Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Oyun nedir? Nedir oyun?Onuy diner? Noyu de-nir? E¤lenmek için yap›-lan bir hareket mi? Bofl
zaman› doldurma çabalar› m›? Bir-den fazla insan›n kimi anlar› pay-laflmas› m›? Heyecan aray›fl› m›?
Bir çocu¤un oyunoynay›fl›n› izlediniz mi?Ne denli ciddiye al›relindeki tahta parças›n›de¤il mi? ‹ster at olsun,ister araba, bir gerçek-tir o parçac›k; çünküoyun insan›n düflündeoynan›r. ‹nsanlar yafl-land›kça deneyim vee¤itim denilen törpüle-rin hareketleri alt›ndadüfl güçleri k›s›rlafl›r vesonunda basit ve s›k›c›birkaç oyunun tutsa¤›
olurlar. Hatta kimileri yaflam oyun-lar›nda yeterince baflar›l› olamaya-caklar›n› duyumsayarak kendilerinimaddi heyecanlar üretebilen ka¤›toyunlar›na adarlar.
Bu yaz›y› yazmaya bafllarkenamac›m yaflam›n her parças›n›n bir
oyun niteli¤i tafl›d›¤› vekaliteli bir yaflam›n; an-cak bu oluflumun iyide¤erlendirilmesiyleolanakl› olabilece¤inivurgulamakt›. Ama(ama ile tümceye bafl-lanmaz, ay›rd›nday›m)gelin görün ki, birkaçdakika önce ald›¤›m birhaberle yaz›y› baflkayöne çekmeye kararverdim. Ama (biliyo-rum, yine yapt›m) netesadüftür ki bu yaz›n›n
xxx 97
Ali MuratErkorkmaz
ve “Çocuklar›”
Yaflam Bir “Oyun”dur
da bafll›¤› ayn› olmaya karar verdi.Ben de konular benzemese de ya-z›lar› birlefltirmeye karar verdim.
T üm canl›lar yaflam› oyunoynayarak ö¤renirler. Ke-diler, aslanlar, kufllar hat-ta timsahlar bile yavrula-
r›na türlü oyunlar oynatarak av-lanmay›, güçlü olmay›, saklanma-y› falan› filan› ö¤retirler. Belgeselyay›nlayan kimi televizyon kanal-
lar›nda bunlar› s›kça görürüz. Ha-ni leopar yavrular› saklan›p bir-birlerinin üzerine atlarlar ya, iflteo örnek... Bu oyunlar›n ço¤undaas›l hedef tehlikeye karfl› önlemalabilmek ve yak›n iliflkide olu-nan öteki hayvanlarla uyumlu birdüzenin sa¤lanabilmesidir.
‹nsanlar da çocuklar›n› oyun-larla ve oyuncaklarla e¤itmezlermi? Kendi davran›fllar› ve okullarne denli güçlü olurlarsa olsunlar,
çocuklar temel e¤itim ve görgüle-rini oynarken al›rlar. Neredeysetüm çocuk e¤itimcileri bu sav› des-teklerler. Günümüzün gerçektende gerçek ürünler sunan oyuncakendüstrisinin yard›m edelim der-ken çürüttü¤ü düfl güçlerinin ›fl›-¤›nda küçük beyinleri kendilerineözgü evrenler yarat›r. Onlar içinyaflamak oyunun en son kural›d›r.Yaflam s›k›nt›lar›ndan uzak, üret-tikleri özel renklere bulanarak bafl-
kalar›n›n asla tam olarak bileme-yece¤i oyunlar oynarlar.
Durum böyle ve çocuk dahahenüz 5-6 yafllar›ndayken dört du-var kuru bir odaya t›k›l›p “Sa¤abakma, sola bakma, beni dinle veezberle” uyutmac›na sürüklenir.Hay›r, hay›r, yine bu konuyu dil-lendirmeye çal›flmayaca¤›m, bu kezyaz›m›n amac› farkl›.
Çocuklar yürümeye bafllad›ktançok k›sa bir süre sonra yaflamlar›-
n›n en büyük tehditi, savafllardanbile öldürücü bir olufluma itilirler.Bu, ister istemez her canl› insaniçin geçerli olan ve ömürleri bo-yunca her gün saatlerce maruz b›-rak›lacaklar› ac›mas›z bir ortamd›r.Dünya üzerinde her y›l onbinlercekiflinin ölümüne neden olan bu ca-navar›n ad› trafiktir. Evet, bildi¤imiztrafik... Ve ne ac›d›r ki trafi¤i ölüm-cül yapan da insan›n ta kendisidir.
