32
1

Varlığın Aynası Yokluktur

Embed Size (px)

DESCRIPTION

şiir, e kitap, e book, borges defteri, şafak çubukçu, borges, edebiyat

Citation preview

Page 1: Varlığın Aynası Yokluktur

1

Page 2: Varlığın Aynası Yokluktur

2

MAĞRUR YENĠLMĠġLĠK

Günü örten geceye benziyor

gövdeni kuĢatan baĢka ellerin gücü

tin-içre,göksel bir günahın zaferi bu.

Sokağa çıkan bir us-kayması,

yoksul ve yoksun bedene eĢlik-eden

öfkeye gülümseyen mağrur bir yenilmiĢlik bu.

Artık unutmalısın o biricik olma yanılsamanı

yeni bir sabahta, yeni bir günahı tanıyana dek.

Page 3: Varlığın Aynası Yokluktur

3

NE ÇOK OLDU GĠTTĠĞĠNE ĠNANALI

Ölü gövdeyi tanıyorum resimde,

yelle gerilen kavakların uğultusu,

tıpatıp o! kendi kadar sahici

karĢımda gülümsüyor Ģimdi.

Boğulan bir ikiz-duygulanım,

geçmiĢin basso profondosu ile

yalancı-nesnenin koloratur çığlığı

anlat bana! neler yaĢadın orada.

Ne çok oldu gittiğine inanalı,

iĢte buradasın oysa,tam karĢımda

yalnızca gözlerin yarı-açık,ellerin

ellerime uzanır gibi kucağımda.

Page 4: Varlığın Aynası Yokluktur

4

SARABANDE

Her devinim ölüme yakın

nesneyi izleyen baĢka bir nesnenin gözleri önünde.

O lale ile bu gül arasında bir gülümseyiĢ.

Bu çizgiler, hangi varoluĢun alınyazısı ?

soluğun ile sabah-yelini aynı gök-sunağında kurban-eden.

O tanrı ile bu tanrı arasında bir hiçlik.

Page 5: Varlığın Aynası Yokluktur

5

DEVRĠME SĠTEM

Söz, insanı tanımaz ,

güler-geçer zırvalarına Ģairin,

o bilir,nereye gideceğini

kimin için söylenilenin.

Billur ” çiçek” imgesi,

saf çağrıĢımı “masanın”,

ya da o “ göksel- yürek” palavrası insanın,

hepsi ama hepsi

ne denli anlatabilir masada bir çiçeği.

Siz yine de yalan iĢitmeye sevdalıysanız benim gibi

bakın bu çiçek, bu da bir masa

birazdan kızıl güllerde açar bu masada.

Page 6: Varlığın Aynası Yokluktur

6

LA FOLLĠA

Soluk alıyor bir köpek

inip çıkıyor karnı,çivit mavisi gökyüzü altında

bir araya geliyor yosunlu su,mermer fıskiye,

kırmızı balıklar,gençliğin öncü-acıları.

Karanlıkta birbirini tanımayan iki el uzanıyor

yakalamak için Göz-tanrı’yı öldürmek isteyen

kör suikastçıyı, unutturmayı tek silah olarak seçiyor oysa adam

bir Tanrı’yı öldürmek için önce kendini anımsıyor.

Page 7: Varlığın Aynası Yokluktur

7

KÖSNÜL EMR-Ġ NEFS

Eğrelti otunun resmine dalmıĢ

kristal çanağın içinde kereviz saplarını arıyor

masada aceleyle yazdırılmıĢ e-posta çıktıları

yün örtülerle kaplanmıĢ akaju bir karyolanın üstünde

geceden kalma giysiler ve kahkahalar

Sayısız yüzler geçiyor aklından geceye dair

sunulmuĢ tenleri acıyarak anımsıyor

deniz ve damla’ da ki aynı tözsel aldanıĢa

bir gövde de inanırken,diğerinde inanmıyor

ardından ellerini yıkıyor ve suya bakıp

“-Benim tek utkum bu!” diye gülümsüyor.

Page 8: Varlığın Aynası Yokluktur

8

BĠR VENEDĠK MASKI ĠÇĠN

ÜĢür bedenin,ısıtırsın kendini

bildiklerini unutmaya çalıĢarak

az söz,az bakıĢ,az anımsama

bilgece bir hiçlik arayıĢı uğruna.

Sonu gelmeyecek hiçbir zaman

us’u hafife alan korkak benliğinin oyunu

söz’ü ateĢe atalım diyor her sabah

her akĢam geçmiĢe yaslı ağıtlar yakıyor.

