104
International Refereed Journal of Engineering And Sciences September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter www.hmfdergisi.com ISSN: 2148-4783

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

International Refereed Journal of Engineering And SciencesSeptember / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter

www.hmfdergisi.comISSN: 2148-4783

Page 2: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

II

İÇİNDEKİLER

PD-BULANIK MANTIK DENETLEYİCİ VE PD DENETLEYİCİ KULLANARAK TERS SARKAÇ SİSTEMİNİN DİNAMİK PERFORMANS ANALİZİ 1-13Ahmet GANİ, Hakan AÇIKGÖZ, Erdal KILIÇ, Hasan Rıza ÖZÇALIK

ANADOLU TARİHİ SU YAPILARINDA YAŞANAN DÖNÜŞÜM SÜREÇLERİNİN İNCELENMESİ 14-26Yunus ÖZTÜRK, Nurdan BAYKUŞ, Sevil AY

LEVENBERG-MARQUARDT (LM) VE RESILIENT BACKPROPAGATION (RBP) YAPAY SİNİR AĞI ALGORİTMALARININ KIRŞEHİR İLİ RÜZGÂR HIZI TAHMİNİNDE UYGULANMASI VE KARŞILAŞTIRILMASI 27-37Esra ZORLU, Murat LÜY, Ertuğrul ÇAM, Necaattin BARIŞÇI

ZEOLİTİK TÜF KATKISININ BETONARME ÇELİĞİ KOROZYON ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİN ELEKTROKİMYASAL EMPEDANS SPEKTROSKOPİSİ (EIS) YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ 38-51Hadaan TABAN, Hacer ÇOLAK

KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ KAMPÜS ALANI AYDINLATMASI İÇİN HİBRİD BİR SİSTEMİN TASARIMI 52-65Hakan AÇIKGÖZ, Hacer ÇOLAK, Mustafa ŞEKKEL

İKİ KAMERA İLE CİSMİN MESAFESİNİ VE BOYUNU TESPİT EDEN GERÇEK ZAMANLI GÜVENLİK UYGULAMASI TASARIMI 66-74Emre ERKAN, Hasan Rıza ÖZÇALIK, Şaban YILMAZ

TEK FAZLI MATRİS ÇEVİRİCİ TABANLI ELEKTRONİK GÜÇ TRANSFORMATÖRLERİNİN PERFORMANS ANALİZİ 75-85Hakan AÇIKGÖZ, Gülsade KALE, Mustafa ŞEKKELİ

YAŞLANDIRILABİLİR ALÜMİNYUM ALAŞIMLARINDA MEKANİK ÖZELLİKLERİN İYİLEŞTİRİLEBİLMESİ İÇİN YAPILAN BİR ÇALIŞMA 86-95Hasan DEMİRTAŞ, Çağdaş FİLİZ

Page 3: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

III

BAŞ EDİTÖRMümin ŞAHİN

BAŞ EDİTÖR YARDIMCILARIMurat KORKMAZHakan AÇIKGÖZ

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜAli Serdar YÜCEL

TEKNİK EDİTÖRBurhan MADEN

İNGİLİZCE DİL EDİTÖRÜGökşen ARASGülten GÖKDEMİR

TÜRKÇE DİL EDİTÖRÜGülsemin HAZERMustafa TALAS

EKONOMİ EDİTÖRÜAyhan AYTAÇ

HUKUK EDİTÖRÜAv. Onur BAYKAN

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRMESaliha ALTIPARMAKGökhan DELİCEOĞLUIşıl BAYRAKTARAylin ZEKİOĞLU İLETİŞİM ve MEDYA EDİTÖRÜ /SEKRETERLİKMichael KUYUCUAli Murat KIRIK

ALAN EDİTÖRLERİ

ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİÜlker Aslı GÜLER

ELEKTRİK ve ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİHakan AÇIKGÖZ

GIDA MÜHENDİSLİĞİAslı UÇARBedia ŞİMŞEK

MADEN MÜHENDİSLİĞİÇağatay PAMUKÇU

MOLEKÜLER ve GENETİK MÜHENDİSLİĞİÖmür BAYSALAyşegül ÜNAL

ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİHülya KALAYCIOĞLU

YER BİLİMLERİ MÜHENDİSLİĞİ / JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİMustafa KUMRALHüseyin YALÇIN

BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİHidayet TAKÇI

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİTamer ERENİzzetin TEMİZ

HARİTA MÜHENDİSLİĞİÖmer YILDIRIM

JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİOya PAMUKÇU

KİMYA MÜHENDİSLİĞİMehtap ERŞAN

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİOrhan ÇAKIR

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİOsman KARAVeli SÜMEİnan KESKİN

ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİŞerafettin ÇELİK

LİF ve KAĞIT TEKNOLOJİSİDerya USTAÖMER

GEOTEKNİK MÜHENDİSLİĞİİnan KESKİN

BİYOMÜHENDİSLİĞİBilge Hilal ÇADIRCI

YAYIN KURULUMümin ŞAHİNAyhan AYTAÇMurat KORKMAZVeli SÜMEAslı UÇARBilge Hilal ÇADIRCIBedia ŞİMŞEKDerya USTAÖMEROsman KARAMehtap ERŞANOya PAMUKÇUÖmer YILDIRIMTamer ERENHidayet TAKÇIHülya KALAYCIOĞLUÇağatay PAMUKÇUÜlkerAslı GÜLERİzzettin TEMİZİnan KESKİNHakan AÇIKGÖZÖmür BAYSALAyşegül ÜNALMustafa KUMRALŞerafettin ÇELİKOrhan ÇAKIRAv. Onur BAYKANAv. Bülent YILMAZ

Page 4: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

IV

BİLİM VE DANIŞMA KURULU

DR. Anıl AKIN BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

DR. Ayşegül ÜNAL MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

DR. Bahattin GÜLLÜ AKSARAY ÜNİVERSİTESİ

DR. Bedia ŞİMSEK SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

DR. Bilge Hilal ÇADIRCI GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ

DR. Çağatay PAMUKÇU DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

DR. Derya USTAÖMER KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

DR. Elif TOPALOĞLU GİRESUN ÜNİVERSİTESİ

DR. Erdoğan ÖZBAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ

DR. Erkan KANTAR CELALBAYAR ÜNİVERSİTESİ

DR. Eylem DİZMAN TOMAK BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

DR. Hakan AÇIKGÖZ KİLİS ÜNİVERSİTESİ

DR. Hidayet TAKCI CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ

DR. Hülya KALAYCIOĞLU KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

DR. Hüseyin YALÇIN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ

DR. Mehlika ALPER MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

DR. Mehtap ERŞAN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ

DR. Mustafa KUMRAL İTÜ

DR. Mümin ŞAHİN TRAKYA ÜNİVERSİTESİ

DR. Orhan ÇAKIR YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

DR. Osman KARA GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ

DR. Osman ÜNAL AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ

DR. Oya PAMUKÇU DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

DR. Sakine UĞURLU KARAAĞAÇ KARABÜK ÜNİVERSİTESİ

DR. Sema ARIMAN ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ

DR. Tamer EREN KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ

DR. Veli SÜME RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ

DR. Ülker Aslı GÜLER CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ

DR. İnan KESKİN KARABÜK ÜNİVERSİTESİ

DR. İzzettin TEMİZ GAZİ ÜNİVERSİTESİ

DR. Ömer YILDIRIM GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ

DR. Ömür BAYSAL MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

DR. Şenel ÖZDAMAR İTÜ

DR. Şerafettin ÇELİK HARRAN ÜNİVERSİTESİ

Page 5: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

V

Page 6: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

VI

DİĞER DERGİLERİMİZ1. BESLENME ALIŞKANLIKLARI http://www.dbhadergisi.com2. KADIN HASTALIKLARI VE JİNEKOLOJİ http://www.jacsdergisi.com3. ORTOPEDİ TRAVMATALOJİ http://www.otshdergisi.com4. PAZARLAMA VE PAZAR ARAŞTIRMALARI http://www.uhpadergisi.com5. İKTİSAT VE EKONOMİ YÖNETİMİ http://www.iibdergisi.com6. MULTİDİSİPLİNER SOSYAL BİLİMLER http://www.uhbabdergisi.com7. SPOR SAĞLIĞI TIP BİLİMLERİ http://www.sstbdergisi.com8. EDEBİYAT VE İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI http://www.uhedergisi.com9. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ARAŞTIRMALARI http://www.aceddergisi.com10. HEMŞİRELİK http://www.khsdergisi.com11. MİMARLIK VE TASARIM http://www.mtddergisi.com12. PSİKİYATRİ VE PSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI http://www.uhpdergisi.com13. MÜZİK VE SAHNE SANATLARI http://www.uhmadergisi.com14. EKONOMİ YÖNETİMİ VE ARAŞTIRMALARI http://www.uheyadergisi.com

Page 7: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

VII

Değerli Bilim İnsanları.,

“Uluslararası Hakemli Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi” 2014 yılında Türkçe ve İngilizce olarak yayım hayatına başlayan ve 4 ayda bir yayımlanan akademik ve bilimsel nitelikli uluslararası hakemli bir dergidir. Dergimizde Mühendislik ve Fen alanından hazırlanan araştırma ya da sorunları ele alıp inceleyen, bilimsel ve özgün nitelikli çalışmalar yer almaktadır. “Uluslararası Hakemli Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisinin” ilk sayısının 2014 Ağustos ayında çıkmasıyla büyük bir mutluluğu sizlere birlikte yaşadık. İlk sayımız Elektrik, Elektronik, İnşaat ve Kimya Mühendisliği alanında birbirinden değerli 5 yayından oluşmuştur. Bilindiği gibi akademik camiada yeni paylaşımlarla bilimi canlı tutmak çok önem verilen bir düşüncedir. Biz bu düşünceyle multi-disipline sahip yenilikçi ve çağdaş bir ekiple ilk sayımızı sunmanın sevincini yaşadık. Dergimizin 2014 Aralık sayısını oluştururken çok kıymetli hocalarımızın engin bilgi ve tecrübelerinden en üst seviyede yararlanmaya gayret göstererek her bölümden disiplinler arası ekip çalışmasıyla bir ürün ortaya koymaya çalıştık. Bu çalışma sırasında manevi yardımlarını esirgenemeyen tüm hocalarıma teşekkürü borç bilerek şükranlarımı sunarım. Dergimizin daha yeni olmasına rağmen 5 indeks tarafından taranması ise bizleri daha da mutlu etmektedir. Aralık 2014 sayısıyla birlikte “Uluslararası Hakemli Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi” çağdaş ve yenilikçi düşünceyi benimseyen bir dergi yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edecek ve bilime katkı vermeyi gelenek haline getirecektir. Siz değerli araştırmacıları da dergimizde hakem ve yazar olarak görmekten mutluluk duyarız. Dergimize göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Saygılarımla.

(Dergimizde etik kurul raporu gerektiren her türlü çalışmada yazar(lar) editörlüğe ve derginin sistemine yayın yüklerken gerekli etik kurul rapor bilgilerini girmekle yükümlüdür. Hiçbir koşul ve şartlarda oluşan ya da oluşacak bir sorunda – problemde dergimiz, yayın kurulu, imtiyaz sahibi, yazı işleri, hakem ve bilim kurulları sorumluluk kabul etmez. Yazar(lar) bu bilgiyi dergiye yazılı olarak vermekle yükümlüdür. Bu konuda tüm sorumluluk yazar(lar) a aittir).

Basın Yayın Kanunun “5187” gereğince basılı eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zarar m-13-14 kapsamında dergimizde yayınlanan yayınların içeriği ve hukuki sorumluluğu tek taraflı olarak yazar(lar) a aittir. Dergimiz, yönetim, hakem, editör, bilim ve imtiyaz sahibi bu yü¬kümlülükleri kabul etmez. Dergimizde bilimsel içerikli, literatüre katkı yapan, bilimsel anlamda değer ifade eden çalışmalar kabul edilir ve yayınlanır. Bunun dışında siyasi, politik, hukuki ve ticari içerikli fikri sınai haklar kanununa aykırılık içeren yayınlara yer verilmez. Olası bir olumsuzluk durumunda yazar(lar) doğabilecek her türlü maddi ve manevi zararı peşinen kabul etmiş ve yüklenmiştir. Bu nedenle ikinci üçüncü ve diğer şahıs ile kurumlar konusunda dergimiz yönetimi ve kurulları hiçbir sorumluluğu kabul etmez. Bu yönde dergimiz ve kurulları üzerinde bir hukuki yaptırım uygulanması söz konusu olamaz. Eserlerin içeriği ve mevcut durumu yazar(lar) ait olup dergimiz bu yayınların sadece yayınlanması ve literatüre kazandırılması aşamasında görev üstlenmiştir. Tüm okuyucu, ka¬muoyu ve takipçilerine ilanen duyurulur.

Hakan AÇIKGÖZBaş Editör Yardımcısı

Page 8: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

VIII

Dear Academicians,

“International Refereed Journal of Engineering and Natural & Applied Sciences” (UHMFD) started to publish articles as of 2014 in Turkish and English. The journal is an international refereed academic journal, published quarterly in a year. The journal includes high quality and original articles which focus on studies in engineering and natural & applied sciences. We are happy to have published the first issue in August 2014. The first issue contains 5 academic papers in the field of Electrical and Electronics Engineering, Civil Engineering and Chemistry Engineering. We are also pleased to have provided an intellectual platform for scholars to exchange the latest scientific and multi-disciplinary data thanks to the innovative and succesful members of the journal. We were able to publish the first issue in August 2014 with the help of our distinguished lecturers’ knowledge and experiences and the team work in multidisciplinary fields. We are grateful to all our lecturers who have encouraged us in this study. Though the journal is a recently published one, it has already been included in 5 indexes.

“International Refereed Journal of Engineering and Natural & Applied Sciences” (UHMFD) will be one of the high quality journals which aims at contributing to the development of academic studies in engineering and natural & applied sciences in its following issues. We would be grateful If distinguished researchers and academicians could be both referees and authors in our journal. I would like to thank you all for your interest in our journal.

(In any kind of study requiring ethical board report in our journal, author(s) is/are obliged to enter the data of necessary ethical board report while uploading their publication in editorship and journal system. Our journal, publication board, grant holder, editorial office, referee and science boards do not undertake any responsibility for a problem to occur under any circumstances and conditions. Author(s) is/are obliged to give this information to journal in written. All liability in this issue belongs to author(s)).

As per the “5187” of Press Law, material and emotional damage arising from the actions via pub-lished works, the content and legal responsibility of the publications published in our journal within the scope of m-13-14 unilaterally belong to author(s). Our journal, executive board, referees, editor, science board and publisher don’t accept these obligations. The scientifically valuable papers with scientific content which contribute to literature are accepted and published in our journal. Apart from this, the papers with political, legal and commercial content which are against the intellectual property rights are not accepted. in case of a possible negative situation, author(s) is/are regarded as accepting and undertaking all kinds of possible material and emotional damage beforehand. Therefore, our journal’s management and other boards don’t accept any responsibility regarding the second, third and other per¬sons and institutions under any condition. in this sense, a legal sanction on our journal and its boards is out of question. The content and the current status of the papers belong to author(s) and our journal only takes part in the publication of these papers and contribution to literature. Respectfully announced to all readers, public and followers by publication.

Page 9: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

11

PD-BULANIK MANTIK DENETLEYİCİ VE PD DENETLEYİCİ KULLANARAK TERS SARKAÇ SİSTEMİNİN DİNAMİK

PERFORMANS ANALİZİ

DYNAMIC PERFORMANCE ANALYSIS OF INVERTED PENDULUM SYSTEM BY USING PD-FUZZY LOGIC CONTROLLER AND PD

CONTROLLER

Ahmet GANİ1, Hakan AÇIKGÖZ2, Erdal KILIÇ3, Hasan Rıza ÖZÇALIK1

1Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü2Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Elektrik-Enerji Bölümü

3Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Elektrik Programı Bölümü

Özet: Ters sarkaç sistemi, denetleyici tiplerini test etmek için literatürde bilinen klasik materyallerdendir. Ters sarkaç birçok denetim uygulamalarında örnek sistem olarak kullanılmaktadır. Sistem yapısı kararsız, hızlı ve minimum olmayan evreli yapıdadır ve ayrıca güçlü doğrusal olmayan bozucu unsurlar da içermek-tedir. Sistemin doğrusal olmayan dinamik yapısından dolayı bulanık mantık esaslı denetim klasik denetim yöntemlerine göre daha çok tercih edilmektedir. Son yıllarda PID denetleyici ile bulanık mantık denetle-yicinin birlikte kullanıldığı hibrit denetim yöntemleri popüler hale gelmiştir. Bu çalışmada, PD-bulanık ve PD denetleyici kullanılarak ters sarkaç sisteminin denetimi ve kullanılan denetleyicilerin dinamik per-formans karşılaştırması yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Ters Sarkaç, Bulanık Mantık Denetleyici, PD Denetleyici

Abstract: The inverted pendulum system is known conventional materials in the literature for testing types of controller. The inverted pendulum is used as sample system in many control applications. System structure is unstable, fast and non-minimum-phase structure, and also includes powerful non-linear disturbance elements. Due to non-linear dynamic structure of the system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller in combina-tion with a fuzzy logic controller has become popular in recent years. In this study, the control of inverted pendulum system has been done by using PD-fuzzy and PD controller and comparison the dynamic per-formance of the used controllers

Key Words: Inverted Pendulum, Fuzzy Logic Con-troller, PD Controller

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 10: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

2

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Ters sarkaç sistemi, kontrol teorisinde denetim sistemlerinin üzerinde test edildiği, özellikle eğitim amaçlı kullanılan bir sistemdir. Araştırma literatüründe ters sarkaç sistemleri konusunda oldukça yoğun çalışmalar vardır. Ters sarkacın doğrusal olmayan modeli, kararlı ve kararsız denge noktaları ve yetersiz uyarımlı yapısı yeni kontrol yöntemlerinin testi sırasında önemli bir dinamik zenginlik sağlamaktadır. Ters sarkaç sistemlerinin roket, uçak, tek-link robot kolu (Yeung Ve Chen,1990), yürüyen robot (Seven vd., 2008) gibi başka sistemlerde alt model oluştur-ması araştırma amaçlı tercih edilmesinin önemli nedenlerinden biridir. Bu uygulamalarda, fiziksel sistemin modellenmesi, modelin test edilmesi, belli çalışma noktaları etrafında modelin doğrusal yaklaşığının bulunması, sistemin yapısal kısıtları ve denetim girdileri ile ilgili kısıtların belirlenmesi gibi konuların önemi büyüktür (Hovland, 2008).

Ters sarkaç sisteminin denetimi için çeşitli de-netim yöntemleri bulunmaktadır. PID, LQR, Kayma kipli denetim ve kural tabanlı algoritmalar üzerine birçok çalışmaya rastlamak mümkündür. Yukarıda belirtilen çalışmaların büyük bir kısmı, sistemin fiziksel modeli üzerinden hesaplamalar ile transfer fonksiyonu elde edilmek suretiyle simüle edilmiştir, bir kısmı ise hem simülasyon hem de gerçek sistem üzerinde test edilmiştir (Yüce ve Tan, 2013).

1965 yılında Lotfi A.Zadeh (Zadeh, 1965) tara-fından ileri sürülen bulanık mantık denetleyici (BMD) tekniği kontrol edilen sistemin herhangi bir matematiksel modeline ihtiyaç duymadan tamamen uzman kişinin bilgi ve becerisine dayandığı için endüstride yaygın bir şekilde

kullanılmaya başlanmıştır ve doğrusal olmayan sistemlerde klasik (PID) denetleyiciye göre oldukça iyi sonuçlar vermektedir (Cheung vd., 1996; Akar 2005; Özçalık vd., 2008; Yazıcı ve Karamancıoğlu, 2008).

Literatürde farklı yapılarda ters sarkaç sistem-leri bulunmaktadır. Hareketli arabaya bağlı tek çubuklu sistemler (Chatterjee, 2002; Yazıcı ve Karamancıoğlu, 2008), hareketli arabaya bağlı çift çubuklu sistemler, dönel tek kollu sistemler (Awtar, 2002), üçlü ters sarkaç sistemleri (Su ve Woodham, 2003) literatürde araştırma konusu olan sarkaç tabanlı sistemlerden bazılarıdır. Bunlardan en yaygın olanı araç ve çubuktan oluşan türdür. Bu çalışmanın takip eden kısımlarında araç ve çubuktan oluşan ters sarkaç sistemi ve bulanık mantık esaslı denetim yöntemlerinin denetim performansına etkileri araştırılacaktır.

Amaç: PD bulanık mantık denetleyici ve PD denetleyici ile ters sarkaç sistemi denetlenerek bu iki denetleyicinin ters sarkaç sistemi üzerindeki dinamik performansları karşılaştırılmıştır.

Kapsam: Oluşturulan ters sarkaç sistemi sadece PD bulanık mantık denetleyici ve PD denetleyici ile denetlenmiştir.

Yöntem: Mevcut ters sarkaç sistemlerinden fay-dalanılarak ve diğer çalışmalardan farklı olarak PD denetleyici ve PD bulanık mantık denetleyici tabanlı bir sistem oluşturulmuştur.

2. TERS SARKAÇ SİSTEMİ MODELİ

Ters sarkaç sistemi şekil 1‘deki gibi uzunluğu l, kütlesi m olan uç noktasında yoğunlaştırılmış kabul edilen çubuğun, M kütleli bir aracın üzerine P noktasından monte edilmesinden oluşmaktadır.

Page 11: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

3

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

Çubuğun P noktasından geçen dikey doğrultu ile yaptığı açı Ɵ ve yatay eksende belirli bir referans noktasına olan uzaklığı x değişkenleri ile temsil edilmektedir. Çubuk hareketi xy düzlemine kısıt-lanmış olup monte edildiği araç sadece x ekseni boyunca hareket edebilmektedir. Bu kısımda, ters sarkacın doğrusal olmayan modeli newton yasaları kullanılarak bulunmakta ve tanımlanan çalışma noktası etrafında doğrusallaştırılmaktadır (Su ve Woodham, 2003).

Şekil 1. Ters Sarkaç Sistemi

Ters sarkaç sisteminin matematiksel modelini bularak çözümlemeye başlayabiliriz. Çubuğun kütlesinin ağırlık merkezi (x,y) koordinat düzleminde eşitlik 1 ve eşitlik 2’deki gibi ifade edilebilir (Chatterjee, 2002; Yazıcı ve Karamancıoğlu, 2008).

θsinlxxG += (1)

θcoslyG = (2)

Newton’un ikinci kuralı x yönündeki harekete uygulandığında eşitlik 3’teki diferansiyel denklem elde edilir.

udt

xdm

dtxdM G =+ 2

2

2

2

(3)

Eşitlik 3’teki diferansiyel denklem ve aşağıdaki eşitlikler kullanılırsa;

.)cos(sin θθθ =

dtd

(4)..

22

2

)(cos)(sinsin θθθθθ +−=dtd

(5).

)(sincos θθθ −=dtd

(6)..

22

2

)(sin)(coscos θθθθθ +−=dtd

(7)

Eşitlik (8) aşağıdaki gibi yazılabilir.

umlmlxmM =+−+..

2..

)(cos)(sin)( θθθθ

(8)

İkinci olarak m kütlesinin P noktası etrafındaki hareketine Newton’un ikinci kuralı uygulandığın-da eşitlik 9’daki diferansiyel denklem elde edilir (Chatterjee, 2002; Yazıcı ve Karamancıoğlu, 2008).

θθθ sinsincos 2

2

2

2

mglldt

ydml

dtxd

M GG =−

(9)

Eşitlik 1, 2, 4’teki bilgiler eşitlik 6’da yerine yazılırsa;

Page 12: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

4

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

θθθθθθθθθθθ sinsin)(sin)(cos(cos)(cos)(sin..

2..

2..

mgllllmlllxm =

−−−

+−

(10)

Gerekli sadeleştirmeler yapılırsa eşitlik 11 elde edilir.

θθθ sincos....

mgmlxm =+ (11)

Eşitlik 5 ve eşitlik 8 ile verilen doğrusal olmayan sistem modeli durum uzayı formunda aşağıdaki şekilde yazılabilir:

.

43

.

21 ,,, xxxxxx ==== θθ (12)

=

=

=

.

4

.

3

.

2

.

1

.

.

4

3

2

1

x

x

x

x

xxdt

dxxx

dtdx

dtd θ

θ

(13)

.

12

221111

2

.

)(cos)cos(sinsin)(cos

lmMxmlxxxmlxgmMxu

x+−

++−=

(14)

.

12

111221

4

.

coscossincos)(sin

xmmMxxmgxxxmlu

x−+

++=

(15)

Doğrusal sistemlerin analizi ve bunlar için de-netleyici tasarımı belirli bir olgunluğa erişmiş ve iyi anlaşılmış bir konu olduğundan, sarkacı dikey konumunda dengeleme tasarımında siste-min doğrusal yaklaşığından faydalanılmaktadır. Eşitlikler 8 ve 11 doğrusal olmayan diferansiyel

denklemlerdir. Ters sarkaç sisteminde kontrol amacı sarkacı dikey konumda tutmaktır. θ(t) ve

(t)’deki küçük değişiklikler aşağıda verilen varsayımlar neticesinde eşitlik 8 ve 11 doğru-sallaştırılmıştır.

0,1cos,0sin 2.

≅≅=≅ θθθ (16)

umlxmM =++....

)( θ (17)

θθ mgmlxm =+....

(18)

θ(t) ve (t) küçük kabul edildiği sürece yapılan doğrusallaştırma geçerlidir. Yapılan doğrusallaştırma neticesinde eşitlik 17 ve 18’de ters sarkaç siste-minin doğrusal matematik modeli tanımlanmıştır.

21

..xx =

(19)

uMl

gxM

mMx 112

.−

+=

(20)

43

.xx =

(21)

uM

gxMmx 1

14

.+−=

(22)

Bu ifadeler matris şeklinde ifade edilirse;

Page 13: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

5

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

u

M

MlX

Mmg

MlgmM

X

+

+

=.

.

10

10

0001000

000)(0010

(23)

olarak yazılabilir. Tablo 1’de tipik bir ters sarkaç sistemi parametre değerleri vardır.

Tablo 1. Ters Sarkaç İçin Kullanılan Parametrik Değerler

Parametreler Sembol Değeri Birimi

Aracın Kütlesi M 2.4 kg

Ters Sarkacın Kütlesi m 0.23 kg

Ters Sarkacın Uzunluğu l 0.36 m

Yerçekimi İvmesi g 9.8 m/sn2

Pist Uzunluğu L 0.5 m

3. BULANIK MANTIK DENETLEYİCİ

Bir bulanık mantık denetleyici (BMD) blok diyagramı şekil 2’de verilmiştir. BMD, genel

yapısıyla bulandırma, bulanık çıkarım, durulama ve bilgi tabanı olmak üzere dört temel bileşenden oluşmuştur (Zadeh, 1965).

VERİ TABANI KURAL TABANI

BULANDIRMA ÇIKARIM DURULAŞTIRMA

GİRİŞ ÇIKIŞ

BİLGİ TABANI

Şekil 2. Genel BMD Yapısı

Bulandırma birimi, sistemden alınan giriş bilgi-lerini dilsel niteleyiciler olan sembolik değerlere dönüştürme işlemidir.

Bulanık çıkarım birimi, bulandırma biriminden gelen bulanık değerleri, kural tabanındaki kurallar üzerinde uygulayarak bulanık sonuçlar üretilmek-tedir. Bulanık çıkarım yöntemleri içerisinde en

Page 14: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

6

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

yaygın kullanılanı ve bu çalışmada da kullanılan yöntem Mamdani yöntemidir.

Durulama birimi, karar verme biriminden gelen bulanık bir bilgiden bulanık olmayan ve uygula-mada kullanılacak gerçek değerin elde edilmesini sağlar. Durulama, bulanık bilgilerin kesin sonuçlara dönüştürülmesi işlemidir.

Bilgi tabanı, denetlenecek sistemle ilgili bilgilerin toplandığı bir veri tablosundan ibarettir. Girişler ve çıkışlar arasındaki bağlantılar, kural tabanındaki kurallar kullanılarak sağlanır. Bir sistem için kural tabanı geliştirilirken, sistem çıkışını etkileyebilecek giriş değerleri tespit edilmelidir. Bulanık kontrol kuralları genellikle uzman bilgisinden türetilir (Şekkeli vd., 2007; Özek vd., 2004; Öztop ve Altaş, 2007; Arulmozhiyal ve Baskaran, 2009).

Bu çalışmada tasarlanan denetleyici için iki tane giriş seçilmiştir. Bu girişler hata ve hata değişimidir. Hata (e), istenen seviye değeri (r) ile gerçek seviye değeri (y) arasındaki farktır. Hata değişimi de(k), mevcut hata e(k) ile önceki hata e(k-1) arasındaki farktır. k benzetim progra-mındaki iterasyon sayısını göstermek üzere hata ve hata değişiminin ifadesi eşitlik 24 ve 25’deki gibi olacaktır.

e(k)=r(k)-y(k) (24)

de(k)= e(k)-e(k-1) (25)

BMD’nin bulandırma işleminde giriş ve çıkış değişkenleri sembolik ifadelere dönüştürülmek-tedir. Tasarlanan denetleyicide kullanılan dilsel değişkenleri NL (Negatif Büyük), NM (Negatif Orta), NS (Negatif Küçük), Z(Sıfır), PS(Pozitif

Küçük), PM(Pozitif Orta), PL(Pozitif Büyük) olmak üzere yedi değişken kullanılmıştır.

Sisteme verilen her bir giriş için üyelik fonksi-yonlarının seçimi tamamen keyfi olmakla birlikte üçgen, yamuk, sinüsoid, cauchy, çan, sigmoid, gaussian tiplerde olabilmektedir. Bu çalışmada gaussian biçimli üyelik fonksiyonu kullanılmış-tır. Arabanın konumu ve ters sarkacın açısı için kullanılan gaussian biçimli üyelik fonksiyonuna ait hata, hata değişimi ve çıkışa ait şekiller şekil 3-8’de gösterilmiştir.

Şekil 3. Arabanın Konumu için Hata

Şekil 4. Arabanın Konumu için Hata Değişimi

Page 15: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

7

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

Şekil 5. Arabanın Konumu için Çıkış

Şekil 6. Ters Sarkacın Açısı için Hata

Şekil 7. Ters Sarkacın Açısı için Hata Değişimi

Şekil 8. Ters Sarkacın Açısı için Çıkış

Denetleyicinin bulanık çıkarım biriminde gi-rişlerin çıkış ile olan ilişkisi uzman bilgisinden faydalanılarak belirlenen kurallarla sağlanır. Ça-lışmada kurallar belirlenirken AND (ve) bulanık operatörü kullanılmıştır. Bu kurallar “Eğer e NL ve de Z ise u NM” şeklinde oluşturulmuştur. Bu çalışmada tüm dilsel değişkenler kullanılarak 49 kural oluşturulmuştur. Ters sarkacın açı denetimi ve arabanın konum denetiminde kullanılan kural tablosu tablo2’de verilmiştir. Durulama biriminde, her kural için hata ve hata değişiminin üyelik ağırlık değerleri bulunarak, bu iki değerin en az üyelik ağırlığı ve buna göre çıkış üyelik (u) de-ğerleri tespit edilir. Durulama biriminin çıkışında elde edilen sayısal değer sisteme uygulanır (Gani vd., 2014; Açıkgöz vd., 2013).

3.1. PD-BULANIK MANTIK DENETLEYİCİ TASARIMI

PD-bulanık mantık denetim sistemi klasik PD denetim sistemi referans alınarak oluşturulmuş ve iki girişli tek çıkışlı bir bulanık denetim sistemidir. Bir PD doğrusal denetleyici, oran-sal ve türev alıcı kazanç faktörlerinden oluşur. PD denetleyici denetim sistemlerinde sistemin yükselme zamanını, aşma ve kararsızlığını en

Page 16: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

8

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

aza indirgemek için kullanılır (Gani vd., 2014; Açıkgöz vd., 2013).

PD denetleyicinin çıkışı eşitlik 26’da, PD-bulanık denetleyicinin Matlab/Simulink diyagramı şekil 9’da verilmiştir.

