16
Dil Edebiyat \·e Sosyal Bilimler Dergisi Türkiye Yazarlar

TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

TYBAKADEMİ Dil Edebiyat \·e Sosyal Bilimler Dergisi

Türkiye Yazarlar Birliği

Page 2: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Yıl:1 Sayı: 3 Eylül 2011 Said Halim Paşa

İmtiyaz Salıibi TYB Vakfı İ1:tisadi İşletmesi adına

D. Mehmet Doğan

Genel Yayın Yönetmeni Serkan Yorgancılar

Yazıİşleri Müdürü Mustafa Ekici

Yayın Kurulu Osman Özbahçe, Ercan Yıldırım, Münir Tlreli, İskender Gümüş,

Atilla Mülayim, Mehmet Kurtoğlu, Talip Işık, Öner Buçukcu

Danışma Kurulu İbrahim Ulvi Yavuz, Muhsin Mete, Nazif Öztürk

Ahmet Fidan, Celil Güngör

Tashih Sami Terzi

Yönetim Yeri Milli Müdafaa Cad. ıo/13 Kızılay-Ankara

0.312 417 34 72- 417 45 70 - 232 os 71 www.tybakademi.com

tybakadem:[email protected]

Tasarım

m tr tanıtım görsel hizmetler

B asla Özel Matbaası

ISSN: 2146-1759

Fiyatı

15TL

Abone Bedeli 30TL

Kurumlar için 6o TL

Hesap No Vakıfbank Başkent Şb.

IBAN: TR34 ooo1 5001 5800 7297 391004

Ziraat Bankası Başkent Şb. IBAN: TR23 0001 001 6835 01199485001

TYB AKADEMİ hakem/i bir dergidir. Dört ayda bir yayınlanır. Dergide yayımlanan yazıların bilimsel sorumluluğu yazariarına aittir.

Yazılar yayıncının izni olmadan kısmen veya tamamen, basılamaz, çoğaltılamaz ve elektronik ortama taşınamaz. Yazıların yayımlanıp yayım/anmamasından

yayın kurulu sorumludur.

Page 3: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa

Page 4: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcı Düşün ür /Ahmet Şeyh un

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcı Düşünür1

Ahmet Şeyhun Prof. Dr., Winnipeg Üniversitesi, Kanada

Said Halim 28 Ocak 1865 tarihinde K.ahire'deki Şubra sarayında dünyaya geldi.2 Modern Mısır'ın kurucusu Muhammed Ali Paşa (1805-184g)'mn to­runudur. Said Halim'in babası Prens Halim Paşa dönemin hıdivi İsmail Paşa (1863-1879) ile kimin ondan sonra tahta çıkacağı konusundaki anlaşmazlık yüzünde 1869 yılında ülkesi Mısır'ı terk etmek zorunda kaldı.3 Muhammed Ali'nin küçük oğlu Prens Halim, Osmanlı Sultam Abdülaziz'in (1861-1876) verdiği bir ferman ile hıdiv olma hakkım 1866 yılında yitirmişti.4 Bu fermana göre tahta geçme en büyük oğlun hakkı oluyordu, böylece hidiv ailesinin diğer erkek üyeleri tahtla ilgili tüm haklarından yoksun kalıyorlardı. Böylece Hıdiv

Sıiid Halim Paşa haklanda daha geniş bilgi için Ahmet Şeyhun'un Said Halim Paşa: Osmanlı Dev­let Adaını ve İslamcı Düşün ür (ı865-1921). İstanbul Everest Yayınları 2010. adlı eserine balanız.

2 Sadr-i Azam Feharnetlu Devletlu, Prens Said Halim Paşa hazretlerinin Tercünıe-i hal-i saileri. Bab­i Ali Hariciye Nezareti Tercünıe Müdüriyeti. Bu kopya, Rukiye Kuneralp'e ait Said Halim Paşa'nın Özel Evrakları arasında bulundu (bundan sonra bu belgenin adı Tercünıe-i Hal olarak geçecek­tir). Bu rnalurnat Sultan Zeyneb Halim'in verdiği bilgilere dayanmaktadır, ki kendisi Abbas Halim Paşa'nın kız1 ve Said Halim Paşa'nın yeğeni dir. Kendisiyle İstanbul, Salacak'taki konutunda bir gö­rüşme yapılınıştır (bundan sonra bu görüşme metinde, Müliikat, Z. Halim, 2001 olarak geçecektir). Said Halim'in doğunı tarilıiyle ilgili farklı yazarlar farklı tarilıler önerınişlerdir: örneğin Malırnud Kemal İnal ünlü biyografi çalışınası olan Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar adlı eserinde Said Halim Paşa'nın ı863 (11 Ramazan 1280) yılında doğduğunu yazmıştı. Bostan, Said Halim Paşa, Bir İslamcı Düşünür adlı kitabında ise 21 Şubat ı864 tariliini vermiş ve bu iddiasını Sicil-i Ahval kayıtlarına dayandırrnıştır. Benim kayııaklarırn ise Said Halim'in Dış İşleri Bakanlığı'nda kendi dik­te ettirdiği resmi biyografisi ve ailesinin notları oldu, özellikle de Sultan Zeyııeb Halim' e ait Abbas Halim Paşa'nın notları.

3 Age. 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della Stato, 1933), cilt

ı, s. 218-220. Haleflik kurallarını değiştiren ferınanın İngilizce metııi için bakınız Thomas Erskin e Holland, The European Concert in the Eastern Question, a Golleetion ojTreaties and Other Pub­licActs (Oxford: Ciarendon Press, 1875), s. 114-116.

Page 5: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

68 TYB AKADEiviİ / Eylül2oıı

İsmail Mısır tahbnı kendi oğlu Tevfik'e (1879-1892) bırakabilecekti.5 Hıdiv, sultanın bu konudaki desteğini Osmanlıya birtakım mali ödünler vererek elde etti. Kendisini Mısır tahbndaki hakkından mahrum bırakan bu değişiklikle­re karşı Prens Halim hidivi devirebiirnek için bir darbe girişiminde bulundu. Darbe başansızlıkla sonuçlandı ve Prens Halim'den Mısır'ı terk etmesi isten­di.

