58
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 487 20 Eylül 2015 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) AKP Faşizmi, Halk Cephelileri Demokratik Mevzilerden Söküp Atmak İçin Saldırıyor Kontra Yöntemlerle Kaçırıyor, Hukuksuzca Gözaltına Alıyor, Gizli Tanık İfadeleriyle Tutuklatıyor... AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! Yeni Mevziler Yaratarak, Mücadeleyi Yaygınlaştırarak Bu Saldırıları Boşa Çıkaracağız! Keyfi Tutuklama Zulmüne Son! Halk CephelilerinÜzerinden, Mahallelerimizden ve Demokratik Kurumlarımızdan Elinizi Çekin! Halkımız! Cizre’de Kürt Halkını Katleden, Her Yerde Kanlı Provokasyonları Tezgahlayan AKP Faşizmidir Bu Kanlı Oyuna Alet Olmayın, Provokasyona Gelmeyin! Türk ve Kürt Halklarının Ortak Düşmanı, Emperyalizm ve AKP Faşizmidir! Ortak Düşmana Karşı Birleşelim, Savaşalım, Kazanalım! www.yuruyus-info.org [email protected]

ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 48720 Eylül 2015

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

AKP Faşizmi, Halk Cephelileri Demokratik MevzilerdenSöküp Atmak İçin Saldırıyor

Kontra Yöntemlerle Kaçırıyor, Hukuksuzca Gözaltına Alıyor, Gizli Tanık İfadeleriyle Tutuklatıyor...

AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne

Teslim Olmayacağız!Yeni Mevziler Yaratarak, Mücadeleyi Yaygınlaştırarak

Bu Saldırıları Boşa Çıkaracağız!

Keyfi Tutuklama Zulmüne Son! Halk CephelilerinÜzerinden, Mahallelerimizden ve

Demokratik Kurumlarımızdan Elinizi Çekin!

Halkımız!Cizre’de Kürt Halkını Katleden, Her Yerde Kanlı Provokasyonları

Tezgahlayan AKP Faşizmidir Bu Kanlı Oyuna Alet Olmayın,

Provokasyona Gelmeyin!

Türk ve Kürt Halklarının Ortak Düşmanı,

Emperyalizm ve AKP Faşizmidir!Ortak Düşmana Karşı

Birleşelim, Savaşalım, Kazanalım!

ww

w.yuruyus-info.org

yuruyus.biz@gm

ail.com

Page 2: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus-info.org [email protected]

Emperyalizme karşı olmakla, işbirlikçilerinekarşı olmak birbirinden ayrılamaz.

Sözde anti-emperyalist söylemi surdurerekişbirlikçileriyle ittifaklar içerisine girmek vebu işbirlikçilerle birlikte devrimci harekete

karşı tavır almak doğrudanemperyalizmin bir faaliyetidir.

Emperyalistler ve işbirlikçilerinin terörutartışılmaz bir gerçektir. Bu terör karşısında

doğru veya yanlış taktiklerle de olsa, surdurulenmucadele meşrudur ve “solum, halktan

yanayım, emperyalizme ve devlet terörune karşı-yım” diyen herkes, bu meşru mucadelenin ya-

nında olmak zorundadır. Dahası kuru, soyut söz-lerden çıkıp dayanışmaya, desteğe, hatta guç ve

eylem birliklerine dönuşmekzorundadır.Her şeyiyle, tum gucuyle emperyalizme,

faşizme ve bunların terörune karşı çıkıpbu teröre karşı surdurulen mucadeleyi

desteklemeyenlerin, barış, demokrasi, insanhakları ve demokratlık gibi duşunceleri sahtedir.

9 Eylül günü Gazi halkı Kürdistan’daki katliamlara, linç saldırılarına kar-şı yürüdü. Katil polis henüz toplanma gerçekleşmeden kitleye saldırdı. Geceboyunca çatışmalar sürdü. Sokak sokak direnen Cepheliler polisi saldırdığı-na pişman etti.

Saat 20:00’de Eskikarakol’da toplanmaya başlayan kitle; “Kürdistan Fa-şizme Mezar Olacak, Katil Devlet Hesap Verecek, Kahrolsun Emperya-lizm Faşizm Yaşasın Halkların Mücadelesi” sloganlarıyla yürüyüşe hazır-lanırken TOMA’larla, akreplerle saldırıya geçen katil polis, kitlenin direnişiy-le karşılaştı. Dörtyol’dan Günay Özarslan Direniş Sokağı’na kadar direnişyayıldı ve saatlerce sürdü.

Katliamların, Linç Saldırılarının Hesabını Soracağız!Cizre Katliamının Hesabını Soracağız!

GAZİ HALK CEPHESİ

Kürt Halkımıza YönelikKatliamların, Linç Saldırılarının

Hesabını Soracağız!

Arşiv

Page 3: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

İ ç i n d e k i l e r

AKP Faşizminin Gözaltı veTutuklama TerörüneTeslim Olmayacağız!

4 AKP, Halk Cephelileri demokratikmevzilerden söküp atmak içinsaldırıyor, kaçırıyor, gizli tanıkifadeleriyle tutuklatıyor!

18 Kamu Emekçileri Cephesi:Sınavsız, kurasız, atamasızçalışma hakkımızı istiyoruz!

20 Cizre’de katleden devlet,

direnen halktır!

22 Savunmada kalmayacağız,

demokratik hakların gaspınagöz yummayacağız!

23 Kürdistan’da Tek Yol Devrim:Tonlarca patlayıcınınkullanıldığı eylemlerineden yapıyorsunuz?

26 Kürt, Türk tüm halklarımızın

kurtuluşu, ortak örgütlenme vesavaşmaktan geçiyor!

29 Sistematik ve doğru düşünce

tarzımız devrim ve iktidariddiamızın da temelidir!

32 AKP faşizminin muhbirlik ve

ödül yasası, emperyalizmin veoligarşinin çaresizliğidir!

35 Anadolu Cephesi:Yoksulları örgütlemeliyiz!

36 10 Soruda: Ulus nedir?

39 Bir yoldaşı Günay’ı anlatıyor...

40 Devrimci İşçi Hareketi:İşçilerin sorunlarını çözecektek örgütlenme aracı,meclislerdir!

42 DİSK Başkanlar Kurulu, Oya

Baydak direnişi ile ilgilikomisyonunun Oya Baydak’ın

işe dönüşü kararını tanımadı!

45 Faşist saldırılara ve

provokasyonlara karşıhalk sofrasında halklarınbirlikteliğini büyütüyoruz!

46 Röportaj: Halk için sanat,

Grup Yorum ve Anadolu halkkorolarıyla yok edilemeyecekbir güç haline gelecek!

48 Halk Meclisleri

Birliğimiz Gücümüzdür:Halk meclisleri, halkınmeclisleri mahallelerdehalkı savaştırabilir!

50 Ülke genelinde umudun sesini

halka ulaştıracağız, bizi teslimalamayacaksınız!

52 Her yerde emperyalizme karşı

savaşmanın gerekliliğini

anlatmaya devam edeceğiz!

53 Avrupa’daki Biz: Almanya

1 milyon mülteci değil,1 milyon köle istiyor!

55 Kulağımıza Küpe Olsun...

56 Yitirdiklerimiz...

7 Biz Diyoruz ki:Halk düşmanı AKP, nedenHalk Cephesi’ne saldırıyor?

8 AKP faşizminin Halk Cephelilere

uyguladığı keyfi gözaltı vetutuklama terörüyle;40 gün içinde 116 HalkCepheli gözaltına alındı,26’sı tutuklandı!

9 İşkence bir devlet politikasıdır!

10 Halkın Hukuk Bürosu:Faşizmin saldırılarına karşıdirenmek meşrudur!

12 Liseliyiz Biz: Bizden alınan

harçları ödemiyor,boykot ediyoruz!

14 Gençlik Federasyonu’ndan:Tek bir Dev-Genç’li bir liseyi,bir üniversiteyi örgütleyebilir!

17 Bu Halk Bu Vatan Bizim:Ulusal onura sahip çıkmakdemek bağımsızlığı istemektir!

DUYURULAR

Page 4: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Keyfi gözaltı ve tutuklama terörü,AKP faşizminin; devrimcilere ve halkakarşı uyguladığı bir “DevletPolitikası”dır. AKP’nin polisi, kontrayöntemlerle kaçırmak, hukuksuzcagözaltına almak, komplolarla, itiraf-çılarla, gizli tanıklarla tutuklamak bi-çimindeki faşist terörü süreklileştirdi.AKP faşizmi, direnme, düşüncemiziyayma ve örgütlenme hakkını, hakarama bilincini yok etmek istiyor.Herkesi terörist ilan ediyor. İşte buyüzden, Halk Cephesi, 13 yıllık iktidarıboyunca, baskı, tehdit, infaz uygula-malarıyla AKP’nin hedefinde oldu.Demokratik eylemlerimize ve mevzi-lerimize; havadan, karadan savaşagider gibi operasyonlar düzenledi.

Bugün de İstanbul başta olmaküzere Anadolu’nun hemen her yerinde;İstanbul’dan Ankara’ya, Mersin’denDersim’e, aylardır Halk Cephelilereyönelik gözaltı ve tutuklama terörüve saldırılar artarak sürüyor.

Evlerimiz, kurumlarımız, tatilkamplarımız kar maskeli, uzun namlulusilahlarla basılıyor, insanlarımız iş-kenceyle gözaltına alınıyor.İnsanlarımız sokak ortasında kaçırılı-yor.

-Gözaltına alınırken direndi diyetutukluyorlar…

-Slogan attı diye tutukluyorlar…-İşkenceler altında ifade vermedi

diye tutukluyorlar…-En sıradan yasal hak olan basın

toplantısına katıldı diye tutuklu-yorlar…

-Afiş astı diye, cenazeye katıldıdiye, Grup Yorum konser biletinisattı diye, Kızıldere yürüyüşüne ka-tıldı diye tutukluyorlar.

-Katletmek serbest... Ama an-maya katılmak tutuklanma gerek-çesi. Sahiplenmek, tutuklanma ge-

rekçesi.Direnişi, hak arama kararlılığını

yok etmek için, yıldırmak içinHitler’den, Mussolini’den, Obama’danöğrendikleri yöntemleri deniyorlar.

Hukuk yok, yasalar yok, mahke-meler yok! Faşist terör var! Hiçbirhukuki dayanak delil olmaksızın ta-mamen siyasi kararlarla tutukluyorlarHalk Cephelileri.

AKP faşizmi; gözaltı, tehdit, baskı,işkence, kaçırmalarla devrimciliğibıraktırmayı amaçlıyor.

Devrimciliği bıraktırmak için dev-rimcileri tek tek sokaktan kaçırıyorlar.Bir tek devrimcinin bile mücadele dı-şına düşmesi AKP faşizmi için büyüksevinç kaynağı oluyor. Halk düşmanıAKP faşizmine; bu sevinci yaşatma-malıyız.

Tam tersine saldırılar öfkemizi bi-lemeli, halkımıza yaşattığı acıların,şehitlerimizin hesabını sorma isteğimizibüyütmelidir.

AKP’nin saldırıları, keyfi gözaltıve tutuklama terörü; Halk Cephelileridemokratik mevzilerden, gecekondumahallelerinden, okullardan, işçilerin,memurların içinden söküp atma pla-nının bir parçasıdır.

Bu plan; faşist terörle halka korkuve gözdağı vermek, devrimcileri halk-tan tecrit etmek üzerine kurulmuştur.

Bu plan; tutuklayarak, F tiple-rinde aylarca, yıllarca yatırarak,sindirmek, teslim almak, devrimcidüşüncelerinden vazgeçirmek vemücadeleyi bıraktırmak üzerine ku-rulmuştur.

Hak alma kararlılığımızdan vaz-geçirmek içindir.

Halka ve devrimcilere karşı sür-dürülen gözaltı ve tutuklamalar;AKP’nin yönetememe krizidir, çare-sizliğidir.

HHalk CephelilerinÜzerinden, Mahallelerimizdenve DemokratikKurumlarımızdanElinizi Çekin!

AKP Faşizmi; Saldırıyor,Kaçırıyor, Gözaltına Alıyor,Tutuklatıyor... DirenişimizleBoşa Çıkaracağız!

Hukuk Yok, Yasalar Yok,Mahkemeler Yok!Faşist Terör Var!

Hiçbir Hukuki Dayanak,Delil Olmaksızın TamamenSiyasi KararlarlaTutukluyorlarHalk Cephelileri.

Derneklerimizi,Evlerimizi Basarak,Kaçırarak, TutuklayarakDevrimcileri Yıldıramazsınız!

Yeni Mevziler Yaratarak,Mücadeleyi Büyüterek BuSaldırıları Boşa Çıkaracağız!

Keyfi Tutuklama ZulmüneSon!

AKP Faşizmi, Halk Cephelileri Demokratik Mevzilerden Söküp Atmak İçin Saldırıyor;Kontra Yöntemlerle Kaçırıyor, Hukuksuzca Gözaltına Alıyor,

Gizli Tanık İfadeleriyle Tutuklatıyor...

AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne

Teslim Olmayacağız!

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!4

Page 5: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Bu keyfi gözaltı ve tutuklama te-rörü; haksız düzenlerine boyun eğ-dirmek içindir, beyinleri teslim almakiçindir.

Gözaltı, tehdit, işbirliğine zor-lama, kaçırma... bunun bir adımsonrası gözaltında kaybetmektir. Bunaizin vermeyeceğiz.

Saldırı, devrimciliğimizedir.Emperyalizm ve işbirlikçisi oligarşiile uzlaşmazlığımızadır. İdeolojik,politik bağımsızlığımızdan asla tavizvermeyişimizedir. Kızıldere’den buyana değişmeyişimizedir.

Emperyalizmin veOligarşininTeslim Alma Saldırısına“Ya Zafer Ya Ölüm”Cevabını Verdik!

AKP faşizmi; Amerikan emper-yalizmi ve oligarşi adına bizi “de-ğiştirmek”, “yola getirmek” için diz-ginsiz bir faşist teröre başvuruyor.Bize “Ya düşünce değişikliği yaölüm!”ü dayatıyor.

“Ya düşünce değişikliği ya ölüm!”,NATO’nun dünyadaki tüm devrimci,ilerici örgüt, parti ve ülkeler için,1980’lerin ikinci yarısında aldığı birkarardır. Bu politika, emperyalizminpolitikalarının önünde engel olangüçlerin; ideolojik olarak teslimalınması, “terörizm” demagojile-riyle tasfiye edilmesi politikasıdır.Fiziki imha da buna hizmet edenbir araçtır.

Sosyalist sistemin yıkılmasıylabirlikte; emperyalistler bu dayatmadadaha ısrarlı ve pervasız oldular. Silahlımücadele veren ulusal ve sınıfsalkurtuluş mücadeleleri veren silahlıörgütlerin tasfiyesi anlamına gelenbu karar; “Teröre karşı mücadele”adı altında, tüm emperyalistlerinortak politikası olmuştur. Türkiyeoligarşisi ve AKP faşizmi, emperya-lizmin savaş örgütü NATO’nun bupolitikalarının en sadık uygulayıcı-sıdır.

Devrimci hareket, dayatılan buteslimiyet ve ihanet politikaları kar-şısında dünya devrimci hareketlerineörnek olacak bir tavır sergilemiştir.Emperyalizmin ve oligarşinin “teslim

alma”, “hizaya getirme” politikalarıdireniş ve uzlaşmazlık duvarlarınaçarptı.

1990’lı yıllarda devrimi ve sos-yalizmi savunduğumuz, silahları bı-rakmayı reddettiğimiz için büyükoperasyonların ve katliamların he-definde olduk. Büyük bedeller ödedik,

büyük katliamlar yaşadık ve en ileriönder kadrolarımızı şehit verdik.Kuşatmalar yaşadık. Türkiye tarihininen büyük hapishaneler katliamınıbizi değiştirmek, teslim almak içinyaptılar. Ancak; yüzer yüzer öldük,yandık, kül olduk ama düşünceleri-mizi değiştirmeyi, uzlaşmayı, barış-mayı reddettik.

“Teslim alma” saldırıları karşı-sında sol, düzeniçi olmayı tercihederken, biz direnişi ve savaşı seçtik.Mücadele; düzeniçileşen solla, dev-rimci hareketi mücadele içinde ay-rıştırdı. Onlar sığınacak “güvenli li-manlar” ararken, “akıllı solculuk”useçerken; biz direniş dedik, savaşdedik, kitlesel direnişlerle ve kitleselkahramanlıklarla “Ya zafer ya ölüm!”sloganıyla cevap verdik. Çünkü bizbiliyorduk ki; ölümü seçerken, asılseçtiğimiz gelecekti. Ölerek geleceğikazanıyorduk. Ölerek düşüncelerimiziyaşatıyorduk. Çünkü biz biliyordukki; direnişi seçenler yenilseler deyok olmazlar. Yeniden ayağa kal-karlar. Öyle de oldu. Direnmeyenlerçürüdü, bizim başımız dimdik.

Söylüyoruz;“Değişmeyeceğiz!Yola Gelmeyeceğiz!”

“Kızıldere’nin bile adı değişti, sizdeğişmediniz”, “bir sizi yola getire-medik” diyor düşman. Bu bizim içinbüyük bir onurdur. Tarihimize, şe-hitlerimize bağlılığın, doğru yoldaoluşumuzun bir ifadesidir.

Başta Amerika ve Avrupa olmaküzere, tüm emperyalistler ve oligarşi,bizi “yola getirmeyi” çok istiyor,bunu biliyoruz. Bunun için “kara lis-telere” alıyorlar, bunun için devrim-cilerin başına ödül koyuyorlar.İnfazlar bunun için, F tipleri bununiçin... Ama yanılıyorlar.

Biz 46 yıldır hiç teslim olmadık,yola gelmedik, baş eğmedik.

Bir kez değil, binlerce kez yinesöylüyoruz;

Değişmeyeceğiz! Yola gelmeye-ceğiz! Amerikan emperyalizmininde, onun suç ortağı AKP faşizmininde Halk Cephesi’ne saldırması bun-dandır.

En küçük ekonomik, demokratik

Gözaltına Alındınız Ne Yapacaksınız?

1- Sokak ortasında gözaltınaalınmak hukuksuzdur direnin.

2- Gözaltına almak istedikle-rinde karşınızdakilere mutlakakimlik sorun.

3- Zorla gözaltına alınıp kaçı-rılırsanız mutlaka adınızı soya-dınızı bağırın. Direnin, birilerininsizi görmesini, duymasını sağla-yın.

4- Gözaltına alınıp karakolagötürüldüğünüzde üst aramasınıkabul etmeyin, hiçbir yaptırımauymayın. Hukuksuz gözaltına kar-şı direnin!

5- Gözaltına alındığınız andaavukatınıza haber verilmesini is-teyin.

6- Susma hakkı direnilerek ka-zanılan yasal bir haktır. Mutlakasusma hakkınızı kullanın.

7- Gözaltı boyunca hiçbir bel-geye imza atmayın

8- Parmak izi almak keyfidir,parmak izi vermeyin, direnin!

9- Sağlık kontrolünde, dokto-run yanında, polisin bulunmasınaitiraz edin. Muayenede işkenceve darp izlerini tespit ettirin.

10- Gözaltına alındığınız andanitibaren haksız gözaltını protestoiçin açlık grevine başlayın.

11- Savcılıkta ifade verirkenavukatınızı isteyin. Emniyette ifadevermişseniz, baskı altında verdi-ğinizi söyleyerek ifadenizi redde-din.

12- Savcılıkta ve hakimlikteüzerinize atılan suçları kabul et-meyin, reddedin.

13- Tutuklanırsanız; hapishanegirişinde dayatılan soyarak, onur-suzca aramayı kabul etmeyin, di-renin.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

5OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 6: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

hak isteğini baskı ve terörle bastırıyor.Korku yaymaya çalışıyor. AKP’nin“demokrasicilik” ve “açılımlar” oyunubitti. Alevi, Sünni, Kürt, Türk halkıntüm kesimlerine saldırıyor. Bugünhalkın her kesimi AKP’nin terörüylekarşı karşıyadır. Yoksul gecekondumahalleleri sürekli bir kuşatma al-tında. Alevileri tanımıyor. Kürt halkınıkatlediyor. Kürt illerinde, sokağa çık-ma yasağı ilan ederek, ambargolarkoyarak, topyekün halkı gözaltınaalıyor. Devrimcilere, işçiye, memura,öğrenciye pervasızca saldırıyor.AKP’nin faşist terörü karşısında hal-kımızı yalnız bırakmayacağız, ma-hallelerimizi teslim etmeyeceğiz!

Derneklerimizi,EvlerimiziBasarak, Kaçırarak,TutuklayarakDevrimcileriYıldıramazsınız!

Biliyoruz, bu sindirme saldırılarıne ilk ne de son olacak. Ve yine bili-yoruz ki; her defasında da direnişlekarşılanacak. Baskıya ve gözaltı te-rörüne karşı her tür direniş meşrudur.Mücadeleyi büyüterek, saldırıları geripüskürteceğiz, gözaltı ve tutuklamaterörünü boşa çıkaracağız.

Tutsak düşme pahasına tutsak-

larımızı sahipleneceğiz!Tutsaklarımızın tecritte ezilme-

sine izin vermeyeceğiz!Tutsaklarımızı sahiplenmek, sal-

dırılara verilecek en iyi cevaplardanbirisidir. Halkımızı, mahallelerimizi,kurumlarımızı AKP’nin faşist terörüneteslim etmeyeceğiz! Bedeli ne olursaolsun yoldaşlarımızı sahipleneceğiz!

Bu saldırı ve tutuklama terörünümeşruluğumuzu savunarak, müca-deleyi yükselterek boşa çıkaracağız!Bugüne kadar bütün kuşatmaları, di-renişimizle yararak, yolumuza devamettik. Yine öyle yapacağız.Sömürünün olmadığı, bağımsız, de-mokratik, sosyalist bir Türkiye’yi

savunduğumuz ve bu uğurda müca-dele ettiğimiz için yüzlerce kez göz-altına alındık, işkence gördük, hapisyattık. İnançlarımız için yüzlerce öl-dük. Susmadık, susmayacağız. Bizibitiremediniz. Tam tersine çoğaldık.Aynı inanç ve kararlılıkla yolumuzadevam edeceğiz.

Bu saldırıyı boşa çıkarmanın tekyolu tutuklama terörü karşısında geriadım atmamak, devrimci düşünceleriher koşulda, bedeller ödeme pahasınada olsa savunmaktır. Bu saldırılarakarşı tek seçenek direnmektir.Zulmün olduğu her yerde, direnişde olacaktır. Direnmek, demokratikbir haktır. Anayasa’da yer alsın yada yer almasın, direnme hakkı, tümdünya halkları için vazgeçilmez, dev-redilmez bir hak ve görevdir. Direnmehakkı, direnilerek kazanılır ve dire-nilerek korunur!

46 yıldır faşizme ve emperya-lizme karşı direnmenin, savaşmanınonurunu yaşıyoruz. AKP faşizminingözaltı ve tutuklama terörüne tes-lim olmayacağız!

Yeni mevziler yaratarak, mü-cadeleyi büyüterek bu saldırılarıboşa çıkaracağız!

Bu gözaltı, tutuklama terörüumuda saldırıdır. Cevabımız umu-du, devrimi büyütmek olacaktır.

“Ya düşünce değişikliğiya ölüm!”, NATO’nundünyadaki tüm devrimciilerici örgüt, parti ve ül-keler için, 1980’lerin ikinciyarısında aldığı bir ka-rardır. Bu politika, em-peryalizmin politikaları-nın önünde engel olangüçlerin ideolojik olarakteslim alınması, “terö-rizm” demagojileriyle tas-fiye edilmesi politikasıdır.Fiziki imha da buna hiz-met eden bir araçtır.

Musa KurtSerbest Bırakılsın!

Faşist oligarşi ve iktidar bekçisi halk düşmanıAKP, pervasızca Kürt halkımıza ve tüm halklarımızasaldırmaya devam ediyor. Halka karşı açtığı savaşıdaha da büyüterek sürdürüyor… Ülke genelindeson 72 saat içerisinde 140’ın üzerinde HDP binasınasaldırı düzenlendi. İstanbul’da yoksul emekçi ma-hallerimizde; Bağcılar’da, İkitelli’de, Bahçelievler’dedevrimci kurumlarımıza saldırılar düzenlendi. Derneklerimiz yakıldı. Sonolarak da arkadaşımız Musa Kurt 9 Eylül’de Okmeydanı-Örnektepe’dedergi dağıtımı yaparken halk düşmanı katil polislerin saldırısına uğramışve işkenceyle gözaltına alınmıştır. AKP siyasi olarak tükenmiş bir parti-dir… Başaramayacaksınız! Halkımıza boyun eğdiremeyeceksiniz!

Okmeydanı Halk Cephesi – 11 Eylül 2015

Bir Devrimci 1 MayısMahallesi’nden

Kaçırıldı1 Mayıs Mahallesi’nde, Halk

Cepheli Keremcan Baylan 9 Eylül’de4 araçla caddeden kaçırıldı. 1 MayısHalk Cephesi yaptığı açıklamada:“Nerede olduğunu bilmiyoruz. Kimlerinkaçırdığını bilmiyoruz. Bu süreçteAKP’nin katil polisleri arkadaşlarımızısokak ortasında katlediyor, kaçırıyor.Arkadaşımızın başına gelecek en ufakzarardan İstanbul Emniyet Müdürlüğüve Terörle Mücadele Şubesi sorumlu-dur” denildi.

Kışkırtmaların, Faşist Saldırıların, KatliamlarınHesabını Soracağız!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!6

Page 7: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

AKP saldırıyor çünkü; Halk Cephesi, AKP politikalarınınönündeki engeldir.

AKP saldırıyor çünkü; Halk Cephesi, halka düzen dışındadevrim alternatifini göstermektedir.

AKP saldırıyor çünkü; bu ülkede onların zulmüne, talanınakarşı mücadele eden devrimcilerin olduğunu, halk bilmesin istiyor.

AKP saldırıyor, çünkü; halk örgütlenmesin istiyor, örgütlenir-se ilk işlerinin kendinden, kendi düzenlerinden hesap soracağınıbiliyor.

AKP saldırıyor çünkü; kendisini var eden emperyalizm veülkemizdeki işbirlikçi tekellerin varlıkları, onun korumasında.

AKP saldırıyor, çünkü; kimse konuşmasın, kimse karşı çık-masın, herkes benim gibi düşünsün istiyor.

AKP saldırıyor, çünkü; Amerika’nın Ortadoğu politikaların-da; AKP’nin, ülkemizi emperyalizmin savaş karargahı yapmasınakarşı, açıktan tavır alan; sadece Halk Cephesi’dir.

AKP saldırıyor, çünkü; tüm dünyada ulusal, sosyal kurtuluşhareketleri, emperyalizmle ve işbirlikçi iktidarlarla uzlaşma içinegirerken; biz ısrarla devrim ve sosyalizm diyor, devrimin silahlımücadeleyle gerçekleşeceğini savunuyoruz.

AKP saldırıyor, çünkü; bağımsızlık, emperyalizm, faşizm gibikavramlar adeta solda unutulmuştur. “Kahrolsun AmerikanEmperyalizmi, Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!” diyen bir bizvarız.

AKP saldırıyor, çünkü; ne yaparsa yapsın Cephelileri düzeni-çine çekmeyi başaramıyor; emperyalizmin tasfiyesi, teslimiyeti veuzlaşma politikaları karşısında, boyun eğdiremiyor.

AKP saldırıyor, çünkü; emperyalist tekellerin uşağıdır.

Halk Düşmanı AKP, Neden Halk Cephesi’ne Saldırıyor?

BİZ DİYORUZ Kİ;

7

Page 8: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

29 TEMMUZ, AN-KARA

Ali Altunsoy, Ezgi Ant-men, Zeynep Cansu Tatar,Egemen Akkuş ev ve işyer-lerine yapılan baskınlarla gözaltınaalındılar.

2 AĞUSTOS, İSTANBULUmut Güney, Çayan Mahalle-

si’ndeki adalet çadırına yapılan bas-kınla gözaltına alındı.

3 AĞUSTOS, HATAYErhan Arslan, Gökhan Demir,

Mert Aldıcıoğlu, Talip Polat, SevcanŞAH yapılan ev baskınlarıyla göz-altına alındı.

4 AĞUSTOS, İSTANBULBektaş Özder, Fırat Doğan, Sinan

Bozkurt ev baskınlarıyla gözaltınaalındı, Bektaş Özder ve Fırat Doğantutuklandı.

7 AĞUSTOS, İSTANBUL 18 Murat Yüksel Kartal’da Steve

Kaczsynski’nin serbest bırakılmasıiçin bildiri dağıtırken gözaltına alındı.Serbest bırakıldıktan sonra GünayÖzarslan’ın cenazesine katıldığı ge-rekçesiyle GOP Adliyesi’ne çıkarı-larak adli kontrolle serbest bırakıldı.

9 AĞUSTOS, İSTANBULMurat Oktay’ın evi basıldı ve

evde misafir olarak bulunan OsmanBeyazkaya ile birlikte gözaltına alındı.Osman Beyazkaya tutuklandı.

10 AĞUSTOS, İSTANBUL Şişli Etfal Hastanesi önünde Ha-

tice Aşık için oturma eylemi yapmakisteyen 8 kişi gözaltına alındı.

14 AĞUSTOS, İZMİR Tutsak Dev-Genç’liler serbest bı-

rakılsın pankartı açan Fırat Kaya,Turgut Onur, Deniz Erdoğdu, HaydarÖkelekli, Mahir Uğur Aktaş ve NurselErgür gözaltına alındı.

15 AĞUSTOS, ANKARA Çiğdem Şenyiğit, Mayıs Kurt ve

Demet Büyüktanır pankart astıklarıiddiasıyla gözaltına alındı.

16 AĞUSTOS, İSTANBULHicri Selviler, Kadıköy’de göz-

altına alındı. İSTANBUL 18 AĞUSTOS

Şişli Cevahir AVM önünde tutsak

Dev-Genç’lilerin serbest bırakılmasıiçin çadır açmak isteyen Hazal Seçer,Mehmet Manas Doğanay, Alişan Ta-buroğlu, Sercan Çakır, Ulaş İnci iş-kenceyle gözaltına alındı.

İSTANBUL, 19 AĞUSTOS Hakan İnci, Fikret… Şişli Cevahir

AVM önünden gözaltına alındılar. 20 AĞUSTOS, MERSİN

Halk Cephelilerin tatil yaptığıkamp alanını basan polis, 39 HalkCepheli’yi işkenceyle gözaltına aldı.Gözaltına alınanlardan Elif Kaya,Nurhan Yılmaz, Naciye Yavuz, SevalAracı, Rojda Yalınkılıç, Dursun Gök-taş, Hasan Farsak,Vedat Aktemur,Ali Asker Durgun, Garip Polat veyaşları küçük olan Yaren Dünya Ars-lan, Safigül Bolat, Onur Soylamıştutuklandı.

24 AĞUSTOS, ERZİNCAN Akil Nergüz Erzincan’da gözaltına

alındı, tutuklandı. 24 AĞUSTOS, İSTANBUL

Kadıköy’de masa açmak isteyenDev-Genç’liler gözaltına alındı. Ali-şan Taburoğlu, Sercan Çakır, YaprakYılmaz tutuklandı.

28 AĞUSTOS, İSTANBULEsenler Haklar Derneği polis ta-

rafından basıldı. Hasan Nevruz göz-altına alındı.

28 AĞUSTOS, İSTANBULDoğancan Kuru, Hazal Seçer, Çe-

tin Yılmaz ve Oğulcan Boz Kadı-köy’de, Ercan Güneş Bağcılar’dakievinden gözaltına alındı.

31 TEMMUZ, İSTANBULİkitelli’den gözaltına alınan Ali

Kanat, Hasan Ferit Gedik’in cena-zesine katıldığı gerekçesiyle tutuk-landı.

1 EYLÜL İSTANBUL Steve Kaczynski’ye destek için

İngiliz Konsolosluğu önünde oturmaeylemi yapmak isteyen Hakan Ka-rabey, Ufuk Işık, Serhat Oğuz, HazalBozdoğan gözaltına alındı.

1 EYLÜL,İZMİRİzmir’de "Tut-

sak Dev-GençlilerSerbest Bırakılsın"

pankartı açan Turgut Onur, FıratKaya, Umut Yalım gözaltına alındı.

4 EYLÜL, İSTANBUL Bağcılar Karanfiller Kültür Mer-

kezi basıldı. Selda Bulut, Selda Ka-rataş, Özcan Bayram, Hakan Karabey,Erdinç Öksüz gözaltına alındı. 4 kişimahkemeden serbest bırakılırken,Özcan Bayram, gizli tanık ifadelerinedayanılarak, Günay Özarslan’ın ce-nazesine katıldığı gerekçesiyle tu-tuklandı.

5 EYLÜL, İSTANBUL Karanfiller Kültür Merkezi’ne ya-

pılan baskını protesto eden ServerÇelik, Kadir Doğan, Gültekin Akgülve Olcay isimli kişiler Bağcılar'dagözaltına alındı.

7 EYLÜL, İSTANBULÖzgür Karakaya Gaziosmanpa-

şa’da kaçırılarak gözaltına alındı,gizli tanık ifadelerine dayanılarakGünay Özarslan’ın cenazesine ka-tıldığı gerekçesiyle tutuklandı.

8 EYLÜL, İSTANBUL Alişan Gül İkitelli’de kaçırılarak

gözaltına alındı, gizli tanık ifadelerinedayanılarak Günay Özarslan’ın ce-nazesine katıldığı gerekçesiyle tu-tuklandı.

8 EYLÜL, İSTANBUL Gökhan Küllü ve Seçkin Ertaş

Alibeyköy'de piknik afişi astıklarısırada gözaltına alındı.

9 EYLÜL, İSTANBUL Kerem Can Baylan 1 Mayıs Ma-

hallesi’nde, Musa Kurt Okmeyda-nı'nda siyasi şube polisleri tarafındankaçırıldı, gizli tanık ifadelerine da-yanılarak Günay Özarslan’ın cena-zesine katıldığı gerekçesiyle tutuk-landı.

10 EYLÜL, ESKİŞEHİR Hakkındaki sürgün kararının dur-

durulması talebiyle masa açan HaticeYüksel gözaltına alındı. Bir süresonra desteğe gelen Nuriye Gülmenve Abbas Şahin de gözaltına alındılar.

AKP Faşizminin, Halk Cephelilere Uyguladığı Keyfi Gözaltı ve Tutuklama Terörüyle;

40 Gün İçinde, Toplam 116 Halk Cepheli Gözaltına Alındı, 26’sı Tutuklandı

31 Temmuz-10 Eylül 2015 ArasıGÖZALTI VE TUTUKLAMA BiLANÇOSU

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!8

Page 9: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Özgür Karakaya, 07.09.2015 ta-rihinde, Gaziosmanpaşa’da bindiğidolmuştan, işkenceyle kaçırılarakgözaltına alındı. Özgür Karakaya’yaşunlar yapılmıştır:

- Polis gündüz vakti kimlik gös-termeden dolmuşta üzerine atlamıştır.

- İlk andan itibaren yumruk vetekmelerle işkence yapmıştır.

- Ters kelepçe yapmasına rağmenişkenceye devam etmiştir.

- Etraftakilerin linç yapması içinde “polis öldürdü, vatan haini, terö-rist, canlı bomba” diyerek saldırıl-masını istemiştir.

- Özgür buna karşı “asıl vatanhainlerinin onlar olduğunu, kendisininvatansever olduğunu, işkence yap-manın şerefsizlik olduğunu, asıl te-röristin ABD ve işbirlikçi polislerinolduğunu” söyleyerek yalanlarınıteşhir etmiştir.

- Polisin kışkırtmasına bir kişigelmiş ve sadece o kişi saldırmıştır.Başka kimse saldırılara katılmamışve Özgür’e destek olmuştur. Linçhalkın, polisin gerçek yüzünü bil-mesinden dolayı gerçekleşmemiştir.

- Bunu beklemeyen polis, bu seferişkenceye kendisi devam etmiştir.Özgür’ün gözlerini morartmış, yer-lerde sürüklemiş, tekmelerle vur-muştur.

- İşkence arabada da devam et-miştir.

- Emniyete getirilen Özgür, buradada onursuz arama ve işkenceye maruzkalmıştır.

- Polis, Özgür’ün kafasına silahdayayıp “Seni öldüreceğiz, yolun so-nuna geldin’’ diyerek öldürmek içintehditler savurmuş ve küfürler et-miştir.

- Parmak izi işkenceyle alınmıştır. - Avukatların gelmesinden sonra

polis işkencesine son vermiştir.

Özgür Karakaya’nın gözaltınaalınmasının nedeni, Günay Özas-lan’ın cenazesine katılmaktır.Dosyaya polis, 3 gizli tanığınifadesini ekleyip, savcının önünegetirmiştir. Savcı da görevini ya-pıp tutuklamaya sevk etmiştir.

Savcı Özgür Karakaya’ya işkenceyapılmasıyla hiç ilgilenmemiştir. Sav-cının kanunen yapması gereken; iş-kenceyi ve suçluları tespit etmektir.Fakat savcı bunların hiçbirini yap-mamıştır. Çünkü o da suçun ortağıdır.Talimatı savcı vermiştir. Hakim degörevini yerine getirip tutuklamıştır.

Günay’ın cenazesine katılmaktandolayı açılan soruşturmada, aynı şe-kilde her gün insanlar yollardan ka-çırıldı. İşkenceler yapıldı. Kaçırma-lardan anlaşılacağı gibi, polis soruş-turma kapsamında insanları kaçır-maya devam edecek. Tek tek insanlarıkaçırarak, infaz provası veya infazlaryapacak. Yaşanılan süreç göstermek-tedir ki, polis bunu talimat aldığıiçin yapmaktadır.

Özgür Karakaya bu işkenceleriyeni yaşamamıştır. 2007 yılında Sin-can Çocuk ve Gençlik Hapishane-si’nde işkence görmüş ve işkenceadli tıpça raporlanmıştır. Engin Çe-ber’le birlikte gözaltına alınıp aynıişkenceleri görmüştür. Engin Çeberişkenceyle katledilmiştir. Özgür Ka-rakaya’nın işkence sonucu ayağısakat kalmıştır. İşkence bir devlet politikasıdır.

Birkaç kendini bilmez polisin yaptığıbir iş değildir. Devlet talimat verir,işkence yapmak için gönüllü olanpolis yapar. Polis bu işi yaparkenzevk alır. Şayet işkencecilere karşıadalet mücadelesi yapılırsa, işken-ceciler yargı önüne çıkarılır. Yargınıngörevi de işkence suçunu kapatmaktır;işkence göreni yargılar ve mağduradaha ağır ceza verir. İşkenceci polislerberaat eder veya az bir ceza alır. İş-kence talimatı veren, işkence yapan,işkenceciye beraat kararı veren desuçludur. Hiçbirinin birbirinden farkıyoktur. En baştakinden en alttakine

kadar işkencecilerdir. İşkencenin amacı halkların mü-

cadelesini bitirmek ve korkuyu bü-yütmektir. Yapılan işkence sonucundaişkence görenin mücadeleden kopmasıhedeflenir. İşkencecilerin hedefineulaşamaması ancak mücadelenin bü-yütülmesiyle olur. Direnmek ve sa-vaşmak dışında hiçbir çözüm yoktur.

Sokaktan insan kaçırmalar, işken-celer son zamanlarda artmaktadır. Bu-nun nedeni, AKP’nin iktidarda kala-bilmek adına, halka karşı savaşı bü-yütmek istemesidir. Bu nedenle kat-liamlar, işkenceler yapılıyor, sokaktaninsanlar kaçırılıyor ve en ufak demo-kratik talebe bile saldırılıyor. AKP’nintalimat vermesiyle işkenceci polis,yaptığı işkence ve katliamları artırıyor.

AKP demokrat, hukuk maskesineihtiyaç duyduğu zamanlarda “işken-ceye sıfır tolerans” yalanını söyle-mekteydi. O gün de işkence yapı-yordu, bugün de işkence yapıyor.Bugün demokratlık maskesini çıkar-mıştır. Çünkü bugün işkence ve kat-liamlara daha fazla ihtiyacı vardır.

Yaşanan bu süreç, oligarşinin kri-zinin büyüdüğünü göstermektedir.Bizlerin görevi işkence ve katliamlarakarşı adalet mücadelesini büyütüpoligarşinin krizini derinleştirerek dev-rim yapmaktır.

Halkların mücadelesini hiçbir iş-kence ve katliam durduramaz. AKP,kendinden önceki 12 Eylül’cülerinişkence ve katliamlarının aynısınıyapmaya karar vermiştir. Bu savaşkabulümüzdür.

Nasıl 12 Eylül’cüler, 19Aralık katliamcıları tarihinçöplüğüne gömüldüyseAKP’nin de sonu farklı ol-mayacaktır.

