekle kalmarnis, sermayenin bir parcast olmustur.Ugur'un kaderi bir yOniiyle aynidir, ikiside

sermayedir, alinip satilabilen 'ask'lar yasarlar. lkise-de ayni seyin pesindedir, 'masum' bir Ugur,hapisteki sevgilisinin pesincien sehir sehir dolastrken,Tulay, tutkuyu, hazzt bir arada yasadigt Halerihastanesinde ziyarete gider. Ikisinin de asks gikmaz-dad ir

Yol FilmiYol filmlerinin.en buyuk handikapi mekanlann

clegisMesi ve yolculugun hikayeye birseyler kat-ma Bunda basansiz olundugunda filmde'sarkmalar', gereksiz gibi gOrOnen planlarla

Masumiyet'te filmin sonu, Yusuf'la, ku4uk kizin,Ugur'u ararnak icin sehirler arasi yolculuga ciktikla-rinda, mola yerinde, kucuk dilsiz kizin, annesinin

.ve asiginin cesetlerini televizyoncla .gOrclijgit sahne-dir. Bundan sonraki bolumler sasirtmacanin izleyici-ye ulastirilmasi icin eklenmistir adeta.

Kuskusuz her kurmacanin kendine has zaman,mekan ve day Orgiisii varchr. Bu Ozelliginden dolayigerceklikten kahn cizgilerle ayrilir. Zamanin akist,saatin yelkovan ve akrebiyle ayni hizda islemez. Ya-zar ya da yOnetmen konsantre bir 'gerceklik' sunarbizlere.

C-Blok, sezgilerle ve anlik olaylarla duygulan ak-tarirken, izleyiciden gercekligi yeniden kurgulanma-sini, filmdeki bosluklann doldurmasini ister yOnet-men. C-Blok, izleyici icin farkli okumalara acik birfilm. Masumiyet'teki bosluklan doldurdugumuzda,yOnetmen a§irtmacayla yOzlesmemizi ister. Boylebir acidan baktigimizda estetik yapinin, kurmacaanlayisinin C-Blokta daha guclii oldugunu sOyleye-biliriz.

DipnotlarFellini Felliniyi Anlatiyor. soy. 94. Afa yay.Mart -1984Kendine Giivenen Ice Dana bir YOnetrnen: Zeki Demirku-buz Klaket Say! 7

3- Stendal Ask Usti:me - Cogito Ask / Yapi Kredi Yaymlan -S. 251

13

Page 55: Türk Sineması Notları - 3

pqma 0. OW .0.10 10 "AMC:: .0z 114 00:4740:i;;ti ., " a ekall.14.4 .00: 0110:*004•.400cg..0:::*0A!iy9_...T4F4:.1:01:„:„.„::0§.0.400':..ti!:.:tkopt!1::,..i. 0.1

...... ................................................................................. .....

JAMES N'UN ULUSAL SiNEMA 1TE iii:TRESELLEMEKAVRAMLARI UZE NE DIDIDIsICELER

NECLA ALGAN

Frederic Jameson'un Istanburda verdigi konfe-ranslann ikincisi "Ulusal Sinema ve Kiiresellesme"bcOtym tawordu.

ve buna bagh olarak cok uluslu ka-pitalizm caymn kültbrii olan postmodernite durumu-nu yasayan dUnyamizda ulusal sinemalann durumuve ne 1. 6 '16 acihmlar saglayabilecey uzerineydi ko-nusmasr.

Yiizyihn basinda medya imajlari radyo, sinemave gazete iken bugiinku teknolojik degiOm sonucuagirhk televizyon ve reklama dogru kaymisti. Ekono-

. mi esnek kapitalizm denen bir yOnde degisim geci-

14

rirken bu clOnemin hakim teknolojisi bilgisayar veelektronik oluyordu.

Jameson Dijnya ekonomisinin nasil biitUnlestiginianlatmak icin Samir Amin'den bir alinti yaparak"Diinya ekonomisinden baglantiyi kesmek neredeyseimkansizdir." dedi.

Ya;3adrgimiz dOnemin en tipik Ozelliklerinden biriolarak kUltLirLin metalamasi,ve globallemesi olduguve ki_ilti_irel pratigin gec ka p i talizmin.teme-li oldugunu belirtti.

Frankfurt Okulu'nun kitle kijlt6r6 uzerine yaptiklancOzCimlemeleri hatirlatarak bugi_inkij kiiresel

Page 56: Türk Sineması Notları - 3

olumsuz yanlarint vurguladt. Bu kulturun yerellerin imhasina neden oldugunu, kulturun ticarilesipturn dunyada dolasima girmesiyle kOltijrel miidahale-nin gundeme geldigini hattrlatti.

ABD kitle kulturunun yerel kiiltUrler igin bir tehlikeoldugunu soyledi. Amerikan film sirketlerinin Ozgiirli3-o0nLin bireylerin OzgLirlOgUnden farkli oldugunu bunedenle GATT'a kliltOrOn de girmesinin buimha sUrecini hizlandirdiOini sOylecli.

ABD'nin bu alandaki hakimiyetinin ekonomik vekijltbrel anlamda bir emperyalizm oldugunu ve6.4 emperyalizmi" kavrammin'yeniden kullantlabilirli-ginclen sOzetti ve sunlan ekledi:

"GATT'a kiiltiirbn de katilmasina Almanya, Fran-sa, Ingiltere ve Kanada gibi &e'er karst cikiyorlarve serbest dolastm hakkini sinirliyorlar."

"ABD sinemasinin serbest dolasimi butun diger si-nemalann glum ganlannin galmast demektir."

"Ingilizce para ve iktidarin ortak dilidir ve masumdeOildir."

"Bu nedenle': Hollywood sinemasina hepimizmijptela olabiliriz (ben de bunlardan biriyim.) isin buyanini mutlaka gOrmek lazim. Yerel ye ulusal kiiltiireldokular bir kez tahrib oldu mu bir daha hicbir za-man yerine konamaz."

"Bu sinemaya altmish ve yetmisli yillarda teorikbir karsi atkis gerceklestinlmisti. Macar, Rus ve Hin-distan sinemalan Orneklerinde gOrUldOgU gibi."

Jameson yaptiot konusmada ve yazilannda*"Ulusal bilinci kitle kikrOne ve kaiir emperyalizminekarst bir direnis yolu olarak gOrebilirif diyordu. Ulu-sal kulturun Ozgiin Uretim igin bir imkan olarak

one siirliyor ve bOylece ulusal tarih duy-gusunun yeniden yaratilmasinin saglayabileceginisOylOyordu.

Ulusal durumun iizerinden atlayip daha bUyiik biralana atlarnanin olacaoint belirtiyordu. Buradaulusu olusmus bir sey deoil bir surer, bir insa siirecive bir kollektivite tarzi olarak clOsiinmek gerektiginisavunuyordu.

Buna karstlik Postmodernite'nin en tipik Ozellikieri-nin zaman duygusunun azalmasi ve tarih duygusu-nun yokolmasi ve simdiki zamana, hapsolmak, seklin-de formOle edilebilecegini, Postmodern sanattagegrnise dogru bir yOnelis olmadigini belirtiyordu.

Jameson Ulusal sinema'nin olusum sureci icin ikiOrnek vardi. Bunlardan biri otuzlu yillardaki Fransizsinemasinin cam idi. Hollywood'a karst teknolojikolarak geri durumda olan Fransiz sinemasi bu gerilikdurumunu kendi yarai Ina cevirmeyi basarabilmis, bukusurlannt zanaatkarca cOzUmlemesini bilmisti. Fran-siz sinemasi oyunculanna ve onlann geldigi repertu-var tiyatrosuna ve Fransa'da var olan mLizikal vevodvil gelenegine dayanmisti. Renoir'da butun oyunr.cular birbirine esittir. Dolayistyla Amerikan tarzi star

jsisteminden Oldukca farklidir. BOylece Franstz sinemass kendi tiyatrosundan alinan geleneklere -claya-narak yeni bir sinema ortaya cikarrmstir.

(kind Ornek Polonya'ydi. Polonya sinemasi 1ginde Eilkede gok guclu olan tiyatro geleneginin birikim-leri Onemli bir kaynak teskil etmisti. Onemli oyuncu-lar ve Onemli teorik Hydro caltsmalannin yapildigibu ijIkede gercèkten de oyunculann perfomanst dik-kate defier olcude gi54lUdijr.

Istanbul'da Atlas sinemasinda Luc Besson'un filmiBesinci Elemenfin baslamastm bekliyoruz. Istan-bul'un ve Beyoolu'nun yasayan en biiyiik sinemala-rindan olan Atlas sinemasi Oylesine dolu ki tek birbos yen yok. Filmin baslamasina heniiz vakit var. Sa-londa tsiklar yaniyor. Yer gOstericileri kosusturuyor.Arkathda otUran 17 yas civan u4 delikanlinin konus-malanna kulak kabartiyorum.

Sinemalarda bedava dagitilan sinema dergisinigOzden gecirirlerken . "Kafkas Mahkumu" adli filmintanitimina raskyorlar. Birden o kadar alaysi ifadeler-le gOlmeye basliyorlar ki. Bu gulusun tek nedeni fil-min Amerikan filminin disincla olmasi ve ismi. Dahasonra okuduklan yazidan filmin Dagistan'cla gergek-lestirildigini Ogreniyorlar. Bu onlann kahkahalarinidaha da sevimsizlestiriyor. Onlar coktan karar yen-

Bu film onlann ail olmadtgi asagilik birrun urunu. Ve onlar bu asagilik, "kiro" yerlerin kiiltLi-.rUnden gok UstUnler.

Evet onlar coktan•yargilannt olusturmuslar. Onlaro insanlarin Oyklisiine ilgi gOsteremezler cunku onlarFanon'un zencileri gibi Tarzan'in yanindalar.

Burada yok olan ulusal, yerel kOltijr bilincini biryana birakalim aslinda yerel kiiltLirler kadar ihtiyact-miz olan evrensel kUltiire ciddi bir sirt gevirmislik vebilgisizlik sOz konusu.

Ne yazik ki ellerincleki film tanitim dergisini oku-ma ihtiyaci bile cluymuyorlar. Cunku yargilannt ver-mek icin gerekli kodlamayi aldilar. "Kafkas ve Da-otstan."

Rus yOnetmen Sergey Bodrov'un Kafkas Mahku-mu oldukga iyi bir film 1997 yilinda 16. Uluslarara-si Istanbul Film Festivali'nde gOsterildi. Daha sonrabir iki hafta vizyona girdi. 1996 yilinda Avrupa Fe-lix Od011erinden en iyi senaryo oduiunu aldi. YOnet-meni ABD'de Ogretim gèrevlisi ve film procliktOr6olarak calismakta. Gene 1997 yilinda en iyi ya-banci film oscar adayi olan bes filmin arasina girdi.Bu odulu alamadi ama bence daha hafif, Amerikanideolojisine daha uygun Cek filmi yerine bu film al-maliydi. olarak Amerikan Film Akademisi bilebu filmi en iyi bes film arasina koymak ihtiyaciniduydu.

Jameson konusmasinda yerel kUltUrlerin imhasin-dan ve bir daha yerine konamayacagindan sOzet-misti. Burada sOz konusu olan yalnizca o deoil. Ja-

15

Page 57: Türk Sineması Notları - 3

au• erna Art,....................

0sa

meson'un "Biz Amerikahlar na ait olarak sOyledigi"merkezin karlijori" meselesi demek ki kulturun ciddibir bicimde kiiresellevnesiyle birlikte turn dOnya insa-nina ait bir durum.

Ne kendimizi tanimak ne de bakalarini tanimakgibi bir talebimiz ve bilincimizin kalmadigi bir sOrecicindeyiz.

Bugiin Amerikan filmleri Avrupa dahil butun dun-yaya egemen. Bu durum genel olarak kUltUrlereyuk zarar veriyor. Ulusal ve yerel kijItOrlerin oluourdu-OU evrensel bilgi ve kUltOr bijyijk ulzude eriyor.KOltbrUn ulusal ve yerel evrensel tarihi unutuluyor. Ev-

rensel anlamda OzgUr iletisim ve kultur alisverisizarar gOrijyor.

Dagtstan't ayilann yasadigi yer olarak algilayandelikanItlar ne yerelden ne de evrenselden habersizolarak • yaslaniyorlar. Tunus sinemasini

o kiiresel kulturun dolasimi icinde yer almiyor.Filistin sinemasini. Macar, Rus, Polonya, cek, Brezil-ya, Ingiliz, Iran sinemasini bilmiyorlar. Sadece yesadece Amerikan filmleri veya onun tarahndan iceri-len "Besinci Element" gibi filmleri seviyorlar.

bu sijrecin basiangici seksenli yillararastliyor. DOnemin kiiltijr bakaamn Amerikan sirket-lerini adeta mehter marsiyla karsiladigt bilenlerce bi-liniyor.

Turk sinema cevresi de bUyUk Olciide memnuni-yetle ve liberal ideolojinin geregi olarak kutsayarakkarsiladilar bu

Bu konudaki en sistemli karsi.ctkis bugijn hayattaolmayan Onat Kutlar'in yazdtklarinda bulunabilir an-

cak. •Gnat Kutlar'in bilinci ise daha cok altrrusli yilann

o bUyiik teorik karst cikistnin bir parcasi ve o bilincinbir uzantisi olarak sagliklt bir bicimde isliyor ve karst

ciklyorclu.Ondan sonra da heihangi bir teorik karst cikts

veya politika kendini gOsteremedi Tiirkiye'deki sine-ma ortaminclà. Daha cok nasil Amerikan filmleri gibifilm yapabiliriz, bu dile kosullanmts olan seyirciyi na-sil sinemaya cekebiliriz'e kafa yoruldu. Bazi Orneklerbunda da ba anli oldu.

Buradan cikan sonuc Amerikan egemenligindekikiiresel kitle kulturu Tiirkiye rde de hakim durumda ve

gercek Ozijn ijretimlere ve geliklere cok Fazio ola-nak tanimiyor.

Ulusal kiiltUr, yani sahip olunan ciegerler bOtbniidegismez ve muzelik bir kultur

Burada Ahmet Hamdi Tanpinar'in bir cUmlesinihatirlatmak istiyorum.

"Ancak sevcligimiz eyler bizimle beraber degisir-ler ve degistikleri icin de hayatimizin bir zenginligiolarak bizimle beraber yasarlar."(1I

Demek ki sahip oldugumuz birikime Olij bir mijlkgibi degil bizimle birlikte yasayan ve degisen vesevdigimiz icin varolan bir degerler bUtijnii olarak

bakmamtz lazim.SOz gelimi sinema alanindaki birikimimiz de ha-

tasiyla sevabiyla bir zenginlik olarak bizim ondanyararlanmamizi bekliyor.

Hersey gibi elbette sinema da clegisiyor. Hemde hizIa. Ama uluslararasi platformda varolmasi,zengin ve yetkin Ornekler sunabilmesi biraz da ulu-sal yerel birikimleri ozgun olarak degerlendirmesine

bagli.Bize ait olan sorunlar, actlar, hayal kinkliklart, in-

san yOzleri, sokaklar, evler, mekanin ve insan iliskile-

16

Page 58: Türk Sineması Notları - 3

rinin yakin ve,uzak yerel tarihi bizim sinernacilarimi-zin calismalanyla cikmoyi bekliyor.

Ve bu yaratici caba genet olarak evrensel plan-da da ilgi garOyor. cunku insanligin ortak bir dene-.yime gereksinimi var. Bizim de bu gereksinimimiz:var. Baskalannin da.

Yeryliziini3n hikayesini anlamak icin Tunuslu sine-maci Nacef Khamir'in Cal Isaretcileri filmine, Tar-.kovskenin Nostalirsine, Kirgiz yonetmen TokulmusOkoyev'in bozkir . insanini anlattigi filmlere gereksini-mimiz var. •

6ercek bir evrensellik icin birbirimizindinlemeye ihtiyacimiz var.

Yasar Kemal'in bu konuda sayledigi hoc bir• Beyvar. Ona nicin hep Cukurova n yi anlatiyorsunuz diyesoruldugunda "Faulkner de Cukurova'yi anlatiyor."demisti.

Yasar Kemal'in oykuleri evrensel insanin ayki3le-nyle kesisir. Ortak bir deneyimi hatirlatir ama o ka-dar da yereldir.

Yilmaz GOney'in filmleri icin de ayni seyi sayleye-biliriz.

Yilmaz aney hem evrensel, modern sinemakimine dayaniyordu. Hem toplumsal gercekci sanatanlayisinin birikimine. Ayni zamandayerel, Cukurova'nin gOneydogunun, bUyiik sehirlerin,ezilen Tiirkiye insaninin essiz bir gariintffierini ortayakoyuyordu. Sanatsal anlamda bir yetkinlikti yapitlan.Oanemin politik sinema anlayisini da aziimsemistiYilmaz Giney.

Altn-41 y j larda ortaya cikan "Ulusal sinema" aki-minin savunuculan ulusalligi savunurkende evrensel bir hareket olan altmisli yillarclaki top-lumsal gercekci sanat akimlarinin ve genel olaraktoplumcu politikalarin ve ozgurluk taleplerinin deparcasi olan oykuler anlatmislar ve filmier ortayakoymuslard Ir.

Tiirkiye o danemde genel bir tartismanin parcasiolmayi becerebilmisti.

Simdi de ne yazik ki Kiiresel kitle kulturunun yiki-mina hedef olmanin evrensel bir Ornegini gesteriyor.Hem de en iddetli bicimiyle.

Kafkas Mahkumu evrensel ban's fikrini terhalaSti-ran yetkin bir filmdi. Sava • nedeniyle karsi karsiyagelen Rus ve Cecen insaninin traledisini anlatiyordu.Film Rus sinema geleneginin tipik Ozelliklerini gOste-.ren bir dile Ve iisluba sahipti.

Film unlu Rus yazar Tolstoy'un yazdigi birden uyarlanmisti.

BugUri TUrkiye'de Yilrnaz Guney filmlerinin unutul-masi kadar Kafkas Mahkumu gibi bir filmin seyredil-memesigibi bir durumu da ayni karlesmenin iki go-rUntijsii olarak

Sonuc olarak bir kez daha ulusal kavramina da-nOp gene Tanpinar'dan bir alinti yapmak istiyorum.

"Sade millet ve cemiyetlerin degil, sahsiyetin deasil mana ve huviyetini tarihilik denen yaptigi dusu-nulurse bu is didisme hic de .yadirganmaz. Mazidolma mevcuttur. Kendimiz olarak yasayabilmekicin, onunla her an hesaplasmaya ve anlasmayametburuz."(1)

Yukandaki alintiya dikkat edilirse tarihilik,ve toplumsal olarak bir totalite, bir clegismezlik ola-rak anlasilmiyor. Tam tersine bir hesaplasma ve son-•rd anlasma olarak anlasiliyor. Tanpinar'in kiiltijr an-layisi oldukca modern ve hosgar610 bir felsefitabana oturmus.

Buradaki tarih kavramini azellikle bireylerin tarihiolarak kendi bilincimizi olusturan sorunlannbile yakin zamanlarda hic tartisilmadigini, sinemayapek yansiyamadigini ve dolayisiyla kisiselligin olus-

. madigini saylemek miimkiin.Kendi bilincimizle, tarihimizle hesaplasma-

ya onunla didismeye sanatsal ve kulturel anlamdaihtiyacimiz var. Sorulmayan sorular, anlatilmayanaykijler yok olmamak icin bizi bekliyorlar.

* SOZO edilen konuyu teorik olarak yetkinlikle tarli§an bircall in° Tiirkce'de yarnlandi. Hil KOltür ye Toplum dergisinin1. sayisinda Jameson'un "Cokuluslu kapitalizm clOnemindeCOnci3 diktya edebiyati“ makalesi, Aijaz Ahmad'm Jame-son'un 'Oteki" retorigi Ye -ulusal alerri* ye Akbal S.'in•Yabanlar, aekiler, sudaki baltklar... makaleleri konuyu kw-ramsal olarak tarti§mak icin Onemli ba§vuru metinleri.

11 Ahmet Hamdi .Tanpinar. Be§ $ehir. OnsOz. Dergah.yay., Istanbul 1987.

17

Page 59: Türk Sineması Notları - 3

Masum Sohbet - Yän: Derek Jarman

vi l:hide

. stn e2an k;a4varallári aA.0sanda..

kadiuilarp..siyabOaq'tazonIgklay,eqcinsell itad. antlair ve 53kA

. rdiarlina g levpi* veya . ê3m14.Vtp

iie egemenbaskarc.gruplairg lOpsaypp !'eriteK

mgeierriizprihe o!arit-a13,7aaiarda varelly.•

"B6YLE OLDUGU ICIIN KEINDiENDEININEFRET ETTI(RILDI)":

POPULER SiNEMADATEMSILLERI

i)ZERiNE BiR GiR4DENEMESI

VE whim NOIR) KARA- FiLM'DE ECENSELIIK

MURAT iRi*

Sinema ile toplui-nsal gruplar arasindaki etkile-§im, Onemli bir araorma alanini olusturmaktadir.GLiniimazde televizyonun birtakim erigellemelerineragmen, sinema yuzyl boyunca en etkili ifa-de ve eglence araci olmustur. Sinernanin, insanlannnasal olduklarini ve nasal olmalan gerektigini imgele-yen Ozelligi vardir. Bu imge tasanmi, kUltijr dOnya-mizda hissettiklerimiz ve thisiindijklerimizden olusanbir tasanmdir. Ayrica, farkli ozellikleriyle "zengin" birarac olarak sinema pek cok sanat daltni da (fotograf, r6zik, tiyatro...) kapsar ve cogu zaman digerpek cok insan kimliklerini de temsil dijnyasinda ba-rindinr. Bu "zenginlik", sinemaya larmasik bir sanat"ve "olaganiist6 gent; bir yelpazeye sahip eglence-lik" Ozelligini verir. BOylesi bir "zenginlik", sinemayicali§ma konusu yapmada oldukca Onemli bir rol oy-nor,. "Zenginlik"in yarattigi Celiskilerin ve sUreclerinUsti:16n kapatilarak toplumdaki ideoloiik celiskilerinasal oluourdugu gOsterilebilir.

Diger pek cok toplumsal grup gibi, di);iince veduygulan sekillendiren ve yansitan, sanat ve eglen-ce tarzi olarak sinema, estinseller icin de Onem tasi-maktadir. E§cinsellerin sinema ile cok Ozel iliskileriolmustur. cunku escinseller sadece karsicinsel akran-lanndan izole olarak gelimiyor, ayni zamanda bir-birlerinden de izole edilebiliniyorlar. Dolayisiyla bir-birleri hakkindave fikir icin biiyijk oranda kitleiletisim araclarind "yOnelik" bir bicimde yasayabili-yorlor. BugUne kadar filmier bu tur bilgi ve fikirlerinulaildagi neredeyse tek kaynak olarak gOrOyor-

(Televizyonun hayattmiza girmesiyle bile, budurum Ozelliginden pek birey kaybetmedi cijnkb 90-nijrnbzde bile escinsellik "aile kurumunun selameti"icin halo "tabu alma" Ozelligini koruyar.l Bu izolas-

* Istanbul dniversitesi Iletisim Fakiiltesi Sinema Ana BilimDal! Arastirma Görevlisi •

18

Page 60: Türk Sineması Notları - 3

2003-2004 sinema sezonu bagarken

ITIYORE6iritYOR

KAPAK KONUSU:"Yeni sezonun Turk filmleri"

Burcak EVRENTurk sinema ortammm eskisine benzemedigibir gergek. Bir gok §ey; ug-rayarak farkh gOrCiritimlerde ye yaptlarda kar§t-mma gikiyor. Algageldigimiz uygulamalar, ge-lenselle§mi§bir yap' yok ,artac. Sinema alant-mada; yaptm Oncesinden, yaptm gamastria, i§-letmeden gOsterime dek radikal saytlabilecekdegi§imlerin ya§andtgl bir clOnemden gegiyo-ruz. Tam bu degi§im ya da clOnii§Omleri faklt§ekillerde yorumlamak mumkun. Ama nasilyorumlarsak yorumlayaltm, eski duzenin turn-den degilse bile bilyiik Olgtide i§levselligini yi-tirdigini, clOnemini kapatarak , sermaye, Ore-tirn, bigim, igerik ye insan faktOni acisindanbilyuk ol4iide dt§landtgtru kolayltkla sOyleye-biliriz.Ekonomik ye kulturel olarak saglam bir yaptyaye kendini cli§ardan gelebilecek her til.rhiolumsuz etkilere kar§t koruma mekanizmalanndan yoksun olan sinernarniz; en kilgiik eko-nomik dalgalantnalardan bile nasibini almt§,yeterli bir alt yaptya, kendisine a§ama yapttra-cak insan faktOriine, yasal dozenlemelere yedeylet destegine sahip olamamantn actstru,her krizde gereginden fazla bedel Ocleyerek ver-mek zorunda kalrmsur.Bu krizlerin tiimUne yaktru- yalnizca 50'lerinsonunda yasanan devaltiasyon haric- dogrudandogruya sinema alarunt etkileyen, genet krizle-rin chstndaki olay- gelismeler olmustur. Orne-gin 70'1i yillarin ortasinda yari resmi TRT'ninulusal duzeyde yaytna baslamast, 1987'deki si-nema salontartnin erozyonu, 1989'da YabanctSermaye YasasCrun degistirilerek yabanctlarasirket kurup dagitim ye gOsterim haklant ver-rnesi vs. gibi.Son 1989 krizi haric, sinemanuz her krizden,kendine Ozgii lasa vadeli yOntemlerle buyukyaralar almadan styrdabilmenin ustesinden

ama, her soruna karst urettigi ya dabuldugu cOzLimler, ilerde kendisine, cozume

ula§tirdigtru sandigt sorundan daha bayiik birsorun olarak karststna ciknustir. Yasachgt herkriz asamastnda, olumsuzluklara karst kendi isyapisinda ye isleyisinde gerekli cozurnlemeleregideccgi yercle, deytete yanastp, cOzfintu yekurtulusu , °nun kendisine sagladtgt cok &Asa.yardtmla atlatabilecegine gilyenmesi de, gele-neksel yapinm zaman icinde cOkmesine zeminhazirlamtsta. Ctinku, (levier, son krizde oldugugibi yalmzca ilk yardtm hizmetinde bulunmus,sonrasini ise hicbir gUvence ve korunma me-kanizmastna sahip olmayan sinemanuzin ka-ctik, yetersiz, bir filmlik sermayesi clan yapim-ci ye isletmelerine btrakmtsttr. Bu durum da,geleneksel Yesilcam'tn giderek zaytflarnastna,Uretim yapamamasina ve alant, Isandaki ser-mayeye btrakmastna neden ohnustur.1989; Yani Yabanct Sermaye Yasasinda yaptlandegi§iklik, 28. 29. ye 31 nolu karamameler, birbakima geleneksel Yesi1cam piyasast icon ade-ta bit milat ohnu§tur. Bu miladm gerisinde ge-leneksel Ye§ilgam Piyasasi, ilerisinde ise-yani

. . .

AIN IrE11:1- )..C6

Page 61: Türk Sineması Notları - 3

YAZG1 (ZEKI DEMIRKUBUZ) TURK SINEMASINDA DEMNIN SIMGE FiLMLER1NDEN BIRI

le buyuk olcude chslayan, kendisine Ozgil yapi-si olan giinUmUz Turk sinemast olus-turmaktadtr. (Yazirntzda geleneksel Yesil-cam'den stiz ettigimizde 1989'dan onceki du-rum kastedilmektedir.)Geleneksel Yesilcam piyasantn- sektor diyemi-yoruz, 4unku hicbir zaman olamamisur-

olumsuz konumuna gelmesindeki enbaytik etkenlerden biri de, hicbir politikaya sa-hip olmayan, ktsa sUrede bol kazanc etde etmehedefini amac olarak belirleyert,kart belli bir oranda tutmak icin yaptm mali-yetlerini olabildigince diisikme pratigini birke olarak benimseyen daha dogru-su sezon birlik- yaptmcdar olmustur.Biraz tarihin derinliklerine bir goz atarsak,Turk sinemasuldaki yapirnctlik milessesi, sine-manin Cilkemize girmesinden, yakla§ik olarakceyrek astr sonra gUndemegelmicir. Militaristanlamla kurulan ye dogal olarak da Uninlerinibu anlaytsra veren MOSD (Merkez Ordu Si-nema Dairesi) ye ondan soma gelen, her birisosyal yarchm amactru gUden htalul GazilerCemiyeti, Maclafaa-i Milliye Cemiyeti gibi ku-ruluslar sinemayt bir amac degil, kenditerinebit katkist olacak arac olarak tantmlamtslar yebu yolda kismi olarak kultanmislardtr. Currthu-nyetrin ilk ytlannda ise ilk kez chsandaki birsermaye sinemaya kanalize olmus Ipek ye Ke-mal Filmier kurularak, resmi, yan resmi kum-luslann clismda urn yapma olanagt saglanmts-

. tin. Ama nevar ki bu ilk ve iki buyilk kurulu§

da sinemayi yalnizca bir ticari alan olarak de-

gerlendirmis, kar ettikleri zaman yaurtm yap-mts, stictstiklart zaman da yerli film yaptmm-dan vazgecerek sermayelerini sinemantnna kaychrmtslardtr. Daha sonra bu ilklerin ta-vtr ve davrantslan, Turk sinernastndaki digeryaptmcilann bir gelenegi haline gelmistir.

yapanctlar, o (kneader icin tekel sayt-labilecek konumdakiter, hem disandaki ser-mayenin sinemaya kanalize ohnasint Onlemis-ler,,hem de , sinemadan kazandtklart ant de-gerleri, sinemaya degil de, sinemamn cltsinda-ki diger yattrim araglartna- han, apartman gi-bi gayr-I rntilktere - yOnlendirerek sinemarungucsUz kalmasina zemin haztrlamtslardm Bun-larin cltsinda, genii birik , rek filmlik sermayeile kurulan ku4uk yaptrnevleri ise cok uzunOrniir16 ohnamtslar, kimi zaman ad, kimi za-man ise sahip degistirerek adeta korsan yaptm-ct olarak piyasada akin olma konumuna hic-bir zaman gelememislerdir.Birikmis sennayenin olmamast, birikenin isesinema dtstna kanalize edilmesi, sinema orta-mmuzda diinyada esine ye benzerine hicbiryerde rastlanmayacak bir ekonomik yaptninolusumuna zemin hazirlanusttr. Bu yaptrun enbelirleyici olan kisileri ye da starlan da bolgeisletmecileri ohnustur.Sinema ortamuniz uzun yalar bulge islettneci-lerinin egemenligi alunda kaltrustu.Yaptmctlann zaaflanndan ortaya ciktp bir ba-kima onlartn istevini yOklenen isletmeciler,Anadolu'nun dim bOlgelerine hakimdiler.Ozettikle sinema salontartyla dogrudan iliski-

leri olduklartndan her bolgenin seyirci potan-siyelini ve ozelliklerini ve dolayistyla da bek-lentilerini gok iyi biliyorlardt. Ancak, yalmzcakar amact gilden aractlar olduktanndan ya-puncilar kadar bite sanatsal endiseter tastml-yorlardt. Zaten tastmalart icin de onlardan birbeklenti yoktu. 0 donemlerde film yaptmlart-run bilyilk bit kismt, onlann yapimcilara ver-digi avanslar sayesinde gergeklesiyordu. Amabu avanslar beraberinde, kimi zaman filmin

oyunculanntn kimi olacagt turundenyadstnmayan kimi istekleri de beraberinde ge-tiriyordu.Nilgun Abisel, `Turk Sinernastnda Film Yam-nu Ozerine Nader ' adlt caltsmasinda isletate-cilerin konumunu sOyle anlatir: •"...ilkbahar aylannda istanbura gelen isletme-oiler, yapimcilarla gOri:vi;i1p anIa§iyor; o yil kacedet ve ne turden film yaptlacagintn, bu film-lerde kimlerin rol alacagmm saptanmasindaen onemli role oynuyorlardt. Buyuk ye saygm-hg, olan yaptmct firmalartn film listeleri zaten,filmleri iyi is yapan yOnetmen ye yildtzlanicerdiginden, istetmeciler tarafindan fazla iti-raz edilmeden onaylanabiliyordu. Henfiz (filmfikri) olusmadtgindan onlann taleplerine pa-ralel olarak projeler birlikte kararlasurthyor-du. Salon (bilge) isletmecilerinin taleplerin-den erkilenen isletmeciter- buyiik bir Iasi-au-11n

salon isletmeleri de vardt- cogu zaman oyuncuadt ve bazen de konu Oneriyorlarch. isletmeci-lerin en belirleyici otduklart durum, kuciik ya-punct firmatarla elan ilikilerinLie ortaya

Page 62: Türk Sineması Notları - 3

"1990 ile 2003 arasinda yapdan filmlere bir goz attegimtzda, bu filmlerin buyuk biryjizdesinde; youncimn, yOnetmenin, senaristin

-hatta kimderinde oyuncu ye kameramanin bile- aynt k4ide odaklast4L

ANADOLU METMECILERINiN ISTEOIDOORULTUSUNDA YAPILAN DOgil<

BOWEL' NAIF FILMLERDEN tKISI:ZORRO'NUN iNTIKAMI (USTTE),

Di% TARZAN (ALTTA)

yordu. Ytlda bir ya da iki film yapabilen firma-lar, filmlerin satistru garantileyebilmek icin

isletmecilerin taleplerine bagunItyddar.Bu firmalar, isletmeciden avans almadan birfilmin haztralarma girisemediklerinden hic-bir proje olusturmadan ilkbahan bekliyorlardt.Dolaytstyla bir cok filmin konusu ye oyuncula-rt, o filmlerin hangi bolgelere sattldigma, han-gisinden daha yUksek allndigina ye yaptlan an-lasmalann kosullanna bagh olarak saptaruyor-du. Zaten, bolgelere ve &MAI modastna gorekullantlan yerlesik kaliplar varch. OrneginSamsun bolgesi dinsel motiflerin agu bastigt,fedakar ye iman orneklerinin sergilendigi film-lere daha yatkindt. Adana bolgesinin talebi isekavga sahneleri iciren filmlere yOnelikti. Se-naryonun yazuninda neredeyse matematikselyOntemlerle , her bolgenin beklentilerine uy-gun sahneler, avanslar orantnda yerlestiriliyor-du. isletmecinin verecegi avans, Oneeki Ornek-lerden yola cactlarak hesaplantyor, isletmeciy-le yaptmct arastnda %40- .%60 arasinda . bir ko-misyon tizerinden anlasma yapiltyordu. Bude, filmin tahmini hastladarindan, salon sa-hiplerinin pays ayrtldtktan sonra isletmeciyekalacagt yarsarlan miktar icinden, yap/met-= alacagt pay' gOsteriyordu. lire bu tahminirakamm tamanunt ya da bir ktsrrunt, isletmeciyaptmciya avans achyla filmin cekiminden on-ce veriyordu. Film gasterime girip vizyonu ta-mamlachkran sonra isletmecinin, kendi payin-dan yaptmetya verdigi avans dusup, ger kalant-nun belli bir yilzdesini yinc ona gOndertnesi he-men hemen hic soz konusu degildi. Film ulkecaptnda cok buyuk is yapmadtgt taktirde, hast-latlan, vergileri, paylan vb. izlemek ve avansborcunun Odenip Odenmedigini denetlemekyaptmct icin mfunktin olmuyordu. Ama bu,letmeci aciandan , hallotacak kucuk bir prob-lemdi. Bu durumda yaptmctlar icin aldtklartavanslarla filmlerini tamamlaytp bOlgeler di-stnda kalan istanbuFdaki gOsterimlerinde film-lerin kar etmesini beklemelacn baska yol kal-truyordu'Sonuc olarak, sinema, yaptmctlartn, dagittmci-lann , isletmecilerin ve salon sahiplerinin ege-rnenliginde olup, onlarm bir bakuna

ymisitan bir yaptya sahipti.0 clOnemlerde, isletmeciler (aract niccar)denli guc1G olan bir kurum da teiccilerdi. Con-kit birkac buyuk yaptmcinin distnda kalanlarbelirli bir sermayeye sahip olamadtklartisletmecilerden aldtklan avanstart —ki buavanslar cogunlukla pesin para yerine bano yesenet seklinde olurdu- tefecilere kirdinnak zo-rundayddar. Aym zamanda yaptractlar tcfeciyide cogu kez, filmi benimsetmek, onun is yapa-cagma inandumak zorundaydilar. Tefeci de-mek, Yesitcam'daki tek tare ye nakit para de-mekti, bOylesine saglikstz ve carptk bir ekono-mik iliskiler icinde Yesilcam'in en kazanchen 0416 kesimini olusturuyordu. 0 donemler-de bir film yawn' icin bankalardan kredi al-mak ise hemen hemen olanakstz gibi bir seydi.

olmazsa olmaz yapist bugiin ttimityle degi§mi§,sermayenin kaynagt, sinema disindaki sektOr-lere kaymistu. Yani, gecmistekinin tam tersiolmus, icerdeki sermaye chsanya degil de, disa-ndaki sermaye Yesilcam' a yOnlenmistir. BuyOnelis de iki yolBirincisi; ekonomik krizler nedeniyle zayifla-yan, film Oretemez duruma gelen, ya da Great-gi filmlere salon-isletmeci bulamayan gele-neksel yaptmct turn olan, yani parayt koyan vebulan kisiler birer birer piyasadan cekilme zo-runda kahruslardtr. Bu yaptmct tiirunun ora-dan yok olmast, onunla birlikte , o yaptmayaya da firmaya bagh yOnetmenlerin, oyuncula-nn ve teknik ekibin film yapamaz duruma ge-lip issiz kalmasina zemin hazirlamtstu. Bir cokiinlii yanetmenimizin uzun ytllar film yapma-mastrun nedenleri arasinda bu durum da buyuk.bir rol oynamistu. Tek filmlik bir sermayeye sa-hip diger yapunctlar ise, riski gaze slip film ya-pamaz durumunaBu actgt 1989'dan sonra Yesilcam'in chsinda ,cogu ilk kez film yapan kisiler doldurmustur.Bunlann bir film yapmak icin elde ettiklerisermaye ise, ya kendi ye cevresinin birikimle-ri, ya da Yesilcarrem chstnda kalan kisi-kurum-lattn olmustur. Ayrica sinemarntz-da ilk kez belirgin bir sekilde sponsorluk kay-ramt da yerlesmeye baslatmstu.Yesilcam'in geleneksel iliskilerinden kopusunilk belirtisi olan bu durum, kendine azgil birsistemi de beraberinde getirmistir. 1990 ile2003 arasinda yapilan filmlere bir goz ant-mtzda, bu filmlerin buyuk hit ytizdesinde ; ya-ptmctrun, yanetmenin, senaristin —hatta kimi-lerinde oyuncu ye kameramanm bite- aynt ki-side odaklastigt gOrtiltir. Bunun terciimesi ise;gayer actkur. Riskli bir ortamda bir film yap-mak oldukca risk tasiya bir istir. Parayt bulankisi aynt zamanda cekecegi filmin senaryosunuda yaztp yOnetmek zorundadir. Riski paylas-maz, aksine tUmanti kendisinde toplar. cunkuparayt koyan da odur, filmi ceken de... Boyle-sine bir durum sanatgiya sonsuz biralas' acarken, aynt zamanda bir cok yUkii destrum ytikler. Bunun sonucunda gelen basart-nun nunii do onunclitr.Geleneksel yapunct turiiyle film cekmeye alts-mis —yani parayt altp, filmin ticari riskine ortakolmayan- Yesilcam'in emektar yOnetmenteri-nin ise bOylesine bir durum karstsinda gerile-mesi ye film cekememesi de dogal saythrustir.Ama olar da bu durum karsistnda, parayt ko-yan ye bulan kisilerden cok aynt islevi yapacakkurumlara yönelmisler, ve sponsorluk yoluylafilm yapina ugrastst icine girrnislerdir.Disandaki sermayenin kisi ye kurumlar tara-findan sinema alanina aktardmastyla Turk si-nemastnda bir hareketlenme baslamisttr. On-ce; riski gaze alan bagunsiz ve genc yOnetmen-ler ortaya ctkmts, degisik konulara el atrrus, ki-mi zaman ktsith bUtceli kalitelt, kimi zarnan isebuyuk bUtceli aynksi filmic yaparak Yesilcampiyasasttun chstnda bir piyasanin olusmasma

Page 63: Türk Sineması Notları - 3

"Boylesine bir durumun giiniirniizdeki yansimasi ise pek ilginctir. Seyircisini evindenctkartp salonlara dOndiiremeyen Yesilcam, Ozel TV'lerin ortaya cikip yaygmlapnastyla

bu kez kendisi diziler yoluyla eviere sokmak zorunda kalmtsttr."

MELEKLER EVI (OMER KAVUR) DEOliME AYAK UYDURAN ENDER YONETMENLERDEN BIRISI

aralarinda ortak bir yan olmamastna karstlik-kendi. degerlerini sinemaya tastmakta da ge-cikmemistir. cogunlukla Yesilgam'm oyuncu-lan ekrandaki- podyumdaki poptilerkisilere yOnelis, yeni ytizler lanse edis vs.Bugtin , cogunlukla, yaptmcilikla-yaratts ayntkisi Uzerinde odaklannusnr. Parayt koyan yada bulantn yOnettigi, yOnetenin yazdtgt , am-ctstz, oldukca riskli, bir bakima bagimstz bir si-nemadtr bu. Bu sinemanin karststndaki tek so-run ise dagitim ve isletme alamnda ortaya cik-maktadtr.Bu sorun; geleneksel Yesilcam piyasastyla,yis olarak farkh, yOntem olarak ise buyuk birbenzerlik tasimaktadtr. Bu benzerligin en be-lirgin yam ise, Ozellikle gOsterim odaklartnda-ki tekelciliktir.Yesilgam'da 80'lere dek etkisini sUrdOren 'ayak'sistemi yiirtirlate idi. Yani, basta buytik kentinmerkezi turn sinemalan, Yesilgam'In guclu ya-punevleri taraftndan paylastlnus, onlartn tekel-leri igine girmisti. Belli baslt tic ayak vardt vebu ayaklara dtsardan bagtmstz olarak yaptlanbir filmin dahil edilmesi olanakstz degil amagok zordu. Ayaklara sahip Olanlann izini alm-madan, Yesilcam'in dtstnda ya da bu ayalaradahil olmayan firmalann yaptigt filmler buyukketin merkezi sinemalannda gOsterime girmesanstru hicbir zaman elde edemezler, cogunluk-la tasra ve kenar semt sinemalannda gOsteritnegirtnek zorunda kaltrlardt. Ayak sistemi, buyukkentlerin disinda, isletmecilerin egemen oldu-gu bOlgelerde de gecerli bir sitemdi.Bugtin ise sinema salonlanntn buyuk bir co-gunlugu yabanct sirketlerle, yabanct film ithaleden sirketlerin paylasmunda ve sahipligindebulunmaktadir. Onlann izni olmadan ya daonlar bir yerli filmin isletmeciligini usdenme-den, higbir Turk filminin merkezi sinemalarda

gOsterilme olanagt yoktur. Ya da cok iyimserbir yaklastmla cok stmrlichr.Sinema salonu-isletmeciligi tekelciligi agistn-dan, eski yeni arastndaki en Onemli fark ise,eskiden ayak sistemi Turk sinemasnun teke-linde idi ve yalmzca bu sinemantn urunlerinigOsteriyordu, bugun ise tarn tersi, turn sinemasalonlart yabanct filmcilerin tekelindedir. Bizegore bu durum; ulusal sinemantn gelisip yay-gmlasmastnin Ontindeki en buyuk etkenlerdenbiridir. Ve olmaya da devam etmektedir.Bugith, Yesilgam't bitme, yok olma konumunagetiren en Onemli olgulardan biri de elbette kiseyircidir. Mevcut seyircisini TV'ye Lipman,bir daha onu istenilen ve arzu edilen duzeydesinemaya tastyarnayan Yesilcam, her sorunabuldugu ye daha sonralan sorundan daha coksorun olan ktsa vadeli., gegici cOztimleriyle;seks, arabesk filmleriyle yapay bir kitle yarat-mts, bundan istedigi sonucu alamaytnca da ev-deki seyirciye video olgusunu kOrtikleyerekulasmak zorunda kalmtsttr. Yani evdeki, eskiseyircisini disart gtkarttp sinemaya kanalizeedecegi yerde, Once onu seks ve arabesk film-lade kaginnts, sonra da video tie evde kalma-stnt saglanustir. Bu arum ya da olumsuz stiregde, Turk sinemastyla, sinema salonlart arasin-daki diski agtsindan bidyti bir bosluk yaratmts-nr. Bu boslugu ise Once yabanct filmler, dahasonra da Yesilgam'In distndaki yOnetmen-ya-ptmcdarla, Yesitgam'm icinde, ama Yesilgam'aaltematif kisiler — ya da dOnemin kosullartnaayak uyduranlar- doldurmustur.Turk sinemastrun etkinligini geregi gibi dol-duramadtgt bu bosluktaki stirec asagt-yukanonbes-yirmi yil surmustur. Yani, Yesilgam'inyOnetmen ye oyunculartnin revagta olduguclOnemlerde yeni dognms olan kisiler, bu bos-luk surecinde, bu sinemantn uninlenyle geregi

gibi tant§mayip, sinema seyircisi olduklart ya-sa bir baska sinemayla karst kar-stya kalmtslardtr. Tek tuk yaptlan Yesilgam tu-tu filmler ise bu seyircinin begenisinin cokuzaklartnda kalarak, tecimsel agtclan pek basa-rt saglayamarmslardmBOylesi,ne durumun yanstma-st ise pek ilginctir. Seyircisini evinden gikarmsalonlara clOndtiremeyen Yesilcam, Ozel TV'le-rin ortaya gtlup yaygmlasmastyla bu kez kendi-si diziler yoluyla evlere sokmak zorunda kal-mtsttr. Bunun karstligt olarak da TV'de pard-dayan klsilerin sinemaya giden yolunu ardtnadek de agnuslardtr. Ttpkt yetmisli yIllarda ol-dugu gibi, perdedekilerin sahneye —bir cok si-nema sanatgist sarkt stiylerneye baslamtstt-sahnedekilerin ise perdeye — arabesk filmleri-nin baslangtct, tiyatroculartnin seks komedile-rinde oynamast gibi- bin gegisi saglamtslardi.Bugun, sinemamtztrt finansal kaynaklan cokdegisik mecralardan karstlantyor. Reklam sir-ketleri bunu bastnda geliyor. KiSisel birikimle-rini-kapitallerini ortaya koyanlar da azimsan-mayacak oranda. Turn bunlar, bir sektbr yara-tacak giicte olmadtgt gibi, ortak paydada top- .lanacak bir Ozelligi de igermiyor. Her an kaga-bilecek, ama aynt zamanda her an da yogunla-sacak bir ozellige sahip. Tek amaglart tecimselbasart ve hemen onun ardtndan gelen de startikazanmak.

dallarda ve Ozellikle de TV'de poptilerolan kisiler, kazandtklart tin ye paraya bir destand ekleme geregini duyuyorlar. Bunun enkestirme ve en etkili yolu da hic kusku yok ki,sinema. Ozellikle de yOnetmenlik ve oyuncu-luk. Bu dogrultuda yaptlan bireysel cduslar biriki istisna dtstnda oldukga da buyuk basanlarelde ettiler. Simdi bir onceki basartlarintn de-vai yapuklari gibi, kenailerinin yol-

Page 64: Türk Sineması Notları - 3

HABABAM SINIFI (ERTEM EOILMEZ) TECIMSEL ACIDAN YESILCAMIN KLASIK FILMI

KOMSER SEKSPIR (SINAN CETIN) YESILCAMIN ICINDEN YESILCAMA ALTERNATIF BAKIS

MAYIS SIKINTISI (NURI BILGE CEYLAN) SINEMANIN DEOISEN YLIZO

"Somut bir iirnek vermek gerekirse, acaba bir onbq yal once, Yesitcanemhangi yainmcIsi Zeki Demirkubuz ya da Nun Bilge Ceylan'in senaryo/arina yatiran

yaplp da onlara film cevirtirdi?"

da ilerlemek isteyenlere de bir kapi aralachlar.Bu kapinin aralanmast, bir yandan uretimi ar-ttrirken, diger yandan da yeni isimlerin, yenisermayelerin sinemaya girmesine neden olaraksinemamtzda nitelik aciandan degilse de nice-lik acismdan bir hareketlilik sagliyor.Geleneksel Yesilgam'in klasik yapist, bugun,usta ctrak ili§kilerini sfirdurebilecek yapidancok uzakta. ()stalk sermayesi ve birikimi olangenglerin de boyle bir sarece tahammtilleri hicyok. Osten bu turlu bir gelenege gerek deduymuyorlar. Kendi geteneklerini kendileri ya-ratmak istiyorlar. Ve ne gariptir ki bunda dabay/ilk degilse bile haul sayilir basardar eldeediyorlar.Somut bir omek vermek gerekirse, acaba bironbe§ yd. Once, Ye§ilcam'in hangi yaptmcistZeki Demirkubuz ya da Nuri Bilge Ceylan'insenaryolarina yatinm yapip da onlara film ce-virtirdi.? Ve Yilmaz Erdogan'in Vizontele'sinintam zamantann en yUksek gise hastlatt yapaca-gina kim inamrch?Esas sorun, bugun, Yesilcam'm degisme mi ug-radigt yaksa tlimiltyle yok olma asamastna mtgeldigidir. Eldeki verilere ve gOstergelere bak-tigimizda bu degisim degil, bir yok olma, veonun yerine gelen yeni bir sinemanin isigtdir.Yavuz Turgul, Sinan Cetin gibi, Yesilcam'inicinde yetisip, ama ona alternatif MUnter yara-tan sinemacilar, Atli Ytlmaz, Omer Kavur, Ze-ki Okten, Zeki Alasya gibi, klasik yapunciliktadirenen firmalann destegi ve sponsor firmala-nn itmesiyle ayakta kalmayt basarantar, bir ya-na btrakdirsa sinemarruz tthrtayte baguustz ser-mayenin ve dim riskteri gOze alarak yaptmci-yOnctmenlerin egemenligindedir.Bugun klasik Yesilcam'tn elindeki tek kale;hicbir yapttrim guru ve islevi olmayan dernek-vaktflarla, Antalya Akin Portakat Film Fesci-vali'nin korrejidir. Bit baska yapu in, bir baskayonetmenterinin yaptiklari filmlerin yartsugtbir festivalde, klasik Yesilcatn' in paytna &ismonur ticlialeri, TV dizileri, konej ye hala tiste-sinden gelinmeyen yeni filmteri, eski degerler-le Odifflendiren jUrilerdir.Bu degisim ya da dOna§Um degil, aksine bir bi-ti§iR ye onun yerine gelen bir baska degerlerinlegementigidir...Her hulk Turk sinema tarihinde Z000'li ytlar,bir baska donemin bastangici olarak yer ala-cak, bir zamantann Yesitcam'int da hicbir za-man yadsimayarak onu nostaljik duygularlaanilmasini saglayacaktir.

Page 65: Türk Sineması Notları - 3

ZEKI DEMIRKUBUZ SINEMASI

S. Ruken Oztiirk

Giri§urkiye'de 1990'dan gUnitmlize az sayida(450'yi biraz gegiyor) ama farkh tarzlardafilmier Daha gok genc ya da orta ku-§ak yOnetmenlerin (Yavuz Turgul, Sinan ce-

tin, Mustafa Altioklar, Yilmaz Erdogan, Omer Faruk Sorak

gibi) gi§e ba§arist elde eden popiller filmleri, 70'lerden buyana, hatta Atif Yilmaz gibi 50'lerden bu yana film yapan

eski ku§ak yOnetmenierin filmieri, her zaman kadin odalchkonular olmasa da kadin sinemacilarin dikkat geken filmleri(Ornegin Kurt sorunu tizerine Ye§im Ustaogiu'nun Giine§eYolculuk ye diger azinlik sorunianyla ilgili olarak Tomris Gi-

ritlioglu'nun Salkun Hammtn Taneleri adh filmleri), farkh

yOnetmenierin gektigi politik filmier (askeri darbeyi konuedinen filmier ye Islami filmier), bir de geng yOnetmenierin

daha bireysel karakterlere odakiandikiari bagimsiz filmieri.

Ku§kusuz buniarm arasinda gerig yOnetrnenierin §imdiyedek yOnettigi bagimsiz filmier, hem ulusal hem de uluslar-arasi festivallerde en gok ses getiren ve odullendirilen

oldu; ama yakm tarihli bir olgu olmasi nedeniyle yeterin-

ce yakindan irdelenmedi. Turk sinemasinda her biri farkhbir tarz olu§turan ye takdir edilen yOnetmenier vearasinda §unlar sayilabilir: Tabutta ROva§ata (Dervi§ Zaim,1997), Kasaba, Mars Stktnttst ve Uzak (Nuri Bilge Ceylan,1998, 1999 ye 2002), Gline§e Yolculuk (Ye§im Ustaoglu,1999), Italya'da ya§ayan ama en azmdan TUrkiye'de yeti§-mi§ olan bir yOnetmenden Haman; Harem Suare ye Le Fate

* Bu inakaleye yuzann, "Turkiye'de Trugedyu'uut (;14;du; Yaratun YOueLmeni:Zeki Detnirkubuz", 7. Avrupa Filaderi Feztivuli Katatoga (Gezici Festival2001): 26-27; "C Blak'tau itiraru"Rudika/ ilci (19 Mayes 2002) ye "Ikilikilerde TerOrizin" Altyazt (8): (2002) 90-91 yazilun kuynaklik otutioir.

75

Page 66: Türk Sineması Notları - 3

S. Raken Ozairk Bipgrafra I Zeki Dernirkubuz

IgnorantilCahil Periler (Ferzan Ozpetek, 1997, 1999 ye

2001) y e elbette Zeki Demirkubuz'un he filmi.

1964 yihnda dogan Zeki Demirkubuz, Istanbul Oniversi-

tesi Basin Yayin Yi_iksek Okulu'ndan mezun oldu. Sinemaya

1985 yilinda Zeki Okten'in asistani olarak ba§ladi ye 1993

yihna kadar birgok yOnetmene asistanlik yap. •Yakla§ik on

yil sonra Demirkubuz, 2002 Cannes 'Film Festivali'nde Un

Certain Regard I Belirli Bir Baku boliimiine iki filmiyle katil-

di. Bu ba§ari, bugiine dek yalnizca Iranh yOnetmen Mohsen

Makhmalbafa anti. Makhmalbaf, 1995'de Un Certain Re-

gard bOltimiinde Nobat e Asheghi I A •Ic Nobeti ye Salaam

Cinema I Selain Sinema adli filmleriyle temsil eclilmi§ti. Bu

kez Demirkubuz son iki filmiyle festival programinda yer alch.'

Demirkubuz'un di:10k btitgeli film iiretme (yaptmcr ola-rak), filmlerini yazma, yenetme ye filmlerinde oyunculuk

yapma serOyeni 1994 yilinda ba§:lach. Istanbul'un bogucu

ye daraltan havasindan (C Blok, 1994.), §ehirlerarasi yapilan

bir yolculuga (Masumiyet, 1997), oradan da kapah rnektin-

lara Sayfa, 1999) gegen Demirkubuz, tasarladigi

uclemenin ilk iki filmini 2001 yilinda Karanitk listline Oykii-

ler 1 ye 2 fist ile gergekle§tirdi: Yazgt ye itiraf YO-

netmen, hales Oclernesinin son filmi ilzerinde gali§maktadir.Zeki Demirkubuz, toplam 5 filmden olu§an filmografisiyle,gi§ede yeterli ba§arlyi elde edememig olmasma kargin, Tiar-kiye'de Ozellikle entelektuel izleyici ye elegtirmenler arasin-

da heyecanla kargilanmig yOnetmenlerden birisidir. 2 Bu ya-

zida, auteur yakla§trrundan yola cikarak yOnetmenin genet

yOnelimine, filmlerindeki sinematografik Ozelliklere ye so-

Zeki Demirkubuz, ilk filinintlen ba§layitrak cok suyida ulusal festivaldenBir iinnik ()batik 21. Istanbul Film Festi yalrinle Yazgt iciii Fitiresei odulu

"uhliiki yiiaden thiyargilara sahip bir topluitula sitrilklenen uniursamaz bir karak-teri yansainasindaki sogukkailli, tilciilit gitryikciligi ye absitrd inizah unlami ne-deniylit", Itiraf Fipre.sci ykiinden paivilanan gergin bir evlili-

Ai yea ye sade unlatuni nedetiiyle" vrrildi. Ayrica her iki fibuiylc ulusal yaru,ana-

yu katilun Demirkubuz, "yabancduipiayi yluJayan guniimiiz bireyinin ;Amamiyalin bin dine yansitogi iglu" de en iyi yihietnien secildi. Uluslararasi ulanda Ma-

suntiyet iki festivalden (Angers y e Oslo) &hiller aldi, Ovine/A Sayfa Briiksel

Locarno FF'ude yarro, itiraf ise Uluslararato Viyuuu FFiiden aldi.

Bazi filudcriuin gibe baitarisi Masivniyet iciu 22 854, Ociincii Sayfa igin11 508. Itiraf (14 922) lia‘gi'dan (10 539) (tuba cuk izleyici umiak son

nugta ornek olarak ytinetmenin son filmine (ltiral) oclaklam-lacak; Demirkubuz'un ki§isel imzastrun belirgin oldugu vesanat sinemasmm onemli bir temsilcisi oldugu iddia edile-cektir. Once sirayla filmlerine bakaltm:

C Blok (1994): Alp Zeki Heper'e adadigi ilk filmini cek-

me istegini yrinetmen, insansiz bloklarclan ahr. Oto-yoldan bir meldma giderken gerdtigti bloklar, ona "bir film

duygusuntr" sezdirmi§tir. Uncle ayrinult bir senaryo bulun-mamasma kargin kisa bir siirede sezgisinin yol gOstericiligi-

ne giivenir. Film, bir buijuva gifti olan ile alt

ruftan hizmetgi Ash ye kapici Halet arasindaki ili§kileri ve

bu ili§kilerdeki doyumsuzlugu, bir is sikt§masint anlann

lay kapictyla, Selim de hizmetgiyle girer. Ozellikle

karakterinin stkinnsim ye yalmzlik hissini anlatmak

igin insansiz, btlytik bloklann kullantlmast, Antonioninin

L'eclipse Giirtbatunt (1962) filminin atmosferini gagri§orir.

YOnetmenin diger filmlerine oranla en yoruma agik ye soyutgah§masi budur. Bildibimiz anlamda bir Oykii yoktur, ama

filmde yogun bir kisorilnu§lik hayasi citiyumsamr. Zaten fil-

min adi do dogruclan bu ku§atilimOrga, stio§nn;thic duygusu-

na grinderme yapar. "C", yalnizca masuni ye tarafsiz birharf debit, ayni zamanda bloklara, bOltiklere, binalara ye

koguglara adtm veren diger harfler gibi hastanelerin, hapis-

hanelerin, okullarm ve binalarin, losacast iizerimize kapa-

nan tiim bu ideolojik aygitlarin birey tizerindeki egemenligi-

ne gOnderme yaparak bunaltan bogucu bir duyguya do eglikeder.

C Blok'da varo§lardan geldigini, filmin ba§mcia

Aslentn hizmetc,:i oldugunu anlamayiz (her bir bilgi, siirpriz

olarak kargimtza cikar). Filindeki en edilgen karakter olan

Halet, filmin sonunda alai hastanesine dii!jecektir. Bunun

iki Ilbniylc de izleyici ,ayisi 011 In binin ii,C1 . 111C Ancak

yiiticiniondoti bilgiytt gnn: tarildorde yvnidon giimorimoknitiVail,,11 lit y1711111011 ICIII ellayamiyet'in izloyiei sayisnun 60 !Jinni

tizerinile obli,;u tliis;finiilnicktedir (A.F. Stmcn, "19901ur Tiirk

Tit,,,rit Giiriinliilcri ilhtsittniyene Klostrolobi ve tro-

lii", Thitlian ye Bilita, No: 92, 2000, s.176). Aym durum lestiytillerde4,n iliger fihnleri de gecerlithr.

7776

Page 67: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken Öztiith Biyografiw / Zeki Demirkubuz

nedeni de clolayli olarak C Blok'dazil sesi, araba sileceginin sesi, ayak sesleri ya da felevizyo-

nun sesi gibi sesler ve Istanbul'un gri tonlardaki soguklugu

ve insansizhgi bizi modern zamanlarm yalmzli Ina ve bunun

yaratfigi endige duygusuna

Illastaniyet (1997): Yusuf, hapisten gikacagi gun, kimsesi

olrnachgini ileri siirerek hapiste kalmak istedigini dilekgeyle

mUcltire iletir, ama bu istegin kabul edilmesi miimkiin degil-

dir. Flentiz ilk sahnede hapishane mticliirtinUn kapisi kendi-

liginclen acihr, kapi bozuktur, miidiir kapiyi kapatir. Yu-

sur un, Orhan adinda bir arkadagi diginda, yillar once yara-

ladigi bir de dilsiz ablasi vardir. Hapishaneden istanbura

gitmek Uzere yola gikan Yusuf, konakladigi bagka bir kentte

Bekir-Ugur ciftiyle tanigir. $arkici ye fahige olan Ugur'un Ci-

lern adinda dilsiz bir kizi vardir. Bekir Ugur'a ye Cilem'e

kol kanat gererken zamanla onun aslinda Ugur'a deli gibi

agile olclugunu, bu *in kargiliksiz kaldigini ogreniriz.

Ugur'un hapiste Zagor admda bir sevgilisi vardir ve Za-

gor hapishane clegigtirdikge Ugur cla onun peginden gitmek-

teclir. Dolayisiyla Bekir de Ugur'un peginden gider. Bekir

bir gece inikansiz agkinin agirligina dayanamayarak intihar

ecler. Bekir'in OliimUnclen sonra bu ci.ftle ayni otelde kalan

Yusuf cla tipki Bekir gibi Ugur'u korumaya baglar ve bu ara-

cla ona agik olu • . Yusuf Bekir'in yerini cloldurur. Ugur sev-

gilisiyle kacinca Yusuf, ktictik kizi annesine gtittirmek igin.

yola dtiger yine. Yolda yemek yedikleri bir yerde televizyon-

dan haberleri izleriz birlikte. Haberlerde caugma

sonucu Ugur'un ve Zagor'un oldiigii anlagihr, fakat haberi

Yusuf tesachifen gOrmez. Ugur'a ulagamayinca Cilern'le bir-

likte istanbura arkadagi Orhan'in babasinin evine gider.

Ancak Orhan olmiistur. Seyirciye daha Once Ugur'un sevgi-

lisi (ve birlikte kactigi) Zagor'un fotografim gOsteren yOnet-

men, filmin sonunda Orhan'in fotografini gOsterir. Seyirci,

Zagor'un ve Orhan'in ayni kigi oldugunti anlar, film bitmig-

tir ama Yusuf kenarmdan kiyisindan ulagabilecegi bu bilgi-ye tesadtifen ulagamamigur.

Film ` masumiyet'le sugsuz oldugu halde yaralanang ses-

siz ablayi, baba giddetine maruz kalmig kucuk dilsiz kizi ve

higbir geyin farkma varamayan (seyircinin gerisinde kalan)

Yusuru igaret etniekteclir. Aslinda ister fahige (Ugur), ister

pezevenk (Bekir), isterse katil olsun (Yusuf) 'agik olan' da

masumiyeti tagir. Ancak agldar birbirine teget geger, olanak-

Ugur Zagor'u, Bekir Ugur'u, Bekir OldUkten sonra da

Yusuf Ugur'u sever, ama her agk bir OlUmle sonuclamr.

Filmcle karakterler genellikle higbir gey yapmadan Turkfilmleri izler. Yusuf otele girerken koltuga

kamera gOstermez, ono giirebilmek igin One gec-mek gerekecektir. Bu yUzden kapidan bakarak gOsterilen

gergevede bog koltuklar ve televizyonda bir Turk filmi var-

dir, film sanki izleyicisini bekler. Sonraki sahnelerde, bagkabir otelde hog koltuklara C Blok'u izleyen seyirciler ye ye-netmen Demirktibuz oturur. Cilem'in hastalanmasi, Yu-suf un ye otelcinin yardimseverligini / merhameti agiga gika-n • . Cezaevinde, otelde, karakolda her yercle durup durur-

ken kapilar acilir, bu motif diger filmlercle de kullamlacak-C Blok'da bir yerde ttirkti kullanan yOnetmen, Masumi-

yet'cle farkb bir tiirkii kullanir. Ana karakterlerden birisini

(Bekir) erkenden Oldiiren yiinetmen, geleneksel film strateji-lerinin diginda davranir.

.Filmin kapanig jeneriginde yazilan Beckett'in "Hep dene-

din. Hep yenilchn. Olsun. Gene Ilene. Gene yenil. Daha iyiyenil" sozleri bUttin karakterler igin soylenmig gibidir. Agki-na kargihk alamayan Bekir intihar eder. Ugur sevgilisi Zagor

/ Orhan'la kacar ama her ikisi de vurulur. Ayakta kalan ikikigi Yusuf ile dilsiz (Tiirkge'de acim, ezi-yetim anlamina gelir). Daha Once Ugur'un odasindaki fotog-

rafi gOremeyen Yusuf, bir saniye farkla televizyondaki ha-

berleri kacircligi icin de arkadagi Orhan'in aslinda Ugur'un

sevgilisi oldug,unu anlayamaz. Dolayistyla melodram iizellik-

79

Page 68: Türk Sineması Notları - 3

f

S. Ruken Ózairk . Biyografra I Zeki Dernirkubuz

leri olarak sayilan tesadiillerin, tekrarlarm ve a§mliklarm bi-

zi bir Ye§ilgam filmine giitUrmesi beldenirken, malzemenin

i§lenme bigiminden gagda§ bir film ortaya vicar.

. Ociincti Sayfa (1999): Filmlerde figUranlik yapan Isa ile

kapici Meryem'in karma§ik ili§kileri anlatilir. Borcu oldugu,

ev kirasini Odeyemedigi ve garesiz kaldigi igin once kendini

tilcitirrnek isleyen Isa, son care olarak yukari cikar ve ev sa-

hibini OldUriir, hayihr. Kendine gelcliginde evindedir. Geli-

§en stireg icincle iki gocuklu kapici Meryem onu evine gizli-

ce kendisinin ta§tcligint soyler. Meryem Isa'ya her konuda

yardim eder. Ancak Meryem'i kocast dovmektedir. Kocasin-

dan kurtulmak igin plan yaparlar. Bu sahnede Meryem, Lost

Highway / Kaytp Otoban'daki (David Lynch, 1997) Alice ye

diger f lrn noirlardaki femme fatale'ler gibi ince ince hesap-

lachgt planini, erkege sogukkanli bir bigimde anlaur. Ancak

bir gtin tesadufen Meryem'in kocast OldUrtiltir. Her §eyin

yoluna girdigini dti§tinen ye Meryem'i seven Isa, film gekim-

leri strasinda Istanbul'dan uzakla§tr. Geri geldiginde Mer-

yem'i yerinde bulamaz. Tesadtifen yolda onu, oldurdiigu ev

sahibinin ogluyla Orlin Isa hesap sormak igin Meryem'in

evine girer, Meryem hem ev sahibiyle hem de ogluyla ili§ki-

sinin yillardir sUrcItigUnti ve ev sahibinden kurtulmak igin ci-

nayet i§leyecekleri gece isa'nm bunu yapagint anlaur, "ka-

der i§te!" der. Isa, ev sahibinden ve kocasmdan kurtulmak

igin Meryem'in planlar yapttrint ve bu amag igin kullanddi-

gun anlaymca Meryem'i vurmak ister. Ashnda her §ey Mer-

yem'in sinif atlamast, kocasindan kurtulmast ye babasindan

kurtulan ogulla evlenmesi igin yapilmt§ur. Isa, Meryem'i

vurmak yerine intihar eder.

Ociinca Sayfa'ntn fonunda yine ilk iki filmde oldugu gibi

televizyonun gUrilltUsti vardtr. Finalde Isa gergegi anladtm-

da, televizyondaki Ye§ilgam filmi ses ku§aginda one cikar;

filmde kaolin erkege, 'iyi ya§amak ugruna' onu aldatuguir

sOylernektedir. Bu filmde kaptlarm kapanmast motifine kori-

dorlarcla bir de 1§1klarin semmesi eklenir. Filmde merhameti

ta§tyan Meryem'dir. Isa'nin clO y iilmesine tepki gOsterir,onun borcunu Oder, oysa kocast Meryem'i dOvdtigtinde Isa

istedigi halde yardim edemez. Halet ve Yusuf gibi Isa da

edilgendir ama sonuna kadar gtivenip kendisini teslim ettigi

Meryem tarafindan aldaubnca patlar. Ag kaldigi, borcunu

Odeyemedigi, kisacasi sefaleti ytiztinden kendini Oldtireme:

yen Isa, aldatildigint duyunca duraksamadan intihar eder.

"insanin reel toplanu Uttar* tizerine kurulu" der yOnet-

men. Film iginde izlenen Turk filmindeki sOzler gibi rahata

kavu§mak, iki gocugunu daha iyi yeti§tirebilmek igin bir an

Once sinif atlamaya gabalayan ve bunun igin insanlart bile

Oldtirmeyi tasarlayan Meryem, sonug itibartyla bakildiginda

kOtti biridir. Filmin surprizi sonuna saklannu§tir. isa'nin go-

ziinden biiyiik bir kumpasin icinde olundagu cluygusu yeti-Er, oysa Meryem tarafindan baluldtmda, bu kadar eziyet

gekmi§ biri igin "iyi ya.amak" gibi istekler son derece ma-

sum kahr. Kotiiliik temast, Demirkubuz'u Karanlik Ostiineaykider Uglemesini yapmaya iter. Bu uclemenin gergekle§eniki filmi Yazgt ye itiraf ur.

Yazgt (2001): Camus'ntin varolu§gulugun ana kaynakla-rmdan birisi olan L'Etranger / Yabanct adli Unlit eserinden

esinlenerek yazilan filmde Musa, annesinin oliimune tepki

giistermez, kendi istegi olmadan i§ yerindeki kachnla evlenir

ye bir cinayeti i§lemedigi halde Ustlenir. Yillar sonra gergek

anla§thr ye Musa hapisten cikar. Sight and Sound dergisin-de gikan bir ele§tiride denildigi gibi bir bigimde De-

mirkubuz, sadik bir uyarlamadan kagintyor. Anlatiyi

istanbul'una OzgUrce ta§trken, yalnizca Ozgtin eserdeki

yabancila§mr§ atmosferi korumayi segiyor". 4 "Klasik anlau-

larda karakterlerin acik bir amaglart varken sanat sinema-

sindaki karakterler belirli arzulardan ye amaglardan yoksun-

Yusuf Guveu, Zallit Alain, Bfilont GOrLicii, "Zcki Dcaiirkubuz Gil-l-Unlit 3, 1995, s.17.

4 Shane Danielson, "Fate", Sight and Sound 12 (7), 2002, s.18.

8180

Page 69: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken Oztiirk

dur" derken Borclwell 5 sanki Yazgt'daki Musa'yi (ye de tam

Camus'ntin Yabanci'da yarattigi Mersault karakterini) ta-

mmlar. Yazgt, insanin karanlik yonii ve ya§amdaki antam-

sizlik itzerine wino diyaloglarta dolu bir filmdir. Ancak yo-

netmen bu filmde de kendine ye filmlerine giinclerme yap-

niayi birakrnaz.

Itiraf (2001): C Blok'daki karakterler gibi burjuva bir gift

olan Harun ve Nilgiin'iin ili§kisi, bir trajedi ve kisir dongiigergevesincle anlatihr. Aslinda (ba§larda) konu cok basittir.

Hartin, e§inin kendisini aldattip-,,mdan ku§kulanir.

I3ir telefon konu§masina tarok olur ye bu ku§kularinda haklioldugunu anlar. Uzun bir stire, bildigi gergegi inatla Nil-

agzindan almak ister. Ama Nilgiin, aynlmak istedigi-

ni soylemesine kar§in tictincti ki§inin varligini bir tiirlii itiraf

etmez. Anhui ilerledikge birbirlerini hirpalayarak zorla siir-

diiriilen ili§kinin gecmi§incle de benzer olaylar oldugunu

anlanz. Nilgiin, Harun'un en yakm arkada§i Taylan'la evli-

dir ama Harunla yasak ili§kileri de siirmektedir. Harun,

NilgLin'le ili§kisini bir tiirlii Taylan'a itiraf edememi§, bunun

sonucuncla da Taylan kendini

Makalenin amaglan gergevesincle, Zeki Demirkubuz'un

yukanda amlan be filminin ortak ozelliklerine, yOnetmenin

sinema anlamina, temalanna, karakterlerine ye sinematog-

rafik bicemine balulacak Demirkubuz'un sinemasmi Ornek-

letnek igin, Itiraf Uzerine yaZinin ikinci yansmda bir giizilm-

leme yapilint§tir.

Auteur olarak Zeki DemirkubuzFilmlerinin her a§amasincla gorev alan yOnetmen "...tek

ansi olan sinema ki§isel sineinachr..." der bunu §oyle aciklar:

"(Bu) varolan kodlarm, anlamlartn cit§tna gdap onlartnOtesine gegereli anlaplabilecek bir §eydir. Ki§isel sinemaile•kastettigim toplumsal, sosyolojik, ulusal oltnama dam-mu degil. Zaten dogast itibanyla ki§isel olan bir §ey bun-

5 D. Bordwell, "'rho Art Cinema us a Mode of Film Practice", Film Criticism, 4

(1), 1979, s.58.

BiyograAa / Zeki Dernirkubuz

lan da igerir.... Bana gore her §eyden once, toplumsal olan&Win mazItuniyetine, edilgenligine ragmen, fa§izm olmadurumudur. Toplum dedigimiz olgu her §eyden Once mu-dahale ogesinin On planda oldugu, birinin dedigi gibi, sa-dece korunma duygusuyla en ba§ta ortaya gtkmg, fakatbunun arkasinda, otesinde iktidartn ele gegirilmesiyle, in-sant, bireyi yok etmekle e§anlamli bir konumatur... Tarih bireyin toplumsal olana kart savaltmtdtr. "6

Bir ba§ka sOyle§isinde yOnetmen §unlan soyler: "...Sine-

manin biting gotiirmek gibi, hallo uyandirmak gibi, gercek-leri anlatmak gibi bir i§levi olduguna inananyorum. Aksine

Tarkovski'nin, Bergman'in yaptigi gibi bunlann yerine dahabir ice &Silt*, is yolculuga gitmesi gerektigini

rum. Ciinkti ki§isel olan ayni zamanda zaten toplumsaldir,

ama toplumsal olan ki§isel degildir". YOnetmen ge§itli sOyle-

§ilerinde toplumsal olanin la§izan' ve `dayatmaci' bir yamoldugunu israrla vurgular.7

Zeki Demirkubuz'un "toplumsal olan" olarak ifade ettigiolgudan bu kadar kaginmasi, onun belli bir cografyada ya-§ayan bireysel, trajik karakterler yaratmasmi saglar. "Ki§iselsinema" olarak ifade ettigi §ey ise ona auteur olma yolunuda agar.

Cahiers du Cinema dergisinde ba§layip Amerika'ya And-rew Sarris eliyle giren mum,- tarti§malan da ki§isel olma an-lamindan bulur. Film yOnetmenterini yazara benze-ten bu ` kuram'in (fail Sarris tarafindan tic Onctile indirgenir:Bir auteur teknik yeterlilige sahiptir, ayirdedici bir

ki§isel bigemi vardir; iiciincii olarak filmde ylinetmeninmalzemesi ile arasindaki gerilimden dogan icselanlam yatar. 8 Bu anlamda Demirkubuz gergek bir aute-ur'diir. Bazi filmlerin, yOnettnenin degil bir yapimcinin ya

" Y. Giivett, Z. Alain, R. Giiriicii, a.g.e., s.15.Rica KI111(!, GOVI:11011, ice Mini& Bir Yiinetnion: Zeki Ditinirkubuz."Kinkel 7, 1997, s.48.

"Andrew Sarris, "Notes on ilot Auteur Theory is 1962", Film Them), and Criti-dams Introductory Readings, G. Mast, M. ColicH an L. Brandy (Dar.)-OxfordUniversity Press, Oxford, 1992, s.585-587.

82 83

Page 70: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken Oztark

da bir studyonun imzasini ta§idigi ya da sinemamn bir ekip

isi oldugu gibi kar§i argiimanlar, auteur kurama kar§i Ote-

den beri yeneltilmi§tir. Bunlar yerine gore dogru kar-

smeller. Ancak bazi yOnetmenler hig kusku yok ki auteur

yaklasimiyla daha iyi degerlendirilebiliyor.

Bernard Dick'in de belirttigi gibi turn auteur'lerin belli

ortak noktalan var: Ba§kalanyla isbirligi yapmak, gahsmada

farklihk aramak, motifleri yinelemek, daha onceki

ima etmek ye filmlerini zenginle§tinnek igin gegmi§ten

&Ring almakl§birligi yOnetmenle senarist, goruntu yOnetmeni, besteci,

oyuncu, kurgucu, yapimci ye sti.idyo arasinda olabilir. De-

mirkubuz bagimsiz bir yOnetmen olarak olabildigince finans-

man sorununu kendisi Ozer, filmlerini kendisi yazar. Ortak

gali§ma arkada§lan arasinda sozgelimi hem Ocanca Say-

fa'da hem de itiraf da oynattigi Basak Koklukaya, hem

Cleaned Sayfa'da hem de Yazge da oynattigi Serdar Orgin ya

da hem Masurniyet'in hem de Yazgenin göriintii yOnetmeni

Ali Utku ve ge§idi filmlerde kuciik rollerde oynami§ ortak

diger oyuncular sayilabilir. Bu arada iiglemesinin ikinci an-

cak kendisinin son filmi olan itiraf da goruntu yOnetmenligi

de birgok is gibi (kurgu, senaryo, yiinetim...) Demirkubuz'a

aittir.Demirkubuz'un filmlerini belli bir tiir iginde degerlendir-

rnek milmktin goriinmuyor. Genellikle bu beS film "psikolo-

jik drama" olarak adlandinlabilir, ama melodramin (Masu-

miyet) ye kara filmin (Cleaned Sayfa) kiyisindan gegtikleri de

olur. Yonetmenin de ifade ettigi gibi, yasayan canh karak-

terleri yoluyla, yani tikel olanla icinde yasadigi topluma

dermelerde bulunan, oradan da evrensele giden filmlerdir

bunlar. Kisisel olani one gikararak ulusala, toplumsal olana

ye insana dair soyleyecekleri olan filmlerdir.

Auteur galismalannin pek cok kayn4 olabilir. Roman,

oyun, ozgun senaryo gibi. Demirkubuz den filminde &gin se-

9 Bernard F. Dick, Anatomy of Fi/m,St.Martill's Press, New York, 1978, s.135.

Biyografya I Zeki Demirkubuz

naryolara dayanirken, Yazgt'yi Camus'nfin L'Etranger'indenesinlenerek gekmistir.

"Tekrar, bir auteur'ii rahatsiz etmez. Gergek bir auteur...yalnizca gesitli tiirlerdeki temel temalanni degil, ayni za-

manda bu Wrier igindeki motiflerini de yineler." 10 YineDick'in sozleriyle, bir yOnetmenin gondermeler yapniasi

ayni seyi soylemesi demek degildir. YOnetmen farkhbaglamlarda kendisine giinderme yapar. Auteurler Ozglinitiksoninsahyla rahatsiz edilemezler, ciinkii onlar kendilerini

bir gelenegin pargasi olarak gOriirler. Gegmisten OdLing alir-

ken ona saygi borglanni da Oderler, onu galmazlar. Bu ko-

nuda Demirkubuz'un filmleri zengin bir maden gibidir.

Bes . filminde de karakterler sUrekli gagimain medyasi

olan televizyonu izler. Ilk tic filmde televizyonda izlenen sey

filmlerdir. Son iki filmde ise haberler, belgeseller. izlenen

programlar rastgele segilmemistir. SOzgelimi Masurniyeedeklasik Tiirk filmlerinin (Ye§ilgam filmleri) izlenmesi, bu film-lerde kullanilan melodram tiirunun Masumiyeede kihk de-gi§tirmesiyle agiklanabilir. itirctf da yabanci bir kanaldan in-gilizce haberlerin dinlenmesi, ayni zamanda karakterin sinif-

sal konumuna isaret eder (dil bilen, kiigiik-burjuva, entelek-tfiel erkek). C Blok'da yabanci filmier izlenir. Masuntiyeedeizlenen Turk filmleri arasmda yOnetmen kencli filmine gon-

derme yapar, izleyici ve filmin igindeki izleyenler CBlok'dan bir sahne gOriirler. Uciincii Sayfa'da ise hem filmizlenir hem de arabesk bir dizi film gekilir, ayni zamandakahvede oturan erkekler Masumiyeei izler. Demirkubuzfilmier arasina kencli filmlerini de koyarak Turk sinemasi

geleneginin hem pargasi olduguna i§aret eder, hem de onu

diinii§tUrcitigiine. Turk filmlerini &Ring almasi da bu gerge-

veye yerle§tirilir. YOnetmen filmlerinde kendine de mutlaka

gOnderme yapar. Bordwell'in de belinti rgi gibi "...sanat sine-masi filmin sisteminde bir yapi olarak yazan-yOnetmeni One

. In B.F. Dick, s.140.

8524

1

Page 71: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken OzttirkBiyografya / Zeki Demirkubuz

Demirkubuz, filmlerinde yarar- yOnetmeni (ken-

disini) yalmzca simgesel anlamda devil, somut olarak da go-

riintir ktlar. C Blok cla akil hastanesindeki bir hasta roltinde

gOrtilen Demirkubuz, Illasumiyeede film izleyenler arasinda

yer alan bir seyircidir, Nailed Sayfa'da artik sesini duydu-

gumuz ve figikanlarla gOrti§me yapan yOnetmendir. Yaz-geda bir kez daha ana karakterlerin arasmda bir sinema sa-

lonunda film izleyen izleyici olarak kar§imiza gikar. itiraf da

ise artik kendisi clegil gOrtinttisii/imgesi gOsterilin kar§imiza

aldatilchgi igin intihar eden koca olarak (Taylan) birkag fo-'•

tografiyla gikar. 2

Sayfa'da Isa'yi CUneyt Arkrn'in

oynadigi Dort Yanim Cehennem filminin afi§iyle aym gerge-

vede gOsteren yOnetmen, Mastuniyeede Yusuf u ye ktigtik

Cilem'i Chaplin'in The Kid I Yumurcak afi§iyle yan yana ge-

tirir. Sinemaya, filmlere ya da televizyona verilen Onem,aracin kendisini one cikaran bir stratejidir ve rnetni bir kur-

maca olarak ortaya koyar. Bu yOntiyle popiner / geleneksel

degil, sanat sinemasinin bir pargasi olur.

Be§ filmi arasinda sinemaya / filme yapilan en fazla

den-tie, filmin icinde film gekiminin gOsterildigi Nandi Say-Filmin igindeki gOrtinmeyen yOnetmen Demirku-

buz'dur ve sesiyle oyuncu adaylanna sorular sorar. Isa ka-

rakteri (Ruhi Sari) hayalleri arasinda "ba§rol oynamak iste-digini" soyler. Oysa izledigimiz filmin ba§roliindechr zaten."Acdara ragmen ba§aran bir insane oynamak istedigini"

sayler, oysa filmde tam tersine aldatildiktan sonra intihar

ederek ba§ansiz olanlar, kaybedenler safinda yer ahr. Filmmetinlerarasi bir yercle durdugu gibi kendi metni icinde de

filmin kenclisine gOnderme yaparak oyun oynar.

Televizyonda Ugur'un ve Zagor'un Olcliirtildiigil

Yusuf yemek yeniektedir ye tesadtifen haberi gOrmez.

Daha once de Ugur'un odasina gOz gezdirirken Za-

D. Bordivi•II, a.g.e., s.59.bir yandaii ilk ydlarda MUl lb-

yu da farkli kaniusal cekanlar lu cakiligcni tuvirlanylu, kr.ndisiui gas-teruitinie kiniusulidaki cabasiylu dikkaileri gekrrkcu, iitc taralian du filitikri

giisiernie ulanugini somulla kadar

gor/Orhan'in fotografini gOrmemi§tir. Oysa tesadtiller Ye§il-

gam filmlerinin cok Onernli bir ozelligidir. Popiller yerli film-

lerde tesadtifler ya gati§mayi yaratir ya da tam tersi cati§ma-

nin gOztilmesine yarar. Yerli sinemada gocuklar tesacltifen

anne dedikleri ki§inin teyze oldugunu ti;,6renirler ya da IcOradam tesadtifen kenclisine bakan kadinin eskiden sevgilisioldugunu Ogrenir. Masumiyeein en Onernli noktasinda yii-netmen tesachifti tersten kurar ya da ba§ka bir deyi§le

bozar. Ayni filmde dilsiz ablanin rnasumiyeti de One ci-

kar. Oysa dilsiz abla aym zamanda Ye§ilgani'da sikga kulla-

nilan "ailenin namusunu iki paralik eden" ve sonugta ceza-

landinlan kadinlardan birisidir. Tek fark, artik bu kadininsessiz olmasi ve masum olmasidir. Clciincit Sayfa'nin sonun-da filmin igindeki Ye§ilgam filminin diyaloglan, koridorda

isiklar sOndilgiinde ye kapani§ jenerigi ba§ladiginda da sii-

rer. Filmin igindeki filmde de bir ihanet ya§annii§ ve kadin

karakter asil erkek karakterin sugladigi bigimiyle "rahata

kavu§mak igin'', "para igin" zengin olan erkegi tercih etmi§-

tir. Film icindeki filmle izledigimiz film arasinda bu anlam-

da bir paralellik kurularak hem Ye§ilgam'in aslinda ya§adi-

gimiz diinya oldugu stiylenir, hem de inandinci olmayan bir

Ye§ilgam filminin Oykiisti, giindelik ya§amla ilgili, ayaklari

tizerine basan bir sanat filmine malzeme edilir. Ayni zaman-

da sanat filmlerinin bir tizelligi olarak filmin kurmaca yapisi

One cikanldigi igin izledigimiz her iki §eyin de "film oldugu"

duygusu yaratilarak Ozde§le§me kirilmaya calrsilir. Masumi-yeede izlenen filnilerin etkisini azaltmak igin Yusuf, iiziilenotel sahibine "film bu" der.

Sayfa icinde yer alan Nlasumiyeein pargasindaHaluk Bilginer'in canlandirdigi Bekir karakterinin konu§ma-

sinda gegen "bir inandim orospuya tam 20 yil gecti" repligi,

bir anlamda isa'nin Meryem'e kamp Oven duymasina uyar.

Dolayisiyla yOnetmenin bir Oncelci filmi, yeni filminde Onem-Ii bir i§leve sahiptir; Isa'ya stiyletilmeyen stiz Bekir'in agzin-dan duyulur.

86 87

Page 72: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken Oztiirk . Biyografya / Zeki Demirkubuz

Filmlerinde kendi kendine agilan kapilari kullanan ytinet-

men bu motifi de- bilingli olarak sever. Bu, bazen kapinin

kapanmasiyla kararan perdeye kar§ilik gelir ye bir sahneden

ba§ka bir sahneye gegerken ornegin Ucuncu Sayfa filminde

yogun olarak kullanihr. Ya da Masumiyet filminde ironik bir

i§1ey kazanir. Yusuf, hapisten gun kimsesi olmadigi

icin 'cli§anya' gikmak istemedigini bildirdiginde kapi kendi-

liginden agthr. Masumiyet'de kapinin ilk agili§i hapishane

mudurunun odasinda gergekle§ir, mudiir }captain bozuk ol-

dugunu soyler. Yazgt da Musa hapisten cikmak tizereyken

savcinin odasinda beklemektedir, kapi yine agihr. Bu kez

savci, tamirci gagirarak kapiyi onanr. Yusuf icin acilan kapi,

Musa icin kapanmigtir. Bir yabanci gibi dunyaya

Musa icin igerisi de kansi da birdir. Buttin bu Ornekler

Zeki Demirkubuz'un filmlerini btitiinluklu olarak

gtinii ye kendi metinleri arasinda gegi§ler, gondermeler yap-

tigim itiraf da da `kapinin kendiliginden acilmasi'

motifine rastlanir.

Beg filmde de miizik gok az kullanthr, bazen filmin icin-

de birinin soyledigi tUrkti duyulur. Uzun sahnelerde bazen

karakterler uzun tek bir planda konu§urlar (IVIasumiyet'de

Bekir, Ugancii Sayfa'da Meryem, itiraf da Harun gibi). Ilk

film olan C Blok, gerek kamera kullanimi gerekse igerigi ile

daha farkh bir yerde durur; hareketli bir kamera kullanthr.

Kamera alt ya da Ust acilardan ve de bicimi bozarak

ttileri gOsterir. Yazgeda savcinin odasinda uzun bir gevrin-

me yapihr. Ancak genel olarak filmlerde hareketli kamera

kullanilmanu§, planlar genellikle uzun ye hareketsiz bir ka-

mera tarafmdan gekilmi§, kamera Ontindeki sahnenin du-

zenlenmesine Orient verilmi§hr. Yonetmenin f/ashback'i kul-

lancligi tek film yine C Blok'tur.