( ) ( ) ( ). . p ddu t K e t K e tdt

= + (26)

Şekil 9. PD-Bulanık Denetleyici Matlab/Simulink Blok Diyagramı

Tablo 2. Ters Sarkacın Açı Ve Arabanın Konum Denetimi Için 7x7 Kural Tablosu

ude

NL NM NS Z PS PM PL

e

NL NL NL NL NL NM NS Z

NM NL NL NL NM NS Z PS

NS NL NL NM NS Z PS PM

Z NL NM NS Z PS PM PL

PS NM NS Z PS PM PL PL

PM NS Z PS PM PL PL PL

PL Z PS PM PL PL PL PL

4. BENZETİM ÇALIŞMASI SONUÇLARI

Ters sarkaç sisteminin doğrusal modeli durum uzayı formu kullanılarak Matlab/Simulink ortamında modellenmiştir. Modellenen ters sarkaç sistemine PD ve PD bulanık denetleyiciler uygulanmıştır. Ters sarkacın açı denetiminde PD denetleyici için oransal kazanç değeri Kp=40,türevsel kazanç değeri Kd=8 olarak ayarlanmıştır. Arabanın konum denetiminde ise PD denetleyici için oransal kazanç

değeri Kp=1.25,türevsel kazanç değeri Kd=3.6 olarak ayarlanmıştır. Bozucu etki PD denetleyi-ciler tarafından oluşturulan denetim işaretlerine eklenerek sisteme giriş olarak verilmiştir. Denetim işareti u=[-1,1] aralığında sınırlandırılarak ters sarkaç sistemine uygulanmıştır. Ters sarkaç için referans açı değeri 0 radyan, arabanın konumu için referans konum 0.1m alınmıştır.

Page 17: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

9

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

Ters sarkacın PD-bulanık mantık denetleyici ile denetiminde arabanın konumu ve sarkacın açısı için 49 kurallı bir kural tablosu oluşturulmuştur. Ters sarkacın açı denetiminde PD-bulanık mantık denetleyici için oransal kazanç değeri Kp=40, türevsel kazanç değeri Kd=8 olarak ayarlanmıştır. Arabanın konum denetiminde ise PD-bulanık mantık denetleyici için oransal kazanç değeri Kp=1,türevsel kazanç değeri Kd=4 olarak ayar-lanmıştır. Bozucu etki PD-bulanık denetleyiciler tarafından oluşturulan denetim işaretlerine ekle-nerek sisteme giriş olarak verilmiştir. Denetim

işareti u=[-1,1] aralığında sınırlandırılarak ters sarkaç sistemine uygulanmıştır. Ters sarkaç için referans açı değeri 0 radyan, arabanın konumu için referans konum 0.1m alınmıştır. Sistemde kullanılan bozucu etki band-limited beyaz gürültü tipindedir. Band-limited beyaz gürültü bloğunun güç spektral yoğunluğu 0.1, gürültü korelasyon süresi 0.1, rastgele sayı üreteci için başlangıç tohum değeri 23341 alınmıştır. Tasarlanan sistem için PD ve PD-bulanık denetleyici için Matlab/Simulink ortamında tasarlanan sistem modelleri şekil 10-11’de verilmiştir.

Şekil 10. PD Denetleyici için Sistemin Matlab/Simulink Modeli

Şekil 11. PD-Bulanık Denetleyici için Sistemin Matlab/Simulink Modeli

Page 18: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

10

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

Matlab/Simulink ortamında PD denetleyiciye ait ters sarkacın açı ve arabanın konum denetimine ait benzetim sonuçları şekil 12-13’de verilmiştir.

PD-bulanık denetleyiciye ait ters sarkacın açı ve arabanın konum denetimine ait benzetim sonuçları ise şekil 14-15’de verilmiştir.

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100-0.02

-0.01

0

0.01

Zaman(sn)

Açı(

Rad

yan

)

Şekil 12. Ters Sarkacın PD Denetleyici ile Açı Denetimi

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100-0.05

0

0.05

0.1

0.15

Zaman(sn)

Konum

(metr

e)

Şekil 13. Arabanın PD Denetleyici ile Konum Denetimi

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100-0.02

-0.01

0

0.01

Zaman(sn)

Açı(

Rad

yan

)

Şekil 14. Ters Sarkacın PD-Bulanık Denetleyici ile Açı Denetimi

Page 19: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

11

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100-0.05

0

0.05

0.1

0.15

Zaman(sn)

Konum

(metr

e)

Şekil 15. Arabanın PD-Bulanık Denetleyici ile Konum Denetimi

5. SONUÇLAR

Ters sarkaç sisteminin kontrol edilmesi için yapı-lan çalışmalar genellikle sistemin fiziksel modeli üzerinden hesaplamalar ile transfer fonksiyonu elde edilmek suretiyle simüle edilmiştir, bir kısmı ise hem simülasyon hem de gerçek sistem üzerinde test edilmiştir. Ters sarkaç sistemi tek girişli çok çıkışlı SIMO (ing: Single Input Multiple Output) bir sistemdir. Referans girişe karşın sadece ara-banın konumunun, ya da referans girişe karşın sadece sarkacın açısının birbirlerinden bağımsız olarak kontrol edildiği çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmada SIMO model üzerinde, yani aynı anda hem arabanın konumu hem de sarkaç açısının de-netimi için PD ve PD-bulanık denetleyici tasarımı yapılmıştır. Şekil 12’deki PD denetleyici ile yapılan denetimde ters sarkacın dikey konumda [-0.012 0.009] açı aralığında küçük salınımlarla dengede kaldığı görülmektedir. Şekil 14’teki PD-bulanık denetleyici ile yapılan denetimde ise ters sarkacın dikey konumda [-0.0025 0.0025] açı aralığında çok küçük salınımlarla dengede kal dığı görülmektedir. Şekil 13’de PD denetleyici ile yapılan denetimde

arabanın yatay konumda [0.07 0.15] aralığında küçük salınımlarla dengede kaldığı görülmektedir. Şekil 15’de PD-bulanık denetleyici ile yapılan denetimde arabanın yatay konumda [0.07 0.13] aralığında daha küçük salınımlarla daha kararlı bir şekilde dengede kaldığı görülmektedir. Elde edilen grafiklerden görüldüğü üzere, ters sarkacın açı ve arabanın konum denetimi için bulanık mantık de-netimin, kontrol stratejisinin kural tabanına dayalı ve uzman kişinin karar verme yeteneğine sahip olmasından dolayı PD denetime bulanık mantık eklenmesiyle oluşturulan PD-bulanık denetleyici-nin çok daha iyi sonuçlar verdiği görülmektedir. PD-bulanık denetim PD denetime göre daha iyi bir dinamik performans sağlamıştır.

KAYNAKLAR

AÇIKGÖZ, H., ŞEKKELİ, M., (2013). Bulanık Mantık Denetleyici ile Doğrudan Moment Denetim Yöntemi Uygulanan Asenk-ron Motorun Hız Denetim Performansının İncelenmesi, Akademik Platform Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi (APJES), Cilt 1, Sayı 2

Page 20: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

12

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

AKAR, M., (2005). Bulanık Mantık Yöntemiyle Bir Servo Motorun Kontrolü Ve Geleneksel Yöntemlerle Karşılaştırılması, Marmara Üni-versitesi Yüksek Lisans Tezi, İstanbul

ARULMOZHİYAL, R., BASKARAN, K., (2009). Space Vector Pulse Width Modulation Based Speed Control of Induction Motor using Fuzzy PI Controller, International Journal Computer and Electrical Engineering, Vol.1, No.1

AWTAR, S., KİNG, N., ALLEN, T., BANG, I., HAGAN, M., SKİDMORE, D., CRAİG, K., (2002). Inverted Pendulum Systems:Rotary and Arm-Driven a Mechatronic System Design Case Study, Mechatronics, s. 357-370

CHATTERJEE, D., PATRA, A., JOGLEKAR, H.K., (2002). Swing- up and Stabiliza-tion of aCart– Pendulum System Under Restricted Cart Track Length, Systems & Control Letters, v. 47, s. 355–364

CHEUNG, J.Y.M, CHENG, K.W.E, KAMAL, A.S., (1996). Motor Speed Control by Using a Fuzzy Logic Model Reference Adaptive Controller, 6th International Conference on Power Electronics and Variable Speed Drives, pp.430- 435

GANİ, A., ÖZÇALIK, H.R., AÇIKGÖZ H., KI-LIÇ, E., KEÇECİOĞLU Ö.F., (2014). Farklı Kural Tabanları Kullanarak PI-Bulanık Mantık Denetleyici ile Doğru Akım Motorunun Hız Denetim Performansının İncelenmesi, Akade-mik Platform Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi (APJES), Cilt 2, Sayı 1

HOVLAND, G, (2008). Evaluation of an Online Inverted Pendulum Control Experiment, IEEE

Transactions on Education, v. 51, Issue 1, s.114 -122

OGATA, K., (1990). Modern Control Engineering, Prentice-Hall Inc.

ÖZÇALIK, H.R., TÜRK, A., YILDIZ, C., KOCA, Z., (2008). Katı Yakıtlı Buhar Kazanında Yakma Fanının Bulanık Mantık Denetleyici ile Kontrolü, KSÜ Fen Bilimleri Dergisi, 11(1)

ÖZEK, A., SİNECEN, M., (2004). Klima Sistem Kontrolünün Bulanık Mantık ile Modellenmesi, Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt:10,Sayı:3, Sayfa: 353-358

ÖZKOP, E., ALTAŞ, İ.H., (2007). Bulanık Mantık Denetleyici ile Aktif Otomobil Süspansiyon Denetimi, XII. EEBB Mühendisliği Ulusal Kongresi Ve Fuarı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir

SEVEN, U., TASKİRAN, E., KOCA, Ö., ER-BATUR, K., (2008). Ters Sarkaç Modeli ve Salınan Bacak Telafisi ile Oluşturulan Yürüyen Robot Referans Yörüngeleri, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi, Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı TOK’08, İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi

SU, H., WOODHAM, C.A., (2003). On the Un-controllable Damped Triple Inverted Pendu-lum, Journal of Computational and Applied Mathematics, v.151, s.425–443

ŞEKKELİ, M., YILDIZ, C., ÖZÇALIK H.R., (2007). Bulanık Mantık ve PI Denetimli DC-DC Konvertör Modellenmesi ve Dinamik Performans Karşılaştırılması, 4. Otomasyon Sempozyumu, Samsun

Page 21: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

13

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:06 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity –Electronics)www.hmfdergisi.com

YAZICI, A., KARAMANCIOĞLU, A., (2006). A Linear Programming Based Sliding Mode Control design for Stabilization of a Doub-le Inverted Pendulum, Proceedings of the Institution of Mechanical Engineers, Part I, Journal of Systems and Control Engineering, v. 220, no.4,s.315-321

YAZICI, A., KARAMANCİOGLU, A., (2008). A Nonlinear Programming Approach For The Swing-Up Control Problem, Journal of Engineering and Architectural Faculty of Eskişehir Osmangazi University, v. .XXI, no. 2, s.107-122

YEUNG, K. S., CHEN, Y. P., (1990). Sliding-Mode Controller Design of a Single Link Flexible Manipulator Under Gravity, Int. J. Contr., v. 52, no. 1, s.101–117

YÜCE, A., TAN, N., (2013). Ters Sarkaç Sistemi için Lag/Lead Kontrolör Tasarımı, Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı (TOK2013), Malatya

ZADEH, L. A., (1965). Fuzzy sets, Inform Control, Vol.8, pp.338-353

Page 22: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

14

ANADOLU TARİHİ SU YAPILARINDA YAŞANAN DÖNÜŞÜM SÜREÇLERİNİN İNCELENMESİ

INVESTIGATION OF TRANSFORMATION PROCESSES IN WATER STRUCTURES OF ANATOLIAN HISTORY

Yunus ÖZTÜRK1, Nurdan BAYKUŞ1, Sevil AY2

1Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü2Fırat Üniversitesi, Yapı Eğitimi Bölümü

Özet: Birçok uygarlığın yaşamış olduğu Anadolu’da, evrensel kültür mirası niteliği taşıyan su yapılarının günümüze değin nasıl şekillendiğini konu edindiği-miz bu çalışmada, Hitit Dönemi, Urartu Dönemi, Helenistik Dönemi, Roma Dönemi, Bizans Dönemi, Selçuklu Dönemi, Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet döneminden kalma çeşitli su yapılarının tarihsel gelişimlerinden bahsedilmiştir. Özellikle bazı önemli su yapılarının fiziki şartları, malzeme tercihi ve kul-lanımı ile mimarisi gibi özellikleri incelenmiş zaman içerisinde bu özelliklerin nasıl bir dönüşüme uğradığı yorumlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada, günümüz su kullanımına ilişkin ‘su bilinci yaratılması’ hakkında özel değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Su Yapıları, Tarihsel Süreç, Mimari, Anadolu Tarihi, Barajlar

Abstract: In this study that we have a book on how to form the water structure which have characteristics of universal cultural heritage in Anatolia where many civilizations have lived until today, it is mentioned in the historical development of the various water structure dating back to the Hittite Period, Urartu Period, the Hellenistic Period, Roman Period, Byz-antine Period, Seljuk Period, Ottoman Period and the Republican Period. In particular, characteristics of some important water structures such as physical conditions, architecture, choice and use of the materials is examined. In addition, it is interpreted how these characteristics were subjected to transformation. In the study, special assessment is also made about “creating water awareness” regarding the current water use.

Key Words: Water Structures, Historical Perspective, Architecture, Anatolian History, Dams

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 23: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

15

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Suyu eşsiz fiziksel ve kimyasal özelliği ile bilinen, tüm canlıların hayati fonksiyonlarını sürdürmelerini sağlayan en önemli içecek olarak tanımlamak mümkündür (Anonim-1, 2012). Nitekim bu durum insanlığın yaşam biçimlerini şekillendirmeleri açısından da vazgeçilmez bir olgu olmuştur. Bilindiği üzere tarihten günümüze baktığımız-da, insanların yaşam alanlarını oluşturmaları ve tercih etmelerinin başlıca nedenleri arasında, ‘su açısından zenginlik’ ve ‘su kaynaklarına ya-kınlık’ mevcuttur. Bu durum da insanların doğal ihtiyacını yani suyu kullanma gereksinimlerinin, yapay elemanlarla karşılanması gereksinimini de doğurmuştur(Anonim-2, 2012). İnsanlar, hem çevreden, ihtiyaçlarından yararlanmış hem de çevreyi ihtiyaçları doğrultusunda değiştirmiş-lerdir (Anonim-3, 2012). Dolayısı ile insanlar genel adı ‘su yapıları’ olan kavramı doğrudan şekillendirmişlerdir.

Bilindiği üzere son yıllarda tüm dünyada, bütün sektörlerde yaşanan önemli değişimler yani gelişen teknoloji, bilimsel alanlar, artan nüfus doğrultu-sunda ihtiyaç ve talep etkisi ile şekillenen sektörel değişimler, inşaat sektörünü de içine alan hızlı bir ilerleyişi başlatmıştır. Bu ilerleyişin günümüz

yapılarına etkisinin araştırılması ve bu değişimi lineer olarak sunmak ise ancak medeniyetlerin ve uygarlıkların tarih boyunca geçirdikleri evreleri analiz etmekle mümkün olacaktır.

Amaç: Yapılan bu çalışma, bireylerin yaşam koşullarına ve yaşam tarzlarına bağlı olarak şekil-lendirdikleri ve önemli yapı türlerinden biri olan su yapılarının, çağlara göre değişiklik gösteren yönlerinin tespit edilmesine katkı sağlamaktır. Ayrıca çalışma, nereden nereye geldiğimizi ve ihtiyaçlar doğrultusunda nereye gidebileceğimizi belirlemeye yönelik yapılan ve/veya yapılacak olan çalışmalara, tarihsel, arkeolojik, turizm, teknolojik, mühendislik vb. birçok alanları kapsayan çözüm önerileri sunmada yardımcı olacaktır.

2. SU YAPILARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

Suya dayalı çalışmaların tarihi, yaklaşık 5000 yıl kadar geriye gidebilmektedir. Tarih boyunca su kaynakları, kontrol, savunma stratejisi ve saldırı amaçlı kullanılmıştır. Bunlarla beraber su kaynaklarının kullanımına yönelik yapılar ise; su kanalları yani su sağlama yapıları, barajlar, göletler, hamamlar, çeşmeler, istinat yapıları, limanlar, köprüler gibi yapay elemanların şekil-lendirilmesiyle karşımıza çıkmaktadır (Anonim-4, 2012; Karakılçık, 2008).

Page 24: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

16

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 1. Başlıca Tarihi Su Yapıları (Öziş, Arısoy, Alkan ve Özdemir, 2008)

2.1. Hitit Dönemi

Hitit imparatorluğu Anadolu’da kurulmuş en eski devlettir. Hititler Çorum ve çevresinde M.Ö. 1660-1190 yılları arasında hüküm sürmüşler-dir. Hitit imparatorluğunun ilk çağlarına ait su yapıları ile ilgili fazla bilgi bulunmamaktadır. İmparatorluğun son dönemlerine doğru ise kült su yapıları ve baraj yapıları izlerine rastlanmış-tır. Döneme ait bazı önemli su yapıları Kayseri/

Pınarbaşı-Karakuyu barajı, Çorum-Gölpınar göleti, Konya-Kadınhan Köylütolu barajı, Ço-rum/Boğazköy-Güneykale su toplama yapısıdır. Bunlar arasında Karakuyu ile birlikte en sağlam görünümlüsü Çorum-Gölpınar Hitit barajıdır. Hitit barajı1997-2002 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılarak 3250 yıllık işlevine yeniden kavuşturulmuştur. Gölet, günümüzde çalışır durumdadır. (Bildirici, 2009; Akurgal, 1998; Çınaroğlu, 2006-2007).

Page 25: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

17

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 2. Çorum-Gölpınar Hitit Barajının Genel Görüntü Çizimi (Çınaroğlu, ‘İnternet Ve Basın’)

2.2. Urartular Dönemi

Urartu krallığı, M.Ö. 840-590 yılları arasında, Van gölü çevresinde kurulmuştur. Urartular, ta-rihte sulamaya verdiği büyük önemi, Anadolu’ya bıraktığı birçok anıtsal değerlerle örneklendiren bir devlettir. Bu dönemde inşa edilen kanallar,

kuyular, sarnıçlar ve barajlar gibi su yapıları 28 yüzyıl sonra hala kullanılır durumdadır. Döneme ait olan ve günümüzde pek az değişimle işlevini büyük ölçüde sürdüren ‘Şamran Kanalı’ ise hizmet gören en eski örneklerden biridir (Öziş, Arısoy, Alkan, ve Özdemir, 2008).

Şekil 3. Şamram Kanalı (Öziş, 2007)

Page 26: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

18

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Urartular döneminde ilk hidrolik uygulamalara değinilmiştir. Suyun akışı dikkate alınarak, ara-zinin jeolojik yapısına göre suyolları inşa edilmiş ve sayısız birçok küçük kanallarla bağlantılar sağlanmıştır. Kanallar üzerine inşa edilen geçiş köprüleri ve kanala destek veren istinat duvar-ları da yine döneme ait arkeolojik kalıntılarda karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca dönemin kargir olarak yapılmış bentleri, ahşap köprüleri, büyük taş blokları, taş ve bronz kaplama yüzeyleri de dikkat çekmektedir. (Lassoe, J. 1951; Burney, 1972; Bildirici, 2008). Urartular döneminde tabii durumlarda suyun dıştan kirlenmemesine yönelik çalışma verilerine de kısmen rastlanmıştır.

2.3. Helenistik Dönem

Helen uygarlığı Yunanistan’da ortaya çıkmıştır. M.Ö. 334-30 yılları arasını kapsayan bu dönemde, suyun kentlere iletilmesi sağlanmış ve genellikle pişmiş toprak künklerin ve üstü kapalı kanalların kalıntılarına rastlanmıştır. Bu durum Urartular döneminde suyun kirlenmesine karşı yapılan çalışmaların devamı olarak nitelendirilebilir.

M.Ö. 2200’lü yıllarda kullanılan toprak U boruların (sifon) yerini, Helenistik dönemde kalın cidarlı toprak ve kurşun borular almıştır. Konuyla ilgili bazı çalışmalarda, bu boruların, evlerde yukarı çıkan merdiven altında tabanı tuğla döşeli, ortasında büyük bir boşluk olan helalara kadar çıkarıldığı ve pisliklerin yine borularla başka yerde toplandığı, ayrıca bazı yöntemlerle zararsız hale getirildiği bilgilerine yer verilmektedir (Bildirici, 2009).

M.Ö. 300’lü yılların izlerini taşıyan tarihi Ferhat Kehrizleri ise dönemden günümüze kalan ve bugün Ferhat Su Kanalı olarak adlandırılan önemli su yapılarındandır. Kanal; 24km uzunluğundadır ve yaklaşık 6km’lik kısmı şehir yerleşkesinin altında tünel şeklinde devam etmektedir. Görsel olan kısımlar ise kireç kayalarından oluşturulmuştur. Kanalın üzeri örten tonozlar ise moloz taşların basit bindirilmesi tekniğinde ve kilit sistemi uygulanarak yerleştirilmiştir (Anonim-5, 2013). Kanal günümüzde aktifliğini korumaktadır. Ka-naldan, 2000 yılında yapılan araştırmalara göre de 40-50 lt/sn’lik debiye sahip temiz kaynak suyu akmaktadır (Mesci, Göztaş, Özdemir ve Doğanbaş, 2008).

Şekil 4. Amasya Ferhat Su Kanalı Güzergahından Görünüş (Mesci vd., 2008)

Page 27: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

19

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Helenistik dönemde insanlarla, tanrılar arasında geçtiğine inanılan bir olaylar coğrafyası da be-lirlenmiştir. Bu bakımdan insanların inanışları, sanat ve yapı alanlarına yansımıştır. Genel olarak bu dönemde tüm akarsular da kutsallaştırılmıştır (Bildirici, 2009).

2.4. Roma Dönemi

Roma imparatorluğu M.Ö. son yüzyıl olarak ifade edilen 1.-5. Yüzyıllar arası varlığını sürdürmüş-tür. Dönemin yapılarına, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde sıkça rastlanmaktadır. Dönemin su yapılarını; sarnıçlar, depolar, havuz yapıları, mak-semler, su kemerleri, kuyular, sulama kanalları, çeşmeler ve barajlar oluşturmaktadır (Anonim-6, 2013; Anonim-7, 2013).

Bu dönemde su boruları için standartlar getirilmiş olup aynı zamanda borular isimlendirilmiş ve debi ölçümleri hesaplamalarına gidilmiştir. Vitrivius ve Frontinus adlarında 2 farklı debi ölçüm yönteminde ise ölçü birimi digiti kullanılmıştır. Dönemin su yapıları önceki dönemlere göre daha nicel tasarlan-mıştır. Prof. Fahlbusch, hidrolik hesaplar yapmış, kanalların eğimini belirlemiş, kesitlerin genişlik ve su yüksekliklerini tespit etmiştir (Bildirici, 2010). Dönemin su kanalları taş, kurşun veya pişmiş toprak malzemelerden yapılmıştır.

Şekil 5. Su İleten Taş Borulu Sistem

Şekil 6. Pişmiş Toprak Boru

Su kaynağından kâgir kanallar ve tüneller ile alınmış, kent içerisine pişmiş toprak borularla dağıtılmıştır. Bu dönemde kent içerisine taşınabi-len su şebekesi, günümüz insanlarının konfor ve medeniyetine ışık tutmuştur.(Anonim-8, 2013). Ayrıca dönemde optimum tarzda su kullanımına gidilmiş olup suyun kirlenmesine yönelik önlemler alınmıştır (Bildirici, 2010).

2.5. Bizans Dönemi

M.S. 330-1453 yılları arasında hüküm süren Bizans imparatorluğundan günümüze birçok tarihi su yapıları özelliklede suyolu kalıntıları kalmıştır. Bu suyolu kalıntılarında ise; 40m yüksekliğe ulaşan su kemerlerine, çapları 2m’yi aşkın su tünellerine, 190m su yükü altında çalışan kurşun su borularına ve 155m su yükü altında çalışan taş malzemeli ters sifonlara, çeşitli çaplarda pişmiş toprak, taş, kurşun malzemeli borulara, kayadan oyma veya kargir kanallara, pınar derleme yapılara, kentsel haznelere, su dağıtım ve kanalizasyon şebekeleri kanallarına rastlanmaktadır.

Döneme ait, dünyada belgelenmiş en eski kemer barajı, Anadolu’da VI. yüzyılda yapıldığı sanılan Mardin yakınlarındaki Dara Barajıdır (Öziş, Arısoy, Alkan, ve Özdemir, 2008). Günümüzün

Page 28: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

20

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

modern şehirlerinin ortasında kalmış ancak hala sağlama yakın kalıntıları mevcut olan bu baraj, dağdan gelen suların “U borusu” şeklindeki ka-nallarda toplanıp dinlendirilmesine ve bu şekilde temizlenmiş sayılan suyun kentin sarnıçlarına aktarılmasına hizmet etmiştir. Kent sarnıçlarının yüksekliği ise 20-25m olarak belirlenmiştir. Antik kentten günümüze kalan, moloz taş, tuğla ve kes-me taştan yapılmış olan bu sarnıçlar, bugün halen ayaktadır (Anonim-9, 2013; Anonim-10, 2013).

Bizans döneminin önemli su yapılarından bir diğeri de Tekir Ambar Sarnıcı’dır. Bu su sarnıcı ise; 46m uzunluğunda, 23m genişliğinde ve 14m derinliğindedir. Sarnıç içine doğu köşesine yer-leştirilen bir helezonik merdivenle inilmektedir. Anadolu sarnıç mimarisinde örneği az görülen Tekir Ambarı Sarnıcı’nın duvarları düzgün kesme taşlarla desteklenmiştir. Bu taşlar hem sarnıçtan su sızmasını önlemek amacıyla hem de sarnıca anıtsal bir özellik kazandırmak için oluşturulmuştur (Anonim-11, 2013).

2.6. Selçuklu Dönemi

Selçuklu döneminde inşa edilmiş olan Taşköp-rüler, dünyanın en önemli örnekleri arasında yer almaktadır (Öziş, Arısoy, Alkan, ve Özdemir, 2008). Dönemin önemli tarihi su yapılarına ör-nek olarak ise; Konya’daki Meram çayından su alan sulama kanalları, Aksaray’da Ulu Irmak’tan su alan kanallar sayılabilir (Bildirici, 2009). 10. ve 13. Yüzyıllar arasında yapıldığı sanılan, Konya ovasında Sahip Ata ve diğer bazı sulama sistemleri ile birlikte Çermik’te bir değirmene su ileten kanal, o dönemden günümüze kalmış su yapılarıdır. Ayrıca Van yöresindeki Faruk barajının yapım tarihi tam olarak bilinmemekle beraber Selçuklular döneminden kalma olduğu

da düşünülmektedir (Öziş, Arısoy, Alkan, ve Özdemir, 2008).

Şekil 7. Van Yöresindeki Faruk Bendinin Kalıntısı (Arısoy, 2007)

Selçuklular dönemi önemli tarihi su yapılarından olan Konya/Meram su kanalları ile ilgili olarak; Konya surlarının dışında 15m eninde bir hendek olduğu bilinmektedir. Selçuklu devrinde şehrin dış surlarının yapılma amaçlarından birinin de işte bu sel sularının yıkıcı etkisinden korunmak olduğu düşünülmektedir (Anonim-12, 2013).

2.7. Osmanlı Dönemi

Bu dönemde yapılan su yapılarının, kendi döne-mine kadar en gelişmiş tesislere sahip oldukları bilinmektedir. Su yapılarının durumu İstanbul’un fethinden önce ve sonra değişmektedir. Bunun nedeni olarak, nüfus atışı ile suya olan ihtiyacın artması ve Selçuklu döneminden daha aktif rol oynayan Mimar Sinan’ın varlığının etkisi göste-rilebilir. Mimar Sinan çok iyi bir su mühendisi olması sebebi ile eski su kanallarını/kemerleri inceleyip onarmış ve içme suyu amaçlı anıtsal mermer barajlar yapmıştır. Bunların yanı sıra, mimari süslemeleri ile ünlü anıtsal çeşmeler, şadırvanlar, hamamlar, kanallar gibi daha birçok su yapısını da dönem içerisinde inşa etmiştir.

Page 29: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

21

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 8. Mimar Sinan Tarafından İnşa Edilen Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü

Su ilk olarak, su alma ızgaraları ile alınmış ve çökeltme havuzlarında kaba pisliklerinden arın-dırılarak kentlere dağıtılmıştır. Ancak su alınan derelerin doğal debisi kentlerin su ihtiyacını kar-şılamakta yetersiz kalmaya başlayınca Osmanlılar tarafından kilometrelerce uzunluğunda 7 ayrı isale hatları oluşturulmuş ve bu hatlar duvarları tuğla ve kaba taş ile örülü ve içinden insan geçebilecek boyutlardaki galeriler şeklinde tasarlanmıştır. İshale hattı boyunca karşılaşılan engeller (vadi vb.) kemerler vasıtası ile aşılmış, hatlar künk borular ile oluşturulmuştur. İsale hattı boyunca sızdırmazlığı sağlamak ve su kaybını önlemek için yani su yalıtımını sağlamak için Lökün de-nilen bir çeşit macun kullanılmıştır. Kanalların su basınçlarını dengelemek ve su şebeke sistemin-deki boruların patlamaması için ise su terazileri inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde böylece ilk modern sulama şekline geçilmiştir (Anonim-13, 2013; Bildirici, 2009; Bildirici, 2009,Ss:79-83; Bildirici ve Bildirici, 1997).

Zaman içerisinde su alınan borulara/çeşmelere musluk takılmaya başlanmış ve su hazneleri

yapılarak suların boşa akmasını önlemek için çalışmalarda yapılmıştır. Bu çalışmaların ise çok az bir kısmı günümüze ulaşmıştır (Anonim-13, 2013).

2.8. Cumhuriyet Dönemi

İlk hidroelektrik santrali izi, Tarsus Hidroelektrik Santrali ile Osmanlı döneminden (1902) karşı-mıza çıkmış olsa bile Cumhuriyetin ilk yılları, enerji maksatlı yapılan su yapılarına (hidroelektrik santralleri) bir dönüşüm için başlangıç niteliği taşımaktadır. Cumhuriyet döneminde yapılmış olan ilk hidroelektrik santrali ise Konya şehrine aittir. Dönemin ilk modern barajı olan Niğde Gebere Barajı-1941 yılında inşa edilmiştir (Bildirici ve Bildirici, 1997).

Süreçte yaşanan gelişmelerin en önemlisi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) (1954) kurul-ması ve hızlı gelişen teknoloji ile artan nüfusa bağlı, uzun vadeli amacına uygun daha fonksi-yonel yapıda su yapıları inşasına başlanması ve değişimin bugünkü son şeklini almasıdır. Süreç, su yapılarının kesit ve malzemelerinde yaşa-nan değişim ile başlar ve gelişen dünya bilimi

Page 30: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

22

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

doğrultusunda, proje-hesapları ile oluşturulan standartlarla devam eder.

1960’lı yıllara kadar kullanılan toprak borular (künkler) yerini beton boru, ön germeli beton boru ve betonarme borulara bırakmıştır (Bildirici, 2002). Su boruları şebekeleri genişletilmiş, yerle-şim alanlarının her köşesine ulaşım sağlanmıştır. Hidrolik kanunların ön plana çıkması ile birlikte su yapılarının, arazi eğimi, suyun debisi, hızı, taşınması, arıtılması, iç basınç ve dış yüklere vb. göre tasarımına gidilmiş, suyun azalmasına karşın suyu verimli kullanma çalışmalarını da sağlamıştır (Bildirici ve Bildirici, 1997). Anadolu tarihinde ilk zamanlarında rastlanmayan dip savaklar ise bugün ki barajlarımızda suyu kontrollü olarak veren önemli sistemlerdir. Derivasyon Tünelle-ri olarak isimlendirilen ve su ileten yapılar ise 1950’li yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. Bu

tünellerin son uygulama alanı ise Türkiye’nin hidroelektrik enerji bakımından 4. büyük barajı olan Ilısu Barajı ve HES Projesidir (2012). Böy-lece baraj 50 yıllık taşkın debisine karşı emniyetli hale getirilmiş olacaktır.