AKP; emperyalizminuşağı ve tetikçisidir. İşkenceve katliamları ne kadar artı-rırsa artırsın, sonunda halk-ların mücadelesi kazana-caktır.

ADALET YOKSA ADALETSAVAŞÇILARI VARDIR!

Halkların savaşını işkence ve katliamlar durduramaz!

İşkence Bir Devlet Politikasıdır! İşkence Yapmak Şerefsizliktir!

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

9OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 10: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

AKP’nin, daha doğru ifadeylefaşizmin saldırıları her geçen günartarak sürüyor. Saldırıların biçimi,kullanılan araç ve yöntemler değişsede özü ve amacı değişmiyor. Tümsaldırıların amacı; derinleşen kriz-lerini hafifletmek, iktidarlarını ko-rumak, hiç değilse ömrünü biraz ol-sun uzatmak, bunun için bir süre-liğine de olsa halka boyun eğdir-mektir.

Saldırılar; kimi zaman Kürdis-tan’da, Suruç’ta olduğu gibi, açıkkatliam boyutuna varıyor veya Ciz-re’de olduğu gibi bir kenti günlercekuşatıp kurşunlarla, bombalarla ha-rabeye çevirip; çocuk, genç, yaşlı de-meden onlarca insanı katletme biçi-mini alıyor. Kimi zaman ise, de-mokrasicilik oyununun parçası olarakvitrin malzemesi yapılan; demokra-tik hakların kullanımını bile yasak-lama, keyfi gözaltı ve tutuklama bi-çiminde kendini gösteriyor.

Faşizm; açık katliamlara veyahiçbir yasa, kural tanımayan keyfi-liklere, mecbur kalmadıkça başvur-maz. Onu bunlara mecbur bırakankrizinin derinleşmesi ve halkın mü-cadelesinin yükselmesidir. Krizinyoğunluğuna göre faşizm; işkence,infaz ve katliamlardan ya da keyfigözaltı, tutuklama ve diğer saldırı-larından birini ya da birkaçını veyahepsini birden kullanır.

İşkence, infaz ve katliamlarlasıradan demokratik hakların kulla-nımının yasaklanması, keyfi gözal-tı ve tutuklamalar elbette birbiriylekıyaslanamayacak saldırılardır. An-cak bunların tamamı nihai olarakaynı amaca hizmet eden; faşizminyönetme araçları ve halkı sindirmekiçin uyguladığı yöntemlerdir.

Gözaltı ya da tutuklamaları veyafaşizmin diğer saldırılarını, gayri-meşru yapan keyfiliği değildir. Dev-rimci, demokrat, yurtseverlere yö-nelik -çoğu zaman gece baskını,kaçırma vb. özel biçimler alan- göz-altı ya da tutuklama saldırılarının hiç-

bir koşulda meşruluğuyoktur. Bu yanıyla key-fi ya da keyfi olmayangözaltı veya tutuklama-lar arasında bir fark dayoktur. Ancak gözaltıveya tutuklama saldırı-larının görünüşte de olsayasal biçim alması, bun-ların -görünüşte de olsa-yasaya veya hukuka uy-gun olması olağan olan-dır.

Faşizmin krizinin derinleşme-siyle azgınlaştığı, krizi aşmak içinpervasızlaştığı koşullarda bu “gö-rünüşte de olsa hukuka, yasaya,kurala uygunluk” hali ortadan kal-kar. Bu halde faşizm kendi huku-kunu, kendi yasalarını bile tanıma-yarak, “ben yaptım oldu” mantı-ğıyla veya “benim yaptığım herşey, ağzımdan çıkan her söz, yasa,hukuk, kuraldır” diyerek hareketetmektedir.

İşte faşizmin keyfiliği buradadır.Kendi yaptığı yasaya, kendi koy-duğu kurala uymaz.

“Düşünce ve düşünceyi ifadeetme haktır” der ama bu hakkınıkullananı “gözünün üstünde kaşvar” diyerek cezalandırır.

“Herkes önceden izin almak-sızın düşüncelerini sözle, yazıyla ya

da resimle vb. yollarla ifade ede-bilir” der ama bunun önüne türlü ya-saklar koyar.

Örneğin Anayasanın 34. madde-si “Herkes, önceden izin almadan,silahsız ve saldırısız toplantı vegösteri yürüyüşü düzenleme hak-kına sahiptir” der. Ama faşizminpolisi “izinsiz gösteri” diyerek hereyleme, basın açıklamasına, kısacaanayasada bile hak olduğu belirtilen“toplantı ve gösteri yürüyüşü”nesaldırır, gözaltına alır. Faşizminmahkemeleri de aynı gerekçeyletutuklar, cezalar verir.

Son birkaç ay içinde yaşanangözaltı ve tutuklama nedenlerinebaktığımızda da bunu görürüz.

Örneğin; Mersin’de tatil yapanHalk Cepheliler, bu nedenle işken-ceyle gözaltına alınıp, tutuklandılar.Oysa faşizmin yasalarında bile tatil

Faşizmin Keyfi Gözaltı ve Saldırılarına KarşıDirenmek Meşrudur!

HHalkın HukukBürosu

DİRENME HAKKI; “meşru ol-mayan iktidarlara ve onların yöne-timine karşı, halkın her türlü dire-nişinin meşruluğunu ifade eder.”

Bu yanıyla gayrimeşru bir yö-netim biçimi olan faşizme, onun hertürlü saldırısına ve bu arada key-fi gözaltı ve tutuklama saldırıları-na karşı direnmek de meşrudur.

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!10

Page 11: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

yapmak suç değil, haktır.Kadıköy’de pankart açan Dev-

Genç’liler bu nedenle tutuklandılar.Oysa faşizmin yasalarında, anayasa-sında pankart asmak haktır, düşünceve ifade özgürlüğünü kullanmanın birbiçimidir. Ama faşizm için bunlarınönemi yoktur. O işine gelmediğindekendi yasalarını rafa kaldırmaktan,çiğnemekten çekinmez; bunu da açık-ça ifade eder, savunur. İşte keyfilik bu-dur.

Bizim için bu keyfilik, saldırıla-rın gayrimeşruluğunun sebebi yada göstergesi olmaktan çok, faşiz-min kendi hukukunu bile tanıma-masını göstermesi açısından, bir teş-hir aracıdır.

Devrimci, demokrat, yurtseverle-re yönelik gözaltı ve tutuklamalar herdurumda gayrimeşrudur. Bu açıdankeyfi olması ya da olmaması arasın-da bir fark yoktur.

Faşizmin saldırılarının keyfiliğininbir yanı da; uğruna büyük bedellerödenmiş demokratik hakların, bir

çırpıda yok sayılması, kullanılamazhale getirilmesidir.

Bugün yasalarda, anayasalardahatta Avrupa İnsan Hakları Söz-leşmesi gibi uluslararası sözleşme-lerde “güvence” altına alınan temelhak ve özgürlükler ya da en geneltanımıyla demokratik haklar birerlütuf değildir.

Hiç kimse tarafından, mesela buyasa ya da sözleşme metinlerini ha-zırlayanlar veya yasalaştıran meclis-ler tarafından bahşedilmemiştir. Buhaklar ve özgürlükler, halkların bin-lerce yıllık mücadelesinden süzülüpgelmiştir. Bu hakların herbirinde işçisınıfının yüzlerce yıllık mücadelesi,emeği, kanı, canı vardır. Ve işçi sını-fı, Bulgaristan’da faşizme karşı sa-vaşın ve Bulgaristan Devrimi’ninönderi Dimitrov’un da dediği gibi,“kanı canı pahasına kazandığı buhaklarını yine kanı canı pahasına sa-vunmalıdır.”

Bu hakların en temel olanı dakuşkusuz direnme hakkıdır. ‘Diren-

me hakkı’; halkın, kendi verdiğiyetkiyi kötüye kullanan, yasama veyürütme organlarına karşı direnebil-mesini, karşı koyabilmesini ve ayak-lanmasını öngörür.

DİRENME HAKKI; “meşru ol-mayan iktidarlara ve onların yöne-timine karşı halkın her türlü dire-nişinin meşruluğunu ifade eder.”

Bu yanıyla gayrimeşru bir yö-netim biçimi olan faşizme, onun hertürlü saldırısına ve bu arada key-fi gözaltı ve tutuklama saldırıları-na karşı direnmek de meşrudur.

Sonuç Olarak; Faşizmin kendisi de, halka yöne-

lik her türlü saldırısı da, gayrimeşru-dur. Demokratik haklara yönelik sal-dırılar; devrimci, demokrat, yurtse-verlere yönelik keyfi gözaltı ve tu-tuklamalar da ne gerekçeyle olursa ol-sun gayrimeşrudur. Bu saldırılarakarşı direnmek, demokratik hak ve öz-gürlükleri kan ve can pahasına sa-vunmak ise meşru ve gereklidir.

Amed Halk Cepheli Dilan Poyraz, Helin Bölek ve Gör-kem Özdal’ın 8 Eylül’de, Ofis Caddesi’nde yürürlerken key-fi bir şekilde önleri sivil polisler tarafından kesildi. Sivilpolisler, Halk Cephelilerin üzerine silah çekerek ‘kim-liklerinizi verin hakkınızda ihbar var’ diyerek gözaltına al-maya çalıştı. Bunun üzerine caddede bulunan halka aji-tasyon çekilmeye başlandı. Ajitasyonların üzerine halk top-lanmaya başladı. Halkın toplanmasıyla polislerin de sayılarıarttı. 2 askeri Cobra, 6 akrep ve onlarca sivil polis ellerindesilahlarla halkın etrafını sardılar. Daha sonra asıl niyetle-rini de belli ettiler. Amaçları kimlik kontrolü değil gözal-tı yapmaktı. Halk, Halk Cepheliler’i polise vermek istemedi.Polis, Halk Cepheliler’in üzerlerine silahlarının lazerleri-ni doğrulttu ama halk bırakmadı evlatlarını. Bunun üzerine;halkın üzerine, otomatik silahlarla ateş açtılar. Caddeyi gazaboğarak Dilan Poyraz, Helin Bölek ve Görkem Özdal’ı iş-kenceyle gözaltına aldılar. Gözaltına alınırken yerlerde sü-rükleyerek dipçiklerle arabaya bindirmeye çalıştılar. HalkCepheliler’i Yenişehir Polis Karakolu’na götürdüler. Yolboyunca azgınca ve ahlaksızca saldırıları devam etti.Özellikle Halk Cepheli kadınlara cinsel tacizde bulunarak,ağza alınmayacak küfürler ederek ahlaksızlıklarını göstermişoldular. Helin Bölek’in yüzüne ve sırtının içine gaz sıktı-lar. Elinde de çatlak oluştu. Yerde sürüklenmekten kaynaklı

belinde hassasiyet oluştu. Dilan Poyraz’a kleş dipçiğiylekafasına vurdular. Sağ kulağı kısa bir süre duyma kaybı ya-şadı. Daha sonra doktorda, sağ kulak zarının geriye doğ-ru kaydığı tespit edildi. Vücudunda morluklar oluştu. Gör-kem Özdal’ın da yüzüne gaz sıktılar. Yüzünde tekme iz-leri, kulağında morluk, ellerinde kelepçeden kaynaklananmorluklar ve boynunda yaralar oluştu. Hastane kontrolü-ne getirilirken, ortamı terörize etmek için; ellerinde genesilahlar, çelik yeleklerle hastane içine girdiler. Doktor dakabaca bakarak tekrar karakola gönderdi. Karakoldan paracezası kesilerek serbest bırakıldılar. Ertesi gün de suç du-yurusunda bulunuldu.

Halkın Mühendis Mimarları Yazılama YaptıHalkın Mühendis Mimarları Küçükarmutlu Mahal-

lesi’nde, 13 Eylül’de “Halk Cephesi” yazılaması yaptı.

Kürt Halkını Katleden Katil AKP’nin İşkencecileriHesap Verecek!

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

111OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 12: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Eğitim hakkı en temel meşru hak-tır. Düzenin anayasasında bile “ Kim-se, eğitim ve öğrenim hakkından yok-sun bırakılamaz” diyor. (Anayasa, mad-de 42)

Yasaya göre devlet, okumak iste-yen herkesin eğitim hakkını güvencealtına almak zorundadır. Ancak biz-zat eğitimden çeşitli gerekçelerle pa-ralar alarak eğitim hakkını gasp et-mektedir.

Daha okul kayıtları yapılırkenOkul Aile Birliği’ne bağış adı altın-da yüksek miktarda paralar alınmak-tadır. İstenilen miktarda paraları öde-yemeyen öğrenciler en kötü, bakım-sız, en kalabalık sınıflara konulmak-tadır.

Yıl içinde temizlik parası, sınavparası, karne parası gibi gerekçeler-le her gün çeşitli miktarlarda paralaristeniyor öğrencilerden.

Para veremeyen öğrenciler isebütün sınıfın içinde onurları kırılarakrencide edilmektedir.

Bunun öyle ibretlik örnekleri ya-şanmıştır ki, okul idaresinin istediğiparayı ödeyemeyen öğrencilerin ai-lesine aşağılayıcı bir şekilde okul te-mizliği, badana boya gibi işler yaptı-rılmıştır.

En temel haklarımızdan birisi olaneğitimin, parasız olması gerekirkenkayıttan başlayarak karne alıncaya ka-dar her aşamada bizden istenen paralarlabizzat eğitim hakkımız devlet tarafın-dan gasp edilmektedir. Ailelerimiz buparaları zorluklarla ödüyor. Boğazı-mızdan kesiyor, üstümüzden başımız-dan, en temel ihtiyaçlarımızdan kesiyor.

Yüzbinlerce ailemiz okul mas-raflarını karşılayamadığı için çocu-ğunu okula gönderemiyor.

Yoksul Onurlu Halkımız!Parasız Eğitim Haktır!

Devlet, okumak isteyen her öğrenci-nin eğitim hakkını güvence altına almakzorundadır. Çünkü eğitim için, sağlıkiçin, yol için, su için… aklınıza gelebile-cek her şey için bizden vergiler alandevlettir.

Parasız eğitim bize lütuf değil, hak-kımızdır.

Bizden kesilen vergilerin karşılığını is-tiyoruz.

Eğtim hakkımızı engelleyen devletsuçludur.

Biz Liseli Dev-Genç’liler olarak hak-kımız olan parasız eğitimi istiyoruz.

Biz Liseli Dev-Genç Olarak Geleceğimizin Sınavlarla, Notlarla Gasp Edilmesini İstemiyoruz!

Not sistemi eğitim sisteminin faşist-leştirilmesinde önemli bir baskı aracı, işl-evi taşımaktadır. Bu yolla öğrencilerin ya-ratıcılığı köreltilmekte, birer ders ezber-leme makinası haline getirilmektedir.

Yazılı ve sözlü sınavlarla birlikte, notsistemi kaldırılmalıdır. Not sistemi yeri-ne “değerlendirme” sitemi getirilmelidir.

Üniversite sınavları kaldırılmalıdır.Üniversite sınavları yoksul halk çocuk-larının eğitim hakkının gasp edilmesidir.Geleceğimizin sınavlarla gasp edilmesi-ni, un eler gibi elenmesini istemiyoruz.

Eğitim, parasız olmalıdır. Kayıt para-sı, harçlar, karne parası vb. adı altında öğ-renci gençliğin soyulmasına derhal son ve-rilmelidir. İlköğretimden yükseköğretime kadar,

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

LİSELİLER, ÜNİVERSİTELİLER, YOKSUL HALKIMIZ! PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!KAYIT PARASI, KARNE PARASI, SINAV PARASI DİYEREK AKP, EĞİTİM HAKKIMIZI GASP EDİYOR!

Bizden Alınan Harçları Ödemiyor, Boykot Ediyoruz! Boykot Suç Değil, Haktır!

12 Eylül Faşizminin YÖK’üne Karşı Tüm Gençliği 6 Kasım’da Boykota Çağırıyoruz!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!12

Page 13: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

okumak herkesin hakkıdır ve parasız olmalıdır. Ailelerimizin, eğitim masraflarımızın altında ezilme-

sini istemiyoruz.Okullara sokulan uyuşturucularla, böcek ilaçlar gibi bizi

yok etmelerini istemiyoruz.Biz öğrenciyiz. Vatanımız ve halkımız için bağımsız,

özgür, açlığın yoksulluğun olmadığı bir gelecek kurma gör-evine hazırlanmak istiyoruz. Buna engel olan, bizi geri-ciliğe mahkum eden, haklarımızı çalan AKP’nin eğitim sis-temini tanımıyoruz.

BU HAKLARIMIZI ALABİLMEK İÇİN, FAŞİSTAKP İKTİDARININ, OKULLARDAKİ PARALI TÜMUYGULAMALARINA KARŞI;

OKULLARDA KAYIT, KARNE, KİMLİK, SINAVPARASI ÖDEMİYOR, BOYKOT EDİYORUZ!

LİSELİ DEV-GENÇ OLARAK, TÜM LİSELİLERİ,AİLELERİMİZİ, TÜM HALKIMIZI BİZDEN İSTENENPARALARI ÖDEMEMEYE VE BOYKOT ETMEYEÇAĞIRIYORUZ!

BOYKOT SUÇ DEĞİL, HAKTIR!Yoksul onurlu halkımız! İşsizliğinizin, yoksulluğunu-

zun nedeni; emperyalizmin işbirlikçisi faşist iktidarlardır! Bize paralı eğitimi dayatarak eğitim hakkımızı gasp

eden faşist AKP iktidarıdır!Bize gerici-faşist eğitim sistemini dayatan faşist AKP

iktidarıdır.Halkımız! Liseli gençlik! Üniversite gençliği! Faşist AKP iktidarının okullardaki tüm paralı uygula-

malarını reddederek BOYKOT edelim.Gerici-faşist uygulamalara karşı, eğitim hakkımızı sa-

vunmak için BOYKOT en meşru hakkımızdır.

Boykot Nedir? Neden Boykot?1- Boykot, pasif bir direniştir. Bir hakkı kullanıp kul-

lanmama üzerine verilen iradi karardır.2- Boykot, iktidarın yöneticiliğini tanımamaktır. "Ben

seni ve senin düzenini kabul etmiyorum" demektir.3- Boykot, düzenin bozukluğu karşısında halkın en ba-

sit siyasi tavrıdır.4- Boykot, haksızlıkların düzeltilmesini sağlamak

için iktidar üzerinde baskı yaratmak için yapılır.5- Boykot, “ben uymazsam eğer, senin yasalarının, ku-

rallarının, yönetiminin hiçbir hükmü yoktur” demektir.6- Boykot, gençliğin kendi gücünü gördüğü önemli bir

eylemdir. Birlik olunduğunda, gençliğin gücü gösterildi-ğinde okul idaresinin nasıl geri adım attığını gösteren de-nenmiş bir eylemdir.

7- Boykot, iktidarı tecrit etmek demektir. Gençlik üze-rinde hiçbir hükmü kalmayan bir okul idaresine, iktida-ra, senin yönetimini kabul etmezsek biz, sen hiç bir şey-sin demektir.

8- Boykot, yönetememe krizini derinleştirmek için biraraçtır.

9-Boykot, emre itaat etmemek, kurallara uymamak, ya-saları tanımamaktır.

Eğitim hakkımızın gasp edilmesine izin vermeyelim.

Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecek, Berkin Elvan İçin Adalet İstiyoruz!

Üç yıla yaklaşıyor; Berkin Elvan’ın katilleri hala mahkemeönüne çıkartılmadı. Katil polisler yeni katliamlar yapmak içinelini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor. Berkin Elvan’ınkatillerine talimatı veren katil Tayyip Erdoğan o zaman Baş-bakan’dı, şimdi Cumhurbaşkanı oldu.

Faşizmin Türkiyesi’nde katiller hep terfi etmiştir. Başkatil Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanı olarak bütün ka-tillerini koruma altına aldı. Berkin Elvan’a adalet istemek,katledilen tüm çocuklarımızın hesabını sormaktır.

Berkin Elvan’a adalet istemek yeni katliamları engel-lemektir...

Liseli Dev-Genç olarak; Berkin Elvan’a ADALETİÇİN tüm liselileri ve halkımızı BOYKOTA çağırıyo-ruz!

6 Kasım 2015’te Faşist YÖK’ü Tarihe Gömmek İçin Boykottayız!

12 Eylül’ün faşist, gerici kurumu YÖK, 36 yıldır öğ-renci gençlik üzerinde terör estiriyor. 36 yıldır faşist ik-tidarlar YÖK ile öğrenci gençliği teslim almaya çalıştı. Em-peryalizmin ve işbirlikçi oligarşinin hizmetinde gerici birgençlik yaratmaya çalıştılar.

Ancak onca baskıya, onca gerici, yoz, faşist eğitim sis-temine rağmen gençliği teslim alamadılar.

Çünkü, Anadolu topraklarında gençliğin onurlu tarihiniyazan DEV-GENÇ’liler var.

Kahraman Altunlar’la, Faruk Bayraktarlar’la, SezginEnginler’le, İrfan Ağdaşlar’la, Cananlar’la, Zehralar’la,Özlemler’le emperyalizme ve oligarşiye karşı bedenleri-mizle direniyoruz.

DEV-GENÇ olarak, 36 yıldır faşist YÖK’e karşı bü-yük bedeller ödeyerek mücadele ediyoruz.

Bu sene 6 Kasım 2015’te 12 Eylül’ün faşist YÖK’ünekarşı BOYKOTTAYIZ!TÜM GENÇLİĞİ, TÜM HALKIMIZI6 KASIM’DABOYKOTA ÇAĞIRIYORUZ!PARASIZ EĞİTİM, SINAVSIZGELECEK, BERKİN ELVAN İÇİNADALET İSTİYORUZ!

LİSELİ DEV-GENÇ

Liseliyiz Biz

Faşist SaldırılarınHesabını Soracağız

Ankara Mamak’ta Dev-Genç’liler 9 Eylül’de derneğinİdilcan Kültür Merkezine yapılan faşist saldırıyı teşhiretmek için General Zeki Doğan Mahallesi’nde bir tra-foya Faşist Saldırıların Hesabını Soracağız!/ Dev-Genç” yazılı pankart astı.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

13OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 14: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Ülkemizde Gençlik

Kitlelere sabırla emek veren, ken-di yetersizliklerine teslim olmayıponları mücadele etmenin önüne engelolarak koymayan her Dev-Genç’libulunduğu her yerde kısa süre içindebir birim örgütlülüğü yaratabilir. Ora-sını sıfırdan başlayıp örgütleyebilir,yeni insanlar yetiştiren bir birimedönüştürebilir, organize edebilir.

Bunu yapabilmek için illaki birkadro olmasına gerek yok. Bir taraf-tar ya da sempatizan olarak görüyorolabiliriz kendimizi. Kimse bize ör-gütlenme noktasında özel bir görevvermemiş olabilir. Bunun yanındakendimizi örgütlenme noktasında ye-tersiz buluyor, deney ve tecrübelerimizkısıtlı hatta hiç de olmayabilir.

Yine de orasını kısa sürede örgüt-lü hale getirebiliriz. Tarihimiz bununörnekleriyle doludur.

Bu Nasıl Olacak?İlk önce bu düzeni kabul etmeye-

ceğiz. Haklı ve meşru olduğumuzuunutmayacağız. Meşru olan biziz. 15yaşında Berkin Elvan’ı katledenle-rin, ülkemizi parsel parsel satanların,halk yoksullukla, borçlarla boğuşurkensaraylar yaptıranların hiçbir meşrulu-ğu yoktur. Onlar hırsız, soyguncu vetalancıdırlar. Açlığımızın, yoksullu-ğumuzun sorumlusudurlar. Bunu ak-lımızdan çıkarmayacağız. Emperya-lizme ve işbirlikçilerine karşı mücadeleetmek için sayısız neden bulunabilirama mücadele etmemek için haklı birgerekçe bulunamaz.

Halkımızın, özgür vatanımızın ba-ğımsız olmasını istemekten meşru bir şeyyoktur. Biz bağımsızlık istiyoruz. Vegençlik her zaman bağımsızlıktan ya-nadır. Gençliği örgütlemek için bu ada-letsiz düzenden nefret etmek, bağımsızbir ülkede yaşamayı istemek yeterlidir.Bu düşünce bizi emperyalizme ve iş-birlikçilerine karşı mücadeleyi örgütle-meye götürecektir.

Örgütlemek İçinCüret Etmek, İstemek veEmek Vermek Gerekir!

Ülkemiz gerçeği bize yüzbinlerleifade edilen bir devrim ve cephe po-tansiyelini gösteriyor. Bununla bera-ber bu potansiyelin yayıldığı yüzler-ce alana, liseye, üniversiteye, yurdamüdahalede yetersizliğimizi de gös-teriyor. Yani devrimcilerle tanışmak is-teyen, devrimcilik yapmak, bizi tanı-mak isteyen binlerce öğrenci var okul-larımızda. Bizim gidip onları bulma-mızı, onlara emek verip örgütlememizibekliyorlar. Bu insanlara ulaşmakta ye-tersiz kalıyoruz. Bizim örgütleyeme-diğimizi düzen örgütlüyor. Bizim bı-raktığımız boşluğu düzen dolduru-yor. Bu yüzden bulunduğumuz okul-larda öğrencilere gidelim, varsa yurt-lar, tek tek hepsini gezelim.

Örgütlenme çalışması, neredenbaşlamalıyım sorusunu sormaklabaşlar. Bulunduğumuz yere göre sadeve basit bir program çıkaralım kafa-mızda ve onu uygulayalım. En yakı-nımızdakilerden başlayalım örgüt-lenmeye. Mütevazi, somut hedefler ko-yalım önümüze. Bugün 3 kişiye Dev-Genç’i anlatacağım diyelim örneğin.Bugün şu arkadaşa Dev-Genç’lilerinşu eylemini anlatacağım diyelim.Adalet istiyoruz kampanyası için 20imza toplayacağım şu sınıfta diyelim.Ve mutlaka tek kişi isek 2 kişi olma-yı, iki isek 4 kişi olmayı koyalım önü-müze. Harcadığımız emeğin karşılığınımutlaka alırız.

Okullarımızdaki öğrencileri ör-gütlemek, var olan devrim potansiye-lini açığa çıkarmak bizim görevimiz-dir. Biz bilmenin sorumluluğunu ta-şıyoruz. Bu görevi biz yapmazsak, baş-kaları gelip yapmayacak.

Deney ve tecrübe eksikliklerimizelbette bizim dezavantajımızdır.

Yetersizliklerimiz, eksiklerimiz

bizim mücadele etmememizin değil,öğrenmenin nedeni olmalıdır. Bilmi-yorsak öğreneceğiz. Öğrendiğimizidaha nitelikli bir şekilde pratiğe uy-gulayacak ve kendimizi geliştireceğiz.

Kendimizi örgütlemek, geliştir-mek ile çevremizi örgütleme çalışmasıiç içe geçecek. Yani ilk önce ben ken-dim örgütleneyim, sonra insanları ör-gütlerim diye bir şey yok. İkisi bir ara-da olacak. Faşizm gerçeği bize başkaşans tanımıyor. Örgütlenirken örgüt-leyeceğiz, öğreneceğiz.

Savaş, savaş içinde öğrenilir unut-mayacağız. Eylem organize etmesini,komite kurmasını ve komiteler halin-de çalışmasını, insan örgütlemesini, so-run çözmesini, hepsini mücadeleniniçinde öğreneceğiz. Bunları öğrenirkensayısız hata da yapacağız. Bu hatalarbizim öğretmenimiz olacak.

Çalışmalarımızı kendiliğinden ol-maktan çıkartıp örgütlü hale getirmekiçin mutlaka ama mutlaka diğer okul-lardaki Dev-Genç’liler ile iletişimegeçmemiz gerek. Bu bizim çalışma-larımızı daha iradi hale getirecektir.Yaptıklarımızı tüm ülkede yapılanlarile böyle bütünleştirebiliriz ve örgüt-lülüğün gücünden böyle yararlanabi-liriz. Kendi deney ve tecrübelerimizeörgütün tecrübelerini kattığımızda ko-lektif işleyişin bir parçası olduğu-muzda daha da güçleniriz.

Sonuç Olarak;1-Her Dev-Genç’li bulunduğu

okulda tek başına da olsa, hiçbir iliş-ki dahi olmasa orasını örgütleyebilir.

2-Eksikliklerimiz, deney, tecrübeeksikliğimiz çalışma yapmamamızındeğil, öğrenmemizin nedenidir.

3-Basit ve mütevazi hedefler ile ça-lışmaya başlayacağız.

4-İlk işlerimizden birisi, diğerokullardaki Dev-Genç’lilerle iletişi-me geçmek ve çalışmalarımızı örgüt-lü hale getirmek olmalıdır.

Gençlik Federasyonu’ndan

TEK BİR DEV-GENÇ’Lİ BİR LİSEYİ BİR ÜNİVERSİTEYİ ÖRGÜTLEYEBİLİR

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!14

Page 15: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

46. yılımızda neler yapacağız,nasıl hazırlanacağız, materyalleri-miz var mı, varsa neler olacak, he-deflerimiz neler diye önce tüm bun-ları belirlememiz gerek.

1. Komitelerimiz2. Afiş3. Bildiri4. Ozalit5. Kuş6. Pankart Evet öncelikli olması gereken

materyallerimiz bunlar. Her faaliyetimizde öncelikli ola-

rak komitelerimizi kurmalıyız. Çün-kü, komitelerin olmadığı çalışmalarörgütlü değil, kendiliğinden plansız,programsız, örgütsüz çalışmalardır.

Hedef kitlemiz üniversite ve liseöğrencileridir.

Öğrencilere ulaşabilmemiz içinde kitle çalışması yapmamız gerek.

Kitle çalışması yapmak için öğ-renciler nerede ise biz de orada ol-malıyız.

Bunun için birincisi; çalışma ya-pacağımız üniversitelerin, fakültele-rin isimlerini belirlemeliyiz. Girdi-ğimiz her okulda, sınıf sınıf, amfiamfi gezmeliyiz, kantinlere gir-meliyiz, öğrencilere önce kendimizitanıtarak, biz kimiz, ne istiyoruzanlatarak şenliğe gelmeleri konu-sunda ikna etmeliyiz.

İkincisi; öğrencilerin kaldıklarıyurtlarda çalışma yapmalıyız. Öğ-rencilerin okullardan sonra en kitle-

sel bulundukları yerler öğrenci yurt-larıdır. Unutmamalıyız ki, öğrenciyurtları da okullar kadar örgütleme-miz gereken yerlerdir.

Üçüncüsü; öğrencilerin okul dı-şında fakat okulların yakınlarında bu-lunan kafeler, pastaneler vb. yoğun-lukta olduğu yerlere gitmeliyiz.

Kısacası öğrenciler nerede dersyapıyor, nerede eğleniyor, nerededinleniyor, nerede oturuyor çalışmayerleriniz öncelikli olarak buralar ol-malıdır.

Halkımıza anlatacağız 45 yıldırverdiğimiz mücadeleyi, bugünümü-zü, 46. yılımızı anlatacağız. Hedef-lerimiz olmalı: Günlük 3 öğrenciyletanışacağım, 3 öğrenciyi ikna edece-ğim, 200 bildiri dağıtacağım, 30 afişasacağım, 50 ozalit yapacağım diyehedeflerimiz olmalı ve o hedefler doğ-rultusunda çalışmalıyız. İnternettengün gün çağrılar yapılmalı, internetiletişimini etkin kullanmalıyız. Yeniplatformlar, sayfalar açılmalı ki, dahageniş bir kitleye hitap edebilelim.

Dördüncüsü; üniversitelerin dı-şında liseler de çalışma alanları-mızdır.

Liselerde olmalıyız. Çalışma ya-pacağımız liselerin tek tek isimleri-ni çıkartmalıyz.

Bu liselerde kimlerin çalışacağı-nı belirlemeliyiz ve komitelerimizikurmalıyız.

Bildirilerimizle, kuşlarımızla,çağrılarımızla, her sırada, her sınıf-

ta olmalıyız. Tenefüslerde, yapacağımız 3 da-

kikalık sınıf konuşmalarıyla çağrımızıyapmalıyız.

Sınıflarda yazı tahtalarına ak-şamdan çağrı sloganımızı yazmalı,sabah tüm öğrenciler bizim çağrıla-rımızla karşılaşmalılar.

“Liseli Dev-Genç’lilerden tümöğrenci arkadaşlara GÜNAYDIN!

Hepinizi 17 Ekim Pazar günüGazi Mahallesi Büyük Gazi Par-kı’nda yapacağımız 46. Yıl Dev-Genç Şenliği’ne davet ediyoruz. Li-seli Dev-Genç” diye yazabiliriz.

Liselilere Berkin’lerimizi anlat-malıyız ve Berkin için adalet iste-meliyiz. Günlük en az 10 sınıfa gir-meli, çağrılarımızı yapmalıyız. 5 öğ-renciyi ikna etmeliyiz, her sınıfa 50bildiri dağıtmalıyız.

Kitle çalışmamızın ilerleyen gün-lerinde yaptığımız çalışmanın so-nucu olarak kurduğumuz komite sa-yılarını en az iki katına çıkarmayı he-deflemeliyiz. Çevremizdeki her in-sanı 46. yıl şenlik hazırlıkları için ça-lıştırmalıyız. Bu hem onların sahip-lenişini arttırır hem de bizim işleri-mizi hızlandırır. Her faliyetimizdeyeni öğrencilerle tanışmıyorsak veonları örgütlemiyorsak yaptığımızçalışmanın bir anlamı yoktur.

Önümüzde 1 aydan az bir zama-nımız var. Dev-Genç’in şanlı tari-hine yaraşır bir şekilde kutlamalıyızDev-Genç’imiz’in 46. yılını.

Ülkemizde Gençlik

46. Yıl Dev-Genç Şenliği Kitle Çalışması

Tutsak Dev-Genç’lileri Yalnız Bırakmayacağız,Seslerini Tüm Alanlara Taşıyacağız!

Ankara Üniversitesi CebeciKampüsü’nde Dev-Genç’liler 14Eylül’de tutsak öğrenciler içinmasa açtı. Açılan masada tutsaköğrenciler için imza toplandı.Yürüyüş ve Dev-Genç dergisinintanıtımı yapıldı. Yapılan çalış-mada 200 bildiri öğrencilere ulaş-tırıldı. 3 Dev-Genç’linin bulun-

duğu masa kapatıldıktan sonra Dev-Genç’liler kampüse Cizre’de yapılankatliamlarla ilgili 3 adet “Kürt Halkı Yalnız Değildir! Cizre’deki Katli-amların Hesabını Soracağız!/ Dev-Genç’’ yazılı ozalit astı.

Polis - Sivil FaşistSaldırılarının

Hesabını Soracağız!Hacı Hüsrev’de 15 Eylül’de dergi da-

ğıtımı yapan iki Liseli Dev-Genç’liye po-lis ve sivil faşistler saldırdı. Katiller öncebir akreple gelip Liseli Dev-Genç’lileri ra-hatsız edip kimlik istedi. Liseli Dev-Genç’lilerin kimlik vermemeleri üzerinekatil polis, sivil faşistlerle saldırıya geçti.Açıklama yapan Liseli Dev-Genç, yol-daşlarının derhal serbest bırakılmalarını is-teyerek, yoldaşlarının kılına gelecek zararınhesabını misliyle soracaklarını ifade etti.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

15OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 16: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Ülkemizde Gençlik

YürüyüşümüzüDurduramayacaksınız!

AKP’nin katil polisleri tarafından işkence ile gözaltına alı-nıp tutuklanan Alişan Gül’ü sahiplenmek için Halk Cepheliler,10 Eylül’de Kuruçeşme’de 1 adet “Alişan Gül Onurumuzdur/Halk Cephesi” yazılaması yaptı.

Liseliler bu ülkenin en genç kesimidir. Liseliler en cü-retlilerimiz, en fedakarlarımız, en coşkulu ve en dina-miklerimizdir. Liseliler düzenin pisliğine henüz batma-mış, tertemizlerdir. Liseliler hesap soracak olanlardır. Ken-dilerinden çalınan hayatlarının, emeklerinin ve on dör-dünde Berkin’in hesabını soracak olanlardır. Ülkemizdeyaşanan her katliamda, zulümde en önde olanlardır. Li-seliler yoksul mahallelerde (gecekondu) yaşarlar. Bugünbizim okulda yaşadığımız sorunlar, düzenin bize bir da-yatmasıdır. Kantin fiyatlarının yüksek oluşu, satılan yi-yeceklerin lezzetsiz ve sağlıksız olması üstüne bir de oku-la dışarıdan yemek getirilmesinin yasaklanması, devletokulları adı altında okul kayıtlarında yıl içerisinde biz-den para almaları.

Toplumsal bir sorunda okullardan ve liselerden bir sesyükselmesine izin vermiyorlar. Öğrencilerin karşısına di-siplin cezası ve okuldan atılma koyuyorlar.

Bugün okullarımızda bizler daha iyi bir eğitim, dahaiyi bir gelecek ve ülke sorunlarında yaşanan yıkımlara kar-şı daha duyarlı bir gençlik istiyoruz ve bunun için mü-cadele veriyoruz. Hepimiz farklı dil, din, ırk, mezhep, mil-letten olsak da hepimizin sorunları ortak. Paralı, bilim-sel olmayan, gerici ve ezberci bir eğitim dayatıyorlar. Bu

bizim ortak sorunumuzdur.Düzenin bireyci, bencil, duyarsız, sormayan, sorgu-

lamayan gençlik dayatmasına karşı bizim bir alternatifi-miz var. Hepimizin bir olduğu, birlik beraberliği örgüt-lediği, paylaşmayı örgütlediği Öğrenci Meclislerimiz var.Ortak sorunlara birlikte çözüm bulduğumuz, bir öğren-ci meclislerimiz var. Hep birlikte örgütlü bir şekilde, bubirebir yaşadığımız sorunları tartışalım, çözümlerinibirlikte üretip hayata geçirelim.

Bu yıl biz Liseli Dev-Genç’liler düze-nin tüm pisliğine alternatif olan ÖğrenciMeclislerini kuracağız. Tüm liselileri Öğ-renci Meclisleri çatısı altında ör-gütlenmeye, kendisorunlarımızı ken-dimiz çözmeye,Öğrenci Meclisle-rinde örgütlenme-ye çağırıyoruz.

LiseliDev - Genç

Sürgün PolitikalarıylaLiseli Dev-Genç’lileri

Yıldıramadınız! Ne YaparsanızYapın Yıldıramayacaksınız!İzmir Karşıyaka’da Halk Cepheliler 6 Eylül’de

Mersin kamp baskınını protesto eden ve Adana Ka-rataş’tan İzmir Şakran Hapishanesi’ne sürgün sevkedilen Yaren Dünya Arslan ve Safigül Bolat’ı sa-hiplenen bir basın açıklaması düzenledi. Tutsak-ları ve kampı sahiplenen sloganlarla başlayan ey-lemde tatil yapmanın suç olmadığına, adaletsiz-liğin diz boyu olduğuna ve 15-16 yaşlarındaki ço-cukları, okudukları kitaplar yüzünden tutuklaya-cak kadar adaletsiz bir düzende yaşadıklarına dairvurgular yapıldı. Basın açıklamasının sonunda Ya-ren Dünya Arslan’ın babası söz aldı: “Bu ülkedeIŞİD’in kamp yapmasına, emperyalizmin yoz kül-türünü empoze eden kampların yapılmasına izinvar, ama halkın değerlerini sahiplenen devrimci-lerin kamp yapmasına izin yok! Bu nasıl adalet?”diyerek uygulanan zulüm politikasına tepkisinigösterdi. Yaren Dünya Arslan ve Safigül Bolat’ınailelerinin de destek verdiği basın açıklamasına18 kişi katıldı. Basın açıklamasını kalabalık bir si-vil polis ekibi kameralarla taciz etti.

Çabanız Nafile MücadelemizdenVazgeçmeyeceğiz!

Kartal Liseli Dev-Genç, polisin aileleri arayarak rahatsız et-mesi nedeniyle 14 Eylül’de bir açıklama yaptı. Açıklamada: “Ka-tiller dün Liseli Dev-Genç’li arkadaşımızın ailesini arayarak ‘ço-cuğunuz şuanda piknikte değil, Gazi Mahallesi’nde eylemde’ di-yerek aileyi kışkırtmaya çalışmıştır. Her hafta ailelerimizi arayarak,onları korkutmak isteğinden derhal vazgeçin. Çabanız nafile neyaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin, biz mücadelemizdenvazgeçmeyeceğiz” denildi.

Liseli Dev-Genç’ten Liselileri Örgütleme Çağrısı

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!16

Page 17: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Her karış toprağı emperyalizme peş-keş çekilmiş, milli sayılan bütün ku-rumları yabancı devletlere satılmış birülkede “Milli değer” namına tek birşey yoktur. Vatan topraklarımız parselparsel emperyalizme peşkeş çekilirken,yabancı askeri üslerinde bayrakları dal-galanırken, hatta bu ülkenin Cumhur-başkanı, Başbakanı o üslere giremezkenhangi ulusal onurdan bahsedebiliriz?

