65
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :77 CELSE TARİHİ :20.08.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KÂTİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Hüsnü Çalmuk’tan oluşan mahkeme heyeti tarafından 20 Ağustos 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan Oğuz Bulut, Hasan Ataman Yıldırım ve İbrahim Özcan dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden sanıklar Cengiz Köylü, Mustafa Levent Göktaş, Tuncer Kılınç Hüseyin Buzoğlu, Mustafa Koç müdafii Av. Hasan Gürbüz, Sanık Neriman Aydın müdafii Av. Ayhan Okutan, sanıklar Mehmet Ali Çelebi, Mustafa Levent Göktaş, Hasan Atilla Uğur, Birol Başaran, Adil Serdar Saçan ve bir kısım sanıklar müdafii Av. Hüseyin Ersöz, Sanık Tuncay Özkan müdafii Av. Ahmet Çörtoğlu, sanıklar Adnan Bulut ve Ahmet Tuncay Özkan müdafii Av. Seçil Özdikmenli, Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafii Av. Yasemin Antakyalıoğlu, sanıklar Fatih Hilmioğlu, Tanju Güvendiren müdafii Av. Tarık Kale’nin geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Neriman Aydın huzura alındı. Sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla. Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer başkanım, Saygıdeğer heyet; yüce mahkemeyi saygıyla selamlıyorum. Saygıdeğer başkanım, bugün ekli dosyaya bilgisayarımdan aynı yazıların defalarca kopyaları alınan sözde eşkıyalık delillerimi değerlendirerek ve neler olduğunu yüce

Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191CELSE NO :77CELSE TARİHİ :20.08.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :HÜSNÜ ÇALMUK 32346C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KÂTİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Hüsnü Çalmuk’tan oluşan mahkeme heyeti tarafından 20 Ağustos 2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan Oğuz Bulut, Hasan Ataman Yıldırım ve İbrahim Özcan dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Sanık müdafilerinden sanıklar Cengiz Köylü, Mustafa Levent Göktaş, Tuncer Kılınç

Hüseyin Buzoğlu, Mustafa Koç müdafii Av. Hasan Gürbüz, Sanık Neriman Aydın müdafii Av. Ayhan Okutan, sanıklar Mehmet Ali Çelebi, Mustafa Levent Göktaş, Hasan Atilla Uğur, Birol Başaran, Adil Serdar Saçan ve bir kısım sanıklar müdafii Av. Hüseyin Ersöz, Sanık Tuncay Özkan müdafii Av. Ahmet Çörtoğlu, sanıklar Adnan Bulut ve Ahmet Tuncay Özkan müdafii Av. Seçil Özdikmenli, Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafii Av. Yasemin Antakyalıoğlu, sanıklar Fatih Hilmioğlu, Tanju Güvendiren müdafii Av. Tarık Kale’nin geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.Sanık Neriman Aydın huzura alındı.Sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla.Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer başkanım, Saygıdeğer heyet; yüce mahkemeyi

saygıyla selamlıyorum. Saygıdeğer başkanım, bugün ekli dosyaya bilgisayarımdan aynı yazıların defalarca kopyaları alınan sözde eşkıyalık delillerimi değerlendirerek ve neler olduğunu yüce mahkememize arz ederek başlamak istiyorum. Türk devlet geleneğinde Türklerin devlet yönetiminden uzaklaştırılmasıyla yıkılan devletler konulu bir araştırmamdan derlenen Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök yazılı bir yazı veya metin. Gerçekte 100 sayfalık bir araştırmadır efendim arz ediyorum. Kerkük Misak-ı milli şehitlerimiz başlıklı tarihi çalışmam. Bu çalışmamdan alınan istatistiki bir bilgi. Saddam’ın idam ettirdiği kurşuna dizdirdiği zehirleyerek öldürttüğü Kerkük şehitlerimize ait tarihi bilgiler. Benim eşkıyalık delillerim saygıdeğer başkanım. Sazlı semaver başlıklı müzikli bir televizyon programı çalışması. Savunmam sırasında arz ettim. Dünyanın üç sesinden biri sevgili kandaşım Rusya devlet sanatçısı Ahmet Ahmedov’un aldığı bir televizyon programı teklifinde şahsıma abla metin yazarlığını yapar mısın konuk belirlemede yardımlarını rica ediyorum ricasıyla hazırlamaya çalıştığım ancak program teklifini işlerinin yoğunluğu nedeniyle kabul etmemesiyle bilgisayarımda bulunan bir çalışma. Konusu müzik, tarih ve konuk olan bir eşkıyalık delili arz ediyorum. 1924 anayasası, anayasa tanımı, teşkilatı esasiye kanununun ilk hazırlanış şekli. 1 Kasım 1922 tarihli karar. Anayasanın madde madde incelenmesi. Türk milletinin her ferdi Mustafa Kemal neferidir konulu bir çalışma. Türk devlet geleneği Türk ordu geleneği başlıklı bir çalışma. Vatandaş için medeni bilgiler isimli eserin

Page 2: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:2

günümüz Türkçe’si için çalışmalarım. Eser içerisinde Mustafa Kemal’in her vatandaşın sosyal hayatına yönelik söylemleri. Egemenlik tanımı manası Türk milleti için ifadesi ve daha pek çok araştırmam benim eşkıyalık delillerim. Ordu hayatın günlük dedikodularının üstündedir. Vatanın üzerinde dinlendiği ve yükseldiği temel bu tek parça granit parçasıdır. Vatandaşların orduyu sevmesi ona güven duyması ve saygı göstermesi gerekmektedir. Özellikle Türk ordusu buna layıktır veciz sözü üzerine tarihi incelemelerim. Bunlar da eşkıyalık delillerim kuvvetli şiddetteki suç delillerim. Meşhur dosya kapsamıyla dosya kapsamları. Eşkıyalık delillerim. Tasavvufta talebesi olduğum Allah dostu Mehmet Dumlu hazretlerinin ilahi söylemlerine dair çalışmalarım. İzlediğim tasavvuf konferanslarında tuttuğum notlarım. Tasavvuf ilminin manevi hayatımızı ve manevi geleceğimize hediye ettiği Allah dostlarının hayatları ve söylemleri. Türk kültürüne katkıları. Devlet geleneğindeki yeri ve önemine dair pek çok çalışmamdan alıntılar. Talebesi olduğum Allah dostuna tasavvufun millet hayatındaki yerine dair yazdığım talebesiyle mürşidi kamili arasındaki mektuplaşmalarım telefon sohbetlerim. Bir sufinin dilinden Mustafa Kemal ve cumhuriyet konulu çalışmamdan alıntılar da benim eşkıyalık delillerim. Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih ihtiyatsızlar için merhametsizdir söylemi üzerine tarihi bir inceleme de benim eşkıyalık delillim. Türklere yönelik ermeni terörü ermeni isyan ve katliamları, sözde ermeni soykırım iddiaları ve emperyalistlerce nasıl kullanıldığı konulu bir araştırma yazısı konulu bir yazıda benim eşkıyalık delilim. Türk Silahlı Kuvvetlerinin tsk.mil.tr internet sitesinden bilgisayarıma aldığım ve incelediğim kamuoyuna intikal eden pek çok beyanat. Beykoz imamı ile Mustafa Kemal Atatürk arasında geçen meşhur sohbette eşkıyalık delilim olarak dosya kapsamı yapılmıştır. Türk istiklal harbinde Fransız gazetelerinde yayınlanan Türk askeri üniformasızdır şeklinde çıkan haberler Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya basınına ve Fransa’ya cevabı da benim eşkıyalık delillerim. Yeniçağ gazetesinde köşe yazarı bir ağabeyim Hasan Demir ile aramızdaki kurban bayramı kutlama iletileri de dosya kapsamı eşkıyalık delillerim. Milletvekili olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bir vekil görsün diyen bir ablam ile milletvekili olsan da Türkiye Büyük Millet Meclisi bir vekil görsün diyen bir ablam ile aramızda geçen espri dolu elektronik ortam sohbetimizde benim eşkıyalık delillim. Türkler hakkında Türk ahlakı yabancı düşünür ve yazarların söylemleri Türklerde askerler dahil şehirde silah taşımak yasaktır düello bilmezler dövüşmeyi medeni terbiyeden mahrumiyet sayarlar şehirlerde büyük bir sükunet hakimdir konulu çalışmalar benim eşkıyalık delillerim. Hep duyduğunuz ve okuduğumuz ama bir türlü resmen açıklanmayan Türkiye coğrafyasının her tür zengin maden kaynakları ile ecnebinin saldırısına entrikalarına sahne olan gerçekler konulu açık kaynak bilgileri de benim eşkıyalık delillerim. Türk dil kurumunda çalışan arkadaşlarımın Bülten adlı dergi hakkında bir okuyucu olarak düşüncelerimi sormaları üzerine Türk dil kurumu yetkililerine muhatap yazdığım düşüncelerimde eşkıyalık delillerim. Türk dili hakkında Kaşgarlı Mahmut’un eseri Divanı Lügatit Türk ve içeriğine yönelik çalışmalarım ve o eserden alıntılar da benim eşkıyalık delillerim Saygıdeğer başkanım. Türk dilini öğreniniz çünkü onlar için uzun bir egemenlik vardır diyor Kaşgarlı Mahmut. TRT4 Ankara radyosunda 18’den 20’ye müzik programını sunan ve Türkçe’yi muhteşem ses tonu ile sunumuyla dinleyicilere yaşatan aziz dostum Göksel hanıma Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkçe ile ilgili sözlerini paylaştığım ve teşekkür ettiğim bir yazımda benim eşkıyalık delilim. Yine Türkçe ile ilgili Bosna Hersek dernekleri başkanının kamuoyuna açıklaması ile beni duygulandıran hazırladıkları ve bana gönderdikleri Türkçe, Arnavutça, Boşnakça, Pomakça karşılaştırmalı sözlüğü hakkındaki karşılıklı düşüncelerimizi paylaştığımız ve Makedonya kültür bakanlığınca Atatürk ile ilgili hazırladığını öğrendiğim hazırlandığını öğrendiğim bir eser üzerine sohbetimiz haberleşmemizde benim eşkıyalık delillerim. Toplumsal dönüşüm yayınlarından günümüz Türkçe’siyle yayınlanan emekli bir askerin kaleminden nutkun Türkçe’sine yönelik ilgili yayınevine bir yazımda yine eşkıyalık delilim. Bir tarihte yeğenim Kürşat Aydın’ın askerlik görevi nedeniyle ailece Adana Ankara yolculuğumuz esnasında Nevşehir kavşağında bulunan Ağaçlı tesislerinde kullanılan etkin İngilizce nedeniyle bu iş adamına dilim Türkçe’nin ne anlam ifade

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:3

ettiğine dair yazdığım çok sert bir yazı da eşkıyalık delilim. Bir bölümünü ağabeyim Kemal Aydın bey mahkemenize arz etmişti. Bu tenkidimin üzerine bu iş adamının şahsıma yazdığı yazı da arşivimdedir Saygıdeğer başkanım ama kuvvetli şiddetteki suç şubesi kabul edildiğinden dosya kapsamına alınmamıştır. Alınsaydı burada okumak isterdim. Türk sanat müziği yayını yapan ve TRT spikerlerinden Jülide Gülizar’ın Türkçe’nin önemine dair sohbetlerinden ve nutkun bu hanımefendinin Türkçe’siyle sunulması nedeniyle Ankara da bir özel radyoya bir yurttaş olarak bir tarihte yazdığım beğenilerim de eşkıyalık delillerim. Ağabeyim Kemal Aydın beyin çok sevdiğim bir dostuna bu sevgisinin ihanet göreceğine dair bir öngörümü ağabeyimi incitmekten çekindiğim için tarihe düşülen not diyerek içerisinde Mustafa Kemal Atatürk’ü misal verdiğim yaratılış gerçeğinin aksine düşüncesi nedeniyle yazdığım bir yazı da eşkıyalık delilim. Çalıştığım kamu kurumuna gelen ve ATO yayınları için hiç tanımadığım ATO başkanına yazdığım ve ayrıca bu yayınlardan çalışmalarımda içeriğinden yararlanmak üzere edinmek istediğime dair birkaç yazımda benim eşkıyalık delillerim. Bu yayınlar Mondros, Sevr, Osmanlı sultanları, kurtuluş isimli eserler adresime bir Atatürk albümü ile birlikte gönderilmiştir. Ünlü şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan bir beyit. Öylesine eskidir bu toprakta düşen kan, toprak değil Türk çıkar depremde yer altından dizeleri de benim dosya kapsamı eşkıyalık delillerim. Açık kaynaklardan internet haber sitelerinden pek çok konudaki alıntılar da eşkıyalık delillerim Saygıdeğer başkanım. Dede korkut yüzyıllardır Türkler yol gösteren Türklere yol gösteren bilge sözleri Bilge Kağan’ın Orhun yazıtlarındaki taşa yazılı nutku da eşkıyalık delilim. Beyaz kule ismiyle Selanik’in Osmanlı ordularınca fethi ile başlayan Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluk ve gençlik yıllarının geçtiği Selanik de geçen yıllarının küçük bir tarihi roman havasında olması ve özellikle gençlerin çok kolay anlayabilecekleri bir seviye ile kaleme alındığını alan kaleme alan bir yazarın muhatap kitabın çıktığı yayınevine gönderdiğim bir yazı da eşkıyalık delillerim. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve milletvekilliği ne demektir konusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri de eşkıyalık delillerim. Hatay milletvekili bir beyefendiye ülkemizde yabancıya toprak satışları konusunda iktidar partisinin milletvekili olarak görev yaptığı ve beyanları nedeniyle yazdığım Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiğim bir yazımda benim eşkıyalık delilim. Vatandaşın duyarlılığı nedeniyle duygulanıp ağladığının şahidiyim. Bu yazıda eşkıyalık olarak yer almıştır. Atatürk ve sahte milliyetçiler Atatürk ve sahte ulusalcılar Atatürk sonrası altı ok altı ilke konulu bir inceleme yazısı da benim eşkıyalık delillerim. Rahmetli Atilla ilhan’ın TRT 2’de çocukluğumdan beri büyük bir zevkle izleyip dinlediğim Atilla İlhan ile zaman içinde yolculuk isimli Atatürk’ü anlatan o enfes programın yayından kaldırılması nedeniyle üzüntülerimi ifade ettiğim gençler adına üzüldüğümü dile getirdiğim TRT genel müdürlüğüne muhatap yazdığım programın kitap alacak parası olmayan milletimiz için ifade ettiği anlamı kaleme aldığım bir tenkit yazısı da benim eşkıyalık delilim. Rahmetli Atilla İlhan’a Türk istiklal harbinde Türk kadınları konulu bir çalışması hakkında yazdığım bir yazı üzerine ayrıca da konuştuğumuz ve bu konuda bana söyledikleri de benim eşkıyalık delilim. Çanakkale savaşlarında Türk askerinin insan sevgisi nedeniyle Çanakkale’ye neden getirildiğini ama neyle karşılaştığını bu İngilizler ne kadar yalancıymış diyerek anılarını anlatan Anzaklı Ömer diye internet sayfalarında da bulunan bir Anzaklının ifadesi de benim eşkıyalık delilim. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurdurduğu bir kurum olan Türk Ortodoks patrikhanesi temsilcisi dedesinin Türk istiklal harbinde Hıristiyan Türklerin istiklal harbindeki Mustafa Kemal’in saflarında bulunması gayretleriyle Mustafa Kemal’in Türkiye Büyük Millet Meclisinde dahil yanında bulunan ve hizmetleri ile tarihe geçen Anadolu’daki Hıristiyan Türklerin varlığını da ispat eden bir kurumun temsilcisine bir Türk kadınına basın yoluyla milletimiz milletimize aktardığı tarihi gerçekler nedeniyle teşekkürüm de benim eşkıyalık delillerim. Yıllardır basından kamuoyundan beyanlarından eserlerinden Kıbrıs Türkünün mücadelesini devletin kuruluşuyla tamamına erdiren tarihi şahsiyet devlet adamı Rauf Denktaş’a bir yurttaş olarak yazdığım ve hatıra olarak kendisinden gelen cevabı da arşivimde bulunan bir yazı da benim eşkıyalık delilim. Trabzonspor kalecisi milli takım kalecisi daha sonra milli takım teknik

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:4

direktörlüğü ile milletimizin yakından tanıdığı ayrıca ağabeyim Kemal Aydın beyin de gençlik yıllarından beri tanıdığı futbol adamı Şenol Güneş hakkında milli takımın dünya üçüncülüğünü güzel bir futbolla bize yaşatan bu insana hiç hak etmediği eleştirileri yapan ve makale olarak yayınlayan hem de asker emeklisi olan bir yazara bende sizin göreviniz milletimizin başarılı evlatlarını hep eleştirmek midir diye acı ve sert bir tenkit yazdım ve yayınevine gönderdim bu yazıda benim eşkıyalık delilim. Okuduğum gazete de makale yazan Necdet Sevinç isimli bir yazarın bir aydının Türkiye de Türk yok mu başlıklı yazısı üzerine evet ben varım Türküm diye yazdığım bir yazıda benim eşkıyalık delilim. 26 Ağustos zafer bayramı nedeniyle anıtkabire nizamıyla yürüyüş yapan Harbiyeli öğrenciler ile Mehmetçiklerin bu güzel görüntüsü için ayrıca zafer günlerini zafer günlerimize yakışır kutlanması için düşüncelerimi yazıp gönderdiğim adını tsk.mil.tr internet adresinden bularak genel sekreterlik makamına yazdığım zafer yürüyüşü yazım da benim eşkıyalık delilim. 28 Şubat süreci ve milli güvenlik kurulundan sert uyarı isimli Türk Silahlı Kuvvetleri mil.tr internet sitesinden bir yazıda benim eşkıyalık delilim Saygıdeğer başkanım. Batı Trakya dergisinde Azerbaycan konulu bir makale üzerine tenkitlerimi yazdığım ve dergi adresine gönderdiğim yazarını tanımadığım ancak milletimin kültürü gereği milletin devlet adamlarına bakışının da bir misali olan içerisinde değerli büyüğüm hitabı geçmesi nedeniyle sorgulandığım bir yazı da benim eşkıyalık delilim. Ağabeyim Kemal Aydın beyle bir gün meşrutiyet caddesinde bir pastanede dondurma yerken cadde karşısında bir otelin kapısında gördüğüm kirden tozdan görünmeyen Türk bayrağının böylesine rezil bir halde tutulması nedeniyle ayrıca kurumların kapısında gönderde bulunan bayrakların ne şeklide tutulması gerektiğini belirleyen kanunu da hatırlatıp o otele yazıp gönderdiğim çok sert bir yazımda benim eşkıyalık delilim. Saygıdeğer başkanım arkadaşlarım derlerdi bu ülkede senden başka adam yok mu? Eksikliklerden yanlışlıklardan onlar rahatsız olmuyor da sen niye rahatsız oluyorsun. Sende onlar gibi normal vatandaş olmayı öğrensen iyi olur yoksa başına bir gün bir şey gelecek göreceksin. Başıma gelenin adli mercilerin iftirası ile eşkıya ilan edilip zindana atılmak şeklinde gerçekleşmesini tahmin etmek akıl dışı olurdu Allah sonumuzu hayır etsin demek ki hesapta hayalde olmayan da insanın başına gelebiliyormuş. Bu arkadaşlarım korkudan seksen yaşındaki anneme geçmiş olsun bile diyemediler Saygıdeğer başkanım. Yine de onları sevgiyle hatırlıyorum. Yemekten büyük zevk aldığım kuru incir benim için bir başka şükre değer bir nimettir. Yıllarca içerisinde çürük olmayan ilaç olmayan incir yiyememiştim. Ancak bir gün Artemiz markası ile aldığım incirin içinden tek çürük ve ilaçlı incir çıkmaması üzerine şaşırdım. Herhalde dedim yabancı bir şirket üzerindeki bilgilerden öğrendim ki İzmir Selçuk da küçük bir işletme. Telefon ettim sahibiyle görüştüm bir teşekkür yazısı da daha sonra ismini Türkçe bir isimle değiştirmesini de önerdiğim bir yazımda benim eşkıyalık delillerim. Bu işletme sahibi ile sonra dost olduk ailece görüşmekteyiz. Yazar Metin Aydoğan beye okuduğum kitapları hakkındaki düşüncelerimin bulunduğu birçok yazım vardır. Hatta bu yazılardan birini bitmeyen oyun isimli kitabına da okuyucudan gelen mektuplar bölümüne de koymuştur. Buradaki yazım nedeniyle birçok okuyucu okuyucusu da beni arayarak teşekkür de etmiştir. Aralarında bu vesileyle dost olduğum insanlar da bulunmaktadır. Yazar Metin Aydoğan beye Türkeli dergisinde yazı yazayım mı yazmayayım mı diye ağabeyime sorduğu ağabeyim de kendisine iletmek üzere bana verdiği bir bilgiyi ilettiğim bir yazıda eşkıyalık delilim. Yazar Metin Aydoğan beyin sekreterine Pınarbaşı Kastamonu’dan kitap talebinde bulunan tanıdık bir köy imamının kitap siparişini de ilettiğim bir faks mesajım eşkıyalık delilim. Yakut Türkleri olduğunu öğrendikten tarihten öğrendiğimiz Kızılderililere ait veciz sözlerde dosya kapsamı eşkıyalık delilim. Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı iyileştirmek için büyür. Ve her insan bir görevle yaratılmıştır. Yaşlı güvercin Saliş kabilesi benim eşkıyalık delillerim. Milletimizin egemenliğimizin varlığımızın geleceği için canlarını veren şehitlerimiz temsil eden şehitlerimizi temsil eden şehit aileleri derneğine elini kolunu gözünü bacağını veren gazilerimize minnet borçlu olduğumu bir an bile unutarak davranan bir gafil olmadığım için basına intikal eden bir

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:5

haber nedeniyle bir vesileyle onlara minnet borcumu bildirdiğim bir yazım da benim eşkıyalık delilim. Osmanlı döneminde İstanbul’da görevli papaz Gregoryusun Rus çarına ibretlik bir mektubu da benim eşkıyalık delilim. Bir gazetede makalede yazan ayrıca bir çok eseri bulunan yazar Arslan Bulut ile Avrupa Birliği konusunda bir bilgi ve kaynak alışverişine dair elektronik haberleşmelerdeki iletiler de benim eşkıyalık delillerim. Avşar Türkmenleri eseri için yazarına düşüncelerimi ilettiğim bir değerlendirme yazım da eşkıyalık delilim. Rusya devlet başkanı Putin’in 2004 yılında ülkemizi ziyaretinde anıtkabir özel defterine yazdığı şu ifadeler de benim eşkıyalık delillerim. Rusya’da Türk halkının büyük oğlu Atatürk’ün hatırasına büyük değer veriliyor. Türk devletinin yeniden doğuşu onun adıyla ilişkilendirilir. Ülkelerimiz arasındaki dostluğun gelişiminin başlangıcında da onun adı vardır. Bizim görevimiz onun hatırasına layık olmak ve onun yaptıklarını devam ettirmektir. Onun yarattığı temel üzerinde karşılıklı anlayış ve dostluğun sağlam binasını kurmaktır. Bu da benim eşkıyalık delillerim. Hayat dersi üzerine özlü sözler de benim eşkıyalık delillerim. Atatürk ve çiftçi konulu vergi memurlarının öküzünün tekini vergi borcu olarak almalarıyla yaşadığı hali gören Mustafa Kemal Atatürk ile Halil ağa arasında geçen bakanlar kurulunu derhal toplayarak bu çiftçiyi bakanlar kuruluna davet ettiğini ve olanları öğrendiğimiz çiftçiye köylüye devlet başkanının değerini anlatan bu hikaye de benim eşkıyalık delilim. Atatürk ile Recep çavuş başlıklı Adana da geçen bir hikaye de benim eşkıyalık delilim. Gaziye peynir getiren ana başlıklı Atatürk orman çiftliğine yaptığı peyniri getirerek ataya teşekkür eden Ankara köylerinden bir anamızın duygu dolu sözleri de eşkıyalık delillerim. Özel kalem müdürü Hasan Rıza Soyak’ın kaleminden ve anlatımından Atatürk’ün son dakikaları da benim bilgisayarımdaki eşkıyalık delilerim. Ağabeyim Mevlüt Aydın’ın 15 yaşındaki oğlu yeğenim Tolunay Aydın’ın halacığım sınıf başkanlığı için adayım öğretmenim Tolunay seçim bildirgeni hazırla kendini ve hedeflerini arkadaşlarına anlat ve onları inandır dedi halacığım birlikte hazırlayalım dediği başlıklı seçim bildirgesi Tolunay Aydın olan Tolunay ile halası Neriman Aydın’ın ortak bir çalışması da benim eşkıyalık delilim. Satılık şehir Kars konulu bir internet bilgisi de eşkıyalık delilim. Nizamül mülkten Atatürk’e ve Osmanlı dönemi siyasi partiler başlıklı tarihi bilgilerde eşkıyalık delillerim. Türkiye’deki SFR ve Bilderberg üyeleri başlıklı internet bilgisi de benim eşkıyalık delillerim. Jandarma genel komutanı Fevzi Türkeri’ye yazılan bir yazım gönderdiğim bir araştırmam yoktur. Böyle bir yazı tarihi çalışmamdan yapılan derlemelerle istihbarat ajanlarınca derlenmiştir. Cahil mi hain mi başlıklı bir internet bilgisi de bu bilgide yer alan ülkelerin anayasalarında resmi dillerinin anayasa maddesi olup olmadığını gösteren bir internet bilgisi de benim eşkıyalık delilimdir. Atatürk başlıklı bir eser içerisindeki tarih çalışmalarını tarihi yanlışlarını bir bilim adamının yapmaya hakkı olmadığını eserin yazarı olan öğretim görevlisi Anıl Çeçen’e ağabeyim Kemal Aydın’ın da bulduğu bir yerde ve bir mekanda ellerimle verdiğim bir yazımda benim eşkıyalık delilim. Bilgisayarımda bulunan ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın kendisi ve ilmi hakkında hazırladığım eser için bana gönderdiği ATİ teknoloji hücresel tedavi ürünleri üretim ve hücre bankacılığı tesisi bugünü dünü yarını başlıklı çalışma ve slaytlarda benim eşkıyalık delillerim. Yeğenim Mehmet Ali Çelebi’nin mezuniyet töreni fotoğrafları ailesiyle çektirdiği fotoğrafları dostlarımla dostlarımın benimle paylaştıkları Selçuk’ta şehitlerimizi anma etkinlikleri fotoğrafları Adana’da ağabeyimin 40 yıllık dostumuz Muzaffer Tural ağabeyimle Seyhan barajında çektirdiğimiz fotoğraflarda eşkıyalık delillerimiz görüntülü kayıtları Saygıdeğer başkanım. İlginç bir eşkıyalık delilimi de okuyarak arz ediyorum. İsmet İnönü konuşuyor milli egemenlik kamuoyu sözleri bir takım süslü kelimelerden ibarettir böyle bir şey yoktur. Bütün dünyada geçerli olduğu gibi mesele okur yazar denen azınlığın okuma yazması olmayan çoğunluğu yönetmesidir. Azınlık denen okur yazarların da başına menfaat yularını geçirip hazine yemliğine bağladın mı bütün idare yoluna girer ve düzelir. İsmet paşa ile Recep Peker arasında işçi hakları nedeniyle yapılan bu münakaşada İsmet İnönü’nün sarf ettiği sözlere çok üzülen ve kızan Mustafa Kemal şöyle der. Bu gibi sözleri söyleyenler memleket ve milletle ilgisi olmayan kimselerdir. Bu tarihi gerçeklerde benim eşkıyalık