Auteur gali§malannda farkh temalar si5z konusudur. Sa-

nat sinemasi icin de aril durum gegerlidir, ama yine de Av-

rupa sanat sinemasmin yalnizlik, yabancila§ma

gibi 'sal" konulari vardir. Zeki Demirkubuz evrensel konu-

lardan yola Kurban olma, talihsizlik, a§k icin her §eyifeda etme, insanin karanlik yOnti, kotiiltik, masumiyet, mer-hamet, end* / kaygi, Aristoteles'in oyunturlerinden saydigi tragedya yalitma, oltini, yUce olan, bi-

reysel-aristokrat olan, merhamet ve kaygi, etik, iyi ve kOttlytiigerir." Demirkubuz aristokrat ye }dice olan ch§indaki kay-ramlara uyar. Ctinkti o, tragedyayi kendi topraklanna stra-

dan insanlar eliyle getiren gagda§ bir yOnetmendir. Scaliger,tragedyada hep bir kotii kader duygusunun sezildigini belir-tin". Ucuncii Sayfa'da Meryem'in `kadef i§ter demesi, butrajediye i§aret eder. Bir filminin adinin 'yazge olmasi da bugergevede Onemlidir. YOnetmen, insanin oziincle

iizerine kurulu oldugunu dii§tintir. 15 Ucurtcii Sayfa'ninOztinde yatan Demirkubuz §Oyle agiklar: "Yoksullannrnaruz kaldigi en bilytik teri5r, yine kendi aralannda yarat-

tiklan tererdUr. Onlar sisterne gore mazlumdur, ama kendiiglerinde inanilmaz kiyicihklan vardir"." Ayni sOyle§ide yii-netmen, filmleriyle seyirciye "biraz amyl tathrmayi" denedi-gini siftyler. 17 insanlar arasindaki teriir, kiitilltik ye gektikleriact fikri Dernirkubuz'u yakindan ilgilendirir. Ayru konu pekgok sanat filmi gibi Claude Chabrol'un Merci pour le Choco-lat l Stcak cikolata (2000) filminde de i§lenir. Marie-Claire`Mika' Muller karakterinin iginden gelen dogal ye gok da

nedensiz olmayan kotuluk Uciincii Sayfa'daki Meryem ki§ili-ginde alt smiflara bula§mt§tir sanki.

Karakterlerin isimleri dinsel ki§ilere gOnderme yapar:Musa, Isa, Meryem, Harun, Yusuf gibi. Ilk ye son filmi

karakterler, alt-orta siniflardan gelmektedir.Sayfa'da Isa Meryem'e parkta "geginiyor musunuz?" diyesorarken gOrtintilde parmakliklari gagn§ttran aglar varchr.

" Kathleen Rowe, The Unruly Woman, University of Texas Press, Austin, 1995,5.103.

Sityda DUnden. angline Tiyalro Diiiiincesi, Anailoin Universitesi BiW1/11C-

vi, Eski,eliir, 1991, s.86.

" Y. Giiven, Z. Alan, B. Gininia, s.17.

' Murat Ozer, "Kuraulik fistinie Zeki Demirkubuz"Digitiirk, No: 26, Teniiituz, 2002, s.119.

17a.g.e., 5.120.

88 89

Page 73: Türk Sineması Notları - 3

Bu filmin en belirleyici noktasi da yoksulluktur. YOnetmen,

ilk (C Blok) ye son filminde (Itiraf) List srnifin evlilik ya§amr-

na ve mutsuz birlikteliklere odaklannu§ur. Filmier an-

ti-kahramanlardan olu§ur. Yalnizca C Blok'da ana karakter

kachnchr, ama sozde ana karakterciir. C Blok, §ehirli-modern

bir kadin karakterin yalnizligtm ye igindeki bo§lugu, sikinuyi

anlatmak isterken ashnda yan karakter olan Halet'in trajedi-

sini anlatir. Demirkubuz filmterinin hepsinin trajik karakteri

erkektir. C Blok'da Halet, Masumiyet'de Yusuf,

Say/cYcia tsa, Yazgeda Musa, Itiraf da Harun ye Taylan.

Paglia'nin da belirttigi gibi "Trajik kadm kahramanlar cok

azde l 8 ye Carpenter'a gore bir filmde LizUcti bir §ey bir ka-

dinm (ya da diger giigsili gruplarm, Ornegin gocuklarm) ba-

§ina geliyorsa o filme melodram, bir erkegin ba§ma geliyor-

sa trajedi clenir. 19 I'Vlelodramlarm bu nedenle uzun sure a§a-

gdandigi ye degersiz bir tiir olarak gOrtildilgil bir gergektir.

Trajedi, kohl kaderleri olan erkeklere yakr§ir. Filmlerdeki er-

kekler ternelde iyidir, ama edilgen ve iradesiZdir. Ba§lanna

gelen olayclan sonra yiluma ugrarlar. Genellilde bu

olaylarin nedeni de kadindir. Kadinlar giiglil ye direnen ka-

rakterlerden onurlu ama zavalli karakterlere dogru sahnirlar.

Bekir'in Ugur'un pe§incien gitmesi (Masumiyet), Ha-

run'un pe§inclen gitmesini (Itiraf) animsaur.

Onemli bir fark varchr, Bekir intihar edebildigi halcle Harun

bunu ba§aramaz. Sevgilisine giden e§ini izleyen Harlin, ote-

lin online geldiginde cesaret edip otele giremez, hemen ge-

kip gider, Meryem'in kapismi galamayan Isa'ya (CleanedSayfa) benzer. "Filmlerindeki erkelderin iradesizligi /

varolu§gu .baglamda Yazgr'mn Musa'siyla doruga

kar.''20

Erkek clayani§masi Musa ile kom§us tr arasinda (Ya zgt),Siiha ile Harun arasinda (Itiraf) ye daha farkh diizeyde Be-

" Cum ii Ii Paglia (1991), Sexual Persunae, Vintage Books, New York, 1991, s.7.

" K. Rowe, s.98.

20 R. 6-..iiirk,"C Blok'tiolitirara" Radikal iki, 19 May's 2002.

kir'le Yusuf arasinda (Masumiyet) goriiliir. Erkek §iddeti po-listen Yusuf a i§kence olarak, Bekir'den Ugur'a sOzle, koca-

dan Yusuf un ablasina fiziksel olarak, gegmi§te ise Yu-suf tan ab]aya ye Ugur'un eski kocasindan Ugur'a fizikselolarak (Masurniyet), kocasinclan Meryem'e fiziksel olarak(Uciincu Sayfa), Harun'dan Nilgiin'e stizle ye fiziksel olarak(Itiraf) yoneltilir. Saflik tizellikle ilk rig filmdeki erkek karak-

terlerin temel tizelligidir (Halet, Yusuf ye isa). Aldatma dasikhlda goriilur. C Blok'da Tillay ye Selim birbirlerini alda-tir; hizmetgileri Ash hem Selim'le hem de Halet'le birlikteolur. Nandi Sayfa'da Meryem Yazgr'cla e§i Musa'yiye Itiraf da e§i Harun'u aldatir. Kadnun aldatmasi yogun

olarak i§lenir. Buna bagh olarak da luskanglik soz konusu-dur Bekir'in ve Harun'un luskangligi).

Itiraf da Nilgiin ve Harun arasinda telefonda ve yemek

yedikleri yerde ya§anan ince sorgulama ("bir §ey mi var?","yok", "bir sorun mu var?", "ne gibi?"...), Vesikall Ya-rim'delci (Ltitfi O. Akad, 1968) Sabiha ye Halil arasmdaki

(evde ye bo§ bir alanda gegen) sorgulamaya benzer. 2 ' Buanlamda bu filmle kurulacak bir benzerlik Demirkubuz film-

lerinin de "imkansiz a§klari" anlatiyor olmasichr. Ornegin

1Vlasumiyeede Yusuf un ve Bekir'in Ugur'a duydugu a§k ya

da ba§ka dilzlemlerde Cleaned Sayfa'da isa'run Meryem'le,Itiraf da Harun'un hatta tigLincii lci§iyleolma istemleri kar§ilik bulmaz. Erkekler (Yusuf, Isa, Harun),

olanaksiz da olsa birlikte olma istemlerini dile getirirler.

Trim filmlerde srkrntmin, kapatihnrshgin, daraltan bir at-

mosferin varligindan sriz etmek miimidIndLir. Sanki be film-

deki srkrniiyi, clar mekanlardalci krsurrlmishgi, grlu§sizligi ilkfilmdeki (C Blok) Tulay karakteri dogrudan ye sik sik "sikili-yorum" diyerek Ozetler. Suner, Masumiyet'i "kapahligrylatarnmlanan bir ta§ra dilnyas," olarak okur. 22 Masamiyet di-§inda, Itiraf da da niekan ba§kent olmasina kar§in ta§ra

21 Boozer hir sorguluma, cok duliu kiicuk boyutta C Blok'du Sdim'clon Tulay'ayanclir.

lz A.F. Suner, a.g.e., s.197.

S. Ruken Oztiirk 13.iyografya / Zeki Dentirkubuz

9190

Page 74: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken OztarkB6,ogruffa / Zeki Demirkubuz

manzaralan gtortirtiz. Diger ilg filmin mekani istanburdur,

ama ister zengin gevreler ister yoksul mahalleler olsun lusu-

nlmi§hk atmosferi degi§mez.

Her filminde oliim, intihar ya da oldiirme yer ahr. Ilk

filmde (C Blok) gorece daha azdir. Sadece bir cinayet giri§i-

mi gOrtiltir. Mastuniyet'te Bekir intihar eder; Ugur ye Zagor

Ociincii Sayfa'da Isa ev sahibini OldUrtir, filmin

sonunda intihar eder. Yazgerun sonuna dogru Musa'nin ha-

pisten gikmasim saglayan mektubun sahibi intihar eder;

filmde aym adamin gocuklan ve e§i OldUrtilmti§tUr. Itiraf da

Taylan'm intihan sugluluk duygusu yaratir, aynca Nilgiin'tin

sevdigi adamin klzi da intihar eder. Harun intihar giri§imin-

de bulunur.

Yollar da kapilar gibi gok kullantlan§br. C Blok'da Tulay

sfluldigi an arabasiyla yollara dii§er, bu yolculuklann birin-

de farkh deneyinder ya§ar. Masumiyet bir yol filmidir ashn-

da. Uciincii Sayfa'da karakterin yolculugu ona rastlanti eseri

gergegi gOsterecektir. Yazgeda karakterin hapse gidi§i ya da

Itiraf da karakterin §ehirlerarast ye §ehir iginde yaptigi yol-

culuklar gosterilir. Ozetle TUlay'm (C Blok), Yusufun (Ma-sumiyet) ve Harun'un (Itiraf) yolculuklan perdede daha

uzun kalir. isa'nm (Nandi Sayfa) yolculugu filmde Onemli

bir doruga i§aret eder. Tesadilf sonucu Meryem'i ev sahibi-

nin ogluyla ve gocuklanyla goriir. Bu baglamda tesadtifler

de filmlerde Onemlidir, hatta Yusufun (Masumiyet) tesadil-

fen haberleri gOrememesi onemli bir bilgiden yoksun kalma-

sma neden olur.

Izleyicisinin her zaman gok OnUnde olan yOnetmen stir-

prizled sever. Stirpriz, filnilerin ba§mda, ortalarinda ya da

finalde yer alabilir, ortaya gikugmda izleyiciyi de karakterle-

ri de §a§iru •. Uciincii Sayfa'da Isa, Meryem'in oyununu fi-

nalde fark eder. Masumiyet'de sozii edilen iki karakterin

(Zagor ye Orhan) aym ki§i oldugunu finalde anlanz, ama ka-

rakter anlayamaz.

92

Film karakterlerinin stirprizi fark etmeyi§leri safhldann-

dan, dikkatsizliklerinden ya da tamamen kaderin bir oyu-

nundan dolayi olabilir; izleyici olarak bizim fark edemeyi§i-

miz, bazen yOnetmenin bizim igin birakugi bo§luklan yarati-ci bigimde doldurrnammuzdan kaynaklanir. Itiraf da as-hnda Harun'un en yakin arkada§uu (Taylan) aldattigim cook

sonra fark ederiz, oysa karakterler filmin ba§mdan beri bu-nun acismt ta§imakta, gerginligi ya§amakta, ne oldugunu

tam anlayamadigmuz diyaloglarla bu trajediyi data vurmak-tadirlar.

Filmler arasmda hepsi bir tek filmmi§ gibi seyircinin bu-

lacagi baglanular ve farkh yorumlar sOz konusudur; OcanciiSayfa'nin Meryem'i sinif atlamak igin elinden ne geliyorsayapnu§ur. Ama ne pahasina? Bu baglamda C Blok'un strufatlami§ Tiilay'inin ya§adigi sikinti, Meryem'in ya§ayacaldan-

nt da Onceden giisterir. Aslinda Tfflay gibi gormek istemese-ler de diiniip dola§ip Nilgiin gibi (Itiraf) bir gecekonduya

Ozetle yiinetmen, hem bulundugu cografyadan hareketle"sokaktan insanlarin tragedyasnu" anlatir, hem de "metinle-rarasi bir oyun" oynar. 23 Aristoteles, kiasik tragedyalarin iz-leyenleri rahatlatugun yaznup, 24 oysa Demirkubuz bir sanatfilmi yOnetmeni olarak izleyeni rahatlatmak yerine rahatsizeder. 25

ItirafZeki Demirkubuz'un filmografisi igindeki son film olan

Itiraf, yiinetmenin diger filmleriyle ortak noktalar ta§imakta-dir. Itiraf in temalan a§k, ihanet, aci, ileti§imsizlik, kader ye

yalnizhkur. Bigimsel Ozellilderi agismdan genellikle duragankamera kullanmasi; ortak motifler olarak kapilann acilmasi,

" R. Ozairk, a.g.e.

24 Arisioteles, Poetika, Renzi Kitabevi, Istanbul, 1993.

25 Peter Wollen, "Godard and Counter-Cinema", A Film Theory Reader: Narrati-ve, Apparatus, Ideology, P. Rosen (Der.), Columbia Univ. Pre ys, New York,s.120-129. Bu cal-caved,: dii iiniildii uudr. Demirkubuz lilmleriuin, bu Ozellik-lerin cogunu saliip oldugu

93

Page 75: Türk Sineması Notları - 3

yOnetmenin bu kez fotograflyla kendi filmine katilmasi, yol-

lann, televizyonun kullamlmasi ve anlatidaki sUrpriz, ortak

Ozellilderdendir. Aynca bu filmde bir kez ayakta

clurmasi sirasinda (balkon kapisinda beldemesi), Harun'un

da pet gok duru§uncla ya cla oturu§uncla kamera uzun sure

kipirdamayan karakteri kaydecler. Boyle bir segimin sinema-

cla, bir anlamda yabancila§tirma etkisi yarattigi

izleyici icin rahatsiz eclici, gergin bir beldeyi§tir bu.

Bu filmde mekan olarak secilen Ankara'mn bir memur

kenti olarak yan anlamda sessiz, sakin, kan§ik olmayan, du-zenli ye huzurlu bir kent olarak kocilanmasl, huzursuz, ger-

gin ve patlayan bir ili§kiyle carpel bir zithk olu§turur.

Film ikili bir yap " Uzerine kuruludur: Once bir itiraf ettir-

me cabasi, archndan itiraf etme rails'. Ilk yandaki `itiraf et-

tirme'nin ne anlazna geldigini anlamak, ancak ikinci yandaki

itiraf erne sahnelerini izleyince olanakli hale gelir. Bir ba§kadcyi§le filmin ikinci yansi, ilk kismini anlamanin da temelini

olu§turur. 27

geleneksel bigimde izleyici olarak icine girebilece-

gimiz airden bir film degildir; insam sarekli rahatsa eden,

zaman zaman a • in gergekgi, zaman zaman gergekgiligin ki-

nlchg, ye izleyiciyi uzaklapran sahnelere sahiptir. Film,

Cannes Film Festivali'nde olumlu ve olumsuz ele§tirileri bir-

likie ahr. Positif dergisinde ele§tirmen "dogrusal

klasik rmasi ve mizanseni" nedeniyle "bu filmin niye

anlayamadim" 2H diye yazarken, Le Monde'clan Man-

Aturrikali l 'agrusiz yOncitnen Jun Jost, The Brtl Yau Sle11/ in I UyI11/ 41111

IA (1993) Lull' filluilult" ittrolint" uygun hir yabanculaprina etkisi ya-ratinak cuk 1.1%1111 si:11 .1! (yaklatik Is dakika) kaluerasull laclart ry oltuayati llogayu rtittklar. hilly' do dial:, az olulakla yin," do lklar"toy yaiintayan karaklericri sassizcc giisicrinrk algtkin oltlitguuluz siirctIon daliatwain siarr.1 . 11,1:1 David NIulltolluilt1 Dr. / Ciknia7.1'otla (2001) loluilar-dal0 uzuu rtiyatun ya (l q yarula ya,,attlau surr;a11/yrittilasiz ka-din (oyutirti kurakteria grrcogilli (ya da kaluihunti) atAlatligiallre Vassc, "hirof I Coutio::sital", Posinf, No: 497-498, 2002, s.82.

delbaum, 21) "kadm erkek ili§kilerindeki duygusal kuruluguba§anyla yansittigi iCin" Demirkubuz'u takdir eder.

Zengin bir malzeme olmasma kar§m, Turk sinemasindaikili ili§kilerdeki (e§ler / sevgililer arasindaki) gatlaklar, ger-

ginlikler ya da sorunlar Bati'daki benzerleri gibi gOsterilme-di, bunun nedenini toplumbilimsel ya da felsefi boyullanyla

irdelemek ba§ka bir call§manin konusu olabilir. Ama necleni

ne olursa olsun bu tiir film Ornekleri Ye§ilgam sinemasinda

olmadigi gibi, 80'lerden sonra da sayica fazla degilcli. Ilkalda gelen bu konuda Yavuz Ozkan'in

(1989) filmiclir. Ku§kusuz birey'leri yOnetmenin kendi bi-

reyselligi iginde anlatmasi, yer yer bilinen sinema kaliplanni

yikmasi, Tiirkiye'de Demirkubuz seyircisinin entelektilel ke-simle smith olu§unun ve siradan izleyicinin bu filmlere git-meyi§inin de nedenidir.

Tipki sakin ve huzurlu Ankara'nin kent olarak bu filmdeironik durmasi gibi, ruhlar da bedenlerini bulamanu§nr.

Filmde Ozellikle Harun'u canlandiran Taner Birsel'in be-

densel Ozellikleri sanki ruhuna kar§ilik gelmez. Nilgun'iinyeni ili§kisi simgesel olarak erkegin cinsel

yetersizliginin giistergesidir ve bu Harun'un duru§una dayansir. Barak Kijklilkaya'nin inceligine ve kinlgan-ligma kar§i iri yan ctissesiyle Taner Birsel ironik bir bigirn-

de cesaretsizligin, eclilgenligin, zavalltltgtn, incinmi§ bir ru-

hun ta§lyicisi olur. Belli bir a§amadan sonra Harun'un

rekli iki biikliim, base OnUnde gezmesi, yiiriirken ayaklanrusiiriimesi, cok sik aglamasi biiyiik gOvdesine orant ' siz bir §e-kilde One vicar. • Dolayisiyla Harun kurbanla§nnlir. Trajikbir karakterdir o, Yusuf, Isa, Musa gibi, kahraman

Harun'un sevdigi kadin/e§i elinden kaymaktachr (sevdigi-ni, i • kin gittigri Istanbul'da otel oclasina resrninikoymasmclan gikarabiliriz). Harun gOrUniirde Nilgfin'iln ay-

nlma istemine degil, `gergegi sOylememesine' Oficelenir ye

kendini a§agilanm,§ hisseder. Phillips'in kitabinin hemen

2" Jacques Mantlelhaum, "Lit Tumult ', a r;ama Ile In dasaffortiouLe Monde, 26 Mavis 2002.

Biyografya I Zeki DemirkubuzS. Ruken Oztark

9594

Page 76: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken &Lark . Biyografya / Zeki Demirkubuz

ba§mda30 Emerson'un bir stizU aktanhr: "Bir yalam yutar-

samz, pe§inden gelen her §eyi de yutmak zorunda kahrsi-ruz". Harun'un inaduun gergek nedenini ancak anlati ilerle-

dikge gOzeriz. Anlanz Id o, itiraf ettirerek kendi ya-

ralanm sarmak ister, kendini aklamak, temizlemek ister, biryalaru dogrultmak ister. Nilgiin itiraf ettikge kendisi itiraf et-

mi§ gibi rahadayacaknr. CUnkti Harun, ashnda Nil-

glin-Taylan bozmu§tur. Stireg iginde Taylan aldatil-

maya dayanamaz, intihar eder, Nilgiin Harun'la evlenir

(gegmir &milk bu sahneleri yOnetmen gOstermez, seyirci

bunlari karakterlerin agzmdan duyar).

Harun'un (gergege tanik oldugu halde) inatla ye israrlaitiraf ettirmek istemesi, ruhsal agiclan kendi itiraf isteminiyansitir. Bu da zaten filmin ikinci yansmda izleyiciye agtkla-mr. Harun bir Ofice patlamasmin ardindan, telefonda ugtin-

cu kar§ila§in aruk itiraf ettirmek istemesinin anlami

da kalmaz, her §eye boyun egerek yalmzca gaginr.

Nilgiin evi terk edince, bu kez kendisi itiraf etmek igin yolavicar ve Taylan'in her ryden habersiz ailesine gider. Izleyi-ci, tiggen iligkinin varhgtm Ogrenin Taylan-Nilgiin-Harun.Anlanz ki Harun'un yillardir iginde biriktirdigi suglulukduygusu NilgUn'le ili§kisine.yansmu§nr. Kernberg'in befirtfi-

§iddetli superego patolojisinde bin (filmde Harun)

otekini suglar, ele§tirir, a§ap,-'ilar ve yansitmah Ozde§le§meyle

baingalunda bu davram§lan otekinin yapmasi konusundaonu etkiler, Otekinin boyle yaptigmi dii§Untir, bir anlamdabilingaltmda onu te§vik eder. Harun, Nilgun tarafindan

a§agdanchgtru dti§iinUr, oysa asil ktiglimse-yen, a§agilayan kendisidir. Kernberg, Ozel bir olay bagla-mmda, bilingch§t bir gabayla bir kadirun kocastru daha fazla§iddet kullanmasi igin lu§kintigint Oyler.

:12 Nilgun de inatla

itiraf etmeyerek boyle bir duruma yol agar. Qysa ayni za-manda erkegin (Harun'un) sugluluk duygusunu hafifletmekya da bilingaltmda Ode§mek igin kansim neredeyse kendisi-

ni aldatmasi igin ki§lurtmasmdan, gerekli zemini ham-lama-smdan soz etmek daha

"Superego yansimastntn en stk gOriden bicimi, taraflardan(partnerlerden) birisinin otekini acunastz bir zalim olarak,kar§tstndakini suclu hissettirmekten ye ezmekten sadistcezevk alan ahlakct bir otorite olarak deneyimlemesidir. Ta-raflardan ikincisi ise ilkini gavettilmez, sorumsuz olmakla,hainlikle, yalanctItkla, (yapttklartntrt) `yarttna kcir kalma-st" icin cabalamakla (suclar) deneyitnler."33Erkek bir yasagl delmi§ ye arkada§inin e§ini 'ayart-

nii§'tir. Kadin sugluluk duygusuyla erkegi ki§-kirtarak hem aralarindaki §iddetin dozunu arttirir hem deerkege pasif §iddet uygular. Bu arada erkek de ayni suck-luk duygusuyla yalnizca karisinin ihanetini beklemelde kal-maz onu te§vik de eder. Bedelini bilingaltinda biiyle Odeme-yi dii§tiniir. Her ikisi cle birbirini zalimlikle suglar, konumlarsiirekli degi§ir. Her ikisi de sugluluk duygusuyla kivraiiir as-hnda. Harun arinmak ya da sugluluk duygusunu yansitarakbu duygudan kurtulmak igin itiraf ettirmek ister, Nilgiin geg-mi§teki sucuyla erkegi bir kez daha ytizytize getirmek iginitiraf etniez (belli ki gegmi§in sugunun gogunir Flarun'da

sOzleriyle cle bunu ifacle eder). Dolayisiyla bir kisir thins'gii iizerine kurulmu§ ili§ki ve bu ili§kiyi yine kendi iizerinekapanarak J.nlatan bir yaps soz konusudur.

Bir "yalcinlik teriiristi" olarak (terim Miller'a aittir ye ki-tabinin adi Intimate Terorism'dir) Harun "hazclan gok acigekmeye ve zorlaniaya dayanarak da olsa siirdiir-mek ister. Sartre'in tenor tanimi da flarun'un tavirlariniagiklayici niteliktedir. Ona Ore tertir, Oteki'nin belirsiz ka-

§icidet kullanip yok ederek ctizillmeye kar§i kullanila-bilir. 34 Miller, yakinlik terbrizminin bir ge§it olumsuz sevgi,sevginin karanlik yonii oldugunu sOyler. 35

Bu baglamclamin ana ba§liginin KaratzIlk Ustiine Oykiiler olmasi anlarnh-dir. Her ili.ki gibi ikili fii§kilerde de taraflar iktidar mticade-

'° Adam Phillips, Monogamy, Vintage Books, New York, 1996.

3 ' Otto Kernberg, Love Relations, Normality and Pathology, Yale University

Press, New Haven & London, 1995, s.111.32

a.g.e., s.112.

.1a.g.e.,s.111.

34 Michael Vincent Miller, Intimate Terrorism: The Crisis of Love in an Age of Di-Norton & Company, N.Y., London, 1996, s.37.

35tt.g.e., s.37.

9796

Page 77: Türk Sineması Notları - 3

98 99

S. Ruken Oval*Biyngrajj'a / Zek . Denzirkubuz

lesine girer. itiraida kan-koca arasinda iktidar sahrur du-rur. Harun kaba giice ba§vtirurken iktidann ta§iyicist Olur,ama Nagiin Harun'un istedigi yamn vermeyerek her defa-sinda iktidan sarsar. ili§kinin yOntinif inatc, tavnyla belirler,dolayisiyla iktidara sahip de odur. Filmin sonunda iktidar,`her §eye ragmen' yine de Diyarbalar'a birlikte gitmeyi teklifeden Harun'la aralanndaki higbir §eyin unutulmayacagini,`gegen tek §eyin zaman' oldugunu soyleyen ve net bir yanitvermeyen Nilgiin arasinda clurur. Aynca Harun ozelinde, de-gi§en insan ruhunun tekinsiz ylizti gOsterilir. Harun once neolursa olsun her gergegi kabul edecegini ve bir anlamda tepidgOsterrneyece rgini vaat ettikten hemen sonra Nagiin'e fizikselolarak saldinr.

Film licgen anlatir. ticgenler ticgen clogurur.

Once, Taylan, e§i Nilgiin ye iicuncii ki§i Harun'un

gecmi,te bir acinin iizerine kurdugu evliligi §imdi bir ba§ka-

sinin tehdidiyle savrulmaktadir. Bu hem kacleri ima eder,

yani istemedigi ama yaptigi bir §ey dongiisel bir bigimde

onun cla ba§ina gelir, hem de iiclu ili§kiler yeni iiclii ili§kile-

ri yarati • ken evlilige de kurumsal olarak giivenilerneyecegi

gOsterair: Harun, e§i NiIgiln ye iicuncu ki§i, i§te yeni bir fig-

gen. Ama bu kadarla bitmez, sonucta NilgCm, sevdigi (Actin-

cil ki§i ve iijuncii ki§inin e§i vardir. Dolaylsiyla rmatik bir

yorum cla olsa filmin Onerdigi ashrida teke§liligin imkanstzli-

gidir ve yaptigimiz kOttiliaderin kabuslar ,eklinde bir giin

karrniza cikabilecegidir. 11diller'a gore,

"Ktskanchk, insant giicsitz ktlan bir terkedilme kaygtst ta-§tr. Bit gii ii,zliigiinii yenmek. iSin Ictskanc insan, e§ini ku-§atmaya ye onu yaktn tutmaya calt§tr. Zorla yaptigt sorga-lamalar, sonsuz itiraf ve sadakat garantisi istekleriyle, ka-cloud iradesinin yerine kendisininkini koyarak onu kontroletmeye calt§tr... Adam kadtadan sevgi talep edip onun pe-§ine diterken bile hem kenclinclen hem de ondan nefreteder, gitgide derin bir nefretin ifine dii§er."36

ct.g.e., s.46-47.

Gercekten cle Harun'un laskanglik duygusu icinde terke-chime kaygisi gekerken hedenine yansir, c6-

omuzlarla dola§ir genelde. Ayrica bikmadan yaptigi sor-gulamalarla kontrol akina almak isterken, ondansevgi talep ederken bile nefretin ve giicsiirliigiin icincle de-belenir. Yakmhk lerOrizminin taktikleri Miller'a gore, hemkurbam yaralar hem de terbriste geri ()Oiler.'" Harun'un ya-pacagt tek §ey, geri Taylan'm ailesine itiraf etmektir.Harun'un giicsiizliigiinii yakici bir rkilde hissettiren §eyku§kusuz Taylan'm saglam dururdur. Harun'un tersineTaylan, aldatilmi§ koca oldugu hakle hichir rkilde itiraf et-tirme gabastna ty,irmemit-itir. Her ryi silkunette kar§dar, se-sini etkarmaz, hatta intihar edecegi giin nerli glininmeyebile calt,t •. Taylan Harun gibi kenclini kiiciatmez, giictiniiOlene dek ta§tr, tipki Belch gibi, isa gibi, diger kaybedenle•gibi tamesini de bilir. Harlin ise ba§ansiz bir irlihar giri,i-mincle bulunor, Oinieyi bile beceremez.

Phillips'in sOz[eriyle "sadakatsizlik, cinsellik dramiyla

oklugu kadar gergegi soylenie dranityla da ilgilidir".38Filmele herkes hirhirine `bir §ey mi var?' diye sorar (baron

Nagiin Ilarun'a ve anlatachgtna Ore Taylan Ila-run'a) ve herkes `yok' der.

Iilnrin leincle aril mantigt dilnistge nrtaya koyan biryer air. Bu cla claba Once sorii edilen, erkegin kachni

kendisini aldatmast icin tepik euigi arganarnnt desteldeyenbir kavgalan sirasincla Nilgiin Harun'a "hep sanaihanet eciccegim, seni terk edecegim zamam beldedin, hunu

umdun" der. Kaba era zihniyet taTyan erkeklerin birlikteolduklan kachnlara olsa benimle birlikte oldular, n •halde herkesle birlikte olabilirler' mantigiyla baktildan ger-cegi, Harun'un siiverken sectigi yansir.Harun'un yillarca, Taylan't aldatahildlgjbir gun kendisini de aldatacag, paranoyasi ortaya cikar. Nil-gun zihniye.ti aciga cikanr. Ama Nilgiin'tin can linenai i§-

levi ku§kusuz biitiin trajedinin nedeni olmas,dhr. Nilgiin'iina.g.e., s.47.

" A. Phillips, a.g.e.,

Page 78: Türk Sineması Notları - 3

S. Ruken Oztark

ihanetiyle Taylan (ilk e§i) kendini Oldiirmil§, Harun (ikinci

e§i) peii§an olmu§, yeni sevgilisinin de ba§ma felaketler gel-

mi§ ye umutsuzca eski ailesine geri Filmde

umut banndiran tek §ey ortada dogmak ilzere bir bebegin

bulunmasidir. Ancak yine de Itiraf acik uglu biter.

SonucTurk sinemasinda Zeki Demirkubuz, senaryolarinda iyi

diyaloglar yazmasiyla, filmlerinde oyunculan iyi yOnetmesiy-

le, yan karakterlerinin zenginligi ile, temalari ve bigemiyle

hemen ayirt edilen bir yOnetmendir. Insancil bir sinema

yapmak isteyen Demirkubuz, bir sOyle§ide "dogru sinema-

mn ciddiyet ye samimiyet yatar" der.'" YOnetmen,

bu ciddiyeti ve igtenligi be filmiyle siirdiiriir.

Kirag," yOnetmenin ilk tic Glmini "kaybedenlerin hika-

yeleri" olarak betimler ye bu filmiere yolu agan filmier ola-

rak da Anayurt Oleli (Omer Kavur, 1986) ile Her .eye Rae-

men'i (Orhan Oguz, 1987) gOsterir. Demirkubuz'un be fil-

mi iginde ana karakterlerin kaybedenler oldugu gok agikur.

Bicimci bir gOztimlemede, 41 sanat filminin temel tizellik-leri arasinda, yOnetmenin kendini one gfkarmasi, ki§isel an-

anlaunin karaktere odaklanmasi, anlatida ne-

den-sonitg mantiginin zayiflaulmasi, olay Orgiistindeki ye fil-

min sonundaki bo§luklar, belirsizlikler ye gergekgilikDemirkubuz, Oykiintin degil karakterlerin ardindan Bi-

der, kendine Eagii motifleri ye tekrarlan kullamr, filmleriiginde izleyiciyi etkin hale getirecek bo§luldar birakir, onurahatsiz eder. Bu baglamda Demirkubuz, hem segtigi tema-lar gergevesinde hem de onu uygun bir sinematografik dilegeyirmesiyle Turk "sanat sinemasinm" ki§isel bigerni olanOnemli ternsilcilerinden biridir.

3' Y. Grivol;, Z. Aim. 13. Giiriicu, u.g.e., s.18.

4 " R. Kintc, a.g.e., s.17.

4 D. Bordwoll, ..g.e., s.57-60.

Butun Kemal Sunal filmleri,

&lain Metin Akpinar- Zeki

Alasya filmleri, biitiin ErtemE'gilmez filmleri ye genelinde

Turk Sinemast "i§itsel" olguye kurgulama sistemi Etzerine

kurulmutur. Bu filmlerin

hicbirinde diyaloglann §u

ya da bu mektin,da

säylenmi§ olmalartmnbiiyiik bir iinemi, yoktar

100

Page 79: Türk Sineması Notları - 3

it04 -tvZFK,TC (1.zt-k)

NUM BILGE CEYLAN

Turk sinernasindoaeni bir anent:

Burcak EVRENTark sitlemasincla 1987-88'de ba;layan,

ama olarak 1994'ien sonra ivme ka-zanan degijim-tdOni4tita olgusu, bir cokyOnden, bir Onceki dOnemle temel farldt-Far ortaya koyclu. Tumilyle degilsehaytik blcade var (dart, geleneksel sinemasektOranbn dtstnda gercekle;tirilen bu

giclerek sinetnanuala B4;tiastzlaratilt hir I isa to —NJ& dOnemin-

olasotrkitt. 199 .1: ten hat;Isysrak, sy-nt aanan hirmancle, alas; mast: y e eytem

hirbirterintIcti tarLti cdaklarclanhareker cdercts sinemn stanina giren yö-netmen-yaptmcaar, sinema sektOrOnanaltstltnts iliskilerrni-kaliplarint ye al4an-ladnuni raclikal bat btoncle degiime

csorak, farkh hir sinems d6:enin teatsit-cisi Bir Um:Ai donemlerin, gerek;bicim, uslup, sinemayt algilayts y e anlati-mtyla ve gerekse film yapim, daattim,rim, finanse kaynaklartyla hicbir

y;t1-1i hir diitenin UricUleri konu-muna geictiler. 1994 ytlindan sours orraya

ZEKI DEMIRKUBUZ TURGUT YASALAR

Page 80: Türk Sineması Notları - 3

SEMiR ASLANYOREKYILMAZ ERDO6AN

ko§ullardan kaynaklanan, yeni bit dozenkurma gereksinimin kacmdmaz sonucla-rindan olusru.Sinemaya yOnelis, finance kaynaldartmelde edis , sinemayt algtlayts ye yansittsactsindan birbideriyle hicbir ortak yOnilolmayan aynt zaman birimindeki ortaya

bir rasdantt sonucu da olmadt. Mev-cut sinema sektOrilmin coke} ya da eskisigibi sonucu film uretemez konu-muna dusmesinden sonra, her ne olursaolsun film yapma isteginin dogal ve kact-rultna sonucu 011.1PA.

Bagunsiz sinemactlar olgusunu genel °la-nk; kendilerinden tale ') edilmeden, ken-dilerinin run riskleri gOze alarak film yap -map talip olduktan bir sinema eyletniduzeyinde rant mlamak da ()last.

BAOIMSIZ SINEMACILARINORTAYA CIKMASINA NEDENOLAN KOULLAR

Turk sinema ortammt etkileyen olgular-dan en Onemlisi 90 1 1i yillann sonlarinadogru yapridt. Yabanct Sermaye Yasast'tn-da yapilan degiiklik, ye 17, 30 Ye 31 says-

- It kararnamelerte Turk sinemasmt koru-

yan tiim cluvarlar ytktldt. Basta dev Ame-rikan §irkederi olmak uzere, yabanct §ir-kedere Ulkemizde §irket kurup, dagtttmgOsterim haktan tantndt. Bu durum karst-stnda, saym Onat Kutlar'm ifade ettigi gi-bi: "Az geli§mi§, iyi Orgildenrnemis, ktiolkbacelerle caltsan, teknolojik alt yaptdanyoksun, estetik cabalann hen(lz baslangic-ta p lan, gecmi§te belki bir cok hatalart bu-lunan ama bu hatalann faturastni nasilodeyecegini di1sUnen, alcakgOMIllU, tut-kukt ama cileli endustrimizi sinema arena-stnda aslanlartn online artik. 13u karat:inUstUnden helm: iki ytl bile gecmem*ir.Ama hep gordiigumuz gibi, onumuzdeki

hemen hemen turn haftalan (yaban-ci filmier taraimdan) kapatdmaktadir..Salon bulamadigt icin Turk film saytstazahnaktadtr. Kazandan para ayakta dur-maya bile,yetmedigi icin lcalite di4tnekte,alt yapt ve benzeri yattrunlara hicbir kay-nak aktart ltnamakcad tr."Yahanct Sermaye Yasasinin clegi§imindenyararlanarak Turkiye pazarma giren Ma-jotter (dev Amerikan irkederi)IIiskiler ve Yagmur Adam'la baslatttldangosterimlerini cok lasa zamanda aim sine-

ma solantarint kapsayan bir yayginligaulastirddar. Bu yaypinhk yalntzca giisterimalantyla snatch kalmaytp, giderek i§letmeve dagtnm tekelini de beraberinde getir-mekte gecikmecli. Giderek, zaten kriz icin-de de': inen ulusal sinema, bUyitk OlciAdefilm (1tr±rememl± konumuna diistu, urettigicok az sayidaki almi ise bUyiik kentlerinmerkezi sinemalannda gOsterememe zor-lugunu yasainw,!a basladi. (Ornegin; buytllarda Turban ,oray'tn iki fihninden bi-ri tstanbul'da yizyon butamadt, digeri iseKadikoy'de bir stnemada ancak iki gungOsterildikteq soma is yapmtyor gerekce-siyle vi:yondart kaldtra. Yine; KorbanYurtsever' filntini, vizyodan kaldmItnastmproresco icin sinemantn Oniinde yakti..)Bu clOnemde, ulusal sinentaya ytinelik birdiger teldike korsan vidyo olgusu idi.OciOnem, Sinema Salontart iyerenler Sen-dikast Baskant p lan Mehmet Soyarslan bukonuya sOyie degtniyordu."...Ever Turk filmleri sinemalarda haftabulamlyor;. clink(' film yapancilartmtz

olarak artik beyazperdeye degil, videoekrantm secmis ve ona reslim otinu du-rumdadtr.

Page 81: Türk Sineması Notları - 3

istnIMAK-T (Lrzm(i)

Tiirk sinemasinda,yeni bir donee.:

Burcak EVRENTurk siflemasindo 1987-88'de bastayan,ama koklii olarak 1994'ren sonra ivme ka-zanan degisim diiniisum olgusu, bir cokyänden, bir Onceki donemte tercel farkh-tar ortayia koyclu. TiAmnyle degilse bile,hnytik yar °Ian, getenekset sineinasektOriMiin dt ulda gerceklestiriten bu

gderek sinemaim:cla Bagirnsi:tiaradti bir kusiagin danemin- baslan-,

cnu otusriirdit. 1994'ren bastayarak, ay-m 2aman hiriminde, arna; antic y e eytem

oilaklardaribareket ecterA cinema atitnina giren yö-nectuen - ynpimcdar, sinema seknanintinattstlmts iliskilerini-katiplarim y e aliskan-liklanni raclikal bir biciunde de isisime ug-r3t3rak, farkti

oklutar. Bir Onceki ikinemterin, gerek;sinemayi algtlayis ye antati-

imytia v e gerekse film yamm, dailitim,finance kaynaklanyla hibir iliskisi

hit ditznin ärictiterimuna gelditer. 1994 yitindan sonra ortaya

NURI BILGE CEYLAN ZEKI DEMIRKUBUZ TURGUT YASALAR

Page 82: Türk Sineması Notları - 3

.5,

362 ..yi„rcisb-:.; Vi .a..;.:: 'Ilya katg-irrilq , giicliikte 4., _.'".•"• j" ,,,,,, & 'fitAit..,,..f..

giisterilru.: solamItlyna gibi bir tehlike ile ..3-,s7... ,:amy„,..i. I:..alan. .:,.')',..t'''''

irnza atmasi,.. enernezdi,"

Tabi bu davram§in sebepleri varchr. Bu se-beplerden biri sinema salonlanntn cok azsayida olmastchr. Diger sebep ise, yapunci-lartmizm . artdc finanstnantannt videodantemin etmesi, bu nedenle bagimaz filmyapmarnastdi.r. Filmier video dagitun fir-malanndan temin edilen finansmanm li-mitleri dahilinde imal edilebiliyor.Bu durumda yaptrnct sinemadan ne alsaonun icin kar haline geliyor. Sinemalannis yaptp yapmamast and< yaptmcmin soru-nu Olmaktan gilayor. Seyirci ise aynt filmicok lasa bir sure sonra videoda izleyecegi-ni ilanlarda garUnce sinemaya gitmiyor.Aynca ozellikle yerli filmlerin mutlakayil ekran isteyen sinemaskop, dolby-stereogibi sesli cekim, sepecial effects gibi Ozel-lilderi de olmachguldan seyirci yerli filmseyretmek sinemayt tercih ,ettniyor.Durum boyle olunca bu serteye kadar sade-ce yerli film gastermis bircok sinema bilekesinlikle yerli film oynamamak karart ileyabanct filme dantniis oluyor."Majarlerin gasterim, dagatm ye isletmetekelini kurmast, korsan ye yasal plan vi-deonun yayginhk kazanmast, TUrk sine-masmin gerekli cagdasteknotajiyi izleme-yip finanse ac.tandan tikanma noktasina„g,elmesi, geleneksel yapuuctiann (yani birfilm icin parayt koyan ye bulan kisilerin)daha kolay, risksiz ye kazanch video alant-ina yanelip, uzun metrajh [dal yapmaktan

sinema salonlartnin biiyuk binerozyona ugrayarak bir bes ytl ancesine go-re yilzde bir oranda azalmast ve mev-cut sinemaiartn ses , perde ve gOsterim ola-naklan actsindan yetersiz Musa, krizin st-nu:Lanni genisletip viztitulerini yerli sine-mactlann icinden cikmast otanakstz bitcliizeye getirmesi, atistlmts iliskiier dogrul-tusunda film ureten Ye,ilcam'm takenisnokrastna gelmesine zemin hartrladt.Seksenli ytilarin sonlanndaki de y Ameri-kan sirkederinin tekeli, Once los salorthr-dan yitip giden seyirciyi bu salonlara don-dOrme egiliminde oldu. Yeni, gasteristi ye.gem,: kusagm begenilerine seslenen , gelis-mis teknolojinin Ulm ogelerini banncitranHollywood yapttulan , baylesine bin tek-nige oldukca yabanct olan Turk sinemaseyircisinde bir ktmildantsa, by salonlarayonelise neclen oldu. Ardindan sinema sa-tontartnda bir devrim yosanmaya bastach.Artik eskisi gibi devasa, ama latt

zamanda yaygmhk kazandt. Eski sinemasatonlarmdan bantan da bu yeni olusumasalonlannt balerek-parcalayarak-yenile-yerek ayak uydurdu. Baylece koltuk sayistactstndan azalan, ama salon saytst actsm-dan cogalan, izleyene farkh secenekternan bir sinema salonu anlayist sinema or-tarruna egemen oldu. Yine bu dogrultuda,seyirciyi sinema salonuna getirmek degilde, sinema salonunu milsterinin ayagmagetirme politikast giidiildu, sinemaya ge-reksinim duyulan semtlerde yeni salonlaracdtrken (semt sinemalarma dogru One-li§) aynt zamanda buyuk is merkezlerindeyeni sinema satonlan yapdch. Turk sine-mastridan bo§alan her yeri yabanct filmierye cogunlukla da amerikan filmleri dol-durdu. Bu sinema salonlartndaki deg,isim,bityiilc kentier basta olmak dzere tUmAnadolu'ya da bit tekel ganinUmtinde ya-yddt. Film kopya saydan artnntarak, sine-ma ortamtmizda gat-Artemis bir orandakopya bastlarak, aynt semtte, aynt filmier,aynt anda gOsterilrne sokularak yenifarklt bir gasterim politikast izlendi. Paha-Ida§an biter ticretterinin karsiliginda yenibit teknik, Avrupa ile aynt anda —kimi za-man ondan da Once- vizyon yapma °la-naklart sunuldu.Boylesine radikal degisim-danUsUm siCtre-cinde, alt yaptdan yoksun, yapunctstnt Yede seyircisini videoya kaptainus, gacklkleCuiettigi kimi filmleri yabanct sirketleri.ntekelinden gastetitne sokamama gibi bittehlike ile karst karsiya kalan sinemamt-?An, yeni projelere Mtn atrnast bektene-mezdt. Thin risk paytanntn yapuncidaodaklandigt geleneksel ye altsdnits film ya-plmtnin ortadan kalkmast, kimi yaptinct-tart yerli film Urecruek yerine, yabanct filmithal cone yoluna yOnettt44 gibi, videoatinana kaymastna cla :emin handadt. Butarihten sonra her soruna urettigi cazaude,sorundan daha sorun yaratan kimiguru birlik yaptmcdar ise 16 mai'liktere yonelerek arm kalan seyirciye yanel-me gibi, bastan sonucsuz olacak bir mace-ranm icine atdmak zorunda kalch.Yabanct film tekelleri karsisinda caresizkalan Yesitcam Once devlet yarchmt , buyetersiz olunca da farkh kaynaklardan fi-nans arama ugraststna girdi. Ve Ttirk sine-Ma ortammda ilk kez sponsorluk kayraintoiustu.Turk sinema ortauundaki gelmis-gecmis

fart kar§mda, Ertem Egilmez'in "Arabesk",Serif Garen'in "Amerikalt", Sinan Ce-tin'in "Berlin Berlin", Mustafa Alttok-lar'in "Istanbul Kanatianmin Alttncla",Gani Miljde'nin "Kahpe Bizans" filmleriumulmaclik bir ticari basan ve ilgi garerek,ulusal sinemantn deriye donuk bay kalchn-stnm ornek ye Oncil yaptmlan oldu.

BAGIMSIZ SINEMACILARORTAYA CIKIYOR

901t yttlann baslannt Majarterin ezicibasktst ye korkusu karststnda sinik ye Ctre-timsiz geciren Yesileam, sorunlart rasyonelve radikal bit bicimde gOzecegi yerde, ak-sine cogaltici, riski One almayan, devletinya da bir baska kaynaklanin finansesiylektsa vadede gegistirme politikast igine gin-di. lyi diisiinul ip tasarlanmamts, gelecegiolmayan vaktf gibi Orgalenmelerden me-der umarak, disandaki sermayenin yar-dim, sponsoduk ya da benzer sekillerde si-nemaya kanalize olma dtistine kapitch.Birkac tekil Ornekle adun atilmak isten-diyse de sonuc alinmaytp, chsandaki set-mayenin urloartihnesine neclen oldu. Bby-lesine bin ortamda klasik yaptructlannmil geri cekildi. Ve Turk sinemast diAnya-da yapimct olmayan — birkac istisna chstn-da- bit. sinema konumuna dustii. Ve hazupara ile hicbir riski gaze almadan filmyapmaya ahstrus bit col: yOnetmen, filmyapamaz konumuna diiserek salchst kaldt.Bu asamada, kendi biriktaderiyle, tUmrisideri gOze alarak film yapanlar atag,agecti (Sinan Cretin Ye Yavu: azkan'tn budanetude cogu kisi tarahndan yadsmmast-na ragmen film yaparak tarihi him misyonuUstIendigint, bagunst: sinemactlara yol yeLimit astladigint soyLeyebitiniz). Amabuniar da gerek nitelik y e gerekse nicelikacistodan ulusal sinemantn ayakta kala-bilmesi icin yeterli oimach.

1994'ren itibaren ise. gelenekselcam'm usta-ctrak iliskilerinden yetisme-yen, klasik yaptinctya gereksinim duyma-yan, biciim ye icerik actstnclan daha Onceyaptlanlardan cok farkh ye aynkst olanprojeleri , rum riskleri gaze alarak gercek-lestiren bagunsa sinemactlar ortaya cik-maya basladt. Yaptiklart filmier kadar,yapma yantemteri de bin hayli degisikMatt Lu y wit Laic [der Tankher yOnilyle BAGIMSIZ ye de BAG-

Page 83: Türk Sineması Notları - 3

994 `,:rri. sam-0. yaparkik

sii IC:ILL:LC.40;1M Orb.

S i.elytava

DER\71,$ ZA1M - CAMUR FILMI (2003)

benzerlikler gasterirse de, birbiriden ot-dukca farklidtr. Geng Turk Sinemactlanda bilindigi gibi bit kiriz sonucu ortayactkmt§lardt. Ulusal TV'nin (yani yart res-mi TRT'nin) ulusak duzeyde yayina gec-mesiyle sinema ortaminda has gosterenkiriz, bir dizi sinema salonlartmn kapan-

i mastna, film Uretiminin clU§mesine nedenolmus, seks komedderiyle ucuz seravenfilmlerinin ye daha sonra da arabesk

ye§ermesine zemin haztrlamt§tt. Ttirksinemasinda Kaytp Yittar adult verdigimizbu donem (.1974-1979) Geng Turk Sine-macdann oraya cunastyla sona emisti.Genc Turk Sinemactlartmn Bagimsti Si-nernactlardan Onemli farkt i , onlarin Yesil-cam'm iginde yen§ip, Yesitgamm bilinenyapim- gOsterim-dagitim- oyunculanntkullanarak Ye§ilcam'a alternatif olmalan-

Yani o donemde Ye§itgam'in dLizent,isleyi§i, kimi gelenekler degi§memi§, yal-nizca el degi§tirmistir. Oysaki Bagunstz Si-nemactlar'da Ye§ilcam her yantlyle degi§-mi§- hatta isleyis aciandan yenibir citizen Bagunstz Sinemactlarla kurul-mustu r.Geng Turk Sinemacdarm, ganilmaz sine-mactlanndan bir diger farki da, ortak birMrde bulusmalart, benzer konulara el ata-rak yurt disma agdmalart gelmektedir.Gergekten de Geng Sinemactlarm bir co-gu ilk fihnlerinde kirsal kesimin sorunlan-m ve emegin stimUnilmesini gergekci birsekilde isteyerek toplumsal konulara One-

ortak bit temayt yansitma yolunu sec-(Bereketli Topraklar Ozerinde,

Kanat, Hazal, Endi§e, Ftrattn Cinleri, BirGUMin Hikayesi, Maden, Demiryot vs. )Oysaki Bagimst: Sinernacilar aynt zaman

biriminde ortaya gikmatanna kar§dtk or-tak bir temayt yansitmadtlanHer biri fark-lt sinema anlayt§i ye temastyla yanet-menlige ba§kadt. (Kasaba, ticiincu Sayfa,.Laleli'de Bir Azize, Gemide, LeopartnKuyrugu, Tabucta Rovasata, 1§tklar Son-mesin, Istanbul Kanaclartmin Alunda,Karanttk Sular, Kahpe Bizans vs...)

BAOINISIZ SINEMACILARINORTAK OLAN-OLMAYANYANLARI

1994 'ten sonra film yaparak sinemaya ge-cen ye genet olarak BagIMS17. Sinemacilarolarak tantmladtg,imtz sinemactlann orta-ya gtkmastna zemin hazirlayan nedenterayni olsa da onlart sinemaya ta§tyan yol-larkaynakkar oldukca farklittklar iger-mektedir.-

Once Bagtmstz Sinemactlann ortak yan-Latina deginelim.

Bagtmstz Sinemacdar, sinemamizda ilkkez toplu ye yogun bir sekdde dt§andakisermayeyi sinemamiza kanalize etmeninOstesinden geldiler. Yani bit gogu, gele-neksel yapunct ile galtsma yerine —zatenisteseler de boyle bir yapunci yoktu- bui§i ya kendileri Listelenditer, ye da yapitn-cmin temin ettigi parayt kendileri ce§itliyollardan (yardim, sponsortuk,vs.) bularak bu i§e kendileri soyundular.

Ulusal sinemanin uretememe asamast-na geldigi bit kiriz ortaminda, tiim riskigaze alma cesaretini gosterdiler. Ve bu ris-kin sonucu yaptiklart filmlerin yalntzcayapanctst — yonetmeni degil, aynt zaman-da senaristi, kimi zaman oyuncusu r garith-til yonetmeni oldular. Yani, kimseye ha-Omit otmadan, baglannstz ve de Ozgur bitgaltsma ortamindakendi begeniterini —yeteneklerini ortaya koyrnaktan kactn-madttar.

Bir Onceki dänemin yerlesik p lan herbir seyini yadstmasalar bile kullanmadtlar.Tecimset Ockin vermedder, oyuncu seci-minde kendi deger yargilartnt bayrik birriski gaze alarak kullanddar.

Dagttun ye gascerim otanaklartm ken-di gtkartart dogrultusunda MajOrterte netsdii§erek degil, ontarla uzlasarak, ikna ede-rek gergekte§tirdiler. Yani bit Onceki do-nemin yonetmen-yaptmcdart gibi sinemasalonti aramaddar, butmadiklart zamanyakinmaddar, tnevcut sinema dagittm-gosterim tekellerinin icine girerek kendi-lerini ettirdiler.

Kitlelerin begenilerine oynamachlar,•kendi begenilerini kitlelere kabul ettir-merlin yolunu araddar. cogu kez kideter-le butu§amamalartna ragmen bu tavirla-rmdan his odun yermediler.

inandiklart sinemaya yapmayadevem ettiler. Bunun sonucunda da, kit-leterden butamadiklannm fazlastm festi-vallerden, yansmalardan, sorugurmalar-clan yani aydintardan ye sinema adamia-rindan

Gasterili, gorkemli, kitlelere oynayanbit sinema anlamil yerine minimalist,gasteritjsiz, dar ya da kitiguk butgeti- kad-rolu, starlardan ya da bilinen oyuncular-dan col:, popUler ama sinema deneyimiolmaya.n yeni yiizleri tercih ender. Oyun-cu kaynaklanni Yesitgam'dan degil de,onun dismndaki alanlardan olusturdular.(Televi.7yon, riyatro, podyum vs.)

Cogurdukta bireyset, oldukcit kisisel •durum-konu-tiiimatart ele alarak,kendileri ye cevresiyIe Odestnelerini,dunyalannt ye da buntarin yanstmatanntantatttlar.

Sinetnamtzda ilk kez Bagunst: Omit-men-yapimcilarta sponsorluk kavramtolustu. Yapanctrun yerini giderek sponsorfirmalar, kurumlar, kisiler almaya basladt.Bunun sonuncunda Yesitgam'in bilinenyapanctst — direnen birkag ki§inin distn-da- yak H.up9- Yine Baganstz yonetmen-yapimcilarlasinernamtzda simdiye dek bilinip e ola-nakstzliklar nedeniyle tistesinden getin-meyen pazarlama yOntemleriYaptm Oncesi strast y e sonrast pazarlama

Page 84: Türk Sineması Notları - 3

yOntemlerinin her bin Battlt bir anlay'sile kullanilmaya baslandi. BOylece sine-maya ilgi duymayan kesimlerin bile dik-kati cekildi. Televizyondaki kisi ye diziler-le bu seyirci sinemaya kazandmak amaciguduldu. Ktsmen de basal saglandt.Elbette ki bu ttir ortak Ozellikleri olan Ba-gunsiz Sinemacilar benzer kaynaldardanbeslenmediler. Farklt payda ye dtistin-celere, sinema anlaytslarina da dogalolarak 'sahip oldular.Gantimaz Bagimstz Sinemacilari birkacgrupta degerlendirmek °last.

Ilk grupta yer alanlar, sinemanin &pa-daki sermayeyi sinemaya kanalize etmeyerine, kendi sermayelerini gtiyenerekyalnizca tecimsel amacli, biraz da hobidogrultusunda sinema yapmak istediter.Bu kisilerin sinema yapmalarindaki esasamac, bir diger daldaki

basansint sinemayatastmak, yOnetmen-yapimci olarak birscan] kazanmaktt. Ama bu turde filmyapanlar cogunlukla umduklannt bula-macItlar ye buyiik bin &is ktrikligina ug-raddar ye ugrattilar. (Dansoz, Son, asmallKonak vs.). Bir kismt da beklenmediktecimsel basartya iniza attilar (Vizontele,Kahpe Bizans)

Bit- diger grup ise reklam sektorundensinemaya buyuk bit sermaye ile ini§ yapti.Arleta sinemanin citsinda bit baska sek-törnm icinde bir sinema sektOrd olusturclu.Bicimsel olgunlugu yasayan-yasatan bugrup, ic.erik olarak ktsmi basartlar elde et-ti. Halen Bagimstzlar icinde sermaye....tctsindan en gnicli grup bu.

Bana göre gercek bagtmstzlar. Okullu-alayll yOnettnenler. Kendi olanaklannt yebecQrilerini ortaya koyaral«)tclukcaolarak tantmlayacaguntz minimalist hitsinerna yaparak , odllnsie, Oyldumiesiz, öz-gi_in y e Ozgiir bir dili-anlayist gerceklescir-Jiter. TUrkiye'de herkesin, riski gOzealarak, kendi becerilerine inanarak filmyapina otanagint-kapistm sonuna dekaraladt tar. Kitlelere dugil, inatla ve sabtrlakenclilerine oynadilar. Kidelerden hula-madtklartm belirli bit kesimden fazlastylaaidtlar.

Yesilcam'm bilinen gelenegini stir-dinrenter. Bagirastz olmalanna karsilik,hildik, al isik oldugumuz sinema anlaytsint(dilinden, konusuna, oyunculartmlan,

gelenegin arasinda kaldilar. Birkac or-

neginin dtsinda.Belirli ideoloji, etnik grup ya da inanca

yOnelik sinema yapan satin' bastan belir-tennis bagimstzlar. Bunlartn finanse kay-naklan da alistkrusin distnda farkli kay-naklardan saglanlyor. Bu farklt olan kay-naklar; belirli bit sermayeyi sinemayakanalize ederek bu sektOru giiclendirmeyerine, aksine kendi dayalartni ve inams-tannin propagandastm sinema yoluylayapma egilimini tastyor. Ama bu gruptave clasiAncedekiler, ham bir izleyen kit-lesine sahip oldugu icin kimi zamantecimsel acidan istenilen ye arzu edilenbasanyt kolayca yakalama kolayligina dasahipler.

Populer olmanm dismda sinemanindi1indaki herhangi bir alanda star olan yebu starligint kullanarak guclu sermayegruplannt harekete gecirip film yapmayasoyunan bagunsular. Tecimsel acidan encok basart kazanan ye kazanmaya adayolan Bagtmsiztar. Yapttlartyla sinemaactsindan bir cok tart ismaya neden olsalarda en azindan kitleleri sinema salonlannaclOndtirme basansint gOsterdiklerindenoturu ciddiye ahnmast gereken bin grup.

BA6IMSIZ SINEMACILARLANEREYE KADAR?

Bu ti.it ozellikleri iceren bir kusak ye sine-ma anlayist ile gUctii bir sinema sek-tOrtinEtn temeli anhp, eskisi gibi kidelerisinemayla bulusturmak mainkiin olur mu?Ya da bu tur ve cogunlukla da kisisel calts-ma ye degisik ve oynak finanse olanak-lanna sahip bit sinema ile nereye kackargidilir? Kriyatif ama konfeksiyona yOnelikolmayan bOylesine bin anlaytsla bit- sine-ma sektOrtintin uzun vadeli, kalici temet-leri atdabilir mi?Bu ve buna benzer sorulari daha da cogal-rabiliriz. Yamtlartm vertnek icin ise,hentiz colt erken...

NEDENAOIMSIZISIN EA

DiYORSUNUZ ?EGEMEN

SIN-EMMATT-TrriVA OTMI7

Page 85: Türk Sineması Notları - 3

KAZIM OZ. FOTOGRAF (2002)T--

Oguz ADANIRYakla§ik otuz yildan bu yana Turkiye'debagimstz sinemacdar diye bir deyim dergi-lerin tsrarct tutumlari aractligiyla bugtin-Iere kadar sOrdtirtihni4 gOrlinmektedir.Bagtmsiz sinemadan soz edebitmek icinOnce egemen sinemanin actklainastmyapmak gerekmez mi? TOrkiye'de egemenclan bin yerli sinema var midi-? Egemensinema denilen §ey Amerikarr sinemasty-sa o zaman neden bagtmstzlar . gidip A me-

rila'da film cekmiyorlar gibi abok-bir so-w sorabiliriz? Ctink6 anon altematifimalt isteyen bit bagunsiz sinema onceAmerikan seyircisi icin film iiretmek so-runda degil midir?Konuyu hu sekilde ele aldtgantzda,

gibi, isin icinden ctkmak imkanstzgelmektedir. TUnkiye'cie son otuz ytldanbu yana sinema alantnda bit kaostan sta:etmek bana dally dugru gOrimmektedir.Bu kaos data bilytik bit kaosun kticok bityanstmast g,ibidir. En azindan 12 Eylid1980'den bu yana toplumsabekonomik,politik, kiiltiirel, bukuksal, zihinsel ve Rh-

Iaki acidan hit kaosa snrUklentnis ()IanTurkiye toplumu o glinden ILL yana ne cc-pacagini btlemez bin haldedir. 1)usit rise'acidan buyCik acma:larla Lars ' kanoyarats p lan aychnbannientelekruederinsefi, ideolojik, dusunsel antamda yepyeniyonum(lar) urerebilmekten oldukca u:akobnalani kcitrorel, sanatsal dentlen clan-larda hit hasthosluga yol acaus ii idir. Bu

alanlarda belles katasina gore takilmakcayani tam bit anarsi ye kaosmeknedit.Iste bu baglamda egemen sinema bit till:01 - Ur11111L1g:A dantitj inekteclin. Ancal;egemen smetnanin Amerikan sinemaiid-n in yerli versiyonu a:Aldine gibi bit sanstyoktur. Onun yapabilecegi ya da yapmastgereken sec kideleri sinema SI -1k -1n1;11.111:1

cekeklecek yerli tiiati yaptmlar urermek-

tir. Oysa boyle bir sermaye ve §irketlemesOz konusu degildir. Dolaytstyla sinemasektOrtirth belirleyen Ye seyircinin yOn-

lendirdigi bir tiretim alant yoktur. Orne-gin ydda 50-60-70 film Oreten bir sinemasanayii yoktur. Begenilen curler ve alt Wr-ier olu;mamwir. Bu sekilde bakildigindabagimstz olnuak ne anlam ifade edebilirki? ister tam bagnostz, ister reklamct, isterYeOcam gelenegine baglt, isterse di§andaya§ayan bagoalsnlardan aim icinde yap-dtgintz topluma sesienemiyar, °non

cekemiyar, 0 fla bir venemiyarsa-niz ne oldugunuzun pek bir brienai

Bu insanlar arasincla nitelikli filmier yap-nus bulunmasutin da pek binOnemi yoktur. Herkesin kendi knctik dun-

. yasina cekildigi bit ortantcla neden bitakin ya da ekoiLin ortaya cikamadigtlayltkla antastImaktadir. Sinema konu-sunda dtinyaya damgabannt vurmus kitniAyrupa iilkelerinde gent yänetmenlerinhenzer iilkii Ye amactat cercevesinde bitaraya geldikierini ancak hepsininne özgil filmier iirenois olduktart gartil-mektedtr. Bu insanlarin yepyeni bin sine-ma yaratabilmek icin hit dayani,ma icinegirmq olduklari ye inOcadelenin sanundabonun semeresini ahms olduklari dursva

iinentasl carat indan dcgrulantruttr.Cycinotnozde film yapmak Jean Micry'nindedigi gibi neredeyse stradan bir tse

Vi-lumen sayisinin artmasin-da teknoloji y e alryapi yattrimianinin (re.-Levizyon ve reLlam sektanli carafindan)gerceklestinihnis olmasi vardtr. Brim act-

tritzdan onemit clan cok seyirci cekenfilm yapmak deg il, beat saytda bile akabin seyirci kidesini kendine cektneyi bap-ran yOnetmenletin bulunmastcht. Buradaahlaki tic elan reityi:vortu da kapsa•an hit

saptaina yapmadan gecumeyecegim. Go-

ntimilzde cok seyirci ceken film verill en iyi ye olumlu yapinedar oldugu w-hat- bit dtiOncenin insanlara hakim alma-ya ba;dadigt gOrtdmektedir. BU durumda§byle bir kar§daginna SigaraOldtirmesine ragmen cok papider bit ze-hirdir. Alkul de :knit olmasina karpn oda en az onun.kadar popiderdit. Uylt11-

rIACU tOptlIMSal acidan mahkum edilmesi-ne kaq;in. yine de cok paptiler bit bagunit-hk yaratan zararh maddedir. Fahiselik demahkum edilmesine karon pek- cok top-lomda (LIU Lc a popoler bir inesiekrir. Bo-na benzen Ornekleri cogaltabilmek mtim,

'Bu durcunda her popiner olaranyararli oimadigilatamayacagi otrackdir.BLi yuzden ho mantiga bavurinaktan ka-ctnmak gere•tigini closuntiyarum.El--,remen bit sinema ulusal bit sinemantn -ortaya cdorrast ic, In hit CUE zoruntuiuktur.Ancak hOyle hit Urerim ortami van oldu-

gun& tOpl kesimlerininsuronlarim aitp psteyen, hit baskadeyisle tiim topluinsal maim temsil edenfilm ve Oykaletden sOz eddebilecektir. BuOykillet bent (egemen) bakts actstnaoygun hit sekildc: tirecilmeye bay

alternatif sinemaran gOrtyitopknot" hu konularda uyarmak seklindeolabilir.Arattikan sinemasintn yaintzcaMatrix, YazOklerin Efendisi ye bcnznicocok filmleri nre.tmecligini biliyonoz.lcinde bulunclugurnuz bu kaorik ornurt-dan kurtulmak icin sinema atanincla boy•gosterenler dahil olmak iizere, dtinyayayepyeni gOzlOklerle bakmayi Lien insan-lam ihtiyac duyuldugu sbylenebilir. Bobilgi ye kinta dikeyi bizi hu noktaya?etirto*ir. Oyle.yse bit an Once budurumdan kurtulmak ve yukarida soy-

kinenlerin alunda data List katiaraurmanmanin yollari aranmandtr. Sikayetdegil, calisma ye Urectoe zamanidt.

Page 86: Türk Sineması Notları - 3

Bagitristz s nerna kim((er)den ye ne(ler)den.

Tiii AKBAL SCALPTurkiye 'de son yillarda yaptimakta olanbait filmier icin kuliandan bir tammlama,bagunstz sinema ya da bagtmstz film yapt-mt kavramtm yeniden dolamma soktu, Budurum, kendi mitlerini yaratmt§ kavramabir daha bakmayt da gerekli kihyor. Ba-gunstzlik tanum en kaba hatian Ye en ba-sitle§tifilmis aniattmtyla, hakim olan Ere-tim bicimine, ana tiretim aglanna az cokbir kendinde bilincle karst durarak ya daonlartn chsinda kalmaya caltsdarak iiret-mek, faaliyetlerini bu iliskiler aginin§inda gergeklestirmek anlanuna gelir.Boylece bagunstzhk kavrammin ban pra-tikleri emekte oldugunu

Bunlardan ilki, farkh, karstt ya da mu-halif bir Liretim stirecini kastediyor ohna-stdir. Bu uretim stireci mesela, gelenekselolarak olusmus is bOliMmelerinin ye hiye-rarsilerin chsmda durur; hatta durmayt ter-cih eder, amaclar. Bagimstzlik derkenfarkh estetikieri imge, anlatim, yaptlams,anIama dikkat cekme cabast, insasi gibidrizeyierde gerceklesen denemeleri de kas-tediyor olabiliriz. BOylece basit bit Osterye anlat geleneginden, dogrusal aniatilar-dan, bu anlattm bicinderiyle oiusmus ge-leneklerden kopusu hatta, karst durusu dabagtmstzlik olarak cammlartz, yani, gele-neksel, sablon, asina anhattlardan bagun-stz olarak gelisen farkh aniatun arayislart-m gOrdngumuzde de bagunstz bir sinema-dan sat edebiliriz. Bunlarla beraber kendi-ne yConelik bit bakisin, kendi film yapis

farktnda olusun ye bunu yapngtise de yansitan bit kaygmin bulunmast yebu siirecie birlikte bu kaygtyt filmin ken-disine ye muhtemel seyirciye tastmastbagunstz bir fibni olusturan ozetlik let art-stndadtr. Seyirciyle giriten iliski taunt ya-panin films tzleyecek olana nostlye mulitemel bit iliski talep eclip ettnedigide NiOunsizlik cantitunt beraberitide grri-nit. Bagunstz sineinanin seyircisi salonudolduran kalabaltk, giseye yanstyan nu-maralar olarak algtianmayan; aktif ye ka-ttturict bit tzlemenin amaclandtgitaraftdir ya do byte algttandtgi varsayilir.Ustelik bagunstz filmler taribine bakath-gmda bagunstz filmierin seyirciyie daha dayakin bit iliski kurduktart ye filmieri

dinamikieri icinde olu§turduk-Ian bir baska tut seyirci de amactadtklart-nt goriiruz. Bu daha cok nitelikleri tantm-

yirciye yOnelik; o konular etrafinclakiamaclanan kamusalliga seslenenolduklan gOzieriebilir.,Kadmiar, isciler, birbulge, topluluk gibi politik, toplumsal yada cevresel , kaygi ye katihmlart olan hare-kedere bagli insardann izleyicisi oldugufilmier olarak da goriilebilit. Bu ara da he-men bir parantez acarak sOzil edilen ka-musal alan kavramintn gUndelik siyasitarnsmalarda anlammdan koparilarakkullantlan bicimini asia kastetmedigimihemen belirtmek ihtiyact duyuyorum.Her gun medyadan man bu tantm ashndahaika ve veya kamuya actk mekanlan kas-tederken, burada kullamlan ardamtyla ka-musal alan, toplumsal siyasetin ana kav-ramlarmdan bid olup, asimda medya de-digimiz atamn da insa edici kavramlarm-dan biridir. Kamusal alan bireylerin kendiiradeleriyie toplumsal, kamusal bit sorunetraftnda bir araya gelerek, bu ortak soru-lan tarttsuklart, tartismalartm ye sorunsal-tastirmalartm toplumun diger bireylerine,gruplanna duyurmak ye kamusal bir far-km& okt§ halt olusturmak Mere gectikle-ri faaliyetierin alanichr. Bunu yaparken demedya araciartnt kullanacaktan vat sayt-hr. Her no kadar arttk varsaythamasa dakamusal bir bilincle dristincelerin paylas-manm zeminini aramalandtr esas Man.

nokta bagunstz filmler bu zemin-terden birini olustuair ya da olustururdu.Elbette !Darin buniann yam situ bagunstz-hgi kaynak olusturacak kt.tnunsalltklann inevcut olmasi beklenir.Bagunsiz film yaptmlart kapitalizmin, ti-can, reldama ye tilketime dayalt, tek tip-Lestiren yogun olcekli uretimierinin distn-da bu yaptya karst dumbi ten kaynak alan-tannin, Orgutlenme biciu-dertni berabe-nude getirmisuir.'Baglinst: sinemanm muntemet kaynakla-tint, cikts noktalarint, unit [aril edecek

siratarken gorOyoruz Li bu July-ram tarilasel bit kavramdir. Stirgit, var ol-mus ve olan bir sey degildir; ortaya ykrigibir ckinem oldugu gibi, ortaya cikiiinin ta-rihsel kosullart do vardtr. Sineinanin er-ken dp neinindeki rirecim bicimi, dretim

ve buntarla is ice gecen seyret-me bicialterine bakuguntz zaman tekno-lojiye, yendikiere ve topiu egtencelerinicinde urenneye merakti kiss ya da grupia-tin nerecleyse gbrulittii ama daha cok dakiicuk zanaatkadar aibi tirettikleri filmier-

Page 87: Türk Sineması Notları - 3

neysel ve avangard filmlerle yakin akra-balikiart vardir. Ama bu ozgiil durumlan-na bakarak bunlara bagunstz ya da avan-gard filmier demiyoruz; ciinkit Uretim bi-cimi o clOnem bu sekilde cereyan ediyorye ne begunsiz alecaktart bin kurumsallas-ma ye da sanayitesme vac, ne de bilinclibit karsi ditrusun icinden yeni bir Cislubuyarattiklanni iddia eden cilasian; sadece&min kosullan, yeni bir aracin ilk dene-meleri bunlart ortaya ctkanyor. Film ye-pan herkes bu sekilde yaptyor. 1910Tar-den sienna baslayan kurumsallasmalar Me-nus, clegitim, esterins sirketleri ve gide-rek ister Osel tesebbils, ister deylet eliylekurulmus staiyaler Uretim bicimini aegis-titecek ve dehe oncekilere baskin cikacakkendi tahakkiim alanlarini yaratacaklar-dir. Ancak bu dOnensden soot-a biz astin-de bit- isits bagmasizligini tarnsabilinz. Butaniksel esau-laden sanna, sorun artik sede-ce her filnti yapacak pare kaynagininreden bulunecagt cite degitclin. Bu donii-sOrnle birlikte gelen Metim bicimirin vapilis bicintlerini, antattlartai betide-digi gibe filmi yapan ekibinde betirlemistin. Film birkac ancCi merakltye da sevdalt kisinin elinde kamerastyladenemeter yeptCg[i itginc stylerin pesindekostugu, halk eglencelerinin bin pancastp lan sesirtnya, eglendirme bicimleri icin-de Urettigi, daha cok evde yapitn-us Y e

-mekleri andiran kuciik mutfak filmleridegildit. Bu donusiiimin ilk iseretterintfilm [ aptinuidaki is bditnCi gerirmistir.Kendin yap, kendin goscen iliSkisi

Osten salonlan ile degitimcdar, on-larla da film yapim sirketleri arasmda yetbulamayanlar yok olmak zorunda kalmts-tardtr. Film yapmak arnk bir istir.Filmin eglence sektOrtiniin, studyo sis-temlerinin bit- UriinU oldugu bu baskmtars, filmlerin ktesik anlati bicimleriyleanlatildigt, anlaalartn ardinda haskin °ka-yak belideyen iliskinin temsil iliskileri ol-dugu, edebiyat ye dramatardan kaynakla-not almaya basladigt, bunlan alirken 1S.ve 19. yilsydus deger, ideoloji ve sOylemiiretme pratiklerini de birlikte Odiinc clipgetistirdigi bir seydir de. Film yapanin as-yircisiyle girdigi iliski de ho pek cok il-mekli iliski agenda degisir Ye ciniisiir. Se-yircinin mOsteriye, biter sayisine clOnCis-tneye bastadtgt bir esikte eski seyretme bi-cimleri ye mekanlari da degisin. 1920'ler-le vadvillerin, salon ye kafelerinsink Ye panaytdann ye de ucus seyirlikyederin yerini sinema salontart almayabastar. Hams bit mekanlarin sehir icindekonumtert bile degismektedit. Sehrin anteye test similanna dogru yOnelider. Bellohepsinden de anemlisi sit-lets-onus popillerkitlesel kamusal gitcu her yeas ulasan, ko-lay anlastlan etkisi, gaclii bit iletisim Ye-sitast alma Osetlig,i, ken getiren, yanntmyapmaya deger iizelligi ile bidesince ikti-darla girecegi itiskinin de geleceginimeye baslar. Kiicak ye bilyukclan bicimleri icin basitce soylersek iletisi-min Ye hires daha derinlestirinsek hege-rnonyarun en islet: semini ()Invent- cinemaye kendinden soma gelecek butltn kide

iletisim vasitatanne da tirettig,i eglencesanayi tricdelini sunar.Bagansishk meselesinin basladtgi .dinamiktam de ho hegemonya dinami-gidir. bu ikcidatin mulaataplart devardit. yre t men i n, cinema de ney im. in inOcekt teraftron de sonsuz bin edilgenliknode yak °hip gitmedigi, toplumun, za-mamn ve inekenin dinamik oldugu yerdeb4unst:: cinema bir karst pence saner.

ideolajinin, ekonominin, siya-setin kcsistigi milcadete edema da filmyapmenin tiretiat bicimleri de hem betir-lenir hens de cekneu, tekrar kurulur. Be-gunsislik hu rank_ icinde semen, samanavangard, deneysel filmlerle, semen, se-men Lars ' sinemelade, kimi sam-an begtm-sizitk milcadeleterinin yoldesligr:inda, ba-zen clevrimci sinemalarla OrtUsiin ve hofilmtenin getceklestirme biciminct gander-

tee yeptigtmiz Verde anlamma kavusur.Anse her seterinde, icinde imkan butup,imkan yeretnklart bir tarihsel ane, bir sf-yasi iktime denk duserter.

ortasinda ye detoplumselltgin seyreldigi test: zamarilarda,toplumsal, siyasal kayg,tlarin olmadigike-yalancla baguassizligin varlik nedeni de or-tadan [calker; bagimstz olunacak bir saykalmemistir. Kimden, neden bagunstzolunacagi film yam-lc:1st icin net bin me-sele degilse ve bagimsiz otarak saylemekistedigi Ye ho yUzden de Ozgiirce konusabi-lecegi bin ortama ihtiyac yoksa, be[;inssiz-ligtn kosutlan de antedan kalktyar demek-tin; bit noktadan sonraki hagimsislik tank

01\41T UNAL - DOKUZ (2002)

bagnsizdir ye illaki niye bagirastai

Page 88: Türk Sineması Notları - 3

sill i lj.; hegemon,), a k is ini n lamida Jr,r . ;..U ..:10,u-Aptart da varchr,. s inenla deneyiminin. Oteki taraftnni. da

sonsuz altmda yok olup toplumun, zamantn ve mekartm dinamikoichitu 'Verdi;.'. bakanstz sinenta bir karp perde suhlia',"

mt ancak bir sus, ;:iksesua •, imaj gi-bi bir seydir. Toplumsal kaygmin, bireyselifade ozgiirliigiiniin olmadtgi yerde

bir stislii etikettir. Ttpkt simulasyonparklart gibi sadece anlamt artik Onemliolmayan bit seyi ima eder ve bu ima edi§nedeni belirsiz bir stklik hiss: yarattyordur.Dunya sinema tarthinde belirti diinemler-de yogurt- ye belirgin bit eretim bicimiolarak bu karst ,sinernalarla Orttijap, onla-rm kaynaklannt yaratma bicimlerinin adtolan bagtmstz sinemalar hep ya toplumsalbilincin yiikseldigi, ya devrimci rtizgarla-tin estigi ya da icinde OrgetIU muhalefetinyekseldigi harekederin dalgalanncla karst-maa vicar. Bu tarihsel anlara baktigtmiz-da bu dalgalann toplumsal ve kelttirelUretim alanlanntn pek cogun.da ortak bitzihniyet, hills ye davranma bicimi olarakda paylasachgt gorulur. Edebiyattapge, sokak hareketlerincien mimeriye, film-den toplum.sal-Orgtitleme kadar yaytlan birpaylastmcitr sOz konusu olan. Toplumsaltarihin ekonomik inia ctktslan, dtinya si-yaseti hep karsibkli bin etki aunt yarat-maktadir. Yani ruzgarlar bagtm5iztigt des-teleyecek sekilde esmektedir. Dolaytstylabagimstz sinemayt koruyep, kollayacak

one besleyecek . kar§talt etkile-sim ortanu, organik ye da &lay!, olarakiliskili seyirciler Ye bagnustzhgtbait ktlacak ekipler gerekmektir — ki ayntzaman de film yapinuntn topleca yaptlanbit ortak tiretrne fealiyeri olarak algtlandi-gi bit zihniyetin ye de en azindi-an bugtinkistni bagunstzligini siirdiiren yOnetmen-lerin bile hep eynt grupia caltsmayt kendifilm kariyerlerinde onemli bir unsur ola-rak algulamasi sonucu ott.rjneu ..:, ekipler gi-bi-. Yine bu terihzel manilar batinstzlIL.-',",1destek.leyecek alte.rnatif Orgittl-rune bi-cimteri (re eretmiste.rdir. Film kooperarif-leri, dernekler, dagmtnt ba.Aa kanallarilzerinden Ktlayan haw. sisLemleri ye det..1CmLanin Kaska kinkkurarak filmlerinin gOsterimlerini tiniver-siteler, sendikalar, meslek kurcauslart lea-nallartyla gerceklestirmek gibi alternatifyollar eretmislerdir. Bir filmin begimstzh-gulden bahsecierken straladtmuztarde en azatclan bit kactna sahip ohnast-ru belderiz.En gents cografyalt ye en uzun soluklu be-gunstzhk dalgast hatta dalgalart II chinyasavastain erdinden gelir ye sOzninii ettigi-miz bettin aiski ye kosullann mevcut ol-

olduklart ye btittin toplumsal tiretimfaaliyetlerden hem beslenip hem de onla-ri besledikleri bir iliskiyi iiretmislerdir.Ama 70 ortalartndan baslayarak analiziyapttgirraz bilgi gOvdesine bagh olarak is-ter adma kith& endestrisi diyelim istermedya endustrisi diyelim; kiiltiiriin, den-simin, bilincin ye bilisin tek tiplestirilme-si tizerine kurulu mnhtelif sanayile§rni§ fa-

. aliyet bicimi ve nizgarlann "post"lardanyana estigi ktrilmalar iklimi, kOpriderinalundan bir kez daha yikanamayacagimizdalgalan da aktup, gegmistir. Kuramsal yefelsefi alanda yaptsalcilik sonrasimakro baktsm batinItik anlattlann olum-suzlanmastyla baslayan ye dolarstyla

bakisa, makro analizlere y e topluduruslara neden olacak dusiintne bicimle-rinin ktiltUrel tiretimlerin orgutlenme pra-tiklerinin ve firetme bicimlerinin Oniindealgt, bilis, yorumlars bigimlerini clOntiste-recek bit etki alant gerceklestirmistir. Budonemin baskin iislubu postmodernizmdirye bit onceki donemin toplumsal kaygila-rim, orgurlu davrantslannin argumanlartburada bartnarnaz. Mikro denyalann mik-ro bakislart dar actIt bireysel mtrildanma-Lannt farkhlann dillenmesi olarak algae-maktadtr. Bu bagnusallgin dayantsma ilis-'<define ye kamusal baktstna bin meselesiolup da sOyEemek ihtiyactna cevap olanbagunstzlik talebine uygun bin ortam gibiortikmetnektedir. Dayantsmantn digerbicimleri de Cyril donem icinde hasargOrnin. Knresellqmenin ye baska "post"hallerin, sanayi sonrast toplum, Fordisttiretim bicimi sourest uretirn gibi be"post" halter tnanzurnesinin degisen (ire-tim modellers uretimin cografyalannt,mekanlannt, iscinin bu mekenlaria ilis-kisini degistirmekle hirlikte ertan issizlik,arian issizlik korkusu, senchkalarinmost, sosyal gtiyenligin normal hit talepolciugunun bile unutillmast ye yalisanlartnbatin bunlare hagli olan ortak mekanlanbit, bin dagtltp gitmektedir. Sadece is-cilerin ve catt§an tiger greplann ortakdayantstna mekenlart darbe altnamts,diger Orgetlentne iliskileri de degthrus,hate daha Once van olduklari da kentmasallartne kansmts oldugu icin begtmstzfilmlerin dagitun eglan disinda kaynakbuldugu, mecra olusturclugu seyretmebicimleri de yok denecek kadar azalmistir.Biitiin bunlarla hirlikte ozellikle de 80'ler-le birlikte giderek gticlenen depolitklestir-

sinema ye medya profesyonellerini, ve en-telekteelleri de icine almts ve muhalif yekarstt duruslann modest gecmis bir fan-tezi gibi algilanniastna neden olurken, en-telektuelinden aniversite ortamma uy-gunlastmlimS, apolitik y e tepkisiz bir or-tarnin saglamastru gerceklestirmistir.Gelisen teknoloji ye beraberinde- eszamanli urettigi ideoloji, tek bin gazetepatronun gibi kticek Olcekli medya sahip-lerinin eglence sektOrtinan bUyek patron-lanna clOntismesi ye kamu oyunu bicim-lendirme talepleri, ekonomi ye siyasetlegirdikleri yaktn iliski, bu alanda hicbirseyi antic riske edemeyecekleri gercegi ile,isin muhtemel Ozgerlek alanlannm dadaraltdmastnt gerekli ostermistir. Bekonudaki hukukun ye dUzenlemelerinbile antic ayni tekeller kanaltyla bicimlen-digini soylemek abarti degildir. Bu giderekbityuyen sanayi ashnda bicim degistirenye daha da sinsilesen, ama aynt zaman daalenen de gerceklestirilen sansermekanizmalannt da kullanmayt bilmis budurum, btittin diger kosullarla yan yanageldiginde bagunsizItga soluk alinacak faz-Ia alan kalmarmstir.Begtmsizligin yasama alant hale beIgesel-lerde, Luse filmlerde ve bunkum ardindabazen durabilmeyi serderebilrnis Orgalen-meter& devam .edebilmekteclir. En yayginye§arna clam ihtimalini de yeni bir ortamsayilan internette bulunmaktadin. Boylebakildtincla bugnin dnnyacla festivallendedolanan begunsiz filmlerin Oneinli bin kis-ini isin baginemlik bin &fat olinaktan colt,bir isme dönesmustur. Buradan Terk sine-masinin son clOnemterine baktigtmtzda debu filmlerin hangi durestan, hangi sistem-den, hangi anlau kalibmckm, hangi sey-rettne iliskisinden begunstz olduktenntsorneak gerekiyor. Ca:flake bin films eydelyapmek ono bag'unstz kihnlyor.

Page 89: Türk Sineması Notları - 3

Engin AYCATurk Sinemastndaki son evre oluSumlanirdelemek ye degerlendirrnek icin, ilkinoncesinde bir goz atmak gerekir. her olu-suin bir cercevenin, bir cevrenin, bir ta-rihsel stirecin, bir bUttintin parcastdir, birevresidir. o butune, o kapsama gore bir ta-mm, bir anlam tastr. Nedir o btittin? ottin, yiizyillik bir Turk Sinema tarthidir.Turk Sinema tarihi, toplumun gecirdigisiyasal, kiiltiirel, topturnsal vb... gelisme-ler gOz arch edilecek incelenemez ye anla-stlamaz. hele hele kirnilerinin halaede geldigi gibi kotu ABD (Hollywood)fihnlerinin kotu taklitlerinin cekildigi,yoz, kimliksiz y e kisiliksiz bir sinema orta-minda, strurlt saytdaki yOnetmenin, genesmith sayida filmlerine de indirgenemez.Turk Sinemast tic bini askin filmiyle ve

her ttir tirtintlyte, bir butun olarakbit sinemachr. Turk toplumu-

nun genet yapisina uyan bir sinema-chr.Turk Sinema tarihini ya da Turkiye'desinemanin tarihini seyirci yapisini gOz ar-ch ederek ye irdelemeden anlamak, ta-mmlamak da olast degildir. hatta oncelik-li olarak yola seyircilerden baslayarak ctk-mak belki daha da dogrudur.Turkiye'de genel bir seyirci tantmlamasiyaparak ise baslamak olasi degildir. TurkSinemasinin `Tiyatrocular' denilen ilk ev-resini olusturan 1950'lere kadar ki donem-de seyirciler genelde kent merkezlidir.CUnkti sinema salonlart, basca Istanbul,Izmir ye Ankara otmak tizere smith sayidakencte ye buyuk ilcelerde ancak vardtr.Kurulus asamasinda Turkiye Cumhuriye-ri'nin ideolojisini ye ideallerini genel ola-rak benimseyen insanlar olusturtnaktathrseyircilerin cogunlugunu, DOnyaya, Ban-ya actlunlidular. Sinema salonlarinda oy-nayan filmier ban sinema Uninleridir. Si-nema seyircisi, seyirci (p ima niteligini bu

filmleri izleyerek edinmektedir. Filmlerinyam sera seyirciler, radyo yayinlarmdanban mtizigine, tiyatro turneleriyle ban ti-yatrosuna, Milli Egitim BakanlIginin vediger yayinevlerinin ceviri kitaplartyla ha-ti edebiyanina acdmaktachrlar. AyricaHalkeyteri etkinliklerinl de unutmamakgerekir. Her sey Deyletin resmi yOnlendir-mesine uygundur. Seyircilerin icindekiOnemli sayidaki azmltk yerli ntifus bu ara-da gal ardt ediirnemelidir. Yilda

birkac Turk filmi de yabancikapsamt icin girebilme cabast icindedir.Currilauriyetin Banya acik seyircilerin Ba-n sinemastyla bulustugu, baultlasmaci birevredir 1950'lere kadarki donem.1950'lerle hirlikte Cumhuriyetde yeni bir evre baslar. Cumhuriyet ide-olojisinin daha chnustUremedigi, ulasa-madigi bir kitle, kapalt ktrsal toplum yapi-si iktidar olur. Resmi ideoloji-yi de muhalefen icinde tasimaktachr.1950'lerle birli•te buyuk kendere yOnelikkirsal kesimden icgt5c giderek ivme kaza-nir. Bu arada elektrigin yaygmlasmastyla,sinema salonlari Anadolu'da cogalmayabaslar. Yepyeni bit seyirci kitlesi ortaya

Bu seyirci, kapali toplum yapisinin,geleneksel kirsal sozlu ktiltUrtin insanlart-dir ye sinemayla ilk kez karsdasmaktadir.Ktilttirel anlamda da tutucudur, gelenek-cidir, kapandir. Yesilcam, bu seyircilericin olusan, olusturulan bir sinemadir, buseyircilerin sinemasidir. Genisleyen seyir-ci yapist, film Uretim yaptsinl da genisle-tit. Seyirci saytsuun cogalmasma kosutyerli film saytst ve sinemacilart da artar.Sinema tiyano cevrelerinin dtsma tasar.Ttirk sinemasi tarihi evrelerini artik NijatOzOn'Un yapngt hala bir sail& siArclii-mien, Tiyarrocular DOnemi, Gecis Done-mi ye Sinemactlar DOnerni . tammlamala-nntn distncla belidemek gerektnektedir;Yesilcam stnetna,ilm merkeze alarak, Ye-silcam Oncesi, Yesilcam ye Yesilcam Son-,rast diye otusumtart irdelemek bini sine-man-1E konusunda daha dogru yerlere ge-tirebilir. Eger bin 'Oecis DOnerninden' Ozedilecekse bu ancak 501eri icerencam'a Geci DOnerni' olabilir. SimdilerdesOzti edilen Yesilcam Sonrasi (Post -Yesil-cam) gelismeleri de, bir gecis stireci °la-rk ilerde gOrUlebilir.19501erde sinernamtnn geli im yOnuntibelideyecek, genel ortamin ve kosullann

sinema ici dOrt unsurdan sOz ede-biliriz: 1-Seyircilerin sosyo-kulturel yapi-si; 2-Sermaye yoldugu, sermayenin otusamamast, kazancm sinema disc

Page 90: Türk Sineması Notları - 3

1.!

