479
REÇNiK - SÖZLÜK - Pечник Pomakça- Türkçe sözlük Pomakça kelime: Türkçe anlamı Türkçe-Pomakça sözlük Türkçe kelime: Pomakça anlamı E. KiTAP YAYINLARI

TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

REÇNiK - SÖZLÜK - Pечник

Pomakça- Türkçe sözlük Pomakça kelime: Türkçe anlamı

Türkçe-Pomakça sözlük Türkçe kelime: Pomakça anlamı

E. KiTAP YAYINLARI

Page 2: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

A a bre!: a bre ! () “a bre yunaçe, ludo i mlado: ey bre yiğidim, deli ve genç” aba: abà, aboa (aba) / abacı: abajîye (e), abajiyka (d), abajii (ç) (abadjiya) abartmak: pinka sa (preuveliçavam) abdest: abdés, aptés (aptes) abdetslik: aptezlik (mivka, umivalnik) “lavabo” abe: abe ! (abe !) abla 1: àbla, àba (kàka) abla 2: bùla (kàka) ablacığım: bulko, àblo () acaba 1: àjeba () acaba 2: al, ali, dalî (dali) acaba 3: nimè (nima) “nimé li?: acaba mı?” acaip: ajeyîp (stranen, strahotno) acele 1: bırje, bırjko (bırzo, bırziçko) acele 2: ajelé (bırzo, bırzina) acele etmek 1: borjem, boarcem (bırzam) “hızlı hareket etmek” acele etmek 2: bobotkam sa: (vturvam se) acele etmek 3: puboarjem ( pobırzam, pobırzam) aceleci 1: dostuyan (pribırzan)

Page 3: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aceleci 2: priboarzan (pribırzan) acemi: acemîye (e), acemiyka (d) (adjemiya – adjemiyka / neopiten, novak) acemilik: acamalık (neopitnost) aceminin, acemiye ait, acemi (şeyi): acemiyski, -a, -u (acemiyski, -a, -o) “acemi işi: acemiyska rabuta” acı 1: lût, lûta, lûtu (lyut, zıl, izbuhliv, ostır) “sert, keskin, şiddetli” acı 2: aji, ajîye (1.lyut, gorçif, 2.bolka, mıka) acı 3: gurçif, gurçiva, gurçivu / garçíf, garçelivo (gorçiv, gorçiva, gorçivo) acı 4: parlif, parlîva, parlîvu (parliv, parliva, parlivo) “yakıcı” acı biber 1: lùta çuşka (lyuta çuşka) acı biber 2: lûta piperka (lyut piper) acı çektirmek: celatovam (mıka, izmıçvam, tormozya) acı gelmek: gurça (gorça) acı haber: jalni haber (gorçiv novini) acı vermek: razpukvam (razpukvam) acıklı: nabulél, -a, -u / nabuleal, -a, -u (nabolyal, -a, -o) acıkmak: uglanneyèm, uglanne (ogladnyavam, ogladneya) acımak 1: jalem () acımak 2: mile (mileya) acımasız: imansızin (jestok) acil: tumnalo (speşno) aç gözlü 1: bikaran, -a, -u (lakom) aç gözlü 2: ninasîtan, ninasitna, ninasitnu (nenasiten, nenasitna, nenasitno)

Page 4: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aç gözlüce: ninasitnu (nenasitno) aç!: otvuri (otvori) “kapıyı aç!” aç: gladan, gladna, gladnu (gladen, gladna, gladno) “acıkmış” açgözlü 1: durmil (lakomnik) açgözlü 2: lakomat (lakom) açgözlü 3: pırdotin, pırdot ( lakomnik) açgözlülük: ştarvalok (lakomstvo) açgözlülükle: yaşten (lakom) açığa çıkarılmış: utolçan, utolçen / utolıçan, utolıçen (izvaden na pokaz) açığa çıkarmak: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) açığa çıkmış: izyasnil (obyasnil) açığa vurmak: napişkvam () açık 1: açik (otvoren, yasen) açık 2: utvòran, utvòrena, utvòrenu (otvoreno) açık 3: toçan, toçna, toçnu (toçen, toçna, toçno) açık 4: utvoren, atvóren (otvoren) açık değil: niyàsen, niyasna, niyasnu (neyasen, neyasna, neyasno) “kapalı” açık giyinmiş: golintar (oskıdno obleçena) açık: utvoren, -a, -u (otvoren, -a, -o) “açılmış” açıkça 1: nayasnu (nayasno) açıkça 2: yasnu (yasno) açıkgöz 1: açigôz, açigôs, oçigôz (otrakan) açıkgöz 2: çvırst, tsvırst (çevrıst) açıkgöz 3: hitar, hitra, hitru (hitır, hitra, -o) açıkgöz 4: opulen (buden)

Page 5: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

açıklamak 1: izyasnem, izyasna (obyasnyavam, razyasnyavam) açıklamak 2: poyasnèyem, poyasnè (poyasnyavam, poyasnya) açıklamak 3: razkriyem, razkriye (razkrivam, razkriya) açıklamak 4: skitasvam (zabelyazvam) açıklamak 5: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) açıklanan: naroçen (obyaven) açıklanmış: izyasnil (obyasnil) açıklık 1: açiklık, açiklok, açikloak (otkritost) açıklık 2: polyana (polyana) açılmak 1: raztvarem (raztvaryam) açılmak 2: otvorem sa, otvore sa (otvaryam se, otvore sa) açılmak 3: razkriyem sa, razkriye sa (razkrivam se, razkriya se) açılmak 4: razvivam sa, razviye sa (razvivam se, razviya se) açılmış: razvitu (razvit, razvita, razvito) açlık çekmek: adglanâvom (bt) açlık: glad (glad) açlıktan: utglàdi (otgladi) açmak 1: utpùşem, utpùşe (otpuşvam, otpuşa) “tıkalı bir şeyi açmak” açmak 2: otvòrem, otvore (otvaryam, otvore) açmak 3: razkriyem, razkriye (razkrivam, razkriya) açmak 4: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) açmak 5: utvàrem, utvòre (otvaryam, otvorya) ad 1: zuva () “kak ti guzuvaş: nasıl denirsin / adın nedir?”

Page 6: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ad 2: yüme, yûme (ime) adak: adàk (obet, kletva) adalet: adalét (pravosıdie) adam 1: çileak, çilék, çûlâk, çilyak, çulyak (çovek) adam 2: adàm (mıj) adam 3: moaş, màş, maj, majoa, majé (ç) (mıj, mıja, mıje (ç)) adama benzemek: vçiléçil / vçileaçil, vçilyaçil adamak 1: adadisvam, adadîsa (posveştavam, otdavam) adamak 2: obrekla (obriçam) adamakıllı: hubavu (hubavo) adamcağız: çiléçişta () adamlık: adamlık, adamlok, adamloak (çestnost) adaş: adàş (sıimennik) Adem! ”hitap şekli”: Démo! () Adem: (öa) Adém, Adéma, Déma, Demya adet 1: hadét (navik) “alışkanlık, huy” adet 2: adét (broy) “tane” adet 3: broy (broy) “tane” âdet 4: adét (obiçay) “gelenek adım 1: kraçka (kraçka) adım 2: stoapka, ıstoapka (stıpka) adım atmak 1: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) adım atmak 2: pristoapam, pristoape (pristıpvam, pristıpya) adım atmak: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) adımlamak 1 : kraçe (kraça) adımlamak 2: kràkam, kraka (kraça)

Page 7: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

adi 1: adî, adîye (loş) “kötü” adi 2: adî, adîye (obiknoven) “sıradan” Adil: Adîl, Adîla (öa) Adile! “hitap şekli”: Adlino! () Adile: öa Adlina, Adilina, Delya, Dele, Lôna, Leyka (öa) Adilecik: (öa) Adilinka adlandırılmak: narèçem sa, narekà sa (nariçam se, nareka se) adlandırmak: narèçem, narekà (nariçam, nareka): Adramanların konağı: Adramanovo konaçe adres: adrés (adres) aferin: àfferim (bravo) affetmek 1: af pravem (izvinyavam, proştavam) affetmek 2: proştavam (proştavam) affetmez: neproştat (neproştat) afili: afiliye (e), afilinka (d) (pokazen) ağa: aga (aga) ağabey 1: adya (batko) ağabey 2: àgo, àga, age (bate, batko) ağabeyi: àgutu (agoto) “onun abisi” ağabeyinin: agusku (agosko) “abisinin” ağaç tepesi: varşina (vırşina) ağaç: darva, darvu, darvi (ç) / doarvu, doarva, doarvi / dórvo (bt) (dırvo) ağaçkakan: detel (kılvaç) ağalık: agalok (agalık) ağıl 1: agol, agoal (koşara) ağıl 2: vırv ()

Page 8: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ağıl kapısı: paratil (vrata na koşara) ağır ağır: agale-agale (poleka-leka, po bavno) ağır şekilde 2: pritıjno (tıjno) ağır şekilde 1: töaşku (mıçno, tejko) “zor” ağır 1: tôşak (e), töaşka (d), töaşku (n), töaşki (ç) / teşka, teşku (tejık, tejka, tejko) ağır çeyizler: töaşki spapove () ağır hasta: töaşka bolna, tejka bolna (tejka bolna) ağır hastalık: tejak bolest, (tejık bolest) ağırlaşmak 1: tejè, töaje (teja) ağırbaşlı: tiruzan (trezven) ağırca: tôşko, teşku, töaşku (tejko) “ağır şekilde” ağırlaşmak 2: töagna, tègna (tegna) “ağırlık yapmak” ağırlığında olmak 1: töagna, tègna (tegna) ağırlığında olmak 2: tejè, töaje (teja) ağırlık 1: agarlok, agarloak “başlık parası” ağırlık 2: töaglu, töagli (ç) (teglo) ağıt yakmak: roadem sa, roada () ağıt: roada () ağız 1: glasina () ağız 2: ustà (usta) ağız 3: ustinki (usta, ustin) ağız sütü: séra, syera, syara (kolastra) “ilk süt” ağıza ait, ağzın, ağız (şeyi): usten, ustna, -u (usten, ustna, -o) ağlama: plaç (plaç) ağlamak 1: sirîka, tsirîka (plaçe) “haykırarak ağlamak”

Page 9: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ağlamak 2: zaplàkam, zaplàçe (zaplakvam, zaplaça) “ağlamaya başlamak” ağlamak 3: naplàkam sa, naplàçe sa (naplakvam se, naplaça se) “çok ağlamak” ağlamak 4: hlônzam (plaça) ağlamak 5: pazaplaka, pozaplaka ağlamak 6: pláçem (plaça) ağlamak 7: plàkam, plàçe (plakvam, plaça) ağlamak 8: razplàkam sa, razplaçe sa (razplakvam se, razplaça se) “ağlamaya başlamak” ağlamak 9: tsirika, sirika (plaçe) ağlamaya başlamak: priplàkam, priplàça (priplakvam, priplaça) ağlamış: razplàkanu (razplakan, razplakana, razplakano) ağlaşmak 1: uplàkam, uplàçe, da uplakva (oplakvam, oplaka) ağlaşmak 2: priplàkam, priplàça (priplakvam, priplaça) ağlatmak 1: nagudi da plaçe () ağlatmak 2: razplàkam, razplaçe (razplakvam, razplaça) ağlayarak: plaçeşti, plaçeştim (plaçeyki) ağlayası gelmek: priplakva mi se, pri plaçe mi se (priplakva mi se, pri plaçe mi se) ağrı: bólka (bolka) ağrımak 1: buliye sa, bulé sa (bolya se) ağrımak 2: gorçé sa () “bir yeri ağrımak” ağrımaya başlamak: zabulî ma (zaboli me) ağrımış: nabulél, -a, -u / nabuleal, -a, -u (nabolyal, -a, -o) “biraz ağrımış”

Page 10: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ağustos 1: avastos (avgust) ağustos 2: yegus (avgust) ağustos böceği: jurkal () ağzı acılaşmak: prilûtèva mi, prilûteye mi (prilyutyava mi, prilyutee mi) ağzı sulanmak: şleva (ligavya) ağzı yanmak: prilûtèva mi, prilûteye mi (prilyutyava mi, prilyutee mi) ağzında gevelemek: zagagulvam (prikrivam, potulvam) ağzını açmak: zînvam (otvaryam usta, zyapvam) ağzının suyu akmak: levuzya se (ligavya se) ağzının tadını bilen 1: sladkustnik (koyto obiça sladko) ağzının tadını bilen 2: ştarnik, ştırnik (lakomets) ağzının tadını bilme: ştarvalok (lakomstvo) ah !: ah ! (ah !) ah ile vah ile: ohna i vahna () ah vah ile: sas ahne i vahne (s ahna i vahna) ah zavallı!: ohléle, olele () ahali 1: ahalîye (naselenie) ahali 2: sodnitsi (jiteli) ahbap: ahpap, ahpàpin / abàp, apàpin (priyatel) ahçının, ahçıya ait, ahçı şeyi: ahçiyski, -a, -u (ahçiyski, -a, -o) ahır 1: ahır, ahor, ahoar, ahore(ç) (obor) ahır 2: hlev, hlevove (ç) (obor) ahır 3: leav (obor) ahır 4: podnik, ponik (obor) ahır 5: vıgır (obor)

Page 11: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ahır 6: yasla, yeasla (obor) ahiret: ahrét (zadgroben jivot) ahlak: ahlék, ahleak (moral) ahlaklı: ahleklı (moralen) ahlaksız 1: ahleksız, ahleksızin (nemoralen) ahlaksız 2: brizperde () ahlaksızlık 1: ahleksızlık (nemoralnost) ahlaksızlık 2: ruspajilok (razvrat) ahmak: ahmàk, ahmatsi (ç) (glupak) Ahmet: (öa) Ahmét, Amét, Amo /“hitap şekli”: Ahmetû! (Ahmetyu Ahmet’in karısı: Ametvisa, Ahmetvitsa Ahmetlerin kapıları: Ahmedovi portitsi ahren 1: ahrentişta, ahrenişte (ahryantişta, pomaçişta) “pomak” ahren 2: ahren, ahrenin (e), ahrenka (d), ahréni (ç) (ahryani) ahren kıyafeti: ahrenska ruba (ahryanska ruba) “Pomak kıyafeti” ahrenler: ahrenkove, ahrenkuve (ç) “Ahriyanlar, Pomaklar” ahretlik: aratlık, aretlık (aratlık, priyatel) ahşap 1: dórvo (bt) ahşap 2: ahşàp, ahşeap (dırven) ahşap çit: tàraba (dırvena ograda, stobor) ahşap kızak: çinçe (dırvena şeyna) ahşap kova 1: kablitsa (vedro) ahşap kova 2: posnik (dırvena kofa)

Page 12: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ahşap kulübe: koaşli, kışli () ahşap su teknesi: bakal, bakıl, bıkıl (dırvena bıklitsa) ahşap süt kovası: vedritsa () ahşap tekne: çotra (bıklitsa, ploska) ahtapot: supo (sepiya, oktopod) aile: aylé, ayile (semeystvo) ak cami: beliçkana camiya ak rüzgar: belveter, belen veter (byalen vetrets) akarsu: rèka, (ç) rekà (rekà) akciğer hastalığı: deliponta () akıcı: tèçen, teçna, teçnu (teçen, teçne, teçno) akıl 1: akıl, akoal (um) akıl 2: patro (um) akıl 3: um, yum (um) akıl hastanesi: ludnitsa, ludnisa (ludnitsa) akıllı: akalliye (e), akalliyka (d), akallîyi (ç) (umen, umnik, hiterts) akılsız: brizakoal (bezumen) akın etmek: priduhòdam, pridoyda (pridohajdam, pridoyda) akıntı 1: çiçurka (teçenie) akıntı 2: stoarnu (struya) akıntı 3: teçenye (teçenie) akıtma: marunika, marudnik, marudnitsi (ç) (rodopska palaçinka) akıtmak: izlivam, izleye (izlivam, izleya) akla gelmek: sètam sa, sète sa (seştam se, setya se)

Page 13: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aklı karışmak: sletlah se (zabavih se, zamotah se, obırkah se) aklına gelmek: pripomnem si, pripomne si (pripomnyam si, pripomnya si) aklına getirmek: pripomnem, pripomne (pripomnyam, pripomnya) aklına uymak: uydisvam, uydisam (uydisvam, uydisam) aklını kaybetmiş: alehulô (zagubenyak) akım: kàpene (kapene) akmak 1: çüçüre (çuçurya) “hafifçe akmak” akmak 2: çiçurkam (teçe) akmak 3: istiçam sa, isteka sa (stiçam se, steka se) akmak 4: iztîça (iztiçam, izteka) akmak 5: natiçam, nateka (natiçam, nateka) akmak 6: teka, teçe (teka) akmak 7: tekna (tekna) akordion: lakardiya (akordeon) akraba 1: akrabà, akraboa, akrabi (ç) (rodnina) akraba 2: rodnina, runnina (rodnina) akraba 3: svat, svatove (ç) () akraba 4: voatreşni, voatreşnik () akraba olan: voatreşnu, vatreşnu (vıtreşno) akraba olmak 1: mismerunnina () akraba olmak 2: rudeye sa (rodeya se) akran: akran, akranin, akrani (ç) (raven, priyateli) aksamak: nakutsvam, nakusam (nakutsvam) “topallamak” aksan: zuveye (aksent) “konuşma tarzı, deyiş biçimi”

Page 14: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aksırmak: priha (prihvam) aksi herif: ingélin (tvırdo glav, kelyav çovek) aksi takdirde: inak (inak) aksi: aksîye (e), aksiyka (d), aksii (ç) (nerven, obraten) “öfkeli, huysuz” akşam 1: akşám, akşeam, ahşeam, aşeam, aşam, aşém (veçer) akşam 2: véçer (veçer) akşam 2: naştes (veçer) akşam namazı: akşéman namaz () akşam vakti: du vèçera (do veçera) akşam yemeği 1: micô (veçerya) akşam yemeği 2: véçere () akşama ait, akşamın, akşam (şeyi): privèçeroan, priveçerna, priveçernu (priveçeren, priveçerna, priveçerno) akşama doğru: du vèçera (do veçera) akşamdan: utvèçer (otveçer) dün akşam: snoşta, snoşti (snoşti) akşamki 1: snoşniçka () akşamki 1: veçernu () akşamleyin 1: çaska, çasko, çeska (doveçera, priveçer) akşamleyin 2: akşamlayin, akşeamlayin, akşémlen, aşémlen, aşeamlen, aşemlan, aşemlay (prez veçerta) akşamleyin 3: (prez noştta, prez veçerta) akşamleyin 4: po tura, po tora, tora, potura, patura (doveçera) “trak kökenli kelime” akşamleyin 5: veçeroan ()

Page 15: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

akşamüstü: privèçer (priveçer) aktar: aktar, aktàrin (e), aktarka (d), aktare (ç) (bilkar) “baharatçı” aktarmak: prikaçem sa, prikaçe sa (prekaçvam se, prekaça se) al ! : zöam, zimay, fzimay “almaktan emir” al fes: alen fes, fesçe aleno (alen fes) “kırmızı fes” al renkli 1: àlen (alen, çerven) al renkli 2: aleno al renkli kuşak: aleno poyas (aleno poyas) “kırmızı kuşak” al renkli kuşakçık: aleno poyasçe (aleno poyasçe) alabalık: pastarva (pastırva) alaca: alacà, alacoa, alacea / alaja, alajoa, alajea (pıstır, şaren) alacalamak 1: naşàrem, naşàre (naşarvam, naşarya) alacalamak 2: şàre, şarya (şarya) alacalanmak: şàreneyè sa (şareneya se) alacalı 1: şàren, -a, -u, ç: şàreni (şaren, -a, -o) “alaca renkli” alacalı 2: postar (şaren) alacalı-yazılı: şeran-pisan () alaka: alekà, alekoa (vrızka, otnoşenie) alakadar: alekadar (svırzan) alakarga kuşu: derogızitsa, derogazisa (soyka) alakasız: alekasız(bezotnoşenie) alamet: alâmét, alemiet (znak) alan 1: mâsto (bt) (myasto) alan 2: polyana (polyana)

Page 16: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

alay 1: alay (podigravka) “alay etme”: alay 2: alay () “asker alayı” alay edilmek: putsmivam sa, putsmiva sa () alay etmek 1: alay pràvem (podigravam se) alay etmek 2: ismeye sa (smeya se) “birine gülmek” alay etmek 3: podsmivam sa, pudsmivam sa (nadsmivam se) alay etmek 4: prismivam, prismeye (prismivam, prismeya) alay etmek 5: pudsmîvam sa, pusmeye sa (podsmivam se, podsmeya se) alay etmek 6: putsmivam, putsmiva () alaya almak 1: pudigrayem, pudigraye (podigravam, podigraya) alaya almak 2: usmîvam, usmeyè (osmivam, osmeya) alaycı gülümsemek 1: prismivam, prismeye (prismivam, prismeya) alaycı gülümsemek 2: pudsmîvam sa, pusmeye sa (podsmivam se, podsmeya se) alaycı: kaşmer (podigravka, gavra) alçacık: nisîçak, nisiçko (nisiçık) alçak 1: krıp, krıpa, krop, kroapu (kıs, kıso) “alçak boylu” alçak 2: alçeak, alçek (nisık) alçak 3: nîsku (nizık, nizka, nizko) alçak 4: nişe (bt) (nizık) alçak 5: svinok (nisık) alçak 6: şişék (nisık) alçak boylu: nîsak, nîska, nîsku (nisık, niska, nisko) alçak şekilde: nîsku (nizko)

Page 17: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

alçak: niz (niz) alçakgönüllü: poklonen (smiren) alçaktan: nisku (nisko) alçalmak: sapàdam, sapadna (spadam, spadna) alçı: alçi, alçiye (glis) aldanmak 1: izloagam sa, izloaja sa (izlıgvam se, izlıja se) aldanmak 2: girésavam, giryasavam (izmamya se) “birine kapılmak” aldatılmış: izmayutkal (podvel, izmamil) aldatma: kazık (izmama) aldatmak 1: izloagam, izloaja (izlıgvam, izlıja) aldatmak 2: izlôpatvam (izmamvam) aldatmak 3: priloagam, priloaja (prilıgvam, priloja) alem 1: além (svyat) alem 2: sveta (svyat) alet 1: alét, aleté (ç) (ured, aparat) alet 2: dûzen, ç; dûzenne (instrumenti) alet 3: kanduriçka (sıd) alet 4: tıdarok, tadarok () “tedarik kelimesinden” alev almak: plàmem, plamna (plamvam, plamna) alev: plàmen, plamin (plamen, plamık) Alevi: Alevîye () alevlemek: fujgam (plamvam) alevlendirmek 1: razgùrem, razguré (razgaryam, razgorya) alevlendirmek 2: razpàlem, razpàle (razpalvam, razpalya) alevlenmek 4: otatorka (izgorya) alevlenmek 1: plameneyè (plamenya)

Page 18: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

alevlenmek 2: razgùrem sa, razguré sa (razgaryam se, razgorya se) alevlenmek 3: razpàlem sa, razpàle sa (razpalvam se, razpalya se) aleyhine: sroaştu, sroştu (sreştu, otsreşta) “karşısında, muhalif” muhalif: sreşta (sreşta) “karşıt” alfabe: alfabé (azbuka) alıç bitkisi: blagun (glog) alıç meyvesi: galagunka (glog) alın: çèlu (çelo) alına ait: çèlen, çelna, -u (çelen, çelna, -o) alıngan: sarditku (sırditko) alıp götürmek 1: utkàram (otkarvam, otkaram) alıp götürmek 2: utvèyem, utvèye (otvyavam, otveya) alışık: alaşik (sviknal) alışkın: alaşkın (sviknal) alışmak: alaştisvam, alaştisam, alaştisva, alaştisa (svikvam, privikvam) alışmış: alaşmiş (sviknal) alıştırmak: priûçem, priûçe (priuçvam, priuça) alışveriş etmek: pazarùvam (pazaruvam) alışveriş: alaşveriş (pokupki) Ali: (öa) Ali, Aliya, Alisa / hitap: Aliyu! Ali’nin: Alişen, Alişna, Alişno Aliye: (öa) Alîna, Alinka / hitap: Alîno! alkışlamak: alkış pravem, alkış prave (aplodiram) alkolik: perendata (piyandeta, alkoholitsi)

Page 19: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Allah bağışlasın: Allah bàşlasın () Allah için 1: zaradi Allah (zaradi Allah) Allah için 2: Allah için, Alayçin (zaradi Allah) Allah kabul eylesin: Allah kabul elesın () Allah rahmet eylesin: alarahmetale () Allah razı olsun: Allah razôsun () Allah sağlık versin: Allah zdrave da ti (mu) dava () Allah: Allah (bog) Allah bir: Allabir (sigurno) “kesinlikle” allık sürmek: naçerveyem sa, naçervé sa (naçervyavam se, naçervya se) allık: çervilu (çervilo) almak 1: zîmam, zîma / zomam, zöamam, zoamem / da zimam / zímom (bt) (zemam, zema) almak 2: fzîmam, zîma (vzemam, vzimam, vzema) almak 3: utzîmam, utzîma (otzemam, otzema) almak 4: kendisvam (vzemam) alnı kırışık: groçka () alnında beyaz işaretli: lihu () alt 1: pod (pod) “altında, altına, altta” alt 2: dòlan, dolna, -u (dolen, dolna,-o) alt 3: dòle (dole) altı: şès, şest (şest) altıda bir: şesta (şesta) altın 2: altoam, alton, altone (ç) (zlato) altın 3: atya (zlato) altın 1: zlatu (zlat, zlata, zlato) altın ipekli fistan: alton fustan koprinen

Page 20: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

altın yüzük: zlaten prısten /zlatan poarsten () altına koymak: polégam (polyagam) altına sermek: nakolçvam (polyagam nastrani) altıncı: şèsi, şesti (şesti) altıncık: altınçek, altonçek () alttan: utdòlu, utdòle (otdolu, otdole) “altından” altında: poton (pod) altından, altından yapılmış: zlatnu (zlatan, zlatna, zlatno) altınlı fes: fesçe sas altone () altmış: şèsdeset (şestdeset) “kısa şekli: şeyset, şeyse” altmışıncı: şesdeseti (şestdeseti) “kısa şekli: şeyseti” alttan: ududol, adudól (bt) (otdol) “altından” altüst olmak: puboarkam sa (pobırkvam se, pobırzam se) altüst olmuş: izvratil (preobırnal) ama 1: çim (ami) “iyi ama” ama 2: àma (no, obaçe) ama 3: ami, am (ami) ama belki: am bèki () amaçsızca dolaşan kimse: langur, longur, langurin, langurka (bezdelnik) amaçsızca dolaşmak: langurosvam / longurosvam, langurovam (skitosvam) amaçsızca gezinmek: langazovam (skitosvam) aman Allahım!: ohsi beyku (mili boje) aman: amàn amanın!: olele, ulelî amansız: niumòlim, niumòlima, niumòlimu (neumolim, neumolima, neumolimo)

Page 21: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ambar: hambar () ambar: hambar (hambar) amca 1: amùja, mijo/miju, mijöa (çiço) “amitzé (bt)” amca 2: striko (çiço) amca 3: uyko (vuyço) amcagiller: mijuvi, mijöavi (çiçovi) amcanın Fatması: mijova Fatma amcanın, amcaya ait: mîjuski, -a, -u (çiçovski, -a, -o) amcaoğlu: mijuf sin (mijov sin) “amítzov (bt)” amcaya ait, amcanın: mijof, mijuva, -u, mijuvi (ç) (çiçov, -a, -o) amel (ishal): amél (diariya) amele: amelé, amelöa (rabotnik) ameliyat: amaliyat (opreatsiya) amin: amîn (amin) amma da: àma (kakıv) anaç kuş: guvaçka () anaç: oştenilo () “yavrulu hayvan” Anadolu Manavları (Türkler): Anadolski Manàfe (Anadolski Manave) Anadolu: Anadol (Anadol) Anadolunun, Anadoluya ait, Anadolu “şey”i: Anadolski (Anadolski) anahtar: inahtar (klyuç) anahtar: klüç, klûç / klyuç (klyuç) anahtarcı: klûçar (klyuçar) anahtarla açmak: utklûçem, utklûçe (otklyuçvam, otklyuça)

Page 22: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

analık: màştaha, maştiha (maşteha) ananın: mayna (mayna) “maynatavi: ananızın” anasından ayrılmış kuzu: ufçerka anasının kızı: mayçina doşterû anayol: drum, druma (pıt) anbar: soasakan (sklad) ancak 1: samu / samo (samo) ancak 2: anjak, anjek, anjeak (samo) andavallı: andavaliye (glupav) angarya: angariya (angariya) anı 1: oduşa, oduşe (pomen) anı 2: spumina, uspumina (spomena) anımsamak: pripomnem si, pripomne si (pripomnyam si, pripomnya si) anımsatmak: pripomnem, pripomne (pripomnyam, pripomnya) anırmak: revè (reva) anız: skivale (plyava, ostatık pod senoto) “tarla anızı” aniden 1: anıç, anaç (vednıj) aniden 2: nenauzdav (nenadeyno) aniden 3: suradàn (izvednıj) aniden karar verdim: kôkna ma, kiokna ma (skimna mi, reşih izvednıj) aniden ortaya çıkmak: izvivam sa, izviye sa (izvivam se, izviya se) aniden yanmış: izpatkal () anladın mı? : anadınmı, anadınmu anlamak 1: puznàyem (poznavam)

Page 23: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

anlamak 2: sètam sa, sète sa (seştam se, setya se) anlamak 3: sètam, sète (seştam, setya) “ bg. hissetmek, duymak” anlamak 4: sıznavam, sıznayem, sıznaye (sıznavam, sıznaya) anlamak 5: razbiram, razbera (razbiram, razbera) anlamamak: nesetam, neseta / nisétam, niséta anlamaz: nisèta () anlaşılır biçimde: razbranu (razbrano) anlaşılır: razbranu (razbran, razbrana, razbrano) anlaşmak: razbiram sa, razbera sa (razbiram se, razbera se) anlatmak: prikazvam (prikazvam) anma: kélement () anmak 1: spuminam, spumina, spomnem si (pomnya, spomnyam si) anmak 2: uspomnem, uspomne (spomnyam, spomnya) anmak 3: uspumînam, uspumina (spomenavam, spomena) anne 1: màle (mayka) “anneciğim!” anne 2: maké, makô (mayka, mayko) “anneciğim!” anne 3: mayka (mayka) anne 4: maytsi () anneciğim 1: mayko (mayko) anneciğim 2: mayno, mayo, mayu (mayno) anneciğim 3: mayçe, mayço, mayçu () annecik: mayçitsa, mayçise (mayçitsa)

Page 24: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

annenin, annenin ki: mayçin, mayçina, mayçinu (mayçin, mayçina, mayçino) annesi gibi: mayçinka, mayçinku, mayçinki () anormal: glamav (nenormalen) ansızdan: ansızdan, ansazlan, antsuzdan (vednıj) ansızın vurmak: spaparosa () anteriye: entari () antika: antîka (antika) antre: potun (antre) apaçik: apaçık (otvorenu) apartman: apartuman (apartament) aperitif: razyedka (predyastie, meze) aptal 1: aptàl (glupak) aptal 10: ulaf (glupav) aptal 2: balamurnik (glupak) aptal 3: gaybiya (glupak) aptal 4: hulav (şturav) aptal 5: semio, seme (glupak) aptal 6: şádaf (glupav) aptal 7: ştùr, -a, -u, şturku (ştur, -a, -o) aptal 8: şupaf, şupava, şupavu, şupavi () aptal 9: şupek (glupak) aptalca konuşan: brusova () aptallaşmak: zaşùpiluye sa () aptallaşmış: zaşùpilu sa () ara vermek: razçùpem, razçokva (razçupvam) ara: srèda (sreda) araba 1: arabà, arabo, araboa, arabi (ç) (kola)

Page 25: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

araba 2: kòla (kolà) arabacı 1: arabaciye, arabajiye (kolar) arabacı 2: kolar (kolar) arabacık: arabitsa, arabîsa (arabitsa, kola) arabacının: kolarski (kolarski) aracı: aracîye, arajiye (posrednik) aracılığıyla: vasredé (çrez) aracısız: nipusrednu (neposredno) araç 1: tadarok (intrument) “tedarik kelimesinden” araç 2: dûzen, ç; dûzenne (instrumenti) araç 3: kanduriçka (sıd) arada kalmak: metehara (preçka se) arada: pusredé (po sreda) aralık: nikultske (dekemvri) “ay” aramak 1: abiyskavom (bt) (poseştavam) aramak 2: aradisvam, aradisva (tırsya) aramak 3: obitrosva / ubitrôsa (obistryam) aramak 4: pritroasam, pritroase (pretırsvam, pretırsya) aramak 5: putroasem, putroase (potırsvam, potırsya) aramak 6: şonka (tırsi) aramak 7: teram (tırsya) aramak 8: troasem, trosya (tırsya) aramak 9: zatroase (zatırsya) “aramaya başlamak” aranmak: troase sa (tırsya se) arap dili: arapski ezik (arapski ezik) arap saçı: arapsaçiye “bitki türü” arap: aràp, aràpin (e), arapka (d), aràpe (ç) (arap, arapin, arapka, arape)

Page 26: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

arapa ait, arapın, arap şeyi: arapski (arapski) arapça: arapski (arapski) arasında 1: mezdú (mejdu) arasında 2: pusredè (v sredata) arasından: prez, preş (prez) arasıra 1: rèdçiş arasıra 2: sugaf tugaf, pone (ponyakoga) arasıra gitmek: hòdem (hodvam) arasıra vurmak: çukvam, çukna (çukvam, çukna) araştırmak 1: araştisvam (tırsya, izsledvam) araştırmak 2: priborkvam, priboarkam (prebırkvam, prebırkam) araştırmak 3: pritroasam, pritroase (pretırsvam, pretırsya) araştırmak 4: troasem, troase, trosya (tırsya) araya sıkıştırmak: ftikam sa (butam sa mejdu) arayıp taramak: pritroasam, pritroase (pretırsvam, pretırsya) arazi 1: arazîye (mestnost) arazi 2: opuştina (opştina) “bg.belediye” arazi 3: zemöa, zemé, zemôna (zemya) Arda deresi: Ardaşli dere (Arda reka) Arda’nın, Arda’lı: Ardenski (Ardenski) ardıç 1: foyna (hvoyna) ardıç 2: hoalma (hvoyna) ardıç kuşu: drozgul (drozd) ardıç meyvesi: oynurka (ploda na hvoynata) arı balı: pçèlen mèd (pçelen med)

Page 27: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

arı kovanı: pçelnik (koşer) arı: pçèla, pçèli (ç) (pçela) arıcı: pçelar, pçelarka (d) (pçelar) arının, arıya ait, arı (şeyi): pçelen, pçelna, pçelnu (pçelen, pçelna, pçelno) arıza 1: arıza, arızoa (povreda) arıza 2: pobepsa (povreda) arızalanmak: arızalandisvam (povredam) arızalanmış: pobepsal (razvalil, defektiral) arızalı: pobebsan (povreden) Arif: (öa) Arif, Arifa Arif’in karısı: Arifitsa, Arifisa arife günü: ariföana den Arife: (öa) Arifé, Arifîna, Arfina, Arifo, Arfo / Arifinka: Arifecik / hitap: Arifino! arka, arkada: zad (zad) arkaya: duzat () / dazát (bt) arkadaki: zàden, zadna, zadnu (zaden, zadna, zadno) arkadan 1: utzad / otzad, uduzat (otzad) arkadan 2: apzát (bt) (otzad) arkadaş 1: arkadàş, arkadaşin (priyatel) arkadaş 2: drugar (e), drugarke (d), drugari (ç) (drugar, drugarka)/ drugarû: arkadaşlar! arkasına dönmek: zîgna (zavi zad) arkasından: posle, posled (posle, posled) “sonra” arkaya: nazad, nahzad, natzát (bt) (nazad) “öteye” armağan: armagan (podarık) armut 1: krùşa, kruşi (ç) (kruşa)

Page 28: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

armut 2: matruna (kruşa) armutluk: kruşvu (kruşevo) “armut bahçesi” Arnavut: Arnaut, Arnautin (e), Arnautka (d), Arnaute (ç) (Albanets) Arnavutluk: Arnautluk (Albaniya) arnavutun, arnavuta ait, arnavut (şeyi): arnavutski, -a, -u (arnautski) arpa 1: arpa, arpo, arpoa (eçemik) arpa 2: eçemik, içomen (eçemik) arpacık: arpacik, arpajik (muşka) arsa: arsà, arsoa (partsel) arsız: arsız, arsızin (bezsramen) arşın: arşin (arşin) artık 1: ostanki / ustanki (ostatık) “fazla kalan” artık 2: artık, artok, artalık (ostatık) artık 3: pòveçe (poveçe) “daha çok, daha fazla” artık 4: rıbanik, roabanik (ogrizka) artık 5: veçè (vèçe) “bundan sonra” artık 6: véke, veyke (veçe) “az daha” artmak 1: artisvam, artisva (ostava, uveliçavam) artmak 2: ustàvem, ustàna (ostavyam, ostana) arttırmak: pribàvem, pribàve (pribavyam, pribavya) arzuhal: harzuval (molba) asabi 1: asabiye (nerven) asabi 2: prifatniçav (sprihav) asabi: truslô, druslô (obidliv çovek) asık suratlı 1: burusuk, brusuk (brıçki) asık suratlı 2: nabursuçen, naburusûçen (namrışten)

Page 29: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

asık suratlı 3: nagorçil, -a, -u / nagroçil (namusil) asık suratlı 4: navôsen, navôsena, navôsenu (navısen, navısena, navıseno) asıl: asıl (istinski, originalen) asılarak: zapöanatu, zapionato (trudno) asılı durmak: navîsam, navisna (navisvam, navisna) asılmak 1: izpöana sa () asılmak 2: naupöanam, naupöana (napıvam) asılmak 3: navîsam, navisna (navisvam, navisna) asılmak 4: ubèsam sa, ubèsa sa (obesvam se, obesya se) asılmak 5: ukàçem sa, ukàçe sa (okaçvam se, okaça se) asılmak 6: upinam / opinam, upina, upöana (opıvam, opına) asılmak 7: uvîsam, uvîsna (uvisvam, uvisna) asılmış: ubèsan, ubèsna, ubèsnu (obesen, obesna, obesno) asıp sallamak: mandahertsa, mındahertsa (mırda, klati, lyulee) asır: asır (vek) “yüzyıl” Asiye: (öa) Asina, Asine, Asineyka / hitap: Asino! asker borusu: askerska buriye () asker paltosu: voynişki şinel () asker toplamak: voynitsi sbiram () asker: askér (voynik) askercik 1: askerçe (voyniçek) askercik 2: voyniçe (voyniçek) askeriye aşçısı: kaşevar, kaşevare (ç) (voynişki gotvaç) askerlik: askerlık (voyniklık)

Page 30: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

askerlik yapmak: askerlik pravem, askerlik naprave () “pradédo mi napravil se askerlik faf Çanakkale: Büyük dedem Çanakkale’de askerlik yapmış” askı 1: askiye (zakaçalka) askı 2: çipar (zakaçalka) askıdan almak: utkàçem, utkàçe (otkaçvam, otkaçam, otkaça) asla 1: níkuga (nikoga) asla 2: boanıç, boanaç (nikoga) asma kilitçi: katànets (katinar) asmak 1: nakàçam, nakàça (nakaçvam, nakaça) asmak 2: izpöana (izpıvam, izpına) asmak 3: ubèsam, ubèsa (obesvam, obesya) asmak 4: ukàçem, ukàçe (okaçvam, okaça) asmak 5: zakàçem (zakaçvam, zakaça) asmalık: luznitsa, luznisa (luznitsa) “üzüm bağı” aspirin: aspirin (aspirin) astar: hastar (hastar) aşağı 1: nizbortse, nisbırtse (nadolu) “aşağıya, aşağıya doğru” aşağı 2: dòlan, dolna, -u (dolen, dolna,-o) “aşağıdaki” aşağı 3: dòle (dole) aşağı 4: nistse (dolu) aşağı inmek: nadol da slézam (nadol da slyazam) aşağı mahalle: dolnana mahala (dolnata mahala) aşağı taraf: dolniçka () aşağı yukarı 1: nigori-nidol (nagòre-nadòlu) aşağı yukarı 2: aşea yukarı (nagore nadolu)

Page 31: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aşağı yukarı 3: polnu-malu, poalnu-moalnu (gore-dolu, mnogo malko) aşağı: niz (niz) aşağıdaki 1: nadolan, nadolna, nadolnu (nadolen, nadolna, nadolno) aşağıdaki 2: nadolişte () aşağıdan 1: ududol, yududol (ot udol) aşağıdan 2: utdòle (otdole) aşağıdan 3: utdòlu (otdolu) aşağılık 1: aşalık (malotsenen) aşağılık 2: şugav (krastav) aşağıya doğru 1: nadòl, nadòla, nadòlu (nadol, -a, -o) aşağıya doğru 2: nisbırtse (nadolu) aşağıya doğru 3: niz (nadolu) aşağıya doğru 4: nanizbarno (nanizbırno, nadolu) aşağıya: dòlu, dòle (dolu, dole) aşçı 1: ahçi, ahçiye (e), ahçiyka (d), ahçii (ç) (ahçiya, ahçiyka, ahçii) aşçı 2: máyir (bt) aşı 1: aşîye (vaksina) aşı 2: presádanie (bt) () aşı kalemi: kalem () aşık kemiği: aşik (aşik) âşık: aşîk (vlyuben) aşılamak: aşladisvam, aşladisva (vaksiniram) aşırı biçimde: krayen, krayna, kraynu (kraen, krayna, krayno) aşırı gitmek: prikàlem, prekàle (prekalyavam, prekalya)

Page 32: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aşırı yedirmek: prihrànem, prihràne (prehranvam, prehranya) aşırı yormak: izkonadi (izmıkna, iztrıgna) aşırı: prikàlenu (prekaleno) aşk 1: àşk (lyubov) aşk 2: dragovane, dragóvanie (lyubene, obiçane) aşk 3: dragovnitsa (lyubene, obiçane) aşk 4: gálenie, galene (bt) (lyubov) aşk olsun: àşkusun () aşmak 1: prikàçem, prikàçe (prekaçvam, prekaça) aşmak 2: primînam, primina (preminavam, premina) aşmak 3: priskaçam (preskaçam) aşmak 4: pristoapem, pristoape (prestıpvam, prestıpa) aşure: aşuré (aşure) at binmek: nayàham se (nayaham se) at damı: harema () at sineği: ovad (konska muha) at: kòn, kone (kon) ata ait, at (şeyi): kònen, kònan (konen) atacağım: ca balvém. “şte kelimesinin ca şeklinde olduğu şive ile” (şte povırna) ateş 1: orada (golyam ogan) “büyük ateş” ateş 2: ògan, ogın, ogin (ogın) ateş böceği: blestunka (svetulka) ateş düşürücü ilaç: vodeno () “su, şeker ve sirke ile yapılan ateş düşürücü ilaç” ateş etmek: púknavom (bt) “puknam: patlatmak” ateş yakmak 1: kladè (kladà)

Page 33: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ateş yakmak 2: naklàdem, naklàde (naklajdam, naklada) / “nakladi ogan: ateş yak!” ateş yakmak 3: navalyam, navàlem (zapalvam) ateş yakmak 4: ògan klàdem / ogın kladyam ateşlemek 1: fujgam (plamvam) ateşlemek 2: otparem, otparyam (razparyam) ateşlemek 3: vsyakni /vsékni / vseakni ateşlemek 4: zapàlem, zapàle (zapalvam, zapalya) / Nimoy zapali ògane tuka: Burada ateş yakma!” ateşlik: ognişte (ognişte) “Vseki koaşti ima svoye ogniştata: Her evin kendi ateşliği vardır” ateşte yakmak: upàlem, upàle (opalvam, opalya) atgözlüğü: bukay, bukae (okovi) “bukağı kelimesinden” atı mahmuzlamak: gràbe (grabya, prişporvam kon) atıl: atıl (skrito mesto na tavana) “tavandaki gizli yer” atılmak 1: foarnem sa, foarne sa (hvırlyam se, hvırlya se) atılmak 2: mètam sa, metna sa (myatam se, metna se) atılmak 3: primètam sa, primètna sa (premyatam se, premetna se) atılmış 1: zabızganil, zaboazganil (hvırlil, zahvırlil) “fırlatılmış” atılmış 2: farnen (hvırlyan) atılmış 3: fırlen, foarlen (hvırlen) atılmış 4: fuknal (hvırlil) atın, ata ait 1: kònen, kònan (konen) atın, ata ait 2: konski (konski) Atike: (öa) Atiköa, Atikô, Keya atlamak 1: mètam sa, metna sa (myatam se, metna se)

Page 34: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

atlamak 2: prepipka (preskaça) atlamak 3: prikaçem sa, prikaçe sa (prekaçvam se, prekaça se) atlamak 4: priskaçam (preskaçam) atlamak 5: ripam, ripna (ripvam, ripna) “Nimoy ripnay uttuka nadol: buradan aşağıya atlama!” “nimoy da sa ripnaş ottuka: Buradan sakın atlamayasın” atlamak 6: sakàçam (skaçam, skoça) atlayıp gitmek: prikaçem, prikàça (prekaçvam, prekaça) atlet: aklét () atmak 1: foarnem, fórnem, foarne / fırlyam, farlem / forle, foarle / forlya (hvırlyam, hvırlya) atmak 2: prifoarnem, prifoarne / prifoarlem, prifoarle (prehvırlyam, prehvırlya) atmak 3: putforlém (podhvırlyam) atmak 4: mètam, mètna / mâtom (bt) (myatam, metna) atmak 5: primètam, primètna (premyatam, premetna) atmak 6: fukvam (hvırlyam, maham) atmaya başlamak: zamétam, zametna (zamyatam, zametna) av köpeği: pàle, palitsa (kuçe, kuçka) av kuşu: garaguy (grabliva ptitsa) “avlanmış kuş” av: av (lov) avanak: avanàk (glupak) avanta: avanta (avanta) avare: sumontiya, sumuntiya (beztselno) avcı: avciye, avjiye (lovets) avlamak: avladisvam (lovuvam)

Page 35: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

avlu: avluye, avliye, avliya (ugrada, dvor) avuç 1: istiska (stiska) avuç 2: prigorşta, prigoaşta / prigışta avuç 3: şepa (şepa) avukat: avokát, afkat (advokat) ay 1: mèseçina (meseçina) “gökteki ay” ay 2: mesets (mesets) “yılın ayları” aya ait: mèseçen, mèseçna, mèseçnu (meseçen, meseçna, meseçno) “ayın” ayağa kalkmak 1: navdigam sa, navdigna sa (navdigam se, navdigna se) ayağa kalkmak 2: ortosvam ayağa kalkmak 3: stàvam, stàna (stavam, stana) ayak 1: kràk, krakà (ç) (krak) ayak 2: nòga, nugoa, nogi (ç) (noga, krak) ayak altına alma: taptane (tıpçene) ayak atmak: kràkam, kraka (kraça) ayak basmak: pristoapam, pristoape (pristıpvam, pristıpya) ayak basmak: vastoapem, vastope (vstıpvam, vstıpya) ayak bileği 1: kılçe (glezen) ayak bileği 2: kólçka () ayak bileği 3: piştal (piştyal) “incik” ayak diremek: dzipam (ritam) ayak izi: dîrka (sleda) ayak parmağı: nógof pörst (bt) (prıst na noga) ayakçık: nujinka, nojinka (kraçe) ayakkabılar: ştivale (obuvki, patıtsi)

Page 36: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ayakla basmak: ıstoapkam, ıstoapça (stıpkvam, stıpça) ayakla basmak: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) ayakla ezmek: taptem, tapte () ayaklarına kara sular inmek: kisne () ayaklarını toplamış: podberisa, podberitsa ayaklarını yere vurmak: tròpam (tropam) ayakta durmak: stòye (stoya) âyan “derebeyi”: ayén, ayènin (e), ayèni (ç) (ayan, ayani) âyan oğulları: ayanovi ayar: ayar, ayear (nastroyvane) ayarlamak 1: ayarladisvam (sveryavam) ayarlamak 2: nagàdam, nagudeyè (nagajdam, nagodya) ayaz 1: ayaz (mraz) ayaz 2: mraz (mraz) ayçiçeği: minzivar, minzuar (slınçogled) aydın olmak: isvètem sa, isvetna sa (svetvam se, svetna se) aydın: svetna, isvetna aydın: usveten, usvetna, usvetnu (osveten, osvetna, osvetno) “aydınlanmış” aydınlatılmamış: niusvèten, niusvetna, niusvetnu (neosveten) aydınlatmak 1: isvètem sa, isvetna sa (svetvam se, svetna se) aydınlatmak 2: poyasnèyem, poyasnè (poyasnyavam, poyasnya) aydınlatmak: usvetè (osvetlya) aydınlık 1: isvèten (svetıl)

Page 37: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aydınlık 2: sveti, isveti (sveti, svetıl) aydınlık 3: svetna, isvetna aydınlık vermek: isvetè (svetya) ayet: ayet, ayéte (ç) (stih, stihove) aygır 1: aygır, aygırin (jrebets) aygır 2: haygor (jrebets) aygıt çantası: haygotnitsa ()“alet çantası” aygıt: aygıt, haygot (pribor, aparat) “duvarcı aleti” “nimoy mi bara aygıtetu: aletlerimi kurcalama” ayı: meçka (meçka) ayık: usvetila (trezven) “ayılmış” ayıklamak 1: jûpi () “fasulya vs ayıklamak” ayıklamak 2: naçistem / nasistem, naçiste (naçistvam, naçistya) “temizlemek” ayıklamak 3: poşté / poştya (çistya, razdelyam) “ayırmak” ayıklamak 4: sıjulba (obelva) “fasulya vs” ayıklamak 5: şòtam (şetam) ayıklamak 6: trébém / tryabyam, trèbe /trebya (tryabyam, trebya) ayıklamak 7: utrebe ayıklamak: pribîram, pribîra (pribiram, pribera) ayıklanmış : podbırnitsa ayıklanmış: utreben ayın: mèseçen, mèseçna, mèseçnu (meseçen, meseçna, meseçno) ayının, ayıya ait: mèçi, mèça (meçi, meça) ayıp 1: ayip (sram)

Page 38: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ayıp 2: sràmen, sramna, sramnu (sramen, sramna, sramno) ayıplamak: ayıpladisvam (obvinyavam) ayırmak 1: razdèlem, razdèle (razdelyam, razdelya) ayırmak 2: izbîram (izbiram, izbera) ayırmak 3: utdèlem, utdèle (otdelyam, otdelya) ayırt etmek: puznàyem (poznavam) “tanımak, fark etmek” aylak 1: aylék, ayleak (bezdelnik) “işsiz, boşgezen” aylak 2: tartavanin (lentyay, mırzelivets) aylakçı: aylékçiye (bezdelnik) aylakçılık, aylaklık: aylakçilık (bezdelie) aylık 1: aylık, aylok, ayloak (meseçen) “ayda bir, her ay” aylık 2: aylık, aylok, ayloak (meseçna zaplata) “maaş” aylık 3: kak (zaplata) aylık 4: mèseçen, mèseçna, mèseçnu (meseçen, meseçna, meseçno) ayna: ugledal (ogledalo) aynen öyle: ley tey (toçno taka) aynı 1: anakoaf (e), anakvà (d), anakvò (n), anakvi (ç), annakvóf (bt) (ednakvo) aynı 1: razpujilok aynı 2: ayni (ednakıv, sışt, sıştiya) aynı 2: saşto (sışt, sışti, sışta, sışto) aynı düzeye getirmek: izbarabévam (sravnyavam, izravnyavam) aynı fikirde olmak: kail (sıglasen) “kail sam: aynı fikirdeyim”

Page 39: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

aynı hizaya gelmek: ravneavam sa, ravné sa (ravnyavam se, ravnya se) aynı zamanda: drugoçeşna( ednovremenna) aynı zamanda: navannoaş (navednıj, navednaj) ayran 1: barkanitsa / bırkanisa (bırkanitsa) ayran 2: ayran, ayrén, ayrean (ayran, ayryan) ayran 3: mléku, mleaku (mleko) “bg. süt” ayrı ayrı: pòutdelnu (pootdelno) ayrı: utdélen, utdélna, utdélnu (otdelen, otdelna, otdelno) ayrılık: razdèle (razdelya) ayrılmak 1: napuskam, napusna (napuskam, napusna) “bırakmak, terk etmek” ayrılmak 2: razdèlem sa, razdèle sa (razdelyam se, razdelya se) ayrılmak 3: tornuvam, toarnem (trıgvam) ayrılmak 4: vtrivam (trıgvam) ayrılmaz 1: nirazdelen, nirazdelna, nirazdelnu (nerazdelen, nerazdelna, nerazdelno) ayrılmaz 2: nirazdelènu (nerazdeleno) ayrılmış 1: razdelen, -a, -u (razdelen, -a, -o) ayrılmış 2: uvedot (premahnat, skriyat, otdelyat) Ayşe: (öa) Aşko, Ayşka, Şeyka, Suna, Sunka, Şeyka ayva 1: dûle (dyulya) ayva 2: dùne (dunya) ayyaş: prudotin (piyanitsa) az değil: nimàlak, nimàlka, nimalku (nemalık, nemalka, nemalko) “az olmayan”

Page 40: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

az kalsın: veyke, veyki (veçe) az miktarda 1: dreban, drebna, -u, -i (dreben, drebna, -o) “az sayıda” az miktarda 2: muliçko (malko) az önce 1: parin, poaren (predi malko, parin) az önce 2: porenka, poranka, porinké/porinkya (predi malko) az önceki: pırvni, pırni, pırinke (odeve, predi malko) az sayıda: kundo (drebno, kıso) az: màlak, màlka, màlku (malık, malka, malko) azalmak 1: namaleya (namalyavam) azalmak 2: saspàdam, saspadna (spadam, spadna) azaltılmış: sıkratenu (sıkraten, sıkratena, sıkrateno) azaltmak 1: prispàdem, prispànna (prizpadam, prispadna) azaltmak 2: razplojdam (razrejdam) azap 1: azàp (bolka, mıka) azap 2: napin (mıka, tormoz) azar azar: po malko po malko, pu malku pu malku azar: azar (mımrene, ukor) azarlamak 1: vrékam / vreakam (kreştya, karam se) azarlamak 2: kàram sa (karam se) azarlamak 3: azarladisvam (mımrya) azarlamak 4: kamfuzya (karam se) azarlamak 5: navîkam (navikvam, navikam) azarlamak 6: pustosva (hoka, rugae) azarlamak 7: sakàram sa (skarvam se, skaram se) azgın: azgın, azgınin (pohotliv, buen) azıcık: malku, malko (malko)

Page 41: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

azim: azim (reşitelnost, tvırdost) Azime: (öa) Azmina, Azminka Azimecik!: Azminço azimli: azimliye (e), azimliyka (d), azimlii (ç) (reşen, reşitelen) azmak: azmak, hazmak (moçurişte) “bataklık” azmetmek: azim pravem (reşavam) Azrail: Azrayil, Ezrayil ()

B baba 1: babu, boba, bobo / bobu (baştà) baba 2: bayko (baştà) baba 3: bobayko, bubayku (baştà) baba 4: teyko (başta) babacan: babajàn, babajean (baştinski) babacığım! 1: bobko / bobku (tatko) babacığım! 2: bubayku, bobayko (tatko) babacığım! 3: tetô (tatko) babacığım! 4: benim bubayko () babamoğlu (kardeş) 1: bubamaliye, bubamaliya “baba malı” babamoğlu (kardeş) 2: bobamòlu, bubamòlu (brate) babanın, babasının: baştin, -a, -o (baştin, -a, -o) babanın: baştinski (baştinski) babasız: brizbubayku (bez başta) babayani: babanka (edır)

Page 42: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

babayiğit: babayît, babanka (edır, yunak, hrabrets) “ kimse”iri Babyaklılar: Babintsi (Babintsi) baca 1: bacoa / bajoa, bajô, bajé (ç) (komin) baca 2: kumin (komin) “Yunancadan” baca 3: kûnek (kyunyak, kyunets) baca taşı: kukılka, kukulka () “bacanın üstüne konan düz taş” bacak 1: bacàk / baceak, bajàk / bajeak (krak) bacak 2: koalka () bacak 3: nòga, nugoa, nogi (ç) (noga, krak) “naga” bacı: bajiyka (sestra) “kızkardeş” badana etmek 1: namàzam, namàza (namazvam, namaja) badana yapmak 2: màza (maja) badana yapmak 3: zamàzam (zamazvam, zamaja) badana: bàdana, badanoa (bàdana) badanacılık: badanosvane (badanosvane) “badana işi” badanalamak: badanosvam, badanosam (badanosvam, badanosam) “badana yapmak” badem 1: badém, padém badem 2: mindal (badem) bademcik: padémcik (slivitsa) bagaj 1: bagàç (bagaj) bagaj 2: namigiá (bt) bagaj 3: purtúe (bt) bağ 1: bàh (loze) bağ 2: lòze (loze) “üzüm bağı” bağ 3: varkuzun (vrıv) “bağlama ipi”

Page 43: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bağdaş kurmak 1: bagdàş kurdisvam bağdaş kurmak 2: kırtos, kırtosom () bağdaş kurmak 3: skoartam sa () bağır: pazuhi (pazva) bağırgan 1: kàran, kàrana, karanu () bağırgan 2: tsiklô (revlô) bağırıp çağırmak 1: krotet, krotyat (krtyat, izkırtvat) bağırıp çağırmak 2: vrékam / vreakam (kreştya, karam se) bağırmak 1: izrukam, izruka (izvika) bağırmak 2: kreakam, kreaka (kryakam) bağırmak 3: porukvam, purukam (povikvam) bağırmak 4: rùkam, rùkna (rukvam, rukna) “bg. dalmak, ateş almak, fışkırmak” bağırmak 5: rukam, rukom (bt) (vikam) bağırmak 6: tsikam, tsika (reva, vikam, kreşya) bağırmak 7: uzvikam sa, uzvikna sa (izvikva se) bağırmak 8: zarukam bağırmaya başlamak: zarevè (zarevavam, zareva) bağırsak: barsàk (çerva) bağırsaklar 1: çérvo, çerva (ç) (çervo, çerva) bağırsaklar 2: kormini (ç)(çerva) bağışlamak: harizam, harijam (harizvam) bağlaç: varzàlu / varzalo bağlama çalmak: baylamò tsonkam bağlama çekmek: balamosvam (balamosvam) “yalan söylemek” bağlama ipi: uruzalki, urzalki “kilim sonuna bağlanan sağlam iplik”

Page 44: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bağlama: baylamo () bağlamak 1: baladisvam (svirzam) bağlamak 10: vorzvam (vrızvam) bağlamak 11: zavoarzam (zavırzvam, zvırja) bağlamak 2: izvoarzam (izvırzvam) bağlamak 3: navorzam, navorza / navoarzam, navoarza navırzvam (navırja) bağlamak 4: pripàsem, pripàşa (prepasvam, prepaşa) bağlamak 5: privoarzam, privırja (privırzvam, privırja, prevırzvam, prevırja) bağlamak 6: steagam, stègna (styagam, stegna) bağlamak 7: svoarzam (svırzam, svırja) bağlamak 8: uvoarzam, uvoarza (uvırzvam, uvırja) bağlamak 9: voarzam (vrızvam, vırja) bağlanmak 1: privoarzam sa, privoarza sa (privırzvam se, privırja se) bağlanmak 2: uvoarzam sa, uvoarza sa (uvırzam se, uvırja se) bağlanmamış 1: nisvàrzan, nisvàrzana, nisvàrzanu (nesvırzan, nesvırzana, nesvırzano) bağlanmış 2: privoarzan, privoarzana, privoarzanu (privırzan, privırzana, privırzano) bağlantısız: nisvarzanu, nesvarzanu (nesvırzano) bağlı 1: privoarzan, privoarzana, privoarzanu (privırzan, privırzana, privırzano) bağlı 2: voarzan, -a, -u (vırzan, -a, -o) bağlı olmak: privoarzam sa, privoarza sa (privırzvam se, privırja se)

Page 45: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bahane aramak: mahanovam () bahane: mahanà, mahanoa, mahano (mahana, nedostatık) bahaneci: mahanaciya, mahanciya bahar gelmek: prolet pukna bahar: prolet, pralét (bt) baharat: belka (bilka) bahçe 1: bahça, bahçoa (gradina) bahçe 2: gradina, gradinka (gradina) bahçıvan: bahçuvan (gradinar) bahis: basta (bas) Bahriye: (öa) Bahrina bahriyeli: bahriyeliye (e), bahriyeliyka (k), bahriyeliyi (ç) (moryak) bahsetmek: prikazvam (prikazvam) bahşiş: bakşiş (bakşiş) baht: baht (kısmet, sıdba, ştastie) bakıcı: bakıciye (e), bakıciyka (d), bakıcii (ç) bakılmış: izkutil (otgledal, izhranil) “iyi beslenmiş” bakımlı: krepen (zapazen, zdrav) bakınmak 1: oglôdvam sa, ogliodvam sa / aglôvam sa (otglejdam se) bakınmak 2: puglânnam sa, puglânna sa (poglejdam se, pogledna se) bakınmak 3: uglöadam sa, aglôvam sa (oglejdam se) bakınmak 4: zadeavam sa (zadyavam se) bakır çanak: bakırena çiniya, bakoarena çiniye (bakırena çiniya)

Page 46: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bakır kap: harkoma, harkome, harkuma (bakıren sıd) “bakır kazan” bakır: bakır, bakoar (bakır, med) bakırcı: bakırciye (e), bakırciyka (d), bakırciyi (ç) (bakırciya, mednikar) bakırcının, bakırcıya ait, bakırcı şeyi: bakırciyski, -a, -u (bakırciyski, -a, -o) bakırlı, bakırdan yapılmış: bakırena, bakoarena (bakırena) bakış: puglöa bakkal: bakàl (bakaliya): bakkalın, bakkala ait: bakalski (bakalski) bakla: baklà, bakloa, bakli (ç) (bakla) baklava: baklavà, baklavoa (baklava) bakmak 1: baktisvam (gledam) bakmak 2: naglôdam, naglöadam (nagledvam) bakmak 3: paglévam/ paglyavam, puglédam (pogledam) bakmak 4: puglânnam, puglânna (poglejdam, pogledna) bakmak 5: zepam (gledam) bakraç 1: harkome, arkumiçka (harkomiçka) “su kabı” bakraç 2: kutlove () bal gibi tatlı can: blaga duşa medena bal: mèd, mied (med) balçık: balçik (balçik) baldır 1: baldir (prasets) “uyluk” baldır 2: pijcale (podbedritsa) baldız: zolba (sestra na sapruga) balık: rîba, rîbi (ç) (riba)

Page 47: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

balıkçı: balıkçiye (e), balıkçiyka (d), balıkçîyi (ç) (ribar, ribarka, ribari) balıklar: ribki (ç) balkabağı böreği: tikvenik (tikvenik) balkan (sık çalılık arazi): balkan, balkanite (ç) (balkan, balkanite) Balkan: Balkan (Balkan) balkana ait, balkanın, balkan şeyi: balkanski, -a, -u (balkanski, -a, -o) balkancı: balkanciye (e), balkanciyka (e) (balkanciya, balkanciyka) balkancının, balkancıya ait: balkanciyski, -a, -u (balkanciyski, -a, -o) Balkanlar: Balkanat ( Balkanat) balkanlık: balkanat (balkanat) balkon 1: balkon, balkone (ç) (balkon) balkon 2: oder (balkon) balkon 3: potan, poton (balkon) ballı, baldan yapılmış: medoan, medèna, medènu (meden, medena, medeno) balon: balon, balòne (ç) (balon) balonlu: balònan (balonen) balta 1: bradva (bradva) balta 2: baltà, baltoa, baltak (bradva, baltiya) balta sapı: toporişte (drıjka na bradva) baltalamak: baltosvam (baltosvam, tsepya) balya: bàle (bala) balyoz: varyos (kovaşki çuk)

Page 48: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bambaşka: bàmbaşka, bambaşkoa (sıvsem drug) bamya: bamye (bamya) bana 1: mi (mi) “kısa şekli” bana 2: zamen, zamene bana geliyor ki 1: pravî mi sa (struva mi se) bana geliyor ki 2: zgláva mi bandırma: bandarmoa, bandarmi (ç) bandırmak: bandardisvam (potapyam) bando: bando / bàndu (banda) banka: bànka, banki (ç) (banka) bankacı: bànkaciye (e), bankaciyka (d), bankaciyi (ç) (banker) banknot: panganot, banganòt (banknota) banko: bango / bangu (peyka) banyo: bànyo, bàni (ç) (banya) baraka: baràka (baraka) barbunya 1: barbun (barbun) barbunya 2: çerven fasul (barbun) barbunya 3: barbun fasul (barbun) barbunya 4: şumutrak (barbun) bardak: bardak, bardasi (ç) (çaşa) barınak: koaşli, kışli () barış: zgádanye barıştırmak: primîrem (primiram) bari 1: bàre, bàrem, bàrek (pone) “en azından, hiç olmazsa” bari 2: pòne (pone) barut: baròt, baròtin (barut)

Page 49: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

barutluk: barotnitsi () basamak 1: basamak (stıpalo) basamak 2: skàla, skalka (stıbleşte) basbayağı: basbaya (napılno) basılmış 2: staptal (stıpkal) basılmış, basık “: spiken / spikyan, spiten (spleskan) basitçe: smisan (oprosten) baskı altında tutmak: putiskam, putisna (potiskam, potisna) baskı altında: putisnatu (potisnat, potisnata, potisnato) baskı: natiska (natisk) baskın yapmak: nagarvanisvam (napadam) basma: basmà, basmoa, basmi (ç) (basma) basmak 1: zastopem, zastoape (zastıpvam, zastıpya) “ayak basmak” basmak 2: nalègam, nalegna (nalyagam, nalegna) “bastırmak” basmak 3: bastisvam, bastisam (stıpvam) basmak 4: ıstoapkam, ıstoapça (stıpkvam, stıpça) basmak 5: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) basmak 6: nalàgam (nalagam, naloja) basmak 7: nastôpem, nastôpe / nastoapem, nastoape (nastıpvam, nastıpya) basmak 8: priduhòdam, pridoyda (pridohajdam, pridoyda) bastırmak 1: istiskam (stiskam) bastırmak 2: napinam (napıvam) bastırmak 3: natiskam (natiskam)

Page 50: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bastırmak 4: natisvam, natisna (natisvam, natisna) bastırmak 5: pritiskam (pritiskam) bastırmak 6: putiskam, putisna (potiskam, potisna) baston 1: bastòn, bastòne (ç) (bastun) baston 2: dekeník “deynek kelimesinden” baston 3: tuyàga (toyaga) baş 1: baş (glava, glaven, pırvi) “kafa” baş 2: çotura (glava, kosa) baş 3: glava (glava) baş 4: kufaritsa (glava) baş başa: nasàme (nasame) baş döndürücü : zandraba (otnesen, zamaen) “şaşırtıcı” baş eğmek: navèdem, navedè (navejdam, navedà) baş hekim: başhekim, bàşekim (glaven lekar) baş komitacı: baş komita (baş komita) baş örtüsü 1: şerfetka (kırpa za glava) baş örtüsü 2: şerve (zabradka) “çevre kelimesinden” baş süsü: glavenski gizdila (godejni oblekla) başak: klas (klas) “l kalın telaffuz edilir” başaklanmak: klase (klasya) başarmak 1: skolasam (uspyavam) başarmak 2: başardisvam, başardisva (zavırşvam, uspeya) başgöz etmek 1: glave sa (glavya se) başgöz etmek 2: zaglavé () başı dönen koyun: semio, seme (glupak) başı dönmüş: nafoartolil (nafırtolil, navırtyal, namotal, razbırkal)

Page 51: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

başıbozuk (osmanlı zamanında milis gücü): başibuzuk (başibozuk) başında durmak: preglávanye, preglàvane başından atmak: svàlem, svàle (svalya) başından geçmek: pritöaglem, pritöagle (preteglyam, preteglya) başından savmak: defetmek: odmahnam, odmahna / udmahnam, udmahna (otmahvam) başını bağlamak “nişanlamak”: uglavévam / uglavyavam (sgodyavam) başka 1: başka (drug, razliçen) başka 2: drug, druga, drugu, drugi (drug, -a, -o) başka gün: drugiden (drugiden) başka sefer: drug poat, drugoş, druguş (drug pıt) başka türlü: inak (inak) başka yerde: drukade (drugade) başka yere koymak: primèstam, primesta (premestvam, premestya) başkaları: drugi, druçki (drugi) başkaları: drugiyan, drugiyas () başkalık: başkalok (razlika, razliçie) başkasına: drugimu (drugimu) başlamak 1: klada (klada) başlamak 2: zafàtem / zafatam (zapoçvam) başlamak 3: zafátom (bt) başlangıç olarak : napreş, naprej (napred) başlık parası 1: agarlok, agarloak () başlık parası 2: başlık ()

Page 52: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

başlık: uglavnik (oglavnik) başörtüsü 1: koarpa, karpa (kırpa) başörtüsü 2: mumiya (kırpa) başörtüsü 3: şàmiye (şamiya) başörtüsü 4: testemel (kırpa, şal) “şal, farsça destmal” başta: parvu, poarvu (pırvo) baştaki: baş (glava, glaven, pırvi) “birinci, ilk” baştan 1: napreş, naprej (napred) baştan 2: utpoarvu (otpırvo) baştan 3: otnaprej / utnapreş (otnaçalo) baştan beri: utkray (otkray) batak 1: batàk, batàsi (ç) (blato) batak 2: blàtu (blato) batakçı: batakçiye (e), batakçiyka (d), batakçiyki (ç) () bataklaşmak: blatèsa (blatyasvam, blatyasam) bataklığın, bataklığa ait: blàtan, -a, -u (blaten, -a, -o) bataklık 1: hazmak (blatisto myasto) “azmak” bataklık 2: blàtu (blato) bataklık otu: sarpika batı: zánik (zapad) batırmak 1: batardisvam, batardisa (potapyam) batırmak 2: tòpam, topna (topvam, topna) batma şeklindeki ağrı: şişka ma (probojda me) batmak 1: battisvam, battisa (potıvam) “iflas etmek” batmak 2: upàdam, upàdna (upadam, upadna) battal: batàles, batalest (edır, ogromen) “çok iri” battaniye 1: batanîye (odelyalo) battaniye 2: kuvérta (odeyalo)

Page 53: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bayağı: bayà, bae (dosta, bae) “epey, oldukça” bayat: bayàt, bayeat (bayat, star) bayatlamak 1: bayatladisva () bayatlamak 2: ustarèyem, ustarèye (ostaryavam, ostareya) baygın 1: baygın, baygınevo (priloşavane, prizlyavane baygın 2: primirel, -a, -u (primryal) bayılmak 1: baldisvam (omrızva) “rahatsız olmak” bayılmak 2: bayaldisvam (bayaldisvam, priloşavam) bayılmak 3: primîram, primrè (primiram, primra) bayılmak 4: zabayıldisvam, zabildisvam (razvalyam, pohabyavam) bayılmış: primirel, -a, -u (primryal) bayır: bayir (bair) bayırcık: bayirçe () baykuş 1: çuhal (malka sova) baykuş 2: uhal / uhıl (buhal) bayrak: bayràk, bayreak, bayratsi (ç)(zname) bayraktar: bayraktàrin (e), bayraktarka (d), bayraktari (ç) (znamenosets) bayram davulu: bayramsko tropane () Bayram: (öa) Bayrem, Baream bayram: bayram, bayrem, bayream, baream (praznik) bayramın, bayrama ait: bayramova () bayramın, bayrama ait: bayramski, -a, -u (bayramski, -a, -o) bayramını kutlamak: bayramosvam, bayramovam, bayramova

Page 54: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bayramlaşmak: bayramosvam, bayramovam, bayramova bayramlık elbise: ruba bayremska bayramlık kıyafet: premena (premyana) bayramlık: bayramlık, bayramlok, bayramloak (prazniçen) baytar: baytàr, baytàrin (e), baytarka (d), baytare (ç) (veterinar) baytarın, baytara ait, baytar şeyi: baytarski, -a, -u bazen 1: budnok, bunnok (ponyakoga) bazen 2: bunnoş, bunnoaş, badnoş, budnoj, bodnaj (ponyakoga) bazlama: sodevi kori “tereyağlı kalın saç pidesi” be! 1: be (be) be! 2: dô, de! () be! 3: re, rie bebeğin, bebeğe ait, bebek şeyi: bebeşka bebek 1: bebèk (bebe) bebek 2: poviyaçe (pelenaçe) bebek ziyareti: obihod (hodene na bebe) bebekçik: bèbçe, bebeçe (bebçe) becerememek 1: nimòja (nemoja) becerememek 2: çafta (çovırkam, bırnikam) becerememek 3: slisvam (slisvam) becerikli: beceriklîye, poargavu / pırgavo (srıçen) beceriksiz 1: beceriksîzin (nelep) beceriksiz 2: gutav (nekadıren) beceriksiz 3: slisan () beceriksizce kesmek: othilil (otryazal nesrıçno, netoçno, poryazal se e) “yanlışlıkla bir yerini kesmek”

Page 55: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

becermek: poargam () bedava: badeva, bedavoa (bezplaten, bezplatno) beden: snàga (snaga, tyalo) beğenmek 1: bendisvam, bendisa (haresvam) beğenmek 2: udragna (haresa) beğlik: beglika, biglika (beğlika) bej renkli: teftîkov (bejav) bekar 1: bekar, bekarin (e), bekarka (d) (neojenen) bekar 2: lefter, leftèra, -u, lefteri (ç) (yunancadan) bekçi 1: gavas, gavazin (telohranitel) “korucu” bekçi 2: bekçiye (bekçiya, pazaç) bekçi 3: padar (pazaç, ohrana) bekçi 4: skopózin () bekçilik yapmak: bekçilik pravem () bekçilik: bekçilik () beklemek 1: puçàkam, poçekam, puçékam (poçakvam, poçakam) “biraz beklemek” beklemek 2: puisçeakam (poizçakvam, poizçakam) “biraz beklemek” beklemek 3: çàkam, çèkam, çeakam (çàkam) beklemek 4: çâkom (bt) (çakam) beklemek 5: duçàkam (doçakvam) beklemek 6: paçâkavom (bt) (poçakvam) beklemek 7: priçékam (priçakvam, priçakam) beklemek 8: tràye (traya) beklemeye başlamak: zaçeakam (zaçakam) beklenmedik: niuçakvan, niuçakvana, niuçakvanu (neoçakvan, neoçakvana, neoçakvano)

Page 56: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bektaşi: bektaşiye (e), bektaşiyka (d), bektaşii (ç) bel 1: koarst, koarstan (krıst) “vücudun beli” bel 2: snàga (snaga, tyalo) “vücudun beli” bel 3: snajka “vücudun beli” bela çıkarmak: belà da iskaram () bela: belé, belà, belea, belöa (belya) belceğiz: snajçitsa, snaşitsa “ince bel” belden aşağı çıplak: cigıl, cigla (razgolen ot krısta na dolu) “donsuz” belediye: savet (sıvet) belinden kavramak: pokırşvam, pokırşem () beline bağlamak: pripàsem, pripàşa (prepasvam, prepaşa) belirmek: niknam (nikna) belirsiz şekilde: niyàsnu (neyasno) belirtilen: naroçen (posoçen) belki 1: béki, béiki, belkim, belkiti (moje bi) belki 2: kureşnitsa (moje, taka) belki 3: mòja, mòje (moje) belli olmuş: izyasnil (obyasnil) belli: belli (yasno) ben …im: ya sam, yé sam, yaz sam (az sım) ben 1: ya, yé (az) ben 2: yaz, yas (az) /slovakça: ya /makedonca: yas ben 3: ey (az) ben, sen, o, biz, siz, onlar: sam, si, e, sme, ste, sa / ”kişilik zamirleri” ben: benka, benki (ç) (benka) “vücut lekesi” bence 1: spravi mi sa (struva mi sa) “bana geliyor ki”

Page 57: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bence 2: pravî mi sa (struva mi se) benek 1: benka, benki (ç) (benka) benek 2: gorne (petno) beni 2: ma (me) “kısa şekli” beni ilgilendirmez: kasafeta () beni, bana 1: mène (mene) benim 1: moyan, moyana, moyne, moyte (moyto, moyata, moeto moito) benim 2: moy, moya, moye, moyi (ç) (moy, moya, moe, moi) benim için: zamen, zaméne () benim ki 1: moyana, moytu (moeto) “uzak bir şeyden bahsedildiğinde kullanılan iyelik zamiri” benim ki 2: moesu, moysu (moeto) “yakın bir şeyden bahsedildiğinde kullanılan iyelik zamiri” bent: bent, benk (vodna pregrada) “su bendi” benzemek 1: mèsam (priliça) benzemek 2: naméhnovam (priliçam) benzer 1: karaşık, karaşik (smesitsa) benzer 2: mésa (priliça) benzer 3: mèsets, meses benzer 4: naméhnova, nameahnova (namyahnova, priliça) benzer 4: prilika (priliça) benzeri: ednakvu, anakva, annokvu (ednakvo) “aynı şey” beraat etmek: beràt ettisvam (opravdavam) beraat: beràt (opravdanie) “mahkemede aklanma” beraber 1: barabar (zaedno)

Page 58: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

beraber 2: fadnoş, fannoaş (zaedno) beraber 3: navannoaş (navednıj, navednaj) beraber 4: pukray (pokray) beraber 5: ravnu (ravno) beraber 6: sas, sıs, s (s, sıs) berbat olmuş: izberbetil (padnal) berbat: berbat (uniştojen) berber: berber, berberin (e), berberka (d) (brısnar) bereket dilemek: bereketisvam (bereketisvam) bereket versin: bereketversin () bereket: berekèt, berekiyet (bereket) bereketli: bereketlîye (blajen, izobilen) berelemek: bereledisvam (natırtvam se) beri, beride, beriye: nasam (nasam) berrak şekilde: bistro (bistro) berrak: bistar, bistra, bistru (bistır, bistra, -o) besili: hraneno (hraneno) besin 1: hrana (hrana) besin 2: yato (hrana) besleme çocuk: hrànenik (osinoveno) beslemek 1: hrànem, hràne (hranya) beslemek 2: nahrànem, nahràne / nahránevom (bt) (nahranvam, nahranya) beslemeye başlamak: zahràne (zahranya) beslenmek: hrànem sa, hràne sa (hranya se) beslenmiş 1: izkutil (otgledal, izhranil) “iyi bakılmış” beslenmiş 2: kraven (debel, ohranen) besmele çekmek: besmele çektisvam, besmele çektisa ()

Page 59: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

besmele: besmelè, besmelöa () beş kişi: petima (petima) beş yıllık: petgudişen, petgudişna, petgudişnu (petgodişen, petgodişna, petgodişnu) beş: pet (pet) / “rusça pyat-pét, yunanca pénte” beşibiryerde 1: beşlik () “altın” beşibiryerde 2: pendara () “altın” beşik 1: beşik (lyulka) beşik 2: prispivka (prispivka) beşinci: pèti, pèta, pètu (peti, peta, peto) bet: betnu (loşo, mrısno, grozno) “kötü, çirkin, pis” beter: betèr, betier, bitér (po-loş) betonlamak: betonladisvam, betonosvam betonlu: betonan (betonen) bey: bey (bey) beyaz saç, beyaz kıl: beliçest () beyaz yüz: belo litse (belo litse) “ak çehre” beyaz: bèl, béla, bélu, béli (ç)(byal, -a, -o) beyazlatmak: bélem (bt) (izbelvam, belya) beyliğin, bey’in: beylitski beylikçi: beglikçie ()”osmanlı döneminde koyun-keçi vergisi toplayan kişi” bez 1: bez (plat) bez 2: platnu (platno) “platna: bezler” bez parçası 1: rahuçka (partsal) bez parçası 2: ruho () bezemek: nakîçem, nakiçe (nakiçvam, nakiça) “çiçeklerle süslemek”

Page 60: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bezenmek: ukiçilyam () bezenmiş: ukiçilo () “çiçeklerle bezenmiş” bezirgan: bezirganin (e), bezirganka (d), bezirgani (ç) / “düzenbaz, açıkgöz” bıçak 1: pilinta () “geniş uçlu bıçak” bıçak 2: nòja, noş (bt) (noj) bıçakçı dükkanı: nujarnisa (nojarnitsa) bıçakçı: nujar (nojar) bıçakçık: nòşçe (nojçe) bıçaklamak 1: bıçakladisvam (pronizvam) bıçaklamak 2: zakòlem, zakòle (zakolvam, zakolya) ”kesmek” bıçkı 1: bıçkîye, (biçkiya, trion) bıçkı 2: trien (trion) bıkmak: umoarzam sa, umoarzna sa (omrızvam se, omrızna se) bıktırmak 1: bıktırdisvam bıktırmak 2: dodyavam / dudévam (omrızvam, dosajdam) bırakılmış 1: izustavenu (izostaven, -a, -o) bırakılmış 2: napusnat, napusnata, napusnatu (napusnat, napusnata, napusnato) bırakılmış 3: izustànalu (izostanal, -a, -o) “terk edilmiş” bırakmak 1: bıraktisvam, bıraktisa (izostavyam) bırakmak 2: izustàvem, izustàve (izostavyam, izostavya) bırakmak 3: maleşivi (bavi, izostava) bırakmak 4: napuskam, napusna (napuskam, napusna) bırakmak 5: otpraşam (zaminavam, izçeznam) bırakmak 6: prupùskam (propuskam)

Page 61: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bırakmak 7: puskam, puska, pusna (puskam, puştam, pusna) bırakmak 8: razturem, razturyam (razturyam) bırakmak 9: ustàvem, ustàna / astávem (bt) (ostavyam, ostana) bırakmak 10: ustàve (ostavya) bırakmış: ustavil, astavil (bt) (ostavil) bıraktırmak: opusnam (opusnam) bıyık 1: mustàki, mustekà (ç) (mustak) “yunanca: moustaki” bıyık 2: buyuk (mustak) biber 1: piper, piperka, puperka (piper, piperka) biber dolması 1: tapkana çuşka (topkana çuşka) biber dolması 2: taptati piperki (pılneni çuşki) biberli: piperlif, piperliva, piperlivu, piperlivi (piperliv, piperliva, piperlivo) biberlik: piperlik () biberon bezi: smuftul (biberon) “içine şeker konup biberon olarak kullanılan bez” biçare: bîçaroa () biçim: biçim, bîçime (ç) (vidove, obraztsi, marki) biçimsizleşmiş: izropçena (obezobrazena) biçmek 1: kroy () “kumaş biçmek” biçmek 2: iskoasam, iskoase (izkosyavam, izkosya) biçmek 3: jàna, joana (jına) “ekin biçmek biçmek 4: razsiçam, razseka (razsiçam, razseka) “odun kesmek” biçmek 5 : rèje (reja)