Bu Ülkede UlusalOnura Sahip ÇıkanlarYalnız Devrimcilerdir!

6. Filo’dan bugünlere her ne paha-sına olursa olsun emperyalizme karşımücadele eden bir biz kaldık. Dünyadevrimci hareketinde eşi benzeri gö-rülmemiş direniş destanlarıyla zaferien çok biz hak ediyoruz. Dünyada uz-laşma, silah bırakma çağrıları yapılırkenbir tek biz titretiyoruz emperyalizmi.Bu nedenle 3 devrimci başına milyondolarlarla ödül koyuyorlar. Bugün ken-dini milliyetçi olarak tanımlayanlarabaktığımızda hiçbiri emperyalizmekarşı tek bir taş dahi doğrultmamışlardır,tarih boyu emperyalizmin maşası ol-muşlardır. Devlet adına yaptıklarınısöyledikleri her şey emperyalizm adınayapılmıştır.

Neden Bu ÜlkeninGerçek Vatanseverleri Devrimcilerdir?

Vatanseverlik bu ülke için canınıvermektir, bedel ödemektir. Tarihinher döneminde emperyalist işgallerekarşı devrimciler mücadele vermiştir.Bayrak uğruna canımı veririm diyenlernamlularını yalnızca devrimcilere doğ-rultmuşlardır. 6. Filo’dan İncirlik Üs-sü’ne, İncirlik Üssü’nden Kürecik’tefüze kalkanına kadar bütün yabancıüslere karşı hep devrimciler mücadeleetmişlerdir. ODTÜ’den Vietnam kasabıCommer’i kovanlarla ABD Büyükel-çiliği’nde feda eylemi yapan AlişanŞanlı aynı ideolojinin savunucularıdır.

Evet, biz devrimciler bu vatan içincanımızı veririz. Bu nedenle vatanısevmenin ustasıyız. Gerçek bağım-sızlık için savaşıyoruz. Bu ülkeninbağımsızlığını belirleyen şey ne

bayrak ne de ulusal marştır. Evet, birbayrak vardır. Evet, bir milli marş var-dır; ama bizim ülkemiz bağımsız birülke değildir. AKP Amerika’dan ha-bersiz soluk dahi alamaz. Aslında hiçbirkonuda da karar verme yetkisine sahipdeğildir.

Ulusal Onura Sahip Çıkmak DemekBağımsızlığı İstemektir!

Ulusal onur, ulusal bağımsızlığasahip çıkmak demektir, ulusumuzun,vatanımızın şerefini korumaktır. Şo-venistler, faşistler, ırkçı MHP’lilerulusal onurumuza sahip çıkıyorlarmışgibi gösteriliyor. Bunlar ulusal onuradı altında vatanımızı parsel parselemperyalist haydutlara satanlardır. Bu-gün dünyanın en büyük ordusuna sahipoligarşinin askerlerinin postallarındandonuna kadar ABD patenti vardır. Bun-lar ulusal onura sahip çıkmazlar; tamtersine ulusal onuru, şerefi, yedi katyerin dibine koyarlar. Ulusal onurasahip çıkmak demek emperyalizmekarşı savaşmak demektir. Bugün dün-yada ve ülkemizde emperyalizme karşımücadele edenler yalnızca Marksist-Leninistlerdir.

Bu ülkede ben yaşıyorsam benimsöz hakkım olmalıdır. Ekonomik, siyasi,kültürel, sosyal her alanda bu ülkedeyaşayanların söz hakkı olmalıdır. Ül-kemizde ise bırakın söz sahibi olmayıen ufak bir hak talep edemez hale gel-dik. Hak taleplerimize cevap olarak;gaz, cop, dayak, işkence geldi. Halkınemeğini sömürenler saraylarda yaşar-ken; bize yoksulluk ve açlık bırakıldı.Emperyalizmle kapalı kapılar arkasındayapılan görüşmelerden halka yalnızcasavaş çıktı.

Emperyalizmin tek alternatifi sos-yalizmdir. Günümüzde açıktan bir işgalyoktur. Emperyalizm ülkemize tankıyla,topuyla girmese bile; yarattığı yoz kül-türüyle beyinlerimizi ele geçirmeye ça-lışmaktadır. Bizi kendi kültürümüzden,

değerlerimizden uzaklaştırıp etrafımızayabancılaştırmaktadır. Gençlerimiziuyuşturucu, kumar ve fuhuş batağınıniçine çekmektedir. Kültürel yozlaşmanınbatağına düşen bir ülkedeyiz. Böylebir ülkede ulusal onura yalnızca dev-rimciler sahip çıkmaktadır. Yozlaşmayakarşı verdiğimiz mücadele ile emper-yalist askeri üslerine karşı verdiğimizmücadele arasında fark yoktur.

Emperyalizm ülkemize karşı açıktanbir işgal içerisinde değildir. Zaten açık-tan bir işgale gerek yoktur. AKP hü-kümeti emperyalizmle gerekli olan bü-tün anlaşmaları, pazarlıkları yapmıştır.

Bu halk, emperyalizme karşı büyükbir kurtuluş mücadelesi vermiştir. Bumücadele sonucunda emperyalizm veişbirlikçileri vatan topraklarından ko-vulmuştur. 1940’lı yıllardan sonra em-peryalizmle masaya oturanlar gizli an-laşmalar ile kendi madenlerimizi, pet-rollerimizi dahi çıkarmamıza ve işlet-memize engel olmuşlardır. Bu gizli an-laşmalar nedeniyle elimizde yerli üretimdiyebileceğimiz hiçbir şeyimiz yoktur.Amerika 1. Paylaşım Savaşı’ndan kalanbozuk tankları, silahları bize satmıştır.İmzalanan anlaşmalar ve uygulanandoktrinler ile bizi, dışa bağımlı halegetirmişlerdir. Bu yüzden ülkemizinbağımsızlığından söz edilemez.

Emperyalizme KarşıSavaşılmadanBağımsızlık Kazanılamaz

Emperyalizmi bütün izleriyle butopraklardan sileceksek eğer, bunu düş-manla uzlaşarak değil, halk kurtuluşsavaşıyla sağlayabiliriz. Emperyalizmleaynı masaya oturulmaz, onunla savaşılır.

-Anti-emperyalist mücadeleyi bü-yüterek ulusal onurumuza sahip çı-kalım!

-Onurumuzu, namusumuzu em-peryalistlerin ayaklar altına almasınaizin vermeyelim!

-Tüm dünyada teslim bayraklarıçekilse de biz doğru bildiğimiz yoldandönmeyelim!

-Emperyalizme karşı birleşelim,direnelim ve kazanalım. Özgür, de-mokratik, sosyalist bir ülkeyi kuralım!

UUlusal Onura Sahip Çıkmak Demek Bağımsızlığı İstemektirBu Ülkede Ulusal Onura Sahip Çıkanlar Yalnız Devrimcilerdir

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

17OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 18: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Herkes çalışma hakkına sahiptir.Çalışmak her vatandaş için bir

haktır. Devlet bu hakkı güvence altınaalmalıdır. Ek olarak tüm emekçileriniş güvenliğinin, sosyal güvenliğininsağlanması gerekli kurumlar oluştu-rularak güvence altına alınmalıdır.

Çalışmak isteyen ama her şeyekarşın işsiz kalanların asgari geçinmekoşullarının sağlanması, devlet gü-vencesi altında olmalıdır.

Ama bugün eğitim emekçileriişsiz bırakılıyor. Emekleri bir kuraile gasp ediliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, 15 Ey-lül'de kura yöntemi ile 35 bin 563öğretmenin atamasını yaptı. Toplam105 dalda öğretmen atamaları yapıldı.151 bin öğretmen ise hala işsiz...

Devlet Kendi EğitimineGüvenmiyor!

Yıllarca eğitim alan, binbir emekleokuyup meslek sahibi olan öğret-menlerin çalışma hakları gasp ediliyor.

Devlet kendi verdiği eğitime gü-venmiyor olmalı ki, üniversiteyi bi-tirmiş öğretmenleri tekrar sınava tabitutuyor.

Sürekli eleme usulü yapılıyor.Devletin, tüm vatandaşlarına iş

bulma sorumluluğu var oysa... Ama151 bin işsiz öğretmen var.

Bu sene KPSS ve ÖABT sınav-larına 274 bin 483 öğretmenden 238bin 920'si ve bunların içinden baş-vurusu onaylanıp, kuraya katılan 116bin 395 aday ise, atama kapsamı dı-şında kaldı. 37 bin öğretmen kadrosuiçin 161 bin 975 kişi başvuru yaptı,bunlardan 151 bin 958'inin başvurusuonaylandı.

Bu tablo tek başına emeğimizinnasıl gasp edildiğini anlatıyor.

274 bin 483 kişiden, elene elene35 bin 563 kişi iş bulabildi sadece...

Geride kalanlar ne olacak?Devletin bir istihdam politikası

bile yoktur. Eğitim sistemini ihti-yaçlarına göre programlayamayanbir devlet, işsizliğimizin sorumlusu-dur. İntihar eden 40'ın üzerindekiöğretmenin katili de bu düzendir.

Atanması yapılmayan binlerceöğretmenin geçindirmek zorunda ol-duğu aileleri, eve getirmek zorundaoldukları ekmekleri var. Ama devletbunu umursamadığı gibi, atanmalarıbir törenle yapıyor. Sanki büyük bir

lütufta bulunuyorlar. Kuralarda atan-ması yapıldığına sevinen öğretmenlerigazete ve TV haberlerinde boy boygöstererek, büyük bir başarı gibi su-nuyorlar.

Memur, devletin kölesi değildir.At deyince atılan, sat deyince satılanmalı hiç değildir. Biz emeğimizlevarız. Hakkımız olanı istiyoruz. Buhakkı vermeyen, gasp eden; bizi kay-gılar, endişeler, yoksulluk, borçlariçinde bırakan düzenden hakkımızıalacağız. Lütuf değil, hakkımızı is-tiyoruz.

Bunu da ancak örgütlenerek ya-pabiliriz. Tek tek olunca hiçbir gü-cümüz yok. İntihar eden arkadaşla-rımız bu yüzden intihar etti. Daya-nışmanın, örgütlenmenin gücünü gös-termeliyiz. Ancak birlik olursak eme-ğimize sahip çıkabiliriz. Atanmasıyapılmayan tüm öğretmenleri, Atan-ması Yapılmayan Öğretmenler Mec-lisi'ne davet ediyoruz.EMEĞİMİZLE VARIZHAKKIMIZI İSTİYORUZ!ÇALIŞMA HAKKIMIZIİSTİYORUZ ALACAĞIZ!ÇALIŞMA HAKKIMIZIDİRENEREK KAZANACAĞIZ!

5. Doğançay Halk Festivali ve5. Anadolu Halk Festivali

Birleşiyorİzmir’in Doğançay Köyü’nde 4 yıldır dü-

zenlenen Doğançay Halk Festivali ve bu sene5.’si düzenlenecek olan Anadolu Halk Festivalibirleşerek tek bir festival haline geliyor. 26-27 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek fes-tivalimize Grup Yorum ve Grup Abdal, İdilHalk Tiyatrosu, Tiyatro Simurg katılacaktır.Anadolu’nun tüm illerinden halkımızı davetediyoruz. Stand açmak isteyen ve kültürelfaaliyetlere katılmak isteyenlerin afişte yeralan iletişim telefonuna bilgi vermesi gerekir.

tel: 0545 943 90 65

Bağımsızlık, demokrasi vesosyalizm mücadelesinde yenibir mevzi olan Antep ÖzgürlüklerDerneği, Düztepe Mahallesi’ndeaçıldı. 13 Eylül’de sabah erkensaatlerde dernek önünde birarayagelen Halk Cepheliler, gerçekleştirecekleri açılış için hazırlıklarıyaptılar. Açılış saat 13.00’da başladı. Öncelikle 45 yıllık sosyalizmmücadelesini hatırlatan ve derneğin önemini anlatan bir konuşmayapılarak herkese hoş geldiniz denilip, hazırlanan sofraya geçildi vehalkın getirdiği kekler, pastalar yenilerek şiir okundu, türkülersöylendi ve sohbetler edildi. Saat 15.30’da dernek hep birlikte te-mizlenerek 40 kişinin katıldığı açılış programı sonlandırıldı.

Adres: Düztepe Mahallesi Titizler Caddesi No: 64(Kale Kıraathanesi yakını)

Sınavsız, Kurasız, Atamasız Çalışma Hakkımızı

İstiyoruz!

Antep Özgürlükler Derneği Açıldı!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!18

Page 19: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Avcılar:Ataması Yapılmayan Öğ-retmenler Meclisi koşulsuz atanmatalebiyle Avcılar Marmara Cadde-si’nde 9 Eylül’de masa açtı. “Bizimokula gelir misiniz” deyip kendi de-yimlerince kazanmaları için başarıişareti yapan çocuklar masayı şen-lendirdi.

Hatay:Hatay Eğitim-Sen yöneticive üyeleri, 14 Eylül’de ataması ya-pılmayan, sürgün edilen, cezalar alanöğretmenler için Antakya Park giri-şinde imza masası açtı. Çevredekiesnaflar çay ve su ikramında bulu-narak, masanın yanından geçen halk

imzalarını atarak öğretmenlere destekçıktı. Üç saat içinde 400’ün üzerindeimza toplandı ve bildiriler dağıtıldı.Bildiride Hatay Eğitim-Sen olarakHatice öğretmeni yalnız bırakma-dıkları ve desteklediklerini yazıyordu.

Gebze: Gebze Kamu Emekçileri11 Eylül’de Hatice Yüksel öğretmeninhukuksuz olarak sürgün edilmesi ka-rarının derhal durdurulması için Geb-ze Kent Meydanı’nda 63 tane imzatoplanarak, 80 tane bildiri dağıtılarakimza masası açıldı ve sürgün kararınınhukuksuzluğu anlatıldı.

Eskişehir: 11 Eylül’de EskişehirAdalar’da Hatice öğretmen için ye-niden imza masası açıldı. “Gözaltılar,Baskılar, Sürgünler Bizi Yıldıramaz!Hakkımdaki Sürgün Kararı DerhalDurdurulsun” yazılı pankartın önünde,Mehmet Doğan ve Nuriye Gülmenbildiri dağıtarak, halka çağrı yaparak,Hatice’nin direnişini halka anlattılar.Pek çok kişi masaya gelerek imzaattı ve masa yaklaşık yarım saat açıkkaldı.

Masanın açılmasından yarım saatsonra ise, kamu emekçilerinin hak-larında ihbar olduğunu belirterek ma-sanın kaldırılmasını isteyen polislergeldi. Bunun üzerine üç kamu emek-çisi bunu kabul etmeyince sürükle-nerek gözaltına alındılar. Bu sırakamu emekçileri ajitasyonlarla iş-

kenceci polisleri teşhir ettiler. Sağlık kontrolünde Öğretmen

Mehmet Doğan tekrar, ters kelepçeyikabul etmediği için polis saldırısınauğradı.

Sağlık kontrolünden sonra AydınerEk Hizmet Binası’na götürülen KamuEmekçileri ifade işlemlerinin ardındanserbest bırakıldılar.

Hatice Yüksel 12 Eylül günü saat16:00’da Eskişehir Adalar’da 4. kezgözaltına alındı.

Hatice Yüksel 13 Eylül Pazargünü, saat 16:00’da imza masasını5. ve son kez açtı. Alana her zamankigibi polisler tarafından yığınak ya-pılmıştı. Hatice Yüksel ve ona destekolanlar da her zamanki yerlerine ma-salarını kurdular.

Bir saat açık kalan masada hiçbir provokasyon olmadığı gibi halkda yoğun ilgi gösterdi. Polislerin ka-rışmadığı zaman, herhangi bir olum-suzluk yaşanmayacağı Eskişehir hal-kına bir kez daha gösterildi. Ve budurum, günlerdir yaşatılan gözaltıterörürün haksızlığını da ortaya koy-muş oldu. Devrimci irade, ısrar, ka-rarlılık kazandı.

Hatice Yüksel’in ısrarı karşısındaduramadı. Hatice Yüksel kendi ira-desiyle açtığı masasını yine kendiiradesiyle bitirdi. İmza masası ön-ceden ilan edildiği gibi, 1 saat sonrabasına açıklama yapılarak kapatıldı.

Bağcılar’da Polis Tacizi Sürüyor!Başeğmiyoruz,

Teslim Olmuyoruz!Bağcılar’da katil polisin devrimcilere, özel olarak da

Amerika’dan imha etmek için talimat aldığı Halk Cephelilereyönelik taciz ve saldırıları sürüyor. 12 Eylül’de, Yenima-halle’de dayanışma için kitap ayracı satışına çıkan devrimcilerakreple taciz edildiler. Girip çıktıkları esnaf da tehdit edilerekçalışma engellendi. 14 Eylül’de saat 23.00 sıralarında daKaranfiller Kültür Merkezi önüne gelen polisler akreptenkurumda bulunan devrimcilere tehditler yağdırdı. ‘Burasımühürlü. Kapatın çıkın gidin’ diyen polise devrimcilerinkarşılık vermesi üzerine polis Karanfiller Kültür Merkezi’niniçine, camlarına ve devrimcilerin üzerine onlarca plastikmermi ve gaz attı. Halk Cepheliler; “Biz halkız. Biz haklıyız.Bağcılar’dan da, çalışma yaptığımız diğer yerlerden de git-meyeceğiz. Adaletsizliğe teslim olmayacak, hesap soracağız!”diyerek kararlılıklarını bir kez daha gösterdi.

Koşulsuz Atama TalebindenVazgeçmeyeceğiz

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Meclisi, kuralarınçekildiği gün 15 Eylül’de saat 13.00’da Milli EğitimBakanlığı önünde koşulsuz atama talebi ile basınaçıklaması yaptı. Etraftan Ankara halkı alkışları iledestek verdi. 13.30’da ise toplanılan imzaların birkısmı verilip randevu alınabilirse görüşme yapılacak.

Ataması Yapılmayan Öğretmenler İçin Eylemler

Eskişehir

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

119OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 20: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Şırnak Valiliği tarafından 04 Eylül2015 tarihinde saat 20.00 itibariyle,‘örgüt mensuplarının yakalanması, hal-kın can ve mal güvenliğinin sağlanması’gerekçesi ile Cizre ilçesinde sokağaçıkma yasağı ilan edilmiştir. Sokağaçıkma yasağının ilanı ardından, ilçeyeher türlü şekilde giriş ve çıkışlar ya-saklanmış; elektrik, su ve mobil şebekeağları kesilmiştir. Ve Özel HarekatTimleri’nin de yer aldığı geniş kapsamlıbir operasyon başlatılmıştır. İlçede de-vam eden saldırılar sırasında Özeltimler tarafından; halka dönük rastgele,kimi zaman ise hedef gözeterek ağırsilah ve savaş araçları ile ateş açılmış-tır.

Katliam yerlerinde halk ve tanıklarlagörüşüp olay yerini inceledikten sonrayaptığımız bazı tespitler şunlardır:

*Yüzlerce ev kurşun ve havan top-larıyla kullanılmaz hale gelmiştir.

*Yaşamını yitiren çocuklar derindondurucuda günlerce tutulmuştur. Yaşı

büyük olanlar ise temin edilmesi du-rumunda üzerine buz petleri konularakcesedinin kokması önlenmiştir.

*Neredeyse tüm ev ve işyerlerininkapıları panzerlerle kırılmıştır.

*8 gün boyunca uygulanan sokağaçıkma yasağıyla Cizre halkının hasta-nelere gidişi engellenmiştir. Hatta 112Acil Sağlık Hizmetleri yaralılara am-bulans hizmeti vermemiştir.

*Tüm eczaneler kapalı olduğundandolayı, halk acil veya kronik hastalıklariçin gerekli olan ilaçları alamamıştır.

*Nur Mahallesi başta olmak üzerebirçok yerde, yeraltı su şebekesi pat-lamıştır. Bu aynı zamanda şu anlamagelmektedir; kanalizasyon ve su şebe-keleri birbirine karışabilir, bu durumdahalk sağlığı ciddi anlamda etkilene-cektir.

*Çöplerin toplanmamasından dolayıbulaşıcı hastalık riski artacaktır.

*Ölen/Öldürülen hayvan leşlerinin

8 gün beklemesinden dolayı, bulaşıcıhastalık riski söz konusudur.

*Havadaki ağır barut ve biber gazıkokusundan dolayı Kronik AkciğerHastalarının etkilendiği görülmüştür.

*Cizre’de bulunan 8 Aile SağlığıMerkezi’nin hepsi 8 gün boyunca kapalıkalmıştır. 35 aile hekiminin tümü işegidememiş, sağlık hizmeti sunama-mıştır. Halkın sağlığa erişimi 8 günboyunca askıya alınmıştır. İncelemeninyapıldığı gün de tüm Aile SağlıkMerkezleri kapalıydı.

*Devlet hastanesinde Çocuk Uzmanı(Pediatrist) yoktur ve çocuk hastalarınuzmanlarca sağlık hizmeti alması sözkonusu değildir. İlçedeki tek tıp merkeziolan Özel Cizre Tıp Merkezi 8 günboyunca kapalı kalmıştır.

*Resmi prosedürlerle gönüllü hizmetvermek isteyen hekim ve diğer sağlıkpersonelleri engellenmiştir.

İlan edilen ve sekiz gün devameden sokağa çıkma yasağının, ilanda

Cizre’de Katleden Devlet,Direnen Halktır!

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!20

Page 21: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

belirtilen şekilde halkın can ve malgüvenliğinin korunması amacıyla değil;haberleşme özgürlüğünün engellenmesive halkı baskı, işkence ile teslim almaklabirlikte; tam tersine uygulamaya dö-nüşmüştür.

*Ezan okunmasına ve Cuma namazıkılınmasına izin verilmemiştir.

*HDP ve DBP ilçe binasının kapı-larının kırılarak, duvarlarına yüzlercekurşun isabet etmiştir.

*Doğum hastaları, evde doğum yap-mak zorunda kalmıştır.

*Polis araçlarında mehter marşlarıçalınmış, yüksek sesle halka dinletilmişve ‘Ermeni dölleri’ vb. ayrımcı ve ha-karet içeren anonslar yapılmıştır.

*Kaymakamlık, okul, yurt, hastanevs. resmi kurumlara özel harekatçılaryerleştirilmiş, karargah gibi kullanıl-mıştır.

*Duvarlara ‘Türk İntikam Tugayları’imzalı ‘TC Burada’ yazılı sloganlargörülmüştür.

*Mahallelerde, güvercinlerin başlarıkopartılmış ve birçok hayvan kurşun-lanarak öldürülmüştür.

* Halkın su ihtiyacını karşılamakiçin, damlarına koydukları su depola-rına, özellikle alttan hedef alınıp ateşedilmiştir.

*Bakkal ve marketler yine aynı şe-kilde hedef alınmış, halkın olası yiyecektemini bile engellenmiştir. Yani kur-şunlardan kurtulmayı başaran halk, aç-lığa ve susuzluğa mahkum edilmiştir.Yaptığımız tespitler gösteriyor ki; AKPhalka karşı savaşta hiçbir sınır tanı-mamaktadır, halkın evlerine roket atacakkadar krizi derinleşmiştir. İktidarınıkaybetmek istemeyen AKP; bir yandankatliamlarla, savaş hukukunu bile hiçesayan ahlaksız uygulamalarıyla halkakorku yaymak isterken, öte yandan iş-lediği suçları gizlemeye çalışıyor.Cizre’de yaşanan insanlık dışı uygu-lamalar hiçbir burjuva basında yer al-madı. Gördüklerimizi tüm halkımızaanlatmak boynumuzun borcudur. Ama

sadece anlatmayacağız. Sağduyuya ça-ğırmayacağız. AKP’nin halka karşı yü-rüttüğü savaşa, halkın savaşıyla cevapvereceğiz. Evine top mermisi atılanve bir duvarı paramparça olan bir kadınşöyle diyor: “Bize işkence yapabilirler.Bizi öldürebilirler ama düşüncelerimizedokunamazlar. “Kürt halkı katilleriylebarışmıyor. 8 gün boyunca Cizre’yedamgasını vuran tek şey katliam değil,direnişin büyüklüğü de saldırının bü-yüklüğü kadar. Bugün hala sokaklardahendek kazıp, çuvallara kum dolduruphazırlık yapıyor Cizre halkı.Elektriksizliğe, susuzluğa, top mermi-lerine, roketlere, panzerlere direnenCizre halkını selamlıyoruz.

Kürdistan’da Direnen KürtHalkı Yalnız Değildir

Kürdistan Faşizme MezarOlacak

Biji Bratiya Gelan

Halkız Haklıyız Kazanacağız

Halk Cephesi

Halk Cephesi, 12. Geleneksel Halk SofrasıPikniği’nin bitiminden sonra, Gazi KentOrmanı’nın girişinden başlayarak, Gazi HalkMeclisi’ne doğru Cizre’de yaşanan katliama karşıyürüyüşe geçti. “Kürdistan’daki KatliamlarınHesabını Soracağız! Adalet İstiyoruz/HalkCephesi” pankartı arkasında yürüyüşe geçen kitle,yol boyunca yaşlı teyzelerden çocuklara, esnaflar-dan evlerin balkonlarına çıkan halka kadar herkes-ten alkış aldı ve eyleme katılanlar oldu. Gazi’ninyoksul kondularında yankılanan “Cizre HalkıYalnız Değildir!, Kürdistan Faşizme MezarOlacak!, Titre Oligarşi Parti-Cephe Geliyor” slo-ganları bir kez daha Cephe’nin Kürt halkını gerçek kurtuluşagötüreceğini gösterdi. Belli aralıklarla çekilen ajitasyonlardaise şunlara değinildi: “Halkımız! Yıllar geçiyor iktidarlardeğişiyor ama devletin katliam politikası aynı. 9 gündürCizre’de yaşanan katliam gizlenmeye çalışılıyor. Ailelerevlatlarını defnedemiyor, buzlu sularla cenazelerini koruyor-lar. Sokağa çıkma yasaklarına rağmen, Kürt halkı direnmeyedevam ediyor. Kürt halkımız yalnız değildir ve and olsun kiCizre’de yaşattıkları acıların da hesabını soracağız.” Katildevlet hesap verecek! Kürdistan topraklarının hangi yerlerinekaç bomba attı, kaç köyü bombaladı, kaç kişiyi katletti?Katlettikleri insanlarımızı keskin nişancılarla mı, infaz yoluy-la mı, toplu katliamlarla mı katletti? Katil devlet bunları açık-layacak! Ve hesap verecek! denildi. Yürüyüş Halk Meclisi

önüne kadar sürdü. Halk Meclisi önüne gelindiğinde ise HalkCephesi adına açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada “BugünKürdistan’da yaşanan katliamı yerinde görmek için, 10 kişilikheyet olarak Cizre’ye gidecek ve halkımızın acısını pay-laşacağız. Cizre’deki katliama karşı basın açıklaması yaparak,halkımızın bizlere aktardığı, katliamda neler yaşadıklarını tektek tüm halkımızla paylaşacağız. Şunu bir kez daha Gazi’denhaykırıyoruz. Kürt halkı, uzlaşma masalarında kurtuluşunusağlayamaz. Cizre halkı silahını bırakmadığı için; günlerdirbinlerce özel harekatçı katil mangaları, keskin nişancıları tar-afından teslim alınamadılar. Kürt halkının kurtuluşu,Anadolu’nun diğer halklarıyla birlikte, devrim ve sosyalizmmücadelesinden geçmektedir. Gerçek kurtuluş; emperyalizmeve işbirlikçileriyle kurtuluşa kadar savaşmakla gelecektir.”denildikten sonra eylem bitirildi.

And Olsun Ki Cizre’nin de Hesabını Soracağız!20 Eylül

2015

Yürüyüş

Sayı: 487

221OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 22: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

İkitelli Halk Cephesi’nin çağrısıyla,Kürdistan’da yaşanan katliamlara karşıyapılacak olan yürüyüşe, AKP’ninkatil polisleri ve sivil faşist çeteleribirlikte saldırdı. 8 Eylül akşamı İkitelliÖzgürlükler Derneği’nden çıkarak,yürüyüşün toplanma yeri olan İkitelliCemevi önüne giden HalkCepheliler’in önüne 2 adet zırhlı araçgeçerek hiçbir uyarı yapmadan plastikmermi ve gazlarla saldırdı. Bununüzerine Halk Cepheliler slogan vetaşlarla karşılık verdi.

Bu sırada Halkın Adaletinin tem-silcisi olan Cepheliler, 1. Sokak’tanbarikat kura kura İkitelli ÖzgürlüklerDerneği’nin olduğu sokağa indiler.Burada 3 zırhlı araç ve 1 TOMA ilekarşılaştılar. Cepheliler hızla molotofve havai fişekle saldırıya geçtiler.TOMA’yı çift taraflı molotoflu sal-dırıyla bir süre etkisiz hale getirdi-ler.

Cepheliler polisle çatışırken zırhlıaraçların arkasında toplanan bir gru-bun “Kahrolsun PKK”, “İkitelliCephe’ye Mezar Olacak” sloganlarıile İkitelli Özgürlükler Derneği’neyöneldikleri görüldü. Aciz sivil fa-şistler, polis korumasında derneğintüm camlarını indirdiler, içerisinitalan ettiler. Dernek içinde küçükçaplı bir yangın çıktı.

Çayan: “7 gündür Kürdistan’daŞırnak’ın Cizre ilçesinde devlet; ka-dın, çocuk, genç demeden katlediyor.Oligarşinin yönetememe krizi derin-leştikçe devrimcilere ve Kürt halkı-mıza azgınca saldırıyor. Faşist oligarşive onun köpeği AKP, halklara karşı

açtığı savaşı büyüterek halkımızı kat-lediyor. Ülkenin dört bir yanındafaşist saldırıları örgütleyerek, Kürthalkımıza ve devrimcilere karşı faşistköpeklerini saldırtıyor. AKP ülkenindört bir yanında faşist köpeklerinetalimat vererek; HDP binalarına, işyerlerine saldırtıp, provokasyon ya-ratıp; Türk ve Kürt halkını birbirlerinedüşürmeye çalışıyor. Katliamlarınbaş sorumlusu emperyalistler ve onunkoruma bekçisi AKP’dir. Tek kurtuluşyolu mücadeleden geçer.”

Çayan Halk CephesiÇayan Liseli Dev-Genç

11 Eylül 2015Bahçelievler:

Bahçelievler Halk Cephesi’ne, 8Eylül'de, faşistler tarafından saldırıoldu. Halk Cepheliler, saldırgan fa-şistlere gereken cevabı vererek, mahallehalkını derneği sahiplenmeye çağırdı.Mahalle halkı her zaman ki gibi HalkCepheliler’in yanında yer alarak, on-larla dayanışma halinde ve faşistlere

karşı hazırlıklı olduklarını göstererek,derneğin çevresinde toplandı.

ANKARA/ Tuzluçayır:

8 Eylül'de, sivil faşistlerin saldı-racağı haberi gelmesi üzerineTuzluçayır halkı direnişe geçti. Akşam20.00’da gelmesi beklenen faşistlersaat 21.00 gibi katil polislerin deste-ğiyle Tuzluçayır’a saldırdı. Halkınve Cepheliler’in havai fişekli, taşlı,şişeli direnişiyle karşılanan faşistlermahalleden püskürtüldükten sonra,halka bu seferde katil polis sürüsüsaldırdı. Cepheliler aynı şekilde katilpolislere karşı havai fişek ile karşılıkverdi. Tuzluçayır halkı polisleri vesivil faşistleri mahalleden püskürt-tükten sonra Cepheliler eylemi00.30’da iradi olarak bitirdi.

Ayrıca Cizre’de yapılan katliamlarıHalkın Mühendis Mimarları, KamuEmekçileri Cephesi, İdil KültürMerkezi, Liseli Dev–Genç yaptığı ya-zılı açıklamalarla protesto ederek Cizrehalkının yanında olduğunu belirtti.

AKP Faşizmine Teslim Olmayacağız! Faşist Saldırıların Hesabını Soracağız!

Savunmada Kalmayacağız, Demokratik Hakların Gasp Edilmesine

Göz Yummayacağız!

Çayan Ankara

Ankara

İkitelli

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!222

Page 23: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

“Gerçek güç silahların çıkardığıseste değil, onları yöneten düşün-celerdedir. Düşüncelerin zayıf yada yanlış olduğu yerde silahlar nihaihedefe varmayı sağlayamaz; rotasınışaşırır, sağa sola vurmaya ve etki-sizleşmeye yol açar. Ulusal ve top-lumsal mücadeleler tarihi bunlarınçokça örneği ile doludur.” (DHKC,444 Nolu Açıklamadan)

Suruç Katliamı’ndan sonra AKP,PKK'nin Kandil'deki kamplarına yö-nelik hava saldırılarını başlattı. Bununsonucunda PKK'de "Çözümsüreci"nin bittiğini açıklayarak silahlıeylemlerine başladı.

Faşist AKP iktidarı Kürdistan'da150'nin üzerinde bölgeyi "güvenliklibölge" ilan edip yakıp yıkıyor. Çolukçocuk demeden katlediyor.

Cizre’de bir haftadır süren sokağaçıkma yasağının sonucunda; 23 kişivurularak, 4’ü de tedavisi yapılama-dığı için, 27 kişi katledildi.

Kürt milliyetçi hareket deAKP’nin faşist terörüne karşı misil-leme diyerek; asker ve polislere yö-nelik feda eylemleriyle, yüzlerce ki-loluk patlayıcı kullanarak yaptığı ey-lemlerle oligarşiye ciddi kayıplarverdiriyor.

6 Eylül tarihinde Hakkari'nin Dağ-lıca sınır bölgesinde 2 zırhlı araç ile1 tanka PKK gerillaları tarafındanyapılan bombalı eylemle araçlar imhaedilerek 16 asker öldürüldü.

8 Eylül tarihinde ise Iğdır'da Di-lucu Sınır Kapısı'nda nöbete gidenpolis araçlarına düzenlenen bombalıeylemde 13 polis öldürüldü.

PKK’nin bu eylemleri askeri ola-rak oligarşiye ciddi kayıplar verdi-

rirken; siyasi olarak kendine aynıkazancı sağlamamaktadır.

Tam tersi Dağlıca ve Iğdır ey-lemlerini fırsat bilen AKP; ölen askerve polisler üzerinden milliyetçiliği,şovenizmi kışkırtarak; günlerdir tümülke çapında tam bir linç saldırısıgerçekleştiriyor. Son bir hafta içindeHDP’nin genel merkez binası dahilyüzlerce bürosu, bizzat AKP’lilerinbaşını çektiği güruhlarla basıldı, ya-kılıp yıkıldı. Sadece HDP binalarıdeğil, Kürt halkımıza ait binlerce es-nafın işyeri yakılıp yıkıldı. Saldırılardevam ediyor. Kürdistan illerindengelen şehirlerarası otobüsler durdu-rulup, içindekilere kimlik kontrolüyapılıp, Kürtlere linç saldırısı yapı-lıyor.

AKP bir kez daha faşist iktidarınıkorumak için neler yapabileceğinigöstermiştir.

Politik-Stratejik HedefiOlmayan Silahlı Eylemler,MücadeleninMeşruluğunu Yitirir!

Tekrar başlayan silahlı eylemlerinnedenini açıklayan PKK yöneticile-rinden Duran Kalkan, eylemlerinişöyle açıklıyor: “Aslında bizim or-duyla çatışmak gibi bir planımızyoktu... “Paradigmamız, stratejimizöyle değil. Biz yönetim sorununuçözmekle uğraşıyoruz.”

HDP Eş Genel Başkanı SelahattinDemirtaş “Yaptığımız çağrılaraKCK'dan olumlu yanıtlar geliyor.Biz silahları susturmaya hazırız di-yorlar.” diyor.

O zaman soruyoruz Kürt milliyetçi

harekete; SİLAHLI EYLEMLERİTEKRAR NEDEN BAŞLATTI-NIZ?

BUNCA İNSAN NİYE ÖLDÜ-RÜLDÜ? NİYE ÖLDÜRÜLÜ-YOR?

TONLARCA PATLAYICININKULLANILDIĞI EYLEMLERİNEDEN YAPIYORSUNUZ?

Kürt milliyetçi hareketten yapılanaçıklamalarda “7 Haziran seçimleriöncesi sürece geri dönülsün” deni-yor.

7 Haziran öncesi sürece geri dö-nüldüğünde Kürt sorununun çözüle-bileceğine inanıyor musunuz?

“Çözüm süreci”nin başından 7Haziran’a kadar neyi çözdünüz?

AKP sürecin başında, “PKK’yesilah bıraktırmak için her türlü ‘ens-trüman’ı kullanacağız” demişti.

AKP, “Çözüm süreci”nden ala-madığı sonuçları şimdi başka enstrü-manlarla almak istiyor.

AKP için “çözüm”; Kürt milliyetçiharekete silah bıraktırıp teslim almaktır.Kürt milliyetçi hareket için ise çözüm;düzen içine yerleşmektir...

Ancak oligarşi, Kürt halkının tümdirenme dinamiklerini bitirmeden Kürtmilliyetçi hareketi, düzen içine kabuletmiyor.

Silahlı MücadeleAskeri Değil;Politik Mücadeledir!

Kürt milliyetçi hareket; 1978 yı-lında Türkiye’deki sosyalist müca-deleden etkilenerek, Bağımsız Kür-distan hedefiyle, silahlı mücadeleyibaşlatmıştır. Mücadeleye başlarkenBağımsız Kürdistan diye politik birhedefi vardı.

Ancak 1990’lardaki karşı dev-rimlerle birlikte bağımsız Kürdistanhedefinden vazgeçip federasyon, oto-nomi, özerklik derken, “çözüm sü-reci”nin “anayasal vatandaşlık” ta-lebine kadar gerilemiştir.

Bugün silahlı eylemlerin yenidenbaşlatılmasıyla birlikte; Kürdistan’ınbazı il ve ilçelerinde, “öz yönetimler”ilan ettiklerini açıkladılar.

Ancak bu öz yönetim ilanlarınınmaddi hiçbir temeli yoktur. Bu daoligarşiyi uzlaşma masasına oturt-

TONLARCA PATLAYICININ KULLANILDIĞI EYLEMLERİ NEDEN YAPIYORSUNUZ?

“7 Haziran seçimleri öncesi sürece geri dönülsün”“KCK Silahları Bırakmaya Hazır”

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

23OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 24: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

mak için, tehdit amaçlı yapılan biraçıklamadır.

Kürt milliyetçi hareket; “siz uz-laşma masasına oturmazsanız, bizde ‘öz yönetim’ ilan ederiz” de-mektedir.

“Öz yönetim” ilan ettikleri yer-lerde zaten belediye başkanlıklarıKürt milliyetçi hareketin elindedir.

Şu anda Kürdistan’da yerel yö-netimlerde, 100’ün üzerinde il ve il-çenin belediye başkanlıkları, HDP’ninelindedir. Ancak Kürt milliyetçi ha-reketin yönetimde olduğu buralardadüzenin belediyecilik anlayışındanfarklı olan hiçbir uygulaması yoktur.Hatta denilebilir ki halkın en temelsorunlarında AKP’li belediyelerinçok daha gerisindedir.

O zaman sorumuzu tekrarlıyoruz;SİLAHLI EYLEMLERİ TEKRARNEDEN BAŞLATTINIZ?

BUNCA İNSAN NİYE ÖL-DÜRÜLDÜ? NİYE ÖLDÜRÜ-LÜYOR?

TONLARCA PATLAYICININKULLANILDIĞI EYLEMLERİNEDEN YAPIYORSUNUZ?

Silahlı mücadele, askeri olmaktanöte politik bir mücadeledir. Politikhedefi olmayan silahlı eylemler, mü-cadelenin meşruluğunu yok eder.Halkların kurtuluş mücadelesine hiz-met etmez, halkları böler, halklararasında düşmanlığı büyütür.

Kürt milliyetçi hareketin politikhedefini yitirmiş; oligarşiyle, em-peryalizmle uzlaşmanın tek hedefolduğu, silahlı savaşının geldiği noktatam da burasıdır.

Ezilen halkların kurtuluş müca-delesi haklıdır, meşrudur.

Ancak Kürt milliyetçi hereket90’ların başından beri; silahlı müca-deleyi, Kürt halkının kurtuluşu içinyürütmüyor. Emperyalizmle, oligarşiile uzlaşmak için yürütüyor.

Amaç; bir halkın kurtuluşu ol-mayıp faşist düzen ile uzlaşmak olun-ca; silahlı müadedele, politik-siyasiniteliğini yitirir.

Onun için, Kürt milliyetçi hare-ketin 90’lardan beri sürdürdüğü silahlısavaş; devrimci niteliğini yitirmiştir.

Devrimci halk savaşının ilkeleri,kuralları vardır. Adalet ölçüsü vardır.

Halka zarar veren eylemleryapılmaz.

