Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
OKULÖNCESİ EĞİTİMİ ANABİLİMDALI
ADANA İL MERKEZİNDE BULUNAN OKULÖNCESİ EĞİTİM
KURUMLARINDA KALİTENİN İNCELENMESİ
NİLÜFER SOLAK
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA, 2007
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
OKULÖNCESĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠMDALI
ADANA ĠL MERKEZĠNDE BULUNAN OKULÖNCESĠ EĞĠTĠM
KURUMLARINDA KALĠTENĠN ĠNCELENMESĠ
NĠLÜFER SOLAK
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ebru DERETARLA GÜL
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
ADANA, 2007
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,
Bu çalıĢma jürimiz tarafından Okulöncesi Eğitimi Anabilim Dalında YÜKSEK
LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.
BaĢkan: Yrd. Doç. Dr. Ebru DERETARLA GÜL
(DanıĢman)
Üye: Prof. Dr. YaĢare AKTAġ ARNAS
Üye: Yrd. Doç. Dr. Ahmet DOĞANAY
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
../../….
Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVAġ
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve baĢka kaynaktan yapılan bildiriĢlerin, çizelge Ģekil ve
fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
i
ÖZET
ADANA ĠL MERKEZĠNDE BULUNAN RESMĠ VE ÖZEL OKULÖNCESĠ
EĞĠTĠM KURUMLARINDA KALĠTENĠN ĠNCELENMESĠ
Nilüfer SOLAK
Yüksek Lisans Tezi, Okulöncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı
DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ebru DERETARLA GÜL
Eylül 2007, 102 sayfa
Bu çalışmanın temel amacı Adana il merkezinde bulunan resmi ve özel
okulöncesi eğitim kurumlarının kalitelerini belirlemektir. Çalışmanın örneklemi, Adana
il merkezinde bulunan, resmi ilköğretim okulları bünyesindeki anasınıfları, bağımsız
anaokulları, özel ilköğretim okulları bünyesindeki anasınıfları ve özel anaokulları olmak
üzere her okul grubundan 4 tane olmak üzere toplam 16 okulöncesi eğitim kurumunu
kapsamaktadır. Bu çalışma, gözlemlenen kurumlardaki yapısal ve işlevsel özellikleri,
“Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği yeni versiyonu (ECERS – R)”
kullanarak elde edilen sonuçlar doğrultusunda ortaya çıkarmaktadır. Okulöncesi
Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği şu kategorileri kapsamaktadır: (1) sınıf ortamı
ve mobilyalar; (2) rutin kişisel bakım; (3) dil ve akıl etme; (4) aktiviteler; (5) etkileşim;
(6) program yapısı; (7) aile ve personel. Okul öncesi eğitim kurumları yukarıda verilen
kategoriler bazında karşılaştırılmıştır. Uygulamada her bir sınıfa araştırmacı tarafından
iki hafta arayla toplam iki kez ziyaret düzenlenerek bir gün boyunca eğitim ortamında
gözlem yapılmıştır.
Bu çalışmada incelenen resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları yaklaşık
olarak gerekli olan kabul edilebilir orta seviyede bir kalite seviyesini tutturmuşlardır.
Bütün kurumlar karşılaştırıldığında ortaya çıkan sonuçlar gösteriyor ki özel okullarla
resmi okullar arasında çok yüksek derecede farklar bulunamamıştır. Sadece özel okullar
daha geniş alana, sayısal ve çeşitlilik bakımından daha fazla oyuncak ve materyale sahip
oldukları gözlenmiştir. Her iki türdeki okullar için, çocuklar açısından olumlu kişisel
ii
bakım koşulları ve olumlu öğretmen-öğrenci iletişimi oluşturdukları söylenebilir.
Dikkat çekici bir yön öğretmenler için çalışma koşulları özel okullarda ya da resmi
okullarda çok fazla bir farklılık oluşturmamaktadır. Bu çalışma ayrıca gösteriyor ki
okulöncesi kurumlarının eğitim kalitelerinin yüksekliği, o kurumda eğitim alan
çocukların okulöncesi eğitimin gerektirdiği öğrenme ve oyun gibi aktivitelerden
maksimum seviyede yararlanabilmelerine olanak sağlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Okulöncesi eğitimi, sınıf ortamı, kalite, ECERS-R
iii
ABSTRACT
DETERMINING OF QUALITY LEVEL OF THE GOVERNMENT PRE-
SCHOOLS AND PRIVATE PRE-SCHOOLS
Nilüfer SOLAK
Master Thesis, Department Of Preschool Educatıon
Adviser: Yrd. Doç. Dr. Ebru DERETARLA GÜL
September 2007, 102 pages
The main aim of this study is to measure quality level of the government primary
pre-school and private pre-school education institutions in the centre of Adana. Sample
Schools inculde 16 pre-school education institutions. Pre-schools within the
government primary schools, autonomous pre-schools , pre-shools within the private
schools and private pre-schools and 4 schools for each. This study reveals structural and
functional qualities using „‟The new version of evaluation scales of pre-shool learning
atmosphere (ECERS-2)‟‟ in these observed pre-schools. The evaluation scales of pre-
shool learning atmosphere contains these categories: (1) the atmosphere and furniture
(2) routine personal care (3) language and implication (4) activities (5) interaction (6)
program (7) family and personel. Pre-school education institutions are compared in
terms of the categories above. During the study, bi weekly visit for each class is
organized by the researcher. In these two visits, the atmosphere in the classes is
observed the whole day.
All the institutions in this study are almost at the same level although their
stuctural differences. According to the points they get,there is no statistical difference
between pre-schools within the private schools and pre-schools within the government
primary schools. Only the private schools have larger area and more toys and materials
than the others have. It can be said that these two types of schools develop
communication between teacher-student and also provide good conditions for students.
On the other hand, working conditions for the teachers in these schools are almost the
iv
same. This study also shows that quality of education in these schools provides students
games and activities at a maximum degree. Using these activities and games, the
children learn what they have to learn in theinr pre-school time.
Key words: Pre-school education, atmosphere of the classes, quality. ECERS-R
v
ÖNSÖZ
ÇUKUROVA Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde hazırlanan bu
yüksek lisans tezi; Adana il merkezinde bulunan okulöncesi eğitim kurumlarının kalite
boyutunu ve kalite boyutunun nelere göre değişkenlik gösterdiğini tespit edebilmek
amacıyla hazırlanmıştır.
Bu yüksek lisans tezimi hazırlamam da rehberliğinden dolayı danışmanım Yrd.
Doç. Dr. Ebru Deretarla Gül‟e, tez konusunun belirlenmesi, ölçek konusunda ve
istatistik analizleri aşamasında yardımlarını esirgemeyen Sayın Mehmet Buldu‟ya, Prof.
Dr. Yaşare Aktaş Arnas‟a, bana yardımcı olan tüm hocalarıma, arkadaşlarıma ve
özellikle aileme teşekkür ederim.
Adana, 2007 Nilüfer SOLAK
Not: Bu araştırma, Ç.Ü. Rektörlüğü Araştırma Fonu Saymanlığının EF2005YL46 no‟lu
projesi ile desteklenmiştir.
vi
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No
Özet ……………………………………………………………………………...i
Abstract ………………………………………………………………………….iii
Önsöz …………………………………………………………………………….iv
Tablolar Listesi …………………………………………………………………..ix
Ekler Listesi ……………………………………………………………………...x
BÖLÜM I
GĠRĠġ
1.1. Problem ………………………………………………………………………..2
1.2. Araştırmanın Amacı …………………………………………………………...4
1.3. Araştırmanın Önemi …………………………………………………………...6
1.4. Sayıtlılar …………………………………………………………………….....8
1.5. Sınırlılıklar …………………………………………………………………….8
1.6. Tanımlar ……………………………………………………………………….9
1.7. Kısaltmalar …………………………………………………………………….9
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR
2.1. Kuramsal Açıklamalar ………………………………………………………...10
2.1.1. Okulöncesi Eğitim ve Önemi……………………………………………10
2.1.2. Türkiye‟de Okulöncesi Eğitim ………………………………………….11
2.1.3. Okulöncesi Eğitiminde Kalite ve Kaliteyi Etkileyen Faktörler………….12
2.1.3.1. Sınıf Alanı ve Mobilyalar ……………………………………....13
2.1.3.2. Rutin Kişisel Bakım …………………………………………….17
2.1.3.3. Dil ve Akıl Etme ………………………………………………..20
2.1.3.4. Aktiviteler ………………………………………………………22
2.1.3.5. Etkileşim ………………………………………………………..31
2.1.3.6. Program Yapısı …………………………………………………32
2.1.3.7. Aile ve Personel Etkileşimi …………………………………….33
vii
2.2. İlgili Araştırmalar …………………………………………………....................35
2.2.1. Yurt İçinde Yapılmış Araştırmalar ………………………………………35
2.2.2. Yurt Dışında Yapılmış Araştırmalar …………………………………….37
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Araştırma Modeli ………………………………………………………………41
3.2. Evren ve Örneklem……………………………………………………………..41
3.3. Veri Toplama Araçları………………………………………………………….41
3.3.1. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği …………………..41
3.3.2. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin Güvenilirliği
ve Geçerliliği …………………………………………………..............42
3.3.3. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin Maddelerinin
Genel Görünümü ……………………………………………………….46
3.3.4. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin
Maddelerinin Puanlanması ……………………………………………..47
3.4. Araştırmanın Uygulanması …………………………………………………….48
3.5. Verilerin Analizi ……………………………………………………………….49
BÖLÜM IV
BULGULAR VE TARTIġMA
4.1. Araştırmaya Katılan Kurumlar İle İlgili Bulgular ……………………………..50
4.2. Araştırmaya Katılan Kurumların ECERS-R Ölçeği İle İlgili Bulguları ……….51
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERĠLER
5.1. Araştırma Sonuçları …………………………………………………………….61
5.2. Öneriler …………………………………………………………………………62
5.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler …………………………………………...62
5.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler ………………………………64
KAYNAKÇA ……………………………………………………………………….65
ix
TABLOLAR LĠSTESĠ
Tablo Adı Sayfa No
Tablo 1: Araştırmaya Katılan Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının
Birinci ve İkinci Gözlem Sonucu Almış Oldukları Toplam Puanlar
Arasındaki İlişkiye Ait Pearson Korelasyon Analizi Sonuçları …………….44
Tablo 2: Araştırmaya Katılan Özel Okulöncesi Eğitim Kurumlarının
Birinci ve İkinci Gözlem Sonucu Almış Oldukları Toplam Puanlar
Arasındaki İlişkiye Ait Pearson Korelasyon Analizi Sonuçları …………….45
Tablo 3: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Sınıf Alanı ve Mobilyalar” Alt Boyutlarına
İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları …...51
Tablo 4: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Rutin Kişisel Bakım” Alt Boyutlarına
İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları …...52
Tablo 5: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Dil ve Akıl Etme” Alt Boyutlarına İlişkin
Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları ………….53
Tablo 6: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Aktiviteler” Alt Boyutlarına İlişkin
Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları ………….55
Tablo 7: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Etkileşim” Alt Boyutlarına İlişkin
Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları ………….57
Tablo 8: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Program Yapısı” Alt Boyutlarına İlişkin
Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları …………58
Tablo 9: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarının “Aile ve Personel” Alt Boyutlarına İlişkin
Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları …………59
x
EKLER LĠSTESĠ
Sayfa No
EK-1: Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS-R) ……….70
EK-2: Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği Sonuç Sayfası …….97
EK-3: Tez İzin Yazısı ……………………………………………………………101
1
BÖLÜM I
GİRİŞ
Günümüzde 0 – 6 yaş dönemini kapsayan okulöncesi eğitimin önemi herkes
tarafından bilinmektedir. Bu eğitim kurumlarında çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve
motor becerileri gibi tüm gelişim alanları desteklenmektedir. Bu nedenle 0–6 yaş
dönemi kritik dönem olarak nitelendirilmektedir.
Okulöncesi eğitim, doğumdan ilkokulun başlangıcına kadar olan çocukluk
yıllarını içine alan; bu yaş çocuklarının bireysel özelliklerine ve gelişim düzeylerine
uygun, zengin-uyarıcı çevre olanakları sağlayan; onların tüm gelişimlerini toplumun
kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda, en iyi biçimde yönlendiren bir eğitim
sürecidir (Oğuzkan ve Oral,1997).
Okul öncesi dönem, insan yaşamının en duyarlı ve öğrenmeye en açık olduğu
yıllardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu ortamın uygun biçimde hazırlanması,
çocuğun çeşitli sayı ve nitelikteki uyarıcı ile karşı karşıya bırakılması çocuğun zihin
gelişiminin yanı sıra diğer gelişim alanları açısından da oldukça önemlidir. Ayrıca,
farklı sosyo-ekonomik seviyelere sahip ailelerde yetişen çocuklar arasında meydana
gelen eğitim farklılıklarını minimum düzeye indirme, toplumumuzun her kesimindeki
çocuklar için daha iyi gelişim imkanları sağlama ve çocukların yeteneklerinin en üst
düzeyde geliştirmesi zorunluluğu, okul öncesi eğitimin önemini daha da arttırmaktadır
(Ural, 1986).
Çocukların doğal yeteneklerini ve yaratıcılıklarını ortaya koyabilmelerinde,
eğitim düzeyi ve kişiliği ile öğretmenin; ilgi ve ihtiyaçlarına, yeteneklerine göre
hazırlanmış, onları araştırma ve denemeye yöneltici eğitim programlarının;
gelişimlerine olanak sağlayıcı, onlar için özel olarak düşünülmüş ve donatılmış fiziksel
ortamın büyük önemi olduğu bilinmektedir (Yılmaz, 1995).
Ülkemizde okulöncesi eğitiminin önemi anlaşılmaya başlanmış olsa da pek çok
kişi okulöncesi eğitim kurumlarının taşıması gereken özellikler konusunda yeterli
bilgiye sahip değildir denilebilir.
Türkiye’de okulöncesi eğitimin öneminin artmış olması, nitelikli bir okulöncesi
eğitiminin nasıl olabileceğine dair bilgilerin oluşmuş olduğunu gösterememektedir.
2
Gelişmiş ülkelerde yaşayan aileler okulöncesi eğitim kurumunu seçerken konuya büyük
bir titizlikle yaklaşmaktadırlar. Ayrıca onlara yol gösterecek pek çok araştırma ve yayın
bulunmaktadır. Türkiye’deki bazı ailelerin okulöncesi eğitim kurumu seçiminde bilinçli
davrandıkları ama çoğunluğunun seçimini tesadüfen yaptığı ya da birkaç özelliğin etkisi
altında kaldığı görülmektedir. Bu özellikler okulun sosyal statüsü, fiziksel koşulları,
verdiği branş dersleri şeklinde değişkenlik göstermektedir. Bunun yanısıra ailelere
rehber olabilecek kaynaklar bulunmamaktadır. Bu durum Türkiye’de okulöncesi eğitim
kurumlarının taşıması gereken özellikler hakkında yeterli kaynakların olmadığının
göstergesi olarak düşünülebilir (Koç, 1999).
Yüksek nitelikli okulöncesi eğitim kurumlarının taşıması gereken özellikler
bilinirse, okulöncesi eğitim kurumu seçerken daha dikkatli olunacağı dolayısıyla verilen
eğitimin kalitesinin artacağı düşünülmektedir.
1.1. Problem
Okulöncesi dönem, insan hayatının diğer dönemlerinin temelini oluşturan bir
dönemdir. Bu duruma göre, insan hayatının her döneminin olduğu kadar okulöncesi
dönemin de en iyi şekilde ve uygun yaşantılarla geçirilmesi son derece önemlidir
(Oktay, 1999). Öğrenmenin doğumla başladığı ve hatta doğumdan önce anne karnında
bile öğrenmenin gerçekleştiği ve buna bağlı olarak, erken yaşlardaki öğrenmenin
sonraki yaşlardaki öğrenmeye temel oluşturduğu gerçeğinden yola çıkıldığında, temel
eğitimin de doğumla başlaması gerektiği çok açık ve göz ardı edilemeyecek bir
sonuçtur.
Çocuklara sağlanan okulöncesi eğitimin türünden çok, iyi kaliteye ilişkin
prensipler ve iyi bir uygulama önemlidir. Kaliteyi getirecek sağlam prensipler ortaya
konup, uygulamalar bunlara uygun olarak yapılırsa doğru sonuca ulaşılabilir (Ball,
1994).
Çocuğun en alıcı dönemi olan okulöncesi yıllarında uygun davranışları, değer
yargıları ve temel alışkanlıkları kazanması için sistemli, geniş donanımlı, planlı –
programlı bir yardım yapılmalıdır. Bu nedenle bu tür ihtiyaca daha bilinçli ve yerinde
cevap vermek için en ideal şekilde okulöncesi eğitim kurumları hazırlanmalıdır
(Oğuzkan ve Oral, 1997).
3
NAEYC’nin (National Association For Education Of Young Children) (Küçük
Çocukların Eğitimi İçin Amerikan Ulusal Derneği) (1996) yayınladığı; doğumdan 8
yaşa kadar olan çocuklar için kullanılan okulöncesi dönemi programındaki gelişimsel
olarak uygun alıştırmalar adlı makalede, “okulöncesi eğitimine talebin artmasının
sebeplerinden biri olarak yaşamın ilk yıllarında yaşanan tecrübelerin ileri derecede
öneminin kavranmış olduğudur. Çocukların okulöncesi döneminde yaşadıkları
deneyimler sadece okul yaşantılarını etkilemekle kalmaz, tüm yaşantıları boyunca
etkisini gösterebilir. Mevcut araştırmalar çocukların çevrelerinin tecrübelerinin beyin
gelişimi üzerindeki etkilerini gösterir.” ifadeleri dikkat çekmektedir. Bu durum göz
önüne alınacak olursa; çocuğun çevreyi denetimi altında tutma, öz saygı ve ait olma
duyguları okulun ve eğitim ortamının düzenine göre biçimlenebilmektedir. Çocuklar
kendi ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş bir ortamı istedikleri gibi düzenleyebilir ve kontrol
edebilirler. Böyle bir ortamda daha çok deneyimde bulunur, çevrelerine dikkat ederler,
gruba katılırlar ve böylece kendilerine olan güvenleri ve özsaygıları artar (Akt. Demiriz,
Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Ailelerin yanısıra, okulöncesi eğitimi ile ilgili olan öğretmenlerin, çocukların
eğitimi ile ilgilenen diğer personelin ve çocukların eğitimi hakkında karar verme
yetkisine sahip insanların yüksek kalite standartlarında bir okulöncesi eğitim kurumu
hakkında yeterli bilgiye sahip olması, okulöncesi eğitiminin çocuklar üzerindeki olumlu
etkilerini arttıracağı gibi okulöncesi eğitimin farklı sosyo–ekonomik seviyedeki tüm
çocuklara ulaşımını sağlayacak ve ülke içerisindeki gelişimini daha hızlı bir şekilde
etkileyecektir.
Okulöncesi eğitim programlarının uzun dönemdeki etkilerini izleyen
araştırmalar, çok genç yaşta bile olsa bu programa katılan çocukların kaliteli eğitim
aldığı takdirde ilerde yüksek bir seviyeye ulaştığını göstermektedir. Aynı durum,
kalitesiz eğitim veren programlara katılan çocuklar içinse tam tersidir. Özellikle, daha
kaliteli eğitim alan, ilgi gören çocuklar diğerlerine göre düşünme becerisi ve dil gelişimi
konularında daha başarılıdır (NAEYC, 1996).
Okulöncesi eğitiminin önemi, yararları ile ilgili birçok araştırma yapılmıştır.
Benzer çalışmalar, okulöncesi eğitiminin nasıl daha yüksek standartlarda
uygulanabileceği gereğini ortaya çıkarmaktadır. Bu araştırmanın problemi “Adana İl
Merkezinde Bulunan Resmi Ve Özel Okulöncesi Eğitim Kurumlarında Kalitenin
İncelenmesi” cümlesi ile ifade edilmektedir.
4
1.2. Araştırmanın Amacı
Çocukların okulöncesi döneminde yaşadıkları deneyimler, sadece okul
yaşantılarını değil tüm yaşamları boyunca etkisini gösterebilir. Yüksek kaliteli ve
gelişime uygun olarak hazırlanan okulöncesi eğitim programları, kısa ve uzun dönemde
çocuğun sosyal ve psikolojik gelişimi üzerinde olumlu etkiler bırakabilir. Yüksek
kalitede okulöncesi eğitimi alan çocuklarda; akademik başarı, okula uyum ve daha az
davranış bozukluğu meydana gelmektedir (NAEYC, 1996).
Kaliteli bir okulöncesi eğitim; kendine güvenen, bilgilerini yaşama geçirebilen,
çevresine karşı duyarlı, kendine ve topluma karşı sorumluluklarının bilincinde, duygu,
düşünce ve davranışlarında özgür, yaratıcı, milli ve manevi değerleri özümsemiş ve
kendini gerçekleştirmiş nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlara ulaşmayı
sağlayacak sağlıklı bir eğitim programı, çocukların ilgi ve ihtiyaçlarına göre
düzenlenmiş bir eğitim ortamı, belirli bir eğitim felsefesi olan öğretmenleri, onu
destekleyecek yönetici ve diğer çalışanları, çok yönlü amaçları olan eğitim araç –
gereçlerini ve anne – babanın katılımını içermelidir (Ulcay, 1993).
Okulöncesi eğitimi ile ilgili kurumların sayısının artması iyi bir okulöncesi
eğitimi verildiğinin kanıtı değildir. Bunun için belli kriterleri oluşturması ve bu
kriterlere göre okulöncesi eğitimin verilmesi gerekmektedir.
Okulöncesi eğitim programlarında kalite; sınıf, şehir, öğretmen eğitimi gibi
unsurlara göre değişkenlik göstermektedir. Kalite boyutunda sınıf etkisine bakacak
olursak; eğitimcinin eğitim durumu ve deneyimleri, eğitimci tutumları, çocuklarla
ilgilenen personel, grup çeşitliliği ve eğitim yapılan öğrenme ortamları kriterlerine
dikkat etmemiz gerekecektir (Cryer, Tietze, Burchinal, Leal ve Palacios; 1999).
Okulöncesi eğitiminde en etkili unsurlardan biri öğretmendir. Öğretmenin eğitim
durumu, okulöncesi eğitiminin kalitesini etkileyecektir. Ortamı hazırlayan, öncelikle
çocuklarla sonra velilerle ve diğer bireylerle iletişime geçen öğretmendir. Bundan
dolayı, eğitimin yönünü belirleyen de yine öğretmenin bilgi ve deneyimleri olacaktır.
Buradan şu söylenebilir; eğitimci bir okulöncesi eğitiminin gelişmesinde, kalitesinin
artmasında en önemli rollerden birini oynamaktadır. Eğitimci tutumları eğitimin
gelişmesinde etkin bir rol oynamaktadır (Cryer, Tietze, Burchinal, Leal ve Palacios;
1999). Okulöncesi eğitimin amacı, çocuğun bedensel, bilişsel, duygusal ve sosyal
gelişimlerini sağlamak, ileride uyumlu bir yaşam sürmesi için gerekli olan temelleri
5
sağlıklı bir şekilde oluşturmaktır, buna bağlı olarak da okulöncesinde öğretmenin görevi
ise, çocuğun kendi kendisine öğrenmesine yardımcı olmaktır (Ulcay, 1993).
Tüm bunların dışında eğitim alanının genişliği, grup çeşitliliği, personel de
kaliteyi etkileyen diğer değişkenlerdir. Şehrin; büyüklüğü, ekonomik seviyesi,
okulöncesi eğitim çağındaki çocukların sayısı, kullanılan program türü, şehrin politikası
da o şehirde bulunan okulöncesi eğitiminin kalitesini etkileyecektir. Ekonomik seviyesi
yüksek olan bir şehirde eğitim kurumlarında da ekonomik olarak bir rahatlığa neden
olacaktır ve burada çocukların okula gelmeme nedenleri maddi nedenler olmayacaktır.
Ekonomik olarak yeterli kaynaklara sahip olmayan bir şehirde halledilmesi gereken ilk
düşünce okulların maddi olarak iyileştirilmesi ve okula gidebilecek çocukların sayısını
arttırmaktır. Şehrin politikası ve eğitim politikası okulöncesi eğitimine bakış açılarını
etkilemektedir. Küçük yaşta çocukların gelişimlerinin desteklenmesinin, çocukların
ileriki okul ve sosyal yaşamlarını desteklediği ve bu kurumlarının ekstra değil de
gereklilik olduğu inancının olduğu bir politika da, okulöncesi eğitime büyük destek
sağlanacaktır ve bu da doğal olarak okulöncesi eğitim kurumlarında kalitenin olumlu
yönde etkileneceğini göstermektedir. Şehrin büyüklüğü ve okulöncesi eğitime muhtaç
çocuklarının sayısının dengesi, yapılandırılacak okulöncesi eğitim kurumlarını
etkileyecektir. Dengeli bir dağılım kurumların azlığını ya da fazlalığını etkileyecektir
(Cryer, Tietze, Burchinal, Leal ve Palacios; 1999).
Bu özelliklerin bilinmesi ve uygulanabilirliğinin tespit edilmesi okulöncesi
eğitiminde kalite boyutunun açıkça görülmesine neden olacaktır. Elde edilen bu
bilgilere dayalı olarak eğitimciler ve ailelerin işbirliği ile okulöncesi eğitiminde
geleceğe yönelik gelişmeler ve daha iyiye gitme yolunda adımlar atılacaktır.
Bu hedefler doğrultusunda hazırlanan okulöncesi eğitim kurumları istenen kalite
standartlarını yakalamış demektir. Bu araştırmada okulöncesi eğitiminin kalitesini
etkileyen yedi unsur incelenmiştir. Bunlar; sınıf alanı ve mobilyalar, rutin kişisel bakım,
dil ve akıl etme, aktiviteler, etkileşim, program yapısı, aile ve personel unsurlarıdır.
Bu araştırmanın temel amacını, okulöncesi eğitim kurumlarının kalite boyutunun
incelenmesi oluşturmaktadır. Bu amaçla “Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme
Ölçeği – Yeni Versiyonu” (ECERS–R) kullanarak Adana il merkezinde bulunan
örnekleme seçilen resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarının kalite boyutunun
incelenmesi ve mevcut olan kalite boyutları arasında anlamlı farklılık olup olmadığı
saptanmaya çalışılmıştır.
Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki alt amaçlar belirlenmiştir;
6
Resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarında,
1. Sınıf alanı ve mobilyalar açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var
mıdır?
2. Rutin kişisel bakım açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var
mıdır?
3. Dil ve akıl etme açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var mıdır?
4. Aktiviteler açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var mıdır?
5. Etkileşim açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var mıdır?
6. Program yapısı açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var mıdır?
7. Aile ve personel açısından kalite boyutları arasında anlamlı farklılık var mıdır?
1.3. Araştırmanın Önemi
Okulöncesi eğitim, özellikle, 20. yüzyılın son çeyreğinde hemen her ülkede
giderek daha fazla önem kazanmıştır. Pek çok ülkede değişik okulöncesi eğitim
modelleri denenmiş, ulusal ve uluslararası kuruluşların desteği ile çeşitli projeler
gerçekleştirilmiştir. Ülkemiz ve diğer ülkeler dikkate alındığında, okulöncesi eğitim her
geçen gün daha da yaygınlaşmaktadır.
Çocuğun en alıcı dönemi olan okulöncesi yıllarında uygun davranışları, değer
yargıları ve temel alışkanlıkları kazanması için sistemli, geniş donanımlı, planlı –
programlı bir yardım yapılmalıdır. Bu nedenle bu tür ihtiyaca daha bilinçli ve yerinde
cevap vermek için en ideal şekilde okulöncesi eğitim kurumları hazırlanmalıdır
(Oğuzkan ve Oral, 1997).
Bütün çocuklar için yüksek kalite ve gelişime uygun programların içerdiği
okulöncesi eğitim programları, çocuğun şimdiki yaşamında ve yetişkin olduğu zamanda
barışçıl, başarılı, demokratik bir toplum oluşturabilmesi için gerekli hedefleri
içermelidir (NAEYC, 1996).
Okulöncesi eğitim çocuğa şimdi ve gelecekte taşımasını istediğimiz özellikleri
verebilecek hedeflere sahip olabilmelidir. Okul öncesi eğitim, çocuğun eğitiminin ilk
basamağını oluşturması nedeniyle önem kazanmaktadır. Bu dönemde verilen eğitimin
niteliği çocuğun gelişimini ve yaşantısını etkilemektedir. Okul öncesi dönemde verilen
nitelikli (kaliteli) eğitim çocukta öğrenmeyi, öğrenmeye istekli olmayı ve tüm
yaşantısında etkin olmasını arttıracaktır. Çocukluk döneminin en kritik ve en üzerinde
7
durulması gereken bu döneminin kalite açısından incelenmesi önemlidir (NAEYC,
1996).
Fiene (2002)’ ye göre okulöncesi eğitiminde kaliteye ilişkin göstergeleri
aşağıdaki şekilde sıralamıştır;
(1) Çocuk suistimalini önleme ve raporlama,
(2) Uygun sağlık raporu,
(3) Personel/çocuk oranı, grup büyüklüğü,
(4) Yönetici nitelikleri,
(5) Öğretmen nitelikleri,
(6) Personelin eğitimi,
(7) Denetim ve disiplin,
(8) Yangın alarmı,
(9) Tıbbi müdahale,
(10) Acil durum ve iletişim planı,
(11) Dış mekânlarda oyun alanları,
(12) Zehirli maddelere erişmeme,
(13) El yıkama ve kurulama (Fiene, 2002).
American Academy of Pediatrics (2005) de benzer şekilde “okul öncesinde
yüksek kalite göstergeleri” olarak altı temel gösterge sunmaktadır:
(1) Eyalet lisansına sahip olma ya da akredite edilmiş olma,
(2) Personel/çocuk oranı,
(3) Yöneticilerin ve diğer personelin eğitimi,
(4) Hastalıkların kontrolü,
(5) Acil durum uygulamaları
(6) Kazalardan korunma unsurlarından oluşmaktadır (American Academy of Pediatrics,
2005).
Çocuklar üzerinde eğitim hizmetinin değil, ancak “nitelikli” okulöncesi eğitim
hizmetlerinin etkili olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle, sistemde
yer alması gereken, herhangi bir okulöncesi eğitim kurumu değil, “nitelikli” bir
kurumdur. Bir kurumun nitelikli olmasında önemli olan etkenler; kurumun fiziksel
donanım ve düzeni, çocukların gelişim düzeyleri ve bireysel farklılıklarını göz önüne
alan eğitim programı, günlük program, öğretmen davranışları ve öğretmen – çocuk
8
iletişimi, okul – aile işbirliği ve programın değerlendirilmesidir. Bu faktörlerin
tümünün, çocukların gelişimi için en etkin biçimde uygulanması, o kurumun niteliği
açısından önemlidir (Bekman, 2000).
Kaliteli bir okulöncesi eğitiminin ne derece önemli olduğu açıkça görülmektedir.
Ülkemizdeki okulöncesi eğitim kurumlarının kalite göstergeleri açısından incelenmesi
okulöncesi eğitimin kalitesini ortaya koyacağı düşünülmektedir.
Türkiye’de okulöncesi eğitiminin hızla yaygınlaştığı gözle görülür bir gerçektir.
Günümüzde okulöncesi eğitim kurumlarına ilişkin ya da okulöncesi çocuklara yönelik
çeşitli araştırmalar yapılmakla birlikte, okulöncesi eğitim kurumlarının yapı ve yöntem
olarak kalite bakımından yapılan çalışmaların yeterli düzeyde olmadığı söylenebilir.
Değişme ve gelişmeler bu alandaki araştırmalara duyulan gereksinimi arttırmaktadır.
Belirtilen kriterler doğrultusunda kaliteye yönelik çok sayıda çalışma olmaması
araştırmanın önemini artırmaktadır. Ayrıca, araştırma sonucunda elde edilen bulguların,
okulöncesi eğitimin niteliğini artırmaya yönelik olarak alınacak olan tedbirlere ve
yapılacak değişikliklere yön vereceği düşünülmektedir. Bu alanda yurt dışında yapılan
program çalışmalarının, ülkemize yansıtılabilmesi ve çağdaş düzenlemelerin
yapılabilmesi için bir tespitte bulunmayı sağlaması açısından önemlidir.
1.4. Sayıltılar
Bu araştırmada aşağıdaki sayıltılardan hareket edilmiştir.
1- Araştırmanın örneklemini oluşturan okulların araştırma evrenini yansıttığı,
2- Araştırmanın örneklemini oluşturan kurumlarda çalışan personelin araştırmaya
gönüllü olarak katıldıkları ve sorulan sorulara objektif yanıtlar verdikleri
varsayılmıştır.
1.5. Sınırlılıklar
Araştırma, 2005–2006 eğitim-öğretim yılında Adana il merkezinde bulunan 16
okulöncesi eğitim kurumlarından tesadüf örneklem yoluyla seçilen 6 yaş sınıfları ile
sınırlıdır.
9
Araştırmada yapılan gözlemler sadece araştırmacı tarafından ve iki farklı zamanda
5 – 6 saatlik sürelerde gerçekleşen gözlemlerle sınırlıdır.
1.6. Tanımlar
Okulöncesi Eğitim: 0 – 72 ay grubundaki çocukların gelişim düzeylerine ve
bireysel özelliklerine uygun, zengin uyarıcı çevre imkanları sağlayan, onların bedensel,
zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini destekleyen, kendilerini toplumun
kültürel değerleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilköğretime hazırlayan
temel eğitimin bütünlüğü içerisinde yer alan bir eğitim sürecidir. (Şahin, 1998)
Kalite: Kalite, bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran
özelliktir. Kalite verimlilik, esneklik, etkili olma, programa uyma, süreç, yatırım,
kusursuzluk arayışına sistemli bir yaklaşımdır. Eğitimde kalite, öğretmenin öğrenme
sorumluluğunun yanı sıra öğrenciye de öğrenme sorumluluğu veren bir yaklaşımdır. Bu
yaklaşım, öğrenciyi merkeze alan, onun etkin katılımını öngören, ihtiyaçlarına uygun
eğitim teknolojisi kullanan, insancıl kuramlarla ortak kavramları kullanmayı; yetişkin-
çocuk oranları, grup büyüklüğü ve gelişimsel uygulamalara bağlı kalarak düzenlenen bir
dizi eğitimsel uygulamalara ait nitelikleri kapsar (Pianta, Howes, Burchinal, Brayant,
Clifford, Early ve Barbarin, 2005). Uzmanlar eğitimde kaliteyi hem bir eğitim süreci,
hem de son bir ürün olarak görmektedirler.
1.7. Kısaltmalar
ECERS-R: Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği Yeni Versiyonu
p: Anlamlılık Düzeyi
10
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde okulöncesi eğitiminden ve okulöncesi eğitimde kalite boyutundan
söz edilmiştir. Ayrıca, yurtiçinde ve yurtdışında, okulöncesi eğitimde kalite boyutu ile
ilgili yapılmış araştırmalara yer verilmiştir.
