12
TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu International Geography Symposium on the 30 th Anniversary of TUCAUM 3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara 239 Umurbey Deltası Kıyı Çizgisinin Zamansal Değişiminin Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Belirlenmesi Determination of temporal change of Umurbey Delta coastline using remote sensing and geographical information systems Derya Çakaroz *1 , Beyhan Öztürk 1 , Emre Özelkan 2 1 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Terzioğlu Kampüsü, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Çanakkale 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Terzioğlu Kampüsü, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Çanakkale Öz: Bu araştırmada uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri yöntemleri kullanılarak 1993-2018 yılları arasında Çanakkale ilinin, Lapseki ilçesi sınırları içerisinde yer alan Umurbey Deltası’nın kıyı çizgisi değişimi incelenmiştir. Araştırma sahasında meydana gelen değişimlerin belirlenmesinde 1993, 1998, 2003, 2008, 2013 ve 2018 yılları Temmuz ayı ilk iki haftasında elde edilen Landsat 5 TM ve Landsat 8 OLI/TIRS uydu görüntüleri kullanılmıştır. Kıyı çizgisinin ve kara-deniz ayrımının belirlenmesi uydu görüntülerinden üretilen modifiye normalize edilmiş su indisi (MNDWI) kullanılarak gerçekleştirilen değişim analizi ile yapılmıştır. Görüntüler 1993-1998, 1998-2003, 2003-2008, 2008-2013, 2013-2018 ve son olarak da 1993-2018 yılları arasında olmak üzere beşer yıllık zaman aralıklarında 6 farklı dönem şeklinde çakıştırılarak, delta kıyısında meydana gelen değişimler ve bu değişimlerin oranları coğrafi bilgi sistemleri ortamında (CBS) hesaplanmıştır. Bu değişimin doğal kaynaklı etkisi haricinde, antropojenik kaynaklı olarak Umurbey çayı üzerine 1995 yılında inşa edilen Umurbey barajının etkisinden kaynaklandığı ve Umurbey deltanın kıyı çizgisinde uzun yıllar içerisinde gerilemeye sebep olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kıyı çizgisi değişimi, Uzaktan algılama, CBS, Umurbey Deltası Abstract: In this research, the temporal change of coastline of Umurbey Delta, which is located within the boundaries of Lapseki district of Çanakkale province, was investigated by using remote sensing and geographic information system (GIS) methods. In order to determine the changes, Landsat 5 TM and Landsat 8 OLI / TIRS satellite images obtained in the first two weeks of July 1993, 1998, 2003, 2008, 2013 and 2018 were used. The determination of coastline and land- sea distinction was made by the change analysis performed using modified normalized difference water index (MNDWI) produced from satellite images. In 1993-1998, 1998-2003, 2003-2008, 2008-2013 and 2013-2018 5 different term in five years period and finally in the period of 1993-2018, the changes and its rates were calculated in GIS. Apart from the natural source effect, it was determined that the Umurbey dam built on the Umurbey Stream as an anthropogenic source in 1995 was effective and caused regression on the coastline of the delta for many years. Keywords: Coastline change, Remote sensing, GIS, Umurbey Delta * İletişim yazarı: Derya Çakaroz, e-posta: [email protected]

Umurbey Deltası Kıyı Çizgisinin Zamansal …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2018/12...aındırdığı yamaçlarda eğim diktir. Vadi tabanları, Umurbey ovası

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

239

Umurbey Deltası Kıyı Çizgisinin Zamansal Değişiminin Uzaktan

Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Belirlenmesi

Determination of temporal change of Umurbey Delta coastline using remote sensing

and geographical information systems

Derya Çakaroz*1, Beyhan Öztürk1, Emre Özelkan2

1Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Terzioğlu Kampüsü, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Çanakkale 2Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Terzioğlu Kampüsü, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama

Bölümü, Çanakkale

Öz: Bu araştırmada uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri yöntemleri kullanılarak 1993-2018 yılları arasında

Çanakkale ilinin, Lapseki ilçesi sınırları içerisinde yer alan Umurbey Deltası’nın kıyı çizgisi değişimi incelenmiştir.

Araştırma sahasında meydana gelen değişimlerin belirlenmesinde 1993, 1998, 2003, 2008, 2013 ve 2018 yılları

Temmuz ayı ilk iki haftasında elde edilen Landsat 5 TM ve Landsat 8 OLI/TIRS uydu görüntüleri kullanılmıştır. Kıyı

çizgisinin ve kara-deniz ayrımının belirlenmesi uydu görüntülerinden üretilen modifiye normalize edilmiş su indisi

(MNDWI) kullanılarak gerçekleştirilen değişim analizi ile yapılmıştır. Görüntüler 1993-1998, 1998-2003, 2003-2008,

2008-2013, 2013-2018 ve son olarak da 1993-2018 yılları arasında olmak üzere beşer yıllık zaman aralıklarında 6

farklı dönem şeklinde çakıştırılarak, delta kıyısında meydana gelen değişimler ve bu değişimlerin oranları coğrafi bilgi

sistemleri ortamında (CBS) hesaplanmıştır. Bu değişimin doğal kaynaklı etkisi haricinde, antropojenik kaynaklı olarak

Umurbey çayı üzerine 1995 yılında inşa edilen Umurbey barajının etkisinden kaynaklandığı ve Umurbey deltanın kıyı