Kürt milliyetçi hareket on-yıllardır “kirli savaş, kirlisavaş” diyerek; oligarşiyleaynı yöntemleri kullanmış veegemenlerin halkları ezdiği,köleleştirdiği, kimliklerini yoksayıp baskı altına aldığı faşistterörüyle; emperyalistlerin ül-keleri işgal ettiği, haksız sa-vaşlarla ezilen, sömürülen, iş-gal altındaki halkların; ulusal,sınıfsal kurtuluş savaşlarınıaynı kefeye koymuştur.

Oligarşiyle, emperyalizmleuzlaşmak adına, halkların tekkurtuluşu olan halk savaşınınmeşruluğuna, gölge düşür-mektedir.

Halk SavaşınınPolitik StratejikHedefi Vardır...

Silahlı mücadeleyi, gerillasavaşını salt askeri eylemlereindirgeyen hareketler, düşma-nın ideolojik, politik, psikolojik,askeri, çok yönlü saldırılarıkarşısında; kitlelerden kopmuş,halkın umudu olmaktan uzak-laşmış, düşmanın planlarınıbozamamış; giderek reformist-leşmiş ve uzlaşmışlardır.

Genel anlamda bu hare-ketler; silahlı mücadeleyi yanlışkavramanın da ötesinde, silahlı mü-cadele anlayışını yitirmiştir. Bu durum‘90’lar sürecinde artık “ülkede vedünya konjonktüründe silahlı mü-cadelenin koşullarının kalmadığı”şeklinde teorize edilmiştir.

Silahlı savaş; politik, ideolojik,ekonomik, demokratik çok yönlü birsavaştır. Devrim her şeyden öncekitlelerin eseridir. Kitleleri kazanmayı,savaşa katmayı, savaştırmayı esasalmayan, buna hizmet etmeyen birstratejinin başarı şansı olamaz.

Başarılı askeri eylemler başlan-gıçta göz kamaştırsa da, sempati top-lasa da; düşmanın çok yönlü ve artansaldırıları karşısında duraksamaya,gerilemeye, yozlaşmaya, uzlaşmayave bitip yok olmaya mahkumdur.

Dünyada ve ülkemizde böylesine

pek çok örnek vardır. Bir dönemingerilla hareketlerinden geriye, bugünbir şey kalmamıştır.

Ülkemizde ‘70’lerin ortalarındansonra THKP-C, THKO, TKP/MLkökenli pek çok siyasi hareket çık-mıştır. Parti-Cephe çizgisi hariç he-men hiçbiri başlangıçtaki durumla-rında değillerdir.

Kürt milliyetçi hareket de THKP-C’den, Mahirler’den etkilenmiştir.Fakat, Kürt hareketi de, silahlı mü-cadeleyi iktidar bakış açısıyla ele al-mamıştır. Kürt hareketinin bu konu-daki pratiğinin, Mahir Çayan’ın yu-karıda çizdiği anlayışla hiçbir ilgisiyoktur. Silahlı mücadeleyi silahlıeylem yapmaya indirgemiştir. Si-lahlı eylem, asıl olarak oligarşiyi,“çözüm ve uzlaşma” masasına

Ulusal kurtuluşçu bir hareket olarak“Bağımsız Kurdistan”hedefiyle ortaya çıkan PKK, 90’lı yıllar-da sosyalist ülkelerdeki karşı-devrimler-le birlikte sırtını yaslayacak yeni güçleraradı. Bu güçler emperyalizm oldu. Oligarşiiçindeki çeşitli güçler oldu.Bayraklarından Orak Çekiç sembollerini çıkarttılar.BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN hedefindenvazgeçip, FEDERASYON tartışılabilirdediler. Daha sonra, OTONOMİ,ÖZERKLİK, BARIŞ, SİYASİ ÇÖZÜM,TÜRKİYELİLEŞME, KONFEDERA-LİZM, EKOLOJİK TOPLUM gibi süreklideğişen düşünceler savunulmuştur. Bugün silahlı eylemlerin bitmesi için 7Haziran öncesi koşullara dönülsün deni-yor. 7 HAZİRAN ÖNCESİNDE NE VARDI?-BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN:YOK-ÖZERKLİK: YOK- FEDERASYON:YOKKısacası “çözüm süreci”ne kadar savu-nulanların hiçbirisi yok. VAR OLAN TEK ŞEY: ANAYASALVATANDAŞLIK VE YEREL YÖNETİM-LERİN YETKİ ALANININ GENİŞLETİL-MESİ

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!24

Page 25: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

oturtmak için kullanılmıştır. Silahlarhalkların kurtuluşu için değil, refor-mizmi gizlemek için gündeme geti-rilmiştir.

Silahlı mücadele, diğer mücadelebiçimleri ile bir bütün içinde ele alın-mamıştır. Kaba askeri bakış açısı veeylemleri her şeyin odağına oturmuştur.

Çokça silahlı eylemine rağmenonca olanak, onca askeri güce sahipolan Kürt hareketinin; oligarşiyi sarsaneylemleri yok denecek kadar azdır.

Uzlaşma ve reformizm eylem an-layışına yansımıştır.

Kürt halkını kendi yanında saf-laştırırken, Türk halkını adeta kar-şısına almıştır. Milliyetçilik eylemanlayışına yansımıştır.

Her şey gerilla ve dağdır adeta.Şehirlerde mücadele, gerilla mücadelesidışında; ekonomik, demokratik mü-cadele diye bir anlayış yok gibidir.

Kürt Milliyetçi HareketinPolitik Hedefi Nedir?

Kürt milliyetçi hareketin 90’lardanberi politik bir hedefi yoktur. Bütünstratejileri oligarşi ile uzlaşmak vedüzen içine yerleşmek üzerinedir.

Şu anda sürmekte olan savaşabakın. Her gün gerilladan da, oli-garşiden de, beşer onar ölüyor in-sanlar... Ne oldu? Dün kolkolaydınız?Dünya yansa gözünüz “çözüm süre-ci”nden başka bir şey görmüyordu?“Ölümler olmuyor” diye adetaAKP’nin her türlü terör politikalarınıgörmezlikten geliyordunuz. AKP,tüm halka savaş açmışken, ortalıkkan gölüne dönmüşken siz “barış”da “barış” diyordunuz...

Ne oldu? Ne için bu ölümler? Düzenle uzlaşmak için... Kürt milliyetçi hareketin savaşı;

haklı zeminini yitirince, “ne olursaolsun barış” deniyor... “En kötübarış savaştan iyidir” deniyor...“Savaşın kazananı, barışın kay-bedeni yoktur” gibi hiçbir sınıfsallığıolmayan, ucube söylemler türetiliyor.

AKP’nin “çözüm süreci”nin ba-şından beri amacı değişmemiştir.Amacı, Kürt hareketinin silahlı mü-cadelesini tasfiye etmek olmuştur.AKP bugün, “çözüm süreci”nin ik-

tidarına hizmet etmediği noktada,tekrar imha amaçlı askeri operas-yonları başlatmıştır.

AKP’nin hedefi nettir; iktidarınıkorumak için, Kürt milliyetçi hareketiaskeri olarak teslim almak istiyor.Yüzlerce halk çocuğu AKP’nin iktidarsavaşı uğruna kurban ediliyor.

Peki Kürt milliyetçi hareketin he-defi nedir? Kürt milliyetçi hareketinhedefi de değişmemiştir. 90’lardanberi silahlı savaşı, düzenle uzlaşmakiçin kullanmaktadır.

Bugün Kürt halkına, düzeneyerleşmek için bedel ödetilmektedir.

Abdullah Öcalan’ın; “silahlı mü-cadele miadını doldurmuştur” de-mesi Kürt milliyetçi hareketin meşruzeminini yitirmesindendir.

Oligarşi ile uzlaşmak için silahlımücadele gerekmez. Onun için oli-garşi “benimle uzlaşmak istiyorsanızkoşulsuz silahları bırakacaksınız”diye dayatıyor.

Miadını dolduran silahlı mücadeledeğil, Kürt milliyetçi hareketin silahlıreformizmidir.

PKK, ilk ateşkes ilan ettiği 1993yılından beri emperyalizm ve işbir-likçi oligarşi ile uzlaşmak için sa-vaşmıştır.

Bugün Suriye’de yaptığı ise; dün-ya halklarının baş düşmanı Ameri-ka’ya, kara gücü olmaktır. YineIŞİD’e karşı denilerek; Ortadoğu’yuSuriye’den, Afrika’ya kadar yenidenşekillendirmek için, Amerika’nın ön-cülüğünde emperyalistler ve işbir-likçileri tarafından oluşturulan koa-lisyon güçleri içinde, Türkiye oli-garşisi ile birlikte yer almaktadır.

Bu nasıl savaş? Birgün oligarşiile kolkola, bir başka gün tonlarcabomba kullanarak eylem yap...

O zaman siz neyin savaşını veri-yorsunuz?

Kürt milliyetçi hareketin yıllardırkullandığı “kirli savaş” kavramı, buzeminde karşılığını bulmaktadır. PKK,oligarşi ile aynı yönetemleri kullan-maktadır. Yapılan bir eylemin kontr-gerillaya mı, PKK’ye mi ait olduğubilinmemektedir. Defalarca kez kontr-gerilla tarafından yapılmıştır denileneylemlerin altından PKK çıkmıştır.

Halk savaşının gücü; kullanılan

bombaların çokluğunda, yapılan ey-lemlerde, düşmana verdirilen askerikayıplarda değildir. O silahlara yönveren ideolojidedir.

Devrimcilerin eylem anlayışlarınettir. Halka zarar veren eylemleryapmazlar. Dost ve düşman kavram-ları nettir. Emperyalizmle, işbirlikçisioligarşiyle asla yan yana gelmezler.

Kürt milliyetçi harekette bunlarınhepsi içiçe geçmiştir.

Sonuç Olarak;1- Gerçek güç silahların çıkar-

dığı seste değil, onları yöneten dü-şüncelerdedir. Düşüncelerin zayıfya da yanlış olduğu yerde, silahlarnihai hedefe varmayı sağlayamaz;rotasını şaşırır, sağa sola vurmayave etkisizleşmeye yol açar. Ulusalve toplumsal mücadeleler tarihibunların çokça örneği ile doludur.

2- Kürt milliyetçi hareket, politikhedefini yitirmiştir. Halk kurtuluşsavaşlarının temel aracı olan silahlımücadeleyi, silahlı eyleme indirge-miştir.

3- Kürt milliyetçi hareket; ilkateşkes ilan ettiği 1993 Newroz’un-dan beri, silahlı mücadeleyi oligarşiile uzlaşmak için tehdit aracı olarakkullanmaktadır.

4- Oligarşinin hedefi; Kürt milli-yetçi hareketin silahlı mücadelesinitasfiye etmek ve Kürt halkının di-renme dinamiklerini yok etmektir.

5- Politik hedefinden sapan Kürthareketinin silahlı mücadelesi; bu-gün uzlaşmanın önünde engele dö-nüşmüştür.

6- Kürt milliyetçi hareket ne kadargüçlü askeri eylemler yaparsa yapsın,oligarşiye ne kadar büyük askeri ka-yıplar verdirirse verdirsin, milliyetçibakış açısıyla, politik hedefindenyoksun savaş; halklar arasındaki düş-manlığı büyütecek ve nihayetindeoligarşiyle uzlaşmaktan başka yolbulamayacaktır.

7- Bu sonucu yaratan Kürt mil-liyetçi hareketin ideolojik çizgisidir.

8- Çözüm; emperyalizmle uzlaş-mak değil; emperyalizme, işbirlikçioligarşiye karşı ML ideolojinin ön-derliğinde Kürt, Türk tüm halklarınbirlikte mücadelesidir.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

225OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 26: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Cizre'de yaşanankatliam ve saldırılarınortaya çıkardığı bir ger-çeği burada bir kez dahaele almak gerekir: Mil-liyetçilik halkları kur-tuluşa götürmez. Kürtve Türk halklarının ka-deri bir ve aynı düşma-na karşı ortak örgüt-lenme ve savaştan geç-mektedir.

Cizre'de yaşanan ab-lukanın ve ardından ya-şanan katliamın ardın-dan HDP’liler de bölgeye hareketederek halkı sahipleneceklerini söy-lemişlerdi. Ancak burada ortaya çıkangerçek milliyetçi bakış açısıyla vedüzenle uzlaşarak sorunları çözmeyeçalışanlar asla halkı sahiplenemezlerve bir halkın kurtuluşuna ön ayakolamazlar.

Cizre'de Neler Yaşandı? 4 Eylül 2015 günü devletin Ciz-

re'de sokağa çıkma yasağı ilan et-mesinin ardından, ilçede baskınlarve saldırılar da başladı. Halkı evlerinekapatmaya çalışan devlet güçleri il-çedeki sokağa çıkma yasağını kal-dırdığında geride 23 sivili katletmişolarak bıraktılar. Bunların çoğu daçocuktur. 70 yaşında insanların dabulunduğu katledilen Cizre halkı,günlerce süren abluka ve saldırılarnedeniyle cenazelerini gömemedilerve bu süre içinde evlerinde buz içinde

veya derin dondurucularda bekletmekzorunda kaldılar... Halk, ekmek ihti-yacı dahil hiçbir ihtiyacını karşıla-yamadı ve devletin katliamına karşıdirenerek kendini korumaya çalıştı.

4 Eylül'de saldırıların başlamasıylabirlikte direnişe geçen ve saldırılaraboyun eğmeyen Cizre halkının ya-nında olmak amacıyla; HDP'li ba-kanlar, milletvekilleri ve Eş GenelBaşkanları, beş gün sonra 9 Eylülgünü, Cizre'ye gitmek için yola çık-tılar. Ancak ilçeye girişleri engellendi.Yürüyerek yollarına devam edecek-lerini açıkladılar fakat önleri kesilinceİdil ilçesine dönerek, yeni bir değer-lendirme yapacaklarını açıkladı.

Bu arada Leyla Zana ölüm oru-cuna başlayacağını açıklamıştır.

Daha sonrasında ise HDP'lilerinoturma eylemi gündeme geldi ve enson devletin sokağa çıkma yasağınınkaldırılmasıyla birlikte Cizre'ye gi-

rerek halka “barış” me-sajlarını açıkladılar.

KürtMilliyetçiliğinin Olaya veGelişmelere Yaklaşımı

Sürekli belirtiyoruz;miliyetçilik halkları böler,parçalar ve son tahlildeise düzene, emperyalizmeyedekler. Bunun dışındabir çözümü, çıkışı yoktur.

Cizre'de yaşananlar bunu bir kezdaha gözler önüne sermiştir. Kürtmilliyetçi hareket Kürdistan'daAKP'nin başlattığı katliamlar karşı-sında uzlaşmacı, düzene yedeklenmetavırlarının sonucu olarak soyut “ba-rış” söyleminin ötesine geçen bir po-litika üretememiştir.

Kürdistan'da genel olarak yaşanankatliam saldırıları karşısında, sürekliitidal ve silahların bırakılması, “ba-rış” çağrıları yapan HDP, Cizre'dehalka karşı katliam saldırısının baş-ladığı 4 Eylül gününden beş günsonra harekete geçerek, bölgeye git-miş ve ilçeye girmek istediklerinibelirtmişlerdir. Hem de bakanlarıyla,milletvekilleriyle birlikte gitmişlerdirbölgeye. Ancak değil ilçeye girmek,ilçe sınırlarına dahi sokulmamışlardır.İçişleri Bakanı klasik yalan ve de-magojilerine sarılarak “güvenlik” ge-rekçesini öne sürerek engellemiştir.

KÜRT, TÜRK TÜM HALKLARIMIZIN KÜRT, TÜRK TÜM HALKLARIMIZIN KURTULUŞU, ORTAK ÖRGÜTLENME VE KURTULUŞU, ORTAK ÖRGÜTLENME VE

SAVAŞMAKTAN GEÇİYOR!..SAVAŞMAKTAN GEÇİYOR!..

HALKIMIZ!CİZRE’DE KÜRT HALKINI KATLEDEN, HER YERDE KANLI PROVOKASYONLARI TEZGAHLAYAN

AKP FAŞİZMİDİR! BU KANLI OYUNA ALET OLMAYIN, PROVOKASYONA GELMEYİN! TÜRK VE KÜRT HALKLARININ ORTAK DÜŞMANI, EMPERYALİZM VE AKP FAŞİZMİDİR!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!26

Page 27: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Hükümete bakan olan ve bakanlıksayesinde seçim güvenliğini sağla-yacaklarını iddia eden HDP'nin bakanıise tam bir acizlik içindedir. Şunusöylüyor bakanlardan Müslüm Doğan:

"Şırnak Valisi, telefonlarımızaçıkmadı. Devletin bakanı oraya gi-diyorsa, Şırnak Valisi karşılayacakbakanları. Biz devletin bakanlarıyız.Bir vali; bizim, vekillerin girişininasıl engelleyebilir? Valinin istifaettirilmesi veya görevden alınmasıgerekiyor."

Bakan, devlet işleyişi bekliyor.Ama öte yandan bakanı olduğu dev-let, ilçede halkı katlediyor. Hemde valisi değil tüm devlet olarakbunu üstlenerek yapıyorlar. Ama ba-kan, valiyle sınırlıyor meseleyi. Buyaklaşımın kendisi bile başlı başınaeleştiri konusu olabilir elbet, amaasıl olan, böyle bir hükümette bakanolmak ve bakan olarak kalma tavrınısürdürmektir, bunu hala daha kendi-lerine yakıştırabiliyor olmalarıdır.

Öte yandan ise Kürt milliyetçiliği,halkı sahiplenme konusunda da ba-siretsizdir, icazetçidir. Cizre için ilçeönlerine kadar yürünmekte, ilçeyegirileceği açıklamasıyla hareket edil-mektedir. Ancak önleri kesildiktensonraki tavırları aynı kararlılıkla de-vam etmemektedir. Milletvekili LeylaZana “ölüm orucu yapacağını”açıklayarak sert bir çıkış yapmaktaancak bunların hiçbirinin devamıgelmemektedir.

Milliyetçi, uzlaşmacı bakış açısıöylesine körleştirmiştir ki, bakanlarınaçıklamasında da ortaya çıktığı gibikatliamcı devletten hala beklenti içinegirebilmektedirler. Öte yandan isehalka güvenmemekte, Kürt halkınınbütün olarak direnişe geçmesi çağrı-sında bulunamamaktadırlar. Çünkübir kez daha 6-7 Ekim'deki suçlamaylakarşılaşacakları korkusunu yaşamak-tadırlar. Halkın direnişinin ve savaşınınmeşruluğunu taşımamaktadırlar. Bunedenle Cizre'ye girdiklerinde ve son-rasında yaptıkları tüm açıklamalardahalkın direnişi yerine; itidal, barışve her şeyi milletvekillerine bırak-maları çağrısını yapmışlardır. Şöylediyor Selahattin DemirtaşCizre son-rasında gittiği Varto'da:

“...Maalesef 24 Temmuz’dan buyana operasyonlar devam ediyor.Biz savaştan, çatışmadan taraf değiliz.Arkadaşlarla birlikte barış için yol-lardayız. AKP 400 vekil için bütünülkeyi yakıp yıkabilir. Çılgın olabi-lirler, çıldırmış olabilirler. Silahtanve savaştan başka gözleri hiçbir şeygörmeyebilir. Ama biz Kürt gençlerineasla savaşı, şiddeti önermiyoruz. Si-laha gerek yok. Seçtiğiniz vekillerolarak en önde biz varız.”

En önde olan vekiller halk katle-dilirken ilçeye girememekte, bakanolarak hükümette yer almalarına rağ-men, sıradan bir vatandaştan öte birtavır sergileyememektedirler. Amabuna rağmen kendilerine kurşun sı-kanlar karşısında, halkın da bir şeyyapmasını istememektedirler.

Bu anlayışın yarattığı sonuç; dev-letin Kürt halkını parça parça, adımadım ezmesidir.

Cizre halkı, on yıllardır direnenve ulusal talepleri için canını ver-mekten bir an bile geri durmayanbir halktır. 1993 Newroz'unda PKKayaklanma çağrısı yaptığında ilkuyan yerlerden birisidir. Ancak Kürtmilliyetçiliği o zaman yaptığı çağrıyıinkar etmiş ve halkı devletle başbaşabırakmış, Cizre o zaman da katliamyaşamıştır. Ancak buna rağmen de ogünden bu yana boyun eğmemiştir.Son saldırılara da boyun eğmemiştir.

Devletin saldırılarındaki amaç dahalkın boyun eğmez tavrını kırabil-mektir. Kürt milliyetçiliği ise, bu bo-yun eğmezliği destekleyip güçlen-dirmek yerine “siz bize bırakın”tavrı sergileyerek, aslında halkın di-renişini kırma tavrı içine girmektedir.

Milliyetçilik halkları böler diyoruz.İşte Kürt halkını dahi kendi içindebölen, parçalayan bir politika izle-yebilmektedir. Direnen bir bölge ken-di direnişiyle bir anlamda başbaşakalabilmekte, diğer bölgelerin aynıkararlılıkla direnişi engellenmektedir.Kürt halkının soyut “barış” beklen-tileri içine sokularak oyalanması,halkın direncini kırmaya çalışan oli-garşiye, devlete güç veren bir tavırdır.Bu tavırdan çıkılmadığı sürece, di-renen Kürt halkı, yeni katliamlar ya-şamaya devam edecektir. Kürt hal-

kının daha fazla direniş ve savaştanbaşka bir kurtuluş yolu yoktur. Ancakbu milliyetçi politikalarla değil, Türkhalkıyla birlikte, emperyalizme veoligarşiye karşı yürütülen bir savaşbiçiminde olursa başarıya ve kurtuluşaulaşılır.

Oligarşi Türk Halkını Şoven Politikalarla Kışkırtmaktadır!

AKP Kürdistan'da ve özellikle deson olarak Cizre'de halka karşı savaşilan edip, katliamlara girişirken Türkhalkını da şoven politikaları, etrafındakendine yedeklemek için asker, poliscenazelerini kullanmaya çalışmıştır.

Kürdistan'dan gelen cenazelerikullanarak hamaset nutukları çekendevlet yetkililerinin çağrısıylaAKP'nin beslemeleri de harekete ge-çerek halkı sokaklara çıkmaya, Kürthalkına ve HDP binalarına saldırılarıbaşlatmışlardır. Bu saldırılarda yüz-lerce HDP binası tahrip edilmiş, on-larca insan saldırılarda yaralanmıştır.AKP'nin eli silahlı, sopalı itleri sal-dırıların başını çekmişlerdir.

Kandırdıkları, yanlarına topladık-ları bir kısım halkı da peşine takarak,halklar arasında düşmanlık tohumlarıekmeye, halkları bölüp parçalamayaçalışmaktadırlar.

AKP öyle bir teşhir olmuş ve öy-lesine derin bir kriz içindedir ki, ölenasker ve polislerin cenazelerinde dahiprotesto edilmekte, asker-polis aileleritarafından lanetlenmektedir. Ve AKPbu gerçekleri gizleyebilmek için desaldırmaktadır.

Yaşanan gerçekler çok açıktır;AKP kendi iktidarını kuramayınca,istediği gibi bir yönetim oluştura-mayınca, Kürt halkına karşı azgıncabir saldırıya geçmiştir. AKP bu sal-dırıda Türk halkını da kendi yanınaçekmek için, “vatan, millet” edebi-yatına soyunmaktadır. Hayatları ya-landır onların. Onlar için vatan parakasalarıdır. Onlar için millet; kendi-lerine kölelik yapan ve onların ka-salarını doldurmak için çalışan kö-lelerdir. Onların katliam emirleriniyerine getirenlerdir.

AKP, Kürt halkına karşı saldırılarıkışkırtmak için kendi itlerini sokaklara

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

227OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 28: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

salıyor. Bu kışkırtmalara gelmeyelim,AKP'nin itlerinin peşine takılmayalımve onları sokaklarda yalnız bırakalım.Katliamın gerçek sorumlusu olan,askerlerin ölmesinden de gerçektesorumlu olan AKP'den, bu düzendenbaşkası değildir. Bugün, bu gerçek;halk tarafından daha açık olarak gö-rülmektedir. AKP'nin kışkırtmalarıbu gerçeklerin üstünü örtmek içindir.

Türk Halkımıza Çağrımızdır!

Evet, silahlanalım ve savaşalım.Ancak Kürt halkına karşı değil. Dünekadar “Kürt sorunu çözülecek, halk-lar kardeştir” diye bağıranlar, bugünKürt halkının kanını dökmek içinçırpınıyorlarsa ve askeri, polisi Kürthalkını katletmek için gönderiyorlarsa,sorulacak hesap, Kürt halkından ola-maz. Sorulacak hesap bu saldırılarıbaşlatan ve yönetenlerden olmalıdır.

Bir halk, üzerine yollanan ve kat-liam yapan bir gücü istemez. Kendiyurdunu işgal eden, ezen bir gücühiçbir halk istemez ve bu güce karşısavaşır. Bu yanıyla Kürdistan'da Kürthalkının direnişi ve savaşı, haklı vemeşru bir savaştır.

Ancak savaş, esas olarak ege-menlerle, halk arasında yürümektedir.Egemenler, yani Sabancılar, Koçlar,Ülkerler, Çalıklar ve tüm tekeller ileemperyalistler, halkları daha fazlasömürmek için saldırıyorlar. Kürdis-tan'da Kürt halkının ucuz işgücündenfaydalanmak ve Kürdistan'daki yeraltıve yerüstü zenginlikleri sömürmekiçin ağızlarının suyu akmaktadır.Bunu defalarca dile getirmişlerdir.Aynı şeyi Türkiye'nin tüm bölgele-rinde de yapmaktadırlar. Dereleri-mizin üzerine yapılan barajlar yü-zünden, sellerde boğulan Hopa halkıda, aynı güçlerin politikalarının so-nucu olarak ölmektedir.

Türk ve diğer halkların yaşadık-larının gerçek sorumlusu; AKP veonların düzenidir. Düne kadar AKPsadece Kürt halkına saldırmıyordu.Derelerini korumaya çalışan halkada, işsiz kalmamak için fabrikalarınınsatışını engellemeye çalışan işçilerede, ücretlerine zam isteyen işçi-me-mura da saldırıyordu. Eğitim hakkı

için direnen öğrenciye de saldırıyordu.Ki hala da saldırıyor.

İşte bu nedenle söylüyoruzAKP’nin peşinden gitmeyin diye.Çünkü Türk halkının savaşı, Kürthalkına karşı değildir. AKP halklarıbirbirine karşı kışkırtarak bölüp par-çalamaya çalışırken, esas olarakkendi sömürü düzenini devam et-tirmek istiyor.

Türk Halkımız; Senin savaşın; seni ezen, sömüren,

aç-yoksul bırakan bu düzene, iktidarakarşı olmalıdır. Bu iktidar bugünAKP'dir, yarın onun gibi yine zen-ginlerin, patronların çıkarını kollayanbaşka bir iktidar olacaktır. Hepsi desana düşmandır, senin ekmeğine aşınagöz koyandır.

Bu nedenle senin düşmanın budüzendir. Bu düzen, seni aç ve yoksulbırakıyor. Bu düzen, seni deprem-lerde, sellerde, maden göçüklerindekatlediyor. Bu düzendir sana bir gözkonduyu bile çok görüp evni başınayıkan, seni karda kışta açıkta, çıplakbırakan.

Bu nedenle AKP senin gerçekdüşmanını gizlemek için seni kış-kırtıyorlar. Kürt halkına karşı seniyürütür ve Kürt halkına seni düşmankılarken gerçekte yaşadıklarını unut-turmak istiyorlar.

Ölen asker ve polis ailelerinin birkısmı da bu gerçeği tüm çıplaklığıylagördükleri için isyan ediyorlar. ÇünküKürdistan'da ölen asker ve polisleringerçek sorumlusu AKP ve onun dü-zenidir.

Sonuç olarak; 1- Cizre'de devletin yaptığı katliam

saldırısı, Cizre halkını hizaya çekmeve sindirme saldırısıdır.

2- Kürt milliyetçilerinin buradakitavrı, milliyetçiliğin halkı sadecemilliyetlerine göre değil, kendi içindedahi bölebildiğinin göstergesi olmuş-tur. Kürt milliyetçileri düzen içi ica-zetçi yaklaşımlarıyla hem basiretsizkalmışlar, hem de Kürt halkının di-renişini güçlendirmek yerine, zayıf-latan bir tavır içine girmişlerdir. Di-renen halka direnmenize gerek yok,“işi bize bırakın” tavrı sergilemiş-

lerdir. Oysa kendilerinin de yaptığıbir şey yoktur.

3- Türk halkı, AKP'nin itleri ta-rafından, şoven politikalarla kışkır-tılmaya çalışılmaktadır. Yaşanan kış-kırtmaların sonucu, birçok yerde Kürthalkına ve HDP'ye yönelik saldırılarda gerçekleştirilmiştir.

4- Türk halkının gerçek düşmanıKürt halkı değildir, olamaz. Bir halkınkendi yurdunu korumak için diren-mesinden daha meşru bir hak yoktur.Türk halkı, başka halkların bu yönlüdirenişini engellememeli, ona güçvermelidir.

5- Türk halkı, kendi yaşadığı yok-sulluğun, açlığın ve tüm sorunlarıngerçek sorumlusunun unutturulmasınaizin vermemelidir. Sellerde, deprem-lerde ölürken, işsiz bırakılırken, ma-den göçüklerine gömülürken, ken-disine yaşatılanları Kürt halkı yap-mamıştır. Bu düzen yaşatmıştır tümbu sorunları.

AKP kendi kasalarını doldururkenhalka daha fazla açlık ve yoksulluğureva görmüştür. Halkın gözü önündehırsızlıklarının, yolsuzluklarının üze-rini örtmeye çalışmıştır.

Şimdi tüm bunları unutturabilmekiçin, Türk halkını, Kürt halkına karşıkıştkırtmak istemektedir.

6- Türk halkının savaşı Kürt hal-kına karşı değildir. Evet, Kürdüyle,Türküyle, tüm halklar olarak sava-şalım. Ancak bu savaşımızı birbiri-mize karşı değil, bizi ezen, sömürendüzene karşı yapalım.

7- AKP'nin “vatan, millet” ede-biyatına kanmayalım. AKP'ye karşıKürt halkı ile birlikte mücadele edelimve egemenlerin saraylarını başlarınayıkalım. O saraylar, Kürt halkınıntepesine bomba yağdırtan, Hopa gibiyerlerde, halkın selde boğulmasınınnedeni olan, derelere barajları kur-durtan yerlerdir. O saraylar halkı aç-lıkla terbiye ederken, kendi kasalarınıdolduranlarındır. O saraylar, maden-lerde işçiler göçük altında can verir-ken, işçileri tekmeleyenlerin yeridir.

Zulmün saraylarına yönelmelidirtüm öfkemiz. Ve bu sarayları Kürt,Türk tüm halklar olarak ortak mü-cadelemizle ve savaşımızla yıkalım...

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!228

Page 29: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Sistematik ve Doğru Düşünce Tarzımız Devrim ve İktidar İddiamızın da Temelidir!

BÖLÜM-4Koşullarımız neler? Sorunlarımız neler? İhtiyaçlarımız neler? Ne yapmalıyız? Bir faaliyete başlarken, bir işi ör-

gütlerken soracağımız ve cevapla-yacağımız en temel sorulardır bunlar. İktidara giden düşünce tarzı böyle

şekillenmelidir. Bir haberi, bir gelişmeyi, hayata

geçirdiğimiz bir eylemi, faaliyeti de-ğerlendirirken, doğru analiz ve çö-zümleme yapmak için üç temel öl-çümüz olmalıdır;

Bir, düşman açısından sonuçları. İki, reformizm, oportünizm ve

Kürt milliyetçileri açısından sonuçları. Üç, devrimciler açısından sonuç-

ları ne olacak diye düşünmeliyiz. Bu düşünüş tarzı bizi, yaptığımız

faaliyetleri; basit, günlük, sıradan“işler” olarak görmekten çıkaracaktır.

Bu düşünüş tarzı bizi, ge-lişmelerin seyircisi olmaktançıkaracaktır.

Soru sormamızı, cevap bul-mamızı, bunun üzerinden po-litika üretmemizi sağlayacaktır.

Bu iki düşünce tarzı siste-matik olarak beyinlerimizdeşekillenmelidir.

... Örneğin, memurlarda ör-

gütlenmek... Koşullarımız nelerdir? Eli-

mizde kimler var? Bu insan-ların niteliği ve siyasi düzeyinedir? Hangi araçlara ve ku-rumlara sahibiz? Geçmişte neyapılmış? Düşmanın yarattığıtahribat ne kadardır?

Sorunlarımız neler? Örne-ğin korku yaygın olabilir. Eği-

tim ihtiyacı vardır. Kadro ihtiyacımızvardır vb.

Ne yapacağız? Korkuyu aşmakiçin kitleselliği, kitleselliği yaratmakiçin de meclisleri hayata geçireceğiz.

Meclisler için de öncelikle yaygınbir kitle ilişki ağı yaratacağız.

Kadro yetiştirmek için ne yapa-cağız?

Nasıl bir eğitim yapacağız? Eğitimprogramımız nasıl olacak. Eğitimdeneyi öne çıkaracağız?

Tespit eden değil, koşullara teslimolan değil; NEDEN diye soran, NA-SIL diye cevap bulan olmalıyız.

Her konuda böyle düşünmeliyiz. ...Örneğin bir dergiyi, bir yazıyı,

bir kitabı nasıl okuyoruz? Bir filminasıl izliyoruz? Bir haberi nasıl takipediyoruz? Daha doğrusu nasıl de-ğerlendiriyoruz, kendimize doğru so-nuçlar çıkartıyor muyuz?

Yoksa sadece okuyup, izleyip“çok güzel bir kitaptı”, “çok güzelbir filmdi” mi diyoruz?

Değerlendirme ölçütlerimiz nelerolmalıdır?

Bir, yazı, film ne anlatıyor? İki, benim pratiğimde nasıl? Üç, bu sonuçlar üzerinden ben

neler yapmalıyım? ... Örneğin son 1 Mayıs eylemi, 30.

Yıl konserlerimiz, adalet kampan-yamız...

Bu pratikleri nasıl örgütlediğimiz,bunlara nasıl hazırlandığımız, nasılele aldığımız önemlidir.

Oligarşinin politikası nedir? Oportünizm, reformizm ne ya-

pacak?Biz ne yapacağız, politikamız ne

olmalı? Sorun şu değildir, “düşman sal-

dıracak, biz de direneceğiz, faaliye-timizi gerçekleştireceğiz.” El-bette böyle, ancak üzerindedurduğumuz şey bu değildir.Bunu nasıl gerçekleştireceği-miz, gerçekleştirdiğimizdir.

Oligarşi ve onun kurmay-ları şu basitlikte bakmıyorlar“gelecekler, izin vermeyeceğizve saldırıp dağıtacağız”.

Oligarşi politika üretirkenher ayrıntıyı hesaplıyor, plan-lıyor, kendi güçlerini konum-landırıyor, gerek psikolojik, ge-rek politik, gerek teknik heraçıdan hazırlıyor. Seminerlerveriyor, toplantılar düzenliyor.Medyayı harekete geçiriyor.Başka şehirlerden güçlerini ge-tirip yığıyor. Taktikler belirliyor.Günler öncesinden yapıyorbunu. Ne yaparsam ne sonuç

Bütün Sorunların Çözümü İktidar Sorunuyla İlgilidir! İktidarı Hedeflemeyen Hiçbir Politikanın Başarı Şansı Yoktur!

Günlük her pratik faaliyetin anlamıne için savaştığımızdadır. Pratik her faa-liyetle, ne için savaştığımız arasında bağkuramazsak, o faaliyet, o pratik amacınahizmet etmeyecektir.

İktidar iddiasıyla bir eylemi örgütle-mek,

İktidar iddiasıyla katliam mahkeme-lerini takip etmek,

İktidar iddiasıyla kendini örgütlemek, İktidar iddiasıyla kitap okumak, İktidar iddiasıyla güncel politika üret-

mek, İktidar iddiasıyla dayanışma örgütle-

mek, İktidar iddiasıyla temel politikalarımızı;

meclisleri-komiteleri hayata geçirmek...

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

29OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 30: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

alırım diyor. Geçmiş örneklerini gözdengeçiriyor. Sadece kendi güçlerine bak-mıyor; devrimcilerin, halkın, oportü-nist-reformist solun gücünü, neler ya-pabileceğini, moral durumunu, politi-kalarını da hesaplıyor.

Kısacası kurmayca düşünüp ha-reket ediyor. Böyle yapmazsa yöne-temez.

Her Cepheli, özellikle Cephe’ninher yöneticisi ve kadrosu bu genişliktebakmalıdır. Hazırlanmalı ve hazır-lamalıdır.

1 Mayıs’ın politik önemi; Tak-sim’e çıkma kararlılığının gösteril-mesi, faşizmin yasaklarının, iradesinintanınmaması, meşruluk bilinciyle ça-tışılmasıdır. Çalışmamız bu bilinçüzerinden yürütülmelidir. Kendimizide, kitleleri de buna göre hazırlama-lıyız. Kitleleri çatışma alanına taşıyanbir pratiğin ortaya konulmasıdır sorun.

30. Yıl konserleri de, adalet kam-panyamız da bu düşünce tarzıyla elealınmalıdır.

Günlük Her Pratik Faaliyet; DoğrudanDevrime, İktidarSavaşımıza Hizmet Eder! İktidar perspektifinin günlük an-

lamdaki en somut, en açık karşılığı;neyi, niçin, nasıl yapacağımızı bil-mektir. Attığımız her adımın başındane yapıyoruz, niçin yapıyoruz, hangisonucu alacağız sorusunu sormak ve

atılan her adımın sonrasında hangisonucu aldık, bundan sonraki adı-mımız ne olacak sorularını cevap-lamaktır.

Günlük her pratik faaliyetin an-lamı ne için savaştığımızdadır. Pratikher faaliyetle ne için savaştığımızarasında bağ kuramazsak o faaliyet,o pratik amacına hizmet etmeye-cektir. İktidar iddiasıyla bir eylemi ör-

gütlemek, İktidar iddiasıyla katliam mah-

kemelerini takip etmek, İktidar iddiasıyla kendini örgüt-

lemek, İktidar iddiasıyla kitap okumak, İktidar iddiasıyla güncel politika

üretmek, İktidar iddiasıyla dayanışma ör-

gütlemek, İktidar iddiasıyla temel politika-

larımızı; meclisleri-komiteleri hayatageçirmek...

Kısacası her işimizde iktidar id-diasıyla düşünmeliyiz.

Oligarşi, halk meclislerini kendiiktidarı için tehdit olarak görüyor.Bunun için halk meclislerine saldı-rıyor. Gözaltı ve tutuklamalar yapıyor.Oligarşinin halk meclislerini nasıltehdit olarak gördüğü, nasıl korkuduyduğu savcılık iddianamesinde,dava dosyalarında da geçmektedir.

Oligarşi kendi iktidarı için tehditigörürken biz halk meclislerinde halkıniktidarını ne kadar görebiliyoruz?

Oligarşi bunu gördüğü için sal-dırıyor, buna göre politika geliştiriyor,kafa yoruyor...

Biz de gördüğümüz oranda halkmeclislerini güce, alternatife dönüş-türeceğiz. Göremezsek günlük, sıra-dan bir çalışmanın ötesine geçemeyiz.

İktidar İddiası Yanlışta Israr Etmemeyi, Kendini Geliştirmeyi Esas Alır!

Devrimin iki düşmanı vardır: Bir; iç düşman, İki; dış düşman. Dış düşman, emperyalizm ve oli-

garşidir. İç düşman, bize burjuvaziden ka-

lan ve mücadelemizi zayıflatan herşeydir.

Dayı, “‘zaaf ve eksik’ diye ad-landırdığımız bu düşmana karşı mü-cadeleyi günlük yaşamımızın sorgu-lanmasına kadar indirgeyip, her günüzerinde durmak zorundayız.” (BirDevrimci Dursun Karataş, cilt 2,sayfa 391) der. Ve dış düşman gibiiç düşmana karşı da cepheden sa-vaşmak gerektiğini söyler. İktidar iddiasına sahip bir örgüt-

lenme, küçük-burjuva gururun işleyişihantallaştırmasına, gevşetmesine izinveremez. Küçük burjuva gururunukırmış, yenmiş bir devrimci; dene-timden, disiplinden, işlerimizi dahaiyi yapmamızın gereği olan hiçbiruygulamadan rahatsız olmaz.

Hep dediğimiz gibi örgüt her şey-den önce insandır. Biz gelişmeyi,ilerlemeyi istediğimiz ve başardığımızoranda örgütümüz gelişip ilerlemişolacaktır.

Parti, her insanını değiştirmek is-ter, politikleştirmek ister.

Peki biz ne kadar istiyoruz? Enerjimizi en çok harcadığımız şey

eksik ve zaaflarımızdır. Ayak direme-miz, zaaflarımızda ısrar etmek, eğitimeaçık olmamak, statüko ve alışkanlık-larımız bu durumu daha da büyütür.

