93
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı:2002/1 (Siyasî Parti Kapatma) Karar Sayısı:2008/1 Karar Günü:29.1.2008 R.G. Tarih-Sayı:01.07.2008-26923 DAVACI: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı DAVALI: Hak ve Özgürlükler Partisi DAVANIN KONUSU: Tüzük ve Programında yer alan bazı bölümlerin Anayasa'nın Başlangıç'ı ve 2., 3., 14., 68. maddeleriyle 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 78. maddesinin (a) ve (b) bentlerine, 80. maddesine, 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykırılığı savıyla Hak ve Özgürlükler Partisi'nin (HAK-PAR) Anayasa'nın 69. maddesinin beşinci fıkrasıyla 2820 sayılı Kanun'un l00. ve 101. maddesinin (a) bentleri uyarınca kapatılmasına karar verilmesi istemidir. I- DAVA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kapatılma istemli kamu davasına ilişkin 14.3.2002 günlü ve SP 115 Hz.2002/3 sayılı İddianamesinde şöyle denilmektedir: "II- DAVA KONUSU PARTİ TÜZÜK VE PROGRAMI Hak ve Özgürlükler Partisi'nin tüzük ve programının dava ile ilgili bölümleri şöyledir: A- Tüzük Madde 3: PARTİNİN AMACI Dünya birçok evrelerden geçerek; idari, siyasi, toplumsal ve kültürel olarak yeniden çoğulcu demokratik toplum projesinin normları içinde yapılanıyor, değişiyor. Etnik, ulusal, kültürel ve toplumsal topluluklar, çoğulcu bir idari sistem içinde; kendilerini yönetme hakkı dahil, tüm hak ve özgürlüklere kavuşuyor. Dünyadaki toplumsal gelişmeler, bilim ve kültürdeki hızlı evrenselleşme; ulusal devlet modelini ve buna bağlı sistemleri, toplumsal gelişmelerin ve dünyanın bütünleşmesi önünde ayak

siyasipartikararlar.anayasa.gov.tr  · Web view2020. 6. 15. · Abdulmelik Fırat kısa bir giriş içerisinde hayatına dair kısa bir kesite yer verdikten sonra Anayasayı değiştirmek

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Karar Says:2008/1
Karar Says:2008/1
Karar Günü:29.1.2008
R.G. Tarih-Say:01.07.2008-26923
DAVALI: Hak ve Özgürlükler Partisi
DAVANIN KONUSU: Tüzük ve Programnda yer alan baz bölümlerin Anayasa'nn Balangç' ve 2., 3., 14., 68. maddeleriyle 2820 sayl Siyasi Partiler Kanunu'nun 78. maddesinin (a) ve (b) bentlerine, 80. maddesine, 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykrl savyla Hak ve Özgürlükler Partisi'nin (HAK-PAR) Anayasa'nn 69. maddesinin beinci fkrasyla 2820 sayl Kanun'un l00. ve 101. maddesinin (a) bentleri uyarnca kapatlmasna karar verilmesi istemidir.
I- DAVA
"II- DAVA KONUSU PART TÜZÜK VE PROGRAMI
Hak ve Özgürlükler Partisi'nin tüzük ve programnn dava ile ilgili bölümleri öyledir:
A- Tüzük
Dünya birçok evrelerden geçerek; idari, siyasi, toplumsal ve kültürel olarak yeniden çoulcu demokratik toplum projesinin normlar içinde yaplanyor, deiiyor. Etnik, ulusal, kültürel ve toplumsal topluluklar, çoulcu bir idari sistem içinde; kendilerini yönetme hakk dahil, tüm hak ve özgürlüklere kavuuyor.
Dünyadaki toplumsal gelimeler, bilim ve kültürdeki hzl evrenselleme; ulusal devlet modelini ve buna bal sistemleri, toplumsal gelimelerin ve dünyann bütünlemesi önünde ayak ba haline getirmektedir. Gelimi, çoulcu demokrasiyi sistemletiren ülkeler, yaadklar sorunlar çözmede hzl admlar atmak için kendi aralarnda ulus-üstü birlikler yoluna giderek çok uluslu, çok dilli, çok kültürlü yaplanmalar oluturmaktadr. Türkiye'nin aday üye olduu Avrupa Birlii, bu konuda en gelikin model görünümündedir.
Dünyann önemli bölgelerinden birinde bulunan TÜRKYE, dünyayla bütünlemek ve Avrupa Birlii'ne (AB'ye) üye olmak istedii halde; çoulcu demokratik bir devlet yapsn oluturmamak; toplumsal çoulculuu dlamak için tekçi, otoriter devlet yapsnda srar ediyor. Bu konuda imzalad ilgili uluslar aras sözlemeleri hiçe sayyor.
Bu yapsndan dolay, Türkiye, temel sorunu olan Kürt sorununu çözemiyor çoulcu demokrasiyi yaplandramyor; toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar krizlere sokuyor.
Partimiz, Türkiye'yi idari, siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak; evrensel demokratik hukukun, dünyann ve AB ülkelerinin çoulcu siyasi sistem normlar içinde adem-i merkeziyetçi tarzda yeniden yaplandracak; Kürt sorununu hak eitlii temelinde toplumsal uzlama ile çözecek."
B- Program
Tüm dünyada bu deiim ve dönüümler yaanrken, Türkiye çada olmayan bir çizgide kalmakta srar ediyor; kitlelerin Özgürlük ve demokrasi taleplerini iddetle cezalandryor.
Türkiye, tüm iddialarna karn demokrasi yarnda yol alamam, söylemde demokrat özde totaliter tutumlar yüzünden inandrcln yitirmi, batl devletler nezdinde güvenilmez bir konuma dümütür.
Türkiye'yi yönetenler, insan haklarna sayg; çoulcu demokrasi ve hukukun üstünlüü olmadan; ekonomik kalknma ve toplumsal barn salanamayacan, bir ayan mutlaka eksik kalacan artk görmelidirler. Kürt sorunu bata olmak üzere, sorunlar inkar ve bastrma yoluyla çözmeyi hedefleyen politikalarn, çözüm getirmedii, aksine sorunlar arlatrd ortaya çkmtr. Bu politikalar yüzünden toplum militarizmin etkisine girmi; hukukun üstünlüünü, insan haklar, temel hak ve özgürlüklerin kullanm vb. çada deerler konusunda, Türkiye uygar dünyann gerisinde kalmtr.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, taraf olduu uluslar aras sözlemeleri iç hukukuna yanstmad, otoriter devlet anlaynn sonucu olan yasa ve yönetmelikleri deitirmedii; etnik, dinsel ve toplumsal farkllklara kar hogörülü ve bölgeler aras dengesizlii gidermede gönüllü davranmad için uygar dünyadan her gün biraz daha uzaklayor.
Bugün Kürtlerin haklarn tanmamak uruna toplumu çad bir gerilie mahkum eden; düünce ve ifade özgürlüüne olanak tanmayan; sorunlar diyalog ve uzlama yerine, toplumsal gerilim ve çatma yöntemiyle çözmeye çalan çad bir anlay devlette egemen olmutur.
Hak ve Özgürlükler Partisi, bu anlaya kar çkan toplum kesimlerinin Türkiye'yi yeniden yaplandrma istek ve ihtiyaçlarnn bir ürünüdür; Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'de hiçbir sorunun çözülemeyecei inancndadr. Bu nedenle programnn merkezinde Kürt sorununun toplumsal uzlama yoluyla adil, eitlikçi ve demokratik bir çözüm kavuturulmas hedefini koymutur; Türkiye hükümetlerinin, Kbrs, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova ve benzeri ülkelerde bulunan aznlklar/topluluklar için savunduu tezleri, Türkiye'de yaayan Kürtler için de istemesi durumunda, sorunun çözüm yoluna girecei inancndadr.
Burada asl sorun çoulcu demokratik devleti yaplandrma ve çada çoulcu demokratik idari sistemleri kabul edip etmeme sorundur.
Hak ve Özgürlükler Partisi, deiik toplum kesimlerine mensup farkl görü ve düüncedeki aydn ve politikaclarn, Kürt sorununu adil ve kalc bir çözüme ulatrmak; demokratik hak ve toplumsal özgürlükleri anayasa ve yasalarn güvencesi altna almak amacyla, siyasal ve toplumsal sistemi yeniden yaplandrmak için kurulan bir partidir; Kürt sorununun barçl, demokratik ve eitlikçi bir yaklamla diyalog ve toplumsal uzlama yoluyla çözümünden yanadr. Bunun gerçeklemesi için devleti çoulculua uygun tarzda yeniden yaplandracaktr. Partimiz bunu gerçekletirmek için mücadele edecektir.
YENDEN YAPILANDIRMA
Türkiye için uluslararas hukuk normlarna uygun; çoulcu, katlmc, insan haklarn ve hukukun üstünlüünü esas alan demokratik bir anayasay gerekli görüyoruz. Öngördüümüz anayasa, evrensel hukuk ilkelerine uygun olacak; toplumsal ve kültürel çoulculuk esaslar üzerende bireysel, grupsal hak ve özgürlükleri teminat altna alacaktr.
Böyle bir anayasa, en geni toplum kesimlerini katlm ve tartmas sonucunda gerçekletirecek devletin ve toplumun çok kültürlüüne, çok dillilie, çok snrlla ve çok dinlilie göre yeniden yaplandrlarak demokratikletirilmesi; sivil toplum ve bireyin öne çkarlmas için çalacak. Vatandan tebaa gibi gören bir devleti deil, vatandana hizmet götüren, bir devlet yaplanmas salanacak.
Ademi merkeziyetçi bir anlayn yerel yönetimler eliyle hayata geçirilmesini, hem toplumun hem devletin demokratiklemesi için gerekli görüyoruz. Yerel yönetimleri düzenlerken katlmclk ve çoulculuun evrensel ilkeleri esas alnacak. Yerel yönetimler özerk yapya kavuturulacak.
Seçilmi yöneticilerin halkn oyu veya yarg karar dnda görevden alnmasn önleyen yasal düzenlemeler getirilecek.
Devletin merkeziyetçi otoriter yapsna son verilecek. Yerel yönetim yasalar yeniden düzenlenerek, dileri ve savunma dndaki tüm hizmetleri bölge meclislerin yasal düzenlemeleriyle, özerk yerel yönetimlere terk edilecek.
Belediye ve l Genel Meclisleri toplumsal çoulculua ve renklilie uygun aktif temsil kurumlar haline getirilecek.
Eitim, salk, iç güvenlik ve yerel vergi gibi konular özerk yerel yönetimlere terk edilecek.
Belediye ve l genel Meclisleri temsilcilerinden Yerel Bölge Meclisleri oluturulacak.
Valiler, Kaymakamlar, emniyet müdürleri seçimle saptanacaklar.
Eitim ve Kültür
Türkiye'de eitim politikas çok kültürlülük esasna aykr, rkç ve ovendir. Partimiz, eitimi bu öelerden arndracak; hem diller ve kültürler hem de bireyler arasnda frsat eitliini salayacaktr.
Partimiz yüzyllarn ihmaline uram olan Türkiye toplumunun eitim düzeyini yükseltmek için öncelikler Kürtlerden balayarak bir eitim seferberliinin balatlmasn zorunlu görüyor.
Partimiz, eitim konusunu planlarken, evrensel hukuk ilkelerini ve Türkiye'nin taraf olduu antlamalar temel alacak, Türkiye'nin çoulcu ve çok dilli yapsna göre eitim hakknn salanmas için gereken yasal ve idari düzenlemeleri yapacaktr."