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:6

delillerim Saygıdeğer başkanım. Yıllardır edindiğim bilgilerimden beş araştırma konusunu kitap yapamadığım için ve devletimin yaşadığı tüm dünyanın arkasında olduğu savaş nedeniyle ve tüm düşmanların Türkiye cumhuriyetini yıkmak hedef ve saldırılarından devletimin yararlanması için muhtelif kurumlarına Genelkurmay başkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığına milli eğitim bakanlığına olmak üzere gönderdiğim araştırmalarım bulunmaktadır. Biri Almanya da görev yaptığım yıllarda bizzat şahit olduğum bir gerçek. Bölücü terör örgütünün yurtdışı banka şubeleri üzerinden nasıl maddi kaynak aktardığına dair bir bilgidir. 26 yıldır bitirilemeyen bu savaşta savaşı üstlenen Türk Silahlı Kuvvetlerine katkı sunması için gönderdim. Bunu gönderdiğim tarih 1996’dır Saygıdeğer başkanım. Avrupa Birliği ülkelerinin bölücü terör örgütüne kendi ülkelerinde sağladıkları sınırsız imkanlarla ilgilidir. 1996 ile 2002 yılları arasında mevcut siyasi iktidar partisi bildiğiniz üzere yoktu. Yani yazdığım gerçeklerle mevcut siyasi iktidarın alakası yoktur. Başka siyasi iktidarlar söz konusudur. Siyasi iktidarı korumaya çalışan adli merciler için bu sözlerimi ifade ettim. Bir diğer araştırmam keza aynı amaçlıdır. Cumhuriyeti sonlandırmak için 1980 Amerikan darbesiyle kamu kurumlarına atanan yabancı görevliler ve yabancı denetim şirketleri aracılığıyla düşmanlarımızın iktisadi devlet sırlarımıza nasıl vakıf olduklarıdır. Bu da yine bankacılık mesleğim gereği bildiğim ve şahit olduğum bir gerçektir. Kamu kurumlarına atanan yabancı görevliler ve yabancı denetim şirketlerinin devlet sırlarımıza nasıl vakıf olduklarına ilişkindir. Diğer bir araştırma konusu yozlaştırılan yobazlaştırılan kültürsüzleştirilen sonunda da kimliksizleştirme hedefine yönelik milli eğitim sistemimizin yok edilmesine yönelik bir araştırmadır. Milli eğitim müfredatlarına ilişkin çalışmamdır. Bir diğeri de Türk devlet geleneğinde Türk milleti, Türk ordusu birlikteliği ile Türk kadınının Türk kültüründeki Türk medeniyetindeki yeri ve önemine ilişkindir. Türk kadınının yüksek ahlakına ilişkindir. Bu araştırmamdan sonra sancağın Türk kadınına verildiğinin mutluluğunu yaşadım. Demek ki Türk kadınına yine ve her zaman olduğu gibi Türk ordusu değer vermekle milletimize örnek olmuştur. Bir diğeri Türk milletinin yönetimden uzaklaştırılması nedeniyle yıkılan devletlerimiz örneğin aynısının Türkiye cumhuriyetine de yaşatılmak istenmesine ilişkin tarihi bir çalışma ve gerçektir. Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Genelkurmay başkanlığına gönderdiğim tarihi bir araştırmamdır. Eşkıyalık delilim olan meşhur dosya deyimiyle dosya kapsamı hafif orta değil de kuvvetli suç şüpheleri denilen tüm deliller dosyadaki tüm deliller bu kadardır dikkatlerinize ve mahkemeniz adaletine arz ediyorum efendim. Saygıdeğer başkanım iddianameden devam ediyorum. Hamza Demir ağabeyim bir gün evde çay içerken kardeşim sen yazıp çiziyorsun hafta sonu İstanbul’dan gelirken yanımdaki adamlar öyle konular konuştular ki iş adamı gibi duruyorlardı. Bende sana anlatayım not al. Sen makale yazıyorsun. Eserler hazırlıyorsun ya belki değerlendirirsin günün birinde dediği bir bilgi. Anlatınca bende Hamza abi ben bu konularla ilgilenmiyorum bunlar gazetecilerin işi dedim. Sayfa 1566 sayfa 1673, sayfa 1635 olmak üzere birçok sayfada tekrar tekrar yer verilmiş Hamza Demir diye başlayan bu notun sadece başlangıç cümlesini okuyorum Saygıdeğer başkanım. Raine ve Galatasaray adasının işletmesi diye başlıyor. Arz ettiğim üzere hakkında bilgim olmayan bir nottur. Bu konularla da ilgilenmiyorum. Şimdi arz edeceğim iki alıntı da aynı şekilde yalnız bunlar ağabeyim Kemal Aydın beyin posta kutusuna atılan notlardır. O da Neriman son zamanlarda posta kutuma el yazısıyla bu şekilde notlar atılıyor kızım şunlara bir bak sizinkine de atabilirler annem dikkat etsin dediği küçük parça kağıtlar üzerinde bulunan el yazısıyla yazılmış notlar. İddianamede görünce hatırladım. Birisi sayfa 1564’de 9 Şubat’tan sonra 15 Şubat da emekli edilen diye başlayan arkasında da Trilya restoran sahibi diye başlayan bir not kağıdı bir çoğunda çöpe attığımı hatırlıyorum. Aile olarak bu konularda hiçbir bilginin sahibi değiliz. Kimlerin posta kutusuna bıraktığıyla ilgili ağabeyim kimler atmış yada attırmış olabilir diye araştırdı ama bir sonuç alamadı. Yalnız bu tür işlerin Mayıs 2008 ayında başlamasının hakkımızda hazırlanan bir tuzakta kullanılmaya çalışılması olduğunu düşünüyoruz çünkü 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınmamızda bu şer işlerin arkasında istihbarat ajanlarının olabileceğini gösteriyor diye düşünüyorum Saygıdeğer

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:7

başkanım. Yaşadığımız iftira da bunun delilidir arz ediyorum. sayfa 1631’den bir alıntıyı okuyorum. El konulan diz üstü bilgisayarda cahil mi hain mi başlıklı yazının sonunda. Saygıdeğer başkanım size arz ettiğim internet çıktısıdır. Cahil mi hain mi başlıklı yazının sonunda Fahrettin Yokuş’un tavrı bir vatanseverin bir ulusalcının haklı ve cesur tepkisidir. Bundan sonra hainlerin vatanın savunulması hainlerin anlayacağı dilden yapılacaktır diye internette yer alan bir çıktıdır. Görmeniz için arz ettim. Bu bilgi üzerine dikkatinizi istirham ediyorum efendim bu internet verisine dayalı açıklamalarımı ve savcılık sorgusundaki tuzağı bana nasıl sorulduğunu arz ediyorum. yaşadığım zulümde adli mercilerin katkılarını da böylece göstermek istiyorum. oysa ilk sorgumu inanç sahibi olduğu intibahını edindiğim sayın Mehmet Ali Pekgüzel yapmıştı. Kendisine de haksızlık yapmak istemiyorum önüne hazır gelen alıntı veya soru nedeniyle kendisi de tuzak bir soru olup olmadığının farkına varamamış olabilir. 1 Temmuz 2008 tarihinde Ankara’da gözaltına alınarak ağabeyimle birlikte İstanbul’a getirildim 4 gün 4 gece ahırdan beter bir nezarette aç susuz uykusuz tutulduktan sonra 5. gece 22 de başlayıp sabah 4 de biten savcılık sorgumda arz ettiğim konu bana sayın savcı tarafından şöyle soruldu. Bilgisayarınızda cahil mi hain mi başlıklı bir yazı var. Cahil mi hain mi ile ne demek istiyorsunuz. Bende hatırlamıyorum yeğenlerim yüklemiş olabilirler dedim. içeriği hatırlatılmadan sorulduğu için o perişanlığın içerisinde doğal olarak hatırlamadığımı söyledim. Sorulduğu şekliyle de gerçekten de hatırlamadım Saygıdeğer başkanım. Şimdi size bir internet verisi olan bu verinin internet çıktısını arz ettim. Basın ve kamuoyu huzurunda cereyan eden bir hadise bir raporun kamusen genel sekreteri tarafından geçmiş tarihte yırtılması haberinin internet bilgisidir. Yeğenlerime ait değildir gördüğünüz üzere bilgisayarımda bulunan bir internet verisidir. İnternet verileri gazete kitaplar kaynaklar üzerinde çalışmamız bilgilenmemiz istenmiyorsa bunların yayınına izin vermeyecek olan makam Türkiye Büyük Millet Meclisidir Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı kanunlardır. Bu yayınlar serbest ise yurttaşlarda okuma hak ve hürriyetine bilgisayarında bulundurma hak ve hürriyetine sahip ise bu nasıl olurda eşkıyalık delili yapılabilir ve benim zindana atılmamda kuvvetli şiddetteki şüpheler olarak eşkıyalık delili olabilir. Taktirlerinize adaletinize ve vicdanınıza bırakıyorum. Dosya kapsamı eşkıyalıklara bakınız Allah aşkına tamamı istihbarat ajanlarının adli makamlarımızı düşürdükleri tuzaklarla sahtekarlıklarla dolu. Ben hürriyetimi istiyorum. bu zulmü durdurmanızı bekliyorum Saygıdeğer başkanım. Basına servis edilen bu melun tuzaklar ve sahtekarlıklar nedeniyle de milletimiz bizi eşkıya zannetmektedir. Kuran’da Allah diyor ki tezgahlanan kötülük sahibinden başkasını kuşatmaz. Allah’ı unutmuşlar bu tuzakları hazırlayanlar Saygıdeğer başkanım. Düşman böylesine alçakça tuzaklar hazırlayıp adli mercilerimizi de hukuk adamlarımızı da tuzağına düşürdüğüne göre ülke olarak düşürüldüğümüz bu hale ben bir yurttaş olarak ne diyebilirim sadece Allah’ın yardım et hürriyetimi geri ver diyorum. Hak ve adalet yetiş diyorum. Taktirlerinize arz ediyorum. Hiç tanımadığım yaptığımız kamu görevi nedeniyle telefonda ve elektronik ortamda bir meslektaşımla Erdoğan Kodaş isimli bir meslektaşımla aramda geçen bir elektronik postadan da alıntılar yapılmış. İstihbarat ajanlarının ilaveleri ile de oldukça ilginç bir hale getirilmiştir. Elektronik sohbete istihbarat ajanlarının müdahalelerini ve ilavelerini arz ediyorum. Bu istihbarat müdahalesi Saygıdeğer başkanım çünkü benim böyle bir söylemim bu meslektaşıma söz konusu değildir. TSK nezdinde bankamızın satılmaması konusunda önemli çalışmaları katılıyorum. Saygıdeğer başkanım böyle bir memuriyetin makamın unvanın görevin sahibi değilim. Onun için hiçbir şey diyemiyorum. Bu meslektaşımla aramızda geçen elektronik sohbet genelde kamu çalışanlarının kurum satılırsa sonumuz ne olur endişesidir. Bizde mi işsiz kalacağız endişeleridir. Bende kendisine hep korkmayınız devlet bankasız olmaz ziraat bankası satılırsa Türkiye bitti demektir onun için endişelenmeyin siz yönetseniz ben yönetsem satar mıyız ziraat bankasını şeklinde moral cümleleridir. Bir düşünün diye moral verdiğim bir meslektaşım sayfa 1641’deki bu konudaki elektronik ortam sohbetlerine müdahale edildiği için okumayı ve huzurunuzu meşgul etmeyi gereksiz görüyorum. İstihbarat ajanları müdahale etseler

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:8

de eşkıyalık yapmayı başaramamışlardır. Yüce mahkemenin taktirlerine arz ediyorum. Saygıdeğer başkanım, Saygıdeğer heyet Allah dostu Muhammed İkbal’in şöyle bir sözü vardır. İnsana sığabilene alem aleme sığamayana insan denir. Araştırmalarım arasından alınan ve sorgulanan yüzlerce değişik konu nedeniyle bu ilahi sözü huzurlarınızda ifade etmek istedim. Sorgulandığım konusu hedefi sadece insan olan tasavvufa dair araştırmalarım talebesi olduğum Allah dostu Kütahya’da yaşayan 80 yaşındaki mürşidi kamilim Mehmet Dumlu hazretlerine tasavvufa dair yazılarım kendisine ait tasavvuf ilmine dair çalışmalarım, sohbetlerim bu konudaki değerlendirmelerim Allah dostu ile telefon sohbetlerim tasavvufta bilgisine başvurduğum dostlarımdan ellerimdeki kaynaklardan yararlanmak üzere kendileriyle yaptığım telefon sohbetleri saatlerce sorulmuştur. Tasavvuf üzerine çalışmalarım bilgisayarımdadır. Ve binlerce sayfayı bulmaktadır. Bir sufinin dilinden Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyet başlıklı eser çalışmalarımda yine aynı bilgisayarımda ve defterlerimde bulunmaktadır. Öncelikle Allah dostları ile ilgili talebesi olduğum Mehmet Dumlu hazretlerinin eserinin en arka sayfasından birkaç cümle okuyorum. Saygıdeğer başkanım benim talebesi olduğum Allah dostu bu mübarek zattır. Kütahya da yaşıyor 81 yaşındadır bu da onun eseridir. Tasavvuf tarihinin bağrında abideleşen asil ve olgun ruhlar ilmin faziletin hikmetin muhabbetin ve irfaniyetin en canlı en mümtaz ve güzide örnekleridir. Tesellisi aşk zevki aşk teşneliği aşk olan hayatta ölüm sükunetini ölümde hayat kaynağını bulmuş bu mana erleri dünya kendilerini terk etmeden önce dünyayı terk etmiş iman ve aşk potasında ateş olmayı bilmiş aşk insanlarıdır. Her cephesi bir başka görünüş bir başka renk bir başka cazibe arz eden bu aşk insanlarının varlığıyla Anadolu’muz şeref ve övünç kaynağı olmuştur. Eseri hayatı tasavvufi duyuş düşünüş ve inanışlarıyla insanlığı onurlandıran Mehmet Dumlu efendi varisi olduğumuz Türk İslam tasavvuf kültürünün temel taşlarındandır. Yaşantısıyla örnek sözleriyle uyarıcı sohbetleriyle gönül fatihi fikirleriyle rehber hal ve hareketleriyle olgunluğun zirvesi olan bir gönül sultanıdır. Saygıdeğer başkanım, Saygıdeğer heyet sayfa 1626’dan okuyorum hangi kalemlerin ifadeleri olduğu çok açıktır. İfademde şöyle demişim. Böyle değil benim değil kendi istihbarat yalanları ile şöyle yazmışlar. Kütahya da büyüğü olan bir zat olduğu ara sıra uğrayıp duasını aldığını şahsın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili ile herhangi bir ilgisinin olup olmadığını bilmediği. Bu konudaki açıklamalarım günlerce sürebilir ancak kısaca ve en özlü ifadelerimle arz edeceğim saygıdeğer başkanım. İstihbarat ajanları araştırmalarım arasından iki Allah dostunu biri Bağdat da meftun Abdülkadir Geylani hazretleri diğeri de hayatta olan Kütahya da yaşayan talebesi olduğum rahle irşadına kabul edildiğim insana nasıl bir varlık olduğunu öğrenmeye çalıştığım Mehmet Dumlu hazretleridir. Her ikisinin de himmetleri mazlumlarla bizlerle milletimizle olsun dilerim. Talebesi olduğum ve adları ve ilahi söylemleri de defterimde bilgisayarımda bulunan Allah dostlarını şahsımdan sorgulamaya çalışanların hali hazırdaki ve gelecekteki hallerini ben merak etmiyorum. Allah dostlarına dair biraz bilgisi olanlar yaşamlarının ve sonlarının nasıl olduğunu olacağını tarihten öğrenebilirler. Allah dostlarıyla gönül bağım ve manevi yakınlığım son nefesime kadar sürecektir. Şükürler olsun ki benim gönül bağım Allah’ın düşmanları Hazreti Muhammed’in düşmanları Kuran’ın düşmanları Türk milletinin Mustafa Kemal’in düşmanlarıyla değil Allah dostlarıyla benim gibi masum insanları zindana atan adli merciler Allah’ın düşmanlarının hazırladıkları tuzaklar üzerinden sorgulama ve yargılama yaptıkları hiç düşünmeyecekler mi doğrusu merak ediyorum. Saygıdeğer başkanım, Saygıdeğer heyet ben Allah dostlarının Allah’ın sevgilileri olduklarını yaşamlarını yaşadıkları toplumların zorluk ve sıkıntılarını kaldırmakta üstlendikleri ilahi görevlerini toplumlarca anlaşılamadıkları için yaşadıkları zorlukları ilk öğretmenim ağabeyim Kemal Aydın beyden öğrendim öğrenmeye devam ediyorum. Avrupa Birliğinin ve ABD’nin emriyle tasavvuf edebiyatı derslerini milli eğitim müfredatlarından çıkarılması ile gerçek Allah dostları ile ilimlerini öğrenmekten uzak tutulan milletimiz doğal olarak bu alandan nasıl saldırıya uğradığını ne yazık ki anlayamamaktadır. Azizim Mehmet Dumlu hazretleri tasavvufu böyle tarif ediyor. Tasavvuf ilimlerin en zoru ve en yücesidir. Çünkü insan yüce ve yüksek bir varlıktır.

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:9

Yürüyüşü ve hareketi aşağıya değil yukarı ve yükseğedir. Neden hep yukarıya yükseğe baktığının manasını öğrenmektir tasavvuf. Tasavvuf kainatın en değerli varlığı insanın hakka yakınlık yoludur. Öyle arzu etmiştim ki iman ettiğim Allah bana sadece ilmiyle milletimize hizmeti şiar edinmiş ilke ve yol yapmış ilahi ikramlara yüce bir ilimle mazhar olmuş Türkiye cumhuriyetinin nasıl bir savaş ile kazınıldığını ne mutlu Türküm diyene veciz sözünün Türk milletlinin yüksek kültürünün yüksek insanlık anlayışı olduğunu anlatan 80 yaşında bir Allah dostunun elini öpme ve talebesi olmayı nasip etti. 1925 yılında tarikatların tekke ve zaviyelerin neden kapatıldığını ben kendisinden ve yaşanan tecrübesiyle dinledim ve tarihe kalması için kaleme aldım Saygıdeğer başkanım. Bu Allah dostu Atatürk haklıydı der. 2004 yılının ramazan ayında bir televizyon kanalında yaptıkları İslam dini ve Türkler konulu sohbetleri nedeniyle kendisini tanımak ve elini öpmek Allah’ın şahsıma lütfü ile tasavvufta talebesi olmak mutluluğunu ruhuma yaşatan mürşidi kamilim Allah dostu Mehmet Dumlu hazretlerinin manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum ellerinden öpüyorum. El öpmek kültürümüzde bir değerdir el öpürken aslında bilginin ve ilmin elini öperiz hakkında hemen her gün bir kaynak bir kitap okuduğum Allah dostlarının kendilerini anlamayan toplumların zulmü karşısında kaçtıklarına yurtlarını terk ettiklerine ben hiç rastlamadım Saygıdeğer başkanım. Hangi zulme maruz kalırlarsa kalsınlar hallacı mansur gibi dar ağacında çaprazlama kolları ve bacakları kesilse bununla yetinilmeyip yakılsa ve külleri Dicle nehrine atılsa da imamı azam gibi kırbaçlansa da zehirlenerek öldürülse de asla bulundukları yurdu terk etmemişlerdir. Ayrıca Allah dostlarına zulümler Arap toplumlarında vukua gelmiştir. Türklerde böyle alçak bir hali tarih henüz kaydetmemiştir. Bunları ABD’de yaşayan bir din adamı için söylemiyorum. Tarihi gerçekler olduğu için ve ben adli mercilerde bir Allah dostunun talebesi olduğunun hesabının sorulurcasına Mehmet Dumlu kimdir ne gibi bir ilişkiniz vardır Mehmet Dumlu’dan herhangi bir konuda emir veya talimat alır mısınız? Hangi konuda emir veya talimat almaktasınız Mehmet Dumlu’ya karşı devamlı emriniz olur emriniz var mı şeklinde konuşmanızın sebebi nedir. Görüşmeyi yaptığınız şahıs kimdir? Bahsedilen kişinin üniversitedeki işini ne şekilde çözdünüz şeklindeki istihbarat soruları ile sorularıyla sorgulandığım için mahkemenize arz etmek zorunda bırakıldım saygıdeğer başkanım. Talebesi olduğum Allah dostu Mehmet Dumlu hazretlerine atfen şahsın TSK ile herhangi bir ilgisinin olup olmadığını bilmediği şeklindeki savcılık yorumu ve arz ettiğim sorular için cevaplıyorum Saygıdeğer başkanım. Kendi sözlerinden defalarca dinlediğim ve istiklal harbinin bilinmeyen sayfaları konulu çalışmam için hem dijital kayda hem de el yazımla kaleme aldığım bilgilerimde de bilgilerimde bulunmaktadır. Azizimin babası üsteğmen rütbesiyle katıldığı istiklal harbinde albaylığa kadar yükselmiş Sakarya Kocatepe Dumlupınar muharebelerine katıldığı ve muharebelerde yaralandığı için gazi olan Ömer Lütfü beyin evladı olan Allah dostu Mehmet Dumlu hazretlerinin talebesiyim dedim. Ama ifadeye ve iddianameye şahsın Türk Silahlı Kuvvetleri ile herhangi bir ilgisinin olup olmadığını bilmediği şeklinde adli makamlara yakışmayan bir yorumla yazıldığını cevabımın yanlış yorumlandığını arz ediyorum. Bilgilerime göre Allah dostları Saygıdeğer başkanım hak ve hakikat kapılarıdır. Çünkü tasavvufta Allah, Allah dostlarının kelamından insanlara hakikat kelamı sunar denilmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün nutukta hazret diye hitap ettiği padişaha alem olmak bir kuru kavga imiş bir veliye bende olmak cümleden evla imiş meşhur sözüyle de bildiğimiz Yavuz Sultan Selim hanın mürşidi kamilinin ümmi Sinan olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara yolunda ziyaret ettiği hacı Bektaşi veli dergahı ile Mevlevi dergahı postnişinlerini Cemalettin efendi ile Abdülhalık efendiyi Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan vekilliklerine başkan vekil yardımcılıklarına seçtirdiklerini de bilmekteyiz. Kendilerini rahmet ve minnetle anıyoruz. Sayfa 1626-1640-1724-1570 ve daha pek çok sayfada tekrar tekrar şöyle bir alıntı yer almaktadır saygıdeğer başkanım. Microsoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü beyanların yer aldığı. 10.8.2007 tarihli belgenin bulunduğu. Saygıdeğer başkanım alıp inceledikleri içerisinden alıntılar yaptıkları eşkıyalık delili yapmak

