Turkish Ford Vignale Magazine #4

215215 4 107,5107,5

GISELE BÜNDCHENBREZİLYALI FENOMEN

MODELİN HAYATISAYFA 18

RÖPORTAJ

FORD VIGNALE DERGİSİ

Yeni bir Ford Vignale boya rengini geliştirmek en az 32 ay sürüyor. Peki bu süreci ve Ford Vignale'in renk paletini böylesine özel kılan şey nedir? Bu sorunun yanıtını renk uzmanımız Robert Wol� veriyor. SAYFA 26.

D E R G İ

T H E F O R D M O T O R C O M P A N Y P R E S E N T S

I D O N ’ T F I N D T I M E I M A K E I T

K A I P E T E R M A N NP U B L I S H E R

Go Further

68441_PEL_VIG4_COVER_TR.indd 1 02-06-16 14:08

215215 4107,5

EDİTÖRDEN

FORD VIGNALE ELÇİLERİNE MERHABA DEYİN

Ford Vignale Dergisi’nin yeni sayısına hoş geldiniz. Eminiz bu dergiyi uygun bir anınızda okuyorsunuz; Ford Vignale ailesi olarak biz de

böyle olmasını istiyoruz. Kontrol tamamen sizde; istediğiniz zaman, istediğiniz gibi hareket edebilirsiniz. Ford Vignale’in misyonu da zamanınıza hak ettiği değeri vermek ve yoğun yaşamınızın en iyi biçimde geçmesini sağlamak. Arabalarımızı üretirken hiçbir ayrıntıyı atlamıyoruz ve sunduğumuz kişisel hizmetlerde de bu yaklaşımı sürdürüyoruz: Sizin için tasarladığımız deneyimlerle zamanınızı nasıl harcayacağınıza siz karar veriyorsunuz ve en özel anlarınızın tadını özgürce çıkarıyorsunuz.

Bu sayıyı hazırlarken bunu aklımızdan hiç çıkarmadık. Danimarkalı Trend Uzmanı Laila Pawlak, modern tüketicilerin neler beklediğini sizler için açıkladı: Tüketiciler sıradan bir alışverişten ziyade özel bir deneyim yaşamak ve arkadaş gibi görülmek istiyor (bkz. sayfa 38). Kalite cephesindeyse sizler için en iyi manzaraya, en iyi yiyeceklere ve en iyi hizmetlere sahip dünyanın en iyi çatı havuzlarını sunduk (bkz. sayfa 32). Bu yaz için seyahat planı yaptınız mı? Yapmadıysanız, size zaman kazandıracak seyahat ipuçlarımızı mutlaka okumalısınız (sayfa 52).

Tabii bir de Ford S-MAX Vignale ve yakında satışa sunulacak Ford Edge Vignale ve Ford Kuga Vignale SUV’lerimiz gibi Ford Vignale modellerimizi incelediğimiz yazımız var. Orada Ford’un, bir arabadan çok daha fazlasını sunduğunu, 25. sayfadaki Ford Akıllı Mobilite planının da gösterdiği gibi diğer mobilite çözümleriyle de ilgilendiğimizi göreceksiniz.

Ürettikleri erkek giyim ürünleri dünya çapında ünlü olan Londralı tasarımcılar Joe ve Charlie Casely-Hayford hakkındaki yazımızı sakın kaçırmayın (bkz. sayfa 10). Gerçek işçiliği ayrıntılara verdikleri önemle bir araya getiren bu iki tasarımcı, en güzel modern lüks giyim ürünlerini üretmenin yanı sıra müşterileri için en iyi kişisel hizmetleri sunuyor. Ford Vignale’in felsefesi de bu ilkeleri paylaşıyor. Dolayısıyla Joe ve Charlie’nin bu bahar Ford Vignale elçisi olmaları kimseyi şaşırtmadı.

Üçüncü yeni Ford Vignale elçisi ise Berlinli tasarım yayıncısı Kai Petermann oldu. Birinci sınıf erkek ürünlerinin uzmanı olan Petermann, bu sayı için yaz tatilinizde yanınıza alabileceğiniz en iyi, en akıllı ve en lüks eşyaları seçti (sayfa 44).

Bu sayının ve yazın tadını çıkarmanız dileğiyle!

Jim FarleyFORD AVRUPA CEO

FORD EDGE VIGNALE


FORD EDGE VIGNALE

Ford Vignale ailesi genişliyor. Ford Mondeo Vignale ve Ford S-MAX Vignale’in ardından Ford Edge Vignale (solda) ve Ford Kuga Vignale (sağda) de lanse edildi. Üç model de Ford Vignale’in saf işçiliğini, lüks tasarımını ve son teknolojisini bünyesinde barındırıyor.

4 Ford Vignale D E R G I S I

EN İYİ ÇATI HAVUZLARIBir içecek alın, havuza dalın ve nefes kesici manzaraların keyfini çıkarın. Dünyanın en iyi çatı havuzlarını sizler için derledik.

FORD DÜNYASIBugünün trendleriyle, geleceğin odak noktası.

VAZGEÇİLMEZ LE MANSFord, efsanevi 24 saatlik yarış zaferinden yarım yüzyıl sonra Le Mans’a dönüyor. Bunun temel nedeni, Le Mans’ın yeniliğe önem verilen bir yarış olması.

LAILA PAWLAK – MÜŞTERİ İLİŞKİLERİDanimarkalı Tüketici Deneyimi Uzmanı, bu dijital çağda müşteri ilişkilerindeki büyük değişikliklerden bahsetti.

10AKILLI SEYAHATSeyahat etmeyi seviyor ama beklemeyi sevmiyor musunuz? Verimli bir seyahat için ipuçları ve püf noktaları.

JOE VE CHARLIE CASELY-HAYFORDBaba ve oğuldan oluşan bu ekip, terzi şıklığıyla kentli sokak stilinin birlikteliğine olan aşklarını yansıtan özel tasarımlar yaratıyor. Kendileri aynı zamanda Ford Vignale’in temsilcileri olduğundan onları ziyaret etmek için harika bir gerekçemiz vardı.

32

0616

3852

Ford Vignale D E R G I S I 5

İÇİNDEKİLER

GISELE BÜNDCHENAzimli bir profesyonel olmasının yanı sıra akıllı, çalışkan bir iş kadını ve bir anne.

ROBERT WOLFF İLE TANIŞINFord Vignale’in rengini farklı yapan özellikleri ve bu renklerin geliştirilmesinin neden 32 ay sürdüğünü anlattı.

KÜRESEL TREND: ŞEHİR BİSİKLETLERİBu modern, lüks bisiklet, kişisel tarzınızı yansıtan ve mükemmellik için geliştirilen bir tasarım şaheseri. Sizin için en iyi bisikletleri ve sürüş rotalarını derledik.

26 22

Yayıncı: Ford Europe

www.ford-vignale.com

Yapımcı: Pelican Custom

Delflandlaan 4

1062 EB AMSTERDAM

Hollanda

+31 20 7581000

www.pelicancustom.com

Pelican Custom: Frank Kloppert,

Jeannette Stavorinus, Juliette Hoijtink,

Elizabeth Zesjkova

Genel Yayın Yönetmenleri: Catherine Blee (Ford

Europe),

Hans Verstraaten, Han Thoma

Sanat Yönetmeni: Jaap Sinke

Yardımcı Sanat Yönetmenleri: Mervyn Hall,

Danny van den IJssel (koordinasyon)

Editörler: Lieke Lemmens, IFA Amsterdam,

Jens Holierhoek

Redaktörler: Peter McSean,

Fotoğraflar: Michael Jefferson, Adam Quest, Christian

Rolfes, David de Jong, Getty Images, Gianni Camilerri,

Piet De Kersgieter, Erik Kleinberg

Reklam Direktörü: Paul Laurey (Pelican Media)

Yapım Yönetimi: Daniëlle van Tol

Telif HakkıFord Vignale Dergisi, Ford Europe tarafından

yayınlanmaktadır. Her türlü öneri, soru veya yorumunuz

için [email protected] e-posta adresinden

Pelican Custom ile iletişime geçebilirsiniz. Geri

bildiriminiz için teşekkür ederiz.

Bu yayının hiçbir bölümü Ford Europe ve Pelican

Custom’ın önceden yazılı izni olmadan çoğaltılamaz

ve/veya baskı, fotokopi, ses kaydı, internette yayınlama

veya başka bir yolla yayınlanamaz.

ANVERS’TE 48 SAATMuhteşem restoranlar ve kulüplerin yanı sıra çok gelişkin bir tasarım ve sanat sektörüne sahip, Orta Çağ ile modern dünyanın birleşimi. 46

18


Daha iyi ve daha hızlı: Sesli Kontrol Özellikli SYNC 3Ford yepyeni iletişim ve eğlence sistemi olan, Sesli Kontrol ve Dokunmatik Ekran Özellikli SYNC 3’ü sundu. Sesli kontrol özelliğine sahip bu üçüncü nesil multimedya teknolojisinin temel özellikleri; daha hızlı performans, kullanımı kolay dokunmatik ekran ve diyalog şeklindeki sesli komutlar. Ford, pek çok kullanıcı akıllı telefon aktivitelerinden kopamadığı için Spotify gibi uygulamalarınızı aracınıza bağlamanıza olanak tanıyan AppLink’i kullanıyor. iPhone kullanıcılarının bir Siri oturumu başlatmak için tek yapmaları gereken, SYNC’in Bas Konuş düğmesini kullanmak. SYNC 3’ün yenilenen komut yapısı ve sezgisel arayüzü sayesinde tüm komutlar sadece birkaç adımda uygulanabiliyor. SYNC 3, Apple CarPlay ve Android Auto’yu destekliyor.

İkon İkonik Ford Mustang, her erkek çocuğunun ve çoğu kız çocuğunun hayalidir. Çocuklar bir araba yarışı pilotu ve tur süresi panosunun bulunduğu bu 185 parçalık LEGO Mustang setine bayılacaklar. Yedi yaş ve üzeri tüm çocuklara yönelik olan bu seti çevrimiçi LEGO mağazasında bulabilirsiniz. Ford Mustang, Monopoly Empire’ın yeni versiyonunda da yer alıyor. Ünlü markalarla kendi imparatorluğunuzu oluştururken simgeniz olarak bu sevilen spor arabayı kullanabilirsiniz.www.shop.lego.com / monopoly.com

Ford Dünyanın En Etik ŞirketiFord art arda yedi yıldır Ethisphere Institute tarafından “Dünyanın En Etik Şirketi” olarak gösteriliyor. Ford Motor Company, işleri doğru yürüttüğü ve gündelik faaliyetlerinde doğru seçimleri yaptığı için bu ödülü aldı. Ethisphere CEO’su Timothy Erblich şunları dile getirdi: “Ford, yaptığı tüm işlerin mihenk taşının güven olduğunu biliyor ve küresel toplumun aktif bir parçası olmaya olan bağlılığı bu şirketin neden 2010’dan bu yana her yıl Ethisphere tarafından ödül verilen tek otomobil üreticisi olduğunu açıklamaya yardımcı oluyor.”

Teknoloji ve mobilite dünyasından haberler ve trendlerle birlikte. Ford ve diğer ilham veren şirketler ve burada.


Kişisel park valesiWall Street Gazetesi, San Francisco’dan Uygulama Başkenti diye söz ediyor. Ona ne şüphe! Koy boyunca uzanan şehir, bir başlangıçlar cenneti ve yakındaki Silikon Vadisi’nin bir uzantısı gibi. Doktor arama, en hızlı pizza teslimatı, tabii ki taksiler (Uber burada doğdu), çamaşırhane hizmetleri, çocuklar için servis hizmetleri ve daha aklınıza ne geliyorsa San Francisco’da hepsi için bir uygulama var. Burada yaşamınızı uygulamalarla sürdürebilirsiniz. En yeni uygulamalardan biri olan Luxe, şehirdeki ciddi park sorunlarına bir çözüm getiriyor. Bir iş randevusu için şehir merkezine mi gidiyorsunuz? Uygulamayı kullandığınızda bir vale gelip arabanızı alıyor ve istediğiniz zaman geri getiriyor. Randevunuz tüm gün sürse bile fiyat 15 ABD doları. Hem de boş bir yer bulduğunuzda saatine 15 ABD doları ödeyeceğiniz bir şehirde. Luxe’ün bu yüksek teknoloji alanında çok iyi bilinen bir amacı var: Dünyayı fethetmek. www.luxe.com

Bir saat bile kaybetmeye cesaret edebilen bir kimse, yaşamın önemini kavrayamamış demektir – Charles Darwin, Charles Darwin’in Hayatı ve Mektupları

Gözlerinizin kamaşmasına sonSürüş sırasında kullanılan uzun farlar diğer sürücülerin gözlerini alabilir. Kısa far kullanmak ise sizin görme ve görülme olasılığınızı azaltır. Gözü Kamaştırmayan Uzun Far, başkalarının gözünü alma korkusu olmadan tam far kapasitesiyle sürüş yapmanıza olanak tanıyan bir Ford teknolojisidir. Ön camın üzerine monte edilen bir kamera, gece birkaç metreye kadar uzaklıktaki diğer araçları ve bisikletlileri algılar. Farları ve stop lambalarını algılayan sistem, yolunuzda ne zaman başka araçların olduğunu bilir. Gözü Kamaştırmayan Uzun Far bir araç algıladığında sürücünün gözünü kamaştırmayı önlemek için uzun farın açısını ve yoğunluğunu ayarlar. Bu yeni teknoloji yeni Ford S-MAX, Ford Galaxy ve yakında sunulacak Ford Edge SUV araçlarında mevcuttur.

