Upload
samet-sahin
View
242
Download
3
Embed Size (px)
DESCRIPTION
uzaktan kumandalı robot sistemleri
Citation preview
KARADEN İZ TEKN İK ÜNİVERSİTESİ
MÜHEND İSLİK FAKÜLTES İ
MAK İNA MÜHEND İSLİĞİ BÖLÜMÜ
UZAKTAN KUMANDALI ROBOT S İSTEMLER İ
BİTİRME ÇALI ŞMASI
Muhammed Onur AKBA Ş
Mustafa Sami ATILGAN
HAZ İRAN 2012
TRABZON
KARADEN İZ TEKN İK ÜNİVERSİTESİ
MÜHEND İSLİK FAKÜLTES İ
MAK İNA MÜHEND İSLİĞİ BÖLÜMÜ
UZAKTAN KUMANDALI ROBOT S İSTEMLER İ
Muhammed Onur AKBA Ş
Mustafa Sami ATILGAN
Danışmanı :Doç. Dr. Levent GÜMÜŞEL
Danışmanı :Yrd. Doç. Dr. Nurhan GÜRSEL ÖZMEN
Jüri Üyesi :Yrd. Doç. Dr. Mehmet İTİK
Bölüm Başkanı : Prof. Dr. Ertan BAYDAR
Trabzon 2012
II
ÖNSÖZ
Bitirme tezi kapsamında günümüzde artan terör olaylarına engel olmak ve onlara
karşı belirli bir önlem almak, aynı zamanda bunların önüne geçerken de bu duruma
müdahale eden insanların hayatlarını riske atmamak için bu tarz uzaktan kumandalı bir
sistemin gerçekleştirilmesinde bizi destekleyen ve öğretim sürecimiz boyunca her daim
bilgi ve tecrübesiyle bize destek veren ve yol gösteren değerli danışman hocalarımız Sayın
Doç. Dr. Levent GÜMÜŞEL’ e ve Yrd. Doç. Dr. Nurhan GÜRSEL ÖZMEN’ e,
çalışmalarımızda bizim yanımızda olan Makine Mühendisi Melih LUTOĞLU ve Makine
Mühendisi Buğra AYHAN’ a, bize yardımcı olan değerli arkadaşlarımıza ve bizleri
yetiştiren ailelerimize çok teşekkür ediyoruz.
Ayrıca bilgi ve tecrübeleriyle gelişmemize katkı sağlayarak öğretim sürecimize ışık
tutan değerli bölüm hocalarımıza da teşekkür ederiz.
Muhammed Onur AKBA Ş Mustafa Sami ATILGAN
Trabzon 2012
III
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖNSÖZ II
İÇİNDEKİLER III
ÖZET V
SUMMARY VI
ŞEKİLLER DİZİNİ VII
TABLOLAR (ÇİZELGELER) DİZİNİ VIII
1 GENEL BİLGİLER 1
2 MİKRODENETLEYİCİLER 6
1 MİKRODENETLEYİCİLER NİÇİN KULLANILIR? 6
2.2 MİKRODENETLEYİCİ İLE MİKROİŞLEMCİ ARASINDAKİ FARKLAR 7
2.3 MİKRODENETLEYİCİLERDE BULUNAN ÖZELLİKLER 8
2.4 MİKRODENETLEYİCİYİ SEÇİM ÖLÇÜTLERİ 9
2.5 PIC MİKRODENETLEYİCİ 10
2.5.1 PIC 16F628 MİKRODENETLEYİCİSİ VE ÖZELLİKLERİ 11
2.5.2 PIC 16F877A MİKRODENETLEYİCİSİ VE ÖZELLİKLERİ 14
2.6 HABERLEŞME STANDARTI SEÇİMİ 25
2.7 ASENKRON SERİ HABERLEŞME STANDARTI 26
2.8 VERİ İLETİŞİMİ 30
IV
2.8.1 FİZİKSEL KARAKTERİSTİK 30
2.8.2 DATA FORMATI 30
3. RÖLE 33
4. ENKODERLİ MOTOR 35
4.1 MUTLAK TİP (ABSOLUTE) ENKODERLER 35
4.2 ARTIRIMSAL TİP (INCREMENTAL) ENKODERLER 35
5 ÖZGÜN PROJE ÖRNEĞİ 38
5.1 DEVRE KARTLARI 38
5.2 VERİ İLETİŞİM DİYAGRAMI 42
5.3 MEKANİK TASARIM 43
5.3.1 TUTACAK KISIM 43
5.3.2 KOLLAR 45
5.3.3 ÖN KOL VE GRIPPER ARASINDAKİ BAĞLANTI 46
5.3.4 DÖNER PLATFORM 48
5.3.5 ALT GÖVDE 50
5.3.6 DİŞLİLER 51
6 YAPILABİLECEK GELİŞTİRMELER 54
7 KAYNAKLAR 56
V
ÖZET
Günümüzde artık her şey yavaş yavaş robotik hale gelmekte ve bu robotların
kullanım alanı hızla gelişmektedir. Artık hayatımızın her alanın kullandığımız robotlar bize
birçok kolaylık sağlamaktadır. Uzaktan kumandalı araçlar, hareketini sınırlamayan,
dışarıdan bir merkeze bağlı olarak kontrol edilen sistemlerdir. Bu araçlar genellikle
uzaktan kumandalı, kablo bağlantılı ya da kızılötesi kontrollüdür. Bu araçlar derin
okyanuslardan uzay keşiflerine kadar birçok tehlikeli uygulamada yer almaktadır. Bu
araçların askeriyede kullanılması 20. Yüzyılın ilk yarısında başlamıştır. Uzaktan
kumandalı robotlar bu robotu kullanan kişinin tehlikeli alanlardan uzak, güvenli olarak
olaya müdahil olmasını sağlar. Bu robotlar güvenlik güçleri tarafından bomba imha ve
paket taşıma olaylarında kullanılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Uzaktan Kumanda, Paket Taşıma Robotu
VI
SUMMARY
Nowadays, everything is getting much more robotic anymore and the usage of these
robots is getting bigger and bigger. These robots are being used in every field of our lives and
provide easiness to us. A remote control vehicle is defined as any mobile device that
is controlled by a means that does not restrict its motion with an origin external to the device.
This is often a remote control device, cable between control and vehicle, or
an infrared controller. Remote control vehicles have various scientific uses including
hazardous environments, working in the Deep Ocean, and space exploration. Military usage
of remotely controlled military vehicles dates back to the first half of 20th century. There
were also remotely controlled cutters and experimental remotely controlled planes in the Red
Army. Remote control vehicles are used in law enforcement and military engagements for
some of the same reasons. The exposure to hazards is mitigated to the person who operates
the vehicle from a location of relative safety. Remote controlled vehicles are used by many
police department bomb-squads to defuse or detonate explosives.
Key Words: Remote Control, Package Carrier Robot
VII
ŞEKİLLER D İZİNİ
Sayfa No
Şekil 1. PIC16F628’in bacak yapısının açık şekli görülmektedir 12
Şekil 2. PIC16F877A Bacak Tanımlamaları 16
Şekil 3. UFM-A12WPA Üstten Görünüşü 27
Şekil 4. UFM-A12WPA’nın Mikrokontrolöre bağlanması 30
Şekil 5. Çoklu Veri Gönderildiğinde ki Zaman Hesabı 32
Şekil 6. Rölenin Şematik Gösterimi 33
Şekil 7 . Master (Alıcı) Devresi 38
Şekil 8 . Headworker (Verici) Devresi 39
Şekil 9 . Eksen Motorları Devreleri 40
Şekil 10. Güç Kaynağı Devresi 41
Şekil 11. Veri İletişim Diyagramı 42
Şekil 12. SolidWorks Programında Tasarlanan Gripper 44
Şekil 13. SolidWorks programında tasarlanan ön ve arka kollar 45
Şekil 14. SolidWorks programında tasarlanan ara bağlantı elemanı 47
Şekil 15. SolidWorks programında tasarlanan döner platform 48
Şekil 16. Döner platformun dönmesini sağlayan sistem 50
Şekil 17. Robotun Genel Görünümü 51
VIII
TABLOLAR D İZİNİ
Sayfa No
Tablo 1. PIC16F628’in genel özellikleri 12
Tablo 2. Veri Gönderme ve Kontrol Ayar Tablosu 19
Tablo 3. Veri Alma ve Kontrol Ayar Tablosu 20
Tablo 4. Baud Hızı Formülasyonu 21
Tablo 5. Osilatör Frekansı Seçim Tabloları 22
Tablo 6. Osilatör Frekansı Seçim Tabloları 22
Tablo 7. Analog Veri Alınmasında Ayar Tablosu 23
Tablo 8. Olarak Kullanılacak Pinlerin Belirlenmesinde ki Ayar Tablosu 24
Tablo 9. ADCON1’in 0-1-2-3 nolu Pinlerin Ayarlanmasında Kullanılan Tablo 25
Tablo 10. Paralel ve seri haberleşme standartları karşılaştırması 25
Tablo 11. UFM-A12WPA Pin Özellikleri 27
Tablo 12. UFM-A12 WPA’ nın teknik özellikleri 28
Tablo 13. UFM-A12WPA’nın Genel Data Formatını Gösteren Tablo 31
Tablo 14. UFM-A12WPA Veri Girişlerinin Ayar Tablosu 31
Tablo 15. UFM-A12WPA Veri Çıkışlarının Ayar Tablosu 32
1.GENEL BİLGİLER
Robot, otonom veya önceden programlanmış görevleri yerine getirebilen elektro-
mekanik bir cihazdır. Robotlar doğrudan bir operatörün kontrolünde çalışabildikleri gibi
bağımsız olarak bir bilgisayar programının kontrolünde de çalışabilir. Robot deyince insan
benzeri makineler akla gelse de robotların çok azı insana benzer. Robot duyargaları
(sensör) ile çevresini algılayan, algıladıklarını yorumlayan, bunun sonucunda karar alan
(yapay zekâ), karar sonucuna göre davranan, eylem olarak hareket organlarını çalıştıran
veya durduran bir aygıttır. Bu tanıma göre bilgisayara paralel port ile bağlı ve klavyeden
kontrol edilen bir araba robot değildir. Çünkü kendisi tek başına karar vermemekte, bizim
klavyeden verdiğimiz talimatları uygulamaktadır. Ancak aynı araba duyargaları ile
algıladıklarını yorumlamak üzere bilgisayarın mikroişlemcisini kullanıp, yorumlatıyor ve
kendi karar alabiliyor, algılamalarına göre bizden bağımsız davranabiliyorsa o artık bir
robottur.
