92
İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği/Association of Turkish Building Material Producers Temmuz 2011 • Sayı 6 Depremin tek ilacı İMSAD, Avrupa’nın kalbi BRÜKSEL’de Mega fuar, MEGABUILD kapılarını açıyor YAPI GÜVENLİĞİ 8-11 Eylül 2011

YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği/Association of Turkish Building Material Producers Temmuz 2011 • Sayı 6

Depremin tek ilacı

İMSAD, Avrupa’nın kalbi BRÜKSEL’de

Mega fuar, MEGABUILD kapılarını açıyor

YAPI GÜVENLİĞİ8-11 Eylül 2011

Page 2: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 3: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 4: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 5: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 6: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

6 Başkan’ın Mesajı

eğerli İMSAD üyeleri ve sektör paydaşlarımız;İnşaat sektörü 2011 yılının ilk çeyreğini ülkemizde yüz-de 11 gibi önemli bir büyüme ile tamamladı ve inşaat

sektörü de aynı dönemde yüzde 14,8 ile en hızlı büyüyen üçün-cü sektör oldu. Şimdi 2011 yılı büyümesinin yüzde 7’nin altı-na inmeyeceği bekleniyor. Sektörümüzde 2011 yılı için büyü-me beklentisi devam ediyor, ancak Tunus, Mısır, Libya gibiönemli ihracat pazarlarımızda etkisi halen süren krizi de göz ardı edemeyiz. Yine de bu olumsuz ge-lişmeye karşın ekonomideki pozitif gidişat bizleri olumlu motive ediyor ve geleceğe umutla bakma-mızı sağlıyor. İhracat pazarlarında hedef pazar çeşitlendirmesi için çalışıyoruz.

Yeni İMSAD yönetimi olarak ilk önemli icraatımız İMSAD AB Brüksel Temsilciliği’ni açmak oldu.AB ve dünyada rekabetçi konumda olan sektörümüzün AB kurumları nezdinde tanıtım ve lobi çalış-malarını yürütmek, İMSAD’ın üyesi olduğu CEPMC ile ilgili çalışmaları takip etmek, AB’nin kalbinde-ki aktiviteleri izlemek ve aktif katılmak açısından bu önemli bir adımdı. İlk olarak da AB Genişleme-den Sorumlu Genel Direktörlük Türkiye Masası Şefi ile Brüksel’de ülkemiz ve sektörümüz adına çokönemli bir ilk temas gerçekleştirdik. AB’den güncel ve sektörümüzle ilgili haberleri derleyen AB Bül-teni’ni aylık olarak başlattık. Önümüzdeki yıl Brüksel’de İMSAD olarak düzenleyeceğimiz konferan-sın ön çalışmalarına başladık. Diğer taraftan AB Dönem Başkanlığı’nı 1 Temmuz 2011 tarihinde dev-

ralan Polonya’nın ilgili bakanları ile ilk teması Varşova’da kurduk. Önümüzdeki günlerde bu ça-lışmalarımızı aktif olarak sürdüreceğiz.

Diğer bir önemli gelişme olan kamuda yeniden yapılanma konusunda ise Sayın Başbakan’ainşaat sektörü ile ilgili önerilerimizi, görüşlerimizi içeren bir dosya arz ettik. İnşaat sektörününstratejik bir sektör olması nedeni ile kamuda tek elden koordine edilmesinin önemini yurt dı-

şından örnekleriyle sunduk. Ankara nezdindeki çalışmalarımızı devam ettireceğiz. 17 Ağustos dep-reminin ardından geçen 12 yılın sonunda halen yeterli yol alınamadı. Bu çalışmalara İMSAD yeni

kurulan Yapı Güvenliği ve Deprem Komitesi ile aktif katılacak.

EUbuild Enerji Verimliliği AB projemizde banka-finans kurumlarının yönetici-leri ile bir araya geldik. Ülkemizde binalarda enerji verimliliğinin finansmanı ko-nusunda finans sektörü ile iş birliği içinde hareket etme talebimizi dile getirdik.Bu yıl ilk kez düzenlenecek olan MEGABUILD Avrasya Yapı Ürünleri fuarı için ça-lışmalar ise tüm hızıyla devam ediyor. Ortağımız CNR, fuar katılımcılarını güzelbir boğaz turunda bir araya getirdi. Özellikle hedefi olan nitelikli yurt dışı ziya-retçi konusunda hızla ilerleyen MEGABUILD’in Boğaz turuna katılan yabancı ko-nuklarla sağlanan ilk temas bile fuarın parlak geleceğinin işaretini bize verdi.Ayrıca fuarın basın buluşması da gerçekleştirildi. Eylül ayında MEGABUILD ileeş zamanlı düzenlenecek önemli etkinlikler ise bugünlerde hızla şekilleniyor.

İMSAD’ın iki yıldır büyük başarıyla gerçekleştirdiği Uluslararası İnşaatta Ka-lite Zirvemizin üçüncüsü, EUbuild Enerji Verimliliği AB projemizin uluslarara-sı konferansı ile bütünleşik olarak 23-24 Kasım 2011 tarihlerinde düzenleniyor.

Ana teması “Küresel Rekabet ve Sürdürülebilirlik” olarak belirlenen 2011 yılı zir-vesinde çok sayıda yerli ve yabancı konuk bulunacak. Tüm bu faaliyetler sırasın-

da İMSAD’ı, sektörü ve üyelerini en etkin şekilde tanıtacak İMSAD katalog çalış-malarımız ise bugünlerde başlıyor.

Değerli üyelerimiz ve paydaşlarımız, önümüzdeki dönemin hepimize, sektörümü-ze bol kazançlı ve güzel günler getirmesini dilerim.

İlk çeyreği yüzde 14,8büyüme ile tamamlayan

inşaat sektörü için büyümebeklentimiz yılın başında

olduğu gibi devam ediyor.

Ekonomi ve sektör büyümesinisürdürürken, gündemimizde yapı güvenliğiile enerji verimli binalar öne çıkıyor

D

Hüs

eyin

BİL

MA

Ç İM

SAD

Yön

etim

Kur

ulu

Baş

kanı

Page 7: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 8: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Merhaba... Yine farklı, özel, güncel yeni bir sayı ile sizlerleyiz.Ülkemizin, sektörümüzün ve İMSAD’ın yoğun bir sonbaha-ra hazırlandığı yaz aylarında eskiden “gündem” bile tatile çı-

kardı. Bu yıl hem ülkenin, hem sektörün, hem de İMSAD’ın günde-mi oldukça hareketli… Aslında üzerinde çalıştığımız tüm başlıkları,son dönemde yürütülen faaliyetleri sizlerle paylaşmak istiyorum amabuna derginin bir formasını ayırmamız gerekebilir… Bu nedenle kısabir iki önemli başlığa değineceğim.

Bugün elimize ulaşan bilgileri, düzenlenen organizasyonları, ha-zırlanan raporları, yapılan araştırmaları ve bir de teknolojiyi yakın-dan takip ederek gelecekle ilgili “genel” tahminler yapabilmekmümkün… Tabii eğilim ve yönelimlerin, güncel tabiriyle trendlerinne yönde şekilleneceği, ülkeleri, sektörleri, kişileri nasıl etkileyeceğikonusunda öngörüde bulunmak pek olası değil. Ancak tahminlere yö-nelik Türkiye ve Türk inşaat malzemeleri sektörü için istisna yapı-labileceğini düşünüyorum. Ülkemizin gelişme, büyüme hızı, ekono-mik veriler, bunun yanında inşaat malzemeleri sektörünün son yıl-lardaki gelişimi, yurt içi ve yurt dışı satış verileri, yapılan yatırımlar, dünya ölçeğindeki konumu gibi bir-çok nokta söz konusu... Tahminin de ötesinde bir tabloyu zaten ortaya koyuyor. İnşaat malzemeleri sek-töründe dünyada yedinci sırada olan Türkiye’nin 10 yıl içinde beşinci sıraya 2023’te de ilk üçe gireceğinisöylemek ve bunu hedeflemek, bizim için hiç de zor değil…

Dediğimiz gibi gelecekle ilgili sektöre yönelik “tahminimiz” (aslında bu bizim hedefimiz) açık ve net…Bu süreçte sektörün tüm taraflarına belli roller düşüyor. Her ülkenin, her sektörün, her firmanın hattaherkesin istediği daha bilinir, farklı ve beğenilen olmak gerçeğini göz ardı etmiyoruz. Sektörümüzü he-deflerine daha da yaklaştırmak için planladığımız adımlardan biri olan MEGABUILD Fuarı 8 Eylül’de ka-pılarını açıyor. İMSAD ve CNR Holding iş birliği ile CNR Expo İstanbul’da düzenlenecek olan, sektörün ilk

ihracat hedefli fuarı MEGABUILD, inşaat sektörünün dünyaca ünlü markalarına ve isimlerine ev sahip-liği yapacak. MEGABUILD Avrasya Yapı Ürünleri Fuarı’na Donald Trump, Ivanka Trump, Emaar Pro-

perties Başkanı Şeyh Mohamed Ali Alabbar ve Zaha Hadid gibi dünyaca ünlü isimler davet edildi. Bi-lindik yöntemlerin, yaklaşımların ötesinde alanında fark yaratmak ve gelecek geldiğinde hazırlık-lı olmak isteyen, vizyon sahibi Türk inşaat malzemesi sanayisi ve sektörün tüm paydaşları 8 Eylül2011’de CNR Expo İstanbul’da olacak.

İMSAD son yıllarda hedefe birkaç adım daha yaklaşabilmek için gereken tüm araçları ve yön-temleri kullanmaya başladı; dergimiz, organizasyonlarımız, projelerimiz, iş birliklerimiz… Bu araç-

lardan biri olan İMSAD Sektör Kataloğu’11’in çalışmaları son hızla sürüyor. Farklı yapısı,15 bin tirajı ve yurt içi, yurt dışı dağıtım profili ile sektörde tek olan katalog için Bersay İle-tişim Grubu ile çözüm ortaklığı yaptık. Çok kısa bir süre sonra yayımlanacak katalogda,siz de yerinizi bir an önce alarak, yurt içi ve yurt dışında kurumunuzun güçlü algısını dahada güçlendirin, iş birliklerinizi daha da geliştirin.

Kısaca dergimizden de bahsetmem gerekirse, Dergimizde bu ay: İMSAD Brüksel Tem-silciliği çalışmalarına başladı. Son günlerde AB gündemini yakından takip ettik, ilgili top-lantılara katıldık ve dergimizde tüm detaylarıyla sizlerle paylaştık. Rekabette öncü olansektörümüzün sürdürülebilirlik kavramına bakışı günden güne gelişiyor. Bu yönde çokfarklı çalışmalar ve uygulamalar karşımıza çıkıyor. Sektörümüzün önemli isimlerine “Sür-dürülebilirlik çalışmalarının pazarlama ve iletişim faaliyetlerine yansımaları”nı sorduk.

Türkiye'de çelik yapıların ulusal ve uluslararası standartlara uygun tasarımını, ya-pımını geliştirmek ve kullanım alanlarını yaygınlaştırmak amacıyla kurulan Türk Ya-pısal Çelik Derneği (TUCSA), kurulduğu günden bu yana sektörün önemli çalışmalargerçekleştirmesini sağladı. Tüm gelişmeleri, yapılan çalışmaları sektörün bugünkü du-rumunu “Sektörel Bakış” köşemizden okuyabilirsiniz. 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliğiyapmaya hazırlanan ve altyapı başta olmak üzere, karşılaşmaların oynanacağı statinşaatları kadar hizmet, ulaşım ve konut sektörüne dönük 100-150 milyar dolarlıkyatırımlarla da iştah kabartan bir ülke olan Katar, “İhracat Kapıları” köşemizde. Vedaha birçok güncel başlık, röportaj, köşe yazısı ile sizlere altıncı sayımızı sunuyoruz.

Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle…

8 Editör

İMSAD’ın hareketli gündemi…D

. Özd

en Ö

zkan

ÇA

YIR

LIİM

SAD

Kur

umsa

l İle

tişim

Yön

etic

isi

Bu yıl hem ülkenin, hemsektörün, hem de

İMSAD’ın gündemioldukça hareketli…

Sektörümüzü hedeflerinedaha da yaklaştırmak içinplanladığımız adımlardan

biri olan MEGABUILD Fuarı8 Eylül’de kapılarını açıyor.

İMSAD SektörKataloğu’11’in çalışmalarıson hızla sürüyor. İMSAD

Brüksel Temsilciliğiçalışmalarına başladı.

Page 9: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 10: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

İnşaat Malzemesi SanayicileriDerneği (İMSAD) Adına

İmtiyaz Sahibi

HÜSEYİN BİLMAÇ

Yazı İşleri Müdürü/Sorumlu Müdür

SELDA BAŞBUĞOĞLU

Yayın Editörü

D. ÖZDEN ÖZKAN ÇAYIRLI

Danışma Kurulu:PROF.DR. KEREM ALKİN

PROF. DR. FİLİZ KARAOSMANOĞLUPROF. DR. ZERRİN YILMAZ

PROF. DR. ALİ RIZA KAYLANDOÇ. DR. MELİH BULUDR. YILMAZ ARGÜDEN

DR. ENGİN BARAN

Yayın Türü/AralığıYEREL SÜRELİ / ÜÇ AYDA BİR

Yönetim YeriCUMHURİYET CAD. NO:193, 3B

HARBİYE-İSTANBUL Tel: 212 296 24 74

Faks: 212 291 07 24Web: www.imsad.org

www.eubuild.com

Yayına Hazırlık

Genel YönetmenMetin GÜLBAY

Görsel YönetmenYavuz KARAKAŞ

EditörHayati BAKIŞ

Düzeltmen EditörErsel ERGÜZ

Fotoğraf EditörüMurat GÜNEY

FotoğrafDamla SALOR, Nihat MALÇUK

İletişimTel: 0216 681 18 70

Görsel DestekDünya Gazetesi

Arşiv Dokümantasyon Servisi

BaskıDünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya

Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440

Bağcılar-İstanbulTel: 0 212 629 08 08

10 Künye/İçindekiler

12

20

24

3032

38

46

İMSAD’dan• 225 milyar dolarlık projelerin kap›s› MEGABUILD ile aralanacak• İMSAD, Uluslararası Teknik Hizmet İhracatı Konferansı’na katıldı

AYAKÜSTÜ SÖYLEŞİLER• AKÇANSA Çimento Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı

Cem May: “Rekabetçi gücümüzün ana ekseninisürdürülebilirlik oluşturuyor”

• Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Pazarlama Direktörü BernaErbilek: “Toplumsal dönüşüme öncülük ediyoruz”

AB HABERLERİ• İMSAD, Brüksel’de etkinliğini artırıyor• İMSAD, CEPMC Yapılanma Komitesi’nde…

MAKRO-NOMİ• Prof.Dr. Kerem Alkin

SEKTÖREL GÜÇ• TUCSA Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı:

“Ülkelerin gelişmişliği çelik yapı kullanımına bağlıdır”

ÖZEL HABER• Kuzey Afrika ve Orta Doğu’yu saran isyan ateşi dengeleri

değiştirir mi?

PROFESYONEL BAKIŞ• BETEK AŞ Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu:

“Boyada tüketim, merkezi Türkiye olan coğrafyada olacak”

NOT: Reklamlar, reklam veren şirketin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar İMSAD’ın izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir.

Page 11: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 11

52

6264

7072

78

8486

12

52

38

86

KAPAK• Depremden korunmanın tek yolu;

Sağlam yapı, ayakta kalır!

YENİ PAZARLAR• Onur Tayşu

GÜNCEL SÖYLEŞİ• Nuh Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu:

“Türk İnşaat malzemeleri sektörü dinamik bir sektördür”

STRATEJİK BAKIŞ• Dr. Yılmaz Argüden

GÜNCEL SÖYLEŞİ• Kalekim Genel Müdürü Ferdi Erdoğan: "Vizyonumuz, bölgesel

bir güç olmak"

MİMARLIK&İNŞAAT DÜNYASINDAN• Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım:

"Depremden sonra bakış açılarımız değişti"

EKONOM‹K PERSPEKT‹F• Fatih Yeğenoğlu

İHRACAT KAPILARI/Katar• 2022 Dünya Kupası’nın ev sahibi Katar:

İnşaat sektörünün de yıldızı

Page 12: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

12 ‹MSAD’dan

MEGABUILD ile aralanacak225 milyar dolarlık projelerin kap›s›

İMSAD ile CNR Holding işbirliği ile CNR Expo İstanbul’da düzenlenecekolan, sektörün ilk ihracat hedefli fuarı MEGABUILD, inşaat ve gayrimenkulsektörlerinin dünyaca ünlü markalarına da ev sahipliği yapacak.

‹nşaat ve İnşaat malzemeleri sektörü, Türkiyeve çevresindeki toplam 225 milyar dolarlıkdeğeri olan projelere iddialı bir fuarla hazırla-

nıyor. İnşaat malzemeleri ve gayrimenkulün kü-resel devleri bu kapsamda 8-11 Eylül 2011 tarih-leri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek ME-GABUILD Fuarı’nda buluşuyor. İnşaat Malzeme-si Sanayicileri Derneği (İMSAD) ile CNR Holding iş-birliği ile CNR Expo İstanbul’da düzenlenecek olan,sektörün ilk ihracat hedefli fuarı MEGABUILD, in-şaat ve gayrimenkul sektörlerinin dünyaca ünlümarkalarına da ev sahipliği yapacak. DonaldTrump, Ivanka Trump, Emaar Properties Başka-nı Şeyh Mohamed Ali Alabbar ve Zaha Hadid gibigayrimenkul sektörünün dünyaca ünlü isimlerinindavet edildiği MEGABUILD Avrasya Yapı Ürünle-ri Fuarı’na, Irak’tan çok sayıda alım grupları ka-tılarak ikili görüşmeler yapacak.