2.1. Kuramsal Açıklamalar
2.1.1. Okulöncesi Eğitim ve Önemi
Okulöncesi eğitim, çocuğun doğumundan temel eğitime başladığı güne kadar
geçen yılları kapsamakta ve çocukların daha sonraki yaşamlarında da önemli roller
oynamaktadır. Aynı zamanda okulöncesi eğitim çocukların gelişim düzeylerine ve
bireysel özelliklerine uygun, sağlıklı ve zengin uyarıcı çevre olanakları sağlayan,
onların bedensel, duygusal ve sosyal yönden gelişimlerini destekleyen ve toplumun
kültürel değerleri ve özellikleri doğrultusunda en iyi biçimde yönlendiren ve ilköğretime
hazırlayan bir eğitim sürecidir (Akt. Çimen, 1999; Şahin, 2000 ve Macaroğlu Akgül,
2004). Bu eğitim sürecindeki eğitim programının çocuğun gelişim alanlarını ve
yaratıcılığını desteklemesi gerektiği düşünülmektedir.
Ülkemizdeki okulöncesi eğitim programı, 0 – 72 aylık çocukların ev ve kurum
ortamlarında bilişsel, duygusal – sosyal ve psikomotor yönden sağlıklı gelişimlerini
desteklemek üzere hazırlanmıştır. Bu programda 1) 0 – 36 ay kreş, 2) 37 – 60 ay
anaokulu, 3) 61 – 72 ay anasınıfı olmak üzere üç farklı gelişim grubu esas alınmıştır
(MEB,1997).
Başlangıçta çocuğun gelişiminde aile ve çevresi birinci derecede etkili olmakla
birlikte daha sonraki yıllarda aile çevresi çocuğun tüm gelişim ihtiyaçlarını karşılamada
yetersiz kalabilir. Bu durumda devreye, çocukların yaşıtlarıyla kendi çevrelerini
oluşturup gelişimlerini en sağlıklı, en doğal biçimde yaşayabilecekleri bir ortam
sağlayan okulöncesi eğitim kurumları devreye girmektedir.
11
Araştırmalar, yetersiz çevrede büyüyen çocukların zihinsel gelişim yönünden geri
kaldıklarını ve potansiyellerini tam olarak ortaya çıkaramadıklarını göstermektedir.
İlkokula başladıklarında bu çocuklarla, daha iyi şartlarda büyüyen çocuklar arasında
zihinsel ve sosyal gelişim açısından büyük farklılıklar göze çarpmaktadır. Okulöncesi
eğitim bu farklılığın azalmasını sağlamaktadır (Şahin, 2000).
Okulöncesi eğitim kurumlarında uygulanan programlar ve çocuğa sunulan ortam
planlı, sistemli, çocukların yaş ve gelişim özelliklerini destekleyici nitelikte olduğundan
okulöncesi eğitim kurumları büyük önem taşır (Aral ve ark., 2000).
Eğitim, doğumdan başlayıp ölüme kadar devam eden bir süreç olması nedeniyle,
eğitim sürecinin ilk basamağı olan okul öncesi eğitim kurumlarına büyük sorumluluk
düşmektedir. Okul öncesi eğitim kurumları, çocuğa toplumsallaşma fırsatı sağlar. Başarı
ve başarısızlık söz konusu olmadığı için çocuk, yeteneklerini korkusuzca kullanır,
becerilerini geliştirir. Böylece çocuk, ilköğretim çağındaki daha düzenli ve güdümlü
eğitime hazır olur (Seyrek ve Sun, 1991).
Okulöncesi eğitiminin başarıya ulaşması planlı, programlı bir eğitim ile mümkün
olmaktadır. Yapılan programların başarısı ise, uygulanabilirliği ile ölçülmektedir.
Öğretmenin çocukların eğitiminde kullandığı yöntemler, kalıcı öğrenmeyi oluşturması
açısından çok önemlidir (Zembat, Şahin, Çağlak ve Polat, 1999).
2.1.2. Türkiye’de Okulöncesi Eğitim
Ülkemizde Cumhuriyet’ in ilanından sonra, ilköğretimin geliştirilmesine ağırlık
verilmesi, kamu kaynaklarının sınırlılığı ve özel sektörün yeterince özendirilmemesi,
okulöncesi eğitimin gelişimini yavaşlatmıştır. Ayrıca ülkemizde yüksek öğretim dışında
tüm örgün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimi altında hizmet
verirken, okulöncesi eğitim kurumlarının bir kısmı SHÇEK’ nun (Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu) sorumluluğundadır. Bu durum, okulöncesi eğitim
kurumlarının örgütlenmesini, yürürlükteki programların uygulanmasını ve faaliyetlerin
denetlenmesini güçleştirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, bu eğitim kademesindeki
açığı gidermek amacıyla anasınıflarını yaygınlaştırmaya ağırlık vermiştir. Bu sınıflar
çocuklara yaşlarına uygun bağımsız bir mekan sunamamakla birlikte, bu politika
ülkemizde okulöncesi eğitimin hızla gelişmesine çok önemli katkıda bulunmuştur (Milli
Eğitim Bakanlığı, 2005).
12
Okulöncesi eğitim kurumlarının nerelerde ve hangi önceliklere göre açılacağı
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan bir yönetmelikle düzenlenmektedir.
Okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması, kamuoyunun bilinçlendirilmesi, okulöncesi
eğitim kurumlarında kullanılan mevcut eğitim materyalleri ve donatım malzemelerinin
geliştirilmesi ve standardizasyonu amacıyla çalışmalar sürdürülmektedir.
Türkiye’de okulöncesi eğitiminin yaygınlaştırılması ve kalitenin iyileştirilmesi
için bir başka yapılanma da 1994 yılında uygulamaya konulan Çok Amaçlı Okulöncesi
Eğitim Merkezi modelidir. Bu uygulama İstanbul Küçükçekmece’de Millî Eğitim
Bakanlığı UNICEF ve Küçükçekmece Belediyesi ve Marmara Üniversitesinin iş birliği
ile gerçekleşmiştir. Bu modelde sadece çocukların ya da sadece ana babaların eğitimi
değil aynı zamanda öğretmenlerin ve müfettişlerin eğitimi de söz konusudur. Bu
modelde amaç toplumun katılımı ile çocuğu çevresinden soyutlamadan eğitmek ve
çocuğun tüm gelişim alanlarını desteklemektir (MEB, 2005).
2.1.3. Okulöncesi Eğitiminde Kalite ve Kaliteyi Etkileyen Faktörler
Eğitimin hedefi etkin birey, etkin vatandaş yetiştirmektir. Eğitim sürecinde
çocuğun, kendi bireyselliği korunurken toplumla bir bütün hâlinde ve toplumun
gelişmesine faydalı sorumlu vatandaş olması da gerçekleştirilmelidir. Bu ise ancak
temel bilgi, beceri, alışkanlıkların kazanıldığı okul öncesi yıllarından başlayarak
çocukların öğrenme yaşantılarının kalitelerini arttırma yönünde gösterilecek dikkatli
çabalarla mümkün olabilir. Bu nedenle okul öncesi yaşlarından itibaren çocukların
büyüme, gelişme ve öğrenme ortamlarını nitelikli hâle getirmek gerekmektedir. Okul
öncesi eğitim programı, yenilikçi, yaratıcı, kendi problemlerini çözebilecek kadar
güçlü, olayları yaratıcı bir şekilde değerlendirebilen, kendilerinin ve diğer kültürlerin
değer yargılarını ve anlayışlarını yorumlayabilen ve bütün bu özelliklerini insanlık adına
kullanabilen bireylerin yetişmesine temel oluşturmalıdır. Okul öncesi eğitimin
toplumsal gereksinimlerin karşılanmasında çok önemli bir sorumluluğu olduğu
bilinmektedir. Toplumsal değişimi ve gelişimi yaratacak bireylerin yetiştirilmesinde
üstlendiği sorumluluğun ciddiyeti nedeniyle okul öncesi eğitimin kalite boyutunda
yaygınlaştırılması konusunda belirli hususlara dikkat çekilmelidir (Tuğrul, 2005)
Fuller “kaliteli okul” teriminin ne anlama geldiğini ifade etmek için kalite
tanımlarını dört kategori altında inceler: teknik üretim süreci; bireysel beceriler ve
13
algılar; okul ve sınıf örgütlemesi ve kurumsal dikkat çekicilik. Fuller’e göre her
durumda geçerli olabilecek kaliteli bir okul tanımı yapmak oldukça güç bir iştir. Kalite
olarak neye bakılacağı bilinir, fakat kalitenin hangi koşullar altında nasıl ölçülmesi
gerektiği konusunda çoğu zaman ne yapılacağı tartışılır (Fuller, 1986).
Glasser benzer şekilde, tüm durumlara uygulanabilecek bir kalite tanımını
bulmanın aşırı derecede güç olduğunu belirtir. Ancak, o da kalitenin her zaman
tanımlanamazsa da, görüldüğünde hemen fark edilebileceğini vurgular (Glasser, 1990).
Kalite terimi eğitimle ilgili tartışmalarda çoğu zaman kullanılmaktadır. Fakat
buna rağmen eğitime ilişkin olarak tanımlanması, açıklanması zor bir kavram olarak
değerlendirilmektedir.
Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği’ne göre okulöncesi eğitim
kurumunda kaliteyi etkileyen faktörleri aşağıdaki şekilde belirtebiliriz;
1. Sınıf alanı ve mobilyalar
2. Rutin kişisel bakım
3. Dil ve akıl etme
4. Aktiviteler
5. Etkileşim
6. Program yapısı
7. Aile ve personel
2.1.3.1. Sınıf Alanı ve Mobilyalar
Bir okulöncesi eğitim kurumunda çocuğa verilen eğitimin niteliğini belirleyen
öğelerden biri, kurumun fiziksel konumunun düzenleme biçimi ve donatımıdır. Uygun
şekilde düzenlenmiş ve yeterli miktarda materyalle donatılmış bir okulöncesi eğitimi
kurumu, her şeyden önce sağlıklı, güvenli ve çekici olarak çocukların tüm gelişimlerine
yöneliktir (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Öğretme-öğrenme ortamlarında öğrenmeye duyulan ihtiyaç, güdülenme, uyarıcı
yoğunluğu ne kadar artırılır ve öğrenmeyi engelleyici faktörlerin etkisi ne kadar
azaltılırsa o kadar etkili öğrenme gerçekleşir (Senemoğlu, 2004).
İyi yapılmış bir sınıf düzenlemesi öğretmenin verdiği eğitimi destekleyip,
çocukların kendilerini sınıfa ait hissetmesini ve sınıfta bağımsız hareket edebilmelerini
14
sağlar. Fakat uygun yapılanmamış bir sınıf düzenlemesi sınıfta kargaşa yaşanmasına,
öğretmenin daha fazla yorulmasına neden olabilir. İyi düzenlenmiş bir sınıf ortamı
çocukların oyununun gelişmesini, bağımsızlıklarını, sosyalleşmelerini ve karşılaştıkları
problemleri çözmelerini teşvik eder (Coughlin ve ark., 1997).
Okulöncesi dönem çocukları enerjik ve hareketli bir yapıya sahiptirler.
Birbirlerini ve öğretmeni rahatsız etmeden rahatça çalışabilecekleri alanlara ihtiyaçları
vardır. Hareketli etkinlikleri yapacakları alanların yanı sıra dinlenmeleri için sessiz
alanlar ve yalnız kalabilecekleri alanlara da ayrıca ihtiyaçları vardır.
Çocuğun çevreyi denetimi altında tutma, öz saygı ve ait olma duyguları okulun
ve eğitim ortamının düzenine göre biçimlenebilmektedir. Çocuklar kendi ihtiyaçlarına
göre düzenlenmiş bir ortamı istedikleri gibi düzenleyebilir ve kontrol edebilirler.
Kendilerine özel düzenlenmiş ortamı çabuk benimser ve kendilerini oranın bir parçası
olarak görürler. Bir okulöncesi eğitim programında sınıflar en önemli yere sahiptirler.
Sınıf eğitim ortamını oluşturur; çocuk eğitim ortamında rahat olarak kendini ifade
edebilir ve rahat hareket edebilirse iyi bir öğrenme ortamının oluştuğu söylenebilir.
Sınıf alanında öncelikle alanın genişliği, ışık, ısı, ses gibi temel özelliklerin öğrenme
ortamı için uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Sınıf ortamının büyüklüğü çocukların etkinliklerini etkileyecektir. Çok küçük ya
da çok büyük bir sınıf istenilen bir durum değildir. Eğitim ortamı düzenlerken dikkat
edilecek en önemli nokta mekanın çocuk sayısına uygunluğudur. Sınıf mevcudu yaşlara
göre farklılık gösterir. İyi bir eğitim için özellikle büyük yaşlarda çocuk sayısının 20’yi
aşmaması gereklidir. Çünkü 20 çocuktan fazla olduğunda eğitimcinin etkinliği
azalacaktır. Bu nedenle eğitim ortamında 15 – 20 çocuğa yönelik olarak en az 10 – 15
metrekare alan ayrılması uygundur. Sınıfta mekan ayrılacak olan çeşitli amaçtaki
etkinlikler, grup çalışmaları, masa ve sandalyeler, dolaplar ve aletlerle, araç – gereçler
mümkün olduğunca bu ölçünün dışında tutulmalıdır. Küçük yaşlar için bu sayı daha da
azdır (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Eğitim ortamında etkinliklere uygun ve monotonluk yaratmayan bir aydınlatma
seçilmelidir. Örneğin kitap köşesinin doğal aydınlatmanın sağlanacağı bir yerde
düzenlenmesi daha uygun olacaktır. Sınıfın az ışık alan yerlerinde evcilik köşesi, blok
köşesi düzenlenerek hoş bir aydınlatma ile daha çekici hale getirilebilir (Demiriz,
Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Aydınlatma pencere ve lambalarla sağlanabildiği gibi yapısal bazı
düzenlemelerle de sağlanabilir. Mekan içinde kiriş ve kolonların olmaması, duvarların
15
pürüzsüz ve açık renkte olması, ortamın eşyaların sade ve açık renkte olması aydınlık ve
ferah bir görünüm verebilir. Aydınlatma dolaylı, çok yönlü ve yumuşak olmalıdır.
Gerektiğinde ortamın karartılabileceği perdeler vb. eşyalar kullanılarak aydınlatma
kontrol altına alınmalıdır (Anonim, 1998).
Toplu yaşanılan kurumlarda havalandırma doğal bir ihtiyaçtır. Okulöncesi
eğitim kurumlarında da çocukların etkinlikleri sanat, oyun uyku, yemek vb. gibi çeşitli
etkinlikler öncesi ve sonrası kullanılan mekanların mutlaka havalandırılması gerekir.
Kurumda her birimin havalandırılması, çocukların ve çalışanların sağlığını ve aynı
zamanda etkin olarak çalışmalarını önemli ölçüde etkileyecektir (Demiriz, Karadağ ve
Ulutaş, 2003).
İyi düzenlenmiş bir kurumda doğal ve mekanik havalandırma sistemi
bulunmalıdır. Pencereler havalandırma için açılabilmeli, tavanda havalandırma fanları
veya tavan pencereleri bulunmalıdır (Hutchison, 1999).
Bir mekanda sağlanması gereken hava sıcaklığı, bu mekanda yapılacak
etkinlikler, mekan içi hava hareketleri, nem oranı, giyim koşulları, mekanın kullanılma
süresi gibi faktörlere göre değişmektedir. Çok sıcak yaz veya çok soğuk kış günlerinde
etkinlikler kapalı mekanlarda yapılacağından bütün mekanların iç sıcaklık ve nem
oranının aynı derecede olması ve iyi ayarlanması gerekmektedir. Bu genellikle % 35
nem oranı ve 18 – 20 derece sıcaklık demektir (Cin, 1989).
Okul mekanlarının renkleri belirlenirken renklerin psikolojik etkileri göz önüne
alınmalıdır. Okul içinin sadece ana renklerle boyanması zorunlu değildir, farklı (ara)
renklerde kullanılabilir. İç mekanın duvar boyaları; kokusuz, rutubet yapmayan, havayı
geçiren ve kolay temizlenebilen özelliklerde olmalıdır. Tavanların sağlık açısından daha
uygun olan kireçle boyanması daha yararlıdır (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Eğitim ortamının duvarları, çocukların çalışmalarına göre aynı veya farklı renk
ve cinste olabilir. Örneğin, çocukların boya sıçratma olasılığına karşın sanat köşesinin
duvarları kolay temizlenebilen saten, yağlı boya vb ile boyanabilir. Her etkinlik
köşesinin duvar rengi farklı olmasa da, sınıftaki renk uyumunu bozmadan birkaç değişik
köşede değişik renklere yer verilebilir (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Çocukların eğitim ortamları, yapılan aktivitelere göre yumuşak ve sert mekanlar
olarak düzenlenmelidir. Oyun alanı ve sanat etkinliklerinin yapıldığı alan döşemeleri
farklı eylem türlerine göre düşünülmelidir. Oyun alanı yumuşak, terletmeyen, esnek ve
sıcak bir malzeme ile, sanat etkinliklerinin yapıldığı alan ise kolay temizlenebilir, esnek
kaymaz bir malzeme ile kaplanmalıdır (Anonim, 1998).
16
Sınıf düzeni esnek bir yapıya sahip olmalıdır. Gerekli durumlarda köşeler yer
değiştirebilmelidir. Köşelerin yerleşimi diğer köşeleri rahatsız edecek şekilde
olmamalıdır. Örneğin kitap köşesinin yanına müzik köşesi yerleştirilirse köşeler de
karmaşa çıkacaktır. Bu gibi durumları eğitimci önceden hesaplayabilmeli ve ona göre
sınıf düzenini oluşturmalıdır. Sınıf düzenlemesinde çocukların da aktif olarak katılımı
sağlanabilir. Bu şekilde çocuk da hem kendi ortamını oluşturmaktan dolayı bir güven
oluşacak hem de sınıf düzenlemesinde kendi desteğinin olduğunu bilerek kendini sınıfın
bir parçası olarak kabul edecektir. Köşeler ısı, ışık gibi önemli unsurlar göz önüne
alınarak hazırlanmalıdır. Renk, ısı, ışık gibi faktörler köşelerin ilgi çekiciliğini mutlak
ölçüde etkileyecektir.
Eğitim kurumunda kullanılacak olan eşyaların; alana uygunluğu, kaliteli, güvenli
ve ekonomik olması gibi özellikler göz önünde bulundurulmalıdır. Kullanılacak
eşyaların parçalanabilir veya taşınabilir çok yönlü kullanılabilir olması, ihtiyaç
olduğunda başka amaçlarla kullanımını kolaylaştıracaktır. Bu tür eşyalar alandan ve
paradan tasarruf sağlayacağı gibi çocukların daha çok ilgisini çekecek ve onlara yaratıcı
öğrenme ortamı oluşturacaktır (Akt. Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Okulöncesinde çocuklar gün boyunca daha çok hareketli etkinlikler yapsalar da
birçok etkinliği de masa üzerinde veya sandalyelere oturarak yaparlar. Bu nedenle
çocukların boyuna uygun eşyalar onların etkinliklerinde rahatlık sağlayacağı gibi, onları
kendi etkinliklerini yapmaya yöneltir ve ortamın kendilerine ait olduğu mesajını verir.
(Akt. Demiriz ve Ark., 2003) Uygun boyut ifadesi çocukların rahat hareket
edebilmelerini, otururken, etkinlikler sırasında fiziksel olarak rahatsızlık çekmemeleri
anlamına gelmektedir. Kullanılan mobilya ve materyaller çocuklara zarar verebilecek
nitelikte olmamalıdır. Masa ve sandalyeler köşelerinin sivri değil daha yuvarlak hatlara
sahip olmasına dikkat edilmelidir. Kullanılan materyallerin ağır olması da istenilen bir
durum değildir. Çünkü gerekli durumlarda sınıf içerisinde yapılan değişikliklere
çocuklarda katılmakta ve bu ağır materyaller bu etkileşimi olumsuz yönde
etkileyebilmektedir. Çocukların kullanımı için ayrı yumuşak türden mobilyalar
bulunabilir.
17
2.1.3.2. Rutin Kişisel Bakım
Rutin etkinlikler; günlük etkinlik programında okula geliş-gidiş, toplanma,
temizlik, kahvaltı, yemek, tuvalet ve dinlenme vb. her zaman aynı saatlerde yer verilen
etkinliklerdir. Öğretmenin daha çok çocuklarda öz bakım ve sosyal becerileri geliştirici
davranışları kazandırmak için doğal olarak kullandığı etkinliklerdir (Aral, Kandır ve
Yaşar, 2000).
Çocuklar sınıfa geldiklerinde sınıf eğitimci tarafından daha önceden hazırlanmış
olur. Gelen çocuklar istedikleri alanlarda çalışmaya başlarlar. Bu arada eğitimci aileler
ile gerekli bilgi paylaşımında bulunur. Bu şekilde çocukların o günlük durumları
hakkında bilgi sahibi olur. Personel çocukların giriş ve çıkışlarında samimi bir ortam
yaratmalıdır. Çocukların bu sayede kendilerini hem doğal ortamlarında hissetmeleri
hem de güven duygusu oluşması sağlanır.
Okulöncesi çocuğun yaşamında temel ihtiyaçlar öncelikleri de belirler. Yaşamın
ilk aylarında bu ihtiyaçlar içinde en önemlileri beslenme, uyku ve temizlik gibi temel
yaşamsal ihtiyaçlardır. Bunların anında ve gereği gibi karşılanması son derece
önemlidir. Çocuğun bu temel ihtiyaçlarının karşılanması sırasındaki yetişkin tavrı, onun
dünyaya bakışının, insanlara karşı güven veya güvensizliğinin temelini oluşturur.
Kendisini tanımasına, hatalarını düzeltmesine hoşgörü ve duyarlılıkla imkan veren bir
okul ortamı, çocuğun benlik algısını da olumlu yönde etkileyecektir (Oktay, 1999).
Bireylerdeki çeşitli yeme alışkanlıkları, yemeklerin cinsi ve pişirilme biçimleri
toplumdan topluma, iklimden iklime veya ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir.
Pek çok davranışlarında yetişkini örnek alan çocuklar, yiyecek tercihi konusunda da
genellikle aile bireylerinden birini örnek alırlar. Bu nedenle, çocuk için dengeli bir
beslenme programı hazırlanırken, aile bireylerinden gelecek etkilerinde göz önünde
bulundurulması gereklidir (Oktay, 1985)
Eğitimci çocukların yemek ihtiyaçlarını karşılarken dikkatli olmalıdır. Hangi
çocuğun hangi besin maddelerinden yediği, hangi besin maddelerine karşı alerjisi
olduğunu bilmeli ve yemek listesi ona göre hazırlanmalıdır. Çocukların varsa alerji
durumları sınıf veya yemek odasının duvarına not olarak asılmalıdır. Yemek listeleri
hazırlanmadan önce aileler ile çocukların yemek alışkanlıkları hakkında bilgi
alışverişinde bulunulmalıdır. Örneğin; çocukların ne tür yemeklerden hoşlandığı, yemek
yerken ne gibi alışkanlıklarının olduğu, ailenin yemek tercihi ile ilgili belli bir isteği
18
olup olmadığı gibi. Haftalık ya da aylık mönü ailelere gönderilmelidir. Beslenme
zamanında çocuklarda öğretmen ile birlikte hazırlık yapabilir. Yemek hazırlıklarına
aktif olarak katılan çocukların (yemek masasını hazırlarken) işbirliği konusunda
deneyim kazanabilecekleri gözlemlenebilir. Beslenme için kullanılan materyallerin
(kaşık, çatal, tabak vb.) çocukların kullanabileceği ebatlarda olması çocuklar için
beslenmenin daha eğlenceli ve kolay geçmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda çocukların
kullanabileceği boyutlardaki materyaller çocukların kendi işlerini daha rahat
yapmalarını ve bu sayede de cesaretlenmelerini ve kendilerinde bir güven duygusu
oluşturmalarını sağlar (Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
Yemek saatlerinde personel de çocuklar ile birlikte aynı ortamda bulunurlar,
aynı masaya otururlar ve gün içerisinde olan olaylar, çocukların o gün için ilgilerini
çeken konular konuşulabilir; çocukların birbirleriyle iletişim kurmaları sağlanabilir
(Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
Çocuğun temel gereksinimlerinden biri olan uyku ihtiyacının karşılanması için
gerekli, düzenli davranış örneklerinin geliştirilmesi, doğumu izleyen ilk günlerden
başlayarak dikkatle üzerinde durulması gereken bir noktadır (Oktay, 1985).
Okulöncesi eğitim kurumunda, dinlenme / uyku zamanı çocuğun ihtiyacına ve
yaşına uygun olarak ayarlanmalıdır. Personel çocukların rahatlamasına yardımcı olur.
Örneğin; hafif bir müzik dinletilebilir ya da bir hikaye anlatılabilir. Dinlenme / uyku
zamanı program içerisinde esnek bir yapıya sahip olmalıdır. Örneğin; oyun zamanında
ya da büyük motor aktivitelerinde yorulan çocukların dinlenmesi için fırsat verilebilir
(Harms, Clifford ve Cryer, 1998). Uyku zamanının ayarlanması için gerekli durumlarda
aileler ile de görüşülebilir, yaklaşık 1,5 – 2 saat olarak planlanabilir.
Dinlenme / uyku zamanına katılmayan ya da erken uyanan çocuklar için de
farklı alanlarda farklı etkinlik olanakları sağlanabilir. Örneğin; serbest zaman
etkinliklerinden veya köşelerden yararlanılabilir.
Okulöncesi eğitim kurumlarında en önem verilmesi ve dikkat edilmesi gereken
alanlardan birisi de tuvaletlerdir.
Tuvalet ve temizlik alışkanlıkları, insan sağlığı açısından son derece önemlidir.
Bu alışkanlıkların olumlu bir biçimde kazanılması da, çocuğun bu ilk temizlik
gereksinimlerinin karşılanması sırasında aldığı izlenimlerle ilgilidir. Bunun yanı sıra
yemek ve diğer alışkanlıkların kazanılmasında olduğu gibi temizlik ve tuvalet
alışkanlığının kazanılmasında da olgunlaşmanın önemli rolü vardır (Apak, 1984).
19
Tuvaletlerin mümkünse sınıf içerisinde yoksa sınıfa en yakın alanlarda
bulunması gerekmektedir. Çocuklar için büyük önem taşıyan tuvaletler sade bir yapıya
sahip olmalıdır. Gerekli ışık ve havalandırma olanakları sağlanmalıdır. Klozet, lavabo,
ayna vb. çocukların boyutlarına uygun olması çocukların kendi işlerini rahatça
yapabilmeleri açısından önem taşımaktadır. Bunun yanında devamlı olarak
havalandırılmalı ve gün içerisinde rutin temizliği yapılmalıdır. Ek olarak tuvalet
içerisinde çeşitli aynalar, çeşitli bitki ve çocukların eserleri bulunabilir. Bunların
dışında kurumda çocuk bezi kullanan çocuklar varsa, bez değiştirmek için kullanılan
ayrı bir alan bulunmalıdır (Harms, Clifford ve Cryer, 1998). Tuvaletler içerisinde
tuvalet ile ilgili malzemelerin saklanabileceği dolaplar bulunabilir.
Okulun ilk günlerinden itibaren sağlık ve güvenlik kuralları çocuklarla birlikte
tartışılıp konuşulmalıdır. Çocuklara bu konularla ilgili gerekli sorumluluklar verilebilir.
Örneğin; güvenlik ile ilgili ekipmanların temizliği, bakımı, gözetimi çocuklara
verilebilir. Çocukların gerek özel gerekse genel temizlik, sağlık ile ilgili işlemlere etkin
olarak katılımları için eğitimci tarafından cesaretlendirilebilirler; eğitimci olması
gereken davranışları örnek olarak önce kendisi sergiler daha sonra çocukların yapması
için teşvik eder ( Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
Toplanma ve temizlik etkinliğine katılan çocuklarda, sadece sınıfı toplamaları
değil, sorumluluk almaları, sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirmeleri,
arkadaşları ile etkileşime girerek; paylaşma, yardımlaşma, işbirliği yapma ve çevresine
duyarlı olma gibi davranışları geliştirmeleri beklenmektedir. Bu davranışların
geliştirilebilmesi için sağlık ve temizlik ile ilgili etkinliklerin çocukların zevk
alabilecekleri, eğlenceli bir uğraşa dönüştürülmesi gerekmektedir. Çocuklar için en
eğlenceli iş, oyun olduğuna göre bu tür etkinliklerde oyun özelliği taşıyan değişik
yöntemlere yer verilmelidir (Aral, Kandır ve Yaşar, 2000).
Sınıflar ve diğer alanlar güvenlik önlemlerine göre ayarlanmış ve çocukların
aktiviteleri sırasında devamlı olarak bir yetişkinin gözlemci olarak yanlarında
bulunması ve çocukların kendilerini rahat bir ortamda olduklarını hissettirmesi
gereklidir (Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
20
2.1.3.3. Dil ve Akıl Etme
Dil etkinlikleri çocukların dil gelişimlerini sağlamanın yanı sıra dili kurallara
uygun biçimlerde, kendi duygu ve düşüncelerini de ifade edecek şekilde kullanabilme
ve dinleme becerilerini kazandırmada da önemli bir etkinliktir (Şahin, 2000).
Dil etkinlikleri çocuğun zihinsel gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Çocuklar
belli konularla ilgili düşüncelerini açıklarlar. Olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri
kurarlar. Belli kavramları kullanmayı öğrenirler. Gözlem yapma ve problem çözme
becerilerini geliştirirler. Çocuklar bu etkinlikler sırasında belli durumlarla ilgili
duygularını sadece sözel ifadelerle değil vücut hareketlerini, jest ve mimiklerini
kullanarak da ifade ederler. Böylece yaratıcılıklarını ortaya koyma fırsatı bulurlar.
Çocukların sosyal ve duygusal gelişimleri de bu etkinliklerden etkilenmektedir.
Çocuklar birbirlerinin konuşmalarını dinleyerek, başkalarının haklarına saygı duymayı,
sırasını beklemeyi öğrenirler. Kendi düşüncelerini aktararak, kendilerini ifade ederler.
Grup içinde konuşma cesareti kazanarak, kendilerine olan güvenleri gelişir (Aral,
Kandır ve Yaşar, 2000)
Türkçe etkinlikleri hazırlanmadan önce hedef kitlenin dil gelişim seviyesi ve
özellikleri dikkate alınmalı ve buna göre bir program hazırlanmalıdır.
Tüm çocuk kuramcıları gelişimin belli evrelerden geçerek gerçekleştiğini ve en
etkin uyarıcıların onun gelişim düzeyine uygun uyarıcıların olduğunu kabul ederler
(Davaslıgil, 1984)
Okulöncesi eğitim kurumlarında Türkçe eğitimi iki ana başlık altında ele
alınabilir;
1. Dinleme eğitimi (Alıcı dil)
2. Konuşma eğitimi (İfade edici dil) (Koçak, 2000)
Dinleme konuşan kişinin vermek istediği mesajı pürüzsüz olarak anlayabilme ve
söz konusu uyarana karşı tepkide bulunabilme etkinliğidir (Demirel, 1999). Dinleme
eğitimi küçük yaşlardan itibaren başlamalıdır. Önce aile sonra okulöncesi eğitim
kurumları çocuğun bu alışkanlığı kazanmasında etkin rol oynar. Seviyelerine uygun
anlatılan hikayeler, masallar çocuklarda dinleme becerisinin gelişmesine katkıda
bulunur. Dinleme eğitiminde eğitimci neyi niçin dinleyeceklerini önceden açıklar, sonra
da dinleyenin anlama düzeyini sorular yardımı ile öğrenmeye çalışır. Ancak
21
konuşmacının ses tonu ve vurgulamalarına dikkat etmesi gramer kurallarına uygun
doğru seçmesi çok önemlidir (Koçak, 2000).
Konuşma düşüncelerin, duyguların ve bilgilerin seslerden oluşan dil aracılığı ile
aktarılmasıdır. En önemli iletişim ve etkileşim aracıdır (Demirel, 1999). Çocuğun
konuşmasında cinsiyeti, zekası, biyolojik ve fizyolojik yapısı, olgunlaşma durumu,
öğrenme ve karşılaştığı konuşma örnekleri belirleyici rol oynar. Çocuğun konuşma
gelişiminin istenilen nitelikte olması için;
Çocukla bebek gibi konuşulmamalı
Nesnelerin adı doğru söylenmeli, doğru konuşma örnekleri sunulmalı
Çocuğun yanlış kullanımlarının doğruları söylenmeli ancak düzeltmesi
için baskı zorlama ile yapılmamalı
Arkadaş gruplarına katılması sağlanmalı
Küçük yaşlardan itibaren düzeyine uygun bol resimli kitaplar okunmalı
Okunan kitaplarla ya da gösterilen resimlerle ilgili sorular sorularak
çocuk konuşmaya güdülenmeli
Çocuğun sorularına uygun cevaplar verilmeli
Ses tonunu ayarlayıcı çalışmalar yapılmalı
Çocuklara grup önünde bildikleri şarkı, bilmece, şiir söylemesi, hikaye
anlatması için etkinlikler düzenlenmelidir (Koçak, 2000)
Okulöncesi eğitim kurumlarında zengin uyarıcı materyallerin bulunduğu bir
ortamda dil etkinlikleri daha aktif olarak gerçekleştirilebilir. Öğretmen çocukların aktif
araştırma ve yetişkinlerle iletişim kurarak öğrenmelerini sağlamak amacıyla uygun
ortam hazırlayabilir.
Kitapların bulunduğu köşe, sınıfın aydınlık ve sessiz köşesine yerleştirilmeli ve
yakınlarında bulunan ilgi alanlarının gürültülü ilgi alanları olmamasına dikkat
edilmelidir. Köşede masa ve sandalyelerin yanında, çocukların rahatça uzanabilecekleri
geniş bir alan ve minderler bulunmalıdır. Köşede yer alan kitaplar çocukların yaş ve
gelişim seviyelerine uygun, ilgi alanlarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek farklı türden
kitaplar olabilir. Gün içerisinde işlenen konu ile ilgili kitapların bulunması, çocukların
konuya daha hakim olmalarına yardımcı olacaktır. Farklı kültür ve yetenekleri yansıtan
kitapların köşede bulunması çocukların öğrenmelerinde ve öğrenmeyi desteklemede
etkilidir (Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
22
Eğitimci Türkçe dil etkinliklerinde, çocukların istedikleri bir kitabı alıp
anlatmalarını ya da o gün içerisinde yaşadıkları olayları anlatmalarını isteyebilir. Küçük
grup ya da büyük grup olarak yapılan dil etkinlikleri çocukları konuşmaya teşvik eder
ve çocukların dil gelişimini önemli ölçüde destekler.