III- KONUYLA LGL YASAL DÜZENLEMELER
Daval siyasi Parti'nin, kapatlma nedeni olarak iddianamede dayanlan ve ilgili görülen Anayasa ve Siyasi Partiler Yasas kurallar unlardr:
A- Anayasa Kurallar
Madde 1- "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir."
Madde 2- "Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanma ve adalet anlay içinde, insan haklarna saygl, Atatürk milliyetçiliine bal, balangçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
Madde 3- "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir.
Bayra, ekli kanununda belirtilen, beyaz ay yldzl al bayraktr.
Milli Mar "stiklal Mar"dr.
Bakenti Ankara'dr."
Madde 4- "Anayasann 1 inci maddesindeki Devletin eklinin Cumhuriyet olduu hakkndaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri deitirilemez ve deitirilmesi teklif edilemez."
Görüldüü üzere Anayasa koyucu, bu kurallarla ulusal birliimizin deimezliiyle ülke bütünlüünü ve devletin tekil yapsn ortaya koymutur. Burada öncelikli olanlar ülke-ulus bütünlüüyle Atatürk milliyetçiliidir.
Vatana ve ulusa balln, sevgi ve kardeliin, içte ve dta barn simgesi saylan, tüm bireyleri eitlik ve adaletle kavrayp çada evrensel deerlerle birleen ve bu ilkeler, yaamn her alanda çadalamasnn ve demokratiklemesinin kayna ve dayanadr.
Siyasi partilerin tüzük ve programlar yönünden Anayasa'ya aykrlk, yalnzca Anayasa'da saylan parti yasaklarna ilikin hükümlerle snrldr.
Madde 68-
Siyasi partilerin tüzük ve programlar (...) Devletin bamszlna, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne, insan haklarna, eitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykr olamaz; snf veya zümre diktatörlüünü veya herhangi bir tür diktatörlüü savunmay ve yerletirmeyi amaçlayamaz; suç ilenmesini tevik edemez. ..."
Madde 69-
Siyasi partilerin kapatlmas, Yargtay Cumhuriyet Basavcs'nn açaca dava üzerine Anayasa Mahkemesi'nce kesin olarak karara balanr.
Bir siyasi partinin tüzüü ve programnn 68 inci maddenin dördüncü fkras hükümlerine aykr bulunmas halinde temelli kapatma karar verilir."
B- Siyasi Partiler Yasas Kurallar
Anayasamn buyurucu kural uyarnca çkarlan, 2820 sayl Siyasi Partiler Yasas'ndaki dava konusu ile ilgili,
Madde 78- "Siyasi Partiler:
a) Türkiye Devletinin Cumhuriyet olan eklini; Anayasann Balangç Ksmmda ve 2.maddesinde belirtilen esaslarn; Anayasann 3.maddesinde açklanan Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne, diline, bayrana, milli marna ve bakentine dair hükümlerini; egemenliin kaytsz artsz Türk milletine ait olduu ve bunun ancak Anayasann koyduu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanabilecei esasn; Türk milletine ait olan egemenliin kullanlmasnn belli bir kiiye, zümreye veya snfa braklmayaca veya hiçbir kimse veya organn, kaynan Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayaca hükmünü, seçimler ve halk oylamalarnn serbest, eit, gizli, genel oy, açk saym ve döküm esaslarna göre, yarg yönetim ve denetimi altnda yaplmas esasn deitirmek;
Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varln tehlikeye düürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, dil, rk, renk, din ve mezhep ayrm yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görülere dayanan bir devlet düzeni kurmak;
Amacn güdemezler veya bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar, bakanlarn bu yolda tahrik ve tevik edemezler.
b) Bölge, rk, belli kii aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarna dayanamaz veya adlarn kullanamazlar."
Madde 80- "Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyetinin dayand Devletin teklii ilkesini deitirmek amacn güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar."
Madde 81- "Siyasi Partiler:
a) Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya rk veya dil farkllna dayanan aznlklar bulunduunu ileri süremezler.
b) Türk dilinden ve kültüründen baka dil ve kültürleri korumak, gelitirmek veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde aznlklar yaratarak millet bütünlüünün bozulmas amacn güdemezler ve bu yolda faaliyette bulunamazlar."
hükümleri yer almaktadr.
Yüksek Mahkemenizin siyasi parti kapatlmasyla ilgili 16.6.1994 (Esas 1993/3, Karar 1994/2) ve 14.2.1997 (Esas 1996/1, Karar 1997/1) günlü kararlarnda da belirtildii gibi;
2820 sayl Siyasi Partiler Yasas'nn bu kurallarnda, devletin teklii ile ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüünden söz edilmektedir. Bu maddeler, Anayasa'da yazl soyut "Bölünmez bütünlük" ve "tekil devlet" kavramlarn açklayarak somutlatrmaktadr. E anlatmla, Siyasi Partiler Yasas, devletin teklii, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüünü korumak amacyla, ayrlkç akmlarn bir parti durumunda Örgütlenmesini yasaklamakta ve yine siyasi partilerin federal bir sistemi savunamayacaklarn aznlk yaratamayacaklarn (özendirip kkrtmayacaklarn), bölgecilik, rkçlk yapamayacaklarn ve eitlik ilkesini korumak zorunda olduklarn vurgulamaktadr. Böylece anayasal ilkeler Siyasi Partiler Yasas'yla yaama geçirilip yaptrmlara balanmtr.
Madde 100- "Bir siyasi partinin, bu Kanununun dördüncü ksmnda yer alan hükümleri ihlal etmesi sebebiyle Cumhuriyet Basavcl tarafndan partinin kapatlmas davasnn açlmas:
a) Resen,
c) Bir siyasi partinin istemi üzerine Olur..."
Bu maddede, siyasi partilerle ilgili yasaklara aykrlk halinde, ne ekilde kapatma davas açlaca düzenlenmektedir. Ayrca, Siyasi Partiler Yasas'nn dördüncü ksmnda yer alan 78, 80, ve 81.madde hükümlerine aykrlk durumunda, Cumhuriyet Basavclnca partinin kapatlmas istemiyle baka bir koula bal olmadan resen dava açlabilecei açkça belirtilmektedir.
Madde 101- (Deiik: 12.8.1999-4445/16 md.) "Anayasa Mahkemesince bir siyasi parti hakknda kapatma karar;
a) Bir siyasi partinin tüzük ve programnn devletin bamszlna, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne, insan haklarna, eitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykr olmas, snf veya zümre diktatörlüünü veya herhangi bir tür diktatörlüü savunmay ve yerletirmeyi amaçlamas, suç ilenmesini tevik etmesi,
b)
c)
IV- KAPATMA NEDENLER VE DEERLENDRME
Daval partinin tüzüü ve programnda yer alan, kapatma isteminin nedenleri olarak belirlenen, iddianamemizin ilgili ksmnda yazl bölümlerinin, öncelikle Anayasa ve Siyasi Partiler Yasas'nda kurala balanan, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüünün" bozulmas amacna yönelik olup olmadnn tartlp irdelenmesi gerekmektedir.
Daval parti tüzüünün 3.maddesi "Partinin Amac" baln tamaktadr. Tüzüün bu 3.maddesinde, "tekçi, otoriter devlet yapsnda srar eden" Türkiye'yi "adem-i merkeziyetçi tarzda yeniden yaplandrma" ve "Kürt sorununu hak eitlii temelinde toplumsal uzlama ile çözme" hedeflerinin Anayasaya uygunluu sorunu, Anayasann 3.maddesinde belirlenen ve 4.maddesiyle de deitirilemezlik güvencesiyle donatlan "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü" ilkesinin anayasal düzen içindeki yeri ile yakndan ilgilidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüü ve bunu pekitiren ortak dil, kültür, eitim ve Türk Milliyetçilii kavramlar hukuksal ve siyasal olduu kadar, tarihsel ve sosyal gerçeklere dayanmaktadr.
Anayasann en temel ilkesi olan, "Devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmezlii" ilkesi, Anayasamn birçok maddesinde Özellikle vurgulanm, Türk Milletimin bamszl ve bütünlüüyle, ülkenin bölünmezliini korumak devletin temel amaç ve görevleri arasnda gösterilmitir (Madde 5). Ülke ve ulus bütünlüünü korumak için temel hak ve özgürlüklerin kstlanabilecei kabul edilmi (Madde 14); ayn amaçla basn özgürlüüne özel snrlamalar getirilmi (Madde 28, 30); gençlerin bu anlay dorultusunda yetime ve gelimelerini salayc önlemler alnmas, devlete özel görev olarak verilmi (Madde 58); bilimsel aratrma ve yaynda bulunma yetkisinin; Devletin varl ve bamszlyla, ulusun ve ülkenin bütünlüü ve bölünmezliine kar, kullanlamayaca belirtilmi (Madde 130); birlik ve bütünlüe kar ilenecek suçlar için özel mahkemelerin kurulmas öngörülmü (Madde 143); ayn konu, TBMM üyeleri ve Cumhurbakan yeminlerinin temel öelerinden birini oluturmutur (Madde 81 ve 103).
Anlan ilke, son Anayasa deiikliinde de (Deiik: 3.10.2001 - 4709/3), hem Anayasann temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanlamayacana ilikin 14. maddesinde korunmu, hem de düünceyi açklama özgürlüüne ilikin bir özel snrlama nedeni olarak Anayasann 26. maddesinin 2. fkrasna eklenmitir (Deiik: 3.10.2001 - 4709/9). Siyasi partilerle ilgili, Anayasa'nn 68. maddesinin 4. fkras, siyasi partilerin tüzük ve programlar ile eylemlerinin belirli anayasal ilke ve deerlere aykr olamayacaklarn düzenlemektedir. Bunlarn arasnda "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü" de yer almaktadr. Anayasann 69. maddesinin 5. fkras 68. maddenin 4. fkrasna gönderme yaparak, tüzük ve programlar "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne" aykr bulunan partilerin temelli kapatlacan düzenlemektedir.
Anayasada korunan bu ilke, Siyasi Partiler Yasas ile somutlatrlmtr.
Siyasi Partiler Yasasnn 78. maddesinin (a) bendinde; demokratik devlet düzeninin korunmasna ilikin yasaklar kapsamnda "bölünmez bütünlük" esasnn deitirilmesi yasaklanmaktadr. Ayn madde çerçevesinde, "dil, rk, renk, din ve mezhep ayrm yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görülere dayal bir devlet düzeni kurmak" da yasaklanmtr. Görülüyor ki, siyasi partilerin; devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüü yannda, devlet dilinin Türkçe olduuna dair (Anayasann 3. maddesinin birinci fkras, devlet dilinin Türkçe olduu hükmünü tamaktadr.) kural da deitirme amacn güdemeyecekleri ve bu yolda faaliyette bulunamayacaklar, yasada açkça belirtilmitir.
Yüksek Mahkemenizin 26.2.1999 gün (Siyasi parti kapatma), Esas 1997/2, Karar 1999/1 sayl kararnda da belirtildii gibi; Anayasa ve Siyasi Partiler Yasas'nda "Türk" sözcüü etnik kökenine baklmakszn, Türkiye Cumhuriyetime yurttalk (vatandalk) ba ile bal olan herkesi ifade etmektedir.
Siyasi Partiler Yasasnn 78. maddesinin (b) bendinde ise, siyasi partilerin bölge ve rk esasna dayandrlamayacaklar belirtilmektedir. Buna göre, siyasi partiler belirli bir rka, etnik kökene mensup olanlarn partisi olduklarn iddia edemezler.