Page 62: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

biçmek 6: tèsam (tesam) biçmek 7: ukosèvam, ukòse (okosyavam, okosya) bildirmek: ubàdem, ubàde (obajdam, obadya) bile: durî (dori) bileği taşı: şimirgel (toçilo) bilemek 1: naostrem, naostrè (naostryam, naostrya) bilemek 2: tóçem, tòça (toça) bilemek 3: ustriyem () bilemek 4: zaostrem (zaostryam) bilenmek: naostrem sa, naostre sa (naostryam se, naostrya se) bilenmiş 1: namàhan (natoçen) bilenmiş 2: naostrèna, -u (naostren, -a, -o) bilenmiş 3: zaustrenu (zaostren, zaostrena, zaostreno) bilet 1: bilèt, bileti (ç) (bilet) bilet 2: işitírie (bilet) biletçi: biletçiye (e), biletçiyka (d), biletçii (ç) bileyici: tuçila (toçila) bilezik 1: belehçá (grivna) bilezik 2: belezik (grivna) bilezik 3: kratitel (grivna) bilgili: bilgiliye (e), bilgiliyka (d) bilici kadın: znaynitsa “şifalı bitkilerle tedaviyi bilen kadın” bilindik: puznat (poznat, poznata, poznato) bilinmez: neznayno (neizvesten) “bilinmedik” billahi: billayi () billur: bistar, bistra, -u (bistır, bistra, -o)

Page 63: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bilmek 1: bildisvam (znam) bilmek 3: puznàyem / paznávam (bt) (poznavam) bilmek 2: znayem, znaye (znaya, znam) bilmemki: dèzna, de zna (ne znam dali) bin 1: bin (hilyada) “sayı, 1000” bin 2: hilyada (hilyada) bina eklentisi: nasoska (pristroyka na kışta) “bina müştemilatı” bina: binà, binoa (sgrada) binbaşı: bimbaşiye (polkovnik) bindirmek 1: kàçem, kàçe (kaçvam, kaça) bindirmek 2: pukàçem sa, pukaçe sa (pokaçvam se, pokaça se) bindirmek 3: pukàçem, pukàçe (pokaçvam, pokaça) bininci: hilyàden, -dna, -dnu (hilyàden, -dna, -dno) binlerce: hilédi (hilyadi) binmek 1: yèham, yahna (yahvam, yahna) binmek 2: kàçem sa (kaçvam se, kaça se) binmek 3: prikaçem, prikàça (prekaçvam, prekaça) binmek 4: iskaçem sa, iskaçe sa (izkaçvam se, izkaça se) bir arada: navannoaş (navednıj, navednaj) bir araya gelmek : posabravem, pasıbravem (posıbravyam) / “posabral: toplanmışlar” bir avuç miktarı: kulkut () bir çalkamalık: barkalka () bir çalkamalık miktarda tereyağ” bir defa: vannoaş (vednaj) bir defada: navannoaş (naednıj) “bir defasında”

Page 64: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bir deri bir kemik: ştorba (ştırbav çovek) bir dolu: pulnik, adin pulnik () bir hoş: birhoş () bir içimlik: pulnik () bir iki defa: annoaş dıvaş (ednıj dıvaj) bir kere 1: ednaj, adnoj, adnoş / annoaş (ednıj) bir kere 2: vannoaş (vednaj) bir kere daha: neyde, niyde () bir kerecik: ednojçek, annoaşçak () bir kerede: navannoaş (navednıj, navednaj) bir keresinde: annıy () bir kimseye: nèkomu (nyakomu) bir kosalık miktar, yer: utkos (otkos) bir ölçek: pulnik () bir parça: droben (butsa, kısçe hlyab) bir seferde: otmah (ot ryaz, na edin dıh, ot edin pıt) bir sürü : çop (jrebiy) bir şeyden çıkarmak: utvàdem, utvàde (otvajdam, otvadya) bir tanesi: adiniyas, adinan (edinen) bir yana: nastranî (nastrani) “bir tarafa, bir kenara” bir yerden: utnèkade, utneakade (otnyakıde) bir yere bitişik: du (do) bir yere kadar: dunèkade (donyakıde) bir yere: namisô (na mesto) bir yudum: pulnik () bir zaman: nèkuga, neakugà (nyakoga)

Page 65: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bir: adin, anna, anno / adno (edin, edna, edno) “adin çilék, annà janà, annò déte” birader 1: brat (brat) birader 2: biredèr (brat) biraz 1: dreban, drebna, -u, -i (dreben, drebna, -o) biraz 2: pulni, poalni (pılno) biraz az: polnu-malu, poalnu-moalnu (gore-dolu, mnogo malko) biraz daha fazla: poveçko / poveçku (poveçko) biraz önce: predi malko /predi malku (predi malko) biraz yavaş: pulôçka (po-bavniçko) birazcık 1: malaçko, malaçku () birazcık 2: mnoçko (mnogo) birbaşına kalmak: uzdisa (ostana sam) birbiri ardına: dînaman () birbirine darılmak: sakàram sa (skarvam se, skaram se) birbirini çok seven sevgililer: yaki galeni () birden 1: berden (ryazko, izvednıj) “aniden” birden 2: annoaş, adnoj, adnoş (ednaj, vednıj) “bir seferde” birden 3: navannoaş (navednıj, navednaj) birdenbire 1: navannoaş (naednıj) birdenbire 2: suradàn (izvednıj) birer birer 1: adin po adin, anno po anno (edin po edin) birer birer 2: anno panno, anno pu anno (edno po edno) birer gün: po den / puden (po den) birgüncük: dençek (dençek)

Page 66: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

biri 1: budnu, budno, bunno (nyakoy) “birisi, herhangi bir kimse” biri 2: annògu (ednogo) birisi, onlardan birisi” biricik 1: adinçek, annoçek (edinçek) biricik 2: anniçak, annîçka, anniçku (edinstven) birikinti: birikintiye (natrupvane) birikmek 1: biriktisvam (natrupvam se) birikmek 2: natiçam, nateka (natiçam, nateka) biriktirilmiş: nabran, nabrana, nabranu (nabran, nabrana, nabrano) “toplanmış” biriktirmek 1: sabiram (sbiram, sıbiram) biriktirmek 2: izbiram (spasyavam) biriktirmek 3: steagam sa, stegna sa (styagam se, stegna se) birinci 1: birinciye (e), birinciyka (d), birincii (ç) (pırvi, prıv) birinci 2: poarvi, poarva, poarvu (prıv, pırvi, pırva, pırvo) birine takılmak: gılgaçam (zakaçam, draznya) “birisini kızdırmak” birine: annòmu (ednomu) birisi 1: adiniyas () birisi 2: adin çiléak () birisi 3: annoan () birisi 4: nèkoy/ nyakoy (nyakoy, nyakoya, nyakoe) birisine: budnému, budnyamu (nyakomu, na nyakoy) “herhangi birine” birisini, birini: nèkogu (nyakogo) biriyle basılmak: narudançvam () birkaç 1: dreban, drebna, -u, -i (dreben, drebna, -o)

Page 67: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

birkaç 2: nèkolku (nyakolko) birlikte 1: fadnoş, fannoaş (zaedno) birlikte 2: navannoa/ nanno (bt) (naedno) birlikte 3: sos, sas, sıs, s (s, sıs) bisiklet 1: pisiklet (kolelo) bisiklet 2: tekerlek (velosiped) bisiklet 3: velespit (kolelo, velosiped) bisküvi 1: piskótu () bisküvi 2: püsküvüt () bit: voşka,voaşka, vaşki (ç) (vışka) bitik 1: kratan (svırşvane) “bitmiş” bitik 2: svarşen (svırşane) bitirilmemiş: nisvarşan, nisvarşana, nisvarşanu (nesvırşen, nesvırşena, nesvırşeno) bitirmek 1: izkarvam, izkaram (izkarvam, izkaram) bitirmek 11: vtasvam, vtasam /ftasem (vtasvam, vtasam) bitirmek 12: zavoarşem, zavarşî (zavırşam, zavırşa) bitirmek 2: istòrem, istòre (storvam, storya) bitirmek 3: isvoarşem, isvoarşe (svırşvam, svırşa) bitirmek 4: izvoarşem, izvoarşe (izvırşvam, izvırşa) bitirmek 5: navorşem, navorşe / navoarşem, navoarşe (navırşvam, navırşa) bitirmek 6: privoarşem, privoarşa (privırşvam, privırşa) bitirmek 7: razturyam, razturem bitirmek 8: skolasvam (svırşvam, priklyuçvam) bitirmek 9: svraştam, savoarna (svrıştam, svırna) bitirmek 10: varşem / vórşom (bt) (svırşam) bitki bitmek 1: raste ()

Page 68: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bitki bitmek 2: razsadya /rasàde () bitki: rásada (bt) (rastenie) bitkin 1: martitel (mırzelivets) bitkin 2: martatelnik, mırtatelnik (slab, iznomeştyal) bitkin düşmek: katalésvam, katalésa () bitkin düşmüş: katalésal (silno umoren) bitkin olmak: martalisam, mırtalisam (jivurkam) bitlenmek: uvoaşkaveyè (ovışkaveya) bitlenmiş: vaşleasal (vışlyasal) bitli: vaşif (e), vaşiva (d), vaşivu (n), vaşivi (ç) (vışliv, -a, -o, -i) bitme aşamasında: nakopreno () “bitmeye yakın” bitmek 1: istina (svırşvam) bitmek 2: isvoarşe sa, isvoarşe sa (svırşvam se, svırşa se) bitmek 3: kràtam, kràta (svırşvam) “tükenmek” bitmek 4: ràdam sa, rudiye sa (rajdam se, rodya se) bitmez: nikrata () bitmiş 1: kratan, kratana, kratanu (svırşvane) bitmiş 2: kratil (svırşil) bitmiş 3: zavoarşan (zavırşen) biz 1: nésme, nie sme (nie sme) “biz … iz” biz 2: nie, nè (nie) biz: şîlu (şilo) “kunduracı delme aleti” bizde 1: pri nas () “bizim yanımızda” bizde 2: u nas (u nas) bizden: utnas (otnas) bize 1: nam (nam, na nas) “kısa biçimi” bize 2: zanas (za nas) “bizim için”

Page 69: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bizi 1: nas (nas) “bize” bizi 2: nas ni () bizim 1: nàş, -a, -u, naşi (ç) (naş,-a, -o,) bizim 1: naşeso (naş) bizim 3: nàşın, nàşana nàşenu (naşen) bizim 4: naşiyat (naşiyat) bizim memleket: naşensku (naşensko) bizimki : naşenski, naşenska, naşensku (naşenski, naşenska, naşensko) bizimkiler 1: naşise () bizimkiler 2: nàşite (naşite) bizimkiler: nàşenets, nàşentsi (naşenets, naşentsi) bizimle: sas nas (s nas) bocalamak: manda (poklaştane) bodrum: dvor () bodur: koas (kıs, kratık) bodur: manuk Bogutevo köyü: selu Bugutvu (Bogutevo) boğaz 1: gratsmul (grıklyan) boğaz 2: garçuman (grıklyan) boğaz 3: goarlu, górlo (gırlo) boğaz uru: guja (guşa) boğazına dizilmek: prigujba (prisyada) “boğazında kalmak” boğazına dizilmek: priséde, prisöanna (prisyada) “danota prisöanna: boğazına otursun” boğazlamak 1: kòle (kolya) boğazlamak 2: zakòlem, zakòle (zakolvam, zakolya)

Page 70: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

boğmak 1: udàvem, udàve (davyam, davya) boğmak 2: zabıhtava ma (zaduşava me) “sıkıntı basmak” boğulmak: udàvem sa, udàve sa (davyam se, davya sa) boğuşmak: garamudét sa () bohça: bohça / buhça (bohça) bohçacı: bohçaciye (e), bohçaciyka (d), bohçacii (ç) bok: govna (govno) boklamak: bokladisvam () boklu: goavnanu () bol meyveli ağaç: kiçeari () bol vermek: nadàvam, nadàm / nadâvom (bt) (nadàvam, nadàm) bol: bol (mnogo) bolluk: bolluk (mnogo, izobilie) bomba 1: bàmba (bomba) bombok: bombok () bonbon şekeri: banbona, bonboni (ç) (bonbon) boncuk: buncuk (mınisto) bora: yuda (buriya, hala) boranı: boraney, buraniya (boraniya) “boranı yemeği” borazan: burazan (trıba) borç ödemek: razplatem, razplate (razplaştam, razplatya) borç: borç, borçôve (ç) (dılg) borçlu: burçlu (dlıjnik) boru: buriya, buriye, buru (trıba) bostan: bustan (bostan) bostancı: bustanciye (e), bustanciyka (d), bustancii (ç) (bostanciya, -ka)

Page 71: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bostancının, bostancıya ait: bustanciyski, -a, -u (bostanciyski, -a, -o) boş 1: pràzan, pràzna, pràznu (prazen, prazen, prazno) boş 2: uşonkano (prazno, pusto) boş gezen 1: beyhutin “beyhude gezen” boş gezen 2: siripuştina (skitosvaşt) boş gezen 3: sumontiya, sumuntiya (beztselno) boş gezen 4: uliçar, uliçare (ç) (skitnitsi, bezdelnitsi) boş kese: praznu kesô() boş konuşan 1: lalajie (bıbriv, prikazliv) boş konuşan 2: taralônko () boş konuşan 3: tatranisa () boş laf: baravi (bezmisleni) boş laf: boş laf (malovajno) boş olmayan: nipràzan, nipràzna, nipràznu (neprazen, neprazna, neprazno) boş yere 1: hakere (naprazno) “nahak yere” boş yere 2: napusto (napusto) boşa yorulmak: maha () boşalmak: izlivam sa, izleye sa (izlivam se, izleya se boşaltmak 1: izlivam, izleye (izlivam, izleya) boşaltmak 2: izpràzem, izprazne (izprazvam, izpraznya) boşaltmak 3: prazne (praznya) boşaltmak 4: razsîpam, razsipe (razsipvam, razsipya) boşaltmak 5: upràzem, uprazna (oprazvam, oprazna) boşaltmak 6: otsipam / utsîpam, otsipe / utsîpa (otsipvam, otsipya) “biraz boşaltmak” boşamak: razustavem, razustave (razvejdam)

Page 72: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

boşanmak 1: razustavem sa, razustave sa (razvejdam se) boşanmak 2: razvedem se, razvede se (razvedem se, razveda se) boşanmış 1: napusnat, napusnata, napusnatu (napusnat, napusnata, napusnato) boşanmış 2: razustavil, -a, -u (razostavil) boşanmış kadın: paresnitsa (razvedena jena) boşatmak: razvedem, razvede (razvejdam, razveda) boşluk: dzarka (protsep, proluka) Boşnak: Buşnak, Buşnàtsi (ç) boşuna 1: martsina (bezpolezno, naprazno) boşuna 2: fasik (omagiosan krıg) boşuna 3: hakere (naprazno) “nahak yere” boşuna atmak: zabeyhutem sa, zabayhùtvam sa (zabazganyam) “beyhude kelimesinden” boşuna harcamak: profukal (izharçil izvednıj) boşuna: napràzan, napràzna, napràznu (naprazen, naprazna, naprazno) boy atmak 1: narastam, narasna, narasta (narastvam, narasna, narasta) boy atmak 2: purastem, puraste (porastvam, porasta) boy atmak 3: rástem (bt), raste, rasna (rasta, rasna) boya: buya (boya) boyacı: boyaciye (e), boyaciyka (d), boyacii (ç)(boyaciya) boyamak 1: bagrem (boyadisvam, şarya, otsvetyavam) boyamak 2: buyadisam (boyadisam) boyamak 3: lépem () boyamak 4: namàzam, namàza (namazvam, namaja)

Page 73: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

boyamak 5: şàre (şarya) boyamak 6: vapsvam / vaptsvam (boyadisvam, otsvetyavam) boydan boya: buydan buya (otkray dokray) boylanmış: iztalaçken (izdıljen, porasıl mnogo) boynuz 1: buynuz (rog) boynuz 2: rog, rogve, ruguvé (ç) (rog) boynuzcuk: rogçe (rogçe) boynuzlu 1: ruguven, ruguvèna, -u () boynuzlu 2: rugat, rugata, rugàtu (rogat, rogata, rogato) boynuzsuz hayvan: şùta, şùto () “boynuzsuz inek, koyun, keçi” boynuzsuz koç: kabak (oven bez roga) boynuzsuz: brizrogve (bezrog) boyun 1: buyun (şiya) boyun 2: gizdilo, gizdilu (gerdan, ogırlitsa) boyun 3: şiyka (şiya) boyun eğmek: navèdem sa, navedè sa (navejdam se, navedà se) boyunduruk: vodaçke (vodaçkya) boz renkli sürü: vakla sûriye boz renkli: bozineav, bozinyav (rus) boz sığırlar: sivi volove (sivi volove) boza: bòza (boza) bozgun: bozgun (mayski brımbar) “mayıs böceği” bozguncu 1: buzgunciye (porajenets) bozguncu 2: yasirin (kloşar, bednyak) bozmak 1: buzdisvam (razvalyam)

Page 74: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bozmak 2: razpràvem, razpràve (razpravyam, razpravya) bozmak 3: razturam, razture (razturvam, razturya) bozmak 4: razvàlem, razvàle (razvalyam, razvalya) bozmak 5: timarepsavam (prebivam) bozuk 1: buzuk (razvalen) bozuk 2: razvalen, -a, -u, (ç) -i) (razvalen, -a, -o) bozuk para: drebni pari (drebni pari) bozukluk 1: praşnitsa (raztroystvo) bozukluk 2: buzukluk (defekt) bozulma: razvàle (razvala) bozulmak 1: buzuldisvam, razvàlem sa (razvalyam se) bozulmak 2: razturam sa, razture sa (razturvam se, razturya se) bozulmak 3: razvalem sa, razvale sa (razvalyam se, razvalya se) bozulmuş 1: flûtnat, flyutnat, -a, -u (vlyutnat) bozulmuş 2: izpatkal () bozulmuş 3: razturenu (razturen, razturena, raztureno) bozuşmak: sakàram sa (skarvam se, skaram se) böbrek: bubrek, bübrèk (bıbrek) böcek 1: babulka, bobulka, bubulka (buboleçka) böcek 2: bücek, büjek (nasekomu) böcek larvası: bumbarek (vid larva) böğürmek: revè (reva) böğürtlen 1: kapîna, kapinka (kapina) böğürtlen 2: malinki () bölge: kray, krayişte (kray, krayişta) bölmek 1: izdèlem (delya, razdelyam)

Page 75: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bölmek 2: razdèlem, razdèle (razdelyam, razdelya) bölmek 3: déle (delya) bölmek 4: razçokva, razçùpem (razçupvam) bölmek 5: tsepam, tsepé (tsepvam, tsepya) bölmek 6: utdèlem, utdèle (otdelyam, otdelya) bölük: bilûk, bûlûk (delenie) bölükbaşı: bûlûkbaşiye, bûlûkpaşa () bölünmek: razdèlem sa, razdèle sa (razdelyam se, razdelya se) bölünmez: nirazdelen, nirazdelna, nirazdelnu (nerazdelen, nerazdelna, nerazdelno) bölünmüş: razçopeno, razçùpenu () “parçalanmış” bölüşmek: utdèlem sa, utdèle sa (otdelyam se, otdelya se) börek 1: bürek (banitsa) börek 2: klin (klin, mlin) “bg. çivi” börek 3: mermerúnda () börülce: börülce (byal bob) böyle 1: tıy, atıy (tıy) “böylece, bu şekilde” böyle 2: takoaf, takava, takavu, takiva / takaf, takva, takvo / taka, takif (takıv, takava, takova, takiva) böyle 3: sakava, sakiva (takava, takiva) “böylesine” böyle 4: sıy, asıy, aysıy, eysey ( eto taka) “işte böyle” böyle 5: anıy (takiva) böyle 5: kureşnitsa (moje, taka) böyle 6: yasakov (takıv) böyle böyle: asıy asıy () böylece: saka (ey taka)

Page 76: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

branda: branda () bre! brey!: bre, brey (bre, brey) breh breh: breh breh! Breznitsa helvası: Breznişki halva () briket: pirket (briket) broş: kaptsílniça () bu akşam 1: çez (doveçera) bu akşam 2: saya veçer (tazi veçer) bu halde: ta, to (ta) bu kadar 1: tolkuva (tolkova) bu kadar 2: asolak (e), asolka (d), asolku (n), asolki (ç) (tolkova) bu kadar 2: toloz (tolkova) “o kadar” bu kadar 3: asolak, asolka, asolku, asolki / solko, solkova (tolkova) bu kadar 4: tolak (e), tolka (d), tolku (n), tolki (ç) / atolak, atolka, atolku, atolki (tolkova) bu kadar çok 1: tolkova (tolkova) bu kadar çok 2: bukadar, bukadır () bu nedenle 1: itîy (bt) bu nedenle 2: zatvà (zatova) bu şekilde: asıy (tıy) bu taraf, bu tarafa: nasam () bu yüzden: kureşnitsa (moje, taka) bu: asva (e), asay (d), asoy (n), asvi (ç) / “yakın şeylere işaret zamiri” /varyant kelimeler: 1) “asva” eril: sva, asva, eysva, seva, yasuva, eysuva (tova) 2) “asay” dişil: say,

Page 77: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

asay, sàya (tazi) 3) “asoy” nötür: soy, esoya, eysoya, aysoya (tozi) buburak: buburak “mitolojik varlık, hortlak” bucak: buceak, bujak, bujeak () buçuk 1: buçuk (polovina) buçuk 2: pulvina (polovin) budak 1: budàk, budatsi, budàsi (klon) budak 2: kukuçka (topliyka) budala 1: bayhuk (glupak) budala 2: budalà, budaloa (glupak) budala 3: budalev, budalíf, budaleaf, budalyav, budaltîna () budala 4: glupav, glupava, glupavu (glupav, glupava, glupavo) budala 5: melemé (melemya, mırda) budala 6: semio, seme (glupak) budala 7: ştùr, ştura, şturu (ştur, -a, -o) budalalık: budallok (glupost) Bugutvu’lu, Bogutevo’lu, Bugutvu’nun: Bugutski (Bogutevtsi) bugün 1: denas (dnes) / “makedonca: denes” bugün 2: asoy den “a-soy-den” / soy den / say den (dnes) bugün 3: soden, sodin (dnes) bugün 4: búkin, bugin (dnes) bugüne kadar: du denas (do dnes) bugünkü 1: asoy denski (dneşen, dneşna, -o) bugünkü 2: denaska (dneşen, dneşna, -o) bugünlerde: asoy dene, saydini, sèydene (v tezi dni)

Page 78: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

buğday 1: jîtu (jito) buğday 2: bugdà (pşenitsa) buğday 3: çenítsa, çinîsa, pçinitsa, pşenisa, pşinisa (pşenitsa) buğday ekmeği: pçinîçan leap (pşeniçen hlyab) buhar: pàra (para) bukağı: bukay, bukae (okovi) “atgözlüğü” buket: stroçek (strıkçe) bulamaç: bulamaç () bulamak: buladisvam (ovalvam) bulandırmak 1: moate (mıtya) bulandırmak 2: razmoatem, razmoate (razmıtvam, razmıta) bulandırmak: razboarkvam, razboarkam (razbırkvam, razbırkam) bulanık su: mıtna voda / moatna voda (mıtna voda) bulanık şekilde: moatnu (mıtno) bulanık: moatan, moatna, moatnu / matnu, motno (mıten, mıtna, mıtno) bulanmak 1: bulandisvam (razmıtvam se) bulanmak 2: moate sa (mıtya se) bulanmak 3: moatneyè (mıtneya) bulanmak 4: priglatilo sa e (zaoblaçilo se e) bulanmak 5: razmoate sa (razmıtya se) bulaşıcı: prefrıkneşto (infektsiozen) bulaşık yıkamak: miyem, miye (mie çinii) bulaşık: bolaşik, bulaşik (pribori, mrısen) bulaşmak: bulaştisvam (zatsapvam, zamırsyavam)

Page 79: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bulgar erkek: bulgarin, balgarin (bılgarin) bulgar kadın: bulgarka, balgarka (bılgarka) bulgarcık: bulgarçe, balgarçe (bılgarçe) bulgarın, bulgara ait: bulgarski, bulgarska (bılgarski, -a) bulgarlar: bulgari, bulgare (ç) (bılgari) bulgur: bulgur (bulgur) bulgur: trahana “bazı şivelerde” () bulmak 1: namèrem, namerè (namiram, namerya) “meydana çıkarmak” bulmak 2: nàyda, nayde (nayda, nameri) bulunmak: namèrem sa, namerè sa (namiram se, namerya se) bulunmuş çocuk: naydenik, naydenitsa (zavareno dete) buluntu: naydenik, naydenitsa () buluşmak: sroaştam sa, sroaştna sa (sreştma se, sreştna se) bulut 1: maglitsa (mugla) bulut 2: óblak (oblak) bulutlanmak: priglatilo sa e (zaoblaçilo se e) bunamak 1: bunadisvam (izkufyavam) bunamak 2: toapeye (tıpeya) bunamak 3: zaşùpiluye sa () bundan dolayı: zatvà (zatova) bundan: ot seva () bungarye, bulgarye: bungarie / bungarye, bulgarie / bulgarye “Rodoplara ait arkaik dönem telli bir müzik aleti” bunlar: siya, syae, sey, asıy (tezi)

Page 80: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bunun gibi 1: gôykim, gioykim () bunun gibi 2: sakiva (takiva) bunun gibi 3: takoaf, takava, takavu, takiva (takıv, takava, takova, takiva) bunun için 1: tat to (zaradi tova) bunun için 2: zatoy (zatuy) bunun için 3: zatvà (zatova) bununla beraber: pukray (pokray) burada 1: tuk, tuka (tuk, tuka) “buraya, burası” burada 2: atuka (ey tuka) burada 4: atuv/ atuf, aytuf, atuva, eytuva (ey tuv, ey tova) “burası” burada 5: itúy (bt) burada 6: aytúz (bt) buradan 1: ottuk / uttùk, uttuka (ottuk) buradan 2: ottuv /uttuf () buradan öteye: ottuk nagore () buralarda: asadef, asadeva, asadevu () sıdev / sadef, sıdeva / sadeva, yasadeva buralı, buranın, burasının: tukaşen, tukaşna, tukaşnu, tukaşni (ç) (tukaşen, tukaşna, tukaşno) burası 1: tuv / tuf, tuva, atuva, aytuf / etuva, atva, eytûva (tuka) burası 2: tuk, tuka (tuk) buraya 1: nahtuf / na tuv, nahtuva (tuk) buraya 2: nahtuka () buraya 3: tuf / tuv, atuva (tuka) buraya kadar: dutuk, dutuka (dotuk, dotuka)

Page 81: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

buraya, bu tarafa 1: nasam (nasam) “yala nasam, vari natam: gel buraya, git oraya” buraya, burası 2: nahsıde, nahsade (nasam, tuk) burç: bors () “hayvan beslemek için ağaç dalı” burçak: burçeak (fiğ) burgu: burgiye (burgiya) burgucu: burguciye () burkmak 1: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya burkmak 2: navîvam, navîye (navivam, naviya) burkulmuş: viynal (navehnal, izkılçil) burma: burma, burmo, burmoa, burmi (ç) (zavırtane, burma,) burmalı boynuzlar: burmosankine rojkove () burmalı: burmosan () burucu: borajiye, boraciya “koç vs hayvanları buran, iğdiş eden” burun: nos, nus, nòsa, nusoa (nos) buruncuklu kollar: buruncikavi rıkave () burunun, buruna ait, burun şeyi: nòsan, nosna, nosnu (nosen, nosna, nosno) buruşmak 1: nabruçkam sa (nabrıçkvam se, nabrıçkam se) buruşmak 2: nagôrçem sa, nagôrçe sa / nagoarçem sa, nagoarçe sa (nagırçvam se, nagırça se) buruşmuş: nafrapîlu () buruşturmak 1: nabruçkam (nabrıçkvam, nabrıçkam) buruşturmak 2: nagôrçem, nagôrçe / nagoarçem, nagoarçe (nagırçvam, nagırça) buruşuk 1: bruçka (brıçka)

Page 82: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

buruşuk 2: nabruçkan, -a, -u (nabrıçkan, -a, -o) buruşuk 3: nasroçen (namrışten) buruşuk suratlı: burusuk, brusuk (brıçki) “asık suratlı” buyur etmek boyurladísavom () buz ayakkabısı: kodki (ledohodki) “çivili buz ayakkabısı” buz çözülmesi: razleditsa () buz kesmek: ızmoarzam, ızmoarzna (zamrızvam, zamrızna) buz sarkıtı 1: cugal (ledena visulka) buz sarkıtı 2: kalakoncur () buz: lèd, let (led) buzağı: tèle (telè) buzağılamak: telè (telya) buzağılanmak: telè sa (telya se) buzağılı: telen, telna, telnu (telen, telna, telno) “gebe inek” buzlanmak 1: isledilu (izledilo) buzlanmak 2: zaledèyem, zaledé (zaledyavam, zaledya) buzlu 1: ledoan, ledna, lednu (leden, ledna, ledno) buzlu 2: sinlet (leden) bükmek 1: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya bükmek 2: usukvam, usuça (usukvam, usuça) bükmek 3: prevívom (bt) (previvam) bükük 1: svinok () “bükülmüş” bükük 2: svitak (zakriven) “bükülmüş” bükülmek 1: svîyem sa, svîye sa (svivam se, sviya se) bükülmek 2: izviyem sa, izviye sa (izvivam se, izviya se) bürük: brûki (pantalani) “pantalon, şalvar”

Page 83: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

bürümcük: burumcik () “dokuma cinsi” bütün 1: vrit, vrut, vrid, vru / frot, frut (vsiçki, vryut) bütün 2: vritçenka (vsiçki, vryut) bütün 3: sàl, sàla, sàlu / tsel, tséla, tsélu, tséli (tsyal, tsyala, tsyalo) bütün gece: sàlan-noaş (tsyala noşt) bütün hayat: tseliya jivot, sàlan hayat () bütün yıl boyunca: tsala ravna godina () bütünüyle: gòlu (gol) büyü 1: büyü, magöa (magiya) büyü 2: magie, magio, magöa (magiya) büyü yapmak 1: büyü pravem, magöasvam (magiosvam) büyü yapmak 2: magiosam, magôsvam (magiosvam, magiosam) büyücek: golemka, golûmka () büyücü 1: magiosnik, magôsnik(e), magôsnitsa (d) (magiosnik, magiosnitsa) büyücü 2: büyüjiye (e), büyüjiyka (d), büyüjii (ç) (magiosnik, magiosnitsa) büyücü kadın: magiyanitsa, magiyanisa () büyük: gulém, guleam, golem, galém / gülay (bt) (golyam) büyük ağızlı: gulemanusta () büyük baş hayvanlar: dubîtak (dobitık) büyük bayram “Ramazan bayramı”: golem bayrem, gulem bayrem () büyük dede: detko, dédko, dedeko (pradyado) büyük gürültü: bobot, bobut (tıten) “ani ses” büyük kavga: guléma kavgo ()

Page 84: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Büyük veba salgını: Gulemiya mor, Golemiya mor “1725/1726 yıllarında Rodopları etkileyen veba salgını.” büyükbaba: bôba, buba, beba (dyado) büyüklenen: gulemisa, golemitsa () büyüklenmek 1: gulemeye sa (golemeya se) büyüklenmek 2: navdigam se (golemeya se, naduvam se) büyüklük: keyafet (dostolepie, velikolepie) büyülemek: magiosam, magôsvam (magiosvam, magiosam) büyümek 1: gulemeyè (golemeya) büyümek 2: izrastem, izrasna (izrastvam, izrasna) büyümek 3: narastam, narasna, narasta (narastvam, narasna, narasta) büyümek 4: purastem, puraste (porastvam, porasta) büyümek 5: rástem (bt), raste, rasna (rasta, rasna) büyümemiş 1: kropandel (neporasıl) büyümemiş 2: svinok (nisık) büyütme: bijiklik (nadstroyka) “uzatma, yükseltme, ekleme” büyütmek 1: izkutem / iskùpem (bt) (otglejdam) büyütmek 2: ugulemèvam, ugulemeye (ugolemyavam, ugolemeya) büyütülmüş “çocuk”: izkuten (otgledan) büzmek: sviyem / svîvam, svîye (svivam, sviya) büzük, büzülmüş: svit, svita, svitu (svit, svita, svito) büzülmüş halde: svitu (svito) büzülmek: istesnèvam sa, istesne sa (stesnyavam se, stesnya se)

Page 85: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

C caba: caba (bezplatno) “ücretsiz verilen ilave şey” cacık: cacik (tarator) cadı: cadîye, cadiyka (e) (veşter, veştitsa(d)) cahil: cahil, cahilin (neznaeşt, neopiten) cam: cam, ceam (cam, stıklo) camadan: camadan (camadan) cambaz: cambaz, cambazin (e), cambazka (d), cambazi (ç) camcı: camcîye (e), camciyka (d), camcii (ç) (camciya, stıklar) camekan: camekan (vitrina) cami: camîye, camii / jamiye (ç) (camiya) can 1: càn, cean, jan (duşa) can 2: diha (duşa) can 3: dùşa (duşa) can çekişmek: dùşa bére, duşa bera () can erik 1: galagunki (canki, zeleni slivi) can erik 2: garluşka( zelena sliva, canka) can erik: canka (canka) can fes: jenfezenki () can fesli: jenfezeno () can çekişmek: dùşa bére, duşa bera () can vermek: duşa davam () canavar: canavar, canavarin, canavarka (d) (hiştnik, zvyar) canfezen şalvar: şalvare canfezeni () canı çekmek: priiska sa () “priiska mi sa: canım çekiyor”

Page 86: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

canı sıkılmak: pritesnèyem sa, pritesne sa (pritesnyavam se, pritesnya se) canı sıkkın: pritèsnan, pritèsnana, pristesnanu (pritesnen, pritesnena, pritesneno) canı su istemek: pripiva mi sa, pripîye mi sa (pripiva mi se, pripie mi se) canı yemek istemek: priyède mi sa (priyade mi se) canım 2: jenum, cànım, cànam (dragi) canım 1: mila () canla başla çalışan: otpeşil (oduşil) canlanmak: ujivèyem, ujivèye (ojivyavam, ojiveya) canlı 1: jif, jiva, jivu, jivi (jiv, -a, -o) canlı 2: ujivènu (ojiven, ojivena, ojiveno) canlı olarak: jivu (jivo) cansız: cansız, cansızin (bezjiznen) caymak: utmètam sa, utmètna sa (otmyatam se, otmetna se) cazibe: ştorv (primamka) cebiç: zvizdarka () “doğurmamış keçi” Cebrail: Cebrayil (Gabriel) cebren: sîlum, silom (trudno, edvam) cefa 1: töaglu, töagli (ç) (teglo) cefa 2: cefà, cefo, cefoa (beda) cefa 3: napin (mıka, tormoz) cefa çekmek: napinam sa (mıça se) cefakar: cefakârin, cefekérin (mıçenik) cehennem: candem, cendem, cahandem, cehendem, jehendem (ad)

Page 87: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ceket 1: çekét (yake) ceket 2: sètre (setre) cellat: celat, celétin, celyatin (palaç) cemaat: cemaat, jemaat () Cemal : öa.Cemal, Malô, Cemka Cemile: (öa) Cümlina /Jümlina, Jemilé, Jemilû / Cemilina /Jemilina, Cemilinka / Jemilinka, Cuna / Juna Cemilecik (öa): Cemilinka, Cemilitse cenabet: janabet, canabétin, janabétin , jenabetin (prokletnik) cenaze çelengi: upratalski kitki (kitka za pokoynik) cenaze namazı: cenezöana namaz () cenaze: cenezè, cenezo (pokoynik) cenk: cenk (bitka, borba) cennet: cennet, cenniet, jennet (raya) cep: cép, jép, ciep, jiep, coaba, joaba, jep (cob) cephane: cepanô, cepanöa, jepanöa (boepripasi) cephanelik: cepanelık, jepanalık () cephe: cepô, cepöa, , jepé, jepöa (front) cerahatlanmak: nagnûyem, nagnuye (nagnoyavam, nagnoya) cereme: ceremé, ceremô, ceremöa (cereme) cesaret: ceserét, ceseriet, jeseret, jüserét (smelost) cesaretli: ceseretlîye, jeseretliye (smel) cesur: cesurin, jesurin (smel) cevap vermek 1: otlava (otgovarya) “karşılık vermek” cevap vermek 2: udvraştem, odvrástom (bt) (otvrıştam)

Page 88: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

cevap vermek 3: ubàdem sa, ubàde sa (obajdam se, obadya se) cevap: cevap, jevap (otgovor) ceviz: òrah, orahi (ç) (oreh) / “hóreh (bt)” ceylan: ceylan, ceylian, ceylén, jeylean (gazela) ceza: cezà, cezô, cezoa / jezà, jezo, jezoa (nakazanie) cezve: cézve, jezve (cezve) cılız 1: dzof (dreben, hilav) cılız 2: moarşaf, marşava, marşavu (mırşav, mırşava, mırşavo) cılız 3: pihtavi () cırtlak ses çıkarmak: krotet, krotyat, izkoartet (krtyat, izkırtvat) cıvıklaşmak: razmöakam sa, razmöakna sa (razmekvam se, razmekna se) cibinlik: cibindirik, jibindirik () ciddi: ciddiye, jiddiye (seriozen) ciğer: ciger, jiger (drob) cihan: juhan (narod) “millet” cihaz: haygot (pribor) “aygıt” cila: cilâ, cilea / jilea (lak) cilâlı 1: cilalı, jilalı (poliran, lakiran) cilalı 2: leskati (lyaskati) “parlak” cilt 1: kòja (kodja) “deri” cilt 2: oder (koja) cilt 3: varhúşna deríye () “üst deri” cimri 1: cimriye, jimri (stisnat) cimri 2: istisnatu (stisnat, -a, -o)

Page 89: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

cimri 3: nemanka (nemotiya) cimri 4: skrıkav (stisnat) cimri 5: skripio / “elin çok sıkı, çok cimrisin: skripio golyam si” cimri 6: tsadak (tsedka) “asıl anlamı süzgeç: cimri anlamında deyim” cin çarpmak: ùradisvam () “uğramak” cin: cin, jin (cin, demon) cinayet: cinayét, cineyét (prestıplenie) cinci: cinciye, cinciya cins: cins, jins (vid, rod) cip: jip (cip) “araç” civan perçemi otu: yanuvitsa (byal ravnets) civar: krayişte (krayişte) civarında 1: sadef, sadeva, sadevu / asadef, asadeva, asadevu (sıdev, sıdeva, sıdevo) civarında 2: anadef, anadeva, anadevu () civarında 3: pri (pri) “yanında” civciv: pîle, pilçkove (ç) (pile) cömert: cümert, jümert (ştedır) cuma namazı: Cumoana namaz () Cuma: cumà, cumoa / jumayá, jumoa (petık) Cumartesi: Sobuta, Soabuta, Sóbata (bt) (Sıbota) cumba: jumba () cüce 1: cücé, jüje (cüce) cüce 2: kundô, kundio (drebosık) cümbüş: jümbüş, cümbüş, jûmbûş, cumbûş (smyah, maytap)

Page 90: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

cümle 1: cümle, jümle (tsyal) “tüm, bütün, hepsi” cümle 2: cümle, jümle (izreçenie) “dilbilgisinde” cünüp: cunupin, jünüpin, jenûpin (proklet) cüppe: jüppe (roba, odejda) cüzdan: juzdan (portfeil) Ç çabalamak 1: moaçem, moaça / màça (mıça) “bg. eziyet etmek” / móçem (bt) çabalamak 2: zamoçvam / zamoaçem (zamıçvam) çabucak 1: çabujak, çébujak (bırzo) çabucak 2: naborju / naboarcu, naborje / naboarje, naborji /naboarji (nabırzo, nabırje) çabuk 1: boarca, -u, -i (brız, bırz,-a, -o) / varyant kelimeler: borjo, borju, boarcu, bırje, bırjko, borje, boarce çabuk 2: çabuk, çébuk (bırzo) çabuk 3: haburca (bırzo) “hadi çabuk!” çabuk gönder!: napojordi (izprati na bırzo) çabuk ol!: çabuk! (bırzay) çabuk olmak: sgribam, boarjem, boarzam (bırzam) çabuk öfkelenen: dostuyan (sprihav) çadır: çadır, çador, çadoar (palatka) “çadır: bg - şemsiye” çağırılmak 1: otzvavam sa () çağırılmak 2: kàne sa (kanya se) “davet edilmek” çağırmak 1: otzvavam sa (obajdam se na novik) “çağrı yapmak” çağırmak 2: kànem, kàne (kanya) “davet etmek” çağırmak 3: svikvam, svikam (svikvam, svikam)

Page 91: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çağırmak 4: kalésam / kalesvam (kanya) çağırmak 5: navîkam (navikvam, navikam) “haykırmak” çağırmak 6: ubade / obadya (obadya) “bg. telefon etmek” çağırmak 7: porukvam, purukam (porukvam) çağırmak 8: priçuyem / priçuvam (priçuvam) çağırmak 9: prirûkam, prirukna (prirukvam, prirukna) çağırmak 10: prizuvavam, prizuva (prizovavam, prizova) çağırmak 11: pukànem, pukàne (pokanvam, pokanya) çağırmak 12: uzvikam sa, uzvikna sa (izvikva se) çağırmak 13: puvikam (povikvam) çağırmış: prirukal (izvikal) çağlayan: kûpriya (vodopad) çakı: çakiye () çakıcı: çakaciye, çakajiye “eşkıya” çakır: çakır, çakıre (çakır) çakmak 1: çakmak (zapalka) çakmak 2: zapalka (zapalka) çakmak 3: tropvam, tropna (tropvam, tropna) çakmak 4: tròpam (tropam) çakmak 5: naçùkam (naçukvam, naçukam) çakmak 6: nabıyta (nabiya) çakmak 7: pubiyem, pubiye (pobivam, pobiya) çakmak taşı: kremen (kremık) çalgı: isvîre (svirya) çalgıcı: çalgajiye (e), çalgajiyka (d), çalgajii (ç) (çalgaci) çalı: funduk (elhiçka) çalılık: zaşipçeno ()

Page 92: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çalım satmak: çalım sattisvam () çalım: çalım (metod, payanta) “yöntem, yol” çalımlı: afiliye (e), afilinka (d) (pokazen) çalınmış 1: kràdan, kradena, kradenu (kraden, kradena, kradeno) çalınmış 2: ukràdan, ukradna, ukradno (otkraden, otkradna, otkradno) çalışkan 1: çalaşkan, çalışkanin (trudolyubiv) çalışkan 2: operen (operen) “hünerli” çalışkan 3: rabutnu (trudolyubiv) çalışma 1: çalaştisvane () çalışma 2: rabuta, rábata (bt)(rabota) çalışmak 1: çalaştisvam (rabotya) çalışmak 2: ràbutem (rabotya) çalışmak 3: naràbutem, naràbute (narabotvam, narabotya) çalışmak 4: naràbutem sa, naràbute sa (narabotvam se, narabotya se) çalışmak 5: pumoaçem sa, pumoaçe sa (pomıçvam se, pomıça se) çalışmamak: nirabutem, nirabutna () “nirabuti: çalışmıyor, bozuk” çalıştırmak 1: fîrkom (bt) çalıştırmak 2: mbâgom (bt) çalıştırmak 3: zabliyávam (bt) çalkak: burilo, burîlu () “yayık çalkalama aleti” çalkalamak: borkam, boarkam (bırkam) çalkama ayran: barkanitsa, bırkanitsa (ayran)

Page 93: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çalma: çalmà, çalmoa, çalmi (ç) (çalma) “erkek baş örtüsü” çalmak 1: çaldisvam (krada) “hırsızlık yapmak” çalmak 2: krada, kradoa, krádem / krádom (bt) (kradà) “hırsızlık yapmak” çalmak 3: kradna (kradna) “hırsızlık yapmak” çalmak 4: pléçkosvam /plyaçkosvam, kràde, ukràde (krade, otkradva) çalmak 5: ukràdem, ukràde (okradvam, okrada) çalmak 6: ukràdem, ukradna (otkradvam, otkradna) çalmak 7 : drınkam dronkam, droankam (drınkam) “müzik aleti çalmak” çalmaya başlamak: zasvîrem, zasvîre (zasviram, zasvirya) “öttürmeye başlamak” çalmış: ukral (otkradnal) çam ağacı 1: burika, borika, buriki (ç) (bor, borika) çam ağacı 2: péfka () çamaşır 1: çamaşir (prane) çamaşır 2: prane () çamaşır asmak: ihsédem () “ihsedihme gu pranetu: çamaşırları astık” çamaşır tokmağı: kopan, kopın (tupalka za prane) çampara: çamparo (leka jena) “hafif kadın” çamur 1: kal, kalta (kal) çamur 2: çamur, çemur (kal, mrısotiya) çamur 3: elovitsa () çamurlamak 1: kàlem (kalyam) çamurlamak 2: razkàlem (razkalvam, razkalyam)

Page 94: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çamurlanmak 1: kalésam, kalyasam () çamurlanmak 2: kàlem sa (kalyam se) çamurlanmak 3: razkàlem sa (razkalvam se, razkalyam se) çamurlu 1: kàlen, kalna, kalnu (kalen, kalna, kalno) çamurlu 2: ukálen (kalen) çan 1: tûmbelek, dûmbelek (hlopka, zvınets) “koyun çanı” çan 2: çén (hlopka, kambana, zvınets) çan 3: tuç, tunç (hlopka) çan çalmak: tsonnovam (zvınvam) çanak 1: çiniya, çiniye (çiniya) çanak 2: çanak (çiniya, paniçka) çangal (doğarken ölmüş kuzu) : çangal () çanta 1: çánta, çanti (ç) (çanta) çanta 2: paláska (çanta) çap: çap, çeap, çép (diametır, kalibır) çapa 1: çapà, çapoa (motika, çapa) çapa 2: kopaç (motika) çapa 3: mòtika, motka ( (motika, kopaçka) çapa 4: praşilka (kopaçka) çapak: çapak (karakuda, platika) çapalamak 1: çapaladisvam () çapalamak 2: práşom (bt) çapalamak 3: upreşihvam “upreşihme: çapaladık” çapkın 1: çapkın, çepkın (çepkın) çapkın 2: gûvendiye (razvratnik, razvratnitsa) çapraşık: çapraşik, çepraşık, çerpeşik (mrısen) çapraz 1: çapràzi (toka, pafti) “kadın gümüş kemer tokası” çapraz 2: korst (krıst)

Page 95: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çaprazlama: letve (napryako) çaput: çaput (dreb) çar: tsar (tsar) “padişah” / çarım!: tsarû “padişahım!” çardak: çardak (çardak) çare: çàre, çarò, çaroa, çehra () çarık: sarvule (tsarvul, tsırvul) çarpılmak: çarptisvam sa (udryam se) “kendini çarpmak” çarpma 1: plûsak (udar) çarpma 2: udar (udar) çarpmak 1: çarptisvam (udryam) çarpmak 2: dzınkam (drınkam) çarpmak 3: udrem (udryam) çarpmaya başlamak: zatreskam, zatreaskam (zatryaskam) çarşaf: çarşàf, çarşeaf (çarşaf, postilka) çarşamba: sréda (sryada) çarşı: çarşîye, çerşiya, çerşiyka (çarşiya) çarşının, çarşıya ait: çarşiyski, -a, -u (çarşiyski, -a, -o) çatal 1: çatal, çetal (vilitsa) çatal 2: bunela (vilitsa) çatal 3: razsahaçka () çatal 4: vaztigarka (çatalesta dırvena podropa) “çatallı, çatal şeklinde” çatal çubuk: motovilka (prıçka s çatal) “ip eğirmek için ucu çatal çubuk “ çatalcık: bunelka (vilitsa) çatallanmak: razçetalem, razçetalyam (razklonyavam) çatı 1: çatiye (pokriv) çatı 2: dàm (pokriv)

Page 96: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çatı döşemesi: tikla (pokrivna ploça) çatı kenarı: kotlomoz () çatık kaşlı: nabursuçen, naburusûçen (namrışten) çatırdamak 1: çatorkam (prıştam) çatırdamak 2: kırtsikam (skırtsam) çatırdamak 3: napùkam (napukvam, napukam) çatırdamak 4: pripukvam, pripukam (pripukvam, pripukam) çatırdamak 5: trèsvam, tresna (tryasvam, tresna) çatırdamak 6: troaskam (trıskam) çatırdayan, çatırdamış: çatorkat (praştyat) çatlak 1: çatlàk, çatlok, çatloak (plyaskane, puknatina) çatlak 2: puknatu (puknat, puknata, puknatu) çatlak 3: uspùkanu (spukan, spukana, spukano) çatlamak 1: nakórşavom (bt) çatlamak 2: napùkam (napukvam, napukam) çatlamak 3: pukam sa (pukam se) çatlamak 4: pukvam sa, pukna sa (pukvam se, pukna se) çatlamak 5: razpùkam sa, razpukna sa (razpukvam se, razpukam se, razpukna se) çatlatmak 1: pukam (pukam) çatlatmak 2: pukvam, pukna (pukvam, pukna) çatlatmak 3: razpùkam, razpukna (razpukvam, razpukam, razpukna) çatlatmak 4: uspukvam, uspukam (spukvam, spukam) çavdar ekmeği: rojan leap (rıjen hlyap) çavdar: rôj, roş, roaş (rıj)

Page 97: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çavdardan, çavdarlı, çavdar (şeyi): roşan, roşna, roşnu / roaşan, roaşna, -nu (rıjen, rıjena, -no) çavuş: çauş (çauş ) çay 1: çay, çèy (çay) “içilen çay” çay 2: çay, çàya (çay, malka reka) “akarsu” çaydanlık: çaynik (çaynik) çayır 1: çayir, çair, çeyir, çeir, çeire (ç) (çair) çayır 2: livada, luvada, livadi (ç) (livada) çayır 3: pasişte (pasişte) Çeç deyimi, Çeç telaffuzu, Çeç aksanı: çeçno kàzano () “Çeç: Bulgar ve Yunan sınırındaki Pomak bölgesi” Çeçli: çeçliya () çehre:çehrô, çehrio, çehröa (litse) “yüz, surat” çeki: çekiye “tartı” çekiç: korak (çuk) / küçük çekiç: koraçe (çukçe) / varyant: kuráik çekilmiş: natègnatu (nategnat, nategnata, nategnato) çekim 1: ştorv (primamka) çekim 2: púkanye (bt) çekingen: slisan () çekinmek 1: izbégna (izbyagvam, izbyagna) çekinmek 2: istesnèvam sa, istesne sa (stesnyavam se, stesnya se) çekinmek 3: slisvam (slisvam) çekinmek 4: strayvam sa, straye sa (staryvam se, straya se) çekinmek 5: utbègam, utbègna (otbyagam, otbyagna) çekip almak: kaçokvam (navzemam, otçupvam)

Page 98: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çekirdek 1: kakaluşka (kostilka) çekirdek 2: semka (semka) çekirge: skàkal, ıskàkal (skakalets) çekirgecik: jurkalçek (şturçe) çekiştirmek: razdoarpem (razdırpvam, razdırpam) çekmece 1: çetkarnik (malko koviorçe s jobi) küçük kutu çekmece 2: çekmecè (çekmece) çekmek 1: izmiçam (dırpam, izvajdam) “çekip çıkarmak” çekmek 2: natöaglem sa, natöagle sa (nateglyam se, nateglya se) “çok çekmek” çekmek 3: caskam (dırpam) çekmek 4: doarpam (dırpam) çekmek 5: moakna (mıkna) “çekip yolmak” çekmek 6: pridoarpem (pridırpvam, pridırpam) çekmek 7: prikàrvam, prikàram (prekarvam, prekaram) “çekip taşımak” çekmek 8: teglè, töagle, töaglem, da töagle, (teglya) çekmek 9: torzam (dırpam) çekmek 10: upinam/ opinam, upina/ upöana (opıvam, opına) / apínom (bt) (opınam) çekmek 11: utmètam, utmètna (otmyatam, otmetna) çekmek 12: vòde (vadya) “çekip götürmek” çekmek 1: çekna (dırpam) çekmek 2: upöanam, upinam (upıvam) çelik çomak 1: humàda () “oyun” çelik çomak 2: çilik (stomana) çelmelenmek: skundaptsvam (prepıvam se) “çelme takılmak”

Page 99: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çember: çember, çimber (çember, obrıç) çene 1: çené, çenöa, çinô, çeyne (çelyust) çene 2: çenitsa (çene) çengel 1: çengale () “kuzuları ölmüş yada satılmış koyun” çengel 2: kukal, kukalçitsi (ç) (kuka, kukiçki) “ağaç dalından çengel” çengel 3: çengel (çengel, kuka) çengel 4: gagul, gacul (kuka) çengel 5: kancel (kuka) çengel 6: jengal (slabiçko) “çok zayıf kimse” çengelli iğne 1: skarfitsa (bezopasna igla) çengelli iğne 2: ılgaç () “ilgeçli iğne” çepeçevre: utvsèkade (otvsyakıde) çerçeve: çerçeve, çerçevöa, çerçevî (ç) (çerçeve) çeşit 1: çeşit, çişit (vid, sort) çeşit 2: deles (vid, tip) çeşitli: ràzen, razna, raznu, razni (ç) (razen, razna, razno) çeşme 1: çuçur, çüçür (çuçur) çeşme 2: çeşmà, çeşmöa (çeşma) çeşmeci: çeşmecîye (çeşmeciya) çeşmecik: çeşmitsa () çete: çète (çeta) çeteci: çeteciye () çetli: çetli () “hayvan sahibi ile çoban arasında hesap görülen tahta” çevik 1: çvırst, tsvırst (çevrıst) çevik 2: porgavu (pırgav, pırgava, pırgavo) çevikçe: poargavu (pırgav) “çevik biçimde”

Page 100: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çevirme: çevermè, çevermöa, çivirmô (çeverme) “kuzu yada oğlak çevirme” çevirmek 1: ugràdem, ugràde (ograjdam, ogradya) “duvar veya çitle çevirmek” çevirmek 2: navràtem / navratyam () “döndürmek” çevirmek 3: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya çevirmek 4: izvraştam, izvoarna (izvrıştam, izvırna) çevirmek 5: razvoartam, razvoarté /razvartem (razvırtyavam, razvırtam, razvırtya) çevirmek 6: ubikòlem (obikalyam, obikolya) çevirmek 7: ubraştam, uboarna (obrıştam, obırna) çevirmek 8: vartè (vırtya) çevirmek 9: vortkam (vrıtkam, zavırtam) çevirmek 10: zagràde (zagrajdam, zagradya) çevirmek 11: zaviya, zaviye (zavivam) çevirmek 12: zavrate (obırna, navi) çevirmeye başlamak: zaobraştam ( zaobrıştam) çevre 1: çervitsa (brodirana kırpa) “işlemeli örtü” çevre 2: çevrè, çevröa (kırpa) “örtü, mendil” çevrilmek 1: izvivam sa, izviye sa (izvivam se, izviya se) çevrilmek 2: izvraştam sa, izvoarna sa (izvrıştam se, izvırna se) çevrilmek 3: tarkòlem sa, tarkòle sa (tırkalyam se, tırkolya) çevrilmiş 1: izvratil (preobırnal) çevrilmiş 2: navratil (obırnal) çevrilmiş 3: obkrıjena (obkrıjena) “obkrıjavam fiilinden” çevrilmiş 4: ubikòlenu (obikolen, obikolena, obikoleno)

Page 101: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çevrim: devir (vırtene) çeyiz 1: çeyiz (çeiz) çeyiz 2: prikya / priké (çeiz) çeyiz 3: spap, çeyiz (çeiz) çeyiz 4: şuvîş (zestra, çeiz) çeyizlik elbiseler: rùba (roba) çeyrek 1: çetvoritsa (çetvırt) “dörtte bir” çeyrek 2: çeyrek (edna çetvırtnika) çeyrek 3: çeyretsi, çayretsi (çetvırtinki) çıban 1: çiban, çuban (tsirey) çıban 2: prişka (prişka) çıbanlı: priştavu (priştav, priştava, priştavo) çıfıt: çifutin (evrein) “yahudi” çığırtkan: patavrajie () “çok konuşup iş yapmayan” çığlık atmak 1: razrèvam se, razrevè sa (razrevavam se, razreva se) çığlık atmak 2: víyem (viya) çığlık: tsrikut (vik, voy, kryasık) çık “çık sesi”: ts (ne) “hayır anlamında” çıkarılmak: iznîsat sa (iznasyat se) “dışarı çıkarılmak” çıkarma, çıkarım: iskarvane () çıkarmak 1: izmiçam (dırpam, izvajdam) “çekip çıkarmak” çıkarmak 2: izkarvam, izkaram / iskarvam, iskaram (izkarvam, izkaram) çıkarmak 3: isvàlem, svàle (svalya) çıkarmak 4: izvèdam, izveda (izvejdam, izveda) çıkarmak 5: prispàdem, prispànna (prizpadam, prispadna) çıkarmak 6: razbulvam (razbulvam)

Page 102: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çıkarmak 7: izvàdem, izvade (izvajdam, izvadya) çıkarmak 8: sıbuvam () çıkıp gitmek: mahvam sa, mahna sa (mahvam se, mahna se) çıkış: izlézene, izlázenie (bt) () çıkmak 1: iskaçem sa, iskaçe sa (izkaçvam se, izkaça se) çıkmak 2: niknam (nikna) çıkrık 1: çekrık, çıkrık (çekrık) çıkrık 2: rudan, radan (çekrık, rodan) “ip çıkrığı” çıldırmak: puboarkam sa (pobırkvam se, pobırzam se) çıldırmış: izçimuşil (poludyal) çınar 1: çinar, çinaran (çinar) çınar 2: yablan (yablan) çıngırak 1: dzınkalka (drınkalka) çıngırak 2: tûmbelek, dûmbelek (hlopka) çınlamak 3: peyna () “kulağı çınlamak: peyna mi uho” çınlamak 4: sonkam, tsonkam, tsınkam (zvınya) çıntar: çervenuşki (rijiyki, vid gıba) “kırmızı mantar” çıplak 1: gropal, -a, -u (gol) çıplak 2: gropalak (bednyak) “fakir” çıplak 3: sgoropaleno (gol) çıplak 4: golugroplu (sıbleçeno) çıplak kalmak: ugoleyè (ogolyavam, ogoleya) çıplak olmak: vazgàlem (razlogvam) “eteği yukarı kaldırmak” çıra 1: çirag () çıra 2: bòrna, boarna, burnà, burnoa (bòrina) çırak 1: çirak (çirak) / çiraçe: küçük çırak

Page 103: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çırak 2: şegôrçe, şegırçe (pomoştnik, çiraçe) çırılçıplak 1: gòlu gròpolu (sgoropaleno) çırılçıplak 2: goli golatsi (sgoropaleno) çırılçıplak 3: çinçiplak, çipçiplak (çisto gol, gol-goleniçık) çırpıcı: barçinka (bilo) “çalkalayıcı” çıta: letva (letva) çıyan: çiyan (stonojka) çiçeğim: kitçitse () çiçek 1: kiçitsa () çiçek 2: kitka (kitka, tsvete) “bg. demet” çiçek açmak 1: razpùkam sa, razpukna sa (razpukvam se, razpukam se, razpukna se) “çiçek patlamak” çiçek açmak 2: zakiçem, zakiçe (zakiçvam, zakiça) “çiçeklenmek” çiçek takmak: ukiçilyam () çiçek toplamak: viem kitka () çiçekçi: kitkar () çiçeklenmiş: tsvetnalo /svetnalu () çift 1: çift (çift) çift 2: diplo (dvoyno) çift sürmek 1: izuréyem / izarávom (bt) çift sürmek 2: urà (ora) çiftçi: çifçiye, çifçiyka, çifçiyi (ç) (çifçiya, -ka) çiftçinin, çiftçiye ait: çiflikçiyski, çuflitski (çiflikçiyski) çifte atmak: razrîtam (razritvam, razritam) çifte: çifté, çiftöa, çiftio, tsífte, çiftöa, çifkio, çifkô, çiftà (ç) (çifte, dvoyno) çifteli: çeftelio (igriv) “oynak”

Page 104: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çiftleşme: çiftosvane () çiftleşmek: çiftosvam, çiftosem () çiftlik: çiflik, çiflikan (çiflik) çiğ düşmek: rusè (rosya) çiğ yağmak: narusèyem, narusiye (narosyavam, narosya) çiğ: surav, surava, suravu (surav, surava, suravo) “pişmemiş” çiğneme: taptane (tıpçene) çiğnemek 1: cvakam, cova (dıvça) “ağızda çiğnemek” çiğnemek 2: izdoafça (dıvça) “sakız çiğnemek” çiğnemek 3: doafça (dıfça) “sakız çiğnemek” çiğnemek 4: ıstoapkam, ıstoapça (stıpkvam, stıpça) “ayakla çiğnemek” çiğnemek 5: mlavi () çiğnemek 6: taptem, tapte () “ayakla çiğnemek” çiğnenmiş: staptal (stıpkal) çikolata: çukulàta (şokolad) çile 1: çile, çilöa () “ip demeti” çile 2: malim (mıka, mıçno) “dert” çile 3: töaglu, töagli (ç) (teglo) “çekilen dert, tasa” çile 4: patîlu, patila (ç) (patilo) “dert, tasa, başa gelen” çile çekmek 1: töaglem, da töagle (teglya) çile çekmek 2: napinam sa (mıça se) çile geçmek 3: pritöaglem, pritöagle (preteglyam, preteglya) çilek: zunitsa, zonitsa, zunitsi (ç) (gorska yagoda) “yabani çilek” çilingir: çilingir (klyuçar)

Page 105: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çilli suratlı: şarabàtu () çim: ki (çe) çimdiklemek 1: iştîpam, iştipna (ştipvam, ştipna) çimdiklemek 2: iştipè (ştipya) çimdiklemek 3: priştîpam, priştipna (preştipvam, preştipna) çimdiklemek 4: uştipem, uştipe (oştipvam, oştipya) çimdiklemek 5: zaştîpem (zaştipvam, zaştipya) çimdikleyen 1: priştipalka () çimdikleyen 2: iştipalka () çimen 1: çümen (treva) çimen 2: dorane, dòren (trevni çimove) çimen 3: trevitsa () “çayır çimenleri: çair trevitsa” çimento: çimentu (tsiment) çingene 1: sîganin (e), sîganka (d), tsigani (ç) (tsiganin, tsiganka) çingene 2: gurbète (gurbetçiya) çingene 3: agup, aguptin (e), agupka (d), agupti (ç) (agup, agupka, agupti) “kıpti kelimesinden” çingene çocuğu 1: sîgançe (tsigançe) çingene çocuğu 2: agupsku pàle (agupsko pale) çingene kadını 1: siganka, tsiganka (tsiganka) çingene kadın 2: gurbetka (tsiganka) çingenenin, çingeneye ait, çingene şeyi: sîganski, -a, -u (tsiganski, -a, -o) çini rengi: çin (sin) çirkin 1: grozan, grozna, groznu (grozen, grozna, grozno) çirkin 2: groizlesto, grouzlesto (neestetiçno, grozotiya)

Page 106: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çirkinleşmek: pugroznèyem, pugrozneye (pogroznyavam, pogrozneya) çirkinleşmiş: izropçena (obezobrazena) çiseleme: silentiya, sûlûntiya (rımej) çiselemek 1: zarusî (zarosi) çiselemek 2: rusè (rosya) çisenti: rositsa, rusitsa (rositsa) çiş 1: piknöa (piknya) çiş 2: pikuç (urina) çişli: pîkla, piklo (pikla, piklio) çit 1: çit (ograda) çit 2: plekénitsa / plekyanitsa (ograda) Çitak: Çitak, Çitatsi (ç) () “Bulgaristan’da bir topluluk” Çitak’ın, Çitak’a ait, Çitak şeyi: Çitaşka (çitaşka) çitin geçiş yeri: prolez () çivi 1: çivi, çiviye, çiviya, çuviya, çuvu (klin, piron) çivi 2: şèyka, şayka, şeykiya, şeykya, şeyké (piron, klin) çivi 3: piron (piron) “büyük ağaç çivisi” çivi 4: naftie, nôfte, niofte (nokti) çivi çakmak: zakuvagu sa şeyka () çivici: çivicîye (e), çiviciyka (d), çivicii(ç) () çiviciye ait, çivicinin, çivici (şeyi): çiviciyski, -a, -u () çiy: rusà (rosà) çiyli: rùsan, rusna, rusnu (rosen, rosna, rosno) “çiğ yağmış” çizme: çizme, çizmöa, çizmi (ç) çizmek: şarkam (draskam) “çiziktirmek” çoban 1: çuban, çubanin (ovçar)

Page 107: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çoban 2: ufçer, ofçar, afçár (bt) (ovçar) çoban ayakkabısı: tulumbi (ovçarski paputse) çoban barınağı: gérme () çoban değneği: gega () “kancalı değnek” çoban sopası: ufçerska tuyèga () çoban yardımcısı: maloşina, maleşîna () çobancık: ovçarçe, ufçerçe (ovçarçe) “küçük çoban” çobanın, çobana ait, çoban şeyi: ufçerski (ovçerski) çobanlık etmek: ufçeruvam (ovçaruvam) çocuğun, çocuğa ait, çocuk (şeyi): detski, -a, -u (detski) çocuk 1: déte, deké/ dekya, désa, detsà (ç) (dete, detsa) / çocuklar: deçinki (detsa) çocuk 2: çucuk (deté) çocuk 3: çedo (dete) / çocuklar: çelyad (detsa) çocuk 4: pandûk (dete) çocuk 5: tarenik (dete) çocuk aramak: ponuda () çocuk bahçesi: detska gradina (detska gradina) çocuk bezi: pléni (plyani, bebeşki peleni) çocuk büyütmek: izkutem (otglejdam) “çocuk bakmak” çocukcağız 1: deçîsa (deçitsa) çocukcağız 2: dètentse, detense (detentse) çok 1: mlògu (mnogo) çok 2: yatse, yatsa, yése, etse (mnogo) çok 3: eçko (mnogo) çok 4: gôtere, giotere () çok 5: manaha (mnogo) çok 6: çop (jrebiy)

Page 108: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çok ağlamak: izplakam, izplaçe (izplakvam, izplaça) çok bağırmak: narevèyem sa, narevè sa (narevavam se, nareva se) “böğürmek” çok değerli: priskoapu (preskıp, preskıpa, preskıpo) çok değil: nimlògu (nemnogo) çok dik yer: kistermô, kistermio () çok dolaşık: navrele (silno izviti) “eğri büğrü” çok esnemek: prezyávom (bt) çok fazla: yése mlogu, yatse mlogu () çok geç: po-geç () çok güzel: po-hubaf, po-hubava, po-hubavo (mnogo hubavo) çok istemek: priiskam (priiskvam, priiskam) / “priiskami se: çok istiyorum” çok konuşmak: ftasuvam, ftásavam (bt) (obeştavam) çok lafçı: yése lafçiye, yatse lafçiye () “geveze” çok öğünen: urdô () çok öksürmek: nakaşlem sa, nakaşle sa (nakaşlyam se, nakaşlya se) çok pişmek: najija, najiza (peçe silno, jega, najejavane) “yanmak” çok sayıda: kòni (kone) çok sıcak: jega (mnogo goreşto) çok süslü: po-gizdavo () çok şaşırmak: utaliçvam (razkaçvam se) çok tırmanmak: vazgríbom (bt) () çok yemiş: nakòrmotil (preyal) çok yıkamak: napèrem, naperè (napiram, naperà)

Page 109: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çok yorgun: katalésal (silno umoren) çok yorulmak 1: katalésvam, katalésa çok yorulmak 2: kisne () çoktan beri 1: utkòleşen, ıtkòleşna, utkòleşnu (otkoleşen, otkoleşna, otkoleşno) çoktan beri 2: utkòle yéçişte () çoktan beri 3: utkray (otkray) çoktan: utkòle (otkole) “ne zamandır, çoktan beri, çoktandır” çolak: çulàk (çolak) çomak: çumak (çomak) çorabın önü: naglavka () çorak tarla: nîvişte (nivişte) çorap 1: çurap, çuràpe (ç) / jorapi, jurapi (ç) / juràp, juràpe (ç) (çorapi) çorap 2: kalçùne, kaltsune, kalsune (kaltsun) çorba: çòrba (çorba) çorbacıların, çorbacılara ait: çorbaciyski, -a, -u () çökelek 1: çükelek () çökelek 2: urda (izvara) çökertmek: potoplyam / potoplem () çökmek: razkàpem sa, razkape sa (razkapvam se, razkapya se) çökük 1: utonal (potınal) “çökmüş” çökük 2: kuknu, kukni (ç) (kukno) çömelmek 1: klékam, klekna (klyakam, klekna) çömelmek 2: kuka, kukna (klyakam) çömelmek 3: kukvam, kukem (klyakam)

Page 110: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çömlek 1: çümlek (gırne) “toprak kap” çömlek 2: goarne () “toprak kap, küp çömlek sapı: kalitsa (drıjka) çömlekçi: çümlekçiye (e), çümlekçiyka (d), çümlekçii (ç) çöp 1: çop, çôp, çiope, çopie, çüöp (klon) çöp 2: kleçka (kleçka) çöp 3: suşte (smet) çöp 4: şúşka (smet) çöpçü: çöpçiye (metaç, çistaç, boklukçiya) çöplük 1: smetişte (smetişte) çöplük 2: çopluk, çüplük (bokluk) çöplük 3: bunişte (bokluk) çöplük 4: sustanu (bokluk) çöplük 5: suşte, suştie (bt) (smet, smetişte) çörek otu: çürekutu, çürekotu () çörek: çürek (pitka) çözmek 1: razkriyem, razkriye (razkrivam, razkriya) çözmek 2: razmutàyem, razmutàye (razmotavam, razmotaya) çözmek 3: razplitam, razpleta (razplitam, razpleta) çözmek 4: razvivam, razviye (razvivam, razviya) çözmek 5: razvoarzam, razvoarza (razvrızvam, razvırzvam, razvırja) çözmek 6: udvarzam, udvarzna (otvırzvam, otvırzna) çözmek 7: utvoarzam, utvoarza (otvırzvam, otvırja) çözük: udvarzan, udvarzana, udvarzanu (otvırzano) “çözülmüş”

Page 111: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çözülmek 1: razplitam sa, razpleta sa (razplitam se, razpleta se) çözülmek 2: razvivam sa, razviye sa (razvivam se, razviya se) çözülmek 3: razvoarzam sa (razvırzvam se) çözülmek 4: udvarzam sa, udvarzna sa (otvırzvam se, otvırzna se) çözülmek 5: utvoarzam sa, utvoarza sa (otvırzvam se, otvırja se) çözülmüş 1: razvitu (razvit, razvita, razvito) çözülmüş 2: udvarzalu (otvırzalo) çubritsa: çubritsa (çubritsa) “nanegillerden bir bitki” çubuk 1: çikut (prıçka) “değnek” çubuk 2: çibuk (prıçitsa) “ince dal” çubuk 3: çibuk (tsigare) “tütün çubuğu, sigara” çubuk 4: furka (prıçka) “ yün kabartmak için değnek” çubuk 5: pampalûga (prıçka) “uzayan şey, erkeklik organı” çubuk 6: proçka (prıçka) çubuk 7: prot (prıt) çubuk 8: veyka () çubuklu gömlek: riza çubuklu, rizçitsa çubikliena () “çizgili kumaştan gömlek” çubuklu kaftan: çubukli kaftan () “çizgili kumaştan yapılmış kaftan” çubuklu: çubuklu, çibuklu () “çizgili kumaş” çuha: çuha, çoha / soha, tsoha (sukno) “yünlü kumaş cinsi” çuha yelek: çoheno eleçe ()

Page 112: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çukur 1: çikur, çikura (rov, dupka) çukur 2: ropka (yama, zemlyanka) çukurluk: çikurluk () çul: çul (çul) çuşka: çuşka, çuşki (ç) (çuşka) “biber cinsi” çuval 1: çuvàla, çuvàli (ç) (çuval) çuval 2: sakul, sakulka (golyam torba) çuvaldız: guberka (guberka) çünkü 1: zaştotu (zaştoto) çünkü 2: oti (zaşto) çünkü 3: za oti () çünkü 5: ga (ştom) çünkü 6: çi (ako) çünkü 7: çînki, çunkim (zaştoto) çünkü 8: çi, çim (çe) çürük 1: gnil, gnilu (gnil) “çürümüş” çürük 2: gnilok (izgnili) “çürümüş” çürük 3: çurilo (tsitsina) “çürümüş” çürük 4: çurùk, çoruk, çiruk (gnil, izgnil) çürük 5: izgnîl, izgnîla, izgnîlu ( izgnil, -a, -o) “çürümüş” çürümek 1: çurésam, çurésa (izginvam) çürümek 2: gnîye (gniya) çürümek 3: razkàpem sa, razkape sa (razkapvam se, razkapya se) çürümek 4: nagnîyem, nagnîye (nagnivam, nagniya) “kısmen çürümek” çürümeye başlamak: zagniye (zagnivam)

Page 113: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

çürümeye yüz tutmak: ugniyem, ugniye (ugnivam, ugniya) çürümüş ağaç: praktika, prıktika (gnilo dırvo)

D dağ 1: planina (planina) dağ 2: gòra (gorà) “bg. orman” “rusça dağ: gora” dağ 3: dàh (planina) dağ geçiti: preslup (padinka, ovrag) dağa ait: planinski, -a, -u (planinski, -a, -o) dağılmak 1: raznèsam sa, raznesa sa (raznasyam se, rasnesa se) dağılmak 2: razturam sa, razture sa (razturvam se, razturya se) dağınık 1: pasporsnat (razprısnat) “dağılmış” dağınık 2: drulô () “dağınık kimse” dağınık 3: nàmet (nahvırlyano, nepodredeno) “çok dağınık” dağınık 4: givindiye, -a (razvalena jena) dağınık 5: razturenu (razturen, razturena, raztureno) dağıtmak 1: pasporsvam (razprısvam) dağıtmak 2: razdàvam, razdam (razdavam, razdam) dağıtmak 3: utmaham, utmahna (otmaham, otmahna) dağlı: gorski (gorski) dağlık: planinski, -a, -u (planinski, -a, -o) dağlılar: planintsi “dağlık alanda yaşayanlar” daha az 2: gudi (gode)

Page 114: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

daha az 1: pò malko, pu malku daha çok: pòveçe (poveçe) “daha fazla” daha erken: po-rano / po rànu (po rano) daha geç: po-geç (po-kısno) daha küçük 1: pò malko, pu malku (po malko) daha küçük 2: po-muçko (po malko) daha ne kadar: kolku gudi (kolko gode) “ne kadar fazla” daha önce: po-naprej, po-napreş (predi) daha önceden: utnapreş (otnapred) daha ucuz: poyeftin (poevtin) daha: òşte , yoşte (oşte) daha: po, pu, pa (po) dahi, da: saşto (sışto) daima 1: své, isvé, svéya, isvéya (vinagi) daima 2: dáyma (bt) (vinagi) dal 1: çep, çepè (ç) (klon, kloni) dal 2: ştolba, ştoalba / stólba (bt) (ştılba, klonka, reznik) dal 3: veyka, veyki (ç) (klon) dalak: splina (dalak) dalga: dalgo, dalgoa (vılna) dalgalanmak: razçeşam (razçesvam) dalgın: izveyan, izvét (otnesen, zaguben, razseyan) dam: dàm (pokriv) “çatı” dama: dàma (dama) “oyun” damar 1: çatkalò (jilka) “çatkılı kelimesinden” damar 2: jîli (vena) damat: zet, zöat (zet) damga: damgo, damgoa (beleg)

Page 115: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

damgalamak: damgosvam (belyazvam) damızlık: damazlok (razplod, pokolenie) damla 1: kapka (kapka, streha) damla 2: damloa (kapka) damla 3: kapuşka (kapka) damla 4: kaluşka (kapka) damlama 1: kàpene (kapene) damlama 2: damlamoa (kapene) damlamak 1: kape, izkape, izkapna (kapya, izkapya, izkapna) damlamak 2: nakapvam sa/ nakàpem sa, nakàpe sa (nakapvam se, nakapya se) damlamak 3: çèye (kapya) damlamaya başlamak 1: prikàpem, prikàpe (prikapvam, prikapya) damlamaya başlamak 2: skapva (zapoçva leko da vali) damlatmak 1: pukàpem, pukàpe (pokapvam, pokapya) “biraz damlatmak” damlatmak 2: nakapvam/ nakàpem, nakàpe (nakapvam, nakapya) dana 1: tèle (telè) dana 2: kravitsa, kravisa (kravitsa) dana 3: krafça (telitsa) dana 4: yonitsa, yunitsa (mlada krava) danacık 1: télense, telentse (telentse) danacık 2: telisa, telitsa (telitsa) danalamak: utelisa (otelisa) “inek dana doğurmak” dananın, danaya ait, dana (şeyi): teleşki (telejki)

Page 116: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dangalak: hlevoust (tsapnat v ustata) dans etmek: dans pravem (tantsuvam) dans: dans (tants) dans: îgrane, igránie (bt) (tants, igra) dansöz: korm () dantel: dantela, dantel, tantéla (dantela) “yunanca dantela” dar 1: istègnatu, stignatu (stegnat, stegnata, stegnato) “sıkı” dar 2: tèsan (e), tèsna (d), tèsnu (n), tesni (ç) (tesen, tysna, tyasno) dar ve kıvrımlı yol: kalkatini () dar yol: tesanitsa (tyasna pıteçka) “incecik yol” daralmak, darlaşmak: tesneyè (tesneya) daralmış: pritèsnan, pritèsnana, pristesnanu (pritesnen, pritesnena, pritesneno) darbe 1: plûsak (udar) darbe 2: udar (udar) darbe vurmak 1: udrem (udryam) darbe vurmak 2: hlatsam (tryaskam) darbe vurmak 3: caskam (udryam, vnezapno) darda: natésnu / nateasnu (natyasno) “darlık içinde” dargın 1: sakàranu (skaran, skarana, skarano) dargın 2: sarditu (sardit, sardita, sardito) darı 1: darı (tsarevitsa) darı 2: misir (tsarevitsa) darı 3: arapka (tsarevitsa) Darıdereliler ‘Zlatograd’lılar’: Darıdertsi ()

Page 117: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

darılmak 1: soarde sa, rasoarde sa (sırdya se) darılmak 2: rasoardem sa, rasoarse sa (razsırdvam se, razsırdya se) darılmak 3: bızya sa (draznya se, sırdya se) darıltmak: sakàram (skarvam, skaram) darmadağınık: darmadàn (razprısnat, razpadat) dava: dava, davô, davoa () davacı: davajiye (e), davajiyka (d), davajii (ç) davet edilmek: kàne sa (kanya se) davet etmek 1: prikànem, prikàne (prikanvam, prikanya) “çağırmak” davet etmek 2: kànem, kàne (kanya) davet etmek 3: kalesvam (kanya) davet etmek 4: prizuvavam, prizuva (prizovavam, prizova) davet: davèt (pokana) davetsiz misafir 1: doplûska () “damlayıp gelen” davetsiz misafir 2: prısurnal / prasurnal () davlumbaz: kaçúlka () davranış: prikázavanie () davranmak: pustoapem, pustoape (postıpvam, postıpya) davul 1: barabonka (mehurçe) davul 2: davul (tıpan, baraban) davul 3: tapan, topan, tıpan (tıpan, baraban) “yunanca tumpano” davul çalmak: baraban biya (baraban biya) Davut: (öa) Daut / hitap: Daute (Dautya) dayak 1: bahtanitsa, bahtanisa (boy) dayak 2: boy (boy)

Page 118: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dayak 3: lubut (boy) dayak atan: bahtiç (poboynik) “dayakçı” dayak atmak: bahtam, bahtà (biya) dayama aleti: dayak (podpora, opora) dayamak: dayadisvam (podpora) dayanamamak: popodam sa (poddavam se) dayanmak 1: dayandisvam (izdırjam) dayanmak 2: izdôrjem (izdırjam) dayanmak 3: pritoarpem, pritoarpe (pretırpyavam, pretırpya) dayanmak 4: utrayem, utraye (utrayvam, utraya) “katlanmak, sabretmek” dayanmak 5: vpina (opira) dayı: dayiçu (vuyço) de! (ünlem): de!, döa! (de) -de, -da 1: iz (iz) -de, -da 2: pri (pri) -de, -da 3: u (u) -de, -da 4: lûs (vıv) -de, -da 5: pu, po (po) -de, -da: faf, fıf, vov (v, vıv) deccal: tecal (Antihrist) dede 1: dèdo, dèdu (dyado) dede 2: babustar (dyado) dedenin babası: dédko, deadko, dyadko (pradyado) dedenin, dedeye ait: dèdvu (dyadvo) “dedvunu çakiye: dedenin çakısı” dedikodu etmek: galça, galçoa (govorya)

Page 119: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dedikodu yapmak: pridùmvam, pridùmam () dedikodu: klep (klyuka) dedikoducu 1: klepçiye (e), klepçiyka (d), klepçii (ç) (klyukar, klyukarka ) dedikoducu 2: klepaç (klyukar) def: tef (dayre) defa: poat (pıt) “dıva poati: iki kere” defetmek 1: izkarvam, izkaram (izkarvam, izkaram) defetmek 2: fukvam (hvırlyam, maham) defetmek 3: odmahnam, odmahna / udmahnam, udmahna (otmahvam) defetmek 4: razpoadem, razpoade (razpıjdam, razpıdya) defetmek 5: udmàham, udmahna (otmahvam, otmahna) defetmek 6: urinvam sa (mahamse, omitam se) defetmek 7: utmahvam (otmahvam) defetmek 8: utmaham, utmahna / admáhom (bt) (otmaham, otmahna) define: definöa (sıkrovişte) defineci 1: marajiye, marajie () “mağaracı” defineci 2: imanyer, imanyeri (ç) (imanyari) defnedilmiş: progròbenu () defnetmek 1: progròbem, progròbe () defnetmek 2: zakupàvem, zakupàye (zakovam, zakopaya) defnetmek 3: zaròvem, zaròve (zaravyam, zarovya) defol!: otmahni () “odmahni uttuk: defol buradan” defolmak: mahvam sa, mahna sa (mahvam se, mahna se) defter: teftèr (tefter, tetradka) değdirmek: duboarnam (dobırnam)

Page 120: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

değerlendirmek: vkaymetvam (otsenyavam) değerli: skuapu (skıp, skıpa, skıpo) değersiz: malinko, malitsinko (mıniçko) değil: ne, ni (ne) / nè ye, nè sa, ni sa (ç) (ne e, ne sa) “olumsuzluk ön eki: …olmayan” değil mi? 1: nelî?, nelî ye? (nali, nali e) değil mi? 2: ave li? (nali?) değirmen hakkı: uem () “değirmenciye verilen öğütme hakkı un” değirmenci: dermenciye (e), dermenciyka (d), dermencii (ç) (vodeniçar) değiş tokuş: razmèna (razmenya) değişen: promenlif, promenliva, promenlivu (promenliv, promenliva, promenlivo) değişik 1: primenil, -a, -u () değişik 2: razlikat (razliçen) değişiklik 1: promèna, promeni (ç)(promyana) değişiklik 2: razmène (razmenya) değişken: promenlif, promenliva, promenlivu (promenliv, promenliva, promenlivo) değişmek 1: smènem sa, smené sa (smenyam se, smenya se) değişmek 2: proménem sa, promené sa (promenyam se, promenya se) değişmiş: primenil, -a, -u () değiştirilmek: smènem sa, smene sa (smenyam se, smenya se) değiştirilmiş: premenil (premenil)