Eğitimci bir konunun başlangıcını yaparak çocukların konu ile ilgili
düşüncelerini ifade etmelerine yardımcı olabilir. Çocukları gerek göz kontakları ve
bedensel hareketler ile gerekse sözel ifadelerle onayladığını ve dinlediğini belli eder.
Günlük yapılan rutin işlerde eğitimci çocuklar ile konuşur, onların düşüncelerini ifade
etmelerine fırsat verir ( Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
Eğitimci; Türkçe dil etkinliklerinde, drama etkinliklerinde vb etkinliklere bir
problem durumunu çocuklara sunar ve çocukların neden – sonuç ilişkisi kurmalarına,
problemi kendi aralarında çözmelerine yardımcı olabilir.
2.1.3.4. Aktiviteler
Çocukların ilk altı yılını kapsayan okulöncesi dönem, çocuğun gelişiminin en
hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemde çocuğun aldığı eğitim, onun algılama gücünü
arttırır, yeteneklerini geliştirmesine ve duygularını açığa vurmasına yardımcı olur.
(Macaroğlu Akgül, 2004)
Okulöncesi eğitim kurumlarında uygulanan eğitim programları çocuklarda
kendisinin farkında olma, sosyal beceriler, kültürünün ve diğer kültürlerin farkında
olma, iletişim becerileri, algısal-devimsel beceriler, analitik düşünme ve problem çözme
becerileri, yaratıcılık ve estetik beceriler gibi birçok beceri ve yeterliliği geliştirici
nitelikte olmalı ve bu becerileri kazandırabilmek için çocuğun ihtiyaçlarına uygun
olarak düzenlenmelidir. Bu nedenle genellikle oyun yoluyla öğretimi vurgulayan,
öğretme-öğrenme ortamlarına ihtiyaç bulunmaktadır (Genç ve Senemoğlu, 2001).
Öğretme-öğrenme ortamlarında öğrenmeye duyulan ihtiyaç, güdülenme, uyarıcı
yoğunluğu ne kadar artırılır ve öğrenmeyi engelleyici faktörlerin etkisi ne kadar
azaltılırsa o kadar etkili öğrenme gerçekleşir (Senemoğlu, 2004).
Çocukların ilgi ve ihtiyaçları göz önüne alınarak yapılan programlar çocuklar
için daha ilgi çekici olacaktır. Bunun için okulöncesinde uygulanan aktivitelerin
çocukların gelişimine yardımcı olabilecek aktiviteler olmasına dikkat etmek gerekir.
23
Aktiviteler ayarlanırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çocukların etkin
olarak yaşayabilecekleri deneyimleri kapsayabilmesidir.
Okulöncesi eğitim kurumlarında, sanat etkinlikleri, Türkçe-Dil, oyun, müzik,
drama etkinlikleri, matematik etkinlikleri, okuma yazmaya hazırlık, fen-doğa
çalışmaları ve televizyon/video – bilgisayar çalışmaları gibi etkinliklere yer
verilmektedir.
Çocukların okulöncesi dönemde kendilerini ifade etmede kullandıkları etkin
yollardan biri sanat etkinlikleridir. Çocuk iyi düzenlenmiş, estetik, hayal güçlerini ve
yaratıcılıklarını destekleyen sanat etkinlikleri zamanında hem beceri yönünden bir
gelişim gösterir, hem de psikolojik ve sosyal açıdan önemli düzeyde bir destek görür
(Tuğrul, 2005).
Sanat etkinlikleri çocukların yaratıcılıklarını destekleyen, el becerilerini
geliştiren bir alandır, aynı zamanda küçük motor kas gelişimini de büyük ölçüde
etkilemektedir. Planlama ve planladıklarını gerçekleştirme becerileri gelişir. Ortaya bir
ürün çıkartırlar ve bunu arkadaşları, öğretmenleri ile paylaşırlar. Sonuç olarak
kendilerine olan güvenleri ve öz saygıları artar (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003).
Grup olarak yapılan sanat aktiviteleri dışında, sınıfta sanat materyallerinin
bulunduğu ve çocukların istedikleri şekilde çalışabilecekleri bir alan bulunmalıdır.
Burada bulunan materyallerle, çocuklar duygu ve düşüncelerini ifade edebilirler,
yaratıcılıklarını geliştirebilirler ve renk, doku, boyut gibi kavramları öğrenebilirler.
Sanat köşesinde hazır materyallerin yanı sıra artık materyallerinde bulunması
çocukların daha yaratıcı düşünmelerine etki edecektir. Örneğin; makaralardan tekerlek,
ceviz kabuklarından çeşitli hayvanlar vb daha farklı birçok ürün ortaya çıkarabilir. Sanat
etkinlikleri gün içerisinde bitmek zorunda değildir. Yaş grubu uygunsa birkaç gün
çalışma sürdürülebilir. Sanat etkinlikleri gerek bireysel gerekse grup olarak çalışılabilir.
Her iki durumda da çocuklar üzerinde özgüven, işbirliği gibi olumlu etkilerin
oluşabileceği söylenebilir. Etkinlikler için sınıf içerisinde aşağıda belirtilen malzemeler
yerleştirilebilir;
Karıştırma ve boyama malzemeleri
Nesneleri bir arada tutmak ve ayırmak için kullanılacak malzeme
İki boyutlu nesneler yapmak için kullanılacak malzemeler
Üç boyutlu nesneler yapmak için kullanılan malzemeler
24
Müzik, dinlemenin ve dinlemeyi öğrenmenin en güzel ve en çekici yoludur.
Zihinsel gelişimle ilgili amaçlar (renk, sayı, hızlı, yavaş gibi kavramlar) müzik eğitimin
amaçlarından bir tanesidir. Müzik etkinlikleri planlanırken, çocuğun tüm gelişim
alanları göz önünde tutulmalıdır. Bugün akademik, sosyal ve motor olan pek çok
beceriyi öğretmede müziğin kullanımı gittikçe artmaktadır. Çocuklar şarkıları
dinledikçe ve öğrendikçe dinleme becerileri artmaktadır. Müzik etkinlikleri, bedensel ve
zihinsel olmasının yanı sıra, konuşmayı ve dinlemeyi öğrenmeye, dikkati bir noktada
yoğunlaştırmaya katkıda bulunur (Jones, 2000).
Müzik çalışmaları, çocukların sesleri algılamasını, sesleri tanıyabilmelerini, ayırt
edebilmelerini, şarkı dinleme ve söyleme yeteneğinin ortaya çıkmasını ve gelişmesini,
belli bir ritme uygun olarak hareket edebilmelerini, kavramları müzik aracılığı ile
kazanmalarını amaçlamaktadır (Dikici Sığırtmaç, 2005). Çocuklar farklı enstrümanlarla
çalışarak kendilerine özgü ürünler ortaya çıkarabilirler. Kendi kendilerine melodi, şarkı
sözleri oluşturabilirler. Bunların hepsi çocuklarda yeni bir ürün oluşturmaktan dolayı,
kendilerine karşı bir öz güven oluşturmalarını sağlar. Birçok konuda daha estetik ve
yaratıcı düşünmelerini önemli ölçüde etki eder. Etkinlikler için sınıf içerisinde aşağıda
belirtilen malzemeler yerleştirilebilir.
Müzik ve hareket köşesi için araç gereçler;
Teyp, bant ve cd’ler (kayıtlı ve boş)
Mikrofon
Kulaklık
Çelik üçgen
Ziller
Marakaslar
Ksilofon
Tefler (üç boy)
Trampetler (üç boy)
Tuşlu çalgılar
Davul
Okulöncesi eğitimde en çok kullanılan etkinliklerden biri olan blok etkinlikleri;
çocukların tüm gelişim alanlarını destekler. Blok inşa etmek çocukların şekil, denge,
geometri gibi pek çok kavramı öğrenmesini sağlarken, onların yaratıcı düşünme
25
yeteneklerinin ve sosyal becerilerinin gelişmesin de yardımcı olur. Blok köşeleri
çocukların; fiziksel, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimleri açısından çok yönlü
olanaklar sağlar (Aktaş Arnas, 2002).
Çocuklar blokları çevirir, çeker, taşır, iter vb birçok büyük ve küçük kasların,
hareket koordinasyonunu ve el – göz koordinasyonunu geliştirici hareketler yaparak
fiziksel bir gelişim oluştururlar. Çocuklar blok köşesinde birlikte çalışarak işbirliğini,
sosyal olmayı, iletişim kurmayı öğrenirler. Köşede çalışırken; sabretmek, yeniden
denemek, başarmak gibi birçok duyguyu yaşarlar ve yeni deneyimleri tadarlar. Köşede
şekil, boyut, ağırlık gibi pek çok kavramı deneyerek anlamaya çalışırlar, bu şekilde
problem çözme becerileri de gelişir (Aktaş Arnas, 2002).
Blok köşesinde her boyutta ve her şekilde materyallerin bulunması öğrenme de
çeşitliliği arttıracaktır. İnsan ve hayvan figürleri, ulaşım, trafik gibi yardımcı
malzemeler çocukların yaratıcılıklarını arttıracaktır (Aktaş Arnas, 2002). Etkinlikler için
sınıf içerisinde aşağıda belirtilen malzemeler yerleştirilebilir;
Farklı şekillerde ve birbirini tamamlayan bloklar
İnşaat malzemeleri
Ayırmak ve birleştirmek için kullanılacak malzemeler
Doldurma ve boşaltma malzemeleri
Evcilik köşesinde, dramatizasyon, kukla gibi etkinliklerle çocuğun içinde
bulunduğu kültürel değerleri ve yaşam tarzıyla karşılaşılır. İzlenen doğru ve yanlış
davranışlar, toplumsal kurallar dikkate alınarak çözümlenir. Günlük yaşamda çevreye
uyumu kolaylaştıran alışkanlıklar kazandırılır (Bölükbaşı, 2002).
Eğitici dramanın, çocuğun kendisini tanımasına ve içinde yaşadığı gerek fiziksel,
gerekse sosyal dünyayı öğrenmesine katkıda bulunduğu için önemli olduğu kabul
edilmektedir. Çocuk drama etkinliğini genellikle oyun olarak algılar ve böyle algıladığı
için de dikkatini ve enerjisini tıpkı oyun sırasında olduğu gibi etkinlik üzerine
yoğunlaştırır. Bu sayede çocuğa eğitici drama yolu ile birçok kavram, konu ve sosyal
davranışlar daha etkili olarak öğretilebilir (Önder, 2001).
Eğitici drama; çocukta yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirir, bağımsız düşünme
ve karar vermeyi, duygularının farkına varmasını ve ifade edebilmesini, iletişim
becerilerini kazanmasını, problem çözme yeteneğinin gelişmesini, grup ilişkilerini daha
aktif uygulayabilmesini vb birçok sosyal olgularının gelişmesini destekler (Önder,
2001).
26
Sınıfta drama köşesinin geniş bir alanda olması, minder ve halılar ile kaplı
olması, oldukça fazla uyarıcı malzemenin olması köşenin daha ilgi çekici ve aktif
olmasını sağlar. Gerekli durumlarda evcilik köşesi ile birleştirilebilir. Köşede; günlük
yaşamda kullanılan birçok kıyafet, farklı türlerden materyaller, farklı konuları içeren
resimler ve aynalar bulunursa drama etkinlikleri daha etkin bir şekilde
gerçekleştirilebilir (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003). Etkinlikler için sınıf içerisinde
aşağıda belirtilen malzemeler yerleştirilebilir;
Bebekler, doldurulmuş hayvanlar
Bebek yatakları
Çıngıraklar, mama önlükleri, giysiler, alt bezleri
Küçük boy ütü tahtası, ütü
Küçük masa ve sandalyeler
Süpürge ve toz bezi
Ahşap ya da elektrik bağlantısı olmayan tost makinası
Ayna
İki telefon
Eski saatler (elektriksiz ya da kurmalı)
Küçük merdivenler
Kostümler: şapkalar, ayakkabılar, çantalar, elbiseler, eşarplar, boyun bağları,
yelekler, botlar, saatler, cüzdanlar
Evrak çantaları, sefer tasları, piknik sepetleri
Eski battaniyeler, çarşaflar, sofra örtüleri, yatak örtüleri (ya da büyük malzeme
parçaları)
Plaj havluları
Tv (sadece kasası ve düğmeleri)
Sağlam mukavva kutular
Alçak, taşınabilir karavanlar (mukavva ya da delikli kontrplak)
Bitkiler (gerçek ve plastik), sulama kovası
Fen ve doğa köşesi; çocukların bireysel ve grup olarak sınıfta planlı eğitimlerini
sağlamaktadır. Bu köşede çocuklar ihtiyaç ve ilgilerine göre özgürce öğrenmektedirler.
Bu köşe çocukların yaş ve seviyelerine göre çeşitli materyaller sunmakta ve bu
materyaller ile çocukları araştırmaya, soru sormaya, düşünmeye, el becerilerini
geliştirmeye cesaretlendirmektedir. Çeşitli resimli ansiklopediler, kitaplar ve video
27
kayıtları köşeyi daha da zenginleştirecektir. Fen ve doğa köşesinde her şey planlı ve
organize bir şekilde yerleştirilmeli, güvenlik şartları sağlanmalıdır (Şahin, 2000).
Çocukların serbest çalışabileceği gibi grup aktivitelerinde de fen ve doğa çalışmaları
yapılabilir. Etkinlikler için sınıf içerisinde aşağıda belirtilen malzemeler yerleştirilebilir;
Doğal nesne koleksiyonları (taş, böcek, yaprak vb.)
Canlı varlıklar (bitki, ev hayvanları, küçük hayvanlar vb.)
Fen ve doğa ile ilgili resimli kitaplar
Fen ve doğa ile ilgili oyuncaklar (doğa kartları, minyatür hayvanlar vb.)
Fen ve doğa ile ilgili ses ve görüntü kayıtları
Mıknatıs
Büyüteç
Basit deneylerin yapılması için farklı materyaller (leğen, kaşık, tuz, şeker vb.)
Okul öncesi dönemde matematik etkinlikleri düzenlenirken çocukların gelişim
düzeyine, beceri eğitimine ve çocukların gelişim düzeyine uygun becerilere dikkat
edilmelidir. Okulöncesi kurumlarda matematik formal (plana göre uygulanan matematik
çalışmaları) veya informal (mantıklı düşünme yoluyla problem çözme) olarak
öğretilmektedir (Güven, 2000).
Okulöncesi dönemde matematik eğitimi doğrudan bilgilerin çocuğa aktarılması
değil çocuğun bunları yaparak ve yaşayarak öğrenmesi temeline dayanmaktadır. Burada
önemli olan çocuğun bilgi öğrenmesi değil araştırma, inceleme ve gözlem becerilerini
geliştirerek sağlam bilimsel temeller oluşturması ve bilimsel düşünme becerisi
kazanabilmesidir. Burada eğitimcinin dikkatli olması gerekmektedir. Matematiği
çocuklar için ilgi çekici hale getirmeli ve çocuğun yaşamına eğlenceli bir etkinlik olarak
sokmalıdır. Eğitimcinin görevi çocuk için uyarıcı bir çevre hazırlamak ve problemin
çözümünde çocuk gereksinim duyduğu anda ona rehberlik etmektir. Çocukların yeni ve
özgün ürünler oluşturmaları ve yaratıcılıklarının gelişimi açısından bu uyarıcı ortamın
düzenlenmesi önemlidir (Aktaş Arnas, 2002).
Bu dönemde çocuklar çevrelerinde gördükleri nesneleri sınıflandırarak, çeşitli
büyüklükteki kaplardan su ve kum doldurup boşaltarak, hayali oyunlar sırasında
alışveriş yaparak, ölçerek, tartarak, hayali hesaplar yaparak, bloklarla binalar inşa
ederek matematikle ilgili pek çok deneyim edinmektedirler. Bu deneyimler çocukların
ileriki yıllardaki matematik öğrenimlerinin de temelini oluşturmaktadır (Charlesworth
ve Lind, 1990).
28
Matematik köşesinde bulunabilecek materyaller; sayı boncukları, sayı çubukları,
baklagiller, farklı boyutlarda şeffaf ölçüm kapları, çeşitli boyutlarda toplar, çeşitli
boyutlarda çubuklar, cetveller vb olarak sayılabilir (Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
Matematik köşesi dışında da günlük aktiviteler içerisinde eğitimci; matematik
etkinlikleri uygulayabilir, gerekli durumlarda diğer etkinliklerle de birleştirebilir.
Çocuklara sınıf içerisinde verilen sorumluluklarda matematiksel etkinlikler mevcut ise,
eğitimci bu sorumlulukları belirtirken daha vurgulu ifadeler kullanabilir. Örnek olarak;
çocukların boy grafiklerinin incelenmesi, o gün okula kaç öğrencinin geldiği, çocuğun o
gün kaç tane çiçek suladığı vb verilebilir. Etkinlikler için sınıf içerisinde aşağıda
belirtilen malzemeler yerleştirilebilir;
Tasnif edip bir araya getirilecek malzemeler
Şifre çözme ve hayal oyunlarında kullanılan malzemeler
Sıralama ve inşa etmede kullanılan malzemeler
Birleştirilip ayrılabilen malzemeler
Televizyon, video ve bilgisayar okulöncesi eğitiminde, eğitim sürecine katkıda
bulunan yardımcı araçlardır. Bu teknoloji araçlarının görsel ve duysal olması,
okulöncesinde zaten istenen bir durum olan aktif öğrenmeye önemli bir etki
sağlamaktadır. Televizyon ve video; bazen eğitimcilerin anlatmakta zorlandıkları
konuları ya da ulaşılması zor materyallerle anlatılabilecek konuları aktarırken
kullanılabilir. Okulöncesinde görsel olarak konuları, kavramları çocuklara aktarmak,
çocuklarda daha kalıcı bilgi birikimini oluşturacaktır. Bundan dolayı okulöncesi eğitim
kurumlarında televizyon ve videonun gerekli durumlarda kullanılması çocuklarda daha
etkin bir öğrenmeye neden olabilir.
Bilgisayarın öğrenme çevresine sokulması, çocukların eğlenerek öğrenmelerine
fırsat tanır. Aynı zamanda bilgisayar çocuğun yaratıcı yönlerini harekete geçirir ve onu
yeni yöntemler geliştirmeye özendirir. Eğitim sürecini çocuğun yeteneği, bilgisi ve
öğrenme hızına göre farklılaştırmaya olanak sağlar. Çocuğa anlamadığı konuyu istediği
kadar tekrarlayabilme, öğrendiklerini pekiştirebilme olanağı sağlar (Arı ve Bayhan,
1999).
Eğitimci bilgisayar destekli eğitimde; bol uyarıcılı ve etkileşim kurmaya fırsat
veren programlarla çocukların çalışmasına fırsat vermelidir. İyi tasarlanmış bir eğitim
programı ile çocuklar, bütün duyularını yaratıcı şekillerde kullanabilme fırsatı bulurlar.
29
Bilgisayarda yapılan eğitimde içerik gerçekçi olmalı, somut semboller kullanılmalıdır.
Örnek olarak, parça bütün ilişkisini ve devamlılık kavramını kazandırmak için hayvan
parçalarının kullanılması, çocuğun parça–bütün kavramını daha iyi kafasında
canlandırmasını ve daha iyi anlamasını sağlamaktadır (Arı ve Bayhan, 1999).
Okulöncesi kurumlarında bilgisayar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bazı
öğeler vardır. Öncelikle öğretmenler ve anne babalar bilgilendirilmeli ve görüşleri
alınmalıdır. Ailelere konu ile ilgili bilgilendirici toplantılar düzenlenerek bilgiler
verilmeli, hedefler açıkça anlatılmalı ve program içinde bilgisayara ne kadar yer
verileceği birlikte kararlaştırılmalıdır. Okulöncesi eğitiminde kullanılan bilgisayar
programları, eğitimcinin verdiği bilgi ve tekniklerle kaynaştırılmalıdır. Bilgisayarın
okulöncesi eğitim programları içine destekleyici ve pekiştirici olarak yerleştirilmesi
önerilmektedir. Çocuğun gelişimsel özelliklerini destekleyerek, günlük programın
amaçlarına uygun biçimde ve diğer materyallerle birlikte kullanılması gerekmektedir
(Ayhan ve Aral, 2003).
Bilgisayarın kullanılmasında önemli bir nokta da çocukların bilgisayarla nasıl
çalışacağıdır. Sınıftaki bilgisayar eğitimci tarafından eğitimsel programların
desteklenmesinde ve bilgisayar programlarını öğretmede bazen her bir çocuk için, bazen
çocukların tamamı için, bazen de küçük gruplar tarafından kullanılmalıdır. Bilgisayarın
küçük yaş gruplar için günde beş – yedi dakika, altı yaş grubu için on – on beş dakika
kullanılmasının uygun olacağı ileri sürülmektedir. Okulöncesi eğitiminde çocuklar
bilgisayarı kullanırken, eğitimci gerektiğinde çocukları yönlendirmeli ve
desteklemelidir. Bilgisayar karşısında çocukların ikili ya da üçlü gruplar halinde
çalışmasının uygun olduğu belirtilmektedir (Ayhan ve Aral, 2003).
Çocukların doğal ortamda öğrenmeleri, büyümeleri ve gelişmeleri açısından
bilgisayar, okulöncesi eğitim döneminde günlük programda sınırlı bir yere sahip
olmalıdır. Okulöncesi eğitiminde eğitim amacıyla bilgisayar kullanılırken dikkat
edilmesi gereken ilkeler şu şekilde sıralanabilir:
Bilgisayar odada hareketin daha az olduğu bir yere yerleştirilmeli,
arkası duvara gelecek şekilde konmalı ve mümkünse kabloların üstü
koruyucu ile kaplanmalıdır.
Kullanılacak mobilya çocuğa uygun tasarlanmış olmalı ve çocuğun
rahatlıkla kullanabileceği şekilde düzenlenmelidir.
Bilgisayar kullanılması ve kullanılmaması gereken durumlar daha
önceden belirlenmelidir. Çocuğun gelişiminde yaşamsal önemi olan
30
diğer etkin ve sosyal becerilerin yerine kullanılmamalı, ancak çocuk
etkin olarak nesnelerle çalıştıktan sonra kullanılmalıdır.
Bilgisayar etkinlikleri okulöncesi eğitim programları ile
bütünleştirilmelidir.
Bilgisayar kullanımında çocukların ilgileri ve gelişimleri göz önünde
bulundurulmalıdır.
Bilgisayar çalışmalarında çocuğun etkin olması desteklenmelidir.
Çocukların çeşitli bilgisayar uygulamalarına katılmaları
sağlanmalıdır (Ayhan ve Aral, 2003).
Okulöncesi eğitimde doğru zamanda ve doğru programlarla kullanılan
bilgisayar çocukların gelişimlerinde olumlu yönde bir etki oluşturur. Günümüz şartları
düşünülürse, zamanımızın teknoloji zamanı olduğuna dikkat edilirse erken yaşta
bilgisayar destekli eğitimin eğitimciye önemli ölçüde yardımı olacaktır. Okulöncesi
eğitimcilerinin çocuklardan önce bilgisayar ile ilgili bilgilerinin yeterli bir seviyede
bulunması, kullanılabilecek programları iyi tanımlayabilmesi eğitimde daha etkili
olacaktır.
Okulöncesi eğitim kurumlarında farklı kültürlere ait materyallerin ya da farklı
kültürleri anlatan araç – gereçlerin, kitapların bulunması çocuklar da farklı cinslerin,
kültürlerin, ırkların vb farkına varmasında etkendir. Bizim yaşamımızın dışında farklı
insanların olduğu ve onlarında kendilerine göre yaşamlarının olduğunu anlatmak,
çocukların bu konularda bilinçlenmesini sağlamak çocukların bakış açılarında değişiklik
oluşturacaktır. Bunlar için; sınıfta farklı türden bebekler, kitaplar, müzikler vb birçok
materyal bulunabilir. Eğitimciler ülkenin farklı yörelerinden, örf ve adetlerinden, farklı
ülkelerin belli başlı özelliklerinden, yaşamış oldukları önemli olaylardan
bahsedebilirler. Özellikle günümüz şartlarında yani Avrupa Birliğine girme çabaları
sırasında okulöncesi eğitimcileri de erken dönemde çocukların tam olmasa da bu
konular hakkında bilgilenmelerine yardımcı olması, çocukların gelecek yaşamlarında
etkili olabileceği gibi önce kendi ülkelerini tanımalarına daha sonra diğer ülkeler
hakkında bilgi sahibi olmalarına etken oluşturur.
31
2.1.3.5. Etkileşim
Gelişime uygun çalışmalar yetişkinler ve çocuklar arasındaki, çocukların kendi
aralarındaki, öğretmenlerin kendi aralarındaki, öğretmenler ve aileler arasındaki
ilişkilerin gelişmesini destekleyen konuları içerir. Okulöncesi eğitim sınıfları, her
çocuğun değerli kabul edildiği topluluklardır. Çocuklar yeteneklerinin farklılıklarına
saygı duymayı, kabullenmeyi ve her insanı gücüne göre değerlendirmeyi öğrenir. Sosyal
ilişkiler öğrenmenin önemli bir içeriğini oluşturur. Çocuklar birlikte oynama, küçük ve
büyük çalışma gruplarında çalışma, diğer çocuklar ve yetişkinlerle konuşma fırsatı
bulduklarında kendi gelişimlerini ve öğrenimlerini geliştirirler (NAEYC,1996).
Etkin öğrenme, olumlu yetişkin-çocuk etkileşimine bağlıdır. Bu nedenle gün
boyunca, “okulöncesi çocukları nasıl düşünürler ve sonuç çıkarırlar” anlayışıyla
rehberlik edilir. Yetişkinler, çocuklarla oyun oynayan ve konuşup sohbet eden bireyler
olarak destekleyici olmak için çalışırlar. Denetimi çocuklarla paylaşarak, çocukların
yetenekleri üzerinde odaklaşarak, çocuklarla içten ilişkiler kurarak, çocukların oyununu
destekleyerek ve sosyal uyuşmazlıklara karşı problem çözme yaklaşımını benimseyerek
olumlu etkileşim stratejileri uygularlar (Hohmann & Weikart, 2000; Congregation Ner
Tamid of South Bay, 1999-2001).
Sınıf yönetimi, öğretme ve öğrenme sürecinin önemli değişkenlerinden bir
tanesidir. Öğretme süreci disiplin sorunlarının yanısıra, öğrenme aktivitelerinin
planlaması, aktiviteler arası geçiş, sınıfın fiziksel düzeninin organizasyonu, öğrenme
materyallerinin hazırlanması, zaman kullanımı ve genel düzeni koruma gibi çeşitli
değişkenleri de kapsamaktadır (Latz, 1992; Wilks, 1996). Sınıf yönetimi, öğretmenin
sınıfta öğrenme için gerekli düzeni sağlamak üzere, etkili bir ortam oluşturmak
amacıyla yaptığı uygulamalar ve stratejilerin tümüdür. Öğretmen öğrenmeye rehberlik
eden kişidir. Sınıf yönetimi, olumlu öğretmen – öğrenci ilişkisi ve sınıf ortamını
destekleyici koşulların varlığı ile ilişkilidir (Nelsen ve ark., 2001).
Okulöncesi eğitim kurumları çocukların evleri gibidir. Evde yaşarken nasıl bir
takım kurallara uymak zorunda iseler burada da uymak zorunda oldukları kurallar
vardır. Bu kurallar eğitim başlangıcında çocuklarla birlikte konulabilir. Sınıf içerisinde
çocuklara da sorumluluk vererek çocukların kendi kendilerine iç denetim
oluşturmalarına fırsat verilir. Örneğin; sınıf düzeninden günlük olarak bir öğrencinin
sorumlu tutulması, giriş – çıkışlardan farklı bir öğrencinin sorumlu tutulması gibi.
32
Eğitimci çocuklara örnek olarak birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini ifade eder.
Onların ilgi ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak çeşitli eğitim ortamları hazırlar ve bu
ortam içerisinde dikkat edilmesi gereken davranışları öncelikli olarak kendisi sergiler.
Çocukların gerek personele, gerekse diğer arkadaşları ile olması gereken davranış ve
tutumlarına günlük etkinlikler içerisinde örnekler vererek açıklar. Örneğin; drama
etkinliğinde olumlu ve olumsuz davranışları anlatan bir çalışma yapılabilir ya da anadili
etkinliklerinde bu konuya yönelik hikaye tamamlama, oluşturma gibi çalışmalar
yapılabilir.
2.1.3.6. Program Yapısı
Okulöncesi dönemindeki çocuklar için eğitim – öğretim programı; disiplin
kuralları, sosyal ve kültürel değerleri, ailenin katkısı gibi faktörleri içerir. Çocuklara
uygun programın oluşturulmasında; eğitimcilerin yaşı ve deneyimi de önemli rol oynar.
Uygun bir program; çocuğun gelişimindeki tüm alanları (fiziksel, duygusal, sosyal vb)
kapsamalıdır. Program, çocuğun sosyal yaşamdaki disiplin gelişimine ve bireysel
gelişimine etki eder. Çocukta var olan temellerin üzerine sağlam oturtulan program bilgi
kapasitesini arttırır ve yeni yetenekler kazandırır. Her yaş grubunun ihtiyaçları farklı
programlarla karşılanmalıdır. Tek tip program çocuklardan yeterli verimi almaya uygun
değildir. Teknolojinin kullanıldığı programlarda çocuklar daha etkin bir öğrenme
ortamına sahip olacaklardır (NAEYC, 1996).
Hazırlanan eğitim programı esnek, yeniliklere açık, çocuklarda yaratıcı
düşünceyi, problem çözme becerilerini, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurabilme
yeteneklerini, karar verme becerilerini vb. geliştiren hedefleri ve kazanılması beklenen
hedef davranışları içermelidir (Rosser, 1993). Hazırlanan eğitim programı esnek,
yeniliklere açık, çocuklarda yaratıcı düşünceyi, problem çözme becerilerini, olaylar
arasında neden-sonuç ilişkisi kurabilme yeteneklerini, karar verme becerilerini vb.
geliştiren hedefleri ve kazanılması beklenen hedef davranışları içermelidir (Rosser,
1993). Belirlenen hedef ve hedef davranışlara, ancak çocukları aktif kılan yani onlara
"öğrenmeyi öğreten" bir eğitim programı ile başarılı bir şekilde ulaşılabilir (MEB,
2001).
Okulöncesi eğitim programlarında, hazırlanan günlük çizelgelere uyulur. Fakat
çizelgelerde kişisel ihtiyaçları karşılamak için, oluşabilecek farklı durumlar için
33
değişiklikler yapılabilir yani esnek bir yapıya sahip olmalıdır. Örnek olarak; dikkati
çabuk dağılan çocuklar için daha kısa bir hikaye, o gün sınıfta oluşan bir olay için
aktivitelerde değişiklik vb olaylar verilebilir. Çocukların yatkın olduğu temel günlük bir
çizelge bulunmalıdır. Bu çizelgeler çocukların anlayabileceği şekilde resimlendirilip
sınıf içerisinde asılabilir. Serbest oyun zamanları çocukların istedikleri alanlarda
istedikleri şekilde çalışmalarına fırsat veren zaman dilimidir. Serbest oyun zamanları
günün büyük bir bölümünü kapsamalıdır. Serbest oyun; çocukların kendilerini en iyi
şekilde ifade ettikleri, kendi aralarında daha iyi iletişim kurabildikleri, daha etkin bir
öğrenme ortamı oluşturdukları bir zaman dilimidir. Eğitimcinin buradaki görevi gerekli
olan materyalleri daha önceden hazırlamak ve çocukların çalışmaları sırasında rehber
bir konumda olmaktadır.
Grup etkinlikleri tüm çocukların bir arada oldukları zamanı kapsamaktadır. Bu
zaman diliminde tüm çocuklar eğitimci rehberliğinde aynı etkinliği gerçekleştirirler. Bu
etkinlik anadili etkinlikleri, grup olarak proje çalışması gibi aktiviteleri kapsayabilir.
Burada genel bir iletişim vardır. Öğretmen – öğrenci, öğrenci – öğrenci ilişkisi burada
daha yoğun bir şekilde gerçekleşmektedir.
2.1.3.7. Aile ve Personel Etkileşimi
Okul öncesi eğitim kurumlarını sadece çocuğa hizmet götüren eğitim kurumları
olarak düşünmek yanlış olur. Okul öncesi eğitim kurumları anne babaya çocuğunun
eğitiminde kurumla birlikte çalışma olanağı sağlar. Okul ve aile çocuğun eğitiminde
ortak rol oynarlar. Okul ve ailenin birlikte ortak bir eğitim programı üzerinde
çalışmaları çocuğun öğrenmesinde olumlu ve kalıcı etkiler yaratır. Okul ve aile
arasındaki olumlu ve aktif işbirliği ile anne baba da okul öncesinde uygulanan eğitimin
bir parçası haline gelir ve okulda uygulanan programın evde de devamı sağlanır.
Böylece çocuk tarafından öğrenmeler pekişir ve kalıcı olur (Oğuzkan ve Oral 1997,
Aksoy 1998). Okul-aile işbirliği; öğretmenin aileyi ve çocuğu tanıması kadar, ailenin de
okulu, programı ve öğretmeni tanımasına yardımcı olmaktadır. Böylece aile, çocuğun
eğitim ortamını, okulun ve öğretmenin koşullarını öğrenme fırsatı bulabilmektedir
(Carlson, 1989).
Eğitimcilerin çocuğun en iyi gelişimi yakalayabilmesi için, onlar hakkında en
detaylı bilgileri edinebilmeleri gereklidir. Ancak bu şekilde çocukların gelişimlerini
34
takip edebilir ve geliştirebilirler. Bundan dolayı; eğitimcilerin çocukların aileleri ile
yakın ilişki içerisinde bulunmaları gerekmektedir. Özellikle çocuklar ne kadar küçükse,
eğitimciler için çocukların aileleriyle ilişkilerinden elde edilen bu bilgiler o kadar çok
uygun olur. Bunun için eğitimcilerin aşağıdaki noktalara dikkat etmeleri gerekir;
Eğitimciler ailelerle ortak işbirliği yapmalı, düzenli olarak çift yönlü
iletişim kurmalıdırlar.
Eğitimciler, ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili seçimini ve hedeflerini
onaylamalı, onların tercihlerine saygı göstermelidir.
Eğitimciler ve ebeveynler çocuklar ile ilgili bilgileri paylaşmalı,
çocuk gelişimi ile ilgili düzenli konferanslar yapmalıdırlar.
Tam ve doğru bir bilgi elde edebilmek için, ailelerin her bir çocuğun
değerlendirilmesine katılması sağlamalıdır.
Eğitimci, ailelere program ile ilgili bilgi vermeli ve gerekli
durumlarda ailelerin gözlemci, aktif katılımcı ve denetimci olarak
programa dahil edilmesini sağlamalıdır.
Çocuklar için farklı zamanlarda eğitimsel sorumlulukları alan
öğretmenler, sosyal servisler, sağlık kuruluşları, danışmanlar ve
ebeveynler çocuklarla ilgili gelişimsel bilgileri paylaşırlar (NAEYC,
1996).