Resim.1 Endüstriyel robot örneği
Günümüzde robotların en büyük kullanım alanı endüstriyel üretimdir. Özellikle
otomotiv endüstrisinde çok sayıda robot kullanılır. Bunların çoğu kol şeklindeki
robotlardır. Bunlar parçaları monte eden, birleştiren, kaynak ve boya yapan robotlardır.
2
Evlerde robot kullanımı giderek artmaktadır. Evlere giren ilk robotlar Furby, AIBO
gibi oyuncaklardır. Başta ABD'de olmak üzere ev işlerine yardımcı olan robotların
kullanımı da giderek yaygınlaşmaktadır. Yerleri kendi kendine süpüren robot elektrik
süpürgeleri büyük talep görmektedir.
Robotik, makine mühendisliği, yazılım mühendisliği, elektronik mühendisliği ve
kontrol mühendisliği dallarının ortak çalışma alanıdır. Robotlar bir yazılım aracılığıyla
yönetilen ve yararlı bir amaç için iş ve değer üreten karmaşık makinelerdir. Robotik bütün
dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük ilgi görmektedir. Ülkemizde Robotik Mekatronik
adı altında anılır. Üniversitelerimizde Mekatronik adıyla robotik bölümleri açılmakta, ön
lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitimler verilmektedir.
Robot kavramı ve uygulamaları, insan konforu ve güvenliğiyle ilgili temel
kavramlarda ve uygulama niteliklerinde ilkesel düzeyde değişimlere yol açacak bilimsel ve
teknolojik bir adımdır.
Robot teknolojisi, çağımız gelişim süreci içinde gelişen birçok bilimsel ve
teknolojik olguların, robot adını verdiğimiz teknolojik ürünler üzerinde bütünleşmesi ve
uygulamasını içerir.
Robotik alanlar, çalışma yerlerine göre başlıca 4 ana grupta toplanabilir:
a. Endüstriyel robotik
b. Tıp ve sağlıkta robotik
c. Operasyonel robotik
d. Oyuncak ve hobi amaçlı robotik
a. Endüstriyel Robotik
Günümüzde endüstriyel robotlar, otomotiv, beyaz eşya, kimya, cam, mobilya, gıda,
elektronik, metal, seramik, kâğıt gibi birçok endüstriyel sektörde kullanıma uygundur.
Dizme, yerleştirme, taşıma, paketleme, silikon çekme, delme, kesme, yapıştırma,
kalite kontrol, ölçüm, test işlemleri, yükleme ve boşaltma gibi birçok üretim sürecine
kullanılmaktadır. Elektronik devre elemanlarının baskılı devre üzerine yerleştirilmesinde,
3
elektromekanik olarak çalışan küçük cihazların ve bilgisayar disk sürücülerinin montajında
bu robotlardan faydalanılmaktadır.
Resim.2 Montaj hattında çalışan endüstriyel robotlar
b. Tıp Ve Sağlıkta Robotik
Gelişmiş protezler Piezoelektrik sensörlerle tendonlardaki gerilimleri (beyin
komutlarını) algılayabiliyorlar ve parmaklara veya eksenlere gerilimin şiddetine göre güç
gönderebiliyorlar. Güç aktarımı servo motorlar ve yapay tendon sistemleriyle yapılıyor. Bu
protezler çok pahalıya mal olduğundan çok yaygın olarak şimdilik kullanılamıyor. Maliyeti
düşürmek için son zamanlarda bellekli metaller üzerinde çalışılıyor.
Ayrıca tamamen adımlı motorlar ve hassas kontrollerle yapılan sistemlerde
bulunmaktadır. Bu sayede ise, kıtalar arası iletişimle dünyaca ünlü cerrahların ameliyatlara
katılması sağlanabilmektedir.
4
Resim.3 Cerrahi müdahale esnasında kullanılan bir robot örneği
c. Operasyonel Robotik
İnsanın yaşamasına elverişli olmayan ortamlarda veya hayatını tehlikeye sokacak
durumlarda kullanılır. Örnek: Radyasyon veya kimyasal bir ortamda, patlayıcı cisimlerin
bulunduğu yerlerde, sualtı, uzay vb. Sistemler programlanabilir ve kendi kendine çalışan
bir sistem olmaktan çok uzaktan kontrollüdür. Servo DC Motor, hidrolik ve pnömatik
sistemler tercih edilebilir. Yüksek teknoloji gerektirir. Özel amaçlara göre özel yaklaşımlar
geliştirilir. Uzaktan yönetim için güç aktarım sistemleri (hidrolik veya pnömatik) veya
radyo frekansı kullanılır.
Resim.4 Mayın taramada kullanılan bir robot örneği
5
d. Oyuncak ve Hobi Amaçlı Robotik
Elektronik ve mekanik sistemler içeren robotik oyuncaklar çok karmaşık olabiliyor.
Sibernetiğin teorik araştırmaları, ilk ticari ürünlerini bu alanda veriyor. Furby, Sony'nin
AIBO robot köpeği, bu alandaki öncü ürünlerden bazılarıdır.
Resim.5 Oyuncak robotların en ünlülerinden Furby
Robot hobisi ise dünyada çok sayıda kişinin uğraş alanıdır. Bu kategori herkesin
değişik eğilimlerine göre şekillenebilmektedir. Hobi tutkunlarının kurduğu birçok topluluk
mevcuttur. Örneğin, Japonya'da her yıl hobi robotlarının yarıştırıldığı gösteriler
düzenlenmektedir. Ayrıca ülkemizde de ulusal ve uluslararası birçok yarışma
yapılmaktadır. Başlıca, ODTÜ ve İTÜ’nün düzenlediği Robot Günleri ile birçok robot
sistemlerini hobi olarak inceleyen kişiler yaptıklarını sergileyip, yarıştırıyor ve yeni bilgiler
öğrenebiliyor. Bu alana yönelik çok sayıda kitap ve yayın vardır.
6
2. MİKRODENETLEY İCİLER
Bir mikrodenetleyici içerisinde bir merkezi işlem birimi (CPU, central processing
unit), RAM (Random-Access Memory), ROM (Read-Only Memory), İ/O (İnput/Output)
hatları, seri ve paralel portlar, zamanlayıcılar (timers), Analog-Sayısal Dönüştürücüler
(A/D analag-to-digital converters) ve Sayısal-Analog Dönüştürücüler (D/A Digital-To-
analog Converters) gibi yerleşik çevresel arabirimler bulunmaktadır. Bir mikrodenetleyici
tek bir yonga üzerine inşa edilmiş tek yongalık bir bilgisayar gibi düşünülebilir. Çünkü
içerisinde bilgisayarın tüm birimlerini barındırmaktadır. Öncelikle, mikrodenetleyicinin en
önemli özelliği bir programı saklayabilmesi ve çalıştırabilmesidir. Bir mikrodenetleyici ile
mikroişlemciyi ayıran temel fark, tek bir yonga içerisinde CPU, RAM ve İ/O ünitelerinin
yerleştirilmi ş olmasıdır. Bu durumda bu birimler arasında ayrıca veri iletişim hattı (data
bus)ve de adresleme hattı (address bus) kurulması gerekmemektedir. Bu bağlantılar yonga
içerisinde dâhili olarak mevcuttur.
2.1. Mikrodenetleyici Niçin Kullanılır?
Bir PC ve onu oluşturan mikroişlemciyle karşılaştırıldığında; fiziksel boyutunun
küçük olması, düşük güç tüketimi, ucuz olması ve de yüksek performansa sahip olması
gibi belirgin avantajlara sahiptir. Mekatronik uygulamaları, endüstriyel elektronik,
biyomedikal, otomasyon sistemleri gibi farklı disiplinlerde çok çeşitli uygulama
alanlarında; otomobillerde, cep telefonlarında, kameralarda, fotokopi cihazlarında, LCD
monitör uygulamalarında, ev elektroniğinde çamaşır-bulaşık makinesi ve fırın gibi sistem /
cihazlarda, telefon, faks, modem, elektronik oyuncak sektörü gibi alanlarda yaygın olarak
kullanılmaktadır. Mikrodenetleyicilerin tek başlarına programları çalıştırabilme ve
depolama yetenekleri sayesinde çok yönlü uygulamalarda kullanılabilen ucuz bir kontrolör
(bu anlamda bir bilgisayar) durumuna getirmiştir. Örneğin yapılan bir program ile önceden
belirlenen durumlar yerine getirilirken istenen fonksiyonlar doluşturulup gereken kararlar
aldırılabilir. Mikrodenetleyicilerin matematik ve mantık fonksiyonlarını yerine
getirebilmesi onun son derece karmaşık görünen elektronik/kontrol devrelerini, yazılacak
program kodları ile kolay bir şekilde gerçekleştirebilmesine olanak sağlar. Üstelik çok
daha hassas ve de hatasız bir şekilde. Bir çamaşır makinesinin kontrol gereksinimlerinin
bir PC ile kontrol yanlış bir uygulama örneği olacaktır. Bu durumda fiyatı 3-10$ arasında
7
değişen bir mikrodenetleyici ile bir sürücü kartından oluşan elektronik devre ile bu tür bir
uygulamanın gereksinimleri karşılanabilir. Toplam maliyet ise son derece düşük olacaktır.
Tasarlanan uygulamaya yenilikler getirmek analog kartlarda birçok sorunu beraberinde
getirirken programın güncellenmesi çok daha kolaydır. Günümüzde elektronik dünyasına
bakıldığında mikrodenetleyicilerin direk ya da dolaylı olarak hemen hemen her uygulama
içerisinde devre tasarımlarında yer almaya başladığı görülebilir. Bunun nedenleri ise çok
düşük maliyet, minimum güç tüketimi ve çok düşük gerilimlerle çalışabilme, çok yönlü
kullanım olanağı ve bize sağladığı kontrol gücünden kaynaklanmaktadır.