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:10

istedikleri hiçbir bilgi belge değildir. Olmadığını ifade etmiştim. Çalışmalarımın tamamı ilmi ve tarihi gerçekler üzerine bilgim ile yaptığım araştırmalarımdır. İftira düzmekte mahir istihbarat ajanları adli mercilerce zindanda tutulmamız için sürekli belge iftirası buldukları eşyalar belge değildir bilgidir ilimdir efendim. Saygıdeğer başkanım sevginin hesabı sorulabilir mi? Sevginin bilmem kaç kere çarpılmış müebbet ceza istemiyle yargılaması yapılabilir mi? Sevgi sözde silahlı terör örgütü yardımcılığı hücre yapılanması yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak cebir ve şiddet kullanarak yasama ve yürütmeyi Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmak iftira suçları için dosya kapsamı kuvvetli şiddette suç şüpheleri denilerek eşkıyalık delili yapılabilir mi? Ben yapılamayacağını biliyorum. Ne demek Mehmet Dumlu isimli şahsa övücü beyanlara rastlanmıştır. Ben bu şaşkınlığı gösterenlerin içinde Türk ve Müslüman olanlar varsa onlara bana yazdıkları sınırsız iftiralarına Yunus’un dizeleriyle karşılık ve cevap vermek istiyorum. adımız miskindir bizim düşmanımız kindir bizim biz kimseye kin tutmayız cümle alem birdir bize. Alem ve insan Allah’ın sevgisinin tecellisi iken benim sevgim yada övgüm saygım ve hürmetim nasıl olurdu acaba zindana atılmamda zindana tutulmamda eşkıyalık delili yapılabilir. Bu iftiraları bana düzenleri ben tanımıyorum bana kin ve nefretleri neden. 2 yılı bulan bu zulmün nedenini düşünüyorum ve hep aynı azılı düşman çıkıyor karşıma. Türk milletinin bu coğrafyada yaşamasını istemeyen milletimizin bildiği üzere Allah hazreti Muhammed düşmanları. Türk ve Mustafa Kemal düşmanları, ezeli ve azılı düşmanlarımız, Avrupa birliği ve ABD çıkıyor karşımıza. Saygıdeğer başkanım Saygıdeğer heyet talebesi olduğum Allah dostuyla yaptığım yüzlerce telefon konuşması bulunmaktadır. Bu telefon sohbetlerimizden sorgulananları huzurlarınızda meal ediyorum. sayfa 1660 tape 6767 Neriman Aydın’ın Hikmet isimli şahısla yapmış olduğu görüşmede görüşmenin başında sultanımdayım huzurdayım ve telefonu sultanım diye hitap ettiği kişiye verdiği. Bu şahsın bir maruzatı olduğunu ve konuyu Hikmet’in aktaracağını söylemesi üzerine Hikmet’in Canan isimli bir kişinin Yeditepe üniversitesi hukuk fakültesinde okuduğunu ancak bölüm değiştirmek istediğini ve Bedrettin Dalan ile görüşülürse bu işin olacağını anlatırken Bedrettin Dalan malum bu işler yüzde elli yüzde elli Bedrettin Dalan’ın elinde olduğundan bahsettiği kendisinin bence yüzde yüz Bedrettin Dalan’ın dediği bir süre ders notlarından bahsettikten sonra gerekirse başka yerlere emir verdiririz sultanımın içi rahat olsun dediği. Bu konunun sohbet ve konuşma konusu olduğu birçok telefon konuşmamız. Saygıdeğer başkanım ayrıntı, Saygıdeğer bakanım ayrıntılarını okuyarak zaman kaybetmek istemiyorum. Konuyu en özlü ve en kısa anlatımla arz etmek istiyorum. tasavvufta talebesi olduğum Mehmet Dumlu hazretlerinin bir torunu Canan kızımız Yeditepe üniversitesinde hukuk fakültesi bölümü öğrencisidir. Hukuk tahsili ağır geldiğinden bölüm değiştirmek ve Türk dili edebiyatı bölümüne geçmek istediğini dedesine bildirmiştir. Dedesi olan Allah dostu mürşidi kamilim sayın Mehmet Dumlu hazretleri de benden ve ağabeyimden Bedrettin Dalan beyi tanıyım tanımadığımızı sormuştur. Bende ağabeyim Kemal Aydın beyin kendisini tanıyan pek çok dostu bulunmaktadır merak etmeyiniz Bedrettin Dalan beyle kızımızı görüştürüp bölüm değişikliği talebini kendisine iletiriz efendim dedim. Saygıdeğer başkanım bu sözlerim ve söylemlerim hak ve hakikat dersi alan bir talebenin edep ve ahlak sınırlarını gözeten mürşidi kamiliyle talebesi arasında son derece nazik saygılı edebi ve seviyesi yüksek bir tavırda gerçekleşen konuşmalardır. Sultan Murat’ın Hacı Bayram Veli ile konuşmasındaki tavır misalidir. Yani bir padişahın dahi bir Allah dostuna tavrının ne kadar edepli nezaket ve saygı içerisinde gerçekleştiğini göstermek için bu misali veriyorum çünkü bana savcılık sorgusunda neden bu kadar saygılısınız saygılı ve edepli konuşmanızın sebebi nedir. Mehmet Dumlu’nun üzerinizde ne gibi bir etkisi vardır diye soruldu. Arz ettiğim üzere Türk milletine mensup ahlaklı edepli ilim sahibi bilgili Kemalist bir Türk kadınıyım. Allah dostuna saygımı ve edebimi ve azizimin de bana nezaketini soran savcılarımızın sorularını sorma ve sorgulamadaki tavırlarını şahsıma nazarlarını koyacak yer bulamadığımı yüce mahkemeye huzurlarınızda ifade etmek istiyorum. Saygıdeğer başkanım konuyu ağabeyime ilettim kızım merak etme Ercüment hoca ile görüşürüm o randevu almazsa

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:11

bir hal çaresi buluruz azizime söyle merak etmesin dedi. Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı Bedrettin Dalan beyden randevu aldı Canan kızımız da anne babasıyla gidip konuştu ve bölüm değiştirmekten vazgeçti. Ve öğrenimine devam ediyor. Mahkemeniz huzurlarında özür dileyerek defalarca hayvan olmadığımı eşkıya olmadığımı ısrarla insan olduğumu edepli ahlaklı bir sosyal hayat yaşadığımı arz etmiştim. Tekrar söylüyorum yaşam çizgimde yüce olan değerlerimi alçak işlerle hiç değiştirmedim Saygıdeğer başkanım. Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yı üniversitelerin bilim adamlarının tamamı yaptığı buluşlarla sahip olduğu ilimle tanımaktadırlar. İlmiyle ilgilenmektedirler ve kendisini davet etmektedirler. Başbakan sağlık bakanı da yakından tanımaktadır. Defalarca kendisinden brifing almışlardır. Kurduğu laboratuarı gören bilen devlet adamlarıdır onlar. Yeditepe üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan beyi de doğal olarak tanımaktadır. Konu bundan ibarettir saygıdeğer başkanım. Bir üniversite öğrencisinin bölüm değiştirmek için üniversite kurucusu mütevelli heyeti başkanıyla görüşmek istemesi ve bu konuda dostlarının vesile olmasını nasıl olurda sözde silahlı terör örgütü ara yardımcılığı hücre yapılanması yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak cebir ve şiddet kullanarak yasama ve yürütmeyi ortadan kaldırmak iftiraları ve eşkıyalık belirtileri sözüm ona meşhur deyimiyle dosya kapsamı yapılabilir. Vicdanınıza ve mahkemeniz adaletine bırakıyorum. Görün Saygıdeğer başkanım hangi eşkıyalık belirtileriyle zindanda tutuluyorum tutuluyoruz. Tape 6767 Neriman abla biliyorsun Canan kızımızı sultanımızın torunu hukuk fakültesinde okuyordu Yeditepe üniversitesinde yatay ve dikey geçişlerde YÖK senato kararı almış geçen sene ikinci sınıfta olmayıp birde olsaydı alttan dersi de olmayacakmış konuştuğumuz insanlar bu işlerin yüzde elli Bedrettin beyin elinde olduğunu söylüyorlar. Kemal ağabeyime sorayım belki kendisi de tanıyor ve onunun tanıyan dostları vardır mutlaka okul numarasını ve bilgilerini size vereyim. Sultanımın gönlünden siz doğdunuz şimdi Neriman abla ne demek emirleri olur. Bu kısaltılan bir telefon konuşması aralardan alınmıştır Saygıdeğer başkanım. Diğer telefon konuşması tape 6761 Neriman abla Kamuran ağabeyime sultanıma da arz ettim çok mutlu oldular ikincisi Cana’yı aradım haber verdim alttan dersi var mı Hikmet varmış birkaç tane şu anda ikinci sınıfta alttan da dersi var not ortalamasını sordum ama belli değil dedi. Neriman abla teşekkür ediyoruz bak veriyorum çok duygulandı azizim. Yavrum çok mutlu oldum. sultanım himmetinizle üstesinden geliriz elbette. Öğretmenlik istemiyor evladım edebiyat bölümü istiyor. Emriniz olur sultanım. Tape 6771 tasavvufta talebesi olduğum Allah dostu Mehmet Dumlu hazretleriyle telefon konuşmalarımdaki saygım nedeniyle neden bu kadar saygılısınız gibi kültürümüze aykırı bir şekilde sorgulandım Saygıdeğer başkanım. Azizim söylüyor ben nasıl kalkacağım bunların altından evladım. Estahfirullah sultanım neden öyle söylüyorsunuz aşk olsun bize lütfettiniz bize emir buyurdunuz zaten işleri sizler yapıyorsunuz. Sultanım aşk olsun lütfen sultanım ayaklarınızdan öpüyorum Neriman. Sağ olun evladım. Tape 6771 özellikle erken çıksınlar öğleden sonra randevu alınamadı bir saniye ablacığım yazıyorum pazartesi 11:30 birde alttan dersi olduğu için seneyi kayıp sayalım bir bu teklifi de yapsın desin ki iki sene kaybedebilirim yeter ki edebiyat bölümüne geçebilsin madem istiyor ısrar ettiği için mutlaka söylesin Cana Bedrettin beye tüm dosyaları evrakları Yeditepe de olduğu için başka bir şeye gerek yok. Hani başka üniversite de olsaydı belki evrak dosya getirtmek gerekirdi. Evet diyecek hukuk ağır, hukuk ağır geldi Türk dili edebiyatı bölümüne geçmek istiyorum bu mümkün mü? Ercüment hocanın da selamını söylesin. Rektörlüğü gidecek çünkü adres rektörlük. Bedrettin beyle görüşecek tamam ablacığım sultanıma dedesine tek tek arz ediyorum çünkü merak ediyor. Tape 6732 sultanım görüşecek seninle ablacığım evladım bu hafta rahatsızım öbür haftaya gelin. Eyvallah sultanım dualarınızla Türk ordusu Irak’ta güzel işler yaptı arz edeceğim size. Çok güzel noktalarda sınırlarımızı oluşturdular dualarınızla evladım Kerkük oralar bizim topraklarımız Osmanlıdan kalma biliyorsun. Genelkurmay çok iyi diyor ama bu Deniz Baykal var ya sürekli eleştiriyor. Başka işleri yok bu adamların. 60 senedir bu memlekete bir çivi çakmadılar evladım. Azizim derdi ki erenler meclisinde cezalılar. Saygıdeğer başkanım Saygıdeğer heyet

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:12

tasavvuf tarihimize ilişkin yaşayan Allah dostlarının dilinden tarihe intikal eden kaynak ve eserlere sahip dostlarım bulunmaktadır. Bu dostlarımla bu konuya dair yaptığım telefon sohbetlerimde içinde şakalar esprilerle birlikte istihbarat ajanları tarafından iddianame denilen fitne belgesi alınarak sorgulattırılmakta ve yargılaması yapılmaktadır. Onlardan birini arz ediyorum dostum Füsun Hanımla aramda geçen bir konuşma Saygıdeğer Başkanım alındığı için okuyorum. Sayfa 1628 sayfa 1629 tape 6707; bu kardeş yaşıyor mu bu kardeş seni çok özledi kaç gündür arayacağım ama bir türlü fırsat olmadı. Ne o torunların mı varda zaman bulamıyorsun koşuşturmaktan fırsat bulamadın. Yok, yavrum kesip yapıyoruz ya o önemli işler var, ya bizim için önemli kızım biz senin gibi devlet işleriyle uğraşmıyoruz dediği bir süre kızıyla ilgili konuştuktan sonra Füsun’un cumartesi günü valiler, belediye başkanları, emniyet müdürü bütün erkan geldi konağa, istimlak edildi kurs yerleri açılacak nokta nokta bir takım kültürel etkinliklerden bahsettikten sonra tezhip ve ney grubu. Sonra bir başka konu arşive ulaşmak istiyorum ekim ayında emir verdiği halde Mücahit Beyden CD’leri alamadım Füsun, siteye koyacağım tasavvufla ilgili video hazırlayacağım bak Genelkurmay Başkanımızda bunları bekliyor benden esprili bir konuşma sen hiçbir şey yapma cumartesi geldiğinde CD’ler elinde olur Neriman, bende seni öperim vallahi çok teşekkür ediyorum. Evliya Çelebi’nin heykelini yapılmasını istediği sultanım kesif grubu ney grubu anahtarı sizde olsaydı burası kapalı kalırdı. Ama şimdi Kütahya’nın evlatları sanat üretiyorlar belediye başkanı şok oldu etkinlikler muhteşemdi, kısaltılarak alınan bir telefon konuşması dostumla yaptığım Saygıdeğer Başkanım. bu dostum beni hep araştırma yapan okuyan yazan bir insan olarak bildiği için kızım devlet gibisin biz senin gibi devlet işleriyle uğraşmıyoruz esprileriyle takılır. Bende espriye devam ettirmek için bak biran önce arşive ulaşmalıyım Genelkurmay Başkanı da bekliyor dedim demez olaydım Saygıdeğer Başkanım. bütün konu bundan ibarettir adli mercilerde beni sorgulayan hukuk adamlarına da söyledim. Ama bana inanmadılar Genelkurmay Başkanı yerine arkadaşıma bu espriye şöyle yapsaydım bak Başbakan’da bekliyor deseydim eminim bana soru dahi sormazlardı. Saygıdeğer Başkanım, Mehmet Dumlu Hazretlerinin 1986’dan 1996 yıllarına kadar TRT1’de inanç dünyası konulu her Cuma akşamı yapılan programa konuğu olduğu öğrenince TRT1’deki bu arşive ve dostlarımda bulunan tasavvuf tarihine dair arşivlerde çalışmak için çabalarım, çabalıyorum. Telefon sohbetlerinin konuları bunlardır, Kütahya’da bulunan Evliya Çelebi Derneği arşivinde de bu derneğin genel sekreteri beyefendinin adı geçmektedir Mücahit Bey diye CD’leri alamadığımı söylüyorum, yazı yazdığım internet gazetesinde tasavvuf tarihine ilişkin bir yazı dizisi yapmak istediğimi yazar kardeşim Ali Özoğlu Beye söyledim bende tasavvufu çok severim bilirsin abla istediğin gibi hazırlayabilirsin dedi. Bende hazırlıklarımı sürdürüyordum telefon konuşması içerisinde arkadaşım Kütahya’da Evliya Çelebi konağındaki kültürel ve sanatsal etkinliklerden de bu kültürel etkinliğe katılan devlet büyüklerinde de bahsetti. kültürel etkinliklerden bahsetmenin kaynaklardan üzerinde çalışmanın, dava konusu eşkıyalıkla hiçbir alakası yoktur efendim ama ben zindandayım bu zulmün her zerresi düşman izi taşıyor adalet ve hürriyet bekleyen biz mazlumlar için görmenizi bekliyoruz. Bir konuyu arz etmek istiyorum fark ettiğiniz üzere kendi yüksek ve yüce değerlerimin yaşaması için ilim ve bilgi peşinde bir insanım. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, kendini AB ve AB denen raplara yeşil dolarlar karşılığı teslim edenlerden değilim, her anım her zerrem kutlu değerlerimle geleceğim için çarpmaktadır. Hazreti Yunus’a, Hazreti Mevlana’ya, Muhyittin Arabiye, Hallac-ı Mansur’a, İmam-ı Azam’a, Aziz Mahmut Hüdaiye, Akşemsettin’e, Şeyh Edebali’ye, Hacı Bayram-ı Veli’ye, Abdülkadir Geylani’ye, Pir Şaban-i Veliye, Muhammed İkbal’e, Niyazi Mısri’ye ve daha binlercesine ne kadar saygı duyuyorsam onlarla hangi yolla gönül bağım varsa onları ne kadar seviyorsam yaşadığım zamanda da bulunan ve talebesi olduğum Allah dostuna saygım, muhabbetim ve sevgim sonsuzdur. Türk tasavvuf tarihine dayalı bilgilerime istinaden diyebiliyorum ki Saygıdeğer Başkanım. Allah dostları ruh eğitimcileridir, Türkiye Cumhuriyetine, Türk ordusunu, Türk milletine, Mustafa Kemal Atatürk'e, düşman yetiştiren eğitimciler değildir.

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:13

Allah dostlarının Hazreti Muhammed’in yolunda yürüyen ilim ve hikmet sahibi mana önderleri bir milletin manevi değerlerini ayakta tutan hak kılavuzlar olduğunu biliyorum. Gerek devletimizin kuruluş aşamasında gerek yaşamasında mihenk taşları olan Allah dostlarının devletimizin manevi silahları, manevi orduları olduğunu biliyorum, Şeyh Ebebali’nin devletin kurucusuna nasihatini zaman kaybetmemek için okumuyorum. Ama hatırlatıyorum yüce bir ilmin sahibi olan bu mana erleri, devletin yıkılması için, milletin bölünmesi için, devletin koruyucu gücü ordusuna hakaret ve sövgüde bulunması için nasihat etmezler. Türk istiklal harbindeki Allah dostlarının gündüzleri taçlı asalı, cübbeli geceleri nasıl asker ve mücahit olduklarını yaşayan tarihten ben biliyorum. Eskişehir’i İngiliz’e yaktırmayan Şeyh Sadık Efendiyi ve hayatını da biliyorum. Allah dostları peygamber değildirler Allah da değildirler ama Allah’tan da ayrı değildirler bunu da biliyorum. Ancak malumlarınız olduğu üzere yeryüzü ben Allah’ım diyenlerin sözlü eserlerinden kalan kalıntılar ile doludur. Günümüzde insanlık oralara turisttik geziler yapmaktadırlar bunların pek çoğu da ne hikmetse benim yurdumda bulunmaktadır. Nemrut onlardan biridir, bugün insanlığın ve yurdumuzun yaşadığı zulümde işte insan olana bu Nemrutları hatırlatmaktadır. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, bilmeyenler için arz edeyim 1924 anayasasında devletin dini İslam’dır. maddesi bulunmaktadır ancak yurt gezilerinde halk devletin dini olur mu diye sorular sorunca kanunun karmaşaya sebep olmaması için bu madde kaldırılır ve halkın belirli bilgi düzeyine ulaşmasının beklenmesine karar verilir. Bunun üzerine laiklik milletimizin daha kolay algıladığı bir temel nitelik olarak devletimizin ana ilkesi görevini üstlenir. Yaptığım araştırmalar sonucunda öğrendim ki Kuran ilkelerine göre devlet kuran tek Hakanımız Mustafa Kemal Atatürk’müş. Bu sözünü söylemeliyim Saygıdeğer Başkanım. Türkiye Cumhuriyetini kurduktan sonra şöyle buyuruyor adı hem Mustafa hem de Kemal olan yüce hakan; Türk milleti nihayet 1400 yıl sonra Kuran’a dayalı bir devlet kurmuştur. 71 yıldır kurduğu devleti yıkmaya çalışanların O’na zındık, kafir, deccal diyerek saldıracaklarını o 87 yıl önce görmüştür. Onun içindir ki, tüm kirli saldırıları hüsranla sonlanacaktır ve Türkiye Cumhuriyet Devleti ebediyen kurulduğu şekliyle yaşayacaktır. Müslüman’ım deyip Türküm deyip, ne mutlu Türküm diyene deyip, devletinin kurucusuna söven bir millet olamaz Türk milleti. Dilerim bir gün bu yaptığı gayri ahlaki davranışlarından dolayı Allah’ın huzurunda utanırda af diler. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, Allah dostlarının görevleri arasında İslam dinine iman eden Türk milletinin iman esaslarından Hazreti Muhammed’i çıkarın görevleri Hazreti Muhammed’i çıkarın demek gibi bir inkar dayatması bulunmamaktadır. Hazreti Muhammed’i inkar ve reddedenlerin halini düşünmek benim kul olarak elbette ki işim değildir. İslam dinine iman eden bir Türk kadını olarak biliyorum ki yaptıklarından ve söylediklerinden sadece Allah sorguya çekilmeyecektir. Hıristiyan dünyasının AB’nin emriyle benim bildiğim en son icraat Kelime-i Tevhid’den Muhammed’in kaldırılmış olmasıdır yani halkımız Allah’tan başka tanrı yoktur Muhammed O’nun elçisidir demiyor artık. Allah katında din İslam’dır ayeti de vaazlardan çıkarılmıştır, yakında bu ayeti Kuran’dan da çıkarırlar rahata ererler işte Müslüman iktidar işte kafir Mustafa Kemal milletimize duyurulur. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, Mustafa Kemal hayatta olacaktı Hıristiyan dünyasının emriyle vaazlardan Allah katında din İslam’dır ayeti okunması yasaklanacaktı ya da Hazreti Muhammed’in inkarı üzerine kurulu dinler arası diyalog saçmalığı gibi bir dinsizliğe hükümet imza atacaktı bizde görecektik. Aslında laiklik hükümetlerin milletin dinine müdahalesine istismarına engel olan bir devlet ilkesidir. Bunun için 163. maddeye de ihtiyaç yoktu. Çünkü laik bir devlette siyasi zihniyetler tarafından dinin istismarına, din duygularının istismarına, asla müsaade edilmez. Her yurttaş her siyasetçi bu ilkeyi bilir ve dini istismar ederek maddi servetler edinmek için değil milletine medeni hizmetler yapmak için yönetime talip olurlar. Tasavvuf tarihine baktığımda ben bu ilme gönül vermiş manasını vermiş dergahlarda devlete hain, vatana hain, millete hain, orduya hain değil devleti yıkmak, devleti sokmak, devlete sövmek için hain değil, Mustafa Kemal’e kafir Türk milletine ırkçı faşist gibi ecnebilerin moda deyimleriyle söven hain değil İslam inancını ve Türklüğün manasını Türk kültürünü ilimleriyle yücelten hak

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:14

dostları yetiştiği okudum. Bu kurumlar Osmanlının yıkılışındaki ihanetleri nedeniyle ilim irfan yolundan uzaklaşmaları düşmanlarımızın emellerine hizmet eden Allah’a, Hazreti Muhammed’e, Türk milletine ihanet eden şer yuvalarına dönüşünce o zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararlarıyla kapatılmışlardır. Gelecekteki Türkiye Büyük Millet Meclisi yine aynı kararları alacaktır diye düşünüyorum yüce mahkemenin takdirlerine arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, huzurlarınızda bir vesile ile ifade etmiştim. Türk müziği ile yakından ilgili bir yurttaşım ben milletimin halk müziğine ve sanat müziğine ayrıca tasavvuf müziğine hayran bir Türk kadınıyım. Türkçe müzik yapan uzak diyarlardaki sanatçıları da ağabeyim Kemal Aydın Bey aracılığıyla tanıyorum. Bir insan olarak yakından tanıdığım sanatçılarımızda bulunmaktadır. Onlardan birini arz etmiştim; Ahmet Ahmedov. Bu kandaşım ülkemizin müstesna sesi, ebedi, ahlakı ve kültürüyle bir tam sanatçı olmasıyla gençlerine örnek, bilgisiyle, giyim kuşamıyla, Türk kültürünü layıkıyla temsil eden Türk halk müziği, Türk sanat müziği ve Türk tasavvuf müziği sanatçısı sevgili Zara hanımla Moskova’da birlikte bir konser düzenlemek ve düet yapmak istemiştir her ikisi de benim can dostlarımdır onları buradan selamlıyorum. Bu bilgiye dair bir bilgi notum da sorulduğu için mahkemenize cevabım olarak arz ediyorum, arz ettiğim husus kültürel sanatsal bir haldir efendim eşkıyalık değildir. Sayfa 1569’da Ahmet Ahmedov Zara’yla ilgili düet, Mehmet Dumlu Hazretlerinin de düşünceleri alınacak sayfa 1636’da yine sosyal bir yaşamın ipuçlarını veren bir bilgi cumartesi günü Keçiören İncirli Yunus Emre Kültür Sarayı cuma günü, Devlet Su İşleri Sosyal Tesisleri özel bir sohbet Selçuk Beyden bilgi alacağım, Afyonlular evinde program Cuma günü azizim Mehmet Dumlu Hazretleri Ankara’da olacaklar Zara Hanım’da misafirler. Saygıdeğer Başkanım, benim bu bilgi notumun hecelerinde sözde dosya kapsamı kuvvetli şiddetteki suç şüpheleri olan sözde silahlı terör örgütü ara yardımcılığı, hücre yapılanması yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak, cebir ve şiddet kullanarak yasama ve yürütmeyi ortadan kaldırmak iftiralarının belirtileri dosya kapsamı kuvvetli şiddetteki suç şüphelerini arıyorum ama bulamıyorum, mahkemeniz adaletini sunuyorum. İnsanım seviyesi yüksek bir yaşam sürmekteyim, bir kültürel etkinlik hakkında bilgi alıyorum. Çünkü bu etkinliği yapanlar insan bende insanım hayvan değilim eşkıya değilim Allah’ın referansıyla 2005 yılından beri talebesi olduğum Allah dostu Mehmet Dumlu Hazretlerinin Ankara’ya gelişine istinaden defterimde bulunan insani bir bilgi notu, bu ve benzeri bilgilerim nedeniyle Silivri zindanında halvete tabi tutulduk gibi hissediyorum kendimi. Halvet ne demektir diye sormuşlardı bana. Deryada ışık ve suyun halveti de insana inciyi hediye etmektedir. Halvette böyle bir hal olsa gerek Saygıdeğer Başkanım. Yaradan ile baş başa kalmak aradan benliği çıkarmak olduğunu bu halin Allah dostlarının esas ilkesi olduğunu da biliyorum. Halvet ve Halvetilik konusunda daha fazla bilgi için soru soranlar tasavvuf tarihindeki kaynak eserlere müracaat edebilirler. Bu açıklamaları mahkemenize yapma nedenlerim savcılık sorgularımda halvet ve Halvetilik nedir diye sorgulandığım içindir. Saygıdeğer Başkanım, takdir edersiniz ki muhteşem bir ilim olan hakikat ilmine giden bir yolu birkaç cümle ile üstelik eşkıyalık iftirası ile sorgulandığınız bir ortamda birkaç cümle ile anlatmanız mümkün olamaz. Onun içinde bilmiyorum diye cevap verdim ayrıca eşkıyalıkla ne alakası var diye sinirlendiğim içinde bilmiyorum dedim. Sonradan ağabeyim Kemal Aydın Beye de sorulduğunu öğrendim düşmanlarımızın, zulüm olsunda nasıl olursa olsun taktiği olsa gerek diye düşünüyorum. Tasavvuf tarihi üzerine araştırmalar yaparak özellikle İslam dinini aracı yaparak halka zulüm yapan zalim yöneticilerin bulunduğunu da öğrendim. Emevi ve Abbasi sultanlarının rezilliklerini katliamlarını hem de Hazreti Peygamberimizin ailesine yaptıkları katliamları Abbasi Halifesinin sınırları aşan zulmünü anlatmıyorum huzurlarınızda. İslam tarihinde sevgili peygamberimizin ailesini yaptıkları zulümle tarihe geçen Arap milletinin zulüm tarihi. O dönemlere ait pek tarihi bilgi de defterlerimde ve bilgisayarımda bulunmaktadır. İftiralarla yargılandığım mahkemenizin kurulmasında da iftiralarla zindana atılmamızda da yaşadığımız zulmü o günlerin zalim hükümdar emirleriyle yaşanan zulümlere eşdeğer görüyorum. Çünkü bugünde Müslüman’ım diyen bir iktidar devletimize