Öğretmen nitelikleri ne kadar istenen düzeyde olursa olsun, sağlanan olanaklar
performansını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle okulöncesi öğretmenlerinin iş
verimlerinin arttırılması; çalışma koşullarının düzenlenmesine ve sorularının ortaya
konmasına bağlıdır (Saracho, 1988). İyi bir okulöncesi eğitim kurumunun temel
dayanaklarından biri olan öğretmenler ve personelin daha aktif ve verimli
çalışabilmeleri için gerekli ihtiyaçlarının karşılanması, çalıştığı ortamdan hoşnut olması
gereklidir. Eğitimci ve personelin kendilerine ait dinlenme zamanları ve bu zamanı
geçirebilecekleri odaları, iyi bir şekilde donatılmış çalışma alanları, bireysel ve grup
görüşmeleri için kullanılabilecek oyun alanlarından farklı bir alan okulöncesi eğitim
kurumunda bulunmalıdır.
35
2.2. İlgili Araştırmalar
Bu bölümde verilen araştırmalar okulöncesi eğitim kurumlarının kaliteleriyle
ilgili olarak yurtiçinde ve yurt dışında yapılmış olan araştırmalar olmak üzere iki başlık
altında verilmiştir.
2.2.1. Yurt İçinde Yapılmış Araştırmalar
Oktay, Zembat, Önder, Güven ve Fathi (1994) tarafından yapılan araştırmada
mevcut eğitim programlarının niteliği incelenmiştir. Bu amaçla 522 kayıtlı okul
arasından seçilen 280 okul örnekleme alınmıştır. Okullara kullanılan eğitim programları
hazırlanan anket formuna göre incelenmiştir. Sonuç olarak 280 okuldan alınan bilgiler
doğrultusunda MEB’e bağlı olan merkezlerde merkezi programın, SHÇEK’e bağlı olan
merkezlerde ise öğretmenler tarafından geliştirilen programların uygulandığı
bulunmuştur. Programların hazırlanmasında çocukların gelişim düzeylerinin hedef
alındığı, bireysel farklılıkların ise, göz önüne alınmadığı belirlenmiştir. Mevcut
malzeme ve oyuncakların da programın geliştirilmesinde rol oynadığı ve eldeki
malzemelere göre program geliştirildiği gözlenmiştir. Öğretmenlerin çoğu programda
çocuğun tüm gelişim alanlarını amaçlandığını belirtmişlerdir (Oktay, Zembat, Önder,
Güven ve Fathi, 1994).
Kalemci (1998) tarafından yapılan araştırmada, okulöncesi eğitim kurumlarının
çevre düzenlenmesi ve çalışan eğitimci personelin nitelikleri yönünden incelenmiştir.
Bu amaçla Ankara il merkezinde bulunan, 25 özel okulöncesi eğitim kurumu ve resmi
kurumlara bağlı 25 okulöncesi eğitim kurumu örnekleme alınmıştır. Araştırmada
Personel Anket Formu kullanılmıştır. Sonuç olarak özel ve resmi okulöncesi eğitim
kurumlarında çalışan eğitim personelinin niteliklerinde ve kurumun fiziksel özellikler,
çevre düzenlemesi açısından genel yetersizlikler olduğu bulunmuştur (Kalemci, 1998).
Köksal ve arkadaşları (2000) tarafından “Ankara’da Bulunan Özel Okulöncesi
Eğitim Kurumlarında Çalışan Yöneticiler ve Öğretmenlerin Ebeveynlerden
Beklentilerinin İncelenmesi” amacıyla yapılan araştırmada; ebeveynlerin okul öncesi
eğitim kurumlarında uygulanan eğitim programı hakkında bilgi sahibi olmaları, eğitimin
devamının evde de sağlanması ve çocuğa karşı okul-aile arasındaki davranışlarda ve
36
eğitimde tutarlılık olması açısından çok önemli olduğu belirlenmiştir (Köksal ve
ark.2000).
Aktaş Arnas, Erden, Aslan ve Cömertpay (2003) tarafından yapılan araştırmada,
okulöncesi öğretmenlerin günlük programda yer verdikleri etkinlikler ve bu etkinlikler
de kullandıkları yöntemler incelenmiştir. Bu amaçla Adana ilinde bulunan Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlı 254 ilköğretim ve 11 bağımsız anaokulundan 41 öğretmen ve 60 özel
kreş ve gündüz bakımevinden 29 öğretmen olmak üzere toplam 70 öğretmen örnekleme
alınmıştır. Araştırmada görüşme formu ve gözlem formu kullanılmıştır. Sonuç olarak
hem Milli Eğitim hem de özel okul bünyesindeki öğretmenlerin sınıflarında ilgi
köşelerinden çoğunluğuna yer verdikleri, sanat etkinliklerinde daha çok tek yönlü
çalışmalar yaptıkları belirlenmiştir. Genel olarak aktivitelerin bilinen kalıplar içerisinde
yapıldığı görülmüştür (Aktaş Arnas, Erden, Aslan, Cömertpay, 2003)
Deretarla Gül ve Erden (2003) tarafından yapılan araştırmada anasınıfı
öğretmenlerinin anadili etkinliklerinin ve hazırlanan kitap köşesinin niteliği
incelenmiştir. Bu amaçla Adana il merkezinde bulunan ilköğretim okulları bünyesindeki
anasınıflarından 50, özel okullar bünyesindeki anasınıflarından 6 resmi bağımsız
anaokullarından 26 ve özel anaokullarından 18 olmak üzere toplam 100 öğretmen
örnekleme alınmıştır. Her öğretmenden bire-bir görüşme yöntemi ile kişisel bilgi
formunu, anadili etkinliklerinin ve kitap köşesinin niteliğini belirlemek üzere geliştirilen
anket formunda öğretmenlerin anadili etkinlikleri öncesinde, anadili etkinliklerinde
hikayenin uygulanması sırasında ve anadili etkinlikleri sonrasında yaptıkları etkinlikleri
belirlemek üzere Likert tipi bir form kullanılmıştır. Kitap köşesinin niteliğini belirlemek
üzere geliştirilen anket formunda ise, kitap köşesinin sınıftaki yeri ve özellikleri, kitap
türleri ve kitap dışındaki materyaller, hikaye anlatma teknikleri, diğer etkinliklerle
ilişkilendirilmesi, tercih ettikleri yayın evleri ve tercih nedenlerini belirlemek üzere
hazırlanan soruları cevaplamaları istenmiştir. Sonuç olarak 100 öğretmenden alınan
bilgiler doğrultusunda öğretmenlerin hikaye anlatma teknikleri içerisinde en çok hikaye
kitabına yer verdikleri, kitap köşesinde farklı türdeki kitaplara yer vermedikleri, hikaye
etkinlikleri içerisinde genel olarak yaratıcı etkinliklere başvurmadıkları bulunmuştur.
Öğretmenlerin kitap köşesinin yeri, özellikleri, düzeni ve kitap köşesinde bulunması
gereken materyaller konusunda yeterli olmadıkları görülmüş ve bu nedenle
öğretmenlere anadili etkinlikleri ve kitap köşesi konusunda bilgilendirmeye yönelik
seminerler düzenlenmesinin uygun olacağını belirtmişlerdir (Deretarla Gül ve Erden,
2003).
37
Yazıcı, Yellice ve Özer (2003) tarafından okulöncesi eğitim ortamlarının
değerlendirilmesine ilişkin yapılan araştırmalarında “Okulöncesi Eğitim Ortamını
Değerlendirme Ölçeği” kullanılmıştır. Bu araştırmanın örneklemini Antalya İl
merkezindeki özel anaokullarından tesadüfi örneklem yöntemi ile seçilen 10 anaokulu
oluşturmaktadır. Gözlemler iki araştırmacı ile öğretmen ve yöneticiler tarafından
gerçekleştirilmiştir. Araştırmacıların gözlemleri temel alınarak okulöncesi eğitim
kurumları çocuklara sağladığı eğitim olanakları yönünden değerlendirildiğinde hiçbir alt
boyutta mükemmele yaklaşamadığı görülmüştür (Yazıcı, Yellice ve Özer, 2003).
Denizel Güven ve Cevher (2005) tarafından “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Sınıf
Yönetimi Becerilerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi” amacıyla yapılan
araştırmada; okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetimi becerilerinin ne düzeyde olduğu
ve bunun çeşitli değişkenlerle ilişkisi incelenmiştir. Bu amaçla 2004-2005 eğitim-
öğretim yılında Denizli il merkezinde resmi ve özel okullarda görev yapan 93 okul
öncesi öğretmeni örnekleme alınmıştır. Öğretmenlerin sınıf yönetimi becerilerine ilişkin
algılarını saptamak için Öğretmen Yeterlilik Duygusu Ölçeğinin ve Sınıf Yönetimi
Becerileri Ölçeğinin ilgili maddeleri dikkate alınarak okulöncesi alanına yönelik yeni
bir ölçek oluşturulmuş ve kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin sınıf
yönetimi becerilerinin yeterli düzeyde olduğu görülmüştür. Kıdem yılı, sınıf mevcudu,
okulun bulunduğu çevrenin sosyo-ekonomik düzeyi ve sınıf yönetimine ilişkin hizmet
içi eğitim alma durumu açısından öğretmenlerin sınıf yönetimi becerisine ilişkin anlamlı
bir fark bulunmamıştır; eğitim durumu ve çalışılan okul türü açısından öğretmenlerin
sınıf yönetimi becerisine ilişkin anlamlı fark bulunmuştur. Elde edilen nitel araştırma
bulgularına göre öğretmenlerin çoğunun öğrenci merkezli yönetim anlayışını
benimsediği, uygunsuz davranışlarla başa çıkmada sözel iletişime odaklandığı
saptanmıştır.
2.2.2. Yurt Dışında Yapılmış Araştırmalar
Farouhar (1989) tarafından Yeni Zellanda’daki okulöncesi eğitim kurumlarının
kaliteleri araştırılmıştır. Bu amaçla Yeni Zellanda’daki 8 ayrı merkezden kurumlar
örnekleme alınmıştır. Kurumlara Okulöncesi Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS)
uygulanmıştır. Sonuç olarak, merkezlerde eğitim kalitesinin çok yüksek olmadığı, genel
38
olarak çocuk sağlığı ve güvenliği ile ilgili değerlere eğitimden daha çok önem verildiği
görülmüştür (Akt. Kalemci, 1998).
Munton, Rowland, Money ve Lera (1997) tarafından İngiltere’deki kreşlerin
hizmet ve donanımlarının kalitelerinin değerlendirilmesine ilişkin yapılan
araştırmalarında ECERS ölçeği kullanılmıştır. Bu araştırmada 113 kreş örnekleme
alınmıştır. Kurumlara Okulöncesi Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS)
uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucu kreşlerin hizmet ve donanımları ile ilgili olarak
ECERS ölçeğindeki yedi maddeden de genel olarak iyi puanlar aldıkları görülmüştür
(Munton, Rowland, Money ve Lera,1997).
Villalon, Suzuki, Herrera ve Mathiesen (2002) tarafından Şili’deki farklı okul
öncesi bakım ve eğitim kurumlarının kaliteleri araştırılmıştır. Bu amaçla Şili’deki
kalabalık iki bölgeden toplam 120 merkez örnekleme alınmıştır. Kurumlara Okulöncesi
Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS) ve anket uygulanmıştır. Elde edilen verilerin
ölçek ve alt ölçek puanları tablolar halinde sunulmuştur. Araştırma sonucunda çoğu
merkezin (%50–78) çocukların özel gereksinimlerini karşılamada, sosyal gelişim ve
yaratıcılığı desteklemede düşük puanlar aldığı, kişisel yardım almada, küçük-büyük
motor beceriler alanında, dil akıl etme ve personel ihtiyaçları alanlarında ise yüksek
puanlar aldıkları görülmüştür (Villalon, Suzuki, Herrera ve Mathiesen (2002).
Cryer, Tietze ve Wesses (2001) tarafından farklı kültürlere sahip ebeveynlerin
okulöncesi eğitime bakış açıları ve kaliteli bir okulöncesi eğitimine ait düşünceleri
araştırılmıştır. Bu amaçla Almanya’dan 392 ve Amerika’dan 2407 ebeveyn örnekleme
alınmıştır. Deneyimli gözlemciler tarafından ECERS ölçeğinden uyarlanarak ebeveyn
anketi oluşturulmuş ve uygulanmıştır. Her iki ülke de genel olarak kaliteli bir
okulöncesi eğitiminin gerekliliğini ve kalitenin belirtisi olarak çocukların sınıflarının
düzenini belirtmişlerdir (Cryer, Tietze ve Wesses, 2001).
Tonyan ve Howes’in 2003 yılında yaptığı çeşitli okulöncesi etkinliklerinde
çocukların vakit geçirme modellerini keşfetme; çevresel ilişkiler, kalite, etkinlik ve
cinsiyet adlı çalışmalarında; okulöncesi programlarındaki aktivite ve etkileşimi
inceleyen önceki araştırmalardan yola çıkarak okulöncesi programlarının bireysel ve
sınıf özellikleri ile birleştirilip birleştirilmediği incelenmiştir. Araştırmaya Florida’daki
çocuk bakım programlarındaki 192 çocuk bakım merkezi alınmış ve merkezler rastgele
dört kasabada farklı gelirlere sahip ailelerden seçilmiştir. Her merkezden iki sınıfın
incelendiği belirtilmektedir. Çocuklar gruplandığında 0–3, 3–6 ve okul öncesi yaş
grupları çalışmaya alınmıştır. Her sınıf Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme
39
Ölçeği (ECERS) kullanılarak, günde iki saat olmak kaydı ile haftada iki defa
gözlemlenmiştir. Çocukların okulöncesi eğitim programlarında zamanlarını nasıl
değerlendirdikleri, eğitim kalitesinin cinsiyet ve etnik duruma göre değişmediği
bulunmuştur. Rastgele seçilmiş katılımcılarla yapılmış grup analizlerinde gruplar
çocukların zamanlarını aktivite ve etkileşime nasıl böldükleri konusunda farklılıklar
göstermiştir. Sonuçlar çocukların zamanlarını nasıl geçirdiği hakkında 1.Yaratıcılık,
2.Resim dili, 3.Konuşma, 4.Motor aktiviteleri, 5.Yüksek seviyede yetişkin gereksinimi,
6.Bireysel yetişkin etkileşimleri olmak üzere altı model ortaya çıkarmıştır. Yapılan
analizlerin kişisel ve sınıf özelliklerinin çocukların zamanlarını nasıl geçirdiğine etkisi
olduğunu gösterdiğini belirtmektedir. Fakat 10–36 aylık çocukların grupları ile 37 aylık
ve daha büyük çocukların gruplarında farklılıklar gözlenmiştir. Çalışmanın sonuçları
araştırmacıların çocuk geliştirme programlarında çocukların deneyimlerini
biçimlendiren farklı kültür ve cinsiyet konularını daha çok araştırmaya ihtiyaçları
olduğunu gösterdiğini belirtmektedir (Tonyan & Howes, 2003).
Wishard, Shivers, Howes ve Ritchie (2003) çocuk bakım programı ve öğretmen
uygulamaları alanında kalite ve çocukların deneyimlerinin birleşimini araştırdıkları
çalışmalarında düşük gelirli çocuklar ve aileler için dizayn edilmiş çocuk bakım
programlarındaki öğretmen ve program uygulamalarını belirleyerek, bu uygulamaların
özelliklerini incelemişler ve çocukların davranışlarını araştırmışlardır. Bu araştırmada,
Los Angeles ve Kuzey Carolina’nın kırsal kesimlerinde uygulanan 22 programda %50’
si kız olmak üzere 260 çocuk ve 80 öğretmen incelenmiştir. Bu çalışmada katılımcı
gözlemin yanı sıra, fotoğraflar da kullanılarak doğal gözlem yapılmıştır. Ayrıca klinik
görüşmeleri yapılmıştır. Araştırmada program ve öğretmen uygulamaları, öğretmen
içerikli uygulamalar, çevresel kalite, öğretmen davranışları, sınıf duygusal ortamı,
çocukların davranışları gözlemlenmiştir. Okulöncesi eğitim programlarından “En Sık
Kullanılan Program” ve “Ortak Program” olmak üzere iki program incelenmiştir.
Programları düzenlemek için farklı stratejiler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda,
öğretmenler ve program uygulamaları arasında pozitif ilişkiler bulunmuştur (Wishard,
Shivers, Howes ve Ritchie, 2003).
Buldu ve Yılmaz (2005) farklı okulöncesi eğitim kurumları arasında kaliteyi
inceledikleri araştırmalarında, ECERS-R ölçeğini kullanmışlardır. Amerika Birleşik
Devletleri’nde bulunan, gözlemlenen farklı okulöncesi eğitim kurumlarındaki yapısal ve
işlevsel özellikleri, “Early Childhood Environment Rating Scale Revised Edition”
değerlendirme ölçeği kullanarak elde edilen sonuçlar doğrultusunda ortaya çıkmaktadır.
40
ECERS-R değerlendirme ölçeği şu kategorileri kapsamaktadır: (1) sınıf ortamı ve
mobilyalar; (2) rutin kişisel bakım, (3) dil ve akıl etme, (4) aktiviteler, (5) etkileşim, (6)
program yapısı, (7) aile ve personel. Okul öncesi kurumları belirtilen kategoriler
bazında karşılaştırılmıştır. Çalışmanın örneklemi, Amerika Birleşik Devletleri’nin
Ortabatı bölgesinde bir üniversite şehrinde bulunan, birbirinden farklı 10 okulöncesi
eğitim kurumunu kapsamaktadır. Çalışmada incelenen bütün kurumların farklı yapılarda
olmalarına rağmen gerekli olan en düşük seviye kalite ortalamasını tutturdukları
belirtilmektedir. Üniversite destekli kurumların diğer kurumlara göre, daha yüksek
seviyede kaliteye sahip oldukları bulunmuştur. Bütün kurumlar karşılaştırıldığında
ortaya çıkan sonuçlar; üniversite destekli kurumlar daha geniş alana, sayısal ve çeşitlilik
bakımından daha fazla oyuncak ve materyale, çocuklar için daha iyi kişisel bakım
koşullarına, daha iyi arkadaş ve öğretmen-öğrenci iletişimine ve öğretmenler için daha
iyi çalışma koşullarına sahiptirler. Bu çalışma ayrıca; okulöncesi kurumlarının eğitim
kalitelerinin yüksekliği, o kurumda eğitim alan öğrencilerin okulöncesi eğitimin
gerektirdiği öğrenme ve oyun gibi aktivitelerden maksimum seviyede
yararlanabilmelerine olanak sağlamakta olduğunu göstermekte olduğu belirtilmiştir
(Buldu ve Yılmaz, 2005).
Goelman, Forer, Kershaw, Doherty, Lero ve LaGrange (2006) tarafından
Kanada’daki okulöncesi eğitim kurumlarının kaliteleri araştırılmıştır. Yapılan çalışma
Kanada’ da yapılan en geniş ve en kapsamlı çalışma olmaktadır. Bu amaçla 239 Kanada
okulöncesi eğitim kurumundan 326 sınıf örnekleme alınmıştır. Çalışma da sınıf
içerisindeki çocuk-yetişkin etkileşimini ölçmek için; Eğitimci Etkileşim Ölçeği (CIS),
kurum içerisindeki öğrenim kalitesini ölçmek için ise; Bebek ve Yeni Yürümeye
Başlayan Çocuklar İçin Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ITERS) ve Okulöncesi
Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS-R) kullanılmıştır. Çalışan personele
maaşları, çalışma şartları ve memnuniyetlik dereceleri ile ilgili, kurum yöneticilerine de
kurum çalışmaları ve mali durumları ile ilgili sorular sorularak gözlemler yapılmıştır.
Araştırma sonucunda 0-2 yaş odalarında bulunan yetişkin sayıları, ve personelin eğitim
seviyeleri beklenilen kalite derecelerinde bulunmuştur. Ortaya çıkan sonuçlar içerisinde,
okulöncesi eğitim kurumlarının merkeze uzaklığı ve yakınlığının kaliteyi etkilediği,
ulusal politikanın kurumların gelişmesi ve ilerlemesinde etkili olduğu ve son olarak da
araştırmaya katılan kurumların orta seviyede bir kaliteye sahip oldukları görülmüştür
(Goelman, Forer, Kershaw, Doherty, Lero ve LaGrange, 2006).
41
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Araştırma Modeli
Bu araştırma, Adana il merkezinde bulunan okulöncesi eğitim kurumlarındaki
kalitenin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırma resmi
okulöncesi eğitim kurumları ile özel okulöncesi eğitim kurumları arasından random
yöntemi ile seçilen 16 okulöncesi eğitim kurumu ile yapılan uygulamalarla
oluşturulmuştur. Bu araştırma betimsel nitelikte olup, uygulamalı araştırma modeline
girmektedir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, “Okulöncesi Öğrenme Ortamı
Değerlendirme Ölçeği” (ECERS – R) kullanılmıştır.
3.2. Evren ve Örneklem
Adana il merkezinde yer alan bağımsız anaokulları, resmi ilköğretim okullarına
bağlı anasınıfları, özel ilköğretim okullarına bağlı anasınıfları ve özel anaokulları
araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini 16 okulöncesi eğitim
kurumunun 6 yaş grubu çocukların devam ettiği sınıflar oluşturmaktadır.
3.3. Veri Toplama Araçları
3.3.1. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği
Bu ölçek Okulöncesi öğrenme ortamı değerlendirme ölçeği (ECERS-R) olarak
adlandırılmaktadır. Bu ölçek özel ve programlı olup, çocuğu ve yetişkini okulöncesi
aylarında direk etkileyen kişisel değerlere yer vermektedir. Okulöncesi öğrenme ortamı
değerlendirme ölçeğinin yedi ana başlığı bulunmaktadır. Bunlar:
1. Sınıf alanı ve mobilyalar
42
2. Rutin kişisel bakım
3. Dil / akıl etme
4. Aktiviteler
5. Etkileşim
6. Program yapısı
7. Aile ve personel’dir.
Okulöncesi öğrenme ortamı değerlendirme ölçeğinin bütün maddeleri yedi
basamaklı olarak ölçümlendirilmektedir. Bunların açıklamaları; 1 için (yetersiz), 3 için
(az), 5 için (iyi), 7 için (çok iyi) şeklindedir. Okulöncesi öğrenme ortamı değerlendirme
ölçeği araştırmacı tarafından gözlem yapılarak doldurulmuştur.
3.3.2. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin Güvenilirliği ve
Geçerliliği
ECERS-R’nin bu versiyonu çok iyi bilinen ve yayılan orijinal tablonun
düzenlenmiş halidir. Bu aynı temel puanlama sistemi ve organizasyonu koruduğu gibi
aynı iskelete sahiptir. Orijinal versiyon ECERS-R tarafından ölçülen kalite tahmini iyi
geçerlilikte olan çok uzun bir araştırma tarihine sahip olduğu düşünülmektedir. ECERS-
R için yapılan geniş bir alan testi 1997 ilkbahar ve yazında 45 derslikte yapılmıştır.
Yazarlar güvenilirlik oranından tatmin olmamış ve yeni bir düzenlemenin gerektiğine
karar vermiştir. İlk çalışmadan elde edilen bilgiler daha güvenilir bir araç için gereken
değişikliklerin neler olduğuna karar vermek için kullanılmıştır. Düzenleme işlemine
yoğunlaşabilmek için belirteç – aşama güvenilirliği kullanılmış ve böylece tablonun ilk
alan testi taslağına düzenlemeler yapılmıştır. Düzenlemeler yapıldıktan sonra ilk teste
olduğu gibi eşit olarak dağıtılmış yüksek, orta ve düşük puanlı 21 derslikten oluşan
güvenilirlik üzerine yoğunlaşan ikinci bir test yapılmıştır.
İkinci test tutarlı olması, araştırma gözlemlerinde ortaya çıkan tartışmalarla
güvenilirlik hakkında en az değişiklik yapılmasına rağmen ikinci testin sonuçları
oldukça tatmin edici olmuştur. Sonuçta Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme
Ölçeği düzenlemesi belirteç ve madde aşamasında ve toplam puan aşamasında
güvenilirdir. Tablodaki toplam 470 belirtecin anlaşması % 86.1’dir. Bunlar arasında
anlaşılma aşaması % 70’in altına inen bir belirteç yoktur. Madde aşamasında kesin
anlaşılma değeri % 48 ve bir noktada anlaşma değeri % 71’dir.
43
Bütün tablo için 2 gözlemcinin bağlantısı ürün bağlantısı (Pearson) 0,921 ve
aralık sırası (Spearman) 0,865’dir. Bütün bu rakamlar orijinal Okulöncesi Öğrenme
Ortamı Değerlendirme Ölçeği’ndeki anlaşma aşamaları ile karşılaştırma yapılabilir.
Tablonun alt tablo ve puan aşamalarının tutarlılığı da kontrol edilmiştir. Alt tablo
tutarlılık değeri 0,71 ile 0,88 arasında ve toplam tablo tutarlılığı 0,92’dir. Bu tutarlılık
aşamaları gösteriyor ki alt tablo ve toplam tablonun ayrı yapı taşlarının anlaşma
aşamalarını destekler Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği üzerindeki
araştırmalar iki faktör sunmuştur: bir tanesi çevrenin öğretici etkisi ve diğer fırsat
koşullarıdır.
Özetle, alan testleri iç ölçüm anlaşmasının puan – belirteci, maddeler ve toplam
puanın 3 aşaması için kabul edilebilir sonuçlar vermiştir. Ayrıca çevrenin anlamlı
görüşlerini sunmak için alt tabloların puanı ve toplam puanların kullanılması
desteklenmiştir (Harms, Clifford ve Cryer, 1998).
Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği’ni kişinin kendisinin
ölçmesi için kendi sınıfında kullanıyor olması ya da araştırma, program geliştirme,
program izlemek için dışarıdan gözlemci olarak kullanıyor olup olmadığının bilinmesi
önemlidir.
Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği’nin, Kler Klodya Tovim
(1996) tarafından Türkçe’ ye adaptasyonu ve Türkçe adaptasyonunun geçerlilik
güvenirlilik çalışması yapılmıştır. Türkçe formunun adaptasyon çalışmasında üç farklı
araştırmacının gözlem sonuçlarının ortalamaları karşılaştırılmış ve her üç araştırmacının
gözlem sonuçlarının ortalamalarının 84,2 olduğu saptanmıştır. Bu katsayı yüksek bir
güvenirliği ifade etmektedir.
Bu çalışmada resmi okulöncesi eğitim kurumları ile özel okulöncesi eğitim
kurumlarına uygulanan Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği’ne göre
gözlem sonuçları arasındaki güvenilirlik çalışmaları için, yapılan iki gözlemin sonuçları
arasındaki tutarlılık incelenmiştir. Resmi okulöncesi eğitim kurumlarının birinci ve
ikinci gözlemler sonucunda elde edilen puanlar arasındaki ilişkiye Pearson Korelasyon
katsayısı ile bakılmıştır. Sonuçlar Tablo 1’de gösterilmiştir.
44
Tablo 1. Araştırmaya Katılan Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının Birinci ve
İkinci Gözlem Sonucu Almış Oldukları Toplam Puanlar Arasındaki İlişkiye Ait Pearson
Korelasyon Analizi Sonuçları
Tablo 1’de görüldüğü üzere resmi okulöncesi eğitim kurumlarında yapılan
birinci ve ikinci gözlemlerin sınıf alanı ve mobilyalar, rutin kişisel bakım, aktiviteler,
etkileşim, program yapısı, aile ve personel maddelerine ait sonuçları arasında yüksek
düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu durum iki gözlem
arasındaki tutarlılığı ifade etmektedir.
Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumları
1. Gözlem 2. Gözlem
r p A B C D E F G H A B C D E F G H
Sınıf alanı
ve
Mobilyalar
3,5 3,75 5,25 3,12 1,62 2,87 4,16 4,12 3,12 3,25 5,12 2,5 1,62 2,87 4 4 .97 ,000
Rutin
Kişisel
Bakım
5 5 6,2 5,2 3,2 6,2 6,2 5,8 4,6 4,8 6,2 5,2 4,2 5,8 6,2 6,4 .88 ,004
Dil ve Akıl
Etme
4,5 4,75 6 4,75 3,75 6,75 6 6,75 4 4 6 5,25 4,25 5,25 6 6,25 .85 ,007
Aktiviteler 1,6 1,7 3,1 1,9 1,44 2,4 2,9 3,3 1,4 1,6 3,2 2,33 1,33 2 2,9 3,2 .95 ,000
Etkileşim 3,2 6 6,6 4,6 2 7 6,25 6,8 2,4 5,2 6,6 5,8 2 6,5 6,4 7 .95 ,000
Program
Yapısı 2 2 4 3,33 2 3 3,33 4 2 1,66 4 3,33 1,33 2 3 5,33 .90 ,002
Aile ve
Personel 4,16 3,8 5,83 2,5 1,8 3,16 3,2 3,83 4,16 3,4 5,83 3,2 3,4 3,33 3,2 4,16 .87 ,005
45
Tablo 2. Araştırmaya Katılan Özel Okulöncesi Eğitim Kurumlarının Birinci ve
İkinci Gözlem Sonucu Almış Oldukları Toplam Puanlar Arasındaki İlişkiye Ait Pearson
Korelasyon Analizi Sonuçları
Tablo 2.’de görüldüğü üzere özel okulöncesi eğitim kurumlarında yapılan birinci
ve ikinci gözlemlerin aktiviteler ile aile ve personel maddeleri arasında pozitif ve
anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Sınıf alanı ve mobilyalar, rutin kişisel bakım,
etkileşim, program yapısı maddelerine ait sonuçları arasında ise pozitif ve orta seviyede
bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar arasındaki farkın anlamlı olmaması;
gözlemin farklı zamanlarda yapılması ve buna bağlı olarak o gün içerisinde uygulanan
plan, yapılan etkinlikler ve kurum içerisinde yapılan fiziksel değişiklikler sebebiyle
olabileceği düşünülmektedir.
Özel Okulöncesi Eğitim Kurumları
1. Gözlem 2. Gözlem
r p A B C D E F G H A B C D E F G H
Sınıf alanı ve
Mobilyalar
4,25 3 5,37 4 4 4,25 4,5 3,62 5,12 3 4,75 3,62 4,5 4 3,37 3,62 .61 ,108
Rutin
Kişisel
Bakım
5,83 6,4 6,4 5,4 5,2 6,6 5,6 6,6 6 6,4 5,4 5,4 6,2 6,4 5,66 6,6 .46 ,252
Dil ve Akıl
Etme
5,25 5,25 4,5 4,75 5,25 6,25 5 5,25 6,5 4,25 5 4,5 6 6,5 5,25 6,25 .61 ,113
Aktiviteler 3 2,4 2,1 1,88 3,1 3 2,8 2,1 2,9 2,6 2,3 2,1 3,3 2,8 2,6 2,4 .92 ,001
Etkileşim 5,8 4,6 5 4,4 6,4 7 6,4 7 6,8 5,4 6,6 6,2 6,4 6,6 7 6,6 .61 ,113
Program
Yapısı 5,66 4,33 2,66 2,66 3,3 4 3,6 5,3 4,33 4,33 2,33 1,33 4,33 4,33 3,66 4 .51 ,195
Aile ve
Personel 4,2 3 4 4 4,83 6 3,6 3,5 3,2 3,8 3,4 4 6 5,5 3 4,16 .70 ,055
46
3.3.3. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin Maddelerinin Genel
Görünümü
Sınıf Alanı ve Mobilyalar
1. Sınıf içi alanı
2. Rutin bakım, oyun ve öğrenme için mobilyalar
3. Rahatlama için mobilyalar
4. Oyun için sınıf düzenlenmesi
5. Hususi (özel) alan
6. Çocuklarla ilgili sergi
7. Motor hareketleri için alan
8. Motor hareketleri için malzeme
Rutin kişisel bakım
9. Karşılama / ayrılma
10. Yemekler / atıştırma
11. Uyku / dinlenme
12. Tuvalet / alt değiştirme
13. Sağlık uygulamaları
14. Güvenlik uygulamaları
Dil / Akıl etme
15. Kitaplar ve resimler
16. İletişime teşvik
17. Akıl etme yeteneğini geliştirmek için dil kullanımı
18. Günlük dil kullanımı
Aktiviteler
19. Motor
20. Sanat
21. Müzik / hareket
22. Bloklar
23. Kum / su
24. Drama
25. Fen / doğa
26. Matematik / rakam
47
27. TV, video ve/veya bilgisayar kullanımı
28. Farklılıkları kabul edebilme
Etkileşim
29. Motor aktivitelerini denetleme
30. Genel denetim
31. Disiplin
32. Personel çocuk etkileşimi
33. Çocuklar arası etkileşim
Program yapısı
34. Günlük çizelge
35. Serbest oyun (serbest zaman)
36. Grup zamanı
37. Özel eğitime muhtaç çocuklar için sunulan imkanlar
Aile ve personel
38. Aile için sunulan imkanlar
39. Personelin kişisel ihtiyaçları için sunulan imkanlar
40. Personelin profesyonel ihtiyaçları için sunulan imkanlar
41. Personel etkileşimi ve yardımlaşması
42. Personelin denetim ve değerlendirilmesi
43. Profesyonel gelişim için imkanlar
3.3.4. Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin Maddelerinin
Puanlanması
Puan sayfasında gösterge ve madde puanları bulunmaktadır. Buna göre gösterge
puanları E (evet), H (hayır) ve sadece seçili olan göstergeler için mümkün olan NA
(uygulanamaz)’dır. Madde puanları 1 (yetersiz)’den 7 (çok iyi)’ye kadardır. Araştırmacı
gözlenemeyen ve gereken durumlarda kısa notlar almaktadır.
Bir madde üzerinde puanlama yaparken, daima 1 (yetersiz)’den başlanmış ve
doğru puana ulaşana kadar yukarı doğru gidilir. Derecelendirmeler aşağıdaki şekilde
tayin edilir;
48
Eğer 1’in altındaki herhangi bir gösterge evet olarak işaretlenmişse 1
derecelendirmesi verilir.
1’in altındaki tüm göstergelerde hayır seçeneği işaretlendiğinde ve 3’ün
altındaki göstergenin en az yarısında evet seçeneği işaretlendiğinde 2
derecelendirmesi verilir.
3’ün altındaki tüm göstergeler evet işaretlendiğinde ve 5’in altındaki
göstergelerin en az yarısı evet olduğunda 4 derecelendirmesi verilir.
5’in altındaki tüm göstergeler doğru olarak işaretlendiğinde ve 7’nin
altındaki tüm göstergelerin en az yarısı evet olarak işaretlendiğinde 6
derecelendirmesi verilir.
7’nin altındaki tüm göstergeler evet işaretlendiğinde 7 derecelendirmesi
verilir.
Maddenin uygulanmasının mümkün olmadığı durumlarda puan NA
olarak gösterilmiştir. NA olarak işaretlenen göstergeler bir maddenin
derecelendirmesinde göz ardı edilir ve NA olarak işaretlenmiş maddeler
alt ölçek ve toplam ölçek puanlarının hesabında kullanılmaz.