Mısır'dan aynidıktan sonra Prens Halim ve 6 yaşındaki oğlu Salid Halim İstanbul'a geldiler. Burada Halim Paşa Boğaziçi'nde, Balta Limanı'nda bir yalı sabn aldı.6 Halim Paşa aynca bu mülkün karşısındaki arınanın kenann­da biraz daha küçük bir konut daha yaptırdı. Bu köşk mermer duvarlannın rengi nedeniyle Süngerli Köşk diye tanımyordu.7 Bundan başka Halim Paşa, Boğaz'ın Anadolu yakasında bulunan Alemdağ' da bir av köşkü de inşa ettirdi. 8

Sultan II. Abdülhamid (ı8'76-1909) bunun üzerine, Halim Paşa'yı gözetimi albnda tutmak için arazisinin sınırlarının hemen dışında bir jandarma istas­yonu kurdurdu.9 Genç Said Halim babasının yalısında özel öğretmenler vası­tasıyla, başka birçok konunun yanı sıra, Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce dersleri aldı. ı88o yılında babalari Halim Paşa hem henüz ıs yaşında olan Said Halim'i hem de, küçük kardeşi Abbas Halimi eğitim amacıyla İsviçre'nin Cenevre kentine gönderdi. Said Halim bu şehirde beş sene boyunca siyasi bilimler konusunda öğrenim gördü.

Oğullannın ı88s'de İstanbul'a dönmeleri üzerine babalan Said Halim ve küçük kardeşi Abbas Halim'i sultana şu sözlerle takdim etti: "Zati-Şahanlerine iki köle sunuyorum".ıo Sultan Abdülhamid, Said Halim'in Mecidi nişanini ikinci rütbeden almasını ve 13 Mayıs ı88s'de kendisine paşa ünvanını bağış­ladı. n 21 Mayıs ı888'de Şura-yı Devlet' e atandı. Daha sonra da sultan tarafın­dan çok sayıda ııişanlar ve madalyalarla ödüllendirildi. Şubat ı889'da ikinci rütbeden nişan-i ali-i Osmani ve 23 Nisan ı892'de ise birinci rütbeden nişan-i ali-i Osmani ile taltif edildi; ve 17 Kasım 1899'da Murassa Mecidi nişan-i zi sani'yi aldi. 22 Eylül1900'de, Said Halim Paşa Rumeli Beylerbeyi ünvamna terfi etti.12 Sultan bu nişan ve madalyalan Said Halim' e vermesindeki amaci paşanın sadakatini kazanmak ve onun muhalefete kablmasım önlemek idi. Said Halim'in babası Halim Paşa ı894de vefat etti.13 Bir sonraki sene ise Said Halim, Muhammed Ali Paşa'nın oğullarından Mısır Valisi Said Paşa'nın kızı

5 Age., s. 205-207.

6 (Mülakat, Z. Halim, 2001).

7 Age.

8 Age.

9 Age.

10 Age.

ıı İbnillemin Mahmud Kemal İnal, Osmanlı Devrinde Son Sadrazamlar (İstanbul: Maarif Matbaası, 1940 ), s. 1893. (Bundan sonra metinde İnal, Son Sadrazamlar olarak geçecek).

12 Age.

13 (Mülakat, Z. Halim, 2001).

Page 6: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İsHlıncı Düşün ür /Ahmet Şeyhun

Sultan Emine Tosun (d. 1915) ile evlendi.'4 Said Halim'in bu evliliğinden iki oğlu oldu: Şehzade Mehmed Halim (d. Nisan 1896) ve Şehzade Ömer İbrahim Halim (1898-1864).

1904 yılında Osmanlı hükümeti tarafından sultana karşı siyasi faaliyette bulunmakla suçlanan Said Halim'den İstanbul'u terk etmesi istendi. Bunun üzerine paşa ilk önce 1905 kışında'5 Paris' e ve daha sonra da memleketi olan Mısır'a gitti. Burada Said Halim ve İTC ye resmen üye oldu. Paşa kendisine ta­sarımı İtalyan Mimar Antonio Lasciac tarafından yapılan bir saray inşa ettirdi. Sarayı İtalyan Mimar Antonio Lasciac.'6 Said Halim bu sıralarda Kalüre'nin bir semti olan Uzbekit3' de kurulmuş olan So ci ete Belgo-Egyptienne de Ezbekie'nin en büyük hissedarı oldu.'7 Jön Türk hareketiyle de yakın ilişkiler geliştirmeyi ihmal etmedi ve Osmanlı dergisine mali destek verdi.'8 Said Halim, 1906 yılına gelindiğinde İTC' de müfettiş olma sorumluluğunu üstlenmişti.'9 Büyük bir ih­timalle Said Halim daha İstanbul'dayken bile Jön Türklerle temas içindeydi.20

Kardı:j,Şi Mehmed Ali Halim Paşa da, 1899'da İtalya'nın Brindisi şehrinde dü­zenlenen Yeni Osmanlı Kongresi'nin düzeııleyicilerinden biriydi ve diğer kar­deşi Abbas Halim Paşa da Jön Türkleri destekliyordu. Jön Türk lideri Alımed Rıza Bey'in (1859-1930) Osmanlının Stokholm Sefiri Şerif Paşa'ya 24 Ekim 1901 tarihli Paris'ten yazdığı mektuba bakılacak olursa, Ahmed Rıza Abbas Halim'le bir görüşme yapmıştı.2' 23 Temmuz 1908'de Kanuni Esasi'nin ila­nından sonra Said Halim gibi İstanbul'a geri döndü. Sürgünde alınasına rağ­men Said Halim'in Şura-yı Devlet üyeliği devam etmişti ve Anayasa'nın ilanın­dan sonra 3 Eylül 1908 tarihinde resmi olarak bu pozisyondan azledildi. 22 Said Halim aynı sene içerisinde İTC listesinden Yeniköy belediye başkanı olarak seçildi. Anayasal rejimin ilanından sonra siyaset sahnesine geri dönmesi onu 1876 Anayasası'nın yeni rejimin siyasi bildirgesi olarak seçilmesini eleştirrnek­ten alıkoymadı. Said Halim'e göre bu Anayasa Osmanlı İmparatorluğu'nun koşullarına hiç de uygun değildi.2a PasaMeşrutiyet adlı makalesinde Kanun-u Esasi'nin siyasi gelenekleri ve sosyal dokusu Osmanlı İmparatorluğu'ndan çok farklı olan bir ülke için tasarlandığını yazdı. 24 Daha sonra Mahmud Şevket

14 (Tercüme-i Hal).

15 (Tercüme-i Hal), (Müliikat, Z. Halim, 2001).

16 Said Halim özel evralona dayalı bilgi. Said Halim'in Kalıire'deki sarayı bugiinNasiriya Okuluua ev salıipliği yapmaktadır. Ayrıca balanız "Sadrazam'ın Sarayı", Samir Raafat, Cairo Times, 7 Haziran 2001.

