12
543 XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL İSKELESİ’NİN OSMANLI DENİZ FAALİYETLERİNDEKİ YERİ Ekrem GÜRDAL * Giriş Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul – İznik yolu üzerinde bulunması dolayısıyla Karamürsel’in önemi artmaya başlamıştır. İlk etapta İzmit körfezi kıyıları karayolu ile geçilirken daha sonra pratik bir çözüm bulunmuştur. Dil İskelesi’ne kadar karadan gelen yol körfezi denizyolu ile geçerek karşı kıyıda bulunan Karamürsel kıyılarına çıkıyordu. 1 Bazen doğrudan gemi ile İstanbul’dan Karamürsel İskelesi’ne geçiş yapıldığı da oluyordu. 2 Sınırları henüz deniz kıyısı görmemiş olduğu devirlerde şüphesiz Osmanlı Beyliği için deniz kuvvetlerinden söz etmek mümkün görünmemektedir. Marmara kıyılarına ulaşılması ile birlikte bu ihtiyaç hasıl olmuştur. Osmanlıların 1321 yılında Rumeli’ye geçişleri esnasında deniz taşıtlarını kullandıkları bilinmektedir. 3 XIV. yüzyılın ilk yarısında Batı Anadolu ve Marmara’nın güney kıyılarında Türk İslam âlemi için önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Hristiyan egemenliği altında bulunan bu bölgelerde sonradan Osmanlı deniz gücünün çekirdeğini oluşturacak deniz gazilerinin ortaya çıkması, Türk deniz tarihçiliği adına önemli bir adımdır. Bu deniz gazileri Osmanlı kuvvetlerinin kara ilerleyişine destek olmuş ve Osmanlıların batıya doğru ilerleyişine katkı sağlamıştır. Aynı yüzyılda Ege Denizi’nde gaza faaliyetlerinde bulunan Türkmen deniz gazilerinin artan hücumları ile birlikte Türk denizcilik faaliyetinde yeni bir durum ortaya çıktı. Selçuklu uc bölgelerinde bulunan Osmanlılar zamanla Marmara Denizi’nin güney sahillerine doğru ilerlemiş ve bölgeyi peyderpey ele geçirmişlerdir. Ancak Doğu Roma İmparatorluğu’ndan yeni alınan bölgenin hâkimiyetini sağlamak oldukça güçtü. Öyle ki Osmanlıların deniz kuvvetleri yok denecek kadar azdı. İlk etapta Karasi Beyliği’nden bazı denizci beylerin yardımıyla deniz kontrolünü sağlama yoluna gidildi. 4 Aynı şekilde denizci beyliklerden olan Aydınoğullarından istifade edilmiştir. Akabinde İlk Osmanlı amirali olarak bildiğimiz akıncı beylerinden olan Karamürsel Alp, Marmara Denizi’nin güney kıyılarındaki * Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bölümü, Yeniçağ Tarihi Anabilimdalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected] 1 Halil İnalcık, “Osmanlı Sultanı Orhan, (1324 – 1362) Avrupa’da Yerleşme”, Belleten, C. LXXIII, S. 226, Nisan 2009 Ankara, s. 78 2 Agah Yönsel – Şemsettin Arkan, Karamürsel, Ankara 1973, s. 167 – 168, Dilek Bayraktar, “Karamürsel Şehrinin Yerleşim Özellikleri”, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Dergisi, S. 6, 1998, s. 367 -368 3 M. Münir Aktepe, “Osmanlı’ların Rumeli’de İlk Fethettikleri Çimbi Kal’ası”, İ. Ü. E. F. Tarih Dergisi, C. I. S. 2, İstanbul 1950, s. 284 4 İsmail Hakkı Uzunçaşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C. II, s. 575

XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

543

XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL İSKELESİ’NİN OSMANLI

DENİZ FAALİYETLERİNDEKİ YERİ

Ekrem GÜRDAL*

Giriş

Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul – İznik yolu üzerinde bulunması dolayısıyla Karamürsel’in önemi artmaya başlamıştır. İlk etapta İzmit körfezi kıyıları karayolu ile geçilirken daha sonra pratik bir çözüm bulunmuştur. Dil İskelesi’ne kadar karadan gelen yol körfezi denizyolu ile geçerek karşı kıyıda bulunan Karamürsel kıyılarına çıkıyordu.1 Bazen doğrudan gemi ile İstanbul’dan Karamürsel İskelesi’ne geçiş yapıldığı da oluyordu.2

Sınırları henüz deniz kıyısı görmemiş olduğu devirlerde şüphesiz Osmanlı Beyliği için deniz kuvvetlerinden söz etmek mümkün görünmemektedir. Marmara kıyılarına ulaşılması ile birlikte bu ihtiyaç hasıl olmuştur. Osmanlıların 1321 yılında Rumeli’ye geçişleri esnasında deniz taşıtlarını kullandıkları bilinmektedir.3 XIV. yüzyılın ilk yarısında Batı Anadolu ve Marmara’nın güney kıyılarında Türk İslam âlemi için önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Hristiyan egemenliği altında bulunan bu bölgelerde sonradan Osmanlı deniz gücünün çekirdeğini oluşturacak deniz gazilerinin ortaya çıkması, Türk deniz tarihçiliği adına önemli bir adımdır. Bu deniz gazileri Osmanlı kuvvetlerinin kara ilerleyişine destek olmuş ve Osmanlıların batıya doğru ilerleyişine katkı sağlamıştır.

Aynı yüzyılda Ege Denizi’nde gaza faaliyetlerinde bulunan Türkmen deniz gazilerinin artan hücumları ile birlikte Türk denizcilik faaliyetinde yeni bir durum ortaya çıktı. Selçuklu uc bölgelerinde bulunan Osmanlılar zamanla Marmara Denizi’nin güney sahillerine doğru ilerlemiş ve bölgeyi peyderpey ele geçirmişlerdir. Ancak Doğu Roma İmparatorluğu’ndan yeni alınan bölgenin hâkimiyetini sağlamak oldukça güçtü. Öyle ki Osmanlıların deniz kuvvetleri yok denecek kadar azdı. İlk etapta Karasi Beyliği’nden bazı denizci beylerin yardımıyla deniz kontrolünü sağlama yoluna gidildi.4 Aynı şekilde denizci beyliklerden olan Aydınoğullarından istifade edilmiştir. Akabinde İlk Osmanlı amirali olarak bildiğimiz akıncı beylerinden olan Karamürsel Alp, Marmara Denizi’nin güney kıyılarındaki

* Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bölümü, Yeniçağ Tarihi Anabilimdalı, Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected]

1 Halil İnalcık, “Osmanlı Sultanı Orhan, (1324 – 1362) Avrupa’da Yerleşme”, Belleten, C. LXXIII, S. 226, Nisan 2009 Ankara, s. 78

2 Agah Yönsel – Şemsettin Arkan, Karamürsel, Ankara 1973, s. 167 – 168, Dilek Bayraktar, “Karamürsel Şehrinin Yerleşim Özellikleri”, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Dergisi, S. 6, 1998, s. 367 -368

3 M. Münir Aktepe, “Osmanlı’ların Rumeli’de İlk Fethettikleri Çimbi Kal’ası”, İ. Ü. E. F. Tarih Dergisi, C. I. S. 2, İstanbul 1950, s. 284

4 İsmail Hakkı Uzunçaşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C. II, s. 575

Page 2: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

544

denizcilik faaliyetlerinin yürütülmesi ile görevlendirilmiştir.5 Orhan Gazi zamanında diğer denizci reislerden olan Kara Gazi Abdurrahman önderliğinde İzmit ve havalisinde fütuhat yapılmıştır.6 Osmanlı tarihi kaynaklarına göre Karamürsel’de ilk Osmanlı Tersanesi tesis edilmiştir. Doğal olarak buralarda ilk etapta pek küçük tonajda gemilerin inşasına başlanmıştır.7 Ancak diğer küçük tersanelerle kıyaslandığında Karamürsel oldukça önemli bir üretim merkezidir.