Daval parti ise, Kürt sorununun çözümüne parti tüzüünün amaç maddesinde ve programnn merkezinde yer vermitir. Kürt sorununun çözümünün parti tarafndan acil hedef olarak benimsendii belirtilerek, Kürt sorununun çözümlenmesinin temel amaçlardan biri olduu, tüzük ve programda özellikle vurgulanmtr. Ayrca, Kürt kökenlilerin varlk ve kültürleri öne çkarlmtr.
Görülüyor ki; parti tüzüünde ve programnda, "Kürt Sorunu", "Türkiye'nin temel sorunu olarak" tanmlanmtr. Bu anlay, "Türkler ve Kürtler" ayrmn, "ayr bir Kürt ulusunun varl"nn kabul edilerek vatandalk bilinç ve beraberliini temel alan ulus kavramnn reddini içermektedir.
Açklanan nedenlerle, daval parti'nin tüzük ve programnda "Türkler ve Kürtler biçiminde bir ayrm yaplmas; ulus bütünlüü içinde, etnik kimlii olan sorunlar yadsnan ve bask altnda bulunan bir Kürt ulusunun bulunduunun ileri sürülmesi, Siyasi Partiler Yasas'nn 78.maddesinin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü ve siyasi partilerin rk esasna dayanamayacaklar" ilkelerine, ayrca Siyasi Partiler Yasasnn 101. maddesinin (a) bendindeki, bir siyasi partinin tüzük ve programnn "Devletin (...) ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne" aykr olamayaca ilkesine de aykrlk oluturduu sonucuna varlmtr. Yüksek Mahkemenizin de, 26.2.1999 gün, Esas 1997/2 (Siyasi Parti Kapatma), Karar 1999/1 sayl kararnda bu görüte olduu açkça vurgulanmaktadr.
Daval partinin programnda, Türkiye'de, merkezi hükümetin yerel sorunlara seyirci kaldndan, bu duyarszln çarpk kentleme sorununu dourduundan söz edilerek, devletin demokratiklemesi, politik, yönetsel demokratik katlmn ve çoulculuun salanabilmesi, hizmetin hzlandrlmas için öncelikle merkezi devletin yerel yönetimler üzerindeki vesayetinin kaldrlaca, toplumun kendisini yönetenleri dorudan seçebilmesi, yönetimleri ve yönetenleri denetleyebilmesinin salanaca, merkezi idare küçülürken, yerel yönetimlerin kendi alanlarnda daha çok söz sahibi olaca, Belediye ve l Genel meclisleri temsilcilerinden Yerel Bölge Meclisleri oluturulaca, bu anlaya uygun olarak, vali, emniyet müdürü, kaymakam gibi yöneticilerin seçimle gelmelerinin salanaca, eitim, salk, iç güvenlik ve vergi gibi konularn özerk yerel yönetimlere braklaca belirtilmektedir.
Daval partinin bu görü ve hedefleri, Kürt sorununun çözümü için bir çare olarak öngördüü ve gerçekletirmeyi misyon olarak benimsedii idari ademi merkeziyetçi sistem çerçevesinde, devletin idari bölgeler eklinde yaplandrlmas biçiminde belirtilen amaç ile birlikte düünülmelidir.
Anayasa, özerk bölge, özerk yönetim birimi ya da federasyon gibi yaplanmalara bilinçli olarak yer vermemitir. Ulusun tümüne ait en üstün kudret olan egemenliin federe devletler veya özerk bölgeler tarafndan paylalmas, ülke bütünlüünün sadece siyasal snrlarn korunmas biçiminde anlalmas, merkeziyetçi olmayan idari yaplanmalarn ülke bütünlüünü bozucu nitelikte görülmemesi kabul edilemez.
Yüksek Mahkemenizin 18.8.1993 gün, Esas 1992/1 (Siyasi Parti Kapatma), Karar 1993/1 sayl kararnda da deinildii gibi, ":... 'Devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüü' kural, aznlk yaratlmamasn, bölgecilik ve rkçlk yaplmamasn ve eitlik ilkesinin korunmasn içermektedir. <Egemenlik> ve <Devlet> kavramlarnn <Ulus> kavramyla bütünlemesi, devletin herhangi bir kökenden gelenlerle, ya da herhangi bir toplumsal snfla özdeletirilmesine engeldir. Bunun nedeni; ulusun çeitli toplumsal snflardan olumasna karn snflar üstü bir kavram olmasdr. Bunun için egemenliin kullanlmasndan alkoyan veya egemenlii bölen düzenlemeler bölünmez bütünlük ve tekil devlet ilkesine ters düer..."
Daval siyasi partinin programnda, devletin yeniden yaplandrlmas ad altnda önerdii idari bölgeler ve egemenlik sahibi özerk bölgeler modelleri ile, Siyasi Partiler Yasasnn 78/b ve 80. maddelerine aykr olarak Devletin teklii ilkesinin deitirilmesi amacnn güdüldüü anlalmaktadr.
Siyasi Partiler Yasasnn ulus bütünlüü ilkesinin güçlendirilerek tekrarlanmas niteliindeki hükümlerinden biri olan "aznlklar yaratlmasnn önlenmesi" balkl 81. maddesinin (a) bendinde, siyasi partilerin milli ya da dini, kültür, mezhep, rk ya da dil ayrlna dayanan aznlklar bulunduunu ileri süremeyecekleri öngörülmütür. Lozan Bar Antlamas kapsamnda bulunan aznlklar bundan ayrktr.
Maddenin (b) bendinde ise, Türk dilinden veya kültüründen baka dil ve kültürleri korumak ve gelitirmek veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde aznlklar yaratarak millet bütünlüünün bozulmas amacn gütmek siyasi partiler açsndan yasaklanmtr.
Yasayla, ülkedeki etnik gruplarn dil ve kültürleri yasaklanmamtr. Çeitli kökenlerden gelen yurttalar kendi dil ve kültürlerine sahip bulunmakta, onlar gelitirmektedir. Tarihi, dinî, gelenek ve görenekleri ayn olan, kültürleri güçlü biçimde ulusal kültürde yerini alan bir topluluun bireyleri arasnda ayrmclk yaratacak düzeyde kültür ayrl olduunu ileri sürmek ve ortak ulusal kültürü yadsyp dlamak gerçeklerle badamaz.
Parti tüzüün 3. maddesinde partinin amac bölümünde "Kürt sorununu hak eitlii temelinde toplumsal uzlama ile çözmek", parti programnn "Türkiye deimek zorundadr" balkl bölümünde, "Türkiye hükümetlerinin, Kbrs, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova ve benzeri ülkelerde bulunan aznlklar/topluluklar için savunduu tezleri, Türkiye'de yaayan Kürtler için de istemesi durumunda, sorunun çözüm yoluna girecei inancndadr." biçimindeki deerlendirmeler ile parti programnn dier bölümlerindeki düzenlemeler, farkl ulus ve ulusal aznlklarn varlklarnn kabul edildiklerinin istendiini göstermektedir. Bunlar birlikte ele alndnda, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini, kültür veya mezhep veya rk veya dil farkllna dayanan aznlklar bulunduunun söylendii, Türk dilinden veya kültüründen baka dil ve kültürleri korumak, gelitirmek veya yaymak yoluyla aznlklar yaratarak ulus bütünlüünün bozulmas amacnn güdüldüü anlalmaktadr.
Bu nedenlerle, daval partinin tüzük ve programnda, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde kültür, rk ya da dil farkllna dayanan aznlklar bulunduunun ileri sürüldüü, böylece Türk dilinden veya kültüründen baka dil ve kültürleri korumak, gelitirmek veya yaymak yoluyla aznlklar yaratarak ulus bütünlüünün bozulmas amaçlandndan, parti tüzük ve program, Siyasi Partiler Yasasnn 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykrlk oluturmaktadr.
Nitekim Yüksek Mahkemenizin de, 30.11.1993 gün, Esas 1993/2 (Siyasi Parti Kapatma), Karar 1993/3; 19.3.1996 gün, Esas 1995/1 (Siyasi Parti Kapatma) Karar 1996/1; 26.2.1999 gün, Esas 1997/2 (Siyasi Parti Kapatma) karar 1999/1 sayl kararlarndan ayn görüte olduu anlalmaktadr.
V- SONUÇ VE STEM
Yukarda gerekçeleriyle açkland üzere, daval partinin tüzük ve programnn baz bölümlerinin Anayasann Balangç ksm ile 2., 3., 14., 68. maddelerine ve 2820 sayl Siyasi Partiler Yasasnn 78. maddesinin (a) ve (b) bentlerine, 80. maddesine, 81. maddesinin (a) ve (b) bentlerine aykr olduundan, Hak ve Özgürlükler Partisinin Anayasann 69. maddesinin 5. fkras ve Siyasi Partiler Yasasnn ise, 100. maddesinin (a) bendi ile 101. maddesinin (a) bendi uyarnca kapatlmasna karar verilmesi arz ve talep olunur."
II- DAVALI SYAS PARTNN ÖN SAVUNMASI
Hak ve Özgürlükler Partisi'nin tamam dava dosyasnda bulunan 10.6.2002 günlü ön savunmada, öncelikle Yargtay Cumhuriyet Basavcs'nn kapatma gerekçeleri yorumlanmtr. Bu çerçevede HAK-PAR'n tüzük ve programndan baka bir delile iddianamede yer verilmedii belirtilmitir. Buna gerekçe olarak da Parti'nin kuruluundan ksa bir süre sonra kapatma davasnn açld tespiti yaplmtr. 11 ubat 2002'de parti kuruluu için gerekli belgelerin çileri Bakanlna sunulmasyla tüzel kiilik kazanan Parti'nin kapatma davasnn kuruluundan yaklak bir ay sonra (14. 03. 2002 günü) olduu vurgulandktan sonra özetle aadaki savunmalara yer verilmitir:
LK TRAZLAR
Yurtdnda tekilatlanma, kadn ve gençlik kolu kurma yasa, bu deiikliklerle kaldrlmtr; ancak SPK'DA (m.91) devam ediyor. Yine Siyasi Partilerin dernek, sendika, vakf, kooperatif v.b. örgütlenmelerle iliki yasa deiiklikle ortadan kaldrld; ama SPK'DA (m.92.de) devam ediyor. Yüksek öretim kurumundaki öretim üyesi ve örencilerin siyasi partilere üyelik yasa deiiklikle kaldrld; ama bu yasak SPK'DA (m.11) devam ediyor. Anayasann 69/8 paragrafnda temelli kapatlan bir partinin bir baka ad altnda kurulamayaca hükmü yer alm ise de, SPK'DA bu kurala aykr davran kapatma sebepleri arasnda saylmamtr. Bu örnekleri çoaltmak mümkündür.
SPK'NIN 78, 80 ve 81. maddelerinde yer verilen kapatma nedenleri Anayasann 1995 ve 2001 ylnda deitirilen 68 ve 69. maddelerindeki yeni düzenleme çerçevesinde deerlendirilmesi, Anayasann üstünlüü ve balaycl ilkesinin zaruri bir neticesi olmaldr. Anayasa, siyasi partileri demokratik siyasal hayatn vazgeçilmez unsurlar olarak tanmlam ve demokratik rejimin ileyii bakmndan tadklar önemleri nedeniyle anayasal güvencelerle donatmtr. Kapatma nedenlerinin anayasada belirtilmesi, kapatma davasnn Anayasa Mahkemesinde görülmesi bu öneme iaret eder.
