siyasipartikararlar.anayasa.gov.tr · Web view2020. 6. 15. · Abdulmelik Fırat kısa bir giriş...
93
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı:2002/1 (Siyasî Parti Kapatma) Karar Sayısı:2008/1 Karar Günü:29.1.2008 R.G. Tarih-Sayı:01.07.2008-26923 DAVACI: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı DAVALI: Hak ve Özgürlükler Partisi DAVANIN KONUSU: Tüzük ve Programında yer alan bazı bölümlerin Anayasa'nın Başlangıç'ı ve 2., 3., 14., 68. maddeleriyle 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 78. maddesinin (a) ve (b) bentlerine, 80. maddesine, 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykırılığı savıyla Hak ve Özgürlükler Partisi'nin (HAK-PAR) Anayasa'nın 69. maddesinin beşinci fıkrasıyla 2820 sayılı Kanun'un l00. ve 101. maddesinin (a) bentleri uyarınca kapatılmasına karar verilmesi istemidir. I- DAVA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kapatılma istemli kamu davasına ilişkin 14.3.2002 günlü ve SP 115 Hz.2002/3 sayılı İddianamesinde şöyle denilmektedir: "II- DAVA KONUSU PARTİ TÜZÜK VE PROGRAMI Hak ve Özgürlükler Partisi'nin tüzük ve programının dava ile ilgili bölümleri şöyledir: A- Tüzük Madde 3: PARTİNİN AMACI Dünya birçok evrelerden geçerek; idari, siyasi, toplumsal ve kültürel olarak yeniden çoğulcu demokratik toplum projesinin normları içinde yapılanıyor, değişiyor. Etnik, ulusal, kültürel ve toplumsal topluluklar, çoğulcu bir idari sistem içinde; kendilerini yönetme hakkı dahil, tüm hak ve özgürlüklere kavuşuyor. Dünyadaki toplumsal gelişmeler, bilim ve kültürdeki hızlı evrenselleşme; ulusal devlet modelini ve buna bağlı sistemleri, toplumsal gelişmelerin ve dünyanın bütünleşmesi önünde ayak
siyasipartikararlar.anayasa.gov.tr · Web view2020. 6. 15. · Abdulmelik Fırat kısa bir giriş içerisinde hayatına dair kısa bir kesite yer verdikten sonra Anayasayı değiştirmek
Karar Says:2008/1
Karar Says:2008/1
Karar Günü:29.1.2008
R.G. Tarih-Say:01.07.2008-26923
DAVALI: Hak ve Özgürlükler Partisi
DAVANIN KONUSU: Tüzük ve Programnda yer alan baz bölümlerin
Anayasa'nn Balangç' ve 2., 3., 14., 68. maddeleriyle 2820 sayl
Siyasi Partiler Kanunu'nun 78. maddesinin (a) ve (b) bentlerine,
80. maddesine, 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykrl savyla
Hak ve Özgürlükler Partisi'nin (HAK-PAR) Anayasa'nn 69. maddesinin
beinci fkrasyla 2820 sayl Kanun'un l00. ve 101. maddesinin (a)
bentleri uyarnca kapatlmasna karar verilmesi istemidir.
I- DAVA
"II- DAVA KONUSU PART TÜZÜK VE PROGRAMI
Hak ve Özgürlükler Partisi'nin tüzük ve programnn dava ile ilgili
bölümleri öyledir:
A- Tüzük
Dünya birçok evrelerden geçerek; idari, siyasi, toplumsal ve
kültürel olarak yeniden çoulcu demokratik toplum projesinin normlar
içinde yaplanyor, deiiyor. Etnik, ulusal, kültürel ve toplumsal
topluluklar, çoulcu bir idari sistem içinde; kendilerini yönetme
hakk dahil, tüm hak ve özgürlüklere kavuuyor.
Dünyadaki toplumsal gelimeler, bilim ve kültürdeki hzl
evrenselleme; ulusal devlet modelini ve buna bal sistemleri,
toplumsal gelimelerin ve dünyann bütünlemesi önünde ayak ba haline
getirmektedir. Gelimi, çoulcu demokrasiyi sistemletiren ülkeler,
yaadklar sorunlar çözmede hzl admlar atmak için kendi aralarnda
ulus-üstü birlikler yoluna giderek çok uluslu, çok dilli, çok
kültürlü yaplanmalar oluturmaktadr. Türkiye'nin aday üye olduu
Avrupa Birlii, bu konuda en gelikin model görünümündedir.
Dünyann önemli bölgelerinden birinde bulunan TÜRKYE, dünyayla
bütünlemek ve Avrupa Birlii'ne (AB'ye) üye olmak istedii halde;
çoulcu demokratik bir devlet yapsn oluturmamak; toplumsal çoulculuu
dlamak için tekçi, otoriter devlet yapsnda srar ediyor. Bu konuda
imzalad ilgili uluslar aras sözlemeleri hiçe sayyor.
Bu yapsndan dolay, Türkiye, temel sorunu olan Kürt sorununu
çözemiyor çoulcu demokrasiyi yaplandramyor; toplumsal, siyasal ve
ekonomik sorunlar krizlere sokuyor.
Partimiz, Türkiye'yi idari, siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak;
evrensel demokratik hukukun, dünyann ve AB ülkelerinin çoulcu
siyasi sistem normlar içinde adem-i merkeziyetçi tarzda yeniden
yaplandracak; Kürt sorununu hak eitlii temelinde toplumsal uzlama
ile çözecek."
B- Program
Tüm dünyada bu deiim ve dönüümler yaanrken, Türkiye çada olmayan
bir çizgide kalmakta srar ediyor; kitlelerin Özgürlük ve demokrasi
taleplerini iddetle cezalandryor.
Türkiye, tüm iddialarna karn demokrasi yarnda yol alamam, söylemde
demokrat özde totaliter tutumlar yüzünden inandrcln yitirmi, batl
devletler nezdinde güvenilmez bir konuma dümütür.
Türkiye'yi yönetenler, insan haklarna sayg; çoulcu demokrasi ve
hukukun üstünlüü olmadan; ekonomik kalknma ve toplumsal barn
salanamayacan, bir ayan mutlaka eksik kalacan artk görmelidirler.
Kürt sorunu bata olmak üzere, sorunlar inkar ve bastrma yoluyla
çözmeyi hedefleyen politikalarn, çözüm getirmedii, aksine sorunlar
arlatrd ortaya çkmtr. Bu politikalar yüzünden toplum militarizmin
etkisine girmi; hukukun üstünlüünü, insan haklar, temel hak ve
özgürlüklerin kullanm vb. çada deerler konusunda, Türkiye uygar
dünyann gerisinde kalmtr.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, taraf olduu uluslar aras sözlemeleri
iç hukukuna yanstmad, otoriter devlet anlaynn sonucu olan yasa ve
yönetmelikleri deitirmedii; etnik, dinsel ve toplumsal farkllklara
kar hogörülü ve bölgeler aras dengesizlii gidermede gönüllü
davranmad için uygar dünyadan her gün biraz daha uzaklayor.
Bugün Kürtlerin haklarn tanmamak uruna toplumu çad bir gerilie
mahkum eden; düünce ve ifade özgürlüüne olanak tanmayan; sorunlar
diyalog ve uzlama yerine, toplumsal gerilim ve çatma yöntemiyle
çözmeye çalan çad bir anlay devlette egemen olmutur.
Hak ve Özgürlükler Partisi, bu anlaya kar çkan toplum kesimlerinin
Türkiye'yi yeniden yaplandrma istek ve ihtiyaçlarnn bir ürünüdür;
Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'de hiçbir sorunun çözülemeyecei
inancndadr. Bu nedenle programnn merkezinde Kürt sorununun
toplumsal uzlama yoluyla adil, eitlikçi ve demokratik bir çözüm
kavuturulmas hedefini koymutur; Türkiye hükümetlerinin, Kbrs,
Bulgaristan, Yunanistan, Kosova ve benzeri ülkelerde bulunan
aznlklar/topluluklar için savunduu tezleri, Türkiye'de yaayan
Kürtler için de istemesi durumunda, sorunun çözüm yoluna girecei
inancndadr.
Burada asl sorun çoulcu demokratik devleti yaplandrma ve çada
çoulcu demokratik idari sistemleri kabul edip etmeme
sorundur.
Hak ve Özgürlükler Partisi, deiik toplum kesimlerine mensup farkl
görü ve düüncedeki aydn ve politikaclarn, Kürt sorununu adil ve
kalc bir çözüme ulatrmak; demokratik hak ve toplumsal özgürlükleri
anayasa ve yasalarn güvencesi altna almak amacyla, siyasal ve
toplumsal sistemi yeniden yaplandrmak için kurulan bir partidir;
Kürt sorununun barçl, demokratik ve eitlikçi bir yaklamla diyalog
ve toplumsal uzlama yoluyla çözümünden yanadr. Bunun gerçeklemesi
için devleti çoulculua uygun tarzda yeniden yaplandracaktr.
Partimiz bunu gerçekletirmek için mücadele edecektir.
YENDEN YAPILANDIRMA
Türkiye için uluslararas hukuk normlarna uygun; çoulcu, katlmc,
insan haklarn ve hukukun üstünlüünü esas alan demokratik bir
anayasay gerekli görüyoruz. Öngördüümüz anayasa, evrensel hukuk
ilkelerine uygun olacak; toplumsal ve kültürel çoulculuk esaslar
üzerende bireysel, grupsal hak ve özgürlükleri teminat altna
alacaktr.
Böyle bir anayasa, en geni toplum kesimlerini katlm ve tartmas
sonucunda gerçekletirecek devletin ve toplumun çok kültürlüüne, çok
dillilie, çok snrlla ve çok dinlilie göre yeniden yaplandrlarak
demokratikletirilmesi; sivil toplum ve bireyin öne çkarlmas için
çalacak. Vatandan tebaa gibi gören bir devleti deil, vatandana
hizmet götüren, bir devlet yaplanmas salanacak.
Ademi merkeziyetçi bir anlayn yerel yönetimler eliyle hayata
geçirilmesini, hem toplumun hem devletin demokratiklemesi için
gerekli görüyoruz. Yerel yönetimleri düzenlerken katlmclk ve
çoulculuun evrensel ilkeleri esas alnacak. Yerel yönetimler özerk
yapya kavuturulacak.
Seçilmi yöneticilerin halkn oyu veya yarg karar dnda görevden
alnmasn önleyen yasal düzenlemeler getirilecek.
Devletin merkeziyetçi otoriter yapsna son verilecek. Yerel yönetim
yasalar yeniden düzenlenerek, dileri ve savunma dndaki tüm
hizmetleri bölge meclislerin yasal düzenlemeleriyle, özerk yerel
yönetimlere terk edilecek.
Belediye ve l Genel Meclisleri toplumsal çoulculua ve renklilie
uygun aktif temsil kurumlar haline getirilecek.
Eitim, salk, iç güvenlik ve yerel vergi gibi konular özerk yerel
yönetimlere terk edilecek.
Belediye ve l genel Meclisleri temsilcilerinden Yerel Bölge
Meclisleri oluturulacak.
Valiler, Kaymakamlar, emniyet müdürleri seçimle
saptanacaklar.
Eitim ve Kültür
Türkiye'de eitim politikas çok kültürlülük esasna aykr, rkç ve
ovendir. Partimiz, eitimi bu öelerden arndracak; hem diller ve
kültürler hem de bireyler arasnda frsat eitliini salayacaktr.
Partimiz yüzyllarn ihmaline uram olan Türkiye toplumunun eitim
düzeyini yükseltmek için öncelikler Kürtlerden balayarak bir eitim
seferberliinin balatlmasn zorunlu görüyor.
Partimiz, eitim konusunu planlarken, evrensel hukuk ilkelerini ve
Türkiye'nin taraf olduu antlamalar temel alacak, Türkiye'nin çoulcu
ve çok dilli yapsna göre eitim hakknn salanmas için gereken yasal
ve idari düzenlemeleri yapacaktr."