Günümüzde genel olarak su yapıları; Su depolama yapıları (barajlar), Kabartma ve çevirme yapıları (bağlamalar), Su iletim ve dağıtım yapıları (sulama sistemleri ve sanat yapıları), Su alma yapıları, Enerji kırıcı yapılar ve Akarsu düzenleme yapı-ları (akarsu yatağının düzenlenmesi için yapılan yapılar) başlıkları altında toplanabilmektedir. Su yapılarının oluşumları ise; Etüt (ön inceleme), Planlama, Projelenme, İnşaat, İşletme aşamaları ile tamamlanmaktadır. Günümüzde su yapıları-nın ise %90’ını (GAP projesi) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yapmaktadır (Anonim-15, 2013;Anonim-16, 2013).

Tablo 1. Anadolu’da Bazı Önemli Barajlar Ve Amaçları

Dönemi İsmi Gövde DolguTipi

Toplam Kret Uzunluğu

Yüksekliği Rezervuar Hacmi

Amacı

Hitit Gölpınar Toprak 110.00 m 2.50 m 27.500 m³ İçme Suyu

Karakuyu Toprak 403.00 m 9.60 m 323.750 m³ Sulama

Urartu Rusa Barajı Taş 62.00 m 4.00 m 17.000.000m³ Sulama

Doni Bendi Taş 81.00 m 4.00-7.00 m 150.000 m³ Sulama

Arpa Yatağı Taş 89.00 m - - Sulama

Sikhe Bendi Taş 7.50 m 7.00 m - Sulama

Gelincik Barajı

Taş 95.00 m - - Sulama

Adilcevaz Barajı

Taş 60.00 m 5.00 m - Sulama

Argıt Barajı Kagir 91.00 m - - Sulama

Roma Çavdarhisar Kagir 80.00 m 7.00 m 34.00 Hm3 Taşkın

Örükaya Kagir 40.00 m 16.00m 1.025.340 m³ Sulama

Böğet Kagir 300.00 m 4.00 m - Sulama

Page 31: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

23

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Bizans Büyük Bent Kagir - 10.00 m - İçme Suyu

Dara Barajı Taş - - - İçme Suyu

Osmanlı Topuz Bent Kagir 64.50 m 7.00m 160.000 m³ İçme Suyu

Büyük Bent Kagir 84.50 m 15.00 m 1.318.162 m³ İçme Suyu

Ayvat Bent Kagir 65.80 m 15.00 m 156.000 m³ İçme Suyu

Yeni Bent Kagir 101.50 m 17.00 m 49.000 m³ İçme Suyu

Maden Kagir 34.50 m 23.50 m - Sanayi

Elmalı(Alt) Kagir+Toprak 179.80 m 22.00 m - İçme Suyu

Şamlar Kagir - 10.00 m - Sanayi

Cumhuriyet Gebere Barajı

Toprak 835.00 m 13.00 m 2.38 Hm3 Sulama

Gölbaşı Toprak 1020.00 m 10.70 m 12.75 Hm3 Sulama

Çubuk-I Beton 250.00 m 58.00 m 12.50 Hm3 İçme Suyu- Taşkın

Keban Beton+Kaya 848.20 m 207.00 m 31.000 Hm3 Elektrik Üretimi

Hirfanlı Barajı

Kaya - 78.00 m 5.980 Hm3 Taşkın-Enerji

Sarıyar Beton - 90.00 m 1.900 Hm3 Enerji

Gökçekaya Beton 479.66 m 158.00 m 910 Hm3 Enerji

Elmalı(Üst) Beton - 42.00 m 10.00 Hm3 İçme suyu

3. SONUÇ VE ÖNERİLER

Su yapılarının tarihsel gelişimini yüzeysel olarak hazırladığımız bu çalışmada görüldüğü üzere, insan, doğasının vazgeçilmez unsuru olan suya göre yerleşim alanlarını oluşturmuş ve su ile me-deniyet kazanmıştır. Su insanların yaşam tarzlarını bazı dönemlerde ise inanışlarını oluşturmuş ve insanlar suya ulaşma isteklerini günün şartlarının imkân verdiği şekilde tamamlamışlardır.

Hitit döneminde toprak ve taş bloklarla oluştu-rulmuş ilkel barajlar ve havuz yapımı girişimde bulunulmuş ancak kanallar ile dağıtım sağlana-mamıştır. Urartular ise suya ve/veya sulamaya verdiği önemle bilinen ilk dönem olarak karşımıza

çıkmaktadır. Helenistik dönemin belirli aralıkla-rında su insanların inançlarını oluşturmuştur. Bu inançla, dönemde yaşanan yapısal gelişmeler, suyun kirlenmesine yönelik çalışma verileri ve atık su sorunu çözümüne ilişkin çalışmaların yer alması ilişkilendirilebilir. Roma döneminde su yapılarının ve kullanılan malzemelerin çeşit-lendiğinin yanı sıra hidrolik konularına ve stan-dartlara değinildiği görülmektedir. Roma dönemi ile suyun kentlere dolayısı ile yaşam alanlarına ulaştırıldığı söylenebilir. Ancak kanalizasyon/atık su şebekeleri çözümüne ilk olarak Bizans döne-minde rastlanmaktadır. Bizans dönemi içerisinde daha geniş boyutlandırılmış su kanalları, tüneller ve barajlar ayrıca su yalıtımına ilişkin önlemler

Page 32: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

24

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

mevcuttur. Selçukluların son dönemi ve Osmanlı döneminde varlığını sürdürmüş olan Mimar Sinan’ın ise dönem su yapılarına katkısı büyüktür. Bu dönemde ilk modern sulama şekline geçilmiş ve su arındırılarak kentlere ulaştırılmıştır. Suyun boşa akmaması için musluklar ve su basınçlarını dengelemek amacıyla su terazileri inşa edilmiştir. Cumhuriyetin ilk yılları itibari ile Tablo 1’de görüleceği üzere, suyun daha fazla enerji üretme maksatlı kullanımına başlanmıştır. Yine tablo 1’ de, baraj gövde dolgu tipinin zamanla beton yapı malzemesi olarak tercih edildiği görülür. Ayrıca barajların, rezervuar kapasitelerinin ve yüksekliklerinin arttığı da görülür. Bu durum, bugünün su yapılarının, belirli bir mühendislik disiplinine oturmuş, malzeme ve dış kütlede bir-çok çeşitlenmenin gözlendiği, ihtiyaç ve talepler doğrultusunda şekillendirilebilen yapılar halini almış olduğu gösterir.

Bu gelişim güzergâhında su kullanımına yönelik bütün su yapıları ve yerleşim alanlarının oluş-turulması, günümüz mevcut durumunun birer temeli niteliğindedirler. Bu bakımdan çağdaş su mühendisliği araştırmaların da eski su yapılarından fazlasıyla yararlanılabilir. Tarihi su yapılarının; korunması, ulaşılabilir ve incelenebilir konuma getirilmesinin sağlanması hatta mümkünse on-ların çağdaş yöntemlerle sınanarak işlevsel hala getirilmesi gerekmektedir.

Geçmişe göre büyük ilerleyiş kaydettiğimiz an-cak günümüz teknolojisinin getirdiği olanaklar doğrultusunda su kaynakları ve su kullanımına ilişkin memnuniyetsiz olduğumuz bir dönem içerisinde bulunduğumuz da açıktır. Türkiye’de genel anlamda suya ilişkin verileri gözlemleyen ve denetleyen kurumlar arasında; Devlet Su İşleri

(DSİ), Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EIE), Çevre ve Orman Bakanlığı ve Devlet Meteoroloji İşleri sayılabilir. Kurumların denetim ve standartları doğrultusunda ekolojik dengede suyun yeri-önemi ve yapay elemanlarında su yapıları inşası gibi kavramlarının iyice anlaşılması ve uygulanması ile yeterlilik ve kalite kavramlarının verimlilikle sağlanması gerekmektedir. Ayrıca su kullanımına yönelik halkı bilinçlendirme ve bilirkişilerin çalış-malarına katkıda bulunulmasına ilişkin kurumların mevcut potansiyelimizi ulusal olarak yayınlaması önerilebilir. Çünkü günümüzde mühendislik ve mimarlık açısından su yapıları değerlendirilirken olası çevresel ve sosyal etkilerin irdelenmesi de kaçınılmaz bir gerekliliktir.

KAYNAKLAR

AKURGAL, E., (1998). Anadolu Kültür Tarihi, Tübitak Popüler Bilim Kitapları, ss: 55-110

“ANONİM-1” (2012).http://www.diyadinnet.com/ YararliBilgiler- 1187&Bilgi=su,28.12.2012

“ANONİM-2” (2012). http://www.turkcebilgi.com/soru/162 70/ilk-insanlar-yerlesim-alani-sec erken-nelere-dikkat-etmislerdir, 12.2012

“ANONİM-3” (2012). http://geograpy.blogcu.com/yerles me-ve-ozellikleri-ilk yerlesme-ler/32 60374, 25.12.2012

“ANONİM-4” (2012). http://www.idealsyd.com/id6-su- yapilari-denetim/su-yapi- cesitleri.php . 25.12.2012

“ANONİM-5” (2013).http://www.dursunozden.co m.tr/yazilar/242-yoenetici.html, 02.01.2013

Page 33: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

25

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

“ANONİM-6” (2013). http://www.forumacil.com/antika-ve-tarihi-eser/141457-roma-donemi suyapitlari.html, 02.01.2013

“ANONİM-7” (2013). http://www.forumacil.com/antika-ve-tarihi-eser/141457-roma-donemi su yapitlari.html, 02.01.2013

“ANONİM-8”(2013). http://www.msxlabs.org/forum/mi marlik/26360-roma-mimarisi.html, 02.01.2013

“ANONİM-9” (2013). http://www.mezopotamya.gen.tr/tar ih/kaya-kent-dara-antik-kenti-h13 08.html, 09.01.2013

“ANONİM-10” (2013). http://www.kenthaber.com/guneydogu anadolu/mardin/merkez/ Reh ber/antik-kentler/dara-dagara, 09.01.2013

“ANONİM-11” (2013). http://tr.wikipedia.org/wiki/Tekir_ Ambar%C4%B1, 09.01.2013

“ANONİM-12” (2013). http://www.academia.edu/1437904/ MERAMDA_TARI-HI_SU_DEG IRMENLERI, 09.01.2013

“ANONİM-13” (2013). http://www.restoraturk.com/mimarl ik-mimari/mimarlik/347-osmanli - donemi-su-yapilari.html, 09.01.2013

“ANONİM-14” (2013). http://www.defineyeri.net/define- nedir/eski-olcu-sistemleri-olcu-alet leri-2652/, 09.01.2013

“ANONİM-15” (2013). http://www.dsi.gov.tr/kurumsalyapi/yonetim/genelmudurumuz/calis malari/2012/08/29/ilisubarajideriva syon, 11.01.2013

“ANONİM-16” (2013). http://www.emo.org.tr/ekler/269cb7 796c3319c_ek.pdf?dergi=313. Ku vvet ve Derivasyon Tünelleri, 11.01.2013

“ANONİM-17” (2014). http://www.alacaforum.org/alacailc emiz-goster-314-barajlar_goletler _ ve_akarsular.html, 28.10.2014

“ANONİM-18” (2014). http://www.sariyer.bel.tr/sayfalar/3 48/oren-yerleri.aspx, 28.10.2014

ARISOY, Y., (2007). Selçuklu ve Osmanlı Dönem-leri Su Yapıları, III. Ulusal Su Mühendisliği Sempozyumu. Bildiriler Kitabı. 10-14 Eylül 2007, Gümüldür/İZMİR.

BAYKAN, O., (2007). Helenistik, Roma ve Bi-zans Dönemleri Su Yapıları, III. Ulusal Su Mühendisliği Sempozyumu. Bildiriler Kitabı. 10- 14 Eylül 2007, Gümüldür/İZMİR

BİLDİRİCİ, M., VE BİLDİRİCİ, Ö, İ., (1997). Konya ve Çevresinde Çağlar Boyu Tarihi Su Yapıları, 14. Teknik Kongresi Bildiriler Kitapçığı. ss: 1115-1128

BİLDİRİCİ, M., (2002). Klasik Çağda Su İleti-minde Basınçlı ve Basınçsız Borular. Türkiye Mühendislik Haberleri, 420-421-422 Sayılı Su- II. ss: 105-109

BİLDİRİCİ, M., (2008). Urartular Dönemi Tarihi Su Yapıları, DSİ II. Bölge Müdürlüğü Tarihi Su Yapıları Konferansı. 26-27 Haziran, İzmir.

BİLDİRİCİ, M., (2009). Antik Çağda Basınçlı Su Getirme Sistemleri, DSİ XIV. Bölge Müdürlüğü’nün Dragos (Orhantepe) Yaptığı, IV. Ulusal Su Mühendisliği Seminerinde sunulmuştur. (www.mehmetbildirici.com/

Page 34: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

26

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:07 K:43

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

post_at tachment/download?id=404, 11.01.2013)

BİLDİRİCİ, M., (2009). Tarihi Su Yapıları Konu-sunda Bildirilerim- Yazılarım I, ss:79-83. tarihisu_II.pdf

BİLDİRİCİ, M., (2009). Anadolu’da İyon & He-lenistik Dönem Su Yapıları ve Su Uygarlığı, A Tale Of Water İsimli Kitap İçin Röportaj.(WWF5) World Water Forum 5

BİLDİRİCİ, M., (2009). Tarihi Sulama, Su depolama ve Taşkın Koruma Tesisleri, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü. Ankara (http://www2.dsi.gov.tr/kutuphane/ kitaplar/koruma_tesisleri.pdf), 20.04.2013

BİLDİRİCİ, M., (2010). Tarihi Su Yapıları Der-lemesi. antik_kentler_su_yapilari_webpdf, 25.12.2012

BURNEY, C., (1972). Urartian Irrigation Works, Anatolian Studies

ÇINAROĞLU, A., (2006-2007). Çorum Alacahö-yük Kazısı, ‘İnternet ve Basın’ (http://www.ttk.org.tr/index.php?Pa ge=Sayfa&No=191, 01.01.2013

KARAKILÇIK, Y. (2008). Bölgesel Su Anlaş-mazlıklarının Küresel Çatışmaya Dönüşme Riski: Fırat ve Dicle Örneği, Uluslararası Hukuk ve Politika. Cilt:4, No:16 Ss: 19-56.

LASSOE, J. (1951). Irrigationsystem at Ulhu-Journal of Cuneiformstudies

MESCİ, Y.,GÖZTAŞ, H., ÖZDEMİR, C., VE DOĞANBAŞ, M. (2008). Amasya Roma Dönemi Ferhat Su Kanalı, İzmir II. Bölge Müdürlüğü, Tarihi Su Yapıları Toplantısı

ÖZİŞ, Ü., ARISOY, Y., ALKAN, A. VE ÖZ-DEMİR, Y. (2008). Türkiye’deki Tarihi Su Yapılarının Evrensel Önemi, TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Bildiriler Kitabı, ss:555-566

ÖZİŞ, Ü., (2007). Su Yapılarının Tarihi Gelişmesi, III. Ulusal Su Mühendisliği Sempozyumu. Bildiriler Kitabı. 10-14 Eylül 2007, Gü-müldür/İZMİR

ŞARLAK, N., VE KARAGÖZ, İ., (2011). Su Veri Yayınlama Sistemleri: Türkiye’de Durum Değerlendirilmesi, II. Su Yapıları Sempoz-yumu. Bildiriler Kitabı

Page 35: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

27

LEVENBERG-MARQUARDT (LM) VE RESILIENT BACKPROPAGATION (RBP) YAPAY SİNİR AĞI ALGORİTMALARININ

KIRŞEHİR İLİ RÜZGÂR HIZI TAHMİNİNDE UYGULANMASI VE KARŞILAŞTIRILMASI

LEVENBERG-MARQUARDT (LM) AND RESILIENT BACKPROPAGA-TION (RBP) ARTIFICIAL NEURAL NETWORK ALGORITHMS’ PREDIC-TION APPLICATON AND COMPARISON OF KIRŞEHİR’S WIND SPEED

Esra ZORLU1, Murat LÜY1, Ertuğrul ÇAM2, Necaattin BARIŞÇI3

1Kırıkkale Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü2Kırıkkale Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

3Gazi Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Özet: Bu araştırmada Türkiye’de rüzgâr enerjisi üreti-minin yaygınlaşması ve mevcut üretimin verimliliğinin artırılabilmesine yönelik olarak kısa vadeli rüzgâr hızı tahmini yapılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda Kırşehir ili kapsamında 1975-2010 yılları arasındaki sıcaklık, nem ve basınç değerleri kullanılarak rüzgâr hızı tahmini gerçekleştirilmiştir. Araştırmada analiz yöntemi olarak ileri beslemeli geri yayılımlı Yapay Sinir Ağları ve buna ilişkin iki farklı algoritmadan elde edilen bulgular karşılaştırılmıştır. Levenberg-Marquardt (LM) ve Resilient Backpropagation (RBP) algoritmalarının karşılaştırmasında Ortalama Hata Karekök (RMSE) değerleri esas alınmıştır. Buna göre her iki algoritmanın performansının birbirine çok yakın olduğu ve Resilient backpropagation öğrenme algoritmasının nispeten daha iyi sonuçlar verdiği anlaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Rüzgâr Hızı, Rüzgâr Enerjisi, Yapay Sinir Ağı

Abstract: In this study according to enhance the widening of wind energy production efficiency in Turkey, short term wind speed prediction is aimed. According to this scope temperature, humidity and pressure values in Kırşehir city between 1975-2010 years, has been used to do the prediction of wind speed. In the study, feed forward back-propagation neural networks analyze method has been used and data resulted from Levenberg-Marquardt(LM) and Re-silient Back propagation (RBO) algorithms. According to the comparison of those two different algorithms, Root Mean Square Error (RMSE) has taken account as constant. According to this, both two algorithm’s performances are quite similar to each other and re-silient back propagation learning algorithms provide much better results have been noted.

Key Words: Wind Speed, Wind Energy, Artificial Neural Network

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 36: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

28

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Rüzgâr günümüzde elektrik başta olmak üzere yenilebilir enerji üretiminde yaygın olarak kul-lanılmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde ilk kez Çinliler ve Persler tarafından değirmenlerde tahıl öğütmek için kullanılmaya başlanmıştır (Stover, 1995). 1960’lı yılların ardından elektrik üretimi için rüzgâr kullanımı Avrupa’da yaygınlaşarak çevre dostu bir enerji kaynağı haline gelmiştir. Özellikle diğer enerji hammadde kaynaklarındaki daralma ve olası zararlı etkilerine karşın rüzgâr temelli enerji üretimleri önemini artırmıştır. Günümüzde dünya rüzgâr enerjisi üretiminin yaklaşık %70’lik kısmı Avrupa coğrafyasında üretilmektedir (Çam ve Yıldız, 2006). Özellikle gelişmekte olan ülkelerde sanayileşme ve sosyo-ekonomik gelişmelerle birlikte elektrik ihtiyacı giderek artmaktadır. Bu yüzden ülkenin kendi içerisinde öz kaynakları ile yapacağı elektrik üretiminin enerji planlaması bakımından önem arz ettiği ileri sürülebilir (Bilgili vd., 2007). Ay-rıca rüzgâr enerjisinin gelişimi kırsal bölgelerde ve şehirlerde ekonomiye olumlu etkisi olan ve istihdam yaratıcı bir özelliğe sahiptir.

Rüzgâr hızı özellikle elektrik piyasaları açısın-dan doğru tahmin, kısa vadeli öngörü ve enerji dönüşümündeki verimliliğin artırılması için kul-lanılmaktadır. Ancak rüzgâr hızı öngörülemeyen doğası nedeniyle farklı bölgelerde rüzgâr enerjisi üretimini büyük ölçüde belirlemektedir (Monfared vd., 2009). Rüzgâr enerjisi yenilebilir bir enerji olarak geleneksel enerji kaynaklarına alternatif niteliğindedir (Ata, 2008). Rüzgâr enerjisi dönü-şüm sisteminin temel unsurları rüzgâr tribünü, jeneratör, bağlantı aparatı ve kontrol sistemidir. Bu sebeple rüzgâr enerjisi dönüşüm sistemi

karmaşıktır. Rüzgâr enerjisi kanat-pervane olarak ifade edilen araçlar sayesinde hareket enerjisine dönüştürülür ve bu hareket enerjisi ya doğrudan özel üretilmiş jeneratör miline bağlanarak veya ara bir dişli sistemiyle aktarılarak jeneratör miline bağlanmaktadır. Bu sayede elektrik enerjisi üre-timi için temel girdi olan hareket üretilmektedir. Rüzgârdan üretilecek elektrik enerjisi rüzgârın hızına bağlıdır (Ata ve Koçyiğit, 2010). Rüzgâr hızı tahminleri, güç ünitelerinde değişebilen gerilim ve frekans dalgalanmalarında olumsuz varyasyonları azaltabilmektedir. Rüzgâr hızı tahminine yönelik çalışmaların rüzgâr enerjisi kullanımında verimlilik ve etkinlik açısından önemli olduğu kabul edilebilir (Li ve Shi, 2010). Rüzgâr hızı tahmininde istatistiksel yöntemlerin yanı sıra, zaman serisi analizi modelleri, ARMA ve ARIMA Methodu, yapay sinir ağları, radyal tabanlı fonksiyon ve bulanık mantık gibi ya-pay zeka yöntemlerinin sıklıkla kullanılmaya başlandığı görülmektedir (Cadenas ve Rivera, 2009; Bilgili ve Şahin, 2010; Alexiadis vd., 1998; Philippopoulos ve Deligiorgi, 2012; Li ve Shi, 2010; Barbounis ve Theocharis, 2007; Kariniotakis vd., 1996). Rüzgâr enerjisi rüzgâr hızının üçüncü kuvveti ile doğru orantılıdır. Rüzgâr hızı ise arazi yapısı ve yükseklik gibi topografik parametrelerin yanı sıra nem, basınç, sıcaklık ve yağış değişkenlerinin etkisi altındadır (Yurdusev vd., 2006; Karmakar vd., 2009). Bu faktörlerdeki olası değişmeler incelenen bölge ya da alanda rüzgâr enerjisi üretimini doğrudan etkilemektedir. Bu yüzden farklı bölgelerde çe-şitli verilerle yapılacak rüzgâr hızı ölçümlerinin ve özellikle kısa vadeli rüzgâr hızı tahmininde bulunulmasının enerjinin doğru kullanımına katkı sağlayacağı ifade edilebilir. Maliyet düşüklüğü,

Page 37: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

29

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

çevre dostu olması ve adaptasyon yeteneği ile rüzgâr enerjisinin önemi giderek artmaktadır (Philippopoulos ve Deligiorgi, 2012).

Bu araştırmada Türkiye’de rüzgâr enerjisi üretiminin yaygınlaşması ve mevcut üretimin verimliliğinin artırılabilmesine yönelik olarak kısa vadeli rüzgâr hızı tahmini yapılması amaçlanmaktadır. Araştırmada Kırşehir ili kapsamında 1975-2010 yılları arasın-daki sıcaklık, nem ve basınç değerleri kullanılarak rüzgâr hızı tahmini gerçekleştirilmektedir. Analiz yöntemi olarak Levenberg-Marquardt (LM) ve Resilient Backpropagation (RBP) algoritmalarını kullanan ileri beslemeli geri yayılımlı yapay sinir ağları kullanılmakta ve buna ilişkin elde edilen bulgular karşılaştırılmaktadır.

2.YÖNTEM

2.1.Veri Setinin Elde Edilmesi

Araştırmada kullanılan veriler resmi yazışma yoluyla Türkiye Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden elde edilmiştir. 2011 yılı için rüzgâr hızı tahmi-ninde kullanılan veriler Kırşehir ili 1975 yılı ile 2010 yılı arasındaki rüzgâr hızı değerleri ile aynı döneme ait basınç nem ve sıcaklık değerlerinden oluşmaktadır.

2.2.Yapay Sinir Ağları

Literatürde yapay sinir ağı yönteminin mühendislik, tıp, matematik ve meteoroloji başta olmak üzere farklı alanlarda giderek yaygınlaştığı görülmek-tedir. Bu çalışmalarda en fazla kullanılan Yapay Sinir Ağı tekniği, İleri Beslemeli Geri Yayılımlı algoritmalardır (Bilgili vd., 2007).

Yapay Sinir Ağı çok sayıda işlem elemanının bir-birine bağlı biçimde ve basit düğümlerin bir ağa dönüşmesiyle oluşan paralel yapılardır. Bu işlem sırasında sinirler arasındaki ağırlıkların dönüştü-rülmesi ve yeni bilgilere uyum sağlanması sistem içerisinde “öğrenme” olarak adlandırılmaktadır. Sinir hücrelerinin oluşturduğu kısma “katman” adı verilmekte, girdi sinir hücreleri girdi katma-nını, çıktı sinir hücreleri çıktı katmanını meyda-na getirmektedir. Eğer sinir ağı tek katmandan oluşuyorsa tek katmanlı, birden çok katmandan oluşuyor ise çok katmanlı sinir ağı şeklinde adlandırılmaktadır. Ağın eğitilmesi anlamına da gelen öğrenme sürecinde kullanılacak yöntem ya da algoritma iyi seçilmelidir. Çok katmanlı ağlar-da sıklıkla kullanılan algoritma türü Şekil 1’de görülen “ileri beslemeli geri yayılımlı” olanıdır. Bu algoritmanın ileri besleme sürecinde gizli katmandaki hücreler girdileri alarak net girdiler hesaplanmakta ve aktivasyon fonksiyonunun ardından çıktılar hesaplanmaktadır. Bu işlem gizli ve çıktı katmanlarının tümü için tekrarlanmaktadır. Geriye yayılım aşamasında elde edilen ve beklenen çıktı değerleri karşılaştırılmakta, ortaya çıkacak muhtemel fark hata şeklinde adlandırılmakta ve hatanın tolare edilir bir seviyeye gelebilmesi için eşik değerleri itaratif (tekrarlama) olarak değiştirilebilmektedir. Böylelikle ilk aşamada rastgele atanan ağırlıklar mevcut hata minimize edilinceye kadar değişmektedir (Zorlu, 2012; Bilgili ve Şahin, 2010).

Page 38: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

30

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

x1

xn

y1

yp

ϕ

ϕ

ϕ

GirişKatmanı

GizliKatman

ÇıkışKatmanı

Şekil 1. İleri Beslemeli Geri Yayılımlı Yapay Sinir Ağı Yapısı

Yapay Sinir Ağları yönteminde kullanılan değer-ler farklı değişkenlerin göreli ve karşılaştırmalı mukayeselerine fırsat vermektedir. Özellikle çok değişkenli modellerde herhangi bir değişkenin değerinin, aynı kapsamdaki diğer değişkenlerin değeri ile karşılaştırılarak önem derecelerinin ortaya konulması gerekmektedir. Buna göre Yapay Sinir Ağlarında elde edilen değerler (0) ve (1) ya da (0) ve (-1) aralıklarında normalize edilerek gerçekleşmektedir (Zorlu, 2012). k indisli girdi-çıktı giriş çifti için j indisli girdi ve i numaralı Nöron arasındaki ağırlık değişimi Eşitlik 1’de görüldüğü gibi ifade edilir (Civelek ve Ülker, 2004).

kj

ki

ki

kij xOTw )( −=∆ α

(1)

Burada Ti hedeflenen sonuç, Oi geçek sonuç, α öğrenme oranı ve xj j numaralı girişi göster-

mektedir. Herhangi bir giriş çıkış çifti için toplam hata ve ortalama hata fonksiyonu

2)(21

kk

k OTE ∑ −= (2)

∑∑ −=p j

jj OTP

E 2)(21

(3)

olarak tanımlanır. Burada Tk istenen hedef çıktı, Ok ise hesaplanan çıktı, P ise eğitin setindeki veri seti sayısıdır.

2.3.YSA’nın Avantaj ve Dezavantajları

Yapay sinir ağlarının bazı avantaj ve dezavan-tajları bulunmaktadır. Bu yöntem, matematiksel bir modele ihtiyaç duymaz. Gerçek hayata iliş-kin olaylar ve bu olayların arkasındaki faktörler otomatik olarak gösterilebilir. Doğrusal olmayan ilişkilerde rahatlıkla kullanılabilir ve hata tolerans-ları yüksektir. Buna rağmen Yapay sinir Ağlarının belirli dezavantajları da vardır. Örneklem seçimi ve eğitimi için belirli kurallar yoktur. Ağların eğitimi beklenenden uzun sürebilir. Yapay Sinir Ağlarında uygun ağ yapısını belirlemek için bazı prosedürler vardır (Zorlu, 2012; Nabiyev, 2010).

Page 39: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

31

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Araştırma kapsamında rüzgâr hızı ölçümü için Yapay Sinir Ağları kapsamında Levenberg-Mar-quardt (LM) ve Resilient Backpropagation (RBP) algoritmaları kullanılarak elde edilen bulgular karşılaştırılmaktadır.

2.4.Kullanılan Algoritmalar

Araştırmada Yapay Sinir Ağları kapsamında Levenberg-Marquardt (LM) ve Resilient Back-propagation (RBP) algoritmaları kullanılarak elde edilen bulgular karşılaştırılmaktadır.

2.4.1. Levenberg–Marquardt (LM) Algoritması

Levenberg – Marquardt algoritması ileri besle-meli geri yayılımlı ağların sık kullanılan bir türü olup Newton metodunun hızıyla, adım düşme metodunun sağlamlığının bileşkesidir. Genellikle aşağıda yer aldığı gibi doğrusal olmayan en küçük kareler yöntemine dayanan ağırlık güncellemede kullanılmaktadır (Okkan ve Mollamahmutoğlu, 2010). LM algoritması şu şekilde hesaplanarak formülleştirilebilir (Lüy, 2008). Her bir iterasyon adımında hata yüzeyine parabolik yaklaşımla yaklaşılır ve parabolün minimumu o adım için çözümü oluşturur. E(x) fonksiyonuna sahip oldu-ğumuzu ve x parametresine göre minimize etmek istediğimizi düşünelim. Newton metoduna göre denklem Eşitlik 4’te görüldüğü gibi olacaktır:

)()]([ 12 xExEx ∇∇−=∆ − (4)

Burada )(2 xE∇ ifadesi Hessian matrisidir ve )(xE∇ ise eğimdir. )(xE ’in karelerin toplamı

fonksiyonu şeklinde Eşitlik 5 teki gibi ifade edilirse,

∑=

=N

ii xexE

1

2 )()( (5)

Eğim ve Hessian matrisi eşitlik 6 ve 7 deki gibi gösterilebilir.

)()()( xexJxE T=∇ (6)

)()()()(2 xSxJxJxE T +=∇ (7)

Burada J(x) Jacobian matristir,

∂∂

∂∂

∂∂

∂∂

∂∂

∂∂

∂∂

∂∂

∂∂

=

n

NNN

n

n

xxe

xxe

xxe

xxe

xxe

xxe

xxe

xxe

xxe

xJ

)(...

)()(............

