25

Click here to load reader

Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

“Yürütmeyi Durdurma Taleplidir.”

DAVACI : Türk Eğitim Sen (Çankaya Vergi Dairesi No: 8760196179)(Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası)

VEKİLİ : Av. İsmihan Kübra AKKAŞ Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci/ANKARA

DAVALI : Milli Eğitim Bakanlığı

T.KONUSU : 18/06/2014 tarihli ve 29034 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin;1) “Temel İlkeler” kısmı bulunmaması nedeniyle esas ve usuller bakımından yapılan eksik düzenleme işleminin,2) “Müdür norm kadrosu” başlıklı 5.maddenin 3. Fıkrasının; yine aynı maddenin 4. Fıkrasının,3) “Müdür Başyardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 6. Maddesinin b bendinde yer alan “altı” ibaresinin iptali ve Eski Yönetmelikte yer alan; öğrenci sayısı 500 ve daha fazla olan; Her türdeki Anadolu liselerine, Fen liselerine, Çok programlı liselere ve 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu uygulaması çerçevesinde işletmelere beceri eğitimi için en az 100 öğrenci gönderen mesleki ve teknik öğretim okullarına bir müdür başyardımcısı norm kadrosu verilmesi düzenlemesine davaya konu yönetmelikte yer vermemek sureti ile yapılan eksik düzenleme işleminin,4) “Anaokulu Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 7. Maddesinde yer alan “501” ibaresinin,5) “Özel Eğitim Kurumu Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 11. Maddesinde yer alan “101” ibaresinin,6) “İlave Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 14.maddesinin 2. Fıkrasındaki “6’yı” ibaresinin,7) “Özel eğitim norm kadrosu” başlıklı 17. Maddesinin a bendinde yer alan “her anasınıfı için 1 rehber öğretmen” ibaresinin8) Rehberlik Alan Öğretmeni Norm Kadrosu” başlıklı 21. Maddede“bağımsız anaokulları” ibaresine yer verilmeyerek yapılan eksik düzenleme işleminin,9) “Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 21.maddesinin 2. Fıkrasının b bendinde yer alan “300” ibaresinin,10) “Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 21.maddesinin 2. Fıkrasının a bendinde özel eğitim kurumlarına ikinci ve sonraki rehber öğretmeni norm kadrosunun hangi sayılar esas alınarak verileceğine ilişkin eksik düzenleme işleminin,11) “Norm kadro belirlenmesinde dikkate alınacak hususlar” başlıklı 22. Maddesinde; öğretmenlerin, öğrenci sosyal ve kişilik hizmetleri kapsamında yaptıkları görevlerin, haftalık azami ek ders saatleri içinde sayılan süreler bakımından dikkate alınacağı düzenlemesine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme işleminin,

Page 2: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

12) 22.maddenin 1. Fıkrasının a bendinin,13) “Norm Kadro Sayıları Değişen Eğitim Kurumları” başlıklı 26.maddenin 1. Fıkrasında yer alan “bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde” ibaresinin,14) “Boş kadro tahsisi ve kullanımı” başlıklı 29. Maddesinin 1. Fıkrasının c bendinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali talebinden ibarettir.

Ö.TARİHİ : 18/06/2014

AÇIKLAMALAR : Davaya konu yönetmelik 18/06/2014 tarihli ve 29034 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

1) Davaya konu yönetmelikte “Temel İlkeler” kısmı bulunmamaktadır. Bu surette ilgili yönetmelikte esas ve usuller bakımından eksik düzenleme söz konusudur.

Kanun ve yönetmeliklerin amacı ve çerçevesi “Temel İlkeler” başlığı altında belirlenmektedir. “Temel İlkeler” başlığı altında yer alan düzenleme, kanun veya yönetmeliğin esas ve usulünü belirleme noktasında önem taşımaktadır. Nitekim davaya konu yönetmelikten önce yürürlükte bulunan 10/8/1999 tarih ve 23782 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde “Temel İlkeler” kısmı mevcuttur ve söz konusu temel ilkeler şu şekilde belirlenmiştir: “Bu Yönetmelikte düzenlenen esas ve usullerin belirlenmesinde; a) Okul ve kurumlarda yönetim, eğitim ve öğretim hizmetlerinin gerekli ve yeterli personelce yürütülmesi, b) Personel boyutunda atıl kapasite yaratılmaması, var olan atıl kapasitenin ihtiyaç duyulan okul ve kurumlara yönlendirilmesine zemin oluşturarak verimliliğe dönüştürülmesi, c) Eğitim yönetiminin her sürecinde, edinilen çağdaş teknolojiden en etkin ve verimli biçimde yararlanılmasının gerekliliği, d) Bir öğretmene düşecek haftalık toplam ders yükünün yasal boyutta öngörülen sınırlar içinde kalması, e) Okul ve kurumların tür ve derecelerine göre her bir sınıf, şube veya gruptaki öğrenci sayısının uluslararası normlarda kabul edilen sınırlar içinde olması, temel ilke olarak dikkate alınmıştır.”

 Görüldüğü üzere; yukarıda belirlenen ilkeler son derece önemlidir. Dava konusu yönetmelikte bu düzenlemeye yer verilmemesi nedeni ile yönetmeliğin çerçevesi ve ilkeleri belirlenmemiştir. Bu nedenlerle; davaya konu yönetmelikte prensiplerin belirlenmemesi, yönetmeliği oluşturan kaidelerin açıklanmaması ileride bir takım maddeler ile ilgili olarak farklı yorum ve farklı uygulamalara neden olacaktır. Yorum farklılıklarına ve uygulamada yaşanacak farklılıklara neden olmamak adına “temel ilkeler” bölümünün işlevi önemlidir. İdare bu bölüme yer vermeyerek keyfiyetlerin önünü açmak istmektedir. Tüm bu nedenlerle; söz konusu ibarelere yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleyici işlemin iptali gerekmektedir.

2) Yönetmeliğin “Müdür norm kadrosu” başlıklı 5.maddenin 3. Fıkrası “Aynı binada faaliyet gösteren farklı derece ve türdeki eğitim kurumlarından sadece öğrenci sayısı en fazla olana müdür norm kadrosu verilir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Yine aynı maddenin 4. Fıkrası “Aynı bahçede faaliyet gösteren farklı derece ve türdeki özel eğitim kurumlarından sadece öğrenci sayısı en fazla olan eğitim kurumu için bir müdür norm kadrosu verilir.” Hükmünü ihtiva etmektedir.

4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte, birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul (1. 2. 3.ve 4. sınıf), ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul (5. 6. 7. ve 8. sınıf) ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise (9. 10. 11. ve 12. sınıf) olarak düzenlenmiştir. Birinci kademe ile ikinci kademenin aynı

Page 3: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

binada eğitim öğretim faaliyetini sürdürmesi halinde dahi iki kademeye ayrı ayrı kurum kodu verilmesinden de anlaşılacağı üzere her iki kademede müstakil okul konumundadır. Gerekli hazırlıklar yapılmaksızın eğitim öğretim sisteminde değişiklik yapan davalı idarenin, aynı binada oldukları gerekçesi ile iki ayrı okulu tek bir eğitim kurumu gibi değerlendirmesi hukuka ve mevzuata aykırıdır.

Her ne kadar aynı bahçede veyahut aynı binada da olsa her bir eğitim kurumu birbirinden farklıdır. Bu nedenle tek bir eğitim kurumu gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. Öğrencileri, öğretmenleri, derslikleri ve mevzuatı tamamen farklı olan bu iki okul için aynı okul yöneticisini görevli kılmak tamamen farklı nitelikteki eğitim kurumlarının bu farklılıklarını görmezden gelmek anlamını taşıyacağı gibi; okul müdürünün alanı itibariyle yönetici olarak atanamayacağı bir okulu da yönetmesi sorumluluğunu da ilgili yöneticiye yükleyecek; bu durum da yönetim işlerinin mevzuatına ve eğitim öğretimin gidişatına uygun yapılmasına engel teşkil edecektir.