Bunun yanı sıra İzmit önemli bir ticaret limanı ve merkezi idi. İzmit’in alınmasıyla Osmanlılar Marmara havzasındaki en önemli geçiş güzergâhına sahip olurken, Doğu Roma İmparatorluğu stratejik açıdan önemli bu merkezi kaybetmiş oluyordu.8 Bu dönemden sonra bölge ilk Osmanlı denizcilik faaliyetleri açısından mühim bir merkez haline gelmiştir. 6 Mayıs 1352’de Galatalı Cenevizliler ve Osmanlılar arasındaki mutabakat sayesinde, Güney Marmara ve Boğazlar arasında karşılıklı sefer güvenliği tesis edilmişti.9 1444 yılında Gelibolu’da Haçlılar tarafından müşkül bir duruma sokulmuş olan Osmanlı donanmasına reislerden Kara Rahmanoğlu Hamza İzmit havalisi halkından denizciler tertip ederek donanmaya yardımda bulunmuştur.10

Asya ve Avrupa arasında önemli bir geçiş noktası olan İzmit körfezi hem deniz hemde kara taşımacılığı açısından mühimdi. Nitekim Karaman seferi dönüşünde Edirne’ye geçmek isteyen II. Mehmet Gelibolu’nun yabancılar tarafından tutulduğunu öğrendikten sonra İzmit yolu ile Avrupa kıtasına geçebilmiştir.11 İstanbul’un fetih hazırlıkları esnasında İzmit ve Karamürsel gibi Marmara kıyılarındaki tezgâhlarda gemi yapılmasına dair bilgilere rastlıyoruz.12 II. Mehmet Boğazkesen Hisarı’nın yapımı esnasında lazım olan kereste ve taş tedarikini muhtemelen yine İzmit ve Karamürsel havzasından temin etmiştir.13 II. Mehmet’in 1470 Eğriboz seferine Karamürsel ve İzmit’ten donanma için yardım sağlanmıştır.14 1470’lerde Kefe muhasarasına Kocaeli beyi civar bölgelerden topladığı otuz parçalık kadırga ile katılmıştır.15 1473’te Akkoyunluların üzerine sefere çıkan II. Mehmet İstanbul’dan deniz yolu ile Karamürsel taraflarına geçmiştir. Gelibolu’dan gelen Rumeli askeri ile burada toplanılmıştır.16 Gelibolu Tersanesi için Karamürsel oldukça mühimdi. Zira Karamürsel’de hazırlanmış gemiler Gelibolu’ya gönderilmiştir.17 Kanuni Sultan Süleyman Ocak 1550 yılında Tebriz seferinden dönüşte İzmit körfezini Karamürsel kıyılarından hareketle deniz yoluyla geçerek karşı kıyıda Dil İskelesi’ne ulaşmıştır.18 Bu kayıtlar bize Karamürsel İskelesi’nin askeri geçiş güzergâhında önemli bir yere sahip olduğunun göstergesi olmaktadır. Bir şekilde Karamürsel İskelesi, tersanesi ve bölgenin kendisi hep iç içe ve birbiri ile bağlantılı konumdadır.

Arabistan, Şam, Halep ve Konya üzerinden gelen hac yolu İznik’e ve oradan Karamürsel İskelesi’den körfezin karşı kıyısında bulunan Dil İskelesi’ne ulaşırdı. Evliya Çelebi İzmit 5 Âşıkpaşazade, Tevarih-i Ali Osmandan Âşıkpaşazade Tarihi, İstanbul 1332, s. 38 – 39, Mehmed Neşri, Aşiretten

İmparatorluğa Osmanlı Tarihi (1288 – 1485), Sad. Necdet Öztürk, İstanbul 2011, s. 766 Halil İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara 1954, s. 737 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilâtı, Ankara 1988, s. 3908 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C. I, s. 133, Resimli Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, Heyet, C. I,

İstanbul 1957, s. 699 Halil İnalcık, Osmanlılar ve Haçlılar, İstanbul 2014, s. 1710 Halil İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara 1954, s. 7311 Selâhattin Tansel, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed’in Siyasi ve Askeri Faaliyeti, Ankara 1999, s. 3912 Kritovulos, Kritovulos Tarihi 1451-1467, Çev. Ari Çokana, İstanbul 2012, s. 123, Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C.

II, s. 29, Feridun Emecen, Fetih ve Kıyamet 1453, İstanbul 2013, s. 19913 Kritovulos, a.g.e., s. 5714 Yorgios Sfrancis, İstanbul’un Fethinin Bizanslı Son Tanığı Yorgios Sfrancis’in Anıları (Chronicon Minus), Çev. Levent

Kayapınar, İstanbul 2009, s. 40815 Hoca Sadettin, Tacü’t- Tevarih, C. I, İstanbul 1279, s. 56816 Hasan-ı Rumlu, Ahsenü’t –Tevârîh, Çev. Mürsel Öztürk, Ankara 2006, s. 51117 İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilâtı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, Ankara 2003, s. 1518 Jean Chesneau, D’Aramon Seyahatnamesi Kanuni Devrinde İstanbul – Anadolu – Mezepotamya, Çev. Işıl Enverdi,

İstanbul 2014, s. 91

Page 3: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

545

seyahatinde deniz yolculuğu esnasında körfezin güney kıyılarının oldukça gelişmiş bir yerleşime sahip olduğunu gözlemlemiştir. Burada Dil İskelesi’nden karşı kıyıya geçildiğinden söz etmektedir.19 Üsküdar’dan başlayıp, Anadolu kıyılarını takip ederek, İzmir, Antalya, İskenderun’a kadar uzanan ulaşım yolu Osmanlı döneminde oldukça işlek bir güzergâhtır. Söz konusu yolun üzerinden geçtiği iskelelerden birisi de Karamürsel İskelesi’dir.20 XV. ve XVI. yüzyıllarda Bursa – Mudanya – İstanbul deniz yolu güzergâhı XVII. yüzyılda önemini kısmen kaybetmiştir. Karamürsel İskelesi’nden geçen bu yol önem kazanmıştır.21

Denizlerdeki tüm faaliyetler karadaki faaliyetlerle ilişkilidir. Bir kara devleti olan Osmanlılarda karadan bağımsız bir deniz rotasının ortaya çıktığını söylemek de mümkün gözükmemektedir. Söz konusu olan Karamürsel İskelesi’de Osmanlı Devleti’ndeki hemen hemen bütün gelişmelerden etkilendiği gözükmektedir. Anadolu’nun iç taraflarında ulaşımı engelleyen uzun ve geniş bozkırların varlığı, Asya ve Avrupa arasındaki bu doğal köprüden yeterince faydalanılmasını engellemiştir. Genellikle Orta Avrupa’dan Balkanlar yoluyla, İstanbul’a doğru oldukça işlek bir ulaşım faaliyeti görülmektedir. Ancak bu faaliyet, yolun tabiî bir uzantısı olan Anadolu üzerinde devam eden kısmında, çoğu zaman Avrupa yakasındaki önemi kazanamamıştır. Daha avantajlı olması nedeniyle deniz yolu Anadolu üzerinden geçen kara yoluna tercih edilmiştir.