III- KONUYLA LGL YASAL DÜZENLEMELER
Daval siyasi Parti'nin, kapatlma nedeni olarak iddianamede dayanlan
ve ilgili görülen Anayasa ve Siyasi Partiler Yasas kurallar
unlardr:
A- Anayasa Kurallar
Madde 1- "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir."
Madde 2- "Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanma ve
adalet anlay içinde, insan haklarna saygl, Atatürk milliyetçiliine
bal, balangçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik
ve sosyal bir hukuk Devletidir."
Madde 3- "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir
bütündür. Dili Türkçe'dir.
Bayra, ekli kanununda belirtilen, beyaz ay yldzl al bayraktr.
Milli Mar "stiklal Mar"dr.
Bakenti Ankara'dr."
Madde 4- "Anayasann 1 inci maddesindeki Devletin eklinin Cumhuriyet
olduu hakkndaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin
nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri deitirilemez ve
deitirilmesi teklif edilemez."
Görüldüü üzere Anayasa koyucu, bu kurallarla ulusal birliimizin
deimezliiyle ülke bütünlüünü ve devletin tekil yapsn ortaya
koymutur. Burada öncelikli olanlar ülke-ulus bütünlüüyle Atatürk
milliyetçiliidir.
Vatana ve ulusa balln, sevgi ve kardeliin, içte ve dta barn simgesi
saylan, tüm bireyleri eitlik ve adaletle kavrayp çada evrensel
deerlerle birleen ve bu ilkeler, yaamn her alanda çadalamasnn ve
demokratiklemesinin kayna ve dayanadr.
Siyasi partilerin tüzük ve programlar yönünden Anayasa'ya aykrlk,
yalnzca Anayasa'da saylan parti yasaklarna ilikin hükümlerle
snrldr.
Madde 68-
Siyasi partilerin tüzük ve programlar (...) Devletin bamszlna,
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne, insan haklarna, eitlik ve
hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliine, demokratik ve lâik
Cumhuriyet ilkelerine aykr olamaz; snf veya zümre diktatörlüünü
veya herhangi bir tür diktatörlüü savunmay ve yerletirmeyi
amaçlayamaz; suç ilenmesini tevik edemez. ..."
Madde 69-
Siyasi partilerin kapatlmas, Yargtay Cumhuriyet Basavcs'nn açaca
dava üzerine Anayasa Mahkemesi'nce kesin olarak karara
balanr.
Bir siyasi partinin tüzüü ve programnn 68 inci maddenin dördüncü
fkras hükümlerine aykr bulunmas halinde temelli kapatma karar
verilir."
B- Siyasi Partiler Yasas Kurallar
Anayasamn buyurucu kural uyarnca çkarlan, 2820 sayl Siyasi Partiler
Yasas'ndaki dava konusu ile ilgili,
Madde 78- "Siyasi Partiler:
a) Türkiye Devletinin Cumhuriyet olan eklini; Anayasann Balangç
Ksmmda ve 2.maddesinde belirtilen esaslarn; Anayasann 3.maddesinde
açklanan Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne,
diline, bayrana, milli marna ve bakentine dair hükümlerini;
egemenliin kaytsz artsz Türk milletine ait olduu ve bunun ancak
Anayasann koyduu esaslara göre yetkili organlar eliyle
kullanabilecei esasn; Türk milletine ait olan egemenliin
kullanlmasnn belli bir kiiye, zümreye veya snfa braklmayaca veya
hiçbir kimse veya organn, kaynan Anayasadan almayan bir devlet
yetkisi kullanamayaca hükmünü, seçimler ve halk oylamalarnn
serbest, eit, gizli, genel oy, açk saym ve döküm esaslarna göre,
yarg yönetim ve denetimi altnda yaplmas esasn deitirmek;
Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varln tehlikeye düürmek, temel hak
ve hürriyetleri yok etmek, dil, rk, renk, din ve mezhep ayrm
yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görülere
dayanan bir devlet düzeni kurmak;
Amacn güdemezler veya bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar,
bakanlarn bu yolda tahrik ve tevik edemezler.
b) Bölge, rk, belli kii aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya
tarikat esaslarna dayanamaz veya adlarn kullanamazlar."
Madde 80- "Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyetinin dayand Devletin
teklii ilkesini deitirmek amacn güdemezler ve bu amaca yönelik
faaliyette bulunamazlar."
Madde 81- "Siyasi Partiler:
a) Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya
mezhep veya rk veya dil farkllna dayanan aznlklar bulunduunu ileri
süremezler.
b) Türk dilinden ve kültüründen baka dil ve kültürleri korumak,
gelitirmek veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde
aznlklar yaratarak millet bütünlüünün bozulmas amacn güdemezler ve
bu yolda faaliyette bulunamazlar."
hükümleri yer almaktadr.
Yüksek Mahkemenizin siyasi parti kapatlmasyla ilgili 16.6.1994
(Esas 1993/3, Karar 1994/2) ve 14.2.1997 (Esas 1996/1, Karar
1997/1) günlü kararlarnda da belirtildii gibi;
2820 sayl Siyasi Partiler Yasas'nn bu kurallarnda, devletin teklii
ile ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüünden söz edilmektedir. Bu
maddeler, Anayasa'da yazl soyut "Bölünmez bütünlük" ve "tekil
devlet" kavramlarn açklayarak somutlatrmaktadr. E anlatmla, Siyasi
Partiler Yasas, devletin teklii, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüünü korumak amacyla, ayrlkç akmlarn bir parti durumunda
Örgütlenmesini yasaklamakta ve yine siyasi partilerin federal bir
sistemi savunamayacaklarn aznlk yaratamayacaklarn (özendirip
kkrtmayacaklarn), bölgecilik, rkçlk yapamayacaklarn ve eitlik
ilkesini korumak zorunda olduklarn vurgulamaktadr. Böylece anayasal
ilkeler Siyasi Partiler Yasas'yla yaama geçirilip yaptrmlara
balanmtr.
Madde 100- "Bir siyasi partinin, bu Kanununun dördüncü ksmnda yer
alan hükümleri ihlal etmesi sebebiyle Cumhuriyet Basavcl tarafndan
partinin kapatlmas davasnn açlmas:
a) Resen,
c) Bir siyasi partinin istemi üzerine Olur..."
Bu maddede, siyasi partilerle ilgili yasaklara aykrlk halinde, ne
ekilde kapatma davas açlaca düzenlenmektedir. Ayrca, Siyasi
Partiler Yasas'nn dördüncü ksmnda yer alan 78, 80, ve 81.madde
hükümlerine aykrlk durumunda, Cumhuriyet Basavclnca partinin
kapatlmas istemiyle baka bir koula bal olmadan resen dava
açlabilecei açkça belirtilmektedir.
Madde 101- (Deiik: 12.8.1999-4445/16 md.) "Anayasa Mahkemesince bir
siyasi parti hakknda kapatma karar;
a) Bir siyasi partinin tüzük ve programnn devletin bamszlna, ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüüne, insan haklarna, eitlik ve hukuk
devleti ilkelerine, millet egemenliine, demokratik ve laik
cumhuriyet ilkelerine aykr olmas, snf veya zümre diktatörlüünü veya
herhangi bir tür diktatörlüü savunmay ve yerletirmeyi amaçlamas,
suç ilenmesini tevik etmesi,
b)
c)
IV- KAPATMA NEDENLER VE DEERLENDRME
Daval partinin tüzüü ve programnda yer alan, kapatma isteminin
nedenleri olarak belirlenen, iddianamemizin ilgili ksmnda yazl
bölümlerinin, öncelikle Anayasa ve Siyasi Partiler Yasas'nda kurala
balanan, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüünün"
bozulmas amacna yönelik olup olmadnn tartlp irdelenmesi
gerekmektedir.
Daval parti tüzüünün 3.maddesi "Partinin Amac" baln tamaktadr.
Tüzüün bu 3.maddesinde, "tekçi, otoriter devlet yapsnda srar eden"
Türkiye'yi "adem-i merkeziyetçi tarzda yeniden yaplandrma" ve "Kürt
sorununu hak eitlii temelinde toplumsal uzlama ile çözme"
hedeflerinin Anayasaya uygunluu sorunu, Anayasann 3.maddesinde
belirlenen ve 4.maddesiyle de deitirilemezlik güvencesiyle donatlan
"devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü" ilkesinin
anayasal düzen içindeki yeri ile yakndan ilgilidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüü
ve bunu pekitiren ortak dil, kültür, eitim ve Türk Milliyetçilii
kavramlar hukuksal ve siyasal olduu kadar, tarihsel ve sosyal
gerçeklere dayanmaktadr.
Anayasann en temel ilkesi olan, "Devletin, ülkesi ve milletiyle
bölünmezlii" ilkesi, Anayasamn birçok maddesinde Özellikle
vurgulanm, Türk Milletimin bamszl ve bütünlüüyle, ülkenin
bölünmezliini korumak devletin temel amaç ve görevleri arasnda
gösterilmitir (Madde 5). Ülke ve ulus bütünlüünü korumak için temel
hak ve özgürlüklerin kstlanabilecei kabul edilmi (Madde 14); ayn
amaçla basn özgürlüüne özel snrlamalar getirilmi (Madde 28, 30);
gençlerin bu anlay dorultusunda yetime ve gelimelerini salayc
önlemler alnmas, devlete özel görev olarak verilmi (Madde 58);
bilimsel aratrma ve yaynda bulunma yetkisinin; Devletin varl ve
bamszlyla, ulusun ve ülkenin bütünlüü ve bölünmezliine kar,
kullanlamayaca belirtilmi (Madde 130); birlik ve bütünlüe kar
ilenecek suçlar için özel mahkemelerin kurulmas öngörülmü (Madde
143); ayn konu, TBMM üyeleri ve Cumhurbakan yeminlerinin temel
öelerinden birini oluturmutur (Madde 81 ve 103).
Anlan ilke, son Anayasa deiikliinde de (Deiik: 3.10.2001 - 4709/3),
hem Anayasann temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanlamayacana
ilikin 14. maddesinde korunmu, hem de düünceyi açklama özgürlüüne
ilikin bir özel snrlama nedeni olarak Anayasann 26. maddesinin 2.
fkrasna eklenmitir (Deiik: 3.10.2001 - 4709/9). Siyasi partilerle
ilgili, Anayasa'nn 68. maddesinin 4. fkras, siyasi partilerin tüzük
ve programlar ile eylemlerinin belirli anayasal ilke ve deerlere
aykr olamayacaklarn düzenlemektedir. Bunlarn arasnda "Devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü" de yer almaktadr. Anayasann
69. maddesinin 5. fkras 68. maddenin 4. fkrasna gönderme yaparak,
tüzük ve programlar "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüüne" aykr bulunan partilerin temelli kapatlacan
düzenlemektedir.
Anayasada korunan bu ilke, Siyasi Partiler Yasas ile
somutlatrlmtr.
Siyasi Partiler Yasasnn 78. maddesinin (a) bendinde; demokratik
devlet düzeninin korunmasna ilikin yasaklar kapsamnda "bölünmez
bütünlük" esasnn deitirilmesi yasaklanmaktadr. Ayn madde
çerçevesinde, "dil, rk, renk, din ve mezhep ayrm yaratmak veya sair
herhangi bir yoldan bu kavram ve görülere dayal bir devlet düzeni
kurmak" da yasaklanmtr. Görülüyor ki, siyasi partilerin; devletin
ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüü yannda, devlet dilinin Türkçe
olduuna dair (Anayasann 3. maddesinin birinci fkras, devlet dilinin
Türkçe olduu hükmünü tamaktadr.) kural da deitirme amacn
güdemeyecekleri ve bu yolda faaliyette bulunamayacaklar, yasada
açkça belirtilmitir.
Yüksek Mahkemenizin 26.2.1999 gün (Siyasi parti kapatma), Esas
1997/2, Karar 1999/1 sayl kararnda da belirtildii gibi; Anayasa ve
Siyasi Partiler Yasas'nda "Türk" sözcüü etnik kökenine baklmakszn,
Türkiye Cumhuriyetime yurttalk (vatandalk) ba ile bal olan herkesi
ifade etmektedir.