çizgisinde uzun yıllar içerisinde gerilemeye sebep olduğu belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kıyı çizgisi değişimi, Uzaktan algılama, CBS, Umurbey Deltası

Abstract: In this research, the temporal change of coastline of Umurbey Delta, which is located within the boundaries

of Lapseki district of Çanakkale province, was investigated by using remote sensing and geographic information system

(GIS) methods. In order to determine the changes, Landsat 5 TM and Landsat 8 OLI / TIRS satellite images obtained in

the first two weeks of July 1993, 1998, 2003, 2008, 2013 and 2018 were used. The determination of coastline and land-

sea distinction was made by the change analysis performed using modified normalized difference water index (MNDWI)

produced from satellite images. In 1993-1998, 1998-2003, 2003-2008, 2008-2013 and 2013-2018 5 different term in

five years period and finally in the period of 1993-2018, the changes and its rates were calculated in GIS. Apart from

the natural source effect, it was determined that the Umurbey dam built on the Umurbey Stream as an anthropogenic

source in 1995 was effective and caused regression on the coastline of the delta for many years.

Keywords: Coastline change, Remote sensing, GIS, Umurbey Delta

* İletişim yazarı: Derya Çakaroz, e-posta: [email protected]

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

240

1. Giriş

Deltalar, akarsuyun deniz veya göle döküldüğü ağız kısmında yeterli miktarda sürüklediği

malzemeyi biriktirdiği ve taşınan malzemenin zamanla su yüzeyine yükselerek kara haline geçmesi ile

oluşan alçak kıyılardır (Erinç, 2000a; Erinç, 2000b; Hoşgören, 2014). Deltanın oluşabilmesi için temel şart

akarsuyun taşıdığı malzemeden daha fazlasının dalga ve akıntılar tarafından oradan uzaklaştırılmamasıdır

(Erinç, 2000a; Erinç, 2000b). Akarsuların taşıdıkları malzeme miktarı, deniz dibi topografyası, dalga şiddeti

ve akıntıların durumu ile kabuk hareketi bir diğer deyişle deniz seviyesindeki değişimler delta oluşumunda

belirleyici etkenlerdir (Erinç, 2000b). Ayrıca akarsu ağız kollarının konumu ve zaman içerisinde meydana

gelen değişimler de deltanın gelişiminde önemli rol oynar (Erinç, 2000b).

Kıyılar, dinamik koşullar altında diğer morfolojik şekillere göre daha hızlı değişen sahalardır. Bu

sistemde değişikliğe sebep olan nedenlerden birisi de baraj yapımı ve göllere set çekilmesi gibi insan

kaynaklı etkilerdir (Monroe ve Wicander, 2007). Özellikle birikim sahası olan kıyılara sediment taşınımını

sağlayan akarsulara kurulan barajlar, sistemde kesintiye sebep olurlar (Monroe ve Wicander, 2007). Barajlar,

havzanın yukarı kesimlerinden aşındırılan malzemenin haznelerde tutulması ile sistemde aksamalara neden

olmakta, bu bölgeye taşınan sediment dengesinin bozulması, kıyı çizgilerinde oynamalara sebebiyet

vermektedir (Monroe ve Wicander, 2007).

Kıyılar yıllık, mevsimsel ve günlük olarak doğal sistemler veya insan etkisinde değişime

uğramaktadır (Kapdaşlı, 1997; Doğan, 2008; Kalkan, vd., 2010) Bu değişimler belirli bölge ve zamanda

gerçekleşebildiği gibi periyotlarla da kendini gösterebilmektedir. Kıyılardaki bu değişimin hangi amaçla ve

nasıl kullanıldığının saptanması zamansal değişim analizleri ile mümkündür (Doğan, 2008). Günümüzde pek

çok ülkede kıyılar ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Kıyı morfolojisi adı

altında gerçekleştirilen bu çalışmalar; kıyı süreçleri, uygulamalı kıyı morfolojisi, kıyı kenar çizgisinin

belirlenmesi, deniz seviyesinde meydana gelen değişimler, kıyı çizgisi değişimleri, delta gelişimi ve çevresel

sorunları ele alırlar (Erkal, 2015).

Uydu teknolojilerindeki gelişmeler yeryüzü hakkında hızlı, ekonomik ve yüksek doğrulukta bilgi

edinimini sağlamaktadır (Kavzoğlu ve Çölkesen, 2010; Karaman, vd., 2013). Uydudan uzaktan algılama, su

kütlelerinin, sulak alanların, deltaların ve kıyı şeridinin izlenmesinde ve yönetiminde sıklıkla kullanılan bir

yöntemdir (Xu, 2006; Kavzoğlu ve Çölkesen, 2010; Karaman, vd., 2013; Özelkan ve Karaman, 2018). Uydu

görüntülerinin tüm bantları kullanılarak uygulanan sınıflama yöntemleri yerine uydu görüntülerinin suya

duyarlı bantları kullanılarak oluşturulan su indislerinin kullanımı su çalışmalarında büyük kolaylıklar

sağlamaktadır (Karaman, vd., 2018). Normalize Edilmiş Fark Su İndisi (NDWI) ve Modifiye Normalize

Edilmiş Fark Su İndisi (MNDWI) gibi su indisleri kullanılarak sulak alanlarda meydana gelen değişimler

belirlenebilmektedir (Karaman, vd., 2015; Karaman, vd., 2018).