17 Age.

18 Hanioğlu, İttihat, s. 387.

19 Kuran, İnkilap, s. 212.

20 Age, s. 131.

21 Age, s. 165-166.

22 Bostan, Said Halim, s. 26.

23 Said Halim Paşa, Buhranlanmız, s. g.

24 Said Halim Paşa, Buhranlanmız ve Son Eserleri, s. 18-19.

Page 7: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

70 TYB AKADEMİ / Eylül2oıı

P~şa suikastının olduğu günde bazı İttihatçı bakanlar biraraya gelip özel bir ko ı:·.',, oluşturdular ve Sultan Mehmed Reşa d' dan Harici ye Nazırı Said Halim Paştı'mn Sadrazam olarak atanmasını önerdiler. Fakat Sultan V. Mehmed (1909-1918) bu makam için Viyana'daki Osmanlı elçisi Hüseyin Hilmi Paşayı istiyordu. Sultan bu yüzden, Hüseyin Hilmi Paşa'nın Avusturya'dan dönüşüne kadar Said Halim'i sadrazam vekili olarak atadı. Bu durum İTC için kabul edi­lemezdi. Komite Said Halim Paşa'nın sadrazam olarak atanması hususunda sultana ısrar etti. Nihayetinde 12 Haziran 1913'te sultan geri adım attı ve Said Halim sultanın verdiği bir irade ile sadrazamlığa atandı.

Said Halim Paşa'mn kabinesinin kurulması Osmanlı İmparatorluğu'nun geç dönem tarihinde yeni bir dönemi başlattı. Bu olayla Bab-ı Ali'nin siya­set üzerindeki hegemonyası sona erdi. 1908'de Sultan Hamid otokrasisinin düşüşüyle birlikte Babı-Ali'ye eski iktidan geri verilmişti. Yeni dönemde ise 1913-1918 arasında hüküm sürecek tek parti otokrasisi kuruldu. Muhalefeti tamamen bastımuş olan İTC siyaset sahnesine hakim oldu ve Osmanlı siyaseti üzerinde kendi hegemonyasını kurdu. Tek parti otokrasisi başladı.

Sadrazam Said Halim Paşa 2 Ağustos 1914'de Yeniköy'deki yalısında Osmanlı-Alman karşılıklı savunma paktım imzaladı. Bu pakt Temmuz orta­sında Alınan Büyükelçisi Baron von Wangenheim'ın başlattığı bir seri müza­rekeyi sonuçlandırmış oldu. Bu paktla ilgili Sadrazam Said Halim Paşa anıla­nnda Ternınuz ortasındaAvusturya-Macaristan elçisi Marquis Pallavicini'nin kendisine Alınan elçinin hükümetinden Türkiye'yle bir ittifak kurması için çok kesin emirler aldığım ve bu ittifaka Avusturya-Macaristan'ın da katılma­ya istekli olduğunun kendisine söylendiğini yazar. Ertesi gün erken saatlerde Alınan Sefiri Baran Wangenheim kendisine Alman hükümetini Bab-ı Ali'ye bir ittifak teklif etınesi konusunda ikna edebildiğini bildirdi. Said Halim hatı­ratında, bu başarısından dolayı elçiyi tebrik ettim diye yazar. Sonrasında sad­razam ve Alınan elçisi böyle bir ittifakın koşullannı ve amaçlannı tartıştılar. Taraflar bu ittifakın Rusya'ya karşı ve kesinlikle savunma amaçlı olması ge­rektiğinde anlaştılar.2s

Said Halim' e göre, Osmanlının takip edeceği en akılcı politika, Bab-ı Ali'nin savaşta galip gelecek tarafa oyuayacağı anı beklemek olacaktı. Kendisine göre henüz bu an gelmemişti. 29 Ekim günü Yavuz (Goeben) ve Midilli (Breslau) gernilerinin de dahil olduğu Osmanlı donanınası Sivastopol, Novorissisk ve Odessa lirnanlarım bombardımana başladı. Bombardıman sonucu askeri ve sivil tesisler talırip edildi ve birçok gemi batırıldı. Said Halim Paşa durumu öğrenince çok üzüldü. Hemen operasyonun durdurulmasını emretti fakat emir yayınlandığında filo zaten İstanbul'a geri dönmekteydi.26 Said Halim Pasa kendisinin onayı alınmadan yapılan bu oldu-bittiyi protesto etınek

25 Age., s. g. * Ç.n Harekete geçiren neden

26 Trnmpener, "Turkey' s Entry", s. 378.

Page 8: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Auamı ve İsHiı:ncı Düşün ür / Ahmet Şeyhun

için saraydaki kurban bayramı merasimine kahlmamaya karar verdi. Paşa Osmanlı'nın savaşa bu şekilde girmesine kati suretle karşıydı. Fakat kabine­nin diğer üyeleri Said Halim'e Almanya'yla yapılan ittifak anlaşması kendi­sinin İmzaladığım sadrazama hahrlathlar. Dolayısıyla, herkesten çok sadra­zam böyle bir askeri ittifakın sonuçlarının farkında olmalıydı. Sonunda, Said Halim Paşa geri adım ath ve kabinedekalmaya karar verdi.27 Bu şekilde Said Halim Paşanın Osmanlının savaşa girmesini önleme ve azından geciktirme çabaları sonuçsuz kaldı. Üçlü İttifak'ın elçilerinin başkentten ayrılmalarını ta­kiben bu devletler Osmanlı'ya savaş ilan ettiler: Rusya 2 Kasım'da, İngiltere ve Fransa ise üç gün sonra.

Ocak ıgıs'teki Sarıkamış felaketinden sonra Osmanlı hükümeti yoğun Ermeni nüfusun olduğu doğu cephesinde savunmasız kaldı. Bab-ı Ali, yeni bir Rus saldırısı ve bölgenin Ruslar tarafından olası işgali halinde Ermenilerin sadakatinden şüphe duyuyordu. 26 Mayıs ıgıs'te Dahiliye Nazırı Talat Bey, savaş bölgelerine yakın yaşayan Ermeni nüfusun tehciriyle ilgili özel bir yasa tasmsını kabineye iletti. Bu bölgeler çoğunlukla imparatorluğun doğu ve güneydoğu eyaletlerindeydi. Bu yasa tasarısının görünüşteki amacı bu eya­Jetlerde yaşayan Ermenilerin düşman güçlerle, özellikle de Ruslarla işbirliği yapmalarını önlemekti.