Osmanlı Devleti’nde ulaşım, haberleşme ve nakliyatta mevcut yol sistemlerinden hangisinin daha sık kullanıldığı yönünde bir soruya cevap vermek oldukça güç olmakla birlikte, İstanbul’un her iki yol sistemine de ihtiyacı olduğu bilinmektedir. XVI. yüzyıl itibarıyla İstanbul, yarım milyonu aşan nüfusuyla, önemli bir pazar haline gelmişti. Bu sebeple yükte ağır değerde ise düşük buğday, arpa, et, yağ, tuz, balık, kuruyemiş, zeytinyağı, şarap gibi besin maddeleri ile tahta, pamuk, demir, bakır, güherçile, yün, kıl, kenevir gibi maddeler ancak deniz yoluyla tedarik edildiğinde yeterince kâr elde edilmekteydi. Bu sayede deniz yolu güzergâhında bulunan yerler ekonomik, sosyal, idari ve daha birçok açıdan etkilenmekte idi. Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin Osmanlı Devleti zamanındaki işlevini inceleyeceğiz. Böylece Avrupa, Akdeniz ve Karadeniz üçgeninde jeopolitik önemi açısından son derece önemli olan deniz yolu güzergâhındaki Karamürsel İskelesi’nin geçmişine ışık tutmayı amaçlıyoruz.

Karamürsel İskelesi’nde Taşımacılık Faaliyetleri

Denize kıyısı bulunan bölgelerde oturan insanlar için, deniz vasıtaları ulaşım açısından oldukça önemli ve bir o kadar gereklidir. İnsanların ulaşım ve ihtiyaç maddelerinin nakli konusunda deniz yolu taşımacılığı, zaman ve ekonomik açıdan oldukça büyük bir kazanç sağlamaktadır. Bu bakımdan denizden yapılan nakliyatı, yolcu nakli ile zahire ve diğer eşya ticari, askeri malzemelerin sevkiyatını kısımlar halinde mütalaa etmek gerekir.

Karamürsel İskelesi’nde taşımacılığın erken dönemlerde başladığı muhtemeldir. Bizim için Osmanlı Devleti dönemindeki Karamürsel İskelesi’nde yürütülen faaliyet araştırmaya değer görülmüştür. Bu nedenle ilk Osmanlı kaynaklarında Karamürsel İskelesi ile ilgili bazı kayıtlara değinerek son dönem Karamürsel İskelesi’nin önemi daha net anlaşılacaktır.

Osmanlı Devleti’nde her deniz taşıtı bir iskeleye bağlı olup, bağlı bulunduğu iskeleye ait taşımacılık faaliyetini yürütmekle yükümlüdür. Bağlı olmadığı iskeleden yolcu ve yük alan vasıtalar o iskelenin hâsılatının düşmesine sebebiyet verdiğinden bu yükümlülükler sıkı 19 Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C. II, İstanbul 1314, s. 61 - 6220 Cemal Çetin, “Anadolu İskeleleri ve Kara Yolu Bağlantıları (XVI. Yüzyıl Sonraları)”, The Journal of Academic Social

Science Studies, S. 28, Sonbahar 2014, s. 35721 Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300 -1600), Çev. Ruşen Sezer, İstanbul 2014, s. 152.

Ekrem GÜRDAL

Page 4: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

546

bir şekilde kontrol edilmekte idi. Günümüzde belediyecilik olarak adlandırabileceğimiz hizmetlerin görülmesi ile ilgili her türlü nizamın Osmanlı Devleti’nde denetimini yapan kadılar, zaman zaman iskelelerin kontrolünü da yapmak zorunda idiler. Kadılardan başka doğrudan iskeleler ile ilgilenen Osmanlı devlet görevlileri de mevcuttur. Başka iskelelerden yük ve yolcu alma ayrıcalığı gümrük emininin izni ile mümkün olabilmekte idi.22 Örneğin, İstanbul’a gelen sefer sayıları kontrol altında tutulmakta idi. Her güzergâhın kaldırabileceği kadar sefer yapmasına müsaade edilirdi.23 Böylece deniz taşımacılığı devlet eliyle belli bir düzen içinde yürütülmeye çalışılıyordu.

İskelelere yanaşacak gemilerin veya mürettebatın düzene aykırı hareketleri olursa bununla ilgili kaide ve nizamı uygulayacak idare adamı olarak iskele kethüdaları görevlendirilmiştir.24 Kethüdasız iskelelerde nizamın uygulanması mümkün olmadığından ve bütün iskeleler de birbirlerine bağlı olmadığından kethüdası olmayan iskelelere derhal birer kethüda tayin edilmektedir. 19 Şubat 1722’de bir beratla görevlendirilmiş olan Karamürsel ve Kavak İskelesi kethüdası iskelelerin genel işlerine bakmaktansa gemi reislerini teftiş etmekle yetinmekte idi. 25 Bu gibi konularda arşiv vesikalarında birçok örneğe rastlamak mümkündür. Karamürsel İskelesi ile alakalı olan bazı örnekleri ileride zikrederek açıklamaya çalışacağız.

1490 Osmanlı Devleti gümrük kayıtlarına göre dört aylık bir süreçte yetmiş beş adet gemi Kefe’ye ticari mal götürdüğü bilinmektedir. Bu gemilerden bir kısmı İzmit Körfezi’nden çıkan gemilerdi. Malların çoğu Bursa’dan geliyordu ve aralarında Bursa ipekleri, Hindistan’dan gelen baharat, boya, Batı Anadolu’nun pamuklu kumaşları, özellikle Ege Bölgesi’nden zeytin, zeytinyağı, fasulye, kuru üzüm, şarap ve sirke bulunuyordu.26 Böylece Mudanya, Karamürsel ve İzmit iskelelerinin de arasında bulunduğu ticari limanlardan Karadeniz’in kuzeyine ticaret yapıldığını tespit edebiliyoruz.

1591 tarihinde Karamürsel kadısına gönderilen hükümde civar mahallerden üzüm geldiği ve İstanbul’a gönderilmesi gerekirken gayrimüslimlere içki yapımında kullanılmak üzere fazla paraya satıldığı anlaşılmaktadır.27 Bu kayıttan anlaşıldığı üzere deniz taşımacılığında bazı kesimler haksız kazanç elde etmek için iskelelerde çeşitli usulsüzlüklere karışmaktadırlar.