MEGABUILD öncesinde Ortaköy House Cafe’de29 Haziran 2011 tarihinde düzenlenen kahvaltılı ba-sın toplantısında fuarla ilgili bilgi veren İMSAD Baş-kanı Hüseyin Bilmaç, yapı malzemeleri sektörü-nün dış ticarette fazla veren ender sektörlerin ba-şında geldiğine dikkat çekerek, sektörün krizdönemlerinde de büyümesini sürdürdüğünü, 2010yılını ise yüzde 11,5 büyüme oranıyla kapattığınısöyledi. Dünya sıralamasında 7’inci olan sektörün10 yıl içinde 5’inci sıraya yükseleceğini kaydedenBilmaç, Türkiye’de işletmelerin “bakalım görelim”anlayışıyla ilkleri denemekte çekimser kaldığını

kaydederek şunları ifade etti: “ Biz CNR ile birliktebazı alışkanlıkları kırmak için yola çıktık. Sektö-rün ve Türkiye’nin ihracat hedefine katkı sağla-yacak bu fuara herkesin katılmasında fayda var.Ayrıca bizim sektörümüzün bekleme lüksü yok.”

CNR Holding Fuarcılık Grup Başkanı Ali Bulutmega hedefleri olan Türk yapı malzemeleri sek-törünün, hedeflerine uygun bir fuara ihtiyacı ol-duğunu belirterek, fuarın ilk yılında sektör ihra-catına 2.5 milyar dolarlık katkı sağlayacağını vur-guladı.

ÜST DÜZEY ALIM HEYETLERİ GELİYORDünya gayrimenkul devlerinin davet edildiği

fuara, son yıllarda inşaat yatırımlarına büyük hızveren Irak’tan yoğun ilgi olduğunu belirten Bulut,“Irak Konut ve İmar Bakanı Muhammed El Dar-raji’nin beraberinde, Irak Müteahhitler Birliği veIraklı işadamlarından oluşan 50 kişilik bir heyetigetirerek Türk müteahhitleri ve iş adamları ile gö-rüşmeler yapacak. Irak'ın TOBB'u statüsündeolan, Irak Ticaret Odaları Federasyonu BaşkanıJa'far R. Al-Hamdani kendisine bağlı sekiz ticaretodasıyla birlikte düzenleyeceği alım heyetiyle ge-lecek. Irak’tan yine Diwaniyah Ticaret Odası 30 ki-şilik, Amarah Ticaret Odası da 35 kişilik alıcıgrubu ile katılacak. Necef, Kerbala, Al Qadisiyah,Babil, Al Mutanah Vilayetleri İşadamları Derne-ği’nin alıcı grubu oluşturacağı fuara, Al DiwaniyahYatirim Heyeti Başkanı Abıd Muslım Alghize ile IrakSivil Havacılık Yetkilisi de havaalanı inşaat mal-zemeleri alımı için gelecekler. MEGABUILD’i ay-rıca ülkesine pek çok konuda ciddi yatırımlar ya-pan ve 2022 yılında Dünya kupasına ev sahipliği ya-pacak olan Katar’dan da geniş bir alıcı grubu zi-yaret edecek” dedi.

Avrupa’da inşaat sektörünün doygunluk ne-deniyle talep daralması yaşadığını belirten Bulut,Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin son yaşanangelişmelere rağmen hedef Pazar olduğunu söy-ledi. Bu ülkelerin yeniden yapılanmasında Türki-ye’nin önemli pay alacağını ileri süren Bulut,Başta Irak olmak üzere bu ülkelerden gelen talebinüst seviyede olduğunu söyledi. MEGABUILD’in sek-tör ihracatına 2-3 milyar dolar katkı sağlayacağı-nı belirten Bulut, “Fuara 10 bini yurtdışından 50 binziyaretçi bekliyoruz. Şu ana kadar katılacağını bil-diren yabancı ziyaretçi sayısı 3 bin 500’ü aştı. İlk

Fotoğraftakiler (soldan sağa):CNR Holding Genel MüdürYardımcısı ErcümentYıldızerler ,CNR HoldingFuarcılık Grup Başkanı AliBulut, ‹MSAD Başkanı HüseyinBilmaç, İMSAD Genel SekreteriSelda Başbuğoğlu.

Page 13: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 13

yılımızda yerli ve yabancı 500 firmanın katılması-nı hedefliyoruz” diye konuştu.

DTM ALIM HEYETLERİ OLUŞTURACAKTürk yapı malzemeleri sektörünün ihracat

potansiyelini artırma hedefiyle yola çıkan MEGA-BUILD’e yurtdışından katılacak firmaların sayısı150’yi geçti. İran’dan, Romanya’dan ve Çin’den top-lu düzeyde katılımların olduğu fuara Belçika, Ka-nada, Ukrayna, Kore ve Yunanistan’dan da birey-sel katılımlar var. Romanya Bakanlık onayı ile ülkekatılımını kesinleştirirken Belçikalı yapı kimya-salları firması DL Chemicals, Kanadalı ısı kontrolüfirması Retrotec, Ukraynalı çimento üreticisi Tro-vel de şimdiden yabancı katılımcı firmalar arasındayerini aldı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın büyükönem verdiği fuar için DTM koordinatörlüğünde;Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Bel-çika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Brezilya, Ceza-yir, Fas, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, İngilte-re, İran, İrlanda, İtalya, Kanada, Katar, Kazakistan,Kore Cumhuriyeti, Kuveyt, Makedonya, Mısır, Ni-jerya, Umman, Polonya, Romanya, Rusya, Sudan,Suriye, Suudi Arabistan, Ukrayna, Ürdün, Tunus,Yunanistan’dan alım heyetleri oluşturuluyor. Fua-ra ayrıca Rusya, Azerbeycan, Kazakistan, Özbe-kistan, Kırgızistan, Romanya, Avusturya, Maca-ristan, Çek Cumhuriyeti, İsveç, Finlandiya, İsrail,Libya, Kenya, Gana, Gabon, Yemen, Singapur,Malezya, Çin ve AB’nin özellikle büyük projelerinmüşavirlik firmaları ve sektörel derneklerin baş-kanları ve alıcı grupları da katılacak.

120 bin metrekare alanda düzenlenecek fua-ra Eczacıbaşı Koramic, İzocam, ODE Yalıtım, Be-tek Boya(Filli Boya), Knauf, AKG Gaz Beton, Trak-ya Cam, Pimaş, Hekim Holding, Özçelik Mermer,BASF, Polimiks, Yapı Merkezi Prefabrikasyon,

Çukurova Isı ve Saint Gobain Rigips, Weber gibiTürkiye’nin önde gelen firmaları da katılıyor.MEGA FORUM Avrasya Yapı Forumu da, MEGA-BUILD'in katma değerli etkinliklerinin çatısınıoluşturacak. Bölge ülkelerinden sektör profes-yonellerini, girişimcileri ve kamu görevlilerinibuluşturacak olan Forum kapsamında; genel otu-rumların yanı sıra, ikili iş görüşmeleri de öncedenprogramlı bir şekilde gerçekleştirilecek.

Hüseyin Bilmaç ve Ali Bulut

Page 14: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

14 ‹MSAD’dan

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç:

Ekonomi ve ihracatta son gelişmeler ve Türkİnşaat sektörüne yansımaları başlıklı İMSADtoplantısının yöneticiliğini İMSAD Yönetim

Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç yaparken, İMSADEkonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, TMLİnşaat Sanayi Ticaret ve Turizm A.Ş. Yönetim Ku-rulu Başkanı, DEİK Türk-Libya İş Konseyi Başka-nı Hüseyin Ersin Takla ve Türkiye İhracatçılar Mec-lisi (TİM) Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki toplantı-ya konuşmacı olarak katıldı. İnşaat sektörününönde gelen isimlerinin bir araya geldiği toplantı-da konuşan Bilmaç, geçen yıl küresel ekonominintoparlanmasına en büyük katkıyı gelişmekte olanülkelerin yaptığını vurgulayarak, “Sektör olarak,2010 yılında yaklaşık 19 milyar dolarlık ihracat ger-çekleştirdik. Son 5 yılda yıllık ortalama ihracat ar-tış hızımız yüzde 15 olurken, inşaat malzemeleriihracatı yapan ülkeler arasında 7’nci sıraya yer-leştirdik. Üretimde ise yüzde 11,5 büyüme oranıylainşaat malzemeleri sanayisi olarak dünyada ilk 5ülke arasında yer alıyoruz ” dedi.

2011’in ilk çeyreğinde, dünyanın önde gelenmerkez bankalarının ‘çıkış stratejileri’ başlattığı-nı vurgulayan Prof. Dr. Kerem Alkin toplantının ba-

şında yaptığı konuşmada, “2011 yılı, ivme kazan-mış olan büyüme trendinin yavaşlatılması adınadikkatle takip edilen bir yıl olacak ve yakın dö-nemde öne çıkan yakın coğrafyadaki önemli ihracatpazarlarında siyasi kargaşadan dolayı ortaya çı-kan kayıpların telafisi adına, yeni ihracat pazar-larına yönelik temasların 2011 yılında yoğunlaş-tığına şahit olacağız” dedi.

TML İnşaat Sanayi Ticaret ve Turizm A.Ş. Yö-netim Kurulu Başkanı ve DEİK Türk-Libya İşKonseyi Başkanı Hüseyin Ersin Takla ise Libya’dameydana gelen ayaklanmaların Türkiye ekono-misine ve inşaat sektörüne etkilerini değerlendirdi.Libya’nın inşaat sektörü açısından önemini vur-gulayan Takla, şunları söyledi: “1973 tarihinden iti-baren 27 milyar dolar inşaat hacminin yaratıldığıve bugün itibariyle 33 milyar dolar işin tamam-landığı bu ülkede halen 10 milyar dolarlık yapıl-ması gereken iş hacmi mevcut kriz dolayısıylaproblemli bir safhaya gelmiştir.”

İhracatta gerçekleşen son gelişmeleri de-ğerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, Ortadoğu’da ya-şanan siyasi gelişmelerden dolayı ihracatta kısavadeli kayıplarımız olduğuna dikkat çekti. İlerisi içinson derece umutlu olduğunu vurgulayan Öztirya-ki, siyasi tablo oturmaya başladıktan sonra Tür-kiye’nin bu coğrafyadaki etkinliğini daha da arttı-racağını belirtti. Geleneksel olarak düzenlenen İM-SAD ekonomi toplantıları ile her toplantıda bilgi vedeneyimlerini paylaşan yeni konuklarla birlikte ol-maktan mutluluk duyduğunu belirten İMSADBaşkanı Hüseyin Bilmaç, inşaat malzemeleri sa-nayisinin ve inşaat sektörünün Türkiye ekonomi-sinin en önemli can damarlarından biri olduğunubelirtti.

Ekonomi ve ihracatta son gelişmeler ve Türk İnşaat sektörüneyansımaları, İstanbul-TOBB Plaza’da yapılan İMSAD Üye Toplantısı’ndamasaya yatırıldı. İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç, inşaat malzemelerisanayisinin ve inşaat sektörünün Türkiye ekonomisinin en önemli candamarlarından biri olduğunu belirtti.

“Türkiye’nin can damarı inşaat sektörüdür”

Fotoğraftakiler (soldan sağa): İMSAD Ekonomi DanışmanıProf. Dr. Kerem Alkin, TMLİnşaat Sanayi Ticaret ve TurizmA.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı,DEİK Türk-Libya İş KonseyiBaşkanı Hüseyin Ersin Takla,İMSAD Yönetim Kurulu BaşkanıHüseyin Bilmaç, Türkiyeİhracatçılar Meclisi (TİM)Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki.

Page 15: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 16: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

16 ‹MSAD’dan

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İMSAD)liderliğinde, aralarında Arnavutluk, Belçika, Bos-na Hersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan’ın da

bulunduğu 9 ülke ve 49 ortak ve iştirakçiyle uygula-maya koyulan “AB Mevzuatı Çerçevesinde YapılardaEnerji Verimliliğinin Finansmanı ve Hukuki Düzen-lemeler ile İlgili Sektörlerarası İşbirliği Projesi”, bi-naların enerji verimliliğinin geliştirilmesi konusun-da yeni finansman modelleri oluşmasına katkı sağ-lamayı amaçlıyor. 31 Mayıs 2011 tarihinde ConradOtel’de düzenlenen Finans Sektörü Yuvarlak MasaToplantısı, Şekerbank, İş Bankası, Vakıfbank, Halk-bank, Ziraat Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Finans-bank, ING Bank, Türkiye Kalkınma Bankası ve Tür-kiye Sınaî Kalkınma Bankası’ndan temsilcilerin ka-tılımıyla gerçekleşti.

Toplantıda konuşan İMSAD Yönetim Kurulu Baş-kanı Hüseyin Bilmaç, “Türkiye’nin, bu yıl enerji itha-latına 50 milyar dolara yaklaşan bir fatura ödemesisöz konusu… İnşaat ve finans sektörleri, ülkemizi buağır faturadan kurtarmak için sorumluluk anlayışıy-la hareket etmelidir. Bu konuda güçlü bir koordi-nasyon merkezi olacak ‘Türkiye Enerji Ajansına’ ih-tiyaç var” dedi.

İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Al-kin de dünya nüfusunun 2020’de 7 milyar doları aşa-cağını, 1,6 milyar insanın daha orta sınıfa geçeceği-ni belirterek, bunun 600 milyonunun Çinli olacağınısöyledi. Prof. Dr. Alkin, “Trend yeniden Asya’ya dö-nüyor. Çin ve Hindistan lokomotif ülke olma özellik-lerini perçinleyecek. OECD çevreyi koruma kaygısıy-

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç:

“Türkiye’de binalardaenerji verimliliği için

finans sektörüyle el eleyürümeliyiz!”

la enerji üretiminde kömürün yerini minimumda tut-maya çalışırken, bu iki ülke rekabet edebilir ko-numlarını sürdürmek amacıyla kömür kullanmaya de-vam edecek. Bugünden 2030 yılına kadar, karbonemisyonundaki artışın yüzde 97’si OECD Dışı ülke-lerden kaynaklanacak. Çin, Hindistan ve Ortadoğu buartışın yüzde 75’inin gerekçesini oluşturacak” şeklindekonuştu.

İMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu, Türkinşaat sektörünün büyüklüğüne ilişkin sayısal veri-leri paylaştığı konuşmasında, sektörün 2010’da yüz-de 17,1 büyüdüğünü, istihdamdaki payının direktyüzde 5,7; dolaylı yüzde 19,3 oranında gerçekleştiği-ni, 2011-2015 büyüme hedefinin ise yüzde 14,5 oldu-ğunu ifade etti. Enerji Verimliği Strateji Belgesi’ne göre2023 yılına kadar Türkiye’nin birincil enerji ihtiyacı-nın en az yüzde 20 azaltılması gerektiğine dikkat çe-ken Başbuğoğlu, binalarda enerji kimlik belgesiaşamasına gelindiğini, ancak entegre politika ihtiya-cının kendini hissettirdiğini söyledi. Başbuğoğlu, “ İM-SAD olarak, bu konuda koordinasyon görevini üst-lenmeye hazırız” dedi.

İMSAD üyelerinin “Ankara’ya çözüm önerilerimizibirlikte götürelim” çağrısında bulunduğu bankacılar,enerji verimliliğinin finansmanı konusunda talepoluşabilmesi için toplumda öncelikle farkındalık ya-ratılması gerektiğine dikkat çektiler. Enerji verimli-liği yönetimini üstlenecek aracı şirketlerini sayısınınve etkinliğinin artırılması gerektiğini belirten finanssektörü temsilcileri, “Konuyu gündemimize almayahazırız” diyerek çağrıya olumlu cevap verdi.

İMSAD üyelerinin“Ankara’ya çözüm

önerilerimizi birliktegötürelim”çağrısındabulunduğu

bankacılar, “Konuyugündemimize almaya

hazırız” diyerekçağrıya olumlu cevap

verdi.

Page 17: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 18: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

18 ‹MSAD’dan

İMSAD, Uluslararası Teknik Hizmet İhracatı Konferansı’na katıldı

Ankara Swiss Otel’de "Uluslararası TeknikHizmet İhracatı Konferansı" Devlet Bakanı Za-fer Çağlayan, Afganistan Bayındırlık Bakanı

Abdülkudüs Hamidi, Türkiye İnşaat Sanayicileriİşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Şükrü Koçoğlu,

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç veTürk Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkan Ve-kili Necati Yağcı’nın katılımıyla gerçekleştirildi.Geçen yıl müşavirlere ofis, pazara giriş, fizibilite veyurt dışından alım heyeti getirme gibi birçok baş-lık altında destek verdiklerini belirten Bakan Çağ-layan, bu desteklerin 30 milyon dolarlık kaynak ol-duğunu söyledi. Bu rakamı bu yıl 50 milyon dolaraçıkardıklarını kaydeden Bakan Çağlayan, "Önü-müzdeki yıl 70 milyon dolar, 2013 yılında da 90 mil-yon doları sizler için desteğe ayırdık" diye konuştu.Afganistan Bayındırlık Bakanı Abdülkudüs Hamidiise, Afganistan ve Türkiye arasında 5-10 yıllık bir iliş-ki olmadığını, iki ülke arasındaki ilişkinin yüz yılla-ra dayandığını söyledi. Türk mühendis ve müşavir-lerini Afganistan’a davet eden Afganistan Bakanı Ha-midi, müşavirlik ve inşaat alanında Afganistan’da işimkânının çok olduğunu belirtti. İNTES Başkanı Şük-rü Koçoğlu ise, sektörün en büyük eksiğinin AR-GEolduğunu söyleyerek, bu konuda hükümetten des-tek istedi. Türk Müteahhitler Birliği Yönetim Kuru-lu Başkan Vekili Necati Yağcı da, yurt dışı pazarlardaçok büyük fırsatların bulunduğuna dikkat çekti.