Yine, Aynı bahçede faaliyet gösteren farklı derece ve türdeki özel eğitim kurumlarından sadece öğrenci sayısı en fazla olan eğitim kurumu için bir müdür norm kadrosu verilmesi düzenlemesi de aynı derecede sakıncalıdır. Özel eğitim kurumlarının öze niteliği ve idare edilmesindeki zorluk göz ardı edilmiştir.

İptale konu yönetmeliğin dayanağı olan 652 sayılı KHK’nın “Yöneticilerin sorumlulukları” başlıklı 33. Maddesi; “Bakanlığın her kademedeki yöneticileri, görevlerini mevzuata, stratejik plan ve programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur.” Hükmünü içermektedir. KHK’nın bu maddesi eğitim ve öğretimde aranan standartların varlığına işaret etmektedir. Aynı binadaki farklı derecedeki okulların; farklı eğitim sistemi ve farklı yaş çevresine sahip olduğu düşünüldüğünde yine aynı bahçede faaliyet gösteren farklı derece ve türdeki özel eğitim kurumlarının özel durumu ve farklılıkları ile idaresinde yaşanacak zorluklar göz önünde bulundurulduğunda 652 sayılı yasa ile getirilen standartların yeni düzenlemede sağlanması imkansızdır. Aynı bina içindeki farklı derecedeki eğitim kurumlarında eğitim alan ve öğrencisi az olan okulun öğrencileri ile mevcutta okul müdürlüğü normunun bulunduğu eğitim kurumlarının seviyesi birbirinden farklı olduğu için ve aynı bahçedeki özel eğitim kurumlarındaki öğrenciler zihinsel farklılıklara sahip olduğu için; yöneticilerin seviyeler arasında denge kuramayacağı aşikardır. Tüm bu sebeplerle anılan hükümlerin iptali gerekmektedir.

3) Yönetmeliğin “Müdür Başyardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 6. Maddesinin b bendi: “Müdür yardımcısı sayısı altı olan her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarına, müdür başyardımcısı norm kadrosu verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yine eski Yönetmelikte yer alan; öğrenci sayısı 500 ve daha fazla olan;1) Her türdeki anadolu liselerine,2) Fen liselerine,3) Çok programlı liselere,c) 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu uygulaması çerçevesinde işletmelere beceri eğitimi için en az 100 öğrenci gönderen mesleki ve teknik öğretim okullarına bir müdür başyardımcısı norm kadrosu verilmesine dair düzenlemeye davaya konu yönetmelikte yer verilmeyerek eksik düzenleme yapılmıştır.

10/8/1999 tarih ve 23782 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Eski Yönetmelikte, müdür yardımcısı sayısının 3 olması durumunda, müdür başyardımcısı normu verileceği düzenlenmiştir. Yeni yönetmelikte sayının altı olarak belirlenmesi; yaklaşık 800 müdür başyardımcısının norm kadro fazlası durumuna düşmesine neden olacaktır. Bu da son derece büyük bir mağduriyet yaşatacaktır.

Page 4: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

Yeni düzenleme yalnızca yatılı ve pansiyonlu olan eğitim kurumlarına müdür başyardımcısı norm kadrosu verilmesi sonucunu doğuracaktır. Halbuki müdür başyardımcılığı kadrosu Türk Milli Eğitiminin yönetim sistemi içerisinde çok önemli bir koordinasyon görevidir. Özellikle, teknik okullarda müdür başyardımcılığı kadrosunun düşürülmesiyle büyük bir koordinasyon problemi ortaya çıkacak teknik ve kültür dersleri branşında olan müdür yardımcılarının uygulamadaki koordinasyonu ciddi zafiyete uğrayacaktır. Okul müdürünün yürütmek zorunda olduğu yoğun bürokratik işlemler düşünüldüğünde büyük okullarımızda ortaya çıkacak koordinasyon sorunun boyutları daha iyi anlaşılacaktır.

Müdür yardımcısı normunun bazı eğitim kurumlarında düşürülmesi de göz önüne alındığında iş yükü bütünüyle artacak; bu da bir takım aksaklıkları beraberinde getirecektir. Aynı zamanda söz konusu düzenleme ile norm fazlası durumuna düşecek 800 kadar müdür başyardımcısının kazanılmış hakları adeta yok sayılacaktır. Söz konusu müdür başyardımcıları, müdür yardımcısı olma şartlarını taşıyorken idareye güven ilkesi ile hareket etmiş ve idarenin böyle bir değişiklik yapacağını düşünmedikleri için müdür başyardımcısı kadrolarına gerekli şartları taşımak sureti ile atanmışlardır. Ancak Bakanlık istikrar ilkesine aykırı hareket ederek söz konusu kişilerin kazanılmış haklarını yok saymıştır.

Buna ek olarak; Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin “Müdür başyardımcısı, görev, yetki ve sorumlulukları” başlıklı 77. Maddesi;

“(1) Müdür başyardımcısı, eğitim-öğretim, yönetim, rehberlik ve denetim işlerinin planlı, düzenli ve amaçlara uygun olarak yürütülmesinden müdüre karşı sorumludur. Müdürün izinli veya görevli olduğu durumlarda müdüre vekâlet eder.

(2) Çalışmalarını, görev yaptığı ilin valiliğince belirlenen mesai saatleri dâhilinde yapar, görevin gerektirdiği durumlarda, mesai saatleri dışında da çalışmalarını sürdürür.

(3) Müdür başyardımcısının görev yetki ve sorumlulukları şunlardır:a) Müdürle birlikte öğretmenler kurulu toplantılarının gündemini hazırlar, kurulun

sekretarya iş ve işlemlerini seçilen öğretmenlerle birlikte yürütür. Tutanakların düzenlenmesi, dosyalanması ve kararların uygulanmasında müdüre yardımcı olur.

b) Müdür yardımcılarının görevlerini uyumlu bir şekilde yürütmelerini koordine eder, aksayan konularda önlem alır ve durumu müdüre bildirir.

c) Zümre toplantılarını, sınıf rehber öğretmenliği etkinliklerini, ders dışı sosyal etkinlikleri ve benzerlerini organize eder, alınan kararları müdürün onayına sunar.

ç) Okul-aile birliği ve okulla ilgili yapılan diğer toplantılara katılır, bunlarla ilgili müdürün vereceği görevleri yapar.

d) Disiplin kuruluna başkanlık eder, ödül ve disiplinle ilgili iş ve işlemleri, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği hükümlerine göre yürütür.

e) Tören, yarışma, gezi, inceleme ve benzeri etkinliklerde müdürün vereceği görevleri yapar.

f) Kayıt ve kabul, nakil ve geçiş işlemlerinin yapılmasını, öğrenci kütük defteri ve öğrenci dosyalarının tutulmasını, bunlarla ilgili iş ve işlemlerin yürütülmesini takip eder.

g) Müdür yardımcılarının öğrenci devam ve devamsızlıkları ile ilgili çalışmalarını izler. Devamsızlık yapan öğrencilerin velileri ile iletişim sağlar ve gerektiğinde rehber öğretmenle iş birliği yapar.

ğ) Öğrencilerin muayene, tedavi, kontrol, bakım ve sağlık raporlarıyla ilgili işlemlerinin yürütülmesini sağlar.

h) Öğrencilerin askerlik işlemlerinin zamanında yapılmasını, erteleme hakkını kaybedenlerin bağlı bulundukları askerlik şubesine bildirilmesini sağlar.