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:15

hükmettiği bir dönemde millet olarak bu zulmü yaşamaktayız. Büyük âlim Hasan El Basri buyuruyor ki; İslam dini saltanat aracı değildir, imamların en büyüğü İmam-ı Azam’da şöyle diyor; biz yaptığımızı Allah’ın dinini savunmak için yaptık birilerine yakın olmak veya dünyalık elde etmek gibi bir arzumuz yoktur. Bunları mahkemenize şunun için arz etmiş bulunuyorum tasavvuf tarihine göz gezdirenlerin ilk görecekleri gerçek, dini temsil ettiğini söyleyenlerin azmasıdır ben sonralarını yine aynı tarihi bilgilerden biliyorum. O son Allah’ın gazabıyla rezil bir şekilde yok oluştur bu tarihi gerçeği ya tarih yapacağız ya da tarih olacağız diyenler için söylüyorum arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, talebesi olduğum Allah dostu Kütahya’da yaşayan 80 yaşındaki mürşidi kâmilim Mehmet Dumlu Hazretlerini tasavvufa dair yazıların kendisine ait tasavvuf ilmine dair çalışmalarım, sohbetlerim, bu konudaki değerlendirmelerim Allah dostu ile telefon sohbetlerim tasavvufta bilgisine başvurduğum dostlarımdan ellerindeki kaynaklardan yararlanmak üzere kendileriyle yaptığım telefon sohbetleri saatlerce sorulmuştur. Bu çalışmalarım bilgisayarımdadır ve binlerce sayfayı bulmaktadır. Bir sufinin dilinden Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet başlıklı eser çalışmalarımda bilgisayarımda ve defterlerimde bulunmaktadır. Sayfa 1626’dan okuyorum hangi kalemlerin ifadeleri olduğu çok açıktır. İfademde şöyle demişim benim değil kendi istihbarat yalanlarıyla yazmışlar Kütahya’da büyüğü olan bir zat olduğu ara sıra uğrayıp duasını aldığı şahsın Türk Silahlı Kuvvetleriyle herhangi bir ilgisinin olup olmadığını bilmediği bir sufinin dilinden Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti isimli bir çalışma yaptığımı bu konuda kaynaklara sahip dostlarımdan hep yardım aldığımı arz etmiştim. Talebesi olduğum Allah dostunu uzun yıllardır dinleyen dostlarımdan bu konuda yardım almaktayım onları da dinlemekteyim. Bu dostlarımla yaptığım telefon konuşmalarında da bu konular yoğunluklu olarak yer almaktadır. Emine Yaşa isimli dostumla konuşurken ben onu Türkan Ablam diye biliyorum çünkü 2 ismi varmış. Bize de bu görevler verildi, bizden de hizmet bekliyorlar söylemim nedeniyle başıma gelmeyen kalmadı Saygıdeğer Başkanım. Şöyle soruldu; sizden hizmet bekleyenler kimlerdir, bu kişiler ne gibi hizmetler beklemektedirler, kimsenin size bir görev vermesine gerek yoktur, benim düşünce dünyamda bilgi sahibi ilmiyle bilgisiyle, toplumu aydınlatma görevi vardır bu sahibi olduğu bilginin gereğidir, layıkıyla kul olmanın gereğidir kimseden emir almanıza gerek yoktur. Bu insan olmanın gereğidir Saygıdeğer Başkanım. Tape 6693, ne yaptın Neriman toparlayabildin mi bir şeyler, Allah hizmet bekliyor biz kullarından abla derdimiz görevimiz milletimizin doğrularla buluşması CD’lerin kopyalanması lazım çok basit küçüklerde yapıyor artık onları biliyorsun biranda bir sürü insan izleyebiliyor. Millet hep hainleri mi dinlesin biraz da doğruları dinlesinler Amerika’nın, İngiltere’nin şeyhlik unvanı verip de milletin dinini istismar edenleri değil. Gerçekten Allah’ın unvanlar verdiği gerçek Allah dostlarının söylemlerini, söylemlerini, nutuklarını, hitabetleri insanlarımız duysun abla bu görevde benim olsun bende diyorum bana verildi. Hepimiz bu büyük kapıda hizmet için varız kaynakları saklamanın bir anlamı var mı abla yardım alamadığım söylüyorum her hafta bir CD’yi kopyalasam işte yalvarıyorum onu buna bu eseri bitirmek istiyorum azizime arz ettim o da yardım etsinler dedi, dedi Neriman’a. Azizimi ziyaretimi kast ile huzura gideceğim söylemim nedeniyle iftira sopalarıyla dövüldüm Saygıdeğer Başkanım. Büyüklerin huzurundan bahsediyorum dedim edep ve insan olmanın dersini gördüğüm bir mekanın tanımlanmasıdır huzur. Araştırmalarımı yaparken azizim yakınlarına Neriman evladıma yardım edin kaynakları açın ki araştırmaları yapabilsin dediği için bende dostlarımla paylaşıyorum ne istediğimi söylüyorum. Mücahit Bey de bu insanlar olanlardan biridir. Emine Yaşa Hanım ile bir telefon görüşmesinde Türkan Ablamla CD olayının çözülüp çözülmediğini sorması üzerine oraya gitmeden çözemem abla 2005 yılında konuşan bir dekandan bahsettiği Kütahya’da BRT Televizyonunda Ramazan Ayında yaptığı konuşmaları videoya dönüştürmek istediğinden bahsettiği bunları yarınlarda sizlerin evlatları internetten kopyalayacak düğmeye basacak bilgisayarına indirecek dediği. Tasavvuf ilmine, tasavvuf tarihine dair, dostlarımla konuşmanın neresinde hangi hecesinde sözde silahlı terör örgüte ara yardımcılığı, hücre

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:16

yapılanması yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmak iftiralarına dayalı dosya kapsamı kuvvetli şiddetteki suç şüpheleri olan eşkıyalık bulunmaktadır sorumu kendim için tekrarlıyorum Saygıdeğer Başkanım. Türk milletinden alınmak istenen intikamda bu kadar gözü dönmüşlük ancak azılı düşmanlarımızın hedefi olabilir diyebiliyorum. Bu ablamla yine aynı konulu bir telefon konuşması tape 6701, ne yaptın Neriman CD olayını çözmek mümkün mü abla işte CD’ler yine aynı konunun aynı telefon konuşmasının Saygıdeğer Başkanım bu sefer alınmayan bölümleri. Bir tanesi çok faydalı benim için abla onu orada alacaklarım var çok güzel bir çalışma olabilir hani belgesellerde görürsün ya onun gibi bir videoya dönüştürülebilir. Allah’ın lütfettiği kâinatın güzelliklerini koyacağız çok hoş bir video olacak. Bir telefon görüşmemizde tape 6745, sultanım ellerinden öpüyorum gözlerinizden öpüyorum evladım nasılsınız, sağ olun himmetinizle iyiyiz sultanım. Ağabeyiniz nasıl hepsi iyiler selamları var sultanım bu ay Pir Şaban-i Veli’yi anma törenleri var Kastamonu’da senede bir defa oluyor biliyorsun Cuma, cumartesi, Pazar. Eyvallah sultanım ben size hatırlatayım dedim sağ olun sultanım emriniz olur. Bu zata neden bu kadar saygılısınız diye soran savcımız mahkemenizde bulunuyor Saygıdeğer Başkanım. Azizim Mehmet Dumlu Hazretleri der ki; insandan daha değerli bir varlık yaratılmadı en güzel törenler, merasimler, sadece insan için yapılır doğduğunda evlendiğinde, öldüğünde sayın savcılarımıza da devletimizi temsil ettikleri için saygılı davranmıştım. Onlara istihbarat ajanlarının bu iftiralarıyla neden beni dövüyorsunuz bile diyemedim benim devlet düşüncemde makamda kim oturursa otursun ben oraya devletim diye bakarım. Size de heyetinize de öyle bakıyorum benim ailemde gördüğüm devlet terbiyesi budur. Makamlarda oturanlar siyasileşebilirler. Bazı fikir akımlarına kapılabilirler kendilerini devletimizin aleyhine bazı düşüncelere de kaptırabilirler. Ama makamlar devletimizin ebedi varlığı için vazgeçilmez makamlardır devletin ruhu hükmü eninde sonunda tecelli eder düşüncem ailemden aldığım devlet terbiyemin gereğidir. Kısa bir ara rica ediyorum mümkünse Saygıdeğer Başkanım.”

Duruşmaya 10 dakika ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada tutuksuz sanıklardan Cihan Arık, Muhammet Sarıkaya ve Muhterem Balcı ile bir

kısım sanıklar müdafileri Av. İlkay Sezer, Av. Gıyaseddin Azaklı, Av. Hüseyin Fatih Demir, Av. Mustafa Hisar, Av. Basri Aydın ve Av. Gizem Duygu Öcalan’ın geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Neriman Aydın tekrar huzura alındı. Sorgu ve savunmasına kaldığı yerden devamla.Sanık Neriman Aydın:”Saygıdeğer Başkanım, tape 6709, 6720 ve daha pek çok telefon

konuşmamız alındı ve sorgulandı. Tape 6709, 6720 azizim müsait mi acaba yarın kendisini ziyaret etmek istiyoruz huzuru biraz meşgul etmek istiyoruz. Dün ufak bir operasyon ile tırnağını aldırdık şimdi iyi mi, bugün pansuman edecekler, isminizi duyunca Neriman Abla mani yok buyurdular geçmiş olsun sultanım şifalar diliyoruz. Sultanım bir emriniz var mı ricamız olur evladım. Saygıdeğer Başkanım, tasavvuf tarihine dair yaptığım ilmi çalışmalar ve talebesi olduğum Allah dostu Mehmet Dumlu Hazretlerine olan sevgim, saygım ve muhabbetimin boyutlarını akla gelebilecek her türlü soruya cevap olacak değerlendirmelerimi yüce mahkemenin takdirlerine bırakıyorum. İstihbarat ajanlarının sadece ismini alarak sorguladıkları Bağdat’ta meftun Allah dostu Abdülkadir Geylani Hazretlerini de huzurlarınızdan sesleniyorum. Himmetleri 7 yıldır azılı kâfir ABD’nin katliam ve tecavüzü altında inleyen Irak topraklarındaki Türklerle ve mazlum Müslüman’larla olsun diliyorum. Allah dostlarının hakka yürümelerinden sonra kınından çıkan kılıç gibi olduklarını biliyorum. Irak’ta Irak halkına 7 yıldır kan kusturan kâfir ABD’ye karşı kılıçlarının çok keskin olması duasında bulunuyorum. Allah’ın Türk milleti eliyle tüm masum ve mazlum insanlık için her nimete her anda şükür ve saygıdayım iman değerlerim gereği, Allah dostlarının da Türk milleti için Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ve bütün insanlık için

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:17

büyük nimetler ve lütuflar olduğunu düşünüyorum. Talebesi olduğumu Allah dostu Mehmet Dumlu Hazretlerinin manevi huzurlarında bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Büyük bir özlemle ellerinden öpüyorum ve onu çok özlediğimi bildiriyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’yla ilgili alıntılardan bir bölümünü arz ediyorum. Ağabeyim Kemal Aydın Bey cevapladığı için ayrıca da zaman kaybetmemek için bende özlü ifadelerle alıntılara ilişkin cevaplarımı arz ediyorum. sayfa 1635’te bir telefon sohbetinden alıntı; Ben Ercüment Ovalı’nın yerinde olsaydım Türk Silahlı Kuvvetlerini temsilen gelen Volkan Kaplama’ya güvenmemezlik eder miydim. Sayfa 1636, plazma ile ilgili bir toplantıda plazmada iyi bir yerdeydik Türk Silahlı Kuvvetleri ortak oldu, Türkiye Kızılay Derneği Profesör Doktor Ercüment Ovalı ve sayfa 1648. Plazma tarihçesi isimli Microsoft Word dosyası içerisinde Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın Genelkurmay Başkanına yazdığı 9 sayfalık bir mektup ve bu mektuptan bir alıntı Saygıdeğer Başkanım. Mektup alıntısını okuyarak zaman kaybetmek istemiyorum. Profesör Doktor Ercüment Ovalı Saygıdeğer Başkanım ailemizin oğludur. Benim ağabeyimdir defterlerimde ve bilgisayarımda kendisi hakkında yüzlerce sayfalık bilgiler vardır. Tıp dünyasının önünde saygıyla eğildiği, kök hücre ve hemetoloji alanında kendisine ait pek çok buluşu olan kanser tedavilerinde çığır aşan, adı tıp literatürüne giren bir bilim adamıdır bir dahidir. Devletimizin sağlık alanında tüm çalışanlarının Sağlık Bakanının da Başbakan’ın da kendisini tanıdığını ve brifing aldığını arz etmiştim. Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın sahibi olduğu ilme ait çalışmaların benim bilgisayarımda bulunma nedeni, sahip olduğu bu ilmi kendisinden yardım alarak kavrayabilmek ve milletimizin bu değerlerini makaleler, yazı dizileri ve bir eserle yayınlamaktır. Her millet olmayan değerleriyle propaganda yaparken milletimizin var olan bilim adamlarından, dâhilerinden haberdar olması milletimizin hakkıdır diye düşünüyorum, bunu için makale ve eser çalışmaları yapmaktayım. Bana zaman ayırdığında bir araya geldiğimizde o anlatır bende not alırım. Ağabeyim Kemal Aydın Beyin de bu konuda yardımlarını ve fikirlerini alırım. Notlarımın arasına yazarım ilim sahibi bir Türk kadını olunca bir Türk olunca iş hayatının ve bilim hayatının kendisine nasıl zehir edildiğini nasıl cehenneme çevrildiğini ben ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı’nın yaşadıklarıyla birebir yaşadım. Büyük fedakârlıklarla kurduğu özellikle kanser vakalarının yüksek olduğu Karadeniz’de Trabzon’da kurduğu kök hücre laboratuarının üretime ve hizmete geçmemesi için azılı düşman ABD öyle şer işler yaptı ki öyle tuzaklar kurdu ki laboratuar ne yazık ki üretime geçemedi Saygıdeğer Başkanım. Açıldığından beri maalesef kapalı bulunmaktadır. Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı da başına sarılan belalar ile uğraşmaktadır. Ağabeyimin bir bilim adamı olarak plazma konusunda ülkemizdeki düşman faaliyetlerine karşılık devletimizin Genelkurmay Başkanına yazdığı mektubun bilgisayarımda bulunması ise inanmayacaksınız ama sadece Türkçe dil bilgisi hatalarını düzeltmem içindir beni bağışlasın çok sevdiğim Ağabeyim Profesör Doktor Ercüment Ovalı Türkçe yazımda dil bilgisi kuralı tanımadığı için Neriman şu metnin hatalarını düzeltip bana gönderir misin dediği için aramızda kardeşler arasında bir yardımlaşmadır eşkıyalık değildir mahkemeniz takdirlerine arz ediyorum efendim. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, araştırmalarım arasından 5 konuyu içeren tarihi ve gerçek bilgileri içeren 5 araştırmamı devletimin her alandan uğradığı saldırılar ve 26 yıldır yaşadığı savaş nedeniyle yararlanması için devletimin pek çok kurumuna gönderdim. Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığına, İçişleri Bakanlığına, Milli Savunma Bakanlığına ve görünüşte bölücü terör örgütü aslında arkasında azılı düşman desteğinde Türk milletiyle savaşanlara karşı yaptığı savaşı kazanmasına katkı olsun diye Genelkurmay Başkanlığına. Aynı araştırmalarımı gönderdiğim kurumlar içerisinden istihbarat ajanları sadece Genelkurmay Başkanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına gönderilenleri seçtiği gibi içerisine de tarihi roman çalışmalarımdaki diyaloglardan alıntılar katarak metinler oluşturmuşlardır. Bunları tek tek ayırarak mahkemenize gösterme imkanım ne yazık ki bulunmamaktadır. Bilgisayarımın imajı alınarak şahsıma verilmediği için bunu yapamıyorum. Saygıdeğer Başkanım, devletimin

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:18

faydalanması için gönderdiğim 5 araştırma konusu mevcuttur. Biri, Almanya’da görev yaptığım yıllarda bizzat şahit olduğum bir gerçek bölücü terör örgütünün yurtdışı banka şubeleri üzerinden nasıl maddi kaynak aktardığını dair bir bilgidir. 26 yıldır bitilemeyen bu savaşta savaşı üstlenen Türk Silahlı Kuvvetlerine katkı sunması için gönderdim. Bunu gördüğüm 1996 yılından beri yazıyorum, Avrupa Birliği ülkelerinin bölücü terör örgütüne kendi ülkelerinde sağladıkları sınırsız imkânlarla ilgilidir. 1996 ile 2002 yılları arasında mevcut siyasi iktidar partisi bildiğiniz üzere yoktu yani yazdığım gerçekler mevcut siyasi iktidarın alakası yoktur başka siyasi iktidarlar söz konusudur. Bir diğer araştırmam keza aynı amaçlıdır. Cumhuriyeti sonlandırmak için 1980 Amerikan darbesiyle kamu kurumlarına atanan yabancı görevliler ve yabancı denetim şirketleri aracılığıyla düşmanlarımızın iktisadi devlet sırlarımıza nasıl vakıf olduklarına dairdir bu da yine bankacılık mesleğim gereği bildiğim ve şahit olduğum bir gerçektir. Bir diğeri, Avrupa Birliği ülkelerinin bölücü terör örgütüne hazırladıkları zemin ve hükümetlere dayattıkları sömürge tavırlarına dairdir. Bir diğer araştırma konusu, Milli Eğitim müfredatlarına ilişkin bir çalışmamdır. Bir diğeri de, Türk devlet geleneğinde Türk milleti Türk ordusu birlikteliği Türk kadınının Türk kültüründeki Türk medeniyetindeki yeri ve önemine ilişkindir. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, istihbarat ajanlarının derledikleri bir alıntıyı, istihbarat ajanlarının ilave ettikleri ifadeleri okumadan kendi söylemlerimden hatırladığımı kısa olarak okuyarak mealini arz ediyorum. sayfa 1619, işbirlikçi siyasi kadroların sömürge anlaşmalarına parti adı gözetmeksizin imza atmalarını siz Türk Silahlı Kuvvetlerini her seferinde Türk Silahlı Kuvvetleri Avrupa Birliğine karşı değildir sözlerinde buldukları cesarette ararız. Bu şekildeki beyanlarınızı Türk milleti olarak koyacak yer bulamadığımızı itiraf etmeliyim. Çünkü Türk milleti bu şekildeki sözlerinizden demek ki korkulacak bir durum yoktur rehavetine ve yanılgısına kapılmakta ve biri diğerini aratmayan siyasi zihniyetlere desteğini sürdürmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine inanılmaz bir propaganda yapılarak kitleler kontrol altına alınmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin dayanağı Türk milletinin altı oyulmaktadır. Türk milletinin milli düşüncelerinden ve ilminden faydalanmanız için, faydalanmanız tarihi bir görevdir. Arz ettiğim üzere istihbarat ajanlarının ekledikleri tuzak ve iğrenç söylemleri okumadım artık tarihi araştırmalarım ve ben demekten utanıyorum Saygıdeğer Başkanım bağışlayınız beni. İftiraları için araştırmalarım arasından öylesine derlemeler yapmışlardır ki bunu sık sık hatırlatma gereği duyuyorum. Tarihi roman çalışmalarım arasından derlenen ve aralarına müdahale söylemler yerleştirerek benim emir ve talimat verdiğim ya da emir ve talimat aldığım gibi bir iftira için kullanmaya kalkışmışlardır. Yazılarım araştırmalarım alçak işler ve alçak düşünceler ve hele hele eşkıyalık hiç değildir. Yazılarımı ve araştırmalarımı ülkemi işgal etmeleri devletimi yıkmaları kışlaları boşaltmaları milletimin namusunu kirletmeleri için azılı düşman, eşkıya işgal ordularına değil, düşman ordu kumandanlarına ya da kurumlarına değil devletimin kurucusu ve koruyucu gücü Türk Silahlı Kuvvetlerine onun şerefli makamlarına yazılmıştır. Kafirin ordusuna değil Mustafa Kemal’in ordusuna yazılmıştır, bilinmelidir ki komutan adı önemli değildir. Milletimiz o makamlarda hep Mustafa Kemal hep Türk milleti var diye bakar. Saygıdeğer Başkanım, bana neden yazdınız diye sorarsanız hemen şunu söylerim, Allah’a yardım etmek için. Ey iman sahipleri siz Allah’a yardım ederseniz Allah’ta size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır diyor Allah Kuran’da. Hemen şunu söylerim ilim sahibi ilmiyle amel etmelidir. Bilgi ışığıyla yol bulalım diye verilmiştir. Saygıdeğer Başkanım, söylemim gayet açık Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm dünyanın aştığı ve arkasında bulunduğu bir savaşın muhatabıdır. Bu savaşta binlerce evladımızı bedel olarak yurt toprağında ebediyete uğurladık ve uğurlamaktayız. Bu savaşta ebediyete uğurladığımız evlatlarımızda Türk istiklal harbindeki ecdadımızla aynı yaşta ebediyete intikal ettiler etmeye devam ediyorlar. Ben devletim Osmanlının yıkılışını yok oluşunu durduramadım. Çünkü halife padişah devleti koruyacak güçten ordusundan mahrum bırakmıştı. Kışlaları boşalttırarak silah ve cephaneyi düşman işgal ordularına teslim ettirmişti. Ben bekârım çoluğum çocuğum yok Saygıdeğer Başkanım. Dünya ve ahret kaygısı da taşımıyorum ama bir

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:19

yurttaş olarak 1919’dan sonra bir kez daha ordusuz, devletsiz, vatansız, hürriyetsiz kalma kaygısı taşıyorum. Bana neden Türk Silahlı Kuvvetlerine yazı yazdınız, araştırmalarını gönderdiniz kaygılarınızı ilettiniz şeklinde sorulan ve sorulacak sorulara cevabımdır arz ediyorum; İsra Suresinde Allah herkes kendi varlık yapısına göre iş görür diyor. bende huzurlarınızda diyorum ki Türküm ve Müslüman’ım, bende değerlerimin gereğini yapıyorum varlık yapıma göre iş görüyorum. Saygıdeğer Başkanım sürekli bana bu emri bu gücü ve bu kuvveti nereden aldınız diye soranlara cevap veriyorum. Yüce mahkeme huzurlarında bu ve benzeri sorular sorulursa bu soru veya soruları türk kadınına hakaret kabul edeceğimi beyan ediyorum. Bana neden Türk Silahlı Kuvvetlerine mektup yazıp araştırmalarınızı gönderdiniz, bu talimat kimden aldınız, diye soru soracak mahkemeye zatıalinize sayın üyelere peşinen cevap veriyorum. Saygıdeğer Başkanım, meşhur 93 Harbi diye bilinen 1877-1878 Türk-Rus Harbinde 20 yaşında genç bir gelin iken gece bebeğini emzirmeye kalktığında Rus ordusunu aziziye tabyalarına yaklaştığını görüp kışlaya haber veren ve aziziye tabyalarını askerle birlikte savunan Mehmetçikle birlikte günlerce savaşan Nene Hatun’a bu emri ve talimatı hangi güç ve kuvvet verdiyse bana da aynı güç ve kuvvet o emri verdi. 8 yaşında iken annesinin vefatı üzerine babası 70. alay komutanı Hafız Halit Bey ile Çanakkale’ye giden çocukken Çanakkale’yi yaşayan cephede savaşan 12 yaşındaki 15 oğlan 100’den fazla düşman askeri öldüren Türkiye Büyük Millet Meclisinden istiklal madalyalı Nezahat Annemize hangi güç ve kuvvet bu emri vermişse bana da aynı güç ve kuvvet aynı emri verdi. Düşman işgali altında kan ağlayan yurdumuzda 1921 yılında İnebolu’ya gelen savaş malzemelerinin Kastamonu’ya iletilmesi gerekmektedir. Cepheye gidemeyip köylerinde kalan yaşlılar ve kadınlar kağnılarla yola çıkarlar bu cephane kollarında hep kadınlar vardır onlardan biri de Şerife Bacıdır top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örter soğuktan ölmesin diye yavrusunun üzerine kapanan kendi canı pahasına mermileri ıslanmaktan yavrusunu ölmekten kurtaran ve şahadete eren Şerife Bacı’ya, kağnılarla mermi taşımasını hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve kuvvet emretti. 300 kişiyi aşan birliğiyle milis müfreze komutanı olarak Mustafa Kemal’den emir alan Başkomutanlık Meydan Muharebesinde Mehmetçik ile birlikte destan yazan meşhur adıyla Karafatma’ya Fatma Seher anamıza Mehmetçiğin yanında ve arkasında savaşma emrini hangi güç ve kuvvet verdiyse bana da 26 yıldır bitmeyen savaşta ilmimi ve bilgilerimi devletime bildirmemi o güç ve kuvvet emretti. Annesinin kızım gitme yalvarmalarını dinlemeyen, erkek kılığına girip istiklal harbi boyunca bir genç kız olduğunu Mehmetçiğe hissettirmeyen ve gazi olan Halime Çavuş’a bu görevi hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. 1921’de eşi Ali Efe’yle birlikte milli mücadelede çete savaşlarına katılan 1922’de Akhisar hattında Kocayayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit olan Gördesli Makbule annemize bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve kuvvet emretti. Yunan askeri Aydın’a girdiğinde Menderes Nehrini karşı geçmek isterken arkadaşlarının düşüp boğulması üzerine geri dönüp Çanakkale şehidi kocasından kalan hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine tüfek alarak Yörük Ali Efe’ye katılan Aydın’ın Yunandan kurtuluşu olan 7 Eylüle kadar düşmanla savaşan ve istiklal madalyasını Mustafa Kemal’in elinden alan Emir Ayşe annemize bu emri hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. Osmaniye’de 1920 yılında Fransızlarla yapılan muharebeye müfrezesiyle birlikte katılan keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmakla görevlendirilen düşmanı cephane ikmalini sekteye uğratan ve Mehmetçiğe ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum siz yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz diyen aynı muharebede ateş hattında 2 arkadaşını korumak isterken şehit olan Tayyar Rahime annemize bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve kuvvet emretti. Tarsus’un düşman işgalinden kurtulmasında 10 kişilik milis kuvvetiyle savaşan Afyon Muharebeleri’ne katılan Tarsuslu Adile Onbaşı annemize hangi güç ve kuvvet bunu emrettiyse bana da o güç ve kuvvet emretti. 1920 yılında milli kuvvetler Pozantı’da Taarruza başladığında kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak ve kılavuzluk eden ve Fransızlara yanlış yol