Bir mikroişlemciyle sistem tasarlanmak istenildiğinde CPU, RAM ve İ/O üniteleri ve
bu birimler arasında veri transferini sağlayacak olan veri yoluna (data bus) ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu sistemde mikrodenetleyici tercih edildiğinde ise yukarıdaki birimler tek
bir yongada toplanması sebebiyle büyük bir avantaj oluşturmaktadır. Bu durumda
maliyette düşmektedir. Kullanım ve kolay programlama özellikleri de dikkate alındığında
kontrol gerektiren devre uygulamalarında mikro-denetleyiciler vazgeçilmez olarak yerini
almaktadır.
2.2. Mikrodenetleyici ile Mikroi şlemci Arasındaki Farklar
1970’li yıllarda mikroişlemcilerin piyasaya sürülmesinden hemen sonra elektronik
ve kontrol uygulama alanlarında çok büyük gelişmeler olmuştur. Önceleri analog veya
lojik devreleri ile tasarımları yapılan cihazlar yerlerini daha akıllı ve kullanıcıya
yönelik mikroişlemci sistemlerine bıraktılar. Bir mikroişlemci kendi başına hiçbir iş
yapamaz. Mikroişlemciyi kullanışlı hale getirmek için destekleyici yongalara ihtiyaç
vardır. Mikroişlemci tabanlı bir sistemde, esas mikroişlemci yongasına ilave olarak
bellek, giriş-çıkış yongası ve zamanlama devresini görmek mümkündür. Bu şekilde, 4-5
yongadan meydana gelen mikroişlemci sistemine klavye, LED veya LCD gibi giriş-
çıkış devreleri de ilave edince son derece kullanışlı, akıllı bir elektronik sistem elde
etmiş oluruz. Halbuki mikrodenetleyiciler , mikroişlemcilerin tersine, program saklamak
için bellek elemanını, giriş/çıkış arabirimlerini, merkezi işlemci (CPU)’yi ve hatta
kimilerinde analog/sayısal çevirici devreleri de dahil olmak üzere bir takım çevre
birimlerini üzerlerinde yerleşik olarak bulundururlar. Örneğin Microchip PICmicro
serisi bazı işlemcilerde yonga üstü yerleşik, her biri 10bit çözünürlükte 8 kanal A/D
çevirici, 8K program belleği, 368 Byte RAM, UART, 1 adet 8-bit, 2 adet de 16-bit
8
zamanlayıcı/sayıcı gibi, osilatör vb. gibi birçok çevre ve destek birimi bulunmakta. Ya
da 8052-BASIC’in içinde bulunduğu 8051 ailesi yongalarında da içinde hazır BASIC
yorumlayıcısı gibi olanaklar da bulunur.
Mikrodenetleyiciler, mikroişlemcilere çok benzemektedirler. Mikroişlemcili bir
sistem işlemci dışında program saklamak için bellek elemanları ve dış dünyayla
bağlantı kurmak için giriş/çıkış arabirim devrelerine gereksinim duyar. Mikroişlemci
yalnız başına kullanılamaz. Intel 8086 serisi, Motorola 68000 serisi ya da Zilog Z80
serisi işlemciler bunlara örnektir.
Bellek, genel olarak program belleği ve veri belleği olmak üzere ikiye ayrılır.
Program belleği, kullanıcının yazmış olduğu program kodunu tutar. Bu bellek, PIC
mikrokontrolör serisinde 14 veya 16 bitlik olup veri belleğinden ayrılmıştır. Harvard
mimarisi diye de adlandırılan bu mimari klasik, Von-Neumann mimarisinden daha hızlı
çalışmaktadır. Program belleği birçok PIC mikrokontrolör serisinde flash olup bu tip
bellekler ultraviyole (morötesi) ışık gerek olmadan silinip yine kolaylıkla
programlanabilirler. Veri belleği 8 bitlik olup bu bellek programda kullanılan geçici
verileri tutar.
2.3. Mikrodenetleyicilerde bulunan özellikler
Bütün PIC mikrodenetleyiciler en az aşağıdaki özelliklere sahiptirler:
• RISC (azaltılmış komut takımı) komut takımı ve sadece 35 assembly dili komutu
• Sayısal giriş-çıkış portları
• Zamanlama devresi
• RAM veri belleği
• EPROM veya flash program belleği
Buna ilaveten, bazı PIC mikrodenetleyicilerde aşağıdaki ek özellikleri
görebiliriz:
• Analog-sayısal çevirici
• EEPROM bellek
9
• Analog karşılaştırıcı devresi
• Ek zamanlama devreleri
• PWM devresi
• Dış ve iç kesme (interrupt) devreleri
• USART seri iletişim protokolü
• I2C ve SPI bağlantıları
2.4. Mikrodenetleyiciyi seçim ölçütleri
Bir uygulamaya başlamadan önce hangi firmanın ürünü kullanılacağına, daha
sonra da hangi parça numaralı mikrodenetleyicinin kullanılacağına karar vermek
gerekir. Bunun için mikrodenetleyici gerektiren uygulamada hangi özelliklerin olması
gerektiği önceden bilinmesi gereklidir. Buna göre aşağıda sıralanan özelliklerin sistem
üzerindeki gereksinimleri ve ileride yapılabilecek gelişmeleri de karşılayıp
karşılamadığı araştırıldıktan sonra seçim yapılmalıdır:
• Programlanabilir sayısal paralel giriş/çıkış ucu sayısı,
• Programlanabilir analog giriş/çıkış ucu sayısı,
• Seri giriş/çıkış (senkron, asenkron ve cihaz denetimi gibi) ucu sayısı,
• Analog karşılaştırıcının var olup olmadığı,
• Motor veya servo kontrol için saat sinyali çıkışı,
• Harici giriş vasıtasıyla kesme yapılıp yapılamayacağı,
• Zamanlayıcı vasıtasıyla ile kesme yapılıp yapılamayacağı,
• Harici bellek arabiriminin varlığı,
• Harici veri yolu arabiriminin (PC ISA gibi) varlığı,
• Program belleği tipi (ROM, EPROM, PROM, FLASH ve EEPROM) ve
kapasiteleri,
• Program belleği üzerinde kod koruması yapılıp yapılamayacağı,
• Dahili RAM kapasitesi,
• Dahili EEPROM’un var olup olmadığı ve kapasitesi,
• Reel sayı hesaplamasının varlığı,
• Osilatör frekans değeri (Güç tüketiminde önemli rol oynar.)
10
Bu listeye eklenecek özellikler artırılabilir.
2.5. PIC Mikrodenetleyici
Microchip Technology Firması tarafından üretilen mikrodenetleyici yongaları PİC
(Peripheral Interface Controller) “Çevresel Arabirim Denetleyicisi” olarak
adlandırılmaktadır ve programlanabilen arabirim kontrolörü olarak görev yapmaktadır.
Örnek olması bakımından 16F628A mikrodenetleyicisini oluşturan dahili birimler Şekilde
görülmektedir. Bu birimler arasında Memory unit, central processing unit, Bus, input-
output unit, serial unit, watchdog ve analog-digital converter gösterilebilir.
Program bellegi ve veri belleği olarak ikiye ayrılır. Program belleği bir
mikrodenetleyicinin uygulayacağı program komutlarının yazıldığı alandır. Yerine
getirilecek olan bütün işlemler ve bu işlemlerin sıraları bu belleğin ilgili adreslerine (bu
adresler program sayaçlarında tutulmaktadır) gidilerek buradan alınır. Program belleği
PIC16F84A için 1K word olup PIC16F87X ailesinde ise 8K word’tür. 1K word 1024
komut sözcüğü içermekte olup her bir komut sözcüğü 14 bit program belleği
büyüklüğündedir. Veri Belleği olarak genellikle RAM (Random Access Memory) bellekler
kullanılır. RAM bellek yapısal olarak içerisine veri yazılabilen ve değiştirilebilen özellikte
olup besleme gerilimi kesildiği anda bellekteki geçici bilgide silinecektir. Bir programın
çalıştırılması için veri belleğinde yer olan yazmaçlar (register) kullanılmakta olup dosya
yazmaçlarının uzunluğu 8-bittir. Yalnızca PCLATCH yazmacı 5-bit uzunluğundadır.
Dosya yazmaçları (File Register) adresleri önceden belirlenmiş olan özel veri belleği
alanları olup bunların dışında kalan veri alanlarına tarafımızdan tanımlanacak olan
istenilen geçici değişkenler atanabilir. Konu ile ilgili detaylı bilgiler ileride anlatılacaktır.
11
2.5.1. PIC16F628 Mikrodenetleyicisi ve Özellikleri
PIC16F628 ismini İngilizce “Peripheral Interface Controller” kelimesinin baş
harflerinden alır. Türkçe çevirisi ise “Çevresel üniteleri denetleyici arabirim”dir. RISC
(Reduced Instrucition Set Computer) mimarisi adı verilen bir yöntem kullanılarak
üretildiklerinden bir PIC16F628’i programlamak için kullanılacak komutlar oldukça az ve
kolaydır. Bir tasarım yöntemi plan RISC mimarisindeki temel düşünce, daha kolay ve az
sayıda komut kullanılmasıdır.
Resim.6 PIC16F628A
PIC16F628, diğer PICler gibi RISC yapısı üzerine kurulu Harvard mimarisi ile
üretilmiştir ve flaş program belleğine sahip PIC16CXX ailesinden 8 bitlik bir
mikrodenetleyicidir. PIC16F628’in mimari yapısından dolayı program ve veri bellekleri
fiziksel olarak ayrı birimlerdedir ve bunlara farklı veri yolları ile erişilmektedir. Tablo.1’de
PIC16F628’in genel özellikleri görülmektedir.
