169
2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI I.BÖLÜM Dersin Adı: Fen Bilimleri 1.Hafta (17-21 Eylül 2018) Sınıf: 7.Sınıf Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi Konu: Uzay Araştırmaları Önerilen Ders Saati: 4 Saat II.BÖLÜM Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 7.1.1.1. Uzay teknolojilerini açıklar. 7.1.1.2.Uzay kirliliğinin nedenlerini ifade ederek bu kirliliğin yol açabileceği olası sonuçları tahmin eder. 7.1.1.3.Teknoloji ile uzay araştırmaları arasındaki ilişkiyi açıklar. Ünite Kavramları ve Sembolleri: Uydu, uzaykirliliği, gökyüzügözlemaraçları Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması Kullanılacak Araç – Gereçler: Açıklamalar: a.Yapay uydulara değinilir. b.Türkiye’nin uzaya gönderdiği uydulara ve görevlerinedeğinilir. Yapılacak Etkinlikler: Özet: UZAY TEKNOLOJİLERİ Başka gezegenlerde hayat olup olmadığı, geçmişten günümüze insanoğlunun en büyük merak konusudur. Bu nedenle insanlar uzayı keşfetmek için araştırmalar başlatmış, teknolojik araçlar keşfetmiş, gözlemevleri kurmuşlardır. Uzayın keşfi, devasa bir projedir ve insanlık olarak biz hâlen bu yolun başındayız. İnsanoğlunun gezegenimiz dışında ayak bastığı tek gök cismi Ay’dır. Ancak gelişen teknoloji ile üretilen insansız uzay araçları pek çok gezegene ulaşmış, gezegen yüzeyinden aldığı bilgileri dünyaya ulaştırmıştır. Bir aracın uzaya gidebilmesi için öncelikle Dünya’nın kütle çekimi kuvvetini yenmesi gerekir. Bu nedenle uzay aracı olarak yukarı doğru hızla yol alan roketler kullanılır. Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik 1, 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetler Birliği tarafından uzaya fırlatılmıştır. Uzaya çıkan ilk insan 27 yaşındaki Sovyetler Birliği hava kuvvetleri pilotu YuriGagarin’dir. Gagarin, 12 Nisan 1961’de uzay kapsülünün içerisinde Dünya’nın etrafını bir kez dolaşmıştır. 16 Temmuz 1969’da ABD’nin Apollo II isimli uzay aracı, Ay’a insan taşıyan ilk araç unvanını almıştır. Bugüne kadar on iki ABD

 · Web viewBir bebeğin büyüyüp yetişkin bir birey haline gelmesi, düştüğümüzde kırılan kolumuzun bir süre sonra iyileşerek eski haline dönmesi, kertenkelenin kopan

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 1.Hafta (17-21 Eylül 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve ÖtesiKonu: Uzay Araştırmaları

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.1.1.1. Uzay teknolojilerini açıklar.7.1.1.2.Uzay kirliliğinin nedenlerini ifade ederek bu kirliliğin yol açabileceği olası sonuçları tahmin eder.7.1.1.3.Teknoloji ile uzay araştırmaları arasındaki ilişkiyi açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Uydu, uzaykirliliği, gökyüzügözlemaraçları

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: a.Yapay uydulara değinilir.b.Türkiye’nin uzaya gönderdiği uydulara ve görevlerinedeğinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: UZAY TEKNOLOJİLERİBaşka gezegenlerde hayat olup olmadığı, geçmişten günümüze insanoğlunun en büyük merak konusudur. Bu nedenle insanlar uzayı keşfetmek için araştırmalar başlatmış, teknolojik araçlar keşfetmiş, gözlemevleri kurmuşlardır.Uzayın keşfi, devasa bir projedir ve insanlık olarak biz hâlen bu yolun başındayız. İnsanoğlunun gezegenimiz dışında ayak bastığı tek gök cismi Ay’dır. Ancak gelişen teknoloji ile üretilen insansız uzay araçları pek çok gezegene ulaşmış, gezegen yüzeyinden aldığı bilgileri dünyaya ulaştırmıştır.Bir aracın uzaya gidebilmesi için öncelikle Dünya’nın kütle çekimi kuvvetini yenmesi gerekir. Bu nedenle uzay aracı olarak yukarı doğru hızla yol alan roketler kullanılır.Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik 1, 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetler Birliği tarafından uzaya fır-latılmıştır. Uzaya çıkan ilk insan 27 yaşındaki Sovyetler Birliği hava kuvvetleri pilotu YuriGagarin’dir. Gagarin, 12 Nisan 1961’de uzay kapsülünün içerisinde Dünya’nın etrafını bir kez dolaşmıştır.16 Temmuz 1969’da ABD’nin Apollo II isimli uzay aracı, Ay’a insan taşıyan ilk araç unvanını almıştır. Bugüne kadar on iki ABD vatandaşı astronot, Ay yüzeyinde yürümüştür. 1972’den beri Ay yüze-yinde kimse yürümemiştir. Bunun en önemli sebebi bu projelerin çok karmaşık ve maliyetli olmasıdır. Uzayda bir gezegenin ya da başka bir gök cisminin çevresinde dönen herhangi bir nesneye uydu denir. Ay, Dünya’nın tek doğal uydusudur. Çeşitli amaçlarla Dünya’nın yörüngesine oturtulmuş yapay uydular da vardır.

Uydular gönderdikleri radyo sinyallerinin çanaklar tarafından yakalanması yoluyla Dünya ile ileti-şim kurarlar. Bazı sinyaller uydunun konumunu bildirirken bazıları Dünya’nın fotoğrafının çekilmesinde ya da haritaların oluşturulmasında kullanılabilir.Uydular başlıca beş görev için kullanılır. Haberleşme (TV ve telefon sinyallerinin iletilmesi), konum belirleme (GPS), meteoroloji (hava durumu tahminleri ve havanın izlenmesi), doğal kaynakların izlenmesi (okyanus sıcaklığının ölçülmesi ya da arazi kullanımının takibi), casusluk dâhil olmak üzere askerî amaçlar uyduların kullanıldıkları alanlardır.Gök bilimle ilgili araştırma ve deneyler yapan insanlı uydular uzay istasyonu adını alır.

Şimdiye kadar dört uzay istasyonu kurulmuştur. Bunlar Sovyet yapımı Salyut I ve Mir, ABD yapımı Skylab (Sıkaylab) ve uluslararası iş birliği ürünü Uluslararası Uzay İstasyonu’dur.

Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), on altı ülke tarafından iş birliği ile Dünya yörüngesinde inşa edilen uzay laboratuvarıdır. UUİ mürettebatı uzayda tıp ve biyoloji araştırmalarından hava tahminleri ve gök bilimi araştırmalarına kadar çeşitli dallarda araştırmalar yürütmektedir

Bilimsel araştırmalarda yoğun kullanılan araçlardan birisi de gök cisimlerini incelemek üzere gön-derilen robotik uzay aracı olan uzay sondalarıdır. Sondalar sayesinde pek çok gezegen, uydu, kuyruklu yıldız ve asteroide ulaşılmıştır.Ülkemizde uzay araştırmaları yapmak amacıyla kurulmuş gözlem evleri mevcuttur. Bunun içerisinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Astrofizik Araştırma Merkezi ve Ulupınar Gözlemevi, İstanbul Üniversitesi Gözlemevi Araştırma ve Uygulama Merkezi, ODTÜ Gözlemevi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi bulunmaktadır.Türkiye’nin uzaydaki uyduları ve görevleriTürkiye'nin, 3'ü (TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A, TÜRKSAT 4B) haberleşme, 2'si (GÖKTÜRK-2 ve RASAT) gözlem olmak üzere aktif 5 uydusu bulunuyor.UZAY KİRLİLİĞİUzay kirliliği son kırk yılda ortaya çıkmış bir sorundur. Dünya’nın çevresinde değişik yörüngelerde dönen ve artık bir işlevi olmayan insan yapımı cisimlerin tümü uzay kirliliği olarak adlandırılır. Ömrünü tüketmiş uyduların yanı sıra roketlerin uzaya bırakılan üst aşamaları uzay kirliliğinin en yaygın nedenlerindendir.Fırlatılan ilk uydudan günümüze kadar geçen 40 yıllık sürede uzay araştırmalarında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Ay’a, Mars’a ve Venüs’e uzay araçları gönderilmiştir. Hatta Güneş sisteminin ötesine uzay araçları gönderilmiştir. Uzay araştırmaları için 4 binden fazla roket uzaya gönderilerek roketlerin bazı parçaları uzaya bırakılmış, bazı roketler de patlamış, enkazları uzaya yayılmıştır. İşe yaramayan bu cisimler Dünya çevresinde dolanan bir çeşit hurda yığını oluşturmuştur.

Uzay kirliliği günümüzde günlük yaşamı olumsuz etkilemediği için önemsiz gibi görünmektedir. Önlem alınmazsa 25-30 yıl kadar sonra kirliliğin boyutları artacak, uzay araştırmaları bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Uydular aracılığı ile alınan hizmetlere de bu durum olumsuz yansıyacak haberleşme, ulaşım, ulusal güvenlik gibi alanlarda aksamalar yaşanacaktır.Uzay kirliliği için alınacak ilk önlem, kirliliği azaltabilecek tedbirler almaktır. İkinci önlem ise temizleme çalışmalarıdır. Ancak bu çalışmalar oldukça maliyetli olduğundan henüz mümkün görünmemektedir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: İlköğretim Haftası( 17-21 Eylül )

www.FenEhli.comUygundur

........................Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 2.Hafta (24-28 Eylül 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve ÖtesiKonu: Uzay Araştırmaları

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.1.1.4.Teleskobun yapısını ve ne işe yaradığını açıklar.7.1.1.5.Teleskobun gök bilimin gelişimindeki önemine yönelik çıkarımda bulunur.7.1.1.6. Basit bir teleskop modeli hazırlayarak sunar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Uydu, uzay kirliliği, gökyüzü gözlem araçları

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Teleskop çeşitlerine değinilir.b. Işık kirliliğine değinilir.a. Rasathane (gözlemevi) kurulma yerlerinin seçimine ve bu yerlerin taşıdığı şartlara değinilir.b. Batılı gök bilimciler ve Türk İslam gök bilimcilerinin katkılarına değinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: GÖK BİLİMİN GELİŞİMİİlk medeniyetlerde günümüzdeki gibi ışıklandırma olmadığı için geceleri gökyüzü tüm çıplaklığıyla gözler önündeydi. O dönemlerde insanlar zamanlarının büyük bir kısmını açık ha-vada geçirdiklerinden gökyüzündeki değişik gök cisimlerinin ve gök olaylarının farkına kolaylıkla varmışlardır.Gök cisimlerinden bazılarının diğerleri gibi göz kırpmadıklarını ve bunların diğerlerinden farklı hareket ettiklerini görmüşler ve daha sonraları onlara “gezegen”, diğer parıltılara ise “yıldız” demişlerdir. İşlerini planlayabilmek için Ay ve Güneş’in görünür hareketlerine dayalı takvimler oluşturmuşlardır.Tarih öncesi çağlardan 17. yüzyıla kadar yıldızlar, üzerinde yaşadığımız Dünya, uydumuz Ay, en yakın yıldız olan Güneş, gezegenlerden; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn biliniyordu.1609 yılında Galileo Galilei (GalileyoGalileyi), ilk gök bilim teleskopunu icat etmiştir. Teleskop, uzak nesneleri gözlemlemek amacıyla kullanılan bir araçtır. Gökyüzünde gözlemlenilen nesnelerin çoğundan gözümüze ulaşan ışık, görülemeyecek kadar zayıftır. Işık teleskopları (optik teleskoplar), bu nesneleri yakınlaştırarak daha iyi görülmelerini sağlar.Teleskobun icadına kadar gezegenler, gökyüzünde birer noktadan ibaretti. Teleskobun icadı ile gök bilimde yeni bir sayfa açılmış, gelişmeler birbirini takip etmiştir.17. yüzyılGalileo Galilei (1564-1642), teleskobunu gökyüzüne çevirdiği zaman o güne kadar çıplak gözle görünenden çok daha sönük gök cisimlerini görebilmiştir. Böylece 17. yüzyılın sonlarında, bilinen gökcisimlerinin sayısında artış olmuştur. 1688’de Isaac Newton (AyzekNivtın) ilk aynalı teleskobu üretmiştir.Teleskop: Uzayda bizden oldukça uzakta bulunan gök cisimlerini gözlemlemeye yarayan alettirTeleskoplar hayatimizda önemli yer kaplamaktadir günlük hayatimizda aktif olmasa dahi gelecege yönelik çalismalarin sürdürülmesinde katkida bulunuyor. Gök biliminde daha çok kullanilmaktadir gök cisimlerinin incelenmesi ve dünyamiz için olusacak tehditleri daha önceden tespit edilmesi saglaniyor. Teleskoplar icat edilmeseydi ne gibi durumlarla karsi karsiya kalirdik hani gelismelerolmazdi.Teleskoplar icadi olmasaydi eger uzay arastirmasi ve incelenmesi yapilmazdi.Evren hakkinda bilgi sahibi olmayip disaridan gelecek tehditlere

karsikendimizi savunmasizhissederdik.Dünyadisindaolusan bir çok gök cismi hakkinda herhangi bir fikrimiz olmazdi kesifler yapilmayabilirdi.Günes sistemini ve gezegenlerin siralanisibilmezdik.Gök bilimi adinda bir bilim daliolmayabilirdi..Samanyolu’nabaglioldugumuzuögrenemezdik..Uzay insanlar için bilinmezliklerle dolu olurdu

Mercekli teleskopta ışığın mercekler aracılığı ile toplanarak bir noktaya odaklanmasını sağlayan teleskoplardır. En az ki mercek bulunur. Aynalı teleskopta ışığı bir noktada toplayan çukur ayna kullanılır.Radyo teleskopları: Bu teleskoplar ışık tayfındaki radyo dalgalarını toplar, görüntüye çevirirler. Şekil olarak çukur aynalara benzerler. Çukur ayna şeklinde tasarlanmaları gelen radyo dalgalarının odak noktasında toplanmasını sağlanmaktır. Alınan radyo dalgaları önce elektrik sinyallerine sonra bilgisayarlarla görüntüye dönüştürülür.

Uzay teleskopları: Işık kirliliği, nem oranı, büyük teleskopları kontrol etme güçlüğü ozon tabakasının morötesi ışınları engellemesi gibi sorunlar Dünya’dan teleskop ile gözlem yapmayı sınırlamaktadır. Bu sorunlara çözüm üretmek amacıyla uzay teleskopları icat edilmiştir. Bu teleskoplar uzayda yörüngelerine yerleştirildikten sona alınan bilgiler yeryüzündeki istasyonlara aktarılmaktadı

Yüksek nitelikli teleskoplar, mümkün olduğunca çok ışık yakalayabilmeleri için devasa aynalarla veya merceklerle donatılmıştır. Bu teleskoplar, merceklerin yanı sıra nesnelerin görüntüsünü kaydeden özel bir kameraya ve çeşitli ölçüm aletlerine de sahiptir. Teleskobu doğru yöne yönlendirmek için elektrik motorları kullanılır.Dünya’nın en büyük teleskopları, yansıtmalı (reflektör) teleskoplardır. Bu teleskoplarda ışığı toplamak için çukur ayna kullanılır. İkinci bir ayna, ışığı göz merceği denilen daha küçük bir merceğe yönlendirir. Göz merceği de ışığı, göze ya da bir kayıt cihazına odaklar.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Ders Yılının Başladığı İkinci Hafta

www.FenEhli.comUygundur

........................Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 3.Hafta (1-5 Ekim 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve ÖtesiKonu: Güneş Sistemi Ötesi: Gök Cisimler

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 7.1.2.1. Yıldız oluşum sürecinin farkına varır.7.1.2.2. Yıldız kavramını açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Yıldız,takımyıldız,galaksi,karadelik

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Bulutsu kavramına değinilir.b. Bulutsu örnekleri verilir.c. Karadelik kavramına değinilir.

a. Yıldız çeşitlerine değinilir.b. Dünya'dan bakıldığı şekliyle görülen yıldız gruplarının, isimlendirmesi olan takımyıldızlara değinilir.c. Gök cisimleri arası uzaklığın ışık yılı cinsinden ifade edildiğine değinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:  Yıldızlar, gezegenlerin aksine kendileri ışık kaynağıdır. Ayrıca gezegenlere göre yıldızlar çok daha büyük ve sıcaktır. Ağırlıklı olarak hidrojen ve helyum gazlarından meydana gelen, etrafına enerji (ısı ve ışık) yayan oldukça büyük kütleli, yoğun ve karanlık uzayda ışık saçan gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresine yıldız denir. Teleskoplar aracılığı ile yıldızların yoğun, sıcak ve ışık yayan bir plazma küresi olduğu anlaşılmıştır.Dünya’ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın kaynağı da olan Güneş’tir. Güneş bulunduğumuz sistemin yıldızı olup sağladığı yenilenebilir enerji sayesinde yaşamımızın devamlılığını sağlayan tek yıldızdır. Günrş’in yapısında diğer yıldızlarda olduğu gibi iyonlar halinde, farklı elementler mevcuttur. Bu elementlerin yaklaşık oranları %71 hidrojen, %27 helyum ve %2 ağır elementler şeklindedir. Güneş’ten gelen enerji Hidrojenin füzyon tepkimesi ile helyuma dönüşmesi sonucunda üretilir Gerçekte Güneş’te meydana gelen tepkimeler 4,6 milyar yıl önceki oluşumdan beri devam etmektedir. Saniyede 564 milyon ton hidrojen 560 milyon ton helyuma dönüşmektedir. Saniyede üretilen bu enerji, Dünya’daki insanların onlarca yılda tükettikleri enerjiden kat kat büyüktür. Güneş’inde içinde bulunduğu Samanyolu Galaksi’sinde ortalama her yıl 1 veya 2 yıldız oluşur. Galaksimiz içerisinde yaklaşık 300 milyar yıldız bulunmaktadır. Bazı yıldızlar milyarlarca, bazı yıldızlar milyonlarca yıl öncesinden beri vardırYıldızlararası ortam ise toz, hidrojen gazı ve küçük miktarlardaki diğer elementlerden oluşmaktadır. Yıldızlararası ortamın bulutu andıran yoğun bölgeleri karanlık ve parlak nebulalarşeklinde görülebilir. Nebulalar (bulutsular) yıldızların doğum yerleridir. Yıldızlar, uzayda bulunan yüksek yoğunlukta geniş bölgelerde oluşan moleküler bulutların içinde oluşur. Yıldızlararası gaz ve toz (molekül bulutları), nebula(bulutsu) denilen yapılarda kütle çekimsel etkilerle (örneğin bir süpernova patlaması veya galaksi çarpışmasının şok dalgaları ile) sıkışmaya başlar. Sıkışmaya başlayan gaz ve toz merkezde yoğunlaşmaya başlayınca içerisindeki madde merkeze doğru spiraller çizerek düşmeye başlar ve yıldız oluşum diski meydana getirir. Merkezde kalan madde öyle bir noktaya

kadar sıkışır ısınır ki hidrojen atomları nükleer füzyon yoluyla birleşerek enerji üretmeye başlarlar. uzaya ışık vermeye başlar. Işımanın kaynağı, artan kütle nedeniyle dışarıdan içeriye doğru gerçekleşen çökmeyi dengeleme eğilimindeki nükleer patlamalardır. Nükleer patlamaların nedeni, merkezi bölgedeki yüksek sıcaklık ve basınçtır. Yıldız oluşum sürecinde sıcaklığın artması, çöken parçacıkların hareketi nedeniyle gerçekleşen enerji dönüşümüyle açıklanır.

Kütlesi Güneş tipi yıldızlardan büyük olan yıldızların ölümleriyse muhteşem ışık şölenlerini hatırlatan süpernova patlamasıyla gerçekleşir. Patlama sonucunda yıldızın yaşam sürecinde oluşan ağır elementler uzaya dağılarak sonraki kuşak yıldızların bünyesinde bulunur.Karadelikler: Süpernova patlamasının ardından geriye kalanlar, bazen oldukça büyük

kütlelere sahip olabilmekte ve bunlar birbirleri üzerine çökerek karadelik olarak bilinen muazzam büyüklükte kütleye sahip cismi oluşturmaktadırlar. Bu öylesine büyük bir kütledir ki ışık dahi onun çekim alanından kurtulamaz aslında ışığın bu kütleden kaçamamasının nedeniyle görülmemektedir. Bu nedenle karadelik olarak isimlendirilir.Yıldız çeşitleri

Bulutsuz bir gecede şehir ışıklarından uzak karanlık bir mekanda gökyüzü incelenecek olursa yıldızların farklı renklere sahip oldukları fark edilebilir. Yıldızların farklı renklere sahip olmasının nedeni sıcaklıklarının farklı olmasıdır. Yani yıldızların renkleri sıcaklıklarının göstergesidir.Parlak yıldızlar mavi ve beyaz renkte.Parlaklıkları az olan yıldızlar sarı,turunc,kırmızı rekte görünürler

TakımyıldızlarYıldızlar, bir araya gelerek yıldız kümelerini (yıldız gruplarını) meydana getirir. Bu yıldız grupları oluşturdukları şekle göre isimlendirilmektedir ve bunlara genel olarak takımyıldız adı verilmektedir. Takımyıldızlara hayvan, insan ve nesne isimleri verilmiştir.Eski çağlarda Yunanlılar ve Romalılar, yıldız kümelerini hayalî çizgilerle birleştirip onları ünlü kişilere ya da hayvanlara benzeterek isimlendirmişlerdir. Bu isimlendirme takımyıldızını oluşturan yıldızların ortak özellik veya ilişkileri nedeniyle yapılmadığı, sergiledikleri görünüm nedeniyle ortak bir adla anıldığını göstermektedir. Geceleri gökyüzü incelendiğinde Büyükayı takımyıldızı görülebilmektedir. Takımyıldızların en önemli özelliği gruptaki yıldızların birbirlerine göre konumlarının hep aynı kalmasıdır. Küçükayı, Büyükayı, Ejderha, Çoban, Kuzey Tacı ve Orion(Avcı) bilinen takımyıldızlarından bazılarıdır.

Takımyıldızlarından Büyükayı ve Küçükayı takımyıldızları yedi tane yıldızın bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Küçükayı takımyıldızının en parlak yıldızı “Kutup Yıldızı” dır. Kutup Yıldızı’nın bulunduğu yön daima kuzeydir. Bu özelliğinden dolayı tarih boyunca geceleyin yön bulma amacıyla Kutup Yıldızı’ndan faydalanılmıştır.Çoban takımyıldızı genelde “Ayı Terbiyecisi” olarak tasvir edilir, çünkü Büyük Ayı ve Küçük Ayı takımyıldızlarına yukarıdan bakar gibidir. Dünyadan görünen en parlak üçüncü yıldız olan Arcturus’u barındırır.Orion (Avcı) gökyüzünde hem güney hem de kuzey yarıküresinde bulunan ve bu sayede tüm Dünya’dan görülebilen, oldukça parlak yıldızlardan oluşan dolayısıyla da kolay bulunabilen takımyıldızıdır. Avcı kış ayları boyunca Türkiye’den rahatlıkla gözlemlenebilir. Avcıyı gözlemlemek isteyenler güney ufkuna bakılır. Avcının yeri aya göre güneybatı ile güneydoğu arasında değişir.İki yıldız arasındaki uzaklık kilometre cinsinden ifade etmek çok zordur. Çünkü aradaki mesafe aklın alamayacağı kadar büyüktür. Bu yüzden yıldızlar arasındaki mesafeyi ölçmede “ışık yılı” birimi kullanılır. Işığın bir yılda aldığı mesafeye ışık yılı denir. Bir ışık yılı

yaklaşık 9,46×1012 km’dir. Işık yılı, bir zaman birimi değil, uzunluk ölçüsü birimidir. Güneş’e en yakın yıldız olan Proxima (Proksima) 4,2 ışık yılı uzaklıktadır.Takımyıldızı oluşturan yıldızlar birbirlerine uzak mesafededir. Yıldızları birbirine yakın ve aynı hizada görmemizin nedeni uzaktan gözlemliyor olmamızdırIşık hızı: Evrende mesafeler ölçülürken Dünya üzerinde kullanılan ölçü birimleri yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden uzay evren için kozmik ölçü birimleri kullanılmaktadır. Işık hızı ışığın bir saniyede almış olduğu mesafedir. Evrendeki en hızlı olgu “ışık” tır. Evrenin hız limiti ışık hızıdır; hiç bir şey ışık hızını aşamaz. Işık bir saniyede 300.000 kilometre yol almaktadır. Bu müthiş bir hızdır. Işık yılı ise ışığın bir yılda almış olduğu mesafedir. Işık bir yılda 9.460.000.000.000 kilometre yol almaktadır. Yıldızlar arası ve galaksiler arası mesafeler ölçülürken ışık hızı referans alınır. Ay Dünya’dan ortalama 380.000 kilometre uzaktadır; yani 1.3 ışık saniyesi uzaklıktadır. Nitekim Dünya Güneş’e 150 milyon kilometre uzaklıktadır. Bu da 8.3 ışık dakikası uzaklıktadır. Güneş’ten gelen ışık 8.3 dakika Dünya’ya ulaşmaktadır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Hayvanları Koruma Günü 4 Ekim

www.FenEhli.comUygundur

........................Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜMDersin Adı: Fen Bilimleri 4.Hafta (8-12 Ekim 2018 )

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi

Konu: Güneş Sistemi Ötesi: Gök CisimlerÖnerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: 7.1.2.3. Galaksilerin yapısını açıklar.7.1.2.4. Evren kavramını açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Yıldız,takımyıldız,galaksi,karadelik

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:a.Galaksi çeşitlerine değinilir.b.Galaksi örnekleri olarak Samanyolu ve Andromeda galaksilerine değinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Galaksiler (Gökadalar); Galaksiler, kütleçekim kuvvetiyle birbirine bağlı olan yıldızların, gaz-toz-plazmaların meydana getirdiği maddelerin ve henüz ne olduğunu bilmediğimiz karanlık maddenin oluşturduğu sistemlerdir. Yıldızlar gibi galaksiler de bir araya gelip gruplar oluştururlar. İçine aldığı galaksinin sayısına göre bir grubun fakir ya da zengin olduğu anlaşılabiliyor. Örneğin Samanyolu, Andromeda ve Macellan Bulutları 30 galaksiden oluşan bir grupta yer almaktadır. Bizim galaksimizin de içinde yer aldığı bu gruba “Yerel Grup” adı veriliyor. Grubun en büyük galaksisi Andromeda iken galaksimiz Samanyolu ikinci sırada. Samanyolu Galaksisi de çubuklu sarmal bir yapıdadır.Eliptik galaksiler: Adından da anlaşılacağı üzere eliptik şekle sahip galaksilerdir. Dünyaya dik açıda olan eliptik bir galaksi bir Amerikan futbol topu gibi görünür. Yaşlı yıldızlardan meydana gelirler ve az miktarda gaz ve toz bulutu içerirler. Galaksi kümelerinde gözlenen galaksilerin büyük kısmını bu tür oluşturur. Kütle açısından Güneş’e benzerler. Yaşlı yıldızlar çok olduğu gibi yeni doğan yıldızların sayısı da oldukça azdır. Hubble düzenine göre eliptik galaksiler daire biçimine yakınlıklarından aşırı ovalliğe kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde kodlanır. “E” ile gösterilirler.Çubuksuz Sarmal (Spiral) Galaksiler: Sarmal galaksiler genç ve yaşlı yıldızların birlikte bulunduğu galaksilerdir. Hale ve disk biçimleri aynı anda bulunur. Bu galaksiler 10 milyar yıl içinde yavaş yavaş oluşur. Çekirdeğinden dışarı doğru parlak denilebilecek kollar uzanır. Bu kollar sarmal galaksinin ihtişamlı görüntüsünün sebepleridirler. Spiral bir şekilde açılırlar, sabit açısal bir hızla çekirdeğin etrafında dönerler. Yıldızlar hareketleri sırasında bu kollara girip çıkarlar. Adeta atlı karıncaya binmiş gibi hareket edip, yükselir ve alçalırlar. Galaksi merkezine yakın yıldızlar ile kollardaki yıldızların hızları aynı değildir.Çubuklu galaksilerde çekirdeği bir uçtan diğerine kateden çizgisel yapılar görülür. Samanyolu Galaksisi de çubuklu sarmal bir yapıdadır. Tüm spiralllerin üçte ikisi çubuk içermektedir. Çubuk sistemleri yıldız doğumlarını arttırmak için çok etkili ve yoğun sistemlerdir.Düzensiz galaksiler: Sarmal ve eliptik bir özellik göstermeyen galaksi türleridir. Başka galaksilerle muhtemel etkileşimi sonucu oluşmuş, şekilleri tuhaf ve olağan dışı özellikleri bulunan galaksilerdir. Düzensiz galaksiler evrenin %10’luk bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca yıldız sayıları da normalden %25 daha azdır.