Page 121: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

değiştirmek 1: smeneavam, smenem, smene (smenyavam, smenyam, smenya) değiştirmek 2: preménem, proménem (premenyam) değiştirmek 3: promenem, promene (promenyam, promenya) değiştirmek 4: razmènem, razmène (razmenyam, razmenya) değiştirmek 5: utmènem, utmène (otmenyavam, otmenyam, otmenya) değiştokuş: trampa (obmen, obmyana) değnek 1: gôstavitsa, giostavitsa / gôsteritsa, giosteritsa (neokastrena toyaga) değnek 2: tuyàga (toyaga) dehşet verici: putrèsen (potresen, putresna, putresno) “titretici” dehşetli halde: straşnu (straşno) dehşetli: stràşen, straşna, straşnu (straşen, straşna, straşno) delgeç: şîlu (şilo) “delik açma aleti” deli 1: lud, luda, ludu (lud, -a, -o) deli 2: deliye, deliyu (lud) deli 3: şturavo (ludo) deli 4: çuknat (smahnat, lud) deli aklı: ludeşti akoal (ludeşki yum) deli etmek: nagudi dastana luda () deli olmak: puludèyem, puludèye (poludyavam, poludeya) delibozuk: delibuzuk ()

Page 122: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

delice: lùdeşti (ludeşki) delice davranmak: ludeyè (ludeya) delicesine 1: lùdata (ludata) delicesine 2: luden, ludna, ludno () delik açmak 1: izdupça (izdupça) delik açmak 2: dúpçem (bt) delik açmak 3: izrupça (produpçvam, probivam) delik açmak 4: prudupçam, prudupça (produpçavam, produpça) delik açmak 5: pridupçem, pridupça () delik deşik etmek: nadupçam, nadupça ( nadupçvam, nadupça) delik deşik olmak: nadupçam sa, nadupça sa (nadupçvam se, nadupça se) delik yer: dupnisa (dupnitsa) delikanlı 1: delikanliya, delikanliye (mladej) delikanlı 2: kòpele (momık, kopele) “bg. piç” delikanlı 3: momçe (momçe) delikanlı 4: mömku (momko) delikanlı genç: ludo mlado, ludu mladu () delikli: pridupçan, -a, -u () deliksiz: ni pridupçanu () delilik: ludos, ludost (ludost) delinin: lùdeşti (ludeşki) delinmek 1: nadupçam sa, nadupça sa (nadupçvam se, nadupça se) delinmek 2: pridupçem sa, pridupça sa () delinmiş: pridupçan, -a, -u ()

Page 123: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

delirmek 1: ludùyem, puludeye (luduvam) delirmek 2: puludèyem, puludèye (poludyavam, poludeya) delmek 1: dupça (dupça) delmek 2: izrupça (produpçvam, probivam) delmek 3: nadupçam, nadupça ( nadupçvam, nadupça) delmek 4: pridupçem, pridupça () delmek 5: prudupçam, prudupça (produpçavam, produpça) demek 1: izdùmam (izdumam) demek 2: kazvam, kazam, kajem, kaje (kazvam, kaja) demek 3: prikazvam (prikazvam) demek 4: rekàm, reka (rekà) demek 5: ta, to (ta) demek ki: demek (znaçi) demet 1: kup, kàpen (kup, kupçina) demet 2: kiçare (snop çereşi, vişni) “kiraz veya vişne demeti” demet 3: stroçek (strıkçe) demet 4: demet (snop) demet 5: sor (kup) demin 1: parvu, poarvu (pırvo) demin 2: témen (naskoro, predi malko) demir 1: demir (jelyazo) demir 2: jelézu, zólezo (jelyazo) demir, demirden 1: jeliazvo () demir, demirden 2: jeleznu (jelyazna, jelyazno) demir, demirden 3: demiran, demirna, -u (jelyazno)

Page 124: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

demirci atelyesi: kuzne (kuznya, kovaçnitsa) demirci: demirciya, demirciyka, demircii (kovaç) demirli: jeleznu (jelyazna, jelyazno) -den almak: utzîmam, utzîma (otzemam, otzema) -den beri: utkàk, utkàktu (otkak, otkakto) -den sonra 1: sled (sled) -den sonra 2: utkàk, utkàktu (otkak, otkakto) -den, -dan 1: ut / ot, ud, at (bt) (ot) -den, -dan 2: iz (iz) -den, -dan 3: pu, po (po) -den, içinden, -nin içinden: prez, preş (prez) denilmek 1: narèçem sa, narekà sa (nariçam se, nareka se) denilmek 2: zuvà sa (zova se) deniz: deniz, denis, denizan (more) denizci 1: denizciye (moryak) denizci 2: vaportzí (moryak) “vapurcu kelimesinden” denk 1: denk (raven) denk 2: mèsets, meses () “benzer” denk 3: prilika () denk 4: raven, ravna, ravnu (raven, ravna, ravno) denmek: zuveye, zuva (zova) depo 1: dèpu (sklad) depo 2: soasakan (sklad) deprem olmak: putrèsam sa, putrèsa sa (potresvam se, potresa se) dere 1: rèka, (ç) rekà (rekà) dere 2: derô, darô (reka)

Page 125: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dere yatağı: laka (lıka) derebeyi: derebey (feodali) derebeyine ait, derebeyinin: derebeyski, -a, -u (feodalski) derece: dèrece, dereco, derecöa (1. temperatura, 2. stepen, gradus) deri 1: deriye, deriya, deri 2: kòja (koja) deri 3: oder (koja) deri kuşak: sileahlık, siléhlık, seleahlık () deri para kesesi: kemer () deri torba 1: taharcik (kojena torba) deri torba 2: tatarjik (kozinyav çuval) derici: kujar, kujear (kojar) derin kar: snejna (dılbok snyag) derin: dlibok, dliboka, dliboku (dılbok, -a, -o) / varyant: glibók derince: izdoanu (izdıno) “derin şekilde” derinden: izdoan (izdın) derinin, deriye ait: kòjan, kòjna, kòjnu (kojen, kojna, kojno) derman: derman, dermançek, dermanyu, dermanû (lekarstvo, sila) dermansız: dermansızin, briz derman (bez sila, bez lekarstvo) ders çalışmak: úçem, ùça (uça) ders yapmak: ders pravem () ders: ders (urok) dersane: dersenöa (klas)

Page 126: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dert 1: balnu (balno) “tasa” dert 2: dert, dertôve (ç) (stradanie, bolka) dert 3: tôgle, töagle () dert 4: tôglene () dert çekme: teglilo (teglo) dert yanmak: uplàkam, uplàçe, da uplakva (oplakvam, oplaka) dertli: dertliye (e), dertliyka (d), dertlii (ç) derviş: derviş (derviş) dervişin, dervişe ait: dervişki, dervişka, dervişku () despot: despot (despot) “rumca’dan” destan: destan (epiçeski) deste: teste, testöa (teste, paluba) destek: dayak (podpora, opora) ‘destek aracı’ desteklemek 1: pridoarjam, pridoarja (pridırjam, pridırja) desteklemek 2: holbam (sırbam) desteklemek 3: dórjom (bt) destere: caga, cega (golyam trion) “çift kollu destere” destur: destur (otpuska) deşmek: çefte (rovi se) dev: déf (div) devamlı: vira (vinagi) devamsız: nitraen, nitrayna, nitraynu (netraen, netrayna, netrayno) deve çanı: devô, devio () “çan dizisinin en büyüğü” deve: devè, devöa (kamila) devir: devir (era) devirmek 1: svàlem, svàle (svalya, svalya)

Page 127: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

devirmek 2: nadvivam, nadviyem (nadvivam) devirmek 3: primètam, primètna (premyatam, premetna) devirmek 4: işúpavom (bt) devirmek 5: prebrástom (bt) devlet: devlet (dırjava) devrik: izvratil (preobırnal) “devrilmiş” devrilmek 1: lùpam sa, lùpna sa (lyupvam se, lyupna se) devrilmek 2: primètam sa, primètna sa (premyatam se, premetna se) devriye: devriye (patrul) devşirilmemiş: nibran, nibrana, nibranu (nebran, nebrana, nebrano) “toplanmamış” devşirme: devşirmöa () dır dır etmek1: navırvyam / navırvem (dırdorya, bırborya) dırdır etmek 2: taralisam (dırdorya) dırdır etmek 3: tatoarkam () dırdır kadın: tatoarka () dırdır eden: tatralka () “dırdırcı” dış, dışarı 1: voan, van, von (vın) dış, dışarı 2: vanka (navın) dış, dışarı 3: kır (na vın) dışarı çıkmak: izlîzam, izléza (izlizam, izlyaza) dışarıya çıkarmak: izvèdam, izveda (izvejdam, izveda) dışarıya: navonka / nahvoan, nahvoanka / nahvon, nahvonka (navın, navınka) “dışarı, dışarıda, dış tarafta” dışkı: kukul (ekskrement) “kaka” dıştaki 1: utvàdeşen, utvàdeşna, utvàdeşnu (otvıdeşen, otvıdeşna, otvıdeşno)

Page 128: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dıştaki 2: vankasní, vónkasna () dıştan: otvon, otvan, utvan, utuvan / udvan uduvan, udvoan / advón (bt) (otvın) dızmana: tızmana, dızmana, cızmana () “hamurlu bir yemek” dibe doğru: nadônu, nadoanu (na dıno) dibek: dûbek (horosan) diğerleri: drugiyan, drugiyas () -diği gibi 1: kaktu (kakto) “nasıl ki” “kaktu mi reçe: bana dediği gibi / nasıl ki bana dedi” -diği gibi 2: kakoaftu, kakvàtu, kakvòtu, kakvîtu (kakıvto, kakvato, kakvoto, kakvito) “ne ki, nasıl ki, olduğu gibi” -diği kadar 1: kolkutu (kolkoto) “ne kadar ki, şu kadar ki” -diği kadar 2: kòltsnava (kolkoto) -diği sürece: dur, duri, durde, dorde, dorede (dokato) -diği yerdeki: dètu (deto) -diği yerde : otde, otdi (otkıde) -diği yerden: utdètu (otdeto) -diği zaman 1: kugàtu (kogato) “ne zaman ki” -diği zaman 2: gà () “ne zaman ki” -diği zaman 3: dur, durde (dokato) -diği zamandan beri: utkugàtu (otkogato) dik başlı şekilde: liho () dik merdiven: pezûl (trap) dikbaşlı: liho () diken 1: budil, bodel, badel (bodil) diken 2: pişka, pişkal (trın, bodil) diken 3: porazika, porezika ()

Page 129: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

diken 4: suşka (treska, trınçe) diken 5: şip (şip) diken 6: tran (trın) “ç; dikenler: tırne / tarne (trıni, bodli)” diken batırılmak: pişkam sa (bodam se) diken batırmak 1: pişkam (bodvam, boda) diken batırmak 2: uştipem, uştipe (oştipvam, oştipya) dikencik: pişkalçe () dikenli 1: budlif (bodliv) dikenli 2: pişkalof (trınliv) “batıcı” dikenli 3: tranlif (trınliv, trınliva, trınlivo) dikenli çalı: çeliye (bodliv hrast) dikenlik: tarnitsa, tarnisa (tırnitsa) dikili: sèlu () “dikilmiş” dikilmek: izpravem sa, isprave sa (izpravam se, izpravya se) dikilmiş 1: navdignatu (navdignato) dikilmiş 2: nahuhoreno, nahohoreno (navdignato) dikiş dikmek: naşîyem, naşîye (naşivam, naşiya) dikivermek 1: prişîyem, prişîye (prişivam, prişiya) dikivermek 2: puşiyem, puşiye (poşivam, poşiya) dikivermek 3: prişîyem, prişîye (prişivam, prişiya) “dikip tutturmak” dikkafalı: çukundur (tvırdoglav) dikkat !: dikat! (vnimanie) dikkat etmek 1: çuvam (pazya) “gözetmek, korumak” dikkat etmek 2: çuvay sa (pazi se) dikkatini çekmek: skitasvam (zabelyazvam) dikkatle: zakrèpen (staratelen)

Page 130: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dikkatli 1: dikatlîye (vnimatelen) dikkatli 2: valésava (vnimatelen) dikmek 1: şîyem, şîye (şiya) ” elbise dikmek” dikmek 2: posadem (posadyam) “ağaç dikmek” dikmek 3: duşîye (doşiya) dikmek 4: izdigam, izdigna (izdigam, izdigna) “yukarı dikmek, dikeltmek” dikmek 5: izpràvem, isprave (izpravam, izpravya) “bina dikmek” dikmek 6: sadè (sadya) dikmek 7: uşiyem, uşiye (uşivam, uşiya) “terzilik etmek” dikmek 8: zaşîyem (zaşivam, zaşiya) diktirmek: uşiyem, uşiye (uşivam, uşiya) dil: ezik, izik, azik (ezik) “rusça yazık” dilber yaşmak: dûlber yaşmak, dülber yaşmak () “tülbent örtü” dilber: dilber, dülber, dûlber (krasavitsa) dilbercik: dilberçe () “küçük güzel kız” dilcik: ezîçe, izîçe (eziçe) “küçük dil” dilekçe: harzuval (molba) “arzıhal” dilenci 1: dilenciye (e), dilenciyka (d), dilencii (ç) (prosyak) dilenci 2: prosekine (prosyak) dilenci kılıklı: dripal (partsalivnik, skitnik) dilenmek: pomòlem, pumòlem / pamólevom (bt) (pomolvam) dilerim: dano, dono (dano) “dilerim ki” “danota köraf ustana: kör olasıca” dilim 1: fîla (filiya)

Page 131: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dilim 2: utkoas (otkıs) dilimcik: filka (filiyka) dilimlemek: otseçem, otseka (otsiçam, otseka) dilsiz: nam, neamu (nyam) din: din (religia) dinamit lokumu: lahume (bombi, dinamit) dinamit: dinamit (dinamit) dinamo: yuzina (dinamo) dingil: dingil (dılıg) dinleme: uslùşene (sluşane) dinlemek 1: posluşam (posluşvam, posluşam) “itaat etmek” dinlemek 2: slùşam sa (vsluşam se) dinlemek 3: slùşam, uslùşam, slúşom (bt) (sluşam) dinlemek 4: uslùşem sa (osluşvam se, osluşam se) dinlemeye başlamak: zaslùşem (zasluşam) dinlemez 1: nefela, nifàle, nislùşa, nislùşanu (ne sluşa) dinlemez 2: nipuslùşan, nipuslùşna, nipuslùşnu (neposluşen, neposluşna, neposluşno) dinlenmek 1: poçuvam (poçakvam) “bekleyip dinlenmek” dinlenmek 2: udmòrem sa, udmore sa () dinlenmek 3: utdoahna si (otdıhna si) “nefes almak” dinlenmek 4: utmòrem sa, utmòre sa, umurè sa (otmoryavam se, otmorya se) dinlenmek 5: çûnom (bt) dinmek 1: primînam, primina (preminavam, premina) dinmek 2: pristàvem, pristàna (prestavam, prestana) dip 1: doan, doana, doanu (dın, -a, -o)

Page 132: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dip 2: dip (dıno) dipçik: dipçik (biç, puşka zadnika) diploma: diploma (diploma) -dir, -dır: e, ye (e) “olmak fiili geniş zaman” “olur” “Anva jana ye hubava: o kadın güzeldir” /slovakça: on ye - O ...dir (e) / ona ye - O ...dir (d) / ono ye - O ...dir (n) direk 1: direk () direk 2: stılba, stolba, stoalba (stılba) direk 3: stobur (stılbo) direk 4: kalvun () “ot istiflemek için ortaya dikilen direk” direk 5: kupalnik (kupçina) “yığın yapmak için ortaya konan direk” direksiyon: tekerlek (volan) dirhem: direm (drahma) “yunanca drahmi” diri: jif, jiva, jivu (jiv, -a, -o) dirsek 1: làkat, loakat (lakıt) dirsek 2: laht, lahtek (bt) (lakıt) diş fırçası: zóbava fúrça (çetka za zıbi) diş: zob, zoab, zoaba (zıb) dişçi: dişçiye (e), dişçiyka (d), dişçii (ç) (zıbolekar, -ka) dişe ait: zoaban, zoabna, zoabnu (zıben, zıbna, zıbno) dişi eşek: magarîtsa, magarisa (magaritsa) dişi köpek: kuçka (kuçka) dişil cins: jenska rod (jenska rod) dişilik organı 1: putka () dişilik organı 2: vulge () dişlek: zoabest, zoabesta, zoabestu (zıbest, zıbesta, zıbesto)

Page 133: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dişlemek 1: hàpe (hapya) dişlemek 2: uhàpem, uhàpe (uhapvam, uhapya) dişlemek 3: nazobem (nazıbvam) dişleri dökülmüş: ştoarb, -a, -u (ştırb, -a, -o) dişli: nàştôrben (nazıben) dişlik 1: zabişta (zıb) dişlik 2: zobilnik (zobilnik) divan: divan (divan) “bubaykumu nah divan sedi: babası divanda oturuyor” divane: divanöa, divanio (zagubenyak) divit: divit (mastilnitsa) “mürekkep hokkası” diz: kulénu, kuleanu / kaláno, koliáno (kolyanu) dizelemek: zaredèye (zarejdam, zaredya) “düzene koymak” dizgin 1: yuzda (yuzda) dizgin 2: dizgin, dizginçek () dizgin 3: aglafná () dizgin 4: vaza (şnur) “hayvan bağlamak için örgü ip” dizgin 5: ogluv (yuzda) dizi 1: diziya, diziye (red, reditsa) ‘12 adetlik çan dizisi’ dizi 2: red (red) dizi 3: nîz, nîza (niz, niza) dizi 4: redîsa (reditsa) dizi 5: ijet (red, podredba) diziden çıkarmak: raznîzam, raznija (raznizvam, raznija) dizilmek: zaredè sa (zarejdam se, zaredya se) dizlik: nugàvitsi, nugàvisi (nogavitsi) dizmek 1: nanîzam, nanîja(nanizvam, nanija)

Page 134: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dizmek 2: nija (nija) dizmek 3: praşta (praşka) dizmeye başlamak: zanizam (zanizvam, zanija) doğan: dugan () “yırtıcı kuş” doğmak: ràdam sa, rudiye sa (rajdam se, rodya se) doğmuş: roden, -dna, -dnu (roden, rodena, -dno) doğramak 1: dròbe (drobya) doğramak 2: izrèzem, izrèje (izrazvam, izreja) doğramak 3: narézam sa / nareazam sa, narèje sa (naryazvam se, nareja se) doğramak 4: narézam, narèje (naryazvam, nareja) doğramak 5: naseka (nasiçam, naseka) doğramak 5: seka (seka) doğramak 6: zdrubem, zdrobe () doğranmak: zdrubem sa, zdrobe sa “kendini doğramak” doğranmış ekmek: droben (butsa, kısçe hlyab) doğranmış parça: drobençe, drobinçe (buçka, kısçe) doğru 1: prav, pràva, pràvu / praf (bt) (prav, prava, pravo) doğru 2: napràvu (napravo) “doğruca, doğrudan, doğru şekilde” doğru 3: pràvu (pravo) doğru 4: rèden, redna, redno (reden, redna, redno) doğru 5: désne (bt) (prav) doğru 6: enkız (istina) doğru 7: hàs (naistina) “has li e?: doğru mu?” doğru durmak: pobivam (stoya prav)

Page 135: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

doğru olmayan: nipràv, nipràva, nipràvu (neprav, neprava, nepravo) doğruca: pràvu (pravo) doğrulmak 1: izpravem sa, isprave sa (izpravam se, izpravya se) doğrulmak 2: ortosvam () doğrulmak 3: pudigam sa, pudigna sa (podigam se, podigna se) doğrultmak: izpràvem, isprave (izpravam, izpravya) doğrusu: pràvu (pravo) doğu: iznik (izgrev) doğum: ràdane, roda / rádanie, rátsdanie (bt) (rajdane) doğum günü: rujdan den (rojden den) doğumun, doğuma ait, doğum (şeyi): rudilen, -lna, -lnu (rodilen, -lna, -lno) doğup büyümek: izníknom (bt) doğurgan inek: teliten, telitna, telitnu (teliten, telitna, telitno) doğurma: rudilen, rudilna, rudilnu (rodilen, -lna, -lno) doğurmak 1: naràdam, narudé (narajdam, narodya) doğurmak 2: ràdam, rudiye (rajdam, rodya) doksan, 90: duksan, devetdeset (devetdeset) doktor: duktòr, dòktur, daktór (bt) (doktor, lekar) dokuma 1: dukuma (tıkane) dokuma 2: tıkane, tikane, tkane (tıkane) dokuma sırası: pisilo () “dokuma yapılan ip sırası” dokuma tezgahı 1: tıkaç , stan, argalâ (stan, tkaç) dokuma tezgahı 2: tıkaçen stan ()

Page 136: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dokumacı: dukumaciye (e), dukumaciyka (d), dukumacii (ç) (tıkaç) dokumacılık: dukumacılık (tıkaçestvo) dokumak 1: dukudisvam, dukudisam (tkaya) dokumak 2: tıka, tka (tıka) dokumak 3: tıkayem, ıskaye (tıka) dokumak 4: satkayem (tıka) dokunmak 1: baram (pipam) dokunmak 2: dokaçe (za segna se) dokunmak 3: dokundisam, dokondisvam, dukundisam, dukundisa (obijdam, zasyagam, dopiram) dokunmak 4: posegna (dokosvam) dokuyucu: tıkaç (tıkaç) dokuz, 9: dukuz, devet (devet) dolama: dulama () “abadan yapılmış erkek üst kıyafeti” dolamak 1: duladisvam (obgrıştam, uvivam) dolamak 2: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya dolamak 3: svîvam, svîye (svivam, sviya) dolamak 4: navîvam, navîye (navivam, naviya) dolandırıcı: dulandırıciye (e), dulandırıciyka (d), dulandırıcii (ç) (izmamnik) dolandırmak: izlôpatvam (izrabotvam, izmamvam) dolanmak 1: navîvam sa, navîye sa (navivam se, naviya se) dolanmak 2: ubigràvam, ubigràye (obigravam, obigraya) dolap: dulap, dulapve (ç) (dolap, şkaf) dolaşık: dulaşık ()

Page 137: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dolaşmak 1: navortam sa, navarté sa / navoartam sa, navartè sa (navırtam se, navırtya se) “etrafta dolaşmak” dolaşmak 2: izhodem, izhode (izhodya) dolaşmak 3: snova (obikalyam) dolaşmak 4: ubîdam, ubîda (obijdam, obida) dolaşmak 5: ubikòlem (obikalyam, obikolya) Dolaştar’ın kuşağı: Dolaştarsko poesçe () dolayı: pu, po (po) dolayında 1: nastràna (nastrana) dolayında 2: pukray (pokray) doldurmak 1: napôlvam, napôlna / napoalvam, napoalna (napılvam, napılnya) doldurmak 2: izpoalem, ispoalnem, ispoalne (izpılvam, izpılnyam, izpılnya) doldurmak 3: poalneye (pılnya) doldurmak 4: tòpam, topna (topvam, topna) doldurmak 5: zapoalne (zapılvam, doldurmak) dolgun: dışta, doaşte (tepavitsa) dolma kalem: dulmoa kalem (stilo) dolma tüfek: dulmoana puşka (pılnene puşka) dolma: dulmoa (pılneno) dolmak: napôlvam sa, napôlna se / napoalvam sa, napoalna sa (napılvam se, napılnya se) dolmuş 2: dulmuş (napılnena) dolmuş 1: poalan, poalna, poalnu (pılen, pılna, pılno) dolu 1: gredúşka (graduşka) “dolu yağışı” dolu 2: lápavitsa () dolu olarak: napolnu, napoalnu (napılno) “dolu biçimde”

Page 138: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dolu yağışı: léd dajdoan () dolu yağmak: léd dajdoa () domates: dumatvu, dumatu, damat (bt) (domat) dombay: dumboa (bivol) domuz 1: svíne, isfine (svinya) domuz 2: pràse (prase) domuz 3: gude () domuz 4: damuz (svinya) domuz ağılı: kots (koçina, svinarnik) don 1: don () “iç don” don 2: gaşte, gaşti (ç) (gaşte) don: poleditsa, slana (zaledyavane) donanmak: primenèyem se, primènem se (premenyavam, premenyam se) donatmak 1: primenèyem, primènem (premenyavam, premenyam donatmak 2: ukiçem, ukiçe (okiçvam, okiça) dondurma: dundurmoa (sladoled) donmak: izmoarzam, izmoarzna (izmırzvam, izmırzna) donu düşük: gaştnik () donuk biçimde: moatnu (mıtno) donuk: moatnu (mıtno) donyağı tortusu 1: tsikalida (prıjka) donyağı tortusu 2: çırupka (prıjka) doruk: voor, vorh (vrıh) Dospat: Dospat ‘Batı Rodoplarda yer ve dağ adı’ “yunancadan” dost: dost, dostove (ç) (priyatel)

Page 139: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dostluk: dostluk (priyatelstvo) dosya: dosya (dosie, papka) doygunluk: nasîta (nasita) doymak 1: nahrànem sa, nahràne sa (nahranvam se, nahranya se) doymak 2: nasitem sa, nasite sa (nasiştam se, nasitya se) doymak bilmez şekilde: ninasitnu (nenasitno) doymamış: ninahran, ninahrana, ninahranu () doymaz 1: ninasîtan, ninasitna, ninasitnu (nenasiten, nenasitna, nenasitno) doymaz 2: ninayedesa () doymuş 1: nahrana, -u, nahrani (ç) doymuş 2: nasiten, nasitena, nasitenu (nasiten, nasitena, nasiteno) doymuş 3: nasîtu (nesit, nesita, nesito) doymuş 4: sîtu (sit, sita, sito) doyurmak 1: nahrànem, nahràne (nahranvam, nahranya) doyurmak 2: nasitem, nasite (nasiştam, nasitya) doyurmak 3: prihrànem, prihràne (prehranvam, prehranya) doyurmak 4: nayávom (bt) dökme: dûkmô () “altın para” dökmek 1: izlivam, izleye (izlivam, izleya) dökmek 2: namisvam (razpilyavam, razhvırlyam) dökmek 3: nasîpam, nasîpa (nasipvam, nasipya) dökmek 4: poslona (naves) dökmek 5: razsîpam, razsipe (razsipvam, razsipya) dökmek 6: sipvam, sîpam, sîpe (sipvam, sipya)

Page 140: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dökük: perkoliasal (sasipan) “döküntü” dökülme: kàpene (kapene) “akma” dökülmek 1: ispàdam, ispadna (izpadam, izpadna) dökülmek 2: istiçam sa, isteka sa (stiçam se, steka se) dökülmek 3: izlivam sa, izleye sa (izlivam se, izleya se) dökülmek 4: kàpe (kapya) dökülmek 5: sipvam sa, sîpam sa, sîpe sa (sipvam se, sipya se) dökülmek 6: upàdam (opadvam, opadam) “düşmek” dökülmüş meyveler: kapaluşki (okapali plodove) dökülmüş: nasipan, nasipna, nasipnu (nasipen, nasipna, nasipno) döl vakti: dôle, dôlya () ‘ilkbaharda kuzulama zamanı’ döndürmek 1: navràtem / navratyam () döndürmek 2: izvraştam, izvoarna (izvrıştam, izvırna) döndürmek 3: prikaldupvam (pretırkalyam, preobraştam) döndürmek 4: tarkòlem, tarkòle (tırkalyam, tırkolya) döndürmek 5: ubraştam, uboarna (obrıştam, obırna) döndürmek 6: vartè (vırtya) döndürmek 7: zavrate (obırna, navi) döndürülmek: razvoartam sa, razvoarté sa (razvırtyavam se, razvırtam se, razvırtya se) dönem: devir (period) döngü: devir (rotatsiya) dönmek 1: izvraştam sa, izvoarna sa (izvrıştam se, izvırna se) dönmek 2: savoarna (zavırna) dönmek 3: sugonisam se (vırtya se)

Page 141: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dönmek 5: tarkòlem sa, tarkòle sa (tırkalyam se, tırkolya) “çevrilmek” dönmek 6: ubraştam sa, uboarna sa (obrıştam se, obırna se) dönmek 7: varna / voarna, vorna (vırna) dönmek 8: varna sa (vırna se) “geri dönmek” dönmek 9: vartè sa (vırtya se) “fırıldak gibi dönmek” dönmeye başlamak: zavarteyè, zavarti (zavırtya) dönmüş: navratil (obırnal) dönüm 1: dülüm (dekara) dönüm 2: kólka (dekara) dönüp durmak: suganisva (vırtya se) dönüş 1: kalkatitsa (zavoy) dönüş 2: tórnava “geri dönüş” dördüncü: çatvarti, çatvoarti (çetvırti) dört 1: dört, düört (çetiri) dört 2: çetri (çetiri) “rusça çitiri” dörtte bir: çetvoritsa (çetvırti) dörtyüz, 400: çetristotin (çetiristotin) döşek 1: postelka, pustelka (postelka) döşek 2: düşék (dyuşek) döşek 3: şumelnik (postelka) “mısır yaprak liflerinden dokunan döşek” döşek 4: tûflek (dyuşek) döşek otu: şavar (vid treva) “minder ve döşek doldurulan ot cinsi” döşek sermek: pustèlem, pustèle (postilam, postelya) döşeme: düşeme, dûşemô, dûşamô (dyuşeme)

Page 142: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

döşemek 1: puslàham (postilam) döşemek 2: pustelem (postilam, postelya) döşenmiş taşlar: garmadà (kamıni) döven: dikan (dikan) ‘tarım aleti’ dövme: lubut (boy) dövmek 1: çùkam (çukam) “havanda dövmek” dövmek 2: bahtam, bohtam / bıhta, bahtà (biya) “vurmak” “nimoy bahta detenu: çocuğu dövme” dövmek 3: ôsnova (biya) “dayak atmak” dövmek 4: obiştaram (biya) dövmek 5: mandrovam (biya) dövmek 6: nabàhtam, nabohtam, naboahtam / nabohta, naboahta (nabıhtam, nabıhtya) “dayak atmak” “şa ta bahtam / şa te bahtem: seni döveceğim” dövmek 7: stivasvam (biya) “dayak atmak” dövmek 8: strigosvam, strigosam (udryane) “vurmak” dövülmüş: çukan, -a, -u (çukan, -a, -o) dövünmek: çukvam sa, çukna sa (çukvam se, çukna se) dövüş: boahtene, bahtene, bohtene (bitka, borba, boy) dövüşmek: izbahta (da se bori) “izbahta sa: dövüştüler” Dramen’in hekimleri: Dramenskine hakime () droben, -a, -u (droben, -a, -o) () “doğranmış, ufalanmış” “droben leap: doğranmış ekmek” druçka fesleğeni: druçka bosilekova () dua etmek 1: duvà pràvem (molitvam) dua etmek 2: duva digna () dua etmek 3: molem sa () dua etmek 4: pomolya /pumolem ()

Page 143: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dua etmek 5: pumòlem sa, pumòle sa (pomolvam se, pomolya se) dua: dua, duva (molitva) dubara yapmak: dubarosvam, dubarosva (lıje) dudak 1: çirépka (ustata-jena) dudak 2: borna, boarna (ustna) / dudaklar: bırne, bırni, boarni (ustni) dudak 3: cuka (ustna) dudak 4: ustna (ustna) / dudaklar: ustinki (usta, ustin) dudaklarını sallamak: putboarnem, pudboarne, putboarna () dudulayka: dudulayka ’yağmur dansı yapan kız, kelebek dansı yapan kız’ dul kadın: duvîsa, duvitsa (vdovitsa) dulavrat otu: kiçok (repey) duman 1: glá (mıgla) “bulut” duman 2: kat (bt) duman 3: puşilka (puşek, dim) “baca dumanı, sigara dumanı” duman 4: turma, turna (puşek, mıgla) dumana boğmak: napùşem, napùşe (napuşvam, napuşa) “dumanlamak, duman etmek” dumana vermek: vazdumani gu () “hızla yapmak” dumanlı 1: turmi, turni (dimi, puşi) dumanlı 2: ukaden (opuşen) dupka (dupka): delik (dupka) dur 1: stoy! (stoy) “dur emri” / “durunuz! : stoyni (spri se)”

Page 144: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dur 2: postoy! (spre) duraklamak: ıstoapisam sa (stıpisvam se, stıpisam se) durdurmak 1: zapréye (zapreçvam) durdurmak 2: prikoasam, prikoasna (prekısvam, prekısna) durdurmak 3: skondaptsam (spıvam se, neşto me spira) durdurmak 4: zastáem (spiram) durdurmak 5: spírom (bt) (spiram) durgunluk: kesat (nedostig) durmak 1: stòye (stoya) durmak 2: tràye (traya) durmak 3: ıstoapisam sa (stıpisvam se, stıpisam se) durmak 4: pristàvem, pristàna (prestavam, prestana) durmak 5: zapreye sa (zapreçvam se) dut: çelniçi (çernitsa) duvar 1: duvar (stena) duvar 2: ugràda (ograda) “çit, çevirme” duvar dolabı: şkaf (stenen şkaf) “duvar gözü” duvar örmek 1: zagràde (zagrajdam, zagradya) duvar örmek 2: nagràdem duvaran () duymak 1: çùyem, çùye (çuvam, çuya) duymak 2: zaçùye (zaçuya) “işitmek” duymak 3: slùşam, uslùşam, slúşom (bt) (sluşam) “dinlemek” duyulmamış: niçùvan, niçùvana, niçùvanu / niçùyenu (neçuvan, neçuvana, neçuvano) duyurmak 1: priçuvam (priçuvam) “priçuvayte sa: duyurunuz” duyurmak 2: skitasvam (zabelyazvam)

Page 145: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

düdük 1: düdük (dyuduk) düdük 2: isvirka (svirka) düdük 3: piştelka (svirka) düdük öttürmek: svírem / isfirem, düdük isfiram (svirya) düğme 1: dügme (kopçe) düğme 2: pul (pul) düğme iliği: petelka () düğmelenmiş: zakopçano () düğüm 1: vazel (vızel) düğüm 2: zavoarne (vızel) düğün 1: nesvadba (svatba) düğün 2: svadba (svatba) düğün 3: vençilo (svatba) düğün 4: venşávanye () düğün alayı: nesvadbana alay (svatbeno şestvie) düğün bayrağı 1: kojel (svatbeno zname) düğün bayrağı 2: styag / stég (svatbeno zname) düğün çiçeği: kojuvlénka (kojuvlyanka) düğün hediyesi: şoviş (svatben podarık) düğün koçu: godeş () düğün sonrası ziyareti: povratkı (sledsvadbeno gostuvane) düğün yemeği: varévu () düğüne ait, düğün (şeyi), düğünün: svatban, svatbana, svatbanu (svatben, svatbena, svatbeno) dükkan: dükân, dukean (dyukyan) dülger gizli dili: meştra () dülger: dülger, dülgerin (stroitel, maystor) “inşaat ustası”

Page 146: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

dülgerlik yapmak: dülgerlik pravem () dümbelek: dümbek () dün 1: çèra (vçera) dün 2: fafçèra, fçéra (vçera) dün akşam 1: çerannoaş (vçera noşt) dün akşam 2: snoaşta (snoşti, snoşta) dün akşamki: snoaştan, snoaşna, snoaşnu (snoşten, snoştna, snoştno) dün gece: çèra vèçer (vçera veçer) dün öğle: çèra duplannina (vçera obyad) dün sabah: çèra utre (vçera sutrin) dünkü: çèraf, çerava, çeravu (ot vçera) dünya 1: dünyoa, dinyoa, dinio (svyat) dünya 2: sveta (svyat) düpedüz: dibidûs (çisto, napılno) dürmek: iskalapé sa () “iskalapèsah: dürdüm, kalıpladım” dürtmek 1: sbutam, sbutan (sbutvam, sbutna) dürtmek 2: pişkam (ubojdam) dürtmek 3: pubùtam, pubutna (pobutvam, pobutna) dürülmüş ot balyası: svitak () dürüst: prav, pràva, pràvu (prav, prava, pravo) düşkün olmak: dûşkûn padnam () “takatten düşmek” düşkün: dûşkûn () düşman: duşman, duşmanin (duşman, vrag) düşmanın, düşmana ait, düşman şeyi: duşmanski (duşmanski) düşmanlık: garez, karez (omraza)

Page 147: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

düşmek 1: pàdam, pàdna / panna / pádom (bt) (padam, padna) “şa panniş: düşeceksin” “padna kelimesinde ses kaynaşması ile panna olarak telaffuz edilir” düşmek 2: izpàdam, izpadna / izpanna (izpadam, izpadna) düşmek 3: zapàdam, zapàdna /zapanna ( zapadam, zapadna) düşmek 4: dopadam () düşmek 5: popadam / pupàdam, pupàdna (popadam, popadna) düşmek 6: upàdam, upàdna (opadvam, opadam / upadam, upadna) düşmek 7: lùpam, lupna (lupvam, lupna) düşmek 8: tupvam, tupna (tupvam, tupna) düşmek 9: izpaltûkvam (padam) düşmek 10: hahorvam, hahorna (padam, padna) “gürültüyle devrilmek” düşmüş 1: dopadnal /dupannal () “gelmiş” düşmüş 2: izpadnalu, izpannalu (izpadnal, izpadnala, izpadnalo) düşmüş 3: pàdnal, padnala, padnalu / pannal, pannala, pannalu (padnal, padnal, padnalo) düşmüş 4: zapadnal, zapadnala, zapadnalu (zapadnal, zapadnala, zapadnalo) düşük 1: niz (niz) düşük 2: nîsak, nîska, nîsku (nisık, niska, nisko) düşük 3: nişe (bt) (nizık) düşük 4: svinok (nisık) düşük akıllı: hiner (lekomisleno)

Page 148: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

düşük kadın: brantiye (propadnala jena) “kötü yola düşmüş” düşünceli: zakimen (zamislen) “düşünceye dalmış” düşüncesiz 1: dostuyan (neobmisleno) düşüncesiz 2: niçüde (neobmislen) düşündürücü: çüden, çudna, çudnu (çuden, çudna, -o) “bg. tuhaf, garip” düşünmek 1: naçûdem sa, naçûdé sa (naçudvam se, naçudya se) “düşünceye dalmak” “bg. şaşıp kalmak” düşünmek 2: çüde sa (mislya) “çudya se: bg. hayret etmek” düşünmek 3: mislem (mislyam) düşünmek 4: namislem (namislyam) düşünmek 5: puçüdem sa, puçüde sa (poçudvam se, poçudya se “bg. hayret etmek” düşünmek 6: zaçûdem sa (zaçudvam se) “bg. şaşmak” düşünmek 7: zaçûdem, zaçûde (zaçudvam, zaçudya) “bg. şaşırtmak” düşüp bayılmak: pripàdam, pripàdna /pripanna (pripadam, pripadna) düşürmek 1: izpuskam, ispusna (izpuskam, izpusna) düşürmek 2: svàlem, svàle (svalya, svalya) düşürmek 3: prispàdem, prispànna (prizpadam, prispadna) düşürmek 4: tupvam, tupna (tupvam, tupna) düşüvermek: pripàdam, pripàdna /pripanna (pripadam, pripadna) düven: düven (yunitsa)

Page 149: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

düz 1: prav, pràva, pràvu / praf (bt) (prav, prava, pravo) düz 2: raven, ravna, ravnu (raven, ravna, ravno) düz 3: dyûs, düs (raven) düz olmayan: niràven, niravna, niravnu (neraven, neravna, neravno) düzelmek 1: napràvem sa, napràve sa (napravyam se, napravya se) düzelmek 2: popràvem sa, popràve sa (popravyam se, popravya se) düzelmiş: napràvenu (napraveno) düzeltilmek: redè sa (redya se) düzeltilmemiş: niupràven, niupràvena, niupràvenu (neopraven, neopravena, neopraveno) düzeltilmiş: upràven, upràvna, upràvnu (opraven, opravna, opravno) düzeltmek 1: izpràvem, isprave (izpravam, izpravya) düzeltmek 2: napràvem, napràve (napravyam, napravya): yapmak düzeltmek 3: popràvem, popràve (popravyam, popravya) düzeltmek 4: ravneavam, ravné (ravnyavam, ravnya) düzeltmek 5: redè (redya) düzeltmek 6: upràvem, upràve (opravyam, opravya) düzeltmek 7: zaravnéyem, zaravne (zaravnyavam, zaravnya) düzen: dûzen, dûzenne (ç) (instrumenti) “alet, araç, aygıt” düzene koymak 1: trèbe (trebya) düzene koymak 2: upràvem, upràve (opravyam, opravya)

Page 150: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

düzene koymak 3: zaravneyem, zaravne (zaravnyavam, zaravnya) düzenlemek 1: dûzdisvam / düzdisam, dûzdisa (popravyam) düzenlemek 2: upràvem, upràve (opravyam, opravya) düzenlemek 3: ustúrevom (bt) (ustroyvam) düzenlemek 4: zaredem, zaredè (zarejdam, zaredya) düzenlemiş 1: dûzdisal (napravil, oformil) düzenlemiş 2: nakòrdil (naredil) düzenli 1: napràvenu (napraveno) düzenli 2: toçnu (toçen, toçna, toçno) düzensiz: nirèden, niredna, nirednu (nerèden, nerèdna, nerèdno) düzey: ravnişte (ravnişte) düzgün 1: pràvu (pravo) düzgün 2: metlitsa () düzgün 3: raven, ravna, ravnu (raven, ravna, ravno) düzgün 4: rèden, redna, redno (reden, redna, redno) düzgün 5: toçnu (toçen, toçna, toçno) düzgün 6: upràven, upràvna, upràvnu (opraven, opravna, opravno) düzgün şekilde: ravnu (ravno) düzlemek 1: ravneavam, ravné (ravnyavam, ravnya) düzlemek 2: zaravnéyem, zaravné (zaravnyavam, zaravnya) düzlük 1: polyana, palyana / poléna, paléna (polyana) düzlük 2: ravnişte (ravnişte) düzmek: dûzdisvam, dûzdisa (popravyam)

Page 151: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

düzmüş: dûzdisal (napravil, oformil) “yapmış” düzü: dûziye, dûziya (dyuziya, seriya) “12-15 çandan oluşan çan dizisi” E -e kadar 1: du (do) “bir yere kadar” -e kadar 2: nah (kım) -e karşın: napuk (napuk) -ebilir: mòja, mòje (moje) -ecek 1: şte, şta, şata / kısa şekli: şa, şı, şo, şe (şte) “gelecek zaman yardımcı fiili” -ecek 2: ke (şte) “makedonca gelecek zaman fiili” -ecekti: şteh (ştyah) ecnebiler: yorumenbiya (çujdenets, çuzdentsi) edep: edep (blagopriliçie) edepsiz 1: edepsizin (mrısen) edepsiz 2: mrısnak (mrısnik) Edirne: Edrine (Odrin) Edirnenin: Edrinska () efe: efè, eföa () efendi: efendi, efendiye () efendim!: efendim, efendin () efsane: dokazne (prikazka) efsanevi yaratık: karakoncul (dyavol) efsanevi: prikàzan, prikazna, prikaznu (prikazen, prikazna, prikazno) Ege denizinin, Ege denizine ait, Ege denizi şeyi: Belomorsko (Belomorsko) eğer 1: akù, ku (akò)

Page 152: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

eğer 2: çi (ako) eğer 3: aga, gà () eğer 4: akomu / kumu () eğik: nakriven, nakrivena, nakrivenu “eğilmiş” eğilip bükülmüş: nagugûşen (priveden, pregırben) eğilmek 1: svîvam sa, svîye sa (svivam se, sviya se) eğilmek 2: navàlem sa, navàle sa (navalyam se, navalya se) eğilmek 3: navèdem sa, navedè sa (navejdam se, navedà se) eğilmek 4: navîdam sa, navida sa () eğirmek 1: predehme () eğirmek 2: roynam () eğlence gecesi: sedènka (sedyanka) eğlenceli: draçko (veselo, priyatno) eğlenmek: pudigrayem, pudigraye (podigravam, podigraya) eğmek 1: navalem, navàle (navalyam, navalya) eğmek 2: navèdem, navedè (navejdam, navedà) eğmek 3: navidam, navida () eğmek 4: navîsam, navisna (navisvam, navisna) eğmek 5: prevívom (bt) (previvam) eğmek 6: privèdam, privedè (privejdam, priveda) eğmek 7: privîyem, privîye (privivam, priviya) eğrelti otu: paprat (paprat) eğreltilik: papratok () eğri 1: krif, kriva, krivu (kriv, kriva, krivo) eğri 2: napanagôm (na krivo, neudobno)

Page 153: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

eğri 3: zakriveno, zakrivenu () eğri biçimde: nakrivu (nakrivo) eğri büğrü: navrele (silno izviti) eğri şekilde: na panagòm (bt) “uygun olmayan” eğri: krif / kriv, kriva, krivu (kriv, kriva, krivo) Eğridereliler: Eridertsi () eğriltmek: nakrivîyem, nakrivîye (nakrivyavam, nakriviya) eh!: eh (eh) ejderha: ajdarà, ajdaroa (drakon, zmey) ek: priturka (priturka) “ekleme” ekilmemiş tarla: tarli (neobrabotvaemi) Ekim ayı: Dimitruske (Oktomvri) eklemek 1: nasùsam, nasusa () eklemek 2: pribàvem, pribàve (pribavyam, pribavya) eklemek 3: pridàvam, pridam (pridavam, pridam) eklemek 4: prisosvam (prislagvam, dobavyam) eklemek 5: pristàvem, pristàve (pristavyam, pristavya) eklemek 6: priturem, priture (priturvam, priturya) eklenmek: prisosvam sa (prislamçvam se) ekmeğe ait, ekmeğin, ekmek şeyi: léban / leaban, -bna, -bnu (hleben, -bna, -bno) ekmek “tohum ekmek”: posévam, puséyem (posyavam) ekmek parçası: prestıpulka / prestapulka (pitka) “çocuğa verilen ekmek parçası” ekmek tatlısı: smidal, ismidal () ekmek teknesi: meşkovi, noşkuvi (noştvi) ekmek ucu: kraşnik (kraeşnik)

Page 154: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ekmek: leap, lâp, lép, hleap, ıhlap (hlyab) / makedonca: lep ekmek: sadè (sadya) “tohum ekmek” ekmekçik 1: leapçe (hlebçe) ekmekçik 2: fudilka () “küçük tören ekmeği” eksik 1: lipsa (lipsa) eksik 2: lipsalu (lipsalo) “eksilmiş” eksik 3: îsik (lipsa) eksilmek: saspàdam, saspadna /saspanna (spadam, spadna) eksilmiş: lipsalu (lipsalo) ekşi 1: vlûtnat, flûtnat (vlyutnat, kisel, vkisnat) “ekşimiş” ekşi 2: kisèl, kisela, kiselu/ kislu (kisel, kisela, kiselo) ekşi 3: lût, lûta, lûtu (lyut, lyuta, lyuto) “bg. acı” ekşi çorba: kaşa lûta () ekşi elma: kíselka () ekşi içecek 1: langûr () ekşi içecek 2: lûto () “mayalanmış ekşi içecek” ekşi içecek 2: lûtse () “kuru meyvelerden yapılan ekşi içecek” ekşi pilav: lûto oriz “ekşi otlardan hazırlanan şurup pilavın üzerine dökülür.” ekşilemek: pudkiselèyem, pudkiselèye (podkiselyavam, podkiselya) ekşimek: nakisèlem, nakisèle (nakiselyavam, nakiselya) ekşimiş 1: fkîsnat (bt) (vkisnat) ekşimiş 2: flûtnat, flyutnat, -a, -u (vlyutnat)

Page 155: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ekşimsi: krasat, krasatko (osvejavaşt, leko kisel) “ekşimtrak” el çırpmak: naçukam raka (rıkoplyaskam) el değirmeni 1: raşnitsa (rıçna melnitsa) el değirmeni 2: trahalnitsa () “iki yuvarlak taştan oluşan el değirmeni” el ile tutmak: dapiram sas rıka () el işi: preta () el uzatmak: pudavam, pudam (podavam, podam) el: roaka, roka, rakà (rıka) elalem: elalém, alalém () elbet 1: helbet (razbira se) elbet 2: nagunnu (sigurno, veroyatno) elbise 1: drîpi ‘orta rodop şivesinde’ (drehi) “bg. bez, çaput” elbise 2: koş (roklya) elbise 3: motruh (drehi) elbise 4: primèna, premèni (ç)(premyana) elbise biçmek: kroyam riza () elbise çıkartmak: zasvàle / zasvalya (sıbliçam) elbiselerini çıkarmak: sıbleçam () elceğiz: raçinka, raçinki (ç) (rıçinki, rıçiçki (ç)) elden ele taşımak: obinisat (raznasyat, razmyatat) eldiven: rakàvisa, rakávnitsa, rakavnisa (rıkavitsa) ele geçen: priçepen (prevzet) ele geçirmek: grabe, grabne (grabya, grabna) elek: sîtu (sito) elektrik: elentrik ()

Page 156: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

elemek 1: sèye (seya) elemek 2: utséyem (otsyavam) eli sıkı 1: istisnatu (stisnat) eli sıkı 2: sıkırınca, skrınca (stisnat) eli sıkı 3: skrıkav (stisnat) eli yavaş 1: gutav (baven) eli yavaş 2: mutolévi (mutolyavi, zabavya) elifba: elifbà, elifboa () elinden gelmek: ide mi ot raki () elinden: otrıki, utraki, utroaki (otrıki) eline almak: dapiram, dapira () ellemek: hàlam, hàla (zakaçam, bezpokoya) elli: petdeset (petdeset) ellinci: petdeseti (petdeseti) elma: yàbalka, yebalka (yabılka) elti 1: kaduşka (zılva) elti 2: yetarva (etırva) emanet: emanèt (doverie) emeklemek 1: bobaléza / bobalyaza, bubalyaza (pılzya) emeklemek 2: surna sa (pırzalyam se) emekli: emeklîye (pensioner) emektar: emektàrin (veteran) emin biçimde: nanno (sigorno) Emin: (öa) Amîn Emin’in karısı: Aminusa Emine: (öa) Yemka, Yomka / Mîna Minô / Minka, Minke /hitap: Minko! emir: emir (zapoved)

Page 157: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

emmek 1: bizeya (bozaya) emmek 2: mutska (smuçe) emmek 3: nasûçem sa, nasuça sa (nasukvam se, nasuça se) emmek 4: pupîyem, pupîye (popivam, popiya) emmek 5: sàye, see (bozaya, suça) emmek 6: smufkam (smuça) emmek 7: smuhte (smuçe, izsmukva) emmek 8: suça (suça) emmeye başlamak: zasùçe (zasuça) emniyet etmek: emniyet pravem / “emniyet nipravem: güvenmiyorum” emniyet: emniyet (sigurnost) emzik: pópka () en 1: nıy (nay) “en fazla, en yüksek anlamında önek” en 2: en, in (nay) en altta: nıy dolu (nay dolu) en aşağıya doğru: nıy nadolni (nay nadolni) en başta: utpoarvu (otpırvo) en büyük: nıy guleam (nay golyam) en çok otlu: nay-trevno en çok: nay-eçko () “en fazla” en fena: nıy paratika (nay loşo) en kötü: nıy loşu (nay loşo) en küçük: nıy malku (nay malko) en önce: nıy napreş () en sağlıklı: nay-zdravo () en son: sugarno (kısno)

Page 158: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

en sonra: nıy setne (nay setna) en sonunda: nakray (nakray) en ucundan: utkray (otkray) en uzun: nıy dülagu (nay dılgo) en üstte: nıy gore (nay gore) en yukarı doğru: nıy nagore (nay nagore) -en, -an: koytu (koyto) “ki o kişi, -en kişi” “çileak koytu dava pari, svire svirkata: parayı veren düdüğü çalar” en: en (şirina) “genişlik” endaze: endeze, andaze, aydeze () “uzunluk ölçü birimi” “1 endaze: 64 cm” endişelenmek: ukàçem (pritesnih se) (okaçvam fiili) “okaçi mi sa: endişeleniyorum” endişeli 1: kiman, kimna, kimni (zagrijen) endişeli 2: kimniçka (umislena, zagrijena) engel 1: petlanka (preçka) engel 2: preçka (preçka) engel 3: skandala (preçka) engel 4: zapenka (spınka) engel adam: ingélin (tvırdo glav, kelyav çovek) engel olmak 1: preça (preça) engel olmak 2: preça sa (preça se) engel olmak 3: puboarkam (pobırkvam, pobırzam) engellemek: zapréye (zapreçvam) engellenmek 1: metehara (preçka se) engellenmek 2: zapreye sa (zapreçvam se) engellenmek 3: skundaptsvam (prepıvam se) enginar: enginar (artişok)

Page 159: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

enik: ştene (kuçentse) enine: letve (napryako) enişte 1: kalèku (kaleko) enişte 2: anîşta (kaleko) enişte 3: kaltatu (kaleko) enkaz: harhanô (razvalina) “harabe hane” ense: vrat, vtratoat (vrat) ensiz: tèsan (e), tèsna (d), tèsnu (n), tesni (ç) (tesen, tysna, tyasno) entari: anteriye (anteriya) entrika 1: entrika (intrigi) entrika 2: fortumuşki (intrigi) entrikacı 1: levust (intrigant) entrikacı 2: malkoptépnik (mılkotyapnik) epey zamandır: utkòle, otkòle, otkolya / atkole (bt) (otdavna) erbap: erbàp, erbàpin / yerbap () -erdi: iştiş (şteşe) ergen olmamış: bezergéne “buluğa erişmemiş” ergen: yergene (ergen) ergin meyve: şuşur (okapali plodove) ergin: uzreal, -a, -u (uzryal, -a, -o) “ermiş” erginleşmiş: sklal (kaçil kilogrami, napılnyal) erik 1: slîva, slîvi (ç) (sliva) erik 2: canki (sliva) “can erik” erik 3: marinka (jılta sliva) “sarı erik cinsi” eril: moasku, masku () eril cins: masku rod (masko rod)

Page 160: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

erimek 1: raztàpem sa, rastupe sa (raztapyam se, raztopya se) erimek 2: raztupèyem sa, rastupè sa (raztopyavam se, rastopya se) erişilebilir: pristoapan, pristoapna, pristoapnu (pristıpen, pristıpna, pristıpno) eritmek 1: raztàpem, rastupe (raztapyam, raztopya) eritmek 2: raztupèyem, rastupè (raztopyavam, rastopya) eriyen kar: hlepavitsa (kişa, ryadka kal) erkeç: erkiç (kozelıt) erkek çocuk 1: masku déte, mışko déte / mıjko detya (masko dete) erkek çocuk 2: momçe (momçe) erkek kardeş: brat (brat) erkek: masku, moasku, mosko, mosku (masko) “cins isim” erkekçe: moaşki, maşki (mıjki) erken 1: rànu (ran, ràna, ràno) erken 2: rànen, ranna, rannu (ranen, ranna, ranno) erken 3: ranko (rano) “erkenden” erkence: rànu (rano) “erken halde” erkencik : raniçko () erkenden: utrànu (otrano) ermek: uzrévam, uzreye (uzryavam, uzreya) ermemiş 1: nizrél / nizreal, nizreala, nizrealu (nezryal, nezryala, nezryalo) ermemiş 2: zelen () ermemiş 3: niuzrél () ertelemek: ustavem gu za setne ()

Page 161: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

esas: esas (osnova) eser miktar: pangulka () “ölçülemeyecek kadar küçük” esinti 1: dreboşak (drebolii, sitnej) esinti 2: véter (vyatır) esinti 3: duyne () esir etmek: porobvam (porobvam) esir: esir, yesir, yasire (rob) eski şey: eşinda (neşto staro, avelsko) eski: stàr (e), stàra (d), staru (n), stari (ç) / ıstar, ıstàra, ıstàru (star, -a, -o, -i) eskici: eskiciye (e), eskiciyka (d), eskicii (ç) eskiden beri (olan şey): utkòleşen, ıtkòleşna, utkòleşnu (otkoleşen, otkoleşna, otkoleşno) eskiden beri: utkòle (otkole) eskiler: starkuve / starkove (starite) eskimek: ustarèyem, ustarèye (ostaryavam, ostareya) eskisi: ıstàrutu, stàrutu (staroto) esmek 1: nadùham (naduhvam, naduham) “çok esmek” esmek 2: dùye (duham, poslıgvam, preuveliçavam) esmek 3: naveyè (navyavam, naveya) esnaf: esnaf, esnafin (e), esnafka (d), esnafi (ç) esni şalvar : esni şalvare () estağfirullah!: estafîrullah () eş zamanlı: drugoçeşna( ednovremenna) eş: raven, ravna, ravnu (raven, ravna, ravno) “denk” eşarp: zabulka (zabradka) eşek 1: magàre (magare) eşek 2: osiltsa (magaritsa)

Page 162: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

eşekçik: magàrense (magarentse) “Sokolovtsi ve Progled köylerinde küçük kabak” eşelemek 1: şankam, şınkam (rovya se) eşelemek 2: rove sa (rovya se) eşelemek 3: razrovem, razrove (razravyam, razrobya) eşelemek 4: şankam, şınkam, rove (rovya se) eşit şekilde: ravnu (ravno) eşit: raven, ravna, ravnu (raven, ravna, ravno) eşitçe: naràvnu (naravno) “eşit olarak, düz olarak” eşitlemek: ravneavam, ravné (ravnyavam, ravnya) eşitlenmek: ravneavam sa, ravné sa (ravnyavam se, ravnya se) eşkıya: aşkayo, aşkayoa (bandit, razboynik) eşlik etmek: vódem () eşmek: ròve (rovya) “eşelemek” eşya 1: eşyà, eşyoa (veşt) eşya 2: imene, iménka (stoka) eşya 3: pàrti, partîye (pırtiya) “pırtı kelimesinden” et: mèsu, meso (meso) etkilemek: vkirva mi se (vtılpya mi se) “asva yedene vkirva mi sa: bu yemek bana dokunuyor” etkilenen: dokuzdisan (obiden, zasegnat) etkili: sîlen, silna, silnu (silen, silna, silno) etli pilav 1: mislo s oriz (meso s oriz) etli pilav 2: varévu () etli: mèsan, mesna, mesnu (mesen, mesna, mesno) etmek 1: istòrem, istòre (storvam, storya) etmek 2: ukàzam, ukàje (okazvam, okaja)

Page 163: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

etrafını dolaşmak: ubikòlem (obikalyam, obikolya) ev 1: kaşta, koşta, koaşta (kışta) ev 2: dom (dom) ev 3: ev, éf (kışta) ev 4: kuke (kışta) ev rakısı 1: bobotanka (domaşno rakiya) ev rakısı 2: partsutsa, parsusa (domaşna rakiya) ev sahibesi 1: kaştnitsa, koaştanitsa (domakinya) “ev hanımı” ev sahibesi 2: domàkine (domakinya) ev sahipliği yapmak: kaştinçovam (domakinstvam) ev yapmak: kışta da gradyam/ koaşta da gradem () evet: ha, ho, hoa (da) “hı” evin alt katı: vnisku () evin içi: harem, hareman (harem) evladım 1: evlatço () evladım 2: avléto, avlétu, avleatu () evlat 1: avlét, avleat, evlètin (dete) evlat 2: rojba () evlatlık almak: usinuvèyem, usinuvè (osinovyavam, osinovya) evlatlık: hrànenik (osinoveno) “besleme” evlek: evlek (çado) evlendirmek: ujènem /ojenam, ujené (ojenvam, ojenya) evlenmek: ujènem sa, ujené sa / jónem (bt) (ojenvam se, ojenya se) evlenmemiş genç: lefter, leftèra, -u, lefteri (ç) “yunancadan”

Page 164: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

evli, evlenmiş 1: jenen, jenena, jenenu, jeneni (ç) (jenen, -a, -o) evli, evlenmiş 2: ujénen (e), ujéna (d), ujéni (ç) / òjeni, ajónen (bt) (ojenen, ojena, ojeni) evlilik: jónenye (bt) evliya: evliya, evliyoa (svetets) evvel zaman: avelzaman, evelzaman (predi vreme) evvel zamana ait: avelzamansko (starinen) evvel zamanın: eşinda (neşto staro, avelsko) evvel 1: avel, evél (predi, pırvo) evvel 2: pred (pred) evvelce: avélen (predi) “evvelen” evvelin: avelsko, avelsku, evelsku (predişni) “eskiye ait” ey! 1: ey (ey) ey! 2: ra (ey) eyer: eyer (sedlo) ezan: izan, ezan (ezan) ezan okunmak: ezan rukam () “ezan sa ruka: ezan okunuyor” ezilmiş 1: spiken / spikyan, spiten (spleskan) “ezik” ezilmiş 2: çukan, -a, -u (çukan, -a, -o) “vurulmuş” ezilmiş 3: staptal (stıpkal) “ayakla çiğnenmiş” ezilmiş 4: stıptano, stıpkano (otıpkano, stıpkano) eziyet etmek: putiskam, putisna (potiskam, potisna) eziyet: izét, iziyet (mıka, zor) ezmek 1: diyur, diyurka (svat, svatya) ezmek 2: ıstoapkam, ıstoapça (stıpkvam, stıpça ezmek 3: malasam (maçkam, razmaçkvam)

Page 165: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

F fabrika: favrika (fabrika) Fahriye: öa. Fahrîna / hitap: Fahrino! Fahriyecik: Fahrinka faiz: fayiz (lihva) fakat 1: samo (samo) fakat 2: ta, to (ta) fakir 1: fakir, fakîrin, fakire (ç) (beden, bednyak) fakir 2: karopin (kletnik, siromah) “garip” fakir böreği: gropalnik ”malzemesi ve katmanı az börek” fakircik: fakirçek (bedniyak) fal bakmak: vràçem () fal: vraçina () falcı 1: vraç (e), vraçka (d) (vraç, vraçka) falcı 2: falciye (e), falciyka (d), falcii (ç) (vraçka) fandufla: panduf, pandùfi (pantofi) “terlik cinsi” fanila: fanèla (fanela) fare: mişka, mîşki (ç) (mişka) fark: fark (razlika) farketmek: sètam sa, sète sa (seştam se, setya se) farketmez: biva si mi (vse mi e taya) farkına varmadan: niusètnu (neusetno) farkına varmak 1: razbiram, razbera (razbiram, razbera) farkına varmak 2: sıznavam, sıznayem, sıznaye (sıznavam, sıznaya) farkında olmak: ugàdam, ugàde (ugajdam, ugadya)

Page 166: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

farklı: razlikat (razliçen) farklılaşmış: primenil, -a, -u () farz namazı: farzena namaz () farz: farz () fasit: fasik (omagiosan krıg) fasulya 1: bob (bob) fasulya 2: fasul (fasul) fasulya 3: bôrja, biorja (fasul) fasulye 4: kapiçki (zelen fasul) “taze fasulye” fasulye 5: kapiçnik (suşen zelen fasul) “kapçığıyla kurutulmuş fasulye” fasulye sırığı 1: fasulôvitsa, fasulûvitsa (dılga prıçka) fasulye sırığı 2: veyka () fasulyeli: fasulkina (bobovina) fatiha: fatiha () fatiha okumak: fatiha péye () Fatma: öa. Fatmina, Fatminka, Fadimina, Fatmo, Minka, Vatne, Meyka/ hitap: Fatmino! favori: skolufe, (ç) skolusfove (bekenbardi) fayda: fayda, faydoa (polza, izgoda) faydasız: martsina (bezpolezno, naprazno) faydasız: brizfaydoa (bezpolezno) fayton: payton (fayton) fazla 1: fazlà, fazlo, fazloa (izlişen) fazla 2: mlogu (mnogo) / “makedonca: nogu” fazla 3: manaha (mnogo) fazla 4: bunluk () fazla geçmeden: niutkòle (neotkole) “yakın zamanda”

Page 167: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

fazlalık: fazlalık, fazlalok (izlişık) fedakar: fedekârin () felaket: felekét (bedstvie) felç 1: damla, damloa (paraliza) felç 2: nüzül, nûzûl (paraliza) felç 3: udar (udar) felç olmak: nüzül ustanem (paraliziram) felek: felek () fena 1: loş, lòşa, lòşu (loş, loşa, loşo) fena 2: paratika, paratiko, parétiku (loşo) “yunanca” fena 3: fena, fenoa (loş) fena 4: lih (buen, loş) fena 5: nefelen, nifàle (ne e dobre) fena 6: meşefeçuf, meşefeçuv, meşafeçav (loş, opasen) fena şekilde: lòşu (loşo) fenalaşıyorum: privaresva mi (priloşava mi, prizlyava mi) “kötüleşiyorum” fenalaşmak: primiram, primrè (primiram, primra) “bayılmak” fenalaşmış: skutsal () “aniden hastalanmış” fenalık basmak: zabayıldisvam, zabildisvam (razvalyam, pohabyavam) fener: fener (fener) “yunanca fanos” fenercik: fenerçe (fenerçe) ferace: fèrece (ferece) “kadın giysisi” ferah: ferah (prostoren) ferman: ferman (ferman) fermuar: fermar (tsip)

Page 168: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

feryat 1: rev (rev) feryat 2: feryat (vik) feryat 3: behrà, behroa (vik, volıp) çığlık feryat 4: tsrikut (vik, voy, kryasık) feryat eden: tsiklô (revlô) feryat etmek 1: revè (reva) feryat etmek 2: izrevè (izreva) feryat etmek 3: krotem, krote / krotya (vik) fes: fes (fes) fesat: fesàtin (zlo) fesçik: fesçe (fesçe) “küçük fes” feshedilmiş: razturenu (razturen, razturena, raztureno) fesleğen 1: busilâk, busilek/ bosilek (bosilek) fesleğen 2: feslikan (bosilek) Fethiye: (öa) Fetîna / hitap: Fetino! Feyzi: (öa) Feyzo, Zulyö fıçı: fıçiye (bıçva) fındık 1: funduk (elhiçka) fındık 2: leasnik (leşnik) fırça: furçá, furçoa (çetka) fırın 1: peş, peşt, peştoan (peşt, peşta) fırın 2: peçka (peçka) fırın 3: furun, furune (furna) fırın 4: kimbe (peçka) “gömbe, kümbet kelimesinden” fırın 5: kûmbet (peçka) “gömbe, kümbet kelimesinden” fırın dolusu: furnik, furnit (hlyab ot furna) “bir fırınlık” fırın küreği: garbanato () fırın temizleme: pomod “ fırını ıslak bezle temizlemek”

Page 169: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

fırıncı: furunjiye (e), furunjiyka (d), furuncii (ç) fırlak: roynato (razpilyano, razhvırlyano) “fırlamış” fırlamak: otduvam (otletyavam) fırlatılmak 1: duykam sa, foarlem sa (hvırlyam se) fırlatılmak 2: foarnem sa, foarne sa (hvırlyam se, hvırlya se) fırlatılmak 3: pridiplém sa / pridiplyam sa (prehvırlyam se) fırlatılmış 1: fırlen, foarlen, farnen (hvırlen) fırlatılmış 2: izfoarlene, izfırlyane (izhvırlyan) fırlatılmış 3: fuknal (hvırlil) fırlatıp atmak 1: namisvam (razpilyavam, razhvırlyam) fırlatıp atmak 2: zabayhùtvam sa (zabazganyam) fırlatmak 1: farlem, fırlyam / forle, foarle / forlya / foarnem, fórnem, foarne (hvırlyam, hvırlya) fırlatmak 2: mètam, mètna (myatam, metna) fırlatmak 3: bubotkam (hvırlyam) fırlatmak 4: fukvam (hvırlyam, maham) fırlatmak 5: popadam () fırlatmak 6: prifoarnem, prifoarne (prehvırlyam, prehvırlya) fırlatmak 7: razforlém (razhvırlyam) fırlatmak 8: razgivasvam (razhvırlyam) fırlatmaya başlamak: zabazganem, zabazganyam (zahvırlyam) fırsat: fırsat, fursat (vızmojnost) fırsatçı: fırsatçiye, fursatçiya (oportyunist) fırtına 1: furtùna (furtuna)

Page 170: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

fırtına 2: kamantiya (uragan) fırtına 3: yuda (buriya, hala) fırtına 4: gadap () “yaklaşan fırtına” fısıldamak 1: prişèpam, prişepna ( prişepvam, prişepna) fısıldamak 2: puşèpem, puşèpna (poşepvam, poşepna) fısıldamak 3: şèpna (şepna) fısıldamak 4: şeptà, şopta / şóptom (bt) (şeptya) fısıldamak 5: şuşkam (şepna) fısıldayarak: tihiçko () fısıltı: şeptèş (şeptej) fıstık: fıstık (fıstık) fışkı: fışkiya (ekskrement) “hayvan dışkısı” fışkırtma: porskam (prıskam) fidan gibi kız: fidanka (fidanka) fidan gibi yetişmek: rasàde / razsadya () fidan olmak: rasàde /razsadya () fidan: fidan (fidan) fidancık: fidançe (fidançe) fide: fidançe (fidançe) figan: rev (rev) fikir: fikir, fiker (ideya, misıl) fikirsiz 1: briz fikir (bez misıl) fikirsiz 2: fikirsîzin, briz fikir (neobmislen) Fikriye: (öa) Fikrina / hitap: Fikrino! fil: fil (slon) filan kişi: filankişiya, filankişiye, nékoy (nyakoy si) fildişi: fildiş (slonova kost) Filibe: Fülbe, Hülbe, Hilbô, Fülbe (Plovdiv)

Page 171: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Filibenin: hûlbetska (Plovdivsko) filiz: filiz (filiz) filizlenmek: izníknom (bt) fincan: filcan, filjan (filcan) fincancık: filicançek (kafentse) fiske: fuska () “sivilce” fistan: fistan, fustan (fistan) fistancık: fistançek, fustançek () fişek: fişek, fişéka (patron) fişeklik: fişeklik (patrondaş) fit: fit () fitil: fitil (fitil) fitilli elbise: fitilli rizka () fitne: fitne, fitnöa (bunt) fitneci: fitneciye (podbuditel) fitre: fitra () fiyat arttırmak: naddavam (naddavam) flaş ışığı: lôcak (svetkavitsa) fodul, fodulcuk, küçük fodul: fudulçitsa () fodul: fudul, fudùlin () fodulun teki: fudule () fors: fors (vimpel) forslu: forsliye () fotoğraf: futugraf (fotograf) Foyna (Hvoina)’ya ait, Foyna’nın, Hvoina’nın, Hvoina (şeyi): Foynuski, -a, -u (Hvoynenski, -a, -o) Foyna: Hvoina “Orta Rodoplarda kent adı” Foyna’lı, Hvoina’lı: Foynuski, -a, -u (Hvoynenski, -a, -o)

Page 172: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

fukara: fukarà, fukaroa, fukarô (bednyak) fukaralık: fukaralık, fukaralok, fukarlok (bednotiya) futa: futa (futa) fuzuli: fuzuliye ()

G gaç: gaç () “ot, saman çekmek için kancalı sopa” gaflet: gaflét (neznanie) gaga: kalvun, kılvun (çovka) gagalamak: nakoalvam, nakoalva (nakılvavam, nakılva) gaklamak: graçe () galgun: galgun ”kuşburnu toplamak için ağaç alet” galiba 1: galiba (moje bi, veroyatno) galiba 2: may (may) galiba 3: uşkim (veroyatno) galiba 4: zere, zari (poneje) gam: gam (grij) gamsız: gamsızin (bezgrijen) ganimet: ganimet (plyaçka) garaz: garez, karez (zloba, omraza) “kin” garip: garip, garipin, garipe (çuden, stranen) gavur: kàvurin (e), kàvurka (d), kàvure (ç) (gyaur, gyaurka, gyaurin) gavura ait, gavurun: kàvurski, kàvurska, kàvursku (gyaurski) gavurca: kàvurski, kàvurska, kàvursku (gyaurski) gayda borusu: gaydunitsa (gaydunitsa)

Page 173: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gayda: gayda (ç) (gayda) gaydacı 1: gaydar (gaydar) gaydacı 2: gaydaciye (gaydar) gaygana: gayganô () ”yemek türü” gayret etmek 1: pumoaçem sa, pumoaçe sa (pomıçvam se, pomıça se) gayret etmek 2: pumoaçem, pumoaçe (pomıçvam, pomıça) gayret: gayret, kayret, kayrat (usilie, stremej) gayretli: gayretliye, kayretliye (usırden): gazete: gazèta (gazeta) gazi: gàzi () gazoz: gazòz, gazuz () gebe: gebé, geböa (bremennen) gebelik: zahod (bremennost) gebermek: pukvam, pukna (pukvam, pukna) “patlayıp gebermek” gece: nòş, noaş (noşt) gecelemek: prispiyem, prispà (prespivam, prespya) geceleyin: noşte, noşten, noşton (noşte) gecenin, geceye ait, gece (şeyi): noşten, noşna, noşnu (noşten, noştna, noştno) gecikme: zabàva (zabava) gecikmeden: nizabàven, nizabàvna, nizabavnu (nezabaven, nezabavna, nezabavno) gecikmek 1: bàvem sa, bàve sa (bavya se) gecikmek 2: zabàvem, zabàve (zabavyam, zabavya) gecikmiş 1: zabavenu (zabaveno)

Page 174: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gecikmiş 2: dokulébat (domıknat, bavyat) geciktirmek: bàvem, bàve (bavya) geç: geç, geçku (kısno) geçen yaz: leatus, létus (lyatos) geçen yıl 1: lanî (lani) geçen yıl 2: pò-lanî (po-lani) geçen yılki 1: lanski,-u / lanskô, lanişno (lanski) geçen yılki 2: po-lanski (po-lanski) geçici iş: prihodna rabuta () geçici: prihòden, prihodna, prihodnu (prihoden, prihodna, prihdno) geçindirmek: prihrànem, prihràne (prehranvam, prehranya) geçinmek 1: giçindisvam, giçindisa (preodolyava, peçelya) geçinmek 2: prihrànem sa, prihràne sa (prehranvam se, prehranya se) geçirmek 3: prikàrvam, prikàram (prekarvam, prekaram) geçirmek 4: primînam, primina (preminavam, premina) geçirmek 5: provèdem, provède (provejdam, proveda) geçirmek 6: prupùskam (propuskam) geçiş: minàvane (minavane) geçiştirmek: utminàvam, utminà (otminavam, otmina) geçmek 1: mînam, minà (minavam, mina) geçmek 2: namînam, namîna (naminavam, namina) geçmek 3: zaminam, zamina (zaminavam, zamina) “bir yerden geçmek” geçmek 4: podam (podavam) “geçiş yapmak” geçmek 5: priborkvam (preminavam)

Page 175: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

geçmek 6: prikàçem, prikàçe (prekaçvam, prekaça) geçmek 7: primînam, primina (preminavam, premina) geçmek 8: pristoapem, pristoape (prestıpvam, prestıpa) geçmek 9: puminam, pamínom (bt) (pominuvam) geçmek 10: sledvam (sledvam) geçmek 11: utminàvam, utminà (otminavam, otmina) geçmiş: minàl, minàla, minàlu (minal, minala, minalo) gel: ela, yala, yela (ela) “yunanca” gelberi 1: garbanato, gelberiye () gelberi 2: gribaç (greblo) geleceğim: doştim (şte doydem) “yerel şivede” gelecek yıl: dugudîna (dogodina) gelenek: adét (obiçay) Gelibolu: Gelibol (Gelibol) gelin 1: nevâsta, nivesta (nevesta) gelin 2: bulka (bulka) / bulko! “hitap şekli” gelin 3: gelina (bulka) / gelino! () “hitap şekli” gelin böceği: mişa kalmanka (nevestulka) gelin çeyizi almak: gezè, gezöa () gelin örtüsü: prekriva (bulo, vola, nevestinska kırpa) gelin ziyareti: vozvratki “Pomaklarda düğünden 1-2 hafta sonra evli çiftin akrabalarını ziyarete gitmesi geleneği” gelincik böceği: kalimanka, kalmanka (nevestulka) gelinin, geline ait, gelin (şeyi): nivestin, nivestina, nivestinu (nivestin, nivestina, nivestino) gelip geçmek 1: prihodem (prehojdam) gelip geçmek 2: puminam, pominam, paminam () gelir elde etmek: iskarvam, iskáravom (bt) ()

Page 176: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gelişmek 1: raste, rasna / rástem (bt) (rasta, rasna) gelişmek 2: razvivam sa, razviye sa (razvivam se, razviya se) gelişmiş: razvitu (razvit, razvita, razvito) geliştirmek: razvivam, razviye (razvivam, razviya) gelmek 1: doydem (doida) gelmek 2: duhodem, duhòdam, dohodam / dahódem (bt) (dohojdam) gelmek 3: idem, idam / ídom (bt) (idvam) gelmek 4: pristigam, pristigna (pristigam, pristigna) “varmak” gelmek 5: dovadam, dvadam (idvam) gem 1: zobilnik () “at gemi” gem 2: zobilnitsa “at dişliği” gemi: gemiye (korab) gemici: gemijiye (e), gemicii (ç) (lodkari, moryatsi) genç 1: mlad, mlàda, mlàdu (mlad, mlada, mlado) genç 2: kòpele (momık, kopele) “bg. piç” genç 3: kopelçe (momçe, yunak) genç dal: levestar (mlada klonka) genç gibi davranmak: mladeyè sa (mladeya se) genç hayvan: maldoçni, mladoçni () genç kız gibi davranmak: mumeyè sa (momeya se) genç kız: devoyka, devoyki (ç) (devoyka) genç tavuk: polatka (mlada kokoşka, yarka) genç: kopeldaçetişte (momçetişte) “gençeğiz” gençleşmek: mladeyè (mladeya) geniş 1: şîren, şirna, -u (şiren, şirna, -o)

Page 177: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

geniş 2: şirok, -a, -u / sirók (bt) (şirok, -a, -o) genişçe 1: naşiròku (naşiroko) genişçe 2: şiròçak, şiroçka, -u (şiroçık, şiroçka, -o) genişlik 1: şirinà (şirina) genişlik 2: şiroçina, şirina (şiroçina) gerçeği gizlemek: ubikarva (zaobikalya istinata) gerçek 1: istina (istina) “istina li ye?: gerçek mi? gerçek 2: hàs (naistina) “has li ye?: gerçek mi?” gerdan 1: gerdan, gûrdan (gerdan, guşa) gerdan 2: gizdilo, gizdilu (gerdan, ogırlitsa) gerdancık: gerdançe, gerdançek, gûrdançe (gerdançe) gerdanlık: sintse (mınista) “boncuk dizisi” gereç: tadarok (intrument) “tedarik kelimesinden” gerekli: tréva, trèbva (tryabva) gerekmek: trévam, da tréva (tryabvam) gereksiz 1: nitréva (netryabva) gereksiz 2: fuzuliye () gergi: gérme () gergin 1: natègnatu (nategnat, nategnata, nategnato) gergin 2: pritèsnan, pritèsnana, pristesnanu (pritesnen, pritesnena, pritesneno) gerginlik: saklet, seklet, sıklet (vıtreşno iznerven) geri 1: nahzad (nazad) “geride, geriye” geri 2: gorb, garboan (gırb) geri çekilmek: utstoapvam, utstoape (otstıpvam, otstıpya) geri döndürmek 1: svraştam () geri döndürmek 2: vraştam, varna / vráştom (bt) (vrıştam, vırna)

Page 178: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

geri dönmek 1: razvoarnam, razvoarna (razvırnam, razvırna) geri dönmek 2: vraştam sa, varna sa (vrıştam se, vırna se) geride kalmak: ustàvem, ustàna (ostavyam, ostana) geriden: zàden, zadna, zadnu (zaden, zadna, zadno) “gerideki” gerilemek: zapàdam, zapàdna ( zapadam, zapadna) gerilim: saklet, seklet, sıklet (vıtreşno iznerven) gerilmek 1: izpöana sa () gerilmek 2: lıştya se (protyagam se) “kendini germek" gerilmek 3: naupöanam, naupöana (napıvam) gerilmek 4: prustîram sa, prustra sa (prostiram se, prostra se) gerilmek: lôşti sa (iztyaga se, protyaga se) gerilmiş: natègnatu (nategnat, nategnata, nategnato) gerinmek: laştya se, lıştya se ( protyagam se) geriye: voznak, voaznak (na grıb) germe: gérme () germek 1: izpöana (izpıvam, izpına) germek 2: laşté (lıştya, protyagam) germek 3: pritöagam, pritègna (pretyagam, pretegna) germek 4: prustîram, prustra (prostiram, prostra) germek 5: razpinam (razpıvam) germek 6: upöana (opıvam, opına) germek 7: pristègam, pristègna (pristyagam, pristegna) germen dedu: germen dedu (peperuda) “yağmur duası” getirilmiş: nadrûlen (izdokaran)

Page 179: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

getirmek 1: dunèsam, dunèsa / danásem (bt) (donasyam, donesa) getirmek 2: duvédem, dovedam (dovejdam) getirmek 3: duvéda, duvedè (doveda) getirmek 4: pudunésa, puduneasa (podonesa) “biraz getirmek” getirmek 5: nadukàrvam, nadukàram (nadokarvam, nadokaram) getirmek 6: nadunèsam, nadunèsa (nadonèsam, nadonèsa) “çok getirmek” getirmek 7: dukàram (dokaram) getirmek 8: prikarvam, prikaram (prikarvam, prikaram) getirmek 9: prinàsem, prinesà (prinasyam, prinesa) getirmek 10: zanésam, zanesa (zanasyam, zanesa) getirmiş: fnel, vnel (vnesıl) geveze: geveze, gevezöa (glezio) gevezelik etmek 1: gevezem sa (glezya se) gevezelik etmek 2: taralisam (dırdorya) gevezelik etmek 3: tropane () gevrek: gevrèk (gevrek) “simit” gevşek 1: drulnat (razpasan) gevşek 2: drulô () gevşek 3: gevşèk, geveşek (otpusnat) gevşek 4: ràfal (otpusnat) gevşek 5: rahlo (razhlabvam fiilinden) gevşek 6: utpusnatu (otpusnat, otpusnata, otpusnato) “salık, kendini salmış” gevşemek 1: drulya / drule ()

Page 180: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gevşemek 2: razpuskam sa, raspusna sa (razpuskam se, razpuştam se, raspusna se) gevşemek 3: utpuskam, utpusna (otpuskam, otpusna) gevşemiş 1: drulnat (razpasan) gevşemiş 2: ràfal (otpusnat) geyik böceği: skripio, skripô (brımbar rogaç) geyik: elena (elena) gezdirmek 1: razhòdem, razhòde (razhojdam, razhodya) gezdirmek 2: razvèdem, razvedè (razvejdam, razveda) gezdirmek 3: purazhodem, purazhode (porazhojdam, porazhodya) “biraz gezdirmek” gezili: gizlio, gizlöa () “sürülerin yaz sonunda rodoplardan ovaya taze ot için indirilmesi” gezinmek 1: razhòdem sa, razhude sa (razhojdam se, razhodya se) gezinmek 2: snova (obikalyam) gezmek 1: ubihodem, abihóşdom (bt) (obhojdam) gezmek 2: gezmôvom (bt) gezmek 3: ubîdam, ubîda (obijdam, obida) gıcık tutmak: gıcık fate () gıcık: gıcık (reşetka) gıcırdamak 1: kırtsikam (skırtsam) gıcırdamak 2: skortsa, skoartsa (skırtsa) gıcırtı 1: piska (skırtsane) gıcırtı 2: skripe (sviri, skırtsa) gıda 1: hrana (hrana) gıda 2: yato (hrana) gıdıklama: skokot (gıdel) “skokot ma ye: gıdıklanıyorum”