Siyasi Partiler Yasasnn 78. maddesinin (b) bendinde ise, siyasi
partilerin bölge ve rk esasna dayandrlamayacaklar belirtilmektedir.
Buna göre, siyasi partiler belirli bir rka, etnik kökene mensup
olanlarn partisi olduklarn iddia edemezler.
Daval parti ise, Kürt sorununun çözümüne parti tüzüünün amaç
maddesinde ve programnn merkezinde yer vermitir. Kürt sorununun
çözümünün parti tarafndan acil hedef olarak benimsendii
belirtilerek, Kürt sorununun çözümlenmesinin temel amaçlardan biri
olduu, tüzük ve programda özellikle vurgulanmtr. Ayrca, Kürt
kökenlilerin varlk ve kültürleri öne çkarlmtr.
Görülüyor ki; parti tüzüünde ve programnda, "Kürt Sorunu",
"Türkiye'nin temel sorunu olarak" tanmlanmtr. Bu anlay, "Türkler ve
Kürtler" ayrmn, "ayr bir Kürt ulusunun varl"nn kabul edilerek
vatandalk bilinç ve beraberliini temel alan ulus kavramnn reddini
içermektedir.
Açklanan nedenlerle, daval parti'nin tüzük ve programnda "Türkler
ve Kürtler biçiminde bir ayrm yaplmas; ulus bütünlüü içinde, etnik
kimlii olan sorunlar yadsnan ve bask altnda bulunan bir Kürt
ulusunun bulunduunun ileri sürülmesi, Siyasi Partiler Yasas'nn
78.maddesinin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen "devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüü ve siyasi partilerin rk esasna
dayanamayacaklar" ilkelerine, ayrca Siyasi Partiler Yasasnn 101.
maddesinin (a) bendindeki, bir siyasi partinin tüzük ve programnn
"Devletin (...) ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne" aykr
olamayaca ilkesine de aykrlk oluturduu sonucuna varlmtr. Yüksek
Mahkemenizin de, 26.2.1999 gün, Esas 1997/2 (Siyasi Parti Kapatma),
Karar 1999/1 sayl kararnda bu görüte olduu açkça
vurgulanmaktadr.
Daval partinin programnda, Türkiye'de, merkezi hükümetin yerel
sorunlara seyirci kaldndan, bu duyarszln çarpk kentleme sorununu
dourduundan söz edilerek, devletin demokratiklemesi, politik,
yönetsel demokratik katlmn ve çoulculuun salanabilmesi, hizmetin
hzlandrlmas için öncelikle merkezi devletin yerel yönetimler
üzerindeki vesayetinin kaldrlaca, toplumun kendisini yönetenleri
dorudan seçebilmesi, yönetimleri ve yönetenleri denetleyebilmesinin
salanaca, merkezi idare küçülürken, yerel yönetimlerin kendi
alanlarnda daha çok söz sahibi olaca, Belediye ve l Genel
meclisleri temsilcilerinden Yerel Bölge Meclisleri oluturulaca, bu
anlaya uygun olarak, vali, emniyet müdürü, kaymakam gibi
yöneticilerin seçimle gelmelerinin salanaca, eitim, salk, iç
güvenlik ve vergi gibi konularn özerk yerel yönetimlere braklaca
belirtilmektedir.
Daval partinin bu görü ve hedefleri, Kürt sorununun çözümü için bir
çare olarak öngördüü ve gerçekletirmeyi misyon olarak benimsedii
idari ademi merkeziyetçi sistem çerçevesinde, devletin idari
bölgeler eklinde yaplandrlmas biçiminde belirtilen amaç ile
birlikte düünülmelidir.
Anayasa, özerk bölge, özerk yönetim birimi ya da federasyon gibi
yaplanmalara bilinçli olarak yer vermemitir. Ulusun tümüne ait en
üstün kudret olan egemenliin federe devletler veya özerk bölgeler
tarafndan paylalmas, ülke bütünlüünün sadece siyasal snrlarn
korunmas biçiminde anlalmas, merkeziyetçi olmayan idari
yaplanmalarn ülke bütünlüünü bozucu nitelikte görülmemesi kabul
edilemez.
Yüksek Mahkemenizin 18.8.1993 gün, Esas 1992/1 (Siyasi Parti
Kapatma), Karar 1993/1 sayl kararnda da deinildii gibi, ":...
'Devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüü' kural, aznlk
yaratlmamasn, bölgecilik ve rkçlk yaplmamasn ve eitlik ilkesinin
korunmasn içermektedir. <Egemenlik> ve <Devlet>
kavramlarnn <Ulus> kavramyla bütünlemesi, devletin herhangi
bir kökenden gelenlerle, ya da herhangi bir toplumsal snfla
özdeletirilmesine engeldir. Bunun nedeni; ulusun çeitli toplumsal
snflardan olumasna karn snflar üstü bir kavram olmasdr. Bunun için
egemenliin kullanlmasndan alkoyan veya egemenlii bölen düzenlemeler
bölünmez bütünlük ve tekil devlet ilkesine ters düer..."
Daval siyasi partinin programnda, devletin yeniden yaplandrlmas ad
altnda önerdii idari bölgeler ve egemenlik sahibi özerk bölgeler
modelleri ile, Siyasi Partiler Yasasnn 78/b ve 80. maddelerine aykr
olarak Devletin teklii ilkesinin deitirilmesi amacnn güdüldüü
anlalmaktadr.
Siyasi Partiler Yasasnn ulus bütünlüü ilkesinin güçlendirilerek
tekrarlanmas niteliindeki hükümlerinden biri olan "aznlklar
yaratlmasnn önlenmesi" balkl 81. maddesinin (a) bendinde, siyasi
partilerin milli ya da dini, kültür, mezhep, rk ya da dil ayrlna
dayanan aznlklar bulunduunu ileri süremeyecekleri öngörülmütür.
Lozan Bar Antlamas kapsamnda bulunan aznlklar bundan ayrktr.
Maddenin (b) bendinde ise, Türk dilinden veya kültüründen baka dil
ve kültürleri korumak ve gelitirmek veya yaymak yoluyla Türkiye
Cumhuriyeti ülkesi üzerinde aznlklar yaratarak millet bütünlüünün
bozulmas amacn gütmek siyasi partiler açsndan yasaklanmtr.
Yasayla, ülkedeki etnik gruplarn dil ve kültürleri yasaklanmamtr.
Çeitli kökenlerden gelen yurttalar kendi dil ve kültürlerine sahip
bulunmakta, onlar gelitirmektedir. Tarihi, dinî, gelenek ve
görenekleri ayn olan, kültürleri güçlü biçimde ulusal kültürde
yerini alan bir topluluun bireyleri arasnda ayrmclk yaratacak
düzeyde kültür ayrl olduunu ileri sürmek ve ortak ulusal kültürü
yadsyp dlamak gerçeklerle badamaz.
Parti tüzüün 3. maddesinde partinin amac bölümünde "Kürt sorununu
hak eitlii temelinde toplumsal uzlama ile çözmek", parti programnn
"Türkiye deimek zorundadr" balkl bölümünde, "Türkiye
hükümetlerinin, Kbrs, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova ve benzeri
ülkelerde bulunan aznlklar/topluluklar için savunduu tezleri,
Türkiye'de yaayan Kürtler için de istemesi durumunda, sorunun çözüm
yoluna girecei inancndadr." biçimindeki deerlendirmeler ile parti
programnn dier bölümlerindeki düzenlemeler, farkl ulus ve ulusal
aznlklarn varlklarnn kabul edildiklerinin istendiini
göstermektedir. Bunlar birlikte ele alndnda, Türkiye Cumhuriyeti
ülkesi üzerinde milli veya dini, kültür veya mezhep veya rk veya
dil farkllna dayanan aznlklar bulunduunun söylendii, Türk dilinden
veya kültüründen baka dil ve kültürleri korumak, gelitirmek veya
yaymak yoluyla aznlklar yaratarak ulus bütünlüünün bozulmas amacnn
güdüldüü anlalmaktadr.
Bu nedenlerle, daval partinin tüzük ve programnda, Türkiye
Cumhuriyeti ülkesi üzerinde kültür, rk ya da dil farkllna dayanan
aznlklar bulunduunun ileri sürüldüü, böylece Türk dilinden veya
kültüründen baka dil ve kültürleri korumak, gelitirmek veya yaymak
yoluyla aznlklar yaratarak ulus bütünlüünün bozulmas amaçlandndan,
parti tüzük ve program, Siyasi Partiler Yasasnn 81. maddesinin (a)
ve (b) bentlerine aykrlk oluturmaktadr.
Nitekim Yüksek Mahkemenizin de, 30.11.1993 gün, Esas 1993/2 (Siyasi
Parti Kapatma), Karar 1993/3; 19.3.1996 gün, Esas 1995/1 (Siyasi
Parti Kapatma) Karar 1996/1; 26.2.1999 gün, Esas 1997/2 (Siyasi
Parti Kapatma) karar 1999/1 sayl kararlarndan ayn görüte olduu
anlalmaktadr.
V- SONUÇ VE STEM
Yukarda gerekçeleriyle açkland üzere, daval partinin tüzük ve
programnn baz bölümlerinin Anayasann Balangç ksm ile 2., 3., 14.,
68. maddelerine ve 2820 sayl Siyasi Partiler Yasasnn 78. maddesinin
(a) ve (b) bentlerine, 80. maddesine, 81. maddesinin (a) ve (b)
bentlerine aykr olduundan, Hak ve Özgürlükler Partisinin Anayasann
69. maddesinin 5. fkras ve Siyasi Partiler Yasasnn ise, 100.
maddesinin (a) bendi ile 101. maddesinin (a) bendi uyarnca
kapatlmasna karar verilmesi arz ve talep olunur."
II- DAVALI SYAS PARTNN ÖN SAVUNMASI
Hak ve Özgürlükler Partisi'nin tamam dava dosyasnda bulunan
10.6.2002 günlü ön savunmada, öncelikle Yargtay Cumhuriyet
Basavcs'nn kapatma gerekçeleri yorumlanmtr. Bu çerçevede HAK-PAR'n
tüzük ve programndan baka bir delile iddianamede yer verilmedii
belirtilmitir. Buna gerekçe olarak da Parti'nin kuruluundan ksa bir
süre sonra kapatma davasnn açld tespiti yaplmtr. 11 ubat 2002'de
parti kuruluu için gerekli belgelerin çileri Bakanlna sunulmasyla
tüzel kiilik kazanan Parti'nin kapatma davasnn kuruluundan yaklak
bir ay sonra (14. 03. 2002 günü) olduu vurgulandktan sonra özetle
aadaki savunmalara yer verilmitir:
LK TRAZLAR
Yurtdnda tekilatlanma, kadn ve gençlik kolu kurma yasa, bu
deiikliklerle kaldrlmtr; ancak SPK'DA (m.91) devam ediyor. Yine
Siyasi Partilerin dernek, sendika, vakf, kooperatif v.b.
örgütlenmelerle iliki yasa deiiklikle ortadan kaldrld; ama SPK'DA
(m.92.de) devam ediyor. Yüksek öretim kurumundaki öretim üyesi ve
örencilerin siyasi partilere üyelik yasa deiiklikle kaldrld; ama bu
yasak SPK'DA (m.11) devam ediyor. Anayasann 69/8 paragrafnda
temelli kapatlan bir partinin bir baka ad altnda kurulamayaca hükmü
yer alm ise de, SPK'DA bu kurala aykr davran kapatma sebepleri
arasnda saylmamtr. Bu örnekleri çoaltmak mümkündür.
SPK'NIN 78, 80 ve 81. maddelerinde yer verilen kapatma nedenleri
Anayasann 1995 ve 2001 ylnda deitirilen 68 ve 69. maddelerindeki
yeni düzenleme çerçevesinde deerlendirilmesi, Anayasann üstünlüü ve
balaycl ilkesinin zaruri bir neticesi olmaldr. Anayasa, siyasi
partileri demokratik siyasal hayatn vazgeçilmez unsurlar olarak
tanmlam ve demokratik rejimin ileyii bakmndan tadklar önemleri
nedeniyle anayasal güvencelerle donatmtr. Kapatma nedenlerinin
anayasada belirtilmesi, kapatma davasnn Anayasa Mahkemesinde
görülmesi bu öneme iaret eder.