Bunun nedeni de basittir. ‹n-
san trafikle çok genç yafllarda, bukonuda bilinçlenmeden tan›flmak-ta, kural›n› bilmedi¤i, bilimsel altyap›s›n› anlayamad›¤› trafik cana-var› da gelip onu kolayca yutmak-tad›r. Okullarda yap›lan birkaçyaz› ve resimden oluflan trafikhaftalar› ise ders k›rma nedenle-rinden öteye gidememektedir.
Son y›llarda büyük flirketlerin“sosyal sorumluluk” ad› alt›nda yü-rüttükleri kampanyalardan biri de
bizim oralardan geçti. Dünyan›nen ünlü araba üreticilerinden To-yota bu konuda bizle çal›flmak is-tedi. Proje çok netti; çocuklara tra-fi¤i bir oyun kutusunda sunmak.Oynarken bilgilenecek çocuk,hem anne, baba ve yak›n çevresi-ni e¤itecek hem de daha ilerikiyafllar›nda direksiyon bafl›na ge-çince trafi¤in canavar›n›n e¤itilme-sinde katk›s› olacakt›.
Her geliflmenin bafl› bilimden
geçer. Bilim ise e¤itim, araflt›rma,ak›l gibi kendine yak›flan ortaklar-dan yararlan›r. Biz de aynen böyleyaklaflt›k konuya.
B ilgifllerlerde oynanmaküzere bir oyun haz›rlad›k.Üç boyutlu kentler olufl-turduk. ‹çlerine de insan
ve araç doldurduk. Yüzlerce insanve araç... Ayn› çevremizde oldu¤ugibi... Her arac›n sürücüsüne de bir
98 99
Bütün Dünya • Haziran 2007 Yaflam Bir “Oyun”dur
Çizimler: Ali Murat Erkorkmaz
çeflit zekâ verdik. Bu sürücüleri öf-keli, sab›rs›z, sakin, sorumsuz gibiçeflitli kifliliklerle donatt›k. Ayn›çevremizde oldu¤u gibi...
S ald›k onlar› kentlere, baflla-d›lar gezinmeye... Hepsiningitmek istedikleri yerler bel-li. Kimisi kurallara uyuyor,
kimisi uymuyor. Kimisi k›rm›z› ›fl›k-ta geçiyor, kimisi arac›n pencere-sinden yere çöp at›yor, kimisi yan-
l›fl yere park etmifl, kimisi de kural-lara harfi harfine uyuyor. Oyunuoynayan çocuk, bir arac› kullana-rak belli bir süre kentte dolaflarakhem öteki araçlar›n yapt›klar› hata-lar› belirleyerek hem de çevredekitrafik ›fl›klar›n›n anlamlar›n› bilerekpuan toplayabiliyor. Belli puanlar›toplayanlar baflka kentlere gidebil-meye hak kazan›yor.
Kentlerde herfley var. Araçlar,tren geçiflleri, simitçiler, yayalar,
ambulanslar falan filan, akl›n›za negelirse, bir kentte olmas› gerekenne varsa var. Oyuna gerçeklik ka-zand›rmak için ekledi¤imiz dina-mik ve fizik alt yap›s›yla, araçlarhareketlerini tekerlek dönüfllerin-den ald›klar› gibi birbirlerine vekald›r›mlara çarpmalar› da neredey-se yaflad›¤›m›z dünya ile ayn›...
Oyunu olufltururken hem e¤i-timciler hem de trafikçilerle birlikteçal›flt›k. Gerçek olan bilim oldu-
¤undan, yap›lan ifl hatas›z olmal›y-d›. Elimizden geleni yapt›k. Ödül,befl on y›l sonra ortaya ç›kacak.Ama biz bunu ödül için yapmad›k,yaflamdan keyif almak için yapt›k.Bu da bizim oyun oynama yönte-mimiz... Her ne kadar sonuçta ka-zanaca¤›m›z garanti olsa da buoyunu oynamak çok ama çok keyifverdi bize.
Oyun gençler aras›nda büyükilgi gördü. Okullara girmeyi baflar-
d›. Bu konuda dünyan›n herhangibir ülkesinde, bu ciddiyette bir ça-l›flma olmamas› da bize ayr› bir ke-yif verdi. Bu y›l da Toyota ile yenibir proje yapmak üzere haz›rl›klarabafllad›k bile.