Tablo.1 PIC16F628’in genel özellikleri
Şekil.1 ise PIC16F628’in bacak yapısının açık
RISC Mimarisinin PIC16F628’ e
• Sadece 35 komut ile kontrol
• Çalışma hızı: DC –
• DC – 200 ns’ lik komut periyodu
• 14 – bit uzunluğunda komutlar
• 8- bit uzunluğunda veri yolu
12
PIC16F628’in genel özellikleri
ise PIC16F628’in bacak yapısının açık şekli görülmektedir
RISC Mimarisinin PIC16F628’ e Kazandırdığı Özellikler
Sadece 35 komut ile kontrol
– 20 MHz’lik giriş zamanı
200 ns’ lik komut periyodu
ğunda komutlar
ğunda veri yolu
13
• 15 özel fonksiyonlu donanım Register’leri
• 8 seviyeli derin donanım stack’i
• Doğrudan – dolaylı ve izafi adresleme yöntemi
• 1000 kere program silip yazma özelliğine sahip Flash bellek
PICI6F628’in 2k boyutunda program belleği vardır. Bu bellekteki her bir göz 14-bit
uzunluğundadır. Bu gözlerin uzunluğu ve içindeki veriler programcıyı doğrudan
ilgilendirmemektedir. PIC 16F628’in program belleği 2k uzunluğundadır.
PIC16F628’in RAM bölgesinin 4 parçaya (bank) ayrıldığından ve bu 4 RAM
bölgesinde genel amaçlı saklayıcılar (general purpose registers) ve özel amaçlı saklayıcılar
(special function registers) bulunmaktadır. Her bir RAM bölgesinin ilk 32 byte’lık kısmı
özel amaçlı saklayıcılar tarafından kullanılmaktadır. Genel amaçlı saklayıcılar için ise 224
byte’lık bir alan ayrılmıştır. Bu saklayıcılarda program yazarken kullanılan değişkenler
tutulur.
Özel amaçlı saklayıcılar kullanılmak istendiğinde ilgili RAM bölgesine geçiş
yapılmalıdır. Örneğin PORTA özel amaçlı saklayıcısına erişmek için mutlaka sıfırıncı
RAM (Bank 0) bölgesine geçilmelidir. Bazı özel amaçlı saklayıcılar bütün RAM
bölgelerinde bulunmaktadır ve bu saklayıcılara bank değiştirmeden erişilebilir. RAM
bölgeleri arasında geçiş STATUS saklayıcısı kullanılarak yapılır. Microchip firması
yukarıda bahsedilen RAM bölgesindeki 8-bitlik gözlere veri saklayıcısı (file register) adını
vermektedir.
PIC işlemlerini genellikle veri saklayıcıları ve W saklayıcısı (Working Register)
üzerinden yapar. W saklayıcısı 8-bitlik bir saklayıcıdır ve birçok işlem bu saklayıcı
üzerinden yapılmak zorundadır.
14
2.5.2. PIC16F877A Mikrodenetleyicisi ve Özellikleri
Resim.7 PIC16F877A’nın görünümü
PIC serisi mikroişlemciler MICROCHIP firması tarafından üretilmektedir. Üretim
amacı çok fonksiyonlu mantıksal uygulamaların hızlı ve ucuz bir işlemci ile yazılım
yoluyla karşılanmasıdır.PIC’in kelime anlamı ‘Peripheral Interface Controller’ giriş
çıkış işlemcisidir.İlk olarak 1994 yılında 16 bitlik ve 32 bitlik büyük işlemcilerin giriş
ve çıkışlarındaki yükü azaltmak ve denetlemek amacıyla çok hızlı ve ucuz bir çözüme
ihtiyaç duyulduğu için geliştirilmi ştir.
PIC mikrodenetleyiciler hızlı çalışmaları amacıyla RISC (Reduced Instruction Set
Computing) işlemci olarak tasarlanmışlardır. Bu mikrodenetleyicilerde komut sayısı
oldukça azdır. Komutların tek bir çevrimde işlenmesi mikrodenetleyicinin hızını oldukça
arttırır. PIC16 mikrodenetleyicilerde ‘ go to ’, ’ call ’ gibi yönlendirme komutlarının
dışındaki tüm komutlar tek çevrimde yapılır.
PIC mikrodenetleyicilerde bellek mimarisi olarak Harward mimarisi kullanılır. Bu
mimaride program ve veri saklama bellekleri (RAM) birbirinden ayrı yapıdadır. Bu
durum, program ve veri saklamak için aynı yapıyı kullanan Von Neumann mimarili
mikroişlemcilere göre bir miktar daha pahalı olmaları anlamına gelir. Program belleğinde
kullanılan flash belleğe kıyasla, veri belleğinde kullanılan statik RAM oldukça hızlıdır.
Bu da Harward mimarisindeki mikrodenetleyicilerin çok hızlı olmalarını sağlar.
PIC ailesinin ilk ürünü PIC16C54 olarak bilinmektedir.PIC16C54 12 bit komut
hafıza genişliği olan 8 bitlik CMOS bir işlemcidir.18 bacaklı dip kılıfta 13 G/Ç
bacağına sahiptir,20 MHz osilatör hızında kullanılabilir ve 33 adet komut içermektedir.
15
512 byte program EPROM’u ve 25 byte RAM’i bulunmaktadır. Bu hafıza kapasitesi ilk
bakışta çok yetersiz gelebilir fakat bir RISC işlemci olması birkaç işlemin bu
kapasitede uygulanmasına olanak verir. PIC serisi tüm işlemciler herhangi bir ek bellek
veya giriş/çıkış elemanı gerektirmeden sadece 2 adet kondansatör,1 adet direnç ve bir
kristal ile çalıştırılabilirler. Tek bacaktan 40 mA akım çekebilmekte ve tüm devre
toplamı olarak 1 5 0 m A ak ı m akıtma kapasitesine sahiptir. Tüm devrenin 4 MHz
osilatör frekansında çektiği akım çalışırken 2 mA, bekleme durumunda ise 20 uA
kadardır.
PIC16C54’un mensup olduğu işlemci ailesi 12Bit Core 16C5X olarak adlandırılır.
Bu gruba temel grup adı verilir. Kesme kapasitesi ilk işlemci ailesi olan 12Bit Core
16C5X ailesinde bulunmamaktadır. Daha sonra üretilen ve orta sınıf olarak tanınan
14Bit Core 16CXX ailesi birçok açıdan daha yetenekli bir grup işlemcidir. Bu ailenin
temel özelliği kesme kapasitesi ve 14 bit komut işleme hafızasıdır. Bu özellikler PIC’i
gerçek bir işlemci olmaya ve karmaşık işlemlerde kullanılmaya yatkın hale getirmiştir.
PIC16CXX ailesi en geniş ürün yelpazesine sahip ailedir.16CXX ailesinin en önemli
özellikleri seri olarak devre üzerinde programlanması, kesme kabul edebilmesi, 33 G/Ç,
A/S Çevirici, USART, I2C, SPI gibi endüstri standardı giriş çıkışları kabul edecek
işlemcilere ürün yelpazesinde yer vermesidir.
PIC16F877A 33 Giriş/Çıkışa sahiptir. Geri kalan ayaklar besleme, gerilim,
osilatör, Reset (MCLR) gibi mikrodenetleyicinin çalışması için gerekli donanıma
ayrılmıştır.44- PIN QFN, 44-PIN PLCC, 44-PIN TQFP ve 40 PIN PDIP paketlerinde
satılmaktadır.
16
Şekil.2 PIC16F877A Bacak Tanımlamaları
Pic16F877A’nın birçok değişik hızda çalışan tipleri vardır. Bu üretilen farklı tipleri
arasında en yüksek hızda olan 20MHz kristal ile çalışabilmektedir. Bu da bir program
çevriminin en az 200ns olmasına olanak sağlamaktadır. Bunun dışında 4MHz, 10MHz
gibi seçeneklerde mevcuttur.8k x 14 bit flash program belleğine sahiptir. PIC’in
komutları go to, call gibi yönlendirme komutları dışında hep 1 byte olduğundan, yaklaşık
8000 satır program yazmamıza olanak sağlar. Flash belleğe 100.000 kez üst üste yazma
silme işlemi yapılabilir. Ram olarak tanımlanan, değişkenlerin bulunduğu veri belleği
368 x 8 bit’tir. Bu 368 adet değişken tanımlama olanağı sağlar. PIC16F877A’nın bir
önceki versiyonu olan PIC16F877’nin EEPROM belleği 256 adet 8 bitlik veriyi
EEPROM’a kaydetmeye izin verir, 256 x 8 bit EEPROM veri belleği vardır. EEPROM
belleği, RAM veri belleğinden farklı olarak elektrik olmadan da kayıt edilen veriyi
saklayabilir. Veri EEPROM belleğine 1.000.000 defa üst üste yazma silme işlemi
uygulanabilir. Veri EEPROM’unda saklanan bilgiler en az 40 yıl boyunca silinmeden
bellekte kalır.
17
PIC16F877A’nın diğer donanımsal özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
• 3 adet zamanlayıcı-sayıcı vardır. Bu zamanlayıcılardan TMR0 8 bit sayıcıdır.
TMR1 uyuma durumunda bile dışarıdan bağlanan bir kristalle arttırılabilecek 16
bit’lik bir sayaçtır.TMR2 ise TMR0 gibi 8 bitlik bir sayıcıdır. TMR2
mikrodenetleyicideki CCPM modülü içinde zamanlayıcı olarak kullanılır.
• 2 adet Capture, Compare, PWM(CCPM) modülü ile 12.5ns hassasiyetinde
yakalama (capture), 200ns hassasiyetinde karşılaştırma (compare), 10 bitlik
çözünürlükte PWM sinyali uygulama özelliklerine sahiptir
• Senkron Seri iletişim portu ile SPI(master) ve I2C (master/slave) protokollerinde
seri iletişim özelliğine sahiptir.
• (USART/SCI) portu ile Universal Senkron Asenkron Alıcı Verici özelliğine
sahiptir.
• RD(okuma), WR(yazma) , CS(kanal seçme) kontrol özellikleriyle birlikte
paralel iletişim portuna sahiptir.
• 10 bitlik,8 kanallı Analog/Dijital çeviriciye sahiptir.Referans değeri olarak
PIC’i besleyen Vdd ve Vcc dışında bir değer seçmek istediğimizde ,RA2 ve
RA3 portlarından farklı alt ve üst referans gerilimleri seçme imkanı vardır.
• PIC16F877A, PIC16F877’de bulunmayan iki adet karşılaştırıcıya sahiptir.
Karşılaştırıcının referans gerilim değerleri, çıkış ve giriş portları yönlendirilebilir
• Bahsedilen tüm uygulamalar için birer kesme özelliği bulunur.PIC16F877A’ da
kesme 15 farklı özel olaydan tetiklenebilir. Bunun dışında PORTB’nin 0. biti
dışarıdan kesme istediğimizde kullanılır. B portunun RB4-RB7 girişleri de
herhangi bir değişimde kesme yapacak şekilde programlanabilir.
