4
195 mail Aða Sari@ mâlikânesinin (a.g.e., III, 382) restorasyonu 2007 baharýnda baþla- týlýp 2010’da tamamlanmýþtýr. Böylece Us- tulçe yeniden canlý bir merkez haline geldi. BÝBLÝYOGRAFYA : Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H. Gustav Thoemmel, Bescheibung des Vilayet Bos- nien das ist das eigentliche Bosnien nebst tür- kisch Croatien der Hercegovina und Rascien, Wien 1867, s. 131-132; Hamdija Kapidÿi@, “Sto- lac u XVIII vijeka”, Gajret, Kalendar za 1941, Sa- rajevo 1940, s. 126-143; Hamdija Kreševljakovi@, Banje u Bosni i Hercegovini (1462-1916), Sara- jevo 1952, s. 74; a.mlf., Kapetanije u Bosni i Her- cegovini, Sarajevo 1980, s. 224-234; Hazim Ša- banovi@, Evlija ‡elebija Putopis, Sarajevo 1957, II, 186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje- kovne Dr´ave, Sarajevo 1957, s. 124-125; Ayver- di, Avrupa’da Osmanlý Mimârî Eserleri III, s. 479- 483; Mehmed Mujezinovi@, Islamska Epigrafika Bosne i Hercegovine, Sarajevo 1982, III, 364- 389; Mato Njavro – Sulejman Bali@, Herzegovina, Geschichte, Kultur, Naturschönheiten, Zagreb 1985, s. 131-137; Fahruddin Rizvanbegovi@, Be- govina Stolac, Sarajevo 1999, tür.yer.; T. Kolind, “Non-Ethnic Condemnation in Post-War Stolac: An Ethnographic Case-Study of Bosnia-Herze- govina”, The Balkans in Focus: Cultural Boun- daries in Europe (ed. S. Resi@ – B. Törnquist-Ple- wa), Lund 2002, s. 121-134; Ahmed S. Ali®i@, Su- marni popis Sand´aka Bosna iz 1468/69 godine, Mostar 2008, s. 61, 152; M. N. Batini@, “Nekoliko priloga k bosanskoj crkvenoj povjesti”, Starine na sviet izdaje Jugoslavenske Akademija znanos- ti i umjetnosti, XVII, Zagreb 1885, s. 77-150; H. Dju- ri@, “Ali Paša Rizvanbegoviç-Stocanin, Hercego- vacki vezir”, Godi{nica Nikole ‡upi—a, XLVI, Be- ograd 1937; Muhammed Hadÿijahi@, “Die Kämpfe der Ajane in Mostar bis zum Jahre 1833”, Südost- Forschungen, XXVIII, München 1969, s. 123-181; Izet Rizvanbegovi@, “The Results of Former Archa- eological Researches at the Medieval Fortress Vi- doška Tvrdjava at Stolac”, Balcanoslavica, VIII, Beograd 1979, s. 77-92; a.mlf., “Vakufname i Va- sijetnama Ali-Paše Rizvanbegoviça Stoceviça”, POF, LII-LIII (2005), s. 295-328; Fehim Spaho, “Nekoliko novih podataka o Stocu iz XV i XVI stoljeça”, a.e., XXXVII (1987), s. 197-201; Salih Trako – Lejla Gazi@, “Dvije Mostarske Medzmue”, a.e., XXXVIII (1988), s. 97-124; Alexandre Popo- vi@, “Ridwan Begoviç”, EI 2 (Ýng.), VIII, 519-521; S. Ši., “Stolac”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag- reb 1971, VIII, 160; a.mlf., “Stolacko Polje”, a.e., VIII, 160; Hasan Aksoy, “Hersekli Ârif Hikmet Bey”, DÝA, XVII, 233. ÿMachýel Kýel USTURLAP ( À א) Temel iþlevi yýldýzlarýn konumunu belirlemek olan çok amaçlý astronomi aleti. ˜ Usturlap adý, Grekçe astronla (yýldýz) lambanein (almak, yakalamak, ölçmek) ke- limelerinin birleþimiyle oluþan astrolabos veya astrolabondan Arapçalaþmýþtýr. La- tince’deki karþýlýðý astrolabiumdur. Ustur- lap eski dönemlerde teknik anlamýyla kü- resel astronomi problemlerini çözmek, gök cisimlerinin veya herhangi bir yükseltinin irtifaýný ölçmek, gündüz ve gece saatleri- ni belirlemek, þehirlerin enlem ve boylam- larýna göre kýble yönünü tesbit etmek, tablolar (zayiçeler) çýkarmak gibi teorik ve pratik birçok amaçla kullanýlan astrono- mi aletini ifade eder. Çeþitli türleri vardýr. Hârizmî terimin anlamýný Grekçe aslýna uygun biçimde “mikyâsü’n-nücûm” (yýldýz ölçüm aleti) þeklinde vermekte ve Grekçe “yýldýz” anlamýna