Page 181: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gıdıklamak 1: skokotişkam / skukutişkam (gıdeliçkam) gıpta etmek: prigledvam sa / priglöadam sa (zavijdam) gırtlak 1: garçuman (grıklyan) gırtlak 2: garklan (grıklyan) gibi gelmek: istòri mi sa (stori mi se) “istorimi sa tova ne ye pravu: bana bu doğru değil gibi geliyor” gibi 1: katù, kutu (katò) “bunun gibi” gibi 2: kaktu (kakto) “olduğu gibi” gibi 3: mèsets, meses () “buna benzer, bunun gibi” gideceksin: şteş i (şte ideş) gidi: gidi (gidi) “heygidi” gidiş: hod, hòdene (hod) giriş: flézene, vlázenie (bt) (vhod) girişmek: skopçam sa, skopça sa (skopçvam se, skopça se) girmek 1: faflizam, faflèze, flèze (vlizam, vlyaza) “flézi: gir” girmek 2: ftesva () “hayvan yabancı araziye girmek” gitmek 1: hòdem, hòde (hodya) gitmek 2: linkam (hodya) gitmek 3: dohodam / duhodam (idvam) gitmek 4: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) gitmek 5: izvorvem/ izvorvyam (vırvya, prevalyam) gitmek 6: podem (otivam, otida) gitmek 7: razidam (bt) (razhodya) gitmek 8: stignam, stígnavom (bt) (stigam) gitmek 9: stipam (trıgvam, vırvya) gitmek 10: tavaryam / tavàrem (vırvya) gitmek 11: tornam, torna (trıgna)

Page 182: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gitmek 12: utivam si, utida si (otivam si, otida si) gitmek 13: utivam, utida, atidam, atida (bt)(otivam, otida) gitmek 14: uvardem (uvardvam) gitmek 15: uvedam sa (otivam) gitmek 16: varem, varvé, vore, varvea, varvé / vórvem, vòre (vorya,vırvya) / “vari si nah selu: köye gidiniz” gitmek 17: ida, ide / yida, yide (ida) gitmek 18: idem, idam / yidam, yidem (idvam) gitmiş 1: utişoal, otişol, ôtşol (otişıl, zaminal) gitmiş 2: tornal, toarnal (trıgnal) giydirmek: primenèyem, primènem (premenyavam, premenyam giyecek: primèna, premèni (ç) (premyana) giyilen: nosen, nosena, nosenu (nosen, -a, -o) giyim: nosiya (nosiya) giyinmek: primenèyem se, primènem se (premenyavam, premenyam se) giymek 1: nadyavam / nadeavam, nadèna (nadyavam, nadyana, obliçam) giymek 2: punòsem, punòse (ponosvam, ponozya) giysi 1: nosiya (nosiya) giysi 2: primèna, premèni (ç)(premyana) giysi 3: motruh (drehi) gizlemek 1: krîye (kriya) gizlemek 2: iskrîvam, iskriye (skrivam, skriya) gizlemek 3: prikrîyem, prikrîye (prikrivam, prikriya) gizlemek 4: taya (taya) gizlemek 5: zagagulvam (prikrivam, potulvam)

Page 183: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gizlemek 6: zakriyem, zakriye (zakrivam, zakriya) gizlemek 7: zasuştvam (zakrivam) gizlenmek 1: iskrivam sa, iskriye sa (skrivam se, skriya se) gizlenmek 2: kriye sa (kriya se) gizlenmek 3: zakriyem sa, zakriye sa (zkrivam se, zakriya se) gizli 1: tayen, tayna, taynu (taen, tayna, tayno) gizli 2: zakritu (zakrit, zakrita, zakrito) gizli 3: zasuşten () gizli 4: zatùlen (skrit, pokrit) gocuk: gucuk, gujuk (gojuh) “deri palto” goja: gôja () “kuru fasulya ve mısırdan yapılan bir Rodop yemeği” gòlu bèlu (): bembeyaz () gorçel: gorçel, gurçel (krotuşka) “bir balık türü” göbek 1: poap (pıp) göbek 2: gübek (pıp) göbekli 1: kurèmestu (koremesto) göbekli 2: poapka () göç etmek: vıfdigna sa (uttam) (vdigna se) “bir yerden kalkıp başka yere yerleşmek” göçmen 1: güçmén, güçmien (imigrant) göçmen 2: majir, majire (ç) (imigrant) göğe ait, göğün, gök (şeyi): nebesen, nebesna, nebesnu (nebesen, nebesna, nebesno) göğüs 1: gurda (gırdi) “meme” göğüs 2: bizkiya, biskiya (bozka) “meme”

Page 184: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

göğüs 3: gûs, güüs, güvûs (gırdi, grıd) “güüses ma buli: göğsüm ağrıyor” gök: nèbe, nèbu, nebà, nebesà (ç) (nebe, nebo) “gökyüzü” gökgürültüsü: grom (grım, grımotevitsa) “rusça grom” “grom da sa poarsne: yıldırım çarpsın”” gökkuşağı: zunka, zûnke (zyunkya, nebesna dıga) göl: giöl, güöl, gôl (ézero) gölcük: vir (ezertse) gölet: vir (ezertse) gölge 1: sènke, sénka (syanka) gölge 2: gilgô, gilgöa (syanka) gölge etmek: usenèyem, usenèye (osenyavam, osenya) gölgedeki kar: sinevitsa (sençesto myasto) gölgelemek: senè (senya) “gölge etmek” gölgelendirmek: usenèyem, usenèye (osenyavam, osenya) gölgelik 1: gérme () gölgelik 2: sergiye (sergiya) gölgelik 3: usoyka () “gölge yer, gölgelik alan” gömlek 1: riza (riza) “herni riza: işlemeli gömlek” gömlek 2: gümlek (riza) gömlek 3: camadan (riza) gömlek 4: kavát (riza) gömlek 5: kuşulya (riza) gömlek 6: rizçitsa () gömmek 1: pugrèbam, pugrèba / pagrípom (bt) (pogrebvam, pogreba)

Page 185: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gömmek 2: progròbem, progròbe () gömmek 3: potoplyam / potoplem () gömmek 4: zaròvem, zaròve (zaravyam, zarovya) gömü 1: pogrébene (pogrebenie) gömü 2: gümü, gümüye (pogrebenie) gömülmüş: progrobil, -a, -u () gön: gôn, gön, güön (gyon) “kösele” göndermek 1: vòdem (vadya) göndermek 2: provadam, provòdem, provòde (provojdam, provodya) göndermek 3: duvéda, duvedè (doveda) göndermek 4: izpraştem, izprate (izpraştam, izpratya) göndermek 5: utvédem / otvedam (otvedam) göndermek 6: praştam / praştem, pràte (praştam, pratya) göndermek 7: prevádom (bt) () gör! : viş (vij) “görmekten emir” “vijte / vişte: görünüz” görev yapmak: slujba da slujam () göreve koşmak: peykam sa (tiçam po zadaçi) görkem: keyafet (dostolepie, velikolepie) görmek 1: glôdam, glöadam (gledam) görmek 2: videm, vide (vijdam, vidya) görmemiş: niguvidelu () görmeye gitmek: navîdem, navîde (navijdam, navidya) görücü gelmiş: momrela () görücü gitmek: mamare, mumare “kız bakmaya gitmek” görücüye gidilen kız tarafı: mumaran, mumarın (svatovnik) görüldüğü gibi: konu sa viden, kakvonu sa viden ()

Page 186: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

görülmek: pozna sa (vijda se) görümce 1: alka (zılva) görümce 2: lelinka () görünmek 1: pukàzam sa, pukàje sa (pokazvam se, pokaja se) görünmek 2: ukàzam sa, ukàje sa (okzvam se, okaja se) görünmek 3: videm sa, vide sa (vijdam se, vidya se) görüşmek üzere: duvîdene (dovijdane) / “duvîdeme skoru: yakında görüşelim” görüşmek 1: sroaştam sa, sroaştna sa (sreştna se, sreştna se) görüşmek 2: videm sa, vide sa () “da sa videme: görüşelim” göstermek 1: pukàzam, pukàje (pokazvam, pokaje) göstermek 2: sùça (soça) göstermek 3: ukàzam, ukàje (okazvam, okaja) göstermek 4: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) göstermiş: utolçi sa / utolıçi sa (pokazala se e) götürmek 1: dukàram (dokaram) götürmek 2: duvéda, duvedè (doveda) götürmek 3: izvèdam, izveda (izvejdam, izveda) götürmek 4: kàram (karam) götürmek 5: otnesam, utnésam (otnasyam) götürmek 6: prikàrvam, prikàram (prekarvam, prekaram) götürmek 7: prinosem, prinesà (prenasyam, prenesa) götürmek 8: razkaram (razkarvam, razkaram) götürmek 9: raznîsam (raznisam) götürmek 10: raznèsam, raznesa (raznasyam, raznesa)

Page 187: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

götürmek 11: utkàram (otkarvam, otkaram) “bir yerden bir yere götürmek” götürmek 12: utnèsam, udnèsa (otnasyam, otnesa) götürmek 13: utvèdem, utvedè (otvejdam, otveda) götürmek 14: zanésam, zanesa (zanasyam, zanesa) götürmek 15: favedam (bt) (zanasyam, otnasyam) gövde: güvde, givdio (tyalo) göz 1: òko, òçi, yoçi (ç) / öko, aka (bt) (oko, oçi) göz 2: gioz, giös, gös, güös (oko) göz atmış 1: puglöadal /pagléval, paglyaval (pogledal) göz atmış 2: puglannal, poglednal () göz kapağı: klepka (klepaç) göz kırpmak 1: klepé, klepya (migam, nabejdavam) göz kırpmak 2: sklepvam (premigvam) göz yaşartıcı: soalzlivu (sılzliv, sılzliva, sılzlivo) gözbağcı: gôzbajiya, giozbajiye (lıjets) gözbağcılık: gôzbajilok () “kandırmak” gözbağı: gôzbi, giozbi (lıje) “kandırma” gözden kaybolmak: otdu (otide si, izçezna) göze: vir (ezertse) gözetleme kulesi: kulne, kulle (kulnya, kula, nablyudatelnitsa) gözetlemek: podziram (nablyudavam) gözetmek 1: çuvam (pazya) “korumak” gözetmek 2: izkutem (otglejdam) “bakmak” gözetmek 3: naglôdam, naglöadam (nagledvam) “bakmak”

Page 188: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gözleri kararmak: priçoarnèm, priçerné (priçernyavam, priçernya) gözleri yaşarmak 1: soalze (sılzya) gözleri yaşarmak 2: nasolzem sa, nasolze sa / nasoalzem sa, nasoalze se (nasılzyavam, nasılzya) gözleri yollarda kalmak: zagledvam sa, zaglöadam sa (zabavyam se, zakısnyavam) gözlerini kısmak: şuklio “şuklilo” “gözlerini süzmek” gözlük: gizlûk, gizlük, güzlük, gizlúki / ç: gizlûtsi, gûzlitsi, gûzlûtsi, güzlüsi (ç) (oçila) gözü çapaklı: gurelif (gureliv) gözü doymuş: nasîti (nasiten) gözü tok: nasîtu (nesit, nesita, nesito) gözü yaşlı 1: razplàkanu (razplakan, razplakana, razplakano) gözü yaşlı 2: soalzlivu (sılzliv, sılzliva, sılzlivo) gözün, göze ait: òçan, òçna, òçnu (oçen, oçna, oçno) gözünü kırpmak: klèpam, klepna (klepvam, klepna) gözünü yummak: istiskam uçite si () gözyaşı dökmek: sılzi ronvam () gözyaşı: soalza, sılzi / salzi,soalzi (ç) (sılza) / sóltza (bt) gram: gram (gram) gri renkli: suro (sivo) “kül rengi” gri: siv/ sif, siva, sîvu, sivi (siv, siva, sivo) grup: grupa (grupa) guatr: guja (guşa) guguk kuşu: kukuviçku (kukuvitsa) guguklamak: guguvam ()

Page 189: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

gurbet: gurbet (gurbet) gurbetçi: gurbetçiye () gururlanmak: iztapànil (izpravil se gordo) gübre 1: gibrô, gibroa (kraveşka tor) gübre 2: grôpka () “koyun, keçi, tavşan gübresi” gübrelik: gibrilnik (torişte) gücenmek 1: sakàram sa (skarvam se, skaram se) gücenmek 2: soarde sa, rasoarde sa (sırdya se) gücenmiş: sarditu (sardit, sardita, sardito) gücü yeter: klôt (kadıren, mojeşt) güç 1: moaçan, moaçna, moaçnu (mıçen, mıçna, mıçno) “zorlu, zorlayıcı” güç 2: sîla (sila) “kuvvet” güçlü 1: sîlen, silna, silnu (silen, silna, silno) “kuvvetli” güçlü 2: yak, yaka, yako, yaki (yak) “kuvvetli” güçlük çıkarmak: paley (dava zor) güçlükle 1: moaçnu (mıçno) güçlükle 2: usilno (trudno, mıçno) güçlükle 3: zapöanatu, zapionato (trudno) güçsüz: hondal (slabovat, nemoşten) güçten düşmek: dûşkûn padnam () güdük 1: kropandel, krapandél (neporasıl) güdük 2: svinok (nisık) güğüm: gûm, güüm (gyum) gül dalı: veyçitsa trandafilova () Gül: öa. Gülçe, Gûla gül: trandrafel (roza) / varyant: çentráfel güldürmek: gribiye ()

Page 190: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

güleç 1: zasmeat, -a, -u (usmihnat) güleç 2: zasmènu (zasmyan, zasmyana, zasmyano) güleryüzlü: zasmeat, -a, -u (usmihnat) gülle: gûlle (çerupka, kurşum) “mermi, kurşun” gülmek 1: smeyé (smeya) / smômso (bt) gülmek 2: ismeye sa (smeya se) gülmek 3: usmîvam, usmeyè (osmivam, osmeya) “birine gülmek” gülmek 4: zasmeyè sa (zasmeya se) gülmek 5: hahorkam sa (smeya se) gülmek 6: hleptam sa, hlepta sa (smeya se) gülmeye başlamak: zasmeyè sa (zasmeya se) gülmez: nismeyèsanu () Gülsüm: (öa) Gülsüme, Gülsümka, Gisim () Gülsümcük: Gülsümçe () gülümseme 1: sméne, smenyé (bt) gülümseme 2: smöm (bt) (usmivka) gülümsemek 1: usmihvam sa, usmihna sa (usmihvam se, usmihna se) gülümsemek 2: zasmeyè sa (zasmeya se) gülümseyen: usmihnat, -a, -u (usmihnat, -a, -o) gülümseyerek: usmihnatu (usmihnato) gülünç biçimde: smeşnu (smeşno) gülünç duruma düşmek: putsmivam sa, putsmiva sa () gülünç sözler: lakardiye, lakardii (ç) (smeşni sluçki, dumi) gülünç: smèşen, smeşna, smeşnu (smeşen, smeşna, smeşno) gülüş: smeah, sméh (smyah) “gülme”

Page 191: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Gümülcine : Gûmûrjine () Gümülcine âyanları: Gûmurjinskinen ayéni () gümüş: gümüş, gûmûş (srebro) gümüşlü 1: gûmûşliya, gûmûşliye (srebren) gümüşlü 2 : gümüşan, gümüşna, -u (srebren)”gümüşten” gümüşlü 3: srebarno (srebırno) gümüşlü köstek: gûmûşluno kûsteçe () gün ağarmak 1: soavne () gün ağarmak 2: somva sa, sovne (sımva se) gün ağarmak 3: sovna sa (razvideli se utro) gün batımı: zaydi (zalez) gün doğumu: iznik (izgrev) gün gün: po den, puden () gün: den (den) günah 1: gréh, greah (gryah) günah 2: gûnah, künah (gryah) günaha girmek: fléza faf gûnah (vlyaza v gûnyah) günahsız: mahsumin, maysunin (nevinen) gündelik: gündelik (dnevna) gündelikçi: gündelikçiye, ginlûkçiye, -a () günden güne: po den, puden () gündoğmak: soamvam sa, soamva sa, soamna sa (sımvam se, sımva se, sımna se) gündüz gibi ‘parlak’: denkelö () güneş batmak: morkne, moarkne () güneş doğmak: sovne, söavne (sımvam) güneş doğmak: ugrèyem, ugrèye (ogryavam, ogreya) güneş: slantse, slanse, slóntse, sloanse (slıntse)

Page 192: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

güneşe elini siper ederek bakış: podzur () güney 1: dólnik (yug) güney 2: yug (yug) güney yönü: prisoyka (yujno slınçevo myasto) “güneye bakan güneşli yer” günger “eşek dikeni”: ginger () güngerlik “eşek dikeni yetişmiş alan”: gingerlok () güngörmüş kişi: belemurdi (ç) “uzun yaşamış” günlük “ücret” 1: ginlûk, gillûk (dnevna) günlük 2: hôrgöntsko (bt) “hergünkü” Gürcüler: ivertse (gruzintsi) güreş 1: bòrene, bórenye (borba) güreş 2: gûreş (borba) güreşmek 1: bórem sa, bore sa (borya se) güreşmek 2: sabòri sa (zaborya se) gürgen: gàbre (gabıri) gürleme: rev (rev) gürlük 1: gûrlûk, girlûk (burenak) “otların gürleşmiş olduğu yer” gürlük 2: spuşeno (gısto rastilnost) “sık bitki örtüsü ile kaplanmış” gürültü 1: şum (şum) gürültü 2: gûrûltiya (karanitsa) gürültü 3: bubútenie, búbat () gürültü 4: fasaríye (bt) (şum) gürültü etmek: tràkam, da traka (trakam) gürültülü: şumareno (şumno) güve böceği: pasulka (molets)

Page 193: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

güvenilir arkadaş: vyarna drujino () güvenilir: veren, verna, vernu (veren, verna, verno) güvenilmez: nivèren, nivèrna, nivèrnu (neveren, neverna, neverno) güvenle: nanno (sigorno) güvercin 1: gugutka (gılbo) güvercin 2: güvürjîna (gılıb) güzel 1: kamaten / kamatan, -tna, -tnu / kámaton (bt) (krasiv, hubav) “yunancadan” güzel 2: kipra (hubava, gizdava) güzel 3: ogalit (hubav, krasiv) güzel giyinen kadın: kindruşa () güzel kadın: hubavisa (hubavitsa) güzel kadın 1: hubavitsa (hubavitsa) güzel kadın 2: kamatanka () güzelce, güzel şekilde 1: hubafko (hubavko) güzelce, güzel şekilde 2: hubavu (hubavo) güzelce, güzel şekilde 3: hubaviçku (hubaviçko) güzelce: ubaventse (hubavko) “oldukça güzel” güzellik: kamatnino (krasavitsa) güzün biçilen ot: otıva (seno ot esenno kositba)

H haber 1: novu, novo, novi (ç) (vest) “yeni olay” haber 2: habèr, habèreve (ç) / novu (novina, vest) haber üstüne haber: haber po haber () haber vermek 1: ubàdem, ubàde (obajdam, obadya)

Page 194: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

haber vermek 2: davam haber () habercik: haberçek () Habibe: (öa) Abibe habire: vîra, vire (vinagi) hacı: hacîye (e), haciyka (e) / hajiye, hajiyka (haciya, haciyka) hacının: hacitski / hajiyska, hajiysku, haciyski () hacılık: hacilık, haciloak / hajilık, hajiloak () hacının karısı: hacivitsa, hacvitsa, haciyska () Hacivat- Karagöz: Hajivat-Karagiös () haç: haç (krıst) haddinden fazla: prikàlenu (prekaleno) hademe: hademöa () hafız: hafuz (e), hafuzka (d) / afûz, afûzin, afuzka (afuz, -ka) hafif 1: löak, -a, -u / lek, leka, leku (lek, -a, -o) hafif 2: afif (lek) hafif ağrımak: nabulévam / nabuleavam (nabolyavam) hafif kadın: sûlûntiya () “hafif davranışlı kadın” hafifçe gülmek: krohto nasmivam, krohtu nasmeyem () hafifçe gülüş: krohto smeyene () hafifçe mırıldanmak: tîho romòne (tiho romonya) hafifçe yağmak: skapva (zapoçva leko da vali) hafifçe: löaku, leku (leko) “hafif şekilde” hafta 1: haftà, hafto, haftoa, afta (bt) (sedmitsa) hafta 2: nidèle (sedmitsa) “makedonca: nedela” “rusça nedelya” / “nidéle sétne: bir hafta sonra” hain: hinayét (predatel)

Page 195: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hak: hak (pravo) hakikat: hakikat (pravda, istina) hakim: hàkim (sıdiya) hakkında: za (za) hakkıyla: pravu () haklı 1: hakliye (prav, pravilen) haklı 2: prav, pràva, pràvu (prav, prava, pravo) haklı olmayan: nipràv, nipràva, nipràvu (neprav, neprava, nepravo) hal: hal (polojenie) hala 1: àla, ale (lelya) “babanın kız kardeşi” hala 2: lelé (lelya) “babanın kız kardeşi” halat 1: fortuma, fortoma, ortoma (vıje) halat 2: vòjo (vıje) halı: halîye (kilim) Halime: (öa) Alime Halimenin: Aliminki () halk 1: lûde, lûdi (ç) (lyude, hora, narod) halk 2: hora, yora (hora) halka 1: mazon, mazontse, mazontsi (ç) “tavana asılan çocuk salıncağı halkası” halka 2: halkà, halkoa (halka, krıg) halledilmiş: òrtosna, òrtusnu (opravna) halletmek: ortosvam (orientiram, opıtvam) halsiz adam: surneleşka () ham meyve: galagonki (nezreli plodove) ham: zelen, niuzrél () hamal: hambàlin, hambalè (ç) (hamalin)

Page 196: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hamala ait, hamalın, hamal (şeyi): hambalski, -a, -u (hambalski, -a, -o) hamam: hamam (banya) hamamböceği: krávinka (hlebarka) hamile 1: detûvna “çocuk bekleyen” hamile 2: zahodnitsa (bremenna jena) hamile 3: sıdetinena (bremenna) hamile 4: kormesta (bremenna) hamile 5: töaşka, töaşki (ç) (tejka) hamilelik geçirmek: zahodam (karam bremennost) hamilelik: zahod (bremennost) Hamit’in karısı: Hamîtusa, Hamitvitsa hamur açmak: tòça (toça) hamur işi: testen, testena, testenu, testonu (testen, testena, testeno) hamur kalmış: stukmaçen (sbit, navit) “pişmemiş” hamur mayalanmak: putkisnem, putkisna () hamur teknesi 1: panakuda () hamur teknesi 2: minyet () hamur yoğurmak 1: namèsam, namèsa (namesvam, namesya) hamur yoğurmak 2: zamésam, zamesè (zamesvam, zamesya) hamur: testo, testu, teastu, testa (ç) ( testo) hamurlu: testen, testena, testenu, testonu (testen, testena, testeno) “hamur kalmış” hamut: hamut (homot) “hayvan boyunluğu” han: han (han)

Page 197: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hana ait, hanın, han şeyi: hanski (hanski) hanay “büyük ev”: hanay () hancı: hanciye (e), hanciyka (d), hancii (ç) (hanciye) hancıya ait, hancının: hanciyski, -a,-u () hane: hané, hanöa (kışta) hangi 1: kakoaf, kakva, kakvo (kakıv, kakva, kakvo) hangi 2: kutra (d), kutro (n), kutri (ç) (koy, koya, koe) / varyant: katro, katri (bt) / “Bulgarcada yoktur” “kto: leh’çe hangi / çekçe: o, olduğu / slovakça: kimi, kime / rusça: “kotoriy” hangi” hanım evladı: şleva (galenik) hanım: hanıma (hanıma) hanıma ait, hanımın, hanım (şeyi): hanımski, -a, -u (hanımski, -a, -o) hanımcık: hanımka (hanımka) Hanife: (öa) Hânifa, Hanifinka, Feyka, Felya hap: hap (hap) hapçık: hapçe (hapçe) hapis 1: hapus (zatvor) hapis 2: hapusça (osıden) “hapsedilmiş” hapishane 1: mapusané, mapsanöa, mapuzanâ (zatvor) hapishane 1: tûrmo, mapsanoa (zatvor) hapsedilmiş 1: zatvòran, zatvòrana, zatvòranu (zatvoren, zatvorena, zatvoreno) hapsedilmiş 2: okauşili, zatvorili (arestuvali, zatvorili) harabe: haraba, harabo, harhanô (razvalina) haraççılar “haraç vergisi toplayan görevliler”: haraçére () harala gürele: haralô (posmeşişte)

Page 198: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

haram: haram (zabranen) haranı “büyük bakır kazan”: haraniya, harkome (golyama harkuma) haranı “mandırada süt kaynatma kazanı”: furnitarka (haraniya) harcamak 1: troşa, truşa (troşa) harcamak 2: harcadisvam, harcadîsam (harça) harcamak 3: izgárem (bt) (harça) harcamak 4: raznisam (izrazhodvam, harça) harç: harç () hardal: hardal (sinap, gorçitsa) hareket: gîbem (dvijenie) hareketlenmek: suni sa (premesti se) harem “evin içi”: harem, hareman (harem) harf: harf (bukva) harika 1: şüfret () “şöhret kelimesinden” harika 2: yak, yaka, yako, yaki (yak) harita: harita (karta) harman: harman, harmàne (vırşitba) harmancı: harmanciye (e), harmanciyka (d), harmancii (ç) (vırşaç) harmancıya ait, harmancının, harmancı (şeyi): harmanciyski, -a, -u (harmanciyski, -a, -o) harp: harp (voyna) has: hàs (naistina) Hasan: (aö) Asan, Asanço, Asanka, Sànô / Sanû, Sanço / Sançu, Sanka, Sanko/ Sanku Hasan’ın karısı: Sanvitsa, Sanvisa ()

Page 199: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

haset etmek: haset pravem () haset: hasétin / hasetçiye (e), hasetçiyka (d), hasetçii (ç) (revniv) hasetçi: hasétin / hasetçiye (e), hasetçiyka (d), hasetçii (ç) (revniv) hasır: hasır, hasoar, asır (rogozka) hasret kalmak: hasret ustanem () hasret: hasrét, asrét (kopnej) hasta 1: bolan, bolna, bolno (bolen, bolna, bolnu) hasta 2: bolniçka () hasta 3: hastà, hastoa / bolan, bolna (bolen, patsient) hasta 4: marazliye (e), marazliyka (d), marazlii (ç) (bolen) hasta etmek “dokunmak”: dukundisam, dukundisa (dokosvam, dopiram) hasta olmak: razbuleyem, razbuleye (razbolyavam, razboleya) hastalanmak 1: dubalnem, dubolne (dobılnyam) hastalanmak 2: zabulèvam, zabulèye (zabolyavam, zaboleya) hastalanmış: razbuleal, -a, -u (razbolyal, -a, -o) hastalık 1: balniçko (balniçko) “dert, sızı) hastalık 2: maraz (bolest) hastalıklı 1: bolezlivo (bolen) hastalıklı 2: marizev (kaprizen) hastalıklı 3: marazliye (e), marazliyka (d), marazlii (ç) (bolen) haşlamak 1: ispàrem, ispàre (izparvam, izparya) haşlamak 2: napàrem, napàre (naparvam, naparya)

Page 200: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

haşlamak 3: pàre (parya) haşlamak 4: pupàrem, pupàre (poparvam, poparva) haşlamak 5: uvarèm, uvàre (uvaryavam, uvarya) haşlamak 6: vàrem, vàre (varya) haşlamak 7: vazvare (vızvaryavam) haşlanmak: izpulém sa (izpulyam se, skarvam se) haşlanmış 1: isvaren, isvarena, isvarenu (svaren, -a, -o) haşlanmış 2: pàren, parna, parnu (paren, parna, -o) haşlanmış 3: sparujeno (zaparvane) haşlanmış 4: vàren (e), vàrena (d), vàrenu (n), vàreni (ç) (varen, varena, vareno) hatır: hatır, hator, hatoar (hatır) hatıra getirmek: pripomnem, pripomne (pripomnyam, pripomnya) hatıra: spumina, uspumina (spomena) hatırlamak 1: pómnem, pomne (pomnya) hatırlamak 2: pripomnem si, pripomne si (pripomnyam si, pripomnya si) hatırlamak 3: spuminam, spumina, spomnem si (pomnya, spomnyam si) hatırlamak 4: uspomnem si, uspomnè si (spomnyam si, spomnya si) hatırlamak 5: uspumînam, uspumina (spomenavam, spomena) hatırlamak 6: zapomnem (zapomnyam, zapomnya) hatırlamak 7: séştom (bt) (seştam)

Page 201: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hatırlanamıyan: nizapomnen, nizapomnena, nizapomnena (nezapomnen, nezapomnena, nezapomnena) hatırlatmak 1: napomnem, napomne (napomnyam, napomnya) hatırlatmak 2: pripomnem, pripomne (pripomnyam, pripomnya) hatırlatmak 3: uspomnem, uspomne (spomnyam, spomnya) hatırlatmak 4: uspumînam, uspumina (spomenavam, spomena) hatırsız: hatırsızin, hatırsızişte () Hatice: (öa) Haticîna, Cinka, Gina, Ceyka, Tiçka hatim: hàtim (hatim) hatta: durî (dori) hava aydınlanmak: sovna sa (razvideli se utro) hava durumu: “ havà, havo, havoa (vreme) hava: havà, havoa (vızduh) “nefes” havadis 1: havadîs (vest, novina) havadis 2: novu (vest, novina) havai: havaé (nad glavata) havalı “özgüvenli”: naràmen (svoenraven çovek) havan çekici: çukalu (çukalo) havan: havàn, havoan (havan) havanda dövmek: sdrobvam () havaya “boşu boşuna”: havaya, havayasto (naprazno) havlamak 1: nalàya sa (nalayvam se, nalaya se) havlamak: làye, lay (laya)

Page 202: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

havlamak 2: prilàyem, prilaye (prilayvam, prilaya) havlamak 3: zalàye (zalaya) havlu 1: zakırpa, zakoarpa (krıpka) havlu 2: zakıpa, zakoapa (krıpka) havlu 3: aglak, aglok, agloak (aglok) havlu 4: brisaçka (kırpa za bırsane) havlu 5: havliye (havliya) havlucuk: yaglıçek () havuz: topila “keten, kenevir ıslatma yeri” Havva: (öa) Havà, Avoa, Avça , Avka hayat 1: hayat (jivot) hayat 2: ràve (jivot) “ömür” hayat 3: jivéne (jivot) hayatını kazanmak: iskáravom (bt) () hayatta iken: prijive (prijive) hayde !: gô, gio, göa () haydi çabuk!: hotte borje!, hatte boarji! (haydete bırzo) haydi!: hayde, hatte (hayde) haydut 1: haydùtin, haydute (e), haydutka (d), hayduti (ç) (haydutin) haydut 2: kırgınin, karganin (razboynik) “kırgın kelimesinden” hayır “değil” : hàir (ne) “hayır!” hayır 1: ne (ne) “olumsuzluk eki” hayır 2: hayir, hair (dobrina, dobrota) “iyilik” hayırlı: hayırliye (e), hayırliyka (ç), hayırlii (ç) (dobır) hayırsız: hayırsızin ( negodnik) haykırmak 1: izrukam, izruka (izvika)

Page 203: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

haykırmak 2: puvikam (povikvam, povikam) haykırmak 3: srukvam, rukam (vikam) haykırmak 4: tsikam, tsika (reva, vikam, kreşya) haykırmak 5: vikam (vikam) haykırmak 6: zarukam () haylaz 1: haylazin, haylèzin (haylazin, bezdelnik) haylaz 2: lentif, lentô, lentio (leniv) haymana: haymana, haymanoa (haymana, skitnik) “serseri” hayret: hayrét (uçudvane, çudno) hayrete kapılmak: putrèsam sa, putrèsa sa (potresvam se, potresa se) hayrette bırakmak: uçüdem, uçüde (uçudvam, uçudya) Hayriye: (öa) Hayrina, Hayruşka / hitap şekli: Hayrino! hayta: hayta (razboynik) hayvan bağı: spona (kıso vıje) “hayvan otlatırken ön ayaklarına bağlanan kısa ip” hayvan çulu: zakaçulen () hayvan damı: harema () hayvan: hayvan, hayvànin, hayvankove (ç) (jivotno) / varyant: ayvan, ayvàne (ç) hayvanlara tuz yedirmek: kormé / kormya () hazır etmek: vtasvam, vtasam (vtasvam, vtasam) “hazır olmak” hazır: hazır (gotovo) hazırcı: hrantutnik (gotovi yade) “hazır yiyici” hazırlamak 1: artosvam sa (prigotvyam se)

Page 204: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hazırlamak 2: hazırladisvam, hazırladísavom (bt) (prigotvyam) hazırlamak 3: nagudem (nagodya) hazırlamak 4: sgadam, sgajdam (prigotvyam, opravyam) hazırlamak 5: stégam / styagam, steagam, stègna (styagam, stegna) hazırlanmak 1: sgadam sa (prigotvyam se, opravyam se) hazırlanmak 2: stégam sa, stegna sa (styagam se, stegna se) hazırlanmak 3: vtasvam sa (vtasvam se) hazırlanmak 4: orûjem, urûjem () hazine: hazinöa (sıkrobişte) Haziran: Toduroske (Yuni) hedefi vurmak: okézil (utselil, umeril) hedik “karda yürümek için”: jaygari () hediye 1: dar, dara, darve (ç), darove (ç) (podarık) hediye 2: hediye, hediyöa (podarık) hediye vermek 1: harizam, harijam (harizvam) hediye vermek 2: dara daram, dara odarem () hediye vermek 3: dare da stégam () hediye vermek 4: obdaryam / obdàrem () hediye vermek 5: udàrem / odarem () hela 1: halô, halöa (toaletna) hela 2: kenéf, kinef, kenief (toaletna) hela 3: muşturak (toaletna) helal etmek: pravem halal () helal: halal (halal) “l harfleri kalın” helaya gitmiş: utrotkal (osral) “sıçmış”

Page 205: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hele 1: hèle, èle () hele 2: pone (pone) “en az, en azından” helva: halvà, halvo, halvoa (halva) helvacı: halvaciye (e), halvaciyka (d), halvacii (ç) (halvaciya) helvacıya ait, helvacının, helvacı (şeyi): halvaciyski, -a, -u (halvaciyski, -a, -o) helvalı: halven, -a, -u (halven, -a, -o) helvanın: halven, -a, -u (halven, -a, -o) hem de: i (i) hem öyle hem böyle: yesiy yeniy, asıy asıy () hem: hem (hem) hemen 1: le, lôy () hemen 2: hamen, hémen, émen (nezabavno) hemen 3: poçti () hemen hemen: polnu-màlu, poalnu-moalnu (gore-dolu, mnogo malko) hemen şimdi: lö asiga (sega) hemşeri 1: hemşeriye (e), hemşeriyka (d), hemşerii (ç) (sıgrajdanin) hemşeri 2: nàşenets, nàşentsi (naşenets, naşentsi) ”bizimkiler” hemşeri 3: zemleak /zemlâk (zemlyak) hendek: hendek, handek (okop, trap, rov) henüz: òşte (oşte) hepsi 1: siçku (vsiçko) hepsi 2: vrut, vrit, (vryut, vsiçki) / varyant: vrid, vru, vrid, frot, frut, vritçenka

Page 206: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hepsini vermek: razdàvam, razdam (razdavam, razdam) hepten: hepten (iztsyalo) her 1: kata (vseki, vsyaka) “kàta den: her gün” her 2: sèki, sèka, sèku (vseki, vsyaka, vsyako) her 3: vritçenka, vrut (vsiçki, vryut) her hangi bir şey: nèştu, neşta (ç) (neşto) her hangi bir yerde: nèkade (nyakıde) her ne kadar: gudi (gode) her ne: kakvòtu (kakvoto) her şey: siçku (vsiçko) her taraftan: utvsèkade (otvsyakıde) her türlü: sèkaf, sèkakva, sèkakvu (vsyakakıv, vsyakakva, vsyakakvo) her yerde: fafsèkade, vsékade, sékade, sákade (vsyakıde) her yere: navsèkade (navsyakıde) her zaman: sve, isve, sveya, isveya (vinagi) herbir 1: gôykim, gioykim () herbir 2: ujkim (vse edno) hergele “at, katır sürüsü”: hergelô, hargelô, hergelöa (stado kone, muleta) hergün: kàta den (kata den) hergünkü: hôrgöntsko (bt) herhalde: zere, zari (poneje) herhangi bir yere: nanékade, naneakade (nanyakıde) herhangi bir şey: nèakakıf, nèakakva, nèakakvu (nyakakıv, nyakakva, nyakakvo) herhangi birisine: nèkomu (nyakomu) herkes 1: sèki, sèka, sèku (vseki, vsyaka, vsyako)

Page 207: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

herkes 2: sèkoy, fafsèkoy (vsyakoy) herkes 3: sveka, isveka (vseki) herkes 4: vrut, vru, vrit, vrid (vsiçki) herkes 5: vseka, vseki (ç) herkes için: za vrut () herkese: vrum (navseki) heryer 1: vsékade (vsyakıde) heryer 2: vsiçko say () heryerden: utvsèkade (otvsyakıde) hesap etmek: hasabi (izçislyavam) hesap etmek, hesaplamak 1: prismètam, prismètna (presmyatam, presmetna) hesap ödemek: razplatem sa, razplate sa (razplaştam se, razplatya se) hesap: hesap, hasap (smetka) hesaplamak: hesapladisvam (izçislyavam) hesaplaşma: razplàte (razplata) hesapsız: hesapsızin, hasapsızin (neizbroim) heves: haves (strast) hey gidi: deygidi, dégidi () heybe: habé () heybetli: heybetliye (veliçestven, veliçav) heyecanlı: treskavu (trekav, treskava, treskavo) hı ! “evet, olur”: ha, ho, hoa (da) hıdrellez 1: adarles, adrales (gergiovden) hıdrellez 2: gergövden, gergüden (Gergiovden) “6 mayıs günü” hınzır: hınzır, hınzırin, hanzır, hanzırin (skitnik)

Page 208: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hırlama “kedi hırlaması”: gırdene (prıhtene, koteşko mırkane) hırs yapmak: hırs pràve () hırs: hırs (ambitsiya) hırsız 1: hırsızin (kradets) hırsız 2: kradíç (kradets) hırslı: hırsliye (ambitsiozen) hıyar 1: krastavitsa (krastavitsa) hıyar 2: krastafulka (krastavitsa) hızla yemek: smandrosa () hızla: naborju / naboarcu, naborje / naboarje, naborji /naboarji (nabırzo, nabırje) hızlı: boarca, -u, -i (brız, bırz,-a, -o) / varyant: barját hızlı konuşmak: navırvyam (dırdorya, bırborya) hızlı koşmak: briskam (tiçam bırzo) hızlı olmak: sgribam, boarjem, boarzam (bırzam) hızlı yürümek: fmahva () hiç 1: niştu (nişto) “niştu nema: hiçbir şey yok” hiç 2: hiç, hii, iç (nişto, vıobşte) hiç bir zaman 1: níkuga (nikoga) hiç bir zaman 2: boanıç, boanaç (nikoga) hiç kimse 1: nikoy (nikoy) hiç kimse 2: niçiyako (nikoy) hiç kimse 3: nikomu (nikomu) hiç olmazsa: pòne (pone) hiçbir şekilde: nîkak (nikak) hiçbir şey 1: nikàkıf, nikakvà, nikakvo (nikakıv, nikakva, nikakvo)

Page 209: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hiçbir şey 2: niştu (nişto) hiçbir: nîtu (nito) hiçbir yerde 1: nikade, nigde (nikıde) hiçbir yerde 2: nanîkade (nanikıde) hiçbir yerden: utnîkade (otnikıde) hiçbir zaman: nikoga, nikugà (nikoga) hiddetlenmek: pukvam, pukna (pukvam, pukna) hikaye 1: dokazne (prikazka) hikaye 2: hikayöa (razkaz) hikaye 3: istoríye (bt) hikmet: hikmet (mıdrost) hilal: hilal (polumesets) hile: uin, uyun (trik, nomer) hindi 1: misirka (misirka, puyka) hindi 2: puyak (puyka) hisse 1: dél (dyal) hisse 2: hisse, hissöa (çast, dyal) hissedilmek: usètam sa, usèta sa (useştam se, usetya se) hissedilmeyen: niusètan, niusètna, niusètnu (neuseten, neusetna, neusetno) hissetmeden: niusètnu (neusetno) hissetmek: usètam, usète (useştam, usetya) hissetmemek: nesetam, neseta / nisétam, niséta hissetmez: nisèta () hizmet etmek 1: izmetovam (obslujvam) hizmet etmek 2: hizmet pravem () hizmet etmek 3: slujba da slujam () hizmet: hizmét, izmet (slujba)

Page 210: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hizmetçi: hizmetçiye (e), hizmetçiyka (d), hizmetçii (ç) (sluga) hizmetkar: izmetkérin, izmekér, izmekear, izmikérin (sluga, rabotnik) hoca: hòja, hòje (ç) hocalar: hojemnem () hokka: hokka (mastilnitsa, çaşka) homurdanan: papunîsa (mırmori) homurdanmak 1: nastanisvam (mırmorya) homurdanmak 2: papunisvam (mırmoryam) hoplamak 1: hlòpe (tropa) hoplamak 2: lòpam, lopna / loapam, loapna (hlopvam, hlopam) hoplamak 3: ripam, ripna (ripvam, ripna) hoplamak 4: sakàçam (skaçam, skoça) hoplamak 5: obaryam / ubàrem (tropam, hlopam) hoppa kadın: razturiya (jena s leko povedenie) hora oyunu: hòro (horo) “horon” “yunanca” hora tepmek: tròpam (tropam) “horon tepmek” “yunanca” horlamak: hoarkam (hırkam) horlamaya başlamak: zahoarkam (zahırkam) hora başı 1: horovodets (horovodets) hora başı 2: orobiya (izkusen horovodets, igraç) horon: hòro (horo) “yunanca” horoz ibiği: kalvune petela () horoz: petél, peteal (petel) horozcuk: petelçe (petelçe)

Page 211: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

hortlak 1: hortlak, hurtlak (prizrak) hortlak 2: drakus (prizrak) hortlamak: hortladisvam () hortum: hurtum (markuç) hoş 1: dubre (dobre) hoş 2: hubaf, hubava, hubavu () hoşaf: huşàf, huşeaf (kompot) hoşbeş: hoşbeş (razgovor) hoşça kal 1: ıstani si sızdrave () hoşça kal 2: zúvi zdrávi (bt) hoşça: ubaventse (hubavko, hubaviçko) hoşlanmak: udragna (haresa) höpürdetmek: mlaşté / mlaştya (mlyaskam) höşmerim tatlısı: bel mıj () hristiyan: hristiyanin (e), hristiyanka (d), hristiyani (ç) (hristiyanin) hristiyanlaştırmak: pokırstvam (pohristiyançvam) hudut: hudut (granitsa) huni: huniye, funiye (funiya) hurda: hurdoa (skrap) huri: huri, huriyka () Huriye: (öa) Hurîna, Hurinka / hitap şekli: Hurino! hurma: furmà, furmoa (furma) hususi: hususiye (liçno, spetsialni) hutbe: hutbe () huy: huy (nrav) huysuz 1: huysuzin (yadosan) huysuz 2: evru (opak)

Page 212: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

huysuz 3: levotiya, levòtô (kaprizen) huysuz çocuk: skumrek (zloyado dete) huzur: huzur, uzur (mir, pokoy) hükümet: hükümat (pravitelstvo) hünerli: hünerliye (srıçen) hünerli: hünerliye, hünerliya () hüngür hüngür ağlamak: revè (reva) hürmet: hürmet (poçit, uvajenie) hürmetle: şubelivo (strahlivo) Hüseyin: (öa) Huso, Hùsu, Hüsén, Uska, Usya, Use, Senyo, Usinço, İsein, İseine / hitap şekli: Huso! Hüseyin’in karısı: Husenitsa, Husenisa

I ılık: marna (topla) ılık su 1: marna voda (topla voda) ılık su 2: barlôk (topla voda) ırgat: argat, argatin, ırgàtin (e), argatka (d), argati (ç) (argat, argatin, argatka, argati) ırgata ait, ırgatın, ırgat (şeyi): argatski (argatski) ısınmak 1: zagrèyem (zagryavam, zagreya) “ısıtmak” ısınmak 2: nagrèyem sa, nagrèye sa (nagryavam sa, nagreya sa) “kızmak” ısınmak 3: nagira (nagryava, zatoplya) ısınmak 4: sgrevam (zatoplyam, nagryavam) ısınmak 5: ugrèyem sa, ugrèye sa (ogryavam se, ogreya se)

Page 213: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ısırgan böcekler: ştorkul (hapeşto nasekomo) ısırgan otu: jelka (kopriva) ısırık: hapanka, hapka, hapki (ç) (zahapka) ısırılmış: darvuşat (razniştvat, razkısvat, nahapvat) ısırıvermek: obhapvam /obhàpem (obhapvam) ısırmak 1: hàpe (hapya) ısırmak 2: dòrfam (bt) (uhapvam) ısırmak 3: prihàpem, prihàpe (prehapvam, prehapya) ısırmak 4: uhàpem, uhàpe (uhapvam, uhapya) ısırmak 5: zahapem, zahape (zahapvam, zahapya) ısırmış: pohapnuval (uhapan) ısıtıcı: régmava (nagrevatel) ısıtmak 1: grèye (greya) ısıtmak 2: nagrèyem, nagrèye (nagryavam, nagreya) ısıtmak 3: napekam, napekà (napiçam, napeka) ısıtmak 4: pugrèyem, pugreye (pogryavam, pogreya) ısıtmak 5: ugrèyem, ugrèye (ogryavam, ogreya) ısıtmış: ogréla (ogryala) ıslak halde: mokru (mokro) ıslak kum: plesak (mokır pyasık) ıslak: mokar, mokra, mokru (mokır, mokra, mokro) ıslanmak 1: nakvàsem sa, nakvàse sa (nakvasvam se, nakvase se) ıslanmak 2: kvàse sa (kvasya se) ıslatmak 1: kisna (kisna) ıslatmak 2: kvàse (kvasya) ıslatmak 3: nakvàsem, nakvàse (nakvasvam, nakvasya, namokryam)

Page 214: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ıslatmak 4: pukîsam, pukisna (pokisvam, pokisna) ıslatmak 5: razkisam, razkisna (razkisvam, razkisna) ıslık 1: isvîre, svîrene, svírenye (bt) (svirya) ıslık 2: hripe (svisti) ıslık çalmak 1: isfîram, isvîra (izsvirvam, izsvirya) ıslık çalmak 2: svírem, svîra (svirya) ıslık çalmak 3: svîrem,svirvam, svirna (svirvam, svirna) ıspanak: ıspanàyak (spanak) ıssız 1: pust, pusta, pusto / puste (pust, pusta, pusto) ıssız 2: uşonkano (prazno, pusto) ıssız olasıca: pustiçki () ıssızlaşmak: opustévam / opustyavam, apustàvom (bt) (opustyavam) ıssızlaşmış: opustyalo / opustélu () ışık verici: svetilka, sfitílka (bt) ışık vermek 1: bléskam (blyaskam) ışık vermek 2: isvetè (svetya) ışık vermek 3: isvètem, isvetna (svetvam, svetna) ışık: svéşka (svetlina) ışıldamak: leska se (svyatka se) ıvır zıvır 1: partikné (veşti, bezpolezni neşta) ıvır zıvır 2: suşte (smet) ızgara 1: ızgara (ıskara) ızgara 2: pirostô, pristiye, pristô, priskô (postavka) “üç ayaklı kazan altlığı” İ ibadet yapmak: ibadèt pravem ()

Page 215: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

İbrahim (öa): Brahim, Brahom, Brahoam, Bimo, Bimiya, İbro İbrahim’in karısı: Brahomitsa () ibret: ibret (çudo, neşto nevijdano) ibrik: ibrik (kana) ibrişim: brişim, brişîme () ibrişimli püskül: brişimen piskûl () ibrişimli: brişimen, brişimna, brişimno () iç çekmek: izpoşkvam sa (vızdişam tejko) iç don: gaşte, gaşti (ç) (gaşte) iç gömlek : jemka (domaşna flanela) iç güveysi: privedenik, privdenik, priveden zot (zavryan zet) iç karışım: resilka “kuzu çevirmenin içine konan pilav ve ciğer karışımı” iç sıkıntısı: saklet (iznerven, nespokoen) iç, içerideki, içteki, iç taraftan: vatreşen, vatreşna, vatreşnu (vıtreşen, vıtreşna, vıtreşno) iç, içi, içerisi, içeri: vnetre (vnetre, -i, vıtre) iç, içine, içinde: voatre, vatre (vıtre) içecek: nabarbalôkan (napit) içeri dalmak: greykam sa (vlizam) içeri girmek: naflîzam, naflèza (navlizam, navlyaza) içeri taşımak: nanòsem, nanèsa (nanasyam, nanesa) içeride: fafvatre, favàtre, favoatre (vıv vıtre) içerideki: voatreşnu, vatreşnu (vıtreşno) içeriden: utvàtre, utvotre, utvoatre (otvıtre)

Page 216: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

içeriye: navoatre, navotre, navatre / nahvotre, nahvoatre (navıtre) içi yanmak: zaguréne, zagárenie () içilemez, içilmez: ne ye da piyni () için 1: za (za) için 2: zaradî (zaradi) için 3: pu, po (po) için 4: ta, to (ta) içinde 1: faf, fıf, vov (v, vıv) içinde 2: lûs (vıv) içinden: iznetre (otvıtre) içine katmak: smesvam, smesya (smesvam, smesya) içirmek: upîyem, upîye (opivam, opiya) içkili: pîyen, pîyena, pîyenu (piyan, piyana, piyano) içme: pîyene (piene) içmek 1: pupiyem, pupiyna (popiyvam, popiyna) “biraz içmek” içmek 2: pîyem si, piyna si (pivam si, piyna si) “biraz içmek” içmek 3: izpiyem, izpîye (izpivam, izpiya) içmek 4: napîyem, napîye (napivam, napiya) içmek 5: piyem, pîye (piya) içmek 6: pupîyem, pupîye (popivam, popiya) içmiş 1: piynal, piynala, piynalu (piynal, piynala, piynalo) içmiş 2: tsonnal (izpil, piynal) içten kimse: voatreşni, voatreşnik () “bir aileden olan kimse” idam: idàm (ekzekutsiya)

Page 217: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

idare: idare, idaro, idaroa (upravlenie) iddiacı: darzalka () “tartışmacı, kavgacı kimse” idi “olmak fiili di’li geçmiş zaman”: beşè (bèşe) idrar 1: piknöa (piknya) idrar 2: pikuç (urina) iflas etmek: zabataçvam (zabataçvam) “batmak, batırmak” ifşa etmek 1: razkriyem, razkriye (razkrivam, razkriya) ifşa etmek 2: napişkvam () iftar yapmak: iftar pravem () iftira: iftira, iftiroa (kleveta) iğdiş etmek: previvam () iğne: igla, igli (ç) (igla) iğnelemek: pişkam (bodvam, boda) iğnelenmek: pişkam sa (bodam se) iğneli sözler: obodlivi dumi () iğneli 1: iglestu (iglest, iglesta, iglesto) iğneli 2: tranlif (trınliv) iğneli 3: pişkalof () iğnenin: iglanu (iglen, iglena, igleno) iğrenç 1: ugnus, gnusen (gnus, mrısen) iğrenç 2: umràzen, umràzna, umràznu (omrazen, omrazna, omrazno) ihanet etmek: isdávom (bt) ihlal etmek: pregrasávanye (bt) ihmal edilmiş: forlen, foarlen, fırlen (hvırlen) ihracat: iskarvane, iskáravanye (bt) ihraç edilmek: iznîsat sa (iznasyat se)

Page 218: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ihram: iram () “dış kıyafet örtüsü” ihtiyacı olmak: pritrévam (pritryabvam) ihtiyaç duyulmak: troase sa (tırsya se) ihtiyaç: ihtiyaç (nujda) ihtiyar: star, stara, staru, stari / ıstar, ıstàra, ıstàru, ıstàri (staro) ihtiyarlamak: stareye, ıstareye (stareya) ihtiyarlamış: ustarél, astarel (ostaryal) ihtiyarlatmak: pustareavam, pustareye (podstaryavam, podstarya) ikaz et: udisva (prilyada i) iken: dukàtu (dokato) iki kere 1: dıvaş, dvaj, dvaş (dvaj) iki kere 2: dvajkoş (dva pıti) “iki defa” iki kişi: dvamîna (dvamà, dvamina) iki yıllık koyun: dzviska () iki: dva, düvè, dıvè, dıvà (dva, dve) “rusça dva, yunanca dio, farsça do” ikimiz: dvamka, dvaminka () ikinci defa biçilmiş ot: valta () ikinci: ftori / fıftòri (vtori) ikindi namazı: ikindiyena namaz () ikindi: ikindîye () İkindinin: ikindiyski () ikiye, iki parçaya: nadve (nadve) ikiz: bliznak (bliznak) ikizlere ait, ikizlerin: bliznakuski () ikna etmek: preduşvam (preduşvam)

Page 219: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

iknaya çalışmak: obimàgam (opitvam da se ubedya) ikona: kuna (ikona) ikram etmek: ikram pravem (tretiram) ikram: ikram (leçenie, tretira) ilaç içmek: ilaç pîyem () ilaç: ilaç, iléç, lekove (ç) (lekarstvo) “Aku si bolna, trébva da si piyeş ilaç: Eğer hasta olursan, ilaç içmen gerekir” ilahi pèyem: ilahi okumak () “Hojata ilahi peya faf mivlût: Hoca mevlütte ilahi okuyor” ilave 1: plode (dopılnitelen) ilave 2: priturka (priturka) ilave etmek: pridàvam, pridam (pridavam, pridam) ile 1: sas, sıs (s, sıs) ile 2: so (s, sıs) ile 3: pu, po (po) ile 4: ta, to (ta) ileri geri 1: nigori-nidol (nagòre-nadòlu) “aşağı yukarı” ileri geri 2: tıdev / tadef, tıdeva / tadeva (natam) “oraya buraya” ileri geri konuşmak: brusi () ileri gitmek: prikàlem, prekàle (prekalyavam, prekalya) ileri: preden, predna, prednu (preden, predna, predno) ilgi: maytsi (golôvno) ilgiçli iğne 1: karfitsa, kırfitsa, ilgiçli iğne 2: ılgaç (bezopasna igla) iliştirilmiş: vtoknat (pıhnat v neşto) iliştirmek 1: pridavam (pridadavam) iliştirmek 2: prikàçem, prikàçe (prikaçvam, prikaça)

Page 220: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

iliştirmek 3: skàçem, skàçe (skaçvam, skaça) iliştirmek 4: skopçam, skopça (skopçvam, skopça) ilk doğum: parvata rojba () ilk önce 1: napreş, naprej (napred) ilk önce 2: utpoarvu (otpırvo) ilk ziyaret: parva gosçitsa, porvo goste, porva goska () “yeni evli çiftin ilk ziyareti” ilk: poarvi, poarva, poarvu / pórvî (bt) (prıv, pırvi, pırva, pırvo) ilkbahar: pròlet (prolet) ilkbahara: napròlet (naprolet) ilkbaharda: prolètka (naprolet) ilkin: parvu, poarvu (pırvo) ilkönce 1: birinciye (e), birinciyka (d), birincii (ç) (pırvi, prıv) ilkönce 2: parvu, poarvu (pırvo) ilkönce 3: poarven, poaren (pırven) illet: illet (bolest) ilmek: vazel (vızel) imam: imam, yimam (ç) (imam) iman 1: iman (vyara) iman 2: véra (vyara) imansız: imansızin (bezvernik) imansız: bri ziman (bezvernik) imdat: imdat (pomoşt) imece topluluğu: mica, miciya () imece: mejè, meja, mejo, mejoa, mejöa (mejo) “yardımlaşma, ortak çalışma”

Page 221: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

imiş (olmak fiili miş’li geçmiş zaman): bil, bila, bilo, bili (ç) (bil, -a, -o) imrenmek: priglöadam sa, prigledvam sa (zavijdam) imza: imza (podpis) inanç 1: véra, vàra, veara, vaar (vyara) inanç 2: sarávanye (vyara) inanılır: véren, vérna, vérnu, verni (ç) (veren, verna, verno) inanmak: vérvam, vâravom (bt) (vyarvam) inat “katır inadı”: katàra (inat) inat 1: inat, inatin (inat) inat 2: kel (inat) inat etmek 1: dudévam, dodévam (dodyavam) inat etmek 2: balovam (preça) inatçı 1: inatçiye (e), inatçiyka (d), inatçii (ç) inatçı 2: kelço, kelçöa (inat çovek) inatçı 3: çukundur (tvırdoglav) inatçı 4: tikvenik (tvırdoglav) inatçılık etme, bıktırma: dudévane (dodyavane) ince 1: töanak (e), töanka (d), töanku (e), töanki (ç) (tınık, tınka, tınko) ince 2: sitno (tınık) ince 3: ténak (bt) (tınık) ince 4: incé, incie (tınık) ince 5: gorjav, gırjav (slab, iztınyal) ince bağlama: sitna baylama “ince saz” ince hediyeler: töanki darove, tônko dariye () “ince işlemeli çeyizlikler”

Page 222: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ince olarak 1: sîten, sitna, sîtnu (siten, sitna, sitno) ince olarak 2: töanku / tenko (tınko) ince pide 1: tenkaç (tınka pitka) ince pide 2: tenurka, tenurki (ç) ince uzun kule: tenkana kule visoka () ince uzun: tônka-visoçka () ince yufka: tônki kori () incecik 1: sîten, sitna, sîtnu (siten, sitna, sitno) incecik 2: skepırne, skepoarne (mırşavo) incecik 3: töniçka (tıniçka) incecik: moarşavu (mırşavo) “ince zayıf” incelmek: ukénevam / ukyanevam (otslabvam, otınyavam) incelmiş: tentiçof (tınık, iztınyal) “yıpranıp incelmiş” inceltmek 1: razplojdam (razrejdam) inceltmek 2: töane (tınya) incir: smokva, smokvi (ç) / smukine, smukîni (ç) (smokinya, -ni) indirmek 1: svàlem, svàle / isvàlem, svàle (svalya) indirmek 2: uspuskam, uspusna (spuskam, spuştam, spusna) inek “genç inek, dana”: kràva maldoçna, kravi maldoçni (ç) inek memesi: yume / yumya (vime) inek: kràva (krava) inekçik: kravitsa, kravisa (kravitsa) ingiliz tüfeği: ingiliz puşka ()

Page 223: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

inilti, inleme: poşka /pışka, poaşka, poaşki (ç) (semka, kostilka) inivermek: pripàdam, pripàdna (pripadam, pripadna) inkar: inkér, inkear, inkyar (otriçane) inlemek 1: ohkam (ohkam) inlemek 2: poşkam, poaşkam (pışkam) inlemek 3: razpoaşkam sa (razpışkvam se, razpışkam se) inlemek 4: raztojvam (raztıjvam) inme 1: damla, damloa (paraliza) inme 2: udar (udar) inmek 1: uspuskam sa, uspusna sa (spuskam se, spuştam se, spusna se) “çabuk inmek” inmek 2: saspàdam, saspadna (spadam, spadna) inmek 3: slizam, sleaza, slezna (slizam, slyaza, slezna) insaf: insaf (spravedlivost) insaflı: insafliye (e), insafliyka (d), insaflii (ç) (spravedliv) insafsız 1: briz insaf, insafsızin (bezskrupulen) insafsız 2: insafsızin, briz insaf (bezskrupulen) insan 1: insan, insanin / çilak, çileak, çilék (çovek) insan 2: çileak, çilék, çûlâk, çilyak, çulyak (çovek) insancık: insançek () insani, insana mahsus, insanlık hali, insan gibi: çiléşka / çilyaşka, çiléşta / çilyaşta (çoveşka) insanlar 1: hòra (hòra) “insan topluluğu” “yunanca” insanlar 2: lûde, lûdi (ç) (lyude, hora, narod) insanlık 3: insanlık (çoveçestvo, çoveştina) insana ait, insani: lûdeşti () inşa etmek 1: gradem, gràde (gradya)

Page 224: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

inşa etmek 2: izgràdem, izgràde (izgrajdam, izgradya) inşa etmek 3: sogradem (sgradyam) inşa etmek 4: ugràdem, ugràde (ograjdam, ogradya) inşa etmek 5: zagràde (zagrajdam, zagradya) inşaallah: donota Allah () inşaat yapmak: inşàt pravem (sgrada) inşaat: inşàt (stroej) intizar: intizar (proklyatie) “beddua” ip 1: varkuzun (vrıv) ip 2: varzàlu / varzalo ip büklümleri: plitçitsi () ip eğirmek, ip bükmek: roynam plitki () ip, bağlama ipi: varkuzunçek (vrıvçitsa) ipek: kuprina (koprina) ipekli: kuprînen, kuprînena, kuprînenu (koprinen, koprinena, koprineno) “ipekten” iplik “erkek üreme organı”: iplık () iplik demeti: valmo “yün iplik” iplik yumağı: prelu / prelo (prejda) iplik: konts, kontse () iri 1: yodar/ yodır (e), yoadra, yodra (d), yoadri, yodri (ç) (edır, edra, edro) iri 2: golemka, golûmka () iri bacaklı: bundalest, bandalest (s debeli kraka) iri kemikli: koklestu (kokalest, kokalesta, kokalesto) iri kız: porkenitsa (edra moma) iri sıçan: pòlşişte (golyam plıh) irin: gnoy (gnoy)

Page 225: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

irkilmek: trepam, trepna (trepvam, trepna) İsa: (öa) Saki, Solyo isabet etmek: pupàdam, pupàdna /pupanna (popadam, popadna) ise 1: akù (akò) ise 2: çi (ako) ise 3: gà () ise 4: kumu () ishal 1: praşnitsa, prışnitsa, praşnisa, parçnisa (praşnitsa) ishal 2: sürgünlûk (bt) ishale tutulmak: fate sa parçnisa () isilik: fuşkul (mazol) “yüksek ateş sonucu oluşan deri döküntüsü” isim: yüme, yûme, yümena (ç) / ime, imena (ç) (ime) isimlendirmek: narèçem, narekà (nariçam, nareka) isimlenmek: zuvà sa (zova se) / rusça: kak zovut? ismin ne? iskat: iskat ()“ölünün ardından yapılan bir işlem” İskeçe âyânı: Skeçınskine ayane “İskeçe beyleri” İskeçe: Skéça, Skéçe (Ksanti) iskele: iskéle, skelya (pristanişte) iskelet gibi zayıf: ştorba (ştırbav çovek) iskemle: iskemle, skemle (stol, skemlya) islam olmak: isleam stanam () islam: islàm, isleam (islyam) islamoğlu: islamof () “islamoğulları: islamovi” İsmail: (öa) Smayıl, Smàle, Smalya, Samalka, Smile, Malyô, Màlô

Page 226: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

İsmail’in karısı: Smayilitsa ismidal: ismidal (smidal) “tatlı bir yemek ismi” israf 1: dúpenye (bt) () israf 2: rasfórnenik (bt) (raztoçitelstvo)) israf etmek 1: namisvam (razpilyavam, razhvırlyam) israf etmek 2: profukal (izharçil izvednıj) israf etmek 3: kalak () israf etmek 4: mermerúnda () İstanbul: Stambul (Tsarigrad) “çar şehri, padişah şehri” İstanbulun çakır mahmudi’si: Stambulski çakır mahmudi () istavroz: istavros (istavros, krıst) “yunanca stavros” istemek 1: İskam (iskam) / “kakvo iskaş?: ne istiyorsun?” istemek 2: iştam, iştem, íştom (bt) (şta) / “kakvo iştiş: ne istiyorsun? / ”ştet = iştat “ştet da doidat: gelmesini isterler” / “niştà: istemiyorum” istemek 3: puiskam, puiska (poiskvam, poiskam) istemek 4: ràçem, ràça (iskam) “ni ràçem: istemiyorum” istemek 5: teram (iskam) istemek 6: vèstiko (şte mi se, imam jelanie) istemiş: poruçilo () isterik: poştenliv () “canı herşeyi çeken kimse” istikrarlı: pótan (bt) isyan: isyan (bunt) isyankar: isyankér (buntar) iş 1: ràbuta (rabota) iş 2: kâr, kyar (rabota)

Page 227: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

iş vermek: davam rabuta, dávom rábata (bt) / “davam li rabuta? iş vereyim mi?” işaret 1: işerét (znak) işaret 2: nişén (beleg) işaret etmek 1: pukàzam, pukàje (pokazvam, pokaje) işaret etmek 2: sùça (soça) işaret etmek 3: utmètam, utmètna (otmyatam, otmetna) işçi başı: kuljiye, kûljie () işe ait: ràbutan, rabutna, rabutnu, ç: rabutni (raboten, rabotna, rabotno) işe başlamak 1: fàtam, fàte, fátom (bt) (hvaştam) işe başlamak 2: pristoapam, pristoape (pristıpvam, pristıpya) işe başlamak 3: fàtam sa, fàte sa (hvaştam se) işe girişmek 1: klada (klada) işe girişmek 2: podlukosvam sa () işe koyulmak: podpukvam () işe yaramak: voarşem, voarşe () işe yaramaz 1: nivarşi () işe yaramaz 2: ulû /ulyu () işemek: pikàyem, pikaye, pikam / píkom (bt) (pikaya) işi bitirmek: sıvoarşe, voarşe, sasvoarşe () işi sallamak: martalisam, mırtalisam (jivurkam) işitmek 1: çùyem, çùye (çuvam, çuya) işitmek 2: duçùvam, duçùyem, duçùye (doçuvam, doçuya) işitmek 3: zaçùye (zaçuya) işittirmek: priçuvam (priçuvam)

Page 228: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

işkembe: işkembè, işkemböa (şkembe) işkence etmek 1: celatovam, jelatovam (mıka, izmıçvam, tormozya) işkence etmek 2: izkonadi (izmıkna, iztrıgna) işlemek 1: rabutam (rabotya) işlemek 2: naràbutem, naràbute (narabotvam, narabotya) işlemek 3: kâruvam, kyaruvam (rabotya) herni: işlemeli () “herni riza: işlemeli gömlek” işlemeli çorap: pletni jorape (pletni çorapi) işlenmek: izvoarşem sa, izvoarşe sa (izvırşvam se, izvırşa se) işletmek: izrabutam (izrabotvam) / “kandırmak” işsiz 1: brizràbuta (bezraboten) işsiz 2: siripuştina (skitosvaşt) işsiz güçsüz: kopartma/ kupartmoa (bezdelnik) “serseri” iştah açıcı: razyedka (predyastie, meze) iştah: iştah, işteah (apetit) iştahla yemek: otparem, otparyam (yam si apetit) iştahla: yaşten (s dobır apetit, lakom) iştahlı 1: iştahliye, sas iştah () iştahlı 2: yestilif / yestiliv iştahlı kadın: pumpalitsa (pılniçka, apetitne jena) iştahsız: iştahsızin, briz iştah (bez apetit) işte 1: te (te) işte 2: yo (eto) itaat etmek: slùşam, uslùşam, slúşom (bt) (sluşam) itaat etmez: nipuslùşan, nipuslùşna, nipuslùşnu (neposluşen, neposluşna, neposluşno)

Page 229: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ithalat: fkáravanie (bt) (vnos) itibar: ihtibar, itibar (poçit, uvajenie) itikat: itikat (vyara) itikat: véra (vyara) itiraf etmek : priznàyem, priznaye (priznavam, priznaya) itişmek 1: butam sa, butna sa (butam se, butna se) itişmek 2: sbutam sa, sbutna sa (sbutvam se, sbutan se) itmek 1: bùtam, butna (butvam, butna) itmek 2: pubùtam, pubutna (pobutvam, pobutna) itmek 3: napinam (napıvam) itmek 4: natisvam, natisna (natisvam, natisna) itmek 5: pitkam sa (butam se) itmek 6: şíkom, şîpkom (bt) itmek 7: upadûvam / upıdyuvam (gonya, propıjdam) itmek 8: vtoçvam () iyi 1: dubre (dobre) iyi 3: hùbaf, hùbava, hubavu / húbave (bt) (hubav, -a, -o) “bg. yakışıklı” “farsça hub: iyi” iyi 3: húbe, (hubava) “güzel” iyi geldi: doyde mi hubavko () iyi giyimli: konte (konte) iyi görmemek: kôram sa, kioram sa () iyi ki 1: dubre (dobre) iyi ki 2: eşkele (razgele, dobre çe) iyi korunmuş: krepen (zapazen, zdrav) iyi tabiatlı: tebeyat saybiya () iyice 1: hubaviçku (hubaviçko) iyice 2: hubavu (hubavo)

Page 230: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

iyice 3: ubaventse (hubavko, hubaviçko) iyileşmek 1: uzdràvem sa (ozdravyavam se) iyileşmek 2: popràvem sa, popràve sa (popravyam se, popravya se) iyileşmek 3: uzdravèyem, uzdravèye (ozdravyavam, ozdraveya) iyileşmek 4: pominam, paminam () iyileşmek 5: davrandisvam () iyileşmek 6: davrandisvam sa (sıvzemam se) iyilik: îlik (usluga, dobrina) iyiyim: dubré sam / hubaf sam / arno sam (dobre sım) iz 1: dîrka (driya, sleda) iz 2: nişén (beleg) “nişan, kalıntı” izin verdirmek: opusnam () izin vermek 1: prupùskam (propuskam) izin vermek 2: razpuskam, razpusna (razpuskam, razpuştam, raspusna) izin vermek 3: vòde (vadya) izleme: seir, seyir (zrelişre) izlemek 1: podziram (nablyudavam) izlemek 2: varde (nablyudavam)

J jandarma: jandarmô, jandarmoa / candar, candare (ç) (jandarm) jilet 1: jilét, jiliet, jilit, cilit (brısnarsko nojçe) jilet 2: skuráf (bt)

Page 231: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

jimiçka: jomenka (jmiçka) “bir çocuk oyunu” jujul: jujul () “bir tür iri böcek”

K kaba 1: kabà, kaboa (kaba, grub) kaba 2: surovu (surov, surova, suravo) kaba saba: pustal, postal () kabadayı 1: kabadayîye, kabadaliye (kabadayiya) kabadayı 2: pànta, panti (ç) (panta) “bg. menteşe” kabadayı 3: pezivanta (pazvantin) “bg. kır bekçisi (osmanlıca pazubent)” kabadayılık: kabàdayilık, kabadaylok (kabadayilık) kabağın, kabağa ait, kabak (şeyi): tikvenu (tikven, tikvena, tikveno) kabahat yapmak: kabahat pravem () kabahat işlemek: storya / store kabahat () kabahat: kabahat, kabaet (vina) kabak: tikva (tikva) kabarcık 1: fışkul (prişka) “deride yanma sonucu oluşan fistül” kabarcık 2: brabonka (mehurçe) kabarcık 3: prişka (prişka) kabarcık 4: sodka, tsodka, tsotka (pıpka) kabarık 1: kaba, kabav (podut, podpuhnal) “şişkin” kabarık 2: çoçav (roşav) “kaba tüylü” kabarık 3: çorlav (roşav) kabarmak 1: kabardîsam (kabardisvam, kabardisam)

Page 232: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kabarmak 2: pudùyem sa, puduye sa (poduvam se, poduya se) “şişip kabarmak” kabarmak 3: ukisem, ukisna (okisvam, okisna) “mayalanıp kabarmak” kabarmak 4: utiçam, utèka (otiçam, oteka) kabarmış 1: kabardésal, gabardeasal () kabarmış 2: nahuhoreno, nahohoreno (navdignato) Kabe: Kabé, Kàböa, Kebò, Keboa () Kabeye ait, Kabenin: Keboaska () kabir: kabir (grobe) kabuk bağlamış: şugav (krastav) kabul etmek: priznàyem, priznaye (priznavam, priznaya) kaçak: kaçàk, kaçék, kaçeak (beglets) kaçamak 1:kaçamàk (kaçamak) “yemek cinsi” kaçamak 2: barkadar (kaçamak) “mısır unundan yapılan yiyecek” kaçamak 3: pàranik () “yemek cinsi” kaçınmak 1: izbégna (izbyagvam, izbyagna) kaçınmak 2: utbègam, utbègna (otbyagam, otbyagna) kaçıp giden: bejeştim (bejeştim, probyagayki) “kaçıp gitmiş, mazide kalmış” kaçıp kurtulmak: ubeagam, ubeagna (ubyagam, ubyagna) kaçırılmış kız: kradena moma () kaçırmak 1: utsurna () kaçırmak 2: prupùskam (propuskam) kaçmak 1: bègam (byagam) kaçmak 2: izbégam (izbyagvam, izbyagam)

Page 233: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kaçmak 3: kaydisvam (izçezvam, izbyagvam) “kayıp gitmek” kaçmak 4: màja () kaçmak 5: ogribam sa (izmitam se, maham se) kaçmak 6: pudbégam, pudbégna (podbyagam, podbyagna) kaçmaya çalışmak: zuknal (huknal da byaga) kaçmış: prilezal (pribegal) kadar 1: katù, kutu (katò) kadar 2: tolkuva (tolkova) kadayıf: kadayif (kadaif) kadeh 1: bokal (çaşa) kadeh 2: kadáh, kadaf (çaşka) kadeh 3: pavur () kademli: kademliye, -a () “uğurlu kademli” kader 1: kader (sıdba) kader 2: prikiya () kaderli: kaderliye (obreçen) kadersiz: kadersiz, kadersîzin () kadı: kadîye (kadiya) kadın 1: janà, jena, jeni (ç) (jena) kadın 2: jenişte (jenişte) kadın 3: kadıno, kadòna (jena) kadın ceketi: grişka () kadın düşkünü: jenkar () kadın elbisesi: sayo (jenska dreha) kadın kuşağı: kuşak, kuşeak (jenski poyas) kadına ait, kadının, kadın(şeyi): jenski, -a, -u (jenski, -a, -o)

Page 234: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kadının biri: jenişte () kadınlarla: dolu bubresnitsa () kadife 2: kadife (kadife) kadife 3: turçin (kadife) kadife çiçeği 1: neven () kadife çiçeği 2: bulçe (bula) kadife salta: saltitsa kadifenka () kadifeden: kadifènu (kadifen, -a, -o) kadifeli: kadifènu (kadifen, -a, -o) kadir gecesi: kàdir noaş, kadir noşt, noşta na kadir () Kadircik “küçük Kadir”: Kadirçu () Kadriye: (öa) Kadrina, Kadirina / hitap şekli: Kadrino! kafa 1: glava (glava) kafa 2: çotura (glava, kosa) kafa 3: kufaritsa (glava) kafadar: kafadar (glavatar) kafası karışmış: nafoartolil (nafırtolil, navırtyal, namotal, razbırkal) “kafası dönmüş” kafasına çarpmak : vorga (tsitsina na glavata) kafasına sokmak: vtikam (vtikam) kafaya dank etmek: çukvam sa (razbiram si greşkata) kafes 1: kafés (kletka) kafes 2: sindik (kafez) kafesli pencere: kafezlino penjure () kafi: istîga (stiga) kafir inancı: véra kéfirska / vyara kyafirska () kafir ordusu: kâfirska voyska () kafir: kafîr, kafîrin (nevernik)

Page 235: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kaftan: kaftàn (kaftan) kaftancık: kaftançe (kaftançe) kağıt sayfası: knijçitsa () “kağıt parçası” kağıt: kniga (kniga) “bg. kitap” kahır: kahór, kahoar, kahore (kahır, griji, pritesneniya) kahırlanmak: kahore sa (kahırya se) kahırlı 1: kahorana, kahorni () kahırlı 2: skaharén (bt) (s kahıren) kahkaha atmak: prîham, prihna (prihvam, prihna) kahkaha: hleptane (isteriçen smyah) kahkahayla gülme: othahorkvane () kahpe: kahpè, kahpöa (kuçka) kahraman: yunak, (ç) yunatsi (yunak) kahramanca: yunaşki (yunaşki) kahvaltı 1: progima, prögima, progûma, próyima, proyma (bt) (zakuska) ”yunanca proino, proy” kahvaltı 2: ruçok () kahvaltı 3: ujina, ujnina (zakuska) kahve: kavè, kafè, kaföa, kahvâ (kafe) kahveci: kafecîye (e), kafeciyka (d), kafecii (ç) (kafedjiya) kahvecik: kafitsa () “biraz kahve” kahvehane: kavenöana, kafenöana, kahvéna (kafene) kahya: kehaya, keheyöa (kehaya) kahyaların, kahyalara ait, kahya (şeyi): kehyoski, keheyski () kail olmak: kail (sıglasen) “kail sam: kailim, kabul ediyorum” kainat: keyinat, kehinat (kosmos)

Page 236: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kak: şuşulki (izsuşeni plodove) “kuru meyve” kakmak 1: nabıyta (nabiya) kakmak 2: naçùkam (naçukvam, naçukam) kakmak 3: tropvam, tropna (tropvam, tropna) kaktırmak 1: bubotkam (zaslivam) “itmek” kaktırmak 2: nabùtam (nabutvam, nabutam) kaktırmak 3: nabùtam (nabutvam, nabutam) kalabalık: galimatsiya (golematsiya: büyük kalabalık) kalabalık: kalabalık, kalabalok, kalabaloak, kalaba, kalaboa (tılpa) kalaylamak: kalaydisvam () kalaylanmış: kalaydisano () kalaylı: kalaydisano () kalbi güm güm etmek: raztupam sa (raztupvam se, raztupam se) kalbi kırılmak: opişkvam sa (ubojdam se) kalbini kırmak: opişkvam (ubojdam) “opişkal sam se: kalbim kırıldı” kalbur 1: raşètu (reşeto) kalbur 2: darmon (reşetka) kalçun: kalçùne, kaltsùne, kalsùne (kaltsun) “yün çorap, patik” kaldırılmak: razturam sa, razture sa (razturvam se, razturya se) kaldırılmış: uvedot (premahnat, skriyat, otdelyat) kaldırmak 1: digna, udigna (digna) / “dignay go: kaldır onu”

Page 237: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kaldırmak 2: pudigam, pudigna (podigam, podigna) “kaldırıvermek” kaldırmak 3: fıfdiga, fıfdigna (vdigam, vdigna) kaldırmak 4: izdigam, izdigna (izdigam, izdigna) kaldırmak 5: izpràvem, isprave (izpravam, izpravya) kaldırmak 6: navdigam, navdigna (navdigam, navdigna) kaldırmak 7: povdignam, povdigna / puvdignam, puvdigna (povdignam) kaldırmak 8: primàham, primahna (premahvam, premahna) kaldırmak 9: pusnuvam (premestvam) kaldırmak 10: razdigam, razdigna (razdigam, razdigna) kaldırmak 11: utmènem, utmène (otmenyavam, otmenyam, otmenya) kale: kalô, kalöa (krepost) kalem 1: kalem (moliv) kalem 2: kalam (dırvena tıba) “dokuma tezgâhında iplik dolanan tahta boru” kalender: kalendérin () kalfa: kalfà, kalfoa () kalın 1: çivorsto, çuvorstu (gısto) “yoğun, kalın” kalın 2: dübèla, dübeli (ç) (debel, -a, -o) “kalın, şişman” kalın battaniye: hàlişta (halişte) kalın kafalı: tûmbelin (debeloglavets) “laf anlamaz” kalıntı: rıbanik, roabanik (ogrizka) kalıp: kalıp, kalop, kaloap (kalıp) kalıplamak 1: iskalapeye (izkalıpvam) kalıplamak 2: iskalapé sa () “iskalapèsah: kalıpladım”

Page 238: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kalıplamak 3: skalapésa /skalapyasa “elbiseleri katlamak” kaliteli: kumaş (kaçestveno) “iyi cins” kalkıp gitmek: vıfdigna sa (uttam) (vdigna se) kalkmak 1: istanem, istane (stava) kalkmak 2: fıfdigam sa, fıfdigna sa (vdigam se, vdigna se) kalkmak 3: navdigam sa, navdigna sa (navdigam se, navdigna se) kalkmak 4: pudigam sa, pudigna sa (podigam se, podigna se) kalkmak 5: stàvam, stàna (stavam, stana) kalkmış: nahuhoreno, nahohoreno (navdignato) kalmak: ustàvem, ustàna (ostavyam, ostana) kalp çarpmak: tupam (tupam) kalp: sartse, sarsé, soarse, sórtse (bt) (sırtse) kalpak 1: kalpak, kalpastsi (ç) (kalpak) kalpak 2: gugla (kalpak) kalpazan: kalpazanin (pakostnik) kaltak 1: kuçka (kuçka) kaltak 2: kanca () kaltak 3: şavrantiya (uliçnitsa) kama 1: kamà, kamoa (kama) kama 2: sabe () kambur 1: garbîsa (gırbitsa) kambur 2: gòrbel (pregırben) kambur 3: kamburin (gırbitsa, gırbuşka) kambur 4: svinok (zakriven) kamçı: kamşiya, kamşik (kamşik) kamış: kamış (trıstika)

Page 239: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Kamile: (öa) Kâmilina, Kemilina, Kimile, Kimi / Hitap: Kamilino! kamlumbağa: jolva, joalva (kostenurka) kamyon: kamyon (kamion) kan akmak: korf teçé, koarf teçe (kırvya) kan emici: kapsızin () kan: korf, koarf, kôrve (ç) (krıv) kanal: kanal, kanàla (kanal) kanape: kanépe (kanape) kanat 1: krîlu, krila (ç) (krilo) kanat 2: kanat, kanatsi (ç) (krilo) kanatçık: kriltsa (kriltsa) kanca 1: kanca (kandja) kanca 2: çipar (çip) kanca 3: gagul, gacul (kuka) kanca 4: kancel (kuka) kanca 5: kukal, kukalçitsi (ç) (kuka, kukiçki) kanca 6: kutsak (kuka na samara) “semer ve eyer kancası” kancalı sopa: gacul () kandırmak 1: izloagam, izloaja (izlıgvam, izlıja) kandırmak 2: kandardisvam (ubejdavam) kandırmak 3: priloagam, priloaja (prilıgvam, priloja) kandil: kandil, kandila (kandila) (kandilo) “yunancadan” kandilcik: kandilçe, kandiltse (kandiltse) kandile üflemek: duynam kandilen, duyna kandilen () kanmak: kandisvam, kandisam (kandisvam, kandisam) kanser: kanser (rak) kanserli: kanserliye (rakov)

Page 240: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kantar: kantar (kantar) kantarcı: kantarjiye (kantardjiya) kanyon “derin vadi, derin geçit”: uştelye (klisura, kanion) kap 1: kap (sıd) kap 2: vulgé, vulgea / vulgya () kapak 1: çirep (kapak) “tava yada sini kapağı” kapak 2: lupka (kapak) kapak 3: hlupka (pohlupka) kapak 4: kapak, kapatsi (ç), kapàsi (kapak) kapak 5: pokrov (pokrivalo, zavivka) kapaklı bakır çanak: kapakliye, kapakliya () kapalı: zatvòran, zatvòrana, zatvòranu, zatvoreni / zatvoren, zatvorena, zatvorenu / zatvorenki (zatvoren, zatvorena, zatvoreno) kapamak 1: prihlupam, prihlupe (prihlupvam, prihlupya) kapamak 2: pukrîyem, pukriye (pokrivam, pokriya) kapan 1: kapan (kapan) kapan 2: kanja (kapan) kapan 3: paida (kapan) kapatmak 1: zatvòrem (zatvaryam, zatvorya) “kapıyı kapamak” kapatmak 2: prikrîyem, prikrîye (prikrivam, prikriya) “üzerini kapamak” kapı 1: vratà (vrata) kapı 2: porta (dvorna vrata) “avlu kapısı” kapı 3: kapîye (kapiya) kapı açmak: porti otvoryam / utvorem () / “otvuri si vratata: kapıyı aç” / “otvuri: aç !”

