17
ÖZEL EGE İLKÖĞRETİM OKULU 2009 - 2010 ÖĞRETİM YILI MATEMATİK DERSİ YILLIK PROJESİ KONU : ÜNLÜ MATEMATİKÇİLER VE YAŞAM ÖYKÜLERİ Danışman Öğretmen: Zeliha ÇETİNEL 5 B Proje Grubu: Ataberk PESENKURDU Doğa ERDEM Furkan ALPDORUK Gediz TOSUN İpek KURTOĞLU Mert AKSEL

Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

ÖZEL EGE İLKÖĞRETİM OKULU

2009 - 2010 ÖĞRETİM YILI

MATEMATİK DERSİ YILLIK PROJESİ KONU : ÜNLÜ MATEMATİKÇİLER VE YAŞAM ÖYKÜLERİ Danışman Öğretmen: Zeliha ÇETİNEL 5 B Proje Grubu: Ataberk PESENKURDU Doğa ERDEM Furkan ALPDORUK Gediz TOSUN İpek KURTOĞLU Mert AKSEL

Page 2: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

ÜNLÜ MATEMATİKÇİLER VE YAŞAM ÖYKÜLERİ sayfa

A. Matematik nedir? ……………………………………………………………………1

B. Matematiğin bizlere kazandırdıkları……………………………………................1

C. Ünlü matematikçiler ve yaşam öyküleri …………………………………………..3

1. Euclid………………………………………………………………………………..3

2. Pisagor………………………………………………………………………………3

3. Hypatia………………………………………………………………………………4

4. Fıbonaccı, Leonardo (1170 - 1230)………………………………………………4

5. Uluğ Bey (1393 - 1449)……………………………………………………………5

6. Ali Kuşçu …………………………………………………………………………...6

7. Blaıse Pascal……………………………………………………………………....6

8. Isaac Newton………………………………………………………………………6

9. Gelenbevi İsmail Efendi (1730 - 1790)…………………………………………..7

10. Gaspart Monge ( 1746 – 1818 )………………………………………..........8

11. Gauss ……………………………………………………………………………...8

12. Salih Zeki (1864 - 1921)…………………………………………………………..9

13. Kerim Erim………………………………………………………………………...9

14.Selman Akbulut (1949)…………………………………………………….........10

15.Cahit Arf…………………………………………………………………………...10

16. Atatürk Ve Matematik……………………………………………………………11 17. Ali Nesin (1956, İstanbul - )………………………………………………........13

D. Sonuç………………………………………………………………………………..14

E. Kaynakça……………………………………………………………………………15

Page 3: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

A. MATEMATİK NEDİR?

“Hiçbir araştırma, matematik ispattan geçmedikten sonra bilim adını almaya layık olamaz.”

Leonardo Da Vıncı

Hızla gelişen ve değişen dünyamızda, genellikle öğrencilere sıkıcı, sevilmeyen ve soyut, (öğrenci diliyle zor, kabus,...) bir disiplin olarak görülen Matematiğin yeri ve önemi giderek artmaktadır.

Matematik Terimleri Sözlüğü'nde Matematik; "biçim, sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki ilişkilerini us bilim yoluyla inceleyen ve sayı bilgisi, cebir, uzay bilim gibi dallara ayrılan bilim" olarak tanımlanmaktadır. Ancak "Matematik nedir?" sorusunu tek bir tanımla tam olarak yanıtlamak oldukça güçtür.

Matematiğin ne olduğunu, onun özelliklerini ve öğelerini belirterek daha iyi açıklamak mümkündür.

Matematiğin öğeleri ise, mantık, sezgi, çözümleme, yapı kurma, genellik, bireysellik ve estetikten oluşur.

Bu özellik ve öğelere dayalı olarak şunu belirtebiliriz. Matematik, yeni bilgilerin elde edilmesi, elde edilen bilgilerin açıklanması, denetlenmesi ve sonraki kuşaklara aktarılmasında yer ve zamana bağlı olmayan güvenilir bir araçtır.