Page 5: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

ı) Kurs ve sınavlarla ilgili işlerin yürütülmesini sağlar.i) Derslerin öğretmenlere dağıtımı ile ilgili programları hazırlar ve müdürün onayına

sunar.j) Müdür yardımcıları, öğretmen ve öğrencilerin nöbet çizelgelerini hazırlayarak

müdürün onayına sunar ve nöbet görevlerini kontrol eder.k) Aylık, ücret ve sosyal yardımlarla ilgili iş ve işlemleri yapar veya yapılmasını sağlar.l) Müdürün harcama yetkilisi olduğu durumlarda, görevlendirildiğinde gerçekleştirme

görevlisi görevini yürütür. m) Personelin göreve başlama, görevden ayrılma, izin, hastalık ve diğer devam-

devamsızlık durumlarını takip eder. Bunlarla ilgili iş ve işlemleri yürütür ve müdürü bilgilendirir.

n) Görevlendirildiğinde, muayene-kabul komisyonu ile sayım kuruluna başkanlık eder, bu konulardaki işlemleri mevzuatına göre yürütür.

o) Görevlendirildiğinde, taşınır kayıt kontrol yetkilisi görevini yürütür.ö) Görevlendirildiğinde gerçekleştirme yetkilisi görevini yürütür.p) Güvenlikle ilgi iş ve işlemleri ilgili mevzuat hükümlerine göre yapar ve kurumun

güvenlik amirliği görevini yürütür.r) Yazışma, evrak kayıt ve havale işlemlerinin kurallarına uygun olarak yürütülmesini,

istatistik ve diğer cetvellerin hazırlanmasını, gerekli defter, dosya ve çizelgelerin tutulmasını sağlar. Hizmetlerin yürütülmesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinden de yararlanarak yetkisi dâhilinde elektronik ortamda bilgi alış verişi ile ilgili işlemleri yürütür.

s) Her türlü tebligat işlemini mevzuatına uygun olarak gerçekleştirir, adli ve idari yargı ile ilgili işlemleri yürütür.

ş) Okul veya kurumun bina, tesis ve araç-gerecinin düzeni, temizliği, bakımı ile kullanılabilir durumda bulundurulması ve korunmasını sağlar.

t) Görevlendirildiğinde, burs ve yatılılıkla ilgili iş ve işlemlerin yürütülmesini sağlar.u) Eğitim ve öğretimle ilgili her türlü mevzuat düzenleme ve değişikliklerini takip eder.ü) Müdür tarafından verilen diğer görevleri yapar.” Hükmünü ihtiva etmektedir. Bu

hükümden de anlaşılacağı üzere müdür başyardımcısının görevleri oldukça fazla ve bir o kadar da önemlidir.

Geleceğimizin en önemli teminatı olan nesillerimizi yetiştirecek okulları tecrübeli, bilgili ve birikimli okul yöneticileri olmadan yönetmek mümkün değildir. Böyle bir düşünceyi hayata geçirmek kaosa yol açacağı gibi eğitim sistemimizde de onarılmaz yaralar açacaktır. Bu durum, sadece eğitim faaliyetlerinin bozulmasına değil; aynı zamanda devlette ve eğitim politikalarında istikrarın zedelenmesine de neden olacaktır.

4)“Anaokulu Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 7. Madde; “Anaokullarında, öğrenci sayısı;a) 100-50l'e kadar 1,b) 501 ve daha fazlası için 2,müdür yardımcısı norm kadrosu verilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.

10/8/1999 tarih ve 23782 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Eski Yönetmelikte; öğrenci sayısı 100-201’e kadar olan okullar için 1 müdür yardımcısı kadrosu belirlenmişken iken; davaya konu yönetmelikte öğrenci sayısının 100-501’e kadar

Page 6: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

olduğu okullarda 1 müdür yardımcısı kadrosu verileceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere öğrenci aralığı bakımından iki kattan fazla bir artış öngörülmüştür. Söz konusu bu düzenleme nedeniyle yaklaşık 300 müdür yardımcısı norm kadro fazlası durumuna düşecektir. Burada en önemli nokta; anaokulu öğrencilerinin pedagojik gereksinimlerinin çok daha fazla olması ve yakın ve yoğun ilgi gerektirmeleridir. Hal böyle iken anaokullarına müdür yardımcılığı normu verilmesini böylesine yüksek sayısal şartlara bağlamak; bu pedagojik gereksinimi görmezden gelmek demektir. Okul öncesi eğitimin, eğitim sistemimizdeki ilk eğitim kademesi olduğu ve sonraki eğitim kademeleri açısından özel bir önem taşıdığı yadsınamaz bir gerçekken; davalı idarenin yaptığı norm düzenlemesinin genel eğitim gerekleri bakımından ve pedagojik açıdan doğru olmadığı ve okul öncesi eğitimin yeterince önemsenmediği görülecektir. Davaya konu yönetmelik ile müdür yardımcılığı için esas alınan öğrenci sayısının 500’e çıkarılmış olması; davranışların ve kişiliğin şekillendiği bu yaş grubundaki öğrenciler için ve geleceğimizin teminatlarını yetiştirme adına onarılmaz yaralara sebebiyet verecektir.

Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin “Müdür Yardımcısı” başlıklı 18.maddesi; “Müdür yardımcısı, okulun işleyişinden ve işlerin düzenli olarak yürütülmesinden müdüre karşı sorumludur.Müdür Yardımcısı:a) Okulun yönetim, eğitim ve büro işleriyle ilgili olarak müdür tarafından verilen görevleri yapar.b) Öğretmenlerce tutulan çocuk gelişim kayıtlarını izler.c) Aylık yemek listesini hazırlar veya hazırlatır.d) Yemekhane ve okulun genel temizlik işlerini organize eder.e) Okula gelen erzakın muayenesini ve günlük erzakın ambardan çıkarılmasını sağlar. f) Gerektiğinde okul müdürüne vekâlet eder.g) Velilerden alınan ücretlerin harcanmasında (Değişik ibare:RG-31/7/2009-27305) gerçekleştirme birimi görevini yürütür.h) Okul müdürü tarafından verilen diğer görevleri yapar.ı) (Ek:RG-27/10/2007-26683)) Okulda öğle yemeği saatlerinde çocukların düzenli olarak yemek yemelerini ve günlük eğitimin sona ermesinden velilerin çocuklarını teslim almalarına kadar geçen sürede çocukların gözetimleri ile ilgili olarak okul müdürü tarafından alınan tedbirlerin uygulanmasına yardımcı olur.” Şeklinde düzenlenmiştir.

Görüldüğü üzere görevler son derece fazla ve ağırdır. Bununla birlikte, Okul öncesi eğitim kurumları diğer derecedeki eğitim kurumlarından farklı bir yapıya sahiptir. Okul öncesi eğitim kurumları bir anlamda özel kuruluşlardır. Okulun ayrı bir muhasebe birimi vardır. Satın alma ve ihale işlemleri okul yöneticilerinin sorumluluğundadır ve bu yönü itibariyle yöneticilerin görev ve sorumlulukları daha farklı ve daha ağırdır. Bu suretle, Müdür yardımcı normuna esas alınan öğrenci sayısının dayanaksız olarak 2 katından fazla artırılması; müdür yardımcısı bakımından iş yükünü artıracak bunun sonucu olarak da iş kalitesi düşecektir. Mevcut okul yöneticileri satın alma, ihale gibi konulara mı; yoksa öğrencilerin eğitimi ve velilerin talebine mi yetişeceklerdir? Bu yetişememe iş veriminin azalmasına neden olacaktır. İş veriminin azalması ve iş kalitesinin düşmesi de beraberinde idarenin işleyişini yavaşlatacaktır. Görüldüğü üzere yapılan düzenlemede kamu yararı söz konusu değildir ve bu nedenle davaya konu hükmün iptali hakkaniyet gereği olacaktır.