Dünyada uygunluk değerlendirmesi ala-nında düzenlenen sınırlı sayıda etkinliğinen büyükleri arasında yer alan II. Ulus-

lararası Uygunluk Değerlendirme Sempozyu-mu, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen

“Türkiye’de Kalite Altyapısının GüçlendirilmesiProjesi” kapsamında ve UDDer ev sahipliğinde,19-20 Nisan tarihleri arasında İstanbul DedemanHotel’de gerçekleşti. İki gün süren sempozyumboyunca dünyada uygunluk değerlendirmesininmevcut durumu, geleceği ve Türkiye’nin bu alan-daki yeri ve rolü ile ilgili değerlendirmeler yapıldı.Ayrıca makine, tekstil, gıda ve yapı malzemele-ri sektörlerine yönelik ayrı oturumlar düzenle-nerek hem ilgili sektörlerin uygunluk değerlen-dirme alanlarına sanayi ve kamu kuruluşlarınınbakış açısıyla yaklaşması hem de bu sektörler-deki uluslararası gelişmelerin takip edilmesisağlandı. Etkinliğin ikinci günü düzenlenen “YapıMalzemeleri Sektöründe Uygunluk Değerlen-dirme” başlıklı oturuma İMSAD Teknik KomiteÜyesi Selim Turan konuşmacı olarak katıldı. Tu-ran, üretim ve belgelendirme bakış açısıyla yapımalzemeleri sektörünü ve kalite alt yapısınayönelik bilgileri katılımcılarla paylaştı.

İMSAD, II.Uluslararası

UygunlukDeğerlendirme

Sempozyumu’nakatıldı

İMSAD Yönetim Kurulu BaşkanıHüseyin Bilmaç

Page 19: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 20: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Sabancı Holding ve HiedelbergCement ortakkuruluşu olan Akçansa, Türk çimento sek-törünün lider firmalarından biri… Akçi-

mento ve Çanakkale Çimento’nun 1996 yılında bir-leşmesiyle kurulan firma, Türkiye’nin çimento ih-

tiyacının yüzde 10’unu, toplam çimento ve klinkerihracatının da yüzde 12,5’ini karşılıyor. “Sürdü-rülebilirlik çalışmalarının pazarlama ve iletişimfaaliyetlerine yansımaları” konulu Ayaküstü Söy-leşi bölümümüzde, bu sayı Akçansa ÇimentoSatış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı CemMay’ı ağırlıyoruz.

“Ekonomik değer yaratma yanında sosyal veçevresel konuların da şirketlerin sorumluluğuhaline geldiği yeni bir dünya düzenine girmiş bu-lunuyoruz. Bu yeni küresel rekabet ortamında,tüm faaliyetlerimizde rekabetçi gücümüzün anaeksenini sürdürülebilirlik oluşturuyor” diyenCem May, günümüzde pazarlamada başarılı ol-

“Ekonomik değer yaratma yanında sosyal ve çevreselkonuların da şirketlerin sorumluluğu haline geldiği yenibir dünya düzenine girmiş bulunuyoruz. Bu yeni küreselrekabet ortamında, tüm faaliyetlerimizde rekabetçigücümüzün ana eksenini sürdürülebilirlik oluşturuyor”

AKÇANSA Çimento Satış ve PazarlamaGenel Müdür Yardımcısı Cem May:

“Rekabetçigücümüzün ana

ekseninisürdürülebilirlik

oluşturuyor”

20 Ayaküstü Söyleşi

Page 21: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 21

manın faaliyetlerin sürdürülebilir ve aynı za-manda yönetilebiliyor olmasında yattığını belir-tiyor. Üst yönetim düzeyinde, inanarak belirlen-miş, sahip çıkılmış ve desteklenmiş bir stratejioluşturulması gerektiğini vurgulayan May, ge-leceğin nasıl olacağını öngörmenin, bu öngörüdoğrultusunda şirketin yerinin belirlenmesininve bu noktaya nasıl ulaşılacağının adımlarınınatılmasına karar vermenin önemli olduğunuifade ediyor.

Akçansa olarak stratejilerinin merkezinemüşteri ve müşterinin ihtiyaçlarını koyarak yolaçıktıklarını belirten May, şunları aktarıyor: “İçin-de bulunduğumuz pazar dinamiklerini, rakiple-rimizi, pazardaki müşterileri ve bu müşterilerineğilimlerini, ihtiyaçlarını bilerek ve bunları sis-tematik takip ederek yeni ürün ve hizmetler ya-ratmaya, bunları geliştirmeye böylece de farklı ol-maya odaklandık. Bu kapsamda, çimento sektö-rünün ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan birşirket olarak gerek satış-pazarlama aktiviteleri-mizde, gerek iletişim faaliyetlerimizde sürdürü-lebilirlik ana odağında hareket ediyoruz.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM BİÇİMİNEÖNEM VERİYORUZ”

Akçansa’nın hazır beton markası Betonsa ileçevreci yapı malzemeleri ve yeşil bina projelerindeçözüm ortağı olmayı hedeflediğinin altını çizenMay, Yeşilşap adını verdikleri ürünü de bu alan-daki hedeflerine ulaşmak için geliştirdiklerini söy-lüyor. Yeni ürünle ilgili de şu bilgileri veriyor: “Üre-timinde kullanılan özel mineral katkılı çimento-lar sayesinde karbondioksit emisyonunu yüzde 35azaltan ve ısı yalıtımına katkı sağlayan Yeşilşap,aynı zamanda geleneksel şaplara göre yüzde 25daha hafif olma gibi özelliklere sahip.”

Akçansa olarak, sektörde ilk kez 5 kilo-gramlık çimento paketlerini müşterilerine sun-duklarını söyleyen May, “Bu ürünümüz de sür-dürülebilirlik odaklı çalışmalarımızın bir sonucuolarak ortaya çıktı. Pratik ve ekonomik olma avan-tajlarının yanı sıra, özellikle daha küçük ihtiyaç-lar için taşımada kolaylık sağlarken, sarfiyatın az-altılması ve daha az kâğıt tüketilmesi ile deçevreye katkı sağlayan bir ürün. Böylece tüketi-cileri de bilinçlendirme gibi bir misyon da üst-lenmiş bulunuyoruz” diyor.

Sürdürülebilir yaşam biçimine önem verdik-lerini ifade eden May, ekolojik duyarlılık doğrul-tusunda hem Türkiye, hem de dünya çimento sek-töründe gerçekleştirdikleri uygulamalarındanda şöyle söz ediyor: “Müşterilerimiz için büyük biryatırım ile hayata geçirdiğimiz bilgi/otomasyon sis-temi ile müşterilerimiz artık siparişlerini bu sis-tem üzerinden verecek, tüm iş akışlarını bu sis-tem üzerinden takip edebilecekler. Her türlü do-kümantasyon ve takip işlerini bu sistem üzerin-den gerçekleştirerek, kâğıt israfını önleyecek, te-lefon trafiğini azaltacak ve çevreye önemli katkısağlayacağız.”

İMSAD, “SEDEFED”üyesi oldu

Türk inşaat malzemesi sanayisini yurtiçinde ve yurt dışında birçok platform veorganizasyonda temsil eden İnşaat Mal-

zemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), Sektö-rel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) üyesioldu. Konuyla ilgili kısa bir bilgi veren İMSADYönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç şun-ları söyledi: “İnşaat malzemesi üreticilerininküresel arenada rekabet gücünü artırmak vesektörü güçlendirmek amacıyla yurt içi ve yurtdışında birçok faaliyette bulunan İMSAD, buyöndeki çalışmalarını SEDEFED üyesi olarakdaha da artırmayı ve etkinleştirmeyi hedefli-yor. SEDEFED üyesi olarak, sektörler arasın-da iş birliğini geliştirerek yaratacağımız si-nerjinin hem sektörümüze, hem de iş birliği ya-pacağımız diğer sektörlere güç katacağına ina-nıyoruz. İMSAD’ın hedeflerinin SEDEFED’ingüçlü ve kurumsal vizyonu ile örtüşmesinin deönümüzdeki dönemde sektörümüze somutkatkıları olacaktır.”

İMSAD, ISTANBULREstate’e katıldı

İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sa-rayı’nda 17-18 Mayıs 2011 tarihlerinde dü-zenlenen 11. Gayrimenkul Zirvesi Türkiye ve

dünyanın önde gelen gayrimenkul şirketleri-nin üst düzey yöneticilerini ve konusundaki enuzman kişileri bir araya getirdi. Türkiye ve dün-ya ekonomisinin değerlendirildiği, gelişen ül-kelerin gayrimenkul sektörlerinin, Türkiye’ninkonumu ve öngörülerinin ele alındığı zirvede,gayrimenkul sektöründeki yeni trendler, kü-resel kriz sonrası yıldızı parlayan ülkeler veTürkiye’deki gayrimenkul sektörüne sosyolo-jik bakış konuları tartışıldı. Zirve kapsamındadüzenlenen “KrizSonrası GayrimenkulPiyasaları Nereye Yö-neliyor?” konulu pa-nel’de İMSAD BaşkanYardımcısı Levent Ak-german; İnşaat sek-törünün değişen di-namikleri ve önü-müzdeki dönemdesektörün beklentileriile hedeflerine yöne-lik bir sunum yaptı.

Page 22: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşlarındanolan Eczacıbaşı Topluluğu, Türk inşaat mal-zemeleri sektöründe de başarılı markalarıyla

öne çıkıyor. Yapı ürünlerinde, seramik sağlık ge-reçleri, armatür, karo seramik, seramik yapıştı-rıcı ve dolgu malzemeleri, mutfak ve banyo mo-bilyaları, banyo küvetleri ve duş tekneleri üretim,pazarlama ve satışını gerçekleştiren grup, mut-fak ve banyo tasarımı alanlarında da uzmanlaşmışbulunuyor.

Grubun 1958'de Kartal'daki seramik tesisle-rinde başlayan üretimi, bugün dünyanın en geliş-miş seramik tesislerinden birisi olan Bozüyük se-ramik kompleksinin tamamlanmasıyla birlikteartarak devam ediyor. Grup, VitrA ve Artemamarkaları ile iç ve yabancı pazarda önemli bir yeredinmiş bulunuyor. Ayaküstü Söyleşiler bölümü-müzde “Sürdürülebilirlik çalışmalarının pazarla-

ma ve iletişim faaliyetlerine yansımaları” konusunuEczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Pazarlama Di-rektörü Berna Erbilek’le konuştuk.

“Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, faaliyetleri-nin her aşamasında çevre kirliliğini önlemek,doğal kaynakları korumak ve tasarruflu kullanmak,enerji harcamalarını düşürmek, yenilenebilir kay-naklar gibi, sürdürülebilirliğin tüm gereklerini ye-rine getiren bütünsel bir felsefeyle hareket ediyor”diyen Berna Erbilek, bu felsefeyi üretimden yö-netime ve tasarıma kadar her alanda, Blue Life adıaltında oluşturdukları doğal kaynakları koruma so-rumluluğuyla gerçekleştirdiklerini söylüyor. Sür-dürülebilirliği sağlamak için gerçekleştirdikleri ça-lışmalar hakkında da Erbilek şu bilgileri veriyor:“Üretimde ham maddenin bilinçli kullanımını vegeri dönüşümünü sağlayan teknolojik yatırımlar-dan, suyun daha bilinçli tüketilmesini sağlayanakıllı ürünlerin geliştirildiği ARGE yatırımlarına ka-dar her alanda, sürdürülebilirliği sağlamak için ça-lışmalar gerçekleştiriyoruz.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK PAZARLAMAÇALIŞMALARIMIZA YANSIYOR”

“Kurum kültürümüzün önemli bir parçası ha-line gelen sürdürülebilirlik ilkesi, doğal olarak ile-tişim ve pazarlama faaliyetlerimize de yansıyor”diyen Erbilek, VitrA’nın birlikte çalıştığı tasarım-cıların seçimindeki özenin önemine vurgu yapıyor.Uzun yıllar beğeni kazanan ve markalarının de-

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri GrubuPazarlama Direktörü Berna Erbilek:

“Toplumsaldönüşüme öncülükediyoruz”

“Üretimde ve ürünlerimiz aracılığıyla sağladığımıztasarrufu ve tasarruf bilincini, çalışanlarımıza dabenimsetmek üzere, su ve enerji tasarrufu eğitimleriveriyoruz. Farkındalık ve sürdürülebilirlik kavramlarınınönemini vurgulayan projelerle, toplumsal dönüşümeöncülük ediyoruz. Birlikte çalıştığımız kuruluşlarınsürdürülebilirlik konusuna yaklaşımını önemsiyoruz.”

22 Ayaküstü Söyleşi

Page 23: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 23

ğerini artıran unsuru tasarımcılarıyla birliktegerçekleştirdikleri iletişimin sağlıklı olmasınabağlayan Erbilek şunları aktarıyor: “Defne Koz’layeni koleksiyonumuzu geçtiğimiz yıl piyasayasunduk. Ross Lovegrove gibi uluslararası bir ta-sarımcıyla 3 farklı koleksiyonu hayata geçirdik. Butasarımcılarla birlikte geliştirdiğimiz her kolek-siyon, uzun yıllar beğeni kazanan ve markamızındeğerlerini yansıtan ürünlerden oluşuyor. Ara-mızdaki sürekli ilişki, iki tarafın birbirini iyi anla-masına ve daha üstün ürünlerin tasarlanmasınaolanak tanıyor.”

“Üretimde ve ürünlerimiz aracılığıyla sağla-dığımız tasarrufu ve tasarruf bilincini, çalışanla-rımıza da benimsetmek üzere, su ve enerji ta-sarrufu eğitimleri veriyoruz” diyen Erbilek, far-kındalık ve sürdürülebilirlik kavramlarının öne-mini vurgulayan projelerle, toplumsal dönüşümeöncülük ettiklerinin altını çiziyor. Grup olarak bir-likte çalıştıkları kuruluşların sürdürülebilirlikkonusuna yaklaşımını önemsediklerini vurgula-yan Erbilek, bu yaklaşımı örnekliyor: “Bu anlayı-şımızın bir başka örneğini, sosyal sorumluluğu-muzun gereği olarak hayata geçirilen Eczacıba-şı Hijyen Projesi oluşturuyor. 2007 yılında başla-yan ve 4 uluslararası ödülle taçlandırılan projekapsamında, Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’nınbanyo ve tuvaletlerini tasarruflu ürünlerle yeni-leyerek, bir yandan çağdaş ve hijyenik ortamlaryaratıp, diğer yandan da öğrencilere kişisel hij-yen ve tuvalet eğitimi veriyoruz.”

“Not artırımınısağlayacak reformlaryapılmalı”

İMSAD Temmuz raporu:

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İM-SAD) yayınladığı Türkiye’nin ilk detaylı aylık in-şaat sektörü değerlendirme raporunun tem-

muz sayısı, not artırımını sağlayacak reformlarınyapılması gerektiği vurgusunu taşıyor. Türki-ye’nin büyümesinde özellikle gayrimenkul pro-jelerinin etkili olduğunun görüldüğünü söyleyenrapor, borsa ve faizde getiri fırsatlarının azalmasınedeniyle, alternatifsiz bir yatırım aracı haline ge-len gayrimenkul sektörünün dinamik yapısının bunoktada önemli rol oynadığınıbelirtiyor. “Talebin zayıfladığı za-manlarda durmayan ve geleceğeyatırım yapan inşaat sektörü sonaçıklanan rakamlara göre bü-yümede 2011 yılının ilk çeyreğin-de birinciliği perakende sektörü-ne kaptırsa da yüzde 14,8’lik ge-lişim göstererek en fazla artışgösteren üçüncü sektör olmuş-tur” diyen raporda, özetle şu bil-gilere yer veriliyor: “Türkiye’ningenel görünümü ele alındığında,seçimlerin hemen arkasındanMeclis’te yemin edemeyen mil-letvekillerine yönelik tartışmala-rın etkili olduğu gözlenmektedir.Yani siyaset gerekli değişiklikle-ri yapacak düzeni henüz sağla-yamamıştır. Ancak bu kısa vade-li tartışmalar sonrasında Türkiye’nin asli so-runları gündeme gelecektir. Bu noktada Anaya-sa değişikliği dahil temel çalışmaların yapılma-sı beklenmektedir. Bu beklentilerin gerçekleşmesidurumunda Türkiye 2005-2006 yılında AB adım-larında yaşanan gelişmelere paralel bir gelişimpotansiyeli barındıracaktır. Kredi derecelendir-me kuruluşları tarafından yatırım yapılabilir ül-keler durumuna getirilme olasılığının önümüzdekigünlerde realize olması durumunda Türkiye’yeciddi bir sermaye akışı yaşanabilir. Böyle bir or-tamda özellikle gayrimenkul piyasasında normalinçok üstünde hareketlilik beklenmelidir. Dolayısıylaekonomiyi soğutma çalışmalarına bağlı olarakkısa vadede talebin zayıflayabileceği bununlabirlikte gayrimenkul sektöründe uzun vadedeolumlu görümün korunması beklenmelidir. Bukonuda yeni Hükümetin mevcut fırsatları değer-lendirerek ülkenin gelişimine ortam sağlayacakreformları yerine getirmesi gerekmektedir.”