Page 241: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kapı çalmak 1: zaçukam (zaçukvam) kapı çalmak 2: tràkam, da traka (trakam) “nimoy trakay: kapıyı çalma!, ses yapma!” kapı çalmak 3: çaldisvam na vrata (hlopam na vrata) kapı mandalı 1: mandalka, mındalka, mandalki (ç) (klyuçalki) kapı mandalı 2: macar (brava, reze) kapıcı: kapıciye (e), kapıciyka (d), kapıcii (ç) kapıcık 1: vratiçka (malka vrata) kapıcık 2: porteniçka (vratiçka) “küçük kapı” kapıcık 3: kapecik (vrata) kapışmak: razdoarpem (razdırpvam, razdırpam) kapıyı çarpmak: zahlupvam, zahlupam (zahlupvam, zahlupam) kapıyı kapatmak: naklàdem () kaplamak 1: otònam, otòna / yutônam, utônam () kaplamak 2: pukrîyem, pukriye (pokrivam, pokriya) kaplumbağa 1: jalva (kostenurka) kaplumbağa 2: kaplumba (gurgulitsa) kapmak: grabe, grabne (grabya, grabna) kaprisli 1: levotiya, levòtô (kaprizen) kaprisli 2: mahnat (kaprizen) kaprisli 3: marizev (kaprizen) kaptan: kapitan, kapetánin (kapitan) kaput bezi: kaput, kabut (byelo platno) kar “ağaç dallarındaki kar”: kit () kar dökülmesi: poprıha () kar fırtınası: fırtuna (vielitsa)

Page 242: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kar yağmak: isneak leti (vali snyag) kar: snég, sneak, isneak, sneguve (ç) (snyag, snegove) kara bulut kaplamış: zatumuruçenu () kara bulut: temna magla (burenosen oblak) kara gözler: çorni oçi (çerni oçi) kara gözlü: çernoka () kara kahır: çorni kahore (ç) kara: çòran, çòrna, çòrnu / çoaran, çoarna, -u (çer, çerna, -o) karabiber: çòran piper (çéren piper) karaca 1: soarna, sorna, sarna (sırna) karaca 2: sornek (sırnela) karaçalı: taranuda / tırınuda (klog, trınka) “dikenli çalı” karaçam: çernòk, çernotsi (ç) (çeren bor) karadut: çernitsa, çernîsa (çernitsa) karagöz 1: karagiös (karagios) karagöz 2 “koyun cinsi”: karagiös (karagios) karagözlü kız: çernooçkono momiçe () karagözlü: vàkal, vàkla, vàklu (vakıl, vakla, vaklo) karakarga: çôrni garvane (çerni garvan) karakol 1: karayul (karaul) karakol 2: karakol (karaul) karakter: mahanat (harakter) karakulak “büyük bıçak cinsi”: karakulak () karakuş: karagaşka (ptitsa) karalama: şarkanitsa (draskanitsa) karalamak 1: naçerném, naçerné (naçernyam, naçernya)

Page 243: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

karalamak 2: puçoarnem, puçoarne (poçernyam, poçernya) karalamak 3: şarkam (draskam) karanfil dalı: ştolbitsa karamfilova karanfil: karamfil (karamfil) karanlık 1: töavnan (e), töavnena (d), töavnenu (n) (tımen, tımna, tımno) karanlık 2: mráçen (mraçen) karanlık 3: stevni, sastöavni (stımni, zatımni) karanlık 4: tevno, töavna (tımno) karanlık 5: tômno (tımno) karanlık olarak: töavno (tımno) karanlık olmak 1: pritöavnem, pritöavne (pritımnyavam, pritımneya) karanlık olmak, hava kararmak 2: morkna sa, ıstoamna sa (stımni se) karanlık yer: tûrmo () karar vermek: çèşem (reşa) karar: karar (myerka, pretsenka) kararmak 1: çerneyè, çoarneyè (çerneya) kararmak 2: naçerném sa, naçerné sa (naçernyam se, naçernya se) kararmak 3: iztumnyava, iztumnéva / iztöavneye, iztöavne (izfiryava, razvalya se) kararmak 4: potevnya / putöavne (potımnyavam) kararmak 5: pritöavnem, pritöavne (pritımnyavam, pritımneya)

Page 244: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kararmak 6: puçoarnèyem, puçoarneye (poçernyavam, poçerneya) kararmak 7: töavnan (e), töavnena (d), töavnenu (n) (tımen, tımna, tımno) kararmak 8: töavneye sa (tımnee se) kararmak 9: zaçernè sa (zaçernya se) kararmak 10: zatoamneye sa (zatımnya se) karartmak 1: puçoarnem, puçoarne (poçernyam, poçernya) karartmak 2: töavneye (tımneya) karartmak 3: zatoamneyè (zatımnya) karartmak 4: çoarne (çernya) karasevda: karasevdoa (çerna lyubov) karavana: karavàna () karayılan: smok (smok) kardeş: brat, bratéla () kardeşçik: bratçe (bratçe) kare: kupişte (ploştad, kvadrat) karga 1: derlogazitsa (vrana) karga 2: karagaşka (ptitsa) kargaşa 1: karaşmalık (smutno vreme) kargaşa 2: cabala (vryava) kargı: kargiya, kargiye (trıstila) karın: kurem, korem, kurèma (korem) karına ait, karnın, karın (şeyi): kurèman, kuremna, kuremnu (koremen, koremna, koremno) karınca 1: mrav, mrave, mravi (ç) (mravka, mravki(ç)) karınca 2: kàranca, (muravi)

Page 245: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

karınca yuvası: mravilnik, muravilnik (mravunyak) karınsal: kurèman, kuremna, kuremnu (koremen, koremna, koremno) karış: karış (pedya) karışık 1: karaşık, karaşik (smesitsa, se smesva) karışık 2: smèsenu (smesen, smesena, smeseno) “birbirine benzer” karışıklık 1: karaşmalık (smutno vreme) karışıklık 2: namesiya (bırkotiya) karışım: bırkuş, barkuş () karışmak 1: naborkam sa / naboarkam sa (nabırkvam se, nabırkam se) müdahale etmek karışmak 2: karaştisvam (smesvam) karışmak 3: puboarkam sa (pobırkvam se, pobırzam se) karıştırmak 1: smesvam, smesya (smesvam, smesya) karıştırmak 2: primèsam, primesè (primesvam, primesya) karıştırmak 3: borkam, boarkam (bırkam) karıştırmak 4: sboarkvam, sboarkam (sbırkvam, sbırkam) karıştırmak 5: uboarkam (obırkvam, obırkam) karıştırmak 6: puboarkam (pobırkvam, pobırzam) karıştırmak 7: naborkam / naboarkam (nabırkvam, nabırkam) karıştırmak 8: zaboarkam (zabırkam) karıştırmak 9: vazbórkovam () karıştırmak 10: drapam (katerya se) karıştırmak 11: skondaptsvam (sbırkam) karıştırmak 12: fmíşom (bt)

Page 246: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

karıştırmak 13: razboarkvam, razboarkam (razbırkvam, razbırkam) karıştırmış: napatisano (razbırkano) karla örtmek: usnèja (osnejavam, osneja) karla örtülmek: usnèja sa (osnejavam se, osneja se) karlık: karlak, karlık, karluk (karlik) karmak: primèsam, primesè (primesvam, primesya) karmaşık: vazboarkanu / vazborkano () “midesi karışmış, duygusal karışıklık içinde” karnı ağrımak: koremas razporvam () karnını doyurmak 1: kosvam, koasvam (yam, hranya se) karnını doyurmak 2: nayèdem sa (nayadvam se) karpuz: karpuza (dinya) karşı karşıya: karşi, kırşi (sreştu) karşı, karşıda, karşıya: sreştu, sroaştu, srestú (bt) (sreştu) karşı, karşıdaki: sroaştan, sroaştna, sroaştnu (sreşten, sreştna, sreştno) karşı: karşi, kırşi (sreştu) karşıda: nasreşta, nasreştu (nasreşta, nasreşto) karşıdaki 1: nasreştan, nasreştna, nasreştnu (nasreşten, nasreştna, nasreştnu) karşıdaki 2: utsreştan, utsreşna, utsreşnu (otsreşten, otsreştna, otsreştno) karşıdan: utsreşta (otsreşta) karşılamak 1: pusreştam, pusreştna (posreştam, posreştna) karşılamak 2: sroaştam, sroaştna (sreştam, sreştna) karşılamak 3: vazlítom (bt)

Page 247: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

karşılamak 4: vídvam (bt) karşılaşma: sroaşta (sreşta) karşılaşmak 1: sroaştam sa, sroaştna sa (sreştma se, sreştna se) karşılaşmak 2: prisroaştam, prisroaştna (presreştam, presreştna) karşılaşmak 3: posreşnam, posreşna / pusreştnam, pusreştna karşılık vermek: utplàştem, utplàte (otplaştam, otplatya) karşılıklı: udvrástan (bt) kartal 1: urel (orel) kartal 2: kartal (orel) kartalın, kartala ait, kartal (şeyi): urelski (orelski) “urelski krila: kartal kanadı” kartlaşmak: zakuraveyè (zakoraveya) karton: kartone (karton) kasa 1: kàsa, katsa (kasa) kasa 2: kandos (katsa) kasaba: kàsaba, kasabo, kasaboa (kasaba, grad) kasap: kasàpin (kasapin) kasaya benzer ahşap nesne: kadurka () kase: panitsa () kasılmak: izpöana sa () kasım 1: kàsım “Kasım ayı” kasım 2: gergioske (noemvri) “Kasım ayı” kastra: tikla () “börek, pide pişirme tavası” kasvetli: kasavétna (ugrijena, zamislena) kaş: veşka, veşki (ç) / vejka, vejki (ç) (vejda, vejdi (ç))

Page 248: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kaşa çorbası: kàşa (kaşa) “bg. lapa” kaşık: lajîsa (lıjitsa) kaşıklık 1: lajişnik, laiçnik (pribori) kaşıklık 2: farkulitsa, fırkulitsa () kaşımak 1: draştem (draştya) kaşımak 2: izdraskam, izdraşte (izdraskam, izdraştya) kaşımak 3: puçèsam, puçèşa (poçesvam, poçeşa) kaşınmak: naçèsam, naçèşe (naçesvam, naçeşa) kaşları çatık 1: groçka () kaşları çatık 2: navasenu (navıseno) kaşlarını çatmak 1: groça sa (mrıştya se) kaşlarını çatmak 2: navàsem sa (navasyam sa) kaşlarını çatmış: namusil (namrıştil) kaşmer “alaycı, oyuncu”: kaşmer (podigravka, gavra) kat 1“defa, sefer, kere”: kat, poat (pıt) “dıve poati: iki defa” kat 2 “elbise takımı”: kat () kat 3 “evin katı”: kat (etaj) katı: kuraf, kurava, kuravu (kurav, korava, koravo) katık 1: brano mléko (tsedeno mleko) “yağı alınmış yoğurt, ayran” katık 2: prîyada () katılaşmak 1: stégam sa, stegna sa (styagam se, stegna se) katılaşmak 2: zakuraveyè (zakoraveya) “kuruyup sertleşmek” katılaşmış: zakuravyeal (zakoravyal, zakoravyala, zakoravyalo)

Page 249: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

katılmak 1: prisosvam sa (prislamçvam se) katılmak 2: kadísavam (bt) katılmış: katalésal (silno umoren) “çok yorgun” katır 1: mùle (mule) katır 2: katır (mule) katır inadı: katàra, katırski inat (inat) katil: katîl, katîlin (katil, katilin, ubiets, mıçitel) katip: kétip, ketîp, ketîpin (çinovnik, pisar) “yazıcı” katlamak 1: isvîvam, isvîye (svivam, sviya) katlamak 2: privîyem, privîye (privivam, priviya) katlanmak 1: isvîvam sa, isvîye sa (svivam se, sviya se) katlanmak 2: pritoarpem, pritoarpe (pretırpyavam, pretırpya) katlanmak 3: utrayem, utraye (utrayvam, utraya) “dayanmak, sabretmek” katliam yapmak: zakálom (klane) “kesmek” katliam: kólem () katmak 1: pridàvam, pridam (pridavam, pridam) katmak 2: pribàvem, pribàve (pribavyam, pribavya) katmak 3: primèsam, primesè (primesvam, primesya) katmak 4: priturem, priture (priturvam, priturya) katmak 5: tùrem, tùre (turyam, turya) “koymak” katmer 1: katmi () katmer 2: viti piturka katran: katràn, katrànin (katran) katranlık: katralnitsa ()“ağaç katranı hazırlanan yer” kav: tsapka (tsepenitsa) “tutuşturma odunu” kavak: kavak, kavàtsi (ç) (topola)

Page 250: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kaval 1 “peştemal altına giyilen bez don”: kavale (beli gaşti) kaval 2: kaval, kavàle (ç) (kaval) kaval 3: svirka () kavanoz: kavanoz (burkan) kavga 1: kràmula, kramola (karanitsa) kavga 2: kavgà, kavgoa (kavga) kavga 3: marazò (vrajda, kavga) kavga 4: patarlamo (karanitsa) kavga 5: gûrûltiya (karanitsa) kavga 6: pandumina () kavga 7: karamànela, karmànela (navalitsa, bahtanitsa) “kalabalık kavga” kavga 8: perendô (borba) kavga etmek: kàram sa / sakaram (karam se) kavgacı: kavgajiye (e), kavgajiyka (d), kavgajii (ç) kavgalı: sakàranu (skaran, skarana, skarano) kavisli: svinok (zakriven) kavramak 1: zagrîbam (hvaştam, zagrebvam) kavramak 2: vlepöat (hvaştat, sgrabçvat) kavrulmak 1: izpulém sa (izpulyam se, skarvam se) kavrulmak 2: nasmitam (skarvam se) kavrulmuş: peçènu (peçeno) kavun 1: kaun (pıpeş) kavun 2: pipon (pıpeş) kavurma: kavarmà, kavarmoa, kavarmi (ç) (kavarma) kavurmak 1: pekà (pek, izpiçam) kavurmak 2: péçem, peçè (peka, izpiçam)

Page 251: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kavurmak 3: kavardisvam, kavartisam, kavırtisvam (kavardisvam, kavardisam) kavuşma “kısa erkek yeleği”: kavaşmo () kaya 1: kàmen, kamin (kamık) “rusça: kamen” kaya 2: pupun (kamık) kaya 3: skala (gramada) kayalık: pazlak (golo kamenisto myasto) kaybetmek 1: izgùbem, izgubeye (izgubvam, izgubya) kaybetmek 2: zagùbem, zagube / zagubóvom (bt) (zagubvam, zagubya) kaybolmak 1: izgùbem sa, izgubeye sa (izgubvam se, izgubya se) kaybolmak 2: zagùbem sa, zagubi sa (zagubyavam se, zagubya se) kaybolmuş: zaguben, zagubena, zagubenu (zaguben, zagubena, zagubeno) kaydetmek: zapîsam, zapîşe (zapisvam, zapişa) kaydırak: surnalka (pırzalka) kaydırmak: surna (vlaça) kaygan: putsunil, -a, -u () kaygılanmak: sandardisvam, sandardisva (pritesnyavam) kaygılı 1: kiman, kimna, kimni (zagrijen) kaygılı 2: kimniçka (umislena, zagrijena) kaygılı 3: pritèsnan, pritèsnana, pristesnanu (pritesnen, pritesnena, pritesneno) kaygılı 4: kasavétna (ugrijena, zamislena) “kasavetli” kayık: kaik (lodka) kayın ağacı: buka (breza)

Page 252: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kayın kozalağı: bukalki (şişarki) kayın ormanı: bukuvak (bukova gora) kayınbirader: mice (dever) “kayınço” kayıp 1: zagùba (zaguba) kayıp 2: zaguben, zagubena, zagubenu (zaguben, zagubena, zagubeno) kayıp 3: kayip, kayiptin, kaipta, kayipta (beglets) kayısı: kayasiye (kaysiya) kayış 1: kaiş (kaiş) kayış 2: remin, rémen (bt) kaymak 1: (f) kaydisvam (izçezvam, izbyagvam) kaymak 2: (f) putsùnam, putsuna () “kayma fiili” kaymak 3: (f) surne () kaymak 4 (f): surna sa (vlaça se) kaymak 5 (f): trotna sa (podhlızna se) “kayma fiili” kaymak: (i) kaymàk (kaymak) “besin” kaymak: (i) pişlûk (kaymak) “besin” kaymaya başlamak: klokne (da zavri) kaynağa ait, kaynağın: izvoran, izvorna, izvornu (izvoren, izvorna, -o) kaynak 1: izvur (izvor) kaynak 2: vris (izvor) kaynak 3: çuçur, çüçür (çuçur) kaynak 4: bralu, bralo kaynak 5: birbak (vir voda) kaynakçık 1: izvurçe (izvorçe) kaynakçık 2: kaynàçe (izvorçe) kaynamak 1: kîpam, kîpna (kipvam, kipna)

Page 253: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kaynamak 2: iskîpem, iskipna (izkipyavam, izkipna) kaynamak 3: uvîrem, uvrè (uviram, uvrya) kaynamak 4: vàre (vrya) “su fışkırmak” kaynamak 5: vazvreye (vazvreya) kaynamak üzere: klokne (da zavri) kaynamaya başlamak: zakipem, zakipeye (zakipyavam, zakipya) kaynamış 1: vazvren, -a, -u / vazvaren (vareno) kaynamış 2: vazvrel, -a, -u kaynana: anayka (svekırva) kaynar: vareal, vareala, varealu (vryal, vryala, vryalo) “kaynamış” kaynatmak 1: isvàrem, isvàre (svaryavam, svarya) kaynatmak 2: navàrem, navàre (navaryam, navarya) kaynatmak 3: razvàrem, razvàre (razvaryavam, razvarya) kaynatmak 4: uvarèm, uvàre (uvaryavam, uvarya) kaynatmak 5: vazvarem (vızvaryavam) kayrak taşı: yaro, yarove (ç)(sipey, myasto) kaz 1: gazka (gıska) kaz 2: patitsa (patitsa) kaza 1: kazà, kazò, kazoa (katastrofa) kaza 2: plûsak (katastrofa) kazan 1: kazàn (kazan) kazan 2: vareyka “süt kaynatılan bakır kazan” kazancı: kazanciye (e), kazanciyka (d), kazancii (ç) (kazandjiya) kazancık “küçük kazan”: kazançe () kazanç: kazanç (peçelya)

Page 254: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kazanmak 1: izkarvam, izkaram (izkarvam, izkaram) kazanmak 2: kazandisvam, kazandisva / kazandísavom (bt) (peçelya) kazık 1: kazık (kısa prıçka) kazık 2: kukalka (zabit gaç) “Hayvanları bağlamak için kullanılan halkalı kazık” kazık 3: supok (kupçinka) kazık tavuk: kukónçe () kazıma: galbéha / galbyaha () kazımak 1: grebenîtsa () kazımak 2: udraskam (odraskvam, odraskam) kazıp çıkarmak 1: utkupàyem, utkupàye (otkopavam, otkopaya) kazıp çıkarmak 2: vazrivam “topraktan (patates vs) sökmek” kazıp oymak: razrovem, razrove (razravyam, razrobya) kazma: kazma, kazmo, kazmoa (kirka) kazmak 1: kupàye (kopaya) kazmak 2: iskupayem, izkupavam (izkopavam, izkopaya) kazmak 3: razkupàyem, razkupàye (razkopavam, razkopaya) kazmak 4: utkupàyem, utkupàye (otkopavam, otkopaya) kebap: kebapçe (kebapçe) keçe başlık: kèpe, kepô, kepio (kepe) keçe: keçitsa () keçe: keçöa (keçe) keçi 1: kòza (koza) keçi 2: yovno, yovnove (ç)

Page 255: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

keçi çobanı: kozar (kozar) keçi çobanına ait, keçi çobanının: kozarski (kozarski) keçi inatlı: keçô, keçio () keçi kılı: kòzina (kozina) keçi kılından dokunmuş battaniye: kozek () keçi kılından yapılmış: kòzan, kòzana, kòzenu (kozen, kozena, kozeno) keçi kokusu: porçetina () keçi yavrulamak: ukòzem, ukòse (okozvam, okozya) keçilik: koznik (koznik) keder: malim (mıka, mıçno) kedi 1: kòte (kote) “bg. kedi eniği” kedi 2: kotka (kotka) kedi 3: kòke / kokya (kotka) kedi 4: mırlôk /marlok (kotka, kotarak) kedicik: kòtense (kotentse) kedilemek: ukòtem (okotvam, okotya) “kedi doğurmak” kefal balığı: lupavitsa (riba kefal) kefen: kefin () kefencik: kefinçek () kefil: kefil (porıçitel, garant) kek ”Rodop keki”: kulak (rodopska mekitsa) kekik 1: şépovo bile (maşterka) kekik 2: vòlenika / volyanika (maşterka) keklik 1: yaràbisa, yérabiça, yerebat (yarebitsa) keklik 2: soltokva (leştarka) kel 1: kel, kelevu, kelevnik (kelavo, pleşiv) kel 2: şugav (krastav)

Page 256: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kelebek 1: pamparùga (peperuda) kelebek 2: peperúnda, perperúnda (peperuda) kelebek 3: kaniska (peperuda) kelebek dansı: pamparuga, peperuga, peperuda, pepreruga “yağmur duası” kelebekçik: pamparuşka (peperuda) kelepçeli, zincire vurulmuş: belehçòsan (okovan) kelime 1: dùma (duma) kelime 2: kelemé (duma) kelime 3: reçka (bt) kelime-i tevhid: kelemen-tevhid () kelle: kellöa (glava) Kemal: (öa) Kemal, Kemale () / hitap: Kemo! kemane: kemené, kemenöa (kemane) kemer 1: kulan (kolan) kemer 2: remin, rémen (bt) kemer 3: sporojda (kolan) kemercik: kolançe, kulançe (kolançe) kemerleri sık: sporojdaş () kemik: kokal, kokle (ç) (kokal, kokali (ç)) kemikçik: kòkalçe (kokalçe) kemirilmek: roabem sa, roaba sa () kemirmek: roabem, roaba () kenar 1: kray (kray) kenar 2: krayişte (krayişte) kenar 3: stranà (strana) kenar 4: kenar (kray) kenara koymak: utdèlem, utdèle (otdelyam, otdelya)

Page 257: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kenara taşımak: natoçam (natoçvam) kenarda 1: nakray (nakray) kenarda 2: nastràna (nastrana) kenardaki: krayen, krayna, kraynu (kraen, krayna, krayno) kenardan (dışardan): utkray, atkray (bt) (otkray) kenarında: pokray () kenarlı: kenàran, kenàrena, kenàrenu (kenaren) kendi evine: udòma si () kendi, kendine: si (si) “fiillerle birlikte” kendi, kendini, kendi kendine, -m, -im: sèbe, sèbe si (sebe, sebe si) kendi, kendinin: svoy, svoya, svoye (svoy, svoya, svoe) kendi: se, sa (se) “edilgen yapı yardımcı fiili” kendinden geçmek “bayılmak”: primiram, primrè (primiram, primra) kendine gelmek: davrandisvam sa (sıvzemam se) kendine has: svoy, svoya, svoye (svoy, svoya, svoe) kendini beğenmiş zengin: aşpek () kendini bırakmak 1: napuskam sa, napusna sa (napuska se, napusna se) “koyvermek” kendini bırakmak 2: razpuskam sa, raspusna sa (razpuskam se, razpuştam se, raspusna se) kendini bırakmak 3: utpuskam, utpusna (otpuskam, otpusna) kendini bilmez: sletal (glupak, govoreşt neleposti) “aptal, saçma sapan konuşan” kendini esnetmek: laşté se, laştya se, lıştya se ( protyagam se)

Page 258: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kendini geri çekmek: otsuvam sa (otdrıpvam se, otkazvam se) kendini germek: laştya se, lıştya se ( protyagam se) kendini hissetmek: usètam sa, usèta sa (useştam se, usetya se) kendini ihmal etmek: napuskam sa, napusna sa (napuska se, napusna se) kendini kaybetmiş: izveyan, izvét (otnesen, zaguben, razseyan kendini övmek: kurdisvam sa / fale sa (pıça se, hvalya se) kendini salmak: napuskam sa, napusna sa (napuska se, napusna se) kendini yaralamak: ranèvam sa, ranè sa (ranyavam se, ranya se) kendisinin: nenguvu () kene 1: karleaş (kırlej) kene 2: kené, kenöa (kırlej) kenef: kenéf, kinef, kenief (toaletna) “tuvalet, WC” kenevir ekili alan: konopal (konoplişte) kepçe kulaklı: ùşu (kofa uşi) kepçe: kepço, kipço, kipçöa (çerpak, çirpak) kepe “keçe başlık”: kèpe, kepô, kepio (kepe) kepekli: triçaf (e), triçava (d), triçavu (n) (triçav, triçava, triçavo) kepenek: kepenék, kepeniek () kerata: kérata (obuvalka) kere: poat (pıt) kerevet: krevát, krivat (leglo)

Page 259: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kerpeten: kerpender (kleşti) kerpiç: kerpiç, kirpiç (kirpiç) kertenkele 1: guştaritsa (guşter) kertenkele 2: sinék / sinyak (vid guşter) “mavi renkli kertenkele türü” kesat: kesat (nedostig) kese 1: kesiye, kesöa, kisô, kisio (kesiya, portmone) kese 2: barabonka (mehurçe) kese 3: pungé / pungya () kesecik: kesitsa (kesiya) keser 1: tesla (tesla) keser 2: koser (seçivo) kesik 1: droben, drobin (butsa, kıs) “kesik kısım” kesik 2: preseçènu (preseçen, preseçna, preseçeno) “kesilmiş” kesik 3: smisan (izryazan) “kesilmiş” kesik 4: utseçen, -a, -u (otseçen) “kesilmiş” kesilmek 1: preseçam sa, preseka sa (preseçam se, preseka se) kesilmek 2: kestisvam (umoryavam se) “takati kesilmek” kesilmiş 1: sèçen, seçena, seçenu (seçen, seçena, seçeno) kesilmiş 2: saseçen () kesilmiş 3: zaklàn, zaklàna, zaklànu (zaklan, zaklana, zaklano) “öldürülmüş” kesilmiş odun: trupal (dıner, otryazano dırvo) kesinlikle 1: Allahbir (absolyutno) kesinlikle 2: bel (absolyutno) kesinlikle 3: nanno (sigorno)

Page 260: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kesinlikle: kefíle (bt) kesinlikle: çimutlak (absolutno) keski “ağaç yarmak için”: jàga (golyam trion) keskin 1: paçîlen (zaostren, podşilen) “keskinleştirilmiş” keskin 2: ustar, ustra, ustru (ostır, ostra, ostro) “sivri” keskin 3: naostrèna, -u (naostren, -a, -o) keskin 4: vırla () keskin kama: ostra sabe () keskin taraf: ustrie (ostrie) keskinleştirmek 1: ustriye () keskinleştirmek 2: naostrem, naostrè (naostryam, naostrya) keskinleştirmek 3: zaostrem (zaostryam) kesmek 1: kòle (kolya) kesmek 2: zakòlem, zakòle (zakolvam, zakolya) kesmek 3: iskòlem, iskòle (izkolvam, izkolya) kesmek 4: seka (seka) kesmek 5: otseçem, otseka (otsiçam, otseka) kesmek 6: preseçam, preseka (preseçam, preseka) kesmek 7: utséçem, utseka (otsiçam, otseka) kesmek 8: naseka (nasiçam, naseka) kesmek 9: oseka (osiçam, oseka) kesmek 10: pudseka (podsiçam, podseka) “alttan kesmek” kesmek 11: rèje / réjom (bt) (reja) (reja) kesmek 12: rèjem, rèjna (ryazvam, ryazna) kesmek 13: otrézam, otrèje (otryazvam, otreja)

Page 261: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kesmek 14: porézam / poryazvam, puréja / poreja (poryazvam, poreja) kesmek 15: narézam, narèje (naryazvam, nareja) kesmek 16: uréza, urèja (oryazvam, oreja) kesmek 17: utrézam, utréje (otryazvam, otreja) kesmek 18: utrézam, udréje (otryazvam) “kesip atmak” kesmek 19: izrèzem, izrèje (izrazvam, izreja) kesmek 20: narézam sa / nareazam sa, narèje sa (naryazvam se, nareja se) kesmek 21: prikoasam, prikoasna (prekısvam, prekısna) kesmek 22: tèsam (tesam) kesmeye başlamak 1: zarézam, zarèja (zaryazvam, zareja) kesmeye başlamak 2: zasekà (zaseka) kestane: kestené (kesten) kestirme: kistermô, kistermio / kestermô, kestermio (napryako)”kısa yoldan” keşfetmek: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) keşiş : işkitiya (pustinnik) keşkek: keşkek () keşki 1: keşki, keşkim, keşkiti / teşki, teşkiti (da beşe) keşki 2: dano, dono (dano) keşkül “saplı metal kupa”: kûşkûl (çaşa) kevgir 1: kevgir () kevgir 2: maslôva reşetka “ağaçtan oyma, delikli, büyük kaşık” keyif: kèf (kef) keyifsizlenmek: martalisam , mertelisam (otpadnal sım, bolen sım)

Page 262: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kez: poat (pıt) keza: soaştu (sışto) kıble: kıble, kıblöa () kıç: goz, goas, gazoa, gazoan, gazîna (gız) kıkırdamak: hahorkam sa (smeya se) kıl: kòsam (kosım) kılıç 1: kılıç, kalıç (sabya) kılıç 2: sabe (sabya) kımıldanmak 1: posukvam sa, posuvam sa (pomestvam se) kımıldanmak 2: môrdam sa, môrdna sa / moardam sa, moardna sa (mrıdvam se, mrıdna se / mırdam se) kımıldanmak 3: razmoardam sa (razmırdam se) kımıldatmak 1: moardam (mırdam) kımıldatmak 2: moardam, moardna (mrıdvam, mrıdna) kımıldatmak 3: puklàtem, puklate (poklatvam, poklatya) kımıldatmak 4: razmoardam (razmırdvam, razmırdam) kına “kırmızı kına”: kına çervéna, kàna çervéna () kına: kına, kınoa, kàna, kanoa (kına) kınalamak: kanoasam (kınosvam, kınosam) kınalı: kanosan (kınosen) kınamak: pustosva (hoka, rugae) kıpırdamak: suni sa (mrıdni se) kıpırdanmak: poklatem sa, poklate sa (poklatya se) kıpırdatmak 1: mandahertsa, mındahertsa (mırda, klati, lyulee) kıpırdatmak 2: razmoardam (razmırdvam, razmırdam) kır rengi: sîvu (siv, siva, sivo)

Page 263: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kır: kır (na vın) “dışarı” kırağı: slàna (slana) kıran “salgın hastalık”: karan (mor, çuma) kırbaç: gırbàç (kamşik) kırgın: dokuzdisan (obiden, zasegnat) kırık 1: usturşenu (stroşen, -a,-o) “kırılmış” kırık 2: prekórşan (prekırşen) kırılmak: prikorşem sa (prekırşvam se) kırılmış: izturşeni (iztroşeni) kırıntı 1: dreban, drebna, -u, -i (dreben, drebna, -o) kırıntı 2: kırıntiye, karantiye, karantiya (trohi) kırıntı 3: lepida, lepidka () kırıntı 4: troha, tròhi (ç) kırışık 1: nabruçkan, -a, -u (nabrıçkan, -a, -o) kırışık 2: nasroçen (namrışten) kırışık 3: sbruçkén / sbruçkyan (sbrıçkan) kırışık 4: sgroçen (sbrıçkan) kırk “40”: kırk (çetirideset) kırk, 40: çetrideset (çetirideset) kırkım “koyunların kırkılması”: karkom (strijba na ovtsete) kırkımcı “hayvanları kırkan kimse”: karkomciye () kırkıncı, 40.: çetrideseti (çetirideseti) kırkma saç: kırkmo, kırkmoa () kırkmak 1: ustrija (ostrigvam, ostrija) “koyun kırkmak” kırkmak 2: utrézam, udréje (otryazvam) kırlangıç 1: léstuviçka, lastoviçka / lestuvitsa, lestuvisa (lyastovitsa) kırlangıç 2: karlangèç (lyastovitsa)

Page 264: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kırlaşmak: sivèye (siveya) kırma 1 “kırık pirinç”: karmo (sitno natroşen oriz) kırma 2 “tüfek”: kırmo, kırmoa () kırmak 1: troşa, truşa (troşa) kırmak 2: izturşiye, usturşiye (iztroşavam, iztroşa) kırmak 3: natroşem, natroşe (natroşavam, natroşa) kırmak 4: prekoarşem (prekırşvam) kırmak 5: tsepam (tsepvam, tsepya) kırmak 6: usturşa (ustroşa) kırmak 7: usturşàvam, usturşa (stroşavam, stroşa) kırmızı boya sürmek: naçervéyem, naçervé (naçervyavam, naçervya) kırmızı karanfil: çerven karamfil (çerven karamfil) kırmızı mantar, çıntar: çervenuşki (rijiyki, vid gıba) kırmızı soğan: kukar (kromid luk) kırmızı yaban mersini: belevitsa (çervéna borovinka) kırmızı: çerven, -a, -u (çerven, -a, -o) kırmızı: kravéna () kırmızılaşmak: naçerveyem, naçervé (naçervyavam se, naçervya se) kırmızılaştırmak 1: puçervenéyem (poçervenyavam) kırmızılaştırmak 2: izçervenéyem (izçervenyavam) kırmızılık: çerveninà (çervenina) kırmızımsı: kanyan (rijav) kısa 1: kısà, kıso, kısoa (kıs) kısa 2: krıp, krop, kroapu (krıp) kısa 3: kundo (drebno, kıso) kısa 4: şişék (nisık)

Page 265: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kısa boylu 1: krıp, krıpa, krop, kroapu (kıs, kıso) kısa boylu 2: krapandél (kıs çovek) kısa boylu 3: nîsak, nîska, nîsku (nisık, niska, nisko) “alçak boylu” kısa boylu 4: svinok (nisık) kısa kadın yeleği: kısak, kasak (kıso jensko eleçe) kısa kuyruklu köpek: gucuk (gucuk) kısaca 1: kratku (kratko) kısaca 2: nakratku (nakratko) kısacık: kropka, kroapka (krıpka) kısaltılmış 1: sıkratenu (sıkraten, sıkratena, sıkrateno) kısaltılmış 2: uskoasenu (skısen, skısena, skıseno) kısaltmak 1: pudkoasem, pudkoase (podkısyavam, podkısya) “biraz kısaltmak” kısaltmak 2: uskoasvam, uskoase (skısyavam, skısya) kısır 1: yàlof, yaluf, yaluv, yalva, -u (yalov, yalva, -o ) kısır 2: yealvu () kısırdöngü: fasik (omagiosan krıg) kıskanç: kaskanciye (e), kaskanciyka (d), kaskancii (ç) (zavistliv, -ka) kısmet: kısmet, kasmet (kısmet) kısrak: kubîla (kobila) kış: zîma, zime (ç) (zima) “yunanca cheimona: simona” kışkırtmak: podkokorosvam (podkokorosvam) kışla: kışla, kışlo, kışloa (kazarma) kışlak: kışlak, kışlok, kışloak, kaşlak kışlatsi (ç) (koşara) kışlık sebze: ropa () kışlık yünlü kıyafet: kukuleda ()

Page 266: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kışlık, kışın, kışa ait: zimna (zimen, zimna, zimno) kıt anlayışlı: otkıtsa () kıta: kıtà, kıto, kıtoa (kontinent) kıvılcım: İskra (iskra) kıvırmak 1: zagoarçem, zagarçem, zagarçe () kıvırmak 2: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya kıvırmak 3: vortkam (vrıtkam, zavırtam) kıvrak “manto”: kıvrak, kıvratsi (ç) kıvranma: goarçu, goarçene (gırçene) kıvranmak: gorçé sa () kıvrık, kıvrılmış 1: nakriven, nakrivena, nakrivenu kıvrık, kıvrılmış 2: svitu (svit, svita, svito) kıvrılmak 1: izvivam sa, izviye sa (izvivam se, izviya se) kıvrılmak 2: zagarçe sa (gırça se) kıvrım, kıvrık: karkel, kerkel (navit) kıyafet 1: kayafet (dreha) kıyafet 2: nosiya (nosiya) kıyafet 3: motruh (drehi) kıyafet 4: primèna, premèni (ç)(premyana) kıyafet: dripi (dreha) “orta rodop şivesinde geçerli” “bg. yırtık bez” kıyamet: kayamet, kayamek (kraya na sveta) kıyı: stranà (strana) kıyma: kıymà, kıymoa (kayma) kıymet: kıymet, kaymet, kıymat, kîmat (stoynost, tsena) kıymetlendirmek: vkaymetvam (otsenyavam) kıymık: tsapka (tsepenitsa) kız 1: jensku (jensko) “jensku déte: kız çocuk”

Page 267: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kız 2: mumîça, mumîçe, momeyçe (momiçe) kız 3: mòma (moma) “genç kız, evlenme çağındaki kız” kız 4: snàha, snòha, snàhi (ç) (momiçe, devoyka) kız arkadaş: druşka (drujka) kız bakmaya giden oğlan tarafı: mumare, momare (godejari) kız bakmaya gitmek: momreya () kız çocuğu: jensku dete (jensko dete) “çocuklar nötür kelime ile ifade edilir” kız çocuk: doaştere, daştare (dışterya) “farsça dohtar, rusça doçer” kız kaçırma: grabene (kradene na moma) kız kaçırmak 1: mumiça utsurna kız kaçırmak 2: mumiça krade () kız kaçırmak 3: utsurna moma kız kaftanı: momin keftan () kıza ait, kızın, kız (şeyi): mòmina (momin, momina, momino) kıza görücü gelmek: momreya () kızarma, kızarıklık: zabela (zaprıjka) kızarmak 1: çerveneyè (çerveneya) kızarmak 2: priçervèyem sa, priçervé sa (priçervyavam se, priçervya se) kızarmak 3: puçervenèyem, puçerveneye (poçervenyavam, poçerveneya) kızarmak 4: zaçervè sa (zaçervya se) kızartmak 1: priçervèyem, priçervé (priçervyavam, priçervya)

Page 268: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kızartmak 2: zabelvam (zaprıjvam) kızartmak 3: zapeka (zapiçam, zapeka) kızcağız: momiçentse, mumiçentse, mumîçense, momeyçentse (momiçentse) kızdırmak 1: napekam, napekà (napiçam, napeka) “ısıtıp kızdırmak” kızdırmak 2: razsoardam, razsoarde / rasoardem, rasoarde (razsırdvam, razsırdya) “öfkelendirmek” kızdırmak 3: soarde, rasoarde (sırdya) “öfkelendirmek” kızgın 1: kızgınin (yadosan, nagoreşten) “öfkeli, ısınmış” kızgın 2: sarditu (sardit, sardita, sardito) “öfkeli” kızgın 3: vazváren “deyim” “kaynamış, öfkeli” kızgın 4: fkîsnat (bt) (vkisnat) kızılcık: dren, drenki (ç) (dryan) / Kelimenin Anadolu’da “küren” ve “diren” varyantları vardır. kızılcıklık: drenvu (dryanova) “kızılcık bahçesi” kızıllık: çerveninà (çervenina) kızım, kızcağızım 1: daşteru, doşterû (dışterya) “kızım” kızım, kızcağızım 2: daştarinka () kızım, kızcağızım 3: doşterku () “doştera moya, doşteru moyu” kızkardeş: sestra, sestri (ç) (sestra) kızkardeşçik: sestritsa () “küçük kızkardeş” kızkardeşin, kız kardeşe ait, kızkardeş (şeyi): sestrinski, sestrinska, sestrinsku (sestrinski, sestrinska, sestrinsko) kızkardeşin: sestrin (sestrin) kızmak 1: rasoardem sa, rasoarse sa (razsırdvam se, razsırdya se)

Page 269: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kızmak 2: girésam, giryasvam (karam) “birisine kızmak” kızmak 3: kızdisvam (yadosvam) “öfkelenmek” kızmak 4: soarde sa, rasoarde sa (sırdya se) ki 1: çi, çim (çe) ki 2: ta, to (ta) ki mutlaka: çimutlak (absolutno) “kesinlikle” ki o: koytu (koyto) ki orada: dètu (deto) ki oradan: otde, otdi (otkıde) kibar: kibàrin (blagoroden, iziskan) kibarca: kibarova () kibarlık yapmak: prisalmà () kibirlenmek 1: gulemeyé sa (golemeya se) kibirlenmek 2: navdigam se (golemeya se, naduvam se) kibirli 1: gulemisa, golemitsa (golemitsa) kibirli 2: kibirliye(e), kibirliyka (d), kibirlii (ç) (visokomeren) kibrit 1: kibrît (kibrit) kibrit 2: spirto, ispirtu (kibrit kibrit çöpü: şilo (kibritena kleçka) kil: plûska (glinesta skala) “toprak cinsi” kiler: klet (kiler) kilim 1: kilim (kilim) kilim 2: hàlişta (halişte) kilim 3: ruhalnik, ruhalniçek (partsalena çerga) “eski kilim” kilimcik: kilimçek (kilimçek) kilise 1: çerkva, çorkva (tsırkva)

Page 270: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kilise 2: kilîse, kiulsé (tsırkva) kilisecik: tilbô (paraklis) “küçük kilise, şapel” kilit 1: kilit (klyuçalka) kilit 2: kaloanats (klyuçalka) kilitlemek: naklàdem () kilitli: zaklyuçena /zaklûçena, zaklûçenki kilitmek 1: zaklûçem, zaklüçem (zaklyuçvam) kilo: kilo, kîlu, kila (ç) (kilo) kim ki, kimi: koyno (koy) kim: koy, koya, koe (koy, koya, koe) / ko: kısa biçimi kimbilir?: dézna, de zna (ne znam) kime 1: kòmu (komu) kime 2: nakogu (nakogo) kimi 1: kògu (kògo) kimi 2: ko va () kimin 1: çiy, çîye, çîyetu, çiytu (ç) (çiyto, çiyato, çieto, çiyto (ç)) / çiyansko kiminjo: kiminjo ()“yaylı bir çalgı aleti” kin: umràza (omraza) kira: kirà, kiroa, kirîye (naem) kiracı: kiracîye (e), kiraciyka (d), kiracii (ç) (kiradjiya) kiraz: çirèş, çirèşe, kirez, kerez (çireş, çereşa) kirazlık: çireşnik, çireşve, çireşvu (çereşovo) kireç ocağı 1: varnitsa (varnitsa) kireç ocağı 2: kireçnitsa (varnitsa) kireç: keréç (var) kireçtaşı: kiréçef kamen () kiremit: keremît (keremida)

Page 271: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kiriş: gréda / gryada (greda) kirlenmiş 1: ohlepan, uhlepan, oklepen (iztsapan, izmırsen) kirlenmiş 2: porşinçav (driskav) kirli 1: baràçi, baràçu (mrısen) “pis, bulaşık” kirli 2: baràçan, -a, -u, -i (mrısen) kirli 3: açîsten (bt) (mrısen, kirliv) kirli 4: kirlif, kirlîva, kirlîvu (kirliv, kirliva, kirlivo) kirli 5: kirlîye (kirliv) kirli 6: mustav (mrısen) kirli 7: pasût, pasutev (mrısen) kirli 8: skrabav (mrısen) kirpi 1: ejak, ejek, yejak (ejık) kirpi 2: taralej (taralej) kirpi derisi: ejuvina (taralejova koja) kirpik: klepka (migla) kişi 1: dùşi (duşi) kişi 2: kişi (çovek) kişi 3: çilék, çileak (çovek) kişisel eşyalar: dôkuni (liçni veşti) kişnemek 1: vreşté (vreştya) kişnemek 2: vişte () kitap: kitap, ketap (kniga) kitapçı dükkanı: knijarnitsa (knijarnitsa) kitapçı: kitapçîye (e), kitapçiyka (d), kitapçii (ç) (knijar) koca 1: kujà, kujea, kuca (kodja, golyam) “büyük, iri” koca 2: moaş, màş, maj, majoa, majé (ç) (mıj, mıja, mıje (ç)) “kadının eşi, adam”

Page 272: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

koca kafalı adam: lajişnik, laiçnik () kocakarı: kujékarı, kucàkarı (bàba) kocaman 1: gulém, (golyam) kocaman 2: kujeman, kucaman, (golyam) kocaman 3: yoadri (edır) kocaman 4: babaçko (edır, edra, edro) kocaman 5: alamànin (golemanin) / guleman kocaya kaçmak: pristàvem, pristàna (pristavam, pristana) koç katımı: marlene (zaplojdane na ovtsete) “koyunları döllenme için koç salma” koç tasması: alotsi () koç: oven, ovni, ovnôve (ç) (oven) / “ovenço: koçum” koçan çorbası: koçenûva çorba () koçan: koçen, kuçan, kuçén, kuçean, kaçen (koçan) koçur: koçur () “ağılda dana bölümü” koğuş: kavuş (kauş) kokarca: kukarco (çeren por) “hayvan türü” kokmak 1: bîyem, biye (mirişa) kokmak 2: favuneye, vuné (vonya) kokmak 3: mirísom (bt) (mirisvam) kokmuş: favunétu / favunyato (vmirisano) kokona 1: kokòna () “süslü kadın” kokona 2: kikîmora () kokoreç: kukurej, kukuriç () koku 1: kukîye (miris) koku 2: fovna () “pis koku” kokulu bayır otları: trafil, trefil (aromatna bairska treva) kokulu: bîyenu / biyeno ()

Page 273: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kokuşmak 1: navunèye, favunèye (navonyavam, navoneya) “kokmaya başlamak” kokuşmak 2: favuneye sa (vonya se) kokuşmak 3: vjeje “sıcaktan bozulmak” kokuşmuş: favunétu, favunyato (vmirisano) kol 1: roaka, roka, rakà / rakáv (bt) (rıka) kol 2: stólba (bt) kolay 1: löasan, löasna, löasnu / leasan, leasna, leasnu / lésen, lésna, lésnu/ lôsno (lesen, lesna, lesno) kolay 2: kulay (lesno) kolayca: löasnu, leasnu, lésnu / lôsno (lesno) kolivo: kolôvo, kolivo () “aşure benzeri bir tatlı türü” kollamak: kolandisvam (sıhranyavam, pazya, zapazvam) kolluk: kòlçeniçka “düğüne gelenlere hediye edilen işlemeli örtü veya havlu” kolonya 1: livanto (odekolon) “lavanta kelimesinden” kolonya 2: miska (odekolon) “misk kelimesinden” koltuk değneği: pataràgi (pateritsi) koltuk: kultuk (kreslo) kolye: gerdançe, gerdançek (gerdançe) komik hikayeler: nàpenalki (smeşni istorii) komita: kumita, kumiti(ç) (komita) komitacı 1: kumitaciye (e), kumitaciyka (d), kumitacii (ç) (komitadjiya) komitacı 2: komitski () komitacılar: komiti, kumiti (ç)

Page 274: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

komitacıya ait, komitacıların, komitacının, komitacı (şeyi): komitaciyski, kumitaciyski (komitadjiyski) “komitaciyski puşki: komitacı tüfekleri” komposto: kumpòsta (kompot) komşu: komşiye / kumşiye (e), komşiyka / kumşiyka (d), komşii / kumşii (ç) / kumşu komşuluk: komşuluk, kumşuluk (dobrosısedtvo) komşuya ait, komşunun, komşu (şeyi): komşiyski, kumşiyski () “komşiyski duvari” komutan: kumutan (komandir) komünist: kumunist (komunist) konak inşa etmek: kunak ugradem () konak: kunak (konak) konakçık: kunaçe (konaçe) konç: konç () kondurmak: kundordisam () kondurmuş: kundordisal (sednal) konmak: kundisvam () konser: kunser (kontsert) konserve: kunserve (konserviran) kontrol 1: kuntrol (kontrol) kontrol 2: preglávanye () konuk: musafir, musafirin, musafire (ç) konuşma!: ne grıtsay!, nimoy duma! (ne gruhti, ne govorya) konuşma: (i) dúmenye (bt), dûmane (dumane) konuşmak 1: dumam, dùma (govorya) “duma bg. söz, kelime”

Page 275: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

konuşmak 2: lafem (govorya) konuşmak 3: prikazvam (prikazvam) konuşmak 4: izdumvam, ızdumvam, izdumam (nagovaryam) konuşmak 5: kunuştisvam (govorya) konuşmak 6: konuştisvam sa, konuştisva sa (govorya se) konuşmaktan kaçınmak: zagagulvam (prikrivam, potulvam) konuşmaya başlamak: prudûmam, prudûma (produmvam, produma) konuşmaya gerek görmemek: netryabva da duma () konuşmaya müdahale etmek: pritkava (namesva se v razgovora) konuşsun: neka da duma () konuşturmak: izdumam, izdumuvam (nagovaryam, ogovaryam) konuyu gizlemek: upolçi sa (sıobrazi) kooperatif: kupratif (kooperatsiya) koparan “erkek üst elbisesi”: koparan / kuparan () koparılmak: utkoasam sa, utkoasna sa (otkısva se) koparılmış: darvuşat (razniştvat, razkısvat, nahapvat) koparıp almak: naçoka (otçupi, podhvana): kopmak, koparıp almak, koparmak koparmak 1: izvàdem, izvade (izvajdam, izvadya) koparmak 2: kupardisvam (kısam, otkısvam) koparmak 3: naçoka (otçupi, podhvana): kopmak, koparıp almak, koparmak koparmak 4: razkoartem, razkoarte (razkırtvam, razkırtya)

Page 276: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

koparmak 5: smitsam (smıkvam, primıkvam) koparmak 6: utkoasam, utkoasna (otkısvam, otkısna) kopartma “serseri”: kupartmo, kuparkmo (skitnik) kopça 1: kopçe / kòpça () kopça 2: kopka (kopçe) kopça 3: zastaga (kopçe) kopçalamak: skopçam, skopça (skopçvam, skopça) kopçalı çocuk terliği: lepçinki () kopmak 1: kuptisvam (otkısva se) kopmak 2: naçoka (otçupi, podhvana): kopmak, koparıp almak, koparmak kopuk olmuş “serserileşmiş”: izkupûçil (izhaytil) kopuk, koparılmış, kopmuş: utkoasan, -a, -u (otkısvan) kopuk: kupuk (goltak, nehranimayko) “serseri” kor: jar (jar) kordon 1: kord, korda, kordane, kordi (ç) (kordon) “ince ve güçlü ip” kordon 2: kurdon (kordon) koridor: odar (koridor) korkak: kurkak, strahlif (strahlivets) korkmak 1: istrahvam sa (strahuvam se) korkmak 2: korktisvam (strahuvam se) korkmak 3: plàşa sa (plaşa se) korkmak 4: putplàşem sa, putplaşna sa (podplaşvam se, podplaşna se) korkmak 5: strahùvam sa (strahuvam se) korkmak 6: uplàşem sa, uplaşe sa (uplaşvam se, uplaşa se)

Page 277: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

korkmak 7: ustràha () korkmuş 1: pubarkan, -a, -u (pobırkano) korkmuş 2: vşatòren () korkmuş 3: vşeturil (uplaşil, obırkal) korku: strah (strah) korkulu: stràşen, straşna, straşnu (straşen, straşna, straşno) korkuluk: plaşílka (plaşilo) korkunç 1: stràşen, straşna, straşnu (straşen, straşna, straşno) korkunç 2: strahlif, strahliva, strahlivu (strahliv, strahliva, strahlivo) korkunç 3: izvila () korkunç surette: straşnu (straşno) korkutmak 4: uplàşem, uplàşe (uplaşvam, uplaşa) korkutmak 1: plàşa, uplàşe / pláşom (bt) (plaşa) korkutmak 2: putplàşe, putplaşna (podplaşvam, podplaşna) korkutmak 3: putrèsam, putrèsa (potresvam, potresa) “korkudan titremek” korkutmak 5: vçeplaşovam () korkutmak 6: zaplàşem (zaplaşvam, zaplaşa) korkuyla saygı göstererek: şubelivo (strahlivo) koru, koruluk: goritsa () “küçük orman” korucu: kuruciye, korujiye, kuruciye (padar, pazaç) “kır bekçisi” koruk: kuruk (grozdov) korumak 1: pàze (pazya se)

Page 278: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

korumak 2: zapàzem (zapazvam, zapazya) korumak 3: vardi (pazi, ohranyava) korumak 4: kolandisvam (sıhranyavam, pazya, zapazvam) korunmak 1: pàze sa (pazya se) korunmak 2: zapàzem sa (zapazvam se, zapazya se) korunmuş: zapàzan, zapàzana, zapàzanu (zapazen, zapazena, zapazeno) koruyucu: darjevu, dorjevo, dırjevo (zaştiten) kosa “ot tırpanı”: kòsa (kosa) kosa bileğisi 1: nàkovalo (nakovalniçka) “bileği taşı” kosa bileğisi 2: brus, tuçilo (toçilo) “bileği taşı” kosa tutma sapı: kòsilo (drıjka na kosa) kosa zamanı: kòsen () “yazın kosa yapılan vakit” kosacı: kosajiya (kosaç) kosalamak 1: iskoasam (izkosyavam, izkosya) kosalamak 2: ukosèvam, ukòse (okosyavam, okosya) koskoca: koskocamiti (golem) kostik: saç (natrieva osnova) koşak: koşak () “duvar içindeki tahta dolap” koşan: tırçeşkum / tarçeşkum (bejeşkom, tiçeşkom) “koşmakta olan, koşup giden” koşmak 1: pritoarçem, pritoarçe (pritırçavam, pritırça) “koşturmak” koşmak 2: pudbégam, pudbégna (podbyagam, podbyagna) koşmak 3: toarçem / tırçam, torçem, torçam, torça, tarçi (tırça, tiçam) “koy tarçî: kim koşuyor?” koşu: kuşiya (nabyagvane)

Page 279: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

koşum 1: vodaçke (vodaçkya) koşum 2: kuşùma, kuşum (konski vpryagove) “at koşumu” koşum kayışı: kaiş na koşum, koşuman kayiş, koşum kaişi () koşuşturmak 1: rastoarçem sa, raztoarçe sa (raztırçavam se, raztırça se) koşuşturmak 2: ubikalem (obikalyam) koşuşturmak 3: drincam (obikalyam, pıtuvam) kotar: kotara, kotarka () “ahır bölümleri” kova: kòfa, kòfana (kofa) kovalamak 1: kuvaladisvam (gonya) kovalamak 2: izpadem, izpàde (izpıdya) kovalamak 3: davam ikman (obuçenie) “davah gu adin ikman: ona bir idman verdim, onu kovaladım” kovalamak 4: firem, firè (firya, gonya) kovan: kuvan (koşer) kovmak 1: izpadem, izpàde (izpıdya) kovmak 2: kovdisvam (progonvam, gonya) kovmak 3: napoadem, napoade (napıjdam, napıdya) kovmak 4: opàdem / upàdem”, opade /upàde (otpujdam, otpıdya) kovmak 5: poade (pıdya) kovmak 6: razpoadem, razpoade (razpıjdam, razpıdya) kovmak 7: upadûvam / upıdyuvam (gonya, propıjdam) kovmak 8: urinvam sa (mahamse, omitam se) “siktir etmek, defetmek” kovulmuş: izpoaden (izgonen) koymak 1: tùrem, tùre (turyam, turya)

Page 280: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

koymak 2: natùrem, natùre (naturvam, naturya) koymak 3: klavam / klávom (bt) (slagam) koymak 4: nalàgam (nalagam, naloja) koymak 5: pustàvem, pustàve (postavyam, postavya) koymak 6: slàgam, sloja /uslagam, usloja (slagam, sloja) koyu 1: çost, çosta, çostu / çoast, -a, -u (gıst, çest) koyu 2: çuvorstu (gısto) koyu halde: goastu (gıst) koyu un çorbası: çosta kàşa, çoasta kàşa () koyulaşmış: vçostnato (sgısteno) koyun 1: oftsa, ofsa, ufsè, yofsa, aftsá (bt) (ovtsa) koyun 2: şîle (şile) koyun 3: pazuhi (pazva) koyun 4: zviska () “doğurmamış koyun” koyun ağılı: kaşlak (koşara) koyun çobanı: ufçer (e), ufçerka (d) (ovçar, -ka) koyun kelebek hastalığı: kelebek () koyunlar sağılırken tutan çocuk: karaçerçe () koyuvermek 1: puskam, puska, pusna (puskam, puştam, pusna) koyuvermek 2: izpuskam, ispusna (izpuskam, izpusna) koyuvermek 3: razpuskam, razpusna (razpuskam, razpuştam, raspusna) koza: paşkul (paşkul) kozalak 1: kukurega (şişarka) “ağaç kozalağı kozalak 2: şikalka, şikalki (ç) (şikalka, şişarka) “çam kozalağı” köçek: küçèk (kyuçek)

Page 281: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

köfte: küfte (kyufte) kök: kòren, koreni (ç) (koren) köklenmek: korenè sa (korenya se) kökleşmiş: zakorenyal (zakorenyal) köknar dalı: çetuna (kloni ot smırç) köknar fidanı: elitsa (elitsa) köknar: ela (ela) köle: esirin (rob) köleleştirmek: porobvam / purobem (porobvam) kömür: kümür, kûmûr (vıglişta) kömürlü, kömür halde: vogal (vıglen) köpeğe ait, köpeğin, köpek (şeyi) : kùçeşti (kuçeşki) köpek “kesik kuyruklu”: gacuk () köpek 1: kùça (kuçe) köpek 2: küpek (kuçe) köpek 3: utçe (kuçe) köpek eniği 1: kùçentse, kùçense (kuçentse) köpek eniği 2: palôk, pàle (kuçentse) köpek eniği 3: ştene, ştina (ç) (kuçentse) köpek hırlaması: gardé, gardi (kuçe rımjene) köpek maması: miri () “manca içindeki et parçaları” köprü: küpriye, kûpriya, küprü (most) köprücük: kipriçka (mostçe) köpük: pèna (pyana) köpüklenmek: zapènam sazapenè sa (zapenvam se, zapenya se) köpüklü: penlif, penliva, penlivu (penliv, penliva, penlivo) köpüklü halde: pènu (peno)

Page 282: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

köpüklü, köpüklenmiş 1: zapènan, zapènana, zapènanu (zapenen, zapenana, zapenano) köpürmek 1: penè (penya) köpürmek 2: penè sa (penya se) köpürmek 3: razpènam sa, razpené sa (razpenvam se, razpenya se) köpürmüş: fkîsnat (bt) (vkisnat) köpürtmek: razpènam, razpéne (razpenvam, razpenya) kör 1: kôr / kior, kiör (kior, slyap) kör 2: kôraf, kôrava, kôravu / köraf, körava, -u / kioraf, kiorava, - u (kiorav, kiorava, kioravo) kör etmek, körleştirmek: obleştyavam (oslepyavam, zaslepyavam) kör olmak: kôram sa, kioram sa () körelmiş halde: toapu (tıp, tıpa, tıpo) körlenmek: toapeye (tıpeya) körletmek 1: toape (tıpya) körletmek 2: iztoape (iztıpyavam, iztıpya) körük 1: prahan (duhalo, myah) körük 2: kürük (duhalo, myah) körüklemek: podkokorosvam (podkokorosvam) köse: küsè (kiose) kösele: küsele (gyon) kösendirek: kôsendrek, kiosendrek (izpraznenie) köstebek 1: küstebék (kırtitsa) köstebek 2: kartitsa, kartisa (kırtitsa) köstek: kûstek, küstek () köşe 1: küşé / küşoa, kişe, kişka, kişöa, kişô (ıgıl)

Page 283: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

köşe 2: kiltomoz (ıgıl) köşk: kôşk, kiöşk, kôşkove (ç) (kioşk) kötü 1: lòş, lòşa, lòşu, loşi (ç) (loş, loşa, loşo) kötü 2: kütü (loş) kötü 3: lih (buen, loş) kötü 4: paratika, paratiko, parétiku (loşo) “yunanca” kötü 5: meşefeçuf, meşefeçuv, meşafeçav (loş, opasen) kötü bakışlı: kırçil, kraçil () kötü durumda: otbàven (loş, razvalen) kötü halde: loşu (loşo) kötü kişi: satlamo () “kanundışı kişi” kötü koku: vuné, vunô, vunöa (vonya) kötü mitolojik güçler: bugantsi () kötü şekilde: batarno () kötü yer 1: loşu méstu (loşo myasto) kötü yer 2: zlan mésto, kötürüm: gitirûm (osakaten) köy: sèlu (selo) köycük: selçe (selçe) köylü: sélen, selénin, seléni (ç) (selyanin) köysüz: niprissèlu () köyün, köye ait, köy (şeyi): selski (selski) köz: jar (jar) közlü: vıgleni () kral: kral (kral) kraliçe: králka (kralitsa) krep 1: kaninka / kyaninka, kéninka, keaninka (palaçnika) “ince akıtma, krep”

Page 284: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

krep 2: kolak, kolaçkuve (ç) (malki kolatsi, kolaçeta) krep 3: kolatsa, kolatsi (ç) (palaçinki) kuaför: berbérka (frizior) kucak: skut, uskuta (skut) kucaklamak 1: prigraştam, prigoarne (pregrıştam, pregırna) kucaklamak 2: prigibam, priginam (pregrıştam) kucaklamış 1: pokuteval () kucaklamış 2: posviynuval () kucaklanmış: korşena () kucaklaşmak: prigraştam sa, prigoarna sa (pregrıştam se, pregırna se) kudurmak 1: besneyè (besneya) kudurmak 2: nabesneyè sa (nabesnyavam se, nabesneya se) “çok kızmak” kudurmuş halde: bèsnu (byasno) kuduz, kudurmuş: bèsen, besna, besnu (bèsen, byasna,-o) kuduz: bès (byas) kuker: kukeri “Rodoplarda tuhaf kıyafetler giyilerek yapılan şaman festivali” Kukeri maskelileri: pustovski startsi (kukeri) kukla: kukla (kuklen) “bezbebek” kukuletalı kısa elbise: janken () kukumav kuşu: kukuméfka (kukumyavka) kulağı kesik: réja ùşi () kulağın, kulağa ait, kulak (şeyi): ùşan, ùşna, -u (uşen, uşna, -o) kulak misafiri: poçuyka (podsluşvaç)

Page 285: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kulak vermek: uslùşem sa (osluşvam se, osluşam se) kulak: uho, uşi (ç) (uho, uşi) kule: kulle, kule (kula) kullanmak: kolandisvam (izpolzvam) kulp: kalitsa (drıjka) kulübe: koliba, kuliba, kulibi (ç) (koliba) kum: pâsak (pyasık) kumanda: kumanda (komanda) kumar: kumàra (komar) kumarbaz: kumarbàzin (komardjiya) kumaş: plat, platu (plat) kumral: rus, rusa , sura, rusi (ç) (rus, rusa, ruso) kumru 1: kumrîye (gılıb) kumru 2: galab (gılıb) kundak 1: plèna, (plena) kundak 2: kundàk (lepeni) kundak çocuğu: poviyaçe (pelenaçe) kundak kordonu: povoy (dılga pletena vrıv) “bebek kundağı bağlama kordonu” kundaklamak: puviyem, puviye (povivam, poviya) kundura 1: kundri (ç) (obuvki) kundura 2: kundure “kışlık ayakkabı” kunduracı bizi: şîlu (şilo) kupa: kùpa, kupi (ç) (çàşa) “bardak, tas” kupacık: kupisa (çaşa) “küçük kupa, küçük bardak” kupon: kupon (kupon) Kur’an: Kuran (Koran) kuraklık: suşa (suşa)

Page 286: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kurbağa 1: jàba (jaba) kurbağa 2: kùrba (jaba) kurbağa 3: papuçnik (krastava jaba) kurban adamak: kurban obrekla (posveti na jertavata) kurban bayramı: màlak bayrém (kurban bayryam) kurban kesmek 1: kolem kurban () kurban kesmek 2: zakolem kurban () kurban: kurbàn (jertva) kurcalamak: torkam (çovarkam) kurdele: kòrdele (pandelka) kurkmaç peyniri: kurkmaçovo sirene () kurmaç 1: kurkmaç () “yiyecek” kurmaç 2: kutmaç, kotmaç () “yiyecek” kurmak 1: kurdisvam, kurdîsam (kurdisvam, kurdisam) kurmak 2: izgràdem, izgràde (izgrajdam, izgradya) kurna: kurna, kurnoa (çüçür) kurnaz 1: kurnaz, kurnàzin / hitar (hitar) kurnaz 2: hitar, hitra, -u (hitır, hitra, -o) kurnazca, kurnazlıkla: hîtru (hitro) kurnazlık etmek 1: hitreye (hitreya) kurnazlık etmek 2: hitruvam (hitruvam) kurnazlık: hitrina (hitrina) kursak: kursak (guşa) kurşun 1: kurşum, kurşume (ç) (kurşum) kurşun 2: púska (bt) kurt: volk, valk, voalk, volek (vılk) kurtarılmak: osıferva sa (sıvzema se) kurtlar: skortse (glisti)

Page 287: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kurtulmak 1: kurtulisvam sa, kurtulisa sa / kortulisvam sa, kortuli sa (otırvavam se) kurtulmak 2: utkàçem sa, utkàçe sa (otkaçvam se, otkaçam se, otkaça se) “asılı olduğu yerden düşmek” kurtuluş bayramı: kurtuluş bayrém, kortuluş bayrém “29.12.1989 tarihinde Sofya’da Pomakların düzenlediği ve Bulgaristanda demirperde düzeninin sonunu getiren mitingin ardından kutlanmaya başlanan bayram” kurtuluş: kurtuluş, kortuluş (spasenie) kuru “karla örtülmemiş”: kopno (suho) kuru 3: kuraf, kurava, kuravu (kurav, korava, koravo) kuru 4: suşavu (suşav, suşava, suşavo) kuru ağaç: çokur (suho dırvo) kuru biçimde: suhu (suho) kuru dal: suha veyka, suhar (suh klon) kuru ot yığını: kladne (kladnya, kopa syano) kuru ot: sènu (seno) kuru yer: suşina (suşina) kuru, kurumuş 1: suh, suha, suho (suh, suha, suho) kuru, kurumuş 2: vsohnat / vsoahnat (izsıhnal) kurulmak: kurdisvam sa / fale sa (pıça se, hvalya se) kurumak 1: soahna (sıhna) kurumak 2: prisoahvam, prisoahna (presıhvam, presıhna) kurumak 3: isoahvam, isoahna (izsıhvam, izsıhna) kurumak 4: opçuhvam (poizsıhvam) kurumak 5: zakuraveyè (zakoraveya) “kuruyup sertleşmek” kurumak 6: zasoahna (zasıhna)

Page 288: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kurumak 7: zasuşî sa (zasuşi se) kurumamış: surovu (surov, surova, suravo) kurumlanmak 1: kurdisvam sa () kurumlanmak 2: fale sa (hvalya se) “övünmek, kendini övmek” kurumuş halde: suşenu (suşeno) “kurutulmuş” kurumuş: zakuravyeal (zakoravyal, zakoravyala, zakoravyalo) kuruş: guruş, guroş, gruş, groş, groşove (ç)(groş) kurutmak 1: izsuşem, izşûşa (izsuşavam, izsuşa) kurutmak 2: mokreye (mokrya) kurutmak 3: nasûşem, nasûşe (nasuşavam, nasuşa) kurutmak 4: suşa (suşa) kurutulmuş yufka yemeği: kurmitava () kurutulmuş: sbruçkén / sbruçkyan (sbrıçkan) kusmak: bolvem, boalvem (bılvam) kusur: kusur (kusur, defekt) kusurlu: kusurliye (defekten) kuş gibi zayıf: skokarca (slab kato ştiglets) kuş gibi: pileşti (pileşko) kuş ötmek: zapèyem, zapeyè (zapyavam, zapeya) kuş: pîle, pilçkove (ç) (pile) kuşağı çözmek: razpàsem, razpàşa (razpasvam, razpaşa) kuşak 1: koşak, koşek, kuşék, kuşeak, koşeka (ç) (poyas, kolan) kuşak 2: kulan / kolan (kolan) kuşak 3: pòyas (poyas) kuşak dolamak: poyas narastem ()

Page 289: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kuşanmak: pripàsem, pripàşa (prepasvam, prepaşa) kuşatılmış: opasla () kuşatmak: opasvam (opasvam) kuşcağız: pilentse, pilentsi, pilensi () kuşçuk: pilse (piltse) kutlu: şerif (çestit, blagosloven, poçeten) / “bayrém ti şerif: bayramınız kutlu olsun” kutmaç: kutmaç, kotmaç, kurkmaç “koyunların sütü azaldığı zamanki sütten uzun süre kaynatılarak yapılan yiyecek” kutu: kutîye (kutiya) kutucuk: kutiyka (kutiyka) kuvvet 1: kuvét (sila) kuvvet 2: sîla (sila) kuvvetle vurmak 1: mlate (udrya sıs sila) kuvvetle vurmak 2: trèsvam, tresna (tryasvam, tresna) kuvvetle: silnu (silno) “kuvvetli bir şekilde” kuvvetlendirmek: stégam, stègna (styagam, stegna) kuvvetli 1: sîlen, silna, silnu (silen, silna, silno) kuvvetli 2: yak, yek, yaka, yako, yaki (yak, zdrav, silen) kuyruk: upaşka / opaşka, apáşka (bt) (opaşka) kuyruklu: upàşat, upàşata, upàşatu (opaşat, opaşata, opaşato) kuyruksallayan kuşu: pindipaşka (stırçiopaşka) kuyu 1: kladenets (kladenets) kuyu 2: bunar (kladenets) kuyucuk: kladençe (kladenets) kuyum şalvarı: kuyum şalvare ()

Page 290: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kuyumcu: koyumjiye, kuyumjie (zlatar) kuzen 1: bratuvçe (bratovçed) kuzen 2: bratuşka, bratuşki (ç) () kuzey: górnik (sever) kuzu emzirme yeri: tuzla () kuzu tüyü: oklamo, oklama (yarina) kuzu: agne, egne / yagne, yégne (agne) kuzukulağı 1: kisel (kiselets) “ekşi kulak bitkisi” kuzukulağı 2: lùteleş “ekşi kuzukulağı bitkisi” kuzulamak: yagneye sa (agneya se) kuzum! : kuzum! () kuzuya ait, kuzunun, kuzu (şeyi): yagneşki (agneşki) küçücük 1: malinko, malitsinko (mıniçko) küçücük 2: maliçiçko () küçücük 3: mloçko / mloçku (malko) küçücük 4: muçko (malko) küçücük 5: mutiçka (mıniçık) küçük 1: màlak, màlka, màlku (malık, malka, malko) küçük 2: màla, màlu (mal, mala, malo) küçük 3: mayşık, mayşka, mayşko (malık, malka, malko) küçük 4: muçak, muçka, muçko/ muçek, mîçik (bt) (malık, malka, malko) küçük 5: mutek, mutka, mutku, mutki (ç) (malık, malka, malko) küçük 6: mifko (malık) küçük ağaç: funduk (elhiçka) küçük at: konçe (konçe) küçük bayram: màlak bayrém ()

Page 291: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

küçük bez parçası: ruhtse küçük boynuzlu koyun: guşka () küçük börek: kalak () küçük camadan: jumadançe, jamadançe (eleçe) “küçük küçük gömlek” küçük çırak : çiraçe (çirak) küçük çocuklar 1: mayşki detsa (malki detsa) küçük çocuklar 2: malki detsa / malki desa () küçük dal 1: çop, çôp, çiope, çopie (klon) küçük dal 2: levestar (mlada klonka) küçük dil: ezîçe, izîçe (eziçe) küçük göl : baruga () “su birikintisi” küçük halı: halentse () küçük kardeş: bratçe (bratçe) küçük kasa: kaçka () küçük kaynak: kaynàçe (izvorçe) küçük kız 1: momitsa/ mumîsa (momiça) küçük kız 2: momiçe, mumiça, mumiçe (momiçe) küçük kız 3: muçka mominka (malko momiçentse) küçük kız 4: devoyçe, devèçe (devoyçe) küçük kızarmış ekmek: langida, lingidka (malka pırjena pitka) küçük kova: kotelka (malka kofa) küçük kürek “gözleme vs. çevirme aleti”: lopatka / lupatka () küçük oğlan: momçense (momçentse) küçük parçacıklar: suşki (drebni çastitsi) küçük tarla: nivîsa (nivitsa)

Page 292: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

küçük yastık: nagodka (vızglavniçka) küçük yelek: eleçe () küçük: dreban, drebna, -u, -i (dreben, drebna, -o) “parçalara bölünmüş, doğranmış, bozuk para” küçültmek: opisûvam (nasmolyavam) küf “turşu suyu küfü”: kotoh () küf: mùhal (muhıl) küfe: kufína (koşnitsa) küflenmek: muhalèsam (muhalyasvam, muhalyasam) küfretmek: psuvam, psovam (psuvam) küfür: psuvna, psovna (psuvna) kükürt: tikûrt, tükürt (syara) kül etmek: sıjijam (pregaryam) kül rengi: siv / sif, siva, sîvu, sivi (siv, siva, sivo) “gri” sarışın: sur, sura, suru (sur, sura, suro / rus, rusa, ruso) “kum rengi” kül: pepel, tepeal (pepel) külah geçirme: kûleaf (kûlyaf) “aldatma” küllü: pepelif, pepeliva, pepelivu (pepeliv, pepeliva, pepelivo) küllük: pepeloan () küme 1: kàpen (kup) küme 2: kup (kup) kümes: kukuşernik (kurnik, kokoşarnik) küp: küp (kyup) küpe: uşniki, uşnitsi (ç) (obitsa, obitsi) kürdan: kleçka (kleçka) küre: klobo (kılbo)

Page 293: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

kürek 1: lupàta (lopata) kürek 2: kûrek (lopata) kürek 3: krog () “börek vs çevirmek için tahta alet” kürek 4: lizgar (lopata) kürk: kûrk (kûrk) kürsü “elbise cinsi”: kûrsiyu () küskü: kûskiya, küskiye () küskün 1: rasoardil (razsırdil) küskün 2: nafunén, nafunean, sardit (nafunyan, sırdit) küskün 3: sarditu (sardit, sardita, sardito) küskün 4: sordnal () küsmek 1: soarde sa (sırdya se) küsmek 2: razsoarde sa, rasoarde sa (razsırdya se) küsmek 3: bızya sa (sırdya se) küspe: kispô, kispio (kyuspe) küsüşmek: posordem () “birbirine küsmek” kütük: kitük (pın)

L labada: skripalets () “bitki türü” lades kemiği: yàdeş (yadets) laf atmak: putforlém (podhvırlyam) laf dinlemez 1: nefela, nifàle () laf dinlemez 2: nislùşa, nislùşanu (ne sluşa) laf dinlemez 3: priçavets (neposluşnik) laf dinlemez 4: puştina () laf etmek: lafem (govorya)

Page 294: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

laf 1: laf (duma) laf 2: duma (duma, prikazka) lafa karışmak 1: prisosvam (mezya se) lafa karışmak 2: pritkava (namesva se v razgovora) lafçı: lafçiye (prikazliv) lahana 1: làhna, làhana, zéle (zele) lahana 2: zèle (zele) lahana 3: bardokva, bardokvi (ç) (zele) lahana 4: kardô, kardöa (zele, kiselo zele) lahana içi: sredulka () lahana koçanı: koçendura (koçen, alabaş) lahana turşusu: kardô, kardöa (zele, kiselo zele) lahmacun: lahmajûne () lakap: podkur (pryakor) Lakàvitsalı: Lakavski (Lıkavçani) lakırdı: lakardiye, lakardii (ç) (smeşni sluçki, dumi) lakin: lékim, leykim (no, samo) lamarina: lamarina (lamarina) lamba: lamba, leamba (lamba) lanet olasıca: pusta dano si ustana “ıssız kalasıca” lanet: tupus (pusto) lapa yapmak: malasam (maçkam, razmaçkvam) lapa: làpa (kaşa) lastik ayakkabı: gumenitsi () lastik: lestik, ilestik (guma, lastik) lavabo: mielnik, miyalnik (mivka, umivalnik) lazım 1: tréva, trèbva (tryabva) lazım 2: lazım (tryabva)

Page 295: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

lazım değil: nitrèva (netryabva) lazım olmak 1: trévam, da tréva (tryabvam) lazım olmak 2: pritreavam (pritryabvam) lazım olmak 3: zatreavam (zatryabvam) le: la, le, lô (le) “sözü vurgulamak için söylenir” leğen: lehen, lihen / legen, ligen (legen) leke 1: hlepe (tsapa) leke 2: lekè, leköa (leke, petno) lekelenmiş: ohlepan, uhlepan, oklepen (iztsapan, izmırsen) leş derisinden yapılmış: leşeni () leş kargası: leşnikarka, leşnikarke () leş: lèş, ileş (leş) leventler: leveni (ç) levha: levoa (tabelka, ploçka) leylek 1: leylek, lelek, lilek (ştırkel) leylek 2: ştoarkel (ştırkel) lezzet: lezét (vkus) lider: dorjevo, dırjevo (vodaç, rıkovoditel) liman: liman (pristanişte) limon: limon, limone (ç) lira: lîra, lîri (ç) (lira) lisan: lisan (ezik) lodos rüzgarı: belvèter (byal vetrets) “beyaz rüzgar” lohusa 1: rojdilnitsa, rujdilnisa (rodilka) lohusa 2: rudilka, rujdelka (rodilka) lokanta 1: aşçilnitsa, afçîlnitsa (bt) (restorant) lokanta 2: lukanta (lokanta)

Page 296: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

lokma 1: zaluga, zaloga (zalıg) lokma 2: lukmoa, lukmà, lukmi (ç) lokma 3: lıgunka (zalıg) lokmacık: zaloşka (zalıçe) lokum: lukum, lukume (ç) (lokum) lopuh “bitki türü”: lopuh () lor: nor (izvara) lord: lord (lord) loş: stevni, sastöavni (stımni, zatımni) loznik: loznik, luznik () “üzüm yaprağından yapılan bir Rodop yemeği” lüks: lüküs (luks) lütfen: mólem (molya) / “makedonca: molam” lüzum etmek: trévam, da tréva (tryabvam) lüzumlu: tréva, trèbva (tryabva) lüzumsuz: nitrèva (netryabva)

M maaş 1: plàta (zaplata) maaş 2: kak (zaplata) macun: macùn () Madan örtüsü: kırpa Madanska () maden: madan, madèn (mina) mağara 1: dupnisa (dupnitsa) mağara 2: peştura, péştur (peştera) mağaza: màza (maza, magazin) mahalle: mahalà (mahala)

Page 297: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

mahfaza: mahfazoa (kutiya) “kutu” mahkeme: mahkemöa (sıd, sıdlişte) mahmur: mahmurliya (sınliv) “uykulu” Mahmut’un karısı: Mahmutvisa () mahpus 1: hapusça (osıden) mahpus 2: mapûs (zatvornik) mahsul: mahsul, maksul (produktsiya) mahsus: mahsus, màksus, moksus (naroçno) mahşer: mahşér, maşér, mahşier mahvetmek 1: primàham, primahna (premahvam, premahna) mahvetmek 2: timarepsavam (prebivam) maji: magie, magio, magöa (magiya) “sihir, büyü” makara: màkara (makara) makarna: makarina (makaroni) makas 1: nujitsa, nujîsa, nójaftse, nóitse, nojéka (nojitsa) makas 2: noysi, noytsi, noytse(ç) (nojitsi) makas 3: makaz, makazi (nojitsi) “koyun kırkma makası” makbul: makbulin (priemliv) makine: màkina, maikina (bt) (maşina) makinist: màkinist (mehanik) mal sahibi: mal saybiye, mal saybiya (stopanin na stoka) mal: mal (stoka) “hayvanlar, servet, varlık, zenginlik” mala: màla (mistriya) “sıva malası” malakçık: malàçe (bivolçe) “küçük malak” manastır: manastir (manastir) manav: manaf, manafe (ç) (manaf) “Bulgaristan Türklerinden bir topluluk”

Page 298: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

mancura: mancûra () “Kuru fasulye ve kırık mısırdan yapılan bir yemek” manda: mandà, mandoa mando (bivol) mandal: mandàl, mandale, mandalo mandalina: mandalîna (mandarina) mandıra su kanalı: domuzluk () mandra: màndra, mandri (ç) (mandra) manga: mangà, mangoa mangal: mangàl (barbekyu) mangır: mangore, mangıri (moneti) “metal para” mani 1: màni, màne () “dörtlük şiir” mani 2: preçka (preçka) “engel” mani olmak: preça (preça) manifatura: manifòtra (manifaktura) mantar 1: sarnél () mantar 2: kokomar (gıba) mantar cinsi: morçkul, moarçka (smırçkula) mantı: pirule () marangoz sandığı: majar sandatsi () “marangoz işi sandık, majar: neccar, marangoz” marangoz: marangózin, marangòs (dırvodelets) maraz: maraz (bolest) maraza: marazo, mrazò (problem, vrajda) marazlı: marizev (kaprizen) mari!: mari (mari) “kadınlara hitap” marifet: marafet, murafet (murafet, izkustvo, umenie) “bilgi, beceri” marifetli: marafetliye (murafetliya, izkuztven, sposoben)

Page 299: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

marka: màrka (marka) mart: Màrt, Marta (Mart) martenitsa: martenitsa () “mart ayının son üç günü yapılan dilek tutma geleneği” martı gübresi: kureşnitsa (kureşka) marul: marùla, marule (marulya) masaj yapmak: muşamo (leçeben kompres) “yumuşatmak kelimesinden” masal 1: dokazne (prikazka) masal 2: masàl (prikazka) maskara 1: maskarà, maskaroa () maskara 2: haralô (posmeşişte) maskara 3: pesyak (kuker) masraf: masarîf (razhod) masum: mahsumin, maysunin (nevinen) masura: masur (masur) maşa 1: dülaven, dilav, dilaf (maşa, kleşti) ‘soba maşası’ maşa 2: maşa, maşoa (maşa) maşallah: màşşala () mat ve maskara etmek: pràve mat i maskara ( pravya bıze i kopriva) matara: màtara (şmatka, manerka) matem yapmak: roadem, roada () mavi: sînu, sîni (ç) (sin, sinya, sinio) mavileşmek 1: nasinèyem, nasinèye (nasinyavam, nasineya) mavileşmek 2: sinuye (sineya) mavruz şal örtüsü: şàlen mavruz koarpa ()