5) “Özel Eğitim Kurumu Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 11. madde; “Özel eğitim kurumlarında, öğrenci sayısı;a) 101 'e kadar 1,b) 101 ve daha fazlası için 2,müdür yardımcısı norm kadrosu verilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.

Page 7: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

10/8/1999 tarih ve 23782 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Eski Yönetmelikte öğrenci sayısı 51‘e kadar olan okullar için bir müdür yardımcısı kadrosu verileceği düzenlenmiştir. Müdür yardımcılığı kadrosunun belirlenmesine esas alınan öğrenci sayısının 101’e çıkarılmış olması, bu okulların niteliği ve öğrenci kitlesi göz önüne alındığında olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Nitekim özel eğitim kurumu bünyesinde bulunan öğrenciler çok daha yoğun bir ilgiyi gerektirmektedir. Bu durumun en çok farkında olması gereken Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan düzenleme ile neyin amaçlandığı tarafımızca anlaşılamamıştır.

14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunun “Fırsat ve imkan eşitliği” başlıklı 8.maddesi; “Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır.” Hükmüne haizdir. Bu hüküm sebebi ile özel eğitim kurumlarında müdür yardımcılığı için esas alınan öğrenci sayısı diğer okullara göre daha azdır ve nitekim söz konusu okullara daha çok müdür yardımcısının görevlendirilmesi sağlanmıştır. Ancak davaya konu yönetmelik hükmü ile bu sayının azaltılması Kanunla getirilen özel korumaya aykırı mahiyet taşımakta ve pedagojik gerçekliklere de uymamaktadır.

6) “İlave Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 14.maddesinin 2. Fıkrası

“Bir eğitim kurumundaki müdür yardımcısı norm kadrosu hiçbir şekilde 6'yı geçemez.” Hükmünü ihtiva etmektedir.

Söz konusu bu hüküm ile; daha önce 7 olan azami müdür yardımcısı sayısı 6’ya düşürülmüştür. Müdür yardımcılığı norm kadro sayısının belirlenmesi bakımından esas alınan öğrenci sayıları bakımından bir farklılık yokken; müdür yardımcı sayısının azaltılması yine izahtan yoksundur. Okullarımızın öğrenci sayıları ve büyüklükleri dikkate alınmadan müdür yardımcısı sayısında yapılan sınırlama özellikle büyük okullarımızda yönetim kadrosunun iş yükünü artıracak ve yönetim konusunda da zafiyet oluşturacaktır. Eğitim çağındaki öğrenci sayısı her yıl artarken ve okulları yönetmek her geçen gün güçleşirken; okullardaki yönetici sayısını azaltmak eğitim gereklerine ve kamu yararına uygun bir davranış değildir.

Özellikle yatılı bölge okullarında mevcut olan 7 okul müdür yardımcısı sayısının düşürülmesi; sözü edilen okulların niteliği göz önüne alındığında doğru bir uygulama değildir. Yatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en zor okullardandır. Söz konusu okullar bakımından mutlak ve etkin bir idari yönetim gerekirken; okul idareci sayısını azaltmanın bir çok problemi de beraberinde getireceği aşikardır.

Öğrenci sayısında herhangi bir değişiklik olmadığı halde müdür yardımcısı sayısının düşürülmesi; müdür yardımcıları bakımından iş yükünü artıracak bunun sonucu olarak da iş kalitesi düşecektir. İş veriminin azalması ve iş kalitesinin düşmesi beraberinde idarenin işleyişini yavaşlatacaktır. Görüldüğü üzere yapılan düzenlemede kamu yararı söz konusu değildir ve bu nedenle davaya konu hükmün iptali hakkaniyet gereği olacaktır.

7) “Özel eğitim norm kadrosu” başlıklı 17. Maddesinin a bendi; “ Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklara yönelik açılan her anasınıfı için 1 özel eğitim öğretmeni norm kadrosu verilir” hükmünü ihtiva etmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurumların yönetici ve öğretmenlerinin norm kadrolarına ilişkin eski yönetmeliğin “Okul öncesi öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 9.maddesi; “Özel eğitim kapsamında açılan anaokulu ve ana sınıflarında çocuk sayısı; 1) 7’ye kadar 1, 2) 7-13’e kadar 2, 3) 13-19’a kadar 3, öğretmen norm kadrosu verilir. Bundan sonraki norm kadronun verilmesinde aynı esas uygulanır. Zihinsel engellilerle ilgili gruplarda bu şekilde saptanan norm kadro sayısı bir misli

Page 8: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

artırılır.” Hükmünü barındırmaktaydı.Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak

yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitime "özel eğitim" denir. Bu suretle, Okullarda şubelerdeki öğrenci sayısının en az 10 olması göz önüne alınacak olursa; özel eğitim ve ilgiye muhtaç söz konusu öğrenciler bakımından öğretmenlerin ilgileneceği öğrenci sayısını artırmak diğer bir yorumla öğretmen sayısını azaltmak özel eğitimin amacına aykırıdır ve bu durum eğitim sistemine zarar verecektir.

14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunun “Fırsat ve imkan eşitliği” başlıklı 8.maddesinde karşılığını bulan; Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır hükmü söz konusu değişiklik ile yok sayılmıştır. Özel ilgi gerektiren ve bu nedenle Kanun ile de özel koruma altına alınan Özel Eğitim Kurumlarının koruması yapılan değişiklik ile kaldırılmaktadır. Kanuna açık aykırılık teşkil eden davaya konu hükmün iptali gerekmektedir.

8) “Rehberlik Alan Öğretmeni Norm Kadrosu” başlıklı 21. Maddede önceki yönetmelikte yer alan ve bugüne kadar mevcut olan “bağımsız anaokulları” ibaresi çıkarılmış; bu suretle anaokullarında rehber öğretmen kadrosu yürürlükten kaldırılmıştır.

0-6 yaş, bireyin zihinsel ve kişilik gelişiminin %80'inin oluştuğu yaş grubudur. Bu dönemde çocuğun zihinsel ve bedensel gelişimin takip edilmesi sağlıklı nesiller yetiştirme adına büyük bir önem taşımaktadır. Söz konusu bu yaş grubunda soyut zeka kavramı gelişmemiş olup; bu öğrenciler somut zeka sistemine sahiptir. Bu durum gelişmiş ülkelerde aile ve çocuk eğitimine daha çok önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Nitekim bu ülkelerde rehberlik hizmeti büyük bir öneme sahiptir. Davalı Milli Eğitim Bakanlığı da okulöncesi rehberlik müfredatı ve Avrupa Birliği ortaklı "Erken Eğitimi Seç" isimli okulöncesi eğitimin güçlendirilmesi projeleriyle bu yaş grubundaki çocukların rehberliğine önem vermiştir. Fakat davaya konu norm kadro yönetmeliği ile anaokullarında rehber öğretmen normu kaldırılmaktadır. Artan uyuşturucu madde kullanımı, şiddet eğilimi gibi sorunların önlenmesi okulöncesi rehberlik hizmetlerinin devam etmesi ile sağlanabilecekken; Bakanlığın okul öncesinde rehberlik hizmetini kaldırıyor olmasının izahı mümkün değildir. Okul öncesi eğitim döneminde çocukların zihinsel ve sosyal anlamda sağlıklı gelişimleri için okul eğitim çalışmalarının rehberlik hizmetleri ile kuvvetlendirilmesi şarttır.