Hatalarla, yanlışlarla yüzleştiği-mizde çoğu kez ya çok rahat “yapa-madık”, “bilmiyorum”, “düşünme-dim”, “programsızlığım” deriz ya dagözü yaşlı çocuklar gibi oturup mız-mızlanırız, ah vah ederiz, arabeskle-şiriz, çaresizleşiriz.

Kim olduğumuzu unutmayacağız.Bir devrimci, bir Cepheli gibi karşı-mıza çıkan sorunu çözmeliyiz. Buyanıyla kendimizi değiştirme, dev-rimcileştirme iddiamıza sahip çık-malıyız. Bu iddiamız, devrim iddia-mızdır aynı zamanda.

Geri duygularımız varsa, bunuileri olanıyla değiştirebilmeliyiz.

Bencillikten çıkmalıyız. Sahiplenme duygusunu büyütme-

liyiz. Duyguları belirleyen düşüncedir,koşullardır. O halde koşullarımızı de-ğiştirmeliyiz. Nasıl? Biraz kafa yo-rulmalıdır, emek verilmelidir. Armutpiş ağzıma düş olamaz... EMEK VECÜRET... Bunlar unutulmamalıdır.

Devrimin iki düşmanı vardır: Bir; iç düşman, İki; dış düşman. Dış düşman, emperyalizm ve

oligarşidir. İç düşman, bize burjuvaziden

kalan ve mücadelemizi zayıflatanher şeydir.

Dayı, “‘zaaf ve eksik’ diye ad-landırdığımız, bu düşmana karşımücadeleyi; günlük yaşamımızınsorgulanmasına kadar indirgeyip,her gün üzerinde durmak zorun-dayız.” (Bir Devrimci Dursun Karataş,cilt2, sayfa 391) der. Ve dış düşmangibi iç düşmana karşı da, cephe-den savaşmak gerektiğini söyler.

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!30

Page 31: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Önderimiz Dursun Karataş’ın Parmağıyla İşaret Ettiği Devrimdir, İktidardır!

Sınıflar mücadelesinde sayısız olgu, omücadele arenasında yer alan güçleri, sağa-sola savurup durur.

Dayı'nın önderliğindeki devrimci hareketi,sapmalardan koruyan en önemli unsurlardanbiri de kuşku yok ki, onun politik, stratejikanlamdaki netliğidir.

Politik anlamda netlik ise, iktidar iddiasıdır. Bu yüzden hep uyarıyordu Dayı: "Burjuvazinin yasaları, kendi iktidarını ko-

rumak için yapılmıştır. Bu gerçek unutuldu-ğunda, burjuva yasalarına teslimiyet de başlar."

“... Ufkumuz genişlemelidir. Devrim id-diamızı daha da güçlendirmeliyiz. Küçük bur-juva aydının, yılgınların kötümserlikleri; halka,devrime olan inançsızlıkları bize göre düşün-celer ve davranış biçimleri olmamalıdır.”

*** “... Devrimde iddialı bir parti ve onun

kadroları bu büyük iddianın sonucu olarakönüne çıkacak her türlü engeli aşacak, düş-manın tüm manevralarını, darbelerini boşaçıkartacak güvende, coşkuda ve inançta ol-malıdır. Bu yüksek değerlere sahip olundu-ğunda, olmazlarla dolu, adeta devrim iddiasınıyitirmiş, miskinliğin, tembelliğin boy verdiğive birbirlerini etkileyerek hemen her şeyinolmazlarla, gerekçelerle noktalandığı iddia-sızlık atmosferi, yerini büyük bir coşkuyave yükselişe bırakacaktır...”

*** “Burjuvazinin devlet mekanizmasını par-

çalayıp devrimci iktidarı düşünmeyenler,burjuva partileri ve yeni hükümetlere daya-narak politikalar geliştirmekte; seçimleri,burjuva parlamentosunu ve emperyalist de-mokrasiyi devrimci ve sosyalist mücadeleolarak göstererek burjuvazinin saldırılarınayeşil ışık yakmaktadırlar.”

Eleştiriye açık olmak, özeleş-tirel olmak. Gelişmenin, ilerle-menin esası buradadır.

Bunları yapmazsak ne olur?Kirleniriz. Duygular, düşünceler,bakış, duruş, emek... Her şeyimizkirlenir. Öyle bir kirleniriz kihiçbir şey temizleyemez olur. Bunedenle her sorunda önce kendi-mize dönmeliyiz.

Savaşımızı halklaştırmak veiktidarı almak, bulunduğumuz heryerde yaşamı devrimcileştirmekleolacaktır. Bunun için önce kendidevrimciliğimizi güçlendirmeliyiz.

İktidar İddiası Statükoyu, Sınırları,İcazeti Kabul Etmez! Olmazlara, YoklaraTeslim Olmaz!

Devrim iddiasıyla yola çıkanlaroligarşinin sınırlarına hapsolmaz.

“Oligarşiye geri adım attıra-mayız” tarzındaki bir yaklaşım,iktidar iddiasından, kendine gü-venden, meşruluktan uzak bir po-litikanın tezahürüdür ki, böyle birpolitika, alternatif bir güç oluştu-ramaz. Bu anlayış reformist, opor-tünist bir anlayıştır.

Düşman her zaman bizi birbiçime, sınırlara hapsetmek ister.Saldırılarına bu temelde yön verir.Bu onun iktidar bilincidir. İkti-darını korumak için yapar. Alter-natif bir gücün, düşüncenin var-lığını engellemeye, yok etmeyeçalışır.

Buna karşılık devrim iddiasınınsürdürülmesi, devrimci örgütlülü-ğün ve devrimci düşüncelerin meş-ruluğunun savunulması ile olur.

Eylem biçimlerindeki yaratı-cılık ve cüret, devrim iddiasınındoğrudan bir sonucudur.

Adalet kampanyamızı düşü-nelim. Düşman neredeyse hemenher gün mahallede açtığımız çadırasaldırmaktadır. Bir anlamda bizisavunmada tutarak, bu mevziyehapsetmeye çalışıyor.

Biz ne yapmalıyız? Düşmanın saldırısına karşılık

vermemiz, direnmemiz tek başına

yeterli midir? Hayır yeterli olma-malıdır. Biz bu saldırıya karşılıkçadırımızı militanca savunurkenbunu başka mahallelerde yaygın-laştırarak, yeni çadırlar açarak ce-vap vermeliyiz.

Adalet kampanyası, politik açı-dan güçlü bir kampanyadır. Düzenisorgulayan, sorgulatan, halkı adaletaramaya yani mücadeleye çağıran,örgütleyen bir kampanyadır. Re-formizmin, oligarşinin seçim oyu-nuna alet olarak halkı bu oyunaçekmeye çalışmasına karşılık, hal-kı düzen dışına çeken bir kam-panyadır.

AKP’nin polisinin kampanyatemelindeki çadıra saldırması dabu politik içeriğinden kaynaklıdır.

Bunun için kampanyayı halkamal etmek, saldırılara yeni çadırlarkurarak cevap vermek önemlidir.

Militanlık, meşruluk, iddia sa-dece düşmanın saldırısına diren-mekle ifadesini bulmayacaktır. Bu-nun yanında kampanyayı yaygın-laştırmaktır esas olan. Kitlelerlebuluşturmaktır, onları bu kampan-yaya katmaktır.

Böylesine bir politik içeriğesahip kampanyayı yaygınlaştırmakiçin, kampanyanın havasını ya-ratmak için, yapılması gerekenkitle faaliyetleri için, afiş için, elilanları için, pankartlar için “parayok”, “insan yok”, “olanak yok”diyebilir miyiz?

Diyelim ki durum bu. Pekibunları var etmek için ne yapma-lıyız? Ne yapıyoruz? Sorun budur.

Militanlık, meşruluk, devrimiktidar iddiası, savaşçı kişilik tamda bu noktada somutlanacaktır.

Yok dediğimiz şeylerin aya-ğımıza gelmesini mi bekleyeceğiz,yoksa harekete geçip yaratacakmıyız?

Beklemeyeceğiz. Bulacağız.Yaratacağız... Çaresiz olmayacağız.Savaşacağız. Yeneceğiz... HER ŞEY BİZE BAĞLIDIR

BİTTİ

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

31OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 32: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Çözümsüzler.. Yönetememe krizleriderinleştikçe kullanılmaktan eskimiş,vakti zamanında da pek işe yaramamışyöntemlere ‘son bir umut’ çırpınışı ilesarılıyorlar. Her adımları mutlak son-larını biraz daha geciktirebilmek için.Buldukları çare: Muhbirlik, fişleme,ajanlaştırma, pişmanlık yasaları...

Geçtiğimiz haftalarda iki haberyansıdı gazetelere. Cumhuriyet ga-zetesinin 2 Eylül 2015 tarihli haberinegöre Başbakan Davutoğlu 81 il vali-liğine genelge gönderdi. Genelge Res-mi Gazete’de yayınlanmadı ve gizliolarak valiliklere gönderildi. Davu-toğlu, “terör örgütleriyle mücadelekapsamında ‘devlet otoritesini pekiş-tirmek için’ Türk Silahlı Kuvvetleri’ninihtiyaç duyulan her yerde görevlen-dirileceğini” kaydetti. Bunun anlamıaskerin her türlü olaya, eyleme, sıradanbir basın açıklamasına bile müdahaleedebileceğidir. Ki, pratikteki karşılığını9 gün boyunca Cizre’de yaşananlardagördük. Taranan evler, bombalanansokaklar, öldürülen-katledilen halk,ekmeğe, suya, ilaca muhtaç bırakılaninsanlar, gömülemeyen ölüler ve ho-parlörlerden halka küfreden özel tim...

Gizli genelgeye göre “Emniyet,jandarma, başsavcılık ve MİT’e tümülkede fişleme yapma talimatı verildi.Hedef kitle; dernekler, STK’lar, sözdeHalk Meclisleri, yerel basın, internetsiteleri, sosyal medya” şeklinde açık-landı. Herkes takip edilip fişlenecek!Halkı korkutup sindirebilmek ve fiş-leyebilmek için Başbakanlık Müste-şarı’nın Başkanlığı’nda BaşbakanlıkKoordinasyon Merkezi kurulmuş.Halkın yararına adım atmayanlar,halka saldırı söz konusu olunca nekadar hızlı ve koordineliler(!)

Diğer haber ise devrimcileri ihbaredenlere verilecek para ödülü ileilgili. İlk olarak 2006 yılında TerörleMücadele Yasası’nda yer alan ancakuygulanmayan madde Resmi Gaze-

te’de yayınlanan yönetmelikle ya-şama geçirildi.

"Terörle Mücadele KanunuKapsamına Giren Suçların Fail-lerinin Yakalanmasına YardımcıOlanlara Verilecek Ödül HakkındaYönetmelik"e göre ödül miktarı,sağlanacak bilgi, aydınlatılacak suçveya ihbar edilecek fail dikkatealınarak Ödül Komisyonu tarafın-dan belirlenip ilan edilecek. Ancakbu miktar 200 bin lirayı geçeme-yecek. “Suç failinin ‘terör örgü-tünde üst düzey yönetici’ olmasıveya aydınlatılacak suçun toplumdaoluşturduğu infial ve etki de dikkatealınarak ödülün miktarı, Ödül Ko-misyonu'nun önerisi ve İçişleri Ba-kanı’nın onayı ile 20 katına kadarartırılabilecek”miş.

Böylece ödül 4 milyona kadarçıkabilecek. Birden fazla kişinin ya-kalanmasını sağlayan muhbir, yaka-lattığı her kişi için para ödülü alacak.Ve ihbarda bulunmak için T.C. va-tandaşı olma zorunluluğu bulunmu-yor. Başka ülkelerin vatandaşları dabaşvuruda bulunabilir. Diğer önemlinokta “Terörle Mücadele Kanunu”nunkapsamının çok geniş olması. Her-hangi bir eyleme katılan, yüzünü ka-patan, devrimci yayınları okuyan,satan, düzene muhalif vb. herkes bukanun kapsamında yargılanabilir, tu-tuklanabilir. Ki, öyle de oluyor zaten.

AKP bu kanunla yargıladığı yüz-binlerce insana, parayla satın alabi-leceğini düşündüğü zayıf karakterlikişiler tarafından sürek avı başlat-manın peşinde.

Ödüllendirmeye ilişkin giderlerİçişleri Bakanlığı’nın bütçesine ko-nulacak ödenekten karşılanacak. Ödülverilen ihbarcıların kimlikleri açık-lanmayacak. Gizliliği ihlal edenlercezalandırılacak. İhbarcılar gerekti-ğinde 'tanık koruma' programına alı-nacak. 24 saat korunacak ihbarcıların

kimliklerinin değiştirilmesi de sağ-lanacak.

AKP, fişlemeyi, ihbarcılığı, muh-birliği, ajanlaştırmayı, var olma sebebiolan 12 Eylülden, öğretmeni em-peryalizmden öğrendi.

Fişlemeyi, ihbarcılığı, muhbirliği,ajanlaştırmayı ilk onlar kullanmıyorlarelbette. Ezenlerin tarihi kadar eskidirbu yöntemler. Zayıf karakterli, bencilve günlük çıkarları için ruhunu düş-mana satmaya hazır üç-beş kişideişe yarasa da, halkların mücadelesiniengellemekte asla başarıya ulaşama-mıştır. Kendinden öncekilerin nasıleli böğründe kalmışsa, AKP’nin ya-şayacağı sonuç da aynıdır.

Sola Karşı GirişilenStratejik HarekatınBir Parçası OlarakMuhbirleştirme 12 EylülFaşist CuntasındanÖnce Başladı

12 Eylül faşist darbesinin yıldö-nümündeyiz. Ülkemiz toprakları Ab-dülhamit’ten sonra en yaygın fişlemeve muhbirleştirme ağını 12 Eylül’leyaşadı.

Daha sonra ortaya çıkan belge-lerden anlaşıldı ki sola karşı girişilenstratejik harekatın bir parçası olarakmuhbirleştirme, 12 Eylül faşist dar-

Sola Karşı Girişilen Stratejik Harekatın Bir Parçası Olarak MuhbirleştirmeEmperyalizmin Öğretisidir. 12 Eylül Faşist Cuntasından AKP Faşizmi Devraldı!

AAKP Faşizminin Muhbirlik ve Ödül Yasası Emperyalizmin ve Oligarşinin Çaresizliğidir

Halkımız Onursuzluğu Kabul Etmeyecek!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!32

Page 33: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

besinden çok daha önce başlamış. 1978 yılında Maraş Katliamı’nın

ardından ilan edilen sıkıyönetim uy-gulaması nedeniyle her ay yapılanbu toplantılarda sadece sıkıyönetimbölgeleri hakkında değil ülkenin ta-mamı konuşuluyor ve sola karşı oluş-turulacak stratejiden bahsediliyor.

Toplantıda sıkıyönetim komutan-ları birçok talebi dile getiriyor. İh-barcılık hakkındaki sözleri olduğugibi aktarıyoruz.

“İHBARCILIK ÖZENDİRİLME-Lİ: Anarşiye karşı etkin mücadeleedilmesi için ‘ihbarcılığın’ yaygın-laştırılmasını isteyen komutanlar,‘Halk can ve mal güvenliği endişesiduymadan ihbarda bulanabilecek du-ruma getirilmeli.’”

Faşizm, devrimci mücadelenin ge-lişimini engellemek, kokuşmuş sömürüve zulüm düzenini sürdürebilmek içinher türlü yöntemi kullandı/kullanıyor.Ülkemiz halklarına karşı savaşı sür-dürüyor. Onur, namus, adalet gibiolumlu değerler halklarımızın bilin-cinden silinmek isteniyor. Bu düzeninsahipleri iktidarlarını korumak içinonursuzca yaşayan, çıkarları için hertürlü pisliği, namussuzluğu yapacakkişiliksiz insanlar; yozlaşmış, değer-sizleşmiş bir toplum yaratmak içinekonomik, kültürel vb. her türlü yöntemive aracı kullanıyor.

Muhbirlik, itirafçılık yoldaşlarına,ailene, halkına ihanet etmektir. Üçkuruşa tüm değerlerini, bugününüve yarınını satmaktır. Halkın safla-rından, halk düşmanlarının, zalimlerinsaflarına geçmektir.

Bugün işlerlik kazandırdıklarıyasa daha önce defalarca çıkardıklarıpişmanlık yasalarının hemen hemenaynısı. Ödül ilave edip adını değiş-tirdiler. Yönetememe krizleri derin-leştikçe çaresiz kalan oligarşi piş-manlık yasalarını piyasaya sürüyor.

Adı “pişmanlık”, “itirafçılık”, “Top-luma Kazandırma Yasası” olarakdeğişse de özü hep aynı kaldı. Adınane derlerse desinler sonuç alamadılar.Yine alamayacaklar!

22 Yılda 7 PişmanlıkYasası Çıkardılar

Pişmanlık Yasası ilk kez 11 Ha-ziran 1985 yılında yürürlüğe girdi.Devrimci örgüt ve eylemlere yönelikçıkarılan yasayla kişiliğini, kimliğini,düşüncelerini, omuz omuza yürüdüğüyoldaşlarını düşmana satanların ce-zalarında indirime gidiliyordu. 1,5yıl içinde 497 hain, ruhunu düşmanasattı. İçlerinden 29’u geçerli itirafsayıldı.

İkinci Pişmanlık Yasası, 1988yılında çıkarıldı ve bu kez hainlerinkorunması için estetik ameliyat, yeninüfus cüzdanı, sosyal güvenlik gibimaddeler eklendi. Yeterli olmadı,ikişer yıl arayla yeni yasalar çıkarıldı.90, 92 ve 95 yıllarında hapishane-lerdeki hainler için geçerli olan uy-gulama yaygınlaştırılarak yeni piş-manlık yasaları çıkarılmaya devamedildi. 1999’da Öcalan’ın yakalan-masından sonra çıkarılan yasa ileölüm ve müebbet hapis cezaları içinalt sınır daha da düşürülürken, diğercezalar yedide bire indirildi. Bundanönceki son pişmanlık yasası yineAKP tarafından 2003 yılında çıkarıldı.

1985 yılından itibaren pişmanlıkve itirafçılık yasalarından yararlanmakiçin başvuran hainlerin toplamı 6bin 500 kişi. Özellikle son on beşyılda başvuranların önemli bölümünüHizbullahçılar ve Sivas Katliamı,Hrant Dink cinayeti gibi faşist sal-dırıların failleri oluşturuyor.

Sadece 12 Eylül döneminde ağır-lığını devrimci ve demokratların oluş-turduğu 650 bin kişinin gözaltınaalınıp aylarca işkenceden geçirildiğinidüşündüğümüzde ortadaki rakamlaritirafçılık yasalarının iflasının kanıtıdır.

Halkı muhbirleştirmek için faşistşef Kenan Evren televizyon kanal-larından çağrıda bulunuyordu. 13Temmuz 1985’te köy muhtarlarından,yurttaşların "siyasi temayülü" ve"ideolojik durumu"nu gösterecek bel-geler istendi; muhatap jandarma ka-

rakolları.Her ne kadar reklam, demagoji

yaparlarsa yapsınlar muhbirlik, iti-rafçılık yasalarından beklediklerinielde edemediler. Zaman içinde durumtersine döndü. Yetiştirdikleri itirafçılarkendilerini tehdit eder hale geldi.

12 Eylül döneminde pişmanlıkve itirafçılık yasalarını hazırlayan-lardan Faik Tarımcıoğlu tarafındandurum 1997'de şöyle itiraf ediliyor-du:

Yasayı hazırlayan emekli hakimFaik Tarımcıoğlu artık çok dahafazlasını itiraf ediyor. Daha öncekiitirafçılık yasası hazırlanırken söy-ledikleri: "İtirafçının bütün söyle-dikleri doğru kabul ediliyor. Zatenişleri başından aşkın olan mahke-meler itham edilen insanlarla boşyere uğraştılar. İtirafçılar şikayetedeceklerini söyleyerek birçok kişidenşantaj yoluyla para almaya başladılar.Nitekim PKK'nın bir sürü itirafçısı'Alikıran başkesen' oldu. Uyuşturucuişine bulaştılar. Bu itirafçılardan ba-zıları yurtdışına kaçtı. Kalanlarınbazıları devlet himayesinde suç işlemeimtiyazı elde etmiş gibi hareket etti.Bunlar daha önce suç işlemiş, suçtekniklerine hakim, bomba kullan-mayı, pusuya yatmasını, adam ka-çırmasını iyi biliyorlar. Polis tara-fından tanınıp biliniyorlar. PKK iti-rafçılarının çoğu, Doğu'da uyuşturucuve haraç işi yapıyor. İtirafçılık aşiretkavgalarında bile kullanıldı. Piş-manlık kanunu bu haliyle tekrar çı-karılırsa daha büyük zararlara yolaçacaktır. Yargıtay da artık itirafçı-ların salt ifadeleriyle yapılan taki-batlara sıcak bakmıyor"

Faik Tarımcıoğlu’nun bugün itirafetmek zorunda kaldığı işleri, itiraf-çıları yapar hale getiren, yaptıran,yapılmasına göz yuman devletin ken-disidir.

İtirafçılar özellikle ‘90'lı yıllardayer göstermeden işkenceye, takip-lerden katliamlara kadar her türlükontrgerilla faaliyetinin içerisine gir-diler. Halka karşı savaşın fiziki birparçasını oluşturmakla da kalmadılar;birçoğu gazetelerde, TV'lerde boygöstererek "itirafçılığın ne kadar iyibir şey olduğunu", "yanlış yoldan

Muhbirlik, itirafçılıkyoldaşlarına, ailene, halkına

ihanet etmektir. Üç kuruşa tümdeğerlerini, bugününü veyarınını satmaktır. Halkın

saflarından, halkdüşmanlarının, zalimlerin

saflarına geçmektir.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

33OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 34: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

döndüklerini", "vatan millet için iti-rafçı olduklarını" tekrarlayıp durdular.TV ekranlarından "eski yoldaşlarına"seslenip onları da halka ve devrimeihanete çağırdılar. Böylece itirafçılarpsikolojik savaşın en gözde elemanlarıolarak kullanıldılar.

Muhbirlik ve ÖdülEmperyalizmin veOligarşinin Çaresizliğidir!

1980’lerde Amerikan emperya-lizminin öncülüğünde yeni sömür-gelerde muhbirleştirme ve ödül uy-gulaması yaygınlaştı.

ABD de 1984 yılından bugünekadar 80’den fazla kişiye 125 milyondoları aşan ödül dağıttı. “Teröristlerin”yakalanmasına, eylemlerin açığa çı-karılmasına ya da finansman alanla-rının bozulmasına neden olanlarabilgi verenlere ödül veriyor. Bugüniçin 66 kişinin başına ödül koydu.

Eymen El Zevahiri’nin (Mısırİslami Cihat Örgütünün kurucusu)başına 25 milyon $ vaat ediyor.ABD Büyükelçilikleri’ni bomba-lamış 3 DHKP-C’liyi ihbar edenleriçin 9 milyon $ ödül koydu.

ABD’nin korunması için bir de-fada verilecek ödül miktarını 15 mil-yon $’ın üzerine çıkarmak için yet-kileri var. Korkuları büyük olanıncömertliği sınır tanımıyor.

Fransa, Amsterdam-Paris trenindeki saldırıyı önleyen 3 ABD'liye ül-kenin en yüksek onur madalyasınıverdi.

Çin, Tibet'te yaşanan eylemlereilişkin doğru ihbarlara 50 bin dolarödül vereceğini açıkladı.

Tayland, Bangkok'ta tapınağı ha-vaya uçuranın başına 35 bin dolarödül koydu.

Somali, Eş Şebab terör örgütünün11 kilit komutanının yakalanmasıiçin istihbarat sağlayanlara 150 bindolar verileceğini duyurdu.

Kenya, 148 kişiyi öldüren Eş Şe-bab'ın beyni kabul edilen MuhammedMahmud'un (Gamadhere) başına 215bin 500 dolar ödül koydu.

Bir Hainde İnsani OlanHiçbir Şey Kalmaz

İhanet kuşku yok ki yeryüzündekien aşağılık "iş"tir. Alçalmanın sonsınırıdır. İtirafçılık, işbirlikçilik, in-sanlık için bir kirlenmedir. Sömürüve zulüm düzeninin sahipleri bunubilerek, halklara, devrimcilere buaşağılanmayı dayatıyorlar. İtirafçılı-ğın, işbirlikçiliğin yayıldığı bir top-lumun kirleneceğini, insanların bir-birine güvenemeyeceğini ve halkınkendileri karşısında güçsüz kalacağınıhesaplıyorlar.

Bu yanıyla muhbirliğin, itirafçı-lığın iki boyutu vardır:

1. Güvenlik, bilgi: Kısa ve ortavadeli hedefi budur. Elde ettiği bilgi-lerle devrimci harekete nokta atışlaryapmak, önder kadrolarını yakalamak;alanını daraltmak; eylemlerini, örgüt-lenmesini engellemek, infazlar ve tu-tuklamalarla fiziki zararlar vermek.

2. İdeolojik-psikolojik: Uzunvaadeli bir hedeftir ve egemenlerinasıl amacı da budur. Yarattıkları muh-bir ve itirafçılarla; devrimcileri bir-birine, halkı devrimcilere, devrimcilerihalka ve halkı kendi içinde birbirinekarşı güvensizleştirmek. Hiçkimseninbirbirine güvenmediği, inanmadığıbir ortamda devrimci bir örgütün ya-şam şansı yoktur. Bütün hayat da-marları kurur. Halkta yaratılan eroz-yon çok uzun süre giderilemez.

Muhbirlik, İtirafçılık Şerefsizliktir!

Halkımız, adaletsizliği ve sömü-rüyü topraklarımızdan söküp atmakiçin mücadele eden yiğit evlatları-mızın kanıyla beslenmeyi kabul et-meyecektir. Kabul edenleri kendiiçinde yaşatmayacaktır.

Oligarşi halkımızı kirletemeyecek.Geçmişte başaramadı, bugün de yarında başaramayacak! Katiller, çırpı-nışlarınız boşunadır. Halklarına ihanetedenler, halka karşı savaşanlar, halkınöfkesi karşısında bu düzenle birlikteyok olacaklar.

Bağcılar’da ‘Soma İçin Adalet İstiyoruz’ fotoğraf sergisi düzenlendi. 2 Eylül'de Yenimahalle Yürüyüş Yolu üzerinde hazırlanansergide Soma madenci katliamı ve sonrasında yaşananları anlatan fotoğraflar sergilendi. 22 fotoğraftan oluşan sergi ileyaşanan adaletsizlik bir kez daha teşhir edildi. Halk Cephesi ‘adalet istiyoruz’ kampanyası kapsamında düzenlediği pek çokçalışma ile birlikte fotoğraf sergilerine de devam ediyor.

Soma Katliamını Unutmayacak, Hesabını Soracağız!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!334

Page 35: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Savaşımızı halklaştırmak, halkı sa-vaştırmak istiyoruz. Bunun ilk adımıhalka gitmektir, kitle çalışması yapmaktır.Peki ama nereden, nasıl başlayacağız?Bulunduğumuz yerde en yoksulların ya-şadığı mahalleyi tespit etmeliyiz öncelikle.En yoksullardan başlamalıyız. Neden?

1- Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yokturçünkü.

2- Düzenin adaletsizliğini, sömürüyü en iyi bilen on-lardır.

3- Çelişkilerin en derin olduğu yerdir yoksulluk.

4- Yoksulluk, devrimin büyüme koşullarını içindebarındırır.

5- Yoksullar; çaresizliğin, güçsüzlüğün, açlığın, yok-luğun tek çözümünün devrimde olduğuna inanırlar;düzenin değişmediğini yaşayarak öğrenmişlerdir çünkü.

6- Ancak evine ekmek götüremeyenler, ekmek kav-gasını sonuna kadar götürebilir çünkü.

7- Yoksulluk ve adaletsizlik, devrimlerin en önemlidinamiklerinden ikisidir.

8- Halkın yoksulluktan kaynaklanan sorunlarını bil-meyen bir devrimci, devrimcilik yapamaz.

9- Ayağında gecekondu semtlerinin çamurunu taşı-madan; yoksulun acısını, sorunlarını, sofrasını paylaş-madan; geniş yoksul kitleler içinde devrimci örgütlenmeyapmak zordur.

10- Asıl örgütlenmesi gereken kitle oradadır. İşçiside, memuru da, işsizi de, ev kadını da, öfke dolu adaletarayan gençlik de oradadır. Yoksulları örgütleyemezsekdevrimi örgütleyemeyiz.

En Yoksullarınİçine GidinceNe Yapacağız?

1- Halkın yoksulluğunaseyirci kalamayız. Bir yandanonun durumunu kısmen deolsa düzeltecek; ekonomik-demokratik mücadeleyi ör-gütlerken, halkın kendi ara-sındaki dayanışmayı örgütle-yecek kurumlar da oluştur-

malıyız. Bunun için kooperatiflerden, semtlerde aşevlerikurmaya, dönem dönem yardım kampanyaları düzenle-meye kadar çok çeşitli araçlar bulunabilir.

2- Halkın özgücü olan meclisleri kurarak, sorunlarımızı,sadece örgütlü olursak çözebileceğimizi pratikte göster-meliyiz.

3- Halkın dayanışmasını örgütlemeliyiz. Dışarıdantek tek yardımlarla sorunları çözemeyiz. Tüm sorunlarınçözümü örgütlü mücadelededir.

4- Halkı yakından tanımak için kapı kapı dolaşacak,dergimizi dağıtacak ve onlarla sohbet edeceğiz. Sorularsorarak, sorunlarını öğreneceğiz.

5- Düşüncelerimizi anlatarak, pratikte düşüncelerimizuğruna bedel ödediğimizi göstererek, onların bize olaninancını büyüteceğiz. Halkın güvenini sağlamayan birsiyasi hareketin, hiçbir sloganı kitlelere inandırıcı gel-mez.

6- Yoksul halkımızı örgütleyerek; bir yandan yoksul-luğuna çare arayacağı ekonomik-demokratik mücadeleyekatmalı, diğer yandan da emekçi halkın birbirleriyle da-yanışmasını örgütleyecek kurumlar oluşturmalıyız.

7- Mahallenin temel sorunu ne ise; onu bulup, onuçözmek için halkı örgütlemeliyiz.

8- Haftanın bir günü film, türkü gecesi, sohbet, so-runlarımız-çözümlerimiz toplantıları vb. yaparak faaliyetörgütlemeliyiz. Konuşmak yetmez, yapmalıyız da.

9- Duvarlar yoksulların mat-baasıdır düşüncesiyle, mahalle-nin tüm duvarlarını sloganları-mızla donatacağız. Ajitasyon-propaganda faaliyetini ciddiyealacak, halka ulaşmak için eli-mizden gelenin fazlasını yapa-cağız.

10- Mahalleyi tanımalı, kim-ler yaşar, nasıl yaşar, nasıl dü-şünürler bilmeliyiz. Sonra daonları birleştirecek ana halkayıbulmalıyız.

AA NNAADDOOLLUU CCEEPPHHEESS İİ

“Biz kapitalizm altında büyümüş, kapitalizm ta-rafından yoksun bırakılmış ve bozulmaya uğramışama kapitalizmle mücadelenin çelikleştirdiği o erkekve kadınlarla sosyalizmi kurmak istiyoruz.

Lenin

Devrimci kitle çalısmasında esasolan; en çok ezilen, düzenle çelişkisien derin ve keskin olan, devrimdenbaşka kurtuluşu olmayanlara yönel-mektir. Bu kesim, doğal olarak enyoksul kesimdir.

Ve bu kesim, devrimde bir kez yeraldıktan sonra, en tutarlı, en samimi,en kararlı, en militan kesimdir.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

35OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Yoksulları örgütleyemezsek devrimi örgütleyemeyiz

Yoksul Mahallelere Gitmeli,Yoksulları Örgütlemeliyiz!

Page 36: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

1-) Ulus Nedir?Türkiye 2 uluslu, çokça azınlık

milliyetlerden halkların kardeşlikbahçesidir. Türkler ve Kürtler ulusolma özelliklerine sahip topluluk-lardır. Anadolumuzda bulunan fakatulus özelliği taşımayan topluluklarda vardır. Laz, Çerkezler, Gürcü,Arap, Boşnak, Arnavut, Azeri,Pomak, Roman azınlık milliyetler-den halklar; ülkemiz toprakları üze-rinde, ulus özelliğini göstermeyenhalk topluluklarıdır.

Peki ulus nedir?Ulus: “tarihsel olarak oluşmuş,

kararlı bir dil, toprak, iktisadiyaşam ve kendini kültür ortaklığın-da dile getiren ruhsal biçimlenmebirliğidir. (Stalin, Marksizm veUlusal Sorun ve SömürgelerSorunu, syf.15 Soy Yayınları)

2-) Ulus Nasıl OrtayaÇıkmıştır?

Ulus esas olarak kapitalizm ilebirlikte ortaya çıkmıştır. Ulus, feo-dalizmin tasfiyesi ve kapitalizmingelişmesi sürecinde biçimlendi.

Meta üretimine dayanan kapita-list gelişme, kapalı ekonomileri par-çalamış ve buna koşut olarak feodaldevletçikler yıkılarak oluşturulanulusal devletlerle meta dolaşımı çer-çevesinde tek bir iktisadi bütün ola-rak ortaya çıkmıştır. Ulusların veulusal devletlerin ortaya çıkışınıntemelinde işte bu iktisadi yaşam bir-liği vardır. İktisadi yaşam birliği, yani pazar

bütünlüğü kapitalizm ile sağlanmış-tır.

Ulus kapitalizmin (meta ekono-misinin) ortaya çıkmasıyla birlikte

ortak bir takım ayırt ediciözelliklere (etnik köken,

dil, kültürel vs) sahip halkla-rın tek bir ulusal pazarsistemi etrafında birleş-mesiyle şekillendi. Buanlamda kapitalizm ilebirlikte ortaya çıkan içpazar olgusu olmaksızın“ulus”tan söz edilemez.Çünkü, meta dolaşımı,feodal setleri parçalaya-

rak halkı tek bir iç pazar etrafında:bireyler temelinde birleştirmiş veulus bu süreçte ortaya çıkmıştır.

3-) EmperyalizmDöneminde Ulusal Sorun Nedir?

Stalin, emperyalizm dönemindeulusal sorunu: “ulusal boyunduruğakarşı savaşım gibi özel bir sorunolmaktan çıkıyor, ulusların, sömür-gelerin ve yarı sömürgelerin emper-yalizmden kurtuluşu, genel sorunhaline geliyordu. (Stalin, UlusalSorun syf 97-98, Sol Yayınlar)

Emperyalizm döneminde ulusalsorun, esas olarak emperyalizm ilesömürge halklar arasındaki çelişkidir.

Ulusal sorun, emperyalizminkendisidir. Emperyalizm devletle-rin, ulusların, ekonomilerini, kültür-lerini, topraklarını, dillerini yani herşeyiyle kendisine bağımlı kılmıştır.Bu yanıyla salt ulusal sorun; pazarsavaşı, pazar sorunu değildir.Emperyalizm dönemiyle dünyanınbir avuç tekel arasında paylaşımıtamamlanmıştır. Bu yanıyla ulusla-rın yaşadığı tüm ulusal baskıların,saldırıların, sorunların kaynağıemperyalizmdir. Bu nedenle emper-yalizm döneminde ulusal sorununçözümü; emperyalizm ile ezilenhalklar arasında yaşanan ulusal-siyasal kurtuluş savaşlarının zafereulaştırılmasıyla olanaklı olacaktır.Çünkü; ulusların özgürlükleriniengelleyen bizzat emperyalizminkendisidir.

Sonuç olarak; emperyalizmekarşı bağımsızlık savaşı verilmedenhiçbir ulus gerçek anlamda özgürolamaz, ulusluğunu yaşayamaz.

4-) UKKTH Nedir ve UKKTH'ye NasılBakmalıyız?

Ulusların kendi kaderlerini tayinhakkı (UKKTH), ulusun hiçbirkoşula bağlı kalmaksızın kendikaderini tayin etme, bağımsız siya-sal devletini kurmak da dahil ayrıl-ma hakkına sahip olması demektir.

UKKTH; burjuvazi önderliğindedeğil, proletarya önderliğinde ger-çekleşebilir.

Ülkemizde dahil, dünyadakiulusların hepsi emperyelizminsömürüsü, boyunduruğu altındaezilmektedir. Ülkemizde Kürt ulu-sunun işçi ve emekçileri açlık, yok-sulluk vb. çekerken, Türk ulusununişçi ve emekçilerinin de durumuaynıdır. Bir ulusun işçi ve emekçile-ri, kısaca o ülkenin halkları, kendikaderlerini özgürce belirlemelidir.

UKKTH'nin devrimci anlamıulusların zorla bir arada tutulma siya-setini reddeder. Fakat “ayrılmahakkı”nı savunmak ayrılma zorunlu-luğu anlamına gelmez. Koşullarabağlı olarak biçimlenecek bir durum-dur bu! Bu yanıyla UKKTH’nı savu-nan M-L'ler parçalanmaya karşıçıkar. Ayrılma zorunlu değildir. Herzaman ulusal baskıdan arındırılmışgönüllü birliktelikten yanadırMarksist-Lenininstler. Özellikleemperyalizmin varlığı ve halklarayönelik köleleştirme saldırılarınınarttığı dönemde bu birliktelik dahada önem kazanmaktadır.

Halk Anayasası Taslağında: “ Demokratik Halk Cumhuriyeti

ulusların tek tek bağımsız devletleri-ni kurmalarından ziyade ayrılmahakkı saklı kalmak üzere tek bir dev-let çatısı altında birleşmelerindenyanadır. Halkların ortak malı olandoğal servetleri paylaşmak; emper-yalizm karşısında ekonomik, siya-sal, askeri birleşmiş bir güç olmak

her iki halkın çıkarınadır.”

5-) Ulusal ve KültürelÖzerklik Nedir?

Ulusal ve kültürel özerkliğisavunmak; en ince, bu yüzden de en

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10ULUS NEDİR?

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!36

Page 37: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

tehlikeli milliyetçiliği temsil eder!Bu ulusal kültürel sloganlarıyla veson derece zararlı, giderek anti –demokratik bir şey olan eğitiminmilliyetlere göre bölünmesi yolun-da propaganda ile işçilerin yozlaştı-rılmasıdır. Kısacası bu program,proletarya enternasyonalizmiylemutlak olarak çelişir ve ancakküçük burjuva milliyetçilerin ülkü-lerine yanıt verir.

Ulusal özerklik; yalnızca ulusla-rın ayrılmasının değil, emek hare-ketinin parçalanmasının da zemini-ni hazırlar. Ulusal özerklik fikri,işçilerin birleşik partisinin bölüne-rek ulusal düzeyde ayrı partiler ola-rak inşaasının manevi koşullarınıyaratır. Partilerin parçalanmasını,sendikaların parçalanması takipeder ve sonuç büsbütün ayrılmaolur. Bu şekilde birleşik sınıf hare-keti ulusal dereciklere parçalanıyor.

Ulusal özerklik ilkeleri; burjuvatoplumda tarihsel bakımdan kaçınıl-maz ve zorunlu bir ilkedir ve butoplumu ele alan her Marksist ulu-sal hareketlerin tarihsel haklılığınıkabul eder. Ama bu kabul edişinmilliyetçiliği savunma biçiminialmaması için o ulusal hareketlerdeilerici ne varsa ancak onu destekle-mekle yetinmelidir.

Öyle ki, proleter bilinci, burjuvaideolojisi tarafından karartılmasın.

Ulusal, kültürel özerklikler oulusun değerlerini, dilini vb. yaşat-malıdır. Bunu yaşatırken diğer ulus-ların kültürünü yadsımamalı, aşağı-lamamalı veya kültürünü üstün gör-memelidir.

6-) Ülkemizde Ulusal Sorun Nedir?

Ülkemizde ulusal sorunda ezenulus ve ezilen ulus ayrımı yoktur.Türk ve Kürt ulusları emperyalizmve işbirlikçi oligarşinin sömürüçarkları altında ezilmekte, iliklerinekadar sömürülmekte ve köleleştiril-mektedir.

Kürt ulusu; Osmanlı'dan bugünedili, kültürü, gelenekleri, yaşamı,her şeyiyle özel bir baskı ve asimi-lasyon politikalarıyla yok edilmeyeçalışılmaktadır.

Türk ulusu üzerinde de milliyetçi,faşist, ırkçı, baskılar, politikalar ara-lıksız sürdürülerek “ezen ulus” görü-nümü altında Türk ulusununda kültü-rüne, geleneklerine vs. her şeyinedönük saldırılar sürmekte. Türk halkıda ulusal kültürünü, değerlerini,emperyalist, yoz, kozmopolit kültürelbaskı nedeniyle özgürce yaşayama-makta kendisini geliştirememektedir.