Bizler matematik ile ilgilenen ve buluşlarla matematiği kolaylaştıran bilim insanlarını ve yaşam öykülerini araştırmak istedik. Araştırmalarımızda, insanlığın var oluşundan beri matematiğin ve matematikle ilgilenen bilim insanlarının oldukça fazla olduğunu gördük.

B. MATEMATİĞİN BİZLERE KAZANDIRDIKLARI

Bir düşünce biçimi ve evrensel bir dil olan matematik günümüzün gelişen dünyasında birey, toplum, bilim ve teknoloji için vazgeçilmez bir alandır. Günlük yaşamda, iş ve meslekte gerekli olan çözümleyebilme, usavurabilme, iletişim kurabilme, genelleştirme yapabilme, yaratıcı ve bağımsız düşünebilme gibi üst düzey davranışları geliştiren bir alan olarak matematiğin öğrenilmesi kaçınılmazdır.

Günümüz toplumunun, sorunların üstesinden gelebilecek, problem çözebilecek bireylere gereksinmesi vardır. Matematik öğretiminin her aşamasında matematik öğretiminin amaçları ve öğretimde kullanılacak genel ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır.

Matematik her biri üzerine kurularak gelişen bir alan olduğundan, ön öğrenmelerin önemi büyüktür. Bu durum her zaman hatırlanmalı ve her aşamada ölçme ve değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca, matematik öğretiminde duyuşsal özellikler dikkate alınmalı ve öğrencilerin matematiğe ve matematik dersine karşı olumlu tutumlar geliştirmelerine yardımcı olunmalıdır. Planlı öğretimin tüm ilkelerine matematik öğretiminde de uyulmalıdır.

1

Page 4: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

• Matematik bir disiplindir. • Matematik bir bilgi alanıdır. • Matematik, bir iletişim aracıdır.Çünkü kendine özgü bir dili vardır. • Matematik, ardışık ve yığmalıdır, birbiri üzerine kurulur. • Matematik, varlıkların kendileriyle değil, aralarındaki ilişkilerle ilgilenir. • Matematik, bir çok bilim dalının kullandığı bir araçtır. • Matematik, insan yapısı ve insan beyninin yarattığı bir soyutlamadır. • Matematik, bir düşünce biçimidir. • Matematik, mantıksal bir sistemdir. • Matematik, matematikçilerin oynadığı bir oyundur. • Matematik, bir cevizdir. Nasıl cevizi yemek için kırmak gerekiyorsa, matematiği

anlamak için de içine girmek gerekir. • Matematik, bir anahtardır. • Matematik, bir değerdir. • Matematik; dil, ırk, din ve ülke tanımadan uygarlıklara zenginleşerek geçen sağlam,

kullanışlı evrensel bir dil, bir ekindir. Birey için, toplum için, bilim için, teknoloji için vazgeçilmez değerdedir. Yayılma alanına ve derinliğine sınır konamayan bir bilimdir, bir sanattır.

• Matematik, insan aklının yarattığı en büyük ortak değerdir. Evrenselliği onun gücüdür. Çağları aşarak bize ulaşmıştır. Çağları aşarak, yeni kuşaklara ulaşacaktır. Büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet edecek; her zaman taptaze ve doğru kalacaktır.

• Matematik, insanın düşünce sistemini düzenler. • Matematik, insanın doğru düşünmesini, analiz ve sentez yapabilmesini sağlar. • Matematik, doğruyu, gerçeği görmek, iyi düşünmek, sonuca giderek kazanmak, yani

rahat bir hayat geçirmek demektir ve hayatımızda devamlı olarak mevcuttur.

Kısaca matematik bir yaşam biçimidir.

Matematik , fizik, kimya ve dolayısıyla mühendislik ve askerlik gibi pratik alanlara ve bilhassa son zamanlarda biyoloji, ekonomi ve hatta sosyal bilimlere yardımı hızla arttığından, bu bilim her millet için hayati bir önem kazanmıştır.