Rehberlik hizmetlerinin bir başka boyutu da koruyucu ve önleyici rehberlik hizmetleridir. Problemlerin çözümü ilk aşamada daha kolay olabilecekken; ileriki yıllarda olumsuz davranışların değiştirilmesi noktasında bir direnç söz konusu olmaktadır. Bu suretle koruyucu ve önleyici rehberlik hizmetleri yaşamın ilk yıllarında daha büyük bir öneme haizdir.

Yine, çocukluk dönemi hastalıkları, şiddet-ihmal ve istismar açısından da rehber öğretmenliğinin önemi yadsınamaz bir gerçektir. Şiddet ve istismar olaylarının artış göstermesine paralel olarak rehberlik hizmetleri de önem kazanmıştır. Söz konusu konular ile ilgili tam anlamıyla bir bilinç kazanamamış ülkemizde; çocuklara ulaşabilecek ve çocukların yaşadığı bu olumsuzlukları engelleyebilecek ve bu anlamda bir bakıma devletin gözü ve algısı niteliği taşıyacak rehber öğretmenlerinin, sağlıklı bir nesil yetiştirmek adına en çok görev üstlenmesi gereken Milli Eğitim Bakanlığınca okul öncesi eğitimden tasfiye edilmesinin izahı mümkün değildir.

9) “Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 21.maddesinin 2. Fıkrasının b bendinde, ilkokullarda öğrenci sayısı 300 olanların her birine 1 rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu verileceğini düzenlemiştir.

Page 9: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurumların yönetici ve öğretmenlerinin norm kadrolarına ilişkin eski yönetmelikte rehber alan öğretmeni normuna esas alınacak öğrenci sayısı 250 olarak belirlenmiştir. Yapılan değişiklikle; ilkokul öğrencilerinin okul ortamına ilk kez katılan; bu anlamda uyum problemi yaşayabilecek öğrenci grubu olduğu gerçeği göz ardı edilmiştir. Bilindiği üzere, davalı Bakanlık okula başlama yaşını 66 ay olarak belirlemiştir. Okulöncesi eğitim almadan ilkokul 1. sınıfa başlayan 5 ve 5.5 yaşındaki bu çocuklar el becerileri olgunlaşmadığı için çalışmalara katılamamakta ve öğretmene karşı direnç gösterebilmektedir. Söz konusu uyum probleminin derinleşmemesi ve okul fobisine dönüşmemesi adına rehber öğretmenlerin müdahalesi büyük önem taşımaktadır.

Rehber alan öğretmenin büyük önem arz ettiği bir diğer nokta da; kaynaştırma eğitimi bakımındandır. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, eğitim ve öğretimlerini normal gelişim gösteren akranları ile birlikte normal sınıflarda sürdürme esasına dayanan, destek hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamaları bakımından rehber öğretmenin görevi son derece önemlidir. Yine söz konusu öğrencilere tıbbi tanı koyma bakımından da rehber öğretmenlerin gerekliliği yadsınamaz bir gerçektir. Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf öğretmenleri rehber öğretmenlerden yardım istemekte; bu şekilde uyum ve eğitim kalitesi yakalanabilmektedir.

Yine ergenliğe adım atacak bu çocuklar bakımından zihinsel ve sosyal yönden rehberlik hizmetinin önemi yadsınamaz bir gerçek olduğu karar Milli Eğitim Temel Kanunun “Türk Milli Eğitiminin Amaçları” başlıklı 2. Maddesinde yer alan “Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı verimli kişiler olarak yetiştirmek” hükmüne de aykırıdır. Eski yönetmelik zamanında dahi rehber öğretmenlerinin, öğrenci sayısı nedeni ile öğrencilerle birebir ilgilenmekte zorluk çektiği bilinen bir gerçektir. Bu gerçekliğe rağmen Bakanlığın uygulaması izahtan yoksundur.

10) “Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 21.maddesinin 2. Fıkrasının a bendinde, Özel eğitim kurumlarında (aynı bina veya bahçede farklı kademelerde eğitim veren özel eğitim okulları dahil) toplam öğrenci sayısı 25 ve daha fazlası için 1 rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu verileceğini düzenlemiştir. Yine aynı maddenin 3. Fıkrasında; “Her derece ve türdeki eğitim kurumlarına, öğrenci sayısının 500 ve 500'ün katlarına ulaşması halinde her defasında ilave olarak 1 rehberlik alan öğretmem norm kadrosu daha verilir.” Hükmü yer almaktadır.

Yukarıdaki iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde; 25 öğrenci içinde 499 öğrenci içinde 1 rehber alan öğretmeni normu verileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Hem söz konusu kurumlarının özel durumu hem de öğrenci sayısı arasındaki uçurum değerlendirildiğinde düzenlemenin makul olmadığı sonucuna ulaşılacaktır. Özel eğitim kurumları için 25 öğrenciden örneğin 50 öğrenciye kadar 2 rehber öğretmen normu belirlenmesi; böylece katlar bakımından artış ile rehber öğretmen normu bakımından da artış sağlanması gerekirdi. Bu bakımdan ilgili maddede eksik düzenleme söz konusudur.

Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin “Rehber öğretmen veya psikoloğun görevleri” başlıklı 14. Maddesi;(1) Kurumda görevli rehber öğretmen veya psikoloğun görevleri şunlardır:

a) BEP’te alanıyla ilgili gelişim ölçekleri ile ölçme ve değerlendirme araçlarının hazırlanıp uygulanmasında BEP geliştirme birimi ile iş birliği yapmak,

b) BEP’te alanıyla ilgili uygulama ve değerlendirme yapmak,c) Engelli bireylerin eğitim performanslarını ve yetersizlik türünü dikkate alarak

eğitimleri sırasında kullanılmak üzere alanıyla ilgili gerekli materyalleri hazırlamak,

Page 10: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

ç) Kurum rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri programını merkezde uygulanan destek eğitim programına göre hazırlamak, uygulamak ve bu programın uygulanmasında özel eğitim ve rehabilitasyon personeline rehberlik etmek,

d) Engelli bireylerin ilgi alanları, yetenekleri, yeterlilikleri ve iletişim becerileri gibi özelliklerini tanımalarına, kendileri ve çevreleriyle ilgili farkındalık kazanmalarına, temel problem çözme stratejilerini geliştirmelerine, çevreleriyle olumlu ilişkiler kurmalarına, daha verimli çalışma alışkanlıkları geliştirebilmelerine, ders dışı etkinliklere katılıma özendirilmelerine; kendileri, çevreleri ve eğitimle ilgili sorunlarını ve güçlüklerini çözebilmelerine yönelik psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek,

e) Engelli bireyleri tanımaya yönelik, rehberlik ve psikolojik danışma biriminde kullanılacak ölçme araçları, doküman ve kaynakları hazırlamak, geliştirmek ve uygulamak,

f)Engelli bireylerin yaşadıkları problem ve güçlüklerin çözümünde diğer eğitim personeli, bireyin anne ve babasıyla iş birliği içinde çalışmalar geliştirmek ve yürütmek,

g) Öğrencilerinin devam ettikleri okul rehberlik servisleri ve sınıf öğretmenleriyle iş birliği yapmak ve çalışmaları planlamak,

ğ) Engelli bireylerin bireyselleştirilmiş eğitim programları hakkında alanına uygun değerlendirme ve önerilerde bulunmak,

h) Eğitim alan engelli bireylerin anne, baba veya kardeşlerine yönelik psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerini yürütmek veya psikolojik yardım alabilecekleri kurum ya da kuruluşlara yönlendirmek,

ı) Kurum personeline yönelik psikolojik danışma, rehberlik ve destek çalışmalarını planlamak ve yürütmek,

i) Aile eğitimi ve danışmanlığı programlarında alanı ile ilgili konularda yer almak ve uygulamaya katılmak. Ailelere, engelli bireylere, sınıf öğretmenlerine ve diğer kurum personeline yönelik hizmet alanına uygun, toplantı, konferans ve seminer gibi hizmet içi eğitim planı hazırlamak ve uygulamak,

j) Görev tanımında belirtilen görevlere benzer diğer görevleri yapmak.”