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:20

göstererek Karboğazı’na sokan Fransızların Türk askerince esir alınmasını sağlayan Kılavuz Hatice annemize bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve kuvvet emretti. 1919’da Kadıköy’de milli mücadele mitingine katıldığı için Osmanlı hükümetince tutuklanan ancak kaçarak milli mücadeleye katılan ve gazi olan istiklal madalyasını Mustafa Kemal’in elinden alan Saime anamıza bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana o güç ve o kuvvet emretti. Gaziantep Fransızlara karşı istiklal harbi yaparken sen kızsın gelemezsin diyen Mehmetçiğe benim kanım sizinkinden daha mı şirindir diyen ve milli mücadele birliklerine katılan Yirik Fatma annemize hangi güç ve kuvvet bunu emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. Toros Dağlarından inen müfrezeye inekleriyle katılarak ineklerinin sütüyle müfrezeyi besleyen Sultan Hanım anamıza bu emri hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. 500 kişilik bir müfrezeyle çatışmada gazi olduğu için Erzurum’a dönen Van doğumlu Süreyya Sülün Hanıma hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. Çanakkale Bigadiç civarını kuşatan Yunan ordusu komutanının istediği bilgiyi vermemesi üzerine fırına atılarak şehit edilen Nazife annemize bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. Oğlunun bir cahillik yaparak düşmana yol gösterdiği haberini alınca, İnegöl’e gelen oğlunu bir kurşunla yere seren ardına bakmadan geldiği muharebeye dönen Domaniçli Habibe annemize bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bize de bana da o güç ve o kuvvet emretti. Devlet mekteplerinde okuma yazma öğrenen istiklal harbinde sırtında mermi taşıyan Satı anaya bunu hangi güç ve kuvvet emrettiyse bana da o güç ve o kuvvet emretti. Kahramanmaraş’ta Fransızlar ve Ermenilerle savaşta Kayabaşı Mahallesinde 8 düşman öldüren ve erkek elbisesiyle milis kuvvetlere katılan Bitlis Defterdarının hanımına hangi güç ve kuvvet bunu emrettiyse bana o güç ve o kuvvet emretti. Kocaeli Grubu Müstakil Süvari Müfrezesinde Fahri milis üsteğmen Karafatma bu emri bu görevi hangi güç ve kuvvet verdiyse bana da o güç ve o kuvvet verdi. Hastabakıcı, çamaşırcı, aşçı olarak, cephe gerisinde Mehmetçiğin çorbasını pişiren suyunu taşıyan tüfeğine cephane yetiştiren omzunda top mermilerini cepheye taşıyan Afyon Çobanlar Demiryolu’nu tamir eden isimsiz analarımıza bu görevi hangi güç ve kuvvet verdiyse bana da o güç ve kuvvet emretti. Adları unutulmuş ama ruhumuzda tarihimizin şanlı yapraklarında yaşayan analarımıza Fatihalar gönderiyorum. Saygıdeğer Başkanım, bildiğiniz üzere Ankara’da Ulus’ta bur Atatürk ve etrafında omzunda mermi taşıyan Türk kadını ve Mehmetçikler olan bir heykel vardır. O sırtında mermi taşıyan Türk kadını var ya işte o benim arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil devletimizin herhangi bir kurumu Avrupa Birliğine karşı değiliz görüşü taşıyamaz. Bu egemenlik ilkemizin çiğnenmesi demektir ayrıca Allah düşmanı, Hazreti Muhammet düşmanı, Kuran düşmanı, Türk düşmanı, Mustafa Kemal düşmanı olan Avrupa Birliği bir sömürü ve ahlaksızlık düzenidir. Yüksek medeni vasıflarıyla Türk milletini de kendi batılı değerleri olan soytarılıkları ve ahlaksızlıkları gibi bir soysuzlar topluluğuna dönüştürme planıdır. Ayrıca Avrupa Birliği batılı düşmanlarımızın devletimizi yıkma ve her nasılsa o çok sevdikleri için yıktıkları Osmanlıya dönüştürme planının modern adıdır. Madem bu kadar dönüp dönüp yanacaklardı Osmanlı diye tutuşacaklardı halife diye ağlayacaklardı niye yıktılar Osmanlı’yı biraz aklı olan yurttaş bunu hemen fark edecektir. Bilgi sahibi bir Türk kadını olarak buradan bildiriyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurumları ve kuruluşlarıyla tüm organlarıyla sosyal ve kültürel yapısıyla temel nitelikleriyle eksiksiz kurulan bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti küstah batılıların sözde insan hakları ve demokrasi gibi kendilerinin tanımadıkları soytarılıkları medeniyet diye dayattıkları alçak ve aciz bir devlet değildir. Ona alçak ve aciz biri değil dünyanın aklını başından alan bir dahi, bir asker, tam iman sahibi bir Türk adı kıyamete kadar dillerde hayranlıkla anılacak Mustafa Kemal kurmuştur. Onun karşısında konuşamayanlar ordularıyla onu karşı duramayanlar yine arkadan dolanıyorlar ama bilmiyorlar ki tüm kirli planlarından Allah Türk milletini habersiz koymadı koymayacaktır. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, küstah batılılar AB ve ABD kendi devletlerini yeniden şekle sokabilirler devletlerini ilkellikten kurtarabilirler batılılar bizim karşımızda ancak kendi devletlerini

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:21

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yüce ilmine Mustafa Kemal Atatürk ilmine taşıdıkları zaman konuşabilirler. Kemalist bir Türk kadını olarak ben böyle düşünüyorum. Saygıdeğer Başkanım, istihbarat ajanları beni AB ve ABD karşıtı olarak altını da kalın çizgilerle çizerek istihbarat tuzağına geçirdikleri için ve bu yüzden de eşkıya ilan ettikleri için bu açıklamaları yapıyorum. Ne zamandan beri öz yurdumda AB ve ABD karşıtlığı dosya kapsamı kuvvetli şiddetteki suç şüpheleri olan eşkıyalık suçu olmuştur. Kanunlarımızda böyle bir ceza maddesi var mı, varda bir tek ben mi bilmiyorum. Ben bu yüzünden mi Türk düşmanı İslam dini düşmanı AB ve ABD’nin karşıtı olduğum için zindandayım ve yargılanıyorum anlamadığım şu inanç sahibi olduğunu düşündüğüm savcılarımız böyle bir iftiraya nasıl imza atarak bir yurttaş olan şahsım aleyhinde bunları delil olarak yüce mahkemeye sunabilmişlerdir. Ben bu saçma iftiralar karşısında ne diyeyim Saygıdeğer Başkanım, adaletinize ve takdirlerinize arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, insan hakları ve demokrasi kavramları yüksek insanlık değerleridir ve mucitleri de devlet hayatında uygulayan millette Türklerdir. Hücrelerinden tecavüz, katliam mezalim akan batılar için insan hakları ve demokrasi değer değil yok edici silahlardır. Irak ve Afganistan’daki 7 yıldır yaşayan tecavüz ve katliamlar gören gözlere katliamlara gören gözlere ve akıl sahiplerine yeter diye düşünüyorum. Yüksek bir medeniyetin sahibi Türk milletinin ebedi önderi Mustafa Kemal Atatürk insana, insana yaraşır devletine değerler ve özellikler güzellikler olarak yansıyan yüksek ilmi değerler dururken katil ve stratejik eşkıya AB ve ABD’ye göre gayri insani bir yaşamın ülkemize ve devletimize değer olarak hem de ulaşılması gereken bir değer olarak dayatılması büyük bir sahtekarlıktır. Ecdadımıza milletimize egemenliğimize hakarettir, AB ve ABD demokrasisi yurdumuza ve devletimize yönelik yıkım projelerini eşkıyalıklarını meşru zemine taşıma planı ve projesidir. Avrupa Birliği ve ABD karşıtlığıyla suçlanan bir yurttaş olarak kısa ve öz açıklamalarla hangi güçlerin emirleriyle 18 aydır zindanda tutulduğumun kanıtını da böylece yüce mahkemenize takdirlerine ve adaletine arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım, tarihi roman çalışmalarım arasından istihbarat ajanlarının derledikleri ve benim haydut basında eşkıya ilan ettikleri söylemleri de bu vesile ile mahkemenize arz ediyorum. 26 yıldır devletimiz düşmanların tamamının emrinde ve desteğinde isyan eden azınlık ırkçılığına dayalı bölücü terör örgütünün şehit ederek annelerimizin kapılarına gönderdikleri evlatlarımız nedeniyle bunların kafaları koparılmalıdır söylemimi tamamen farklı bir boyuta çekerek kendi derledikleri şekilde iddianameye istihbarat taktikleriyle yerleştirmişlerdir. Bu eşkıyalar daha birkaç ay önce Başbakan’a bu halk senin başını keser diye seslendiler. Bir diğeri PKK bizim silahlı gücümüz dedi, hangi birini sayayım Saygıdeğer Başkanım. bende bu eşkıyanın kafaları koparılmalıdır deyince zindana atılıyorum mahkemeniz takdirlerine ve adaletine arz ediyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerinin gizli öncülüğü ne demektir diye sorulan soruya cevabım olarak da Mustafa Kemal Atatürk'ün bu vecih söylemini daha önce verdiğim gibi tekrarlıyorum; bilirsiniz ki Türk milleti ne zaman yükselmek için adım atmak istemişse bu adımların önünde daima baş olarak daima yüksek milli ülküyü gerçekleştiren hareketlerin önderi olarak kendi kahraman çocuklarından kurulu ordusu görmüştür. Bunun içindir ki Türk milleti tehlikelere karşı elinden kılıç yürümeye hazır bulunan kahraman çocuklarına derin güven beslemiştir ve güveni daima besleyecektir. Bundan sonrada Türk milletinin yüce idealinin gerçekleşmesi için kahraman asker evlatları hep önde gidecektir. Mustafa Kemal’in bu söylemine göre her Türk subayı Türk milleti için öncüdür ve önderdir. Her zaman her yerde milleti aydınlatmalıdır bilgilendirmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yurdumuzdaki egemenliğimiz sadece silahla korunamaz bilgili ve aydın millet varlığı devletin yaşaması için vazgeçilmez bir değerdir Saygıdeğer Başkanım. Millet devletini ve onu koruyan ilkeleri tanımalıdır devletinin niteliklerini bilmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiği vekillerden bunu istemelidir. İşte bütün bunlar gizli öncülüktür. Eşkıyalık değildir tarihi roman çalışmalarımdan alınan bu bilgilerim karıştırılarak karmaşıklaştırılarak derlemelerde aleyhime delil yapılmak istenmiştir yüce mahkemenin takdirlerine arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım, benim düşünce dünyamda gizli öncülük milletimizi aydınlatmak ve bilgilendirmektir.

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:22

İlim ve bilgi insana eşkıyalık yaptırmaz araştırmalarım ve yazılarım eşkıyalığın değil ilmin delilleridir. Toplumda her anda benim gibi sizde duyarsınız halkımız biz Türk milleti örgütlenemiyoruz der. Malumlarınız olduğu üzere buradaki örgütlenmek toplumsal tepki demektir yani düşmanın güdümünden çıkmak demektir milletimizin düşmanın yurdumuzdaki yıkıcı ve yok edici faaliyetleri karşısında toplumsal tepki göstermesi göstermek istemesi demektir. Bunun içinde toplumlar bilgiye ve bilgilenmeye kendisini bilgilendirecek aydın ve bilgi insanlara ihtiyaç duyarlar. Bu bir yaradılış gerçeğidir, mahkemeniz takdirlerine arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, 2 yüce söylem ve vasiyeti de benzer kutlu ve yüksek değerlerimiz için ayrıca da hem Türk hem de Müslüman olduğumuz içinde bu emirlere muhatap bir yurttaş olarak sabrınıza sığınarak yüce mahkemeye arz etmek istiyorum; emirlerden ilki Hazreti Muhammed’in veda hutbesinden, Saygıdeğer Başkanım arz ediyorum bir tek cümle; ey insanlar, ey insanlar bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün,bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl mukaddes bir şehir ise canlarınız, mallarınız, namus ve şerefiniz de öylece mukaddestir her türlü tecavüzden masumdur. Emirlerden 2. devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ait arz ediyorum Saygıdeğer Başkanım; hiç şüphe yok ki devletimizin ebedi müddet yaşaması için memleketimizin kuvvetlenmesi için milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız şerefimiz geleceğimiz için ve bütün kutsal değerlerimiz ve nihayet her şeyimiz için bütün uyanıklığımız ve bütün kuvvetimizle milli egemenliğimiz muhafaza ve müdafaa edeceğiz. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet, bütün söylemlerimin, yazılarımın ana sebebi bu yüce söylemlerdir. Yurt coğrafyasında biran bile gaflette olamayacağımızın delilleridir. Devletimizi yönetenlerde gaflette olamazlar Türk kültür tarihinde devletin fikirlerden ve uyarılardan yararlanması devlet geleneğinin ve devlet kültürünün gereğidir halkla bağlantı bu kültürün ve geleneğin en değerli özelliğidir. Doğru olan her düşünce önemlidir ve dikkate alınmalıdır. Bir yönetici kendini değil ülkeyi ve milleti düşünmelidir benimle birlikte yargılanan Allah dostlarından Abdülkadir Geylani Hazretleri diyor ki; ilmi ile amel etmeyen alim bir hayvanın adını veriyor çok bağışlayınız eşek gibidir diyor ilmi öğren ve onunla amel et, gerçekleri öğrenin bilginizi pekiştirin bilgiye ihanet etmeyin. Saygıdeğer Başkanım huzurlarınızda sahibi olduğum bilgilerimle hakkımdaki iftiraları cevaplıyorum, yazdıklarım değerlerimdir, kültürümdür sözde silahlı terör örgütü ara yardımcılığı, hücre yapılanması yoluyla Türk Silahlı Kuvvetleri sızmak, cebir ve şiddet kullanarak yasama ve yürütmeyi Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmak suçlarına dayanak yapılmak istenen eşkıyalık iftiraları değildir. Araştırmalarım arasından alınan ifadeler şer ellerde istihbarat ajanlarınca müdahaleye uğramıştır siyasi zihniyetler ifadem soysuzlar olarak iddianameye yazılabilmiştir. Dini siyasete alet eden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası benzeri ifadem azınlık ruhlu molla zihniyetli olarak tarihi roman çalışmamdan alınan tanımlardır takdirlerinize arz ediyorum. sayfa 1691’den alınan bir alıntıyı okuyorum. Microsoft Word dosyası içerisinde 59. AKP hükümeti portresi başlıklı yazı. Hukuka aykırı kişisel verilerin Neriman Aydın’ın Ziraat bankasında çalışması nedeniyle bu CD’nin Neriman Aydın tarafından hazırlanmış olduğunu göstermektedir. Sayfa 1674’de de aynı konuya dair yazılan diğer iftirayı okuyorum. Aralarında yürütme ve yasama organı üyelerinin de bulunduğu kişileri bir suç işleme kararı kapsamında siyasi, felsefi ırki kökenlerine bağlı olarak fişlediği de anlaşılmaktadır. Saygıdeğer Başkanım istihbarat ajanlarının bu çok iğrenç ve alçak iftiraları karşısında kızmamaya, öfkelenmemeye, azami özen göstereceğime huzurunuzda Allah’a söz verdiğim için edebimi koruyarak cevap vermeye devam ediyorum. Malumlarınız olduğu üzere kurumlar siyasi iktidarlar hakkında veri hazırlama yada eser yazma yerleri ve makamları değildir. İnternet dünyası her anda bu tür verilerin binlercesiyle beslenmektedir. Allah’ın bana 1000 yıl ömür verdiğini de bilsem 1 saniyesini dahi şahsıma iftira edilen bu hususa ayırmam. Bahsedilen internet açık kaynak verisini hatırlamıyorum. Eğer varsa e-posta yoluyla gelmiştir. Gönderen elektronik posta adresi de üzerindedir ama istihbarat ajanları her zaman olduğu gibi elektronik posta göndericisini yazmayıp şahsıma iftira etmeyi tercih etmişlerdir. İftirayı yazanlara iade

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:23

ediyorum ömrümde hiçbir siyasi şahsiyet hakkında hiçbir veri hazırlamadım. Bu tür şer işler bu tür işler benim yaradılışıma karakterime uymayan alçak işlerdir. Alçak işlerle hiçbir zaman işim olmadı Saygıdeğer Başkanım. Bu şer işlerle uğraşanların kimler olduğunu kendi beyanlarıyla basından okuyor ve duyuyoruz bütün televizyonlar 19 ve 20 Şubat’ta kendi kelamlarıyla verdiler. Siyasi iktidar partisinin Kahraman Maraş milletvekili Avni Doğan tarafından siyasi iktidarın masum yurtsever yurttaşları nasıl fişlediğini kendi söylemleriyle açıkladı. Cümle alemde dinledi, kimin kimlerin nasıl fişlendiğini her makam sahibinin her yurttaşın her tür gayri kanuni yolla dinlendiğinin tüm kanıtları kamuoyuna çok şükür intikal etmiştir. Olmayan örgüte olmayan suçlar türetilerek iftiralar düzerek milletin masum evlatlarına yapıştırılmaya çalışılarak sözde silahlı terör örgütü yaratılmaya çalışılması gerçek fişlemenin mevcut siyasi iktidar tarafından nasıl yapıldığını ispatlamıştır takdirlerinize arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Yakut Türkleri hakkında kitabı olan bir hanımefendi yazara kitabı ile ilgili düşüncelerimi yazdım ama kendisine gönderemediğim yazımdan bir alıntı. Sayfa 1691’de yer almaktadır. Birkaç cümlesini okuyorum Sayın Tunceroğlu çok okuyan çok araştıran ağırlıklı olarak son 5 yıldır ülkemiz vatanımız Türkiye’nin devletimiz Türkiye Cumhuriyetinin yaşadığı emperyalist aç gözlülerin gizli ve örtülü işgali nedeniyle daha çok pek çok yazarımızın ismi var Saygıdeğer Başkanım. Gibi araştırmacılarımızın bu işgali anlatan eserleriyle Mustafa Kemal Atatürk’ün 21. asırda bir kez daha işgalden kurtulmamıza ve yeniden tam bağımsızlığımıza kavuşacak yol ve yöntemlerin belirlediği nutku ısrarla okuyan kendine aydınlatmış uyandırmış bir Türk kadını olarak söz konusu eserinizden çok etkilendiğimi ve her an cebimde çantamda, elimin altında bulundurduğumu itiraf etmeliyim. Arz ettiğim üzere ibretlik bir manzara Saygıdeğer Başkanım. Eşkıyalık delilime meşhur deyimiyle dosya kapsamı, kuvvetli şiddetteki suç şüphesine bir bakın duyun Allah aşkına. Bir eseri çok beğendiğimi söylediğim için 1 buçuk yılı aşan süredir zindanda tutuluyorum. Şahit olduğunuz üzere yaşadığım bu zulüm kendini Allah ilan edenlerin Kuran’da anlatılan icraatlarına ne kadarda çok benziyor. Bu iftiraya cevabım çok uzun ama okumuyorum sadece yaşadığım zulümde istihbarat ajanlarının adli mercileri nasıl kandırdıklarını bu yalanlara inanan makam sahiplerinin yargı mensuplarının da zindana atarak ve zindanda tutarak benim gibi yurttaşlara nasıl zulüm ettiklerini mahkemenizin görmesi için arz ettim adaletinize sunuyorum. Sayfa 1557 Neriman Aydın’ın Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e yazdığı yazı denilerek sitem ve şikayetleriyle Kuvai Milliye ruhundan bahsettiği ülkenin işgal altında olduğundan Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi vermesi gerektiği bunun için Türk milletinin hazır olduğu vesaire. Saygıdeğer Başkanım bu işi Allah yaptırdı iyi ki bu araştırmamdan bu bölümü aldılar ve sordular bana o kadar sevindim ki Türk milletinin makamda oturanlar konusunda ayrım yapmadığının makamda oturana değil makama baktığının delili işte bu yazıdır. Bu bir yaratılış özelliği ve milletimizin genlerinden gelen bir davranıştır. Aksi olsaydı egemenlik paylaşılabilir diyen teskere geçmeliydi diyen Türkiye halkları diyen görevi sırasında Türk askerinin başına çuval geçirttiren bu devlet adamına ben tek satır yazı yazmazdım. Hiçbir araştırmamı da göndermezdim. Ayrıca yazdığım yazının konusu Türk devlet geleneğinde Türk milleti yönetimden uzaklaştırılan Türk milletiyle yıkılan devletler başlıklı bir araştırmadır. Türk milletinin yönetimden uzaklaştırılmasıyla Osmanlı devletinin nasıl yıkıldığını incelediğim bir araştırmamdır. Tüm Dünya’nın arkasında olduğu 26 yıldır devletimize yaşattırılan bu savaş nedeniyle bu araştırmamda yazdıklarım ne yazık ki gerçek olmuştur. Keşke ben yanılsaydım yazı içeriği arz ettiğim bir araştırmamdır. Devletimin yararlanması için göndermiştim çöpe atıldığını düşünüyorum yukarıdaki söylemlerin sahibi devlet adamlarından başka bir hareket beklenemeyeceğini her yurttaş bilmektedir Saygıdeğer Başkanım arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım devletime ve milletime bakış geleneğimi davranışlarımın ve düşüncelerimin esasını ebedi önderin şu veciz söylemleriyle mahkemenize arz etmek istiyorum. Dünya’da milletin bağrında serbest bir fert olabilmek kadar büyük bir mutluluk var mıdır? Gerçekleri bilen kalbinde ve vicdanında manevi ve kutsal hazlardan başka zevk taşımayan insanlar için ne kadar yüksek

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:24

olursa olsun maddi makamların hiçbir değeri yoktur. Bu esas üzerinde yaşamakta olan bir Türk kadınıyım eşkıya değilim beri hiçbir makam eşkıya yapamaz cevabımı takdirlerinize ve Yüce mahkemenize arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyetim aynı gün aynı dakikalarda öz ağabeyim Kemal Aydın bey ile tamamen özel yaşamıma mesleki yaşamıma ait birkaç telefon konuşmamızda 80 yaşındaki annemi kasten söylediğimiz ifadeler savcılık sorgumda Genelkurmay Başkanına yönelik kasti art niyetli sorularla sorgulanmıştır. Birkaç lisan bilmem ve mesleki liyakatim nedeniyle yurtdışı şubelerimizde de mesleki tecrübem nedeniyle çalıştığım kamu kurumumun bir şubesinde Alanya’da görev almam için çalıştığım kurumun bir teklifine istinaden abimle aramda geçen telefon konuşmaları. Sayfa 1629 tape 6759 sayfa 1654 tape 6730, 6758 kızım ola ki sana makalelerin için soru sorarlar deki, bu başkomutan emridir emrin gereğini her zaman yaparız ölüm bile olsa. Neriman seni biliyoruz sana ne kadar zarar verildiğini biliyoruz Almanya teşkilatımız adına Alanya şubemizde çalışacak bir insana ihtiyacımız var. Onun için seni değerlendirmek istiyoruz Kemal Aydın bunu Başkomutan devlet bilsin bir internet gazetesinde makale yazman ile ilgili sorarlarsa dersin bu Başkomutan emredir. Ya abi beni çok güzel karşıladılar Allah dostlarının duasını almak ne demek bilirsin kızım, Allah dostlarının Mustafa Kemal’in duasını almak. Hazreti Muhammed’in sevgisine mazhar olmak ne demektir bilirsin. Bütün düşmanlar önünüzde eğilir o zaman ben biraz düşüneyim dedim abi Alanya’da Almanya teşkilatı adına çalışacak bir insana ihtiyacımız var dediler hayır deseydin kızım işte Almanya, İstanbul gidip geleceksin vesaire. Bu sayede de unvanlarını veririz mağduriyetini gideririz dediler Saygıdeğer Başkanım meal ederek devem ediyorum ağabeyim her işimizi Mustafa Kemal emri gereği yaparız der bunu kastederken de Başkomutan emridir der. Bir millet evladına herhangi bir konuyu dikkate alması için bu başkomutan emridir der bu telefon konuşmasından alınarak bana sorulan ağabeyim söylemleri nedeniyle Başkomutan Mustafa Kemal’i kastediyor dedim ama ifade tutanağına Genelkurmay Başkanını kastediyor diye yazılmıştır. Tape 6758, telefon konuşmasında abi personel daire başkanı çağırıyor acil gelsin demiş zannediyorum yurtdışı görevi için teklifte bulunacak. Kemal Aydın, git bakalım bana yapılan haksızlıkları giderin yurtdışı teklifine de hayır de. Tape 6760, sen kardeşimle de konuş devlet bilsin onu Başkomutan biz. Saygıdeğer Başkanım Saygıdeğer Heyet daha önce yurtdışında görev yaptığım için bekar olduğum için annemin aklı sürekli bende olmuş ve bu yüzden sıkıntılar yaşamıştık. Annem uzaklık nedeniyle yaşadığı hasret ve zorluklar nedeniyle bir daha yurtdışı görevi almamı istemiyordu. Ağabeyimin buradaki devlet bilsin Başkomutan bilsin ifadeleri annem içindir annem benim başkomutanımdır. Bizim ailenin devlet başkanıdır. Ben geleneksel bir aile hayatı sürmekteyim yetişkin olsam da kendi başıma buyduk bir insan değilim 80 yaşındaki anacığıma karşı sorumluluklarım bulunmaktadır. Onun düşünceleri ve nasihatleri mesleki yaşamımda olsa benim için önemlidir. Adli mercilerin masum yurttaşa tuzak kuramayacağı düşüncesiyle büyük bir nezaketle sorularını cevaplamaya çalıştım. Ancak 4 gün 4 gece aç, susuz, uykusuz perişan bir halde ahırdan beter bir inde tutulduktan sonra beni olmayan örgütün muhtemel üyesi yapmak için yönlendirme sorular soracaklarını düşünmedim. Ancak daha sonra bütün soruların aynı şekilde hazırlandığını görünce bunların istihbarat ajanlarının melun amaçları için hazırladıkları sorular olduğunu anladım. Arz ettiğim mesleki yaşamıma dair öz ağabeyimle evimizin babası konumundaki büyüğümle burada tutuklu bulunan ağabeyim Kemal Aydın’la yaptığım telefon konuşmasında geçen kavramlar nedeniyle aleyhime eşkıyalık oluşturacak şekilde sorularla yönlendirilmem adli mercilerimize yakışmamıştır. Bu zulüm nedeniyle elbette ki hiçbir zaman devletime düşman olmayacağım. Ama bu şekilde davranışlar hukuk adamı olan hukuk adamları olan devlet adamlarımıza yani savcılarımıza yakışmamıştır. Yaşadığım zulmün hazırlanışını ve uygulanışını mahkemeniz takdirlerine arz ediyorum. Saygıdeğer Başkanım müsaade ederseniz ara verebilir miyiz sesim?”

Mahkeme Başkanı :”Efendim ara vereceğiz bitireceğiz artık oraya nokta koyun bitirelim daha öğleden sonra sizi şey yapamam. Nasıl olsa bitmeyecek bugün di mi?”