Bir huzur anıFord tarafından geliştirilen özel Meditasyon koltuklarında arkanıza yaslanın ve rahatlayın. İlk olarak 2016 Cenevre Uluslararası Motor Fuarı’nda sergilenen bu koltuklarda otururken güçlü bir bilinç meditasyonu deneyiminin keyfini çıkarabilirsiniz. Sesli yönlendirmelerin olduğu oturum boyunca dinleyiciler odaklanarak rahatlıyorlar. Kısıtlı zamana sahip olduğumuz yoğun hayatlarımızda bunların eksikliğini hissediyoruz. Bu koltuklardaki bilinç meditasyonu, dışarıdan gelen sesleri engelleyerek rahatlamayı ve çevrede olup bitenlere odaklanmayı kolaylaştırıyor. Bu aktiviteyle zamanınızı en iyi şekilde değerlendirebilirsiniz.

FORD DÜNYASI


Ford Vignale Owners Club

Ford Vignale sahibi olmak başlı başına eşsiz bir deneyim. Ford Vignale Lounge’un sıcak

karşılaması ve aracın ihtiyaçlara göre

düzenlenmesine olanak tanıyan ve zaman tasarrufu sağlayan hizmetler sunan

Vignale Relationship Manager’a ek olarak Ford Vignale, yeni hizmeti Ford

Vignale Owners Club ile sizlere merhaba diyor. Bu hizmetle değerli üyelerimize, müzik,

seyahat, spor, moda ve daha fazlasına uzanan özel yaşam

tarzı teklifleri sunulacak.

Daha akıllıca seyahat yöntemleriFordPass bu sene Avrupa’da kullanıma sunuluyor. Bu yeni, inovatif platform; üyelere akıllı mobilite çözümleri sağlamak için tasarlandı. Üyelik, Ford araç sahiplerinin yanı sıra Ford araç sahibi olmayanlara da sunuluyor. Üyelere dört alanda avantajlar sağlanıyor. Marketplace, park etme ve araç paylaşma gibi farklı mobilite hizmetleri; FordGuides, telefon veya canlı görüşme aracılığıyla birebir yardım hizmeti sunuyor. Öte yandan Londra’da açılan Avrupa’daki ilk FordHubs’da tüketiciler, Ford’un en son yeniliklerini keşfedebilir, şirketin mobilite hizmetleri hakkında bilgi edinip özel etkinlikleri deneyimleyebilirler. Appreciation ise FordPass’in üyeleri için kısa süre önce McDonalds ve BP gibi önde gelen çeşitli markalarla ortaklık yaparak sunduğu bir üyelik programı. Yenilikçi hizmetler ve daha akıllı mobilite sunmak, Ford’un misyonunun bir parçası.Bu yıl Almanya, Fransa ve İngiltere’de sunulacak olan FordPass, diğer piyasalara 2017 ve sonrasında girecek.FordPass hakkında daha fazla bilgi edinmek ve haberler almak için şu adreste oturum açabilirsiniz. www.fordpass.co.uk / www.fordpass.de / www.fordpass.fr

FORD DÜNYASI

Ford, 2016 boyunca Team Sky’ın özel araç ve kamyonet tedarikçisi. Geçtiğimiz dört yılda üç Tour de France zaferi elde eden bu bisiklet ekibi, üç büyük yarış olan Giro d’Italia (Mayıs ayında yapıldı) Tour de France (Temmuz), La Vuelta a Espana (Ağustos-Eylül) dahil olmak üzere bu yılki temel yarışlarda ve eğitim aşamalarında bu araçları kullanacak. Team Sky’ın Spor Direktörleri ve teknik ekibi, yarışlar boyunca mavi Team Sky logosuna ve Ford’un Akıllı Tüm Tekerleklerden Çekiş teknolojisiyle donatılmış siyah Ford Mondeo vagonları sürüyor olacak. Ford tüm sezon boyunca özel olarak modifiye edilmiş 24 destek aracı tedarik edecek. Ford Mondeo vagonun yanında Ford S-MAX, Ford Kuga, Ford 2T Transit ve Ford Tourneo olacak.

Ford bisiklet dünyasına giriyor


VIGNALE DENEYİMİ


TERZİ ELİNDEN ÇIKAN SOKAK STİLİ

Londralı Joe ve Charlie Casely-Hayford, sofistike erkek giyimiyle ünlü bir İngiliz moda markasının arkasındaki kilit kişiler. Bu baba ve oğuldan oluşan ekip, terzi şıklığıyla kentli sokak stilinin birlikteliğine olan aşklarını yansıtan özel tasarımlar yaratıyor. Kendileri aynı zamanda Ford Vignale’in temsilcileri olduğundan onları ziyaret etmek için harika bir gerekçemiz vardı.

“Pek çok kişi modayı hızlı değişen bir şey olarak görse de bizim modamızın hızlı değişimle ilgisi yok.”Charlie


Sol üstte: Charlie, müşterileri ziyaret etmek için Ford Mondeo Vignale’sini kullanıyor. Sağ üstte: Baba oğul stüdyolarında çalışıyorlar. Altta: Erkek giyim koleksiyonunun bir bölümü. Sağdaki sayfa: Shoreditch’te yürüyüş.

Norman Road: Londra’nın kuzeyindeki çok kültürlü bir bölgede bulunan bu sessiz

caddeye Seven Sisters adı veriliyor. Moda markası Casely-Hayford’ın burada bir ofisinin olduğuna dair hiçbir gösterge yoktu. Ta ki yola park edilmiş parlak siyah bir Ford Mondeo Vignale görene kadar... İşte o zaman doğru yerde olduğumuzu anladık. Devasa bir garaj kapısından geçerek Joe (60) ve Charlie’nin (30) düzenli olarak çalıştıkları geniş stüdyoya girdik. Belki de düzensiz demek daha doğru olur. Çünkü düzen, İngiliz tasarımcıların gündelik hayatının bir parçası değil. Londra’nın merkezindeki Shoreditch’te 20 yıldan uzun süre çalışan baba oğul, artık yeni bir enerjinin zamanının geldiğini düşünerek bu bölgeye taşınmış. Onlara göre Shoreditch aslında büyük depolar ve çok sayıda sanatçıyla ilginç bir yer ama giderek daha fazla kişi tarafından keşfedilip ticarileştirilmiş ve şu anda gayrimenkul geliştiricileri buraları devralıyor. Diğer yandan Seven Sisters hâlâ özgünlüğünü ve sadeliğini koruyor.

Modern yorumBaba oğul bu hafta birbirleriyle ikinci kez bir araya geliyorlar. Çok yoğun bir programla başa

çıkıyor ve çeşitli projelerde çalışıyorlar. Her gün farklı bir hikayeyle karşılaşıyorlar. 1980’lerin ortasından bu yana moda tasarımcısı olarak uluslararası bir üne sahip olan Joe, “Bu sabah hiç beklemediğimiz şekilde Japonya’nın büyük, prestijli bir mağazasından markamızla ilgilendiklerine dair bir e-posta aldık,” diyor. Bu onlar için mükemmel bir fırsat ve bu konuyu, arkadaşlarının sahibi olduğu, modern İngiliz mutfağıyla bilinen Clove Club’da öğle yemeğinde görüşecekler. Joe ustalığını, sipariş usulü çalışan erkek terzileri ve kraliyet ailesi üyeleri ile Birleşik Krallık Başbakanı gibi müşterileriyle ünlü olan Londra Mayfair’deki Savile Row caddesinde edindi. Bugün Joe hâlâ koleksiyonunda pek çok geleneksel, en yüksek kalite İngiliz terziliği becerilerini kullanırken bunları sokak stiliyle birleştiriyor. “Takımlarımız rahat ve modern bir silüete sahip olmanın yanında eğimli omuz veya biyeli kol gibi geleneksel İngiliz özelliklerini de taşıyor. Özel ayrıntıları tamamen modern bir şekilde yorumlamayı seviyoruz” diyor. Ford Vignale’in de temel değeri olan el işçiliğiyle en son gelişmelerin birleşimi, Joe ve Charlie’nin Ford Vignale’in temsilcileri olduğu ortak çalışmanın merkezinde yer alıyor.



Farklı bakış açıları1,98 m boyundaki Charlie bugün mavi bir takım, siyah tişört, askeri bot ve kırmızı çorap giyiyor. Babasının işine 2009’da dahil olmuş olsa da çocukluğunu ebeveynlerinin stüdyosunda geçirmiş. “Dünyayı babamın gözlerinden görerek büyüdüm,” diyor Charlie. “Sanırım onun ilgi alanlarından uzaklaşıp kendi fikirlerimle kendi kimliğimi şekillendirmem onlu yaşlarımdan sonra başladı. Aynı ilkeleri paylaşıyor olsak da farklı bakış açılarına sahibiz. İkimiz de farklı şeyler yaratıyoruz. Sıklıkla ilginç tartışmalar yaşıyoruz. Aklıma yeni bir konsept geldiğini düşündüğümde çoğunlukla bu babamın aynı konsepti üçüncü görüşü oluyor. Çünkü moda döngüsü kendini tekrarlıyor.”

Joe sözlerine şunları ekliyor: “Charlie’nin işletmeye en büyük katkılarından biri, farklı sosyal gruplardan ve farklı yaşlardan çok sayıda insana hitap etmesi. Sanırım ben daha çok yenilikle, sosyal değeri olan yeni şeyler üretmekle ilgileniyorum.” Joe gülüyor: “Charlie her zaman beni geri çekiyor, ama iyi bir biçimde.” Baba oğulun ortak noktası ise; klasikten caza ve hatta hip-hop’a kadar uzanan müzik tutkuları. Ünlülerden ziyade yeni yetenekler olan İngiliz müzisyenlerle yakınlık kurmuşlar. “Harika işler yapma yollarında etki sahibi pek çok İngiliz sanatçıyı biz giydirdik.”

Şehir bu marka için tükenmeyen bir ilham kaynağı. Charlie: “Londra, New York veya Paris

“Giydiğim kıyafetler klasik görünüyor olabilir ama aslında göze çarpmayan yenilik öğelerini içeren, çağdaş parçalar.”Joe


Sol üstte: Favori restoranları Clove Club’da öğle yemeği. Bu sayfa: Stüdyonun ve koleksiyonların görünümü.

gibi diğer başlıca moda şehirlerinden farklı. Diğer şehirlerde sosyal ve etnik gruplar birbirinden ayrıyken Londra bir buluşma noktası. Burada pek çok etkileşim ve fikir alışverişi var. Tasarımcılar olarak bizim için bu inanılmaz ufuk açıcı bir durum.”

Lüks nedir?Casely-Hayford kıyafetleri, tüm dünya genelinde özel butiklerde satılıyor. Kendi mağazalarını açma istekleri yok mu? Elbette var ama Joe ve Charlie bu konuda acele etmiyor. Charlie şöyle söylüyor: “Birçok markanın gelip geçtiğine tanıklık ettik. Biz aynı hatayı yapmak istemiyoruz. Net bir marka kimliği oluşturmak için zaman harcadık. Bir moda evi kurmak

onlarca yıl sürüyor. Yüzyıllardır var olan büyük moda evlerini düşünmek yeterli. Pek çok kişi modayı hızlı değişen bir şey olarak görse de bizim geliştirmekte olduğumuz moda türünün hızlı değişimle ilgisi yok.”

Üstelik, piyasa zamanla daha rekabetçi hale geldi. Tüketicilerin doğru markaları giyerek akranları tarafından onaylanmaya olan açlığı, bağımsız tasarımcıların işini zorlaştırıyor. Bu nedenle Casely-Hayford markası o ayın sevileni olmamaya çalışıyor: Daha az şatafatlı, daha uzun ömürlü bir övgüye sahip olmayı tercih ediyor. Joe: “Bizim markamızda uzun ömürlülük önem taşıyor. Elbette ki bilinç altımızda trendlerden etkileniyoruz ve bana kalırsa

sektörde varlığını sürdürebilmek için insanlara istediklerini vermek oldukça önemli bir nokta. Ancak stilimin modanın ötesine geçtiğini düşünüyorum. Giydiğim birçok kıyafet klasik gibi görünse de aslında modern. Bu ceketin yakasını çıkardığınızda oldukça sade bir görünüm elde ediyorsunuz ama bu yakanın yapımı için ciddi kesim yeteneklerine sahip olmanız gerekiyor. Günümüzde her şey dijital olarak veya makineyle üretildiğinden insan eli ekstra değer kazanıyor. İnsanların unutulan zanaatlara olan ilgisi gün geçtikçe daha da artıyor. Bizim için lüks, zanaatkara gerçekten güzel bir eser ortaya çıkarması için zaman tanımak. Bu, günümüzdeki lüks kavramının önemli bir unsuru.”

Motor sporu uzun zamandır Ford için yenilik yuvası niteliğinde. Efsanevi dayanıklılık yarışında birinciliği kazanışından yarım yüzyıl sonra Le Mans’a dönüş, Ford’un motor sporu mirası için saygı gösterisinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Ford, bu yolla yeniliğe ne kadar önem verdiğini gösteriyor.

YENİLİĞE VERİLEN ÖNEM

Motor yarışı, bir otomobil şirketinin teknolojik üstünlüğünü sergilemesinin en cüretkar

yollarından biri. Özellikle dünyanın en prestijli spor araba arenası olan Le Mans 24 Hours’da başrolü aldıysanız... Motor sporu Ford’un DNA’sında var: Şirket, kelimenin tam anlamıyla yarış pistinde doğdu. Henry Ford, 1901 yılında üç kat fazla beygir gücüne sahip araçlarla bahislerde yarışıyordu. Ford’un oluşumu bütünüyle güçten ibaret değildi, aynı zamanda akıllı yeniliklere sahipti. Örneğin Henry Ford, arabasının daha kusursuz biçimde çalışması için bir dişçiden seramik bujiler yapmasını istedi. Onun dehası, nihayetinde pek çok yarış kazanan ve bugünkü Ford Motor Company’nin kuruluş sermayesini oluşturan efsanevi Ford 999 yarış arabasının üretiminin yolunu açtı.