Bu çalışmada, 1995 yılında inşasına başlanan Umurbey barajının, Umurbey deltasının gelişimi üzerindeki

etkisi incelenmiştir. Bu amaçla 1993-2018 yılları arasında Çanakkale ilinin, Lapseki ilçesi sınırları içerisinde

yer alan Umurbey deltası kıyı çizgisinde meydana gelen değişimler ve bu değişimlerdeki etkenler Landsat

multispektral uydu görüntülerinden elde edilen MNDWI indisi ile incelenmiştir. Bu kapsamda delta kıyısı

boyunca değişimin gözlendiği alanlardaki ilerlemeler ya da gerilemeler alansal olarak hesaplanmış ve kıyı

çizgisi uzunlukları coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ortamında belirlenmiştir.

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

241

1.1. Araştırma Sahası Genel Özellikleri

Araştırma alanı, 26°33'22" - 26°57'1" doğu meridyenleri ve 40°7'52" - 40°18'21" kuzey paralelleri

arasında, Çanakkale ilinin Lapseki ilçesine bağlı Umurbey beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır (Şekil

1). Havza akarsu ağını oluşturan Umurbey Çayı kaynağını Dumanlı köyü yakınlarındaki Kaplan tepeden

(www.lapseki.gov.tr) ve Dede Dağı’ndan (Ilgar, 2015) alıp, Umurbey ovasından geçerek Çanakkale

Boğazı’na dökülmektedir (Şekil 3). Umurbey çayının toplam uzunluğu 22 km, ortalama akış hızı 16,77

m3/sn’ dir (Sasi ve Berber, 2012; Yücel ve Baba, 2018). Umurbey Ovası 1700 ha olup (Parlak, vd., 2014),

alüvyon kalınlığı 60 m’ dir (Kayacan, 2008).

Şekil 1. Çalışma sahası

Ovadan menderes çizerek ilerleyen Umurbey çayı taşıdığı malzemeyi boğazın kıyı kesimde

biriktirerek Umurbey deltasını (450 ha) (Çanakkale İli Çevre Durum Raporu, 2013) oluşturmuştur. Delta,

azmak denen bataklık bir alan halindedir (Doğaner, 1994). Çalışma alanının Çanakkale boğazı kıyılarında

yaklaşık 90 ha’ lık tuzlu-bataklık alanlar yer almaktadır (Parlak, vd., 2014). Geniş delta düzlüklerinin

gerisinde Üçpınar civarında 810 m’ ye ulaşan morfoloji, derin vadilerle yarılmış tepelik bir topografya

sergiler (Şekil 3). Umurbey havzası genel olarak 6° ile 20° arasında eğim değerlerine sahipken, akarsuyun

aşındırdığı yamaçlarda eğim diktir. Vadi tabanları, Umurbey ovası ve deltasında ise eğim değerleri

azalmaktadır (Şekil 2a). Bakı durumu göz önüne alındığında, kuzeydoğu-güneybatı yönleri daha ağırlıklı

olmakla birlikte, ova ve deltada düz alanlar görülmektedir (Şekil 2b).

Çalışma sahası içerisinde irili ufaklı pek çok küçük azmak ve lagün bulunmakla birlikte en büyüğü

Umurbey Lagün Gölü’dür. Derinliği 50-75 cm. civarında olan bu göl Umurbey çayının denize döküldüğü

yerde, boğazda meydana gelen akıntıların etkisiyle oluşmuş olan kıyı okunun (kıyı kordonu) gerisinde

bulunmaktadır. Umurbey kıyılarındaki lagünler totalde 206,71 ha’ lık alana sahiptir (Erturaç, 2002).

Umurbey Beldesi’nin 5 km doğusunda yer alan Umurbey baraj gölü, sulama amaçlı yapılmış olup 1995-2003

yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Ortalama 75 m. yüksekliğinde ve 75 ha’ a sahiptir (Çanakkale İli

Çevre Durum Raporu, 2013).

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

242

Şekil 2. Umurbey havzası (a) eğim ve (b) bakı haritaları

Çanakkale, Subtropikal Akdeniz iklim bölgesinde yer almakta olup, (Türkeş ve Altan, 2012; Ilgar,

2010) Karadeniz ikliminden Akdeniz iklimine geçiş iklimi olan Marmara ikliminin etkisi altındadır (Koçman

1993; Şensoy, vd., 2008). Kuzey yönlü rüzgarlar sıcaklıkların düşmesine neden olmakta ve güneyden esen

rüzgarlar da bölgeye yağış getirmektedir (Ilgar, 2010). Çalışma alanında sonbahar ve ilkbahar aylarında

yağışlar yoğunluk kazanmaktadır (Parlak, vd., 2014). Umurbey’in yıllık ortalama sıcaklık değeri 13,9°C’dir.

En soğuk ay ortalaması 5,5°C ile Ocak iken, en sıcak ay ortalaması ise 25,1°C ile Ağustos’tur. Yıllık

ortalama yağış miktarı 648 mm’dir. Yağışın %43`ü kış, % 28`i sonbahar, % 22`si ilkbahar, %7’si de yaz

mevsiminde düşer. Çanakkale’de yıl içerisinde hâkim rüzgâr yönü kuzeydoğu (Poyraz) ve ikinci ise

güneybatıdır (Lodos).