2

Page 5: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

C. ÜNLÜ MATEMATİKÇİLER VE YAŞAM ÖYKÜLERİ

1. EUCLİD

Öklid çağlar boyu yalnız matematik dünyasının değil, matematikle yakından ilgilenen hemen herkesin gözünde özenilen, yetkin bir örnekti. Öklid, M.Ö. 300 sıralarında yazdığı 13 ciltlik yapıtıyla ünlüdür. Egeli matematikçi Öklid'in kişisel yaşamı, aile çevresi, matematik dışı uğraş veya meraklarına ilişkin hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Bilinen tek şey; Iskenderiye Kraliyet Enstitüsü'nde dönemin en saygın öğretmeni; alanında yüzyıllar boyu eşsiz kalan bir ders kitabının yazarı olmasıdır. Eğitimini

Atina'da Platon'un ünlü akademisinde tamamladığı sanılmaktadır. O akademi ki giriş kapısında, ''Geometriyi bilmeyen hiç kimse bu kapıdan içeri alınmaz!'' levhası asılıydı. Öklid'in bilimsel kişiliği, unutulmayan iki sözünde yansımaktadır: Dönemin kralı I. Ptolemy , okumada güçlük çektiği Elementler'in yazarına, "Geometriyi kestirmeden öğrenmenin yolu yok mu?'' diye sorduğunda, Öklid "Özür dilerim, ama geometriye giden bir kral yolu yoktur'' der. Bir gün dersini bitirdiğinde öğrencilerinden biri yaklaşır, ''Hocam, verdiğiniz ispatlar çok güzel; ama pratikte bunlar neye yarar?'' diye sorduğunda, Öklid kapıda bekleyen kölesini çağırır, "Bu delikanlıya 5-10 kuruş ver, vaktinin boşa gitmediğini görsün!'' demekle yetinir .

2. PİSAGOR

Yunanlı matematikçi (M.Ö. 570'e doğru - M.Ö. 480'e doğru).

Güney İtalya'da ve ardından Yunanistan'da büyük etki uyandıran bir okulun kurucusudur. Limnili bir ailenin çocuğuydu, Polykrates'in tiranlığı yüzünden 530'a doğru Kroton'a göç etmek zorunda kaldı ve orada çevresine birçok öğrenci topladı. "Pythagorasçılar" bilimsel, felsefi, siyasal ve dinsel bir topluluk oluşturdular.

Bu topluluk içinde matematik, gökbilim, müzik-bilim, fizyoloji ve tıp inceleniyor, nesnelerin ilkesi sayılara bağlanıyor ve her alanda evrensel bir uyum aranıyordu.

a2 + b2 = c2 eşitliğini sağlayarak Pythagorascı üçlüler (a,b,c) oluşturmak olanağı veren formülü Pythagoras'a mal etti. Pythagorasçılar ayrıca a - b = b - c gibi aritmetik,

a : b = b :c gibi geometrik, (a - b) : a = (b - c) : c gibi armonik ortalamaları inceleyip, tamsayılarla sınırlı bir oranlar kuramını da geliştirdiler.

3

Page 6: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

3. HYPATİA

Bilim kadınlarından ilki yaşamı iyice belgelenen Eski Mısırlı Hypatia’dır. İskenderiye’de doğan Hypatia matematik ve felsefe dersleri vermiştir. En önemli çalışmaları cebir ve geometri alanındadır. Hypatia M.S. 415’te aritmetik alanında 13 ciltlik bir yapıtı söz konusudur.

4. FIBONACCI, Leonardo (1170 - 1230)

Pisa'lı Fibonacci, Rönenans'tan önce, Asya ülkelerinin matematiğini Avrupa'ya en etkili olarak taşıyan ve götüren biri olarak bilinir. Doğumundan 1230 yılına kadar yaşam öyküsü hakkkında hemen hemen hiç bir şey bilinmiyor. Yalnız, o zamanın İtalya'sında en büyük ticaret merkezlerinden biri olan Pisa'da doğduğu bilinmektedir.