Page 24: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Avrupa Birliği nezdinde inşaat sektörünü il-gilendiren mevzuata yönelik gelişmelerin ta-kip edilmesi amacıyla Avrupa İnşaat Malze-

mesi Üreticileri Konseyi (CEPM) Yönetim Kuruluüyesi olarak Brüksel’de aktif olan İMSAD, oluştu-rulacak "Erken uyarı mekanizması" ile sektöröncelikleri çerçevesinde Avrupa Birliği'ne uyum ileilgili mevcut faaliyetlere ve ileriye dönük strateji-ye destek olacak yapıda haberleri ve öngörülerisektör ile paylaşmayı hedefliyor. AB’de yürütülençalışmaları Avrupa Birliği Haber Bülteni şeklindeyayınlamayı planlayan İMSAD, üyelerinin AvrupaBirliği sürecinde sağlanan fonlardan daha etkin birşekilde faydalanmalarına katkı sağlamayı daamaçlıyor. İnşaat malzemeleri sektörünün Avru-pa’da ilk üçte bulunduğuna dikkat çeken İMSAD Yö-netim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç, “Avrupa Bir-liği kurallarına tabi olan Türk inşaat malzemesisektörünün bu kuralların yapımı sürecine de etkiedebilmesi, bu süreç içerisinde söz sahibi olabil-mesi İMSAD’ın gelecek hedefleri arasında yeralıyor. Bu kapsamda hem Avrupa Birliği’ne hem de

Türkiye’ye yönelik iletişim faaliyetleri gerçekleş-tirileceğiz. Etkinliklerde lojistik ve stratejik destekverilmesinden Brüksel’de bulunan Avrupa basın or-ganlarına bilgi akışı sağlanmasına kadar çeşitliadımlar atarak etkin iletişim stratejisinin farklıayaklarını oluşturacağız” dedi.

AB politikaları ve Brüksel lobi faaliyetlerine yö-nelik çalışmaları Eurokent Danışmanlık ile yürü-tecek olan İMSAD, mayıs ayında Avrupa KomisyonuGenişlemeden Sorumlu Genel Direktörlüğü Tür-kiye Masası ile Brüksel’de bir araya geldi. Top-lantıya Avrupa Komisyonu Genişlemeden So-rumlu Genel Direktörlüğü Türkiye Masası Şefi JeanChristoph Filori, Türkiye Masası Şef YardımcısıChristos Makridis, İMSAD Yönetim Kurulu BaşkanıHüseyin Bilmaç ile İMSAD Brüksel Ofisi Temsil-cisi Burak Özgen katıldı. İMSAD’ın çalışmaları veTürk inşaat malzemeleri sektörünün yapısının de-taylandırıldığı toplantı sonunda İMSAD’ın Türkiyeİlerleme Raporu’nun ilgili bölümlerinin hazır-lanması konusunda çalışma yapmasına kararverildi.

İMSAD, Brüksel’de etkinliğini arttırıyorAB’de yürütülen çalışmaları Avrupa Birliği Haber Bülteni şeklinde yayınlamayabaşlayan İMSAD, üyelerinin Avrupa Birliği sürecinde sağlanan fonlardan dahaetkin bir şekilde faydalanmalarına katkı sağlamayı da amaçlıyor.

AB politikaları ve Brüksel lobi faaliyetlerine yö-nelik çalışmaları Eurokent Danışmanlık ile yü-rütecek olan İMSAD’ın Yönetim Kurulu Baş-

kanı Hüseyin Bilmaç, Avrupa Komisyonu Genişle-

meden Sorumlu Genel Direktörlüğü Türkiye Masa-sı ile 2011 yılının Mayıs ayında bir araya geldi. Top-lantıya Avrupa Komisyonu Genişlemeden SorumluGenel Direktörlüğü Türkiye Masası Şefi Jean Chri-stoph Filori, Türkiye Masası Şef Yardımcısı ChristosMakridis, İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı HüseyinBilmaç ile İMSAD Brüksel Ofisi Temsilcisi Burak Öz-gen katıldı. İMSAD’ın çalışmaları ve Türk inşaat mal-zemeleri sektörünün yapısının detaylandırıldığı top-lantı sonunda İMSAD’ın Türkiye İlerleme Rapo-ru’nun ilgili bölümlerine katkı konusunda çalışmayapmasına karar verildi.

Brüksel’deki ikinci temasında Bilmaç, DEİKTürk-Belçika İş Konseyi, İSO, Avrupa İşletmeler Ağıİstanbul Merkezi ve ABİGEM işbirliğiyle Brüksel’dedüzenlenen Heyet Toplantısı’nda İMSAD adına bir su-num gerçekleştirdi. 12 Mayıs 2011 tarihinde ger-çekleşen toplantıda Bilmaç, Türk inşaat malzeme-leri sanayisi ve İMSAD’ı tanıtan bir de konuşma yap-tı. Heyet ziyaretinde Türkiye-Belçika arasındaki ti-cari işbirliğinin karşılıklı arttırılması olanakları elealındı. Odaklanılan ticaret konuları arasında inşaatmalzemeleri de önemli bir yer tutuyordu. Bu konu-da Avrupa İşletmeler Ağı’nın da desteğiyle yeni fır-satlara erişim imkânları sunuldu.

İMSAD’ın Brüksel temasları sürüyor

24 AB Haberleri

Page 25: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 26: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Avrupa Demir-Çelik Üreticileri Birlikleri çatı ku-ruluşu EUROFER tarafından ilk defa düzen-lenen Avrupa Çelik Günü’nü İMSAD Brüksel

temsilcisi ile İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi olan De-mir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Genel Sekre-teri de takip etti.

Demir-çelik üretiminin gelecekteki rolünün tar-

tışıldığı ve EUROFER’in 35. yılının da kutlandığıtoplantıya AB kurumlarından üst düzey yetkililer, EU-ROFER üyesi demir-çelik üreticisi şirketler, ulusaldemir-çelik üreticileri birlikleri ve araştırmacılar ka-tıldı. İMSAD Brüksel ofisinin de takip ettiği toplan-tıya, İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi olan DÇÜD GenelSekreteri Veysel Yayan da katıldı.

Avrupalı demir çelikçiler Avrupa Çelik Günü’nde buluştu

İMSAD, CEPMCYapılanmaKomitesi’nde…

İMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu

İMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu,Avrupa İnşaat Malzemesi Üreticileri Konseyi(CEPMC) Yapılanma Komitesi’ne seçildi.

CEPMC Yönetim Kurulu’ndan Komiteye Avus-turya, Fransa, Norveç ve Türkiye’den temsilci-ler seçildi. Ayrıca CEPMC’nin ortak üyesi olandört Avrupa sektör örgütü de Komite’de görev al-dılar. Komitenin ilk toplantısı 10 Mayıs 2011 ta-rihinde Brüksel’de gerçekleştirildi. CEPMC’ninönümüzdeki dönemde Avrupa inşaat malzeme-si üreticilerini daha aktif temsil etmesi amacıy-la kurulan Komite’nin ilk toplantılarının sonucu2011 yılının Haziran ayında Polonya’da yapılanKonsey Yönetim Kurulu toplantısında ele alındı.Komite çalışmalarını sürdürüyor.

İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve DÇÜD Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan

26 AB Haberleri

Page 27: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 28: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

İMSAD, AB Dönem Başkanı Polonya İnşaat Ba-kanlarıyla Varşova’da bir araya geldi. Avrupa İn-şaat Malzemesi Üreticileri Konseyi (CEPMC) Yö-

netim Kurulu Toplantısı, 1 Temmuz 2011’de AB Dö-nem Başkanlığını üstlenen Polonya’da gerçek-leştirildi. Toplantıya İMSAD Genel Sekreteri Sel-da Başbuğoğlu katıldı. 16 Haziran 2011 tarihindeVarşova’da yapılan toplantının ev sahibi CEPMC’niniki yıl sonra başkanlığını üstlenecek olan ve baş-

kan yardımcılığını yürüten Polonya İnşaat Malze-mesi Üreticileri Derneği’ydi.

CEPMC YK üyesi AB ülke temsilcileri ile Tür-kiye, İsvçre ve Norveç temsilcileri kendileri onu-runa verilen ve Polonya İnşaat Bakanları’nın da ka-tıldığı akşam yemeğinde buluştu. CEPMC YönetimKurulu Toplantısı Edward Czesak (Avrupa Parle-mentosu Polonya Temsilcisi), Piotr Styczevi (Po-lonya Altyapı Geliştirme Bakanlığı, Konut Politi-kaları Bakanı), Janusz Zbile (Polonya Altyapı Ge-liştirme Bakanlığı, İnşaat Bakanı)’nin de katılımıylagerçekleşti.

CEPMC başkanı, Avrupa inşaat sektörünün Po-lonya başkanlık dönemindeki beklentileri konulubir sunum gerçekleştirdi. Toplantıya katılan ba-kanların vurguladıkları ortak nokta Polonya dönembaşkanlığı süresince, tüm ana politikaların, bina-ların enerji verimliliğine dayandırılacak olmasıy-dı. Görüşmelerde Polonya AB Başkanlığı döne-minde binalarda enerji verimliliği konusunun enüst seviyede gündemde olacağı ve konu ile ilgili in-şaat sektörü ile ulusal ve Avrupa seviyesinde dia-log kurulacağı mesajı verildi.

Polonya’da hâlihazırda yeni inşaatlarda ener-ji verimliliği arttırıcı yatırımlarda, düşük KDV uy-gulaması bulunuyor. Bu uygulamaların teşvik vesübvansiyonlarla artırılması düşünülüyor. İM-SAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu, Polonyave AB temsilcileriyle halen İMSAD’ın gündemin-de üst sırada bulunan binalarda enerji verimlili-ği konusunda ve EUbuild Enerji Verimliliği AB Pro-jesi ile ilgili bir dizi temas da gerçekleştirdi.

İMSAD, AB Dönem Başkanlığınıüstlenen Polonya’daydı

Polonya Konut PolitikalarıBakanı Piotr Styczevi CEPMC

Toplantısında konuşmasınıyaparken

Avrupa İnşaat Malzemesi Üreticileri Konseyi üyesi ülke temsilcisi Dernek Yöneticileri Polonya Parlamento temsilcileri ve İnşaat Bakanları ile birlikte

28 AB Haberleri

Page 29: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 30: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Prof. Dr. Kerem ALKİNİMSAD Ekonomi Danışmanı

Seçim bitti,ekonominin yeni

rotası bekleniyor

12Haziran 2011 genel seçimlerinden 3. keztek başına ve 1950’lerin Demokrat Parti ik-tidarının da rekorunu kırarak, iktidar ola-

rak çıkan AK Parti, ekonomi çevrelerinin en olumlusenaryo olarak algıladığı bir seçim başarısı ortaya koy-du. Piyasa profesyonellerinin yüzde 50’ye yakın bir bö-lümünün başarılı siyasi senaryo olarak algıladığı se-çim sonucu, 300 ile 329 milletvekili arasında, AK Par-ti’nin tek başına iktidar olduğu, 3 partinin mutlakaMeclis’e girdiği, AK Parti Anayasa değişikliği için kon-sensüs arayacağı bir senaryoydu. Aynen bu senaryogerçekleşti. Piyasa profesyonellerinin yüzde 30’u ise,276-300 milletvekili arasında AK Parti’nin tek başı-na iktidar olduğu, 3 partili bir Meclis’i olumlu senaryoolarak algılamaktaydı.

Sonuç olarak, yüzde 80’e yakın bir piyasa pro-fesyonelinin umut ettiği, konsensüslü Anayasa de-ğişikliği süreci gerçekleşti. Bununla birlikte, piyasaprofesyonelleri büyük bir çoğunluklu beklenen bu se-naryonun gerçekleşmesi halinde bile, döviz kurları,faiz ve hisse senedi piyasası üzerinde sınırlı bir iyi-leşmenin de altını çizmekteydiler. Pazartesi sabahıyatırım araçlarının fiyatlandırmasında, olumlu ola-rak algılanan seçim sonuçlarının etkisi gözlensede, bu durum çok kısa sürdü ve hafta sonuna doğrupiyasaların tadı bir hayli kaçtı.

Nitekim ikinci el bono-tahvil faizi pazartesi sabahıyüzde 8,89’dan 8,80-8,81’e gerilemiş olsa da, gerekyurt dışı piyasalardaki tedirginlik, gerekse de yurt içipiyasalardaki keyifsizlikle seçim öncesindeki seviyeninde üstüne çıkarak, yüzde 9’u buldu. Dolar kuru da1,5770 TL’den, en fazla 1,5685 TL düzeyine kadar ge-riledi, ardından perşembe günü neredeyse 1,62TL’nin dahi üzerini gördü. İMKB ise 64 bin puan ci-varında bir dar bantta takıldı, kaldı. Perşembe günü,İMKB 100 Endeksi de 60 bin puanın dahi altını gördü.Yani, piyasa profesyonellerinin beklentisi çerçeve-sinde, iyimser senaryo gerçekleşmiş olsa da, piyasafiyatlandırma tepkisi sınırlı kaldı.

ŞİMDİ ‘MİKRO REFORM’ ZAMANIMuhalefet ve özellikle CHP, yoksulluk ve işsiz-

lik sorununa yönelik olarak, AK Parti’yi ciddi anlamdaeleştiren bir söylem gerçekleştirmiş olsalar da, AKParti’nin daha proje odaklı seçim stratejisi, her nekadar bu projelerin istihdam ve büyümeye katkısı çoknet hissedilemediyse bile, umut verici yönüyle dahakabul görmüş gözüküyor. Bununla birlikte, AK Par-ti açısından, artık makro ekonomik reformları sü-rekli dile getirmekten çok, mikro alanda daha re-kabetçi bir ekonomi oluşturabilmek adına yapılmasıgerekenlerin daha fazla dile getirildiği ve kurgu-landığı bir çaba beklentisi açıkça hissediliyor.

İşte bu noktada, seçimden güçlü bir tek parti ik-tidarı olarak çıkmış olan AK Parti’nin, yeni hükümetteoluşturacağı yeni bakanlık yapısı, bakan yardımcı-lığı kurumu, iş dünyasında merak konusunu oluş-turmakta. Bakanlıkların yeniden yapılandırılması neetki yaratacak, bakan yardımcılığı görevi kimlere ve-rilecek; iş dünyası bu soru başlıklarının altını dol-durmaya çalışacak. Finansal piyasalardaki profes-yoneller açısından ise, öncelikler bir miktar farklı-laşıyor.

PİYASALAR REEL SEKTÖRÜ DEKAPSAYACAK ÖNLEM PAKETİ İSTİYOR

Yurt içi ve yurt dışı finans piyasası uzmanları veprofesyonelleri açısından, finansal istikrar riskinitemsil eden cari açık konusu ve mayıs ayında yük-selmiş olan yıllıklandırılmış manşet enflasyon önem-li bir sorun teşkil ediyor. 13 Haziran günü saat10’da açıklanan nisan ayı cari açık rakamının 63,4 mil-yar dolara dayanmış olması, hoş bir gelişme olma-sa gerek.

Piyasa profesyonelleri, hızla genişleyen cariaçığa yönelik etkili çözüm için, gerekirse Türk eko-nomisinde resesyona yakın ölçüde, ekonominin so-ğutulması gerektiğini, yani, ekonomik büyüme hızı-nın gerekirse yüzde 2 düzeyine kadar yavaşlatılma-sı gerektiğini, bu sonucun elde edilmesi için de, Mer-kez Bankası’nın eninde sonunda para politikası faizoranını arttırmak zorunda kalacağını belirtiyorlar.

AK Parti’ye yakın iş çevrelerinde ise, pek çokgerekçeye bağlı olarak, Merkez Bankası’nın temelpara politikası faiz oranını arttırmasına sıcak ba-kılmıyor; hatta, Başbakan Erdoğan’ın ‘sıfır reel faiz’

12 Haziran seçimleri olumlu senaryoyla tamamlansa da, piyasalarek önlemlerin netleşmesi konusunda sabırsız. Seçimden güçlü birtek parti iktidarı olarak çıkmış olan AK Parti’nin, yeni hükümetteoluşturacağı yeni bakanlık yapısı, bakan yardımcılığı kurumu, işdünyasında merak konusunu oluşturmakta….

30 Makro-Nomi

Page 31: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

beklentisi destekleniyor. Bu nedenle, faiz oranla-rını arttırarak, yani tüketicileri tüketmek yerine,daha iyi bir faiz geliri beklentisiyle tasarruf etme-ye teşvik etmek yerine, faiz dışı yöntemlerle vearaçlarla ekonominin soğutulmasına yönelik bek-lenti ağır basıyor.

Buna göre, konut sektöründe kullanılan kredi-lerde, yüzde 25 öz kaynak şartının gerekirse yüzde40’a kadar yükseltilmesi, kredi kartıyla alışverişte tak-sitlendirme adedinin 3’le sınırlandırılması, MerkezBankası’nın zorunlu karşılık oranlarını daha da art-tırması, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun ban-kaların topladıkları TL ve döviz mevduatına uygula-nan mevduat sigorta priminin yükünü arttırması, kre-dilere uygulanan Kaynak Kullanımı DesteklemeFonu (KKDF) kesintisinin ve çeşitli masrafların yü-künün arttırılması gibi seçenekler var.

Özellikle, Merkez Bankası’nın bugünkü yöneti-minin de, kimi gerekçelerle seçimlerden zaferleçıkmış olan Başbakan Erdoğan’ın ‘sıfır reel faiz’beklentisi nedeniyle, temel para politikasını yüksel-terek ekonomiyi soğutma seçeneğini en son kade-meye bırakmayı tercih edebileceği konuşuluyor.Ekonomi yönetiminin 4. veya son kademeye bırakmayıdüşündüğü diğer başlık ise, ekonominin soğutulmasıiçin mal ve hizmetlere uygulanan dolaylı vergilerin art-tırılması. Üzerinde durulması gereken bir diğer kri-tik önemdeki husus, son bir aydır Merkez Bankası’nınbanka dışı finans kurumları olarak, leasing, factoringve tüketici finansmanı şirketlerini de mercek altınaaldığı gerçeği. Ekonomide banka kredilerindeki ha-cimsel genişleme kontrol altına alınırken, banka dışıfinansman kuruluşlarının kredi imkanları eğer çokartar ise, Merkez Bankası, bu kuruluşlarının kay-naklarına da ciddi zorunlu karşılık uygulaması ge-tirmeye hazırlanıyor.