gelen, astronomi (aster- nûmyâ) kelimesinde de kullanýlan “aster” ile -güya ayna anlamýndaki- “labon”dan türediðini aktarmaktadýr. Hârizmî böyle- ce kelimenin Arapça’daki doðru okunuþu- nun “asterlâb” olmasý gerektiðini ima et- mektedir (Mefâtî¼u’l-£ulûm, s. 253). Ustur- lap tek baþýna kullanýldýðýnda, genellikle pürüzsüz bir düzlem üzerine gökyüzünün izdüþümü esas alýnarak imal edilmiþ olan düzlem usturlap (el-usturlâbü’l-musattah / el- usturlâbü’s-sathî) kastedilir. Ýlkçað ve Ortaçað boyunca yaygýn bi- çimde kullanýlan usturlabýn tarihi Yunan klasik müellifleri tarafýndan Archimedes ve Apollonios’a (yaklaþýk m.ö. 200), hatta Eudoxous’a (yaklaþýk m.ö. 350) kadar geri götürülmektedir. Düzlem usturlabýn ilkesi olan gökyüzünün izdüþümüyle ilgili mo- dellemenin en azýndan Hipparchos (m.ö. 150) döneminde bilindiðine dair ilmî veri- ler bulunmaktadýr. Batlamyus (ö. 168 [?]), Latin dünyasýnda Planisphaeirum diye bilinen eserinde ayný adla anýlan düzlem usturlabý tanýmlamýþtýr. Ayrýca Ýskenderi- yeli Theon’un (ö. yaklaþýk 405) bu konuda yazdýðý ve Ýslâm dünyasýnda erken tarih- lerden itibaren Kitâbü’l-£Amel bi’l-us¹ur- lâb adýyla tanýnacak olan (Ýbnü’n-Nedîm s. 327) eserle ilgili mâlûmatýn Severus Se- bokht (ö. 666-667) tarafýndan kaleme alý- nan Süryânîce bir risâlede yer aldýðý bilin- mektedir. Tarihçi Ya‘kubî’nin muhtemelen Theon yerine Batlamyus’a ¬âtü’½-½afâßi¼ ve hiye’l-us¹urlâb adýyla izâfe ederek ay- rýntýlý biçimde anlattýðý benzer bir eser- le (TârîÅ, I, 139-140) Severus Sebokht’un tanýttýðý düzlem usturlap arasýnda ilginç paralellikler tesbit edilmiþtir. Bunlarýn ya- ný sýra Ýslâm dünyasýnda Yahyâ en-Nahvî olarak bilinen Johannes Philoponus da düz- lem usturlap geleneðinde önemli bir yer tutmaktadýr (Ya‘kubî, Sebokht ve Philopo- nus’un verdiði bilgilerin bir karþýlaþtýrma- sý için bk. Neugebauer, XL/3 [1949], s. 243- 245). Bu bilginlerin çalýþmalarýyla belirli bir geliþim kaydeden usturlap eski Yunan bi- liminin tanýndýðý Ýran, Suriye ve öteki Do- bir saldýrý ile aldý ve etnik bakýmdan tama- men Hýrvat Katolik bir þehir haline getir- mek istedi, müslümanlar sürüldü ve tüyler ürpertici þartlar altýnda toplama kampla- rýna kondu. Hýrvat ordusu mevcut altý ca- minin beþini havaya uçurdu, kalýntýlarýný buldozerlerle daðýttý. Bu camilerin hep- si þehir merkezinde bulunuyordu. Kum- luk mahallesinin uzaðýndaki Sarýca Camii ateþe verildi, büyük bölümü çatýsýz halde ayakta kaldý. Bununla birlikte Katolik ve Sýrp kiliseleri hasar görmemiþti. Dayton Antlaþmasý’ndan yedi yýl sonra 2002-2003’- te Ustulçe’nin hemen hemen bütün müs- lüman cemaati ve baðlý köylerin ahalisi da- hil 14.000 kiþi evlerine geri döndü. Þehre yerleþenler Sultan Selim Camii’ni yeniden inþa ettiler. Mehmet Müezzinoviç’in yayý- nýndan hareketle (Islamska Epigrafika, III, 365-389) önemli tarihî kitâbeler tekrar ya- pýldý ve önde gelen ailelerin eski mezar taþ- larý cami avlusuna yerleþtirildi. 2005’te Sa- ri@ Camii dikkatlice ve ince zevkle restore edilip tekrar ibadete açýldý. 2006’nýn ya- zýnda Ali Paþa Rýdvanbegoviç (Podgradska) Camii de (a.g.e., III, 370-373) ayný itina ile yeniden inþa edilmeye baþlandý ve 2010’- da tamamlandý. Hamam mahallesinde bu- lunan Ustulçe’nin dördüncü camisi Hacý Ali Salihovi@ Camii’nin inþasý 2008’de ta- mamlandý. 2006’nýn yazýnda Rýdvanbego- viç ailesinin konaklarýndan biri olan Bego- va saray kompleksi restore edildi. 1745’- lerde yapýlan Careva Camii yakýnýndaki Ýs- USTURLAP Hacý Ali Camii – Ustulçe / Bosna-Hersek