)(...)()(

)(...)()(

)(

21

2

2

2

1

2

1

2

1

1

1

(8)

ve ∑=

∇=N

iii xexexS

1

2 )()()( (9)

Gauss-Newton metodu için 0)( ≈xS kabul edilir ve güncellenerek eşitlik

)()()]()([ 1 xexJxJxJx TT −=∆ (10)

halini alır. Levenberg-Marquardt modifikasyonuyla Gauss-Newton metodu,

)()(])()([ 1 xexJIxJxJx TT −+=∆ µ (11)

halini alır. m-parametresi bir adımda )(xE artımı sonucunda bir faktörle (b) ile çarpılır, bir adım )(xE azaltışında, m-parametresi b’ya bölünür. m büyükse algoritma adım düşümü (1/m-adımı ile) olur, küçük m-parametresi için algoritma Gauss-Newton olur. Bu algoritmadaki anahtar adım Jacobian matrisinin hesaplanmasıdır. Yapay sinir ağı tasarım probleminde Jocobian matristeki terimler geri yayılım algoritmasının

Page 40: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

32

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

basitçe değiştirilmesiyle hesaplanabilir. Eşitlik

2’deki eşitlikte TM SMbwSbRSwwwx )]()...1,1()(),()...2,1()1,1([ 2

11

1111=

ve N=Qx(SM)’ dir. Bu eşitlikten faydalanarak

standart geri yayınım algoritması terimleri Eşitlik

12’deki gibi hesaplanır;

),(

)(

),(1

2

jiw

me

jiwE

k

SM

mq

k ∂

∂=

∂∂ ∑

=

(12)

Levenberg-Marquardt algoritması için Jocobian

matrisin elemanları Eşitlik 13’teki gibi hesap-

lanabilir.

),()(jiw

mekq

(13)

bu terimler standart geri yayınım algoritması kullanılarak son katmanda bir değişiklikle he-saplanabilir.

)( MMM nF−=∆ (14)

2.4.2. Resilient Backpropagation (RBP) Al-goritması

RBP algoritmasının temel prensibi ağırlık adım-larındaki kısmi türevin boyutunun zararlı etkisini gidermektir. Sonuç olarak türev işaretleri ağırlık güncellemelerinin gideceği yönü gösterir. Bireysel ağırlık güncellemelerini )(tij∆ ‘nin determinant işaretinin belirlediği gösterilmiştir. Kullanılan determinant sonuçlarının )(tij∆ formülü ile ikinci öğrenmenin kuralı anlatılır. İki ardışık ağırlık adımı boyunca kısmi türevle sağlanan sonuçlar tahminde temeli sağlamıştır.

<<<−∆

<−∂∂

∂∂

−∆

>−∂∂

∂∂

−∆

=∆

+−

+

ηη

η

η

10),1(.

0)1().(),1(.

0)1().(),1(.

)(

otherwiset

twEt

wEift

twEt

wEift

tw

ij

ijijij

ijijij

ij

(15)

)(tij∆ ’nin −η faktörü tarafından azaltılmasıyla son güncellemenin değerleri büyüdü ve algorit-ma minimum olarak artış gösterdi. Eğer )(tij∆ işaretleriyle türev korunursa yüzeysel bölgelerde hızlı yakınsamalar düzenli olursa güncelleme

değeri hafifçe artar. Birinci ağırlık değeri her bir güncelleme için adapte olmuştur. Ağırlık güncel-lemeleri basit adımlarla artarda takip etmektedir. Eğer türev pozitifse güncelleme değerleri ile ağırlık azalır. Negatif ise artar.

Page 41: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

33

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

∆+=+

<∂∂

>∂∂

∆−

=∆

)()()1(,0

0)(),(

0)(),(

)(

twtwtwelse

twEift

twEift

tw

ijijij

ijij

ijij

ij

(16)

Buna rağmen bir istisna vardır. Eğer kısmi türev önceki adımın işaretini değiştirirse işlem sırası kaybolur ve Eşitlik 17 gerçekleşir.

)1()( −∆−=∆ twtw ijij

if 0)1().( <−∂∂

∂∂ t

wEt

wE

ijij

(17)

Ağırlıkların geri dönüşümü sırasını takip eden adımlar içinde tekrar )(twij∆ işaretleri türevde sözde bir değişim yaşatır. Güncelleme değeri başarılı adımda adaptasyon sağlamamalı, pratikte ij∆ ’nin güncelleme adımı üstünde ayarlama yapılması gerekir.

0)1( =−∂∂ twE

ij

(18)

Kısmi türev toplam hatayı verir. Buna rağmen toplam hataların kısmi türevi tüm öğrenme mo-delleri için toplam hataya eşit olmalıdır.

∑= ∂

∂=

∂∂ p

p ij

p

ij

twE

twE

1)(

21)(

(19)

3. UYGULAMA

Araştırma kapsamında Kırşehir ilinin 2011 yılına ait Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve

Haziran ayları günlük ortalama rüzgâr hızı tah-mini yapılmaktadır. Kırşehir ili, Türkiye’nin İç Anadolu bölgesinde yer alan ve nüfus yoğunlu-ğunu düşük illerinden biridir. Yüzölçümü 6665 km2’dir. Denizden yüksekliği 985 m’dir. Kırşehir il topraklarının % 18,3’ünü ovalar teşkil eder. İl sınırlarında rüzgâr santrali olabilecek uygun alanlar bulunmaktadır. Örneğin bir dış yatırım olarak Mucur ilçesi Geycek köyünde toplam 148.28 megawattlık ve 44 türbinlik rüzgâr enerji santrali kurulması planlanmaktadır (Anonim, 2012). 1 MW’lık rüzgâr enerji santralinin kuru-lum maliyetinin 1200000 Euro olduğu göz önüne alındığında, bu ve benzeri çalışmaların önemi daha iyi anlaşılacaktır (Çalışkan, 2011). Yapay Sinir Ağı ile gerçekleştirilen analizde günlük sıcaklık, basınç ve nem değişimleri giriş olarak, rüzgâr hızı değerleri çıkış verisi olarak kullanılmıştır. 1975 ile 2010 yılları arasındaki veriler eğitim için, 2011 yılı verileri test için kullanılmıştır. Yapay Sinir Ağı modeli belirlenirken önce 1 gizli katmanlı farklı nöron sayılı modeller denenmiş ve ortalama 0,8409 doğruluğunda tahminler elde edilmiştir. Daha sonra 2 gizli katman için 10,20 ve 30’un tüm kombinasyonlarında nöron sayıları denenmiş ve 0,9364 doğruluk değerine 30-20 nöron sayısında ulaşılmıştır. Son olarak 3 gizli katman denenmiş fakat daha iyi değerlere ulaşılamadığı için tercih edilmemiştir. Sonuç

Page 42: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

34

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

olarak Resilient Backpropagation ve Levenberg-Marquardt backpropagation algoritmaları için 2 gizli katman ve aynı nöron sayıları kullanılarak RMSE değerleri kıyaslanmıştır.

RMSE: Ortalama karekök hatası

n

FYRMSE

n

nnn∑

=

−= 1

2)(

(20)

Kırşehir ili rüzgâr hızı tahmini için 1975 – 2010 yılı günlük ortalama basınç, sıcaklık, nem ve rüzgâr hızı verileri alınmış, elde edilen 12775 veri ile eğitim yaptırılarak 2011 yılına ait 365 günlük ortalama rüzgâr hızı tahmini yapılmıştır. Bu tahmin verileri gerçek verilerle kıyaslanarak yapılan tahminin doğruluk yüzdesi hesaplanmıştır. Trainlm (Levenberg-Marquardt) Levenberg-Mar-quardt backpropagation algoritması kullanılarak Kırşehir ili için elde edilen tahmin sonuçları Şekil 2’deki gibi olmuştur.

Şekil 2. Levenberg-Marquardt Backpropagation Algoritması Kullanılarak Kırşehir İli İçin Elde Edilen Tahmin Sonuçları

Trainrp (resilient backpropagation) Resilient backpropagation algoritması kullanılarak Kırşehir

ili için elde edilen tahmin sonuçları Şekil 3’deki gibi olmuştur.

Page 43: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

35

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Şekil 3. Resilient Backpropagation Algoritması Kullanılarak Kırşehir İli İçin Elde Edilen Tahmin Sonuçları

Tablo 1. Kıyaslamalı RMSE Değerleri

ALGORİTMALAR RMSE

Resilient Backpropagation 0,0636

Levenberg-MarquardtBackpropagation 0,0640

RMSE değerleri içinse Tablo 1’deki değerler elde edilmiştir. Elde edilen bulgulara ve Kır-şehir ilinden elde edilen verilere göre Resilient backpropagation öğrenme algoritmasının 0,9364 doğruluk oranına, Levenberg-Marquardt back-propagation algoritmasının ise 0,9360 doğruluk oranına sahip tahminler yaptığı görülmektedir. Bu sonuçlardan yola çıkarak her iki algoritmanın performansının birbirine çok yakın olduğu ve Resilient backpropagation öğrenme algoritmasının 0,0004 gibi küçük bir oranda daha iyi sonuçlar verdiği anlaşılmıştır.

4. SONUÇLAR

Araştırmada 1975-2010 yılı için Kırşehir İli Rüzgâr hızı, sıcaklık, nem ve basınç değerleri kullanılarak Yapay Sinir Ağları yöntemine ilişkin olarak Resilient Backpropagation ve Levenberg-Marquardt backpropagation algoritmalarından elde edilen bulgular karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmada 2011 yılı rüzgâr hızı tahmini yapılmış ve RMSE değerleri esas alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre her iki algoritmanın performansının birbirine çok yakın olduğu ve Resilient backpropagation öğrenme algoritmasının daha iyi sonuçlar verdiği anlaşılmıştır.

KAYNAKLAR

ALEXİADİS, M., DOKOPOULOS, P., SAHSA-MANOGLOU, H.S., VE MANOUSARİDİS, I., (1998). Short-Term Forecasting of Wind Speed and Related Electric Power, Solar Energy, 63(1) (61-68)

Page 44: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

36

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

‘‘ANONİM’’ (2012). http://www.kirsehir24.com/haberler /32/Mucur/8, 29.12.20 12

ATA, R., (2008). Analysis by ANN of Electricity Generation at Different Height from Auto-nomous Wiınd Türbine, J. Fac. Eng. Arch. Gazi Univ., 23 (523-529)

ATA, R., VE KOCYİGİT, Y., (2010). An Adaptive Neuro-Fuzzy İnference System Approach for Prediction of Tip Speed Ratio in Wind Turbines, Expert Systems with Applications, Volume 37, Issue 7 (5454-5460)

BARBOUNİS, T.G. VE THEOCHARİS, J.B., (2007). Locally Recurrent Neural Networks for Wind Speed Prediction Using Spati-al Correlation, Information Sciences, 17 (5775–5797)

BİLGİLİ, M., ŞAHİN, B., VE ABDULKADİR, Y., (2007). Application of Artificial Neural Networks for the Wind Speed Prediction of Target Station Using Reference Stations Data, Renewable Energy, 32 (2350-2360)

BİLGİLİ M., VE ŞAHİN B., (2010). Comparative Analysis of Regression and Artificial Neural Network Models for Wind Speed Prediction, Meteorol Atmos Phys, 109 (61-72)

CADENAS, E., VE RİVERA, W., (2009). Short Term Wind Speed Forecasting in La Venta, Oaxaca, Me´xico Using Artificial Neural Networks, Renewable Energy, 34 (274-278)

CİVELEK, Ö., VE ÜLKER, M., (2004). Dikdört-gen Plakların Doğrusal Olmayan Analizinde Yapay Sinir Ağı Yaklaşımı, İMO Teknik Dergi, (3171-3190)

ÇALIŞKAN, M., (2011). Türkiye Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli ve Mevcut Yatırımlar, İstanbul, Rüzgâr Enerjisi Santralleri Semineri, http://www.tucsa.org/images/yayinlar/sunumlar /MUSTAFA-C ALISKAN.pdf

ÇAM, E., VE YILDIZ, O., (2006). Prediction of Wind Speed and Power in the Central Anatolian Region of Turkey by Adaptive Neuro-Fuzzy Inference Systems (ANFIS), Turkish J. Eng. Env. Sci, 30 (35-41)

KARİNİOTAKİS, G. N., STAVRAKAKİS, G.S., VE NOGARET, E., (1996). Wind Power Forecasting Using Advanced Neural Network Models, IEEE Trans. on Energy Conversion, 11(4) (762-767)

KARMAKAR, S., KOWAR, M. K., VE GUHAT-HAKURTA, P., LONG- RANGE MON-SOON, (2009). Rainfall Pattern Recognition and Prediction for the Subdivision ‘EPMB’, IEEE Computer Society, (367-370)

Lİ, G., VE SHİ, J., (2010). On Comparing Three Artificial Neural Networks for Wind Speed Forecasting, Applied Energy, 87 (2313-2320)

Lİ, G., SHİ, J., VE ZHOU, J., (2012). Bayesian Adaptive Combination of Short-Term Wind Speed Forecasts from Neural Network Models, Renewable Energy, 36 (352-359)

LÜY, M., (2008). Yapay Sinir Ağlarının Modelle-mesi Yapılan Termik Santralde Uygulanması, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kırıkkale Üni-versitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kırıkkale

MONFARED, M., RASTEGAR, H., VE KO-JABADİ, H.M., (2009). A New Strategy for Wind Speed Forecasting Using Artificial

Page 45: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

37

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:11 K:45

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

İntelligent Methods, Renewable Energy, 34 (845-848)

NABİYEV, V., (2010). Yapay Zekâ: İnsan- Bilgisayar Etkileşimi, 3. Baskı, Seçkin Ya-yıncılık, Ankara

OKKAN, U., VE MOLLAMAHMUTOĞLU, A., (2010). Yiğitler Çayı, Günlük Akımlarının Yapay Sinir Ağları ve Regresyon Analizi İle Modellenmesi, Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 23 (33-48)

PHİLİPPOPOULOS, K., VE DELİGİORGİ, D., (2012). Application of Artificial Neural Networks for the Spatial Estimation of Wind Speed in a Coastal Region with Complex Topography, Renewable Energy, 38 (75-82)

STOVER, D., (1995). The Forecast for Wind Power, Popular Science, 247 (65-72)

YURDUSEV, M.A., ATA, R., VE ÇETİN, N.S., (2006). Assessment of Optimum Tip Speed Ratio in Wind Turbines Using Artificial Neural Networks, Energy, 31 (2153-2161)

ZORLU, K., (2012a). Örgütsel Adalet ve Güven Arasındaki İlişkiler Kullanılarak Yapay Sinir Ağları ve Çoklu Doğrusal Regresyon Yöntem-lerinin Karşılaştırılması, Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 10 (135-154)

ZORLU, K., (2012b). The Perception of Self-Esteem and Self-Efficacy as Transforming Factors in the Sources of Role Stress and Job Satisfaction Relationship of Employees: A Trial of a Staged Model Based on the Artificial Neural Network Method, African Journal of Business Management, 6(8) (3014-3025)

ZORLU, K., (2012c). A Comparative Study of Using The Methods of Multiple Linear Regression and Artificial Neural Networks in Organizational Correlations for the Fields of Management and Organization, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 8 (17) (1- 25)

Page 46: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

38

ZEOLİTİK TÜF KATKISININ BETONARME ÇELİĞİ KOROZYON ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİN ELEKTROKİMYASAL EMPEDANS

SPEKTROSKOPİSİ (EIS) YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ

AN INVESTIGATION WITH METHOD OF ELECTROCHEMICAL IMPEDANCE SPECTROSCOPY (EIS) EFFECT OF ZEOLITIC TUFF

ADDITION ON CORROSION OF REINFORCED CONCRETE

Hadaan TABAN1, Hacer ÇOLAK1

1Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü

Özet: Zeolitik tüfler; zeolit minerali içeren, gözenekli ve doğal volkanik tüflerdir. Alkali ve toprak alkali katyonların sulu alüminosilikatlarıdır. SiO4 ve AlO4 dörtyüzlülerinin üç boyutta sonsuz bağlanmaları ile oluşan temel silikat yapısına sahiptir. Betonun dayanıklılığı ve geçirimliliği arasındaki ilişkiye göre yüksek silis bileşimine sahip zeolitik tüf (ZT) katkısı beton boşluklarının azalmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada, beton dayanıklılık özelliklerini iyileştirmek aynı zamanda betonarme çeliğini korozyona karşı koruyabilmek için ZT katkısı CEM I 42,5 R çimentosuyla ağırlıkça % 0, % 10 ve % 20 oranlarında yer değiştirilerek 50×100 mm silindir boyutlarında betonarme örnekler üretilmiştir. Betonarme çeliğinin elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) ölçümleri üç elektrot yöntemi ile % 3,5 NaCl içeren korozif ortamda bilgisayar kontrollü olarak yapılmıştır. Betonarme örneklerin 1., 3., 28., ve 60. günlerde elde edilen Nyquist ve Bode diyagramlarına göre; %20 ZT katkılı betonların tüm günlerde betonarme çeliğine korozyona karşı en iyi koruma sağladığı görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Zeolitik Tüf (ZT), Çimento, Betonarme Örnek, Üç Elektrot Yöntemi, Elektrokimyasal Empedans Epektroskopisi (EIS), Nyquist Diyagramı, Bode Diyagramı

Abstract: Zeolitic tuffs (ZT) are porous and natural volcanic tuffs that contain zeolite mineral. Zeolitic tuffs are aqueous aluminosilicates of alkali and earth alkaline cations. SiO4 and AlO4 tetrahedrons connect to an infinite three-dimensional structure with the features of a basic silicate. According to the relationship between resistance and permeability of concrete; zeolitic tuff (ZT) with a mix of high-silica provides to reducing pores in concrete. In this context, to improve the durability of concrete and to protect reinforced concrete steel against corrosion at the same time ZT was replaced with CEM I 42,5 R in ratio % 0, % 10 and % 20 by weight were produced 50×100 mm specimens of cylinder reinforced concrete. Electrochemical Impedance Spectroscopy (EIS) measurements of reinforced concrete steel was conducted with the three-electrode method as a computer-controlled corrosive medium containing 3,5 % NaCl. 1, 3, 28, and 60 days of specimens reinforced concrete according to Nyquist and Bode diagrams, reinforced concrete steel was found that the best protection against corrosion by concrete with ZT addition in ratio of % 20 all the days.

Key Words: Zeolitic Tuff (ZT), Cement, Reinforced Con-crete, Three Electrode Method, Electrochemical Impedance Spectroscopy (EIS) , Nyquist Diagram, Bode Diagram

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 47: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

39

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Zeolitik tüf-kireç karışımı çok eski çağlardan günümüze kadar yapı malzemesi olarak kulla-nılmaktadır. Bugün 50 den fazla doğal ve 150 kadar sentetik zeolit minerali çeşitli sektörlerde uygulama alanı bulmuştur. Doğal zeolit dünyanın bazı bölgelerinde çimento sanayisinde popüler bir doğal puzolan olarak kullanılmaktadır (Feng ve Peng, 2005; Poon vd., 1999). Doğal zeolitler içinde en yaygın olanları; Klinoptilolit, Analsim, Holandit, Şabazit, Eriyonit, Mordenit’dir. Kli-noptilolitin değişebilir katyonları Na+, K+, Ca2+ ve Mg2+ ’dır (Dyer, 1988).

Volkanik veya volkano-sedimanter malzeme olan doğal zeolitler üç boyutlu kafes yapısına sahiptir, alkali ve toprak alkali katyonların sulu alüminosilikatlarıdır. Genel yapısal formülleri x[(M1

+, M1/2 2+) (AlO2)].y SiO2 . zH2O şeklindedir.

Burada M+ genellikle tek değerli katyonlar olan Na+, K+, Li+’u; M2+ ise genellikle çift değerlikli katyonlar olan Ca+2, Mg+2, Fe+2, Ba+2, Sr+2’u temsil eder (Yücel, 1987).

Zeolit kristalinin en küçük yapı birimi SiO4 ya da AlO4 dörtyüzlüsüdür. Bu dörtyüzlülerin değişik şekilde uzayda birleşmelerinden zeolitin gözenek ve kanallar içeren kristal yapısı meydana gelir (Dyer, 1988). Kristaller bal peteği şeklinde son derece küçük gözenekli ve kanalları 3×10-4- 4×10-4 mikron büyüklükleri arasında değişen bir yapıya sahiptir. Toplam özgül yüzeyi 35-45 m2/g’dır. Bu nedenle zeolit kristal yapısında büyük değişikler olmadan bileşimindeki katyonlar yer değiştirebi-lir. Silis dumanı, uçucu kül ve doğal puzolanlar gibi puzolanik malzemelerin reaktif bileşenleri ise çoğunlukla camsı veya amorfdur (Mindess, 2002; Mumpton, 1993).

Zeolitik tüflerin aktivitesinin fazla olması genel olarak zeolitlerin mikro-gözenekli yapısıyla iliş-kilendirilmektedir. Mikro-gözeneklilikten dolayı zeolitler difüzyon-kontrollü tane yüzeyinde mey-dana gelen reaksiyon yoluyla ortamdaki kireçle etkin bir şekilde reaksiyona girerek bağlayıcı jeller oluşturmaktadır. Zeolit içindeki büyük miktarda reaktif SiO2 bileşeni; çimentonun kimyasal hidra-tasyonu sonucu oluşan CSH jel formu, Ca(OH)2 ve su ile birleşir. Bu reaksiyonlar sonucunda ortaya CSH benzeri ürünler çıkar ve toplam gözenek içeriğinin azalması ile sürekli iletken yollar kapanır (Caputo vd., 2008; Taban, 2010).

Diğer puzolanik malzemeler gibi doğal zeolitin çimento ile yer değiştirmesi sonucunda çimento ve beton kompozitlerin mekanik özellikleri iyileş-tirebilir. Bu şekilde taze betonda çökmenin azalıp ve su ihtiyacının artmasına rağmen, çimentoyla ağırlıkça % 10 oranında zeolitin yer değiştir-mesi ile yeterli miktarda süper akışkanlaştırıcı kullanılarak yüksek dayanımlı (80 MPa üzeri) ve akışkan (çökme 180 mm) beton üretilebilir. Çimento içerisine doğal zeolit ilavesi ile taze be-tonun vizkozitesi arttığı için akışkan taze betonda ayrışma azalmaktadır. Ayrıca doğal puzolanlar katkılı çimentoların geçirgenliğinin azalmasını ve portland çimentosuna göre de sülfat etkisi gibi kimyasal etkilere karşı daha dayanıklı olmalarını sağlamaktadır (Feng vd., 1990; Massazza, 1999).

Çok sayıda araştırmada doğal zeolitin betonda alkali silika reaksiyonu nedeniyle oluşan zararlı genleşmeleri engellediği doğrulanmıştır. Alkali silika reaksiyonunun doğal zeolitle kontrol edi-lebilmesinin mekanizması; zeolitin puzolanik reaksiyon, adsorbsiyon ve iyon değişimi ile gözenek çözeltisindeki alkalin iyon (Na+, K+)

Page 48: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

40

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

konsantrasyonunu azaltması ile açıklanabilir (Gökçe vd., 2010).

Betonun en zayıf özelliklerinden biri çekme gerilmesinin düşük olmasıdır. Betonun çekme ve eğilme gerilmelerini karşılayabilmesi için çelik çubuklar yerleştirilerek betonarme sistem oluşturulmuştur. Çelik ve beton arasında iyi bir aderans olduğu zaman, bu iki malzeme tek bir malzeme gibi davranış göstermektedir. Betonarme yapılarda gereken şartlar yerine getirilmediğinde donatının daha kısa sürede korozyondan etkile-neceği bilinmektedir (Erdoğan, 2003).

Kompozit bir malzeme olan beton içindeki çeliğin korozyonu elektrokimyasal ve kimyasal reaksi-yonlar ile açıklanabilir. Çelik yüzeyinde oluşan farklı elektrokimyasal potansiyele sahip anodik ve katodik bölgeler, çimento hidratlarındaki tuz çözeltilerinin oluşturduğu elektrolit ile birleşir, donatının kendisi de elektronları ileten elektronik iletken görevini üstlenmektedir. Dış kaynaklı akımın olmadığı durumda elektrokimyasal re-aksiyon için, elektronların açığa çıktığı anodik reaksiyon ve korozyonun sürekliliği için açığa çıkan elektronların tüketildiği katodik reaksiyonun olması gerekir (Cilason vd., 1986).

Amaç: Betonarme çeliğinde korozyon olayının izlenmesi için farklı yöntemler kullanılabilir. Bunlar; açık devre potansiyeli (OCP) ölçümleri, kronoamperometrik ölçümler, yüzey potansiyeli (SP) ölçümleri, beton direnç ölçümü, doğrusal polarizasyon direnci (LPR) ölçümü, Tafel ekstra-polasyon, elektrokimyasal gürültü ölçüm teknikleri (ENT), elektrokimyasal empedans spektrosko-pisi (EIS) gibi uygulamalardır. Bu çalışmada, elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) ölçüm yöntemi ile betonarme çeliği korozyonu

araştırılmıştır. Elektrokimyasal ölçümler için CEM I 42,5 R çimentosu yerine % 0, % 10 ve % 20 oranlarında ZT ilave edilerek 50×100 mm boyutlarında 12 adet silindir betonarme örnekler üretilmiştir.

Kapsam: Betonarme örneklerin korozyon özellik-lerini araştırmak için 1., 3., 28., ve 60. günlere ait Nyquist ve Bode diyagramları değerlendirilmiştir.

Yöntem: Elektrokimyasal empedans spektros-kopisi (EIS) çeşitli tekniklerle ölçüm sonuçlarını değerlendiren ve hatasız kinetik sonuçlar veren çok yararlı bir elektrokimyasal yöntemdir. Alternatif akım (AC) kullanılarak uygulanan elektrokim-yasal empedans spektroskopisi (EIS) yöntemi, doğrusal akım (DC) yöntemlerine göre; ölçme tekniğinden gelen hataların minimum olması, reaksiyonun mekanizmasının aydınlatılması ve sistemin modellenmesi gibi konularda avantajlı olduğu için bu çalışmada kullanılmıştır.

Araştırma Problemi: Betonarme çeliğinin korozyon mekanizmasının araştırılması için, iletkenliği düşük sistemlerde de hassas ölçümler yapabilen EIS tekniği kullanılarak, elde edilen polarizasyon direnci (Rp) ve korozyon potansiyeli (Ecor) arasındaki ilişki ortaya konulmuştur.

2. MATERYAL VE METOT

2.1. Materyal

Bu araştırmada; zeolitik tüf (ZT) , CEM I 42,5 R çimentosu, agrega, deniz suyu ve betonarme çeliği kullanılmıştır.

Bu çalışmada kullanılan ZT örneği Balıkesir ili Bigadiç ilçesinde yüzeylenen kayaçlardan alınmıştır ve çimento katkı malzemesi olarak kullanılmak üzere öğütülmüştür. ZT örneğinin kimyasal analiz

Page 49: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

41

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

sonuçları tablo 1’de verilmiştir. Kimyasal analiz sonucu elde edilen değerler TS 25’te belirtilen kimyasal özellikler ile karşılaştırdığında; ZT örneğinin SiO2+Al2O3+Fe2O3 içeriğinin % 77,08

değerine ulaştığı ve standart değerlerin üzerinde olduğu ve SO3, MgO içeriğinin standart değerlerin altında kaldığı görülmektedir.

Tablo 1. ZT Örneğinin Kimyasal Analiz Sonuçları

SiO2(%)

Al2O3(%)

Fe2O3(%)

CaO(%)

MgO(%)

SO3(%)

Na20(%)

K20(%)

Kızdırma kaybı(%)

Toplam(%)

64,59 11,09 1,40 3,59 2,94 0,15 0,00 3,45 5,17 93,19

TS 25 Zeolitik tüf örneği

Si02+Al203+Fe203 (%) >70 77,08

MgO (%) <5 2,94

SO3 (%) <3 0,15

ZT örneğinin özgül ağırlığının 2,30 g/cm3, özgül yüzeyinin 6333 cm2/g puzolanik aktivite dene-yi sonucuna göre eğilme ve basınç dayanımı değerlerinin sırasıyla 2,1 ve 8,5 MPa olduğu bulunmuştur.

Çalışmada; tablo 2’de kimyasal özelikleri verilen, Set Çimento tesislerinden temin edilen CEM I 42,5R çimentosu kullanılmıştır.

Tablo 2. Çimentonun Kimyasal, Fiziksel Ve Mekanik Özellikleri

Kimyasal özellikler (%) Fiziksel özellikler Mekanik özellikler (MPa)

Kalsiyum oksit (CaO) 63,35 Özgül ağırlık (g/cm3) 3,10 Gün Basınç Eğilme

Silisyum oksit (SiO2) 20,35 Özgül yüzey (cm2/g) 3200 7 47,2 7,1

Alüminyum oksit (Al2O3) 5,98 Hacim genleşmesi (mm) 3 28 57,0 10,2

Demir oksit (Fe2O3) 3,06 Priz Başlangıcı (dak) 200

Magnezyum oksit (MgO) 1,89 Priz sonu (dak) 310

Sodyum oksit (Na2O) 0,58

Potasyum oksit (K2O) 0,88

SO3 2,89

Kızdırma kaybı 0,50

Çözünmeyen kalıntı 0,52

Bu çalışmada karışım suyu ve korozif ortam olarak Balıkesir Edremit Körfezi deniz suyu

kullanılmıştır. Deniz suyunun kimyasal özellikleri tablo 3’te verilmiştir.

Page 50: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

42

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Tablo 3. Deniz Suyunun Kimyasal Özellikleri

Bileşenler Miktar (mg/lt)

Mg+2 1460

S04-2 2832

Cl- 18671

Na+ 11860

Ca+2 540

NH4 0,003

CO2 4,49

Çalışmada tablo 4’te verildiği üzere Set Beton firmasından temin edilen 0-4 mm, 4-12 mm ve 12-22 mm olmak üzere üç farklı grup kırmataş agrega kullanılmıştır.

Tablo 4. Agreganın Özellikleri

Agrega boyutu (mm)

Elek serisi (mm)

0,25 0,5 1 2 4 8 12 16 22

% Geçen

0-4 20,8 29,3 45,5 70,4 99,3 100 100 100 100

4-12 0 0 0 1,6 4,3 66,3 99,2 100 100

12-22 0 0 0 0 0 2,1 17,2 72,3 100

Agrega boyutu (mm)

Özgül ağırlık

Su emme(%)

Gevşek birim hacim ağırlık (g/

cm3)

Sıkışık birim hacim ağırlık (g/

cm3)

Losangeles (LA)

0-4 2,68 0,62 1719,0 1937,6

4-22 2,70 0,45 1414,3 1611,3

12-22 2,70 0,38 1379,6 1640,6 18,7 (10/14)

Korozyon ölçümleri için kullanılacak olan ner-vürlü betonarme çeliği, 142,5 mm uzunluğunda kesilmiştir. Bir ucu çapı 7,30 mm ve boyu 15,5 mm olacak şekilde tornalanarak mekanik olarak temizlenmiştir. Çeliğin diğer ucunda, 3 mm genişliğinde ve derinliğinde yiv açılmıştır. Korozyon ölçümlerini yapabilmek için açılan

bu yive yumuşak bakır tel bağlanmıştır. Daha sonra çelikler, tornalanan kısım boyanmayacak şekilde önce antipas boya daha sonra epoksi boya ile boyanmıştır. Boyama işi bittikten sonra açık olan kısmın alanı 3,97 cm2 olarak hesaplanmıştır. Deneysel çalışmada kullanılan betonarme çeliğinin boyutları kimyasal bileşimi tablo 5’te verilmiştir.

Tablo 5. Betonarme Çeliği Kimyasal Bileşimi

Oksit C Si Mn P S Cr Cu Ni N Fe

(%) 0,19 0,20 0,80 0,026 0,048 0,07 0,29 0,14 0,010 98,226

Page 51: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

43

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

2.2. Kullanılan Cihazlar

Deneysel çalışmada potansiyostat cihazı, referans elektrot ve karşı elektrot kullanılmıştır. Referans elektrot olarak doygun kalomel elektrot (SCE) kullanılmıştır. Karşı elektrot olarak ise 1,8 cm2’lik yüzey alanına sahip platin levha kullanılmıştır.

2.3. Metot

Bu çalışmada elektrokimyasal empedans spekt-roskopisi (EIS) ölçümleri için CEM I 42,5 R çimentosu yerine % 0, % 10 ve % 20 oranlarında ZT ilave edilerek 50×100 mm boyutlarında 12 adet silindir betonarme örnekler üretilmiştir. Bütün

deneysel bulgularda ZT0, ZT10 ve ZT20 sırasıyla; katkısız numuneyi, CEM I 42.5 R çimentosuna %10 ve % 20 ZT ikame edilen numuneleri temsil etmektedir. Elektrokimyasal ölçümler için korozif ortam olarak deniz suyu kullanılmıştır.