"Vazgeçilmezlikten" öngörülen temel amaç, partilerin kurulu ve faaliyetlerinin "kural" kapatlmalarnn ise ancak sayl nedenlere dayanlarak "istisna" olduudur. Bu amaç çerçevesinde Demokratik Çoulcu Katlmc Siyasal Sistemin gerei olarak Anayasa Mahkemesi'nin yorumu, siyasi partiler (SP) lehine olmaldr. Oysa SPK'DA, Anayasada saylmayan çok sayda kapatma nedeni vardr ve Anayasa Mahkemesinin pratiinde SP'LERN belirtilen önemi, anayasal güvencelerin düzenleme amaçlarnn çok da ciddiye alnmad görülmektedir.
SPK, partilerin oluturacaklar politikalarn temel ilkelerini, hattn (çizgisini), hatta bazen ayrntlarn egemen "resmi ideolojinin" kadim felsefesi çerçevesinde olmasn istemi, aykr öneri ve faaliyetleri kapatma nedeni saymtr. Ayn kulvarda ayn görü ve yönetim modeline sahip birden fazla parti sistemi öngörmütür. "ÇOKLUK'A evet ÇOULCULUK'A hayr" bir sistem tahayyül etmitir.
2) SPK'NIN 78, 80 ve 81. maddelerinde yer verilen kapatma nedenleri Anayasann 1995 ve 2001 ylnda deitirilen 68 ve 69. maddelerindeki yeni düzenleme çerçevesinde deerlendirilmesi, Anayasann üstünlüü ve balaycl ilkesinin zaruri bir neticesi olmaldr. Bugüne kadar Anayasann geçici 15. maddesi nedeniyle denetlenemeyen aykr hükümler, geçici madde kaldrldna göre, Anayasa Mahkemesince denetlenmelidir.
3) ddianamede partimizin kapatlmas gerekçesi olarak ileri sürülen SPK'NIN 78/a-b, 80 ve 81/a-b hükümleri Anayasann 68/IV fkrasndaki yeni düzenleme çerçevesinde deerlendirilmelidir. Anayasa Mahkemesi, buna göre, SPK'DAK bu hükümleri Anayasaya aykr bulmaldr.
4) SPK'NIN 78 / a-b: Anayasann 68/IV fkras " SP'LERN tüzük ve programlar ile eylemleri, devletin bamszlna, ülkesiyle milletiyle bölünmez bütünlüüne, insan haklarna, eitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykr olamaz; snf veya zümre diktatörlüünü veya herhangi bir tür diktatörlüü savunmay ve terletirmeyi amaçlayamaz; suç ilenmesini tevik edemez"; Anayasann 69/V hükmü ise "bir SP'NN tüzüü ve programnn 68. maddenin 4. fkras hükümlerine aykr bulunmas halinde temelli kapatma karar verilir" hükmündedir. Oysa, SPK'NIN 78/a-b hükümleri Anayasada bulunmayan ve öngörülmeyen kapatma sebeplerini düzenlemektedir.
5) ddianamede yer alan kapatma gerekçesi, bölünmezlik ilkesiyle balantldr. ddianamede "Anayasann 3. maddesinde belirlenen ve 4. maddesi ile de deitirilmezlik güvencesiyle donatlan, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü, ilkesinin anayasal düzen içerisindeki yeri ile yakndan ilgilidir", biçiminde ifade edilmitir. ddianamede, Anayasada korunan bu ilkenin, SPK'NIN 78/a ve b bendiyle somutlatrlm olduu öne sürülmütür. Oysa, SPK'NIN bu hükümleri, parti kapatma nedenleri olarak düzenlenen Anayasann 68/IV maddesinde belirtilen ilkelerden hiç birinin zorunlu bir sonucu olarak yorumlanamaz. Partimiz 11 ubat 2002 günü çileri Bakanlna gerekli bilgi ve belgeleri vermesiyle tüzel kiilik kazanm; Yargtay Cumhuriyet Basavcl ise 14 Mart 2002 tarihinde iddianame ile kapatma istemli davay açmtr. Avrupa nsan Haklar Mahkemesine (AHM) göre, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi(AHS)'NN siyasi partileri de kapsayan "örgütlenme özgürlüünü" düzenleyen 11. maddesi, ayn Sözlemenin 10. maddesinde düzenlenen "ifade özgürlüünü" bir kullanma biçimidir. Anayasamzn 13. maddesinde temel hak ve hürriyetleri snrlanmas düzenlenmitir. Buna göre; " temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmakszn yalnzca Anayasann ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bal olarak ve ancak kanunla snrlanabilir. Snrlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykr olamaz." Anayasa Mahkemesi, Anayasann 13. maddesini ve uluslararas hukukun genel ilkelerini "dayanak norm" yaparak ve AHM'NN parti kapatma davalarndaki kriterlerine öncelik vererek ve üstünlük tanyarak daval partimiz lehine yorum yapmaldr. Buna göre; SPK'NIN 78 / a ve b bentlerindeki düzenlemeleri Anayasamzn 68/IV maddesine ve 13. maddedeki temel hak ve özgürlüklerin snrlandrlma ölçütlerine aykr olduu tespit edilecektir.
6) SPK m. 80, devletin teklii: Bu maddeye göre siyasi partiler "devletin teklii ilkesini deitirme amacn güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar". Bunun anlam, siyasi partilerin federalizm ve bölgesel yönetimin güçlendirilmesi gibi yönetim modellerini savunmalarnn yasak olduudur. Bizce bu yasak, Anayasann temel ilkelerinden biri olan "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü" nün bir uzants deildir. Çünkü, federalizm, özerklik ve benzeri yerellemeyi savunan bir partinin devletin ve milletin bütünlüünü parçalamay amaçladn söylemek mümkün deildir. Bu amaç; ancak ilkeye aykr bir tutumun açkça ortaya konulmas halinde parti yasa olarak deerlendirilebilir. Üniter devlet kavram, siyasi anlamda idarenin tek merkezliine iaret eder. Bu yap içinde yasama gücü bir mecliste toplanr. Devlet idaresi ülkenin her yerinde ayn hiyerarik yapy korur. Yarg, kurumsal olarak tüm ülkede bütündür. Ama Üniter Devlet, yerel ve bölgesel idarelerin olmad anlamna gelmez. Hem belediyelerin hem de il veya bölgelerin seçimle gelmi meclisleri, seçimle gelmi yöneticileri olabilir. Bunlarn varl üniter devleti zedelemez. Çünkü yetkilerini, yasa yapma erkini elinde tutan parlamentodan alrlar ve tasarruflar, merkezi idarenin ve ulusal yargnn denetimi altndadr. leriki bölümlerde, belirli bilim otoritelerinin görüleriyle bu konuyu daha derinliine açmaya çalcaz. Ama, unu belirtmek gerekir ki, Türkiye'deki hakim otoriter/totaliter ve dolaysyla Basavcnn "üniter devlet" anlaylarnn ve yaplanmasnn dünyadaki uygulamalarla da yakndan bir ilikisi yoktur.
7) SPK'NUN 81/a-b hükümleri: SPK'NIN 81. maddesinin 81/a-b-c "........." demek suretiyle bir dizi yasaklama getirmitir. SPK'DA yer alan bu yasan, "aznlk yaratlmasnn önlenmesi" eklinde ifade edilmesi, aznlklarn dardan bir müdahale ve bir irade ile yaratld anlamna gelmektedir ki, bunun bilimsel gerçeklerle, akl ve mantkla badar bir yönü yoktur. lgili maddenin ilk bendindeki ifadelerde sonuç; herhangi bir siyasal partinin, Türkiye'de farkl dil, mezhep, ya da etnik grubun varolduunu ileri süremeyeceidir. Oysa, Anayasann kendisi 10. maddesiyle farkl dil, din, rk ve mezhebe bal vatandalarn varln kabul etmi, bunlar arasnda ayrm yaplmamasn öngören eitlik getirmitir.
kinci bendi ise, daha da ileri giderek siyasal partilerin, egemen kültürün dndaki kültürlerin korunmas amacn güdemeyeceklerini ve bu dorultuda etkinlikte ulunamayacaklarn öngörmektedir.
Üçüncü bende göre de, yasa koyucu herhangi bir dilin kullanlmasn kanunla yasaklayabilecektir. SPK'NIN bu hükmü her eyden önce mevcut anayasaya aykrlk arz etmektedir. Zira, anayasann çeitli maddelerinde yer alan "devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü ilkesi" , Türkiye Cumhuriyeti vatandalarnn bir bölümünün devletle olan vatandalk ban koparmaya yönelik amaç ve faaliyetleri yasaklamaktadr. Oysa SPK'NIN düzenlemesi, Anayasann koyduu ilkenin dna çkm ve ilkeye aykrln ifadesi olmayan yasaklamalar da getirmitir. Böylece de anayasann snrl olarak gördüü kapatma nedenlerine yenileri eklenmitir.
Kukusuz bu düzenleme, ülke bütünlüünü salama amacna deil, ayrlkçla hizmet etmi ve hizmeti halen devam etmektedir. Toplumun doal yapsndan kaynaklanan farkllklarn varln reddeden, farkllklar zoraki yöntemlerle eriterek yok eden ve bunlarn çoulcu bir yap içinde siyasete yansmasn engellemeye çalan bu düzenleme, baskc-otoriter asimilasyoncu bir anlayn ürünüdür. Sosyolojik gerçeklii tümüyle yadsyan bu madde hükmü toplumsal bar salamann önündeki en önemli yasal engellerden biridir. Bunun için yaplmas gereken, farkl etnik ve dinsel talepleri dile getiren siyasi partilerin çoulcu siyasete dahil edilmesini öngören demokratik anlay benimsemek ve bunun gerei olarak da söz konusu hükmü kaldrmaktr. Anayasann 1995 ve 2001 ylndaki deiikliklerin amac budur.
Sonuç olarak 81. madde tümüyle Anayasaya aykrdr.
Bu ciddi nedenlerle, Mahkemenizin, partimiz hakknda açlan davay usul ve esas yönünden görülmezliine karar vermelidir."
DER SAVUNMALAR
Partimizin kuruluundan 3 hafta sonra, iddianame bize tebli edilmeden önce, Partimiz hakknda kapatlma davasnn açld ya da açlaca (7 Mart 2002 günü) basnda açklanmtr. Bu davrann, tarafszlk ilkesine aykr ve önyargl bir davran olduunu saptamann yanl olmadn mahkemenizin kabul etmesini bekliyoruz. Partimiz hakknda bu kadar acele bir biçimde dava açlm olmas, parti program ve tüzüümüzün hem belgeler olarak ve hem siyasal partiler hakkndaki yasal deiikliklerin çok iyi incelenmedii; geçmite hakknda kapatlma ile kar karya kalan partilere biçilen giysinin partimize giydirildii; AB üyelii süresinde Türkiye'de yaplan ve gündemde olan yapsal hukuksal, siyasal, zihniyetsel deiimlerin gözetilmedii gibi bir sonuca varmakta haksz olmadmz göstermektedir.
...Partimiz, programn, Türkiye'de belirli bir toplumsal kesim, bölge, etnik gurup, snf, din mezhep için yapmamtr. Partimizin program, Türkiye'de yaayan tüm vatandalarn ve toplumsal kesimlerin sorunlarn çözmek için belirlenmitir.
Parti programmz, Türkiye'de yeniden, çoulcu, katlmc demokratik bir yaplanmay öngörmektedir. Bu yeniden yaplanmay, deiiklikleri, yeni idari yaplanmay, yerel yönetimlerin özerklemesini ve bunun gibi tüm temel konular Türkiye'nin snrlar ve bütünlüü içinde öngörmektedir. Programmzn ana felsefesi ve içerdii ilkeler, projeler ve önermeleri incelendii zaman, partimizin Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüüyle bir probleminin olmad görülecektir.