Bana ölümcül bir güzellik gerekiyor oysa

ölümü de yadsıyacak ve birlikte yok-olacak

soylu bir nesne-prensesinin son sözleri.

Page 9: Varlığın Aynası Yokluktur

9

GÜNEġ

Suçlu ve piĢman gece!

kalbimle aynı yıldıza küsmüĢ,

ne sabahı özlüyor karanlık,

ne kendini tanıyor yüzüm aynada.

Yoksa sadece biz miyiz farkında olan

güneĢin de bir günahkar olduğunun ?

Page 10: Varlığın Aynası Yokluktur

10

GÜL

Dingin ruhun çığlığı

ansızın parlayan öfkelerdir.

Kaderi yazan kalem sahibinin

o lal-gecelere gülümseyiĢi

bu yüzdendir.

Cism içinde cismi yadsıyan beden

bu ten’dendir.

Ey bülbül ! ne varsa gül’e ait bilmediğin

yine gül’dendir.

Page 11: Varlığın Aynası Yokluktur

11

VARLIĞIN AYNASI YOKLUKTUR

Gel dedin geldim

geceyle birlikte

kapında ürperten telaĢı

buhurumeryemin.

Ayrılık ki vehm-okunun acısıdır

ve baĢkalarına ağlayan göz

çiçek-yüreğin davetinden

gönülden bir tövbe ile utanmıĢtır.

Zuhur ile mevcud ise bu karanlık

varlığın da aynası yokluktur.

Page 12: Varlığın Aynası Yokluktur

12

BAġKA

Kendini tamamlamak için

baĢka gövdelere dokundun önce

baĢka yaĢamları tanıdın

baĢkalarının elleriyle.

ġimdi aynaya bakarken anlıyorsun

“ben”le “baĢka”sını aramaya giden “ ikiz-tin”in

sadece kendilerine varabildiklerini.

Oysa ilk adımda da biliyordun

bu sonsuzluk bir son

bu özgürlük bir tutsaklık bu arayıĢta.

Yani eksiksen tamamsın

aramazsan bulursun o baĢka’yı bu yolculukta.

Page 13: Varlığın Aynası Yokluktur

13

BOġ MEZAR

Soğuk, günü ölümsüz kılıyor,

durgun,saydam suya yansıyor

sabahın yorgun yüzü.

Bu gözüpek yadsımayı tanımak gerek

her susuĢu kutsanmıĢ,henüz adını

bile bilmediği,mutlak sessizliği

adına taĢların-belleğinin.

Yalnızca tek bir dokunuĢa izin

veriyor ölümlü-yürek,ve tek bir seçim

kalıyor geriye, Ģimdi gözyaĢlarıyla mı

örtülecek o boĢ mezar ?

Page 14: Varlığın Aynası Yokluktur

14

BEN

BakıĢ, nesneyi diriltir

kendi uzamıyla esrik nesne

farkına varır ĢaĢkınlıkla,

baĢka bir nesne gibi bir nesne olduğunun.

Bir savaĢ istemiyor,sessiz bir boyun eğiĢ

bu varoluĢ-yalanına tepkisi,

sadece biricik-olma yanılsamasına

ortak ediyor diğer nesneleri.

Hep birlikte gülüyorlar gecede

hangisinin en çok inandığını anlamak için

bugüne dek bu yalana ?

Page 15: Varlığın Aynası Yokluktur

15

DERT SENDEN DEĞĠLDĠR EY DĠL

Dert, senden değildir ey dil !

tufandan habersiz kızgın çöle gülen

kalbi yadsıyan bu kalbden’dir.

Dert, senden değildir ey dil !

çiğ damlasında laleyi büyütüp

sireti, surete döndüren bu ĢimĢekten’dir.

Dert,senden değildir ey dil!

varlığı yok-eden,yokluğu var-eden

bu ayine-i iskenderden’dir.

Dert,senden değildir,değildir amma

bir kere de sormadın halin nedir diye

bu kıyamet akĢamında.

Page 16: Varlığın Aynası Yokluktur

16

NESNE-TANSIĞI

Beni izliyor bu kuĢ,

yaĢlı bir tin’in koruyucu kanatlısı

sözcükleri tanımayan harf-tanrısının

kendine övgülerine eĢlik-ediyor

bu körleĢmenin suçlusunu arıyorlar birlikte

ben ve kuĢ’ u aynı anda ayrımsıyor önce tin

aslında hiç var-etmediği baĢka bir gövdeye sitem-ediyor

sözü sonra suçlayacağım diyor harf-tanrısı

yanlıĢ olan nedir diye mırıldanıyor öfkeyle

belki gecikmiĢ bir yaratım tembelliği

belki kuĢ’ u fazla ciddiye almanın bedeli

oysa bir nesne-tansığı düpedüz bu bilinemezlik

aynada kendini yontu olarak görünce anlıyor.