Page 300: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

mavzer: mavzer (mauser) maya 1: kvas (kvas) “ekmek mayası” maya 2: korsak ()“kuzudan alınan peynir mayası” maya 3: podkvas (podkvasa) mayalamak 1: kvàse (kvasya) mayalamak 2: pudkvàsem, pudkvàse (podkvasvam, podkvasya) mayalanıp kabarmak: faftàsem (vtasvam, vtasam) mayalanmak 1: pudkvàsem sa, pudkvàse sa (podkvasvam se, podkvasya se) mayalanmak 2: skvàsem sa, skvàse sa (skvasyavam se, skvasya se) mayalı: kvàsan, kvasna, kvasnu (kvasen, kvasna, kvasno) “mayalanmış” maydanoz: magdanos (magdanoz) mayhoş: krasat, krasatko (osvejavaşt, leko kisel) mayıs böceği: bozgun (mayski brımbar) mayıs: Yoçku (May) maytap: maytapin, maytap, maytape (ç) (maytap) “şaka, alay etme” maytapçı: maytapçiye (maytapçiya) “şakacı, alaycı” mazgal: mazgal (prozorets, vratiçka) “pencerecik” mecbur olmak: nalàgam sa (nalagam se, naloja se) medet: medét (pomoşt) medrese: medrese, medresô (medrese) meğer: to (to) Mehmet: (öa) Metka, Mehemed / Métû : hitap şekli Mehmet’in karısı: Metvitsa

Page 301: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Mehmetali: (öa) Méda, Médali Mehmetgiller: Metviçini, Metvistki mekazlı : mekazliyçe () mekazlı kaftan: kaftançe mekazliyçe () mekik: snovalka (sovalka) mekik: tkayço (sovalka za tıkane) “dokuma mekiği” mektep: mehtep (uçilişte) “okul” mektup: miktûp, mihtûp (pismo) melaike: meleköa (angel) “melek” meme 1: biski, biskiya / bizke, bizkiya (bozka, tsitsa) meme 2: nénka (nyanka, gırda) meme 3: tôtka (bozka) meme 4: gurda (gırda, gırdi) memelik: biskarnik (sutien) “sütyen” memleket 1: kray, krayişte (kray, krayişta) memleket 2: stranà (strana) memnun olmak: radvam sa (radvam se) memnûn: memnun (dovolen) mendil 1: mantíl (nosna kırpa, kırpiçka) mendil 2: mendil, mindil (prestilka) menekşe rengi: pineno (violetovo) menekşe: morav (lilav) menteşe: menteşô, menteşöa, mintişo (panta) merak: merak (merak, interes) meraklı 1: vanlûh / vanlyuh (mirizliv çovek) meraklı 2: tsitsor (lyubopitko) meraklı 3: merakliye (merakliya, lyubopiten) meraklı fistanı: meraklıno fustançe () “süslü fistan”

Page 302: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

meram: meram () merasim: meresîm (tseremoniya) mercan: merjan (koral) mercanköşk : rîgan () mercanlı: merjaneno (koralov) mercimek: leşta, löaşta (leşta) merdiven 1: skàla, skalka (stıbleşte) merdiven 2: spila (trap, strımna skala) merdiven 3: stolba, stoalba, ıstoalba (stılba) merdiven çıkmak: skala pokaçvam / skala pukàçem () meret: meretsko () “tadı kötü, çirkin şey” Mergele: Nareçen köyünün 1932 yılına kadarki adı. merhametli: milujliv (sıstradatelen, milustiv) merhametsiz: niumòlim, niumòlima, niumòlimu (neumolim, neumolima, neumolimo) merhem: mehlem (mehlem) merkez: sredişte (sredişte) merkezî: sredişten (sredişten) mermi: mermîye (snaryad) mertebe: mertebe, merteböa (nivo, stepen) Merzide: (öa) Merzidina / Hitap şekli: Merzidino! mescid: meçit (meçit) mesele: mèsele, meselöa (vıpros, zadaça, problem) meskun yer: sèlişte (selişte) meslek: meslék, mesliek (profesiya) mesnet: mesnet (podkrepa, poddrıjka) “destek, dayanak” mest: mest, meste (ç) “ayağa giyilen deri çorap “ meşale 1: burna, burnoa, borina, bornitsa (borina)

Page 303: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

meşale 2: maşalan (fakel, gorelka) meşe 1: dabika, dıbika (dıb) meşe 2: meşo, meşô, meşöa (dıb) meşe 3: góram () meşe 4: joştel (dıb) meşe dalı: çatuna (elovi klonki, çape) meşelik 1: meşovi (dıbovi) meşelik 2: meşelok (dıbova gora) meşgale: razgledka (zanimavka) meşgul olmak: misam (zanimavam se) meşguliyet: razgledka (zanimavka) meşin: meşin (koja, kojen) metal düğmeler: rupove () metal şiş: sırçan, sırçanka (metalen şiş) methetmek 1: hvalem, fàlem (hvalya) methetmek 2: pohvalem (pohvalvam) methetmek 3: métettisvam (pohvalvam) metre: métru, mitrà (ç) (metır, metra) metruk arazi: pereselîk (izostavena zemya) mevki: mefki, mefkiye (myasto) mevlid: mivlit, mivlüt () meydan: meydan, megdan (ploşt, kvadrat) meydana çıkarmak 1: namèrem, namerè (namiram, namerya) meydana çıkarmak 2: razkriyem, razkriye (razkrivam, razkriya) meydana çıkarmak 3: utkrîyem sa, utkriye sa (otkrivam se, otkriya se)

Page 304: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

meydana çıkarmak 4: utkrîyem, utkriye (otkrivam, otkriya) meydana çıkmak 1: razkriyem sa, razkriye sa (razkrivam se, razkriya se) meydana çıkmak 2: ukàzam sa, ukàje sa (okzvam se, okaja se) meyhane 1: mehanà, mehano, mehanoa (mehana) meyhane 2: horimak (selska krıçma) meyhane kapanış uyarısı: fayro () meyhaneci: mehanciye (e), mehanciyka (d), mehancii (ç) (krıçmar) meyva ağaçları: ovoşki () meyva vermek: ràdam, rudiye (rajdam, rodya) meyve artıkları: glezdunka (ogrizka ot plod) meyve suyu : jerviz (sok) mezar 1: grobe (grob) mezar 2: mizar, mazare (grob) mezar 3: grobot (grobıt) mezara konmuş: progrobil, -a, -u () mezara koymak 1: progròbem, progròbe (progrobvam) mezara koymak 2: juşna na grobe () mezarlık 1: grobişte (grobişte) mezarlık 2: gróbye (grobişte) meze: razyedka (predyastie, meze) mıh: tsiganski şeyki (golemi pironi) “dört köşeli büyük çivi” mıncıklamak: meçeşto drago, meçkino dragovane () mırıldanmak 1: romòne, rumone (romonya)

Page 305: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

mırıldanmak 2: otromônem (otgovaryam, predumvam) mırlama: mırkane () “kedi vs. mırıltısı” mırmır etmek: nastanisvam (mırmorya) mısır 1: tsarevitsa, sarevisa (tsarevitsa) mısır 2: misir (misir) mısır 3: darı (tsarevitsa) mısır 4: arapka (tsarevitsa) mısır 5: trahana (tsarevitsa) mısır aşı: brakunek / brakunyak () mısır çorbası: kaşa misirva () mısır ekmeği: babuta () mısır koçanı 1: mahalka, maalka (tsareviçen koçan) mısır koçanı 2: maalçiştinka (tsareviçen koçan) mısır koçanları: şikalki (tsareçni koçani) mısır lapası: jelade () mısır sapı 1: misirvina (stıbloto) mısır sapı 2: misirkina (tsareviçak) mısır yaprakları: misirûva şuma () mızmız 1: marmorişnik, marmonişnik (mrınkalo) “mırın kırın eden” mızmız 2: hlônza (hlençi) mızmız 3: skaridliv (kaprizen za yedene) -mi, -mı: dali (dali) “dali hubavu, dali ne?: Acaba güzel mi, değil mi? -mi, -mı: li (li) –mi?: nelî (nali) “değil mi?” “hubava e, neli?: Güzel, değilmi?” mide 1: tutak (sumatoha)

Page 306: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

mide 2: middöa (sumatoha) mide ağırlığı: stukmaçen (tejest v stomaha) mide bozukluğu: priporştéva / pripırştyava (stomaşno raztroystvo) mide ekşimesi: izgaga (stomaşni kiselini) midesi yanmak: koremas razporvam () mikrop: mikropin, mikrufin (negodnik) “fena kimse” millet 1: lûde, lûdi (ç) (lyude, hora, narod) millet 2: millet, minlet (narod) millet 3: narôd (narod) millet 4: hora (hora) milvam (milvam): okşamak minare: minarè, minaroa (minare) minder 1: pustelka (postelka) “yaygı” minder 2: mindér, mindier (minder) minik 1: kundô, kundio (drebosık) minik 2: kundupal, kunduple (drebosıçe) mintan: mintan (riza) miras: miras, mirata (nasletsvo) misafir 1: gosçitsa (gost) misafir 2: musafir, musafirin, musafire (ç) (gost) misafir karşılamak: priçékam (priçakvam, priçakam) misafirlik 1: gòsku () misafirlik 2: sedenka (sedyanka) misafirlik 3: pupelka (sedyanka, tlaka) miskin: miskin, miskinin (neposluşno, loşo) “laf dinlemez, huysuz” mizahi hikayeler: nastorgalki (nastırgalki)

Page 307: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

model: sipka (şarka) mola vermek: tróşom (bt) (skısvane, pauza) molla: mulla, mulli (ç) / molla, molli (ç) () mor ferace: mor ferece, morno férece, mornu férece () mor renkli 1: moran, morna, mornu, morni (morav) mor renkli 2: morènu, murénu (moryano) mor: vézeno (morav) morgiller: Moruski, Muruski “Pomak sülale ismi” mori !: mari, mori, muri ! “kadına hitap şekli” motor: mutor (motor) mozga: mozga () “ağaç kabuğunun altındaki sümüksü madde” mucize: çùdo (çudo) muhabbet: muhabet, mohabet (obiç, razgovor) muhacir: majir, majire (ç) (imigrant) muhallebi çocuğu: şleva (galenik) muharebe: murabô (voyna) “savaş, çarpışma” muhtar: mihtar (kmet) muhteşem: yak, yaka, yako, yaki (yak) mukayyet: mukayéten (vnimatelen) “işine dikkat eden, özenli” mum 1: voştenîtsa / voştenîsa (sveşt) mum 2: mum (sveşt) muradına ermek: murad zastigam, murad zastigna murdar: mundar, mundarin (mrısen) musandra: musandra, musandri (ç) (musandra) / “gömme dolap” muska: muskà, musko, muskoa, miska, muski (ç) (muska)

Page 308: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Mustafa: (öa) Mûtû / Mutyu, Muté, Mutka, Munde / hitap şekli: Muto, Mustofko ! Mustafa’nın annesi: Mutûvata mayka (Mutyuvata mayka) Mustafa’nın evi: Mutûvata koaşta (Mutyuvata kışta) Mustafa’nın karısı: Mutvisa, Mutvitsa muşamba: muşambo, muşamboa, muşamoa (linıleum) mutaf: mutafçiye, mutafçie “deri eşya ve gereçler yapan zanaatçı” mutfak 1: mutvak, mutufak (kuhnya) mutfak 2: varílnitsa (kuhnya) mutlaka 1: mutlak (ubezatelno) mutlaka 2: çimutlak (absolutno) mutlu 1: blagato, blagatko (ştastliv, radosten) mutlu 2: zadrazén (ştastliv) mutluluk: dragova () muzır haşerat: ştorkul (hapeşto nasekomo) muzır: muzùrin (loş çovek) muzırlık: mizirlik (vrednost) mübalağa etmek: prikàlem, prekàle (prekalyavam, prekalya) mübarek 1: mubarèk (çestir, blajen) mübarek 2: şerif (çestit, blagosloven, poçeten) “şerefli, kutlu” “bayramınız mübarek olsun: Bayrém ti şerif” mücadele etmek: pepa (biya) müftü: müftiye, mûftiya (muftiya) müftünün, müftüye ait: müftiyski, müftiyska, müftiysku (muftiyski) müjde: mijdiô, mijdöa, mijgô / mişdé (bt) (dobra novina)

Page 309: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

mükemmel: mistekat (otliçno) mülazım: milezim “Osmanlı subayı” mümkün olduğunca: dukolkutu (dokolkoto) münasip 1: munasip (podhodyaşt, toçen) münasip 2: prilega (utiva) müsaade: müsadè (pozvolenie) müsait: musayît, müsayit (podhodyaşt) Müslüman 1: müsülmànin, müslümànin (e), müsülmànka(d), müslümàne (ç) (mûsûlmanin, mûsûlmanka) müslüman 2: turçin, turtsi / tursi (ç) (turçin) müslüman işi: turski (turski) müslüman kızı: mûsûlmansko momeyçe () müslümanca: müsülmanski, -a, -u (mûsûlmanski, -a, -o) müslümanın, müslümanın, müslüman (şeyi): müsülmanski, -a, -u (mûsûlmanski, -a, -o) müstehak: mustahak (dostoen) müstekim: mûstekimen, myustekimen () “kadı yazıcısı” müşteri: mûşteriya, mûşteriye, mûşterie (kupuvaç) müteaahit: mütayit (predpriemaç) mütemerrit: temerut (inat, uporitost) “inatçı” mütevazi: poklonen (smiren) müthiş 1: stràşen, straşna, straşnu (straşen, straşna, straşno) müthiş 2: izvila () müthiş biçimde: straşnu (straşno) müzevir: mûzevirin (klyuka) “dedikoducu” müzevirlik: mûzevirlik “dedikoduculuk”

Page 310: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

müzik aleti çalmak 1: isfîrem, isfirna (svirvam, svirna) müzik aleti çalmak 2: isfîram, isvîra (izsvirvam, izsvirya) müzik aleti çalmak 3: dzınkam (drınkam)

N nacak: nacàk, najak, najeak, najek (malka bradva) “tırpan” nadir 1: jitko, jitku (ryadko) nadir 2: rétiş / ryatiş, rétçiş / ryatçiş (ryadko) Nadire: öa. Nadrina / hitap şekli: Nadrino! nafaka: nafako, nafakoa () nah: na (na) “al !” anlamında “farsçada ‘nahu’ buyur anlamında” Naile: (öa) Naylîna, Leyka / hitap şekli: Naylino!, Leyko! Nazife: öa. Nazifina, Nazifinka / hitap şekli: Nazifinko ! nakış işlemek: çeşam () nakledilmek: primestam sa, primesta sa (premestvam se, premestya se) nakletmek 1: primèstam, primesta (premestvam, premestya) nakletmek 2: prinosem, prinesà (prenasyam, prenesa) nakletmek 3: pritagaré / pritagarya (prehvırlya) nakletmek 4: utnèsam, udnèsa (otnasyam, otnesa) nakliyeye ait: prinòsan, prinòsna, prinòsnu (prenosen, prenosna, prenosno) nal 1: petala, pètalu (podkova, petalo) nal 2: nal (podkova)

Page 311: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

nal 3: taç (podkova) nalbant: nalbant, nalbantin (nalbant, nalbantin) nalbantın: nalbantski (nalbantski) nalın: naloam, naloami (ç) (nalım) nam: zova / zuva () “Rusça: zovut” “rusça / ismin ne: kak tebya zovut?” “pomakça: kak si guzuvaş?” namaz kılmak 1: klànem sa (klanyam se) “bg. başını eğmek, tapmak” namaz kılmak 2: namaz sa kılanem () namaz: namaz (namaz) namazlık: namazlok, namazloak () namlu: namlùye (tsev) namus: namùs (çest, dostoinstvo) namuslu: namusliye (çesten) nane: gôzum, güozum, giozum (cocen) nar 1: nar, inar (nar) nar 2: kalina (bt) narèdku (naryadko): seyrek olarak () nargile: nargele (nargile) narin: töanak (e), töanka (d), töanku (e), töanki (ç) (tınık, tınka, tınko) nasıl 1: kak (kak) / “kak si: nasılsın?” nasıl 2: kakaf, kakof, kakoaf, kaf, kof (kakıv) nasıl 3: kaksa, kaksu (kakto) nasıl 4: kayno (kakto) “nasılki” nasıl isterse: kaştè () “kakvo işta = kaşte” nasıl ki 1: kakoaf, kakva, kakvo (kakıv, kakva, kakvo)

Page 312: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

nasıl ki 2: kakoaftu, kakvàtu, kakvòtu, kakvîtu (kakıvto, kakvato, kakvoto, kakvito) nasıl ki 3: kaktu (kakto) nasıl ki 4: kaksa, kaksu (kakto) nasıl olacak, nasıl olabilir?: kaştelo, kıştélo (kak şte, kak moje) nasılsa öyle: kakvotu takvo () nasılsa: lû (samo, kakto) nasihat: nasihat (svet) nasip: nasip (dyal, kısmet) naz yapmak: nazlandisvam (dvoumya se) naz, nazlılık: salmalok, salmalotsi (ç) nazar değme: uruçésvane (uroçasvane) nazar değmek: uruçesvam, uruçèsam (uroçasvam, uroçasam) nazar: nazar (urok) “uruçeasva” nazarlık: nazarloak () nazenin: prisalmil, -a, -u () Nazife: (öa) Nazifina, Nezifina, Nazifinka, Nezifina / hitap şekli: Nazifino!, Nezvinku, Nezifinku! nazlanmak, naza çekmek: nazlandisva sa (dvoumya) nazlanmak: prisalmà () nazlı 1: galen, galena, galenu (galen, galena, galeno) nazlı 2: prisalmil, -a, -u nazlı 3: salmîna, salminka, salmiçka () nazlı 4: salmo, salmoa (ligla) nazlı 5: prosalmil (razligavil, razşlevil) “salınarak yürüyen”

Page 313: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ne ? 1: kakvo?, kvo?, kako ?, ko ? (kakvo?) / “Ne yapıyorsun? kakvo praviş? / ko praviş? ne 2: kakoaf, kakva, kakvo (kakıv, kakva, kakvo) “ismin nedir? yümetu kakvo ye?” ne 3: kakvòtu (kakvoto) “kakvotu takvo: ne ki öyle, her nasılsa, her neyse” ne 4: kanà, kanò, kinà (kakvo) “kina praviş: ne yapıyorsun?” ne 5: şo (kakvo) ne biçim: kakoaf, kakva, kakvo (kakıv, kakva, kakvo) “kakva ye rabuta?: bu ne biçim iş?” ne için: za kakvo () ne kadar 1: kolkutu (kolkoto) ne kadar 2: kina, kino, kana (kakvo) ne kadar 3: kolak, kolka, kolku, kolki (ç) (kolko) ne kadar 4: kòltsnava (kolkoto) ne kadar 5: kutkav (kolko) ne kadar 6: dukolku (dokolko) ne kadar 7: kolkaf, kolkava, kolkavu (kolkav, kolkava, kolkava) ne kadar ki: kolkutu (kolkoto) ne kadarcık? : kolçiş, kolçşi, kolçişte (kolçav, -a, -o, kolko) ne ki öyle: kakvotu takvo () ne ki: kakvòtu (kakvoto) ne zaman 4: kugà (koga) “ne vakit” ne zaman gidersen, gittiğin zaman, gittiğinde: aga pòdeş (kogato ideş) ne zaman ki 1: kugàtu (kogato) “-diği zaman”

Page 314: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ne zaman ki 2: agà, agi, agatu (kogato) “-diği zaman” ne zaman ki 3: gà () ne zamana kadar: dukugà (dokoga) ne zamandan beri: utkugà (otkoga) ne, ne ki: ştòtu (ştoto) neden 1: oti (zaşto) “Eski yunanca hoti, çağdaş yunancada giati: yati” neden 2: zaşto (zaşto) “sırpça, boşnakça: zaşto, makedonca: zoşto” neden 3: şto (şto) neden 4: zaştim () nedeniyle: zaradî (zaradi) “–nin yüzünden” “zaradi tébe: senin yüzünden” nedime : kalmana (kuma) nefes 1: fuda (duha) nefes 2: nafes (dıh) nefes 3: sulùk (dıh, vızduh) nefes 4: vazdísanie (dişane, vızduh) “vazdişane: vazdişvam fiilinden” nefes almak: fıfdoaham, fıfdoahna (vdıhvam, vdıhna) nefes tüketmek: izduham (izduham) nefret etmek: mràze (mrazya) nefret ettirmek: umràzem, umràza (omrazyavam, omraza) nefret verici: umràzen, umràzna, umràznu (omrazen, omrazna, omrazno) nefret: umràza (omraza) nefretle: hırst (sıs zloba, s omraza)

Page 315: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

nemrut: nemrutin (namusen) nerede 1: kadè (kıde) “rusça: gde, ukraynaca: de, slovakça: kde, boşnakça: gdje, makedonca: kade, sırpça: gde, beyaz rusça: dze” nerede 2: kude (kıde) nerede 3: de (kıde) nerede 4: kadetu (kıde) nerede 5: dètu (deto) nerede duyulmuş görülmüş: de sa e çulo videlo () nerede ki: dètu (deto) “ki orada, -diği yerde” nerede, nereye 4: deka (kıde) “makedonca” nerede, nereye, neresi 3: dè (kıde) “kade” kısa biçimi neredeki: kadètu (kıdeto) nereden 1: otkadè, utkade (otgde) nereden 2: otde, utdè, otdi (otkıde, otde) ki oradan nereden bileyim: denna, ut kade daznam, dé znaye (ot kıde da znam) nereden ki: otkadetu, utkadetu (otkıdeto) nereden: utkadé (otkıde) neredeyse: veyke, veyki (veçe) nereli: utdè (otde) nereye 1: kadè, dè (kıde) nereye 3: dudè (dode) “oraya kadar” nereye 4: kude (kıde) nereye kadar: dukadè (du kıdeto) nereye ki: kadètu (kıdeto) nereye, nerede 2: nakadè (nakıde) neşe: neşé, neşô, neşöa (radost)

Page 316: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

neşeli: neşelîye (radosten) Nevrekoplu: Nevrokopski () “Nevrokop = Gotse Delçev” neyi, neyi ki: kinato () nezle olmak: namorzvam (nastivam) nezle: hrèma (hrema) nezleli: hremaf, hremava, hremavu (hremav, -a, -o) niçin 1: oti (zaşto) niçin 2: zaşto (zaşto) niçin? 3: şto (şto) -nin altında: pod (pod) -nin arifesi: sroaştu, sroştu (sreştu, otsreşta) -nin benzeri: kòna () -nin karşısında: sroaştu, sroştu (sreştu, otsreşta) -nin üzerinde: varhu, vurhú (vırhu) -nin yanı sıra: pukray (pokray) -nin yanına, bir yerin yanında: du (do) “bitişiğinde” -nin: svoy, svoya, svoye (svoy, svoya, svoe) nine 1: bàba (bàba) “yaşlı kadın” nine 2: nené / nenya, niene, nane, nenka (bàba) / hitap şekli: néno! / nyano nine 3: nanka (baba) nine 4: nata (baba) nine 5: anka (bàba) ninecik, nineciğim 1: nanentse () ninecik, yaşlı kadıncık 2: bàbitsa, bàbisa (babitsa) ninelik, yaşlılara uygun: babski (babeşko, starçesko) nisan: loşku (april) nişan almak: nişen da zimam ()

Page 317: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

nişan atmak: nişan da fırlya, nişan da foarlem () nişan vermek: nişan davam () nişan yapmak: nişen da istorem () nişan: nişèn, (nişan, beleg) nişanlamak 1: uglavévam / uglavyavam (sgodyavam) “başını bağlamak” nişanlamak 2: poglavam, poglava () “başını bağlamak” nişanlanmak: zaglavém () nişanlı 1: glavenik (e), glavenitsa (d) (bg: godenik (e), godenitsa (d)) nişanlı 2: glavenu (godenik, godenitsa) nişasta: neşişte (nişeste) niteliğini kaybetmek: iztumnyava, iztumnéva / iztöavneye, iztöavne (izfiryava, razvalya se) “kararmak” nitelik: kumaş (kaçestveno) “nitelikli” niyet: nayet (namerenie) nizam: nizam (red) nohut ekmeği: nahutin leap (nahutin hlyab) nohut: lahut, nahut (nahut) noksan: nuksan (nedostig, lipsa) nokta: nuktà, nuktoa (toçka) normal: nurmal (normal) normal olarak: nurmàlen (normalen, -lno) not: pusulka (belejçitsa) “yazılı not” nöbet: nübét, nebét (dejurstvo) “nevbet kelimesinden” numara 1: nùmara, númera (nomer) numara 2: uin (trik, nomer) “oyun kelimesinden; hile, numara yapmak”

Page 318: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Nuriye: (öa) Nurina, Nurinka, Nurke / hitap şekli: Nurino!, Nurinko! nüfus: nafus, nafuz, nifus (naselenie, liçna karta)

O

o 1: anva (e), anay (d), anoy (n), anvi (ç) (onova, onezi) “a-nva” “uzak şeylere işaret zamiri” / varyant kelimeler: nva, ey nuva, eynuva, eynva, eynava (onova)/ “bu işaret zamirleri Pomakçaya mahsustur. Standart Bulgarca’da yoktur. / slovakçada: on: o (e), ona: o (d), ono: o (n), oni: onlar (ç) o 2: tosi (e), tasi (d), tva (n) (tozi, tazi, tova, tezi (ç)) / “işaret zamirleri” / varyant kelimeler: “taz (tazi) (d), soya (e) (tozi), ovoe (tozi)” o 3: toy, tòya (e), tay, tàya (d), to, tvà (n), tiya (ç) (toya, tya, tova) / “işaret zamirleri” / varyant kelimeler: 1) “toy” eril: toy, atoy, atoya (toy, ey toy) / 2) “atay” dişil : tay, taya, atay, ataya (tya, ey tya) o adam: asoy çilék, aysuzí (bt) o halde: ta, to (ta) o kadar ki: kolkutu (kolkoto) o kadar, şu kadar: tulku, tolkuva (tolkova) o kadar 1: anolak (e), anolka (d), anolku (n), anolki (ç) (tolkova) o kadar 2: eynolkuv (tolkova)

Page 319: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

o kadarcık: zanolka, za anolka () “o kadarcık şey için” o ki: koytu (koyto) “kim ki, -ki o kimse” o sebeple ki: oti (zaşto) o takdirde: gà () o tarafa: natàm (natam) o tarafta: natàtık (natatık) o vakit 1: tuga, tugàva, tagàva (togava) o vakit 2: atuga “a-tuga” (togava) o vakit 3: kutga, kutuga (togava) o vakit ki: kugàtu, kutga, kutuga (koga) o yer: denu (deno) o zaman 1: tugà, tugava (togava) o zaman 2: atuga “a-tuga” (togava) o zaman 3: kutga, kutuga (togava) o zaman ki: kugàtu, kutga, kutuga (koga) o zamana kadar: dutugàva (dotogava) o zamandan beri: uttugàva (ottogava) o zamanki, o zamana ait, o zamanın (şeyi): tugàvaşnu (togavaşen, togavaşna, togavaşno) obur kimseler: ştarvalatsi /ştırvılatsi (lakomstva) oburca yemek: obşîva (yàde lakomo) oburluk: ştarvalok (lakomstvo) ocak 1: ujeak, ocak, ucàk, ucàsi (ç) (ognişte) ocak 2: ognişte (ognişte) ocak 3: priköa, priskô (ogınya) ocak 4: gûmbe (peçka) “gömbe: fırın” Ocak ayı: gulemina (Yanuari) oda 1: stàya (staya)

Page 320: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

oda 2: fudayà, fudayoa, fudaye / fudayosa, fudayona (staya) oda 3: oda / uda, udoa, udaye, odayô, odaya, adayà / hadayá (bt) (staya) oda 4: başkalok (staya) odacı: udaciye () odalı, odanın, oda (şeyi): staen, stayna, staynu (staen, stayna, stayno) odun kırmak: darva sepem, dırva tsepyam (tsepya dırva) odun yarmak, odun kırmak: tsepyam darva / sépem darvà odun yığını: klàda (klada) odun yığmak: kladèm (kladà) odun: darva, darvo, dérvo (dırva) / “ukraynaca, rusça: derevo / lehçe: drewno / hırvatça, makedonca: drvo / sırpça, boşnakça: drva / çekçe, slovakça: drevo” odunluk: darvalnik, dırvalnik () of çekmek 1: ohkam (ohkam) of çekmek 2: poşkam (ohkam) ofis: ufis (ofis) oğlak: yàre (yare) oğlaklamak: kozé sa (kozya se) “oğlak doğurmak” oğlan çocuk: masku déte (masko dete) oğlan: sin (çedo) “evlat” oğlum 1: sîne, sîno, sînu (sino) oğlum 2: moy sin (moy sin) “benim oğlum” oğlum 3: sinço, sinçoa (sinçe) “evlatçağızım” oğlum 4: sinko, sinço, sinçoa (sine) oğlum 5: sinolyu / sinolû ()

Page 321: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

oğul “erkek evlat”: sin, sinove (ç) (sin) “oğlunun: sinuven” oğula ait, oğulun, oğul şeyi: sinuven (sinoven, sinovna, sinovno) okka: òka, òki (ç) (oka) oklavacık: tuçilka (toçilka) okşama: milvane, milávanie (bt) okşamak 1: pumilvam (pomilvam) okşamak 2: kudya (galya) okşamak 3: şilevya (şilya) okşanmak: şilevya sa (ligavya se) okul: ukul (uçilişta) okumak: ispèyem, ispeye (izpeya) okumuş 1: ùçan, -a, -u (uçen, -a, -o) okumuş 2: okumuş (operen, erbap) “eğitimli, bilgili, erbap” ol saat : onsàhat (na momenta) “hemen şimdi, ‘ol saat’ deyiminden” olabilir: mòja, mòje (moje) olacak, -ecek: şte, şta, şata (şte) /kısa şekli: şa, şe olacaktı, -ecekti: şteh (ştyah) olacaktık, -ecek idik: şem (ştyahme) “şem da kajem: söyleyecek idik” olağanüstü: prikàzan, prikazna, prikaznu (prikazen, prikazna, prikazno) olan “olmuş”: ustanal, -a, -u (ostanal, -a, -o) olarak: katù, kutu (katò) olduğu sürece 1: dorde, dorede, durde (dokato) olduğu sürece 2: do ga (dokato)

Page 322: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

olduğu şekilde: kaktu (kakto) olduğu yer: denu (deno)/ “olduğu yerde” olduğu zaman, -diği zaman: dur, durde (dokato) olgun 1: uzrât, uzreal (uzryal) olgun 2: ftásan (vtasan) olgun 3: uzreal, -a, -u (uzryal, -a, -o) “ermiş, olgunlaşmış” olgun meyve: şuşur (okapali plodove) olgunlaşmak 1: uzrévam, uzreye (uzryavam, uzreya) olgunlaşmak 2: sızreavam, sızreye (sızryavam, sızreya) olgunlaşmamış 1: nizrél / nizreal, nizreala, nizrealu (nezryal, nezryala, nezryalo) olgunlaşmamış 2: zelen, niuzrél olgunlaşmış: sklal (kaçil kilogrami, napılnyal) olmak 1: e, ye (e) “olmak fiili geniş zaman” olmak 2: bàde, boade (bıda) “kak bàde: nasıl oldu?” olmak 3: bivam (bivam) “ne oluyor?: kakvo biva?” olmak 4: sam, si, (y)e, sme, ste, sa (sım, si, e, sme, ste, sa) “olmak: şimdiki zaman” [ben, sen, o, biz, siz, onlar] olmak 5: sam, som, sum (bt) olmak 6: stana, ustàna (stana) olmak 7: stàvam, stàna (stavam, stana) olmak 8: ustàvem, ustàna (ostavyam, ostana) olmamak, bir şeyi olmamak: nèmam (nyamam) olmayacak: ne şte bi, néma da’stana (nyama da stane) olsaydı: dà béşe (da béşe) olsun 1: dano, dono (dano) olsun 2: neka (neka) “olur” olta iğnesi: gaçka (vıditsa)

Page 323: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

oluk 1: çuçur, çüçür (çuçur) “akarsu, çeşme oluğu” oluk 2: uluk (oluk, brazda) olur : dà (da) bg. “evet” “kabul” olur ise, olur iken: agà, agi (kogato) olurdu, -erdi: iştiş (şteşe) omuz vurdu : narami (trıgna navın) “davrandı, dışarı çıktı anlamında deyim” omuz: ràmu, ràme (ç) (ramo) omuzlamak: naràmem, naramè (naramvam, naramya) “omuzunda taşımak” omuzlamış: nagarguçil () “sırtlamış” omuzluk: naràmak (naramık) “bir sırtlık miktar” omuzuna atmak: nagarguçvam (zadyavam, slagam na grıb) on, 10: dèset (deset) ona 1: gu, ya (go, ya) ona 2: hi () ona 3: nèya (neya) “dişil hali” ona, onun, onun ki: nému, nemo (nemu, na nego, negovoto) ona: nègu (nego) onaltı: şesnàdeset (şestnadeset)/ kısa şekli: şesnayset, şestnayse (şestnayset, şestnayse) onaltıncı: şesnàdeseti (şestnadeseti) / kısa hali: şesnayseti onbaşı: onbaşiye (efreytor) ondan sonra: utpòsle (otposle) ondan: uttoy () oniki ay: oniki mésetsa (dvanayset mesetsa)

Page 324: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

onlar: te (te) onlara ait, onların: tèhan, teahna, teahnu, tehni (tehen, tyahna, tyahno, tehni) onlara: tèm (tyam) onları: gi (gi) onların: him (im) onların: téh, teah (tyah) onsekizinci: osemnayseti (osemnayseti) onu: gu (e), ya (d) (go, ya) onu: hi (go, ya) onun arkadaşları: nehini drujki () onun gibi: prilika () onun için 1: zanega, zanegu, zaneya onun için 2: zaradî (zaradi) onun ki, onun: nèguf, nègova, nèguvu (negov, negova, negovo) onun olduğu yerde: dètu (deto) onun üzerine: varnega “onun üstüne” onun, onun ki (dişil): néhi (na neya, neynoto) onun: neyna “dişil” onun: neyno “nötr” onunla: sasnegu, sasnéga (s nego, s nega) onüç: trinàdeset / kısa şekli: trinayset, trinayse (trinadeset, trinayset, trinayse) onüçüncü: trinàdeseti, trinayseti, trinayse (trinadeseti, trinayseti) onyedi: sedennadeset / kısa şekli: sedemnayset () oracıkta: tàme (tame)

Page 325: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

orada, işte orada: atam, e tam, ey tam, aytám, itám (bt) (tam, ey tam) “işte orada” oradan, oralardan 1: otvode, utvade (ot tatık) oradan, oralardan 2: ut tatak (ot tatık) oradan: uttam (ottam) orak 1: jatva (jıtva) orak 2: soarp (sırp) orak 3: urak (sırp) orakçı: jatvar, (ç) jatvarene (jıtvar) oralarda: anadef, anadeva () oralı, oranın: tamoşen, tamuşna, tamuşnu, tamu (tamoşen, tamoşna, tamoşno) orası: tam (tam) oraya buraya: sam-tam (sam-tam) “na sam na tam: öteye beriye” oraya dek: dudè (dode) “oraya kadar, -ye kadar” oraya kadar: dutàm (dotam) oraya 1: natàm, nahtam (tam) oraya 2: nahvade, nahtvıde (natam, tam) oraya: tıdev / tadef, tıdeva / tadeva, atadef (natam) ordu: ordùye (armiya) orman çiçeği: groçuvét / groçuvyat (gorotsvet) “şifalı bir bitki türü” orman çileği: sinitsi (drebni gorski yagodi) orman kesim alanı: etat (etat) orman: gora, goru (gora) “gora zelena: yeşil orman” orman: dribak () ‘küçük ve sık ağaçlık’ ormancık: goritsa ()

Page 326: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ormanın içinden: prez gora () orospu 1: bardak, bardeka (ç) (bardak) orospu 2: uraspu, urospiya, uruspiya (prostitutka, kurva) orta (şey): srèdan, sredna, srednu (sreden, sredna, sredno) orta 1: srèda (sreda) orta 2: urta (sreden, sreda, tsenter) orta ipi: srednono pisilo () “dokunan ip sırasının ortası” ortada, ortasında: nasredè (nasred) ortada 1: pusred, pusredè (posred) ortada 2: vsrede (v sredata) ortadaki 1: srèdan, sredna, srednu (sreden, sredna, sredno) ortadaki 2: sredni “srednite rodopi: orta rodoplar” ortadan kaldırmak: primàham, primahna (premahvam, premahna) ortak: ortak, urtak (sıdrujnik) ortalama olarak: srednu (sredno) ortalama: srèdan, sredna, srednu (sreden, sredna, sredno) ortalık: ortalık, urtalık (okolnost) ortanca: sredni () ortasında: pusred, pusredè (posred) ortaya çıkmak 1: niknam (nikna) ortaya çıkmak 2: ubàdem sa, ubàde sa (obajdam se, obadya se) ortaya dökmek: izyasnem, izyasna (obyasnyavam, razyasnyavam)

Page 327: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

oruç tutma: guvéne (govyane) oruç tutmak 1: guvèye (goveya) oruç tutmak 2: urùç guvéyem, guvéyem (goveya) oruç: uruç (post) Osman: (öa) Usman osmanlı: Usmanliye (e), Usmanliyka (d), Usmanlii (ç) Ostritsa’lılar: Ustriskine, Ustritskite osurmak: parde, poarde (pırdya, prıdnya) osuruk 1 “sessiz osuruk”: fuşnô / fuşnio (bezzvuçno prıdnya) osuruk 2: répanda / ryapanda (zvıçna prıdnya) ot 1: treva, (ç) trevi) (treva) ot 2: trèva, trevitsa (ç) (trevà) ot 3: sènu (seno) ot 4: otava () “ikinci kesim ot” (rusça: otava) ot 5: yot () ot bürümüş yer: kartıl (pasişte) ot demeti: kladne (kladnya, kopa syano) ot istifleme: kalvun (pridırpvane na seno) ot yığını: varzobal (svitık, vızrop, mreja) “bağlı ot yığını” ot yığmak: kupen storé () otlak 1: pasişte (pasişte) otlak 2: travnîno (pasişte) otlak 3: kartıl (pasişte) otlamak 1: pasè (pasà) otlamak 2: izpàsem (izpasvam, izpasa) otlanmak: trevèsam (trevyasvam, trevyasam) otların kaldırılması: praşa ()

Page 328: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

otlatmak 1: napasem, napàse (napasvam, napasà) otlatmak 2: upàsem (opasvam, opasam) otlu, ottan yapılmış, otlu halde: trevnu (treven, trevna, trevno) otluk: kartıl (pasişte) otobüs: utupis (avtobus) otomobil: tumufil (avtomobil) otsu bitki türü: koîlo () otsuz: netrevno (netrevno) otu bol: nay-trevno () oturanlar: sodnitsi (jiteli) oturma gecesi: sedènka (sedyanka) oturma: posedelka () oturmak 1, biraz oturmak: prisèdem, prisöanna (prisyadam, prisedna) oturmak 2: namestam sa, namesta sa (namestvam se, namestya se) oturmak 3: nasèdem (nasyadvam, nasyadam) “birlikte oturmak” oturmak 4: sèdem, sedna (syadam, sedna) oturmak 5: sedim, zdim (sedim) oturmak 6: sédom (bt) (sedya) oturmak 7: sidè (sedya) oturmak 8: slàgam sa, sloja sa (slagam se, sloja se) oturmak 9: vazsôdam, vazsôdna (vızsyadam) oturmuş: skupodèsal (sednal) oturuvermek: pokalçem sa () otuz: trideset (trideset) / kısa şekli: triyse (triyset)

Page 329: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

otuzuncu: trideseti (trideseti) / kısa: triyseti (triyseti ova 1: pòle (pole) ova 2: polyana (polyana) ova 3: ravnina (ravnina) “düzlük” ova 4: uvoa, yuvoa, uva, uvo, uvı, avà (pole) ova, düzlük: pòle (pole) ovalamak: pomoaçka () ovalı: polski () ovalılar: plévare (hora ot poleto) “ovada yaşayanlar” ovmak 1: toarkam (tırkam) ovmak 2: triye (triya) ovmak 3: tríyem (bt) (triya) ovulmak 1: toarkam sa (tırkam se) ovulmak 2: triye sa (triya se) ovuşturmak: toarkam sa (tırkam se) oy aman: olele, valele () oy!: oy! () oyalamak 1: pubàve (pobavyam, pobavya) oyalamak 2: maleşivi (bavi, izostava) oyma: galbéha, galbyaha () oymak: pridupçem, pridupça () oynak “hareketli”: igrif, igrîva, igrîvu (igriv, igriva, igrivo) oynamak 1: igràye (igraya) / ígrom (bt) oynamak 2 “biraz oynamak”: puigràyem, puigraye (poigravam, poigraya) oynamak 3: razigràyem sa, razigraye sa (razigravam, razigraya se) oynamak 4: lelçim sa ()

Page 330: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

oynatmak: razigràyem, razigraye (razigravam, razigraya) oyuk: koruba (hpalupa) oyulmak: pridupçem sa, pridupça sa () oyun 1: igra (igra) “détenu da e igraye: çocuk oynasın” oyun 2: îgrane, igránie (bt) (tants, igra) oyun 3: uyun, uin (trik, nomer) “oyun etmek” oyun etmek 1: pudigrayem, pudigraye (podigravam, podigraya) oyun etmek 2: obigrava, ubigrava () oyun etmek 3: podigravam (podigravam) “birine oyun etmek” oyuna dalmak: razigràyem sa, razigraye sa (razigravam, razigraya se) oyuncak 1: graçka (igraçka) oyuncak 2: dôkuni (igraçki) oyuncu: kaşmer (podigravka, gavra) “alaycı” Ö ödeme: zaplàta (zaplata) “bg. aylık maaş” ödemek 1: plàtem, plàte / pláştom (bt) (plaştam) ödemek 2: izplaştem, izplàte (izplaştam, izplatya) ödemek 3: razplatem, razplate (razplaştam, razplatya) ödemek 4: utplàştem sa, utplàte sa (otplaştam se, otplatya se) ödemek 5: zaplàtem, zaplàte (zaplaştam, zaplatya) ödenmek 2: izbizûmvam sa (izplaştam se) ödenmek 1: izplaştam sa (izplaştam se) ödeşme: razplàte (razplata) ödül: edûl (svatben oven) “düğün koçu”

Page 331: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ödünç: üdünç (zaem) öfke 1: gneaf (gnyav) öfke 2: gnevgu (gnev) öfke duymak: gnevóvom (bt) öfkelendirmek: gnevé (gneve) öfkelenmek 1: gnevé sa( gneve se) öfkelenmek 2: naostrem sa, naostre sa (naostryam se, naostrya se) öfkelenmek 3: pukvam sa, pukna sa (pukvam se, pukna se) “öfkeyle patlamak” öfkelenmek 4: rasoardem sa, rasoarse sa (razsırdvam se, razsırdya se) öfkelenmek 5: soarde sa, rasoarde sa (sırdya se) öfkelenmek 6: zayàdem sa (zakaçam se, nerviram nyakogo) “yad mi e: öfkeleniyorum” öfkeli 1: gnéfen, gnéfna, gnéfnu / gneafan, gneafna, gneafnu (gneven, gnevna, gnevno) öfkeli 2: sardit, sardita, sarditu (sardit, sardita, sardito) öfkeli 3: aksîye (e), aksiyka (d), aksii (ç) (nerven) öfkeli 4: kibritliye () “çabuk öfkelenen” öfkeli 5: truslô, druslô (obidliv çovek) öfkeli halde: sarditu (sırdito) öfkeyle: hırst (sıs zloba, s omraza) öğle vakti: duplannina, pladnina, pláden (obyad, dopladne) öğle yemeği yemek: pladnovam / plannuvam (obyadvam) öğle yemeği: duplannina, plannína, pladnina (obyad, dopladne, hrana na obyad)

Page 332: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

öğleden sonra 1: duplannina posled (sled obed) öğleden sonra 2: duplannina setne (sled obed) öğleden sonra 3: atpláden (sled obyad) öğlen namazı kılmak: klanem sa duplanninan namaz () öğlen namazı: duplanninan namaz () öğlen 1: duplannina (pladnina) öğlen 2: üglen, öylènen, üylénen (pladnina) öğrenmek 1: úçem, ùça (uça) öğrenmek 2: ùça sa (uça se) öğrenmek 3: naùçem, nauçe (nauçavam, nauça) “iyice öğrenmek” öğrenmek 4: naùçem sa, nauçe sa (nauçavam se, nauça se) öğretmek: priûçem, priûçe (priuçvam, priuça) öğretmen: daskal, dáskalie (uçitel) öğün: poat (pıt) öğütmek: strigosvam / strigosam (strugovam) öksürmek 1: kaşlem, kaşle (kaşlyam, kaşlya) öksürmek 2: ukaşlem sa (okaşlyam se) öksürmek 3: iskaşlem, iskaşle (izkaşlyam, izkaşlya) öksürmek 4: razkaşlem sa (razkaşlyam se) “şiddetle öksürmek” öksürmek 5: pukaşlem, pukaşle (pokaşlyam, pokaşlya) “biraz öksürmek” öksürük 1: kaşlitsa (kaşlitsa) öksürük 2: buhavitsa (kaşlitsa) öksürüklü: tarduh / tırduh () “hastalık nedeniyle çok öksüren kimse”

Page 333: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

öksüz: sirak (sirak) öksüzcük, küçük öksüz: siràçe (siraçe) öksüzün, öksüze ait, öksüz (şeyi): siraşki (siraşki) öküz 1: vol (vol) öküz 2: ukus (vol) öküzcük: ukusçek (volçek) ölçek : junka (lyuspa) ölçmek 1: mérem (bt), merè (merya) ölçmek 2: primervam (premervam) ölçü: mèra (myara) ölçülmek: kezém, kezyam (merya se) ölçülü: zapina (zapıva) “sınırlı, kısıtlı” öldürmek 1: ubîyem, ubiye (ubivam, ubiva, ubiya) öldürmek 2: trèpe, utrèpe (trepya) öldürmek 3: utrèpem, utrèpe (utrepvam, utrepya) öldürmek 4: iztrepam, istrepe (iztrepvam, iztrepya) öldürmek 5: utbàvem / otbavyam (ubivam) öldürmek 6: mrélem (bt) (ubivam) öldürülmüş: ubîtu (ubit, ubita, ubito) ölmek 1: umîram, umira, umrè (umiram) ölmek 2: umrè, umru (mra, umira) ölmek 3: mröm (bt) (umiram) ölmek 4: privalyam /privalem (provalyam) ölmek üzere: umiraçka () ölmüş: umreal, -a, -u (umryal, -a, -o) ölü 1: umrât (mırtıv, mırtvets) ölü 2: ölüye () ölü gömmek: zakupàvem, zakupàye (zakovam, zakopaya)

Page 334: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ölüm 1: ilüm, ülüm, ilûmçek (smırt) “Dano ta ilümçek izberi: ölüm toplasın” ölüm 2: mrénie (bt) (smırt) ölürken: umiraçka () ömür 1: ràve (jivot) ömür 2: ümür (jivot) ömür sürmek: ravem (jiveya) ön 1: predi (predi) ön 2: preden, predna, prednu (preden, predna, predno) ön 3: poarvi, poarva, poarvu (prıv, pırvi, pırva, pırvo) ön kısım: prednitsa, prednisa (prednitsa) ön ödeme: predplàta (predplata) ön: pred (pred) önce 1: avel, evél (predi, pırvo) önce 2: parvu, poarvu (pırvo) önce 3: predi (predi) önce, önceki: preşan, preşna, preşnu (prejen, prejna, prejno) önce, öncelikle: napreş, naprej (napred) önceden 1: utpoarvu (otpırvo) önceden 2: poran (po-rano, predi) önceki 1: avelsku, evelsku () önceki 2: napreşen, napreşna, napreşnu (predişen, predişna, predişno) önceki 3: poarvi, poarva, poarvu (prıv, pırvi, pırva, pırvo) önceki gün: zafçera (zavçera) önceki günkü: zafçéraşnik () önceki: 4 preşniçek ()

Page 335: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

önceki: poarven (pırven) öncelikle: parvu, poarvu (pırvo) öncülük: preşnino (predina) önde gitmek: nadnikyasvam se (nadprevarvam se) önden, önceden: utpreş (otpred) önden: nahprej, nutpreş (pred) önderlik: preşnino (predina) öne çıkmak: prévare (izprevarya, vzemam prednina) önemsiz: malinko, malitsinko (mıniçko) önlem almak: primervam (premervam) önlük 1: futa (futa) önlük 2: prépaska () önlük 3: prestilka (prestilka) önüne geçmek: prestiglem () önünü tıkamak: preça sa (preça se) öpme, öpüş: lûbvane, lûbene (lyubvane, tseluvka, tseluvane) öpmek 1: lûbe, lübe (lyubya) “bg. sevmek” öpmek 2: lûbem, lübem (tseluvam, obiçam) öpmek 3: kudvam, kude (kudya, tseluvam) öpmek 4: polübem, polyubevam/ polûbevam (tseluvam, tseluna) öpmüş: polyubeval / polûbéval () öpücük: lûbvane, lûbene / lûbenie (lyubvane, tseluvka, tseluvane) öpüvermek: oblyubam / oblûbem () ördek: yurdek, yurdeçka (d) (patitsa) örgü “saç örgüsü”: kosatnik (jenska plitka)

Page 336: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

örgü çit: plet (ograda) “bahçe çiti örgüsü” “şiş örgüsü” örgü çözmek: razplitam, razpleta (razplitam, razpleta) örgü şişi: gaçka (vıditsa) örgü: plitka (plitka) örgülü: pletenki (pletenki) örme: plètene (pletene) örmek 1: plète / plétom (bt) (pleta) örmek 2: naplètem, naplète (naplitam, napleta) “çok örmek” örmek 3: izplitam, izplète (izplitam, izpleta) örmek 4: puplitam, popleta (poplitam, popleta) “biraz örmek” örmek 5: uplitam, upleta (uplitam, upleta) örmeye başlamak: zaplètam, zaplèta (zaplitam, zapleta) örnek: ernék, yürnek (proba) örtbas etmek: prikrîyem, prikrîye (prikrivam, prikriya) örtmek 1: zakriyem, zakriye (zakrivam, zakriya) örtmek 2: pukrîyem, pukriye (pokrivam, pokriya) örtmek 3: prikrîyem, prikrîye (prikrivam, prikriya) örtmek 4: prihlupam, prihlupe (prihlupvam, prihlupya) örtmek 5: prestîlem, pristele (prestilam, prestelya) örtmek 6: zasuştvam (zakrivam) örtü 1: koarpa, korpa, karpa (kırpa) “başörtüsü” örtü 2: zabulka (zabradka) “gelin örtüsü” örtü 3: prekriva (bulo, vola, nevestinska kırpa) “gelin örtüsü” örtü 4: kundak (zabradka) örtü 5: çombra (şamiya) “başörtüsü, şal”

Page 337: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

örtü 6: testemel () örtücük: testemelçe “küçük örtü” örtülmek: zakriyem sa, zakriye sa (zakrivam se, zakriya se) örtülü 1: zakritu (zakrit, zakrita, zakrito) örtülü 2: zasuşten () örtülü 3: zatùlen (skrit, pokrit) örtülü halde: zakritu () örtünmek 1: kutlem (kutlyam) örtünmek 2: zakutlem (zakutlyam) örümcek: pàyak, páyek pajna (payak) öte taraftaki: utvàden, utvadna, utvatnu (otvıden, otvıdna, otvıdno) öte, öte taraf: utvàde (otvıde) öte, öte tarafta: uttàtak (ottatık) öte, ötede: zad (zad) öteberi: dreboşak (drebolii, sitnej) ötede: natàtık (natatık) öteden 1: udol, utdol (otdol) öteden 2: ududol (ot odol) öteden 3: utzad (otzad) öteye 1: natàm (natam) öteye 2: natàtık, natak (natatık) öteye 3: nahzad (nazad) öttürmek 1: isfira, svira (svirya) öttürmek 2: isfîram, isvîra (izsvirvam, izsvirya) öttürmek 3: svîrem, isfirna (svirvam, svirna) öttürmek 4: svirem (svirya)

Page 338: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

öttürmeye başlamak: zasvîrem, zasvîre (zasviram, zasvirya) ötüşmek: razpèyem sa, razpeyè sa (razpyavam se, razpeya se) övgü: fàle (hvala) övmek 1: fàlem (hvalya) övmek 2: pohvàlem, pohvàle (pohvalyavam, pohvalyam, pohvalya) övülmek: pohvàlem sa, pohvàle sa (pohvalyavam se, pohvalyam se, pohvalya se) övünen: hvaligôzo, fàligôz (samohvalko) “kendini öven” övünmek: fàle sa (hvalya se) öykü, hikaye, masal: naredka (prikazka) öyle 1: takà (taka) öyle 2: takvo (taka) öyle 3: eynıy, eyni, anıy (taka) öyle gelmek: pristora mi sa, pristori mi sa (pristorva mi se, pristori mi se) öyle mi ? 1: al, a li () öyle mi ? 2: dali (dali) öyle mi ? 3: ugo se (a taka) “gördünmü şimdi? baksen!” öyleyse: kumu, akomu () “eğer” öz 1: rodan, rodna, -nu (roden, rodna, -no) ”doğuştan, doğumdan gelen” öz 2: svoy, svoya, svoye (svoy, svoya, svoe) ”kendisinin, öz” öz 3: yoz ()

Page 339: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

özdeş: annakıf (e), anakvà (d), anakvu (n), anakvi (ç), (ednakvo) / anakoaf özellik: mahanat (osoben) “kişilik özelliği, karakter” özen göstermek: çuvay sa (pazi se)

P pabuç: paputse, paputsi (ç) (obuvki) paça çorbası: paçà, paçea, paçoa () paça: paçà (kraçol) paçavra bez: parsal, partal / parçal (bt) (partsal) paçavra halde: partsalno () paçavra: paçàvra, paçeavra (partsal) paçavradan yapılmış: parsàlen (partsalen, partsalna, partsalno) padişah: padişeah (padişah) padişahın askerleri: tsarsko seymençe () Padişahın karısı: sultanka () paha: paho, paha, pahoa (tsena, stoynost) “bedel, fiyat” pahalı 1: skoap, skoapa, skoapu / uskoap, uskoapa, uskoapu / pahalı: skópo (bt) (skıp, skıpa, skıpa) pahalı 2: pahaliye (skıp) pahalı 3: kazık (skıp) “mecazen çok pahalı” pahalı gelmek: skopo izleya () pahalı, pahalı şekilde: skoapu, uskoapu, uskàpu (skıp) pahalılaşmak: uskoapèyem sa, uskoape sa (oskıpyavam se, oskıpya se)

Page 340: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

pahalılaştırmak: uskoapèyem, uskoape (oskıpyavam, oskıpya) paket açmak: razvivam, razviye (razvivam, razviya) paket: pakèt, pakéta (paket) paklamak: naçistem / nasistem, naçiste (naçistvam, naçistya) “temizlemek” palamut: palamida () “meşe palamudu” palto: pàltu (palto) pamuk: pamuk (pamuk) pamuklu: pamuçna (pamuçna) panayır çiçeği: panagirski kitki (hartieni tsvetya) “yapay çiçek” panayır: panayir, panagir (panair) “rumca” pancar koçanı böreği: stargalnik (klin s koçan) panik yapmak: vşeturévam (panikôsvam) paniklemek, panik olmak: vşeturévam sa (panikôsvam se) paniklemiş 1: vşatòren () paniklemiş 2: vşeturil (uplaşil, obırkal) panikletmek: vçeplaşovam () panjur: pançuga (dıner) pantalon altındaki yarık: protsevka () pantolon: pantalòne, pantòle (ç) (pantalon) papara 1: pòpara (popara) “çorba” papara 2: parenitsa (popara) “çorba” papara 3: drob ()“çorba” papaz: pupaz, pupàzin (pop) para destesi: bandak (bala) para: pàri (pari)

Page 341: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

paralamak: razderem, razdere (razdiram, razdera) paramparça: paramparçoa, paràparçô (na parçeta) parasını vermek: nabròyem, nabròye (nabroyavam, nabroya) parasız: brizpari (bezpariçen) parça 1: drobençe, drobinçe (buçka, kısçe) parça 2: parçe, parço (parçe) parça parça etmek: razdrobem, razdrobe (razdrobyavam, razsdrobya) parçacık: parçinka (parçentse) parçalamak 1: derè (dera) “yırtmak” parçalamak 2: iskoasem (izkısvam, izkısam) parçalamak 3: nakoasam (nakısvam, nakısam) parçalamak 4: putròşem, putròşa (potroşavam, potroşa) parçalamak 5: razçokva, razçùpem (razçupvam) parçalamak 6: razjupvam (razçekvam) parçalamak 7: razkoasam (razkısvam, razkısam) parçalamak 8: ızdrobem / sdrobvam (sdrobvam) parçalamak 9: tsepam, sepam (tsepvam, tsepya) parçalamak 10: izdrobem (izdrobvam) parçalanmak 11: razderem sa, razderè sa (razdiram se, razdera se) parçalanmak 12: razdrobem sa, razdrobe sa (razdrobyavam se, razdrobya se) parçalamak 13: usturşàvam, usturşa (stroşavam, stroşa) parçalamak 14: lomene () “pide yada böreği bölmek” parlak 1: bléskav, -a, -u (blyaskav, -a, -o) parlak 2: léskati (lyaskati)

Page 342: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

parlak 3: lésak, léska, / lösak, löska / lôsak, lôska / löasak, löaska/ leasak, leaska (svetkavitsa) parlak ayakkabı: kundri leskati () parlak cilalı ayakkabı: lustro () “lostra kelimesinden” parlak ışık 1: leskavitsa (svetkavitsa) parlak ışık 2: lôsak (svetkavitsa) parlak renkli: kravéna () parlak şekilde: bléskavu (blyaskavo) parlak yıldız: svetna zvezda () parlama: leskavitsa (svetkavitsa) “ışık parlaması” parlamak 1: blésam, blèsna (blyasvam, blesna) parlamak 2: bléskam (blyaskam) parlamak 3: isvetè (svetya) parlamak 4: isvètem, isvetna (svetvam, svetna) parlamak 5: leska se, lôska sa (svyatka se) parmak 1: poars, poarst, poarstan / pörst (bt) (prıst) parmak 2: parmak (bt) (prıst) parmakçıklar: porskûve (tınki prısti, prıstçeta) parmaklar: porste (prısti) parmaklayıcı: pobàraç, pobarunişnik () parmaklık: parmatsi, parmaklotsi () pas: rajdá (rıjda) pasak: pâsak (pyasık) pasaklı: givindiye, -a (razvalena jena) pasaport: pasipórta (pasport) paslanmak: raşdèlem sa, raşdelna sa (rıjdyasvam se) paslı kılıç: kirli sabé (rıjdyasala sabya) paslı: raşdèl, -a, -u (rıjdyasal) “rıjdyasvam fiilinden”

Page 343: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

paspaslamak: brisam, brişa (bırşa) paspaslanmak: brişa sa (bırşa se) pastırma: pastarma, pastarmi (bekon) Paşmaklı: Paşmakli “Ahiçelebi, Paşmakli, Smolyan” pataklama: pataklamo (gûrultiya) pataklamak: patakladisvam () patates 1: patato, patatû, pateta, petato, patak, patek, patûk, patala (kartofi) patates 2: düvak (kumpir) patates 3: kumpir, kompir, kompar (kartof) patates 4: kratoh (kartof) patates 5: barboy (kartof) patates püresi: maçkano patato () patates sökümü : praşa () patatesli börek: kombarnik () patatesli pastırma yemeği: nadûpena patéra, nadûpeno patato () patatnik: patatnik, patetnik “patatesli yemek” patırtı: gûrûltiya (karanitsa) patika 1: padîna (padina) patika 2: puteka, pateka (pıteka) patikler: ştivale (obuvki, patıtsi) patiska: patiska (batista) patlak halde: uspukanu (spukano) patlak: uspùkanu (spukan, spukana, spukano) patlama: brunka (tekna, izblikna) patlamak 1: napùkam (napukvam, napukam) patlamak 2: pripukvam, pripukam (pripukvam, pripukam)

Page 344: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

patlamak 3: razpùkam sa, razpukna sa (razpukvam se, razpukam se, razpukna se) patlamak 4: razpùkam, razpukna (razpukvam, razpukam, razpukna) patlamış mısır: pukanitsi (pukanki) patlamış: izpatkal () patlatmak: uspukvam, uspukam (spukvam, spukam) patlayasıca: puknalév / puknaléf (proklet) patron: patron (e), patronka (d), patrone (ç) pay: dél (dyal) paylaştırmak: razturam, razture (razturvam, razturya) pazar 1: bazar (bazar) Pazar 2: nidèle, nedéle (bt) (nedelya) Pazar günü, Pazar gününe ait, Pazar günkü: nidèlen, nidèlna, nidèlnu (nedelen, nedelna, nedelno) pazara ait: pazarska () pazarın, pazara ait, pazar (şeyi): pazàran, pazarna, pazarnu (pazaren, pazarna, pazarno) pazarlık etmek 1: pazarè sa (pazarya se) pazarlık etmek 2: upazarèvam, upazareye (upazaryavam, upazareya) Pazartesi: punidelnik (ponedelnik) pazaryeri: pazàrişte (pazarişte) “büyük pazar” peçe: prekriva (bulo, vola, nevestinska kırpa) pehlivan: pehlivan (borets) pejmürde: partalivnik (partsalivko) “yırtık kıyafetli” peki: dà (da) / bg. “evet” pekmez: petméz (petmez)

Page 345: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

peksimet: peksemet () pelin şarabı: pelinoç (pelin /za vino) pembe: véteno (rozov) pencere 1: pencera, pencüra, pencürka, pencuri (ç) / péntzer (bt) (prozorets, pencuri) pencere 2: paratir (prozorets) pencerecik: pencürka () pençelemek: çarkam (drasvam) penis: kur, kurina (kur) perakende: kundo (drebno, kıso) perçem: çoçka (perçem) perde: perdé, perdi (ç) (stena) perdesiz: brizperde (bezsramen) periler: yudi (samodivi) “Yalnız devler efsanesine göre dağlarda gençleri kandırarak güzel kızlara dönüştürdüğü söylenir.” perişan halde: razturenu (raztureno) perişan: razturenu (razturen, razturena, raztureno) perşembe: çetvartak, çatvartak, çetvórtak, çatvoartak (çetvırtık) peşin ödeme: predplàta (predplata) peşin: pişim (nay-napred, pırvo) peşkir 1: peşkîre, pişkir (havliya, kırpa) “havlu” peşkir 2: agloak () peşkir 3: brisaçka (kırpa za bırsane) “traş havlusu” peşkircik: yaglıçek () peşleme: pişleme (hlape, malko momçe) “küçük çocuk”

Page 346: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

peştamal: peştemal, piştimal, piştûmal, peşçemal (prestilka) peynir süzgeç bezi: tulup () peynir: sîrene (sirene) peynirli poğaça: milinki sas sirene () pınar: bunar (izvor) pıpır motorlu araç: pırpıretka () pırasa: prasa (praz luk) piç: şumek, şumnik (kopele) pide 1: pîta (pita) pide 2: kolak (testena pitka) pide 3: kolatsa, kolatsi (ç) (palaçinki) pide 4: langida, lingidka (malka pırjena pitka) pidecik: piturka () pijama: pijame, bicàme (pijama) pilav: pilaf (oriz) pilicin, piliçe ait, piliç (şeyi): pîleşku (pileşk, pileşka, pileşko) pinti 1: pintîye (pintiya, stisnat) pinti 2: stisnatu (stegnato) pire 1: bolha, boalha (bılha) pire 2: pirà, piroa (bılha) pirinç: pirinç (oriz) pis 1: baràçu (mrısen) pis 2: baltamiş (mrısen) pis 3: mustav (mrısen) pis 4: skrabav (mrısen) pislenmiş: ubaraçanu ()

Page 347: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

pislik 1: giras (bokluk, mrısen, neopryaten çovek) “yaramaz adam” pislik 2: melemio, melemô (smotanyak) pislik 3: opanò (smotanyak) pislik 4: skrana (mrısotiya) pislik 5: baràçi () pislik yapmış, korkutmuş: nasuştil (napravil bokluk, hvanalo go strah) pistol: pistòle (pistolet) “tabanca” pişi: teynurka (pırjena pitka) pişirici: pekar (pekar) pişirmek 1: pekà (pek, izpiçam) pişirmek 2: izpeka (izpiçam, izpeka) pişirmek 3: upèkam, upèka (opiçam, opeka) pişirmek 4: zapeka (zapiçam, zapeka) pişirmek 5: svarem () pişirmek 6: nasvàrem, nasvàre () pişkin 1: ispeçènu (izpeçen, izpeçena, izpeçeno) pişkin 2: pişkin, pişkînin (lovık, opraven) pişman olmak 1: pişman da stanem (razkayvaşt se) pişman olmak 2: pişmanè sa (pişmanya se) pişman olmak 3: pişmanvam “pişmanım: pişman sam” pişman olmak 4: stàvam pişman (razkolebavam se) pişman: pişman (pişman) pişmanlık: pişmanlık, pişmanlok, pişmanloak (razkayanie) pişmek 1: nasvàrem sa, nasvàre sa () pişmek 2: peka sa (peka se) pişmek 3: piştisvam se ()

Page 348: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

pişmemiş 1: nivarenu (nevaren) “çiğ halde” pişmemiş 2: surav, surava, suravu (surav, surava, suravo) pişmemiş 3: surovu (surov, surova, suravo) pişmeye başlamak: zabela, zabele (maznina, zaprıjka) pişmeye başlamış: zabélen (zabyalen) pişmiş 1: nasvarèn, -a, -u () pişmiş 2: peçènu (peçeno) pişmiş 3: sparujeno (zaparvane) pişmiş 4: ispékanu (izpekano) piştov: piştov, piştovi (ç) plaka: paníça (ploça) platform: paláta (platforma) plesenta: posledak (platsentata, posledık) “doğum sonu” podkova: nal () polatka: pulatka “henüz yumurtlamamış tavuk” politik: pulitik (politik) politika: pulitika (politika) pomak baklavası: pomatski baklavo, pumaski baklavo () pomak kızı, pomak kadını: pomakinka, pumakinka, pumakine, pomakinya (pomakinya) pomak: pomak, pumak / pomatsi, pumàsi (ç) (pomak) pomakın, pomaka ait, pomak (şeyi): pumaska, pumasku, pumaski / pomaski, pomaşki, -a, -u (pomaşki) porsuk: borsuk (yazovets) portakal: portokal, portukal, purtukal, partikal, partakál (bt) portokale (ç) (portokal) post 1: kòja (kodja) post 2: post ()

Page 349: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

postal: pustal, postal, postali (ç) potin: patık, patıtsi (ç) “kısa konçlu çizme” potur: pature, potur (potur) “aba pantolon, şayak” poyraz: poréz / poryaz () prikluvilu: filizlenmiş () problem: problem, prublem (problem) prova: prova (proba, repetitsiya) pul: pul (pul) pulluk: uralu, arálo (ralo, plug) punta hastalığı: deliponta () pusu: enezô (pusiya) pusula: pusulka (belejçitsa) pürüzsüz: metlitsa () püskül 1: piskül (piskûl) püskül 2: kiçilka, kiçilki (piskyul) püskülcük: piskûlçe (piskûlçe) püsküllenmiş: izpazdil (iztufenyal) püskürme: pliçka (prıska) püskürteç: pufkalo () “arı kovanına duman püskürtme cihazı” püskürtmek: opliçkvam, upliçkvam (opliskvam, izpliskvam)

R radyo: radyo, radyu, radivo (radyo) “donesi mi radyutu: bana radyoyu getir”

Page 350: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

raf 1: raf (raft) raf 2: kuyacek (kuyecek, çaşka, pribori) rağmen: napuk (napuk) rahat: rahat (rahat) rahatlamak: rahatésam sa (rahatyasvam) rahatsız edici: zatrala (dosadnik) rahatsız etmek 1: hàlam, hàla (zakaçam, bezpokoya) “nimoy gu halay: onu rahatsız etme” rahatsız etmek 2: zatràlem (zatralyam, dosajdam) rahatsızlık verme: puknitsa (tormoz, pritesnenie) rahle: rahlöa () rahmetli: ràmetliye, rahmetliye () Rahmie: (öa) Rame, Rameyka Raif: (öa) Raif, Raifa, Raifu rakı: rakiye (rakiya) ramazan ayı: ramazan mésets, ramadan mésets(ramazan) Ramazan bayramı: golem bayrem, gulem bayrem / “büyük bayram” Ramazan: Ramadan, Ramço / Ramçu / hitap şekli: Ramço, Dàno! Ramize: (öa) Ramzina / hitap şekli: Remzino! rastlamak: sroaştam, sroaştna (sreştam, sreştna) rastlantı: sroaşta (sreşta) Raşit: (öa) Raşit, Raşite razı etmek: preduşvam (preduşvam) razı: razı (dovolen, sıglasen) / “razıyım: razı sam” “ràzi som (bt)” razılık, razı oluş: rızalok ()

Page 351: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Recep: (öa) Rajep, Rajepa, Reco, Réjo, Cépe, Cepo reçine akıntısı: galça (sılza ot smola) reçine: pisa (smola) reçinelenmek: opisivil (iztsapal sas smola) Remziye: (öa) Remzina / hitap şekli: Remzino! rençber: reşbér, reşbèrin (zemedelets,fermer) rendelemek 1: rendosvam (rendosvam) rendelemek 2: nastorgam (nastırgam) rendelemek 3: strigosvam, strigosam (rendosvane) rendelenmiş: nastorgan (nastırgan) rengarenk olmak: şàreneyè sa (şareneya se) rengarenk: şàren, -a, -u, ç: şàreni (şaren, -a, -o) rengi bozulmak: iztumnyava, iztumnéva / iztöavneye, iztöavne (izfiryava, razvalya se) “rengi kararmak” renk: renk (bt) renklendirmek 1: şare, şarya (şarya) renklendirmek 2: vapsvam / vaptsvam (boyadisvam, otsvetyavam) renkli 1: şéran, şerana, şeranu, şérani (şaryan) renkli 2: postar (şaren) renkli dokumak yada örmek: şare, şarya (şarya) renkli halde: şeranu (şaryano) resim: resîm (snimka) revolver: livor (revolver) “tabanca” rezil etmek: zaplüyem, zaplüye (zaplyuvam, zaplyuya) “yüzüne tükürmek” rezillik: rezillik (posramyavane) rızalık: rızalok ()

Page 352: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

rica etmek 1: mòlem sa (molya se) / rica ederim: mólem se (molya) rica etmek 2: pumòlem sa, pumòle sa (pomolvam se, pomolya se) rica etmek 3: pumòlem, pumòle (pomolvam, pomolya) rica etmek 4: mòlem, mole (molya) Rodop dağları: Rodopa Planina, Rodopska planina () rodop pizzası: rodopska pitsa. “Kaçamak üzerine piza malzemesi konur” rodop: rodop, rodopa, rodopi (ç) (rodopa) rodoplu: rodopçan, rodopçanin, -a, -u, rodopçani (ç) (rodopçan, -a, -o) ruba nosem: elbise giymek () ruh: dùşa (duşa) rulo yapılmış: mamulke (mamulkya, neşto uvito) rulo: tarkalka / tırkalka (pretırkalya, preobrışta) “dürülmüş şey” rum kadın: urumka (grıtska) rum kafirleri: urumski kâfire, yarumski kyafire () Rumeli Pomakları: Urumeliyski Pomatsi () rumelili kadın: urumeliyka () Rumelili: Urumeliyski, -a, -u () Rumelinin: Urumeliyski () rup: rup “terzi ölçü birimi, 1 rup= 8 cm” rutubetli yer: kuz (usoyno myasto) rutubetsiz: obsuşna (suho bez vlaga) rüya görmek 1: soanvam (sınuvam) rüya görmek 2: sonyam, soném (sınuvam)

Page 353: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

rüya görmek 3: soan vîde (sınuvam) rüya: son, soan, söan, sone (sın) rüyada görmek: faf soan vide () rüyada: nasôn, nasône / nasoane, nasoan (nasıne, nasın) rüyasında görmek: prisoanem sa, prisoane sa (prisınvam se, prisınya se) rüzgar 1: véter (vyatır) rüzgar 2: duyne () “esinti” rüzgar esmek 1: duye () rüzgar esmek 2: naveyè (navyavam, naveya) rüzgar hafifçe esmek 3: lohvam, lôhna, loahna (lıhvam, lıhna)

S saat 1: sahat, sahate (ç) (ças, çasovnik) saat 2: trahalnik (çasovnik) saatçı: sahatçîye (çasovnikar) sabah 1: sabah (sutrin) sabah 2: utrino (sutrin) sabah 3: vuternu () sabah 4: zaran () sabah çok erkenden: çin sabah (mnogo rano sutrin) sabah erken 1: vuternu ranu () sabah erken 2: zaran rano () sabah namaz: sabahna namaz sabah namazı kılmak: klànem sa sabàhan namaz

Page 354: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sabah olmak 1: soamvam sa, soamva sa, soamna sa (sımvam se, sımva se, sımna se) sabah olmak 2: soavne () sabah vakti: sabàhan () sabah yıldızı: sabahna zvezda () sabahın, sabaha ait, sabah (şeyi) : utren, -a, -u (utren, -a, -o) sabahki: utreşnu, utreşni (utreşen, utreşna, -o) sabahleyin 1: utirno, utirnona (sutrin, sutrinta) sabahleyin 2: sabàhan, sabahlen, sabàlem, usutra (sutrin, sutrinta) sabahleyin 3: vuterna (sutrin) sabahleyin 4: vutrin saban demiri 1: ràlisa (ralitsa) saban demiri 2: paleşnik () saban: ràlu, uralu (ralo) “toprak sürme aleti” sabır: sabır, sabur (tırpenie) sabırlı: sabırliye (tırpeliv) sabırsız: sabırsızin (netırpeliv) sabretmek: utrayem, utraye (utrayvam, utraya) Sabriye: (öa) Sabrina, Sibirina, Birina / hitap şekli: Sibirino! sabun: sapùn (sapun) sabuncu: sapunciye (sapundjiya) sabundan, sabuna ait, sabun (şeyi): sapùnan (sapunen) sabunlamak: sapunisam (sapunisvam, sapunisam) sac: saç () “pişirme sacı” sacayak 1: kotera (pirostiya)

Page 355: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sacayak 2: sajeyak (pirostiya) saç kesmek: ustrija (ostrigvam, ostrija) saç örgüsü 1: kosatnik (jenska plitka) saç örgüsü 2: plitka (plitka) saç taramak: priçèsam, priçèşa (priçesvam, priçeşa) saç: kòsa, kasa (bt) (kosa) saçak 1: saçak, saçeak (naves, podslon) saçak 2: kapka (kapka, streha) saçak 3: sıçak () “odun kulübesi” saçak altı: kutlumoz (krayat na izda) saçılmış: pasporsnat (razprısnat) saçma: brabonka (saçma) saçmak 1: pasporsvam (razprısvam) saçmak 2: sèye (seya) “tohum saçmak” saçmalamak: cebré se, cebrya se (ligavya se) saçmalar. sarçumi (sıçmi) “fişek saçmaları” Sadık: (öa) sadık / sadıkvu: sadıklar sadık: sadık () Sadife: (öa) Sadifina / hitap şekli: Sadifino! Sadifecik: Sadifinka sadrazam: sadrazàm () saf 1: glupavu (glupav) “aptal” saf 2: red, redîsa (reditsa) “sıra” saf 3: saf () “cemaat safı” saf 4: saf, çist, sistu (çist) “temiz” Safiye: (öa) Safie, Safina, Safe / hitap şekli: Safino! sağ 1: desan, desna, -u (desen, desna, -o) “sağ taraf” sağ 2: jif, jiva, jivu (jiv, -a, -o) “canlı, diri, hayatta”

Page 356: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sağ el: desna raka (desna rıka) sağa, sağ tarafa: nadèsnu (nadyasno) sağdan: utdésnu, utdeasnu (otdyasno) sağdıç: sadıç () “ı harfi vurgulu” sağır olmuş, sağırlaşmış: ugluhnal (ogluşal) sağır: gluh, glùha, glùhu, gluhi (ç) (gluh, gluha, gluho) sağlam 1: krepen (zapazen, zdrav) “sağlıklı” sağlam 2: salàm, ızdravu (zdrav, yak) “dayanıklı, güçlü, kuvvetli” sağlam 3: yek, yak (zdrav, silen) sağlam 4: zdrav, zdrava, zdravu / ızdràvu (zdrav, zdrava, zdravo) “sağlıklı” sağlıcakla: sazdràve (sıs zdrave) / sağlıcakla kalınız: “Istanisi sızdrave” “ıstanvey sızdrave” sağlığa içmek: jôkat (piyat zdravo) sağlığa: nazdràve (nazdrave) sağlığına kavuşmak: uzdravèyem, uzdravèye (ozdravyavam, ozdraveya) sağlığında: prijive (prijive) sağlık: zdrave, ızdrave, zdrávie (zdrave) sağlıklı 1: krepen (zapazen, zdrav) sağlıklı 2: yak, yek (yak, zdrav, silen) sağlıklı 3: zdrav, zdrava, zdravu / ızdràvu (zdrav, zdrava, zdravo) sağlıklı yer: kismô/ kismio (zdrava zemya) sağlıksız 1: nezdravo / nizdrav, nizdrava, nizdravu (nezdrav, nezdrava, nezdravo) sağlıksız 2: çarkinev (nezdrav)

Page 357: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sağmak: nadùyem, nadùye (nadoyvam, nadoya) sağmal 1: duyna (doen, doyna, doyno) “süt sağılan hayvan” sağmal 2: segmal () “sağmal hayvan” sahan: sahàn, sahoan, saan (sahan) sahip olmak: imam, yimam (imam) sahip olmamak: nèmam (nyamam) sahip: sahîp, saybiya, saybiye (stopanin, gospodar) sahur: süfür () Saide: (öa) Sayde, Sayidöa / hitap şekli: Sayduno! Sait: (öa) Sayit / hitap şekli: Saitko ! sakal: bràda (bradà) sakalsız: brizbrad (bezbrad) sakat 1: gitirûm (osakaten) sakat 2: kulav (sakat) sakatat: drebnu, drebno (şkembe, drob) sakatlanmak: vsakàtam (vsakatam) sakatlık: sakatlok (telesna povreda, nepriyatnost) sakın “öyle mi”: takit, tekit, tikit (dali, nedey) sakın, sakın yapma: nemoy, nimoy (nedey)/ Sakın yazma: nemoy pisvay, nimoy pişi sakıncalı: napanagôm (bt) (na krivo, neudobno) sakınmak: sakandisvam (stıpisvam) sakız 1: dıfka, doafka (dıvka) sakız 2: cvaçka (dıvka) sakız ağacı: majdrevka () sakin 1: kràtak, kratka, kratku (kratık, kratka, kratko) sakin 2: krotak, krotka, krotku (krotık, krotka, krotko)

Page 358: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sakin durmamak: poganyasvam /poganésvam (ne miruvam, buystvam) sakin durmayan: pogan, poganya/pogané, poganço (nemirnik) sakince, sakin şekilde 1: krotku (krotko) sakince, sakin şekilde 2: mirniçko () sakinleştirmek 1: patahsam, patahsa (umirya se, utihsa) sakinleştirmek 2: pritonévam / pritonyavam (pritihvam) saklamak 1: krîye (kriya) saklamak 2: iskrîvam, iskriye (skrivam, skriya) saklamak 3: prikrîyem, prikrîye (prikrivam, prikriya) saklamak 4: zakriyem, zakriye (zakrivam, zakriya) saklamak 5: taya (taya) saklamak 6: kolandisvam (sıhranyavam, pazya, zapazvam) saklanmak 1: kriye sa (kriya se) saklanmak 2: iskrivam sa, iskriye sa (skrivam se, skriya se) saklanmak 3: zakriyem sa, zakriye sa (zkrivam se, zakriya se) saklanmış: uvedot (premahnat, skriyat, otdelyat) saklı şekilde: zakritu (zakrito) saklı: zakritu (zakrit, zakrita, zakrito) saksağan 1: darogazitsa, darógaziça (svraka) saksağan 2: navırvitsa, navırviçka (bırborko) saksağan 3: vranya (svraka) saksı 1: strakina () saksı 2: saksiye (saksiya) salamura: salamuren, -a, -u, -i () salata: sàla, salo (salata)

Page 359: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

salatalık 1: krastavitsa (krastavitsa) salatalık 2: krastafulka (krastavitsa) salça: sàlça, sala (saltsa) saldırmak: nagarvanisvam (napadam) salgın: karan (mor, çuma) salhane: salanoa (salhana, kasapnitsa) Salı: ftornik, faftornik, tornik (vtornik) salıncak: lülke, lûlka (lyulka salınma: salmalok, salmalotsi (ç), salminka, salmiçka () salınmak: uspuskam sa, uspusna sa (spuskam se, spuştam se, spusna se) salıvermek 1: puskam, puska, pusna (puskam, puştam, pusna) salıvermek 2: izpuskam, ispusna (izpuskam, izpusna) salıvermek 3: razpuskam, razpusna (razpuskam, razpuştam, raspusna) salıvermek 4: ustàvem, ustave (ostavyam, ostavya) Salih: (öa) Salih, Sali salkım: salkoam (salkım) “bg. akasya” sallamak 1: lûleye, lülèye (lyuleya) sallamak 2: màham (maham) sallamak 3: mahva, mahna (mahva, mahna) sallamak 4: mandahertsa, mındahertsa (mırda, klati, lyulee) sallamak 5: tırganigam (drusam, poklaştam) sallamak 6: zamahna (zamahna) sallamış: polyuleval / polûleval (polyuleval) sallana sallana taşımak: tatruzi ()

Page 360: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sallanan köprü: pringa (nestabilen most) sallanmak: trese sa (tresa se) salmak 1: puskam, puska, pusna (puskam, puştam, pusna) salmak 2: razpuskam, razpusna (razpuskam, razpuştam, raspusna) salmak 3: uspuskam, uspusna (spuskam, spuştam, spusna) salon: salòn (salon) salona ait, salonun, salon (şeyi): salònan (salònen) salta: saltamarka, salta (saltamarka) “içi kürklü kısa ceket” saltanat: saltanàt (saltanat) salyangoz 1: salmen / sılmen, solmen, solmin (ohlyuv) salyangoz 2: palcak (ohlyov) salyası akmak: levuzya se (ligavya se) saman balyası: bandak (bala) saman damı: plevne (plevnya) saman yığını: kupén (kopa) saman: slàma (slama) samanlıkta ot alınan yer: prorev /proryaf (dumka v plevnyata) samimi: tòpal, tòpla, tòplu (topıl, topla, toplo) Samiye: (öa) Sàmina / hitap şekli: Samino! sana 1: teb, tebe (teb, tebe) sana 2: za tèbe sana 3: ti (ti) “kısa şekli” sana benzemiş: odral ti e kojata (priliça na teb) “deyim”