YUVai.e:,

alanlara yOneltilmesi; 3- Sat-Isar; 4- Ve si-nema dgiincesinin, elestirisinin olma-mast, bOyle bir entelekniel rehberligi yolgOstericiligin, tarusmanin, yaytnlartnyoklugu. Turk Sthernast, bir akarsu.gibi,topragm (seyircilerin) konumuna gorekendine bir yol yap-gm. Bu olusumuYesilcam Sinemasi olarak tammityoruz.Geleneksel sOzki masat anlattimmn, sine-ma icinde, onun kosullanyla stirclUrAilme-sidir Yesilcam. Yesilcam Sinemastnin ze-mini bellidir. Kendi seyircileri vardtr,bunlar bir ki.medir. Yerli film (Yesilcam)seyirci kumesi. Bu kume 1950'lerdeki ge-lismelerin icinde ve strasinda olusmustur.Kendi sinema salonlan da vardir, ayrtdir.1950'ler Oncesi dOnemin yabanct film se-yircileri katilan ye eksilenlerle birlikteYesilcam seyirci yamnda yekosutunda biraz daha kiiciik bir kurneolarak varitgtnt stirdiAre getmistir. Yesil-cam Sinemast dOneminde, Yeskam'ingenet isleyisinin (film antayismm) dismacikacak caltsmalann OEM actlmak isten-memistir. Her seye katsm Cekilebilen Ye-silcam anlaytst disuldaki kin-Li filmier iseancak yabanci film seyirci kumesine, ya-banci film gOsteren cinema salonlarinda

"CD cm-,:p if .17-1 ;' F-77t --•., 1, I .V1 ..', i

3.3anu BOZDEMIR

"Olkennzde bakansizsinema Orneklerini bav

ciaS;qtimellann dityarldiklan

giirebiliyoruz. Onun &sin&

cacabilmistir. Yesilcam, kendi anlaytsinabagitchr, farkh, yeni arilayislara kapalidtr,gelenekcidir, tutucu bit yaptya sahiptir.Bu, seyircinin yapisina uyan bir durum-dur, bit bannlesmedir. •19701erdeki gelismeler Turk Sinemasm-da da yeni gelismelerin zeminini yaratma-ya baslamtsur. Televizyon yaymlartrun ya-ydmast ve yasanan kargasa ortamt seyirci-lerin sinema salonlarindan uzaklasmastnayol acrrusur. 0 zamana kadar filmlerle se-yircilerin tek butusma yen olan sinema sa-Ionian= yarn stra evlerde televizyonkarsisinda da insanlar filmlerle bulusmayabasiamistir. Sinema Salonlarmda film sey-retme . tekeli Televizyonla '<Animism. Si-nema salonu seyircilerinin azalmasi, sa-lontartn kitlesel kapamst, TRT televizyo-nunun Yesilcam Uninlerine uzak durmastsonucu salonsuz ye seyircisiz kalancam film Ciretimi derma noktasina gelir.Bu durum Turk Sinemasinda yeni olu-sumlarin, yeni bir evrenin de baslamast-mn onilnll acar. 70'ler aynca sinema okut-tannin cogaimaya hasiadtgt da yillarchr.Alaylt yOnetmenlerden zaman icinde egi-timti ye okutlu yOnettnerdere gecitecektir.70'ler sinema salontan ye Yesilcam icin

Neredeyse agirkklA olarak son yirmi yildtrdunyada 'Bagimsiz Film / IndependentFilnl diye bit deyim doiasmaya basladi.Cok fazta arayts, daha fazta Uretimfarkli filmier yapma amact gercekten debbyle bir toplultign kendi pazartartnt, isle-yicilerini yaratma firsatuat verdi.BilyUk studyolartn yapttan, yam-nctlarmin ve onu destekleyenlerin 1starc'cabalartyla gercektesen ve maddi olarakda 'clUsuk burceli' okunu taret eden film-teri sabiptenen hir akin olarak tanunia-yabitiriz 'bagunstz sinetnayl'. Daba kim-likli gorunmesi ulketer ye insanlar amain-daki sabiplename sanstm arittrdt gecenytllar boyunca.Bu istegi kOrOLleyen nedenlerin basindacok saytda izleyiciye yonelik hiiyiik but-cell filmlerin destektenip, &silk bacetifit all @tin yapiincilar caralmdan latMlnclahi editmemesi olmustur. Pam yauran-Linn risk gOze alamatnast, seneyolarinherkesin hoc,una gidecek sekilde yazdtrib

, Oyi_11.1C LIF pcpuleryonel otmast gibi etkenler bagunsiz sine-

kan kaybetme donemidir. Video gOsterici-lerinin yaygmla§mast ve Almanya videopazart 701erde Uretimin samesini hir ol-code saglar; Azalan Sinema salonlart se-y ircilerinin elcsilcligini Almanya'daki yeTurkiye'deki video seyircilere tamamlar.Yesilcam, bu seyircilerie varligim sarda-meye caltsit. 1980'lerde ozel televizyonkanallannm yayma bastamastyla hem Ye-silcam sinemast icin, hem de geneldeTurk Sinema tarihinde yeni bir donembaslar.19701erdeki yalntz TRT Televizyonununyaytn yapttgt donemde ekran karsisina ge-cen Yesilcam Sinemast seyircilerini Yesil-

cam anlaylsindan 'korumaya', uzak tutma-ya iizen gOsterir. Yesilcam filnllerini yaym-lamaz, Yesilcam yOnetmenlerine ye oyun-cularma kaptlannt acmaz. Yesilcam ania-multn disindaki -Dirk filmlerini yaytnlar,onlann yOnetmenterine film Onerderi gri-tnnir. Bu arada, kendi film yOnetmenleri-ni yaratma hedefi glider. TRT televizyonuYesilcam'a hala bir OlciAde kapaltdir.Ozel televizyon kanallart Yesilcam'a yeni-den hayat verin Bir taraftan eski Yesilcamfilmleri ile Yesilcam seyircileri yeniden bu-lusurlar, diger taraftan Yesilcam yOnermen-

etlerindeki bimin birikimleri filmtere do-MAstUrdilkieri yapunlara imza atmaya has-ladder.Son yirmi yth kapsayan hir gins yapints-ken dithyadan Hal Hartley, Quentin Ta-rantino, Todd Solondz, Kevin Smith yeabi konumunda Jim Jannusch gibi

de amnadan gectneyelitn.Buraya kadar Bagktnstz YOnetmenter' in ka-:an; hygist gUtmedigi konusunda hennt-kin olundugunu du;uniiyorutn. Aynca s it

nemada him attkUltUr yaratttklen dagercek. Amu sown hu ycinetmen-

lerin ne hider barrunstr, nereye Radar ha-gulls I 1' ve nest! bag ' EnSI: uldugu gibs sacmabir nukteda dtigumieniyor. tionucta Me-ten, begenihne istegi olup olmasa da, kit-lelerin Online birt;eyler koyabilen binsihem badinlslzdir, cn,u zanuin da bag UnYani nretrigi islerle Ozgurlesip, kendi ata-nInt yaratirken, begenitmenin ye de bege-nihnemenin, g6zOnande ottuanul, kendifade t::truenin haskisi alone giver, girebitir.

Bu sad,, kagunsi: s.mnatculul ye-ttil nokta,toplumun hi:aunt-1)4e derdini

Page 91: Türk Sineması Notları - 3

Yttlf;e1.1,:z', e.

alentare ytineltilmesi; 3- Sanstir; 4- Ve si-nema clUstincesinin, elestirisinin olma-mast, bOyle bir entelektilel rehberligi yolgostericiligin, tartismanal, yayinlarinyoklugu. Turk Sinemest, her akersu.gibi,topragin (seyircilerin) konumuna gOrekendine bir yol yaprmstir. Bu olusumuYesilcam Sinemasi olarak tammityoruz.Geteneksel sozlii mesa! anlatimimn, sine-ma icinde, onun kosullanyla

Yesilcam. YeOcam Sinemastnin ze-mini bellidir. Kendi seyirciled vardir,burlier bir ktimechr. Yerli film (Yesilcam)seyirci kumesi. Bu kume 1950'lerdeki ge-lismelerin icinde ye 6'11-astride olusmustur.Kencli sinema salonlari de A:el:tiff, ayrtdtr.1950'ler Oncesi dOnemin yabanct film se-yircileri katdan Ye eksilenlerle birlikteYesilcam seyirci kilmesinin yanincla yekosutunda biraz daha 161;6k bir kihneolarak varligalt stirdiae • gehnistir. Yesil-cam Sinemest dtineminde, Ye§ikam'ingenet is:leyisinin (film anlayismin) clismacikacak caltsmaiarin onu acilmak isten-memistir. Her seye karF,m -cekitebilen Ye-silcam antamt diF,Indaki kimi filmier iseancek yabenci fihn seyirci ktimesine, ya-banct film gosteren sinema salonlarmde

r7r42C

Banu BOZDEMIR

" 7Dacrytizde bakansizsinema Orneklerini bazi

citti.ti7ncYLIITY1 uyarldiklan

solvteuncia. vizvondagiirebiliyoruz. Onun cilsinda

Yesilcam, kendi anlayisinabaglichr, farkh, yeni anlaytslara kapahchr,gelenekcidir, tutucu bir yapiya sahiptir.Bu, seyircinin yaptsina uyan bir durum-dur, bir btittintesmedir.1970'lerdeki gelismeler Turk Sinemasm-da da yeni gelismeterin zeminini yaratma-ya basiamtstir. Televizyon yayinlarimn ya-ydmast ye yasanan kargasa maim seyirci-lerin sinema salonlanndan uzaldasmasmayol acmistir. 0 zamana kadar filmlerle se-yircilerin tek bulusma yeri olan sinema sa-Ionian= yam stra evlerde televizyonkar§ismda da insanlar fiblerie bulusmayabaslami§tir. Sinema Salonlarmda film sey-retme tekeli Televizyonla kirdmisur. Si-nema salonu seyircilerinin azalmast, sa-tontarin kitlesel kapanisi, TRT televizyo-nunun Yesilcam iirunlerine uzak durmastsonucu saionsuz ye seyircisiz kalancam film Gretimi Burma noktastna gelir.Bu durum Ttirk. Sinemasinda yeni olu-sumlarm, yeni bit evrenin de bqlamast-nun OnOnn nat. 70'ler ayrica sinema okul-tannin cogalmaya b4achgt da yttlarchr.Alaylt yOnetmenlerden zaman icinde

ye okullu yOnermentere gecilecektir.70'ler sinema saionteri ye Yesitcam icin

Neredeyse olarak son yirmi yddirclUnyada 'Begunsa Film / IndependentFilm diye bit &yin" dolasmaya basiacti.Cok fa:la arayts, daha facia Uretim istegi,farkli filmier yapma amaci ,gercekten deboyle bir toptuluga kendi pazarlannt, izle-yicilerini yaratma tirsatint verdi.

stUdyolartn cbsincla yaptlan, Tara-nctlartnin ye onu destekleyenterin israrcicabatanyte gerceklesen ye meddi olarakde'dusiik burceli' okunu isaret eden film-leri bir akin" olarak tammta-yabitiriz 'ba , 'T tnystz sinemayt'. Della

görunmesi taketer ye insanlar acesin-daki sehiplenitme arturdt gq.enyullar boyunca.Bu istegi koruLle.yen nederderin basuldacol: sayida izteyiciye yontlik buytik but-cell tihnierin destektenip, dusuk btaceltfiimlerin yapunciler tarafaldan tanninclehi editmemesi olmus:tur. Para Taman-term risk gOze al:amen-test, seneyolannherkesin hostina gidecek sekilde yazdtrtt-mast, oyuncuterm pc,puler ye de sanse,-,-yonet ohnasi gibi etkenter begins!:

, . .sine-

kan kaybetme ciOnemidir. Video gOsterici-lerinin yayginla§masi ve Almanya videopazart 70'lerde aretimin sUrmesini bir ol-Ode saglar; Azaban Sinema salonlan se-

eksikligini Almanya'daki yeTUrkiye'cleki video seyircilere temamlar.Yesilcam, but seyircilerle vartigint sUrdilr-meye calistr. 1980'lerde Ozet televizyonkanallannin yaytna baslamastyla hem Ye-silcam sinemast icin, hem de geneldeTurk Sinema tarihinde yeni bir donembas lar.1970'lerdeki yalniz TRT Televizyonununyaym yaptigt tiOnemde ekran karsistna ge-cen Yesilcam Sinemast seyircilerini Yesil-cam anlayt§indan `korumaye', uzak tutma-ya Ozen gOsterit. Yesilcam filmlerini yaytn-lamaz, Yesilcam yOnetmenterine ye oyun-cularina kapilanni acmaz. Yesilcam ante-yismin dismclaki Turk filmlerini yaymlar,°I-11mm yOnetmenlerine film Oneriteri gO-ttirtir. Bu arada, kendi film yOnetmenteri-ni yaratma hedefi giicler. TRT televizyonuYe0;:am'a hale bir olcude kapaltdir.Orel televizyon kanallart Yesilcam'a yeni-den hayat vent. Bir teraftan eski Yesilcamfilmleri ile Yesilcam seyirciled yeniden bu-lusurlar, diger tarattan Yesilcam yOnetmen-

etierincleki bUttin birikimteri filmiere dti-nustUrdiikteri yapnulara imza atmaya bas-ted der.Son yirmi yth kapsayan bir girt'; yeprm.;-ken dunyadan Hal Hartley, Quentin Ta-rantino, Todd Soiond:, Kevin Smith yeabi konumunda Jim Jarmusch gibi isimie-rt de enmadan gec meyeli tn.Buraya Lida Beganstz YOnetmenter' ka-zenc kaygist gUtmedigi konusunda hemti-kin olundugunu clustiniiyorum. Ayncenemada bir ettktilttir yeratuklen daFICIA bir gercek. Ama sorun hit yi .)netmen-lerin ne kadar begunstz, nereye kadar

Ye nest! ir,vitusc otduu gibi saCmabin noktede clOgUrnieniyor. Sonucta tire-ten, hegenilme istegi olup olmasa da, kit-leterin amine birseyter koyabilen birisihen" begin-1st:du-, coTiu :amen de bagunk.Yeni islerte 6:gurtesip, kendi

yerettrken, begenihnenin ye de bege-nilmemenin, g6z6nunde ()banal, kendi

-itede ermenin hasktsi attune giver, girebilir.herein 6i1110CCILlin nokta,coplumun bilttinOyle degil, derdini. .

Page 92: Türk Sineması Notları - 3

lent, senaryoculart, oyunculan, kamera-manlan ozel televizyon kanallarinde Yesil-cam seyircilerine Yesilcam anlamtna tensdLismeyen diziler cekmeye basiarlar. Yes:d-eem ozel televizyon kanallannda simdiler-de yeni yOnetmenleri, yeni oyenculan, se-naryoculart ve diger yeni elemanlartyla ye-'niden gelisme ye serpilme donemine gin- -mektedir. Bu arada sinemamtzda Yesilgamdlsl olusemlar gelismeye baslar.Bu noktada biraz durup, sinemaya dair ki-mi deyimler, tanuniar ezerinde tarusmak,belidemeler yapmak gerekebilir. Elektro-nik teknolojisinin film tiretim ve iletim(gosterim) alanma girmesiyle sinemadayeni bin donemin basladtgint sOylemekgerekir. Sinemanin, film (peliktil) Uzerinesesierin ve gbrUntUlerin kaydedilerek yal-ntz sinema salonlartnda seyircilerle

donem antic bitmistir. Sinema,elektronik teknolojisiyle kaydedilen ses-tet- ye gOrantillerie de arnk, epeydir Lire-tilmekte ve , seyircilerle buiusabilmekte-dir. salonlarinda topluca 'film'seyredilebildigi gibi, baska yerlerde, baskasekillerde de 'film' seyredilebilmektedir.`Film' sOzcUgti artik elektronik teknoioji-style tiretilmis Unit-lien de kapsamaktadtr.

SElv1IR ASLANYUREK ELLALE (2001)

Sinema salonu isietmeterinin yet-en& ar-ttk televizyon kanalt isletmeleri, VCD,DVD isletmeleri de yardir. 'Filmier' artikhem sinema salonlannda, hem televizyonkanallartnda ye VCD, DVD, kaset olarakda gOsterilmeyi hedefleyerek cekilmekte-dir. Sinema salonu isletmeleri icin ceki-Len filmier belirh teriere oncelik verirkenve sinema tiretimi cesitliligini smidarken,televizyon kanadart icin cok cesidi

cesidi sekillerde ye uzunluklarda ceki-lebilmektedir. Elektronik teknolojisi sine-ma olaymin cercevesini cok genisleunis-

tir. Ve sinema tarihinde yeni bin dOnemegirilmistir. Turk Sinemastridaki

ve L..,Yelecekte olabitecelderi buden ele almak gerekir. Sinema deyimiyle,sinema saLmlartndo gOsterilmek icin ce-kilen aniasthyor olmast halastirmektedir. Ki bunun ciddi olarak tarn-stimast gerekir. Neresi icin cekiliyor, ne-rede gOsterdecek olursa olsun, hutun ce-kilen filthier sine:martin icindedir, sine-mamn konusudur, sinemadtr. Sinema sa-lonlarmda gOsterilen konulu uzun film-lerle (90 dakik.a) sinemayt stmdemak yesinemayt tarnsmak, sinemantn digerUninlerini ye buniann gerceklesmesi icinemek veren diger sinemactlen dislamakne kadar dogrudur?Sinema salonlanna bagh filth uretimi yegOsterimi, icinde veroldugu ekonomik ya-palm beklentilerine ve hedeflerine uyguribin yaps olustermustur. Bu rapt aynca saltfilm Gretimi. ye Osterimiyle smelt degil-dir, kendine•bagit, kendi kapsamt icindebin sinema clUsencesini, sinema

sinema kavrammt, sinemanin tek, on-

celikli ol • ak kabul ettirmistir.Sinema yaymctl.tgt, sinema tarnsmalan,

keramiart, festiyalleri hep bu

dikip izledigi kucuk stginaginda male yemesuttur. Hesap verme zorunlulugu yok-ter, olsa bile sahiplendigi kimlik onu his-settiginden daha fazla korumaktadtr.Agullklt sorun yine de uretim galiba...

Ever, elimizi dokundurdugumuz her §e-ye, aslinda beglanabihne ihritnali oldugu-nu destintip kacersak, o zaman baska birsorunla, tiretimsizlik sorunuyla karst karst-ye kahrtz. Konumuz o degil iyi ki,

'nasti' tinetilmis olan seyterlederdimiz. Be durum& karstmiza bicim,

icerik bane tislup gibi kavramiar gtkiyor.Uslup ye icerik cogu semen ba§abas giderye biz bir filmi daha cok bu kavramlaragore sever ye da sevmeyiz. Ciinkii bu duy-gularimiza hitap eden yerudtr sinemanin.Bic im, daha gOriiner bit kayram olmasinaragmen arkadan gelir. Genet izleyici bege-nisini dikkate alarak sOyitlyorum bunlart.Bagimsiz filmier de colt farkh clegildir as-Linda. YOnetmenin duygulandir bite ge-cen, bizi harekete geciren. Onun basket-chnst, reddetme duygusu, kendini antennakaygist, icine sine sine sunma talebidir.Bunu anlayan, buna baglanan ve bunudestekleyen seyircinin duygusudur da aymzamenda. Seyirci cogu semen gOz ardi edi-

hyor 'begimstz' ka yramtnin tantmlama-smda. Ama 'bagtmstz' sinemect ontrupkenclisi ye de ekibi icin cekmez bu filmle-

ri. Seyirci, hatta beldentisinin tistUndekibin seyirci kidesi icin ceker. Ve oturup he-yecanla anlastimayt, takdir edihneyi bek-let. Ama 'bagunstz" saran kendi icindebirtaktm seyteri reddenigi icin, kendinide kolayltkla reddedebilir. Bir bagunstz,sonraki filminde ye de fikalerinde 'begun-It' hale gelebihr. Ye da bit baska yOnetme-

ne, sonradan dankeder bin seyter ve 'ba-gunsiz" oluverir. Cok kesin bin cizgisi yokyani 'bagunstz' ottnantn. Dogrusu de bueaten.Peki icerik olarak filmin icine icine ser-

t bagitustz'llk tohumlan,ri mi vardin? izledigi bin filmin gay ye lez-biyenlert etc almasindan baska bin Ozelligiohuadiguadan bahseden seyirciye nasil binyantt verdebilir ki? 'Marjinal' cevabt uy-gun galiba.Neyse gelelim Olkennize. TUrkiye'de dedenyadaki bu getistnelere tepkisiz Lahr.-mach ye yapitrictnin burun kivinip, 'bun-den is cikmaz kardesim' dedigi filmierenetmenter kendi ydreklerini ortaya koya-rakkarstbk yerdi. Ama bizde be lank sine-

manna bit sektOr oiamamestnden otiirii oLacier uc boyuriercla degil. Popular bin fa-me ne kaden pare harcantyor ki zaten!..Olkemizde cekilen bagunstz sinema On-

neklenni bast cl4itirricilartn duyarhitidensonuc.unda yizyohda gbrebiliyorez. Onundtsuula sansimiz fesnyellere kaityor. Ney-se TUrkiye'deki dagium agt genisiedi desadece festivallerde gOrrne oianagt but-

dugumirz [lake Lignnstzlarint vizyon-da da degedendirme imkam buluyuruz.Harm 'ba g unstz sanme yan-t;;trbir bicimde bir festival de organize ediliy-or arnk iilkeu,.z slludanAslincia yOneLmeetri cekip, seyirciyeuta;mast asemasinda daha bagunstz day-ranmasa , be filmier daha fazta seyirciyeulasabilir dire iddia ediyorum. Yukandada sOyledigim gibi sinemada seyircininguru tarnsilmaz. Sinema dost meclisienin-de gtisterilecek bir saner dah degildir. 0ytizcien bagunstz ,sinema adtntn hakkintverip, clunyantn gidisartndaki yerini al-maltdir... Kahplart degistirebilecegini an

coguniuga ulastp, onlann clestegini al- •digt stirece ispat edebilir.

Page 93: Türk Sineması Notları - 3

yaptmn OngOrdtig,U sinema icin gercekles-mektedir. Diger bruin sinema UretimleriYe etkinlikleri hep bu yaptrun sinemast-ism yan Urtinleri olarak, ya da ch-susda degerlendirilmektedir. Sinema

bu yapinm OngördiAti,yerle§tirdigi sinema ale stunt kabul

etmek, iistelik burnt sinema adios onayla-ytp sCtrdtirrnek konusunu datarusma gerekir. Seyirciyle bulusma yerle-ri, bicimleri, taro, iliski aracian gibi,Kt yam= OngOrdtigti bircok seyinde tar-ustimast gerekir. Bu yapimn sinemasticinde olunan siyasai-ekonomik sistemide yaortmcmin sustriannt cizdigi, belirle-digi Televizyon kanallan da buyapmtn icindedir. Bu sinema, sistemdenbagtrnsiz ele ahnamaz ve. tartistlamaz. Si-nemayt bu sistemin yattnmcistmn elindenkurtarmak, yarattcinul sinemast jrapinakgerekir. Diger births sanadar bu `kurtulu-:jle zaman icinde saglamis, bagtmslztasmisdurumdadirlar. Stradaki sinema otrnalichr.Yesilcam sonrast olusumlan, btittin bunta-n gas online alarak yapmak gerekir.Yesilcam sonrast, TRT televizycasun ya-yinlartyla baslaints olmaktadtr. Tele.vizyonyaytnlartyla, sinema salon :tan isletusecile-

GIMSIZA- A (—II A

Orhan UNSER

sinemast denendijnevit tipik ‘yaprynct

sinemasz' demekti, aina

yapimayi da kontrol eden

daAltimel cue fam'inasa pazan Anadoiu sinerna-cliart vardt. Sisternin icinde

kalarak kisisel'bugans-cz' olarak

tetcf-iz-volp.

rinin seyircilerle bulusturmadtgi sinema&Callen hem tiretilme olanaklarina, hem

- de seyircilere bulusma olanagina kavu§-mu§tur. Ornegin belgesel sinema yaygtnolarak TRT dOneminde gergekle§mi§ yeseyircilere sunulmu§tur. Ayni §ekilde bir-cok sinema klasigi film ve ticari olmadtk-lan icin di§ alum( yapilmaint§ film, alke si-nemalan, sinemactlan televizyonda seyir-cilere ula§abilmi§tir. Sinema salonu seyir-cileri, evlerinde kiiciik ekranda seyrettik-lertyle colt ge§idi sinema Lintnleriyle kar-stla§mt§lar, sinema gOrgilleri ve sinemaufuklart geni§lemi§tir. Sinema tarihininilk donemlerindeki sinema salonlarindabir seansta gOsterilen tiirden film

televizyon yaytnlartyla yeniden hayatagegmi§tir. Elektronik teknolojisiyle tire-tim ve iletimi de esas televizyon kanal i§-letmelerinin etkinlik slant olarak gOrme-

rack gerekir. Elektronik teknolojisi yarao-ctlart bagimstz Uretim. oianaklart ve seyir-cilerle farkit bulusma yerleri ve bicimterisunmaktadtr. Bu, genelde sinema alammnyeni evresidir ye Yesilcam sonrast TurkSinemast icin de go: OnCusde tutulmattdir.Genet bir durum saptamast yapacak olur-sak, filmier arok salt sinema salonlarusda

Sinema, bastangtcta bulusu yapankar tara-firdan bile kalict bir sey olarak (Leger-lendirilmedi,bir panayir eglenCeli-gi'nden Oteye gitmeyecegi ileri stirtittlyom-du;yantlgt biipiik oldu,bugtin 100. yiltrugeride birakan sinema farkit tilkelerde de-gisik dOzeytere eriserek farkit konumlaraoturdu ise de,bugiln dunyada hircok ul-

keleri slats genis him (like edintnis-tin kendine.Olkemizde gOscerim olarak bastoyan sine-ma kisa him same de Urctim asamastna (lageldi.Merakit ugrast olarak baslayats buUretimler, Kemal tilm'in ye pesitsdenIpek kumultnast ile yapimeyiyinde devam etti.501i yillartn basusdanitibaren film iketimi artarken ymtpunevle-ri artmaya bastadt;giderek yaptusevleri himsezonda piyasantn Later emmigi her mumfilmden tiremimlert aynt sezon icinde yap-maya baslack.Bu (10neinde 'ask filinr,'sa-Ion filmiVkomedi film l' ta-nimlamalan bu tiretimleri gruplamakkultantlir oldu.COsterim dtizeyinde ise;ureuci tirmalarus oldugu sts-temini zaman icinde yerlesmeye hasla-

gOsterilmiyor, yani sinema olayt salt sine-ma salon gOsterilertyle sintrh degil, tele-vizyon kanallart, kaset, VCD, DVD,ternet yollanyla da gerceklesebitiyor; Ye-sitcam anlaytsusdaki sinema, salonlardakidonemini kapatu, arttk televizyon kanal--larmda yoluna devam ediyor; Sinema sa-Ionian hemen ttimUyie ABD

dagittmcdartnin cline gecti, digerfilmler aiscak onlartn 'icazettyle' gOsterile-biliyor; Avrupa sinemast adt alonda ABDdirt filmierin gOsterildigi saytlan az da ol-sa sinema salonlart var; Yesilcam'm usta-ctrak ilislcisi icinde asistanliktan, terfienyOnetmenlik stireci amok islemiyor, sine-ma okullarmdan ye diger yollardan sine-ma egitimi alms kisiter filmier gekebili-yor, yOnetmen oluyor; belgesel sinemact-tar ve kiss filmciler cogaimakta, kendi ku-rumlartnt olusturinakta, fitmlerini cok ce-sitli etkinliklerde, organizasyonlarda se-yircilere sunmaktadtrlar; reklam ve kiipsektOr6 yetkin kendi sinemactlannt yetis-tirmektedir; film festivalleri cesitlenmek-te ye artmaktachr Ye de sinema yaytnctligi

Bruin butslara kosut si-nema seyircilerinin durumunda da getis-meter olmakta, genet bir seyirci tantmla-

famier,gOsterim otanagi bulabilmek icin(Istanbul icinde) sistemin tirmalart aleanlasma durumunda idi,veya sezon di§m-da(yaz) bu olanaga sahip olabiliudi./1955yiltnda Gani Turanit kendi firmast (Uni-versal film) adtna yaptigi Kara Vadi(yOn.:K.N.Caktts) fatnini bir sure somaAND blase devreder./ Bu tip firmakar de-vamit (ktiok btitceli) Uretimler yaptigt gi-hi, bir-iki fan-1de filmden soma caltsmala- -rust bitirebiliyortardt.Zaman zaman aynk-st konulu filmlerin Oremilmesinits yamn-,cla,bu (ktictik)Firmslar da belirierunis ko-nulart cogunlukla lielirlemnis kaiiplarticinde ele alan filmier timettilem.Bilttinsistemin i.,ledigi piyasada hichir zamansermaye birikimi olusoch,sektOrtin sanayi-lesmesi gerceklesmedi, belirtilen 'ayaksistemi'ne bngh firmalarus olsun diger

olsun bu donem filnaleri-ne;Umetici tirmalann yedestigi yer nede-iii ale 'Yesilcam Sinemasi' deniidi.Ya-panct firmalann malt durumlan ne olur-

Orecim Ye dat u m (gnsterins) usekoniz-malart aynt s;ekilde caltstyon bu ise bolgeisletmecilerinin de etkin oldugu,

Page 94: Türk Sineması Notları - 3

mastnin chsinda cesitli seyirciolusmakradtr. Daha once vat otan yaban-ct film seyircisi ktimesi, bu kez salt ABDsinemast ye tutu filmlerin seyirciterin do-mastu, Yesilcam sinemast seyircisisinema salonlartna pek nadir gidiyor, on-lar artik televizyon kanallart seyircileri ol-du, sinema salonlannda pek nadir gidiyor,onlar artik televizyon kanallart seyircilerioldu, sinema salonlarinda film seyreden-let cokluk ABD filmleri seyrediyorlar ve o.filmlerin etkisi alunda seyirciler kUrnesiniolusturuyortar. Bu arada uluslar arast filmfestivalleri filmleri seyircisi adt altinda birazmhk kilmesinden de soz edebiliriz. Bu-gun artik hemen herkes televizyon kanal-lannt salonlartnda gosterilmesi ye seyre-ditmesinde tsrarct, ya da daha dogrusu ki-mi filmlerin sinema salonlannda seyredil-mesi boyutunu korumaya, sUrdUrrneye ca-hstyor. Yesilcam yapimcdartnin bircoguartik yok, kalanlar ye yeni gelenler he-men tiimilyte televizyon kanallart icinUretim yaptyorlar. Yesilcam anlaytsi dtstfilm yapmak isteyenlerin bir cogu kendibagtms tz yaptinevierini kurdular, Oncelik-li olarak sinema salonlannda gOsterilmekuzere filmier Urenneye calistyortar ye sim-

yOnetmeni Anita Tokath'ntn varltginaragmen, Locarno festivalinden 'serefdiplomast'da aid* hatde,fransizca altyaztlt kopyalart ile Istanbui'da ancakyazlik sinemalarda gOsterina otanagt bu-labitmiscir.Sinema clts a-Wan Selcuk Bak-katbast'ntn senaryosunu yazdigt film, 'Setfilm' yapumdir./ Bu sistemin disula ctka-rak farkh konutara yOnelik veya uretimitiskileri sistem disindan kaynaklananfilmlerin olusmast halinde, gecerti tekgOsterim/dagmm sistemi, icinde yet al-malart otanakstzdt, sistemin en canit ol-dugu gUnterde sinema salonlarindanbaskaca (video olayt baslarnamts/TV he-nuz yok) gosterim/se.yirciye utasma ola-nagt da olmadtgtndan bagunstz/baglann-sit bir sinema yaptImast olanakstzdt.As-Linda, Yesilcam sinemast denen donem ti-pik 'yapimet sinemast' demekti, ama ya-punclyt da kontrol eden dagttunci ye'yerti astl pazan Anadolu sinema-cdart vardt. Sistemin icinde kalarak ki-mi kiiisel girisitnteri `bagunstz' olarak ni-tetemek mumkun degildi. 501i yillardabastayan `yapiract sinemast' 70'1i ydlannsonunda, baska bir kanala yOneldi.Bas-langtctan ben filmlerde belirli bir yer alan`seks' unsuru, giderek agtrltic kazanch;

SEMIR ASLANYOREK SELLALE (2001)

dilik daha cok festivaller duzeyinde de ot-sa dunyaya acthyorlar.Bu arada, Sinema genelde, bUtUn dunya-da bir durgunluk icinde. Sinema anlaylstve dastincesinin, sinema antaytslannin20'ler, 30'lardaki, 60'lardaki devingenligi,tarttsmalan benzeri bit durum henuz pekgOrOnmilyor. Ama bir seyler bir yerlerdebirikiyor, stictstyor. Ayrica salt sinemaylailgili bir durum da degil bu. ButUn alanlaricin sbz konusu. Toplurnsal her seyinreset boyutla sarstimast, yeniden dUstinfil-mesi ve tasarlamnast gerekiyor. Turk si-

oyuncu kadrolart degist i,tarzm yOnet-menteri hula= arurdtlar, dar bacelifilmier cogunluk kazanch.MajOr firmala-tin caltsmalanni durdurdugu (veya azalt-tigt) bu clOnetude satecini tamamladt.Sistemin cOztdrnesinden sonra yabanctdagiumcdarm bosalan ayak sistemini etegecirmesi ile cOMItlis htzlandt.'Seks' .ur-yast sona evince, film saytst htzla cliistnesi-ne ragmen iiretim devam etti.Bu donem-de Uretilen filmier iki tiir gOstermektedir; eski Yesilcam usulu yaptlan dagtumt(IstanbuPda) beaten hit yaptImayan (16mm cekilmis) filmier ile; yabanct ortak-larta daha olanakli produksiyonlarta ya-pdtrus,yabanct filmier hafta bularak goste-rime given veya festivallerde seyirciyeulasa bilen filmler....Son dOnemin buikinci gruba filmier, Yesilgam donemifitmlede konu bakumndan da farklihkgOsterir. Konular farktdasuken,kisisel bu-naltmlara oneldigi gibi,popdler olaylartda ele aldt.Yapunct firmalarin yerini sine-ma chst alanlardan gelen firmalar,TV ka-nallart ,reklam sirketleri aLdt.....yonetme-ni konusunu secmede Oz.& btrakmis ol-salar bile bu yolla gelen filmtere ba-guriaz/baglannstz demek ne kadar yerin-de olur. Son yillarda yOnetmenterin ta-

nemasir in Yesilcam Oncesi clOnemi, kent-lerde, lent insantan icin, (Ake ile smith,banh filmlerin benzeri, o kulttir kapsa-mmda az saytda filmlerden olusmaktaycit.Yesilcam Oncesi sinemama boyle bir ze-min Uzerindedir. Yesilcam sinemast, ban-dan ogrenilmeye caltstlan, hatta taklitedilen bir sinemantn yerlilestirildigi, yet-kiye clOnUstUrbldiigil bin sinemachr. Kdrsatkith& gelenegi uterine oturamtur vekendi seyircisiyte kendini kapaumsnr. Ye-silcam sinemast ve seyircisi baska sinemaanlayistanna kapandir. Yesilcam'm zemi-ni budur. Yesilcam Oncesi ye Yesilcam do-nemlerinin zeminleri betirgindir. Belden-tiler ye hedefler belirgindir. Seyirci belir-gindir. Bugunden geriye baktigtmtzda, sU-recter mmatulandigt icin, durum belirgin-din icinde oldugumuz . durumun ise zemi-ni bel.irsiz. Ya da birgokzemin var ye bun-lan her birine gore degisik gelismeter ol-makta. Ya da zemin belirtemesi netlestiri-lemedigi icin belirgintiksiz &Lino:Isla ye-riliyor. Ktsaca belirginlesmeyi arayan birsurec yasanmakta. Bu noktada iki sey Onecdcyor: 1- hangi seyirci 2- hangi sinema

'Seyirciyi tanimlama konusttonemli. Kline gore, hangi amaca, hedefe

mamen kendi olanaklari ile yapttgt film-lerde gundeme gelmektedir,eskiden sine-maya girmek isteyen bit taktm ginsimci-ler,sistem dtstndan. tamatnen kendi ola-naklart ile Winter yapnuslardi;bunlar herne kadar chsardan getenterce yapildt isede,yukanda da deginilcligi gibi,dtsardangelen kisinin yapitoc!,oyuncu olmast di-1 inda sisteinin (Yesilcam) eLemantannt(ye konulannt) kullanarak yapthyor-du.Son ciOnemde bu tart (lime one-tenter ise sistemin su veya bu sekildeicinde bulunmus kisiter olarak caltsmak-tachrlar.Yammt giderek kncinten /ZekiDemirkubuz yazarak,yöneterek,ceke-rek,oynayarak ye' kurgulayarak BektemeOdast'm yaptyor, Nuri Bilge Ceylanfilmterini yazip,yOnetip,cekerken oyuncuolarak ailesini ve yaktn cevresini kullant-yor/bu cattsmatar acaba filmi bagunstz-lasttnyor mu? Bagunsiz /baglanustz sine-ma da biraz politik bir tavtr,(ama politiktavtrda bir baska bagtmlatk degil tut?)biraz kurulu dilzenle cansma, biraz gecer-li bicimteri dtstama, biraz unclerground'aacdma;gOsterim duzeyinde farkh olanak-lan deneme ye farkh kitteleri hedef-leme...

Page 95: Türk Sineması Notları - 3

REIS CELIK - HOSCAKAL YARIN

gore, nasil bir seyirci tanum yapacagtz yesinernamizt bicimlendirecegiz, yänlendi-recegiz. Ya da nasd bit sinema anlaytsticinde seyirciyi tammlayacagiz. Aslindaseyirci ve sinema tat-11ml birlikte, karsatk-lt birbirini olusturmalichr. Biitiin bunlarneye gore, hang: anlaytsa gOre yaptl'acak?BugUn Turk S inemas min karpsincla (gUn-deminde) yalnizca TOrkiye seyirciyi, yerliscyirci yok, o donem artik kapandi, geridek.alch. Turk Sinemast clUnyayo aciliyor yedegisik cografyanm, cesitli killtiar ortam-lanron seyirciler: ye sinemactiartyla bulu-suyor, Dtinya sulemactlari Ill ortalc zemin-

terde bir araya gehneyi hedefliyor. Bu du-rum, bazt konulan kez 'auk sinemasi-ntn get- triyor. `E)ogar olarakzaten cliAnya sinemast kapsann ve tarihiicinde °km Turk Sinemast veoncesi donem), lit Le: olarak yehedeneyerek orada y awl:nay:a caitstyor.Bu, beraberinde bir besaptasma,Onerme gthademini de • ;etiriyou. YaIniz ba-it Avrupa Ye ABDdihayayt, gecmisiyie cue icine akin lair sine-ma kapsanat ye psalm, ,:teneyinaleri, uygu-Lamatart, arayictari Sintrnabilge gOrgusu iartiun icinde yedegtstk co .gralyalacda gercekles,m ye get--cekiew.is olan filmier& olusuarma, gets-

,J,Inutturida. Bir cestt, ken& ic dent-:mu:den, uluslar :avastactlnta stiz konucu. Bu yeoi dOnetnin sine-1113S11111-1 zemini Oncekilerden farkitchr.1950 Oncesi, o tardalerin .1-Orkiye'sininkentsellik Uzerindedir, 1950 sonra-si Yeitcarri otu.,,;umu ise kacsallik ve gele-neksel sozlii kiiltiir zemini ilzerindedir, herikisi de yereldir, ice dbnatilr, entelektilelboyutu stmrlicitr. Ozellikle Yesilcam evre-sinde, kisisel bir sinema dili, anktyist, kav-rayisi gelistirememis, genet ye anonim

seyircilerin tepkileridir. Yesilcam sonrastye chst (Post Yesilcam) yeni donem, dun-yaya actlan, kisisel yaratma pesinde olan,kisisel sOylemi, danya kurmayt, anlaumtOne cikaran bir sinema kunna sUrecidir.Kisisel yaratmarun olabilecegiortamlarda ve konumlarda Uretim yap-

. - maktachr. Bagtmaz °halal< ye kalabilmekugrast icindedir. Pusulasi dunya sinemasttarihidir (TOrk Sinemast tarihi de bununicindedir). Kisisele olarak, kendi adtyla,kendi kimligiyle bu ortama girmektedir.Bu hedef ye kapsamda kisisel zemin soru-nu gundeme gelir.Kisisel referanslar,set hedefler nelerdir? Siyasal, ideolojik,kintUrel egilimler, hedef seyirciler, seyirci-lerte kurulacak disk: bigimi, yet-ten, iire-tim kosullart,. matiyetteri gibi sormalaractkitk ister. Bagunstz olmak bagunit ol-marnaktir. Nelerden baginast:itk, nelerebagunit olmamakur bat? Kisisel, Ozgim, ya-ranct olabitmekiir oncelikle sorun. Bunungerceidesebitinesi kosullan iced hit takuubagunitliklardart kurtulmak gerekir. Nedir,Ti_irkiye'de bit sinemactyt bagiayankar, Os-

garlq6nri iizgiinliigiinii, kisisel yaranctligt-nt engelleyenler? Ban baglann

ban bagiann ise conlimesi gerekir.Ktsisethge ve ,azgOillugu besleyen baglarclogaldtr ki Lorunacakur. Nelerdir bunlar?

olusturan tarihsel, idikOrel yetoplumsal orramdir Ornegin.

sinema anlaytstmactir, diiimizdir, dUnya

sinema tarihi icinde hizi aydualatan calts-Kurtulumnast gereken bagtmlt-

itklar nelerdir? Kisisel, Orson, 6zgiir yaratt-

cittga di§tan stuff ve Lisittama getirenlerdir. Sansur kurumudur Ornegin. Stan-dardize edilmis siparisleridir. Finans-mana bagh, kar amacit ekonomnik isleyisrir.Paranm Let:A:list:11r. artlayistdir.bagh &ethyl, dagatm, gOsterim yaptsidtr.

Yesilcam sonrast (Post Yesilcam) -Dirk Si-nemast cesidi alanlarda ve cesitli bicim-lerde, yOnlerde filmier cekme konumun-dadir. Kimileri Yesilcam anlaytsi kapsa-mmda, Oncelikle televizyon kanallart icindizi filmier cekerken, kimileri ilkin sine-ma saionlannda, soma da kanallardaterilmek icin populerlik boyutunun, dola-ytstyla kasayt da dasilnerek, genic kitleyihedefleyen, ticariligin blade rututclugu Ye-silcam-Hollywood karmast popUlist film-ier cekiyor, kimileri salt kendi kisisel sine-ma clUnyalannt Ye dilini otusturma ugrasticinde, merakltsina filmier cekiyor,

belgesel sinema kapsamt icindektsa, konulu filmier, kimileri

reklam klipleri cekiyor...bu famterde seyirciterte bulusuyor.

Bu kapsam icinde, burada yetisen, varolanyeni bir sinemactiar kusagnun varltg, sOzkonusu. (yok devingen, umutlu, OEM acikbir durum. Bu noktada, Turk Sinemasin-da bugOne kadar keg eksikligi ilityutan ikiboyurun var edilmesi gerckiyor: - Parasalboyut; 2- Sinema ya:arligi,aravirmasi, tarNmact boyutu. Parasal bo-

yut, bir sekilde cOnilebilecek hit boyutiken sinema rartasmalanima, sinema:;;Uncesinin, cinema yayinlartnin yetkin-1lestnesi, 6ncelikle TurkSinemasandaki cesitli alantardaki devin-genhge e elen, yeni sincina dt.tc;i1n6r-terinin, yazartarirun, aLademicyerderininortaya ctkmast acilen gerektnektedir. PostYesilcam kapsatm icinde TurkSinemasinin, Dunya sinerna tarihine,TUrkiye'den larkti acatmalar, OzgOn Lot-ktlar, Onermeler getirmesi laic de zor degit-dir. ÖzLinatiz de, Turkiye'nin topiumsal ve

taribincle, gecmisinde bununmayakm vardir. Dianya Sinemastna Turksinemacilannin, Turkiye'den cok degerlikarkilan

Page 96: Türk Sineması Notları - 3

GILU

E fLU

" ^Simdiden ydlar sonra, yataktruzdabeklerken bugiirde buganden sonraki turngdnierinizi deki§rnek isteyebdir ve bugiineyeniden diinebdrnek ye di4manlartrruza 5unu

bakirmak icin bir ,sans, sadece bir arts dahaisteyebilirsiniz: Hayatnrurt alabitirsiniz amaozgurlugurnuzii asla alamayacakstruz!"

Mel Gibson "Cesur Yiirek" (Bravehearc)

Burak GORAL([email protected] )Hollywood'da herkes her istedigi filmi ya-pamlyor tabi ki her ne kadar bazen oylegibi gOzakse de. Biiyiik stiddyotarin her yilkarstlanna en az 2000 kadar film projesigeliyor. Bunlardan bit stiklyo icin, isteyipbegencligi ya da iizerinde oynayabilmesarnyla kabul ettigi Oda en fazla 50 tane-si sinema filmi haline gelebiliyor. Pekisecmeler nastl yapthyor? Aslinda bu ko-nuda yaptlints ban filmier var ki bu dun',mu az da olsa actga cikarnyor. Bu filmierde kusk.usuz studyo destekli cdoms ve sek-tOrtin kendisini elestirdigi filmier. Hemenakta ancak Robert Altman gibi arttk cok-tan "Ozgarlesmis" bir onetmenin Holly-wood sistemini alayct bir edayla gOzlerOnUne seren filmi "Oyuncu" (The Player)geliyor. Isi biraz daha sarnatalasttran bitbaska Onnekse Kevin Bacon'un oynachgt,cektigi bit ktsa filmte Hollywood's cagri-Ian gene ye idealist bir yOnettnenin sis-tern icinde ne kadar eli kolu bagh kalabi-lecegini antatan "The Big Picture" acittfilm. Her iki filmde de sti_idyolann onion-ne gelen film senaryolanna ne gOzle bak-tiktan ye nastl clegerlenclirdikleri

Dogrusu bir yaratict beyin icin ba-zen act veren olaylar bunlar. Ama cogun-lukta (la ortaya ctkan ticari iiriin, ThePlayer"da da olclugu gibi, sisteme dahil ol-mantn getirdigi tatli konfora kendini kap-[Iran aynt yaratictyi sonradan cok da ra-harstz enneyebiliyor...Snidyolar ye bu tut bUyik yaptmcdar kar-stlartna gelen sanat yapttma para yatirdtk-tan icin kuskusuz bir miktar ticari olmakzorundalar. Zaten tarusttan nokta da bura-da clklyor ortaya. Ticari olmak da nereyekadar ? Para yattran yaptmct ya do studyofilme sadece bit sanat eseri olarak bakami-

yon. Ticaretin ternel kurah olarak tabi kiyattrthgt paradan kar etmek de istiyor. Bu-nun yolu da filmin cok seyirci tarafindanseyredilmesi ve giselerden yaptm masraft-mn ctkardmast ve de herkese kar gent-me-si. Boyle olunca da is, buyiik kidenin iste-digi ya da seyretmekten zevk alchgt seyle-rin kolay anlastlabilir bit sekilde filmeyansttdmast gerektigine vartyor. Ameri-kan sinemastnm ciddiyetinin tartistimastda tabi ki bu sebepten dolayt cikwor orta-ya. EndUstrinin yasatnast icin endListrininpara kazanmast gerek ne de olsa. 0 do rumdOnyada kolay izienebilecek, fazla agirlikve entelektuellik icermeyen, eglencelikfilmlerin °ram= yiliksek oimastrn sagh-yor. Boylece bin sinema sezonu boyuncagisetere yaldastk % 60 - 70 oranlart arastn-da bu tiro filmier hakim oluyor. Dolaytsty-la zaman bu baskin oran, o sezonicerisinde karsumza gtkan nitelikli Holly-

wood yaptmlantun da zarar gormesine se-bep oluyor. Bu °ran yuzLinden Amerikansinemastncian nefret eden bir kesim Tilt-kiyede de varolm,4tur hep.Bagunstz sinema ise bu sisterni reddedenye bu sistemin kurallanna karl i cikanfiltncilerin olusturdugu baska bit sektoraslinda.Genellikle "Bagansiz Sinerria" alma he-men hetseyin Miramax ve "Ucuz Roman"(Pulp Fiction) de ba§ladigi (-410m:thin.Ama Amerikan bagunstz sinemasmtnseksenlere Ozg,CE bir durum, harm bit moda -alcum olclugu tamamen bit yandsamadanibaret.Aslinda heqey daha eskiden ktrkh yillar-da Hollywood studyo sisteminin cOkme-siyle ye bit fihni ge.rceklegirmek icin bi-raraya getirilmis ekiplerin dagtlmastylahatta bagimsizlasmaayla ba§ladt. StanleyKramer ("The Defiant Ones, 1958", "Sa-hilde / On the Beach, 1959", "Judgementat Nuremberg, 1991") Ye Otto Prernin-ger'in "Alttn Kollti Adam" (TheMan With the Golden Arm, 1955), "BitCinayeti.n Anaromisi" (Anatomy of aMurder, 1959), "Advise and Consent,.1962" ilk Ye en Onemli bagimstz filmieroldular. Sonralart Robert Aldrich'in "Kissme Deadly" filmi ye Sidney Lumet'in "12Kizgm Adam" (12 Angry Men) ile harmStanley Kubrick Ye John Cassavettes'(nfilmteriyle de be getenek deyam etti. Son-ra zaten (levant da geldi: Arthur Penn,Francis Ford Coppola, John Carpenter,David Lynch ve Jim Jarmusch'a kadaruzarur bu Rae.

Miramax: BagtmsOartn cenneti

Ama be "indie" gelenegi doksanli ytllardaMiramax'in ortaya cakmast ye ozellikle

Page 97: Türk Sineması Notları - 3

Mir aal

U. tamanpr.3

C uz ytntin"si7zenn(S7,11111 p:?k:::enierclifsanwitim. ibaret.,"

"Genellikle "&tvrisf..z. SineIn.a" adEna

(Plc ip bagath.gi

OzgU bir hatta bir nwda

Quentin Tarantino'nun "Ucuz Roman I

Pulp Fiction" filminin prodUktOrkigthatiyapmastyla bUyilk bir ivtne kazanch. Mira-max'dan da Ote Tarantino'nun kimligi‘bagimsiz ruhlu' yeni yOnetmenler icin ye-ni bir umut kaynagi oldu. Ne de olsa adambir zamanlar ufak tefek senaryolar - yazan .bit video dtikkant tezgahtanych.Eger bir yOnetmen film yapmaya sifirdanbashyorsa ilk filmterini bagimstz yapmah-ch • gercegi, bagimsiz film festivallerinebasvurunca sansim artirmak icin de birta-kim kurstara gidip "okullu" olmast gereke-cegi hemen hemen betlidir. OzellikleAmerika'da bagunsiz sinema bile bu ytiz-den bir endustri hatta bir kurum halinecoktan geldi. Ama bir de icin oteki yamvar: Bildigimiz Amerikan rtiyast. Ameri-ka'da birsey uretebilen, kendisini iyi oldu-gu bir alanda gOsterebilen herkesin bi,r ye-re gehne sansi varchr diye hep. Buriiya her zaman mevcut. Sinemacla benzerbir durumun adi ise artik Amerikan rtiya-st degil, "Tarantino Rtlyasi". Yani okula fi-lan gitmeyin. Tiim tecrtibeniz hayattan yeegitiminiz de bit video dukkantndastrken seyrettiginiz filmlerden olsun. TabiIca cok bol miktarda sansa da ihtiyaCimzvar. Ve tabi ki Tarantino kadar inaty daohnalistniz.Stiphesiz bu konudaki tek kahraman Qu-entin Tarantino degildi. Bit stare sonra Ta-rantino ile de onak isler yapacak otan Ro-bert Rodriguez varch mesela. Rodriguez ilkuzun metrajh filmi "Gitartm y e Silahim"t(El Mariachi) tamarnen kendi kazandigiparayla ye e§ clostla cekmis Ye filmininmatiyetini 7000 $'a cikartmisu. Dtinyantnen LICUZ tilmlerinden biriydi sonucta cikanfilm. Herseyden Once icinde gercekten hit"sinema" yank. Rodriguez'in bagimsiztni stUdyolarm clikkatini cekti Ye eger On-ce bagimsiz sinema yapan yOnettnenterinyine istedikleri filmi cekmeterine digerle-rinden daha intisamahalt davranan Mira-max chstncla bir stiidyo Once davrantuasay-di Rodriguez belki de Sergio Leone, SamPeckinpah gibi yOnettuentere Ye SpagettiWestein "gertre"ina saygt durusunda bu-lundugu "Once Upon a Time in Mexi-co"yu daha hala cekememis olacakti.Ayni sekilde stticlyotarin yapmak isteme-yecegi oykUleri gene stUdyolarm anlatmakibLemedigi tarzdd cekta Jima Jarini.k§h gibiyOne.tmenler de 70'lerden baslayarak

ender. cok azt studyolara ye sisteme ken-dilerini kabul ettirebildiler. Aslmda bunaon ayak olanlardan biri de kuslcusuz "Mi-ramax" oldu.Bagimstz sinemanin bitip bitmedigine Ba-ir bir tartisma var Amerika'da. Bunun se-bebi de Miramax adh film sirketinin kaPi-lanni bu tip filmlere acrnis olmasi. Halboyle olunca bu stticlyodan gikan filmle-rinden de haliyle antic "bagunsiz" 'ach al-unda anilmasinin dogrulugu tartisihyor...Miramax'm bir Disney kundusu oldugucogunlukla gozden kacan bit ayrtnudir.Disney sirketinin kucuk baceli ve az iddi-all filmlere yOnelik yaptigi bir yantim ara-cidir bir anlamda. Sirketin bastnda Har-vey ye Bob Weinstein adlarinda iki kardesvardir. Harvey Weinstein, Disney ile olaniliskilerini sOyle actkliyor: "Disney, bizimbtlytikbabamtz gibidir ya da zengin amca-miz. Temelde bankarruz da diyebiliriz."Miramak, kendi isterini yiirtitmekte tama-men bagtmsiz. Btitcelerini kendi istedikle-ri yOnde kullanmalan serbest. Sadece asi-rt derecede seks sahneleri iceren filmlerekarst cok seciciler. Disney yOneticilerin-den biri, Miramax't chyle tantmliyor "IVIi-ramax film sirketleri arastrida ytizde yiizOzgtirltik demektir. Ontar islerincle cokiyiler ye her zaman dogru secimler yap-inaktalar."Miramax, su anki Miramax olmadan Once

ufactk bit sirkeni. Disney, sirketi 75 mil-yon dolara 1993 yiltnda Miramax't satinaldt. Bugtin Ivliramax'm degerinin 1 mil-yar dolardan fazla oldugu dilstinUltiyor.Dogrusu New Yorkat iki film delisi kardesicin iyi bir some. (Weinstein kardeslersirketin adint anne ve babalannin isimle-rinden olusturinu§lar: Miriam ye Max).Sirketin dagttuntnt tistlendigi ilk filinleriSteven Soderbergla'in "Seks Yalanlan"(Sex, Lies and Videotape) ye Jim Sheri-dan'in "Sol Ayagim"t (My Left Foot) ol-

tnu3 ve bu iki film Miramax'tn pazara "iyi"bir giris ya j.-)mastm saglamtsu. Sonraki yil-larda sirketin ana politikast, bUytik.stUdyosirkederinclen bagitustz olarak kiictik bUt-celerle cekilen filmlerin clagitunciliginttistlenmek, daha sonra da bu cur filmlerinyaptminda etkili ohnak. Miramax1990'lartn sonunda bagirnsiz filmlerinadeta kalesi oldu ye harm bir aciclan ma-jor §irket kontlinuna geldi. 0 zamanortaya Boyle bir tartismamn da cikinastna

Bu arada Miramax'in altmda ufak bir sir-ket daha var: Dimension Films. Sirket da-ha cok Miramax'in korku ye gerilim til-rundeki filmlerini UStlemuis durumda.

Gelelim Turkiye'ye

Simdi Tiirkiye'de boyle seyler yok. Tabi kiHoltywood'u Ornek vermek belkiama "bagimaz sinema" kavrammin varol-masinin nedeni Hollywood stildyo siste-miydi ne de olsa...Turk sinemasimn Yesilcam dOnemlerinde(sene basma dilsen film sayismin iyideniyiye dUsttigii 90'larda biten bir dOnemdirbence bu clOnem) o hep anlattlan meshuryapuncilarin Ayhan Istk'h Cuneyt

Tilrkan oray'll film siparisleri debizim icin bit anlamda stalyolu clOnem-lerdi. Bir Arzu Film ekolu varch mesela.Genic kadrolu cekilen komedilerin nasdfilmier olacagt, asctyt, usagi kimleri oyna-yacagt belli ye anlatacaklari onceden bili-nen malum mudu sonlu genic kideleri he-defleyen filmlerdiTtirk sinemasinda bagimsalasma hareket-lent yOnetmenlerin kendi yaptmci. sirketle-rini kurup o §irket adi alanda film yapma-banyla baslath. Gerci Yesilcam'in icinde or-neklen yok degildi. Ama bagunli olantarlabagunsiz olanlar arasmda daglar kadar bitlark yoktu demek daha dogru. Bu yOzdenTurk sinemastmn ilk bagunsiz fihnlerindenbahsedeceksck eger baska isimlerden bah-setinek daha dogru olur sanuam.Ydmaz Guney'in Guney Fihn'le, Ali Oz-gentiArk'On Asya Fihn'te, Omer Kavur'unAlfa Film'le yaptigt filmier mesela... Busirketler kendi fihnlerinin maliyetlerinikarsthyor ye ortaya aynt zamanda vapituctyöne0-nen[er ciktyocdu ki 1990'lann TurkSinenlaSUALLI da en bilyiik sorunlanndan bi-ri boylece gOsteriyordu kendisini de. Ba-ganstzlIk isteyen yOneunenlerimiz varolanyapimcitik kurumuntr iteleyerek Ozgtiduk-lerini ilan ediyorlanit hirer hirer. Yesilcamg,eleneginden kalan yapuncilar video y e Le-levizyon piyasasma yänleniderken sinema-lam gelen.TUrk filtnIeri ilk etapta seyirciyidiistinmeyen ye ydnettnenlerin is dtinyala-rtna yOnelik filmier oldular en basta.Gectigimiz ay Haftahk dergisinin yapngtkucuk caph bir "Turk sinemasimn en ko-tu anketinde ortaya cdcan film

cogunlugu da bumin tirtinleridir dikkar ederseniz... Anke-

Page 98: Türk Sineması Notları - 3

ut. vizonteie i iimaz Eruogan Drsavi \ 1. EAuugani J.JVV .J L. -I

E§kiya Yavuz Turgul Filmacass (Mine Vargi) 2.572.287

Kahpe Bizans Gani Miijde Ozen Film — Arzu Film 2.472.162

0 *imdi Asker Mustafa Altioklar ANS 1.657.051

Asmali Konak Abdullah Oguz ANS (Abdullah Oguz) 1.568.525

Komser *ekspir Sinan cetin Plato Film (Sinan cetin) 1.329.086

Gad Gtile Zeki Okten UFP (Faruk Aksoy) 1.275.967

08: Her§ey Cok Guzel Olacak Omer Vargi Filmacass 1.239.015

Propaganda Sinan cetin Plato Film 1.238.878

Deli Yiirek Osman Smay Sinegraf (M. *evki Dogan) 1.052.907

Ozer ye Burak GOral'in belirttigi 10'arfilmlik listede yaptinct/yOnetmenierin1980 sonlan 1990'larda cikarchiclart ba-gimstz filmleri agirliktaydt. Neydi bu film-ier: "Kusatma Alttnda Ask", "Ktz KulesiA§tklart", "Mektup", "Avci", "Sari Tebes-siAm" gibi filmier...Zaten Boyle bir bakacak olursak 1990'laragirdigimizde filmleri sinema salonu Oren"eski" yaptmcdartn sayist giderek azalmak-taydt. Bunu cekilen film saydarina bakm-ca da gormek mumkun. Agah OzgiAc'Linson derece yaradt arsiv caltsmalart."ThrkFilmleri Soziugu"nde de net olarak gore-bildigimiz ban istatistikler var. 1988'decekilen yerli film sayisi 117 iken, bu sayt1989'da 99'a, 1990'da 74'e gerilemis. Amaesas agLr clii§i1§ 1991'de yasanmis. 0 yd ce-kilen film sap& sadece 33. Bu 33 filmdensadece 17'sinin vizyona ctkabilmis olmastda baska bir ilginc gOsterge.Zan-Ian yapinactlarin piyasa kusmeye bas-ladtgt zamanlar. Ozel televizyonlann birerbirer ciktigt, video piyasastrun hala ayak-ta oldugu, Amerikan major sirketlerin gi-derek artan film bombardtmant donemle-ri. Bu noktada 1990'larda cekilmis Onem-ri filmier Lizerinden gidersek daha net tes-bitlere ulasabilecegiz aslinda.Eski yaptincilardan cikma sinema salonugorebilen filmlerin saytst bu tarihlerdecok az: Eder Film'den bir Kemal Sunal fit-mi plan "Varyemez", Yavuz Turgul'dan"GOlge Oyunu"; Kadri Yurdatap'm ya-pimctlik sirketi Mine Film'den "ZticktminKoku", "Ay Vakti" ye "lz"; Arzu Film'denI'Istklar SOnmesin"; Sebahattin Cetin'inBeige Film'inden "Uzlasma", "SekizinciSeat", "Yolcu" gibi filmlerdi bunlar. TRTise 1990'larda ytlda en az bit fame yapun-ctlik yapti: "Suyun Ote Yant", • "ivIavi Sur-gun", "Yaban", "Yaz Yagmuru", "Gerilla","80. Adim" gibi.DOnem äyle bir ciOnemdi ki ban yOnet-menterin kendi sirketlerini kurup film

yapmaya usrarla devam etmeleriyle ya-ptmciltk kurumuna zarar vermin olsalar dabir yandan da bo durum iki yonlu bir ge-lismeye yol act ' . 1990'larin ilk yansinda1980'lerden gelen yaptmct-yOnetmenlerfilmterine devam ederlerken ki bunlarTunc-Jale Basaran'in Magnum Film'i(Uzun Ince Bir Yol, Sen de Gitine), AliOzgenturk'un Asya Film'i (Sent Seviyo-rum Rosa, Ctplak), Omer Kavur'un AlfaFilm'i (daha onceki sirketinin adt Del-ta'ycli), Ant- Ydmaz'in Yesilcam Filmci-lik'i (Dun Gezginleri, Gece, Melek ye Bi-zirn Cocuklar), Irfan Tozum'un Muhte-sem Film'i (Mum Kokulu Kadinlar), Ya-vuz Ozkan'm Z Film'i (Ater Ustunde Y U-

rumek, Iki Kadin, Bir Sonbahar Hikayesi,Yengec Sepeti, Bir Kadinm Anatomist)idi. Bu filmier aslinda yaptinctsmin da yO-netmenterinin olmast dolayistyla biter ba-gunstz film statiAsUnde gOriAlebilirterdi.Nitekim bu yaptinct-yOnetmenier i§in ti-can kistm, yard "buyilk gise hastlatt"naoynamak gibi bir tasalan da yoktu. Bu sir-ketlerce yapdan birtaktm ekstra baska is-ler sinemaya aktarthyordu.Bu yillarda simdiki Turk sinemastnt sekil-lendiren Oneenli bit takim sirketilk kez ortaya cikttlar.1986'da gektigi "Prenses"in archndan pi-yasadan dislanan Sinan Cetin'in,reklam-ctliktan kazancliklanyla Plato Film'i kurupkendi yaptmciligtna soyuntnast ve bu sir-ket adt alunda 1992'de "Berlin in Berlin"icekmesiyle yillardan sonra bir filmie iyipara kazanan bir yaptmci/yOnetmen ctk-multi ortaya. Mine Vargi Once sadece ken-di ismiyle "Amerilcalt"nin sonra da Filma-cass adt altinda "Esktya"mn ve "HerseyCok Ouzel Olacak"tn yaptmciligtyla isinticari boyudannt gOstermesi actsmdanOnemli bir "yeni yaptmct" olrnustu.Televizyonlara yabanct kaynakh dizifilmier satan Umut Sanat Ortinieri'nin1995'de Mustafa Altioklar'in ikinci uzun

metrajlt filmi "Istanbul Kanatlartrrun Al-unda"nin yaptmcdtgint ustlenmesiyle dedurumun ticari taraft artuk daha da net birsekilde dikkat cekici olmaya baslarrustt.Ama "ticari" kelimesinin ortaya .ctktigther§eycle oldugu gibi haliyle birtaktm kay-gilar da sinema. eserinin icine etki ediyor-du yaptincilar actsindan. Hollywood stud-yo sistemindeki kadar katt kuraliara

olunrnasa da kendiliginden olusanTurk men§eili "ne satar?" rnantiginin ait-ta kendisini sakladtgt filmlerden bahsedi-yoruz burada.Aynt yillarda da bir kenarda baska bit sey-ler yeseriyorclu ki ti re gergekten de ba-girnstz sinema basltgi altina koyabilecegi-miz, sadece kendi imkanlanyla ye bir On-ceki filminden kazandtklanyta film yapanyOnetmenlerin filmleriydi bunlar.1993'de Zeki Demirkubuz kendi imkanla-rtyla Mayi Film'i kurdu ye ilk filmi "CBlok"u cekti.1996'da ayni sekilde kendi imkanlartylaNuri Bilge Ceylan da "Kasaba"yi cekti.1997'de de Reis Celik "Hoscakal Yann"ikendi yapimcilik sirketi RH Politik Pro-duksiyon'la oldu.Bu filmier tamamen yonetmenlerininhicbir Licari beklenti icine girmedikleri,hicbir talebe bagtmit olmadtklart saf birerbagunstz yapan olarak yeraldtlar. Bu film-ier giselerde ticari basart saglayamaddarama hem elquirmenlerce hem de festival-lerce ilgiyle kar§dandtlar."Tabutta ROva§ata" adli ilk filmini ceice-cek olan Dervis Zaim ye "iz"den sonraikinci uzun metrajlt filmi "GiAne§e Yolcu-luk"u cekecek olan Yesim Ustaoglu'nunprojelerine IFR adit reklam sirketi kapda-runt actnca, liu bazt ast1 isi sinema yaptin-ctligt olmayan sirkederin daha sinema

girmelerine yol acct. Televizyona is ya-pan produksiyon sirketi Ivied Yaptm, BansPirhasan'un "Usta Beni OldiArsene"sini,Faruk Aksoy'un UFP (United Film Pro-

Page 99: Türk Sineması Notları - 3

"Turk sinemasmda bagrinstzia.,,51111a hareketteri yonetinenlerin keruli yaNYTICI iirketterini kurup oirket adz alunda film yapnialanyla bajlath. erci Yeqiicari7'm icinde ärnekleri yok

Ama bag-unit otanlarla bag-nnzz olanlar arasinckt dagiar kadar bir Park yoktu demek daha dogru."

duction) adint verdigi sirketi de reklamctyOnetmen Umur Turagay'in "Kausik Piz-za"stntn yaptinctligint yapti.Turk sinemastnin filmleri yaptin kaynak-lan acistndan 1990'lartn ikinci yarisindanbugtine; yaptmct-ydnetmenlerin filmleri,yapun sirketlerinin destek oldugu yOnet-men filmleri ve bagtmstz filmier ayrtmtylayollartna devam etti.

Bagimit olanlar ne derece bagtmlt?

Kuskusuz gticki bir yapunct firmayla calt-san yOnetmenlerin filmlerinin gOsterimsanslan, gOsterime gtkan . kopya saydan,reklam destegi daha fazla. Ustelik kimi ya-ptmct firmalat yOnetmenin filmine Oyleyogun bir sekilde kartsmtyor da. Yani yo-netthen yine istedigi filmi cekiyor. ZatenUlkemizde yOnetmenlerin yaptmcdarla ay-rit insam olma halt bu tkilininbirleserek caltsmasinde en Onemli cartolarak kendisini gOsteriyor. 0- ytizdenMustafa Alttoklar'm filminin yapunctligt-m ANS'nin yapmast cok yadtrganmwormesela. Bu actdan bakmca sinemaya baktsaction birbirine hic uymayan Nuri BilgeCeylan ye ANS'nin aynt filmde bulusma-st biraz zor gibi gOziliktiyot dogal olarak.Turk sinemastmn son 10 ythnin en cokseyirci toplayan 10 filmi iherinden gider-sek bin Bey kendisini cok actk olarakterecek aslitada: (bkz. tablo 1).Anlasilan o ki, filmin gticlu bin yapuncty-la olmast filmim gise hesitant-Idadogruclan bin etkiye sahip. Tabi ki bu liste-de yeralan yaptmct sirketlerin baska film-lent gisede bu kadar yiik.sek rakamlara ula-samayahiliyor ante en azindan belli bin se-yirci kidesini garantiliyor.Listeye bakddigincle yonetmen-yepunctle-rin tilmierine de restliyoruz. Zaten listeninbinincisi "Vizontele" bin yapituct-yortet-men fitini. "Asmalt Konak" da bin yapun-ct-yOnennen filmi ye her ne kadar beklen-ciLerin Ride seyirci sayisma ukynRi akade listede besinci strada yen eityon. SinanCetin'in kendi yapunct sirketinden ctkar-chgt iki faun de seyirci taraftndan bir mil-yon sunuruuun CtsnIne ctkanInits.Demek ki seyirci tizerine pare hancantms,kendisini etkilemek tizere haztrlanmis,malt sorunu olmayan, icinde star barmdt-ran filmlere ilgi duyuyor. (Yazann bu film-Icrden yola cikafek Turk sinetuast seyirciprofilini cikarmaya yônelik yazist Ant-

daki diger yaptmcdarin filmleri ise ytiksekgise rakamlartna pek ulasarmyorlar. It-ginctir ki bu tip filmier elestirmenierindaha cok sevdigi filmier. Bu da her zamanoldugu gibi bir ikilemi ctkanyor ortaya.Nuri Bilge Ceylan'm ye Zeki Demirku-buz'un kendi imkanlartyla cektikleri ba-gtmstz filmier elestirmenler taraftndangiyle karstiantrken btiytik kitlelere ulasa-nuyotlar. Kuskusuz burada . sOyle bir soreda var:.Acaba bu yOnetmenler filmlerininbir milyon seyirci taraftndan izlenmesiniistiyorlar nit ki? Bu soruyu yOnektigim biryOnetmen birkac yd. Once bang sOyle ce-Yap vermisti: "Eger o kadar yilksek bir ra-kama ulasirsa filtnim, bin yerde yanits yap-mtstm demektir."Tum dunyada oldugu gibi ashnda bagtm-stz caltsan yOnetmenler filmlerinin cok se-yirci taraftndan seyredilmesindense dogruseyirci taraftndan seyredilmesini tercihediyorlar. Bu acidan bakmca "Masumi-yet", "Uzak", "Itiraf", "Mayts Sikintist","Gemide", "Karstlasma", "Dokuz" gibifilmier basarth filmier. Qiinlcii kendi seyir-cilerine ulastnts ve onlar taraftndan genel-likle begenilmis filmier. Genet beg'eni-dense sinemayt sadece eglence aract ola-rak gOrrneyen seyirciyi tercih eden filmierye genellikle de sanat elestirmenlerinintuttugu filmier.Bu filmier gisede de zarar etineyen ye yii-netrnenin yeni filmini cektne inikanintsaglayan filmier aynt zamanda. Ozellikleyukartda stralacitgimtz bu filmlerin ilk onlistesine girmeleri zaten olanak distchr.

Sonucta

Turk sinernasmda bagtmstz olmak bah binesigi gecinceye kadar cok zordur. Zeki De-nairkubuz ozellikle "Masumiyet"ten somaNunn Bilge Ceylan da "Mayts Stktnn-st"ndan soma bit esigi quiet- mesela. Esiksonrastnda gelen her bin film belli bin dil-zeyin altinda kalmadtkca bin cli ,tjen film[OA kaynak olusturacakur.Turk sinemast 89 yastna geltnis olabilin.Ama endtistrilesnie adme yaptmct sinker-Lerinin foal Ye profesyonellesnie sUrecindehentiz daha gene saythr. Belki su 0:denLicari bin aynnuclin ye hence hit yaztrunortaya ctkarchg,i da bin gercekrin Bagtmstzsinemadan bahsedebilmetniz icin saglam,aktil ee profesyonet yapunct surketictincogalmast ve guclenmesi gereklidir. Yaptm

ulasmast demek. Birilerinin ctkan oncafilmden farklt bir film, farkh bir sinemayapma istegine daha cesaretle soyunmastgerek. 0 zaman bizde' de Miramax'm ilkyalartndaki gibi sadece bagunstz sinema-ctiara kapdannt acan ye imkanlartnt su-nan yaptmct sirketler cdcacakur. Su andaboyle yapimctlar yok degil gerci ama tekttik degil daha fazia saytda olmali bOyleOrnekler...Kendi imkanlan ye kosturmastyLa ilk filmi"Rezervuar KOpeklerrni ceken QuentinTarantino bir rOportajuida bit yOnetme-nun deliler gibi film seyretrnesi gerektiginisOyler. Kesinlikle dogru bir ctimie bu.Turk sinemastnda film tiretmek isteyenyOnetmenier de cok Turk filmi seyretme-bier. Meseta Amerikan bagtmstz sineme-cilannin en onemli ozelligi budur. Kenditake sinemalannt yalamis yutmus yete-nekli bagtmstz yOnetmenler kendi filmle-rinde o filmlerin formtilleriyie oynamts yekendi sinemalannt oiusturmuslardtr. TUrndunyada cogu bagtmstz yOnetmenin birnumaralt adamt Quentin Tarantino'nunda en bilytik numarast budur zaten.Dolaytstyla Turk bagtmstz sinernasintn ge-listnesi, buyiimesi icin en Onemli cart til-kemizde cok film cekiliyor ye gOsterimeciktyor olmasidir. Unutmamalt ki iyi ha-gtmstz filmier hicbir kliseye,modaya uymayan, onlan bozan ye oyaptyla oynayan filmlerclir. TUrk sine-mastrun ithat kitntiklerclen kurtulmast yekendi sinemastm belirleyen kimlik kar-ttrun oiusmast • yani hareketli bin sinemaendtistrisine hula cibtitismesi saran.Ktsacast bagtmstz sinemanun gercekten is-leysel olabilmesi icin "begimit" sinemantnsaglam bin sekilde kurulu olinast gerek-mektedir...

Page 100: Türk Sineması Notları - 3

Sinemamizda bir bagimsiz yaratici,

N ri ilge yla

Necla ALGANNuri Bilge Ceylan, ilk uzun metrajh filmi"Kasaba" dan itibaren TUrk sinemasminbugUne kadarki geleneklerinden farkh biresteLik anlayt§la , Uretim ko§ullarint ta-mamen bireysel anlamda yaratarak, ann.-It bir bUtceyle filmier yapti.Kameraytkendi kullanclt, filmin dim teknik sErec-lerine hakim olarak gOrsel anlamda ol-dukca ba§arth oldu.GOrsel calt§malarma fotografla baslayan,ilk kisa filmi Koza 'dan itibaren forogra-fik derinlige dayanan bir sinema dili Uze-rinde yogunlasan Ceylan, daha sonra ger-geklestirdigi ilk uzun metrajli film olan"Kasaba" da estetik ye tematik aramlankonusunda daha genic boyutlu bir calismagergekle§tirdi. Kasaba yasamt, cite ili§ki-leri, gergeklesmeyen umutlar, dU§ler, ka-buslarla (*tsar, bir dUnyanin ilmelderiniilk filmleri Koza ve Kasaba'dan itibarenormeye ba§ladt.

Kasaba.

"Kasaba", "la§" ve "yaz" diye tantmlayabile-cegimiz, uzunlugu ve sinema dill farklt planiki ana bbliimden olusuyor...Jenerik Oncesinde yer alan bit sahne, kendiicande biitUnlUklii, filmin diii ve Uslubuylailgili ipuclart ta§tyan bit ktsa film gibi.YOnetmenin vazgecitmez oyuncusu Mu-zaffer Ozdemir'in oynadtgi bu birka; daki-ka sUren sahnede, kasabamn delisi, buzdakapp drtser. Atay eden coculdarm arastn-da duran Asiye'nin ytaziindeki ifade du-raganlapr. Filtnin -bit diger kahramam ,gene, issiz, kasaba bikkint Sailer de otayistkinnyla izler.Filmin ilk bOlfimanian duzenlenisi ve do-ganin yansitilmast Tarkovski sinemastn-dan esinler tasty. Bu bOltarnde , Tarkovs-ki'nin baglantt' diyegi; gOrtinrillerin rasyonel bit nedene bag-lt ttpkt bitincin cagrtsimsal i§-Leyisine benzer bit bicimde birbirine bag-lanist Ornek altnarak tasarlamms bit sine-ma diline tamk oluru:.Okul sekanst bu anlamm tipik bir Orne-gidir. Beslenme cantasindaki yemegi ko-kan Asiye'nin utanct; karh havada okulagec kalan Ogrencinin, stntim sobasminUstUne asttgt islak coraplardan damlayansuyun agar cekimte sobanm Ustfineciztrdamasi; cocuklann Uflemeleriyte act,-san tily; gibi gOrsel actdan iyi kotartlim§,etkileyici anlardan olu§an bu sekans, ade-ta sonsuzIuga kaznamt§nr.Yaz bolumiiruUn gUndUz sahnelerinde Asi-

Page 101: Türk Sineması Notları - 3

"Turk sinemasmda baganstzlapna hareketleri yOnetmenlerin kendi yapurtet ;iirketlerini kurup oirket add akin& film yapmalanyla bagel& Gerci Yeqiicarn'in icinde Ornekleri yok degildi.

Ama bagimit olanlaria bagn-nzz otaniar arastruia Jag-lax kadar lark yoktu demek daha dogru."

duction) adult verdigi sirketi de reklamctyOnetmen Umur Turagay'in "Kartstk Piz-zest= yaptmcdtgint yapti.Turk sinemastrun filmleri yapim kaynak-lart acistridan 1990'lann ikinci yarisindanbugtine; yapunct-yOnetmenierin filmleri,yaptm sirketlerinin destek oldugu yOnet-men filmleri ye bagtrnstz filmier ayramylayollanna devam etti.

Bagunit olanlar ne derece bagtmlt?

Kuskusuz guclu bir yaptmct firmayla can-san yOnetmenlerin filmlerinin gOsterimsanslan, gOsterime cikan . kopya saydan,reklam destegi daha fazla. Ustelik kimi ya-pimct firmalar yOnetmenin filmine oyleyogun bir sekilde kansmnior da. Yaninettnen yine istedigi filmi cekiyor. ZatenUlkemizde yOnetmenlerin yaptmcdarla ay-tit cinyanin insant olma hall butbirleserek caltsmasinda en Onemli Bart()lank kendisini giisteriyor. 0- yilzdenMustafa Alttoklar'm filminin yaptmcdtgt-nt ANS'nin yapmast cok yadirgant-myormesela. Bu actdan bakmca sinemaya bakesacilart birbirine hic uymayan Nuri BilgeCeylan ve ANS'nin ayni fiimde bulusma-si biraz zor gibi gOzilkiiyor dogal olarak.Turk sinemasimn son 10 ydinin en cokseyirci toplayan 10 filmi ilzerinden gider-sek bin Bey kendisini cok actk olarakterecek ashnda: (bkz. tablo 1).Anlastlan o ki, (MIMI guclu bir yapuncly-la ciknus olniasi filmin gise hasdatindadogrudan bir etkiye sahip. Tabi ki bu liste-de yeralan yaptmct sirketlerin baska film-leri gisede bu kadar yuksek rakamlarasamayabiliyou ama en azindan belle bir se-yirci kidesini garantiliyor.Listeye bakddiginda yOnetruen-yapunctia-nu, filmleri ne de raschyoruz. Zaten listeninbirincisi "Vizontete" bir yaptinci-yonet-men (dint. "Asinali Konak" da bir yaptin-ci-yOnetmen filmi ye her ne kadar beklen-dierin .11tinda seyirci sayisma ulasmts alsodo iistede besinci strada yer altyor. SinanCetin'in kendi yaponct sirketinden cikar-chgt iki filmi de seyirci tarafindan bin mil-von strut-min UstiMe ctkordnus.Derrick ki seyirci Uzerine para harcannus,kendisini etkilemek there haztrlanmt,malt sorunu olmayan, icinde star banndt-ran filmlere ilgi duyuyor. (Yazann bu film-lerden yola cikarak Turk sinetuast seyirciprofilini cikarmaya yOnelik yaztst Ant-

daki diger yaptmctlann filmleri ise yuksekgi§e rakamlartna pek ula§amworlar. ll-ginctir ki bu tip filmier ele§tirmenlerindaha cok sevdigi filthier. Bu da her zamanoldugu gibi bir ikilemi gikanyor ortaya.Nuri Bilge Ceylan'in ve Zeki Demirku-buz'un kendi imkanlanyla cektikleri ba-gtrnstz filmier ele§tirmenler tarafindan il-giyle kar§dantrken bUyiik kitlelere ula§a-mworlar. Ku§kusuz burada §byle bir soreda var: Acaba bu yOnetmenler filmlerininbir milyon seyirci tarafindan izlenmesiniistiyorlar mt ki? Bu soruyu yOnelttigim binytinetmen birkag yil once bana §Oyle ce-Yap vermisti: "Eger o kadar yiksek bir ra-kama ulastrsa filmim, bir yercie yanks yap-

demektir."Turn dUnyada oldugu gibi ashnda bagtm-stz caltsan yOnermenter filmlerinin cok se-yirci tarafindan seyredilmesindense dogruseyirci tarafindan seyredilmesini tercihediyorlar. Bu acidan bak.mca "Masumi-yet", "Uzak", "Itirar, "May's Stkinttst","Gemide", "Karstlasma", "Dokuz" gibifilmier basarti filmier. kendi seyir-cilerine ulasmts ye onlar tarafindan genet-likle begenilmis filmier. Genet begeni-dense sinemayi sadece egtence aract ola-rak gOrmeyen seyirciyi tercih eden filmierye genellikle de sanat eiestirmenlerinintuttugu filmier.Bu filmier gisede de zarar eimeyen ye yO-netmenin yeni filmini cekme imkanintsaglayan filmier ayni zamanda. Ozellikleyukartda stralachgtmtz bu filmlerin ilk onlistesine girmeleri zaten olanak disidtr.

Sonuc.ta

Turk sinemasinda bagrmstz olmak bent biresigi gecinceye kadar cok zordur. Zeki De-inirkubuz ozellikle "Masurniyet"ten sonraNuri Bilge Ceylan da "May 's Stkintt-st"ndan sonra bu esigi ashlar mesela. Esiksonrastnda gelen her bir film belli bir

alunda kalmadikca bin diger filmcin kaynak olusturacakur.

-Dirk sinemast 89 yaiina gelmisAma encliistrilesme adina yapunct sirket-lerinin foal ye profesyonellesme surecindehenCiz daha gene saythr. Belki su gOzdenkocan bir aynnticitr ve bence bu yaztrunortaya ctkardtg,t do bin gercektir: Baglmstzsinemadan bahsedebilmeniiz icin saglam,aktif ye prolesyonel yapunct ;irkctictiiicogalmasi ye guclenmesi gereklidir. Yapirn

ula§mast demek. Birilerinin cikan oncafilmden farklt bir film, farkh bir sinemayapma istegine daha cesaretle soyunmastgerek. 0 zaman bizde' de Miramax'in ilkyillanndaki gibi sadece bagtmstz sinema-ctlara kaptlannt acan ye imkanlartru su-nan yalitmct §irketler cikacaktir. andaboyle yaptrnctlar yok degil gerci ama tektuk degil daha fazla sayida olmall boyleOmelder...Kendi imkanlart ye kosturmastyla ilk filmi"Rezervuar KOpekleri"ni ceken QuentinTarantino bir rOportajincla bir yOnetme-nin deliler gibi film seyretrnesi gerektiginisOyler. Kesinlikle dogru bir ciimle bu.Turk sinemastnda film iiretmek isteyenyOnetmenter de cok Turk filmi seyretme-liter. Meseta Amerikan bagtmsiz sinema-cdartrun en Onemli Ozelligi budur. KendiLake sinemalarint yalamts yutmus yete-nekli bagimsiz yOnetmenler kendi filmle-rinde o filmlerin formtilleriyie oynamts vekendi sinemalartm olusturmuslardtr. Turndunyada cogu bagunstz yOnetmenin binnumaralt aciami Quentin Tarantino'nunda en bilytik nurnarast budur zaten.Dolayistyla Turk bagtmstz sinemasu in

bilytimesi icin en onemli sarikemizde cok film cekiliyor ve gOsteritnectictyor olmasicitr. Unutmamalt ki iyi ha-gimsiz filmier hicbir kliseye, formille,modaya uytnayan, onion bozan ye oyaptyla oynayan filmlerdir. Turk sine-mastmn ithal kimlikterden kurtuimast vekendi sinemasint belirleyen kimlik kar-tinul olusmast yani hareketli bir sinemaenddstrisine htzla dijniismesi sarttir.Ktsacast bagunsiz sinemantn gercekten is-levsel olabilmesi icin "bag,tmit" sinemamnsaglam bir sekilde kuculu olmast gerek-mekted i r...

Page 102: Türk Sineması Notları - 3

"YOrtetmeninin lariat ye k4isel bir film diinyasiotu:jtunnadaki Israxi ye yetenegi, sinemamn

dili lizerinde di4•irlrne soncu ortaya pkrnast11-tii-ritkiin plan $iirselligi, "'Casaba" filmini Tiiric

sinemast istisnai bir Ornek kilmaktadir.."

ye'nin , kardesi Ali'yle dogada gecirdigibir gun; ailenin issiz gene bireyi Saffet'inkasabarun panayir yerinde, lunaparkindagecirdigi bastbos gilnUyle . is ice anlatth•.Dogarun kendi dongusu ye zamant, mev-simler , karin yagmast,ruzgartn ctkmasi gi-bi anlartn gOzlemi , ttpkt Tarkovski sine-masinda oldugu gibi filmde yeralir..Aksam, aileyi , mistr kavurduklart atesinbastnda bir arada gCarriniz. Buyukbaba Nu-ri, BilyUkanne Emine, ogul Emin, anneFatma, torunlar Asiye ve Ali, ye Emin'ing len kardesinin oglu Saffet, ates bastnda,gece yarisina kadar gecip giden hayatla-nndan konusurlar.Etkileyici, otobiyografik yam agar basanbir aile hikayesi izleriz bu bOlUmde..Buyuk babanin sik sik tekrarlanan,torun Ali'nin bile . arttk ezberledigi, Birin-ci Dunya Savastnda, Irak cephesi'ndekiaskerlik antlart, dondiigu zaraan geride bi-raktigt herseyin ytkilmis olmast (mekan'mcanakkale 'oldugunu hatirlayaltm), yasa-mtnda elde ettigi herseyi kendi cabasiylaolmastnin verdigi gurur ve yasama azmi;bUyilk annenin ogullartndan birini kay-betmis olmastnindan duydugu act ; Ame-rika'da egitim gorclulcten sonra merriteke-tine donup giftcilik yapan ogul Emin'inhusk, makiyetci yasatm, tarih hikayeleri(13(iyilk Iskender'i anlattyor uzunca);Olen babas ' gibi cattsmayi ve kasaba haya-tint seymeyen , bu nedenle ailenin digerbireyleri tarafindan suclanan Saffet'in of-k.esi; cocuklartmn geletegi icin endiseeden annenin konusmalartna taruk oLu-ruz btiLiruu hoyunca...Cocuklarsa, bir yandan bUyindere kulakverirken kendi dunyalartrida yasamayisurcluruler.Ali, bir das gorur..Dusiincle annesi pence-reden diiser...GUndth ters cevirip Iraktigikaplumbuta ctrpintr.Evdeki gece anlart , sabahin olmast , Asi-ye'run Mere basmdaki y;tri dus yarl gerceksahnesiyle film sona ererAtesin etrafinda toplanan aile sahnesi,filmin diger biiliimlerinden farkli olarakdramatik bir akisa sahiptir. Ancak besahnede yOnetmenin genet arayt.st olan"sahicilik etkisinin rain olarak yanstuta-madtginin alnnt filminsesli cekilmemesinin de bir olcude bun-cla pays var..Buna ragmen, yOnetmeninin farkli ve ki-.

olan siirselligi, "Kasaba" filmini Turk si-nemast icin istisnai bir Ornek kilmaktadtr.Ceylan, bu filmde oykunun, mekanm,kahramanlann sahiciligiligiyle ve kendimikrokozosunu olusturmada gOsterdigi us-taltkla Turkiye' icin stradtst ve ozgun bircikts yaps.Aynca, tamarnen bagirnstz Uretim kosulla-rim yaratmadaki becerisi, sinema sanan-mn teknik asamalartna hakimiyetiyle mii-kemmel goruntuler yaratma yetenegi de,bu ilk filmde, Ceytan'm basarsinua temelkosullan olarak hemen gaze carptyordu.