Teleskopla incelenen görüntülerde ve yaratılan simülasyonlarda iki galaksinin –sarmal ya da eliptik- birbirine doğru hızla gelip birleşmesi sonucu düzensiz galaksiler meydana geliyordu. Böylece gökcisimlerinin birbirine çarpışmalarının evrenin oluşum sürecinin bir parçası olduğu anlaşıldı.Evrende sürekli olarak gaz bulutları, galaksiler çarpışıyor ve bilim insanları bunları kırk yıldır gözlüyorlar. Galaksilerin arasındaki uzaklık galaksilerin çaplarının yaklaşık 20 katı kadardır. Andromeda ve Samanyolu arasındaki uzaklık 2.5 milyon ışık yılıdır.Evren: gök cisimlerini barındıran uzay ve uzayda yer alan her şeyin toplamıdır. Evren’in yaşı Büyük Patlama’dan günümüze dek geçen zamandır. Şu anki teori ve gözlemler, Evren’in yaşının 13,5 ile 14 milyar arası olduğunu önermektedir. Bu yaş aralığı birçok bilimsel araştırma projesinin görüş birliğiyle elde edilmiştir. Bu projeler arasında arka plan ışınımı ölçümlerini ve Evren’in genişlemesinin ölçümü için kullanılan diğer pek çok farklı yöntemi de içerir. Arka plan ışınımı ölçümleri Evren’in Büyük Patlama’dan bu yana olan soğuma süresini verir.Büyük patlamanın zaman ve mekanın mutlak başlangıç noktası olduğu, bütün bilim dünyası tarafından kabul edilmiş bir teori değildir. Farklı evren modelleri, kendi üzerine çöken ve yeniden genişleyen evren modelleri de farklı çevrelerde kabul gören evren teorilerindendir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜMDersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.comUygundur

........................Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 5. Hafta (15– 19 Ekim 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite:Hücre ve BölünmelerKonu: Hücre

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.2.1.1. Hayvan ve bitki hücrelerini, temel kısımları ve görevleri açısından karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre, bitki ve hayvan hücresi arasındaki benzerlik ve farklılıklar, dokular, hücre-doku-organ-sistem-organizma ilişkisi, DNA, gen, kromozom

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:•Mikroskop • Büyüteç • Kuru soğan • Lam (2 adet) • Lamel (2 adet) • Su • Damlalık • Bisturi • Pens • Metilen mavisi ya da lyot çözeltisi • Kürdan

Açıklamalar:

a. Hücrenin temel kısımları için sadece hücre zarı, sitoplazma ve çekirdek verilir.b. Hücre organellerinin ayrıntılı yapıları verilmeden sadece isim ve görevlerine değinilir.c. DNA, gen ve kromozom kavramları arasındaki ilişkiden bahsedilir.

Yapılacak Etkinlikler:Mikroskobu TanıyalımDENEY / Canlıyı Oluşturan En Küçük YapılarEtkinlik/Bitki ve Hayvan Hücrelerini Karşılaştıralım

Özet:

Mikroskop:Gözle görülemeyecek kadar küçük canlı yapıları görmemize yarayan alettir.

Hücre:Canlıyı oluşturan ve gözle görülemeyen en küçük yapıdır. Hücre mikroskop yardımıyla görülebilir. Hücrelerden daha küçük yapılar da bulunmaktadır. Hücrenin özelliği, canlılık özelliği gösteren en küçük yapı olmasıdır.5. Sınıf Fen Bilimleri dersinde canlıları; hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak sınıflandırmıştık.

Bu sınıflandırmaya göre “insan”, hayvan sınıfında yer alır. Bitki ve hayvan hücrelerinin, ilk gözlemlenen farkı şekilleridir. Bitki hücreleri, köşeli yapıya sahiptir. Hayvan hücreleri ise yuvarlak ve oval yapıdadır. Ancak iki hücre çeşidinde ortak yapılar da vardır. Bunlar, hücreyi

çevreleyen hücre zarı, ortalarında bulunan bir çekirdek ve içini dolduran sıvısı sitoplazmadır.

Hücrenin temel kısımları; Hücre zarı, Çekirdek ve Sitoplazmadır. Bu üç temel kısım tüm hücrelerde bulunur.

Hücre zarı: Hücrenin şeklini belirler. Hücre zarı, seçici geçirgendir. Bu özelliği sayesinde dışarıdan gelen

her madde içeri giremez. Hücre zarı, canlıdır.

Sitoplazma: Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran yumurta akı kıvamında bir

sıvıdır. Sitoplazma, hücre içindeki beslenme, solunum, boşaltım gibi her

türlü yaşamsal olayın gerçekleştiği sıvıdır. Sitoplazma, çoğunluğu sudan oluşan, şeffaf ve akıcı bir sıvıdır

Çekirdek: Hücrede de yaşamsal olayları, kontrol eder ve yönetir. Çekirdeğin içinde canlının ayak şekli, göz rengi, boyu, yaprak şekli

gibi özellikleri taşıyan ipliksi yapılar bulunur.

Hücrenin ana bölümleri dışında, sitoplazmada yaşamsal olayları gerçekleştiren farklı yapıları da vardır. Bu yapılara organel denir. Bu yapılar çok küçüktür. Hücrenin bütün yapılarını görmek için daha çok büyütme özelliğine sahip mikroskoplar kullanılır. Hücre içindeki bu yapılar yani organeller, hücredeki beslenme, solunum, boşaltım gibi önemli olaylarda görevlidir. Bu organeller;

Golgi cisimciği:Salgı maddeleri üretir. Ayrıca salgıları, kesecikler şeklinde paketler.

Sentriyoller: Hayvan hücresinde çiftler hâlinde bulunurken bitki hücresinde yoktur. Hücrenin bölünmesinde görevlidir.

Ribozom: Protein sentezleme ile görevlidir.

Lizozom: Hücredeki sindirimde görevlidir. Aynı zamanda yaşlanmış ve yıpranmış hücrelerin kendi kendisini sindirerek yok etmesini sağlar.

Mitokondri: Hücrelerin ihtiyacı olan enerjiyi üretir.

Endoplazmikretikulum: Hücrede maddelerin taşınmasını sağlar. Hücre içini ağ gibi sararak yollar oluşturur.

Koful: Hücreye zarar verebilecek ya da fazla olan maddeleri depo eder. Bitki

hücresinde az sayıda ve büyüktür. Hayvan hücresinde ise çok sayıda ve küçüktür.Hücre duvarı: Bitkilerde hücre zarının dış kısmını çevreler. Bu duvar sayesinde bitkiler daha dayanıklı hâle gelerek dış etkilerden korunur.

*Hücrenin, nesilden nesile aktarılan kalıtsal özelliklerini taşıyarak onu yöneten yapıları çekirdekte bulunur. Hücrenin çekirdeği genellikle hücrenin ortasında ve ortasına yakın bir yerde bulunur. Ancak bitki hücrelerindeki kofullar büyük olduğu için çekirdek genellikle hücre zarına yakın bir yerdedir.

Bitki ve hayvan hücreleri, bazı özellikleri bakımından birbirinden farklılıklar gösterir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

*Görsel Sanatlar dersinde farklı besin gruplarına ait meyve–sebze vb. çizimler yaptırılır.*Beden eğitimi dersinde yapılan etkinliklerin kemik ve kas gelişimine olumlu etkisi belirtilir.*Türkçe dersinde besinlerle ilgili kompozisyon, şiir yazdırılır.

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.comUygundur

........................Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 6. Hafta (22– 26 Ekim 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite:Hücre ve BölünmelerKonu: Hücre

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.1.2. Geçmişten günümüze, hücrenin yapısı ile ilgili görüşleri teknolojik gelişmelerle ilişkilendirerek tartışır.7.2.1.3. Hücre-doku-organ-sistem-organizma ilişkisini açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre, bitki ve hayvan hücresi arasındaki benzerlik ve farklılıklar, dokular, hücre-doku-organ-sistem-organizma ilişkisi, DNA, gen, kromozom

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Bilimsel bilgilerin kesin olmayıp değişebileceği ve gelişebileceği vurgulanırHücre-doku-organ-sistem-organizma kavramlarının tanımlarına ve aralarındaki ilişkilere değinilir

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HÜCRE Hücrelerin öneminin anlaşılması, 1830’larda başladı. Hooke‘dan yaklaşık 200 yıl sonra Brawn (Brawn) (1831), bitki

hücresinde çekirdeği buldu. Purkinje (Pörkinji),Schwann (Şıvan) ve Mohl (Mol) gibi araştırmacılar hücreiçindeki yapıya plazmaadını verdiler.

Daha sonra hücreyidış ortamdan ayıran bir zar bulundu. Böylece, yavaş yavaş canlıların hücrelerden yapıldığı fikri yayılmaya başladı.

Bu gelişmelere dayanarak Schleiden 1838 ve Schwann 1839’da “bütün canlıların hücrelerden meydana geldiği” sonucuna vardılar. Bu sayede hücre teorisinin temelini attılar. 1858 yılında RudolfVirchow (RudolfVirşov), hücre teorisine yeni maddeler eklemiştir.

Bu hücre teorisi şu maddelerden oluşmaktaydı: Bütün canlılar, bir veya birden çok hücreden meydana gelmiştir. Hücreler, canlıların en temel yapısal birimidir. Hücrelerin bölünmesiyle yeni hücreler meydana gelir.

Bundan sonra, hücre ile ilgili keşiflerin bir kısmı şu şekildedevam etti: 1857’de Kolliker (Kolikır), kas hücrelerinde mitokondriyi tanımladı. 1881’de mikroskopta incelemeyi kolaylaştıran boyama teknikleri

geliştirildi. 1898’de Golgi, özel bir madde ile boyanmış hücrelerde ilk olarak

Golgi (Golgi) cisimciğini görüp tanımladı. 1930’larda büyütme gücü çok yüksek mikroskoplar, icat edilip

geliştirildi. Bu mikroskoplar sayesinde, boyama yapmadan, canlı hücreler, daha ayrıntılı incelenebildi. Bu incelemeler, günümüzde hücre teorisine yeni maddeler eklenmesini sağlamıştır.

TEK HÜCREDEN ÇOK HÜCRELİ CANLILARA

Yetişkin bir insanda, 100 trilyondan fazla hücre olduğu tahmin edilmektedir. Vücudunuzun farklı bölgelerifarklı görevler üstlenmiştir. Duyu organlarının, sindirim ve boşaltım sistemlerinin görevleri farklıdır.Bir bitkinin yaprağı ile köklerinin görevleri de birbirinden farklıdır. Bu yapılar, farklı görevleri yapabilmekiçin farklı özellikteki hücrelerden oluşmuştur. Farklı hücrelerin birlikte uyumlu çalışabilmesi için belli birdüzende bir araya gelmeleri gerekir.

Benzer görevdeki hücreler, bir araya gelerek dokuları, Dokular, bir araya gelerek daha karmaşık görevleri yapabilen

organları, Benzer görevleri olan organlar ise bir araya gelerek daha karmaşık

görevleri yapabilen sistemleri Solunum, sindirim, boşaltım gibi görevleri yapan sistemler de bir

araya gelerek canlıyı yani organizma(canlı)yı oluşturur.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

*Görsel Sanatlar dersinde farklı besin gruplarına ait meyve–sebze vb. çizimler yaptırılır.*Beden eğitimi dersinde yapılan etkinliklerin kemik ve kas gelişimine olumlu etkisi belirtilir.*Türkçe dersinde besinlerle ilgili kompozisyon, şiir yazdırılır.

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.comUygundur

........................Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 6.Hafta (22 – 26 Ekim 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve BölünmelerKonu: Mitoz

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.2.2.1. Mitozun canlılar için önemini açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre bölünmesi, mitozun evreleri, mitozda kromozomların önemi, mitozun canlılar için önemi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:HÜCRE BÖLÜNMELERİCanlı varlıkları cansız varlıklardan ayıran üreme, büyüme ve gelişme olayları hücre bölünmesi ile gerçekleşir. Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülen bir olaydır. Hücre bölünmesinin amacı; hücre bölünmesini gerçekleştiren canlı veya hücreye bağlı olarak yeni hücreler ve yeni canlılar meydana getirmek, yenilenmeyi sağlamak, onarımı gerçekleştirmek ve büyümeyi sağlamaktır. Hücre bölünmesi ile yeni hücreler meydana gelir ve canlıdaki toplam hücre sayısı artar. Hücre bölünmesinde kromozomlar önemli rol oynamaktadır. Çünkü hücre bölünmesi gerçekleştiren hücredeki kalıtsal bilgiler, oluşan yeni hücrelere kromozomlarla taşınmaktadır.Canlılarda iki çeşit hücre bölünmesi gerçekleşir. Bunlar;

Mitoz Bölünme ve Mayoz Bölünmedir.

Aşağıda mitoz bölünmenin canlılar için önemi ve evreleri hakkında bilgiler verilmiştir.

Mitoz BölünmeTüm canlılarda büyüme, gelişme ve onarımı; tek hücreli canlılarda eşeysiz üremeyi sağlayan hücre bölünmesine mitoz denir. Mitoz bölünme tanımdan da anlaşılacağı üzere tüm canlılar için büyük öneme sahiptir. Bir bebeğin büyüyüp yetişkin bir birey haline gelmesi, düştüğümüzde kırılan kolumuzun bir süre sonra iyileşerek eski haline dönmesi, kertenkelenin kopan kuyruğunu yenilemesi, Amip, Hidra gibi tek hücreli canlıların üremesi mitoz bölünme sayesinde gerçekleşir.

Kışın yapraklarını döken bir ağacın tekrar tomurcuk oluşturarak yeni yapraklar meydana getirmesini, kesilen saçlarımızın tekrar uzamasını sağlayan mitoz bölünmedir. Kesilen tırnaklarımızın tekrar uzaması, yaralandığımızda yaramızın iyileşmesi mitoz bölünme sayesinde gerçekleşir. Mitoz, büyüme ve gelişmenin yanında tek hücreli canlılarda bölünerek çoğalma, tomurcuklanma, vejetatif üreme ve yenilenme ile üremeyi yani eşeysiz üremeyi sağlamaktadır. Afrika menekşesi yaprağından, kavak, söğüt, gül gibi bitkiler dallarından vejetatif olarak mitoz bölünme sayesinde çoğalırlar. Denizyıldızı kopan bir parçasını, bazı kertenkele türleri de kopan kuyruklarını yenilenme ile mitoz bölünme sayesinde tekrar yenileyebilirler. Bira mayasında tomurcuklanma ile üreme, bir hücreli canlı olan Amip’ in bölünerek çoğalması mitoz bölünmenin sonucudur. Eğer mitoz bölünme olmasaydı tüm bu olaylar gerçekleşmezdi diyebiliriz.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 7.Hafta (29 Ekim 2018 – 2 Kasım 2018)

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve Bölünmeler

Konu: MitozÖnerilen Ders Saati: 2 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.2.2. Mitozun birbirini takip eden farklı evrelerden oluştuğunu açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Hücre bölünmesi, mitozun evreleri, mitozda kromozomların önemi, mitozun canlılar için önemi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:Mitoz evrelerinin adları verilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Mitozun EvreleriHücreler mitoz bölünme gerçekleştirmeye karar verdiklerinde mitoz evreleri başlamadan bir hazırlık evresi gerçekleştirirler. İki mitoz arasındaki bu evreye İnterfaz (hazırlık evresi) denir. Aslında bu evre mitoz evresi değildir. Ancak mitoz için gerekli bir evredir. İnterfaz evresinde hücre diğer tüm yaşamsal faaliyetlerini en düşük seviyeye indirir ve bölünme evreleri başlar.Mitoz bölünme sonunda ana hücrenin birebir aynısı iki yeni hücre meydana gelir. Mitozun art arda gerçekleşmesi ile hücre sayısında artış gerçekleşir. Mitozda kromozomlar yavru hücrelere değişmeden aktarılır. Hücre sayısı artsa da kromozom sayısı ve kalıtsal bilgiler değişmez. Bu nedenle kalıtsal bilgilerin korunması için hücrelerin mitoz bölünme gerçekleştirmesi gerekir.

Sitoplazma bölünmesi hayvan hücrelerinde ve bitki hücrelerinde farklı şekilde gerçekleşir. Hayvan hücrelerinde sitoplazma boğumlanır. Fakat bitki hücrelerinin dış kısmında sert hücre çeperi (duvarı) bulunduğu için bitki hücrelerinde boğumlanma görülmez. Bunun yerine golgi cisimcikleri tarafından ara lamel adı verilen bir yapı oluşturularak sitoplazma bölünmesi gerçekleşir.

Mitoz evrelerinin isimlerinin kolay hatırlanması ve evrelerde gerçekleşen olaylar hakkında ipucu vermesi için basit bir şifreleme yöntemi kullanabiliriz.İ – İnterfazP – ProfazM – Metafaz (Middle – “Orta” anlamına gelen kelime, bu evrede kromozomların hücrenin ortasında dizildiğini hatırlatır.)A – Anafaz (Away – “Uzakta” anlamına gelen kelime, bu evrede kromozomların birbirinden uzaklaştığını hatırlatır.)T – Telofaz (Two – “İki” anlamına gelen kelime, bu evrenin sonunda iki yeni hücre oluştuğunu hatırlatır.) Mitoz bölünme sonunda ana hücrenin birebir aynısı iki yeni hücre meydana gelir. Mitozun art arda gerçekleşmesi ile hücre sayısında artış gerçekleşir. Mitozda kromozomlar yavru hücrelere değişmeden aktarılır. Hücre sayısı artsa da kromozom sayısı ve kalıtsal bilgiler değişmez. Bu nedenle kalıtsal bilgilerin korunması için hücrelerin mitoz bölünme gerçekleştirmesi gerekir. Mitoz bölünme sonunda oluşan hücrelerin büyüklüğü, organel sayısı gibi kalıtsal olmayan özelliklerde değişiklikler görülebilir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Kızılay Haftası (29 Ekim-4 Kasım)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 7. Hafta (29 Ekim 2018 – 2 Kasım 2018)

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve Bölünmeler

Konu: MayozÖnerilen Ders Saati: 2 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.2.3.1.Mayozun canlılar için önemini açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Üreme hücrelerinin mayozla oluşumu, mayozun canlılar için önemi, mayozu mitozdan ayıran özellikler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:Mayoz evreleri sadece Mayoz I ve Mayoz II olarak verilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:Mayoz Bölünme

İnsan, kedi, köpek, inek, portakal, domates gibi çok hücreli canlıların vücut hücreleri bölünerek ya da diğer eşeysiz üreme yöntemleriyle yeni bir canlıyı oluşturamaz. Çok hücreli canlılarda, üremeyi sağlayan eşey(üreme) hücreleri vardır. Çok hücreli canlılar bu eşey hücrelerinin birleşmesiyle çoğalır. Dişi ve erkek üreme hücrelerinin (eşey hücreleri) birleşmesiyle meydana gelen üreme şekline eşeyli üreme denir. Üreme hücrelerinin birleşmesi ile oluşan yeni hücre(canlı) her iki hücrenin (eşey hücrelerinin) kromozomlarının toplamı kadar kromozoma sahiptir. Örneğin insanlarda dişi üreme hücresi olan yumurta ve erkek üreme hücresi olan sperm 23’er kromozoma sahiptir. Bu iki eşey hücresinin birleşmesiyle 46 kromozoma sahip yeni bir canlı meydana gelmektedir. İnsanların üreme ana hücrelerinde 46 kromozom varken eşey hücrelerinde 23’er kromozom bulunmaktadır. Eşey hücreleri üreme ana hücrelerinin bölünmesiyle oluşmaktadır. Ayrıca eşey hücreleri üreme ana hücrelerinden farklı kalıtsal özelliklere sahiptir. Çok hücreli canlılarda üreme ana hücrelerinin yarısı kadar kromozoma ve farklı kalıtsal özelliklere sahip eşey hücrelerini meydana getirmesini sağlayan hücre bölünmesine mayoz bölünme denir. Buradan da anlaşılacağı üzere mayoz bölünme çok hücreli canlılarda üreme ana hücrelerinin gerçekleştirdiği bir bölünme çeşididir. Çok hücreli canlılarda üreme ana hücreleri haploit yani 2n sayıda, üreme hücreleri ise diploit yani n sayıda kromozoma sahiptir.

Hücre çekirdeğindeki kromozomların yarısı anneden, yarısı babadan gelir. Her kromozom kromatit adı verilen iki iplicikten oluşur. Biri anneden diğeri babadan gelen bir çift kromozomahomolog kromozom adı verilir. Anne babadan gelen ve aynı karakteri taşıyan kromozom çiftleri mayoz bölünme sırasında bir araya gelerek aralarında gen alışverişi yapar. Bu olaya parça değişimi(crossingover) adı verilir. Parça değişimi sonucunda

kromozomların gen yapıları değişir. Aynı türün bireyleri arasındaki çeşitliliğin nedeni Mayoz’da gerçekleşen parça değişimi(crossingover)’dir. Kromozomlarda meydana gelen parça değişimi ile tür içinde farklılıklar sağlanmaktadır. Örneğin anne ya da babamıza çok benzememize rağmen parmak izlerimiz ya da sesimiz aynı değildir. Mayoz sırasında parça değişimi olmadığını bir düşünelim. Böyle bir durumda her hücre ya da her canlı birbirine benzeyecekti. Mayoz’daki parça değişimi sayesinde hiçbir insan başka bir insanın veya hiçbir kedi başka bir kedinin birebir aynısı olmamaktadır. Bu yüzden parça değişimi canlılar için çok büyük önem taşımaktadır.

Mayoz’da gerçekleşen önemli olaylardan biri de kromozom sayısı ile ilgilidir. 2n sayıda kromozoma sahip bir hücrenin mayoz bölünme geçirmesi sonunda n sayıda kromozoma sahip 4 yeni hücre meydana gelir. Yani üreme ana hücresinin mayoz bölünme geçirmesi sırasında kromozom sayısı yarıya iner. Mayoz bölünme sırasında gerçekleşen kromozom sayısının yarıya inmesi olayı da canlılar için çok büyük öneme sahiptir. Bu durumu şu şekilde açıklayalım insanlarda 46 kromozom bulunmaktadır. İnsanlarda mayoz bölünme sonunda oluşan üreme hücrelerinde ise 23’er kromozom bulunmaktadır. Üreme hücrelerinin birleşmesi yani döllenme sonunda oluşan zigot yine 46 kromozoma sahiptir. Bu sayede insanlarda kromozom sayısının nesiller boyunca 46 olarak sabit kalması sağlanmış olmaktadır. Eğer mayoz bölünme ile kromozom sayısı yarıya inmeseydi ve üreme hücreleri, üreme ana hücreleriyle aynı kromozoma sahip olsaydı nesiller boyunca kromozom sayısı katlanarak artacaktı. 2n sayıda kromozoma sahip üreme hücrelerinin birleşmesiyle oluşan zigot 4n sayıda kromozoma sahip olacaktı. Bu sayı sürekli 8n, 16n, 32n gibi artacak ve kalıtsal bilgiler korunamayacaktı.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:1. DÖNEM 1. YAZILISI

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Cumhuriyet Bayramı29 Ekim

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 8.Hafta (5-9 Kasım 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 2.Ünite: Hücre ve BölünmelerKonu: Mayoz

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.2.3.2.Üreme ana hücrelerinde mayozun nasıl gerçekleştiğini model üzerinde gösterir.

7.2.3.3.Mayoz ve mitoz arasındaki farkları karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Üreme hücrelerinin mayozla oluşumu, mayozun canlılar için önemi, mayozu mitozdan ayıran özellikler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Gamet oluşumları sırasında hücre isimlerine değinilmez. Sadece sperm ve yumurta verilir.Mayoz ve mitoz arasındaki farklılıklar verilirken bölünme evrelerindeki farklılıklara değinilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: MAYOZ BÖLÜNME EVRELERİMayoz bölünme de mitoz bölünme gibi birbirini takip eden benzer evrelerde gerçekleşmektedir. Ancak aralarında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Mayoz bölünme mayoz I ve mayoz II olarak adlandırılan iki farklı evrede gerçekleşmektedir.Mayoz IMayoz I evresinde mayoz bölünmeyi mitoz bölünmeden ayıran olaylar gerçekleşmektedir. Mayoz I evresinin başında mitoz bölünmedekine benzer şekilde üreme ana hücreleri bölünme için bir hazırlık evresi geçirirler. Bu evrede çekirdek zarı ve çekirdekçik eriyerek kaybolur. Kromozomlar belirgin hale gelir.Hücre çekirdeğindeki kromozomların yarısı anneden, yarısı babadan gelir. Her kromozom kromatit adı verilen iki iplicikten oluşur. Biri anneden diğeri babadan gelen bir çift kromozomahomolog kromozom adı verilir. Anne babadan gelen ve aynı karakteri taşıyan kromozom çiftleri mayoz bölünme sırasında bir araya gelerek aralarında gen alışverişi yapar. Bu olaya parça değişimi(crossingover) adı verilir. Parça değişimi sonucunda kromozomların gen yapıları değişir.

Mayoz I evresinde gerçekleşen önemli olaylardan biri de kromozom sayısı ile ilgilidir. 2n sayıda kromozoma sahip bir hücrenin mayoz bölünme geçirmesi sırasında mayoz I sonunda n sayıda kromozoma sahip 2 yeni hücre meydana gelir. Yani üreme ana hücresinin mayoz bölünme geçirmesi sırasında kromozom sayısı yarıya iner.

Mayoz IIMayoz II, mayoz I evresi sonunda oluşan n kromozomlu iki hücrenin mitoz bölünme gerçekleştirmesidir. Burada mitoz bölünmeden farklı olarak hazırlık evresi bulunmaz. Yani mayoz I sonunda oluşan hücreler hazırlık evresi geçirmeden mitoz bölünme geçirerek 2’şer yeni hücre meydana getirirler. Dolayısıyla Mayoz II sonunda kalıtsal özellik bakımından iki çeşit 4 yeni hücre meydana gelir.