Görüldüğü üzere; özel eğitim kurumlarında rehber öğretmenin çok önemli görevleri mevcuttur. Özel eğitim kurumlarında rehber öğretmenlerin sorumlu olduğu öğrenci sayısını artırmak; rehber öğretmenin görevini tam anlamıyla yapamamasına neden olacaktır. Bu durumda özel eğitim kurumlarından beklenen amacın gerçekleşmemesine sebebiyet verecektir.

11) Yönetmeliğin “Norm kadro belirlenmesinde dikkate alınacak hususlar” başlıklı 22. Maddesinde; öğretmenlerin, öğrenci sosyal ve kişilik hizmetleri kapsamında yaptıkları görevlerin, haftalık azami ek ders saatleri içinde sayılan süreler bakımından dikkate alınacağı düzenlemesine yer verilmemiştir.

Eski Yönetmeliğin “Norm kadro belirlenmesinde dikkate alınacak hususlar” başlıklı 15.maddesinin 2. Fıkrasında; Öğretmenlerin, öğrenci sosyal ve kişilik hizmetleri kapsamında yaptıkları görevlerin, haftalık azami ek ders saatleri içinde sayılan süreler bakımından dikkate alınacağı düzenlenmiştir. "Öğrenci Sosyal ve Kişilik Hizmetleri" 2 saat olarak norm sayısının belirlenmesinde ders yüküne dâhil edilmişken; yeni yönetmelikte bu iki saat ders yüküne dahil edilmemiştir. Öğrenci sosyal ve kişilik hizmetleri haftada 2 saat olarak öğretmenlerimizce fiilen yerine getirilen bir hizmettir. Fiilen yerine getirilen bir hizmetin haftalık ders yüküne dahil edilmemesi bu hizmetin önemsenmediğinin bir göstergesi olduğu kadar bu hizmetin kayıt dışı ya da ders yükü dışı yaptırılması demektir. Bu şekilde kayıt dışı bir hizmet anlayışı kamu yararına aykırıdır.

Söz konusu durum branşlar itibariyle aynı okulda birçok öğretmenin norm fazlası duruma düşmesine neden olacaktır. Örneğin, bir lisede A branşında 2 öğretmen ve "öğrenci kişilik

Page 11: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

hizmetleri hariç 30 saat ders yükü olması durumunda öğretmen normu 1 olacaktır. Bu durumda öğretmenlerden biri norm fazlası duruma düşecektir. 2 saatlik "öğrenci kişilik hizmetleri" dahil edildiği zaman ders yükü 32 saat olacaktır ve 2. öğretmen norm fazlası duruma düşmeyecektir. Görüldüğü gibi; "Öğrenci Sosyal ve Kişilik Hizmetleri" ders yüküne dahil edilmemesi durumunda aynı okulda birçok öğretmen, norm fazlası duruma düşecektir. Sınıf rehber öğretmenliği ve sosyal etkinlik faaliyetlerinde danışman öğretmenlik "Öğrenci Sosyal ve Kişilik Hizmetleri" karşılığı olan 2 saatin norm sayısının belirlenmesinde ders yüküne dahil edilmesi gereklidir. Bu bakımdan yönetmelikte eksik düzenleme söz konusudur.

Burada toplam ders yükü saatinde bir değişiklik yoktur. Yine toplamda 32 saat ders yükü mevcuttur. 2 saatlik Öğrenci Sosyal ve Kişilik Hizmetleri norm sayısının belirlenmesi noktasında esas alınan kriterler arasından çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile çok sayıda öğretmen dayanaksız olarak norm kadro fazlası durumuna düşecektir.

12) 22.maddenin 1. Fıkrasının a bendi “Müdür norm kadrosu verilme şartlarını taşımayan hiçbir eğitim kurumuna müdür yardımcısı normu verilmez.” Hükmünü içermektedir.

Eski Yönetmeliğin “Norm kadro belirlenmesinde dikkate alınacak hususlar” başlıklı 15. Maddesinin a bendi “6 ncı maddenin son fıkrasında belirtilen durumlar hariç, müdür norm kadrosu verilmeyen hiçbir okul ve kuruma, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı norm kadrosu verilmez.” Şeklinde düzenlenmiştir. Burada sözü edilen 6. Maddenin son fıkrası; “Birden fazla okul ve kurumun aynı bünyede yer aldığı kurumlar için bir müdür norm kadrosu verilir.” Hükmüdür. Söz konusu 15.madde gereği aynı bina içinde yer alan ayrı okullar için tek müdür görevlendirilse bile müdürün asıl görevlendirilmediği okul için okul müdür yardımcısı görevlendirilebilmekteydi. Davaya konu düzenleme ile, aynı bina ya da aynı bahçede olan okullardan öğrenci sayısı daha az olan okullardan okul müdür yardımcılığı normu kaldırılmıştır. Bu suretle ilgili okulların idaresi tamamen boş bırakılmış durumdadır. Söz konusu madde aynı müdür tarafından yönetilen iki ayrı eğitim kurumunun söz konusu olduğu okullar bakımından istisna teşkil etmeliydi. Yapılan düzenleme bu bakımdan eksik düzenleme niteliğine haizdir.

İptale konu yönetmeliğin dayanağı olan 652 sayılı KHK’nın “Yöneticilerin sorumlulukları” başlıklı 33. Maddesi; “Bakanlığın her kademedeki yöneticileri, görevlerini mevzuata, stratejik plan ve programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur.” Hükmünü içermektedir. KHK’nın bu maddesi eğitim ve öğretimde aranan standartların varlığına işaret etmektedir. Aynı bahçedeki farklı derecedeki okulların; farklı eğitim sistemi ve farklı yaş çevresine sahip olduğu düşünüldüğünde 652 sayılı yasa ile getirilen bu standartların sağlanması imkansızdır. Aynı bahçe veya aynı bina içindeki farklı derecedeki eğitim kurumlarında eğitim alan ve öğrencisi az olan okulun öğrencileri ile mevcutta okul yöneticiliği yaptığı eğitim kurumlarının seviyesi birbirinden farklı olduğu için; yöneticilerinin seviyeler arasında denge kuramayacağı aşikardır.

13) “Norm Kadro Sayıları Değişen Eğitim Kurumları” başlıklı 26.maddenin 1. Fıkrası “Eğitim kurumlarının norm kadro sayılarının bu Yönetmelikte belirlenen norm kadro kriterleri çerçevesinde değişmesi halinde, değişikliğe konu olan eğitim kuramlarının norm kadro sayıları Bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde yeniden belirlenir.” Şeklinde düzenlenmiştir.

Herhangi bir zaman aralığı belirlenmeden Bakanlığın keyfiyetine bırakılan bu uygulama ile takdir yetkisinin sınırları aşılmıştır. Bu düzenleme ile Bakanlığın norm kadro sayılarını belirlememesi gibi bir durumla karşı karşıya kalınabilir. Bilindiği üzere norm kadro sayıları yapılacak ilk ya da yer değiştirme suretiyle atamalarda büyük bir öneme haizdir.