"Vazgeçilmezlikten" öngörülen temel amaç, partilerin kurulu ve
faaliyetlerinin "kural" kapatlmalarnn ise ancak sayl nedenlere
dayanlarak "istisna" olduudur. Bu amaç çerçevesinde Demokratik
Çoulcu Katlmc Siyasal Sistemin gerei olarak Anayasa Mahkemesi'nin
yorumu, siyasi partiler (SP) lehine olmaldr. Oysa SPK'DA, Anayasada
saylmayan çok sayda kapatma nedeni vardr ve Anayasa Mahkemesinin
pratiinde SP'LERN belirtilen önemi, anayasal güvencelerin düzenleme
amaçlarnn çok da ciddiye alnmad görülmektedir.
SPK, partilerin oluturacaklar politikalarn temel ilkelerini, hattn
(çizgisini), hatta bazen ayrntlarn egemen "resmi ideolojinin" kadim
felsefesi çerçevesinde olmasn istemi, aykr öneri ve faaliyetleri
kapatma nedeni saymtr. Ayn kulvarda ayn görü ve yönetim modeline
sahip birden fazla parti sistemi öngörmütür. "ÇOKLUK'A evet
ÇOULCULUK'A hayr" bir sistem tahayyül etmitir.
2) SPK'NIN 78, 80 ve 81. maddelerinde yer verilen kapatma nedenleri
Anayasann 1995 ve 2001 ylnda deitirilen 68 ve 69. maddelerindeki
yeni düzenleme çerçevesinde deerlendirilmesi, Anayasann üstünlüü ve
balaycl ilkesinin zaruri bir neticesi olmaldr. Bugüne kadar
Anayasann geçici 15. maddesi nedeniyle denetlenemeyen aykr
hükümler, geçici madde kaldrldna göre, Anayasa Mahkemesince
denetlenmelidir.
3) ddianamede partimizin kapatlmas gerekçesi olarak ileri sürülen
SPK'NIN 78/a-b, 80 ve 81/a-b hükümleri Anayasann 68/IV fkrasndaki
yeni düzenleme çerçevesinde deerlendirilmelidir. Anayasa Mahkemesi,
buna göre, SPK'DAK bu hükümleri Anayasaya aykr bulmaldr.
4) SPK'NIN 78 / a-b: Anayasann 68/IV fkras " SP'LERN tüzük ve
programlar ile eylemleri, devletin bamszlna, ülkesiyle milletiyle
bölünmez bütünlüüne, insan haklarna, eitlik ve hukuk devleti
ilkelerine, millet egemenliine, demokratik ve laik cumhuriyet
ilkelerine aykr olamaz; snf veya zümre diktatörlüünü veya herhangi
bir tür diktatörlüü savunmay ve terletirmeyi amaçlayamaz; suç
ilenmesini tevik edemez"; Anayasann 69/V hükmü ise "bir SP'NN tüzüü
ve programnn 68. maddenin 4. fkras hükümlerine aykr bulunmas
halinde temelli kapatma karar verilir" hükmündedir. Oysa, SPK'NIN
78/a-b hükümleri Anayasada bulunmayan ve öngörülmeyen kapatma
sebeplerini düzenlemektedir.
5) ddianamede yer alan kapatma gerekçesi, bölünmezlik ilkesiyle
balantldr. ddianamede "Anayasann 3. maddesinde belirlenen ve 4.
maddesi ile de deitirilmezlik güvencesiyle donatlan, devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü, ilkesinin anayasal düzen
içerisindeki yeri ile yakndan ilgilidir", biçiminde ifade
edilmitir. ddianamede, Anayasada korunan bu ilkenin, SPK'NIN 78/a
ve b bendiyle somutlatrlm olduu öne sürülmütür. Oysa, SPK'NIN bu
hükümleri, parti kapatma nedenleri olarak düzenlenen Anayasann
68/IV maddesinde belirtilen ilkelerden hiç birinin zorunlu bir
sonucu olarak yorumlanamaz. Partimiz 11 ubat 2002 günü çileri
Bakanlna gerekli bilgi ve belgeleri vermesiyle tüzel kiilik kazanm;
Yargtay Cumhuriyet Basavcl ise 14 Mart 2002 tarihinde iddianame ile
kapatma istemli davay açmtr. Avrupa nsan Haklar Mahkemesine (AHM)
göre, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi(AHS)'NN siyasi partileri de
kapsayan "örgütlenme özgürlüünü" düzenleyen 11. maddesi, ayn
Sözlemenin 10. maddesinde düzenlenen "ifade özgürlüünü" bir
kullanma biçimidir. Anayasamzn 13. maddesinde temel hak ve
hürriyetleri snrlanmas düzenlenmitir. Buna göre; " temel hak ve
hürriyetler, özlerine dokunulmakszn yalnzca Anayasann ilgili
maddelerinde belirtilen sebeplere bal olarak ve ancak kanunla
snrlanabilir. Snrlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine
ve ölçülülük ilkesine aykr olamaz." Anayasa Mahkemesi, Anayasann
13. maddesini ve uluslararas hukukun genel ilkelerini "dayanak
norm" yaparak ve AHM'NN parti kapatma davalarndaki kriterlerine
öncelik vererek ve üstünlük tanyarak daval partimiz lehine yorum
yapmaldr. Buna göre; SPK'NIN 78 / a ve b bentlerindeki
düzenlemeleri Anayasamzn 68/IV maddesine ve 13. maddedeki temel hak
ve özgürlüklerin snrlandrlma ölçütlerine aykr olduu tespit
edilecektir.
6) SPK m. 80, devletin teklii: Bu maddeye göre siyasi partiler
"devletin teklii ilkesini deitirme amacn güdemezler ve bu amaca
yönelik faaliyette bulunamazlar". Bunun anlam, siyasi partilerin
federalizm ve bölgesel yönetimin güçlendirilmesi gibi yönetim
modellerini savunmalarnn yasak olduudur. Bizce bu yasak, Anayasann
temel ilkelerinden biri olan "devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüü" nün bir uzants deildir. Çünkü, federalizm,
özerklik ve benzeri yerellemeyi savunan bir partinin devletin ve
milletin bütünlüünü parçalamay amaçladn söylemek mümkün deildir. Bu
amaç; ancak ilkeye aykr bir tutumun açkça ortaya konulmas halinde
parti yasa olarak deerlendirilebilir. Üniter devlet kavram, siyasi
anlamda idarenin tek merkezliine iaret eder. Bu yap içinde yasama
gücü bir mecliste toplanr. Devlet idaresi ülkenin her yerinde ayn
hiyerarik yapy korur. Yarg, kurumsal olarak tüm ülkede bütündür.
Ama Üniter Devlet, yerel ve bölgesel idarelerin olmad anlamna
gelmez. Hem belediyelerin hem de il veya bölgelerin seçimle gelmi
meclisleri, seçimle gelmi yöneticileri olabilir. Bunlarn varl
üniter devleti zedelemez. Çünkü yetkilerini, yasa yapma erkini
elinde tutan parlamentodan alrlar ve tasarruflar, merkezi idarenin
ve ulusal yargnn denetimi altndadr. leriki bölümlerde, belirli
bilim otoritelerinin görüleriyle bu konuyu daha derinliine açmaya
çalcaz. Ama, unu belirtmek gerekir ki, Türkiye'deki hakim
otoriter/totaliter ve dolaysyla Basavcnn "üniter devlet" anlaylarnn
ve yaplanmasnn dünyadaki uygulamalarla da yakndan bir ilikisi
yoktur.
7) SPK'NUN 81/a-b hükümleri: SPK'NIN 81. maddesinin 81/a-b-c
"........." demek suretiyle bir dizi yasaklama getirmitir. SPK'DA
yer alan bu yasan, "aznlk yaratlmasnn önlenmesi" eklinde ifade
edilmesi, aznlklarn dardan bir müdahale ve bir irade ile yaratld
anlamna gelmektedir ki, bunun bilimsel gerçeklerle, akl ve mantkla
badar bir yönü yoktur. lgili maddenin ilk bendindeki ifadelerde
sonuç; herhangi bir siyasal partinin, Türkiye'de farkl dil, mezhep,
ya da etnik grubun varolduunu ileri süremeyeceidir. Oysa, Anayasann
kendisi 10. maddesiyle farkl dil, din, rk ve mezhebe bal
vatandalarn varln kabul etmi, bunlar arasnda ayrm yaplmamasn
öngören eitlik getirmitir.
kinci bendi ise, daha da ileri giderek siyasal partilerin, egemen
kültürün dndaki kültürlerin korunmas amacn güdemeyeceklerini ve bu
dorultuda etkinlikte ulunamayacaklarn öngörmektedir.
Üçüncü bende göre de, yasa koyucu herhangi bir dilin kullanlmasn
kanunla yasaklayabilecektir. SPK'NIN bu hükmü her eyden önce mevcut
anayasaya aykrlk arz etmektedir. Zira, anayasann çeitli
maddelerinde yer alan "devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüü ilkesi" , Türkiye Cumhuriyeti vatandalarnn bir bölümünün
devletle olan vatandalk ban koparmaya yönelik amaç ve faaliyetleri
yasaklamaktadr. Oysa SPK'NIN düzenlemesi, Anayasann koyduu ilkenin
dna çkm ve ilkeye aykrln ifadesi olmayan yasaklamalar da
getirmitir. Böylece de anayasann snrl olarak gördüü kapatma
nedenlerine yenileri eklenmitir.
Kukusuz bu düzenleme, ülke bütünlüünü salama amacna deil, ayrlkçla
hizmet etmi ve hizmeti halen devam etmektedir. Toplumun doal
yapsndan kaynaklanan farkllklarn varln reddeden, farkllklar zoraki
yöntemlerle eriterek yok eden ve bunlarn çoulcu bir yap içinde
siyasete yansmasn engellemeye çalan bu düzenleme, baskc-otoriter
asimilasyoncu bir anlayn ürünüdür. Sosyolojik gerçeklii tümüyle
yadsyan bu madde hükmü toplumsal bar salamann önündeki en önemli
yasal engellerden biridir. Bunun için yaplmas gereken, farkl etnik
ve dinsel talepleri dile getiren siyasi partilerin çoulcu siyasete
dahil edilmesini öngören demokratik anlay benimsemek ve bunun gerei
olarak da söz konusu hükmü kaldrmaktr. Anayasann 1995 ve 2001
ylndaki deiikliklerin amac budur.
Sonuç olarak 81. madde tümüyle Anayasaya aykrdr.
Bu ciddi nedenlerle, Mahkemenizin, partimiz hakknda açlan davay
usul ve esas yönünden görülmezliine karar vermelidir."
DER SAVUNMALAR
Partimizin kuruluundan 3 hafta sonra, iddianame bize tebli
edilmeden önce, Partimiz hakknda kapatlma davasnn açld ya da açlaca
(7 Mart 2002 günü) basnda açklanmtr. Bu davrann, tarafszlk ilkesine
aykr ve önyargl bir davran olduunu saptamann yanl olmadn
mahkemenizin kabul etmesini bekliyoruz. Partimiz hakknda bu kadar
acele bir biçimde dava açlm olmas, parti program ve tüzüümüzün hem
belgeler olarak ve hem siyasal partiler hakkndaki yasal
deiikliklerin çok iyi incelenmedii; geçmite hakknda kapatlma ile
kar karya kalan partilere biçilen giysinin partimize giydirildii;
AB üyelii süresinde Türkiye'de yaplan ve gündemde olan yapsal
hukuksal, siyasal, zihniyetsel deiimlerin gözetilmedii gibi bir
sonuca varmakta haksz olmadmz göstermektedir.
...Partimiz, programn, Türkiye'de belirli bir toplumsal kesim,
bölge, etnik gurup, snf, din mezhep için yapmamtr. Partimizin
program, Türkiye'de yaayan tüm vatandalarn ve toplumsal kesimlerin
sorunlarn çözmek için belirlenmitir.