Mitoz Bölünme İle Mayoz Bölünme Arasındaki Farklar

Mitoz bölünme ile mayoz bölünme arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklar aşağıdaki tabloda verilmiştir.

MİTOZ MAYOZ

Vücut hücrelerinde görülür. Üreme ana hücrelerinde görülür.Tüm canlılarda büyümeyi, gelişmeyi, onarımı, yenilenmeyi; tek hücreli canlılarda eşeysiz üremeyi sağlar.

Çok hücreli canlılarda üreme(eşey) hücrelerinin oluşmasını sağlar.

Sonunda iki yeni hücre oluşur. Sonunda 4 yeni hücre oluşur.Sonunda kromozom sayısı değişmez. Sonunda kromozom sayısı yarıya iner.Sonunda oluşan hücreler ana hücre ile aynı kalıtsal özelliklere sahiptir.

Sonunda oluşan hücreler ana hücreden farklı kalıtsal özelliklere sahiptir.

Kromozomlarda parça değişimi (crossingover) görülmez.

Kromozomlarda parça değişimi (crossingover) görülür.

Bölünme tek aşamada gerçekleşir. Bölünme iki aşamada gerçekleşir.III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Atatürk Haftası (05-11 Kasım), Organ Bağışı ve Nakli Haftası (5-11 Kasım)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 9.Hafta (12 - 16 Kasım 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite:Kuvvet ve EnerjiKonu: Kütle ve Ağırlık İlişkisi

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.3.1.1.Kütleye etki eden yer çekimi kuvvetini ağırlık olarak adlandırır.7.3.1.2.Kütle ve ağırlık kavramlarını karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Kütle, ağırlık, yer çekimi, kütle çekimi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:a. Ağırlığın bir kuvvet olduğu vurgulanır.b. Dinamometre kullanılarak ağırlık ölçümü yaptırılır.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Ağırlık Bir KuvvettirDuran bir cismi hareket ettirebilen, hareket halindeki bir cismi durdurabilen, cisimlerin hızını, şeklini ve yönünü değiştirebilen etkiye kuvvet denir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir. Kuvvet dinamometre ile ölçülür. Kuvvetin birimi Newton’dur ve “N” harfi ile gösterilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere cisimleri hareket ettirebilmemiz için onlara kuvvet uygulamamız gerekir.

Havaya attığımız topun yere düşmesi, dinamometreye asılan cismin yayı uzatması, kaydıraktaki çocuğun kuvvet uygulamadan aşağıya doğu kayması gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi dünya üzerindeki bütün cisimler belli bir yükseklikten bırakıldıklarında yere doğru düşmektedir. Tüm bunların sebebi dünyanın, üzerinde bulunan bütün cisimleri merkezine doğru çekmesidir. Bu çekim etkisi sayesinde cisimler bulundukları yerde durabilmektedirler. Dünya ile dünya üzerindeki cisimler arasındaki çekim kuvvetine yer çekimi kuvveti adı verilir. Yer çekimi kuvvetinin yönü her zaman, yerin merkezine doğrudur. Yer çekimi kuvveti genellikle “g” harfi ile gösterilir. Yerçekimi kuvvetinin birimi N/kg’dır. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık olarak 9,8N/kg’dır. Ancak sorularda genellikle 10N/kg olarak alınır.

Tüm maddeler karşılıklı olarak birbirlerine çekim kuvveti uygularlar. Yani yer, maddeleri kendi merkezine doğru çekerken maddeler de yeri aynı kuvvetle çekerler. Ancak maddelerin kütlesi Dünya’nın kütlesinin yanında çok küçük kaldığı için maddelerin dünyaya uyguladığı çekim kuvvetini göremeyiz. Kütleler(cisimler) arasındaki çekim kuvvetine kütle çekim kuvveti denir. Kütle çekim kuvveti hem dünya üzerindeki bütün cisimler arasında hem de uzaydaki bütün cisimler(gezegenler gibi.) arasında görülür. Yerçekimi kuvveti aslında dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetinin özel adıdır. Yani Dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetine yerçekimi kuvveti denir.

Güneş sistemindeki gezegenlerin belirli bir yörüngeden hiç ayrılmadan hareket etmelerinin sebebi Güneş’in sistemdeki gezegenlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir. Dinamometreye asılan bir cismin yayı esneterek uzatması örneğinde görebileceğimiz gibi cisimlerin kütlelerine etki eden bir yer çekimi kuvveti vardır. Birim kütleye etki eden yer çekimi kuvvetine ağırlık denir. Dinamometredeki yayın esneyip uzaması için yaya bir kuvvet uygulanması gerekir. Dinamometreye asılan cisim yayın esnemesine ve uzamasına sebep olduğu için bir kuvvet uyguluyor demektir. O halde ağırlık bir kuvvettir. Ağırlık bir kuvvet olduğu için dinamometre ile ölçülür ve birimi Newton(N)’dur. Ağırlık “G” harfi ile gösterilir. Ağırlık;

Ağırlık = Kütle x Yer çekimi kuvveti G = m x g

formülü ile hesaplanır.Ağırlık, yer çekimine bağlı bir kuvvet olduğu için dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlerin ağırlığı azalır. Çünkü dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlere uygulanan yer çekimi kuvveti azalır. Bir cismin deniz seviyesinde ölçülen ağırlığı ile bir dağın tepesinde ölçülen ağırlığı farklıdır. Deniz seviyesi yerin merkezine daha yakın olarak kabul edildiğinden yer çekimi kuvveti daha fazladır. Dolayısıyla deniz seviyesinde cisimlerin ağırlığı daha fazladır. Astronotların dünyadaki ağırlıkları ile uzaydaki ağırlıkları da farklıdır. Uzayda iken dünyanın merkezinden çok uzakta olduklarından yer çekimi kuvvetinin etkisi azalacaktır. Bu nedenle ağırlıkları da dünyadakinden çok daha azdır.Ağırlık ve kütle kavramları genellikle birbirine karıştırılırlar fakat ağırlık ve kütle kavramları birbirinden faklı kavramlardır. Bir cismin içerdiği madde miktarı kütle olarak adlandırılır. Kütle “m” harfi ile gösterilir. Kütlenin birimi gram(g) ve kilogram(kg)dır. kütleye etki eden yer çekimi kuvveti ağırlıktır. Kütle, değişmeyen madde miktarı iken ağırlık çekim kuvvetine bağlıdır ve değişebilir.Örneğin Dünya’da kütlesi 60 kg gelen bir İnsanın Ay’da da kütlesi 60 kg’dır. Fakat aynı kişinin Dünya’daki ağırlığı 600 N iken Ay’daki ağırlığı 100 N’dur.Kütle ve Ağırlık arasındaki ilişkiyi tabloda görebilirsiniz.

Kütle Ağırlık Madde miktarına bağlıdır. Madde miktarı ile yer çekimi kuvvetine bağlıdır. Yer çekimi kuvveti değişirse kütle değişmez. Yer çekimi kuvveti artarsa ağırlık artar, yer çekimi

kuvveti azalırsa ağırlık azalır. Kütle eşit kollu terazi ile ölçülür. Ağırlık Dinamometre ile ölçülür. Birimi gram(g) ve kilogram(kg)’dır. Birimi Newton(N)’dur.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:6. sınıf “Kuvvet ve Hareket” ünitesi ile ilişkilendirilir.

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Afet Eğitimi Hazırlık Günü (12 Kasım),Dünya Diyabet Günü (14 Kasım)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 10.Hafta (19-23 Kasım 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite:Kuvvet ve EnerjiKonu: Kütle ve Ağırlık İlişkisi

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.3.1.2.Kütle ve ağırlık kavramlarını karşılaştırır.7.3.1.3.Yer çekimini kütle çekimi olarak gök cisimleri temelinde açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Kütle, ağırlık, yer çekimi, kütle çekimi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Matematiksel bağıntılara girilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Ağırlık Bir KuvvettirDuran bir cismi hareket ettirebilen, hareket halindeki bir cismi durdurabilen, cisimlerin hızını, şeklini ve yönünü değiştirebilen etkiye kuvvet denir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir. Kuvvet dinamometre ile ölçülür. Kuvvetin birimi Newton’dur ve “N” harfi ile gösterilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere cisimleri hareket ettirebilmemiz için onlara kuvvet uygulamamız gerekir.

Havaya attığımız topun yere düşmesi, dinamometreye asılan cismin yayı uzatması, kaydıraktaki çocuğun kuvvet uygulamadan aşağıya doğu kayması gibi örneklerden de görebileceğimiz gibi dünya üzerindeki bütün cisimler belli bir yükseklikten bırakıldıklarında yere doğru düşmektedir. Tüm bunların sebebi dünyanın, üzerinde bulunan bütün cisimleri merkezine doğru çekmesidir.

Bu çekim etkisi sayesinde cisimler bulundukları yerde durabilmektedirler. Dünya ile dünya üzerindeki cisimler arasındaki çekim kuvvetine yer çekimi kuvveti adı verilir. Yer çekimi kuvvetinin yönü her zaman, yerin merkezine doğrudur. Yer çekimi kuvveti genellikle “g” harfi ile gösterilir. Yerçekimi kuvvetinin birimi N/kg’dır. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü yaklaşık olarak 9,8N/kg’dır. Ancak sorularda genellikle 10N/kg olarak alınır.

Tüm maddeler karşılıklı olarak birbirlerine çekim kuvveti uygularlar. Yani yer, maddeleri kendi merkezine doğru çekerken maddeler de yeri aynı kuvvetle çekerler. Ancak maddelerin kütlesi Dünya’nın kütlesinin yanında çok küçük kaldığı için maddelerin dünyaya uyguladığı çekim kuvvetini göremeyiz. Kütleler(cisimler) arasındaki çekim kuvvetine kütle çekim kuvveti denir. Kütle çekim kuvveti hem dünya üzerindeki bütün cisimler arasında hem de uzaydaki bütün cisimler(gezegenler gibi.) arasında görülür. Yerçekimi kuvveti aslında dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetinin özel adıdır. Yani Dünyanın uyguladığı kütle çekim kuvvetine yerçekimi kuvveti denir.

Güneş sistemindeki gezegenlerin belirli bir yörüngeden hiç ayrılmadan hareket etmelerinin sebebi Güneş’in sistemdeki gezegenlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir. Dinamometreye asılan bir cismin yayı esneterek uzatması örneğinde görebileceğimiz gibi cisimlerin kütlelerine etki eden bir yer çekimi kuvveti vardır. Birim kütleye etki eden yer çekimi kuvvetine ağırlık denir. Dinamometredeki yayın esneyip uzaması için yaya bir kuvvet uygulanması gerekir. Dinamometreye asılan cisim yayın esnemesine ve uzamasına sebep olduğu için bir kuvvet uyguluyor demektir. O halde ağırlık bir kuvvettir. Ağırlık bir kuvvet olduğu için dinamometre ile ölçülür ve birimi Newton(N)’dur. Ağırlık “G” harfi ile gösterilir. Ağırlık;

Ağırlık = Kütle x Yer çekimi kuvveti G = m x g

formülü ile hesaplanır.Ağırlık, yer çekimine bağlı bir kuvvet olduğu için dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlerin ağırlığı azalır. Çünkü dünyanın merkezinden uzaklaştıkça cisimlere uygulanan yer çekimi kuvveti azalır. Bir cismin deniz seviyesinde ölçülen ağırlığı ile bir dağın tepesinde ölçülen ağırlığı farklıdır. Deniz seviyesi yerin merkezine daha yakın olarak kabul edildiğinden yer çekimi kuvveti daha fazladır. Dolayısıyla deniz seviyesinde cisimlerin ağırlığı daha fazladır. Astronotların dünyadaki ağırlıkları ile uzaydaki ağırlıkları da farklıdır. Uzayda iken dünyanın merkezinden çok uzakta olduklarından yer çekimi kuvvetinin etkisi azalacaktır. Bu nedenle ağırlıkları da dünyadakinden çok daha azdır.Cisimler arasındaki çekim kuvveti Dünya dışındaki diğer gezegenler ve gök cisimlerinde de farklıdır. Ay’daki çekim kuvveti Dünya’daki çekim kuvvetinin 1/6’sı kadardır. Dünya’da kaldırmakta zorlandığımız bir cismi(ağırlığı) Ay’da çok kolay kaldırabiliriz. Buna karşılık Jüpiter gibi büyük bir gezende de çekim kuvveti Dünya’dakinden daha fazla olduğundan cisimler Dünya’dakinden daha ağırdırlar. Dünya’da kolayca kaldırdığımız bir cismi Jüpiter’de kaldırmakta zorlanabiliriz. Dünya’da 1 N gelen bir cismin diğer gezegenlerdeki ağırlıkları aşağıda gösterildiği gibidir. Cisimlerin gezegenlerdeki ağırlıklarının büyüklükleri, bulundukları gezegenin büyüklüğü(kütle çekim kuvveti) ile doğru orantılıdır.

Ağırlık ve kütle kavramları genellikle birbirine karıştırılırlar fakat ağırlık ve kütle kavramları birbirinden faklı kavramlardır. Bir cismin içerdiği madde miktarı kütle olarak adlandırılır. Kütle “m” harfi ile gösterilir. Kütlenin birimi gram(g) ve kilogram(kg)dır. kütleye etki eden yer çekimi kuvveti ağırlıktır. Kütle, değişmeyen madde miktarı iken ağırlık çekim kuvvetine bağlıdır ve değişebilir.Örneğin Dünya’da kütlesi 60 kg gelen bir İnsanın Ay’da da kütlesi 60 kg’dır. Fakat aynı kişinin Dünya’daki ağırlığı 600 N iken Ay’daki ağırlığı 100 N’dur.Kütle ve Ağırlık arasındaki ilişkiyi tabloda görebilirsiniz.

Kütle Ağırlık Madde miktarına bağlıdır. Madde miktarı ile yer çekimi kuvvetine bağlıdır. Yer çekimi kuvveti değişirse kütle değişmez. Yer çekimi kuvveti artarsa ağırlık artar, yer çekimi

kuvveti azalırsa ağırlık azalır. Kütle eşit kollu terazi ile ölçülür. Ağırlık Dinamometre ile ölçülür. Birimi gram(g) ve kilogram(kg)’dır. Birimi Newton(N)’dur.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:6. sınıf “Kuvvet ve Hareket” ünitesi ile ilişkilendirilir.

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Ağız ve Diş Sağlığı Haftası (19-25 Kasım)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 10.Hafta (19-23 Kasım 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite:Kuvvet ve EnerjiKonu: Kuvvet, İş ve Enerji

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.3.2.1. Fiziksel anlamda yapılan işin, uygulanan kuvvet ve alınan yolla ilişkili olduğunu açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Fiziksel iş, kinetik enerji, çekim potansiyel enerjisi, esneklik potansiyel enerjisi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler: Okul Çantası

Açıklamalar: a. İşin birimi joule olarak verilir.b. Matematiksel bağıntılara girilmez

Yapılacak Etkinlikler: Hangi Durumda İş Yaparsınız?

Özet: Kuvvet, İş ve EnerjiGünlük hayatta bilgisayar başında çalışma, öğrencilerin sırt çantalarını taşıması, öğretmenin ders anlatması, ödev yapma, halteri havada tutma gibi durumlar da “iş” yaptığımızı söyleriz. Ancak bilim insanlarının tanımladığı “iş” kavramı ile günlük hayatta kullandığımız “iş” kavramı birbirinden farklıdır.

Günlük hayatta emek harcadığımız veya yorulduğumuz her durumda iş yaptığımızı söyleriz. Ancak bilimsel(fiziksel) anlamda iş yapmış olabilmek için;

Cisimlere bir kuvvet uygulanmalıdır. Cisim, uyguladığımız kuvvet doğrultusunda hareket etmelidir.

Yukarıdaki kuvvetlerden F1 ve F2 kuvvetleri cisme uygulandıkları doğrultuda cismin yerini değiştiremezler. Bu yüzden F1 ve F2 kuvvetleri bilimsel anlamda iş yapamaz.

F3 kuvveti ise cisme uygulandığı doğrultuda cismin yerini değiştirebilir. Bu nedenle F3 kuvveti bilimsel anlamda iş yapabilir.

Buradan da anlaşılacağı üzere cisimlere kuvvet uygulamak hatta yer değiştirmek bilimsel anlamda iş yapmış olmak için yeterli değildir. Cismin yer değiştirmesinin uygulanan kuvvet doğrultusunda olması gerekir.Örneğin; duvara kuvvet uygulayan bir kişi enerji harcadığı için günlük hayattaki anlamıyla iş yapmış olur. Ancak duvara ne kadar kuvvet uygulamış olursa olsun duvara yer değiştirme hareketi yaptıramayacağından bilimsel anlamda iş yapmış sayılmaz. Bilimsel(Fiziksel) anlamda iş yapmış olmak için duvarın uygulanan kuvvet doğrultusunda yer değiştirmesi gerekir.

O halde kuvvet doğrultusunda gerçekleştirilen yer değiştirmeye bilimsel anlamda iş denir diyebiliriz. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bilimsel anlamda iş için kuvvet ve yer değiştirme gereklidir. Kuvvet “F” harfi ile gösterilir birimi Newton(N)’dur. Yer değiştirme “x” harfi ile gösterilir, birimi ise metre(m)’dir. Bilimsel anlamda iş “W” ile gösterilir ve;İş = Kuvvet X Yer değiştirmeW = F . Xformülü ile hesaplanır. Bilimsel anlamda işin birimi;W= N.m ‘dir.Bilimsel anlamda işin birimi aynı zamanda Uluslar Arası Birim Sistemine(SI) göre Joule (J)’dür. O halde 1N’luk kuvvet ile bir cismi 1m yer değiştirdiğimizde 1J’lük iş yapmış sayılırız. Aynı kuvvet ile 5m yer değiştirirsek

5J iş yapmış sayılırız.Bilimsel anlamda iş; kuvvet ve yer değiştirme ile doğru orantılıdır. Yani uygulanan kuvvetin büyüklüğü ve yer değiştirme miktarı arttıkça yapılan iş de artar. Örneğin; duvar ören usta tuğlaları üst üstte koydukça duvarın yüksekliği artacağından usta tuğlaları her seferinde daha yükseğe çıkaracaktır. Bu da tuğlaların daha fazla yer değiştirmesi demektir. Bu yüzden duvar yükseldikçe ustanın yaptığı iş miktarı da artacaktır.

II durumda tuğla daha yükseğe çıkarıldığından usta daha fazla iş yapmıştır deriz.

Aşağıdaki görseller bilimsel (fiziksel) anlamda iş yapılan durumlara örnektir.

Örnek: Ahmet market arabasına 20 N kuvvet uygulayarak 50 m boyunca hareket ettiriyor. Buna göre Ahmet’in yaptığı iş kaç J’dür?Çözüm: Uygulanan Kuvvet: 20 NYer Değiştirme: 50 mİş: ?İş = Kuvvet x Yerdeğiştirme = 20 N x 50 m = 1000 Nm = 1000 J’dür.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Öğretmenler Günü (24 Kasım)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 11.Hafta (26-30 Kasım 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite: Kuvvet ve EnerjiKonu: Kuvvet,İş ve Enerji İlişkisi

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.3.2.2.Enerjiyi iş kavramı ile ilişkilendirerek, kinetik ve potansiyel enerji olarak sınıflandırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Fiziksel iş, kinetik enerji, çekim potansiyel enerjisi, esneklik potansiyel enerjisi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Potansiyel enerji, çekim potansiyel enerjisi ve esneklik potansiyel enerjisi şeklinde sınıflandırılır.b. Potansiyel enerjinin kütle ve yüksekliğe, kinetik enerjinin kütle ve sürate bağlı olduğu belirtilir.c. Matematiksel bağıntılara girilmez..

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Enerji ÇeşitleriHareket eden bir varlığın, elektrik tellerine konmuş olan kuşun ya da sıkıştırılmış bir yayın sahip olduğu enerji vardır. Hareketli varlıkların sahip olduğu enerjiye hareket(kinetik) enerjisi denir. Cisimlerin konumlarından(bulundukları yerden) dolayı sahip oldukları enerjiye çekim potansiyel enerjisi denir. Esnek cisimlerin sahip olduğu enerjiye esneklik potansiyel enerjisi denir. Hareket (Kinetik) EnerjisiVücudumuz; yürümek, koşmak gibi hareketler için enerjiye ihtiyaç duyar. Hareketli cisimlerin

hareketinden dolayı sahip oldukları enerjiye hareket (kinetik) enerjisi denir. Hareket enerjisi; Cisimlerin kütlesine ve Süratine bağlıdır.

Eşit kütleye sahip iki otomobilden sürati fazla olanın sahip olduğu hareket enerjisi daha fazladır. Örneğin; aşağıdaki otomobillerden sürati 100km/h olanın sahip olduğu hareket enerjisi daha fazladır.

Süratleri aynı olan varlıklardan kütlesi fazla olanın sahip olduğu hareket enerjisi daha fazladır. Örneğin; aşağıdaki otomobil ve kamyonun süratleri eşittir. Fakat kamyonun kütlesi daha fazla olduğundan sahip olduğu hareket enerjisi de fazladır.

Özet olarak; hareket enerjisi cismin kütlesine ve süratine(hız) bağlıdır ve her ikisiyle de doğru orantılıdır.Çekim Potansiyel EnerjisiElektrik tellerine konmuş olan kuş, daldaki elma, kitaplıktaki kitap gibi varlıklar bulundukları konumdan dolayı bir enerjiye sahiptirler. Çünkü bu varlıkların bu konumlara gelebilmeleri için yerçekimine karşı yapılan iş varlıklar üzerinde enerji olarak depolanır. Varlıkların konumlarından dolayı sahip oldukları enerjiye çekim potansiyel enerjisi denir. Çekim potansiyel enerjisi;

Cismin ağırlığına (kütlesi ve yer çekiminden dolayı) ve Cismin bulunduğu yüksekliğe bağlıdır.

Eşit kütledeki iki cisim farklı yüksekliklerden kumlu bir zemine bırakıldıklarında, daha yüksekten bırakılan cisim kumlu zeminde sahip olduğu çekim potansiyel enerjisinin fazla olmasından dolayı daha fazla batar.

Farklı kütledeki iki cisim aynı yüksekliklerden kumlu bir zemine bırakıldıklarında, kütlesi daha fazla olan cisim kumlu zeminde sahip olduğu çekim potansiyel enerjisinin fazla olmasından dolayı daha fazla batar.

Aşağıdaki görsellerdeki varlıklar çekim potansiyel enerjisine sahiptir. Çünkü hepsinin yere göre bir yüksekliği ve ağırlığı vardır.

Özet olarak; çekim potansiyel enerjisi cismin ağırlığı ve yüksekliğine bağlıdır ve her ikisiyle de doğru orantılıdır.Esneklik Potansiyel EnerjisiKuvvet uygulandığında şekli değişen, kuvvet ortadan kaldırıldığında eski haline dönebilen cisimlere esnek cisimler denir. Yay, ok yayı, paket lastiği gibi maddeler esnek maddelerdir.

Sıkıştırdığımız bir yayın önüne bir cisim koyup yayı serbest bıraktığımızda araba hareket eder. Yay arabaya bir kuvvet uygulayarak hareket ettirdiğinden dolayı iş yapar. Yayın iş yapması enerjisinin olduğunu gösterir. Esnek cisimlerin sıkışması ve gerilmesi sonucu bu cisimlerde biriken enerjiye esneklik potansiyel enerjisi denir.

Esneklik potansiyel enerjisi; Esnek cismin cinsine (yapıldığı madde) ve Esnek cismin sıkışma ve gerilme miktarına bağlıdır.

Esnek cisimler ne kadar çok sıkıştırılırsa veya ne kadar çok gerilirse o kadar çok enerjiye sahip olur. Dolayısıyla esneklik potansiyel enerjisi artar. Örneğin kurmalı masa saat, kurmalı bir oyuncak esnek maddelerin bu sahip olduğu enerji ile çalışır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 12.Hafta (3-7 Aralık 2018 )Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite:Kuvvet ve EnerjiKonu: Enerji Dönüşümleri

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.3.3.1.Kinetik ve potansiyel enerji türlerinin birbirine dönüşümünden hareketle enerjinin korunduğu sonucunu çıkarır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Enerjinin korunumu, sürtünme ile kinetik enerji kaybı, hava ve su direnci

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Enerji DönüşümleriGünlük hayatta enerji harcanır, azalır, biter, üretilir gibi kavramları kullanırız. Fakat bu doğru değildir. Çünkü enerji yoktan var edilemediği gibi var olan bir enerji de yok edilemez. Enerji türleri; hareket (kinetik) enerjisi, çekim potansiyel enerjisi ve esneklik potansiyel enerjisi şeklindedir.

Doğada bu enerji türleri birbirine dönüşebilir. Örneğin daldaki elmanın çekim potansiyel enerjisi vardır. Daldaki elma koparak yere doğru düşerken çekim potansiyel enerjisi azalır ancak hareket enerjisi artar. Çünkü elmanın başlangıçtaki çekim potansiyel enerjisi hareket enerjisine dönüşür. Burada enerji yok olmadığı gibi yeni bir enerji de ortaya çıkmamıştır. Sadece bir enerji türü başka bir enerji türüne dönüşmüştür. Enerjinin tür değiştirmesine enerji dönüşümü adı verilir. Aşağıdaki görselde daldan düşen elmanın enerjisindeki dönüşümü görebilirsiniz.

Günlük hayatta en sık karşılaştığımız enerji dönüşümleri kinetik (hareket) enerjinin, potansiyel enerjiye ve potansiyel enerjinin hareket enerjisine dönüşmesidir. Örneğin; yukarıdaki elmanın daldayken sahip olduğu potansiyel enerji, yere düşerken elmanın hızlanmasından dolayı kinetik enerjiye dönüşmüştür.Havada tutulan bir topun sahip olduğu potansiyel enerjinin top bırakıldığında kinetik enerjiye dönüşmesi ve barajlardaki suyun sahip olduğu potansiyel enerjinin kapaklar açıldığında kinetik enerjiye dönüşmesi potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşmesine örnektir.Havaya doğru atılan bir top kinetik enerjiye sahiptir. Top yükseldikçe hızı azalacağından kinetik enerjisi de azalır. Ancak yüksekliği arttığından potansiyel enerjisi artar. Top bir noktadan sonra geri döner bu kez sahip olduğu potansiyel enerjisi azalarak kinetik enerjiye dönüşür.