EKONOMİ YÖNETİMİ SON AŞAMADAVERGİ BAZLI ÖNLEM HEDEFLİYOR

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın 12 Hazirangenel seçimlerinin yapıldığı hafta gerçekleştirdiğiaçıklamalarda gözlenen detaylar, dört kademeli birönlemler paketinde, KDV ve ÖTV artışı ile iç talebi ya-vaşlatarak, cari açık ve enflasyonla mücadelenin, ilküç kademedeki önlemler yeterli olmaz ise, 4. kade-mede devreye girebileceğini gösteriyor. Yani, bugünküekonomi yönetiminin, seçimlerde yine iktidar kal-maları halinde, seçim sonrası önlem paketinde çe-şitli mal ve hizmetlere yönelik KDV ve ÖTV artışı he-defi öncelikli gündem maddesi değil. Bu durum, mu-hakkak ki, ticaret kesimini memnun edecektir.

Yani, beyaz eşya, elektronik eşya ve otomobil üre-ticileri, ithalatçıları ve satıcıları açısından ufukta ekbir vergi yükü riski şimdilik gözükmüyor. Bununla bir-likte, lüks tüketim malları için de bir ÖTV ayarlama-sı, belirli bir bedelin üzerindeki ürünler veya belirlibir CC’nin üzerindeki arabalar için böyle bir ek ÖTVyükü gelebilir meselesi de dar bir ekonomi çevresindekonuşuluyor.

SADECE BANKACILIK ÜZERİNDENEKONOMİ SOĞUTULAMAYABİLİR

Seçimlerden sonra, hem Merkez Bankası, hemBDDK, hem de TMSF’nin devrede olacağı ya da ola-bileceği bir ek önlem paketi, tartışılıyor ve bekleni-yor. Bankaların kaynak maliyetlerini yükselterek vehareket alanlarını bir miktar daha kısmaya yönelik ted-birler şaşkınlıkla karşılanmayacak. Hatta bankalar dabu beklentiyle ya da bu beklentinin müşteri nezdin-de hayat bulmasını gözlemleyerek, adeta seçimleredoğru kredi satışını hızlandırmış durumdalar.

Geçen yıla göre yüzde 36 düzeyinde kalmayı sür-düren kredi hacmindeki artışın sene sonunda yüzde25’e kadar gerilemesi gerekiyor. Ekonomi yönetimi,özellikle bankaların yılın ikinci yarısında yüzde 25 ora-nına daha uyan, daha kabullenmiş gözükecekleri biriş modeli izleyeceklerini öngörüyor. Bu noktada,mevcut ekonomi yönetimine, Türk ekonomisini so-ğutmak adına ilginç öneriler de var. Bunlardan biri-si, kredi kartı taksitlendirmesinin 3 ayla sınırlandı-rılması. Firma ve bankaların 12 aya kadar ve hatta üs-tüne çıkan adette taksitlendirmeye gitmeleri, hiç şüp-hesiz iç talebi kışkırtıyor ve Türkiye’nin olması gere-kenden daha hızlı büyümesine sebep oluyor.

Bu nedenle, AK Parti’nin yeniden tek başına ik-tidar olması halinde (ki bu senaryonun birinci aşamasıgerçekleşti) ve mevcut ekonomi yönetiminin görevi-ni koruması koşuluyla kredi kartı taksitlerinin sınır-landırılmasından, konut sektörüne yönelik tedbirle-re kadar, alternatif metotlar masada gözüküyor. An-cak, ekonomi yönetimi ilk etapta, para politikasını dahada sıkılaştırarak, reel sektörden önce, bankacılık sek-törünün imkanlarını bir miktar daha sıkıştırmayıdeneyecek.

Bu noktada, Türk bankacılık sektörü üst düzeyyetkilileri de, seçimden hemen sonra, sadece ken-dilerine yüklenilmesi yerine, ekonominin yumuşakinişle soğutulması için, reel sektörün de kapsanacağıbir ek önlem paketini dillendirmeye başladı. Baka-lım, süreç nasıl şekillenecek?

Temmuz 2011 31

Page 32: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

32 Sektörel Güç

Türkiye'de çelik yapıların ulusal ve uluslarara-sı standartlara uygun tasarımını, yapımını ge-liştirmek ve kullanım alanlarını yaygınlaştırmak

amacıyla 1992 yılında kurulan Türk Yapısal Çelik Der-neği (TUCSA), 19 yılda sektörün önemli çalışmalar ger-çekleştirmesini sağladı. 19. yüzyılda, Osmanlı döne-minde önemli çelik yapıların inşa edildiği göz önünealındığında, aslında bugün ulaşılan yıllık 4 milyon ton-luk kapasite düşük kalıyor. Sektörün en önemli so-runu ise çelik yapı kültürünün gelişmemesi… “Bu birkültür meselesidir” diyen TUCSA Yönetim Kurulu Baş-kanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı ve TUCSA Yönetim Ku-rulu Başkan Yardımcısı H.Yener Gür’eş ile çelik yapıgündemli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Türk yapısal çelik sektörü, inşaat malzemesi sa-nayisinde ve inşaat sektöründe nasıl bir etkiye veöneme sahip?

Nesrin Yardımcı (N.Y.): Yapısal çelik, inşaat sek-töründe temel bir öneme sahip. Yapısal çelik, gerekbetonarme yapıların, gerekse çelik yapıların anamaddesidir. Betonarme yapılarda, betonla birlikte kul-lanıldığı için ikinci bir eleman gibi gözükmekle birlikte,betonun özelliklerini iyileştiren, betonarmenin bu-günkü davranışına neden olan içindeki yapısal çelik-tir. Çelik yapılar içinde tümüyle yapısal çelik kulla-nılıyor.

Dünyada çeliğin yapılarda kullanılması nasıl başladı?N.Y.: Çeliğin yapılarda kullanılması aslında en-

düstri devrinin başlangıcı diyebiliriz. İlk kullanılan bu-günkü anlamıyla yapısal çelik değil. Font yapılarda kul-lanılan daha farklı. İnşaat alanında kullanılmayabaşlanması 18. yüzyılın ikinci yarısında, 1770'li yıllardagerçekleşiyor. İlk öncede köprülerde kullanılıyor. Çün-kü bundan önceki inşaat malzemelerinin taşıyıcıözellikleri sınırlı. Yalnızca basınca dayanıklı ele-manlar; çekme dayanımları yok. Bu da taş, tuğla veyabeton gibi malzemeler. Ancak çeliğin inşaat alanınagirmesiyle, ki çeliğin en önemli özelliği çekmeye dedayanıklı bir malzeme olması, bir çığır açıyor. Font,demir cevherinden elde edilen bir yapı malzemesi ol-makla birlikte bugünkü çeliğin tam özelliğine sahipdeğil. Çekme dayanımı fontta da yok. Dolayısıyla ta-şıyıcı sistem elemanlarında çekme dayanımı olma-

TUCSA Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Nesrin Yardımcı:

“Ülkelerin gelişmişliği çelik yapıkullanımına bağlıdır”

“Endüstri devrimi çelik yapılarla başladı. Ülkeleringelişmişliğinde çelik yapıların kullanım oranı ciddi birgöstergedir. Bütün gelişmiş ülkelerin yapı stokunabaktığınızda çelik yapılar yüzde 50'nin üzerindedir.Maalesef Türkiye’de bu oran yüzde 6.”

Page 33: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 33

dan önceki sistem şekilleri ile bugün günümüzde uğ-raştığımız taşıyıcı sistem şekilleri birbirinden çok fark-lı. Çünkü taşıyıcı sistem sadece basınca dayanacak şe-kilde form verilerek gerçekleştiriliyor. Bu malze-melere de güvensiz diyemiyoruz ama bu güvenliği sağ-lamak için çok büyük kesitler kullanılmış. Ancak çe-liğin inşaat alanına girmesiyle modern inşaat döne-minin başladığını söyleyebiliriz.

Türkiye'de bu dönem ne zaman başlıyor?N.Y.: Elektrik fırınlarının bulunmasıyla 19. yüzyılda

fontun özellikleri daha da geliştiriliyor. Yapısal çeliktanıdığımız özellikleri ile inşaat alanına böylece gir-miş oluyor. Betonarme yapılar bundan sonra gelişi-yor. İnşaat alanında ilk gelişen çelik yapılar ve ilk uy-gulama alanı da köprüler. O yıllarda gördüğümüz ta-sarımların şekli, eski yapıların özelliklerini barındı-rıyor. Ekonomik çözümlerin bulunması ve hesapyöntemlerinin gelişmesi, çelik yapıların birleşimlerialanındaki yenilikler, bugünkü manada çelik yapıla-rın oluşumuna neden oluyor. Osmanlı döneminde 19.yüzyıldan kalma çok iyi çelik yapı örnekleri var. Ül-kemiz aynı hızla gelişseymiş, bugün çelik yapılar ala-nında ciddi bir orana sahip olabilirdik.

“ÇELİĞE GÜVENSİZ DEMEK YANLIŞ”Yapısal çeliğin inşaatlarda kullanılırken güvenlik kri-terlerini hangi parametreler belirliyor? Yapısalçeliğin artıları ve eksileri nelerdir?

N.Y.: Güvenli lafını sevmedim. Çeliğe güvensiz birmalzeme demek yanlış. Başka inşaat malzemeleri-ne de güvensiz demek yanlış. Güvenli yapı, malze-menin özelliklerine ve yönetmeliklere uygun olaraktasarlanıp inşa edilen yapıdır. Ama malzemeye bağ-lı olarak sınırlamalar vardır. Örneğin; her kata kadarahşap yapı inşa edemezsiniz ya da kâgir yapıyı bellikurallara bağlı kalarak belli kat sayısına kadar inşaedebilirsiniz. Birbirinin yerine kullanılacak günümüzdetaşıyıcı sistem malzemesi betonarme ve çeliktir.Her ikisinin de özellikleri göz önünde bulundurula-rak yüksek katlarda ve yüksek açıklıklarda inşaat ya-pabilirsiniz. Biz, aslında bir tasarımı gerçekleştirmekiçin önce güvenli olmasını isteriz. Daha sonra eko-nomik ve estetik olmalı o yapı. Ama son 20 yıldan beritasarımda aranan kriterler de değişti. Tasarımınçevre ile uyumlu olması, çevreye zarar vermemesi,doğal kaynakları tüketmeden kullanması ve sürdü-rülebilir olması tasarımın vazgeçilmez unsurlarıarasında yerini aldı.

Çelik yapıların başlıca özellikleri nelerdir?N.Y.: Çelik bir kere çok homojen bir malzeme.

Çekme ve basınç dayanımı eşit bir malzeme. Bunubaşka hiçbir inşaat malzemesinde göremezsiniz.Çeliğin homojenliği bu malzemeye ciddi bir güvenlikveriyor. Daha küçük güvenlik katsayıları ile çalışabilmeolanağınız var. Dolayısıyla taşıyıcı sistem daha hafifoluyor. İzotrop ve sünek bir malzeme. Depreme da-yanıklı yapı inşa ederken yönetmeliklerle yapının sü-nek olması için bir sürü koşullar getiriyoruz. Yapıyı sü-nek yapmaya çalışırken, bir de malzemeniz sünek-se bu son derece fazla avantaj getiriyor. Beton kırıl-

gan bir malzeme olduğu için bazı tür yükler altındakullanılması sakıncalı. Betonarme betona göre dahasünek bir yapı malzemesi… Ancak ona sünekliğini ve-ren de içindeki çelik donatılar. Yüksek dayanımlı vegüvenlik gerilmelerinin küçük olması taşıyıcı siste-min hafif olmasına götürüyor sizi. Bu durum çürük ze-minler için büyük bir avantaj.

Çeliğin güvenli bir malzeme olma kriterlerini dep-rem ve yapı güvenliği açısından da değerlendirebi-lir misiniz?

N.Y.: Bir yapı dayanıklı, sünek ve rijit olmalı.Sü-neklik ciddi bir artı. Çünkü sünek malzemeler dep-rem yüklerini daha iyi sönümlendirdiği için yapıdaha az hasar görüyor. Hasar görse bile çelik yapı-ların onarımı daha hızlı ve kolay gerçekleştirilebili-yor. Dolayısıyla deprem bölgelerinde hemen kulla-nılması gereken yapılar veya hiç zarar görmemesi-ni beklediğimiz yapıların mutlaka çelikle yapılması-nı öneriyorum. Bir yapıyı malzemesi ne olursa olsun,depreme dayanıklı inşa edebilirsiniz. Deprem he-saplarında çoğunlukla yapının taşıyıcı sistem ağırlı-

Yener Gür’eş: “İMSAD bütün inşaat sektörü için önemli bir kuruluş”“İMSAD, sadece inşaat malzemesi sanayisi için değil, bütün inşaat sektörüiçin önemli bir kuruluş. Türkiye'de o noktaya gelinmedi ama dünyanın heryerine artık STK'lar devlet kurumları kadar etkin olmaya başladı. Hatta bazıalanlarda daha da etkinler. İMSAD çatısı altında birleşme aslında çok güzelbir şey doğurdu. Bu birleşme bir kere çok daha geniş bir alanın temsilcisiolması nedeniyle kamuda daha iyi bir yer buldu. Buna karşılık İMSAD'ınyaptığı atılımlarla sesini duyururken, kamunun da STK'lara ihtiyaç duyduğubir bilinç gelişti. Bu birleşmenin verdiği güçle İMSAD yalnız Türkiye'de değil,uluslararası arenada da sektörü temsil etmeye başladı. Bu da çok başarılısonuçlar veriyor. İMSAD'ın koordinatör bir kuruluş haline gelmesinden deson derece mutluyuz.”

TUCSA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. Yener Gür’eş

Page 34: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

34 Sektörel Güç

ğı etkili oluyor. Yapı ne kadar ağırsa ona gelecek dep-rem yükü de o oranda fazla olacaktır. Taşıyıcı siste-miniz hafifse, çelik yapı gibi, daha az deprem yükü et-kisinde kalacak. Sünek bir malzeme ve sünek tasa-rım kurallarıyla yaparsanız da deprem karşısında cid-di bir avantaj elde ediyorsunuz. Ama bu gene de birseçimdir. Yapıları hiç hasar almayacak şekilde ta-sarlamıyoruz. Eğer bu bir nükleer santral veya ben-zeri bir yapı değilse belli büyüklükteki hasarları ala-bilecek şekilde tasarlıyoruz. Bir çelik yapı hasaralsa bile onarımı kolay. Çünkü çelik yapıyı her aşa-masında gözle dahi kontrol edebiliyorsunuz.

“1 MİLYON TONU BULDUK”Biraz da sektörel görünümden söz edelim isterse-niz. Türk yapısal çelik sektörü 2010 yılını nasıl de-ğerlendiriyorsunuz? 2011'in ilk üç ayındaki perfor-mansı nedir?

H. Yener Gür’eş: (Y.G.): 2000 yılında 600 bin tonyapısal çelik işlendi. 2007 yılında ise 1 milyon tona çık-tı bu rakam. O zaman yaptığımız hesaplara göre 2015yılında 2 milyon ton olmamız gerekiyordu. Fakat2008'den itibaren krizin etkileri başladı. Diğer sektörlerkrizde yüzde 40 veya yüzde 50 mertebesinde düşüş-ler gösterirken, yapısal çelik sektörü yüzde 30 küçüldüve 700 bin ton civarına düştü. Bu 2010 yılında tekrar1 milyonu buldu. Sektör 1 milyon tonun üzerine çı-kacak bir potansiyele sahip ve o yükseliş trendi de-vam ediyor.

2011 yılının ilk çeyrek sonuçlarına baktığınızda ne-ler söyleyeceksiniz?

Y.G.: 2023 yılında Türkiye'de çelik üretimi eğer 50milyon tona ulaşacaksa, bütün dünyada çelik üreti-mine oranla yapısal çelik tüketiminin ne kadar ola-cağı tahminlerini yapabiliyorsunuz. Buradan hareketlesektörümüzde 2020'li yıllarda 5 milyon ton çelik kul-lanır hale gelmemiz gerekiyor. Şu anki veriler 2011yılında yapısal çelik kullanımının yükseleceğini gös-teriyor ama somut olarak rakam telaffuz etmek zor.Yatırımlarımız devam ediyor. Geçtiğimiz iki yıl için-de, küçük ve orta boy firmaların bazıları kapandı amabuna karşılık büyük firmaların yatırımlarına devamettiğini gördük. Türkiye eğer sadece rüzgâr enerji-si konusunda yaklaşık 20 bin megavat saat ilave te-

NesrinYardımcı:

“Malzemeseçiminde

alışkanlıklarınetkisi oluyor”

“Taşıyıcı sistem için malzeme seçerken ayrıntılı biranaliz yapmanız gerekiyor. Örneğin; yapının işleviönemli. Yapınız endüstri yapısı mı, konut mu, işmerkezi mi? İkincisi çevre ile ilgili koşullar.Örneğin zemin ve deprem bölgesinin derecesi,ulaşım olanakları, coğrafi koşullar gibi. Yapınınişletmeye açılması için düşündüğünüz son tarih,bu iş için ayrılan miktar ne kadar, kredikullanılacak mı, yapının tekrar kullanılmasıisteniyor mu, geçici bir yapı mı yoksa sürekli biryapı mı? Bu arada malzemenin piyasadabulunabilirlik durumu nedir? Malzeme seçimindetabii ki alışkanlıklar ve deneyimler de etkili oluyor.Bütün bunlara göre baktığınızda malzemelerinözelliklerini de iyi tanımanız gerekiyor.”