Page 361: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sana göre değil: jénuman () sana: tebe ti () “tebe ti vikam: sana sesleniyorum” sanat: mastarlîk (maistorstvo) sancak: sanjak, sanceak () sancı: goarçu, goarçene (gırçene) sancılanmak: gorçé sa () sandalye: stol (stol) sandık: sandık, sandoak, sanduk, sandusi (ç) (sandık) sandıkçık, küçük sandık: sanduçe, sandıçe () Saniye: (öa) Sanina / hitap şekli: Sanino! sanki: sankim (kato çe li) sanmak 1: pristora mi sa, pristori mi sa (pristorva mi se, pristori mi se) sanmak 2: sandisvam (dotyaga mi) sansar 1: belko (byalka) sansar 2: bélçeta, byalçeta (byalka) sansar 3: divo kote (por) santim: santim (santim) sap, bıçak sapı: çurén, çirén (drıjka) sap: sap (drıjka, stılba) sapan: çatkalò (praşka)/ “çatkılı” kelimesinden sapık: sapuk (izvraten) saplamak: prumùşam, prumùşa (promuşvam, promuşa) sapmak 1: isvîvam, isvîye (svivam, sviya) sapmak 2: svraştam, savoarna (svrıştam, svırna) saraç: saràç, saràçe (ç) (saraç) sararmak 1: jolteyè (jolteya)

Page 362: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sararmak 2: uvéhvam, uvehna (uvyahvam, uvehna) “solmak” saray: saray (saray, dvorets, palat) sardunya: miştriko (indrişe) sarhoş 1: pîyen, pîyena, pîyenu (piyan, piyana, piyano) sarhoş 2: nafirkan (piyan, silno poçerpen) “çok içmiş” sarhoş 3: katil (piyanitsa, şegaciya) sarhoş 4: namàhan (piyan) sarhoş 5: sonnal, tsonnal (izpil, piynal) / “zil zurna olmuş” sarhoş 6: sarhoş, sarahoş, serhoş, serhoşin (piyan) sarhoş 7: vkaçil (piynal, piyan) sarı ekin: joltana jotva () sarı kız: rùsa devoyka () sarı: joalt, -a, -u / jólto, joltu, joaltu (jılt, -a, -o) sarık: sarık, sarıtsi (ç) (sarık) sarılı şey: mamulke (mamulkya, neşto uvito) sarılı şeyi açmak: razvivam, razviye (razvivam, razviya) sarılık hastalığı: saralok (lıjtenitsa) sarılmak 1: isvîvam sa, isvîye sa (svivam se, sviya se) sarılmak 2: navîvam sa, navîye sa (navivam se, naviya se) sarılmak 3: pokırşvam, pokırşem “beline sarılmak” sarılmak 4: priginam () sarılmak 5: uvîyem sa, uviye sa (uvivam se, uviya se) sarılmış 1: ubikòlenu (obikolen, obikolena, obikoleno) sarılmış 2: korşena () sarışın: rus, rusa, rusi (ç) / sur, sura (rus, rusa, ruso) sarkıt: kalakoncur () sarkıtmak 1: ubèsam, ubèsa (obesvam, obesya)

Page 363: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sarkıtmak 2: ukàçem, ukàçe (okaçvam, okaça) sarkmak 1: klèpam, klepna (klepvam, klepna) sarkmak 2: uspuskam sa, uspusna sa (spuskam se, spuştam se, spusna se) sarkmak 3: utrézam, udréje (otryazvam) sarkmak 4: uvîsam, uvîsna (uvisvam, uvisna) sarma 1: aprak, apratsi (ç) “yaprak sarma yemeği” sarma 2: sarmoa, sarmi (ç) (sarma) sarma terlik: sarma terlitse “gümüş işlemeli terlik” sarmak 1: svîvam, svîye (svivam, sviya) sarmak 2: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya sarmak 3: pripàsem, pripàşa (prepasvam, prepaşa) sarmak 4: privoarzam, privoarza (prevırzvam, prevırja) sarmak 5: pukrîyem, pukriye (pokrivam, pokriya) sarmak 6: usukvam, usuça (usukvam, usuça) sarmak 7: uvîyem, uvîye (uvivam, uviya) sarmak 8: zaviyem, zaviye (zavivam) sarmak 9: uvivam (uvivam) sarmısak: bel luk (çesın) sarp: pizûl () sarraf: saràf, saràfin (saraf, sarafin) sarsıcı: putrèsen (potresen, putresna, putresno) sarsılmak 1: putrèsam sa, putrèsa sa (potresvam se, potresa se) sarsılmak 2: upina sa (opına se) sarsılmak 3: vaztresam (tresa) sarsmak 1: putrèsam, putrèsa (potresvam, potresa) sarsmak 2: trasem, trasna (trısvam, trısna)

Page 364: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sarsmak 3: trasem, trosya (tırsya) sarsmak 4: traskam (trıskam) satılmak: prudàvam sa, pròdam sa (prodavam se, prodam se) satın almak 1: kùpem, kùpe / kupóvam (bt) (kupuvam, kupya) satın almak 2: prikùpem (prekupuvam, prekupvam) satın almak 3: razkùpe (razkupya) “hepsini almak” satın almak 4: nakùpem, nakùpe (nakupvam, nakupya) “çok satın almak” satır: satır, satırin, satoar () satmak 1: prudàvam, pròdam (prodavam, prodam) satmak 2: prudam, prudavam, pruda (prodavam) savmak: odmahnam, odmahna / udmahnam, udmahna (otmahvam) savrulmak: razvoartam sa, razvoarté sa (razvırtyavam se, razvırtam se, razvırtya se) savurgan: prudotin (razsipnik) savurmak 1: razvoartam, razvoarté (razvırtyavam, razvırtam, razvırtya) savurmak 2: utvèyem, utvèye (otvyavam, otveya) savuşmak: mahvam sa, mahna sa (mahvam se, mahna se) savuşturmak: utmaham, utmahna (otmaham, otmahna) saya: saya, sayoa (saya) “hayvan ağılı” sayfa: liské (liskya, listo) saygı göstermek: poslagvam (poslıgvam) saygı: ihtibar, itibar (poçit, uvajenie) saygınlık: potrısa, potrésa (respekt, ime)

Page 365: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sayı saydırma oyunu: çètene () sayı: broy (broy) sayılı, sayılmış: broyan, broyna, -u (broen, broyna, -o) sayın: draga (dragi) sayısız: nebroen (nebroen) saymak: broyem, broye (broya) saz: saz (saz, trıstika) sebebiyle: zaradî (zaradi) sebep olmak 1: istòrem, istòre (storvam, storya) sebep olmak 2: ràdam sa, rudiye sa (rajdam se, rodya se) sebep olmak 3: ràdam, rudiye (rajdam, rodya) sebep olmak 4: ustàvem, ustave (ostavyam, ostavya) sebze: zerzevat (zelençutsi) seçilmiş: otbor () seçkin: otbor () seçmek 1: izbîram (izbiram, izbera) seçmek 2: pudbîram, pudbîra / patpírom (bt) (podbiram, podbera) seçmek 3: pribîram, pribîra (pribiram, pribera) sedefli tüfek: puşka sedeflu () sedefli: sedeflu sefa: sefoa (ştastie) sefahet : ruspajilok (razvrat) sefer: sefér, sefier, safier (pıt) sefil: kléçe (bedniyat, kletiyat, siromaha) sekiz 1: òsem (osem) sekiz 2: sekís (osem) sekizde bir: usmina (osmina)

Page 366: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sekizlik: usmîtsa (osmitsa) sekizyüz: osemstotin (osemstotin) seksen: òsemdeset (òsemdeset) sekseninci: osemdeseti (osemdeseti) seksenyıllık: osemdesetgudişan (osemdesetgodişen) sela vermek: salea rukam () selam: selém, seleam, selâm () selamet: selemét, selemiet (spasenie) Selanik: Selenik (Solun) Selim: (öa) Selimçu /hitap: Selimço! Selim’in karısı: Selimitsa Selime: (öa) Selminka / hitap şekli: Selminko! Selimiye kasabası: Slimiya kasaboa “Sliven” Selma: (öa) Selmina, Sele/ hitap: Selmino! semender: gunyak (dıjdovnik) “bir kertenkele türü” semendirek: semendrek “mısır vs. kurutma kulübesi” semer 1: samar (samar, sedlo) semer 2: kapula, kıpula (zadnitsa) semer koymak: turem samar () semerci: samarciye (samarciya) semercinin, semerciye ait, semerci (şeyi): samarciyski (samarciyski) sen: ti (ti) senden: ot tebe, uttep (ot tebe) sene: gudina, gudini (ç) (godina) senet: senét () seni: te, ta (te) senin için: za tèbe (za tebe)

Page 367: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

senin yanına: pri tebe, pri tebeka () senin, senin ki 1: tvoy (e), tvoya (d), tvoye (n), tvoyi (ç) (tvoy, tvoya, tvoe, tvoi) senin, senin ki 2: tvoyne, tvoyte () senin: ti (ti) seninle: sas teb (s teb) sepet 1: koşnitsa, koşnisa (koş) sepet 2: kufína (koşnitsa) sepetçik: koşçe (koşçe) serbest: serbest, serbes (svoboden) serçe: tsirigenin, çirigenin (vrabçe, ptiçka) serdar: serdar () Serdaroğlu’nun konağı: serdarovskoto konaçe sergi: sergiye (sergiya) serin: lahni (lohni) sermaye: sermiye, sermiya (kapital) sermek 1: pustélem (postelyam) sermek 2: prustîram, prustra (prostiram, prostra) sermek 3: naprustîram, naprustîra (naprostiram, naprostira) sermek 4: razturam, razture (razturvam, razturya) serpiştirilmiş: pasporsnat (razprısnat) serpiştirmek: rusè (rosya) serpme “balık ağı”: serkme (mreja) serpmeci: sakajie (ribar) “serpme ile balık avlayan balıkçı” serpmek: pasporsvam (razprısvam) sersem: sersem (prostak) sersemlemek: kandilkam sa (klatya se, zalitam)

Page 368: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

serseri 1: kakavànin (nehranimayko) serseri 2: kirpijiya (tsiganin) serseri 3: kopartma/ kupartmoa (bezdelnik) serseri 4: kupuk (goltak, nehranimayko) serseri 5: langur, longur, langurin, langurka (bezdelnik) serseri 6: turanik, turenik () serseri 7: uliçar, uliçare (ç) (skitnitsi, bezdelnitsi) serseri kılıklı: dripal (partsalivnik, skitnik) serserileşmiş: izkupûçil (izhaytil) “kopuklaşmış” serserilik etmek 1: langazovam (skitosvam) serserilik etmek 2: langurosvam / longurosvam, langurovam (skitosvam) sert 1: kuraf, kurava, kuravu / koráf (kurav, korava, koravo) sert 2: surovu (surov, surova, suravo) sert 3: vırla () sert mizaçlı: zauràt (zapınat, truden) sert şekilde: surovu (surovu) sert vuruş: hlatskane () sertçe kavramış, tutmuş: syehala (shvanala) sertçe vurmak: hlatsam (tryaskam) sertleşmek: zakuraveyè (zakoraveya) sertleşmiş 1: vdabanozil (vtvardil) sertleşmiş 2: zakuravyeal (zakoravyal, zakoravyala, zakoravyalo) sertleştirilmiş: vdabanozen (vtvardil) sertleştirmek 1: steagam, stègna (styagam, stegna) sertleştirmek 2: vdabanozam (vtvırdyavam)

Page 369: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

servet: imene, iménka (bogatstvo) servi: selvíye (kiparis) ses: glas (glas) sesi kesilmek: poştà sa, puştà sa () sesi kısılmak 1: prigràkam, prigrakna (pregarkvam, pregrakna) sesi kısılmış 2: prigraknalu (pregraknal, pregraknala, pregraknalo) sesini kesmek: poştàmem sa / poştamyam sa (spotayvam se) seslenmek 1: izrukam, izruka (izvika) seslenmek 2: porukvam, purukam (povikvam) seslenmek 3: prirûkam, prirukna () seslenmek 4: puvikam (povikvam, povikam) seslenmek 5: ubàdem sa, ubàde sa (obajdam se, obadya se) seslenmek 6: vikam (vikam) seslenmek 7: zarukam () seslenmiş: prirukal (izvikal) sessiz 1: kràtak, kratka, kratku (kratık, kratka, kratko) sessiz 2: pataén, patayén (tih, bezşumen) sessizce 1: tiho (tiho) sessizce 2: tihiçko sessizce 3: kratku () sessizlik: patávanye (bt) sevap: sevap, savap (mitsva) sevda: sevda, sevdoa, sevdo, savdo (sevda, lyubov) sevdiceğim, sevdiğim: sevditse () “sevditse pile şarenu”

Page 370: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sevdin: sevdam, sevdamın () sevgi 1: lübene (lyubene) sevgi 2: galene, gálenie (bt) (lyubov) sevgi 3: dragovane, dragóvanie (lyubene, obiçane) sevgi 4: muhabet, mohabet (obiç, razgovor) sevgi 5: maytsi (golôvno) sevgili 1 “erkek”: galôvnik (lyubovnik) sevgili 2 “kız”: galôvnisa, galôvnitsa (lyubovnitsa) sevgili 3: dragovnik (e), dragovnitsa (d) (lyubovnik, lyubovnitsa) sevgili 4: lûbe, lübe, libe (libe) sevgili 5: mîl, mîla, mîlu, mili (ç) (mil, mila, milo) “l harfi kalın” “sevgili anneciğim: mila mayçinku” sevgili 6: mila () sevgili 7: sevditsa () sevgili 8: sevgilina () sevilmeyen: negaleno , nigàlenu () sevimli 1: dragi (dragi) sevimli 2: galen, galena, galenu (galen, galena, galeno) sevimli 3: lûbenka, lûbenki (ç) sevimli 4: ogalit, ugalit (hubav, krasiv) sevimli 5: blaçko (sladiçko) sevimli biçimde: mîlu (milo) sevimsiz: lilô, lilio (smotan çovek) sevinç: dragovane, dragóvanie (lyubene, obiçane) sevinçli 1: drago / dràgu (drago: sevgili, değerli) / dragova sevinçli 2: draçko (veselo, priyatno) “men mi e draçko: sevinçliyim”

Page 371: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sevinçli 3: blagato, blagatko (ştastliv, radosten) sevinçten: odragosti (ot radost) sevindirmek: radvam (radvam) sevinmek: radvam sa (radvam se) sevketmek: provèdem, provède (provejdam, proveda) sevmek 1: lûbem, lübem (tseluvam, obiçam) sevmek 2: mile (mileya) sevmek 3: milovam / miluvam (lubya) sevmek 4: galem, gale (obiçam) “bg. galya: okşamak” sevmek 5: dragovam (haresvam, obiçam) sevmek 6: udragna (haresa) sevmemek: nigalem () sevmez: nigàle () sevmiş: zagalil (zalyubil) seyahat etmek 1: obhodem, abihóşdom (bt) (obhojdam) seyahat etmek 2: gezmôvom (bt) seyir: seir, seyir (zrelişte) seymen: seymen, ç: seymene (strajari, pazaçi na konak)“seymenler, konak muhafızları, yeniçeriler” seyrek 1: jitko, jitku (ryadko) seyrek 2: rétiş / ryatiş, rétçiş / ryatçiş, rèdçiş (ryadko) seyrek 3: rèdku (ryadko) seyrek olmayan: nirèdku (neryadko) seyretmek: varde (nablyudavam) sezmek 1: sètam sa, sète sa (seştam se, setya se) sezmek 2: ugàdam, ugàde (ugajdam, ugadya) sıcak 1: guraşta, guraştu (goreşt, goreşta, goreşto) sıcak 2: sajek, sajeak, guraşta (goreştina)

Page 372: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sıcak 3: jega () “yakıcı sıcak” sıcak 4: tòpal (e), tòpla (d), tòplu (n), tòpli (ç) (topıl, topla, toplo, topli) sıcak biçimde: toplu (toplo) sıcaksever: izmraznik “soğuktan kaçan kimse” sıçan 1: polh (plıh) sıçan 2: palşondra, palşeko (plıh) sıçmak 1: pusram, pusra () “kaka yapmak” sıçmak 2: serè () sıçmış 1: utrotkal (osral) sıçmış 2: pusral () sıçramak 1: rilkam (skaçam) sıçramak 2: otskaçem, otskaçe (otskaçam, otskoça) sıçramak 3: podripka (podskaça) sıçramak 4: priripkam (preskaçam) sıçramak 5: priskaçam (preskaçam) sıçramak 6: ripam, ripna (ripvam, ripna) sıçramak 7: sakàçam (skaçam, skoça) sıçramak 8: utskaçem (otskaçam, otskoça) sıçramak 9: sakàçem (skaçam, skoça) sıçratmak: opliçkvam, upliçkvam (opliskvam, izpliskvam) sıfır: sıfır (nula) sığ şekilde: blîtak () sığır: guvèda (govedo) sığırkuyruğu bitkisi: sveştilka (lopen, vid rastenie) sığırlar: skutove (skotove) sığırtmaç: guvedar (govedar)

Page 373: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sığmak: mestvam sa, smeste sa (smestvam se, smestya se) sıhhat 1: zdrave, ızdrave (zdrave) sıhhat 2: sıhat, ızdrave (zdrave) sıhhatli 1: ızdrav, ızdrava, ızdravu / ızdraven, ızdravna, ızdravnu (zdrav, zdraven) sıhhatli 2: sıhatliye (zdrav) sık ağaçlık ve çalılık: buhlato / buhlatu () sık ağaçlık: çestok, çastok (gısta gora) sık sık 1: çostiş (çesto) sık sık 2: sîten, sitna, sîtnu (siten, sitna, sitno) sıkı 1: stègnatu, istegnatu (stegnat, stegnata, stegnato) sıkı 2: tésnu, teasnu (tyasno) sıkı 3: sıkırınca, skrınca (stisnat) sıkı bağlamak: uvoarzam, uvoarza (uvırzvam, uvırja) sıkı tutmak: strogosvam (dırja se strogo) sıkılaşmak: steagam sa, stegna sa (styagam se, stegna se) sıkılgan: sramlif (sramliv, sramliva, sramlivo) sıkılmak 1: istesnèvam sa, istesne sa (stesnyavam se, stesnya se) sıkılmak 2: isvîvam sa, isvîye sa (svivam se, sviya se) sıkılmak 3: pritesnèyem sa, pritesne sa (pritesnyavam se, pritesnya se) sıkılmak 4: sakaldisvam (pritesnyavam) sıkıntı 1: tôgle, tôglene / töagle, töaglene () sıkıntı 2: sakantiye (naprejenie) sıkıntı 3: napin (mıka, tormoz)

Page 374: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sıkıntı çekmek: natöaglem sa, natöagle sa (nateglyam se, nateglya se) “çok sıkıntı çekmek” sıkıntı vermek 1: pritesnèyem, pritesne (pritesnyavam, pritesnya) sıkıntı vermek 2: paley (dava zor) sıkıntılı şekilde: pritesnenu (pritesneno) sıkıntılı: pritèsnan, pritèsnana, pristesnanu (pritesnen, pritesnena, pritesneno) sıkıp suyunu çıkarmak: izvîvam, izvîye (izvivam, izviya sıkış tepiş: natoptanu, natıptano (natıpkano) sıkışmış: istesnenu (stesnen, stesnena, stesneno) sıkıştırılmış 1: istesnenu (stesnen, stesnena, stesneno) sıkıştırılmış 2: pritiskatu () sıkıştırmak 1: istesnèvam, istèsne (stesnyavam, stesnya) sıkıştırmak 2: istisvam, istisna (stisvam, stisna) sıkıştırmak 3: istiskam (stiskam) sıkıştırmak 3: pristègam, pristègna (pristyagam, pristegna) sıkıştırmak 4: priteagam, pritöagna (prityagam, pritegna) sıkıştırmak 5: pritiskam (pritiskam) sıkıştırmak 6: pritisvam, pritisna (pritisvam, pritisna) sıkıştırmak 7: pritöagam, pritègna (pretyagam, pretegna) sıkıştırmak 8: putiskam, putisna (potiskam, potisna) sıklet: saklet, sıklet (bezpokoystvo) “rahatsızlık” sıkmak 1: istiskam (stiskam) sıkmak 2: pristiskam, pristisna (pristiskam, pristisna) “hafifçe sıkmak” sıkmak 3: istesnèvam, istèsne (stesnyavam, stesnya)

Page 375: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sıkmak 4: istisvam, istisna (stisvam, stisna) sıkmak 5: pristègam, pristègna (pristyagam, pristegna) sıkmak 6: priteagam, pritöagna (prityagam, pritegna) sıkmak 7: pritisvam, pritisna (pritisvam, pritisna) sıkmak 8: steagam, stègna (styagam, stegna) sıkmaya başlamak: zastiskam (zastiskvam, zastiskam) sınır: sinır, sinar, sinor (granitsa) sınırdışı edilmiş: izpoaden (izgonen) sıpa 1: magàre (magare) “odun kesmek için alta konulan kütük” sıpa 2: dravnik (drıvnik) “odun kırmak için konan kütük” sır: tayna (tayna) “giz” sıra 1: red, redîsa (red) sıra 2: sıroa, saroa, sari (ç) (red, reditsa) sıra 3: nîz, nîza (niz, niza) sıra 4: ijet (red, podredba) sıra ile 1: sas red () sıra ile 2: sarayle (podred) sıralama: reduvane () sıralamak 1: narèdam, naredè (narejdam, naredya) sıralamak 2: nasaroasam (narejdam) sıralamak 3: nija (nija) ”dizmek” sıralamak 4: redè (redya) sıralamak 5: zaredèye (zarejdam, zaredya) sıralamak: dûzdisvam, dûzdisa (popravyam) sıralamış: nakòrdil (naredil) sıralanmak 1: narèdam sa, naredè sa (narejdam se, naredya se)

Page 376: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sıralanmak 2: nasaroasam sa (narejdam se) sıralanmak 3: redè sa (redya se) sıralanmak 4: zaredè sa (zarejdam se, zaredya se) sıraya dizilmek: narèdam sa, naredè sa (narejdam se, naredya se) sıraya koymak 1: narèdam, naredè (narejdam, naredya): sıraya koymak 2: privèdam, privedè (privejdam, priveda) sırça: sırça (stıkleno parçentse) sırık 1: jarda, jırda, jerda (greda) sırık 2: jardalka () sırık 3: sarok () sırık 4: vazstegarka, vaztagarka “uzun sopa, direk” sırık 5: veyka () sırılsıklam olmak: tsinsur voda sam (mokır da kosti) sırıtmak: hinkam, hinka (hilya se) sırma: sırmoa () sırmalı çevreler, örtüler: sırmeni çervitsi () sırmalı örtü: tsırna şamiya () sırmalı salta: salta sırmena () sırmalı: sırmeno (sırmeno) sırt 1: garbà, garbò, garboa, gorb, garboan (grıb) sırt 2: sırt (ogolen bair, vrıh) “tepe” sırt ağrısı: kelebeçiva (grıdobolna) sırt çantası: raskórşavanie (bt) sırt üstü: navoaznak, navoznak () sırtına atmak: namètam, namètna (namyatam, nametna) sırtını dayamak: putbre sa ()

Page 377: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sırtlamak: nagôrbem, nagôrbe / nagoarbem, nagoarbe (nagrıbvam, nagrıbya) sırtlanmak 1: garguç, gırguç () “çocuğu sırtta taşıma” sırtlanmak 2: zadenvam, natuvarem na garboan (natovarvam na grıb) “sırtına yüklemek” sıska 1: martitel, martatelnik, mırtatelnik (slab, mırzelivets) sıska 2: gorjav, gırjav (slab, iztınyal) sıska 3: pustal, pustala, pustàlu (postal, postala, postalo) sıska 4: ştorba (ştırbav çovek) sıska: kekav, kelaf, kelév (slab, hilav) “çabuk hastalanan zayıf kimse” sıtma 1: sıtmoa (malariya) sıtma 2: treska (treska) sıtmalı: treskavu (trekav, treskava, treskavo) sıva: sıvoa (gips) sıvı halde: teçnu () sıvı 1: retku () sıvı 2: vodno (voden, vodna, vodno) sızlanan: hlônza (hlençi) sızma: sazmo () sızmak: kàpe (kapya) “su vs. sızmak” sicim 1: sijim, sicim (vrıv) sicim 2: varkuzun (vrıv) sidik: piknöa, pikné (piknya) sidikli 1: piklif, pikliva, piklivu (pikliv, pikliva, piklivo) sidikli 2: pîkla, piklo (pikla, piklio) sifon: sifun, tsifun (sifon)

Page 378: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

siftah: sefte, seftöa (za prıv pıt) sigara 1: sigàru, zigáro, zigàru, sigari (ç) (tsigara) sigara 2: mamulke (mamulkya, tsigara) sigara içmek 1: pùşa (puşa) sigara içmek 2: pufkam (puşa) sigara külü: prahunka, praunka (tsigarena pepel) siğil: poarşe () sihir: magie, magio, magöa (magiya) sihirlemek: umagôsam (omagiosvam, omagiosam) sikmek 1: éba, yéba (ebe) sikmek 2: gamo “yunanca’dan sövme” silah: sileah, siléh, sileaha, süláh (silyah) silahı boşaltmak: siléhan si izpraznem () silahlık: sileahlık, siléhlık, seléhlık / selyahlık (kojen poyas) ”silah taşıma kemeri” silindir: krosnu (krosno) “dokuma tezgahı silindiri” silip süpürmek: smandrosa () silkmek 1: brusé, brusya (brulya) silkmek 2: tupam (tupam) silkmek 3: troasem, trosya (tırsya) silkmek 4: tupvam, tupna (tupvam, tupna) silmek: ôsuça (izbırşa, zabırşa) simit: simit (simit) simsar 1: sinsar, tsintsar (stislio, skıpernik) simsar 2: sinsar, tsintsar (skıpernik) ”mecazen paragöz” sindirme 1: uşmar () sindirme 2: sindûrme, sindermio, sindirmio, sindirmô (sindirmô) “mıhlama yemeği

Page 379: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sinek: mùha, muhi (ç) (muha) sînema: sinama (kino) sini: siniye, sinio / sinô (siniya) sinirli: sinirliye (nerven) sirke 1: sirköa, sirkio, sirkô / sûrke / syurkya, sürká (otset) sirke 2: misket (otset) sis 1: moagla, mogla (mıgla) sis 2: glá (mıgla) sis dağılmak: mogla otona, moagla yutoana () sis kaplamak: ızmoaglem, ızmoagla (zamıglyavam, zamıglya) “sis inmek, sis basmak” sisli 1: zamoaglen, ızmoaglen (zamıglen, zamıglena, zamıgleno) “puslu” sisli 2: moaglavu (mıglav, mıglava, mıglavo) sivilce 1: fuska (kojna pıpka) sivilce 2: sirka, tsirka (gnoyna pıpka) sivilce 3: poapka (kojna pıpka) sivriltmek 1: ustriye () sivriltmek 2: naostrem, naostrè (naostryam, naostrya) sivriltmek 3: zaostrem (zaostryam) sivrisinek: komar (komar) siyah boya sürmek: naçerném, naçerné (naçernyam, naçernya) siyah gözler: çorni oçi (çerni oçi) siyah renkli: çerno, çorno, çoarnu (çerno) siyah yaban mersini 1: çornevitsa (çerna borovinka) siyah yaban mersini 2: kaminçeta (çerna borovinka) siyah yaban mersini 3: tsırnitsa (çerna borovinka)

Page 380: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

siyah: çèren, çerna, çernu, çerni (ç) / çòran, çòrna, çòrnu, çorni /çoaran, çoarna, çoarnu, çoarni (ç) (çeren, çerna, çerno, çerni) siyahlaşmak: puçoarnèyem, puçoarneye (poçernyavam, poçerneya) -siz, -sız 1: ne, ni (ne) -siz, -sız 2: briz (bez) siz: vie / vé (vie) / sizler: vie ste, vèste (vie ste) size 1: vas (vas) / kısa şekli: vi size 2: vam (vam) size 4: na vas (na vas) sizin için: za vas (vas) sizin, sizin ki 1: vaş (e), vàşa (d), vàşu (n), vaşi (ç) (vaş, vaşa, vaşo) sizin, sizin ki 2: vàşenski (vaşenski) smortsam (podsmırçam): sümüklenmek sòba (peçka): soba soba borusu: kûnek (kyunyak, kyunets) sofa: sòfa (zala) sofra bezi 1 “küçük”: mésalçe, mesalka () sofra bezi 2 : mésal (kırpa za hrana) sofra: sufra, sufroa (postavka) softa: saftoa, safte (ç) “medrese öğrencileri” “suhte kelimesinden softa: medrese öğrencisi” “softalara: saftenem” soğan 1: luk (luk) soğan 2: sugan (kormid luk) soğuk 1: mràz, mràza, mràzu (mraz, mraza, mrazo)

Page 381: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

soğuk 2: kazep, kızep, kezep (stud) soğuk 3: savuk, mraz (mraz, stud) soğuk algınlığı: kaşlitsa (kaşlitsa) soğuk algınlığına tutulmak: kaşlem, kaşle (kaşlyam, kaşlya) soğuk almak: nastudeyem sa, nastudé sa (nastudyavam se, nastudya se) soğuk rüzgar: vsitsa () soğuk şekilde: ustuden, -a, -u (studen, -a, -o) soğuk terler: mraznitsi (ç) soğuk 1: studéno, studenu, ustudenu (studeno) / “soğuk su: ustudena voda” soğuk 2: mraz, mraza, mrazu (mraz) / “hava soğuk: mraz yima” soğumak 1: istîna (istivam, izstina) soğumak 2: puistîna (poiztivam, poiztina) “biraz soğumak” soğumak 3: zastîna (zastivam, zastina) soğutmak: ustudèyem, ustedè (ostudyavam, ostudya) soğutulmuş: izustuden, -a, -u, -i (ç) sohbet: muhabet, mohabet (obiç, razgovor) sokak köpeği: langur, longur (skiştato kuçe) sokak lambası: uliçnitsa (uliçna lampa) sokak: sokak, sukak, sukatsi (ç) (ulitsa) sokakçık “küçük sokak”: sokàçe (ulitsa) sokmak 1: muşkam (muşkam) sokmak 2: muşna (muşvam, muşna)

Page 382: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sokmak 3: oklôsam, uhàpe (ujilya, uhapya) “yılan, akrep, arı sokmak” sokmak 4: prumùşam, prumùşa (promuşvam, promuşa) sokmak: muşkam (muşkam) sokulmak 1: muşkam sa (muşkam se) sokulmak 2: muşna sa (muşvam se, muşna se) sokulmak 3: prumùşam sa, prumùşa sa (promuşvam se, promuşa se) sokulmak 4: muşkam sa (muşkam se) sokuşturmak: nabùtam (nabutvam, nabutam) sol el: levana rıka, levana roaka () sol taraf: leva strana () sol: lèva, lévu, leavu (lyav, lyava, lyavo) sola soğru, sola, solda: naleavu (nalyavo) sola: naleavu, nalévu (lyavo) solda: faf leavu, faflévu (lyavo) soldan, sol taraftan: utleavu (otlyavo) solgun: uvehnal, -a, -u (uvehnal, -a, -o) solmak: uvéhvam, uvehna (uvyahvam, uvehna) solucan 1: çorv, çôrf, çörf, çriov, çorve (ç) , (çervey) solucan 2: tsırv, tsırvçe (çervey, çerveyçe) soluk 1: izmenén (bt) soluk 2: sulùk (dıh, vızduh) soluk 3: suluk (kratka poçivka) “soluklanma: kısa mola” soluk almak: utdoahna si (otdıhna si) soluk renk: jolt (bled svyat) soluklanmak: utdoahna si (otdıhna si) somun: sumun (samun)

Page 383: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

somurtkan: boarni, boarnu, boarnü (muden) “dudaklarını sallamış” somurtmak: musi sa (mrıştya se) son 1: kray (kray) son 2: posleden, posledna, poslednu (posleden, posledna, posledno) son derece: krayen, krayna, kraynu (kraen, krayna, krayno) son nefesini vermek: izdoaham, izdôhna (izdıhvam, izdıhna) son vermek: skolasvam (svırşvam, priklyuçvam) son, sonuncu: sètna, sètnu (seten, setna, setno) son: posledak (platsentata, posledık) “doğum sonu, plesenta” sona erdirmek 1: isvoarşem, isvoarşe (svırşvam, svırşa) sona erdirmek 2: privoarşem, privoarşa (privırşvam, privırşa) sona ermek 1: isvoarşe sa, isvoarşe sa (svırşvam se, svırşa se) sona ermek 2: pristàvem, pristàna (prestavam, prestana) sonbahar 1: podzima, podzime (esen) “bg: kış girimi” sonbahar 2: esen, esin (esen) sonra 1: posle, posled (posle, posled) sonra 2: azam (posle, sled) sonra 3: sètna, sètnu (seten, setna, setno) sonradan 1: poslet (vposledsvie) sonradan 2: utpòsle (otposle) sonradan 3: utsètne (otsetne)

Page 384: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sonradan 4: izsetnina () sonrasında: nasètne (nasetne) sonradan görme: tarhacik (neprokopsanik, prostak) sonraya bırakmak: ustavem gu za setne () sonuna kadar: dukray (dokray) sonuncu 1: krayen, krayna, kraynu (kraen, krayna, krayno) sonuncu 2: posleden, posledna, poslednu (posleden, posledna, posledno) sonunda: posle, posled (posle, posled) sopa 1: tuyàga (toyaga) sopa 2: veyka () sopa 3: tokuç, tukuç (debela tuyaga) “kalın sopa” sopa 4: gôsteritsa, giosteritsa () sopa 5: gôstavitsa, giostavitsa (neokastrena toyaga) sopa 6: dekeník () sopa atmak: obiştaram (biya) sorguç: kaçul () “başlığa takılan tüy” sorguçlu baştankara kuşu: govnenik (kaçulat siniger) sorgulamak: razpitam (razpitvam, razpitam) sormak 1: pitam, pîtom (bt) (pitam) sormak 2: pupitvam, pupitam (popitvam, popitam) sormak 3: razpitam (razpitvam, razpitam) sormak 4: zapîtam (zapitvam, zapitam) sormak 5: zadadem, zadam (zadam) soru: pîtane, pîtanie (bt)(pitane) sorun: marazo (problem) soruşturmak 1: pupitam (popitvam, popitam)

Page 385: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

soruşturmak 2: razpitam (razpitvam, razpitam) soy 1: jins (rod, vid) soy 2: rod (rod) soy 3: soy (poteklo, proizhod, rod) soymak: sıjulba (obelva) “fasulya vs” soymuş: ukral (otkradnal) soysuz: soysuzin, seysuzin (mrısnik) soytarı: soytariye (kloun) soyulmamış: nibèlen (nebelen, nebelena, nebeleno) soyunmak 1: sıbleçam () soyunmak 2: zasvàle / zasvalya (sıbliçam) soyunmak 3: ugòlem sa, ugòle sa (ogolvam se, ogolya se) soyunmak 4: sgorpalvam (sıbliçam) soyunuk 1: golugroplu (sıbleçeno) soyunuk 2: sgoropaleno, söğüt: varba, vırba, vorba (vırba) söğütlük: varbitsa (vırbitsa) sökmek 1: izvàdem, izvade (izvajdam, izvadya) sökmek 2: razvoartam, razvoarté (razvırtyavam, razvırtam, razvırtya) sökmek 3: udvarzam, udvarzna (otvırzvam, otvırzna) sökülmek 1: razplitam sa, razpleta sa (razplitam se, razpleta se) sökülmek 2: udvarzam sa, udvarzna sa (otvırzvam se, otvırzna se) sökülmüş: razvitu (razvit, razvita, razvito) sömek: mahalçetina () “mısır sömeği” sömürmek: mutska (smuçe)

Page 386: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

söndürmek 1: izgasem, izgase (izgasyavam, izgasya) söndürmek 2: ugasèvam, ugasè (ugasyavam, ugasya) söndürülmemiş: nigàsen, nigàsena, nigàsenu (negasen, negasena, negaseno) sönmek 1: izgasna (isgasvam, izgasna) sönmek 2: ugasvam sa, ugasna sa (ugasvam se, ugasna se) sönmek 3: upàdam, upàdna (upadam, upadna) söverek kovmak “siktiretmek” : siktirdosvam (praştam po dyavolite) sövme: psuvna, psovna (psuvna) sövmek: psuvam, psovam (psuvam) söylemek 1: dumam (dumam) söylemek 2: izdùmam (izdumam) söylemek 3: kazvam, kazam, kajem, kafe (kazvam, kaja) söylemek 4: klikam (vikam, kazvam) söylemek 5: lafem (govorya) söylemek 6: napişkvam söylemek 7: prikazvam (prikazvam) söylemek 8: rekàm (rekà) söylemek, çok söylemek: nakàzvam, nakàje / nakázavom (bt) (nakazvam, nakaja) söylemeyi uygun bulmamak: upolçi sa (sıobrazi) söylence: dokazne (prikazka) söylencesel: prikàzan, prikazna, prikaznu (prikazen, prikazna, prikazno) söylenen: naroçen (pokazan) söylenilmek: kazvam sa (kazvam se, kaja se)

Page 387: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

söylenmek “kendi kendine konuşmak”: kazvam si (kazvam si) söylenmiş: kàzanu (kàzan, kàzana, kàzano) söz 1: dùma (duma) söz 2: ftásavanyie (bt) söz dinlemez 1: nipuslùşan, nipuslùşna, nipuslùşnu (neposluşen, neposluşna, neposluşno) söz dinlemez 2: çifteliya (neposluşnik) söz kesilmiş: momrela () söz söylemek: ftasuvam, ftásavam (bt) (obeştavam) söz vermek: vritsam (davam obet, kletva, obeştavam) sözcük: dumiçka (dumiçka) sözlük: reçnik (reçnik) sözünde durmamak: utmètam sa, utmètna sa (otmyatam se, otmetna se) spatula: ogribka ugripka (lopatka) “katmer vs çevirmek için uzun saplı spatula” Struma nehri: Gôpsa “yerel şivede” Strumalı: Gopsaliya “Struma nehri yanında yaşayan” su birikintisi: loçka (lokva) su değirmeni: vodenitsa, vodenisa, vudenisa, vadenítsa, fudanisa, odenitsa (vodenitsa) su kabağı 1: kratùna (kratuna) su kabağı 2: lélka, lealka, lélıka (kratuna) su kanalı: varad (dırven uley) “değirmene su taşıyan ahşap kanal” su tası: şapçak, şapçeak, şipşek, şupşek (çaşa) su vs fırlatmak: liçvam (plisvam)

Page 388: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

su: vòda, vudoa, vàda (voda) sucağız, biraz su: voditsa, vudisa, vadîtsa (voditsa) sucuk: pitar () suçsuz: mahsumin, maysunin (nevinen) suda boğulmuş: udavnik, udavnitsi (ç) (udavnik) suda ıslatmak: iskîsam, iskîsna (izkisvam, izkisna) suda kalmak: ukisem, ukisna (okisvam, okisna) suda tutmak: kisna (kisna) sudan koyun geçirme: plaveve () “koyunları yün kırkımından önce sudan geçirerek temizleme” sukman: sukman (sukman) “kaba kumaştan kolsuz elbise, önlük, eteklik” sulamak: kvàse (kvasya) sulin: sulin () “bir çeşit deniz balığı” Sultan Süleyman: Sultan Seliman zeyman () “zamanın sultan Süleymanı” sultan: sultan, sultanin () / Sultanım: sultane! “hitap şekli” sulu 1: vodno (voden, vodna, vodno) sulu 2: tèçen, teçna, teçnu (teçen, teçne, teçno) “akıcı, sıvı” sulu 3: retku () sundurma, saçak: seyvant (naves) “odun deposu” sunmak: pudavam, pudam (podavam, podam) surat 1: litse (litse) surat 2: surat (litse) “yüz” surat 3: obraz, obras (bt) (litse) surat asmak 1: navôsem, navosé / navoasem, navoase (navısvam, navısya)

Page 389: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

surat asmak 2: putboarnem, pudboarne, putboarna () surat asmış: namusil (namrıştil) surat 1: surat (litse) surat 2: litse (litse) suratı asılmak 1: musi sa (mrıştya se) suratı asılmak 2: navôsem sa, navosé sa / navoasem sa, navoase sa (navısvam se, navısya se) suratını asmış: podbornil, pudboarnil () sure: sure () “Kur’an suresi” sus !: malçi, molçi, moalçi (mlık) susamak: pripiva mi sa, pripîye mi sa (pripiva mi se, pripie mi se) susamış halde: jedno (jadno) susamış: jaden, jadna, jadnu (jaden, -dna, -dno) susamlı börek: susamova banitsa () suskunluk: puştamene / poştamyane (kriene) susma: puştamene / poştamyane (kriene) susmak 1: puştàmem sa (kriya se, spotayvam se) susmak 2: màlçem, moalçem, molçem (mılça) / “malçi: sus!” susmak 3: poştà sa, puştà sa () susmak 4: puştàmem sa, poştàmem sa / poştamyam sa (spotayvam se) susmak 5: primoalçem, primalçe (premılçavam, premılça) susmak 6: umoalçem sa, umoalçe sa (umılçavam se, umılça se) susmuş, sessizleşmiş, sakinleşmiş: ostopanîl, ustupanîl (pritihnal)

Page 390: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sustalı çakı: soyka (soyka) susturmak: pritonévam/pritonyavam (pritihvam) susuz: jedno (jadno) suvat: sovat () “hayvan sulama yeri” suya batırmak 1: nakîsem, nakisna (nakisvam, nakisna) suya batırmak 2: nakvàsem, nakvàse (nakvasvam, nakvasya, namokryam) suya batırmak 3: pukîsam, pukisna (pokisvam, pokisna) suya batırmak 4: kvàse (kvasya) suya koymak: iskîsam, iskîsna (izkisvam, izkisna) suyunu süzdürmek (yoğurt, peynir vs): çuvik (tsvik) sülale 1: rod (rod) sülale 2: sülelè (rod) Süleyman: (öa) Sûlman / Syulman Sülü, Sülçe, Sule, Manku, Mançu Süleyman’ın karısı: Sülçvitsa, Mançuvisa, Mançuviçka Süleymancık: Sülçe, Sülço “Süleyman ismi küçültme şekli” sülük: silûk (piyavitsa) sümbül: zümbül (syumbyul) sümdük: singûk / singyuk, sindûk/ sindyuk, sûndûk, sündük (lakomnik) “açgözlü, yapışkan kimse” sümkürmek: osıkni sa (izduhay si nosa) sümük: horle, harle, hırle, hoarle, horlya, harlô, arliok (sopol) sümüklü 1: harlivnik / harlô, harlö / harlûk (solopanko) sümüklü 2: razfoarlen, razhvırliven (sopoliv) sümüklü 3: smortsa (sopoliv)

Page 391: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sümüklü 4: dudlû (sopoliv) sümüklü böcek 1: harliva bobulka, (ohlyuv) sümüklü böcek 2: solmen, solmin, sılmen, salmen (ohlyuv) sündürme: sûndurme /syundurme () “sütlü yiyecek” sünnet etme: sûnetisvane () sünnet etmek: sûnetisvam () sünnet: sünét, sûnet (obryazvane) süpürge: mètla (metla) süpürmek 1: mètam, smetam, ismetam (meta) süpürmek 2: ogribam sa (izmitam se, maham se) süpürmek 3: posmètem, posmèta (posmitam, posmeta) süpürmek 4: pumètam, pumèta (pomitam, pometa) “biraz süpürmek” süpürmek 5: smitam, smete / ismitam, ismete (smitam, smeta) süpürmek 6: umèta (omitam, ometa) süpürmek 7: zametam/ zamítom (bt) (zamitam, zameta) sürdürmek: ukrékam, izdoarjam (izdırjam) süre: vrème (vreme) sürekli aydınlatmak: otsvetvam (razsvetlili sa prodıljitelno) sürekli olarak: za vse (za postoyanno) sürekli yanıp sönmek: sklepvam (premigvam) süresince 1: dorde, durde, dorede (dokato) süresince 2: ukatu / dokato (dokato) süresince 3: prez, preş (prez) Süreyya: (öa) Sürina / hitaben: Surino!

Page 392: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

sürgü: sirmio / sirmô () “sürme, kapı sürgüsü, pencere sürgüsü” sürgün: surgûn / surgyun (raztroystvo) “ishal” sürme: sûrmô () sürmek 1: kàram, károm (bt) (karam) “araba sürmek” sürmek 2: màza (maja) “yağ vs. sürmek” sürmek 3: toarkam (tırkam) sürmek 4: zamàzam (zamazvam, zamaja) sürtük 1: sûrtûk () sürtük 2: şavrantiya (uliçnitsa) sürü 1: stàdu, stado, brav, brave, bravi (ç) (stado) sürü 2: sûriye, süriye (golyamo stado) sürü 3: belûk (stado) sürü içindeki koyun sahipleri: gardare (sobstvenitsi na ovtse) sürüklemek 1: surkam (plızgam, pırzalyam) sürüklemek 2: moakna (mıkna) sürüklemek 3: surna (vlaça) sürüklemek 4: surnam (nosya, vlaça) sürüklenmek 1: moakna sa (mıkna se) sürüklenmek 2: surna sa (pırzalyam se) sürülü arazi: ornitsa (tarlo) sürünen kimse: surnalo (çovek koyto se vlaçi) sürüngen: surneleşka () sürüye ait, sürünün, sürü (şeyi): staden, stadna, stadnu (staden, stadna, stadno) süsleme: kiçitsa () süslemek 1: kîçem (kiçam)

Page 393: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

süslemek 2: nagizdam, nagizdé (nagizdvam, nagizdya) süslemek 3: ukiçam, okiçvam (okiçvam) süslemek 4: orûjem, urûjem süslemek 5: ukiçem, ukiçe (okiçvam, okiça) süslemek 6 : zakiçvam () süslemek 7: nahçikal (nabol, nakiçil) “ süs iliştirmek” süslenmek 1: kiçem sa (kiça se) süslenmek 2: nakîçem sa, nakiçe sa (nakiçvam se, nakiça se) “çiçek takmak” süslenmek 3: zakiçem sa, zakiçe sa (zakiçvam se, zakiça se) süslenmek 4: nagizdam sa, nagizdé sa (nagizdvam se, nagizdya se) süslenmek 5: ugizdilyam (ukrasyavam se) süslenmek 6: zakitem, zakiteye (zakitvam, zakitya) süslenmiş: ugizdilo (ukràsen) süsler: dranduli, drınduli (nakiti, drınkulki) süslü 1: gizdav, gizdava, gizdavu (gizdav, gizdava, gizdavo) süslü 2: gizdi, gizdilna (gizdav) süslü 3: kipra (hubava, gizdava) süslü gayda: şeréna gayda, şeryana gayda () süslü giyinmek 1: kindré sa, kindrya sa (kontya se) süslü giyinmek 2: konté sa (kontya se) süslü giysiler: gizdilna premena () süslü kadın: kindruşa () süt kuzusu: bizôk (sukalçe) süt sağım kontrolu: predoy (kontrolno doene) süt sağma aleti: biska (mleçna jleza)

Page 394: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

süt sağmak 1: dùye ( doya) süt sağmak 2: izdùyem, izdùye (izdoyavam, izdoya) süt sağmak 3: sorkam, tsorkam, tsırkam (doya) süt tenceresi: présnikarke () süt: prasnik, presnik, prâsno, parsnik (pryasno mlyako, presnak) sütlaç: sütlaş, sütleaş (syutlyaş) sütlü kuskus yemeği: trànu () sütlü un çorbası: trayehnisa, tranu, trana () sütlü, sütten yapılmış: mlèçen, mleçna, mleçnu (mleçen, mleçna, mleçno) sütten kesilmiş: otbien () sütün kaymağı: vorh (vrıh) sütyen: biskarnik (sutien) süzgeç 1: sedka, tsedka, tsadak (tsedka) süzgeç 2: süzgèçe (tsedka) süzgün durmak: drème (dremya) süzmek: sedè (tsedya) süzülmüş taze ve tuzsuz peynir: gibek () svàrşem, svarşe (svırşvam): bitirmek Ş Şaban: (öa) Şaban, Bane /Banya, Bança / hitap: Şabàne! Şaban’ın karısı: Şabànisa, Şabànvitsa Şabanoğlu: Şabanuf (Şabanov) Şabanoğulları: Şabànuski () şadırvan: şadravan () Şadiye: (öa) Şadina / hitap: Şadino!

Page 395: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

şafak sökmek: somva sa, sovne sa / soamva sa, soamna sa (sımva se, sımna se) şafak: zòra () şahin: şaan (sokol, yastreb) “yırtıcı kuş türü” şahit: şahîtin (svidetel) şaka: şakà, şakoa (şega) şakacı: şakaciye (şegaciya) şakacıktan: enkas, na enkas, zayenkas (na enkas, na şega) şal: şalyan /şàlen (şal) şalvar 1: sirvàle, şalvare (şalvar) şalvar 2: dime (şalvari) şamar vurmak: briskam (udryam şamar) şamata 1: şàmatoa (şum) şamata 2: pandumina () “kavga gürültü” şamata etmek: şamatosvam () şap: şàp, şeap (stiptsa) şapka 1: şàpka, şeapka (şapka) ç: şapki şapka 2: kapla () şapkacık: şapçişta () şapşal: şamşal (lıjets, izmamnik) “yalancı, sahtekar” şarap içmek: vidyuvam /vidûvam () şarapçı: vinar (vinar) şarapçık: vintse () “biraz şarap” şarkı söylemek 1: peyèm / póyem (bt) (peya) şarkı söylemek 2: pae (pee) şarkı söylemek 3: popèyem, popeye (popyavam, popeya)

Page 396: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

şarkı söylemek 4: razpèyem sa, razpeyè sa (razpyavam se, razpeya se) şarkı söylemek 5: izpèyem, izpeye (izpyavam, izpeya) şarkı söylemeye başlamak: zapèyem, zapeyè (zapyavam, zapeya) şarkı: pèsen, pesne, pesni (ç) (pesen, pesna) / pesenta: şarkı, bu şarkı şarkıcı: pevets (e), pevitsa (d) (pevets) şart: şàrt, şeart (uslovie) şaşı: şaşiye (krivogled) şaşırıp kalmak: ıstoapisam sa (stıpisvam se, stıpisam se) şaşırmak 1: borkam, boarkam (bırkam) şaşırmak 2: sboarkvam sa, sboarkam sa (sbırkvam se, sbırkam se) şaşırmak 3: şaşardisvam (iznenadvam se) şaşırmak 4: uboarkam sa (obırkvam se, obırkam se) şaşırmak 5: sboarkvam, sboarkam (sbırkvam, sbırkam) şaşırmış 1: nafoartolil (nafırtolil, navırtyal, namotal, razbırkal) şaşırmış 2: napatisano (razbırkano) şaşırmış 3: ukimen (uçuden) şaşırmış 4: upetlat (obırkan) şaşırtmak: uçüdem, uçüde (uçudvam, uçudya) şaşkın 1: izveyan, izvét (otnesen, zaguben, razseyan şaşkın 2: lelô (otveyan) şaşkın 3: opetlal (obırkal) şaşkın 4: şáşif (obırkan) şaşkın 5: vşatòren ()

Page 397: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

şaşkınca: toapu (tıp) şaşmak: uçûdem sa, uçûde sa / uçüdem sa, uçüde sa (uçudvam se, uçudya se) şayak: şayàk, şayeak (şayak) şayaktan yapılmış: şayaçen, şayaçna, -u (şayaçen, şayaçna, -o) şebek: şebék, şebiek () “iyi beslenmiş kimse, hayvan” şefkat: maytsi (golôvno) şefkatli: milujliv (sıstradatelen, milustiv) şehir: grad (grad) şehit 1: şehîtin (jertva) şehit 2: mırtvi / martvi (jertva) şeker: şikèr, şikier, şuker (zahar) şekercik: şikerçek () şekerleme yapmak: misal, mesal () “yemekten sonra uzanmak” şelale: kûpriya (vodopad) şemsiye: kaçúlka (çadır) şen: şen, şenliv /şenlif (vesel, radosten, vedır) şenlik 1: sabor (sabor) şenlik 2: şenlik (veselba) şerbet: şerbèt, şerbiet (şerbet) şerif, şerefli: şerif (çestit, blagosloven, poçeten) “bayrém ti şerif: bayramınız kutlu olsun” şerit: şirit (şerit, lenta) Şevket: (öa) Şefket Şevket’in karısı: Şefketisa, Şevketvitsa şeytan 1: şeytan (dyavol)

Page 398: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

şeytan 2: vrag (dyavol) şeytan 3: karakoncul (dyavol) şımarık 1: şlevô (ligotya) şımarık 2: prişleven (galen, razglezen) “şımartılmış” şımarmak: şlevya sa (ligavya se) şımartmak: prebivam (prebivam) şiddetle: silnu (silno) şiddetli: silen, silna, silnu (silen, silna, -o) şidetli yağmur bulutu: sniknalo () şifalı ot: bilka, belka, bilki (ç) (bilka) şikayet etmek: priplàkam, priplàça (priplakvam, priplaça) şilte: şilte / şiltya, şalte / şaltya, (kitenik) “kaba yün kumaş” şimdi 1: sigà, asiga, eyse, azgé, isa, sé, sya (sega) “şimdilik” şimdi 2: ta, to (ta) şimdiden: utsigà (otsega) şimdiki: sigaşne, asigaşne (segaşen, segaşna, segaşno) şimdilik: zasigà (zasega) şimdiye kadar: dusiga (dosega) şimşek çakma: löaskane, lóskanie (bt) (leskavitsa, grım) şimşek gibi: katu löaska () şimşek: löasak, löaska, löasku / lösak, löska, lösku/ liosak, lioska, liosku / lôsak, lôska, lôsku (svetkavitsa) şimşir kapı: çemşir porti () şinik: şinik () “tahıl ölçü birimi” şirket: şerkét (selski kooperativen magazin) “köy kooperatifi dükkanı”

Page 399: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

Şiroka Làka’lılar: Şarkulatski şiş hazırlamak: şişen sgadam () şiş: şiş (şiş) şişe 1: butíle, butilka (butilka) şişe 2: şişo, şişöa (butilka) şişecik: şişitsa (butilka) şişik: nadunavan, naduvana, naduvanu () “egosu şişmiş” şişinmek 1: iztapànil (izpravil se gordo) şişinmek 2: navdigam se (golemeya se, naduvam se) şişirilmiş: buhlato, -u şişirmek 1: dùye (duham) şişirmek 2: izdùye (izduvam, izduya) şişirmek 3: nadùyem, nadùye (naduvam, naduya) şişkinlik: varga / voarga () şişlemek: prumùşam, prumùşa (promuşvam, promuşa) şişlik 1: çurilo (tsitsina) şişlik 2: şişlik “şişte köfte yada et” şişlik 3: vırga (tsitsina) şişman 1: debel, dibela, dibelu, dibeli / dübel, dübèla, dübelu, dübeli / (ç) (debel, -a, -o) şişman 2: kraven (debel, ohranen) şişman 3: şişmanin (debela) şişman biçimde: debélo (debel) şişman kadın: pufka () şişman: buhlestu (debel) şişmanlamış: pufalil () şişme : voarga, varga (podutina)

Page 400: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

şişmek 1: naduyem sa, naduye sa (naduvam se, naduya se) şişmek 2: pudùyem sa, puduye sa (poduvam se, poduya se) şişmek 3: utiçam, utèka (otiçam, oteka) şişmiş 1: nadut (podut) “üfürülmüş” şişmiş 2: pufalil () “şişmanlamış” şişte et: şişçeta () şive: zuve (aksent) “konuşma tarzı, deyiş biçimi” şose “yol”: susa, şoşa, şose (pıt) şömine rafı: pizûl () şömine: kamina, kamita (kamina) “Yunancadan” şöminede odun kurutmaya yarar metal bölüm: magàre (magare) şu anda: asiga, siga, sé, sya (sega) şu kadar 1: atolak (e), atolka (d), atolku (n), atolki (ç) (tolkova) şu kadar 2: şu kadar (tolkova) şu kadarcık (küçücük): asùtek, asutka, asutku () şu ki: ştòtu (ştoto) şu: atva (e), atay (d), atoy (n), atvi (ç) “işaret zamiri” / ey tuva, eytay, ey toy () Şubat: Malkina (Fevruari) şunu bunu: anno drugu (edno-drugo) şurası, şuraya: sam (sam) Şükriye: (öa) Şukrina, Kina, Şikire / hitap: Şukrino! Şükrü’ler: Şikirvi “Pomak soy ismi” şükür: şükür (blagodarnost)

Page 401: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

T

T biçimli geniş ağızlı bıçak: kaltsalo, kıltsalo () ta ki: ta, to (ta) ta, dek, oraya kadar: çak, çeak, çék (çak) tabaka: tabakoa (sloy, plast) taban: ıstıpalu (stıpalo) tabanca 1: dabànca (pistolet) tabanca 2: patlàk (pistolet) tabiat: tabiet, tebeyat, tabietlık (navik) “huy” tabla: kopanya (korito) “tepsi” tabur: tàbur (batalion) tabut: tabut (kovçeg) taciz etmek: hàlam, hàla (zakaçam, bezpokoya) taciz: napin (mıka, tormoz) taç: taç (venets, korona) tadına bakmak 1: fkusvam, fkoasne (vkusvam, vkusya) / tadına bak!: pokûsi tadına bakmak 2: nakusam, nakuse (nakusvam, nakusya) tahammül etmek 1: izdôrjem (izdırjam) tahammül etmek 2: pritoarpem, pritoarpe (pretırpyavam, pretırpya) taharet: taharèt (çistnost) tahin: tahoan (tahan) Tahir: (öa)Tahire, Tahirçu Tahir’in karısı: Tahirisa, Tahirvitsa

Page 402: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tahrip etmek: utbàvem, adbávem (bt) (otbavyam) tahriş olmuş: skuhtôt (drazniyat, sırbyat) tahta: doaska, doaski (ç) (dıska) tahtakurusu 1: darvenitsa (dırvenitsa) tahtakurusu 2: paski (dırvenitsa) tahtakurusu 3: tahtabit (dırvenitsa) takat 1: sîla (sila) takat 2: takat (sila) takati kesilmek: kestisvam (umoryavam se) takdir etmek: priznàyem, priznaye (priznavam, priznaya) takı: drandula (drınkula) / takılar: dranduli, drınduli (nakiti, drınkulki) takılmak: ukàçem sa, ukàçe sa (okaçvam se, okaça se) takım: takım (komplekt, kostyum, ekip) takıştırmak: prikàçem, prikàçe (prikaçvam, prikaça) takip etmek: firem, firè (firya, gonya) takke: tàke (take) takla atmak: primètam sa, primètna sa (premyatam se, premetna se) takmak 1: nadeavam, nadèna (nadyavam, nadyana) “giymek” takmak 2: prikàçem, prikàçe (prikaçvam, prikaça) “asmak, bir yere takmak” takmak 3: skàçem, skàçe (skaçvam, skaça) “asmak” takmak 4: ukàçem, ukàçe (okaçvam, okaça) “asmak” takmak 5: zakàçem (zakaçvam, zakaça) “asmak” taksi durağı: baçdarnitsa (piatsa za taksita)

Page 403: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

taksim etmek: taksim pravem, uddèlem (delene, razdelyane) taksim: taksim (delene, razdelyane) Taksimuski: Taksimgiller “Pomak aile ismi” taksirat: taksirat, teksarat (premejdie) “kusurlar” talan etmek: talanmak (zagrabvane, ograbvane) talaş: çekantii (ç) (dırveni izrezki) “çıkıntı kelimesinden” talih: talîh (sıdba, ştastie) talim: talîm (instruktsiya, uprajnenie) “eğitim” tam anlamıyla: pravu () “tam olarak” tam aşağıda: say dòlu () tam değil, eksik: nitòçan, nitoçna, nitoçnu (netoçen, netoçna, netoçno) tam isabet: ugodiş (da utseliş toçno) tam olarak: toçnu (toçen, toçna, toçno) tam tekmil: tam tekmil () tam vaktinde: navrème (navreme) “tam zamanında” tam: sàl, sàla, sàlu (tsyal, tsyala, tsyalo) “bütün” tamam, tamamıyla, tam olarak: toçnu (toçno) tamam: tamàn, teman, tamın (taman, tıkmo) tamamanmış: zavoarşan (zavırşen) tamamen 1: gòlu (gol) tamamen 2: napolnu, napoalnu (napılno) tamamlamak 1: napôlvam, napôlna / napoalvam, napoalna (napılvam, napılnya) tamamlamak 2: istòrem, istòre (storvam, storya) tamamlamak 3: isvoarşem, isvoarşe (svırşvam, svırşa) tamamlamak 4: izvoarşem, izvoarşe (izvırşvam, izvırşa)

Page 404: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tamamlamak 5: navorşem, navorşe / navoarşem, navoarşe (navırşvam, navırşa) tamamlamak 6: pripràvem, pripràve (pripravyam, pripravya) tamamlamak 7: privoarşem, privoarşa (privırşvam, privırşa) tamamlamak 8: sıvoarşe, voarşe, sasvoarşe, vórşom (bt) tamamlamak 9: zavoarşem, zavarşî (zavırşam, zavırşa) tamamlanmak: napôlvam sa, napôlna se / napoalvam sa, napoalna sa (napılvam se, napılnya se) tamir edilemez: nipopràvim, nipopràvima, nipopràvimu (nepopravim, nepopravima, nepopravimo) tane 1: broy (broy) tane 2: adét (broy) tanımak 1: puznàyem, puznavam (poznavam) tanımak 2: priznàyem, priznaye (priznavam, priznaya) tanımak 3: sıznavam, sıznayem, sıznaye (sıznavam, sıznaya) tanınmak: pozna (vijda se) tanınmamış 1: nipuznat, nipuznata, nipuznatu (nepoznat, nepoznata, nepoznato) “yabancı, tanınmayan” tanınmamış 2: niznàen, niznàena, niznàenu (neznaen, neznaena, neznaeno) “bilinmeyen, bilinmedik” tanınmış: puznat (poznat, poznata, poznato) tantana: tantano (veselba) tapu: tapiye (tapiya) taraça: taràça, daràça (terasa) “teras” taraf: stranà (strana)

Page 405: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tarak 1: grében (greben) tarak 2: daràk, daràsi (ç) () tarama: grebenîtsa () taramak 1: vçesa (çeşa, razçesvam) taramak: 2 priçèsam, priçèşa (priçesvam, priçeşa) taranmak: priçèsam sa, priçèşa sa (priçesvam se, priçeşa se) tarhana: trahna (tarhana) tarım alanı: bortse, bırtse “ekili alan” tarif: tarif (opisanie) Tarife: (öa) Tarfina, Tarifina, Tarifinka / hitap: Tarifino! tarih: tarîh (istoriya) tarla 1: livada, luvada (livada) tarla 2: nîva (niva) tarla 3: tarlo, tarloa, tırla, tırlo (niva) tartı: téglu/ tegli, töaglu / töagli (ç) (teglo) tartmak: teglè (teglya) tas 1: şapçak, şapçeak, şipşek, şupşek (çaşa) tas 2: tàs (tas) ”kulplu sahan” tasa: tasoa (trevoga) tasarlamak: kroy () tasma 1: alotsi (yakiçka) tasma 2: tasma, tasmoa, tasmi (ç) (tasma, yakiçka) taş 1: kàmen, kamin (kamık) “rusça: kamen” taş 2: pupun (kamık) taş duvar: dvar (stena) taşak: mandalki, mındalki (klati mındalki) taşan: pripliknal (prelyal, preliva)

Page 406: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

taşımak 1: nòsem (nosya) taşımak 2: kàram (karam) taşımak 3: nesa (nesa) taşımak 4: otkaram (otkarvam) taşımak 5: prikàrvam, prikàram (prekarvam, prekaram) taşımak 6: prinàsem, prinesà (prinasyam, prinesa) taşımak 7: prinosem, prinesà (prenasyam, prenesa) taşımak 8: pritagaré / pritagarya (prehvırlya) taşımak 9: razkaram (razkarvam, razkaram) taşımak 10: raznèsam, raznesa (raznasyam, raznesa) taşımak 11: surnam (nosya, vlaça) taşımak 12: utkàram (otkarvam, otkaram) taşımak 13: utnèsam, udnèsa (otnasyam, otnesa) taşımak 14: zanésam, zanesa (zanasyam, zanesa) taşımaya başlamak: zanosem, zanose (zanosvam, zanosya) taşınabilir: prinòsimu (prenosim, prenosima, prenosimo) taşınan: nosen, nosna, nosnu () taşınmak 1: izsurka, iznosem (iznasya) “ottuk iznusili: buradan taşınmışlar” taşınmak 2: fırkam (hvırça) taşınmak 3: nesa sa (nesa se) taşınmak 4: nòsem sa (nosya se) taşınmak 5: primestam sa, primesta sa (premestvam se, premestya se) taşınmak 6: prinosem sa, prinesa sa (prenasyam se, prenesa se) taşınmış 1: nosen, nosna, nosno ()

Page 407: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

taşınmış 2: nosilen () taşkın: pripliknal (prelyal, preliva) taşlanmış : vtengelçil (vtsepenil) taşlı: kamenen, kamena, kamenu (kamenen, kamenna, kamenno) taşlık 1: kamınatsi () taşlık 2: tikla (kamenstvo myasto) taşlık 3: pazlak (golo kamenisto myasto) taşlık halde: kamenno (kamenno) taşmak 1: iskîpem, iskipna (izkipyavam, izkipna) taşmak 2: priduhòdam, pridoyda (pridohajdam, pridoyda) tat: tat (vkus) tatil: tadîl (poçivka) tatlı 1: blag, -a, -u (blag, -a, -o) tatlı 2: slátak (bt) (sladık) tatlı canım: duşa şeker () tatlı kabak böreği: kaşnik () tatlı pide: blaga pita (kek) tatlı şekilde 1: blàgu ( blàgo) tatlı şekilde 2: blagunesto (sladko) tatmak 1: koasvem, koasnem, koasna (kısvam, kısna) tatmak 2: kùsam, kusna (kusvam, kusna) tatmak 3: fkusvam, fkoasne (vkusvam, vkusya) tatsız: niblàgu (neblago) tav: tav (nrav) tava 1: tigan (tigan) (yunanca’dan) tava 2: tava, tavoa, tigan (tava, tigan) tavacık: tavîsa, tavitsa ()

Page 408: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tavan 1: tavan (tavan) tavan 2: marangozliya tavan “oymalı tavan” tavanın, tavana ait, tavan şeyi: tavanska () tavlı: tavlı (tlıst, ohranen, po-golemki) “iyi beslenmiş hayvan” tavsiye: priúçenie (bt) tavşan: zàyak, zàyek, zàek (zaek) tavuk 1: kokoşka, kukoşka (kokoşka) tavuk 2: kuraşnitsa (kokoşeto) tavuk pisliği: kuraşka (ptiçe layno) tay 1: konçe (konçe) tay 2: jdrebe (jrebçe) tay tay durmak: tyatya / tété () tayfa: tayfa, tayfoa (ekip) “ekip, grup” taze 1: kravéna taze 2: taze (presen) taze darı: mahalki () taze olarak: tazeşen, tazéşno (segaşno, pryasno, presen) “şimdi, yeni” tedirgin: pritèsnan, pritèsnana, pristesnanu (pritesnen, pritesnena, pritesneno) tehdit etmek: zakanvam / zakanem () tehlike: tehlükat (tehlüke, tuhlekâ, opasnost, opasni) tehlikeli uçurum: spila (trap, strımna skala) tek başına olarak: sàmutnu (samotno) tek: adin, anna, anno (edin, edna, edno) teke: kozel (kozel) tekere taş koymak: sıpinam (spıvam)

Page 409: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tekerlek 1: tarkalu, tarkala (ç) (tırkalo) tekerlek 2: tekerlek, terkelek (kolelo) tekmelemek 1: ritam, ritna (ritvam, ritna) tekmelemek 2: razrîtam (razritvam, razritam) tekmelemek 3: purîtam (poritvam, poritam): poritvam, poritam) “arasıra tekmelemek” tekmelemek 4: izritam (izritvam, izritam) tekmelemek 5: razrîtam sa (razritvam se, razritam se) tekmelemek 6: izçelastram (izritam) tekmil: tekmil (toçno, pılen) tekne 1: bakal / bıkıl () “ahşap su teknesi” tekne 2: lodka (lodka) tekne 3: ropka "ağaç kütüğünden tekne” tekne 4: teknöa (korito) tekne kazıntısı: iztırsak (lodka ostırgvane) “son çocuk” tekrar 1: pak (pık) tekrar 2: pàrek (pak, otnovo) tekrarlamak 1: zaftárem, zavtaryam ( povtaryam) tekrarlamak 2: zaftàsem (povtaryam) tel yarmak: telyarmak () “gümüş tel işlemeli örtü, gelin teli” tel: tel, telove (ç) telef olmak: oslekna (umrya) “hayvan ölmek” teleme peyniri: telemio, telemô () tellal: terlar (glaşatay) telli çiçek: telyavi /tellévi kitki () telve: telvô (utayka)

Page 410: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tembel 1: mühlüz, mihlûz, mühlüzinişta (loş) “işe yaramaz” tembel 2: dûmbelin (mırzeliv çovek) tembel 3: lentif, lentô, lentio (leniv) tembel 4: nefelîtu, nefilit (nefelit, -a, -o) bg. takatsiz, işe yaramaz tembel 5: sumontiya, sumuntiya (beztselno) tembel 6: tartavanin (lentyay, mırzelivets) tembel 7: tembélin (leniv) temiz 1: çistu, sistu, tsist (bt) (çist, -a, -o) temiz 2: zakrèpenu / zakryapeno (izpipano) temiz olmayan: niçistu, nisistu, (neçist, neçista, neçisto) temiz şekilde: çistu, sistu (çist) temize çıkarmak: şòtam (şetam) temizlemek 1: çistem, sistem, tsístem (bt) (çistya) temizlemek 2: naçistem / nasistem, naçiste (naçistvam, naçistya) temizlemek 3: priçistem, priçisté (preçistvam, preçistya) temizlemek 4: puçistem, puçiste (poçistvam, poçistya) temizlemek 5: trèbe (trebya) temizlemek 6: trébém/ tryabyam (poçistvam) temizlik bezi 1: mieçka, miyaçka temizlik bezi 2: brisaçka, brisaçke, brisaçkya (brisalka, partsal za poçistavne) Temmuz ortasındaki sıcak günler: guroşnitsi (goreştnitsi) Temmuz: Petruske (Yuli) tencere: tencüra (tendjera) tencerecik: tencürka ()

Page 411: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

teneke 1: tenekîye (tenekiya) teneke 2: tsinkya / sinké (tenekiya) teneke parçası: tenekiyka (tenekiyka) tenekeci: tenekeciye (e), tenekeciyka (d), tenekecii (ç) (tenekeciya) tenekecinin, tenekeci (şeyi): tenekecîyski, -a, -u (tenekeciyski, -a, -o) tenekeden: tenekiyen, tenekiyena, tenekîyenu (tenekien, tenekiena, tenekieno) teneşir: teneşir () tenha 1: pust, pusta, pusto, (pust, pusta, pusto) tenha 2: tehnoa (tehna) tepe 1 (barçın): barçina / bırçina, bırçinka / barçinka (vrıh) tepe 2 (burun şeklinde tepe): borun tepe 3: tepè, tepöa (tepe) tepe 4: voor, vorh (vrıh) tepecik: nagornişte (vrıh) tepelemek 1: iztrepam, istrepe (iztrepvam, iztrepya) tepelemek 2: utrèpem, utrèpe (utrepvam, utrepya) tepesiz ağaç: karnal (dırvo bez vrıh) tepinmek 1: obaryam / ubàrem (tropam, hlopam) tepinmek 2: priripkam (preskaçam) tepinmek 3: tròpam (tropam) tepişmek: razrîtam sa (razritvam se, razritam se) tepmek 1: rîtam (ritam, rita) tepmek 2: uritam, da urita (ritam) tepsi 1: tepsiye () tepsi 2: kopanya (korito)

Page 412: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ter 1: ıznoyva (znoy) “bg. boğucu sıcak” ter 2: znoy (pot) teras 1: poton (vıtreşna terasa) teras 2: terasa (terasa) terazi: terezîye (teglilka) terbiye 1: perdé, perda, perdöa (perde): “haya perdesi” terbiye 2: terbiyô, terbé (naçin) terbiyesiz 1: perdesiz () terbiyesiz 2: brizperde () terbiyesiz 3: terbetsîzin (navızpitan) tereddüt etmek: manda (poklaştane) tereyağ 2: krupka, krupçitsi (ç) “Yayıkta biriken tereyağ” tereyağı 1: maslu, máslo (maslo) terk edilmiş 1: forlen, foarlen, fırlen (hvırlen) terk edilmiş 2: izustaven, izustavena, izustavenu (izostaven, -a, -o) terk edilmiş 3: napusnat, napusnata, napusnatu (napusnat, napusnata, napusnato) terk edilmiş halde: istustavenu () terk etmek 1: ustàvem, ustave (ostavyam, ostavya) terk etmek 2: izustàvem, izustàve (izostavyam, izostavya) terk etmek 3: napuskam, napusna (napuskam, napusna) terk etmek 4: otpraşam (zaminavam, izçeznam) terk etmek 5: maleşivi (bavi, izostava) terkedilmiş kadın: paresnitsa (ostavena jena) terki: zadnitsa () “at sırtı” terlemek 1: ıznoyem, iznoyvam (potya se) terlemek 2: znoyvem, znoyva (potya se)

Page 413: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

terlemek 3: zaznuevam sa (izpotyavam se) terlemiş: zaznuen (izpoten) terlik 1: terlik, terlîsi, terlitsi (ç)(terlik) terlik 2: lapçine (jenski domaşni çehli) “kadın ev terliği” terlik 3: kaltse, kaltsi (pleteni terlitsi) “işlenmiş terlikler” terlikçikler: terliçki () terlikler 1: hlepki, hlapki (çehli) terlikler 2: klepaçi (ç) (terlitsi, pantofi) ters adam: ingélin (tvırdo glav, kelyav çovek) “inatçı kimse” tersine 1: tersene (nakrivo) “tam tersine” tersine 2: kesene () tertip: tertip (red) “sıra, düzen” tertipli: tertipliye, tertipliya (redoven) tertipsiz: tertipsizin, tertipsiz çilék, tertipsiz jenà () terzi: terziye (terziya, şivaç) terzicik: terziçe () “küçük terzi” Terzigiller: Terziski “Pomak soy ismi” terzilik yapmak: terzímovom (bt) terziye ait, terzinin, terzi (şeyi): terziski, terziska, terzisku (terziyski, terziyska, terziysko) tesadüf etmek 1: sroaştam, sroaştna (sreştam, sreştna) tesadüf etmek 2: pàdam sa, padna sa / panna sa (padam se, padna) “denk düşmek” tesadüf: sroaşta (sreşta) teslim etmek: pridavam, pridam (predavam, predam) teslim olmak 1: pridavam sa, pridam sa (predavam se, predam se)

Page 414: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

teslim olmak 2: teslim sa store /teslim sa storya teslim: teslim (predavane) tespih 1: tespih (broenitsa) tespih 2: broynisa (broenitsa) tespih çekmek: pribiram, pribira () “tespih pribiram: tespih çekiyorum” testere: trien (trion) testi: testîye () teşekkür etmek: bereketisvam (blagodarya) /makedonca: blagodaram teşekkür: birikiyat (blagodarya) teşekkürler: spolay (blagodarenie) tetra: tetra () “bir ağaççık türü” tevekkeli: zere, zari (poneje) teyze 1: tezka (tetka) / hitap: tezko! teyze 2: tezé (lelya) teyze 3: teta, teté / tetya (lelya) “rusça tetya” teyze 4: lele (lelya) teyze 5: lelçin / teyzeciğim (hitap): lelçinko () teyze 6: cice (lelya) / yaşlı kadınlara hitap: çiça! () teyze 7: mitsa (strinka) teyze 8: uçina, uçinayka, uçna (vuyna) teyzenin kayın validesi: kadınge, kadange () teyzenin, teyzesinin: tèzkutu, tèzkunu () tezgah 1: stan (stan) “dokuma tezgahı” tezgah 2: tezgah, tezgiah (tezgyah) tezkere 1: tezgerô (nosilka) “sedye” tezkere 2: teskerô (teskere, razreşitelno) “izin tezkeresi “

Page 415: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tığ: gaçka (vıditsa) tıka basa doymuş: nakòrmotil (preyal, izyal e mnogo) tıkaç: tıkaç (kran) tıkamak 1: pritoapçe (pritıpça) tıkamak 2: zapuşem, zapuşa (zapuşvam) tıkamak 3: zabrajdulvam (zadrıstvam) tıkırtı: tupurdiya (tropot) tıkıştırmak: pritoapçe (pritıpça) tıkmak: toptam (tıpna) tıknefes: teknefez, tıknafes “nefes darlığı” tıpa: tàpa (tapa) “kıç” tıpalamak: pritoapçe (pritıpça) tıpkı: saşto (sışt, sışti, sışta, sışto) tıraklamak: tràkam, da traka (trakam) tıraş: skrafísom (bt) tırmalamak 1: draşte (draştya) tırmalamak 2: izdraskam, izdraşte (izdraskam, izdraştya) tırmalamak 3: udraskam (odraskvam, odraskam) tırmanış: çeperiş (kateriş) tırmanmak 1: kàçem sa (kaçvam se, kaça se) tırmanmak 2: kàçem, kàçe (kaçvam, kaça) tırmanmak 3: vazdráskavom (bt) tırmanmış: naçeperil (pokateril) tırmık 1: greblu (greblo) tırmık 2: darglo (greblo) tırmık 3: draglets (trıglets) tırmık 4: strıglo (brana) tırmık 5: tırmık (brana)

Page 416: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tırmıklama: grebenîtsa () tırmıklamak 1: grebe, grebna (grebà, grebna) tırmıklamak 2: udraskam (odraskvam, odraskam) tırnak 1: nokat, noakat, noht, nohtek (nokıt) tırnak 2: şaik, şáika (nokıt) tırpan 1: kusera (kosa) tırpan 2: tırpan, tripan, tarpan (kosa) tırtıl 1: gasenisa (gısenitsa) tırtıl 2: vasenitsa (gısenitsa) tıslama: kòsilo (drıjka na kosa, ezik na zmiya) “yılan tıslaması” tiksinti verici: gnus, ugnus (gnus) tilki: lesitsa, lesisa (lisitsa) timar (timar): tımar timar etmek 1: timar pravem (timar pravyam) timar etmek 2: timar storem (timar storyam) tirit: plaketa () “kurutulmuş yufkadan yapılan yemek” tiryaki: terekîye (terekiya) titiz: mijavunin () titrek kavak: osika (trepetlika) “söğütgillerden bir ağaç türü” titreme 1: treska (treska) titreme 2: vtatonka (vtrisa) titremek 1: trese sa (tresa se) titremek 2: zatresam (treperya) titremek 3: vaztresam (tresa) titremek 4: trepkam (trepkam) titremek 5: trepam, trepna (trepvam, trepna)

Page 417: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

titremek 6: razigràyem sa, razigràye sa (razigravam, razigraya se) titremek 7: vtatonkvam sa (studeno mi e) titremeye başlamak: zatrepeye (zatrepeya) titretici: treskavu (trekav, treskava, treskavo) titretmek: putrèsam, putrèsa (potresvam, potresa) tohum 1: sème (sème) tohum 2: brabonka (zırno) tohum atmak: sadè (sadya) tohum ekiciler: seyaç tohum ekmek 1: sèyem (seya) tohum ekmek 2: zaseyèm (zasyavam, zaseya) tohum ekmek 3: posévam, puséyem, puseye, pasâvom (bt) (posyavam, posya) tohum ekmek 4: nasèyem, nasèye (nasyavam, naseya) tohuma ait, tohumun, tohum şeyi: sèmenen, semenna, semennu (semenen, semenna, semenno) tok 1: sîtu (sit, sita, sito) tok 2: nasiten, nasitena, nasitenu (nasiten, nasitena, nasiteno) tok gözlü: nasîti (nasiten) tok 3: nayéden, nayédena, nayédenu, nayédeni () “doymuş” “nayedeni sa: karınlarını doyurdular” toka: tòka (toka) tokat 1: plesnitsa, plesnisa, plisnitsa (plesnitsa) tokat 2: tukat (plesnitsa) tokatla: smlati go (prebi go ot boy)

Page 418: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tokatlamak: zalepem (zalepvam) “tokat vurmak, tokat yapıştırmak” tokluk: nasîta (nasita) tokmak 1: tupalka (tupalka) tokmak 2: tukmak (tokmak, golyam çuk) “ağır davranışlı kimse” tokmak 3: tolçnik (dırven pribor) tokmak 4: kutel (buhalka, dırven çuk) tokmaklamak 1: kûtkam () tokmaklamak 2: udrem (udryam) tokuç: tukuç () “sopa” tombul 1: buhlestu (debel) tombul 2: tumbulin () tomruk: tumruk (dırveta, grub) “kaba insan” tomurcuk: tsotka (pıpka) ton: ton (ton) top yapmak: topem (topvam) “kumaşı dokuyup top yapmak” top: top, topove (ç) (topka, topçe) topaç: topaç, topaçi (ç) (topka kaçamak) “top şeklinde kaçamak (yiyecek türü)” topak 1: conga (tsitsina) topak 2: çurilo (tsitsina) topak 3: drobençe, drobinçe (buçka, kısçe) topak 4: topka (topka) “yuvarlak” topak 5: vırga (tsitsina) topal 1: kutsu, kùsu (kutsu) topal 2: tupal (kuts)

Page 419: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

topallamak 1: kùtsam (kutsam) topallamak 2: nakusvam (nakutsvam) topallamak 3: nakusvam (nakutsvam) topallamak 4: razkùsam sa (razkutsvam se, razkutsam se) topaloğulları: Topalovi “Pomak soy ismi” topçu: topçiye () topçuk: brabonka (topçitsa) toplama: izbirane, zbíranie (sıbirane) toplamak 1: bera, berè (bera) toplamak 2: nabîram, naberè (nabiram, nabera) toplamak 3: poizbiram, pozberam (sıbiram) toplamak 5: sıbiram, sabárem, sabaré, sıbera, zbírom (bt) (sıbaryam, sbiram / sıbiram sbera) toplamak 6: pribîram, pribîra (pribiram, pribera) toplamak 7: popribîram, popribera (popribiram, popribera) toplamak 8: svraştam, savoarna (svrıştam, svırna) toplamak 9: ugribam (ugrebvam) toplamak 10: pudbira sa, poutbera sa, potborisa (po ot bera se) “yukarı çekmek” toplamak 11: isvikvam, isvikam (svikvam, svikam) toplanmak 1: nabîram sa, naberè sa (nabiram se, nabera se) toplanmak 2: pasıbravem (posıbravyam) “bir araya toplanmak” toplanmamış: nibran, nibrana, nibranu (nebran, nebrana, nebrano) toplanmış kuru ot yığını: kòpa ()