Partimiz, demokratik ve kitlesel bir partidir. Türkiye'nin tüm temel sorunlarn bir-bir saptamakta, bu sorunlarn nasl çözümlenebileceini, kapsaml ve bütünlüklü bir "yeniden yaplandrma toplumsal projesi" içinde ele almaktadr. Bu toplumsal proje, otoriter olmamas ve iktidarn demokratik paylamn öngörmesi anlamnda tekçi olmayan çada, çoulcu ve katlmc demokratik bir projedir. Yani partimiz, iktidarn otoriter ve monolitik olmamas anlamnda tekçilie kardr. Adem-i merkeziyetçilii ve yerel yönetim özerkliklerini, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iç idari yaplanmas olarak projelendirmektedir.
Partimiz, Kürt sorununu da, Türkiye'ye bütünlüklü bak ve felsefesiyle temel bir sorun olarak saptamaktadr. Kürt sorununun çözümünü de, "Türkiye'nin yeniden yaplandrlmas toplumsal projesi" içinde göstermekte ve bir hukuk yapsna kavuturmaktadr.
Ayrca, Türkiye'de çözülmesi gereken bir Kürt sorununun olduunu söyleyen, saptayan sadece bizim partimiz de deildir. AB üyeliine bal olarak gündemde olan yapsal deiiklikler itibaryla iktidar partileri, muhalefet partileri, sivil ve askeri çevreler, MGK de Kürt sorununun çözümüyle uramaktadr.
Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti Yasalarna göre kurulmutur. Ama siyasi bir parti olarak Yüksek mahkemenizin Sayn Bakan ve Yargtay'n Sayn Bakan'nn da ifade ettikleri gibi; AB'nin KOB' de dile getirildii ve Türkiye'nin ulusal programnda da taahhüt edildii gibi, köklü hukuki ve yasal, kurumsal deiiklikler önermekteyiz. Daha sonraki bölümlerde de belirteceimiz gibi, Siyasi Partiler, yönetmek, hem de iyi yönetmek göreviyle kar karyadrlar, ayrca uygun olmayan yasalar da halkn iradesini temsil eden yasama organ vastasyla deitirmek görevindedirler.
Demokrasiyi bir ana felsefe ve yaam tarz olarak benimseyen siyasi partilere, Türkiye gibi yar demokratik ya da demokrasisi topal ve otoriter olan ülkelerde daha büyük görevler dütüü de ortada. Bu partilerin, demokrasiye, çadala, insan hak-özgürlüklerine aykr olan ve özellikle de AB üyelik sürecinin güncelliini yaayan bir ülkede köklü deiiklikler yapmas hem bir görev ve hem de bir kaçnlmazlktr.
Bu genel saptamalarmz da Partimizin, "aznlk" diye bir olgu ve topluluk yaratmak istemedii, sadece herkesin, sivil ve askeri çevrelerin, siyasi partilerin ve sivil toplum kurulularnn özellikle AB üyelii sürecinde bahsettikleri, dile getirdikleri Kürt sorunu ve çözümünden bahsettiidir.
Bu nedenle de, davann usul ve muhteva açsndan görülmez olduunu ileri sürüyoruz.
...Bu (AB) sürecin(nin) gelip dayanaca yer, Türkiye'nin AB üyesi olmasdr. O durumda da, AB hukuk sistemi ve anayasal ilkeleri, Türkiye'nin siyasi parti rejimi için de geçerli olacaktr. Bu durumda da, AHS, AHM çtihatlar ve dier ilgili hukuk metinleri mutlak bir tarzda siyasi parti rejimine hükmedecektir.
O zaman da Türkiye, çok kültürlülük, çok dillilik, çok etniklilik, çok dinlilik, çok snfllk gerçeine göre yeniden yaplandrlmak zorundadr. Zaten günümüzde çou ülke kültürel bakmdan çeitlilik göstermektedir. Son tahminlere göre dünyadaki 184 bamsz devlet, bünyesinde 600 yaayan dil gurubu ve 5000 etnik grup barndrmaktadr. Çok az ülkede, yurttalarn ayn dili konutuklar ve ayn etnik-ulusal gruba ait olduklar söylenebilir.
Sayn Yargtay Basavcs bu durumu gözetmeden, Türkiye'deki demokratiklemedeki evrimlemeyi hesap etmeden, birkaç yl içinde yapsal deiikliklerin ve yeniden yaplandrma projesinin yol alaca aamalar ve varaca konaklar hesap etmeden partimiz hakknda kapatma davas açmtr. Bu yönden de, davann usul ve muhteva açsndan red edilmesini, demokratiklemesi açsndan Yüksek Mahkemenizden talep etmekteyiz.
...HAK-PAR'DA bir hükmi ahsiyet olarak, program ve tüzüü kanalyla kendisini dar açma, anlatma özgürlüünü ifade etmitir. Ne yazk ki, daha düüncelerini halka ve kamuoyuna tam anlamyla ulatramadan; baka bir deyimle halk ve kamuoyu daha HAK-PAR'DAN haberdar olmadan, Sayn Basavc tarafndan "düüncesini ifade etme teebbüs hali" kapatlmaya gerekçe olmutur.
...(AHS ve AHM kararlarna göre) Örgütlenme özgürlüünün kstlanmas ve partinin kapatlmas için gerekli artlar; partinin, ülke topraklarn parçalamaya yönelmesi, anayasal düzeni iddet yoluyla deitirmek istemesi, hak ve özgürlükleri zor ve terörle snrlandrmaya çalmas, eylemleriyle bölge barn bozma eilimi tamas, komu devletlerin amaçlarna dümanca hizmet etmesi, terörü desteklemesi veya yönetmesi, halk içinde kin ve husumeti yaygnlatrmas olarak ortaya çkmaktadr. Sayn Cumhuriyet Basavcs, partimiz hakknda bu tür tespitlerde bulunmad gibi, herhangi bir iddia veya iddiasn somutlatracak bir delil de sunmamaktadr. Çünkü partimizin program ve tüzüü incelendiinde, iddet ve terörün açkça dland, Türkiye'deki yeniden yaplandrmann, Kürt sorunu ile birlikte tüm sorunlarn, demokratik ve barç bir tarzda çözümlenmek istendii hemen saptanacaktr... Bu nedenle de, davann usul ve muhteva açsndan görülmemesi gerekir.
... Basavcnn, parti programmzda sadece "Kürt kökenlilerin varlk ve kültürlerinin öne çkarld" görüü, partimizin Türkiye'nin dier sorunlar küçümsedii, önemsemedii anlamnda yanltr ve yerinde bir tespit deildir. Kürt sorununun Türkiye'nin temel sorunu olduu: Uzaa gitmeden, 1984'den sonraki silahl çatmalara; uzaa gidildiinde de, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulu yllarndaki örgütlenmeler, ayaklanmalara, göz atldnda rahatlkla görülecektir. Ayrca, Kürt sorununun Türkiye'nin temel bir sorunu olduu, daha önceki bölümlerde de belirttiimiz gibi, tüm siyasal partiler, sivil toplum örgütleri, ideolojik guruplar, askeri çevreler, kamu kurumlar ve devlet yetkilileri tarafndan da kabul görmektedir. Ama bu sorunun çözümü konusunda deiik görü ve öneriler söz konusu: Bu da demokrasinin ve toplumsal çoulculuun bir gereidir.
...
l.c) "Yeniden Yaplanma" üçüncü ana balktr ve 11 alt bal içermektedir. Bu bölüm Türkiye'nin temel sorunlarna bütünlüklü bir yaklam gösterilmekte, deiik alanlarda (anayasa -yeni bir toplumsal sözleme-, parlamento, hükümet ve ordu, nanç özgürlüü ve laiklik, Hukuk ve Yarg, Eitim ve Kültür, eitim-öretim, Kadn Sorunu, Gençlik, Toplum Sal, Konut ve Çevre Politikas, Çalma Hayat ve Sosyal Yaam, Ekonomi ve D Politika) çözümler önerilmekte ve bir bütün olarak toplumsal, siyasal, idari, kültürel yeniden yaplanma öngörülmektedir. Bu bütünlüklü bak, program önermesi ve yeniden yaplanma projesi içinde de Kürt sorununun çözümlenmesine ilikin önermeler yapmaktadr.
Türkiye'de Kürt sorununun yannda genel demokratikleme, ekonomi, yoksulluk, eitim-öretim, hukuk, yarg, kadn, anayasa, konut, gençlik gibi bir çok hayati sorunlara parti programmzda deer verildii ve bu alanlarla ilgili çözüm önerileriyle birlikte, çaba gösterilmek istendii rahatlkla görülecektir. Bu nedenle de, partimiz hakkndaki davann hem usul ve özellikle de esas (muhteva) açsndan görülmemesi gerekir.
2-) ddia makam, partimizin tüzük ve programnda, "Kürtler ve Türkler" diye bir ayrm yapmakla; Kürtler üzerinde basklar olduuna iaret ettiini ileri sürmekle "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne" aykr hareket ettiini ve bu nedenle kapatlmas gerektiini ileri sürmektedir.
ddia makamnn literatürüyle urama ve Onun literatürüyle partimizi açklama yoluna gitmenin bir tuzak olduunu biliyoruz. Biz partimizi, hukuk, siyaset biliminin kavramlar ve Anayasadaki kavramsal kategorilerle açklamaya çalacaz. ddia konusu olan kavramlarn, demokratik içeriklerine arlk vereceiz. Çünkü iddia makam, kavramlar ruhsuz, cansz ve evrimsiz ele almakta ve sunmakta.
Öncelikle unu belirtelim ki, Sayn Basavcnn iddia ettii gibi, partimiz, programnda "Türkler ve Kürtler" eklinde özel bir ayrma gitmemitir. ddia makamnn ileri sürdüü saptama kabul gördüü zaman, Kürtlerin Türklere kar, ya da Türklerin Kürtler kar bir sosyolojik, hukuksal ve toplumsal konumlanmas gibi, kabul edemeyeceimiz bir pozisyon ortaya çkar ki, bu partimizin çoulcu, çada, demokratik ve katlmc anlayna aykrdr.
Partimiz, Kürt sorunu gibi temel ve Türkiye'nin dier hayati sorunlarndan bahsettii zaman; Türkiye'deki ulusal/etniksel topluluklar, toplumsal kesimleri ve snflar, dinleri, mezhepleri, dilleri ve kültürleri kategorize etmek, Onlar birbirine kar güçler haline getirmek, vuruturmak, birbirlerini alt etmeleri için yapmyor. Partimiz sadece Türkiye'nin gerçeklerini olduu gibi görüyor, Türkiye'nin bütün renklerinin haritasn ortaya çkaryor ve gerçeklere dayal yeniden tanmn yapyor. Kürtlerin de, Türkiye haritas içinde bir belirgin, önemli renk ve topluluk olduunu saptyor. Partimizin bu yaklam, ayrmc bir anlaya dayanmyor, partimizin bütünlüklü, gerçekçi, organik, tarihsel, çoulcu, katlmc ve demokratik bak açsna dayanyor.
Partimizin Kürtlerin Türkiye'nin temel etnik/ulusal renklerinden biri olduu saptamas da, sadece partimize ait; afaki, tarihsel gerçeklere ve olgulara, tarihsel belgeler aykr bir saptama deildir. Osmanl mparatorluunun yapsal, etnik/ulusal ve kültürel bileimini konu edinen binlerce eserde Kürt gerçeinden, Kürtlerin Osmanl mparatorluu bünyesindeki yerlerine iaret edilir. slam Ansiklopedisi'nin ilgili "Kürdistan" maddesinde Kürtlere ilikin çok açk, objektif ve hayati resmi görülere rastlanr.