Parti programmz, Türkiye'de yeniden, çoulcu, katlmc demokratik bir
yaplanmay öngörmektedir. Bu yeniden yaplanmay, deiiklikleri, yeni
idari yaplanmay, yerel yönetimlerin özerklemesini ve bunun gibi tüm
temel konular Türkiye'nin snrlar ve bütünlüü içinde öngörmektedir.
Programmzn ana felsefesi ve içerdii ilkeler, projeler ve önermeleri
incelendii zaman, partimizin Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüüyle
bir probleminin olmad görülecektir.
Partimiz, demokratik ve kitlesel bir partidir. Türkiye'nin tüm
temel sorunlarn bir-bir saptamakta, bu sorunlarn nasl
çözümlenebileceini, kapsaml ve bütünlüklü bir "yeniden yaplandrma
toplumsal projesi" içinde ele almaktadr. Bu toplumsal proje,
otoriter olmamas ve iktidarn demokratik paylamn öngörmesi anlamnda
tekçi olmayan çada, çoulcu ve katlmc demokratik bir projedir. Yani
partimiz, iktidarn otoriter ve monolitik olmamas anlamnda tekçilie
kardr. Adem-i merkeziyetçilii ve yerel yönetim özerkliklerini,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iç idari yaplanmas olarak
projelendirmektedir.
Partimiz, Kürt sorununu da, Türkiye'ye bütünlüklü bak ve
felsefesiyle temel bir sorun olarak saptamaktadr. Kürt sorununun
çözümünü de, "Türkiye'nin yeniden yaplandrlmas toplumsal projesi"
içinde göstermekte ve bir hukuk yapsna kavuturmaktadr.
Ayrca, Türkiye'de çözülmesi gereken bir Kürt sorununun olduunu
söyleyen, saptayan sadece bizim partimiz de deildir. AB üyeliine
bal olarak gündemde olan yapsal deiiklikler itibaryla iktidar
partileri, muhalefet partileri, sivil ve askeri çevreler, MGK de
Kürt sorununun çözümüyle uramaktadr.
Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti Yasalarna göre kurulmutur. Ama siyasi
bir parti olarak Yüksek mahkemenizin Sayn Bakan ve Yargtay'n Sayn
Bakan'nn da ifade ettikleri gibi; AB'nin KOB' de dile getirildii ve
Türkiye'nin ulusal programnda da taahhüt edildii gibi, köklü hukuki
ve yasal, kurumsal deiiklikler önermekteyiz. Daha sonraki
bölümlerde de belirteceimiz gibi, Siyasi Partiler, yönetmek, hem de
iyi yönetmek göreviyle kar karyadrlar, ayrca uygun olmayan yasalar
da halkn iradesini temsil eden yasama organ vastasyla deitirmek
görevindedirler.
Demokrasiyi bir ana felsefe ve yaam tarz olarak benimseyen siyasi
partilere, Türkiye gibi yar demokratik ya da demokrasisi topal ve
otoriter olan ülkelerde daha büyük görevler dütüü de ortada. Bu
partilerin, demokrasiye, çadala, insan hak-özgürlüklerine aykr olan
ve özellikle de AB üyelik sürecinin güncelliini yaayan bir ülkede
köklü deiiklikler yapmas hem bir görev ve hem de bir
kaçnlmazlktr.
Bu genel saptamalarmz da Partimizin, "aznlk" diye bir olgu ve
topluluk yaratmak istemedii, sadece herkesin, sivil ve askeri
çevrelerin, siyasi partilerin ve sivil toplum kurulularnn özellikle
AB üyelii sürecinde bahsettikleri, dile getirdikleri Kürt sorunu ve
çözümünden bahsettiidir.
Bu nedenle de, davann usul ve muhteva açsndan görülmez olduunu
ileri sürüyoruz.
...Bu (AB) sürecin(nin) gelip dayanaca yer, Türkiye'nin AB üyesi
olmasdr. O durumda da, AB hukuk sistemi ve anayasal ilkeleri,
Türkiye'nin siyasi parti rejimi için de geçerli olacaktr. Bu
durumda da, AHS, AHM çtihatlar ve dier ilgili hukuk metinleri
mutlak bir tarzda siyasi parti rejimine hükmedecektir.
O zaman da Türkiye, çok kültürlülük, çok dillilik, çok etniklilik,
çok dinlilik, çok snfllk gerçeine göre yeniden yaplandrlmak
zorundadr. Zaten günümüzde çou ülke kültürel bakmdan çeitlilik
göstermektedir. Son tahminlere göre dünyadaki 184 bamsz devlet,
bünyesinde 600 yaayan dil gurubu ve 5000 etnik grup barndrmaktadr.
Çok az ülkede, yurttalarn ayn dili konutuklar ve ayn etnik-ulusal
gruba ait olduklar söylenebilir.
Sayn Yargtay Basavcs bu durumu gözetmeden, Türkiye'deki
demokratiklemedeki evrimlemeyi hesap etmeden, birkaç yl içinde
yapsal deiikliklerin ve yeniden yaplandrma projesinin yol alaca
aamalar ve varaca konaklar hesap etmeden partimiz hakknda kapatma
davas açmtr. Bu yönden de, davann usul ve muhteva açsndan red
edilmesini, demokratiklemesi açsndan Yüksek Mahkemenizden talep
etmekteyiz.
...HAK-PAR'DA bir hükmi ahsiyet olarak, program ve tüzüü kanalyla
kendisini dar açma, anlatma özgürlüünü ifade etmitir. Ne yazk ki,
daha düüncelerini halka ve kamuoyuna tam anlamyla ulatramadan; baka
bir deyimle halk ve kamuoyu daha HAK-PAR'DAN haberdar olmadan, Sayn
Basavc tarafndan "düüncesini ifade etme teebbüs hali" kapatlmaya
gerekçe olmutur.
...(AHS ve AHM kararlarna göre) Örgütlenme özgürlüünün kstlanmas ve
partinin kapatlmas için gerekli artlar; partinin, ülke topraklarn
parçalamaya yönelmesi, anayasal düzeni iddet yoluyla deitirmek
istemesi, hak ve özgürlükleri zor ve terörle snrlandrmaya çalmas,
eylemleriyle bölge barn bozma eilimi tamas, komu devletlerin
amaçlarna dümanca hizmet etmesi, terörü desteklemesi veya
yönetmesi, halk içinde kin ve husumeti yaygnlatrmas olarak ortaya
çkmaktadr. Sayn Cumhuriyet Basavcs, partimiz hakknda bu tür
tespitlerde bulunmad gibi, herhangi bir iddia veya iddiasn
somutlatracak bir delil de sunmamaktadr. Çünkü partimizin program
ve tüzüü incelendiinde, iddet ve terörün açkça dland, Türkiye'deki
yeniden yaplandrmann, Kürt sorunu ile birlikte tüm sorunlarn,
demokratik ve barç bir tarzda çözümlenmek istendii hemen
saptanacaktr... Bu nedenle de, davann usul ve muhteva açsndan
görülmemesi gerekir.
... Basavcnn, parti programmzda sadece "Kürt kökenlilerin varlk ve
kültürlerinin öne çkarld" görüü, partimizin Türkiye'nin dier
sorunlar küçümsedii, önemsemedii anlamnda yanltr ve yerinde bir
tespit deildir. Kürt sorununun Türkiye'nin temel sorunu olduu: Uzaa
gitmeden, 1984'den sonraki silahl çatmalara; uzaa gidildiinde de,
genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulu yllarndaki
örgütlenmeler, ayaklanmalara, göz atldnda rahatlkla görülecektir.
Ayrca, Kürt sorununun Türkiye'nin temel bir sorunu olduu, daha
önceki bölümlerde de belirttiimiz gibi, tüm siyasal partiler, sivil
toplum örgütleri, ideolojik guruplar, askeri çevreler, kamu
kurumlar ve devlet yetkilileri tarafndan da kabul görmektedir. Ama
bu sorunun çözümü konusunda deiik görü ve öneriler söz konusu: Bu
da demokrasinin ve toplumsal çoulculuun bir gereidir.
...
l.c) "Yeniden Yaplanma" üçüncü ana balktr ve 11 alt bal
içermektedir. Bu bölüm Türkiye'nin temel sorunlarna bütünlüklü bir
yaklam gösterilmekte, deiik alanlarda (anayasa -yeni bir toplumsal
sözleme-, parlamento, hükümet ve ordu, nanç özgürlüü ve laiklik,
Hukuk ve Yarg, Eitim ve Kültür, eitim-öretim, Kadn Sorunu, Gençlik,
Toplum Sal, Konut ve Çevre Politikas, Çalma Hayat ve Sosyal Yaam,
Ekonomi ve D Politika) çözümler önerilmekte ve bir bütün olarak
toplumsal, siyasal, idari, kültürel yeniden yaplanma
öngörülmektedir. Bu bütünlüklü bak, program önermesi ve yeniden
yaplanma projesi içinde de Kürt sorununun çözümlenmesine ilikin
önermeler yapmaktadr.
Türkiye'de Kürt sorununun yannda genel demokratikleme, ekonomi,
yoksulluk, eitim-öretim, hukuk, yarg, kadn, anayasa, konut, gençlik
gibi bir çok hayati sorunlara parti programmzda deer verildii ve bu
alanlarla ilgili çözüm önerileriyle birlikte, çaba gösterilmek
istendii rahatlkla görülecektir. Bu nedenle de, partimiz hakkndaki
davann hem usul ve özellikle de esas (muhteva) açsndan görülmemesi
gerekir.
2-) ddia makam, partimizin tüzük ve programnda, "Kürtler ve
Türkler" diye bir ayrm yapmakla; Kürtler üzerinde basklar olduuna
iaret ettiini ileri sürmekle "devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüüne" aykr hareket ettiini ve bu nedenle kapatlmas
gerektiini ileri sürmektedir.
ddia makamnn literatürüyle urama ve Onun literatürüyle partimizi
açklama yoluna gitmenin bir tuzak olduunu biliyoruz. Biz partimizi,
hukuk, siyaset biliminin kavramlar ve Anayasadaki kavramsal
kategorilerle açklamaya çalacaz. ddia konusu olan kavramlarn,
demokratik içeriklerine arlk vereceiz. Çünkü iddia makam, kavramlar
ruhsuz, cansz ve evrimsiz ele almakta ve sunmakta.
Öncelikle unu belirtelim ki, Sayn Basavcnn iddia ettii gibi,
partimiz, programnda "Türkler ve Kürtler" eklinde özel bir ayrma
gitmemitir. ddia makamnn ileri sürdüü saptama kabul gördüü zaman,
Kürtlerin Türklere kar, ya da Türklerin Kürtler kar bir sosyolojik,
hukuksal ve toplumsal konumlanmas gibi, kabul edemeyeceimiz bir
pozisyon ortaya çkar ki, bu partimizin çoulcu, çada, demokratik ve
katlmc anlayna aykrdr.
Partimiz, Kürt sorunu gibi temel ve Türkiye'nin dier hayati
sorunlarndan bahsettii zaman; Türkiye'deki ulusal/etniksel
topluluklar, toplumsal kesimleri ve snflar, dinleri, mezhepleri,
dilleri ve kültürleri kategorize etmek, Onlar birbirine kar güçler
haline getirmek, vuruturmak, birbirlerini alt etmeleri için
yapmyor. Partimiz sadece Türkiye'nin gerçeklerini olduu gibi
görüyor, Türkiye'nin bütün renklerinin haritasn ortaya çkaryor ve
gerçeklere dayal yeniden tanmn yapyor. Kürtlerin de, Türkiye
haritas içinde bir belirgin, önemli renk ve topluluk olduunu
saptyor. Partimizin bu yaklam, ayrmc bir anlaya dayanmyor,
partimizin bütünlüklü, gerçekçi, organik, tarihsel, çoulcu, katlmc
ve demokratik bak açsna dayanyor.
Partimizin Kürtlerin Türkiye'nin temel etnik/ulusal renklerinden
biri olduu saptamas da, sadece partimize ait; afaki, tarihsel
gerçeklere ve olgulara, tarihsel belgeler aykr bir saptama deildir.