Page 12: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

Norm kadro sayıları belirlenmeden yapılan atamalar hem öğretmenlerin mağduriyetine neden olmakta hem de eğitim sistemimiz bakımından sorunlara yol açmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının sahip olduğu MEBBİS sistemi sayesinde norm kadro sayılarının belirlenmesine esas her türlü kriter anlık olarak belirlenebiliyorken, söz konusu düzenleme izahtan yoksundur. Bu nedenlerle kamu yararının olmadığı söz konusu düzenleme ile takdir yetkisinin sınırları da aşılmış durumdadır. Takdir yetkisi mutlak ve sınırsız hale dönüştürülmeye çalışılmıştır. Oysa ki, takdir yetkisi sınırsız olmayıp işlemin gerekleri, kamu düzeni anlayışı ve hukuk devleti ilkesi ile sınırlandırılmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan öğretmen ve yöneticilerin tüm yer değişikliği işlemleri hizmet puanı üstünlüğüne göre sistemdeki norm kadro açığı kadar yapılmaktadır. Öğrenci sayısına göre belirlenen yönetici ve öğretmen ihtiyacının atamalar yapılmadan önce güncellenmesi ve mevcut ihtiyaca binaen atama yapılması gerekmektedir. Değişiklik yapılmadan önceki yönetmelik hükmünde yer alan; Haziran-Eylül aylarında yapılması gereken norm güncellemeleri dahi çoğu zaman belirlenen tarihler dışında yapılmış ve atamalar güncel olmayan norm kadrolar esas alınarak gerçekleşmiştir. Yer değişikliği normlar yeniden belirlenmeden yapıldığı için yıllarca gerek ataması yapılan kişiler gerekse bu kişilerin atandığı okuldaki öğretmenlerin norm fazlası olma durumu söz konusu olmuştur. Örneğin; norm güncellemesi yapılmadan önce mevcut iki normu olan bir okulda, bir öğretmen ihtiyacı olduğu gerekçesi ile iller arası isteğe bağlı yer değişikliği döneminde öğretmen ataması gerçekleştiğinde ve atamadan hemen sonra norm güncellemesi yapılarak ihtiyaç 1’e düştüğünde ya atanarak gelen öğretmen ya da o okuldaki öğretmen hizmet puanı üstünlüğüne göre norm kadro fazlası durumuna düşecektir.

Norm kadro belirlemesinin tamamen idarenin keyfine bırakıldığı düzenlemenin mağduriyetlere neden olacağı mutlaktır. Mağduriyetlerin engellenmesi ve eğitim sistemimizde sıkıntılara sebebiyet verilmemesi adına davaya konu hükmün iptali sağlanarak idarenin keyfiliğinin önüne geçilmesi son derece büyük önem taşımaktadır.

14)“Boş kadro tahsisi ve kullanımı” başlıklı 29. Maddesinin 1. Fıkrasının c bendi “Muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmek üzere ayrılanlar hariç olmak üzere, çeşitli kanun, kanun hükmünde kararname ve yönetmelikler gereği bir yıl ve daha fazla aylıksız izne ayrılma isteğinde bulunan yönetici ve öğretmen kadroları, aylıksız izin verilmeden önce atanmalarında kullanılmak üzere Bakan onayı ile il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine aktarılır.” Hükmünü ihtiva etmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kurumların yönetici ve öğretmenlerinin norm kadrolarına ilişkin eski yönetmeliğin “Boş kadro tahsisi ve kullanımı” başlıklı 21.maddesinin, 30/11/2003 tarih ve 25302 S.R.G.de yayımlanan Yönetmelikle değişik c fıkrası; “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 77, 78 ve 108 inci maddelerine göre bir yıldan fazla aylıksız izine ayrılma isteğinde bulunanlar (Muvazzaf askerlik için ayrılanlar hariç) ile 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun değişik 61 inci maddesi çerçevesinde aylıksız izne ayrılma isteğinde bulunan yönetici ve öğretmenlere aylıksız izin verilmeden önce atanmalarında kullanılmak üzere Bakanlık onayı ile il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri veya okul ve kurum bazında olmak üzere aktarılır. “ hükmünü ihtiva etmekteydi.

Görüldüğü üzere, eski yönetmelik hükmü ve uygulama alanı 18.06.2014 tarihli yönetmelik ile genişletilmiştir. Söz konusu yeni düzenleme 4688 sayılı Kanun çerçevesinde görev yapan öğretmen ve yöneticilerin kazanılmış haklarını gözetmeyerek; mağduriyet yaşamalarına neden olacak nitelik arz etmektedir.

Söz konusu düzenleme 4688 sayılı Kanun ile koruma altına alınan haklara aykırı mahiyet taşımaktadır. Şöyle ki; 4688 sayılı Kanunun “Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi” başlıklı 18. Maddesi;

Page 13: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

“Kamu işvereni, işyeri sendika temsilcisi, sendika işyeri temsilcisi, sendika il ve ilçe temsilcisi ile sendika ve sendika şube yöneticilerinin işyerini sebebini açık ve kesin şekilde belirtmedikçe değiştiremez.

Sendika veya konfederasyonu ilk genel kurula kadar sevk ve idare edecek yönetim kurulu üyeleri, genel kurulda yönetim kuruluna seçilenler ile sendika şube yönetim kurulu üyeleri seçildikleri tarihten itibaren durumlarını en geç otuz gün içinde kurumlarına yazılı olarak bildirirler. Söz konusu yöneticiler sendika tüzüğünde belirtilen hükümlere göre, ayrıca yazılı talepte bulunmaları halinde bu görevleri süresince aylıksız izine ayrılırlar.” Hükmü ile bu kanun kapsamında olanların izinlerini ayrıca düzenlemiş ve bu anlamda söz konusu kişileri güvence altına almıştır.

Görüldüğü üzere; davaya konu Yönetmelik hükmü, kişilerin Sendika yöneticiliği yapmasına adeta engel olmaya çalışmakta ve bir anlamda tehdit niteliği taşımaktadır.

GENEL GEREKÇE: Yukarıda iptale konu maddelere sadece göz atıldığında bile ilgili yönetmeliğin sayı azaltma ve bir anlamda “yönetici ve öğretmenden tasarruf yapma” mantığı ile hazırlandığı görülecektir. Görüldüğü üzere maddeler rakamlar üzerine kurgulanmış ve eski yönetmelikteki norma esas teşkil eden öğrenci sayıları artırılarak ve normlar düşürülerek olayın sosyal ve pedagojik yönü hiç değerlendirilmeden hareket edilmiştir. Söz konusu bu durum yönetmeliğin hazırlanmasında herhangi bir eğitimci, pedagog ve uzmanın görüşünün alınmadığını kanıtlar niteliktedir. Yönetmelikte “temel ilkeler” kısmının bulunmamasının nedeni de eğitim kalitesi, öğrenci ve eğitim odaklı düşünülmediğinin sadece sayısal bir düzenleme mantığı ile hareket edildiğinin kanıtıdır. Söz konusu yönetmeliği çıkarma amacı “yönetici ve öğretmenden tasarruf yapma” çabasıdır. Yukarıda belirttiğimiz gerekçelerden de anlaşılacağı üzere öğrenci ve eğitim anlayışı önemsenmemiştir. Olayın pedagojik boyutu umursanmamış ve yapılan bu davranışların eğitimi yaralayacağı ve geleceğimiz açısından onarılmaz sonuçlar doğuracağı göz ardı edilmiştir. Eğitim sistemimizde son derece önemli olan söz konusu yönetmelik adeta hesap makinesi ile hazırlanmıştır.