Türkçe dili emperyalistlerin sal-dırısı altındadır. Metropoller demerkezi caddelerde, meydanlardaTürkçe tabelaya rastlamak pekmümkün değildir. Giyim, kuşam,yemek kültürü, eğlence kültürü,müzik, vb her şey emperyalist kül-türel hegemonya altında dejenereedilmektedir.

Türkler açısından da ulusal soru-nun çözümü emperyalistlerin toprak-larımızdan ayak izlerine varana kadarkovulmasıyla olanaklı olacaktır.

Ülkemizde ulusal sorun; Türk veKürt uluslarının ulusal değerlerinintopraklarından sürülmeleri; kimlikle-rinin, kültürlerinin, dillerinin, vs. şey-lerinin sistematik bir şekilde emper-yalizm ve işbirlikçisi oligarşi tarafın-dan baskı altında tutulup asimilasyonpolitikalarıyla yok edilmesidir. Bunedenle birlikte örgütlenme ve birlik-te mücadele zorunludur.

7-) Kürt Sorunu Nedir?Kürt sorunu özetle; kendi kaderi-

ni tayin hakkına sahip olmaması, dili-ni özgürce konuşamayıp yaşatama-ması, eğitimini anadilde görmemesi,ulusal haklarını kullanamaması yaşa-dığı yerlerde kendisini özgürce ifadeedip kültürünü, geleneklerini değer-lerini yaşayamaması, sürekli birbaskı, saldırı ve asimilasyon politika-larıyla kendi kültürüne geleneklerine,diline, tarihine yabancılaşmasıdır.

Kürt sorunu; bir ulusun ulusolma özellikleriyle yaşayamaması-dır.

Osmanlı'dan bugüne Kürt ulusugerçeği hep inkar edilip, yok sayıl-mıştır. Kürtler “dağ Türkleri “ kardayürürken çıkardıkları seslerden dola-yı “kart-kurt “kürt denilmesi “Türkolduklarının” yönünde saçma teorilervb vb. ırkçı, faşist kafatasçı politika-

larla, Kürtler asimilasyon politikala-rına tabi tutulmuştur.

Kürt sorunu varolan sistemdenkaynaklanan bir sorundur. Bugünküsorumlusu da emperyalizm ve işbir-likçi oligarşidir.

8-) Ülkemizde Ulusal Sorunun ÇözümüNedir?

Ulusal sorunun çözümü halklarınarasında Osmanlıdan bugüne ekilendüşmanlık, kin, nefret, milliyetçi,şovenist politikaları yok ederek ulus-ları bir araya getirecek ulusların ger-çek düşmanları, sorunlarının kaynağıolan emperyalizm ve işbirlikçi oli-garşiye karşı savaştıracak örgütlülü-ğü yaratmaktır.

Çözümü, çok uluslu devlet sınır-ları içinde Marksist-Leninist örgüt-lenme anlayışıyla ortak örgütlenme-dir.

Çözümü: ulusal baskıya karşımücadeleyi, toprak ve demokrasimücadelesinin kendisi olarak elealmaktır.

Ulusal sorunun çözümü; anti-emperyalist, anti-oligarşik halkdevrimindedir.

Ulusal sorunun çözümü; halklarıörgütlemekten ve mücadeleyibüyütmekten geçiyor.

Çözüm; ulusların proleterlerinayrı ayrı örgütlenmesi değil, tameşitlik altında gönül birliğini sağla-yan örgütlenmelerdir.

Çözüm; “Merkezi otorite yıkılıpele geçirilmeden hiçbir ulus özgür-lüğe kavuşmaz” (DHKP Programı)

Kısacası; ulusların sorunlarınınçözümü, birlikte örgütlenme, birlik-te mücadeleyi büyütme, merkeziotoriteyi yıkmaktan geçmektedir.

9-) Ulusların BölünüpParçalanması,Birbirlerine Düşmanlaştırılması Kime Hizmet Eder?

Ulusların adeta atomlarına kadarbölünüp parçalanması, birbirlerinekarşı nefret ve kin ile doldurulmasıve birbirlerine karşı düşmanlaştırıl-

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

337OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 38: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

ması, sadece ezen sınıfa hizmeteder. Yani oligarşi ve emperyaliz-min ulusları köleleştirme, yer altıyer üstü kaynaklarının sınırsız tala-nına, emparyalist sömürü politika-larının uygulanmasına hizmet eder.Gelişebilecek bir halk muhalefeti-nin, tepkinin, isyanın belirli köyler,ilçelerle sınırlandırılmasına yaniulusların yaşadığı ortak sömürüyeve vahşete karşı biraraya gelmeme-lerine hizmet eder!

Bu politikalar; işbirlikçi oligar-şinin yağma, talan ve sömürü politi-kalarına hizmet eder.

Bu politikalar; ulusların ortakörgütlenme, ortak mücadele etmepolitikalarını engellemeye hizmeteder.

Bu politikalar; ulusları birbirinekarşı savaştırmaya hizmet eder.

Fakat ulusların çıkarlarına hiz-met etmez. Ulusların sorunları da

çözüm yolları da düşmanları daortaktır.

10-) Ülkemizde Ulusların Kurtuluşu Nasıl Gerçekleşecek?

Ulusların kurtuluşu; aralarındayaratılan suni düşmanlığa, ayrılıklarason verecek, onları diğer milliyetler-le birlikte aynı çatı altında, aynıörgütlenme içinde aynı hedef doğrul-tusunda örgütleyecek olan devrimci-ler ve devrimci politikalardır.

“Kürdistan'daki ulusal baskıyakarşı mücadele de, köylülerin,emekçilerin çelişkilerini gündemealarak yürütülmelidir. Öyle ki, ulu-sal baskıya karşı mücadele aynızamanda Kürt köylülerinin, emekçi-lerinin, faşist devletin ordusuna,polisine, toprak ağalarına, serma-yedarlarına karşı mücadelenin ken-

disi olmalıdır. Bunun dışındaki mil-liyetçi yanlış hedefleri gösterenlerekarşı mücadele edilmelidir.(Kürtlerin Tarihi Gelişimi veTürkiye'de Kürt Meselesi DevrimciSol Yayınları 1979 syf. 137-138 )

Kürt ulusunun kurtuluşundaolduğu gibi, ulusları sorunları etra-fında örgütleyerek ortak düşmanla-rına karşı savaştırarak ulusların kur-tuluşu sağlanabilir.

Kürt, Türk ulusu başta olmaküzere diğer azınlık milliyetler veAlevi-Sünni inancından, diğerinançlardan halklar, ortak örgütlen-me çatısı altında bugünkü düşman-ları emperyalizm ve oligarşiye karşımücadele ile kurtuluşunu gerçekleş-tirebilir. Bu kurtuluşunun adı daDevrimci Halk iktidarıdır. Tümhalkların ortak mücadelesi ile kuru-lacak olan Devrimci Halk iktidarı

dışında kurtuluş yoktur.

Akşam dernekten çıkmadan önce, param olmadığı içinakbilinde para olan bir yoldaşımdan akbil istedim. O dabana akbilini verdi. Sabah derneğe uğradığımda bana ak-bil veren yoldaşım ve bir başka yoldaşımın metrobüsteözel güvenlikçiler tarafından darp edildiğini gördüm. Oan çok öfkelenmiştim ve hemen bunu yapanlardan hesapsormalıyız dedim. Bütün arkadaşlarımız çok öfkeliydi.

Yaşanan olayın sebebini öğrendikten sonra öfkem 2 katarttı. Darp edilen arkadaşlarım bana; sabah paralarının ol-madığını sadece 1 arkadaşın akbilinde para olduğu için met-robüsteki özel güvenliğe '1 kişiyi ücretsiz geçirebilir mi-sin' diye sorduklarını özel güvenliğin de bunu kabul et-mediğini anlattılar. Arkadaşlar öğrenci olduklarını sadecebir kişinin akbil basabileceğini anlatmışlar. Özel güvenlikarkadaşları geçirmeyeceğini söylemiş. Arkadaşlar da geç-mek zorunda olduklarını, bu yüzden geçeceklerini söyle-mişler. Bunun üzerine güvenlik görevlisi de elini turnike-nin üzerine koyarak “geçebiliyorsan geç” demiş.

16-17 yaşında liseliler tehdit ediliyor. Sömürü düzeni-nin bir parçası olan paralı ulaşım için, bir liseliyi tehdit ede-cek kadar alçalmış. Bunun üzerine arkadaşımız turnikedenatlamaya çalışmış, özel güvenlik arkadaşımızı boğazından

tutup yere fırlatmış, daha sonra da darp etmeye çalışmış. AKPseçim mitingleri için bütün araçları ücretsiz yaparken,Berkin’in katilleri ikibin beşyüz liradan fazla alıp bedava ge-çerken bizim yoldaşımız parası olmadığı için geçmek isti-yor ve darp ediliyor. Bunun üzerine olayın hemen arkasın-dan arkadaşlarla konuştum hemen karar aldık ve 30 daki-kalık ulaşım haktır engellenemez eylemi yapmaya karar ver-dik. Okmeydanı’nda mahallenin gençleriyle toplanıp yolakoyulduk. Yanımıza eski bir afişin arkasına yazılmış ‘Ula-şım haktır engellenemez /Dev-Genç' yazılı biz döviz gö-türdük ve turnikelere bantladık. Metrobüs engelli geçme ka-pısını bantladık ve herkesi ücretsiz geçirmeye başladık.

Biz halkı ücretsiz geçirirken halkın yüzündeki o te-bessüm bizi çok mutlu etti. Biz oraya gittiğimizde arka-daşımızı darp eden görevli yoktu, onun yerine bizi paramızolmadığında geçiren bir abi vardı. Eylemin bitmesine ya-kın güvenlik görevlilerinin şefi geldi ve onunla konuşuptartıştıktan sonra bir daha böyle bir şeyin olmayacağınısöyledi ve eylemimizi bitirmemizi istedi. Biz de eylemibelirlediğimiz saatte bizim bitireceğimizi söyledik. Ey-lemi bitirmek için kararlaştırdığımız saat gelince ajitas-yon çekerek eylemi bitirdik.

Hayatın Öğrettikleri

ULAŞIM HAKTIRENGELLENEMEZ!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!338

Page 39: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Gözler, tüm duyguların dışavuru-mudur. Her halimi,z içinde bulundu-ğumuz ruhsal durum, gözlerde kendinigösterir. Tüm duygularımızın birleştiğien yüksek aşama ise yoldaşlıktır. Değilmidir ki "yoldaşlık bir çift göz ola-bilmekdir." İşte bu sözü en iyi O’ndaanladım.

Ben ki, hiçbir duygu ve ruh halineönem vermeyen, başına buyruk hepyüzeysel biriydim. Devrimci saflardada bu alışkanlığımı sürdürüyorken,mahallemize o geldi. Çalışkan veemekçi yönü dikkatimi çekti. Ve anındakabullendim ablalığını. Fakat beniiten bir özelliği vardı, kapsayıcılığı.Kapsayıcılığı benim statülerimi sars-mıştı. Kime karşı "kinlenmişsem" birbaktım ki hepsine emek veriyor. Bunasıl olur? Onlara hiç değer miydibunca emek? İşlerimi ağırdan almayabaşladım. Onun "olur" dediğine ben"olmaz" demeye başladım. Fakat beniöyle bir yerden vurdu ki; bana yeşilbir gömlek almıştı. Ben çok şaşırdım."Seni Cephe’nin askeri yapacağız"dedi. İlk defa yeşil gömleğim olmuşve ilk defa mahalle dışına çıkıp "sa-vaşçı" olarak düşündüm kendimi. Tabibunları düşünürken, onunla göz gözegelmişken, farklı bir şey vardı bu göz-lerde. Neyse ki çok uzatmadı. Benibüyük bir utançtan kurtardı.

Günler geçiyor, yazın kavurucu sı-caklığı ve her gün gerçekleşen eylemler,"statülerimin" iyice sarsılması karşısındabende gerileme yaratıyordu. Süreklisorun çıkarmaya çalışıyor, fakat onunlagöz göze gelince utancımdan konuşa-mıyor, iyice eziliyordum. Ne var kiyaz kampı için gittiğimiz yerde, benimgibi birine şarkı söyletti bu gözler.

En çok beni etkileyen anlardan biride, bir yoldaşımızın cenazesinde yaşa-dıklarımızdı. Sabah ben cemevine çı-karken, o da daha önce tartıştığım birininaracılığıyla yukarıdan geliyordu. Beniçağırdı ve "ses sistemini almaya gidelim"dedi. Benimkisi "delikanlılık" ya, "buadamın arabasına binmem" dedim. Ge-lirsin-gelmezsin derken "defol git ce-

nazeye katılma" dedi. Ben şok olmuştum.Zaten sürekli tartışan ve sürekli "haklı"olan ben şimdi haklılığımı ispat edebi-lirdim. Fakat beni asıl etkileyen, bunusöylerken gözlerindeki ifade idi. Ve ogözleri beni ciddi bir hata yapmaktanalıkoydu. Cemevinde bekledim. Sessistemini getirdiler. Bu işten anlayanbiri olarak, aracın üstüne çıkıp ses sis-temini onunla beraber kurduk. Ve kar-şıklıklı tek söz etmeden sadece gözlerleanlaştık. Ve bu meseleyi onunla hiç ko-nuşamadık. Ben, onun hata yapmasın-daki payımı anlamış, bunun altında ezil-miş ve onun nasıl üzüldüğünü görmüş-tüm. Tabi bu arada benim tabularım kı-rılıyor, kabuğum çatlıyordu. Bu seferde onun bana kattıklarının farkına varıyor,ona yaptığım haksızlıkların ezikliğiylekaçmaya çalışıyordum.

Başka bir alana geçmek için baskıoluşturdum. En sonunda bu isteğimkabul oldu. Mahalledeki son gecemdebana bir yemek hazırlanmıştı. Yemeği-mizi yedik, sohbetler derken zamangeçti. Onunla sadece göz göze geldik.O an ona çok şey anlatabildiğimi, onunda bana çok şeyler öğrettiğini hissettim.Gözlerinde başka bir şey vardı. Hepgeleceğe dair beni düşündürüyordu. Ozamanlar "bu gözlerde gelecek vardı,umut vardı, emek vardı, sevgi vardı"diyemiyordum. Tabi dergide çıkan "yol-daşlık, bir çift göz olabilmektir" yazısınıokuyana kadar. Evet bu gözlerde "yol-daşlık" vardı. "Yoldaşlık" duygusunuilk olarak bu gözler aşılamış oldu.

3 yıl sonra karşılaştığımızda, onaçok şey söylemek istedim. Ama göz-lerdeki yoldaşlık her şeyi anlatıyordu.Zaten onda bu sefer farklı bir duyguyuyakaladım. "Büyümüşsün yoldaş" dergibi bir mutluluk vardı. Onu, benianladığını çok iyi bilmenin mutlulu-ğuyla, gözlerinin içine bakıp sürekli"yoldaş" dedim.

Yoldaş, sen bugün şehit düştün. TümGazi gözlerindeki yoldaşlığı gördü. Seniçiğnetmedi. Sana söz olsun. Her güngözlerine bakıp yoldaş diyeceğiz enonurlu duruşumuzla. Sen ki anlarsın.

Bir Yoldaşı Günay’ı Anlatıyor;

“Yoldaşlık Bir Çift Göz Olabilmektedir”İşte Bu Sözü En İyi O’nda Anladım!

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

39OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

“Her zaman gülümseyen yü­zünde zafere inancımızı taşıdı. Veteslim olmayan haykırışıyla bizizafere taşıdı. Zafer; teslim olma­yanlarındır.. BİZİMDİR! Bir ve bindefa selam olsun Günay Ablaya...”diyen bir başka yoldaşının yazdığışiir;

GÜNAY GÜNAY...

Yeni bir gün doğar Günay Günay Karanlık basarsa tetiğine Teslim olmaz hayat Günay Günay...

Kürt kızı koşar kavgaya Günay Günay Kan damlar gözlerinden El vermez zalime Günay Günay...

Başaklar boy verir göğe Günay Günay Fırtına olsa da zulüm Düşer toprağına boyun eğmez Günay Günay...

Munzur ki akar kan içinde Günay Günay Durmaz artık yürek kafeste Ateş düşmüş can evine Günay Günay...

Vur kendini sokaklara Günay Günay Sokaklar adalet koksun Karanfilim hep gülsün Günay Günay...

Page 40: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Sömürü ve zulüm her geçen günartarak sürüyor. İşçilerin bedeller öde-yerek kazandıkları haklarının birerbirer egemenler tarafından çalınması,gerçek ücretlerin her geçen gün erimesi,işsizliğin artması, "iş kazası"denen işkatliamlarının daha da artması, bizimemeğimizi sömüren patronların gittikçezenginleşmesi sömürü ve zulüm poli-tikalarının sonucudur. Bugünkü hü-kümet AKP, bu politikaları derinleşti-rerek sürdürecektir.

İşçilere ve halka yapılan bu saldı-rılar örgütlüdür. Tarihin şimdiye kadarkaydettiği en örgütlü sınıf olan burju-vazi tarafından, patronlar tarafındanyapılmaktadır. Patronların örgütlü ola-rak yaptığı sömürü ve zulüm saldırı-larına karşı da ancak örgütlü olarakmücadele edilebilir. İşçiler, haklarınıancak örgütlü mücadele ederek koru-yabilir, yeni haklar kazanabilir.

DİSK, BırakalımYeni Haklar KazanmaMücadelesini,Kazanılanları Korumakİçin Bile MücadeleEtmiyor

Bugün işçilerin en yaygın ve sayıcaen kalabalık örgütü SENDİKALAR-DIR. Ancak sendikaların verdiği mü-cadelenin bugünkü durumu ortadadır.Bırakalım işçilerin yeni haklar kazan-ması için mücadele vermeyi, mevcuthaklarını korumak için bile mücadeleedememektedirler. Bu nedenle de artıkişçilerin güven duydukları örgütlen-meler değillerdir. Bu nedenle sendi-kaların üye sayıları her geçen günazalmaktadır. Elbette bunun temel ne-deni, egemenlerin, patronların, hükü-metin sendikalara ve işçilerin örgüt-lenme hakkına saldırmasıdır. Ama tekneden bu değildir. En az bunun kadar

önemli olan başka bir neden işçilerinsendikalara güvenmemesidir. Nedengüvensinler ki? Sendikalar bugüne ka-dar işçiler için ne yapmıştır? Koskocabir hiç!

Sendikalar artık işçiler için değil,patronlar için mücadele eder hale gel-mişlerdir.

Bugün sendikalar bir kaç gruptatoplanmaktadır. TÜRK’İŞ ve bağlısendikalar SARI SENDİKA, DEVLETSENDİKASI olarak işçiler nezdindeteşhir olmuştur. HAK-İŞ ve bağlı sen-dikalar ise AKP ve devletin sendika-larıdır. Kala kala işçilere DİSK vebağlı sendikaları gelmektedir. DİSK'inadı DEVRİMCİ diye başlamaktadır.Bu da doğal olarak işçiler de güvenyaratmaktadır. Çünkü halkımız da, iş-çiler de devrimcilerin ne için ve nasılmücadele verdiklerini bilmektedirler.Ama kimin devrimci olduğunu henüzbilmeyen işçiler DİSK'e güvenmek-tedir.

Peki, DİSK'in Durumu Nedir?Gerçekten DİSK İşçilerin Bu Gü-venine Layık mıdır?

Kesinlikle HAYIR. DİSK, ne bugün ne de dün devrimci

olmadı. Bugün de, dün de işçilerinmücadelesi önünde engel oldu. Elbettebunu derken DİSK'in tüm tarihiniinkar etmiyoruz. Ama şunu da biliyoruzki, bugün DİSK adına söylenen tümolumlu değerlerin yaratıcısı devrim-cilerdir, devrimci işçilerdir.

DİSK yönetiminin öve öve bitire-mediği, yere göğe sığdıramadığı, halende propagandasını yaparak mirasınıyedikleri 15-16 Haziran direnişini ya-ratan devrimcilerdir, devrimci işçilerdir.O zamanki DİSK yönetimin radyo-lardan eylemi bitirmeleri için işçilereçağrı yapmıştır. Devrimci işçiler DİSKyönetiminin bu çağrısına rağmen yü-rümüşler ve bugünkü DİSK yöneti-

minin övündüğü 15-16 Haziran’ı ya-ratmışlardır.

12 Eylül askeri darbesi halk mu-halefetini ezmek için silindir gibi ça-lışırken DİSK yöneticileri halkın mu-halefetini örgütlemek, işçilerin diren-işlerini örgütlemek sırasında değil; sı-kıyönetim komutanlığının önünde tes-lim olma sırasındadırlar. Yöneticileritutuklanan DİSK faşist cunta tarafındankapatılmıştır. Her ne kadar bugünküDİSK yönetimi 12 Eylül’ün kapılarınakilit vuramadığı iddiasında ise de tarihböyle demiyor.

Ve bugünler...

Artık SendikaYöneticileri CHP İle,Belediye Başkanlarıylaİşçileri SömürmeyeBaşlamışlardır

Aylık binlerce liralık maaşlar, ma-kam otomobilleri, lojmanlar, lüks giyimve yemekler bu sömürünün sonucudur.

Sendika yöneticilerindeki çürümeo boyuttadır ki, artık sendikaların yö-neticilerini belediye başkanları belirlerhale gelmiştir. Örneğin Şişli Beledi-yesi’nde örgütlü Genel-İş Sendika-sı’nda sendika yönetimini belediyeninmüdürleri belirler olmuştur. Sendikaişyeri temsilcilerini belediye müdürleribelirler hale gelmiştir. Sendikanın şubebaşkanı, belediye başkanı istedi diyeistifa edebilmiştir. Yani sendikanınyöneticileri işçilere karşı değil, belediyebaşkanına karşı sorumlu görmektelerkendilerini.

Nitekim DİSK Başkanlığı’nınCHP'ye milletvekili olma basamağıolarak görülmesi bu işbirliğinin geldiğinoktayı göstermektedir.

Maalesef bugünkü sendika yöne-ticileri değerlerini yitirmiş, kendilerinisatmışlardır. İşçilerin yoksullukları,yaşadıkları, ezilmeleri zerre kadar

İşçilerin Sorunlarını Çözecek Tek Örgütlenme Aracı, İşçilerin Kendi Öz Örgütleri Olan Meclislerdir!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!440

Page 41: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

umurlarında değildir. Yine Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı

BELTAŞ’ta yaşananlar ortadadır. İş-yerinde sendika BELTAŞ'ı kapatıp iş-çileri taşerona devretme kararı almış,sendika yönetimi taşeronu kabul et-meyeceklerini söyleyerek direniş baş-latmış ama sonunda CHP, belediye ileanlaşarak işçileri taşerona devretmiştir.Bugün artık BELTAŞ işçisi kalmamıştır.Artık eski BELTAŞ işçileri taşeron iş-çisidirler. Bunu yapan DİSK'e bağlıGenel-İş Sendikası’nın yöneticileridir.

Sendikacılar UtanmadanPatron Gibi İşçi Atıyor

İzmir'de Büyükşehir Belediyesi iş-çileri yine aynı sendika tarafından sa-tılmışlardır. Alınan grev kararı hayatageçirilmemiştir. Toplu sözleşme hakemkurulu tarafından bağlanmış olduğuhalde sendika işçilerden bunu gizlemiş,tam greve çıkılacağı gün grevin yapıl-mayacağı ortaya çıkınca da işçiler sen-dikayı basmışlardır.

Bu sendikacılar patronlukta hızınıalamamış, işçilerini işten atmışlardır.Bu bir utançtır. Bir sendika, işçisiniişten atamaz. Eğer işçi muhbirlik yap-mamışsa, işbirlikçilik yapmamışsa,hırsızlık yapmamışsa işten atamaz.Ama Genel-İş işçisini atmıştır. Böyleyaparak kendi varlığını inkar etmiştir.Artık işten atılan işçilerin direnişlerininasıl örgütleyecektir?

Bu yetmezmiş gibi işten attığı iş-çisine ve devrimcilere linç saldırısıörgütlemiştir. Diyarbakır, İzmir, An-kara'dan getirdikleri insanlarla düzen-ledikleri linç saldırısında 20 devrimciyaralanmıştır. Bir devrimci işçi ameliyat

olmuştur. Türkiye sendikal mücadeletarihinde bu da görülmüştür. AdındaDEVRİMCİ geçen bir sendika yönetimidevrimcileri linç ettirmiştir. Ölüm ol-maması şans ve devrimcilerin sorumludavranması nedeniyledir.

Patron sendikacılarının çürümesineyeni bir örneği Şişli Belediyesi işçile-rinin kazandığı muvazaa davasındagördük. İşçilerin kazandığı muvazaadavasına bağlı olarak belediyeye karşıaçılması gereken alacak davasını DEV-RİMCİ İŞÇİ HAREKETİ HUKUKKOMİSYONU ücretsiz bakma kararıalmış ve bunu işçilere açıklamıştır.Daha önce belli oranlar zikrederek ve-kalet ücretinden bahseden sendika yö-netimi kararını değiştirerek işçilerinalacak davalarına ücretsiz bakma kararıalmıştır. Madem ücretsiz bakacaktınızneden daha önce ücretsiz bakacağınızıaçıklamadınız? Neden önce ücretli ba-kacağınızı açıklamışken sonra karardeğiştirdiniz? Üç kuruş maaşla zar zorgeçinen işçilerden alacağınız vekaletücretinin peşindeyken neden karar de-ğiştirdiniz?

Nedenini biz söyleyelim; Devrimciİşçi Hareketi tekerinize çomak soktu.Bu kadar basit. DEVRİMCİ İŞÇİ HA-REKETİ’NE DÜŞMANLIĞINIZINASIL NEDENİ BU. DİH işçileri sö-mürmenizin önünde engel.

ÇürüyenPatron SendikacılarıAynı ZamandaÇürütmektedir

Devrimcilere saldıran, linç saldırılarıdüzenleyen patron sendikacılarının işçisınıfına bir hayrı yoktur.

İşçiler kendi örgütlülüklerini kurmakzorundadır.

Bugün için işçilerin öz örgütlülüğüMECLİSLERDİR. Meclisler din, inanç,milliyet ayrımı gözetmeksizin herkesinüye olabildiği, kararların birlikte tar-tışılarak alındığı, herkesin bir oy sahibiolduğu, karar alınana kadar tartışmanınserbest olduğu, karar alındıktan sonrao kararın uygulanması için herkesinemek harcadığı örgütlenmelerdir. Mec-lisler işçilerin kendilerini yönetme ay-gıtlarıdır. İşçiler meclisler aracılığıylayönetmeyi öğrenirler. Sorunlarına ken-dileri sahip çıkarlar. Ve sorunlarınıkendileri çözerler. Kırk türlü hilenin,üçkağıdın döndüğü, para ile her şeyinsatın alındığı, tek amacın patronlarahizmet olduğu sendikalarda zaman öl-dürmezler.

Meclisler hangi partiye oy vermişya da üye olursa olsun herkese açıktır.Meclislerde işçilerin dinine, inancına,milliyetine bakılmaz. Emek, sömürüçatışmasında kimin safında olduğunabakılır. Emeğin safında olan herkesmeclislerde çalışabilir.

Meclisler işçilerin gündelik sıradansorunlarının tartışılıp çözüldüğü yerlerolduğu gibi aynı zamanda ülkemizinve dünyanın demokrasi mücadelesinede katkı sunmaya çalışan örgütlenme-lerdir. İşçilerin özgürleştiği, öğrendiğive öğrettiği örgütlenmedir. Meclisleremeğin hakkını savunur.

Bu nedenle işçiler meclislerde ör-gütlenmelidir.

Meclisler okuldur. Öğretmenve öğrencidir. Meclisler bizimdir,işçilerindir.

DİSK’in Araçlarını Teşhir Ediyoruz

Bu son model araç DİSK Başkanı Kani Beko’ya ait kiralık araçtır.Bundan DİSK/Genel-İş’te şu an 5 adet var. Bolu’da Koru Otel’dekitoplantılarına da bu araçla geldiler.

Devrimci İşçi Hareketi

Tüm Yoksul Mahalleler Bizim Olacak

Katil Polisleri MahallelerimizeSokmayacağız

İzmir’de Halk Cepheliler 11 Eylül’de Yürüyüşdağıtımına çıktı. Ajitasyon ve propagandalarlasüren dergi dağıtımı sırasında AKP’nin katil polislerisivil araçlarla dergi satışını taciz etti. Sonrasındaarabalardan silahlarla inen katiller Halk Cephelileriişkence ile gözaltına aldı. Bir halk Cepheliningözüne tekme atıldı ve çocuk şubeye götürülenHalk Cephelinin ise kolu çatladı. Gözaltına alınanCan Karakaya, Turgut Onur, Fırat Kaya, UmutYalım aynı gün içinde serbest bırakıldılar.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

441OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 42: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Oya Baydak’ın DirenişiniFiili Olarak Bitirtme (!)Kararı Aldı

DİSK Başkanlar Kurulu direnenişçi Oya Baydak ve devrimcilere ye-niden saldırmaya ve linç etmeye ha-zırlanıyor.

Oya Baydak 2 ayı aşkın süredirDİSK Genel Merkezi önünde dire-niyor. Genel-İş tarafından keyfi olarakişten atılan Oya Baydak işi, onuruiçin direniyor. Patron sendikacılarınınişçi düşmanı yüzlerini teşhir etmekiçin direniyor.

Bu yüzden de işçi düşmanı patronsendikacılarının saldırılarına uğruyor.Son olarak DİSK binası önünde linçsaldırısına uğramıştı. Oya Baydakve yanında bulunan devrimciler; KaniBeko, Remzi Çalışkan, ArzuÇerkezoğlu tarafından örgütlenenlinç saldırısına uğradılar. Devrimcilersorumlu davrandılar ve sadece ken-dilerini korumaya çalıştılar. Bu ne-denle sadece devrimciler yaralandı.Bu saldırı sonucu, bir devrimci ame-

liyat oldu. Linç kültürü halk düş-manlarınındır. Halk düşmanlarınınçözümüdür. Yukarıda saydığımız sen-dikacılar linççidir.

Sorunun çözümü basittir. İşçilerisatan, işçisini işten atan, direnen iş-çiye-devrimcilere linç saldırısı ör-gütleyen patron sendikacıları istifaedecekler. Halka ve işçilere hesapverecekler. Onlar işçilerin haklarınısavunamazlar. İşçilerin haklarını ko-ruyamazlar. Zaten böyle bir şeyi deyapmıyorlar.

Ama patron sendikacılarının tekçözümleri linç. 15 Eylül 2015 tarihindeyapılan DİSK Başkanlar Kurulu’ndanyeni bir linç kararı çıktı.

Bu karara göre; Oya Baydak aslaGene-İş’e geri alınmazmış, DİSK’inönündeki eylem DİSK’in çalışmasınıengelliyormuş. Bu nedenle DİSK’ebağlı sendikalar DİSK’i kurtaracak-larmış. Yani DİSK, yeni bir linç sal-dırısı örgütlüyor. Bu sefer DİSKüyesi diğer sendikaları da kullana-caklarmış. Yapın. Ama unutmayın,er ya da geç hesap vereceksiniz.

Kurtulamazsınız.Çürüyen, çürütüyor da.

DİSK/Genel-İş tarafından örgütlenenlinç saldırısı yetmezmiş gibi şimdide DİSK’e bağlı diğer sendikalarlabirlikte linç yapacaklarmış.

İşte patron sendikacılarının gerçekyüzü budur. En büyük düşmanlarıdevrimcilerdir. Çünkü devrimcileronların yüzündeki sahte işçi dostumaskesini yırtıp atanlardır. Patronsendikacılarının gerçek yüzünü dev-rimciler göstermektedir.

Halkımız, İşçiler!Patron sendikacılarının örgütle-

meye çalıştığı yeni linç saldırısınıönleyelim. Patron sendikacılarını ko-valım. Bu patron sendikacıları artıkmafyalaşmıştır. Hiçbir değerleri kal-mamıştır. İşleri güçleri işçileri satmak,devrimcileri linç etmektir. Bütünenerjilerini linç planları yapmak içinharcarlar. Direnen işçileri ve dev-rimcileri linç etmek için harcadıklarıemeğin binde birini işçiler için har-casalardı işçi sınıfı bugün çok daha

DİSK Başkanlar Kurulu,

“Oya Baydak Direnişi İle İlgili Komisyonunun;

Oya Baydak’ın İşe Dönüşü İle İlgili Kararını TanımadıYürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!442

Page 43: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

ileride olurdu. Daha çok haklarasahip olurdu.

Bu Vesile ileTTB, TMMOB veKESK’e Çağrımızdır!

Yeni linç saldırısından sorumlu-sunuz. İlk linç saldırısında açıkçalinççilere destek oldunuz. Linççileresahip çıktınız. İşte, şimdi yeni birlinç saldırısı örgütleniyor. Eğer bulinç saldırısı gerçekleşirse sorumlu-lardan biri de siz olacaksınız. Çünkülinççilere cesaret verdiniz. Unutmayız.Sorumlusunuz.

İşçiler, Halkımız!İşte bugünkü DİSK Başkanlar

Kurulu toplantısında yapılan tartış-malar. Okuyun ve DİSK’in yöneti-cilerini tanıyın. Daha önce DİSKBaşkanlar Kurulu tarafından bir heyetatanmış ve yaşanan sorun ve çözümyolları üzerine rapor hazırlaması is-tenilmiş. Bugün hazırlanan bu raporbaşkanlar kurulunda tartışılmış. Linççipatron sendikacıları başta Kani Beko,Remzi Çalışkan, Arzu Çerkezoğlu,Nebile Irmak Çetin olmak üzereMaden-Sen başkanı Tayfun Görgünyazılı raporun yok sayılması ve or-tadan kaldırılmasını tartıştırmıştır.Çünkü yazılı rapor Oya Baydak’ınişe geri dönüş talebinin haklı olduğuve Genel-İş Sendikası’ndaki işinegeri alınması yönündedir. İşteBaşkanlar Kurulunun demokrasisibu kadardır. Rapor işlerine gelmemişve yok etmeyi, ortadan kaldırmayıdüşünmüş ve tartışmışlardır. Raporuhazırlayan komisyon üyesi sendika-cıların karşı çıkması üzerine raporimha edilmemiştir. Ama rapordakigörüşleri dikkate almamayı ve OyaBaydak’ın kesinlikle Genel-İş’tekiişine geri dönemeyeceği kararı alın-mıştır.

Raporun Yok EdilmesiniÖneren İseDİSK/Maden-Sen GenelBaşkanı Tayfun Görgün!

Şu Soma Maden Ocakları katliamdavasının duruşmasına bile gelmeyenTayfun Görgün. Maden katliamından

sağ kurtulan işçilere sahip çıkmayan,işçiler adeta zorla DİSK’e üye olmayaçalıştıkları halde hiçbir şey yapmayanTayfun Görgün. Maden işçilerininkanını içen Tayfun Görgün’e sorun;senin demokrasin bu mu? Raporişime gelmezse yok ederim. Siz böylemi çalıştınız? Böyle mi sendikacılıkyapıyorsunuz? Ne zamandan beri iş-çilerin işten atılmasına, direnen iş-çilerin ve devrimcilerin linç edilme-sine destek olmaya başladın? Kimsinsen? Sana ne diyelim? Mafyacı mıdiyelim? Neden aklına başka bir çö-züm gelmez? Senin faşist MHP’den,polisten, patronlardan farkın ne?

Yine toplantıda söz alan DİSK/Limter-İş Başkanı Kamber Saygılısorunun Devrimci 1 MayısPlatformuna taşınmasını, sol kurum-ların desteği alınarak linç saldırısıörgütlenmesini önermiş. KamberSaygılı, seni iyi tanıyoruz. SenTuzla’da tersane işçilerinin direnişineönderlik eden sendikanın başkanıdeğil misin? Orada direnen işçilerfarklı mı? Orada direnen tersane iş-çileri polisin linç saldırısına uğramıştı.Orada da tersane patronları imajımızzarar görüyor diyerek saldırı tali-matları verdiler. Şimdi de aynı şeyisen yapıyorsun. Neden? Ya sen neyapıyorsun? Nedir hesabın açık söyle.Düşmanlığının nedenini açık söyle.Hemen söyleyelim biz hiç değişme-dik. Dün ne isek bugün de oyuz.Dün direnen tersane işçilerinin ya-nındaydık, Tuzla’da idik. Şimdi dedirenen işçilerin yanındayız.

İşçiler, Halkımız!Biz kolay kolay kimseye patron

sendikacısı demeyiz. Kani Beko,Remzi Çalışkan bu sıfatı büyük emek-ler harcayarak kazandılar(!) İşte, işçisınıfının tarihine suç olarak kayıtedilen ve unutulmayacak olan suç-ları:

İzmir’de, Büyükşehir Belediyesiişçilerini sattılar. İşçiler satıldıklarınıanlayınca sendikayı basıp yakala-dıkları yöneticileri dövdüler.

Şişli Belediyesi işçilerinin kazan-dığı genel kurulu belediye başkanıMustafa Sarıgül’le işbirliği yaparaksattılar. Genel kurulu iptal ettirdiler.

Mustafa Sarıgül’le birlikte ortak listeçıkartıp kazandırdılar.

Beşiktaş Belediyesi’nin şirketiBELTAŞ’ın kapanıp, işçilerinin ta-şerona geçirilmesini belediye baş-kanıyla birlikte başardılar. İşçilerşimdi taşeron işçisi.

Kendi işçileri Oya Baydak’ı sa-dece devrimcilerle dostluk yapıyordiye işten attılar.

İşten attıkları için direnen işçiyelinç saldırısı örgütlediler. 1.000’erTL vererek Diyarbakır, İzmir,Mersin’den getirdikleri insanlarlalinç saldırısı örgütlediler. 20 devrimciyaralandı.

1 Mayıs’ta işçileri polisin karşı-sında bırakıp eylemi erken bitirmeyeçalıştılar. Halk onlara rağmen çatış-maya devam etti.

Haziran Ayaklanması’nda “por-takal gazı kanser yapıyor” diyerekhalkı polisin karşısında bırakıp kaç-tılar. Portakal gazını halk yedi.

Tutsak düşen devrimcileri “İşKanunu emrediyor” diyerek işten at-tılar. Halbuki İş Kanunu’nda böylebir düzenleme yok. Nitekim Soma’da301 madenciyi katleden Soma kö-mürleri tutuklu mühendislerine halenmaaş ödüyor.

Son OlarakLinç GüruhunaHatırlatmak İsteriz;

Cahillik yapmayın. Tarihe bakın.Eğer linçlerle, faşist saldırılarla sonuçalınabilseydi devlet sonuç alırdı.Patronlar sonuç alırdı. İşçilerin di-renişlerine saldıranlar, patronlar veonların işbirlikçileridir. Siz de pat-ronlaştınız. Linç örgütleyenler kay-betti, yenildiler. Çünkü tarihselolarak yeniklerdir. Siz de öyle. Sizde tarihsel olarak bir ölüsünüz. İşçisınıfının, sizi sırtından atması uzunsürmeyecektir.

Suçlarınızın yarattığı direnişinçözümü basittir. İstifa edeceksiniz.İşçi sınıfına ve devrimcilere karşıişlediğiniz suçların hesabını vere-ceksiniz.

Devrimci İşçi Hareketi16 Eylül 2015

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

443OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 44: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Sarıyer Belediyesi İşçileriDirenişlerinin 124. Günü

CHP’li Sarıyer Belediyesi işçileri açlık sınırındaişçilerini çalıştırıyor. Temel ve zaruri ihtiyaçlarınınhiçbirini karşılamaksızın, güvencesiz çalıştırılanişçiler; 124 gün önce temel ihtiyaçları için direnişegeçtiler ve bugün başkanlık binası kapısına kendi-lerini zincilerleyerek CHP’li Belediye BaşkanıŞükrü Genç’i protesto ettiler.

4 ay önce de temel ihtiyaçları çerçevesinde dire-nişe geçtiler.

Nedir talepleri bu işçilerin? Başta işlerini geriistiyorlar.

Haklarını istiyor işçiler;Yeni ihalede maaşlarına zam istiyorlar. Asgari

ücret 1500 TL olacak diye işçilere vaatte bulunanCHP, kendi yönetimde olduğu belediyede aylık1000 TL ücret alan işçileri, zam istedi diye iştenattı. Ramazan ve Kurban bayramlarında erzak yar-dımı talep etti işçiler. Bu nedenle işten atıldılar.Kim haklı; CHP mi, işçiler mi?

Park ve bahçelerde çalışan bu işçiler kışınsoğukta, yağmurda korunmak için ve üstünü değiş-tireceği bir yer talep ettiği için işten atıldı. İşteCHP’nin halkçılığı! Hiç boşuna AKP’yi göstererek,kendilerinin sosyal demokrat ve halkçı olduklarıpropagandasını yapmasınlar. Halk yaşadıklarına vekendisine yaşatılanlara bakar. Ama biz haykırmayadevam ediyoruz. Son sözü direnenler söyler!