Ermeni Patriği Zaven 27 Haziran 1915'te Sadrazam Said Halim Paşa'yı zi­yaret etti ve cemaatinin tehcirini durdurması için yardım istedi. Sadrazamla görüşmesi sırasında Patrik, tehcirin zorlukları ve sefaletinden dolayı acı çeken Ermenilerin içler acısı durumlarını ve bu durumdan nasıl kederlendiğini an­lath. Said Halim' e, eğer tehcir devam ederse imparatorluktaki Ermeni cemaa­tİn yok olacağını söyledi. Sadrazam ise Ermenilerin şu anki durumlarının ger­çekten de bir sefalet olduğu konusunda patriğe katıldığını fakat bu durumun sebebinin Ermenilerin Osmanlı'ya karşı giriştikleri yıkıcı faaliyetler ve onların adına duruma karışan Büyük Güçler olduğunu söyledi. Ermeni patriği, bazı münferit baş kaldırmaların olduğunu kabul etse de, Osmanlı hükümetine karşı genel bir Ermeni isyanı olduğu şeklindeki suçlamayı kabul ehnedi. Sadrazam, Osmanlı tebasından oluşan Ermeni taburları olduğunu ve bu taburların dev­lete karşı düşmanla işbirliği yapmaya hazır olduklarını belirtti. Patrik ise bu suçlamayı, kadın ve çocukların da dahil olduğu bir milyondan fazla kişinin tehcirde hayahnı kaybettiklerini ve en azından kadın ve çocukların öldürili­mediği Abdülhamid dönemi katliamlarını bu duruma tercih edeceğini söyle­yerek cevapladı. Said Halim Paşa ise Osmanlı hükümetinin Ermeni cemaatini toptan yok etmek gibi niyeti olmadığını cevabını verdi. Fakat tehcirin Ermeni isyancıları düşmanla işbirliği yapmalarını önlemek için gerekli olduğunu ek­ledi. Sadrazam "Bu basit bir tedbirdir, bir ceza değildir" diye açıklama yaph. Said Halim ayrıca hükümetin tehcir kararının geri dönülemez bir karar oldu­ğunu da Patrik Zaven'e iletti. Her şeye rağmen, göçen bu insanların ihtiyaçla-

27 Djemal Pasha, Memoirs, s. 131.

Page 9: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

72 TYB AKADEMİ / Eylül2011

nnı sağlamanın hükümetin görevi olduğunun da önemle belirtti.28

Bu arada Enver Paşa ve Talat Bey Said Halim Paşa'yı hükümette yal­nız bırakıp yetkilerini azaltmaya çalışıyorlardı. Haziran 1915'de Talat Bey Dışişleri'ndeki vazifesini bırakınası için Said Halim' e baskı yapmaya başladı. Talat Bey'in amacı hinıayesine aldığı ve yakın arkadaşı olan Halil Bey'in Harl­eiye Nazın olarak atanması ve böylece kabinede kontrol sahibi olmaktı.

Önceleri Said Halim Paşa bunu kabul etme taraftan değildi ve bu konuda daha fazla baskı görürse sadrazamlık görevinden de istifa edebileceğini söy­ledi. Sonunda Talat Bey (1874-1921)'in gittikçe artan haskılarına dayanarnadı ve 24 Ekim 1915 tarilıinde Said Halim Paşa Hariciye N&zırlığından istifa etti daha doğrusu ettirildi,29 Bu şekilde kabinedeki etkisini artıran Talat Bey ayııı zamanda Enver Paşa'nın İTC Merkez Komitesine karşı itaatsizliğini de kon­trol altına almaya çalışıyordu. Almanlarla yeni bir ittifak kıınnuş olan Enver Paşa kabineden bağımsız hareket ediyor ve hükümet politikalanna karşı çı­kabiliyordu.3o 1916 Haziran'ında patlak veren ve Batıda yanlış olarak Arap İsyanı olarak tanınan Mekke Şeri:fi Hüseyin'in Osmanlıyakarşı isyan etıne­si Said Halim'in siyasi karlyeri üzerindeki etkisi son derece tahripkar oldu. İslam dünyasındaki önemli sembolik figürlerden biri olan Mekke Enıiri, im­paratorluğun cilıad ilan ettiği düşmanlarla güçlerini birleştirdiğinde İslamcı ideoloji büyük darbe aldı ve İslamcı hareketin önde gelen savunuculanndan Said Halim kabine içerisindeki saygınlığını yitirdi. Sonuçta, 3 Şubat 1917'de sadrazamlık görevinden istifa etti ve yerine İTC içerisinde Türkçü ve merke­ziyetçi eğilimleri temsil eden Talat Paşa geçti. Said Halim istifasının ardın­dan Yeniköy' deki yalısına çekildi ve zamanının çoğunu Müslüman dünyasının sosyal ve siyasi sorunlan üzerine düşünüp yazarak geçirdi. Senatodaki yerini koruduğundan siyasi meselelerle yakından ilgiliydi. Sadrazamlığı sırasında en yüksek Osmanlı nişanı olan Murassa İmtiyaz Nişanını almıştı. Aynca Alman imparatoru kendisineAigle noire nişanını, Avusturya-Macaristan imparatoru ise Saint Etienne nişanını vennişti.3'

ı Şubat 1919 tarihinde ise İstanbul'u işgal altında bulunduran İtilafkuvvet­leri Osmanlı hükümetine birnota vererek İngiliz savaş esirlerine kötü davran­ınakla suçlanan yinni üç kişinin tutuklanmasını yargılanmasını talep ettiler. 32

Bunun üzerine ertesi gün hükümet savaş suçu işlediği iddia edilen otuz iki ki­şiyi tutukladı. Bu kişilerin arasında eski sadrazam Said Halim Paşa'da vardı.

22 Mayıs 1919 da İtilaf güçleri Bekir Ağa Bölüğü hapishanesini işgal etti

28 Zaven, Memoirs, s. 77-79. 29 Bayur, Türk, 3· Cilt, 2. Bölüm, s. 398-399. Bayur'a göre bu olay "Talat Bey'in bazı sert sözleri üzeri­

ne" gerçekleşti; Bostan, Said Halim, s. 66. Bostan Said Halim Paşa'nın Talat Bey'in tehdidi üzerine istifa ettiğini yazsa da, bu tehditin tam olarak ne olduğunu yaznuyor.

30 Age., s. 400.

31 (Tercüme-i Hal). 32 Age., 82.