Ortalama alt ölçek puanını hesaplamak için, alt ölçekteki tüm maddelerin puanı
toplanmış olup elde edilen puan işaretlenen madde sayısına bölünür. Toplam ortalama
ölçek puanı hesaplanırken de, ölçekteki bütün maddelerin toplamı işaretlenen madde
sayısına bölünerek elde edilir.
3.4. Araştırmanın Uygulanması
Araştırmada kullanılan Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin
yeni versiyonu (ECERS – R), İngilizce – Türkçe ve Türkçe – İngilizce çevirileri
yapılmıştır. Daha sonra uzman görüşüne başvurularak ölçek düzenlenmiştir.
2004–2005 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında araştırmacı tarafından
Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeğinin yeni versiyonu (ECERS – R);
rasgele seçilen 2 okulda pilot uygulama yapılarak eksiklikleri belirlenmiş, gerekli
düzenlemeler yapıldıktan sonra 2005–2006 eğitim-öğretim yılı güz yarıyılında asıl
uygulamaya geçilmiştir.
2005–2006 eğitim-öğretim yılı güz yarıyılının başında random yöntemi ile seçilen
dört farklı türdeki okulöncesi eğitim kurumlarından dörder sınıf belirlenmiştir.
49
Belirlenen sınıflara iki hafta arayla toplam iki kez gidilerek gözlemler yapılmış ve bu
gözlemler “Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği” üzerinde
işaretlenmiştir. Daha sonra ölçek puanlanmıştır. Uygulamada her bir sınıfa araştırmacı
tarafından iki hafta arayla toplam iki kez ziyaret düzenlenerek bir gün boyunca eğitim
ortamında gözlem yapılmıştır.
Gözlemler çocukların etkinlikleri sırasında gerçekleştirildi. Gözlemci sınıf
içerisinde bulunarak, etkinliklere müdahale etmeden ölçek üzerinde belirtilen kriterleri
inceledi. Etkinlikler sırasında personel ile konuşulmadı ve müdahale edilmedi.
Gözlemlenemeyen göstergelerle ilgili sorular sormak için öğretmen ile bir zaman
ayarlaması yapıldı ve öğretmenin sınıf içerisinde sorumlu olmadığı dönemde görüşme
yapıldı. Sorular için yaklaşık olarak 20-25 dakikalık bir zaman kullanıldı. Öğretmenle
yapılan görüşme notları, puanlama sayfasına kaydedildi. Her bir gözlem için yeni bir
puan sayfası kullanılmıştır. Puanlamalar kurum terk edilmeden gözlem sırasında
tamamlanmıştır.
3.5. Verilerin Analizi
Örnekleme alınan kurumlarda, Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme
Ölçeğindeki (ECERS-R) sınıf ortamı ve mobilyalar, rutin kişisel bakım, dil ve akıl
etme, aktiviteler, etkileşim, program yapısı, aile ve personel kategorileri tek tek
değerlendirilerek alt ölçek ve toplam ölçek puanları bulunmuştur. Alt ölçek puanları
maddelere verilen puanların toplamı olarak hesaplanmıştır. Toplam ölçek puanları
bulunan alt ölçek puanlarının puan madde sayısına bölümü sonucunda ortaya çıkan
ortalama değerdir. Yedi ayrı kategori altında hesaplanan puanlar en son olarak toplam
alt ölçek ve genel toplam olarak hesaplanmışlardır. Gözlem yapılan sınıfların hiç birinde
özel eğitim alan çocuk yoktur. Bu durumdan dolayı “Okulöncesi Öğrenme Ortamı
Değerlendirme Ölçeği” içerisinde bulunan, özürlü çocuklar ile ilgili maddeler
incelenememiştir.
Araştırmada elde edilen toplam alt ölçek ve genel toplam puanlarının analizi için
bilgisayar ortamında SPSS Paket Programı (SPSS 11,5) kullanılarak Mann Whitney U
testi yapılmıştır. Sonuçların yorumlanmasında, anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul
edilmiştir. Araştırma da yapılan iki gözlem arasındaki tutarlılığı bulmak için SPSS
Paket Programı kullanılarak Pearson Korelasyon testi yapılmıştır.
50
BÖLÜM IV
BULGULAR VE TARTIŞMA
Araştırmada, Adana’da bulunan resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarında
kalite boyutu ele alınmış ve bu kurumların kaliteleri açısından aralarında anlamlı bir
farklılık bulunup bulunmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda,
araştırma kapsamındaki kurumlar da gözlemler yapılmış ve daha sonra gözlem sonuçları
“Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği” (ECERS–R) doğrultusunda
puanlandırılmıştır.
4.1. Araştırmaya Katılan Kurumlar İle İlgili Bulgular
Araştırmaya katılan resmi ilköğretim okullarına bağlı anasınıfları, özel
ilköğretim okullarına bağlı anasınıfları, özel anaokulları ve bağımsız anaokulları
incelendiğinde sınıf mevcutlarının beş okulöncesi eğitim kurumun 10–15 arasında, 10
okulöncesi eğitim kurumun 16–20 arasında ve bir okulöncesi eğitim kurumunun da 20–
25 arasında öğrencisi olduğu görülmektedir. Sınıf mevcudu 20–25 arasında bulunan
okulöncesi eğitim kurumu resmi ilköğretime bağlı bir anasınıfıdır. Sekiz resmi
okulöncesi eğitim kurumu ile sekiz özel okulöncesi eğitim kurumu araştırmaya
alınmıştır. Örnekleme alınan sınıflarda bulunan yetişkin sayısının resmi ilköğretim
okullarına bağlı anasınıflarında, özel ilköğretime bağlı anasınıflarında ve bağımsız
anaokullarında iki, özel anaokullarında ise bir olduğu gözlenmiştir. Bütün kurumlarda
bir öğretmen bulunmaktadır. Elde edilen bilgilere göre, araştırmaya katılan okul öncesi
eğitim kurumlarının hemen hemen hepsi öğrenci sayısı, sınıf içi personel ve öğretmen
sayısı açısından birbirine yakındır.
51
4.2. Araştırmaya Katılan Kurumların ECERS-R Ölçeği İle İlgili Bulguları
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
sınıf alanı ve mobilyalarla ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney
U-testi yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 3’de gösterilmiştir.
Tablo 3: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Sınıf Alanı ve Mobilyalar” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt
Ölçek Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları
Tablo 3’deki sonuçlara göre sınıf alanı ve mobilyalar maddesinin genel
toplamına bakıldığında resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında anlamlı bir
fark bulunmamıştır (U=18,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir
farklılık olup olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir
(U=15,000, p>0,05). Sıra ortalamaları dikkate alındığında, özel okulöncesi eğitim
kurumların, resmi okulöncesi eğitim kurumlarına göre ortalamalarının daha yüksek
olduğu anlaşılmaktadır.
Resmi ve özel okullar arasında sınıf ve mobilyalar açısından anlamlı farklılığın
görülmemesinin nedeni okulöncesi eğitim kurumlarının belli kriterler içerisinde
hazırlanması gerekliliği yani belirli özellikleri taşıması gerekliliği bu durumun nedeni
olabilir.
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 6,75 54,00
18,000 ,141
Özel Okul 8 10,25 82,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 6,38 51,00
15,000 ,074
Özel Okul 8 10,63 85,00
52
Okul Öncesi Eğitimde sınıf düzenlemesi, eğitimin kalitesini etkileyen en önemli
faktörlerden biridir. İyi yapılmış bir sınıf düzenlemesi öğretmenin verdiği eğitimi
destekleyip, çocukların kendilerini sınıfa ait hissetmesini ve sınıfta bağımsız hareket
edebilmelerini sağladığı gibi yeterince düşünülerek yapılmamış bir sınıf düzenlemesi
sınıfta kargaşa yaşanmasına, öğretmenin daha fazla yorulmasına ve çocukların da
sürekli öğretmene bağımlı olmasına neden olacaktır. Sınıf ortamındaki duvardan
ışıklandırmaya, mobilyadan eğitsel malzemelere ve oyuncaklara kadar her şey sınıfta
bulunan bireyleri (çocuklar ve öğretmenler) ve öğrenmeyi etkiler. Sınıfın aydınlık,
uygun sıcaklıkta olması eğitim için elverişli bir ortam yaratır. Mobilyaların
düzenlenmesi, sınıftaki alanın kullanımıyla ilgili bilgi verir ve öğretmenin sınıfta yaptığı
gözlemi kolaylaştırır ya da zorlaştırır. Bu nedenlerle, sınıf düzenlemesi yaparken bazı
temel noktaları göz önüne almak önemlidir (Demiriz, Karadağ ve Ulutaş, 2003;
Anonim, 1998).
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
rutin kişisel bakım ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney U-testi
yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 4’de gösterilmiştir.
Tablo 4: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Rutin Kişisel Bakım” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek
Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları
Tablo 4’deki sonuçlara göre rutin kişisel bakım maddesinin genel toplamına
bakıldığında resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında anlamlı bir fark
bulunmamıştır (U=20,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 7,00 56,00
20,000 ,207
Özel Okul 8 10,00 80,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 6,00 48,00
12,000 ,036
Özel Okul 8 11,00 88,00
53
farklılık olup olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olduğu görülmektedir
(U=12,000, p<0,05). Sıra ortalamaları dikkate alındığında, özel okulöncesi eğitim
kurumların, resmi okulöncesi eğitim kurumlarına göre ortalamalarının daha yüksek
olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum özel okulların maddi sıkıntılarının daha az olması,
dolayısıyla fiziksel şartlarının resmi kurumlara göre daha olumlu olmasından
kaynaklanmış olabilir. Buna ek olarak, özel okulöncesi eğitim kurumlarına çocuklarını
gönderen ailelerin rutin kişisel bakım açısından kurumdan daha çok beklenti içerisine
girmeleri, bu beklentilerinin karşılanmadığı durumlarda kurumun öğrenci kaybı
endişesiyle karşı karşıya kalması nedeniyle özel kurumlar bu konuda daha dikkatli
davranıyor olabilirler. Farouhar (1989) tarafından Yeni Zellanda’daki okulöncesi eğitim
kurumlarının kaliteleri ile ilgili yapılan araştırmada genel olarak çocuk sağlığı ve
güvenliği ile ilgili değerlere eğitimden daha çok önem verildiği görülmüştür (Akt.
Kalemci, 1998). Tablo 4’de bulunan bulgular ile Farouhar (1989) tarafından yapılan
araştırma sonuçları tutarlılık göstermektedir.
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
dil ve akıl etme ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney U-testi
yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 5’de gösterilmiştir.
Tablo 5: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Dil ve Akıl Etme” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek
Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 8,50 68,00
32,000 1,000
Özel Okul 8 8,50 68,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 9,13 73,00
27,000 ,598
Özel Okul 8 7,88 63,00
54
Tablo 5’de görüldüğü üzere resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarının
aktiviteler maddesine göre genel toplamları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır
(U=32,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir farklılık olup
olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olmadı görülmektedir (U=27,000, p>0,05).
Sıra ortalamaları dikkate alındığında, resmi okulöncesi eğitim kurumların, özel
okulöncesi eğitim kurumlarına göre ortalamalarının daha yüksek olduğu
anlaşılmaktadır. Dil ve akıl etme maddesi açısından resmi ve özel okullar
incelendiğinde, aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür.
Hatta sıra ortalamasına bakıldığında resmi okulöncesi eğitim okullarında, özel okullara
göre bu değerin daha yüksek olduğu görülmektedir. Bunun nedeni resmi kurumlarda
çalışan personelin programlarında dil ve akıl etmeye yönelik çalışmaları daha fazla yer
vermeleri olabilir. Resmi okullarda çalışan öğretmenlerin üniversite mezunu olmaları ve
bu çalışmalara yönelik eğitimlerinin daha fazla olması dil ve akıl etme maddesinin daha
etkin olmasına neden olabilir. Deretarla Gül ve Erden (2003) tarafından yapılan
araştırmada, öğretmenlerin kitap köşesinin yeri, özellikleri, düzeni ve kitap köşesinde
bulunması gereken materyaller konusunda belirli düzeyde bir bilgiye sahip olmaları,
daha farklı etkinlikler için yeterli olmadıkları görülmüştür. Bu duruma göre Tablo 5’de
bulunan bulgular ile Deretarla Gül ve Erden (2003) tarafından yapılan araştırma
sonuçları tutarlılık göstermektedir.
Özellikle okulöncesi dönemde çocukların, bu alanda ilk defa karşılaştıkları,
farklı ve çeşitli etkilere maruz kaldığı söylenebilir. Önemli olan burada çocukların bu
etkilerden mümkün olduğunca en iyi şekilde yararlanabilmeleri, yani alıcı dil ve ifade
edici dili en etkili şekilde kullanabilmeyi öğrenmeleridir. Burada da görev öğretmene
düşmektedir. Bireyin kendisi ne kadar donanımlı, ortamı da zengin hazırlarsa çocukların
bu alanda daha kaliteli bir etkileşim geçirecekleri söylenebilir.
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
aktiviteler ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney U-testi
yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 6’da gösterilmiştir.
55
Tablo 6: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Aktiviteler” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları
ile İlgili U-Testi Sonuçları
Tablo 6’da görüldüğü üzere resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarının
aktiviteler maddesine göre genel toplamları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır
(U=23,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir farklılık olup
olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olmadı görülmektedir (U=23,000, p>0,05).
Sıra ortalamaları incelendiğinde aynı değerlere sahip oldukları görülmüştür.
Resmi ve özel okullar arasında aktiviteler açısından anlamlı farklılığın
görülmemesinin nedeni, gerek resmi okullar gerekse özel okulların var olan
programlarının MEB’e bağlı programlar olması, okulların kullandıkları planların genel
yapısı açısından benzer özellikler göstermesi, sadece plan içeriklerinde farklılıkların
olması olabilir. Bununla beraber okulöncesi eğitim kurumlarında yapılan aktiviteler
hemen hemen birbirinin aynı olmasından yani aktivitelerin benzer özellikler
taşımasından ve buna bağlı olarak da yapılan aktivitelerin arasında da çok farklılık
olmamış olabilir. Aktaş Arnas, Erden, Aslan ve Cömertpay (2003) tarafından yapılan
araştırmada, hem Milli Eğitim hem de özel okul bünyesindeki öğretmenlerin
sınıflarında ilgi köşelerinden çoğunluğuna yer verdikleri, sanat etkinliklerinde daha çok
tek yönlü çalışmalar yaptıkları belirlenmiştir. Genel olarak aktivitelerin benzer olarak
yapıldığı görülmüştür. Yukarıdaki tabloda belirtilen bulgular ile Aktaş Arnas ve
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 7,38 59,00
23,000 ,344
Özel Okul 8 9,63 77,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 7,38 59,00
23,000 ,344
Özel Okul 8 9,63 77,00
56
diğerleri (2003)’nin yapmış oldukları araştırma sonuçları genelde tutarlılık
göstermektedir.
Yapılan araştırmalar okulöncesi eğitim kurumlarının çocukların tüm gelişim
alanlarına destek sağlayabilecek şekilde donatılması gerektiğini ve buna uygun
aktivitelerin uygulanması gerektiğini savunmaktadır.
Çocukların ilgilerini desteklemek için özel ilgi alanlarına oyun alanları kurulur.
Bu alanlar, su ve kum oyunlarını, inşa etme, hayali oyunlar, rol oynama, resim çizme ve
boyama, okuma ve yazma, sayma, sınıflama, tırmanma, sallanma ve dans etmeyi
içerirler. Bu alanlar, çocukların oyuna yönelik amaç ve düşüncelerini gerçekleştirmek
için seçebildikleri ve kullanabildikleri bol miktarda materyallere sahiptirler. Bu
materyaller çocukların her gün yaratıcı ve amaçlı şekilde temel deneyimlerle meşgul
olmaları için pek çok fırsatlar sağlarlar (Congregation Ner Tamid of South Bay, 1999-
2001).
Temel ve diğerleri (1999) tarafından gerçekleştirilen araştırma sonucunda
öğretmenlerin çoğunluğunun dramatik etkinlikleri planlama ve uygulama, fen ve doğa
etkinliklerini planlama ve uygulama, yeni anaokulu programını uygulama, özürlü
çocuklarla çalışma, okulöncesi eğitimde yeni yaklaşımlar ve teknolojiler konularında
hizmet içi eğitime ihtiyaç duyduklarını belirttikleri saptanmıştır. Öğretmenlerin hizmet
içi eğitime hiç ihtiyaç duymadıklarını belirttikleri konular ise; oyun etkinliklerini
planlama ve uygulama, okuma yazmaya hazırlık çalışmalarını planlama ve uygulama,
çocukla iletişim kurma, etkili grup yönetimi, çevre ile iletişim ve işbirliği, öğretmen ve
yönetici ilişkileri şeklinde sıralanmıştır (Temel ve diğerleri, 1999).
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
etkileşim ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney U-testi yapılmıştır.
Sonuçlar Tablo 7’de gösterilmiştir.
57
Tablo 7: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Etkileşim” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek Puanları
ile İlgili U-Testi Sonuçları
Tablo 7’deki sonuçlara göre etkileşim maddesinin genel toplamına bakıldığında
resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır
(U=26,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir farklılık olup
olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir (U=19,000, p>0,05).
Sıra ortalamaları dikkate alındığında, özel okulöncesi eğitim kurumların, resmi
okulöncesi eğitim kurumlarına göre ortalamalarının daha yüksek olduğu
anlaşılmaktadır.
Resmi ve özel okullar arasında etkileşim maddesi açısından anlamlı bir
farklılığın bulunmamasının nedeni, öğretmenlerin genel olarak öğrenci merkezli eğitim
anlayışını benimsiyor olmasından ve buna bağlı olarak çocuk ile personel etkileşimin
benzer bir yapıya sahip olmasından kaynaklı olabilir. Denizel Güven ve Cevher (2005)
tarafından yapılan araştırmada kıdem yılı, sınıf mevcudu, okulun bulunduğu çevrenin
sosyo-ekonomik düzeyi ve sınıf yönetimine ilişkin hizmet içi eğitim alma durumu
açısından öğretmenlerin sınıf yönetimi becerisine ilişkin anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Yukarıdaki tabloda belirtilen bulgular ile Denizel Güven ve Cevher (2005)’in yapmış
oldukları araştırma sonuçları genelde tutarlılık göstermektedir.
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 7,75 62,00
26,000 ,528
Özel Okul 8 9,25 74,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 6,88 55,00
19,000 ,172
Özel Okul 8 10,13 81,00
58
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
program yapısı ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney U-testi
yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 8’de gösterilmiştir.
Tablo 8: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Program Yapısı” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek
Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları
Tablo 8’deki sonuçlara göre program yapısı maddesinin genel toplamına
bakıldığında resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında anlamlı bir fark
bulunmamıştır (U=19,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir
farklılık olup olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir
(U=16,500, p>0,05). Sıra ortalamaları dikkate alındığında, özel okulöncesi eğitim
kurumların, resmi okulöncesi eğitim kurumlarına göre ortalamalarının daha yüksek
olduğu anlaşılmaktadır.
Resmi ve özel okullar arasında program yapısı açısından anlamlı bir farklılığın
çıkmamasının nedeni, tüm okulöncesi eğitim kurumlarının Milli eğitim Bakanlığı’nın
hazırladığı belli bir müfredata uymak zorunda olmalarından kaynaklanmış olabilir.
Resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarında uygulanan program aynı niteliklere sahip
öğretmenler tarafından verilmesi de bu durum için bir etki olabilir. Her iki okul türünde
de özürlü çocuklar için sunulan imkanlar maddesi, sınıfta böyle bir durum olmadığı için
incelenmemiştir.
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 6,88 55,00
19,000 ,172
Özel Okul 8 10,13 81,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 6,56 52,50
16,500 ,103
Özel Okul 8 10,44 83,50
59
Muencnow (2004) tarafından okul öncesi eğitim programlarının etkililiği üzerine
yapılan bir araştırmanın sonucu, okul öncesi eğitim programlarının, çocukların oyun
ihtiyaçlarına ve tüm gelişim alanlarına hitap etmesi gerektiğini; aynı zamanda yaşanılan
bölgenin kültürünü ve ulusun dil özelliklerini yansıtmasının gerekliliğini ortaya
koymaktadır. Çocuğun geldiği aile, yaşadığı çevre, program için temeldir. Uygulanan
program çocukların gelişim özellikleri üzerine hazırlanmış ve ailelerin aktif katılımına
önem verilmiştir. Gelişimsel bir program çocukların kişisel seçimlerine izin verir ve
kişisel ihtiyaçlarının karşılanması için stratejiler sunar. Okul öncesi eğitim kurumunda
çocukların konuşma, oyun, resim müzik, kil, su gibi her türlü geliştirici ve yaratıcı
alışkanlıkları kazanabilmelerine özen gösterilmeli; onların ilkokulda karşılaşacakları
görevlere hazır olmalarını sağlayacak ön alıştırmalara yer verilmelidir (Muencnow,
2004).
Resmi okulöncesi eğitim kurumları ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında
aile ve personel maddesi ile ilgili farklılık olup olmadığını anlamak için Mann Whitney
U-testi yapılmıştır. Sonuçlar Tablo 9’da gösterilmiştir.
Tablo 9: Resmi Okulöncesi Eğitim Kurumlarının ve Özel Okulöncesi Eğitim
Kurumlarının “Aile ve Personel” Alt Boyutlarına İlişkin Genel Toplam ve Alt Ölçek
Puanları ile İlgili U-Testi Sonuçları
Tablo 9’daki sonuçlara göre aile ve personel maddesinin genel toplamına
bakıldığında resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında anlamlı bir fark
bulunmamıştır (U=21,000, p>0,05). Toplam alt ölçek puanları arasında anlamlı bir
N
Sıra
Ortalaması
Sıralar
Toplamı U p
Mad
del
er
Gen
el T
opla
m
Resmi Okul 8 7,13 57,00
21,000 ,248
Özel Okul 8 9,88 79,00
Mad
del
er A
lt
Ölç
ek T
opla
m
Resmi Okul 8 7,75 62,00
26,000 ,528
Özel Okul 8 9,25 74,00
60
farklılık olup olmadığına baktığımızda, anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir
(U=26,000, p>0,05). Sıra ortalamaları dikkate alındığında, özel okulöncesi eğitim
kurumların, resmi okulöncesi eğitim kurumlarına göre ortalamalarının daha yüksek
olduğu anlaşılmaktadır.
Resmi ve özel okullar arasında aile ve personel maddesi açısından anlamlı bir
farklılığın bulunmamasının nedeni, gerek resmi okulöncesi eğitim kurumları gerekse
özel okulöncesi eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin çocuğun gelişimi ve eğitimi
için aileyi de eğitimin içerisinde etkin olarak bulundurması ve buna yönelik çalışmaları
yıllık ve günlük planlarına dahil etmeleri olabilir.
Köksal ve arkadaşlarının (2000) yaptığı araştırmada; ebeveynlerin okul öncesi
eğitim kurumlarında uygulanan eğitim programı hakkında bilgi sahibi olmaları, eğitimin
devamının evde de sağlanması ve çocuğa karşı okul-aile arasındaki davranışlarda ve
eğitimde tutarlılık olması açısından çok önemli olduğu belirlenmiştir (Köksal ve
ark.2000).
Micklo’nun (1993) de yaptığı araştırmasında okulöncesi öğretmenlerinin
sorunları incelendiğinde; insan ilişkileri, sınıfta davranış yönetimi, anne-baba eğitimi ve
desteklenmesi, sınıf içi eğitsel faaliyetler, eğitim programı, çocukların gelişimlerinin
desteklenmesi şeklinde sıralandığı görülmektedir (Micklo, 1993).
Şahin ve diğerleri (1999)’nin okulöncesi öğretmenlerinin sorunlarının
incelenmesi konulu araştırmalarının sonucuna göre; okul öncesi öğretmenlerinin
kendilerini geliştirme ve yenileme ile ilgili sorunlarının; kendini geliştirmek için zaman
ve olanak tanınmaması; yeni kaynakları takip edecek zaman bulamama ve konferans ve
seminerler vb. etkinliklere katılamama gibi sorunlar olduğu tespit edilmiştir (Şahin ve
diğerleri, 1999). Bu duruma göre Tablo 9’da belirtilen bulgular ile Şahin ve diğerler
(1999) tarafından yapılan “Okulöncesi Eğitim Öğretmenlerinin sorunlarının
İncelenmesi” araştırma bulguları genelde tutarlılık göstermektedir.
Öğretmenin işini en iyi şekli ile yapabilmesi için tam bir donanıma ihtiyacı
vardır. Öğretmenin gerek kişisel gerek profesyonel ihtiyaçları tam anlamıyla
karşılanırsa o kadar iyi verim alınabilir.
61
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1. Araştırma Sonuçları
Bu araştırma, Adana il merkezinde bulunan random yöntemiyle seçilen sekiz tane
resmi okulöncesi eğitim kurumları ile sekiz tane özel okulöncesi eğitim kurumları
arasından toplam 16 okul ile yapılan uygulamalarla oluşturulmuştur. Okulöncesi eğitim
kurumları Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS–R)’ne uygun
olarak incelenmiş ve aldıkları puanlar üzerinden verilerin analizi yapılmıştır. Yapılan
analizler sonucunda resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumları arasında belirgin bir
farklılık bulunamazken, sadece “rutin kişisel bakım” maddesinin alt ölçeğinde
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Fakat özel okulların sınıf alanı,
mobilyalar ve materyaller konusunda daha fazla çeşitliliğe sahip olduğu görülmüştür.
Büyük motor gelişimi için uygun alanın ve daha çeşitli materyallerin özellikle özel
okulöncesi eğitim kurumlarında rahatlıkla gerçekleştirildiği söylenebilir.
Dil ve akıl etme alanında her iki tür okulda da belirgin olarak farklara
rastlanmamıştır. Sadece özel okulöncesi eğitim kurumlarında çocukların daha fazla
Türkçe dil etkinlikleri ile ilgili materyale ulaşma şansı olduğu gözlemlenmiştir.
Aktiviteler ile ilgili olarak özel okulöncesi eğitim kurumlarında materyal çeşitliliğinden
dolayı, resmi okulöncesi eğitim kurumlarına göre daha rahat çalışıldığı görülmüştür.
Fakat özel okulöncesi eğitim kurumlarında bazı aktiviteler branş dersi adı verilen farklı
öğretmenler tarafından ve farklı mekanlarda gerçekleştirilmektedir. Resmi okulöncesi
eğitim kurumlarında bu aktiviteler tamamen sınıf ortamında ve sınıf öğretmeni
tarafından tamamlanmaktadır. Dikkat çekici bir unsur hiçbir okulöncesi eğitim
kurumunda aktiviteler alanının alt boyutunda bulunan farklılıkları kabul edebilme
maddesi ile ilgili bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Farklı kültürler ile ilgili çalışmalar,
aktiviteler görülmemiştir. Personel ve çocuk etkileşimine yönelik her iki türdeki okullar
hemen hemen aynı değerde puanlar almışlardır. Program yapısı açısından okullar
incelendiğinde; özel okulöncesi eğitim kurumlarının daha yüksek puanlar aldığı göze
çarpmaktadır. Her iki okul türünde de özürlü çocuk bulunmadığı için bunlara yönelik
62
sorularda gözlem dışı bırakılmıştır. Aile katılımı ile ilgili olarak özel okulların bu
konularda daha fazla etkinliklere yer verdikleri görülmüştür. Personelin gelişimi için
sağlanabilecek imkanlar, maalesef her iki okul türü için de yüksek değerlere sahip
değildir.
5.2. Öneriler
5.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler
Bir ülkede politika, ekonomi ve toplum açısından gelişmeler bekleniyorsa önce
eğitimi ele almak gerekmektedir. Okul öncesi eğitimi ise eğitimin en önemli yılları
kabul edilmektedir. Çocuğa erken yaşlarda sağlanacak deneyimlerle elde edilecek temel
bilgi, beceri ve alışkanlıklar, çocuğun daha sonraki öğrenim yaşamının yanı sıra sosyal
ve duygusal yaşamını da biçimlendirecek güçte olduğu bilinmektedir; tesadüflere
bırakılmayacak kadar ciddi, bilimsel ve sistematik bir organizasyon ile yönlendirilmesi
gereken okul öncesi eğitim hizmeti, tüm eğitim sisteminin en can alıcı basamağıdır.
Bu duruma göre, okulöncesi eğitiminin kaliteli bir çerçeve içerisinde
yaygınlaştırılması için gerek politikacılar, gerek özel kurumlar ve gerekse bireyler
okulöncesi eğitimini yaygınlaştırmak ve her bölgeye ulaşmak için gerekli tedbirleri
almak zorundadır.
Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve daha nitelikli bir duruma gelmesi için
toplumun her kesiminin sorumluluk duyması ve alması gereklidir. Burada önemli olan
eğitimin verildiği kurumun özel ya da resmi olması değildir; önemli olan verilen
eğitimin, mekanın, materyallerin, programın ve en önemlisi personelin nitelikli,
çocuğun gelişim evrelerini destekleyen uygun şartlara sahip olmasıdır. Türkiye'nin hem
sosyal hem de ekonomik olarak Avrupa Birliği ülkeleri standartlarını yakalaması
çalışmalarında, bu konuya yatırım yapılmasının önemi de göz ardı edilmemelidir.
İyi bir okulöncesi eğitim kurumunun temel dayanaklarından biri olan
öğretmenler ve personelin daha aktif ve verimli çalışabilmeleri için gerekli
ihtiyaçlarının karşılanması, çalıştığı ortamdan hoşnut olması gereklidir. Eğitimci ve
personelin kendilerine ait bir dinlenme zamanları ve bu zamanı geçirebilecekleri
odaları, iyi bir şekilde donatılmış çalışma alanları, bireysel ve grup görüşmeleri için
63
kullanılabilecek oyun alanlarından farklı bir alan okulöncesi eğitim kurumunda
bulunmalıdır.
Kurumda çalışan her personelin sorumlulukları açıkça belirlenmiş olmalı ve en
az haftada bir kez ortak plan yapılmalıdır. Belli dönemlerde, personel arasında pozitif
ilişkilerin oluşabilmesi için çeşitli sosyal aktiviteler ayarlanabilir. Yine belli zamanlarda
okulöncesi eğitimine yönelik çeşitli hizmet içi seminerleri, çalışma grupları
oluşturulabilir. Bununla beraber;
1. Öğretmenlerin alanları ile ilgili yeni bilgi ve teknolojileri takip edebilmeleri
amacı ile düzenli aralıklarla hizmet içi eğitim çalışmaları planlanabilir ve
bunlara ulaşılabilirliğin sağlanması uygun olabilir.
2. Okulöncesi eğitim programlarının çocuğa, yetişkine, topluluklara, kurumlara
ve topluma ne gibi değişiklikler getirebileceği, bu değişikliklerin
gerçekleşebilmesi için ne tür okulöncesi programların geliştirilmesi ve
içeriklerinin ne olması gerektiği ayrıntılı olarak tartışılmalıdır. Bu amaçla
geliştirilen programların nasıl yaygınlaştırılabileceği, ulusal ve uluslararası ne
tür işbirlikleri ile gerçekleşebileceği de göz önünde tutulmalıdır. Buna bağlı
olarak okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanan eğitim programlarının
kapsamı içerisine farklı yaklaşımlar dahil edilerek öğretmenlere, anne-
babalara farklı bakış açıları kazandırılabilir.
3. Gerek üniversitelerde gerek farklı kuruluşlarda araştırma yapan bireyler ve
eğitimi sağlayan, uygulamayı yapan bireyler kurumları güçlendirmek,
nitelikli eğitim ve öğrenme imkanları vermek için birlikte daha etkili
çalışabilirler. Araştırmacılar ve uygulayıcılar arasındaki işbirliğini çalışma
grupları, projeler ve iletişim sistemleri ile sağlamak etkileşimi
hızlandıracaktır. Bu etkileşim araştırmacılara, üzerinde durulması gereken
konuları belirlemede yardımcı olacak ve uygulayıcılara daha etkili program
yaratmaları için bilgi verebilir ve buna bağlı olarak da uygulayıcılardan daha
etkili dönütler alabilirler.
64
5.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler
Okulöncesi eğitiminin verimine yönelik sorunların belirlenerek bu sorunların
giderilmesi için gerekli önlemlerin alınması, okulöncesi eğitimin niteliğini ve verimini
arttırması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle; Türkiye çapında bir durum
tespit araştırmasının yapılması uygun olacaktır. Bununla beraber;
1. Okulöncesi eğitim kurumlarında okulöncesi öğretmenlerinin eğitim kaliteleri
araştırılabilir.
2. Okulöncesi eğitim kurumlarında çalışan diğer personelin kurumun kalitesine
yansımalarına etkisi araştırılabilir.
3. Bu araştırma resmi ve özel okulöncesi eğitim kurumlarından 16 sınıf seçilerek
yapılmıştır. Aynı çalışma daha geniş örneklem grubuyla yapılabilir.
4. Sosyo-ekonomik seviyenin okulöncesi eğitim kurumlarının kalitesine ne
derecede etki ettiği nitel verilerle desteklenebilir.
65
KAYNAKÇA
Aksoy, A.B. (1998), “Okulöncesi Eğitime Ebeveyn Katılımının Sağlanması”, VII. Ulusal
Eğitim Bilimleri Kongresi. Cilt II. 97–99.
Aktaş Arnas, Y. (2002), “Bir Öğrenme Merkezi Olarak Blok Köşesi”
Çoluk Çocuk Dergisi, Sayı: 19 Kasım s. 14–15.
Aktaş, Y. 2002. Okul Öncesi Dönemde Matematik Eğitimi, Nobel Tıp Kitapevi. Adana
Aktaş Arnas Y., Erden Ş., Aslan D. Ve Cömertpay B. (2003), “Okulöncesi Öğretmenlerin
Günlük Programda Yer Verdikleri Etkinler Ve Bu Etkinliklerde kullandıkları
Yöntemler”, Omep Dünya Konsey Toplantısı Ve Konferansı. Cilt III. 435-450.
American Academy of Pediatrics. (2005), “Quality Early Education and Child Care From Birth
to Kindergarten”, Pediatrics, 115, (1)
Anonim, (1998), İlköğretim okul yapıları el kitabı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim
Genel Müdürlüğü, Ankon Danışmanlık hizmetleri A.Ş., Ankara
Arı M., Bayhan P.,(1999), Okulöncesi Dönemde Bilgisayar Destekli Eğitim, Epsilon
Yayıncılık, Ankara.
Apak, S. (1984), Gelişim nörolojisi, İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü Yayınları,
İstanbul
Aral N., Kandır A., Yaşar M.C. (2000), Okulöncesi Eğitim 1. Ya – Pa Yayınları, İstanbul
Ayhan A. ve Aral N. (2003), “Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Kavram Gelişiminde,
Bilgisayar Destekli Öğretimin Etkisi”, Journal of Qafgaz University 2006-17; 9-14
Ball C. (1994), “Start Right. The Importance Of Early Learning”, England: R.S.A.