Page 35: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 35

sis kuracaksa, bu tesislerin sadece çelik kulelerinedüşen kısım 4,2 milyar avro. Bu rakam eğer önü-müzdeki 10 yıl içinde işlenecekse ve buna ortalamayılda 400 milyon avro derseniz, son yıllarda bu rakamyarım milyon avronun üzerine çıkacaktır. Bu sektö-rün küçük bir bölümü… Bu küçük bölümle yarım mil-yon avroluk iş yapıyorsak, 5 milyon avroya rahat ra-hat ulaşırız.

Türkiye'nin yapısal çelik üretim kapasitesi nedir?Yurt içinde kullanılan ve yurt dışına ihraç edilen mik-tar nedir?

Y.G.: Şu anda bizim bildiğimiz firmalardan yaptı-ğımız somut hesaplara göre kapasite olarak yılda 4milyon ton civarında çelik işlenebiliyor. Bu rakamınen az yüzde 50'si kadar bilemediğimiz kurum ve ku-ruluşlar da çelik işliyordur. Bir milyon ton üzerindenyurt içi ve yurt dışı kullanımını söylersek, Türkiye şuanda yaklaşık 300 bin ton çeliği ihraç ediyor, 700 binton kadarı da içeride kullanılıyor.

Sektörün dünyadaki pazar büyüklüğü ve yeri nedir? Y.G.: Çin, ABD, Japonya ve İngiltere sektörün en

önemli oyuncuları... Dünyadaki pazar büyüklüğükesin olarak bilinmiyor. Sadece Orta Doğu ve KuzeyAfrika ülkelerinde bir araştırma yapıldı. Her yıl Or-tadoğu ve Kuzey Avrupa (MENA) ülkelerinde yakla-şık 120 milyar dolarlık proje sisteme giriyor. Türki-ye bunun içinden çok küçük bir pay alıyor. Dış Tica-ret Müsteşarlığı yurt dışındaki bu pastadan daha faz-la pay almak için birtakım girişimler yapıyor, ancakfinansman açısından bazı sorunları çözemiyoruz. Çinbir devlet firması ile gittiği ülkede her türlü temina-tı verebiliyor ve her boyutta ihaleye girebiliyor. Türközel sektörü henüz o boyutta firmalar haline gelmediveya gelen firma sayısı çok az. O nedenle büyük iha-lelere giremiyoruz ve hep ihaleyi alanların taşeron-luğunu yapıyoruz.

“MÜTEAHHİTLERİMİZ TAŞERONOLABİLİR”Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerTürk inşaat malzemeleri sanayisi ve inşaat sektö-rünü 2011 yılının ilk üç aylık verilerine baktığımız-da epey etkilemiş görünüyor. Bu yaşananlardan Türkyapısal çelik sektörü hangi oranda etkilendi? Hedefve stratejiler değişti mi?

N.Y.: Birçok Türk firması o bölgelerde yaptığı iş-lerin parasını da alamadı. Yeni işlerini de yapamıyor.Ciddi boyutta etkilendiklerini düşünüyorum ama buolaylar bittikten sonra mutlaka oralarda yeni yapı-laşmalar olacak. Ancak bu yapılaşmada Türk müte-ahhitleri eskisi kadar önde olacak mı? En önemli soru

Yener Gür’eş: “İhracatımız olumsuz yönde etkilenmedi”“Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki siyasi ve sosyal huzursuzluklara veyaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, dış pazardaki ihracatımızda çokfazla bir azalma olmadı. Libya inşaat seektörümüzü en çok etkileyen ülkeoldu. Bununla birlikte, çelik yapı sektörü bu olumsuzluktan en az etkilenensektör oldu. Türk inşaat sektörü üyeleri sorunlu ülkelerde hak edişlerini yaptı,ama paralarını alamadı. Yapısal çelik sektörü üyeleri ürünlerini Türkiye'deyaparak, yaklaşık yüzde 80'ini akreditifle oraya gönderiyor. Dolayısıylaparalarını alıp, mallarını gönderdiler. Eğer bir kayıp olduysa kalan yüzde 20üzerinden bir kayıp söz konusudur.”

Page 36: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

36 Sektörel Güç

bu bence… Sanki olamayacak gibi geliyor. Vadeler ar-tık ön görülemiyor. Çünkü süreç tamamlanmadı. Özel-likle Libya'da olayların ne zaman biteceği belli değil.Şu anda bunlara bir vade koymak çok zor gibi görü-nüyor. Umarım devletlerarası yapılan görüşmelerdeTük müteahhitlerinin mağduriyetini gidermeye dairönlemler alınır. Türkiye bölgede yaşananlardan son-ra eski konumunda olamayacak. Türk müteahhitle-ri Fransız firmaların taşeronu olabilir.

Sektör bu yaşananlar karşısında rotasını nereye çe-virecek?

N.Y.: Türkiye yeni rotasını kuzeye yani TürkiCumhuriyetleri’ne doğru kaydıracaktır. Rusya, Azer-baycan ve Ukrayna gibi... Bu bölgelerde de müteah-hitlerimizin işleri vardı, bu yaşananlardan sonradaha fazla ağırlık verileceğini düşünüyorum. Balkanülkelerinde de belki yoğunlaşma yaşanabilir. Ya da As-ya’nın içlerine doğru gidilir. Çünkü Kuzey Afrika ül-kelerindeki karışıklık uzun bir süre devam edebilir.

Türk yapısal çelik sektörünün içerde ve dışarda negibi sorunları var. Dernek olarak çözüm önerileri-niz nedir?

N.Y.: Çelik yapıların tanınmaması ve yaygınlaş-mamış olması sektörün en büyük sorunu. Çelik ya-pılar konusunda bir bilgisizlik var. Ne zaman çelik ya-pıların sorunlarından bahis açılsa, yangın ve koroz-yon riski deniyor. Korozyondan dolayı çelik yapılarısuçlamak çok yanlış. Betonarme yapılar için çok dahabüyük bir bela korozyon. Çelik yapılarda periyodik ba-kımlarla korozyonu önleyebiliyorsunuz ya da gide-rebiliyorsunuz. Bugün artık çelik yapılar için yangı-nın sorun olduğunu söylemek, birtakım mühendis-lik bilgilerini izlemiyor olmaktır. Çelik yapılarda cid-di bir şekilde yangın hesabı yapılabiliyor. Eğer çelikyapınızı bilinçli bir şekilde koruyacak önlemleri alı-yorsanız hem yapınıza ekonomik olarak artı katarsı-nız, hem de korunmasını sağlarsınız. Mimarları-mızdan başlayarak çelik yapılarla ilgili deneyim ek-sikliği var. Mimarlarımız bazı detayları gerçekleşti-remeyeceklerini düşünüyor. Ancak bu devirde detaygerçekleştirmek korkulacak bir durum değil. Çelikyapı aynı zamanda bir kültür. Endüstri devrimi çelikyapılarla başladı. Ülkelerin gelişmişliğinde çelik ya-pıların kullanım oranı ciddi bir göstergedir. Bütün ge-lişmiş ülkelerin yapı stokuna baktığınızda çelik yapı-lar yüzde 50'nin üzerindedir. Maalesef Türkiye’de buoran yüzde 6.

Nesrin Yardımcı: “Çeliğin maliyet avantajı var”“Yüksek katlı yapıların toplam maliyet analizinde, çeliğin avantajları var.Maliyet yapınız için ciddi bir etkense zemine göre malzeme seçmek çokönemli. Hız maliyete artı katar. Krediyle iş yapıyorsanız, çelik inşaatı dahaçabuk tamamlamanız mümkün. O zaman bunun getirisi var. Endüstri yapısıveya iş merkezi ise bir an önce işletmeye açmak isteyeceksiniz. Maliyetanalizini yaparken, bunları da işin içine katmazsanız ve sadece çeliğin tonunaveya işlenme fiyatına bakarsanız bu yanlış olur.”

Yener Gür’eş:“Türkiye afetlerde GSMH’nin yüzde birini kaybediyor”“Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) 2006'danitibaren geliştirdiğimiz bir projemizle yakından ilgilenmeye başladı.Projemizi desteklediklerini belirttiler ve nasıl geliştirilmesi gerektiğinikonuştuk. Onlardan aldığımız destekle ikinci bir proje daha gerçekleştirdik.Bazı projemiz hemen hayata geçirilecek nitelikte. Bazı binaların çiftmaksatlı olarak tasarlanıp, depremden sonra derhal kullanılabilir halegelmesine çalışıyoruz. Bir de kamu kampüsü ismi taktığımız projemiz var.Her bölgede depremde faaliyet göstermesi gereken; hatta deprem devamederken veya sonrasında kullanılması gereken binaların özel tip projelerşeklinde tasarlanması gerekir. İtfaiye, AKOM, emniyet birimleri, vilayet,kaymakamlık binaları ve hastaneler; hemen bunları o boş alanlarda kurarakhayata geçirmek lazım. Afetlerden dolayı Türkiye her yıl Gayri Safi MilliHasılası’nın (GSMH) ortalama yüzde birini kaybediyor. Bu çok ciddi birrakam. Endirek giderleriyle bu rakam yüzde 2-3'leri bulur. Binde 5 biryatırım yapsanız bunları önlemek için, devlet kârlı çıkar.”

Page 37: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 38: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

38 Özel Haber

Page 39: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 39

Tunus, Mısır, Cezayir, Libya, Yemen ve Suriye…Kuzey Afrika ve Orta Doğu yangın yeri… Türkinşaat malzemesi sanayisi ve inşaat sektö-

rünün en önemli ihracat kapıları yaşanan siyasi ge-lişmelerle yeniden dizayn ediliyor. Bu yeniden ya-pılanma Türk müteahhitlerinin ve inşaat malzemesisanayisinin bölgedeki ihracat pastasından aldığı payıdeğiştirecek gibi görünüyor. Dengelerin değiş-mesi hem içerde hem de dışarda Türk ekonomisi-nin lokomotif sektörlerinde olan ve 2010 yılınıyüzde 17,1’lik bir büyüme ile kapatan inşaat mal-zemeleri sanayisinin kısa, orta ve uzun vade stra-tejilerini de yeniden gözden geçirmesini sağladı.

Ülke ekonomisinin yüzde 4’ünü inşaat sektö-rünün oluşturduğu Libya, Türk müteahhitleri içinçok önemli bir pazardı. Hâlihazırdaki yaklaşık 16milyar dolarlık hali hazırda taahhüt işlerinin yanı sıraLibya’da bugüne kadar bitirilen işlerin miktarı ise50 milyar doları buluyor. Türk müteahhitlerinin soniki yılda Libya’da üstlendikleri 7,5 milyar dolar ci-varındaki konut, otel, havaalanı, demiryolu gibi 124proje, bu ülkenin Türkiye için ne kadar önemli ol-duğunu gösteriyor. Libya’da Türk müteahhitlerininbitirdikleri 2 milyar dolarlık alacakları da yaşanangelişmelerden sonra ödenmedi. Türkiye’nin 1,5 mil-yar dolarlık yatırımının bulunduğu Mısır’a 2010 yı-lında 2,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirilirken,2009 yılıyla kıyaslandığında yüzde 13, 6’lık düşüş ya-şandığı görüldü.

RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER YAŞANIYORSiyasi gelişmelerin ateşinin arttığı ilk 3 aylık ve-

rilere bakıldığında Kuzey Afrika ve Orta Doğu’ya ger-çekleştirilen inşaat malzemesi ihracatında gözle gö-rülür keskin düşüşler yaşandı. Libya’da yüzde 44,63, Mısır’da yüzde 61,27, Cezayir’de yüzde 52,18, Su-riye’de yüzde 11,77 ve Tunus’ta yüzde 58, 92’lik ih-racat düşüşleri Türk inşaat sektörünün yeni bir stra-teji kurgulaması gerekliliğini de ortaya koydu.

Kuzey Afrika ve Orta Doğu’yu saran

Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşanan siyasi gelişmelerekonomik anlamda dengeleri değiştirdi. Bölgede güçlü

olan Türk inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayiside stratejisini yeniden gözden geçirdi. Kısa ve orta

vadede kaybedilen pazarların yerine yeni pazarlarladenge arayışı başladı.

Page 40: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

40 Özel Haber

Libya’da 2010 Ocak-Mart aylarında gerçekleştiri-len inşaat malzemesi ihracatı 200 milyon dolar iken,bu rakam 2011 yılının ilk üç ayında yaklaşık 111 mil-yon dolara geriledi. Mısır’da daha keskin bir düşüşsöz konusu. 2010 yılının ilk üç ayında 203 milyon do-lar civarında olan ihracat, 2011 yılının aynı döne-minde yaklaşık 79 milyon dolara indi. Mısır’da su-lar duruldu gibi görünse de, rejim ve yönetim be-lirsizliği ticari ilişkileri radikal bir şekilde etkiledi.

İsyan ateşinin ilk yakıldığı ülke olan Tunus’a2010 yılının ilk üç ayında 20 milyon dolar ihracat ger-çekleştiren Türk inşaat malzemeleri sanayisi, 2011yılının ilk üç ayında sadece 8 milyon dolarda kaldı.Cezayir’de de durum farklı değil. 133,5 milyon do-larlık 2010 yılı ilk üç ayı ihracatı, 2011’in aynı dö-neminde yaklaşık 64 milyon dolara düştü. Denklemesonradan eklenen yakın komşumuz Suriye’de isedüşüşün ilk etkileri ilk üç aylık verilerde görüldü.Yıl sonuna doğru bu etkinin artacağını ihracat ve-rilerinden görmek mümkün. 2010 yılının ilk üç ayın-da yaklaşık 88,5 milyon dolar ihracat gerçekleş-tirdiğimiz Suriye’de 2011 yılının aynı döneminde 78milyon dolar ihracat gerçekleştirmemiz yıl sonu ih-racat beklentilerini etkiliyor. Türk inşaat malze-meleri sanayisinin itici gücünü oluşturan demir çe-lik, çimento ve cam ihracatı da 2011’in ilk üç ayın-da düşüşler yaşadı. Özellikle Libya’da duran yatı-rımlar, sektörün önemli kalemleri sayılan inşaat de-miri ve çimento ihracatının yüzde 20 ile yüzde 50arasında azalmasını sağladı. İnşaat demiri Türki-ye ile Mısır arasındaki ticarette en önemli ürün ola-

rak biliniyor. İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İM-

SAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç’agöre Kuzey Afrika’da yaşanan gelişmeler, özellik-le Türk inşaat sektörüne orta vadede olumsuz ola-rak yansıyacak. “Bu süreç çıkılan veya faaliyetle-rin azaldığı pazarlara alternatif olarak diğer re-kabetin nispeten az olduğu ama potansiyeli yük-sek gelişen pazarlarda Türk inşaat firmalarının yeralmasını zorlayacaktır” diyen Bilmaç, Türk inşaatfirmalarının yeni pazarlara yönelmeye başladığınısöylüyor. Bilmaç, “Türk inşaat firmaları alterna-tif pazarlar oluşturarak, rotasını yeni yükselenbölgelere çevirerek bu olumsuzlukları kısa za-manda aşacak ve çok fazla etkilenmeyecektir.Yeni pazarlar arasında firmaların başta Türkme-nistan olmak üzere Irak ve Afrika kıtasında önem-li projelere imza attıklarını görüyoruz.”

LİBYA’DA DENGELER DEĞİŞEBİLİR?Libya’da ana üstlenici olan Türk müteahhitlik

sektörünün Kaddafi’nin gidişinden sonra yeni den-geler üzerinde kısa ve orta vadede taşeron duru-muna düşeceği endişesi taşıyan sanayiciler, özel-likle yeni dönemde Fransız etkisine dikkat çekiyor.2011 yılının ilk üç aylık verilerine bakıldığındakeskin düşüşler görüldüğünü ifade eden İMSAD Yö-netim Kurulu Eski Başkanı Orhan Turan, yıl sonundadaha radikal değişiklikler yaşanacağını düşünüyor.Kısa ve orta vadede Türk inşaat malzemeleri sa-nayisi ve inşaat sektörünün Tunus’ta başlayan vedomino etkisiyle Kuzey Afrika ve Suriye’ye kadaruzanan isyan ateşinden etkileneceğinin altını çizenTuran, bu bölgelerin yeniden dizayn edildiğini dü-şünenlerden.

Turan, “Bu dizaynda Türk inşaat malzemelerisanayi ve müteahhitlik sektörü etkileniyor ve etki-lenecek. Orta ve uzun vadede buraların yeniden ya-pılanması gerekecek. Altyapıdan konut, otel ve alış-veriş merkezlerine kadar yatırıma ihtiyaç duyula-caktır. Bu bölgede inşaat sektörü güçlü olan Tür-kiye'nin yeniden eski paylarını alacağını tahmin edi-yorum” diyor. Ancak şu endişesini de paylaşıyor.“Libya ve Cezayir'de Türk inşaat malzemeleri anamüteahhit. Yeniden dizayn sonrası Türk inşaatfirmaları taşeron olabilir. Özellikle Fransız firma-

İMSAD Yönetim KuruluBaşkanı HüseyinBilmaç:

“Joint venture oluşumları ileortak projeler yürütüyoruz”“Yetişmiş Türk mühendis ve mimarlarınındünyanın birçok ülkesindeki projelerin üstyönetimlerinde yer almaya başladıklarını dagörüyoruz. Bu gelişmeler inşaat sektörümüz içinpozitif gelişmelerdir. Ancak müteahhitlerimizeskiden de olduğu gibi birçok projede taşeronlukgörevini sürdürmeye devam edeceklerdir.Taşeronluk ve joint venture oluşumları ile baştaAfganistan, Irak, bazı Afrika ülkeleri ile Körfezülkelerinde ortak projeler sürdürüyoruz.”

Page 41: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 42: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

42 Özel Haber

larının ana müteahhit olup, Türk inşaat firmaları-nı da taşeron olarak kullanma ihtimali yüksek.”