Page 17: Varlığın Aynası Yokluktur

17

BU AN KADAR SAHĠCĠSĠN

Bu an kadar sahicisin

bu an kadar yalan

bunu bana söyleten baĢka bir” bu an”.

Zaman! yelle dökülen gelincik yaprakları

akrep, denizde dalga

yelkovan, sırtını dayadığın ağaç.

Nesneler gövdeni de kandırdı sonunda

ruhun da bu an kadar sahici Ģimdi

bu an kadar yalan.

Page 18: Varlığın Aynası Yokluktur

18

BU ġARKIYI SÖYLEMEK ĠÇĠN

Bu Ģarkıyı söylemek için

sadece ellerin kaldı

ne eĢlik etmek için bir çalgı

ne de sesinin utancına eĢlik edecek

bir uğultu.

Ölmeye çağrılı kuĢların çığlıkları gibi

sessizce temizleyip boğazını

avuçlarını sıkarak baĢlayacaksın mırıldanmaya.

Bu Ģarkıyı söylemek için

sadece ellerin kaldı.

Page 19: Varlığın Aynası Yokluktur

19

ÜSKÜDAR

Susmanın bedeli,bir parkta

savrulan çığlıklarını dinlemek çocukların

Ģahane gülüĢüyle yanaĢan vapura dalmıĢ

bir simiti koklarken.

Belki de bu yüzden bakmak

anlamak gibi geliyor bazen

susmak ise konuĢmak.

Page 20: Varlığın Aynası Yokluktur

20

GECE VE SOLUK

Toprak suya benziyor,su toprağa

adımların bütün nesneleri uyandırıyor

bu soluk,adını verdiğini biliyor tüm eĢyalara

bir sözcük bataklığına dönüĢüyor bütün oda.

Ey geceye sevdalı deli-soluk

gece bir nesne oluyor,kalem bir gece o anda.

Page 21: Varlığın Aynası Yokluktur

21

VUSLAT

Yere basarken, eĢyayı çiçekleyen duruĢun

bardağa uzanan el,eli yadsıyan bir oda

tahtayla savrulan bir anı-sıtması gözlerimde

oturmuĢ,gelmeni bekliyordum.

ĠĢte tıpkı böyle duymuĢtum geceyi de

sabahtan ikindinin en onulmaz vaktine kadar

geç kalmıĢ bir vedalaĢmada susmak ve görünce

geliĢini,alınyazılarına tekrar inanır gibi.

Page 22: Varlığın Aynası Yokluktur

22

BU SABAH

Bin yıllık taĢ,bin yıllık toprak

bin yıllık güneĢ,bin yıllık bulut

bin yıldır akan su,bin yıldır açan çiçek

henüz yaratılmıĢ gibi.

En yaĢlı benim bu evrende bu sabah.

Page 23: Varlığın Aynası Yokluktur

23

BĠLGE-SU

Soluğun denli sıcak

gül üstünde çiy damlası titreten

semender-güneĢi.

Uçup

varlık-nedeni yeryüzü ve gökyüzüne

varacak bilge-su.

Hikmete erdiren soru.

Su buharlaĢır

gökyüzünde yokolur.

Yağmur çiçeğe vurur

toprakta yokolur.

Page 24: Varlığın Aynası Yokluktur

24

BAKIġIN ÖLÜMÜ

1.

Uzakta parıldayan alev !

biz burada karanlıktayız

gölgeler usulca savruluyor

gece,sıcak rüzgarla.

Bir dere-yatağı

yapıĢkan yosunlarla uğulduyor

yarasa gözleriyle bulutların arasından

ay-düĢmanı bir köpek havlıyor.

ġimdi kenetlenme vakti matemin

bir titremeyle baĢlıyoruz ağlamaya

gecenin tam yarısı gündüzden kalan

toprak soğumaya baĢlıyor.

Gelecek yılların acısı ! HoĢ geldin !

2.

Toprağa çağrılı gövde

ateĢte sönen göz-semenderi

Page 25: Varlığın Aynası Yokluktur

25

mermerden akan gözyaĢına eĢlik-ediyor

sızıntının hafıza-tözüne karıĢarak gecede.

BakıĢ

kesinlikle

böyle ölüyor.