Osmanl mparatorluu'nun son zamanlarnda ve Genç Cumhuriyetin kuruluu aamasnda birçok ulusun devlet kurup ayrlmasndan sonra, iki etnik/ulusal unsur; Türkler ve Kürtler birlikte ve belirleyici olarak birlikte varolmulardr. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluuna yol açan sava, Kürtlerle Türkler ve dier etnik gruplar birlikte omuzlamlardr.
Kurtulu Sava'na katlm hazrlayan Sivas ve Erzurum Kongreleri, M. Kemal Atatürk'ün Kürtlerle, Kürt ileri gelenleriyle yapt kongreler olduu, bizzat M. Kemal Atatürk tarafndan da dile getirilmektedir. M. Kemal Atatürk, TBMM'nin açlndaki konumasnda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin etnik ve toplumsal bileiminden bahsederken, Kürtlerin toplumun asli unsurlardan biri olduuna iaret etmitir. M. Kemal Atatürk genç cumhuriyetin kuruluundan sonra, Cizre Komutanlna çektii telgraflarda da, Özerk Kürdistan'dan bahsetmektedir. Lozan Antlamasnda da, Kürtler üzerine yaplan tartmalar bilinmekte. Lozan Antlamasnn 39. maddesinde Kürtlerin dillerini ve kültürlerini gelitirmesi o dönemin devlet sorumlular, T.C Hükümeti tarafndan imza altna almyor, bu anlama TBMM'de onaylanyor. Bundan sonraki dönemde her ne kadar bu konuda akn, kör bir dönem, Kürtlerin varolmad Türk olduu eklinde savunulan bir dönem olmusa da, zaman içinde ac olaylarca bu sakat anlay almtr. 1980 sonrasnda, Cumhurbakan Özal'n "Türkiye'de 12 milyon Kürt vardr", Demirel ve Erdal nönü'nün ortak iktidar döneminde Diyarbakr'da her iki yetkilinin "Kürtler bir realitedir" açklamalarndan sonra, o akn ve kör dönem son bulmutur. Kürtlerin varl ve yokluu ilkel tartmas bir tarafa braklarak, AB üyelii baznda en azndan Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde Kürtlere hangi haklarn tannmas gerektii tartmalar, hayati, öncel ve Türkiye'nin birinci sorunu haline gelmitir.
Bu nedenle, partimizin Kürtlerin basklanma altnda olduunu belirtmesine bile gerek yok. Her ey ortada. Ayrca, Kürtler üzerindeki bu basklardan bahsetmekle, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliiyle" de bir ilikisi yoktur. Kürtlerin bireysel ve grupsal hak ve özgürlüklerinden yoksun olmalarnn en açk ve büyük göstergesi, Türkiye'nin AB üyelii baznda Kürtlerle ilgili gündeme gelen tartmalar göstermektedir.
Demek oluyor ki, Kürt gerçei saptamas ve Kürtlerin haklarndan yoksun olduklarn belirtme erefi sadece bizim partimize de ait deildir. Ayca partimiz, olmayan bir eyi hayali ve gerçek d yaratma gibi asla bir "gaflet ve delalet" içinde de deildir. Partimiz Kürtlerden bahsederken, sosyolojik bir gerçekten bahsetmektedir. En önemlisi de, eer Kürt diye bir etnik ve ulusal grup yoksa, Kürtlükten bahsetmek de suç olmaz ve bir partinin kapatlmas için de gerekçe olamaz diye düünüyoruz.
Sayn Basavc, partimizin Kürt Sorunundan bahsetmi olmasn, "devletin... ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüüne" aykr davrandn, partimiz programn bütünlüklü incelemeye tabi tutmadan, ileri sürmektedir. ddianamesinde de, Kürt sorunundan bahsedilme dnda bu ilkenin ihlali konusunda baka bir delil de ileri sürememektedir. Eer Basavcnn bu dar, ruhsuz mantyla hareket edersek, Çerkezlerden, Gürcülerden, Lazlardan bahsetmi olmak da "devletin bütünlüüne ve milletin bölünmezliine" aykrdr. O zaman da, bu aamada bata Babakan olmak üzere, Genel Kurmay Bakan, Cumhurbakan ( Mahkemeniz üyesi olduu zaman DKP Davasnda, Kürtlerden bahsetmenin bölücülük olamayacan, Kürtlerden bahsetmenin "devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüüne" kar olmadn muhalefet görülerinde belirtmitir), Babakan Vekilleri ve özellikle de AB'den sorumlu Babakan Yardmcs Mesut YILMAZ her gün bu suçu iliyor. En önemlisi de AB üyeliinde Türkiye'nin yol haritas durumundaki Katlm Ortakl Belgesi, Kopenhag Siyasi Kriterleri Belgesi dorudan ve Türkiye'nin tayin ettii "Ulusal Program" dolayl bölücü belgelerdir.
Bundan daha önemlisi, Türkiye'nin AB üyeliinin, egemenliin bir ölçüde devri anlama geldiini, siyaset ve sosyal bilimciler, siyasetçiler kabul etmektedir. Bu durumda da, T.C hükümetleri, meclisi, siyasal partileri, sivil toplum örgütleri, siyasetçileri, aydnlar, sivil ve askeri yetkilileri ve kurumlar bu suçu ilemekteler. O zaman da, Sayn Basavcnn yaklamna göre, bunlarn tümünün düzeylerine uygun yarg kurumlarnda yarglanmalar gerekmektedir. Böyle bir ey olduu zaman, Türkiye'nin çada dünya karsndaki konumu ne olur' Zaten siyasi partilerin kapatlmas ve buna ilikin AHM'NN verdii kararlarn ve vard sonuçlarn Türkiye'nin itibarn sarst konusunda güçlü bir görü ve kanaat söz konusu olduunu, Yüksek Mahkemeniz de kabul eder.
Partimizin tüzük ve program incelendii zaman, Türkiye'nin birlik ve bütünlüüyle bir sorununun olmadn daha öncede söylemitik. Partimiz Türkiye'nin birlik ve bütünlüü içinde, deiimi öngörüyor, reformlar yapmaya çalyor, Kürt sorununu çözmeye çalyor, devletin-idarenin yeniden yaplanmasn istiyor ve demokratiklemeyi salamaya çalyor; bireysel ve kolektif haklarn güvenceye balanmasn, yoksulluun, eitsizliin son bulmas için projeler gelitiriyor; hukukun üstünlüünü gerçekletirmek için çaba gösteriyor.
Partimizin, programnda belirttii "teklie" kartl, siyasi sistemin ve iktidarn otoriterliidir. Sistemin otoriter yapsnn son bulmas anlamnda, tekliin son bulmasdr. ktidarn çoulcu demokratik sistem rasyonelleri içinde paylalmasdr. Daha sonraki satrlarda da bahsedeceimiz gibi, partimiz programnda iktidarn paylamndan, iktidara katlmdan; Onun kurumlamas ve ilkelerinden bahsetmekle de, Sayn Basavcnn iddiasn dorulam olmuyor. Yukardaki bölümlerin birinde bahsettiimiz gibi, federal bir devletten bahsetmek bile, iktidarn paylalmasndan öteye geçmiyor, devletin ve ülkenin parçalamas anlamna gelmiyor. Tersine devletin ve toplumun bütünlüünün daha da güçlenmesi, yeni kurallar ve kurumlarla temellerinin salamlamas anlamna geliyor. Bu nedenle de partimiz hakkndaki davann usul ve esas açsndan görülmemesi gerekir.
3) Sayn Basavc iddianamesinde, partimizin programnn "yeniden yaplandrma" ana bal altndaki bölümünü özetle aktararak ve yorumlayarak partimizin:
3.a)adem-i merkeziyetçi anlayn, "özerk birim", "özerk yönetim birimi" ve "federasyon" ile özdeletirerek, "devletin teklii" prensibine aykr hareket ettii ve ilgili kanun hükümlerini ihlal ettiini;
3.b) Kürtlerin dil ve kültür haklarndan bahsetmekle egemen ulus tanmna aykr hareket ettii; en önemlisi ve garip olann da Türkiye hükümetlerinin, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova ve benzeri ülkelerde bulunan etnik/ulusal topluluklar için savunduu tezleri Kürtlere uygulamasnn sorunun çözülebilecei görüünün, farkl ulus ve aznlklarn varlklarn tanma anlamna geldiini, bununla da aznlklar yarattn ileri sürmektedir. Yani partimiz, Türkiye'nin çevre devletlerdeki topluluklar/aznlklar politikasndan bahsettii ve benimsedii zaman yanl yapmakta, suç ilemekte ve Türkiye için bir tehlike oluturmaktadr. Peki, ayn yaklam gösteren Türkiye hükümetleri ve sivil-askeri kurumlar neden hakl görürü, Böyle bir yaklamn hukukun genellik ve eitlik prensibiyle bir alakas var m'
Sayn Yargtay Basavcsnn bu görü ve iddialarnn alabildiine dar, siyaset ve sosyoloji bilimleriyle; en önemlisi de Türkiye gerçekleriyle alakal olmayan görüler olduunu ileri sürerken, Yüksek Mahkemenizin geni perspektifli bak açsna snmak istiyoruz.
...1982 Anayasann köklü deitirilmesi ya da yeni bir anayasann yaplmas sadece partimizin de bir istei deil, geni toplumsal kesimlerin, dier siyasi partilerin bir kesiminin ve sivil toplum örgütlerinin tümünün de istek ve talebidir. Devletin en yetkili kurumlar, yetkilileri ve yarg kurumlarnn üyeleri ve bakanlar da bu görüe sahiptirler. Bu konuda sözü Yargtay Bakan Sayn Sami Selçuk'a brakrsak, yeni bir anayasa talebinde partimizin ne kadar hakl olduu daha da belirgin hale gelecektir.
Sayn Sami SELÇUK diyor ki:
"Çplak bir uyarda bulunmak istiyorum. Türkiye meruluk debisi neredeyse sfra yaklam bir Anayasayla yeni yüzyla giremez, girmemelidir. "Meruluk, toplumbilimin, siyaset biliminin en önemli kavramlarndan biridir ve örselenemez.
"Halkta, bir kurumun, yasann ya da yöneten kii(ler)in, bilinen ve benimsenen kurallara göre olumu bir çounluu arkalarnda bulundurduklarna ilikin yaygn inanç varsa, o kurum o yasa ya da yöneten(ler) merudur (Burdeau, Duverger, Aron, Easton, Kelsen, Lipson, Weber).
"Meruluk, bar ve dinginlii salayan, kurumu, yasay, iktidar ayakta tutan büyülü bir inançtr. En zorba yönetimler bile hep kendilerini meru göstermeye çalrlar. Bu yüzden talyan Tarihçisi Ferraro: 'Meruluk, sitenin/devletin/ toplumun görünmeyen bar meleidir' der. "Meruluk iki türlüdür. Biçimsel meruluk... ve maddi meruluk.
"Çounluk kurallara göre salanmam ise biçimsel meruluk yoktur. Kurallara göre salanan çounluun onay sonradan geri çekilmi ise maddi meruluk yoktur.
"Acaba 1982 Anayasas biçimsel ve maddi açlardan meru mudur'
"Biçimsel meruluk açsndan ele aldmzda görünüm udur: Anayasa, halk ya da halkn özgür iradesiyle seçilen bir kurucu iktidar, parlamento tarafndan deil, kapatlan parlamentonun sralarna oturtulan atanm kiilerce yaplmtr.