• PIC16F87A, 8 katlı bir yığın (stack) yapısına sahiptir. Bu iç içe 8 alt program
çağırabileceğimiz anlamına gelir. Buna kesmelerde dahildir.
18
PIC16F877A’nın portları ve özellikleri:
• PortA:
6 bit’lik hem giriş hem çıkış özelliğine sahip bir porttur (RA0-RA5). TRISA
kaydedicisinde ‘1’ olarak ayarlanan bitlerin pinleri giriş, ‘0’ olarak ayarlanan
bitlerin pinleri çıkış olarak belirlenir. Tüm pinleri Analog sayısal çevirici olarak
ayarlanabilmektedir. Analog sayısal çevrim sırasında referans alınacak gerilimler de
RA2 ve RA3 pinlerinden girilebilmektedir. İşlemciye ilk gerilim uygulandığında
RA4 hariç diğer beş pin A/S çevirici modundadır. Bu girişler dijital
uygulamalarda kullanılmak isteniyorsa ADCON1 yazmacından gerekli değişiklikler
yapılmalıdır.
• PortB:
Hem giriş hem de çıkış özelliğine sahip 8 bitlik bir porttur (RBO-RB7). RB3,RB6
ve RB7 pinleri programlayıcı veya devre üzerinde hata ayıklayıcı olarak
kullanılabilmektedir. RB0 ucu kesme girişi olarak kurulduğunda isteğe göre, yükselen
kenarda veya düşen kenarda bir kesme üretilebilmektedir. RB4-RB7 pinlerine girilen
değerlerde de değişiklik olduğunda kesme oluşabilmektedir. PORTB pinlerinde giriş
sırasında isteğe bağlı olarak entegre içerisinden pull-up direnci kullanılabilmektedir.
• PortC:
PIC16F877A’nın en çok özelliğe sahip portudur. Port özellikleri tüm devre
kataloğunda bulunmaktadır. 8 adet sayısal giriş-çıkış biti vardır. Tüm port bacakları
Schmitt-Trigger girişlidir. TRISC kaydedicisi üzerinde gerekli değişikler yapılarak,
PORTC’nin çevresel birim özellikleri kullanılabilir.
19
• PortD ve PortE:
PortD ve PortE genelde birlikte kullanılan iki porttur. Mikro bilgisayar veri
yolarıyla 8 bit’lik paralel iletişim için kullanılır. PortD, 8 bitlik veri ve adres yolunu
oluştururken, PortE kontrol uçları olarak ayrılmıştır. Eğer PortD paralel slave port olarak
ayarlanırsa, RE0, RE1 ve RE2 bacakları PortD’ nin bağlandığı mikroişlemci yoluna
sırasıyla READ, WRITE ve CHIP SELECT kontrol girişleri olarak kullanılabilmektedir.
Bunun için TRISE yazmacının 4. biti ‘1’ yapılarak PortD paralel slave moda
getirilmelidir. Tüm girişler paralel iletişim sırasında TTL seviyelerde, giriş çıkış olarak
kullanıldığında Schmitt-Trigger seviyelerde çalışır. PortE, PortA gibi analog giriş olarak
da seçilebilmektedir.
USART: PIC16F877’de seri port olarak veri göndermek (transmit) için RC6 pini,
veri almak (receive) için RC7 pini kullanılmakta. Bu pinlerin statülerini ve tüm seri
haberleşmeyi kontrol eden 2 yazmaç var. Seri haberleşme yapmak için öncelikle bu
pinlerin RX ve TX olarak ayarlanması gerekiyor. Sonrasında yine haberleşme ile ilgili
bilgilerin (baud hızı, stop bit sayısı, parity durumu) bu 2 yazmaca yazılması gerekiyor.
Tablo.2 Veri Gönderme ve Kontrol Ayar Tablosu
Bit 7: CSRC: Zamanlamanın kaynağını belirliyor. Asenkron haberleşmede
değeri önemli değil (0-1)
Bit 6: TX9 :9 bit veri gönderme izin biti.
1 : 9 bit gönderim seçer
0 : 8 bit gönderim seçer
Bit 5: TXEN: Transmit izin biti.
1 : gönder
0 : gönderme
20
Bit 4: SYNC :Usart mod seçme biti
1 : senkron mod
0 : asenkron mod
Bit 3: - : Kullanılmıyor. Okunduğunda sıfır değeri veriyor.
Bit 2: BRGH: Hızlı-yavaş baud hızı seçme biti
1 : yüksek hız
0 : düşük hız
Bit 1: TRMT: Transmit kaydırma yazmacı durum biti (shift register)
1 : TRM boş
0 : TRM dolu
Bit 0 : TX9D : 9 bit haberleşmenin 9. biti. Parity biti de olabilir.
Tablo.3 Veri Alma ve Kontrol Ayar Tablosu
Bit 7: SPEN :Seri port seçme biti
1 : RC7 ve RC6 pinlerini seri port için ayarlar
0 : Seri port ayarlaması yok
Bit 6: RX9 :9 bit veri alma izin biti.
1 : 9 bit alma seçer
0 : 8 bit alma seçer
Bit 5: SREN :Tek data alma izin biti. Asenkron moda kullanılmıyor
21
Bit 4: CREN :Devamlı alma izin biti
1 : devamlı alma aktif
0 : devamlı alma pasif
Bit 3: ADDEN :RX9 biti 1 iken adres sorgusu yapmak için kullanılıyor.
Bu sistemde kullanılmayacak.
Bit 2: FERR :Veri kayma hata biti (framing error)
1 : kayma hatası var
0 : kayma hatası yok
Bit 1: OERR :Taşma hata biti (overrun)
1 : taşma var
0 : taşma yok
Bit 0 : RX9D : 9 bit haberleşmenin 9. biti. Parity biti de olabilir.
İşlemci yazılımının başında bu registerlere kullanılacak konfigürasyona göre gereken
değerler yazılacaktır. Baud hızı için ise SPBRG registeri kullanılıyor. Buraya yazılan 8
bitlik değer ile baud hızı Tablo.4 deki gibi yapılıyor.
Tablo.4 Baud Hızı Formülasyonu
Burada FOSC kullanılan osilatör frekansını, X ise SPBRG registerine yazılması
gereken değeri temsil ediyor. Elbette ki maksimum 20 MHz saat frekansında çalışan bir
denetleyicinin bütün baud hızlarında, X değerlerinin tam doğru değerler vermesi mümkün
değildir. Tablo 5 ve Tablo 6’de BRGH’ın 0 ve 1 olduğu durumlar için, çeşitli saat
frekanslarında ve baud hızlarındaki bağıl hata görülmektedir
22
Tablo.5 Osilatör Frekansı Seçim Tabloları
Tablo.6 Osilatör Frekansı Seçim Tabloları
Burada bizim ilgilendiğimiz frekans 4 MHzdir. Baud hızını ise 9600 seçiyoruz. Bu
şekilde teknik olarak bağıl haberleşme hatasını sıfır kabul ediyoruz.
23
ADC: Analog dijital çevirici modülü kullanmak için ADCON0 ve ADCON1
registerlerini işleme dahil etmemiz gerekiyor. İlgili ayarlar bu registerlerden yapılıyor. 10
bit için 8 bitlik 2 register kullanılıyor. ADRESH ve ADRESL registerleri çevrim değerini
tutuyor.
Tablo.7 Analog Veri Alınmasında Ayar Tablosu
Bit 7-6: ADCS1, ADCS2 :ADC saati seçme biti
00 : FOSC/2
01 : FOSC/8
10 : FOSC/32
11 : FRC dahili RC osilatör
Bit 5-3: CHS2,CHS1,CHS0 :Analog kanal seçme biti
000 : kanal 0, (RA0)
001 : kanal 1, (RA1)
010 : kanal 2, (RA2)
011 : kanal 3, (RA3)
100 : kanal 4, (RA5)
101 : kanal 5, (RE0)
110 : kanal 6, (RE1)
111 : kanal 7, (RE2)
Bit 2: GO/DONE :A/D çevrim durum biti
1 : çevrimi başlatmak için 1 yapılır, çevrim tamamlanınca otomatik olarak 0 olur.
0 : ADC meşgul değil
Bit 1: - :Kullanılmıyor.0 okunur.
24
Bit 0: ADON :A/D modül açık biti
1 : modül açık, işlem sürüyor
0 : modül kapalı, çevrim akımı yok
Tablo.8 Analog Olarak Kullanılacak Pinlerin Belirlenmesinde ki Ayar Tablosu
Bit 6-4: - :Kullanılmıyor. 0 okunuyor.
Bit 3-0: PCFG3, PCFG2, PCFG1, PCFG0 : A/D port konfigürasyon kontrol biti.
25
Tablo.9 ADCON1’in 0-1-2-3 nolu Pinlerin Ayarlanmasında Kullanılan Tablo
Bu sistemde sadece 1 tane A/D kanal gerektiğinden 1110 seçmemiz yeterli olacaktır.
2.6. Haberleşme Standardı Seçimi
Bilgisayarlar temel olarak paralel ve seri olmak üzere iki tür haberleşme standardını
kullanır.
Her ikisinin de birbirine göre üstün yanları vardır. Paralel veri iletimi 8 bitlik veri
yolu kullanır. Bu da her bir zaman çevriminde (clock puls) 256 (28) karakterden bir
tanesinin gönderilmesini olanaklı kılar. Seri veri iletiminin veri yolu tek bitliktir. Bu tek
bit, zaman üzerinde paylaşılarak her bir zaman çevriminde bir karakterin yalnız bir bitinin
gönderilmesini olanaklı kılar. Bu paralel haberleşmeyi üstün kılıyor gibi gözükmesine
rağmen, daha az veri yolu kullanmak bir mühendislik düşüncesi gereğidir. Her iki
haberleşme standardını kıyaslamak için Tablo.10’a göz atalım:
Paralel iletim Seri iletim Çok hızlı bilgi gönderilip – alınabilir Paralel kadar hızlı değillerdir Kullanılan kablo uzunluğu 9 feet olabilir. Kullanılan kablo uzunluğuParalel iletim kabloları çokludur. Seri iletim kabloları genelde çifttir. Bilginin bir karakteri bir kerede Karakterin bir biti bir kerede Senkronizasyon için bir hat işgal eder Asenkron çalışmayı destekler
Tablo 10: Paralel ve seri haberleşme standartları karşılaştırması
26
Endüstrideki birçok uygulama için seri haberleşme yeterli, çoğu zaman da gereklidir.