Osmanl mparatorluunun yapsal, etnik/ulusal ve kültürel bileimini
konu edinen binlerce eserde Kürt gerçeinden, Kürtlerin Osmanl
mparatorluu bünyesindeki yerlerine iaret edilir. slam
Ansiklopedisi'nin ilgili "Kürdistan" maddesinde Kürtlere ilikin çok
açk, objektif ve hayati resmi görülere rastlanr.
Osmanl mparatorluu'nun son zamanlarnda ve Genç Cumhuriyetin kuruluu
aamasnda birçok ulusun devlet kurup ayrlmasndan sonra, iki
etnik/ulusal unsur; Türkler ve Kürtler birlikte ve belirleyici
olarak birlikte varolmulardr. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
kuruluuna yol açan sava, Kürtlerle Türkler ve dier etnik gruplar
birlikte omuzlamlardr.
Kurtulu Sava'na katlm hazrlayan Sivas ve Erzurum Kongreleri, M.
Kemal Atatürk'ün Kürtlerle, Kürt ileri gelenleriyle yapt kongreler
olduu, bizzat M. Kemal Atatürk tarafndan da dile getirilmektedir.
M. Kemal Atatürk, TBMM'nin açlndaki konumasnda Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin etnik ve toplumsal bileiminden bahsederken, Kürtlerin
toplumun asli unsurlardan biri olduuna iaret etmitir. M. Kemal
Atatürk genç cumhuriyetin kuruluundan sonra, Cizre Komutanlna
çektii telgraflarda da, Özerk Kürdistan'dan bahsetmektedir. Lozan
Antlamasnda da, Kürtler üzerine yaplan tartmalar bilinmekte. Lozan
Antlamasnn 39. maddesinde Kürtlerin dillerini ve kültürlerini
gelitirmesi o dönemin devlet sorumlular, T.C Hükümeti tarafndan
imza altna almyor, bu anlama TBMM'de onaylanyor. Bundan sonraki
dönemde her ne kadar bu konuda akn, kör bir dönem, Kürtlerin
varolmad Türk olduu eklinde savunulan bir dönem olmusa da, zaman
içinde ac olaylarca bu sakat anlay almtr. 1980 sonrasnda,
Cumhurbakan Özal'n "Türkiye'de 12 milyon Kürt vardr", Demirel ve
Erdal nönü'nün ortak iktidar döneminde Diyarbakr'da her iki
yetkilinin "Kürtler bir realitedir" açklamalarndan sonra, o akn ve
kör dönem son bulmutur. Kürtlerin varl ve yokluu ilkel tartmas bir
tarafa braklarak, AB üyelii baznda en azndan Kopenhag Siyasi
Kriterleri çerçevesinde Kürtlere hangi haklarn tannmas gerektii
tartmalar, hayati, öncel ve Türkiye'nin birinci sorunu haline
gelmitir.
Bu nedenle, partimizin Kürtlerin basklanma altnda olduunu
belirtmesine bile gerek yok. Her ey ortada. Ayrca, Kürtler
üzerindeki bu basklardan bahsetmekle, "devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmezliiyle" de bir ilikisi yoktur. Kürtlerin
bireysel ve grupsal hak ve özgürlüklerinden yoksun olmalarnn en açk
ve büyük göstergesi, Türkiye'nin AB üyelii baznda Kürtlerle ilgili
gündeme gelen tartmalar göstermektedir.
Demek oluyor ki, Kürt gerçei saptamas ve Kürtlerin haklarndan
yoksun olduklarn belirtme erefi sadece bizim partimize de ait
deildir. Ayca partimiz, olmayan bir eyi hayali ve gerçek d yaratma
gibi asla bir "gaflet ve delalet" içinde de deildir. Partimiz
Kürtlerden bahsederken, sosyolojik bir gerçekten bahsetmektedir. En
önemlisi de, eer Kürt diye bir etnik ve ulusal grup yoksa,
Kürtlükten bahsetmek de suç olmaz ve bir partinin kapatlmas için de
gerekçe olamaz diye düünüyoruz.
Sayn Basavc, partimizin Kürt Sorunundan bahsetmi olmasn,
"devletin... ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne" aykr
davrandn, partimiz programn bütünlüklü incelemeye tabi tutmadan,
ileri sürmektedir. ddianamesinde de, Kürt sorunundan bahsedilme
dnda bu ilkenin ihlali konusunda baka bir delil de ileri
sürememektedir. Eer Basavcnn bu dar, ruhsuz mantyla hareket
edersek, Çerkezlerden, Gürcülerden, Lazlardan bahsetmi olmak da
"devletin bütünlüüne ve milletin bölünmezliine" aykrdr. O zaman da,
bu aamada bata Babakan olmak üzere, Genel Kurmay Bakan, Cumhurbakan
( Mahkemeniz üyesi olduu zaman DKP Davasnda, Kürtlerden bahsetmenin
bölücülük olamayacan, Kürtlerden bahsetmenin "devletin ülkesi ve
milletiyle bütünlüüne" kar olmadn muhalefet görülerinde
belirtmitir), Babakan Vekilleri ve özellikle de AB'den sorumlu
Babakan Yardmcs Mesut YILMAZ her gün bu suçu iliyor. En önemlisi de
AB üyeliinde Türkiye'nin yol haritas durumundaki Katlm Ortakl
Belgesi, Kopenhag Siyasi Kriterleri Belgesi dorudan ve Türkiye'nin
tayin ettii "Ulusal Program" dolayl bölücü belgelerdir.
Bundan daha önemlisi, Türkiye'nin AB üyeliinin, egemenliin bir
ölçüde devri anlama geldiini, siyaset ve sosyal bilimciler,
siyasetçiler kabul etmektedir. Bu durumda da, T.C hükümetleri,
meclisi, siyasal partileri, sivil toplum örgütleri, siyasetçileri,
aydnlar, sivil ve askeri yetkilileri ve kurumlar bu suçu
ilemekteler. O zaman da, Sayn Basavcnn yaklamna göre, bunlarn
tümünün düzeylerine uygun yarg kurumlarnda yarglanmalar
gerekmektedir. Böyle bir ey olduu zaman, Türkiye'nin çada dünya
karsndaki konumu ne olur' Zaten siyasi partilerin kapatlmas ve buna
ilikin AHM'NN verdii kararlarn ve vard sonuçlarn Türkiye'nin
itibarn sarst konusunda güçlü bir görü ve kanaat söz konusu
olduunu, Yüksek Mahkemeniz de kabul eder.
Partimizin tüzük ve program incelendii zaman, Türkiye'nin birlik ve
bütünlüüyle bir sorununun olmadn daha öncede söylemitik. Partimiz
Türkiye'nin birlik ve bütünlüü içinde, deiimi öngörüyor, reformlar
yapmaya çalyor, Kürt sorununu çözmeye çalyor, devletin-idarenin
yeniden yaplanmasn istiyor ve demokratiklemeyi salamaya çalyor;
bireysel ve kolektif haklarn güvenceye balanmasn, yoksulluun,
eitsizliin son bulmas için projeler gelitiriyor; hukukun üstünlüünü
gerçekletirmek için çaba gösteriyor.
Partimizin, programnda belirttii "teklie" kartl, siyasi sistemin ve
iktidarn otoriterliidir. Sistemin otoriter yapsnn son bulmas
anlamnda, tekliin son bulmasdr. ktidarn çoulcu demokratik sistem
rasyonelleri içinde paylalmasdr. Daha sonraki satrlarda da
bahsedeceimiz gibi, partimiz programnda iktidarn paylamndan,
iktidara katlmdan; Onun kurumlamas ve ilkelerinden bahsetmekle de,
Sayn Basavcnn iddiasn dorulam olmuyor. Yukardaki bölümlerin birinde
bahsettiimiz gibi, federal bir devletten bahsetmek bile, iktidarn
paylalmasndan öteye geçmiyor, devletin ve ülkenin parçalamas
anlamna gelmiyor. Tersine devletin ve toplumun bütünlüünün daha da
güçlenmesi, yeni kurallar ve kurumlarla temellerinin salamlamas
anlamna geliyor. Bu nedenle de partimiz hakkndaki davann usul ve
esas açsndan görülmemesi gerekir.
3) Sayn Basavc iddianamesinde, partimizin programnn "yeniden
yaplandrma" ana bal altndaki bölümünü özetle aktararak ve
yorumlayarak partimizin:
3.a)adem-i merkeziyetçi anlayn, "özerk birim", "özerk yönetim
birimi" ve "federasyon" ile özdeletirerek, "devletin teklii"
prensibine aykr hareket ettii ve ilgili kanun hükümlerini ihlal
ettiini;
3.b) Kürtlerin dil ve kültür haklarndan bahsetmekle egemen ulus
tanmna aykr hareket ettii; en önemlisi ve garip olann da Türkiye
hükümetlerinin, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova ve benzeri
ülkelerde bulunan etnik/ulusal topluluklar için savunduu tezleri
Kürtlere uygulamasnn sorunun çözülebilecei görüünün, farkl ulus ve
aznlklarn varlklarn tanma anlamna geldiini, bununla da aznlklar
yarattn ileri sürmektedir. Yani partimiz, Türkiye'nin çevre
devletlerdeki topluluklar/aznlklar politikasndan bahsettii ve
benimsedii zaman yanl yapmakta, suç ilemekte ve Türkiye için bir
tehlike oluturmaktadr. Peki, ayn yaklam gösteren Türkiye
hükümetleri ve sivil-askeri kurumlar neden hakl görürü, Böyle bir
yaklamn hukukun genellik ve eitlik prensibiyle bir alakas var
m'
Sayn Yargtay Basavcsnn bu görü ve iddialarnn alabildiine dar,
siyaset ve sosyoloji bilimleriyle; en önemlisi de Türkiye
gerçekleriyle alakal olmayan görüler olduunu ileri sürerken, Yüksek
Mahkemenizin geni perspektifli bak açsna snmak istiyoruz.
...1982 Anayasann köklü deitirilmesi ya da yeni bir anayasann
yaplmas sadece partimizin de bir istei deil, geni toplumsal
kesimlerin, dier siyasi partilerin bir kesiminin ve sivil toplum
örgütlerinin tümünün de istek ve talebidir. Devletin en yetkili
kurumlar, yetkilileri ve yarg kurumlarnn üyeleri ve bakanlar da bu
görüe sahiptirler. Bu konuda sözü Yargtay Bakan Sayn Sami Selçuk'a
brakrsak, yeni bir anayasa talebinde partimizin ne kadar hakl olduu
daha da belirgin hale gelecektir.
Sayn Sami SELÇUK diyor ki:
"Çplak bir uyarda bulunmak istiyorum. Türkiye meruluk debisi
neredeyse sfra yaklam bir Anayasayla yeni yüzyla giremez,
girmemelidir. "Meruluk, toplumbilimin, siyaset biliminin en önemli
kavramlarndan biridir ve örselenemez.
"Halkta, bir kurumun, yasann ya da yöneten kii(ler)in, bilinen ve
benimsenen kurallara göre olumu bir çounluu arkalarnda
bulundurduklarna ilikin yaygn inanç varsa, o kurum o yasa ya da
yöneten(ler) merudur (Burdeau, Duverger, Aron, Easton, Kelsen,
Lipson, Weber).
"Meruluk, bar ve dinginlii salayan, kurumu, yasay, iktidar ayakta
tutan büyülü bir inançtr. En zorba yönetimler bile hep kendilerini
meru göstermeye çalrlar. Bu yüzden talyan Tarihçisi Ferraro:
'Meruluk, sitenin/devletin/ toplumun görünmeyen bar meleidir' der.
"Meruluk iki türlüdür. Biçimsel meruluk... ve maddi meruluk.
"Çounluk kurallara göre salanmam ise biçimsel meruluk yoktur.
Kurallara göre salanan çounluun onay sonradan geri çekilmi ise
maddi meruluk yoktur.