Le Mans’a dönüşZamanı 1966 yılına sardığımızda Henry Ford’un en büyük torunu Henry Ford II, Le Mans’ı kazanan ilk Amerikan arabası olan Ford GT40 ile araba yarışı tarihini yarattı. Bu büyüleyici zafere tanıklık eden ve inanılmaz derecede etkilenen dokuz yaşındaki yeğeni Bill Ford, böylece hayatını Ford Motor Company’ye adadı.

1966’daki o günün anıları, şu anda Ford Motor Company’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Bill Ford dahil olmak üzere motor sporu meraklılarına ilham vermeye devam ediyor. Üstün yol tutuşuna sahip süper arabayı yaratmak için 2013 yılının planları hazırlanırken, Le Mans galibi GT40’ı başka bir bedende diriltme düşüncesi dünyanın en iyi dayanıklılık yarışına dönüş arzusunun fitilini ateşledi.

Performans yoluyla yenilik Ford’un Le Mans’a dönüşü sadece nostaljiden ibaret değil. Ford, milyonlarca müşterisi için zorlukların üstesinden gelmeye ve yenilikçi çözümler bulmaya inanıyor. Bu felsefe, fikir babasına dayanıyor. Ford GT’nin temel özelliği performans yoluyla yenilik sunması. Dayanıklılık yarışı en başından beri temel hedef olduğundan hem yol hem de pist araçları eş zamanlı olarak geliştirildi. Ford, Le Mans’da şansını en üst düzeye çıkarmak için yarış efsanesi Chip Ganassi ile birlikte çalıştı. Chip, 17 büyük şampiyonayı ve Indianapolis 500, Daytona 500, Daytona 24 Hours ve Sebring 12 Hours gibi ünlü dayanıklılık yarışlarını kazanan, dünyanın en başarılı yarış takımlarından birini

yönetiyor. Le Mans’ı zafer listesine eklemek onun için uzun zamandır süregelen bir hayal.

İzlenecek yolMotor yarışı her zaman Ford’un yol arabaları için nihai test pisti oldu. GT her açıdan olağanüstü ve Ford’un bilgi birikiminin mükemmel bir vitrini olsa da, yolda öğrenilen derslerden fikirler edinmek ve bunları pistte nihai teste tabi tutmak amaçlanıyor. Bunun muhtemelen en iyi örneği, ikiz turboşarjlı 500bhp 3,5 litre V6 EcoBoost motor. Ford Vignale EcoBoost motorla aynı akıllı teknolojiyi kullanarak inanılmaz derecede hafif ve güçlü olduğu kadar yüksek yakıt verimliliği sunuyor. Test edilip onaylanmış ve üretilen 5 milyondan fazla araçta başarısını kanıtlamış olan bu motor konsepti, dayanıklılık yarışı için ideal, güvenilir tasarım haline geliyor. Şimdiye kadar elde edilen mükemmel sonuçlarla, Sebring 12 Hours ve Daytona 24 Hours zaferleri kutlanıyor.Bir diğer gelişim alanı ise hafif teknoloji. Her Ford Vignale yol otomobili, muazzam motor sporu deneyiminden faydalanarak alüminyum gibi hafif materyalleri deneyimliyor. Daha az ağırlık, pistte daha yüksek hızın yanı sıra daha az


Ford GT üretim modeli, pist aracı ile eşzamanlı olarak geliştirildi.

yakıt tüketimi anlamına geliyor. Bu özellikler dayanıklılık yarışında ve elbette günümüz sürüşünde çok önemli.

Sırada ne var?Geleceğin teknolojisine motor sporu öncelik ediyorsa sırada ne var? Ford’un Le Mans yarış arabasının en ilginç yeniliklerinden biri de nispeten küçük bileşeni. Motorun hava girişi, 3D baskıyla üretilmiş. 3D baskı fikir aşamasındaki bileşen tasarımlarını saatler içinde test edilebilir

ürün haline getirebildiğinden Ford 1988 yılından bu yana yarım milyon parçada bu teknolojiyi kullandı. Bu teknoloji, düşündüğünüzden daha kısa zaman içinde araç üretiminde kullanılıyor olacak. Bu yılki Le Mans 24 Hours’un Ford için motor yarışı konusunda bir diğer dönüm noktası olmasının pek çok nedeni var. 50 yıl önceki ünlü zaferi simgelemesinin yanında, Henry Ford’un kendi öncü düşünce tarzıyla başlayan bir hikayenin son bölümünü de temsil ediyor.


Ford, direksiyonun başında Andy Priaulx, Stefan Mücke, Harry Tinknell ve Marino Franchitti ile Le Mans’a dönüyor. Chris Amon’ın Ford GT40 ile 1966 yılındaki zaferine ulaşmayı hedefliyorlar. Bu Yeni Zelandalı hayatının en olaylı 24 saatini nasıl hatırlıyor?

Chris, 1966 yılındaki o günü nasıl hatırlıyorsun?“Yarışmaya ilk başladığımda Le Mans 24 Hours, uluslararası motor sporu takviminin en önemli etkinliklerinden biriydi, hâlâ da öyle. 1966’daki o gün kazanan olmak ve Ford’un oradaki ilk zaferinin bir parçası olmak benim için muazzam bir duyguydu. O zaman daha 22 yaşındaydım ve bu zaferi sindirmem birkaç gün sürdü.”

Yarışa nasıl hazırlandın? “Hazırlık temel olarak arabanın kurulumu, koltuğun pozisyonu, pedallar ve bunun gibi diğer şeylerin hem [yardımcı pilot] Bruce McLaren hem de benim için uygun hale getirilmesine yönelikti. O yıl önceki bir Daytona 24 Hours yarışında çok ihtiyatlı bir yarış sergileyip beşinci olarak bitirdiğimizden taktikleri de uzun uzun tartıştık. Bunun sonucunda bu etkinlik için çok daha agresif bir yaklaşım üzerinde karar kıldık.”

İnsanlar hâlâ senin Le Mans zaferini hatırlıyorlar mı? “Çoğu kişinin hala zaferimizi hatırladığı görülüyor. Bu sadece benim değil Bruce McLaren’in anısı için de çok onur verici. Maalesef kendisi 1966’daki zaferimizden birkaç yıl sonra aramızdan ayrıldı.”

24 TARİHİ SAAT

FORD LE MANS’DA


VIGNALERÖPORTAJ

Gisele, bazen iki farklı insanın hayatını yaşadığını düşünüyor. Bunlardan birincisi normal Gisele

Bündchen; 34 yaşında çok çalışan bir profesyonel, empatik, sosyal, genellikle hayır işlerine zaman ayıran, iki çocuk annesi, işinde ve evinde düzenli bir hayat süren bir kadın. Mesela ziyaret ettiği bir arkadaşının evi dağınıksa evi temizlemek için karşı konulmaz bir istek duyuyor (bunu bir kez gerçekten yapmış). Kolay kolay aksatmadığı akşam yemeklerini sadece yüzde 100 doğa dostu evinin bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri kullanarak hazırlıyor. Arkadaşlarına ve beş kız kardeşine göre, Gisele sıcak kanlı, son derece sadık, gerçekçi, dürüst ve fazlasıyla alçak gönüllü bir insan. İnanması zor ama aynaya baktığında karşısında büyük bir buruna sahip olmasa daha güzel olabilecek bir kadın görüyor.

Diğer Gisele Bündchen ise tam bir fenomen. 14 yaşında bir genç kızken modelliğe başladığı 1994 yılından bu yana 350’den fazla reklam kampanyasında yer aldı, 1200’den fazla derginin kapağını süsledi ve yaklaşık 500 defilede boy gösterdi. Apple, Chanel, Christian Dior, Balenciaga, Dolce & Gabbana, Missoni, Versace, Céline, Givenchy, Bvlgari, Lanvin, Guerlain, Valentino, Ralph Lauren, Earl Jean, Zara, Chloé, Michael Kors, Louis Vuitton ve listenin son sırasında yer alsa da en önemlilerinden biri olan Victoria’s Secret (Gisele’in ABD moda ve iç çamaşırı devi ile çalışmayı bıraktığını duyurduğu gün şirketin hisseleri birkaç saat içinde %31 değer kaybetti) gibi firmalarla çalıştı. Çalıştığı tüm markaların satışlarını artırdı ve bu artış genellikle çok hızlı bir şekilde gerçekleşti. Örneğin, Procter and Gamble’ın Pantene şampuanının satışları Gisele ürünü sunmaya


Model, anne, iş ikonu

Gisele Bündchen

O dünyanın en fazla kazanan mankeni, ünlü bir sporcunun eşi ve mutlu bir Brezilyalı mutlu bir ailenin parçası: Karşınızda zamanı iyi değerlendirmenin önemli olduğunu zor yoldan öğrenen bir kadın, Gisele Bündchen.


başladıktan sonra %40 arttı. Kendi markalarından biri olan terlik markası Ipanema, yılda 25 milyon çift terlik satıyor. Gisele’in net kazancının 320,000,000 € olduğu tahmin ediliyor.Tüm bunlarla yetinmeyen Gisele, başka bir fenomenle evlenerek hayranlarının gözünde ayrı bir seviyeye ulaştı: New England Patriots’ın yıldız oyuncusu, Amerikan futbolu severlerin (ve muhtemelen bu spora hiç ilgi duymayanların da) hayranlığını kazanan Tom Brady. Tüm dünya bir klişenin gerçekleştiğine şahit oldu: kusursuz evlilik. Tom Brady ile tanışmadan yıllar önce Gisele, Leonardo DiCaprio ile nişanlanmıştı.

Bazen tüm bu olan bitenlere baktığında kendisi de heyecanlanıyor: Bu gerçekten ben miyim? Evet Gisele, bu gerçekten sensin.

Zor derslerNasıl fenomen olursunuz? Gisele’in durumunda her şey son derece basit bir şekilde başladı. Brezilya’nın güneyinde ebeveynleri gibi Alman kökenli insanların yoğun şekilde yaşadığı bir bölge olan Horizontina’da büyüdü. Babası yakışıklı, annesi de tıpkı ikiz kız kardeşi Patricia gibi güzeldi. Peki ya Gisele? Lise yıllarına geri döndüğümüzde o günleri şu sözlerle anlatıyor:

‘Çok hızlı öğrendim. Hiçbir zaman korkmadım. Her zaman her şeyin yoluna gireceğini düşündüm ve öyle de oldu.’

Eşi Tom Brady ve (sağdaki sayfa) oğlu Benjamin ile.


‘Fedakarlık yapmanız gerekir. Hayat zorluklarla doludur ve büyümenizi sağlayan şey bu zorluklardır’

“Uzun boylu ve gerçekten çok zayıftım. Okuldaki çocuklar bana çok zayıf ve uzun bacaklara sahip bir kuş olan Saracura derlerdi. Sınıfımdaki bütün erkeklerden uzundum. Özellikle bu yaşta, dünya üzerinde gezinen en garip şey olduğunuzu düşünüyorsunuz.” Derken tüm bunlar Sao Paulo eğlence parkını ziyaret etmesiyle değişiverdi: “Daha fazla heyecanlanamazdım! Elite model ajansından bir adam geldi ve bana dedi ki: ‘Sen model olmalısın.’ Hayatımda ilk kez birisi güzel olduğumu düşünüyordu.”Gisele, 14 yaşındaydı. Ebeveynlerini ve kız kardeşlerini seviyordu, kendini evinde güvende

hissediyordu. Ama bu noktada bir seçim yapması gerekiyordu ve Gisele bir adım atarak modellik kariyerine başladı. Cebinde sadece babasının taksi için verdiği para vardı. Sao Paulo’ya tek başına uzun bir yolculuğa çıktı. Oraya vardığında tekrar düşündü: Neden metroyu kullanıp, taksi parasını saklamıyorum?“İstasyona girip sırt çantamı açtığımda cüzdanım yoktu. Birinin beni soyabileceğini aklımdan bile geçirmiyordum! Benim şehrimde hiç hırsızlık olmazdı. Ağlamaya başladım. Yeni model apartmanıma yürümek zorundaydım. Böyle birçok an yaşadım ama hızlı öğrendim. Hiçbir zaman korkmadım. Her zaman her şeyin yoluna gireceğini düşündüm ve öyle de oldu.”Deneyimi sırasında önemli bir hayat dersi almıştı: “Değerli olan her şeyin bir bedeli vardır. Model olabilmek için ailemin yanımdan ayrılmak zorunda kaldım. Sizce bu durumdan hoşlandım mı? Hayır! Fedakarlık yapmanız gerekiyor. Hayat zorluklarla dolu ve büyümenizi sağlayan şey bu zorluklar.”20 yaşına geldiğinde tanınmış bir modeldi. Peki mutlu muydu? Tam olarak değil. “Sürekli çalışıyordum ve duygularım alınmış gibiydi. Kendime zarar verdiğimin farkında değildim. Sürekli seyahat halindeydim ve hayatımda denge yoktu. Kendime hiç iyi bakmıyordum. Uyumuyor, abur cuburla besleniyor ve günde 10 - 12 saat çalışıyordum. Kötü zamanlar yakındı! Vücudum ne kadar dayanabilirdi? Her şeyin üzerime gelmeye başladığını hissediyordum. Sebepsiz yere ağlıyordum. 22 yaşındayken öyle bir nokta geldi ki annemi özlediğimi, eve gitmek istediğimi, altı ay tatil yapmak, bana destek olacak kişilerle olmak ve, ailemin bana sağladığı güven duygusunu istediğimi fark ettim. Hislerimi en güzel açıklayan cümle şu olsa gerek: Ben bu

ailenin bir parçasıyım, lütfen beni geri alın!”Elbette ki onu geri aldılar. Altı ay boyunca dinlendi, sakinleşti, sigara içmeyi bıraktı ve sağlıklı beslenmeye başladı. Hayat ona başka bir ders vermişti. Yapısı gereği çok rekabetçi, aşırı motive ve yoluna çıkan her zorlukla baş etmeye hazırdı. Bu karakter özellikleri onu çok başarılı ve zengin yapsa da, pakete mutluluğun dahil olmadığını öğrendi. Mutluluk aile ile yenen bir yemekti. Ajandanızda hiçbir şey olmadan koca bir günü boş geçirebilmekti. Çocuklar ve köpeklerle yerel bir sahile gidebilmekti. Güne yoga yaparak başlamaktı. Arkadaşlarla zaman geçirmekti. Hayatında önemli olan herkese ve her şeye zaman ayırabilmekti. Bu mola Gisele’e çok iyi gelmişti.