2.3.1. Beton Karışım Hesabı

Beton karışım hesabında en büyük tane çapı (dmax) 16 mm ve agrega tane sınıfları 0–4 mm % 33, 4–12 mm % 20, 12–22 mm % 47, s/ç oranı 0,44 (sabit), çökme değeri 70 mm, karışım suyu 167 lt/m3 (sabit), çimento miktarı 380 kg/m3 olarak hesaplanmıştır. Beton karışım hesabına ait mal-zeme miktarları tablo 6’da verilmiştir.

Tablo 6. Malzeme Miktarları

Agrega (kg) ZT katkı Oranı (%)

ZT miktarı (kg)

Çimento miktarı (kg)

Su miktarı(kg)

Su/Bağlayıcı

0-4 4-12 (mm)

12-16

611 373 875 CEM I 42,5 0 380 167 0,44

611 373 875 10 38 342 167 0,44

611 373 875 20 76 304 167 0,44

611 373 875 30 114 266 167 0,44

611 373 875 40 152 228 167 0,44

2.3.2. Elektrokimyasal Empedans Spektros-kopisi (EIS) Ölçümleri

Elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) ölçümleri için üretilen ZT0, ZT10 ve ZT20, si-

lindir betonarme örnekler ve betonarme çeliğinin beton içindeki durumu şekil 1’de görülmektedir.

Page 52: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

44

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 1. 50×100 Mm Betonarme Silindir Örnekler Ve Betonarme Çeliğinin Beton

İçindeki Durumu

EIS ölçümleri için üç elektrotlu ölçüm tekniğine göre; çalışma elektrotu olarak korozyonu ölçüle-cek betonarme çeliği, karşı elektrot olarak platin ve referans elektrot olarak da doygun kalomel elektrot kullanılmıştır. EIS yöntemi kullanılarak Nyquist diyagramları 105-10-2 Hz frekans aralığında 10 mV genlik kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen Nyquist diyagramlarından ilgili empedans parametreleri belirlenmiştir.

Betonarme çeliğinin korozyon hızı ölçümlerinde farklı elektrokimyasal yöntemler kullanılabilir. Doğrusal polarizasyon direnci yöntemine göre (Stearn- Geary yöntemi) çalışma elektroduna ait (korozyonu incelenecek malzeme) akım-potansiyel ilişkisi açık devre potansiyelinin ±10 mV civarındaki 20mV’luk küçük bir potansiyel aralığında gerçekleştirilir. Elektrotlara Stern-Geary uygulamasına göre daha büyük bir potansiyel aralığında polarizasyon uygulanması sonucu elde edilen akım-potansiyel eğrilerinin yarı logaritmik skalada değerlendirilmesi ile Tafel ekstrapolas-yon yöntemi elde edilir. Bu yöntem korozyonu incelenecek malzemenin genel korozyon özelliği

göstermesi durumunda daha sağlıklı olarak kul-lanılabilir. Ancak malzemede lokalize korozyon daha belirgin ise Tafel ekstrapolasyon yöntemine göre elde edilecek kantitatif bulguların doğruluğu azalır (Taban, 2010).

Bu nedenle son yıllarda yaygın olarak DC uygu-lamalı polarizasyon direnci belirleme yöntemleri yerine AC uygulamalı polarizasyon direnci belir-leme yöntemleri kullanılmaktadır. Elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) olarak adlandırılan bu yöntem ile metal yüzeyine uygulanan küçük genlikli AC yüzey yapısını fazla değiştirmeyeceği için daha doğru sonuç vermesi beklenmektedir. Ayrıca AC empedans yöntemi özellikle empedan-sın yüksek olduğu veya iletkenliğin çok düşük olduğu ortamlarda donatı/beton ara yüzeyine ait polarizasyon direnci ve kapasitans özellikleri hakkında bilgi vermektedir (MacDonald, 1991; Lemoine vd., 1990).

DC yerine AC kullanılması ile çok düşük fre-kanslarda ölçümler yapılarak son derece küçük korozyon hızları belirlenebilmektedir. Korozyon sistemi direnç, kapasitans ve indüktansın bileşi-minden oluşan eşdeğer bir elektrik devresi ile modellenip devreye ait toplam empedans (Z) ölçülmektedir. Empedansın gerçek (reel) ve sanal (imajiner) olmak üzere iki bileşeni olduğu için kompleks düzlem kavramı ile ifade edilir ve bunun için Nyquist ve Bode diyagramlarından yararlanılmaktadır. Aktif korozyonun olduğu durumlarda gerçek ve sanal empedans arasındaki ilişki genellikle yarım daire biçiminde olmaktadır (MacDonald, 1991; Lemoine vd., 1990).

Betonarme çeliği korozyonunun elektrokimyasal ölçüm parametreleri başlıca R (direnç), E (po-tansiyel) ve I (akım) değerleridir. Bu değerler

Page 53: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

45

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

ıslak ve kuru betonlar için büyük değişimler göstermektedir. Ohm kanununa göre; tuzlu su içindeki beton ortamında demir üzerinde oluşan filmin direnci (Rfilm) ve betonun direnci (Rbeton) göz önüne alındığında eşitlik (Rfilm+Rbeton=E / I) şeklini almaktadır. Fakat bu ideal koşullar için söz konusudur. AC kullanımında, frekansın sıfır değerine eşit olmadığı durumlarda veya sistemde başka tür devre elemanlarının olması durumunda ortaya empedans kavramı (Z=E/I) çıkmaktadır (Taban, 2010; Walter, 1986).

Çözelti direnci elektrokimyasal bir hücrenin EIS ölçümlerinde önemli bir faktördür. Üç elektrotlu bir sistemde çözelti direnci potansiyostatta karşı elektrot ile referans elektrot arasında ölçülür. Ayrıca referans elektrot ile çalışma elektrot arasında çözelti direnci de dikkate alınmalıdır. İyonik çözeltideki direnç; iyon konsantrasyonuna, sıcaklığa ve alana

bağlıdır. Sınırlandırılmış alan (A), uzunluk (L) , özgül direç (p) ile gösterilirse çözelti direnci Rs= p (L/A) formülü ile hesaplanır. Çözeltinin iletkenliği, direncin tersi olarak tanımlanır (Cottis ve Turgoose, 1999).

Elektrokimyasal bir sitemde, metal-çözelti ara yüzeyinde normal direnç etkisi ile birlikte ka-pasitif direnç RC (çift tabaka kapasitesi Cdl), metal/dış Helmholtz tabakası (OHP) arasındaki indüktif direnç ise difüz tabaka ve çözelti içine doğru olan bölgelerde şekil 2.a’da görüldüğü gibi etkin olmalıdır. EIS uygulamasında tüm dirençler dikkate alındığında metal/çözelti ara yüzeyinde şekil 2.b’de verildiği gibi elektronik eşdeğer devre tasarlanarak toplam direnç belirlenebilir. Yüzey kaplaması olmayan metal-çözelti ara yüzeyi için, indüktif etki (RL) ihmal edilebilir (Erbil, 2002; Mansfeld, 1990).

Şekil 2. Elektrokimyasal Bir Sistemde: (A) Metal-Çözelti Ara Yüzeyindeki Potansiyel Dağı-lımı (B) Metal-Çözelti Ara Yüzeyinin Elektronik Eşdeğer Devre Şeması (RS: Çözelti Direnci,

RC/Cdl: Çift Tabakanın Kapasite Eşdeğeri, RP: Polarizasyon Direnci, RL: İndüktif Direnç)

Metal-çözelti ara yüzeyinde metalin ortamla etkileşimini engellemeye yönelik bir perdeleme varsa; örneğin korozyon ürünlerinden oluşan bir birikinti, inhibitörün yüzeyde ince polimerik bir film oluşturması, polimer filmi ile kaplama, boyama ve beton içinde bulunan betonarme çeliğinin korunmasında eşdeğer devre üzerinde yeni elemanlar eklenerek devre genişletilebilir.

Perde etkisi yapan yüzey oluşumu basit bir direnç

olabileceği gibi, indüktif ve kapasitif etkileri de

olabilir. Bunlardan bazıları duruma göre ihmal

edilebilir. Metal yüzeyinde olası bir koruyucu

film ya da kaplama varsa aşağıdaki şekilde bir

eşdeğer devre şekil 3’te görüldüğü gibi tasarla-

nabilir (Erbil, 2002).

Page 54: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

46

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 3. Metal Yüzeyinde Olası Bir Koruyu-cu Film Ya Da Kaplama Olduğu Durum-larda Tasarlanan Eşdeğer Devre.(Cdl: Çift Tabaka, Cf: Kaplama (Film) Kapasitesi,

Rp: Çift Tabaka Polarizasyon Direnci , Rf : Filmin Polarizasyon Direnci, Lf : Filmin İn-

düktansı, Rs: Çözelti Direnci)

Böyle bir elektronik devre için toplam empedans (Z) aşağıdaki bağıntı ile hesaplanabilir:

1p

sp

RZ R

j CRω= +

+

(1)

w = 2πf (2)

w; AC frekansı, C; kapasitif direnç ve j=(-1)1/2’dir.

Yukarıdaki bağıntı aşağıda verildiği gibi düzen-lenebilir:

2

2 21 ( ) 1 ( )p p

sp p

R CRZ R j

CR CRω

ω ω= + −

+ +

(3)

Bu bağıntının sağ tarafındaki ilk iki terim reel empedans (Zre), son terim ise imajiner empedans (Zim) olarak tanımlanır. Bu şekilde elde edilen deneysel veriler grafiğe geçirildiğinde şekil 4’te verilen kompleks bir diyagram (Nyquist diyag-ramı) elde edilir.

Şekil 4. AC Yöntemiyle Elde Edilen Komp-leks Diyagramın Şematik Gösterimi-Nyqu-

ist Diyagramı

Nyquist eğrisi daha önce de söz edildiği gibi AC empedans veri değerlendirmeleri için kullanılan yaygın bir tekniktir. Yukarıdaki grafikten çözelti direnci (Rs ) ve polarizasyon direnci (Rp ) değerleri bulunabilir (Mansfeld, 1990).

Teorik olarak AC yöntemiyle verilen polarizas-yon direnci ( ac

pR ) ile korozyon potansiyeli (Ecor) arasındaki ilişki aşağıdaki gibidir.

( ).acp cor d

ER E E Rdi

= = + (4)

Bu bağıntıdaki (Rd) difüz tabaka direncinin belir-lenmesi teorik olarak güçtür. Difüz tabaka diren-cini (Rd) bulmak için teorik olarak elde edilmesi beklenen eğri (yarım daire) ile deneysel olarak elde edilen eğriler arasındaki sapmanın kaynağını bulmak gerekir. Bu nedenle yukarıdaki diyagramın daha çok düşey eksenindeki empedansın sapan kısmı için bazı düzeltme faktörleri sayesinde elektrokimyasal yolla çözünmekte olan metalin korozyon hızı için güvenilir bilgiler edinilebilir.

Nyquist eğrilerinden direnç değerlerini tam olarak belirlemek zor olduğu için özellikle yüksek frekans bölgesinde metal yüzeyi hakkında bilgi edinmek

Page 55: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

47

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

için reel direncin (Zre) frekansla değişimini gös-teren Bode eğrilerinden yararlanılır Bode eğrisi de empedans (|Z|) ve çift tabaka kapasitansının (Cdl) bulunmasında kullanılan diğer bir grafiktir. “Cdl=1/Z” formülü bize çift tabaka kapasitans değerini verir. Yine bu grafikten Rp ve Rs değerleri bulunabilir (Erbil vd., 2008).

Elektrik akım teorisi lineer ve lineer olmayan sistemler arasındaki farkı belirtir. Lineer sistemde potansiyostata bağlı bir elektrokimyasal hücrede giriş potansiyel, çıkış akım olur. Eğer sistem li-

neer değilse (elektrokimyasal hücrelerde olduğu gibi) akım olarak verilen eğri harmonik olur. EIS ölçümlerinde sistemde değişiklik olmaması gere-kir. Fakat ölçüm boyunca sistemin sabit kalması beklenemez. Bu yüzden elektrokimyasal empedans analizleri her zaman kesin sonuç vermeyebilirler. EIS verileri genellikle elektriksel devre modeli ile analiz edilirler. Bu modeldeki elektriksel birimler; direnç, indüktör ve kapasitörler tablo 7’ de verildiği gibi gruplandırılabilir (Kendig ve Scully, 1990; Erbil, 1987).

Tablo 7. Elektriksel Birimler

Bileşen Akım-Potansiyel ilişkisi Empedans

Direnç E=IR Z=R

İndüktör E=Ldi/dt Z=jwL

Kapasitör I=C de/dt Z=1/jwC

3. DENEYSEL BULGULAR VE TARTIŞMA

3.1. Serbest Korozyon Ortamındaki Betonarme Örneklerin Nyquist Diyagramına Göre Em-pedans (EIS) Eğrilerinin Değerlendirilmesi

Serbest korozyon ortamındaki betonarme çeliğinin % 3,5 NaCl içeren korozif ortamda 105-10-2 Hz frekans aralığında 10 mV genlik kullanılarak elde edilen 1., 3., 28. ve 60. günlerde Nyquist ve Bode diyagramları şekil 5 ve şekil 6’da verilmiştir.

Korozyon reaksiyonu, metal/çözelti ara yüzeyinde gerçekleşen yük transferi kontrolünde olduğu zaman elde edilen eğrinin gerçek empedans ekseninde en düşük ve en yüksek frekans böl-geleri arasındaki fark (eğrinin çapı) yük transfer direncine karşılık gelir. Ancak korozyon sırasında metal/çözelti ara yüzeyinde iyon difüzyonundan kaynaklanan dirençlerin de (difüzyon direnci)

dikkate alınması gerekmektedir. Bununla bir-likte yüzeydeki birikintilerin direnci, (korozyon ürünleri, iyonlar, inhibitör molekülleri vb gibi) yüzeyde oluşan filmin direnci gibi diğer dirençlerin katkısı da unutulmamalıdır. Dolayısı ile gerçek empedans ekseninde en düşük ve en yüksek frekanslar arasındaki fark bütün bu dirençlerin katkısı olan polarizasyon direnci (Rp) olarak düşünülmelidir. Çift tabakada metal tarafında yükü oluşturan elektronların çapı, çift tabakanın çözelti tarafında yükü oluşturan iyonlardan çok daha düşüktür. Dolayısı ile çift tabakadaki yükü dengelemek için iyonlar dış Helmholtz tabaka-sından çözelti içerisine doğru sıralanmakta ve bu da ideal bir kapasitör oluşumunu engellemektedir. Elde edilen Nyquist eğrisinin yarım daireden sapmasının nedeni de bu olmalıdır. Elde edilen Nyquist eğrilerini açıklamak için yarım-elips modeli kullanılmıştır (Erbil, 1987).

Page 56: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

48

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 5. ZT0, ZT10, ZT20 Numunelere Ait Betonarme Çeliğinin % 3,5 Nacl İçeren Korozif Ortamda 1., 3., 28. Ve 60. Günlerde Nyquist Diyagramı

Şekil 6. ZT0, ZT10, ZT20 Numunelere Ait Betonarme Çeliğinin % 3,5 Nacl İçeren Korozif Ortamda 1., 3., 28. Ve 60. Günlerde Bode Diyagramı

Şekil 5 ve şekil 6’da verilen serbest korozyon ortamındaki ZT0, ZT10, ZT20 numunelere ait betonarme çeliğinin % 3,5 NaCl içeren korozif ortamda 1., 3., 28. ve 60. günlerde Nyquist ve Bode diyagramları ve elde edilen EIS verileri

(tablo 8) incelendiğinde; 1. günden itibaren betonarme çeliği üzerinde oluşan polarizasyon direncinin (Rp) tüm numunelerde 28. güne kadar azaldığı ve sonra arttığı görülmektedir.

Tablo 8. % 3,5 Nacl İçeren Korozif Ortamda ZT0, ZT10, ZT20 Numunelere Ait Betonarme Çeliğinin EIS Verileri

Numune türü

1. gün Rp 3. gün Rp 28. gün Rp 60. gün Rp

(kohm.cm2) (kohm.cm2) (kohm.cm2) (kohm.cm2)

ZT0 207,629 14,494 2,467 3,328

ZT10 228,423 20,176 3,018 3,775

ZT20 312,272 22,154 3,596 4,169

Page 57: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

49

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

Bu verilere göre betonarme çeliğinin yüzeyinde 28. güne kadar kararlı bir pasif tabakanın oluştuğu ve sonrasında pasif tabakanın zamanla kararlılı-ğını koruduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte bir numunede başlangıçtaki korozyonun büyük olması korozyonun aynı hızla devam edeceği anlamına gelmez. Hızlı başlayan korozyon ile eş zamanlı olarak yüzeyde düzgün ve dirençli bir oksit yapılanması da oluyorsa, ilerleyen zamanda ara yüzeyden geçen akım ve elektriksel yüklerin azalması ve direncin artması da izlenebilir. Bu durumda oksit film başlangıca göre ince de ola-bilir ancak korozyon bir şekilde engellenmiştir (Taban, 2010).

Zeolitik tüfün puzolanik etkisi ile jelleşme re-aksiyonunun sürekli olarak devam etmesi ile betonun mikro homojenlik kazanarak porozitenin azalması ve ayrıca zeolitik tüf katkısının iyonik özelliği betonarme çeliği üzerindeki koruyucu pasif tabakanın kararlılığını özellikle 28. günden sonra sağlamaktadır. Betonun boşluklarını kapatan zeolitik tüf sulu ortamın aktifliğini düşürmekte, oksit filminin direncini arttırmakta özellikle klo-rür iyonlarının betonarme çeliğine difüzyonunu engellemektedir.

Bu durumu betonarme çeliği üzerinde oluşan polarizasyon direncinin (Rp) 60. günde artması ispatlamaktadır. Korozyonun engellenmesi; filmin direnç kazanması (direnç polarizasyonu/Rfilm), korozif maddelerin ara yüzeye difüzyonunun engellenmesi (difüzyon kontrollü korozyon) ve ara yüzeydeki korozif maddelerin aktifliğinin azalması (aktivasyon polarizasyonu) ile açıklana-bilir. Bu etkilere karşı betonarme çeliğine en iyi koruma sağlayan ZT20 numunelerin polarizasyon dirençlerinin (Rp) en yüksek olduğu görülmektedir.

Tüm Nyquist diyagramlarında, yüksek frekans bölgelerinde ikinci bir loop görülmektedir. Bu bölgenin temsil ettiği direnç beton örtünün di-renci yani (Rd) difüz tabaka direncidir. Bu direnç beton olgunlaşma süreci tamamlandığında oluşan ve beton porlarının tıkanmasına paralel gelişen oldukça büyük bir dirençtir.

4. SONUÇLAR

Serbest korozyon ortamındaki betonarme çeliğinin % 3,5 NaCl içeren korozif ortamda 105-10-2 Hz frekans aralığında 10 mV genlik kullanılarak elde edilen tüm numunelere ait 1., 3., 28. ve 60. gün-lerde Nyquist ve Bode diyagramları ve elde edilen EIS verileri incelendiğinde; 1. günden itibaren betonarme çeliği üzerinde oluşan polarizasyon direncinin (Rp) tüm numunelerde 28. güne kadar azaldığı ve sonra arttığı görülmektedir.

Zeolitik tüfün puzolanik etkisi ile jelleşme reak-siyonunun sürekli olarak devam etmesi ile beton mikro homojenlik kazanarak porozite azalır. Zeo-litik tüf katkısının iyonik özelliği betonarme çeliği üzerindeki koruyucu pasif tabakanın kararlılığını özellikle 28. günden sonra sağlamaktadır. Bu etkilere karşı betonarme çeliğine en iyi koruma sağlayan ZT20 numunelerin polarizasyon di-rençlerinin (Rp) en yüksek olduğu görülmektedir.

Başlangıç hidratasyon sürecinde çimento partikülleri yeteri kadar hidrate olmamıştır ve genleşmeleri yeterli değildir. Çimento partiküllerinin arası su ile doludur ve Nyquist diyagramında kapasitif loop görülmez. Puzolan (zeolitik tüf) ilavesi ile çimento matriksinin mikro gözeneklerinin ka-panması (hidratasyon sonucunda) ve porozitenin azalması ile Nyquist diyagramlarında yüksek frekans bölgelerinde görülen ikinci loop beton

Page 58: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

50

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

örtünün direncini yani (Rd) difüz tabaka direncini temsil etmektedir.

KAYNAKLAR

CAPUTO, D., LIGUORI, B., & COLELLA, C., (2008). Some advances in understanding the pozzolanic activity of zeolites: The effect of zeolite structure. Cement and Concrete Composites, 30(5), 455-462. doi: http://dx.doi.org/10.1016/j.cemconcomp.2007.08.004

CILASON N., K., F., AKSÖZ, B., (1986). Betonda Korozyon. Paper presented at the TMMOB XIII. Teknik Kongre

COLELLA, C., (2005). NATURAL ZEOLITES. IN J., ČEJKA & H. V., BEKKUM (EDS.), Studies in Surface Science and Catalysis (Vol. Volume 157, pp. 13-40): Elsevier

COTTIS R., T., S., (1999). Electrochemical Impedance and Noise. 1440 South Creek Drive, Houston: NACE International.

DYER, A., (1988). An Introduction to Zeolite Molecular Sieves John Wiley & Sons Ltd., Chichester

ERBIL, M., (1987). Alternatif Akım (A.C.) İmpedansı Yöntemiyle Korozyon Hızı Be-lirlenmesi. Doğa, 3, 100-111

ERBIL, M., (2002). Korozyon Hızının AC İm-pedans Teknigi ile Ölçümü ve Uygulamaları

ERBIL, M., TÜKEN, T., YALÇINKAYA, S., YAZICI, B., (2008). İletken Polimerler Yardımıyla Korozyonun Önlenmesi. Paper presented at the 11. Uluslararası Korozyon Sempozyumu Bildiriler Kitabı, İzmir

ERDOĞAN, T. Y., (2003). Beton. Ankara: ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık

FENG, N.Q., & PENG, G.F., (2005). Applications of natural zeolite to construction and building materials in China. Construction and Building Materials, 19(8), 579-584. doi: http://dx.doi.org/10.1016/j.conbuildmat.2005.01.013

FENG, N., LI, G., ZANG, X., (1990). High-Strength and Flowing Concrete with a Zeolitic Mineral Admixture. American Society for Testing and Materials, 12(2), 61-69

GÖKÇE, S., TABAN, H., ŞIMŞEK, O., (2010). Determination of Alkali- Silica Reaction Effects of Zeolitic Tuff Addition on The Different Aggregates. The Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University, 25(4), 803-809

KENDIG, M., & SCULLY, J., (1990). Basic Aspects of Electrochemical Impedance App-lication for the Life Prediction of Organic Coatings on Metals. Corrosion, 46(1), 22-29. doi: 10.5006/1.3585061

LEMOINE, L., WENGER, F., GALLAND, J., (1990). Study of the Corrosion of Concrete Reinforcement by Electrochemical Impedance Measurement Corrosion Rates of Steel in Concrete (pp. 118-133): ASTM STP 1065

MACDONALD, D., (1991). Evaluation of Electrochemical Impedance Technology for Detecting Corrosion of Rebar in Reinforced Concrete National Research Council (Vol. 1). Washington

MANSFELD, F., (1990). Electrochemical impe-dance spectroscopy (EIS) as a new tool for

Page 59: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

51

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:12 K:38

(İnşaat Mühendisliği) & (Civil Engineering)www.hmfdergisi.com

investigating methods of corrosion protection. Electrochimica Acta, 35(10), 1533- 1544. doi: http://dx.doi.org/10.1016/0013- 4686(90)80007-B

MASSAZZA, F., (1999). Pozzolanas and Durabi-lity of Concrete. Çimento ve Beton Dünyası, 3(21), 19-44

MINDESS, S., YOUNG, J.F., DARWIN, D., (2002). Concrete. United State of America: Prentice Hall

MUMPTON, F. A., (1993). Mineralogy and Geology of Natural Zeolites. New York: Reprint of Mineralogical Society of America’s Reviews in Mineralogy

PERRAKI, T., KAKALI, G., & KONTOLEON, F., (2003). The effect of natural zeolites on the early hydration of Portland cement. Mic-roporous and Mesoporous Materials, 61(1–3), 205-212. doi: http://dx.doi.org/10.1016/S1387-1811(03)00369-X

POON, C. S., LAM, L., KOU, S. C., & LIN, Z. S., (1999). A study on the hydration rate of natural zeolite blended cement pastes. Construction and Building Materials, 13(8), 427-432. doi: http://dx.doi.org/10.1016/S0950-0618(99)00048-3

TABAN, H., (2010). Farklı Oranlarda Zeolitik Tüf Katkısının Beton Özellikleri ve Betonarme Çeliği Korozyonuna Etkilerinin Araştırılması. (Doktora Tezi), Gazi Üniversitesi

WALTER, G. W., (1986). A review of impedance plot methods used for corrosion performan-ce analysis of painted metals. Corrosion Science, 26(9), 681-703. doi: http://dx.doi.org/10.1016/0010-938X(86)90033-8

YÜCEL, H., (1987). Zeolitler ve Kullanım Alan-ları. Paper presented at the III. Ulusal Kil Sempozyumu Bildiriler

Page 60: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

52

KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ KAMPÜS ALANI AYDINLATMASI İÇİN HİBRİD BİR SİSTEMİN TASARIMI

DESIGN OF A HYBRID SYSTEM FOR CAMPUS AREA LIGHTING OF KİLİS 7 ARALIK UNIVERSITY

Hakan AÇIKGÖZ1, Hacer ÇOLAK2, Mustafa ŞEKKELİ3

1Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Elektrik-Enerji Bölümü2Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü

3Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü

Özet: Yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi gün geçtikçe hızla artmakta ve birçok sistem de geliştiril-mektedir. Bu çalışmada, güneş ve rüzgâr enerjisinden yararlanarak hibrid bir sistem oluşturulmuştur. Hibrid sistem Kilis 7 Aralık Üniversitesi Merkez Kampüsü aydınlatma sistemi için tasarlanmıştır. Hibrid sistem için Kilis Meteoroloji Müdürlüğü’nden ile ait güneşlenme süreleri ve ortalama rüzgâr hızı bilgileri alınmıştır. Bu bağlamda oluşturulan hibrid sistemin tasarımı ve aydınlatma düzeni hakkında bilgi verilmiştir. Diğer çalışmalardan farklı olarak ise, ilk olarak fizibilite çalışması yapılmış ve tasarlanan hibrid sistemin kurulacağı yerin zemin ve depremsellik özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Kilis ilinde meydana gelen depremlerin tarihsel ve aletsel dönemlerdeki kayıtları incelendiğinde, çok kuvvetli olmayan yer hareketlerinin gerçekleştiği görülmektedir. Ancak il civarında daha büyük depremlere neden olabilecek aktif fay hatlarının varlığı, uzak alan depremlerin etkisinin durumunu ortaya çıkarmaktadır. Bu durumun aydınlatma sistemini oluşturan direklerde yapısal analiz ve tasarımı yapılırken dikkate alınması ve yapı-zemin etkileşimi göz önüne alınarak altyapısının optimum şekilde oluşturulması gerektiği düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Hibrid Sistem, Uzak Alan Deprem Etkisi, Yapı-Zemin Etkileşimi

Abstract: Interest in renewable energy sources is rapidly increasing day by day. Many systems are also developed. In this study, hybrid system has been established by using solar and wind energy. Hybrid system is designed for lighting system of Central Campus of Kilis 7 Aralık University. Sunbathing and average wind speed information have been taken from General Director of Kilis Meteorology for hybrid system. In this regard, it is given information about the design of created hybrid system and its lighting plan. As a difference from other studies, it is firstly done a feasibility study and given information about soil and sismicity characteristics in where the designed hybrid system. When analyzing the seismicity of Kilis, it has not been seen strong ground motions. But far-field earthquake effects occur by active zones caused larger earthquakes in the vicinity. This effect should be consider in lighting poles’ structural analysis and design. And it is thought the substucture should be optimally designed as consider soil-structure interaction.

Key Words: Renewable Energy Systems, Hybrid System, Far-Field Eartquake Effect, Soil-Structure Interaction

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 61: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

53

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Günümüzün vazgeçilmez tüketim araçlarından olan elektrik enerjisi çok büyük bir miktarda fosil yakıtlarından elde edilmektedir. Fakat fosil yakıt-larının doğayı kirletmeleri, sera etkisi oluşturarak küresel ısınmaya neden olmaları gibi istenilme-yen özellikleri mevcuttur. Bu nedenle alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması çok önem kazanmıştır. Mevcut enerji üretim kaynaklarının hızla tükenme eğilimi içine girmesi, hammadde fiyatlarının artması, çevreye ve insan sağlığı üzerine olan olumsuz etkileri, kullanımlarındaki bir takım zorluklar, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerine yapılan çalışmaları arttırmıştır (Aktacir vd,. 2008)

Modern toplumların gelişmişlik düzeylerinin en önemli göstergelerinden olan enerjinin temiz, güvenilir ve ekonomik olarak daha verimli kulla-

nılma ihtiyacından dolayı enerji sektöründe birçok yenilik gelmesi kaçınılmaz olmuştur. Grafik 1’de Türkiye’deki elektrik enerjisinin kurulu gücü ve bu gücün hangi enerji kaynaklarından üretildiğine dair bilgiler verilmiştir. Son yıllardaki teknolojik ilerlemelerle birlikte güneş ve rüzgâr enerjisi gibi çevre dostu enerji kaynaklarına olan ilgi artmıştır. Çevresel olarak temiz bir enerji kaynağı olan güneş enerjisi, güneşin çekirdeğinde yer yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışıma enerjisidir. Güneş enerjisinin atmosfer dışındaki şiddeti 1370 W/m2 değerindedir. Fakat dünyamıza gelen güneş enerjisi şiddeti ise 0-1100 W/m2 arasındadır. Güneş enerjisinden yararlanma konusundaki çalışmalar özellikle 1970’lerden sonra hız kazanmış, güneş enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından düşme göstermiştir (Aktacir vd., 2009; Behçet vd., 2013).

Grafik 1. Türkiye’deki Elektrik Enerjisi Kurulu Gücü

Ülkemizin yenilenebilir enerji kaynakları yönünden dünyanın en zengin ülkelerinden olduğu bilinmek-tedir. Türkiye’nin Güneş enerjisinden yılda 380

milyar Kwh/yıl elektrik elde edebilecek potansi-yeli mevcuttur. Şekil 1’de Türkiye’nin illere göre güneşlenme haritası verilmiştir (Anonim, 2014).

Page 62: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

54

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Şekil 1. Türkiye’nin İllere Göre Güneşlenme Haritası

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak için yapılan en önemli uy-gulamalardan biri de enerji kaynaklarının birlikte kullanıldığı hibrid sistemlerdir. Rüzgâr ve güneş enerjisi, hibrid sistem uygulamalarında en fazla tercih edilen enerji kaynaklarıdır. Her iki enerji kaynağının birbirini tamamlamasıyla toplam enerji üretimi artmaktadır (Başaran vd., 2011; Engin, 2010). Hibrid uygulamalar, özellikle yaz-kış enerji gereksiniminin olduğu ve kesintiye bir an bile yer verilmemesi ya da kurulan güneş ya da rüzgâr enerji sisteminin desteklenmesi gereken sistem-lerde uygulanır. Rüzgâr hızı, güneş radyasyonu, ortam sıcaklığı ve coğrafi konum hibrid sistem kurulurken göz önünde bulundurulması gereken en önemli özelliklerdir.

Türkiye’de ilk olarak Muğla Üniversitesi yer-leşkesi içerisinde, toplam gücü 54kWp olan fotovoltaik sistemlerin kurulumu gerçekleştiril-miştir (Oktik vd., 2005). Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü’nde 22.1 kWp şebeke bağlantılı fotovoltaik güç sistemi, 2005 yılı içerisinde iki

aşamada kurulmuştur (Anonim, 2014). Harran Üniversitesi’nde ise temiz enerjili kampüsü olma yolunda entegre bir proje stratejisi oluşturulmuştur. Entegre projenin ilk aşamasında; bölgesel güneş enerjisi potansiyelinin yüksekliği nedeniyle foto-voltaik güç uygulamalarına ağırlık verilmektedir (Yeşilata vd., 2007).