"Acaba 1982 Anayasas biçimsel ve maddi açlardan meru mudur'
"Biçimsel meruluk açsndan ele aldmzda görünüm udur: Anayasa, halk
ya da halkn özgür iradesiyle seçilen bir kurucu iktidar, parlamento
tarafndan deil, kapatlan parlamentonun sralarna oturtulan atanm
kiilerce yaplmtr.
"kinci olarak, meruluk bir karara, ileme, herkesin sonuçlar
sorgulayabilecek ve eit biçimde, zorsuz ve yasaksz katlmalarna
baldr. radeler tartma sürecinden geçmedikçe meruluktan söz
edilemez. Çünkü tartma varsa ve ne denli açksa, sorunlar o denli
saydamlar. Bilgi edinilir ve yanla düme tehlikesi azalr.
04.06.1888'de Clemenceau, 'konuulan ülkelerde zafer, susulan
ülkelerde utanç vardr' demiti.
"1982 Anayasas tartmaya kapal tutulmutur.
"Üçüncüsü, tartma yasana kout olarak tek yanl bir beyin ykama
bombardmanndan sonra oylama yaplm, halk ifal edilmitir.
"Dördüncüsü, Anayasa benimsenmedii takdirde pretoryen diktasnn
sürecei mesaj verilmi, ölümü gören eli böründeki halk çaresiz,
stmaya raz olmutur.
"Beincisi, içini gösteren, 'seni mimlerim' zarflaryla gizli oy
ilkesi çinenmitir.
"Altncs, tek ilemle hem devlet bakan, hem de Anayasa oylanmtr. Her
ikisini destekleyenlerin ya da onlara kar olanlarn says, oran
belirsizdir. Anayasa, anayasay destekleyenler devlet bakanna
katlanmlarsa Anayasa. Anayasay destekleyenler, devlet bakanna
katlanmlarsa devlet bakan desteksiz kalm demektir. Peki hangisi
çounluu elde etmitir. Bu bir bilmecedir. Ancak bilinen udur: kisi
de kukuyu içinde yayor. Üstelik devlet bakan için zaten seçme söz
konusu deil. Çünkü tek adaydr. Seçenekler arasnda özgür seçimde
bulunamayan birey özerk deildir. Çünkü özgürlük özerklikten önce
gelir.
"Görülüyor ki, toplumla yaplan bu sözleme (Anayasa) tehditle,
fesada uratlm bir iradeyle benimsetilmitir. Bu yüzden Anayasa,
biçimsel meruluktan yoksundur...
"Gelelim 1982 Anayasasnn maddi meruluk açsndan durumuna.
"Bilindii üzere anayasalar, örgütlenmi siyasal birim olan devletin
gücünü snrlayan, bireyin hak ve özgürlük alalaryla bunlarn
çinenmelerine kar denetim yollar belirleyen, iktidarn tek elde
toplanmasn önleyerek çoulculuu benimseyen, çok iktidar ilikisinde
dengeleri salayan, her türlü hukuk diilii engelleyen
metinlerdir.
"1982 Anayasas tersini yapm, devlet gücünü snrlayacak yerde hak ve
özgürlükleri snrlam ve bunlar adeta istisnalar haline getirmi,
halka güvensizlii ruhuna içselletirmi, yarg birliini ve bamszln
örselemi, demokrasi rejimini deil, cumhuriyet yönetimini
öngörmütür. 1961'in insan hak ve özgürlüklerine dayanan devleti
(md.2) gitmi hak ve özgürlüklere lütfen "saygl" (md2) "kutsal
devleti" gelmitir." (Adli Yl Aç Konumas 1999-2000, sayfa:
49-50)
te partimizin deitirmek istedii anayasa, Sayn Sami Selçuk'un
tanmlad bu anayasadr.
Partimiz, programn kaleme alrken, "aznlklar" ve "çounluklar" gibi
bir ayrm gözeterek hareket etmemitir. Daha önceki satrlarda da
belirttiimiz gibi, programda Türkiye'de gerçekletirmek istedii
toplumsal ve siyasi yeni sistemi çerçevelendirerek; Türkiye'deki
tüm hayati sorunlar ve bu hayati sorunlarn içinde de Kürt sorununu
temel sorun olarak tespit ederek, çözümler üretmitir.
Ayrca partimiz, Kürtlerin de aznlk statüsünde olduu görüünde de
deildir. Kürtler, Türkiye nüfusunun 1/3'i kadardr. Hem belirli iki
bölgede yaayan ve hem de Türkiye'nin belirli bölgelerinde,
kentlerinde younlama gösteren bir topluluk özelliin
göstermektedir.
Sayn Basavc, programmzda genel anlamda dile getirilen baz
kavramlardan belirli sonuçlara varmakta; Türk dili ve kültürü
dndaki dillerin ve kültürlerin yasak olmadn ileri sürmekle baka
etnik guruplarn/aznlklarn olduunu kabul ediyor ve ne yazk ki
bunlardan bahsetmekle de partimizin "aznlklar" yarattn ve bununla
anayasal suç ilediini ileri sürüyor.
Oysa Kürt dili ve Kürt kültürü üzerinde yasaklarn olduunu, bu
yasaklarn kaldrlmas için Türkiye'nin AB üyelii sürecinde yaplan
tartmalar hem açklyor ve hem de Sayn Basavcnn doruyu ifade
etmediini gösteriyor. Ayrca, bulunduumuz aamada, hükümet ve hükümet
d güçlerin, yetkililerin, Kürt dilinden, Kürt dilinden yayn ve
eitimden bahsetmeleriyle, "aznlklar" yaratmyorlarsa partimiz de
böyle bir eylem içinde deildir, anlamna gelir.
Ayrca, Sayn Basavc da iddianamesinin 13. sayfasnda Türkiye'de etnik
guruplarn varln kabul etmekte ve öyle demektedir: "Yasayla,
ülkedeki etnik guruplarn dil ve kültürleri yasaklanmamtr. Çeitli
kökenlerden gelen yurttalar kendi dil ve kültürlerine sahip
bulunmakta, onlar gelitirmektedir." Sayn Basavcnn, Türkiye'de etnik
guruplarn varlndan bahsetmesi dndaki dier görülerine katlmak mümkün
olmamakla birlikte, Sayn Basavcnn da "aznlklar yaratma suçunu"
ilemekte olduunu ileri sürmemiz yanl olmaz.
Görünen o ki, toplumsal olgular, gerçekler ne kadar gizlenmeye
çallsa da, günein balçkla svanmayaca ve mzran çuvala smayaca
gerçeiyle kar karya kalnyor. Olgular ve gerçekler "kara
deliklerini" kapatmak ve tümden perdelemek olanakl olmuyor.
Kürtlerin varl bir gerçek. Türkiye yaplandrlrken bu gerçek
gözetilmemitir. Oysa Osmanl mparatorluu yaplanmasnda Kürtler,
toplumsal, siyasal ve idari alanda önemli bir yere sahiptiler.
Türkiye Devletinin kuruluundan bir dönem sonra, Kürtlerin varl
inkar edilmitir. Bunun doru olmad, Türkiye'nin AB üyelii sürecinden
önce aça çkmtr. Buna ramen, Kürt dili, kültürünün yasakll devam
etmitir, günümüzde de devam etmektedir. Kürtçe eitim-öretim, basn
yayn hakk Kürtlere tannmamtr. Bu tutum, insan ve insan
topluluklarnn sahip olmas gereken bireysel ve kollektif haklar
dizisine, uluslar aras sözlemelere, en önemlisi de Birlemi
Milletler Çocuk Haklar Sözlemesine aykrdr. O sözlemede her çocuun
ana diliyle eitim yapma hakk vardr. Dünyadaki tüm çocuklar kendi
ana dillerinden eitim yapma hakkna sahipken, Kürt çocuklarnn bundan
mahrum braklmasnn kabul edilir yan olamayacan Yüksek Mahkemenizin
de kabul edeceinden üphe duymuyoruz. Ayrca bu hakkn tannmas
tesadüfi deil, çocuk geliiminin doal sonucu ve pedagojik bir
olgudur.
Yerel yönetimler, çoulcu ve katlmc demokrasinin yaygn ve geniliine
yaplanmasnn önemli platformlar, temsil organlar, hizmet alanlar ve
dorudan demokrasi ilkelerinin ilerlik bulduu düzeyleridir.
Demokrasi, halkn alabildiince katlmn ve yönetimde temsil gücünü ve
yönetme kapasitesini güçlendirmek anlamna geldiine göre, bu anlamda
da yerel ve hem de özerk yerel yönetimlerin önemi tartmaszdr. Halk
yerel yönetimlerde, kendisini ilgilendiren konularda dorudan söz ve
karar sahibidir. Bu demokratik özerk yerel yönetim yaplanmas,
bölünmeyi deil, halkn kendi genel ve özel çkarlar etrafnda, farkl
dil, kültür, etnik, dinsel, mezhepsel ve snfsal renkleriyle
birlikte daha da bütünlemesini salar.
Demokrasilerde Bölge Meclisleri, özerk yerel yönetimlerimden daha
kapsaml, daha makro kararlarn alnd temsil organlardr. Partimiz,
Bölge Meclisleriyle özel yeni bölgeler oluturmuyor. Türkiye'de
düüncemize göre derin tarihsel, siyasal ve kültürel referanslar
olan varolan corafi bölgeler üstünde Bölge Meclisleri'nin olumasn
öngörüyor. Partimiz bu Bölge Meclisi yaplanmas önermesiyle,
devletin teklii ve bölünmezliiyle deil; devletin ve siyasi sistemin
yapsnn deimesi, iktidarn paylalmasyla ilgilenmektedir.
Ayrca bu idari ve demokratik temsil yaps önerisiyle, Türkiye'yi
bölgelere ayrma ve Anayasaya aykr bir i de yapmyor. Bu düünce ve
temsil organ yaplanmas, Anayasann 126. maddesinin 3. fkrasndan da
söz konusu. Anayasann bu hükmüne göre: "Kamu hizmetlerin
görülmesinde verim ve uyumu salamak amacyla, birden çok ili içine
alan merkezi idare tekilat kurulabilir. Bu tekilatlarn görev ve
yetkileri kanunla düzenlenir." Anayasa, birden çok ili içine alan
"merkez idare tekilatnn" olumasn öngörüyor. OHAL Bölgesi ve valilii
bunun en somut göstergesidir. Partimiz de, bölgelerdeki illeri
biletirerek demokratik bir temsil organ olan Bölge Meclislerini
oluturmaya çalyor.
Partimiz, bu illerin valilerinin, kaymakamlarnn ve emniyet
müdürlerinin seçimle tespit edilmesini, ülkenin daha demokratikçe
yönetimi ve halkn ihtiyaçlarna cevap verebilecek yöneticisini
seçmesi, hizmetlerin demokratik bir yar anlay içinde görülmesi
için, vazgeçilmez kabul ediyor. Bu projeyle, devletin "teklii" ve
"bütünlüü" sorununa son verilmiyor, siyasi iktidarn ve sistemin
otoriter, tekçi karakterine son verilmek isteniyor. ABD, AB üyesi
ülkelerin hepsinde demokratik çoulcu, partimizin öngördüü bir
sistem ve yaplanma söz konusu. Bu sistemlerde öngörülen ve
gerçekletirilen bu yaplar, bölünmeye yol açmadklar gibi, daha
bütünlemi toplumsal yaplarn ve devletlerin gelimesine yol
açmtr.
Partimiz, teknik federal bir sistem önermiyor. Türkiye'nin AB'ye
giriinden sonra, idari yaplanmann kendi doas içinde, halkn özgür
tartmas, seçimi, genel ve bölge meclislerinin belirleyecei hukuk
çerçevesi içinde yaplanaca ve statü kazanaca ortada. Topluma ilikin
konularda, önceden tespit edilen ya da baka yerlerden ihraç edilen
ablon modellerle hareket etmek, en büyük antidemokratikliktir. Bu
noktada üniter devletin yapsal özelliklerini biraz daha açmak,
"devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezlik" ilkesine daha fazla k
tutacaktr.
"...Avrupa Birlii üyelerinin üçü dnda hepsi üniter devlettir.
Üniter devletlerin anayasalarnn balca iki özellii dikkat çekicidir.