Şekil 3. Umurbey havzası topoğrafya haritası

Umurbey deltası, Holosen’de meydana gelen Würm regresyonundan sonra denizin yüzeyinin

yükselmesi sonucu Umurbey çayının ağız kısmında gelişmiş Holosen yaşlı bir alüvyal sahadır (Erol, 1985;

Kayacan, 2008). Umurbey deltasının oluşumu, boğazın doğu kıyılarında oluşan diğer deltalar (Çardak,

Yapıldak, Sarıçay vs.) gibi doğu kıyılarda akıntının daha az, akarsuların batı kıyıdakilere oranla daha büyük,

(b) (a)

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

243

denizin daha sığ (Şekil 4) ve akarsuların yüksek kesimlerden bol miktarda traki-andezit lav ve tüfler ile kolay

aşınabilir olan neojen yaşlı materyalleri bu sahada biriktirmesi ilgilidir (Yalçınlar, 1948; Doğaner, 1994).

Şekil 4: (a) Çanakkale Boğazı multi-beam batimetri haritası (Meriç vd., 2009’dan alınmıştır), (b) Çanakkale Boğazı paleo-

topografyası üst yüzey derinliği (m) (Gökaşan vd., 2008’den alınmıştır).

Hâkim rüzgar yönünün kuzeydoğu ve üst akıntının Marmara Denizi’nden Ege Denizine doğru oluşu

(Şekil 5b) da sedimanların batıya doğru taşınmasına neden olmuştur (Doğaner, 1994). Çanakkale Boğazı

batimetri haritasına bakıldığında, Umurbey deltasının doğu kıyılarının daha sığ (Şekil 4a), derinlik

değerlerinin -50 ile -5 arasında olduğu (Şekil 4b) görülmektedir.

Çanakkale Boğazı’nda Marmara Denizi’nden Ege Denizi’ne doğru üst akıntı, Ege Denizi’nden

Marmara Denizi’ne doğru alt akıntı olmak üzere iki akıntı sistemi (Şekil 5ab) etkili olmaktadır. Ayrıca

kuvvetli ve devamlı Lodos rüzgârı üst akıntının yönünü değiştirerek, boğazdaki burunlara çarparak geri

dönmesi sonucu ters akıntılara (anafor) neden olur. Umurbey kıyıları da bu ters akıntıların etkili olduğu

sahalardan biridir (Doğaner, 1994).

Şekil 5: Çanakkale Boğazı (a) alt akıntı ve (b) üst akıntı sistemleri (Eryılmaz vd., 2001)

(a) (b)

a b

Üst yüzey

derinlik

(m)

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

244

2. Materyal ve Yöntem

Bu araştırmada, 1993-2018 yılları arasında Umurbey deltası kıyı çizgisinde meydana gelen

değişimler uydudan uzaktan algılama yöntemleri ile incelenmiştir. Bu kapsamda kullanılacak uydu

görüntüleri Birleşik Devletler Jeolojik Araştırma Kurumu’nun (USGS), EarthExplorer web ortamından

(https://earthexplorer.usgs.gov/) temin edilmiştir. Uzaktan algılama verisi olarak, dağıtıcı tarafından (Earth

Explorer) radyometrik, geometrik ve atmosterik düzeltilmesi yapılmış (Level-2), 181/032 ve 182/032

(path/row) numaralı 30 metre mekânsal çözünürlüğe sahip Landsat-5 TM (Thematic Mapper) ve Landsat-8

OLI (Operational Land Imager)/TIRS (Thermal Infrared Sensor) multispektral uydu görüntüleri

kullanılmıştır.

Değişimin belirlenmesinde kullanılan uydu görüntüleri, 1993-2018 yılları arasında beşer yıllık

aralıklarla ve bulutsuz olacak şekilde belirlenmiştir. Zamansal değişimi en iyi şekilde ifade edebilmek adında

tüm görüntülerin yılın aynı döneminde temin edilmiş olmasına özen gösterilmiştir ve Temmuz ayının ilk iki

haftasına ait uydu görüntüleri kullanılmıştır (Çizelge 1).

Çizelge 1. Umurbey deltasının alansal değişiminin belirlenmesinde kullanılan uydu görüntüleri ve algılanma tarihler

Dönem 1993 1998 2003 2008 2013 2018

Temmuz 5.7.1993 12.7.1998 10.7.2003 7.7.2008 12.7.2013 3.7.2018

Su ve sulak alan çalışmalarında ışığın yeşil bölgede yansıtma ve NIR bölgesinde emme özelliği

uzaktan algılamada önem taşımaktadır (McFeeters 1996; Xu 2006; Karaman, vd., 2018; Özelkan ve

Karaman, 2018). McFeeters (1996) yeşil ve NIR bölgeleri kullanarak NDWI indisini geliştirmiştir (Denklem

1). Işığın suda, NIR bölgesine kıyasla SWIR bölgesinde daha fazla emilmesi ve toprak, bitki vb. alanlarda

daha fazla yansıtma olması nedeniyle Xu (2006) NIR yerine SWIR kullanarak MNDWI indisini geliştirmiştir

(Denklem 2) ve MNDWI su kaplı alan tespitinde yaygın olarak kullanılmaktadır (Xu, 2006; Karaman, vd.,

2018; Özelkan ve Karaman, 2018). Landsat uydu görüntülerinin iki adet SWIR bandı vardır ve bu çalışmada

denemeler sonucunda SWIR 2’nin daha iyi sonuç verdiği belirlenmiştir. Bu çalışmada, Landsat 5 TM

algılayıcısında 2 (yeşil) ve 7 (SWIR 2) bantları, OLI/TIRS algılayıcısından ise 3 (yeşil) ve 7 (SWIR 2)

bantları kullanılmıştır.