Örneklerden de anlaşılacağı üzere enerji hiçbir zaman yok olmaz. Ancak enerji başka enerji türlerine dönüşür. Ayrıca enerji yoktan var edilemez. Dünyadaki tüm enerjinin kaynağı Güneş’tir. Bitkiler bu enerjiyi alır ve dönüştürür. Daha sonra diğer canlılar arasında aktarılır. Canlı öldüğünde kalıntılarla enerji tekrar doğaya döner. Enerjinin yok olmamasına enerjinin korunumu kanunu denir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Dünya Engelliler Günü (3 Aralık)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 13.Hafta (10-14 Aralık 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 3.Ünite:Kuvvet ve EnerjiKonu: Enerji Dönüşümleri

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.3.3.2.Sürtünme kuvvetinin kinetik enerji üzerindeki etkisini örneklerle açıklar.7.3.3.3.Hava veya su direncinin etkisini azaltmaya yönelik bir araç tasarlar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Enerjinin korunumu, sürtünme ile kinetik enerji kaybı, hava ve su direnci

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: a. Sürtünme kuvvetinin kinetik enerji üzerindeki etkisinin örneklendirilmesinde sürtünmeli yüzeyler, hava direnci ve su direnci dikkate alınır.b. Sürtünen yüzeylerin ısındığı, basit bir deneyle gösterilerek kinetik enerji kaybının ısı enerjisine dönüştüğü vurgulanır.

a. Hava veya su direncinin farklı taşıtların tasarımındaki etkisine değinilir.b. Tasarımlar çizimle ortaya konulur, üç boyutlu bir ürüne dönüştürülmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Enerji ve Sürtünme KuvvetiFarklı yüzeyler cisimlerin hareketini farklı şekilde etkiler. Bu, yüzeyin cismin hareketine karşı ters yönde uyguladığı kuvvetin büyüklüğü ile ilişkilidir. Cisimlerin hareket yönüne ters yönde etki eden, cisimlerin hareketini azaltan, engelleyen hatta durduran etkiye sürtünme kuvveti denir. Sürtünmenin nedeni, varlıkların temas eden yüzeylerindeki girinti ve çıkıntılardır. Bu nedenle farklı maddelerin yüzeylerindekisürtünme kuvveti de farklılık gösterir. Pürüzlü ve yumuşak yüzeylerde sürtünme kuvveti daha fazladır. Düz ve kaygan yüzeylerde isesürtünme kuvveti azdır. Bu yüzden hareket eden bir cisim pürüzlü ve yumuşak bir yüzeyde düz ve kaygan bir yüzeye göre daha az yol alır.Hareketli cisimler, kinetik enerjisi azaldığı için yavaşlar ve kinetik enerjisi sıfır olduğunda durur. Sürtünme kuvvetinin fazla olduğu yüzeylerde kinetik enerji daha çabuk azalır ve kinetik enerji sıfırlandığında cisimler durur. Bu durum, sürtünme kuvvetinin kinetik enerjiyi azaltıcı etkisi olduğunu gösterir.

Fren ve Sürtünme KuvvetiSürücülerin ani fren yaptıkları bazı durumlarda araba lastiklerinin oluşturduğu dumanı görmüş, çıkardıkları sesi duymuşsunuzdur. Taşıtlardaki fren sistemi, kinetik enerjiyi sürtünme ile ısı enerjisine çevirerek kinetik enerjinin azalarak sıfırlanmasını, böylece taşıtın yavaşlamasını ve durmasını sağlar. Bu durumda hareket halindeki aracın kinetik enerjisi ısı enerjisine dönüşerek azalmaktadır. Taşıtlar fren yaptığında ayrıca ses de çıkar. Buna göre kinetik enerjinin ses enerjisine de dönüştüğünü ve azaldığını söyleyebiliriz.Elektrikli kapı zillerinde elektrik enerjisi, kinetik enerjiye dönüşerek kolu hareket ettirir ve zile vurmasını sağlar. Böylece hareket enerjisi ses ve ısı enerjisine dönüşür. Bisikletlerdeki dinamo, tekerleğe sürtünerek dönmeye başlar ve hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştürür. O da bisikletin lambasında ışık enerjisine dönüşür.

Hava Ortamında Sürtünme KuvvetiHavada hareket eden cisimlere hava tarafından uygulanan dirence hava direnci ya da hava sürtünmesi adı verilir. Havanın uyguladığı sürtünme kuvvetinin büyüklüğü havayla temas eden yüzeyin büyüklüğüne bağlıdır. Havayla temas eden yüzey büyüdükçe sürtünme kuvveti de artar. Bu durum da cisimlerin havada hareket etmesini engeller ve zorlaştırır.Paraşütlerin geniş olmasının nedeni, havayla temas eden yüzeyi arttırarak sürtünme kuvvetini arttırmak ve paraşütün yere daha yavaş inmesini sağlamaktır.

Kuşlar, hızlı koşan çita gibi hayvanların da vücut şekilleri sürtünme kuvvetini azaltacak şekildedir. Buna benzer bazı hayvanların vücut yapıları model alınarak araba, uçak gibi taşıtlar da özel olarak sürtünme kuvvetini azaltacak şekilde tasarlanmıştır.

Uzun mesafeli uçuşlarda uçakların 10 000 – 15 000 m yüksekten uçmalarının bir nedeni de yakıt tüketimini azaltmaktır. Uçaklarda yakıt tüketiminin yükseklerde azalmasının nedeni; yükseklere çıkıldıkça gaz(hava) yoğunluğunun azalmasından dolayı sürtünme kuvvetinin azalmasıdır. Sürtünme kuvveti azaldığından uçakların hareketini zorlaştıran etki de azalmış olur. Bu da daha az yakıt tüketmelerini sağlar.

Sıvı Ortamda Sürtünme KuvvetiSudaki cisimlerin su ile temas ettikleri noktada su tarafından hareketi zorlaştıran bir etki vardır. Bu etkiye su direnci ya da su sürtünmesi denir. Bu durum tüm sıvılar için geçerlidir. Suda yaşayan balık gibi hayvanların da vücut yapıları ve pulları sürtünme kuvvetini azaltarak hareketlerini kolaylaştırır.

Gemilerin ön kısımlarının “V” şeklinde yapılmasının nedeni, su ile temas yüzeyini azaltarak sürtünme kuvvetini azaltmaktır. Su sürtünmesini azaltmak için dalgıçlar özel kıyafetler giyerler. Sürat tekneleri de daha süratli yol alabilmek için sürtünme kuvvetini azaltacak şekilde tasarlanırlar. Yüzücüler suya atlarken ellerini birleştirerek atlarlar. Bu da temas yüzeyini azaltarak sürtünme kuvvetini azaltır.

Yukarıdaki anlatılanlara göre, Sürtünme Kuvveti; Bir kuvvet çeşididir. Cisim ile yüzeyin temas ettiği noktada oluşur. Temas yüzeyi artarsa sürtünme kuvveti de artar. Cisimlerin hareketini engeller veya zorlaştırır. Çeşitli tasarım ve uygulamalar ile artırılıp azaltılabilir. Bazı durumlarda işimizi kolaylaştırırken bazı durumlarda da işimizi

zorlaştırabilir.

Hava ve su direnci olarak adlandırılan bu kuvvetlerden dolayı bu ortamlarda hareket eden cisimlerin kinetik enerjilerinde bir azalma olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin paraşütlere etki eden sürtünme kuvveti paraşütçünün kinetik enerjisini azaltarak güvenli bir şekilde yere inmesini sağlar. Suda hareket eden varlık ve cisimlere etki eden su direnci onların kinetik enerjisini azaltarak hareketlerinin yavaşlamasına neden olur. Bu nedenle sürtünme kuvvetinin etkisiyle kinetik enerjideki dönüşümü azaltmak için gemilerin on kısımları “V” şeklinde yapılmıştır.

Yıldız KaymasıAtmosfer içindeki tüm cisimlere hava direnci etki eder. Güneş sisteminde bulunan ve meteor adı verilen gök cisimleri çok süratli hareket eder. Bunlar Dünya atmosferine girince hava direnci nedeniyle aşırı bir şekilde ısınarak akkor hale gelir ve kütleleri azalır. Bu cisimler geceleri yeryüzünden kısa sureli ışık çizgisi şeklinde görülebilir. Halk arasında bu olaya “akan yıldız” ya da “yıldız kayması” adı verilir.Kış aylarında, kar yağışlı bölgelerde otomobillere kar lastikleri takılır. İnsanlar altı kauçuk olan ayakkabıları tercih ederken, buz sporlarında kaymayı kolaylaştırmak için temas eden yüzeylerin kayganlığını artırarak sürtünme kuvvetinin azaltılması istenir. Kısaca işin özelliğine göre sürtünme kuvvetinin az veya çok olması istenir.Yazı yazma, yürüme gibi olayları gerçekleştirebilmek için sürtünme kuvvetine ihtiyaç duyarız. Fakat ayakkabıların, araba lastiklerinin, makine parçalarının zamanlar eskimesi ise sürtünme kuvvetinin zararlarına örnek olarak verilebilir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 14.Hafta (17-21 Aralık 2018)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve KarışımlarKonu: Maddenin Tanecikli Yapısı

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.4.1.1.Atomun yapısını ve yapısındaki temel parçacıklarını söyler.7.4.1.2.Geçmişten günümüze atom kavramı ile ilgili düşüncelerin nasıl değiştiğini sorgular.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Atom (çekirdek, katman, proton, nötron, elektron), bilimsel bilginin özelliği, molekül

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Atom teorileri ile ilgili ayrıntıya girilmez.b. Bilimsel bilginin zamanla değişebileceğine vurgu yapılır.c. Bilimsel bilgi türlerinden teori hakkında genel bilgi verilir

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Atomun YapısıMaddelerin en küçük yapı taşları/birimleri olan taneciklere atom denir. Tanımından da anlaşılacağı üzere herhangi bir madde parçalanarak en küçük birimlerine ayrıldığında atom elde edilir. Atomlar gözle görülemeyecek kadar küçük taneciklerdir. Maddeleri oluşturan atomlar(tanecikler) hareketlidir. Katı maddelerin tanecikleri çok az, gaz maddelerin tanecikleri ise çok fazla hareketlidir. Sıvı maddelerin tanecikleri ise katılardan fazla, gazlardan az hareketlidir.Atomları oluşturan, atomlardan daha küçük yapı birimleri de vardır. Bu yapı birimlerine atom altı parçacıklar denir.

Atom; çekirdek ve katman adı verilen iki bölümden oluşur. Bir elmayı ortadan ikiye kestiğimizde, elmanın ortasında çekirdeklerin de içinde olduğu kısmı hepimiz görmüşüzdür. Çekirdekli kısmın çevresinde ise etli meyve bölümü bulunur. Atomun yapısında bulunan parçacıkların konumunu elmaya benzetebiliriz. Atomun merkezinde de çekirdek denilen bir kısım vardır ve atomun çekirdeği parçacıklardan oluşur. Çekirdeği oluşturan bu parçacıklar proton ve nötron olarak adlandırılır. Atomun diğer parçacıkları olan elektronlar ise elmanın etli meyve bölümünü oluşturan kısım gibi çekirdeğin etrafında yer alır.

Atomu oluşturan parçacıklardan proton pozitif(+), elektron negatif(-), nötron ise yüksüzdür. Atom altı parçacıkların varlığını çoğunlukla doğrudan değil de dolaylı olarak algılarız. Örneğin; birbirine sürtünerek elektriklenen cisimler arasında yük alışverişi olur. Maddeler arasında alışverişi yapılan yüklü tanecikler elektronlardır. Buradan da anlaşılacağı üzere elektronlar hareketli parçacıklardır. Elektronlar, atomların çekirdeğinin etrafında bulunan katmanlarda sürekli olarak hareket halindedirler. Elektronlar hem çekirdeğin etrafında hem de kendi etraflarında çok hızlı hareket ederler. Bu nedenle elektronlar çekirdeğe düşmezler.(Elektronlar çekirdek etrafında 2,18 x 106 m/s hızla döner.) Elektronlar çekirdek tarafından çekildikleri için de katmanlardan ayrılmadan belirli bir yörüngeyi izlerler. Proton ve nötronlar ise çekirdeğinde yer alan hareketsiz parçacıklardır. Atom altı parçacıkların özelliklerini aşağıdaki tablodan incelebilirsiniz.

Atom Altı ParçacıklarProton Nötron ElektronAtomun çekirdeğinde yer alır.

Atomun çekirdeğinde yer alır.

Atomun katmanlarında (çekirdeğin etrafında) yer alır.

Pozitif(+) yüklüdür. Yüksüzdür. Negatif(-) yüklüdür.“p” harfi ile gösterilir.

“n” harfi ile gösterilir.

“e” harfi ile gösterilir.

Hareketsizdir. Hareketsizdir. Hareketlidir. Nötron ile birlikte atomun kütlesini belirler.

Proton ile birlikte atomun kütlesini belirler.

Atomun hacmini belirler.

Proton ve nötronların kütleleri birbirine yakındır. Elektronun kütlesi ise protonun kütlesinden 2000 kat daha küçüktür. Elektronlar hareketli parçacıklar olduğundan yerlerini belirlemek çok zordur. Ancak bulunma ihtimallerinin olduğu yerler tahmin edilebilir. Elektronun bulunma ihtimalinin en yüksek olduğu yerlere elektron bulutu(katman) denir. Elektronlar çekirdekten farklı uzaklıklarda yer alırlar. Bu da farklı katmanların oluşmasını sağlar.Atomla İlgili Gelişmeler (Atomun Tarihçesi)Bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapıtaşı atomdur. Atom Yunancada bölünemez anlamına gelen Atomus’tan türemiştir. Atomus (atom) sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur. Atom gözle görülmesi imkânsız, çok küçük bir parçacıktır ve sadece taramalı tünel mikroskobu (atomik kuvvet mikroskobu) vb. ile incelenebilir. Atom modelleri ile ilgili bilimsel çalışmalar geçmişten günümüze kadar çeşitli aşamalardan geçmiştir. Atom modelleri ile ilgili olarak ortaya atılan fikirler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.Demokritos (Demokritus) Atom ModeliMaddeni yapısı ile ilgili ilk teoriyi M.Ö. 400 yılında Yunanlı filozof Democritus yaptı. Democritus, maddenin taneciklerden oluştuğunu savunmuş ve bu taneciklere atom adını vermiştir. Democritus, atom hakkındaki görüşlerini deneylere göre değil varsayımlara göre söylemiştir. Yani bilimsel çalışma yapmamıştır.Demokritus’a göre;

Madde parçalara ayrıldığında en sonunda bölünemeyen bir tanecik elde edilir ve bu tanecik atomdur.

Bütün maddeler aynı tür atomlardan oluşur. Maddelerin farklı olmasının nedeni maddeyi oluşturan atomların

sayı ve dizilişi biçiminin farklı olmasıdır. Atom görülemez. Atom görülemediği için bölünemez.

John Dalton (JonDalton) Atom ModeliAtom modeli ile ilgili ilk bilimsel çalışmayı yapmıştır. Dalton’a göre;

Atom içi dolu berk küre şeklindedir. Bir elementin bütün atomları şekil, büyüklük ve kütle yönüyle

aynıdır. Atomlar içi dolu küreciklerdir. Bilinen en küçük parçacık atomdur. Atomlar parçalanamaz, yeniden oluşturulamaz. Atomlar belirli oranlarda birleşerek molekülleri meydana getirir.

Elementin bütün atomları aynı olduğu gibi bir bileşiğin de bütün atomları aynıdır.

Kimyasal tepkimelerde atomların yapılarında hiçbir değişiklik olmaz, tekrar eski haline dönebilir.

Dalton teorisinde günümüze göre bakıldığında birçok hata ve eksiklik vardır. Ancak ilk bilimsel çalışma olduğu için sonraki bilimsel çalışmaların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu nedenle önemlidir.Dalton atom modelindeki başlıca hatalar;

Bir elementin bütün atomları aynı değildir. Atomların içi dolu değildir. Aksine boşluklu yapıya sahiptir. Bilinen en küçük parçacık atom değildir. Günümüzde atom

çekirdeğini oluşturan parçacıklar (proton, nötron, elektron gibi.) vardır.

Bir elementin bütün atomları aynı olmadığı gibi bir bileşiğin bütün molekülleri de aynı değildir.

John Joseph Thomson (JonCosef Tamsın) Atom ModeliMaddenin en küçük parçasının atom olmadığını ve onu oluşturan temel parçacıklar olduğunu savunan Thomson’a göre;

Atomun içerisinde artı ve eksi yükler bulunur. Artı ve eksi yükler, üzümlü kekin içerisindeki üzümler gibi dağınık

halde ve hareketsizdir. Üzümler eksi, geri kalan kısımsa artı yüklüdür. Aynı cins yükler birbirini iter. Atom parçalanabilir.

Bu modele göre elektronlar atomun kütlesinden binlerce defa daha hafif ve hareketsizdirler. Atomun kütlesinin tamamına yakın kısmını pozitif yükler meydana getirir.

Thomson atom modelindeki başlıca hatalar; Çekirdek yapısından bahsetmemiştir. Atom pozitif yüklü bir küre değildir. Proton ve elektronlar rast gele dağılmamışlardır. Nötrondan bahsetmemiştir.

Ernest Rutherford (ÖrnıstRadırfort) Atom ModeliYaptığı çalışmalar sonucunda atomun çekirdekli bir yapıya sahip olduğunu keşfeden Rutherford’a göre;

Atom, kütlesinin büyük kısmını oluşturan (+) yüklü çekirdek ile bu çekirdeğin etrafında dairesel yörüngelerde dolanan elektronlardan oluşur.

Normal şartlarda (+) yük ile (-) yük birbirini etkisiz hâle getireceğinden atom nötrdür.

Elektronlar Thomson'un dediği gibi hareketsiz değildir. Böyle olsaydı yüklerin çekim kuvvetinden dolayı elektronlar çekirdek üzerine düşerdi.

Rutherford atom modelindeki başlıca hatalar; Elektronlar hareketli olduklarından yeri tam olarak bilinemez.

Bulunma ihtimallerinin yüksek olduğu yerlere elektron bulutu adı verilir.

Nötrondan tam olarak bahsetmemiştir.

NielsBohr (Nils Bor) Atom ModeliThomson ve Rutherford’un yanında çalışmış Danimarkalı Fizikçi NielsBohr, Rutherford modelindeki eksiklikleri gidermek için kendi adıyla anılan bir atom modeli geliştirdi. Bohr’a göre;

Elektronlar, çekirdeğin etrafında istedikleri gibi dolaşmayıp yalnızca çekirdeğe belirli uzaklıktaki katmanlarda dönerler.

Bohr atom modeli günümüzdeki atom modeline en yakın olan modeldir.Nötronun KeşfiNötronlar James Chadwick adlı bilim insanı tarafından 1932 yılında keşfedilmiştir. Bu keşfinden dolayı 1935'te Nobel Fizik Ödülü almıştır. Hidrojen dışında tüm atomların çekirdeklerinde bulunurlar. Proton ile aynı kütleye sahiplerdir.Modern Atom ModeliModern atom modeli; kronolojik olarak Bohr atom modelinden sonra yer alan, günümüzde geçerliliğini koruyan atom görüşünü yansıtan modeldir. Bohr atom modelinden en büyük farkı; atomların elektronlarının yörüngeler üzerinde hareket etmediğini savunmasıdır. Modern atom teorisine göre, bu yörüngeler yerine; elektronların bulunma ihtimalinin yüksek olduğu elektron bulutlarında yer alırlar.

Günümüzde atomla ilgili çalışmalar bitmiş değildir. Atomun yapısındaki parçacıklardan daha küçük parçacıklar olduğu ile ilgili buluşlar ve çalışmalar hâlâ devam etmektedir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:1. DÖNEM 2. YAZILISI

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 15.Hafta (24-28 Aralık 2018 )Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve KarışımlarKonu: Maddenin Tanecikli Yapısı

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.4.1.3.Aynı veya farklı atomların bir araya gelerek molekül oluşturacağını ifade eder.7.4.1.4.Çeşitli molekül modelleri oluşturarak sunar

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Atom (çekirdek, katman, proton, nötron, elektron), bilimsel bilginin özelliği, molekül

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Aynı ya da farklı atomlar elektron alışverişi yapmadan bir araya gelebilirler. Aynı ya da farklı atomların elektron alışverişi yapmadan bir araya gelerek

oluşturdukları yapılara molekül denir. Moleküller atom kümeleri olarak da adlandırılabilir. Maddelerin en küçük yapı taşı atomdur. Bazı maddelerin de en küçük yapı taşı molekül olabilir. Atom ve molekül, maddelerin en küçük yapı taşlarıdır.Bazı maddeler aynı tür atomların oluşturduğu moleküllerden meydana gelirken, bazı atomlar da farklı tür atomların oluşturduğu moleküllerden meydana gelebilir.Bazı maddeler doğada aynı tür atomların oluşturduğu moleküller halinde yer alır. Örneğin, hidrojen ve oksijen maddeleri doğada atomik halde bulunmazlar. Bu maddeler doğada moleküller(atom kümeleri) halinde bulunur.

Hidrojen Atomu Hidrojen Molekülü

Oksijen Atomu Oksijen Molekülü

Bazı maddeler de doğada farklı tür atomların oluşturduğu moleküller halinde yer alır. Örneğin su ve şeker molekülleri farklı tür atomlardan oluşur.

Su Molekülü Şeker MolekülüFarklı tür atomlardan oluşan moleküllerin atomlarının büyüklükleri ve özellikleri de birbirinden farklıdır. Örneğin su molekülünü oluşturan oksijen ve hidrojen atomlarının büyüklükleri ve özellikleri farklıdır. Moleküller en az iki atomdan oluşacağı gibi çok sayıda atomdan da oluşabilir. Örneğin hidrojen molekülü iki atomdan oluşurken şeker molekülü 24 atomdan oluşur. Az sayıda atom içeren moleküller basit yapılı molekül, çok sayıda atom içeren moleküller de karmaşık yapılı molekül olarak adlandırılır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 15.Hafta (24-28 Aralık 2018 )Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite:Saf Madde ve KarışımlarKonu: Saf Maddeler

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.4.2.1.Saf maddeleri, element ve bileşik olarak sınıflandırarak örnekler verir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Element, elementlerin sembolleri, bileşik, bileşik formülleri

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

Saf Maddeleri Tanıyalım / ElementlerÇevremizde bulunan tüm maddeler, günlük hayatta kullandığımız tüm maddeler atomlardan oluşur. Çevremizdeki tüm maddelerin en küçük yapı taşı atomdur. Bazı maddeleri oluşturan atomlar birbiri ile aynı iken bazı maddeleri oluşturan atomlar birbirinden farklıdır. Aynı cins atomlardan oluşan saf maddelere element adı verilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bir elementin tüm atomları birbiri ile aynıdır. Ancak farklı elementlerin atomları da farklıdır. Atomları farklı olan elementlerin özellikleri de birbirinden farklıdır.Bazı elementler doğada tek tek atomlar halinde bulunurken, bazı elementler ise ikişerli atom grupları yani molekül halinde bulunur. Ancak bu atom gruplarındaki yani moleküllerdeki atomlar da yine birbiri ile aynıdır. Doğada tek tek atomlar halinde bulunan elementlere atomik yapılı element, ikişerli atom grupları yani molekül halde bulunan elementlere moleküler yapılı element adı verilir. Aşağıda atomik yapılı ve moleküler yapılı element modelleri verilmiştir.

Atomik Yapılı Element Modelleri Molekül Yapılı Element Modelleri

Çevremizdeki canlı cansız tüm maddeler elementlerden oluşmuştur. Günlük hayatta kullandığımız ya da adını duyduğumuz elementlerden bazıları ve bu elementlerin modelleri aşağıda verilmiştir.

Bakır Elementi: Günlük hayatta mutfak eşyaları, süs eşyaları ve elektrik kablolarının iletken kısımlarının yapımında kullanılan bakır elementi atomlardan oluşur.

Altın ve Gümüş Elementleri: Günlük hayatta kuyumculukta sıkça kullanılan altın ve gümüş elementleri atomlardan oluşur. Ancak altın ve gümüş atomları birbirinden farklıdır.

Demir Elementi:İnşaat malzemesi, demir parmaklık yapımı gibi alanlarda kullanılan demir elementi atomlardan oluşur.

Doğadaki tüm maddeler elementlerden oluşur. Bazı elementlerden bir elementten oluşurken bazı elementler de birden fazla elementin bir araya gelmesiyle oluşur. Toprak, kaya, yiyecekler, içecekler, elbiseler gibi tüm maddeler element atomlarının çeşitli yollarla oluşur.Saf Maddeleri Tanıyalım / BileşiklerFarklı tür element atomları uygun koşullar oluştuğunda bir araya gelirler ve kendi özelliklerini kaybederek yeni bir madde meydana getirirler. Farklı tür atomların belirli oranlarda bir araya gelmesiyle oluşan saf maddelere bileşik denir. Bileşikler;En az iki farklı elementten oluşur. Daha karmaşık bileşiklerde ise üç ya da daha fazla element bulunabilir.

Kendilerini oluşturan elementlerden tamamen farklı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olurlar.

Bazı bileşikler moleküllerden oluşur. Bazıları ise moleküler yapıda değildir.

Özet olarak; elementler ve bileşikler saf maddelerdir. İçerisinde kendinden başka madde bulunmayan maddelere saf madde adı verilir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 16.Hafta(31 Aralık 2018-4 Ocak 2019)

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 4.Ünite:Saf Madde ve Karışımlar

Konu: Saf MaddelerÖnerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.4.2.2.Periyodik sistemdeki ilk 18 elementin ve yaygın elementlerin (altın, gümüş, bakır, çinko, kurşun, civa, platin, demir ve iyot) isimlerini, sembollerini ve bazı kullanım alanlarını ifade eder.7.4.2.3.Yaygın bileşiklerin formüllerini, isimlerini ve bazı kullanım alanlarını ifade eder.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Element, elementlerin sembolleri, bileşik, bileşik formülleri

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Elementlerin SembolleriGünümüzde yaklaşık 115 element bulunmaktadır. Bu elementlerden yaklaşık 90 kadar element doğada kendiliğinden yer almaktadır. Geri kalanı bilim insanları tarafından laboratuvarda elde edilmiştir. Bilimsel çalışmalara bağlı olarak zaman içerisinde elementlerin sayısında artış olabileceği düşünülmektedir.Bilimsel çalışmalarda elementlerin isimlerini uzun uzun yazmak iletişimi zorlaştıracağı gibi zaman kaybına da neden olmaktadır. Bu nedenle elementler sembollerle(simge) gösterilir. Element sembolleri yazılırken aşağıdaki kurallara dikkat edilir.

1, 2 ya da 3 harften oluşan sembollerle ifade edilir ve bu simgenin ilk harfi büyük yazılır.

Genellikler, elementin Latince veya Yunanca olan adının ilk harfi kullanılır.

C (Karbon : Carbon), N (Azot : Nitrojen) Eğer elementin baş harfleriyle simgelenen başka bir element varsa bu elementin

simgesinde baş harfin yanına, Latince veya Yunanca adının 2. harfide eklenir.

He ( Helyum : Helium) Ca (Kalsiyum : Calsium)Elementlerin sembolleri evrenseldir. Yani tüm dünyada aynıdır. Bu durum ortak bir bilim dili oluşturarak bilimsel iletişimi kolaylaştırır.

Element Sembol Farklı Dillerde Yazılış Adlandırmada Kullanılan Diloksijen O ossigeno

sauerstoffoxygen

İtalyancaAlmancaİngilizce

hidrojen H hydrogènewasserstoffhydrogen

FransızcaAlmancaİngilizce

Azot N NitrogênioStickstoffnitrogen

PortekizceAlmancaİngilizce

Elementleri belirli bir kurala göre yerleştirilerek gösterildiği çizelgeye periyodik tablo adı verilir. Periyodik tablonun ilk 20 elementi ve günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bazı elementler aşağıda gösterilmiştir.