Mars Sikintist

N.B.Ceylan'm ikinci uzun metraj filmiolan "Mayts Stkintist"nda , gene sahicibir .oyuncu kadrosu ye kasaba insantndandogalct, gercekci gortintillerle,hayatin kendine Ozgii akiini yakalamacabastyla, ilk filmine gore daha • sade bir

tislup kullandt. .Son clOnemde Iran sinemastnda

dog,atc.t, neredeyse belgeselci biryaklastmla hayata bakan bir sinemaych"Mayas Stkuattsi"...YOnennenin kendi arka balacesine rid p,tnemleketi ye ailesinin yasadtgt, canak-kale'nin Yenice kasabasindaki yasamt,"belgesel" miscesine kaydetmeye caltsma-st , ailesine verdigi basrotterle, onlaringercek hayattaki yaroluslanna ulasma ca-bastyla„ sinema ya gercekci ve dogalctli-gin izini sUrrneye caltsan bir filmdi "Ma-yts Stlunttst".Ceylan , bu filmde bir "film icindeki film"oykiisuyle , filmset drinya ile gercek chin-ya arasindaki farkldik sorunsalt azerindeyogunlasarak, hem film cekme eyleminie.tik ve esterik baglamda tarttstyor, hem degerceklik araytstnin pesinde kasabadanbelgeselci insan manzaralannt [drain anamaddest haline getiriyordu.Ceylan , "Kasaba"run icinden gecerek, ilk

filminin cekim sUrecini "Mayts Stlunti-st"mn icinde bir anlamda irdeliyordu.Siyah beyaz ye clublajh cekilen "Kasa-ba"run aksine, renkli ve sesli cekilen "Ma-yis Siluntisi"nin kahramantart bu ker: ger-cek hayattaki kimlikterine daha yakindt.Doganin kendisi, yine ilk filmde oldugugibi filmin kahramanlanndan biriydikasabadaki dogayta is ice hayatin alusinabakts, gercek iamant .yakalama cabast bufilmin de temel karakteristiklerinden ot-

zarnantn aksine bu film simdiki zamandageciyordu.. .Ogultannin hatirtna, filmde oynamayt ka-bullenen, dingin , ice dank bir hayattolan anne; 50 ytl once diktigi agaclaradevletin el koymastna karst mUcadele edenbir baba; ratizikli saat Ozlemiyle kirk gunbir yumurtayt cebinde tastmayt gaze alankiiciik ilkokul Ogrencisi Ali; filmin bastndaiiniversiteyi kazanamadigmt ogrendigimiz,kasabadaki bir fabrikada caltsan, yanet-men Muzaffer'in Istanbul'cla is bulma va-adine kapiltp hayaller kuran Saffet; "May'sStkmnsi" run kahramanlanydt."May's Siluntist" nun sehirli aychnt Mu-zaffer ise daha cok bu drinyayi "kullan-mak" icin orada olan, babasinin elli ytIlikemeginin pesinden sUriiklenmesini, anne-sinin filmde oynamaktaki isteksizligini ,Saffet'in istanburda bir is bulabilthe ha-yalini, film cekimi sOresince "kullanan",,daha cok cekecegi film uzerine yogunla-san , kac parahk film harcandigu-an hesa-btnda, bencil bir karakterdi.Nitekim filmin sonunda, Saffet'e cluyclu-gu ihtiyac bitince , ona is bulana kadarevinde kalabilecegine iliskin verdigi sazil

geri altyor ve mucaclelesini kaybecten ba-basin' da Oylece btrakarak kendi yolunagidiyordu.Ceylan ikinci filminde, yonetmenlikmeslegine de elestirel hakarak , film cek-me surecinin insanlart kullanmasi olgusuarcane de gidiyordu."ivtayts Siktntist", Anton Cehoy'a yapt-lan ithafla sona eriyordu.Anton Cebov'dan esinlenildigi anlasilan"kasaba atmosferi" Ye "kasabada stkisaninsan hayadart" temasi, bu filmde, ozel-likle Saffer karakterinde cisimlesiyordu.Filmlen birbiri icinclen dogan Ceylan,kendi arka bahcesini irclelerken "DerinTiiriciye"nin garilruneyen 6yktilerini, in-sari varolulartru, clogayt, kasaba yasamt-nt, yerel dili sinemaya tastclt..."Kasaba"dan "Uzak"a siren bu yolculuk,sadeteserek derinlesen, Siyah beyazdanrenkliye, coklu anlatidan daha ,do,galct,gercekci minimalist bir dile dogru eviri-len bir sinetna seriiveniydi.....

Uzak

"Uzak"filminde, iki farklt toplumsal ke-- sime ait insan, sehirde bir evde biraraya

geliyordu. Filmde , kar altinda Istanbul

Page 103: Türk Sineması Notları - 3

Ctrii

iwys.?:41.

9i.i 1-J,14

onlamdak;.: cok eEx,En.set

rak yansittliyordu.Ceylan, ikinci uzun metraj filmi "MaytsStkinttst",nda . film cekmek icin kasaba-sina gelen yOnetmenin ailesi ye yakmcevresiyle kurdugu iliskilere yOnelerek,"Uzak" filmindeki temaya dogru bir pen-cere actmsn."Mayts Stkintist"ndan "Uzak" a konuolan terra, filmini gerceklestirmek icinher olguya makeme olarak bakabilen se-hirli, Onetmen Muzaffer ile kasa-bah issiz gene Saffet arasmdaki iliski veyagerilimdi...Bu gerilim Mayts Sikmust nm geneti icinfilmin ayrintilartndan birini olusturuyor-du. Oysa Uzak filminde bu gerilim , fil-min esas temastnt olusturuyor."Uzak" filminde Muzaffer karakteri, rek-lam ceken, yahatz yasayanMahmut'a clOnasmEs. Ve Mahmut'un ak-rabast p lan kasabalt gene Yusuf, is ara-mak icin istanbura geliyor. Filmin anaeksenini Yusuf'un Mahmut'un evindekaldtgt sure olusturuyor.Mahmut karakteri, cikarct, bencil ye va-rolan dthenle uyumlu, ekonomik yapsorganik iliski kurabildigi icin ondan bes-lenen, geleneksel ve toplumsal baglann-dan kopmus, kimseye karst sorumluk ta-stmayan bir tip.Famde bu aydtn tipi kendi yatruzitguAdave bencatiginde bogulan mutsuz bir

olarak veramisDigen karakter ise issiz, kasabalt, yatntz bi-rakihms ve magdur bir kisilik olarak basa-rth ye cluyatti bir bicimde caustuntlmusSu iki farkh karakter arasuldaki gerilim,sehrin merkezinde bir evde yasanan buderin celiski, Turkiye'de son yillarda olu-san derin toplumsal ayrtsmayt giinclemegetiriyor ye Tfirkiye toplurounun gectigidOnemec baglanunda kuvvedi bit Osten-ge niteliginde.SOyle ki: .Seksenli yalardan itibaren ekonomik ,toplumsal iliskilerin degismesiyte birlikteTurkiye'de yeni hit sehirli aydm tipi or-tayaNeo liberalist dunya gOrtisUmin Turki-ye'de hakim kammastyla birlikte bu yeniaydin,kendini toplumsal anlamda tama-men Ozerk hissediyor,"ancak rum zihinselyaratictltgult, pratik hayatta tamamen ,dogrudan kapitalizmin hizmetine veri-yordu. Gorunurde bagtmstz, hut bit birey-di ama sermayenin taleplerine hizmetedebihrtek icindi bu hurriyet. Gazeteciler,propagandacilar, reklamcdat, sirkeiticileri , halkla iliskiler uzmanlart ktiresel

dOnemin, yukartda tanunlamaya caltstt-gumz konumun parlayan meslekleriydi.Seksenli yillar boyunca bu meslekler "ye-ni ozgiir birey"in en revacta konumlanolarak yukseldi.Bu insanlar batin bu sure boyunca Ozgarolduklarina olan tam bir gUvenle clam ki-sisel yeteneklerini "sattilar".Mahmut da bunlardan fo-tografctst.Varolan tuna estetik birikimini dogrudanmal satmaya hizmet icin kullantyor.zamanlar "Tarkovski" gibi filmier cekmekisterken, coktan ruhunu kaybettnis...Sa-natkarca dasUnecek enerjisi kalmamts.Pek cok insani hasletini yitirmis Mah-mut. Annesinin hastaltgint bildigi haldeonu aratmyor bile.... Eski kartsina act cek-tirmis. Halen beraber oldugu kadtna actcektinneye devam ediyorEvine is aramak gibi cok hayati bir neden-le gelmis °Ian Yusuf'a bir bas beta& imis gi-bi davramyor. Ona yardtm etmeyi hic dU-siinmedigi gibi konusmuyor bile. Hatta onapotansiyel bin turstz muamelesi yaptyor.Mahmut, tarn da yasadtgimiz hayatakin sotulat sormarruz icin tipik bin model... Yusuf ise filmin magdur karakteri. Fa-nnin gercek kaybedeni .Genc, bilgiye ye umucia ac. Her gene gibiknalgan, hayalperesc, yardttna ihtiyactvar. lletisime ve ogrenmeye actk...A.maher girisimi bir duvara carptyor Yusuf'un.Mahmut'un evinden gizlice annesini ate-y tp saghglyta ilgileniyor. Yapabileceginiyaptyor. Ama hayattm degistirme, bin is

bulabilme imkam yok denecek kadar az.Bugiin Ttirkiye'deki milyontarca issiz gibi.Mahmutla Yusuf'un; bakttldart On lark-It oldugu gibi diisleri de farklt... Birininki,herseyin bit yet sarsmttsinclaki gibi tuzbuz olmast , digerininki Idicak belirsiztstklar, kucuk can sesleri....Ore yandan farkh toplumsal ktattirel kat-manlan temsil eden bu iki karakterin yanyana gelmesi, bizim sinemamiz icin ozelbin önem tapyor. Seksenli ydlardan itiba-ten, "Mahmutlarm yasam tarzlanntn,seciaderinin onaylandtgi, yitceltildigiYusuf'un temsil ettigi "Oteki"ninse,li, total bicimde asagilandigt, tipkt filmdeMahmut'u yaptigi gibi, asagdamanm yo-netmenin grizilne dOnti§ttigil bir you kay-masinin oldugu bir dOnem yasandt.O dOnemin sinemast bizi neo liberal ha-yet anlaytsma iten , toplumsal algtyt yokeden bit sinetuaydi. Biieyci, bench,maddi, sistemle bUtiinleserek yasatmnt

sOrdiirmenin bir ayncalik oldugu ideoloji-sini bize boca ediyordu."Uzak" bu donemin yUcelttigi bu kesime yo-neltilen ilk elestirel bales olmast baktmtn-dan bin kirdma noktast ozelligini ta§tyonFilm, izleyicide Yusuf'a kart derin bir act-ma hissi btrakarak sona eriyor.Diger kah-raman Mahmut'u ise anlamstz bir boslukve hichk duygusu ile dolu olarak parktayalntz bastna oturarak btraloyoruz. Yasa-mt basaristz , hayallerinden uzaklastrus,kadinlan yaralamis, yaralamaya devamediyor... Iyilik yapma, bir insant anlamave yandtm etme yeteneginden yoksun,yalmz, ve mutsuz."Uzak " filminin tematik yaptsmt olustu-ran canahct konumun yerel oldugu ka-dar boyutu da var..Ciinku Turkiye'de yasanan bu altust olus,bu toplumsal anlamdaki cokiis cok evren-sel... Son ydlarda izledigimiz pek cokfilm, kent yasami, yalmzlasma, issiz ye ci-

kisstz gene insan sayisinm inamlmaz dere-cede artist gibi canahct soruntan dogru-dan ya da dolaylt olarakanlatiyor. "Uzak"bu hayati sorunun Tiirkiye'deki izdiisti-mUna cluyarli bin bicimdeCeylan, bu filminde cok ba§atili &Untilcaltsmastrun yamnda ,sinemada gercekti,gin en temel Ogelerinden biri olan "chssesleri de erkileyici bir bicimde kullan-mts...Ve bu cok basardt ses caltsmast ,Ceylan'In famine ayrt bir derinlik katmts.Sonuc olarak, Nuri bilge Ceylan'in butic uzun metrajh filminin , hem Uretimtarn, hem de dilsUnsel olarak bagunstz,yarattct nitelikleriyle, Thrkiye sine-mastna cok ciddi bin katki ve yeni binyol olustundugunu belartneliyiz.

Page 104: Türk Sineması Notları - 3

Zahit ATAM

I.

Zeki Demirkubuz, 1964 Isparta dogumlu.Kucuk esnaf bir aileden geliyor. llkokuluIsparta'da okuduktan sonra, KOy

bir devami sayilabdecek bit °rte.-okula sinavta giriyor, eskide kalmis okul-lardan birisi, ilkokul Ogretmeni yeti§tiri-yor. Bu okul Demirkubuz icin onemli,kendine Ogg.' sol bir gelenegi olan bitokul. Soda tanTyor, bu okulun ba§aristzogrencilerinden biridir, iki ytl [1st Liste Si-mite kahyor, devaminda okulun Ogret-men yetistirme hakki da elindenBildigim kadanyla 1970'lerden sonra Og-retmen liseleri kaldirddi artik. Aile gecimgibi onemli gerekceIerle Istanbul'a gocediyor, Demirkubuz okulu birakiyor. Aile-nin gecimini saglayan babadit, Zeki isesolculukla olan iliskilerini militanitk do-zeyine yukseltiyor. Burada iki itginc bitdurum var; birincisi simdderde pekmese de Turkiye'nin nasil olmasi gerekti-gine iliskin fikirler Ureurnek y e hunun icinmUcadele ermek bence son derece onurlubit is. Insen butun yesadigi sorunlara rag-men bo onuru hayati boyunca tesimayi

ise bOtOn hayart boyuncadevam edecek ban seyleri oradan edinme-sini segjiyor (bunun bit kismi varsayun ra-dii); starukodan uzaldasmak ye one kersiolmak. TIKKO ana davasindan yetgden-mastne neden oluyor militantik dOnemi,darhenin silip sUpOfficillogrlyle, 1980'dedarbe olduguna gore 16 yastnda olmest ge-reken Zeki Demirkubuz'de diger

bidikte idemla yetgiteniyor. 1980-1983 arasinda hapisre kaliyor ve kendi de-yimiyle o yillatde hupishanelerde ne ye-sanlrussa o drt yasiyot. Hepishenedeyasanim 4sa u nin disitide kalan zamanleraIngdizce pek cok tnilitanm yap-ttgl Hapisten yillarde babiuunsleri daha de gOclesiyor, sonra

ortamtnin cok getgin oklugu buegemen ideolojik ortamin korku

ye bekleyis otmaya devam ettigi bu ydlar-da, gerilimi azaltmak ve birazda yeni bit isalai-uncle calimak uzere Masumiyet filmi-nin de gectigi bazi Ege illerinde kalem,defter gibi okul makemelerinin oldugu bitisportecilik dnnemi geliyor. Baslangicraiyi giden islerin hit sure sonra tads tutukactyor. Bu yalatda daha sonraki hayatin-da izleri silrUlecek sevlerden birisi Oykirder

Ktsa bir

Page 105: Türk Sineması Notları - 3

"Yazg-t bir anlamda C Blok3tabykiinrnecitik var. Bona farnin

otantik oiduot s 3yl,e-nerek yax

tip basiyorsatryarlanarak yaptic rilk. bu 'den

fievce ver1.17-tez,"

WT,7,

'!;"•.i.'•: •

[1,‘

leri getirip Onat Kutlar, Zeki Okten gibigibi sanatctlaruniza gOsteriyor. Bu girisimyeni bir clOneminde baslangicidir.Ve tabi ki ya§ yirmiyi bulunca askerlik do-nemi de geliyor, Demirkubuz bu sureci ge-ciktirmek icin liseyi dtsardan bitirme st-navlanna giriyor. Stnavlara girenlere Uni-versite sulavina da girme hakkt tarunlyor.Demirkubuz hapishaneden kalma Ingiliz-ce bilgisiyle Filolojiye giriyor ilk once.Ancak oraya devam etmesi gerekiyor.okuyabilmesi icin. Bunun tizerine devametmeden okuyabilecegi, bu arada kendisiye ailesinin gecimi icin caltsabilecegi birbOldm artyor. Arastirtyor ve ortaya Ileti-sim FakUltesatin buna uygun oldugu so-nucuna ulastyor. Simdilerde bu gecimmeselelerinin kendisini etkilemediginisoylese de, ye clanyada milyarlarca insantzaman zaman cileden cikartan bir sorunoldugu icin nasil onu ilgilendirmediginiantamasam da, o yillarda yasamtnaveren olaylardan birisi oluyor bu.

II.

Zeki Okten bu oykulerden bir film cikmazdiyor, o stralarda ise kendisi Ses filmininsenaryosu dzerinde calistyor. Ve Zeki'yehapishanelerde "ne yasantmssa" iste oniarUzenine deneyimlerini ve yorumlannt so-ruyor. Daha sonra Okten Zeki'yi filminc.ekimierine de caginyor. Bu cekim sure-cinden stkthyor Zeki, cekilen parcalardanbit biitun cdcarmayt beceremiyor kafastn-da dogal olarak. Ardindan kurgu stirecinede cagrthyor, o zaman icin rengi degisiyor,parcalardan anlam olusturma fikri dahatamdik, daha sevilesi bir sey gibi geliyorona. Bu sUrecin ardindan uzun ydlar de-Yam edecek Yesilcatu'da asistanhk done-mi ba§ltyor. Ekmek parast denilerek yapt-lan islerden birisi olan ve cogu video icinOretilen filmier olan bu yillarda yaptlanfilmlerdeki caltsmalart sinemantn Oretimasamastridaki fonkSiyonlannt gOrmesi,ogrenmesi ye daha sonra bag,unstz yaptm-calk iiretimi actsindan cok faydall olanbu clônent arakklarla 1994're yapdan CBlok'a kadar devam ediyor. TUrkiye Sine-ma Tarihinin en ag,tr krizlerinden birininyasanchgt bu dOnemde, film izlendiginclegOrOlecektir, cok da ricari kaygtlar olma-clan, sinematografik kaygdar ve yOnelim-ler baktmindan temiz, neyin nasil anlart-lacagt hakkinda ise henuz olgunlasmamtsbir caltsma ctktyor ortaya. Ve o donemingise basan saydartna gore basartlida olu-yor. Filmden paracia kazamyor. liginc bir

ants' ise di1undiuiicii olmalt. Simdi kal-dtrilsa da ydlarca AKIvhain capraztndadev ekrandan bir reklam panosu varch.Handarsantz 1994 ytit da tarihimizde 5Nisan kararlarmin altndigt, enflasyon ra-kamlanntn tuhaflasugt doviz kurlanmnbir acayiplestigi yddi. Demirkubuz da birmiktar doviz borcu alit) bunlan filminbacesinde kullanimsnr. Taksim Gezi Par-kmda otururken i§te bu tuhaf rakamlar budev ekrandan yansiyor, saat saat degisiyordoviz kurlart ye o parkta otururken borcuarnkca artlyor. C Blok'a dair iki sey soyle-nebilir; birincisi C Blok adt Zeki'nin ha-pishanede kalchgt blogun admdan geliyor.Ikincisi ise Oyktinmeci ye ki isel Uslubunolusmachgt ye gerceklik duygusu zaytf binfilmder C Blok.

Bu filmden sonra bir hastaltk clOnemi bas-hyor, tedavi oluyor, kaygdartnda bir

oluyor, dtinyaya biraz daha farldtgOzlede ve biraz daha fankli

bakmaya bashyor. Samyorum buhastaltk dOnemi onda bir tUr solcu olma,solcu degerleri daha yogun hissetme gibiinsani ozellikleri biraz tOrpahlyor. Sol Ze-ki nezdinde dO§Unsel olarak clegil, buradaifade etmesi giic. olacak nedenlerle inbarkaybediyor ve bende buna tizillnyorum.Peki yerini ne altyon, Cancelikler listesi de-gisince ardmdan yeni chisfince aktmlarttut? Ne yank ki degit, entellekniel gelismeya§ammyor ki... bizim aydinimi: tembel-din, ne oldu nasil oldu bilmiyorum ama bi-zim aydin/1111z az okuyor, az yaztyor ye cokkonusuyor. Yen yerde bos konu§uyor, bubizim toplumsal ozelligimiz. Bu ozelligi-mizi de cok sevmiyorum.

IV.

Ardindan ikinci donemi bashyor; ulusla-

rarast taninma, oduller ve yurtchst gOste-rintlerinin °Lac* Masumiyet geliyor.1990'k ydlann basyapttlarmdan birisidirMasumiyet ye bilnin kanyennin de enOnemli fihnidir simddik. Gerceklik duy-gusu iyice zayttlamts sinemamizcla bin asa-madtr. Kendi temalan, yeni ahlaki deger-ler, yeni bicim arayislart, basardt oylIncu-luk yOnerimi, cok daha giiclii bin Oyku or-taya ciktyor. Uzerinde az durultnus film-lerden birisidir. masumiyet pek cok aci-d= bin ant- sinemamizda; birincisi OykOoclilddr ve Oykumln gerceklik duygusudent diizeydedir. Yani filmin karakterteriGzerine dUsilnen ye but-dal-clan etkilenen

pek cok insan oldugunu dU•UnUyorum.ikincisi, ahlaki yOnden, savrulsalarda, te-miz ve yargtlamaktan tsrarla kactnan birsUraldenis tiykUsil filmdeki pek cok karak-ter icin gecerlidir. BUttin filmeve ayakta kalma cabalart damgastm vur-maktachr. Uciinciisii ise Masumiyet bizimsinemamam neredeyse bin hastaligt olancframatik yaplyt kurarken "melodrama"clOnCtsme ozelligi bu filmde tsrarla yoktur.Film biitUn hazinligine ragmen bir "me-lodrama" dOntismez. filmin biitiin umut-suz soylemine ragmen temiz insanlartyladiistinclartiat ye• etkileyici olabilmeyi ba-sanr. ben pek cok acidan "cesidi ()labilevarsaytmt iceren bu filmin biitiin kurgu-salhgma ragmen "gercekcilik" araytslartn-dan birisi olarak kabul edilebilecegini dCi-§tinOyorum. Masumiyet belki de Zekiicinde bin temizlenme cabastrun Unit-1U-dun: Filmdeki bircok karaktere atfedilenanlam ye davrantslartnda ki tutarlilikduygusunun "onlarda" genelde gOrillenbin ozellik olmaktan daha cok onlara iza-fe edildigini cistimiyorum. Film•"ahlakidegedere" vurgu yapan amabazt karakter-lerde yer yen isyan eden, kosullann karst-sinda boyun egmeyen, direnen duygu vetavrtn agtitik tNicitgma inaniyorum.Ardindan gelen ticOncil Sayfa bir zaman-tar kendisinin de ifade ettigi gibi Masumi-yet'in gbranmeyen ytizOdUr; bu kez karak-terlerin liildigi yolda devam etme karark-hgt ve temizligi yerini oyunlara btrakmt§-tir. Birincisindc direnen insanlar OctinciiSayfa'da bit cok kez aldatmaya, zor du-rumda boyun egmeye, kendikoruyamamaya, "sariiktenirken diren-mek" yerine pacayi kurtarmantn daha be-lirleyici oldugu davrant§lara dogru egilimgOsterirter. Zaten Masumiyerin bitisinde"hep clenedin yenildin, olsun bir kez dahadene, yenil, daha iyi. yenil" vardt, tic:incUSayfa belli betirsiz bir intiharla son Kla-nir, yaadiklarinclan sonra Beckett"inOnerisinin ardtadan gidemez.Peki Masumiyet Ye Uciincii Sayfa'nm si-nematografik yapisi hakkinda ne sbytene-bitir?Birincisi tilmterinde izini siirdiigii varo-lupal ahtak bu filmterde bicimde ve sine-matografik anlattmda da gOrCitur. Bilynkbir yalintik, kamera hareketterinin Lizard-mast, byktiyii zorlayacak bicim oyunlartnason verme cabast yeni bir sinema aray tea-rimn Ornekteridir. Ikinci olarakbundansonraki filinterin de bir bOtt'in olarak bel-li bOlUmde Olen "uzun diyaloglar"

Page 106: Türk Sineması Notları - 3

ah.tcylik ye.

doktrineriiite

jvx-

vermi g)e.. .

ebbiis bite

siradan arda bir VarSaynn-ve...hipvtezie a: teak fiblad bir

ortaya cikabilen bir eserdir."

C BLOK

MASUMIYET

OCONCO SAYFA

Masumiyet'le baslar, OykUniin anla§drria-sini sagladigi gibi duygusal yaps icindeOnemlidirter. Masumiyet, OctincU_Sayfa,Yazgt ye Itiraf'ta bu konular gecmise yO-netiktir. Ben buntatin sinematografik an-latima uygun olmayip sikict oldugustifle kattlintyorum. Oykii icin ge rekl id it -let, insantarin dtiOnmesini sagliyorsa daainacina ula:j;inuf, dernektir.Masumiyet ye Ociincil Sayfa birlikteokunmasi geteken .iki filmdir, bunun sine-ma yazinuntzcla halo yapilmamis olmasiise iiziinti.i vericidir.

V.

Santa cok tarNmalt bir film geliyor; Yaz-gt. Zeki'ye gore en onemli filmidir, ancakhana göre bilyuk hit basattsizliktir, bit to-

Ma/1M yorumlanatuainasuain hit OtnegidirYazgt. Bunun ise bit tartima konusu ya-pilmanais alohasinl sinetnalluz adma sinirbozucu ye iiziku buluyorum. Atha Yazgifihni, achndan itibaren bit roman i n yo-ruinlaninast de il, entellektUel yetersizhk-ten (Hay ' yarumlanamamastnin bit &Ile-

(.:atmcs'da gosterilmis, en iyi yOnet-men OdfilMail Antalya'da altnts, sit bu.Oeciniz etendim. Bit kere Oykii inandinctdegil, romanin kritik ()tan* gOrUlebilecekpek nokrast Ya:gi'da yok. Aruk bitFransiz kakunli ye saniUrgesinde catisanbirisinin hit Arabi vurmasi tut es gecilmis,

hapislik dOnemi boyunca idamt hekleyen

bit insamn dUzenin kendi yerte§ik ahlakidegerleriyle suclanmastila karsilik kendidegerlerivle buntann redcli mi derseniz,

konu§malar mt dersiniz:... bunlar yok.

Olay Orgasii ise anlamsal bitiinliigii boza-cak bit §ekilde degistirilmis. Peki ortayayeni bit antanasat boyut mu katiltm§? Boy-le diyen gOstermelidir tie. Bence Yazgi

filinterindeki getceklik duygusu ye Oy-kiiniin inanchricalgt acisindan en zaytfmidir. Ama C Blok'a gore kendince ken-

dine mesele ettigi bit Oykilye sahip olduguicin daha Onemlidir. Peki felseli bit filmolabilit mi Yazgi, boyle degetlenditilebilirmi? Bence otmaz, bu kadar derintiksiz bitfitmin felsefi olarak degettendirilmesi

yanks olur. Bence Yazgt bir anlamda CBtok'ta bicimsel oykiinmecilik air bast-yotsa Yazgi'da da entellektilet Oykiinmeci-lik var. Bursa filmin biltnnUyle TUrkiye'yeuyartanarak yapddigi Ye bu yOzden otan-tik oldugu soylenerek yanit verilebilirBence veritemez. Yerel bit oykii olusturul-maya caltstldtgi dogrudur, area ne

chi:cycle nede is monologlart katdint-this bit Yabanadan buyilk bit eser

inatuntyoturn. Bit kere sorunsat-

tan azahalim.,,;, seyreltilmis, sonrasinda he-

sapla;ina dOnetni ise neredeyseyani insan Yabanci'yi okurken ana

karakterin dfizenin suclamalanna karp di-mnisi roman& Yabanci alma:ki... bu konu ayrt bit tartisma konusu ota-bibt.Yabanci'da ana kahtamanin suclatai; sfire-

ci ye yet yet kendi sOzleriyle yet yet ic-mo-notoglarla bunlara yarut verist romaninkimlik kartint otuatrut. Yabanceda yargi-lanan ana kalaraman degil egenien deger-lerdit ye ana kahraman idealize editmis

bunun ezikligini yapmayan bitisidir vezaten gerek avukati ve gerekse tahiple ko-nusmalarina damgasim vurur bu. PekiYazgt'da ne vat? Bitincisi Yabanct adtYazgt olarnaz, olursa anlami degisir.

olay Orgiisa inandinctligt olmayan yedaha da iiziiciisii karakterin duygusal ola-rak buyiik gelgitler yasamadigi bit filmdirYazgt. Bunlart yasamayan, yet yet isyanmeyen, hapiste kendisini ziyatete geleninsamn anlattiklarim bile dogru dUriistdinlemeyen, bunun yerine gOmleginin

ilgitenen 'bit kimlik' top-

lumsal sotgulamanin yeriniNe bOyOk entelektilel yoksultuk.

Bo.,jyenniscitik, benim icin lark etmezcilik

diye "savunma" yapdamaz, bunlar Yaban-ct romanium ikinci ktsminin yerini ala-

naa:, onun yetine savciya veriten ktsa ktsayanintatia geciriritemez. Hayanian vat:-gecinek tie bu kadar kolaychr nede inandi-ncidtr, bcic het,: ititinniadit bin ;ttlyYazgt kavram yoksulu hit fihndir, daliast '

boat t5 eylttri säylenuek icin zonlanth-ruectebi akicitik ve aitiya goriisu yada bit in-sanin tittinaldri yerini kuru gurnlmyeye ever i j te dakitinertige gOtfirmil§ttir; in-sani burin yOnlertyle k.avrayamayan, bu-

n g cqebbils bile etmeyen stradan ye art

arda bit stint varsayun-ve-hipotezle giditdiginde ancak filmde bit snrektilik ortaya

cikabilen bit eserdir.itirara gelince, psikolojik c:ansmalann enyogun oldugu, side bit Oykilye sahip, Oy-kiideti cok karaktedetin sUrilkleniini an-

lattbildigi benim sinemasat kaygila-timla pek Orti*nese de, ben cok daha et-

Page 107: Türk Sineması Notları - 3

son:ill:I:41:3-z. 'Ile?

sanc:14.7.-n-lzrt

ITIRAF

YAZGI

BEKLEME ODASI

tarihimiz psikolojik tahliller actsindanhem yazm diheyinde hem de sinemasalinktileme actsindan son derece zaytfur.Bu da benim sevmedigim bizim sinetna-Minn gene" bir ozelligi.

VI.

Bekleme Odastm nastl clegerlendirmeli?Bu film inandincilik actsindan en zaytffilmidir, hatta C Blok'tan bile inandmct-Lk actstndan daha zayilttr. Bekleme Oda-st'ndan yola ctktp bir Demirkubuz portre-si cikartlabilir mi? Bence cikartIamaz. Ci-kartlmamast daha iyi olur, bir kere Oylesibir C.)yktinOn kahramanindan bir sanatctportresi ctkartnamak daha iyi ()tun Sevgi-linizden ayrdacakstniz, bir sure sonra o in-tihar girisiminde bulunacak, hastaneyekaldirtiacak, size bir arkadast telefon ede-cek, sizde "bent niye anyorsunuz ki" diye-ceksiniz. Saniyorum pek gOzel-insani birponce ciktutyor buradan. Sonra ikinci dO-nenn °Ian Masumiyet sonrastmn her

diyalogun uzachgt ve benim sevdi-gim bir bOltim vardir. Bekleme Oda-st'ndaki bOltimde cocugunu okutmak icingämlegini, ceketini satanlar var dendi-ginde "bunlar bent eckilemez" dome dire-tinin nereden geldigini ise antayabihnisdegilim. Seksenli ytIlarda fakirlik edebi-yon diye bir tabir vardt, Ttirkiye'nin so-runlart actlinca bit savunma refleksirak oydutuImus. bo sozii handanydr bana.Nerdeyiz anlamadtm Li? Dostoyevski'yeatfedilen bit eserde, hele Suc ye Ceza'yicekmeye cahsan bir yOnetmenin etraftn-da gecen bir bykode bunlar nastl sbyleni-yor anlarms degilim. Dramank yaptda za-yil, diyaloglar da basanstz, soyudama do-

zeyi diisiik. Bekleme Odast'nda kendiniicten ice basarth bulan, kendinden mem-nuniyetsizligi azalmts, toplumsal sorunla-ra ilgtsl azalmts, soyleyecek tezIeri yok.sul-lasmts bir karakterin dtizeyi var. Soranmsize Bekleme Odasi'nin tezi ne, hadi bunugecelim, Bekleme Odast'ndaki yOnetmendiinyaya nastl balnyor, kendince varolus-sal sorunlan ne? Bir sanatcimn hele heleSuc Ye Ceza gibi bCtyCtk bit projenin altt-na girmis bir sanatctnin is dithyast ho ka-dar yoksui, insanlarla iliskisi bu kadar yti-zeysel olabilir mi? bu sorular uzattlabilir,ben filmi bit kez daha gördtikten sonratarusmanm daha dogru oldugunu

stns hence en yoksul bir filmiDemirkubuz'un.

VII. son bit not;

Bir dergide bu yaz kendistyle yaptlan birraportajda ilginc sandar geciyor; "o do-nem yaptigintz sOylesilerde kent yoksulla-nom sizin icin Onemti oldugunu sOylnyor-dunuz. Sorusuna Boyle bir yantt geliyor;"0 insanlar benim icin tabi tunabenim icin burjuvazi de Onemli, hayattnisosyete yasannstna adamts bit kaolin doOnemli. Benim icin herkes Onemli. Geci-se daft de sOyle oldu, bOyle oldu diyebile-cegim bir sey yok. Ctinkti, ben bOyle bitgecisi yaptiguntn farktnda degilim....lyi bit sey ama yoksullann sinemacist ol-mak. Onlann hicbit seyi yok cOnkO. Btra-katun bir sinemactst olsun."iyi bir sey belki ama biraz abartdch.Abaruldtgt kadar degil. Ayrtca cok zor birsey clegil. Bu ulkede insanlann cogu oyverme zamant yada siyasi taleplerini

sagctchr ama ahtaki bit degeden-

ditme sOz konusu oldugunda sol kriterleresahiptirler. Cankti aynt kriterler, &artistolmak, namuslu olmak, paylastmct ol-mak, adaletli olmak dinde de vardir. Ya-ninda ac ()Ian, yoksui olan insanlart anla-mak icin oyle cok da yetenekli olmak ge-rekmiyor. Bu vicdam tastyan herke bu in-sanlan anlayabilir. Bu niye bans ytikleni-yor ki.Bu athaf diyalog uzaytp-gidiyor, oysa ken-disiyle Yeni Sinema'cla yaptIan rOportajciaye baska yerlerde de "yoksul sinemayainamyorum" diye konusuyordu bir za-manlar. Nast' handatdmwor bilmiyorumama kenclisi bit zamanlar "yoksul sinerna"diye bit sinema yaprna tarzmdan bahsedi-yordu daha birkac yil Oncesinde. Dahastyoksullann, etnekciterin sinemacist

herkese verilecek bit paye degil ki.Bunu kendine mesele eden birisinin eser-Ierine baktlarak olusturulabilecek bit kav-ramdtr bu. Birde tabii olur olmadtk dtizey-lerde ahlaki cOktintO, Dostoyevski ye Ni-etzsche adlart geciyor. Bu toplumun oykullanma zamaninda solcu degerlerle ha-reket etcigi dOneMler oldu; sendikal hak-.lar, grey, issizhge son, herkese esit. patastzegitim, esit parastz sagltk hizmeci gibitaleplerin bugunkunden cok daha Liir ses-lerte sOylencligi ve halkin bunko cokdaha kendisine yakin buldugu denemter-de oldu. Bugun yasanan bu degerler kar-masastmn gecmisinde yeni bit citizen icinmocadele eden militanlartn aldtklart tan-hi yendgi clOnemi de var. Bunlan,defier ve kavramlan bugtin icin eski bitmilitana hatirlatmak verici amabazen gerekli oluyor.

Page 108: Türk Sineması Notları - 3

jt75,aar

aktohkdol< trinerrite

stradan

ver in . _

14;avIr ay,tallayari , bite

vars ay tr21-ve-hipotezie gidildik,inde cote ak lib srtde bir iirektitik

ortaya bir eserdir."

C BLOK

MASUMIYET

UcUNCU SAYFA

Masumiyeele ba§lar, oykiiniin anla§tlma-salt saglackg,"1 gibi duygusal yap icinde

Onemlidirler. Masumiyet, OcUncti_Sayfa,Yazgt ve Itiraf'ta bu konular gecmise yo-neliktir. Ben bunlarm sinematografik an-lattma uygun otmayip stkIct oldugustine katiltniyorum. Oyldi icin gereklidir-ler, insanlartn diisiinmesini sanyorsa daamacma ulastuts demektir.Masumiyec ve Ocuncri Sayfa birlikteokunmast gereken iki fihndir, bunun sine-ma yazimmtzda hale yapttmamts ()blastise iiziintii vericidir.

V.

Sonya cok tarrasmah bir film geliyor; Yaz-gt. Zeki'ye gOre en Onemli filmidir, meekbane ,gOre biiyiik hir basartstzttkur, bir ro-MarlIn yorumtanamatuastrun bir ornegtdirYazgt. Bunun ise hir tarttsma konusu ya-pthmums ohnastru sinemmtuz achna sinirhozucu Ye ilziicu butuyorum. Ama Yazgt

;tchndan itibaren bir ruman t n yo-rumlatAmast entellektriel yetersiztik-ten dolayt yorumlanamamasmin bir Ome-

Cannes'cla gOsterilmi, en iyi yOnet-men adritunri Antalya'da alms, su bu.Geciniz efendim. Bir kere Oyku inanchrtct

romantn kritik olarak gorulebilecekpek cak nokrast Yazada yok. Arttk bir

Franstz kOkenli ye sUmilrgesinde caltsanbirisinin bir Arabi vurmast au es geoilmis,hapislik dönerni boyunca idamt bekleyen

bir insantn dkenin kendi yerlesik ahlakidegerlertyle suclanmastna kaqtltk kendide&.rlerivle bunlartn reddi mi derseniz,

konu§malar ml dersiniz:... bunlar yok.

Olay OrgilsU ise anlamsal b itunliigii boza-

cak bit §ekilde degistirilmis. Peki ortayayeni bir anlamsal boyut mu katarms? Boy-le diyen gostermelidir de. Bence Yazgt bLi-din filmterindeki gerceklik duygusu ve riy-krinrin inanchrtcMgt actstridan en zaytf fil-midir. Ama C Bloke gore kendince ken-

dine mesele etrigi bir byknye sahip olduguicin daha Onemlidir. Peki felseti bir tam

olabilir mi Yazgl, bbyle degerlendiritebilirmi? Bence olmaz, hu kadar derintiksiz birfitmin felsefi olarak degerlendirdmesiyanhs olur. Bence Yazgt bir anlamda CBlok'ta bicimsel Oykimmecilik agir bast-yorsa Yazgi'da da enteltekMel Oykiinmeci-lik var. Bursa fittuin bannUyle Trirkiyeryeuyarlanarak yaptldtgt ve bu yilzden ° can-

tik oldugu sOylenerek yantt veritebilir mi?Bence verilemez. Yerel bir bykil olusturul-maya cal tstldt;;;t dogrudur, ama ne

chizeyele neck is monologlart kakhril-mis bir Yabanct'dan buyuk bir eser tkabi-tecegine inantmyorum. Bir kere surunsal-tart azaltalmts, seyrettihnis, sonrasmda he-saplastna dOnemi ise neredeyse kaldirtt-tuts, yani UAL:an Yabanct r yt okurken ens

karakterin dOzenin suclamalartna karst di-renist otmazsa romanda Yabanct olmazki... hu konu ayrt bir tartt;ma konusuhilir.Yabanct'da ana kahramanin suclam;ci ve.yer yer kendi sOzieriyte yer yer ic-mo-nologlarkt bunlara yarut verisi romarun

kimtik karttnt olustumr. Yabanct'da yargt-tartan ana UAL-au-tan degil egemen deger-terdir ve ana kahraman idealize edilmis

bunun ezikligini yasamayan birisidir vezaten gerek avukatt ve gerekse rahiple ko-nu§malarma damgasmt vurur bu. PekiYazgt'da ne var? Birincisi Yabanct achYazgt olamaz, olursa anlatm degi§ir.

p lay OrgrisU inandinctligt olmayan vedaha da itziiciisii karakterin cluygusat ola-rak biiyok gelgitler yasamadtgl bir filmdirYazgl. Bunlart yasamayan, yer yer isyan er-meyen, hapiste kendisini ziyarete geleninsantn anlatuktarint bile dogru &Mistdintemeyen, bunun yerine gOrnleginindugmeleriyle itgilenen 'bir kimlik' top-tumsal degerleri sorgutamamn yerini al-mtsttr. Ne buyuk entelektOel yoksulluk.Bosvermiscilik, benim icin lark etmezcilikdiye "savunma" yaptlamaz, bunter Yaban-ct romantrun ikinci kismintn yerini ala-maz, onun yerine savetya veriten ktsa ktsayantdarta gecistiritemez. Hayattan vaz-gecmek ne bu kadar kolaydtr nede inanch-rtcidtr, hele hele inanntadtC;i bir sey icin.Yazgt kayram yoksulu bir fihndir, dalyastbazt seylcri söylemek icin zortandtmsedebi akicilik ve di.inya gOult;i1 yada bir in-serums is Mtmalart yerini kuru guruiruyeye ever iste doktrinerlige gOitirmft;trir; in-sant batin yönleriyle kavrayamayan, bri-

ne ces, ebbns bile ermeyen stradan ve art

arda bir soft' varsaytm-ve-hipotezle gidil-diginde ancak filmde bir surektilik ortayactkabilen bir eserdir.Itiraf'a gelince, psikolojik cattsmalarm enyogun oldugu, sade bir Oyldtye sahip, Oy-Liclen cok karakterlerin sUrilklenisini an-latabildigi icin, benim sinemasal kaygtla-runla pek Orolismese de, ben cok daha et-

Page 109: Türk Sineması Notları - 3

Ziyea LA NA 6

Tria-I ► s,%WvIci41 nth, tertvimar7 /44

Jw

KOZA'DAN UZAK'A BIR YONETMEN:NUR1 BILGE CEYLAN

Hasan Akbulut

isa filmi Koza'dan ba§layip Uzak'a kadar yap-

don filmi de ulusal ve uluslararasi filmfestivallerinde odul alan ve tig filminde de ki-

§isel bir sinema dilini yakalami bir ytinetmen

igin neler stiylenebilir? Onceden soylenmeli-

dir ki, bir ki§i ya da konu hakkinda yazilan her yazi, belli

§eyleri di§ancla birakma, unutma riskini de beraberinde ta-

§iyacakur. Bu biyografi denemesinin de bu riski glize alarak

belirtilmelidir.

Onun ya§am sertiveni, 1959'da ba§lar. Istanbul'da do-

gan Nuri Bilge Ceylan'in goculdugu, babasimn mernuriyeti

nedeniyle, Anadolu'da geger. Bir ziraat muhendisi olan ba-

banm, idealist amaclar ugruna tayinini gikardigi kendi do-

gup biiyiidiigii Canakkale'nin Yenice kasabasi, Ceylan'in da

diinyasinin bigimlendigi bir yer ohm Kiiciik kasabalar, ken-

di halindeki `siradan' insanlar, belli bir rutin iginde

gegen giinliik ya§am, ig ice olunan doga, hayvanlar tiimilyle

Ceylan.'m filmlerine yansir. Gergekte onun filmografisi, bi-

raz da ya§aminin yansimasidir denilebilir. ilk kisa filmi Ko-

za'da bile bu yansimayl gormek

Ceylan, iki ya§indan itibaren sekiz yil ka1di i kasabadan,

ilkokul dordiincii sinda gegtigi yrl ayribr. Ciinkii ablasi lise

gagma gelmi§tir ye kasabada da lise yoktur. Baba, bir sure

claha Canakkalede kahrken aile, tekrar dondugii Istan-

bul'da clenebilecek bir ya§amin

Bu zor ya§am seriAvenincle, on be§inci ya§ giiniinde ken-

disine hediye edilen bir fotograf kitabi, Ceylan'in sanalla il-

gilenmesinin yolunu agar. On alit ya§mdan beri fotograf ge-

19

Page 110: Türk Sineması Notları - 3

ken, fotograf sergileri agan ye birkac kez de album yayimla-

yan yOnetmenin fotograflan, Ozellikle portreleri, kendi,

ile "gergeklige ciddi kaygisi olmayan resimsel bir

nitelik ta§lrlar." Ceylan, buna karsrlrk, 'film gekmeye ba§la-

yinca gercekcilik yolunu' sectigini sOyler ye fotografin sine-

ma kadar gergeldigi kayrayamayacagini

Ceylan'a gore sinema, "fotografa gore, hayatin

daha iginde . bannthrabilecek, daha rnuktedir bir sanat

olarak gOriinfir. Bu kudretin kaynagi da bazi ki§isel. yOnet-

menlerin Lizerindeki etkisidir". 2sinema dil§fincesini

bigimleyen bu yOnetrnenler ise, Bergman, Bresson, Antbni-

oni, Ozu ve Tarkovsky'dir. Yenilerden ise, Ozellikle Kiaros-

tami'nin dikkatini cektigini belirtir. Yazarlardan da Cehov

ye Dostoyevski'yi begenir. 3 KiigUkken izleyip gok begendigi

Bergman'in Sessizlik filmi oylesine Onemlidir ki, Ceylan bu

filmle ilgili olarak §Oyle der:

"Sessizlik filminin siyah-beyaz gOrantaleri benim fotografyaparken gektirgim gOriintalere gok benziyor gibi geldi.(Giiliiyor) Sessizlik belki de benim hayattmda zamanlamaolarak belli bir yere denk geldi. Ailemde ye geyremde tamkoldugtan, kendi igimde yakaladigtm ama kimselerle ko-nu§m.adtgun, kontt§maya caret edilmeyen birtaktm yasakbolgelere deginiyordu. Ilk kez sanattn, o guise kadar hiehissetmeclirgim bir kudreti olabilecegini gOsterdi: Yepyenibir danyantn kaptstm, aralach."Sinemaya giri§i, on alo ya§mclan itibaren gekmeye ba§la-

digi fotograf aracrhgiyla olsa da, Ceylan'in filmografisini

olu§turan kavramsal gergevenin, kasabacla "gegirilen gocuk-

Michel Cament, "Nuri Bilge Ceylan ile SOyliti;a: Bir TCIII:1 Uterine Cellatlenielm-1-Inipiniti Ciaiynr", dArys StlaniLsL, Yity. Flue. A. Giatekin, Norgunk, tsunami,2003, s.91.Giadal Krzadcwir, "Nuri Bilge Ceylon ile SOyles.ti: Kusabit'll Anhui' Aveist", Re-

atzete.si, 21 Aralik 1997.1

13C111:1 Cetiii, "Nutt Bilge Ceyluil ile Kenai Dugainu Uygur Minimal BirSinemu Dergisi, Ottak 1998'ilen Nuri Bilge Citylan'in resnii %vet; sitesi

GiiktOrk, Sungti "Nuri Bilge BOlirek DenimRoll Dergisi, Ocuk 2000',10,1

luk ile, ilk kez on yedi ya§mda gidilen yurtch§i gezileri son-.

rasinda bicimlendigi sOylenebilir. ilk kez otostopla gittigi Ba-

tfyla ili§kisini Ceylan, §Oyle anlatir. "Cok egzotik bir ili§kiy-di. Gergek yuziinii gOstermiyordu bize Bat " Kendi ruhumu-zun ona uygun olup olmadigmr da hissettirmeyen bir ili§kiy-di." 5 BOylelikle Ceylan, filmlerinde de belirgin olarak One

gikan, kendisi olmayi,.aidiyet hissini, Bati'yla kar§ila§malar

sonrasinda ya§achgmi dile getirir. Londra'da ya§adigi do-

nemde Ceylan, her §eyin anlamsiz gelmeye ba§ladigi ye

Bati'yla arasinda gok bliyfik bir mesafe oldugunu hissetme-

ye ba§ladlginda bir daha donmemek fizere Bati'dan ayrdir,

ama aradigi anlami, gittigi Himalayalar'cla da bulamaz. An-

lamsizhk duygusu, ona, Kasaba filminde dede Emin'in rep-ligi olan 'Nereye baksam her yerde aym agar, ayni bu-

cUmlesini sOyletir. Ceylan da Upki Kasaba'nm

Emin'i gibi, ait oldugu yerin neresi oldugunu hissetmi§tir.

Tfirkiye dOnii§iincle gittigi askerlik hizmeti, yOnetmene,

`iginde yeniden yurduna kar§i bir sevgi olu§turur'; ona 'ait

oldugu yeri bulmu§ gibi bir duygu ya§afir' 7 , ye bu dOnem,onun sinema yapmaya karar vermesinde onemli bir dOnem

olur. Ankara'dayken sinema ile ilgili kitaplan okumaya bag-

lar ye kiiltiir merkezlerine deyam eder. Koza, i§te boylesi

bir sfirecin sonunda ortaya gikan bir film olur.

Ilk Kisa Film: KozaAnkara'da sinemayla ilgili yogun donemin ardinclan

Istanbul'da bir sure Mimar Sinan Universitesi Sine-

ma-TV bOlfimfinde okuyan Ceylan, film yapmak

icin bir tfirki cesaretini toplayamadig,.uir dOnemde

gm' soyler:

"Koza, artik film aretemeyi§im konusuncla ken dime eta-grim ilkenceleri sona erdirmek icin giri 3tigim bir denemegibiydi. Cekimler bir ytl siirdii. Sena yo yoktu. El yorda-

Kleademir,

Hasan. AkbulutBi:yografya Nuri Bilge Ceylan

20 21

Page 111: Türk Sineması Notları - 3

Hasty! Akbulut

mtyla -sezgilerimle, algtlarunla yakalayabildigim bir diin-yayt elle tutulur hale getirmeye caltpyordion. Diyalog yok-tu. firlattr gibi bal ladtm ilk filmimi cekineye. Ko-zo. ortaya flktt. "8Ceylan'in ilk filmi olan Koza, siyah-beyaz ve diyalogsuz

bir filmdir, ama sessiz degildir. Gergekte film, Ceylan'in fo-

tograf estetiginin, sinemaclaki izdii,iimii olarak da

Zaten onun yapmak istedigi de, `sinema pratig,ini fotog-

rafa benzetmeye gali§makur bir baktma'. 9 YOnetmen, filmi-

ne, karakterlerin ya,am seriivenini ozetleyen, art arda gOs-

tercligi genglik fotograflanyla ba§lar. Bu ba,langig, sanki si-

nemanin `hareketli.fotograf olarak tanimlanmasina bir gOn-

clermechr. Tek gekimlik fotograflarclan olu§an bu gOriAntiller,

herhangi bir sOz ya cla eylem olmaksizm, bir Oykii anlatma

giichne sahiptir. YOnetmen, fotograflardan, karakterlerin

§inichki ya§hlik hallerine gegerek siirdiiriir anlatisint. Cey-

lan, claha once gordilgiimUz evlilik fotog,rafintn, yerdeki yap-

raklar arasma dii,mii, oldugunu gOstererek, onlann evlilik-

lerincle sorunlar olclugunu anlatir. Tam anlamryla 'fotograf-

ga' bir sinema anlayijint yansitan bu ba§langig, aynt zaman-da hareketsiz gOnintiderden olus,an gOrfintilleriyle ve geri-

rniizigiyle, Berginan'm filmlerini anchnr. Ozellilde ba§-

lamtigta ne olclugu belli olmayan hareketsiz ye ,s, ok echci gO-

rfintiller, Bergman'in Persona (1965) filmini aminsatin Fil-

min ilerleyen sahnelerincle bu etki daha da agik gOrilliir.

Ceylan, bu sahnele4-cle, Bergman'in Persona filminde oldugu

gibi, uyurnakta olan kachnin (annenin) ayaklannt, ellerini,

ylizunti Lek tek gekimlerle gOstererek, belki de hem sinema

“ E MS KO ,LC I)C11 "Ntiri Loylan "Sincani Pra4ini FotografaB,aivntineye Calivyorta", A /0'1151, Say': 15, 2003, s.42.

kendi Orrann, yazallik,•Lantinle.arasilikinctinsol ya :Wail:nation on planda tiAtan ffletinlere gain-1,5E-

1, :,,par. ft. Stain ve New Vonalnitafins in F11111 StrUCL11111-

[ism, Post-sli'llettirt111,11 and Beyond, Routloclge, Lwalra, 1993, s.200.biOnnIn ha- ananin, knadi ya i ma, yaratnn kctullaunn a‘.A nuncsi olarak ta-

onalanabilir. Ll1/III, ya /la 6,-1.161in:2 16Ra slarak kav-1,11111, saaatsal an.alcrni,ntin team' nzollikliniminn l iii olarak LInAtalendirir. E.

Lain; <'llurk.ci_rn ye Alniiernizm: Litkay.,, Brecht, Benjamin ye .4/Loran tLerine

inceleme. Alan 'lay.. istaohni, 1995, s.43.

.giyografya / Nuri Bilge Ceylan

sanatinin kendisine, hem de etkilenmi§ oldugu Bergman ye

Bunuel gibi yOnetmenlere gonderme yapar. Bu yOnifyle Ma-y-is Szictntist'nda daha behr.gin bigimde gbriilen sinema sana-urun dogasirn agik eden bir Oz-dii§bribmsellik i°, Ceylan'mKoza filminde bile etkisini gOsterir.

Koza, Ceylan'm sinemasmin anlatisal ve bigimsel yapisi-mn bir ilk Ornegiclin onun, daha sonraki filmlerinde belir-ginle§en sinema anlayi§mi, gOriintii ye sesin (ya da sessizli-gin) anlam yaratmadaki belirleyiciligini haber verir. Ku§ ses-

leri, akan suyun sesi, gok giiriiltiisu, nizgann ugultusu ve

rbzgarda salman agaglann hi,irUsi, filmde dogaya ait ba§bcasesler olarak i§itilin Gorsel oldugu kadar, i§itsel yamyla da

belleklerde iz birakan ye Cannes Film Festivali'ne kabuledilen, Bakanligi Ba§an Misir'da ve Istan-bul Kisa Film Festivali'nde 'En iyi Film' Othillerine lay* gO-

Kozo'nm bykiisbnii Nun Bilge Ceylan, Ingilizce olarakhazirlanmi§ kendi web sitesinde §byle anlaur:

"Gegmi§lerinin actlt deneyimleri nedeniyle birbirlerindenayrt ycqayan yallarindaki ya§lt sift, giiniin birindetekrar bir araya gelir. Ancak gegni§in actlartntsini bekledikleri bulu§ma, beklenen sonuclan vermez."Tiim ekibin iki ici§i oldugu filmdeki ya§b gifti, diger film-

lerinde olclugu gibi, Ceylan'm anne ve babas' oynar. Ya§bbabanin ve annenin, sik sik mezarhk isinde gosterilmesi, cif-tin, bir yakmin zarnansiz OlUmden dolayi ac' gektiklennianlatir. Gift, bellci de kaybettigi bu yalom nedeniyle birbirle-rinden uzakla§nn§tin Filmin gorse! bigemi ye segilenlerin ritmi, giftin arasindaki yakinbg] ve uzakligo yetkin bi-gimde yansiu•. sift birbirinden aynyken dahaolan mlizik, onlar bir araya geldiginde 'ne§eli' bir ezgiye do-

Ceylan, giftin tekrar anla§mazhga dii§ti.igiinii, tipkiBergman gibi 'gong' sesleriyle i§itsel hale getirir. Filminba§langici ile sonu arasincla bir simetri vardir; ba§langigta

is YOnetnienio, IngiGzce olarak buzirlau uu 3 kendi situsinden almanpr, 1.1knz.www.nbcfilm.cum.

H Ceylan'in lilmleri arasinclabir zinrir oldugu geziiniinde bulundurulclu-guada, Ko5u'clald • fficzartn, Kimulni'da ninnnin, olumunc agludigi ogluita,InCin babasina ait oldugunu dO§Oncthiliriz.

22 23

Page 112: Türk Sineması Notları - 3

ayn olan gift, filmin sonunda yine birbirlerinden ayrihr.Ya§li adamin ya§acligi yer, ashnda onun kendisini gizledigi,

kapatfigi ya da teslim ettigi bir kozachr. 0, kozasrndan gik-mak yerine, onun iginde kalrnayi seger. Yonetmen, zamaniagaglara, ku§, kaplumbaga, civciv, kedi gibi hayvanlara yegOk giiiultiilii bir yagmur, rUzgar, giane§ gibi doga olaylarina

odaklanarak tasvir eder.

Koza'rn diger Onemli bir yOnti ise, Kasaba'da da tekrar-

lanan coculclann, dogayla ve hayvanlarla olan yrkici ili§kisi-

dir. Filmde ya§li gifti uzaktan izleyeri bir gocuk, an kovanint

tekmeler, ag,aglan kirar, elindeki sapanla ku§ avlamaya

Ceylan, Kasaba'da da tekrarladigi bu izlekle, gocuk ye

sugluluk arasindaki ili§kiyi irdemeye ba§lar.

Kasaba•

Koza'nin verdigi gilvenle 1996'da Kasaba'yi geken Cey-lan, bu filminde de asistani Sachk Incesu ile gah§lr. AblasiEmine Ceylan'in bir oykiisiinden yola gikan Ceylan, otobi-

yografik eklentiler y e Cehov'dan ahntilar yaparak geker Ka-saba'r. Her ne kaclar degi§ik esinlenmeler ye Oykialer bir

araya getirilmi§ olsa da, Kasaba'nin bitmi§ bir senaryosu

yoktur. Bu filmcle gocukluk, Ceylan igin harekete gegirici bir

clii§tincechr. Ceylan, filmi gekmeye gOtiiren dU§Linceyi §oyle

belirfir:

"Bir Jikirden yola gtktun, bir gocukluk hattrastndan, gunagarana kadar tarlalarda siiren §tt uzun sohbetlerden. Her§ey zihnimde cok netti. Bir cocuk olarak hangi konuda ko-nultuklartnt pek anlamtyordum, ama biiyiiklerin bu ko-nulmalartnut bang bir tar giivenlik hissi 'yerdigini hattrIt-yonun. Tartqtyorlardt, galayorlarch...Uykuya dalarkenoracla oldukla •tnt hissediyordum, ye bu beni sakinleltiri-yorcht. Uykumun iizerine ortiilnriis steak bir yorgan gibiydi.Bu du:yguytt chle getirmenin bir yolu oldugunit hissediyor-dam, tuna bunu senaryoda bir tiirlii yakalayamtyordum."Ceylan'in anlatmayi istedigi bu gocukluk hissi, Kasctba'ya

bir `gocuk safligo' verir. Sankt film, gocuk masallanndaki gi-

bi `zamansiz bir zamanda' geger. Film, birbirleriyle

olan iig bbliamdedolu§ur. Ilk beliim, gocuk safligi ile res-

mi egitimin garpr§tigi okulda geger. Kasaba'daki okul sekan-

si, yOnetmenin de agikladigi gibi, gocuktaki utang duygusu-

nu, resmi egitimin cocuklann hayal giicil kar§isindaki

nr da anlabr. Ceylan §Oyle sOyler:

'Ba§taki stmf boliimii ise Ceho y 'un ne olduguntt hattrla-madtgtm bir betimlemek icin kullancbgt bir tiimcedenaklirna `hani steak bir yaz giinii matematik der-sinde birden actk pencereden iceri bir kelebek dalar ye her-kes ona bakarak tiirlii hayallere dalar...' gibi bir eydi. Bubeni ilkokul struluntzdaki atmosferi diiiinmeye ittir"Kasaba'da Ceylan, dede Emin karakterinde, ogrendigi

bilgileri uygulamak igin dogdugu topraklara donen babasi-nin idealizmiyle, bu idealizmin kar§isinda olan, "Cah§makneye yarar?" diye soran Saffet'in asiligini ve idealizmi ente-lektUel bir ugra§ olarak Oren Nuri'yi kar§i kar§iya getirir.Kasaba'da Nuri'nin yokluklar iginde okuduguna ili§kin an-lattiklan, gergekte yOnetmenin babasmin ya§amindan izlerta§ir. Ceylan, babasinin idealizmini, "Sufi ilk paltosunu Uni-versitecle gOrmil§. Devlet vermi§ onu cla." 12 eiimlesiyle anla-tn. Irian° temsil eden bir bilytikbaba, gOzinnleyici tarzcla

bir baba, ve nihilizme kayan bir geng" Kasaba'rungati§an Ur; karakteridir.

Pek gok sinema yazannin belirttigi gibi Ceylan'in sinema-sun tammlayan §ey, ki§isel ye yahn bir sinema olmasidir. Buyahnlik ye duruluk, Kasaba'cla .anlatilchga gibi dogayla ig igegegen bir gocuklukla ilgili gOriarthr.. Kasaba, anlatisal ve bi-gimsel yapisi necleniyle daha gok pastoral bir betimleme ola-rak nitelenclirilebilir. YOnetmen gok iyi bildigi bir clianyayianlattigi Kasaba'run, belgesel havasi necleniyle Antalya AkinPortakal Film Festivali'ncie yari§ma char birakilmaya

sOyler." Ancak yOnetmenin cliger filmlerincle i§lenentemalarin niivelerini barinchrmasi nedeanyle Kasaba, yogun-

la§tiriltm§ bir kavramsal gergeve igerir ye bu yOrMyle de,

M. ciwolit,

" B. 1,:otitl, 11.g e.

Hasan A kbulut Biyog,rafya / Nuri Bilge Ceylan

24 25

Page 113: Türk Sineması Notları - 3

Ceylan'in diger filmlerini anlamaya, yorumlamaya yarayanbir gekirdek anlati olarak degerlendirilebilir.

Ceylan, kendisi tizerine iz birakan Kasabasini, ilg bOltim-de anlanr. Ilk 13616,11de agirlikta olan §ey, okul ye kasabaokulunda gegen siradan bir derstir. -YOnetmen, bu bOlfimdekasabanin ama bir o kadar da tuhaf 'huzur verici'ortarnini, zamansizlik duygusunu anlatir. lkinci bOliirn, go-cuklarin okul drinii§Unde dogacia yaptiklari geziclen olu§ur.Ceylan, bu boliimde kasabanin baharim gocuklarm gozuyleanlabr. Son bOltim ise, kasabah ailenin, ate§ ba§inda ya§a-ma, gali§maya ye bilgiye dair konu§malarinclan olu§ur.alt bbliimnyle de Kasaba, adeta Ceylan'in, hem gocuk haliy-le kasabasma bake nun safhgini ve clogalligini tap:, hem de`killthrlenmi§ bir baki§i ile kar§ila§tirmasini igerir.Bu yOntlyle hareketli ohnayan, duragan anlatisal yapisina veritinine kar§m Kasaba, doga-killthr kar§itligi temelinde, kes-kin bir sorgulamayi cla igerir. Ustelik Ceylan, "Kasaba'da,`naif' insanlara, ya§ania, bilgiye, tarihe, oliime, kiiltiire ili§-kin felsefe yaptirarak, temel kar§itliklari sortinsalla§orm Buyonnyle film, ya§-arna, insana, bilgiye, kiiltiire, Whine ili§kinfelsefi ve antropolojik bir baki§ niteligi taw." '4

Maps Siktntin,I lalis Stktntist'm gekrrreye ba§lamadan once Ceylan, bu

fihndc babasuu ve onun temsil ettigi clegerleri anlamaya ga-

limak istecligini soyler:&kJ/nisi:run temelinde babam iizerine bir hiktiye

anlatma istegim vardi, ve daha sonra olu Muzaffer'i, yanikendimi ilave etrne /ikri olit§tu. bbylece Kasaba'run

yava, yural dahil olda filme. Bu da, ytineonen oglo,ile ylizle;en baba karakterini daha cizinemi sc4,-lach"15

Malls Stkintm, bu iki amaci da yerine getirir: Hem Cey-

lan'm ha basin, anla or, hem de Muzaffer kimliginde yOnet-

meni, yarn kendisini, kench film yapma siirecini konu edinir.

nzgiivolt. "Ntiri B40. ile Yinnibirlid Dergi.si. Sap:12, Mayi, 2003'deilM. a.g.e., s.9ti.

Kasaba'dan tarucligimiz tizere baba Emin, kendisini

maya adarrn§ bir idealisttir. Koyliilerin agaglan kesip yok et-

tigi yerde o, yeni ye farkh agaglar dikerek gali§mayi segmi§-

tin Babanin idealizmi, Muzaffer igin filminin oykulerinden

birini olu§turur. Ba§ka bir deyi§le gergekte Muzaffer, baba-

= idealizmini, filmi igin bir malzeme olarak gorur. Ceylan

ise, onun idealizmini, diger karakterlerin silunulan ile kar§i-

la§tirarak anlamaya gahgir, sonunda yipransa da, onun ide-

alizininin 'yenilmez' oldugunu

Nlayis Stlanttst, Kasaba filminin gekimini de igine alarak,

yakin akrabalik iligkisi iginde olan 1Vluzaffer'in, baba

Emin'in, Saffet'in ve kilgiik gocuk Ali'nin sorunlanni,

ulanni konu edinir. Temel silontilardan birini, Ceylan'in

kendisini, Muzaffer Ici§iliginde ortaya koydugu film gekme

stirecinin siluntilan olu§turur. Muzaffer, filmi igin uygun

oyuncuyu bulamaz ve kendi yalunlanni oynatmayd karar ve-

rir. Onun tek dil§Undtigti §ey, filmidir. Oyle ki, ne deneme

gelcimleri yaptigi Pire yenilerde Olmil§ olan kansi-

nin acisim payla§abilir ye onun yalnizligini duyabilir, ne de

anne ve babasmin, hatira niyetine kaydedilmi§ gOrtintillerini

izlerken gosterdigi `zaman ne kadar gabuk gegiyor' kaygila-

rina tepid verebilir. Muzaffer, babanin siluntismi da pek

Onemsemez; orman mildtirlqiintin el koymadigi takdirde,

miilkiyeti birkag yil iginde kendisine gegecek olan arazi ile

ilgili baba= sikinhsini anlArnaz, babasina "Niye bu kadar

ugra§iyorsun, anlamiyorum yanil Kime kalacak bunlar? Za-

ten ya§in da gelmig." kayitsizligiyla tepid verir. Baba, emek

verdigi agaglann, `yaban ellere' gitmesini, kesilmesini iste-

mez, bu neclenle kadastroculann yolunu gozler. Yirmi yildir

bekledigi kadastrocular, IVIuzaffer'in filmi igin canakkale'ye

gittikleri gun, baba Emin, "Filmle milmle ne igim vardi be-,

nim?" diyerek ofkelenir, gekirnleri terk ecler. Ancak bir sure

sonra ofkesi gecer ve filme clOner.

Saffet'inin sikintisi ise, Kasaba'da da dile getirdigi gibi,

kasabadan kagip kurtulmakur. Bunun igin §imclilik en olasi

Hascut A kbulta Biyografya / Nuri Bilge Ceylan

2726

Page 114: Türk Sineması Notları - 3

iH

Hasan Akbulut Biyografya / Nuri Bilge Ceylan

2928

yol, akrabasi Muzaffer'in cesaretlendirmesi uzerine, Istan-

bul'da bir i§ bulmakiir; Muzaffer, filminde oynamasi

ginda Saffet'e istanburcla i§ bulacagina dair gtivence verir.

Ancak Saffet'in bu hayali gergekle§mez..Muzaffer, gergekte

filmini yapabilmek igin onun oyunculuguna ye yarchmma

gerek duymu§, filmini bitircliginde ise, verdigi sozii gergek-

le§tirrnekte zorlanacagini soyleyerek, onu kasabasinda kal-

maya ikna etnieye gali§mi§ur.

Ktigtik Ali'nin srkintisi ise, bir muzikli saate sahip olrnak-.tin Ancak bunun igin bir yumurtayi, cebincle kirmadan kirk

gun boyunca ta§iyabilmesi gerekmektedir. Ali, Muzaffer'in

kinlmamasi igin yumurtayi ha§larna Onerisini `hilelik' olaca-

gi gerekgesiyle recidetse de, sonunda hileye ba§vurrnaktan

ba§ka bir'§ey yapamaz. Koylu bir ninenin, bir yere ula§tir-

masi ioin kendisine zorla verdigi bir sepet dolusu domatesi

dil§iirmemeye, ezmemeye gali§an Ali, bu sirada cebindeki

ytunurtanin kinldigini fark eder ve sepeti tekmeleyerek te-

peden a§agi yuvarlar.lan yumurtamn yerine, bir kUmes-

ten galchgi yumurtayi koyar. Bu sUregte Ali, nesnesini degi§-

tirir; Muzaffer'in film igin gali§an Sadik'ta gordilgu gibi gaki-

h, is, rkli ve miizikli bir cakmaga sahip olmak ister. SacIlk,

gakma'gi ona hediye ettiginde Ali, tekrar eski nesnesini ister.

Mayts Stktnttst, dort karakterin siluntisirn Muzaffer'in fil-

minde kesi§tirir, ancak bu sikintilarin kaynagi olan sorunla-

nn hepsinin gOztilchlgilnir giistermez. 1Vluzaffer filmini cek-

meyi ba§arir, ama heniiz bitirmi§ degildir; daha filmini i§le- .

yecek, kesip bigecek, kurgulayacak ve 'paketleyecek'tir. Ba-

ba Emin, yillarca beklecligi kadastrocularin i§arededigi

agaglan, Muzaffer'in filminin gekimleri sirasinda, tistelik

kencli rolunii oynarken fark eder. Onun srkintisi acikliga ka-

vu§sa da, siluntinin kaynagi olan sorunu gOzillmez. ciinkii o,

§imdilik kaybetmi§ gOrtindifgli arazi ioin yasal yollardan

etmeye hazirlanir. Bu yOnilyle babanin srkintisi, bir

bakima., onun idealizminin sinanmasi olarak da

Saffet'in istanbufa gitmekle ilgili srkintisi cla agikliga kayu-

§ur, ancak kasabadan `kurtulma' gabasi henilz bitmi§ degil-

dir. All ise, Muzaffer'in film cekinileri sirasmda farkli birmuzikli alete sahip olsa da, muzikli saate ula§mi§ degildir.

Filmde Ali'nin nesnesine ula§mak igin `yapmak zorunda kal-

digi' bile ile, Muzaffer'in filmini bitirmek igin Saffet'e ger-

gekle§tiremeyecegi bir stiz vermesi arasmda bir benzerlik

varmt gibi giirtinse de, Muzaffer'in yeti§kin `aldin§ etmezli-

gi' ile, Ali'nin gocuk safliar bir kar§itlik olu§turur. Muzaffer,

Saffet'in gelecegi pahasina, onu filminde oynatmak igin i§in-

den etmi§ olur. Saffet, yakinlarmin bin bir zorlukla bulduk-

lanm sOyledigi fabrikadaki i§ini, Muzaffer'in filminde oyna-

mak igin birakir. Sonugta Muzaffer filmini bitirir, ancak Saf-

fet fabrikadaki i§ini ye Istanbul'da i§ bulma umudunu; baba

Emin ise, yillarca ernek vercligi agaglari kaybetmi§tir. Yine

de bu sonug, Saffet'in saf, dlirlist ve Muzaffer'i salt `liile-

baz', kotii biri olarak kar§it bigimde konumlandirmaz. Ger-

gekte temel gerilim, kentli olan Muzaffer ile kasabali olanlar

arasmda ya§ansa cla, Ceylan da, karakterleri arasmda saf iyi

ye kbtil kar§itligl olmadigirn belirtir:

"Kent kiiltiirii ile ktrsal kesim kiiltiirit arctstndaki farkt,benzerliklerini yurgulayarak geistermek istiyorclum. Cehoybu tar davranillartn kagindmazItgtru benimsiyor, ye so-nunda karakterlerinin ruhuna yaktnlik duymaya ba§ltyor.Kimse tarnamen iyi veya kOtii dedildir, herkesin iyi ye keitityanlart yardr. Oysa kadtnlar saplanttlarla hareket ettni-yorlar, kendilerinden yermeye daha gok yatkollar. Anne-min ketraktertyle geistennek istedigim buydu. 0 her zamanbeni §aFrtmt§ttr."16

çehov'un etkisi, bu filmde Lizerincle oylesine yogunclur

Li, "Cektigim her sahnede Cehoy'un ayak izleri mutlaka var-

chr. (Gilliiyor) Yani, belki de, ne ya§arsarn ya§ayaymi, ona

bir sehov filtresiyle bakar hale geldim." diyen Ceylan MaytsStkinttst' Celrov'a adar. Ona Ore Cehoy, "1-layatin traji1(

boyutunu en clerinclen hisseclen ye anlatflarnaz sanilani bii-

G. Kiziltiontir. a.g.e.

Page 115: Türk Sineması Notları - 3

yiik bir rahathkla anlatan biiyuk bir yazar"dir.17

Mayas Siktntist, kendi ya da kasabab, egitimli ya da egi-

tinisiz olsun, insanlann, yalnizca kendi dillerinden konug-

tuklarint, hatta gogu kez bagkalarint dinlernediklerini anlatir.

Bu genel bir ileti,ini kavramini sorunsallagunr. Yo-

netmen ya da zamanimizm, modern

diAnyan in bir sorunu olarak giastermek' istemez, lunu insa-

ma kaderi olarak gOstermek' ister. 18 Mayzs StkInttst'nda ka-

rakterlerin Oykiileri, onlarin gergek yagamlannclan almmigur,

Hinclistanla ilgili Oykider, yOnetmenin bilyilkbabasinin anlat-

tiklandir. Kurgu olan tek oykii, bagka bir sinemaci Ahmet

Ulugay'in, kendi goculduguna ait bir amsindan kurulmug

olan gocugun oykiisiiditr. Hile, Dkar iherine olan bu Oykia,

ayni zamancla, yukancla

clerme yaptigo icin olclukga anlamli bir erken anlatinadir.

Ceylan, filrnini dort karakterin sikintilan Uzerinden 'carer-

ken, Kasaba'da i1ledigi utanc,: duygusuna da deginerek, bu

clitygunun film yapma sertivenindeki onemini vurgular. Mu-

zaffer kiniligincle kasaba ilkokuluncla yaptigl cleneme geki-

minde Ceylan'in kamerasi, eksik yazdtgi "Mesut Atatiirk'li

gok sever" ciimlesini diizeltmesi igin Ogretmen bir bagka og-

renciyi gbrevlendirclig'incle yerine donen Mesut'un utancini

kaydeder. Utang, yOnetmenin film gekme serUyeninin ardin-

claki itki olarak Linen, kazanir ve vicclan cluygusuyla cla

Kasaba'da kaplumbaga iizerinclen, gocugun

anlatilan vicclan kavrami, Mayas Stkintist'ada yine

kaplumbaga ile anlauhr. Ceylan bir sbylegisincle gbyle der:

"Kaplunibaganin kacmaya galigmasi sahnesiyle kaplumba-

gain, vicciant oldum biraz. Yani, ona kargl vicclaninu biraz

giasterinek isteclim. Cok act gektirmiginiclir kaplumbagalara.

Llzerine binerclik." I9 Yine Kasaba'claki gibi, okul-egitim

sezilir Mayts Stktnttst' `okulda ne-

" Akbulut, Kau;n41", Haz. D. Bayrakdar,lurk Film ,4r11...;t1rmtilorindit Yeni Y,Melinder 4, BaAlain Yartnlan, Istanbul,2004, s.232-283.

Liment, s.96.

Ciniont, 5.97.

ler Ogrendigi' sorusuna Ali'nin verdigi "Hig" yaniti, siradan

bir yanit olmanin Otesine gegerek, resmi egitim anlaminda-•

ki lunlmaya da dikkat geker. lginde yagadigi cevrede yakl-runda olmasina kargin okulda kaplumbagap Ogret-mediklerini stiylemesi, resmi egitimin yagamdan kopuk nite-

ligine gOnderme yapar. Resmi egitimin bu niteligine karginkasabah aile igindelci egitim, tumuyle ya§amin igindedir;Ah'ye yumurta, milzikli saatin degerini bilmesi igin; `biraz

sorumluluk Ogrenmesi' igin tagaihr.

Yedi haftada sesli olarak gekilen Mayas Stktnttst, bir se-naryoya dayansa da, filmin, yer yer bu senaryodan farkh ol-

dugu goriiliir. Senaryo ile film arasindaki bu farklihk,, yOnet-menin oyunculukta dogaglamaya yer verdigini, filmi gelcim

amnda bile degigtirebildigini gosterir. Ceylan, bu filminde

yakin gekimlere daha az, uzak ye sabit planlara ise, daha faz-

la yer verir. Cogu kez kameranin gergeveled4i alanlar, karak-

terler girene kadar ya da ciktiktan sonra bir sure bog kahr.

Ceylan, kameranin diginda, mekán icinde de cerceveler yara-

tir. Ozellikle pencere pervazlan ye kapi egiklerinden yararla-

mr. Film, bu yOnilyle Auge'nin kavramsallagurdigi ardamdan

hem uzam ye yer hem de insan-mekán (doga, ev, bb melcan-

lan kapsayan uzam olarak kasaba) iligkisi Lizerinedir.

Mayas Stktnttst'nda kug civiltisi, kopek havlamasi,

an-sinek viziltisi, rUzgar ugultusu gibi dogal sesler ve moto-

kamyon, otomobil gibi araclann sesleri, Kasaba'da

oldugu gibi onemlerini korurlar. Bagka bir deyigle ses, go-

rtintUden geride ye daha Onemsiz degildir. Filmde diyalog-

lar, kasabaya Ore daha `sahicidir' ve bu sahicilik, karakter-

lerin giannik ye yerel konugma clilini kullannialarindan kay-

naklanir. Bu chi yereldir, ama taklit degildir; film inandinci-

ligini, oyunculann gergekte biraz da kenclilerini oynamala-

nndan abr.

Ceylan, Mars Stictrutst'nda sanat iizerine de bir geyler

soyler. Sanat, sancilt, sikintili bir yaratma sureci olciugu ka-

20 M. Atige, Yer-Olntuyanla • ()sounder'slikin Antropnlajisine Kash Yap'Ilan,Istanbul, 1997, s.90.

Biyografya I Nuri Bilge CeylanHasan Akbulut

3130

Page 116: Türk Sineması Notları - 3

dar, ktigilk • ya da biiyiik 'hileler' de igerir. • Sanat, sanatgiya

gok yakin da olsalar, insanlann ya§amlarma izinsiz girme,

onlari bir sanat igerigine clOnii§tOrme, onlara htikrnetme ye

i§leri bittiginde terk edip gitme hakiu verir. Ceylan, hem

kendisi genelde sanat, Ozelde sinema aracthgtyla kendini

beslese de, hem de filmleri aracili;,6tyla zihinlerimizi agsa ye

ruhlanmizi inceltse de, belki de bu filmiyle sanatsal yaratmastirecinin 'clemokratik olrnayan' miiclahale ediciligini •gOzler

...•Ontine serer. Ornegin Muzaffer'in yOnetmen kimligiyle, gizli-

ce anne-babasinin yatak odasina mikrofon yerle§tirerek, on-

farm Ozel alanlarina girer; filmi igin hasta olan 'Fire Dayi'yi

yatagindan kaldtrarak deneme gekimleri yapar, Ustelik onun

yalnizligiyla ilgilenmez, onun rol igin uygun olmadigini

dtigtinde de cam silularak oradan aynlir; izinsiz bir §ekilde

kamerasiyla Saffet'i kaydecler, filrninde oynamast igin Saf-

fet'in i§inden ayrilmasina neden olur, yine i,i bittigincle ona

verdigi sozii yerine getiremeyecegini sOyler. Aynt zamanda

yOnetmen sanatm, nasil `straclan olan'dan, `gtinitik olan'dan

dogup geli§ebildigini de gOstermi§ olur. Bu nedenledir ki

yOnetmen, "Yoksunluga ve yahnhga kart gok cluyarb" 21 ol-

dugunu kanidatm, olur.Ceylan, filmde gOrtintillerin, renklerin istedigi gibi olma-

sina byle Onem verir ki, Haziran ayinda gektigi Maps Siktn-

tz.st'mn parlak renklerinden memnun kalmadigt igin, bir i§-

lemle filmi soldurur, ancak bunu ticari kaygilar igin yapmaz.

Giirsellige verdigi Onem, onun, sinemacilann `gelir getirir'

diyerelt istekte bulunmalart itzerine, diyaloglarm

tiimOyle gOrtintOlerclen ve seslerden olu§an film fragmamn-

da da one gikar. 0, sanki filmin kendi 'clerdini' anlatabile-

cegini giisterme.k ister.

UzakHenitz illayts Stkinttst fihninin haztrhgt igindeyken Cey-

Ian, Uzak'm ozOnii, ,u ctimlelerle ifade eder:

Erkiiii "Nuri Bilge I uy Radtkal

Gozetesi, 21 Ekiiii

"insanin idealize ettigi hayatla; fikirlerle kendi yafadtgihayat arasinda her zaman bir ucurum vardir. Ve burum insana'acc verir. Sinema bu noktada giiridenth gelir.Sanatla ilifki fa. lan. Ben asla bbylesinin gerekli old:tigunusavunmuyorum. Arica icimde yakatadigtin bir Vuygu bu.Elimde olmadan siiriiklendigim bir fey." Yani, yáladt-grim hayatla, •yafamakta oldugurn hayatla, inari dtgam,ideal olarak koydugum hayat arasinda biiyiik fark.var. Vebu fark act•yaratcyor. Bu actnin iistiine gitmek isterim." 22

Ceylan'm filmografisinde §imdilik olan -Uzak,

kendisinden Onceki iki .filmle Mayts Sikintisi ve

Uzak, gerek Oykti, gerekse terra acisindan birbirine

Mayrs . -SiriitisVr.i ciaAiirrii kreri Attiiaffer'.in ,

filmini yapmak igin Saffet'e, yerdiO'i§ bUirria valia; -Fizak'ta

Yusuf ve Mahmut arasindaki damgastru Yurtir. Fil-

min konusunu, Yusuf un, i§ bulmak igin geldigi istanbul'da,

akrabasi fotografgl Mahmut'un yaninda kalmasi ye onlann

aralarindaki gerilim olu§turur. Yusuf, Kasaba ve Mayis St-kmtisi'nda, logucu' ktiy-kasaba ya§amindan kurtulmak is-

teyen Saffet'tir; Mahmut . ise, bir yOnityle Kasaba'da entelek-

ttiel sohbetler olmakla Oviinen Nuri'dir, ama

btlytik oranda da Mayts Sikintist'nda film yapmak isteyen

Muzaffer'dir. Ceylan, Uzak'taki karakterler ye ele aldigi te-

malar agisindan Onceki filmleri arasinda bag kurar, karak-

terlerini ba§ka ortamlarda, ba§ka ko§ullar iginde stnar, te-

malaritri clerinle§tirir. BOylelikle onun filmlerinin,. birbirini

agimlayari bir yaptya sahip oldugu gOrtiltir.

Uzak'in temel gerilimi, kendi Mahmut ile, kentte tutun-

maya gali§an ta§rall Yusuf arasindachr. Fotograf sanatgis;

olan Mahmut, `niemleketinden' akrabasi olan Yusufun i§

bulmak igin Istanbul'a gelmesiyle, tek ki§ilik `Ozglir' ya§ami-

Jim claraldigirn hisseder ve onu yOk olarak gormeye ba§lar.

Geldigi ilk giinden itibaren Mahmut, Yusuf' a uymasi gerekkurallan, Odin kendisinde olclugunu ima eclercesine sit-a-

far. Kurallari ihlal ettiginde ise, Once sessiz bigimde, sonra

Y. Giiktiirk re S.

Hasan Akbulut Biyografya I NuriBilge Ceylan

3332

Page 117: Türk Sineması Notları - 3

Biyografya / Nuri%Bilge',Ceyiari

b;;4g4ra_rak Ite p karabai bi-

la ., ika kiliktit0.ancak;vitediginde n,,•,gereksiriirmidnyclugunda

Oegirni .iten Tar-

kbvcky gi bi thlniler'yapthak

';114,Ahmift,1"irdelifoto'gra-

fkri' bittigirie in art rn a ka ;,` g‘et;iiek'le,•;.;Wah a

d'cigAit

ki , 6 ktrig:37e-'gillikle'i-iriere;jiitiifo-

tcigiall k';ekrilek'•iciir"Oki•uqiin11 •! ;/- -• r

, • ' •ii§encngk tolOgtaf gekrnez. Onun I gec,m10.ekr`clu§urreele=

riyle,'IclealletkOe;`bLigtinku''ya§anli-arasknEla...bi.iulZfarklar‘j

yarchr'.. RIF arkatla'ainiii tier:J.111'e gore lanakut, 01urtusiu .et-•

'Tdealletincreif

t • • • n •aYni '111-aAi Sikuit'ac

!;;--; ,41;(ji1,:•iibal)ayt anirnsalir C'ejjan, lmbarim kar§k oiarak11' ; !.. ? ili n

numlanchrir i\Iahiiu u.

Cer .kkte Ma"1-unut ire Yusuf araSinclaki tirk4y e„;,•„;;;J:1;;., ..1;;;:rni.irkw,;-

di:rsnnsel genel yansitrna,ktaair 'Th§-.•;:":;-•;;;;• :::• ;;;;;

ralknin,. olank.kr§1.1ncla ikinci.sinif'yatanda§ ;Olahik

bu Jiiilpe1 iJiIe kentli entetektue cle, T,urkk-,.•;.

biil1tkte

Eskiclenidealleri olan ye lau

1;4 ,aut krntlt nt eI e Ltiirl Ozellkkle. 1980'le,rde k.lygulanmaya•in;;,•;.;;tr.,/

basIklyan ekurip- tnik;siskemle biKlikte:;cle?,ierle.rincten uzaklaki;- icleallerinclen .yaz crecn-li§, •bilv.i•ye beceisini,;yerk i siste-

11 ) :111;hiZ1 110.ille veuutir.Tipki,Nlalunut. . •

MaInnut„yaarnclkIn,/jnsn1ariIin o ylesirte t.k41,4a§nikvr;

Yus;u('Lilt I;;e clisi /le

Farkl k dunyalarcl an old uglt nu ci uvurmaL lstercesine, yid eocla

Tarkovsky'•nnk. -,5talkdrl Izsjiriicii (1979) ,fibrkini.•izletir.YuT,

su! t. Yusuf, Tarkovsl:y)iin.i.lzun;selianstnclans1k.lbp;kalku,

gi rid a 1\tab niut,• • L,..izlice,;bkr, p0 mmo /-

stir ktil

eder zira. Mahn-a/Cull kitaplarla dole çali.nia oclaskda„Yik-

sufuinl,

run afi§inin asib oldugu .-ddasi4ettkAi-§11aitarkadiguictai,ilikii

araskndakilarldibk dahakhelirgirtle§inknkk•ny,: . 11'.ti!`.1e)

5i'alruzew; ideällerindert; egit.k veNkrQs

j I j

(ki;;\ in-saalkclanik:yakinlanildanydardazaklä§nii:§134 14telki.k 114.41kmut,

yalmzca ta§radan.geligrahatinikboZ,a,h'cciJ,44pe-

sine •de,, onu n. ita§talpgina dakaytsi, kaikE.; „Qi•anne$kie.ypjaz

karde§ine uzakrit,;ICen.disini ar4axi auknqkir,k;tleforkupac .clk-trkaz;;;;;abl,a,5inln, 4nne1erjnini.hastm.ppye icacIiri1dii yceacilen

aratnasi;gerektigi pla§4.ilna.bile4w1A

Yustif u:•.di4, agnsi .geket,I.;Annesi'(e YPi• ggt Oici jgi.44P, /41C11-14 iC3PMCP/

izler. Eiç4q§i,:l\tazaq,da:bp,

.h.jrlikte i yaadIglOrban;lac;oculqq.rimpiotgrnarrik.AsInii3

IC9'*inclq w, M ab Pl q 4, kY PT,I P.,§;r1; * ü,e XA'141-4.:AT00,c1.1cAl ;16/1.4nzan',Ek, §qyleri

14zirml; arch P d.ak L1149;PcY1P'W-filA-3TAPIU1P0en*F1s.ucly/1,1.1 ,k, .ctuygusirlp,u,n

sOylenebilir, 514 ,5 qc,:hdulc4,4ygys 14 ; Q91: yogiAnchlf,lialpatNI.,h:,

apt1 up jçe„;cInmçiq .1i fotograf a,

1.1 §m fksk,ru n arcbn 4 1 ca. bu;,sug141kdwgus H ytr,.G•e,ret Ic 9.1".17

sel gPrP1CSirilne Prini l-giC/ 9):MelF)Iii& gi1mCT eYijle '‘ggqC4'tEsq

kaelip.1,agi;1§larInclark 9abmalc

cali;npasin;an arklindaki „cluygy,nun , çIr1uk ye

yicdan Qiclugunu .;

Uzpir.ta 1e aldigt yiilnizIik lemasi ,, yoxeinieoi 'zor1ayan,ilk gengliginclen beri acksink cektigi'

fi Gencligirn karanlik/zinclanlarincla gecti..sayibr.”