Bu uygulama için de seri haberleşme hızı yeterli olmaktadır. Bu yüzden seri haberleşme
standardını seçtik.
2.7. Asenkron Seri Haberleşme Standardı
Bir karakterin bitleri tek bir hat üzerinden sırayla gönderilir. Karakterin başında
gönderilen başlama bitinden sonra alıcı ve verici birbirinden bağımsızdır. Verici, bitleri
belirlenmiş bir hızda gönderirken, alıcı da teorik olarak aynı hızda bunları okur. Asenkron
seri haberleşmenin önemli terimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Baud Rate: Veri iletim hızıdır. 1 saniyede iletilen bit adedine denir. Standart olarak
veri hızları 300, 600, 1200, 2400, 4800, 9600, 19200, ... şeklindedir.
Start Bit: Seri haberleşmede veriler senkron yada asenkron olarak iletilebilirler.
Senkron iletimde belirli bir başlangıçtan sonra veriler sıralı olarak ard arda gelirler. Uzun
bir dosyanın iletiminde bu yol kullanılabilir. Asenkron iletimde ise bir veri gönderildikten
sonra yeni bir veri belirli olmayan bir zamanda gelir. İşte bu yeni verinin başlangıcı start
biti ile bildirilir.
Stop Bit: Gönderilen verinin bittiğini ifade eden bittir. Bu biti alan alıcı yeni bir veri
için start bitini gözlemeye başlar. haberleşmenin tipine göre 1 yada 2 bit uzunluğunda
olabilir.
Eşlik Biti (Parity Bit): Bir çeşit hata denetim bitidir. Start ve 8 bitlik bir veri
iletildikten sonra stop biti gönderilmeden parity gönderilir. İletilen 8 bitlik veride 1’lerin
sayısı çift ise EVEN tek ise ODD biti gönderilir. Alıcı bu biti kontrol ederek alınan verinin
doğru olup olmadığını kontrol eder. 1 parity 1 bit uzunluğundadır.
Siplex: Bilginin sadece bir yönde aktığı durumdur.
Half dublex: Bilginin farklı zamanlarda çift yönde akabildiği durumdur.
27
Full dublex: Bilginin aynı anda çift yönde akabildiği durumdur.
PIN ÖZELL İKLER İ:
Tablo.11 UFM-A12WPA Pin Özellikleri
Şekil.3 UFM-A12WPA Üstten Görünüşü.
28
TEKN İK ÖZELL İKLER:
Tablo.12 UFM-A12 WPA’nın teknik özellikleri
29
KULLANIM TAL İMATLARI:
UFM-A12WPA modülü kullanıcının sistemine entegre olabilecek şekilde
tasarlanmıştır. Özel uygulamalar için kullanılabilecek nihai bir ürün değildir. Elektronik
sistemin içinde kullanılabilecek özel bir komponent olarak ele alınmalıdır. Kullanıcının
temel elektronik bilgisine sahip olması gereklidir. RF teknoloji hakkında bilgi sahibi
olunması kullanım açısından oldukça faydalıdır. RF ile ilgili zor kısımların önemli bir
bölümü modül içinde çözülmüş durumdadır. Aşağıda bunlara ek bilgileri bulabilirsiniz.
Besleme Voltajı:
Modül belirtilen değerlerin altında bir besleme yapıldığında kararsız çalışacaktır.
Besleme voltajı ve topraklama GND bağlantısı belirtilen değerlerin üzerinde veya ters
olursa, modülde kalıcı tahribatlara yol açılabilir.
Besleme voltajında çalışma sürecinde ±100 mV değişimlerin üzerindeki değişimler
modülün kararsız çalışmasına neden olur. Besleme devresinde regülator IC kullanılması
gereklidir.
Microcontroller Ba ğlantısı:
Microcontroller USART portu Data‘nın modüle verilmesi ve RF olarak gelen
sinyalin modülden alınması için kullanılır.
Şekil.4 UFM-A12WPA’nın Mikrokontrolöre ba
2.8. VERİ İLET İŞİ
2.8.1 F i z i k s e l
İletim tipi : Ase
İletişim hızı : 2,4
Link : RS
2.8.2. Data Form
8 data bits, no par
CTS ve RTS kulla
30
A12WPA’nın Mikrokontrolöre bağlanması
İ İLET İŞİMİ
F i z i k s e l Karakteristik
enkron (UART)
Kbitps
232 – TTL (0 – 5 VDC)
matı
rity, 1 stop bit (8N1)
anılmıyor.
31
2.8.3. Genel Data Formatı
Tablo.13 UFM-A12WPA’nın Genel Data Formatını Gösteren Tablo
• Data Input UFM-A12
Data module Tablo.14 de gösterildiği gibi verilmelidir. Önce start of frame (3
byte), sonra data (max 72 byte) ve sonunda end of frame (5 byte). Modulun MAC
katmanı datanın RF ile iletilmesi için gerekli eklemeleri (preamble, synchronization
header) yaparak RF katmanına verir.
Tablo.14 UFM-A12WPA Veri Girişlerinin Ayar Tablosu
Data paketiniz 72 byte’tan uzun ve arka arkaya gönderme yapacaksanız, yahut
data paketiniz 72 byte’tan kısa olmasına rağmen arka arkaya gönderme yapacaksanız, iki
gönderme paketi arasında aşağıdaki hesaplama kadar zaman boşluğu bırakmanız
gereklidir.
Td = (300 + Data Boyu*4) msn.
32
Şekil.5 Çoklu Veri Gönderildiğinde ki Zaman Hesabı
• Data Output UFM-A12
RF ‘ten alınan data Tab lo .15 de gösterildiği gibi modül çıkışına verilir. Önce start of
frame(3 byte), sonra data (max 72 byte) ve sonunda end of frame (5 byte). Modülün
MAC katmanı datanın RF ile iletilmesi için gerekli eklemeleri (preamble, synchronization
header) çıkararak modül çıkışına verir.
Tablo.15 UFM-A12WPA Veri Çıkışlarının Ayar Tablosu
3. RÖLE
Röle, elektrik devrelerinde akım ve voltaj de
kapatarak sistemin çalışma mantı
olarak bir veya birkaç elektromagnet bobin ve bu bobinin hareket ettirdi
kontak düzeni olan kapalı kutu biçimindedir. Rölenin kapalı olması çevre tozlarının hassas
olan kontak yüzeylerine yapış
Röle; bobin, palet ve k
rölenin giriş kısmıdır. Palet ve kontak kısmının bobin ile herhangi bir elektriksel ba
yoktur.
Bobin kısmına, rölenin türüne uygun olarak bir gerilim uygulandı
mıknatıs özelliği kazanır ve kar
veya daha fazla kontağı birbirine irtibat kurarak
Şekil.6 Rölenin Şematik Gösterimi
Röleler kullanıldığı yerlere, çalı
hareket, termik, manyetik ters akım, kilitleme gibi daha birçok röle çe
akımın veya voltajın belli de
Akımın iki değeri arasında çalı
süre bekledikten sonra, çalış
sınırlayan kilitleme rölesi; enerji nakil hatlarındaki kısa devre
koruyan koruma rölesi; elektrik
33
elektrik devrelerinde akım ve voltaj değerleri yardımı ile akım yolunu açıp
şma mantığını düzenleyen elektromekanik cihazlardır. Röle, prensip
olarak bir veya birkaç elektromagnet bobin ve bu bobinin hareket ettirdiğ
kontak düzeni olan kapalı kutu biçimindedir. Rölenin kapalı olması çevre tozlarının hassas
olan kontak yüzeylerine yapışmasını önlemek içindir.
Röle; bobin, palet ve kontak olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Bobin kısmı
t ve kontak kısmının bobin ile herhangi bir elektriksel ba
smına, rölenin türüne uygun olarak bir gerilim uygulandı
i kazanır ve karşısında duran metal bir paleti kendine do
ğı birbirine irtibat kurarak bir anahtar görevi yapar.
Şematik Gösterimi
Röleler kullanıldığı yerlere, çalışma metotlarına göre isim alırlar. Akım, güç, ilk
hareket, termik, manyetik ters akım, kilitleme gibi daha birçok röle çeş
akımın veya voltajın belli değere ulaşması ile çalışıyorsa bunlar ani
eri arasında çalışan diferansiyel röle; çalışma akımına ulaş
süre bekledikten sonra, çalışan gecikmeli röle; diğer rölelerin çalışmasını sa
sınırlayan kilitleme rölesi; enerji nakil hatlarındaki kısa devre şartlarına kar
koruyan koruma rölesi; elektrik makinelerini koruyan termik-manyetik röle; kendisini
erleri yardımı ile akım yolunu açıp
ını düzenleyen elektromekanik cihazlardır. Röle, prensip
olarak bir veya birkaç elektromagnet bobin ve bu bobinin hareket ettirdiği kol ve kola bağlı
kontak düzeni olan kapalı kutu biçimindedir. Rölenin kapalı olması çevre tozlarının hassas
ontak olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Bobin kısmı
t ve kontak kısmının bobin ile herhangi bir elektriksel bağlantısı
smına, rölenin türüne uygun olarak bir gerilim uygulandığında bobin
ısında duran metal bir paleti kendine doğru çekerek bir
bir anahtar görevi yapar.
göre isim alırlar. Akım, güç, ilk
hareket, termik, manyetik ters akım, kilitleme gibi daha birçok röle çeşidi vardır. Röleler
ani etkili rölelerdir.
ma akımına ulaştıktan ve belli bir
şmasını sağlayan veya
şartlarına karşı şebekeyi
manyetik röle; kendisini
34
besleyen gerilim ortadan kalktığında çalışan sıfır rölesi; jeneratörlerin motor olacak
çalışmasını önleyen ters akım rölesi endüstride elektrik devrelerinde kullanılan en yaygın
röle çeşitleridir.