Hayır İşleriDaha iyi bir dünya hayalinin peşinden hırslı bir şekilde koşan Gisele’in hayatında kesinlikle arka sıralara atmadığı önceliklerden biri hayır işleri. Bu çalışmalardan bazılarında evine yakın kişilere yardım eli uzatarak Brezilya favelalarında (düşük gelir seviyeli ailelerin yaşadığı semtler) yaşayan genç kızlara destek ve kaliteli eğitim sağlanması için uğraşıyor. Aynı zamanda Kızıl Haç’ta, göğüs kanseriyle mücadele çalışmalarında, Brezilya’daki yağmur ormanlarının korunmasında, güneş enerjisi kullanımının yaygın hale getirilmesinde, Afrika’daki vahşi hayatın korunmasında ve bitip tükenmek bilmeyen birçok alanda daha çalışıyor. Yeri gelmişken, Rio de Janeiro’da düzenlenecek olan Olimpiyat Oyunlarına değinmeden geçmeyelim. Gisele, bir sporsever ve Brezilya’nın simgesi olarak orada olacak. “Bu dünya bana çok fazla güzellik sundu. Bana düşen bunu mümkün olduğunca geri verebilmek.”


ŞEHİRDE AKILLI VE ŞIK BİR GEZİNTİBisikletle gezinmek ve yeni şehirler keşfetmek için yaz gibisi yok. Gelin görün ki bunun için eski bir bisiklet değil, mükemmel bir şekilde tasarlanan ve üretilen, kişisel tarzınızı yansıtan bir yol arkadaşı seçmelisiniz. Biz de size uygun bisikletleri ve bisikletinizle keyifle gezebileceğiniz yerleri bulabilmek için tüm dünyayı gezdik.

TREF

ECTA

DRT


KENTSELMOBİLİTE

TREFECTA DRT

İsviçre kalitesiAkla gelen ilk soru: Bu nedir? Sahip olduğunuz şeyler arasında en fazla motosiklete benzediğini söyleyebiliriz. Ehliyet gerektirmeyen bir motosiklet. Aslına bakarsanız bu İsviçre yapımı Trefecta DRT, akıllı sıfır emisyon elektrikli sürüş olanağı sağlayan askeri tasarım ayrıntıları ve birçok son teknoloji ürünü bileşeniyle çok daha etkileyici. Katlanabilen kadrosunun yekpare alüminyum bloklarından elle üretilmesi, son derece hafif ve arazide kullanılabilecek kadar dayanıklı olmasını sağlıyor. 250 Nm tork sunan 4 kw elektrikli motorun sağladığı güçle, 70 km/sa gibi inanılmaz bir

hıza çıkabiliyor. 60 volt lityum-iyon aküsü 100 elektrik kilometre menzil ve sınırsıza yakın pedal gücü aralığı sunuyor. Otomatik vites değişiminin yanı sıra elle elektronik vites seçimi olanağı sunan 14 vitesli şanzımanla geliyor. Bluetooth ve wi-fi kullanarak özel bir uygulamayla kontrol edilen geniş bağlantı olanakları, bisiklet ayarlarının belirlenmesine ve akü ömrü ve menzil gibi geniş bir veri yelpazesinin kontrol edilmesine imkan tanıyor. Bu tekerlekli İsviçre çakısının fiyatının yüksek olması sürpriz olmasa gerek. 22.500 € ile başlayan Trefecta eğlencesi ve özelleştirilebilen seçeneklerle sınırı gökyüzü olarak belirliyor. www.trefectamobility.com/e-bikes

Nerede kullanılır?Trefecta bisikletler Alp Dağları’nın zorlu bölgelerinden Zug Kantonu’nda zorlu dağ patikalarına dayanabilecek şekilde üretilse de, DRT, Zürih’in gelişmiş şehir sokaklarında kendini evinde hissediyor. Özellikle Batı Zürih’in eski endüstri bölgesi tam ona göre. Tasarım ve moda butiklerinin yer aldığı demiryolu köprülerinde, büyük gıda pazarlarında ve etkileyici Freitag Flagship Store’da bisikletinizin keyfini çıkarabilirsiniz.

KENTSELMOBİLİTE


WILLIAMS CYCLES THE URBAN ONE

Modern İngiliz işçiliğiSon trendleri yansıtan tasarım ve klasik İngiliz işçiliğinin etkileyici bir kombinasyonunu yansıtan bu bisiklet, sadece en iyi malzemeleri kullanan küçük bir aile atölyesinde üretildi. Urban One, Bath, Wiltshire’dan Harry ve Tom Williams kardeşlerin parlak fikriyle ortaya çıktı. Doğal olarak tüm gözler etkileyici ahşap kadroya yöneliyor. Yanıltıcı eski moda görüntüsüne rağmen bu kadro, bambu ve keten karışımı yüksek teknoloji ürünü kompozit malzemeden üretildi. Bu tasarım, şehrin sokaklarında

gezinirken dayanıklı olmasını sağlarken aynı zamanda parke taşlı sokaklarda titreşim için gerekli süspansiyonu sunuyor.Ayrıca bisiklette ağırlığı azaltmak amacıyla titanyum ve alaşımlar kullanıldı. Şehirde gezinmek için faydalı bir özellik olarak kavramalı vites değiştirme koluyla 360 derece döndürerek vites geçişi sağlayan kademesiz vitesli şanzıman bulunuyor. Ayrıca mekanik disk frenler ve NuVinci kayışla çalışan aktarma organı, mühendisleri kendine hayran bırakıyor. Tüm bu yüksek teknolojili malzemeler ve işçiliği duyunca, 2.500 £ fiyat oldukça makul görünüyor. www.williams-cycles.cc

Nerede kullanılır?İngiltere’nin en önemli bisiklet şehri Bristol’de bulunan Wiltshire mükemmel bir bisiklet gezintisine olanak sunar. İngiltere’nin en iyi 10 bisiklet rotası arasında yer alan Bristol - Bath Demiryolu Rotasını kat edin. Alternatif olarak Bath - Midford Valley bağlantısını sağlayan ve Devonshire Tüneli ile İngiltere’deki en uzun yürüyüş ve bisiklet tüneli Combe Down Tüneli’nden oluşan Bath Two Tunnels’ı keşfedin.

WIL

LIAM

S C

YCLE

S TH

E U

RBAN

ON

E

FORD’UN AKILLI KENTSEL MOBİLİTE TUTKUSU


Gezegenimizin tarihinde ilk kez şehirlerde kırsal alanlara göre daha fazla insan yaşıyor. Daha fazla şehirleşme yönünde ilerleyen bu trend, bizi şehir alanlarında kaliteli yaşamı sürdürülebilir kılmak adına önemli zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Ford, bu zorlukları aşmak doğrultusunda Ford Akıllı Mobilite planını kararlı bir şekilde uygulamaya koyuyor ve teknolojiyi ve yenilikleri insanların hayatını daha iyi hale getirmek için kullanıyor.

Ford; otomobiller, SUV’ler, kamyonlar ve elektrikli araçlar tasarlamak, üretmek ve bu araçlara yönelik servis sunmak gibi temel faaliyet alanına odaklanmayı sürdürürken akıllı ulaşım alanında lider olmak için ortaya çıkan fırsatların peşini bırakmıyor. Ford Akıllı Mobilite planının temel alanları arasında bağlantı, otonom araçlar, müşteri deneyimi, veri, analiz ve mobilite yer alıyor.

Ford, kentsel mobilite konusunda değişen müşteri ulaşım tercihleri hakkında doğru bilgilere sahip olabilmek amacıyla 30’dan fazla küresel mobilite deneyi gerçekleştirdi. Şunların da dahil olduğu birçok pilot program halihazırda uygulanıyor. Londra’da sürücüleri park alanı bulma ihtimallerinin yüksek olduğu caddelere yönlendiren öngörüye dayalı park sistemi oluşturan GoPark ve yine Londra’da uygulanan, araçlara London Şehir Havaalanı gibi yoğun yerlerde park garantisi sunan taşıt paylaşım programı GoDrive.

VAN

MO

OF

ELEC

TRIF

IED

S

VAN MOOF ELECTRIFIED S

Heyecan verici bir deneyimTaco Carlier, bisiklet sürmeye başladığından beri (bir Hollandalı için yürümek ve bisiklete binmek aynı yaşta başlar), kendini mükemmel bir şehir bisikleti yaratmaya adadı. Carlier ve Van Moof ’taki ekibi, şehirde bisiklet kullanan kişilerin bisikletlerini kullanım biçimlerinin yanı sıra otomobil ve toplu taşımaya akıllı bir alternatif olması için temel bisiklet tasarımına eklenebilecek akıllı özellikler üzerinde çalışıyor. En yeni tasarımları olan Electrified S, muhtemelen en kusursuz elektrikli şehir bisikleti. Tüm teknoloji ve akülerin kadronun içine gizlenmesi sayesinde diğer elektrikli bisikletlerin hantal görüntüsünden kurtulmuş durumda. Yalnızca 18,5 kg ağırlığıyla gerçekten hafif. Elektrik yardımı minimum çaba ile iki kat daha hızlı gidebilmenizi sağlıyor ve tek bir şarj Manhattan’da beş tur atmaya yetiyor.

Anahtarla çalışan bir kilide sahip olmaması bisiklet hırsızlarına engel oluyor. Bunun yerine anti hırsızlık takibi gibi özellikler sunan bir akıllı telefon uygulamasıyla kolayca açılıyor. Fiyatı: yaklaşık 3.000 €.www.vanmoof.com

Nerede kullanılır?Carlier’in bisikletleri keşfetmek için ilk tercihi New York, özellikle de Brooklyn. Brooklyn deniz kenarı rotası, birçok birinci kalite yeni bisiklet şeridi, etkileyici Manhattan silueti manzarası, yol boyunca bulunan mükemmel mağazaları ve kahve duraklarıyla kesinlikle ziyaret edilmeyi hak eden bir rota. Greenpoint - Sunset Park arasında uzanan yaklaşık 12 km uzunluğundaki bu yolu bir saatten kısa bir sürede kat edebilirsiniz.


Robert Wolff, Ford Vignale’nin renk uzmanı. Bir Vignale rengi tam olarak nelerden oluşuyor? Renkleri nasıl yaratıyorsunuz? Otomobillere ve renklere olan ilginiz ilk olarak nasıl başladı? Robert sorularımızı yanıtlıyor.

GERÇEK RENKLER

Robert Wolff ilk otomobilini sevgiyle hatırlıyor. Araba sürmeyi öğrenirken ebeveynleri ona ikinci el bir Ford

Escort vermiş. “İlk arabam Karayip Mavisi rengindeydi!” diyor. “Mavinin bu tonunu çok seviyordum. Ailemin ikinci el bir araba olarak bunu almalarının nedeni, pahalı olmamasıydı ama benim için mükemmel, harika bir otomobildi.”Hem otomobiller hem de renkler Robert’ın ilgisini çekiyor. Köln yakınlarındaki Ford Design Studio’nun Teknik Boya Uzmanı olarak çalışıyor ve Ford Vignale modellerinin dış renklerine odaklanıyor. Tasarımcılarla birlikte ışıltılı kızıl kahverengi olan Nocciola, zengin koyu mor olan Ametista Scura veya gösterişli, parlak gri Milano Grigio gibi Ford Vignale renklerini geliştiriyor. Ona göre bu onun hayalindeki iş.Robert mühendislik okudu ve Ford üniversite programının bir parçası olarak bir Ford tesisinde çırak oldu. 2009’da boya mühendisliği bölümünde stajyer olarak çalıştı. Üniversitedeki tezi ne üzerine miydi? Tabii ki boya mühendisliği.Robert şunları söylüyor: “Otomobillere olan merakım ailemden gelmiyor. Annem otomobillerle neden bu kadar ilgilendiğimi anlamıyor. Ona göre bir otomobil, sadece bir otomobil. Bir de ona göre bir otomobil mutlaka kırmızı olmalı. Belki de renk takıntımı annemden aldım.”