Yaflam›n her an› bir oyundur.Arkadafllar›m›zla, ailemizle iliflki-lerilerimiz, keyif ald›¤›m›z hobile-rimiz, okumam›z, gezmemiz, hep-si birer oyundur. Oyunlara kazan-maktan daha çok e¤lenmek için
gireriz. Ço¤undan da herkes bir-likte kazanarak ç›kar; çünkü ya-flam, herkesin beraberce kazana-bilece¤i milyonlarca oyunla do-nanm›flt›r. Âfl›k olmaktan maçagitmeye, bir iflyerinde çal›flmaktanseçimlere de¤in herfley bu büyükoyunun parçalar› olan küçükoyunlar olarak yaflam›m›z› renk-lendirirler. Aray›fl içinde bir ooyunu deneriz, bir bu oyunu...
Çocuklar› ö¤renci rolüne, bü-
yükleri ifle giden kifli rolüne yak›fl-t›rd›klar› için herkes zorunluolarak bafltan ne yapaca¤›n› bilirve ona göre davran›fllar gösterir.Kimi insanlar biletçi rolü oynarlar,kimileri de flöför... Kimileri iflçi,kimileri yazar... Kimileri siyasetçi,kimileri teknisyen... Ama (iflte yineyapt›m) herkes büyük oyunun birparças›d›r ve üstüne düflen rolüoynamaya çal›fl›r.
Kimilerimiz bu oyunu pasif ge-
çifltirirler, kimileri de iddia, h›rs veazimle ç›rp›n›r dururlar.
‹ nsan ne kadar donan›rsa, nekadar okur, çal›fl›r ve kendinigelifltirirse o denli keyif al›rbu oyundan; ama bir o denli
de mutsuz olur; çünkü gerçekleridaha net görüp yeterince verimliolamayaca¤›n› duyumsar. Özellik-le sanatç›lar ve bilim insanlar› say›-ca kendilerinden kat kat fazla olan
100 101
Bütün Dünya • Haziran 2007 Yaflam Bir “Oyun”dur
pasif negatiflere karfl› verdiklerie¤itim ve geliflim savafl›nda yoru-lurlar. Güzeli ve do¤ruyu bulabil-mek için elleriyle yerlefltirdikleriher tu¤laya karfl› dozerlerle vegrayderlerle gelen duyars›zlar kar-
fl›s›nda inatla direnirler. Tanr›’n›nve flans›n do¤ru ve güzeli arayan-dan yana olan inançlar›n› sürdü-rürlerken yakaland›klar› bir hasta-l›ktan kurtulamayarak anlams›z biraceleyle umutlar›m›z› terk ederler.
Nükhet Ruacan, böyle biroyuncuydu. Onu minik bir k›z-ken tan›m›flt›m. En yak›n arka-dafllar›mdan biri olan ve çocuk-luktan buyana komflum rolünüoynayan ünlü caz ustas› Neflet
Ruacan’›n kardefli,kendisi de ünlü bircaz flark›c›s›yd›. Bizgitar çalmay› ö¤rendi-¤imiz y›llarda o dahabebekleriyle oynuyor-du. Daha do¤rusu oyafllarda bize öyle ge-liyordu. ‹nce, kibaryüz hatlar›, muzip gü-lüflü ve içten kahkaha-lar› onun sanatç› kiflili-¤inin süsleriydi.
R ock’un heye-can›, Rap’inengellemeleri-ne karfl›n o bir
cazc› oldu. Dünyan›nen güzel seslerindenbirine sahipti. Onunsesi denli beni büyüle-yen baflka bir t›n› dü-flünemiyorum. Defalar-ca birlikte çal›flm›flt›k.O zamanlar minicikolan k›z› Roksan’› ka-par gelirdi stüdyoya.Neflet bir alem, o bafl-ka bir alemdi. Bu ka-dar m› yetenekli olur-du iki kardefl? Yaln›zcayetenekleri de¤il, kifli-
likleri de onlar› arkadafltan öteyes›cac›k insanlar yap›yordu. Elli y›lgörmeseniz bile karfl›laflt›¤›n›z an-da kald›¤›n›z yerden bafllayabildi-¤iniz gerçek arkadafllardan.
Onlar da yaflama bir oyun gözü
ile bakarlard›. Neflet’in yeflil bisikle-ti vard›, benim siyah... Her gün ge-zer tozard›k. Bir defas›nda ModaPlaj›’n›n dik yokuflundan h›zla ini-yorduk. Neflet’in bisikletinin ön de-mirine oturmufltum, Neflet de pedalve gidondayd›. Frenler patlay›ncaben bir incir a¤ac›n›n tepesinde,Neflet de bir çöp varilinin içindegözlerimizi açm›flt›k.