"kinci olarak, meruluk bir karara, ileme, herkesin sonuçlar sorgulayabilecek ve eit biçimde, zorsuz ve yasaksz katlmalarna baldr. radeler tartma sürecinden geçmedikçe meruluktan söz edilemez. Çünkü tartma varsa ve ne denli açksa, sorunlar o denli saydamlar. Bilgi edinilir ve yanla düme tehlikesi azalr. 04.06.1888'de Clemenceau, 'konuulan ülkelerde zafer, susulan ülkelerde utanç vardr' demiti.
"1982 Anayasas tartmaya kapal tutulmutur.
"Üçüncüsü, tartma yasana kout olarak tek yanl bir beyin ykama bombardmanndan sonra oylama yaplm, halk ifal edilmitir.
"Dördüncüsü, Anayasa benimsenmedii takdirde pretoryen diktasnn sürecei mesaj verilmi, ölümü gören eli böründeki halk çaresiz, stmaya raz olmutur.
"Beincisi, içini gösteren, 'seni mimlerim' zarflaryla gizli oy ilkesi çinenmitir.
"Altncs, tek ilemle hem devlet bakan, hem de Anayasa oylanmtr. Her ikisini destekleyenlerin ya da onlara kar olanlarn says, oran belirsizdir. Anayasa, anayasay destekleyenler devlet bakanna katlanmlarsa Anayasa. Anayasay destekleyenler, devlet bakanna katlanmlarsa devlet bakan desteksiz kalm demektir. Peki hangisi çounluu elde etmitir. Bu bir bilmecedir. Ancak bilinen udur: kisi de kukuyu içinde yayor. Üstelik devlet bakan için zaten seçme söz konusu deil. Çünkü tek adaydr. Seçenekler arasnda özgür seçimde bulunamayan birey özerk deildir. Çünkü özgürlük özerklikten önce gelir.
"Görülüyor ki, toplumla yaplan bu sözleme (Anayasa) tehditle, fesada uratlm bir iradeyle benimsetilmitir. Bu yüzden Anayasa, biçimsel meruluktan yoksundur...
"Gelelim 1982 Anayasasnn maddi meruluk açsndan durumuna.
"Bilindii üzere anayasalar, örgütlenmi siyasal birim olan devletin gücünü snrlayan, bireyin hak ve özgürlük alalaryla bunlarn çinenmelerine kar denetim yollar belirleyen, iktidarn tek elde toplanmasn önleyerek çoulculuu benimseyen, çok iktidar ilikisinde dengeleri salayan, her türlü hukuk diilii engelleyen metinlerdir.
"1982 Anayasas tersini yapm, devlet gücünü snrlayacak yerde hak ve özgürlükleri snrlam ve bunlar adeta istisnalar haline getirmi, halka güvensizlii ruhuna içselletirmi, yarg birliini ve bamszln örselemi, demokrasi rejimini deil, cumhuriyet yönetimini öngörmütür. 1961'in insan hak ve özgürlüklerine dayanan devleti (md.2) gitmi hak ve özgürlüklere lütfen "saygl" (md2) "kutsal devleti" gelmitir." (Adli Yl Aç Konumas 1999-2000, sayfa: 49-50)
te partimizin deitirmek istedii anayasa, Sayn Sami Selçuk'un tanmlad bu anayasadr.
Partimiz, programn kaleme alrken, "aznlklar" ve "çounluklar" gibi bir ayrm gözeterek hareket etmemitir. Daha önceki satrlarda da belirttiimiz gibi, programda Türkiye'de gerçekletirmek istedii toplumsal ve siyasi yeni sistemi çerçevelendirerek; Türkiye'deki tüm hayati sorunlar ve bu hayati sorunlarn içinde de Kürt sorununu temel sorun olarak tespit ederek, çözümler üretmitir.
Ayrca partimiz, Kürtlerin de aznlk statüsünde olduu görüünde de deildir. Kürtler, Türkiye nüfusunun 1/3'i kadardr. Hem belirli iki bölgede yaayan ve hem de Türkiye'nin belirli bölgelerinde, kentlerinde younlama gösteren bir topluluk özelliin göstermektedir.
Sayn Basavc, programmzda genel anlamda dile getirilen baz kavramlardan belirli sonuçlara varmakta; Türk dili ve kültürü dndaki dillerin ve kültürlerin yasak olmadn ileri sürmekle baka etnik guruplarn/aznlklarn olduunu kabul ediyor ve ne yazk ki bunlardan bahsetmekle de partimizin "aznlklar" yarattn ve bununla anayasal suç ilediini ileri sürüyor.
Oysa Kürt dili ve Kürt kültürü üzerinde yasaklarn olduunu, bu yasaklarn kaldrlmas için Türkiye'nin AB üyelii sürecinde yaplan tartmalar hem açklyor ve hem de Sayn Basavcnn doruyu ifade etmediini gösteriyor. Ayrca, bulunduumuz aamada, hükümet ve hükümet d güçlerin, yetkililerin, Kürt dilinden, Kürt dilinden yayn ve eitimden bahsetmeleriyle, "aznlklar" yaratmyorlarsa partimiz de böyle bir eylem içinde deildir, anlamna gelir.
Ayrca, Sayn Basavc da iddianamesinin 13. sayfasnda Türkiye'de etnik guruplarn varln kabul etmekte ve öyle demektedir: "Yasayla, ülkedeki etnik guruplarn dil ve kültürleri yasaklanmamtr. Çeitli kökenlerden gelen yurttalar kendi dil ve kültürlerine sahip bulunmakta, onlar gelitirmektedir." Sayn Basavcnn, Türkiye'de etnik guruplarn varlndan bahsetmesi dndaki dier görülerine katlmak mümkün olmamakla birlikte, Sayn Basavcnn da "aznlklar yaratma suçunu" ilemekte olduunu ileri sürmemiz yanl olmaz.
Görünen o ki, toplumsal olgular, gerçekler ne kadar gizlenmeye çallsa da, günein balçkla svanmayaca ve mzran çuvala smayaca gerçeiyle kar karya kalnyor. Olgular ve gerçekler "kara deliklerini" kapatmak ve tümden perdelemek olanakl olmuyor.
Kürtlerin varl bir gerçek. Türkiye yaplandrlrken bu gerçek gözetilmemitir. Oysa Osmanl mparatorluu yaplanmasnda Kürtler, toplumsal, siyasal ve idari alanda önemli bir yere sahiptiler. Türkiye Devletinin kuruluundan bir dönem sonra, Kürtlerin varl inkar edilmitir. Bunun doru olmad, Türkiye'nin AB üyelii sürecinden önce aça çkmtr. Buna ramen, Kürt dili, kültürünün yasakll devam etmitir, günümüzde de devam etmektedir. Kürtçe eitim-öretim, basn yayn hakk Kürtlere tannmamtr. Bu tutum, insan ve insan topluluklarnn sahip olmas gereken bireysel ve kollektif haklar dizisine, uluslar aras sözlemelere, en önemlisi de Birlemi Milletler Çocuk Haklar Sözlemesine aykrdr. O sözlemede her çocuun ana diliyle eitim yapma hakk vardr. Dünyadaki tüm çocuklar kendi ana dillerinden eitim yapma hakkna sahipken, Kürt çocuklarnn bundan mahrum braklmasnn kabul edilir yan olamayacan Yüksek Mahkemenizin de kabul edeceinden üphe duymuyoruz. Ayrca bu hakkn tannmas tesadüfi deil, çocuk geliiminin doal sonucu ve pedagojik bir olgudur.
Yerel yönetimler, çoulcu ve katlmc demokrasinin yaygn ve geniliine yaplanmasnn önemli platformlar, temsil organlar, hizmet alanlar ve dorudan demokrasi ilkelerinin ilerlik bulduu düzeyleridir. Demokrasi, halkn alabildiince katlmn ve yönetimde temsil gücünü ve yönetme kapasitesini güçlendirmek anlamna geldiine göre, bu anlamda da yerel ve hem de özerk yerel yönetimlerin önemi tartmaszdr. Halk yerel yönetimlerde, kendisini ilgilendiren konularda dorudan söz ve karar sahibidir. Bu demokratik özerk yerel yönetim yaplanmas, bölünmeyi deil, halkn kendi genel ve özel çkarlar etrafnda, farkl dil, kültür, etnik, dinsel, mezhepsel ve snfsal renkleriyle birlikte daha da bütünlemesini salar.
Demokrasilerde Bölge Meclisleri, özerk yerel yönetimlerimden daha kapsaml, daha makro kararlarn alnd temsil organlardr. Partimiz, Bölge Meclisleriyle özel yeni bölgeler oluturmuyor. Türkiye'de düüncemize göre derin tarihsel, siyasal ve kültürel referanslar olan varolan corafi bölgeler üstünde Bölge Meclisleri'nin olumasn öngörüyor. Partimiz bu Bölge Meclisi yaplanmas önermesiyle, devletin teklii ve bölünmezliiyle deil; devletin ve siyasi sistemin yapsnn deimesi, iktidarn paylalmasyla ilgilenmektedir.
Ayrca bu idari ve demokratik temsil yaps önerisiyle, Türkiye'yi bölgelere ayrma ve Anayasaya aykr bir i de yapmyor. Bu düünce ve temsil organ yaplanmas, Anayasann 126. maddesinin 3. fkrasndan da söz konusu. Anayasann bu hükmüne göre: "Kamu hizmetlerin görülmesinde verim ve uyumu salamak amacyla, birden çok ili içine alan merkezi idare tekilat kurulabilir. Bu tekilatlarn görev ve yetkileri kanunla düzenlenir." Anayasa, birden çok ili içine alan "merkez idare tekilatnn" olumasn öngörüyor. OHAL Bölgesi ve valilii bunun en somut göstergesidir. Partimiz de, bölgelerdeki illeri biletirerek demokratik bir temsil organ olan Bölge Meclislerini oluturmaya çalyor.
Partimiz, bu illerin valilerinin, kaymakamlarnn ve emniyet müdürlerinin seçimle tespit edilmesini, ülkenin daha demokratikçe yönetimi ve halkn ihtiyaçlarna cevap verebilecek yöneticisini seçmesi, hizmetlerin demokratik bir yar anlay içinde görülmesi için, vazgeçilmez kabul ediyor. Bu projeyle, devletin "teklii" ve "bütünlüü" sorununa son verilmiyor, siyasi iktidarn ve sistemin otoriter, tekçi karakterine son verilmek isteniyor. ABD, AB üyesi ülkelerin hepsinde demokratik çoulcu, partimizin öngördüü bir sistem ve yaplanma söz konusu. Bu sistemlerde öngörülen ve gerçekletirilen bu yaplar, bölünmeye yol açmadklar gibi, daha bütünlemi toplumsal yaplarn ve devletlerin gelimesine yol açmtr.
Partimiz, teknik federal bir sistem önermiyor. Türkiye'nin AB'ye giriinden sonra, idari yaplanmann kendi doas içinde, halkn özgür tartmas, seçimi, genel ve bölge meclislerinin belirleyecei hukuk çerçevesi içinde yaplanaca ve statü kazanaca ortada. Topluma ilikin konularda, önceden tespit edilen ya da baka yerlerden ihraç edilen ablon modellerle hareket etmek, en büyük antidemokratikliktir. Bu noktada üniter devletin yapsal özelliklerini biraz daha açmak, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezlik" ilkesine daha fazla k tutacaktr.