VIGNALETASARIM


“Ford Vignale renkleri otomobili seçkin hale getirirken onun geometrisini de vurguluyor”

OjeYeni bir renk geliştirmek genellikle 36 ay sürüyor. Her zaman atölyede başlayan bu sürece Ford Vignale tasarımcıları ile renk ve boya ekiplerinde yer alan herkes katılıyor.Robert şöyle diyor: “Geliştirme aşamasında uygun bir ürün elde etmeye çalışıyorsunuz ama nihayetinde işin içine renk felsefesi giriyor: Piyasadaki en iyi renklere sahip olmak... Bu nedenle tabii ki sınırları zorlamamız gerekiyor: Daha fazla efekt, daha iyi renkler, daha parlak

renkler elde etmek amaçlanıyor. Tasarımcılar size gelip daha seçkin veya daha canlı ya da daha parlak bir renk istiyoruz diyorlar. Ellerinde bir deri parçası, mobilya parçası veya dergi sayfasıyla geliyorlar. Geçmişte birlikte çalıştığım bir tasarımcı ojesiyle birlikte gelirdi: “İşte istediğim tam olarak bu, aynen bu rengi istiyorum.” Tüm örnekler ve öneriler panolara yerleştiriliyor. İnceleyip üzerinde tartışıyoruz… Elbette bu süreçte çok sabırlı olmanız gerekiyor ama büyüleyici bir süreç bu. Renk trendleri bu sürecin


Bir Ford Vignale modeli için doğru rengi bulma süreci, pigmentlerin karıştırılmasıyla başlıyor. Bu süreç, çokça sabır ve aylarca çalışmayı gerektiriyor.


bir parçası. Hangi renkler popüler olurken hangilerine yönelik ilgi azalıyor? Sadece otomotiv sektöründen söz etmiyoruz; örneğin, mobilya tasarımı ve iç mekan tasarımına da bakılıyor. İşte tasarımcılarımız tam da bu nedenle pek çok mobilya fuarına ve diğer sergilere gidiyorlar. İlham alırken aynı zamanda renk trendlerine göz atıyorlar. Sokaklarda, mağazalarda, İnternet’te ve dergilerde trendleri yakından takip ediyorlar. Modadaki renk trendlerine pek bakmıyoruz. Moda çok hızlı, neredeyse yılda iki kez değişiyor. Bir otomobil alırken rengini gelecek aylara değil gelecek yıllara göre seçersiniz.”

Özel uygulamaBu uzun süreç boyunca aynı soru karşımıza çıkmaya devam ediyor: Bu renk gerçekten bir Ford Vignale rengi mi? Robert şöyle diyor: “Ford Vignale renkleri bu otomobili çok daha seçkin hale getiren renkler olmalı. Bu renkler, Ford Vignale otomobillerin geometrisini vurgulayacak şekilde seçiliyor ve boya mağazasında özel bir uygulamadan geçiyor. Bunlar başka hiçbir otomobil serisinde sunulmadığından gerçekten

çok özel renkler. Geliştirdiğimiz ilk renk olan Nocciola, altın vurgulara ve boyanın Ford Mondeo Vignale Nocciola’ya ekstra parlaklığını veren özelliği olan mika efektine sahip çok hoş bir kahverengi. Herkes bu rengin mükemmel olmasını istiyordu. Üzerine pek çok konuşma yapıp çok sayıda numune hazırladık.”Robert’ın kendisine sorduğu başka sorular da var. Bu rengi geliştirmek istiyoruz ama bu mümkün mü? Boya tedarikçilerimiz bunu üretebilecek mi? Ford Vignale modellerinin üretildiği Valencia’daki Ford otomobil fabrikası bunu uygulayabilir mi? “Ekip üyelerinin çoğu tasarımcı. Tasarımcılar mühendislerden farklı düşünüyor. Onlar her şeyin ‘yapılabilir’ olduğu düşüncesine sahipler. ‘Bunu istiyoruz, o zaman hadi yapalım!’ diyorlar. Ben de her zaman ‘bunu nasıl yapacağız?’ diye soruyorum. Ama çevremde bana ilham veren çok yetenekli tasarımcılar var. Bana sınırları zorlamayı onlar öğretti.”

Gizli formülYeni bir renk, Ford müşterileri ve potansiyel müşteriler tarafından test edilmesinin yanı sıra

Florida güneşi ve sıcağı ile diğer hava koşullarında da test ediliyor. Ford’un katı standartlarına göre yeni bir otomobilde boyanın kalitesi en az 12 yıl aynı şekilde kalmalıdır.Bu süreçte boya, 18 ay sonra gerçek otomobillerde kullanılıyor. Robert şöyle diyor: “Sonrasında karar verme zamanı geliyor. Sahip olduğumuz tüm teknolojilerin bu rengi yeniden üretebileceğinden emin olmam gerekiyor. Ardından bir tedarikçiyle birlikte rengi üretiyoruz. Tam olarak istediğimiz rengi elde ettiğimizde usta da bizimle oluyor. Coca-Cola gibi gizli bir formülümüz var.”Yıl sonunda Ford Vignale paletine iki yeni renk daha eklenecek: Bir derin mavi ve bir şarap kırmızısı. “Bu renkler Ford Vignale hissini yüzde 100 yansıtıyor. Çok hoş görünümlü, size seçkinlik hissi veren renkler.” Peki kendi otomobili ne renk? “Stealth Grey rengi bir Focus ST. Bu renge bayılıyorum! Ford Focus’ta bu renk otomobili değiştiriyor. Tam bu otomobil için yapılmış gibi. Aynı zamanda kutuplaştırıcı bir renk; ya seviyorsunuz ya da sevmiyorsunuz. Tıpkı Ford Vignale renkleri gibi öne çıkan bir renk.”

“Çevremde bana ilham veren çok yetenekli tasarımcılar var. Bana sınırları zorlamayı onlar öğretti”

FORD S-MAX VIGNALE

SAHİP OLMA DENEYİMİ


FORD S-MAXVIGNALE

Ford Vignale ailesi, Ford Kuga Vignale ve yılın ilerleyen zamanlarında piyasaya sunulacak olan Ford Edge Vignale’in yanı sıra şimdi ilk kez Ford S-MAX Vignale’in katılmasıyla 2016 yılında hızlı şekilde büyüyor. Ailenin diğer üyeleri gibi Ford S-MAX Vignale de, Ford kalitesini her bir ayrıntısında açık bir şekilde sergiliyor. En üst düzey işçilik, en yeni teknolojiler ve eşi benzeri bulunmayan bir sahip olma deneyiminin bir kombinasyonu.

Ford S-MAX Vignale, inciyi andıran metalik Vignale Milano Grigo veya Vignale Beyaz

Platin gibi özel Ford Vignale renk seçenekleriyle sunuluyor. Otomobilin iç kısmı altıgen şeklinde biçimlendirilen Windsor deri ile kaplı, koltuklar ve kapıların iç kısımları en iyi ve en dayanıklı malzemelerden üretildi. Her bir ayrıntıya özen göstermek, Ford Vignale felsefesinin temelini oluşturuyor. Tasarımcılar, mühendisler ve üretim aşamasındaki çalışanlar, Ford S-MAX Vignale’in en küçük ayrıntısı için bile aylar hatta bazen yıllar boyunca çalışıyorlar. Bir diğer etkileyici unsur olan en yeni, en iyi teknolojiye mutlaka değinmemiz gerekiyor. Örneğin Ford S-MAX Vignale’in son derece sessiz olmasını sağlayan Aktif Gürültü Kontrolü sistemi ile birlikte mükemmel ses sistemini ele alalım. Her bir Ford S-MAX Vignale’de bulunan Sesli Kontrol özellikli ve 8 inç dokunmatik ekrana sahip Ford SYNC 3 sistemi; bilgi ve eğlence bileşenlerini basit, etkin ses komutlarıyla kontrol etmenizi sağlıyor. Düğmeye basarak “Kahve

içmek istiyorum” dediğinizde sistem sizi en yakın kafeye yönlendiriyor.

Sadece otomobilin değil, otomobil ile birlikte sunulan hizmetlerin de son teknoloji olması Ford S-MAX Vignale’i gerçek bir sahip olma deneyimine dönüştürüyor. Tüm FordStore’larda bulunan özel Ford Vignale Lounge’da müşteriler, Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticisi tarafından karşılanıyor; bu yöneticiler isteklerinizi dikkatli şekilde dinliyor, size zaman ayırıyor ve tüm müşteri yolculuğu boyunca ve sonrasında size eşlik ediyor. Bu yaklaşım Ford Vignale felsefesinin değişmez bir parçası.Zamanınızın ne kadar değerli olduğunu bilen Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticisi, Ford S-MAX Vignale’inizin yıkanması gerekiyorsa otomobilinizin alınmasını, temizlenmesini ve size istediğiniz bir konumda teslim edilmesini sağlıyor. Ford Vignale ailesinin diğer üyeleri gibi, Ford S-MAX Vignale yalnızca bir otomobil değil, çok ama çok özel bir deneyim.


Şehirde geçen yaz günlerinde hızlı bir kaçamağa mı ihtiyacınız var? Çatı havuzları tam size göre. Muhteşem bir şehir manzarasıyla yüzmek gibisi yok. Yüzmek size hitap etmiyor mu? Birçok çatı havuzu mükemmel barlara sahip. Şehir içinde bir cennet arayanlara, dünyanın dört bir yanından seçtiğimiz 10 çatı havuzunu sunuyoruz. Her birini mutlaka ziyaret etmelisiniz.


DÜNYANIN ÇATISINDA YÜZME KEYFİ

ÇATIHAVUZLARI

Marina Bay Sands Hotel Singapur

Dünyanın tepesinde yüzmenin nasıl bir duygu olduğunu deneyimlemek ister misiniz? O halde, size muhtemelen buna en yakın duygu olan Singapur’daki Marina Bay Sands otelinin sonsuzluk havuzuna dalmanızı öneriyoruz. 150 m uzunluğundaki havuz yerden 57 kat yükseklikte muhteşem bir şehir silueti sunuyor. Olağanüstü havuzu ve manzarasının yanı sıra SkyPark çatısında aynı zamanda birçok restoran ve bar, bir spa ve spor salonu bulunuyor. Buradaki tek dezavantaj, havuzun sadece otel ziyaretçileri tarafından kullanılabilmesi. Diğer ziyaretçiler belirli bir ücret karşılığında SkyPark gözlem katına çıkarak bu şehrin nefes kesici manzarasının keyfini çıkarabiliyorlar.


“150 m uzunluğundaki havuz, yerden 57 kat yüksekte muhteşem bir şehir silueti sunuyor”

Yiyecek, terziler ve Romeo’nun şehri Napoli. Romeo mu? Romeo, Verona’da yaşamamış mıydı? Hayır, Romeo Hotel’den bahsediyoruz. Şehir merkezinde tüm şehir aktivitelerine yürüme mesafesinde yer alan bu özel tasarımlı otel, Condé Nast Traveler tarafından dünyanın en iyi yeni otelleri arasında gösterilmektedir. Otel, modern tasarım, çağdaş sanat ve klasik “İtalya’da Üretilmiştir” anlayışının mükemmel bir sentezini sunar. Otelin dokuzuncu katındaki çatı havuzu küçük ama etkileyici tarzıyla otele ayrı bir hava katıyor. Otelin merkezi konumundan en iyi şekilde faydalanan yüzme severler, limanda devasa konteynerlerle yükleyip boşaltan liman işçilerini izleyebilir, uzak ve görkemli Vezüv veya Capri’nin etkileyici görüntüsüyle günün yorgunluğunu geride bırakabilirler. Bella vista!

Romeo Hotel Napoli, İtalya

Bu beş yıldızlı zarif otelin çatı katında sizi Barcelona’nın El Born bölgesi ve ünlü katedralinin etkileyici manzarası karşılıyor. Birçok metre istasyonuna yakın mesafede bulunan ve şehir etkinliklerine yürüyerek ulaşmanıza imkan tanıyan otel, Katalonya başkentinde konaklamak için muhteşem bir konuma sahip. Çatı katında sonsuzluğa uzanan havuz ve SkyBar, özel kokteylini yudumlayıp dinlendirici müziğe kendini bırakarak hayatın küçük zevklerinin keyfini çıkarmayı bilenlerin gözde mekanı. Gün boyunca yalnızca otel konuklarına hizmet sunan SkyBar’ın kapıları akşam saatlerinden itibaren şehri kuş bakışı izlerken içkisinin tadını çıkarmak isteyen herkese açık.

Soho House, 1995 yılında Londra’da “yaratıcı alanlarda çalışan kişilerin evlerinden uzaktaki evi” olarak inşa edildi. Bugün, Berlin, İstanbul ve aralarında New York’un da bulunduğu birçok ABD şehrinde bu evlere rastlamak mümkün. Manhattan’ın ilgi çekici Meatpacking semtinde yer alan otel yalnızca üyelerine hizmet verse de bazı ender durumlarda üye olmayan kişiler de oda kiralayabiliyor. Oda kiralama başarısını gösteren bu şanslı kişiler otelin çatı katındaki ünlü havuz dahil olmak üzere kulübün tüm alanlarını kullanabiliyorlar. Bu ısıtmalı havuz yıl boyunca açık. Yaz aylarında şezlong ve masalarda yiyecek ve içecek servisi bulunuyor.

Grand Hotel Central Barselona, İspanya

Soho House New York, ABD


Şehrin üstünde yükselen 30 katlı So Sofitel Bangkok otel; tasarım, teknoloji, eğlence ve lüksün muhteşem bir bileşimini sunuyor. İç tasarımı kısmen Fransız moda tasarımcısı Christian Lacroix tarafından yapılan otel, sizi Fransız ve Tayland tasarımının etkileyici bir kombinasyonuyla karşılıyor. Ayda bir kez dünyaca ünlü So Pool partilerinin düzenlendiği çatı havuzunu anlatmak için etkileyici sözcüğü iyi bir tercih olabilir. Ana havuz bölgesinde müzik tercihi deep house iken bahçede hip-hop tınıları duyuluyor. Sekiz saat boyunca dur durak bilmeyen parti 13:00’da başlıyor ve katılımcılarını eğlendirmek için hemen hız kazanıyor. Bu etkileyici partiye katılamıyor musunuz? Üzülmeyin. Havuz alanı diğer günlerde yüzmek, güneşlenmek ve içkisini yudumlarken Bangkok’un etkileyici silüetinin ve Lumpini Park manzarasının keyfini çıkarmak isteyen konuklarına hizmet vermeyi sürdürüyor.