Birincisi, bunlarn çounda devletin "üniter" vasfnn açkça ifade
edilmemi olmasdr. Bu konuda Portekiz ve talya istisna tekil
etmektedir. Nitekim, Portekiz Anayasas'nn 6., talya Anayasas'nn 5.
maddesinde üniter vasf açkça belirtilmitir. Mamafih, bu terime yer
vermeyen kimi üniter anayasalarda devletin "bölünmez" olduu yazldr.
Bunlar da Fransa (m.2), Lüksemburg (m.1) ve Finlandiya (m.4)
anayasalardr. talya Anayasas her iki sfat birlikte zikretmitir
(m.5)...
"Üniter devletler arasnda bulunan Finlandiya Anayasasnn 17.
maddesinde çeitli topluluklarn (örn. Romanlar) ve Samiler gibi
yerli halklarn kendi dil ve kültürlerini koruyup gelitirme hakkna
sahip olduklar, ayrca bu ikinci gurubun kendi dillerini resmi
makamlar önünde kullanabilecekleri belirtilmitir.
"kinci özellik, üniter Avrupa Devletlerin önemlice bir ksmnda ya
etnik-kültürel topluluklara özerklik tannm ya da idari yapnn
belirgin bir adem-i merkeziyetçilie dayandrlm olmasdr. Birinci
grubun tipik örneini spanya oluturmaktadr. Nitekim spanya
Anayasas'nn 2. maddesinde "anayasa onu oluturan milliyetlerin ve
bölgelerin özerklik oluturan hakk ile birlikte onlar arasndaki
dayanmay tanr ve garanti eder" hükmü yer almaktadr. Ayrca 3. madde
spanyolca dndaki dier dillerin de her bir özerk toplulukta resmi
dil olacan (2. bend) ve spanya dil zenginliinin kültürel bir miras
olarak özel sayg göreceini (3. bend) hükme balamtr. Portekiz
anayasasnda da buna benzer bir hüküm vardr. Nitekim, Anayasa'nn 6.
maddesine göre "Azores ve Madeira takm adalar kendi siyasi ve idari
statüleri ve kendi öz-yönetim kurumlar bulunan özerk bölgeler
olutururlar." Nihayet yine üniter bir devlet olan sveç'in Anayasas
da 2. maddesinin 4. bendinde "etnik, dilsel ve dinsel aznlklarn
kendi kültürel ve sosyal hayatlarn koruma ve gelitirmeleri için
frsatlar artrlr" demektedir.
"Üniter devletler içinde anayasas adem-i merkeziyetçilii vurgulayan
ülkelerin banda talya gelmektedir. Nitekim, talya Anayasas'nn 5.
maddesinde devletin üniter ve bölünmez olduu, ama ayn zamanda yerel
özerklikleri tand ve kamu hizmetlerinde en geni adem-i merkeziyete
yer verilecei hükmü yer almaktadr. Ayrca bu ülkede etnik-kültürel
aznlklara özerklik tannmamsa da, Anayasa dil aznlklarnn korunmasn
öngörmektedir.(m.6).
"Üniter devletlerde ilgili olarak iaret edilmesi gereken nokta,
rlanda Anayasasndaki "resmi dil" ikiliidir. Gerçektende de, bu
anayasann 8. maddesi 1. fkrasnda rlanda dilini "birinci resmi dil",
ikinci fkrasnda ise ngilizceyi "ikinci resmi dil" olarak
tanmlamaktadr." (Mustafa Erdoan, Prof. Dr ve Hacettepe Üniversitesi
Öretim Üyesi, Liberal Düünce Dergisi, 23. Say, sayfa; 30-31)
Demek oluyor ki, üniter devletin, etnik-ulusal topluluklarn dilsel
ve kültürel haklara sahip olmalar, adem-i merkeziyetçilik, bölgesel
özerklikler, resmi dillerin çoulculuu ile bir çatmas da söz konusu
olmayabiliyor. Üstelik federal sistemler bile, devletlerin tekliine
son veren sistemler deil, egemenlik ve iktidarn bölgeler arasnda
paylalmasn getiren devlet yaplanmalardr. Sayn Mahkemeniz üyesi Haim
KILIÇ'n DKP Davas'ndaki muhalefet gerekçesinde de belirttii,
Sosyalist Partinin Mahkemeniz tarafndan verilen kapatma kararndan
sonra AHM'NN verdii kart kararda da: "Türk ve Kürt kesimlerini
içeren bir federal devlet kurulmas düüncesini ve Kürt halknn kendi
kaderini tayin hakkna sahip yolundaki görülerini devletin ülkesiyle
bölünmez bütünlük ilkesine aykr" görmemitir" diyor. (22 Kasm 2001
tarih ve 24591 Sayl Resmi Gazete, sayfa: 199)
Bir ülkenin ve devletin bölünmezliine son vermek, uygun ve uyumlu
araçlar, yöntemleri seçmeyi de gerekli klar. Bu araçlar ve
yöntemler de, toplumlarn tarihsel tecrübelerinin gösterdii gibi,
iddet ve silahl mücadeledir. Demek ki partimizin de Türkiye'nin
bölünmezlii için tehdit oluturmas, bölünmezliine son verme istei bu
araçlar ve yöntemleri benimsemesiyle olanakl olabilirdi. Oysa
partimiz, iddeti ve silahl mücadeleyi kesinlikle red ediyor.
Türkiye'deki hayati sorunlarn ve temel bir sorun olan Kürt
sorununun çözümü için, "toplumsal uzlamay", eitlikçi, demokratik
hukuka ve uluslar aras demokratik ve Türkiye'nin de imzalad
sözlemelere dayal çözümleri, barçl yöntemleri benimsemektedir.
Toplumsal uzlama, bir arada olmay, birlikte yaamay, birlikte
tartarak çözümler üretmeyi öngörür.
Partimiz tüzüünün 3. maddesinde bu yöntem ve tarzn açkça
belirtmektedir: "Partimiz, Türkiye'yi idari, siyasi, toplumsal ve
ekonomik olarak; evrensel demokratik hukukun, dünyann ve AB
ülkelerinin çoulcu siyasi normlar içinde adem-i merkeziyetçi tarzda
yeniden yaplandracak; Kürt sorununu hak eitlii temelinde toplumsal
uzlama ile çözecek."
Baka bir gerçek: Bir devleti ve ülkeyi bölmek isteyen bir parti
iddet ve silahl mücadeleyi vasta ve yöntem olarak benimsedii zaman,
Ona uygun örgütlenme biçimini de seçmek zorundadr. Böyle bir
örgütlenme, mevcut hukuka uygun yasal bir örgütlenme olamaz, yasal
olmayan, yani mevcut devlet ve kanun otoritelerinin denetimi dnda
bir örgütlenme olur. Açk, effaf, kitlesel demokratik bir örgütlenme
olmaz. Sk, askeri ve otoriter disiplinli, üye almnda alabildiince
seçkinci davranan, üyeleri özel eitimli olan bir örgütlenme olur.
Partimiz ise tüzüünde, açk, effaf, demokratik, kitlesel bir parti
olduunu açkça belirtmi; çoulcu demokrasiyi parti içinde
yaplandrmtr. Partimiz tüzüünün 2. maddesinde partimizin karakteri
konusunda unlar söylenmektedir:
"HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTS, YENLKÇ, DEMC, DEMOKRAT, YURTSEVER DEK
GÖRÜLERE SAHP UNSURLARIN ÜYE OLDUU ÇOULCU, KATILIMCI, KOLLEKTF VE
AKLA DAYALI DEMOKRATK KTLE PARTSDR.
"Parti, üye ve örgütlerini, parti çalmalaryla ilgili olarak sürekli
ve zamannda yazl biçimde, özel yapaca toplantlar, konferanslar,
seminerlerle bilgilendirir, denetleme sürecini yaratr.
Parti tüzüümüzün 4. maddesinde "partinin bal olduu çalma ilkeleri"
incelendii zaman, partimizin ne kadar açk, effaf, demokratik, hem
hukuk otoriteleri ve hem de kamuoyu denetimine açk olduu rahatlkla
görülecektir. Bu kadar açk, demokratik ve denetlenebilir bir
partinin, Türkiye'nin bölünmezliini tehlikeye sokup sokmayaca
Yüksek Mahkemenizin takdirleri arasndadr.
DKP Davas'ndaki muhalefet gerekçesinde Sayn Mahkemeniz üyesi Haim
KILIÇ ve AHM'NN bölünmeyle iddet ve terör arasnda dorudan bir ba
kurmas da isabetli, olgusal, tarihsel, sosyolojik olduu kadar;
siyasal sistemlerin yaplanma süreçleriyle de bir uyumluluk
içindedir.
"DKP'NN terörle ve iddetle bir balantsnn kurulamad, yakn ve kesin
bir tehlikeyi harekete geçirecek söz ve eylem birliinin olmad,
kapatlmalarndan ötürü Türkiye'nin mahkum olduu Türkiye Birleik
Komünist Partisi ile Sosyalist Partinin program ve eylemleri ile
daval Partinin program arasnda benzerlik bulunmasna karn, Avrupa
Mahkemesi'nin kararnn göz ard edildii, otoriter ve totaliter
uygulamalar sonunda ortaya çkan kimi bölgesel sorunlar dile
getirerek ülkenin bölünmez bütünlüü içinde barçl çözümler öneren
Partinin kapatlmas AHS'NN ve Avrupa Mahkemesi'nin içtihatlarna açk
aykrlk oluturmaktadr." (22 Kasm 2001 Tarih, 24591 Sayl Resmi
Gazete, sayfa: 199) Ayn davada muhalefeti olan Sayn Mahkemeniz
üyeleri, Yalçn ACARGÜN, Sacit ADALI ve Fulya KANTARCIOLU'NUN
görüleri de bu dorultudadr, (ayn Resmi Gazete, sayfa: 201-203) Ayn
gerçeklerin ve görülerin partimiz içinde geçerli olaca ortada. Bu
nedenle de, partimiz hakkndaki davann usul ve muhteva açsndan
görülmezlii ortadadr.
ANAYASA LE FARKLI DEERLENDRME ÇNDE OLMAK, DEMOKRASYE AYKIRILIK
ANLAMINA GELMEYECE GB, ANAYASAYI DA HLAL ANLAMINA GELMEZ..
Partimiz programnda, mevcut anayasadan farkl deerlendirmelerin
olduu açk. Çünkü partimiz, mevcut anayasaya kendisini bal ve Onun
kapsam içinde kurulmasna ramen, Onu deitirmek istemektedir. Bu
balamda, anayasadan farkl deerlendirmeler içinde olmas kadar doal
bir ey olamaz.
Üstelik, Türkiye'deki Anayasann evrensel hukuk ve AB hukukuna göre
deiiklie ihtiyac olduu, Yüksek Mahkemeniz dahil, bütün devlet
kurumlar, sivil ve askeri yetkililer, siyasal partiler ve sivil
topum örgütleri tarafndan da kabul gördüüne göre, anayasadan farkl
deerlendirmeler ihlal olmad gibi, "devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmezliine" aykrlk anlamna hiç gelmez.
AB Hukuk mevzuatna uygun Türkiye'deki yasal deiikliklerde ölçü,
çada, çoulcu katlmc demokrasinin kurallarna uyarllk içinde olmas,
evrensel demokrasinin kurallarna göre, Ona uygun yerel hukuk,
kanunlar ve anayasay ekillendirmedir. Partimiz de, deitirmek
istedii mevcut anayasayla farkl deerlendirmelere sahip olmasna
ramen, bütünlükçü sisteme yol açan çoulcu, katlmc demokrasi ve
demokratik kurallarla bir uyum içindedir.
...
...
AHM, 30.01.1998 tarihli karar ile TBKP'NN, 25.05.1998 tarihli
kararyla Sosyalist Partinin ve 06.12.1999 tarihli kararyla
ÖZ-DEP'N, Mahkemenizce kapatlmas kararlarn demokratik toplumda
zorunlu, meru amaçla orantl bulunmamas nedenleriyle, AHS'NN 11.
maddesine aykr bulmutur. Bunlardan