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:25

Sanık Neriman Aydın:”Bitmeyecek efendim.”Mahkeme Başkanı :”Efendim.”Sanık Neriman Aydın:”Bugün bitiremeyeceğim.”Duruşmaya 13:00’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada bir kısım sanıklar müdafileri Av. Aydın Metin, Av. Ruşen Özmen, Av. Serdar

Özersin, Av. Fatma Aygören, Av, Filiz Esen ve Av. Şule Gökyay Ağazede’nin de geldikleri görülmekle huzurdaki yerine alındı.

Alınacak beyan ve talepte dikkate alınarak sanık Neriman Aydın’ın sorgu ve savunmasının tespiti işlemine bugünkü oturuma mahsus olmak üzere son verildi.

Mahkeme Başkanı:”Geçen oturumda dinlenmeyen avukat arkadaşlar vardı. Buyurun avukat bey siz.”

Sanıklar Cengiz Köylü, Mustafa Levent Göktaş müdafi Av. Hasan Gürbüz söz istedi verildi:”Sayın Başkan, Sayın üyeler; bu savunma kürsüsünden gerek ben gerek başka meslektaşlarım gerekse sanıklar defalarca bu soruşturmaların emniyet ve adliye içerisindeki Fethullah Gülen cemaatinin işi olduğunu bu hususta cemaat ve AKP hükümetinin tam bir işbirliği içerisinde hareket ettiklerini belirtmiştik. Bu söylediklerimizin delilleri artık ortaya çıkmaya başladı. Eskişehir emniyet müdürü Sayın Hanefi Avcı bir kitap yazmış ve bu olayın delillerini kitabında göstermiş bugünkü Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde Hanefi Avcı’nın yazdığı bu kitapla ilgili geniş haberler var. Bakınız buradan birkaç pasaj okuyacağım. Diyor ki Sayın Hanefi Avcı kitabında, son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir. Onlardan bilgi alanda onlar adına konuşanda cemaatin adamlarıdır. Tarafsız basın mensubu, devletin polisi, savcı numarasını artık kimse yutmasın. Bu işler emniyet yada hukuk adına yapılmıyor cemaatin plan ve programı çerçevesinde cemaatin talimatıyla gerçekleştiriliyor. Bazı internet siteleri basın ve yayın hizmeti değil cemaatin propagandasını yapıyor. Büyük illerin emniyet müdürleri ve valilileri bilsinler ki emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerini değil cemaat imamını amir olarak kabul ediyor. Hatta etrafları cemaat mensubu müdür ve amirler tarafından sarılmış durumda. Bu durumun farkındalar ve kısmen biliyorlar ama bilmiyor gibi davranıyorlar. Bazı operasyonları kendileri değil cemaat yanlısı polislerle cemaat yanlısı savcılar cemaat imamlarının talimatlarıyla yürütüyorlar. Bu devlet uğruna bu güne kadar çok can ve çok can verildi. Zaten çok fazla sorunu olan bu devleti ve sistemi daha da bozmak devlet içinde devlet kurmak akılla izah edilemez. Bu devletin polisi, askeri, medyası oluşturmak istenen bu sistem içerisinde çalıştırılamaz. Bugün olduğu gibi cemaatin hedefleri uğruna hukuksuzluklar, komplo, şantaj ve iftira yöntemleriyle çalıştırılırsa da gelecekte bu ülke herkes için adeta bir cehenneme dönüşür. Gördüğüm manzara korkunç kadrolu devlet adamları devleti yönetemiyor. Emniyet Genel Müdürü hatta İçişleri bakanı haklı olduğunu bildiği bir kişiyi doğruluğundan emin olduğu bir olayı yada davayı savunamıyor, güvendiği ve inandığı adamları tuzağa düşürülüyor haysiyetleri ile oynanıyor. Ama onlar bu kişilere sahip çıkamıyor Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil mi yoksa Emniyet Genel Müdürü daire başkanları mı polis teşkilatını yönetiyor? Sayın Hanefi Avcı cemaatin emniyet içindeki imamını açıklamış burada. Yine Sayın Hanefi Avcı’dan devam edeceğim. Kozmik odalarla birkaç gün süren aramalar yapıldı burada hangi şüphe ve delil vardı, hangi iddialar üzerine bunlar arandı? Şimdi ben açıkça adres veriyorum hukuksuz dinleme ve izlemeler var bunları dilekçemde belirttim istihbarat dairesinde cemaatin özel cihazları elde ettikleri her türlü kanunsuz dinleme materyalleri mevcut. Bunlar neden aranmaz? Kozmik odanın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı. Burada da ben açıkça ihbar ediyorum bulunacak şeyleri de söylüyorum İstanbul Emniyet Müdürlüğü istihbarat şubesi neden denetlenemez? İstihbarat daire başkanlığında arama yapılsa demirbaşa kayıtlı olmayan cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur. Bunları biz savunma avukatları söylemiyoruz devletin halihazırda Eskişehir emniyet müdürü olan

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:26

Hanefi Avcı söylüyor. Bakınız artık mızrak çuvala sığmıyor Pandora’nın kutusu açıldı bu kutuyu kimse kapatamaz gerek emniyet içerisindeki gerekse adliye içerisindeki tüm cemaat mensubu polisler, hakim ve savcılar bir gün çok yakın bir gelecekte bir bir ortaya çıkacak ve devletin kanunların değil cemaat imamlarının talimatlarını yerlerine getirdikleri için hepsi gerçekten tarafsız ve bağımsız bir mahkeme önünde hesap verecekler. Daha önce bu kürsüden bir şey söylemiştim emniyet teşkilatının araçlarında bir slogan var. Halk için emniyet adalet için hizmet. Hizmet cemaatin kullandığı bir kavramdır cemaat kendisine cemaat demez hizmet der. O konuşmamda da söylemiştim cemaat o kadar pervasızlaştı ki bundan sonra adalet cemaatin emrindedir diyor. Bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunları adaleti değil cemaatin kanunları cemaatin adaleti uygulanacaktır diyor ve o kadar pervasızlaştılar ki bunu tüm emniyet araçlarına slogan olarak yazdılar. Bakınız bu cemaat AKP işbirliği ülkeyi ne hale getirdi? Bugün birkaç örnek veriyim AKP, PKK ile masaya oturdu gizli görüşmeler sonucunda anlaşmaya vardılar yarın o da çıkacak ortaya ülkeye ihanet anlamındaki tüm gizli anlaşmalar gizli birlikteliklere birliktelikler ve gizli yapılanmaların tamamı çok yakında ortaya çıkacak. İşte Sayın emniyet müdürü bunların büyük kısmını kitabında yazmış. Dilekçeler verdim diyor şikayet ettim diyor sonuna kadar arkasındayım diyor haberlerden onu anlıyoruz. Yine bu AKP cemaat işbirliği bakınız 15 Ağustos’ta Sümela manastırında bir ayin yapıldı 15 Ağustos önemli bir tarih 1461, 15 ağustos’unda Fatih Sultan Mehmet Pontus Trabzon Rum devletini fethetmişti. Tam onun yıl dönümünde yapıldı cemaatin AKP hükümetinin işbirliğinin verdiği tavizlere bakın. Şimdi uzun Sayın Hanefi Avcı’nın her iki gazetedeki farklı farklı yerlerini almışlar. Diyor ki tüm önemli görevlerde bulunan tüm hakim, savcılar cemaat mensubu emniyetçiler tarafından izlendi, görüntülendi ve kendilerinden olmayan bu kişilere şantajlar yapıldı. Bakınız müvekkilim Levent Göktaş’ın bürosunda bulunduğu iddia edilen 51 nolu DVD işte o DVD’deki görüntüleri kimlerin çektiği ortaya çıkıyor. O hakim savcıları kimlerin takip edip görüntülediği ve delil diye benim müvekkilimin bürosuna bıraktığı ortaya çıkıyor. Yine cemaat kendisine hedef seçtiği şahısları ki bir tanesi de diğer müvekkilim Cengiz Köylü. Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında çalışırken bölücü ve irticai faaliyetlerde bulunan subay ve astsubayların Yüksek Askeri Şura’ya gönderilecek dosyalarının hazırlanması biriminde görev almıştı işte o dönemin intikamını almak için Karargah evleri delilleri uyduruldu müvekkilim Cengiz Köylü bu şekilde soruşturmaya dahil edildi işte cemaatin icraatları. Nasıl ki emniyet içerisinde cemaatin imamı varsa Adalet bakanlığı ve adliyelerde de cemaat imamları var ki Sayın Avcı bir tanesini açıklamış Ceza İşleri Genel Müdür yardımcısı diyor. Ne yapıyor Ceza İşleri? Savcı ve hakimlerle ilgili şikayetleri inceliyor. Şimdiye kadar huzurdaki Sayın savcılar dahil olmak üzere, heyetteki üye hakimler dahil olmak üzere, Zekeriya Öz ve diğer savcılar dahil olmak üzere yapılan tüm soruşturmalar Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne takıldı kaldı. Hiç birine soruşturma izni verilmedi. Niye? İşte anlaşılıyor Ceza İşleri Genel Müdür yardımcısı cemaatin önemli isimlerinden birisiymiş. Bakın çıktı ortaya Sayın Avcı’nın kitabında öyle anlaşılıyor ki bunların belgeleri, delilleri de var. Yaklaşık 3 yıldır 3 yılı geçkin bir süredir Türkiye’de bir cemaat ve AKP terörü esiyor. Bir korku imparatorluğu kuruldu insanlar eşleriyle çocuklarıyla aileleriyle konuşamaz hale geldi. Türkiye’nin önemli adliyelerindeki tüm hakim, savcılar cemaatten olmayan emniyet müdürleri, valiler, yüksek bürokratlar, muhalefet partilerinin lider ve yöneticileri, bu davada görev almış tüm avukatlar ve basın mensupları pek çoğu yandaş medyada olmayanlar dinleniyor ve maalesef bazı hakim, savcılarımız bilerek bilmeyerek bu işin içine çekildi. Bir gün gelecek bu iddianameyi hazırlayan savcılar bu soruşturmaları yürüten savcılar ve tutuklama kararları veren burada tahliyesi talep edilen sanıkların tutukluluğun devamına karar veren Sayın hakim, savcıların cemaatin neresinde olduğu, o yapılanmanın neresinde olduğu da ortaya çıkacak. Kimse bundan kaçamayacak. Bakanız bir sürü iddia var bu davayla ilgili azınlıklara suikast deniliyor yazıyorsunuz MİT’ten, jandarmadan, Genelkurmaydan yazılar geliyor diyor ki böyle bir bilgi belge yok bizde. Emniyet Genel Müdürlüğünden yazı geliyor diyor ki bize 1 ay daha ek süre verin. Neyin ek süresi bu?

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:27

Bakacaksın kayıtlarına var mı yok mu varsa var yoksa yok diyeceksin. Ha o 1 ay içerisinde delil uyduracak komplo yapacak tezgah yapacak. Niye? İşte cemaati yöneten Genel müdür değil oradaki cemaat imamı öyle istiyor. Bu yargılamanın bu soruşturmanın bu kovuşturmanın da hiçbir yerinde hukuk kalmadı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunları uygulanmıyor maalesef cemaatin talimatları uygulanıyor hükümetin talimatları uygulanıyor. Bütün bu işler ortaya döküldükten sonra bence bu gün tarihi bir gün Sayın Hanefi Avcı tarihi bir görev yapmış. Gerekçesini de açıklıyor eğer ben bunu bu gün gündeme getirmeseydim ben ben olmazdım diyor yükselebilirdim ikbal olabilirdi ama insanlığımdan utanırdım diyor ki Hanefi Avcı’da kamuoyunda cemaatçi olarak bilinir. Bilmiyorum kitabında o konuda da bilgiler özeleştiriler var mı? Sayın Başkan, Sayın Üyeler; şimdi defalarca talep ettik bir örgüt şeması var bu davanın temel belgesi kabul edilen bir şema var. O şemanın açılmasını istedik bir türlü açmıyorsunuz arar kararlarımızda bir değişiklik olmadığı için açıklamasına diyorsunuz bakın bu tertipçiler işi nereye getirdi? Sayın Baykal’a bir kaset komplosu kurdular siyasetin dışına atmaya çalıştılar genel başkanlıktan ettiler yetmedi savcı ordan fezleke hazırlıyor yetkisi olmadığı halde. Ve bugünkü Milliyet gazetesinde var şemada Sayın Baykal’ın olduğu ve fezlekenin tamamlanması için şemanın beklendiği bizde söyledik burada defalarca Sayın Baykal’ın şemada yer aldığı iddia ediliyor açın bunu dedik siz açmıyorsunuz. Ama savcı oradan diyor ki şemada var ben fezlekeyi de hazırlayacağım göndereceğim diyor. Sayın Başsavcı da diyordu İstanbul Başsavcısı senin yetkin yok hazırlayamazsın. Hayır diyor seni dinlemiyorum hazırlıyorum. Doğru dinlemez niye dinlesin o talimatı Başsavcıdan değil cemaatin imamından alıyor hükümetin bakanından alıyor. İşte bu iddianameleri hazırlayan savcılar bunlar, tutuklamaları veren hakimler bunlar burada tahliye kararlarına hayır oyu vererek insanlara burada zulüm eden maalesef aynı cemaatin kontrolündeki hakimler. Nereye kadar? Bakın dökülüyor yakında başkaları da çıkacak elbette o cemaatin içinde de vicdan sahibi izan sahibi insaf sahibi insanlar çıkacak. Yeter diyecek işte demiş yol yakınken kurtarın bu işten yarın cemaat kimseyi kurtarmaz hükümet kimseyi kurtarmaz. Başbakanın uçağı var atlar gider Amerika’ya cemaat lideri zaten Amerika’da. İmamlar da kaçar buradakiler kalır onlarda gelir burada hesap verir. Sayın Başkan her iki tutuklu müvekkilimde daha fazla mağduriyetine sebebiyet verilmemesi için ve bu komploların bir an önce bozulması için tahliyelerine karar verilmesini talep ediyorum ancak 2 talebim daha var. Bir tanesi bir an önce vakit geçirmeden Sayın Hanefi Avcı’nın tanık olarak çağırılarak dinlenmesi diğeri de artık bu Ergenekon şeması denen o kağıt parçası paçavranın bir an önce açık haliyle sanıklara ve vekillerine verilmesi. Teşekkür ederim.”

Sanıklar Kemal Aydın, Neriman Aydın ve Hamza Demir müdafi Av. Ayhan Okutan söz istedi verildi:”Efendim ben 2 aydır duruşmalara katılıyorum 2 aydır da dinlemedeyim avukat meslektaşlarımın cansiperane savunmalarını dinliyorum hukuk adına ne varsa söylediler. Ben onların söylediklerinin dışında yeni bir şey söyleyecek bir söz bulamıyorum. Onun dışında tutuklu yargılananların feryatlarını da dinledim onların söyleyeceklerini de fazladan bir şey ifade edemiyorum eklemiyorum. Tek söyleyeceğim şu müdafi bulunduğum sanıkların tahliyesini talep ediyorum teşekkür ederim.”

Sanık Muzaffer Öztürk müdafi Av. Gıyasettin Azaklı söz istedi verildi:” Sayın Başkanım, Sayın mahkeme heyeti; Muzaffer Öztürk’ün sorgusu 10 ay 8 ay önce yapıldı. Sorgusundan sonra davayı açan iddia makamı da tahliye edilmesi yönünde görüş bildiriyor onlarca celsedir iddia makamı da tahliye istiyor bizde tahliye istiyoruz. 8 aydır bu tahliye gerçekleşmiyor ve bu tahliye neden gerçekleşmediğine dair de hiçbir açıklama ara kararlarda yer almıyor. Yani şu dosya bekleniyor şu belge gelmesi lazım. Şu eksiklik tamamlansın onlar sonra bu konuda bir karar verelim diye hiçbir özel açıklama yokken onlarca celsedir davaya açan iddia makamı Muzaffer Öztürk’ü bırakalım diyor, sayın mahkeme başkanı da o görüşte fakat Muzaffer Öztürk halen ve 2 seneyi aşan bir süredir tutuklu olarak böyle bulunuyor. Böyle bir ceza davası zannediyorum ki yoktur yani bu kadar uzun süre bu kadar uzun celseler iddia makamının tahliye

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:28

talep etmesi halinde dahil sanığın hiçbir açıklama olmaksızın diğer sanıklarla ilgili söylenen sözler veya ifadeler aynen kullanılmak suretiyle tutukluluk halinin devamına karar veriliyor. Ben böyle bir emsal tutuklama başkaca bulunduğunu sanmıyorum ve de inanmıyorum da. Muzaffer Öztürk’ün durumunu bir kere daha anlatmak istiyorum bu davada sadece sadece Arif Doğan’la irtibatı var diye ve iddianamede de örgüt üyesine yardım ettiği için örgüt üyesi gibi cezalandırmak üzere hakkında dava açılmış. Aslında bu davanın açılabilmesi için önce ne olması lazımdı? Arif Doğan hakkındaki dava sürülür Ergenekon terör örgütü diye bir örgüt sabit olur Arif Doğan o örgütün üyesi olduğu da sabit olur. Ondan sonra Arif Doğan bu örgüt üyeliğini ifa ederken Muzaffer Öztürk’ten yardım aldığını o karar gerekçesinde ondan sonra Muzaffer Öztürk çağırılır sen bir örgüt üyesine yardım ettin ve örgüt üyesi gibi cezalandırılman gerekir diye davanın açılması gerekirdi. Halen Arif Doğan örgüt üyesi olup olmadığı belli değil henüz sorgusu dahi yapılmadı. Hakkında örgüt üyesi diye bir hüküm kurulmuş değil ve tutuksuz dışarıda Suç eşyasının sahibi de o bütün iddianamede bütün iddianame öncesinde emniyetin hazırlamış olduğu bilgilerde. Belgelerde Arif Doğan’ın ifadesinde dosyadaki bütün ifadelerde bu suç eşyasının sahibinin Arif Doğan olduğu sabit. Arif Doğan kendi beyanında, savcılıkta hakim huzurunda her aşamada bu silahlar bana aittir dedi bunlar muvazzaflık dönemi yani 2000 yılından önce emeklilikten önce bir sürü eşya bir kamyon dolusu eşyanın arasında kapalı sandıklar içerisinde kilitli sandıklar içerisinde getirilmiş 10 yıldır orda burda duran eşyadan birisi. Bütün bu durum karşısında sanki Arif Doğan bir kere Ergenekon terör örgütü sabit olmuş Arif Doğan onun üyesi olduğu sabit olmuş Muzaffer Öztürk’ün bilerek ona yardım ettiği sabit olmuş gibi tutuklama bu güne kadar sürmüş veya sürmektedir. Şimdi burada biz savunma delillerinin tamamını yani normal bir yargılamada tanık dinletme, keşif yapma, bu arada masumiyeti izah ispat etme gibi bir aşamada değiliz. Bu aşamada olmamamıza rağmen tutuklamanın bu kadar uzun sürmesi Sayın 2 üyemizin Muzaffer Öztürk suçludur, bu cezasını çeksin gibi bir sebep dışında başka izah şeyi kalmıyor. Bunun ceza hukuk sistemimizde yargılama sistemimizde yani Dünya’nın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Halen, halen Muzaffer Öztürk’ün burada yani örgüt üyesine yardım etmek isnat edilen suç bu. Kira sözleşmelerine ilişkin çok kamu bankası olan bankadan dosyaya belge ibraz ettik taraflar arasında bir kira ilişkisi var. Kira velev ki kira ilişkisi olmasın eşyaların Arif Doğan’a ait olduğu sabit eşyaların kilitli sandıklar içerisinde olduğu sabit. Bütün bu durumlar karşısında Muzaffer Öztürk’ün halen tutuklu olmasını gerçekten anlamak mümkün değil konuşmanın bir bölümünde söylediğim gibi davayı açan iddia makamı da bunu bırakalım diyor ve onlarca celsedir bırakalım diyor Sayın mahkemede hiçbir sebep göstermeden hayır Muzaffer Öztürk yatsın bakalım ne kadar? Örgüt üyesine yardım etmiş olmak gibi ne kadar ceza çekecekse herhalde onu çektirmek suretiyle. Benim bugün için açıklamalarım bunlardan ibaret tahliyesini talep ediyorum bu çok üzün sürmüş ve haksız bir tutuklamadır. İzah edemiyoruz şahsen de çok üzülüyorum ailesi de perişan durumda tekrar Sayın mahkemeden bu celse Muzaffer Öztürk’ün tahliyesini talep ediyorum. Saygılar sunarım.”

Sanık Yaşar Oğuz Şahin. İbrahim Şahin, Erol Mütercimler ve Hatice Bahtiyar müdafi Av. Şule Gökyay Ağazade söz istedi verildi:” Sayın Başkanım müvekkilimiz İbrahim Şahin 05.07.2010 tarihinde sizinde bildiğiniz üzere adli tıp kuruman sevk olmuştu. Bizim en son edindiğimiz bilgilere göre gözleme ihtisas dairesinden dün itibariyle raporun çıkmış olduğunu öğrendik. Sayın mahkemeden bir raporun akıbetini tekiden sorulmasını ve bu konuda tarafımıza elden takip yetkisi verilmesini talep ediyorum.”

Sanık Tanju Güvendiren, Fatih Hilmioğlu müdafi Av. Tarık Kale söz istedi verildi:” Her iki müvekkille ilgili olarak vermiş olduğumuz dilekçelerin içeriklerini tekrarlıyoruz bu meyanda tutukluluk ile ilgili daha önce konuşan ve daha önceki celselerde söylenen tüm gerekçelere aynen iştirak ediyoruz. Müvekkilim Fatih Hilmioğlu’nun özel durumu ile ilgili olarak birkaç şey söylemek istiyorum. Müvekkilim Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde siroz hastalığı sebebiyle tedavisi devam etmektedir ve yatmaktadır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanesi Sağlık Kurulu raporu

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:29

raporlarında ileri derecede karaciğer hastası olduğu ve cezaevi şartlarında kalmasının mümkün olmadığı belirtilmiş. Sayın heyetiniz bu raporlara itibar etmemiş adli tıpa göndermiştir. Adli tıp 3. ihtisas dairesi ve genel kurulu müvekkilime konmuş olan teşhisi yani siroz hastası olduğu ileri derecede karaciğer hastası olduğunu kabul etmiş cezaevinde kalabileceğini belirtmiş ancak 2 aylık sürelerle hematoloji servisi bulunan bir üniversite hastanesinde de kontrolü gerekir diye şerh koymuş. Yani buradan çıkan sonuç şu müvekkilimin hastalığı ile ilgili konulan teşhisi ile ilgili adli tıp kurumunun teşhisleri örtüşmekte. Adli Tıp cezaevinde kalabileceğini ancak 2 aylık süreler içerisinde hematoloji bölümünde kanser taraması yapılabileceğini söylemektedir. Bu sonuç kendi içinde çelişkilidir. Yani 2 ay içerisinde müvekkilim cezaevinden bir üniversite hastanesine gönderilecek kanser taraması yapılacak e bu arada da kanser çıkacak. Peki bunun sorumluluğunu kim üstlenecek, nasıl üstlenecek? Böyle bir sonuca varıldığı zaman ki hastalığı ilerlemekte ve böyle bir sonuca doğru gitmektedir. Böyle bir sonucun doğması halinde bu mağduriyetin sorumluları kim olacak Sayın Heyet? Müvekkilimin sağlık nedenleriyle ilgili durumu budur 16 aydır tutuklu bulunmaktadır. Büyük ölçüde mağdur edilmiştir müvekkilime yüklenen maddelerle ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Müvekkilime Türk Ceza Kanunu 311, 312 ve 314/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle bir dava açılmış Türk Ceza Kanunu 311 ve 312 maddeleri cebir ve şiddet kullanarak diye başlar yani bu maddelerin uygulanabilmesi için faalin cebir ve şiddet uygulaması lazım. Cebir ve şiddetin ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz bunları sizlere uzun uzun anlatmak istemiyorum. Değil müvekkilimle ilgili burada yargılanan hiçbir sanıkla ilgili cebir ve şiddet unsurunu söyleyemezsiniz ortaya koyamazsınız iddianamede de böyle bir iddia bulunmamaktadır. Geriye kalıyor müvekkilimle ilgili örgüt üyesi olmak 314/2 yani bir örgüt var müvekkilim bu örgüte üye olmuş bunun cezası nedir? Bunun cezası 5 yıldan 10 yıla kadar hapis müvekkilim 16 aydır tutuklu kalmaktadır muhtemelen mahkumiyete gidilse bile ki böyle bir şey bu delilerle mümkün değildir müvekkilime verilebilecek askeri ceza 5 yıldır. E bunun indirim sebepleri de vardır yani müvekkilim 16 aydır tutuklu olan müvekkilimin tutukluluğunun sürdürülmesinin biz şu şekilde yorumluyoruz biz seni mahkum edeceğiz ve cezanı da infaz edeceğiz. Böyle bir tablo hukuken kabul edilemez. Müvekkilim özel durumu nedeniyle kabul edilemez, mağduriyetinin kesinlikle giderilmesi gerekir. Bizim belirttiğimiz bazı hususlar itiraz merci olan 14 ağır ceza mahkemesi başkanı tarafından muhalif kalan Sayın Başkan tarafından da aynen tekrarlanmaktadır. Yani biz savunmacı olarak bunları yazıp size söylüyoruz bu bir savunmacıdır bunları söylüyor diyebilirsiniz ama itiraz merciiniz olan 14 ağır ceza mahkemesinin başkanı da bizim bu görüşlerimize katıldığı gibi ek görüşler de belirterek tahliyesinin gerektiğini her itirazımızda ortaya koymaktadır. Yine sayın mahkemenin Sayın savcısı da her itirazımızda müvekkilimizle ilgili suç vasıflarının değişmesi sağlık durumu ve yattığı süreyi göz önünde bulundurularak tahliyesini talep etmiştir. Tahliye sadece ve sadece Sayın heyetin takdirine ilişkin bir konudur. Ama biz şunu söylüyoruz Sayın heyetin artık bu taktirde zaafa düşmeyeceğini bekliyoruz ve müvekkilimizin belirttiğimiz nedenlerle tahliyesinin gerektiğini düşünüyoruz ve tahliye diyoruz. Diğer müvekkilim Tanju Güvendiren ile ilgili yurtdışına çıkma yasağı konmuştur daha önce kendisi Futbol Federasyonu ile birlikte Amerika’ya gitmek üzere davetiye aldığı halde bunları da ekledik Sayın heyetiniz bunu reddetti. Şimdi de yine yurtdışından davetiyeler almıştır yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz. Müvekkilim Yargıtay onursal üyesidir kaçması söz konusu değildir duruşmalara devam etmektedir gelmektedir bu yurt dışına çıkma yasağının telafisi de mümkün değildir. Mahsubu da mümkün değildir. Müvekkilim kaçacağından söz etmekte mümkün değildir dolayısıyla müvekkil Tanju Güvendiren’in de yurtdışına çıkma yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz teşekkür ederim.”