Yine yapılan bu hesap makinesi mantığı ve sayısal vurgu nedeniyle öğretmenlerin, yöneticilerin, rehber alan öğretmenlerinin norm kadro sayılarındaki azalma söz konusu kişilerin okullarında norm kadro fazlası durumuna düşmelerine neden olacak ve bu anlamda büyük bir mağduriyet yaşatacaktır. Bu durum ile karşı karşıya bırakılan kişiler idareye güven duygusu ile hareket etmiş ve bu güven çerçevesinde hayatına yön vermiştir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk kurallarında sık sık değişiklikler yapılarak hukuki istikrarı ve belirliliği yok eden kurallar ihdas edilmemesi, geriye yürüyen kuralların kazanılmış haklara dokunmadan bireylerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alınmasını ifade eder. Davaya konu yönetmelik hükümleri açıkça temel hak ve özgürlüklerin ihlal etmektedir. İdarelerin genel düzenleyici işlemlerde değişiklik yapmada takdir yetkisini bulunduğu mutlaktır. Lakin değişiklik yapma sınırının "hukuki güvenlik ilkesi" ile de sınırlandırıldığı açıktır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 28.04.2011 tarih ve 2009/39E, 2011/68K sayılı kararın da aynen “(…)Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleştiren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık olan devlettir.

Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuk güvenliği ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılan ve temel hak güvencelerinde korunan ortak değerdir.(…)” denilmek sureti ile iptale konu yönetmelik maddesinin hukuka aykırılığı adeta ilan edilmektedir.

Page 14: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

Hukuk devleti en kısa tanımıyla, “vatandaşlarının hukuki güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır.”Hukuki güvenlik ilkesi ise, bir toplumda bireylerin bağlı oldukları hukuk kurallarını önceden bilmeleri, davranış ve tutumlarını bu kurallara göre güvenle düzene sokabilmeleri, başka bir ifadeyle ilgililerin hukuki durumun süreceğine olan inancı dolayısıyla hayal kırıklığına uğratılmaması anlamına gelir. Dolayısıyla hukuki güvenlik ilkesi, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur.Hukuk normunun kazanılmış hak ve/veya tamamlanmış işlemlere geriye dönük olarak uygulanması, bireylerin hukuki güvenliklerini hiçe sayacağından, bazı istisnai durumlar dışında hukuka aykırı olacaktır.Zira hukuki güvenliğin amacı ve hedefi, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasıdır.

Hukuk devleti, Devletin bütün faaliyetlerinde hukukun egemen olduğu devlettir. Bu tür Devlette de "Hukuk güvenliğini” sağlayan bir düzenin kurulması asıldır. Devlet, görevlerini yerine getirirken, "Hukuk devleti" niteliğini yitirmemeli, hukukun uygar ülkelerinde kabul edilen temel ilkelerini sürekli göz önünde tutmalıdır. Böyle bir düzende, "Devlete güven" ilkesi vazgeçilmez temel öğelerdendir. Devlete güven, hukuk devletinin sağlamak istediği huzurlu ve istikrarlı bir ortamın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

Anlaşılacağı üzere idareler tesis ettikleri işlemlerde istikrarlı, kazanılmış haklara saygılı, hukuki güvenlik ilkesine de uygun hareket etmek zorundadır.  Bu şekilde kişilerin gelecekle ilgili  plan, düşünce ve kararlarında mevcut hukuk kurallarına güvenerek hareket etmelerinin sağlanması gerekmektedir. İdarelerin, çalışanlarının mevcut hukuki düzenlemelere olan güvenini sarsacak işlemlerden sakınması gerekmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı davaya konu Yönetmelik ile söz konusu kişilerin kazanılmış haklarını bütünüyle yok saymıştır.

Bununla birlikte, amacı, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin millî, ahlakî, manevî, tarihî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaşlar yetiştirmek üzere, Bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerini plânlamak, programlamak, yürütmek, izlemek ve denetim altında bulundurmak olan Milli Eğitim Bakanlığının hem öğretmenlerin, yöneticilerin, rehber alan öğretmenlerinin mağduriyetine neden olması hem de iptali istenen maddelerde açıklandığı üzere geleceğimizin teminatı gençler bakımından sıkıntı yaratacak düzenlemeler yapması, Bakanlığın amacı doğrultusunda hareket etmediğinin kanıtıdır.

Tüm bu nedenlerle davaya konu Yönetmelik maddelerinin iptali gerekmektedir. Yukarıda izah edilen sebeplerle, işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur. Bu hususta nihai takdir hakkı Sayın Mahkemeniz’e aittir.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve mahkemece re’sen gözetilecek hususlar dikkate alınarak,

1. 18/06/2014 tarihli ve 29034 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin;

1) “Temel İlkeler” kısmı bulunmaması nedeniyle esas ve usuller bakımından yapılan eksik düzenleme işleminin,

Page 15: Web viewYatılı bölge okulları gerektirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında yönetimi en ... Bu alanda özel bir eğitimi olmayan sınıf

2) “Müdür norm kadrosu” başlıklı 5.maddenin 3. Fıkrasının; yine aynı maddenin 4. Fıkrasının,

3) “Müdür Başyardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 6. Maddesinin b bendinde yer alan “altı” ibaresinin ve Eski Yönetmelikte yer alan; öğrenci sayısı 500 ve daha fazla olan; Her türdeki Anadolu liselerine, Fen liselerine, Çok programlı liselere ve 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu uygulaması çerçevesinde işletmelere beceri eğitimi için en az 100 öğrenci gönderen mesleki ve teknik öğretim okullarına bir müdür başyardımcısı norm kadrosu verilmesi düzenlemesine davaya konu yönetmelikte yer vermemek sureti ile yapılan eksik düzenleme işleminin,

4) “Anaokulu Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 7. Maddesinde yer alan “501” ibaresinin,

5) “Özel Eğitim Kurumu Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 11. Maddesinde yer alan “101” ibaresinin,

6) “İlave Müdür Yardımcısı Norm Kadrosu” başlıklı 14.maddesinin 2. Fıkrasındaki “6’yı” ibaresinin,

7) “Özel eğitim norm kadrosu” başlıklı 17. Maddesinin a bendinde yer alan “her anasınıfı için 1 rehber öğretmen” ibaresinin

8) Rehberlik Alan Öğretmeni Norm Kadrosu” başlıklı 21. Maddede“bağımsız anaokulları” ibaresine yer verilmeyerek yapılan eksik düzenleme işleminin,

9) “Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 21.maddesinin 2. Fıkrasının b bendinde yer alan “300” ibaresinin,

10) “Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu” başlıklı 21.maddesinin 2. Fıkrasının a bendinde özel eğitim kurumlarına ikinci ve sonraki rehber öğretmeni norm kadrosunun hangi sayılar esas alınarak verileceğine ilişkin eksik düzenleme işleminin,

11) “Norm kadro belirlenmesinde dikkate alınacak hususlar” başlıklı 22. Maddesinde; öğretmenlerin, öğrenci sosyal ve kişilik hizmetleri kapsamında yaptıkları görevlerin, haftalık azami ek ders saatleri içinde sayılan süreler bakımından dikkate alınacağı düzenlemesine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme işleminin,

12) 22.maddenin 1. Fıkrasının a bendinin,13) “Norm Kadro Sayıları Değişen Eğitim Kurumları” başlıklı 26.maddenin 1.

Fıkrasında yer alan “bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde” ibaresinin,14) “Boş kadro tahsisi ve kullanımı” başlıklı 29. Maddesinin 1. Fıkrasının c

bendinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali,2. Yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar

verilmesini bilvekale saygılarımla arz ve talep ederim.

Davacı Vekili Av. İsmihan Kübra AKKAŞ