Öğretmenlerin ona verdiği matematik dersleri daha çok yaşam koşulları ile ilgiliydi. O, bunları öğrendikten, matematiği iyice kavradıktan sonra çevresine öğretti. Sonra, sayılar kuramı ve geometri üzerine iki kitap yazmıştır. O, artık öğretmenlerinin kuru matematiğinden daha da ileri giderek yeni rakamlarla düşünebiliyor ve onları birer oyuncak gibi kullanıyordu. Ünlü Fibonacci dizisi bu buluşların en ünlüleridir. Başlangıçta birer rakam oyunu gibi görünen bu dizisi, daha sonra Mendel yasalarıyla uygulama alanı bulmuştur. Doğadaki çiçeklerin yaprakları üzerinde bile araştırma yapıyor, onların düzenini ve doğadaki olayları sayılarla ifade edilebileceğini keşfetmeye çalışıyordu. Bunlara daha sonra, "altın oranlar" dendiğini biliyoruz. Bulduğu bu dizinin, neye yaradığını göstermek için birçok matematik ve geometri problemi düzenlenmiştir.

4

Page 7: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

5. ULUĞ BEY (1393 - 1449)

Türk matematikçilerinden birisi olan Uluğ Bey, Timur'un erkek torunlarından hükümdar olanlardan birinin oğludur. Asıl adı Mehmet'tir. Fakat o, daha çok Uluğ Bey adı ile ünlü olmuştur. 1393 yılında Sultaniye kentinde doğmuştur. Timur'un öldüğü sıralarda Uluğ Bey Semerkant'ta bulunuyordu. Semerkant ve Maveraünnehir, Mirza Halil Sultan'ın saldırısı ve işgali üzerine babasının yanına gitmek zorunda kalmıştır. Babası buraları yeniden yönetimine alarak on altı yaşında olan Uluğ Bey'e yönetimini bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten sonra, hem hükümeti yönetmiş ve hem de öğrenimine devam etmiştir. Uluğ Bey, bilgin ve olgun bir padişahtı. Boş zamanını kitap okumak ve bilginlerle ilmi konular üzerinde konuşmakla geçirirdi. Tüm bilginleri yöresinde toplamıştı. Uluğ Bey, dikkatlice okuduğu kitabı kelimesi kelimesine hatırında tutacak kadar belleği vardı. Matematik ve astronomi bilgileri oldukça ileri düzeydeydi. Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Kadı Zade bu medreseye başkanlık etmiştir. Rasathane için yörede bulunan tüm mühendis, alim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti.

SSCB posta pulu (1987) Uluğ Bey’in rasathanesi (Semerkand)

5

Page 8: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

6. ALİ KUŞÇU

Türk-İslam Dünyası astronomi ve matematik alimleri arasında, ortaya koyduğu eserleriyle haklı bir şöhrete sahip Ali Kuşçu, Osmanlı Türkleri'nde, astronominin önde gelen bilgini sayılır. "Batı ve Doğu Bilim dünyası onu 15. yüzyılda yetişen müstesna bir alim olarak tanır.Küçük yaşta iken astronomi ve matematiğe geniş ilgi duymuştur.

7. BLAISE PASCAL

Fransız matematikçi, fizikçi ve yazar (1623 - 1662)

Daha 16 yaşındayken konikler üzerine bir inceleme yazdı. 1642'de bir hesap makinası icat etti. Matematikle uğraşan babasıyla birlikte Paris Mersenne Akademisi'ne kabul edildi.

Pascala göre rastlantı geometriye dökülebilir. O'nun olasılıklar hesabına yaklaşımı, Pascal üçgeni denen aritmetik üçgene dayanır.

8. ISAAC NEWTON

Dünyanın en ünlü bilim adamlarından biri olan Newton,İngiltere’de Lincolnshire’da bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1661’ de matematik öğrenimi görmek üzere Cambridge Üniversitesi’ne girdi ve 1665’te Büyük Salgın yılında mezun oldu.