Sanıklar Hamza Demir, Fahri Kepek, Fatma Cengiz, Ersin Gönenci ve Mustafa Dönmez müdafi Av. Fatma Aygören söz istedi verildi:” Mustafa Dönmez beyin galiba özel avukatı varmış efendim görevim onun açısından sona erdi. Diğer müvekkillerimle ilgili tahliye talebim vardı.

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:30

Bende meslektaşlarımın gerek yargılama süreci gerekse iddia olunan terör örgütü suçlamaları ve tanzim edilmiş olan iddianamelerle ilgili beyan ve savunmalarına katılıyorum. Bugüne kadar söylenebilecek hemen hemen her şeyi de kendileri söylemişlerdir. Müvekkillerimden Ersin Gönenci, Fatma Cengiz ve Fahri Kepek yalnızca telefon tapeleri nedeniyle uçun zamandan beri tutuklu bulunmaktadırlar. Kaldı ki tape dökümleri müvekkilim Ersin Gönenci açısından maddi patıyla iddianameye de yanlış yazılmıştır. Tapelerin içerikleri aynı zamanda yine Ersin Gönenci’nin üzerine atılı suikast suçlamasıyla ilgili olarak suikast ele geçirilen suikast listelerinde ne müvekkilim Ersin Gönenci’ye ilişkin ne de suikast düzenleyeceği iddia olunan kişilere ilişkin isimlerde bulunmamıştır. Bu aşamada müvekkillerimin haklarında ki mevcut delil durumu ve tutuklu bulundukları sürede nazara alınarak tahliyelerine karar verilmesini mahkeme aksi kanaatte ise adli kontrol hükümleri uygulanmasını talep ediyorum.”

Sanık Mustafa Dönmez’den soruldu.Mahkeme Başkanı:"Mustafa Dönmez barodan tayin edildi size.”Sanık Mustafa Dönmez:”Efendim Sayın Başkanım.”Mahkeme Başkanı :”Barodan tayin edildi barodan istemiştiniz müdafi.”Sanık Mustafa Dönmez.”Reddediyorum efendim:”Mahkeme Başkanı :”Efendim:”Sanık Mustafa Dönmez:”Reddediyorum.”Mahkeme Başkanı :”Var mı avukatınız?”Sanık Mustafa Dönmez:”Olacak efendim.”Mahkeme Başkanı :”Olacak avukatınız?”Sanık Mustafa Dönmez:”Evet.”Mahkeme Başkanı :”Peki.”Bu arada bir kısım sanıklar müdafileri Av. Zeki Aksoy ve Av. Cavit Subaşı’nın da geldikleri

görülmekle huzurdaki yerine alındı.”Sanık Levent Ersöz müdafi Av. Filiz Esen söz istedi verildi:”Efendim müvekkilimize 10

Ağustos 2010 tarihinde tebliğ edilen 16 Haziran 2010 tarih bir adli tıptan gelen belge var buna ilişkin bir talebimiz olacak. Bildiğiniz üzere müvekkilim sağlık durumunun tespiti için Haziran 2009 tarihinde ilk defa adli tıp kurumuna gönderildi. Bunun üzerinden hiçbir rapor düzenlenmediği gibi Aralık 2009 Haziran 2010 olarak 2 kere daha Adli Tıp 3. ihtisas kurulu tarafından görülmek için davet edildi hepsine müvekkilim zaten gitti. En son Haziran 2010 tarihinde gittiğinde bizde kendisine eşlik ettik. Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas kurulunda müvekkilimin sağlık dosyasının Sayın mahkememizden önce gelmediği iddia edildi biz klasörler halinde verdiğimiz halde bunu birebir yaşadığımız için beyan etmek zorundayım ki talebimi bununla bağlayacağım. Öncelikle müvekkilimin sağlık dosyası bulunamadı öğlene kadar bekletildi tekerlekli sandalyede hiçbir yiyecek ilaç vesaire alamadan bekletildikten sonra akabinde bizim mahkemeden gönderildiğini öğrenmemiz sayı, tarih ve isim almamız üzerine mahkemeden sağlık dosyasının gönderildiğinin belgelenmesi üzerine 3, 4 sayfalık rapor adı altında belgeler bulundu. Ve müvekkilim kurulun karşısına bu belgelerle çıktı. Bu belgelerde hiçbir inceleme yapıldığını zannetmiyoruz çünkü zaten yok olduğu iddia ediliyordu bizim ısrarımız üzerine bulundu müvekkilim 5 dakika gönderildikten sonra öğleden sonra tekrar tedavi gördüğü İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp fakültesine geri gönderildi. O bu 7 Haziran 2010 tarihinde oluyor 16 Haziran 2010 tarihinde de Sayın kurul mahkememize şöyle bir yazı gönderiyor. Kişinin sağ uyluk bölgesinde e-marda mevcut olduğu bildirilen apseyle ilgili olarak yorumda farklılıklar bulunduğu bu nedenle enfeksiyon bölgesine inilip yeni emar çekilsin, kan sayımı yapılsın CRP tetkiki yapılsın vesaire. Mahkemenizde var bu yazı öncelikle biz bu yazıyı zaten kabul etmiyoruz. 3. ihtisas kurulu müvekkilimin tahminen hiçbir sağlık dosyasını incelemediği gibi geçilen sürede zaten bunu gösteriyor emarlar arasında yorumda farklılık olduğu şeklinde bir yorum yaparak müvekkilim için tahliyesine karar verecek tek merci olan Sayın heyetinizi şahsımızca etkilemeye

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:31

çalışmaktadır. Etkilenmemenize imkan yok çünkü çok şaibeli bir durum emarlar arasında yorum farklığı var bende duyduğum zaman gördüğüm zaman açıkçası bende uyandırdığı bir hukukçu olarak izlenim bu oldu. Talebimiz Adli Tıp 3. ihtisas kurulundan ben yazılı olarak da size ibraz edeceğim. Adli Tıp 3. ihtisas kurulundan müvekkilimin hangi tarihli hangi sağlık raporlarında hangi emarlarında bilimsel olarak ne gibi yorumlar bulundu farklı yorumlar bulunduğu bu farklı yorumlar olan belgelerin neler olduğu Sayın mahkemenize gönderilecek dilekçenin ekine konularak bu yazının kendine gönderilmesi ve bunun için adli tıp kurumunun sürekli 1 yıldır müvekkilimin hala daha sağlık dosyasının incelenip de bir rapor verilmesini bekliyor. Bunun için Sayın mahkemenizden bir süre talebinin olması 1 ay 15 gün gibi bir süre içinde Adli Tıp 3. ihtisas kurumunun bunu yapması tarafımızdan da Sayın mahkemenizce gönderilecek bu yazıya elden takip yetkisi verilmesini talep ediyoruz efendim.”

Sanık Emcet Olcaytu söz almadan konuştu anlaşılmadı.Mahkeme Başkanı :”Savcı bey aldınız mı? Beyan da bulundunuz ya Emcet bey Pazartesi

bulundunuz.”Sanık Emcet Olcaytu:”Anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı :”Yani ona ilave edeceğiniz bir şey mi var.”Sanık Emcet Olcaytu:”Anlaşılamadı.Mahkeme Başkanı :”Emcet bey Pazartesi günü oturumda bunu size söyledik neyse her

şeyi söyleyin veya verin bize taleplerinizi demiştik size. Ya daha bunun talebi yok artık daha.”Sanık Emcet Olcaytu:”O zaman savunmamız ( bir iki kelime anlaşılamadı)Mahkeme Başkanı :”Alın, alın buyurun, buyurun verin, verin buyurun:”Sanık Emcet Olcaytu:”Bu şekilde yani bir mücadele konusu olacaksa ( bir iki kelime

anlaşılamadı)”Mahkeme Başkanı :”Hayır buyurun, buyurun: Efendim orada buyurun, orada buyurun.”Sanık Emcet Olcaytu:” Benim beyanlarımla ilgili kullanacağım malzeme var kürsüyü

kullanmak istiyorum o nedenle.”Mahkeme Başkanı :”Efendim beyanınızı bir söyleyin bakalım talebiniz görülecek mi

görülmeyecek mi bilelim?”Sanık Emcet Olcaytu:”Beyanım.”Mahkeme Başkanı :”Peki tabi haklısınız bu mahkemede adil yargılanma hakkımızın

kalmadığına dair beyanlarımı kayda geçirmek istiyorum.”Mahkeme Başkanı :”Bu mudur? “Sanık Emcet Olcaytu:”Evet”Mahkeme Başkanı :”Talebiniz bu mu?”Sanık Emcet Olcaytu:”Evet”Mahkeme Başkanı :”Alındı talebimiz. Buyurun talebinizi. Efendim talebiniz alındı buyurun

oturun. Buyurun oturun. Talebiniz konusunda bir karar verilsin ondan sonra.”Sanık Emcet Olcaytu:”Buyurun deyince ben oraya buyurun diyorsunuz sandım.”Mahkeme Başkanı:" Oturmanız için buyrun dedim.”Sanık Emcet Olcaytu:”( bir iki kelime anlaşılamadı)”Sanık Mustafa Dönmez söz istedi verildi:” Sayın Başkanım, Zir vadisinde 12 Ocak 2009

tarihinde yapıldığı bildirilen sözde kazı çalışmalarında mühimmatın bulunduğu kuyuda gazeteler bulunmuş bölgenin yasal sorumlusu olan Yenikent ilçe jandarma karakolunda görevli başçavuş ile Sincan ilçe jandarma bölük komutanı Binbaşı arasında şimdi size sunacağım ve arz edeceğim konuşmalar geçmiştir.”

Mahkeme Başkanı :”Mustafa bey bunları dinledik mi biz Pazartesi günü?”Sanık Mustafa Dönmez:”Ben yetişme.”Mahkeme Başkanı :” Tekrar mı ediyorsunuz bunları?”Sanık Mustafa Dönmez:”Hayır efendim zaman yetmediği için:”

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:32

Mahkeme Başkanı :”Yani o zaman yetmedi aldık onları almadık mı Mustafa bey?”Sanık Mustafa Dönmez:”Hayır bunlar yeni söylüyorum yeni benim taleplerim.”Mahkeme Başkanı :”Yazılı verin onları bize. İnceleyelim onları.”Sanık Mustafa Dönmez:”Ama bunları arz daha iyi arz etmem lazım efendim:”Mahkeme Başkanı :”Ne bunlar mıdır talepleriniz.”Sanık Mustafa Dönmez:”Şimdi ben bunu neden.”Mahkeme Başkanı :”Bize verdiğiniz talepler bunlar mı?” Sanık Mustafa Dönmez:”Hayır efendim”Mahkeme Başkanı :”Bunlar mı?”Sanık Mustafa Dönmez:”40 sayfalık şimdi bir arzım var benim size.”Mahkeme Başkanı :”40 sayfalık verin bize nedir onlar bir bakalım.”Sanık Mustafa Dönmez:”Sayın Başkanım müsaade ederseniz 1 cümle söyleyeceğim.”Mahkeme Başkanı :”Efendim müsaade etmiyorum siz bana verin onları.” Sanık Mustafa Dönmez:”Tamam vereceğim size itimat ediyorum vereceğim.Mahkeme Başkanı :” Verin bana onları.”Sanık Mustafa Dönmez:”Bir cümle etmek istiyorum.”Mahkeme Başkanı :”Efendim verin bana söyleyin onları.” Sanık Mustafa Dönmez:”Efendim yanlış anlaşılmalar var bakınız Sapanca kazı.”Mahkeme Başkanı :”Yanlış anlaşılmalar varsa zaten belirtmişsiniz onları dilekçenizde

zaten belirttiniz detaylı bir şekilde 40 sayfa dediğinize göre belirtmişsiniz onları nedir yanlış nedir doğru onları verin bize.”

Sanık Mustafa Dönmez:”Gösterimde var CD 1 dakikalık tek:”Mahkeme Başkanı :” Efendim onları verin bize CD seyretmesini biliriz.”Sanık Mustafa Dönmez:”Buyurun efendim.”Mahkeme Başkanı :” Hıh inceleyelim onları verin. Bunlar mı beyan ve belgeleriniz? Bugün

açıklamak istediğiniz belgeler bunlar mı?”Sanık Mustafa Dönmez:”Evet artı konuşacaklarım var müsaade ederseniz.”Mahkeme Başkanı :”Efendim bunun dışında var mı başka beyanınız?” Sanık Mustafa Dönmez:”Var efendim var.”Mahkeme Başkanı :”Zapta geçti bunlar.”Sanık Mustafa Dönmez:”Sapanca kazılarıyla ilgili 19 aydır görüntü kaseti istemiştim 3

kere istemiştim geldi Fahri Süslü adına geldi benim adıma gelmedi bunlar. Bunların bana verilmesi lazım efendim. Sapanca’da kimseyi ilgilendirmiyor bu.”

Mahkeme Başkanı :”Efendim Fahri Süslü adına geldiyse talebinizde oldu mu?” Sanık Mustafa Dönmez:”Efendim benim zaten mahkemede var Mart ayından beri var bu

benim için hayati.”Mahkeme Başkanı:”Yeni bir talebiniz oldu mu Fahri Süslü adına gelen bir şeyde sizin

yanlış geldi veya o istedi geldi benimle ilgilidir bana verin diye bir talebiniz oldu mu?” Sanık Mustafa Dönmez:”Siz dün öğrendim ve bugün bu size arz etmek için talepte

bulunacağım efendim.”Mahkeme Başkanı :”Verin bir tane dilekçe gereğini yapalım alın:” Sanık Mustafa Dönmez:”Peki”Mahkeme Başkanı :”Ya çok kolay şeyleri zora sokuyorsun.” Sanık Mustafa Dönmez:”Hayır ben bununla ilgili sizin bilmediğinizi düşünerek yapıyorum

çünkü müthiş yanlışlıklar var efendim. Yani bu sürekli öteleniyor yani bunlarla ilgili bizim savunma hakkımız çalışmamız lazım bu evraklar bizim için hayati. O yüzden ben bunları arz etmek için almıştım teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı :”Efendim arz ettiniz bunları hepsi bunun içerisinde değil mi, CD’leriniz de içerisinde değil mi arz işte bu. Bunlar arz.”

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:33

Sanık Mustafa Dönmez:”O zaman bundan sonra Sayın Başkanım hiç konuşmayalım sürekli yazarak verelim.”

Mahkeme Başkanı :”Hayır kısa ve öz. Bak Pazartesi en çok siz konuştunuz en son siz derdinizi anlattınız. Bir kısmında, bir kısmında.”

Sanık Mustafa Dönmez:”Ama en çokta suçlanan benim iftira atılan benim.”Mahkeme Başkanı :”Efendim sizden çok daha ağır olanlar var. Siz öyle şey yapmayın

kendinizi.”Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada Tutuklu Sanık Hasan Ataman Yıldırım ile Tutuksuz Sanık Birol Başaran’ın da

geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.Beyanlar incelendi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:1. Sanık Emcet Olcaytu’ya 16.08.2010 tarihli oturumda tüm sanıklarla birlikte beyan ve

talepleri ile ilgili söz hakkı verildiği kendisinin gerekli beyanlarda bulunduğu bu sürecin 17.08.2010 tarihli oturumda da sürdüğü anlaşıldığından bu oturumda da adil yargılanmadığına yönelik beyanda bulunmak istemesi davanın uzamasına sebebiyet vermesi gerekirse yazılı olarak beyan ve taleplerini her zaman mahkemeye bildirebileceği dikkate alınarak konuşma talebinin geri çevrilmesine.

2. Sanık Mustafa Dönmez’in bu oturumda yazılı beyan ve taleplerinin alındığı gibi 16.08.2010 tarihli oturumda da yazılı ve sözlü beyanları da bulunduğu anlaşıldığından bu aşamada tekrar konuşma talebinin geri çevrilmesine oybirliğiyle karar verildi, açıklandı.

Açık yargılamaya devam olundu.Gerek bu oturumda dinlenen sanık müdafilerinin beyan ve talepleri ve gerekse daha

önceki oturumlarda diğer sanıklar ve müdafilerin diye getirdikleri beyan ve taleplerle ilgili iddia makamından mütalaası soruldu.

Mahkeme Başkanı:" Buyurun Savcı Bey.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sayın Başkan, sanık ve sanık müdafileri

taleplerinin bir kısmına ilişkin iddia makamı mütalaası ile iddia makamı taleplerimizi bildiriyorum. A. Dilekçe sahipleri, sanıklar ve müdafilerinin talepleri ile ilgili olarak: 1- Dilek Bozkaya isimli kişinin 4.5.2010 havale tarihli dilekçesindeki sanık İlyas Çınar’ın eyleminden zarar gördüğünden bahisle davaya müdahale talebi konusunda, İstanbul CMK 250. Maddesi ile görevli ve yetkili Cumhuriyet Başsavcılığından alınan 13.5.2010 tarihli yazı içeriğinde bu kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü belirtilmesi, bu hali ile suçtan zarar gördüğünün anlaşılamaması karşısında, davaya müdahale talebinin bu aşamada reddine. 2- Sanık Murat Çavdar’ın, 10.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki, el konulan cep telefonu ve içindeki hafıza kartının iadesi talebinin, bu aşamada reddedilerek hüküm ile birlikte karara bağlanılmasına. 3- Sanık İbrahim Şahin müdafileri Sayın Avukatlar Cavit Subaşı ve Şule Gökyay Ağazade’nin 12.8.2010 havale tarihli dilekçelerindeki taleplerinin kabul edilerek, Sanık İbrahim Şahin’in müşahede sonuç raporunun gönderilmesi için Adli Tıp Kurumuna yazı yazılmasına, müdafilerine elden takip yetkisi verilmesine. 4- Sanık Merdan Yanardağ’ın 12.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabul edilerek, ruhsatlı silahına ait mermilerin iadesi için Adli Emanet Memurluğuna yazı yazılmasına. 5- Hüseyin Ocak isimli kişinin vekili Sayın Avukat Gülseren Yoleri aracılığı ile verdiği 10.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki, Hüseyin Ocak’ın kardeşi Hasan Ocak isimli kişinin gözaltında öldürüldüğü ve Gazi olayları ile ilgili anlatımlar nedeni ile davaya müdahil olarak kabulüne karar verilmesi talebinin, bahse konu eylemler konusunda sevk maddesinin tesis edilmediği, dava sanıklarından herhangi birisinin de suçlanmadığı gözetilerek reddine, dilekçenin gereğinin takdir ve ifası için CMK 250. Maddesiyle Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine. 6- Sanık Mehmet Haberal müdafileri Sayın Avukatlar Dilek

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:34

Helvacı ve Yasemin Antakyalıoğlu’nun, 5.8.2010 havale tarihli dilekçelerindeki eşya iadesi ve dijital verilerden örnek verilmesi talepleri konusunda önceki duruşmalarda bildirdiğimiz mütalaalarımızın esas alınmasına. 7- Sanıklar Yaşar Tozkoparan ve Önder Koç müdafi Sayın Avukat Kürşad Veli Eren’in 13.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki eşya iadesi talebinin bu aşamada reddi ile hüküm ile birlikte karara bağlanılmasına. 8- Sanık Mahir Akkar’ın, 13.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki talepleri konusunda önceki duruşmalardaki mütalaamızın esas alınmasına. 9- Sanık Levent Ersöz ve bir kısım sanıklar müdafi Sayın Av. Zeki Aksoy İddianame içeriğinde bir kısım hususların düzeltilmesi ve tavzihini istemiş ise de; İddianamenin, yasal ve zorunlu unsurları taşıması, Mahkemece kabul edilmiş ve yargılamaya başlanmış ve devam etmekte olması, sanık müdafi talebinin yasal dayanağının bulunmaması dikkate alınarak, sanık müdafiinin beyanlarının iddianame eleştirisi ve savunma mahiyeti kapsamında kabul edilerek talebinin reddine. 10- Sanık Mustafa Levent Göktaş’ın; 16.08.2010 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabulü ile Avukatlık bürosunda ele geçirilen bilgisayarlardaki şifreli dosyalar üzerinde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine. 11- Sanık Cengiz Köylü müdafi sayın Av. Hasan Gürbüz’ün, sözlü beyanında tanık dinletme talebinin, sanık savunmalarının alınmasının tamamlanmasından sonra değerlendirilmesine. 12- Sanık Hasan Atilla Uğur’un, a)16.8.2010 havale tarihli savunmasına ek açıklamalar içeren dilekçesinin dosyasına eklenilmesine, b) 20.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabul edilerek İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenilmesine. 13- Sanık Hüseyin Nazlıkul müdafi Sayın Avukat Gizem Duygu Öcalan’ın, 18.8.2010 havale tarihli dilekçesi ve eklerine göre, haklı görülen talebin kabul edilerek, sanık hakkındaki yurtdışına çıkma yasağı adli kontrol tedbirinin Mahkemece uygun görülecek başka bir adli kontrol tedbiri konularak kaldırılmasına. 14- Sanık Osman Gürbüz’ün 13.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki talebinin kabul edilerek, Dilekçe ekindeki gazete haberine konu soruşturma evrakının öncelikle Mahkemenin incelemesine esas olmak üzere incelenip iade edilmek üzere Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. 15- Sanık Kemal Aydın’ın 16.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki, kızına ait olduğunu ileri sürdüğü bilgisayar hard diskinin iadesi ya da bir örneğinin verilmesi talebinin, bu bilgisayar hard diski üzerinde Mahkeme incelemesi tamamlandıktan sonra karara bağlanılmasına, Aynı havale tarihli, Diğer dilekçesindeki talebinin yargılamaya bir yenilik katmayacağının anlaşılması karşısında reddine, 16- Sanık Mustafa Dönmez’in 1 den 13 e kadar işaretlenen 16.8.2010 havale tarihli dilekçelerindeki bir kısmı tekrarlanan talepleri ile ilgili olarak; 1 numaralı dilekçesindeki, Kitap ve çalışma notlarının iadesi veya bir örneğinin verilmesi talebinin Mahkeme incelemesi tamamlandıktan sonra karara bağlanılmasına, Sapanca İlçe jandarma komutanlığına yazılarak söz konusu aramada kamera kaydı yapılıp yapılmadığının sorulması ile yapılmış ise bir örneğinin çıkartılarak Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak söz konusu arama görüntülerine ilişkin televizyon haber görüntülerinin bir CD ye kopyalanarak Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılarak arama sırasında adreste hazır bulunduğu iddia edilen kamyon ve sürücüsü ile ilgili bir bilgi bulunup bulunmadığının, var ise Mahkemeye bilgi verilmesinin istenilmesine. 2 numaralı dilekçesindeki, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak sanık hakkında fiziki takip uygulanıp uygulanmadığının bildirilmesi ile uygulanmış ise raporlarının Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. 3 numaralı dilekçesindeki, 1, Telefon görüşmesi ses kayıtlarının kendisine verilmesine. 2, Bazı telefon görüşmelerinde oynama yapılıp yapılmadığının tespiti talebinin savunmaların tespitinden sonra karara bağlanılmasına, 4 , 5, 7, 8 ve 11 numaralı dilekçelerindeki, Talepleri konusunda önceki mütalaalarımızın esas alınmasına, 9, 10, 12 ve 13 numaralı dilekçelerindeki, Taleplerinin yargılamaya bir yenilik katmayacağının anlaşılmış olması, istenilen bir kısım evrakların zaten dosya arasında bulunması gözetilerek reddine, 17- Sanık Hasan Ataman Yıldırım’ın 16.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki, İstanbul Cumhuriyet

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:35

Başsavcılığına yazı yazılarak, İnternet andıcı olarak adlandırılan soruşturmaya ilişkin evrakların birer örneğinin incelenmek üzere Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına yazı yazılarak, aynı konudaki soruşturma evrakının onaylı bir örneğinin çıkartılarak Dijital veriler hakkındaki inceleme talepleri konusunda önceki duruşmalarda belirttiğimiz mütalaamızın esas alınmasına, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Şube Müdürlüğüne yazılan yazı cevabının çabuklaştırılarak Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. 18- Sanık Muhterem Bağcı’nın 18.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki el konulan cep Telefonlarının iadesi talebinin bu aşamada reddi ile hüküm ile birlikte karara bağlanılmasına, 19- Sanık Ahmet Tuncay Özkan’ın 12.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki 10.8.2010 tarihli 71. celsede hakkında verilen 5 duruşmaya katılmaktan men edilme cezasının kaldırılması talebinin, verilen kararın usul ve yasaya uygunluğu dikkate alınarak reddine, 20- Sanık Tanju Güvendiren müdafi sayın Av. Mustafa Tarık Kale ve Av. Süha Kale’nin, 20.8.2010 havale tarihli dilekçesindeki, Yurtdışına çıkış yasağı adli kontrol kararının kaldırılması talebinin karar gerekçesinde bir değişiklik olmaması nedeniyle reddine, 21- Sanık Levent Ersöz müdafi sayın Av. Filiz Esen’in, 20.8.2010 tarihli dilekçesindeki talebinin kabul edilerek istemi doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına yazı yazılmasına ve kendisine elden takip yetkisi verilmesine, B) İddia makamı taleplerimiz: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsüne yazı yazılarak, sanık Mehmet Haberal’ın sağlık durumu ile ilgili olarak 16 Ekim 2009 tarihinde rapor tanzim edilip edilmediği, tanzim edilmiş ise raporun ve bu rapora dayanak olan tüm evrakların onaylı birer örneğinin çıkartılarak Mahkemeye gönderilmesi, ayrıca bu raporun daha önce herhangi bir adli makama gönderilip gönderilmediğinin, gönderilmedi ise sebebinin bildirilmesinin istenilmesine. Jandarma Genel Komutanlığı’na yazı yazılarak, Sanık Mustafa Koç’un Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı bünyesine atanmasına, istihbarat başkanlığında hangi ast birimde görevlendirildiğine dair resmi yazıların ve ilgili atama kararının onaylı bir örneğinin çıkartılarak Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. Avea İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine yazı yazılarak bir kısım dava sanıkları ve bağlantılı dava sanıklarına dair aramalar ve dosya kapsamına göre sanık Levent Ersöz’ün kullanımında olabileceği ve bu numaralar ile irtibatlı bulunan değerlendirilen, 5052294848, 5056790581, 5056919166, 5057078661 Numaraları cep telefonu hatlarının abonelik ve adres bilgilerine dair belgelerin gönderilmesinin istenilmesine. Turkcell İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine yazı yazılarak bir kısım dava sanıkları ve bağlantılı dava sanıklarına dair aramalar ve dosya kapsamına göre sanık Levent Ersöz’ün kullanımında olabileceği ve bu numaralar ile irtibatlı bulunan değerlendirilen, 5323672502, 5324184097, 5324468531, 5325242256, 5332780202, 5337753636, 5338411005 Numaraları cep telefonu hatlarının abonelik ve adres bilgilerine dair belgelerin gönderilmesinin istenilmesine. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yazı yazılarak bir kısım dava sanıkları ve bağlantılı dava sanıklarına dair aramalar ve dosya kapsamına göre sanık Levent Ersöz’ün kullanımında olabileceği ve bu numaralar ile irtibatlı bulunan değerlendirilen 5052294848, 5056790581, 5056919166, 5057078661, 5323672502, 5324184097, 5324468531, 5325242256, 5332780202, 5337753636 ve 5338411005 numaralı telefon hatlarının tesis tarihinden itibaren arayan ve aranan, arayan ve aranan kişilerin açık kimlik ve adresleri, arama tarih ve süresi, arama sırasında kullanılan baz istasyonu kaydı ile birlikte gösterir ayrıntılı HTS raporunun Excel ortamında hazırlanarak CD ortamında Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. Bilecik Telekom Müdürlüğüne yazı yazılarak 2282121702 Numaralı sabit hattın abonelik ve adres bilgilerine dair belgelerin gönderilmesinin istenilmesine, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yazı yazılarak bu numaranın tesis tarihinden itibaren arayan ve aranan, arayan ve aranan kişilerin açık kimlik ve adresleri, arama tarih ve süresi ile birlikte gösterir ayrıntılı raporun Excel ortamında hazırlanarak CD ortamında Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. Ankara Telekom Müdürlüğüne yazı yazılarak, 3124182115, 312418, 4182115, 3124415508, 3124561201, 3124173109, 3124561200 Numaraları sabit