Taze sebze ve meyve nakliyesinde Karamürsel köprü pozisyonundadır. Kocaeli Sancağı mutasarrıfına, İzmit naibine, Karamürsel iskele eminine gönderilen 1800 tarihli bir hükümde, sancak genelinde fırsatçı bazı kimselerin bölgeye gelen soğana el koyarak İstanbul’a gitmesini önlemiş ve vatandaşlara yüksek fiyattan satma teşebbüsünde bulunmuştur. Bu tür kimselerin bir daha bu gibi davranışlarda bulunmamaları konusunda gerekli tedbirlerin alınması istenmiştir.28

Örneğin, Mustafa isimli bir reis Karamürsel İskelesi’nde emre aykırı olarak üç yüz yük pirinç, dört kafes şeker ve esbâb gibi bazı ticari malları çıkardığı için bu konunun araştırılıp adı geçen reisin tutuklanması istenmiştir.29 Tahkikat sonucunda kaçakçının Mustafa reis

22 Cengiz Orhonlu, “Osmanlı Türkleri Devrinde İstanbul’da Kayıkçılık ve Kayık İşletmeciliği”, İ.Ü.E.F. Tarih Dergisi, C. XVI, S. 21, İstanbul 1966, s. 111

23 Cengiz Orhonlu, a.g.m., s. 11024 Ahmet Refik, Onuncu Asr-ı Hicride İstanbul Hayatı, İstanbul 1333, s. 106-10825 Cengiz Orhonlu, a.g.m., s. 11226 İnalcık, a.g.e., s. 13627 Muhammet Yazıcı, “Osmanlı Dünyasında İçki İçme Suçuna Dair Bazı Gözlemler (XVI. YÜZYIL)”, The Journal of

Academic Social Science Studies, C. 5, S. 8, Aralık 2012, s. 1326, Karamürsel’den üzüm ticareti yapıldığına dair 8 Ağustos 1592 tarihli bir kayıt bulunmaktadır, İSAM İstanbul Kadı Sicilleri Üsküdar Mahkemesi 84 Numaralı Sicil, C. X, hüküm; 1322, İstanbul 2010, s. 658

28 Cevdet Belediye, 106/526729 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı 3 Numaraılı Mühimme Defteri 1558 –

1560, Ankara 1993, hüküm: 1597, s. 709

Page 5: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

547

değil bir başkası olduğu anlaşılmıştır.30

İstanbul’da bulunan Pazarbaşı İbrahim Çelebi ve zeytin esnafının kethüdası Hacı Osman, ustalardan Hasan, Muhammed, İsmail, Ahmed, Osman, Molla Ali Mustafa ve sair bazı kimseler Yemiş İskelesi’ne bağlı olan bazı manavlar Karamürsel İskelesi’nden İstanbul’a gelmekte olan zeytin gemilerinin Habib Ali İskelesi’ne yanaşmaları gerekirken kendi iskelelerine indirip haksız kazanç elde etmek istemişler. Bu sebeple zeytin karaborsası yaratarak halkı zor durumu düşürdükleri gerekçe gösterilerek eskiden olduğu gibi Karamürsel’den gelen gemilerin Habib Ali İskelesi’ne yanaşması hususunda İstanbul mahkemesine başvuruda bulunmuşlardır.31

Sebze, meyve nakliyesinde olduğu kadar zahire sevkiyatında da Karamürsel İskelesi Anadolu ve İstanbul arasında bağlantı noktalarından birini teşkil etmektedir. Nitekim, Kütahya Eyaleti’nden Kapıcıbaşı Abdullah ağa vasıtasıyla Karamürsel İskelesi’nden on iki bin beş yüz kile buğdayın İstanbul’a gönderilmesi için emirler yollanmıştır.32 Elinde tezkiresi olamayanların iskelelerden zahire temin etmesi yasak olduğu halde Karamürsel İskelesi’ne bağlı bazı kimseler zahire temin edebilmişler.33 Her ne kadar Osmanlı Devleti yolsuzluğun önüne geçmek istese de alınan sıkı tedbirlere rağmen kaçakçılık ve haksız kazanç sağlayanlar kimselerin daima varlığı söz konusu olmaktadır.

Osmanlı ordusu için Karamürsel ve Yalova menzillerinde hazır olarak bekletilen ve ordunun ihtiyacı olduğunda devletin belirlediği fiyat üzerinden alınan arpa, un saman34 gibi muhtelif lojistik maddeleri genellikle Karamürsel İskelesi aracılığı ile nakledilirdi.35 Karamürsel halkından tedarik olunan odun, saman, arpa, yağ, bal ve koyun lüzumu durumunda gönderilmesi için belli başlı bazı mekânlarda depolanması istenmiştir.36 Bu mekânların güvenliğine özen gösterilmiştir.

Osmanlı sarayına halı,37 odun, kereste, kar, taş gibi malzemelerin güzergâhı genellikle İzmit Körfezi’nden ve Mudanya İskelelerinden kalkan hassa gemileri tarafından sağlanıyordu.38 Akyazı, Sapanca, İzmit, Karamürsel, Yalova39 hattından saraya yoğun bir kerestecilik faaliyeti olduğundan buraların halkının kendi tasarrufunda odun kesmesinin, kerestecilik faaliyeti yapmasının önüne geçmek için sıkı tedbirler alınmaktaydı.

Karamürsel naibine ve yeniçeri serdarına gönderilen 1756 tarihli bir hükümde, dağlardan temin edilen odun Karamürsel İskelesi’ne yeniçeri zabiti, turnacıbaşı ve ayandan hacı Halil tarafından tedarik edildiği, 118 adet gemi ile nöbetleşe olarak peyderpey İstanbul’a Bağçe kapusu, Odunkapu, Ayazma, Kapan-ı dakik, Cebeali, Fenar, Balat, Eyyûb-ı Ensârî iskelelerine getirildiği anlaşılmaktadır. İzmit ve civarından gelen kereste çeşitleri arasında makaslık, çam-ı bellût, taban-ı İznikmid, tahta-i ağa, perdavra olarak tabir edilenler mevcuttur.40 I. Abdülhamid zamanında kaptan-ı deryalık görevini üstlenen Gazi Hasan Paşa, donanmanın kereste ocaklığı olan İzmit’e bizzat giderek limanlardaki kereste sevkiyatına bizzat katılmıştır.41 Tersâne-i Âmire’nin yanında Tophâne-i Âmire içinde odun, 30 M.D. nr. 3, hüküm: 1609, s. 71631 Cevdet Belediye, 56/278332 21 Mart 1170 tarihli bir hükümde, Kocaeli mutasarrıfına ve İznikmid kadısına Karamürsel İskelesi’nde mevcut

bulunmayan deniz araçlarını Halıdere ve Ereğli kazalarından tedarik etmesi söylenmiştir. Cevdet Belediye, 88/436433 Bergos İskelesi’nden buğday taşıyan çekdirilerden Karamürselli Kel Feyzullah 2000 kile, Karamürsel’den Hacı Mustafa

2000 kile buğday taşımıştır, Cevdet Belediye, 97/484234 Rıza Bozkurt, Osmanlı İmparatorluğu’nda Kollar, Ulak ve İaşe Menzilleri, Ankara 1966, s. 3735 Yüklerini alan Karamürsel İskelesi’nden ayrılacak olan gemilere 20 veya 30 çuval güherçile konularak korunaklı bir

şekilde ziyan edilmeden nakli yapılmıştır, Cevdet Askeri 255/10637.36 M.D. nr. 3, hüküm: 67, s. 4137 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C. II, s. 68138 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları I, Ankara 1988, s. 11739 Kâtip Çelebi, Tuhfet-ül Kibar fî Esfar-il Bihar, İstanbul 1141, varak. 7040 Bostan, a.g.e., s. 841 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C. V, s. 476 – 477