Bu çalışmada Kilis ilinin güneşlenme haritasından yararlanılarak ve 2003-2014 yılları arasındaki toplam güneşlenme süreleri dikkate alınarak be-lirlenen güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi ile hibrid bir sistemin, Kilis 7 Aralık Üniversitesi merkez kampüsündeki rektörlük alanının aydınlatma sistemi için kurulması amaçlanmıştır. İkinci bölümde fotovoltaik paneller hakkında bilgiler verilerek çalışma sistemi ve modellenmesi an-latılmıştır. Üçüncü bölümde ise rüzgâr türbinleri hakkında bilgiler verilmiş ve Kilis ilinin rüzgâr enerjisi potansiyeli atlası ile 2003-2014 yılları arasındaki Kilis’deki ortalama rüzgâr hızları grafik olarak gösterilmiştir. Dördüncü bölümde ise hibrid sistemin kurulacağı rektörlük alanının

Page 63: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

55

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

zemin bilgisi ve depremsel özelliği verilmiştir. Beşinci bölümde tasarlanan hibrid sisteminin çalışma prensibi hakkında bilgiler verilmiştir. Çalışmadaki sonuçlar ve değerlendirmeler ise son bölümde verilmiştir.

2. FOTOVOLTAİK SİSTEMİN ÇALIŞMASI VE MODELLENMESİ

Tüm fotovoltaik piller birbirine benzer şekilde çalışır ve P-N yarı iletkenlerinin ince bir katman haline getirilerek birleştirilmesinden oluşur. P-N tipi silikon malzeme birleştirildiğinde ek-lem bölgesinde elektrik alanı oluşmaya başlar.

Elektrik alanı, tıpkı bir diyot gibi davranarak elektronların p-tipi silikon malzemeden n-tipi silikon malzemeye geçişine engel olurken, ters yönde geçişi engellemezler. Işık, eklem tara-fından emildiğinde, emilen fotonların enerjisi, malzemedeki elektron sistemine transfer edilir ve hareketli elektronlar ile delikler oluşur. Bunlar eklem bölgesinde bir potansiyel fark meydana getirip elektrik alanı altında hızlanarak dış devre boyunca akım sağlarlar ve DC bir gerilim üretirler (Yılmaz vd., 2013; Özçalik vd., 2013). Şekil 2’de fotovoltaik pil hücresinin çalışmasına ait şekiller verilmiştir.

P-tipi silikon

N-tipi silikon

Jonksiyon

Güneş Işığı

++

- -

Elektron Akışı

Hole Akışı

Fotonlar

Şekil 2. Fotovoltaik Hücre Yapısı

Şekil 3’de fotovoltaik pilin basitleştirilmiş bir diyotlu eşdeğer devresi gösterilmiştir. fotovoltaik pil, doğrultucu bir diyota paralel bağlanmış bir akım kaynağı olarak düşünülebilir. Burada Rs ve Rp güneş gözesinin verimini etkileyen seri ve paralel direnç etkilerini göstermektedirler. Paralel direnç etkisini kristal kusurları yaratır-ken seri direnç etkisini yarıiletken malzemeye yapılan metal kontaklar, yarıiletken malzeme içindeki tabakaların iç dirençleri ve gözenin üst yüzeyindeki metalik parmak kontak dirençleri oluşturur.

.

.

.

.

Iphoto

Id

Rs

Rp V

Şekil 3. Fotovoltaik Pilin Eşdeğer Devresi

Güneş enerjisi, fotovoltaik pillerin yapısına bağlı olarak %5-%20 arasında bir verimle elektrik enerjisine dönüşmektedir. Çıkıştaki gücü arttırmak için fotovoltaik piller birbirine paralel ya da seri bağlanabilir. Fotovoltaik pillerin paralel yada seri

Page 64: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

56

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

bağlanması ile elde edilen yapıya fotovoltaik modül denir. Şekil 4’te ise bu yapıya ait şekil verilmiştir (Yılmaz vd., 2013; Özçalik vd., 2013).

Şekil 4. Fotovoltaik Panel

Şekil 3’deki devreye Kirchoff’un akımlar kanunu uygulanırsa denklem 1 elde edilir.

pdphpil IIII −−= (1)

İletim bandındaki elektron durumlarının ve valans bandındaki boşluk akımlarının Bolt-zman dağılımı ile net elektron akımı ve boşluk akımları ise aşağıdaki denklemlerle bulunabilir (Jiang vd, 2011).

)e.(II kbTqV

eoe

D

1−= (2)

)e.(II kbTqV

hoh

D

1−= (3)

Diyot akımı ve kaynak akımı ise;

)e.(I)e.(II mkT)R.IV(q

okbTqV

od

spvD

11 −=−=+

(4)

p

spvmkT)R.IV(q

ophpil R)R.IV(

)e.(IIIspv +

−−−=+

1 (5)

olarak bulunur.

Şekil 5’de Kilis’in güneşlenme haritası verilmiştir. Bu haritadan ve Kilis Meteoroloji Müdürlüğü ile yapılan yazışmalardan elde edilen verilerle 2003-2014 yıllarında aylık güneşlenme süreleri grafik olarak grafik 2’de verilmiştir.

Şekil 5. Kilis’in Güneşlenme Haritası

Page 65: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

57

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Şekil 5 incelendiğinde Kilis ilinde güneş ışıması ortalamasının yaklaşık olarak 1600-1700 arasında

olduğu görülmektedir. Bu değerler kWh/ olarak 1 yılda alınabilecek toplam enerjiyi ifade etmektedir.

Grafik 2. 2003-2014 Yıllar Arası Ortalama Toplam Güneşlenme Süreleri

3. RÜZGÂR TÜRBİNİN ÇALIŞMA İLKESİ

Rüzgâr enerjisi, hem çevreyi kirletmeyen hem de temiz ve doğada var olan bir enerji kaynağı olmasından dolayı ülkemizdeki önemli enerji kaynaklarından biri olarak yer almaktadır. Türkiye rüzgâr bakımından zengin yöreleri olan bir ülke-dir. Marmara Bölgesi 10 m yükseklikteki yıllık ortalama rüzgâr hızı ve güç yoğunluğu (3.29 m/sn ve 51.91 W/m²) bakımından en yüksek değere sahip bölgedir. En düşük değer ise, 2.12 m/sn hız ve 13.19 W/m² güç yoğunluğu ile Doğu Anadolu Bölgesi’ndedir. Türkiye’nin % 64,5‘inde rüzgâr enerjisi güç yoğunluğu 20 W/m²’yi aşmazken, % 16.11’inde 30-40 W/m2 arasında, % 5,9‘unda 50 W/m²’nin ve % 0.08’inde de 100 W/m²’nin üze-rindedir. Rüzgâr türbinindeki pervaneler rüzgârın hareketiyle bağlı oldukları şaftı döndürür. Uygun bir jeneratör ile de bu hareket enerjisi elektrik enerjisine dönüştürülür. AC olarak üretilen bu

enerji doğru akıma (DC) dönüştürülerek şarj denetim cihazına iletilir (Köksal, 2013). Rüzgâr jeneratöründen elde edilebilecek enerji miktarı aşağıdaki denklem yardımıyla bulunabilir.

2

21 QVE =

(6)

Eşitlikte Q ve V sırasıyla rüzgârın debisini ve hızını göstermektedir. Rüzgâr debisi ise; ρ hava-nın yoğunluğunu ve A ise hız doğrultusuna dik yüzeyi göstermek kaydıyla, süreklilik denklemi kullanılarak denklem 7’deki gibi bulunur.

AVQ ρ= (7)

Denklem 6-7’den yararlanarak rüzgâr jenera-töründeki enerji miktarı denklem 8’deki gibi bulunabilir.

3

21 AVE ρ=

(8)

Page 66: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

58

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Bir rüzgâr türbini genel olarak 3 kısımdan oluş-maktadır. Şaft; pervanelerin dönmesiyle şaft da dönmeye başlar ve motor içinde hareket oluşur. Motorun çıkışında elektrik enerji sağlanmış olur. Jeneratör; Elektromanyetik indüksiyon ile elektrik enerjisi üretilmiş olur. İçinde mıknatıslar bulunur ve bu mıknatısların ortasında da ince tellerle sarıl-mış bir bölüm bulunur. Pervane şaftı döndürdüğü zaman motor içindeki bu sarım bölgesi etrafındaki mıknatısların ortasında dönmeye başlar. Bunun

sonucunda da AC oluşur. Pervane kanatları ise rüzgâr estiği zaman pervanenin kanatlarına çar-parak onu döndürmeye başlar. Bu sayede rüzgâr enerjisi ile kinetik enerji elde edilir. Kilis’e ait rüzgâr enerji potansiyeli ise şekil 6’da verilmiştir. Kilis meteoroloji müdürlüğünden alınan veriler kullanılarak 2005-2014 yılları arasında ortalama rüzgâr hızları grafik olarak hazırlanmıştır ve bu bilgiler grafik 3’de verilmiştir (Kilis İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2014; Yaniktepe vd., 2011).

Şekil 6. Kilis Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli Atlası

Grafik 3. Kilis’in 2005-2014 Arası Yıllık Rüzgâr Hızı Ortalaması (m/sn)

Page 67: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

59

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

4. ÜNİVERSİTE ALANININ ZEMİN ÖZELLİKLERİ

İnşaat mühendisliğinde ne tür bir yapı olursa olsun doğal malzemelerden oluşan zemin üze-rine inşaa edildiğinden yapının üzerine otura-cağı zemini tanımak ve zeminin nasıl davranış gösterdiğini bilmek gerekmektedir. Mühendislik yapıları tasarlanırken, yapı temelinin zemin ile birlikte mümkün olduğunca uyumlu çalışması, gerek geoteknik gerekse yapısal açıdan tasarım kriterlerini yerine getirmesi hedeflenir. Genelde üstyapı ve temel çözümlemeleri ayrı yapılarak üstyapı ankastre mesnetli olarak çözülmekte, dolayısıyla zeminin yapıdan yapının da zeminden etkilenmediği varsayılmaktadır. Bu durumda, zemin-yapı etkileşimi yalnızca temel elemanının çözümüne indirgenmektedir. Hâlbuki zemin yapı etkileşimi yüzeysel ve derin temeller, tüneller ve istinat yapıları gibi mühendislik yapılarının tasarımında önemli bir parametredir (Köseoğlu, 1987).

Bu kısımda, çalışma kapsamında yapılması hedeflenen aydınlatma sisteminin inşaat mühen-

disliği açısından değerlendirilmesi yapılmaktadır. Aydınlatma sistemini oluşturan direkler sadece statik yüklerin etkisinde olmayıp bunlara ilaveten uygulama yapılacak alan ve bölge itibari ile daha çok rüzgâr yükü, deprem yükü gibi dinamik et-kilere de maruz kalmaktadır. Bu etkiler dikkate alınarak yapılacak hesaplar doğrultusunda temel tasarımlarının yapılması gerektiği önerilmektedir.

1.1. Üniversite Alanına Ait Zemin Bilgileri

Bu alan üzerinde yapılan ölçümler doğrultusunda zeminin sert kilden oluştuğu ve Türk Deprem Yönetmeliği 2007 (TDY2007)’de Tablo 6.1 olarak verilen zemin grupları bilgisine bakıldığında A Grubu zemin sınıfına dâhil olduğu belirlenmiştir (Tablo 1). Zemindeki gerilmenin ve deplasma-nın fonksiyonu olan zemin yatak katsayısı sert killi zeminler için 3000 t/m3 ve zemin emniyet gerilmesi 15 t/m2 ‘dir.

Elde edilen bilgiler doğrultusunda Türk Dep-rem Yönetmeliği 2007 Tablo 6.2’den A Grubu zeminlerin Z1 yerel zemin sınıfına sahip olduğu belirlenmektedir (Tablo 2).

Page 68: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

60

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Tablo 1. Zemin Grupları (TDY 2007, Tablo 6.1)

ZeminGrubu

Zemin GrubuTanımı

Stand. Penetr.(N/30)

RelatifSıkılık(%)

SerbestBasınçDirenci(kPa)

KaymaDalgası

Hızı (m/s)

(A)

1. Masif volkanik kayaçlar ve ayrışmamış sağlam metamorfik kayaçlar, sert çimentolu tortul kayaçlar2. Çok sıkı kum, çakıl3. Sert kil ve siltli kil

──

> 50> 32

──

85─100──

> 1000

──> 400

> 1000

> 700> 700

(B)

1. Tüf ve aglomera gibi gevşek volkanik kayaçlar, süreksizlik düzlemleri bulunan ayrışmış çimentolu tortul kayaçlar2. Sıkı kum, çakıl3. Çok katı kil ve siltli kil

──

30─5016─32

──

65─85──

500─1000

──200─400

700─1000

400─700300─700

(C)

1.Yumuşak süreksizlik düzlemleri bulunan çok ayrışmış metamorfik kayaçlar ve çimentolu tortul kayaçlar2. Orta sıkı kum, çakıl3. Katı kil ve siltli kil

──

10─308─16

──

35─65──

< 500

──100─200

400─700

200─400200─300

(D)

1.Yeraltı su seviyesinin yüksek olduğu yumuşak, kalın alüvyon tabakaları2. Gevşek kum 3. Yumuşak kil, siltli kil

──

< 10< 8

──

< 35──

──

──< 100

< 200

< 200< 200

Tablo 2. Yerel Zemin Sınıfları (TDY 2007, Tablo 6.2)

Yerel Zemin Sınıfı Tablo 6.1’e Göre Zemin Grubu ve En Üst Zemin Tabakası Kalınlığı (h1)

Z1(A) grubu zeminlerh1 £ 15 m olan (B) grubu zeminler

Z2h1 > 15 m olan (B) grubu zeminlerh1 £ 15 m olan (C) grubu zeminler

Z315 m < h1 £ 50 m olan (C) grubu zeminlerh1 £ 10 m olan (D) grubu zeminler

Z4h1 > 50 m olan (C) grubu zeminlerh1 > 10 m olan (D) grubu zeminler

1.2. Kilis İlinin Depremselliği

Deprem parametrelerinden biri olan merkez üstü (episantr), yer kabuğu içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı odak noktasına en yakın olan yer-yüzündeki nokta olarak tanımlanmaktadır. Burası

aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli olarak hissedildiği alandır. Literatürde yapılan çalışmalar da depremin ivme değerinin ve şiddetinin zemin şartlarına ve depremin meydana geldiği merkeze olan uzaklığına bağlı olduğunu göstermektedir.

Page 69: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

61

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Üniversitenin kurulu olduğu Kilis ili Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası üzerinde de görüleceği üzere 3. derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer aldığı şekil 7’de gösterilmektedir. Şekil 8’de ise İl bazında bu durum ele alındığında Kilis ilinin 2., 3. ve 4. derecede tehlikeli deprem bölgelerinde

konumlandığı görülmektedir. Tarihsel ve aletsel dönemdeki kayıtlara bakıldığında, Doğu Anadolu Fay Sisteminin etkisinde kalan bu bölgede önceki yıllarda meydana gelen depremlerin hasara neden olmadıkları belirlenmiştir.

Şekil 7. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

Şekil 8. Kilis İli Deprem Bölgeleri Haritası

Page 70: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

62

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Kilis ilinde meydana gelen deprem kayıtları ince-lendiğinde, odak noktası bu alanda bulunan ve çok kuvvetli olmayan yer hareketlerinin gerçekleştiği görülmektedir. Ancak il civarında daha büyük depremlere neden olabilecek aktif fay hatlarının varlığı risk teşkil etmektedir. Uzak alanda oluşacak bu tür depremlerin göz ardı edilmemesi ve bu durumun yapısal analiz ve tasarımlar yapılırken dikkate alınması gerektiği düşünülmektedir. Yapının üzerinde oturacağı zemin sınıfı belirlendikten sonra yapıya etkiyecek deprem yüklerinin hesaplanması için gerekli olan bu zemin sınıfına ait spektrum karakteristik periyotları TDY2007’de verilen Tablo 2.4’te verilmiştir (Tablo 3).

Tablo 3. Spektrum Karakteristik Periyotları (TA , TB) (TDY 2007, Tablo 2.4)

Tablo 6.2’ye göre Yerel Zemin Sınıfı

TA(saniye)

TB(saniye)

Z1 0.10 0.30

Z2 0.15 0.40

Z3 0.15 0.60

Z4 0.20 0.90

Çalışma kapsamında yapılması hedeflenen aydınlat-ma sistemini oluşturan direklerin yapısal davranışı incelenerek statik ve dinamik analizleri yapılmalı ve rezonans durumu göz ardı edilmemelidir. Basit bir yapı olan aydınlatma direklerinin, temel mod (doğal) periyodunun zemin periyodundan farklı olacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Aksi halde yapı rezonans durumuna geçebilir ve yıkılma

tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Bunun önüne geçebilmek için FEMA454 (Federal Emergency Management Agency)’de önerildiği üzere;

Yapı üzerinde bulunan ağırlıklar aşağı doğru kaydırılarak konumu değiştirilebilir,

Yapının yüksekliği değiştirilebilir,

Yapının enkesit alanı veya biçimi değiştirilebilir,

Kullanılan malzeme değiştirilebilir,

Yapının temel üzerindeki mesnetlenme durumu değiştirilebilir.

Yapı periyodu ile zemin periyodunun yakın olduğu durumda bu çözüm yollarından bir veya birkaçı kullanılarak yapı periyodu değiştirilebilir ve daha güvenli bir tasarım yapılabilir.

5. GÜNEŞ PANELİ VE RÜZGÂR TÜRBİNİ İLE OLUŞTURULAN HİBRİD SİSTEM

Şekil 9’da hibrid sisteme ait yapı verilmiştir ve tasarlanan hibrid sistem fotovoltaik panel, rüzgâr türbini, şarj denetim birimi, evirici ve akü grupların-dan oluşmaktadır. Hibrid sistemde fotovoltaik panel ve rüzgâr türbini ile elektrik enerjisi üretilerek şarj denetim birimi yardımıyla akü grubunda üretilen bu enerji depolanır. Sistemde akü grubunun aşırı şarj ve deşarjını önlemek için şarj-deşarj denetim birimi bulunmaktadır. Akü grubunda depolanan bu enerji DC yüklere direkt verilirken AC yüklere evirici tarafından sağlanmaktadır (İçli vd., 2010; Engin, 2010; Wei, 2007).

Page 71: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

63

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Şekil 9. Tasarlanan Hibrid Sistemi

Hibrid sistemin Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rek-törlük alanı aydınlatmasına ait sistem şekil 10’da verilmiştir. Sistemde sadece merkezdeki aydınlatma sistemi için hibrid sistemi kullanılmıştır. Diğer alanların aydınlatması ise fotovoltaik paneller ile

sağlanmıştır. Hibrid sistemin kullanılma amacının en önemli özelliği ise kış aylarında güneşlenme süresinin az olması ve bu olumsuz durumun gide-rilmesi için uygun bir enerji kaynağı olan rüzgâr türbinin kullanılmasıdır.

Şekil 10. Rektörlük Alanının Aydınlatmasına Ait Sistem

Page 72: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

64

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

4. SONUÇLAR

Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanarak oluşturulan hibrid sistemler gün geçtikçe artmak-tadır. Bu çalışmada da Kilis 7 Aralık Üniversitesi Merkez Kampüsü aydınlatması için rüzgâr ve güneş enerjisinden faydalanılarak hibrid bir sistem oluşturulmuştur. Yapılan çalışmada sadece belli bir alanın aydınlatma sistemi üzerinde durulmuştur. Hibrid sistemin sadece ilk yatırım maliyeti yük-sektir ve bu maliyet birkaç yılda kendini amorti etmektedir. Bu bakımdan düşünüldüğünde, hib-rid sistemlerin üniversiteler tarafından aktif bir şekilde kullanılması hem üniversite mühendislik öğrencileri açısından hem de temiz enerjinin artık daha çok kullanılması gerektiğinin vurgulanması açısından önemlidir.

Daha önce yapılan benzer çalışmalardan farklı olarak aydınlatma sisteminin inşaat mühendisliği açısından değerlendirmesi yapılmış ve sistemin üzerine oturacağı zemin özelliklerinin belirle-nerek bu alanın depremselliği incelenmiştir. Ay-dınlatma sistemlerini oluşturan direklerin statik ve dinamik analizlerinin yapılması gerektiğinin önemi vurgulanmıştır. Üniversite alanının rüzgâr alması ve aynı zamanda bölgenin uzak alan deprem etkisi altında olması durumu için rüzgâr ve deprem yüklerinin dinamik analizde dikkate alınması gerektiği öngörülmektedir. Sisteme etki eden statik ve dinamik yükler altında direklerin yapısal analizinin önemine dikkat çekilmektedir. Yapı-zemin etkileşiminin yapısal tasarımdaki etkisinin belirlenerek aydınlatma sistemi için en uygun altyapı çalışmasının yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.

KAYNAKLAR

“ANONİM-1” (2014) http://eusolar.ege.edu.tr/, 22.11.2013

“ANONİM-2” (2014) http://www.mgm.gov.tr/, 22.11.2014

AKTACIR, M. A., YEŞILATA B., IŞIKER Y., (2008). Fotovoltaik-Rüzgar Güç Sistemleri Uygulaması. Yeni Enerji Yenilenebilir Enerji Teknolojileri (3), 56-62

AKTACIR, M. A., YEŞILATA, B., (2009). Harran Üniversitesi Kampüs İçi Fotovoltaik Sistem Uygulamaları. 41-46. Tesisat Mühendisliği, sayı 111, sayfa 41-46

BAŞARAN, K., ÇETIN, N.S., ÇELIK, H., (2011). Rüzgar-Güneş Hibrit Güç Sistemi Tasarımı ve Uygulaması. Paper presented at the 6th Inter-national Advanced Technologies Symposium (IATS’11), Elazığ, Türkiye

BEHÇET, R., ORAL, H., GÜL, H., (2013). Adıyaman İlinin Güneş Enerjisi Potansiyeli ve Kullanımı Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, 3(2), 52-67

ENGIN, M., ÇOLAK, M., (2005). Güneş-Rüzgar Hibrid Enerji Üretim Sisteminin İncelenmesi. Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, 11(2), 225-230

ENGIN, M., (2010). Bornova İçin Güneş-Rüzgar Hibrid Enerji Üretim Sistemi Tasarımı. Celal Bayar Üniversitesi Soma Meslek Yüksekokulu Teknik Bilimler Dergisi, 2(13), 11-20

FEMA 454 (2006). Designing for Earthquakes a Manual for Architects. [Washington, D.C.]: U.S. Dept. of Homeland Security, FEMA

Page 73: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

65

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:13 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

İÇLİ, S., ÇOLAK, M. VE ÇUBUKÇU, M., (2012). TURKEY: PV Technology Status and Pros-pects-Pieces Falling into Place, IEA-PVPS Annual Report 2011, pp. 102-105

JİANG, Y., QAHOUQ, J.A.A., ORABİ, M., (2011). Matlab/Pspice hybrid simulation modeling of solar PV cell/module, 2011 Twenty-Sixth Annual IEEE Applied Power Electronics Con-ference and Exposition (APEC), 1244-1250

KİLİS İL METEOROLOJİ MÜDÜRLÜĞÜ, Kilis

KÖSEOĞLU, S., (1987) Temeller Statiği ve Konstrüksiyonu, Cilt 2 (3. Basım), İstanbul: Matbaa Teknisyenleri Basımevi

KÖKSAL, S., (2012, 13-14 EYLÜL ). Manisa/Kırkağaç Rüzgâr Potansiyelinin İncelenmesi. Paper presented at the Kırkağaç Araştırmaları Sempozyumu, Kırkağaç, Manisa, Türkiye

OKTİK, Ş., TOZLU, C., EKE, R., ELTEZ, M., (2005). Güneş enerjisi ve Muğla üniversitesi temiz enerji kaynaklari araştırma geliştirme merkezi (mutek-arge) uygulamaları, EİEİ Enerji Tasarrufu Etkinlikleri Bildirileri

ÖZÇALIK, H. R., YILMAZ, Ş., KILIÇ, E., (2013). Güneş Pilinin Bir Diyotlu Eşdeğer Devre Yardımıyla Matematiksel Modelinin Çıkartılması ve Parametrelerinin İncelenmesi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Mühendislik Bilimleri Dergisi, 16(1)

TÜRK DEPREM YÖNETMELİĞİ–2007 (TDY 2007), Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkındaki Yönetmelik–2007, Ankara

YANIKTEPE, B., ÖZALP, C., SAVRUN, M.M., KÖROĞLU, T., CEBECI, Ç., (2011). Rüzgar-Güneş Hibrid Güç Sistemi Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Uygulama Örneği, 6th Inter-national Advanced Technologies Symposium (IATS’11), Elazığ, Türkiye

YEŞİLATA, B., MUTLU, İ.H., AKTACİR, M.A., (2007). Fotovoltaik Güç ve Harran Üniversitesi Temiz Enerjili Kampüs Entegre Projesi-1: Stratejik Esaslar, IV. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu bildiriler kitabı, sayfa 71-75, Gaziantep

YILMAZ, Ş., AKSU, M., ÖZER, Z., ÖZÇALIK, H. R.,(2012). Matlab İle Gerçekleştirilen Fo-tovoltaik (PV) Güneş Pili Modeli İle Güneş Enerjisi Üretimindeki Önemli Etkenlerin Tespit Edilmesi, ELECO, Bursa

WEİ, Z., (2007). Simulation And Optimum Design Of Hybrid Solar-Wind And Solar-Winddiesel Power Generation Systems, PhD Thesis, The Hong Kong Polytechnic University

Page 74: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

66

İKİ KAMERA İLE CİSMİN MESAFESİNİ VE BOYUNU TESPİT EDEN GERÇEK ZAMANLI GÜVENLİK UYGULAMASI TASARIMI

DESIGNING OF A REAL-TIME SECURITY APPLICATION WITH TWO CAMERAS TO IDENTIFY THE DISTANCE AND SIZE OF AN OBJECT

Emre ERKAN1, Hasan Rıza ÖZÇALIK2, Şaban YILMAZ3

1Batman Üniversitesi, Batman Meslek Yüksekokulu,2 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi

3 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş Meslek Yüksekokulu

Özet: Güvenlik ülkelerin ve bireylerin temel ihtiyaçla-rındandır. Gelişen teknolojinin güvenlik sistemlerinde yer alması her geçen gün artmaktadır. Özellikle gü-venlik kameraları önemli bir işlev görmektedir. Ancak çok fazla olan güvenlik kameralarını sürekli izlemek ekonomik ve sürdürülebilir değildir. Bu yüzden akıllı güvenlik sistemlerine ihtiyaç vardır. Görüntü işleme teknikleri kullanılarak oluşturulan akıllı güvenlik sistemleri olayların önlenmesinde büyük önem taşı-maktadır. Bu çalışmada iki güvenlik kamerasından alınan görüntü işlenerek, görüntü içerisindeki tehlikeli görüntü tespit edildiğinde gerekli önlemleri alan akıllı güvenlik sistemi tasarlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Görüntü İşleme, Akıllı Güvenlik Sistemi, Güvenlik

Abstract: Security is one of the basic needs for countries and individuals. Technological improve-ments constantly contribute to the security systems. Particularly, security cameras fulfill an important task. However, it is not economical and sustainable to permanently monitor security cameras. However, smart security systems are needed. Smart security systems which are created using image processing techniques are of vital importance in terms of pre-venting unfavorable events in advance. In this study, a smart security system is designed to takes necessary precautions in case of a hazardous image in a group of images obtained from two different security cameras.

Key Words: Image Processing, Smart Security, Security

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 75: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

67

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Görüntü işleme güvenlik alanlarında genel olarak nesne tanıma ve çözümleme üzerine kullanılmak-tadır. Gerçek zamanlı elde edilen görüntüler anlık olarak incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Güvenlik sistemleri sayesinde bir bireyin ya da toplumun tehditlere karşı korunabilme yeteneği ve kapasitesi artmaktadır. İnsan gücüne dayalı güvenlik sistemleri teknolojinin gelişmesiyle yerini teknoloji temelli güvenlik sistemlerine bırakmaktadır (Samtaş vd., 2011).

Güvenlik sistemleri; birçok elemanın birbiri ile etkileşimli olarak çalışmasından oluşur. Güvenlik açısından kontrol edilmek istenen bölgelere yer-leştirilen algılayıcılar, bu algılayıcılardan gelen bilgilerin toplanarak değerlendirildiği kontrol üniteleri ve kontrol ünitelerinin denetlediği uyarı elemanlarından oluşmaktadır (Çakır vd., 2011; Yılmaz vd., 2006).

Güvenlik kameraları günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak güvenlik kameralarını her an izleyen ve yorumlayan bir kişi çoğunlukla bulunmamaktadır. Güvenlik kameralarındaki görüntüleri işleyen ve gerekli tedbirleri alan sistemlere ihtiyaç vardır. Sınır karakollarında gözetleme kameraları, trafik akışını düzenleyen kameralar ve bireysel alanları koruyan güvenlik kameraların görüntülerinin otomatik olarak iş-lenmesi çok önemlidir. Görüntü işleme özelliği olmadan kullanılan güvenlik kamerası ancak olayları kaydeder. Görüntü işleme ile tehdit ve şüpheli faaliyetler önceden tespit edilip önlenebilir (Mudigoudar vd., 2009).

Görüntü işlemede, güvenlik kameralarının düşük çözünürlüğü, yetersiz ışık, nesnelerin hareketliliği,

nesnelerin uzaklığının değişkenliği, yağmur, sis ve kar gibi çevresel faktörler işimizi zorlaştırır (Smids, 2006). Akıllı güvenlik kameraları, kay-dedilen videolardan yararlı bilgileri otomatik olarak, tespit, analiz ve tanıma yapabilirler. Video gözetim uygulamalarının geniş kullanım alanları vardır. İç güvenlik, dış güvenlik, kamu ve özel ortamlarda suçun önlenmesi, trafik kontrolü, kaza tahmini, hasta takibi, yaşlı ve çocuk izleme, hava-alanları, tren istasyonları, karayolları, otoparklar, mağazalar, alışveriş merkezleri ve ofisler akıllı güvenlik kameralarının uygulama alanlarındandır (Wang, 2013).Akıllı güvenlik sistemlerine olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Tek bir kamera ile mesafe tespiti ve görüntü işleme çok kısıtlı olarak yapılabilir. Birden çok kamera ile yapılan akıllı güvenlik sistemleri çok daha başarılı olmuştur (Collins vd., 2002; Aghajan vd., 2009; Valera vd., 2004).

Güvenlik problemi, sosyal istikrar ve ekonomik kalkınma ile ilgili küresel bir sorundur. Bu neden-le, güvenlik problemlerinin çözümünde yapılan çalışmalar tüm insanları ilgilendiriyor. Güvenlik sorunları, bazı durumlarda büyük ekonomik kayıpları, insan hayatını ve hatta ulusal güven-liği tehlikeye atmaktadır (Halilcevic vd., 2009). Bilgisayar görme uygulamaları son iki üç yılda hızlanmıştır. Akıllı gözetim sistemleri, güvenlik, makine görüşü, robotik ve otomatik güdümlü araç, hatta eğlence ve bilgisayar oyunlarında kullanılmaktadır.

Akıllı güvenlik kameraları görüntüleri işlenirken ölçek, karmaşıklık, hareketlilik çözünürlük ve bozucu etkiler doğru sonuç elde etmeyi zorlaştı-rır. Birden fazla kamera kullanılarak bu sorunlar aşılmaya çalışılır. Birden fazla kamera kullanmada

Page 76: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

68

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

kameralar arası uyum problemi oluşturmaktadır. Kamera atlatma denilen kameralar arası yum ve geçiş algoritmaları mevcuttur. Bu algoritmalar sayesinde kameradaki görüntülerin zamana göre yorumlanması daha başarılı olmaktadır. Mevcut kamera atlatma algoritmaları. (I) özellik tabanlı , (II) geometri tabanlı ve (III) hibrit - temelli yaklaşımlar olmak üzere üç grupta toplanabilir (Chen vd., 2010).