Bileşikler ve FormülleriDoğada özellikleri birbirinden farklı çok sayıda madde vardır. Bu maddelerin çok azı doğada

element olarak bulunurken pek çoğu bileşik ve diğer maddeler hâlindedir.Farklı atomlar bir araya gelerek yeni maddeleri oluştururlar. Bu oluşum sırasında bir kısım atomlardaki bağlar birbirinden ayrılır ve yeni bağlar oluşur. Farklı elementlere ait atomların belli oranlarda bir araya gelip bağ yapmasıyla oluşan yeni özellikteki saf maddelere bileşik denir. Örneğin su, hidrojen ve oksijenden oluşmuş bir bileşiktir. Hidrojen ve oksijen elementleri su bileşiğinden farklı özellikte iki maddedir.

Sodyum iyodür bileşiği sodyum ve iyot elementlerinden oluşmuş bir bileşiktir. Formülü NaI’dır. Sodyum iyodür bileşiği sodyum ve iyot elementlerinden farklı özelliktedir. Sodyum elementi yalnız sodyum atomlarından, iyot elementi de yalnız iyot moleküllerinden oluşur. Sodyum gri renkli bıçakla kesilebilecek kadar yumuşak bir madde, iyot siyah renkte katı bir maddedir. Sodyum iyodür ise beyaz renkli katı bir maddedir.

Bileşikler çok sayıda atomun bir araya gelmesiyle de oluşabilir. Basit şeker molekülü karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bir bileşiktir. Formülü C6H12O6’dır. Üç tür atomun belirli bir oranda birleşmesiyle oluşmuştur.

Elementlerin bir kısmı iyot, hidrojen ve oksijen gibi moleküllü yapıda, bir kısmı da sodyum, demir, bakır gibi atomik yapıdadır. Bileşikler de moleküllü yapıda olabildiği gibi moleküllü yapıda olmayabilirler. Amonyak(NH3), karbondioksit(CO2), kükürtdioksit(SO2), Hidrojen klorür(HCl) moleküler yapıdaki bileşiklere örnektir.

Sodyum klorür(NaCl) (yemek tuzu), sodyum iyodür(NaI) gibi bileşikler molekül yapıda değildir.

Bileşiklerin formülüne bakarak her bileşiği oluşturan elementleri ve element atomlarının sayısını belirleyebileceğimiz gibi bileşik formüllerini yazarken de elementlere ve bunların bileşik oluşurken bir araya gelen atom sayılarına bakarak yazarız.

Örneğin; SO2 formülü bize bileşiğin bir kükürt ve 2 oksijen atomlarından oluştuğunu ve toplam üç atom içerdiğini söylüyor. Burada bir kükürt atomu, iki oksijen atomu ile bir araya gelerek kükürt dioksit bileşiğini oluşturmuştur.Bazı iyonlar ve yaygın kullanılan bileşiklerin isimlerini öğrenelim:

Bazı bileşiklerin formülleri ve isimlendirmeleri aşağıda verilmiştir.

Moleküllerin biraraya gelmesi ile oluşan bazı yaygın bileşiklerin formülleri ve isimlendirilmeleri aşağıdaki gibidir.

Moleküllerdeki atom sayısını molekül formülünü kullanarak hesaplayabiliriz.

Örneğin: Ca(NO3)2 molekülünde; 1 adet kalsiyum, 2 adet azot, 6 adet oksijen atomu bulunmaktadır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 17.Hafta (7-11 Ocak 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve KarışımlarKonu: Karışımlar

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve

7.4.3.1.Karışımları, homojen ve heterojen olarak sınıflandırarak örnekler verir.Homojen karışımların çözelti olarak da ifade edilebileceği vurgulanır.

Davranışlar: 7.4.3.2.Günlük yaşamda karşılaştığı çözücü ve çözünenleri kullanarak çözelti hazırlar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Homojen karışım, çözelti (çözünen, çözücü), heterojen karışım, çözünme, çözünme hızına etki eden faktörler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Homojen karışımların çözelti olarak da ifade edilebileceği vurgulanır

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 18.Hafta (14-18 Ocak 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve KarışımlarKonu: Karışımlar

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve

Davranışlar:7.4.3.3.Çözünme hızına etki eden faktörleri deney yaparak belirler.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Homojen karışım, çözelti (çözünen, çözücü), heterojen karışım, çözünme, çözünme hızına etki eden faktörler

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: a. Temas yüzeyi, karıştırma ve sıcaklık faktörlerine değinilir.b. Bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişken kavram gruplarına vurgu yapılır.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Enerji Tasarrufu Haftası

Uygundur ........................

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 18.Hafta (14-18 Ocak 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve KarışımlarKonu: Karışımların Ayrılması

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve

Davranışlar:

7.4.4.1.Karışımların ayrılması için kullanılabilecek yöntemlerden uygun olanı seçerek uygular.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Buharlaştırma, yoğunluk farkı, damıtma

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Karışımların ayrılmasında kullanılabilecek yöntemlerden buharlaştırma, yoğunluk farkı ve damıtma üzerinde durulur.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: 1. Dönem Sonu Değerlendirmesi

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

https://www.fenehli.com/

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 19.Hafta (4-8 Şubat 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve KarışımlarKonu: Karışımların Ayrılması

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve

Davranışlar:

7.4.4.1.Karışımların ayrılması için kullanılabilecek yöntemlerden uygun olanı seçerek uygular.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Buharlaştırma, yoğunluk farkı, damıtma

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Karışımların ayrılmasında kullanılabilecek yöntemlerden buharlaştırma, yoğunluk farkı ve damıtma üzerinde durulur.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü https://www.fenehli.com/

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 19.Hafta (4-8 Şubat 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 4.Ünite:Saf Madde ve KarışımlarKonu: Evsel Atıklar ve Geri Dönüşüm

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hede

f ve Davranışlar:

7.4.5.1.Evsel atıklarda geri dönüştürülebilen ve dönüştürülemeyen maddeleri ayırt eder.7.4.5.2.Evsel katı ve sıvı atıkların geri dönüşümüne ilişkin proje tasarlar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Evsel katı atık maddeler, evsel sıvı atık maddeler, geri dönüşüm, yeniden kullanma

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:

Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................

Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 20.Hafta(11-15 Şubat 2019)

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 4.Ünite: Saf Madde ve Karışımlar

Konu: Evsel Atıklar ve Geri DönüşümÖnerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.4.5.3.Geri dönüşümü, kaynakların etkili kullanımı açısından sorgular.7.4.5.4.Yakın çevresinde atık kontrolüne özen gösterir.7.4.5.5. Yeniden kullanılabilecek eşyalarını, ihtiyacı olanlara iletmeye yönelik proje geliştirir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Evsel katı atık maddeler, evsel sıvı atık maddeler, geri dönüşüm, yeniden kullanma

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Geri dönüşüm tesislerinin ekonomiye katkısı vurgulanır.

a. Atık kontrolü ile ilgili kamu ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına değinilir.b. Tıbbi atık ile temas etmemesi gerektiği hatırlatılır.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Geri dönüşüm, kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılmasıdır.

Tüketilen maddelerin yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile öncelikle ham madde ihtiyacı azalır. Böylece insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve doğaya verilen zarar engellenmiş olur. Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar ham madde olarak kullanılması büyük miktarda enerji tasarrufu sağlar. Örneğin, yeniden kazanılabilir alüminyumun kullanılması alüminyumun sıfırdan imal edilmesine oranla %35’e varan enerji tasarrufu sağlamaktadır.

Atık malzemelerin ham madde olarak kullanılması çevre kirliliğinin

engellenmesi açısından da önemlidir. Kullanılmış kâğıdın tekrar kâğıt imalatında kullanılması hava kirliliğini %74-94, su kirliliğini %35, su kullanımını %45 azaltabilmektedir. Örneğin bir ton atık kâğıdın kâğıt hamuruna katılmasıyla 16 ağacın kesilmesi önlenebilmektedir.

Hangi Maddeler Geri Dönüştürülebilir?

Atık Madde Ayrıştırma Kutuları

Evsel atıklardan birçoğu geri dönüştürülebilmektedir. Geri dönüşümü yapılabilecek başlıca maddeler aşağıdaki gibidir:

Cam ve cam ürünleri (cam şişe, cam tabak vb.) Kağıt ve kağıt ürünleri (defter, kitap, peçete, gazete, ambalaj

kağıtları vb.) Plastik (pet şişe gibi.) Piller Akümülatörler Beton Elektronik atıklar Tekstil Ahşap Metal (Alüminyum, demir, bakır, çelik, metal içecek kutuları vb.)

Katı atıklar dışında sıvı atıkların da geri dönüşümü yapılabilmektedir. Örneğin; kanalizasyon suları geri dönüşümle kullanılabilir gale getirilebilmektedir.

Geri Dönüştürme Yöntemleri

Geri dönüştürme metotları her malzeme için farklılık göstermektedir:

Alüminyum: Atık alüminyum küçük parçacıklar halinde doğranır. Daha sonra bu parçalar büyük ocaklarda eritilerek, dökme alüminyum üretilir. Bu sayede atık alüminyum, saf alüminyum ile neredeyse aynı hale gelir ve üretimde kullanılabilir.

Beton: Beton parçalar, yıkım alanlarından toplanarak kırılır. Kırma işleminden sonra ufak parçalar, yeni işlerde çakıl olarak kullanılır. Parçalanmış beton, eğer içeriğinde katkı maddeleri yoksa yeni beton için kuru harç olarak da kullanılabilir.

Kağıt: Kağıt öncelikle kâğıt çamuru hazırlamak için, su içerisinde liflerine ayrılır. Daha sonra hazır olan kâğıt lifleri, geri dönüşmüş kâğıt üretiminde kullanılır. 1 ton kullanılmış kâğıt atığının geri dönüşümü sonucunda, 16 adet yetişmiş çam ağacı ve 85 metrekarelik ormanlık alan tahrip edilmeyecektir. Örneğin; Türkiye genelinde yılda 80 milyon çam ağacı ve 40.000 hektar ormanlık arazi korunmuş olabilecektir.

Plastik: Plastik atıklar öncelikle cinslerine göre ayrılarak geri dönüşüm işlemine tabi tutulur.Cinslerine göre ayrılan geri dönüşebilir plastik atıklar, kırma makinalarında kırılıp küçük parçalara ayrılır. İşletmeler bu parçaları doğrudan belli oranlarda, orijinal hammadde ile karıştırarak üretim işleminde kullanabildiği gibi; tekrar eritip katkı maddeleri katarak ikinci sınıf hammadde olarak da kullanabilir. 1 ton plastik ambalaj atığının geri dönüşümü sonucunda 14000 kWh enerji tasarrufu sağlanmış olur.

Cam: Cam atıklar (şişe, kavanoz vb.) toplama kutularında toplanır ve bu atıklar renklerine göre ayrılarak geri dönüşüm tesislerine verilir. Burada atık ve katkı maddelerinden ayrılır. Burada cam kırılır ve hammadde karışımına karıştırılarak eritme ocaklarına dökülür. Bu şekilde tekrar cam olarak kullanıma geçer. Kırılan cam, beton katkısı ve cam asfalt olarak da kullanılmaktadır. Cam asfalta %30 civarında geri dönüşmüş cam katılmaktadır. Cam bu şekilde sonsuz bir döngü içinde geri dönüştürülebilir, yapısında bozulma olmaz. 1 ton cam atığının geri dönüşümü sonucu 100 litre benzin tasarrufu sağlanmaktadır.

Hangi Maddeler Geri Dönüştürülemez?

Evsel atıklardan meyve sebze kabukları, yemek artıkları, odun ve kömürün yanması sonucu oluşan küller geri dönüştürülemeyen atıklardır. Aynı şekilde kızartma yağı ve sıvı yağ atıkları da geri dönüştürülemeyen atıklardır. Genel olarak kimyasal atıkların da geri dönüşümü mümkün olmamaktadır.

Neden Geri Dönüşüm?

Doğal kaynaklarımız, dünya nüfusunun artması ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi nedeni ile her geçen gün azalmaktadır. Bu nedenle malzeme tüketimini azaltmak, değerlendirilebilir nitelikli atıkları geri dönüştürmek sureti ile doğal kaynakların verimli olarak kullanılması gerekmektedir. Ormanlar, su, petrol vb. doğal kaynaklarımızın üretim sürecinde kullanılması sonucu, cam, metal, plastik ve kâğıt/karton ambalajlar elde edilmektedir. Piyasaya sürülen ambalajların atık haline geldikten sonra, türlerine göre ayrılıp geri dönüşüm sanayine sevk edilmesi sonucu, geri dönüştürülmüş malzemeler çeşitli ürünlerin üretim aşamasında ikincil hammadde olarak kullanılmaktadır. Böylece doğal kaynaklarımız daha az kullanılarak, doğaya katkı sağlanmış olmaktadır.Geri dönüşüm, malzeme üretiminde endüstriyel işlem sayısını azaltmak suretiyle enerji tasarrufusağlar. Örneğin; metal içecek kutularının geri dönüşümü işleminde bu metaller direkt olarak eritilerek yeni ürün haline dönüştürüldüğünden, bu metallerin üretimi için kullanılan maden cevheri ve bu cevherin saflaştırılma işlemlerine gerek olmadan üretim gerçekleştirilebilmektedir.Geri dönüşüm uzun vadede verimli bir ekonomik yatırımdır. Hammaddenin azalması ve doğal kaynakların hızla tükenmesi sonucunda ekonomik problemler ortaya çıkabilmektedir. Geri dönüşümün bu noktada ekonomi üzerinde olumlu etkileri olabilmektedir. Enerji ve Doğal Kaynakların tüketiminin azaltılması ülke ekonomisi için de büyük önem arz etmektedir. Ayrıca dışarıya bağımlı olduğumuz petrol gibi hammaddelerin tüketiminin azalması sonucu paramız yurtiçinde kalmakta ve ekonomimiz daha iyiye gitmektedir.Geri dönüşümün uygulanması ile çöplere giden atık miktarında azalma sağlanarak. Bu atıkların taşınması ve depolanması işlemleri için daha az miktarda alan ve enerji kullanılmış olur.Üzerinde yaşadığımız Dünyanın bize sağlamış olduğu doğal kaynakların verimli bir şekilde kullanılması, gelecek nesillerin de kaynak sıkıntısı

çekmemesi için önem arz etmektedir. Biz bu Dünyanın doğal kaynaklarını ne kadar tasarruflu kullanırsak; bizden sonraki nesiller de o kadar az kaynak sıkıntısı çekecek ve gelecek kuşaklar da doğal kaynaklardan yararlanma olanağı bulacaktır. Bunun yanı sıra ülkemizde geri dönüşüm sektörü her geçen gün gelişmektedir. Bu gelişim, yeni tesislerin kurulmasını ve yeni iş imkânlarının oluşmasını sağlayacaktır.Dikkat!

Sadece 1 metal içecek kutusunun geri dönüşümünden elde edilen enerji ile 100 Watt’lık bir ampul 20 saat çalıştırılır.

Geri dönüştürülen 1 ton cam atık ile 100 litre petrol tasarrufu sağlanır.

Geri dönüştürülen 1 ton kağıt/karton atık ile 17 ağacın hayatı kurtulur.

Plastik ambalaj ve atıklarının geri dönüşümünden, elyaf içeren tekstil ürünleri, atık su boruları gibi malzemeler üretilir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 21.Hafta (18-22 Şubat 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5. Ünite: Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Soğurulması

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.5.1.1. Işığın madde ile etkileşimi sonucunda madde tarafından soğurulabileceğini keşfeder.7.5.1.2. Beyaz ışığın tüm ışık renklerinin bileşiminden oluştuğu sonucunu çıkarır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Işığın soğurulması, cisimlerin siyah, beyaz ve renkli görünmesi, güneş enerjisi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Işığın Madde İle Etkileşimi (Soğurulma)Kaynaktan çıkan ışık, her yönde ve doğrusal yayılır. Işık bir madde ile karşılaştığında üç farklı şekilde davranır. Karşılaştığı maddenin özelliğine göre maddeden geçebilir, yansıyabilir ve madde tarafından soğurulabilir. Bu şekilde ışığın maddelerle farklı şekillerde etkileşime girmesi hayatımızı da kolaylaştırır. Örneğin, cisimlerin görülebilmesi için cisimlerin kendilerine gelen ışığı gözümüze yansıtması gerekir.

Madde ile etkileşen ışın yansıma yapabilir (a), saydam maddeden geçebilir (b) veya madde tarafından soğurulabilir (c)Işığın maddeler tarafından soğurulması maddelerin ısınmasına neden olur. Işık bir enerji türüdür. Işık, maddeler tarafından soğurulduğunda ışık enerjisi maddeler tarafından ısı enerjisi olarak depolanır ve maddelerin ısınmasına dolayısıyla sıcaklığının artmasına neden olur. Işık enerjisinin bir kısmının maddeler tarafından tutulması olayına ışığın soğurulması adı verilir. Işığın soğurulması olayı günlük hayatımızda bizlere birçok fayda sağlar.

Gölge Olan Yerler Daha Az Işık Aldığı İçin Daha SerindirGüneş, Dünya’nın ısı ve ışık kaynağıdır. Güneş ışınları yeryüzüne kadar ulaşarak, yeryüzündeki cisimler tarafından soğurulur ve yeryüzündeki cisimler ısınır. Yaz mevsiminde gölgedeki yerler ışık ışınlarını daha az aldığı için gölge olmayan yerlere göre daha serindir.

Koyu Renkli Cisimler Işığı Daha Fazla SoğururIşık ışınları tüm cisimler tarafından eşit miktarda soğurulmaz. Cisimlerin renkleri ışığın soğurulma miktarını değiştirir. Koyu renkli cisimlerin ışığı yansıtma özellikleri açık renkli cisimlere göre daha azdır. Dolayısıyla koyu renkli cisimler açık renkli cisimlere göre ışığı daha fazla soğururlar. Bu nedenle aynı ortamdaki koyu renkli ve açık renkli iki cisimden koyu renkli olandaki sıcaklık artışı daha fazla olur. Cisimlerin bu özelliğinden günlük hayatta da faydalanırız. Örneğin kışın vücudumuzun daha sıcak olması için koyu renkli, yazın da serin olması için açık renkli elbiseleri tercih ederiz. Çünkü koyu renkli elbiseler ışığı fazla soğururken, açık renkli elbiseler daha az soğurur.Soğurulan ışık, cisimlerin sıcaklığının yükseltmesinin yanında genleşme ve hâl değişimi gibi başka değişmelere de sebep olur. Uzun süre güneş ışığı altında bırakılan kumaşın rengi solar. Bir süre ışık alan bazı besinlerin tadı, ilaçların yapısı bozulur.

Bitkiler Işığın Soğurulması Sayesinde Fotosentez YaparlarBitkilerin besin ve oksijen üretmek için yaptıkları fotosentez de ışığın soğurulmasının bir sonucudur. Bitkilerde gerçekleşen fotosentez, yapraklar tarafından soğurulan ışık etkisiyle meydana gelir.

Işığın Soğurulmasıyla Elden Edilen Enerji Başka Enerji Türlerine Dönüşebilir

Binaların ısıtılmasında, yemek pişirmede vb. alanlarda maddelerin ışığı soğurması sonucunda ısınması prensibine dayanan sistemler vardır. Güneş enerjili ısıtma sistemleri de ışığın soğurulması ile çalışır.Işığın soğurulması sonucunda maddelerin sıcaklığının artmasından faydalanarak enerjiye ihtiyaç duyulan başka alanlarda da güneş enerjisinden yararlanılmaktadır. Örneğin;

Konutların ısıtılması, seracılık ve sıcak su temini, Deniz suyundan tatlı su elde edilmesi, Güneş ocaklarında yemek pişirilmesi, Elektrik enerjisi üretimi (güneş pilleri) gibi.

RadyometreGüneş enerjisinden yararlandığımız alanlarda ışık enerjisi ısı, elektrik, hareket ve kimyasal enerjiye dönüşebilir. Işık, ışık değirmeni (radyometre) adı verilen bir düzenekle hareket enerjisine dönüştürülür. Radyometre güneş ışığını doğrudan alan bir yere bırakılırsa ışığın yapraklara çarpmasının etkisiyle radyometre çarkının döndüğü görülür.

RenklerBeyaz olan güneş ışığının aydınlattığı cisimler farklı renklerde görülür. Bazı cisimler kırmızı, bazı cisimler yeşil, bazıları da mavi, mor vb. renklerde algılanır. Bunun sebebi Güneş’ten bize ulaşan ışığın tüm renkleri içermesidir. Yani beyaz ışık, aslında başlı başına bir renk değil, tüm renklerin birleşimiyle oluşan ışıktır. Bu sebeple beyaz ışık yayılırken, ulaştığı cisimlerin yansıttığı ışığın renginde görünmesini sağlar.

Ana Renkler ve Ara RenklerBeyaz ışık prizmadan geçirildiğinde kendisini oluşturan kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor renklerine ayrılır. Bu renklerdeki ışınlar ikinci bir prizmadan geçirildiğinde ise tekrar beyaz ışık elde edilir. Beyaz ışığın prizmadan geçirilerek renklerine ayrılmasıyla oluşan bu renk kuşağına spektrum veya tayf adı verilir. Gökkuşağının oluşumu da beyaz olan güneş ışığının renklerine ayrılarak tayf oluşturması sonucu oluşur.

Işık Tayfı-SpektrumuCisimler kırmızıdan mora kadar değişen renklere ve bu renkler arasında yer alan çok sayıda geçiş tonlarına sahiptir. Kırmızı bir cisim, kırmızı ve kırmızıya yakın tonlar dışındaki bütün ışık renklerini soğurur. Bu durumda kırmızı ışık yansıyarak gözümüze geleceği için cismi kırmızı görürüz. Kırmızı bir cisim üzerine yeşil ışık gönderilirse gönderilen yeşil ışığın tamamı cisim tarafından soğurulacağı için yansıyan ışık olmayacak ve cisim siyah görünecektir. Bu yüzden bizler, renkli ışıkta baktığımız cisimlerin renklerini beyaz ışık altındaki renklerinden farklı algılarız.Cisimlerin yansıtacağı renkler ana ve renklere göre değişiklik gösterir. Ara renkler kendisini oluşturan renklerin her ikisini de yansıtır. Örneğin; kırmızı ve yeşil rengin birleşimiyle oluşan ara renk olan sarı renkli cisim yeşil ışık altında yeşil, kırmızı ışık altında kırmızı görünür. Ayrıca sarı renkli cisim sarı ışık altında yine sarı renkli görünür. Kısaca cisimler kendi rengindeki (kendini oluşturan) renkleri yansıtır ve yansıttığı ışığın renginde görünür.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 22.Hafta(25 Şubat 2019- 1 Mart 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5. Ünite: Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Soğurulması

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.5.1.3. Gözlemleri sonucunda cisimlerin, siyah, beyaz ve renkli görünmesinin nedenini, ışığın yansıması ve soğurulmasıyla ilişkilendirir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Işığın soğurulması, cisimlerin siyah, beyaz ve renkli görünmesi, güneş enerjisi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:Renk filtrelerine girilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

Cisimlerin Farklı Işık Altındaki Görünümleri

Beyaz ışık önüne farklı renklerde cisimler konularak farklı renklerde ışık elde edilebilir. Burada da yukarıdaki ile benzer durum geçerlidir. Örneğin; beyaz ışık önüne kırmızı bir cisim getirildiğinde kendi rengini geçirir ve kırmızı ışık elde edilir. Aynı şekilde Yeşil renkli ışığın önüne kırmızı renkli bir cisim konulduğunda cisim ışığın tamamını soğurur ve diğer tarafa ışık geçmez.

Farklı Renklerde Işık Elde EtmeBir cismin kendi rengindeki zeminde bulunması, görünmesini zorlaştırır. Doğada bukalemun gibi renk değiştirme sistemine sahip olan canlılar bu özellikten düşmanlarından korunmak için faydalanır. Yeşil yaprak üzerindeki yeşilçekirge görünmemeyi başararak yaşamını güvenli bir şekilde sürdürür.Gökyüzü Neden Mavi?Atmosfer argon, hidrojen ve su buharı gibi başka maddeleri de içermekle birlikte büyük oranda azot ve oksijenden meydana gelir. Güneşten yayılan ışık bu maddesel ortama girdiğinde özellikle oksijen ve azot molekülleri tarafından saçılır. Saçılma, güneş ışığını meydana getiren her renk için aynı oranda gerçekleşmez. Mavi tonlar diğer renklere oranla daha fazla saçılır ve şekilde görüldüğü gibi her yönde dağılarak gökyüzünün mavi görünmesine sebep olur. Eğer atmosferde azot ve oksijen yerine başka gazlar ağırlıklı olarak bulunsaydı gökyüzü daha başka bir renge bürünürdü. Mesela gökyüzü yoğun bulutlarla veya dumanla dolu olduğunda, tüm ışınlar hemen hemen aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine sebep olur. Denizlerin mavi görünmesi, sanıldığı gibi gökyüzünün maviliğini yansıtmasından kaynaklanmaz. Atmosferde mevcut olan azot, oksijen ve karbon dioksit gibi gazlar deniz suyunda da bol miktarda bulunur. Sudaki moleküller, mavi renkli ışığın diğer renklerdeki ışıktan daha fazla saçılmasına sebep olur. Suyun içinde saçılan mavi ışık da gözümüze ulaşarak, suyun mavi renkte görünmesine sebep olur.Gün batımı ve gün doğumunda gökyüzü kızıl veya turuncu tonlarda görünür. Gün batımı veya gün doğumunda güneş ışınları atmosfere eğik girer. Daha fazla yol kat ettiğinden daha kalın bir atmosfer tabakasını geçmiş olur. Farklı renklerden meydana gelen ışık daha çok tanecik ile etkileşimde bulunur ve bu sırada farklı renklerde olan ışıklardan mavi tonda olanlar daha çok saçılmaya uğrar. Saçılan ışınların kırmızı dışındaki tonları atmosferde soğurulur. Böylece gözümüze kırmızı tonlardaki ışıklar ulaşır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Sivil Savunma Günü(28 Şubat)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 22.Hafta(25 Şubat 2019- 1 Mart 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5. Ünite: Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Soğurulması

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.5.1.4. Güneş enerjisinin günlük yaşam ve teknolojideki yenilikçi uygulamalarına örnekler verir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Işığın soğurulması, cisimlerin siyah, beyaz ve renkli görünmesi, güneş enerjisi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Kaynakların etkili kullanımı bakımından güneş enerjisinin önemi vurgulanır.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Güneş Enerjisinden Nasıl Yararlanırız?Enerji günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Öyle ki enerji olmadan hareket etme/hareket ettirme, ısıtma, aydınlatma gibi işleri enerji sayesinde gerçekleştiririz. Enerji yoktan var edilemeyeceği gibi olan bir enerji de yok edilemez. Ancak enerji tür değiştirerek başka enerji türlerine dönüşebilir. Işık da bir enerji türüdür ve cisimler tarafından soğurularak ısı enerjisi olarak depolanabilir/dönüştürülebilir.Güneş Dünya’nın ısı ve ışık kaynağı olarak bilinmektedir. Güneş ışınları sayesinde Dünya’yı hem aydınlatır, hem de ısıtır. Fakat Güneş’in bu iki görevini de ışınları sayesinde gerçekleştirir. Işık ışınları sayesinde Dünya aydınlanır ve Dünya üzerindeki cisimler bu ışık ışınlarını soğurarak ısı enerjisine dönüştürür. Böylece Dünya üzerindeki cisimler ısınmış olur.Güneş ışınlarının sahip olduğu enerjiden yararlanmak için günümüzde pek çok teknolojik araç geliştirilmiştir. Geliştirilen bu teknolojik araçlardan bazıları Güneş ışınlarını ışık ve ısı enerjisine dönüştürürken bazıları da elektrik enerjisine dönüştürerek kullanılabilir hale getirmektedir.