USTURLAP - · PDF fileEvliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H. ... Evlija elebija Putopis, Sarajevo 1957, II, 186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje

  • Upload
    lambao

  • View
    240

  • Download
    2

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: USTURLAP -  · PDF fileEvliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H. ... Evlija elebija Putopis, Sarajevo 1957, II, 186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje

195

mail Aða Sari@ mâlikânesinin (a.g.e., III,382) restorasyonu 2007 baharýnda baþla-týlýp 2010’da tamamlanmýþtýr. Böylece Us-tulçe yeniden canlý bir merkez haline geldi.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H.Gustav Thoemmel, Bescheibung des Vilayet Bos-nien das ist das eigentliche Bosnien nebst tür-kisch Croatien der Hercegovina und Rascien,Wien 1867, s. 131-132; Hamdija Kapidÿi@, “Sto-lac u XVIII vijeka”, Gajret, Kalendar za 1941, Sa-rajevo 1940, s. 126-143; Hamdija Kreševljakovi@,Banje u Bosni i Hercegovini (1462-1916), Sara-jevo 1952, s. 74; a.mlf., Kapetanije u Bosni i Her-cegovini, Sarajevo 1980, s. 224-234; Hazim Ša-banovi@, Evlija ‡elebija Putopis, Sarajevo 1957, II,186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje-kovne Dr´ave, Sarajevo 1957, s. 124-125; Ayver-di, Avrupa’da Osmanlý Mimârî Eserleri III, s. 479-483; Mehmed Mujezinovi@, Islamska EpigrafikaBosne i Hercegovine, Sarajevo 1982, III, 364-389; Mato Njavro – Sulejman Bali@, Herzegovina,Geschichte, Kultur, Naturschönheiten, Zagreb1985, s. 131-137; Fahruddin Rizvanbegovi@, Be-govina Stolac, Sarajevo 1999, tür.yer.; T. Kolind,“Non-Ethnic Condemnation in Post-War Stolac:An Ethnographic Case-Study of Bosnia-Herze-govina”, The Balkans in Focus: Cultural Boun-daries in Europe (ed. S. Resi@ – B. Törnquist-Ple-wa), Lund 2002, s. 121-134; Ahmed S. Ali®i@, Su-marni popis Sand´aka Bosna iz 1468/69 godine,Mostar 2008, s. 61, 152; M. N. Batini@, “Nekolikopriloga k bosanskoj crkvenoj povjesti”, Starinena sviet izdaje Jugoslavenske Akademija znanos-ti i umjetnosti, XVII, Zagreb 1885, s. 77-150; H. Dju-ri@, “Ali Paša Rizvanbegoviç-Stocanin, Hercego-vacki vezir”, Godi{nica Nikole ‡upi—a, XLVI, Be-ograd 1937; Muhammed Hadÿijahi@, “Die Kämpfeder Ajane in Mostar bis zum Jahre 1833”, Südost-Forschungen, XXVIII, München 1969, s. 123-181;Izet Rizvanbegovi@, “The Results of Former Archa-eological Researches at the Medieval Fortress Vi-doška Tvrdjava at Stolac”, Balcanoslavica, VIII,Beograd 1979, s. 77-92; a.mlf., “Vakufname i Va-sijetnama Ali-Paše Rizvanbegoviça Stoceviça”,POF, LII-LIII (2005), s. 295-328; Fehim Spaho,“Nekoliko novih podataka o Stocu iz XV i XVIstoljeça”, a.e., XXXVII (1987), s. 197-201; SalihTrako – Lejla Gazi@, “Dvije Mostarske Medzmue”,a.e., XXXVIII (1988), s. 97-124; Alexandre Popo-vi@, “Ridwan Begoviç”, EI 2 (Ýng.), VIII, 519-521;S. Ši., “Stolac”, Enciklopedija Jugoslavije, Zag-reb 1971, VIII, 160; a.mlf., “Stolacko Polje”, a.e.,VIII, 160; Hasan Aksoy, “Hersekli Ârif HikmetBey”, DÝA, XVII, 233.

ÿMachýel Kýel

– —USTURLAP( ���Àא�� )

Temel iþleviyýldýzlarýn konumunu belirlemek olan

çok amaçlý astronomi aleti.˜ ™

Usturlap adý, Grekçe astronla (yýldýz)lambanein (almak, yakalamak, ölçmek) ke-limelerinin birleþimiyle oluþan astrolabosveya astrolabondan Arapçalaþmýþtýr. La-tince’deki karþýlýðý astrolabiumdur. Ustur-

lap eski dönemlerde teknik anlamýyla kü-resel astronomi problemlerini çözmek, gökcisimlerinin veya herhangi bir yükseltininirtifaýný ölçmek, gündüz ve gece saatleri-ni belirlemek, þehirlerin enlem ve boylam-larýna göre kýble yönünü tesbit etmek,tablolar (zayiçeler) çýkarmak gibi teorik vepratik birçok amaçla kullanýlan astrono-mi aletini ifade eder. Çeþitli türleri vardýr.Hârizmî terimin anlamýný Grekçe aslýnauygun biçimde “mikyâsü’n-nücûm” (yýldýzölçüm aleti) þeklinde vermekte ve Grekçe“yýldýz” anlamýna gelen, astronomi (aster-nûmyâ) kelimesinde de kullanýlan “aster”ile -güya ayna anlamýndaki- “labon”dantürediðini aktarmaktadýr. Hârizmî böyle-ce kelimenin Arapça’daki doðru okunuþu-nun “asterlâb” olmasý gerektiðini ima et-mektedir (Mefâtî¼u’l-£ulûm, s. 253). Ustur-lap tek baþýna kullanýldýðýnda, genelliklepürüzsüz bir düzlem üzerine gökyüzününizdüþümü esas alýnarak imal edilmiþ olandüzlem usturlap (el-usturlâbü’l-musattah / el-usturlâbü’s-sathî) kastedilir.

