3
TÜRKÇE ŞİİR PARADİGMASINI DÜRTMEK SERKAN ENGİN

Türkçe Şiir Paradigmasını Dürtmek

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Düpedüz Yazı

Citation preview

Page 1: Türkçe Şiir Paradigmasını Dürtmek

TÜRKÇE ŞİİR PARADİGMASINI

DÜRTMEK

SERKAN ENGİN

Page 2: Türkçe Şiir Paradigmasını Dürtmek

TÜRKÇE ŞİİR PARADİGMASINI DÜRTMEK

Çeviri şiir okumaktan haz almadığım ve şiir çevirisinin zorluklarını göz

önüne alarak da olsa, Dünya Şiiri'nin biçemsel açıdan nitelik olarak

Türkçe Şiir'in çok gerisinde ve estetik düzlemde çok altında olduğunu

gördüğüm için pek çeviri şiir okumam. Tomas Tranströmer'in adını bile

duymamıştım bu yüzden. Varsın bu da benim ayıbım, cehaletim olsun,

ama Nobel Edebiyat Ödülü sonrası biraz şiirlerini araştırdığımda,

kendisini ve şiirlerini önceden tanımamış olmakla hiçbir kaybım

olmadığını gördüm. Buyrun örneğe bakalım:

İZMİR SAAT ÜÇ

Hemen hemen bomboş sokakta az ileride

iki dilenci, birisi tek bacaklı

ötekinin sırtında taşınıyor

durdular - geceyarısı far ışığında

donup kalan bir hayvan gibi -

sonra yürümeye devam ettiler

ve okul bahçesindeki çocuklar gibi çabucak

geçtiler caddeyi öğlen sıcağında

sayısız saatler tıkırdarken uzayda.

Mavi parıldayarak kaydı geçti dubaların önünden,

Kara süründü ve büzüldü, taştan dışarı bakarak,

beyaz bir fırtına olup esti gözlere.

Nalların altında ezilince saat üç

ve karanlık ışık duvarını çalınca

uzandı şehir denizin kapısının ayaklarına

ve parıldayarak akbabanın keskin gözlerinde.

Tomas Tranströmer

Page 3: Türkçe Şiir Paradigmasını Dürtmek

Çeviri: Gürhan UÇKAN

Metin Cengiz ya da Ahmet Erhan bile bu kadar vasat şiir yazmıyor

bizim coğrafyamızda. Pekâlâ, Hüseyin Alemdar, Ersan Erçelik, bendeniz

(Serkan Engin), İsveç'te yaşayan bir başka şair Özkan Mert (kendisini

şahsen sevmesem ve yeteneğini hedonizme kurban ettiği için eleştirsem de

kimsenin hakkını yemem) cebinden çıkartır Tomas Tranströmer'i, hatta

Haydar Ergülen, Veysel Çolak bile daha nitelikli şirler yazmakta Tomas

Tranströmer'den.

Bendeniz ödül kavramına karşı olduğum için kendimi kenarda tutarak

sorayım: Neden Özkan Mert, Hüseyin Alemdar, Ersan Erçelik değil de

Tomas Tranströmer aldı bu ödülü? Ha, demek nitelikten başka ölçütler

ve yayın-dağıtım-tanıtım mekanizmaları giriyor devreye.

Altını tekrar çizmekte yarar var ki Türkçe Şiir, zamanında dümen

suyundan gittiği Fransız Şiiri'ni de epey aşıp Dünya Şiiri'nin çok önüne

geçmiştir. Peki, kaç nitelikli şairimizin şiir kitapları, kaç dilde, kaç ülkede

yayımlandı bugüne kadar...Bence bunun üzerinde düşünüp, örgütlenip,

gerekli stratejileri uygulamaya başlamanın zamanı geldi de geçti bile.

Serkan Engin

14 Ekim 2011