Güneş PanelleriGüneş panelleri Güneş ışınlarından yararlanmak için yapılan teknolojik araçlardan biridir. Güneş panellerinde ısıyı soğuran koyu renkli cam ve koyu renkli boya

kullanılarak ışığın daha fazla soğurulması sağlanır. Soğurulan ışınlar sayesinde panel içerisindeki borularda bulunan su ısınır. Bu sistem evlerde ve birçok alanda sıcak su elde etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır.

Işık Tüpleri

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Yeşilay Haftası

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 23.Hafta (4 -8 Mart 2019 )Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5. Ünite: Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Soğurulması

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.5.1.5. Güneş enerjisinden gelecekte nasıl yararlanılacağına ilişkin ürettiği fikirleri tartışır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Işığın soğurulması, cisimlerin siyah, beyaz ve renkli görünmesi, güneş enerjisi

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Kaynakların etkili kullanımı bakımından güneş enerjisinin önemi vurgulanır.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Güneş enerjisinden yararlanmak için geliştirilen teknolojik araçlardan biri de ışık tüpleridir. Bu sistem sayesinde güneş ışığı almayan karanlık ortamlar aydınlatılabilmektedir. Işık tüpleri, çatılara yerleştirilen Güneş ışınlarını toplayıcı çanak sayesinde daha az maliyetli bir şekilde evleri aydınlatmada kullanılan daha doğal bir aydınlatma yöntemidir.

Güneş PilleriGüneş enerjisinden yararlanılan bir diğer teknolojik araç ise Güneş pilleridir. Güneş pilleri Güneş ışınlarının elektrik enerjisine dönüştürülmesi amacıyla geliştirilmiştir. Güneş pilleri ilk olarak 1950’li yıllarda uydularda kullanılmak amacıyla geliştirilmiş ve hesap makinalarında da kullanılmaktadır. Günümüzde Güneş pilleri sokak lambalarında, trafik işaretlerinde ve daha birçok alanda kullanılmaktadır.

Güneş Enerjisi ile Deniz Suyundan Tatlı Su Elde Etme – DamıtmaTuzlu su olan deniz suyundan tatlı su elde etmek amacıyla da güneş enerjisinden yararlanılmaktadır.Güneş enerjisinden yararlanılan alanların artması bizlere birçok fayda sağlamaktadır.Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir. Güneş enerjisi;

Gittikçe azalan kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar için alternatif enerji kaynağıdır.

Doğal ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. Tatlı su elde etmede kullanılabildiği için yeni su kaynakları sağlamaktadır. Su

kaynaklarının korunmasını sağlar. Fosil yakıtlar gibi çevreye zararlı gaz salmadığı için çevre dostu enerji

kaynağıdır.III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Deprem Haftası (04-10 Mart)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 23.Hafta (4 -8 Mart 2019 )Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5. Ünite: Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Aynalar

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.5.2.1. Ayna çeşitlerini gözlemleyerek kullanım alanlarına örnekler verir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Düz ayna, çukur ayna, tümsek ayna

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Ayna Çeşitleri

Aynalar şekil, ışığı yansıtma ve oluşturdukları görüntünün özelliklerine göre; düz ayna, çukur

ayna ve tümsek ayna olmak üzere üç grupta incelenir. Çukur ve tümsek aynalara genel

olarak küresel aynalar adı verilir. Düzlem aynalardaki yansıma kanunları küresel aynalarda

da geçerlidir.

Tümsek Aynalar

Görüntüleri küçülterek daha geniş alanı gösterirler. Bu özelliklerinden dolayı kavşaklarda,

otomobillerin yan ve dikiz aynalarında, mağaza ve marketlerdeki güvenlik kameralarında

kullanılır. Bir metal kaşığın arka yüzeyi tümsek ayna özelliği gösterir.

Tümsek Aynaların Kullanım Alanları

Çukur Aynalar

Işığı bir noktaya toplama özelliğine sahiptir. Bu özelliklerinden dolayı otomobil farları ile

Güneş enerjisi sistemlerinde çukur aynaların ışığı bir noktaya toplama özelliklerinden

yararlanılır. Tümsek aynalara göre daha dar bir alanı gösterir. Ancak çukur aynalar genellikle

cisimlerin görüntülerini büyüterek gösterirler ve daha ayrıntılı görüntü oluştururlar. Bu

özelliklerinden dolayı dişçilerin ağız muayenelerinde kullandıkları araçlarda, teleskoplarda,

mikroskoplarda, tıraş ve makyaj aynalarında kullanılır. Bir metal kaşığın iç yüzeyi çukur ayna

özelliği gösterir.

Çukur Aynaların Kullanım Alanları

Düz Aynalar

Görüntü gerçeğiyle birebir aynı özelliklere sahiptir. Bu özelliklerinden dolayı saç tarama, diş

fırçalama gibi durumlarda yararlanılmasının yanında, kuaförlerde, berberlerde, mağazalarda,

marketlerde kullanılır. Ayrıca düzlem aynalar periskop ve projeksiyon makinası gibi araçlarda

kullanılmaktadır.

Düz Aynaların Kullanım Alanları

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.Öğrenci ders kitabı sayfa 148’deki Gözden Geçirelim etkinlikleri yaptırılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:2. DÖNEM 1. YAZILISI

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:Bilim ve Teknoloji Haftası8-14 Mart

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 24.Hafta (11-15 Mart 2019 )Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5. Ünite: Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Aynalar

Önerilen Ders Saati: 4SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.5.2.2. Düz, çukur ve tümsek aynalarda oluşan görüntüleri karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Düz ayna, çukur ayna, tümsek ayna

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Özel ışınlarla görüntü çizimine girilmez.b. Matematiksel bağıntılara girilmez.c. Çukur aynada cismin görüntüsünün özelliklerinin (büyük / küçük, ters / düz) cismin aynaya olan uzaklığına göre değişebileceği belirtilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Aynalarda Görüntü Oluşumu

Aynalar kendilerine gelen paralel ışın demetlerini kendi özelliklerine göre farklı

şekillerde yansıtırlar. Bu nedenle aylarda oluşan görüntüler farklı özelliklere

sahiptir.

Çukur Aynalarda Görüntü

Çukur aynalara gönderilen paralel ışın demetleri, aynadan yansıma kanunlarına

göre yansıdıktan sonra aynanın ön kısmındaki bir noktada kesişirler. Bu noktaya

çukur aynanın odak noktası denir. Odak noktası “f” harfi ile gösterilir. Birbirine

paralel gelen ışın demetlerini bir noktadan geçecek şekilde yansıtan araçlar çukur

aynalardır.

Çukur Aynalarda Görüntü Oluşumu

Çukur aynalarda görüntü;

Cismin yerine bağlı olarak değişir. Cismin yerine göre ters ve küçük ya da

düz ve büyük olabilir.

Buna göre;

Cisim odak noktasından uzakta ise oluşan görüntü cisme göre ters ve

küçüktür. Oluşan görüntünün yeri ise cisim ile odak noktası arasındadır.

Çukur Aynada Ters ve Küçük Görüntü Oluşumu

Cisim odak noktası ile ayna arasında ise oluşan görüntü cisme göre düz ve

büyüktür. Ayrıca bu durumda görüntü aynanın arkasında oluşur.

Çukur Aynada Düz ve Büyük Görüntü Oluşumu

Tümsek Aynalarda Görüntü

Tümsek aynalara gönderilen paralel ışın demetleri, aynadan yansıma kanunlarına

göre sanki aynanın arka tarafındaki bir noktadan dağılıyormuş gibi yansırlar. Başka

bir ifadeyle yansıyan ışınların uzantıları aynanın arka tarafında bir noktada

kesişirler. Yansıyan ışınların uzantılarının kesiştiği bu noktaya tümsek aynanın odak

noktası denir. Birbirine paralel gelen ışın demetleri tümsek aynalardan dağılarak

yansırlar.

Tümsek Aynada Görüntü Oluşumu

Tümsek aynalarda görüntü;

Cisme göre düz ve küçüktür.

Tümsek Aynada Düz ve Küçük Görüntü Oluşumu

Düz Aynalarda Görüntü

Düz aynalarda oluşan görüntü;

Cisme göre düz, cismin boyu ile eşit boyda, cisimle simetrik ve görüntünün

aynaya olan uzaklığı cismin aynaya olan uzaklığına eşittir.

Düz Aynada Görüntü Oluşumu

Düz Aynada Simetrik Görüntü Oluşumu

Aynalarda oluşan görüntü cisme göre simetriktir. Bu nedenle AMBULANS ve

İTFAİYE gibi araçların ön kısımlarındaki yazılar tersten yazılır. Öndeki araçlar dikiz

aynalarından baktıklarında bu yazıları düz olarak okurlar ve bu araçlara yol verirler.

Bu araçların yolda hızla ilerlemesi önemlidir. Bu nedenle bu araçlara vakit

kaybettirmemek için yol verilir.

Ambulans ve İtfaiye Yazılarının Ters Yazılması

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.Öğrenci ders kitabı sayfa 148’deki Gözden Geçirelim etkinlikleri yaptırılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü12 Mart

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 25.Hafta (18-22 Mart 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5.Ünite:Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Kırılması ve Mercekler

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.5.3.1.Ortam değiştiren ışığın izlediği yolu gözlemleyerek kırılma olayının sebebini ortam değişikliği ile ilişkilendirir.7.5.3.2.Işığın kırılmasını, ince ve kalın kenarlı mercekler kullanarak deneyle gözlemler.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Işığın kırılması, mercekler (ince kenarlı mercekler, kalın kenarlı mercekler), odak noktası

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: a. Tam yansımaya ve prizmalarda kırılmaya girilmez.b. Snell (Kırılma) Yasası'na girilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Işığın KırılmasıSu dolu bir bardaktaki pipeti kırılmış gibi görürüz. Benzer şekilde derin olan bir havuzun sığ gibi görünmesinin, güneşli bir günde su dolu havuza baktığınızda havuz dibinde bazı bölgelerin daha fazla aydınlanmasının, suyun dibindeki bir balık ya da taşı yüzeye yakınmış gibi algılamamızın, havuzun içindeyken bacaklarınıza baktığınızda olduğundan daha kısa görmemizin nedeni birer algı yanılmasıdır. Bu yanılgıların hepsi hava ortamından su ortamına bakarken gerçekleşmektedir. Işığın oluşturduğu bu yanılgıların sebebini anlamaya çalışalım.

Takozlar yardımıyla eğimli hâle getirilmiş bir masanın aşağıda kalan yarısı pamuklu ya da yünlü kumaşla örtülmüş olsun. Masanın yüksekte kalan tarafından tekerlekli bir sistem örtüye dik olmayacak doğrultuda serbest bırakılsın. Tekerlekli sistem hareket etmeye başlar. Masa yüzeyi ile örtülü bölgeyi ayıran sınıra geldiğinde ise hareketin doğrultusunun bir miktar değiştiği görülür. Çünkü kumaşın üzerine önce çıkan tekerlek yavaşlarken diğer tekerlek sahip olduğu hızla yavaşlamış tekerleğin olduğu tarafa doğru bir miktar savrulur. Her iki tekerlek de kumaş zemine çıktıktan sonra masa yüzeyinden kumaş zemine savrulduğu doğrultuda daha yavaş hareket eder. Verilen bu örnekte tekerlekli sistemin ışığı, masa yüzeyindeki örtülü ve örtüsüz bölgelerin ise ortamları temsil ettiğini düşünürsek tekerlekli sistemin hareketindeki hız ve doğrultu değişimini, ışığın ortam değiştirirken hız ve doğrultu değiştirmesine benzetebiliriz. Yukarıdaki örneklerdeki olaylarda hava ortamından su ortamına bakarken gerçekleşmektedir. Başka bir deyişle suyun içerisindeki kalemden ya da balıktan gözümüze yansıyan ışınlar su ortamından hava ortamına geçerken hız ve doğrultu değiştirmektedir. Bu nedenle biz bu cisimleri gerçekte oldukları yerde değil de gözümüze gelen ışık ışınlarının doğrultusundaymış gibi algılarız.Eğer tekerlekli sistem kumaş zemine dik olarak gönderilmiş olsaydı her iki tekerlek aynı anda kumaş zemine geçecekti. Bu durumda sadece tekerlekli sistemin hareketinde bir miktar yavaşlama olacak, doğrultusunda ise herhangi bir değişme olmayacaktı. Saydam ortamları ayıran yüzeye dik olarak gelen ışık ışınlarının hareketi de bu şekildedir. Hava, su veya cam gibi saydam ortamların

birinden diğerine dik olarak gönderilen ışık, doğrultusunu değiştirmeden yayılmasını sürdürür yani kırılmaya uğramaz.

Işık ışınları farklı bir ortama geçerken sürati, doğrultusu ve yönü değişir. Işık ışınlarının bir ortamdan farklı bir ortama geçerken yön ve doğrultu değiştirmesine ışığın kırılması denir. Bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama dik olmayacak şekilde gönderilen ışık ışınlarının büyük bir kısmı doğrultusunu ve hızını değiştirerek ikinci ortama geçer. Bir kısmı da ortamları ayıran sınır üzerinden geri yansır. Işığın, izlediği yolun tersinden gönderilmesi durumunda ise ışık aynı yoldan geri döner. Bu sebeple ışık ışınlarının izlediği yolun tersinir olduğu söylenir.Farklı ortamları birbirinden ayıran yüzeye çizilen dik doğruya normal (N) denir. Normal çizgisi gerçekte olmayan sadece hayali olarak varlığı kabul edilen dik bir doğrudur. Bu nedenle kesikli çizgilerle gösterilir. Normal çizgisi ortam değiştiren ışınların gelme ve kırılma açılarını ölçmede kullanılır.Kırılma olayında ortamları ayıran yüzeye gönderilen ışın gelen ışın olarak adlandırılır. Gelen ışın ile normal arasındaki açı gelme açısıdır. Gelen ışın farklı yoğunluktaki bir ortamdan başka bir ortama geçerken hız, doğrultu ve yön değiştirir. Hızı, yönü ve doğrultusu değişen bu ışına kırılan ışın denir. Kırılan ışın ile normal arasındaki açı da kırılma açısı olarak adlandırılır.

Kaynağından yayılan ışık, farklı ortamlar arasında geçiş yaparken gelme açısına göre farklı kırılma açıları gösterebilir. Buna göre;

Yoğunluğu (kırıcılığı) az olan ortamdan yoğunluğu çok olan ortama dik gelmesi durumu haricinde her zaman normale yaklaşacak şekilde kırılır(2-3). Işığın yüzeye dik gelmesi durumunda ışık ışınları kırılmaya uğramaz(1).

Çok kırıcı ortamdan az kırıcı ortama geçerken ayırma yüzeyine dik düşerse başka bir deyişle normalle aynı doğrultuda gönderilirse doğrultu değiştirmeden (kırılmadan) yoluna devam eder(1). Bu durumda ışığın yönü ve doğrultusu değişmez ancak hızı değişir.

Yoğunluğu (kırıcılığı) çok olan ortamdan yoğunluğu (kırıcılığı) az olan ortama dik değil de bir miktar eğik gönderilirse normalden uzaklaşarak kırılır(2-3).

Işığın, çok kırıcı ortamdan az kırıcı ortama daha büyük açılarla gelmesi hâlinde daha büyük açı ile kırıldığı görülür. Öyle ki gelme açısının belli bir değerine karşılık kırılma açısının 90oolduğu, başka bir ifadeyle kırılan ışık ışınlarının ortamların ayrılma yüzeyini yaladığı fark edilir(4). Kırılma açısının 90o olduğu andaki gelme açısına sınır açısı denir. Eğer ışık ışınları sınır açısından daha büyük açı ile ortamları ayıran sınıra gönderilirse kırılmanın etkisi tümüyle kaybolur ve ayrılma yüzeyi bir ayna gibi davranarak gelen ışığın tamamını suyun içine geri yansıtır(5). Bu olaya tam yansıma denir. Tam yansıma olayının gözlenebilmesi için ışık ışınlarının su, cam ve plastik gibi çok kırıcı ortamlardan hava gibi az kırıcı ortama sınır açısından daha büyük açı ile gönderilmesi gerekir.

Sudan havaya geçen ışınlar için sınır açısı 480’dir.Tam yansıma olayının gözlenebilmesi için ışık ışınlarının su, cam ve plastik gibi çok kırıcı ortamlardan hava gibi az kırıcı ortama sınır açısından daha büyük açı ile gönderilmesi gerekir. Bu olayın teknolojiye aktarılması sonucunda fiber optik kablolar yapılmıştır. “Fiber” adı verilen saydam bir maddeden yapılmış saç teli kalınlığındaki fiber optik kablo içerisine gönderilen ışık kablonun iç bölümünde tam yansıma yoluyla ilerler. Bu kablolar iletişimde (telekomünikasyonda)

ve tıpta yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Kablolarda lazer ışığı ile binlerce mesaj taşınmakta, yine aynı kablolar yardımıyla tıpta endoskop denilen cihazla iç organları görüntülemek mümkün olmaktadır.

Merceklerde Işığın KırılmasıÇevremizdeki cisimlere su dolu bir bardakla baktığımızda olduğundan farklı görürüz. Benzer şekilde bir yaprak üzerinde bulunan yağmur damlalarının altındaki damarlar daha belirgin görünür. Yaprak üzerindeki su damlaları gibi su dolu bardak da birer büyüteç görevi görür. Büyüteç, küçük cisimlerin büyük görünmesini sağlar. Cisimlerin gerçeğinden daha büyük görüntülerini veren büyüteçler aslında birer mercektir. Büyüteç ve gözlük gibi araçların, cisimlerin görüntüsünü değiştirmesinin nedeni bu araçların ışığı kırarak görüntü oluşturmalarıdır.Bir görüntü oluşturmak üzere ışığı kıran, en az bir yüzü küresel ve saydam olan cisimlere mercek denir. Aynalar, ışığın yansıması sonucunda görüntü veren düz ya da küresel olan ve bir yüzü parlatılmış opak cisimlerdir. Düzlem ayna gibi düzgün yansımaya sebep olan yansıtıcıların verdiği görüntüler cisimle aynı büyüklükte olur. Ancak merceklerde oluşan görüntünün büyüklüğü cismin büyüklüğüne göre farklıdır. Aynalarda görüntü ışığın yansıması sonucu oluşurken, merceklerde görüntü ışığın kırılması sonucu oluşur. Bir mercek üzerine herhangi bir doğrultuda gönderilen ışık iki kez kırılmaya uğrar. İlki merceğe girişte, ikincisi ise mercekten çıkışta meydana gelir. Eğer mercekleri elinize alıp incelerseniz bazılarının ortasının şişkin kenarlarının ince, bazılarının da ortasının çukur kenarlarının kalın olduğunu fark edersiniz.Kenarları ortalarına göre ince olan merceklere ince kenarlı mercek denir. İnce kenarlı merceğin arkasından cisimlere baktığımızda cisimlerin daha büyük bir görüntüsünü gördüğümüz için bu merceklere yakınsak mercekler de denir. Kenarları ortalarına göre kalın olan merceklere ise kalın kenarlı mercek denir. Kalın kenarlı mercekler, cisimlerin görüntüsünü küçülttüğü için ıraksak mercekler olarak da adlandırılır. İnce ve kalın kenarlı mercekler ışınları farklı şekilde kırar. İnce kenarlı mercekler ışık ışınlarını bir noktada toplanacak şekilde kırarken, kalın kenarlı mercekler ışık ışınlarını bir noktadan çıkıyormuş gibi dağıtarak kırarlar. Mercekler plastik veya camdan yapılır. İnce kenarlı mercek çift taraflı okla, kalın kenarlı mercek ise ok uçları içeri dönük bir şekilde çizimle de gösterilir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Şehitler Gün(18 Mart), Yaşlılar Haftası (18-24 Mart)

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 26.Hafta (25-29 Mart 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5.Ünite:Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Kırılması ve Mercekler

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.5.3.3.İnce ve kalın kenarlı merceklerin odak noktalarını deneyerek belirler.7.5.3.4. Merceklerin günlük yaşam ve teknolojideki kullanım alanlarına örnekler verir

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Işığın kırılması, mercekler (ince kenarlı mercekler, kalın kenarlı mercekler), odak noktası

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Ormanlık alanlara bırakılan cam atıklarının yangın riski oluşturabileceğine değinilir.b. Özel ışınlarla görüntü çizimine girilmez.c. Matematiksel bağıntılara girilmez.ç. İnce ve kalın kenarlı merceklerin odak noktaları çizimle gösterilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet:

Merceklere gelen ve mercekler tarafından kırılan ışınların izlediği yol asal eksen adı verilen bir doğruya göre tanımlanır. Asal eksen, merceklerin tam ortasını kürenin merkeziyle birleştirdiği düşünülen bir eksendir. Başka bir deyişle ince ve kalın kenarlı merceklerde merceğin ortasından geçen doğrultuya asal eksen denir.İnce kenarlı merceğin sağından veya solundan asal eksenine paralel gelen ışık ışınları, mercekten geçerken iki kez kırıldıktan sonra bir noktada toplanır. Işınlar yayılmasını bu noktadan itibaren yine sürdürür. İnce kenarlı merceklerde kırılan ışınların toplandığı bu noktaya ince kenarlı merceğin odak noktası denir. Işık ışınları merceğin sağından gönderildiğinde solundaki bir noktada, solundan gönderildiğinde ise sağındaki bir noktada toplanır. Bu sebeple ince kenarlı merceğin iki odak noktası vardır. İnce kenarlı mercek belli bir mesafede cisimlerin görüntüsünü büyük ve düz gösterir. Bu nedenle büyüteç görevi yapabilirler.

İnce kenarlı merceklerin bu özelliğinden yararlanarak güneş ışınlarını kâğıt üzerinde istediğimiz bir noktaya toplayabiliriz. Toplanan yoğun ışık ışınları kâğıdın bu noktasının sıcaklığının, tutuşma sıcaklığına kadar yükselmesini sağlayarak onun yanmasına sebep olur. Aynı etkiyi cam şişede de gözlemek mümkündür. Cam şişe yardımı ile bir noktada toplanan ışık bir süre sonra kâğıdın yanmasına sebep olur. Aynı durum doğada kendiliğinden oluşursa orman yangınına sebep olabilir. Bu sebeple böyle cisimlerin çevreye gelişigüzel bırakılması kuru çayır ve yaprakları tutuşturabileceğinden bu tür cisimleri çevreye ya da ormanlara gelişigüzel atmamalıyız ve atıldığını gördüğümüzde de o ortamdan uzaklaştırmalıyız.

Kalın kenarlı mercek üzerine asal eksene paralel olarak gönderilen ışık ışınları bir noktadan çıkıyormuş gibi dağılarak kırılır. Kırılan ışınların uzantıları ışığın geldiği taraftaki bir noktada kesişir. Işık ışınlarının uzantılarının kesiştiği bu noktaya, kalın kenarlı merceğin odak noktası denir. İnce kenarlı mercekte olduğu gibi kalın kenarlı merceğin de iki odak noktası vardır. Kalın kenarlı merceklerde odak noktası mercek ile ışık kaynağı arasındadır. Bir kalın kenarlı mercekten bakarsanız etrafınızdaki cisimlerin çoğunu görürsünüz. Ancak bu görüntüler cisimlerden küçüktür.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Orman Haftası (25-31 Mart),Kütüphaneler Haftası

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 27.Hafta (1- 5 Nisan 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 5.Ünite:Işığın Madde ile EtkileşimiKonu: Işığın Kırılması ve Mercekler

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.5.3.5.Ayna veya mercekleri kullanarak bir görüntüleme aracı tasarlar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: Işığın kırılması, mercekler (ince kenarlı mercekler, kalın kenarlı mercekler), odak noktası

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar: Öncelikle tasarımını çizimle ifade etmesi istenir. İmkânlar uygunsa üç boyutlu modele dönüştürmesi istenebilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Mercekler Yaşamımızı KolaylaştırıyorMerceklerin büyültme ve küçültme özelliklerinden yararlanılarak oluşturulan farklı sistemlerle çok küçükcisimleri gözlemleyebiliriz. Mikroskopların yapısında mercekler bulunmaktadır. Benzer şekilde, çokuzaktaki gök cisimlerinin görüntüsünü mercekli teleskoplar yardımı ile gözlemleyebilmekteyiz.

Gözümüzün yapısında da ince kenarlı mercek bulunur. Gözümüzün yapısından kaynaklanan fizikselbozukluklardan dolayı uzağı ve yakını net göremeyebiliriz. Miyop, hipermetrop ve astigmat gibi göz kusurlarınımercek kullanarak düzeltip normal bir görüş elde edebiliriz.

Video kameralarının, fotoğraf makinesi kameralarının ve dürbün gibi cihazların yapısında da merceklerbulunmaktadır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 27.Hafta (1- 5 Nisan 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 6.Ünite: Canlılarda Üreme, Büyüme ve GelişmeKonu: İnsanda Üreme, Büyüme ve Gelişme

Önerilen Ders Saati: 2 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.6.1.1. İnsanda üremeyi sağlayan yapı ve organları şema üzerinde göstererek açıklar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: İnsanda üreme, insanda üremeyi sağlayan yapı ve organlar, sperm, yumurta, zigot, embriyo, fetüs ve bebek arasındaki ilişki

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Üreme hücrelerinin yapıları verilmez.b. Neslin devamı için üreme hücrelerinin oluşturulduğu vurgulanır.c. Üreme sistemi sağlığında hijyenin önemi vurgulanır.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞMETüm canlıların ortak özelliklerinden biri de üreme yani çoğalmadır. Canlıların kendilerine benzer yeni bireyler başka bir deyişle yavrular meydana getirerek çoğalmasına üreme denir. Üreme, bir canlının canlılığının sürmesi için gerekli değildir. Ancak neslin devamlılığının sağlanması için gereklidir. İnsanlarda üremeyi sağlayan özelleşmiş yapı ve organlar bulunmaktadır. İNSANDA ÜREMEYİ SAĞLAYAN YAPI VE ORGANLARİnsanlarda dişi ve erkek bireyler, üremeyi gerçekleştirecek şekilde farklılaşmış üreme organ ve yapılarına sahiptir. İnsanda erkek ve dişi bireylerdeki üreme yapı ve organlarının temel görevleri aynı(üreme) olmakla birlikte yapılarında bazı farklılıklar vardır. Bu yapı ve organlar ile görevlerini aşağıda ayrıntılı olarak ele alalım.