Ýlkçað ve Ortaçað boyunca yaygýn bi-çimde kullanýlan usturlabýn tarihi Yunanklasik müellifleri tarafýndan Archimedesve Apollonios’a (yaklaþýk m.ö. 200), hattaEudoxous’a (yaklaþýk m.ö. 350) kadar gerigötürülmektedir. Düzlem usturlabýn ilkesiolan gökyüzünün izdüþümüyle ilgili mo-dellemenin en azýndan Hipparchos (m.ö.150) döneminde bilindiðine dair ilmî veri-ler bulunmaktadýr. Batlamyus (ö. 168 [?]),Latin dünyasýnda Planisphaeirum diyebilinen eserinde ayný adla anýlan düzlemusturlabý tanýmlamýþtýr. Ayrýca Ýskenderi-yeli Theon’un (ö. yaklaþýk 405) bu konudayazdýðý ve Ýslâm dünyasýnda erken tarih-lerden itibaren Kitâbü’l-£Amel bi’l-us¹ur-lâb adýyla tanýnacak olan (Ýbnü’n-Nedîms. 327) eserle ilgili mâlûmatýn Severus Se-bokht (ö. 666-667) tarafýndan kaleme alý-nan Süryânîce bir risâlede yer aldýðý bilin-mektedir. Tarihçi Ya‘kubî’nin muhtemelenTheon yerine Batlamyus’a ¬âtü’½-½afâßi¼ve hiye’l-us¹urlâb adýyla izâfe ederek ay-rýntýlý biçimde anlattýðý benzer bir eser-le (TârîÅ, I, 139-140) Severus Sebokht’untanýttýðý düzlem usturlap arasýnda ilginçparalellikler tesbit edilmiþtir. Bunlarýn ya-ný sýra Ýslâm dünyasýnda Yahyâ en-Nahvîolarak bilinen Johannes Philoponus da düz-lem usturlap geleneðinde önemli bir yertutmaktadýr (Ya‘kubî, Sebokht ve Philopo-nus’un verdiði bilgilerin bir karþýlaþtýrma-sý için bk. Neugebauer, XL/3 [1949], s. 243-245). Bu bilginlerin çalýþmalarýyla belirli birgeliþim kaydeden usturlap eski Yunan bi-liminin tanýndýðý Ýran, Suriye ve öteki Do-

bir saldýrý ile aldý ve etnik bakýmdan tama-men Hýrvat Katolik bir þehir haline getir-mek istedi, müslümanlar sürüldü ve tüylerürpertici þartlar altýnda toplama kampla-rýna kondu. Hýrvat ordusu mevcut altý ca-minin beþini havaya uçurdu, kalýntýlarýnýbuldozerlerle daðýttý. Bu camilerin hep-si þehir merkezinde bulunuyordu. Kum-luk mahallesinin uzaðýndaki Sarýca Camiiateþe verildi, büyük bölümü çatýsýz haldeayakta kaldý. Bununla birlikte Katolik veSýrp kiliseleri hasar görmemiþti. DaytonAntlaþmasý’ndan yedi yýl sonra 2002-2003’-te Ustulçe’nin hemen hemen bütün müs-lüman cemaati ve baðlý köylerin ahalisi da-hil 14.000 kiþi evlerine geri döndü. Þehreyerleþenler Sultan Selim Camii’ni yenideninþa ettiler. Mehmet Müezzinoviç’in yayý-nýndan hareketle (Islamska Epigrafika, III,365-389) önemli tarihî kitâbeler tekrar ya-pýldý ve önde gelen ailelerin eski mezar taþ-larý cami avlusuna yerleþtirildi. 2005’te Sa-ri@ Camii dikkatlice ve ince zevkle restoreedilip tekrar ibadete açýldý. 2006’nýn ya-zýnda Ali Paþa Rýdvanbegoviç (Podgradska)Camii de (a.g.e., III, 370-373) ayný itina ileyeniden inþa edilmeye baþlandý ve 2010’-da tamamlandý. Hamam mahallesinde bu-lunan Ustulçe’nin dördüncü camisi HacýAli Salihovi@ Camii’nin inþasý 2008’de ta-mamlandý. 2006’nýn yazýnda Rýdvanbego-viç ailesinin konaklarýndan biri olan Bego-va saray kompleksi restore edildi. 1745’-lerde yapýlan Careva Camii yakýnýndaki Ýs-

USTURLAP

Hacý Ali Camii – Ustulçe / Bosna-Hersek

Page 2: USTURLAP -  · PDF fileEvliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H. ... Evlija elebija Putopis, Sarajevo 1957, II, 186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje

196

USTURLAP

seleflerinin otoritesi karþýsýnda kendileri-ni nisbeten baðýmsýz hissetmeleri ve mev-cut birikimi geliþtirmeye yönelik eleþtirelbir tutum izlemiþ olmalarý önemli rol oy-namýþtýr. Yenilik peþindeki bu tutumun ti-pik bir örneðini Usturlâbî’nin (ö. 534/1139-40) bütün enlemler için geliþtirdiði Kitâ-bü’l-£Amel bi’l-küre adlý eserinde gör-mek mümkündür (Rosenthal, IX [1950],s. 558-560). Avrupa’nýn eðitimli çevrelerin-de usturlap hakkýndaki ilk bilgi ve uygula-malar Gerbert d’Aurillac (Papa II. Sylves-te, ö. 1003 [?]) ve Hermann of Reichenau’-nun (ö. 1054) yazýlarýna dayanýr. Bu bilgin-ler týpký daha sonrakiler gibi açýk biçimdemüslüman usturlap modellerine, en çokda Mâþâallah’ýn modeline dayanmýþtýr. Buarada söz konusu etkilerin Avrupa’ya in-tikal etmekle kalmayýp Çin’e kadar uzandý-ðý da belirtilmelidir. Nitekim Moðol Ýmpa-ratoru Kubilay Han’ýn isteði üzerine ünlüMerâga Rasathânesi’nde kullanýlan astro-nomi aletlerine dair bilgilerin Cemâleddinadlý bir elçi tarafýndan Çin’in Hanbalýk (Pe-kin) þehrine intikal ettirildiði ve bunlar ara-sýnda usturlabýn da yer aldýðý Çince belge-lerde kayýtlýdýr (Hartner, ISIS, XLI/2 [1950],s. 191-192). Günümüze ulaþan en eski Av-rupa usturlabý yaklaþýk 1200 tarihlerinekadar gitmektedir. Avrupa’da 1700 yýlýnakadar yaygýn biçimde kullanýlan usturla-býn imal geleneði, kayda deðer bir litera-tür desteðiyle Ýslâm dünyasý ve Osmanlýcoðrafyasýnda XIX. yüzyýla kadar devametmiþtir.