6

Page 9: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

Veba salgını Cambridge’e ulaşınca üniversite kapatıldı, Newton da Lincolnshire’e döndü.

1667’de Cambridge’e geri döndü, iki yıl sonra da burada matematik profesörü oldu. Daha sonra Londra’ya taşındı. Newton matematiksel hesapların da yardımıyla yüzyıllık bir sorunu , gezegenlerin uzayda nasıl devindiği sorununu çözmüştür. Newton’un Matematiksel hesaplarla ilgili yaptıklarının bilimsel düşünce üzerinde büyük etkisi olmuştur.

9. GELENBEVİ İSMAİL EFENDİ (1730 - 1790)

1730 yılında şimdiki Manisa'nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbevi İsmail efendi, Osmanlı İmparatorluğu matematikçilerindendir. Asıl adı İsmail'dir. Gelenbe kasabasında doğduğu için ikinci adı onun bu doğduğu kasabadan gelir. Daha çok Gelenbevi adıyla ün kazanmıştır. Önce, kendi çevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır. Daha sonra, öğrenimini tamamlamak üzere İstanbul'a gitmiştir. Burada, çok değerli ve kültürlü öğretmenlerden yararlandı ve matematiğini oldukça ilerletti. Müderrislik sınavına girerek kazandı ve 33 yaşında müderris oldu. Bundan sonra kendisini tümüyle ilme verdi. Gelenbevi, eski yöntemle problem çözen son Osmanlı matematikçisidir.

Bazı silahların hedefe vurmaması, padişah III. Selim'i kızdırmış ve Gelenbevi'yi huzura çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Hedefe olan uzaklığı tahmin ederek gerekli düzeltmeleri yapmış ve topların hedefe vurmalarını sağlamıştır. Gelenbevi'nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafından ödüllendirilmiştir. Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere tam otuz beş eser bırakmıştır. Türkiye'ye logaritmayı ilk sokan Gelenbevi İsmail Efendi'dir.

7

Page 10: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

10. GASPART MONGE ( 1746 – 1818 )

19. yüzyıl Fransa'sının ünlü matematikçisidir. Tasarı Geometrinin kurucusudur. Fransa'nın Cote-d'or eyaletinde bulunan Beaune kasabasında 10 Mayıs 1746 tarihinde dünyaya gelmiştir. Babası seyyar satıcı ve bileyici Jacques Monge'dir. Pek mütevazı bir ailenin çocuğu olan Monge, yardımsever hemşehrilerinin himayesinde büyüyüp özen gördü.

Önceleri, doğduğu şehrin oratoryomunda okudu. 18 yaşında iken, 1764 yılında Mezieres askeri okuluna girdi. İlerleyerek, devrinin matematik öğrenimine önemli katkılarda bulundu. Tasarı Geometrinin (Deskriftif) kurucusu olarak büyük matematikçiler arasında yer aldı. Analizin geometrik uygulamaları üzerinde araştırmalar da yaptı. Büyük ihtilal döneminde -hocalığı terk etmeyerek- Bakanlık görevine getirildi. Analitik geometri üzerinde çalışmalarıyla, bu matematik dalının da sistemleştirilmesine büyük katkıları olmuştur. Üç boyutlu analitik geometri ile ilgili en önemli teorileri de Monge'a borçluyuz.

11. GAUSS

Alman astronomu, matematikçisi ve fizikçisidir. Daha çocukluğunda, erken gelişmiş zekası, matematiğe karşı zekasıyla sivrildi ve Brounseweig dükünün ilgisini çekti. Dük, okul masraflarını üzerine alarak O' nu Göttingen Üniversitesine gönderdi. Henüz 16

yaşındayken Herschel'in 1781 de keşfettiği Uranüs gezegeninin yörünge elemanlarını hesaplayarak, Yer'in bir noktasından yapılan ölçülerle, bu gezegenin yörünge elemanlarını bulmaya yarayan ve günümüzde hala kullanılan bir metot ortaya koydu. Optik alanında, eksene yakın ışık ışınları için düzenlenmiş merkezi optik sistemlerinin genel teorisini kurdu. Elektrikle özelIikle magnetizma ile ilgilendi, bu alanda magnetometreyi icat etti.