NDWI = (Yeşil - NIR)/(Yeşil + NIR) (McFeeters, 1996) (1)

MNDWI = (Yeşil - SWIR)/(Yeşil + SWIR) (Xu, 2006) (2)

MNDWI piksel değeri > 0 için su ve ≤ 0 için su olmayan alanlar (bitki, toprak, yerleşme) olacak

şekilde iki sınıfta tanımlanmıştır ve böylece su alanları pozitif, kara alanları ise negatif değerlere sahip

olacaktır (McFeeters 1996; Xu, 2006; Karaman, vd., 2018; Özelkan ve Karaman, 2018). Bu yaklaşım

kullanılarak 6 adet su indisi görüntüsüne maskeleme işlemi yapılarak öncelikle su ve su olmayan alanlar

belirlenecektir. Raster veriden vektör veriye dönüştürülmüş maskelenmiş indis verileri CBS ortamında

manuel iyileştirmeler uygulanarak son haline getirilmiştir. MNDWI su indisi sonucunda elde edilen yeni

görüntüler 1993-1998, 1998-2003, 2003-2008, 2008-2013, 2013-2018 ve son olarak da 1993-2018 yılları

çakıştırılarak yıllar arası değişim ortaya konulmuştur. Aşınım ve birikim alanları belirlenmiş ve kıyı

çizgisinde meydana gelen değişimler hesaplanıp haritalar üretilmiştir. Son olarak yerinde yapılan tespitler ve

yüksek çözünürlüklü Google Earth görüntülerinden kontroller gerçekleştirilmiştir.

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

245

3. Bulgular ve Analiz

Çalışma alanına ait, MNDWI indeksi uygulanan uydu görüntülerinden (Şekil 7) kıyı uzunlukları

hesaplanmış ve yıllar arası değişim belirlenmiştir. 25 yıllık süreç içerisinde kıyı çizgisi değişiminde azalma

eğilimi olduğu ortaya çıkmıştır. Umurbey deltası kıyı çizgisi uzunluğu 1993 yılından itibaren azalma eğilimi

gösterse de bu durum 2013-2018 yıllarında Umurbey lagününün denize bağlanması sonucu kıyı uzunluğunun

artmasına neden olmuştur (Çizelge 4). Umurbey’de lagünler ve deniz arasındaki kum seddi doğal süreçlerle

kapanmaktadır. Diğer bir deyişle boğazda kuvvetli rüzgarların ve fırtınaların görüldüğü günlerde deniz zayıf

kısımlardan bu seddi aşarak lagün ile birleşebilmektedir.

MNDWI indisi uygulanan görüntülere bakıldığında, bazı kesimlerde kıyı çizgisinde meydana gelen

değişimlerin daha yoğun olduğu tespit edilmiştir. Bu alanlar; Umurbey çayı ağız kesimi (Şekil 6a), Umurbey

lagün gölü mevkii (Şekil 6b) ve Saltık limanı çevresi (Şekil 6c)’dir. Umurbey Çayı’nın otoyola kadar olan

kısmında akarsu yatağında bir değişim görülmemiştir. Bunun sebebi deltada yeraltı suyu bol olduğu için,

Umurbey Çayı sürekli su girdisi alarak, hemen hemen sabit bir akış sergilemektedir.

Şekil 6. Değişimlerin daha yoğun olarak gözlendiği alanlar a) Umurbey çayı ağız kesimi, b) Umurbey lagün gölü, c) Saltık

limanı çevresi

Kuvvetli ve sürekli Lodos rüzgarlarının etkisiyle, güneye doğru olan üst akıntı, kuzeye doğru yön

değiştirir. Burunlara çarparak geri dönmesiyle boğazda ters akıntılar meydana gelir. Umurbey kıyılarında da

bu akıntılar etkili olmaktadır. Sonuç olarak araştırma alanında boğazda meydana gelen akıntılar, dalgalar ve

gelgitler ile meydana gelen aşınım, akarsuyun debisinde meydana gelen mevsimsel değişimler, iklimsel

değişimler gibi doğal sistemdeki işleyişe ek olarak gerçekleştirilen ikinci konutlar, tarımsal faaliyetler, yanlış

arazi kullanımı, yeraltı suyunu aşırı kullanma, liman yapımı, barajlar ve göllere set çekilmesi gibi beşeri

faaliyetlerin de kıyı çizgisinde değişimlere ve sulak alanda bozulmalara neden olduğu söylenebilir.

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

246

Şekil 7. 1993-2018 yılları arası Umurbey deltasında kıyı çizgisi değişimleri (yeşil renk ilerleyen alanları, kırmızı renk

gerileyen alanları göstermektedir).