Yolunuz Teksas’a mı düştü? Dallas’ı ve özellikle şehrin iş merkezinde yer alan beş yıldızlı butik otel The Joule’u ziyaret etmeyi unutmayın. The Joule, 1920’lerden kalma bir banka binasını, etkileyici sanat çalışmaları, dünya kalitesinde spa merkezi, akıllı tasarımı ve ödüllü yiyecek-içecekleriyle kaçırmak istemeyeceğiniz bir güzelliğe dönüştürmüş durumda. Tüm bunların yanı sıra konuklarına otelin sınırları dışında yüzdükleri hissini veren, Dallas manzaralı özel havuza değinmeden geçmek olmaz. Otel gerçekten binanın sınırlarının dışına taşıyor ve etkileyici cam kenarıyla, konuklarına Main Street’in üzerinde yüzme olanağı sağlıyor.

The Joule HotelDallas, ABD

So Sofitel Bangkok Bangkok, Tayland


Mimarı yapılardan keyif alan bir São Paulo yolcusu musunuz? Hotel Unique’de konaklamayı veya en azından ünlü çatı barı SKYE Bar’da lezzetli atıştırmalıkla bir içki yudumlamayı unutmayın. Binanın eleştirmenler tarafından dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen tasarımı, tanınmış Brezilyalı-Japon mimar Ruy Ohtake’e ait. Otelin göz kamaştırıcı tasarımına uygun şekilde, ısıtmalı çatı havuzu da kırmızı rengiyle dikkat çekiyor ve su altı ses sistemine sahip. Etkileyici havuz kenarı hissi, şık beyaz şezlonglar ve yakut kırmızısı minderlerle tamamlanıyor. SKYE Bar’ın dingin ve modern ortamı, 21:00’den itibaren DJ’in müziğiyle hareketleniyor.

Nefes kesici Zürih ve şehri çevreleyen dağların muhteşem manzarasını izlerken spa keyfini yaşamaktan daha iyi ne olabilir? 2011’de, eski Hürlimann bira fabrikasının çatı katı ve depolama kemerlerinin lüks spa alanlarına dönüştürülmesiyle Thermalbad & Spa Zürich ortaya çıkıyor. Burada bira fabrikasının 100 yıllık kemerli duvarlarından oluşan mistik bir mağarada banyo yapabilir ve ısıtmalı açık çatı havuzunda Zürih silüetinin keyfini çıkarabilirsiniz. Kapılarını konuklarına bir yıl sonra açan B2 Boutique Hotel, endüstriyel cazibe ve lüks tasarımın etkileyici bir karışımını sunuyor. Banyo yapmaktan yorulduğunuzda otel odanız sizi bekliyor.

Hotel UniqueSão Paulo, Brezilya

B2 Boutique HotelZürih, İsviçre


“Isıtmalı çatı havuzu kırmızı rengiyle dikkat çekiyor ve su altı ses sistemine sahip”

Dokuz katlı bir depo binasını minimalist ve endüstriyel bir tasarımla dönüştürerek 1993 yılında hizmete giren Adelphi, Avustralya’nın ilk butik oteli olma özelliğini taşıyor. 20 yılı aşkın bir süre sonra yeni sahipleri tarafından kapanmaktan kurtarılıp yeniden açılan otel, her zamankinden çok daha güzel görünüyor. Beş yıldızı ve şekerleme temasıyla (şeker şeklindeki sandalyeleri, odalardaki şeker kavanozlarıyla) Adelphi, her zamanki gibi farklı ve ilgi çekici. Otelin en şaşırtıcı alanlarından biri, cam tabanlı, destekli tasarımıyla bina sınırlarının iki metre ötesine taşan etkileyici çatı havuzu bölmesi.

Adelphi Hotel Melbourne, Avustralya


Çatı havuzlarından bahsederken Amsterdam aklınıza ilk gelecek yerlerden biri olmayabilir. Yine de 2015’te Hotel W’nin konuklarına kapılarını açmasıyla şehir, ilk çatı havuzuna kavuşmuş oldu. Ünlü şehir merkezinde Dam Sarayı’na komşu olan bu 22 m havuz, yazı geçirmek için doğru tercih. Altıncı katta otelin yanında bulunan lobi, cam tavanları ve duvarlarıyla şehrin panoramik görüntüsünü sunuyor. Havuz ve lounge bar herkese açık. Barda içkisini yudumlayan konuklar havuza dalarak serinleme özgürlüğüne de sahipler.

Hotel WAmsterdam, Hollanda

‘Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticisi müşterisi için en iyi tercihi yapıyor. O’na sunulan yazılı bir metin yok’


‘Müşteriler kendilerine arkadaş gibi davranılmasını isterler’

Laila Pawlak Müşteri İlişkileri Uzmanı ve Ford Vignale danışmanı. Pawlak ile hızlı, ucuz hizmetler ile çok özel müşteri deneyimleri arasındaki fark ve müşteriler için en önemli faktör olan zaman hakkında konuştuk.

Laila Pawlak sohbetimize birçoğumuzun fark edebileceği basit bir örnekle başlıyor.

Haftada iki kez yaşadığı bölgedeki spa merkezini ziyaret ediyor. Spa, Pawlak’tan bilgisayarda analiz edilmek üzere alışılmadık veriler toplamıyor. Bu merkezdeki insanlar sadece tüm müşterilerin istekleri ve istemedikleri konusunda bilgi sahibi. O’na arkadaşları gibi davranıyorlar. Bu klasik bir müşteri deneyimi.Sıradaki örneğimiz dijital dünyayı içeriyor. Pawlak, oldukça başarılı bir talep üzerine video yayını şirketi olan Netflix’i yoğun biçimde kullanıyor. Netflix veri toplamayı ihmal etmiyor: ne izliyorsunuz, ne izlemiyorsunuz, ne zaman izliyorsunuz ve tercihleriniz neler. Akıllı algoritmalar kullanan Netflix, ne zaman aile filmlerini, gangster filmlerini veya komedi dizilerini tercih edeceğinizi biliyor. Örneğin bir aile filmi izlemek istediğinizde size özel öneriler sunuyor: Size bu filmleri öneriyoruz ve bunlardan hoşlanabileceğinizi düşünüyoruz. Pawlak konuyla ilgili şunları söylüyor: “Onlar da benim arkadaşım gibi.” Pawlak ekliyor: “Arkadaşınız sevdiğiniz içeceği, müziği ve

yemeği bilir. Netflix ne izlemek istediğimi tam olarak biliyor.” Bu durum yeni dijital müşteri deneyimine güzel bir örnek.Üçüncü örneğimiz öncekilerden oldukça farklı. Bir iPhone satın aldığınızda telefonunuz size güzel bir kutu içinde teslim ediliyor. iPhone satın alan kişilerin büyük bölümü bu kutuyu çok önemli bir ödevmişcesine saklıyorlar. Kutuyu açma süreci, kutudan çıkarma deneyimi olarak tanımlanıyor. “Bu Apple’ın sağladığı bir ekstra” diyor Pawlak ve devam ediyor: “Bu ekstra bir deneyim ve işe yarıyor. Telefonunuzu çalıştırmadan önce deneyiminiz kutuyla başlıyor. Şöyle düşünüyorsunuz: Hey, bu telefon gerçekten çok özel!”

Lüks deneyimBu örnekler, iyi müşteri deneyimi sağlama, müşterilere özel olduklarını hissettirme ve ürün veya hizmeti satın almanın özel bir deneyim olduğunu düşündürmeye yönelik durumlardan sadece birkaçı. Pawlak bu alanda uzman. İş ortağıyla birlikte Kopenhag merkezli DARE2 adlı şirketi yönetiyorlar. Bunların yanı sıra Pawlak şirketlere doğru

MÜŞTERIDENEYİMİ




‘Zaman, en az sahip olduğumuz kaynak ve bunu nasıl kullanacağımız her gün daha önemli hale geliyor’

kişileri işe alma, sürekli gelişen teknolojilerden yararlanma, kuruluşa başka bir bakış açısıyla bakma ve en önemlisi müşterilerle iletişim kurma konularında danışmanlık hizmeti sunuyor.Pawlak ayrıca müşteri ilişkilerine tekrar odaklanarak Ford Vignale deneyimine dahil oluyor.Pawlak konuyla ilgili şunları söylüyor: “Müşteri deneyimi kuruluşunuzdaki bir departmana ihale edilecek bir olgu değil. Bir kuruluşun genlerine kadar işlemesi gerekir. Biz buna pişmanlık içermeyen müşteri deneyimi adını veriyoruz. Müşteri her durumda anahtar rolünde. Müşteriniz olmadan şirket olarak varlığınızı sürdürmenize olanak yok.”Müşteriler içinde bulunduğumuz dijital çağla birlikte değişim gösteriyor. Şimdi kontrol şirketlerde değil müşterilerde. En iyi alışveriş için internette geziniyorlar. Ürünleri kıyaslıyor, incelemeleri okuyor, eşi benzeri bulunmayan teklifleri arıyorlar. Pawlak farkı şöyle açıklıyor: “Müşteriler zamandan tasarruf etmek veya zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmek istiyorlar.” Örneğin, Pawlak bir Spotify kullanıcısı. Bu uygulama günün her saatinde sevdiği müziğe hızlı ve ekonomik bir şekilde

ulaşmasını sağlıyor ve Spotify, Pawlak’ın müzik zevkini biliyor. Gelin görün ki, iş ortağı bir plak tutkunu ve yüzlerce plaktan oluşan bir koleksiyona sahip. “Neden?” diye soruyor Pawlak. “Çünkü bu koleksiyon ona lüks ve özel bir deneyim sunuyor. İşler şimdi bu şekilde ilerliyor: Hızlı ve ekonomik hizmetlerle zamandan tasarruf ediyorsunuz veya keyifli zaman geçirmenizi sağlayan lüks hizmetlere yöneliyorsunuz. Kazananlar, size odaklanan ve sizin için özelleştirilmiş hizmetler sunan şirketler oluyor. Diğer yandan, üstün hızlı ve ultra ekonomik hizmetlere kavuşuyorsunuz. Bu iki yaklaşım arasında sorunlu bir bölge bulunuyor. CD’ler gibi. Bu çözüm çok hızlı ve ekonomik olmadığı gibi size lüks hissini de sunmuyordu ve CD’lerin kaçınılmaz sonu tarihin tozlu sayfaları arasındaki yerini almak oldu.”Pawlak’a göre en özelleştirilmiş hizmetler Genom Testleri: “Bu testler size nasıl uyumanız, nasıl antrenman yapmanız, neleri yemeniz gerektiğini söylüyor veya atalarınız ve özel hastalıklara yatkın olup olmadığınız hakkında bilgi sunuyor. Tamamen sizinle ilgili ve %100 özelleştirilmiş olduğu düşünüldüğünde bundan daha kişisel bir hizmet mümkün görünmüyor. Yakın gelecekte bir

süpermarkete gittiğinizde, bir uygulama size satın almanız ve almamanız gerekenleri, sizin ve bedeniniz için uygun ürünleri bu testlere dayalı olarak söyleyecek.”

10 Saatlik görüşmeVerinin müşteri deneyimindeki önlenemez yükselişi sürse de insanlar hala listenin ilk sırasında yer alıyor: Müşteriyle gerçek anlamda nasıl iletişim kuracaksınız? ABD merkezli bir çevrimiçi ayakkabı şirketi olan Zappos’u ele alalım. Bir müşteri olarak bir şikayetiniz veya sorunuz varsa genellikle çalışanların kendilerine sunulan metinleri tekrarladığı çağrı merkezlerini ararsınız. Müşterilere gerçek insan iletişimi sunulan, doğru soruların sorulduğu ve sadece ayakkabılarla sınırlı kalmayan akıllı tavsiyeler sunan Zappos’da durum böyle değil. Pawlak konuyla ilgili şunları söylüyor: “Zappos’un rekor uzunluktaki müşteri görüşmesi 10 saat. Tam 10 saatlik bir görüşme! Ama işe yarıyor. Bir müşteri olarak size arkadaş gibi davranıldığını hissediyorsunuz. Size gerçekten önem verildiğini biliyorsunuz.”Bir diğer örnek yine Pawlak’ın kişisel hayatından: “İnternet sağlayıcısı tercihimi gerçek bir insanla konuşabilme olanağına göre belirledim.

Laila Pawlak, yaratıcı DARE2 şirketinin ofisinde.


İki kat ücret ödüyorum ama gerçek bir insanla konuşuyorum. Aradığımda telefonu açıyorlar. Teknolojiyi yakından takip eden bir insan değilim. Web sitem çöktüğünde bana birinin doğru soruları sorması lazım. Bunu yapıyorlar ve bu da benim için gerçek bir lüks.”