Devrimci İşçi Hareketi15 Eylül 2015

Şişli Belediyesi’nde örgütlenme çalışması yapan ŞişliBelediyesi İşçileri Meclisi Hukuk Komisyonu işçilerinkazandığı “muvazaa davasının” taşeronda çalışan işçilerinkadrolu işçilerin haklarından yararlanması ve ardından açıl-ması gereken ücret farklarının hesaplanmasına ilişkin dava-larda işçilerin avukatlığını ücretsiz yapmaya karar verdi.Şişli İşçileri Meclisi’nin aldığı bu kararı işçilere duyurmakiçin örgütlenme ve tanıtım çalışmalarına başladı. ŞişliBelediyesi içinde 8 Eylül’de yapılacak olan toplantınınduyurusunu yapmaya başladılar. Aynı konuda DİSK / Genel– İş Sendikası şubesi de önce 7 Eylül’de toplantı yapacağınıduyururken bunu 8 Eylül gününe aldı.

Yani Şişli İşçileri Meclisi’nin toplantısıyla aynı gün vesaatte Sendika tarafından toplantı konulmuş oldu ve bunudaha öncede yapmıştı. Şişli Belediyesi İşçi Meclisi ve avu-

katları, sendikanıntüm engelleme vekaralamalarına rağ-men ŞişliBelediyesi Makineİkmal Dairesinde150 işçinin katıldığıbir toplantı yaptı.Yapılan toplantıdaişçi meclisinin avu-katı dava hakkındaişçileri bilgilendirdive bu dava konu-sunda işçilerinsorularını cevaplan-dırdı.

Yapılan söyleşinin ardından Temizlik Müdürlüğünegeçilerek burada da işçilerle tanışılıp onlarla ilgilenmesiüzerine 14 Eylül’de saat 19.00 da bu birimdeki işçilerlede söyleşi yapılmasına karar verildi.

Aydın’ın Söke İlçesinde, Söke Belediyesi’nde taşeron firmada çalı-şan, Söke İşçi Meclisi girişimi, 11 Eylül’de bir panel yaptı. Alevi KültürDerneği Cemevi’nde yapılan panele 30’un üstünde işçi katıldı. “PatronSendikacılığına Karşı İşçi Meclisleri’nde Örgütlenelim” konulu panel-de Devrimci İşçi Hareketi, Düzce’den PTT İşçileri Meclisi, Söke İşçiMeclisi Girişimi ve Av. Süleyman Gökten konuşmacı olarak yer aldı.DİH’in yaptığı konuşmada, bugünün sendikalarının işçiler için hakarama mücadelesi yürütmediklerini ve sınıf sendikacılığı yapmadığını,patron ne derse onu yaptıkları için devrimci bir örgütlenmeye ihtiyaçolduğunu, onun için de işçilerin öz örgütlülüğü olan meclislerde örgüt-lenmesi gerektiğini ve sendikaların bugün işçileri, patronlar adına ehli-leştirme görevinin dışında, bir eylem örgütlenmesi yapmadıklarını vetoplu sözleşmelerde de işçileri hep sattıklarına değindi.

Panelde Düzce PTT İşçi Meclisi’nden bir temsilci, meclislerinasıl kurup, işletip kararları nasıl aldıklarını anlattı. Bunun yanı sıraişçilerin sınıf mücadelesi verdiğini ve sendikaların bu anlamda işçi-lere verebilecek bir şeyleri olmadığını anlattı.

Panele katılan işçilerin çoğunun taşeron işçisi olması nedeni ile Av.Süleyman Gökten, belediyelerde çalışan işçilerin çoğunun muvazaalıçalışma durumu denilen bir durumda olduklarına ve isterlerse işyerleri-ne Muvaza davası açabileceklerine dikkat çekti.

Söke İşçi Meclisi Girişimi adına konuşan işçi, bir an önce kendiçalışmalarını, bir girişim olmaktan çıkarıp, meclis olarak çalışmayabaşlamanın önemine değindi. Saat 20:00’da başlayan panel 2 saatsonra sona erdi.

Birleşecek İşçi MeclisleriniKuracak ve Kazanacağız!

Patron SendikacılarınınRant Kapılarını Tek Tek Kapatacağız

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!44

Page 45: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Geleneksel Halk Sofrası Pikniği,13 Eylül Pazar günü, büyük coşkuylagerçekleşti. Yağmura rağmen büyükbir coşkunun hakim olduğu pikniğesabah saatlerinden başlayarak gelenleroldu. İstanbul’un yoksul mahallele-rinden otobüslerle gelen halk, piknikalanının etrafında masalara kurulansofralarda birlikte kahvaltı yaptı. Yeryer yağmur altında halaylar çekengruplar, pikniğin güzelliklerinden bi-rini oluşturdu. Pikniğe tulum eşliğindehoran oynanarak başlandı. 1 saat bo-yunca tulum eşliğinde çekilen ho-ronda, kitlenin coşkusu daha da arttı.

Horonlardan sonra Halk Cephesi’ninhazırladığı öğlen yemeğinin dağıtımınabaşlandı. Uzun yemek kuyruğunda“kaynak” yapanlar arasında tatlı şaka-laşmalar yapıldığı görüldü. Yemek ye-nildikten sonra tüm devrim şehitleriiçin bir dakikalık saygı duruşunda bu-lunuldu.

Saygı duruşunun ardından sahneyeHalkın Hukuk Bürosu avukatlarındanEbru Timtik çıkarak, bir gece yarısıinfaz edilen müvekkilleriGünay Özarslan ile ilgilikonuşma yaptı. Yaptığı ko-nuşmada “Günay, infazmangalarına karşı size tes-lim olmayacağım, dedi vekatledildi. Günay’ımızınüzerinde 15 kurşun yarasısaydık. Size teslim olma-yacağımın bedeli, 15 kur-şunun bedenine sıkılmasıoldu” diyen Timtik, ko-

nuşmasını “biz de onun söylediğigibi katillere teslim olmayacak Günayiçin adalet mücadelemizi büyüteceğiz”diyerek konuşmasını bitirdi.

Piknik alanında Diren Kazovaaçtığı stantta elleriyle ürettikleri ti-şörtlerin tanıtımını yaptılar. Ayrıcapiknik alanı pankartlarla süslendi.Daha sona sahneye Sarıgazi’nin se-vilen müzik grubu, Grup UmutYağmuru çıktı. Söyledikleri marşlarlasavaşı ve mücadeleyi büyütmeye dairumutları arttırdı.

Grup Umut Yağmuru, alkışlarlasahneden uğurlandıktan sonra, sıraylahalat çekme ve çuval yarışmaları ya-pıldı. Çekişmeli, bol kahkahalı ve bol“hileli” geçen ve hile yapanların dis-kalifiye edildiği yarışmalardan sonraİdil Halk Tiyatro Topluluğu’nun ha-zırladığı ve beğeniyle izlenen “AdaletArıyorum” tiyatrosu gösterildi.

Tiyatroda devletin adaletsizliğineve gerçek adaletin “bir Şafak vaktigelecek adalet ve o zaman tüm halk

Bahtiyar olacak” denilmesiyle bitirildi.Tiyatro gösteriminin ardından sahnedeHalk Cephesi adına konuşma yapıldı.Konuşmada, 9 gündür katliamlarlateslim alınmaya çalışılan, Cizre hal-kına yaşatılan acılardan ve örgütlüCizre halkının kurşun yağmurlarına,katledilen evlatlarını buzlarla ovarak,direnmeye devam ettiğine vurgu ya-pıldı.

Yaşanan süreçte insanların sokakortasından kaçırıldığı, ağızlarınınbantlanarak, şubelerde falaka ve ben-zeri işkencelere uğradığı, sorgusuzsualsiz gece yarısı infazların gerçek-leştiği ve buna karşı Amerikan kur-şunlarına karşı taşlarıyla direnen 51yaşında Hatice Aşık’ların da var ol-duğuna vurgu yapıldı.

Halk Cephesi sözcüsü son olarakpiknik bitiminden sonra, piknik ala-nından Halk Meclisi’ne kadar Cizrehalkı için yürüyüş yapılacağı ve 10kişilik bir heyetin tüm halkın öfkesinikuşanarak temsili ziyaret için Cizre’yegideceğini aktardı. Halk Cephesi açık-

laması sonrası sahne,umudun susmayan tür-küsü ve bitirilemeyenhalayların adı GrupYorum’a verildi. GrupYorum’un sevilen tür-küleri hep birlikte söy-lendi. Halaylarla coşku-nun doruk noktasına çık-tığı piknik, "Cephe" ve"Gündoğdu" marşı söy-lenerek bitirildi.

Faşist Saldırılara ve Provokasyonlara Karşı;Halk Sofrasında, Halkların Birlikteliğini Büyütüyoruz

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

45OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 46: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Yürüyüş: Anadolu halk ko-roları hakkında bilgi verir misi-niz? Koroları kurma kararınınasıl aldınız, kaç koro var şuanda, korolarla bu güne kadarneler yaptınız?

Grup Yorum: Anadolu'nun ka-dim tarihinde ne varsa, Yorum'unmüziğinde görebilirsiniz. Bu tarihibağlar geçmişle sınırlı değildir. Yanidünü anlatırken, bugünü aydınlatmayıhedefler bizim müziğimiz. Bu bağlarıgüçlü tutmak da Anadolu gibi olmak,Anadolu gibi yaşamaktan geçer. Yani"halk olmaktan, halk gibi yaşamak-tan" geçer. Yaşadığımız topraklar ta-rihiyle olduğu kadar kültürel yanla-rıyla da çok zengin. Bu zenginliğiortaya çıkarmak, onu geliştirmek isebaşlı başına bir iş. Fakat bu işi birileriyapmak zorunda. Geçmişe dönüpbaktığımızda ustalarımızı görüyoruz,bu işi layıkıyla yerine getirmek içinemek harcayan ustalarımızı...

Bu kültür gelişsin, diyarları aşsındiye bedel ödeyen ustalarımızı gö-rüyoruz. Onlar Ruhi Su’lardır,Mahzuni’lerdir, İhsani’lerdir,Dadaloğlu’lardır... Biz de onlarınizinde, onların öğrencileri olarak butopraklara kurtuluş umudu taşıyantürküler yapıyoruz. Ama Anadolu’yusevmek yalnızca ona türküler yak-makla olmuyor. Anadolu’nun her kö-şesinde olmak, oralarda soluklanmak,tüm bu kültürel çeşitliliği ve zenginliğihissetmek gerekiyor. Maalesef birsanatçının ya da bir grubun ömrü yada koşulları buna el vermez. Tabiiörgütlü bir sanatçı değilse. GrupYorum bir okul olma özelliğiyle bunubaşarabilir diye düşünüyoruz. Çünküörgütlü olmak milyon tane göz, mil-yon tane kulak demektir. Ölümsüzlükdemektir. Anadolu’da yaygın ve sü-rekli bir halk korosu çalışmaları budüşüncelerle ortaya çıktı. "Her kapıyı

çalmalıyız." Evet busloganla başladı buçalışma. Köy, kasaba,mahalle... her kapıyıçalıp bu aileyi bü-yütmek istedik.Kendi yöresinin tümözelliklerini bilen,kendi halkının sorun-larına hakim halk ko-roları kuralım istedik.

Büyük kolektif bir çalışmanın,halkımızın mücadelesine de büyükkatkıları olacağını düşündük. Örneğinher bölgede ya da şehirdeki korolarkendi festivallerini düzenleyip, kendigündemlerini etkinliklerine taşıya-bileceklerdir. Üretimler kolektif birbiçimde gerçekleşip Grup Yorum ai-lesinin çok daha zengin ürünler ver-mesini sağlayacaktır. Bu şekilde 2014yılı itibariyle Bursa, Eskişehir, Ankara,İzmir, Antalya, Adana, Dersim veAntakya'da koro çalışmalarımıza baş-ladık. Daha sonra bu çalışmaya Amedde katıldı. Grup Yorum elemanlarıolarak bu şehirlerde belirli periyot-larda dersler verdik. Koroların bu-lunduğu bölgelerde yaptığımız kon-serlerde korolarımız hep arkamız-daydı. Ayrıca bu yaz yaptığımız 30.yıl konserlerimizin hem gönüllü ça-lışanları oldular hem de sahnede yeralarak sesimize ses kattılar.

Bu yıl da yeni dönemde, yeni ar-kadaşları da bu büyük koroya katarakdaha çok güçlenmeyi hedefliyoruz.Şimdiden tanıtım çalışmaları başladı.Önümüzdeki yıl çıkacak bir türküalbümünün hazırlıkları da Anadoluhalk koroları tarafından başlatıldı.

Yürüyüş: Korolar üzerindehedefleriniz var mı? Varsa nedir?

Grup Yorum: Korolarımızla biralbüm çıkarmak istiyoruz ve bu al-bümlerin devamını getirmek istiyoruz.

Albüm çalışması için repertuar oluş-turmaya başladık. Ardından bütünillerdeki korolarla İstanbul’da büyükbir konser örgütleyeceğiz. GrupYorum Halk Korosu konseri ile marş-larımızı, türkülerimizi seslendireceğiz.Şiirlerle, halaylarla zenginleştireceğizsahneyi. Yani halk çocuklarını, halkınsanatçıları olarak yetiştireceğiz. Hersene yaptığımız Bağımsız TürkiyeKonseri’nde sahneye çıkacaklar. Tabibunlarla da kalmıyor, artık her ildekorolar kurmaya başlayınca hedef-lerimizi de büyütüyoruz, hayallerkuruyoruz ki bunu başarabileceğimizibiliyoruz. İstanbul’da, İzmir’de,Hatay’da ve diğer illerde yüzlercekişilik korolarla, beşyüz kişilik korolaroluşturduğumuzu düşünün. Ve bunuadım adım büyüteceğiz.

Yürüyüş: “Grup YorumHalktır” sloganı korolarlabirleşince nasıl bir hedef çıkıyorortaya?

Grup Yorum: Grup Yorum hal-kın çocuklarıdır. Biz halkın çocuk-larıyız ve halkın çocuklarını da halkınsanatçıları olarak yetiştireceğiz. Sanatyapmak sadece imkanı olan çok azsayıda insanın yapabildiği bir şeygünümüzde. Biz sanatımızı milyon-lara ulaştıracağız. Şimdiye kadar us-talarımız çok büyük mücadele ver-diler, Karacaoğlan’lar, Ruhi Su’lar,Mahsuni’ler bize büyük bir mirasbıraktılar. Grup Yorum'la birlikte,

Halk İçin Sanat,Grup Yorum ve Anadolu Halk Koroları’yla

Yok Edilemeyecek Bir Güç Haline Gelecek!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!46

Page 47: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Grup Yorum Halk Korolarıyla birlikteartık halk için sanat yok edilemeyecekbir güç haline gelecek. Daha da ötesi;bizi sömüren, yozlaştıran, tarihimiziunutturan, soysuz sopsuz bırakmakisteyen Amerikan kültürüne karşı sa-dece kendimizi savunacağımız değil,aynı zamanda onu yok edeceğimiz,Anadolu kültürünü milyonlarca in-sanla birlikte büyüttüğümüz bir mü-cadelenin adı olacak. Grup Yorum30 yılda yok edilemediğini gösterdi.Hedefimizi büyütüyoruz, 70 milyonhalkımızla birlikte, yoz kültürü yokedeceğiz.

Yürüyüş: Bazı illerde koroüyelerinin ailelerini arayıp te-dirgin etmeye çalışıyorlar. Bunlarıkim yapıyor ve amaçları nedirsizce?

Grup Yorum: Elbette polistirbunu yapan. Amacı da korocuları-mızın çoğalmasını engellemek, biziyeni yerlerde koro çalışması yapamazhale getirmek. Daha önce de dene-dikleri yöntemler bunlar. Çocuk or-kestramızdaki çocukların ailelerini,kültür merkezimize gelip giden genç-lerin ailelerini vs. ararlar ve hep aynımasalı anlatırlar. Çocuğunuz nereyegidiyor biliyor musunuz? Teröristlerdemagojisi yani. Her defasında de-niyor, ya tutarsa diye. Genelde debaşarılı olamıyorlar.

Bakalım AKP iktidarının geçmi-şine, ne vermiştir sanat adına halkı-mıza bu zamana kadar. Hiç...Halkımızı yozlaştırmaktan, sömürüçarkından kafasını kaldıramaz halegetirmekten, yoksulluktan başka hiç...Sanatın hiçbir dalına ayıracak dakikasıkalmamıştır halkımızın. Umudun,inancın, başkaldırının, kendine gü-venin, değerlerimizin olduğu yerdehemen faaliyete başlar AKP ve polisi.Her türlü yozlaşmanın, ahlaksızlığın,değersizleşmenin teşviki onların ik-tidarında kat be kat artmıştır. Değilbir enstrüman çalmayı öğrenmek,resim yapmak, tiyatro oyuncusu ol-mak bunların izleyicisi bile olamazhale getirilmiş halkımız. Yaşı ne olur-sa olsun...

Oysa biz AKP'nin ve onun poli-

sinin tüm baskı ve tehditlerine rağmenbüyüyoruz, daha da büyüyeceğiz.Onlar evleri, aileleri arayacak kadaraciz, zavallı ve gayrimeşrudur. Oysabiz alenen yapıyoruz. Amaçlarımızı,hedeflerimizi, çağrılarımızı açıktanilan ediyoruz. Hatta derslerimizi ya-yınlıyoruz internette. Meşruluğumuzladevam edeceğiz. Düzen çürütür, dev-rim temizler diyoruz. Onların kirlet-meye çalıştığı, çürütmeye çalıştığıyediden yetmişe halkımızı, biz dev-rimimizin düşleri ile, meşruluk bilinciile, emek ile, sevgi ile yetiştireceğiz.Ne biliyorsak öğreterek, paylaşarakbüyüteceğiz korolarımızı.

Bu işin yaşı yok, sanatın, üret-menin, öğrenmenin yaşı yok. Bunugöstereceğiz. Düzenin özel yeteneklerolarak yağlayıp balladığı, allayıp pul-ladığı "star"lara karşı halkımızın coş-kun ve billur sesi ile cevap vereceğiz.

Halkımızın geleceği devrimcilereemanet edilmiştir. Bu emanete şimdidensahip çıkmak ve polisin, faşizmin sal-dırılarına karşı hedeflerimizi büyütmekzorundayız. 30 yıllık birikimimiz, ta-rihimiz, gücümüz; polisin komplo vetehditlerinden daha güçlüdür.

Yürüyüş: Halk Korolarındanasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

Grup Yorum: Korolardaki ça-lışmamızın 2 boyutu var. Biri teknik,diğeri teorik. Teknik çalışmalarımız,sesini doğru kullanmayı öğreten şanve nefes egzersizleri, nota - solfej ça-lışması, şarkıyı tek sesli ya da çoksesli okuma çalışması şeklinde oluyor.Bu çalışmalar toplam 2 saatimizi alıyor.

Ayrıca enstrüman çalmayı bilenya da öğrenmek isteyenlerle de ayrıbir çalışmamız daha oluyor. Kimisineenstrüman öğretiyoruz, kimisini kurs-lara yönlendiriyoruz, çeşitli egzer-sizler veriyoruz. Ya da enstrümanateşvik ediyoruz, ihtiyaç olan enstrü-manı koro öğrencilerinin öğrenme-lerini istiyoruz.

Bu çalışmaların dışında müziğimizneden devrimcidir, devrimci sanatçılıknedir, sanat ile halk arasında nasıl birilişki vardır - olmalıdır gibi çalışma-larımız da oluyor. Sadece teknik olarakbilgili müzisyenler değil güçlü, halkını

ve vatanını seven, değerlerine, kültü-rüne bağlı insanlar yetiştirmek isti-yoruz. Bu nedenle teknik çalışmalarkadar teorik çalışmalara da büyük birönem veriyoruz. Ülkemizde birçokkurs, koro vb. vardır. Ancak bizimkoromuzun en önemli özelliği sanat-çının da halkın bir parçası, halkın ço-cuğu olduğunu anlatıyoruz. Halkınen önemli sorunları sanatçıyı da ilgi-lendirmeli, sanatçı halkla birlikte mü-cadele etmeli. Ustalarımızdan, RuhiSu’lardan, Dadaloğulları’ndan örneklerveriyoruz. Yani bizim çok güçlü, çokzengin bir kültür tarihimiz var, bunlarıda anlatıyoruz dersimizde.

Yürüyüş: Son olarak eklemekistediğiniz bir şey var mı?

Grup Yorum: Gençlerimize ses-leniyoruz, gelin Grup Yorum Halkkorosuna katılın, “sesim kötü” diyekimse düşünmesin, emek ile, çalışmaile kısa sürede şarkı söyleyebilir halegeliyoruz, ki halk korolarımız bununen güzel örneği. Halkımıza sesleni-yoruz! Çocuklarınızı bize gönderin,Grup Yorum ailesi içinde hayatlarınınen güzel, en anlamlı günlerini yaşa-yacaklar. Yeni dönem kayıtlarımızbaşladı, halkımızı korolarımıza ka-tılmaya çağırıyoruz.

Onursuz AramaYapmak

Şerefsizliktir!İzmir’de TAYAD’lı Aileler 9

Eylül’de, Kırıklar F Tipi Hapishanesiönünde, tutsaklara hastane giriş çı-kışlarında uygulanan ‘Çift Kelepçe’işkencesini ve görüşçülere dayatılanonursuz arama işkencesini protestoetmek için bir basın açıklaması dü-zenledi. Açıklamada, faşizmin; dev-rimci tutsaklara saldırmayı hiç ihmaletmediğini ama devrimci tutsaklarında en büyük saldırılar karşısındatek başına kalmak pahasına olsabile direndikleri ve kazandıkları be-lirtildi. Açıklamaya 10 kişi katıldı.Tutsakları ve aileleri sahiplenen slo-ganlarla açıklama bitirildi.

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

47OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 48: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Halk meclisleri; halkın söz ve ka-rar sahibi olduğu öz örgütlenmeler-dir.

Halk meclislerinin kuruluş amaç-ları; halkın sorunlarını çözmek, halkadönük saldırıları püskürtmek ve dü-zene alternatif bir yaşam biçiminintohumlarını ekmektir.

Halk meclisleri kurulduğu gün-lerden bugüne kadar, kurulduğu ma-hallelerde birçok sorunu çözmüş vesonuç almıştır. Denilebilir ki bugünyoksul halkın yaşadığı mahallelerdehalkın her türlü sorunlarını konuşa-cağı, çözüm arayacağı, çözüm bula-cağı yegane yerlerdir.

O zaman binbir emekle kurduğu-muz, bugünlere getirdiğimiz halkmeclislerinin; daha verimli işletilmesiiçin, halk meclislerinin faaliyetlerinidaha fazla yaygınlaştırmalıyız ve sü-reklileştirmeliyiz.

Halk meclislerinin faaliyetlerininsüreklileşmesini sağlamak; düzenlibir program çıkartmakla, o programailişkin görevlendirmelerle ve verilengörevlerin denetlenmesiyle olur. Dü-zenli ve sürekli bir programı olmayanbir meclisin, faaliyetlerinin düzenliolmasını beklemek yersiz olur. Çı-karacağımız programlar halkın somutihtiyaçlarına cevap verecek, alt altasıralanmasından başka bir şey değildir.

Çıkarılacak programların sahiple-nilmesi ve hayata geçirilmesi için görevverdiğimiz insanların ikna edilmesi;programı çıkarmaya göre daha da zor-lanılan bir aşama olarak bizi zorlasada bu ikna etme işinde ciddi bir emekharcamalıyız. Bunun için karşımızdakiinsanı tanımak, onu yapacağı konusundamotive etmek, neyi nasıl yapacağınıanlatmak ve nasıl yapacağını göstermek,yapacağı işin kurallarını koymak gerekir.Örneğin gizli yapılması gereken birçalışmayla gizlilik kurallarımızı bir biranlatmalıyız; konuyu bir eğitim çalış-masına dönüştürmeliyiz ve mutlakadenetlemeliyiz. Denetlemeyi de ciddiyealmalıyız. Görevi verdim demekle,

hiçbir şeyin olmadığını defalarcayaşamışızdır. Denetlemek, ayrıntılıolarak yapılan-edilen neyse onudikkatlice dinlemek, dinlerken so-racağımız soruları not almak vekonuşma bittikten sonra neden so-rularıyla muğlak, belirsiz kısımlarınetleştirmek ve nasıl yapılacağınıyeniden anlatmaktır.

Halk meclislerinin faaliyetle-rini yaygınlaştırmak ise bitmekbilmez, tükenmez bir kitle çalış-ması demektir. Peşpeşe halk top-lantıları demektir. Kitlenin, halkınbilgilendirilmesi için çağrılar yap-mak, bildiriler basmak ve dağıt-mak, halkı bilgilendirme anonslarıyapmak, duvar gazeteleri çıkart-mak, afişlemeler yapmaktır. Yaniajitasyon ve propagandayı yaygınbir şekilde kullanmaktır.

Kitle çalışmasında en etkili yolise kapı kapı yapılan çalışmadır. Bi-rebir, yüzyüze halkla ilişkidir, soh-bettir. Kitle çalışması yaparken dikkatedeceğimiz en önemli şey kitle ça-lışması yapıyoruz diye yola çıkarken,sadece yakın çevremizdeki kitle ilesınırlı kalmaktır. Kimi zaman tem-belliklerimiz, kimi zaman bilgisiz-liklerimiz bizi böyle davranmaya ite-bilmektedir.

Bunun çözümü; kitle çalışmasıyaptığımız yerdeki bütün evlerin ka-pılarını çalmak, esnafları dolaşmaktır.Bu ev dolaşmaları kesinlikle bir kezgitmekle sınırlı tutulmamalıdır, birsüreklilik ve düzenlilik içermelidir.Bilgilendirme; giderek bilgilendirme-den, örgütlenmeye dönüşmelidir. So-mut olarak halkı, halk meclislerininfaaliyetlerine katmaya hizmet etmelidir.

Diyelim ki amacımız; AKP faşiz-minin ne yapmak istediğini, buna karşıbiz ne yapmalıyız, anlatabilmek veçözümün hemen temelini hazırlamakve savunmak olduğunu somut olarakhalkın önüne koyabilmeliyiz. Ve ça-lışmalara katılmalarını istemeliyiz.

Sonuç olarak, mahallelerimizde

sokak sokak, ev ev yayılmak demek;birken iki, ikiyken dört olmanın ba-şarılmasıdır. Mahallelerimizi müca-delenin ihtiyaçlarına göre komitelerlekuşatmaktır. Halk meclisleri halkınçözülmesini istediği, yapılmasını bek-lediği, yani halkın yararına olan herkonuda komiteler kurabilmelidir. Bukonuda örgütlü bir bakış açısına sahipolunmalıdır.

Bu tür kararların alınma aşama-sında ve alınan kararların olgunlaşmaaşamasında; kolektivizm ve disiplinhalk meclislerinin çalışma tarzı ol-malıdır. Kararlar mutlaka en genişhalk katılımıyla ve kolektif bir şekildekolektif bir çalışmanın sonucu olarakalınmalıdır.

Halkın karar sürecine katılmasınınen faydalı yanı, alınan kararların halktarafından sahiplenilmesinin güçlü ol-masıdır. İşte düzenli olarak yapılacakhalk toplantıları bu konuların görüşül-düğü, tartışıldığı, kararlaştırıldığı yerlerolmalıdır. Hakkını vererek yaptığımızkitle çalışmalarının ürünleri bu top-lantılar olacaktır. Aynı zamanda kaçkişiyle konuştuk, kaç kişiyi toplantıyagetirdik, kitle çalışması yapan bizleriçin bir ölçü olmalı ve mutlaka birsonraki halk toplantısında bir öncekisayıyı aşmayı hedeflemeliyiz.

Halk Meclisleri, Halkın MeclisleriMahallelerde Halkı

Savaştırabilmelidir!Halk meclislerinin faaliyetlerini yay-

gınlaştırmak ise bitmek bilmez, tükenmezbir kitle çalışması demektir.

Peşpeşe halk toplantıları demektir.Kitlenin, halkın bilgilendirilmesi içinçağrılar yapmak, bildiriler basmak vedağıtmak, halkı bilgilendirme anonslarıyapmak, duvar gazeteleri çıkartmak,afişlemeler yapmaktır. Yani ajitasyonve propagandayı yaygın bir şekilde kul-lanmaktır.

Kitle çalışmasında en etkili şey isekapı kapı yapılan çalışmadır. Birebiryüzyüze halkla girilen ilişkidir, sohbettir.

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!48

Page 49: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Halk meclisinde alınan ka-rarların uygulanması ancak di-siplinli bir çalışma ile mümkünolabilir. İçten gelen bir disiplin,uygulayacağımız karara yürekteninanmakla, kimseyi zorlamadanistekle çalışmakla hayata geçer.Alınan kararların veya verilengörevlerin hayata geçirilmesindebizi engelleyecek her türlü zaaflada mücadele etmeliyiz. Meclis-lerde yapılan her toplantımızdaeğitim konumuz olmalıdır. Top-lantılarımız bu anlamda mutlakaverimli geçmelidir. Bunun içineleştiri-özeleştiri-eleştiri silahınıçok doğru ve yerinde kullanarakçalışmalarımızın verimliliğiniarttırabiliriz.

Böyle dinamik, militan birmeclis çalışması; halkın kadro-laşmasına halkın savaştırılmasınada hizmet ederek, kurtuluşunnerede olduğunu kitlelere gös-terir. Halk meclisleri, halkın özörgütlenmeleri olarak; halk ik-

tidarına alternatif olma düşün-cesini de bilinçlere taşımalıdır.Yani halk meclisleri; mahalle-lerde halkın sorunlarını çözenkurumlar değil, aynı zamandasosyalist ilişkilerinde güçlene-ceği yerlerde olmalıdır. HaziranAyaklanması’nda televizyonlarada yansıyan o görüntüleri ha-tırlayalım. Halk meclisleri ka-rarlar alıyorlar, yaşamı örgütlühale getiriyorlar, her ihtiyacındüzenli bir şekilde karşılanmasıiçin komiteler kuruyorlardı.Orada yaşanan önemli şey budüzenin dışına taşınca, birlikteher şeyi başarmanın daha kolayolduğunu gösterdi. Bir şey dahagösterdi. İşte yediden yetmişehalk, ülkenin her vilayetindeeylemler yapan o kitleler ör-gütlü hale getirilemezse o muh-teşem görüntü sönebiliyor. İşteHaziran Ayaklanması bize birkez daha kitlelerin örgütleme-sinin önemini gösterdi.

Sonuç olarak:1) Halk meclislerinin mücadelesini

yaygınlaştırmak ve süreklileştirmek içinkolektivizm ve disiplini temel almalıyız.

2) Her halk toplantımız bir eğitimçalışmasına dönüşmeli, eleştiri-özeleştirieleştiri silahını halkın eğitiminin birparçası haline getirmeliyiz.

3) Halk meclisleri halkın öz örgüt-lenmeleridir. İktidar alternatifliğini deiçinde barındıran örgütlenmelerdir. Bubilinç mutlaka halka taşınmalıdır.

4) Devrim istiyorsak devrimin tayinedici gücü olan halk kitlelerini halkmeclislerinde örgütlemeliyiz ve savaş-tırmalıyız.

5) Halk meclislerinin bugün en temelgörevlerinden biri; halkın can güvenliğinisağlayacak örgütlenmeleri yoksa kurmak,var olanları da yaygınlaştırmaktır.

Devrimcilerin Olduğu Yere

Faşistler Giremez! Alibeyköy’de Eylül’de 4 araba 2 motor

aracını Türk bayrağıyla süsleyip, bozkurt işaretleriyapan konvoya Cepheliler tarafından müdahaleedildi. 1 saat önceden istihbaratı alan Cephelilerfaşist güruhun provokasyon peşinde olduğunuöğrenmişlerdi. Çok gecikmeden ülkücü işaret-leriyle Cengiz Topel otobüs durağı tarafındanağır ağır gelen konvoyu takip eden CephelilerCengiz Topel Dörtyol’da konvoyun önünü kestiler.Bu sırada bir arabadaki faşist cephelilerin üzerinearabayı sürerek ezmek isteyip kaçmıştır. Gerikalan 3 arabadan inenler ise daha çocuk denilecekkadar küçük olduklarından araçlarına zarar ver-meden sadece “burası devrimcilerin olduğu birmahalle bu mahallede Cepheliler var. Gidin abi-lerinize, reislerinize söyleyin size, 33 numarave Gültepe eylemlerini anlatsınlar” denildiktensonra tokatlanarak mahalleden kovuldular. Bueylem mahalle halkı tarafından büyük destekgördü. Eylemi izleyen bir gençlik grubu “UmudunAdı DHKP-C” sloganını attılar.

Halk MeclisiTutsaklarına Özgürlük

24 Mart günü Gazi Mahallesi’nde Halk Meclisi üyelerineyönelik yapılan operasyonda yedi meclis üyemiz evlerinin kapı-ları kırılarak gözaltına alınmış ve çıkarıldıkları mahkemedehukuksuzca tutuklanmışlardır. Mahkeme meclis üyelerimize“Siz devletin otoritesini sarsıyorsunuz, insanlar sorunlarını gelipsize anlatıyorlar. İnsanlar bizim mahkemelerimize değil; sizinmeclislerinizin kurduğu mahkemelere inanıyor. Halkın sorun-larını siz değil, devlet çözer” demiş. Evet, sizin düzeniniz ada-letsiz, sizin mahkemelerinizde sadece halk düşmanları korunur.Sizin mahkemelerinizde suçlu her zaman halktır. Bizim mahke-melerimizde halkın adaleti var, sizinkinde Tayyip Erdoğan’ın veonun gibilerin adaleti var.

Biz Halk Meclisleri olarak kendi adaletimizi kendimiz sağla-maya devam edeceğiz. Tutsaklarımızı serbest bırakmak zorund-asınız, yoksa sizi dünyaya rezil edeceğiz. Halkın sorunlarınaçözüm bulduğu için kimseyi suçlayamazsınız, siz çözüm bulam-adığınız için önce kendi rezilliğinizi düşünün.

Halk Meclisi Tutsaklarına Özgürlük!Halkın Sorunlarına Çözüm Bulmak SuçDeğildir!Yaşasın Halkın Adaleti

Halk Meclisleri – Adalet Komitesi

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

49OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 50: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

İSTANBUL:Alibeyköy: Alibeyköy’de 5 Ey-

lül’de toplu Yürüyüş dergisi dağıtımıyapıldı. Eyüp Haklar Derneği’ndetoplanan Yürüyüş okurları,derneğin önünden17.30’da önlükleriile dağıtıma çık-tılar. Kahveleregirip, oyunudurdurduktansonra kendi-lerini tanıtıp,ajitasyon çek-tikten sonradavul çala çaladevam ettiler.Kaldırımda du-ran halk; dergiyialarak, alkış tutarak,arabalarla geçenler isekorna çalarak, dergi alarak sa-hiplenmelerini gösterdi. Caddedensonra en yoksullara gecekondu hal-kının kapılarına gittiler. Burada dev-rimcileri gören gecekondu halkı su veyemek ikram etti. Kapı çalışmasına,kapı kapı dergi dağıtımına devameden Halk Cepheliler, binaların herkapısını çaldı. Kimileri ise sepetleri-ni salarak verin “bakalım bu hafta neyazıyor dergimiz” dedikleri duyuldu.

Bu desteğe daha fazla tahammüledemeyen düşman, sirenlerini çalarak,dergi dağıtımcılarının arasına giripprovokasyon yaratmak istedi.

Halk Cepheliler’in “Katil PolisMahalleden Defol” sloganlarıyla çe-kip gitmek zorunda kaldılar. Ve sonolarak Saya Yokuşu’nda gecekonduhalkının kapılarına giden dağıtımcı-lar, dergiyi halka ulaştırdılar.

Dergi dağıtımı sonrasında, baştasöylendiği gibi devrimci bir yarışmadüzenleneceği, en çok dergi dağıtan 3kişinin ödüllendirileceği söylenmişti.Dağıtım sonrasında en çok dergi da-ğıtan ilk 3 kişi Alibeyköy Halk Cep-hesi tarafından ödüllendirildi. Dağı-tımda 580 dergi halka ulaştırıldı. Da-ğıtım sırasında mahalledeki aileler 13Eylül’de yapılacak halk sofrası pikni-

ğine davet edildi. OğlunaCephe’nin ölüm orucu şehidiolan Altan Berdan ismini ve-ren bir aile ile tanışıldı. Der-gi dağıtımı sonrasında yapılandeğerlendirme toplantısın-

da; halkın sahiplenme-sinin tekrar coşku mo-

ral kattığı, devrim-cilerin özgücünügörmesini sağla-dığı sonucu çıktı.

Sultanbeyli:Kamu Emekçi-leri Cephesi 6Eylül’de Sultan-beyli’de Yürüyüş

dergisinin dağıtı-mını yaptı.Kadıköy: Yürüyüş

dergisi tanıtımı ve dağıtı-mı yapan Dev-Genç’liler 9Eylül’de Kadıköy’de 25 der-giyi halka ulaştırdı.

Esenler: Terazidere-Çif-tehavuzlar bölgesinde 12 Ey-lül’de yapılan dağıtım, yak-laşık 1,5 saat sürdü. Öncekihafta mahallede faşistler HalkCepheliler’e kurşun sıkmıştı.

Ömürtepe: Dev-Genç’li-ler 9 Eylül’de Sarıyer-Ömür-tepe Mahallesi’nde yazıla-ma çalışması yaptı. 8 adet“Halk Cephesi” yazılamasıyapıldı. 5 Yürüyüş dergisihalka ulaştırıldı. 15 Eylül’de Sarıyer-Ömürtepe’de Dev- Genç’liler gerçe-ğin sesi Yürüyüş dergisini halka ulaş-tırdılar. Halk, Dev-Genç’lilere çay ik-ramında bulundu. Dev-Genç’lilerhalka Cizre’ye 10 kişilik bir heyet ilegidildiğini anlattı.

İZMİR: Dev-Genç’liler 10 Ey-lül’de Bornova’nın Naldöken Ma-hallesi’nde dergi dağıtımı yaptı. Der-gi dağıtımında mahalle halkıyla bol-ca sohbet edildi. 12 Eylül günü ise Bu-ca’nın Kuruçeşme Mahallesi’ne gidenDev-Genç’liler 45 dergiyi halka ulaş-tırdı. 13 Eylül’de yapılan dergi dağı-tımında Halk Cepheliler Onur Ma-

hallesi’ne çıktı. BURSA: 13 Eylül’de yapılan der-

gi dağıtımında Teleferik Mahalle-si’nde 50 ve Gemlik ilçesinde 30 ol-mak üzere toplam 80 dergi halkaulaştırıldı.

VAN: Yalı Mahallesi’nde 7 Ey-lül’de Yürüyüş dergisi dağıtımı ya-pıldı. Ailelerin daveti üzerine evleregirilerek sohbet edildi. 9 Eylül’de Vanmerkezdeki Öğretmenler Sitesi’ndeyapılan çalışmada 10 dergi dağıtıldı.

ELAZIĞ: Esentepe Mahallesi veHozat Garajı’nda 14 Eylül’de yapılandergi dağıtımına halkın ilgisi yoğun-du. Gidilen her ev Cepheliler’i neşeylekarşıladı ve ikramlarda bulundu.

Ülke Genelinde Umudun Sesini Halka Ulaştıracağız Bizi Teslim Alamayacaksınız!

aalibeyköy

alibeyköy

alibeyköy

esenlerYürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!50

Page 51: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Yaz kampı yaparken tutsakdüşen devrimcilerin ser-best bırakılması için ça-lışmalar devam edi-yor.

ANKARA: Ya-pılan haksız tutukla-malar için 7 HalkCepheli Mamak’ta 13Eylül’de 300 afiş astı ve600 bildiri dağıttı. Bildiri da-ğıtımı esnasında halk ile birebirsohbet eden Halk Cepheliler yaz kam-pı yaparken tutsak düşen 13 kişiyi anlattı. Aynı gün akşamüstü Ma-mak’ta Tekmezar Parkı’na tutsak 13 Halk Cepheli ile dayanışmak içinmasa açıldı. 12 Eylül’de ise Şahintepe Mahallesi Misket Caddesi ci-varında afiş asma ve bildiri dağıtımı çalışması yapıldı.

ELAZIĞ: Halk Cepheliler Mersin kampında tutuklananHalk Cepheliler’le ilgili 14 Eylül’de Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeafişleme çalışması yaptı.

AMED: Mersin’de yaz kampında tutuklanan, Amed Halk Cep-heli Nurhan Yılmaz ve Rojda Yalınkılıç için 8 Eylül’de Bağlar Ma-hallesi, Koşuyolu Caddesi ve Ofis Caddesi’nde ozalit asıldı.

HATAY: Halk Cepheliler 13 Eylül’de, 28 kişinin katıldığı ba-sın açıklaması ve oturma eylemi yaptı. Bir saat süren açıklama-da bildiri dağıtımı ve imza masası açıldı. Oturma eyleminde, “Bas-kılar, Gözaltılar, Tutuklamalar Bizi Yıldıramaz!”, “Yaren ArslanSerbest Bırakılsın!”, “Seval Aracı Serbest Bırakılsın!” ve buna ben-zer birçok slogan atıldı. Hatay Grup Yorum Korosu da türküleri-ni tutuklu bulunan koro üyesi Yaren Arslan için seslendirdi ve ha-laylar çekti.