Erkek Üreme OrganlarıErkek üreme organlarının bir kısmı vücut dışında, bir kısmı da vücut içerisinde yer almaktadır. Erkek üreme organları; testis, penis, salgı bezleri ve sperm kanalıdır.Testis: Erkek bireyde iki tane testis bulunmaktadır. Testislerin görevi; erkek üreme hücresi olan sperm üretmektir. Testisler vücut dışında yer alır.Penis: Spermlerin ve idrarın erkek vücudundan dışarı çıkmasını sağlar. Penis vücut dışında yer alır.Salgı Bezleri: Spermlerin hareketlerini kolaylaştırmak için salgı üreterek kaygan bir ortam sağlar.Sperm Kanalı: Testislerde üretilen spermlerin penise taşınmasını sağlayan kanaldır.Dişi Üreme OrganlarıDişi üreme organlarının tamamı vücudun içerisindedir. Dişi üreme organları; yumurtalık, yumurtakanalı, döl yatağı ve vajinadır.Yumurtalık: Dişi bireyde iki tane yumurtalık bulunmaktadır. Yumurtalıkların görevi; dişi üreme hücresi olan yumurtayı üretmektir.Yumurta Kanalı: Yumurtalıklarda üretilen yumurtanın döl yatağına ulaşmasını sağlayan kanaldır. Döllenme(sperm ve yumurtanın birleşmesi olayı) yumurta kanalında gerçekleşir.Döl Yatağı: Zigotun (döllenmiş yumurtanın) yerleştiği ve embriyonun doğuma kadar geliştiği ortamdır.Vajina: Döl yatağından dış ortama kadar uzanan ve dış ortamla döl yatağı arasındaki bağlantıyı sağlayarak spermlerin döl yatağına iletilmesini sağlayan tüp şeklindeki esnek yapıdır.

İNSANDA ÜREME HÜCRELERİİnsanda erkek ve dişi üreme organlarında üremeyi sağlayan çok özel iki üreme hücresi üretilir. Erkek üreme organlarından olan testislerde erkek üreme hücresi olan sperm üretilir. Dişi üreme organlarından olan yumurtalıklarda ise dişi üreme hücresi olan yumurta üretilir. İnsanlarda babadan gelen sperm ile anneden gelen yumurtanın birleşip gelişmesi sonucu üreme gerçekleşir.Sperm erkek üreme hücresi, yumurta dişi üreme hücresidir. Bu hücreler görevlerine göre farklı yapılar kazanmıştır. Sperm ve yumurtanın yapı ve özellikleri aşağıda ele alınmıştır.

Erkek Üreme Hücresi – Sperm Erkek üreme organlarından testislerde üretilen sperm, çok hızlı hareketli ve çok küçük bir

hücredir. Sperm hücresi; baş, orta kısım ve kuyruk olmak üzere üç kısımdan oluşur. Baş kısmında hücre zarı, çekirdek ve sitoplazma bulunur. Sperm hücresinin çekirdeği

büyük, sitoplazması azdır. Spermin baş bölgesinde dişi üreme hücresi yumurtanın zarını delen maddeler vardır.

Dişi Üreme Hücresi – Yumurta Dişi üreme organlarında meydana gelen yumurta, spermden daha büyük ve hareketsizdir. Hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten oluşur. Sitoplazması ve besin maddesi sperme göre daha fazladır.

SPERM, YUMURTA, ZİGOT, EMBRİYO VE BEBEK İLİŞKİSİErkek ve dişi üreme organları üremeyi gerçekleştirmek için üreme hücreleri olan sperm ve yumurta hücrelerini üretir.Dişi üreme organında yer alan yumurtalıkta genellikle her ay bir yumurta üretilir. Oluşan yumurta, yumurta kanalına bırakılır. Eğer yumurta hücresi spermle birleşmezse döl yatağına iner. Dişi bireylerde her ay oluşan adet kanaması ile vücut dışına atılır ve bu yumurta üremeyi gerçekleştirememiş olur.

Yumurtalıkta üretilen ve yumurta kanalına bırakılan yumurta hücresi yumurta kanalında spermle birleşirse döllenme olayı gerçekleşir. Milyonlarca sperm yumurtaya doğru yola çıkar. Ancak yaklaşık 500 adet sperm yumurtaya ulaşabilir. Bunlardan da sadece bir sperm, yumurtayı döller. Sperm yumurta zarını delerek içeri girer ve spermin çekirdeği ile yumurta çekirdeği birleşir. Sperm ve yumurta hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesi olayına döllenme denir. Döllenme gebeliğe atılan ilk adımdır. Döllenme sonucu üreme hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesi ile oluşan yapıya zigot denir. Zigot, arka arkaya mitoz bölünme geçirerek gelişir ve embriyo adını alır. Embriyo, döl yatağının iç dokusuna yerleşir ve gelişimini burada sürdürür. Embriyo besin, oksijen gibi ihtiyaç duyduğu maddeleri plasentadan sağlarken atık maddeleri de bu yolla vücudundan uzaklaştırır. Plasenta, döl yatağındaki dokulardır. Plasenta ile embriyo göbek bağı aracılığıyla birbirine bağlıdır. Madde iletimi bu göbek bağı sayesinde gerçekleşir. Embriyo ikinci aydan sonrafetüs adını alır. 280 günün(40 hafta) sonunda fetüs, artık döl yatağı dışında yaşamını sürdürebilir hâle gelir. Fetüsün döl yatağında gelişimini tamamlamasıyla doğum başlar. Anne karnındaki gelişim tamamlandığında bebek dünyaya gözlerini açar.Sperm, yumurta, zigot, embriyo, fetüs ve bebek arasındaki ilişki aşağıdaki şemada da gösterilmiştir.

EMBRİYONUN SAĞLIKLI GELİŞMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERBebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi için embriyonun sağlıklı olarak gelişmesi gerekir. Bunun için de her şeyden önce annenin sağlıklı olması ve bazı hususlara dikkat etmesi gerekir.Anne, hamile olduğunu anladığı anda hemen doktora gitmelidir. Doktor, mutlaka anne ve bebeğin sağlıklı bir şekilde doğuma hazırlanması için önerilerde bulunarak çeşitli önlemler almasını sağlayacaktır. Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek için sadece doktor kontrolü yetmez. Bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi başka bir deyişle embriyonun sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için anne adayının dikkat etmesi gereken ilk konu sigara, alkol, uyuşturucu madde gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmaktır. Her yıl yüzlerce çocuk, annesi alkol bağımlısı olduğu için sakat doğmaktadır. Eğer anne adayının kendisi sağlıklı olursa bebek de sağlıklı olacaktır.Embriyonun en hızlı geliştiği dönem ilk üç aydır. Özellikle bu dönemde radyasyondan uzak durulmalıdır. Örneğin, röntgen filmi çektirmemeli hatta röntgen odalarının içinde veya yakınında bulunmamalıdır. Maruz kalınan radyasyon, embriyonun fiziksel veya zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilir. Hamilelikte ilaç kullanımına çok dikkat edilmeli, doktor kontrolü olmadan ilaç kullanılmamalıdır. Röntgen ve ilaçlardan uzak kalabilmenin şartı da anne adaylarının hastalanmamaya özen göstermesidir. Çünkü hastalanınca röntgen ve ilaçlara ihtiyaç duyulacaktır.Anne adayı, kendisiyle birlikte bebeğini de beslediği için yediği, içtiği gıdalara ve içeceklere özen göstermelidir. Yeterli ve dengeli beslenmelidir.

Spor da gebelik döneminin önemli etkinliklerinden biridir. Anne adayının, doktorunun önerdiği biçimde spor yapması hem kendi sağlığını hem de bebeğinin sağlığını olumlu etkileyecektir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 28.Hafta ( 8-12 Nisan 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 6.Ünite: Canlılarda Üreme, Büyüme ve GelişmeKonu: İnsanda Üreme, Büyüme ve Gelişme

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.6.1.2. Sperm, yumurta, zigot, embriyo, fetüs ve bebek arasındaki ilişkiyi açıklar.7.6.1.3. Embriyonun sağlıklı gelişebilmesi için alınması gereken tedbirleri, araştırma verilerine dayalı olarak tartışır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri: İnsanda üreme, insanda üremeyi sağlayan yapı ve organlar, sperm, yumurta, zigot, embriyo, fetüs ve bebek arasındaki ilişki

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler: İnsanda üremeyi sağlayan yapı ve organları gösteren şema

Açıklamalar: Embriyonun gelişim evrelerine girilmez.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: İNSANDA ÜREME HÜCRELERİİnsanda erkek ve dişi üreme organlarında üremeyi sağlayan çok özel iki üreme hücresi üretilir. Erkek üreme organlarından olan testislerde erkek üreme hücresi olan sperm üretilir. Dişi üreme organlarından olan yumurtalıklarda ise dişi üreme hücresi olan yumurta üretilir. İnsanlarda babadan gelen sperm ile anneden gelen yumurtanın birleşip gelişmesi sonucu üreme gerçekleşir.Sperm erkek üreme hücresi, yumurta dişi üreme hücresidir. Bu hücreler görevlerine göre farklı yapılar kazanmıştır. Sperm ve yumurtanın yapı ve özellikleri aşağıda ele alınmıştır.

Erkek Üreme Hücresi – Sperm Erkek üreme organlarından testislerde üretilen sperm, çok hızlı hareketli ve çok küçük

bir hücredir. Sperm hücresi; baş, orta kısım ve kuyruk olmak üzere üç kısımdan oluşur. Baş kısmında hücre zarı, çekirdek ve sitoplazma bulunur. Sperm hücresinin çekirdeği

büyük, sitoplazması azdır. Spermin baş bölgesinde dişi üreme hücresi yumurtanın zarını delen maddeler vardır.

Dişi Üreme Hücresi – Yumurta Dişi üreme organlarında meydana gelen yumurta, spermden daha büyük ve

hareketsizdir. Hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten oluşur. Sitoplazması ve besin maddesi sperme göre daha fazladır.

SPERM, YUMURTA, ZİGOT, EMBRİYO VE BEBEK İLİŞKİSİErkek ve dişi üreme organları üremeyi gerçekleştirmek için üreme hücreleri olan sperm ve yumurta hücrelerini üretir.Dişi üreme organında yer alan yumurtalıkta genellikle her ay bir yumurta üretilir. Oluşan yumurta, yumurta kanalına bırakılır. Eğer yumurta hücresi spermle birleşmezse döl yatağına iner. Dişi bireylerde her ay oluşan adet kanaması ile vücut dışına atılır ve bu yumurta üremeyi gerçekleştirememiş olur.Yumurtalıkta üretilen ve yumurta kanalına bırakılan yumurta hücresi yumurta kanalında spermle birleşirse döllenme olayı gerçekleşir. Milyonlarca sperm yumurtaya doğru yola çıkar. Ancak yaklaşık 500 adet sperm yumurtaya ulaşabilir. Bunlardan da sadece bir sperm, yumurtayı döller. Sperm yumurta zarını delerek içeri girer ve spermin çekirdeği ile yumurta çekirdeği birleşir. Sperm ve yumurta hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesi olayına döllenme denir. Döllenme gebeliğe atılan ilk adımdır. Döllenme sonucu üreme hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesi ile

oluşan yapıya zigot denir. Zigot, arka arkaya mitoz bölünme geçirerek gelişir ve embriyo adını alır. Embriyo, döl yatağının iç dokusuna yerleşir ve gelişimini burada sürdürür. Embriyo besin, oksijen gibi ihtiyaç duyduğu maddeleri plasentadan sağlarken atık maddeleri de bu yolla vücudundan uzaklaştırır. Plasenta, döl yatağındaki dokulardır. Plasenta ile embriyo göbek bağı aracılığıyla birbirine bağlıdır. Madde iletimi bu göbek bağı sayesinde gerçekleşir. Embriyo ikinci aydan sonrafetüs adını alır. 280 günün(40 hafta) sonunda fetüs, artık döl yatağı dışında yaşamını sürdürebilir hâle gelir. Fetüsün döl yatağında gelişimini tamamlamasıyla doğum başlar. Anne karnındaki gelişim tamamlandığında bebek dünyaya gözlerini açar.Sperm, yumurta, zigot, embriyo, fetüs ve bebek arasındaki ilişki aşağıdaki şemada da gösterilmiştir.

EMBRİYONUN SAĞLIKLI GELİŞMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERBebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi için embriyonun sağlıklı olarak gelişmesi gerekir. Bunun için de her şeyden önce annenin sağlıklı olması ve bazı hususlara dikkat etmesi gerekir.Anne, hamile olduğunu anladığı anda hemen doktora gitmelidir. Doktor, mutlaka anne ve bebeğin sağlıklı bir şekilde doğuma hazırlanması için önerilerde bulunarak çeşitli önlemler almasını sağlayacaktır. Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek için sadece doktor kontrolü yetmez. Bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi başka bir deyişle embriyonun sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için anne adayının dikkat etmesi gereken ilk konu sigara, alkol, uyuşturucu madde gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmaktır. Her yıl yüzlerce çocuk, annesi alkol bağımlısı olduğu için sakat doğmaktadır. Eğer anne adayının kendisi sağlıklı olursa bebek de sağlıklı olacaktır.Embriyonun en hızlı geliştiği dönem ilk üç aydır. Özellikle bu dönemde radyasyondan uzak durulmalıdır. Örneğin, röntgen filmi çektirmemeli hatta röntgen odalarının içinde veya yakınında bulunmamalıdır. Maruz kalınan radyasyon, embriyonun fiziksel veya zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilir. Hamilelikte ilaç kullanımına çok dikkat edilmeli, doktor kontrolü olmadan ilaç kullanılmamalıdır. Röntgen ve ilaçlardan uzak kalabilmenin şartı da anne adaylarının hastalanmamaya özen göstermesidir. Çünkü hastalanınca röntgen ve ilaçlara ihtiyaç duyulacaktır.Anne adayı, kendisiyle birlikte bebeğini de beslediği için yediği, içtiği gıdalara ve içeceklere özen göstermelidir. Yeterli ve dengeli beslenmelidir.Spor da gebelik döneminin önemli etkinliklerinden biridir. Anne adayının, doktorunun önerdiği biçimde spor yapması hem kendi sağlığını hem de bebeğinin sağlığını olumlu etkileyecektir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 29.Hafta (15-19 Nisan 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 6.Ünite: Canlılarda Üreme, Büyüme ve GelişmeKonu: Bitki ve Hayvanlarda Üreme, Büyüme ve Gelişme

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:7.6.2.1. Bitki ve hayvanlardaki üreme çeşitlerini karşılaştırır.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Eşeysiz üreme (vejetatif üreme, bölünme, tomurcuklanma ve rejenerasyon), eşeyli üreme, büyüme ve gelişme

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Eşeyli üreme türlerine girilmez fakat eşeysiz üreme türlerine örnek verilerek değinilir.b. Metagenez (döl almaşı) konularına değinilmez.c. Hayvanlardaki iç ve dış döllenme ile iç ve dış gelişmeye değinilmez. Başkalaşım, doğurarak ve yumurtayla çoğalma konularına kısaca değinilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: ÜremeCanlıların kendilerine benzer yeni canlılar oluşturmasına üreme denir. Üreme canlılar için ortak özelliktir. Üreme canlılığın devamı için gerekli değildir, fakat neslin devamı için gereklidir. Üreme; eşeysiz üreme ve eşeyli üreme olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.Eşeysiz ÜremeTek bir atadan meydana gelen üreme şekline eşeysiz üreme denir. Eşeysiz üremede erkek ve dişi üreme hücreleri görev almaz. Eşeysiz üreme ile oluşan yeni canlı, ana canlı ile aynı kalıtsal özelliklere sahiptir fakat büyüklükleri farklı olabilir.

Bölünerek ÜremeAna canlının yeterince büyüdüğünde ikiye bölünerek çoğalmasına bölünerek üreme denir. Amip, bakteri, paramesyum ve öglena gibi tek hücreli ve mikroskobik canlılarda görülen bir üreme şeklidir. Havuz suyu, durgun su birikintisi ve göl gibi sularda bu tek hücreli canlılar bol miktarda bulunur.

Tomurcuklanarak ÜremeAna canlının vücudunda çıkıntılar oluşur ve çıkıntı gelişerek ana canlıdan ayrılarak yenicanlıyı oluşturur. Bu tür üremeye tomurcuklanarak üreme denir. Bazen yeni canlı ana canlıdan ayrılmaz ve birlikte yaşarlar. Bir omurgasız hayvan olan hidra tomurcuklanarak çoğalır.

Rejenerasyonla (Yenilenerek) ÜremeAna canlıdan kopan vücutparçaları kendini tamamlayarak yeni bireyleri oluşturur. Buna rejenerasyonla üreme denir.Yassı solucan olan planarya, bazı denizyıldızları ve toprak solucanın da rejenerasyonla üreme görülür.

Tehlike anında kertenkele kuyruğunu bırakır ve kaçar. Böylece düşmanlarını yanıltır. Kertenkelenin kopan kuyruğu yeniden oluşur. Ancak kopan kuyruk parçasından yeni kertenkele oluşmaz. Bu nedenle kertenkelede görülen bu durum rejenerasyonla üreme değil sadece rejenerasyondur.

Vejetatif ÜremeSadece bitkilerde görülen eşeysiz bir üreme şeklidir. Bazı bitkilerde gerçekleşen bu üreme şeklinde bitkilerin dal, yaprak ve gövdelerinden alınan parçalardan yeni bitkinin oluşması sağlanır. Bu şekilde ki üremeye vejetatif üreme denir. Patatesin gövdesinden yeni patateslerin oluşması, çileğin gövdesinden yeni çilek bitkisinin oluşması, kavağın, asmanın dalından ve menekşenin yaprağından yeni bitkilerin oluşması vejetatif üremeye örnektir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:2. DÖNEM 2. YAZILISI

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 30.Hafta (22-26 Nisan 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 6.Ünite: Canlılarda Üreme, Büyüme ve GelişmeKonu: Bitki ve Hayvanlarda Üreme, Büyüme ve Gelişme

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.6.2.2. Bitki ve hayvanlardaki büyüme ve gelişme süreçlerini örnekler vererek açıklar

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Eşeysiz üreme (vejetatif üreme, bölünme, tomurcuklanma ve rejenerasyon), eşeyli üreme, büyüme ve gelişme

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Tohumun çimlenmesini etkileyen faktörlerle ilgili olarak bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişkenleri içeren bir deney yapılması sağlanır.b.Çiçekli bir bitki örneği üzerinde durulur.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Hayvanlarda Üreme, Büyüme ve GelişmeHayvanlar da diğer tüm canlılar gibi nesillerinin devamlılığını sağlamak amacıyla ürerler. Omurgası hayvanların bazılarında hem eşeyli hem de eşeysiz üreme görülür. Bu canlılarda eşeysiz üreme tomurcuklanma ve rejenerasyonla gerçekleşir. Omurgasız hayvanlar genellikle eşeyli ürerler ve yumurta oluşturarak çok sayıda yavru yaparlar. Bu canlılarda yavru bakımı yoktur. Ancak karınca ve bal arısı gibi koloni halinde yaşayan böceklerde larvalar ergin bireyler tarafından beslenir. Omurgalı hayvanlarda ise eşeyli üreme görülür.Eşeyli üremede erkek ve dişi üreme hücrelerinin çekirdeklerinin kaynaşması olayına döllenme adı verildiğini hatırlayalım. Döllenme olayı gerçekleştikten sonra zigotun gelişimini nerede tamamladığı da önemlidir. Kuş ve sürüngenlerde döllenme gerçekleştikten sonra zigot sert bir kabukla sarılarak dışarı atılır. Balıklar

Palyaço balığı, alabalık ve hamsi gibi balıklarda erkek ve dişi üreme hücreleri suya bırakılır. Genellikle akıntının olmadığı kuytu köşeler seçilir. Böylece üreme hücreleri suda birleşir ve dış döllenme görülür. Balıklar çok sayıda üreme hücresi oluşturur. Bazen dalgalar nedeniyle döllenme gerçekleşmez,bazen de döllenmiş yumurtalar başka balıklara yem olur. Bu yüzden balıklar üreme şansını artırmak için çok sayıda üreme hücresi oluşturur.Balıklarda yavru bakımı yoktur. Bu yüzden balıklar yumurtadan çıkan yavrularla ilgilenmezler hatta onları yiyebilirler.

Lepisdes ve köpek balığı gibi bazı balıklar yavrularını doğurarak dünyaya getirir.Denizatları yumurtlayarak çoğalır. Ancak döllenmiş yumurtaları erkek denizatı karnındaki bir kesede taşır. Yavruların yumurtadan çıkma zamanları geldiğinde ise, çoğunlukla babanın karnındaki keseyi taşlara sürtmesi gerekir. Bir doğum olayı gibi olan bu yumurtadan çıkma süreci sırasında, bazı babalar ölür.KurbağalarYetişkin kurbağalar karada yaşarken, özellikle üreme zamanlarında su ortamına ihtiyaçları vardır. Kurbağalar yumurta ile çoğalır. Tıpkı balıklarda olduğu gibi kurbağalar da üreme hücrelerini suya bırakır. Üreme hücreleri suda birleşir.

Yumurtadan çıkan yavrular ana canlıya benzemez. Kurbağalarda yavru bakımı yoktur. Ana canlılar yumurtadan çıkan yavrularla ilgilenmezler.

Balık ve kurbağa yumurtalarında kabuk bulunmaz. Kabuk yerine yumurtalar bir zar ile çevrili olup birçok yumurta bir arada bulunur.

SürüngenlerTimsahlar, kertenkeleler, kaplumbağalar ve yılanlar sürüngenler sınıfında yer alan hayvanlardır. Sürüngenlerin derileri genellikle pullarla kaplıdır. Sürüngenler yumurta ile çoğalırlar; ancak sürüngenlerde iç döllenme görülür.

Sürüngenlerde döllenme sonucu oluşan embriyo, besin doku ve etrafında bir yumurta kabuğu ile yumurta şeklinde dışarı bırakılır. Yumurtanın sayısı ve büyüklüğü sürüngenlerin türüne göre farklı olabilir. Ancak hepsinde embriyo gelişimini tamamlayınca, etrafındaki kabuğu kırarak dışarı çıkar. Yani sürüngenlerde dış gelişme görülür. Sürüngenler yumurtadan çıkan yavrularla ilgilenmezler.Kuşlar

Ördek, deve kuşu, penguen, bülbül, tavuk, güvercin ve leylekler kuşlara örnek olarak verilebilir. Kuşların vücutları tüylerle kaplıdır. Deve kuşu,penguen ve kümes hayvanları hariç diğer kuşlar uçabilme özelliğine sahiptir. Kümes hayvanlarının da kuş sınıfında yer aldığından yumurta ile çoğalırlar..Ana canlı yumurtanın üzerine yatarak onun gelişimi için uygun sıcaklığı sağlar. Bu olaya kuluçka denir. Eğer uygun sıcaklık sağlanamazsa yumurta içindeki embriyo gelişemez. Her kuş türünün kuluçka süresi birbirinden farklıdır. Örneğin, penguenler bir seferde tek yumurta yapar. Kuluçka dönemi ise yaklaşık iki aydır. Güvercinler yılda 3-4 kez yumurtlar ve kuluçka dönemi yaklaşık 15-20 gündür.Kuşlarda yavru bakımı görülür. Yumurtadan çıkan yavrular belirli bir süre annesi tarafından beslenir ve korunur.Memelilerİnek, koyun, kutup ayısı ve fil memeli hayvanlara örnektir.Memeli hayvanların vücutları kıllarla kaplıdır.

Diğer omurgalı hayvanların aksine memeli hayvanlarda,embriyo, gelişimini ana canlının vücudu içinde tamamlar. Gelişimini tamamlayan embriyo doğumla dünyaya gelir. Ancak gagalı memelilerde doğum olayı görülmez. Gagalı memeliler yavrularını yumurtlayarak dünyaya getirir.Her memeli hayvan türünün, embriyonun ana canlı içindeki gelişim süresi ve tek seferde yapacağı yavru sayısı farklıdır. Örneğin, kediler tek seferde 2-5 arası yavru yaparken, kurtlar 1-10 arası yavru yapabilir. Yine fillerde embriyonun ana karnında gelişim süresi yaklaşık iki yıl iken, tavşanlarda bu süre ortalama bir aydır.Memeli hayvanlarda yavru bakımı görülür. Yavrularını doğumdan sonra belli bir süre sütle beslerler.Örneğin, koyunlar yavrularını yaklaşık 3 ay sütle beslerken, kutup ayıları yaklaşık 2,5 yıl yavrularına süt verir.Hayvanlarda büyüme ve gelişmeye çeşitli faktörler etki eder. Bunlar, beslenme, yaşadığı ortamın şartları (sıcaklık, nem, iklim, vb.) canlının kendisine ait özelliklerini oluşturan kalıtsal faktörlerdir.

BaşkalaşımSinek, kelebek ve güve gibi bazı böcek türlerinde ve kurbağalarda yumurtadan çıkan yavrular ana canlıya benzemez. Bu canlılarda yumurta içinde yeteri kadar besin yoktur. Bu nedenle yarı gelişmiş halde yumurtadan çıkan yavru, dışarıdan aldığı besinlerle gelişimini tamamlar. Yumurtadan çıkan yarı gelişmiş yavrulara larva adı verilir. Bir dizi değişim ve gelişim süreci sonunda, yavruların ana canlıya benzemesine başkalaşım denir.

Kurbağalarda Başkalaşım

Kurbağalarda, yumurtadan çıkan larvalar bir balığa benzer ve balıklar gibi solungaç solunumu yapar. Bu yüzden kurbağalar yumurtalarını su birikintisi ya da gölün sığ bölgeleri gibi yerlere bırakırlar. Döllenmeden sonra larvalar oluşur. Larvalar iribaş olarak adlandırılır ve yüzebilir. İribaş döneminde bacakları yoktur ama kuyrukları vardır.

Dışarıdan aldığı besinlerle gelişimini sürdüren iribaşların kuyrukları zamanla kısalır ve bacakları oluşur.Akciğerleri gelişen yavrular, artık akciğer ve deri solunumu yapmaya başlar. Ergin kurbağa karaya çıkar ve bacakları ile hareket eder. Ön bacaklar kısa, arka bacaklar ise uzundur.Kelebeklerde BaşkalaşımBöceklerde gelişme, döllenmiş yumurta ile başlar. Yumurtadan tırtıl adı verilen yavru çıkar. Tırtıllar etraflarını örtecek şekilde bir koza örerler. Bu evreye pupa dönemi denir. Bu dönemde yavru uyku halindedir. Pupa döneminden sonra gelişimini tamamlayan yavru kozayı yırtarak dışarı çıkar. Aşağıdaki şekilde bir kelebeğe ait yaşam döngüsü görülmektedir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 31.Hafta(29 Nisan 2019- 3 Mayıs 2019)

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 6.Ünite: Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme

Konu: Bitki Ve Hayvanlarda Üreme, BüyümeVe GelişmeÖnerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

7.6.2.3. Bitki ve hayvanlarda büyüme ve gelişmeye etki eden temel faktörleri açıklar.7.6.2.4. Bir bitki veya hayvanın bakımını üstlenir ve gelişim sürecini rapor eder.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:Eşeysiz üreme (vejetatif üreme, bölünme, tomurcuklanma ve rejenerasyon), eşeyli üreme, büyüme ve gelişme

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Tohumun çimlenmesini etkileyen faktörlerle ilgili olarak bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişkenleriiçeren bir deney yapılması sağlanır.b.Çiçekli bir bitki örneği üzerinde durulur.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Bitkilerde Üreme, Büyüme ve GelişmeÇiçeksiz bitkilerde eşeyli ve eşeysiz üreme görülür. Çiçeksizbitkilerin çiçekleri yoktur ve tohum oluşturmazlar. Çiçekli bitkiler çiçekleri ile eşeyli üreme gerçekleştirirler.Bazı çiçekli bitkiler ise eşeyli üremenin yanında eşeysiz üreme olan vejetatif üreme ile çoğalırlar.Çiçekli bitkilerin üreme organı çiçektir.