Vakit nakittirKonu elbette ki Ford Vignale deneyimine geliyor. Pawlak, Ford’un Ford Store personelinde mükemmel müşteri hizmetinin önemine yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla tasarladığı ve süre, kalite ve kişisel ilgi temelleri üzerine inşa edilen Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticileri Mükemmeliyet Programı’nın bir parçası.“Bir sorunla karşılaştığımda veya acil bir sorum olduğunda, gerçek bir kişi beni dinliyor ve bana yardımcı oluyor. Beni anlıyor. Hepimiz bize önem veren, bizi özel hissettiren, bize zaman ayıran ve ilgi sunan birisini istiyoruz. Gerçek bir insan tarafından karşılanmak ve bu insanın yalnızca size özel ilgi sunması, özel durumunuzu anladığını göstermesi ve kişisel gereksinimlerinizle ilgilenmesi gün geçtikçe çok değerli bir lüks

haline geliyor. Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticisi, sizin isteklerinizi ve tercihlerinizi bilmek istiyor. Ona sağlanan yazılı bir metin yok. Dinliyor, doğru soruları soruyor, sizin kim olduğunuzu, işinizi ve elbette ki size en uygun otomobili öğrenmeye çabalıyor. Ford Vignale özelleştirilmiş hizmet sunuyor. Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticisi müşteriyle kendi deneyimini oluşturuyor. Size arkadaşı gibi davranıyor.”Ford Vignale hizmetinin bir diğer önemli faktörü de zaman. Pawlak: “Bugünün yoğun dünyasında zaman, para kadar önemli bir unsur. Zaman, en az sahip olduğumuz kaynak ve bunu nasıl kullanacağımız her gün daha önemli hale geliyor. Otomobilin arada bir yıkanması gerekiyor ve sizin mutlaka bundan daha önemli işleriniz var. Bu işlem sizin için vakit kaybı. Ford Vignale hizmeti bunu sizin için yapıyor ve zaman israfının önüne geçiyor. Bu yaklaşım, Ford Vignale deneyimine sadece bir örnek. Günümüzde müşterilerin çok sabırlı olduğu söylenemez! Zaman, müşteriler için çok önemli ve çözümlerin kendilerine zahmetsizce ve hemen sunulmasını istiyorlar. Bu aynı zamanda Ford Vignale müşteri

deneyiminin önemli bir parçası. “Diğer yandan FordStore’da Ford Vignale bekleme salonunu ziyaret ettiğinizde burada müşteri deneyimi için bulunuyorsunuz. Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticisi size kolayca zaman ayırabiliyor. Size iyi davranılıyor ve her şey kişisel, özelleştirilmiş ve size özel. Beklentileriniz aşılıyor. Özel bir grubun, Ford Vignale topluluğunun bir parçası olduğunuzu hissediyorsunuz. Bu durum iyi hissetmenizi ve memnun olmanızı sağlıyor. Bu süreç Ford Vignale deneyiminin diğer bir parçasını oluşturuyor: İyi vakit geçirmek.”Pawlak durumu şu şekilde özetliyor: “İnsanlar bir otomobil satın aldıklarında doğal olarak bu otomobilin lüks olmasını istiyor ancak müşteriye davranış biçiminiz ve genel müşteri deneyimi de tamamen lüks olmalı. Bana göre Vignale Deneyiminin anlamı bu.”Röportajımızdan sonra Pawlak’la birlikte Kopenhag’ın merkezine doğru sürüş yapıyoruz. “Müthiş!” diyor Pawlak. “Danimarka’da Ford S-MAX Vignale süren ilk kişi olabilirim! Bu gerçekten de özel bir deneyim.”

MB_Legend_Spirit_ADV_129_230x297.indd 1 02/03/2016 17:21


Erkek ve KadınYazın şehir gezinizde yanınıza neler alacağınıza karar veremiyor musunuz? Size müşteri deneyimi uzmanı Laila Pawlak’ın ve Berlin’de hayatını sürdüren yaşam tarzı yayıncısı Kai Petermann’ın tarzından ilham alarak birkaç öneri hazırladık.

Hayatını Berlin’de sürdüren Yaşam Tarzı Yayıncısı Kai Petermann birinci sınıf olmazsa olmaz parçaların en yenileri için kendi blog’u Heldth’e (www.heldth.com) göz atan tüm erkekler için bir otorite konumunda. Kai, markaların hikayelerini anlatmak konusunda uzmandır ve yakın zamanda Ford Mondeo Vignale temsilcisi olarak atandı.

Atkı, Lacostewww.lacoste.com

Deri spor ayakkabı, Ferragamowww.ferragamo.com

Kulaklık, H.ear, Sonywww.sony.com

Gri kanvas çanta, Voyagewww.voyagebrand.com

Timsah derisi kemer, McGregorwww.mcgregor-fashion.com

Saat, Speedmaster, Omegawww.omegawatches.com

Parfüm, The One, Dolce & Gabbanawww.dolcegabbana.com

Kamera, Cybershot RX100 IV, Sonywww.sony.com

Deri iPad kılıfı, Travelteqwww.travelteq.com

Güneş gözlüğü, Gucciwww.gucci.com

Deri iPhone kılıfı, Ford Vignale Koleksiyonuwww.vignalecollection.com

Anahtarlık, Longchampwww.longchamp.com


VIGNALEALIŞVERİŞ

Laila Pawlak dönüşümsel müşteri deneyimleri geliştirme alanında uzmanlaşan, Kopenhag merkezli, ödüllü DARE2 ajansını işleten bir Müşteri Deneyimi Uzmanı. Vignale Müşteri İlişkileri Yöneticilerine eğitim ve ilham vererek Ford’a Ford Vignale deneyimini oluşturma konusunda yardımcı oldu (40. sayfadaki röportajı okuyun).

Yılan derili metal bilezik, Calvin Kleinwww.calvinklein.com

Atkı, Ford Vignale Koleksiyonuwww.vignalecollection.com Deri Seyahat Çantası,

Ford Vignale Koleksiyonuwww.vignalecollection.com

Parfüm, Gucci Guilty stud limited edition, Gucciwww.gucci.com

Saat, Emporio Armaniwww.armani.com

Hasır şapka, Rag & Bonewww.netaporter.com

Jackson güneş gözlükleri, Chloewww.chloe.com

Sophia Webster, Deri Terliklerwww.sophiawebster.com

Deri cüzdan, Salvatore Ferragamowww.ferragamo.com

Leopar desenli el çantası, Escadawww.escada.com

Mercan kolye, & Other Storieswww.stories.com

Cuma UlaşımTrenle Brüksel havalimanından yarım saatte Anvers Merkez İstasyonu’na geliniyor. Anvers Merkez İstasyonu; şehrin tam kalbinde bulunan muazzam, görkemli, neo Gotik tarzında bir saray. Şehrin sakinleri bu istasyona şehrin kalbi diyorlar. Gezinize başlamak için harika bir seçim olacağınıza eminiz.

Check-in Hotel Julien (Korte Nieuwstraat 24)Kesinlikle şık bir tasarım otel. Sıcak ortamı kendinizi evinizdeymiş gibi hissettiriyor. Moda çevreleri (ve zevkli tasarımıyla rahat misafirperverliğini beğenen diğer insanlar) tarafından seviliyor.

Boulevard Leopold (Belgiëlei 135)Anvers’te onlarca harika pansiyon var. Bu pansiyon da en iyiler arasında yer alıyor. Geniş odalar, şık

17:00

18:00

tasarım, nazik çalışanlar ve mükemmel kahvaltılarıyla bu tesis, eski bir Yahudi mahallesinin merkezinde yer alıyor.

Hilton Antwerp Old Town (Groenplaats 32)Grand otellerin yeniden popüler olduğu söyleniyor. Bir Hilton oteli olmasından daha önemlisi, klasik bir grand otel. “Şehrin tarihi kısmında” bulunan Belle Époque, şıklık ve ince zevklerle buluşuyor.

16. yüzyılın tadına varınDinlendiniz mi? O zaman biraz gezintiye çıkalım. Anvers’in turistik yerlerinin neredeyse hepsi yürüme mesafesinde. Katedral iyi bir başlangıç noktası. 1521’de açıldığından bu yana Anvers’in gururu olan katedralin kulesi, Orta Çağ’dan kalma bölgede şehrin 123 metre yukarısına uzanıyor. Şu anda Anvers’in hepsi katedralin gölgesinde bulunan pazar yerinin etrafındaki büyüleyici barok evler ve daha fazlasının yer aldığı Orta Çağ’dan kalma bölümündesiniz. Acıktınız mı? Hadi yemeğe gidip 21. yüzyıla dönelim.

19:00

ANVERS’TE 48 SAAT

Kompakt. Orta Çağ’dan kalma. Popüler ve modern. Tasarım tutkunları için bir cennet. Aynı zamanda bir yemek cenneti. Burası Anvers. Harika bir hafta sonu için ideal.


Hotel Julien, Korte Nieuwstraat 24

Fiskebar, Marnixplaats 11

21. yüzyılın tadına varın Katedralden güneye doğru yürüdüğünüzde Flamanca “güney” anlamına gelen ‘t Zuid bölgesine varırsınız. Anvers’in popüler bir bölgesi olan ‘t Zuid, iyi, çok iyi ve mükemmel olarak değerlendirilen restoranlarla dolu. Anvers sakinleri yüzyıllardır yemek aşkları ve mutfak becerileriyle biliniyor ve bu özellikleri şehrin her yerinde görülüyor. ‘t Zuid’de Belçika’nın en çok övülen restoranlarından Fiskebar’ı (Marnixplaats 11) deneyin. İskandinav ve Fransız stillerini buluşturan tasarımıyla restoran sıcak bir atmosfere sahip. Yemek ise taze ve gerçek balık.‘t Eilandje (Flamanca “küçük ada”) yakınlarındaki Balls & Glory’de (Godefriduskaai 30) tabii ki köfte sunuluyor. El yapımı bu köfteler muhtemelen yiyebileceğiniz en iyi köfteler. Burada karnınızı doyurduktan sonra ‘t Zuid’de gezintiye çıkın ve çok sayıdaki popüler bardan

21:00 birine gidip başlı başına bir deneyim olan ekşi, kahverengi

Flaman birası “ale” veya diğer 100 tipik Flaman birasından birini

deneyin (ama dikkatli olun, çok sert olabilirler).

Hadi dans edelim 16. yüzyıldan kalma bir binada bulunan Café d’Anvers (Verversrui 15) kulağa biraz eski moda gelebilir ama Avrupa’daki en ünlü kulüplerden biri. House müziğin popüler olduğu 1989’da kapılarını açan kulüp, o zamandan beri her trende kolayca uyum sağlıyor.Hâlâ ‘t Zuid’deyseniz Anvers’in bir denizci tarafından kurulan en popüler kokteyl barı Sips’i (Gillisplaats 8) deneyin. (Anvers, dünyanın en büyük limanlarından birine sahip.) Sips, standart kokteyllerden en egzotik olanlara kadar her şeyi sunuyor.

23:00

ŞEHIRARAMA


Balls & Glory, Godefriduskaai 30


Manzara eşliğinde kahvaltıCoffeelabs’de (Lange Klarenstraat 19) her şey taze, sağlıklı ve leziz. Yazın açılan çatıda kahvaltınızın ve şehrin tarihi kısmına bakan manzaranın keyfini çıkarın.

Mağazalara koşunKlasik, pahalı markalar? Tamam. Modern tasarım? Tamam. El yapımı, klas ürünler? Tamam. Antika ve bit pazarları? Tamam. Anvers’te hepsi mevcut. Harika bir alışveriş deneyimi için tek ihtiyacınız iki bacak. Mutlaka ziyaret etmeniz gereken iki yer seçtik. Birincisi iki şirket avukatı tarafından kurulan ve sadece lüks ürünler satan St Vincents (Klein Markt 13). Markalar arasında Zenology (kozmetik), Anecdote (giyim), Bukvy ve Arteria (çanta) ve Monsieur Lacenaire (beyzbol ceketi) yer alıyor.

10:00

11:00

Cumartesi Üst katta bir galeri ve kahveci var. Kahve markaları da en yüksek kalitede.Alışveriş için gidilmesi gereken başka bir yer de ‘t Zuid dışındaki Espoo (Vlaamsekaai 57). Bu büyük alanda Kuzey Avrupalı (İngiltere, Hollanda ve en başta İskandinavya) tasarımcıların ürünleri satılıyor. Çoğu ürün el yapımı ve sevgiyle hazırlanıyor. Havalı, zeka dolu İskandinav tarzına sahip iç mekanı da unutmamalı.Katedral ile ‘t Zuid arasında Anvers’in moda müzesi MoMu’yu (Nationalestraat 28) bulacaksınız. Anvers, geçtiğimiz 25 yılda moda alanında genç yeteneklerin yetiştiği bir yer haline geldi. Dries van Noten ve Walter van Beirendonck gibi tasarımcılar dünya çapında ün kazandı. MoMu’nun çevresindeki butikler, Anvers moda fenomenlerinin en iyilerini sunuyor.

Espoo, Vlaamsekaai 57

St Vincents, Klein Markt 13

Stay, Nationalestraat 49


iyiler Atıştırma zamanıAçılımı “style, taste and you” (stil, lezzet ve siz) olan Stay (Nationalestraat 49), şık kıyafetler ve aksesuarlarla leziz öğle yemeklerinin mükemmel bir birleşimi. Alışveriş yapın, yemek yiyin ve keyfinize bakın.De Burgerij, şehrin en iyi burgerlerini sunuyor. Burada fast food değil taze et servis ediliyor. Bu restoranın üç şubesi de rahat bir atmosferle şık tasarımı bir araya getiriyor. Burası çocuklarınızla gitmek için de çok uygun bir yer. Büyüleyici manzaralarMAS’a (Hanzestedenplaats 1) bakıp “vay be!” diyeceksiniz. Burası gerçekten de modern mimarinin öne çıktığı bir yer. Tüm duyularınıza odaklanan müzenin içinde tarihinden limanına kadar şehirle ilgili bilmeniz gereken her şey sergileniyor. Bonus olarak da şehrin ve Schelde nehrinin 360 derecelik nefes kesici manzarası var. Bir diğer bonus: Kendi yiyeceklerinizi getirip piknik yapabilirsiniz. Piknik örtülerini MAS ücretsiz olarak sunuyor.