Page 10: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcı Düşün ür / Ahmet Şeyhun

ve 28 Mayıs'ta aralannda Said Halim'in de bulunduğu altmış yedi İttihatçı tutukluyu Princess Ena adlı gemiye bindirip Malta'ya sürdüler.aa 29 Mayıs'ta Said Halim ve diğer ıı önde gelen İttihatçı tutuklu Kuzey Ege'de bulunan Limni adasına vardılar. Said Halim 22 Eylül 1914 tarihindeki Malta'ya ula­şana kadar bu adadaki Mondros limanında kaldı.34 Said Halim 22 Eylül 1919 tarihine kadar Limni adasında tutuldu ve sonrasında Polverista Kampında bir savaş esiri olarak hapsedileceği Malta adasına nakledildi. Eski sadrazam 29 Nisan 1921'e kadar Malta'da kaldı. Kendisinin ve Malta'da bulunan bir­çok önde gelen Osmanlı siyasetçisinin serbest bırakılması Ankara hüküme­tinin İngiliz hükümeti üzerinde yaphğı baskının ve bunu takip eden müza­kerelerin sonucu gerçekleşti. İngiltere ve Ankara hükümetleri arasından 16 Mart 1921'de imzalanan bir anlaşmayla Malta'da tutulan altmış dört Osmanlı vatandaşı, Ankara'da tutulan İngiliz esirlerin karşılığında serbest bırakıldı.as Said Halim Paşa Malta'dan ayrıldıktan sonra İtalya'ya gitti. Ne Osmanlı ne de İngiliz hükümetleri kendisinin İstanbul'a dönmesine izin vermediler. Pasa aynı şekilde İngiliz işgali alhnda olan menıleketi Mısır'a da gidemiyordu. Said Halim Paşa bunun üzerine Roma'ya yerleşti ve 6 Aralık 1921 tarihinde bura­da bir Ermeni militanı ve Taşnak üyesi olan Arshavir Shiragian tarafından öldürüldü.36 Cenazesi 29 Ocak 1922'de İstanbul'a getirildi ve töreııle Sultan IL Mahmud türbesinde babasının mezannın yanına defnedildi.37

Said Halim Paşa'nın Sosyal ve Siyasi Düşüncesi

Said Halim'in ideolojisini geç dönem İslam tarihin paradigmalarına cevaben geliştirdiği söylenebilir ki bu tarih Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllann­da merkezi bir rol oynanıışhr. Said Halim Paşa kendi siyasi kurarnını saf ve temiz bir Müslüman toplumu için ideal bir model olarak sunsa da, fikirleri Avrupalı Aydııılanına dönemi düşünürlerinin siyasi kuranılannın açık izleri­ni taşır. Bu özellikle Montesquieu ve Rousseau için doğrudur. Said Halim'in Montesquieu'dan ödünç aldığı en önenıli kavranılardan biri güçler ayrılığı il­kesidir.

Said Halim'in görüşüne göre Bah dünyasında tüm yollar Roma'ya çıkıyor olsa da, Müslüman dünyasında tüm yollar Mekke'ye açılıyordu. Bu yüzden, Les institutions politiques dans la societe musulmane adlı eserinde bu iki dünya­nın kendi yollanna gitmeleri gerektiğini, bu yollann da başka yönlerde olduk­lannı ve başka kaderler taşıdıklannı, insaıılığın genel gelişimi içerisinde farklı

33 Age., s. 87. 34 Age., s. 88. 35 Age., s. 102.

36 Arshavir, Shiragian. The Legacy: Memoirs of an Armenian Patriot Çeviren Sonia Shiragian (Bos­tan: Hairenik Press, 1976), s. ıog. Aynca bkz. Jacques Derogy. Operation Nemesis (Paris: Fayard, ıg86).

37 Bostan, Said Halim, s. 105.

73

Page 11: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

TYB AKADEMi/ Eylü12oıı

misyonlara sahip olduklarını iddia etmiştir. Bu iddiada her toplumun kendi özgül kurumlarını geliştirdiğini savunan Monstesquieu ve Rousseau'nun :fi­kirlerinin etkisini takip edebiliyoruz. Said Halim' e göre her bir milletin kendi hissetme, düşünce ve eyleme yolları vardı ve her millet kendine özgü değişik bir düşünce yapısına sahipti. Said Halim bu konuda şöyle yazmıştır: Doğu ile Batı arasındaki temel farkAvrupa paganizmden Hıristiyanlığa geçtikten sonra bile kendi siyasi ve toplumsal kurumlarını korumuşken (örneğin feodalizm) Doğu'nun Müslüman inancına geçişten sonra İslam öncesi siyasi ve toplumsal kurumlarını terk etmiş olmasıdır. ·

Dolayısıyla Batı'da gelişmiş olan toplumsal ve siyasi kurumların Müslüman ülkelere ithal edilip oralarda benimsenebileceğine inanmak kesinlikle bir ha­tadır.38 Bunun sebebi, tüm İslami toplumsal düzenin şeriatın mutlak hükmü­ne dayanıyor olmasıdır diye yazan Said Halim, şeriatı da ''la reconnaissance la plus eclatante de la verite fondamentale" yani esas gerçeğin en parlak bir şekilde belirmesi ve kabulü diye tanımladı.39 Said Halim, şeriatın doğanın ya­salarıyla mükemmel bir uyum içerisinde olduğunu iddia etti. Hatta şeriatın insanlığa peygamber tarafından açıklanmış doğa yasaları başka bir şey olma­dığını ileri sürüyordu. Doğa yasalarının İslamiyet tarafından yorumlanması batıdakinden oldukça farklıdır. Batıda doğa yasalarının kutsal iradeden tama­men özerk olduğu düşünülür.4°

Said Halim milli egemenlik ilkesine karşıydı ve bazı Müslümanların bu il­keyi şeriat ilkelerine tercih etmelerini eleştiriyordu. Onun kaygısı şeriatın içe­risindeki ahlaki ve toplumsal ilkelerin hem modern ulus devlet içerisinde hem de yasal düzende önemsiz hale getirilecek olmasıydı. Said Halim bahsi geçen Müslümanların bu tercihlerinin Batının gücünden büyülenmekten ve madde­ciliklerinden kaynaklandığını düşünüyordu.