Ekrem GÜRDAL

Page 6: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

548

dolayısıyla Karamürsel ve İzmit iskeleleri oldukça mühimdi. Tophâne için çam, palamut odunu ve muhtelif türde kereste42 temini bu iskelelerden İstanbul’a taşınmıştır. 1654, 1662, 1677, 1687, 1696 yıllarından Karamürsel’den tedarik edilen ocaklık kerestenin akçe tutarı 79.750’dir.43 Gemilerin taşıma ücreti olarak tahsis ettiği navlun bedeli 25659 akçedir.44 İzmit ve civarından İstanbul’a yedi yüz kırk kantar kömür taşıyan gemilerin navlun ücreti 1480 akçe tutmuştur.45

Karamürsel İskelesi’nden İstanbul’a odun ve kereste temininde çalışan gemicilere ve bu gemilerde görevlendirilmiş olan acemi oğlanlarına46 faaliyetlerinin karşılığı olarak çeşitli miktarda ücret ödenmekteydi. Taş, kum ve tahta için İzmit ve civardan gelen gemilerdeki acemi oğlanlarına 1690 akçe ödenmiştir.47 Bunun yanı sıra gemi küreği yapımında da Karamürsel ön plana çıkmaktadır. Kürek temin eden kişilere ücretleri Tersâne-i Âmire’den gönderilen mübaşirler tarafından ödeniyordu.48 1646 ve 1647 yıllarında Karamürsel kadısından on adet kadırga inşasında çalıştırılmak üzere marangoz ve burgucuların Tersâne-i Âmire’ye sevki istenmiştir.49

Yapı malzemelerinin tedariki için en etkili ulaşım araçları deniz taşıtları olmuştur. Bu sayede kısa zamanda daha ucuza daha çok malzeme temini sağlanabiliyordu. Ekim 1754 yılında hasar gören Bayezid Cami’sinin kubbesinin tamiri için Karamürsel’den ot taşı tedarik edilmiştir.50 1766 büyük İstanbul depreminde hasar gören Fatih Cami’si tamiratı için Karamürsel İskelesi’nden gemilerle taş sevkiyatı yapılmıştır.51 Tüccarlar tarafından Avrupa’ya Karamürsel İskelesi’nden lüle taşı çıkarıldığını tespit edebiliyoruz.52

Diğer taraftan Karamürsel İskelesi’nden güherçile, silah, mermi ve sair askeri mühimmatın sevk işlemleri de yapılmaktaydı.53 Bilecik, Aydıncık, Pazarcık, Yenişehir ve İznikmid’deki mahzenlerde bulunan altı yüz adet top yuvalaklarının geciktirilmeden kira arabalarıyla Karamürsel İskelesi’ne getirtilmesi ve burada mahzenlerde saklanıp gemiler vardığında taşınması hususunda 27 Şubat 1571 yılında bahsi geçen yerlerin kadısına emirler gönderilmiştir.54 Anlaşılacağı üzere Karamürsel İskelesi yalnızca nakliye işlemlerinde değil, aynı zamanda depolama merkezi görevini de üstlenmektedir. Bu malzemelerin depolanması için yeterince kapasitesi bulunmaktadır.

Bölgenin hareketliliği nedeniyle zaman zaman istenmeyen hadiseler olmuştur. Şöyle ki, Kocaeli ve Karamürsel civarında yeniçeri ve acemi oğlanı kılığında gezip tüfek taşıyan, yol kesen, adam öldüren ve hırsızlık yapan leventlerin yakalanıp teftiş olunarak gerektiği şekilde cezalandırılmaları istenmiştir.55

42 Salim Aydüz, Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, Ankara 2006, s. 115, 166, 24743 Bostan, a.g.e., s. 102-10344 Aydüz, a.g.e., s. 18145 Barkan, a.g.m., s. 6246 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, C. II, s. 55547 Barkan, a.g.m., s. 5048 Bostan, a.g.e., s. 148, 15049 Bostan, a.g.e., s. 7250 Semavi Eyice, “ Beyazıt II Camii ve Külliyesi” DİA, C. VI, Ankara 1992, s. 4651 Karamürsel âyanlarından Hacı Mehmed ve Hacı Hasan gerekli olan ot taşı nakliyesine memur edilmiştir, Cevdet Evkaf,

35/1744, Kayıkhane naibine ve iskele eminine 20 Haziran 1767 tarihinde gönderilen hükümde Karamürsel İskelesi’nden kayıklarla lazım olan ot taşının gönderilmesi istenmiştir, Cevdet Evkaf, 35/1745

52 A.} MKT. NZD. 362/16, 53 Aralık 1894 ortalarında İzmit’in Bağçecik Ermeni köyüne çıkarılmak maksadıyla mahalli vapur yazıcısı Ali isimli birisi

tarafından tezkiresiz olarak toplam 30 adet tüfenk ve 200 adet fişek Karamürsel Rusümat İskelesi emini tarafından rapor edilmiştir, Yıldız Mütenevvi, 110/118, ayrıca bkz. Yıldız Mütenevvi, 112/79

54 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkalığı 12/1 Numaralı Mühimme Defteri 1570 – 1572, Ankara 1996, hüküm: 58, s. 97, Resimli Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, Heyet, C. III, İstanbul 1959, s. 1490, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları II, Ankara 1988, s. 74

55 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı 82 numaralı Mühimme Defteri 1617 – 1618, Ankara 2000, hüküm: 306, s. 203- 204

Page 7: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

549

Deniz taşımacılığı sırasında yük ve ticari eşya nakliyatında hacim, ağırlık, ürün çeşidine bağlı olarak farklı navlun bedelleri uygulanmaktadır. Navlun kelimesi, bir yerden başka yere ulaştırmak için gemiye alınan eşyanın bütünü veya taşıyıcı tarafından gemisinde taşınacak yük için istenen ücret olarak tanımlanır. Mudanya ve Karamürsel İskelesi ile İstanbul’a ulaştırılan zahîrenin 1790 yılında navlun parası, Mudanya’dan 1 kile zahîre için 4 akçe, Karamürsel’den 1 kile zahîre için 3 akçedir.56 Kağıthane Baruthanesi’ne güherçile getiren acemi oğlanlarının çalıştığı gemilere 370 akçe navlun ücreti ödenmiştir.57 Örneğin, 1555-1556 yılında Dil İskelesi’ne mensub reislerden olan Abdi reise 3738 akçe ödenmiştir.58 Karamürsel İsklesi’nde uygulanan navlun ücreti zamanla artırılmıştır.59

Yük ve eşya taşımacılığının yanında Karamürsel İskelesi yolcu taşımacılığı açısından da faaliyette idi. Çeşitli vesikalarından elde edilen birçok bulgudan bunu tespit edebilmekteyiz. Sefer yoğunluğu ve yolcu taşımacılığı açısından Karamürsel diğer bazı önemli iskelelerin önüne geçmiştir. Karamürsel ve Mudanya iskelesi yönüne de önemli sayıda sefer gerçekleşirken, Kal’a-i Sultânî, Gelibolu, Midilli, Bozcaada ve Ereğli taraflarına gerçekleşen seferler sınırlı sayıda kalmıştır.60