Libya’da hâlâ bir çözüme ulaşılamamış olma-sını talihsizlik olarak değerlendiren İMSAD Yöne-tim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç, Libya’da iş ya-pan Türk firmalarının büyük kayıpları olduğunu vur-guluyor. Ancak Bilmaç, bölgede yaşanan gelişme-lere karşın sektör firmaları adına umutsuz değil.Türk müteahhitlik firmalarının hızlı hareket edip,cesur kararlar ve riskler aldığını işaret eden Bilmaç,“Firmalarımız çok kısa zamanda alternatif ülkelerdekonuşlandılar bile. Adını daha önce duymadığımızEkvator Ginesi ve Umman gibi bir çok ülkedeönemli projelerde yer alıyorlar. Müteahhitlik sek-törü eski gücünü korumaya devam edecek bundahiç kuşku yok. Müşavirlik hizmetlerimizde de ulus-lararası oyuncu olmaya başladığımız anda daha çokTürk markalı ürünler şartnamelere girecek veprojelerde daha da etkin olmaya başlayacağız” di-yor.

KAYIPLAR YENİ PAZARLARLA TELAFİ EDİLECEK

Krizler ve siyasi gerginlikler karşısında yeni pa-zarlar bulmakta zorlanmayan, dinamik bir yapıyasahip sektörün kısa ve orta vadede yaşananlardanetkileneceği, ancak uzun vadede rüzgârın tekrarTürkiye lehine eseceği görüşü hâkim. Ancak bu kısave orta vade, 2011 yılı başında tahmin edilendenuzun sürecek gibi… Türk inşaat malzemesi üreti-cilerinin devlet teşvikleri ile yeni pazarlara açılım-lar yaptıklarını kaydeden Bilmaç, Avrupa pazarın-da yaşanan durağanlığın, Kuzey Afrika ve Orta Do-ğu’daki gelişmelerin yarattığı kayıpların yeni pa-zarlarla telafi edileceğini ifade ediyor. Bilmaç,“Başta Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere kör-

fez ülkelerinin inşaat sektöründeki büyük yatırım-ları; Cezayir ve Irak’ın güneyindeki Bağdat ve Bas-ra merkezli inşaat faaliyetleri üreticilerin yakın il-gisini çekiyor. Yeni bakış açımıza göre tüm dünyabizim pazarımızdır. Son zamanlarda komşu ülke-lerle vizelerin kalkması, karşılıklı ziyaretlerin art-ması ve ticaretin kolaylaşması sektörümüzün ih-racatına ivme kazandırmıştır. Türk mallarına olangüven ve kalite algısı her geçen gün artmaktadır”diyor.

Enerji kaynaklarına sahip olan ve ihracat yapanülkelerdeki yatırımlara rotasını çeviren sektörünKuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşadığı kayıpları te-lafi edeceğini söyleyen Orhan Turan, Suudi Ara-bistan’daki 25-30 milyar doları bulan projelerin Türkmüteahhitleri ve inşaat malzemesi sanayisi için al-ternatiflerden biri olduğunu işaret ediyor. Bölge-de yaşanan sıkıntıların strateji değişikliği yarata-cağını belirten Turan, şunları söylüyor: “Özel sek-törümüz çok hareketli. Türkiye ekonomisi özel sek-törün bu dinamik hareketliliği ile gidiyor. 2008 eko-nomik krizinde Türk inşaat malzemeleri sektörü çi-mento ve demir çelik ihracatında sıkıntıya girinceKuzey Afrika ve Rusya açılımı yaptı. İçerde kayıp,yeni pazarlarla kapatıldı. Müteahhitlikte de durumaynı. Kuzey Afrika yıldız pazarımızdı, yaşanan ge-lişmeler sektörümüzü hemen Katar, Hindistan,Rusya ve Azerbaycan’a odakladı. Libya'da müte-ahhitlik gelirlerinde ilk sıradaydık ve şu an o pazarıkaybettik. Gelecekte ne olur bilemiyorum. Belirsizlikçabuk bitseydi yeniden dönme olasılığımız yüksekti.Ama süreç uzadıkça, doğal olarak belirsizlikler deartıyor. Bu nedenle sektörün yeni pazarlara açılmasıve o pazarları devreye alması gerekiyor. BelkiKuzey Afrika'nın bir altı, Katar, Rusya, Hindistan gibiülkelere ağırlık verilmeli.”

İhracatta düşüşler yaşanan pazarlardaki kes-

Ülke 2010 2011 2010 2011 (Ocak-Mart) (Ocak-Mart) Değişim(%) (Ocak-Mart) Pay (Ocak-Mart) Pay

Irak 380.970.677 510.159.319 33,91 10,52 11,06BAE 134.389.070 381.008.661 183,51 3,71 8,26İran 123.378.343 162.779.526 31,94 3,41 3,53Rusya 73.528.879 116.488.435 58,43 2,03 2,53S. Arabistan 86.151.845 115.033.997 33,52 2,38 2,49Libya 200.297.375 110.902.176 -44,63 5,53 2,40Azerbaycan 82.827.871 107.766.637 30,11 2,29% 2,34%Mısır 203.348.706 78.881.971 -61,21 5,61 1,71Suriye 88.438.479 78.026.937 -11,77 2,44 1,69Cezayir 133.541.995 63.855.998 -52,18 3,69 1,38Kazakistan 32.836.826 26.075.788 -20,59 0,91 0,57Sudan 6.739.897 13.655.728 102,61 0,19 0,30Katar 8.655.259 10.566.758 22,08 0,24 0,23Tunus 20.386.005 8.374.865 -58,92 0,56 0,18Sırbistan 9.310.546 7.536.934 -19,05 0,26 0,16G.Kore 2.831.921 7.332.672 158,93 0,08 0,16Bosna-Hersek 5.081.300 7.269.271 43,06 0,14 0,16Hırvatistan 35.165.086 6.979.310 -80,15 0,97 0,15Madagaskar 1.441.491 6.521.625 352,42 0,04 0,14Arjantin 6.175.165 2.336.369 -62,17 0,17 0,05

Ülkelerbazında

ihracattakideğişim

Page 43: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 43

Madde 2010 (Ocak-Mart) 2011 (Ocak-Mart) Değişim(%)Çimento; Portland; Diğer ambalajlanmış 167.654.363 113.018.931 -32,59Demir/Çelikten; Gaz/Petrol Boru Hattı borusu (Perçinli dikişsiz) 91.926.592 76.070.092 -17,25Demir çelikten kuleler ve pilonlar 53.295.483 47.556.600 -10,77Demir çelikten; diğer dikişli, perçinli ince, kalın borular-gaz/petrol hattı için 39.652.829 25.425.734 -35,88Çimento; Klinker 35.948.447 19.741.634 -45,08%Çimento; Portland; Beyaz, Ambalajlanmış 13.675.902 11.522.024 -15,75%Demir çelikten esası sac olan inşaat aksamı 11.234.226 8.140.178 -27,54%Adi topraktan olan diğer karolar, küpler ve benzeri eşya 10.313.707 7.341.605 -28,82%Renkli karolar 9.144.629 5.478.366 -40,09%Cam liflerden keçe 6.278.715 4.516.267 -28,07%Diğer maddelerden diğer elektrikli aydınlatma cihazları 6.118.099 4.242.554 -30,66%Sert borular, Hortumlar 8.980.142 4.114.213 -54,19%Çimento; Su altında sertleşen, ambalajlanmış 4.076.743 2.159.220 -47,04%Boya ve vernikler 2.616.956 1.513.679 -42,16%Hazır sıva 8.326.025 847.418 -89,82%Demir çelikten diğer ince, kalın boru 1.112.298 639.194 -42,53%Takviyesiz cam 1.091.412 566.596 -48,09%Alçı taşı 1.153.469 536.114 -53,52%Demir çelikten (Çivi vb.) 1.008.308 508.830 -49,54%

Page 44: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

44 Özel Haber

kin değişimler kadar, artan ihracat pazarlarımız-da radikal yükselişler de yaşanıyor. Irak, BirleşikArap Emirlikleri (BAE), İran, Katar, Rusya ve Suu-di Arabistan bu pazarlar arasında yer alıyor. 2010yılının ilk üç ayında Irak’a 381 milyon dolar civarındaihracat gerçekleştiren Türk inşaat malzemeleri sa-nayisi, 2011 yılının aynı döneminde yaklaşık yüzde34’lük bir artışla ihracatını 510 milyon dolara çı-kardı. Sektörün İran’a yüzde 32, Katar’a yüzde 22,Rusya’ya yüzde 58, BAE’ye yüzde 183, Madagas-kar’a yüzde 352 ve Güney Kore’ye ise yüzde 158 ar-tan 2011 ilk üç aylık ihracatı yeni dönem içinumut veriyor.

DIŞARISI İÇERİYE YANSIYORSadece dışarıda yaşanan siyasi sorunlar değil,

Türk inşaat malzemelerinin ihracat gücünü etki-leyen. Aynı zamanda içerde de sıkıntı söz konusu.Bu sıkıntıyı Turan şöyle dile getiriyor: “Dışardakiproblemin içeriye yansımaları söz konusu. Türk in-şaat malzemeleri sektörü ilk ayda çok hızlı büyü-dü. Ancak Nisan 2011’den itibaren bir yavaşlama ya-şandığı da görülüyor. Merkez Bankası’nın aldığımunzam karşılıkları, konut kredilerine getirilen sı-nırlamalar ve ekonominin soğutulması çalışmala-rı da sektörü etkiliyor. Ortalama yıllık 400 binkengeçen sene alınan ruhsat sayısı 800 bin. Emtia fi-yatlarında yaşanan artışın mamule yansıması da sı-kıntı yaratıyor. Ham madde girdi oranı yüksekmamul yapıyorsanız, emtia fiyatları artmasınakarşın, siz mamule bu fiyatı yansıtamıyorsunuz. Pet-rolün artması, buna bağlı inşaat malzemelerinin fi-yatlarını da artırıyor. Maliyetler artıyor, satış fiyat-ları sabit kalıyor. Bu sektörde bir baskı yaratıyor.”

İçerde ve dışarda yaşanan gelişmelerin bir dü-zeltme hareketi olduğunu söyleyen Turan, 2010 yı-lında öngörülerin üzerinde büyüyen sektörün 2011’deyüzde 5-10 bandında büyüyeceği tahminini yapıyor.Birçok inşaat malzemesinin ham maddesinin itha-lata dayalı olduğunu hatırlatan Bilmaç da, “Son za-manlarda artan ham madde fiyatları ile iç ve dış pa-zarda yaşanan yoğun rekabet, fiyat artışlarına tammanası ile yansımamaktadır. Ancak bu artışların in-şaat malzemelerine yansımaması yakın gelecektezor gözükmektedir. Yakın zamanda inşaat malze-melerinde bir miktar fiyat artışı kaçınılmaz gözük-mektedir” diyor. Uluslararası borsalarda metale en-deksli emtia fiyatlarının arttığına işaret eden Bilmaç,petrol fiyatlarında varil başına 110 dolar seviyeleri-nin iç nakliye ve üretim maliyetlerine artış olarak yan-sıdığını, birçok üreticinin artan maliyetlere rağmen,yaşanan yoğun rekabet nedeni ile düşük kâr marj-ları ile yaşamaya çalıştıklarını kaydediyor.

İMSAD Yönetim KuruluEski Başkanı OrhanTuran

“2011’i kayıp olarak görüyorum”Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşanan siyasigelişmelerden sonra Türkiye’nin kısa ve ortavadede kaybettiği ihracat pazarlarının yerineRusya, Azerbaycan, Katar ve Suudi Arabistan’arotasını çevireceğini söyleyen Orhan Turan, “Yinede 2011’i kayıp bir yıl olarak görüyorum. Herkesplanını bu duruma göre yapmalı” diyor. Mısır’daEylül 2011’den sonra düzelme olabileceğine işareteden Turan, bu bölgelerde yeniden müteahhitliksektörünün istenen seviyeye gelmesi için zamanaihtiyaçı olduğunun da altını çiziyor. 2018 ve 2022Dünya kupalarının Rusya ve Katar’da yapılacakolmasıyla Türk inşaat sektörünün acilen bu ikiülkeye odaklanması gerektiğini belirten Turan,sektörün kollektif hareket etmesi gerektiğinisöylüyor. Turan, “Herkes bireysel hareket ediyor,kollektif hareket etme kültürümüz yok. Güç birliğiyaklaşımımız yok. Gittiğimiz ülkelerde debirbirimizle rekabet ediyoruz. Bu bölgelerde biryığın iş var. Herkes yoğun ancak kimse mutludeğil. İş ortaklıkları yapıp, bu bölgelerde dahakapsamlı stratejiler geliştirmemiz gerekiyor.Küçük olsun, benim olsun dönemi bitti. Müşavirlikhizmetlerimizi de geliştirmemiz lazım” diyor.

Page 45: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 46: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

46 Profesyonel Bakış

İnşaat malzemeleri sektörünün ihtiyaç duydu-ğu beton katkılar, hazır harçlar ve su izolasyonmalzemeleri üretimiyle 1988’de sektöre giren

Betek AŞ, bugün Türkiye’nin önemli boya üretici-lerinden biri. 1993 yılında inşaat boyaları alanına,Avrupa’nın en büyük boya markası Caparol ile tek-nolojik işbirliği yaparak adım atan firma, 2001’desektöründe pazar liderliğini yakaladı. 2004 yılın-da yaklaşık 104 bin metrekare alana inşa edilenve yıllık üretim kapasitesi 150 bin ton olan Gebzefabrikasını tamamlayan firma, 2007’de RMI Bi-limsel Araştırma Merkezi’ni açtı. Bu merkezözellikle boya ve ısı yalıtımının gelişimi açısında çokönemli çalışmalar gerçekleştiriyor. 2009 yılında ta-mamlanan yeni tesisleriyle, 152 bin metrekarelikbüyüklük ve yıllık yaklaşık 348 bin ton üretim kap-asitesine ulaşan BETEK AŞ Genel Müdürü TayfunKüçükoğlu ile boya sektörünün dünden bügüne ge-çirdiği değişimi ve yakaladıkları başarıyı konuştuk.

Boya sektörünün geçmişten bugüne geçirdiğiaşamalar ve dönüm noktalarından bahsedermisiniz?

Türk boya sektörü, dünyadaki gelişmeleri ta-kip eden, rekabetçi ve bölgesinde Türkiye’deki en-düstri kolunu mükemmel şekilde temsil edecekseviyeye ulaştı. Türkiye için memnuniyet verici birdurum; aynı zamanda bölgemizdeki ülkeler için debir fırsat oluşturuyor. Bundan 10-20 yıl öncedünyadaki boya ve kimya endüstrisinin cazibe mer-kezleri farklı noktalardı. 10 yıl önce cazibe mer-kezi Batı Avrupa’daydı. Şu anda dünya yeni bir ca-zibe merkezi arayışı içinde. Çünkü batıda ve ge-lişmiş ülkelerdeki tüketim miktarlarını nüfusunyaşlanmasından dolayı daha ileriye götürebil-mek mümkün değil. Dolayısıyla tüketim, merke-zi Türkiye olan coğrafyada olacak. Boya sektöründede, diğer sektörlerde olduğu gibi dünyaya açılmayani kırılma noktası 80’li yıllarda başladı. Firmaolarak 1988’de su izolasyonu ile işe başladık. 90’lıyıllarda su yalıtım malzemeleriyle öne çıkan bir fir-maydık. ‘Hangi kollarda faaliyetlerimizi geliştiri-riz’ diye baktığımızda, potansiyel açısından boyasektörünün geride durduğunu fark ettik.

Nasıl bir geride durmadan söz ediyoruz?1990-1992 yılları arasında sektörü incelediği-

miz dönemde çok önemli markalar ve muazzamüretim potansiyelleri vardı. Müthiş bir rekabetçi-lik vardı, kurulu kapasitenin yarısı kullanılıyordu.Bu şartlarda girilecek bir sektör gibi görünmü-yordu. Fakat Batı Avrupa ülkelerindeki ürün ya-pısına baktığımızda, ülkemizdeki önde gelen bo-yaların nitelikleriyle arasında ciddi farklar tespitettik. Türkiye’deki boyalar, Batı Avrupa’daki bo-yalardan teknoloji kullanımı açısından 20-25 yıl ge-riydi. Batı’da silikonlu boyalar ve su bazlı saten bo-yalar varken, Türkiye’de yoktu. Ya rekabetin yoğunolduğu sektöre ilgizi kalacaktık, ya da en üstün tek-nolojiyi ve yeniliği getirerek fark yaratacaktık. İkin-ciyi tercih ederek 1993 yılında Alman Caparol fir-ması ile anlaşmaya vardır. O dönem hiçbir Avru-pa firması sektörde Türk firmalarıyla çalışmayahazır değildi. Teknoloji vermeye yanaşmıyorlardı.

O dönem Türk boya sektörünün gücü neydi?İnşaat boyaları sektöründe ithalat ve ihracat-

la bir yere gidebilmek mümkün değildi. Bugün sek-törümüz son derece gelişmiş bir coğrafyada, sonderece gelişmiş bir sektör oldu. Türkiye kendi için-deki dinamiklerle ve mevcut ürünlerle yürüyordu.Sektördeki eksiklik kapasite kullanımında, ciroelde etmede, markalaşma ve dağıtımda değildi.Teknolojik özellikleri güçlü ürün yapılamıyordu.Çağdaş ürünler ve sistemlerin uzağında, iç reka-bete dayalı bir ortam vardı.

Aradan geçen yıllar içinde sektörünüzde nasıl birteknolojik ürün yeniliği oldu?