Çizelge 2: Kıyı çizgisi uzunlukları ve yıllar arası meydana gelen değişim

Kıyı Çizgisi Uzunlukları ve Değişim Oranları

Yıllar 1993 1998 2003 2008 2013 2018

Kıyı Çizgisi Uzunlukları

(km) 12,13 11,73 11,29 11,25 15,60 10,96

1993-1998 1998-2003 2003-2008 2008-2013 2013-2018 1993-2018

Değişim Miktarı (km) -0,40 -0,44 -0,042 +4,35 -4,64 -1,17

Değişim Oranı (%) -3,31% -3,75% -0,35% +38,67% -29,74% -9,65%

2013-2018

değişim

a

b

c

d

e

f

1993-1998

değişim 1998-2003

değişim

2003-2008

değişim

2008-2013

değişim

1993-2018

değişim

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

247

1993-2018 yılları arasında kıyı çizgisi değişiminde azalma eğilimi göze çarpmaktadır. Ancak 2008

yılı itibariyle kıyı çizgisinde ani bir artış meydana gelmiştir. Umurbey lagün gölü ve denizin birleşmesi

sonucu oluşan bu artış 2013 yılından sonra tekrar azalmaya başlamış, yani lagünler tekrar kapanmıştır. Kıyı

uzunluğu 1993 yılında 12,13 km iken, 2018 yılında 10,96 km’ye düşerek 9,65% oranında bir değişim

meydana gelmiştir (Çizelge 2).

Çizelge 3: Su ile kaplı alanlar ve yıllar arası meydana gelen değişim

Su İle Kaplı Alanlar ve Değişim Oranları

Yıllar 1993 1998 2003 2008 2013 2018

Su İle Kaplı Alan (km2) 10,1033 10,1067 10,1033 10,0465 10,4056 10,1057

1993-1998 1998-2003 2003-2008 2008-2013 2013-2018 1993-2018

Değişim Miktarı (km2) +3,4x10-3 -3,4x10-3 -0,06 +0,36 -0,30 +2,4x10-3

Değişim Oranı (%) +0,03 % -0,03% -0,56% +3,57% -2,88% +0,02%

Çizelge 4: Kara ile kaplı alanlar ve yıllar arası meydana gelen değişim

Kara İle Kaplı Alanlar ve Değişim Oranları

Yıllar 1993 1998 2003 2008 2013 2018

Kara İle Kaplı Alan (km2) 21,0273 21,0239 21,0273 21,0841 20,7250 21,0248

1993-1998 1998-2003 2003-2008 2008-2013 2013-2018 1993-2018

Değişim Miktarı (km2) -3,4x10-3 +3,4x10-3 +0,06 -0,36 +0,30 -2,4x10-3

Değişim Oranı (%) -0,02% +0,02% +0,27% -1,7% +1,45% -0,01%

Su ve kara ile kaplı alanlar 2003 yılına kadar doğal seyrinde devam ederken, 2003 yılı sonrasında su

alanlarında azalma meydana gelmiş, kara bu alanlarda ilerlemiştir (Şekil 7d). 2008 yılında ise tam tersi bir

durum meydana gelerek su alanları karaya doğru ilerlemiş ve kara alanları su ile işgal edilmiştir (Şekil 7e).

Su ve kara ile kaplı alanlarda belirlenen değişim miktarı ±0,36 ile en fazla 2008-2013 yılları arasında

meydana gelmiştir. Sonraki en büyük değişim miktarı 0,30 ile 2013-2018 yılları arasında görülmüştür. 1993-

2018 yılları arasında ±2,4 miktarda bir değişim belirlenmiştir (Çizelge 3; Çizelge 4).

1993-1998 yılları arasında toplamda 25,75 ha’ lık değişim meydana gelmiş, bu değişimin 13,08 ha

alandada birikme, 12,67 ha alanda da aşınma etkili olmuştur. 1998-2003 yılları arasında değişen alanların

miktarı düşerek 17,67 ha olmuştur. Bu alanın 8,82’sinde birikim, 8,85’inde ise aşınım görülmüştür. Bu yıllar

arasında görülen değişim diğer dönemlere göre en düşük değişim oranına sahiptir. 2003-2008 yıllarında bu

alan 18,09’a yükselmiş 10,67 ha birikim ve 7,42 ha aşınım olmuştur. 2008-2013 yılları arasında değişim en

yüksek değerine ulaşmıştır. Toplamda 36,12 ha’ ın 35,04 ha’ lık kısmında büyük bir aşınım meydana gelmiş,

ve ayrıca 1,08 ha’ lık birikim olmuştur. 2013-2018 yıllarında ise en yüksek ikinci alansal değişim

yaşanmıştır. 2013-2018 arasında 30,08 ha’ lık genel bir değişim gözlemlenmiş ve geçen döneme göre ters bir

durum yaşanarak 29,53 ha’ lık bir birikim yaşanmıştır ve 0,55 ha’ lık bir kısım aşınmıştır. Son olarak 1993-

2018 yılları arasında toplam 24,87 ha alanda değişim meydana gelmiş, bu değişimin 12 ha’da birikim

olurken, 12,87 ha’da ise aşınım görülmüştür.

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

248

4. Sonuç

Kıyıların morfolojik gelişiminde doğal ve beşeri pek çok faktör etkili olmakla birlikte, dalgaların

aşındırma, taşıma ve biriktirme faaliyetleri daha etkili olmaktadır. Doğal kaynaklı etkenlerin yanı sıra

sanayileşme, tarımsal faaliyetler, yanlış arazi kullanımı, ikinci konutlar, baraj ve setler vb. gibi insan

etkisinin yoğun olarak görüldüğü sulak alanlarda sürekli izleme ve koruma çalışmaları gerçekleştirilmelidir.