Said Halim kayıtsız ve şartsız milli egemenlik kavramını reddedişi elbette 23 Nisan ıg2o'de Ankara'da egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait oldu­ğunu açıklanuş olan milliyetçi siyasi lideriere bir cevap niteliğindedir. Said Halim' e göre milli egemenlik kavranu ancak sınırlı bir şekilde ve ancak şeria­tın üstün egemenliğine tabi olursa kabullenilebilirdiY

Milli egemenlik kavramına karşı geliştirebilecek bir alternatif olarak İslam'ın kutsal yasaları şeriat ekseninde kurulmuş sosyo-politik bir düzen öneriyordu. Ona göre bu mükemmel ve ideal bir düzendi. İslam ilkelerine da­yalıanlbu düzen tüm sınıf çatışmalarını ve toplumsal eşitsizlikleri ortadan kal­dıracAk. insanlığın tanık olduğu en gerçek dayanışmayı yaratacaktı. Bu daya-

38 Sald Halini Paşa, Les institutions politiques dans la socü~te musulmane (Roma: Imprimerie Edit-l ri ce Italia, 1921), s. 3-4 (Bundan sonra metinde Said Halim, Les institutions olarak geçecek).

39 Age., s. s 40 Mardin, The Genesis, s. 86-89.

41 Age., s. 12.

Page 12: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İsliimcı Düşünür /Ahmet Şeyhun

nışma en azından o gün için farklı ırklardan gelen, farklı iklimlerde ve birbir­lerinden uzak topraklarda yaşan 400 milyon Müslüman'ı geniş bir aile içeri­sinde birleştirmişti. Said Halim' e göre siyasi otorite o güne kadar İslami sosyal düzenin başarıları sayesinde eşi benzeri görülmemiş bir itibar edinmişti. Bu itibarın sebebi yönetim şeklinin şeriat ilkeleri üzerinde inşa edilmiş olmasıy­dı. Bu ilkeler yönetime sarsılmaz bir meşruiyet ve mutlak bir dokunulmazlık kazandırmışh. "Müslümanlar tarili boyunca adaletsiziillerin ve baskıların şe­riahn hüküm sürmesinden değil de Müslüman yöneticilerin ve hükümetlerin yaz ve diktatöryel yönetimlerinden kaynaklandığına inanmışlardır."42

Said Halim Paşa'ya göre Müslümanların yaşadığı çöküşün esas sebebi pey­gamberin öğretilerinin ilim çalışan muhafazakar Müslüman din adamları ta­rafından yanlış anlaşılmasında yatmaktaydı. Bu din adamları ilim kavramını sadece dini ve hukuki bilinılere indirgemiş ve fen ve pozitif bilinıleri dışarıda tutmuşlardır.43 Bu da Müslüman dünyanın gelişimine çok zarar verecek belli bir tür skolastikliğin dağınasına yol açmışhr. ilahiyat dışındaki tüm düşünsel faaliyetin önüne geçilmiştir. Fen ve pozitif bilimlerin bu şekilde lanetleurnesi ve İslami eğitim kurunılarının müfredahndan çıkarnlması Müslümanlar do­ğanın gizli güçlerini keşfetmek için gerekli olan bilgileri öğrenmekten ve böy­lece iktisadi refaha ve maddi ilerlemeye kavuşmaktan alıkoymuştur. İşte bu yüzden Müslüman dünyanın mali durumu kötüleşmiş ve Müslüman ülkeler dış tehditlere karşı zayıf ve savunmasız bir duruma gelmiştir. Dolayısıyla Said Halim' e göre fen ve pozitifbilimiere karşı tamamen ilgisiz kalarak Müslüman milletler kendi iktisadi ve siyasi çöküşlerinden sorumlu olmuşlardır.

Bir Müslüman düşünür ve Osmanlı devlet adamı olarak Said Halim Paşa toplum ve siyasete ilişkin :fikirlerini İslam dünyasının gerileyişi ve saldırgan Avrupa emperyalizminin İslam toplumlarına yönelik tehditi karşısında geliş­tirmiştir. Öncelikle Dışişleri Bakanı, sonra da Osmanlı İmparatorluğu Sadra­zanılığı görevlerinde bulunduğu siyasi kariyeri boyunca emperyalizme karşı mücadele etmiştir. Said Halim bütün bu çabalarına rağmen son büyük İslam İmparatorluğu'nun son demine ve çöküşüne tanıklık etmiştir.

Said Halim Müslüman dünyasının en temel sorununun Müslüman top­lunılarına musallat olmuş sorunların yanlış teşhisi ve daha da feci çözünıle­rinde yathğını düşünüyordu. Yüz elli yıl boyunca ülkelerini geliştirmenin tek yolunun Batılı kurumları doğrudan ülkelerine uyarlamak olduğunu düşünen Müslüman yöneticileri onaylamıyordu. Abdülhamid her şeye rağınen bu ba­kış açısına bir istisna olmuştur. Osmanlı eğitim sistemini yaygınlaşhrmış ve modernleştirmiş olsa da Bah'daki, özellikle de Fransa'daki sistemi körü körü­ne ve aynen benimsememiştir. Abdülhamid Osmanlı eğitim sisteminin İslami özelliklerini vurgulamayı tercih etmiştir.44 Said Halim'in gözünde Tanzimat

42 Age., s. 12; Said Halim, Pan-Islamisme, s. 8.

43 Age., s. ı6. 44 Bejamin Fortiıa, "Islami c Morality in La te Ottoman 'Secular' Schools." International Journal of

75

Page 13: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

TYB AKADEMi/ Eylül2011

dönemi devlet adamlannın Batılı kurumları, özellikle de eğitimle ilgili olanlan sorgusuz bir şekilde benimseyerek ölümcül bir hata yapmışlardır: kitleler bu Batılı kurumlan hiçbir zaman anlamadılar ve kabul etmediler. Aksine ken­di geleneksel İslami değerlerine tutundular. Bu sürecin sonu imparatorluğun Müslüman tebasının yaygın bir şekilde yabancilaşması oldu. Daha da kötüsü, yönetici sınıflann Batılı reformlar peşinde olması Müslüman toplunılann reh­berlik ve aydınlanma için başvurabilecekleri bir İslami iktidardan yoksun bı­raktı. İşte bu bağlam içerisinde Said Halim Batılılaşmadan fayda sağlamış tek grubun Avrupalı emperyalist güçler olduğu sonucuna varmıştı. Said Halim'in gözünde onlann stratejisi, Müslüman toplurnlara daha kolay nüfuz etmeleri­ni ve onlann hükümetleri ve ekonomileri üzerinde hakimiyet kurabilmelerini sağlamalan için ülkenin Müslüman eliti içerisinde sunduklannın alıcısı ola­cak bir grup yaratmaktı. Eğer bu Müslüman elit gerilemelerini durdurmak is­tiyorsa öncelikle İslam'ın gerçek mesajını anlamalı ve kendilerini İslam öncesi geçmişin getirdiklerinden temizlemeliydi. Said Halim'in tavsiyesi buydu.