Bîrûnî (ö. 453/1061), hocasý Ebû Saîd es-Siczî’nin çalýþmalarýndan yararlanarak Ýs-tanbul’da da yazma nüshalarý bulunan (me-selâ bk. Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr.2576, Cârullah Efendi, nr. 1451; TSMK, III.Ahmed, nr. 3505) Ýstî£âbü’l-vücûhi’l-

mümkine adlý eserinde V. (XI.) yüzyýl baþ-larýna kadar geliþtirilmiþ davul, yengeç,spiral, cetvel, kayýk ve haç biçiminde us-turlap gibi çeþitli usturlap türlerini açýkbiçimde tanýmlamýþtýr (bu usturlaplarýn ta-nýtýmý için bk. Sezgin, II, 81-83). Bîrûnî’-den çeyrek yüzyýl sonra sadece belli en-lem dereceleri için olmayan evrensel us-turlaplar ortaya çýkmýþtýr. Bu konudaki ilkçalýþmalarýn Ebü’l-Hasan Ali b. Halef ta-rafýndan yapýldýðý bilinmektedir; onun ta-nýttýðý evrensel usturlap daha sonraki dö-nemlerde “þekkaziyye” adýyla anýlmýþtýr. Butür usturlaplarýn bir baþka uzmaný Endü-lüs’te yetiþen ve “es-safîhatü’z-Zerkaliyye”diye bilinen evrensel usturlabý tanýmlayanÝbnü’z-Zerkale’dir. Avrupa’da “sapæa” adýy-la bilinen bu alet, gökyüzü izdüþümününyer aldýðý tek bir disk ve merkez etrafýn-da döndürülebilen taksimatlý bir cetvel-den ibaret olup bütün alanlar için kullaný-labilmektedir. Kastilya Kralý X. Alfonso’nunemriyle birçok bilgin tarafýndan ortakla-þa yazýlan Libros del saber de astrono-mia adlý eserde ayrýntýlý biçimde tanýtýlansafîhanýn Latin Avrupasý’nda XIII. yüzyýlbaþlarýndan XVI. yüzyýla kadar devam edenbir etkiye sahip bulunduðu anlaþýlmakta-dýr. XVI. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Walter Ar-senius, Erasmus Habermel ve John Blag-rave’ýn imal ettiði usturlaplar safîha tü-rü evrensel usturlaplarýn izini takip edenastronomi aletleridir. Söz konusu aletinyaygýn etkisi müslüman coðrafyasýnda dagörülmektedir. Endülüslü bilgin Muham-med b. Fütûh el-Hamâirî’nin 613 (1216)yýlýnda Ýþbîliye’de (Sevilla) imal ettiði, bu-gün Roma Rasathânesi’nin mülkiyetindeolan evrensel usturlap bu etkinin devamettiðinin tipik bir göstergesidir. Bunun ya-ný sýra Hüseyin b. Bâsûh (ö. 716/1316) ad-

ðu Akdeniz havzalarýndan Ýslâm dünyasý-na II. (VIII.) yüzyýldan itibaren intikal et-meye baþlamýþtýr.

Ýbnü’n-Nedîm’e göre Ýslâm dünyasýndausturlabý ilk imal eden kiþi Muhammed b.Ýbrâhim el-Fezârî olup (ö. 190/806) Kitâ-bü’l-£Amel bi’l-us¹urlâbi’l-müsa¹¹a¼ adlýbir eseri bulunmaktadýr (el-Fihrist, s. 332).Ýslâmî dönemde telif edilen ve Ýbnü’n-Ne-dîm’in eserinde anýlan usturlap konusun-da yazýlmýþ en eski Arapça risâleler ara-sýnda, müellifleri III. (IX.) yüzyýlýn ilk yarý-sýnda yaþayan Mâþâallah b. Eserî’nin Kitâ-bü Øan£ati’l-us¹urlâb ve’l-£ameli bihâ’-sý, Ali b. Îsâ’nýn konuyla ilgili risâlesi ve Mu-hammed b. Mûsâ el-Hârizmî’nin Kitâbü’l-£Amel bi’l-us¹urlâb’ý sayýlmaktadýr (a.g.e.,s. 333, 342). Abdurrahman es-Sûfî’nin (ö.376/986) Kitâbü’l-£Amel bi’l-us¹urlâb ad-lý risâlesi de 402 bölümden meydana ge-len hacimli bir eserdir ve müellif ayný ko-nuda yazdýðý kýsa bir risâlenin hemen ba-þýnda 1760 bölümden oluþan daha büyükbir eser kaleme aldýðýný söylemektedir. Sa-dece ikinci yarýsý günümüze ulaþan bu eserherhalde usturlap üzerine dünyada yazýl-mýþ en hacimli kitaptýr. Bu kadar erkenbir dönemde usturlaplar hakkýndaki eser-lerin önemli bir düzeye ulaþtýðý, müslü-man bilginlerin gerçekleþtirdiði çalýþma-larda Yunanlý seleflerinin eserleriyle yetin-mediði ve birçok usturlap türü geliþtirdi-ði anlaþýlmaktadýr. Bu geliþmenin kayde-dilmesinde müslüman bilginlerin Yunanlý

Usturlap

Þekil: 1

Bir usturlabýn

ön yüzü

Yükseklikdairesi

Güney açý dairesi

(azimut)

Yýldýzgösterge ucu

Gök kuzey kutbu Saat dairesi

Ufuk

Gösterge

Tutulum(ekliptik)

Baþucu

Örümcek

Ekvator

Page 3: USTURLAP -  · PDF fileEvliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H. ... Evlija elebija Putopis, Sarajevo 1957, II, 186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje

197

oluþmaktadýr. Bu usturlabýn matematiktarihinde herhangi bir dereceden sayýsaldenklemlerin çözümü konusunda çýðýr aç-týðý kabul edilmektedir (usturlabýn tarih-sel geliþimi ve çeþitli usturlap modelleriiçin bk. Sezgin, II, 79-135).