Özellik tabanlı yaklaşımlarda, renk veya izlenen nesnelerin diğer ayırt edici özellikleri, kameralar alınan görüntülerde eşleştirilir (Balcells vd., 2005; Lowe, 2004; Choi vd., 2007). Geometri tabanlı yaklaşım, Konum tabanlı, hizalama tabanlı ve homograph - temelli yaklaşım olarak üç alt kategoriye ayrılabilir. Konum tabanlı yaklaşımlar koordinat sistemi mantığı ile çalışır. Hizalama tabanlı yaklaşımlar bir nesnenin başka bir nesne ile kıyaslar. Homograf - tabanlı yaklaşım iki boyutlu düzlemde çakışan görüntülerin hesaplamasını yapar. Hibrit yaklaşımda ise birden fazla yaklaşım aynı anda kullanılmaktadır.

Hareket tespit algoritmaları genel olarak 3 grupta incelenmektedir. Bunlar; arka plan farkı yöntemleri, istatistiksel yöntemler ve görsel akış yöntemleridir. Bu çalışmada iki görüntü arasındaki değişimi tespit etmek için ortamdaki etmenlerden en az etkilenen arka plan fark yöntemlerinden fark alma yöntemi kullanılmıştır. Bu metoda göre sabit arka plana sahip görüntülerde olası hareketleri tespit etmek için kullanılabilecek en temel yöntem ardışıl imge çerçevelerinin mutlak farkını değerlendirmektir (Kefelli vd., 2005). Bu yöntemde, kamera ile arka arkaya yakalanan renkli imge çerçeveleri işlem yükünü azaltmak amacı ile öncelikle gri tonlu imgelere dönüştürülmektedir. Bu işlem için aşağıdaki denklem kullanılmaktadır.

(1)

Bu denklemde (R) RGB görüntüsündeki pikselin kırmızı bileşen değerini, (G) yeşil bileşen değe-rini, (B) mavi bileşen değerini ve (I) gri bileşen değerini göstermektedir. Bundan sonraki aşama arka arkaya yakalanan imgelerin mutlak farkının, imgeyi oluşturan toplam piksel sayısına oranının belirli bir eşiği geçip geçmediğinin tespitidir. Değişim tespiti matematiksel olarak aşağıdaki denklem ile sağlanmaktadır.

(2)

Bu denklemde (ÇF) ortalama çerçeve farkını, (It) o anki yakalanan çerçeveyi, (It-1) bir önceki çerçe-veyi, w yakalanan imgenin yatay piksel boyutunu, (h) düşey piksel boyutunu, (x,y) ilgili pikselin konumunu, (E1) eşik değerini göstermektedir. Bu denkleme göre herhangi bir (x,y) konumundaki görüntü öğesine ait (It) ve (It-1) resimlerindeki parlaklık değerleri arasındaki farkın mutlak değeri, belirlenen eşik değerinden büyük ise görüntü öğesi hareketli kabul edilmektedir (Oral vd., 2005). Bu kabule göre, hareketli bölgeler, kestirilen arka planla mevcut andaki resim arasındaki farktan elde edilmektedir. Eşik değeri istatistiksel olarak önemli bir parlaklık değişimine karşılık gelen bir değerdir. İki piksel arasındaki farkın, harekete ait olup olmadığını belirleyen, tamamen deneysel olarak önceden belirlenmiş bir değerdir (Peker

Page 77: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

69

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

vd., 2010). Bu değerin değiştirilmesi ile hareket tespit hassasiyetinin artırılması ya da azaltılması sağlanmaktadır (Peker vd., 2011).

Bu çalışmada iki kamera ile elde edilen görüntü işlenmiş ve mesafe ve alan hesabı algoritması geliştirilmiştir. Ayrıca donanım desteği ile sistemin siren çalması, ışığı açıp kapaması ve uzaktan ku-manda ile devreye alınıp çıkarılması sağlanmıştır.

2. MATERYAL VE YÖNTEM

Şekil 1’de görülen akıllı güvenlik sistemi için gerekli olan yazılım delphi ile geliştirilmiştir. Sistem bir bilgisayar ile kontrol edilmektedir. Prototip olarak

iki kamera ile yapılan sistemde kameralardan alınan görüntü işlenmekte ve kullanıcının yapmış olduğu güvenlik ayarlarına göre tehdit durumunda siren çalmakta, e-posta gönderilmektedir. Bununla bera-ber led projektörün kontrolü de bu ayarlar altında yapılmaktadır. Ayrıca sistem uzaktan kumanda ile kontrol edilebilmektedir.

Sistem belli bir bölgenin sürekli olarak korumasını amaçlamaktadır. Güvenlik kameralarından alınan görüntüler sürekli olarak taranmakta ve tehlikeli olarak tanımlanan görüntü tespit edildiğinde gerekli uyarılar yapılmaktadır.

Şekil 1.Akılı Güvenlik Sistemi

Uygulama programında 2 adet IP Kamera kulla-nılmıştır. Her kameranın çözünürlüğü 640x480 olmakta yani toplamda 614400 pikselin denetlen-mesi gerekmektedir. Bu durum işlem çokluğundan

gecikmeye yol açacaktır. Sistem gerçek zamanlı çalıştığından dolayı işlemlerin gecikmeden yapıl-ması gerekmektedir. Bahse konu sorunun önüne geçebilmek için 16 piksel aralıkla denetleme işlemi

Page 78: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

70

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

yapılmış ve bu sayede denetlenmesi gereken piksel sayısı 2400’e düşmüştür. Bir başka değişle tarama hızı 256 katına çıkmıştır. Sonuç olarak tarama işlemi esnasında Kamera görüş açısına giren nes-nenin Yüksekliğinin ve Eninin yaklaşık kaç piksel olduğu bulunabilmektedir. Mesafelerin ise daha önceden bilinmesi münasebetiyle nesnenin gerçek boyutunu uygulama programının hesaplanmasına imkân tanımaktadır.

Şekil 2’de korunan bölgede mesafe hesaplaması görülmektedir. Özel olarak geliştirilen algoritma ile görüntüdeki cismin konumu belirlenebilmek-tedir. Konumu belirlenen cismin tanımlanması daha doğru sonuç vermektedir. Perspektif açıdan uzakta olan cisim küçük görünmekte ve ölçüleri konusunda sağlıklı bilgi elde edilememektedir. Şekil 3’de Geliştirilen algoritma ile konum tespiti görülmektedir.

Şekil 2.Konum Tespiti

Şekil 3. Kameralar ile Konum Tespiti

Page 79: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

71

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

Şekil 4’te iki güvenlik kamerası ile hareketli olan görüntü yakalanmakta ve konum ve boyut belirlemesi yapılmaktadır. Değişik hızlarda ve

şekillerde yapılan denemelerde sistemin çok ba-şarılı olduğu görülmüştür. Uygulama bilgisayar tarafından sürekli olarak izlenmekte olduğundan tanımlanan cisimlerin en doğru şekilde sınıflan-dırılması mümkün olmaktadır.

Page 80: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

72

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Şekil 4. Cismin Boyut ve Konum Tespiti

Uygulama devresi, uygulama programı ile ilişki-lendirilmiş mikro denetleyici kontrollü bir devre-dir. Uygulama programında Alarm Sistemi aktif ise korunan bölgeye tehlikeli boyutta ve şekilde bir nesnenin girdiğine dair sinyal PC tarafında gönderilmişse alarm çalmaktadır. Ayrıca PC’den gelen sinyale göre aydınlatma sistemini aktif yâda pasif yapılır. Kullanıcı kumanda vasıtasıyla Alarm Sistemini, Taramayı yâda aydınlatma Sisteminin manüel olarak aktif yâda pasif yapabilir veya bu üç özelliği zamanlama ayarlarında belirtilen ko-numa getirir yani varsayılan olarak ayarlayabilir.

Uygulama devresi PC ile USB protokolü ile ha-berleşmektedir. Alarm Sistemi, Aydınlatma Sistemi ve Göstergeler PIC18F4550 Mikro denetleyicisi vasıtasıyla kontrol edilmektedir. Uzaktan kuman-danın gönderdiği RF sinyalleri PIC16F628 Mikro denetleyicisi tarafından çözülüp PIC18F4550 Mikro denetleyicisine bildirilmektedir. LDR sensörü ise ortamın aydınlık durumunu kontrol etmektedir.

Uygulama devresinde bulunan gösterge ise USB Bağlantısının olup olmadığını, Alarmın çalıp çal-madığını, Taramanın Aktif olup olmadığını, Alarm

Page 81: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

73

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Sisteminin Aktif olup olmadığını, Aydınlatmanın Aktif olup olmadığını, Varsayılan ayarlara kuman-da vasıtasıyla müdahale edilip edilmediğini yâda kumandadan sinyal geldiğini gösteren ledlerden oluşur. Bu sayede kullanıcı sistemin durumunu gözlemleyebilir.

4. SONUÇLAR

Bu çalışma ile akıllı güvenlik sistemlerinde, bilgisayar yardımıyla görüntü işlenerek daha hassas, hızlı, sürekli, güvenilir sonuçlar elde edilebileceği görülmüştür. Gerçekleştirilen bu çalışmada görüntü işleme teknikleri kullanılarak korunan bölgeye yaklaşan cismin tanınması ve mesafe belirlenmesi geliştirilmiştir. Daha önceki çalışmalardan farklı olarak yazılımda, hazır sis-temler yerine Delphi programlama dili kullanılarak bütün algoritmalar yeniden yazılmıştır. Ayrıca iki IP kameranın görüntüsü eş zamanlı olarak değerlendirilerek mesafe ölçüm algoritması geliştirilmiştir. Geliştirilen sistemin denemeleri yapılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan çalışma prototip olup kamera sayısı artırılabilir. Güvenlik kameralardaki görüntünün hızlı bir şekilde değerlendirilmesi ve kullanılması önemli güvenlik açığını kapatacaktır.

5. KAYNAKLAR

AGHAJAN, H., CAVALLARO, A., (2009). Multi-Camera Networks: Concepts and Applications, Elsevier

BALCELLS ,M., DEMENTHON, D., DOER-MANN, D., (2005). An appearance-based approach for consistent labeling of humans and objects in video, Pattern and Application, 373–385

CHEN, C., YAO, Y., PAGE, D., ABIDI, B., KOSCHAN, A., ABIDI, M., (2010). Camera hand off with adaptive resource management for multi-camera multi-object tracking, Image and Vision Computing 28: 851–864

CHOI, J. Y., CHOI, J. W., YANG, Y. K., (2007). Improved tracking of multiple vehicles using invariant feature-based matching, Pattern Recognition and Machine Intelligence 4815: 649–65

COLLINS, R., AMIDI, O., KANADE, T., (2002). An active camera system for acquiring multi view video. In: Proc. IEEE Internat. Conf., Image Processing

ÇAKIR, H., BABACAN, H. K., (2011). Hareketi Algılayan Kamera Destekli Güvenlik Programı, Bilişim Teknolojileri Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2

HALILCEVIC, S. S., GUBINA, F., GUBINA, A. F., (2009). Prediction of power system security levels. IEEE Trans PowerSyst; 24.368–77

KEFELI, H.C., URHAN, O., ERTÜRK, S., (2005). Double stage video object segmen-tation by means of background registration using adaptive thresholding, Proceedings of the IEEE 13th Volume, Issue pp. 80–83

LOWE, D. G., (2004). Distinctive image features from scale-invariant key points, International Journal of Computer Vision 60 (2) 91–110

MUDİGOUDAR, R., BAGAL, S., YUE, Z., LAKSHMİ, P., TOPİWALA, P., (2009). Video super-resolution: From Qvgato HD in real-time, in: Applications of Digital Image Processing XXXII, Proceedings of the SPIE, vol. 7443, pp. 74430W–74430W-12

Page 82: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

74

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn WinterID:15 K:42

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

ORAL, M., DENIZ, U., (2005). Motion detection in moving pictures, 2005. Proceedings of the IEEE 13th Volume, Issue, pp. 187 – 190

PEKER, M., ZENGIN, A., (2010). Real-Time Motion-Sensitive Image Recognition System. Scientific Research and Essays. Vol. 5(15), pp.2044-2050

PEKER, M., ZENGIN, A., (2011). Gerçek Zamanlı Harekete Duyarlı Bir Görüntü Tanıma Sistemi, 6 th International Advanced Technologies Symposium (IATS’11), Elazığ, Turkey

SAMTAŞ, G., GÜLESİN, M., (2011). Sayısal Görüntü İşleme ve Farklı Alanlardaki Uy-gulamaları, Electronic Journal of Vocational Colleges

SMIDS, M., (2006). Background subtraction for urban traffic monitoring using Webcams, Master thesis, Universities van Amsterdam, FNWI

VALERA, M., VELASTIN, S. A., (2004). In-telligent distributed surveillance systems: A review. IEE Proc. 152: 193–204

WANG, W.X., (2013). Intelligent multi-camera video surveillance: A review, Pattern Recog-nition Letters 34: 3–19

YILMAZ, C., GÜRDAL, O., (2006). Bilgisayar Kontrollü Bir Bina Otomasyonunun Tasarı-mı ve Uygulaması, Politeknik Dergisi, 9(4), 147-152

Page 83: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

75

TEK FAZLI MATRİS ÇEVİRİCİ TABANLI ELEKTRONİK GÜÇ TRANSFORMATÖRLERİNİN PERFORMANS ANALİZİ

PERFORMANCE ANALYSIS OF POWER ELECTRONIC TRANSFORMERS BASED ON SINGLE-PHASE MATRIX CONVERTER

Hakan AÇIKGÖZ1, Gülsade KALE2, Mustafa ŞEKKELİ3

1Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Elektrik-Enerji Bölümü2Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Bilgisayar Teknolojileri Bölümü

3Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü

Özet: Transformatörler elektrik enerji dağıtım sistem-lerindeki temel bileşenlerdir. Fakat bu transformatörler elektrik dağıtım sistemlerindeki en ağır ve pahalı kısımlardan biridir. Bilindiği gibi transformatörlerin boyutları frekans ile ters orantılıdır. Transformatörlerin bu özelliğinden ve güç elektroniği elemanlarından faydalanılarak yeni bir transformatör çeşidi ortaya çıkmıştır. Bu transformatörler elektronik güç trans-formatörü (PET) olarak adlandırılmaktadırlar. Ayrıca son yıllarda, elektronik güç transformatörleri, klasik transformatörlerinin yerini almaya başlamıştır. Bu çalışmada, tek fazlı bir matris çevirici ile oluşturulan bir elektronik güç transformatörü sistemi tasarlanmıştır. PET’in hem primer hem de sekonder kısmı matris çevirici ile denetlenmektedir. Benzetim çalışmalarına göre tasarlanan PET sistemi tatmin edici sonuçlara sahiptir.

Anahtar Kelimeler: Transformatörler, Tek Fazlı Matris Çevirici, Elektronik Güç Transformatörü

Abstract: Transformers are basic components in electrical power distrubation systems. But these transformers are one of the heaviest and the most expensive parts in an electrical distribution system. It is well known that the size of transformers is inversely proportion to frequency. A new type of transformer has emerged by utilizing this feature of transformer and power electronic devices. These transformers are called as electronic power transformer (PET). Also, PETs have begun to take the place of conventional transformers in recent years. PET system is designed by using single-phase matrix converter in this study. The both primer and secondary part of PET is con-trolled by single-phase matrix converter. According to this simulation study, designed PET system has satisfactory results.

Key Words: Transformers, Single-Phase Matrix Converter, Power Electronic Transformers

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 84: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

76

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Transformatörler elektrik enerji sistemlerinin en temel ve vazgeçilmez parçalarıdır. Fakat transfor-matörlerin kapladıkların alanları fazla olması ve yapı olarak da büyük olmaları en büyük dezavan-tajlarındandır. Transformatörlerin boyutlarının eğer akı yoğunluğu sabit olarak varsayılırsa frekans ile ters orantılı olduğu bilinmektedir (McMurray, 1970; Acikgoz ve Sekkeli, 2014a; Banaei ve Salary, 2011). Hızlı gelişen yarı iletken teknolo-jisine paralel olarak transformatörler üzerine de birçok çalışma yapılmaktadır. Güç elektroniği devreleri ile oluşturulan yapılara elektronik güç transformatörleri (PET) denilmektedir (Venkat vd., 2013; Acikgoz Ve Sekkeli, 2014b). PET’ler genel olarak AC-DC-AC-DC-AC dönüşümle-rinin olduğu çoklu sistem ya da direkt AC-AC dönüşümünü yapan matris çevirici ile oluşturulan sistemlerdir (McMurray, 1970; Sayrı ve Bhavana, 2013; Gujarathi vd., 2007; Miura vd., 2008). Bu sistemlerde primer ve sekonder arasındaki izolasyonu yüksek frekanslı transformatörler gerçekleştirmektedir. Bu yüksek frekanslı transfor-matörler genellikle ferrit nüveli olmaktadır. Ferrit nüveler, temel olarak demir ve diğer manyetik elemanların oksit karışımlarıdır. Ferrit malze-melerde sadece histerizis kaybı bulunmaktadır. Yüksek elektrik direncinden dolayı girdap akım kayıpları düşüktür. Ferrit nüveli malzemeler, güç kaynağı uygulamalarında yüksek frekanslarda (20KHz-3MHz) kullanmak için uygundur. Ayrıca Ferrit nüveli transformatörler, çekirdeğin şekli ve transformatörün sarımı, sıcaklık artışına olan uygunluğu, anahtarlama frekansı, maksimum ve minimum giriş gerilimi gibi birçok üstünlere sahiptir. Literatürdeki PET’ler üzerine yapılan çalışmalara örnek verilecek olunursa;

PET’ler ilk olarak 1986 yılında McMurray tarafından geliştirilmiştir (McMurray, 1970). McMurray’ın önerdiği PET’in hem primer hem de sekonder kısmında doğrudan frekans çeviriciler bulunmaktadır. Böylece primer tarafındaki düşük frekanstaki gerilim doğrudan çeviricilerle yüksek frekansa dönüştürülerek yüksek frekanslı trans-formatöre iletilir ve sekonder kısmında bulunan doğrudan frekans çeviriciyle de tekrardan düşük frekanslı bir gerilim elde edilmesi prensibine dayanmaktadır. F.N. Mazgar ve arkadaşları PET için pull-push çevirici kullanarak yeni bir yapı tasarlamışlardır. Sonuç olarak bu yapı önceki yapılarla karşılaştırıldığında daha az güç anahtarı kullanılmaktadır. Benzetim çalışmaları bu yapının güç kalitesinin iyileştirilmesi konusunda da etkili olduğunu göstermektedir (Mazgar vd., 2012). Hakimas Mohd Hanafi ve arkadaşları tek fazlı bir matris çevirici ile oluşturulan bir PET yapısını gerçekleştirmişlerdir. Bu yapıda hem primer hem de sekonder kısmında matris çevirici kullana-rak bu yapı için oluşturulan matris çeviricinin anahtarlama topolojisi anlatılmaktadır (Hanafi vd., 2009). H.Iman-Eini ve arkadaşları modüler bir PET yapısı gerçekleştirmişlerdir. PET’in modüler yapısı, farklı frekanslar altındaki farklı gerilim sistemlerine kolay ve hızlı adaptasyonu garanti ettiği ve geleneksel transformatörlerle karşılaştırıldığında, PET’in daha hafif, küçük ha-cimli ve genişletilmiş işlevselliğe sahip olduğunu anlatmışlardır. PET, bu tip işlevlerinin yanı sıra birkaç güç faktörü fonksiyonlarını tek bir cihazın içerisine entegre etmektedir. Bu ise gerilim düş-mesi, yükselmesi, gerilim dalgalanmasını azaltır ve primer veya sekonder tarafındaki güç faktörü düzeltmesini gerçekleştirir (Iman-Eini vd., 2007).

Page 85: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

77

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Bu çalışmada DC-link kapasitelerine ihtiyaç duymadan direkt olarak AC-AC dönüşümünü yapan tek fazlı matris çevirici tabanlı PET sistemi oluşturulmuştur. İkinci bölümde tek fazlı matris çeviriler hakkında bilgi verilip anahtarlama strate-jisi anlatılmıştır. Üçüncü bölümde ise MATLAB paket programı yardımıyla benzetim çalışması gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar ise son kısımda bulunmaktadır.

2. TEK FAZLI MATRİS ÇEVİRİCİLER

Doğrudan AC-AC çeviriciler olarak da bilinen matris çeviriciler ilk olarak Venturini ve Alesina tarafından 1979 yılında önerilmiştir ve bu çeviriciler DC-linke sahip çeviricilere kıyasla birçok üstünlüğe sahiptirler (Venturini ve Alesina, 1980). Matris çeviricilerde, AC gerilim bir DC-link olmadan direkt olarak değişken frekans ve gerilime dönüştürülmektedir. Bu tip çeviricilerin en büyük üstünlükleri ise çift yönlü güç akışı, sinüzoidal giriş ve çıkış gerilimi ve yüksek birim güç faktörlerine sahip olmalarıdır.

Matris çevirici, gerilimi ve akımı her iki yönde bloke edebilen çift yönlü bir anahtara ihtiyaç duyar. Şekil 1’de matris çeviricideki çift yönlü anahtar yapısı gösterilmiştir.

Şekil 1. Çift Yönlü Anahtar

Bu yapı, genel olarak tek yönlü yarı iletken anah-tarların kombinasyonları ile elde edilebilir. Bu yapılarda genellikle kapısı izoleli bipolar jonksi-yon transistör (IGBT) ve metal oksit yarıiletken alan-etkili transistör (MOSFET) gibi denetimli yarı iletken anahtarlar kullanılır. Şekil 1’de anti-paralel IGBT-diyot çiftine sahip çift yönlü anahtar yapısında, iki diyot ve iki IGBT anti-paralel olarak bağlanmıştır. Diyotlar, ters gerilimi tutmak için eklenmiştir. Bu yapı, çift yönlü anahtarda akım yönünün birbirinden bağımsız olarak denetlen-mesini sağlar (Baharom vd., 2011; Barater vd., 2013; Jaiswal vd., 2012).

3. MATRİS ÇEVİRİCİ İLE OLUŞTURULAN PET YAPISI

Yüksek frekanslı transformatörün boyutu (Ap) aşağıdaki denklem ile bulunabilir. (Venkat vd., 2013; Acikgoz ve Sekkeli, 2014b). Denklem 1’de görüldüğü gibi transformatörün boyutu frekans ile ters orantılıdır. Transformatörlerin bu özelli-ğinden ve hızla gelişen yarı iletken teknolojisinin sunduğu imkanlarla farklı yapılardaki PET’ler ile daha etkin performansa sahip transformatörler oluşturulmaktadır.

f.J.B.K.K.

PA

mwfp 4

1102

+

(1)

Burada, Po2 transformatörün sekonder VA gücünü, η verimi (%95-99), Kf sabiti ise kare ve sinüs AC dalga şekline göre sırasıyla 1 ve 1.1’dir. Bm manyetik akı yoğunluğunu (mT), f frekansı (Hz), J akım yoğunluğunu (A/mm2), Kw ise pencere genişliği sabitini (0.2-0.3) temsil etmektedir (Basu ve Mohan, 2014).

Page 86: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

78

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Matris çevirici ile oluşturulan PET yapısının primer ve sekonder kısmındaki matris çeviricilerin amaçları istenilen giriş ve çıkış dalga şeklini oluşturmaktır. Bu amaçla iki matris çevirici de faklı anahtarlama sinyallerine sahiptir. Primer kısmında, 50 Hz fre-kansa sahip gerilim ve akım matris çevirici ile daha yüksek frekansa sahip akım ile gerilime dönüştürülür ve yüksek frekanslı transformatöre iletilir. Yüksek frekanslı transformatörün dönüştürme oranına göre sekonder de yüksek frekanslı bir gerilim elde edilir. Bu gerilim ise sekonder kısmındaki matris çevirici ile çıkış tarafında 50 Hz frekansa sahip olacak şekilde uygun anahtarlama ile elde edilir (Jose vd., 2011; Kunov, 2014; Mahalakshmi vd., 2012). Şekil 2’de Matris çevirici ile oluşturulan sistem verilmiştir (Aarthi ve Porselvi, 2012; Abraham vd., 2012; Arvindan vd., 2011).

AC

S1a

S3a

C1

S1b S2a

S4a

S2b

S4bS3b

YÜK

Şekil 2. Matris Çevirici Tabanlı PET Sistemi

Matris çeviricilerin uygun olarak anahtarlanması ile yüksek frekanslı transformatörün hem primer hem de sekonder tarafında istenilen frekansta gerilim ve akım elde edilir. Şekil 3 (a)’da görüldüğü gibi denetim sinyali ve giriş sinyali pozitif olduğunda IGBT anahtarları S1a ve S4a kapalı olacaktır. Dene-tim sinyali pozitif ve giriş sinyali negatif olduğu durumda ise IGBT anahtarları S2b ve S3b kapalı olacaktır ve bu durum şekil 3 (b)’de gösterilmiştir. Şekil 3 (c)’de ise denetim sinyali negatif ve giriş sinyali pozitif olduğu durumda IGBT anahtarları S2a ve S3a’nın kapalı olduğu görülmektedir. Şekil 3 (d)’de denetim ve giriş sinyalinin negatif olduğu durumda IGBT anahtarları S1b ve S4b’nin kapalı olduğu görülmektedir (Prakash vd., 2013).

Page 87: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

79

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

AC

S1a

S3a

C1

S1b S2a

S4a

S2b

S4bS3b

YÜKAC

S1a

S3a

C1

S1b S2a

S4a

S2b

S4bS3b

YÜK

(a) (b)

AC

S1a

S3a

C1

S1b S2a

S4a

S2b

S4bS3b

YÜKAC

S1a

S3a

C1

S1b S2a

S4a

S2b

S4bS3b

YÜK

(c) (d)

Şekil 3. Matris Çevirici İçin Anahtarlama Durumları

Şekil 3’deki IGBT anahtarları sabit anahtarlama frekansı tekniğine göre açılıp-kapatıldığında primer ve sekonder tarafında istenilen frekansta gerilim elde edilebilir. Primer tarafındaki matris çevirici için 1000 Hz’lik frekansa sahip gerilim

elde etmek için gerekli anahtarlama sinyalleri şekil 4’te verilmiştir. Şekil 5’de ise sekonder tarafındaki 1000 Hz frekansa sahip gerilimin çıkış tarafında 50 Hz’lik frekansa sahip gerilime dönüşmesi için gerekli anahtarlama sinyalleri verilmiştir.

0 0.001 0.002 0.003 0.004 0.005 0.006 0.007 0.008 0.009 0.010

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn)0 0.001 0.002 0.003 0.004 0.005 0.006 0.007 0.008 0.009 0.01

0

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn) (a) (b)

Page 88: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

80

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.10

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn)0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1

0

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn) (c) (d)

Şekil 4. Primer Tarafındaki Matris Çevirici İçin Anahtarlama Sinyalleri

0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.070

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn)0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07

0

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn)

(a) (b)

0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.070

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn)0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07

0

0.2

0.4

0.6

0.8

1

Zaman (sn)

(c) (d)

Şekil 5. Sekonder Tarafındaki Matris Çevirici İçin Anahtarlama Sinyalleri

4. BENZETİM ÇALIŞMASI SONUÇLARI

Bu bölümde matris çeviricilerle oluşturulan PET sistemi için benzetim çalışması MATLAB/Simulink ortamında gerçekleştirilmiştir. Şekil 6’da matris çeviricilerle oluşturulan PET sistemi verilmiştir Çalışma için hazırlanan benzetim modelinde hem

primer hem de sekonder tarafta matris çevirici ve yüksek frekanslı transformatör bulunmakta-dır. İlk olarak 50 Hz ve 220 Vrms değerine sahip giriş gerilimi matris çeviricinin uygun bir şekilde anahtarlanmasıyla 1000 Hz ve 220 Vrms’lik bir gerilime dönüştürülmüştür. Bu ise şekil 7 ve 8’de gösterilmiştir.

Page 89: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

81

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

1 2

Yüksek FrekanslıTransformatör

Vgiriş

g CE

S9

g CE

S8

g CE

S7

g CE

S6

g CE

S5g C

E

S4

g CE

S3

g CE

S2

g CE

S16

g CE

S15

g CE

S14

g CE

S13

g CE

S12

g CE

S11

g CE

S10

g CE

S1

Ryük

R

[S10][S9]

[S8][S7]

[S6][S5]

[S4][S3]

[S16][S15]

[S14][S13]

[S12][S11]

[S2][S1]

C1 C

Şekil 6. Matris Çeviricilerle Oluşturulan PET Sistemi

0 0.01 0.02 0.03 0.04 0.05 0.06 0.07 0.08 0.09 0.1

-300

-200

-100

0

100

200

300

Zaman (sn)

Gir

is G

erili

mi (

V)

Şekil 7. 50 Hz 220 Vrms Giriş Gerilimi

0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025 0.03 0.035 0.04

-300

-200

-100

0

100

200

300

Zaman (sn)

Pri

mer

Gir

is G

erili

mi (

V)

Şekil 8. 1000 Hz 220 Vrms Primer Gerilimi

Primerdeki 1000 Hz’lik gerilim yüksek frekanslı transformatöre iletilir. Bu gerilim transformatörün dönüştürme oranına göre sekonder kısımda yüksek

frekanslı bir gerilim haline getirilir. Bu çalışmada yüksek frekanslı transformatörün dönüştürme oranı 1:2 olarak alınmıştır. Sekonder kısımdaki 1000

Page 90: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

82

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

Hz’lik gerilim matris çevirici ile çıkış kısmındaki yük için 50 Hz frekansa dönüştürülür ve yüke

istenilen güç aktarılmış olur. Şekil 9’da 1000 Hz frekansa sahip sekonder gerilimi gösterilmiştir.

0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025 0.03 0.035 0.04

-600

-400

-200

0

200

400

600

Zaman (sn)

Se

ko

nd

er

Ge

rilim

i (V

)

Şekil 9. 1000 Hz 220 Vrms Sekonder Gerilimi

Sekonderdeki yüksek frekanslı gerilimi ise sekonder kısımdaki matris çevirici ile 50 Hz frekansa sahip gerilim ve akıma dönüştürülür. Yük üzerindeki gerilim ve akım ise şekil 10 ve 11’de verilmiştir. Şekillerden de görüldüğü gibi akım ile gerilimin profili sinüse benzemekte ve aynı fazda oldukları da görülmektedir. Bu bakımdan birim güç faktörü 1’dir.

0 0.02 0.04 0.06 0.08 0.1 0.12 0.14 0.16 0.18 0.2-1.5

-1

-0.5

0

0.5

1

1.5

Zaman (sn)

k A

kim

i (A

)

Şekil 10. Yük Akımı

0 0.02 0.04 0.06 0.08 0.1 0.12 0.14 0.16 0.18 0.2

-600

-400

-200

0

200

400

600

Zaman (sn)

Çik

is G

eri

limi (

V)

Şekil 11. Yük Gerilimi

PET sisteminin çıkışındaki akım ve gerilimin toplam harmonik bozulumlarına (THD) ait Hızlı Fourier Dönüşümü (FFT) Matlab/Simulink programının Powergui FFT Analysis Tool ile gerçekleştiril-miş ve şekil 12 ve 13’de verilmiştir. Akım ve gerilimin THD değerleri %1.09’dur. Bu değerin ise Uluslararası IEC 519-1992 standartları içinde kabul edilebilir bir değerde olduğu belirlenmiştir.