Bölge üzerindeki tehditlerin başında tarım faaliyetleri, ikinci konut amaçlı plansız yapılaşma, liman

ve baraj gelmektedir. Çalışma alanının farklı zamanlara ait uydu görüntüleri analiz edildiğinde 1993-2018

yılları arasında yaklaşık 12 ha ilerleme ve 12,87 ha gerileme tespit edilmiştir. Değişim 1993-2008 arasında

azalma eğilimindeyse de 2008 yılından sonra aşınım ve birikime uğrayan kısımlarda yıllar arasında ciddi bir

fark meydana geldiği görülmüştür. Bunun sebebi, boğazda meydana gelen akıntıların şiddetinde meydana

gelen değişimler, yağışlardaki farklılık, taşınan sediman miktarının değişmesi, rüzgârın etkisi, akarsuyun akış

hızının azalması veya artması, yeraltı suyu seviyesindeki değişimler söylenebilir.

Delta, farklı zamanlarda meydana gelen aşınım ve birikim faaliyetleri sonucu bugünkü görünümünü

kazanmıştır. Umurbey çayı üzerine yapılan Umurbey barajı deltaya devamlı sediman akışını engellediği

düşünülmektedir. Ayrıca boğazda meydana gelen dalga ve akıntılarla özellikle kuzeye bakan yüzlerde

şiddetli aşındırmaya neden olurken, akıntı yönünde güneye doğru malzemeyi taşımaktadır. Ayrıca deltaya

sediman sağlayan yağışların, boğaz kontrolünde esen kuzeydoğu – güneybatı yönlü rüzgarlarla, aynı döneme

rastlamaları da delta gelişimini kısıtlayıcı rol oynamaktadır. Deltada bulunan lagün göllerinde görülen

değişimlerin ise yağış-sıcaklık ilişkisine bağlı olarak değiştiği düşünülmektedir.

Umurbey deltasında yapılaşmanın varlığı, tektonik açıdan aktif ve dirençsiz olan bu alüvyal sahanın

sıvılaşma riski nedeniyle sürekli denetlenmesini gerektirmektedir. Yoğun tarımsal üretimin yapıldığı bu

alanda, yapılaşma ile birlikte hem toprak hem de sudaki kirlenmenin artışı, bu sulak alanın bozulmasına

neden olmakta ve evsel ve zirai atıklar sonucu deniz ve lagünlerdeki kirlenme ile av baskısı da bu sahalarda

canlı varlığını etkilemektedir.

Sonuç olarak araştırma alanında doğal ekosistemi bozan yapılaşma halen devam ettiğinden, özellikle

beşeri sebeplerde kaynaklanan kıyı çizgisi değişikliklerinin önümüzdeki yıllarda da sürmesi

öngörülmektedir. Uzaktan algılama teknikleri ile üretilen su indisi MNDWI, kıyı çizgilerinin çok zamanlı

değişim analizinde son derece iyi sonuçlar vermektedir. CBS ise uzaktan algılama yöntemleri ile üretilen

verinin mekânsal analizlerinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Çalışmanın sonuçları uydudan uzaktan

algılama ve CBS tekniklerinin sulak alan yönetiminde sağladığı faydaları ortaya koymaktadır.

Referanslar

Doğan, İ. (2008) Uzaktan algılama verileri ile kıyı çizgisi değişiminin zamansal olarak belirlenmesi: Alaçatı örneği, Basılmamış

Yüksek Lisans Tezi, YTÜ FBE İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı Kıyı ve Liman Mühendisliği, İstanbul.

Doğaner, S. (1994)‘‘Çanakkale Boğazı kıyılarının coğrafyası’’, Türk Coğrafya Dergisi, (29), 125-159, İstanbul.

Erinç, S., 2000a, Jeomorfoloji I, Güncelleştirilmiş 5. Basım, (Güncelleştirenler: Ertek, T.A., Güneysu, A.C.), Der Yayınları, İstanbul.

Erinç, S., 2000b, Jeomorfoloji II, Güncelleştirilmiş 5. Basım, (Güncelleştirenler: Ertek, T.A., Güneysu, A.C.), Der Yayınları,

İstanbul.

Erol, O. (1985) “Çanakkale Yöresi Güney Kesiminin Jeomorfolojisi”, Geomorphology of the Southern Part of the Çanakkale

(Dardanelles) District (Abstract). Jeomorfoloji Dergisi Sayı:13: 1-8. Ankara.

Erturaç, M. K. (2002) Marmara Denizi Kıyıları Veri Tabanı, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ - Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, İstanbul.

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

249

Eryılmaz M.; Yücesoy-Eryılmaz F.; Aydın, Ş.; Türker, A.; Kırca, Z. (2001) ‘‘Çanakkale Boğazı’nın güncel çökel dağılımı’’ 54.

Türkiye Jeoloji Kurultayı Bildiri Özleri, 5-6, 7-10 Mayıs 2001, CD file-no: 54-28, Ankara.

Gökaşan, E.; Görüm, T.; Tur, H.; Batuk, F. (2012) ‘‘Morpho-Tectonic Evolution Of The Çanakkale Basin (NW Anatolia): Evidence

For A Recent Tectonic İnversion From Transpression To Transtension’’ Geo-Marine Letters, 32(3), 227-239.

Hoşgören, Y. M. (2014) Jeomorfoloji Terimleri Sözlüğü, Genişletilmiş 2. Baskı, Çantay Kitabevi, İstanbul.

Ilgar, R. (2010) ‘‘Çanakkale’de Kuraklık Durumu Ve Eğilimlerinin Standartlaştırılmış Yağış İndisi İle Belirlenmesi’’ Marmara

Coğrafya Dergisi, (22), 183-204.