1822 yılı 8 Ekim Salı gününden 14 Ekim Pazartesi gününe kadar bir haftalık süreçte İstanbul’a deniz yoluyla gelen vasıtaların tutulan kayıtlarına göre 321 sefer gerçekleşmiştir. Bu seferlerden 12’si Karamürsel İskelesi’nden İstanbul’a gelmiştir. Yalova, Gemlik ve İzmit, Silivri’den sonra en çok sefer Karamürsel İskelesi’den gerçekleşmiştir. Bu seferlerde gemilerde taşınan yük ve eşya arasında kömür, odun, üzüm ve ceviz başta gelen maddelerdir.61

17 – 23 Aralık 1822 tarihleri arasında bir haftalık süreçte, İstanbul’a gerçekleşen 142 seferin 6’sı Karamürsel İskelesi’den gerçekleşmiştir. Bu seferde gelen mallar arasında kömür, odun, güherçile mevcuttu.62 Kış mevsiminde İstanbul’a gerçekleşen seferleri gösteren başka bir listeye göre, 27 Ocak 1823 Pazartesi gününden 2 Şubat 1823 Pazar gününe kadar bir haftalık süreçte, İstanbul’a 152 sefer gerçekleşmişti. Bu seferlerin 6’sı Karamürsel İskelesi’nden hareket eden gemilerle yapılmıştır. Bu gemilerde taşınan mallar arasında odun, güherçile, kömür, Halep dengi kumaş bulunmaktadır.63 Bursa ile olduğu gibi, İpek ve baharat yolları ile bağlantıları olan Karamürsel İskelesi’nden Halep kumaşı, Yalova’dan ise, dokuma sektöründe kullanılmak üzere iplik gönderilmekteydi. Bu bulgular, şüphesiz bahsi geçen iskelelerin bağlı oldukları yerdeki dokumacılık geleneğinin göstergeleridir.

Osmanlı arşivlerinde bulunan Hicri 1252 senesine ait iki adet Karamürsel İskelesi hâsılatını gösteren defterlere ulaşabildik. Ancak bu defterlerin biri üç aylık diğeri ise yedi aylık tutulmuş defterlerdir. 1252 senesinin eksik olan iki ayının hâsılatını bu sebeple bilemiyoruz. İlerleyen zamanlarda daha kapsamlı bir çalışma yapılarak eksik olan iki ayın hâsılatını gösteren defterlere ulaşılabilir.

56 Cafer Çiftçi, “ Osmanlı Döneminde Mudanya İskelesi”, http://bursadazamandergisi.com/makaleler/osmanli-doneminde-mudanya-iskelesi-1594.html, Ayrıca bkz. Temmuz 1726 tarihli mahkeme kayıtlarında Karamürsel’den gelen gemilerin ödeyeceği vergi için, İSAM İstanbul Kadı Sicilleri İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil, C. XXI, hüküm: 75, İstanbul 2010, s. 136 – 137

57 Ömer Lütfi Barkan, “İstanbul Sarayları’na Ait Muhâsebe Defterleri”, Belgeler, C. IX, S. 13, Ankara 1979, s. 5158 Barkan, a.g.m., s. 5559 İstanbul ve Azatlu Baruthânesi’ne taşınması için Anadolu’dan Karamürsel İskelesi’ne gönderilen güherçile, gemilere

ödenen navlun ücreti az geldiğinden İstanbul’a gönderilememiş, güherçilenin bozulmaması ve bir an önce sevkedilmesi için navlun ücreti artırılmıştır, Cevdet Askeri, 562/23597

60 Necmettin Aygün, “XIX. Yüzyıl Başlarında İstanbul Merkezli Osmanlı Deniz Taşımacılığı”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), S. 23, Ankara 2008, s. 76.

61 Aygün, a.g.m., s. 6862 Aygün, a.g.m., s. 7063 Aygün, a.g.m., s. 71

Ekrem GÜRDAL

Page 8: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

550

Karamürsel İskelesi gümrük memuru Halil Bey tarafından düzenlenmiş bulunan defterlerden ayrıntılı olarak kimden ne kadar tahsilât yapıldığını öğrenebiliyoruz. Üç aylık olarak düzenlenmiş defterdeki bilgilere göre, 1252 senesi Ramazan-ı şerif ayında vergi hâsılatı olarak devlete gönderilen 500 kuruş, Şaban-ı şerifin hâsılatı 1110 kuruş 34 pare, Şevval-ı şerifin hasılatı 416 kuruş olarak hesaplanmıştır.64

Yedi aylık olan diğer defterde 1252 senesi Muharrem ayında 1176 kuruş 38 pare, Safer ayında 1163 kuruş 12 pare, Rabiulevvel ayında 1171 kuruş 24 pare, Rabiulahir’de 567 kuruş 14 pare, Cemazeyilevvel’de 869 kuruş 30 pare, Cemaziyilahir’de 834 kuruş 30 pare, Receb ayında ise 539 kuruş 26 pare tahsil olunarak devlete irsal olunmuştur.65 Böylece 1252 (Miladi Nisan 1836 – Ocak 1837) senesine ait on aylık Karamürsel İskelesi gümrük hâsılatının toplamı 8345 kuruş ve 208 pare olarak tespit edilmiştir.

Karamürsel İskelesi hâsılatı, sefer sayıları, gemilerde taşınan malzemeler bölgede meydana gelen çeşitli doğa olaylarından etkilenmiştir. Mevsimsel değişiklikler ve bazı doğa olayları iskeleden çıkan gemileri hatta içinde bulunan malların niteliğinde değişime sebep olmuştur. Örneğin, kış mevsiminde sefer yapan gemilerde üzüme rastlamak mümkün gözükmemektedir. Mevsimlere göre taşınan sebze ve meyvelerde değişiklik göze çarpmaktadır. Bunun gibi herhangi seferberlik durumunda askeri sevkiyattaki yoğunluk kendini belli etmektedir.

Bölgedeki mezar taşlarından edinilen bilgilere göre, XIX. yüzyılın ilk yarısında Marmara genelinde meydana gelen veba salgınından Karamürsel bölgesi de etkilenmiştir. Deniz taşımacılığının üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu anlaşılmaktadır. XIX. yüzyılın başlarında ise bölgede ortaya çıkan çekirge istilası önemli ürün kayıplarına sebebiyet vermiştir.66

Ayrıca Osmanlı devlet politikasındaki işleyiş iskelelerdeki uygulamalarda bazı değişikliklere gidilmesine neden olmuştur. Siyasi bazı sebeplerden, Osmanlılar 1853’te getirdiği sınırlama ile Gemlik, Karamürsel, İzmit Körfezi, Adalar iskelelerini yabancı gemilere kapatmak istedi. 1860 yılında Osmanlı Hükümeti, İstanbul Kadıköy arasındaki yabancı bandıralı gemilerin yolcu taşımasını yasaklamaya çalıştı.67 Bu durum sefer sayılarına ve taşınan yükün kapasitesine yansımıştır.