Düzlem usturlap ana gövde, ana göv-denin kenarýndaki dereceli daire, sayýlarýbirden dokuza kadar deðiþebilen disk ve-ya plakalar, örümcek veya að ve cetvelþeklinde anýlan kýsýmlardan oluþur (þekil1). Metal plakanýn üzerinde gözlemcininbulunduðu enleme iliþkin stereografik iz-düþüm yer alýr. Aletin üzerindeki çizimözellikle öðle doðrusu, baþ ucu noktasý,ufuk dahil eþit yükseklik daireleri ve baþucu noktasýndan her yöne yayýlan boylamdairelerinden meydana gelir. Plakanýnmerkezini Yengeç dönencesi, ekvator veOðlak dönencesi (plakanýn dýþ kenarý) da-ireleri çevreler. Genellikle ufuk dairesininötesinde alaca karanlýk zamanýný belirle-yen bir eðri daha göze çarpar. Ana gövdekenar çevresi kabarýk bir halka þeklindeolan merkezi delik metal bir plakadýr. Pla-kanýn kenar halkasýnda 4 kadran halindegruplanmýþ 4 × (18 × 5) = 360 derecelikbir gösterge çizelgesi, onun iç tarafýndadereceden saati hesaplamaya yarayan ikiyarým daire vardýr. Ana gövdenin arka yü-zünde genellikle sadece astronomik amaç-lara hizmet etmeyen, bazý nesneleri ölç-mek için “gölge dörtgeni” ve zamanî sa-atleri belirlemeye yarayan yaylar gibi çe-

þitli çizimler bulunur (þekil 2). Saat daire-leri, mevsime baðlý olarak birbirinden fark-lý gündüz ve gece sürelerini gün boyuncaon iki eþit saate böler.

Örümcek, ana gövdenin kenar halkasýiçinde dönebilecek þekilde yer alan ve pla-kanýn yüzeyindeki çizimlerin görülebilme-si için büyük bir kýsmý kesilen, yýldýz hari-tasý niteliðinde metal bir parça olup üze-rine önemli sabit yýldýzlar gerçek bahar(rektesansyon) ve yükselim (deklinasyon) açý-larýyla, bazan deðerli taþlar kullanýlarak iþa-retlenir. Üzerindeki dýþ merkezli daire herbiri 30 derecelik on iki burca ayrýlýr ve tu-tulum (ekliptik) dairesini ifade eder. Örüm-ceðin üzerine yerleþtirilen cetvelde genel-likle bir de niþangâh yer alýr. Bazý aletle-rin arka yüzeyinde de bir cetvel bulunur.Aletin unsurlarýný birleþtirmek için önceplaka ana gövde çemberinin içine, onunüzerine örümcek ve ardýndan cetvel yer-leþtirilir. Yerleþtirilen kýsýmlar bir mille bir-leþtirilir ve milin çýkmamasý için üst cet-velin taþan ucundaki deliðe genellikle atþeklinde tasarlanmýþ bir pim geçirilir. Yay-gýn biçimde kullanýlmýþ olan düzlem us-turlabýn temel prensibi yukarýda deðinilenve þekil 3’te açýklanan, bir küre üzerindekinoktalarý stereografik izdüþüm kuralýnagöre bir düzlem üzerine düþürmektir.

Merkezi O ve güney kutbu S olan bir kü-re yatay bir düzlemden yararlanýlarak ikieþit yarým küreye ayrýlýr; kürenin üzerinde-ki A ve B noktalarý S merkezine göre iz dü-þürülerek A1 ve B1 noktalarýna dönüþtürü-lür. Küre yüzeyindeki nokta ve doðrular ara-sýnda bulunan bütün açýsal iliþkilerin bu iz-düþümde korunduðu matematiksel olarakkanýtlanabilir. Stereografik izdüþümde da-ireler düzleme bir daire ya da özel durum-larda bir doðru halinde yansýr.

Þekil 4’te merkezini kutup noktasýnýnmeydana getirdiði usturlabýn dýþ çevre-

lý astronomi bilgini Risâletü’½-½afî¼ati’l-câmi£a adlý eserinde Ýbnü’z-Zerkale’ninusturlabýný ayrýntýlý biçimde tanýtmýþtýr.Ahmed b. Serrâc (ö. 729/1329) tarafýndanimal edilen bir baþka evrensel usturlap,safîha ile sýradan usturlabýn imkânlarýnýkendisinde birleþtirerek bu aleti Ýslâm dün-yasýndaki geliþimi bakýmýndan zirve nok-tasýna taþýmýþtýr.