13:30

14:00

SIPS, Gillisplaats 8

De Burgerij, Sint-Laureiskaai 2000


Anvers’in meşhur oğluResmin altın çağı 16. yüzyılda yaşayan Peter Paul Rubens, günümüzde Belçika’nın en iyi ressamı olarak biliniyor. Rubens’in kendi tasarımı olan Rubens’in Evi (Wapper 9-11), klasik İtalyan saraylarından esinlenilen güzel, anıtsal bir mekan. Harika bir sanatçının yaşam alanlarına adım atarak başka bir çağın kapılarını aralayın.

Yaratıcılık limanıAnvers’te 18.000 kişi yaratıcılık alanında çalışıyor. Moda ve mobilya tasarımcıları, video sanatçıları, bilgisayar oyunu tasarımcıları, film yapımcıları ve yönetmenler, oyun yazarları, ressamlar ve aklınıza gelebilecek her şey... Şehirde 7 gün 24 saat yaratıcı işler yapılıyor. Anvers aynı zamanda sanat ve moda akademileriyle ünlü. Bu yıl Ekim ayına kadar Anvers’te düzenlenen “Anvers’te doğdu: Yaratıcılık limanı” inisiyatifiyle yaratıcı yurttaşlar ödüllendirilecek. Tasarımcıların çalışmalarını ve genellikle nasıl yaptıklarını görebilirsiniz. “Anvers’te doğdu” inisiyatifinin merkezi, Hangar 22 aan de Kattendok Oostkaai. Kaçırmayın.

14:30

16:00

Kokteyl isteyen?The Dirty Rabbit’e (Gentplaats 1) gidin. Elbette pek çok kokteyl sunuluyor ama barın iç mekanı da bir o kadar özel. Kendinizi bir Amerikan filminde gibi hissedeceksiniz.

Ömür boyu unutamayacağınız bir anıya sahip olunEski bir kilisede bulunan Restaurant The Jane’de (Paradeplein 1) üç yıldızlı Michelin şef Sergio Herman ve ekibi, yemekleri eski kurban taşında pişiriyor. Yemekler muazzam. Pencereler, tavan, her şey muazzam. Bu restoran, daha çok dünyanın en iyi tasarımcılarının iş yeri gibi görünüyor. Bir de lamba var. Kocaman ve çok güzel bir lamba... Asla unutmayacağınız bir akşam geçireceksiniz.

18:00

20:00

Restaurant The Jane, Paradeplein 1

The Dirty Rabbit, Gentplaats 1

The Rubens’ House, Wapper 9-11


Elmas şehriYıllık 23 milyar EUR cirosuyla Anvers, yüzyıllardır dünyanın elmas başkenti. Elmas bölgesi Merkez İstasyon’un hemen arkasında bulunuyor. Parıltılara, daha doğrusu yansımalara bakın. Satın almak mı istiyorsunuz? Çoğu yerde sabit fiyat olmadığı için pazarlık yapmanız gerekecek. Bizden söylemesi...

Pazar brunch’ı Cargo Zomerbar, eskiden manevra garı olarak kullanılan moda Park Spoor Noord’da bulunuyor. Çevrenin tamamı sanayi havasına sahip. Cargo Zomerbar ise eski bir depoda yer alıyor. Gölet manzaralı brunch için rezervasyon yaptırmayı unutmayın!

Tekneyle Anvers gezisiGezinizi sonlandırmanın güzel bir yolu: Anvers’e ve devasa limanına sudan bakın. Yüzlerce metre uzunluğundaki dev konteyner gemilerinin yanından tekneyle geçerken muazzam ölçekteki liman bölgesini yakından görün. Orta Çağ ile modern dünyanın mükemmel birleşimine dair yeni bir bakış açısı kazanacaksınız.

11:00

13:00

14:00

Cargo Zomerbar, Park Spoor Noord

Born in Antwerp Genel Merkezi.

Pazar

Geleceğin avantajlarını şimdi yaşayabilecekken neden bekleyelim ki? İşte sizi zamanın ötesine taşıyacak etkileyici ve hayatı

kolaylaştıran bazı yenilikler.

ZAMANI


YOLCULUK

AKILLIYOLCULUK

ZAMANI


YOLCULUK


Cebinizdeki çevirmenModern teknoloji bizi derdimizi anlatmakla uğraşmaktan kurtarıyor. iOS ve Android cihazlarda kullanılabilen Photo Translator Free uygulaması, fotoğraflarınızdaki metinleri algılıyor ve otomatik olarak tercüme ediyor. Uygulama Arapça, Çince, Japonca, Hintçe ve Avrupa’da konuşulan birçok dilin bulunduğu 40 dille birlikte geliyor.

Söz dinlemeyen fotoğraf makinesiCamera Restricta’nın yaratıcısı Alman tasarımcı Philipp Schmitt, tasarladığı fotoğraf makinesini “benzersiz fotoğraflar çekmek konusunda asi ruhlu bir araç” sözleriyle tanımlıyor. Schmitt, aynı nesnenin birbirine tıpatıp benzeyen fotoğraflarını çeken turist kafilelerinin fotoğrafçılık anlayışını pek beğendiği söylenemez. Henüz satışa sunulmasa da bizi çok etkileyen fotoğraf makinesi de, daha önce defalarca fotoğrafı çekilen bir nesne fark ettiğinde çalışmayı durduruyor. GPS ile konumunu kendi belirleyen fotoğraf makinesi bulunduğu coğrafi etiket alanında çok fazla fotoğraf çekildiğini çevrimiçi olarak belirlerse vizör kullanılamaz hale geliyor ve deklanşör kapanıyor. www. philippschmitt.com

Kişiye özel droneLily ile henüz tanışmadınız mı? Lily kendi başına uçabilen bir drone. Uzaktan kumandaya ihtiyaç duymuyor. Lily’yi havaya fırlattığınızda, birkaç milisaniye içinde açılıyor ve görevini yapmaya başlıyor. Yüksek kaliteli video ve fotoğraflarınızı çekmek için sürekli yakınınızda kalıyor. Lily’nin yalnızca 26x26x8 cm boyutlarındaki olması, bu yaz için mükemmel bir tatil arkadaşı olmasını sağlıyor.www.lily.camera


Sizi eve kadar takip eden bavulSon teknoloji ürünü bir bavula mı ihtiyacınız var? İsrail şirketi NUA Robotics sizi otomatik olarak takip eden bir bavul üretti. Kamera sensörü ve Bluetooth teknolojisi sayesinde bavul sahibini tanıyabiliyor ve havaalanı boyunca takip edebiliyor. Tasasız bir şekilde etrafı gezerken bavulunuzun kaybolmayacağından emin olmanız için bavulda bir hırsız alarmı bulunuyor. Bu bavul, henüz prototip aşamasında olsa da NUA Robotics, akıllı bavulu bir sene içinde tanıtmayı ve teknolojiyi potansiyel olarak diğer kullanım alanlarına açmayı planlıyor. Oyumuzu bizi takip eden alışveriş sepetlerinden yana kullanıyoruz.

Seyahat etmeyi seven hoparlörlerOnanoff Ses Kapağı, görmeye alıştığınız başka bir iPad kılıfı ve standı olarak gözükebilir. Ancak bu ultra ince kapak bir sır saklıyor: Yerleşik hoparlörler. iPad kılıfına yerleştirildiğinde ve Bluetooth ile kablosuz olarak küçük boom kutularına bağlandığında, ses yüksekliğini yüzde 400’e kadar artırabiliyor. Onanoff Sound Cover yalnızca 570 g ve tek bir şarjla 15 saat çalışabiliyor. www.onanoff.com

“Sahibini algılayan ve havaalanında onu takip eden bir bavul”

Özel jet uçuşlarının yüzde 40’ının uçakta yolcu olmadan gerçekleştiğini biliyor muydunuz? Bu yolculuklar jeti evine geri götürmek veya dünyanın bir köşesindeki yolcuları almak için gerçekleştirilir. Bu boş jetleri doldurmak için lüks uçaklar JetSmarter, Blue Star Jets ve PrivateFly tarafından isteyen kişilere kiralanıyor. Bu şirketler size binlerce jet seçeneği sunuyor ve yüzde 75’e varan indirimleriyle oldukça ekonomik bir uçuş fırsatı sağlıyor. Tüm jeti kiralayarak arkadaşlarınızı veya ailenizi davet ettiğinizde makul bir ortalama fiyat ortaya çıkıyor. Zengin ve ünlü insanlar gibi uçmanın maalesef bazı dezavantajları da mevcut. Genellikle ünlü bir kişi olan jet sahibi aniden jetine ihtiyaç duyduğunda sizin uçuşunuz iptal ediliyor. www.jetsmarter.com

www. bluestarjets.com

www. privatefly.com

ZENGİN VE ÜNLÜLER GİBİ UÇUN


ZAMANIN UÇUP GİTTİĞİ ÜÇ HAVAALANI

Havaalanında beklemek sıkıcı olabilir ama bazen küçük bir gecikme sizi rahatsız etmez. Bu önde gelen havaalanları size metropolitan tarzda seçenekler ve olanaklar sunuyor.

#1. Hamad Uluslararası Havaalanı, Doha, KatarDoha’daki Hamad Uluslararası Havaalanı’nda bulunan Vitality Spa, 25 m uzunluğunda yüzme havuzu, sıcak küvet, spor salonu ve iki squash kortu sunuyor. Kendinize neden burada olduğunuzu sık sık hatırlatmalısınız: Uçuşunuzu kaçırmayın.

#2. Helsinki-Vantaa HavaalanıHavaalanında zaman geçirmenin en iyi yollarından biri biraz kestirmek. Helsinki-Vantaa Havaalanı’da kısa bir uyku için GoSleep kapsüllerinin bulunduğu alana yönlendirilirsiniz. Burada, dev yumurtalar size kendi yatağınızda uyuma deneyimi yaşatır. Alarmınızı kurmayı unutmayın. Saat başına ücret: 15 €, yastık ve battaniye dahil.

#3. Changi Havaalanı, SingapurSingapur Changi Havaalanı tüm seyahatseverlerin bulunmak istediği bir yer. Duşlar, spa ve çatı yüzme havuzu etkileyici olsa da başka bir yerde bulunabilir. Changi’yi diğerlerinden ayıran, dört terminale bölünmüş şekilde sinemalar, kelebek bahçesi ve 12 m uzunluğunda bir kaydırak sunmasıdır. Bunları öğrendikten sonra Changi Havaalanı’nın sık sık dünyadaki en iyi havaalanı seçildiğini öğrenmek sizi şaşırtmayacak.

Çevrimdışı Olduğunuzda da Bağlı KalınWi-fi veya mobil veri sinyali kaybolana kadar akıllı telefonunuzun muhteşem olduğunu düşünüyordunuz, değil mi? Ancak şimdi GoTenna sayesinde, çekim alanı dışındayken bile çevrimiçi kalabilirsiniz. Bu şık ve dayanıklı cihaz, iOS veya Android cihazınıza Bluetooth ile bağlanmanıza ve kendi ağınızı oluşturmanıza olanak sağlayan bir uygulamayla birlikte geliyor. Bu uygulama konumunuzu paylaşmanıza ve bire bir veya grup mesajlaşma özelliğini kullanmanıza olanak sağlıyor. Şifrelenen ve saklanmayan mesajla güvende kalmanızı sağlıyor.www.gotenna.com

Bir yudum kafeinSeyahat etmek mükemmel ama yorgunluk gibi bir yan etkiye sahip. Bir bardak kahve uykulu hissettiğinizde size yardımcı olabilir. 17,5 cm uzunluğunda ve yalnızca 360 g ağırlığındaki küçük kahve makinesi Minipresso, bir yudum kafein ile keyfinizi yerine getirebilir. 70 ml su tankı ve sekiz bar basıncı ile espressonuz tam istediğiniz gibi. Seyahatiniz kaldığı yerden devam ediyor. www.wacaco.com

“Artık akıllı telefonunuz wi-fi veya mobil sinyal yakalayamasa bile bağlı olmaya devam edebilirsiniz”

Hamad Uluslararası Havaalanı, Doha, Katar

■ Wine cabinets in the Vinidor range offer up to three

autonomously controlled wine safes

■ Temperature settings between + 5 °C and + 20 °C

■ Ideal storage for red wine, white wine and champagne

Your specialist retailer will be happy to provide

you with professional advice.

The perfect environment enhances enjoyment

wein.liebherr.com socialmedia.home. liebherr.com

2010-503_026 WTES5872 FVm.indd 1 25.04.16 10:00

215215 4 107,5107,5

GISELE BÜNDCHENBREZİLYALI FENOMEN

MODELİN HAYATISAYFA 18

RÖPORTAJ

FORD VIGNALE DERGİSİ

Yeni bir Ford Vignale boya rengini geliştirmek en az 32 ay sürüyor. Peki bu süreci ve Ford Vignale'in renk paletini böylesine özel kılan şey nedir? Bu sorunun yanıtını renk uzmanımız Robert Wol� veriyor. SAYFA 26.

D E R G İ

T H E F O R D M O T O R C O M P A N Y P R E S E N T S

I D O N ’ T F I N D T I M E I M A K E I T

K A I P E T E R M A N NP U B L I S H E R

Go Further


Documents

Turkish Ford Vignale Magazine #4