Çiçeğin temel kısımları olan çanak yaprak, taç yaprak, erkek organ ve dişi organa sahip olan çiçeklere tam çiçek denir. Bazı çiçeklerde bu kısımlardan bir ya da birkaçı yoktur. Bu çiçeklere eksikçiçek denir.

Çiçekler renk ve şekilleri farklı olabilir ancak yapı olarak birbirine benzerler. Çiçeklerin çoğunda; çiçeksapı, çiçek tablası, çanak yaprak, taç yaprak, erkek organ ve dişi organ bulunur.

Çiçek sapı: Çiçeği bitkinin dallarına bağlayan kısımdır.Çiçek tablası: Üzerinde çiçeğin çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlarının yer aldığı yapıdır.Çanak yaprak: Yeşil renkli olan bu yapraklar, çiçek henüz açmamışken onu dış etkilerden koruma göreviniüstlenir ve fotosentez yapar. Sayısı ve şekli bitkiden bitkiye değişir.Taç yaprak: Çiçeğin çeşitli renklerde olan yapraklarıdır. Şekil ve sayısı bitkiden bitkiye farklılık gösterir.Bazı taç yapraklar dip kısımlarından bir madde salgılayarak böcekleri

kendine çeker.Erkek organ: Başçık ve sapçık olmak üzere iki kısımdan oluşur. Başçıktaerkek üreme hücreleri olan polenlerin (çiçek tozları) oluştuğupolen keseleri vardır. Polenler olgunlaşınca bu keseler patlar ve polenleretrafa dağılır. Polende iki çekirdek vardır. Çekirdeklerden biripolen tüpünü oluşturur, diğeri de yumurtalığa ulaşır. Başçığı taşıyansaplara ise sapçık adı verilir.

Dişi organ: Dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalık olmak üzereüç temel kısımdan oluşmuştur.

Dişicik tepesi: Polenlerin dişi organa ulaştığı ilk yerdir. Yapışkan ve pürüzlü bir yüzeye sahiptir. Böyleceetrafa dağılmış olan polenler çeşitli şekillerde buraya ulaşırsa yapışır ve tutunur.Dişicik borusu: Dişicik tepesini yumurtalığa bağlayan ince boruya benzer yapıdır.Yumurtalık: Dişi organın en alt bölgesindeki şişkince olan kısımdır. İçinde tohum taslağı adı verilen biryapı bulunur. Tohum taslağı bazen bir tane bazen de çok sayıda olabilir. Tohum taslağının içinde dişiüreme hücresi olan yumurta bulunur.Çiçekten TohumaÇiçekten bir tohum oluşuncaya kadar birçok olay gerçekleşir. Bu olayların gerçekleşmesinde insanların,diğer canlıların ve cansız varlıkların rolleri vardır. Çiçeğe konan bir arı ya da kelebek, rüzgâr, yağmur ve su erkek üreme hücresi olan polenlerin dişicik tepesine ulaşmasını sağlar. Erkek üreme hücresi olan polenlerin dişicik tepesine ulaşmasına tozlaşmadenir.

Tozlaşmada dişicik tepesine ulaşan polenler buraya yapışır ve tutunur. Dişicik tepesi nemli olduğundan polenler buradaki suyu çeker ve çatlar. Polenin çekirdeklerinden biri dişicik borusunun içinde polen tüpü adı verilen bir yapı oluşturur. Polenin diğer çekirdeği bu tüpte ilerleyerek yumurtalığaulaşır. Yumurtalığa ulaşan polen çekirdeği, yumurta hücresi ile birleşir. Bu olaya döllenmeadı verilir.Döllenmiş yumurtaya zigot denir. Zigot gelişerek embriyoyu oluşturur. Embriyoda bitkinin kök, yaprakve gövde gibi kısımlarının küçük taslağı vardır. Embriyo ve embriyonun çimlenerek yeni bitkiyi oluşturmasısırasında kullanacağı besin tohum kabuğuyla sarılarak tohumu

oluşturur.Tohum kabuğu, tohumu uygun olmayan koşullardan korur. Tohum, çimlenmek için uygun şartlar oluşuncaya kadar uyku halindedir. Yumurtalığın döllenmeden sonra geçirdiği değişmeler ile oluşan,tohumun etrafındaki etli ve sulu kısım ise meyvedir. Meyveler hem tohumu korur, hem de tohumunuzaklara taşınmasına yardımcı olur.

Döllenme yalnızca aynı türden bitkiler arasında gerçekleşir. Örneğin, güle ait polenler papatyaçiçeğine ulaşıp tepeciğe yapışsa bile, dişicik borusunda polen tüpü oluşmaz ve polenler yumurtayıdölleyemez. Döllenme olmayınca da tohum oluşmaz.Tohumlar Uzaklara Nasıl Taşınır?Erik ve kayısı gibi bazı meyvelerin bir tane tohumu varken,domates ve elma gibi bazı meyvelerin ise çok sayıda tohumu vardır. Tohumlar; şekil, büyüklük ve renkolarak birbirinden farklıdır. Her canlıda olduğu gibi bitkiler de nesillerinin devam etmesini sağlamakister. Tohumların birbirinden farklı yolculuk maceraları vardır.

Tohumlar uzaklara farklı şekillerde taşınırlar: Karahindiba bitkisi taşıdığı paraşüte benzeyen yapılar sayesinde tohumlarını çok

uzaklara dağıtabilmektedir. Böylece yeni karahindiba bitkileri oluşmasını sağlamaktadır.

Nilüfer bitkisi gibi su bitkilerinin tohumları su ile taşınarak uzaklara dağılabilmektedir.

Pıtrak gibi bitkilerin tohumları çengelli bir yapıya sahiptir. Böylece etrafa dağılırken bir yere tutunarak, kendini geliştirme fırsatı bulur. Tohumlar bu çengelleri sayesinde hayvanlar ve insanlar ile uzaklara taşınabilmektedir.

Çilek, dut, böğürtlen gibi bitkilerin tohumları tohumu taşıyan meyveyi hayvanların yemesiyle farklı ortamlara dağılır. Meyveyi yiyen hayvanların sindirim sisteminden geçen tohumlar onların dışkıları ile uzak mesafelere yayılma fırsatı bulurlar.

Bazı meyve ve tohumlar yediğimiz besinlerdendir. Örneğin, domates, dut, incir gibi meyveleri tohumlarıile birlikte tüketiriz. Fındık, ceviz gibi bitkilerin yediğimiz kısımları ise

tohumlarıdır. Bazı tohumlardanise çeşitli aşamalardan geçtikten sonra günlük hayatta kullandığımız ürünler elde edilir. Örneğin,ay çekirdeğinden sıvı yağ, buğdaydan un, pamuktan iplik elde edilmektedir. Bunların yanı sıra bazı tohumlarda ilaç yapımında kullanılmaktadır.Tohumun Uyanışıİlk bakışta cansız gibi düşündüğümüz uyku halindeki tohumların içinde embriyo bulunur. Tohumunyapısındaki bu embriyo kendisi için uygun şartlar oluştuğunda yeni bir bitki oluşturur. Bu olaya çimlenmedenir. Aşağıdaki resimde bir bezelye tohumunun çimlenerek yeni bir bitki oluşturma süreci görülmektedir.

Çimlenmenin oluşabilmesi için bazı şartlar gereklidir.

Çimlenme gerçekleşirken su, tohumun şişerek kabuğunun çatlamasını sağlar. Çimlenme sırasındaışık gerekmez. Çünkü embriyo tohumun içindeki besini kullanır ve henüz yeşil yapraklar çıkmamıştır.Yapraklar çıktığı andan itibaren ise bitkinin artık ışığa ihtiyacı vardır. Bitki ışık sayesinde fotosentez yaparakkendi besinini üretir. Böylece bitki büyüyüp gelişebilir.Bitkilerde büyüme ve gelişmeye hem çevresel faktörler, hem de bitkinin kendi özelliğini oluşturankalıtsal faktörler etki eder. Su, ışık, sıcaklık, atmosferdeki gazlar ve toprak temel çevresel faktörlerdir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 32.Hafta ( 6-10 Mayıs 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı: 7. Ünite: Elektrik DevreleriKonu: Ampullerin Bağlanma Şekilleri

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hede

f ve Davranışlar:

7.7.1.1. Seri ve paralel bağlı ampullerden oluşan bir devre şeması çizer.F.7.7.1.2. Ampullerin seri ve paralel bağlandığı durumlardaki parlaklıklarını devre üzerinde gözlemleyerek çıkarımda bulunur.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Seri bağlama, paralel bağlama, elektrik akımı, gerilim

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:

Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:Yapılacak

Etkinlikler:Özet: Seri ve Paralel Bağlama Nedir?

Basit bir elektrik devresinde pil, bağlantı kablosu ve ampul gibi devre elemanları kullanılır. Bu devre elemanları kullanım alanlarına göre faklı şekilde bir araya getirilerek farklı elektrik devreleri kurulabilir. Basit elektrik devrelerinde devre elemanlarının iki ucu vardır. Örneğin pil + ve – olmak üzere iki uca sahiptir. Ampuller elektrik devrelerinde iki farklı şekilde bağlanır. Bunlar seri bağlama ve paralel bağlamadır. Devre elemanlarının tek bir kol üzerinde birinin + ucu diğerinin – ucuna değecek şekilde bağlanması ile oluşturulan bağlama şekline seri bağlama denir. Ampullerde seri bağlama bir ampulün çıkış ucunun diğer ampulün giriş ucuna bağlanması ile oluşturulur.

Seri bağlı devrelerde; Ampuller özdeş ise hepsi aynı parlaklıkta ışık verir. Çünkü seri bağlı

devrelerde devre elemanları üzerinden geçen elektrik akımları eşittir. Ampul sayısı arttıkça devrede bulunan ampullerin parlaklıkları azalır. Seri bağlı ampullerden herhangi biri devreden çıkarıldığında ampuller

söner. Aynı şekilde devrelerdeki ampullerden biri patladığında diğer ampuller de söner.

Basit elektrik devrelerinde ampul gibi pillerde seri olarak bağlanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bir pilin “+” ucunun diğer pilin “-“ ucuna değecek şekilde bağlanması gerektiğidir. Aksi takdirde ampul ışık vermeyecektir.

Seri bağlı devrelerde devredeki ampul sayısı artıkça devrenin toplam direnci artar. Devredeki toplam dirence eşdeğer direnç denir. Eşdeğer direnç REşşeklinde gösterilir. Seri bağlı devrelerde eşdeğer dirençdevredeki tüm dirençlerin (ampul dirençleri) toplamına eşittir ve aşağıdaki şekilde hesaplanır.

Seri bağlı devrelerde ampuller üzerinden geçen akım değerleri birbirine ve ana koldaki akıma eşittir. Bu nedenle özdeş ampullerle kurulan seri bağlı devrelerde ampul parlaklığı eşittir.

Seri bağlı devrelerde toplam gerilim (pilin gerilimi), ampullerin gerilimlerinin toplamına eşittir. Diğer bir ifadeyle seri bağlı devrelerde pilin gerilimi ampuller tarafından paylaşılır. Bu paylaşım seri bağlı devrelerde dirençler üzerinden geçen akımlar eşit olduğundan, ampullerin direncine bağlıdır. Buna göre direnci büyük olan ampuldeki gerilim daha fazladır. Yani direnci büyük olan ampul daha fazla enerji harcayacaktır.

Ampullerin birer uçları ortak bir noktada, diğer uçları da bir noktada birleştirilerek oluşturulan bağlama şekline paralel bağlama denir. Paralel bağlı devrelerde elektrik akımı kollara ayrılır. Eğer ampuller özdeş ise elektrik akımı paralel bağlı ampullere eşit elektrik akımı gidecek şekilde ayrılır.

Paralel bağlı devrelerde; Ampuller özdeş ise hepsi aynı parlaklıkta yanar. Aksi takdirde direnci az

olan daha parlak yanar. Devrelerdeki ampullerden biri çıkarılırsa (ya da patlarsa) diğer ampuller

ışık vermeye devam eder. Toplam(Eşdeğer) direnç azaldığı için seri bağlı devreye göre ampul

parlaklığı daha fazladır.

Basit elektrik devrelerinde ampul gibi pillerde paralel olarak bağlanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta pillerin “+” uçlarının ve “-“ uçlarının aynı kutupta olacak şekilde bağlanması gerektiğidir.

Paralel bağlı devrelerde devredeki ampul sayısı artıkça devrenin toplam azalır. Devredeki toplam dirence eşdeğer direnç denir. Eşdeğer direnç REşşeklinde gösterilir. Paralel bağlı devrelerde eşdeğer dirençaşağıdaki şekilde hesaplanır.

Paralel bağlı devrelerde ampuller üzerinden geçen akım değerleri ampullerin direncine bağlı olarak değişir. Buna göre direnci büyük olan ampulden az, direnci küçük olan ampulden fazla akım geçer. Ampuller üzerinden geçen akım değerlerinin toplamı da ana koldaki akım değerini verir. Başka bir deyişle paralel bağlı devrelerde ana koldaki akım, ampullere dirençleri ile ters orantılı olarak dağılır.

Paralel bağlı devrelerde ampuller üzerinden geçen akım değeri ampulün direnci ile ters orantılı olduğundan ampullerin gerilimleri birbirine ve devredeki pillerin gerilimine eşittir.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2016- 2017 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI 7. SINIF FEN BİLİMLERİ DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 33.Hafta (13 – 17 Mayıs 2019)

Sınıf: 7.SınıfÜnite No-Adı: 7. Ünite: Elektrik Devreleri

Konu: Ampullerin Bağlanma ŞekilleriÖnerilen Ders Saati: 4 Saat

II.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef

ve Davranışlar:

F.7.7.1.3. Elektrik akımını tanımlar.F.7.7.1.4. Elektrik enerjisinin devrelere akım yoluyla aktarıldığını açıklar.F.7.7.1.5. Bir devre elemanının uçları arasındaki gerilim ile üzerinden geçen akımı ilişkilendirir.F.7.7.1.6. Özgün bir aydınlatma aracı tasarlar.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Seri bağlama, paralel bağlama, elektrik akımı, gerilim

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:

Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması

Kullanılacak Araç – Gereçler:

Açıklamalar:

a. Gerilim kavramı piller üzerinden açıklanır.b. Bir iletkende gerilim, akım ve direnç arasındaki ilişki Ohm Yasası üzerinden açıklanır. Matematiksel hesaplamalara girilmez.

Öncelikle tasarımını çizimle ifade etmesi istenir. Şartlar uygunsa üç boyutlu modele dönüştürmesi istenebilir.

Yapılacak Etkinlikler:

Özet: Elektrik Akımı Nedir?Pil(üreteç), bağlantı kablosu ve ampulden oluşan basit elektrik devresini pompa, vana, kalın boru ve ince borulardan oluşan bir su tesisatına benzetebiliriz. Su tesisatlarında vana açıldığında su, ince ve kalın borular içerisinden akmaya başlar. Ancak su kalın borulardan kolayca geçerken ince borulardan geçmekte zorlanır. Pompaya tekrar gelen su pompa tarafından itilerek borular içerisindeki hareketine devam eder. Elektrik devresinde de buna benzer bir durum vardır. Su tesisatındaki suyu elektrik devresindeki negatif yüklere, pompa pile(üreteç), vana anahtara, su boruları da elektrik kablosuna benzetilebilir.

Pil pompaya benzer bir görevle elektrik yüklerine elektriksel bir kuvvet uygular. Bu kuvvetin etkisiyle elektrik yükleri kinetik enerji kazanarak bu enerji tel boyunca iletilerek iletkendeki yükler arasında enerji aktarımı gerçekleşir. Negatif yüklerin titreşim hareketi sonucunda oluşan bu enerji aktarımına elektrik akımı denir. Pilin negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru harekete zorlanan negatif yükler, sahip oldukları enerjiyi pilin pozitif kutbundan negatif kutbuna doğru aktarır ve elektrik akımı oluşur.Su tesisatı ile elektrik devresinin birbirine benzeyen yönleri olduğu gibi benzemeyen yönleri de vardır. Benzemeyen yönler;

Su tesisatındaki boru kesildiğinde suyun akışı bir süre daha devam eder. Elektrik devresinde ise teller arasında bağlantı koptuğu zaman elektrik akımı anında kesilir.

Su tesisatında eğer şeffaf boru kullanırsak hareket eden suyu gözlemleyebiliriz. Fakat

elektrik devresinde titreşim hareketi yapan yükleri gözümüzle göremeyiz. Su tesisatındaki su borular içerisinde akarken, elektrik akımında elektronlar, bir

noktadan başka bir noktaya hareket etmezler. Titreşim hareketi sayesinde diğer taneciklere çarparak enerjilerini aktarırlar.

Negatif yüklerin, titreşim hareketi sonucunda sahip oldukları hareket enerjisini yakınındaki negatif yüklerle çarparak tel boyunca iletmesi ile elektrik akımı oluşur.Burada dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri yüklerin hareket yönü ile elektrik akımının hareket yönünün farklı olduğudur. Atomun yapısındaki protonlar hareketsiz, elektronlar hareketlidir. Bu nedenle elektrik devrelerinde pil tarafından sağlanan enerji elektronları yani negatif yükleri harekete geçirir. Negatif yükler aldıkları enerji ile harekete geçerler (titreşim hareketi) ve sahip oldukları enerjiyi komşu negatif yüklere aktarırlar. Aynı tel içindeki bütün negatif yükler ortalama olarak aynı süratle titreşir. Negatif yükler pilden sağladıkları enerjiyi ampule taşır. Bu enerji ampulde ısı ve ışığa dönüşür. Negatif yüklerin titreşim hareketi ile pilin (+) kutbunda devre tamamlanır. Yani negatif yüklerin yönü pilin “-” ucundan “+” ucuna doğrudur.

Elektrik akımının yönü ise bugün bilimsel olarak yanlış olarak kabul edilse de pilin “+” ucundan “-” ucuna doğrudur. Bunun nedeni aşağıda kısaca açıklanmıştır:Bilim insanları, eski tarihlerde elektrik akımının yönünü, enerji kaynaklarının kutuplarıyla açıklanabileceği fikrini savunmuşlardır. Elektrik akımının pilin pozitif (+) kutbundan negatif (–) kutbuna doğru olduğu görüşünü öne sürmüşlerdir. Günümüzde ise yukarıda da belirtildiği gibi elektrik devresinde negatif yüklerin akış yönünün, pilin negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru olduğu bilinmektedir. Birçok bilimsel yasada ilk düşünce temel alındığı için bu düşünce korunmuştur. Buna göre; negatif yükler pilin “–” kutbundan “+” kutbuna doğru akmasına karşın elektrik akım yönünün pilin “+” kutbundan “-” kutbuna doğru olduğu kabul edilmektedir. Elektrik devresinde elektrik akımının yönünü bulmak için pilin kutuplarına bakarız. Elektrik akımının yönü, pozitif kutuptan negatif kutba doğrudur. Devredeki elektrik enerjisi kaynakları olan pil, akü vb. elektrik akımını sağlar ve ampul, elektrik yüklerinin taşıdığı elektrik enerjisini kullanır.

Elektrik devresinde anahtar kapalı iken elektrik yükleri pilin negatif kutbundan titreşim hareketine başlar, sahip oldukları enerjiyi birbirlerine aktararak pilin pozitif kutbuna kadar hareketlerini sürdürür. Bu durumda devre kapalıdır. Elektrik devresindeki anahtar açıksa elektrik yükleri titreşim hareketi yapamaz. Bu durumda enerji aktarımı olmayacağından ampul ışık vermez.AmpermetreBir elektrik devresinde belirli bir noktadan geçen elektrik akımı ölçülebilir. Elektrik akımını ölçmek için kullanılan araca ampermetre denir. Ampermetre kısaca “A” harfi ile gösterilir. Ampermetre ile ölçülen elektrik akımı ise “i” harfi ile gösterilir ve elektrik akımının birimi, elektrik akımı ile ilgili çalışmalar yapan André Marie Ampére (AndreMari Amper)’nin soyadı olan amperdir. Ampermetrelerin içerisinde kullanılan iletken teller devreden geçen elektrik akımını etkilemeyecek şekilde yapılmıştır. Bu nedenle ampermetreler devreye seri olarak bağlanır. Ampermetre devreye paralel bağlanırsa ampermetre üzerinden büyük miktarda akım geçer. Bu durumda ampermetre zarar görür.

Gerilim (Potansiyel Fark)Elektrik devrelerindeki gerilimi (potansiyel fark) aşağıdaki düzenekteki gibi bir sisteme benzetebiliriz. Pompa suyu sürekli iterek kabın kollarındaki su düzeylerinin farklı olmasını sağlar ve kabın kolları arasındaki su akışı devam eder. Elektrik akımı da devrenin iki ucu arasındaki yüklerin enerjileri arasında fark olduğu sürece olur. Bu enerji farkı gerilimin oluşmasına yol açar.Gerilim, devrenin iki ucu arasındaki enerji farkının göstergesidir.

Elektrik devrelerinde elektrik akımının devamlı olmasını sağlayan (su tesisatındaki pompa gibi) elektrik enerjisi kaynakları vardır. Pil, akü, güç kaynağı vb. enerji kaynakları elektrik devrelerinde gerilim oluşturarak elektrik akımının meydana gelmesine sebep olur. Elektrikli aletlerin hepsi aynı gerilim altında çalışmaz. Çalışabilmeleri için farklı gerilimlere sahip enerji kaynaklarına ihtiyaç vardır.Bir elektrik devresindeki gerilimi ölçmeye yarayan araca voltmetre denir. Gerilimin birimi volt olarak ifade edilir ve kısaca “V” ile gösterilir. Voltmetre, gerilimi ölçülecek noktalar arasına paralel olarak bağlanır ve bağlandığı yerdeki

gerilimi ölçer. Voltmetrenin “+” ucu gerilimi ölçülecek devre elemanının “+” ucuna, “-” ucu ise elemanın “-” ucuna bağlanır.

Voltmetre; direnci çok büyük olduğundan devreye paralel bağlanır, seri bağlanırsa devreden akım geçmez.Direnç-Akım-Gerilim İlişkisiBasit bir elektrik devresinde ampulün uçları arasındaki gerilim ile devre üzerinden geçen akım arasındaki oran (Gerilim/Akım) her zaman sabittir. Bu oran devredeki ampulün direncine eşittir.Kısaca; bir iletkenin uçları arasındaki gerilimin telin içinden geçen akıma oranı sabittir ve bu oranadirenç denir. Direnç “R” harfi ile gösterilir. Gerilim/Akım oranının birimi Volt/Amper olarak yazılır. Bu birim aynı zamanda bu oranın değeri olan direnç birimidir. Direnç birimi olarak Volt/Amperkullanıldığı gibi Ohm (Ω) da kullanılır.

Bir iletkenin uçları arasındaki gerilim ile üzerinden geçen akım arasındaki ilişkiyi ilk bulan kişi George SimonOhm (CorçSimon Om) olduğu için bu ilişkiye Ohm Kanunu denir. Bir devredeki direnç, dirençölçer adı verilen araçla ölçülür.Elektrik devrelerinde enerji kaynağının verdiği enerji artarsa devreden geçen akım şiddeti de artar. Yani devredeki gerilim ile devreden geçen akım doğru orantıdır. Bu nedenle gerilim/akım oranı değişmez. Bu durum aşağıdaki gibi Gerilim-Akım grafiği ile de gösterilebilir.

Birden çok pilin bağlı olduğu devrelerde, pillerden birinin pozitif kutbunun diğerinin negatif kutbuna bağlanması devre elemanının uçları arasındaki gerilimi yükseltir. Artan gerilim ise devre elemanı üzerinden daha büyük bir akımın geçmesini sağlar ve ampulün parlaklığı artar.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

*Boşluk dolduralım*Eşleştirelim Ölçme ve değerlendirme için projeler, kavram haritaları, tanılayıcı dallanmış ağaç, yapılandırılmış grid, altı şapka tekniği, bulmaca, çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru-yanlış, eşleştirme, boşluk doldurma, iki aşamalı test gibi farklı soru ve tekniklerden uygun olanı uygun yerlerde kullanılacaktır.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Anneler Günü, Engelliler Haftası (13-19 Mayıs), 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 34.Hafta (20 – 24 Mayıs 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı:Konu:

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: Öğrencilerin yıl içerisinde ortaya çıkardıkları ürünü etkili bir şekilde sunmaları beklenir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması vb. tekniklerden uygun olanları.

Kullanılacak Araç – Gereçler: -

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler: -

Özet: Fen, mühendislik ve girişimcilik uygulamalarının sunumu yapılır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.com www.FenEhli.com www.FenEhli.com

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 35.Hafta (27 – 31 Mayıs 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı:Konu:

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: Öğrencilerin yıl içerisinde ortaya çıkardıkları ürünü etkili bir şekilde sunmaları beklenir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması vb. tekniklerden uygun olanları.

Kullanılacak Araç – Gereçler: -

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler: -

Özet: Fen, mühendislik ve girişimcilik uygulamalarının sunumu yapılır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.com www.FenEhli.com www.FenEhli.com

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 36.Hafta (3-7 Haziran 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı:Konu:

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar:

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler:

Kullanılacak Araç – Gereçler: -

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler: -

Özet:

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi:

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar: Ramazan Bayramı Tatili ( 04.06.2019 – 07.06.2019 )

www.FenEhli.com www.FenEhli.com www.FenEhli.com

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü

2018- 2019 EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI GAZİ ORTAOKULU 7. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ GÜNLÜK DERS PLÂNI

I.BÖLÜM

Dersin Adı: Fen Bilimleri 37.Hafta (10-14 Haziran 2019)Sınıf: 7.Sınıf

Ünite No-Adı:Konu:

Önerilen Ders Saati: 4 SaatII.BÖLÜM

Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlar: Öğrencilerin yıl içerisinde ortaya çıkardıkları ürünü etkili bir şekilde sunmaları beklenir.

Ünite Kavramları ve Sembolleri:

Uygulanacak Yöntem ve Teknikler: Anlatım, Soru Cevap, Rol Yapma, Grup Çalışması vb. tekniklerden uygun olanları.

Kullanılacak Araç – Gereçler: -

Açıklamalar:

Yapılacak Etkinlikler: -

Özet: Fen, mühendislik ve girişimcilik uygulamalarının sunumu yapılır.

III.BÖLÜM

Ölçme ve Değerlendirme:

Hazırbulunuşluk testleri, gözlem, görüşme formları, yetenek testleri, İzleme / ünite testleri, uygulama etkinlikleri, otantik görevler, dereceli puanlama anahtarı, açık uçlu sorular, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, kelime ilişkilendirme, öz ve akran değerlendirme, grup değerlendirme, projeler, gözlem formları vb. tekniklerinde uygun olanları.

IV.BÖLÜM

Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: Yılsonu değerlendirmesi.

V.BÖLÜM

Planın Uygulanmasıyla İlgili Diğer Açıklamalar:

www.FenEhli.com www.FenEhli.com www.FenEhli.com

Uygundur ........................ Fen Bilimleri Öğretmeni Okul Müdürü