Bekman S. (2000), Okulöncesi Ve Çocuk Bakım Programları İçin Etkin Öğrenme
Uygulamaları Küçük Çocukların Eğitimi, Hisar Eğitim Vakfı Yayınları, İstanbul
Bölükbaşı, Z. (2002), “Okulöncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden ve Etmeyen Çocukların
Gelişim Özelliklerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi,
İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya.
Buldu M. ve Yılmaz A. (2005), “Assessing The Quality In Different U.S. Early
ChildhoodEducationPrograms”, Cilt no14, sayı 1, s. 121–136
Carlson L.H. (1989), "Professional and Parent Views Of Early Childhood Programs: A Cross-
Cultural Study", Early Childhood Development And Care, (509) s. 51–64.
Cin, S. (1989), “Okulöncesi Eğitimi ve Anaokulları Tasarımına Yansıması Üzerine Bir
Araştırma”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
Ankara.
66
Charlesworth, R. ve Lind, K. K. (1990), Math and Science for Young Children, Delmar Pub.
New York.
Coughlin, P. A., Hansen, K. A., Heller, D., Kaufmann, R. K., Stolberg, J. R., Walsh, K. B.
(1997), “Creating Child-Centered Classrooms” Washington, DC: Children’s Resources
International, Inc.
Congregation Ner Tamid of South Bay (1999–2001), An Introduction to High/Scope
Curriculum (from Educating Young Children, the High/Scope Manual),
http://www.nertamid.com/CNT/Education/pshighscopecurric.htm Ziyaret
Tarihi:10.05.2007.
Cryer D., Tietze W., Burchhinal M., Leal T. ve Palacios J. (1999), “Predicting Process
Quality From Structural Quality İn Preschool Programs: A Cross-Country
Comparison”
Cryer D., Tietze W., Wessels H. (2001), “Parents’ Perceptions Of Their Children’s Childcare:
A Cross-National Comparison”
Çimen, S. (1999), “Okulöncesi eğitimde analoji”, Yayınlanmamış Seminer Raporu, Ankara
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Davaslıgil Ü. (1984), “Dil Gelişiminin Okulöncesi Eğitimindeki Önemi”, III. Ulusal Psikoloji
Kongresi
Demirel Ö. (1999), İlköğretim Okullarında Türkçe Öğretimi, MEB Yayınları, İstanbul
Demiriz S. Karadağ A. ve Ulutaş İ. (2003), Okulöncesi Eğitim Kurumlarında Eğitim Ortamı
ve Donanım, Anı Yayıncılık, Ankara
Denizel Güven E. ve Cevher F.N. (2005), “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Sınıf Yönetimi
Becerilerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Pamukkale Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi, 2005(2), 18. Sayı
Deretarla Gül E. ve Erden Ş. (2003), “Anasınıfı Öğretmenlerinin Anadili Etkinliklerinin Ve
Kitap Köşesinin Niteliğini Değerlendirmeleri”, Omep Dünya Konsey Toplantısı Ve
Konferansı. Cilt III. 135-151.
Dikici Sığırtmaç, A. (2005), Okulöncesi Dönemde Müzik Eğitimi, İstanbul: Kare Yayınları.
Farouhar, S.E. (1989), “Assessing New Zealand Child Day Care Quality Using The Early
Childhood Environment Rating Scale(1), Early Child Development And Care (Çev. F.
Kalemci), Great Britain, S:65-76
Fiene R. (2002), “13 Indicators Of Quality Child Care: ResearchUpdate”, Pennsylvania State
University.
Fuller, B. (1986), “Defining School Quality”, Berkley, CA: McCutchan.
67
Genç, Ş. ve N. Senemoğlu (2001), Okul Öncesi Eğitimi, Modül 12 Ankara: T.C. Milli Eğitim
Bakanlığı
Glasser, W. (1990), “The Quality School. Managing Students without Coercion”, New York:
Harper Perennial.
Goelman H., Forer B., Kershaw P., Doherty G., Lero D. ve LaGrange A. (2006), “Towards A
Predictive Model Of Quality In Canadian Child Care Centers”, Early Childhood
Research Quarterly 21, 280-295
Güven, Y. (2000), Erken Çocukluk Döneminde Sezgisel Düşünme Ve Matematik, Ya-pa
Yayınları, İstanbul.
Harms T. Clifford R. M. ve Cryer D. (1998), “Early Childhood Environment Rating Scala
(Revision Edition”)
Hohmann, M., Weikart, D.P., (2000), Küçük Çocukların Eğitimi, Çeviren: Sibel Saltiel Kohen
ve Ülfet Öğüt. Hisar Eğitim Vakfı Yayınları. Kuruçeşme, İstanbul
Hutchison D. (1999), “Perspectiveson Place in Education”, Ontario Institute for Studies in
Education of the University of Toronto.
Jones, M. (2000), Çocuk ve Oyun, 1. Basım İstanbul: Kaknüs Yayınları:77.
Kalemci F. (1998), Okulöncesi Eğitim Kurumlarının Çevre Düzenlemesi Ve Çalışan Eğitimci
Personelin Nitelikleri Yönünden İncelenmesi, 1. Basım Ankara.
Koç, G. (1999), “Anne Babaların Okulöncesi Eğitim Kurumu Seçimini Etkileyen Etkenler”,
Mesleki Eğitim Dergisi, s. 1-2
Koçak N. (2000), Selçuk Üniversitesi Anaokulu/Anasınıfı Öğretmen El Kitabı, Ya-Pa Yayınları,
İstanbul
Köksal, A. ve Ark. (2000), “Ankara’da Bulunan Özel Okulöncesi Eğitim Kurumlarında Çalışan
Yöneticiler Ve Öğretmenlerin Ebeveynlerden Beklentilerinin İncelenmesi”, Çocuk
Gelişimi Ve Eğitimi Dergisi, 1(2), 92-101.
Latz, M. (1992), “Preservice teachers’ perceptions and concerns about classroom management
and discipline: a qualitative investigation”, Journal of Science Teacher Education, 3 (1)
Macaroğlu Akgül, E. (2004), Fen ve Doğa Etkinlikleri, İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
Milli Eğitim Bakanlığı–Okulöncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü (1997), Anasınıfı Programı,
Milli Eğitim Yayınevi, İstanbul
Milli Eğitim Dergisi (2001), Çocuk Gelişiminde Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının Yeri ve
Önemi www.meb.gov.tr Ziyaret Tarihi: 10.05.2007.
Milli Eğitim Bakanlığı (2005), Okulöncesi eğitim Kurumları www.meb.gov.tr Ziyaret
Tarihi:25.02.2005.
68
Micklo S. J. (1993), “Perceived Problems of Public School Prekindergarten Teachers”, Journal
of Research in Childhood Education, Cilt:8, Sayı:1, s.57–68.
Muenchow, Susan (2004), “Preschool for All: Step by Step” A Planning Guide and Toolkit,
American Institutes For Research, 7–8.
Munton A.G., Rowland L., Money A. ve Lera M.J. (1997), “Using The Early Childhood
Environment Rating Scale (ECERS) To Evaluate Quality Of Nursery Provision İn
England: Some Data Concerning Reliability”, Educational Research, Volume 39,
Number 1
NAEYC (1996), “Developmentally Appropriate Practice in Early Childhood Programs Serving
Children From Birth Through Age 8”, Introduction www.google.com.tr Ziyaret Tarihi:
27.12.2004.
Nelsen, J., Lott, L. Gleen, S. ( Çev.M. Ersin) (2001), A'dan Z'ye Pozitif Disiplin, Hayat
Yayınları.
Oğuzkan, Ş. ve Oral, G. (1997), Okulöncesi Eğitimi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
Oktay A. (1985), “Okulöncesi Dönemde Temel Alışkanlıkların Kazandırılması”, 2 – 3 Ya-Pa
Okulöncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri, s. 39–46
Oktay A. (1999), Yaşamın Sihirli Yılları: Okulöncesi Dönem, Epsilon Yayınları, İstanbul
Oktay, A., Zembat, R., Önder, A., Güven, Y., & Fathi, L. (1994, Nisan), “İstanbul’daki Okul
Öncesi Kurumlarında Uygulanan Programların Özelliklerinin Tespiti Araştırması”, 1.
Eğitim Bilimleri Kongresi Bildirileri, Cilt 2, 805–814. Adana: Çukurova Üniversitesi
Basımevi.
Önder A. (2001), Yaşayarak Öğrenme İçin Eğitici Drama, Epsilon Yayınları, İstanbul.
Pianta R., Howes C., Burchinal M., Bryant D., Clifford R., Early D. ve Barbarin O. (2005),
“Features of Pre-Kindergarten Programs, Classrooms, and Teachers: Do They Predict
Observed Classroom Quality and Child–Teacher Interactions?”, Applied Developmental
Science, Vol. 9, No. 3, 144–159
Rosser C.S. (1993), “Planning Activities For Child Care A Curriculum Guide For Early
Childhood Education”,The Goodheart-Willcox Company, Inc., Illionois, s.35-42.
Saracho O. N. (1988), “A Study of the Roles of Early Childhood Teachers”, Early Childhood
Development of Care, Cilt:38, s.43-56.
Senemoğlu, N. (2004), Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, 9. baskı Ankara: Gazi Kitabevi.
Seyrek, H. ve M. Sun (1991), Çocuk Oyunları, İzmir: Mey Ofset.
Şahin ve Diğerleri (1999), “Okul Öncesi Eğitim Öğretmenlerinin Sorunlarının İncelenmesi”
4.Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Bildirileri, 1. Anadolu Üniversitesi Yayınları.
69
Şahin, F. (2000), Okulöncesinde Fen Bilgisi Öğretimi ve Aktivite Örnekleri, İstanbul: Ya- pa
Temel ve Diğerleri (1999), “Anaokulu Öğretmenlerinin Hizmet İçi Eğitim İhtiyaçlarının
Belirlenmesi”, 4. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Bildiriler 1. Anadolu Üniversitesi
Yayınları.
Tuğrul B.(2005), Bilim ve aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, Elektronik Yayınlar, Sayı:62
H:\Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi.htm Ziyaret Tarihi: 01.04.2007.
Turla A.,Şahin F. T. Ve Avcı N. (2001), “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Fiziksel fiartlar,
Program, Yöntem, Teknik, Sınıf ve Davranış Yöntemi Sorunlarının Bazı Değişkenlere
Göre İncelenmesi”, Elektronik Yayınlar, Sayı:151, Temmuz, Ağustos, Eylül 2001.
http://yayim.meb.gov.tr Ziyaret Tarihi: 15.05.2007.
Tonyan H.A. ve Howes C. (2003), “Exploring Patterns in Time Children Spend in a Variety of
Child Care Activities: Associations With Environmental Quality, Ethnicity, and
Gender”
Ural, M. (1986), “Ülkemizde Okul Öncesi Eğitimin Yeri ve Önemi”, Ya-Pa 4. Okul Öncesi
Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri, Ya-Pa Yayınları. İstanbul
Ulcay S. (1993), “Okulöncesi Eğitim Araçları ve Lego Dacta Eğitim Sistemi”, 9. Ya – Pa
Okulöncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri, s. 211-212
Villalon M., Suzuki E., Herrera M.O. ve Mathiesen M.E. (2002), “Quality of Chilean Early
Childhood Education from an International Perspective”
Wishard A.G., Shivers E.M., Howes C., Ritchie S. (2003), “Child care program and teacher
practices: associations with quality and children’s experiences”
Yazıcı Z., Yellice B. ve Özer D. (2003), “Okulöncesi Eğitim Ortamlarının Değerlendirilmesi
Üzerine Bir İnceleme”, Omep 2003 Dünya Konsey Toplantısı Ve Konferansı. Cilt III.
113-123. Ya-Pa Yayınları, İstanbul.
Yılmaz N. (1995), T.C. M.E.B.’nın Okulöncesi Eğitimi Çalışmaları, Ya – Pa Yayınları, İstanbul
Zembat, R., Şahin, F., Çağlak, S. & Polat, Ö. (1999), “Okulöncesinde analojilerin yeri”, 4.
Ulusal Fen Bilimleri Kongresi Bildirileri (s.370-377). 4. Cilt. Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi Yayınları.
70
EKLER
EK–1
Okulöncesi Öğrenme Ortamı Değerlendirme Ölçeği (ECERS-R)
a. Mekan ve eşyalar
1. İç mekan
1.1 Yetişkinler ve eşyalar için yetersiz mekan
1.2 Mekanda yeterli ışık, havalandırma, sıcaklık, sıcaklık kontrolü ya da ses
sönümleyen malzemelerin eksikliği
1.3 Yetersiz bakım (duvar, tavan boyasının dökülmesi, pürüzlü hasarlı zeminler)
1.4 Güçlükle idare edilen mekan (yapış yapış ya da kirli zemin, kirli bırakılmış zemin,
taşan çöp kovaları)
3.1 Çocuklar yetişkinler ve eşyalar için yeterli mekan
3.2 Uygun aydınlatma, havalandırma, sıcaklık kontrolü ve ses sönümleyici maddeler
3.3 İyi bakılmış mekan
3.4 Makul derecede temiz ve düzenli mekan
3.5 Sınıfı kullanan tüm çocuklar ve yetişkinler için erişilebilir mekan (örn; özürlü
insanlar için rampalar, tekerlekli sandalye ve yürüteç için erişim)NA mümkün
5.1 Çocukların, yetişkinlerin rahatça hareket edeceği iç mekan, örn; eşyalar çocukların
hareketini kısıtlamaz, engelli çocukların ihtiyaç duyduğu ekipmanlar için yeterli boşluk
5.2 İyi havalandırma, pencereden veya tavandan gün ışığı
5.3 Özürlü çocuklar ve yetişkinler için erişilebilir mekan
7.1 Kontrol edilebilir doğal ışık (örn; ayarlanabilir pencereler)
7.2 Kontrol edilebilir havalandırma(örn; açılabilir pencere, personel tarafından
kullanılan havalandırma fanı)
Açıklama notlar;
Asıl mekan çok sayıda çocuğun aynı anda bulunmasını gerektirir.
Günlük aktivitelerden dolayı bazı dağınıklıkların olması beklenir. Makul
derecede temiz; günlük bakımların yapılıp, dökülen meyve suyu gibi
dağınıklıkların temizlenmesi gibi anlamına gelir.
İç mekanı minimum kabul edilebilir olarak göz önüne alınması için, programa
katılan tüm özürlü çocuk ve yetişkinler yok ise 3.5 göstergesinin puanı NA’dır. 5
puanı için programa katılanlar arasında özürlü olup olmadığına bakılmaksızın
erişim sağlanmalıdır. Bu nedenle 5.3 için yalnızca evet ya da hayır puanı
verilebilir.
Dışa açılan kapılar eğer bir güvenlik tehdidi oluşturmuyorsa havalandırma
kontrolü olarak kabul edilebilir. (örn; eğer kapı çocukların odayı habersizce terk
etmelerini engelleyecek bir mekanizmaya sahipse)
2. Günlük bakım, oyun ve öğrenme
1.1 Günlük bakımında öğrenmek ve oynamak için yeterli olmayan malzeme (örn;
çocukların aynı anda kullanması için yeterli olmayan sandalye, oyuncaklar için çok
az raf)
1.2 Mobilyalar çok ucuza tamir edildiğinde çocuklar incinebilir(örn; çıkmış çiviler ya
da teller, sandalyenin oynayan zayıf ayakları)
71
3.1 Günlük öğrenme ve oyun için yeterli mobilyalar var
3.2 Mobilyaların çoğu sağlam ve iyi tamir edilmiş
3.3 Özürlü çocukların ihtiyacı olan mobilyalar var (örn; özürlü çocuklar için
değiştirilmiş sandalyeler var)
5.1 Mobilyaların çoğu çocuklar için
5.2 Bütün mobilyalar sağlam ve iyi tamir edilmiş
5.3 Engelli çocuklara uygun hale getirilmiş mobilyalar çocukların eşleşmesine izin verir
(örn; özel sandalye kullanan çocuk masada diğerleri ile beraber oturabilir)
7.1 Günlük bakım mobilyaları kullanıma uygundur.
7.2 Tahtadan sıralar kum / su masası ya da kolay kullanım açıklama notları:
Masalar ve sandalyeler yemekler ve ara öğünler için, paspaslar ya da öğlen
uykusu için karyolalar, küpler ya da öteki çocuk materyalleri ile ilgili depolar,
düşük açık raflar; oyun, öğrenme malzemeleri için düşük alçak raflar
özendirilmiştir. Raflar çocukların kendi başlarına ulaşabilecekleri oyuncaklar ve
malzemelerle dolu olmalıdır.
Çocukların farklı yaşlarda farklı boyutlarda olmasından beri amaç burada
bakımdaki çocuklara uygun boyutlarda uygun mobilyalar olmasıdır. Yetişkin
ölçüsünde daha fazla olan mobilyalar 6 – 7 yaşındaki çocuklar için uygunken 2 –
3 yaşındaki çocuklar için yeterince ufak değildir. Sandalyeler için çocuk boyu
göz önünde tutulmalıdır. Çocukların ayakları oturduklarında yere değmelidir.
Masa boyu çocukların dizlerinin masa altına girmesine ve dirsekleri de masa
üstünde olacak şekilde olması uygundur.
3. Rahatlama ve dinlenme için döşeme
1.1 Çocuklar için hiç yumuşak değil (örn; döşeme, mobilyalar, yastıklar, fasülye
çantaları, sandalyeler)
1.2 Çocuklara hiç yumuşak oyuncak sağlanmaması (örn; doldurulmuş hayvanlar,
yumuşak bebekler)
3.1 Çocuklar için bazı yumuşak mobilyalar var (örn; halıyla kaplanmış oyun alanı,
yastıklar)
3.2 Çocuklar için bazı yumuşak oyuncaklar var.
5.1 Rahat bir alan, yani çocukların günün önemli bir bölümünü alan var.
5.2 Rahat alan fiziksel oyun için kullanılıyor.
5.3 Yumuşak döşemelerin çoğu yumuşak ve iyi tamir edilmiş.
7.1 Rahat alana ek olarak bulunan yumuşak mobilyalar çocuklar için uygun (örn;
yastıklarla dolu oyun alanı ya da duvardan duvara halı)
7.2 Çocuklara uygun bir çok temiz oyuncak var
Aydınlatıcı notlar:
Dinlenmek ve rahatlamak için döşeme, çocuklara öğrenme ve oyun aktiviteleri
sırasında rahatlık sağlar. Günlük bakım da kullanılan mobilyalar, portatif
karyolalar, battaniyeler ve yastıklar öğleden sonraki uyku için gereklidir. Bunu
değerlendirirken göz önünde tutulmaz.
Rahat alan açıkça belirlenmiş miktarda yumuşaklık olan çocukların dinlenme
odasında uyurken, okurken ya da sessizce oynarken kullandığı alandır.(örn; bir
çok yastıkla dolu, halı kaplı bir oda, döşenmiş bir kanepe ya da yastıklarla kaplı
bir yatak)
72
4. Oynamak için düzenlenmiş oda
1.1 İlgi merkezleri yok
1.2 Oyun alanlarında denetim zor
3.1 En aşağı 2 ilgi merkezi tanımlanmış
3.2 Oyun alanındaki görsel denetim zor değildir
3.3 Bir kerede bir çok aktivite yapmak için yeterli alan (örn; boş zemin bloklar için,
sanatsal yetenekleri geliştireceği masa alanı)
3.4 Bir çok oyun alanı içine girebilir. Çocuklara yetersizlikler grup içinde kaydedilir.
5.1 En aşağı 3 ilgi alanı tanımlanmış ve uygun bir biçimde döşenmiştir. (örn; raflar ve
idare için uygundur)
5.2 Aktivite merkezleri sessiz ve birinin sesinin diğerine karışmayacağı şekilde
yerleştirilmiştir. (örn; okuma ve dinlenme alanları, bloklarla diğer ev alanlarından
ayrılmalı)
5.3 Alan bir çok aktivitelerin rahatsız edilemeyeceği şekilde ayarlanmış olmalı. (örn;
raflar çocukların aktivitelerinin içinde değil etrafından dolaşacağı şekilde yerleştirilmiş
olmalı)
7.1 En aşağı 5 ilgi merkezi değişik görevin tecrübelerini sağlar.
7.2 Merkezler çocukların örgütselliklerini kullanacak şekilde düzenlenmiştir. (örn;
etiketlenmiş açık raflar, etiketlenmiş oyuncak kutuları, açık rafların çok doldurulmamış
oyuncak depolama alanının yanında oyun alanı)
7.3 Ek malzemenin eklenebileceği ya da değiştirilebileceği merkezler
Aydınlatıcı notlar :
İlgi alanı malzemelerin çeşitlerine göre düzenlendiği ve depolandığı; böylece
çocukların içine girebileceği ve düzgünce döşenmiş oyun alanlarıdır. Çocuklar
için sağlanmış belirli oyun çeşitleri vardır. İlgi merkezlerine örnek olarak sanat
aktiviteleri, dramatik oyunlar, okuma, bilim ve el hünerlerini geliştirme
gösterilebilir.
5. Özel hayat için alan
1.1 Diğer çocukların rahatsız etmesinden korunur. Çocuklar yalnız veya bir başka
arkadaşla oynamalarına izin verilmiyor.
3.1 Çocukların kendilerine özel alan bulmaları ya da yaratmaları için serbest
bırakılmıştır. (örn; mobilyaların arkası ya da oda bölücüleri içinde, odanın sessiz bir
köşesinde)
3.2 Özel hayat alanı personel tarafından rahatlıkla gözlemlenebilir.
5.1 Alan 1 ya da 2 çocuğun oynaması için yapılmış diğerlerinin rahatsız etmesinden
korunmuştur.
5.2 Özel hayat için alan günün önemli bir bölümü için içine girilebilir alan olarak
kullanılabilir.
7.1 Özel hayat için birden fazla alan vardır.
7.2 Personel bir ya da iki çocuk için aktiviteleri hazırlar. Özel alanda çocuk diğer genel
grup aktivitelerinden uzaktır.
Aydınlatıcı notlar :
Özel hayat için alanın amacı, çocuklara grup yaşamının baskısından ayrı bir
rahatlık vermektir. Gruptan soyutlanmak bu sistemde ceza olarak verilemez. Diğer
çocukların rahatsız etmesinden korunmuş olan personel tarafından denetlenir. Bu alan
özel yaşam için kullanılan bir alan olarak kabul edilir. Özel alan kitap rafları gibi
73
fiziksel engellerle kullanılarak yapılabilir. Bir çocuğun diğer çocuğu rahatsız etmemesi
kural olarak desteklenerek masada çalışan çocukların sayılarını trafik alanının içine ve
dışında çalışanlar özel yaşam alanına örnek olarak; küçük bir çatı katı alanı verilebilir.
Aktivite merkezleri, kullanılan bir ya da iki çocukla sınırlandırıldığı geniş karton kutu
personeli ve kapalı şekilde seçilmiş küçük bir bahçe oyun evi.
Soru : Siz hiçbir yada iki çocuk için aktiviteler yaptınız mı diğer çocuklardan
uzakta, eğer öyle ise örnekler veriniz.
Personel burada sıradan öğretim araçlarını tercih eder. İçeri, odaya giren
uzmanlar özellikle bir ya da iki çocukla çalışırlar. Gösterge için saymayın.
6. Çocuklarla ilgili gösterilebilir materyaller
1.1 Çocuklara gösterilebilecek materyaller yoktur.
1.2 Henüz olgunlaşmamış yaş grupları için uygun olmayan materyallere; örnek olarak
şiddeti yansıtan resimler, daha yetişkin çocuklar veya yetişkinler için uygun olan
oda düzeyinin okulöncesi sınıflarda kullanılması gösterilebilir.
3.1 Bu yaş grubu için uygun olacak materyaller ise çocuk resimleri, mevsimsel
gösterimler, okulöncesi çocuklara başlangıç için okuma ve matematik çalışmaları,
çocuk şarkıları olabilir.
3.2 Bazı çocukların çalışmaları gösterilebilir.
5.1 Bir çok sergilenebilir materyal grup içindeki çocuklar ve mevcut aktiviteler ile ilgili
olabilir. Örneğin; sanatsal çalışmalar veya yakın zaman çalışmalar hakkındaki
fotoğraflar.
5.2 Çocuklar tarafından yapılan çalışmaların bir çoğu sergilenebilir.
5.3 Bir çok obje çocukların göz hizasında sergilenir.
7.1 Henüz olgunlaşmamış çocuklar için bireyselleştirilmemiş spesifik çalışmalar
yapılabilir.
7.2 Çocuklar tarafından üç boyutlu çalışmaların yapılması ve de yer çalışmalarının
gerçekleştirilmesi, örneğin; tahta oyun hamuru malzemeleri kullanmak
Aydınlatıcı notlar :
Uygun olarak kastedilen çocuğun gelişim seviyesine yazma ve bireysel
yeteneklerine uygun materyallerin seçilmesidir. Ayrıca bu yaklaşım plan
dahilindeki bir çok hasta geçerliliğini korur.
Henüz yeni tamamlanmış sanatsal çalışmalar sınıf içindeki diğer çalışmalar için
bir gösterge olamaz.
Bireyselleştirilmiş çalışmadan kastedilen her çocuğa özgün çalışmaların
yaratabileceği alan ve yöntemin belirlenmesidir. Bu nedenle bireyselleştirilmiş
ürünler birbirlerinden biraz farklı görünebilir. Çocukların öğretmenlerinin
örneklerini işleyerek yaptığı işler ve kattığı sınırlı yaratıcılık bireyselleştirilmiş
çalışma olarak değerlendirilemez.
7. Gross motor oyunlar için alan
1.1 Gross motor ve fiziksel oyunlar için ne kapalı alan ne de açık alan uygun değildir.
1.2 Gross motor alanı oldukça tehlikelidir. Örneğin yoğun caddelerde uzun yürüyüşler
yapılması park için ve oyun için kullanılan alanlar okulöncesi çocuklar için özel
olarak ayrılmış olmalıdır.
3.1 Bazı açık alan ve kapalı alanlar gross motor ve fiziksel oyunlar için kullanılabilir.
74
3.2 Gross motor alanları genellikle güvenlidir. Ancak açık alanda çocuk alanının
çerçevelenmesi, tırmanma oyun aletlerinin altının yeterince yumuşak malzemelerle
doldurulmalıdır.
5.1 Yeterli miktarda açık alanlar ve bazı kapalı alanlar.
5.2 Alan kolaylıkla grup içindeki çocuklar için uygun hale getirilmiştir. Örneğin aynı
veya yakın seviyedeki sınıflar özürlü çocuklar için engellerin kaldırılması.
5.3 Alan farklı aktivitelerin birbirini rahatsız etmeyecek, engellemeyecek şekilde
organize edilmelidir. Örneğin; direksiyonlu oyuncaklar tırmanışlı oyuncaklardan ve
toplu oyuncaklardan ayrılmalıdır.
7.1 Açık hava gross motor alanı farklı oyunlara olanak sağlayacak çeşitlilikte yüzey
alanlarına sahiptir. Örneğin; kum, çimen
7.2 Açık hava alanı bazı koruma materyallerine sahiptir. Örneğin; yağmurdan ve
güneşten korunmak için tente, rüzgarlık
7.3 Alan sahip olduğu olanaklarla kullanışlı ve çocuklar için elverişli olmalıdır.
Örneğin; tuvalete ve içme suyuna yakın olması araç gereçler için depoların olması
sınıfın açık alanına doğrudan bağlantısının olması.
Aydınlatıcı notlar :
Hem açık hem de kapalı alanlar için gross motor oyunlarına uygun olan alan için
karar verirken sadece bir tanesi gösterge olarak seçilmelidir. Tüm alanlar gross
motor oyunları için hazır olmalı hatta çocuk olmasa bile alanlar aynı özenle
korunmalıdır.
Her ne kadar gross motor olamayan alanlar çocuklar için komple güvenli olsa
bile çocukların ciddi sakatlanmalarına yol açacak etkenler dikkate alınmalıdır.
Örneğin; duvardan düşmek, vücudun farklı yerlerinde çizikler oluşması.
Soru ; bulunduğunuz noktada gross özellikle gross motor oyunları için
kullanılabilecek kapalı alan var mı?
5 puanlaması için alan mutlaka grubun büyüklüğüne uygun olmalıdır. Sınıfların
değiştiğini veya bir çok grubun aynı alanı aynı zamanda kullanıp kullanmadığını
tespit edin. Bazı kapalı alanlar özellikle kötü havalarda gross motor oyunları için
elverişli olmalıdır. Bunlar genellikle başka aktiviteler içinde kullanılabilir. Kötü
hava koşulları, hava kirliliği tehlikeli sosyal koşullar olması durumunda alanın
özelliklerine 5 verilmesi alanın yeterli açık hava ve kapalı alanlara sahip
olmasına bağlıdır.
8.Gross motor ekipmanları
1.1 Çok az sayıda gross motor ekipmanı oyun için kullanılabilir.
1.2 Ekipmanlar genellikle kötü durumdadır.
1.3 Birçok ekipman çocukların yazı ve yeteneklerine uygun değildir. Örneğin
yetişkinler ölçüsünde basketbol potası, okulöncesi çocuklar için boyu
yüksekliğinde açık kaydırak .
3.1 Bazı gross motor ekipmanları tam çocuklar tarafından en az günde 1 saat
kullanılabilmeli.
3.2 Ekipmanlar genellikle iyi durumdadır, iyi bakılır.
3.3 Birçok ekipman çocukların yazı ve yetenekleri için uygundur.
5.1 Burada yeterli gross motor ekipmanı vardır. Böylelikle çocuklar çok beklemeden
ekipmanları kullanabilir.
75
5.2 Ekipmanlar farklı yetenekleri geliştirebilir nitelikte olmalıdır. Örneğin; denge
tırmanma, top oynama, direksiyonlu ve pedal yönetimli oyuncaklar vardır.
5.3 Adaptasyon veya özel ekipmanlar grup içindeki özürlü çocukların hizmetine
sunulur. NA mümkündür.
7.1 Hem yerleşik hem taşınabilir gross motor ekipmanları kullanılır.
7.2 Gross motor ekipmanları farklı seviyelerdeki çocukların yeteneklerini geliştirir.
Örneğin; 3 direksiyonlu, pedallı, pedalsız bisikletler, farklı ebatlarda toplar, eğimli
ve merdivenli tırmanış alanları.
Açıklayıcı notlar :
Gross motor ekipmanlarına örnek verilirse; salıncaklar, kaydıraklar,
tırmanma ekipmanları, merdivenler gibi toplar ve sportif ekipmanlar,
direksiyonlu oyuncaklar, matlar, ipler gibi ekipmanlar kapalı ve açık olan
ekipmanları birlikte değerlendirilir.
4 saat ve daha az programlar için en az yarım saatlik uygulama gereklidir.
Mevcut ekipmanların fiziksel modifikasyonu veya özel dizayna sahip
ekipmanların geliştirilmesinin yanı sıra özürlü çocuklara görevli personelin
yardımcı olmasıyla onların tıpkı diğer çocuklar gibi gross motor tecrübesini
yaşabilmelerinin sağlanmasında “adaptasyon” un kapsamı içindedir. NA
adaptasyona ihtiyaç duymayan çocukların gruba girişlerinde
gözlemlenmesini puanlamaktadır.
b. Kişisel dikkat rutinleri
10. Selamlama (karşılama / yolculama)
1.1 Çocukların karşılaşmasında genellikle özensiz davranılır.
1.2 Yolculamalar iyi organize edilmemiştir.
1.3 Ailelerin çocuklarını sınıfa bırakmalarına izin verilmez.
3.1 Çocukların çoğu sıcak bir atmosferde karşılanır. Örneğin; çalışanlar çocuğu
görmekten mutluluk duyar gözükür. Gülümser, memnuniyet duyduğunu gösteren bir
ses tonu kullanır.
3.2 Yolculama gayet iyi organize edilir. Örneğin çocukların eşyaları gitmeye
hazırlanır.
3.3 Aileler çocuklarını sınıfa bırakma hakkına sahiptir.
5.1 Her çocuk ayrı ayrı karşılanır. Örneğin; çalışan çocuğun ismini bilir, çocuğa
merhaba der, çocuğun evde kullandığı dili kullanarak merhaba der.
5.2 Gayet memnuniyet verici yolculama yapılır. Örneğin; çocuklar acele ettirilmez.
Her yeri kucaklanır ve güle güle denir.
5.3 Ailelerde çalışanlar tarafından gayet sıcak karşılanır. NA mümkündür.
7.1 Eğer gerekiyorsa çocuklar geldiğinde çocuklara yardım edilerek sürmekte olan
aktivitelere dahil edilir.
7.2 Çocuklar ayrılacakları zamana kadar yoğun faaliyette bulunurlar. Örneğin
aktivite olmadan geçirdikleri zaman yoktur. Oyun içinde konforlu bir şekilde
beklemeleri sağlanır.
7.3 Çalışanlar ayrılış ve karşılama sırasında ailelerle bilgi alışverişinde bulunur. NA
mümkündür.
Aydınlatıcı notlar :
Sadece birkaç çocuğun karşılama ve ayrılış zamanında gözlemlenmesi
durumunda genel kanı bu örnek doğrultusunda oluşturulur.
76
Eğer çocukların aileleri tarafından getirilmediği bir program mevcutsa NA;
5.3 ve 7.3 ailelerle çalışanlar arasındaki iletişim puanlaması obje 38’e göre
yapılır. 5.3 ve 7.3 için her ailenin çalışan biri tarafından sıcak bir şekilde
karşılanması ve bilgilendirilmesi gereklidir. Ancak genel olarak ailelere bu
şekilde davranılması gerekir.
Soru ; her gün çocuklar ve aileleri geldiğinde ve ayrıldığında neler olduğunu
tarif edebilir misiniz?
11. Yemekler ve atıştırmalar
1.1 Yemek ve atıştırmalar uygunsuz bir zamanlama ile verilmektedir. Örneğin;
çocuk açken bile beklemek zorunda bırakılmaktadır.
1.2 Yemek servisi kabul edilmeyecek gıda değerlerine sahiptir.
1.3 Temizlik ve hijyen genellikle süreklilik sağlamaz. Örneğin; çocukların ve
yetişkinlerin bir çoğu yemekten önce elini yıkamaz. Masalar iyi dezenfekte
edilmez. Tuvaletler, çocukların altının değiştirildiği yerler ve yemeklerinin
hazırlandığı alanlar birbirinden ayrı değildir.
1.4 Negatif bir sosyal atmosfer vardır. Örneğin; çalışanlar çocukların yemeklerini
yedirmek için sertlik kullanırlar. Katı bir atmosfer hakimdir.
1.5 Çocukların gıda alerjileri dikkate alınmaz.
3.1 Yemek ve atıştırmalar uygun bir zamanlama ile sunulur.
3.2 Yemeklerle atıştırmalar arasında bir denge vardır.
3.3 Temizlik ve hijyen koşulları genellikle iyidir ve sürekliliği vardır.
3.4 Yemek ve atıştırma sırasında cezalandırmaya dayanmayan bir atmosfer
hakimdir.