Said Halim'in toplumsal ve siyasi düşüncesinin birçok unsuru andokuzun­cu yüzyıl ve erken yirminci yüzyıl dönenılerinde yaşamış Müslüman moder­nİst düşünürlerin fikirleriyle bir benzerlik taşıyordu. Örneğin Said Halim, tıpkı Namık Kemal gibi İslami bir parlamenter rejimi savunuyordu (Said Halim'in bu konuda yazdığı sırada Osmanlı İmparatorluğu bu hükümet biçimini dene­mişti, önce 1877-1878 -Hamid otokrasisinden önce- ikinci olarak da 1908 Devrimi'nin hemen ardından.) Aynca Said Halim Abduh'a benzer bir şekilde Batılı refornılann Müslüman toplumu üzerindeki olumsuz tesiriyle ilgili endi­şeleniyordu ..

Hamid otokrasisinin çöküşünün ve Temmuz 1908'de Anayasanın ilamnın ardından Osmanlı siyaseti üç ana ideolojinin hakimiyeti altına girdi: Batıcılık, Türkçülük ve İslamcılık. Her biri siyasete egemen olabilmek için yanşıyordu. İslamcılık Sultan II. Abdülhamid'in otuz üç yıllık iktidan boyunca devletin resmi ideolojisi oldu. Abdülhamid İslamcılığı sultan-halife olarak imparator­luğun Müslüman tebasının üzerinde otokratik yönetimini sürdürebilmek için ve milliyetçilik ve liberalizm gibi Avrupa kökenli siyasi ideolojilerin nüfuzu­na karşı bir kalkan olarak kullandı. Abdülhamid'in düşüşünden sonra gelen İkinci Meşrutiyet döneminde ise İslamcılık değişecekti hem de hanndırdığı tüm bizipiere rağınen. Dönemin İslamcı düşünüderi Yeni Osmanlı öncüileri gibi temsili rejimi oy birliğiyle talep edeceklerdi.

Said Halim bir İslamcı olmasına rağınen İTC'nin laik eğilimli merkeziy­le ülkesine hizmet amacıyla işbirliği yapmaktan çekinmedi. Sadrazarnlığı geç Osmanlı tarihinin en önemli dönenılerinden birine rastladı. Karşılaştığı bir çok zorluk arasında Ermeni sorununa Rusya'nın müdahalesi de vardır. Doğu Anadolu'da gözü olan Rusya Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflığından fay-

Middle East Studies 32 s. 375·

Page 14: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcı Düşün ür /Ahmet Şeyhun

dalandı ve bölgedeki Ermeni nüfus arasında huzursuzluk çıkardı. Said Halim yılınadan bu Rus isteklerine ve St. Petersburg'un Anadolu'yla ilgili planları­na çok usta bir diplomasiyle karşı koydu. Aynı zamanda Nisan ıgıs'te Talat Paşa'nın Doğu Anadolu' daki Ermeni sorununu çözmek için benimsediği zalim önlemlere de başarısızlıkla sonuçlansa da muhalefet etti.

Said Halim'in ülkesinin Birinci Dünya Savaşı'na katılımındaki rolü de belirleyici oldu. 2 Ağustos 1914'te imzalanan Osmanlı-Alman Savunma Anlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlanan Almanya'yla yakınlaşma sürecini Said Halim Paşa başlatınıştı. Temmuz'un ilk haftalarında Alman Büyükelçi Baron von Wangenheim'ı çağırmıştı. Said Halim ülkenin bu çaptakibir dünya krizinde ancak birbirine rakip iki askeri bloktan biriyle ya Üçlü İttifak ya da İtilaf devletleriyle ittifak kurarak korunabileceğine kesin bir şekilde inanmıştı. İtilaf devletleri Bab-ı Ali'nin onlara yönelik tüm girişinıleri geri çevirdiğinden hükümetin Üçlü İttifak'a katılmaktan başka bir çaresi kalmamıştı. Her şeye rağn:ıen savaşa hemen girilmesini savunan Enver Paşa'nın aksine Said Halim Paş; Almanya'yla yapılacak askeri anlaşmanın koşullarının Bab-ı Ali'yi böyle ivedi bir katılıma mecbur bırakmaması gerektiğini düşünüyordu. Onun amacı Osmanlı İmparatorluğu'nun ittifak içerisinde savaşmayan bir taraf olmasını sağlamaktı. Buna "silalılı tarafsızlık" ismini vermişti. Böyle bir politika impa­ratorluğun müttefiklerine büyük hizmette bulunacaktı. Çünkü silalılı tarafsız­lık İtilaf Devletleri'nin güçlerini Osmanlı sınırlarında, Mısır' da ve Kafkasya' da yoğuıılaştırmalarını gerektirecekti. Said Halim bu taktiğin müttefikler üzerin­deki baskının azalmasına yol açacağını düşünüyordu. Maalesef Said Halim Paşa kabinede imparatorluğun savaş yanlısı Enver Paşa tarafından savaşa sü­rüldenmesini engelieyebilecek bir güce sahip değildi. Said Halim'in Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'na girmesini engellemekteki başan­sızlığı sadece çok uluslu, çok dinli son Müslüman imparatorluğun çöküşünü hızlandırmalda kalmadı aynı zamanda Said Halim'in yükselen etnik milliyet­çiliğe karşı savunduğu Pan-İslamizmin de başansızlığının somut bir örneği oldu.

Kaynakça Bayur, Yusuf Hikmet. Türk İnkilabı Tarihi. 5 vols. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1943-1957. Berkes, Niyazi. The Development ofSecularism in Turkey. Montreal: McGill University Press, 1964 Bostan, M. Hanefi. Bir İslô.mcı Düşün ür, Said Halim Paşa. İstanbul: İrfan Yaylıncılık ve Ticaret, 1992. Der-Yeghiayan, Zaven. Armenian Patriarch of Constantinople 1913-1922. My Patriarchal Memoirs.

(Memoirs of the last Armenian patriarch of the Ottoman Empire). Barrington: Mayreni Publishing, 2002.

Djemal Pasha, Ahmed. Memories of a Turkish Statesman, 1913-1919. New York: Arno Press, 1973. Douin, G. Histoire du regııe du Khedive IsınaiL Vol. ı. Roma: Instituto Poligrafico dell Stato, 1933.