Tamamen müslüman bilginlerin bulu-þu olduðu anlaþýlan bir baþka usturlap tü-rü küresel usturlaptýr. Câbir b. Sinân el-Harrânî tarafýndan icat edildiði kabul edi-len bu alet üzerine Habeþ el-Hâsib ve Kus-tâ b. Lûka gibi âlimler çalýþmýþtýr. Bu ale-tin daha sonraki geliþim sürecini izlemeimkâný veren günümüze ulaþmýþ bilimselmetinler arasýnda Ebü’l-Abbas en-Neyrî-zî’nin Kitâb li’l-£amel bi’l-u½turlâbi’l-kü-revî adlý risâlesi, daha geç dönemlerde deBîrûnî’nin el-Ýstî£âb’ý ve Hasan b. Ali el-Merrâküþî’nin Câmi£u’l-mebâdî ve’l-³å-yât fî £ilmi’l-mîšåt adlý eseri zikredilebi-lir. Bu tür usturlabýn Libros del saber deastronomia adlý eser vasýtasýyla tanýndý-ðý Ýspanya dýþýnda Avrupa’da pek bilinme-diði görülmektedir. Bir diðer özgün ustur-lap türü, matematik tarihinde önemli biryer iþgal eden Þerefeddin et-Tûsî’nin (VI./XII. yüzyýl) tanýmladýðý, “el-usturlâbü’l-hat-tî” olarak anýlan çubuk ya da çizgisel us-turlaptýr. “Tûsî çubuðu” diye anýlan bu us-turlap, üzerine bilinen düzlem usturlapprojeksiyonunun aktarýldýðý bir çubuktan

USTURLAP

Þekil: 3 Kuzey yarým küresinde stereometrik izdüþüm: S-

Güney kutbu, A ve B küre yüzeyinde yer alan iki nokta, A1

ve B1 bu noktalarýn 03’ten geçen yatay bir düzleme iz dü-

þümü

Þekil: 2

Usturlabýn

arka yüzü

a) Eþit ve zamanî

saat çizelgesi

b) Yükseklik

ve uzaklýk

dörtgeni

(gölge dörtgeni)

Page 4: USTURLAP -  · PDF fileEvliya Çelebi, Seyahatnâme, VI, 441-442; H. ... Evlija elebija Putopis, Sarajevo 1957, II, 186-187; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevje

198

USTURLAP

rindeki bu noktaya çevrilir. Yýldýzýn doðuþzamaný ana gövde çemberindeki zamangöstergesinden, konumu ise altýndaki boy-lam dairesinden okunur.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Ya‘kubî, TârîÅ, I, 139-140; Abdurrahman es-Sû-fî, Kitâbân fi’l-£amel bi’l-us¹urlâb (nþr. Fuat Sez-gin), Frankfurt 1406/1986, tür.yer.; Ýbnü’n-Nedîm,el-Fihrist (Teceddüd), s. 327, 332-333, 342; Mu-hammed b. Ahmed el-Hârizmî, Mefâtî¼u’l-£ulûm(nþr. Ýbrâhim el-Ebyârî), Beyrut 1409/1989, s.253-254; Gazi Ahmed Muhtar Paþa, Riyâzü’l-Muhtâr Mir’âtü’l-mîkåt ve’l-edvâr, Bulak 1303;H. Michel, Traité de l’astrolabe, Paris 1976; D. A.King, Islamic Astronomical Instruments, London1987, s. 43-83; Atilla Bir, “Zamaný BelirlemeyeYarayan Aletler”, Osmanlý ÝmparatorluðununDoruðu, 16. Yüzyýl Teknolojisi (nþr. Kazým Çe-çen), Ýstanbul 1999, s. 230-272; Fuat Sezgin, Ýs-lam’da Bilim ve Teknik (trc. Abdurrahman Aliy),Ankara 2007, II, 79-135; O. E. Neugebauer, “TheEarly History of the Astrolabe. Studies in Anci-ent Astronomy IX”, Chicago Journals, XL/3,Chicago 1949, s. 240-256; F. Rosenthal, “Al-As-turlabý and as-Samaw’al on Scientific Progress”,Osiris, IX, Bruges 1950, s. 555-564; W. Hartner,“The Astronomical Instruments of Cha-ma-lu-ting, Their Identification, and Their Relations tothe Instruments of the Observatory of Marag-ha”, ISIS, XLI/2 (1950), s. 184-194; a.mlf., “As-turlab”, EI 2 (Ýng.), I, 722-728; Pakalýn, III, 554; C.A. Nallino, “Usturlab”, ÝA, XIII, 67-69.

ÿAtilla Bir – Mustafa Kaçar

– —USUL

(bk. ASIL).˜ ™

– —USUL

(bk. USÛL-i FIKIH).˜ ™

– —USÛL

( �א� )

Muhammed b. Hasan eþ-Þeybânî’nin(ö. 189/805)

Hanefî fýkhýnýn temelini teþkil ettiðiiçin mesâilü’l-usûl veya kýsaca usul,

kendisinden tevâtür yahutþöhret yoluyla rivayet edildiði için dezâhirü’r-rivâye diye anýlan altý eseri

(bk. ZÂHÝRÜ’r-RÝVÂYE).˜ ™

– —USUL

( �א� )

Miras hukukunda üst soy hýsýmlarý ifade eden

fýkýh terimi.˜ ™

Sözlükte “kök, esas, kaide” anlamlarýnagelen asl kelimesinin çoðulu usûl bir kim-senin soy bakýmýndan asýllarýný yani anne,baba, onlarýn anne ve babalarý þeklinde yu-

karýya doðru devam eden, kendisine kanbaðýyla baðlý üst soy hýsýmlarýný ifade eder.Usul kelimesinin karþýtý olan “dallar” anla-mýndaki fürû alt soy hýsýmlarýný yani çocukve torunlarý, onlarýn çocuklarýný kapsar. Ki-þinin en yakýn akrabalarýndan meydana ge-len usul, toplumlarýn örf ve âdetine göreþekillenen bir dizi sosyal ve beþerî iliþkininmerkezinde yer aldýðý, dinî ve ahlâkî so-rumluluklarýn öznesi ve nesnesi olduðu gi-bi fýkýhta evlenme yasaðý, mahremiyet,miras, nesep, velâyet, iyilik ve yardým gi-bi açýlardan ele alýnmýþ, usulü ilgilendirenhükümler çeþitli fýkýh bablarýnda iþlenmiþ-tir.