3.5 Çocukların alerjilerine uygun olarak yemek ve içeceklerde genel bir değişiklik
yapılır.
3.6 Özürlü çocuklar için masalarda arkadaşları ile birlikte oturabilmeleri
sağlanmaktadır. NA mümkündür.
5.1 Çalışanların çoğu yemek ve atıştırma sırasında çocuklarla birlikte oturur.
5.2 Memnuniyet verici bir atmosfer vardır.
5.3 Çocuklar bağımsız olarak kendi başlarına yemek yiyebilmeleri için
cesaretlendirilir.
5.4 Ailelerin beslenme konusundaki kısıtlamalarına uygun hareket edilir. NA
mümkündür.
7.1 Çocuklar yemek ve atıştırma sırasında yardımcı olurlar. Örneğin masanın
hazırlanması ve bunun gibi
7.2 Çocuklar uygun ebatlarda araç gereçlerle kendi işlerini kolaylaştırır. Örneğin;
çocuklar küçük sürahi, kase ve kaşıklar kullanırlar.
7.3 Yemek ve atıştırma zamanları çocuklarla konuşmak için bir fırsat olarak görülür.
Örneğin; görevliler çocukları günlük olaylar, ilgilerini çeken konular konusunda
konuşmaya teşvik eder ve birbirleri ile konuşmalarını sağlar.
Aydınlatıcı notlar :
Erken çocukluk döneminde gıda değerlerinin doğru kullanılması için USD’a
ve Kanada’daki guideler gibi programlar uygulanmalıdır. Haftalık mönü
kontrol edilmeli ve yemek servisi gözlenmelidir. Nadiren görülen ve gıda
planlamasına uygun olmayan uygulamalar puanlamayı etkilememelidir.
77
Eğer temizlik koşulları genel olarak olması gerektiği gibi ise ve hijyen
prosedürleri çok net biçimde program içinde yer alıyorsa ara sıra meydana
gelebilecek aksama ve başarısızlık uygulamalara karşı 3.3 için kredi
verilebilir.
Çalışanların servis yapmak için masaları terk etmeleri gerekirse de zamanın
çoğunu çocuklarla oturarak geçirmelidir. Her masanın bir görevliye sahip
olması gerekmektedir. Bazı görevliler çocuklarla otururken servise yardımcı
olabilirler.
Soru; eğer çocukların bazı gıdalara alerjisi varsa veya ailelerin beslenme
sınırlamaları varsa ne yaparsınız?
12. Şekerleme / dinlenme
1.1 Şekerleme / dinlenme takvimi çocukların çoğu için uygun değildir.
1.2 Şekerleme / dinlenme alanı uygun koşullara sahip değildir.
1.3 Biraz destek sağlanır veya sağlanan destek kötü koşullarda sağlanır.
3.1 Şekerleme / dinlenme takvimi çocukların bir çoğu için uygundur. Örneğin çoğu
çocuk uyur.
3.2 Şekerleme / dinlenme için sağlanan destek sağlık koşullarına uygundur. Örneğin
alan karanlık değildir.
3.3 Şekerleme / dinlenme sırasında yeterli destek odanın içinde sağlanır ve korunur.
3.4 Sakin, cezalandırmaya dayanmayan bir program uygulanır.
5.1 Çocukların rahatlamasına yardımcı olur. Örneğin; yumuşak müzik, sırtının
okşanması ve yumuşak oyuncaklar.
5.2 Dinlenmeyi kolaylaştırıcı bir alan sağlanması. Örneğin loş ışık.
5.3 Bütün karyolalar en az 3 fit ayrı durmalıdır. Ayırmak için sağlam bariyerler
kullanılabilir.
7.1 Şekerleme / dinlenme takvimi çocukların her birinin ihtiyaçlarını karşılayacak
biçimde esnek hazırlanmıştır. Örneğin; oyun zamanında yorulan çocukların
dinlenmesine olanak sağlanır.
7.2 Şekerleme / dinlenme yapmayan veya erken uyanan çocuklar içinde farklı
olanaklar sağlanmıştır. Örn; erken kalkanların kitap okumasına ve sessizce
oynamasına izin verilir, birbirinden ayrılmış alanlar ve farklı aktiviteler uyanık olan
çocuklar için sağlanmıştır.
Açıklayıcı notlar :
NA puanlaması bu başlık için 4 saatlik ve daha az olan programlarda
dinlenme / şekerleme sağlamaz. Daha uzun programlar için dinlenme /
şekerleme hizmeti her bir çocuğun ihtiyacına ve yaşına uygun olarak
yapılmalıdır.
Takvimde uygun olmayan zamanlamadan kastedilen şekerleme / dinlenme
çok geç veya çok erken olmasıdır.
Yeterli destekten kastedilen yeterli sayıda çalışanla tehlike anında çocukları
koruyabilmesi, uyanık çocuklarla ilgilenmesi veya ihtiyaçlarının
karşılanmasıdır. En az bir nöbetçi çalışan her zaman oda da olmalıdır.
Soru; Şekerleme ve dinlenmeyi nasıl gerçekleştirdiğinizi tarif eder misiniz?
(3.3) bu zamanda nasıl destek sağlıyorsunuz?
(3.4) eğer çocuklar dinlenme zamanından önce yorgan düzenlerse veya
erken uyanırlarsa ne yapıyorsunuz?
78
(5.3) karyolalar birbirinden ne kadar uzaklıkta yerleştirilmiştir?
13. Tuvalete yapma / beze yapma
1.1 Sağlıklı alanlar sağlanamaz.
1.2 Temel önlemlerin azlığı çocukların bakımını engeller. Örn; tuvalet kağıdı ve
sabun olmaması, aynı havlunun bir çok çocuk tarafından kullanılması, suların
olmaması.
1.3 Tuvaletten ellerin yıkanması çocuklar ve personel tarafından sıklıkla ihmal
edilir.
1.4 Çocukların yersiz ve kötü denetimi
3.1 Sağlıklı koşullar sağlanır.
3.2 Çocukların bakımı için temel önlemler alınır.
3.3 Tuvaletten sonra zaman personel ve çocukların kişisel ihtiyaçlarına göre
ayarlanır.
3.4 Tuvalet zamanları çocukların bireysel ihtiyaçlarına göre ayarlanır.
3.5 Çocukların yetenek ve yaşlarına göre yeterli denetim
5.1 Sağlıklı koşulları sağlamak kolaydır.
5.2 Grup içindeki çocuklar için ulaşılabilir ve uygun önlemler; eğer gerekli ise
lavabo, tuvalet kenarına basamak, çocukların fiziksel yetersizlikleri için trabzan
odaya bitişik tuvaletler
5.3 Personel – çocuk arasındaki ilişki memnuniyeti
7.1 Çocukların boyunda tuvalet ve alçak lavabolar sağlanır.
7.2 Çocukların hazırlanması için kendi kendine yardım yeteneği desteklenir.
Sınıflandırma için notlar :
Büyük çocukların altını bezleme gibi özel işlemler gerektiğinde çocukların
itibarını korumak için sağlıklı haller sağlanmalıdır.
Gözlem sırasında gün içerisinde ne tip şeylerin meydana geldiği el
yıkanmasında görüldüğü zannedilir.
Yetersiz denetim demek personelin çocukların güvenliğini koruması veya
sağlıklı işlemler sağlamayı kontrol etmemesi. Örn; sağlık için tehlikeli
olduğundan genel kullanımdan kaçınılmalıdır.
14. Sağlık alışkanlığı
1.1 Personel genellikle mikrop yayılmasını kesmek için hareket etmez. Örn; ev
içindeki ve ev dışındaki oyun alanlarındaki hayvanlardan mikrop bulaşması,
burun temizlenmemesi ve kirli bezlerin uygunca atılmaması gibi
1.2 Ev içindeki ya da dışındaki çocuk bakım alanlarında sigara içilmesine izin
verilmesi
3.1 Personel ve çocuklar tarafından yeterli el yıkaması, burun silindikten sonra,
hayvanlar ellendikten sonra yapılır veya eller sabunlanır.
3.2 Personel genellikle mikrop yayılımını kesmeyi sağlar.
3.3 Sigara içme çocuk bakım alanlarında olmaz.
3.4 Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını azaltmak için işlemler yapılır.
5.1 Ev içindeki ve ev dışındaki durumlara göre çocuklar giydirilir. Örn; havanın
kötü olduğu günlerde çocukların elbiseleri değiştirilir. Soğuk havalarda elbiseler
kurutulur.
5.2 Sağlık alışkanlıkları için personeller iyi modellerdir.
79
5.3 Çocukların görünümlerine dikkat edilir.
7.1 Çocuklara kendi başlarına sağlık alışkanlıklarını yerine getirmesi öğretilir.
7.2 Kişisel diş fırçaları belirlenir ve saklanır, tüm gün içerisinde en az bir defa
kullanılır.
Sınıflandırmalar için notlar :
Cam ve sıvıların aktığı yerler temizlenmeli ve mikroptan arındırılmalıdır.
Kanla temas halinde iken eldiven giyilmelidir.
Doğru el yıkaması demek ellerin su ve sabunla yıkanması ve kimsenin
kullanmadığı havlu ile kurulanması ya da ellerin el kurutma makinesi ile
kurutulması.
Soru ;
(3.4) Çocukların bağışıklığı kazanmasını nasıl sağlarsınız? Çocukların bulaşıcı
hastalıklardan korunması için kurallarınız var mı?
(7.2) Çocuklar dişlerini fırçalıyor mu? Bunu nasıl hallediyorlar? (diş fırçasını
kontrol et)
15. Güvenlik alışkanlıkları
1.1 Ev içinde ciddi yaralanmalarda çeşitli tehlikeler ortaya çıkabilir.
1.2 Dışarıda ciddi yaralanmalarda çeşitli tehlikeler ortaya çıkabilir.
1.3 Ev içinde ve dışında çocukları korumak için yetersiz denetim
3.1 İçerde ve dışarıda güvenliği tehlikeye sokacak önemli olay olmaması
3.2 Çocukların içerde ve dışarıda güvenliğini denetleyicinin yeterli olması
3.3 Olabilecek acil durumları önleyebilecek malzemenin olması
5.1 Personel güvenliği önleyici problemlerde harekete geçer. Örn; oyuncakları
tırmanma araçlarının altından kaldırır. Çocukları tehlikeli alanların dışında tutar,
düşmeleri önlemek için yerdekileri ortadan kaldırır.
5.2 Personel güvenlik kurallarının nedeninin çocuklara açıklanması
7.1 Oyun odaları güvenlik önlemlerine göre düzenlenmiştir.
7.2 Çocuklar genellikle kuralların takipçisidir.
Aydınlatıcı notlar :
Aşağıdaki listede önemli tehlikeler tamamlamak için açıklanmaz, sonuç formundaki
tüm güvenlik önlemlerinin yazıldığına emin ol.
Ev içindeki bazı güvenlik problemleri
o Emniyetsiz elektrik fişleri
o Elektrik kaçıran kablolar
o Ağır eşyalar, çocuk mobilyaları çekilebilir.
o İlaçlar, temizlik malzemeleri diğer maddeler çocukların
ulaşamayacağı yerde saklı tutulur.
o Soba üzerine ulaşılabilir tencere kullanmak
o Fırın kontrolü kolay olmalı
o Yüksek sıcaklık derecesindeki su
o Paspas veya halının kayması
o Sıcak fırın ya da şömine kullanımında tedbirsizlik
o Açık merdiven boşluğu
o Kapı önünde oyun oynama
80
Ev dışındaki bazı güvenlik problemleri
o Çocukların araçları kullanmasını kolaylaştırıcı açıklamaların
olmaması
o Her hangi bir maddenin her zaman kilitli tutulması
o Keskin veya tehlikeli maddelerin varlığı
o Oyun araçlarının çok yüksekte iyi bağlanmamış olması
o Oyun ekipmanlarının sakatlanmalara, sıkışmalara yol açabilecek
şekilde olması
Soru; (5.2) Çocukların güvenliği ile ilgili konuşur musunuz? Ne gibi konularda
tartışırsınız?
c. Dil akıl etme
15. Kitaplar ve resimler
1.1 Çok az kitap ulaşılabilir.
1.2 Personel çocuklar için nadiren kitap okur. Örn; çocukların kişisel okumaları için
günlük hikaye zamanı yok.
3.1 Bazı kitaplar çocuklara ulaşabilir. Örn; kargaşadan uzaklaşmak için yeteri kadar
kitaba sahipler.
3.2 Günlük dil algılayıcı aktivite zamanı personelle yapılır.
5.1 Genelde seçilen kitaplarda günlük metin parçalarıyla karşılaşabiliriz.
5.2 Günlük kullanılan bazı ek dil araçları
5.3 Okuma merkezlerinde organize edilmiş kitaplar
5.4 Gruptaki çocuklara uygun kitaplar, dil materyalleri, aktiviteler
5.5 Personelin çocuklara serbest kitap okuması. Örn; bu aktivitenin uzantısı olarak
boş oyun zamanları kullanılır.
7.1 Kitaplar ve dil materyalleri onun ilgileri doğrultusundadır.
7.2 Sınıf aktiviteleri konu ile ilgilidir. Örn; kütüphaneden temayla ilgili kitaplar
okunur.
Aydınlatıcı notlar :
Çocukların hikaye ile ilgilenme yeteneklerine bağlı olarak küçük ve büyük
gruplar halinde okuma yapılabilir.
Farklı kültür ve yetenekleri yansıtan kitapların çoğunluğundan çeşitli
başlıklar; fantastik ve gerçekçi bilgiler, insanlar, hayvanlar ve bilim
hakkında hikayeler
Yardımcı dil materyalleri; posterler, resimler, panolar, resimli oyun kartları,
hikaye ve şarkı kasetleri
Küçük çocuklara uygun materyal ve aktiviteler içeren okuyabilecekleri basit
kitaplar, görsel bozukluğu olan çocuklar için geniş yazılı materyaller,
çocukların ana dil kitapları, büyük çocuklar için ritim oyunları.
Soru; (7.1) Çocuklarla ilgili kullanılan hiç başka kitap var mı? Bu nasıl elde
edilmiştir?
16. Çocukları iletişime cesaretlendirme
1.1 Çocukların cesaretlendirilmesi için yetkililer tarafından aktiviteler kullanılmadı.
1.2 Çocukları iletişime cesaretlendirme de birkaç materyal kullanılabilir.
81
3.1 Çocukları cesaretlendirme de yetkililer tarafından iletişim için bazı aktiviteler
kullanma
3.2 Çocukları iletişime cesaretlendirme de bazı materyaller kullanılabilir.
3.3 Grupta iletişim aktiviteleri genellikle çocuklar için uygundur.
5.1 Grup ve oyun zamanlarında iletişim aktiviteleri aynı anda yapılabilir. Örn;
çocuklara resim hakkında hikayeler anlatılır, küçük gruplar hikayeyi tartışır.
5.2 Çocukları iletişime cesaretlendiren çeşitli ilgi merkezlerine göre malzemeler
kullanılır.
7.1 Çocuklar iletişim aktivitesinde iken yetkililer çocukların yaşlarına ve
yeteneklerine göre dinler ve konuşurlar.
7.2 Yetkililerin yazı dili kullanarak çocuklarla iletişimi. Örn; çocuklara yazı
yazdırılıp bu metni geri okutma, ailelerine not yazma da onlara yardım edilir.
Aydınlatıcı notlar :
Farklı yaştaki ve yetenekteki çocuklar, farklı dilde farklı sınıflarda değişik
metotlarla iletişime cesaretlendirilir. Çocuklara farklı anadilde konuşması
için uygun aktiviteler kullanmak zorundadır. Bunlar alternatif iletişim
metotlarıdır.
Cesaretlendirme de anlamlı dilde kullanılan malzemeler telefonla oynama,
evcil hayvanlarla oynama, oyuncaklar, küçük figürler ve hayvanlar, iletişim
tahtası ve özürlü çocuklar için diğer uygulanabilir aktiviteler.
Soru; çocuklara ne yapabilecekleri, ne oynayabilecekleri hakkında yardım ettiniz
mi? Lütfen örnek veriniz.
17. Akıl etme yeteneğini geliştirmek için dil kullanmak
1.1 Yetkililer çocuklarla mantıklı ilişkiler hakkında konuşmaz.
1.2 Tanıtıma uygun görüşler, örn; çocuklar için görüşler yaş ve yeteneklere göree
çok zor, çalışma kağıtlarındaki somut örnekler, öğretme metotlarına uygun değil,
öğretmenler yardım etmeden cevap verilir.
3.1 Yetkililer bazen mantıklı ilişkiler ya da görüşler hakkında konuşurlar. Örn;
dışarı çıkma zamanı yemekten sonra olacağı açıklanır, çocukların kullanacağı
mantıksal alan ölçüsü farklı olur.
3.2 çocukların bulundukları gruplara göre bazı görüşler üretilir, bu görüşlerde
çocukların yaşlarına ve yeteneklerine göre üretilir.
5.1 Yetkililer çocuklar materyaller ile oynarken mantıklı ilişkiler hakkında konuşur.
5.2 Problemi çözerken çocukları konuşturmaya cesaretlendirme. Örn; niçin çocuklar
kısaltılmış objeleri farklı gruplar içine koyar, hangi yolla iki resim benzer veya
farklıdır.
7.1 Gün içerisinde yetkililer gerçek olayları kullanarak görüşlerin gelişmesini sağlar.
7.2 Çocukların problemlerini çözmek için ilgileri ya da ihtiyaçları göz önünde
bulundurulur. Örn; yemek masalarını hazırlama da ne kadar kaşığa ihtiyaçları
olduğuna yardım ederek ayarlamaları yapma.
Açıklayıcı notlar :
Görüşler, neden – sonuç, benzerlikler- farklılıklar, sıralamalar, karşılaştırmalar,
birebir ilgi, özel ilişki gibi kavramları içerir.
18. Konuşma dilinin kullanımı
1.1 Personelin öncelikle çocuklarla onların davranışlarını kontrol etme ve çalışma
yöntemlerini belirleme üzerinde konuşması
82
1.2 Personel nadiren çocukların konuşmalarına karşılık verir.
1.3 Çocukları konuşmaları günün büyük bir bölümünü alır.
3.1 Bazı personel – çocuk konuşmaları örn; evet, hayır ya da daha kısa cevaplı
sorular sorar. Çocukların sorularına kısa cevaplar verir.
3.2 Çocuklar günün çoğunluğunda konuşabilmeli.
5.1 Birçok personel – çocuk konuşmaları serbest oyunda ve günlük işlerde oluşur.
5.2 Konuşma bölümler halinde, personel tarafından bilgi değişimi için sosyal
etkileşimler için kullanılmalı
5.3 Personel çocukların sunduğu şeylere bilgiler ekleyerek çehresini genişletirler.
5.4 Personel çocuklar arası iletişimde destek verir, engelli çocukları da içine katarak.
Örn; çocuklarda bir diğerini dinlemeyi hatırlatır. Eğer biri işaret dili kullanıyorsa
diğerlerine de öğretir.
7.1 Personel çocukların çoğu ile birebir iletişim halindedir.
7.2 Çocuklar sorulan sorulara uzun ve karışık cevaplar verebilmeleri için
cesaretlendirilir. Örn; küçük çocuk ne ve nerede soruları sorar, daha büyüğü neden ve
nasıl diye sorar.
Açıklayıcı notlar :
Birden fazla personel çocuklarla çalıştığı zaman bunu personelin çocuklarla
iletişimin genel etkisi olarak ele alabiliriz.
Konuşmaya gösterilen hoşgörüye göre bazı dinleme ve konuşma, cevap
bölümleri personelle çocuk arasında olmalıdır. Tek yönlü emirler ve
bildirimler gibi iletişimden çok farklıdır. Daha az konuşma faaliyeti olan
çocuk için cevap belki kelimelerle değil ama mimiklerle, işaret dili gibi
iletişim çeşitleri ile olabilir.
Genişletme, personelin çocukların kurduğu çizimlere daha fazla bilgi
katması demektir. Örn; çocuk kamyona bak der, o kırmızı damperli
kamyondur, onun bir şeyler taşımak için arkasında kasası vardır der.
d. Aktiviteler
19. Küçük motor
1.1 Günlük kullanıma uygun çok az, gelişmiş iyi motor vardır.
1.2 İyi motor materyalleri genelde çürük tamir edilmiş ya da tamamlanmamıştır.
Örn; yap – bozların bazı parçaları eksiktir.
3.1 Her türlü gelişimsel iyi motor materyalleri mevcut
3.2 Malzemelerin çoğu iyi tamir edilmiş ve tamam.
5.1 Günün önemli bir bölümü için kullanılan bir çok gelişimsel iyi motor
materyalleri mevcut.
5.2 Materyaller iyi organize edilmiş. Örn; pegler ve pegboardlar beraber
depolanmış, oyuncaklar bölümlerine ayrılmış.
5.3 Değişik zorluk derecelerinde materyaller mevcuttur. Örn; düzenli ve karışık yap
– bozlar, iyi motor kümeleri olarak mevcuttur.
7.1 İlgi alanlarına göre materyalleri mevcut. Örn; ilginin bir süre sonra dağılmasını
önleyecek başka materyaller mevcut.
83
7.2 Kutular ve rafların üzerinde çocukların kendi kendilerine yararlanabilecekleri
etiketler var. Örn; kutular ve rafların üzerinde resimli şekiller ya da büyük çocuklar
için yazılar var.
Aydınlatıcı notlar :
Birçok çeşit iyi materyalleri küçük oyuncak binaları da dahil olmak üzere
vardır. Örn; sanatsal malzemeler, yap – bozlar, çeşitli boylarda ipler,
boncuklar, makaslar ve kartonlar.
20. Sanat – el işi
1.1 Sanatsal aktiviteler çocuklar için nadiren mümkündür.
1.2 Yalnız yapabileceği sanatsal aktiviteler yok. Örn; boyama kağıtları öğretici
çocuklara neyin kopyasını yapacağına dair yönlendirir.
3.1 Bazı sanatsal malzemelere en az bir saatliğine ulaşılabilir.
3.2 Bazı kişisel kendini ifade etmede sanat malzemeleriyle izin verir.
5.1 Günün önemli bir parçasında bir çok sanat materyaline ulaşmak mümkündür.
5.2 Bir çok kendini ifade etmeler sanatsal malzemelerle sağlanır. Örn; çalışmalar
nadiren bir örneğe göre yapılır. Çocukların çalışmaları çeşitli ve kişiseldir.
7.1 Aylık en az 3 boyutlu oyun materyali vardır. Çamur – oyun hamuru, ağaç
yapıştırma – marangozluk
7.2 Bazı el işi aktiviteleri ile bağlandırılır. Örn; mevsimler öğrenilirken pastel
renklerle boyanır. Çocuklar bir sonraki alanın boyanmasına davet edilir.
7.3 Erzaklar 4 yaşında ve daha büyük çocuklar için yapılır. Örn; çalışmalar
depolanır, böylece çalışma devam eder. Bir çok adımdan oluşan çalışmalar
desteklenir.
Aydınlatıcı notlar :
El işi malzemelerine örnekler, çizim araçları, kağıt, mum boyalar, keçeli
kalemler, kalın kalemler,boyalar, üç boyutlu malzemeler, oyun hamuru,
çamur, ağaç yapışkanı ya da ağaç işleri, kolaj malzemeleri, aletler, makas,
bant, delgeçler, zımbalar.
Kendini ifade etme her çocuğun konuyu ve el işi derecesini kendince ortaya
koymasına denir. Boyamaların her biri farklıdır, çünkü çocuğa
kopyalayabileceği bir şey verilmemiştir.
3 yaşından küçük çocukların olduğu gruplarda gelişimsel gecikmeler
olabilir. Personel malzemeleri iyi olduğu müddetçe kapalı bir denetime tabi
tutarak ortaya getirilebilir.
21. Müzik / hareket
1.1 Çocuklar için müzik ve hareket deneyimi yok
1.2 Arka planda günün çoğunluğunda gürültülü müzik var ve devam etmekte olan
aktivitelere karışıyor. Örn; değişmez arka plandaki müzik konuşmayı normal
tonlarla zorlaştırıyor. Müzik ses tonunun yükselmesine yol açıyor.
3.1 Müzik aletleri çocukların kullanımına açıktır. Örn; basit çalgılar, müzik
oyuncakları, kasetçalar ve kasetler
3.2 Personel en az bir müzik çalışmasını günlük yapar. Örn; çocuklarla şarkı
söylemek vb
3.3 Haftada en az bir defa dans ve hareket çalışması vardır. Örn; müziğin ritmine
göre yürümeye, şarkılara ve uyarılara göre hareketler. Çocuklar verilen eşarplarla
müziğe göre dans etmeye özendirilir.
84
5.1 Çocukların kullanımı için bir çok müzik materyalleri var. Örn; kasetçalar, dans
alanı, özürlü çocuklar için uygun hale getirilmiş dans merkezi.
5.2 Çocuklarla çok değişik tarzlarda müzikler kullanılır. Örn; klasik ve pop müzik,
farklı kültürlerden müzikler, bazı yabancı dilde şarkılar söylemek.
7.1 Müzik serbest seçim ve grup çalışması için var.
7.2 Müzik çalışmaları çocuklara sıkça sunulduğunda kavramlarını geliştirir. Örn;
müzik aleti çalmak için bir misafir getirilir, çocuklar müzik aleti yaparlar. Personel
çocukların farklı tonları duyabilmeleri için çalışmalar ayarlar.
7.3 Yaratıcı müzik çalışmaları desteklenir. Örn; çocuklara şarkılara yeni söz
yapmaları söylenir ve serbest dans desteklenir.
22. Blok
1.1 Çocukların oyunu için az blok var.
3.1 Aynı anda en az iki çocuğun çalışabileceği ve yeterli miktarda blok mevcuttur.
3.2 blok oyunları için kullanılabilir açık zemin bulunur.
3.3 günün her saati kolaylıkla ulaşılabilir.
5.1 aynı anda 3 veya daha fazla çocuğun çalışabileceği ve yeterli miktarda blok
materyalleri mevcuttur.
5.2 blok malzemeleri türlerine göre düzenlenmiş.
5.3 özel blok malzemeleri ayrı bir tarafa ve uygun bir şekilde yerleştirilmiş.
5.4 günün her anında oyun için ulaşılabilinir.
7.1 en az iki türdeki bloklara ve günün istenilen zamanında ulaşılabilinir.
7.2 bloklar ve yardımcı malzemeler raflarda sınıflandırılmış kullanıma açık bir
şekildedir.
7.3 bazı blok oyunları açık havalarda oynanmaya müsaittir.
23. Kum / su
1.1 Açık olan veya kapalı olan alanlarda su oyunları için bir destek sağlanmaz.
1.2 kum veya su oyunları için herhangi bir oyuncak bulunmaz.
3.1 açık alan veya kapalı alanlarda kum veya su oyunları için bazı olanaklar
sağlanır.
3.2 bazı kum oyuncakları bulunur.
5.1 açık hava veya kapalı alanlarda kum ve su oyunları için alan sağlanır.
5.2 oynamak için bir çok oyuncak bulunur. Örn; kürekler, kamyonlar, kazıcılar,
hayvanlar, oyuncak insanlar vb.
5.3 kum veya su oyunları günde en az bir saat oynanır.
7.1 hem açık alan hem de kapalı alanlarda kum ve su oyunları için destek sağlanır ve
olanaklar bulunur.
7.2 su ve kum ile farklı aktiviteler yapılır. Örn; suya baloncuklar atılır, kumun
içindeki materyaller değiştirilir, kuma pirinç eklenir.
Aydınlatıcı notlar :
Materyaller kolaylıkla dökülebilir olmalıdır. Örn; pirinç, mercimek gibi
maddeler kum yerine kullanılabilir. Çocukların kazı yapabileceği, kovalarını
doldurabileceği ve dökebileceği miktarda olmalıdır.
Burada destek sağlamaktan kastedilen personelin kum ve su oyunları için
gerekli olan materyalleri sağlamasıdır. Çocukların çukurlarda, yükseltilerde
toprak içindeki oyun alanlarında oyun oynama ihtiyaçları karşılanmalı.
85
Her oda kendi su ve kum masalarına sahip olmak zorunda değildir, ancak
başka odalarda paylaşılıyorsa su ve kum masaları düzenli olarak
kullanılabilir olmalıdır.
Soru; (3.1) - çocuklarla su ve kum kullanıyor musunuz? Bunu nasıl ve ne
sıklıkla yapıyorsunuz?
(3.2) – kum ve su oyunlarında kullanılabilecek oyuncaklarınız var mı? Bunları
tarif eder misiniz?
(7.2) – çocuklar için kum ve su ile yapılan aktivitelerde farklılıklar yaratabiliyor
musunuz?
24. Drama oyunu
1.1 drama oyunu ya da giyinmek için materyal ve ekipmanlar yok.
3.1 çocukların kendi kendilerine aile rolü oynayabileceği bazı drama oyunu
materyalleri mevcut. (örn; kostümler, evcilik gereçleri, oyuncak bebekler)
3.2 materyallere günün en az bir saati erişilebilir.
3.3 drama oyunları için farklı depolar var.
5.1 pek çok drama oyun materyali mevcut, kostümler dahil
5.2 materyaller günün büyük bir bölümü erişilebilir.
5.3 en az iki farklı tema için ekipler; örn, ev hanımı ve iş
5.4 tam olarak tayin edilmiş drama oyun alanı, oyun ve depo alanı
7.1 farklı temalara dönüştürülebilen materyaller; örn, iş için küçük kutular,
fantastik zaman konuları
7.2 farklılıklar sunan eşyalar; örn, farklı kültürleri temsil eden eşyalar, özürlü
insanların kullandığı ekipmanlar
7.3 aktif dış alan drama oyunları için sunulan eşyalar
7.4 drama oyununu zenginleştirmek için resimler vb.
Açıklayıcı notlar :
Drama oyunu, gerçek gibi yapmak ya da inandırmaktır. Bu tip oyunlar,
çocuklar kendi kendilerine bir rol canlandırdıklarında ya da oyuncak
evdeki küçük insanlara figürler yaptıklarında ortaya çıkar. Drama oyunu
evcilik (örn; oyuncak bebekler, çocuk mobilyaları, kıyafetler, mutfak
aletleri), farklı işler (örn; ofis, inşaat, mağaza, taşımacılık), fantastik (örn;
hayvanlar, dinazorlar, hikaye kahramanları) ve boş zamanlar (örn; kamp,
spor) gibi farklı konulardaki eşyalarla zenginleştirilir.
Kostümler yüksek topuklu ayakkabı, elbiseler, çantalar ve genellikle
sahnelerde kullanılan kadın şapkalarından daha fazlasını içermelidir.
Kadınlar ve erkekler tarafından iş de giyilen kıyafetler bulunmalıdır.
Örn; baret, kovboy şapkası, koşu ayakkabısı ve montlar
Bu göstergenin amacı çocukların diğer aktiviteleri rahatsız etmeden aktif
ve sessiz oynayabilecekleri yeterince geniş bir alan sunmaktır. Jimnastik
salonu ya da çok amaçlı bir oda gibi iç mekanlar dış mekan yerine
kullanılabilir. Binalar (küçük evler, arabalar, tekneler) ve kamp eşyaları,
iş, aşçılık, taşımacılık gibi kostümler bulunabilir.
Soru; (7.1) – çocukların kullanabileceği başka drama oyun gereçleri var mı?
Açıklayın.
(7.3) – drama oyunu için kullanılan eşyalar dışarıda ya da daha geniş bir iç
mekanda kullanıldı mı?
86
(7.4) – çocukların drama oyununu iyileştirmek için herhangi bir şey yaptınız
mı?
25. Tabiat / bilim
1.1 oyun materyali ya da doğa / bilim aktiviteleri yok
3.1 iki doğa / bilim kategorisinde bazı geliştirilebilir uygun oyunlar,
materyaller ya da aktiviteler
3.2 günlük kullanılabilen materyaller
3.3 çocukları doğal şeylerden getirmeye ve diğerleri ile paylaşmaya yada
koleksiyona eklemeye cesaretlendirmek (örn; oyun bahçesindeki dökülen
yapraklar, evcil hayvanlar)
5.1 üç doğa / bilim kategorisinde pek çok değiştirilebilir uygun oyunlar,
materyaller ya da aktiviteler
5.2 materyaller günün önemli bir bölümü için erişilebilir.
5.3 doğa / bilim materyalleri iyi şartlarda ve iyi organize edilmiş(örn; farklı
kutularda toplanmış koleksiyonlar, hayvan kafesi temizliği)
5.4 doğa / bilimi öğrenmek için günlük olaylar (örn; hava hakkında
konuşma, böcekleri incelemek vb)
7.1 en az iki haftada bir personelin daha fazla katıldığı doğa / bilim
aktiviteleri
7.2 bilgi vermek ve çocukların deneyimini arttırmak için kullanılan kitaplar,
resimler veya sesli / video materyalleri
Açıklayıcı notlar :
doğa / bilim; doğal nesne koleksiyonları (örn; taş, böcek vb) bakmak
ve gözlemlemek için canlı varlıklar (örn; ev bitkileri, bahçeler, ev
hayvanları), doğa / bilim kitaplar, oyunları ya da oyuncakları (örn;
doğa kartları) ve yemek pişirme, basit deneyler gibi doğa / bilim
aktiviteleri (mıknatıs, büyüteç, batma – yüzme) gibi kategorileri
içerir.
Çocukların kendi başlarına keşfedebileceği açık uçlu doğa / bilim
materyalleri geniş bir yaş grubu ve yeteneği için genellikle
geliştirilebilir uygundur. Çocukların kişisel yeteneklerinin ötesinde
kabiliyet isteyen materyaller değildir. Örn; iki yaşından küçük
çocuklar için termometreden hava sıcaklığına bakmak)
Soru; (3.3) – çocuklar doğa / bilim maddesi getiriyorlar mı? Nasıl ele
alıyorsunuz?
(7.1) – gördüklerim dışında yaptığınız diğer doğa / bilim aktivitelerinden
bazı örnekler verebilir misiniz? Yaklaşık hangi sıklıkla bu aktiviteler
yapılıyor?
(7.2) – çocuklarla doğa / bilim kitapları veya tabloları kullanıyor
musunuz? Lütfen bahsedin.
26. Matematik / sayılar
1.1 ulaşılabilir matematik / sayı araçları yok
1.2 matematik / sayı boncukları ve çalışma kayıtlarıyla sayılar temek olarak
öğretilir.
3.1 gelişmeye müsait matematik / sayı araçlarına ulaşılabilir.
3.2 araçlara günlük olarak kolay ulaşabilmek
87
5.1 bir çok gelişmeye müsait araçlara ulaşılabilir. (örn; şekil ve boyut sayma,
ölçme, öğrenme için materyaller)
5.2 günün önemli bir bölümü için araçlara ulaşılabilir.