Cliye dbrittilanan

san tilut

34 35

Page 118: Türk Sineması Notları - 3

Hasan Akbulut

aglklamalan, onun yalnizca gengligini degil, §imdi de hisset-

tiklerini Uzak'a aktardigini gosterir:

"Bir baktma sinema zonmlu oldugundan korktuguni birkaderden kurtulma urn veriyor bana. Inzivaya gekil-meden son bir hamle. Ve o inzivayt sinema yaptyor olma-ma ragmen daha derinden hissediyorum. Inziva arzusu-nu... Her gegen gun konu§maya daha fazla ii§eniyorum.Daha fazla enerji gerektiriyor benim igin. "23

Boylelikle Ceylan, tepkisizligi, 'inzivaya

Mahmut karakterine benzese de, yalmzhk deneyimini sine-

ma dihyle anlatugi icin ondan farichla§ir. Bu yalmzhk dene-

yimini, yalnizca Mahmut hzerinden degil, Yusuf ilzerinden

de anlatir yOnetmen. Yusuf, gok Para oldugunu stlyledigi ge-

milerde i§ bulabilmek ve chlnyayi gezebilmek igin kente gel-

mi§ bir to rah olarak, kendisini igmelanlara hapsetmi§ Mah-

mut'un tersine, kent ya§amini da tanimaya ba§lar, ama

onun tagrali kimligi ve 'yoksullugu', kenti ancak 'yoksunluk-

lan' boyutuyla tarnmasma yol agar. Oncelikle parasiz oldugu

igin, i§ ararken herhangi bir araca bindigi goriilmez, gogun-

lukla yiiriir. Belki de kenti taniyabilmesinin en iyi yolu bu-

dun Ba§vurdu'g,u girketlerde ig bulamaz. 0, Mahmut gibi

caz niUZlgllllil galdigi barlara gitmez, gidemez, ancak Ibra-

him Tatlises'in chnlenildigi yerlere gidebilir. 1§ igin belder-

ken oturdugu kahvehanesi, kendisi gibi insanlann

beklegtigi 'yoksul' bir mekanchr. Ama Yusuf, oradaki insan-

larla sohbet ederek, yoksul y e soguk rnekfinda, slcak bir yel

estirir. Yusuf, her ne kadar kentli yakininin destegiyle kentli

olma, kente dahil olma, kentten igeri girmeye gab§sa da, bu-

nu bagaramaz. Ne kent onu igine ahr, ne de kentli yakini

Mahmut. 0, bu nedenle `ch§anda kalan'chr, t 3lahmut'un da-

ha ro ok is mektinlarcla gosterilmesine kargin, Yusufun dig

Augri arum teriminin, ycr ioriminden dab:, soyui. oldugunu, yer'in, cu umndanbir olaya, bir siiylenceye yu du bir luribc gi.Utderuiccic bulundogl1111.1 soyler.

Onus gene uzatil, "lurk gOzooucksizio bir iki ;:ey yu du iki ookta araum-daki bir toesufeyc yu du zatuaosal uyarluoubile. M. Auge.,a.g.e., s.90. Maps StloarLienda Ceylun, bent ozanoo, hem de yerin insun ya§a-noodaki yerioi ele abr.

Biyografya / Nuri Bilge Ceylan

mekanlarda gosterilmesi de onun `ch§anda kalan' oldugunu

destekler.

Mahmut ve Yusuf, kadinlarla ili§kilerinde de birbirlerin-

den farkhdirlar. Mahmut, aci gektirdigi eski kansma duygu

ye diisuncelerini acik biccinide due getiremez. Hayatinda

§imdi birlikte oldugu kadinla ya§adigi §ey de, cinselligi yaga-

maktan Oteye gidemez. Ustelik o, ancak kendisi gereksinim

duyclugunda o kadinla goriigilr. Kendisini, ancak kendisi de

gereksinim duydugunda eri§ilebilir kilar. Yagamina koydugu

simrlar, onu eri§ilemez yapar; yalrnzhga mahkum bir erigil-

mezliktir bu. Oysa Yusuf, uzaktan gorup etkilendigi apart-

inanclaki kadina yakla§mak igin adim atmaya hazirchr, an-

cak kadinlara yakinlagma girigimi, iki defasmda da bagari-

sizhkla sonuglanir. ilkinde kapicirun geligi, ikincisinde ise

parkta kachnfbekleyen bagka bir erkegin varligi onun giri§i-

mini engeller. YOnetmen, Yusufun ve kadmin, apartman gi-

rigindeki bekleyiglerine, otomat igigini kullanarak gerilim ka-

tar. Once i§ik sOndrigtincle, Yusuf, kadina yakla§mak igin

achm afar, ancak otomat igigm yanmasiyla birlikte kapici gr-

kagelir.

Gelecegi giinii unuttugu igin apartman giriginde beldeyen

Yusuf, Mahmut tarafindan unutulugunu Onemsernez. Tasra-

hnin goniilliiliigii, kentlinin kabahgt kar§isinda bagi§la-

yictdir, 'ytice'dir. 0, isminin anlamr gibi saftir. Henilz geldi-

gi ilk gun Yusuf a 'ne zaman gidecegini soran' Mahmut ise,

onunla ilgilenmez, ig bulma konusunda ona yardimci olma-

digi onun yardim talebini Ofkeyle reddeder. Vasifsiz

bir ta§rah olarak kente gelip is igin torpil istedigi igin ona

.bagrnr. Olaylara bakigi ve tavirlanyla Mahmut, tam bir orta

smif inancligi degerlerclen, insanlardan, sevgiclen

uzakla§mi§, kenclini yagamin aki§ina birakmr§ bir siniktir.

Filmde siirekli cliiiinceli olarak grininmesine bakarak, IVIah-

mut'un, bulundugu ataletin farkinda olclugu, ama ey-

leme gegernecligi igin aci gektigini soyleyebiliriz. Ona aci ve-

ren de, bu farkinclaliktir.

3736

Page 119: Türk Sineması Notları - 3

; • ' Biyografya / fi ari!nBake Cethth

38

Nhili hi Li -•ke f bii-Atii41i tgi;::1 he-

yecanclan uzak.b .gi' ile Yusufun merak eden, bilin.Atre

dbri 9e11e açL kranl :k6rki-ifya!ry•bir" kar§ithk !olkil§tu-

Yrii."

a ritai'a riiitak V ep.kisiz. 86! "'lifts :1,1f d ai kadar 4re ye=

'tep kiletiride; : ;c1,19.g IA ifadeleriridi

dilt: •

(lis11iiirici Oeuksui ib :SallikidirefSOZ•'kbnustidlut.

' gdnta.E:Yusttf.,,

kktOr iriihé ald4 Oe eden 18yitii6alo.akgi-le*rvar.

kanera', Oiide c. i'n'tirietek' kite§ 'dden byunc-4) : gO8terin,ly'ukan

geyrmir;'Y'usuf; ag-1 IdOlui.--galrnektedfr.COMin

ö1i.isi.i1ik 1e Mu itG eylail,•,:kikI•cibecla

beak,'dUUnceiii1ad1arn,

yr'ee ; yoktu.B1 ki • on'a l gore , -c 06aki-ukOn ii si O l 1edii T aflik,n kaab ad d

'S cl ' ken fin c iidigil çocuk ai1iitini vir1uifaizin.ver-

inzç6eukiikYiitfli1.cebtegeImigibiWiiLYAcilJ'td,.'anqak•

Ieiiuh bireYi'yalrfiZ,14,-A niOhkO m

h'

.103

Onceki filmlerinde oldugu giLt, Uzak'ta da bir

'fil iyakalamairt • be k-,

Ldp

al;;'' rdrei,4131.t,

u f7 1.-M ;g68 rg Ayric. 'Y'USUf

gad ncb zor ioldUtrir ;k6ntren,i6 La-

i bi" :.a Li1aak L ir .' 0 unrf

AV:1111u t'u fot6g-,raf- .aksegitar. olarak kiillandigi

gi.iinii koStekii' saatiri -kaylacArnasindiMiciMayb: olarak YU-

Gi-ltrcekte•&Aura-

Mi-§ • gibi yaparak;- kendisinisuiO--hissetrnesinene-

dei o1 ' 'Art tara1i, bitLd.aha

lilek'UtZere':'-e'rtsi"Sabali-ls'tanbtirck"tr:ayrllir.'

sonuri-

cla onceclen " Git Ian. -cliyerek

redIdeitiOiYiitufl'unt-Sarnstimsigara!Smi;;Yebindeni.Ocarikitaiibii1 .giirtiatitsUllintincle,i4ei p.BifYyleliklebelki de ,aijulOgiri!-dkit `ttakigifyr,ineye-,,ba§larly.&I'bfdki'-olaiitY'usuf;-tarhaligiy,lakendisiy14

edylairi Etz-ak'tiau k,amerathill ) I dahaylhareketSiz

uzun sabit plantar kullanir, hareleethWiigdir..iraleickaaniromesalon gekirne Okiraz,lyerl yerilz.%Onun Itatile4451;fgOrli31thl;PPlufrimint,adi gbi kendisii P.ChTlftlqr

uzak1110bitak-M-1YOTOtnlet4-4nC,00-, 414P;-rinde qidu tgibi Uth)i-' adã •s_•0.10i.O grqr11,...Y.P.417 . 11-)7 anil ICAL;It

çeitli,c4masuid.'lar§4r!Kasaba:iyetAgt,iy44,,$34/c.u,1414s,/,'tnctgli!gict.iti-!rgikfi

ku§ sesleri, kopek haylamalan, kediu-iniy,aytarnah4p,,

i§itihr y e bu seslere marts sesleri, motorlu araclarin

144 .1';eiffilel;i 2ifd nari 41i16KG)Ses7ku§a;

daki.bu: !ce§idilik,),Sankitfth mitt/ r.445.1rf,,,-_1(.a§g44yrini1 /Ye 4YrIA1;741114,KIAP,f

yadSitit.-.-SeS ku§14,1,

e•ri t YQnetrnen go inttilcl1 çrtanilaiirs dqa1.sniI Or

ir6n -,baOaripc,n-,4, a; ,y, es so n unca91çI \t 1pi, .,ppre;.i'aIi

uzernic1 yurucjugti par IIp 11, lac vits4i,g i.1 ifirtur.

Do i5 a1 §esl,e0-iigok4 6uria y e i§iitllebilirlikine:kar§m:filmde

1?;•.1Fkonu§-

1,711:.1malana insaillar, arasmcfa Saglayan dlli

,1P1111,...reksizle§tirjr. 5esle diker bir uygularna ise, y8rietniehin

karakterleri belli seslerle`..karak'terizeetmesithr. Otpegin' f.)al-

: koncla a.§111 riAzgar can ' , . Yusiir u . simgeler. Unaran a ore

,::r'..• :hi i!.:rilzgar .gam,,eseri riiigara gore hareket,eclen YtliStit tin egre-tilemesi olarakOkunabihr.- YOnetmen claha az.yarariandlgi

niuzi bb§Tuklari . dotc11.1rp4içu cIiI, 1zleyc1nin Sall.neler

ara'smda -bag kurmastnrsaglamak,_ve y,aanmipla.ylarta

durrulan anhtinak uin i.ullOnir Orriern Ceylariv'Mah-

24 M. Ciiueut, a.g.C., 5.98.

Page 120: Türk Sineması Notları - 3

mut'la eski kansi .Nazan'in konu§malatinda, Onaran'in be-

lirttigi tizere `Mozart'in senfoni kongertanu'mn ikinci

miintin ba§mi kullanie. Yiirek paralayici olan

ran'a Ore buracla, `gOrtinttide olmayan bir amyl, Era Ozlemi

anlatir72 5

ace ise, ayrildiklari sirada hamile olan kansi-

run kartaj olmasryla ilgilidir.

Gittigi festivallerden tidtille donee, uzun bir aradan sonra

Yilmaz Gtiney'in ardindan Cannes Film Festivali'nde

Odtilti alan Uzak filmiyle birlikte Ceylan, artik eskiden ken-

disinde var oldugunu sOyledigi 'o tuhaf endi§eyf attigini be-

lirtir. 26 Ancak endi§e, onun yaratma stirecinin temel kaynagi

olmayi stirdiirtir.

Sanatsal Gthill, Tema ye Minimalist BicemKoza'dan Uzak'a olan yolculugunda Ceylan, ashnda bir-

birine ekle-rnlenmi§ olan bir tiykti ve ktigtik deg,i§ikliklerle

varliklanni surdiiren karakterleri anlatir. Onun Kasaba'dan,

hatta ,Koza'dan Uzak'a kadar giden filmografisinde dikkat

cekici olan §ey, bu filmlerin tek bir filmmi§ gibi devamlilik

gtistermesi, birbirine eklemlenmesidir. Ceylan, minimalist

tavn , benimsemesiyle, hareketli planlardan gok sabit planla-

ra tercih etmesiyle, filmlerinde ayni ya da benzer konulari,

ayrn oyuncularla islemesiyle Ozu'ya benzer. Yonetmen,

filmlerinde bu `rub akrabalan' ndan etkilendigini gizlemez,

tersine bu etkileri agik etmeye causer. Ceylan, bu devarnhligi

"Israr etmeyi seviyorum, belki de biraz aym filmi elli yil bo-

- yunca ceken Ozu gibi! Oda mtiziginde oldugu gibi, bir terra

tizerine ge§idemeler yapmak ho§uma gidiyor" 27 diyerek

agiklar. Kasaba'nin cluragan, sikici ya§amindan kagip,

ytik kentlerde ya§amak isteyen bir ta§rah, iclealleri ugruna

ya§amayi seven bir baba, film yapmak isteyen bir yOnetmen

Seyyiii N. Erkal, "Nuri Bilge Ceylail ile Kasubtt'ya But Bil-

ge", Zuman Gazeiesi, Mugs 1999'd:tit

"Nuri Bilge Ceyluit ile. Siiyl is Hayuti unlumuya calet iyo-

ruin", Zumati Gazete.ri, 26 Kusiiii 1997'diut

Ash Selcuk, "Nuri Bilge. Ceylaii ile. Uzak Diinyu Turuialu", Cunthuriyet

Cuzetesi, 11 Ocuk 2000.

ve kendine kurdugu tek ki§ilik ya§annyla cevresinde kimseyi

istemeyen yalniz bir fotografgi, onun temel karakterleridir.

Hatta iic filminde de Saffet-Yusuf un kasabadan kurtulup

kentte tutunma cabasini anlattigi igin, onun filmleri, bu ka-

rakterleri oynayan IVIehmet Emin Toprak iiclemesi olarak ni-

telendirilebilir.

Ceylan'in filmleri, ta§radan kente uzarnr, ama bu stiregte

topluluktan (biraz zorlama olarak, belki buna cemaat dene-

bilir) bireye gegi§ yapilir. Onun ilk filmlerindeki cemaat tar-

zi yerini (ki Ceylan bu ya§ami, her ne kadar yalin-

la§tirsa, kalabaliktan, gurultuden uzakla§tirsa da), Uzak'ta

yalniz bireyler alir. Gergekte bu gegi§, yalniz topluluklar-

dan, yalniz bireylere gegi§ anlamina da gelir. Mahmut'un

eviyle, iki arabasiyla, karla kaph bol

sokaklarla iki karakteri, kapi ve pencere gibi cerceveler igi-

ne yerle§tirerek mekarn daraltan gekinilerle anlauhr. Cey-

lan'in karnerasi, gerLintil iginde farkh gergeveler icinde

terir karakterleri.

Ceylan'in filmlerinde ele alman temalar, birbirlerini

agirnlayan bir yapida olduklan gibi, bigim ye igerik arasinda

da bir gerilim igerir. Kasaba'da bigim igerigi, Uzak'ta ise

igerik bigimi belirlemi§ gibidir. Bu iki tic arasindaki gerilim,

May's Stktrittst'nda farkh bigimde i§lenir. Mayas Stkpattst

Uzak'ta Ceylan, Kasaba'da oldugundan farkb bigimde, film

igindeki yOnetmen kimliginde kendisini filme dahil eder. Bu

yOntiyle yalnizca bicimle igerik arasincla degil, anlatan ile

(yonetmen), anlatilan (yonetmenin filinde aldigi insanlar, ya-

§amlar, kidttirler) arasincla da bir gerilini soz konusudur.

Ceylan'in filmleri, temiz gOrselligiyle izleyicide orada bu-

lunma arzusu uyanchrsa ve bu yOntiyle dingin, `huzurlu' bii-

atmosferigagri§tirsa da, derinlercle yaralayici bir so-

hicilik' ta§ir. Uzak, bu yoniiyle yOnetmenin `en can yakicl'

filmi olarak gOrtilebilir. Uzak, bir sucluluk cluygusu ya§atir

izleyiciye. YOnetmen igin bu duygu, oldukga tanichktir ve

Hasan Akbulut Biyografya I Nuri Bilge Ceylon

4140

Page 121: Türk Sineması Notları - 3

: gootikittkiati .itibaren i farkbioliri4ld

ntivialgi1jiilaraLöle I cIer:lap : till f OH•

S4la1ulidayg-ast8 yar tigi içifl foculduktanliberi4idei .:bOyi-

Alay edilmemek icin alay etrnek zorunclasyng44r,til.kAidar2H

:CqCY.140191!:.141C4Al'iliCgrf,,;1

t,C e y1.4nsun yatligtru,s0,)!.liernesiylemflergnitan',a bepzprr.,J3t9,gRia,rii,

stnirsuz ,,..doymak durmaclan yinelenen bir meralun,i • I .1: Ilbn e:".. IA) 0.1

oli-nadigm1' syleyerek, sanat i yapy5 slirecinin , psikOlojik .kaynaklarmi

1

lar y e kenclisi sortin. ()Ian varliL yarolu§, gergek,tit .!' hi) I.fliIWAit 'Tit) CiTh 1 ;n.1:111.,

kaira/mlarii, pi ekr:;

m inc1C tlei Sogluluk ye onunla iIiLili olarak btang

1anCev1ai içii 1cIuca birem khvrarn ', •Cj. ,ftInscm daha kench rununa batayor boyte oc j.er. anca-

c'lk' trniictcli 164'1. 1 'kb rtiide 8 ek

fork etmiyor Ve beni vicclanioltiyor,11--Paydtt&YaidaVicitinat

- btlecek b päzisyondaic 'bit utanc: duynyaurni. Bn: nt'a.ng,ib.ard4!bn

kusin,konitjinasamAc.i,v,!.: 3;4: t:i, Buitttang,i aynt!zarnan:cia,igecokf,ya§arn.1a„kigmacarp.sm-

clak.i,.geli,ki. ylf-,...ibirlikte,„ Cey) .,an? sin p ma; y,m)pi,4xc11-4r Arasincict,i yell;iperria, up-

maYa:P344Y.all"13enisdinlay;a,zorlaxcn, clahcf da

,n.;:-.1endecid,7dn 4aycitla. sinemada hayat

Liii

• • I

vor oldaf;. 111111, hissettigim i ya dazannettigim oranstzla•• ..1: .• i , . 1t,

ligez (Maram"Sieranada Mnzik K.ellanem thr ()nick: Wak .", Der.male, Bi'Kale;Bay.

.'' •".

hierhaldel Sehernaplancalvisedg.tired& yaka;12.ydbildig'im ,-lc, Virciyat;lelk6 1 hitular ;hake

i 4nette.... Fdahainvetictedin :g-Ohittiiyordit..137zikudretinlIca.inti dci,ylirataiiibtail y47-

netmenlerin filmleri karlLsiiida dujIdiik,u,rnitderiTilicsek4rkir;.rjden:b4§ka:bin§ej•

.I IuOnundçsxi Sineritia.) yaprriak, san-aij it4rirralak i i aYntitzamarlida

bk Aticiye

O1dugUridan,:.yOntmetrh,t:11a,nlam.*IbkiVQ4nql40:91iigibi,cittrumlariri,itsAnati gihiaIqn

bu;riedenle

tttv.,•,., 11(.21. NIU.V:ttlit,-t -

Yt4r011,At;41-1rPCinclekontrolti Lolabildigil60.-Attg444.1cihi§§ptmp_yAuc411§1rii,11A(Ts,-ddae,,de..g 44, : biP.Y4P1,111'.:e1Cil).i5fiq !Ci4.11_P-14Y1:

sqr,t.mly,/},,10.tmez,141,-

Littut,escisyallikte'n

Rrtarritcfl a ..-nema yapan

kornmasmut gok ,zor, ama irnkansiz 1(cari

1styenlierncrn‘aorto...kendiigir1 en

radkah en r,o1ak_111;es-1 ye en ahlaklisi" olauguna inanaigi

111*• ••,, •)!1:;1'.7'1'.... It\bulge 1.1,e gali§jr. t . , • , •

ekonoinik anlarnda yaach-

. g1M12, kaolik, ortamcla sadeliktn ba§ka sigioak' orernechgi35

, bir tayra, sahiptlipq mi-pirnalist tavrin cli.MYLin ieniiOSU ile icy

atinyast arasmcla fark ettigi Oranslzhk' ya ugurum a bag-

A. Selcuk, a.g.e.

C. Krzuldeenr, a.g.e. ' ' . .. "

legmar Bergenm, imgeler, Nisan Yayielan, isembul, 1999, 14133-36.Y. Griknirk cc S. Capae, a.g.e.

Biyografya / Nai reBiig-e Ceylah

42 43

Page 122: Türk Sineması Notları - 3

!E.ati! N U ZEYLANFILIVIOGRAFiSt VE OMOLLE

daf.yapilan;

film karakterlerinin

onemlidirilederde ioyyMehi

met Einin Toprakin; pdasinG kipos.tere 1?4‘1.c10. 1.qt rkQiaz, Yo-

nemene gOrel iadidtiirler i §4§irkanrohig,1*1171m z a gel mesi i.uOrnkiin ,D1r4ayArt

'Mk Ne;jestlerte,salandy:e; 1/4)

analci;artnAa'aioynrcu1arda..b. uliir: Uç. .fi1mirideiidei oynayan

oyuncidirgu, Ceylan' da kendi ruh,unai4akrhal-bi$siAtlykinch;-:i

rlrL CAI uaffer'in ydadagi ikdrakteaer i li birinb.akim a

Ceylan'in ,'alter-egnsticluri-Ayrieal,..Ceylani,da4.1,`be1ki,

()goy a b as i th ge ilkeThge donedonu Ozlemi Lii$a di,jso

aucta ,, -bir rt! .st5 yir?Ins; ; up10.

gok §eyi anintad uzafferlin . oynacligi nallyput tgthii

-;!; CeylahT;,,

gOdd e rim e yap Ui ay7l . hma1 tni ez)r-Filmilerin dykilel' tilarala

birbirinê' bag', n :.diT

ei Filrniiide orOnllr; Kasabk filmiiii n

lilt , Alayks n cu Ceylan: ) ., hy, anianda , Kbza,ktan

dal go..i.intiiler ku ll'a I Uzak',tai isëkendio.eid.d6mefo 1,1

tografcr u n 'eviiidekrd uVarda

nun rcla Kiisebya§aniiniy!dogruclarr

ol ."arak filmte vi ride san a tsal, geniinb de;;:g;Lii4

den dak tutmaz:ii .•!

c..

" . :

SN.E n kal,

roitlSO - 0001;

rt.') •t:•111eqr,-:;12. nt no..1:1n 51'.?%.1Z-1FiC.n .

r. -.3 •rn:FI •

fic.!

:•,7,•sb(MIR P,7113) ro.--.1*.)1.: •

!6,:!.1;•!.•.•'i sr' - 3j.\ -

35mm. 20 dakika. Slyah l-belijz::• =4, : ?. •. 35mm. 85 ciaklka Styh beaL'

i?no •May). 117 dakika. 35mm. Rerikli.Renkli7.

n T-rj7,.. 1-

0! . ! •

(.:1J5')KA SABA

1 •

1998 Berlin Film Festivali: Caligari 6d051:071 MI/

1998 Tokyo Film Festivali • Tokyo GOmOs ad01.1998 Nantes Film Festivali • Rini Ozel1998 Istanbul Film Festivali • Fibresci ve JOri Ozel Odow. •1999 Premier Plans Film Festivali • JOri Ozel1999 Cologne Film Festivali . En Iyi Film ve En tyiCinematography) bd010. r, ?...nnlie. •

I,

'7”,.•

Bu bilgiler, www.nbcfilm.com adresinden alinmtsbr. .

-

le,r10:16in1.1Z

1995' (ocoon). Kisa film.1997' 11' 14eaSaik3" 1 (The Small Town)

-1:999 .9- •vmdy&. syeintisi (Clouds of2002 - Wâki tr.firstant). 110 dakika.

inl

Odüller

CifiC)';fi : n 2 •

.73

46

Page 123: Türk Sineması Notları - 3

Uluslararasi MAYIS SIKINTISI Ulusal

2000 - Ankara Film FestivaliEn iyi Film

2000 - SIYAD TurkElestirmenler Od011eri

En Iyi FilmEn Iyl YOnetmen

. '1999 Antalya Film Festivali

En tyl YOnetmenEn 41 LaboratuarEn Iyi Ikinci Film'BOtOn Oyuncular igInJOrl Ozel Oc1010

2000 - Istanbul Film FestivaliUlusal Yarisma

En tyl Turk Filmiizleyici Oc1610

Ulusal

2000 - Berlin Film Festival.,. Official Selection in Competition

2000 - Istanbul Film Festival.International competition.

Golden Tulip (Best Film)Fiprescl Prize

2000 - Alexandria Film FestivalSpecial Jury PrizeBest Actor (M. Emin Ceylan)Best Editing

2000 - Bruxelles Mediterranean Film FestivalBest Film

2000 - Forum de Cinema (Strasbourg)Don Quijote Prize

2000 - European Academy Awards (FELIX)European Critic's Award

2001 - Premier Plans Film Festival, FranceBest Film (Grand Prix)Special Prize for Subtitling

2001 - Fajr Film Festival, Tehran, IranSpecial Jury Prize

2001 - Bergamo Film Festival, ItalySilver 'Rosa Camuna'

2001 - Buenos Aires Film Festival, ArgantlnaBest Director

2001 - Singapore Film FestivalSpecial Jury Prize

2001 - Beirut Film Festival, Lebanon•• Best Director

2001 - Bangkok Film Festival, ThailandBest Script

2001 - MedFilm Festival, Roma, ItalyBest Artistic Expression

2001 - Mallorca Film Festival, SpainSpecial Jury Prize

Uluslararasi UZAK

2003 - Cannes Film FestivalGrand Prix du JuryBest Actor

(Muzaffer Ozdemir and Mehmet Emin Toprak)

2003 - Cinemaya Film Festival, IndiaBest Film

2003 - FIPRESCI Grand Prixfor Best Film of the year

2003 - Cinemanila Film Festival, PhilippinesGrand Prize for Best Film(Lino Brocka Award)

2003 - Film Camera Festival"MANAKI BROTHERS", Macedonia

Special Jury Prize (as DoP)

2003 - Mid East Film Festival, BeirutBest FilmBest Screenplay

2003 - Chicago Film Festival, USASilver Hugo

2003 - Montpellier Film Festival, FranceGolden Antigone (for Best Film)Critics' Prize

2003 - Black Nights Film Festival, EstoniaEstonian Critics' Prize

2004 - Trieste Film Festival, ItalyPremlo Trieste (for Best Film)

2004 - Film Festival of Mexico CityBest DirectorBest Cinematography

2004 - Singapore International Film FestivalBest FilmBest DirectorBest Actor (Mehmet Emin Toprak)

2004 - Awards of Radio 'France Culture'Best Director of the year

2004 - Durban Int. Film Festival, South AfricaSpecial Jury Prize

2002 - Antalya Film Festival'En 41 FilmEn Iyl YönetmenEn tyl SenaryoEn tyi Yardimci Erkek OyLincu

(M. E. Toprak)En Iyi Lab.

2002 - Ankara Film FestivalEn Iyi FilmEn tyi YOnetmenEn tyl KurguEn tyl GOrOntOEn Iyi Yardimci Kadin Oyuncu •

(Zuhal Gencer)Oyuncu Ozel Oc1610

(M. Ozdemir, M.E. Toprak)

2002 - Ariburnu Od011eriEn tyl FilmEn 41 YiinetrnenEn tyi Erkek Oyuncu

(M. Ozdemir)

2003 - SIYAD Turk ElestirmenierOd010

En Iyi FilmEn Iyi YOnetmenEn tyl Görant0

2003 - CASOD Oyuncu Od011eri

2002 Yardimci Oyuncu OdalleriEn tyi Erkek Oyuncu

(Mehmet Emin Toprak)

2003 - Istanbul Film FestivaliEn Iyi FilmEn Iyi YOnetmenFiprescl

2003 - Antalya Film Festival'

Festival Kirk Yilinin En 41

5 Filminden Bin

Page 124: Türk Sineması Notları - 3

Future?'. Media Policy, Convergence, Concentration& C0171117e1CC , (der.) DenisMcQuail ve Karen Siune, London, Sage, s. 23-37.

Spa. Miguel de Moragas ve Lopez B. (1995): 'The Regions: An UnsolvedProblem in European Audio-visual Policy', Decentralization in the Global Era. (der.)Miguel de Moragas Spa. Carmelo Garitaonandia, John Libbey, s. 215-229.

Spiering, Menno (1999): 'The Future of National Identity in the EuropeanUnion', National Identities. 1 (2),.s. 151-159.

Stevenson, Nick (1996): Understanding Media Cultures, Social Theory andMass Communication, (2.bs.), London, Sage

Tracey, Michael (1998): The Decline and Fall of Public Service Broadcasting.Oxford, Oxford University Press

Trappel, Josef, Werner A. Meier (1998): 'Media Concentration: Options forPolicy', Denis McQuail, Karen Siune (der.), Media Policy, Convergence, Concent-ration& Commerce, London, Sage, s. 191-206

van Cuilenburg, Jan ye McQuail, Dennis (2003) 'Media Policy ParadigmShifts', European Journal of Communication, 18 (2), s. 181-208.

Venturelli, Shalini S. (1993): 'The Imagined Transnational Public Sphere inthe European Community's Broadcast Philosophy: Implications for Democracy'.European Journal of Communication, vol.8, s. 491-518.

Verstraeten, Hans (1996): 'The Media and the Transformation of the PublicSphere', European Journal of Communication, 11 (3). s. 347-370

Ward, David (2001): 'The Democratic Deficit and the European Union Com-munication Policy', Javnost, 8 (1) s. 75-94

Wheeler, Mark (2000): 'Research Note: The "Undeclared War" Part II. TheEuroepan Union's Consultation Process for the New Round of the General Agreementon TradinR Services/ World Trade Organization on Audiovisual Services'. EuropeanJournal of Communication, vol 15 (2), s. 253-262.

AV elk? A VeLt-c3i `IE 1.64P -V i4f: DEf.26 TitCrt-PX(z-t

(awe.) tY1kne, cnwic'l 1�1.

2. AVRUPA MERKEZLI GORSEL-WTSELKURULU$LAR

ve TURK SINEMASI

Nejat Ulusay

Sinema baslangicindan bu yana uluslararasi bir niteligesahip bulunuyor. Bir kitle iletisim araci ve bir sanat dale, en-chistriyel ve ticari baglamlarda bir sektOr olmasi ve teknolojiile kacinilmaz bagi bu ozelligini giiclendiriyor. Sinemaninuluslararasi niteliginin, seyirci acisindan daha gOrtintirde ikitemel, boyutu var: Film alis-verisi ve ortak yapimlar. Filmier,sinemanin ilk gilnlerinden beri dunyanin cesitli bOlgelerinde-ki illkeler arasinda karsilikli olarak alinip satilan hirer ticari&tin ozelligi tasiyor. Uluslararasi festivaller ye kintiirel an-lasmalar cercevesinde dilzenlenen film haftalari ise bu alis-verisin bir baska yanini olusturuyor. Gilintimaz chlnya sine-masinda gOze carpan gelismelerden biri, ister ticari, istertilrel, bu alisverisin giderek artmis olmasi. FilmlerinincliAnyada pazarlanmasi konusunda avantajli durumda olanke ise Amerika Birlesik Devletleri. Amerikan sinemasinincliinya film pazarindaki baskin konumu cok daha eskilere da-ya.nmakta. Ancak, ekonomik ve kiiltilrel kiiresellesme Holly-wood filmlerine daha Once giremedigi iiike pazarlarina daulasma . olanagi sagladi. Sinemanin uluslararasi olmasinin ne-deni yalnizca tilkeler arasindaki film alisverisi degil, sayilarigiderek artan ortak yapimlar da. iki ya da daha fazla sayidatilke sinemasinin kadrolarini, mall ve teknik olanaklarini biraraya getirerek gerceklestirdikleri ortak yapimlar, bircok ulkesinemasina, iizellikle Hollywood filmlerinin artan rekabetikarsismda varligini siirthirebilme olanagi sagliyor.

Tarihi boyunca uluslararasi yam zayif kalan Tfirk sine-mast, 1980'lerin sonundan itibaren bir dOniistim yasamayabasladi. Bu dOniistimiln, film endiistrisi acisindan iki Onemlisonucu bulunuyor. 1116, endtistrinin dagitim ve gOsterim

58 59

Page 125: Türk Sineması Notları - 3

ayaklarinin btlytik Hollywood dagitim sirketlerinin kontrolti-ne girmesi. lkincisi ise, Avrupa ortak film yapim fonu Eurima-ges'in desteginin . yerli film yapimi acisindan artan Onemi. Heriki olusumu da kUresellesme olgusunun sonuclari cerceve-sinde degerlendirmek olanakli. 1980 sonrasinin Ttirkiye aci-sindan onemli gelismelerinden biri, ekonominin, ktiresel ka.-pitalizme entegre olma stirecinde, liberallesme dogrultusun-da yeniden yapilandirilmasidir. Yabanci sermaye kanunundayapilan degisiklikler ve . Ozellestirme cabalari bu gelismeninbaslica gOstergeleri oldu. Hollywood dagitim sirketleriye'de kendi burolarini acip filmlerinin dogrudan dagitiminave gOsterimine bu clOnemde basladilar. Ayni dOnemde

loOlgesel bir topluluk ama ayni zarrianda ekonomik, si-yasal ye kUltUrel alanlarda kiiresel gtIc merkezlerinden biriolan Avrupa Birligi'ne katilma cabalari da yogunlasti. Iliskile-rini dtizenlemek Uzere Avrupa Toplulugu ile 1963'te bir an-lasma imzalayan ye 1949'da kurulan Avrupa Konseyi'nin deUyesi olan Tiirkiye'nin Avrupa ulkeleri ile ekonomik ye siya-sal anlamda yogun ili-skileri bulunuyor. Ttirkiye, 1987 Nisanayinda Avrupa Toplulugu'na tam uyelik icin basvurdu. Toplu-luk Komisyonu, tam ilyelik basvurusunu erken bularak,

dahil belli alanlarda TOrkiye ile iliskilerin daha da gelisti-rilmesi konusunda telkinde bulundu. Ttirkiye bunun ardin-dan ortak film yapim fonu Eurimages'a tiye oldu, gOrsel-isit-sel alanda faaliyetleri olan Audiovisual Eureka ile isbirligigerceklestirdi.

Bu calisma, Avrupa merkezli gOrsel-isitsel kuruluslarUzerinde kisaca durmayi ve agirlikli olarak Eurimagesginin Turk sinemasi acisindan ne gibi sonuclar ortaya cikar-digina iliskin genel bir degerlendirme yapmayi amaclamakta-dir.

1. Avrupa Sinemasi Hollywood'a KarsiAvrupa sinemasi icin basindan beri en btlytik rakip

Amerikan sinemasi oldu. Sinemanin endtistrilesmesiFransa'da baslamisti, ancak I. Dtinya Savasi strasindaHollywood'un ortaya cilustyla ABD'de yeni bir safhaya eriSti.Bu safhaya, Amerikan filmlerinin bUttin dilnyada, ama Ozel-likle Avrupa pazarinda baskin bir konum kazanmasi damga-sun vurdu. Ayrupa'da savas nedeniyle film endtistrileri cOk-ttigtinde Hollywood, film yapimini stirdtirtlyordu ye savas

sonrasinda eski kitanin film ihtiyacint karsilayan birincil kay-nak Amerikan sinemasi olmustu. 1920'li yillarda, Hollywo-od'un denizasirt gelirinin yOzde 65'ini Avrupa'ya ihrac ettigifilmier sagliyordu (Guback, 1985: 466). Amerikan sinemasi-run Avrupa pazarindaki bu baskin konumu nedeniyle 1925'teAlmanya, hemen archndan da Ingiltere ve Fransa kendi filmendtistrilerini koruyan kararlar aldilar (Guback, 1969: 16).Avrupa'da sinemanin durumu 1930'larda iyilesti; ancak II.Dtinya Savasi, hem koruma Onlemlerinin N.:1)70k OlcUde orta-dan kalkmasina, hem de. film endtistrilerinin zarar geirmesineneden oldu. Sinema sahiplerinin savastan sonra yabanci filmgOsterimine yOnelmesiyle, bir kismi savas strasinda dagittla-mamis cok sayida Amerikan filmi Avrupa tilkelerine akin etti.Bu durum, hem ulusal ekonomilerin, hem de film encnistrile-rinin korunmasina yOnelik yeni kararlarin almmasina nedenoldu. Htiktimetler, yerli film yapimini desteklemek icin, ama da-ha Onemlisi Amerikan dolarindaki acik nedeniyle, Hollywoodfilmlerinin ithalini sinirlamak tizere Amerika Film Ihracat Bir-ligi (MPEA) ile anlasma yaptilar (Guback, 1969: 91-92). Bunagore, Hollywood filmlerinin Avrupa pazarina girisi, ithal edi-len film ye gOsterimin gerceklesecegi sinema salonu sayisinakota uygulanarak sinirlanacakti. Belcika, Fransa, Italya, Is-panya ve Ingiltere 1940'larin sonu y e 1950'ler boyunca MPEAile anlasma yaparak kota rejimini uyguladi. Ancak, ABD'detelevizyonun yaygmlasmasina bagh olarak film yapim sayist-rim dtismesi ve Hollywood'un yapim-dagitim-gOsterim tekeli-nin sona ermesi, 1960'larda kotayt gereksiz hale getirdi. Ay-rica, Avrupa Ulkelerinde ticaretin serbestlesmesi ye bu db-nemde film endtistrilerinin ekonomik acidan belli bir rahatla-maya ulasmis olmasi koruma Onlemlerinin bir kenara btrakil-masma neden oldu (Guback, 1969: 35).

Avrupa, Amerikan sinemasi icin her zaman bUytik yekarlt bir pazar olma ,OzelliginVtasimistir„ Daha yakin zaman-larda, Ingiltere, Almanya ye Fransa.gibi tilkelerde seyirci sa-yisinin artmasi yine Hollywood filmlerinin yararma olmustur.Ornegin Ingiltere'de seyirci sayisn 1985'ten baslayarak iki katartarken, Almanya'da da gise gelirlerinde hizli bir ytikselisgOzlenmistir (Rawsthorn; 1997). Bu gelisme, Amerikali dagi-ttmcilarin Avrupa tilkelerinde daha fazla sayida cok salonlusinema kompleksi insa etmeleri sonucunu getirmis, ancak iz-

60 61

Page 126: Türk Sineması Notları - 3

leyici kaybeden Avrupa filmlerinin bu salonlarda daha fazlagOsterim sans' bulmasini saglamarnistir. Avrupa ulkelerindeAvrupa yapimi filmleri izleyen sinema seyircisi sayisi,1980'lerin basincian 1990'larin ortalarina, 600 milyondan 100milyona dUsmOsair (Branegan, 1995). Asagidaki tablolardada gOrOlebilecegi gibi, Amerikan filmleri Avrupa pazarindaavantajli bir konumdadir.

Tablo I:ABD yapimi filmlerin Avrupa Birligi ulkelerindeki pazar payi

1985 1990 1992 1993 1994 1996 1997 1998 1999 2000

% % % % %

% 53 70 73 75 74 71.6 65.8 77.4 69.1 73

(Kaynak: Agnus Finney, The State of European Cinema, Londra: Cas-

sell, 1996, s. 15 [1985-1994 arasi] ye European Audiovisual Observa-tory [1996-2000 arasi]).

Tablo 11:Hollywood clagitim firketlerinin pazar payi

Ulkeler 2000 2001

Fransa 57.7 59.7

Almanya 61.9 67.8

Italya 54.3 51.1

Ispanya 68.0 62.7

Ingiltere 81.0 78.9

(Kaynak: Screen Digest, Kasim 2002).

Yukarida da belirtildigi gibi, Amerikan filmlerinin kendiis pazarlarinda baskin bir konum kazanmaya basladigi I.DUnya Savasi yillarindan bu yana Avrupa Ulkeleri Amerikansinemasi ile rekabet edebilmek icin cesitli yOntemlere bas-Yurdu. Bu cercevede ele alinabilecek Onemli Orneklerden biri

de, clUnya ticaretini serbestlestirmek amaciyla 1947'de olus-turulan GATT gOrtismeleriydi. Uruguay'da 1987'de baslayip1994'te tamamlanan yeni dOnem GATT (The General Agre-ement on Tariffs and Trade) gOrtismelerinde Avrupa tarafi,filmin IcUltUrel bir urun oldug-unun ve sebze ya da bilgisayarmikroislemcileri ile birlikte ticari bir konu olarak ele alinama-yacaginin alum cizerken, bu gOrtismelerde one cikan Fransa,"killtOrel kimligi"nin tehdit altinda oldugunu belirtiyordu. Buarada gOrtismeler, Amerikali sinemacilarla Avrupali meslek-taslarini karsi karsiya getirdi. Steven Spielberg ye MartinScorsese'nin de aralarinda bulundugu Amerikali yeinetmenlerAvrupa Toplulugu'nun ifade OzgUrlUklerine engel oldugunuileri stirerken, Pedro Almodovar, Bernardo Bertolucci ye WimWenders gibi Avrupali sinemacilar ise Avrupa film ye televiz-yon pazarinin kuralsizlastirilmasini (deregulation) isteyenAmerikan tarafinin taleplerinin Avrupa film encliistrisini yokedecegi kaygisini dile getirdi (Goodell, 1994).

GATT gOrtismelerinde de gUndeme geldigi gibi, "sanatfilmi" olgusunun, Avrupa sinemasinin, klasik anlatinin ye po-puler sinemanin Onde gelen temsilcisi Hollywood karsisindafarkli bir kimlik olusturmasi konusunda belirleyici bir konu-mu bulunuyor. Sanat filmi, dunya cografyasindaki yeri ya daktiltUrel Ozellikleri ne kadar farkli olursa olsun hemen her Ul-kenin sinemasinda var olan bir yapim ye anlatim tarzina isa-ret etmekle birlikte, genellikle Avrupa sinemasi ile iliskilendi-rilen bir olgudur. Sinemanin bir sanat bicimi olarak ele alm-masinin ilk ornegi, 1908'de kurulan Societe Film d'Art'dir.Sahne oyunlarini sinemaya aktaran ye filmierinde tiyatro yil-dizlarma rol veren kurulus, tiyatro seyircisi orta siniflara si-nemayi cazip hale getirmeyi amachyordu. Fransa'da Dadaizmye GerceldistUctiliik, Almanya'da "Disavurumcu Sinema" yeItalya'da "Futurist Sinema" gibi hareketler araciligiyla1920'ler avant-garde filmin yUkselisine tanik olmustur. An-cak "sanat filmi", genellikle, Avrupa'da ye dunyanin baskayerlerinde II. Dtinya Savasi sonrasinda ortaya cikan bir olguolarak degerlendirilmektedir. Ornegin Peter Lev'e gore, Ital-yan yeni-gercekcilik akiminin "sanat sinemasi" tarihinde on-cu roki bulunmaktadir (s. 7). AmatOr oyuncular ye gercekmekanlar kullanmis olan Italyan yeni-gercekciligi, II. DilinyaSavasi'mn agir kosullari altinda ortaya cikmis ye uluslararasi

62 63

Page 127: Türk Sineması Notları - 3

bir basar! kazanmistir. "Sanat filmi" geleneginde ikinci Onem-li adim, 1950'lerin sonunda baslayan Fransiz-Yeni Dalga Aki-rni'dir. Yeni Dalga yOnetmenleri, yerlesik sinemasal chlizeninsaidyolarmi, profesyonelligini, yazinsal kaynaklarmi,bOtcelerini ye yildizlarmi reddederek kisiselligi ye yaraticili-gi one cikarmislardir. cek Yeni Dalga'si, ingiliz Yeni Dalga'si,1962'deki "Oberhausen Bildirisi"yle gOndeme gelen Yeni Al-man Sinemasi, 1980'lerin basmdaki Fransiz Yeni-Yeni Dalga'siye daha yakin tarihli "Dogma" hareketi, sanat sinemasi tari-hinde yeni evreler olarak degerlendirebilecegimiz Avrupamerkezli sinemasal hareketlerdir.

Hollywood ile Avrupa sinemasi arasindaki mucadelede"sanat filmi" olgusunun Onemli bir rolti bulunmaktadir. SteveNeale'nin de belirttigi gibi, Avrupali bakis acisiyla Hollywoodkdr pesinde kosan bir eglence diyariyken, "Sanat sinemasi",yaraticiligin, OzgUrliigtin ye anlamin oldugu yerdir (s. 36). Sa-nat filmlerinin tanitiminda ye desteklenmesinde islevsel olanCannes, Berlin ve Venedik gibi hemen butiin eski ve prestijliuluslararasi film festivalleri Avrupa tilkelerinde gerceklesti-rilmektedir. Buna karsilik, thinyanin clOrt bir yanina televiz-yon araciliglyla ulasan gOsterisli Oscar OdOl tOrenleri belirti-len festivallerden daha popOlerdir. Avrupa'da, birkac istisnadisinda, sinema filmi yammtrun desteklenmesi sanat sinema-sinin desteklenmesi anlamina gelmektedir. Asagida tizerindeduracagimiz Avrupa Birligi ye Avrupa Konseyi bOnyelerindeolusturulan fonlar, kurumlar ye gOrsel-isitsel alanla ilgiliprogramlar da, Avrupa sinemasini Amerikan sinemasinin re-kabetinden korumayt, ama ayni zamanda Avrupa ktiltUr-sanattarihinin ve bu alanlardaki mirasin bir parcasi olarak

"sanat sinemasi"ni desteklemeyi amaclamaktadir.

2. Avrupa Sinemasina DestekAvrupa'da film yapimi, Avrupa Toplulugu'nun ticaret ye

enclUstri alanlarindaki yasa ye yOnetmeliklerinde belirtilenkurallara daha Onceden baglanmisken, sinema ye Oteki kitleiletisim araclarina iliskin kapsamli ye butuncul bir politikaolusturulmas! 1980'lerde gerceklesti. Konu, dOnemin FransaDevlet Baskani Francois Mitterand'in 1984 yilinda, sinema yetelevizyon alanlarinda islerligi olacak ortak yapimlara iliskinbir fon Onerisiyle gindeme geldi. Bu projenin reddedilmesi-ne karsm, 1986'da Avrupa Komisyonu'nun MEDIA (Mesures

pour Encourager le Developpement de l'Industrie de Produc-tion Audio-Visuelle) programini kabul etmesiyle yeni bir do-nem baslad! (Horrocks, 1995: 133). MEDIA, Avrupa gbrsel-isit-sel kifittirOniin gelismesini, yapim ve dagitimi desteklemeyiamaclayan girisimlerin bulundugu bir programdan olusmak-ta. Bunlarin sinemayla ilgili olanlarindan biri canlandirmafilmlerinin desteklenmesi ile ilgiliyken, bir baska Onemli giri-sim Avrupa Senaryo Fonu (SCRIPT). Fonun islevi, yapim Once-si asamada projeler icin Ochinc para vermek ye Onerilerde bu-lunmak. MEDIA programinin en basanh uygulamalarindan bi-ri de, Avrupa Film Dagitim Ofisi (EFDO) aractliglyla Avrupafilmlerinin hem kita icinde, hem de dOnyada genic pazarlaraulasmasina yardimc! olmasi. MEDIA, faaliyetlerinin ilk dOne-minde, Avrupa Toplulugu kultur bakanlarinin denetiminde1987 ile 1990 arasi sOrecek bir pilot uygulama baslatti. Bucercevede, 1988 Avrupa Sinema ye Televizyon yili Ilan edildive Avrupa Film Othilleri (FELIX) verilmeye baslandi. 1990-95arasinda MEDIA I olarak sOrclOrtilen program 225 milyon $bOtcesiyle daha da gOclendi. MEDIA I, film ve televizyonesit uygulanmak Ozere uc Oncelikli alana sahipti: Filmlerin vegOrsel-isitsel programlarin dagitimi, yapimla ilgili projelerinve sirketlerin gelismesi; profesyonellerin egitimi. Ilkine Orebasit ve daha islevsel olmayi vaat eden MEDIA II, 1996-2000arasmi iceren bir programdi. MEDIA Il'nin de ilkinde oldugugibi tic eylem alani bulunuyordu: Egitim, gelisme ye dagitim.MEDIA plus olarak 2001-2005 yillarini kapsayacak bicimdesOrmekte olan program, 400 milyon Euro'luk bOtcesiyle, da-ha Once oldugu gibi, gOrsel-isitsel endOstri alanindaki profes-yonellerin egitimi, kurmaca film, televizyon program!, belge-sel film projelerinin yapimmin ye dagitiminin desteklenmesi-ni, sinema festivalleri thizenlenmesini amachyor. Avrupa'dakitle iletisim enclUstrilerine yOnelik programlardan bir digeri,34 Oyesi olan GOrsel-isitsel Eureka'dir (Audiovisual EUREKA -AVE). Avrupa film endOstrisini canlandirma girisiminin birparcasi olarak 1989'da Paris'te olusturulan AVE, Oncelikle ile-ri gOrsel-isitsel teknolojilerin gelisimini y e bu konuya iliskinbasvurular! cesaretlendirmeyi amaclayan bir program. Bualanda isbirligi ve pazar olusturulmasma katkida bulunan,ortaklar ag! kurulmasi, bilgi ahsverisi, mall destek arastirma-si gibi konularda sektbre aracilik yapan AVE konferanslar, se-miner ve festivaller dOzenlemektedir. AVE diger programlar-dan, projeler baslatmaktan cok enclOstriden gelen belli teklif-

64 65

Page 128: Türk Sineması Notları - 3

lere karsilik vermesi ile farklilasiyor. Ayrica, Avrupa Konse-yi'nin yasal ve kurumsal cercevesinde GOrsel-Isitsel Eure-ka'ya bagli olarak 1992'de kurulan Avrupa GOrsel-Isitsel Gbz-lemevi (European Audiovisual Observatory) Avrupa'da gorsel-isitsel alandaki bOttin istatistiki verileri toplamak, filmlerinizlenme oranlari, sinema salonlarinin sayisi ve sektbre iliskindiger bilgileri profesyonellerin hizmetine sunmaktadir. Avru-pa ulkeleri arasinda ortak film yapimini, film dagitiminigOsterimini destekleyen ve asagida ayrintili olarak tizerincleduracagimiz Eurimages ise diger programlardan bagimsizolarak isleyen bir baska Onemli fon. •

Ortak yapimlarin Avrupa sinemasinin tarihinde Onemlibir yeri bulunmaktadir. Ortak yapim, iki ya da daha fazla 0l-lce sinemasinin parasal ye Teknik olanaklari ile yaratici kadro-larini, htiktimetler arasi anlasmalar ya da belli bir izin cerce-vesinde bir araya getirmelerine olanak saglar. GeniS bir yati-rim olanagindan yararlanan ortak yapimlar, isbirligi icindeolan farkli Olkelerin yapimcilarina herhangi bir kota olmaksi-zin en az iki ulke pazarina girme avantajini sunar. Ortak-ya-pim deneyiminin gecmisi, Amerikan filmlerinin Avrupa pa-zarlannda 0410 olmaya basladigi 1920'lerin basina dekuzanmaktadir. Avrupa film endtistrileri arasindaki isbirligi,filmlerin alit veriSi ile basladi, bu alisveris 19201i yillarinikinci yansmda Franssa, Almanya, Ingiltere ve diger ulkelerarasinda giderek artti (Thompson ve Bordwell, 1994:184). Or-tak-yapim deneyimi II. DOnya SavaSi sonrasi dOnemde Avru-pa sinemasinda belli bir egilime dOntistO ve 1950'11 yillar bo-yunca film yapiminin ayrilmaz bir parcasi haline geldi. Egi-lirn, en ytiksek noktasina Avrupa filmlerinin yilzde 45'inin or-tak yapim olarak gerceklestirildigi 1965'te eriSti (Dale,1997:167). Ancak ortak yapimlarin sayisi, 1970'lerde hOkti-metlerin film yapimina parasal destek saglamalari sonucun-da dramatik bicimde dtistti. Yeniden canlanma 1980'lerdegerceklesti ve ortak yapim sayisi Ozellikle Eurimages'in des-tegiyle 1990'11 yillarda giderek artti. Ornegin, 1987'de Avru-pa'da cekilen filmlerin yOzde 12'si ortak yapim iken, 1993'tebu oran yOzde 37'ye yOkseldi (Finney, 1996: 92). Avrupa'daortak yapim deneyimini tic y e iki ortakli yapimlarla yaygin-lastiran, dagitim ye gOsterim alanlarinda da destek saglayanEurimages, "pan-Avrupa sinemasi" dtistincesinde son asamaolarak Onemli bir islevi yerine getirmektedir.

Eurimages, Avrupa Birligi'ne gore daha fazla sayida Oye-ligin sOz konusu oldugu Avrupa Konseyi tarafindan kurul-mus, Avrupa filmlerinin ortak yapimini, dagitimini ve gOste-rimini desteklemeyi amaclayan bir fondur. Avrupa KonseyiBakanlar Komitesi'nin 26 Ekim 1988 tarihinde yapilan 420.dOnem toplantisinda "Yaratici Sinematografik GOrsel-IsitselEserlerin Ortak Yapimi ye Dagitimi" icin olusturulan AvrupaDestek Fonu (Eurimages) 1 Ocak 1989 tarihinde ytirtirltigegirmistir. Merkezi Strasbourg'da olan Eurimages'in 29 tiyesibulunmaktadir. Belcika, Kibns, Danimarka, Fransa, Almanya,Yunanistan, Italya, LOksemburg, Hollanda, Portekiz, Ispanyave Isvec kurucu Oyelerdir. Diger Oyeler ise su tilkelerdenolusmaktadir: Izlanda, Norvec, Isvicre, Macaristan, Finlandi-ya, TOrkiye, Avusturya, Polonya, Irlanda, Bulgaristan, cekCumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, Romanya, Slovanya, Lit-vanya, Hirvatistan ve Makedonya [Birlesik Krallik (Ingiltere),Eurimages'a 1.4.1993'te uye oldu ve 1.1.1997'de tlyelikten

Baslangicindan (1989) bu yana (2003, Agustos) 773'0uzun metrajli kurmaca film ve 152'si belgesel olmak tizeretoplam 925 filmin ortak yapimina mali destek saglayan Euri-mages'in, biri kulturel digeri ekonomik iki tercel amaci bulu-nuyor. Fon'un kulturel amaci, ortak kOkleri tek birortaya cikan Avrupa toplumunun bircok yOntinti yansitan ya-pimlari desteklemeye calismak; ekonomik amaci ise, ticaribasariyi dikkate alan, ayni zamanda sinemanin diger sanatlargibi bit- sanat oldugunu ve buna uygun hareket etmek gerek-tigini g6steren bir endOstriye yam-1m yapmak. Asikár bicim-de pornografik olan, siddeti destekleyen ya da insan haklari-nin ihlal edilmesini tesvik edici icerige sahip projeler icin ya-pilan basvurular hicbir suretle Fon'dan yardim alamiyor. Eu-rimages, bu ilkeler cercevesinde, uzun metrajli kurmaca vecanlandirma filmleri ile en az 70 dakika sureli belgeselleridestekliyor. Btittin projelerin Fon'a Oye en az iki farkliden ortak yapimcisi alms' gerekiyor. Eurimages, Ozelliklerive btitceleri ne olursa olsun btittin basvurulari ayni sekildedegerlendiriyordu. Ancak 2000 yilindan beri Fon'a basvuranprojeler yeterlilikleri, secilmeieri ve desteklenmelerine ills-kin iki ayri kategoriye gore degerlendiriliyor. Ilkinde filmle-rin pazar potansiyeli, ikincisinde ise Avrupa sinemasininttirel cesitliliginin yansitilmasi dikkate ahrnyor. Ilk kategori-

66 67

Page 129: Türk Sineması Notları - 3

de basvuran projeler bUyUk. bUtceli yapimlar; ancak bu, ye-terlilik icin bir kosul degil. Onemli olan, filmin potansiyel ti-cari basarisi, gOsterim haklarinin Onceden sans' ya da tahmi-ni sate durumu, dagitim taahhUtlerinin sayisi ve kalitesi, te-yit edilen pazar finans yUzdesi, yapimcilarin ve yOnetmenindeneyimi. Fon YOnetim Kurulu ayrica, projenin sanatsal vekUltUrel degeri ile yaratici ve teknik ekibin deneyimlerini dedegerlendirmesinde dikkate alryor. Bu kategoride, biltcesi 5.4milyon Euro'dan daha az olan projelere yapilacak en yUksekyardim miktari 610.000 Euro'yu, btitcesi 5.4 milyon Euro'danyUksek olanlara 763.000 Euro'yu gecemiyor. Ikinci kategorideise, Oncelikle projenin sanatsal degeri temel aliniyor ye ulu-sal clUzlemde ve Avrupa Olgeginde sinemasal cesitliligi yansi-tan yapimlar, Ozellikle miltevazi butceli, az bilinen oyuncukadrosuna sahip, guclu sanatsal potansiyeli olan, bicim vekonu acisindan daha yenilikci filmier destekleniyor. Bu kate-goride basvuran projelerin yOnetmenleri ile diger yaratici veteknik kadrolarinin deneyimleri, isbirligi yapan Ulkeler ara-sinda yeni ortak yapim aliskanliklarmin ve pratiklerinin ge-lismesi acisindan etkisi, kullanilan konusma dili (ortakyapi-ma. katilan ulkelerinden birinin ana dilinde cekilen filmiertercih ediliyor) gibi unsurlar daler arasinda yer aliyor.Ikinci kategoride, 3 milyon Euro'dan daha az btitceli projele-re verilen yardim miktari 380.000 Euro'yu, daha ytiksekbtitceli filmlere ise 460.000 Euro'yu gecemiyor.

Avrupa'da film yapimini canlandiran Eurimages'in ku-rulus yapisina ve isleyisine iliskin elestiriler de bulunmakta-dir. Bunlardan biri, Eurimages'in Fransa'daki film desteklemesisteminin bir uzantisi oldugu ve bu durumun Fansiz yapim-cilara fondan yararlanma konusunda haksiz bir avantaj sag-ladigina iliskindir. Ancak bazi Fransiz yapimcilar, bir asama-da yararli gOrtinen Eurimages'in bile, uzun clOnemde, gbreceolarak istenilen - sonucu vermedigi ve basarisizliga mahkUmbir sistem oldugu gOrtistindedir (aktaran Dale, 1997: 223) El-lis-Jones ise, Eurimages'i, Fransa'nin bircok ortakla film yap-ma iradesinin daha gelismis bir modeli olarak degerlendir-mekte, ancak bu durumun sadece Fransa'nin degil, btittin tiyeUlkelerin yararma oldugunu kaydetmektedir (aktaran Finney,1996: 109). Eurimages'a yOneltilen elestirilerin bir bOlUmtat,idari sorunlar, prosechirlerin karmasikligi, bUrokratik islem-lerin fazIaligi, onaylanan projelere verilen destek primlerinin

odenmesi sirasinda uzun sure beklemek durumunda kalin-masi, Fon'a tlye filke sayisinin hizla yOkselmesine paralelolarak taleplerin de artmasi gibi konularla ilgilidir. Fon'a bas-vuran projelerin hayata gecip gecmeyecegine karar veren ko-mitenin tiye sayisinin fazla olmasi da elestiriler arasinda yeralmaktadir. Ornegin Simon Perry'ye Ore, "Eurimages bir ko-mite tarafindan degil, bir kisi tarafindan yänetilmeli; cok `de-mokratik' olmamali; para, hizli calisan ve esnek kisilerin elle-rinde bulunmali ve eger iyi degillerse islerine son verilme-li"dir (aktaran Finney, 1996: 109). Bir baska sorun da, 2000 yi-linda baslatilan ikili kategori uygulamasiyla ilgilidir. Avrupa-11 ban yapimcilar, Kategori 1 cercevesinde verilen maksimumdestek sinirinin ikincisine gore daha fazla olmasini elestire-rek bunun haksizlik oldugunu belirtmektedirler (Gtinaltay,2001).

Eurimages, film yapiminin yarn sera dagitima ye sinemasalonlarina da yarchmda bulunmaktadir. Eurimages Sekreter-yasi tarafindan dtizenlenen . dagitim destegi, MEDIA Progra-mi'ndan yararlanamayan Eurimages uyesi Hirvatistan, Maca-ristan, Romanya, Isvicre ye TUrkiye gibi illkelere yOneliktir.Buna Ore, belirtilen tilkelerden dagitimcilar, herhangi bir Eu-rimages uyesi ulke tarafindan yapilmis filmlerin kendi ulke-lerindeki dagitimi icin Fon'dan yardim alabilmektedir. Euri-mages tiyesi herhangi bir ulkenin dagitimcilari da yukaridaadi gegen bes Ulkenin filmlerinin kendi tilkelerinde dagitimiicin Fon'un desteginden yararlanabilmektedir. Ancak, hicbiryapimci kendi Olkesincle yapilmis bir filmin dagitimina des-tek amaciyla Eurimages'a basvuramamaktachr. Fon, bu cerce-vede 1990-2003 (Agustos) arasinda 975 filmin dagitimi icinparasal katkida bulunmustur. Eurimages'in sinema salonla-rina sagladigi maddi destek de yine MEDIA Programi'ndan ya-rarlanmayan Macaristan, Romanya, Slovanya, lsvicre ve Ttir-kiye icin gecerlidir. Europa Cinemas'in yOnetimindeki yardimprogramindan yararlanacak sinema salonunun yillik progra-minin en az yUzde 33'UnUn Avrupa filmlerinin ilk gOsterimle-rinden olusmasi ye bunun ttim gOsterimlerin en az ytizde50'sini temsil etmesi gerekmektedir. Salonlara yOnelik yar-dimda, yapimini ve dagitimini Eurimages'in destekledigifilmlerin gOsterimine ayri bir Onem verilmektedir.

4

6968

Page 130: Türk Sineması Notları - 3

3. Turk Sinemasi Avrupa'da1990'h yillarda kabugunun disma cikmaya baslayan

Turk sinemasi, ayrintili bicimde uzerinde duracagimiz Euri-mages'in film yapimi, dagitimi y e sinema salonlarma yaptigiyardimlardan yararlandi, bu clOnemde TOrkiye GOrsel-IsitselEureka, MEDEA ye SEE Cinema Network gibi Avrupa merkezlibaska program ye kuruluslara da bye oldu.

Görsel-Isitsel Eureka'nin 1993 yilindan beri koordina-tOrlUgUnii yOrtiten Ttirkiye, bu gOrevi nedeniyle Avrupa Ur-sel-Isitsel GOzlemevrnin de dogal uyesidir ve her ikisine deyillik katki payi odemektedir. TOrkiye koordinatbrIUN tara-findan, arsiv konusundaki calismalar ve bu konunun hukukiboyutlari ile ilgili olarak 4-5 Mayis 2000 tarihindeIstanbul'da"GOrsel-Isitsel ye Sinematografik Mirasin Korunmasinda veGelistirilmesinde Hukuki Boyutlar" baslikli uluslararasi birkonferans gerceklestirildi. Bu konferans kapsaminda AvrupaOlkelerinde arsivlerin korunmasi ve kullanilmasi konusunda-ki hukuki yapilan ele alindi, arsiv malzemeleri ile ilgili kay-naklar ve arsivlerin mUlkiyet sahiplerinin haklari uzerindeduruldu. Ayrica, arsiv enstituleri ile yazar ve komsu haklan-nin ortak yOnetimini saglayan kuruluslar arasinda yapilancerceve anlasma ornekleri sunuldu, gOrsel-isitsel ve sinema-tografik arsivler konusunda tartisdan yeni uluslararasi arac-lar ele alindi. Antalya'da 2 Ekim 2000 tarihinde chizenlenen"TOrkiye'nin Avrupa Birligi ve Avrupa Konseyi ile iliskileriCercevesinde GOrsel-isitsel Alanda Ortak Yapim ve Finans-man Uygulamalari" konulu atOlye calismasina Eurimages,Berlin Brandenburg Sinema Kurulu, Romanya Sinema EnstitU-s0, GOrsel-Isitsel Eureka ve Avrupa GOrsel-Isitsel GOzlemevikuruluslarindan uzman konuklarin yani sira KintUr BakanligiTelifIan ve Sinema Genel MUdUrhigifnden yetkililerlesektbr temsilcileri katilch. Avrupa GOrsel-Isitsel GOzlemeviSekreteryasi ile isbirligiyle 2-5 Nisan 2001 tarihierinde Eski-sehir'de, Turk sinema sektbrii temsilcilerine ve it kOltUrdUrlerine yOnelik olarak Avrupa Birligi'nin islevi, Avrupa'dagOrsel-isitsel politikalar y e uygulamalar, gOrsel-isitsel sanayialarundaki yeni ve ileri teknolojiler, veri ve enformasyon top-lama yOntemlerinin gelistirilmesi, Fransa ye Hollanda gibi 01-kelerde uygulanan istatistiksel veri toplama yOntemleri vegOrsel-isitsel yapimlarda Isamu fonunun kurulmasmin Onemigibi konularin ele alindigi "Avrupa Birligi GOrsel-Isitsel Politi-

ka ve Uygulamalari ve Adaylik SUrecindeki TUrkiye'ye Yansi-malari" baslikh bir konferans dUzenlendi. Avrupa gOrsel-isit-sel yapimlarmin Avrupa pazarlarinda tanitiminin ye dagitimi-nin gerceklestirilebilmesi amaciyla ilki 1998 yilindaBudapeste'de, ikincisi Atina'da ye iicuncusii Moskova'dayapilan "Screening" etkinliginin ticiincOsi:1 15-18 Kasim 2001tarihinde istanburda citizenlendi. "Screening — Sinemada

etkinlik kapsaminda mdzikal komediler, operafilmleri, kurgu filmier, klipler, belgeseller ye cizgi filmier, Oyeulkelerin yani sira Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Hirvatistangibi Ulkelerden katilan alicilarla bulusturuldu. Ayrica, Stras-bourg'da dUzenlenen iki haftalik Turk sinemasi toplu gOste-risi programinin bir parcasi olarak 15 Aralik 2001 tarihindeyapilan GOrsel-isitsel Eureka ve Avrupa GOrsel-isitsel GOzle-mevi calisma toplantisinda, orta, dogu ve giiney-dogu Avru-pa Ulkelerine yOnelik olarak Senaryo Yazimi ve Gelisimi Des-tek Fonu olusturulmasi icin bir proje

TUrkiye'nin dahil oldugu Avrupa merkezli bir baskaprogram da MEDEA'dir. Avrupa-Akdeniz Ortakligi cercevesin-de EndillUs Ozerk YOnetimi KUltOr Birimi'nin girisimi ve Av-rupa Komisyonu Dis Iliskiler Genel MiichirlUgU'ntin destegiy-le olusturulan ve ticretli bir program olmayan MEDEA, Avru-pa Birligi Ulkeleri ve 12 Akdeniz ulkesi arasinda isbirligini ge-listirmek, gOrsel-isitsel alanda profesyoneller agi yaratmak,ortak degerleri ve cesitliligi vurgulayan programla-rin desteklemek, gOrsel-isitsel sektOre ortak ya- .pimlar araciligiyla katkida bulunmak amaciyla ytirUtillmekte-dir. Program cercevesinde, "MEDEA Senaryo Gelistirme EgitimSemineri" 3-9 Haziran 2002 tarihlerinde Istanburcia yapildi.

TUrkiye ayrica, Y'unanistan'in onderligini yaptigi ve2000 yilinda kurulan SEE Cinema Network uyesidir. Yunanis-tan'in ye Ttirkiye'nin yam sira Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bul-garistan, Kibris, Strbistan, Karadag, Romanya, Slovanya, Hir-vatistan ve Makedonya kurulusa Oyedir. Amaci, Avrupa'ningiineydogusunda yer alan Ulkeler arasinda sinema alaninda .isbirligi yapilarak ortak yapimlar gerceklestirilmesini tesviketmek olan kurulus alts ayda bir toplanmaktadir. Kurulusunbu toplantilarindan biri 14-15 Temmuz 2002 tarihinde Istan-bul l da chizenlenmistir.

Bunlarin yani sira, TOrkiye ile Fransa arasinda 18 Ekim1993 tarihinde Sinema Ortak Yapim Anlasmasi imzalanmistm

70 71

Page 131: Türk Sineması Notları - 3

Iki tilke arasinda "sanatsal ve teknik kaliteleriyle ulkelerineprestij saglayacak sinema eserlerinin ortak yapimlarinin ger-ceklestirilmesini kolaylastirmak, kUlttirel iliskilerini ye sine-ma yapitlarinin degisimini gelistirmek" amaci tasiyan anlas-ma, 27 Kasim 1995 tarihli ve 95/7532 sayili Bakanlar Kurulukaranyla onaylanmis, 7 Subat 1996 tarih ye 22547 sayili Res-mi Gazete'de yayimlanarak ytirtirltige girmistir. Anlasma 18maddeden olusmaktadir ye uygulamada resmi olarak Fran-sa'dan Ulusal Sinema Merkezi (CNC) ile Tiirkiye'den KtiIt&Bakanligi Telif Haklari ye Sinema Genel Mudurlugu yetkilidir.

Turk sinemasi, Ozellikle yaklasik yirmi yil boyunca(1960'lar ve 1970'ler) kendi is pazarinda baskin bir konumedinmis olmasina karsin, baska Olkelere film satimi ye ortakyapimlar anlaminda sinemanin uluslararasi yanindan fazlayararlanamadi. Ttirkiye, 1931 ile 1990 arasinda, yani 59 yilicinde, baska tilkelerle 40 film gerceklestirdi. Turk sinema-sinda ilk uluslararasi ortak yapim, TOrkiye-Yunanistan-Miserisbirligiyle cekilen, Muhsin Ertugrul'un yOnettigi Istanbul So-kaklarr'nda (1931) adli melodramdir. Bu film, ayni zamandaTurk sinemasinin ilk sesli filmi olma Ozelligini tasir. Ardin-dan, TOrkiye-Yunanistan ortak yapimi olan ye yine Muhsin Er-tugrul'un yOnetmenliginde cekilen Fena Yol (1933) gelix. Ikitilke sinemacilari, otuz yillik bir aranin ardindan birlikte Sira-lardaki Heyecan (yonetmen: Alekos Sakalarios, 1963) adli askfilmini cekti. Filmin basroltinde, 1950'11 ye 1960'11 yillar bo-yunca Yunan sinemasinin bride gelen yildizlarindan ve film-leri 1960'larin basinda Ttirkiye'de de poptiler olan AlikiVouyouklaki oynuyordu. Turk sinemasinin ortak-yapim ger-ceklestirdigi diger komsuler Irak ye Iran oldu. Irak sine-masiyla isbirligi sonucu, ikisini de Ltitfti O. Akad'in yOnettigiye ikisi de 1952 tarihli Arzu ile Kamber ve Tahir Ile Zahre ad-li filmier yapildi. TOrkiye Iran ile birlikte dokuz film gercek-lestirdi. Bunlar, "Ttirkiye-Iran-Italya ortakyapimi Babanin Ev-latlarr Natuk Baytan, 1977) adli film haric,ler halk hikdyelerinden uyarlamalar [her ikisi de 1970 yapimiolan Ferhat ile Sirin (yonetmen: Ismail Koushan,) ye Yusuf ileZaleyha (yOnetmen: TOrker Inanoglu) gibi] ye melodramlar-dir. Folklor, genellikle, Turk sinemasinin 1990'a kadar olanclOnem icinde diger Olke sinemalariyla gerceklestirdigi ortakyapimlar icin Onemli bir malzeme olusturdu. Bu malzemeyikullanan filmier arasinda, Ltibnan ile ilk ye tek ortak yapim

olan Ante 3 i (yOnetmen: Orhan Ariburnu, 1974), eski SSCB ileortak yapim Bir A$k Masalern (yOnetmen: Ejder Ibrahimof,1978), TUrkiye-Tunus-Cezayir-Fransa ortak-yapimi Leyla IleMecnun'u (yOnetmen: Tayep Lohici, 1989) sayabiliriz. Ttirk yeItalyan sinemalari arasindaki isbirligi ise daha verimli oldu.Bu ulkeyle cekilen ilk ortak yarnm, Safiye Sultan (yonetmen:G.D. Martiona, 1955) adli tarihsel sertiven filmidir. TOrkiye ileItalya, 1970'ler ile 1980'lerin ortasina kadar, ikisinin yapirru-na_ayri ayri lran'in ve lsvec'in de katildiklari 13 film gercek-lestirdi. Bunlar genellikle sertiven ye gulduru ttirlerinde film-lerdi. Turkiye ile Fransa, Almanya ve Isvicre gibi diger Avru-pa Ulkeleriyle 1980'lerde gerceklestirilen ortak-yapimlar iseAvrupa'daki Ttirk yOnetmenlerinin cektigi filmierdir. TUrki-ye'nin Eurimages'a uyeligi ile birlikte Ttirk sinemasinda ulus-lararasi ortak yapim sayisi hizla artmaya basladi.

Ttirkiye'nin, Eurimages hakkindaki Kismi Anlasma'yakatilimi, 9 Temmuz 1990 tarihinde Bakanlar Kurulu'nda ka-bul edildi ye 29 Agustos 1990 tarih ye 20620 sayili Resmi Ga-zete'de yayimlanarak ytirtirltige girdi. 1990 ile 2003 arasindaTtirkiye'den basVuran 37 uzun metrajli kurmaca film buFon'dan yararlandi (Bakiniz: EK: I). Ayrica Fon'un destegiyle,yOnetmeni • ve ikinci ya da tictincti yapimcisi Turk olan 6 filmcekildi (Bakiniz: EK II) ye Ttirkiye, ikinci ya da tictincti ortakolarak EuriMags destekli 15 filmin yapimina katildi (Bakiniz:EK: III). Bu arada, Ttirkiye'den basvuran 1 (Bakiniz: EK: V),

ikinci ya da tictincti ortak yapimci olarak katildi-gi 4 belgesel film (Bakiniz: EK: VI) Eurimages destegiyle ger-ceklestirildi. Ttirkiye, Eurimages'a KUIttir Bakanligi kanahyla,ilk uyelik tarihinden 2002 yili sonuna dek toplam 58 milyonFF ye 914 bin Euro Odedi, bu siirecte fondan saglanan destek73 milyon 250 bin FF ye 2 milyon 947 bin Euro dUzeyine ulas-ti (Ttirkiye'nin Eurimages'a odedigi aidat ve alinan yardimmiktarlari icin bakiniz: EK: IX).

Ttirkiye'nin Eurimages'a uyeligi, yerli sinemada 19701e-rin ortalarinda baslayan ye kronik bir hale clOntisen krizin ensiddetli clOneminde gerceklesti. Seyirci ve sinema salonu sa-ydarindaki hizli dtistis, Yesilcam dOneminin sona ermesi, se-yirci profilinin degismesinin ardindan yerli filmlerin kitle iz-leyicisini y e populerligini kaybetmesi, televizyonun artan !ca-nal sayisiyla birlikte biricik eglence araci haline gelmesi, film

72 ,73

Page 132: Türk Sineması Notları - 3

yapim maliyetlerindeki arus bu krizin nedenleri arasinda sa-yilabilir. Ancak, Hollywood filmlerinin dunya dagitimirn ger-ceklestiren Warner Bros ve UIP (United International Pictures)gibi btlyUk Amerikan sirketlerinin 1980'lerin sonunda TUrki-ye'de kendi bUrolarim acmalari, krizin geldigi noktada sine-ma profesyonellerinin en faZla tepkisini ceken gelisme oldu.Sinema salonlarinin dunya Ulkeleri ile ayni anda TOrkiye'yegelen ye yaygin bicimde reklarm yapilan bUyilk bUtceli Ame-rikan filmlerine yOnelmesi, bir yandan sinema seyircisiningbrece artisina ve sinema ortaminin canlanmasma nedenolurken, diner yandan yerli filmleri salon bulamaz hale getir-di. Ornegin, U1P'nin TUrkiye pazarina girdigi 1989'damini yaptigi ilk film olan Yagmur Adam'ai (Rain Man, yOnet-men: Barry Levinson, 1988) gise geliri, ayni yil sinemalardag6sterime giren 13 TUrVfilminin toplam hasilatmin daha faz-lasina ulasti (Evren, 1989). Sayisi 1991 yilinda 5 mil.yon artansinema seyircisi, Evde Tek Basina (Home Alone, yOnetmen:Chris Columbus, 1990), Hayalet (The Ghost, yOnetmen: JerryZucker, 1990), Rocky 5 (yOnetmen: John G. Avidson, 1990) yeKurtlarla Dans (Dances With Wolves, yOnetmen: Kevin Cost-ner, 1990) gibi yapimlarin da aralarinda bulundugu 10 Ame-rikan filmine gisede 14 milyar TL. Odedi (TUrkkusu, 1991).KUltUrel kimlik sorununa dikkati ceken yazar ye elestirmenOnat Kutlar, iletisimin serbest akisina degil, ancak ulusal filmpazarinin Amerikan tekelleri tarafindan kaba bir bicimde is-galine karsi oldugunu belirtiyordu (1990). Hollywood filmle-rinin TOrkiye pazarmdaki yeri, bircok Avrupa ulkesindekinebenzer bicimde yillar icinde artiyordu. 1995 yilinda TOrki-ye'de gOsterime giren 164 filmin 100'U, 1996'da 184 filmin129'u, 1997'de 195 filmin 117'si ABD yapimiydi. Yilda 200'Unzerinde seyircisiyle bulustugu 1960'larin

1970'lerin ardindan, asagidaki tablolarda da gOrOlebilecegigibi, Turk sinemasmin 19901 yillarinda film yapim sayisi-nin [bir bOlUmU 16 mm. olarak cekildi] yaninda, sinemalaradagitimi yapilan yerli film sayisi da dramatik bicimde azal-nnsu.

Tablo III:1990-1997 Yillari Arasinda Yapilan Tark Filmierinin Sayisi

1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

74 33 39 82 82 37 37 25

(Kaynak: Agah Ozguc, Turk Filmleri Seizliolgei 1974-1990, Istanbul: Se-sam Yaymlari, 1991, s. 381; Agah Ozgac, TUrk Fihrzleri Sozlugu 1991-1998, Is-tanbul: Sesam Yaysnlari, 1997, s. 141.)

Tablo IV:1991-1997 Yillari Arasinda Sinernalarda GOsterime Giren Thrk

Filmlerinin Sayisi

1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

17 10 11 16 10 10 13

(Kaynak: Agah Ozguc, Turk Filmleri SOzlaga 1991-1993, Istanbul: Se-sam Yayinlan, 1997; TOrsak Sinema Madan '93, '94, '95/'96, '96/'97, '97798)

SESAM (Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birligi) baskamKadri Yurdatap, Killtiir Bakanligi y e sinema sektbrii kurumla-rmin temsilcileri tarafindan 1997'de Istanbul'da dUzenlenenbir toplantida Turk sinemasimn icinde bulundugu durumu yeEurimages'in yerli film yapimma katkIsim sbyle acikhyordu:

"90 oncesi ye 95 yillarmda, sinemarruz iki defa hic filmcekemeyecek duruma gelmistir. Ilk firtinadan '<altar Bakanh-gi'mn yardurlanyla cekilen 7-8 filmle bir cilas trendi yakala-yarak kurtulmustur. Ikinci ye son firtinadan ise Turk sinema-sim kurtaran Eurimages olmustur. 1996 ve 1997 yillarindakilen filmlerin % 80'i Eurimages desteklidir. Eurimages ile olanilickilerimizi sicak tutmak ye girme firsatim kacirdrgimiz Me-dia 2 gibi projelere istirak zemini yakalayarak sinemaya birivme kazandirmak saym Bakanlig'imizdan ilk ricarnizdir"(1997: 4).

YOnetmen Omer Kavur da ayni toplantida, Eurimages'inortak yammlara, film ithalcilerine y e sinema salonlarmaAmerikan kUltUr emperyalizmine karsi, Avrupa ktiltUriind ko-

74 75

Page 133: Türk Sineması Notları - 3

a

4

7677

rumak amaciyla" parasal destek sagladigun belirtiyor (1997:13), TUrkiye'nin Eurimages'a uyeliginin gerektirdigi kosulla-rin dOzenli bir bicimde yOrtItillmesini talep ediyor ye "[U]re-timi neredeyse sifira clOsmils olan sinemamizi OlOme terk et-mek, sOmOrge olmak anlamini tasimaktadir" diyordu (s: 14).

Yukarida da degerlendirildigi gibi, Turk sinemasindauluslararasi ortak yapim deneyimi oldukca sinirhydi. Bu du-

rum, Eurimages uyeliginin ozellikle ilk yillarinda sinema pro-fesyonelleri acisindan bazi sorunlarin ortaya cikmasina ne-den oldu. Fon'un TOrkiye temsilcisi Faruk GUnaltay, destekicin TUrkiye'den basvuracak projelerin en bily0k sorunlarin-dan birinin yabanci ortak bulmak oldugunu belirtiyor ye stiy-

le diyordu: "(...) Tiirkiye'de su anda yaptmcilarin bu tip iliski-leri yok. Yani yaptmcilartrnizin bir telefon acip, filme ortak ol-masint isteyebilecegi yurtdist iliskileri hentiiz olusmamis. Euri-mages'in biu konuda bir calls-mast yok. Yani ortaklar, kisilerinkendi cabglartyla bulunuyor" (1993: 50). Yapimci Sabahattincetin de, ainaltay'in belirttigi nedenle TUrk sinemasinda ar-tik yeni bir yapimci tipine gereksinim oldugunu kaydedereksu degerlendirmeyi yapiyor:

"Ulusal ktiilairtiimtitztiin tiirantii olan eiyktitieri tiiSttiin teknikve yaratictlikla Mire cekmek her seyden once bir btiitce soru-nudur. Bu bt:itcelerin ancak ytiizde 25'i Ttiirkiye'den temin edi-lebilir. Ytiizde 25'in Eurimages'dan temin edilse de ytiizde 50'likkismi yine acikta kalacaktir. Bu durumda tek yol yabanci or-tak bulmaktir. BOylece yapimci tipi de degismek zorunda ve buyeni duruma uygun nitelikleri kazanmak durumundadir. Dtiin-ya sinemast ile iliski kurmayi, projesini birkac dilde sunarakortak bulmayr basaramayan yapimci ve yOnetmen, meslektenelini cekerek bu isi basaranlara yerini birakmak zorunda ka-lacaktir"(1998: 98).

TOrk sinemasinda, kabaca bOlge isletmecisi-yapimci-yildiz oyuncu Uchlsi.ine dayali Yesilcam sisteminin sona er-

mesiyle yapimcinin durumu farklilasmis, hatta o dOnemin

yapimcilarinin bircogu sektOrden cekilmeye baslamisti. Yerli

sinemada 1990 sonrasi clOnemin Onemli gelismelerinden biri,

bazi yOnetmenlerin ayni zamanda kendi filmlerinin yapimci-ligini ustlenmeleridir. Kendi yapim sirketlerini kurup yOnet-menligi yapimcilikla birlikte siirdUren sinemacilar arasindaAtif Yilmaz (Delta Film, Yesilcam Film), Omer Kavur (AlfaFilm), Ali Ozgenturk (Asya Film), Reis celik (RH Politik Ulus-lararasi Bans Pirhasan (Kedi Filmcilik) ve Biket 11-han (Sinevizyoh Film) sayilabilir. Adi gegen yapimci-yOnet-men sinemacilar, 1990 sonrasinda cektikleri filmlerde Euri-mages desteginden yararlandilar. Ayni fondan ve Milt& Ba-kanligi'ndan aldigi yardimla gerceklestirdigi Bilytiik Adam Ka-Pk Ask (2000) adli filminin yapimciligini da iistlenen yOnet-men Handan Ipekci, filmin yapim Oncesi asamasinda yasadi-

gi sOyle anlattyor:"Oyktit ortaya zaman, Eurimages'in Ttiirkiye tem-

silcisi Faruk Gtiinaltay'a eiykaytii verdim. Yardimci olacagint,ama Once ortak bir yapimci bulmam gerektigini sdyledi. Euri-mages'm bir rehberi var, neler yapilmasi gerektigine dair, onuedindim. Hic deneyimim olmadrg, bir konu oldugu icin dahaOnce Eurimages'dan destek alms arkadaslarla lie ti,cime gec-tim. Dosya ► hazirlamaya baslachk. Uzun bir siirec tabii. Or-tak yapimoyi bulmak deirt-bes ayinizi Tantmadginizinsanlarla yaz ►,styorsunuz, anlasma yapthyor, dosya hazirla-niyor, bacvuru yapthyor ve orada dosyaniz komisyona giriyor.Komisyondan gectikten sonra on calismalara baslachm. Euri-mages'dan gecmeseydi cekemezdim kesinlikle. Bu destek saye-sinde rahat bir beitce lie cah5tim"(2001: 52).

Tiirkiye'nin Eurimages uyeligi, yerli sinemanin uluslara-rasi ortak yapim deneyimini zenginlestirirken farkl ► Ulke si-nemalarinin film yapim pratikleriyle de tanismasini sagladi.Bu durum, en basta teknik acidan filmlerin daha iyi kosullar-da cekilmesi olanagini getirdi. Ornegin, sesli cekilen film sa-yisinin uluslararasi ortak yapimlarla birlikte artmis olmasi

Ttirkiye'deki film yapim pratigi acisindan yeni bir olgudur.Ayrica, yeni dOnem Turk filmlerinin bir bOltimUniln cekimsonrasi asamadaki banyo, basks ye montaj islemleri de ikinci

Page 134: Türk Sineması Notları - 3

ya da tictincU ortak yapimci Ulke sinemalarinin olanaklariylagerceklesmekte. Ornegin, HoKakal Yarm (y6netmen: Reis Ce-

lik, 1997), Macar ses ekibinin esliginde sesli cekildi; Gale cc,-le'nin (yOnetmen: Zeki Okten, 1999) ses muhendisligini yemiksajim Fransiz teknisyen1er gerceklestirdi, laboratuvar islemleri Macaristan'da yapildi; Istanbul Kanatlarimin Altinda(yOnetmen: Mustafa Altioklar, 1995) adli filmin kopyalari Is-panya'da yikandi ye basildi, montaji da bu Ulkede yapildi. Ses

ekibi ye ses ekipmani Yunanistan'dan gelen Bilyiik Adam KU-OA /4/ern montaji da ayni ulkede yapildi; 0 da Beni Seviyor(yOnetmen: Barn Pirhasan, 2001) adli filmin ses ekibi, ye ekip-

marn Macaristan'dan geldi, laboratuvar islemleri de bu Olke-

de gerceklestirildi.

TUrk sinemasinda Eurimages ile canlanan uluslararast

ortak yapim sUrecinde cekilen filmlere, baska Ulkelerin tek-nik kadrolarinin yam sera gOrtintil yOnetmeni, oyuncu gibi ya-

ratio kadrolari da katkida bulunmakta. Bu arada, sOz konusukatkinin karsilikli oldugu, TUrkiye'nin ikinci ya da Uctincti or-

tak olarak katildigi Eurimages destekli baska filmlerde deTtirkiye'den teknik kadrolarin gOrev aldigi belirtilmeli. Birin-ci ydpimcisinin Ttirkiye oldugu ye Ttirk yOnetmenlerin cekti-gi tiler arasinda yaratici kadroda yer alanlarin bir bOlbmti-

nun herhangi bir Avrupa Ulkesinden oldugu Eurimages des-tekli filmlerden, Ornegin, Gale Gtile'nin gOrtintil yOnetmeni,Macar sinemaci Istvan Szabo ile de calismis p lan FerencPap'dir. Mektup'un (yOnetmen: Ali OzgentUrk, 1994) gOrtintilyOnetmenligini Mirsad Herovic, Robert'in Filmi (yOnetmen:Canan Gerede, 1990), A.5k OlUmden Soguktur (yOnetmen: Ca-nan Gerede, 1995), Usta Beni Oldursene (yOnetmen: Bans Pir-hasan, 1996), 0 da Beni Seviyor ve Avci (yOnetmen: Erden Ki-ral, 1997) adli filmlerin gOrtintti yOnetmenligini ise JurgenJurges yapti. Istanbul. Kanatlarimin Altinda adli filmde Ispan-yol Beatriz Rico, Sen de Gitme Triyandafilis'de (yOnetmen:Tung Basaran, 1995) Fransiz Olivia Bonamy, Almanya-Yuna-nistan-TUrkiye ortak yapimi SUrgUn'de (yOnetmen: Er-

den Kiral, 1992) [Polonya Alman Hanna Schygulla, ital-

ya-TOrkiye-Ispanya ortak yaptmi Harnam'da (yOnetmen: Fer-

zan Ozpetek, 1995) halyan Alessandro Gassman ye Frances-

ca D'Aloja, Harem Suare'de (yOnetmen: Ferzan Ozpetek,

1998) Fransiz Marie Gillain ye Alex Dascas, Kayikci'da (Biket

Ilhan, 1998) Yunanli Katherina Moutsatsas gibi oyuncular rol

aldi.Turk sinemasinda, farkli film yapim pratiklerinin karst-

lastigi bu dOnemde yasanan deneyimlerin birkacindan soz et-mek yararli olabilir. Ornegin, Ersin Pertan'in yOnettigi tarihsel

yapim Ku.atma Altinda (1995) cekimleri sirasinda iki

kez Or:Until yOnetmeni degismis; film Eurimages projesi ol-dugu icin, biraz da bu ttir temalara aliskin bir gbz ceksin di-ye once, ortak yapimcilar araciligiyla ile iliski kurulan Andre-

as Sinasos ile Pertan, gerisini sbyle anlatiyor:

"Andreas Sinasos Baku ► ' filminin bir bOltimtinticekmigi. Geldi, ama tic On icerisinde devarn edemeyeceginisdyleyerek ayrildi. Onlar gOnde 3 veya 5 plan cekmeye ali5.-mi5lar. Biz gtinde 47 plan cekmek zorundaydik. Tempomuzona cok yorucu ye yogun geldi. Daha sonra Erdal Kahra-man'la konuguk"(1997: 97).