MERSİN: Mersin kampında tutuklananlarla ilgili Halk Cep-hesi’nin 13 Eylül’de Forum AVM önünde yapılan eylem, bildiridağıtımı ve oturma eylemi ile sona erdi. Tutuklanan Halk Cephelileriçin yapılan açıklamadan sonra bir de Liseli Dev-Genç’lilerin açık-laması oldu.

ESKİŞEHİR: Yaz kampı baskınında Mersin’de tutsak düşen13 Halk Cepheli için 8 Eylül’de, Eskişehir Gültepe Cemevi önün-de basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında bu ülkede ada-letin olmadığı, Halk Cepheliler’in adalet mücadelesi verdikleri içintutsak edildikleri belirtildi.

Tatil Yapmak Nerede Suç Görülmüş?

Hukuksuzca Tutuklanan 13 Devrimci İçin ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ!

Av ru pa’da

KÜRT HALKIYALNIZ DEĞİLDİR!

Yunanistan Halk Cephesi, yönetememe krizindenkurtulamayan Türkiye faşist devleti katil AKP'nin, tekbaşına iktidar olarak sömürü ve zulüm politikalarınıkesintisiz hayata geçirebilmek için başta Kürt halkıolmak üzere, tüm Türkiye halklarına karşı açtığı top-yekün savaşı protesto etmek ve Kürt halkıyla daya-nışmak amacıyla; Selanik Türkiye Konsolosluğuönünde 14 Eylül günü eylem gerçekleştirdi.

Almanya-Bremen:Bremen’in, göçmen halkın yoğunlukta olduğu

Lindenhof semtinde ve şehir merkezinde bulunanCinemaxx çevresine ‘Kürdistan Faşizme MezarOlacak, Cizre’deki Katliamların HesabınıSoracağız. Halk Cephesi’ yazılı ozalitler asıldı.

VİYANA DİRENİŞ ÇADIRIHERGÜN YÜZLERCE İNSANA ULAŞIYOR!

Viyana'da iltica haklarının gasp edilmesine karşıEvin Timtik'in başlattığı direniş çadırı eylemidevam ediyor.

12 Eylül'de , Avusturya sınırında biriken ve ülkeiçinde insanlık dışı koşullarda kalan insanlar içindestek yürüyüşü vardı. 5 bin kişi, ‘SavaşlarıDurdurun İnsanları Değil, İlticacılar Hoşgeldiniz’pankartları arkasında yürüdü. Stantta 230 bildiridağıtıldı, 35 imza toplandı.

8 Eylül 18.Gün:Gün boyu 190 bildiri dağıtıldı, 28 imza toplandı. 11 Eylül (22. Gün):Çadır eylemini etraftaki komşulardan hergün

insanlar ziyaret ediyor. Bildiriler dağıtılıyor, mülte-cilerin sorunları ile ilgili insanlarla sohbetler edili-yor.

[email protected]: Evin AsylOnline imza için kısa link: http://chn.ge/1Lwp3ll

Hatay

Hatay

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

51OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 52: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Fransa’da Komünist Partisi’ninyayın organı olan Humanıte gazete-sinin, geleneksel olarak her yıl dü-zenlediği festivalin bu yıl 80’incisi dü-zenlendi.

Fransa Komünist Partisi'nin or-ganize ettiği, Fransa ve dünyadan çoksayıda komünist partinin ve sol ör-gütün de katıldığı festival, 11-12-13Eylül günlerinde yapıldı.

3 gün süren festivalde, FransaHalk Cephesi olarak; biri 100, diğe-ri 25 metrekarelik iki çadırda halkı-mızı ve Fransız halkını ağırladık.Festivalde ayrıca, Uluslararası TecriteKarşı Mücadele Platformu da 25metrekarelik çadırıyla yer aldı.

Avrupa'nın birçok ülkesinden, fes-tivale katılan Halk Cepheliler, festi-valde, 3 gün boyunca 10 bin tane HalkCephesi tanıtım broşürünü ve 22 bintane Halk Cephesi bildirisini dağıttı.Yağan yağmura ve kötü hava şartla-rına rağmen etkinlik ve bildiri dağı-tımları, Halk Cephesi’nin mücadele-si ve Türkiye gündemiyle ilgili bil-gilendirmeler devam etti.

Halk Cephesi’nin festival etkin-likleri çerçevesinde, 11 Eylül akşamı,Paris Grup Yorum Halk Korosu sah-neye çıktı. Halk korosu 13 kişilik eki-biyle birlikte, aylardır üzerinde ça-lıştıkları kavga türkülerini seslendir-di ve katılan insanları Grup Yo-

rum’un müzikleri ile birlikte halayadavet etti. Konsere katılanlar ParisGrup Yorum Korosu ile birlikte kav-ga türkülerini seslendirip halaylarçektiler.

12 Eylül Cumartesi günü, HalkCephesi standında iki panel yapıldı.

Panellerden birincisi; Avrupa'da si-yasal davalar, terör demogojileri ve si-yasi tutsaklık konularında yapıldı.Yapılan ilk panelde; Halkın HukukBürosu’ndan Avukat Barkın Timtik,Avukat Aytaç Ünsal, İspanya'dandevrimci rapçi Pablo Hasel, İtal-ya’dan Cephe dostu Gianfranco Cas-telloni ve tutsak yakını Mine Çakır ka-tıldı. Ayrıca bu paneli Fransa’da tut-saklık yaşayan ve şu an özgür olanNazif Eski yönetti.

İkinci panelde ise işlenen konular;emperyalist saldırılar, açık işgaller veemperyalizmle mücadele konuların-da yine Halkın Hukuk BürosundanAvukat Barkın Timtik, Avukat AytaçÜnsal, rRapçi Pablo Hasel, İtalyaKomünist Partisi üyesi, Cephe dostuGianfranco Castelloni ve Fransa Al-evi Dernekleri Federasyonu dedesiSerdar Umut katıldı.

Türkiye'den Halkın Hukuk Büro-su avukatlarından Barkın Timtik veAytaç Ünsal panellerde, Türkiye’de veAvrupa’da yaşanan hukuksuzluğuanlattılar. Özellikle tecritteki mü-

vekkillerinin yaşadıkları hukuksuz-lukları ve Avrupa'nın birçok ülkesin-de Özgür Tutsakların siyasal kimlik-lerine yönelik saldırıları anlattılar."Biz Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıolarak ülkemizde yaşanan adaletsiz-liğe, emperyalizme ve faşizme karşımücadele verdiğimiz için bedel ödü-yoruz. Ödemeye de devam ediyoruz"dediler.

Ayrıca festivale Halk Cephesi’nin,İspanyalı rapçi dostu Pablo Hasel,adalet savaşçıları Şafak Yayla veBahtiyar Doğruyol için yaptığı par-çayı, Grup Yorum Korosu ile birlik-te söyledi. Ayrıca katıldığı paneller-de emperyalizme ve faşizme karşımücadelesini her koşulda sürdürenCephe’yi anlatarak, Cephe’nin mü-cadelesinin tüm devrimci örgütlere ör-nek olduğunu söyledi.

İtalya'dan davetli olan Gianfran-co Castelloni konuşmasında, kurtu-luşun tek yolunun emperyalizme vefaşizme karşı mücadeleden geçtiğini,emperyalizme ve faşizme karşı mü-cadeleden başka bir kurtuluş yolununolmadığını vurguladı.

Humanite Festivali’nde AvrupaDev-Genç'liler festival alanının ge-nelinde yürüyüş düzenledi.Yürüyüşünen önünde Şafak, Elif ve Bahtiyar'ınpankartı, onun arkasında flamalar, fu-larlar sloganlar ve marşlarla Dev-

FFRANSA PARİS'TE 3 GÜN SÜREN HUMANİTE FESTİVALİNDE;KOLEKTİF EMEĞİMİZLE, COŞKUMUZ VE HEYECANIMIZLA

BÜYÜK AİLEMİZİ VE MÜCADELEMİZİ ANLATTIK!

HER YERDE EMPERYALİZME KARŞI SAVAŞMANINGEREKLİLİĞİNİ ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!52

Page 53: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Genç’liler festival alanını inlettiler.Yürüyüş sırasında Halk Cephesi ta-nıtım broşürü ve bildiriler dağıtıldı.

13 Eylül Pazar günü, festivalin 3.gününde Avrupa Dev-Genç’liler;gençliğin mücadelesi ve deneyimlerbaşlığı altında bir panel düzenledi. Pa-nele konuşmacı olarak Dilber Güneşve Anıl Sayar, Avrupa'da gençliğinmücadelesini anlatarak, tüm gençli-ğe, emperyalizme ve faşizme karşımücadele çağrısı yaptılar. Yine yoz-laşmaya, yabancı düşmanlığı ve ırk-çılığa karşı Dev-Genç’lilerin müca-delesi anlatıldı.

Fransa'da tutuklu bulunan ölümorucu gazisi Zehra Kurtay festivale te-lefon ile canlı bağlantı yaptı. ZehraKurtay konuşmasında, Humanite’ninönemine değinerek, festivalde emek

harcayan tüm Halk Cepheliler’i kut-ladı. Zehra Kurtay emperyalizmekarşı mücadelenin önemine vurguyaparak, uzakta da olsa birlikte ol-duğumuzu, aynı duyguları yaşadığı-mızı belirtti ve özgür tutsak olarak ya-nımızda olduğunu söyledi. Bu aradaHalk Cepheliler "Devrimci TutsaklarOnurumuzdur", "Zehra Kurtay YalnızDeğildir" sloganları attılar.

Festivalde 3 gün boyunca Yürüyüşdergisi ve Tavır dergisinin tanıtımı ya-pılarak halka ulaştırılmaya çalışıldı.İsviçre TAYAD ise stant açarak dev-rimci tutsakların el ürünlerini sergi-leyip, tutsaklığın ve mücadelenin an-latılacağı sempozyuma çağrı yaptı.

3 gün süren Humanite Festivaliboyunca Halk Cepheliler, yayınla-rıyla, dergileriyle, bildirileri ve bro-

şürleriyle; Fransız halkına, komü-nist, anti-faşist, anti-emperyalist,anarşist, mülteci, göçmen, Türkiyeliulaşabildikleri tüm kesimlere, ülkemizgerçekliğini ve Halk Cephesi’ninmücadelesini tanıtmaya, dünyanınçeşitli ülkelerinden gelen örgütlerle vekurumlarla ilişkiler geliştirmeye ça-lıştılar.

Festival boyunca Halk Cephesi veUluslararası Tecritle Mücadele Plat-formu çadırlarında yaklaşık 100 kişiemek harcadı. Kolektif emeğimizlebir Humanite Festivali’ni daha, ken-dimizi ve mücadelemizi halklaraulaştırmanın coşkusuyla bitirdik.

FRANSAHALK CEPHESİ

Mülteci Katliamlarına veGöçmen Düşmanlığına

SON!Anadolu Gençlik ve Anadolu Federasyonu tarafından

7 Eylül tarihinde Dortmund’ta “Mülteci Katliamlarına veGöçmen Düşmanlığına Son” sloganıyla bir miting ve yü-rüyüş düzenlendi. Eylem, mültecilere sahip çıktığımız, Na-zi’lerin karşısına dikildiğimiz, Alman Anti-faşist güçle-riyle omuz omuza kavgaya girdiğimiz bir eylem oldu. Ey-lem saat 18.00 civarında Dortmund Hauptbahnof’un ku-zey çıkışında başladı. Toplanma yerinde ilk başta 100’üaşkın kişi toplanırken, Alman anti-faşist gruplardan da yineyüzü aşkın kişi katıldı. Miting boyunca hem Türkçe hemAlmanca olarak yapılan konuşmalarda mülteci katliamı-nın ve göçmen düşmanlığının sorumlusunun emperyalizmolduğuna dikkat çekildi.

Kararlılık ve ÖzenleSürdürülen Halk ToplantısıLondra'da kararlılık ve özenle her hafta yapılan halk

toplantısının 52.si yapıldı. Kahvaltıdan sonra, halk top-lantılarımızın içeriği ve işleviyle ilgili kısa bir konuşmayapıldı. Bencilliğin, yozlaşmanın eşiğimize değil, evle-rimizin içine kadar girdiği; sistemde güncel konuların veülkemiz gündeminin konuşulduğu toplantımızın bu haf-taki konusu; Kürt Halkımıza yönelik AKP provokasyon-ları ve bu provokasyonlara karşı Anadolu ve Kürdistanhalklarımızın kardeşliğini bozmaya çalışan işbirlikçiAKP ve emperyalizme karşı ortak mücadeleden bahsedildi.Halk toplantısına 9 kişi katıldı.

Stephen Kaczynski’yeÖzgürlük

2 Nisan’dan beri tutuklu olan yoldaşı-mız Steve’e özgürlük talebi için yine buhafta Türkiye Elçiliği önüne gidildi.Steve Özgürlük Komitesi’nin orga-nize ettiği protesto gösterisi, her çar-şamba olduğu gibi yine kızıl bay-raklar, müzik ve Steve’e Özgürlüktişörtleriyle, coşkuyla atıldı slo-ganlar.

11 kişinin katıldığı gösteridehalka; Steve ile ilgili bilgi verildi, İn-gilizce bildiriler dağıtıldı.

DAYEV’den MültecilereYardım Kampanyası

Dortmund Aile ve Gençlik Dayanışma Evi(DAYEV) olarak, Dortmund’a gelen mültecilerle daya-nışma kampanyası başlattık. Her yaşta kadın ve erkekiçin giysi, iç çamaşırı, ayakkabı, çocuk elbisesi, çocukbezi, çocuk arabası, oyuncak, çocuklar için defter,kalem, boyalı kalem, vb. yardımlar DAYEV’DE topla-nacak ve 19 Eylül 2015 Cumartesi günü saat; 15.00’deziyaret edip teslim edeceğiz. Halkımıza sesleniyoruz;Gelin yurtlarından edilen, evini barkını terk etmekzorunda kalan insanların yalnız olmadığını gösterelim.

ADRES: Uhlandstr. 54Hafen Dortmund

İLETİŞİM: [email protected]

Dortmund Aile ve Gençlik Dayanışma Evi(DAYEV)

20 Eylül2015

Yürüyüş

Sayı: 487

53OKULLARDA KARNE, KİMLİK, SINAV PARASI ÖDEMİYORUZ!

Page 54: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Almanya'nın Devlet Baş-kanı Angela Merkel açıklamayaptı ve 1 milyon mülteci ala-caklarını belirtti. Buna dahadoğrusu “mülteci” değil köledemeliyiz. Almanya devleti-nin bu mültecileri almanınasıl nedeni, ucuz işçiye ihti-yacı olmasıdır. Bunun için deonlara yardım ediyormuş gibigöstermektedir.

Ne yardım, ne yardım...Bu mültecilerin göç etmesinin nedeniemperyalizmin Ortadoğu'da çıkardığısavaşlardır. Evet, mültecilik sorunununasıl kaynağı emperyalizmdir! Mülte-ciliğin ortaya çıkması, emperyaliz-min var oluşundan kaynaklıdır.

Emperyalizm daha azgınca karedebilmek için, Ortadoğu ülkelerine ha-kim olabilmek için halkları katlediyor.Emperyalizme boşuna “vahşi canavar”demiyoruz.

Küçük çocuklar, hatta bebeklerkan revan içinde. Neden? Sadece amasadece EMPERYALİZMİN KAR HIR-SI yüzünden.

Emperyalistler, bir süredir Suriye'deplanlarını uygulamak için kolları sıvadı.Suriye'yi işgal edip ülkenin yer üstü veyer altı zenginliklerine hakim olup karınakar katabilmek için işgal etmek istiyor.Ama buna Suriye halkı izin vermedi. Em-peryalizmin vatanlarına girip işgal et-melerine, azgınca sömürmelerine izinvermedi. Bu durum emperyalistleri kız-dırdı ve emperyalizmin savaş açmasınayol açtı. Yani emperyalizmin yaptığı planişlemedi, işlemeyince de farklı yöntem-lerle savaşa başvurdu. Ve ona karşı çıkanbütün herkesi katletmeye başladı.

Halkları katletti. Evet, çoluk çocukdemeden, gözünü kırpmadan katletti,hala da katletmeye devam ediyor.Bundan dolayı halklar göç etmek zo-runda bırakılıyor. Çaresizlikten, kat-ledilmekten korktukları için Avrupa ül-kelerine göç etmeye başladılar.

Avrupa ülkeleri... Yani emperyalizminta kendisi. Halklara bu acıları yaşatanların

ta kendisi. Bu nedenle göç etmekle halk-ların hiçbir sorunu çözülemez!

Şimdi Almanya sınırları açtığını veyardım edeceklerini belirtip “1 Milyonmülteci alabiliriz” diyor. Mültecilere yar-dım mı? Ne yardımı? Merkel bir süreönce, “ailemi sınır dışı etmeyin, biz bu-rada kalmak, okumak istiyoruz” diye ağ-layan Filistinli bir kıza "her mülteciyi bu-raya alamayız." diyordu.

Almanya Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanı Andrea Nahles de ge-lecek olan mültecilerin, Alman eko-nomisi için külfet değil, kazanç ola-cağını söylüyordu. Yaşlı bir nüfusa sa-hip ve taze işgücüne -ki özellikle ucuzişgücüne- ihtiyaç duyan Alman eko-nomisi için sığınmacılar bulunmaz ni-met olacaktı. Emperyalistlerin yar-dımseverliğinin başka anlamı ola-mazdı zaten.

Emperyalistler gerçekten halklarınyararına bir şeyler yapar mı? Bu müm-kün mü? Buna inanabilir miyiz?

Tabi buna inanamayız. Bir dahasöylüyoruz: EMPERYALİZMİN OL-DUĞU YERDE HALKLARIN YA-RARINA HİÇBİR ŞEY OLAMAZ!Şu an sadece timsah gözyaşı döküyorAvrupa ülkeleri, ikiyüzlülük yapıyor.Ortadoğu’da katliamların gerçekleş-mesinin sorumlularından olan Avrupaemperyalizmi, şimdi de kendini yardımediyormuş gibi göstermekte.

Evet şu anki durum bunu gerekti-riyor. Emperyalizmin çarkının devamıbunu gerektiriyor. Neden?

1- Almanya'nın örneğin ucuz işçi-lere ihtiyacı var. Daha fazla kar ede-

bilmek için giderlerini azaltması ge-rekiyor, emperyalizm de bunu ancakişçileri ucuza çalıştırarak elde edebilir.Evet, mültecileri Almanya’ya alması-nın nedeni, onları ucuz bir şekilde ça-lıştırabilmek. Yani yine kendi emper-yalist çıkarını düşünüyor.

2- Şu an durum bunu gerektiriyor.Yani mültecileri almakla dünyaya yar-dım ettiklerini, Avrupa'da demokrasi ol-duğunu göstermek istiyorlar, savaşın"mağduru" olan insanlara, sınır kapı-larını açıp mülteci olarak alarak yardımediyormuş gibi göstermek istiyorlar.

Ama biz gerçekleri söylemeye de-vam edeceğiz, emperyalizmin yüzün-deki maskeyi indireceğiz! EmperyalistAlman Devleti’nden hiçbir yardımgelemez. Demokrasiden bahsedile-mez, çünkü boşuna EMPERYALİSTAlmanya demiyoruz ve emperyalist sis-temde demokrasiden bahsedilemez.

Emperyalizmin katliamlarına kar-şı; vatanlarını, halkların azgınca sö-mürüsüne karşı, göç etmek zorunda bı-rakılan halklara çağrımızdır:

VATANINIZDAN GÖÇ ETME-YİN, VATANINIZA SAHİP ÇIKIN!

EMPERYALİZMİN VATANI-NIZI İŞGAL ETMESİNE, TALANETMESİNE İZİN VERMEYİN!

EMPERYALİZME KARŞI SA-VAŞIN!

ÇÖZÜM; EMPERYALİST AV-RUPA ÜLKELERİNDE OLAMAZ,ÇÜNKÜ ONLAR BU KATLİAMCIPOLİTİKALARIN SORUMLU-LARINDAN BİRİ.

ÇÖZÜM; VATANIMIZA SA-HİP ÇIKMAKTAN, EMPERYA-LİZME KARŞI SAVAŞMAKTANGEÇER!

Yürüyüş

20 Eylül2015

Sayı: 487

PARASIZ EĞİTİM HAKTIR!554

AVRUPA’dakiBİZ

KOMİTE NASIL KURACAĞIZ?Hemen yanıbaşımızdakinden başla-

yarak, o sorunu yaşayan veya buna dahiledebileceğimizi düşündüğümüz en yakı-nımızdaki insanı katarak kuracağız.

Irkçılığı hepimiz yaşıyoruz, hissediyo-ruz ve biz en yakınımızda olan ve ırkçılıksorununu yaşadığının farkında olan ki-şiyle başlayacağız. Irkçılıkla mücadeledegörev alabilecek, buna en açık olan kişi-lerle kuracağız komiteyi.

Hedef 20 Bi n! Irkçılığa Karşı 20 Bin Yürek Olmanın İpuçları

Emperyalistler Halkların Yararına Bir Şey Yapmaz!Almanya 1 Milyon Mülteci Değil,

1 MİLYON KÖLE İSTİYOR!

Page 55: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Batağa saplanır bir saman arabası

En yakın köye üç saattir burası

Etrafta ne in var ne cin

Hani, insanın kahrolması için

bu berbat, bu çamurlu yoladüşmesi yeter.

Yolculuğun böylesi beterden beter

Arabacının aklı başından gider

Söver çamura da, atlara da,arabaya da.

Kendi kendine de hatta.

Nihayet Hızır’ı çağırır;

“-Aman”, der, aman. “Yetiş im-dadıma Hızır

Senin on parmağında on marifetvardır,

Yardım et bana kurtar arabayıçamurdan.”

Kesilince arabacının Hızır’ı ün-lemesi, gelir bulutlardan Hızır’ınsesi;

“Sen önce kendin kımıldan biraz.

Apışıp kalanlara, Hızır’ın yardımı ol-maz.

Bak bakalım seni tutan ne?

Şöyle bir gözat tekerleklerine,görüyorsun ya

Dingillere kadar gömülmüşlerbalçığa.

Hemen temizle onu.

Kazmanı da al. Kır şu taşı. Aç yo-lunu.

Çukuru da doldur. Tamam mı?

-Tamam... der arabacı

“Eh artık yardım edeyim sana. Alkırbacı”

-Aldım. Vay! Başladı yürümeyearabam. Sen sağol Hızır. Ses cevapverir; “İşte gördün ya artık rahat ra-hat gidiyorsun yoluna.

Kendi yardımınla başlar Hızır’ınyardımı sana.”

(Nazım Hikmet\La Fontaine’denMasallar)

Ne yücelerde ne çok ıraklarda

Ne kral ne de padişah

Sen yalnız küçücük bir

kilometre aşısın

Kenarında bir tozlu yolun

Gösterirsin doğru yönü

gelip geçenlere

Bir de yolunu yitirmiş gariplere

Küçümsenmez bunca yaptıkların

Bilen bilir kıymetini

Korkma unutulmazsın!

HO CHİ MİNH

Bir gözü takma olan çok zalim bir padişah varmış. Takma gözügerçek gibi görünürmüş. Birgün dalkavuğunu yanına çağırarak;

”Dikkatlice bak gözlerime, hangisi takma göz bilirsen bin altınvereceğim sana” demiş.

Dalkavuk bir bakmış ve:”Sağ gözünüz haşmetlimiz”, demiş.Padişah: ”Nereden bildin?” diye sorunca dalkavuk başını öne

eğerek:“O gözünüz daha şefkatli bakıyor haşmetlûm” demiş.

“Eğer az bildiğimi biliyorsamdaha çok şey bilmek için çabaharcarım”

Lenin

Özlü Söz

Kıssadan Hisse

Şiir

Fıkra

Karikatür

Öküz tahta çıkarsa padişaholmaz, ama saray ahır olur”

Çerkez Atasözü

Ata Sözü

Batağa Saplanan Araba Masalı

Page 56: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

“Bizler kazanmak için yola çıktık. Hiç kimse tereddütetmesin, kazanacağımız günler çok yakında. Şimdidenhalkımızın ve dünya halklarının zaferini kutluyorum.”

Ayşe Baştimur

28 Eylül - 4 Ekim

Fatma SÜZEN,

Kayhan TAZEOĞLU:

29 Eylül 1992’de İstanbulBeylerbeyi’nde bulunduklarıüssün ölüm mangaları tara-fından kuşatılması üzerine,üslerini, SDB savaşçılarına

yaraşır bir tarzda savunarak şehit düştüler.

Fatma Süzen, 1972 Konya/Akşehir doğumluydu. Yoksulbir emekçi ailenin kızı olarak, Manisa'da büyüdü. Müca-deleyle 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğ-rencisi iken, dernek çalışmaları sırasında tanıştı. Ve Dev-Genç'li oldu. '91 Mayıs'ından itibaren yeraltına geçti. '92başında SDB savaşçısı olarak görev aldı.

Kayhan Tazeoğlu, 1970 Bayburt doğumludur. Kayhan,yoksul bir emekçi ailenin çocuğuydu. Mesleği elektronik-çilikti. Yaşamı hep çalışmakla geçti. '89 sonunda devrimcimücadeleyle tanıştı. '90 1 Mayıs'ında gözaltına alındı. İş-kencecilerle ilk karşı karşıya gelişinde onları yenilgiyeuğrattı. Giderek daha çok, daha güç görevler üstlendi.Eğitim sürecinden sonra SDB'li oldu.

Kayhan Tazeoğlu

Ayşe BAŞTİMUR:

1967 Balıkesir-Bigadiç doğumludur.1987’de örgütlü ilişkiler içinde yer aldı. TürkHemşireler Derneği’nde görevler üstlendi.Mücadele içinde çeşitli görevler üstlendiktensonra, 92’de tutsak düştü. F tiplerine karşı,Çanakkale 1. Ölüm Orucu Ekibi’nde yeraldı. 19 Aralık Katliamı’nı, zorla müdahale

işkencesini yaşadı. Tahliye sonrası, direnişini dışarıdaÖzlem Durakcan'la yan yana sürdürdü. 28 Eylül 2001’deölümsüzleşti.

Ayşe Baştimur

Özlem DURAKCAN:

1982 Çorum doğumludur. Lisenin ilk yıl-larından itibaren mücadele içinde yer aldı.1996’dan başlayarak, tüm 1 Mayıslar’da,Newrozlar’da, 8 Martlar’da kavganın içindeoldu. Ülkemizde Gençlik Dergisi’nde mu-habirlik yaptı. TAYAD'ın düzenlediği ey-lemlerin çoğunda yer aldı. Ve nihayetinde

"Bu ülkede zulüm varsa, direniş de var" diyerek ölümeyattı. Tutuklu Aileleri Bülteni Ankara Temsilciliği’ndebaşladığı direnişte 28 Eylül 2001’de ölümsüzleşti.

Özlem Durakcan

Makbule SÜRMELİ:

28 Eylül 1992 gecesi, İçerenköy’de bu-lunduğu evde kuşatıldığında çatışarak şehitdüştü. 1966 Muş Varto doğumlu Makbule,Ankara Cebeci Sağlık Meslek Lisesi’ndemücadeleye katıldı. 89 1 Mayısı’nda tutsakdüştü. Tahliyesinden sonra Türk HemşirelerDerneği’nde çalıştı. 90 ortalarından itibaren

farklı görevler üstlendi.

Makbule Sürmeli

Fatma Süzen

Hasan Ferit GEDİK:

İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde uyuştu-rucu çetelerine karşı verilen mücadelede,polis destekli uyuşturucu çetelerinin saldırısısonucunda 30 Eylül 2013’te şehit düştü.

28 Eylül günü Halk Cephesi tarafındanİstanbul Gülsuyu’nda yozlaşmaya karşı biryürüyüş düzenlendi. Bu eylemde çetelerHalk Cephelilerin üzerine ateş açtı. Ertesi

gün, 29 Eylül’de Halk Cepheliler saldırıyı protesto ederkenpolis destekli çeteler arabayla gelip kitleyi arkadan tarayıpkaçtılar. Bu saldırıda Hasan Ferit Gedik’in kafasına 4,boynuna 1 ve sırtına 1 kurşun isabet etti. Kaldırıldığı has-tanede 30 Eylül’ün ilk saatlerinde şehit düştü. Uyuşturucuyakarşı mücadelede bayrağımız oldu.

Hasan Ferit Gedik

Mehmet BAŞBAĞ:

1979 Dersim Pertek doğumludur. 84Ölüm Orucu şehidimiz Haydar Başbağ’ınyeğeniydi. Devrimcilerin içinde, şehitleri-mizin mirasıyla büyüdü. 1997 yılında Ka-radeniz Teknik Üniversitesi, Gemi Mühen-disliği bölümünü kazandı. Dev-Genç’liydi.En son Karadeniz Bölge Komitesi içinde

yer alıyordu. Aranır duruma düşmesi nedeniyle, silahlıbirliklerimizde istihdam edildi. 4 Ekim 2011'de Yunanistan’ınSelanik kentinde, bulunduğu ortamdaki patlayıcının kazaile patlaması sonucunda şehit düştü.

Mehmet Başbağ

Rıdvan SANCAR:

1956 Mardin Nusaybin doğumludur. Dev-rimci Sol'un yaratılmasına katılan kadrolardanbiriydi. Beyazıt Dev-Genç Komitesi’ndeyer almıştı. 12 Eylül Cuntası'na karşı direnişiörgütleyen Devrimci Sol kadrolarındandı.2 Ekim 1980'de cuntaya karşı gerçekleştiri-lecek bir eylemin hazırlıkları sırasında, elin-

deki bombanın patlaması sonucu şehit düştü.

Rıdvan Sancar

Page 57: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Elmas YALÇIN,FuatERDOĞAN,İsmetERDOĞAN:

28 Eylül1994’te İstanbulBeşiktaş’ta bulu-

nan Arzum Kafe’de polis tarafından katledildiler. Üçü deDevrimci İşçi Hareketi Komitesi’nde yer alan devrimcilerdi.

Elmas YALÇIN, 1960 Sivas Divriği doğumludur. 1978-79’da lise yıllarında devrimci oldu. 1986’da İstanbul’da örgütlümücadelede yerini aldı. BEMSEN’in kurucularındandı.

Fuat ERDOĞAN, 1962 Denizli Acıpayam Dedebağı Köyüdoğumludur. Hukuk Fakültesi öğrencisiyken mücadeleye katıldı.Avukat olarak düzenin değil, halkın adaletinin temsilcisi oldu.

İsmet ERDOĞAN, 1968 Sivas Yıldızeli doğumludur. KayseriErciyes Üniversitesi öğrencisiyken mücadeleye katıldı. 1990’daİstanbul Belediyesi’nde atölye şefi olarak mücadelesini sürdür-dü.

Hasan Veli AŞIKÇI:

1977'den itibaren devrimci ha-reketin Balat, Fener, AyvansarayBölgesi'ndeki çalışmalarında yeraldı. 12 Eylül sonrası Kabakoz veMetris Hapishaneleri'nde kaldı. Tah-liyesinden sonra da mücadelesinisürdürdü. 29 Eylül 1987'de hastalığı

sonucu aramızdan ayrıldı.

Elmas Yalçın Fuat Erdoğan İsmet Erdoğan Hasan Veli Aşıkçı

Derya Devrim AĞIRMAN, Mustafa İŞERİ,

Salih ÇINAR, Sebahattin YAVUZ,

Songül KOÇYİĞİT:

29 Eylül 2004’te Tokat İli Yağmurlu Beldesi kırsalalanında gerillalarla oligarşinin askeri güçleri arasındaçıkan çatışmada şehit düştüler. Bir görev nedeniyle böl-gede bulunan Cephe üyesi, Çorap Emekçileri Derneği(ÇEM-DER) başkanı Salih Çınar ise sağ yakalandıktansonra infaz edildi. Uzun yıllar boyunca dağlarda tümzorluklara göğüs gererek devrim ve sosyalizm bayrağınıtaşıdılar. Umudu büyüttüler Karadeniz’in yoksul köy-lerinde. Dört gerilla, yılların tecrübesiyle, sınıf kinleriyle,devrimci coşkularıyla direndiler. Songül Koçyiğit 11

yıl, Sebahattin Yavuz 10 yıl, Mustafaİşeri 10 yıl, Derya Devrim Ağırman ise6 yıldır dağlardaydılar.

Sebahattin Yavuz, 1973 doğumludur.Aslen Erzincan-Kemahlı olup, Tokat Al-mus İlçesi Mescit Köyü’nde doğup bü-yüdü. 1990 başlarında mücadeleye ka-tıldı.

Songül Koçyiğit, 1973'te Sivas Ulaş İlçesi, KurtlukayaKöyü’nde doğdu. 1991’de örgütlü mücadeleye, Eylül1993'te gerillaya katıldı.

Mustafa İşeri, 1971'de Tokat'ın Almus İlçesi’nin Du-rudere Köyü’nde doğdu. Mücadeleye 1989’da Küçü-karmutlu'da başladı. 1994 Kasım’ında gerillaya katıldı.

Derya Devrim Ağırman, 1981 İstanbul doğumludur.16 yaşındayken devrimci harekete sempati duymayabaşladı. 17 yaşında dağlarda savaşçı oldu.

Salih Çınar, Tokat’ın Almus İlçesi’nin Kınıklı Kö-yü’nde doğdu. 1998’den bu yana mücadele içindeydi.Çorap Emekçileri Derneği’nin (ÇEMDER) başkanıydı.

Derya DevrimAğırman

Mustafa İşeri Salih Çınar Sebahattin Yavuz

YükselGENÇ:

D e v r i m c ibir görevi yeri-ne getirirken 28Eylül 1980’desilahının ateş al-ması sonucu

aramızdan ayrıldı.

Yüksel Genç

F. YılmazGÜVEN:

1959 do-ğumludur. 1Ekim 1979'daİstanbul Bah-çelievler'de fa-şistlerle çıkan

bir çatışmada bıçaklanarak-katledildi.

F. Yılmaz Güven

Ömer Faruk BAYRAKTAR:

1960 doğumludur. İstanbul Se-rencebey'de 2 Ekim 1979'da fa-şistler tarafından katledildi.

Ö. Faruk Bayraktar

Songül Koçyiğit

Fatma Süzen’e ...Coşkulu bir ırmaktın.

bir o kadar berraktın.Yurdumuza can vermek içinGece gündüz akardınengel set dinlemedenbir sonbahar günü sizleri kaybettikdüşman kuşatması altındaydınızhiç tereddüt etmeden"Kurtuluşa kadar savaş"diyerek çarpıştınız....

Page 58: ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacayuruyus.biz/pdf/pdf/487.pdf · 2015-09-19 · İçindekiler AKP Faşizminin Gözaltı ve Tutuklama Terörüne Teslim Olmayacağız! 4 AKP, Halk

Televizyonda haberleri izliyordum. Spikerinsöylediği bir isimle birlikte ışıl ışıl güleç biryüzü süsleyen bir çift kara göz geldi oturdugözlerime... O gözler benim oluverdi bir-den. Küçücük hücremden aldı götürdübeni... Yağmurlu'da çatışmadaydık.Yağmur gibi yağan kurşunlara meydanokuyarak vuruştuk. Gözkapakları tes-lim olmamanın huzuruyla kapandısonra.. Ama gözleri bendeydi. Göz-leri rehberimizdi... Yıllar boyu adım-ladığı dağ yollarından geçtim. Yağ-mur sonrası yayılan mis gibi toprakkokusunu, ot kokusunu doldurdumiçime... Gün doğumlarına, gün ba-tımlarına içimdeki en umutlu ezgilerikattım. Köyden köye dolaştım, yoksulsofralarına bağdaş kurdum... Nice acı-lara ortak oldum... Şahandım, nice acı-ların hesabını sordum. Çatışmadan ça-tışmaya zulmün yüreğine korku saldım.Bir çift kara gözün ısrarlı yolculuğunday-dım.

Yıllar öncesine, 12 yürek parçamı bıraktığımo hapishaneye gittim sonra. O bir çift kara göz, ayrıldıgözlerimden. Demir parmakların bir yanında ben, bir ya-nında o gözler. Devrim'in gözleri. 16 yaşın masumluğundabir çift ışık demeti.

Yağmur, kar, çamur dinlemez Devrim, yollar kapansada biliriz gelir ziyaretimize.... 16 yaşında bir tutsakyakınıdır. Yakınlığı sadece tutsak düşen akrabalarına değil,tüm tutsak abilerine, ablalarınadır.

16 yaşında bir genç kız ne bekler hayattan? Düşleri,özlemleri, geleceğe dair hayalleri nedir? Belki okuyup iyibir meslek sahibi olmak... Telli duvaklı gelin olma düşlerikurar belki... Belki zengin biriyle evlenip "rahat yaşamak"...Belki mutsuzdur, hayat çok sıkıcı ve monoton gelir onave belki de ailesini sorumlu tutar mutsuzluğundan; bir anönce kaçıp kurtulmak ister ailesinin olmadığı bir yerlerde"özgürlüğü", "mutluluğu" yakalama hayallerinin peşinden,"bilinmez" serüvenlere koşar belki...

Farkında bile değildir çoğu ama kuşatılmıştır gençlik.Uyuşturucu, alkol, "farklı" giyim, "farklı" konuşmalar, ben-

cillikler, duyarsızlıklar, sorumsuzluklar, yozluklar... Ku-şatılmıştır gençlik. Ne iyi bir meslek, ne düşleri kurulan

evlilikler, ne sahte özgürlük arayışları kurtaramaz onlarıbu kuşatılmışlıktan... Devrim bu kuşatılmışlığı hiç yaşa-mamıştır neredeyse. Zeki, çalışkan bir lise öğrencisidir.Ailesi onu, o ailesini çok sever. Anadolu'nun en güzel de-ğerleriyle sarılıp sarmalanmış, o değerlerle büyümüş vebüyüdükçe sıkı sıkı sarılmıştır o değerlere.

Ailesinden devrimci olup tutsak düşenler vardır. Onlarınsevgisi, onların sıcaklığıyla yaşamın en yüce güzelliklerinitatmıştır Devrim. Paylaşımı, bağlılığı, güveni, herkes için

en umutlu yarınları görmüştür onların ideallerinde.Annesi, babası onun okuyup meslek sahibi

olmasını istese de, Devrim bu ideallerinpeşindedir. Adalet duygusu çok geliş-

miştir. En sevdiklerini demir parmak-lıklar ardına koyan zulme karşı sa-vaşmaktır tek isteği. İki adı vardırDevrim'in. Ailede Derya derlerona hep. Ama sonraları Devrimadını daha çok sever ve herkesona Devrim demeye başlar.

Ailesini çok sevse de, geriçekilmez ve sonunda, kendiçevresini ideallerine inandırano olur.

"Daha çok küçüksün" di-yenlere çalışkanlığıyla, emek-

çiliği ve özverisiyle cevap verirDevrim. Gencecik yüreğine öyle

büyük dünyanlar sığdırmışır ki.Ondan bir şey istediğiniz zaman gö-

zünüz arkada kalmaz, "acaba" diyeiçinizden geçirmezsiniz hiç. Bilirsiniz

ki Devrim gerekeni yapacaktır. Küçüktürama sınırsız bir sorumluluk bilinci vardır. Is-

rarcıdır. Hedefe ulaşmasını, aklına koyduğunu yap-masını hiç kimse, hiçbir şey engelleyemez. O denli deuyumludur. Uyumlu, özverili. Hızlı kavrar ve en zor ko-şullara bile hemen uyum sağlar. Dağlarda şahan olmakkolay değildir. Yüreğin, bilincin hazır olmalıdır karaborana, geçit vermez yollara, hain pusulara. Devrim öm-rünün baharında şahan olur dağlarda. Küçüktür amaşahanlık yakışır ona. Dağların onuru, zulmün korkulurüyası olur yıllar boyu.

Demir parmaklıkların ardında o bir çift kara gözle, obir çift ışık demetiyle buluşan gözlerim, televizyondakigörüntülere kaydı yine. Devrim... Gözkapakları kapalıDevrim'in. Üzerinde kızıl bayrak ve bembeyaz bir duvak.Omuzlar üzerinde.

Sevgisinin, i, cüretinin... tarihten yüklenip omuzlardayücelttiği kavga mirasının; omuzlardan yüreklere, bilinçlereaktığını gördüm. Açtım yüreğimi. Alnından öptüm. Ve gözkapaklarıyla örtünen kara gözlerinin ışığını yoluma verdim.Umut yolculuğumuza yeniden yeniden hoşgeldin Devrim.

Anıları MirasımızDerya Devrim Ağırman’ıTutsak Bir yoldaşı Anlatıyor:

Şahanlık YakışırOna