Ilgar R. (2015) "Heavy Metal Concentrations on Umurbey River Sediment, West Anatolia", Journal of Geography Natural Disaster,

vol.5, pp.1-4.

Kalkan, K.; Mercan, O. Y.; Maktav, D. (2010) ‘‘Kıyı Çizgisinin Otomatik Olarak Belirlenmesi Ve Coğrafi Bilgi Sistemleri İle

Entegrasyonu (MATLAB Uygulaması)’’, 3.

Karaman, M.; Budakoğlu, M..; Avcı, Z. D. U.; Özelkan, E.; Taşdelen, S.; Bülbül, A.; Civaş, M. (2013) ‘‘Chrıs/Proba Hiperspektral

Uydu Görüntüleri İle Sulak Alanların Mevsimsel Değişiminin İncelenmesi: Acıgöl (Denizli)’’, Türkiye.

Karaman, M.; Özelkan, E.; Taşdelen, S. (2018) ‘‘Dar Nehirlerin Sentinel2-A Uydu Görüntüleri ile Belirlenebilirliğinde Havza

Hidrojeolojisinin Etkisi: Karamenderes (Çanakkale) Örneği’’, Doğ Afet Çev Derg, 2018; 4(2): 140-155.

Kavzoğlu, T.; Çölkesen, İ. (2011) ‘‘Uzaktan Algılama Teknolojileri ve Uygulama Alanları’’ Türkiye’de Sürdürülebilir Arazi

Yönetimi Çalıştayı, 26-27.

Kayacan, A. Y. (2008) Biga Yarımadası Çanakkale İl Sınırları İçerisindeki Kıyı Sulak Alanların İnsan Çevre Etkileşimi Bakımından

Degerlendirilmesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Cografya Bilim Dalı, Çanakkale.

Koçman, A. (1993) Türkiye iklimi, 72, Ege Universitesi,1993.

McFeeters, S. K. (1996) ‘‘The use of the Normalized Difference Water Index (NDWI) in the delineation of open water

features’’ International journal of remote sensing, 17(7), 1425-1432.

Meriç, E.; et al. (2009) "Çanakkale Boğazı’nın güncel bentik Foraminifer, Ostrakod, Mollusk topluluğunu denetleyen faktörler ile

çökel dağılımının jeokimyası" Geological Bulletin of Turkey,52(2).

Monroe, J. S.; Wicander, R. (2007) (Çev. Dirik, K.; Şener M.) Fiziksel jeoloji: yeryuvarı’nın araştırılması, 5. baskı, TMMOB Jeoloji

Mühendisleri Odası, Çeviri serisi no:1, Ankara.

Özelkan, E.; Karaman, M. (2018) ‘‘Baraj Göllerindeki Meteorolojik ve Hidrolojik Kuraklığın Etkisinin Çok Zamanlı Uydu

Görüntüleri ile Analizi: Atikhisar Barajı (Çanakkale) Örneği’’, Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri

Dergisi, 7(2), 1023-1037.

Parlak, M.; Yiğini, Y,; Ekinci, H. (2014) ‘‘Çanakkale Umurbey Ovası topraklarının erozyona duyarlılığının mevsimsel

değişimi’’, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2(1), 123-131.

Perinçek, D.; Karslıoğlu, Ö. (2007) ‘‘Çanakkale Boğazı’nın oluşumu ve Kuvaterner yaşlı birimlerin dağılımında fayların rolü’’,

60. Türkiye Jeoloji Kurultayı Bildiri Özetleri, 16-22.

Sasi, H.; Berber, S. (2012) ‘‘Freshwater fi sh fauna and restock fi sh activities of reservoir in the Dardanelles (Canakkale-Turkey)’’,

Journal of Central European Agriculture, 13, pp. 368–379.

Şensoy, S.; Demircan, M.; Ulupınar, U.; Balta, İ. (2008) "Türkiye iklimi", Turkish State Meteorological Service (DMİ), Ankara,

2008.

Türkeş, M.; Altan, G (2012) ‘‘Çanakkale’nin 2008 yılı büyük orman yangınlarının meteorolojik ve hidroklimatolojik

analizi’’ Coğrafi Bilimler Dergisi, 10(2), 195-218.

Xu, H. (2006) ‘‘Modification of normalised difference water index (NDWI) to enhance open water features in remotely sensed

imagery’’ International journal of remote sensing, 27(14), 3025-3033.

Yalçınlar, İ. (1948) ‘‘Çanakkale Boğazı civarının jeomorfolojisi üzerine müşahedeler’’ Türk Coğrafya Dergisi, (11-12).

Yucel, D. S.; Baba, A. (2018) ‘‘Determining water and sediment quality related to lead-zinc mining activity’’ Archives of

Environmental Protection,44(3), 19-30.

TÜCAUM 30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu

International Geography Symposium on the 30th Anniversary of TUCAUM

3-6 Ekim 2018 /3-6 October 2018, Ankara

250

Çanakkale İli Çevre Durum Raporu, (2013) Çanakkale Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü.

USGS (2018) www.earthexplorer.usgs.gov (27.09.2018).

Lapseki Kaymakamlığı (2018) http://www.lapseki.gov.tr/cografi-bilgiler (04.10.2018).

Umurbey Belediyesi (2018) http://www.umurbey.bel.tr/umurbey-genel-yapı (02.10.2018).