Ttirk sinemasinin Eurimages uyeliginin Oncesinde ye

sonrasinda gerceklestirilen filmlerde yaptigi gitirLintU yOnet-menligi nedeniyle Ttirkiye'deki uzun metrajli film cekim pra-tigine iliskin belli bir deneyimi bulunan Alman gOrtintti yb-netmeni Jurgen Jurges ise sunlari sbylilyor:

"Bir Ttirk prodUksiyonuyla diger ulkelerinkiler arasindacaluma tarzi bakimindan fark var. Nedeni tislupta yat ►yorbence. Ttirkiye'de bir projenin hazirlan ► ye organize edilip,Bati'daki tilkelere oranla daha fazla dogaclamaya ye kendili-gindenlige yer verilerek ytirtittiltiyor lkisi de birer olanak yeikisine de &gel zayifl ► klar ye guclu yanlar var" (1998: 63).

Eurimages'in Turk sinemasina destegi, yalnizca film ya-pimi ile sinirli degil. Fon, Turk filmlerinin Avrupa pazarlarin-da y e Avrupa filmlerinin Tfirkiye'de dagitimi ile Ttirkiye'deki

78 79

Page 135: Türk Sineması Notları - 3

kimi sinema salonlar ► na da yardim saglamakta. EUrimages' ► ndag ► t ► m yard ► m ► yla 9 film cesitli Avrupa ulkelerinde gOsteri-

me girdi (bak ► n ► z: EK VII). 1991-2003 (Temmuz) aras ► nda da

154 Avrupa ya ► mi film, Fon'un dag ► tim destegin ► alan yerli

sirketler taraf ► ndan TOrkiye'de gOsterime sokuldu. Ayr ► ca,Eurimages TOrkiye'de programlar ► nda Avrupa filmlerine yerveren 10 sinema salonuna parasal destekte bulunmaktad ► r.

Bu salonlar, Istanburcla Avcilar Cinema Center, AvSar SinemaMerkezi, Beyoglu Sinemasi, Kad ► kby Broadway Sinemasi, Feri-ye Sinemasi, Cemberlitas Safak Sinemasi, lzmit'te Outlet Cen-ter, Antalya'da Cinebonus, Ankara'da Kavakl ► dere velir-

mak sinemala ► d ► r (Eurimages'dan TUrkiye'deki sinema salon-icin alinan yardim miktarlar ► icin bakiniz: EK: VIII).

4. Yeni Turk Sinemasi ye "Sanat Filmi"`Sanat sinemas ► 'mn genellikle Avrupa sinemasi ile iliski-

lendirilen bir olgu oldugu ve bunun bOyle olmasin ► n hakl ► ne-denleri bulundugu yukar ► da belirtilmisti. Avrupa'da sinema-n ► n hUkUmetler taraf ► ndan ya da uluslararasi ortak yap ► mlaryoluyla desteklenmesi,- "sanat sinemas ► "nin desteklenmesianlam ► na gelmektedir. TUrkiye'de ise bir "sanat sinemasi" ge-leneginden soz etmek zordur. Yesilcam, kendine Ozgil yapimkosullar ► , yild ► z oyuncular ► , popOler film tOrleri ile anaak ► msinemay ► temsil etmektedir. Ancak, Yesilcam clOneminde or-taya cikan `toplumcu gibi kimi ak ► mlar ► ve banyOnetmenlerin filmografilerindeki bazi yap ► mlar ► 'sanat sine-mas ► ' ► n uylas ► mlari cercevesinde degerlendirmek de mUrn-kUndOr. Turk sinemas ► nda 'sanat filmi'ne dogru yOnelis19801i y ► llarda baslamis, 1990'larda ise yeni kosullarla ve ye-ni kusak yOnetmenlerin filmleriyle birlikte ivme kazanm ► stir.

TUrkiye'de hilktimetlerle sinema arasindaki iliski ise1980'lerin ortas ► na kadar, yerli ve yabanci filmleri denetleyenSans& Kurulu ile sinema bilet fiyatlar ► tizerinden alinan ver-giler tizerinden kuruluyordu. Sinema profesyonelleri, cesitli

zamanlarda sans& sorununu dile getirdi, devletin film yapi-

mina destek saglamasi, sinema alanin ► n dUzenlenmesinekin kanun cikar ► lmasi ve yine bu amacla bir kurum olusturul-

masina yOnelik talepierini ilgililerin dikkatine sundu. Sinemaalan ► nin dUzenlenmesine ve Ozellikle film yap ► rn ► icin bir fonolusturulmasina iliskin 1960'lardan baslayarak cok say ► da gi-risim oldu, yap ► mcilar ► n lobilerinin 'sonucu sinema ileyasa tasarilari haz ► rlandi, ancak herhangi bir sonuca ulas ► la-mad ► .

TUrkiye'de resmi kuruluslarla sinema arasindaki yak ► n-lasma 1980 . 1i yillarda gerceklesti. KUIttir Bakanl ► g ► , 1977'deyabanci Ulkelerdeki TUrk film haftalar ► ndaki gOsterimlerdeyararlanmak tizere ktictik bir yerli film arsivi kurdu, ancak si-nema alanina iliskin ilk ad ► m 1986'da yUrfirlUge giren 3257

Sinema, Video ve MUzik Eserleri Kanunu ile at ► ld ► . Ka-nunun as ► l hedefi, video kaset korsanl ► g ► na son vermek ve bupazar ► kontrol alt ► na almakt ► . Bakanl ► k daha sonra, belirtilenkanunun ilgili maddelerine dayan ► larak cikar ► lan yOnetmelik-ler cercevesinde bir Film Destek Fonu olusturdu ve her yil ya-p ► mc ► , yOnetmen, elestirmen, universite ye bakanl ► k temsilci-lerinden olusan 12 kisilik bir komite taraf ► ndan, basvurulararas ► ndan belirlenen 10:12 film projesine her birinin bUtce-sinin yOzde 40' ► na varan bir oranda parasal yard ► mda bulun-maya baslad ► . Bu dOnemde UR& Bakanl ► g ► nin cesitli filke-lerdeki Turk film haftalar ►► n organizasyonlar ► nda yer alma-s ►► ; 'Yabanci Dilde En lyi Film' dalinda Oscar &IOW icin yar ► -sacak Turk filminin secimini gerceklestirerek filmin ABD'detan ► t ► m ► nin yap ► lmas ► na katk ► da bulunmas ► n ► ; yerli film yapi-m ► na fon destek olunmas ► n ► ; film sansurunun go-rece yumusamasini; Turk sinemas ► n ► n sorunlar ► n ► n gUndemegeldigi cesitli toplant ► lar diizenlenmesini ve basta Eurimagesolmak uzere Avrupa merkezli cesitli gOrsel-isitsel kurulus veprogramlara uye olunmas ► n ► resmi politikalar cercevesinde1980 sonras ► na iliskin d'emokratiklesme ye dUriyaya ac ► lmacabalar ► , bu cabalar baglam ► nda sineman ► n uluslararasi acm-dan bir tanitim araci olma ve bir 'vitrin' olusturabilme potan-

8081

Page 136: Türk Sineması Notları - 3

4

siyeli, sinema profesyoneller inin Hollywood filmlerinin TUr-

kiye pazarindaki baskm konumuna yOnelik tepkilerinin dik-kate alinmasi gibi farkli olgularin birlikte degetlendirilmesiy-

le aciklamak olanaklidir.Yeni dOnemde sinemaya profesyoneller ve hUkilmetler

chlzeyinde daha Oncesinden farkli yaklasilmasmdaki ortaknokta, sinemanin bir egience aracindan cok bir sanat olarakele alinmasidir. Bu yaklasim, Avrupa tilkeleri hUkUmetlerinin

resmi soylemleriyle ye sinema profesyonellerinin bakissiyla OrtUsmektedir. SOz konusu bakis acisi, bir bOlge ya daulke sinemasinin kendi kUltUrel kimligini Hollywood sinema-

si tanimlarken de islevser olmaktadir. Ornegin,

'<Olt& Bakanligi'nin 1994 Cannes Film Festivali icin hazula-

digi Turkish Cinema / Cinema Turc bashkh tanitim katalogu-

na clOnemin Kultur Bakani Fikri Saglar'in yazdigi OnsOzde, si-nemanin yedinci sanat olarak bir kUltUrel kimlik ye kisisel

ifade araci mi yoksa yalnizca kitle tuketimi icin iiretilen birmeta mi oldugu sorulmakta ye sOyle denilmektedir:

"Turk Kultur Bakanligi, son yillarda sinemayi bir sanatolarak destekieme yanlisi olmuctur. Bu nedenle, cesitli kurma-ca, belgesel ve canlandirma filmleri icin fonlar saglamaktadir.Bu tutum, sinemarlin herhangi bir kulturun vazgecilmez yebenzersiz bir ifade araci oldugu bilincine dayanmaktadir. Av-rupa'nin, GATT sirasindaki ihtilafta somut bicimde ifade edi-len sinemayi bir sanat olarak savunma konusundaki tutumu-nun cok-keilairlii mozaiklerin varolmasi acisindan gerekli ol-dugunu du.5unmekteyiz. Turk filmlerine bu katalogu buinancla sunuyoruz" (1994).

Yeni dOnemin Turk sinemasinda, film yapim kosullarm-da, ele alinan konularda, anlatilan Oykillerde, islenen tema-larda ve anlatim tarzlarinda farkhliklar taswan Ornekler go-

birlikte, agirlikli egilim `sanat filmi' dogrultusunda-

dir. Bu durumu, yalnizca TOrkiye'nin Eurimages uyeligi ileaciklamak yeterli degildir. Ornegin, filmlerini daha cok ba-

gimsiz olarak gerceklestiren Zeki Demirkubuz ye Nuri Bilge

Ceylan gibi yeni kusak yOnetmenlerin sinemasi da bu cerce-vede degerlendirilmelidir. Ancak, Eurimages'in 2000 yilindabaslattigi iki kategori uygulamasi cercevesinde TOrkiye'den

basvuran projelerin tamaminin ilk kategoride degerlendirile-rek yardim alchklari da animsandiginda Fon'un yeni dOnemTurk sinemasinda var olan 'sanat filmi' yOntindeki egilimekatkisi daha iyi anlasihr. Uluslararasi ortak yapim olarak ger-ceklestirilen TOrk yOnetmenlerin filmierinde genellikle ileti-simsizlik, yabancilasma, cinsellik, 610m, Kok kulturliiliik gibi'sanat sinemasi'na Ozgii temalarin ele alindigi, yine bu sine-maya Ozgii kisisel bir iislup benimsendigi, yakin gecmise yada gUrnirmlize iliskin politik konular fizerinde duruldugu, ki-

mi gerceldistfic0 ogelere bas yurulmasuun yaninda Ozelliklegercekci bir anlatimin tercih edildigi gOrtilmektedir. Kapsam-

h bicimde degerlendirilmesi gereken bu filmier, en iyi karsi-

hgun Hollywood filmierinde bulan 'klasik anlati' geleneginin

uylasimlarindan yararlanmakla birlikte bircok actdan bu an-lati biciminin uzaginda yer almaktadirlar.

Yukarida sbylediklerimizle ilgili olarak, Ozellikle tema-

tik acidan iki filmin yOnetmenin yaklasnnlarma kisaca degin-mek istiyoruz. Ornegin, Eurimages destegi icin TUrkiye'denbasvuran ilk filmlerden biri olan ye TUrkiye-Fransa-Almanya

ortakligiyla cekilen Robert'in yOnetmeni Canan Ge-

rede "Vermek istedigim .tema, bilhassa, (...) cinsellik ve OlUmtemasiydi" diyor. Yazar ye yOnetmen 1st' Ozgenturk de, Euri-mages yardimi almis olan Seni Seviyorum Rosa (1991) adli fil-minde vurgulamak istedigi kulturel cesithlik olgusuyla ilgiliolarak sOyle diyor:

"Almanya'da bana sordular, sizin alkenizde beiyie kadm-lar var mi, diye. Ben de "Var, Turkiye pek cok kulturun bir kar-masasi" dedim. Zaten mfizikte Ozellikle bunu geireiraz. FilminEurimages'dan dagttim destegi almasinin nedeni de budur. Av-rupa ye Turk kulturlerini koruma amaciyla veriliyor. Don Gi-ovanni'den aryalar var filmde, harman dale da var, Seyyal Ha-nim'dan tango da var, Rum parca da var, Rus halk tiirki.isa de

82 83

Page 137: Türk Sineması Notları - 3

var, KaragOzden parcalar da var — o uzun yUrfly1:4 orta oyu-

nundan Tabii bir masal havasi var" (1992: 19).Yukarida belirtilen filmlerin yaninda, TOrkiye'de Euri-

mages destegiyle cekilen baska bircok yapim da tematik yada bicimsel olarak benzer ozelliklere sahip bulunmaktadir.Eurimages destekli Turk filmlerinin cesitli boyutlariyla birlik-te `sanat sinemasi' baglaminda kapsamli bir bicimde deger-lendirilmesi, bu calismanin sinirlarini asan ayri bir arastirma

konusudur.

SonucTurk sinemasinin 1980 sonrasi dOnemde yasadigi

nUsUrnOn en Onemli paradigmalarindan biri, TUrkiye'nin, Av-

rupa filmlerinin ortak yapimini, dagitimini ye gOsterimini

desteklemek Ozere kurulmus olan Eurimages'a bye olmasidir.Bu uyelik, Tiirk sinemasi acisindan bircok avantaj saglamak-tadir. Eurimages'in film yapimi icin verdigi destek, en basta,durma noktasina gelen yerli film yapimini canlandirmistir.Fon'un desteginden sinemaya yeni baslayan yOnetmenler de

yararlanma olanagi bulmus, bbylece yeni kusaklarin TOrk si-nemasina girisi saglanmistir. Ornegin, Eurimages destegi ala-

rak Tiirkiye-Almanya ortak yapimi olarak cekilen Hicbiryerde(2002), yOnetmen Tayfun Pirselimoglu'nun ilk filmidir ye bas-

vurusu cogunlugun oyuyla Eurimages'dan gegmistir. (Pirseli-

moglu, 2002: 45).Eurimages uyeliginin bir baska Onemi, Fon'un Turk si-

nemasinin yetersiz olan uluslararasi ortak film yapirnina ilis-kin deneyiminin zenginlesmesine katkida bulunmasidir. Si-nema profesyonelleri bOylece farkli bike sinemalarinin yara-tici ve teknik alanlardaki olanaklanyla ve film yapim pratik-leriyle tanisma olanagi bulmustur. TOrkiye bu surecte Fransa,Almanya, Belcika, lsvicre, ltalya, Yunanistan, Polonya, cekCumhuriyeti, Macaristan, Hollanda, Bulgaristan, IzIanda, Ro-

manya, Kibrrs, Bosna-Hersek ye Danimarka gibi Eurimages

uyesi cok sayida Ulke ile isbirligi yaparak ortak yapimlar ger-ceklestirmistir. Tbrkiye'nin Eurimages temsilcisi Faruknaltay, bu konuyla ilgili olarak sunlari sOylemektedir:

"(...) Tarkiye gibi bir filke icin hedef, hem bilytikrin yapurcilarlyla ortakhk kurmak,. hem keiciik iilkelerin ya-mmcilarryla ortakhk kurmak olmali. Ulkelerin—Macaristan ye Bulgaristan gibi—cok ust diizeyde teknik dona-mmlari var. (...) Bulgaristan'm dolby stereo ses sistemi Ingilte-re'dekinden daha iyi ye maliyetleri 'cok daha diicuk. Bu yaz-den, Turk yapimci ye yOnetmenlerinin Bulgarlarla ya da Ma-carlarla i,cbirligi yapmalarl cok Onemli"(1993: 51).

Bu yeni deneyim sUreci, Turk sinemasi icin Ozelliklebaslangicta bazi sorunlari da beraberinde getirmistir. Dahaonce de degindigimiz ortak yapimci bulunmasinda karsilasi-lan ve bu surecte yasanan sikintilarin yaninda baska sorunlarda bulunmaktadir. Giinaltay'a gore,

"Bunlarm ba5mda senaryo geliyor. "Hicbir zaman guzelbir senaryo, kOtei bir film olamaz." Ben bu gdri4e katiliyorum.Ortaya ,cikan film belki baD/apit olmayabilir ama kotri birfilm olmaz. TOrkiye'de senaryo calL5malari—o da ekonomik se-beplerden dolayfr Avrupa ye diinya standartlarma nazaranyetersiz" (s: 50).

Diger ulke sinemacilarinin sika.yet ettigi bilrokratik is-lemlerin hantalligi, basvuru formlarinin doldurulmast stra-sinda karsilasilan sorularin gereksizligi ve destek primlerininOdenmesi sbrecinin uzunlugu gibi konular, TUrk sinemacilaricin de sorun olmaktadir. Ayrica, Kategori 2 icin benimsenensanatsal ye kulturel Oneme sahip projelerin Oncelikli olarakdesteklenmesi gerektigini savunan Turk sinema profesyonel-leri, Kategori 1 icin sOz konusu olan yOksek bUtceler ile Ge-rard Depardieu, Isabelle Adjani ye Sophie Marceau gibi Avru-pa sinemasinin yildiz oyuncularinin projelere dahil edilmesikonularinda finansman actsindan yeterli olamayacaklari thi-

stincesiyle bunun kendi beklentileri ile Ortilismedigi gOrOstin-dedirler (GUnaltay, 2001).

Daha Once de belirttigimiz gibi, Tbrkiye yalnizca Euri-

84

85

Page 138: Türk Sineması Notları - 3

Kaynakca

Branegan, Jay. (1995): "Invasion of the Profit Snatchers!". Time (27 Subat).Cetin, Sabahattin. (1998): "Turk sinemasinda yeni dOnem (mi?)". Sinerama

(Mart).Dale, Martin. (1997): The Movie Game: The Film Business in Britain, Euro-

pe and America. London: Cassell.Evren, Irmak. (1989): "Hollywood'un devleri Tiirkiye'de". TV'de 7(30 Tern-

muz).Finney, Agnus. (1996): The State of European Cinema. London: Cassell.Goodell, Jeffrey. (1994): "GATT: The French Revolution". Premiere (Maps,

Ingiltere bask's!).Guback, Thomas H. (1969): The International Film Industry: Western Europe

and America Since 1945. Bloomington: Indiana University Press.Guback, Thomas H. (1985): "Hollywood's International Market", The Ameri-

can Film Industry. (der.) Tino Balio Wisconsin: The University of Wisconsin Press.Gunaltay, Faruk. (1993): "Iyi senaryo kotii film olmaz". Htizeyin Kuzu ye

Hulya Arslanbay'in Faruk Giinaltay ile yaptIgi sbylesi. Antrakt (Kasim).Gunaltay, Faruk. (2001): Kiiltiir Bakanh'gi Telif Hakim ve Sinema Genel MU-ne gOnderdigi 14.03.2001 tarihli rapor.

Horrocks, Simon. (1995): "European Community [Now European Union] andthe Cinema". Encyclopedia of European Cinema. (der.) Ginette Vincendeau. London:BFI.

"AB'den Turk sinernasina 514 bin Euro". HUrriyet (28 ubat 2003).Ipekgi,Handan. (2001): "Slogan atan filmlerden hoslanmiyorum." Umut Ba-

DOnmez'in Handan ipekgi ile yaptigi soylesi. Altyazi (Kasim).Jurges, Jurgen. (1998): "Zihniyet farkim seviyorum". Sinerama (Mart).Kavur, Omer. (1997): "Oretimi neredeyse sifira dusmus olan sinemamizi Olii-

me terketmek, sOmiirge olmak anlamini tasimaktadir." Antrakt (Ekim).Kutlar, Onat. (1990): "Kaba bir Nokta (25 Kamm).Lev, Peter. (1993): The Euro-American Cinema. Austin: University of Texas

Press.Neale, Steve. (1981): "Art Cinema as Institution". Screen, 22 (1).-Ozgentiirk, 411. (1992): "Isil Ozgenturk ile yOnetmenlik seriiveni Ye 'Rosa'

iizerine" .. Aysegiil Uz ve Necati SOnmez'in 411 OzgentUrk ile yaptig! sOylesi. Antrakt(EyliiI).

Agah. Tiirk Fihnicri SUzliigii 1914-1973. Istanbul: Sesam Yayinlari.Ozgtig, Agah. Turk Filmier] SOzItigii 1974-1990. Istanbul: Sesam Yaytnlan.Ozgtig, Agdh. Turk Filmleri Stizliigu 1991-1996. Istanbul: Sesam Yayinlari.Pertan, Ersin. (1997): "Bizans'ta Ask Baskadir". Neslihan Uzuner'in Ersin

Pertan ile yaptigi sOylesi. Sinema (Kamm).Pirselimoglu, Tayfun. (2002): "Kayiplar cehennemi". Senem Erdine'nin Tay-

fun Pirselimoglu ile yapugi sbylesi. Sinema (Eylul).Rawsthorn, Alice. (1997): "Welcome to the megadome". Financial Times (7

Marls).Thompson, Kristin ye David Bordwell. (1994): Film History: An Introduction,

USA: Mc-Graw-Hill.Turkish Cinema / Cinema Turc. (1994): Ankara: T.C. Kith& BakanlIgi.Tiirkkusu, Hakan. (1991): "10 yabanci filme 14 milyar Odedik". Ekonomist

(28 Nisan).Tuncer, Omer. (1997): "T.C. KiiltUr Bakanligi Tiirk sinemasi igin ne yapabi-

lir?". Antrakt (Haziran).Tiirsak Sincma Yilhklan 1993/1994, 1994/1995, 1995/1996, 1996/1997,

1997/1998.Yurdatap, Kadri. (1997): "Turk sinemasinin, Tiirkiye Cumhuriyeti kUlair poll-

tikasi iginde yeri belli degildir". Antrakt (Ekim).Internet sitesi; http://www.coeint/T/E/Cultural_Co-operation/Eurimages/

n.

88 89

Page 139: Türk Sineması Notları - 3

EKLER

Yiinetmeni vantm eisr Turk olan EURIMAGES destekli filmier

Yil Filmin Mt Filmin YOnetrneniOrtak YaptmetOlkeler/Sirketler

Altnan DestekMiktan

1990 Ates Ostiinde Yavuz Ozkan Tikkiye-Fransa- 194.184 Euro .Yiiriimek Almanya

1990 Ciplak All Ozgenturk Tikkiye-Belcika- 304.898 EuroIsvicre '

1990 Robert'in Filmi Canan Gerede Tiirkiye-tsvicre- 381,123 EuroItalya

1991 Seni Seviyorum TW-6zgentlIrk Ttirkiye- 228.674 EuroRosa Yunanistan-Fransa

1992 $ahmaran Zillf11 Livaneli TO rkiye-A lmanya-lsvec

213.674 Euro

1993 Bergen (Ask Canan Gerede TOrkiye-Fransa- 304.898 EuroOlitniden IsvigeSokuktur)

1994 Mektup All Ozgenturk TOrkiye-Polonya-gek Cumhuriyeti

152.449 Euro

1995 Istanbul Mustafa Alttoklar TOrkiye-Ispanya- 182.939 EuroKanatlartnun Hollanda.4landa

1995 Kusatma Ersin Pertan Tilrkiye- 182.939 EuroAltmda Ask Yunanistan-

Macaristan1995 Sen de Gitme Tuns Basaran TUrkiye-Fransa- 213.429 Euro

Triyandafalis Yunanistan1996 Agtr Roman Mustafa Altioklar Tikkiye-Fransa- 213.429 Euro

Macaristan1996 Akrebin Omer Kavur TtIrkiye- 167.694 Euro

Yolculugu Macaristan-CekCumhuriyeti

1996 A vct Erden Kiral Tiirkiye- 137.204 EuroMacaristan-CekCumhuriyeti

1996 Eskiya Yavuz Turgul TUrkiye-Fransa- 137.204 EuroBulgaristan

1996 Nihavend Atif Yilmaz TOrkiye-Fransa- 152.499 EuroMucize Yunanistan

1997 Hasp kal Reis Celik TUrkiye-Fransa- 239.040 EuroYartn Macaristan

1997 Gimese Yelim Ustaoglu Ttirkiye-Almanya- 167.694 EuroYolculuk Hollanda

1997 Mum Kokulu irfan Ttizikrt Tikkiye- 228.674 EuroKadmlar Macaristan-

Yunan istan1997 Paryalanma Canan Gerede Ttirkiye-Fransa- 259.674 Euro

IzIanda-Hollanda1998 Kay:kirk Tuns Bapran Ttlrkiye- 182.939 Euro

Diplomast Macaristan-Fransa1998 Kaytkyt Biket (than TOrkiye- 167.694 Euro

Yunanistan-

Bulgaristan1998 Sevgilim

IstanbulSeckin Yasar TOrkiye- Yunanis-

tan-Bulgaristan167.694 Euro

1998 Romantik Sinan Cain TOrkiye-Bulgaristan-Fransa

182.939 Euro

1999 Balalayka All Ozgenttlrk TOrkiye-qekCumhuriyeti-Macaristan

167.694 Euro

1999 Gale Gale Zeki Okten TOrkiye-Fransa-Macaristan

243.918 Euro

1999 Melekler Evi Omer Kavur - TOrkiyc-Macaristan-Romanya

138.729 Euro

2000 Biiyiik AdamKiktik Ask

Handan Ipekci TOrkiye-Yunanistan-Macaristan

304.000 Euro

2001 Hiybiryerde Tayfun PirselimoAlu TOrkiye-Almanya 275.000 Euro2001 Oda Beni

SeviyorBans Pirhasan TUrkiye-

Macaristan280.000 Euro

2001 Sir Cocuklart Aydin OmitC. Gtiven

TUrkiye-Macaristan

200.000 Euro

2002 Camur Dervis Zaim Tikkiye-Ktbris 250.000 Euro2002 Yazz Tura 1.1Aur YOcel TOrkiye-Almanya 320.000 Euro2002 Zamanstz

(glumOmer Kavur TtIrkiye-

Macaristan250.000 Euro 1

2002 GanderilmemisMatuplar

Yusuf Kurcenli TOrkiye-Macaristan

190.000 Euro

2003 Ina! Hikayelert Reis elik TOrkiye-Almanya 750.000 Euro2003 Zaman All zgentiirk TOrkiye-

Bulgaristan266.000 Euro

2003 MeleginDasiisit

Semih Kaplanoglu Itirkiye-Yunanistan

275.000 Eum

(Kaynak: Eutimages)

EK YOnetmen1 ve ikinci ya da UctIncii yapunctst Turk clan EURIMAGES destekli ftlmler

y il Filmin Ad' Filmin YOnetmeni Ortak YapunciUlkeler

Alinan DestekMiktan

1991 Mavi STirgiin Erden K iral Almanya-Yunanistan-TOrkiye

457.347 Euro

1995 Haman: Ferzan Ozpetek Italya-Tikkiye-Ispanya

123.484 Euro

1996 Usta BeniOldursene

Bans Pirhasan Almanya-Macaristan-TtIrkiye

182.939 Euro

1997 Harem Suare Ferzan Ozpctek ltalya-Fransa-TtIrkiye

487.837 Euro

2002 La Finestra diFronte

Ferzan Ozpetek ltalya-Portekiz-TtIrkiye

400.000 Euro

(Kaynak: Eurimages)

9190

Page 140: Türk Sineması Notları - 3

ONEMLI 8IR BELGE

Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin

"Ye5illthyde ilk cekilen RusAbidesi filmilLin, fUnL cekine

merkezine girdigint 1930'da150 Metre. kadar

civarinda idi. Birkac defakunutrulartlara gf s terdirn.

Bu 1941'de Ankarcewnakil edilirken ambalai

sardrna.sindan cii6er

Burcak EVRENilk Turk filmi olarak iddia edilen Fuat Uz-ktnay'tn 14 Kastm 1914'te gektigi Ayaste-fanos'taki Rus Abidesi'nin Ydultst famineiliskin arastirmalarda bugune dek bu fil,min hig kimse taraftndan gOrUlmedigi ile-.ri surulmus, bu nedenle de bu ilk filmin-hicbir zaman gekilmedigi;getilme mama-stnda acemilikten yandtgt ve en son cla-nk da filmin gekildigi ve sonradan kay,boldugu ya da .galindigt savlan ileri

Gergekten de bu film uzerine arasurmayapanlann bir gogu — ben de dahil- bu fil-min izine rastlayarnaintstt. Bu filmi gOrmeolastligt olan kisilerle yapilan turn konus-malarda da bu filmi gbrene rastlanmarrus-ti. Ustelik 1950'den once Turk sinemastuzerine yaztlan turn yaztlarda da bu filminadt hig gegmiyordu. Hatta filmi geken Fu-at Uzktnay bile gok az saytdaki sOylesile-rinde bu Minden soz etmiyor, ancak1950'den sonra yapug't bir sOyleside sOyle-siyi yapan kisinin sorusu uzerine bu filmedeginmek zorunda lcaltyordu.Turn bu olumsuzluklar ister istemez bizle-ri bu film uzerinde kusku duymaya yonelt-

Ostelik antun yikthstna iliskin kimitarihi belgelerde gesitli geliskiler de vardt.Kimi belgelerde-ki anal biziat yikugmtsoyleyen mainhig kimsenin haberi olmadan bir rastlantisonucu ytkildigt yazthyordu. Rastantt so-..nucu yiktlan bit antun nastl olur da gun-lerce haztrldc yapdarak filme gekilrnesimiitnkiin olur, hatta bu is igin Viyana'danbir film gekina ekibi getirilirdi?Bu ve buna benzer sorular bu filmlekuskularm bastica kaynagi idi. Hele filminortada olinamast, bugune dek Oren bir ki-siye rastlanmamast da bu kuskulan dogalolarak pekistiriyordu.1984 yilinda bu filme iliskin kuskulartmi-zt dile getirdigimiz Gelisim Sinema Dergi-sinin. 2 ve 3. saytlartnda, Fuat Uzkinay'inailesi de aralartnda olmak uzere bu filmigOrme olastltgi olan herkesle kosullannelverdigi oranda gOrlisme olanagt bulmusve filmin sonugta gekilmedigine ya da ge-kildikten sonra kaybolduguna karat- ver-mistik. Ama yine aynt dergide onemli bitbelgeden soz ederek bu filmi Oren bir

var oldugunu da belirtmistik. 0 za-..— bir bel geve davandtrilamadtg't icin- vek

at Uzkmay'm lurt ve torunu ile belgeningergek sahibi olan Gafuri Akgaktn'm kinileti.

BELGENIN ICERIO1

Fuat Uzlunay uzerine ilk aynnult galtSma-,, yt,SaYin Nijat -OzOn yapmtsu. Ozen, Turk

Sinernatek Demegi tarafindan 1970 tari-hinde yairtnianari 51 sayfaltk Fuat Uzlct- •nay kitabiiietia benzer bin, kuskityu dile

Bu kitap o ytllarda K.K. Muh Da-iresi Foto Film Merkezi'nin kuruculanarastnda bulunan ve Fuat-Uzktnay ile ay-nt kurumda birlikte uzun ydlar yan yanacaltsan Gafuri Akgakm'in da dikkatinigekmis ve satyr satin okumasint saglanusu.Fuat Uzktnay'm gok yaktn dostu Akgakmkitabi okurken, eksik ya da yanits buldugubir gok bilgiyi de kitabtn sayfalanna el ya-ztstyla eklemis. Bu el yaztst eklemelerdenbiri de ilk Turk filmi olarak iddia edilenAyastefanos Abidesi'nin Ytkilisetyla ilgili.Akgalon'm bu filmle ilgili now aynen

"YesilkOyde ilk gekilen Rus Abidesi filmi-nin, film gekme merkezine girdigim1930'da 150 metre kadar civannda idi.Birkag defa kumandanlara gOsterdim. Bufilm 1941'de Ankara'ya nakil edilirkenambalaj yaptltrken Uste us te sartlmasm-dan.buirti. diger .arsivdeki filmlere

Bit saurlar bu fame iliskin simdiye dek bu-labildigimiz ilk ve tek somut beige. Enazindan bu filmin gekildigini ve kurumunarsivine girdigini, ancak bu kurum; istan-bul'dan Ankara'ya nakil edilirken, filminde bir baska kutulann-filmlerin igine ka-nsugtru ortaya koyuyor. Demek ki bu filmgekilrnis ve sonra da kaybolinustur.Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Ytkiltst 'filmiyle ilgili kuskulartn dile getirildigiyillarda Gafuri. Akgakin'tn yalcinlanna "Nerdeyse Fuat Bey gibi namuslu bir adamtyalanct gtkaracaklar" dedigi de biliniyOr.Gafuri Akgalun'in yine aynt kitaptaki elyazt notlartndan bin de Sigmund Wain-berg'e ait. Bu konuyla ilgili olarak da sun-Ian yazrnts:"Wainberg M.O.S.D'dan . (Merkez OrduSinema Dairesi) ayrildiktan sonra gOz al-tmda tutuldugundan Fuat (Uzkinay ) Beyile iliskisi yok..."1"! !,

bit bilgi.

PriVCC9tIt_. ( 2D•439

Q

Page 141: Türk Sineması Notları - 3

j 1 0

f•

A Al.: 4: ti C. rtcf.'././, ,f ,14, - P: Le:

Kc. 3•

GAFURI AKCAKIN (SOL DST BATA) URDU FOTO CEKIM MERKEZINDE LABORATUVARGRUP. AMIRIYKEN FUAT UZKINAY'LA (ALTTA SOLDAN CCONC0) BIRLIKTE...

GAFURi AKCAKIN'IN EL YAZISIYLA AYASTEFANOS'TAKI RUS ABIDESPNIN YIKILI$1FILMINE BILGL.. —

GAFURI AKCAKIN KIN/MIR?.

Bite bu degerli ntitlan;:btratai'-yillardir saren birlik getiren Gatlin1905'de Akcakoca'da'::M.O.S.D'ride:teknik.adargotraFuat Uzkinay ileDaha sonra K. KMtiti:.HFoto-Film MerketN-414i'.lairurna .gegti ye eiriet411olan 14.7. 1970'e dek:-bp:fa.ti. Turk ktsayayilan film servislerelieg41;riesken elemantart -lyetii401Militat:,da ders vererekcininAlcgalun'tn'1944'ae,Wtrktrtaile birlikte Alinany'a!ya.film merkezi„igini1)ii'4i:',ahp tilkeyeverdikleri halde:11:emalcimontaj edecekA6kibtmemesi uterine de FuattUile birlikte elle48WS1:,1yok ikenmenin, tistesindLggeSiginGenet Kurinaipailc,:ajo-i.dan1977'de Olda,

Yiki filmini Oren bir tanik

Wainber" kitabindaki "Wainberg higbirzaman Turkiye'yi terketmernisir, hep Tur-kiye'de kalmistir" teziniWainberg'in 1. Dunya Savasi basladiktansonra Romanya uyruklu oldugu iginM.O.S.D'inin basindan almarak yut

gonderildigini iddia etmisterdi.Ama tarafantzdan bu konuya ilisin bulu-nan bir gok beige ile— ki bunlann arala-rinda savas sirasinda Wainberg'in GrandRue de Pera'daki Caddesi'indekiduklcanindan yazdigi mektuplar da var-bunun dogru olmadigint ye Wainberg'inhigbir zaman yurd distna stirgtine gonde-rilmedigini kanitlamtsuk.Akcaktn'tn bu now da bizim rezimizin

dogrulugunu ortaya koyuyor. CUnku bukisa notta "yurt dilina gonderildi" denmi-yor, onun yerine "got alunda tutuldu-gu"undan sot ediyor.Gufuri Akgakin'in kitabtn sayfalarina elyazisiyla gikma yapttgi notlar bu kadar de-gil. Sinema tarihimiz acisindan bir hayliilging olantan da var. Sirasi gelince bunotlardan da sot edecegiz.

Page 142: Türk Sineması Notları - 3

Manaki Kardesler, 5-26 Haziran 1911'de Manastir ye Selanik'i ziyaret eden V. Sultan Meh-uwc trc,I fnmini Kura h i, filmin cekili5i st•asindaManaki .Kardesler'e engel olmak isteyen maiyetine "Buakm cocuk oynastn" sozunu sOylemis,onlara bir aculan yardtmci olmustu.

Sinema tarihimizin bilinmeyen ilk filmleri(1905-1914)

inemarmun gecmisi bilinmezlik•lerle dolu. Bu bilinmezlikler td-

nelinde zaman yolculuguna cdoldiginda kimihos si rprizlerld karsilasmak da °last. Ciinkti;bugUne dek, sinemamain gegmisine iliskin aras-unlmamis, incelenmemi§ o kadar fazla sey varki?

Ulkemizdeki sinema tarihciligi bir bakimaarkeologlann caltsma yOntemleri ve metodoloji-siyle buyuk benzerlikler gösteriyor. Her ikisi debilinmezliklerle dolu bir alant eselerken, kucukbir buluntudan (aynnuclan) biltfinO kayramayt,anlamar hedefliyor.Ornegin, bir raslant sonu-cu bulunmu§ kucuk bir obje-haber bile ban:meulasmakta buyuk olanakiar sagliyor arasurmact.ya. Her ikisinde de sabm, dikkat, konuya iliskinbirikim ile neyi nerede arama sezgisi buyuk birOnem tastyor.

Sinerna tarihciligiyle arkeolog arasindaki enonemli arrim ise, malzemenin nitelegi ile nice•liginde ortaya ciloyor. Birisinde istemediginizkadar olan malzeme, digerinde bir elfin parmak-lartru gecmeyecek denli sarlt oluyor. Buda or.taya "yazma" ile yapilan ara§urmanin "kazma"ile yaptlandan daha zor oldugunu

BURCAK EVREN

Amac, elbetteki sinema ile aticeolojinin birkiyasiamasuu yapmak degil. Yalruzca sinemaningecmisini kendilerine ugra§ aim sevenonlerine cikan ya da ctkacak engellerle gitchik-lerinin altuu cizmekten kaynaklanan bir analo-ji yapma gereksinmesidir.

Gercekten de sinemammin gecmisine iliskinbelgeler/bilgiler yok denecek denli az sardadtr.Bunlara ulasmak ise, bfitOnilyle arasurmactrunbilimsel caltsma yönetiminden cok, bir rastlannsonucudur. Bugune dek, sinernamtnn gegnisineiliskin cogu beige, arasurma sonucu degil, aksi-ne bir raslann sonucu ele gecmistir. Ele gegnis.tir diyorum, 4unku bunlann bulundugu yerlerkiltiaphanele •, ozei arsivler, bu konuyla ilgili ku-rumlar degil de, tarn aksi eskiciler, sahaflar, bitpazarlan ya da ephemera gibi kaga antikast sa-ns/ yapan yerler olmustur. Gegrnise iliskin beige.leri toplama, biriktirme, tasnif etme, saklamagibi bir altslcanitgimtz ne yank ki pek fazla dere-cede yok. Hele hele sinema gibi uzun sure pana-yrr eglencesi sarlan, btrakin bir sanat dalt olma-yi, ciddi bir ugras bile sarlmayan bu alandakibelgelerin ne durumda oldugunu kestirmek iseo denli zor degil. Ama ondan daha kotusu ise

yeterli derecede olmayan ya da cok az sardaolan bu belgelerin bastna gelenlerdir. Bir za-manlar Turk Sinematek Dernegi'nin bags; yo-luyla topladigi belgelerin alobetini ammsayan-

yalmzca toplamanin, tasnif etmenin yeterliolmarp, saklamamn, gelecek kusaklara aktar.marun da ne denli Onemli oldugunu farketmis-lerdir herhalda. Turk sinemastrun ilk clOnemle.rine ait el ilanlan, afisler, herbiri bir daha yen-ne konmayacak denli onemli fotograflar, elyan-

senaryolar, &el arsivIer, sinemayla ilgili kimiobjeler (rahmetli Onta Kutlar'm istegi ile

yine rahmetli Nezih Co§ ile birlikte gece giindOztasnif etmeye caltstigtma sinema tarihimizin birdaha yerine konmayacak o cok Onemli beige-ler...) dernegin el degistirmesi sonra da kapatd.mast sonucu bagtslanmayacak bir aymazlik so-nucu yok olup gitmisti.

Olant hoyratca harcachgtmtz, az bulunamise toplama gereksinimi duymadigmuz bu beige-lere erismersek, sinemaminn yeterince bilinme•yen tarihini nasti zenginlestirebiliriz ki? Bu tarcalismalart yapmayan, daha da kOttista yapmagereksinimi duymayan bir alantn (ki staz konu-su sinemadm) o zaman tek bir secenegi kalmak-tadm-0--darbmgfme dek yanlanlart degismez --dogru olarak kabul edip, ezberlemek, irdele-mek, aksi kamtlansa bile ragbet etmemek. Boy.lesine bir egilim ytllartn suregelen egitim siste.mimize de tarn denk chismektedir: "Egitim sis.temimiz dogrulann bir kerede hicbir zaman de.givneyecek bir sekilde kesfedildigine inantr vebunlann ezberletilmesi gerektigini chasiinCir.Herhangi bir kusku veya tutarliltic OzUmlemesialtskanligt elde edemeyen arastirmact ya da da.ha genic anlamda Turk aychnt, kendi dogrulanna mahkum olmaya mahkum olur..."

Orneg'in tarafunadan ilk Turk filmi olarakbilinen Fuat UzIonay'm "Ayastefanostaki RusAbidesi'nin YtIolist"na iliskin yaptigmtz ara§nr.ma, turn sinema tarihcileri ve yazarlan tarafm•dan kabul gOrmesine karsthk, nedense, eserie-rinde pek yer almamts, yine bildikleri, ezberle-dikleri tfirden Fuat Uzktnay'in sOzil edilen fil.mini ilk film olarak yazip durmuslardtr. Bu dayazarlannunn ve tarihcilerimizin ne kadar yeni.liklere acik oldugunu ortaya koymanin Otesin.de, daha Once yazdanlann degismezligi uzerindeinatla durma ali§kanligmt ve de kolayligint set.

Belgelerle aksi ispatlanan, ama ne yank ki

Page 143: Türk Sineması Notları - 3

?Pkil!s,W.",s3.1;.Servetifiinun'un sayfalandria.Arer.'ilan biii foOgraili-19,09;•.fciteiraft ceken, iilkemizde sinemar getiren Sigmund Weinberg. Fotografinbir kOsesinde ise sehzadeleri iddia edilen "Ayastefanostaki Rus Abidesi'nin Ytkthsendan yillaronce cekilen bir film.

sinema literaturumuze girtriesOiplaY atts144lar nedeniyle- inatla engellenen;4 „yalutica ; ilk,Turk filmin iliskin kuskular degil llk sansur,ilk gOsteri, sinemantri .ilk salon, bilinmeyen OnctrIet/P8iiiii4gia4bugun cesitli belgeler ele • geCinithis;q1ilnel kadarl •dogru olarak bilinen her se.iideta,te0isiz'Syt1-.

hatta sinemanuzin.ilk dOne-min yeniden, bu belgeler isi tnda.gozden geciri-lerek yazilmast kactrulmai 'olirtUstur: Yeni bulu-nan belgeler esliginele '"AYaste-fanosta'ki Rus AbidesiniriqYtkilendan Oncelac filmin varligt ortaya ;6kinistir: Bundan da1.Jzkinay'm filmi cekilmis*olsa ilk Dirk filmiolmayacagt, dolaytstyla sinerriamam dogum tan-hinde kimi degisikligin ka6ntIrnaz oldugudur.Tabii bu kactrulmaz degisikligin bir baska yenibelgenin bulunmastna dek surecegini de belirt-mek gerek.

Ink film1905'te cekildi

BugOn bilinen ilk film 1905'te cekilmis. Ce-kenin kim oldugu bilinmiyor. Yalruzca Selim Sin-n Tarcan'in bu filmin cekiminde rehberlik yap-tigt biliniyor ki, bu da filmi cekenlerin yabanctoldugu kantstru gOclendiriyor. cekilis yeti iseYddtz Camii'nin ikinci avlusu. 1905'te cekilenbu filmin Olkemizde cekilen en eski film oldu-gunu sOyleyebiliriz. Tabii bu filme iliskin dogru-lugu tarttstlmaz yeni belgeler bulununca.

tkinci filmin cekimi is0909'da gerceklesi-yor. Bu filmle ilgili elimizde oldukca ilginc birbeige var. Daha dogrusu bu beige ServetifiintinDergisi'nde yarmlanan bir fotograf. Belgenin il-gincligi fotograft ceken kisinin kimliginden geli-yor. COnkii bu fotograft, bugtine dek Turkiye'yesinemayt getiren, Galatasaray dOnemecindekiSponeck'te ilk gosteriyi yapan, ilk yerlesik sine-ma Pathe'yi acan adam olarak tantchgtmtz Sig-mund Weinberg cekmis. Weinberg'in sinemact-ligtmn yamstra fotograf malzemesi satttgt bilini-yordu ama, bugilne dek bizzat fotograf cektigipek bilinmiyordu. (Kimileri Sigmund Wein-berg'in fotograktligint Jean Weinberg ile karts-tirmaktachr. Fotograftn alundaki imzalar olduk-

.,• C',tc!11, c

ilk film 1905'te

Cékilrais. Cekenin kim oldugu

bilinmiyor. Yalnizca Selim Slrrl Tar-

can'in bu filmin cekiminde rehberlik

yaptigi biliniyor ki, bu da filmi

cekenlerin yabanci oldugu

kanismi gcaclendiriyor.

yeri ise Ylldlz Camii'nin ikinci avlusu.

dia ettigi gibi aralartnda bir akrabalik hele helebaba-ogul gibi bir yalunlik yoktur.) Fotograftn it-gincligi bu kadarla da Ciinkil Sig-mund Weinberg'in cektigi fotografta, kthcalayt-na katilan sehzadeleri tastyan arabamn yarustrabir ilginc goruntu daha var. 0 da, bu alayi filmeceken kisiler. Weinberg, bilerek bu sinemacilanda Icadrajuun icine dahil etmis. Kameramamnarkasinda duran kisilerin kim olduklart ise mec-hul. Giysileri ye baslarmdaki melon sapka nede-niyle yabanct olduklari ileri siiriilebilir ama bukisilerin calisttrdiklart aletin fotograf makinesidegil de kamera oldugu kesin. Fotografa baka-rak yer tayini yapmak olanakstz degil ama ol-dukca zor. Benzer bit yeri gOrOntilleyen kart-postaldan hareket ederek buranm Kabatas ol-dugu soylenebilir.

tek filmBugrin elimizde cekenin bilindigi, cekilenin

ise giinfimiaze kadar geldigi tek bir film bulun-maktadtr. Bu da Makedonya astIlt Manaki Kar-desler'in 5 .26 Haziran 1911'de V. Sultan Meh-met Resat'in Manasur ve Selanik ziyareti stra-stnda cekilen filmdir. Makedonya'mn Bitolatren istasyonunda cekilen ye Makedonya filmarsivinde bulunan bu film, karsiltIch kultureliliskiler cercevesinde ulkemizde de farkh tarih-lerde iki kez gOsterilmistir. Manaki Kardesler'infilm cekimi strasinda Sultan Resat'a kunildama-, 1:m •i•••• n 9:1,in, brcicindn hareke

to gecen maiyetindekilere "btrakm cocuk oyna-stn.? deyisi ise bu ilk filmin unutulmaz bir di-ger ilginc taraftm olusiurmustur.

Bu filmin tartismaya actk taraft ise filmi ce-kenlerinden Otani ilk Turk filmi sayiltp saytla-mayacagtchr. Makedonya'nin o clOnemde Os-manli imparatorlugu'nun hit parcast olmast bufilmi ilk Turk filmleri arasmda saymaminmilmkiin Ote yandan The .Angelopo-ulos'un • gectigimiz ytl Cannes'da Juri BriyilkOdiilii kazanan "Le Regard d'Ullysse-Ulis'in Ba-lost" filminde Manaki Kardesleri Iconu alarakonlan Rum astIlt gOstermesi, basta Makedonya-ii sinemactlar olmak there buyuk tepkilere yolacrnts, Manaki Kardesler'in kimligini sapttrma-stndan dolayt bir dizi protestolara neden olmus-tu.

ilk Ttirk filmleri arastna koyacaguntz bir di-ger caltsma da, 1913 yilinda yaptlmtsttr. Hamidi.ye kraviimaninill konu alan bu film de, ne yazikki gilniimfize kadar ulasmanusttr. Ama filmincekim asamalartm anlatan gazete haberleri ilefilmin sinemalarda gOsterildigine iliskin kantt-lar bulunmaktadn. Bu film hakkindabilinmeyen tek sey ise , kim ya da kimler tam-findan cekildigidir.

Yukarda ktsaca degindigimiz, her biri ilkfilm olma ozelligine sahip trim yaptmlar hakkm-da ayrinttdt degilse bile inanchnct ve kabul edilirkamtlara sahibiz. Arttk birilerinin ilk Turk fil-mi "Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Ytkth-sedir diye. tsrar edip sinemamtzm kurulusunu14 Kamm 1914 olarak inatla surdurmesini cid-diye almamak laztmdtr. Arasnrmalar derinles-tikce ilk filme iliskin kimi bilgiler daha net yeinandtrict bir sekilde ortayd ctkacaktir. Amac;Turk sinema tarihinin ilkleriyle oynamak degil,aksine gercegi yakalamakttr. Sinemabilinen yanhslan yineleme ve sinclarme yerine,yeni belgeleri degerlendirmeye alit) bunlar iize-rinde arasttrmalara giriserek-gereginde yeni bel-geler bularak- dogrulart bulma ye aktarma ugra-stilt htzlandirmalithrlar. Yoksa yarin, Turk sine-ma tarihini yanitslardan annthrma ugrast bircok nedenden dolayt sonucsuz kalacak, giderekkendi sinemarruza yabancilasmis olacagiz.

m

ANTRAKT • EYLOL . 95 • 59

Page 144: Türk Sineması Notları - 3

7.2

Mustafa GOkmen

ponek birahanesinin varligindan '1943 yilina kadar azin-liklarin ve birkac ak§ama TUrk'On dt§inda kimsenin habe-ri olmadi. Ancak o sene ErcOment Ekrem Talu'nun perdeve sahne dergisinde yayinlanan bir yazisindan sonra ta-ninmaya ba§ladt ve-TOrk sinema tarihindeki yerini al&

Rahmetli Talu orada yapilan ilk film gOsterisini bOtOn tafsilati ileanlatiyor. Ama gOsteriyi yapanin kim oldugunu yazmami§.

Sponek'ten bahseden ikinci yazar olan Rakim Calapala'nin1947'de yayinlanan "Filmlerimiz" adli bro§OrOnde de bu konuyadeginilmemi§. Ociinc0 yazar olan Zahir GOvemli 1960'da yayinla-nan "Sinema Tarihi" adli kitabinda farkli olarak, gOsteriyi dahaevvel .Yildiz Sarayi'nda Osten yapan -ki bu Aye Osmanog-lu i nun bahsettigi Bertrand olabilir- Fransizin yaptigint yaziyor.

Ayni yillarda sinema yazarligi yapan Cemil Cahit Cem, BurhanArpad ve Nurullah Tilgen'in yazilarinda ise Sponek ile ilgili hic-bir §ey yok. BUtOn bunlara ragmen bazi yazarlar o gOsteriyi Sigmund Weinberg'in yaptigini rahatlikla yazabiliyor. Itiraf edeyimki bu yanilgiya vaktiyle ben de cla§tOm (Turk Sinema Tarihi - sa-hife 13). Ama sonra hakikati Ogrenerek dazelttim (Eski IstanbulSinemalan - sahife 79).

Tabi bunlar teferruattir. asteriyi falanca veya filancanin yap-mast Sponek'in Turk sinema tarihindeki yerini ve Onemini degi§-tirmiyor. COnk0 orasi bizim "Grand Cafe"mizdir. Paris'teki ilkOsten dOnya sinemasi icin ne ise Sponek de bizim icin odur. Busebeple konuyu biraz daha geni§leterek yaziyorum.

Tam adi Serafim Sponek olan ki§i gecen yOzyilin son ceyregin-de Beyoglu i nda bir birahane i§leten bir Osmanli vatanda§idir (LeMoniteur Oriental, 4.3.1884) Kendisi hakkinda fazla bilgiye sa-hip degiliz. Sinemayla da ilgisi yok. Ama Turk sinema tarihininilk sahifelerinde bulunuyor. COnka "TOrkiye'de halka acik ilkfilm gOsterisi" tesadafen de olsa vaktiyle onun actigide yapilmi§ (Le Moniteur Oriental, 16.1.1897) Gerci o yillarda(yani gOsterinin yapildigi tarihte) Serafim Efendi orada degildi(Le Moniteur Oriental, 4.4.1888). Ama halk orayi hala "Spo-nek'in Yeri" olarak taniyordu. asterinin ilaninda da ayni deyimkullanildi.

Birahanenin icinde bulundugu bina 5 Haziran 1870'de 3000evi yakip 20000 ki§iyi acikta birakarak Beyoglu'nun &ate biriniharitadan silen buyuk yangindan sonra in§a edilmi§. 0 zamanbOyle buyuk yapilar malikhane adi ile ev olarak da kullaniliyor-du. Ama sonraki yillarda i§hani oldugu kesin. Binanin en Onem-li yeri olan zemin kati ba§langictan gOniimOze kadar birahane,lokanta, ickili gazino ve bar olarak kullanilmi§. Bu arada yukani-

da bahsettigimiz Osten de yapilmi§. Halen bOlUmlere ayrilmi§olarak ce§itli i§ler icin kiralanmi§ bulunuyor. Ilk sahibi belli degil.Son sahibi Antuan Parma.

Sponek'in bir de bakkaliye kismi vardi. Onu da §Oyle anlata-biliriz: Bina bir ucu Me§rutiyet caddesinde, diger ucu Istiklal cad-desinde olmak there "L" §eklinde idi. Yukanda bahsettigimiz i§

SPONEK

.tr MAW

KLC4icE1 silitYnA t0.6-115 0.060)

5 c\-- GD euipoKvz_03>

Page 145: Türk Sineması Notları - 3

yerleri Me5rutiyet caddesi tarafinda, bakkaliye kismi

istiklal caddesi tarafinda bulunuyordu . Halen Me5-

rutiyet caddesindeki kisim (ici hayli degi5mi5 olmak-la beraber) ilk 5eklini muhafaza ederek duruyor. Ka-pi numarasi 15, lstiklal caddesindeki kisim ise bOt0-nayle yiktinlarak yerine magaza yapildi. Kapi numa-

rasi 204.Ben ilk kitabimda bakkaliyenin yerini asil Sponek

zannederek o tarafta munasip bir yere "Istanbul'dahalka acik ilk film gOsterisi burada yapildi, 1897" ya-zili bir kitabe konmasini ilgililerden dilemitim. 5im-

di yanli5ligi &Ur dileyerek dOzeltirken kitabenin di-ger kismin kar5isindaki yaya kaldinmina konmasini(ki orasi bu i5 icin cok mOsaittir) rica ediyorum. Buna

benzer bir kitabe Paris'in KapOsin (Capucines) bulva-rindaki Grand Cafe'nin duvarinda var. Onlar bu i5i ilkgOsterinin 31. yilinda halletmi5. Biz 100. yili da gecti-

gimiz halde neden ihmal edelim.Bahsettigim yere kitabe konamazsa 19.yOzyil motifleri ile s0s16 bir direk de dikile-bilir. Asilacak levhaya ayni satirlar yazilir vebir okla kar5itaraf gOsterilebilin Bu da ora-ya cok yaki5ir ve sinemaya verdigimiz one-

min ispati olur.Sponek'in binasi ile ilgili bildiklerimiz ve

dilegimiz bunlar. "Peki oraya soyadini verenSerafim Efendi sonra ne oldu?" derseniz o hu-

susta da 5unlari yazabilirim:

BRASSERIE RESTAURANT

ain:31 clue sa numbreusa clientele, clue as Brasserie.cntierement re-slaw ...Le et est le prein:er

e Nunich Impurt4.%-e-3 par % A gin% spt'ci

dkjk import/trite, a ete.enrichle quelquev

.cationsliallleurq , on n'a qu-k ',f ish r cc vaste labs

ment pour youioir rendree compte de eLa supe-

riorite.

Le Moniteur Oriental,12.8.1893

Bahsedilen yerde actigi i5 yerini 1888'den evvelkapatrni5 veya ba5kasina devretmi5 olacak ki o tarih-

te kendisine Voyvoda caddesindeki 122 numarali

yerde gene ayni i5i yaparken rastliyoruz (Le Monite-ur Oriental, 4.4.1888 ve 12.8.1893 tarihli ilanlar). Da-

ha sonra ise hepimizi bekleyen mukadder akibet:

Yokluk. Ama unutulmamak ve kubbede

ho5 seda birakmak degil mi? Zannedersem Serafim

Efendi biraciliktan sonra o i5i de ba5armi5.Bu arada 20. y0zyilin ilk ceyreginde cikan bazi ga-

zetelerde de "Sponek Birahanesi" ilanlari bulunu-

yor. Hicbirinin hakiki Sponek ile ilgisi yoktur.

51? 43,31•1..

PRIX 101)E:RÉS.

MST V,1\tO"'C

GALATA, Rue Votuoda, N. 122, GAL .c.i. o.ATA. . D. u‘

M. S. Sponek a llunneur d'infurmer le public, 1collst2.11/'

i-tablifisemen t tattata (le cc runs". I • IV'

e prompt et irrvproc CuiAine excel-! ' P% - • W.111‘C b t• of —

Ste'/IS% .44

!Pie re.nrupvenne et Forietitale. 0z:fines et H-l'1101'`)gr

not I-it ra,.116 2'

ltirurs del premieres inArqued.

‘101111e et /3°S

al. Gralltn

Lit coltectiutl des loCittiaux curopt:eas locitim 4.11S ..it` t‘i e CI`u

la

...1C pour

`at

suveuve do see coAsec-o.

true

Oconnue L e

$•.‘ yonllpttOLle Oalls le ..,eL‘le,e,Celle .

vcovrev

et le con 'cle

cloLLA)Les: ucoOler,

(lc Ten

tvais 453

seev2cair,

XeLobc\IlL• et

ieLL•1-1

kotzl,otfLanl, zttr:1

•au vublic tout tot 1‘0

'GutsVtl

tratcalse et a V Otielatale

DiCirie.--140Ute,S •

espZ:ces ite cot

letiblcs.

V.L.e voulLx. •

Gik\ tNts

F,o ts.co

,-56rit, ?tri6.

Von trouveles vtL.le

+ncLlly: n 11-.L tc.o,

“Lc.

et Lla Os, e el

uvov,

vr)e l'e‘Ac eL.e

uit et 4paL .

LouLn•

1e

••••••••

vc-N, t

acio G N

0)

1.

V3

I e

‘e cwt-I koo'

de VV,

The Oriental AdvertiserLe Moniteur Oriental, 1.3.1884

Page 146: Türk Sineması Notları - 3

Manaki Kardeller

_zil,,tromatiltiM_111.`11,t,14,SPayer Mit-OVE:t (5 cOrismel 2,00 6 2, t

TORKNETE

ILK KEZMANAKi KARDE$LERIN

CEKTiti FILMIERVE

FOTOORAFLAROzgiir SEYBEN_

I

lk Turk filrninin "liangisi oldugu yOntindelci tarti§malarin merkezinde yer alan ve BurcakEvren'in "Sultan V. Mehmet (Resat)'in Bitola'yi Ziyareti" adli filmleriyle Turk Sinema Tarihi'niba§lattiklan yOniindelci tezlerine konu olan "Manaki Karde§ler"in cektigi filmlere ait fotog-

raflar, TOrkiye'de ilk kez Sinematiirk sayfalannda yayinlaniyor. Makedonya Sinematek'i ve Make-donya Kiiltiir Mirasini Koruma Ofisi'nin katkilanyla yayinlanan bu fotograflarda yer alan filmier,13-17 Aralik tarihlerinde gerceklegirilecek olan "1. Uluslararasi Bursa Ipek Yolu Film Festivali"kapsaminda orijinal halleriyle Turkiyeli sinemaseverlerin begenisine sunulacak.

MANAKI KARDELERMakedon sinemasinin Oncilleri olan Yanaki (1878-1954) ye Milton (1880-1964) Manaki,Avdela'nin Vlach kiiyilnde dogdular. Manaki Kardesler birbirinden farkli karakterlere ye mizac-lara sahip olsalar da, yakin i§birligi yaptilar ye birbirlerini hem fotografik hem de sinematografikanlamda tamamlayarak uyumlu bir birliktelik yaratular. Ilk profesyonel a§klari fotografti. 1898yilinda Yanaki bir meslek lisesinde kaligrafi ye cizim Ogrettigi Ianina'da lair fotograf stiidyosu act!.Aynt sene, MiTton Maril=ona-tatildi ye karde§inin studyosunda ford'-tcig-te=liatini Ogrenmeyeba§ladi. Meraki ve gayretli cali§masi sayesinde, Milton Icisa siirede fotograf ustasi oldu.1904'te Manaki Kardesler Bitola'ya tasinmaya karar verdiler. Sehir o clOnemde Balkanlann Onemlibir ekonomik, politik ve kiiltiirel merkeziydi. Bir sene sonra Bitola'da meshur "Sanat FotografciligiAtOlyesi"ni actilar. Manaki Kardesler icin diger Onemli yil Kral 1. Karol tarafindan Romanya'ninSinaia §ehrindeki bilyiik fotograf sergisine davet edildikleri 1906'ydi. Sergide fotograf kolleksi-yonlan ile Akin Madalya kazandilar, ye bu bapri onlara Majestleri Kral 1. Karol'un Saray Fotog-rafcilan iinvanini getirdi. 1911 yilinda da Osmanli Sultani'nin ye 1929 yilinda Yugoslavya KraliAlexander Karadjordjevic'in fotografcisi oldular. Fotograf makinesi deneyimi gorsel bir hazirlikicin mukemmeldi ve onlara film kamerasiyla calismak icin saglam bir altyapi kazandirdi. 19. yOz-yildan 20. yilzyila gecerken, Balkan Savaslan ye 1. Diinya Sava§i ile calkalanan Balkanlar'da Os-manli Imparatorlugu'nun Balkan kanadinda yer alan Bitola politik bir merkez olarak buyuyordu.Bitola'da 30 bin Turk askeri bulunuyordu. Burada askeri akademi, okullar, bankalar ve matbaalarvarch. Avrupa etkisinde zengin ailelerin yarn sira banliyolerde yoksul sinifin da oldugu bir ticaretmerkezi haline gelmisti. ICisaca, Bitola'da yogun bir §ekilde fotograf makinesiyle calisan ManakiKardeeeri cezbeden aging, celcici bir hayat vardi.Milton Manaki'nin anilannda 1905'te agabeyi Yanaki'nin Avrupa'daki ba§kentlere seyahat ettigiyazar. Yanaki Londra'daki Charles ehir Ticaret Merkezi'nden 300 model numarah Bioskop filmkamerasi ahr. Camera 300 olarak bilinen bu kamerayla mahalledeki ye ailelerindeki baska kadin-larla gezinen 114 yasuldaki neneleri Despina'yi tiliimsiizlestirirler (1905). Bu onlann ilk filmi ye

22

Page 147: Türk Sineması Notları - 3

t__

BUYOKANNE DESPINAManaki Kardegerin Fektigi ilkfilm. Janaki ye Milton Manaki'ninbiiyiikanneleri Despinaegirirken iist apdanMakedonyada, hatta Balkanlar'dagerceklettirilen bu ilk Fekimlersembolik anlamlar da icermektedir.Biiyikanne Despina'nin egirir-ken, Makedonyada da film bobinidbnmeye ballamor.

Makedon sinematografisinin dogusudur.

Milton ye Yanaki Bitola'daki ana caddede (Shirok Sokak) bulunan evlerinin balkonundan birgokfilm cektiler — bunlar Pelister Dag' yamaglannda gegen hayatin her yOnilyle ilgili belgesellerdi.Fotograf stiidyosunun ve Camera 300'iln yarn sera, Manaki Kardesler filmleri de projekte etmeyebasladilar. 1921'de ana caddede tepesi agik yeni sinemalan "Manaki"de ilk filmlerini gOsterdiler.Sinema bahcesi Manaki Kardesleri tatmin etmeyen kisa vadeli bir cozumdu. Sonralari, bir sinemasalonu kurdular ye 1 Aralik 1923'te bu sinemada ilk gOsterimlerini yaptilar. Bu sinema 1939'dayanana kadar farkli ki§ilerin elinde basarth bir sekilde yOnetildi.Manaki Kardesler filmlerinde gundelik hayati sanatin seviyesine yiikseltmeye galisirlar. Kamera-lanyla enteresan olaylarin ve atraksiyonlarin pesinde her daim dola§trlar. Onceden yerel ve et-nografik olaylarla (Bitola'daki ana caddede Aziz Cyril ye Metodist Kutlamalari, Dini tatiller, AzizGeorge Kutlamalari, ehir DU'giinleri, City Cafe'nin agthst) ilgilenirler. Ardindan, tarihi veolaylara yOnelirlen Osmanli Sultana V. Mehmet'in Selanik ye Bitola ziyaretleri, Osmanli ordusu-nun Bitola'daki gecitleri, Makedonya'daki Jon Turk hareketleri. Alexander Karadjordjevic'in Bi-tola ziyareti, Osmanli Ordusu'nun Makedon niifusuna yaptigi misillemeler.) Manaki Karde§lerinkendine has Ozellikleri, gergegi gergekgi bir sekilde ele almalart, tarihi gerceklerin gok iyi segilmi§ayrintilarla reprodasiyonlanni yapmalari, sekanslarin kompozisyonunda ve sekans dinarnigindekiduyarliliklari, kamera acilari konusundaki yaratici buluslan, olarak Ozedenebilir. Ayrica en bilytikbasanlan ve saplannlan, kalabalik planlar, uzun siiren gegit tOrenleri, gosteriler ye §enlilderde kitlepsikolojisini ve heyecanini yansitmaktir.

Oliimiinden kisa bir sure Oncaa, Milton turn foitograflanni ve dosyalanni Makedonya DevletArsivi'ne verir. Bu karan sayesinde Manaki Kardeslerin gok Onemli eserleri korunmu§tur. BugunBitola Arsivinde iglerinden 10,952'si Manaki Kardesler tarafindan basilmis ve gerisi negatiflerdengogaltilmis 17,854 fotograf bulunmaktadir. 1950'de 2000 metreden uzun film malzemesi basihpgogaltilmis ve Budapeste'deki laboratuarda 1955 yilinda 35 mm.'ye aktarilmisur. Bu eserler, bugunUskup'teki Makedonya Sinematek'nde korunmaktadirlar.

Manaki Kardesler arkalannda ya§adiklan ye yarattiklan dtinemin Makedonyasi'na ait gok zenginbir fotograf, film ye Onemli tarihi belgesel mirasi btrakmislardir.

Page 148: Türk Sineması Notları - 3

JON TURK HAREKETIMANIFESTOSU

Bito (Manastzr) rekilen filminhafka bir parfast. Aynt mekanda

szrayla fekilmif iic yiiksek aphplandan olufuyor. Birinci plan etraftillialt kalabaltityla Fevrili bir askeri

bandoyu güsteriyor. Ikinci plan birdizi arabadaki sivilleri ye yanta-

rtudaki askerleri gdsteriyor.plan da, ikincide °Ida:en gibi straya

dizihnif ath askerleri gästeriyor.

BITOLADA CENAZE TOREN;Cenaze, BitolaVaki (Manastzr) bir

caddede list apyla cekilmiftir. Buda tek plan sekanstzr. Kimin cena-zesi olduiru merhuldiir ama crazetäreninin boyutlartna baktlehtinda

birinin cenazesi olduguanlaftlmaktadzr. Alayzn baftlida

agzr hareketlerle ilerleyen bandoyu,felenk tapyan erkekler takip etmek-tedir. Alaytn her iki tarafinda Trkaskerleri bulunmaktadtr. Papazlar,

tabutu taftyan bir araba ye onutakip eden bfiyzik bir kalabahk

görtilmektedir. Cenaze alaymin gec-tigi fehirli giysileri ifindeki

kad:n ye erkekler, melon fapkahbeyefendiler, fapkah hantmefendiler,

7iirk soylulan, rahibeler ye araba-larla dolu.

Page 149: Türk Sineması Notları - 3
Page 150: Türk Sineması Notları - 3

Manaki (Ugh.)

Greuttna- Gend gOrtiniim(sag altta)

AZIZ CYRIL VF_ AZIZ METHO-DI US BAYRAMI KUTLAMASI

Bu film tamamen korunamamq ye,.66m:tun tamamt fekilememil

olsa da iir planda grin-denier buonline sennek-

.r . ,•:;. (AY ands: n) suktildarm-, /a.; kir;;-ara 'Tedder KUhramanr"L; 771Q; i hi comic tlyeleri iizerindeo,Yaklarrryor. Filmdc uzun bit sira

haldule milli kiyaletler icindekipork, kaden ue erkeklo; ,rapkah,

uzun elbiseli hammejindiler, !third' ri ivindeki erkekler, diplomat-ear; nibipler us gariilmektedir.

(yanda)

Page 151: Türk Sineması Notları - 3

OSMANLI SULTAN! V MEH-MET RE,SATIN BITOLATI(MANASTIR) ZIYARETIManaki Kart/crier, linemlibelgesellerinde, sondan bir tincekiOsmanli Sultan: V. Mehmet ReittemBitola (Manastir) ziyarerini anlat-mtgardir. Film, Sultanin Bitola(Manastzr) tren istasyonuna gelipyleye orada hulundugs" surece kaldzitBitola (Manasttr) belediyesine aitbinalara ziyareriyle baflzyor. Buhiktlyenin en etkileyiciSultan's ': onuruna dzizenlenen yebelediye binasin:n gercek-leien, Osmanli Imparatorlukununbiinyesindeki her millet ye dindeninsanin, sosyal, politik, dini yeaskeri turn kurumlardan temsilci-lerin katildzis gecit tiirenini kereninan:lmaz uzun sekans. Mendehem rocuklar hem de yetifkinlerham". bulunuyor. Filmde ayr:cathren alarm's Bitola (Manastir)caddelerinde yuruyu unu, SultaninTumbe Kafe ye Bitola (Manashr)yakinlarindaki piknik alaninagidifini de geiriintiilenmif. FilmSultan's': Bitola (Manast:r) trenistasyonundan ayr:l:fsyla sona eriyor.(iistte solda)

ALEXANDERKARADJORDJEVIC7N BITOLA(MANASTIR) ZIYARETIBu ftlm, Manaki Kardeilerin,Bitolada (Manastir) meydanagelen onemli olaylartn tamaminzcekme, Ornegin kente gelen Onemliinsanlarm ziyaretini filme almakonusundaki inanzlmaz duyar-hlzkla, tam bir belgesel yapmakonusundaki yeteneklerini ortayakoyan bir balka kanithr. FilmAlexander Karagjorgjeyic'in, kentin,ordunun ye kilisenin temsilcileritarafindan karplantkin, Bitolatren istasyonuna gelmesiyle baflar.Daha sonra Manaki Kardefleronlarz Bitola (Manastir) ziyaretleriboyunca takip eder. Birkac sekanstadelegelerin, kendilerini selamlayanhalksn goriintiileri eiliginde, BitolaMetropolitan konutlartnaKaradjordjeyic'in bir dini tiirene ka-tilt,: ye biiyiik bir kalabahkla fevrilibir sahnedeki tiiren gOrtinttilenmii

-tir. Toren sona erdiginde, delegelerinyanz sire Fisk miktarda din adamzda insan kalabaliginin araszndangecerek, Bitola killansun tiniin-deki bir alana temel atmak iizeregelirler. Alexander Karagjorgjevic'inBitolaY1 (Manastzr) ziyaretinin as:lnedenidir.((hote sagda)

Page 152: Türk Sineması Notları - 3

Yartu kudaman-Veria

GONDELIK I$LER(YON ECIREN KADINLAR)

Küyleri Avdeltaaki evlerininäniinde, aralarinda Manakilerin

bUyiikanneleri Despincitun da bu-lundulu dokuma yapmak ifin

hazulayan bir grup kadin iki planla

Page 153: Türk Sineması Notları - 3

OSMANLI SULTANI V MEH-MET RESAT'IN SELANIlaZIYARETI1908 Jon Turk Hareketinin zaferkazanmasznclan sonra, 1909 yihndaAbdulhamitinyerine, V MehmetReiat, tahta ye sondan biriinceki padiiah olarak 1918 pimakadar tahtta kalrmitsr. 1911 yshndaImpanstorlugunun Ayrupdda bulu-nan en uzak beilgeleri olan Selanikye BitolaYs (Manashr) ziyaret et-

Manaki Kardefler, Sultan's?:orada kalsims gdriintiilemek ifinbzel bir izin almays ba,rarmsflardm.Biiylece onun Selanik ye Bitola (Ma-nashr) ziyaretiyle ilgili iki muh-te,rem film fekmigerdir. Sultan in,Selanik'i ziyaretiyle ilgih bu filmdramatik yaps:: olan ye birbirinebagh birkaf sekanstan oluimaktadm.a)Sultan'm Selanik limanzna :Jars's;b) Kalabalik bir alayla birlikteSelanik caddelerinde c)Sultan's?: trenle Selanik'ten ayrdmastye Bitola (Manashr)'a yolculugu.Son sekanslarin ozelligi, harekethalindeki trenden fekilmif olmalarz.Bbylelikle Sultans?: ye beraberinde-kilerin yansndan geftikleri yerleriye tren istasyonlannz gbriintfilemeyibalarmsilardsr. (yanda)

Manaki'lerin 2.Diinya SavapndaYikslan stiidyolart (yanda)

Bu Fotograflar Makedonya Sine-matek Merkezi'nden izin ahnarakkullanslmsittr.

Page 154: Türk Sineması Notları - 3

t r

fuat uzkinay

111tAirk Sinemacust. Fuat." Uzkinay ginema tanhimizinrinde en at durulmu. adlarmdari 3ksa. bugurtAtatikk ve Kurtuluq, savaqimizta dgili en onemli belgel,buytik lusrnmiona borcluyOr.:Ayrica'ulkemizde-sa

iabancdarrkfilint.sektikleft bir donernde cesasitleMan& irmrg bu defierli sMemacinun:bir dncu earak_l abuyuk ter (Mum.. °Mugu_ Sinema tarihoist [Vat

1 "Ozorr, pek - ar betgeye sahirv-n;tr§umuz bu. donemi ye Fbir araprma ife gim ivgm

illgifill111111111111

791 430 956 1 OZO Fib

Page 155: Türk Sineması Notları - 3

Cvn

26 1

TSD YAITICLARI: 1

---s tvo • 31-:)1

S gtg l cItY-

NIJAT OZON

Tiirk Sinernacisi

FUAT UM:I:NAY

) 4N

ps.

Copyright Tiirk Sineniitik Dernegi 1970•

Dizgi: Alfabe MatbaasiBaski: Fono Matbaasi

tarih: Mart 1970

Page 156: Türk Sineması Notları - 3

Giri5

.1966 kasurunda, ertirk Sinematek D.eritegitmin, ilk yerli, .nin elliikinci ye ilk oykulll ilrninpkitintirnieri dolayt-. „ . styla tstanbul ye Ankara'da: tiyalerine sundugu .bitzt. filmier, uzun bir inin-tulug ciOnerninden sonra, ilk shiernacirritz Fitai tizimay'Mlerin yeniden Gergeicten, de Isinerna,zruzut - dogtigyillermda bUyUk emegi gegen 1,Tzkuaay,.. o tariitten on yil oncesine kadarhayatta oldugu haldd, bir .yandan . sinemanuzin taxi/tine kargi g6sterilenilgisizlik, :bir yandan genellikite sinema kortula.inta kart dtt.Yulag kaytt-sizlik nihayei bir yandan da kendisinin blitün 8.mrit.boyimea gesterdigi

dolar, Yakut zam anlara kaciar hep golgede ka1.7nugth trzkmay'm sineknamtzcialci yeri Sayin Rakirn CEilapala:nin si-nemanuila ilgili kitapciguicia, sonra Sayin:/4urulla,h Tiigen'in Iki dergi-de yayimlanan yam dizisinde ancak birkagsatirla , belirtihnigti. Sayin Til-gen, bu yazi dizisini hazniarken o imlunan Uzirinay'la gifril§mil§ olmasma ragmen konuya Sayrn CalapalOnnicinden pek fazlagetirmiyordu. Bu baktmdan, lizIcutay iizerine en gain§bilgi,.birok eicSig-eragmen yine de bizi m Tiirk Sinemasi Tarihi'ndektgitli. bblihnlerderilmigti. Tiirk Sinomast Taiihrnin hazirlarugt strasnida T.Tzkinay'M filim-lerinin izi bulunmug olmakla birlikte, buniar yararlamla:bileeek durumdadeg-ildi; K. K. Foto-Filim Merkezi'nde kurgusu yapilmamt§ negatif kop-yalar olarak bulunuyorlardt. Btlndan dolayt. bu filimlerle -yargilar de.,zamamnda yaytmlanmt§ filim elegtirmelerine dayanmaktaydi. 1966 Yilm-daki anma progranum diizenlerken bu filimlerirt pozitif ..kOpyalarimn gt-kartlma.st, daha Oneridisi: giinliik cAcirry kiltgrinda:bulunan parge..larm kur-gulanmast igi, Uzlonayni filimlerini . .claha 'yralundan ineelemek olanaguusaglamigth BöyielikIe, imditik yirte cgegiet bir, toplams, niteligi tagtmaklabirlikte, ilk sinemadimiz lizerine•hir -kez Oka egilmek :zamant .gehnigtir.

1) trakiniz. •

5

Page 157: Türk Sineması Notları - 3

ILK MINYASAVA8INDABIR YEDEKSUBAYFUATUZKINAY

Mail& sinema

Ali Fuat Uzkmay 1888 yllmda (rums 1304, hicrt 1306) Usktidar'da (Istan-bul) dogdu. 11k ye orta Ogrenimini Istanbulda yapti. Istanbul Sultanisini(Istanbul Erkek Lisesi) bitirdikten sonra Istanbul Dar-ill-ffmununtm fi-zik-kimya bikarniine girdi; bir yandan iiniVersiteye devam ederken, biryandan da hayatmt kazanmak iglu, once Istanbul. aNtimune-i terakki) ida-disinde amvidlikb (Ogretmen yardunciligi) (1908-1909), sonra da, bitinni§oldugu Istanbul Sultanbrnde dahiliye memurlugu yainyordu. tzkmay'ulsinemayla yalundan ilgilenmeye ba§lamast da bu gtirevinden dolayidir.Uzkulay, lkinci Me§rutiyet'in ilaaiyla birlikte yerlegik sinemalann IStan-burda cogalmast tizerine kazarulmi§ sinemasever seyirciler arasmda ••yerahyordu. Universitedeki fizik dersleri Uzkinsy'l sinemanm teknik ve bi-limsel yOntlyle tam§tirnu§n; gimdi dahiliye mudurliigiinu yaptigt okul-daysa, sevdigi bu yeni konuyu ogrencilere de tamtmak ye sevdirinektiyordu. Nitekim bu ytizden okulun o zamanki mtidtiril Ebuhnuhsin.ma' Bey'e bad vurdu, onun akhm bu 1§e yatirdi ve a,ym. okulda Ogretinen-lik yapmakta olan gakir Seden'te birlikte filimleri segmek ye gOsterim-leri dtizenlemekle gdrevlendirildi (1910). Yurduniuzda sinemayi haLka . ilktamtan . Sigmund Weinberg'ten • gastericinin gahgtualmasim ogrenen Uz-kmay, Ogrencilere kendisi oynahyordu. 13dylelikle sinema bir yan-dan ilk kez okula giriyor, bir yandan da sinems tarihimizde Onemli yer-leri 'Wan Weinberg, Uzkinay Ye . Sedan arasindaki tatugikhk ve igbirliginintemelleri • him oluyordu. '

Bir amt plahyor bir sinema &gayer

Nitekim bu ikin.ei meyvast, 1910-1914 yillan arasinda Istan-bul Sultanisi'nde dahiliye memurlug-u, sonra da dahiliye mtidiirliig-ti Ore-vinde caligan Uzkinay'in, 1914'te *akin Seden ile agabeyi Kemal Sedenienema salonu i§letmeciligine gegmeye kandirmasi oldu. Seden Karde§ler,Istanbul yaka,smin en tamnnu§ lokantalanndan olan SirkecidekiEfendi Lokantasumn sahibi All Efendi'nin yegenlerlydi. All Efendi, ye-.genlerinin isranna dayanamiyarak kendi yapilanndanbirini.onlarati ye 6 Tammuz 1914'te Sirkeci'de gimdiki. Musu1 Otelinin. altindaki ge-

iMerkez Ordu Sinema Dairesimin nitidtirti olan Uzkinay azsonra : terhis edilecektir. (1918).

6 7

Page 158: Türk Sineması Notları - 3

9

Ayastefanos'taki Rus Abidesi, yarisi amt, yarisi hayir kurumuolan acayip bir yapiydi.

kerci dtikkgnituri-ierinde Efendi Sinemasn. agildi. Bu sinemamn ig-led iyi 'Kardegler bu kez, biraz daha Otede Dernirkapeda•«Kemal Bey Sinerriasii>m agtilar.Uzkinay da, Seden. Kardegler'i yareklendirdigi ige, yani sinema salonu 14-letmeciligind atiliniak •tizereydi, ancak bir olay iglerin gidigini barnbagkabir One gevirdi :28 Tammuz 1914'te Avusturya-Macaristan Imparatorlu-gu Sirbistan'a savag. agnugt. 2 Agustosta Osmanli Devleti Almanya'ylagizli bir ittifak antlagmasi imzalamig, ertesi gtinden baglarask tizere aymgtin seferberlik i15.n edilmigti, Uzluna,y da 11 Agustosta yedeksubayolarak silah altma alinmigti. Bu tarihten tam iig ay soma, 11 Kasen.1914'te Osmanh Iniparatorlugu'nun ttilaf devletlerine resmen savag

imparatorlugun . alinyazisi ka.dar Uzlunaym ye sineznamizinsim da belirledi. • .Bu tic ay iginde biitiin cabidar, Osmanli Imparatoringtenun Ittifak devlet-leri yamnda katilmasi 'artakkesinlegrnig gibi gbriinen Ilk Dilnya Savagfnahalki aligtirmaya yOnelmigti tunun igin agilan savaggi propaganda igindeen Onemli yeri, AyastefanCe'taki bir =Iran yikilmasi istegitutuyordu. Bu yapinm Osmanli Imparatcirlugu igin gok aci bir amsi var-

Rumi 1293 yilina ritaladigi igin haltm a3 harbii diYe adlandirdigi1876-77 Osmanli - Rui . .sairagirun yenilgiyle sonuglanmasi ilzerine Ruslar,Istanbul iizerine ytirilderken vardiklari en ileri nokta olan Ayastefanos'tabir exzafer amthe dilunek isterniglerdi. Uzun gekigrnelerden sonra bununbir hayir kurumu olarak ineydana getirilmesi konusunda uzlagmaya va-rihrug, bOylece yarisi 'amt, yarisi hayir kurumu olan acayip bir yam or-taya gikmigh. Yapuun ilk kati,. savagta Olen Rus askerlerinin kemiklerininsaklandigi Ozel odalar, papaZtara, in.uhafizlara ayrilan dairelerden; yukaribOlihntiyse siitunlar tizerine birkag kath kuleten meydana gelmek-teydi. istenen amt bOyle bir yamydi. Ni ekirn savaga resmenkatiligimizdan tic giin sonra, 14 Kasimda Istanbul v yakmlanndan gelenkalabalik bir halk •kiltlesi ya,puun •ahgap bOltirnle • i yakti, tagtan olanbOliimler ise kolay kolay yilulacag-a benzemiyordu. onunda ige istihk&msubaylaxi karigtalar ye amt dinamitle havaya ug du; fakat anitrn ta-mamiyle yikiligi tic ay zamanAmtin yikilacagi aylarca Onceden bilindigi igin hazirlik yamlnug, hattayikiligm filme alminasi igin. intittefik Avusturya -4Macaristaifin bagken-

. ti Viyana'da yeni kurulan aSacha-Messter Gesellschaft, ad ii yapimeviyleanlagmaya varilmig.ti. Ancak savagm •patlak vermesiyle ulusal duygularOylesine kOrtiklenmigti Id, bu olaym ne olursa olsun bir Turk eliyle Mae

8

Page 159: Türk Sineması Notları - 3

aktarilmam isteniyordu. Bunun ilzerine bir aragtirma yapildi, daha oncesinema iglerinde gimdi de yedeksubay bulunan. Fuat Uzkinay'-in bu is igin• bigilmig kaftan olduguna karar verildi. Ne var ki Uzkmaygöstericiyi gok kullanmig oldugu halde ahciyi hig kullanmamigh! BununOzer-Ina tSacha-Mestemin adamlan Uzkinay'a birkag saat iginde aim-= nasal kullanilacagim gOsterdiler. Uzkmay alien= amtm birkag met-re Otesine yerlegtirdi, bOylelikle 14 Kamm 1914 cumartesi giinii Ayaste-fauos'taki Rus fibidesinin yrktIrst adli 150 metrelik beige - filim ortayaWaal.

Orduda sinemaUzkinay'm denemesi bu kadarla kalabilirdi. Ancak ertesi yil bir baskaolay Uzkinay'in bayatinda bir dtinilm noktasi oldu ye on.un kendisini si-nemaya adamasim Bu olay, ollarbiye Naziri ye Bagkuman-dan Vekili) Enver Paga'mn Almanya'ya yaptigi bir ziyarette gdriip et-

1) Bu bugtine kadar bulunamamigtir. K.K. Foto-Filim Merkezi'ndeki kata-logta bu ad altinda kayith filmin bununla hig bir ilgisi yoktur. Dikkati gekenbir nokta da Uzkinay'in 1953'te Foto-Filim Merkezi'nden hentiz emekliye ay-nldigi strada Sayin Tilgen'le yaptigi konugma.da bu filmin Merkez'de bulun-dugundan hig sOz agmamasidir. Obtir filimlerinin resimlerini Merkez'in argi-vindeki kopyalardan saglayabilmesine ragmen Uzkmay bu filimle ilgili hig birfotograf verememigtr. Bundan dolayi filmin daha o vakit kayboldugu sonucuna

Foto-Filim Merkezi'ndeki filimlerin zaman zaman bilyuk kayipla-ra ugradigi, tasfiye edildigi bilinmektedir. Bu ilk filmimizin de bu aradakaybedilmig °imam milmktIndUr. Ancak filmin gUntin birinde beklenmedik birjerden gikmast da ayni derecede mtimkUnd9r. Her halde Foto-Filim argivininyeni bagtan ve tek tek elden gegirilmesi vakti goktan gelmigtir. •

1) Romanya uyruklu Leh Yahudisi olan Sigmund Weinberg, yukarida da belir-tildigi lizere sinemayi yurdumuzda halka tanitan ilk sinemacidir. YurdumuzaPathê girketinin temsilcisi olarak yerlegen Weinberg, TUnel Caddesinde fo-tograf malzemesi satan bir dtikkán igletti, sOnra magazasini genigleterek gim-diki Haget Kitabevi'nin bulundugu yere tasidt. Ilk gramofonu, ilk otomobiliIstanbuilulara Weinberg tanitti. Pathenin sinema malzemesini tamtmak ama-awls yurdumuzda ilk genel sinema gosterilerini 1896-97 yillarinda, Galatasa-ray Lisesi'nin kargisindakl zamanin grail birahanesi (Sp oneck,te dtizenliyende yine Weinberg'tir. Weinberg bu gOsterileri, Istanbul' un kargt yakasinda$ehzadebagendaki Fevziye Kiraathanesrnde de yapti ; uzun bir sure Beyogluye $ehzadebagt salonlarmda hem filim gOsterileri dtizenledi hem de tiyatrotopluluklart yOnetti. Megrutiyet' in ilant tizerine Tepebagi'nda sonradan $ehirTiyatrosu Komedi yurdumuzun ilk yerlegik sinemasi <Path&yiagta. Weinberg tizerine daha genig bilgi igin Tiirk Sinemasi Tarihi'ne baktruz.

kilendigi ordu sinemaciligimn Osmanli ordusunda, da kurulmasuu emret-mesiydi. BOylelikle 1915'te cMerkez Ordu Sinema Dairesix, (MOSD) mey-dana getirildi; dairenin bagma Weinberg' atandi, yardimmligina da o va-kit tegmenlige olan Uzkmay verildi. Yine yedeksubaylikla-rim yapmakta olan Cemil Filmer, Mazhar Yalay gibi birkag eski igletme-ci de bu kuruma ayrildilar. (MOSDx,, o vakit aHarbiye Nezareti» olan bu-glinkil Istanbul tniversitesi Iktisat Fakiiltesi'nin kargismdaki su depo-sunun altina rasliyan yapida gahgmalanna baglath. Weinberg ile Uzkmay'-in gevirdikieri ilk filifnlerin baginda Enver Paga'nm atlanru, Enver Pa-saran egi Emine Naciye Sultanin yeni dogan gocugunu gOsteren parga-lar yer' ahyordu. Az sonra Ayasofyadaki aMiize i Askeriv (Askeri Mii-ze)nin bir sinema salonu bigimine sokularak gerek 1MOSD,Allngevirdigi, gerekse milttefiklerin ganderdilderi askerlikle igii filmier, sa-vag filimleri haber filimleri burada halka giisterilmeye baglandi. Ayi-icayiiksek riitbeli bir subay,lar kurulu cMOSD»nin kurulus amacini, galn3makonulanm ve programim hazirladi. Buna gore «MOSD1, 1) Cephelerdesavasan birliklerin harelatiyla ilgili filimleri, 2) Onemli olaylarla Ugilifilimleri, 3) Askeri fabrikalarin galigmalanyla igili filimleri, 4) Milttefikilikelerden giinderilen yeni silählann kullamhglanm gOsteren filimleri, 5)Manevralarla sighs filimleri gevirecekti.