8

Page 11: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

12. SALİH ZEKİ ( 1864 – 1921 )

1864 yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Anne ve babasının ölümü üzerine ninesi tarafından on yaşındayken Darüşşafaka’ya verildi. 1882 yılında Darüşşafaka’yı birincilikle bitirmiş, yüksek öğrenimini Paris'te elektrik mühendisliği bölümünde tamamlamış, değerli eserler vererek, 57 yaşında hayata gözlerini kapamış, bir ilim ve fikir adamıdır.

Salih Zeki, Darüşşafaka ve Mühendis Mektebi'nde matematik ve fizik dersleri okutmuştur. Daha sonraki çalışmalarının tümünü üniversiteye vermiştir. Bugünkü gerçek üniversitenin kurucusu Salih Zeki'dir. Türkiye'ye, matematik, fizik ve fen derslerini batılı yöntemleriyle ilk getiren odur. Birçok gazete ve dergide çıkan güzel yazılarıyla Türk gençliğini edebiyat kadar matematiğe yönelten ve matematiği sevdiren yine o olmuştur.

13. KERİM ERİM

İstanbul Yüksek Mühendis mektebi'ni bitirdikten (1914) sonra Berlin Üniversitesi'nde Albert Einstein'in yanında doktorasını yaptı (1919). Türkiye'ye dönünce, bitirdiği okulda öğretim ü-yesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi'nde de ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi'ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Üniversitesi'nde çalış-maya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesör oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı'na getirildi. 1940 - 1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne bağlı Matematik Enstitüsü-'nün başkanlığını yaptı. Türkiye'de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı.

9

Page 12: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti. Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de çalışmalarda bulunan Erim'in Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadır.

14. SELMAN AKBULUT (1949)

Prof. Dr. Selman Akbulut, 1971 yılında California Üniversitesi (Berkeley) Matematik Bölümü'nden mezun olmuştur. Prof. Dr. Akbulut, 1975 yılında aynı üniversitede doktora eğitimini tamamlayarak, 1976 yılında Wisconsin Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak göreve başlamıştır.

1978 - 1980 yılları arasında Rutgens Üniversitesi'nde, 1980 - 1981 yıllarında Michigan State Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent; 1983 - 1986 yılları arasında aynı üniversitede Doçent olarak çalışmalarda bulunan Prof. Dr. Akbulut 1986 yılında profesörlüğe yükselmiştir ve halen Michigan State Üniversitesi'nde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Akbulut, Türk Matematik Derneği, Amerikan Matematik Derneği ve Doğa - Türk Matematik Dergisi Editörler Kurulu'na üyedir.

15. CAHİT ARF

1910 yılında Selanik'te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitti. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi. Yurda döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryus profersörlüğe yükseldi. Burada 1962 yılına kadar çalıştı.

10

Page 13: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

Daha sonra Robert Koleji'nde Matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.

Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1985 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

Arf İnönü Armağanı'nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı (1974). Cebir ve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990'da 3 ve 7 Eylül tarihleri arasında Arf'in onuruna Silivri'de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı...