Page 420: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

toplanmış, biriktirilmiş: nabran, nabrana, nabranu (nabran, nabrana, nabrano) topluluk: siren (sıbor) toplum: lûde, lûdi (ç) (lyude, hora, narod) toprağa ait, toprağın, toprak şeyi 1: poarsten, poarstena, poarstenu (prısten, prıstena, prısteno) toprağa ait, toprağın, toprak şeyi 2: zemöan, zemöana, zemöanu (zemen, zemna, zemno) toprağa dönmek: nah zemé tarnuvam () toprağım: zemleak, zemlâk (zemlyak) “aynı yöreden kimseler” toprak süren: oraç, oraçi (ç) () toprak sürmek 1: ura, órom (bt) (ora) “pulluk ile toprak sürmek” toprak sürmek 2: izurém / izoryam (izoryam) toprak 1: poars, poarste, parstá, parsná (prıst) toprak 2: zemé, zemöa, zemôna (zemya) “arazi” topraktan yapılmış: kàlen, kalna, kalnu (kalen, kalna, kalno) toptan: tuptan (navednıj, na edin pıt) topuk: peta (peta) topuz: tupuz (topuz) toraman dikeni: toraman (vid trın) torba 1: tôrba, tarbá (torba) torba 2: pakul (plikçe) torba 3: sedilka, tsedilka () torbacık: torbiçka () Toskaoğulları: Toskuski, Toskovski “Pomak soy ismi”

Page 421: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tosun 1: biyk (mıjko tele) “iki yaşına kadar erkek dana” tosun 2: tusun (mıjko tele) “iki yaşına kadar erkek dana” toynak: tarnak (kopito) toz 1: prah (prah) toz 2: prahunka, praunka (praşnika) toza toprağa bulanmış: mismihil () tozla kaplı: praşif (praşen, zapraşen) tozlanmış: paspalivo (pepelivo, prahlivo) tozlu: praşen, praşna, praşnu (praşen, praşna, praşno) tozluk: tozlutsi “pantalonun diz altında gaytan işlemeli yünlü kumaş parçası” tozunu almak: tupam (tupam) tozutmak: pràşa (praşa) tökezlemek: pripöanna sa / pripadna sa (spına se) törpüleme: galbéha, galbyaha () tövbe etmek: tövbe pravem (pokayvam) trampa: trampa (obmen, obmyana) Trampacıgiller: Trampaciyski “Pomak soy ismi” traş etmek 1: izbôrsna (izbrısna) traş etmek 2: uboarsnam, uboarsna (obrısvam, obrısna) traş olmak 1: izbôrsna sa (izbrısna se) traş olmak 2: oborsvam, uborsnam (obırsvam) traş olmak 3: uboarsna (brısna) traş olmak 4: uboarsnam sa, uboarsna sa (obrısvam, obrısna) tren: pampor (vlak) trencik, küçük tren: pamporçe () tuğla fırını: figô, figio (zidana peçka)

Page 422: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tuğla: tuhla, tuhle (tuhla) tuğlalı, tuğladan, tuğla şeyi: tuhlenu (tuhlen, tuhlena, tuhleno) “tuhlena koaşta: tuğla ev” tuğra: tùra () tuhaf kimse: dişirlok, dişarloak (çujdenets) “dışarlık kelimesinden” Tuna nehri: Tuna réka / Tunya ryaka (reka Dunav) tunç: tunç, tunçove (ç) tura: tura () turfanda: rànen, ranna, rannu (ranen, ranna, ranno) “erken olan” turp: turp (repiçka) turşu: turşiye, turşii (ç) (kiselo zele) turuncu renkli: turunciçko (bt) (orankevo) tut ! (tutmaktan emir): doarji (drıj) tutam 1: istiska (stiska) tutam 2: şepa (şepa) tutamak: fatki () “tutkaç” tutkal: tutkálo (lepilo) tutma: dorja (dırja) tutmak 1: dapiram, dapira () tutmak 2: doarje / dórjom (bt) (dırja) tutmak 3: fàtem, fàte, fátom (bt) (hvaştam) tutmak 4: pridoarjam, pridoarja (pridırjam, pridırja) tutmanik 1: bubòta (tutmanik) “peynirli ekmek” tutmanik 2: dudnik (tutmanik) “peynirli ekmek” tutturmak: skopçam, skopça (skopçvam, skopça) tutuklanmış 1: okauşili (zatvorili)

Page 423: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tutuklanmış 2: zatvorili (arestuvali, zatvorili) tutulmak: fàtam sa, fàte sa (hvaştam se) tutuşmak 1: gurîye (gorya) “tutuşup yanmak” tutuşmak 2: plàmem, plamna (plamvam, plamna) “alevlenmek” tutuşmak 3: razgùrem sa, razguré sa (razgaryam se, razgorya se) “yanmak” tutuşmak 4: zapalem sa, zapale sa (zapalvam se, zapalya se) tutuşmaz: nizapàlim, nizapalima, nizapalimu (nezapalim, nezapalima, nezapalimo) tutuşturmak 1: vàlem ( valyam, palya) tutuşturmak 2: zapàlem, zapàle (zapalvam, zapalya) tutuşturmak 3: upàlem, upàle (opalvam, opalya) tutuşturmak 4: razgùrem, razguré (razgaryam, razgorya) tutuşturmak 5: pripàlem, pripàle (pripalvam, pripalya) tutuşturmak 6: navalyam, navàlem (zapalvam) tutuşturmak 7: skopçam sa, skopça sa (skopçvam se, skopça se) “kopçalamak” tuvalet 1: tuvalete (toaletna) tuvalet 2: nujnik (toaletna) “ihtiyaç görme yeri” tuvalet 3: kenéf, kinef, kenief (toaletna) tuvalet 4: muşturak (toaletna) tuz: sol (sol ) “l harfi ince” tuzak 1: paida (kapan) tuzak 2: tuzak (kapan) tuzlama: karmilo, kırmilo () “tuzlu hayvan yemi” tuzlamak 1: solè, suleye (solya)

Page 424: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tuzlamak 2: nasòlem, nasòle (nasolyavam, nasolya) tuzlamak 3: usòlem, usòle (osolyavam, osolya) tuzlanmak: suleneye (soleneya) tuzlu olarak: sòlenu (soleno) tuzlu 1: sòlenu (solen, solena, soleno) tuzlu 2: fôn soleno (silno presoleno) “çok tuzlu” tuzluk 1: solnik (solnik) tuzluk 2: sultilnik () tuzluk 3: zastruga (solnitsa) tüccar: tujér, tûjear, tûtzar, tujére (ç) (tırgovets) tüfeğe ait, tüfeğin, tüfek şeyi: tûfeska, tûfesku, tûfeski () tüfek 1: puşka (puşka) tüfek 2: tûfek, tüfeka, tifek (tyufek) tüfekle ateş etmek: puşem / puşvam, puşna (puşvam, puşna) tüh: tûh (tyuh) tükenme 1: kratane (kratane) tükenme 2: svarşane (svırşvane) tükenmek 1: istina (svırşvam) tükenmek 2: isvoarşe sa, isvoarşe sa (svırşvam se, svırşa se) tükenmek 3: kràtam, kràta (svırşvam) tükenmez: nikrata () tükenmiş 1: kratan (svırşvane) tükenmiş 2: zavoarşan (zavırşen) tüketmek: isvoarşem, isvoarşe (svırşvam, svırşa) tükürmek 1: plûyem, plüyem, plûye, plüye (plyuvam, plyuya)

Page 425: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tükürmek 2: naplûyem, naplüye (naplyuvam, naplyuya) tükürmek 3: poplüyem, poplüye / püplüvam, püplüye (poplyuvam, poplyuya) tükürük: plünke (plyunka) tülbent: tûlbe, tülmen, dûlben (byala zabradka) tümü 1: vrit, vrut, vru, frot, frut (vsiçki) tümü 2: vritçenka (vsiçki, vryut) tümüyle: gòlu (gol) tür 1: jins (rod, vid) tür 2: deles (vid, tip) türbin: yuzina (turbina) Türk kadını: turkîne (turkinya) Türk toprağı: Turskay zéme () “Türk arazisi” Türk: turçe “küçük Türk, Türk çocuğu” Türk: turçin, turtsi / tursi (ç) (turçin) Türkçe: turski (turski) Türke ait, Türkün, Türk şeyi: turski (turski) “tursko vréme: Türk zamanı” türlü 1: ràzen, razna, raznu, razni (ç) (razen, razna, razno) türlü 2: tûrlii (asortiment, razliçni) “farklı” tütmek 1: pùşa (puşa) tütmek 2: vazgaygani (zapuşi se, zapari se) tütsülü: pùşen, puşena, puşenu (puşen, puşena, puşeno) tüttürmek: pùşa (puşa) tütün çok içmek: napùşem sa, napùşe sa (napuşvam se, napuşa se) tütün içmek: tûtûn sa izpivam () tütün: tûtûn, titün, kûkûn (tyutyun)

Page 426: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

tütüncü: tûtûnciye (e), tûtûnciyka (d), tûtûncii (ç) (tûtûnciya) tütüncünün, tütüncüye ait, tütüncü şeyi: tûtûnciyski, -a, -u () tüy değiştiren hayvanlar: léney, leaney () tüy: kòsam (kosım) tüylenmek: kutrem (kutryam) tüyleri diken diken olmak: izfaşkûli sa (izprişti se)

U

ucunda: nakray (nakray) ucuz: eftin, yeftin (evtin) ucuzlamak: poyeftinèyem, poyeftineye (poevtinyavam, poevtineya) ucuz şekilde: eftinu, yeftinu (eftino) uç “: kray (kray) “kenar” uç 2: krayişte (krayişte) “kenar” uçak 1: tayare, tayaro, tayaroa, teheré (samolet) uçak 2: aruplan (samolet) uçan kuşlar: letni pliçkove (ç) uçan: forkat / foarkat, -a, -u (hvırkat, -a, -o) uçkur 1: uçkur, yuçkur (vrıvçitsa) “don ipi” uçkur 2: varkuzun (vrıv) uçmak 1: forkam, forkna / foarkam, foarkna (hvırkvam, hvırkna)

Page 427: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

uçmak 2: hvorkam (letya) uçucu: forkat / foarkat, -a, -u (hvırkat, -a, -o) uçup gitmek, uçuşmak: preforkvam (prehvrıkvam) uçurum 1: uçurum, çurum (propast) uçurum 2: yar (propast) uçurum 3: dzarka (protsep, proluka) uçurum 4: ubásno (bt) (strımna skala) “opasno: tehlikeli” ufacık: muçko (malko) ufak 1: màla, màlu (mal, mala, malo) ufak 2: màlak, màlka, màlku (malık, malka, malko) ufak 3: mutek, mutka, mutku, mutki (ç) (malık, malka, malko) ufak 4: mayşık, mayşka, mayşko (malık, malka, malko) ufak: dreban, drebna, -u, -i (dreben, drebna, -o) “ufalanmış parça” ufaklık 1: kundô, kundio (drebosık) ufaklık 2: kundupal, kunduple (drebosıçe) ufalamak 1: natroşem, natroşe (natroşavam, natroşa) “kırıp ufalamak” ufalamak 2: razdrobem, razdrobe (razdrobyavam, razsdrobya) “bölüp ufalamak” ufalanmak: razdrobem sa, razdrobe sa (razdrobyavam se, razdrobya se) ufaltmak: opisûvam (nasmolyavam) ufunet: vòneva () “şiddetli fena koku” ugrizi (ogrizki): artıklar, yemek artıkları uğramak 1: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) uğramak 2: navîdem, navîde (navijdam, navidya)

Page 428: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

uğramak 3: prihodem (prehojdam) uğramak 4: ùradisvam () uğramış “cin çarpmış”: uramà, uramò (glupak uğraşma: uroştisvane () uğraşmak: uraştisam, uraştisvam (opitvam) uğultu: rev (rev) “böğürtü, feryat” uğur böceği 1: kalimanka, kalmanka, mişa kalmanka (nevestulka) uğur böceği 2: karamanka (kalinka) uğursuz: ursuz, ursûzin (namrışten) ulan!: holan (vızryazvane) ulaşmak: stigam, stigna / stígnavom (bt) (stigam) ulu: vélû (velyu, veliçko) ulumak: razrèvam se, razrevè sa (razrevavam se, razreva se) Ulviye: (öa) Ulvina, Ulvinka / hitap: Ulvino! umarım: dano, dono (dano) umut etmek: nadàm sa (nadyavam se) umut: umut, amut, omut (nadejda) un helvası: saraçva halva () un: braşnu (braşno) unlamak: nabraşnéyem, nabraşnè (nabraşnyavam, nabraşnya) unlu, undan yapılmış, un “şeyi”: braşnan, -a, -u (braşnen, -a, -o) unutkan 1: mehlemô (razseyan) unutkan 2: zabureava (razseyan)

Page 429: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

unutmak 1: zabàrem / zabaryam, zabràvem / zabravyam, zabarávem (bt) (zabravyam, zabravya) unutmak 2: zabeyhutam () “zabeyhutil sa e: unutmuş olmak” unutmak 3: zàburem, zàbura (zabravyam) unutmak 4: zaburi sa (zaborya se) unutmak: sletlah se (zabavih se, zamotah se, obırkah se) unutmuş: zaboril, zaburil (zabravil) / “zaburil sam: unutmuşum” urgan 1: fortuma, fortoma (vıje) urgan 2: preyufka (vıje) usandırmak 1: umurèvam, umurè (umoryavam, umorya) usandırmak 2: umoarzam, umoarzna (omrızvam, omrızna) usandırmak 3: sandardisva / sındardisva (presiştam) usanmak: umoarzam sa, umoarzna sa (omrızvam se, omrızna se) uslu biçimde: krotku (krotko) uslu durmak: pribiram sa, pribira sa (pribiram se, pribrera se- pribera sa) uslu durmamak: poganyasvam /poganésvam (ne miruvam, buystvam) uslu durmaz: pogan, poganya/pogané, poganço (nemirnik) uslu: krotak, krotka, krotku (krotık, krotka, krotko) usta 1: usta, ustoa, osta (maystor) usta 2: vlûdna (vlyudna) ustabaşı: ustabaşiye (glaven maystor)

Page 430: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ustalık: ustalık, ustalok, ustaloak (maystorlık) utanarak: sramnu (sramno) utanç verici: sràmen, sramna, sramnu (sramen, sramna, sramno) utanç: sram, usram (sram) utandırmak 1: posràmem, posràme (posramvam, posramya) utandırmak 2: sràme (sramya) utandırmak 3: usràmem, usràme (osramvam, osramya) utangaç: sramlif (sramliv, sramliva, sramlivo) utanmak 1: sramvam sa, (sramuvam se) utanmak 2: sràme sa (sramya se) utanmak 3: usràmem sa, usràme sa (osramvam se, osramya se) utanmak 4: posramem sa, posrame sa (posramvam se, posramya se) utanmak 5: usramvam sa /usràmem sa (sramuvam se) utanmak 6: zasramvam (zasramvam) utanmak 7: isvîvam sa, isvîye sa (svivam se, sviya se) utanmaz: brizsram (bezsram) uyandırmak 1: bude (budya) uyandırmak 2: razbudem, razbude / razbúdom (bt) (razbujdam, razbudya) uyandırmak 3: sabudem (sıbujdam) uyanık 1: bùdan, budna, -u (buden, budna, -o) uyanık 2: opulen (buden) “açıkgöz” uyanık 3: razbudén (buden) uyanmak 1: bude sa (budya se)

Page 431: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

uyanmak 2: razbudem sa, razbude sa (razbujdam se, razbudya se) uyanmak 3: sabudem sa (sıbujdam se) uyanmak 4: vdígom (bt) “vdigam” “kalkmak” uyarı yapmak: skitasvam (zabelyazvam) uydurmacı: udurmajiya (zagovornik) uydurmak: nagàdam, nagudeyè (nagajdam, nagodya) “uygun hale getirmek” uygun 1: izguden, izgudena, izgudenu (izgoden) uygun 2: prilega (utiva) uygun 3: prilégit (krasiv) uygun gelmek: uydisvam, uydisam (uydisvam, uydisam) uygunsuz sözler söylemek: çorka ma (predizvikva me) uygunsuz yere düşmek: nahendril () uygunsuz: napanagôm (bt)(na krivo, neudobno) uyku 1: soan, söan (sın) uyku 2: spöm (bt) (spya) uyku verici: prispîvan, prispivna, pristivnu (prispîven, prispivna, pristivno) uykuda: nasôn, nasône / nasoane, nasoan (nasıne, nasın) uykulu 1: soanenu (sınen, sınena, sıneno) uykulu 2: soanlivu (sınlivo) uykulu 3: mahmurliya (sınliv) uykulu, uyku (şeyi): soanen, soanna, soannu (sınen, sınna, sınno) uykusu gelmek 1: pridrème se / “pridréme mi se: uyukluyorum”

Page 432: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

uykusu gelmek 2: prispîva mi sa, prispî mi sa (prispiva mi se, prispi mi se) uykuya dalmak 3: prispiyem, prispà (prespivam, prespya) uykuya dalmak 4: uspivam sa, uspiye sa (uspivam se, uspiya se) uykuya dalmak 5: zaspîyem, zaspeye, zaspa (zaspivam, zaspya) uyluk: ama (bedro) uyluklar: bundi (bedra) “bacaklar” uymak 1: nagàdam sa, nagudeyè sa (nagajdam se, nagodya se) uymak 2: pridoarjam, pridoarja (pridırjam, pridırja) uymak 3: prilègam, prilègna (prilyagam, prilegna) uymak 4: uydisvam, uydisam (uydisvam, uydisam) uyuklamak 1: drème (dremya) uyuklamak 2: pridréme (pridremya) uyum sağlamak: izgudé (izgodya) uyumak 1: ispè, ıspa (spya) uyumak 2: ispiyem, ispiye (spya, zaspivam) uyumak 3: pospiem (pospıvam) “hala uyuyor olmak” uyumak 4: prispiyem, prispà (prespivam, prespya) uyumlu hale getirmek: sudrie () uyumuş 1: zaspàlu (zaspal, zaspala, zaspalo) uyumuş 2: usnal (zaspal) uyuşmak: razbiram sa, razbera sa (razbiram se, razbera se) uyutmak 1: prispîyem, prispîye (prispivam, prispiya) uyutmak 2: uspivam, uspiye (uspivam, uspiya)

Page 433: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

uyutucu: prispîvan, prispivna, pristivnu (prispîven, prispivna, pristivno) uyuz: şugav (krastav) uzak olmayan: nidalèçe (nedaleçe) uzak yer: krayişte (krayişte) “kenar mahalle” uzak: dalèçe, duléçe (bt) (daleçe) uzaklaşmak: uvedam sa, uvidam sa (otdaleçavam) uzakta, uzağa: nadalèçe (nadaleçe) uzakta: letve (nastrani) uzaktan duyulmak: iznîsat sa (iznasyat se) uzaktan görmek: okézil (utselil, umeril) uzaktan: utdalèçe (otdaleçe) uzamak: izpöana (izpına) uzamış: iztalaçken (izdıljen, porasıl mnogo) uzanmak 1: izpöana sa () uzanmak 2: posegna (dostigne) uzanmak 3: prustîram sa, prustra sa (prostiram se, prostra se) uzatmak 1: izpöana (izpıvam, izpına) uzatmak 2: prustîram, prustra (prostiram, prostra) uzatmak 3: uspuskam, uspusna (spuskam, spuştam, spusna) uzun boylu: beleniga (visok) uzun ince: jurkavitsa (dılga tınka) “çekirge tipli” uzun sırık: jorda (dılıg prıt) uzun yaşamak: ujivèyem, ujivèye (ojivyavam, ojiveya) uzun: dlôg, dlôga, dlôgo, dlôgi / dülöag, dülöaga, dülöagu, dülöagi / (ç) (dılgo)

Page 434: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

ücretli: plàtan, platna, platnu (platen, platna, platno) üç ay: tri mesetsa / üç aylar: tri mesetsa üç aylık: trimèseçen, trimèseçna, trimèseçnu (trimeseçen, trimeseçna, trimeseçno) üç güncük: trinki denè () üç günlük: tridènen (tridneven, tridnevna, tridnevno) üç kere: trij, triş (trij) üç kişi: trimà (trima) üç misli: troen, troyna, troynu (troen, troyna, troyno) üç taraflı: tristrànen, tristranna, tristrannu (tristrànen, tristranna, tristranno) üç: tri (tri) üçayak: kotera (pirostiya) üçlü: troen, troyna, troynu (troen, troyna, troyno) üçte bir: treta (treta) üçü, üç tanesi: trine () üçüncü gün pidesi: pîti () “çocuğun üçüncü gün yapılan tuzlama töreni, o gün yapılan pide” üçüncü kez: tretipoat (treti pıt) üçüncü: treti, treata, tretu (treti, treta, treto) üçüz: truye, truyisa (troe, troitsa, troyki) üçyüz: trista (trista) üfleme: svîrene, svírenye () üflemek 1: dùye (duham, poslıgvam, preuveliçavam) üflemek 2: nadùyem, nadùye (naduvam, naduya) üflemek 3: pudùham, puduhna (poduhvam, poduham, poduhna) “biraz üflemek” üflemek 4: nadùham (naduhvam, naduham)

Page 435: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

üflemek 5: izduham (izduham) üflemek 6: fıfduham, fıfduhna (vduhvam, vduham, vduhna) ülke 1: kray, krayişte (kray, krayişta) ülke 2: stranà (strana) ürkmek 1: plàşa sa (plaşa se) ürkmek 2: putplàşem sa, putplaşna sa (podplaşvam se, podplaşna se) ürkmek 3: trepam, trepna (trepvam, trepna) ürkmek 4: uplàşem sa, uplaşe sa (uplaşvam se, uplaşa se) ürkütmek 1: plàşa, uplàşe (plaşa) ürkütmek 2: uplàşem, uplàşe (uplaşvam, uplaşa) ürperme: vtatonka (vtrisa) ürpermek 1: treperè (treperya) ürpermek 2: smorznam (premrıznam) ürpermek 3: tetenkam (treperya) ürpermek 4: vtatonkvam sa (studeno mi e) ürpermiş: smorznal (premrıznal, istinal) ürün: maksul, mahsul (produktsiya) üst 1: gòran, gorna, gornu (goren, gorna, gorno) “üstteki” üst 2: gòre (gore) üst bayan giysisi: kontoş () üstten 1: panagom (otgore, vırhu) “üstünden” üstten 2: utgòre, adgóre (bt) (otgore) üstü kapalı: zasuşten () üstün 1: istûn, istyun (visş) üstün 2: mistekat (otliçno) üstünde 1: varhu, varh (vırhu) “üzerinde”

Page 436: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

üstünde 2: vaz, voz (varhu) üstünden almak: utgrèbam, utgrèbe (otgrabvam, otgreba) üstüne basılmış: stıptano, stıpkano (otıpkano, stıpkano) üstüne basmak: nastôpem, nastôpe / nastoapem, nastoape (nastıpvam, nastıpya) üstüne eklemek: naddavam (naddavam) üstüne geçirmek: nadyavam, nadévam (nahluzvam, obliçam) üstünü çıkarmak: sgorpalvam (sıbliçam) üstünü kapamak: zasuştvam (zakrivam) üşüme: vtatonka (vtrisa) üşümek 1: izmoarzam, izmoarzna (izmırzvam, izmırzna) üşümek 2: nastudeyem sa, nastudé sa (nastudyavam se, nastudya se) üşümek 3: vtatonkvam sa (studeno mi e) üşütmek: namorzvam (nastivam) üvey ana: màştaha, maştiha (maşteha) üzerinde 1: vaz (vız) üzerinde 2: pri (pri) üzerine 1: na, nah (na) üzerine 2: pu, po (po) üzerine gitmek: nahodam, nahódem (namiram) üzerine titrenmiş: prişleven (galen, razglezen) üzmek: izkonadi (izmıkna, iztrıgna) üzülmek 1: jalem () üzülmek 2: damiléva mi, dumiléva mi (jal mi e, mıçno mi e) “beni üzüyor”

Page 437: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

üzüm 1: grozde (grozde) üzüm 2: istafidi (grozde) “yunanca stafilia” üzüm bağı: lòze (loze) üzüntü çekmek: dakáravom bálno (bt) üzüntü: malim (mıka, mıçno)

V

vah etmek: vayna (ohkam) “ohna i vahna deyiminden” Vahide: (öa) Vayda vahşi: dîvu (div, diva, divo) “isfine divu: yabani domuz” vakit: vakıt (vreme) vallahi billahi: vallayi billayi vana: vortka (kran, vırtok) var gücüyle: vargijûlen (s vse sila) var olmak: imam, yimam / ímom (bt) (imam) var olmamak: némam (nyamam) var: ima, yima (ima) “pari imam: param var” varış: fpíranie (bt) varil: varela (varel) varlık: imane (imane) varmak 1: pristigam, pristigna (pristigam, pristigna) varmak 2: pritoarçem, pritoarçe (pritırçavam, pritırça) vasiyet etmek: vasayet pravem ()

Page 438: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

vasiyet: vasayet, vasayatçek (zaveştanie) vatan: rudina (rodina) vazgeçmek 1: otsuvam sa (otdrıpvam se, otkazvam se) vazgeçmek 2: pumeatam sa, pumètna sa (pomyatam se, pometna se) vazgeçmek 3: sledvam (sledvam) vazgeçmek 4: ustàvem, ustave (ostavyam, ostavya) “bırakmak” vazgeçmek 5: vazgeştisam (otkazvam se) ve 1: i (i) ve 2: ta, to (ta) veba: karan (mor, çuma) velet: velet (dete) “çocuk, yaramaz çocuk” verem: ohtika (tuberkoloza) veresiye: veresîye (otmetka) vergi 1: vergiye (danık) vergi 2: foro (danık) verimsiz toprak: elovitsa () vermek 1: dàvam, dam / dávom (bt) (davam, dam) vermek 2: pudavam, pudam (podavam, podam) vermek 3: predávom, pridávom (bt) veya: ili (ili) vezir: vezir, vezirin (vezir) vızıldamak 1: bızunikam (brımça) vızıldamak 2: jurçè (jurça) vinç: yeranó (kran) viran etmek: varenyasvam, verenésam, verenöasam (razvalyam)

Page 439: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

viran: viran, verenöa (ruyna) vişne: vişne (vişna, vişnya) volnenik: volnènik (volnyanik) “sırma ile süslü yünlü rodop kadın kıyafeti” vurgulanmış: udàren, -a, -u (udaren, -a, -o) vurgulu: udaren, udarena, udarenu / yudaren (udaren, -a, -o) vurma 1: udar (udar) vurma 2: dûr, dûrka (svat, svatya) vurmak 1: udrem (udarvam, udaryam, adryam, udarya) vurmak 2: udrem, udrivam, udrívom (bt) (udryam) vurmak 3: posudrivam “vuruvermek” vurmak 4: çùkam, çûkom (bt) (çukam) vurmak 5: dronkam, droankam (drınkam) vurmak 6: dzınkam (drınkam) vurmak 7: lùpam, lupna (lupvam, lupna) vurmak 8: otpàrem, otparyam (udrem) vurmak 9: plûsne (udari) vurmak 10: pufkam (udryam, puşa) vurmak 11: stivasvam (biya) vurmak 12: trèsvam, tresna (tryasvam, tresna) vurmak 13: tròpam (tropam) vurmak 14: tropvam, tropna (tropvam, tropna) vurmak 15: tupvam, tupna (tupvam, tupna) vurmak 16: utrèpem, utrèpe (utrepvam, utrepya) vurmak 17: brusé, brusya (udryam, zamervam) vurmaya başlamak: zaudrem (zaudryam) vurmuş: udreal, odral, udral (udryal)

Page 440: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

vurulmuş 1: udàren, -a, -u (udaren, -a, -o) vurulmuş 2: udaren, yudaren () vurulmuş 3: udren, udrien () vuruş: izçelastri (izritay) vuruşmak: uruşmak (golyamu zanimavka)

Y

yaba: yaboa () yaban arısı 1: osa, vosa (osa) yaban arısı 2: borba, barbun, bırbun, borbun (brımbar, zemna pçela) yaban asması: skreba (povet) yaban domuzu: divu, isfîne dîvu (divo prase) yaban mersini 1: brusnitsa, brosnika, brusniga (çervenata borovinka) yaban mersini 2: kamençata (çerni borovinki) yaban mersini 3: kokaz (borovinka) yabancı 1: çuzd, -a, -u, çuzdi (ç) (çujd, -a, -o, çujdi) yabancı 2: yabanciya, yabanciye, yabanjiye / abancie, abanciya, abanjí (yabanciya, yabanciyka) yabancı kadın: yabanjiyka, abanciyka (yabanciyka) “dişil hali” yabancılar 1: çuzdisa, çuzdi lude, çuzdi lûdişta (çujdentsi) yabancılar 2: yorumenbiya (çujdenets, çuzdentsi) yabancıya hizmet etmek: vtezma (polzvane na çujdo)

Page 441: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yabangülü çalısı: şipka (şipka) yabani armut: diva krùşa (diva kruşa) yabani kiraz: çerniçki (divi çereşi) yabani: dîvu (div, diva, divo) yada: ili (ili) yağ 1: maslu máslo (maslo) yağ 2: yah (maslo) yağ 3: şarlan, şirlan (olio) yağ sürmek: namàslem, namàsle (namaslyam, namaslya) yağcılık yapan: yahlamo, ahlamo () yağız çoban: vaklo ovçerçe () “karagözlü çoban, esmer çoban” yağlamak 1: màza (maja) yağlamak 2: namàslem, namàsle (namaslyam, namaslya) yağlamak 3: samàzvam, samàja (smazvam, smaja) yağlı: maslen, maslena, maslenu (maslen, maslena, masleno) yağlık: yaglık, agloak, aglık, yaglıtsi (ç) “peşkir, havlu” yağma etmek: razdoarpem (razdırpvam, razdırpam) yağmalanmak: talanmak (zagrabvane, ograbvane) yağmur 1: doaş, dajdoan (dıjd) yağmur 2: yamûr (dıjd) yağmur çiseleme: pırşika (rımi) yağmur dinmek 1: arnisa () yağmur dinmek 2: niletè () yağmur oluğu: kapçuk (dıjd kanavkata) yağmur sesi: garmej za letej () yağmur yağmak: doaş letiye, liti dıjd (valî dıjd)

Page 442: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yağmurlu hava: leteşlivo vreme (valejno, dışdovno) “yağışlı hava” yağmurluk: janken () yağmurluk: yamurluk (dıjdobran) yağsız et: kreşçina (kreho meso) yağsız koyun sütü: matan () yahut: ili (ili) yakalamak 1: fàtam, fàte, fátom (bt) (hvaştam) yakalamak 2: vlepöat (hvaştat, sgrabçvat) yakalamak 3: zagrîbam (hvaştam, zagrebvam) yakalamak 4: çopna (hvana) yakalanan: priçepen (prevzet) yakalanmak 1: fàtam sa, fàte sa (hvaştam se) yakalanmak 2: çepé sa (prevzemam se) yakalanmış: dohnal (dıhnal) yakalayan: çepla (koyato se prevzema) yakalayıcı: grablif (grabliv) “yırtıcı” yakıcı 1: parliv /parlif, parlîva, parlîvu (parliv, parliva, parlivo) yakıcı 2: peçlif, peçliva, peçlivo (izgaryaşt) yakıcı 3: zaparli (paleşt, goryaşt) yakıcı 4: jegnova (napiça) yakın akraba: blizka rodninka () yakın zamana kadar: duskòru (doskoro) yakın zamanda: naskòru (naskoro) “geçenlerde, yakınlarda” yakın zamandan beri: utskòru (otskoro) “yakın zamandan bu yana”

Page 443: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yakın 1: blizu, blize (blizo) yakın 2: voatreşni, voatreşnik () “aile içinden ve yakın olan kişi” yakıncacık: blizçak (blizçık) yakında: nablîzu (nablizo) “yakına” “ela nablizu: yakına gel” yakından: utblîzu (otblizo) yakınlarda: utskòru (otskoro) “yakında, yakından” yakınlaşmak: sablijem sa, sablije sa (sblijavam se, sblija se) yakınlaştırmak: sablijem, sablije (sblijavam, sblija) yakınlık: svatoştina (svatovstvo) “yakın akrabalık” yakışıklı: kamaten / kamatan, -tna, -tnu / kámaton (bt) (krasiv, hubav) “yunancadan” yakışmak 1: prilègam, prilègna (prilyagam, prilegna) yakışmak 2: uydisvam, uydisam (uydisvam, uydisam) yaklaşmak 1: nabilîjam, nabilija (nablijavam, nablija) yaklaşmak 2: priblîjam sa, priblîja sa (priblijavam se, priblija se) yaklaşmak 3: priblîjam, priblîja (priblijavam, priblija) yaklaşmak 4: sblijem sa, sblije sa (sblijavam se, sblija se) yaklaştırmak: sblijem, sblije (sblijavam, sblija) yakmak 1: zapàlem, zapàle (zapalvam, zapalya) yakmak 2: upàlem, upàle (opalvam, opalya) yakmak 3: pripàlem, pripàle (pripalvam, pripalya) yakmak 4: napàlem, napàle (napalvam, napalya) yakmak 5: pare (parya) yakmak 6: ispàrem, ispàre (izparvam, izparya)

Page 444: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yakmak 7: fujgam (plamvam) yakmak 7: razgùrem, razguré (razgaryam, razgorya) yakmak 8: jelya () yakmak 9: ojelvam () yakmak 10: sıjijam (izgaryam) yakmak 11: vsyakni / vsékni / vseakni yakmaya başlamak: pripàre mi, pripàri mi (priparva mi, pripari mi) Yakup’un karısı: Yakupitsa, Yakupisa yalamak 1: lije (lija) yalamak 2: blija (blija) yalan 1: làja, loaja (lıja) yalan 2: lajánie (bt) (lıja) yalan 3: due (lıje) yalan söylemek 1: làja, lajè, loaja (lıja) yalan söylemek 2: izloagam, izloaja (izlıgvam, izlıja) yalan söylemek 3: litkam (lıja nyakogo) yalan söylemek 4: fpregam (lıja) yalancı 1: lajnik, loajnik, lıjnik (lıjest) yalancı 2: yalanji (lıjets) yalancı 3: lajnák (bt) (lıjets) yalancı 4: mentaraciya (lıjets) yalancıktan: zayenkas (falşiv, na şega) yalınayak 1: bos (bos) yalınayak 2: gòlubos () yalınayak 3: capar (bosonog) “cabbar kelimesinden” yalınayak yürümek: petkam (razhojdam se bosonog) yalıtmak: usosvam (zakısvam)

Page 445: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yalnız 1: sam, sàma, sàmu (sam, sama, samo) “yalnız başına” yalnız 2: samo (samo) ”yalnız, yalnızca” yalnız 3: lû (samo, kakto) yalnız başına 1: sàmo, sàmu (samo) yalnız başına 2: nasàme (nasame) yalnız başına 3: samiçak, samiçka, samiçku (samiçık) yalnız kalmak: uzdisa (ostana sam) yalpalamak 1: barbutsam (gazya vav voda) yalpalamak 2: kandilkam sa (klatya se, zalitam) yalpalamak 3: menteheram (motaya se) yalpalamak 4: tété / tyatya () “tay tay durmak” yalpalamak 5: manda (poklaştane) yalvarmak 1: mòlem, mole (molya) yalvarmak 2: mòlem sa (molya se) yalvarmak 3 pumòlem, pumòle (pomolvam, pomolya) “biraz yalvarmak” yalvarmak 4: pumòlem sa, pumòle sa (pomolvam se, pomolya se) yama 1: kropka, kroapka (krıpka) yama 2: yamoa (yama) yamalamak 1: koarpe (kırpya) yamalamak 2: iskoarpem, iskoarpe (izkırpvam, izkırpya) yamalamak 3: zakoarpem, zakoarpe (zakırpvam, zakırpya) Yaman köyü: Yamansko “Rodoplarda geçmişte haydutları ile ünlü köy” Yaman’ın haydutları: Yamanskite hayti ()

Page 446: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yamuk 1: nakriven, nakrivena, nakrivenu (nakriven, nakrivena, nakriveno) “yamulmuş” yamuk 2: krif/kriv, kriva, krivu (kriv, kriva, krivo) “eğri” yamuk 3: zakriveno, zakrivenu () yan yatmış 1: pulegnal (polegnal, polegnala, polegnalo) yan yatmış 2: na kistermô () yan: kray (kray) yanak 1: bùza, buzi (ç) (buza) yanak 2: lániata (bt), láynita, lanti (ç) (buza) yanaşmak 1: priblîjam, priblîja (priblijavam, priblija) yanaşmak 2: priblîjam sa, priblîja sa (priblijavam se, priblija se) yanaşmak 3: pristoapam, pristoape (pristıpvam, pristıpya) yanaşmak 4: istîgam, istigna (stigam, stigna) yandan: utstrana (otstrana) “yanda” yanık 1: izguren, izguréna, izgurénu (izgoren, -a, -o) yanık 2: górem (bt) “rusça: goret” yanılmak: saboarkvam sa, saboarkam sa (sbırkvam se, sbırkam se) yanıltılmış: izmayutkal (podvel, izmamil) yanında 1: pri (pri) “yanına, -de” yanında 2: pukray (pokray) “pukray mene: benim yanımda” yanından geçmek: raztri sa (razmina se) yankahya: yenkehaya, yankehaya (zamestnik kehaya) “kahya yardımcısı” yankesici 1: yankesiciye / yenkesiciye (e), yankesiciyka (d), yankesicii (ç) (yankesiciya, yankesiciyka)

Page 447: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yankesici 2: pobàraç (cepçiya, apaş) yankesici 3: cepçiye (cepçiya) yankesicinin, yankesici şeyi: yankesiciyski (yankesidjiyski) yankılanmak: utglàsem sa, utglasé sa (otglasyam se, otglasya se) “yankı uyandırmak” yanlış biçimde: nakrivu (nakrivo) yanlış: yalnîş, yalnişlû (greşen) yanlışlık yapmak 1: sboarkvam, sboarkam (sbırkvam, sbırkam) yanlışlık yapmak 2: skondaptsvam (sbırkam) yanmak 1: gurîye (gorya) yanmak 2: izguriye (izgorya) yanmak 3: razgùrem sa, razguré sa (razgaryam se, razgorya se) yanmak 4: peka sa (peka se) yanmak 5: zapalem sa, zapale sa (zapalvam se, zapalya se) yanmak 6: jelya sa (parya se) yanmak 7: ojelvam sa () yanmak 8: vazgaygani (zapuşi se, zapari se) yanmış 1: izgurél, izguréla, izgurélu (izgoryal, -a, -o) yanmış 2: zapalen (zapalen) yanmış 3: pırgotina (opırleno, izgoryalo) yapabilir: klôt (kadıren, mojeşt) “gücü yeter” yapabilmek: mòga (moga) yapağı: kiçilo (runo na ovtsa, koza) “koyun, keçi yapağısı” yapamamak: nimòja (nemoja) yapar gibi görünmek: pràve sa (pravya se)

Page 448: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yapayalnız 1: sàmin (samin) yapayalnız 2: sàm-samiçka (sam-samiçık) yapılmak: izvoarşem sa, izvoarşe sa (izvırşvam se, izvırşa se) yapılmış: napràvenu (napraveno) yapıp durmak: ukrékam (izdırjam) yapışıp kalmış: zaparastil (zainatil, zapınal) yapışkan 1: zalepenu () yapışkan 2: prilepka (prilepka) yapışmak 1: lepè sa, lepî sa (lepya se) yapışmak 2: lèpna sa (lepna) yapışmak 3: prilèpam, prilèpna (prilepvam, prilepna) yapışmak 4: zalepna (zalepna) yapıştırmak 1: lèpem, lepna (lepvam, lepna) yapıştırmak 2: dulepè (dolepya) yapıştırmak 3: lepè (lepya) yapıştırmak 4: nalèpam, nalepè (nalepvam, nalepya) yapıştırmak 5: zalèpem (zalepvam, zalepya) yapma, yapmayınız!: nimoy, nemoy, nimoyte, nemoyte (nedey, nedeyte) yapmak 1: pràvem, prave (pravya) yapmak 2: napràvem, napràve (napravyam, napravya): yapmak 3: istòrem, istòre (storvam, storya) yapmak 4: grade () yapmak 5: izgràdem, izgràde (izgrajdam, izgradya) yapmak 6: kladam (pravya) yapmak 7: provèdem, provède (provejdam, proveda) yapmak 8: tastarém / tastaryam (pravya, opravyam)

Page 449: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yapmak 9: ukàzam, ukàje (okazvam, okaja) yapmak 11: izvoarşem, izvoarşe (izvırşvam, izvırşa) yapmak 10: voarşe, sıvoarşe (vırşa) “yapıp bitirmek” yapmayacak: neşravi (ne şte pravi) yaprak 1: listu, lista / lísto (bt) (listo) yaprak 2: liské (liskya) yapraklanmış: listnalu (listnalo) yaptırmak: nagudem (nagodya) yara kabuğu: strup () yara: ràna (rana) yaralamak 1: ranèvam, ranè (ranyavam, ranya) yaralamak 2: naranèvam, naranè (naranyavam, naranya) yaralanmak 1: ranèvam sa, ranè sa (ranyavam se, ranya se) yaralanmak 2: naranévam sa, naranè sa (naranyavam se, naranya se) yaralanmış: narànen, naranena, naranenu (naranen, naranena, naraneno) yaralı: rànen, ranena, raneno (ranen, ranena, raneno) yaramak: stàvam, stàna (stavam, stana) yaramaz 1: şerémo (vreden) “yaramaz kimse” yaramaz 2: çufteliya (pakostnik) “laf dinlemez” yaramaz 3: lilô, lilio (smotan çovek) yaramaz 4: tarhacik (neprokopsanik, prostak) yaramaz çocuk: drakus (prizrak) yaramazlık: şeremét (zlo) “kakvo şeremet praviş: ne yaramazlık yapıyorsun?” yararlı: faydaliye (polezen)

Page 450: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yarasa: mraçnik (prilep) yaratılmak: ràdam sa, rudiye sa (rajdam se, rodya se) yaratmak: ràdam, rudiye (rajdam, rodya) yardım etmek: pumoagam, pomágom (bt) pumoagna (pomagam, pomogna) yardımcı: şegôrçe, şegırçe (pomoştnik, çiraçe) yardımlaşma: puprelka / poprelka (poprelka) yardımlaşmak 1: puprélem / poprelyam (poprelyam) yardımlaşmak 2: zadévam sa (zadyavam se) yarı: puluvin, pulvina, pulvino (polovin, polovina, polovino) “yarım, yarısı” yarık: dzarka (protsep, proluka) yarılmak: razpùkam sa, razpukna sa (razpukvam se, razpukam se, razpukna se) yarım: pulvina / palavín (bt) (polovin) yarın sabah: usutra, usutre, usutrin (utsutrya, utre sutrinta) yarın: ùtre (utre) yarına kadar: du utre (do utre) yarına: zutruşnik, zautreşnik (v drugi den) “yarın için, yarınki gün” yarmak 1: seka (seka) yarmak 2: naseka (nasiçam, naseka) yarmak 3: razpùkam, razpukna (razpukvam, razpukam, razpukna) yasak: zabranén (zabranen) yaslanmak 1: putbre sa () yaslanmak 2: vpina (opira)

Page 451: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yastık 1: voalzanisa, volzanitsa, valzanitsa / vozganitsa, vozlavnitsa / ozlanítsa (bt) (vızglavnitsa) yastık 2: sdélka, sdyalka, zdyalka (vızglavnitsa) yastık 3: yastık, estık (vızglavnitsa) yastık 4: babul () yaş: surovu (surov, surova, suravo) yaşam 1: jivene (jivot) yaşam 2: ràve (jivot) “ömür” yaşam 3: hayat (jivot) yaşamak 1: jivèye, jüvéye (jiveya) yaşamak 2: ravem (jiveya) “ömür sürmek” yaşayan: ujiven, ujivena, ujivènu, ujiveni (ojiven, ojivena, ojiveno) yaşına basmak: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) yaşlanmak: ustarèyem, ustarèye / astarâvom (bt) (ostaryavam, ostareya) yaşlanmış: ustareal, -a, -u (ostaryal, -a, -o) yaşlı adam: star, ıstar, staru, ıstaru (star) yaşlı kadın 1: bàba (bàba) yaşlı kadın 2: stàritsa, stàrisa, ıstàrisa (staritsa) yaşlı olanı: ıstàrutu, stàrutu (staroto) yaşlı: stàr (e), stàra (d), staru (n), stari (ç) / ıstar, ıstàra, ıstàru (star, -a, -o, -i) yaşlılar: starkuve / starkove (starite) yaşmak 1: yaşmak, eşmak (kırpa) “baş örtüsü” yaşmak 2: koarpa (kırpa) yaşmak 3: mumiya (kırpa) yatak 1: pustèla, postelka, pustelka (postelya)

Page 452: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yatak 2: yatak, (ç) yatàsi (leglo) yatak 3: krevát, krivat (leglo) yatak 4: bucak, bujek (loje, leglo) yatak örtüsü: pokrov (pokrivalo, zavivka) yatay: létaf (horizontalen) yatık: légnat (legnat) yatışmamış: niulegnal, niulegnala, niulegnalu (neulegnal, neulegnala, neulegnalo) yatıştırmak 1: patahsam, patahsa (umirya se, utihsa) yatıştırmak 2: pritonévam/pritonyavam (pritihvam) yatma: lèje (leja) yatmak 1: lègam, legna (lyagam, lehna) yatmak 2: nalègvam, nalègam (nalyagvam, nalyagam) yatmak 3: prilègam, prilègna (prilyagam, prilegna) yatmak 4: zalégam / zalyagam (zalyagam) yatmış 1: izlegnal (izlegnal) yatmış 2: pulegnal (polegnal, polegnala, polegnalo) yatmış 3: usnal (zaspal) yatmış 4: iztefenil () yatsı: yatsiye, atsîye () yavaş 1: krotku (krotko) yavaş 2: zabavenu (zabaveno) yavaş 3: surneleşka () yavaş delikanlı: yavaş kopele () yavaş kadın: razçepeyno () yavaş kimse: gôpka, giopka () yavaş yavaş 1: agàle agàle (poleka leka) yavaş yavaş 2: polôka loka, po leka leka (bavno)

Page 453: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yavaş yavaş 3: yavaş yavaş, avaş avaş/ yevaş yevaş (bavno) yavaşça 1: krotku (krotko) yavaşça 2: zabavenu (zabaveno) yavaşça 3: yaváşka (bavno) yavaşça çiğnemek: molavi (dıvçe bavno, predıvka) yavaşlamak: zabàvem, zabàve (zabavyam, zabavya) yavru kuş: pilentse, pilensi, pilentsi (pilentse) yavrulamak: ràdam, rudiye (rajdam, rodya) yaygara 1: jurulekuk (vryava) yaygara 2: cabala (vryava) yaygı 1: pustelka (postelka) yaygı 2: yaygiye (lıç) yayık çalkağı: burilka (borilka) “süt, ayran çalkalama aleti” yayık: yayik () yayılmak 1: şirè sa (şirya se) yayılmak 2: raznèsam sa, raznesa sa (raznasyam se, rasnesa se) yayılmak 3: prustîram sa, prustra sa (prostiram se, prostra se) yayılmak 4: lôşti sa (iztyaga se, protyaga se) yayılmak 5: sipvam sa, sipna sa (sipvam se, sipna se) yayılmış: pasporsnat (razprısnat) yayla: ayla, ayloa (pasbişte) yaymak 1: şirè (şirya) yaymak 2: prustîram, prustra (prostiram, prostra) yaymak 3: puslàham (postilam) yaymak 4: pustèlem, pustèle (postilam, postelya)

Page 454: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yaymak 5: sèye (seya) yaymak 6: pasporsvam (razprısvam) yaz mevsimindeki, yaza ait: leatuska, létuska (prez lyatoto) yaz şarkıları: letnine pesni () yaza ait: leatan, leatna, leatnu / léten, letna, letnu, letni (leten, lyatna, lyatno) yazı 1: pisane, pisana (pisane) yazı 2: yazîye (pisane) yazık 1: jalost, jalus () yazık 2: yazık (yazık) yazılı gelin: pisana bulka () “pomak gelinlerinin düğünde yüzlerinin süslenmesi” yazılı, yazılmış: pîsan, pîsana, pisanu (pisan, isana, pisano) yazılmak 1: pîşe sa (pişa se) yazılmak 2: zapîsam sa, zapişe sa (zapisvam se, zapişa se) yazılmamış: nipîsan, nipîsana, nipîsanu (nepisan, nepisana, nepisano) yazılmış 1: izpisan, izpisana, izpîsanu (izpisan, -a, -o) yazılmış 2: prepísano () yazın, yaz mevsiminde 1: letu, leatu (lyato) yazın, yaz mevsiminde 2: leate, léte (lete) yazıt: raboş, rabuş “çobanlık sözleşmesinin yazıldığı tahta parçası” yazlık: leten, letna, letnu, letni / leatan, leatna, leatnu (leten, lyatna, lyatno) yazmak 1: pîsam / písavom (bt) (pisvam) yazmak 2: pîşe (pişa)

Page 455: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yazmak 3: izpîsam, izpîşa (izpisvam, izpişa) yazmak 4: napîsam, napişe (napisvam, napişa) yazmak 5: pripîsam, pripişa (prepisvam, prepişa) “yeniden yazmak” yazmak 6: zapîsam, zapîşe (zapisvam, zapişa) -ye karşı: sroaştu, sroştu (sreştu, otsreşta) -ye, -ya 1: du (do) -ye, -ya 2: iz (iz) -ye, -ya 3: na, nah (na) -ye,-ya 4: za (za) ye: yéş (yaj) “yemekten emir” / “yeşte: yiyiniz” yedi kişi: sedminà (sedmina) yedi senelik, yedi yaşında: sèdemgudîşen, sédem gudişna, sédem gudişnu (sedem godişen, sedem godişna, sedem godişno) yedi: sedem (sedem) yedinci: sedmi, sedma, sedmu (sedmi, sedma, sedmo) yedirmek 1: hrànem, hràne (hranya) yedirmek 2: nahrànem, nahràne (nahranvam, nahranya) yediyüz: sèdemstòtin (sedemstotin) yeğen: bratuşka, bratuşki (ç) (bratuşka, bratuşki) yelek: kavaşmo () “kavuşma: kısa erkek yeleği” yellenmek: parde, poarde (prıdnya) yemeğe başlamak: zayédem (zayajdam, zayam) yemek 1: (f) yédam, yedna (yadvam, yadna) yemek 2: (f) yàm (yam) yemek 3: (f) nayèdem sa (nayadvam se)

Page 456: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yemek 4: (f) zaedem / zayedem, zaede / zayede (zayajdam) “yemeğe başlamak” yemek 5: (f) izèdem (izyajdam, izyadam) “yiyip bitirmek” yemek 6: (f) koasvem, koasna / kosvam, koasvam (kısvam, kısna) yemek 7: (f) hrànem sa, hràne sa (hranya se) “yemek yemek, kendini doyurmak” yemek artıkları: logun (hranitelni ostatıtsi) Yemen: Emen () “Yemen ülkesi” “Jiv çilék ut Yemen: Yemen’den sağ gelen adamın hikayesi” yemeni ayakkabı: ameníe (bt) (obuvki) “yemeni: ayakkabı çeşidi” yemin etmek 1: kàlna, koalna (kılna) yemin etmek 2: kalnà sa (kılna se) yemin etmek 3: prekalnam, prekalnà / prikàlnem, prikalnà / prikoalna () yemin etmek 4: vritsam (davam obet, kletva, obeştavam) yemin etmek 5: zakoalnam sa (zaklevam se, zakılna se) yemin ettirmek: zakoalnam (zaklevam, zakılna) yemiş 1: smokva, smokini (ç) (smokini) yemiş 2: yimíş, imiş (smokini) “incir meyvesi” yemişlik: imişlik () “meyvelik, meyve bahçesi” yemli tuzak: ştorv (primamka) “aldatıcı tuzak” yenge: inge, ingöa, ingô / engé, engya, engô (lelya) yeni doğurmuş, çok süt veren genç inek: mladoçni, maldoçni () yeni ev kutlaması: sôdnovanitsa () yeni evli: vençati ()

Page 457: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yeni sürgün dallar: kultutsi (ç) (novi izdınki) yeni yetme: turanik, turenik () yeni yürümeye başlayan çocuk: tipalçe () yeni: nov, nòva, nòvu / nof (bt) (nov, nova, novo) “farsça nev” yeniden örmek 1: preplitam, prepleta (preplitam, prepleta) yeniden örmek 2: priplitam, pripleta (priplitam, pripleta) yeniden 1: parek () yeniden 2: utnòvu (otnovo) yenisi, yeni olan: nòvumu (novomu) yenmek: nadviyem (nadvivam) “devirmek” yepyeni: sugarno (kısno) yer 1: mèstu, mestà (ç) / mâsto (bt) (myasto) “alan” yer 2: zemé, zemöa, zemôna (zemya) “zemin, toprak” yer değiştirmek 1: mestè (mestya) yer değiştirmek 2: primèstam, primesta (premestvam, premestya) yerden kaynamak: izvîra (izvirya, izvrya) yere ait 1: mèsten, mestna, mestnu (mesten, mestna, mestno) yere ait 2: zemöan, zemöana, zemöanu (zemen, zemna, zemno) yere bırakılmış: timarén (postaven na myasto) yere düşmek: ukàpem, ukàpe (okapvam, okapya) yere uzanmak: zalégam / zalyagam (zalyagam) yere yatmak: zalègna (zalegna) yere yuvarlamak: trèsvam, tresna (tryasvam, tresna)

Page 458: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yerel: mèsten, mestna, mestnu (mesten, mestna, mestno) yerinden oynatmak: puklàtem, puklate (poklatvam, poklatya) yerinden sökmek: odmahvam (otmahvam) “yerinden kaldırmak” yerine, yerinde: namèstu, nah mestu, namisô (namesto) yerini değiştirmek 1: pumèstam, pumèste (pomestvam, pomestya) yerini değiştirmek 2: pritagaré / pritagarya (prehvırlya) yerleşik: naselèn, naselèna, naselènu (naselen, naselena, naseleno) yerleşim yeri: sèlişte (selişte) yerleşimciler: sodnitsi (jiteli) “ahali” yerleşmek 1: mestvam sa, smeste sa (smestvam se, smestya se) yerleşmek 2: namestam sa, namesta sa (namestvam se, namestya se) yerleşmek 3: nastànem sa, nastane sa (nastanyavam se, nastanya se) yerleşmek 4: primestam sa, primesta sa (premestvam se, premestya se) yerleşmek 5: slàgam sa, sloja sa (slagam se, sloja se) yerleştirilmiş: timarén (postaven na myasto) yerleştirmek 1: namèstam, namesta (namestvam namestya) “bir yere koymak” yerleştirmek 2: nasèlem, naselè (naselvam, naselya) “bir yere yerleşmek”

Page 459: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yerleştirmek 3: primèstam, primesta (premestvam, premestya) yerleştirmek 4: pustàvem, pustàve (postavyam, postavya) “bir yere bırakmak” yerleştirmek 5: slàgam, sloja /uslagam, usloja (slagam, sloja) “bir yere koymak” yerleştirmek 6: smestvam, smeste (smestvam, smestya) “yerine koymak” yerleştirmek 7: tùrem, tùre (turyam, turya) “koymak, yere koymak” yerli 1: mèsten, mestna, mestnu (mesten, mestna, mestno) “mahalli, yerel, o yere ait” yerli 2: rodan, rodna, -nu (roden, rodna, -no) “doğuştan, doğum yerine ait, o yerli” yersiz yurtsuz: niprissèlu () yersiz: niumesten, niumestna, niumestnu (neumesten, neumestna, neumestno) yeşil erik 1: zelena sliva (zelena sliva) yeşil erik 2: canka (canka) yeşil erik 3: garluşka ( zelena sliva, canka) yeşil fesleğen: zelen bosilek () yeşil sık orman: çostana gora zelena () yeşil sinek: zulenitsa (zelena muha mesarka) yeşil: (s) zelèn, zelèna, zelènu (zelen, zelena, zeleno) “yeşil renkli” yeşillendirme: (i) uzelenyavane (ozelenyavane) yeşillendirmek: (f) uzelenèyem, uzelenèye (ozelenyavam, ozelenya)

Page 460: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yeşillenmek 1: zeleneyè (zeleneya) yeşillenmek 2: zeleneyè sa (zeleneya se) yetenekli 1: umeten, umetna, umetno / imeten, imetna (talantlive) yetenekli 2: ortosen, ortosna, ortosno / ortusnu (sposoben, sposobna, sposobno) yetenekli 3: vlûden (sposoben) yetenekli 4: ajdraha (operen) yeter: istîga (stiga) “yeterki” yetersiz beslenmiş: gurtal, gurtale, gurtalivi (slabi, nedohraneni, izmırşavyali) yetişmek 1: obividat (vodyat se) yetişmek 2: istîgam, istigna (stigam, stigna) yetişmek 3: pristigam, pristigna (pristigam, pristigna) yetişmek 4: zaftasem, zaftásavom (bt) () yetişmek 5: zastigam, zastigna (zastigam, zastigna) yetmiş senelik, yetmiş yaşında: sèdemdèset gudîşen, sedemdeset gudişna (sedemdeset godişen, sedemdeset godişna, sedemdeset godişno) yetmişyedi: sèdemdèset (sedemdeset) yığılmak: izlivam sa, izleye sa (izlivam se, izleya se) yığın 1: kup, kòpa, kupçina (kupçina) “ot yığını” yığın 2: kopen (kup) yığın 3: sor (kup) yığın yapmak: kupen storé () yığınla: nakup (nakup) yığmak: izlivam, izleye (izlivam, izleya) yıkama: pudmivane (podmivane)

Page 461: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yıkamak 1: mîyem, mîye (miya) yıkamak 2: primîyem, primîye (premivam, premiya) “çok yıkamak” yıkamak 3: umivam, umiye (umivam, umiya) yıkamak 4: smivam, smiye (smivam, smiya) yıkamak 5: perè (pera) yıkamak 6: pérem, pràne (prane) yıkamak 7: upèrem, upère (opiram, opera) yıkamaya mahsus: peràlan, peralna, peralnu (peralen, peralna, peralno) yıkanmak 1: mîye sa (miya se) yıkanmak 2: smivam sa, smiye sa (smivam se, smiya se) yıkanmış basma: yunena basma () yıkık: razvalen, -a, -u, (ç) -i) (razvalen, -a, -o) yıkılmak 1: razvalem sa, razvale sa (razvalyam se, razvalya se) yıkılmak 2: razturam sa, razture sa (razturvam se, razturya se) yıkılmak 3: razkàpem sa, razkape sa (razkapvam se, razkapya se) yıkılmak 4: hahorvam, hahorna (padam, padna) yıkılmış: razturen, razturena, razturenu / razturan (razturen, razturena, raztureno) yıkıntı: harhanô (razvalina) “harabe hane” yıkmak 1: nadviyem (nadvivam) yıkmak 2: razturam, razture (razturvam, razturya) yıkmak 3: razvàlem, razvàle (razvalyam, razvalya) yıkmış: nadvila () “devirmiş, yenmiş”

Page 462: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yıl: gudina, gudini (ç) (godina) yılan 1: izmîye, zmíya (zmiya) yılan 2: smoçindra (golyam smok) “büyük karayılan” yılan balığı: ahel (zimorka) yılan ebesi: glatuş (zmieguşter) “bir kertenkele türü” yılan zehiri: zmiyka usoyna () yıldırım 1: haşim (grım) yıldırım 2: groam (grom) yıldız: zvezda, zvezdi (ç) (zvezda) yıldızlı: zvezdan, zvezdana, zvezdanu (zvezden, zvezdena, zvezdeno) yıllar: kalakanderitsi (godini) yıpranmış 1: obrônzan, obronzano (orıfan, orıfano) yıpranmış 2: osabeno (izhabeno, zatıpeno, iznoseno) yıpratılmak: skoasvam sa, skoasam sa (skısvam se, skısam se) yıpratmak: skoasvam, skoasam (skısvam, skısam) yırtıcı kuş: karaguy (grabliva ptitsa) yırtıcı: grablif (grabliv) “yakalayıcı” yırtık 1: razdran, razdràna, razdrànu (razdran, razdrana, razdrano) yırtık 2: parsaliv, parsaliva, parsalivu / parsalîfnа / partaliv (partsaliv, dripav) yırtık 3: sıdrana () yırtık 4: panukla (partsalivo, dripavo) yırtık 5: dripal (partsalivnik, skitnik) yırtık 6: lepka () yırtık 7: parsalivnik, partalivnik (partsalivko)

Page 463: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yırtılmak 1: razderem sa, razderè sa (razdiram se, razdera se) yırtılmak 2: skoasvam sa, skoasam sa (skısvam se, skısam se) yırtılmak 3: zakoasem sa (zakısvam se) yırtılmış 1: parsalivnik, partalivnik (partsalivko) yırtılmış 2: sadrala, zadràla () yırtmak 1: derè (dera) yırtmak 2: izdiram, izdera (izdiram, izdera) yırtmak 3: razderem, razdere (razdiram, razdera) yırtmak 4: iskoasem (izkısvam, izkısam) yırtmak 5: razkoasam (razkısvam, razkısam) yırtmak 6: skoasvam, skoasam (skısvam, skısam) yırtmak 7: zakoasem (zakısvam, zakısam) yırtmak 8: prukoasam, prukoasna (prokısvam, prokısna) yiğit yüreği: sortse yunatsko (sırtse yunaşko) yiğit: yunak, (ç) yunatsi (yunak) yiğitçe: yunaşki (yunaşki) yiğitçik: yunaçe (yunaçe) yiğite ait, yiğitin, yiğit (şeyi) 1: yunaşki, -a, -u (yunaşki, -a, -o) yiğitin, yiğite ait, yiğit (şeyi) 2: yunaçen, yunaçna, -u (yunaçen, yunaçna, -o) yine 1: pak, puk (pık): “bg. ama, fakat, halbuki” yine 2: pàrek (pak, otnovo) “tekrar, yeniden” yirmi 1: dvadeset (dvadeset) yirmi 2: irmi (dvadeset) yiyecek 1: yàdene, yédene, egâne (yadene)

Page 464: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yiyecek 2: hrana (hrana) yiyecek 3: yastie, estie (yastie) yiyecek 4: izèdenu (izyadeno) yiyecek 5: yadevo, yadivo yaduvo, edûvo (yadene, hrana) yiyecek torbası: pladnarka, pladnikarka () yoğun 1: çost, çosta, çosto / çoast, -a, -u (gıst, çest) yoğun 2: çivorsto (gısto) yoğurmak 1: mesè (mesya) yoğurmak 2: umèsam, umèsa (omesvam, omesya) yoğurt 1: ugurt, agurt, ogurt (kiselo mlyako) yoğurt 2: kvaseno mléko (kiselo mlyako) yok 1: nèma (nyama) yok 2: némago, nemagu () “o yok” yok etmek 1: trèbe (trebya) yok etmek 2: trèpe, utrèpe (trepya) yok etmek 3: otbàvem, adbávem (bt) yoksa 1: al, ali, dali (dali) yoksa 2: ili (ili) yoksa 3: nimè (nima) yoksul 1: fakir, fakîrin, fakire (ç) (beden, bednyak) yoksul 2: karopin, garipin (kletnik, siromah) “garip” yoksul 3: kléçe (bedniyat, kletiyat, siromaha) yokuş aşağı: nadol, nadolu, dolu, dòlişte, nadolişte (dolişte) yokuş: ukuş, yukuş () yol 1: poat, pot (pıt) yol 2: poatişte () yol 3: pok (pıt)

Page 465: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yol 4: préseka/ pryaseka, praseka (pıteka) yol 5: potişka (pıteçka) küçük yol yol 6: drum, druma (pıt) yol almak: drincam (obikalyam, pıtuvam) yol gösterilmek: napôtem sa, napoté sa / napoatem sa, napoate sa (napıtvam se, napıtya se) yol göstermek: napôtem, napoté / napoatem, napoate (napıtvam, napıtya) yol kesmek: prisekam poten () “yolunu kesmek” yol vermek: prupùskam (propuskam) yola ait, yolun, yol şeyi: poaten, poatna, poatnu (pıten, pıtna, pıtno) yola bakmak: zaglöadvam, zaglöada (zagledvam) “birini beklemek” yola çıkmak: zaminam, zamina (zaminavam, zamina) yola geçirmek: yioprate () yola koymak: privèdam, privedè (privejdam, priveda) yola koyulmak 1: pu pàte (po pıtya) yola koyulmak 2: yomvam, yomna (trıgvam po, napadam) yolcu: patnik, poatnik (pıtnik) yolculuk etmek: abihóşdom (bt) (obhojdam) yoldan geçen: prihodanin (çujdenets) yoldaş: yoldaş, (ç) yoldaşe, yoldaşlar (spıtnitsi) yollamak 1: provadam, provòdem, provòde (provojdam, provodya) yollamak 2: izpraştem, izprate (izpraştam, izpratya) yollamak 3: praştam / praştem, pràte (praştam, pratya) yollamak 4: privèdam, privedè (privejdam, priveda)

Page 466: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yolmak 1: umakvam, umakna / umoakna (otmıkvam, otmıkna) “bg. çalmak, aşırmak” yolmak 2: izmoakvam, izmoakna (izmıkvam, izmıkna) “bg. çekip çıkarmak” yolu düşmüşken: poteştim, potiştim () yolunmak: umakvam sa, umakna sa / umoakna sa (otmıkvam se, otmıkna se) ”bg. çalınmak, aşırılmak” yolunmuş: umaknal, -a, -u / uméknal, -a, -u / umoaknal, umöaknal (otmıknal, -a, -o) “yoluk” “bg. çalınmış, aşırılmış” yolunu gözlemek 1: priçékam (priçakvam, priçakam) yolunu gözlemek 2: zaglödam sa, zagledvam sa (zabavyam se, zakısnyavam) yolunu kapamak: preça sa (preça se) “önünü tıkamak” yoluyla: pu, po (po) yontmak 1: tèsam (tesam) yontmak 2: obrusé (oçukvam) yontucu: tesla (tesla) yorgan: yurgan (yurgan) yorgancı: yurganciye (e), yurganciyka (d), yurgancii (ç)(yurgandjiya yurganciyka) yorgancının, yorgancı (şeyi): yurganciyski, -a, -u (yurganciyski, -a, -o) yorganın, yorgana ait: yurganski (yurganski) yorgun düşmek 1: utrepem sa, utrepe sa (utrepvam se, utrepya se) yorgun düşmek 2: katalésvam, katalésa () yorgun düşmüş: katalésal (silno umoren) “çok yorgun”

Page 467: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yorgun: umurén, umurena, umurenu (umoren, -a, -o) “umuren sam: yorgunum” yorgunluk kahvesi: umorna kafitsa () yorgunluk: umora (umora) yormak: umurèvam, umurè (umoryavam, umorya) yorucu: moaçan, moaçna, moaçnu (mıçen, mıçna, mıçno) yorulmaksızın: niumòrnu (neumorno) yorulmaz: niumòren, niumòrena, niumòrenu (neumoren, neumorena, neumoreno) yorulmuş: umuril, -a, -u () yosun: vosá (mıh) yosunlu: vosest (mıhest) yoz: yoz (izroden) yöneltme: nasosvane (nasıskvane) yönlendirmek: nasosvam (nasıskvam) yöre: kray, krayişte (kray, krayişta) “yurt köşesi” yörük: yurùk, yurùtsi / yurutse, yurusi, yürütsi, yürüsi (ç) (yuruk, yurutsi (ç)) yörüke ait, yörükün, yörük şeyi: yurùski (yuruşki) yörükler: yörüçete, yöriçiti / yurutse (yurutsi) yörükoğulları: yurukovi “pomak soy ismi” yudum 2: galka (glıtka) yudum 3: sorçitse (glıtka) yudum1: galtok, gıltok (glıtka) yudumlamak: sorbem, soarbem / sórbom (bt) (srıbvam) yufka 1: yufkà, yufkoa, (ç) yufki (yufka) yufka 2: kori () “güneşte kurutulmuş yufka” yufka yemeği: meteni kori ()

Page 468: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yukarı 1: gòran, gorna, gornu (goren, gorna, gorno) “yukarıdaki” yukarı 2: gòre (gore) yukarı 3: navazbarno (nagore) yukarı 4: vazboartse, vazbartse, vazbortse, vızbırtse () “yukarıya” yukarı 5: visòse, visotse (gore) yukarı 6: vozbartse / vozbortse (nagore) yukarı çekmek, toplamak: pudbira sa, poutbera sa, potborisa (po ot bera se) yukarı çıkmak 1: iskaçem, iskaçe (izkaçvam, izkaça) yukarı çıkmak 2: izdigam sa, izdigna sa (izdigam se, izdigna se) yukarı kaldırmak: iskaçem, iskaçe (izkaçvam, izkaça) yukarı mahalle: gornana mahala () yukarı, daha yukarda: bozbartse () yukarı, yukarıdaki: nagoran, nagorna, nagornu (nagoren, nagorna, nagorno) yukarı, yukarıya: nagòre, nagor (nagore) yukarıdan: utgòre, adgóre (bt) (otgore) yukarıya, yukarıya kadar: nah visotse (na gorniya etaj) yulaf: uves (oves) yulaflı, yulaftan yapılmış, yulaf (şeyi): uvèsen (ovesen, ovesena, oveseno) yular 1: uglav, oglav, uglavnik (oglavnik) yular 2: yulare (oglavnik) yular takmak 1: oglavyavam / uglavéyem (slogyavam)

Page 469: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yular takmak 2: voglavyavam / vuglavéyem (slagam oglavnik) yumak çözmek: razvivam, razviye (razvivam, razviya) yumak yapmak 1: navîvam, navîye (navivam, naviya) yumak yapmak 2: prikaldupvam (pretırkalyam, preobraştam) yumak: klavu (kılbo) yumru 1: çurilo (tsitsina) yumru 2: drobençe, drobinçe (buçka, kısçe) yumru 3: vırga (tsitsina) yumruk 1: yumruk, yumrutsi (ç), kukuda yumruk 2: kukuda (kukuda) yumurta: yaytse, yaytsa (ç) / yayse, yaysà (ç) (yaytse, yaytsa (ç)) yumuşacık: môçku, méçko (mekiçko) yumuşak döşek: meçka dûşeçka () yumuşak şekilde: méku, möku, möaku (meko) yumuşak: mek, meka, meku / möak, möaka, möaku (mek, meka, meko) yumuşamak 1: umèkvam, umèkna (omekvam, omekna) yumuşamak 2: razmöakam sa, razmöakna sa (razmekvam se, razmekna se) yumuşamak 3: umöakna sa (umekna se) yumuşamış: uméknavu / umöaknavu (mek) yunan 1: grak, grık (grık) yunan 2: urúmin (grıtski) yunanca 1: gratski (grıtski) yunanca 2: urúmtski (grıtski ezik)

Page 470: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yunanlı kadın, grek kadını: garkine, gırkinya / garkino (gırkinya) yunanlılar: Gırçotiya (Gırtsite) yurt 1: rudina (rodina) yurt 2: kray, krayişte (kray, krayişta) yurta ait, yurt (şeyi): roden, rodna, -nu (roden, rodna, -no) Yusuf: (öa) Usuf, İsuf, Sufi, Sufka, Cufka Yusuf’un karısı: Yusufitsa, İsufisa () yutmak 1: puglaştam, pagliştam (poglıştam) yutmak 1: pugoalnem, pugoalna (poglıtvam, poglıtna) yutturmak: podûsvam (podhlızvam se) yuva 1: gnezdu, gnâzda (gnezdo) yuva 2: yuvoa (gnezdo) yuvarlak 1: tarkalest, -a, -u (tırkalyast, -a, -o) yuvarlak 2: pîtar () yuvarlak 3: turkulák “tırkolyam: yuvarlanmak fiilinden” yuvarlak 4: vargulat, -a, -u (obıl) yuvarlak 5: vargulatko (zaoblenko) yuvarlak şey: brabonka (topçitsa) yuvarlak taş: vargulka, vargulke, vargulkya (obıl kamık) yuvarlak tepe: çal (zaoblen vrıh) yuvarlamak 1: surna (vlaça) yuvarlamak 2: tarkòlem, tarkòle (tırkalyam, tırkolya) yuvarlamak 3: utvàlem, utvàle (otvalyam, otvalya) yuvarlamak 4: varguleam (vırgalyam) yuvarlamak 5: prikaldupvam (pretırkalyam, preobraştam) yuvarlamak 6: bijurkam (tırkalyam)

Page 471: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yuvarlanmak 1: surna sa (vlaça se) yuvarlanmak 2: tarkòlem sa, tarkòle sa (tırkalyam se, tırkolya) yuvarlanmak 3: primètam sa, primètna sa (premyatam se, premetna se) yuvarlanmak 4: klabuçkam, tarkolem (tırkalyam, preobrıştam) yükletmek: kàçem, kàçe (kaçvam, kaça) yükseğe çıkarmak: kàçem, kàçe (kaçvam, kaça) yükseğe çıkmak: kàçem sa (kaçvam se, kaça se) yüksek 1: visok, visoka, visoku (visok, visoka, visoko) yüksek 2: vélû (velyu, veliçko) yüksek sesle konuşmak: galça, galçoa (govorya) yüksek sesli kimse: garmidol (gırmidol) yüksekte: navisòku (navisoko) “yükseğe” yüksekten: utvisòku (otvisoko) yükselmek 1: izdigam sa, izdigna sa (izdigam se, izdigna se) yükselmek 2: kàçem sa (kaçvam se, kaça se) yükselmek 3: pukàçem sa, pukaçe sa (pokaçvam se, pokaça se) yükseltmek 1: izdigam, izdigna (izdigam, izdigna) yükseltmek 2: kàçem, kàçe (kaçvam, kaça) yükseltmek 3: pukàçem, pukàçe (pokaçvam, pokaça) yün örgü çorap: şoşone (pleteni çorapi) yün yığını: çoka volna (çepka vılna) yün: voalna, volna, valna (vılna) yünlü kumaş parçası: mehmelek (vılnen partsal)

Page 472: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yünlü: valnen, valnena, valnenu / voalnan, voalnena, voalnenu / vólneno (vılnen, vılnena, vılneno) yünlü: voalnan, volnen, valnen (vılnen) yünlü: voalnestu (vılnesto) yürümek 1: razhodem (razhojdam) yürümek 2: puhòdem (pohodvam) “arasıra yürümek” yürümek 3: puhòde (pohodya) “biraz yürümek” yürümek 4: ıstoapvam, ıstoape (stıpvam, stıpya) “adım atmak” yürümek 5: pristoapam, pristoape (pristıpvam, pristıpya) “ağır ağır yürümek” yürümek 6: uvardem (uvardvam) yürümek 7: varviyem, varvem, varvé / vórvem, vòre (vırvya) yürütmek: provèdem, provède (provejdam, proveda) yüz 1: lítse (litse) yüz 2: obraz, obras (bt) (litse) “insan yüzü, çehre” yüz civarında: ustutina (stotina) yüz ekşitmek: navôsem sa, navosé sa / navoasem sa, navoase sa (navısvam se, navısya se) yüz 1: sto (sto) “100 sayısı” yüz 2: Yus (sto) “100 sayısı” yüz 3: stotin, ustutina () yüzlük 1: ustutina (stotina) yüzlük 2: yuzçe (stogramovo şişentse) “yüzlük şişe,100 cc lik şişecik” yüzmek: plîem (bt) (pluvam) yüzü buruşuk: nabursuçen, naburusûçen (namrışten)

Page 473: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

yüzük: poarsten, pórsten (bt) (prısten) yüzüncü: ustuten, ustutna, ustutnu (stoten, stotna, stotno) yüzüne karşı: karşi, kırşi (sreştu) yüzüne tükürmek: zaplüyem, zaplüye (zaplyuvam, zaplyuya) yüzünü çevirmek: ubraştam sa, uboarna sa (obrıştam se, obırna se) yüzyıl: Yus gudíni (sto godini, vek)

Z

zabit: zabit (naçalnik) “subay” zahire: zahiröa / zahirô () zahmetle: moaçnu (mıçno) “zahmetli şekilde” zahmetli: moaçan, moaçna, moaçnu (mıçen, mıçna, mıçno) zakkum: zukum () zalim: zalımin (jestok) zaman: vrème (vreme) zampara 1: gûvendiye (razvratnik, razvratnitsa) zampara 2: jenkar () zanaat: zanayàt (zanayat) “meslek” zanaatçı: zanayatçiye (zanayatçıya) “sanatkar” zannetmek: istòri mi sa (stori mi se) zaptetmek: zaptisam, zaptisa (zapazil, zael)

Page 474: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

zaptiye: zaptiye (zaptie, politsiya) zarar: zarar (vreda) zararcı: zeyenkôrin, zenkôrin (pakostnik, prokletnik) zarf: zarf (plik) Zarife: (öa) Zarifina / hitap: Zarifino! zavallı 1: zavalliye (e), zavalliyka (d), zavallii (ç) (beden, okayan) zavallı 2: lèle (lele) “zavallı, vah vah” zavallı 3: gréhotka () zayıf 1: marşaf, marşava, marşavu / marşavu, moarşavu (mırşav, mırşava, mırşavo) zayıf 2: zayif (slab) zayıf 3: nihlestu () zayıf 4: dargun (slab, mırşav) zayıf 5: pustal, pustala, pustàlu (postal, postala, postalo) zayıf 6: martitel, martatelnik, mırtatelnik (mırzelivets) zayıf 7: gorjav, gırjav (slab, iztınyal) zayıf 8: gurtal, gurtale, gurtalivi (slabi, nedohraneni, izmırşavyali) zayıf 9: hondal (slabovat, nemoşten) zayıf 10: kakarco, kakarjo (slab, mırşav) zayıf 11: pihtavi () zayıf kimse: sligura (slab çovek) zayıf koyun: şçava (slaba ovtsa) zayıflamak 1: marşeveyè (mırşaveya) zayıflamak 2: umarşevèyem, umarşevèye (omırşavyavam, omırşaveya)

Page 475: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

zayıflamak 3: utpàdam, utpadna (otpadam, otpadna) “zayıf düşmek” zayıflamak 4: ukénevam / ukyanevam (otslabvam, otınyavam) zayıflamak 5: zagaratesvam (otslabvam) “zayıf düşmek” zayıflatmak: suşa (suşa) zebil etmek: zebil pravem () zebil: zebil () zehir: zehir (otrova) zehirli 1: otrovlivi (toksiçen) zehirli 2: zehirliye (toksiçen) zekat: zekeyat () Zeliha: (öa) Zelina, Zelinka, Zeliş, Zelişka / hitap: Zelino! zelzele: zenzele (zemetresenie) zemin, zemine ait: prizèmen, prizèmna, prizèmnu (prizèmen, prizemna, prizemno) zemin katı: prizème, prizèmen kat (prizeme, parter) zemin: zemé, zemöa, zemôna (zemya) zemzem: zemzem () / “zemzem suyu: zemzemska voda” zenbil: zembil (koşnitsa) “sepet” zengin: zengínin (bogat) zenginlik: imane (imane) zerdali: zerdelína (kaysiya) zerzevat: zerzevat (zelençutsi) zerzevatçı: zerzevatçiye (e), zerzevatçiyka (d), zerzevatçii (ç) zevk: zefk (udovoltsvie) zevkine göre: sladkustnik (çrevougodnik)

Page 476: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

zevzek: zevzek (prikazliv, bıbriv) zeytin tanesi: maslinka (maslinka) zeytin 1: maslîna, maslini (ç) (maslina) zeytin 2: zehtin, zitin (zehtin) zıbın: zabun, zıbın (elek) “iç gömlek” zıplamak 1: sakàçem (skaçam, skoça) zıplamak 2: hlòpe (tropa) zıplamak 3: lòpam, lopna / loapam, loapna (hlopvam, hlopam) zıplamak 4: obaryam / ubàrem (tropam, hlopam) zıplamak 5: podripka (podskaça) zıplamak 6: rilkam (skaçam) zıplamış: hlopnato () zırnık: zırnık () zift: zifçek (smola) zigzag yapmak: stipam tuv-tam (vırvya zig-zag) “bir oraya bir buraya gitmek” zihin: naûm, nayum (naum) zil 1: zil (zvınets) zil 2: dümbelek (hlopka, zvınets) zil çalmak 1: tsonnovam (zvınvam) zil çalmak 2: sonkam, tsonkam (zvınya) zincir 1: sincir (sindjir) zincir 2: verúga, viruga (veriga) “ocakta asılı zincir” zincirli köstek: sinçanen kûsteçek () zindan 1: zindanin, zandan (tımnitsa) zindan 2: tûrmo (zatvor, zandan) zira: zere, zari (poneje)

Page 477: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

zirve: voor, vorh (vrıh) ziyan: ziyan (vreda) ziyancı: ziyanciye (e), ziyanciyka (d), ziyancii/ ziyencii (ç) () ziyankar: zenkôrin (pakostnik, prokletnik) ziyaret: zeyerét (poseştenie) zor 1: zor (zor) zor 2: moaçan, moaçna, moaçnu (mıçen, mıçna, mıçno) zor 3: pritıjno (mıçno, tıjno, tejko) zor kullanma: sîla (sila) zor şekilde 1: moaçnu (mıçno) “zorca” zor şekilde 2: zornu () zor zaman: zor zaman (krayna nujda) “ihtiyaten saklanan şey” zorda: natésnu / nateasnu (natyasno) zorla 1: moaçnu (mıçno) zorla 2: zapöanatu, zapionato (trudno) zorla 3: zorlan, zorlem (zorlem) zorla götürmek: zorlan dovedam () zorlamak 1: nasîlem, nasilîye (nasilvam, nasilya) zorlamak 2: pumoaçem, pumoaçe (pomıçvam, pomıça) “biraz zorlamak, çabalamak” zorlamak 3: nabuzvam (nasilvam) zorlamak 4: silam, silè (silya) zorlamak 5: vazgàganim () zorlamak 6: vazpaporka () zorlanmak 1: pumoaçem sa, pumoaçe sa (pomıçvam se, pomıça se) zorlanmak 2: silè sa (silya se)

Page 478: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

zorlu: balın (mıçen) zorluk çekmek: napinam sa (mıça se) zorluk vermek: paley (dava zor) “güçlük çıkarmak” zorluk: sîlum () “silum sa sidi: zorlukla oturuyor” zorlukla 1: sîlum, silom, silumka, silu (trudno, edvam) zorlukla 2: usilno (trudno, mıçno) zorlukla nefes almak: pışika, poaşka (vızdişa tejko, pışka) zorlukla: sîlum, silom, silumka (trudno, edvam) “zorla” zulüm: zulum, zolum (pakost, belya) zurna: zurnoa, zurni (ç) zülüf: skolufe (bekenbardi) züppe: konte (konte) züppelik etmek: kindré sa, kindrya sa (kontya se)

Page 479: TÜRKÇE - POMAKÇA _ SÖZLÜK

E.KiTAP YAYINLARI