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:36

hatların abonelik ve adres bilgilerine dair belgelerin gönderilmesinin istenilmesine. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yazı yazılarak, bu numaraların tesis tarihinden itibaren arayan ve aranan, arayan ve aranan kişilerin açık kimlik ve adresleri, arama tarih ve süresi ile birlikte gösterir ayrıntılı raporun Excel ortamında hazırlanarak CD ortamında Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. İstanbul Avrupa Yakası Telekom Müdürlüğüne yazı yazılarak, 21228836510 Numaraları sabit hattın abonelik ve adres bilgilerine dair belgelerin gönderilmesinin istenilmesine. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yazı yazılarak bu numaranın tesis tarihinden itibaren arayan ve aranan, arayan ve aranan kişilerin açık kimlik ve adresleri, arama tarih ve süresi ile birlikte gösterir ayrıntılı raporun Excel ortamında hazırlanarak CD ortamında Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. İstanbul Anadolu Yakası Telekom Müdürlüğüne yazı yazılarak 2163919100 Numaraları sabit hattın abonelik ve adres bilgilerine dair belgelerin gönderilmesinin istenilmesine. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yazı yazılarak bu numaranın tesis tarihinden itibaren arayan ve aranan, arayan ve aranan kişilerin açık kimlik ve adresleri, arama tarih ve süresi ile birlikte gösterir ayrıntılı raporun eksel ortamında hazırlanarak CD ortamında Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. Jandarma Genel Komutanlığı’na yazı yazılarak; Sanık Levent Ersöz’ün Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı ve Bilecik 2. Jandarma Er Eğitim Tugayında görev yaptığı sırada kendisine Genel Komutanlığa ait hangi sabit ve cep telefon numara hatlarının tahsis edildiğinin bildirilmesinin istenilmesine. Jandarma Genel Komutanlığı’na yazı yazılarak, Jandarma Genel komutanlığının 24 Aralık 2001 gün ve İstihbarat:0961-24-01/ plan koordinasyon ve Güvenlik Daire Plan ve Koordinasyon Şubesi 447126) sayılı andıç. Jandarma Genel Komutanlığının 17 Mart 2003 gün ve İstihbarat :0961-1-03/ Plan koordinasyon ve Güvenlik Plan ve Koordinasyon Şubesi (90323) sayılı andıç. Jandarma Genel Komutanlığının 03 Ekim 2003 gün ve Personel :4086-30-03/ Tayin.D.Sb.Tayin.Ş. (337233) sayılı mesaj emri. Jandarma Genel Komutanlığının Aralık 2003 gün ve İstihbarat :0963-1-03/ Plan koordinasyon ve Güvenlik Dairesi İstihbarat Yönetim Şubesi (421196) sayılı andıcı isimli, Yazılarının onaylı birer örneğinin çıkartılarak Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine. Bir kısım sanıklardan ele geçirilen ve dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığında kayda alındığı değerlendirilen tüm ses ve görüntü kayıtlarının bilirkişi marifetiyle çözümlerinin yaptırılarak tape edilmesinin sağlanmasına. Sanık Turhan Çömez hakkındaki yakalama emri kararının devamı ile infazının beklenilmesine. Sanıklar Hüdai Ünlüer ve Muzaffer Öztürk’ün önceki duruşmalarda bildirdiğimiz görüşümüzdeki gerekçeler uyarınca adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmalarına. Bizzat veya müdafileri aracılığı ile tahliye talebinde bulunan tutuklu sanıklar ile diğer tutuklu sanıkların, Kendilerine yüklenen terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak ile buna bağlı suçları işlediklerine dair iddianamede de gösterilen kuvvetli suç şüphesi doğuran delillerin bulunması, Yüklenen bu suçun CMK 100/3 üncü maddesinde sayılı tutuklama nedenlerinden olması, Tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik olmaması hususları gözetilerek, Tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi, Kamu adına talep ve mütalaa olunur.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Dosya incelendi.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:1-Sanık İbrahim Şahin müdafilerinin talebinin kabulü ile Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas

Kurulu tarafından müşahede altına alındığı belirtilen sanık ile ilgili raporun akıbetinin sorulmasına, sanık müdafilerine elden takip yetkisinin verilmesine,

2-Sanık Merdan Yanardağ’ın 12.08.2010 tarihli dilekçesindeki talebinin kabulüne, mermilerin sanığa iadesi için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,

3-Sanık Fahri Kepek’in dilekçesinde belirtilen çocukların durumlarının araştırılmasına, bu konuda sanığın çocuklarının olduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:37

4-Sanık Osman Gürbüz’ün talebinin kabulü ile gizli tanık Kıskaç’ın açık tehdide maruz kaldığı, bu konuda soruşturma yapıldığı belirtildiğinden, bu soruşturmanın araştırılarak gizli tanık Kıskaç’ın alınan beyanının istenilmesine, cevap geldiğinde bu beyan üzerinde inceleme yapılmasına, inceleme sonucunda gelen cevabın sanığa verilip verilmeyeceği hususunda karar verilmesine,

5-Sanık Rıza Ferit Bernay müdafilerinin talepleri ile ilgili olarak;a)CD’lerle ilgili olarak Naip Hakim incelemesi devam ettiğinden, inceleme

tamamlandığında iadenin yapılıp yapılmayacağı ile ilgili olarak karar verilmesine,b)Diğer emanet eşyaların emanetten istenilmesine, inceleme sonucuna göre karar

verilmesine,6-Sanıklar Yaşar Tozkoparan ve Önder Koç müdafiinin talepleri ile ilgili olarak;a)Sanık Yaşar Tozkoparan’a ait bilgisayarlara ait emanet makbuzlarının araştırılmasına,

bu bilgisayarların emanette olmaması halinde bu emanet eşyalarının 2. Mot. As. İz. Krk. Bl. K. Lığı Beşiktaş İstanbul adresinden istenilmesi için yazı yazılmasına,

b)Sanık Önder Koç’a ait cep telefonu üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, bu konuda mahkememiz hakimi Hakim Hüsnü Çalmuk’un naip hakim olarak atanmasına, bu konuda kendisine tam yetki verilmesine,

7-Sanık Murat Çavdar ve Muhterem Bağcı’nın iadesini istedikleri telefonlar ile hafıza kartlarının iadesinin hüküm ile birlikte değerlendirilmesine, bu aşamada iade taleblerinin reddine,

8-Sanık Mahir Akkar’ın talepleri ile ilgili olarak;a)Duruşma tutanağında değişiklik yapılması talebinin, bu konuda inceleme yapıldığından,

reddine,b)İddianamenin düzeltilmesi talebinin, usul hükümleri dikkate alındığında, bu talebin

yerine getirilmesi mümkün olmadığından, reddine,c)Sanığın telefonunda bulunduğu belirtilen görüntülerin mahkeme kalemine CD vermesi

halinde bir örneğinin kendisine verilmesine,d)Dilekçe ekinde ibraz edilen kurusıkı tabanca ile kurusıkı fişeklerin sanığa iadesine,9-Sanık Mehmet Haberal müdafilerinin talepleri ile ilgili olarak;a)Suç duyurusu talebinin, duruşmada işlenen suç niteliğinde olmadığından CMK. 205.

Maddesi uyarınca reddine, bizzat suç duyurusunda bulunmakta muhtariyetlerine,b)Sanık Mehmet Haberal müdafii müvekkiline ait olan ses dosyalarının kendisine

tesliminin yapıldığını bildirildiğinden, bu konuda ayrıca bir işlem yapılmasına yer olmadığına,c)Sanığa ait olan 2 tabanca ile mermilerle ilgili olarak ruhsatın halen geçerli olup

olmadığının, ruhsatı veren İlçe Emniyet Müdürlüğünden sorulmasına,d)Harddiskler ile emanetten gelmediği anlaşılan sanığa ait olduğu belirtilen belgelerin ilgili

yerlerden istenilmesine,10-Sanık Kemal Aydın’ın talepleri ile ilgili olarak;a)El konulan harddisk, CD ve DVD’ler üzerinde inceleme devam ettiğinden, imaj verme

talebinin bu aşamada reddine,b)Diğer taleplerin dosyaya katkısının olmayacağı anlaşıldığından, reddine,11-Sanık Mustafa Dönmez’in talepleri ile ilgili olarak;a)Sanık ile ilgili emanet makbuzların birer örneğinin kendine verilmesine,b)Suç duyurusu taleplerinin, CMK 205. madde kapsamında duruşmada işlenen suç

niteliğinde olmadığından, talebinin reddine,c)Sapanca’da yapılan aramalarla ilgili olarak yapılan kamera çekimlerinin CD vermesi

halinde bir örneğinin kendisine verilmesine,d)Yenikent Ankara lojmanda yapılan aramalarda bulunan malzemeler üzerinde Kriminal

inceleme yapılıp yapılmadığının Ankara Emniyet Müdürlüğünden sorulmasına,

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:38

e)Zir vadisinde çekilen görüntülerdeki konuşmaların çözümünün yaptırılması için Tübitak’tan seçilecek bilirkişiye tevdii ile rapor aldırılmasına, bu konuda mahkememiz hakimi Hakim Hüsnü Çalmuk’un tam yetkili olarak görevlendirilmesine,

f)Sanığın ajandalarının parmak izi araştırması yapılması için emanetten alındığı anlaşıldığından, gelen cevap sonucunda gerekli incelemenin yapılarak, iade konusunda karar verilmesine,

g)Sanığın kullandığını bildirdiği 0532 675 67 08, 0537 927 97 01, 0505 822 92 59 nolu telefonlarla ilgili HTS raporlarının kalemde olup olmadığının araştırılmasına, bulunamaması halinde 2000 yılından başlayarak sanığın yakalandığı tarih arasında kalan kısımlarının ve telefon hatlarının aidiyet bilgilerinin ilgili şirketlerden ve TİB Başkanlığından ayrı ayrı istenilmesine,

h)Zir vadisi ile ilgili aramalarda ulusal yayın kuruluşları tarafından naklen yayın yapıldığı belirtildiğinden, bu görüntülerin tespit edilerek gönderilmesinin istenilmesine,

ı)Tübitak’a gönderilen görüntülerle ilgili raporun henüz dönmediğinin sanığa bildirilmesine, i)Sanığın kendisine ait olduğunu belirttiği Türk subay kılıcının yapılan aramalarda el

konulup konulmadığının sorulmasına,j)Tanık dinletme talebinin bu aşamada reddine, 12-Sanık Hüseyin Nazlıkul’un yurtdışı çıkış yasağının kaldırılması talebinin, 20 Eylül

2010 tarihi ile 30 Eylül 2010 tarihleri arasında geçici olarak kaldırılmasına, 30 Eylül’den sonraki ilk duruşmada hazır olması konusunda kendisine bildirimde bulunulmasına, bu tedbire uyulmaması halinde sanığın tutuklanabileceğinin kendisine tebliğine,

13-Sanık Mustafa Levent Göktaş’ın dilekçesinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçları Şube Müdürlüğüne gönderilerek, dilekçe ekinde sunulan raporda 279. dizide şifre çözme işlemleri devam eden dosyalarla ilgili açıklama yapılmasının istenilmesine,

14-Sanık Hasan Ataman Yıldırım’ın talepleri ile ilgili olarak;a)Tübitak Gebze kampüsüne yazı yazılarak, “Tbtksvnm.rar” isimli şifreli dosyanın

çözülmesinin istenilmesine, bu belgenin bir CD’ye aktarılarak, yazılacak yazıya eklenmesine, gelecek cevaba göre şifreli dosyanın bir örneğinin sanığa verilip verilmeyeceği hususunda karar verilmesine,

b)Sanığın duruşma sırasında verdiği bellekler ile ilgili olarak gelen rapor ile suça konu CD’lerin karşılaştırılmasının yapılmasına, sanığa raporun verilip verilmemesi hususunun incelenme sonucunda kararlaştırılmasına,

c)14.05.2010 tarihli 21 nolu ara kararın tekidine,d)hayhay isimli belge ile ilgili olarak mahkememizin 2010/106 esas sayılı dosyasında

yazışma yapıldığından, cevap geldiğinde bir suretinin bu dosyaya konulmasına,15-Sanık Ali Oktay Şahbaz’a ait dizüstü bilgisayarın imajının bilirkişi aracılığıyla alındığı

ve bilirkişi raporunun verildiği anlaşıldığından, alınan imajın incelemeye alınmasına, sanığa ait dizüstü bilgisayarın hard diskin çıkartılarak geriye kalan bilgisayar ve eklerinin sanığa iadesine,

16-Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, dosyamız sanığı Levent Ersöz’ün Bursa Jandarma Bölge Komutanlığına ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığına kaç yıllığına atamasının yapıldığı, buralarda ne kadar süre çalıştığı, sanığın son görevinden Bilecik Er eğitim tugay komutanlığına atanmasının normal bir atama olup olmadığı, fiilen Bilecik Er eğitim tugay komutanı olarak görevlendirilmesinin komutan emriyle yapılmış tedbiren bir görevlendirme mi, yoksa normal usulüne uygun bir atama mı olduğu ile İstihbarat Daire Başkanlığı görevine göre Bilecik Er eğitim Tugay komutanlığına atanma görevinin terfi sistemi açısından bir alt, üst veya eş bir görev olup olmadığının ayrıntılı olarak bildirilmesinin istenilmesine,

17-Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, sanıklar Hasan Atilla Uğur, Cihandar Hasanhanoğlu ve Mustafa Koç’un 2004 yılı Temmuz-Eylül ayları arasında nerelere atandıkları ile bu atamaların normal atamalar olup olmadığının sorulmasına,

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:39

18-Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat daire Başkanlığı tarafından 2003 ve 2004 yılı sonunda tasnif dışı olan belgelere ait imha işlemleri ile ilgili tüm tutanakların gönderilmesinin istenilmesine, teslim işlemi yapılmış ise teslim işlemine ilişkin tüm evrak, bilgi ve kayıtların gönderilmesinin istenilmesine,

19-Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, 2003-2004 yılları içerisinde Jandarma İstihbarat Daire başkanı olarak görev yapan dosyamız sanığı Levent Ersöz’ün Başkanlığa ait çelik kasada sakladığını belirttiği belgeleri 2003 yılı sonu itibariyle mali teknik daireye teslim edildiğini belirttiğinden, ses ve görüntü kayıtları ile çözüm tutanaklarının Mali Teknik Daire Başkanlığında olup olmadığının araştırılmasına,

20-Genelkurmay Başkanlığına ve Jandarma Genel Komutanlığına ayrı ayrı yazı yazılarak, Hulusi Sayın’ın Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı olarak görev yaptığı dönemde direkt Jandarma Genel Komutanlığı ile irtibatlı, Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı Hulusi Sayın’a bağlı olarak Jandarma İstihbarat Guruplar Komutanlığı bünyesinde görev yapan dosyamız sanığı Arif Doğan’ın yönetiminde, Cem Ersever, Abdülkerim Kırcı, Ali Yıldız, Hüseyin Kara, Aytekin Özen isimli subayların da içerisinde bulunduğu, sık sık sınır dışı operasyonlara giden (tim vs. gibi) bir askeri grup olduğu iddiası bulunduğundan, bu hususların ayrıntılı olarak araştırılarak açıklayıcı bilgi verilmesinin istenilmesine, ismi verilen kişilerin yaptıkları operasyonlarda timlerini hangi isimle tanıttıkları ile tüm görev yaptıkları yerlerin ve tarihlerinin tek tek tespit edilerek bildirilmesinin istenilmesine,

21-Emekli Orgeneral Fevzi Türkeri’nin hangi tarihler arasında Jandarma Genel Komutanlığı görevini yürüttüğü ile halen bulunduğu son açık adresinin Genelkurmay Başkanlığından sorulmasına,

22-Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, sanık Levent Ersöz’ün İstihbarat Başkanlığından Bilecik 2. Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığına atanması ile ilgili bilgilerin Genel Kurmay Başkanlığında olduğu belirtildiğinden, sanığa ait kuvvet ve kıt’a özlük dosyalarının incelenmesi ve iade edilmek üzere mahkemesine gönderilmesinin istenilmesine,

23-Devlet sırrı ve gizli belge olduğu iddia edilen emanetteki belgelerin celp edilerek mahkeme heyetince incelenmesine,

24-HTS raporlarında Jandarma Genel Komutanlığı adına kayıtlı telefonların tespit edilerek hangi tarihte tesis edildiği ile kimlik bilgilerinin ilgili GSM şirketinden sorulmasına,

25-AKP’ne ait kapatma davasına ait dosyanın ve eklerinin Anayasa Mahkemesinden istenilmesine,

26-Beyanlarda adı geçen Faruk Demir isimli kişinin açık adreslerinin tespiti için İstanbul (CMK 250. maddesi ile görevli) Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,

27-Müdahale talebinde bulunan Dilek Bozkaya hakkında İstanbul (CMK. 250. madde ile görevli) Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/857 soruşturma sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiği, bu hale göre suçtan zarar gördüğünün anlaşılamaması karşısında davaya katılma yönünde vaki talebin bu aşamada reddine, kararın ilgilisine tebliğine,

28-Müdahale talebinde bulunan Hüseyin Ocak Vekili Av. Gülseren Yoleri’nin vermiş olduğu dilekçesinde, Gazi olayları ile ilgili olarak alınan beyanlardan bahsetmiş ise de, mahkememizde söz konusu iddialarla ilgili olarak yargılama yapılmadığından, müdahale talebinin reddine, kararın talepte bulunan vekiline tebliğine, dilekçenin gereği için İstanbul (CMK. 250. madde ile görevli) Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,

29-Başbakanlığa yazı yazılarak, sanık Yüksel Dilsiz’in Başbakanlığa gönderdiğini bildirdiği mektubun sorulmasına, böyle bir mektup varsa yapılan inceleme sonucunun bildirilmesi ile mektubun mahkememize gönderilmesinin istenilmesine,

30-Gizli tanık Ahmet Faruk’un beyanlarında belirttiği telefon dinlemeleri ile ilgili şikayetin olup olmadığı, varsa şikayetin sonucunun Jandarma Genel Komutanlığından sorulmasına,

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:40

31-Dosya sanıklarından büyük bir bölümünün halen savunmalarının alınamamış olması dikkate alınarak, sözlü taleplerinin dosyanın görüldüğü haftalardan son hafta Cuma günü alınacağının bildirilmesine,

32-Dosya kapsamında kalan silahlar ile ilgili olarak daha önce inceleme yapıldığından bu suç eşyalarının diğer suç eşyalarından ayrılarak ayrı şekilde muhafaza edilmesine, bu konuda Bakırköy Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığına yazı yazılmasına,

33-Dosyada patlayıcı olduğu iddia edilen maddelerden bu özelliğe sahip ve muhafazası tehlike oluşturabilecek nitelikte maddeler belirtildiğinden tüm emanet eşyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, mahkememizin 2008/209 esas sayılı dosyasında da benzer incelemenin yapılması konusunda ara kararı bulunduğundan, işlemlerin birlikte yürütülmesine, bilirkişi incelemesi için mahkememiz hakimi hakim Hüsnü Çalmuk’un naip hakim olarak görevlendirilmesine,

34-Sanıklar Cengiz Köylü ve Mustafa Levent Göktaş müdafii Av. Hasan Gürbüz’ün bu celse sarf ettiği sözlerle ilgili olarak tutanaklar çıktığında, gereğinin takdir ve ifası için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,

35-Sanıklar ve müdafilerinin bugün vermiş oldukları yazılı ve sözlü talepler ile İddia makamının taleplerinin celse arasında değerlendirilmesine,

36-Sanık Turhan Çömez’in yakalamasının beklenilmesine,37-Dosya kapsamı, her sanığa iddianamede ayrı ayrı isnat olunan suçlamalar ve bunlarla

ilgili sevk maddeleri, delillerin tamamen toplanmamış olması, atılı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının devam etmekte ve bu suçların CMK’nun 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olması ve bir kısım sanıkların halen savunmalarının alınmamış olması dikkate alınarak diğer tutuklu sanıkların mevcut hallerinin sürdürülmesine, ancak Sanıklardan Mustafa Ali Balbay ve Ahmet Tuncay Özkan’ın üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyetlerine, mevcut delil durumlarına, tespit olunan savunmalarında ki anlatımlara, toplum içerisindeki konumlarına, isnat olunan suç vasıflarının değişme ihtimallerine, tutuklamadan beklenen gayenin sağlanmış olmasına, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmadığına ve de gerekirse haklarında Adli Kontrol Uygulamasının düşünülebileceğine, Sanık Cengiz Köylü’ye isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine dosyada mevcut delil durumuna, suç vasıflarının değişme ihtimaline, resmi görevli olup bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve de delilleri karartma şüphesinin bulunmamasına tutuklamadan beklenilen gayenin sağlanmış olmasına ve de gerekirse hakkında Adli Kontrol Uygulamasının da düşünülebileceğine, Sanıklar Emcet Olcaytu, Mustafa Özbek ve Hasan Ataman Yıldırım isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine dosyada mevcut delil durumuna, suç vasıflarının değişme ihtimaline, toplum içerisindeki konumlarına, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve de delilleri karartma şüphelerinin bulunmamasına tutuklamada beklenilen gayenin sağlanmış olmasına, sanıkların yaşlarına ve de gerekirse haklarında Adli Kontrol Uygulamasının da düşünülebileceğine, Sanıklar Muzaffer Öztürk, Osman Gürbüz, İbrahim Özcan, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın’a isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosya kapsamına göre suç vasıflarının değişme ihtimallerine, tespit olunan savunmalardaki anlatımlara, tutuklamadan beklenen gayenin sağlanmış olmasına, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmadığına ve de gerekirse haklarında Adli Kontrol Uygulamasının düşünülebileceğine ve de bu sanıklardan İbrahim Özcan, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın ile ilgili iddianamedeki sevk maddeleri ile tutuklama müzekkerelerindeki sevk maddelerindeki farklılıklara, sanıklar Hamza Demir, Hüdayi Ünlüer, Mehmet Koral, Ersin Gönenci, Fatma Cengiz ve Fahri Kepek’e isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyada mevcut delil durumlarına üzerlerine atılı suç vasıflarının değişme ihtimallerine, tutuklamadan beklenen gayenin sağlanmış olmasına, bu aşamadan sonra kaçma saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmadığına ve de gerekirse haklarında adli kontrol uygulamasının düşünülebileceğine,

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewMicrosoft Word dosyası içerisinde Neriman Aydın adıyla yazılan Mehmet Dumlu adlı şahsın tanıtıldığı övücü

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 20.08.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:77 Sayfa:41

sanıklar Mehmet Haberal ve Fatih Hilmioğlu’na isnat edilen suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyada mevcut delil durumuna, sanık Mehmet Haberal’ın savunmasındaki açıklamalarına ve yaşına, her iki sanığın suç vasıflarının değişme ihtimallerine, sosyal ve mesleki konumlarına, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin bulunmamasına, tutuklanmadan beklenilen gayenin de sağlanmış olmasına, sağlık durumlarına ve gerekirse haklarında Adli Kontrol Uygulamasının da düşünülebileceğine, Sanıklar Mehmet Dalagan, Ayhan Atabek, Yaşar Oğuz Şahin, Zerrar Atik, Murat Çavdar, Fahri Süslü, Oğuzhan Sağıroğlu, Servet Kaynak, Taylan Özgür Kırmızı ve Mehmet Ali Çelebi’ye isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine dosyada mevcut delil durumuna, suç vasıflarının değişme ihtimaline, resmi görevli olup bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve de delilleri karartma şüphelerinin bulunmamasına tutuklamadan beklenilen gayenin sağlanmış olmasına ve de gerekirse hakkında Adli Kontrol Uygulamasının da düşünülebileceğine ve de bu sanıklardan Mehmet Ali Çelebi ile ilgili iddianamedeki sevk maddeleri ile tutuklama müzekkerelerindeki sevk maddelerindeki farklılıklara, dikkate alınarak, isimleri yazılı bu sanıklarında tahliye edilmeleri gerektiği yönünde oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’ün karşı oyuyla ve oy çokluğuyla,

Tahliye taleplerinin reddine dair verilen ara karara İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz hakları bulunduğu konusunda sanıklar ve müdafilerine ihtarat yapılmasına, ( Hazır sanıklar ve müdafilere ihtarat yapıldı )

Bu nedenle duruşmanın 02.09.2010 günü saat 09:00’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.20.08.2010

Başkan 20909 Üye 28298 Üye 32346 Katip 128002

41