Belgecilikten dykiiIii filimlere dotru.,tMOSDImin kuruluguyla Uzkinay'in 1922 pima kadar uzanacak, en verimligaligma dOnemi de baglamig oluyordu. Uzkinay'in bu dOnemdeki ilk vebagarili galgrnalan, haber filimleri alici yOnetmeni olarak aMOSD>> almasavag iginde birgok haber filmi, meydana getirmesiyie kendinigiistermigtir. Bugiin bunlardan birgok Ornegi Foto-Filim. Merkezi'nin ar-givinde bulmak rniimkiindiirl. Bu filimler, Uzkinay'm o vakitki suurli ola-nakiara, ilkel araglara ragmen zaman zaman baganh bir haber filmi ah-ci yOnetmeni oldugunu ortaya koymaktadir. GOrlintillerin segikligi, ol-dukga baganh bir gergeveleme, olaylan eiverigli bir agidan giirecek nok-talari segme bu filimlerde sik sik gaze garpar. Ancak igeri galigmalar ay-m Olgilde baganh

1) Filmografi) bOltlmilne balumz. Bu filimlerden bazilari rTtirk Sinematek Der-negiznin 1966 Kasimmdaki anma programmda glisterilmig, bazilari da Foto-Filim Merkezi mtldilril Saym Albay Nusret Eraslan'm yine 1966'da hazirladigtAtatilsk filminde kullanilmigtar.

10 11

Page 160: Türk Sineması Notları - 3

12 13

iggr41:15.•:!71!,

Padigah Altinci Mehmet Resat, degerli konugunu kargilamayagiderken. Yaninda Esat Paga. ((MOSD Ekim 1917) Osmanli mliglri tiniformasini giyen Kayser Wilhelm ztyaret-

lerinden birini yaparken.

ALMANIMPARATORU-NUNDERSAADET'EGELI$I

ALMANIMPARATORU-NUNDERSAADET'EGELI$I

«Bilyiik Milttefikizniz» Kayser Wilhelm II, htiktimet erkftmylatanistiriliyor. (Sagdan sola dogru) Misir Hidivi Abbas HilmiPaga, Bagkomutan vekili ve Harbiye Naziri Enver Pala, Oey-hillisla.m Musa Kamm Efendi, Wilhelm II. (En solda) MebusanMeclisi Bagkani Hall (Menteg) Bey.

Kayseri ziyaretinden birinde, kendisini kargilamaya Oilcan Tiirkye Alman subaylari.

Page 161: Türk Sineması Notları - 3

SULTANRESAT' INCENAZEMERASIMI

SULTANVARIDETTIN'-INrrT T.Tg

ALAYI

1916 ph, Uzkinay'm Ozel hayati balumindan Onemli bir playa tarok ol-makla kalmanug --giinkil Uzlunay bu (Capa KizMuaUlm 1VIektebi)nin son simf iigrencilerinden giikriye Rasim Hanim'laevlenmigti—, aym zamanda meslegi yOniinden de Onemli geligmelere tankolmugtu. Buniardan biri, U'zkmay'm bu pl Weinberg'le birlikte ilk kezOykiilii filim gahgmasma. girigmeleridir. Bunlarin bagmda Leblebici Hor-hor gelmekteydl. Daha once tiyatro topluluklan yOnetmig olan WeinbergaMOSD»nin biraz otesinde vermekte olan Argak Benliyan Top-lulugu ile anlagta ye bunlarin sahneye koyduklan aLeblebici Horhon. oyu-nunu gevirmeye bagladt. Anoak gevirirain ilerledigi bir sirada bagopmcu-lardan birinin Olmesi lizerine filmin gevrilmesi yaridaWeinberg Ile Uzkmay, bunun iizerine Benliyan Topluluguinun bir bagkatemsiline el attilar. Bu, /3enliyan'la birlikte §ehzadebagt tiyatrolarimn siksik temsil ettikleri 4xHimmet Aga'nui izdivacis adli bin oyundu; Moliêre'in(Le manage force:. (aZor mu tulftat kumpanyalannda kiltk de-gigtirmig bigimiydi. Ancak bu filmin gevriligi sirasmda bagka bir aksilikortaya Oyunculardan gogu snail altina gagnkli. Bundan dolayi ya-nm kalan Himmet Ata'nm Izdivact (1916-18) ancak savegtan sonra Uz-kinay tarafindan tamamlanabildi. Pinnacle Benliyan Toplulugu oytmcula-rmdan ba.gka, Ahxnet Fehim, Behzat Butak, I. Galip Arcan, Kemal EminBara da oynamaktaydrlar. Film bir saline opmun.un oldugu gibi filmiizerine a.ktarilmasmdan meydana gelm.ekteydi.2.Ikinci olay, Osrnanh Imparatorlugu ile Romanya arasinda 27 agustos 1916tarihinde savag durumunun baglamastydt. Bu durumda, Romanya uyruk-lu olan Weinberg, kendiliginden adagman uyrugu> durumuna gegiyordu.Dolapstyla Weinberg'in tMOSDI, bagnada bulundurulmasi uygun

merkezin bagmdan uzaklagtinlan Weinberg'in yerine yardmicisi Uz-kmay getirildi. Uzkinay'm yOnetimindeki 4MOSID,, daha Oncecitan program.= uygun olarak galigta, yani Oykillii filimleri bir yang,

rakarak biltiin giiciinii soma§ belgectligine haroach.

/What ye Terakki'nin kukla htlktlmdart son yolculugunda.(MOSD, Temmuz 1918)

Osmanli devletinde kthc kuganma tdrenlerinin sonuncusu. Dartath saltanat arabasi, tiniformah seyisler, muhaftz pagalar,mizrakh stivarilerle dezentenen dekorda hl bir gey Qt5IctIntti

Leblebici Horhor daha sonra Muhsin Ertugrul ellyle 1923iki kez cevrilmigtir.

ve 1934 yillarmdabelirtisi tagimwor. Oysa bu parlak tOrenden tam lid ay sonraOsmanli Imparatorlugu kendi idam fermanini hnzalayacak,Vahidettin ba.51 olacak, dOrt yil sonra da bir

Bu faint bugUn kayiptir. dtigman gemisine binip kacacaktir. (MOSD, 31 Agustos 1918)

14 15

Page 162: Türk Sineması Notları - 3

SULTARAZ.'"MET'TEIZMIR IgINmtriNG

1917'de (MOSaonin yeni bastan dilzenlenmesi ye genisletilmesiIan sirasmda Uzkinay sinemacilik alamnda uzmanlasmasi igin Almanya'-ya gOnderildi, kisa bir sure incelemelerde bulunduktan sonra tstanbul'adOndti. Bir sure sonra da Ilk Dtinya Savasi sona eriyor ve Osmanli Impa-ratorlugu'nun bagh oldugu taraf savasta yenik dtigilyerdu.

Ial altinda sinemaBu yenilgi «MOSD ile 1917'de kurulan aMtidafaa-i 1VLilliye Cemiyetb si-nema kolvnun galismalarimn durdurulmasma yol agmakla birlikte, Uz-kinay'm derimli galismalar danemi stiriiyordu. Bunu saglayan olay, aske-ri yari-askeri nitelikteki bu iki kurulugun sinema. araglarma isgal or-dularinca el konulmasnu Onlemek tizere bu araglarm yeni kurulan. aMa-lftlin-i Guzat-i Askeriye Muavenet Heyeth>ne («Matal Gaziler Cemiyeti,MGC) aktarilmasiydi l . Bu durum karsismda e MGCb ister istemez, Obiirgaligmalan arasinda sinemaya da yer ayirmak zorunda kaldi. ve bu malarm yOnetimi de Uzkinay'a verildi. Yeni terhis edilmis olan Uzkmayayni zamanda bu sinema birliginin gOrUntti yOnetmenligini de yapiyor-du. Dernek, once Divan.yolu'nda bir taralik Erkek Terzilik Okulu olan. ya-Wirri altinda bir stUdyo kurdu, sonra da Vezneciler'de simdiki Edebiyat

Fakilltearnin OnUndeki boslukta gahsti.cMGCnin sinema bii4ligi, isgal altmdaki bir illkenin sinemasi oldugrunuunutmuyordu. Nitekim ilk Oykillti uzun filrni olan Miirebbiye'ye bogladik-ban az sonra Uzkinay galismalara •bir sure ara verip dgale kars"

protesto gOsterilerini filme aldi. Ozellikle izmir'in iggali tizerine Is-tanbulda Fatih ye Sultanahmet'teki gOsteriler filim Uzerine saptandi. Uz-kinay aMGCp galismalari sona ,erinc?ye kadar bu gesit beige-filimieredevam, etti. Fakat dernegin asil galigmalan Oyktilti filimler alamnda o1-du. Uzlunay'm «MGC» sinema galismalarmin yOnetimini tam bir yetkiy-le ele aldigindan silphe edilemez. Weinberg'le gahsthalara su'asmda onunOyktilii filimlerle etkilendigi de yine stiphe g6ttirmez. Kaldiki, (MGCx.nin sinema kolu basma getirildiginde Weinberg'in yarim Inrak-tigi Himmet Aga'nui izdivaer adli Oykillii filmi yeni tamamlamis butunu-yordu. Bundan dolayi 1MGCnin Oykillti filimbleri her ne kadar baska y6-

•1) Bu aktarmayla ilgili kararnamenin devletin o zamanki resmt gazetesi olan

erakvim-i Vakayimle yayunlanmast 1919 sonlarina raslamalctadir, ancak sine-ma kolu ayni baglarmda galigmalanna baglamigti bile.

Iggale karm Istanbul' da ilk toplu gdsteriler baglaymca, MGCfilimcileri OyktIlil filimleri bir yana birakip direnme hareket-lerinin filimlerini gekmeye bagladilar. Kara zemin Uzerindekibeyaz yam gudur: (MtislUmanlar Oimez ye OldtirtIlmezi.

Konugmactlardan biri. Bu filim az sonra bir Amerlkan savaggemisiyle Birlesik Amerika'ya giinderilecektir.

16 :17

Page 163: Türk Sineması Notları - 3

1918

«MGCmain ilk lid bykillil uzun film! 1919 yih iginde gevrilen Mtirebbiye ileUzkanay bu iki filmin yOnetmenligini Ahmet Fehim Efendi'ye

vermigti. Fehim. Efendi, tiyatromuzun kurulug dOneminde biiyiik hizmet-led gegmig bir tiyatro yiinetmeni ye oyuncusuydu; ancak sinemayla enufak bir iligkisi yoktu; Miirebbiye Ile Binnazi'i gevirdigi valtit 62 yaginday-di o yet, tiyatrodan bile emekliye ayrilnug bulunuyordu.ta hig bir tecrtibesi olmiyan Fehmi Efendi'nin Htiseyin Raluni Giirpinar'-

(Mtirebbiye, romanim segmesinde, bu yapitin biltiintintin ya da banbOltimlerinin —Ornegin Ahgibagi Tosun Aga bOltimil— birkag kez oyun-lagtinlmig, sahnede sik sik oynan.mig olmasimn etkisi vardi. Nitekirn Fe-him Efendi de aMiirebbiyex.yi sahnede koymug ye oynarmgti. Bu yapitinsegilmesinde bir bagka etkenin, iggal altindaki bir sinemaninkargi asessiz direnmesi:- oldugu da yanilmaksam soylenebiir. Ctinkti ro-manin konusu, basin, tiyatro ye sinemanm sanstirtine dogrudan dogruyakatilmaya baglayan iggal kuvvetlerinin hog gOrnaiyecegi gegittendi: Ro-maria adim veren kadm kahraman, bir Ttirk ailesine mtirebbiye olarakkapilanan, ailenin bilttin erkeklerini birbirine dtigtiren birFransiz yosmasiydi. Bundan dolayidir ki, Giirpinar'm 1898 yilmda yapm-lanan, ,alafrangaliga dtigkiin bazi ailelerin baglarma gelebilecek gillting yetehlikeli durumlan. anlatan bu roman' 1919 yilinin Istanburunda, bilingliya da bilingsiz, bir protesto Ozelligi kazamyordu. Nitekim film tarnam-landigi vakit iggal kuvvetlerince gtiglilk gnlcanldi, hatta Anadolu'ya gOn-derilmesi yasaklandi.Altirebbiye'nin gevrihnesine 1919 yiln .baglarnada girigildi, filmin biiyiik bir

Giilhane Parki'nda gevrildi ve aym yilnn mayisinda tamamlana-rak Once «Milze-i Askerb salonunda basin mensuplarma ye davetlilere&el olarak gasterildi. Filimde bir Rum Kumpanyasi'mn oyunculanyla Fe-him Efendi, R.a.git Reza Samako, §ahap Reza, Ismail Zabit, Behzat Butakoynamaktayddar• Filim bir girig (prolog) ile dOrt bOltimden meydana gel-mekteydi ye bir buguk saat stirtiyordu. Miirebbiye'nin gekim listesi kaba-taslak, gtiyledir :

iketnieniet eltylê Ortaya konniu§sa, da, bunter]. qevirmek dtigtincesinin, ha-zirlamgmm, gergeldegtirilmesinin, kisacasi biltiln yapun sorumlulugununUzkinay'a alt oldugu agrkga ortadadir. Uzkinay'm bu filimlerin meydanagetiriliginde Weinberg'in yolunu tuttug-u, yani tiyatro toplululdarmin yO-neticilerine bag vurarak trepertuar:olaxindaki her hangi bir yapitiOntinde teltrarlarnalaruu istedigi gi3ralmektedir. Bu ire gag-nlanlarm da-ha once sinemayla, hig bir iligldleri olmachga da bilinmektedir. NihayetUzItmay'm bu filimlerde gOrtintil yOnetmeni olarak da emegi gegmlgtir.Bilttin bunlardan dolayi, «MGC, adina meydana getirilen ild oyktilu uzun,bir Oyktilt1 orta uzunlukta ye lid Oykillti knsa filmin gergeklegtiril-mesinde Tjzitmay'm pap., bu filimleri yOnetmen olarak inizalarnag clan-lardan az degit, belki goktur. Bundan dolayi bu filimleri burada daha ya-lundan incelemek yerinde olur. Bu incelememizi filimlerin K.K. Foto-FilimMerkezi'nde bulunan kopyiaian tizerinde yapacagiz. Ancalt burada hemen

noktalari belirtmek yerinde olur: Fete Filim Merkezi'nde bu filimlernegatif gtbaltik gekimler halindedir, elde nir gevirim senaryosu, yazali herhangi bir metin bulunmadigi gibi, bu pargalarm ilzerinde gekim sayisibile yoktur. Her hang' bir arayazi, gekimlerin birbirine baglanigim be-lirten noktalama iglemleri bulunmamaktad ir. Kisacasi bunlar kurgulanyapilmamig ham maddeler olarak bulunmaktadir ye bunlarm seyirci

hangi kiiilcta giknug olduklanm bug-tin bize gasterecek gOsterim kop-yalan yoktur. Bu bakundan incelememizi, 1966 ynh anma program. !gintarafimazdan hazirlanan yaltlagalc kurgu taslagi iizerinde yapacagiz.

Page 164: Türk Sineması Notları - 3

(Yapini : Ma101 Gaziler CemiyetiFehim). Filmin ilk sahnesi.

Paris'te bir gazinonun taragasi. Anjel kolunda birsarhogla igeri girer, adamla kavga eder. Bir delikanliige kangir; sarhog gikip gider. Anjel ile delikaahotururlar. Az sonra buniar da tartigir. Delikanh of-kelenip gider. Yaglica bir adam —Maksim— Anjel'iyatigtarir, birlikte gazinodan gikarlar.Maksim'in yazihanesi. Bir mektup yazthrip gOnderir.Anjel'in odasi. Maksim'in ugaki gelip mektubu verir.Anjel mektubu okur okumaz mantosunu giyip te-

lasla gikar.Maksim'in yazlhanesi. Anjel tgeri girip mektubu

uzatir.Mektubun metni: Maksim bir ig igin Istanbul'a gi-

decekini bildirir.Anjel'in iiziintiisiinii Oren Maksim onu dacekini soyler.Bir deniz kiyisi. Dalgalar bir kayayi Myer.Anjel ile Maksim bir geminin gavertesinde. Maksimdiirbiinle gevreyi seyreder, Anjel'e bir geyler siiyler,diirbilnil verir. Diirbiin Ortiisiiyle ahnnug gekimler:Istanbul goivnumleri :Yedikule, Samatya, Saraybur-nu, Dolmabahge, üskiidar, Kizkulesi...

20

Anjel lie Maksim bir otele inerler. Odalarma girer-lerken odadan bir delikanh gikar, Anjele ba-kqirlar.Anjel ile Maksim odalannda. Delikanh anahtar de-liginden onlan seyreder (anahtar deligi Ortiistiylealmmig gekim).Maksim iisttinil dekigtirip gikar, oda kapisi OnlindeAnjel'le vedalagir. Delikanh odasindan gikar Anjel'-le igaretlegir. Maksim gider, Anjel odasina girer.Anjel'in odasi. Delikanli odaya girer. Anjel ile deli-kanli kucakla.gip opugurler. Birden Maksim gtkage-Hr. DO arasinda tartigma baglar. Delikanh gilup gi-der. Maksim de Anjel'• kovar.Bir oda. Kahvalti masasi bagmda bir kadin. Sonrasivri sakalli bir frenkle Anjel gelirler. Adam, Anjel'ikansina tamgtinr. Anjel gOzleri yagh, tiztintillildiir.Adam karisma bir geyler anlatir. Adamin kizi da ge-Hr.

Dehrt Efendi'nin yalismin bahgesi. Uzunca bir ban-ko, bir masa, iki iskemle. Milrebbiyelike bagliyan.Anjel masa bagina oturur. Iki kilgiik gocuk gelipmasa ba.gina oturup Anjel ile ders galigirlar. Dersbiter. Anjel uzakla4irken goeuklar polka yaparlar.Anjel bahgede giderken gems Bey'le kargilagir. gemlBey diz gOkilp sevgisini agiklar. Anjel giller.

Anjel bahgede yilrihneke devam eder. Cegmenin ba-ginda Ahgibagi Tosun Aga ile kargdagir. galcalagm-lar. Anjel yoluna devam eder. Arkadan Eda Kalfagelip Tosun Aga'ya

Anjel odasinda. ayna Oniinde soyunup yataka girer.Az sonra gerui Bey Gelir, yatagm Online diz gOker,Opiigtirler.

Amca Bey'in odasi. Amca Bey kamburunu diizeltipayna Oniinde kendine geki citizen vermeye gahgir. An-jel'in bir resmini kdltuga yerlegtirip gigek sunma ta-limleri yapar

Amca Bey bahgivandan bir deste gigek alip uzakla-girken Tosun Aga onun taklidini yapar.

1919. Ytinetmen

21

Page 165: Türk Sineması Notları - 3

istanburdaki otelden yash dostu tarafindan kovulan Anjel birfrenk ailesine sIgnur.

Anjel, Dehrt Efendi'nin yahsinda mtlrebbiyeli ge basladigt vakit.

22

Anjel bahgedeki masaya yalilasirken Amca Bey'i ar-kasindan gtirtip haline giller. Anjel oturur. Gdriln-tiiniin solundan gikrnas olan Amca Bey sagdan ye-niden gOriintilye girer, Anierin Online diz gOktip gi-gegi sunar.Anjel ile Azalea Bey bahgede ylinirter.Tosun aga ile yamagimn. odasi. Yamak Mr ara uya-mr, bir bit bulup ganglia= tistiinde ezer, bu siradagdzil pencereye takihr. Ustasim uyanduar, TosunAga da kalkip bakar, fakat bir ley g8rmez, yama-gang. azarlar. Yatarlar. Yamak yine uyamr pencere-ye bakar, ustasim uyandirir. Tosun Aga, da bakar,bu kez kalkip giyinir ye disan gikar, yamak da, onuizler.Gece. Yalmin bahgesi. Tosun Aga oxide, yamak ar-kada agaglar arasmda yilriirler. Bir agacm Ontindeyamak ustasina sirt verir. Tosun Aga agaca tirma-nip bir dala yerlesir ye seyreder:Anjerin odasi. Amca Bey girer. Anjel ile Ames. Beykonuguriar. Amca Bey sirnasir, Anjel onu savar.Amca Bey, gemi Bey, Sadri. Bey ve Anjerin oda Ica-pilannin agildigi sofa. Ortada bir masa. Masanmtiinde bir gece lambast. Amca Bey, Anjerin odasm-dan gikar, bir iskemleye garpip devirir, korkup ma-sanin affirm, saklanar.Eda Kalfa'nm odasi. Kalfa kahve fincamm agzmagatilriirken giiriiltiiyii duyar, ba-guu taw= kaidinr,sonra eline bir 18.mba allp &gar' gikmaya haztrla-mr.Yeniden sofa. genii Bey genii masadakisandilriir. Eda Kalfa'mn merdivendeki ayak sesini

kendini masanin altina atar.Sadri, Anjei'in kapisma gelir.Eda Kalfa merdivenleri gikar.Sadri Bey masamn °Mina saklamr.Masanm altindaki tic kigi. Eda Kalfa sofaya gelipsaylenmeye baslar. Belindeki kusagi cikarip Anjel'-in kapisim baglar, sagdaki koridora gider. adammasarun altindan kalkip odalanna kagarlar.

23

Page 166: Türk Sineması Notları - 3

Dehri Efendi'nin kitaph •t. Efendi kitap okumakta-

dir. Kalfa gelip durumu bildirir.Dehri Efendi ile Eda Kalfa sofada. Dehri Efendi tigerkegin kapilarim teker teker agm bakar. SonraEda ile konusur,'Anjel'in . oda kapisim agar, konu-sunar. Sonra tig erkek odalarindan gikarlar. EdaKalfa suglu duruma dtiger.Dehri Efendi'nin kitapligi. Anjel'e referans verir.(Referans metni).Ertesi giin Amca Bey ile Sadri bahgede konusurlar.

Anjel ye damad Sadri Bey

24

Semi Bey gellir. Sadri ile semi Beyler dliviismeyebaslanar. Amca Bey aralanna girer. tYgil birden ba-pr apt' yuvarlamrlar.Zenci gocuk gelip Dehri Bey'in kendilerini gagirdt-gam bildirir ve onlann haliyle slay eder.Sadri Bey gesme bast/Ida pkazur.

Dehri Efendi'nin kitaphgt. Dehrl Efendi, tigtinti deazarlar, sonra bir geviri verir.

Amca Bey, semi Bey, Sadri Bey bir yandan geviriyiyaparlar bir yandan kavga ederler.Cesme bast. Semi Bey, Tosun Aga'ya bir igki sisesiglisterir, davet eder.

Bir agacin altana oturarak igip konusmaya baslar-tar. Semi Ogreneceg-ibi Ogrendi•ten sonra gider. To-sun Aga sizip kahr.

Bahgedeki masa bast. Dehri Efendi. Sonra kizi iledamadi Sadri Bey gelirler, konusurlar. Kiziyla da-mach gidince Dehri Efendi bahgede

Tosun Aga'mn niyast: Mtirebbiye Anjel ile baskakadmiar oynamaktadirlar. Kendisi de onlarm arast-na kanstr.

— • Dehri Efendi sizip kalan Tosun Aga'yt gifortir, bagt-nr, bastonuyla diirter. Tosun Aga uyamr.

semi Bey, Anjel'in odasina girer. Mtirebbiyenin res-mini goriir, bigakiar deler.

semi, Anjel'in oda kapisimn kanatianm, baskinahaztrityacak sekilde gevsetir.

Semi odasinda buhran gegirir.

Semi, Anjel'in oda kapisina gelir, yumruklar veagar. Anjel'i bir aynandolabt kilitlerken gortir. Elin-den anahtari zorla alarak aynandolabt agar. Dolabiniginden babas/ Dehri Efendi gikar. Semi bayilir,Dehri Efendi de yere yigthr.

25

Page 167: Türk Sineması Notları - 3

Mtirebbiye, ilk Oykillii filim denemelerinden biri olarak, konusunu olduk-ga rahat bir sekilde anlatmaktayth. Ancak elimizde nokta-lamasi, kurgulamasi yapilnus bir gOsterim kopyasi olmadigi igin bu ko-nuda kesin bir sey sOylemek de gtigttir. Arayazilarmin nasal

da bilmiyoruz. Buna fllmin bastan sons, tiyatro kokusuitesinlilde siiylenebilir. Sahne dtizeni, dekorlar, oyun, makyaj tama-

miyte tiyatro Ozelligi tasimaktadir. Girl§ btiliimtindeki birkag gOgiis ge-kimi dismda btittin gekimler hep bir tiyatro salmesindeld gibi boy geld-mi, genel gekhn 'olarak yer almaktadir. Kaldi ki, filmin, sonunda

a.nlagilan oyunculari tanitma boliimii bu tiyatro kokusunu bilsbti-artirmaktadir. Ctinkti bu bOliimcle oyuncular sanki temsil sonunda se-

yircileri sela.mhyorlarmis gibi tek tek bir perdeyi aralayip giirtinrnekteye aihciya dogru seam vermektedirler. Oyunculann. da, Fehim Efendirli.pnda, basanh olduklan itlylenemez. Yalniz Fehim Efendi, alicinin

hig hesaba katmamisgasma bir rahatlikla oynamaktadir. Mtireb-blye'ye tiyatro nitelig-i kazandiran bir baska nokta da ahcimn bastan so-na duruk galistarilmasi bir yana, igreti tiyatro dekorlan iginde

ve bu dekorlann son derece fakir olusudur. Girls bOltirrdinde diir-biinle uzaktan seyredilen birkag Istanbul gOrtintlmil bir yana biralulirsaIstanburdan hig bir gOrtintim filimde yer alrnamaktadir. Dehri Efendi'-flirt yaitsm3n bahgesi niyetine kullamlan Gillhane Parki'nm bir Wisest aleyahmn igi niyetine kullamlan sofa ale kitaphk, filinin tek dekor ye gev-residir. Uzkmay garilatti yOnetmeni olarak disardaki gekimlerde basan-hysa da igeri geldmlerde ayni basanyi sagliyamamaktadir. Fibrin en bit-ytik ye zamaninda bile gdzden kagmayan bir kusuru, biittin gece garti-ntintlerinin giincltizmilsgesine aydmlik.ta, yer almasidir. Btittin bunlararagmen Mtirebbiye, yukanda, belirtilen asessiz direnmex, mteliginden; goksevilen ve tutulan bir romanin, sik sik oynanrms bir sahne oyununun ak-tanimisi oidugundan; zamanin bazi tarunmis oyunculanna yer verdigin-den; kolay a,nlasdir bir konuya dayandigmdan ye bu konuyu, sade bir se-Idlde adlattigindan dolayi o vaktin kogullan iginde basanh bir filim

26

cBinnaz»

Buna kargilik Mtirebbiye'den sonra gevrildig-i halde Binnaz ayin basanya,erisememektedir. Binnaz da Miirebbiye gibi bir sahne oynuna dayamycrr-du. Yusuf Ziya Orta.g'in, ilk kez 17 Nisan 1919'da Därillbedayrde sahneyekonan bu manzum. oyunu yihn asanat °lap, sayilmaktaydi. Victor Hu-go'nun <Marion Delormes, adh oyununun gok serbest bir sekilde bizimle devrimize aktanlmasindan meydana gelen cBinnaz3,, Late devrinin tinsalmi fettan kadim Binnaz ale ona tek basin sahip olmak istiyen EfeAhmet ye Hamza Bey arasindaki gekismeyi anlatiyordu.

Binnaz'm gevrilmesine Mtirebbiye'nin tamamlanmasiyla baslandt. Ig sah-neleri Ferah Tiyatrosunun sahibi Mona Bey'in konaguida, bazi sahneleride Topkapi Sarayi'nda gevrildi. Oyunu senaryb haline Fehim Efendininoglu ressam Mtinif Fehim getirmis, deltorlarim da o gizmisti. 45 daldkasaran Binnaz, 5.000 liraya giknus, seyircilerin biiyilk ragbetini gOrerekyalmz Istanburda on kati kazang saglanus, Ingiltere'ye, bir sOylentlyegore Amerilta'ya da gOnderilmdsti.

Binnaz'm gekim listesi, kabataslak, stiyledir:

27

Page 168: Türk Sineması Notları - 3

Topkapi Sarayi. Sadrazam ile pagalar gikarlar..Gegit tOreni. Mehter.Bin•az'in evinde Binnaz ile Faika. Binnaz siislernr.Binnaz'in evinde kadinlar arasindaki eglence.Hamza Bey, Binnaz'm kapisina gelir.Hizmetgisi Binnaz'a Hamza Beyin geligini bildirir.Hamza Bey zorla Binnaz'in evine girer.Hamza, Binnaz, Faika. Hamza, Binnaz'a olan sevgi-sini agiklar. Sonra yolda bagina gelenleri anlatr;Hamza Bey, Binnaz'a gelirken yolda saldiriya ug-rar. Efe Ahmet, Hamza'yi kurtarir. Hamza, hange-rini Efe Ahmet'e armagan eder.Efe Ahmet, Binnaz'in kapisma gelir.Binnaz ile Faika telligla-Hamza Bey'i savmaya ga-lisirlar. Binnaz, Ham.za'yi savabilmek igin 6per.Hamza sevingle gikar.Efe Ahmet'in kapida sabirsizlanmasi.Efe Ahmet, Binnaz'in odasma girer. Tartigirlar.Efe Ahmet gecikmesinin nedenini anlatar. Hamza'-nin armagan ettigi hangeri gosterir.Binnaz'in odasinda Efe Ahmet gerefine eglence. Bin.naz oynar.

Yenigeri kahvesi.Kahveye gelenler. Hamza Bey de gelir.Efe Ahmet kahveye gelir, israr iizerine saz galar.Efe Ahmet'in Birmaz'm ,sevgilisi oldugunu OgrenenHamza 'one. meydan o cur. Kavga ederler. Efe Ah-met, Hamza'nm armagam olan hangeri geker, onukolundan yaralar. Yere dagen hangeri taniyan Ham-za Bey, Efe Ahmet'in kim oldugunu anlar, pigmanolur. Kahvedekiler karakullukgulari gag-irma,ya ko-sarlar.

Karakullukgular kahveye dogru kogarlar.Karakullukcular kahvede Efe Ahmet'i yakalayip go-tiirilrl er.Karakullukgular Efe Ahmet'i zindana atariar. EfeAhmet'in ilziintilsii.Binnaz'in iiziintiisii. Faika onu teselliye

Hamza Bey, Binnaz'a sevkilisini anlatirken Falk dinliyor.

BINNAZ

Filimde nadir rastlanan bag Gekimlerinden biri. Binnaz roltindeMatmazel Blanche.

28

Page 169: Türk Sineması Notları - 3

Binnaz, Hamza Bey, Faika. Binnaz, Hamza Bey'etiziinttistind anlatir. •-Hamza Bey, dedesine giderek Efe Ahmet'in kurta-rilmasi 'gin yalvarir.Hamza Bey, dedesi, sadrazam ye pagalar gikarlar.Hamza Bey, Efe Ahmet'in saliverilmeaini buyuranfermam ahr.Zindan: Bir adam, Efe Ahmet'e bir bohga getirir.Bohganm iginden bir mektupla bir ip gikar.Efe Ahmet'in zindandan kaggim giisteren.-birgok ge-kim.Karakullukgulann bagi Efe Ahmet'• n kagigim haberalar kogugmalar.Efe Ahmet zindandan iragarak Binnaz'm evine ge-lir.Efe Ahmet, Binnaz, Faika..Hamza Bey, Efe Ahmet'in afftyla ilgili fermam Bin-naz'm evine getirir.Efe Ahmet, Binnaz'm Hamza Bey'e yalcuiligam Ira q

-kamr.Karakullukgular Efe Ahmet'i yakalamak igin Bin-naz'm evinin kapisma dayanirlar.Efe Ahmet, fermam ahp bir mum alevinde yakar,kapiya gidip karakullukgulara teslim olur.Binnaz ile Haanza Bey, 'dam ` edilen Efe Ahmetinmezari hagmda yanyana dua ederler.

Binnaz, daha onceki Miirebbiye yamnda gok ilkel kalmaktadir. Bulik, dayandigi sahne oyununun zayif yOntintin perdeye btisbtittin abarti-larak aktanlmasiyla baglamaktaych. Degigtk insanta.rin tutku ye duygu-lannin garpigmasnia, dolayisiyla ruhbilimsel gdzilmlemelere, geligmeleredayanmasi gereken konu, cans= ye ruhsuz kuklalann anlamsiz hareket-lerinden meydana gelmige benziyordu. Oyuncularm, Mtirebblye'delcine O-re bile gok bagansiz galrgmalari bunu bilsbiltiin agiga vurmaktayth. Ni-tekian bu durum, filim ilk gOsterildigi veldt bile gOze garpmigta ye o va-kit yaynnlanan bir elegtirmede Efe Ahmet'i canlandaran - oyuncu 'gin4:.eigiklardan Efe roliindeki aktOr hepimizin tahayytil ye tahmin ettigi-miz asil ve mart yenigeri efesi degildi. Evza ye tavnyla hakir bir Samat-ya efesi denilmekte, Binnaz 'gin de aBinnaZ roltindeki matmazel-ma-dam ,sinemada girkin ye pek acemi olmaanakla beraber evza ye etvarnokta-i nazarmdan. glizel deg-11as. gOrtigii One stIrtilmekteydi. Binnaz buaksaltliklarma ek olarak Miirebbiye'deki kusurlan ve tiyatro kokusunubirkag kattyla tagimaktaych.

Bu listedekilerin diginda, nereye girecegi kesinlilde bilinmiyen bazi ge-:kinder de vardir. Ornegin sadrazarrun gadinndaki eglence bilitimil, Ham-za Bey'in birkag yerde ig gekerkenki cromantik) duruglan, KM-it/lanegiirtintimleri gibi.1

1) Sayin MUnif Fehim'in belirttigine gore bu Kftgithane blitamtlyle ilgili cekimlerFehim Wendt tarafmdan degil, filim tamamlancliktan sonra Fazh Necip Beytarafmdan cevrilip eklenmigtir.

-31'30

Page 170: Türk Sineması Notları - 3

Bican Efendi'nin seriivenleri

Einnaz'm yintinden kazandigi bagartya ragmen ug-radigt sert elegtir-meler, aMGCsnin ye dolayisiyla Uzlunay'm Oykiiii filim gah§malarun birsire aksatti. Hatta bir ara, dernegin dogrudan dogruya filim galigmala-rum girmeyip elindeki araglan kiraya vermesi inerildi ve kabul ettiril-di. Bununla birlikte, Miirebiye ye Binnaz denemesinden. ski yil sonra ye-niden, fakat bu kez gekingen ye ihtiyath yeni bir denemeye daha giri-gildi. Bu kez, Uzicanay yinetmen olarak yine bir tiyatrocu olan *acii Fik-ret Karagdzogiu'nu segmigti. Karagizogiu iyi bir gilldilril oyuncusuyduye perdede de orta uzunlukta...bir eliding" yaratacalt.n. ibniirrefik A.hmetNuri Sekizinci'nin Fransiz yazart Daniel Riche'in (Le prêtexte, adit oyu-nundan ya§ayiginuza ustalikla aktardigt cHisse-i §aylat. oyunundaki Bi-can Efendi tipini sahnede canlandirmasiyla Un kazanan KaragOzoglu per-dede de aym tipi ele almayi tasarladi. Bu tipin gevresin.de tasarlachgtsa bir konuyu senaryo bigimine soktu. 1921'de gevrilen Bican Efendi Are-kilharg 22 dakikahk bir filimdi ve gekim listesi gdyleydi:

Hir k8gklin kapisi. Bican Efendilar. Bir ugak kapiyi agar. Konugurlar. Bican Efendiigeri aiuur.Kd kiln bahgesi. Kigkiin sahib' masada oturmakta-dir. Bican Efendi bir mektup uzatir, bey okur, kal-kip yartirler.Rican Efendi kigkte vekilharg olarak ige ba§lar:Kigkte hizniet edenler sabah teftigi igin bahgederalaturlar. Bican Efendi'yle Bey gelirler. Bey, BicanEfendi'yi tanitir. Bican Efendi itizmetkarlan teftl§eder, ahgibagiyaBican Efendi'nin igelzarliklart: Topragi belleyenbahgivana nasil toprak bellenecegini Ogretmeye kal-kar, yuvarlamr.Seyise atm nasil tunar edilecegini ogretmeye

ab. iirkiitiir.Bir bagka bahgwana nasil kazma sallanacabmretmeye kallugtr, yereArap ugak agagtan dut koparip yer.Bican Efendi Arap ugagi agagta yakalar, stipilrge-nin saptyla vurup yere indirir.Bey bahgede havuz baguida. Bican Efendi gelir. Bey,talimat verirken Bican Wendi not alir. Bey araba-sma . biulp gider.Rican Efendi'nin Bey'in davetini bildirmesi: Bir ka-piyi galar, pencereye gikan adamla konugur.Bir bagka kapiyi galar, kapmm online gikan adamlakonugur. . .Bir bagka kapunn merdivenlerini gikar, .pencereyegikan kadmlarla konugur.Bican Efendi ile bir ugak ziyafet igin rna. izeme geti-rinler.Bican Efendi, Ahgtbagt. Rican Efendi elinde-kileri ahgtbagiya verir, sonra onunia kavga eder.Bey'in faytonu kigkiin kaptsmclan girer.

— Payton merdivenlerin iniinde durur. Bican Efendiile ugaidar Bey!1 kargiarlar. Bey kigke girer.

32

Page 171: Türk Sineması Notları - 3

Bican Efendi, komiser, polls ye bir sivil polls yoladilgerler.Baskin: Oncekiler ile smith bir hoca ziyafet salo-nuna baskin yaparlar. Davetliler gaginr, gengilerkagigir. Bican Efendi bag suglu olarak Bey'i

Polisler salondakileri gotiiriirler. Komiser, Ri-can Efendi'ye iltifat eder.Komiserin Once- komiser, sonra bey ye pollsgirerler. Komiser, Bey'i sorguya geker. Bican Efen-di, begin gilte lie yorgamni getirir. Komiser, BicanEfendi'ye yer glisterir. Beyin konugmasi devam et-tikge durum degigir. Komiser, Rican Efendi'yi otur-dug-u yerden kaldny yerine beyi oturtur; BicanEfendi'ye baginp gagirmaya, sonra da vurmaya bag-lar. tki polls Bican Efendi'yi kollarindan tutarlar-ken komiser de falaka geker; sonra Bican Efendi'yiiki poiisle nezarete glinderir, beyi ugurlar.Polisin bid Bican Efendi'yi merdivenlerden indire-rek nezarete atar.

— Bican Efendi nezarette: Bin Ittigeye gekilir, derin de-rin dligtintir, kederlenir, aglamaya baglar. Mendilinigikanp gdzlerini slier. Yerinden kallup bir geylersdyliyerek akciya dogru

BICAN EFENDtVEICILHARC

(Yapim: /AGO, 1921. YSnetmen: Karagdzoglu). BicanEfendi'nin dtlzenledigi Osmanli usulti tdolce vita,da , gengiArap Usak misafirleri eglendlriyor.

35

Ziyafet salonu.•Hazirlanfrug sofra. Bican Efendi ileugak. Cikarlar.130 davetli gellr, bahgeye ahmrlar.Bican Efendi lie Bey sofrarun diizenlenigini gozdengegirirler.tici davetli daha gelir, obiirierinin yazuna bahgedeidmasaya otururlar.Ziyafet salonu. Rican Efendi ile Bey. ITgak davetli-lerin gekligini haver verir. Bican Efendi ile Bey pen-cereden bahgeye bakarlar:()rtiilii gekim: Bey'in gtirtig noktasmdan bahgedelddavetliler.Ziyafet salonu. Davetliler salonda.Bican Efendi sofaya gthar: calgicilar, gengiler, Arapugak. Bican Efendi galgicilan salona. sokar.Calgiellar salonda yerlerim ahrlar.igki igen davetliler. Bid sarhog olup oynamaya kal-lugir, sendeler. Bey, Bican Efendi'ye gengileri getir-mesini sOyler.Bican Efendi sofaya vicar. Cengilerden birlyle ArapUgagi lgeri abr.Salona giren gengi oynamaya baglar. Bican EfendlArap uga.gi da ortaya 'ter, ugak da oynar. gengi,erkelderin arasma oturur, ugak oyuna devam eder.Bican Efendi gilup obiir tki gengiyi de salon°. sokar.Bican Efendi anahtar deliginden salonu seyreder,

ellerini ovugturur, akhna bir gey gelmig gibielini gakagma glitliriir,. ytirtiyiip gider.Bican Efendi ktIgktin kapisindan gikar.Bican Efendi karakolun Onilnde ntibetgiye bir gey so-rar, ntibetgi igeriyi gtisterlr.Koxniserin odasi. Komiser ayaldarnu masaya uzat-nug horlamaktadir.Aym geldmln biraz uzaktan almmigx. Polislerden bi-ri gelip komiseri uyandnnir, bir geyler soyler. Komi-ser kendine gekldlIzen verir. Bican Efendi odaya gi-rer, kornisere Mr geyler anlartir. Komiser telAglamr.

34

Page 172: Türk Sineması Notları - 3

Bican Efendi Vekilharg, tJzkmay'in yapimciliginda meydana getirilen iki

uzun, bir orta uzunlukta ye iki kisa filimden sinema YOntinden en basanh01a/iv& Bunda Karagdzoglu'nun sahnedeki Bican Efendi oyununa baghIcalmaksizin Ozglin (orijinal) bir senaryo tasarlamasi kadar, konunun bir

glildtirti °imam/1m da pap. yard'. Karagdzoglu 4:kendi kazdigt kuyuyatemasi tizerine tasarladigi bu basit senaryoda amacim en kestirme

tarafmdan anlatmak yolunu segmisti. Gergi filimde, kesik kesik ayri olay-

tar anlatmak durumu yok degildi, am .a bu, o diinemdeld hemen biltiln gill-zaten raslanan. bir §eydi. Zaten Karagdzoglu da gerek Bican

Efendi Vekilharg'i, gerekse yine Rican Efendi'nin sertivenlerine dayana-

rak yine aym yd gevirdigi Blear' Efendi mektep hocasi ile Bican Efendi'ninriiyasrl adh kisa filimleri meydana getirirken, basta aarlo} olmak lizere0 vaktin gtildttril sanatgilarunn filimlerinden esinlenmisti. Karagtizoglu'-mm, Fehtm Efendi'nin aksine, gerektigi vakit boy ye genel gekhnlerdenaynhp daha yakin gekimlere gegmekten sakmmadigi da silk sik Vas garp-

makta, bu da onun filirnlerine daha asinemalikz, bir niitelik kazandirmak-

tayth. Her halde Uzkmay'm aMGC»nin son yaintlan lgin bir gill-diirii sanatgisma bas vurmasi gok yerinde olmustu.

l) Bu iki filmin kopyalan bugtin elde degildir.

Ba§langica

•Uzkinay, bu gUldtirlilerden sonra yeniden drandara el atmak istedi. Bukez yOnetmen olarak eski bir tiyatro yazari olan ye Binnaz'a bazi ek sah-neler gekmi§ -elan Fazh Necip'i giirevlendirdi. Fakat Fazh Necip'in gevir-meyi tasarladigl Lida devri, Istanbul esran, Binbirdirek vakast yahutTayyarzade'den hig biri gergeklestirilemedi.

Bunun tizerine dernek bir ara yaptig-i gibi, elindeki sinema araglanm yi-ne kiralamak yolunu tuttu. Seden Kardesler'in 1919'da kurduklan filimgetirici sirketle, aKemal anlasma yapti. Derneg-in elindeki filim-ler i§letilmek ilzere bu §irkete verildig-i gibi sinema araglan da yine aym§irkete kiralandi. Fakat artik Kurtulu§ Savage= kesin sonucu ahtunakUzereydi. Ttirkiye BUyilk Millet Meclisi Ordulannda da bir aOrduCekme Merkezb kuruldugundan Osmanli -ordusundan «MGOohe aktanl-nu§ olan sinema araglan geri ahmp bu kurulu§a verildi. (Ordu Filim Celt-me Merkezb de bu araglarla, kagan dlisma.n ordusunun yolu tizerinde

vah§eti tespit eden Izmir zaferi (Istiklid) adh belge-filmi gevirdi.aMGClonin sinema galismalannin sona ermesiyle bo§ kalan UzItmay, buarada Muhsin Ertugrul'un aKemal adma gevirdigi Bog-azigi esran(Nur Baba) filminin goriintii yOnetmenliginde bulundu. Aym yillardaktidar'•aki aDogancilan>, sonra aJale-10, «Hale), ansirakv. sinema1anmnisletmeciligini Uzerine aldi. Fakat gOnlii ham. filim gevirmekteydi. Nitekim1922 eyltiltine dog-ru Anadolu'ya gegerek (Kemal Filimi adma Kurtulu§Savasfmn son olaylarini Zafer yollan adindaki orta uzunlukta bir beige-filim olarak saptath.

1

36 37

Page 173: Türk Sineması Notları - 3

(Yapim: T.B.M.M. Ordu Filim Cekme Merkezi, 1922). Kurtu-lug Savagendan gOrtinttiler.

Son yillar

Ttirk birlikleri 9 Eyltil 1922'de kurtarilmig Izmir'e girerlerken.

Uzkmay'm sinemacilik gah§malarmm ikinci ye en uzun, fakat birineisikadar verimli olmayan dOnemi Cumhuriyet'le birlikte baear. 1924 yihndaordunun eski sinemacilik kalu yeni ba§tan diizenlenerek Harbi-

ye-i Umumiye Reisligi) (Genel Kurmay Ba§ka.nb.gi )na bath eKErlanHarbiye Mektebis (Harp Akademisi)ne bag i andi. Uzkinay Filim. CekmeMerkezfnin Laboratuvar Grup Amirligrne atandi ye 1924'ten emekliyeayrildigi. 1953 pima kadar stirekli olarak bu gOrevde bulundu. Bu ddnem-de Uzkinay'in dogrudan dogruya filim gevirme alamnda yaptigi en tinem-li gah§ma, 1922 yihnda Kurtulu§ Sava§fmn son g(inlerinde T.B.M.M. or-dulari sinemacilik kolu tarafmdan baeamlmi§ oldugunu yukarida gOrdii-thmilz Izmir zaferi adli belge-filmi, 1930'dan ba§hyarak her yihn eniinemli olaylarim katip genieetmek oldui.

1) Bu genigletme sonunda Istiklal achnt alan filim once 1922 yihnda gevrilenDumlupmar vakayii, Izmir "tam] istirdat edildi?, Gazruin ve

kar5ilaiii i... gibi kisa pargalardan meydana geliyordu. 1930'da daha bagka

pargalar eklenmeye baglanch ve 1933'te tic loOltimItik bir filim haline getirildi.Bu filim 1934'te yurdumuzu ziyaret eden Iran $ahi Rtza Pehlevl'yeAtattirk filmin genigletilmesini istedi. Harp Akademileri Komutarn All FuatErden'in bagkanhginda Nurettin Baransel, Fehr( Belen ye Foto-Filim Mer-kezi'nin o zamanki mtidtirti isfendiyar Uzberk'ten meydana gelen kurul'ungaligmalartyla 1936'da 12 bOltImilik filim meydana geldi. Sonra buna Atattirk.-tin Oltimtbrie ilgili bir btfliim daha eklendi. Bugtin Pot': • Filim merkezi argi-vinde Istikral harbinin baglangtei, devami, netayiel ads altinda bulunan 144dakikalik filim budur ye 1930'dan sonraki bOltImlerinin gogunu Uzkinay ge-virmistr. Ote yandan, yukarida gOrdtigtimtiz there mtitareke yillannda bir ara

<Kemal - «MGC, igbirligi dolayisiyla o vakitler cKemal. Filimzinkendi bagma gevirdigi birgok beige-filme cMGCznin malichr diye .ordu sinemakolunca el konuldugunu Sayan' fakir Seden sOylemigti. Istiklal fihninin ge-nigletilmesinde bunlardan da yerarlantlmtg olmast akla yakindir. Saym Se-den'in tiztinttlyle belirttigi bu olaytn, bir bakima hayirli bir sonuc dogurduguda sonradan ortaya giknugUr; . gtinkli <Kemal Filimzin btittin eski filimleri,Istanbul Belediye Filim Deposu yangininda ktil olmugtur; belge-filimlerininkurtulmast ise ordunun el koymast sayesindedir. Istiklil filminin genigletil-migi halka ilk kez 1959 yazinda Istanbul' daki cBahar ve gigek BayrainhndakiOrdu Sergisinde gOsterildi. Aym filimdeki malzemenin en yeni kurgusu Foto-Filim Merkezi'nin gimdiki mtidtirti Sayan Albay Nusret Eraslan'in 1966'da hazir-1E441 AtaVark filminde yapilmighr.. .

3938

Page 174: Türk Sineması Notları - 3

ISTANBUL'AORDUNUNGELISI

ISTANBUL'UNITILAFDEVLETLERITARAFINDANTAHLIYESI

,-,...1-t......:-.L4.:.. , ;_;,_,, _y,;,......,....,,,(Yapim: T.B.M.M. OFCM, 4 Ekim 1923). Fransiz birlikleri Dol-mabahce'de yapilan tOrende, Turk topraklarmdan ayrilmayahazirlamyorlar.

Iki kizi ile bir oglu olan Fuat Uzkmay 29 Mart 1956 tarlhinde GOztepe'de(Istanbul) Oldti ye Karacaahmet mezarligina gOmilldti. Bugtin Ankara'da,bulunan K.K. Foto-Filim Merkezrnin bir sttidyosuna, bu kurulusa gegmi§hizmetlerinin amsi olarak, Uzkmay'm ach verilmistir.

Bir Oncii

GOrilldtigti gibi Uzkmay Once hir merakh, bir sinemasever olarak bu yeniaraca btiytik ilgi duymus, bu ilgi onu yurdumuzda sinernayi ilk kez okulasokmaya yi3neltmistir. Daha sonra Uziunay, Seden Kardesler'i isletmeei-lige yOneltrnig ve bir bakuna, yurdumuzun. ilk Ozel yapimevi olan 4:KemalFilim kurulusunda pays olmustur. Bundan daha Onemli olarak, birtakunraslantilar Uzkinay'in ilk filmimizi gevirmesine yol agmigtir. Baylace fi-limciligimizin ye belge-filimciligimizin basmda Uzkinay yer almaktadir.Ordu Sinema kolunun kurulup galismasmda ve gelismesinde de Uzkmay'inpap. gok bilytikttir. Him:net Agaqun izdivam 1916'da gevrilmeye baslan-nus, fakat filim 1918de tama.mlannus, bu arada Oyktilli filim olarak Sedat

(Yapim: T.B.M.M. OFCM, 6 Ekim 1923). *Ukrt1 Nail! ye Sel&-hattin Adil Pa6alann komutasmdaki Ttirk birlikleri, Untildevletlerinin booalttiti Istanbul'a ayak basiyorlar.

Simavi'nin gevirdigi Pence ile Casus (1917) piyasaya giknug olmakla bir-likte, oykulii filmier! baslatmak serefi de yine Uzkmay Ile Weinberg'e ait-tir. Uzkinay miltareke ye isgal yrllarinm gok agar kosullan iginde, gok

olanaklarla gerek oykulii gerekse belgeci sinema alamnda ilk dene-melerini gergeklestirmesinde yapimci ve gOrtintti yOnetmeni olarak gOrev

eksiklik, ilkelliklerine rag-men yurdumuzda sinamamn ilkiiriinlerinin ortaya konma.sim sag-lamis, ulusal bir sinenia yapimimm dogu-su ye devami umudunwi ayakta durmasina yardimci olmugtur. Btittin bun-lardan dolayr Sigmund Weinberg nasal yurdumuzda enema-um bir gOste-rim kolu olarak baslama.sma onayak olmussa, Uzkinay da sinemanm biryapim kolu olarak baslamasinda bir Oncii olarak yer almaktadir.

40 41

Page 175: Türk Sineması Notları - 3

FILMOGRAFtKasaltmalarb.f. beige Minada. dakikaE. EserG.y. GOriintii yOnetmenim. metre0. OynayanlarS. SenaryoS.y. Sanat yOnetmeni.U. : UzunlukY. : YOnetanenYap. YapimcaYap.e. : Yapimevi

1914AYASTEFANOS'TAKI RUS ABIDESININ YIKILIgI —Y., G.y.: FuatUzlunay — Yap. e.: [O'rdu adina] — U.: 150 m. (b.f., 14 Kamm).1915ANAFARTALAR MUHAREBESINDE ITILAF ORDULARININ PCS-Kt7RTVLMESI — (U.: 29 da., Agustos) — HARBIYE NAZIRININ KITATEFTIgt VE BATUM MANZARASI (U.: 13 da.. Arahk) — Y., G.y.: Fuat

Uzkinay — Yap.e.: cMOSDI. (b.f.).

1916CANAKKALE MUHAREBELERI (U.: 13 da., Creak) — VON DER GOLIZPAgA'NIN CENAZE MERASIMI (U.: 3da., Nisan) — GENERAL TOWN-

MEND (U.: 9 da., Mayas) --- GENERAL TOWNSHEND VE IHNTLIVSERA (U.: 4 da., Maps) ESIR ING!LIZ GENERALt (U.: 10 da.,

Mars) — Y., G•y.: Fuat Uzkinay Yap.e.: cMOSD, (b.f.).

1916 — 1918HIMIIIET AerA'NIN IZDIVACI — Y.: Sigmund Weinberg, sonra FuatUzkmay — G.y.: Weinberg, sonra Uzkinay — S.: Weinberg [Molière'incZor nikaluannn Benliyan Tulfiat Kumpanyam'nda bozulmug bigiminden]— 0.: Argak Benliyan ye Kumpanyasi oyunculari Re Ahmet Fehim, Beh-zat [Butak]. I. Galip [Arcan], Kemal Emin [Baca] — Yap.: Weinberg,sonra Uzkinay — Yap.e.: cMOSD,.

42

1917ALMAN IMPARATORUNUN DERSAADET'E GELIgt (U.: 15 da.,Ekim) — ALMAN IMPARATORUNTJN GANAKKALE'YI Z1YARETI(U.: 4 da., Ekim) — Y., G.y.: Fuat Uzkmay — Yap.e.: cMOSD3, (b.f.).1918ABDULHAMIT'IN CENAZE MERASIMI (gubat) — SULTAN REgAT'-IN CENAZE MERASIMt (u.: 15 da., Temmuz) VAHMETTIN'IN BI-AT 1V1ERASINH (U.: 21 da.. Tammuz) — CVLVS-I HVMAYUNDA 26.FIRKA RESMIGEgtDI (Temmuz) — VAHIDETTIN'IN KILIC ALAYI(U.: 6 da., Agustos) — Y., G.y.: Fuat Uzkinay Yap.e.: aMOSD3. (b.f).1919MVREBBIYE — Y.: Ahmet Fehim — S.: A. Fehim [HiLseyin Raiuni Giir-pmar'm aym adli romam ye bu romandan uyarlanan. oyundan] — G.y.:Fuat Uzkinay 0.: Ahmet Fehim (Amca Bey), Mme. Kalitea (Anjel),Verruti (Maksim), Mme. Bayiar Fasulyeciyan (Eda Kalfa), Behzat[Butak] (Ahgrbagi Tosun Aga), Ragit Riza [Samako] (gems Bey), gaha.pRiza, Ismail Zahit — Yap.: Fuat Uzkinay Yap.e.: IMGC) — U.: 75 da.BINNAZ — Y.: Ahmet Fehim [bazi sahneler Fazh . Necip] — S.: MihaifFehim [Yusuf Ziya Ortag'm aym ad.h manzum oyunundan] — G.y.: FuatUzkmay — 0.: Mlle. Blanche (Binnaz), Rana Dilberyan. (Faika), Ekrem[Oran] (Efa Ahmet), Hiiseyin Kemal [Giirmen] (Hamza), Rilgtil (Ham-za'mn dedesi), Mecdi (Sadrazam) S.y.: M. Fehim — Yap.: Fuat Uzki-nay — Yap.e.: cMGC3. — IL: 1338 m., 45 da.FATIH'TE IZMIR ICIN MITING (U.: 4 da., Mars) — SULTANAHMET-TE IZMIR, ION MITING (U.: 12 da., Mars) — Y., G.y.: Fuat Uzkinay —Yap.e.: cMGC3. (b.f.)1921BICAN EFENDI VEKILI,HARC — Y.: gadi Fikret [Karagdzoglu] — S.:KaragOzoght. abniirrefik Ahmet Nuri Sekizincrnin cHisse-1 adhoyunundaki Bican Efendi) tipine dayana,rak] G.y.: Fuat Uzkmay0.: Karagiizog-lu (Bican Efendi), gehper [KaragOzoglu], I. Galip '[Arcan],Behzat [Butak], Nurettin gefkati — Yap.: Fuat Uzk:nay Yap.e.:IMGC) — U.: 593 m., 22 da.BICAN EFENDI MEKTEP HOCASI — Y.: KaragOzoglu, S.: KaragOz-oglu — G.y.: Fuat Uzkmay — 0.: Karagdzoglu — Yap.: Fuat Uzkinay

cMGC, (kisa filim).BICAN EFENDPNIN RVYASI — Y.: Karaglizoglu — S.: Karagtizoglu— G.y.: Fuat Uzkinay — 0.: Karagbzoglu -- Yap.: Fuat Uzkinay — Yap.e.: cMGC) (kisa filim).

43

Page 176: Türk Sineması Notları - 3

1922BOGAZICI ESRARI (NUR BABA) — Y.: Muhsin Ertugrul — S.: M. Er-tugrul [Yakup Kadri Karaosmanoglu'nun Nur Baba adli romamndan]—G.y.: Fuat Uzkmay — 0.: M. Ertugrul, Vasi Riza [Zobu], Kemal [KU-

gilk], Behzat [Butak], I. Galip [Arcan], Mme. Sarmatova, Refik Kemal[Arduman], aSepetgi.), Ali Riza, Emin Belie [Belli], Hakki Necip[Agrunan], Anna Mariyevig, Aznif, Papazyan [yarun biraknustir] - Yap.e.: Kemal Filirn.ZAFER YOLLARINDA — Y., G.y.: Fuat Uzkinay — Yap.e.: Kemal Filial(orta uzunlukta b.f.).1922-1942IZMIR ZAFER! (ISTIKLAL) — G.y.: T.B.M.M. Ordu Filim Cekme Mer-kezi mensuplari, 1930'dan sonra goklukla Fuat UzIonay — Yap.e.: T.B.M.M. «OFCM) — K.K. Foto-Filim Me. rkezi (uzun. b.f.).

BIBLIYOGRAFYA

Ralfim cALAPALA: Tiirkiye'de filimeilik [Yerli Filim Yapanlar Cemiye-ti'nin yayimladigi Filimlerimiz adli brosiirde] (Istanbul 1946).

Nijat OZON: Tlirk Sinemasi Tarihi. Diiuden bugiine, 1896-1960 (Istanbul1962, Artist Reklam Ortakligi yayinlari).

Nurullah TILGEN: Tiirk Filimciligi. Diinden bugiine, 1914-1953 (tYildiz)dergisi, No. 30-37, 18 Tammuz - 5 Eyltil 1953).

Fuat Uzkinay'in kizi Sayin Mualla Ttizerden alman notlar.

TEEKKt/R. :

Bu kitaptaki resimlerden gog-u Sayin Milan& Tilzel ileKara Kuvvetleri Foto-Filim Merkezi'nden saglanmig-tir. 3u konuda yardtmlanni esirgemiyen sa,ymile «KKFFM) Miidiirii sayin Alb. Nusret Eraslan'a te-sekkiirlerimizi sunanz.

FOTOGRAFLAR

44 45

Page 177: Türk Sineması Notları - 3

4.4

TERHIS BELGESI(27 Tesrinisani 1334)Ismi, Pederi isms : Fuat Efen.di Ibni DillverTevelliidii : Dersaadet 304Ellumum lkincl sun' ihtlyat zabltam tie

vekilleri ve namzet-lerine mahsus vesikadir.Mahalli tevellildii ye tarihi : Dersaadet 304

ikameti : Usklldar acilt tUrbe 14 no.lu hanede.Ordnya duhnliinden evvel miistandem

bulundufn mahal : Is-tanbul vilayeti dahillye mtldUrf Men Sirkecrde All Efendi si-nemasun tests etmistir.

A.7

Page 178: Türk Sineması Notları - 3

Hangi lisanlari tekelliim eder Fransizcaya biraz aginathrHangi Intalarda, ifayi vazife etmigtir: 28.7.331 de 6. Otomo-bil Parka Kumandanhgma 8 Kanunuevvel 331 de Uzun-kOprti Nakliye otomobil kollarina, 1 tegrinisani 332'de Der-saadet Merkez Kumandanhgt sinemasina tayin olunmugtur.1 Eyl 331'de zabit vekili, 1 gubat 331'de mttlazim-i saniolmugl ar. Harp madalyast, Sanayi inadalyasi, Avusturya ce-saret anadalyasi, Kordela bath altm liyakat madalyasi vardir.BALIda kilnye-i muvazzasi muharrer Fuat Efendi DersaadetMerke y. Kumandanhgt sinemasinda mustandem iken bu defa

eref Alurut 7 tegrinisani 1334 tarihli ve 8/14722 nomorolu em-ri Ali nezaret penahi ile terhis edilip yeddine igbu vesika itakihnnitgtir. 27 Tegrinisant 1334.Dersaadet Merkez Kumandam (Imza)

Fuat Uzkinay (satdan ikinci), Cumhuriyetten sonra yenidenFuat Uzkinay sinema cahgmalarmin en verimli dOnemi olanMalid Gaziler Cemiyeti yapinactligt (1918-1922) sirasinda.

dUzenlenen (OFCM)nde Laboratuvar Grup- Amiriykendaslanyla. Vstte, o yillarda aldigt milkAtat belgepi.

;arks-

48

Page 179: Türk Sineması Notları - 3

•- '

•• . •• '

— • • """' ,.

.

,4• `"''' • "'"ie;

Fuat Uzkmay (Ahcinin basindalti st yli), IZMIR ZAFERIni genisletmek icin caliairken s,-

Emeklilige dogru.

. . .IJzitinay (soldan ikinci) iZMIR ZAFERI iSTIKIAL filmi- •/tin son sabnelerini gektigi Agn,da (1942) • •

50

Fuat Uzkinay'mSanayi Madalyasi, Avusturya

kazandigi madalyalar: OsmanhLiyakat Madalyast.

151

:1

1

Page 180: Türk Sineması Notları - 3

2000 / 7

Turk Sinemasi Calismalarmda1950 Oncesinin Dislanmasi

I. Altug Ig6AN.

Gins

Tiirk sinemastna iliskin giinUmfade hakim olan tarih tahayyffiiintin temelinin

1960 th yillarda auldtguu soylemek yanks olmayacakttr. Gercekten de Tiirk sinemast ta-

rihi caLtsmalan yaklasdc 40 yildtr karuksanrrus bir cerceveye yaslantlarak yaptlmaktadtr

(Kayak, 1996). Bu baglamda Nijat OzOn'iin 1962 ytkrida yaytrilanan Turk Sinemast Ta-

rihi adk caltsmast kurucu metinlerden bin olarak nitelenebilir (aktaran, isimsiz, 1995;

Kayak, 1996).

OzOn'tin sta konusu caksmasinda sunmu§ oldugu Tilrk sinemast tarihi kurgu-

suna elestirel bir cabayla yaklasan yaztlann say's' son derece azdir. BOylesi bir cabayi

son dOnemde ancak Kurtulus Kayak (1996) ve Sava Arslan'm (1998) yazilanncla

gOrmek mumkun oldu. Ne var ki, bu yazaslann elestiriterinin dikkate almcligt

sOylenemez. Tersine, Arslan'm elestirisi, oldukca kau bir yaklastmla-ve neredeyse ha-

karete varan sozlerle (isimsiz, 1998) bir kenara itilmistir. Oysa-bu tarih kurgusunun ye

ona yaslanan diger tarih caksmalanrun iilkemiz sinemastru anlama yolunda

suurkliklara da neden olduldanrun kabul edilmesi gerekir. Arslan'm caksmast tam da

bu yOnde aulmts bir adtmdt: Genel olarak Sinematek cevresi ye Yeni Sinema dergisi-

nin Onde gelen temsilcilerini (Nijat OzOn'Un yam stra Onat_Kudar, Atilla Dorsay ye

Tanju Akerson'u) ele alan Arslan'm en Onemli savt, bu kisiler tarafindan ortaya konu-

Ian yaklasimm Turk sinemasma iliskin kimi konulan arasttrilmaya deger olmayan ko-

* Ans. GOr., Ankara Onl yersitesi Fakiikesi Sinema Ana Bilim Dah. (Bu yan, Ankara Universitesi Betisim

Fakidtegnde alms oldugum ye Elestr? adlt doktora deal kin haznianinqu. Yap= olusmast ye son

almastnda gbnis ve Onerileri lie Onemli kadolar saglayan hocam Yrd.Doc.Dr. Hall! Nalcaogldna ye dersi be-

nimle birlikte alan arkadaslanma hurada bir kez daha teselddir etmek istecim.)

Page 181: Türk Sineması Notları - 3

196 i.altug ist§an tiirk sinemasi calismalarinda 1950 iincesinin dislanmast 19!

nular olarak sundugu ye bunion Onemsiz gOstermeye cabaladigi yOniindeydi. Bu

sOylemin yaygtn bicimde kabul gönnesi nedeniyle Turk sinemast caltsmalartrida pek

cok bulgunun elde edilebilecegi arasurmalara gunumuzde de girisilmemekteydi (Ars-

lan, 1998: 46-7 ye 51-2).

Arslan'm "Sanat Sinemast SOylemi" olarak adlandudtgi bu yakla§tnun, yukanda

isaret edilen Onemsizlestirici tutum cercevesinde neden oldugu sorunlardan bir tanesi

de tarih calismalannda 1950 Oncesinin chslanmasidm Dislama ile kastedilen yalnizca

arasurmactlann bu alana girmeyi gereksiz gOrmeleri degil, girdikleri takdirde de bunu

ancak belirli, simian cizilmis yollardan yapmalartchr. Diger bir deyi§le, 1950 Oncesinin

ele altnmasinda arasurmactlan sinirlandiran ye yOnlendiren bir diistinsel-ideolojik

cercevenin varligt sOz konusudur. "Muhsin Ertugrul'un tek adam oldugu donem" gibi

ifadelerin kullamlmast, bu cercevenin kendini gOsterdigi durumlardan bir tanesidir

sozgelimi.

Bu calismanin amact, sozunu ettigimiz tarih kurgusunu ele alarak, onun

gunumuzde yapilan farkh caltsmalara ye alanlara nastl sizchgtru ye buralarda nasil

i§ledigini gOstermek ye bunun yol actigt sorun ye sintrhliklara dikkat cekmektir. Bu

cercevede yazuun ilk bOltimande sanat sinemast sOyleminin tarih kurgusunun iskeleti-

ni olusturan Nijat Oz yukanda amlan caltsmasi ele almacalcur. Ardindan, farkh

yazar ve arasurmacilann gUnilmilzdeki caltsmalarinda bu kurgunun nasil tekrarlanip

karstmtza ctkugt ye bu tekrarlamanm ne gibi sorunlar dogurdugu gOsterilmeye

calistlacaktir. Sonuc bOhlmtinde ise genet bir degerlendirmeye yer verilecektir.

Hemen belirtmek gerekir ki, burada ele alacagtma yazarlann cali§malannda

isaret edecegimiz sorunlar, kisilere yOnelik suclamalar olarak algtlanmamalichr. Boyle

bir amacla yola glulsaydt, bu yazida dikkat cekilmek istenen sorunun fistii OrtiilmUs

olurdu sadece. SOz konusu olan, Dirk sinemast ile ilgilenen herkesi etkileyebilecek

gticte olan ye bu satulann yazanrun da muaf olmadtgi hegemonik bir yaps, diistinsel-

ideolojik bir gelenektir (1). Bu yaptrun ortaya konulmast, 'Dirk sinemast calismalartrun

kimligi hakkinda kimi ipuclartnin elde edilmesi actsindan Onem tasimaktadtr.

I. Nijat OzOn'fin Turk Sinemast Tarihi Kurgusu

Nijat OzOn, gtiMuntize dek yaptigt calismalarda buyuk olcude 1962'de

yarmlanan Turk Sinemast Tarihi adlt calismasinda sundugu tarih kurgusuna ve

dOnemsellestirme bicimine sadik kalmisur. Kimi yazilarda da belirtildigi gibi, soz ko-

nusu kitaptaki yaklastm, sonraki tarih calismalannda da benimsenmi§tir (isimsiz, 1995:

3-4; Kayalt, 1996). Bu nedenle, OzOn'tin tarih kurgusunun gUntimtize dek basatligl

ye belirleyiciligini korudugu sOylenebilir.

OzOn, cali§mastridaArk sinemasinin tarihini be &mute arnr: (2) i) Sin

marlin TUrkiye'ye Girisi (3); ii) ilk Adimladin atildigt dOnem]; iii) Tiyatrocular DOnet

(4); iv) Geci§ DOnemi; v) Sinemacilar DOnemi.

Sinemanin Tiirkiye l ye Girisi olarak adlandirdigt ye 1896'dan 1914'e dek uzarim

ilk dOnentin temel ozelligi, ulusal olarak nitelenebilecek bir film tiretiminin heni r.

gerceklestirilmemis olmastdir. Bu clOnemde istisnasiz bicimde yabanci ye azinliklann

sadece film gOsterimlerinden ibaret olan sinemaciltk faaliyetleri sOz konust -

dur. Sinema, ne Dirk, ne de tiretim duzeyi geliskin olarak nitelenebilir (Ozon, 196'

15-33).

1914-1922 arasiru kapsayan ye ilk Adunlar olarak adlandirdigi ikinci dOnem

TUrk Sinemasinin, daha dogrusu Tiirklerin sinemasirun fiilen baslachgt clOnemdir.

dOnem, Fuat Uzlunay'm 1914'te cektigi Ayastefanos'taki Abidenin Yilultst adh

baslar ve daha sonra Merkez Ordu Sinema Dairesi'nde (MOSD) ye

Cemiyeti'nce (MMC) yapilan filmlerle devam ederek, Muhsin Ertugrul'un sinema

achm atugt 1922 yilma dek surer. DOnemi farkli Han Bey, Ttirklerin sinema alanindl

boy gOstermeye baslamalandm Diger ayinct bir Ozellik ise, bu yillarda yapilan filmy

rin ordu kOkenli olup, azel §irketlerin henuz yapuncilik alantna el atmamis olmalanclr

(OzOn, 1962: 34-59).

1922-1939 arasini kapsayan ve ucuncu dOnem olan Tiyatrocular DOneini,

Ozel sirketin ilk yerli filmi iketmesiyle baslar. Once Kemal Film, daha sonra ipe..

Film, bazen uzun aralar da vererek, 1939 yrItna dek az sayida yerli yapunk,:

gerceklestirirler. DOnemin ozelligi, neredeyse butun filmlerin yOnetmenliginin Muhsi

Ertugrul tarafindan yaptimi§ ohnastdir. Bu cercevede de, Ozel yapimciligm ba§lama:!

kadar Muhsin Ertugrul'un sinemaya achm atmastrun da dOnemsellestirmede tem.!

alindCbat gOrillmektedir. Aynt zamanda Dar-til-Bedayil nin (Istanbul Belediyesi ehir Ti)

atrosu) de yOneticiligini yapan Ertugrul, burada caltsan oyunculan ye sahnelenen o‘r -

unlan dogrudan sinemaya tastyarak, 17 yil boyunca kinlamayan bir "tiyatrocu tekeh

kurmustur. Muhsin Ertugrul'un tek adam oldugu bu dOnem, Ilk Adimla?la elde edil•

kisacik mesafeyi arturmak sOyle dursun, sinemayt geriletmis ye onu dogasina aykin

olan, bastan asagi tiyatro kokan hantal bir anlaum biciminin kollanna teslim etmistit

Bu nedenle ulusal sinemanin hem sanatsal hem de ekonomik anlamd

gelisememesinin en Onemli sommlusu Muhsin Ertugrul'dur (Ozon, 1962: 60-115).

Page 182: Türk Sineması Notları - 3

turk sinemasi colismalarinda 1950 Oncesinin dislanmasi 199198 La!tug isigan

DOrdtincii donem olan ye 1939'dan 1950'ye uzanan Geeis DOnemi, tiyatro

chsindan gelen ilk yOnetmenlerin ortaya eikmastyla birlikte baslar. Bu donemde her

ne kadar 'tiyatroculann egemenligi henilz kinlamamissa da, dogrudan sinemact olan

ya da tiyatroyla ilgisi olmayan yOnetmenlerin saps' giderek artmis, "tiyatrocu tekeli"

yavas yavas lanlmistu- (OzOn, 1962: 115-147).

1950'de baslayan ye Sinemacilar DOnemi olarak adlandinlan besinci dOnemle

birlikte -ki Muhsin Ertugrul, bu donemin hemen basinda sbn filmini yaparak sinema-

dan eekilir- ilk kez sanatsal anlamda varlik gOsteren bir sinemadan soz edilebilmekte-

dir. Artik tiyatroculann agtrligi kalmadtgi gibi gene ye yeni yOnetmenler film yapmak-

ta ye urunleriyle sinema dilini konusabildiklerini kamtlamaktadular. Bu clOnem icin

gereek anlamda bir sinemanin varligindan sOz edilebilmektedir. Ancak On, ban

yOnetmenlerin baslangtetaki sanatsal cabalarindan vazgecip kolaycdiga sabloncu bir

anlatuna ve siradan konulara donus yapmaya baslachklanna da dikkat cekip, bunlann

tehlikeli gefismeler oldugunu belirtmektedir (OzOn, 1962: 147-231).

OzOn, kitabuun son bOlUmtinde Turk sinemasinin ekonomik gelisimine de

deginir (1962: 239-264). Burada niceliksel bir karstlastirmaya giderek, II. Dilinya

Savashun sonuna kadar yilda iiretilen ortalama film sayisinin 1,46 iken; savas sonrast

dOnemde bu yahlt ortalamamn 41,46'ya firlachguu belirtir (1962: 244) ye savas son-

rasinda gereek anlamda bir patlamanin yasandigma isaret eder (1962: 240). OzOn, bu

durumu "sinemanin iki ayri cage' olarak tanimlar (1962: 243).

Oz kurgusu eereevesinde, II. Dunya Savasendan ve özellilde de 1950'den

sonra sadece sinema dilinin varligindan degil, bir enchistrinin (ulusal Uretimin)

varligindan da arg sOz edilebilmektedir. Fakat OzOn, tipki sanatsal alandaki

gelismelerde oldugu gibi, gOzlenen endustriyel gelisme acisindan da temkinli olunmasi

gerektigi, bu endustrinin saglam temellere sahip olmadigi ye her an bir cokusle karsi

karsiya kalmabilecegi uyanstm yapmaktachr.

Kaydedilen endustriyel gelismenin sanatsal alanda saglanan gelismeyle siki

sikiya baglantih oldugunu belirten OzOn (1962: 239), sinemacilarm ortaya cikisi ile

enthistriyel bir isleyisin ortaya etkist arasinda bir kosutluk da kurmus olmaktadu. Tiy-

atro kokan sava.s Oncesinin sinema dili, endiistrinin gelisimini engellerken; tiyatro te-

kelinin lunhp sinemanin "konusmaya" baslamast, endtistride de meyvelerini vermistir.

OzOnytin tarih anlausini kisaca degerlendirecek olursak, karsimiza sOyle bir

gelisme eizgisi etkmaktachn Gecikmis olarak baslayan ye giieltikle varlik gOsteren bir

ulusal film endiistrisi, daha serpilemeden sinema dilinin gelismesini engelleyen bir ti-

yatrocu eevrenin eline chlser ye uzun sure normal bir gelisimden alikonulur. Ancak

kimi chssal etkenlerin devreye girmesiyle -gene ye yeni yonetmenler; devletin yerli

filmleri korumaya yOnelik hukuksal Onlemleri vs- tiyatroculartn zamanla yerlerini sine-

mactlara birakmasi, hem sinema dill hem de endustri anlanunda ulusal sinemanin

Ontinti acmes ve ulusal sinema umulmadik bir canlanma giistermistir. Sinemanin dilsel

gelisimine gerekli Ozen gOsterilir ve endiistriyel isleyise daha rasyonel bir cerceve ka-

zandinlirsa, bu gnus stirecektir. Yok eger bunda ' gar edilmez ye sinema dilinin

tumuyle gOz arch edilmesi ile sonuclanan kisa vadeli kazanc saglama dilstincesine tes-

lim olunursa, mevcut kazammlar da elden gidecektir.

Daha yakindan baluldiginda bu anlatinin birkac temel Olciit tizerine kurulu

oldugu sOylenebilir. ilkin, ulusalhgin temel Olciitlerden bin oldugu gOnilmektedir.

Tiirk sinemasinin tarihi gereek anlamda 'ancak bir Tiirk yOnetmenin sahneye

etkmastyla baslatthr. Sinemanin Tiirkiye ldeki gelisiminden cok, Thrklerin yapnus

oldugu sinema merkezdedir. Bu tarihi baslatan (ilk ye kurucu hareketi yapan) Fuat

Uzlunay'cltr. Uzkmay'dan Oncesi, sinema tarihinin tarih-Oncesidir ye daha cok kurucu

harekete dek gecen zaman dilimini doldunnak Caere deginilmek zoninda kalman bir

dOnem gibi ele altrunaktadu. Tarih-Oncesi, merkezinde yabanct ye azinliklann yer

aldtgi bir takim olaylann ye klieg de olsa anilmaya deger girisimlerin kronolojik

sualamsinclan ibarettir. Oyle ki OzOn, 1968'de yayinlanan Kronolojik Turk Sinemasi

Tarihi'nde bu dOnemin olaylariru yaldastk iki sayfa tutan ve kayda deger olaylann

kisaca suulanchgt bir maddeler listesi olarak sunar. Tarih-Oncesi bir baktma, buyuk

konseri vermesi beklenen topluluktan once sahneye etkan isitma-toplulugu gibidir.

Konserin basinda ona yer vermek gerekir, ama bir an once de yerini gereek toplu-

luga birakmasi istenir.

Ilcinci temel OlcUt uretimdir. OzOn'tin tarihi tinin ye iiretim odaklichr. Diger bir

deyisle, yapimultgi ye yaptmlan merkeze alu. Dagium ye gOsterim daha cok ikincil

ye endustriyel isleyis tizerinde etkisiz faaliyet alanlan olarak dusunulur. Sinemanin

varligindan sOz etmek, ancak yapuncilik varsa milmkiindUr. Film Uretiminin

gerceldesmedigi 1924-1928 dOneminin OzOn taraftndan tarihten cilcanlmasi bu

cereevede

Ulusalhk ye iiretim Olciitleri birlestigi olcude, OzOn'tin ulusal sinema

yaldasimuu "ulusal sinemayt ulusal film endiistrisiyle Ozdes Oren" (Higgins'den akta-

ran Erdogan, 1995: 180) yaklasunla Ortilstilrmek mumkundur. Ancak ucuncu bir Olciit

olarak karsimiza cikan sanatsallik 61011, OzOn'iin yaklasimmin icerimlerinin bunlarla

sinirlt kalmadigini gOsterir. OzOn, sanatsal derken, sinema dilini konusan ye toplumsal

Page 183: Türk Sineması Notları - 3

200 i.altug isigan turk sinemast calismalartnda 1950 Oncesinin dislanmasi 201

sorunlara duyarli olan bit sinemayi kastederek, hem nitelikli iirtinleri hem de onlan

ortaya koyan yanitict ytinetmenleri Olctit alit.

OzOnl iin sanatsal citizey ve endustriyel gelismislik arasinda kurdugu kosutluk,

temel aldtgt Olcdtler arasinda bir iliski varsaychgini &tent.. Bu cercevecle denebilir ki,

Ozän'iin ideali sanat filmleri tireten hit stUdyo sistemidir. Ctinkti yerli sinemanin ek-

sikliklerini gOstermeye calistrken, belli bash sinema akuulan -Italyan Yeni

Frantz Yeni Dalgasi- kadar, Hollywood'un devasa studyo sistemini de Olctit almak-

tadir (5). Bu ideal, Sina Aksidin (1990: 5) Cumhuriyet dtistincesine iliskin saptadigi

"topyekiln kallunma" hedefini akla getinnektedir. Bu baglamda Ozon'un, kurgu-

sunu batdt standardart yakalamayt hedefleyen bir modemlesme arzusu cercevesinde

olusturdugu soylenebilir. Ulusal sinemanin cagdas uygarliklar seviyesine ytikselmesi

ez ana motifidir.

Bu kurgunun dayandigi Olciitler cercevesinde, 1950 Oncesi bosa gegen bir

dOnem olarak nitelenir. Cunku uzun bir stiredir ulusal olmasina karsin, sanatsal ve

endtistriyel nitelikler tastyan bir varlik olarak sinemadan soz edebilmek ancak

1950'den sonrasi kin (yani Sinemacilar Donemi'nin baslamastyla birlikte)

Bu aynt zamanda sanat sinemasi sOyleminin temel bir kapanmastrun ortaya

andir: Ne sanatsal ne de endustriyel anlamda varliginclan stiz edebilecegimiz 1950

Oncesinin Dirk sinemasi, Uzerinde fazlaca durulmaya deger bir ckinem degildir. Bu

tarih kurgusu 1950 Oncesini bir eksiklik/yokluk olarak isarederken, onu bilimsel

calismalara konu yapilmaya deger bir ilgi alam olmaktan cikarir.

Ulusal sinemaya iliskin bu tarih tahayytilti ve onu tireten Olctitler, ulusal sine-

ma tanhuu iloye bbler. 1950 Oncesinin thslanmastyla sonuclanan varlik ve yokluk

arasinda cekilen bu cizgi neredeyse gtindmilztin btittin Tiirk sinemasi calismalannda

gOzlemlenebilmektedir. Ancak bu cizgide israr edilmesi, önemli kuramsal ye

yOntemsel sorunlan da beraberinde getirmektedir.

II. Ganfinniz Turk Sinemasi Calipalannda 1950 Oncesinin Dglanmasi

Bu bOltimde, sanat sinemast sOylerninin tarih kurgusunun guniimuzde, farkh

konu ve dOnendere iliskin yaptlan calismalarda nastl karsimiza ciktigi ye bunun beta-

berinde getirdigi sorunlar gOsterihneye calisilacakur. Bu cercevede, tic ayn alt baslik

alunda cesidi yazilar Ozerinde durulacaktir. ilk alt baslikta ele alinan yazilar, Muhsin

Ertugura iliskin genellesmis olan "tek adam oldugu donem" yargisiru yineleyen

yazilardan olusmaktadm ikinci alt baslikta Emperyalizm ya da nit& Emperyalizmi

elestirisi baglanunda degerlendirilebilecek bit noktadan hareket eden yazilar incelene-

cektir. Octincii alt baslikta ise, 1950 Oncesine egilen ve bOylece yukanda sOzti edilen

sOylemsel kapanmayi luriyormus gibi gOrtinen, ancak bunu yaparken milliyetci ye re-aksiyoner bit retorige, dogni kayan yazilar ele alinmaktadir.

a. Muhsin &Ingrid: Tek Adam-Egemen

"Mulisin Ertugrul'un tek adam/egemen oldugu ckinem" ifadesinin kullanilmasi,

bu ifadenin yer aldigt yazilarin sanat sinemast sOyleminin tarih kurgusunu yeniden-

ilretmeleri ya da Orttik olarak stirdtirmeleri acisindan belirtiseldir. SOz konusu ifade,ikili bir islev ilkin, ele alinan herhangi bir sorunun 1950 Oncesi icin

olamayacagi ya. da Onemsiz boyutta oldugu, cunku o clOnemde sorun yasayabilecek

bit sinemanm henuz varolmachp,i onculiinu dayattr. Yani yazann tercihi olan bir konu

suurlamasini asan ve tarihsel gercekler tarafindan uymaya zorlandigi bir sinirlamaninvarltgi One stirtilmds olur, ifadenin ikinci islevi tam da bu sayede gerceklesir:incelenmeye ye cozumlenmeye deger muhteviyau olmayan dOnemi tek bir cumleyle

anarak gegmek mthnkiin olur. Diger bir deyisle, bu ifade, nitelemis oldugu dOnemin

kisaca deginerek gecistirilmesini saglar ve asil Onem tastyan 1950 sonrasi tizerinde

odaklanmayi mesrulastinr. Ne vat ki, ifadenin sagladigi mesruiyetten yararlanirken,

onu iiretmis olan tarih kurgusundaki kopus da onaylanmis olur. Bu durum ise,

arastuma konulannm tarihsel bir butunluk ve siireklilik icerisinde diistindlmesini

Onlemektedir. Dahasi, Onemli sonuclar verebilecek karsilastirmall calismalann da onu

kesilmis olur. SOzgellini, 1990 1 11 yillann endustriyel isleyisiyle 1930'lu yillann

endustriyel isleyisini karsilastirmak bize anlamsiz gOrtintir, ctinkti karsilastirma islemistrasinda 19301 1ara iliskin kullandabilecek Onemli bir malzemenin bulunamayacaginainancimiz taindir.

Burada, sOzti edilen kopusun onaylanmasi durumu, Once Nezih Erdogan'in,

daha sonra da Savas Arslan'in biter yam baglaminda gOsterilmeye calisilacalcur.

Nezih Erdogan (1995), "Ulusal Kimlik, Kolonyal SOylem ye Yesilcam /vIelod-ranu" adli yazisinda Yesilcam tizerinde yogunlasirken, Yesilcam Oncesini sadece bir

kez anmaktadm Kolonyal sOylemin viginlarla bulustugu yer olarak sinema salonlanrun

ayrtcahkh niteligine deginen yazar, kolonyal sOylemin sinema alanindaki

Ozgid yOnlerini incelemek icin Muhsin Ertugrul'un egemenliginin sona erdigi 1950111

}Una geri dOrunek gerektigini belirtmektedir (1995: 183).

Page 184: Türk Sineması Notları - 3

tiirk sinemasi calismalarinda 1950 Oncesinin clislanmasi 203202 i.a It ug. IsCgan

Erdogan'in Muhsin Ertugrul'a iliskin OzOnvari ifadeyi kullanarak yeniden-

tirettigi kopma olgusunun, sinema-kolonyal soylem iliskisinin tarihsel bir btittinItik

cercevesinde ele alinamamasi baglaminda etkili oldugunu soylemek yanks olmaya-

caktir. Gercekten de yazida, ele alinan sorunun tarihsel surekliligine iliskin bir vurgu-

ya rastlanmamaktadir. Sinemanm ancak 1950'den sonra sOzii edilmeye deger bir olgu

oldugu yolundaki Onkabul, ele alman sorunun 1950 Oncesine dogru genisletilmesini

ye sorun baglaminda tarihsel bir surekliligin kurulmasini ya da bu ttir bir

varliginin hatirlatilmastru onlemektedir.

Oysa, sinema-kolonyal sOylem iliskisinden kaynaklanan sorunlan incelemek

bakimmdan bizzat Muhsin Ertugrul Onemli bir ctkis noktasi saglamaktadir. Ertugrul'un_

Temasa dergisinde Mudafaa i Milliye Cemiyeti'nin (MMC) film calismalanna yOnelik

elestirileri incelendiginde, kolonyal soylemin icsellestirihnesine iliskin izlere rastlamak

miimktindtir Ornegin. Ertugrul, dergide yer alan yazilanndan birinde Almanya'daki

dostlanyla ilgili andannt anlaurken, yerli filmlerin "cagdas" chinya/ban sinemasmdan

ne denli uzak oldugundan yaktrur ye Berlin'de bir "Tiirk" filminin gOsteriminden

sonra nasil bap' egerek utanc icerisinde salondan kacmaya calisugini anlatir (akta-

ran, Sevincli, 1987). Ote yandan MMC'deki hakim zihniyete ve theft kosullanna

yOnelik elestirileri, kendisini baton aynasinda gOrmesi olgusundan ayn

Bu cercevede kolonyal soylem-sinema iliskisinin Yesilcam Oncesinde de cesitli

gOriintimleriyle karsimiza cikugi gOnilmektedir. Diger bir deyisle, kolonyal soylemin

ozgul yOnlerini incelemek acisindan, Muhsin Ertugrul'un "hentiz egemen olarnadtgi

clOnem" de onemli bir zemin sunmaktadt(6).