77

Page 15: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

TYB AKADEMi/ Eylül2oıı

Fortna, Beıijamin C. "Islamic Morality in Late Ottoman "Secular "Schools." International Journal of Middle East Studies. 32 (2000): pp. 369-393.

Hanioğlu, M Şükrü . Bir Siyasal Örgüt Olarak Osmanlı İttihat ve Terakki Gerniyeti ve Jön Türklük (1889-1902). İstanbul: İletişim Yayinlari, 1986.

İnal, Ibnül Emin Malımud Kemal. OsmanU Devrinde Son Sadrazam/ar. İstanbul: Maarif Matbaası,

1940 . .......... "Mehmed Said Halim Paşa. n In Son Sadrazam/ar. İstanbul: Maarif Matbaası, 1940. pp. 1893-

1931. Kara, İsmail. "Said Halim Paşanın Hayatı ve Görüşleri, I İslam/aşmak. n In Fikir ve Sanatta Hareket,

ıı-12 (İstanbul, 1980): pp. 18-23 . .......... "Said Halim Paşanın HayaU ve Görüşleri, II." In Fikir ve Sanatta Hareket 14, (İstanbul,1980).

pp.19-24.· Ka yalı, Hasan. "Islam in the Thought and Politics ofTwo La te Ottoman Intellectuals: MehmedAkifand

Said Halim." In Archivum Ottomanicum 19 (2001). pp. 307-333. Kuran, Ercümend. "Türk Düşünce Tarihinde Arap Kültürlü Aydın: Said Halim Paşa." In Türk-Arap

ilişkileri: Geçmişte, Bugün ve Gelecekte, Uluslarasi Konferansı Bildirileri. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Türkiye ve Ortadoğu Araştirma Enstitüsü, (18-22 June,1979):

pp. 21-25 . .......... İnkilap Tarihimiz ve İttihad ve Terakki. İstanbul:Tan Matbaası, 1948 . .......... İnkilap Tarihimiz ve Jön Türkler. İstanbul: Tan Matbaası, 1945. Mardin, Arif Şerif. The Genesis of Young Ottoman Thought: A study in the Modemization of Turkish

Political Ideas. Princeton: Princeton University Press, 1962. ......... Jön Türklerin Siyasi Fikirleri, 1895-1908. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayinlari, 1964 . .......... "İslamcılıkn. Tanzimattan Cumhuriyete Ansiklopedisi. vol.5, pp.1400-1405 . Şeyhun, Ahmet. Osmanlı DevletAdamı ve İslamcı Düşünür. İstanbul: Everest Yayınlan, 2010. Shiragian, Arshavir. The Legacy: Memoirs of an Arınenian Patriot. Translated by Sonia Shiragian.

Boston: Hairenik Press, 1976. Tunaya, Tank Zafer. İslamcılık Cereyanı: İkinci Meşrutiyetin Siyasi Hayatı Boyunca Gelişmesi ve

Bugüne Bıraktığı Meseleler. İstanbul: Balıa Matbaası, 1962: Trnmpener, Ulrich. Germany and the Ottoman Empire, 1914-1918. Princeton: Princeton University

Press, 1968.

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcı Düşün ür Dr .Ahmet Şeyhun

Ahstract This article studies the political thought and career of u leading statesman and thinker of the Iate Otto­man Empire Said Halim Pasha (1865-1921) who was alsa one of the best representatives of the Islamisı school during the intellectual and political debates of the Second Constitutional Period (1908-1920). In his writings, Said Halim Pasha advocated a thorough and ra di cal Islamization of the Muslim world in order to halt its decline and to ensure its progress. With regard to his political career as Grand Vizir of the Ottoman Empire, Said Halim Pas ha proved himself to be a masternıind of diplomacy. Un til his poli­tical isolation and deprivation of power by the Turkist wing of the CUP Government, he kept at bay the aggressive imperialist Powers and frustrated their plans to partition the Ottoman Empire. Said Halinı

Page 16: TYBAKADEMİ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D03602/2011_3/2011_3_SEYHUNA.pdf · 2015. 9. 8. · 4 G. Douin, Histoire du regne du Klzediue !smail (Roma: Instituto Poligrafico della

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcı Düşün ür / Ahmet Şeyh un 79

Pasha advocated a thorough and radical Islamizatian of the Muslim world in order to halt its decline and to ensure i ts progress. With regard to his political career as Grand Vizir of the Ottoman Empire, Said Ha­lim Pas ha proved himself to be a mastermin d of diplomacy. Un til his political isolation and deprivation of power by the Turkist wing of the CUP Governrnent, he kept at bay the aggressive imperialist Powers · and frustrated their plans to partition the Ottoman Empire.

Key Words: Büyük Güçler, İhyacılık, İkinci Meşrutiyet Dönemi, İslam Modernizmi, İttihat ve Terakki Cemiyeti

Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adaını ve İslamcı Düşün ür Dr .Ahmet Şeyhun

Özet Said Halim Paşa son Osmanlı döneminin en önemli simalarından biridir. 1913-1917 yılları arasındaki devlet adarnlığı (Hariciye Niizırı ve Sadrazam) Osmanlı İmparatorluğıı'nun ve dalıa geniş bir ölçekle İslam Dünyasının siyasi hayatı üzerinde çok önemli ve kalıcı etkiler bıraktı.

Saygı duyulan bir devlet adanu ve yetenekli bir diplomat olan Said Halim, herşeyden önce etkili bir düşünürdü. İkinci Meşrutiyet dönemi (1908-1920) boynnca İslamcı ekolün en sözünü sakınınayan temsilcisi oldu. İslamcı ekolün içindeki konumu modernist-ilıyacı (revivalist) olarak tanımlanabilir: Modernistti, çünkii söylemi modern Batılı bir üsluptaydı. Ayrıca siyasi kurannnın içinde bir çok Batı kökenli kurnın ve kavram bulunuyordu (parlamento ve demokrasi gibi). İhyacıydı çünkii İslam'ın özüne dönülmesi taraftarıydı. İslarnJaşmak adlı en ünlü eserinde, İslam öncesi tarilılerinin unutulrnası ve İs­lam öncesi dönernin miraslarmdan arınılması da dalıil olmak üzere Müslüman toplurnların eksiksiz bir İslarnlaşma sürecinden geçmelerini öneriyordu.

Anahtar Kelimeler: Büyük Güçler, İhyacılık, İkinci Meşrutiyet Dönemi, İslam Modernizrni, İttihat ve Terakki Cemiyeti