16. ATATÜRK VE MATEMATİK

Atatürk Selanik Askeri Rüşdiyesinde iken Matematik dersindeki başarısı ile öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi'nin gözüne girmiş ve bunun sonucu olarak isminin sonuna" Kemal "ismi eklenmiştir. Atatürk askeri öğrenimi süresince matematikle sistemli bir şekilde ilgilenmiştir. O'nun 1904 yılında Harp Akademisi'ni bitirdikten sonra ve ölümünden 1,5 yıl öncesine kadar bu ilginin ne ölçüde devam ettiğini bilmiyoruz. Ancak birazdan bahsedeceğim iki olay O'nun matematik dehasını gözler önüne serecektir. Bunların birincisi "geometri" kitabı yazmış olması, ikincisi ise Sivas'da bizzat geometri dersi anlatmasıdır. Bu kitap, ilk kez 1937 yılında, Geometri öğretenlere ve bu konuda bilgi isteyenlere kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca yayınlanmıştır. Atatürk bu eserde günümüzde kullandığımız terimleri türetmiştir. Atatürk'ün türettiği matematik terimleri ve yaptığı geometri tanımlarının hemen hemen tümü bugüne değin değişmeksizin kullanıla gelmiştir. O'nun türettiklerinden sadece birkaç terim sonradan küçük ölçüde değiştirilmiştir. Örneğin Fransızca "hypothese'in karşılığı olan Osmanlıcıdaki" faraziye'nin yerine Atatürk Türkçe "varsayı" terimini türetmiş ve sonradan bu terim varsayım" biçimini almıştır.

11

Page 14: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

Aynı şekilde O'nun "tümey açı" "bütey açı" terimlerinin yerini "tümler açı" "bütünler açı" terimleri almıştır. Çok az sayıda ve sınırlı olan bu terim değişikliklerini Atatürk'ün dildeki temel ilkesinin doğruluğunun birer kanıtı saymak gerekir. Prof. Dr. Afet İnan Atatürk'ün çalışmalarını yıllarca yakından izleyebilmiş insanlardan biri olarak O'nun bilime ve matematiğe verdiği önemi şöyle belirtiyor: " ... Atatürk kendi yetiştiği devrin müspet ilimlerini mesleki uzmanlığı bakımından bellediği vakit berrak ve müspet bir görüşe sahip olabileceğini ve her hangi bir meseleyi matematiksel bir kesinlikle çözümlemeyi hedef tuttuğunu söylerdi." ı Prof. Dr. A. İnan 25.1.1982 tarihli özel bir yazısında' ' bu konuyla ilgili olarak şöyle diyor: " Bilindiği gibi ilim konusu iki büyük bölümde işlenir ve bunlardan faydalanılır: Müspet ilimler Sosyal ilimler. Atatürk gerek öğrencilik devirlerinde gerekse ömrü boyunca bu her iki ilimden çok faydalanmıştır. Mesela tarih onun için bir geçmişin hikayesi değil günümüzde bu olanlardan ders almanın önemli olduğuna inanmıştır. Diğer taraftan asıl müspet ilimlerin başında gelen matematik bilgisi Atatürk için başlıca bir konudur. Çünkü matematik insan topluluklarına müspet yol gösteren re uygulamasında yarar sağlayan müspet bir ılım dalıdır. İşte Atatürk bu ilime çok değer verdiği için hem nazarı kısımları çok iyi bellemiş hem de bunların uygulamasına her bakımdan önem vermiştir. Hatta matematik terimlerinin bugün kullandığımı; deyimleri tamamen kendi buluşları ile saptamıştır. Atatürk bu konuda konuşurken özellikle söylediklerinden şunları anımsıyorum: "Ben öğrenim devrimde matematik konusuna çok önem ı'ermiş ini dır ve bundan hayatımın çeşitli safhalarında başarı elde etmek için faydalanmış olduğumu söyleyebilirim. Onun için herkes matematik bilgisinin çok gerekli olduğuna inanmalıdır." Matematiksel kühüre böylesine önem veren Atatürk'ün bu konudaki çalışmaları tarihte çok az sayıda örneklerine rastlayabildiğimiz Büyük Eğitimci niteliği de olan devlet adamlarından biri olarak kendisine seçkin bir yer sağlamada etken olmuştu. O'nun olağanüstü başarılı yaşamı akademisinin girişine "Matematik bilmeyen buruya girmesin" diye yazan antik çağın ünlü filazofu Platon (Eflatun) (M.Ö. 427-347.)'ün bu dileğinin yararını modern çağda kanıtlamıştır denilebilir.