‹lk gençlik dönemlerimizde
birlikte konserler verirdik. Ne-flet’lerin “Vahfli Kediler”, benim de“Murat-Mertol” ikilisi diye orkest-ralar›m›z vard›. Daha çok sinema-larda ve okullarda konserler verir-dik. O zamanlar Moda’n›n sular›tertemizdi ya da biz öyle san›rd›k.Yazlar› denizin üstü sandal dolar-d›. Gitarlar, sosisli sandviçler vebir sürü genç... Hepimiz gençlikoyununun kurallar›n› uygular, ye-nilerini ö¤renmeye can atard›k.
Nükhet’cim kendi yafl›nda ar-
kadafllar›yla tin tin gezerdi. ÜnlüModa turlar›n› her at›fl›m›zda mut-laka karfl›lafl›r, birbirimize laf atar-d›k. Abi kardefl müzik yaflam›naat›ld›klar›nda hepimiz onlar›n dün-ya çap›nda ünlü olacaklar›na inan-m›flt›k. Öyle de oldu. Gezegenimiziki p›rlanta kazand›. ‹nsanlara zen-ginlik ve heyecan verdiler. Onlar-dan söz eden herkes, taktirle, öv-güyle söz etti. Uluslararas› plat-
formlarda dünya devleri ile sahneve müzik paylaflt›lar.
Oysa onlar da oyun oynu-yorlard› ve rolleri hepi-mizi mutlu etmekti. He-le benim gözümde tam
anlam›yla haylaz birer çocuktular.Oyunlar›n› güzel oynuyorlard›. Sa-b›rla ve inatla, tüm çirkinliklerekarfl›n nota arkas›na nota koya ko-ya ruhlar›m›z› zenginlefltirdiler.
Nükhet’cim ben bu yaz›ya bafl-
102 103
Bütün Dünya • Haziran 2007 Yaflam Bir “Oyun”dur
larken art›k biz-lerle olamayaca-¤›n›n haberiniyollad›. Onunaram›zdaki varl›-¤› flimdilik don-durulmufltu. Y›l-lard›r savaflt›¤›bir hastal›k ka-zanm›flt› oyunu.Zaman› geldi¤in-de kald›¤›m›zyerden devametmek üzere he-pimize “Hoflça-kal›n” demiflti.
Ve herfleye karfl›n oyun devamediyor. Oyuncular de¤iflip durmak-ta; ama oynanan oyun ayn›. Son elikimin kazanaca¤› belli; ama oyna-mak da serbest, kazanmak da...Gerçek olan oyunun keyfini ç›kart-
mak. Severek oy-namak, heyecanlaoynamak, sonunade¤in oynamakve mutlaka güze-le oynamak. Gü-zel bir hal› dokur-cas›na, anlar› hoflrenklerle bezeye-rek yaflam tablo-muzu oluflturmak.
Nükhet Ru-acan, insanl›k ta-rihine güzel dü-¤ümler atarakoyuna baflka bir
boyutta devam etmeye gitti. ‹yi kivard›n Nükhet. Sesin bu bofl kub-bede gerçekten çok hofl bir sedaolarak kald›.•
104 xxx
Bütün Dünya • Haziran 2007 Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Adam doktora sabahlar› keyifsiz kalkt›¤›ndan, az da olsa ça-l›fl›nca fazla yorgun düfltü¤ünden uzun uzun dert yand›ktan son-ra doktordan t›bbi terim kullanmadan hastal›¤›n›n ne oldu¤unuaç›klamas›n› istedi.
Doktor hemen tan›s›n› koydu:“Koyu bir tembellik” dedi. “Baflka bir fley de¤il...”Hasta bir an düflündükten sonra bir istekte daha bulun-
du doktordan:“fiimdi de bu hastal›¤›m›n, t›p dilindeki Latince ad›n› söyle-
yiniz, lütfen” dedi. “Eflime ve patronuma o anlafl›lmaz ad›ylabildireyim hastal›¤›m›...”•
Evsahibi uzun zamand›r kiras›n› ödemeyen kirac›s›naöfkeyle ba¤›rd›:
“Kiran›z› ödeminiz için size üç gün tan›yorum” dedi. “Bu üçgünde bana olan borcunuzun tümünü ödeyeceksiniz, tamam m›?”
Evsahibinin bu sözlerini duyunca kirac›, sevinç içinde elleriniovuflturmaya bafllad›:
“Hay hay... Herfley istedi¤iniz gibi olacak” dedi. “Sizden yaln›z-ca tek bir iste¤im var: Bu üç günden biri 29 Ekim, biri y›lbafl› biride 23 Nisan olsun...”•