5.3 araçlar çok iyi organize edilmiş ve iyi durumdadır. (örn; çeşit olarak oyun
için gerekli olan tüm parçalar sıralanır)
5.4 matematik ve sayı öğrenmek için günlük aktiviteler sağlanır. (örn; tabloları
ayarlamak, adım atarken saymak, sıralı işleri yaparken zamanlayıcı kullanmak)
7.1 en az her iki haftada personel tarafından matematik ve sayı aktiviteleri için
gerekli olan bir çok tavsiye verilir. (örn; çocukların boylarını karşılaştıracak
grafikler yapma, kuş kafesindeki kuşların sayısını saymak ve kaydetmek)
7.2 ilgileri sağlamak için araçlar değerlendirilir. (örn; oyuncak ayıları sayan
çocuklarla dinazorları sayan çocuklar değiştirilir)
Aydınlatıcı notlar :
Matematik ve sayılar için gerekli olan araçlar çocuğu sayma, ölçme,
miktar, karşılaştırma ve şekilleri tanıma ile yazılan sayılara aşina
olmasına yardım eder. Saymak için nesneler teraziler, cetveller, sayı
bulmacaları, manyetik sayılar, domino veya loto sayıları gibi sayı
bulmacaları, geometrik şekiller sayı ve matematik araçlarına örneklerdir.
Gelişmeye müsait matematik ve sayı araçları çocuğun daha sonraki
okulları da ihtiyaç duyacağı soyut işlemlerle ilgili yaklaşımlarını
geliştirmek için sabit nesnelerin miktarı, boyutu, şekilleri ile ilgili
deneyimlerini kullanmalarına yardım eder. Bir araç veya aktivitenin
uygun olup olmaması, çocukların ilgi ve yeteneklerine bağlıdır.
Soru; (7.1) – çocuklarla beraber yaptığınız bazı matematik aktiviteleri ile
ilgili örnekler verebilir misiniz?
(7.2) – çocuklarla kullandığınız başka diğer matematik araçları var mıdır?
Bunlar nasıl gerçekleşmektedir?
27. TV, video veya bilgisayarın kullanımı
1.1 kullanılan araçlar gelişmeye müsait değildir. (örn; şiddete ve cinselliğe
dayalı, kesin içerik korkutucu karakter veya hikayeler, çok zor bilgisayar
oyunları)
1.2 tv, bilgisayar kullandırılırken alternatif aktivitelere izin verilmez. Örn;
tüm çocuklar aynı anda video seyretmelidir.
3.1 tüm araçlar şiddet içerikli olmamalı ve kültürel hassasiyet olmalıdır.
3.2 tv ve bilgisayar kullandırılırken alternatif aktivitelere ulaşılabilir.
3.3 çocukların televizyon ve video veya bilgisayar kullanımına zaman
olmalıdır. Örn; tv – video tüm gün programı içinde bir saat ile bilgisayarda
günlük 20 dakika ile sınırlandırılmalı.
5.1 çocuklar için iyi diye düşünülen araçlar sınırlandırılmalı. Örn; susam
sokağı, eğitici video ve bilgisayar oyunları fakat çoğu çizgi filmler değil.
5.2 bilgisayar kullanımı bir çok serbest seçilen aktivitelerden biridir.
5.3 araçların çoğu aktivitelere katılımı cesaretlendirir. Örn; çocuklar dans
edebilir, şarkı söyleyebilir veya video çalışması yapabilir. Bilgisayar
yazılımları çocukların düşünmesine ve karar vermesine yardım eder.
88
5.4 personel aktif olarak tv, video veya bilgisayar kullanımına katılır. Örn;
çocuklarla video seyretme ve tartışma eğitim programlarında önerilen
aktiviteleri yapmalı. Çocuğa bilgisayar programı kullanımı öğretmek
7.1 bazı bilgisayar yazılımları yaratıcılığı ortaya çıkarır. Örn; yaratıcı çizim
veya boyama programı, bilgisayar oyununda sorunları çözme yeterliliği
7.2 araçlar sınırlı olan konularda aktivitelerini desteklemek için kullanılır.
Örn; cd rom veya video ile doğal ortamdaki böceklerle ilgili ek bilgi verilir.
Aydınlatıcı notlar :
Eğer tv, video veya bilgisayar kullanamıyorsa madde
NA(uygulanamaz)’ı işaretle
Soru; çocuklar tv, video veya bilgisayar kullanıyor mu? Nasıl
kullanıyorlar? (1.1, 3.1, 5.1, 7.1)
Çocuklara tv, video oyunu, bilgisayar araçlarını nasıl seçiyorsun?
(1.2 ) – diğer aktiviteler tv veya video kullanılırken çocuklar için uygun
mu?
(3.3) – hangi sıklıkla tv, video veya bilgisayar kullanılıyor? Bunlar ne
kadar zaman alıyor?
(5.3) – herhangi bir araç çocukların aktivitelere katılımını teşvik ediyor
mu? Lütfen bazı örnekler veriniz.
(7.2) – sınıfta ilgili konu veya başlıkla alakalı tv, video veya bilgisayar
kullanıyor musun? Lütfen açıklayın.
28. Kabul edilebilir çeşitliliği geliştirmek
1.1 materyallerde etnik ya da kültürel çeşitlilik görülmez.örn; bütün oyuncak ve
resimler bir ırka aittir. Tüm yazılı kaynaklar bir kültürle ilgilidir, farklı dillerin
etkin olduğu yerlerde tüm görsel ve yazılı kaynaklar tek dildedir.
1.2 kaynaklar sadece ırkların, kültürlerin, yaşların, yeteneklerin ve cinsiyetlerin
yaygın özelliklerini gösterir.
1.3 personel diğerlerine karşı ön yargı oluşturur. Örn; farklı dilden ve kültürden
çocuk ve yetişkinlere karşı, özürlü insanlara karşı.
3.1 kaynaklarda bazı etnik ya da kültürel çeşitlilikler görülür. Örn; birden çok
dilin yaygın olduğu yerlerde bazı kaynaklar çocukların ana dilinde olmak üzere;
çeşitli kültür ve ırklardan oyuncak bebekler, kitaplar, resimler ve müzik kasetleri
3.2 kaynaklar olumlu yönde çeşitlilik gösterir. Örn; farklı ırklar, kültürler, yaşlar,
yetenekler ve cinsiyetler.
3.3 personel, çocuklar ve diğer yetişkinler tarafından gösterilen ön yargıyı
önlemek için müdahalede bulunur ya da hiç ön yargı görülmez.
5.1 bir çok kitap, resimler ve materyallere ulaşılabilinir.
5.2 dramatik oyunlarda kullanmak için farklı kültürlerin örneklendiği sahne
dekorları(örn; farklı ırklardan oyuncak bebekler, yöresel kıyafetler, farklı
kültürel gruplardan kap kaçaklar)
7.1 çeşitlilik günlük hayatın ve oyun aktivitelerinin bir parçasıdır. Örn; yöresel
yemekler günlük öğünlerin bir parçasıdır.
7.2 çeşitliliğin anlaşılması ve kabul edilmesi için aktiviteler düzenlenir. Örn;
anne ve baba aile geleneklerini çocuklarla paylaşmaya teşvik edilir.
Açıklayıcı notlar :
89
Kaynaklardaki çeşitliliği ölçerken, fotoğraflar ve resimler, kitaplar, oyunlar,
kuklalar, kasetler, bilgisayar yazılımları da dahil olmak üzere çocuklar
tarafından kullanılan tüm araç gereçleri göz önünde bulundurun.
Soru; (3.1) çocuklarla dinlediğiniz müzik türlerinden örnekler verir misiniz?
(3.2) bir çocuk ya da yetişkin önyargılı davranırsa ne yaparsınız?
(7.2) çocukların ülkemizdeki ve dünyadaki insan çeşitliliğini anlamasına
yardımcı olacak aktiviteler düzenlendi mi? Lütfen örnek veriniz.
e. Etkileşim
29. Gross motor aktivitelerinin rehberliğinin yapılması
1.1 gross motor alanında çocukların sağlık ve güvenliğini korumak için yapılan yetersiz
rehberlik. (örn; çok kısa bir süre bile olsa çocukların denetimsiz bırakılması, alanda
çocukları izleyen yetişkin sayısının azlığı, personelin çocuklarla ilgilenmemesi)
1.2 genelde çocuk – personel ilişkisi negatiftir. Örn; personel kızgın, cezalandırıcı ve
fazla disiplinlidir.
3.1 yapılan rehberlik çocukların sağlığını ve güvenliğini korumak için yeterlidir. (örn;
alanda çocukları izleyen yeterli personel bulunur, personel alanın tamamını
izleyebilecek bir pozisyonda bulunur, personel gerektiğinde alanda dolaşır, oluşan
sorunlara müdahale eder.)
3.2 pozitif personel – çocuk ilişkisi. (örn; üzgün ve sorunlu çocuklarla ilgilenmek, yeni
yeteneklerin gelişmesine yardımcı olmak, yumuşak ses tonu kullanmak)
5.1 personel tehlikeli durumlar oluşmadan önleyici müdahalelerde bulunur. (örn; kırık
oyuncakları ya da çocuklara zarar verebilecek maddeleri çocuklar zarar görmeden
kaldırır)
5.2 çoğu personel – çocuk ilişkisi güzel ve yardım edicidir.
5.3 çalışanlar çocukların araç – gereç gerektiren yeteneklerinin gelişmesinde yardımcı
olur. (örn; çocukların su çekmeyi ve sallanmayı öğrenmesine yardımcı olur. Özürlü
çocukların bisiklete binmesine yardımcı olur.)
7.1 personel çocuklarla oyunlar hakkındaki fikirleriyle ilgili konuşur.
7.2 personel oyunları geliştirmek için kaynaklar kullanır. (üç tekerlekli bisiklet
parkuruna engeller koyar)
7.3 personel çocukların pozitif sosyal ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Örn; çift kişilik
bot, telsizler vb gibi iletişim arttırıcı araçlar sağlar.
Soru; personelin çocuklar gross motor aktivitelerindeyken onlara nasıl rehberlik etmesi
gerektiğini tanımlayabilir misiniz?
(5.3) – çocuklar araçları kullanırken güçlük çekerse ne olur?
30. Çocuklara genel rehberlik (gross motor dışında)
1.1 çocuklara uygulanan yetersiz rehberlik (örn; personel çocukları rehbersiz bırakır;
çocukların güvenliği sağlanmaz, personel başka işlerle ilgilenir)
1.2 rehberlik genelde cezalandırıcı ya da fazla disiplinlidir. (örn; çocuklara bağırmak,
onları küçümsemek)
3.1 çocukların güvenliğini korumak için yeterli rehberlik
3.2 temizliğe ve araçların uygunsuz kullanılmamasına dikkat etmek. (örn; dağınık
masaların toplanması, çocukların yapıştırıcı şişesini boşaltmasını engellemek)
3.3 rehberlik genelde cezalandırıcı değildir ve kontrol kabul edilebilir ölçülerdedir.
5.1 farklı yaş ve kabiliyetlerdeki çocuklara uyarlanan dikkatli rehberlik. Örn; daha
küçük yada fazla duygusal çocuklar daha yakın kontrol edilir.
90
5.2 gerektiğinde personel çocuklara yardımcı olur ve teşvik eder. (örn; oyuna katılmakta
zorlanan çocuğa yardımcı olmak, çocuğun yap bozu tamamlamasına yardımcı olmak)
5.3 personel küçük bir grup ya da tek bir çocukla ilgilenirken bile tüm grubun ne
yaptığının farkındadır. (örn; personel tek bir çocukla ilgilenirken sık sık etrafı gözler,
göremediği alanlarda başka bir personelin bulunduğundan emin olur)
5.4 personel çocukların gayretleri ve başarılarıyla ilgilenir.
7.1 personel çocuklarla oyunları hakkındaki fikirleriyle ilgili konuşur. Çocukların
düşüncelerini geliştirmek için sorular sorar ve bilgiler verir.
7.2 personelin öğrettikleri ve çocukların tek başına keşfetme ihtiyacı arasındaki denge
korunur. (örn; çocuğa yaptığı resim hakkında soru sorulmadan önce yaptığı resmi
bitirmesi beklenir)
31. Disiplin
1.1 çocuklar şiddetli yöntemlerle kontrol edilir. Örn; dövmek, bağırmak, uzun süreli
hapis, aç bırakmak
1.2 disiplin; emir ve kontrollerin işlemeyeceği kadar gevşektir.
1.3 davranışlardan beklentiler genelde çocuğun yaşı ve gelişim düzeyine uygun değildir.
Örn; herkes yemeklerde sessiz olmalıdır, çocuklar uzun süreler boyunca sessiz
olmalıdır.
3.1 personel fiziksel cezalar ve sert yöntemler uygulamaz.
3.2 personel genelde bir çocuğun diğerini incitmesini önlemeye yetecek kontrolü elinde
bulundurur.
3.3 davranışlardan beklentiler genelde çocuğun yaşı ve eğitim düzeyine uygundur.
5.1 personel cezalandırıcı olmayan disiplin yöntemlerini verimli kullanır. (örn; pozitif
davranışlarda bulunmasını uyarmak, kabul edilemez davranışlardan kabul edilebilir
davranışlara yönlendirmek)
5.2 program karmaşayı önlemek ve yaşa uygun etkileşimleri geliştirmek üzerine
kuruludur. Örn; aynı oyuncaktan birden fazla bulundurmak, çocukların favori
oyuncaklarıyla oynamalarını sağlamak.
5.3 personel çocukların davranışlarına tutarlı tepkiler verir. Örn; farklı personel aynı
kuralları ve metotları uygular, temel kurallar her çocuğa uygulanır.
7.1 personel çocukların kendi karmaşa ve problemlerini çözmesi için onlarla aktif olarak
ilgilenir. Örn; çocuklara problemlerini anlatma ve özüm üretme konusunda yardımcı
olur.
7.2 personel çocukların sosyal yetenekleri anlamasına yönelik aktiviteler düzenler. Örn;
hikaye kitapları kullanılır, grup tartışmaları düzenlenir, yaygın karmaşalar düzenlenir.
7.3 personel diğer uzmanlardan davranış problemleriyle ilgili tavsiyeler alır.
Açıklayıcı notlar :
Personel arasında farklı durum ve çocuklarla ilgili problemleri çözerken
genel bir tutarlılık olmalıdır. Bu hiç esnekliğin olmayacağı anlamına gelmez.
Dövmek ya da hırpalamanın olmaması, birbirine saygı gibi pozitif sosyal
etkileşimi sağlayan kurallar her zaman takip edilmelidir. Özürlü bir çocuğun,
temel sınıf içi kuralları takip etmesi için özel bir program gerekebilir.
Soru;
(1.1) – katı disiplinin gerekli olduğunu düşünür müsünüz? Lütfen kullandığınız
metotları açıklayınız.
91
(7.2) – çocukların birbiriyle iyi geçinmesini sağlayacak teşvik edici aktiviteler
düşünüyor musunuz?
(7.3) – çok zor bir davranış problemine sahip bir çocukla ilgileniyor olsaydınız ne
yapardınız?
32. Personel – çocuk iletişimi
1.1 personel çocuklara karşı sorumlu ve çocuklar yakın değildir. Örn; çocukları
görmeden gelmek, çocuklara karşı soğuk ve mesafeli görünmek
1.2 iletişim memnun edici değildir. Örn; ses tonu rahatsız edici ve katıdır.
1.3 kontrol için fiziksel temas uygulanır. Örn; çocuklara acele etmeleri için dokunmak
ya da uygunsuz fiziksel temas uygulanır. İstenmeyen sarılma ya da gıdıklamalar
3.1 personel çocuklar genelde sıcak destekleyici tepkiler verir.
3.2 eğer varsa çok – az memnun etmeyen iletişim
5.1 personel uygun fiziksel temas ve sıcaklık gösterir. Örn; çocuğun sırtını sıvazlamak
5.2 personel çocuklara saygı gösterir. Örn; dikkatli dinler, göz teması kurar, adil
davranır.
5.3 personel kızgın, üzgün ve kırılmış çocuklara sempatik tepkiler verir.
7.1 personel çocuklarla olmaktan mutlu görünür.
7.2 personel çocuklar ve yetişkinler arasında karşılıklı saygının gelişmesini teşvik eder.
Örn; personel çocuklar soru sormayı bitirene kadar bekler, çocukları büyükler
konuşurken dinlemeyi kibar bir dille teşvik eder.
Açıklayıcı notlar :
Bu başlıktaki kalite göstergeleri genelde kültür ve birey çeşitliliğinde doğru olmakla
beraber ortaya çıkma şekilleri farklılık gösterebilir. Örneğin bazı kültürlerde göz
kontağı bir saygı işaretiyken diğerlerinde saygısızlıktır. Aynı şekilde bazı bireyler
gülümsemeye ve kendini ifade etmeye diğerlerinden daha yatkındır. Ancak
göstergelerdeki ihtiyaçlar ortaya çıkış şekilleri değişiklik gösterse de karşılanmalıdır.
33. Çocuklar arasındaki iletişim
1.1 çocuklar arasındaki iletişim teşvik edilmez. Örn; çiftler arasında konuşmak teşvik
edilmez, çocuklar kendi oyun arkadaşlarını seçmek için yeterli fırsat verilmez.
1.2 pozitif grup iletişimine destek personel tarafından ya çok az verilir ya da hiç
verilmez.
1.3 pozitif grup iletişimi ya çok azdır ya da hiç yoktur. Örn; kızdırmak, kavga etmek
yaygındır.
3.1 çiftlerin iletişimi teşvik edilir. Örn; çocukların doğal gruplaşma ve iletişim
sağlaması için serbestçe dolaşmalarına izin verilir.
3.2 personel negatif ve incitici grup iletişimini durdurur. Örn; lakap takmak, kavga
etmek
3.3 bazı pozitif grup iletişimleri ortaya çıkar.
5.1 personel güzel sosyal davranışları örnekler. Örn; başkalarına karşı kibardır. Onları
dinler, yardımlaşır.
5.2 personel çocukların grupla uygun sosyal davranışlar göstermesine yardımcı olur.
Örn; çocukların karışıklar yüzünden kavga etmek yerine konuşmalarına yardımcı olur.
Sosyal olarak yalnız kalmış çocukların arkadaş bulmasını teşvik eder., çocukların
diğerlerinin düşüncelerini anlamarlına yardımcı olur.
92
7.1 grup iletişimleri genelde pozitiftir. Örn; daha büyük çocuklar genelde yardımlaşır ve
paylaşır. Çocuklar genelde kavga etmeden oynar.
7.2 personel çocuklara beraber çalışıp, görevleri tamamlamaları için fırsatlar verir. Örn;
çocuklar bir sürü malzemesi olan bir çorba yapar, masa ve sandalyeleri getirmek için
işbirliği yapar.
Soru;
(7.2) – çocukları beraber çalışmak için teşvik eden aktiviteler yapıyor musunuz?
Örnekler verebilir misiniz?
f. Program yapısı
34. Çizelge
1.1 çizelge ya çocukların bireysel ilgi alanlarına zaman bırakmayacak kadar katı ya da
günlük aktivite devamlılığı sağlayamayacak kadar esnektir.
3.1 çocukların yatkın olduğu temel bir günlük çizelge bulunur. Örn; rutin aktiviteler
genelde çoğu gün aynı sırada yapılır.
3.2 yazılı çizelge genelde odada asılı olur.
3.3 en az bir iç ve bir dış oyun saati (hava şartları el verdikçe) her gün uygulanır.
3.4 hem gross motor hem de daha az aktif oyunlar günlük olarak uygulanır.
5.1 çizelge, yapı ve esneklik arasında bir denge sağlar. Örn; düzenli çizelgelenmiş
dışarıda oyun saati güzel havalarda uzatılabilir.
5.2 çeşitli oyun aktiviteleri her gün öğretmen öncülüğü ve çocukların katılımıyla
uygulanır.
5.3 günün önemli bir bölümü oyun aktiviteleri için kullanılır.
5.4 günlük aktiviteleri arasında uzun bekleme periyotları yaşanmaz.
7.1 günlük aktiviteler arasında kesin geçişler vardır. Örn; önceki aktivite bitmeden
sonraki aktivitenin araçları hazır olur. Geçişler genelde tüm grup yerine birkaç görevli
çocuk tarafından halledilir.
7.2 çizelgelerde kişisel ihtiyaçları karşılamak için değişiklikler yapılır. Örn; dikkati
çabuk dağılan çocuklar için daha kısa hikaye zamanları, yavaş yiyen çocuklar için
ekstra zaman.
Açıklayıcı notlar :
günlük aktiviteler iç ve dış aktiviteler ile yemek / atıştırma, kestirme /
dinlenme gibi rutin aktiviteleri kapsar.
Yazılı çizelge dakika dakika takip edilmek zorunda değildir.
35. Serbest oyun
1.1 serbest oyunlar için ya çok ya az zaman vardır, ya da günün çoğu rehbersiz serbest
oyunlarla geçer.
1.2 çocuklar için serbest oyun zamanlarında kullanmak üzere yeterli oyuncak, oyun ve
araç sağlanmaz.
3.1 havanın elverdiği ölçüde iç ve dış oyun saatleri günlük olarak ayarlanır.
3.2 çocukların sağlık ve güvenliğini korumak için rehberlik sağlanır.
3.3 çocukların serbest oyun zamanında kullanmaları için bazı oyuncak ve araçlar
ulaşılabilen yerlerde bulundurulur.
5.1 serbest oyun zamanları günün büyük zamanını kapsayacak şekilde hem içeride hem
de dışarıda düzenlenir. Örn; çeşitli serbest oyun zamanları günlük olarak çizelgelenir.
93
5.2 çocukların oynaması için rehberlik ve materyal sağlanır. Örn; personel çocuklara
gerekli araçları almalarında yardımcı olur. Kullanılması güç araçların kullanımına
yardım eder.
5.3 serbest zaman için bol ve çeşitli oyuncak, oyun ve araç sağlanır.
7.1 rehberlik eğitici bir iletişim olarak kullanılır. Örn; personel çocuklara problemlerin
çözümlerini düşünmeleri için yardım eder, çocukları aktiviteler hakkında konuşmaya
teşvik eder.
7.2 yeni araçlar / tecrübeler serbest oyunlar için periyodik olarak eklenir. Örn; araçlar
değiştirilir, çocukların ilgilerine göre aktiviteler eklenir.
Açıklayıcı notlar :
Çocuklara bağımsız oyunlar için araç ve arkadaş seçme izni verilir. Yetişkin
iletişimi çocukların ihtiyacına göre şekillenir. Personelin seçtiği araçlar ya da
personel tarafından seçilen arkadaşlarla oynanan oyunlar serbest oyun sayılmaz.
Soru ; çocukların oynayabileceği birkaç serbest oyun fırsatı tanımlayabilir misiniz?
Bunlar nerede ve ne zaman olur? Çocuklar nelerle oynayabilirler?
36. Grup zamanı
1.1 Günün büyük bir bölümü çocuklar gruplandırılır. Örn; günün büyük bir bölümünde
çocuklar aynı zamanda aynı sanat projesi, aynı anda hikaye etkinliği, aynı anda banyo
kullanımı vb.
1.2 Pek az sayıda çocuklar bireysel ya da küçük grup olarak etkileşim kurmaktadırlar.
3.1 Bazı oyun aktiviteleri küçük grup ya da ayrı ayrı oynanır.
3.2 Bazı fırsatlardan (elverişli durumlardan) dolayı çocuklar kendilerine ait küçük
grupları oluştururlar.
5.1 Bütün grup toplantıları sınırlı ve kısa dönemlerde, çocukların bireysel ve gelişim
ihtiyaçlarına uygun olarak oluşturulur.
5.2 Birçok oyun aktiviteleri, küçük grup ya da ayrı ayrı olarak oynanır.
5.3 Bazı rutin etkinlikler küçük grup ya da bireysel olarak yapılır.
7.1 Gün boyunca farklı grupların değişimi sağlanır.
7.2 Personel eğitsel etkileşimi küçük gruplar ve bireysel olarak çalışan çocuklara
ilaveten bütün grup ile sağlar. Örn; hikaye okumak, küçük gruplar ile yemek pişirmek
veya fen – doğa aktiviteleri.
g. Aile ve personel
38. Aileler için koşullar
1.1 ailelere program hakkında yetkililer tarafından hiçbir bilgi verilmez.
1.2 aileler çocuklarının programlarını gözlemlemeye teşvik edilmez.
3.1 ailelere program hakkında yetkililer tarafından yazılı bilgiler verilir. Örn; ücretler,
yemek saatleri, sağlık kuralları
3.2 çocuklarla ilgili bazı bilgilerin personel ve aile arasında paylaşımı sağlanır. Örn;
istek üzerinde aile konferansları, aile için materyaller.
3.3 aile fertlerinin çocukların programına katılabilmesi için bazı olanaklar.
3.4 aile fertleri ile personel arasındaki iletişim genelde saygılı ve pozitiftir.
5.1 aileler çocukların geçmişte yaşadıklarını anlatmaya teşvik edilir.
5.2 aileler felsefe ve uygulanışı hakkında bilgilendirilir. Örn; aile el kitabı, disiplin
yöntemi, aktivitelerin tanımlanması
94
5.3 personel ve aileler arasında çocuklarla ilgili bilgilerin daha fazla paylaşımı. Örn;
periyodik konferanslar ve aile toplantıları
5.4 aileleri çocukların programına dahil olmaya teşvik edici alternatifler kullanılır. Örn;
çocukla yemek yemek, aile piyangolarına katılmak
7.1 ailelerin programı değerlendirmelerine izin verilir.
7.2 aileler gerektiğinde diğer uzmanlara yönlendirirli. Örn; sağlık problemleri,
danışmanlık
7.3 aileler karar verme aşamasında personelle beraber programa dahil olur.
Soru ;
(1.1, 3.1) – ailelere program hakkında yazılı bilgi veriliyor mu? Bu bilgiler neleri ihtiva
ediyor?
(1.1, 3.2, 5.4) – aileler ve siz çocuklarla ilgili bilgileri paylaşıyor musunuz? Nasıl?
(3.2, 5.3) – aileler ve siz çocuklarla ilgili bilgileri paylaşıyor musunuz? Nasıl?
(3.4) – ailelerle ilişkilerinin genelde nasıl?
(5.1) – aileler çocukları sınıflarda ziyaret edebiliyor mu?
(7.1) – aileler programın değerlendirilmesinde rol oynuyor mu? Nasıl oluyor? Ne
sıklıkta?
(7.2) – aileler zorluklar yaşadığında ne yaparsınız? Onları yardım için diğer uzmanlara
yönlendiriyor musunuz?
(7.3) – program için karar verme aşamasında ailelerin rolü var mı? Bu nasıl oluyor?
39. personelin kişisel ihtiyaçlarının tedariği
1.1 personel için özel alanlar yoktur. Örn; kişisel eşyalar için dolaplar, dinlenme odaları
1.2 kişisel ihtiyaçların karşılanması için çocuklardan ayrı geçirecek zaman yoktur. Örn;
dinlenme zamanları
3.1 ayrılmış yetişkin dinlenme odaları
3.2 çocukların oyun alanları dışında bulunan yetişkin eşyaları
3.3 kişisel eşyalar için depo yerleri
3.4 personel günde en az bir dinlenme zamanı kullanır.
3.5 gerektiğinde özürlü personelin ihtiyaçlarını karşılamak için uzlaşılır.
5.1 yetişkinlerin ihtiyaçları için döşenmiş dinlenme odaları bulunur. Odalar çok amaçlı
kullanılabilir. Örn; ofis – konferans odası
5.2 personelin özel eşyalarını saklaması için yeterli ve güvenli alanlar bulunur.
5.3 sabah, öğlen ve gün içi yemekler her gün sağlanır.
5.4 yemek ve atıştırmalar için araç – gereç sağlanır. Örn; buz dolapları, pişirme kapları,
7.1 ayrılmış yetişkin dinlenme odaları (çok amaçlı değil)
7.2 konforlu yetişkin dinlenme odaları
7.3 personel dinlenme zamanlarını belirleme de esnekliğe sahiptir.
Açıklayıcı notlar :
Bu ihtiyaçlar 8 saatlik iş günlerine göre belirlenmiştir. Gerektiğinde daha kısa
zaman dilimlerinde uygulanabilmelidir.
Soru ;
(1.2, 3.4, 5.3) – gün içinde molalarınız var mı? Çocuklardan hangi zamanlarda uzak
kalabiliyorsunuz?
(3.5) – kişisel eşyalarınızı (cüzdan, çanta gibi) nerelerde saklıyorsunuz?
95
40. Personelin okul ihtiyaçlarının tedariği
1.1 telefonlara erişim yoktur.
1.2 personelin eşyaları için saklama yerleri yoktur. Örn; personelin aktivitelerde
kullanacağı araçları saklayacak yer yoktur.
1.3 çocuklar eğitimdeyken bireysel görüşmelerin yapılabileceği alanlar yoktur.
3.1 telefonlara yeterli erişim var.
3.2 küçük bir saklama alanı bulunur.
3.3 çocuklar eğitimdeyken bireysel görüşmelerin yapılabileceği alanlar az da olsa
vardır.
5.1 büyük bir saklama alanı bulunur.
5.2 program yönetimi için ayrılmış ofis alanları bulunur.
5.3 konferans ve yetişkin görüşmeleri için ayrılan alan tatmin edicidir. Örn; çok amaçlı
kullanımlar çizelge yapmayı zorlaştırmaz, gizlilik sağlanmıştır.
7.1 iyi donatılmış ofisler mevcuttur. Örn; bilgisayar, faks
7.2 çocukların oyun alanlarından ayrı olarak düzenlenmiş, bireysel ve grup görüşmeleri
için kullanılan konforlu alanlar bulunur.
Açıklama notları:
Çocuk bakım evinde müdür odası ya da okuldaki bir odada bir müdür odası ya da bir
ofis olarak tanımlanır.
Sorular;
(1.1, 1.3) telefonlara erişiminiz var mı? Nerede?
(1.2, 3.2, 5.1) kullanabildiğiniz saklama alanları var mı?
(1.3, 3.5, 5.3, 7.2) aile – öğretmen görüşmeleri ya da yetişkin toplantıları için
kullanabildiğiniz alanlar var mı?
(5.2, 7.1) program için kullanabildiğiniz bir ofis var mı?
41. Personel iletişimi ve işbirliği
1.1 çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan iletişim personel arasında
yoktur. Örn; erken ayrılan çocukla ilgili bilgi paylaşılmaz.
1.2 kişiler arası ilişkiler bakım sorumlulukları ile çakışır. Örn; personel çocuklara
bakmak için yerine kendi arasında vakit geçirir veya birbirlerine kızar.
1.3 personel görevleri eşit paylaşılmaz. Örn; bir personel ağır işler yaparken diğeri boş
durur.
3.1 çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan bazı temel bilgiler bilinir. Örn;
tüm personel çocuğun alerjisi hakkında bilgi sahibidir.
3.2 personel arasındaki kişisel ilişkiler bakım sorumlulukları ile çakışmaz.
3.3 personel görevleri adil dağıtılmıştır.
5.1 çocuklar ile ilgili bilgiler personel arasında her gün paylaşılır. Örn; aktivitelerin
hangi sürelerde ve ne uzunlukta yapıldığı.
5.2 personel iletişimi pozitiftir ve destekleyici, sıcak bir atmosferdedir.
5.3 sorumluluklar hem bakım hem de uyum aktivitelerinin sorunsuz yürüyeceği
şeklinde paylaştırılmıştır.
7.1 aynı grupta ya da aynı odada çalışan personel haftada en az bir kez ortak plan yapar.
7.2 her personel için sorumluluklar açıkça tanımlanmıştır. Örn; bir tanesi oyun alanını
hazırlarken diğeri çocuklarla ilgilenir, birisi çocukları dinlenmeye hazırlarken diğeri diş
fırçalayanları denetler.
96
7.3 program personel arasında pozitif ilişkiler geliştirir. Örn; sosyal aktiviteler
düzenlenir.
Açıklama notları :
Bir grupta çalışan personel sayısı iki ya da daha fazla ise personelin çalışma
saatleri grupla farklı zamanlarda bile olsa personeli gruplayınız. Aynı grupla
sadece bir personel çalışıyorsa bu maddeyi NA olarak puanlayınız.
Sorular;
(1.1, 3.1, 5.1) grubunuzda çalışan diğer personel ile çocuklar ile ilgili bilgileri paylaşma
şansınız oluyor mu? Bu ne sıklıkta ve ne zaman oluyor?
(7.1) yardımcılarınızla planlama yapma zamanınız oluyor mu? Ne sıklıkla?
(7.2) yardımcılarınızla kimin ne yapacağına nasıl karar veriyorsunuz?
(7.3) sizin ve diğer personelin kaynaşabileceği aktiviteler düzenleniyor mu? örnekler
verebilir misiniz?
42. Personel denetimi ve değerlendirmesi
1.1 personel için denetim sağlanamaması
1.2 personel çalışması hakkında değerlendirme ya da geri dönüşümün sağlanmaması
3.1 personel için bazı denetimler yapılır. Örn; yönetici resmi olarak gözlemler, gözlem
şikayet halinde yapılır.
3.2 çalışma üzerine bazı geri bildirimler sağlanmaktadır.
5.1 yıllık gözlem denetimi sağlanmıştır.
5.2 yazılı çalışma değerlendirmesi personelle en az bir yıllık yapılır.
5.3 personelin gücü ve gelişmesi gereken alanları değerlendirme de belirlenmiştir.
5.4 hareket değerlendirme tavsiyeleri ile yerine getirilmiştir. Örn; çalışmayı geliştirici
eğitim verilir. Eğer gerekirse yeni aletler satın alınır.
7.1 personel kendini değerlendirmeye katılır.
7.2 yıllık gözlemlere ek olarak personele sık gözlemler ve geri bildirimdeki
destekleyici, yapıcı ve yardımcı olacak biçimde verilir.
43. Profesyonel gelişim, büyüme olanakları
1.1 hiçbir yönlendirme ya da eğitim olanağı personel için sağlanmamış
1.2 hiçbir toplantı yapılmıyor.
3.1 yeni personel, bazı acil durum önlemleri ve sağlık işlemleri için yönlendirilir.
3.2 bazı servis eğitimleri sağlanmıştır.
3.3 bazı profesyonel toplantıları yönetim kararlarını bildirmek için yapılır.
102
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı-Soyadı: Nilüfer SOLAK
Doğum Yeri ve Yılı: Muş, 1979
Medeni Durumu: Bekar
E-posta: [email protected]
Öğrenim Durumu
2003-2007 Yüksek lisans, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Okulöncesi Eğitimi Anabilim Dalı
1999-2003 Lisans-Çukurova Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Okulöncesi
Öğretmenliği Anabilim Dalı
1996-1998 Önlisans-Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, MYO., Tekstil
Bölümü
1993-1996 Lise-Ankara Mehmetçik Lisesi
1990-1993 Ortaokul-Ankara Nurettin Ersin İlköğretim Okulu
1985-1990 İlkokul-Kars/Sarıkamış 29 Eylül İlkokulu
İş Durumu
2003- Adana-Seyhan, Malazgirt İlköğretim Okulu Anasınıfı Öğretmeni