12

Page 15: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

17. ALİ NESİN (1956, İstanbul - )

Türk matematikçi.1956'da İstanbul'da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokulu İstanbul'da Saint Joseph Lisesi'nde, liseyi de İsviçre'nin Lozan kentinde tamamlayan Nesin 1977-1981 yılları arasında Paris VII Üniversitesi'nde matematik öğrenimi gördü. Daha sonra ABD'de Yale Üniversitesi'nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, 1985-1986 arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampusü'nde öğretim üyeliği yaptı. Ali Nesin'in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz,Develerle Eşekler, Önermeler Mantığı adlı kitaplarının yanısıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimsel makaleleri ve İngilizce bir kitabı bulunmaktadır. Matematiksel araştırma alanı "Morley mertebesi sonlu gruplar"dır. Aynı zamanda, üç ayda bir yayımlanan, Matematik Dünyası adlı bir matematik dergisi çıkarmaktadır. Matematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıra yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır. Matematik farkındalık yaratıyor, soyut düşünmeyi geliştiriyor. Matematikle ilgilenen insanlar küçük problemlerle vakit kaybetmiyor, bütünü daha iyi görüyor. Matematik sayesinde bilim gelişiyor, teknoloji ilerliyor. Matematiği Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı Ali Nesin'den dinleyelim.

Matematik sözcüğü, "bilim, bilgi ya da öğrenme" anlamına gelen Yunanca máthema ve "öğrenmekten hoşlanan" anlamına gelen mathematikós sözcüklerinden geliyor. Matematik profesörü ve Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı Ali Nesin, "Matematik olmasaydı 25 yaşında ölürdük" diyor. Sebebini de "Matematik olmasaydı tıp gelişmezdi, bilim ilerleyemezdi, bütün bu gelişmelerin arkasında matematik var" diye açıklıyor. Tüm bunlar eğitim programlarında matematiğin varlık sebebini açıklıyor, matematiğin ne kadar hayatın içinde bir bilim olduğuna işaret ediyor.

Ancak Türkiye'de matematiğe ilgi az. Nesin, Fransa, Almanya ve İngiltere'de çok yetenekli ve matematiğe aşık gençlerin varlığından, matematiği ileri götürenlerin de bu gençler olduğundan söz ediyor ve devam ediyor: "Çünkü bu öğrenciler en iyi okullara giriyorlar. Ayrıca bu ülkelerde elit bir eğitim sistemi var. İyi öğrenciler çok iyi eğitiliyor."

13

Page 16: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

D. SONUÇ

Yaptığımız araştırmadan matematikçilerin yaşam öykülerini ve çalışma yöntemlerini öğrendik. Ayrıca eski yıllarda bayan matematikçi ve bilim insanlarının erkeklere göre daha az olduğunu gördük. Çünkü eski çağlarda kadınların düşünceleri dikkate alınmıyordu.

Eski dünyada kadınların tıp ve bilim alanında çalışmalarına çok az fırsat tanındığını belirledik. İlk bilgisayar programcısı olan Şair Lord Byron’un kızı olan Lovelace Kontesi Ada, müzik ve matematik eğitimi almış, 1843 yılında yayımladığı kitapta yalnızca adının baş harflerini yazdırmıştır.

Bilimde başarılı olmak için bilime ilgi duymak ve yetenekli olmak gerekir. Bilim insanlarının ve matematikçilerin içinde bayanların da daha fazla olması ilerlemenin önünü açacaktır.

14

Page 17: Ünlü Matematikçiler ve Yaşam Öyküleri

E. KAYNAKÇA

1. Prof.Dr. Dönmez A. , Ocak 2005, Matematik Öyküsü Ve Serisi,Türk Ve Doğulu Matematikçiler 6.cilt , İstanbul , Toplumsal Dönüşüm Yayınları.

2.vikipedia.com

3. Fara P. Sturan R. , Kasım 1999, Arkhimedes’ten Einstein’a BİLİM Adamları, 10.basım , İstanbul , Tübitak Yayınları.

15