Resim.7 Kullanılan Röleler
Modern otomasyon bilimlerinin en çok faydalandığı âletlerden biri de röledir.
Meselâ, telefon sistemleri demiryolları sinyal sistemleri tamamen röle düzenine
dayanmıştır. Otomatik makinelerin belli bir mantık sırasına göre çalışması rölelerle
sağlanır. Elektronik konusunda atılan dev adımlarla elektromekanik rölelerin yerini yarı
iletken röleler almaya başlamıştır. Elektronik mantık devreleri, mikro işlemcilerle
yapılmakta, hem hacim, hem sürat, hem de az arıza yapmasıyla elektromekanik rölelere
tercih edilmektedir. Normal büyüklükte bir odayı dolduran elektromekanik röleli telefon
sistemi mikro işlem röle sistemiyle bir dolap hâline dönüşmüştür.
35
4. ENKODERLİ MOTOR
Enkoderler yani sinyal üreticiler, bağlı olduğu şaftın hareketine karşılık, sayısal
(dijital) bir elektrik sinyali üreten elektromekanik bir cihazdır. Enkoderler çalışma
şekillerine; dönel olarak çalışan şaft enkoderler ve doğrusal olarak çalışan lineer
enkoderler olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Testere Dişli bir kol ya da ölçü tekerleği gibi uygun bir mekanik dönüştürme cihazı
ile birlikte kullanıldığı zaman; şaft enkoderler, açısal yer değiştirme, lineer ve dairesel
hareket, dönüş hızı, ivme, gibi büyüklükleri ölçmek için kullanılabilir.
Enkoderli motorlar çıkış tiplerine göre de ikiye ayrılırlar:
4.1.Mutlak Tip (Absolute) Enkoderler
Bu enkoderler, her pozisyonlarında farklı sayılardaki bitlerden oluşan dijital bit
dizileri şeklinde birbirine benzemeyen çıkışlar üreterek, gerçek pozisyonlarını tam olarak
gösterirler. Enerjisi kesilse bile mevcut durumunu korur.
4.2.Artımsal Tip (Incremental) Enkoderler
Bu enkoderler, her pozisyonda benzer çıkış sinyalleri (Kare Dalga) üretirler. Bu
sinyaller hız ölçümü (bir takometre ile birlikte) ya da sayma işlemi için (bir sayıcı ile
birlikte) kullanılabilirler.
Bu tip enkoderler absolute enkoderlerden farklı olarak enerjilendikleri anda
bulundukları yeri 0 kabul eder ve bunun üstüne işlem yapar ve absolute enkoderler,
incremental enkoderlere göre daha pahalıdır.
36
Resim.8 Enkoderli Motorlar
512 / 1024 / 1048 / 4096 puls ve üstü enkoderler mevcuttur. Bu pulslar enkoder ‘in
1 tam tur attığında üreteceği puls sayısıdır. Tabi ki 4096 pulslu bir enkoder daha hassastır.
Çünkü nokta aralıkları daha azdır.
Örneğin bir motor‘a bağlı enkoder‘in pozisyonuna göre motorun kontrolünü
sağlayabiliriz, hangi pozisyon da olduğuna göre feedback alıp işlemlerimizi PIC aracılığı
ile hesaplayarak düzenleyebiliriz.
Resim.9 Enkoderli Motorun Enkoder Kısmının Gösterimi
37
Artımsal (Incremental) tip şaft enkoder uygulamalarına birkaç örnek olarak;
1. Düz bir testere dişli kol üzerinde hareket eden, yuvarlak dişliye bağlanarak
dairesel bir hareketin doğrusal harekete çevrimi.
2. Bir türbine bağlanarak, debi ölçümü,
3. Ölçü tekerleğine (çevre ölçüsü belirlenmiş bir tekerlek) bağlanarak boy ölçümü.
4. Elektrik motorlarının arkasına monte edilerek hız, yön ve pozisyon kontrolü,
5. Bir döner tablaya bağlanarak, direkt açısal hareket bilgisi elde edilmesi,
6. Tartı makinelerine direkt olarak bağlanıp, elektronik olarak ağırlık ölçümü
uygulamaları verilebilir.
5. ÖZGÜN PROJE ÖRNE
Bu projenin konu kapsamı ise daha çok operasyonel
bulunmaktadır. İnsan hayatını tehlikeye atacak durumlarda çalı
şüpheli paketi bulunan yerden daha güvenli ba
uzaktan müdahale edilmesini sa
mekanizma hareket ettirilerek, olası
sağlanmaktadır. Hareket mekanizması ise palet sistemi ile gerçekle
engebeli arazide hareket ve çalı
5.1. DEVRE KARTLARI
Şekil.7 Master (Alıcı) Devresi
Master (alıcı) devresinde soldaki 5’li
sırasıyla +5V, GND ve joystick tarafından Analog veri giri
38
. ÖZGÜN PROJE ÖRNEĞİ
Bu projenin konu kapsamı ise daha çok operasyonel
nsan hayatını tehlikeye atacak durumlarda çalışması planlanan ve olası bir
üpheli paketi bulunan yerden daha güvenli başka bir yere taşımayı veya oldu
uzaktan müdahale edilmesini sağlamaktır. Uzaktan kumanda sistem
mekanizma hareket ettirilerek, olası şüpheli paketi yerinde inceleme ve müdahale imkânı
lanmaktadır. Hareket mekanizması ise palet sistemi ile gerçekleş
engebeli arazide hareket ve çalışma olanağı sağlamaktadır.
DEVRE KARTLARI
Master (Alıcı) Devresi
Master (alıcı) devresinde soldaki 5’li pinlerin sol taraftan 1,3 ve 5
joystick tarafından Analog veri girişi yapılmaktadır. Devre kartının
Bu projenin konu kapsamı ise daha çok operasyonel robotik alanında
şması planlanan ve olası bir
şımayı veya olduğu yerde
lamaktır. Uzaktan kumanda sistemi ile oluşturulan
üpheli paketi yerinde inceleme ve müdahale imkânı
lanmaktadır. Hareket mekanizması ise palet sistemi ile gerçekleştirilmi ştir. Bu da
pinlerin sol taraftan 1,3 ve 5nolu pinleri
i yapılmaktadır. Devre kartının
+3V, +5V ve GND beslemeleri üst
kaynağı tarafından karşılanmaktadır.
Şekil.8 Headworker
Headworker (verici) devresinde soldaki 5’li
sırasıyla +5V, GND ve Analog veri
beslemeleri üst taraftaki 5’li soketin 1,3 ve 5. pinlerine ba
karşılanmaktadır. Sağ alt t
gönderilmektedir.
39
+3V, +5V ve GND beslemeleri üst taraftaki 5’li soketin 1,3 ve 5. pinlerine ba
şılanmaktadır.
Headworker (Verici) Devresi
Headworker (verici) devresinde soldaki 5’li pinlerin sol taraftan 1,3 ve 5
Analog veri girişleridir. Devre kartının +3V, +5V ve GND
beslemeleri üst taraftaki 5’li soketin 1,3 ve 5. pinlerine bağlanan güç kayna
ğ alt taraftaki 3’lü pinler ile eksen motorlarının seri ileti
taraftaki 5’li soketin 1,3 ve 5. pinlerine bağlanan güç
pinlerin sol taraftan 1,3 ve 5nolu pinleri
leridir. Devre kartının +3V, +5V ve GND
lanan güç kaynağı tarafından
motorlarının seri iletişim verileri
Şekil.9 Eksen Motorları Devreleri
Eksen motorları devrelerinde, motorlar PIC
bilgilerine göre röleler aracılı
sağlanmaktadır. Bu devrelerde gerekti
L293D motor sürücü devreye eklenerek
40
Eksen Motorları Devreleri
torları devrelerinde, motorlar PIC tarafından aldığı Analog seri ileti
bilgilerine göre röleler aracılığıyla tetiklenerek ileri ve geri yönde dönmeleri
lanmaktadır. Bu devrelerde gerektiğinde PWM ile motorları kontrol edebilmek için
motor sürücü devreye eklenerek çok amaçlı hala getirilmiştir.
ğı Analog seri iletişim
ıyla tetiklenerek ileri ve geri yönde dönmeleri
rı kontrol edebilmek için
41
Şekil.10 Güç Kaynağı Devresi
Güç kaynağı devresinde devreye gelen +12V’tu 7805 ile +5’a dönüştürerek PIC
için gerekli olan voltaj gerilimini sağlamış bulunuyoruz.
42
5.2. Veri İletişim Diyagramı
Şekil.11 Veri İletişim Diyagramı
Veri iletişim mekanizmasında kumandadan girilen motor eksen verileri, wireless
modülü ile seri hattan tüm eksen motorlarını kontrol edecek olan PIC’lerin RX bacaklarına
iletilmektedir. Alınan verilere göre anahtarlama görevi yapan ilgili röle ve transistörler
tetiklenerek motorların ileri ve geri hareketi sağlanmaktadır.
43
5.3. MEKANİK TASARIM
Belirli bir amaç için robot tasarlanırken öncelikle amaca uygun olarak en basit
şekilde tasarımı yapılır. Tasarım yapılırken öncelikle boyut ve ağırlık göz önünde
bulundurulur. Öncelikle robottan taşımasını istediğimiz yük miktarı belirlendi. Buna bağlı
olarak kuvvet ve moment hesabı yapıldı. Bulduğumuz değerlere göre kullanacağımız et
kalınlıkları, dişli çevrim oranları ve uzunluklar belirlendi. Robot kolu için yaptığımız bu
hesaplara bağlı olarak robotun alt gövdesinin tasarımı gerçekleştirdik. Hesapladığımız bu
değerlere bağlı olarak kullanacağımız motorların sayısı ve yerleri için en uygun yerleri
belirledik.