Usul ve fürû ile ilgili dinî hükümler top-lumda güzel ahlâký yerleþtirme, aileyi veakrabalýk iliþkilerini gözetme, saðlýklý ne-siller yetiþtirme hedeflerini de gözetir. Sev-gi, þefkat, fedakârlýk ve merhamet üzeri-ne kurulmasý istenen usul ve fürû iliþkisin-de karþýlýklý haklar ve yükümlülükler den-gesi önemlidir. Anne babanýn çocuklar üze-rinde haklarý olduðu gibi çocuklarýn da bes-lenme, barýnma ve giyim gibi maddî ihti-yaçlarýnýn yaný sýra toplumsal hayata ha-zýrlanma, dinî ve ahlâkî eðitim alma, mes-lek edinme gibi açýlardan anne baba üze-rinde haklarý vardýr. Ýbadetler ve miraslailgili özel hükümler dýþýnda din farký hak veyükümlülüklerle iliþkileri düzenleyici diðerhükümlerde farklýlýða yol açmaz.

Usul ve fürû arasýndaki hak ve yüküm-lülükler nesep baðý üzerine kuruludur. Ne-sep baðýnýn kurulmasý veya sona erdiril-mesi ihtiyarî deðildir, meþrû bir evlilik için-de meydana gelen doðuma baðlý, zorunlubir iliþki olarak ortaya çýkar. Bu çerçevedeen önemli konulardan biri evlenme yasa-ðý ve mahremiyetle ilgilidir. Usul ve fürûarasýnda evlilik söz konusu olamaz. Ayrýcausul ve fürûun eþleri de birbirlerine ebedi-yen haramdýr. Ýslâm öncesi dönemde gö-rülen, kiþinin üvey annesiyle evlenmesi tü-ründen uygulamalar haram kýlýnmýþtýr. Birbaþka ifadeyle kiþi, usul veya fürûundanbirinin ölümü yahut boþanmasý durumun-da onun dul eþiyle evlenemez. Tesettür,avret, dokunma ve halvet gibi konulardayabancýlardan farklý þekilde usul ve fürûarasýnda hem bir arada yaþamanýn gere-ði olarak hem de birinci derece yakýn ak-raba arasýnda yaratýlýþtan cinsel duygula-rýn bulunmamasý sebebiyle daha esnekhükümler getirilmiþtir (bk. MAHREM).

Usul ve fürû arasýnda bakým ve nafakayükümlülükleri de söz konusudur. Çocuk-larýn babalarý ve ihtiyaç durumunda diðerusulü üzerinde eðitim, nafaka ve saðlýklýbir þekilde yetiþtirilme türünden haklarý

sinde Oðlak dönencesi bulunmakta, ek-vator ve Yengeç dönencesiyle birlikte kut-bun etrafýnda eþ merkezli üç daire oluþ-turmaktadýr. Bulunulan yer (meselâ Ýs-tanbul enlemi j = 41°) ufuk dairesi ve baþucu noktasýyla ifade edilir. Ufka göre en-lem ya da yükseklik daireleri ufukla baþucu noktasý etrafýnda iç içe sýralanýrkenboylam dairelerinin tamamý baþ ucu nok-tasýndan geçen daireler þeklindedir. Düz-lem üzerine her enlem derecesi için fark-lý bir izdüþüm çýkarýlýr.

Usturlap yardýmý ile hiç hesap yapma-dan bir dizi problem doðrudan ve çok ký-sa zamanda çözülebilir. Meselâ belirli biryerde 22 Haziran’da güneþin doðuþ saatibelirlenmek istenirse 22 Haziran Ýkizlerburcunun on ikinci gününe denk düþtü-ðü için önce örümcekte, tutulum daire-si üzerindeki bu tarihe karþý gelen noktabelirlenir. Ýkinci adýmda örümcek merkezietrafýnda çevrilerek belirlenen nokta pla-kadaki doðu ufuk dairesinin üzerine geti-rilir. Daha sonra cetvel Ýkizler burcunun onikinci günü üzerine çevrilir ve aranan za-man ana gövde kenar halkasýnýn üzerin-deki zaman çizelgesinden okunur. Yine be-lirli bir yerde sabit bir yýldýzýn meselâ 13Þubat’taki doðuþ zamaný ve konumu be-lirlenmek istenirse örümcek üzerinde sözkonusu yýldýzý belirten nokta bulunur veörümcek merkezi etrafýnda çevrilerek pla-kadaki ufuk dairesinin üzerine getirilir. 13Þubat Kova burcunun yirmi beþinci günü-ne rastladýðýndan örümcek ayný noktadakalmak üzere cetvel tutulum dairesi üze-

Þekil: 4 Dünya ve gökyüzündeki çeþitli noktalarýn izdüþü-

münün usturlap düzlemine yansýtýlmasý

GüneyKuzey

Doðu

Ýzdüþümdüzlemi

BaþucuAlmukantar dairesi

Azimut dairesiBulunulan yer

UfukGüney kutbu

Yengeçdönencesi

Oðlakdönencesi

Ekvator

Kuzey kutbuBatý