Savas Arslan, giriste anilan caltsmasinda Yesilcam tizerinde yogunlasmaktadir.

Ancak konusu Yesilcam filmleri degil, 1960 1 11 yillardan itibaren bu filmlere

olusmaya baslayan elestiri (ya da onun kavramsallastirmastyla soyleyecek olursak:

Sanat Sinemast) soylemidir. Amaci Oncelikle, bu soylemin strudayia yOnlerine dikkat

cek mektir.

Arslan, Ttirk sinemasi tarihinin lusa bir Ozetini verdikten sonra, sinemarun

ulkemizde "Muhsin Ertugrul'un tek adam oldugu dOnemin ardindan" (1998: 45)

gelisme gOsterdigini ye kacmilmaz olarak daha fazla tartisilan bir konu (7) haline

geldigini belirunektedir. Tarn da bu noktada, niteligine dikkat cekmeye calisti;gi

sOyleme dahil oldugu sôylenebilir.

Arslan'in, ele aldigt soylemin sadece popidler Yesilcam filmlerine iliskin

chslayia tutumunu elestirmesi, aslinda tam da bu soylemin Oncelikli ilan ettigi

dOnemle ilgilendigi anlamina gehnektedir. Muhsin Ertugrul'a iliskin karuksanints

yargiyi kullanmakla elestirdigi tarih anlayisimn soylemin ickin yirtilmayi da onaylamts

oldugundan, sanat sinemast sOyleminin 1950 Oncesini niteleme bicimine egilmeye

gerek duymamaktadir. BOylece Arslan, soylemin 1950 Oncesine iliskin tu-

tumunu tekrarlamaktadir.

Arslan'in yazisindaki sorun, yOntemsel bir eksiklik olarak da

SOylem cOzilmlemesi yapan Arslan, bir soylemin, nesnesini chizenlerken bir biitiln ola-

rak insa- ettigini gOzardt • eder. Sanat sinemasi soyleminde cok dogru bicimde saptamis

oldugu Onkabuller ye kurucu ilkeler, sadece poptiler Yesilcam filmlerinin degil, Muh-

sin Ertugrul'un da dislanmasyla sonuclanan ilkelerdir. Arslan, sanat sinemasi

sOyleminin tarih kurgusunu yineledigi Olctide, cOztimlemesini, cozumlemeye giristigi

soylemin bir kapanmasi cercevesinde sinirlandirmaktadir.

b. Emperyalizm/Ktilttir Emperyalizmi: Ginamtizan Sorunu

Ozellikle yabanct dagttun firmalannin gösterim alaninda yeniden

saglayip, daha cok film dolastma sokmaya basladildan 1990'11 pllardan itibaren, ulusal

sinema kulturii ye endilstrisinin korunmast konusu giindeme gelmis, "yabanct filmlerin

sinemalarimizi istilasi" olgusu tartismalann odak noktasina yerlesmistir.

Yabanci filmlerin istilast ve ulusal sinemanin korunmasi sorununa deginen ya-

zarlar arasinda Burcak Evren gOsterilebilir. Evren, Degisimin Dânemecinde Turk Sine-mass (1997) adli kitabinda, 1990'h ytliarda dagitim alarunda yasanan ye yabana

dagitim sirketlerinin ustunluk kurmastyla sonuclanan gelismelere deginerek, Amerikan

filmlerinin pazarda hakimiyet kurmasuu, isgal, istila olarak nitelemektedir.

Evren, yaklasik olarak ayru dOnemde, 1950 Oncesine, ozellikle de 19. }ritzy&

sonlanna ve 20. yuzyilin hemen baslanna egilen sinema kitaplari da yarmlanustr. Bu

caltsmalardan bir tanesi (1995a), 19. yilzyilin son ceyreginden itibaren degisik alanlar-

da yabanct firma temsilciligi yapan ve sinemarun Osmanli' ya girisinde Onemli bir rolid

bulunan Sigmund Weinberg tizerinedir. Evren, bu kitabinda, Weinberg'in, 19. ytizythn

son ceyreginden itibaren once Avrupa'daki biiyiik fotografglik sirketlerinin temsilci-

ligini, daha sonra otomobil ithalau ve en son da sinema sirketi temsilciligini yaptigint

anlatarak, aslinda surekli olarak yabanct sirketlerle isbirligi icerisinde olan bir niccann

portresini cizmektedir.

Page 185: Türk Sineması Notları - 3

204 i.altug ist§an tiirk sinernost caltsmalarinda 1950 iincesinin dislanmost 205

Evren'in Weinberg biyografisi farklt bir gOzle, Ozellikle de 19901 11 yillann sine-

mastru ele aldtgt kitaplann bakts actstyla ele almdtgtnda Weinberg'in, -her ne kadar

sinemayt Ttirkiyel ye getirmisse de- aslinda strum yabanct sermayeye dayanus ye en iyi

haliyle olarak nitelenebilecek birisi oldugu sonucuna varmak mUmkiindUr.

Weinberg'in 1900'lann baslanndan itibaren bayiligini yapugi Pathê sirketi, erken

donem &Ilya film endUstrisinin en gUclii sirketlerinden biriydi. Fransa ye Avrupa'da

tekel konumuna yiikselen sirket, 1909'da Amerika'cla kurulan Motion Picture Patent

Company (MPPC) trOstiine uye olan iki yabanct sirketten birisi olabilecek denli

bir imparatorluk kurmustu (Abisel, 1987). Sinemayt Tiirkiye'ye getiren Weinberg degil,

Weinberg'in aractlik yaptigt ye yeni pazarlara dogru acilmak isteyen yabanct

sirketlerdir ashnda. Bu cercevede Weinberg'in, 19901 1arda Warner Bros'a ya da baska

yabanct sirketlere aracthk yapan kisilerden farki yoktur. Bu ayrica, istilarun sonradan

gerceklesmedigi, soz konusu durumun basindan bed varoldugu anlamina gelmektedir.

Evren, 20. ytizytlin basindald sinema pazanna iliskin bir istila ya da isgal sap-

tamasmda bulurunamaktadu. Bu tUr bir saptamaya gidememesinin temel nedenlerin-

den bir tanesi, 1950 Oncesi dOnemde yabancilann istilastna ugrayabilecek bir ulusal si-

nemantn var olmachgtru diistinmesidir. 20. yilzyilin bastnda Eirkler heniiz sinema

isinde olmadtldan gibi, gercek anlamda bir sinemanm varligindan da soz etmek

mumkun degildir. Bu nedenle Turk sinemasmin emperyalist gucler tarafindan

somuriilmesi gibi bir durum dUsiintilemez. Ulusal sinemanin bu sorunla

karsilasabilmesi icin once varolmast gerekir. Bu ise, Ortak olarak benimsenen tarih

kurgusu geregi ancak 1950 sonrastnda basa gelebilecek bir durumdur. Isgal veya istila

saptamast da ancak bu tarihten sonra, antic yitirilebilecek bir sey varolduktan sonra

giindeme gelebilir.

Evren'in, uretim iliskileri acisindan benzer nitelik tastyan iki dOnemi

degerlendirmesinde kökki bir farkliliga yol acan 1950 Oncesi/sonrast aynmt, Marksist

yazarlarda (isimsiz, 1998) da gOnilmektedir. Emperyalizm, kultur emperyalizmi ye

uluslararasi sOnnirii aglanna dasme gibi sorunlar, bu yazarlar tarafindan da

"giintimiiziUt" sorunlan olarak algtlanmaktachr. Ozellilde Gretim iliskileri ve uretim tarn

gibi kategorilerin bu yazarlann temel cozumsel araclartru olusturdugu

soz konusu yazarlarin teorik ye yOntemsel sorunlan son derece be-

lirgin bicimde su yitziine cikmaktachr. Bu yazarlar icin 1950 Oncesinde arasurmalanna

konu edinebilecelderi Uretim iliskileri ya da Uretim tarzlan yoktur, cunku heniiz

iiretim, diger bir deyisle sinema yoktur. Oysa her yll ydzIerce yabanct filmin yabanct

sirket temsilcileri araciligiyla yilzlerce salonda milyonlarca izleyiciye gOsterildigi 1950

öncesi dOneminin pazan, 1990'11 yillarin sinema pazan ile boy OlcUsebilecek

Pazarda hakim olan Uretim iliskileri Ye basat tiretim tarzt,

giinOnnizdekiyle benzerlikler tastmaktadtr. DOnemin sinema endUstrisi, tipki bugiin de

gecerli oldugu gibi, az sayida bityilk dagium sirketi tarafindan yOnlendirden ye yerli

Uretimin cok &silk seviyede gerceklestigi bir gOsterim sinemast olarak nitelenebilir

(Istgan, 1998). Hangi tiretim tarztrun ye iiretim iliskilerinin yerel Uretimin

mastyla sonuclancligint sormak yerine, yerel Uretimin yoklugunu bir iiretim tarzuun

yoklugu olarak algilayan bu yazarlara yOneltilebilecek elestirilerden bir tanesi, savunu-

cusu olduklan yaklasmun kavramsal ye kuramsal cercevesine yeterince sahip

cikmachIclan biciminde olabilir(s).

c. 1950 Oncesinin Nostalji Alamna Kapatilmasi ye Geoni§e Yonelik Gerek,cc

Olarak Ulusal Ilk Arayiii

Yazimizin girisinde, 1950 Oncesinin chslanmast ifadesi ile, tarihsel bir dOnemit

arastinlabilir konular alanindan chslanmast kadar, bu dOneme egilmenin belli kurallar..

tabi tutulmastru da kastettigimizi belirtmistik. Diger bir deyisle arasurmactlann bu alan

lara yOnelmeleri belli strurlanmisalar cercevesinde nnimkan olmaktadir.

1950 Oncesine egilen caltsmalan hic de az degildir. Daha yakmdan

bakildiginda, bu calismalar iki baslik altincla sindlanchnlabilin i) Nostaljik calismalar (9,

ye ii) Ulusal ilk arayislan00).

1950 Oncesinin nostaljik calismalasa konu olmasi, Oncelikle bu donemin cickh

bilimsel caltsmalar alanindan chslatunastyla ilgili olarak dusunulmelidir. Kuramsal v,

yOntemsel cabarun nesnesi olamayacak denli Onemsiz olarak tahayyul edilen bi'

döneme nostaljik bir cerceveden yaklastImast hic de sastruct degildir. Nostalji,

clOneme egilmeyi anlamit Han ye ayni zamanda bunu mesrulasttran bir kaptyt aralL!

maktadir.

Nostaljik yaklastmdan farkh olarak, Ulusal Ilk araytst, ulusal sinema

yawu acisindan vazgecilmez bir cabadir. Ele alinan dOnem, ulusal gururu oksayaca-

ya da onemli sayilabilecek nitelikler sergilemese de, ilk'leri saptamak, kutsiyet

tasiyan bir görev ye yukumluliiktur ve kOken bulma gereksiniminden kaynaklanir.

1950 Oncesi/sonrast aynnu, her iki yaklastmda da stnirlanchrict niteligini kon:-

makta ye soz konusu yaklastmlart sekillendirmektedir.

Page 186: Türk Sineması Notları - 3

1. Nostaljik Calumalar

1950 Oncesinin Onemsiz gOrtilmesi ye yoklukla isaretlenmesi, onun nostalji

alanma kapatilmasi ile sonuclanir. Sosyolojik ya da ekonomik caltsmalar gibi "ciddi"

girisimler icin bir tiir ongereklilik olarak kabul edilen Onem ve malzeme potansiyeli-

nin bu clOnem icin sOz konusu olmadtginin dusunulmesi, nostaljik yaldasima gegisi

kolaylastirmaktadir.

Bu tut calismalarin cogunlukla biyografik Ogeler icerdikleri, clOnemlerin yasam

tarzlannt, giysilerini, nesnelerini ye binalaruu aynnuh ama daha ziyade birbirinden

kopuk epizotlar halinde betimledikleri ye butun bunlan cogu zaman romantiklere Ozgii

bir melankoli icerisinde ortaya koyduldan sOylenebilir. DOftemin gundelik yasarruna ve

populer Idilnirtine iliskin aynnti zenginligi, bir tut kiiltfir tarihi yapdchgt izlenimini

birakmaktadir. Fakat burada cOztimleyici olmaktan cok, betimleyici bir yaklasumn

baslun oldugu belirtilmelidir. Olaylar arasmda bir nedensellik kurma cabasma ya da

clOnemi kavramaya yOnelik bir model olusturma girisimine rasdanmamaktachr.

Bu caltsmalann Onemli bir bOltimiinde cemaatcilik ve safhk arayist anlammda

gegnisin idealize edilmesinin izlerine rastlamak mtimictindtir. Buna Ore o dOnemde si-

nema belki varhk gOsteremiyordu, ama "bugiin" artik olmayan dostluk, dayantsma gibi

deger ve erdemler yard'. "Arastona yapma" gibi Onemli Olctide batiyla Ozdeslesmeden

beslenen "ilerici" bir cabarun, bau-kar§tu reaksiyoner bir Oze dOntis sOylemiyle eklem-

lenme potansiyeli icerdigi nokta, tam da burasi olmaktadtr.

Dayanismaa ye degerleri yozlasmamis bir cemaate duyulan hayranlik ye Ozlem

one ctkanIchgt Olctide, bu caltsmalar bir uyum ye miitevazdtk anlausina

clOniismektedirler. 1950 sonrast icin tercih edilen "actmasiz rekabet" ye "kapitalist

acgOzliiIiik" gibi nitelemeler; "tath celdsmeler" ye "gecim derdi" gibi daha hosgOnilii ye

empati chsa vuran ifadelerle ikamet edilmektedir. DOnemin sinemaalart, tiretim ye

mtillciyet ilislcilerinin ya da politik mevki ye mekanizmalann dogurdugu hiyerarsiler,

yaptmmlar ye causmalar hic yokmus gibi, biiyilk bir ailenin kenetlenmis fertleri olarak

sunulurlar. Omegin Weinberg ye ona sinema isinden el cektiren MOSD idaresi ya da

Rum salon isletmecileriyle onlann MUsltiman Boykotajlan strasincla terk ettigi salonlan

devralan Milskiman-Ttirk girisimciler Cumhuriyet Oncesine iliskin cizilen sinema portre-

sinde ayni hedefi kovalayan takimin oyunculan olarak yan yana poz vermektedirler.

Diger bir deyisle, bu calismalarda strufsal, ideolojik ye politik Ozellikler dimity/le

chsanda btraktlarak, herkesi ayni kategoriye -sinemaa- indirgeyen bir anlattm sOz ko-

nusudur (11).

Nostaljik caltsmalann, sunmu§ olduklan aynntill bilgilere ragmen, tam da nos-

taljik tutumlan nedeniyle tisttinti Ontilkleri seylerden bir tanesi, ele aldiklan dOnemde

son derece canli, hareketli ye chinya pazartyla bUttinlesmis bir sinema pazannin

varligichr. Bu caltsmalarda sunulan veriler ye bilgiler, sOz konusu dOnemin endtistriyel

isleyisini, mulkiyet ye Oretim iliskilerini, uretim, dagitim ye bOlOsilm siireclerini anla-

mak actsindan cilds noktasi olarak alinabilecek niteliktedirler. Fakat nostaljik tutum,

tam da bu nir "ciddi" seylerin o dOnemde olamayacagi dtistincesinin uzanttsinda yer

aldtgmdan, betimleme dtizeyinden cozumleme ye model olusturma duzeyine bir gegis

de milmktin olmamaktadtr.

2. Ulusal Ilk Araygt

Ulusal tarihe iliskin herhangi bir anlatt, &el bir teem atfeder. Bu, ulu-

sal sinema tarihleri icin de bOyledir: ilk'in milmktin oldugunca gegnise/geriye

gOttinilmesi Onemli olmaktachr. 1950 Oncesi, bu nedenle, ulusal sinemanin temellendi-

rilmesi ye ona uzun bir gecmis bicilmesi acisindan vazgecilmez bir kaynaktir.

Ulusal ilk arayislartm nostaljik calismalardan ayiran temel bir Ozellik, kati ye

ciddi bir nesnellik ve bilimsellik retorigine geri clOniilmesidir. Belgelere dayalt

konusma, ilk kaynaklara inme, arasurmactligin zorluklanna katlanma gibi sOzler, bu

ciddiyet retoriginin araclarum olusturmaktachr. Ne var ki, arasurma Oast, ilk'in sahici-

liginin ispatlanmast noktasi tizerinde yogunlasmaktadm Bu caba, smtfsal, politik ya da

ideolojik eksenli calismalan kapsamamaktadir stagelimi. Dolayisiyla tarih

caltsmalaruun ye arastirmaaligin kapsami son derece daraltdnus olmaktathr.

Ilk kez meydana gelen olaylara iliskin aynnti duskunlugu ye bu aynnulara

iliskin tarusmalardaki turcinlik carpicidtr. Haritalar, adresler, fotograflar ye gazete ilan-

lan, ilk kez oldugu soylenen olayin yerine, zamantna ye aktOrlerine iliskin cokca

aynnti sunup ayni zamanda bilimsel nesnelligi ye "arasurmaa" kimligini belgeleme

islevini gOrtirken; ilk bulma iddiasindaki kisilerin birbirleriyle girdikleri polemikier, ko-

layca hakaret dolu sea dalaslanna clOraismektedir(12).

1950 Oncesinin yokluk alamna kapatilmasi olgusu uluscu kriter baglaminda

asthrken aslinda bir kez daha bir sintrlanchrmaya ugradigindan, ilklerden baska bir

arastirma ye tantsma konusu kalmamaktadir. Tarih caltsmalan and( bu noktada, salt

beige sunmaya dayali bir yanhslama yanstrun ortamina ciOniismektedir. ilk gerin sap-

tanmast ye bunlann aylara ya da ydlara gore sematik protokoller halinde sunulmasiyla

206 i.allug isijan lurk sinemasi calismalarinda 1950 Oncesinin clislanmasi 207

Page 187: Türk Sineması Notları - 3

kirk sinemast calismalarinda 1950 iincesinin dislanmast 209208 i.altug istgan

smith kalinmast, tarih caltsmalannin farkli teorik ye ideolojik perspektiflerin araclari

olarak tahayytil edilemedigini gOstermektedir.

Bu calismalarda karstmiza cikan temel bir sorun, ulusal sinema kadar ulusal

kimligin de insa edilmesi gerektigi konusunun bir kenara biralulmasichr. Sinemanin

"ulusal" niteliginin bastan ben varoldugu kabul edilmektedir. Oysa bir Turk kimliginin

olusinast silreci -hem iktisadi girisimcilik, hem de ideolojik/politik- anlamda, sine-

manin Tiirkiye'ye girisinden sonra ivme kazaninistir. Bunda Ittihat ye Terakki

Firkaserun "milli" politikalannin basatlik kazanmast son derece etkili olmustur. Sine-

matun millilesmesi konusu bu silrecten ayrt cltisnntilemez (Istgan, 1998). byle ki,

"Milli Sinew" gibi seder, Birinci Minya Savant dOneminde kullamlmis hatta bizzat

MUslilman-Tiirk girisimciler tarafindan sinema salonlanna isim olarak verilmistir. Bu

cercevede belki de sinemayt "milli" bir etkinlik olarak tanimlayan kisinin kim oldugu

ye bu gereksinimi nicin duydugu ya da ilk kez ulusal R i led aramaya koyulan

kim oldugu ve buna neden gereksinim duydugu sorusunu yanitlamaya cabalamak

daha anlamli olacaktu.

fetislestirildikleri olcude, "ulustan-olmayan"lar da ulusal tarihin

gOvdesinin bir uzanusi haline getirilmektedir. Burada verilebilecek son derece ilging

bir Omek, Manaki Kardeslerl in Tilrklestirilmesidir. Makedon Manaki Kardesler'in Rirk

Sinemasi icerisindeki yen, ozellikle Theo Angelopoulos'un Ulis'in Balds'i (1995) adli

Illininin Turkiye'de gOsterime girmesinden sonra tarusilmaya baslannustir. Kimi

yazilarda daha makul bir yaklasunla, Manaki l lerin mirasuntz olduklan sbylenmistir

(Emin, 1995). Burcak Evren ise, onlann Osmanli tebaasi -yani "bizim"- olduklanna

vurgu yaparak, onlann ilk Tilrk sinemacilar olarak kabul edilebileceklerini belirtmistir

(1995a ye 1995b). Bu cercevede uluscu kriterin, tabi kilma ye kendine mal etme

egilimini de beraberinde getirdigini sOylemek nnimktindilr.

Ulusal ilk arayislart cercevesinde gOstermeye calistigimtz sorunlar, Ttirkiye'ye

iliskin bir ulusal sinema tarihi calismastrun tam da kendisini olanakli ye arzulanir

Han gelismelere egilmek zorunda oldugunu ortaya koymaktachr.

Ele alman Orneklerin, bu sorunlart belli olcude somutlasurdigini chistinnyoruz.

Nijat OzOn'iln calismasinda belirginlesen tarih kurgusu, 1950 Oncesini yokluk olarak

ilan ettigi noktada, tarihsel snreklilikte de bir kopmayt beraberinde getirmis olmak-

tadtr. Bu kurgunun ye onu olanakli kilan olcutlerin acik ya da ortuk kabuln, mevcut

kopmamn gunumuz calismalanna da tasmasma neden olmaktadir. Bu baglamda, ele

alman cesitli arasurma konulannin ya da sorunlann, 1950 Oncesi icin gecersiz oldugu

ya da mevcut olamayacagi kanaati basatlik kazanmaktachr. Bu da, tarihsel hie

surekliligin kurulmasi Onnnde engel olusturdugu kadar, basvurulan cozumsel kategori-

lerin uygulanma cercevesini ye algilama esigini daraltmaktadir. BOylece, sozgelimi,

baslangiondan gunumuze uzanan Marksist bir sinema tarihini bulabilmek olanaksiz

hale gelmekte; cunku uretim tarn gibi bir kavram sadece 1950 sonrastna uygulanacak

bicimde suurlandirilmis olmaktadir.

Bu tarih kurgusunun asilamamasi, bir bakima kolonyal gegmise iliskin bilincin

yitimiyle de sonuclanmaktadir. Sinemanin tekelci kapitalizm dOneminde ortaya ciktnis

°imam, basmdan itibaren bir dilnya pazan biciminde Orgiitlenmesi ye pek cok

sinema dilinin yabanct (agirlikh olarak Amerikan, Franstz, Alman ve italyan) filmier

dolayinityla asinalik kazanilan bir gOrsel hazineye dayanarak gelismesi, kolonyal

gecmisin alabildigince Onemli oldugunu gOsterir. Bu baglamda en azindan Thrkiye

acisindan 1950 Oncesini chslama tutumunun astImasi gerekmektedir.

Ote yandan, gecmisi nesne chslamalar aractligtyla gerceklesmesinin,

yazar Amin MaalouPun deyisiyle "caginuzin kiistahligi"na kapilmamtzla ilgili oldugu

animsanmaltdir (1998: 9). Onceki kusaklann -ister sinemast, ister sinema arasurinactst

olsunlar- cabalaniun bize bir sey kazandirmadigi yolundaki inanc; upkt onlann bir za-

manlar yapugi gibi, modernlesme gayretimizi surdurdugumuzun ye tipkt onlar gibi,

kendimizi ilerleme cizgisinin daha aydmlanmis bir yerinde yfinliyor sandigimizin; son

kertede ise kendimizi tipkt onlar gibi, batinin aynasincla gOrmeye devam ettighnizin

en canli kanitidir.

Dipnotlar

Smug

Bu calismacia, sanat sinemast sdyleminin tarih kurgusunun sorgulanmadan

kabulunden kaynaklanan bir sorun olarak Tiirk sinemast arasurmalarinda 1950

Oncesinin dislanmasi olgusu cesitli boyutlanyla gOsterilmeye call ihnis, bu baglamda

ortaya cian teorik ve yOntemsel bosluklara

Bu noktaya dikkat cekerek yavya onemli bir katki saglayan Ara§. GOr. ,Serife Crania

tesekkOr ederim.

Karstla§tinntz, OzOn, 1962: 4-5. Kitapta belgesel film call§malanna aynlan bir bOlinn(In yani

sera, sinemanin ekonomik geli§iminin, hukuksal geli§melerin ye sinema elepmenliginin tarihinin toplu-

ca ele bit balm de mevcuttur.

Page 188: Türk Sineması Notları - 3

210 Lahti§ isi§antiirk sinemosi calismalarinda 1950 Oncesinin cliOanmas1 211

1968 yihnda yayunlanan Kronolojik Turk Sinemasi Tarihi 1895-1966 ad calismasinda bu

baslik "Sinemanm Tarih-Oncesi" olarak

OzOn, Tiyatrocular DanemPni iki ayn Irolum alunda isler. BOICimlerden ilki 1922-24 arasini

ele alirken, "Devam" tasiyan ikinci bOlOin 1928-1939 arasini kapsar. OzOn, film ilretiminin

gerceklesmedigi 1924-1928 donemine yer vermemistir.

Bakina, Ozon, 1964.

Erdogan'in calismasi akla baska bir diistInceyi de getirmektedir: 1990% yillarda Turk sine-

masini kolonyal soylemle iliskisi cercevesinde ele almak, sozgelimi ona 1960% yillarda Auteur yaklasimi

acisindan bakmakla bir akrabalik tasir. Her iki durumda da Batedald en "yeni" yaklasimlar sOz konusu-

dur. Bu baglamda kolonyal sOylemin icsellestirilmesi ile "igdas yapma arasinda da bir

bulundugu hatulanmalidir. Cagdas bilim yapmarun bir Olciaii de bu baglamda guncel Onem tasiyan

batili ya da bau tarafindan Onemsenen yazarlara referansta bulunmak olmaktachr. ironik bir Ornek ver-

mek gerekirse: Sans Arslan, Yeni Sinema cevresinin temel Ozelliklerinden birisi olarak "yundisindalci

kuramsal gelismeleri takip edebilmeyi olanakh kilan yabanci dil birikimi"ne isaret ederken (1998: 49),

bu saptamasini Roy Armes'in Ingilizce bir metninden yaptigi bir alit-141a desteklemektedir.

(7) NilgOn Abisel'in bir calismasi, durumun aslinda hic de oyle olmadigini ortaya koymasi

bakinundan Onemlidir. Basindan itibaren sinemarun sikca tartisilan bir konu oldugunu gOriiyoruz. (bkz.,

Abisel, 1994)

, (8) Bu elestiriyi biraz acacak olursak: Marksist arasurmaci ve yazarlar ulusal i1retim

saplandiklan Olciide; Marx'in, Oretim, dagaim ye tuketimin aym butunun parcalan olduklan yOnOndeld

saptamasuu goz ardi etmektedirler. Bir yerde film dagaillyor ve gOsteriliyorsa, onlan uretenler de

vardir. Onlan uretenlerin Turkiye'de olmamasi, sinemaya Ozgi1 bir iketim tarzirun ye iiretim

iliskileririln varolmadigi anlamina gelmez, tersine, ozgul (ve yerel iiretimin gelisememesiyle sonuclanan)

bir Oretim tarzuun varoldugu anlamina gelir. Bu cercevede Marksist calismafarda 1950 Oncesinin

dislanmasi, bu yazarlann Marksist iktisadi Viztimleme bicimini uygulamadiklanna da isaret eder.

Burada akla ilk gelenler GOkhan Akcura (1995), Giovanni Scognamillo (1989) ve Burcak

Evren'in (1995a ve 1998) calismalardir.

Cok sayida yazi ve kitap omek verilebilir. Ali Ozuyar'in (1999) son clanemde yayimlanan

bir calismasi, Burcak Evren ge ilk'lere Riskin bir polemige yer vermesi bakimindan taze bir ornek sun-

maktadir.

(11) Kisilen meslek kategorileri cercevesinde ele alinak ve bir mesleki kategoriye giren

niyet ve cikarlan agsindan birbirlerine esidemek, korporatist dilsCincenin uzantisinda yer alan bir

yaklasim olarak degedendirilebilir.

(12) Ali Ozuyar'la Burcak Evren'in ilk Tiirk sinema gazetesi konusunda girismis olduklan pole-migin harareti karsisinda sasirmamak zor Ozuyar, 1999: 39-51).

Kaynakca

Abisel, N. (1994). '1928-1938 DOnemi Tiirkiye'sinde Sinema Ustune 'aisfinceled." Turk SinemastUzerine Yazilar. Ankara: Imge, ss. 9-68.

Abisel, N. (1987).Sessiz Sinema Ankara: Ankara Universitesi Basin Yaym Yilksek Okulu.

Akcura, G. (1995).Ade Boyu Sinema Istanbul: Yap: Kredi.

Alcsin, S., haz. (1990).Cagdas Tarkiye 1908-1980(alt IV). Istanbul: Cem.

Arslan, S. (1998). Topfiler Yesilcam Filmlerinin Elestirilmesinde Bir Sanat Sinemas: SOyleminin°Kisumu," 25. Karg Say:: 20: ss. 49-56.

Emin, I. (1995). "Manaki ICardesler MirasimadirMntrakt, Say: 51: ss. 55-56.

Erdogran, N. (1995). "Ulusal Kimlik, Kolonyal Saylem ve Yesilcam Melodramlan," Tophtm ve Bilim,Sayi: 76: ss. 79-98.

Evren, B. (1998).Ddi ptolan Istanbul:Mihiyet

Evren, B. (1997).Deiisimin Donemecinde Tdrk Sinemast.istanbul: Antrakt.

Evren, B. (1995a).Sigmund Weinberg: Sinemays Tarkiye5v Getiren Adam Istanbul: Milliyet.

Evren, B. (1995b). "Sinema Tarihimizin Bilinmeyen ilk Filmleri filntrak4 Sap: 48: ss. 58-59.

isimsiz (1995). "GOrtInkiniin Gfindemi,"Görtintd, Sayt: 4: ss. 2-5.

Isimsiz (1998). "Varolanm Adini Koymak: Milt& Emperyalizmi,Yern insan-Yeni Sinemq Sap: 3: 3-12.

Isigan, A. (1998). Tarkiyeirle Film Yapmaligi. Yarmlanmamis YOlcsek Lisans Tezi. Ankara UniversitesiSosyal Bilimler

Kayak K. (1996). 'Mirk Sinemasi Tarihi Yazunlannin Asmanm Yollan.' Turk Sinemas:Uzerine Daninceler, der. Murat S. Dincer. Ankara: Doruk, ss. 57-73.

Maalouf, A. (1998).Semerkant. Istanbul: Yapi Kredi.

OzOn, N. (1968).Kronolojik Tark Sinemas: Taribi 1895-7966Ankara: Bilgi.

()zee, N. (1964).Sinema El Kitab: Istanbul: Elif Matbaasi.

OzOn, N. (1962). Tfirk Sinemas: Taribi. Istanbul: Artist.

Page 189: Türk Sineması Notları - 3

212 Lahti§ m§on 2000/7

Ozuyar, A. (1999).Sinema»m Osmanhca SenivernAnkara: Oteki.

Scognamillo, G. (1989). Cadde-i-Kebiede Sinema. Istanbul: Metis.

Sevincli, E. (1987).Meguayeuen Cum&riyete, Tiyatiodan Sinemaya Mubsin Ertugru/Istanbul: Buoy.

Ozet

Turk sinemast caltsmalarintn zenginlesmesi ve kapsamuun gen4lemesi Oniindeki temel engel-

lerden bir tanesi de 1950 Oncesinin bu calls= alanindan dislanmasultr. 1960'h ytilarda yapdan Tiirk si-

nemast tarihi calLsinalanyla birlikte Fkillenen ye giinihniizde de basatligint koruyan tarih kurgusu, bu

dqlanma durumunun temel nedenlerinden bir tanesidir.

Yazida once, Tiirk sinemast caltsmalannda basket olan tarih kurgusunun temelini attigini

sdyleyebilecegirniz Nijat OzOn'iin caltsmast ele almmakta. bzOn'tin, dOnernselle§tirmesinde OrtOk olarak

basvurdugu "ulusalhk", "iiretim" ve "sanatsalltk" gibi kriterlerinin, 1950 Oncesini "yokluk" ya da "hiclik"

olarak i§aretledigi, baylece bu donemi "ciddi' bilimsel calismalar alarunm chsuida konumladtgi

gOsterilmektedir.

Daha soma, gfinOmOzdeki ban calismalardan hareketle, 1950 Oncesinin "clisanda" konumlan-

mast olgusunun nasil tekrarlandrgi ye bu durumun ne tur ybntemsel ve kuramsal sorunlara yol actigi

gosterilmeye cabsilmaktadir.

Summary

One of the main obstacles that prevents the richness and broadening of scope of Turkish

film studies is the exclus7n of pre-1950 period. The history narrative that was shaped with the studies

about Turkish cinema history and that still maintains its domination is one of the main reasons for this

exclusion

In this article, firstly, the work of Nijat ()tin who, it can be said, has established this domi-

nant history narrative of Turkish cinema is discussed. It is argued that his criteria as "nationality", "pro-

duction', and 'artistic' that he used implicitly while periodizing Turkish cinema marks pre-1950 as "ab-

sent' or "nothingness"; he, therefore, locates this period out of the sphere of academic studies.

Then, it is pointed out, by way of sample studies, the exclusion of pre-1950 period is repea-

ted in recent studies, and this situation causes methodological and theoretical problems.

Tarihi ye ileti§iin Ara§ttrmalari Uzerine

Korkmaz ALEMDAR *

Konu iletisim tarihi de olsa ashnda genel olarak iletisim arastirmalanndan soz

edecegimi Onceden soyleyeyim. arastirmalan sadece tarih calismalan ile

degildir. Ama bunlartn tiimiinden soz etmeye kalkmak da cok zordur ye sanki

alantrun butun sorunlanni cOzme amacma donuk bir girisim gibi de algilanabilir.

Boyle bir amactm yok, ama zaman zaman bOyle gOrtinmemi hos karsilamanta dile-rim. Ciinkil }fibrin gectiginin, pek cok kisi gibi, farkmda olmak istemesem de,

iletisim egitimi alan ye iiniversitede calisma olanagt bulan ilk kusaktan bin olarak

alarm sorunlannt iyi bildigimi santyorum. iyi bildigimi sandigun sorunlartn

kolay oldugunu dusundugum dOnemler olmustur. Ciinkii ben 1961 Ana-

yasaisinin getirdigi Ozerk Oniversite ye Ozerk yaytnahk anlayisinin ilk on ytlt icinde

iletisim egitimi aldtm. Bize iletisimden cok toplumun tarihi ye siyaseti ogretildi. Tuhaf

bir bicimde toplumsal yapuun hem karmasik oldugunu hem istenirse -kolayltkla-

degistirilebilecegini ogrendik. Ama gegen ytllar dunimun Oyle olmadtgiru gOsterdi.

Anil( iletisim alarunda bile sorunlann denetlenebilir, cOzidebilir oldugunu sanmiyorum.

Bu chisiinceden rahatsizhk duydugumu itiraf etmem gerekir. Ama tuhaf bir bicimde

rahathk da veriyor. Cunku sorunlan cOzme guest ya da yetkisinden cok onlann nasil

asilabilecegi konusunda bildiklerimi paylasma egilimimi artttnyor. Bunlann dinlenip

dinlenmeyecegi ayn bir konudur. Ama gene de paylasmakta yarar var.

Iletisim Taribi?

Bugiin saytlan giderek artan iletisim egitim kurumlannda en ihmal edilen

alanlardan bin iletisim tarihidir. iletisim tarihi alantna giren konularla ilgilenenler dabs

* Prof. Dr., Ankara (iniversitesi keti§im Pakukesi Gazetecikk

Page 190: Türk Sineması Notları - 3

film 2003/01

Yeilcam'dan OnceTiirkiye ide Sinema SektOrii

I. Altug /4-an

Gir4Bu yazida Tiirkiye sinemasnun iktisadi gelisimi ve yerli yapnmalognn bu

icerisindeki ozgul konumu ilzerinde durulacaktir. Yannin amaci, sikca "kayip yillar"olarak da arulan 1950 Oncesi Cistfine bir takim dusiinceler dile getirmek; diger bir deyisleYesilcam-Oncesi Tiirkiye sinemasuun iktisadi isleyisi ile ilgih gOrfisler ortaya atmaktir.Yanya dayanak olusturan soru ise, "Yerli yapuncilik neden 1950'lere dek varlik gOstere-medi?" biciminde formille edilebilir. Bu soruya, dogulufirrasyonelkahil olmaktan kur-tulamayan bireylerin varhgn ye devletin ilgisizligi gibi aciklamalann disinda kalmarakyanit verilmeye calisilacakhr.

Yapi ye isleyis agisindan bakildiginda, yerli sinema sektOrfiniin tarihsel gelisiminiiki ana dOnem cercevesinde ele almak anlamli gOninmektedir (1).

ilkin, belli bash ithalatg-isletmeci sirketlerin egemenliginde olusan bir gosterimsinemasi dOneminden soz etmek mumkundur (ki yazimizin konusunu da bu dOnernolusturrnaktadir). Kimi dfiniisiimlere karsin Ozsel niteligi bakimmdan siireklilik arzeden bu dOnem, yaklasik olarak 1895-1945 yillanni kapsar. Bu dOnemin temel Ozelligi,neredeyse istisnasiz bicimde ithal filmlerin gOsterimine dayali bir pazardan olusmasiye soz konusu pazann kurulusuna (basta Fransa, italya, Almanya ye ABD olmak iizere)

batili film endfistrilerinin onculuk etmis olmasidu. Bu baglarnd a, yerli yapuncili-gm yabanci filmlerin rekabetiyle karsilashgi yillardan ziyade; (yerli filmlerin rekabetiylesonradan karsilasacak olan) yabana filmlerin ticareti ustune kurulu bir isleyisin egemenoldugu bir zaman diliminden soz etmek mumkundur. Bu durumun sadece Tiirkiye'yeOzgii olmayip, pek cok ulusal sinemanm -45rnegin Yunanistan, Mrsir, Guney Kore yeMeksika sinemasinin- hayata baslama bicimini Ozetledigini belirtmek gerekir (Scogna-millo, 1997: 136-7, 147, 170 ve 174). Sinemanon hayata bu bicimde baslaman, sonrakigelismeleri de kagnilmaz olarak etkilemistir.

Ikinci dOnem ise yaklasik olarak 1945-75 arasiru kapsamaktadir. Bu dOnemintemel Ozelligi, yabanct film da'gitimi ve gOsterimine dayali sektOrel isleyisin, yerli &Un-lerin dolasimina dayali bir altematif olusumun 30 yila yakin sUren meydan okumanylakarsi karsiya kalmasidir. Yapimaligm alhn yillanni da kapsayan bu d6nem, istisnai birzaman dilimi olarak kavranmalodir. Evrimci bir tarih artlayisma yaslanarak bu dOnemingelisini bir tiir kagnilmazlik olarak kavramak yerine, onun nasal miimkiin olmus olabi-lecegini arastirmak daha anlamli gOriinmektir. Portekiz (2) gibi Ulkelerdeki enchistri5,e1gelisimin de gOsterdigi gibi, bu istisnai zaman dilimi hic olmayabilirdi de.

Ilk dOnemin Onemi; onsuz, ikinci dOnemi ye hatta bugiinfi anlayamayacagimizdanileri gelir. Bu cercevede elinizdeki yazinin, her iki dOnem lizerine arashrma yapanlara dakatki saglamasi umulmaktador.

Yanda, biraz epizodik sayilabilecek bir bOliimlendirmeyle, bes farkli ye gOrilniistebirbirinden bagimsiz baslnk altinda, dOneme iliskin farkli konular ye diistinceler dile ge-tirilecektir. Sonuc bOliimiinde ise genel bir degerlendirmeye gidilecektir.

film 2003/01

33

I. 1915-1945: ithalatg isletmeci Aile Sirketleri EgemenliginclekiBir GOsterim SinemasiNijat OzOn, "Tfirkiye'de Tiirklerin cevirdigi ilk film" olarak, Fuat Uzkinay'm

19f4'te cektigi Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Ytk,loso adli filmi gOstermektedir.daha sonra Osmanli ordusunda kurulan sinemacilik kolu olan Merkez Ordu Sine-

man Dairesi'nde devam ettigirti belirten bzOn, Merkez Ordu Sinema Dairesi'nden sonrakimi yarn askeri kurumlann yapimcilik faaliyetlerini siirchirdUklerinden bahsetmektedir.Burdardan ilki olan Miidafaa-i Milliye Cemiyeti, 1918'e dek iki uzun metrajli filmin ya-pimiru ustlendikten sonra, I. Diinya Savaserun yenilgiyle sonuclanmasiyla birlikte aracgereclerini Malul Gaziler Cemiyeti'ne devretmistin Malul Gaziler Cemiyeti ise MiitarekeDOnerni'nde dOrt filin cektikten soma kapanmistir. Tiirkiye'deki ilk Ozel yapimevi olanKemal Film ise 1922'de kurulmus ve yapimplik faaliyetlerini -Ipek Film devreye girince-ye 4lek- tek basina siirdiinniishir (1983: 1878).

Bununla birlikte tizOn, "yapim Oncesi" olarak adlandirdigi bir d6nemden de sozetmektedir. Buna Ore ilk Turk filminden Once de Tiirkiye'de sinema faaliyetleri yard'.Ancak bu dfinerndeki sinemacilik faaliyetleri tumuyle film gOsterimiyle smith kalmak-taych. Gezici sinemalar dfinemi de bahyla karsilastinIcliginda oldukca uzun siirmiis, ilkyerlesik sinema ancak 1908 yilinda ( OzOn,1983: 1878).

Bu manzara, Tfirkiye'de sinemanm ye film yapimciliginin gelisiminin, Fransa veAmerika gibi iilkelerin gelisiminden oldukga farkli Ozellikler sergiledigini gostermekte-dir. Ilkin sinemaciligin salt gOsterim biciminde baslamasi, bu gOsterimlerin bahya gifireancak bir kac yil gecikmeyle yerlesik salonlara tasinmasi, ilk yapuncilik girisimlerinin iseresmi kurumlarda yapilan belgeseller biciminde ancak I. Diinya Savasinin ikinciyarism-dan itibaren gerceklesmesi, Banda yasanan endfistriyel gelisimden cok farkli bir gOrfintiiarz etmektedir. Ikinci olarak, Ozel sektOrden gelen ilk yapimalik girisimi ancak 1922'de-yani bandaki ilk denemelerden yaklasik yirmi bes ytl sonra- gerceldesebilmistin Bu daOzel sektOriin gelisiminin Bahya gore hayli agir seyrettigine isaret etmektedir. Yukandada belirttigimiz gibi, Batidakrbir kac iilke dismda neredeyse turn illkelerde sinema en-diistri/eri bu hir gecikmeler gOstermis, diger bir deyisle geri kalmislardir (Scognamillo,1997).

Tfirkiye'deki bu farkli gelisme cizgisini, sinemanm i3dkemizde iktisadi bir clanolarak insasindaki Ozgill kosullar baglammda degerlendirmek gerekir. Bu Ozgiil ko-sullann olusumunu 19. yilzyilm ortalanna dek geriye gritiirmek mumkundur (Oskay,1996: 93-96). Osmanli imparatorlugu, 19. yilzyilin ilk ceyreginden itibaren diinya kapi-talizmiyle giderek halanan bir bfitiinlesme siirecine girmistir. Bu cercevede dis ticaretoraru giderek artmis; bir yandan yurt disma hammadde ihracati artarken, Ote yandanda batili mamul mal ithalati cogalmishr (Pamuk, 1994). Bu siirec icerisinde Osmanliclakiverili kosullar nedeniyle uretimi mumkun olmayan pek cok iiriin de is pazara sokulmus,sOzgelimi 1840'larden itibaren fotografglikla ilgili malzemeler satilmaya ba§lannu§hr(Evren, 1995: 13-16 ye 83-84).

Bu artan ticari iliskiler cercevesinde sinemanni ulkeye giris bicimini de belirleyenkimi iktisadi iliskiler gelismistir. dis pazar arayisma giren batili sanayiler, yenigirdikleri pazarlarda bayilik usuliiyle calismislardir. Diger bir deyisle, belli bOlgelerdeldsahslardan ye bu sahslarm denetiminden sorumlu olan yetkili temsilcilerdir. SOzgelimi Sigmund Weinberg, 19. `lazy son ceyreginde Alman ve Avusturyalibfiyilk fotograf malzemesi iireticilerinin.yetkili sahaligini yapn-ustir (Evren, 1995: 16).ikinci olarak, bayilik sistemi cercevesinde, batiln sanayi sermayesiyle yerel ticari serma-ye arasinda bir cikar ortaldigi olusmustur. Yerel pazarlarda, bath sanayicilerin yetkilibayiligini yaphklan igin Onemli bir giice sahip olan dagitimalardan olusan bir hiccar

32

Page 191: Türk Sineması Notları - 3

34

lb 2003/012003/01

35

kesimi sivrilmeye baslamistir (Toprak, 1995a: 3-4; Ahmad, 1996: 26-28). Ozellikle yereliiretimi yapilmayan, yani yerli sanayiye dayali bir rekabetin shz konusu olmadigi mallaragisindan bakildiginda, bu mallann yerel pazanni kuran, kurduklan andan itibaren dedenetleyenler, arkalanndaki yabana sermayenin destegine dayanarak, stiz konusuyerli arao tiiccarlar olmustur. Bu mallann daha sonra yerli uretimi gerceklestirildiyse de,soz konusu pazarlann fiilen yabana sermayenin girisimleriyle kurulmus ohnasi, yerliiireticiler icin kendilerinden once kurumsallasmis ve giiclii bir rakipler topluluguylakarsi karsiya olmalan anlamma gehnekteydi. Bu nedenle de, bu tar mallann yerli iireti-mi, ancak araci tiiccarlann egemen oldugu bir dagitim citineminin ardindan ve cogu kezdevlet girisimiyle olanakh olmustur.

Uzkmay'in cektigi ve uzun sure ilk yerli film olarak kabul edilen Ayastefanos'takiRies Abidesi'nin Yekilip (1914), bir yonetmenlik ya da kameramanhk Orriegi olarak deter-lendirilebilmesine karsin, gercek anlamda bir yapimcihk denemesi olarak kabul edile-meyeceginden, Tiirkiye'deki ilk film yapimaligi girisimi de I. Diirtya Savaseyla birliktedevlet eliyle gerceidesmistir (Oztin, 1968: 14; Scognamillo, 1987: 67). Ozel sektOrde isesinemacilik faaliyeti coktan baslamish, ne var ki sadece da .gitun ye giisterim alanindasmith kalacak bicimde (Scognamillo, 1987; 67).

Ilk gtisterimler, yabana sirket bayiligi yapan kimi tiiccarlar araciligiyla 20. yuzyilagirmeden Once diizenlenmistir (Oztin, 1968: 12-13; Scognamillo, 1987: 67). Ne var ki,daha o citinemde gOsterilen filmlerin tumu ithaldi. Bahl' sirketler icin calisan pek cokkameramarun stizgelimi Istanbul'a gelip burada film cekmelerine karsm (OzOn, 1968:12), bu alanda faaliyet gtisteren yerli girisimcilere uzun yrllar rastlamak mumkun ol-marnistir. Osmanli topraklannda belgelerle kanitlanabilen ilk yapimalik faaliyetlerini1911 yilinda Makedon astllt Manaki kardesler gerceklestirdiler. (Evren, 1995: 123). An-cak filmlerinin bugunku Tiirkiye suurlan icerisinde gtisterilip gOsterilmedigi bilinmiyor.Diger bir deyisle, uretimden tilketime dek uzanan ve yeniden-iiretimi olanakh kilan

"yerli" bir sinema ticareti zincirinden bahsedemiyoruz.Sinemarun heniiz gezici oldugu ciiinemde, bahlilarca iiretilen filmier, bayilik ya-

pap yerel niccarlar aractltgeyla ic pazara ulasiyordu. Bu iktisadi diingii, pek cok iilkedeoldugu gibi, Osmanli topraklanndaki ilksel sektOrel yapilanmayi da olustunnaktadir.Bugiin sinema endiistrisi denildiginde akla gelenden cok daha farkh bir siirec isliyorsada, daha o thinemde olasi bir yerli yapimalik girisimi icin guclu rekabet kosullannm shzkonusu oldugu stiylenebilir. Yapunalik alaninda girisimde bulunmak isteyebilecek yerliyahrunalan pek cok sorun beklemekteydi. Teknik donanim ve gerekli ham film ithaledilmek zorundaydi (Oztin, 1962: 246). Giiniimiize gore cok basit sayilabilecek konulannfilme alinmasina karsthk, buna kalkismak -sermaye, isgiicii ye teknik donanim gibi- birtakim asgari kosullar zorunlu kiliyordu. cekimler tamamlandiktan sonra, bu filmier icinya Osten diizenlenmesi gerekiyor, ya da kopyalan cikanlarak satilmalan gerekiyordu.Biidiiin bunlar son kertede sermaye istiyordu. Ustelik coktan him diinyaya filmlerinipazarlayan bahli §irketlerin rekabeti stiz konusuydu. Bu sirketler seri iiretime gecmi§,filrn fiyatlaruun olusumunda belirleyici olmustu (Baechlin, 1975: 44-5). Yerli yapimalaricin dis pazarlara ulasmak bir yana, yerli pazara girmek dahi cok zordu. Bu kosullardayapimaliga kalkismartm kolay olmadigi rahathkla soylenebilir.

Biflylece yerel sinema pazan, bu ilksel yapisini basindan itibaren korudu ye ancakbandaki girisimcilerin getirdikleri yenilikler cercevesinde kismi degi§iklikler gecirdi. Bu-rada Onemli ilk degisiklik, 1908'de ilk sinema salonunun acilmasiyla birlikte (OzOn, 1968:13) yerlesik sinema salonu usuliine gecis olmustur.

Yerlesik sinemaya geciste, bandaki uygulamalann dis pazarlara dogru genisletil-mesi belirleyici olmustur. Fransa'da ilk yerlesik salonu acan Pathe, 1907 yihndan itiba-

. ren Balkan ye Ortadogu iilkelerinde dag'itim aglan olusturarak, buralarda acilmalannisagladigi sinema salonlarmda iirettigi filinieri gostermeye baslarmstir (Kallmann'danaktaran Baechlin, 1975: 29). Bu cercevede 1907 ve 1908 yillan boyunca Portekiz, Brezilya,Ispanya, Isvicre ye Hollanda'run belli bash keritlerinin yani sira Istanbul'da da bir salonagmayi kararlastumishr (Baechlin, 1975: 29; Abisel, 1989: 21-22; Evren, 1995: 46). Bu sa-lon, bugiin Tepebasi Pathe Sinemast olarak bilinen sinemadir. Sinema icin uygun salonbulma konusundaki girisimleri, Pathe firmasmin gtirevlendirdigi bir temsilciyle birlikteyapan ve yerli asker ye burokratlar diizeyinde bu konuda gOrii§meler yapan ki§i, 1890'11yillardan ben (gramofon satiyordu) Pathe'nin temsilciligini yapan Sigmund Weinbergolmustur (Evren, 1995: 46) Pathe'nin de onayiyla kiralanan bir tiyatro binasi sinemasalonuna doniistiiriildiikten soma, bu sinema isletmesinin mudurlugunu de SigmundWeinberg yaprrushr (Evren, 1995: 46). Bu ilk yerlesik sinema salonunu daha sonralanyenileri izlemi§ (Evren, 1995: 44), Weinberg'in yam sira baska sirketlerin temsilciliginiyapanlar da salon i§letmeye baslamistir.

1915 yihna gelindiginde istanburclaki Inks salon sayismin bir diizineye yaklastigibilinmektedir. Pathe'nin ise istanbul'daki salon sayismi uce cikardigi giiriilmektedir. Stizkonusu hilts salonlar, belli bash yabana firma temsilcileri tarafmdan isletilmekteydi(Gokmen, 1991: 99-103).

Salonlann yerlesik hale gelip, diizenli bir gtisterimin olusmasiyla birlikte, gezicisinemalar kentlerin en verimli semtlerinde tutunamaz hale geldiler. Ote yandan yerlesiksinemalara gecis, yapirrialik konusundaki girisimler icin de daha iyi kosullar sunamadi.Tersine, bu eh karlt, ancak son derece dar amortisman alam, yabana sirketlerin istekleridogrultusunda, yabana filmlerin giisterilmesi icin diisiinilliip kurulmustu.

Sonraki yillarda Ozel kesimdeki ilk yapunalik girisimlerinin yalnizca -bu istenpara kazanma potansiyeli en fazla olan- ithalatg-isletmeci sirketlerden geldigi (3) veyaWeinberg gibi o clOnemde giiclii sayilabilecek birisinin dahi film yapmayi denememis

Page 192: Türk Sineması Notları - 3

36•

fVm 2003/01

oldugu dikkate almdrgenda, yapimcilik ire ugrasmak icin uygun Icosullann olmadigisoniicu cikmaktadir. Sinema isine bulasaus olanlar, mevcut kosullarda film yapmarundegil, yapmamanm rasyonel oldugunu basmdan beri biliyorlardr. Ayru zamanda salonisletmecisi de olan giiclii dagitimalar denetimindeki bu ilk sekterel yap! ve isleyis, yerliyaprmcelegen olusmasi ye gliclenmesi icin uygun degildi (4).

II. Yerli Yapimaltga Yiinelik ilk Giriqimlerilk yerli yapimcilik girisimlen, yeniden—iiretirni buyuk oltiide yabaric” filmlerin

gosteriminden ve dagitimuidan elde edilen gelirlere dayanan bu uretim tarzinin disindagerceklesmistir. Tiimii de resmi/askeri ya da yan—resmi/askeri kurumlar olan bu ilk sin-simciler (OzOn, 1964: 116), Ozel sektOrdekinden oldukca farkli kosullara sahiptiler. Ilkinbu kurumlar, hazinenin kendilerine ayirdiklan bir biitceyle calismaktaychlar. ikincisi,yapim ve gesterim igin gerekli arac gereclerin ve gerekli uzman kadronun saglanma-senda yine devletin ye yabanci hiikiimetlerin —Ozellikle de Almanlann— destegi solizkonusuydu. Asil iiretilmesi hedeflenen filmier askeri ve propaganda amaclanyla cekilenhaber ve belgesel filmleriydi (OzOn, 1995: 19-20). Piyasarun kar etme mantigi ve reka-bet kurallannm dismda kalan bir isleyis sOz konusudur bu kesim icin (5). Turn bunlarakar§m, bu kurumlarda cekilen ilk uzun metrajli filmlerin dahi oldukca giic kosullardave' srkr bir mali denetim altinda gekildigini biliyoruz (Filmer, 1983: 95) (6). Hatta bazinedenlerle filmlerin bir krsmi tamamlanaman-u§ ya da yrllar sonra tamamlanabilmistir(6v:in, 1968: 46,49 ve 52). •

Bu farkli iiretim ye yeniden—iiretim kosullan nedeniyle, Ozel girisimcilikle devletgirisimleri arasmda bir aynm yapmak anlamli geriinmektedir. Askeri ye yan—askerikurumlarda giri§ilen ilk yapimcilik denemeleri, Ozel sekterdeld kosullan yansitmamak-tachr. Ozellerle aym baslik altinda ele alindrklannda, Ozel sekterdeki iktisadi kosullarhakkinda yarultici bir tablo ortaya cikmaktachr.

Ozel sektOrde Miisliiman—Tiirkler tarafindan gerceklestirilen ilk sinemachk ca-lismalan 1914 yilinda baslamishr. Burada Oncelikle dikkat cekilmesi gereken nokta, bugirisimlerin yapimalik alaninda degil, gesterim alanmda gerceklesmis olmasidir (OzOn,1968: 42-3). Ilk Turk girisimcilerin salon i§letmeleri ye bu salonlarmda ithal filmier ges-termeyi yeglemeleri, bir yandan en rasyonel tercihin bu hirden bir girisim oldugu, digeryandan ise yapemcrlrgin hala ne denli giic bir mesele oldugu hakkinda fikir vermektedir(7). Cemil Filmer gibi Merkez Ordu Sinema Dairesinde azimsanmayacak bir yapimcilikdeneyimi kazanmis olan birisi bile, sonraki sinema yasamini —kendi deyimiyle cok kolayve ucuz olmasi nedeniyle— ithalatci ve salon isletmecisi olarak siirdiirmiistiir (Filmer,1983: 138). Azinlik mensubu sinemacrlann artik ulkeyi biiyiik Olciide terk etmis olduguye ulusal pazann giirece buyudugu tek parti clOnemi boyunca dahi yilda iiretilen filmsaysmin ortalama bir filmi bile bulamamasi; buna karsin cok sayida —kimi yillarda400'den fazla— dolu film ithal edilmi§ olmasl, sOz konusu sektOrel isleyiste yaplmceli ingelisiminin ne denli giic olduktinu gestermektedir. •

Ozel sekterde 1922'de gerceklestirilen ilk yapimcilik denemesinin, diinemin endagitimo ye isletmeci sirketlerinden biri olan Kemal Film tarafindan gelmesi

(OzOn: 1995: 20), alanin hem disandan gelen girisimcilere kapalllegenr gostermekte,hem de yapimciliga girisebilmek icin ithal filmlerin satisi ye gosteriminden elde edilengelire olan bagrmlrlega isaret etmektedir. Kemal filmin sahipleri olan Seden Kardesler,1922-1924 aras, kar getirmeyen kimi yaptmcilik denemelerinin ardmdan, 1951 pimadek sadece ithalat ve isletmecilik yapmislardir (Akcura, 1995: 23). Kemal filmden sonrayaprmciligi siirdiiren ise, o clOnem icin Tiirkiye'nin en giiclii ithalatg ve isletmeci firmasiolarak anilan Ipek Film olmustur (Akcura, 1995: 54-60). Bu da bir kez daha yaprmcilikgirisimleriyle bayilik ve isletmecilik guru arasindailiskiyi akla getirmektedir.

37film 2003/01

Bu bilyiik firmalann, sinema isinden kar saglamada ve sermaye biriktirmedegeorece daha sansh olduklan seylenebilir. Her seyden Once yapimcilik isine girismeleriicin sinemacilik faaliyetlerinden elde edilen gelirlere dayah mali bir zemine sahiptiler.

yandan kendilerine ait salonlan, yani iirettikleri filmleri gesterime sokabilme konu-sunda bir garantileri de vardi. Aynca zamanla ortaya'cikan ve bayi olmalanndan dolayikendilerinden film temin eden cok sayida baska salon isletmesi de mevcuttu. Boyleceeldeki filmin bir kac kopyasmi crkanp satmak ya da sOz konusu filmi sirayla diger saloni§letmecilerine kiralamak mumkundii. Bu, yapimaliga girismek acisindan avantajh birkonumdu, ciinkii sermaye birilcimi baglaminda bir avantaj sOz konusuydu.

Bununla birlikte yapimcilik faaliyetleri, yasamsal gelir ye giic kaynagi olan ithalatye isletmeciligi aksatmamallycli. Ciinkii bayiligin yurutulebilmesi, diger bir deyisle an-lasmah olunan yabanci iiretici firmanm programme her yel yeniden getirilebilmesi icinbolli bir sermayenin bir araya toplanabilmesi gerekiyordu. Ote yandan mevcut salonlann

kira ve personel giderleri gibi masraflar, siirekli gider kalemleri olustur-maktaydr. Bu da kriz durumlannda yapunciliktan vaz3egmeyi zorunlu kiliyordu,esas olan, ithal film akisini saglamak (yani bayilik konumunu elde tutmak) ye gOsterimin •devamlilegme guvence affirm hasrlat yapmayan yerli filmlerin ardmdan yil-larca yeni bir yapimcilik denemesine girisilmemesi (Akcura, 1995: 23 ve 58), bu hassasdengenin bir g6stergesi olarak yorumlanabilir. Ote yandan piyasadaki dalgalanmalannve ithal filmlere gelen izleyici sayismda olumsuz yondeki gelismelerin de yapimcilikdenemelerini olumsuz yOnde etkiledigi

Burada tarif edilen iktidar iliskileri cercevesinde, film iiretilmiyor diye, bir sekte-riin varolmadigini diistirunek, belki de en buyuk hata olacakhr. DOnemin bastan asagibir "yolduk" olarak algilanmasiyla sonuclanan bu tutum dolayeseyla, "gerisorumlulugu belki de bu yapi icerisinde en az etkiye sahip olan kisilere yilklenebilmek-

. tin Omegin Muhsin Ertugrul'un sinema tekeli kurmus olmakla ya da Birinci Dunya Sa-vasi sirasmda atilan bir kac adimi ilerletmek bir yana, daha da geriletmekle suclanmasihaksiz geriinmektedir (8). eu hirden bir yargi, hem sektOriin isleyisinin niteliklerininglizden kagmasma, hem de tekel olarak nitelenmeye daha uygun olan dagrtimci—islet-meci sirketlerin varlegene unutturmaktadir.

III. Cumhuriyet Dtinemi'ndeki Uretim ili§kilerinin ZemininiHazirlayan Ba§ka Gelimeleriktisadi acidin bakildiginda, 1896-1945 clOnemi uretim iliskileri ye sektiirel isleyis

acidan sureklilik tasimaktadir. DOnemin sinemasi, dagitima—isletmeci firmalann ege-men oldugu ye yaplmcelegin giidiik kaldegr bir gesterim sinemasi niteliginde olmustur.Ancak bu iliskiler icerisinde bulunan cevreleri ya da cikai ortakliklarmi bozan ye degis-then sUrecler de sOz konusu olmustur. 1896'tan 1914 yilina kadar, yabanciyerli aract hiccarlar arasmda kurulan cikar iliskisinin bas aktOrleri Avnupah, Ozellikle deFransiz skketlerle azenlrk mensubu araci tUccarlar olmustur. Ancak hem Osmanli'mnis sorunlan, hem de uluslararasi sahadaki politik ye askeri gelismeler, I. Diinya Savasisiiresince bu iliskiyi temelden sarsmistu. Balkan Savasinin yitirilmesiyle birlikte, Mils-

kesiminin azrnleklara, Ozellikle de Rumlara yOnelik tepkisi artmishr. Bubaglarnda 1913/14 yillannda gerceklesen Miisliiman boykotajlanm animsatmak yeterliolacaktir (Toprak, 1995a: 5) . Bu siyasi ve ideolojik iklimde, azlnlek mensubu pek colt' t.•

kisinin Osmanli topraklanndan goc ettigi, lyfiisliiman—Tiirklerin daha Once azinliklannelinde olan is alanlanna egildigi bilinmektedir (Toprak, 1995a: 107-111). Ote yandan budenemde iktidarda olan Ittihat—Terakki Firkasemn liberal iktisat politikalanni ve kiiltil-rel farkhliklara yonelik hosgOriiyil terk edip, kimligini one cikaran vemilli iktisatg bir politika izledigi pek cok calismada ortaya konulmustur (Toprak, 1995ave 199513; Pamuk, 1994; Ahmad, 1995). Bu degisen politikalar cergevesinde o grin dek ti-

Page 193: Türk Sineması Notları - 3

Leblehici Norhar (Muhsin Ertutrul, 1923)

okumalan ye iktisadi i§leyi§in denetimini ele gecirmeleri miimkiin degildi. Kalch ki bu§ube gali§anlan, befirlenmi§ bolusum ili§kilerini takip etrnekle yi.ikumlu rnemurlarch,sonranin BOlge i§letmecileri gibi boliisum iliskilerrni yeniden §ekillendirenler

Yeni salonlarin agilmasi ye koltuk sayismin gogalmasiyla birlikte filme olan taleparttigindan, buyuk ithalatgi-i§letmeci aile §irketlerinin egemenliginde gatlaklar olu§rna-ya ba§ladi. Yeni bOla§iim ili§kilerinin MA( salabildigi ye BOlge i§letmecilerinin ye§erebil-digi catlaklardi bunlar. Sinema, daha az sermayesi olan kl§ilerin de girdigi bir is olmayabasladi. BOylece biiyiik §irketlerin alternatifi olabilecek yapurta sirketler ortaya cikarak,

38 I film MUM

caretten cok kiigiik esnafliga ya da memuriyete sicak bakan Miisliimart-Tiirk kesiminin,Ozel tesebbiise Ozendirildigi, milli i§letmeler.ve milli sirketler kurma Zorunlulugununsik sik telaffuz edildigi bilirunektedir (Toprak, 1995a ve 1995b). Miisliiman-Tiirkler tara-findan aglan ilk sinemalarm "esnaf" sermayesine dayanmasi, bu salonlarm co'gunluklaazmlik mensuplannda devrahrunasi ye iglerinden bazilannm aduun 'Milli Sinema' ko-

e nulmasi (tizOn, 1968: 42; Alcgura, 1995: 45 ye 97 ), mevcut politik, ideolojik ye iktisadihavap yansitrnaktadir.

Ote yandan, Avrupa'da savasm patlak vermesiyle, bu kitadaki ulusal sinemalarbilyiik darbeler ahruslardinlam ve sefalet, o dOneme kadar diinyamn en sari/ §irket-leri kabul edilen pek cokkurulu§un sonunu getirmi§tir (Baechlin, 1975: 34-36). SOzgelimiPathe, 1909'da Amerika'da kurulan MPPC trOstiiniin iki yabanci iiyesinden bin olacakdenli giielii konumdayken, sava§la birlikte adeta silinmistir (Abisel, 1989: 19-22). Sava§tagercek anlamda ahhm yapan tek iilke sinemasi, Amerikan sinemasi olrnustur. Ayrupahendiistrilerin gOkmesiyle birlikte dogan bo§lugu dolduran Amerikan sirketleri, I. DiinyaSava§i'run sonuna gelindiginde diinya pazannin %90'iru ele gegirmi§lerdi (Jacobs'danaktaran Baechlin, 1975: 37).

BOylece hem Osmanli iilkesindeki hem de diinyadaki gelimeler, Tiirkiye'deki sek-tore! isleyisi ve temel uretim ili§kisini Ozsel bigimde degi§tirmediise de, gkar ili§kisininher iki ucunda yer alan kesimleri Onemli Olgiide degi§tirmi§ oldu. Avrupa sanayileriyleazinlrk mensubu tilccarlar arasmda kurulan ili§kilerin yerini daha cok Amerikan §irket7leriyle arasmda kurulan iliskiler alnu§hr. Bu ili§kinin ba§atlik kazan-masi ve Cumhuriyet'in ilaruyla gbrece istikrarh ko§ullara kavu§rnasiyla birlikte, GOIchanAkgura'run (1995) "Aile Boyu Sinema" olarak adlandirdigi bilyiik ithalatg-i§letmeci aile§irketleri egemenligindeki gOsterim sinemasi klasik dOnemine girmis, 1923-1939 yillanarasinda sinema sektOriine temel iktisadi karakterini vermi§fir.

IV. Cumhuriyet Dtinemi'nde Tasra Subeleri Sisteminin Olusumu veSektOrel isleyis icerisindeld YeriBiiyuk aile §irketlerinin egemen oldugu danemde salon sayisirun artmasi ve Ana-

dolu'da da degerlendirmeye degecek kadar buyuk bir pazann olu§masiyla birlikte (Abi-sel, 1994b: 12; OzOn, 1995:49 ve 257), film dagitimuu yaygmlashracak, yaygmla§hrukende dpnetimini saglayacak bir ta§ra §ubeleri sistemi Istanbul'daki belli ba§11biiyiik sinema §irketleri, ta§radaki Onemli kentlerde, ba§lanna giivendikleri sorurnlu-lann bulundugu §ubeler acmi§larchr (9). Ithal edilen filmier ya da bunlardan gkanlankopyalar, Istanbul ye Izmir gibi kentlerde gosterildikten sonra, §ubeden §ubeye giforide-rilerek, §ubelerin ba§inda bulunan sorumlular araciligryla Anadolu kentleri ye bunlanngevrelerinde bulunan salonlara satilnu§hrikiralanmi§tir (10). BOylece belli §ubelerin bellibOlgelere film dagitmaktan ye bunlarm sahlmasmdan elde edilen geliri toplamaktansorumlu oldugu bir dagihm sistemi olustu. Bu sistem, yapunaligin geli§tig'i ye Anado-lu'nun yerli yapimcihk agsmdan temel amortisman alaruru olu§turdugu yillarda, BOlgei§letmeleri sisteminin zemini olu§turmaktachr.

Ancak ta§ra §ubelerini, zeminini olusturmii§ olduklan BOlge i§letmeleri ile vine dekan§tirmamak gerekir. Buradaki sorumlular elde edilen gelirin bir lasmina haksiz yol-lardan el koymayi (11) ya da kimi Anadolu salonlanru satin alarak, dagiturundan sorum-lu olduklan filrnlerin gOsteriminden kar etmeyi akil ettilerse de, Istanbul'daki biiyiik §ir-ketlere meydan okumalan miimkiin degildi. Ciinkii ister yerli, ister yabana olsun, filmarzi agisindan tiimilyle bu bilyiik §irketlere baghydilar. cok sayidä salonlan bile olsa,bunlari i§letmek icin ihtiyac duyduklan filmleri ister istemez, bu buyuk §irketlerden te-min etmek zorundaydilar. Bu nedenle yerli yapunaligin giiclenmeye ba§ladig11950'ler-den Once Anadolu'da ortaya gkan bu yeni tiiccarbann, istanbul'dalci §irketlere meydan

Page 194: Türk Sineması Notları - 3

40 I Nm 2003/01

ithal filmlerin altematifi olabilecek filmier hretmeye basladtlar. Anadolu bOlgelerindekiisletmecilerin avantajt, bu yeni yap= sirketlerinin iyi bir dagthm Orghth kurabilecek yada sadece kendi filmlerinin satin almmasmi saglayacak giicte olmamalan olmustur. Oteyandan daha once tasra subeleri Orghtiinii olu§turmus olan koklii sirketler, bir yandanithalattan ye Istanbul'daki salonlanndan vazgegmeyip, Ote yandan yaptinctligt davermeye basladiklarindan; diger yandan ise hem yaptmalik, hem de dagihm ve g6s-terim alanmda tekel olmalannt Onlei+1 sermaye yetersizligi cekip Ushine hstliik canlibir rekabetle karstlashklanndan, sektOrii kendi cikarlan dogrultusunda yaptlandirama-mislardir. Bu baglamda cok sayida yap= sirketi ye film arasindan segim yapabilecek,Ote yandan gecmisten kalan dagthm iliskileri sayesinde bOlgelerdeki salonlar iizerindehakimiyet kurabilecek yeni bir iktisadi gag dogmustur (12). Bu guclu kisiler ise &Ageisletmecileri olarak bilinmektedir (Abisel, 1994a: 99).

V. Yerli Sinemaciligm Batih Sinema SanayilerininGeliOmiyle ili§kisiYukarida da sOzii edildigi gibi, dagthma—ithalatv firmalann is pazan bayuk 610-

de denetlemelerine karstlik, bu ghcleri yabanci sirketlerle olan bayilik ilislcilerine dayan-maktaydt. Pathe sinemasmin acilmastyla yerlesik sinema dOnemine gecilmesi Ornegi, bubagimliligi somutlashrmak icin verilmisti daha once. Ozellikle 1930'lu yillardan itibarenpazann bOyilmesi ve dagituncilarin giiclenmesine karsihk, yabanci endiistrilerdeki ge-lismeler izlenrnek zorunda kalinmistin Bu baglamda ilk seslendirme stildyolaniun acilt§1iyi bir Omek olusturmaktadir. Batt da sesli filme gecilmesiyle birlikte, yerli sinemactlarda bu degisime ayak uydurmak zorunda kaIrruslardir. Bir yandan salonlann donammtsesli film gasterimine uygun olacak bicimde yenilenirken, seslendirme studyolan kurmaihtiyao da dogmu§tur. Yenilige uyum saglamamak cisiinillemezdi, yapt-Ian sirketlerin ktsa silrede tumuyle sesli film iiretimine gececekleri beklenebilecek bir ge-lismeydi. Bu yenilenmeye uyum saglamak iizere Tiirkiye'deki ilk film shidyosu 1932'dekuruldu (Akcura, 1995: 59-60). Bunu 1937'de, cok saytda ithalatct firmanin ortakligmdakurulan Marmara Film Stalyosu izledi (Akcura, 1995: 25).

Ne var ki, film yapirnaltgina da uygun olan bu studyolann varligina kar ihk, yerli.film sayismda bir degisim olmamistir. Bu studyolann tek sayilan yilda 200'h bu-Ian ithal filmlerin Tiirkce dublajtru yapmak olmustur (Akcura, 1995: 25). Bu ise sermayedengesinin yapimolik aleyhinde isleyen hassashgmt gOstermekle kalmayip, zorunluolarak tercih edilmesi gerekenin yabanci endfistrilerdeki degisimlere uyum saglamakoldugunu gOstermektedir.

SonucTiirkiye'de sinema sektOrilniin gelisiminin ve dolayistyla da yerli yapunciligm

alubetinin, önemli olcude uluslararasi film pazarma eklemlenme bicimi ire baglantilioldugu sOylenebilir. Yerli yapimoligin uzun yillar Oda kalismt, devletin ilgisizligineya da irrasyonel sinemaclann mevcudiyetine, hatta tek kisilik tekellere baglamak bucercevede yetersiz aciklamalar olarak gOriinmektedir. Yerli yapimoligm gerianla ma ve act klama cabastrun en Onemli dayanagt, Turkiye'de sinemanin iktisadi bir alanolarak kurulmasinda temel bir rol oynayan batth sinema sanayilerin etkinligini ye yerlisinemaalann gkar ve ilgilerirti yOnlendirme gucunu gOz Oniinde tutmakhr.

Turkiye'de sinemanin iktisadi bir alan olarak kurulmast, cogu tekel gildindekibahli sirketlerin yeni pazarlara Klima arzusunun sonucunda gerceklesmistir. Bu durumsozgelimi emperyalizm temelli cOzOmlemeleri 1990'lardan degil, 1890'lardan baslatmayigerektirmektedir. Thrk sinemasirun baslangiciru, aline kamera alan ilk Turku kilometretasi alarak ya da o sene "yerli malt" filmin cekilip cekilmedigine bakarak degerlendirdi-gimiz shrece; "kaytp" diye niteledigimiz ye bu yuzden cOzihnlemeye dahi deger bulma-

Mis 200/01 I 41

cliguniz bir dtinemde gercek etkileri olan kurumsalla§mts bir sinema pazanrunkaviarnadan kalmts oluruz.

Bu ilksel sektOrel isleyis, Yesilcam'm hakim oldugu dOnemde dahi silinmemi§,yerli yapimlara dayah ticaretle atbast gitmistir. Dahast, 1990'11 yfflan anlamak icin asilgereksinim duydugumuz sey, Yesilcam Oncesini kavramaktir. Giinumuzun sinemasektOriine daha dikkatli baluldiginda, onun Ye§ilcam—dOneminden col( Yesilcarn—OncesidOrteminin Ozelliklerini arz ettigini gOrebiliriz. Evrimci tarzimizdan olsa gerek,ulusal kalkinmaciligm iflas bayragmi cektigi son 25-30 yilda ashnda Yesilcam—Oncesinegeri dtinmii§ oldugumuzu giiremiyoruz.

Notlar:Bu difinemsellestirme kuskusuz cok kaba ve yOzeySeldir. Amaa, sektifirde uzun yillar agirliguu koruyan

ye 1117 anlamda tarihsel siirecte One Akan iki "isleyire vurgu yapmak: 1.) tthalatp—isletrneci firmalaradayah illeyi8 ye 2.) yerli firiinlerin pazarlanrnasma dayall iileyii.Daha yalundan bakildiginda, en az iki däneme daha yer vermek gerekir. Ilki, yukanda atulan iki dOnemibirbirine baglayan bir gecil dOnemidir. Yesilcarn denen oluluma nasil gecildigi, yani ithalata—isletmecisistemderi yerli iiretim odakh sisteme gecisi olanakh Man kosullann 1930 ve 40'11 yillar boyunca nasil"ekildigi", hala aakliga kavusturulamarmstir. Mevcut calismalarda geci§ donemine iliskin aaklamalariktisadi nedenlere dayanmaktan colt, yerii sinemaa ve oyunculann sahneye cikmasi ya da eskilerin tasfi-ye olmast bazmda ere ahnmaktadir (bkz: OzOn, 1962 ve 1968).tkincisi ise 70'li yillann sonlanndan 1990'11 yillarin ilk yansuu dek uzanan ikinci bir geci4 dOnemidir. BudOnemde Yesilcam'i ayakta tutan i8leyia bkanmaya baslamis ve sonucta tasfiye olup yeniden ithalatp—is-letmeci sirketler egemenligindeki bir gästerim sinemasma geri dOniilmii§thr ki, gunumiizde bu isleyisinsektOrde hakimiyetini tiimilyle kurmu§ oldugunu sOyleyebiliriz.

Traquina'run (1994: 300-1). sundugu sayilara gore, Portekiz'de —Tiirkiye'de yallak film iiretiminin 189 ve164 oldugu (Ozglic, 1988: 56 ve 62)— 1974 ve 1976 yillarinda hic film iiretilememistir. 1920'lerden itibarenPortekiz'de yilda 10 filmlik bir ortalamarun sOz konusu oldugu (Scognamillo, 1997: 112),burada Tiirkiye'clekine benzer bir a tam dOneminin hic yasanmadigi gOrtiliir. Ote yandan, cogu Afrikaulkesinde film iiretimi ancak 1970 ve 80'lerde ba§layabilmi§tir. Zimbabwe'de ise tamamen yerli olan ilkyapun (lit, Michael Raueburn), 1991'de gerceklestirilebilmistir (Scognamillo, 1997: 143).Bu Ornekler, kallunrna ve geli.smenin evrensel ve kagnilmaz bir surec olmadigiru, bunun cok sardaetkenle iligkili olan bir durum oldugunu gOstermektedir. Ic pazann kosullan, uluslararasi pazardakikonum gibi pek cok etken, farkli ulusal sinemalarm maceralanru cok degisik yOnlere itebilmektedir.Ornegin uzun zaman Ingiliz sOmilrgesi kalmil olan Hindistan, sOmOrgecisine oranla muazzam bir filmendiistrisi kurabilmistir. Mau icin de ayru seyi sbyleyebilmek miimkiin.

Ilk iviiisliiman—Tiirk Ozel yapimalar olarak da arulan Seden Kardealer (OzOn, 1968: 15), 1914'te ilk sine-malanru achktan sonra, 1918'de Sinema isleri 8irketrni kurarak, giderek bilyiiyen bir sinematar zincirirOnetirler. Seden Kardeslerin daha Cumhuriyet'in ilamndan once dolu film ithalatina baslachgi biliniyor(Akcura, 1995: 17). Seden Kardeslerin bir dOnem ortagi olan Muhsin Ertugrul, sirkete ait sinemalarda"Amerikan kovboy filmlerityle] Avrupa'nm o dOneminde gegerli olan ttalyan ve Fransiz dramlan"rungOsterildigini stiylemektedir (Ertugrurdan aktaran: Akcura, 1995: 23).

Sinemaahk ithal filmlerin gosterimine dayah baslachgmdan, yapunaligi diisiinmek ancak ikinci achmolabilirdi. Ne var ki, Muhsin Ertugrul'un amlannda anlatfigi gibi, yapunalik icin gerekli malzemeleri biraraya getirmek oldukca zordu: "Istanburda ne film yikayacak bir laboratuar, ne bir studyo, ne bir filmcekme makinesi, ne de bir basma makinesi, tek sozcukle, teknik arac adma hicbir sey bulunmamaktaydr.Seden'ler ilk filmlerirq cekmeye karar verdiklerinde, gerekli inalzemeleri bonmarlelerden saglamak zo-runda kalmislardir. Ancak ipekcilerlerin bonmarsesinden aldiklan kamera, parasi bir kac yilda taksitler-le Odenmek kosuluyla satin almabilmistir (Ertugradan aktaran: Akcura, 1995: 19). Film yapimaligi, buyiiksek maliyeti nedeniyle, elde tutulan ithalat ve dagitim ayncaliguu bile tehlikeye atacak bir ugrash.

Merkez Ordu Sinema Dairesi'nin Ayasofya'daki askeri milzede, Askeri Sinemast achnda kiiciikbir sinema salonu actigi bilinmektedir (OzOn: 1968: 45).

Cemil Filmer arulannda biraz da mizahi bir iislupla, Malul Gaziler Cemiyeti'nde caliairken kamera-manhgim iistlendigi Binnaz (Ahmet Fehim, 1919) filminin celtimlerindeki sikr mali kontrolii anla hr. Birsahnede senaryo geregi, bir vazonun aynaya firlatilarak lunlmasi gerekmektedir. Ne var ki, cemiyetingOrevlisi, hem ayna, hem vazo olmaz deyip, senaryoyu degistirtir. Y6netmen Ahmet Fehim, cam vazo

Page 195: Türk Sineması Notları - 3

42

yerine topralc testi kullatulmasuu ve testinin aynaya fulahlmak yerine, pencereden di§anya atilmastruOnerir. Ancak gorevli, bunu yeterli g8rmeyip, dekorun gerisinde hrlatilan testiyi tutacak birisinin bulun-masmi ister.

Abisel, 1928-38 cliinemi ipn ayru sonuca vannaktadir (1994b: 64).Turk sinema tarihi yanminin en kiikle§rni§ yargilanndan bir tanesi, Muhsin Ertugrul'un tekel kunnul

oldugu (bzOn, 1962: 12-3; 1964: 117; 1968: 17) yOniindedir. 1922-1939 yillan aiastnda cukilen neredeysehim filmleri yOnetmt§ °Imam bu yargi kin uygun bir zemin sunmaktadir. Bizzat OzOn'iln ele§tin artlayi-§trun 95zilmlemesine giri§en ban yazilarda bile, bu yargmm sorgulanmadan kullaruldtgi gOriihnektedir.Ornegin Sava§ Arslan, OzOn'iin stiylemini 4oziimledigi ve ele§tirdigi bir yazisma, "Muhsin Ertugrul'untek adam oldugu yillann arclutdan" sOzleriyle ballamaktadir (1997: 45).

Bu lubelerin ba§mda Ankara, Izmir, Samsun, Adana, Erzurum, Zonguldak ve Eskisehir gelmektedir.Bu konudaki bilgiler Osman Seden ve Memduh Un'den aluuni§hr (25.9.1997 taribli gOrii§me).Osman Seden'in ifadesi. Istanburdaki §irket merkezlerine bagh ohnalanna karlm, tube mildiirleri

sikca kart diisiik gósterip, zimmetlerine para gecirmekteycliler (25.9.1997 tarihlt gOrii§me).En Onemli ta§ra §ubeleri, daha sonra BOlge i§letmesi de olmu§tur. (kar§da§tinnu.: Dipnot 9 ve Abisel,

1994a: 100).

Kaynaklar:

Abisel N. (1994a) "Turk Sinemasinda Film Yapurit Uzerine Natlk", Tiirk Sinemasi Uzerine Yazilar, An-kara: Imge, s. 97-124.Abisel N. (199412) "1928-1938 Diinemi Tiirkiye'sinde Sinema Uzerine 'Dil§iinceler'", Tiirk Sinemasi Uze-rine Yazilar, Ankara: imge, s. 9-68.

• Abisel N. (1989) Sessiz Sinema, Ankara: Ankara Universitesi BYYO. •Akcura G. (1995) Aile Boyu Sinema, Istanbul: Yap' Kredi.Ahmad A. (1996) Ittihatgliktan Kemalizme, Istanbul: Kaynak.Arslan S. (1997) "Popiiler Yelilcam Filmlerinin Eleltirilmesinde Bir Sanat Sinemasi Sbyleminin Olu§u-mu", 25. Kare, Say' 20, s. 45-53.BaeChlin P. (1975) Der Film Als Ware, Frankfurt: Fischer-Athenaeum.Evreri B. (1995) Sinemayi Tiirkiye'ye Getiren Adam: Sigmund Weinberg, Istanbul: Milliyet.Filmer C. (1983) Hatiralar, Istanbul: Emek Matbaaabk veGOkmen M. (1991) Eski Istanbul Sinemalari, Istanbul: IstanbulOskay. O. (1996) "Sirtemanm Yilziincii Yilmda Turk Sinemasinda Entellektiiellik Tartilmasi", Turk Sine-mast Uzerine Dii§iinceler (der. M. Dinsur), Ankara: Doruk, s. 93-109.Ozon N. (1995) KaragOzden Sinemaya (2 cilt), Ankara: Kitle.Ozon N. (1983) "Tiirk Sinemast", Cumhuriyet DOnemi Tiirkiye Ansiklopedisi (Cilt 7), Istanbul:s. 1878-1905. •OzOn N. (1968) Tiirk Sinemasi Kronolojisi 1895-1966, Ankara: Bilgi.Ozon N. (1964) Sinema El Kitabi, Istanbul: Elif.Ozon N. (1962) Tiirk Sinemasi Tarihi, Istanbul: Artist.Pamuk $. (1994) Osmanli Ekonomisinde Batimblik ve Bilyiime 1820-1913, Istanbul: Tarih Vakh.Scognamillo G. (1997) Diinya Sinema Sanayii. Istanbul: Timal.Scognamillo G. (1987) Turk Sinema Tarihi (1. cilt), Istanbul: Metis.Toprak Z. (1995a) Milli Iktisat-Milli Burjuvazi, Istanbul: Tarih Vakfi.Toprak Z. (19956) Ittihat-Terakki ve Devletcilik, Istanbul: Tarih Vakfi.Traquina N. (1994) "Portuguese Cinema: In the Doldrums of Neglect", European Journal of Communica-tion, Say' 9, s. 291-309.

am 21103/91

Toplumsal Gercekci Dogru:1950'lerin Sinema Ortami

Ash Daldal

Giri§Dirk sinemasinda "Toplumsal Gercekgilik" olaiak bilinen hareket, 1960 Darbesi-

nin yarathgi ozguriuksii ortamda yesermi§ ve 1965 sonrasina kadar sinema gevrelerindebuyuk yankilar yapintshr. Aktmm "merkezinde" on temel filmi saymak miimkiindilr:Metin Erksan'dan Gecelerin Otesi (1960), Yilanlarin Oa (1962), Susuz Yaz (1963) ve SuclularAramizda (1964); Halit Refig'den ehirdeki Yabanct (1963), Gurbet KuOart (1964), Harem'deDdrt Kadin (1965); Ertem GOreglen Otobits Yolculari (1961), Karanlikta Uyananlar (1965) yeDuygu Sagiroglu'ndan Bitmeyen Yol (1965). Bu yazirurt amaci daha once GOriintii ve YeniInsan Yeni Sinema dergilerinde oldukca detaylt bigimde i§lenen "Toplumsal Gergekgi"hareketin biraz ihmal edilmi§ bir boyutuna, 1950'lerden gelen "mirasma" isik tutmakhr

19501erin Sinema OrtamiKemalist kadrolarm Curnhuriyet'in kurulu§ yillan ve sonrasmda sinemaya ye-

terince Onem vermemi§ olduklan sinema tarihcileri tarafindan sik sik vurgulanan birolgudur. Gergekten de Almanya ya da Rusya ile kiyaslandiginda sinemadan (Orneginbir propaganda araci olarak) Cumhuriyet ku§agirun yeterince yararlandigt sOylenemez.Bu. durum Tiirkiye'de saglam bir sinema endustrisinin temellerinin ahlmasint gecik-tirmi, uzun yillar siiren Muhsin Ertugrul'un tiyatro kokenli egemenligi de gergek birsinema dili olusmasma pek firsat vennemistir. Baha Gelenbevi, Faruk Kenc ve OrhanAnbumu'nun onemli gabalanna ragmen, 1940'lara geldigimizde Muhsin Ertugrul'untiyatro merkezli sinema galismalannin gene yOnetmenlere tiyatrodan farkli bir sinemagelenegi micas birakhgi sOylenemez. Sava§ yillarmda durum daha da kOtillesir ve ikincistmf Hollywood filmleriyle, "cogu okuma yazma bilmeyen Misir halkini uyusturmak veen kesin bilingsizlik halinde tutmak"(1) islevini yiiklenmis Misir melodramlan salonlandoldurur.

Devlet desteginden yoksun, olumsuz sartlar icerisinde otuz ytltrtt harcayan Tiirksinema enclOstrisinin "tarihi", 1940'lann sonlanna dogru Ozel bir vergi indirimi ile bir-denbire degisir. Belediye Eglence Resmi (BER) olarak bilinen belediye vergisinde, Turkfilmlerini desteklemek amacyla bilyilk indirimlere gidilir. Bu degi§iklik, 1950'lerin de-gi§en ekonomi politikalanyla birle§ince zamanla gercek bir film patlamasma antis& yebu da endiistri icerisinde cok fazla sayida sinemacimn film yapmasim saglar. Bu sinema-cilar arasindan elbetteki sinema dili uzerinde galisma yapmak isteyen birkag "hevesli"de gikar.

1950-60 arasindaki on yak clOrtem, Turk oplumsal gergekgiligi igin buyuk Onemtasir. 1948-59 arasmda Turk ulusal sinemast icin saglam temeller ahlmaya baslarur. Ucuzmelodramlar ye tiyatro oyunlan disinda bir sinema kavrami ilk defa bu yillarda olusur.Bu dOnemde yasanan buyuk gelimeler igerisinde ilg unsur sonraki yillarda toplumsalgercekci bir sinema hareketinin ortaya saglayacak altyapmm kurulmasidan Ozellikle Onemlidir:

a) Ye§ilgam olarak bildigimiz yeni bir sinema endilstrisinin ortaya cikmasi ye boy-lelikle film ye sinema salonu sayismda buyuk arhslar olmasi,

43fAm 2003/01