5.3.1. Tutacak Kısım
Gripper kısmı da denilen bu kısmı tasarlarken göz önünde bulundurduğumuz
kriterler tutulabilecek parçanın genişliği, hafiflik ve estetiktir. Buna bağlı olarak
tasarladığımız gripper tutucu kısmı adeta bir yengeci andırmaktadır. Tutucu kısım için
malzeme olarak MDF kullanılmıştır. Bunun nedeni ise fazla bir eksenel kuvvete maruz
kalmamakla birlikte hafif olmasını sağlamaktır. İmal edilen dişliler için ise derlin tercih
edilmiştir. Derlinin tercih edilme nedeni ise hafif olmasının yanı sıra oldukça dayanıklı
olmasıdır. Bu parçaları bir arada tutabilmek için kullandığımız tabla ve ara bağlantı
elemanları pleksiglas malzemeden üretilmiş olup yeterince hafif, dayanıklı ve şeffaf
olduğundan dolayı estetiktir. Tutucu kısmın tahriki bir adet DC motor ile sağlanmaktadır.
44
Şekil.12 SolidWorks Programında Tasarlanan Gripper
Resim.10. İmal Edilen Gripper
45
5.3.2. Kollar
Kollar tasarlanırken robotun uzanabileceği en uzak mesafe ve kendi çevresine
uzanabilmesi hesaba katılarak tasarım gerçekleştirilmi ştir. Kollar pleksiglastan üretilmiştir.
Yanal yüklere dayanabilmesi için ön kol ve arka kol için ikişer adet kol kullanılmıştır.
Kollar arasına C profiller yerleştirilerek oluşabilecek düzgünsüzlükler minimuma
indirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kollar üzerinde boşaltma yapılarak taşıyacağı maksimum
yükün %95 ini taşıyabilirken ağırlığında önemli azalmalar gerçekleşmiştir. Ayrıca dişlinin
üzerinde bulunduğu St37 malzemeden yapılmış miller bu kollarda yataklanmıştır. Ön kol
üzerinde bir adet enkoderli motor, potansiyometre ve bir adet dişli bulunmaktadır.
Şekil.13 SolidWorks programında tasarlanan ön ve arka kollar
46
Resim.11 İmal edilen kollar
5.3.3. Ön Kol ve Gripper Arasındaki Bağlantı
Burada tasarladığımız parça ön kol ve gripper arasında bağlantıyı sağlama amaçlı
kullanılmakla beraber gripperin aşağı-yukarı yönde hareket etmesini sağlamaktadır.
Üzerinde bir adet enkoderli motor, mil dişliler ve potansiyometre de bulunmaktadır.
Eğilmesini ve yanal yüklere karşı dayanıklı olmasını sağlamak amacıyla C profil ile
desteklenmiştir. Bu parça ve C profil pleksiglastan imal edilmiştir.
47
Şekil.14 SolidWorks programında tasarlanan ara bağlantı elemanı
Resim.12 İmal edilen ara bağlantı elemanı
48
5.3.4. Döner Platform
Birbirine monte edilen kollar, gripper ve ön kol ve gripper arasındaki bağlantıyı
sağlayan parçanın 270º dönebilmesini sağlayan platform tasarlanırken; kolların
ağırlığından dolayı düşmesini önlemek amacıyla arkasına iki adet 60º eğimde çıkıntı
tasarlanmıştır. Bu noktalardan kollara takılması planlanan yaylar takılacaktır. Ayrıca bu
platform 2 adet enkoderli motor ve tutacakları, potansiyometre ve dişliler de taşımaktadır.
Bu platformun alt gövdeyle bağlantısı altına açılmış olan 4 adet 6 mm çapında delikten
geçirilen tijlerle sağlanmıştır. Bu platformun dönmesi gövdeye sabitlenmiş bir rulmanlı
yatağa yerleştirilmi ş bir dişlinin bir enkoderli motor ile tahrik edilmesi ve alınan tahrikin
tijlerle platforma iletilmesiyle sağlanmıştır. Gövdede yataklanmış olan dişli sistem
üzerinde bir adet potansiyometre de yer almaktadır.
Şekil.15 SolidWorks programında tasarlanan döner platform
49
Resim.13 İmal edilen döner platform
Resim.14 Döner platformun alt gövdeyle bağlantısı
50
Şekil.16 Döner platformun dönmesini sağlayan sistem
5.3.5. Alt Gövde
Alt gövdenin tasarımı arazi şartlarına uyum sağlayabilmek amacıyla ön ve arka
taraflarından farklı eğim açılarında tasarlanmıştır. Tahriki her iki tarafında bulunan 4 adet
DC motor ile sağlanmaktadır. Bu motorlar hareket iletimi kayışlarla sağlanacağından
kasnaklara bağlanmıştır. Kasnaklardan momentin düzgün iletilmesi için iki yanda da
uygun kavrama açılarında gerdirmeler kullanılmıştır. Gövdenin yüksekliği, içerisine
elektronik devre elemanları, dişli sistemi ve dişli yataklama elemanlarının yerleştirilmesine
göre belirlenmiştir. Genişliği döner platforma göre belirlenmiştir. Uzunluğu ise üzerindeki
kollar maksimum uzunluğa ulaştığında ağırlıktan dolayı meydana gelecek olan momente
bağlı devrilmeyi önleme düşüncesiyle seçilmiştir. Malzeme olarak MDF seçilmiştir. Bunun
nedeni ise radyal yönde gelen kuvvetlere karşı daha az esneme yapması, dayanıklı
olmasının yanında hafif olmasıdır.
51
Şekil.17 Robotun Genel Görünümü
5.3.6. Dişliler
Pinyon dişliler üretilirken motorun miline sabitlenebilmeleri için hablı (hub) olarak
üretildi ve motor miline setskur vidaları ile bağlandılar. Pinyon dişlilerin tahrik ettiği
dişliler ise mukavemetini kaybetmeyecek şekilde boşaltmalar yapılarak üretildi. Dişliler
üretilirken malzeme olarak derlin kullanıldı.
Pinyon Dişliler:
Gripper üzerindeki pinyon dişli;
z:diş sayısı
m:modül
z=15, m=2;
bilgileri girilerek SolidWorks programının kütüphanesinden dişli ve ölçüleri belirlenmiştir.
52
Ön Kol ile Gripper arasındaki bağlantı elemanı üzerinde bulunan enkoderli motorun
pinyon dişlisi;
z=15,m=2;
bilgileri girilerek SolidWorks programının kütüphanesinden dişli ve ölçüleri belirlenmiştir.
Ön Kol ile Gripper arasındaki bağlantı elemanı üzerinde bulunan dişli;
i: çevrim oranı
Mh: hesaplanan moment
Mm: motorun momenti
i=(Mh/Mm)
i=3,2
z2=z1*i
z2=48
m=2
bilgileri girilerek SolidWorks programının kütüphanesinden dişli ve ölçüleri belirlenmiştir.
Arka kol üzerindeki motorun pinyon dişlisi;
i=(Mh/Mm)
i=6
z2=z1*i
z1=10
z2=60
m=2
bilgileri girilerek SolidWorks programının kütüphanesinden dişli ve ölçüleri belirlenmiştir.
53
Döner platform üzerinde bulunan motorlara ait pinyon dişliler;
i=(Mh/Mm)
i=6
z2=z1*i
z1=10
z2=60
m=2
bilgileri girilerek SolidWorks programının kütüphanesinden dişli ve ölçüleri belirlenmiştir.
Döner platformun dönmesini sağlayan pinyon ve dişli;
i=(Mh/Mm)
i=6
z2=z1*i
z1=10
z2=60
m=2
54
6. YAPILAB İLECEK GEL İŞTİRMELER
Resim.15 Bir Yükün Taşınması Sırasındaki Görünüm
Geliştirme çalışmasında yapılabilecekler:
• Ön ve tutucu kısmına eklenecek aydınlatma ile daha net görüntü sağlama,
• Mayın tarama düzeneği ile yol üzerinde ilerlerken mayınlı arazinin belirlenmesi ve
temizlenmesi,
• Üzerine takılacak kamera ile görüntü transferi ve görüntü işleme olanağı,
• Gerekli durumlar için silah kullanabilme,
Resim.16 Fünye Ateşleyicisi Olan Gözlem Aracı
• Eklenebilecek güneş panelleri ile operasyon sırasında da şarj ve kesintisiz enerji,
• Ultrasonik sensörler yardımı ile çevredeki cisimlerin maddesel uzaklıklarını
algılama ve otonom harekette güvenlik sağlamak,
• Tutucunun önüne X-Ray kamera yerleştirilebilir ve çanta veya paketlerin
içindekiler açılmadan da gözetlenebilir.
55
• Kara da olduğu kadar su altında da önemli role sahip olabilecek düzenlemeler
getirilebilinir. Yapılacak tasarımla beraber, su altında keşif, taşıma ve tehlikeli
parçalara müdahale etme imkânı sağlanır.
Resim.17 Su Altı Gözlem ve Müdahale Aracı
• Eklenecek termal kamera ile gece görüşün de ekstra görüş kapasitesi sağlanır.
Resim.18 Engebeli Arazide İlerleyiş
56
7. KAYNAKLAR
1. Özgür D., Bilgisayar Kontrollü Kameralı Robot Kol Projesi, Lisans Tezi , 2004
2. Özen S., Bilgisayar Kontrollü Gezgin Robot Uygulaması, Lisans Tezi, Y.T.Ü., İstanbul,
2007
3. Ayçiçek E., Seri Porttan Kontrollü 3 Eksenli Hareket Kabiliyetine Sahip Robot
Uygulaması, Lisans Tezi, Y.T.Ü., İstanbul, 2004
4. International Advanced Technologies Symposium, Elazığ 2001
5. Yapar T., Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü, Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi
6. Gümüşkaya H.,Mikroişlemciler ve 8051 Ailesi, Alfa Yayınları, 2002
7. UFM – A12 WPA Modem Modul Datasheet
8. Microchip Technology Inc., 2003, PIC16F877A Datasheet
9. http://tr.wikipedia.org/wiki/R%C3%B6le Röleler, Vikipedia, 12.04.2012
10. Atakar, F., Yağımlı, M., PIC Microdenetleyeciler, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.
İstanbul., 2006.
11. Çetin Kadir, Endüstriyel Elektronik, Birsen Yayınevi, İstanbul, 2002.
12. http://tr.wikipedia.org/wiki/RobotRobot Robot, Vikipedia, 2012
13. http://tr.wikipedia.org/wiki/Robotik Robotik, Vikipedia, 2012
14. http://www.bombaimharobotu.com Bomba İmha Robotu, 2012
15. http://www.aselsan.com.tr/content.aspx?mid=375&oid=482 Dalkılıç, ASELSAN, 2012