0.2 0.225 0.25 0.275 0.3-1.5

-1

-0.5

0

0.5

1

1.5

Time (s)

0 5 10 15 200

5

10

15

20

Harmonic order

Fundamental (50Hz) = 1.036 , THD= 1.09%

Ma

g (

% o

f F

un

da

me

nta

l)

Şekil 12. Yük Akımının FFT Analizi

Page 91: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

83

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

0.2 0.225 0.25 0.275 0.3

-500

0

500

Time (s)

0 5 10 15 200

5

10

15

20

Harmonic order

Fundamental (50Hz) = 621.8 , THD= 1.09%

Ma

g (

% o

f F

un

da

me

nta

l)

Şekil 13. Yük Geriliminin FFT Analizi

5. SONUÇLAR

Bu çalışmada günümüzde üzerinde birçok çalışmada ve farklı denetim topolojileri gerçekleştirilen PET sistemleri üzerinde durulmuştur. Gerçekleştirilen PET sisteminin hem primer hem de sekonder kısmı DC-link kapasitesine ihtiyaç duymadığı için matris çeviriciler ile denetlenmiştir. Primer ve sekonder kısmındaki matris çeviriciler sabit anahtarlama fre-kansı tekniğine göre anahtarlama yapmıştır. Matris çeviriciler farklı anahtarlama tekniği yöntemleriyle de denetlenerek PET sistemlerinin performansları arttırılabilir. PET yapılarındaki en önemli amaç ise transformatörlerin boyutlarının küçültülmesi, denetlenebilir birim güç faktörü, enerji kalitesinin iyileştirilmesi ve THD değerlerinin azaltılmasıdır. Çalışmada birim güç faktörü 1 ve THD değeri ise %1.09 olarak belirlenmiştir. Bu ise enerji kalitesi bakımından tatmin edicidir. Ayrıca yük akımının THD değerinin ise uluslararası standartlara göre %5’in altında olması ise çok önemlidir. Sonuç olarak, Matris çeviricilerin anahtarlama teknikleri değiştirilerek performansları daha etkin hale geti-rilebilir ve PET sistemlerinin verimi arttırılabilir.

KAYNAKLAR

AARTHI, G., PORSELVI, T., (2012). Mode-ling and Simulation of Single Phase Matrix Converter using PWM. Paper presented at the Computing, Electronics and Electrical Technologies (ICCEET), 2012 International Conference on

ABRAHAM, N.T., KUMAR, C.A.P., & MATHEW, S.L., (2014). Application of AGPU for Matrix Converters. International Journal of Power Electronics and Drive System (IJPEDS), 5(1), 129-134

ACIKGOZ, H., SEKKELI, M., (2014a). Design and Analysis of Power Electronic Transformer. Paper presented at the International Symposium On Innovative Technologies In Engineering And Science, Karabük

ACIKGOZ, H., SEKKELI, M., (2014b). Simula-tion Study Of Power Electronic Transformers with Fuzzy Logic Controller International Refereed Journal of Engineering And Sci-ences, 1(1), 28-44

ARVINDAN, A. N., & PRABU, A. S. A. R., (2011). Efficacy of symmetrical multipulse modulation in the single-phase matrix converter topology. Paper presented at the Sustainable Energy and Intelligent Systems (SEISCON 2011), International Conference on

BAHAROM, R., HAMZAH, N. R., & HAM-ZAH, M. K., (2011). Advanced single-phase AC-DC converter using single-phase matrix converter topology. Paper presented at the Electrical, Control and Computer Engineering (INECCE), 2011 International Conference on

Page 92: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

84

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

BANAEI, M. R., & SALARY, E., (2011). Power quality improvement based on novel power electronic transformer. Paper presented at the Power Electronics, Drive Systems and Technologies Conference (PEDSTC).

BARATER, D., BUTICCHI, G., CONCARI, C., CONCARI, L., & FRANCESCHINI, G., (2013). Single-phase matrix converter for ac-tive power filter applications. Paper presented at the Industrial Electronics Society, IECON 2013-39th Annual Conference of the IEEE

BASU, K., & MOHAN, N., (2014). A Single-Stage Power Electronic Transformer for a Three-Phase PWM AC/AC Drive With Source-Based Commutation of Leakage Energy and Com-mon-Mode Voltage Suppression. Industrial Electronics, IEEE Transactions on, 61(11), 5881-5893. doi: 10.1109/TIE.2014.2311393

GUJARATHI, P. K., MOHITE, S. B., & DESH-MUKH, B. T., (2007). A novel single phase multimode matrix converter. Paper presen-ted at the Information and Communication Technology in Electrical Sciences (ICTES 2007), 2007. ICTES. IET-UK International Conference on

HANAFI, H. M., HAMZAH, M. K., & HAM-ZAH, N. R., (2009). Modeling of electronic transformer design with the implementation of Single-Phase Matrix Converter using MATLAB/Simulink. Paper presented at the Research and Development (SCOReD), 2009 IEEE Student Conference on

IMAN-EINI, H., FARHANGI, SH, SCHANEN, J. L., & AIME, J., (2007). Design of Power Electronic Transformer based on Cascaded

H-bridge Multilevel Converter. Paper presented at the Industrial Electronics, 2007. ISIE 2007. IEEE International Symposium on

JAISWAL, J. L., BISWAS, A., & AGARWAL, V., (2012). Implementation of Single phase matrix converter as generalized single pha-se converter. Paper presented at the Power, Control and Embedded Systems (ICPCES), 2012 2nd International Conference on

JOSE, P. S., DEEPIKA, N. C., & NISHA, S. N., (2011). Applications of single phase matrix converter. Paper presented at the Emerging Trends in Electrical and Computer Technology (ICETECT), 2011 International Conference on

KUNOV, G., (2014). Matlab-Simulink model of solid-state transformer realized with matrix converters. Paper presented at the Electrical Apparatus and Technologies (SIELA), 2014 18th International Symposium on

MAHALAKSHMI, G., JAMNA, A., & JAMUNA, V., (2012). A single phase matrix converter for AGPU. Paper presented at the Compu-ting, Electronics and Electrical Technologies (ICCEET), 2012 International Conference on

MAZGAR, F. N., HAGH, M. T., & BABAEI, E., (2012). Distribution electronic power transformer with reduced number of po-wer switches. Paper presented at the Power Electronics and Drive Systems Technology (PEDSTC), 2012 3rd

McMURRAY W.,(1970). Power converter circuits having a high- frequency link, U.S Patent 3,517,300

Page 93: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

85

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:16 K:21

(Elektrik – Elektronik) & (Electricity – Electronics)www.hmfdergisi.com

MIURA, Y., KOKUBO, S., MAEKAWA, D., HORIE, S., ISE, T., MOMOSE, T., & SATO, Y., (2008). Power modulation control of a three-phase to single-phase matrix converter for a gas engine cogeneration system. Paper presented at the Power Electronics Specialists Conference, 2008. PESC 2008. IEEE

PRAKASH, T.R.D., & KUMAR, R.S., (2013). Design of Single Phase Power Electronic Transformer for Low Voltage Miniature Synchronous Wind Electric Generator. In-ternational Journal of Advanced Information Science and Technology (IJAIST), 19(19), 1-8

SAYRI, M. R., & K., BHAVANA., (2013). A Comparison Study of Solid State Transfor-mers Using Different Switching Techniques. International Journal of Science and Research (IJSR), 2(7), 314-318

VENKAT, J., SHUKLA, A., & KULKARNI, S. V., (2013). A novel dq-vector based control for the three phase active rectifier in a po-wer electronic transformer. Paper presented at the India Conference (INDICON), 2013 Annual IEEE

VENTURINI, M., ALESINA, A., (1980). The generalized transformers: a new bi-directional wave form frequency converter with conti-nuously adjustable input power factor, IEEE PESC. pp-242-252

Page 94: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

86

YAŞLANDIRILABİLİR ALÜMİNYUM ALAŞIMLARINDA MEKANİK ÖZELLİKLERİN İYİLEŞTİRİLEBİLMESİ İÇİN YAPILAN BİR ÇALIŞMA

A STUDY TO IMPROVE THE MECHANICAL PROPERTIES OF AGED ALUMINUM ALLOYS

Hasan DEMİRTAŞ1, Çağdaş FİLİZ2

1Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Elektrik-Enerji Bölümü2Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Makine ve Metal Teknolojileri Bölümü

Özet: Orta mukavemetli alaşımlardan olan 6000 seri alüminyum alaşımları (Al-Mg-Si), araç kaportalarında ve ekstürüzyon ürünlerinde yaygın kullanım alanına sahiptir. Bu seri içerisinde en yaygın kullanım alanına sahip alaşım, 6061 alaşımıdır. Solisyona alma ve son-rası yaşlandırma işlemi ile, bu alaşımlar T6 durumuna getirilmektedir. Bu işlem normal yaşlandırma (NY) olarak isimlendirilmektedir. Yaşlandırma işlemi, son yıllarda ara verilerek yapılmaya başlanmıştır. Bu iş-lemde; yaşlandırılmaya başladıktan kısa bir süre sonra malzeme birdenbire soğutulmakta ve belirli sürelerde yaşlandırma sıcaklığından daha düşük sıcaklıklarda tutulmaktadır. Daha sonra normal yaşlandırma işlemine devam edilmektedir. 6061-O alaşımı, bu çalışma kap-samında 20 dk. ve 90 dk. süreyle hem normal hem de ara verilerek yaşlandırma (AVY) işlemine tabi tutularak malzemenin mekanik özellikleri değerlendirilmiştir. Hem 20 dk. hem de 90 dk. için yapılan ara verilerek yaşlandırmada, malzemenin % uzamasının önemli ölçüde artış gösterdiği saptanmıştır. Şekillendirme açısından, bu sonuçlar büyük önem taşımaktadır.

Anahtar Kelimeler: Ara Verilerek Yaşlandırma, Yaşlandırma, Solüsyona Alma, 6061, T6

Abstract: One of the medium strength alloys 6000 series aluminum alloys that are widely used as au-tomobile body materials and extruded products. In this series one of the most extensively used alloy is 6061 alloy. With following aging process after solu-tion heat treatment, these alloys are strengthened and brought to T6 condition. This process is called as a normal aging process. Aging, in recent years has been performed by interrupted process. In this process; a short period of time after aging processes started, the material is fast cooled and kept at a low temperature for a certain period of time. Finally the normal ag-ing process is continued. 6061-O alloy, in this study was aged both normal and interrupted processes for 20 and 90 min. to evaluate mechanical properties of the material. It was found that % elongations were considerably increased for interrupted aging with respect to normal aging. In terms of formability, these results have great importance.

Key Words: Interrupted Aging, Aging, Solution Heat Treatment, 6061, T6

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİ

Page 95: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

87

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

1. GİRİŞ

Alüminyum boksit yataklarından çıkarıldıktan sonra işlenerek saf olarak üretilir. Hafif metaller sınıfından olan alüminyum, yumuşak ve demirden 3 kat daha hafif bir metaldir. Diğer metallerin katılması ile yoğunluğu önemli ölçüde değiş-memekle birlikte, mukavemeti önemli ölçüde artmaktadır. Bu özeliklerinden dolayı alüminyum mukavemetinin ağırlığına oranı çok yüksektir ve bu onun en önemli özelliğidir. Alüminyum 40–540 N/mm2 (MPa) ortalama mukavemeti ile bir çok kullanım alanı için optimum çözümler sunmaktadır (Zeytin vd., 2000).

Al-Mg-Si alaşımları ise, hem korozyon dayanımı hem de mukavemet bakımından tatmin edici özellik kombinasyonuna sahiptirler: Korozyon dayanımları, yaşlandırılamayan (çökelti partikülleri içermeyen) alaşımlarınkilere yaklaşırken, mukavemetleri de Al-Zn-Mg ve Al-Cu-Mg alaşımlarının kullanım alanları doğrultusundaki yerlerde uygulama bulabilecek düzeydedir. (Rm≈150÷350 N/mm2): Yapı malzemeleri olarak (pencere, kapı gibi), taşıt veya diğer makine konstrüksiyonlarında kullanılan başka profillerin ve kimya sanayinde iletim veya depolama ünitelerinin üretiminde bu alaşımlardan yararlanılır (Demirci, 2004).

Genellikle Mg ve Si oranları düşük (Mg2Si oluş-masına yarayacak kadar) tutulur (%Mg≈0,4÷1,4 ; %Si≈0,3÷1,5 mertebesinde). Silisyum oranının arttırılması halinde (~%11) aşınma dayanımı genel olarak artar (aşınma dayanımı yanında ısıl genleşme katsayısının da düşmesiyle bu alaşımlar piston üretimine uygun düşer) (Demirci, 2004).

Yaşlandırma işlemi başta alüminyum olmak üzere demir dışı metallerde ve yüksek dayanımlı paslan-

maz çeliklerde sertleştirme amacıyla kullanılan en önemli ısıl işlemdir. Başta havacılık olmak üzere çeşitli sanayi dallarında kullanılan alüminyumlar yaşlandırma işlemiyle sertleştirilirler (Güleryüz, 2001). Çökelme sertleşmesi adıyla da bilinen yaşlandırma sertleşmesi işleminde amaç, sert yapıya sahip ikinci fazı ince bir şekilde matris fazının içinde çökeltmektir. İlkin aşırı doymuş bir faz elde edilir, daha sonra matris fazından, zaman ve sıcaklığın etkisiyle ikinci fazın çökeltilmesi amaçlanır. Çökeltilerin boyutu, aralarındaki mesafe ve kafesle olan bağdaşıklıkları da kontrol edilerek sertlik seviyesi ayarlanır (Demirkol, 2006).

Yaşlandırma işlemi eğer oda sıcaklığında gerçek-leştirilirse doğal yaşlanma, daha yüksek sıcaklık-larda gerçekleştirilirse yapay yaşlandırma adını alır. Yaşlandırma sertleştirmesi işleminde ilk adım katı çözeltiye alma, daha sonraki adım su verme ile aşırı doymuş çözeltiyi elde etme ve en son adım da yaşlandırarak istenen özelliklerde ikinci faz parçacıklarını elde etmedir (Demirkol, 2006).

Alüminyum alaşımlarının yaşlandırılmasının temel amacı mekanik özellikleri iyileştirmek için malzemenin iç yapısında ince sert ve uyumlu çökeltinin oluşmasını ve dağılımını sağlamaktır. Genel olarak yaşlandırma, kullanım sıcaklığında termodinamik denge halinde bünyesinde en az iki faz ihtiva eden malzemeyi hızlı soğutmak suretiyle denge yapısı fazlarının oluşumuna fırsat vermeden tek fazlı kararsız dengeli yapıya dönüştürülebilen alaşımlara uygulanabilir (Demirtaş, 2009).

Yaşlanma, aşırı doymuş katı fazdan, zaman ve sıcaklık etkisi ile yeni bir fazın çökelmesi sonucu malzemenin fiziksel ve mekaniksel özelliklerinin gelişmesidir. Yaşlanma meydana gelebilmesi için başlıca iki kademe mevcuttur. Bunlar sırasıyla;

Page 96: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

88

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

çözeltiye alma ve çökelme işlemidir (Callister, 2007).

Alaşım elementlerinden silisyumun alüminyu-ma etkisi: Silisyum ilavesi; alaşımın akıcılık, korozyon direnci, kaynak kabiliyeti özelliklerini iyileştirmektedir. Ayrıca, tane boyutu küçültme ve modifikasyon işlemleri ile iyi işlenebilme özelliği sağlanır. Silisyumun mekanik özelliklere katkısı, alaşımın bileşimine ve mikro yapısına bağlıdır. Küçük ve yuvarlak şekilli Al tanecikleri ve Al-Si ötektiği mukavemet artışı sağlar. İğnecik şeklindeki Al-Si ötektiği ise çekme mukavemetini arttırmakla beraber; sünekliğini, darbe ve yorulma mukavemetini düşürür (Turhan, 2002). Alaşım elementlerinden magnezyumun alüminyuma etkisi: Al-Si alaşımlarına, %0,25-0,5 gibi küçük miktarlarda magnezyum ilave edilmesi, alaşımın ısıl işlem kabiliyeti kazanmasına neden olmaktadır. Magnezyum; alaşıma yüksek mukavemet ve koroz-

yon direnci kazandırır, kaynak kabiliyetini arttırır. Düşük silisyum alaşımlarında, %3-6 gibi yüksek oranlarda magnezyum kullanımı, oksitlenmeyi azaltan yönde etki yapar. Alaşımda yüksek oranda demirin bulunması; sünekliği, işlenebilirliği ve ani yük değişimlerine direnci azaltır. Magnezyum, ötektik altı Al-Si alaşımlarında, demirin mekanik özelliklere yaptığı olumsuz etkiyi giderir ve muka-vemet, korozyon direnci ve aşınma direncini arttırır (Brown, 1999; Turhan, 2002). Kısa süreli yapay yaşlandırılmış bir malzemenin düşük sıcaklıklarda bekletildikten sonra tekrar yaşlandırılması olayına ara verilerek yaşlandırma denir. Bu işlemin meka-nik özellikleri iyileştirdiği saptanmıştır (Lumley vd., 2002). TX1IX2 şeklinde, bu yaşlandırma türü gösterilmektedir. Normal yaşlandırma şeklini TX1; ara verilerek yaşlandırma yapıldığını I; ara verilerek yaşlandırmadan sonraki yaşlandırma şeklini ise X2 göstermektedir (Lumley vd., 2000).

TA

TB

TC

TD

Şekil 1. Ara Vererek Yaşlandırma İşleminin Grafiksel Gösterimi (Lumley vd., 2000)

Page 97: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

89

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

Grafikte; Solüsyona alma işlemi (TA): Faz diyagra-mında malzemenin solvüs sıcaklığının üzerinde bir sıcaklıkta bekletilmesi işlemidir. Yapay yaşlandırma işlemi (TB): Malzemenin belirli bir sıcaklıkta tutul-ması işlemidir. Ara vererek yaşlandırma sırasında yeni uyumlu yapıların oluşması sağlanması için bu işlemin kısa bir sürede yapılması gerekmektedir. Bu durum malzemenin dayanımını arttırabilmek-tedir (Lumley vd., 2000). Literatürde bu süre genellikle 20 dk. olarak belirlenmiştir. Ara vererek yaşlandırma işlemi (TC): Düşük sıcaklıklarda uzun sürelerde malzemenin bekletilmesi işlemidir. Bu işlem esnasında uygulanan sıcaklığın 50oC’nin altında olması durumunda malzemenin mekanik özelliklerinde fazla bir değişiklik meydana gelme-diği gözlemlenmiştir (Bahrami vd., 2008). Genel

olarak ara vererek yaşlandırma sıcaklığı 65oC olarak tercih edilmiştir (Buha vd., 2007; Lumley vd., 2000; Lumley vd., 2002; Lumley vd., 2003). Yapay yaşlandırma işlemi (TD): Malzemenin son olarak yaşlandırılması işlemidir.

Bu işlem esnasında normal yaşlandırma işlemi gibi uzun bir süre belli bir sıcaklıkta malzeme bekletilmektedir. Alaşımın türüne göre bu süre değişmektedir. Literatürde 6061 alaşımları için bu süre 6-24 saat aralığındadır (Buha vd., 2007; Lumley vd., 2002). Süre ve sıcaklığın yanı sıra soğutma işleminin de ara vererek yaşlandırma işlemi için malzeme üzerinde etkisi bulunmaktadır. Ara vererek yaşlandırma işlemi yapılmış malzemedeki soğutma şekillerine göre sertlik değişimleri şekil 2’de verilmiştir (Lumley vd., 2003).

0 200 400 600 800105

110

115

120

125

130

135

Sertl

ik De

ðerle

ri [H

V]

Süre [Saat]

-15 0C dinlendirme 65 0C dinlendirme

Ara vererek yaþlandýrma iþlemi sýcaklýðý 650C

Şekil 2. Soğutma Şekilleri Ve Sertlik Değerleri (Lumley vd., 2003)

Ara vererek yaşlandırma yapılan malzemelerin, normal yaşlandırma işlemine göre mekanik özellikleri daha yüksek olarak elde edilmiştir. Bunun nedeni

ise T6IX yapısında bulunan Ө ile α tanelerinin T6 yapısına nazaran daha sık ve düzenli olmasıdır. Bu yüzden mekanik özelliklerdeki iyileşmenin

Page 98: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

90

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

çökelti oranına, dağılımına ve boyutlarına bağlı olarak değiştiği düşünülmektedir (Lumley vd., 2002; Lumley vd., 2003).

2. MATERYAL VE YÖNTEM

6XXX serisi alaşımlar içinde 6061 alüminyum alaşımı en yaygın olanıdır. 6061 alüminyum alaşımı ısıl işlem uygulanarak farklı mekanik özellikler

kazandırılabilmesinden dolayı yaygın kullanım alanına sahiptir. Malzemenin yapay yaşlandırma ısıl işlemi sonrası sertliğinde, bu alaşımın temel elementleri olan Si ve Mg miktarlarının büyük önemi vardır. 6061 alüminyum alaşımının farklı yaşlandırma karakteristiklerinde mekanik özel-liklerinin karşılaştırılması Tablo 1’de verilmiştir (Anonim, 2012).

Tablo 1. 6061 Alüminyum Alaşımının Farklı Yaşlandırma Karakteristiklerinde Mekanik Özelliklerinin Karşılaştırılması (Anonim, 2012)

Değerlendirme: A: Mükemmel B: İyi C: Orta D: Zayıf

Bu çalışma kapsamında ise 25 mm. çapındaki silindirik çubuklardan ASTM E 8M standardına göre CNC torna ile silindirik çekme numunesi hazırlanarak yaşlandırma işlemi yapılmış ve me-

kanik özelliklerin değişimi incelenmiştir. Şekil 3’de ASTM E 8M standardına göre hazırlanmış numune boyutları gösterilmiştir.

Page 99: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

91

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 3. Çekme Deney Numune Ölçüleri (mm.)

Malzemenin bünyesinde bulunan elementler, spectral analiz sonuçları alınarak tespit edilmiş ve Tablo 2’de gösterilmiştir.

Tablo 2. 6061-O Alaşımının % Ağırlıkça Kimyasal Kompozisyonu

Mg Si Fe Cu Mn Zn Cr

0,91 0,80 0,456 0,321 0,212 0,178 0,021

Bu çalışmada, ara vererek yaşlandırmada zamanın mekanik özelliklere etkisi inceleneceğinden dolayı her yaşlandırma safhasında farklı zaman aralıkları

kullanılmıştır. Aşağıdaki grafikte sıcaklıklar ve zaman aralıkları gösterilmektedir.

Şekil 4. Ara Vererek Yaşlandırma Safhaları

Solüsyona alma işlemi yaşlandırmanın ilk basa-mağıdır; denge diyagramından, solüsyona alma işlemi için gerekli olan sıcaklık değerleri seçilmiştir.

6061 alüminyum alaşımı için denge diyagramı aşağıda Şekil 5’te gösterilmiştir (Anonim, 2013).

Page 100: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

92

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

Şekil 5. 6061 Alüminyum Alaşımı Denge Diyagramı (Anonim, 2013)

Malzemenin bünyesindeki Mg2Si oranı, Tablo 2’deki değerler göz önüne alındığında % 1,45 olarak bulunur. 6061 alüminyum alaşımı denge diyagramından da anlaşılabileceği gibi bu alaşım için 2 saat süre ve 550oC sıcaklık belirlenmiştir. Isıl karakteristiği gösterim şekilleri ve sıcaklık değerleri aşağıda Tablo 3’te verilmiştir.

Tablo 3. Isıl Karakteristikler

TA TB TC TD

Sıcaklık [oC] 550 177 65 177

Dinlendirme ise soğuk su ile soğutma işlemi en hızlı olacak şekilde yapılmıştır. Suda dinlendirme işlemi solüsyona alma işleminden sonra 4 saat yapılmış ve malzeme yapısındaki aşırı doymuş α yapılarının istenen düzeyde olması sağlanmıştır. Diğer dinlendirme aşamalarında ise malzeme soğutulduğu anda sudan alınmıştır.

Daha önceden bu konuda yapılmış olan diğer literatür çalışmaları değerlendirilerek yaşlandırma

sıcaklıkları seçilmiştir (Lumley vd., 2002; Lumley vd., 2003). Yaşlandırma süresi TD ise 20 dk. ve 90 dk. olarak seçilmiştir. Yaşlandırma işlemi yapılmış numunelerin her birinden; iki adet bir ucundan ve iki adet de diğer ucundan olmak üzere toplam 4 adet sertlik ölçümü yapılmıştır. Her yaşlandırma aşaması için böylece 12 adet değer ölçülmüş ve bu değerlerin ortalaması alınmıştır. Mitutoyo HV-100 model Vickers sertlik ölçüm cihazı ile sertlik ölçümleri yapılmıştır.

Çekme deneyi yapılarak sertlik değerleri ölçülmüş olan numunelerin; akma gerilmesi, maksimum gerilme, pekleşme katsayısı, mukavemet katsayısı ve birim deformasyon gibi mekanik özellikleri incelenmiştir. Her deney şartı için karşılaştırmalar yapılmıştır. Grafiklerde referans değeri olarak; solüsyona alma işleminden sonra ara verilerek yaşlandırma işlemi yapılmamış, numunenin deney sonuçları alınmıştır. Shimadzu AGS100kN model çekme deney cihazında deneyler yapılmıştır. Çekme deneyi cihazı, bir fırın ve bir de video ekstenso-

Page 101: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

93

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

metre ile birlikte çalışmaktadır. Deneylerde video ekstensometre kullanılmasının nedeni malzemede oluşan uzamayı temassız ölçebilmek içindir.

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

Malzemenin birim deformasyon değerleri, ara verilerek yaşlandırma yapılmış tüm 20 ve 90

dk. deney şartları için başlangıç değerlerine göre yükselmesine rağmen 3 günlük deney şartı hariç diğer ara verilerek yaşlandırma işlemlerinde gerilme değerleri azalmıştır. Aşağıda gerilme değerlerinde ve birim deformasyon değerlerinde en iyi sonuçlar alınan 3 ve 7 gün deney şartlarının gerilme-birim deformasyon eğrileri verilmiştir.

0,00 0,08 0,16 0,24 0,32 0,40

0

75

150

225

300

375

450

NY 20dk. NY 90dk. 20dk.* 90dk.*

Ger

ilme

[MPa]

Birim Deformasyon (%)

* 3 gün ara verilerek yaþlandýrma yapýlmýþtýr.

Şekil 6. Gerilme-Birim Deformasyon Eğrileri

0,00 0,08 0,16 0,24 0,32 0,40

0

75

150

225

300

375

450

NY 20dk.NY 90dk.AVY 20dk.*AVY 90dk.*

Ger

ilme

[MPa]

Birim Deformasyon [%]

* 7 gün ara verilerek yaþlandýrma yapýlmýþtýr.

Şekil 7. Gerilme-Birim Deformasyon Eğrileri

Page 102: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

94

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

Deneylerden elde edilen veriler Tablo 4’te özetlenmiştir.

Tablo 4. Yaşlandırma Şekillerine Göre Mekanik Özellik Değişimi

Ara verilerek yapılan yaşlandırmada Tablo 4’te görüldüğü üzere normal yaşlandırma sonucu elde edilen maksimum çekme dayanımı, akma dayanımı, mukavemet katsayısı değerlerine göre azalışlar gözlemlenmiştir. n değerlerindeki deği-şimler çok fazla olmamıştır. 20 dk. ara verilerek yapılan yaşlandırmada, sertlik ölçümlerinde artışlar görülmüştür. 1 gün sonunda ise en bü-yük artış elde edilmiştir. 90dk.’da ara verilerek yapılan yaşlandırmada ise sertlik değerlerinde önemli bir değişim olmamıştır. En çok dikkat çeken sonuçlar, bu çalışmada % toplam uzama miktarında olmuştur. Normal yaşlandırmada elde edilen değerlerden daha büyük değerler, her iki ara verilerek yapılan yaşlandırma durumlarında elde edilmiştir. Elde edilen bu sonuçlardan; ara verilerek yapılan yaşlandırmanın, malzemenin şekillendirme kabiliyetini iyileştirdiği sonucuna varılmıştır. Burada 20dk ile 90dk arasındaki ara değerlerde de çalışma yapılmasının gerekli olduğu kanısına varılmıştır ve bu çalışmalardan uygun bekletme süresinin tespit edilmesi gereklilik arz etmektedir. Bu husus ileriki çalışmalarda dikkate alınacaktır.

4. SONUÇLAR

Bu çalışmada 6061-O alüminyum alaşımı için ara verilerek yapılan yaşlandırmanın malzeme-nin mekanik özelliklerine etkisi incelenmiş ve ara verilerek yapılan yaşlandırmanın sonuçları normal yaşlandırma sonucu elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. 20 dk. ve 90 dk. ara verilerek yapılan yaşlandırma durumlarında maksimum çekme dayanımı, akma dayanımı ve mukavemet katsayısı değerlerinde; normal yaşlandırma de-ğerlerine göre 20 dk.’lık ara verilerek ve 3 gün bekletilerek yaşlandırılan malzemenin deney sonuçları hariç düşüşler gözlemlenmiştir. n değe-rinde ise önemli değişimler tespit edilmemiştir. 20 dk. için önemli bir artış olmasına rağmen 90 dk. için dikkate değer bir değişim, sertlik değerinde gözlenmemiştir. % toplam uzamada her iki durum için iyileşmeler görülmüş olup önemli miktarda şekillendirilebilirlik artmıştır.

Page 103: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

95

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK ve FEN BİLİMLERİ DERGİSİ International Refereed Journal of Engineering And Sciences

September / October / November / December 2014 Issue: 02 Volume: 01 Autumn Winter ID:17 K:52

(Makine – Mühendisliği) & (Machinery - Engineering)www.hmfdergisi.com

KAYNAKLAR

“ANONİM-1” (2008). http://www.alcoa.com/gcfp/catalog/pdf/alcoa_alloy_6061.pdf,24.07.2008

“ANONİM-2” (2009). http://www.me.uh.edu/ceramics/3445LabManual/2.AGEHARDE-NING. pdf 10.01.2009

BAHRAMI, A., MIROUX, A., KESTENS, L., (2008). An Age Hardening Model For Inter-rupted Ageing Of The Alloy AA6061, Metal Forming, 2

BROWN, J. R., (1999). FosecoNon-Ferrous Foundryman’s Handbook, Butterwort-Hei-nemann, Oxford, 11:340

BUHA, J., LUMLEY, R. N., CROSKY, A. G., HONO, K., (2007). Secondary Precipitation In An Al–Mg–Si–Cu Alloy, Acta Materialia, 55, 3015-3024

CALLISTER, W. D., (2007). Materials Science And Engineering An Introduction, John Wiley & Sons, Inc., USA

DEMİRCİ, A. H., (2004). Mühendislik Malzeme-leri-Önemli Endüstriyel Malzemeler Ve Isıl İşlemleri, Aktüel Yayınları, İstanbul. ss.128-129

DEMİRKOL, M., (2006). Malzemelerin Meka-nik Davranışı, Ders Notları, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul. ss.3-10

DEMİRTAŞ, H., (2009). 6061 Alüminyum Ala-şımlarında Ara Verilerek Yapılan Yaşlandırma İşleminin Malzeme Mekanik Özelliklerine Etkisinin İncelenmesi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Niğde. ss.5

GÜLERYÜZ, C.G., (2001). 8090 Alüminyum Lityum Alaşımlarında Retrogasyon Ardından Yeniden Yaşlandırma Isıl İşlemiyle Özellik-lerin Optimizasyonu, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. ss.17

LUMLEY, R. N., POLMEAR, I. J., MORTON, A. J., (2000). International Patent Application PCT/AU00/01601

LUMLEY, R. N., POLMEAR, I. J., MORTON, A. J., (2002). Mater. Sci. Forum, 893, 396-402

LUMLEY, R. N., POLMEAR, I. J., MORTON, A. J., (2003). Interrupted Aging And Secondary Precipitation In Aluminium Alloys, Materials Science And Technology, 19, 1483-1490

TURHAN, S., (2002). Alüminyumun Mekanik Özelliklerine Ve Aşınma Dayanımlarına Mag-nezyumun Ve Silisyumun Etkisi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniver-sitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. ss.64

ZEYTİN, H. K., TEYMUR, B., ARISOY, O., (2000). Alüminyum Alaşımları Otomotiv Endüstrisinde Uygulamaları Ve Geleceği, MAM-MKTAE/OSD

Page 104: ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN ...system fuzzy logic based control is more preferred than conventional control methods. Hybrid control methods that is used the PID controller

96

ULUSLARARASI HAKEMLİ MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ DERGİSİAdres Atakent Mah. Akasya 1 Evlerr C2/23 Blok Kat 4 Darre 17 Halkalı Küçükçekmece İstanbul

Web: http://www.hmfdergrsr.comE-marl: [email protected]