"...Avrupa Birlii üyelerinin üçü dnda hepsi üniter devlettir. Üniter devletlerin anayasalarnn balca iki özellii dikkat çekicidir. Birincisi, bunlarn çounda devletin "üniter" vasfnn açkça ifade edilmemi olmasdr. Bu konuda Portekiz ve talya istisna tekil etmektedir. Nitekim, Portekiz Anayasas'nn 6., talya Anayasas'nn 5. maddesinde üniter vasf açkça belirtilmitir. Mamafih, bu terime yer vermeyen kimi üniter anayasalarda devletin "bölünmez" olduu yazldr. Bunlar da Fransa (m.2), Lüksemburg (m.1) ve Finlandiya (m.4) anayasalardr. talya Anayasas her iki sfat birlikte zikretmitir (m.5)...
"Üniter devletler arasnda bulunan Finlandiya Anayasasnn 17. maddesinde çeitli topluluklarn (örn. Romanlar) ve Samiler gibi yerli halklarn kendi dil ve kültürlerini koruyup gelitirme hakkna sahip olduklar, ayrca bu ikinci gurubun kendi dillerini resmi makamlar önünde kullanabilecekleri belirtilmitir.
"kinci özellik, üniter Avrupa Devletlerin önemlice bir ksmnda ya etnik-kültürel topluluklara özerklik tannm ya da idari yapnn belirgin bir adem-i merkeziyetçilie dayandrlm olmasdr. Birinci grubun tipik örneini spanya oluturmaktadr. Nitekim spanya Anayasas'nn 2. maddesinde "anayasa onu oluturan milliyetlerin ve bölgelerin özerklik oluturan hakk ile birlikte onlar arasndaki dayanmay tanr ve garanti eder" hükmü yer almaktadr. Ayrca 3. madde spanyolca dndaki dier dillerin de her bir özerk toplulukta resmi dil olacan (2. bend) ve spanya dil zenginliinin kültürel bir miras olarak özel sayg göreceini (3. bend) hükme balamtr. Portekiz anayasasnda da buna benzer bir hüküm vardr. Nitekim, Anayasa'nn 6. maddesine göre "Azores ve Madeira takm adalar kendi siyasi ve idari statüleri ve kendi öz-yönetim kurumlar bulunan özerk bölgeler olutururlar." Nihayet yine üniter bir devlet olan sveç'in Anayasas da 2. maddesinin 4. bendinde "etnik, dilsel ve dinsel aznlklarn kendi kültürel ve sosyal hayatlarn koruma ve gelitirmeleri için frsatlar artrlr" demektedir.
"Üniter devletler içinde anayasas adem-i merkeziyetçilii vurgulayan ülkelerin banda talya gelmektedir. Nitekim, talya Anayasas'nn 5. maddesinde devletin üniter ve bölünmez olduu, ama ayn zamanda yerel özerklikleri tand ve kamu hizmetlerinde en geni adem-i merkeziyete yer verilecei hükmü yer almaktadr. Ayrca bu ülkede etnik-kültürel aznlklara özerklik tannmamsa da, Anayasa dil aznlklarnn korunmasn öngörmektedir.(m.6).
"Üniter devletlerde ilgili olarak iaret edilmesi gereken nokta, rlanda Anayasasndaki "resmi dil" ikiliidir. Gerçektende de, bu anayasann 8. maddesi 1. fkrasnda rlanda dilini "birinci resmi dil", ikinci fkrasnda ise ngilizceyi "ikinci resmi dil" olarak tanmlamaktadr." (Mustafa Erdoan, Prof. Dr ve Hacettepe Üniversitesi Öretim Üyesi, Liberal Düünce Dergisi, 23. Say, sayfa; 30-31)
Demek oluyor ki, üniter devletin, etnik-ulusal topluluklarn dilsel ve kültürel haklara sahip olmalar, adem-i merkeziyetçilik, bölgesel özerklikler, resmi dillerin çoulculuu ile bir çatmas da söz konusu olmayabiliyor. Üstelik federal sistemler bile, devletlerin tekliine son veren sistemler deil, egemenlik ve iktidarn bölgeler arasnda paylalmasn getiren devlet yaplanmalardr. Sayn Mahkemeniz üyesi Haim KILIÇ'n DKP Davas'ndaki muhalefet gerekçesinde de belirttii, Sosyalist Partinin Mahkemeniz tarafndan verilen kapatma kararndan sonra AHM'NN verdii kart kararda da: "Türk ve Kürt kesimlerini içeren bir federal devlet kurulmas düüncesini ve Kürt halknn kendi kaderini tayin hakkna sahip yolundaki görülerini devletin ülkesiyle bölünmez bütünlük ilkesine aykr" görmemitir" diyor. (22 Kasm 2001 tarih ve 24591 Sayl Resmi Gazete, sayfa: 199)
Bir ülkenin ve devletin bölünmezliine son vermek, uygun ve uyumlu araçlar, yöntemleri seçmeyi de gerekli klar. Bu araçlar ve yöntemler de, toplumlarn tarihsel tecrübelerinin gösterdii gibi, iddet ve silahl mücadeledir. Demek ki partimizin de Türkiye'nin bölünmezlii için tehdit oluturmas, bölünmezliine son verme istei bu araçlar ve yöntemleri benimsemesiyle olanakl olabilirdi. Oysa partimiz, iddeti ve silahl mücadeleyi kesinlikle red ediyor. Türkiye'deki hayati sorunlarn ve temel bir sorun olan Kürt sorununun çözümü için, "toplumsal uzlamay", eitlikçi, demokratik hukuka ve uluslar aras demokratik ve Türkiye'nin de imzalad sözlemelere dayal çözümleri, barçl yöntemleri benimsemektedir. Toplumsal uzlama, bir arada olmay, birlikte yaamay, birlikte tartarak çözümler üretmeyi öngörür.
Partimiz tüzüünün 3. maddesinde bu yöntem ve tarzn açkça belirtmektedir: "Partimiz, Türkiye'yi idari, siyasi, toplumsal ve ekonomik olarak; evrensel demokratik hukukun, dünyann ve AB ülkelerinin çoulcu siyasi normlar içinde adem-i merkeziyetçi tarzda yeniden yaplandracak; Kürt sorununu hak eitlii temelinde toplumsal uzlama ile çözecek."
Baka bir gerçek: Bir devleti ve ülkeyi bölmek isteyen bir parti iddet ve silahl mücadeleyi vasta ve yöntem olarak benimsedii zaman, Ona uygun örgütlenme biçimini de seçmek zorundadr. Böyle bir örgütlenme, mevcut hukuka uygun yasal bir örgütlenme olamaz, yasal olmayan, yani mevcut devlet ve kanun otoritelerinin denetimi dnda bir örgütlenme olur. Açk, effaf, kitlesel demokratik bir örgütlenme olmaz. Sk, askeri ve otoriter disiplinli, üye almnda alabildiince seçkinci davranan, üyeleri özel eitimli olan bir örgütlenme olur. Partimiz ise tüzüünde, açk, effaf, demokratik, kitlesel bir parti olduunu açkça belirtmi; çoulcu demokrasiyi parti içinde yaplandrmtr. Partimiz tüzüünün 2. maddesinde partimizin karakteri konusunda unlar söylenmektedir:
"HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTS, YENLKÇ, DEMC, DEMOKRAT, YURTSEVER DEK GÖRÜLERE SAHP UNSURLARIN ÜYE OLDUU ÇOULCU, KATILIMCI, KOLLEKTF VE AKLA DAYALI DEMOKRATK KTLE PARTSDR.
"Parti, üye ve örgütlerini, parti çalmalaryla ilgili olarak sürekli ve zamannda yazl biçimde, özel yapaca toplantlar, konferanslar, seminerlerle bilgilendirir, denetleme sürecini yaratr.
Parti tüzüümüzün 4. maddesinde "partinin bal olduu çalma ilkeleri" incelendii zaman, partimizin ne kadar açk, effaf, demokratik, hem hukuk otoriteleri ve hem de kamuoyu denetimine açk olduu rahatlkla görülecektir. Bu kadar açk, demokratik ve denetlenebilir bir partinin, Türkiye'nin bölünmezliini tehlikeye sokup sokmayaca Yüksek Mahkemenizin takdirleri arasndadr.
DKP Davas'ndaki muhalefet gerekçesinde Sayn Mahkemeniz üyesi Haim KILIÇ ve AHM'NN bölünmeyle iddet ve terör arasnda dorudan bir ba kurmas da isabetli, olgusal, tarihsel, sosyolojik olduu kadar; siyasal sistemlerin yaplanma süreçleriyle de bir uyumluluk içindedir.
"DKP'NN terörle ve iddetle bir balantsnn kurulamad, yakn ve kesin bir tehlikeyi harekete geçirecek söz ve eylem birliinin olmad, kapatlmalarndan ötürü Türkiye'nin mahkum olduu Türkiye Birleik Komünist Partisi ile Sosyalist Partinin program ve eylemleri ile daval Partinin program arasnda benzerlik bulunmasna karn, Avrupa Mahkemesi'nin kararnn göz ard edildii, otoriter ve totaliter uygulamalar sonunda ortaya çkan kimi bölgesel sorunlar dile getirerek ülkenin bölünmez bütünlüü içinde barçl çözümler öneren Partinin kapatlmas AHS'NN ve Avrupa Mahkemesi'nin içtihatlarna açk aykrlk oluturmaktadr." (22 Kasm 2001 Tarih, 24591 Sayl Resmi Gazete, sayfa: 199) Ayn davada muhalefeti olan Sayn Mahkemeniz üyeleri, Yalçn ACARGÜN, Sacit ADALI ve Fulya KANTARCIOLU'NUN görüleri de bu dorultudadr, (ayn Resmi Gazete, sayfa: 201-203) Ayn gerçeklerin ve görülerin partimiz içinde geçerli olaca ortada. Bu nedenle de, partimiz hakkndaki davann usul ve muhteva açsndan görülmezlii ortadadr.
ANAYASA LE FARKLI DEERLENDRME ÇNDE OLMAK, DEMOKRASYE AYKIRILIK ANLAMINA GELMEYECE GB, ANAYASAYI DA HLAL ANLAMINA GELMEZ..
Partimiz programnda, mevcut anayasadan farkl deerlendirmelerin olduu açk. Çünkü partimiz, mevcut anayasaya kendisini bal ve Onun kapsam içinde kurulmasna ramen, Onu deitirmek istemektedir. Bu balamda, anayasadan farkl deerlendirmeler içinde olmas kadar doal bir ey olamaz.
Üstelik, Türkiye'deki Anayasann evrensel hukuk ve AB hukukuna göre deiiklie ihtiyac olduu, Yüksek Mahkemeniz dahil, bütün devlet kurumlar, sivil ve askeri yetkililer, siyasal partiler ve sivil topum örgütleri tarafndan da kabul gördüüne göre, anayasadan farkl deerlendirmeler ihlal olmad gibi, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliine" aykrlk anlamna hiç gelmez.
AB Hukuk mevzuatna uygun Türkiye'deki yasal deiikliklerde ölçü, çada, çoulcu katlmc demokrasinin kurallarna uyarllk içinde olmas, evrensel demokrasinin kurallarna göre, Ona uygun yerel hukuk, kanunlar ve anayasay ekillendirmedir. Partimiz de, deitirmek istedii mevcut anayasayla farkl deerlendirmelere sahip olmasna ramen, bütünlükçü sisteme yol açan çoulcu, katlmc demokrasi ve demokratik kurallarla bir uyum içindedir.
...
...
AHM, 30.01.1998 tarihli karar ile TBKP'NN, 25.05.1998 tarihli kararyla Sosyalist Partinin ve 06.12.1999 tarihli kararyla ÖZ-DEP'N, Mahkemenizce kapatlmas kararlarn demokratik toplumda zorunlu, meru amaçla orantl bulunmamas nedenleriyle, AHS'NN 11. maddesine aykr bulmutur. Bunlardan