Karamürsel İskelesi XX. yüzyılda Osmanlı Seyr-ü Sefâin İdaresi’nin tasarrufunda bulunuyordu. Karamürsel İskelesi’nden vapurlarla taşınan yolcuların bilet gelirleri, taşınan eşyadan alınan vergi gelirleri iskele tamiratına harcanması için tahsis edilmekte iken Karamürsel belediye dairesi masraf komisyonu tarafından bu gelire el koyulması kararlaştırılmıştır. Bu konunun çözümü için Dahiliye İdaresi Nezaretine haber gönderilmiştir.68

25 Ocak 1914 tarihine gelindiğinde ise Osmanlı bandıralı gemilerini korumak için İzmit ve civar iskelelere yabancı bandıralı gemiler yanaştırılmadığından Fransız, Rus ve İngiliz gemilerinin de aralarında bulunduğu yabancı gemiler hususi iskelelere yanaştığı için belediye iskelesinin zarar ettiği anlaşılmaktadır.69 Osmanlı bandıralı deniz araçları genellikle küçük tonajlı ve yelkenli olduklarından taşımacılıkta yabancı gemilerle başa çıkabilmeleri doğal olarak mümkün görünmemektedir. Bundan dolayı gemi filolarını ve yaptıkları sefer

64 Cevdet Maliye, 373/1533965 Cevdet Maliye, 526/2152166 1803 yılında Yalakabad kazasında meydana gelen çekirge istilasının buğday kıtlığına neden olduğuna dair malûmat,

Dahiliye İdaresi, 321/16015.67 Kaori Komatsu, “XIX. Yüzyıl Osmanlı-İngiliz Deniz Ticareti Münasebetlerinde Kabotaj Meselesi”, Osmanlı, C.3,

İstanbul 1999, s. 374.68 Dahiliye İdaresi 40-1/ 45.69 İzmit mutasarrıflığı tarafından Dahiliye Nezareti’ne yazılan rapor, Dahiliye İdaresi, 193/5.

Page 9: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

551

sayılarını sürekli artıran yabancı bandıralı şirketler, Osmanlı sularında üstünlük sağlamaya başladılar. Ayrıca daha güvenli ve hızlı olan yabancı gemiler taşımacılık faaliyetlerini egemenlik altına almaya başladılar.70 XX. yüzyılın ilk çeyreğine gelindiğinde Osmanlı sularında taşımacılık faaliyetini yürütmekte olan gemilerin yaklaşık olarak %90’ı yabancı uyruklu idi.71 Bu alanda Osmanlı sularında ticaret hacmi en geniş olan ülke İngiltere’dir.72

Sonuç

Deniz taşımacılığı dünya tarihinde söz sahibi olmuş hemen hemen bütün eski uygarlıklar için oldukça önemli olmuştur. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Anadolu coğrafyası için aynı durum geçerlidir. Söz konusu olan bölgenin denetimini yaklaşık 500 yıl elinde tutmuş olan Osmanlı Devleti’nde deniz faaliyetleri ilk etapta sınırlı olsa bile, daha sonra üç kıtada egemenliğin sağlanması ve sürdürülebilir kılınması için gerekli olan hassasiyet gösterilmiştir.

Özellikle İstanbul’a malzeme temini sırasında, Osmanlı Devleti’nin çeşitli üretim ve taşımacılık merkezleri zamanla gelişim göstermiştir. Birçok askeri veya ticari ürün İstanbul’a deniz yolu ile kolaylıkla getirilebiliyordu. Deniz yolunun kullanılması üreticiye, tüketiciye, deniz güzergâhında bulunan işletmelere bilhassa devlete büyük kâr getiriyordu. Üretici malını kolay yoldan pazarlayabiliyordu. Tüketici ucuz ve bol miktarda çeşitli ürünlere ulaşabilme imkânına sahip oluyordu.

Bu ekonomik canlılık deniz yolu taşımacılığında yer alan bütün unsurlara yansıyordu. Devlet kontrolü burada devreye girerek halkın, tüccarın ve kendisinin zarar etmesini önlemek için muhtelif tedbirler alma yoluna gidiyordu. Deniz taşımacılık faaliyetlerinde meydana gelebilecek herhangi bir aksama özellikle başkent İstanbul’da büyük çapta bir kaosa sebebiyet verebilirdi.

Son derece ehemmiyet arz eden Osmanlı deniz taşımacılık faaliyetindeki yeri sayesinde Karamürsel İskelesi zamanla etkisi yadsınamayacak seviyede önem kazanmıştır. Jeopolitik konumu nedeniyle özellikle İstanbul için çok hassas bir yeri vardı. Akdeniz, Anadolu, Karadeniz hatta Avrupa ticaretinde transit geçiş bölgesi olması, bölgelerin birbirine bağlantısını sağlaması açısından Karamürsel İskelesi önem kazanırken, ilişkili olduğu her unsura da büyük kazanç sağlamıştır.

Karamürsel İskelesi’nden gerçekleşen deniz taşımacılık faaliyetleri arasında Osmanlı Devleti için sıradan ticari malların, sebze-meyve nakliyatının ve XVIII. yüzyıldan başlayarak yolcu taşımacılığının ağırlıkta olduğu görülmektedir. Bunun yanında Osmanlı Devleti’nin varlığını devam ettirebilmesi açısından son derece gerekli olan ordunun ihtiyaç malzemeleri, askeri mühimmat sevkiyatı, zaman zaman asker temini gibi lojistik açıdan kritik taşımacılık faaliyetinin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Karamürsel İskelesi aracılığıyla taşınan mallara bakıldığında odun ve kereste ön plana çıkmaktadır. Bölgedeki bol miktarda hammadde varlığı şüphesiz bunun ilk sebebidir. Ancak İstanbul’a sevkiyatın deniz yolu ile yapılması kayda değerdir. Karadan odun ve kereste sevkiyatı yapılması sıkıntılı ve masraflı olmaktadır.

Anadolu’dan zahire temini ikici olarak en çok taşınan ürün olarak görünmektedir. Bunun yanı sıra İstanbul Baruthaneleri için son derece mühim olan güherçile temini Karamürsel’e kadar kara yolu ile geliyor buradan gemilerle İstanbul’a aktarılmaktaydı. 70 Tanju Demir, “Osmanlı İmparatorluğunda Deniz Posta Taşımacılığı Ve Vapur Kumpanyaları”, Ankara Üniversitesi

Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), S. 17, Ankara 2005, s. 4.71 İlhan Ekinci, “XIX. Yüzyılda Osmanlı Deniz Ticaretinde Değişim ve Tepkiler”, Tarih İncelemeleri Dergisi, C. XXI, S.

2, Aralık 2006, s. 41.72 Hüseyin Topuz, “XIX. Yüzyılda Osmanlı Limanlarından Gerçekleşen Ticaret Hacmi Ve Dış Ticaretine Yönelik Bir

Analiz (1878-1913)”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, C. I, S. 1, 2009, s. 118.

Ekrem GÜRDAL

Page 10: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

552

Güherçile nakliyesi hiç azımsanmayacak orandadır.

Ticari açıdan değerli ürünlerin aktarılması ve depolanması için kullanılan Karamürsel İskelesi genellikle usulsüzlüklere sebebiyet vermiştir. Haksız kazanç sağlamak isteyen bazı kimseler Karamürsel İskelesi’nde yolsuzluk, hırsızlık ve sair bir takım işlere karışmıştır.

Belgelerde dikkat çeken diğer bir detaya göre Karamürsel İskelesi, hızlı ve güvenilir bulunmaktadır. Bölge ile yapılan yazışmalardan anlaşıldığına göre en kısa ve kolay yoldan ilgili yerlere yetiştirilmeleri gereken malzemeler için genellikle Karamürsel – İstanbul hattı tercih edilmektedir.