Page 26: Varlığın Aynası Yokluktur

26

GÖL

Bir gölge-oyununa çağırıyor gece

suya yansıyan çocukluğunun yüzünü

ay ıĢığında parlayan viĢne çekirdekleri

ırmağa bakan kayanın üzerinde.

Zamanın kuĢatan gücünü görüyor ansızın

yalnızlıkla tanıĢmasının yakın olduğunu,

hangi yüzü hangi yüzden ayıran ölüm adına.

Bir süreç,bir kandilin sönme süreci bu

suya dokununca bembeyaz saçlarını görerek irkiliyor.

Page 27: Varlığın Aynası Yokluktur

27

KĠLK-Ġ KAZA

Günahla aramızdaki mesafe

us’a sızıveren o yumuĢak esinde saklı

imgeyi yalımlayan nesne-tanrının yüreği

kağıda dökülen sözcüklere sevdalı.

Günahla aramızdaki mesafe

yeni-doğan bebeğin ilk çığlığında saklı

o sen miydin yoksa sadece sözcükler mi

beni kandırarak susmaya sevdalı.

Günahla aramızdaki mesafe

bu ayna ile aynaya küskün

nigah-ı tegafül kadar mı ?

Page 28: Varlığın Aynası Yokluktur

28

KALEMĠN SIZISI

Ġmgelerin tarihi oluyor mutlaka

susarak ya da susmaya katılarak

çoğalıyor akasyaların kokusu ve ardından

anımsama zamanına adanmıĢ bir seçime

dudak büküyor imgelem birden

yeni bir imgenin tanrısı oluyor

bulanık-akıĢa nesneleri de eĢlik-ettirerek

yeniden ve yeniden boĢ-kağıda gülümsüyor

ve sonunda boĢ-kağıtla boĢ-imgelem birbirine sarılıyor.

Page 29: Varlığın Aynası Yokluktur

29

RAKIDAN SONRA RAKI

Yağmurdan sonra güneĢ

tahta iskemle,paslı tel makası

sandıkta erik çekirdekleri,salatalık kabukları

fotoğrafçı vitrininde eski fotoğraflar

manavın arkasında yanmıĢ meyhane

o yanmıĢ meyhanenin yanmamıĢ günlerinde

tuvaletinde kusmuĢtuk birlikte

devrim ha oldu ha olacak

bizi ha vurdular ha vuracaklar

geçen otobüsler troleybüsler falan

Pavese’yi yalnızca bizim bildiğimiz günlerde.

Ġçtikçe

yağmurdan sonra güneĢ

güneĢte yağmur oluyor.

Ne güzel !

Page 30: Varlığın Aynası Yokluktur

30

SÖZ NEDĠR BÖYLE ZAMANLARDA

Filistinli Çocuklar için

Söz nedir böyle zamanlarda

gündüzü tanımayan bir gece

geceye düĢman bir gündüz.

Söz nedir böyle zamanlarda

yeni bir dil konuĢan eski kuĢlarla

artık onları anlayamayan Süleyman.

Söz nedir böyle zamanlarda

Cebrail’i piĢman eden bir kainat-nefreti ve

emanete ihanet eden insan.

Söz nedir böyle zamanlarda

Ya Rab !

Page 31: Varlığın Aynası Yokluktur

31

NESNE CEHENNEMĠ

Usulca giriyor kanına sıcak-dokunuĢu

günahın,çini bir tabağın renkleri uçuĢurken

odanın duvarlarına,o savrulma-ritmi anımsa

diyor ve anımsatıyor aynada dalgın gözlerini

yine sana,bir devinme-isteği büyüyor ansızın

bütün nesnelerin acıma duygusu ile eĢlik ettikleri ve

bu tunç varlık-duvarının gizli sandığı sırlarıyla.

Burası bizim cehennemimiz diyor masa

Biz de günahlarımızın bedelini ödeyeceğiz.

Page 32: Varlığın Aynası Yokluktur

32

NESNE VE AġK

Kumda köpük oluyorsun,

yıldızların ıĢığında kumsal,

suyla salınan sandalda deniz oluyorsun,

dolanmıĢ misinayı çözmeye çalıĢırken balık.

Ay ıĢığında barıĢmanın üç biçimini

sayıklıyorsun her gece,

saat dörtte gelincik oluyorsun,saat beĢte menekĢe.

Yere düĢen makasa vuran gün-ıĢığı,

eğilip halının çiçekleri oluyorsun,

lambanın ıĢığında pervane,

kapıda kapının eĢiği oluyorsun,

masada oturulmayan sandalye.

-benimle her Ģeyi beraber yaĢıyorsun

-benimle beraber ölsene.