Yapılan bu çalışma neticesinde siyasi, askeri, iktisadi ve içtimai açıdan her türlü nakliyenin yapıldığı Karamürsel İskelesi bulunduğu coğrafyayı etkilediği kadar, Osmanlı devlet anlayışının yerleştirilmesi ve sürdürülebilmesi bakımından Osmanlı Devleti’nin hâkim olduğu topraklardaki her bir merkez ve hatta ülke toprakları dışında çeşitli merkezlerle bağlantılı bir konumda olduğu açıkça görülmektedir.

Page 11: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

553

KAYNAKÇAArşiv Vesikaları

A.} MKT. NZD. 362/16

Cevdet Askeri, 562/23597, 255/10637

Cevdet Belediye, 56/2783, 106/5267, 97/4842, 88/4364

Cevdet Evkaf, 35/1745, 35/1744

Cevdet Maliye, 373/15339, 526/21521

Dahiliye İdaresi, 40-1/ 45, 321/16015, 193/5

Yıldız Mütenevvi, 110/118, 112/79

Yayınlanmış Arşiv Vesikaları

Ahmet Refik, Onuncu Asr-ı Hicrî’de İstanbul Hayatı, İstanbul 1333

Barkan Ömer Lütfi, “İstanbul Sarayları’na Ait Muhâsebe Defterleri”, Belgeler, C. IX, S. 13, Ankara 1979

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı 3 Numaraılı Mühimme Defteri 1558 – 1560, Ankara 1993

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkalığı 12/1 Numaralı Mühimme Defteri 1570 – 1572, Ankara 1996

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı 82 numaralı Mühimme Defteri 1617 – 1618, Ankara 2000

İSAM İstanbul Kadı Sicilleri İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil, C. XXI, İstanbul 2010

İSAM İstanbul Kadı Sicilleri Üsküdar Mahkemesi 84 Numaralı Sicil, C. X, İstanbul 2010

Kaynak Eserler

Âşıkpaşazade, Tevarih-i Ali Osmandan Âşıkpaşazade Tarihi, İstanbul 1332

Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C. II, İstanbul 1314

Hoca Sadettin, Tacü’t- Tevarih, C. I, İstanbul 1279

Hasan-ı Rumlu, Ahsenü’t –Tevârîh, Çev. Mürsel Öztürk, Ankara 2006

Jean Chesneau, D’Aramon Seyahatnamesi Kanuni Devrinde İstanbul – Anadolu – Mezepotamya, Çev. Işıl Enverdi, İstanbul 2014

Kâtip Çelebi, Tuhfet-ül Kibar fî Esfar-il Bihar, İstanbul 1141

Kritovulos, Kritovulos Tarihi 1451-1467, Çev. Ari Çokana, İstanbul 2012

Mehmed Neşri, Aşiretten İmparatorluğa Osmanlı Tarihi (1288-1485), Sad. Necdet Öztürk, İstanbul 2011

Safrancis Yorgios, İstanbul’un Fethinin Bizanslı Son Tanığı Yorgios Sfrancis’in Anıları (Chronicon Minus), Çev. Levent Kayapınar, İstanbul 2009

Araştırma ve İnceleme Eserler

Aktepe, M. Münir, “Osmanlı’ların Rumeli’de İlk Fethettikleri Çimbi Kal’ası”, İ. Ü. E. F. Tarih Dergisi, C. I. S. 2, İstanbul 1950

Aydüz, Salim, Tophâne-i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, Ankara 2006

Aygün, Necmettin, “XIX. Yüzyıl Başlarında İstanbul Merkezli Osmanlı Deniz Taşımacılığı”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), S. 23, Ankara 2008

Bayraktar, Dilek, “Karamürsel Şehrinin Yerleşim Özellikleri”, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Dergisi, S. 6, 1998

Bostan, İdris, Osmanlı Bahriye Teşkilâtı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, Ankara 2003

Bozkurt, Rıza, Osmanlı İmparatorluğu’nda Kollar, Ulak ve İaşe Menzilleri, Ankara 1966

Çetin, Cemal, “Anadolu İskeleleri ve Kara Yolu Bağlantıları (XVI. Yüzyıl Sonraları)”, The Journal of Academic Social Science Studies, S. 28, Sonbahar 2014

Çiftçi, Cafer, “Osmanlı Döneminde Mudanya İskelesi”, http://bursadazamandergisi.com/makaleler/osmanli-doneminde-mudanya-iskelesi-1594.html

Ekrem GÜRDAL

Page 12: XVIII. YÜZYIL VE SONRASINDA KARAMÜRSEL ... - Kocaeli Tarihi · Tarihi kaynakların ve arşiv vesikalarının incelenmesi ile elde ettiğimiz bilgileri kullanarak Karamürsel İskelesi’nin

554

Demir, Tanju, “Osmanlı İmparatorluğunda Deniz Posta Taşımacılığı Ve Vapur Kumpanyaları”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), S. 17, Ankara 2005

Ekinci, İlhan, “XIX. Yüzyılda Osmanlı Deniz Ticaretinde Değişim ve Tepkiler”, Tarih İncelemeleri Dergisi, C. XXI, S. 2, Aralık 2006

Emecen, Feridun, Fetih ve Kıyamet 1453, İstanbul 2013

Eyice, Semavi, “Beyazıt II Camii ve Külliyesi” DİA, C. VI, Ankara 1992

İnalcık, Halil, Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara 1954

--------------- Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300 -1600), Çev. Ruşen Sezer, İstanbul 2014

---------------Osmanlılar ve Haçlılar, İstanbul 2014

--------------- “Osmanlı Sultanı Orhan, (1324 – 1362) Avrupa’da Yerleşme”, Belleten, C. LXXIII, S. 226, Nisan 2009 Ankara

Komatsu, Kaori, “XIX. Yüzyıl Osmanlı-İngiliz Deniz Ticareti Münasebetlerinde Kabotaj Meselesi”, Osmanlı, C.3, İstanbul 1999

Orhonlu, Cengiz, “Osmanlı Türkleri Devrinde İstanbul’da Kayıkçılık ve Kayık İşletmeciliği”, İ.Ü.E.F. Tarih Dergisi, C. XVI, S. 21, İstanbul 1966

Resimli Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, Heyet, C. I, III, İstanbul 1959

Tansel, Selâhattin, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed’in Siyasi ve Askeri Faaliyeti, Ankara 1999

Topuz, Hüseyin, “XIX. Yüzyılda Osmanlı Limanlarından Gerçekleşen Ticaret Hacmi Ve Dış Ticaretine Yönelik Bir Analiz (1878-1913)”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, C. I, S. 1, 2009

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları I, Ankara 1988

--------------- Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları II, Ankara 1988

---------------Büyük Osmanlı Tarihi, C. I,II,V,

--------------- Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilâtı, Ankara 1988

Yazıcı, Muhammet, “Osmanlı Dünyasında İçki İçme Suçuna Dair Bazı Gözlemler (XVI. YÜZYIL)”, The Journal of Academic Social Science Studies, C. 5, S. 8, Aralık 2012

Yönsel, Agah – Şemsettin Arkan, Karamürsel, Ankara 1973, s. 167 – 168.