Türkiye’de iç cepheler hep yağlı boya veya sa-ten boyayla boyanırdı. Bu boyaların özelliği sili-nebilmesiydi ancak kanserojen ürünlerin kulla-nıldığı boyalardı. Yani Avrupa’nın terkettiği ürün-lerdi. Firma olarak ülke insanının istediği, duvar-ların silinmesi özelliği su bazlı boya ile yaptık. 1994-95 yıllarında devreye aldığımız bu sistemimiz Av-rupa’daki boya teknolojisini zorlayan bir sistem-di. Silinen su bazlı boya yapmak, ileri teknoloji is-tiyor ve Avrupa, alışkanlıklarından dolayı böyle birürüne ihtiyaç duymuyor. Su bazlı iç cephe boyasıyaptığımızda ürünlerimiz Avrupa standartlarınında üstüne çıktı. Su bazlı boya silinebildiği gibi da-yanımı da yüksek bir boyaydı. Tüpte renklendirmesistemleri getirdik. Boyacılar hazır 10-15 renkleiş yaparken, tüple renklendirme sistemlerimizlebinlerce rengi karıştırarak boya yapmaya başla-dık. Daha sonra sentetik yağlı boyalarda kurşun-suz elementler kullanarak, demir, çelik ve ahşap

BETEK AŞ Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu:

“Boyada tüketim, merkeziTürkiye olan coğrafyada olacak”

“Bundan 10-20 yıl önce dünyadaki boya ve kimyaendüstrisinin cazibe merkezleri farklı noktalardı. 10 yılönce cazibe merkezi Batı Avrupa’daydı. Şu anda dünyayeni bir cazibe merkezi arayışı içinde… Dolayısıylatüketim, merkezi Türkiye olan coğrafyada olacak.”

Page 47: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 47

Page 48: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

48 Profesyonel Bakış

yüzeylerde yağlı boya kullanımını gerçekleştirdik.Sentetik yağlı boyaların yan etkilerini minimizeeden kurşunsuz ve aromatsız dediğimiz kanserojenolmayan veya daha az etki yapan ürünlerle ilgiliprogramı getirdik. Anti bakteriyel hastane boya-ları ve yemekhane boyaları gibi bir çok yeniliğeimza attık.

“CİROMUZUN YÜZDE 3’Ü ARGE’YE GİDİYOR”Firma olarak sektördeki konumunuz nedir? AR-GE’ye ne kadarlık yatırım yaptınız?

Ciromuzun yüzde 3’ü ARGE harcamalarına gi-diyor. Alman Caparol firmasıyla beraber 2000 yı-lından bugüne yaptığımız araştırmalarla, hemülkemize, hem de Avrupa’daki boya sektörüne bir-çok çalışma hazırlıyoruz. Bilimsel araştırmalaryaptığımız bir enstitü kurduk. Dünyadaki önemliham madde üreticileriyle çalışmalar yürütüyoruz.Boya endüstrisinin Türkiye merkezli gelişmesi açı-sından önemli yatırımlarımız var. Avrupa’da çokiyi iş yapan bir boya Türkiye koşuluna, iklimine,coğrafyasına ve tüketici alışkanlıklarına uyumgöstermeyebilir. Her iklim koşullarına göre boyateknolojisini tam kavrayarak ürün geliştirme di-siplinine sahip olmanız lazım. Türkiye’de özellik-le boya sektöründe bir nanoteknoloji balonu var.Boya sektöründe de çok önemli bir üreticimiz, bu-nun reklamını yaptı. Nano teknoloji ile boyanın tü-keticiye sunmadığı özellikleri, sunuyormuş gibigösterdiler.

Nanoteknolojinin boya sektörüne getirdiği birartı yok mu?

Yoktur. Bu kavram, nano boyutta üretilen ham

maddelerin, boya karışımında kullanılmasınıifade ediyor. Endüstrimizde mikro bazda, labo-ratuvar ortamında yüzeyin temizlenmesi ile ilgi-li olumlu sonuçlar alındı ve yapılan araştırmalarda Avrupa’da yayınlandı. Bunu laboratuvardatespit edebilirsiniz, ancak tüketiciye faydası yok.Teknik olarak bir şey kazandırsaydı en çok satanürünün silikonlu boyalar değil, nano boyalar ol-ması gerekiyordu. Nano teknoloji birçok endüs-tride çok önemli bir enstrümandır. Fakat bu tü-keticiye gerçekten hissedilir bir fayda sağlama-dan, sunulduğunda yanlış sonuçlara yol açar.

Boya sektörünün inşaat malzemeleri sanayi-sindeki yeri ve ağırlığı nedir?

İnşaat sektörü dendiğinde genelde yeni yapıyıanlıyoruz. Boya sektörünün yüzde 20’si yeni ya-pıya gider. Bu dönemler genelde inşaat sektö-rünün güçlü olduğu dönemlerdir. İnşaat sektö-rünün gücünü kaybettiği dönemlerde de bu oranyüzde 10 ile 20 arasında olur. Boyada kalanyüzde 80 yenileme pazarındadır. İnsanlar kendi-ni güvende ve iyi hissettiği zaman boya işinin vesektörün büyüdüğünü gözlemliyoruz.

2010 yılını sektörünüz nasıl bir performansla ge-çirdi? 2011 yılının ilk üç aylık verileri size ne söy-lüyor?

2010 yılında sektörümüz yüzde 8 büyüdü. Ge-çen seneyi 535 trilyon TL ciro ile kapattık. Bu senede büyüme trendinin devam ettiğini görüyoruz.Sadece Türkiye’de değil çevremizdeki coğrafya-da da etkimizin artırılması gerekiyor. Mısır’dakiyatırımımız yurt dışındaki yüzde 100 Türk ser-mayesi ile kurulmuştur. Kuzey Afrika’daki bu ge-lişmeler bizim o coğrafyadan beklentilerimizi dü-

“Tüketiciboyayı çok lüks

görüyor”

Tüketiciler boyayı çok lüks görüyor. Tüketicininboya yaptırması bazı davranışlara bağlı. Kendiniiyi hisseden, beklentileri artan tüketici boyayaptırıyor. Bu durum bazen kirlilikten bazen deevinin rengini değiştirme isteğinden ileri geliyor.Bu durum tüketicinin psikolojisi ile çok ilgili.Evlerin boyanması sadece teknik bir ihtiyaçtandeğil, psikolojik beklentilerin karşılanmasıaçısından çok önemli. Boya sektörü çok sağlıklıbir gelişme gösteriyor. Daha önce 8-10 renkle işyapılırken, şu anda 30 bin renk kullanıyoruz. Butüketicinin boyadaki beklentisinin yükseldiğinigösteriyor. Boyaların teknik özellikleri de gelişti.Daha kokusuz, daha pratik, 12 ay boyuncaustaların kirletmeden boya yapabildiği ürünlerçıktı. Boya tüketimindeki artış çağdaş seviyeleredoğru gidiyor. Ama burada daha alınacak çok yolvar. Batıda kişi başına boya tüketimi yıllık 20-22kilo iken, Türkiye’de bu rakam 5-6 kiloda kalıyor,çevremizde ülkelerde ortalama 3 kilo... Dünyaboya endüstrisinin ülkemize ilgi göstermesininnedenlerinden biri; hem ülkemizdeki boyasektörünün potansiyelinden yararlanmak, hemde ülkemiz merkezli coğrafi bir gelişim planınıhayata geçirebilmektir.

Page 49: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 49

şürmüyor. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda Mısırmerkezli fabrikamızla 300 milyon nüfusa güm-rüksüz ürün gönderebilmeyi hedefliyoruz. 2011’ide geçen sene gibi sektörümüz yüzde 7-8 büyü-meyle tamamlar. İkinci altı ayda tüketim eğili-minde alınacak ekonomik kararlarla düşme eği-limi olabilir.

“İHRACATTAN YATIRIMA GEÇMEK GEREKİYOR”Sektörün kapasitesi nedir ve ne kadarı ihraç edi-liyor?

Kapasiteyi tespit etmekte ciddi zorluklarımızvar. Sektörümüzün cirosunun yüzde 7’si ihraca-ta gidiyor. 1980 sonrası Avrupa’daki birçok ürün-de olduğu gibi boya da Türkiye’ye ihraç edilme-ye başladı. Türkiye’deki girişimcilik ile sanayimizsüratle gelişti. Şu anda inşaat sektörü katma de-ğeri en yüksek ihracatçı sektör. Bugün ihracatı-mızın önemli bir kısmını geçmişte ürün aldığımızülkelere yapıyoruz. Birçok sektörün kapasitesi-nin yüzde 50’si ihracat odaklı gidiyor. Gözden ka-çırılmaması gereken durum şu; O ülkelerdeki ye-rel endüstrilerde, bizim 1980’den sonra yaşadı-ğımız süratli bir sanayileşme dönemine giriyor.Sadece ihracat odaklı rakamlara hedeflenirsekvizyonumuzu köreltiriz. İhracatla o coğrafyada hâ-kim durumdayken, süratle sanayicilerimizin ya-tırımcı hale gelmesi gerekiyor. Yani ihracattan ya-tırımcı konuma geçmek gerekiyor.

Firma olarak yurt içi ve yurt dışı yatırımların-dan bahseder misiniz?

En son yalıtımla ilgili 30 milyon avroluk bir ya-tırım yaptık. Daha önceki boya yatırımlarımız da50 milyon avro civarında… Esas yatırımlarımız ise

pazar ve kanal yatırımları ile pazarın eğitilmesi-dir. Her yıl 10 binlerce ustanın yerinde eğitilme-si ve ürünlerin tanıtılmasıyla ilgili yatırımlarımızdevam ediyor. Gebze’de özellikle yalıtım sektö-rüne dönük eğitim merkezlerimiz var. Sırf bu eği-tim merkezi için 3 milyon avroluk bir yatırım yap-tık. 4 yıl önce faaliyete aldığımız Mısır’daki fab-rikamızda kapasite artışı düşünüyoruz. İlk etap-ta 5 milyon avro yatırım yaptımıştık. Şu anda 10milyon avroya ulaştı Mısır’daki yatırımımız.

Özellikle boya sektörü olarak Kuzey Afrika veOrta Doğu pazarlarında yaşanan gelişmelerin in-şaat malzemeleri sektörünü ve özelde sektö-rünüzü nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Kısa vadede bu gelişmeler inşaat sektörü-müzü olumsuz etkileyecektir. Bu kargaşa orta-mı düzeldikten sonra ürünlerimizin ve müteah-hitlerimizin faaliyetlerini yürüteceği bir ortam ola-caktır. Orta vadede o bölgelerdeki hakim halimizinartarak devam edeceğini ve potansiyelin de yük-seleceğini tahmin ediyorum. Mısır’da 2 yıl için-de önemli bir ekonomik ve sosyal gelişme ola-cağını düşünüyorum. Libya için şu aşamada birşey söylemek mümkün değil.

“Sektörümüz önemli alt yapı ve teknolojiye sahip”“Bugün boya sektörümüz tüm üreticilerle birlikte önemli bir alt yapıya veteknolojiye sahip oldu. Bunu da firma olarak tetiklediğimizi düşünüyorum.İlk yabancı ortaklığı ve lisans anlaşmasını yapan, çağdaş ürünleri getirerekgüçlü pazarlama teknikleriyle yürüyen bir firmaydık. Sektörümüz yüzde 80büyürken, firma olarak yüzde 5 bin 800 büyüdük. Rakiplerimizde bugelişmelere uyum sağlayarak bugünlere geldik. Onlarında gösterdiklerigelişimle sektörümüz oldukça iyi bir seviyeye geldi. Sağlıklı ve istikrarlıbüyümemizin temelinde, tüketicinin menfaatine olmayan hiçbir konuyu öneçıkarmamızda yatıyor.”

Page 50: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

50 Profesyonel Bakış

Özellikle Libya’da Türk müteahhitlerinin anayüklenici iken taşeron olacağı endişesini taşı-yor musunuz?

Tepeden inme müdahalelerle belki kısa va-dede taşeron olabiliriz. 15 gün önce Türkmenis-tan’daydım. Türkmenistan’da 5 yıl önce Türk veFransız firmaları arasında bir rekabet vardı.Yüzde 50-50 olan o durum bugün Türk müteah-hitlerinin lehine döndü. Şu anda yüzde 95 Türkmüteahhitleri, yüzde 5 Fransızlar… Serbest eko-nomide firmalarımızın rekabetçilik becerisi ge-lişmiştir. Libya’da kısa dönemde Fransız firma-ları etkin olabilir. Ancak sular durulduktan son-ra “Su yolunu bulacaktır” diyorum.

Bu kargaşa içinde sektör için yeni rota neresidir?Müteahhitlik sektörü ve inşaat malzemesi sa-

nayisinin rotasını konuşurken minimum onar yıl-lık periyotları ele almak lazım. Batı’da tüketim 20-22 kilo, Türkiye’de 5-6 kilo, çevremizde ise or-talama 3 kilo. Bu her sektörde böyle… Batı’daki22’yi artıramazsınız. Son noktaya geldi. Dünya,Türkiye ve etrafında gelişecek. Bu coğrafyada yeralmak için sadece para ve teknoloji yetmez.Türkiye, teknoloji ve beceri açısından birçokBatı ülkesinin kapasitesini yakaladı. Kültürelilişkiler ve girişimcilik dediğimiz, elle tutulama-yan yönümüz en önemli avantajımız. Önümüzdeki10 yılda Türk firmalarının hem müteahhitlik,hem de inşaat malzemesi sanayisi açısından cid-di avantajları olacaktır.

“Binalarımızınyüzde 96’sıyalıtımsız”

“Bugün sektörümüzde de enerji verimliliği ve ısıyalıtımı çok önemli. Türkiye’deki binaların yüzde96’sı yalıtımsız. Bu tempoyla yalıtım yapılsa dahi,50 yıla ihtiyacımız var. 2003 yılında, Avrupa’daki engelişmiş ısı yalıtım sistemlerini Türkiye pazarınagetirdik. Avrupa çapında ısı yalıtım ürünleri yapantesisimizi kurduk. Isı yalıtım pazarında da en yakınrakibimizin iki katı önde ve lider durumdayız.”

Page 51: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 52: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

52 Kapak

SAĞLAM YAPI,

AYAKTA KALIR

Depremden korunmanın

tek yolu

Page 53: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 53

Deprem ne zaman, hangi şiddetle gelirse gelsin;

Türkiye’nin yapı stoku can kaybı riskini artırıyor.

Depremden korunmanın tek yolu ise “sağlam yapı,

ayakta kalır” düşüncesiyle, mevcut yapı stokunun

iyileştirilmesi çalışmalarına hız verilmesinde,

deprem ve yapı güvenliği kavramlarının endişeye

yer bırakmayacak biçimde hayata

geçirilmesinde yatıyor.

Page 54: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

54 Kapak

Bir deprem ülkesi olan Türkiye’nin, çürükve güvensiz yapılarıyla birlikte yaşama lük-sü yok. “Deprem değil, yapı öldürür” ger-

çeği yakın tarihimizden derin izler taşırken, sa-dece İstanbul’daki yapı stokunun yaklaşık yüz-de 70’inin plansız ve kaçak olması ürkütücü...1999 Marmara Depremi’nin yaraları aradan ge-çen yıllara rağmen hala sızlıyor. Depremden son-

ra bir algı değişikliği olmasına, 2001’den sonrayapılan binalar için yönetmeliklerle gerekli ön-lemler alınmasına rağmen, mevcut yapı stoku-nun iyileştirilmesine dönük yapılan çalışmalarınyetersizliği endişe yaratıyor. TÜİK’in 2000 yılın-da yaptığı bir araştırmanın sonuçları tablonun va-hametini gözler önüne seriyor. “Türkiye’deki bi-naların 700 bini ayakta zor duruyor” diyen TÜİK'egöre bu binalar ya harap halde ya da esaslı birtadilata ihtiyaç duyuyor. Türkiye'de belediye sı-nırları içinde toplam 7 milyon 838 bin 675 adetbina bulunduğunu söyleyen TÜ‹K, binaların na-sıl bir kullanıma sahip olduğunu da belirliyor.

TÜ‹K, “Bu binaların 5 milyon 872 bin 808'i ko-nut 947 bin 931 adedinin konut ve konut dışı ka-rışık 470 bin 524'ü ticari 143 bin 209'u sanayi28 bin 820 âdeti eğitim 12 bin 931'i kültür sos-yal ve spor 6 bin 600'üsağlık 33 bin 124'ü res-mi daire 26 bin 952'si dini 291 bin 913'ü diğeramaçlarla kullanılıyor. Diğer binaların kullanımamacı ise belirlenemedi. 2000 yılında ülkedekitoplam konut sayısı da 16 milyon 235 bin 830 ola-rak belirlendi” diyor. Olası bir İstanbul Depre-minin ne zaman gerçekleşeceğine odaklanantartışmalar, fay hattının nereden geçtiğine dö-nük yerli yabancı bilim insanlarının günler,hatta haftalarca Marmara’da yaptıkları araştır-malar elbette yararlı. Ancak bir gerçek var ki,deprem ne zaman hangi şiddetle gelirse gelsin:Türkiye’nin yapı stoku can kaybı riskini artırıyor.Depremden korunmanın tek yolu ise “sağlamyapı, ayakta kalır” düşüncesiyle, mevcut yapı sto-kunun iyileştirilmesi çalışmalarına hız veril-mesinde, deprem ve yapı güvenliği kavramları-nın endişeye yer bırakamayacak biçimde haya-ta geçirilmesinde yatıyor.

“KESİN VERİYE SAHİP DEĞİLİZ”Binaların güçlendirilmesi hakkında kesin

bir veriye sahip olmadığımızı söyleyen TürkiyeDeprem Vakfı (TDV) Başkanı Prof. Dr. Hasan Bo-duroğlu, ilçe bazında risk haritalarına sahip olun-duğunu, mahalle bazında da birtakım veriler bu-lunduğunu ancak bu verilerin güvenirliğininsorgulanması gerektiğini vurguluyor. Kaçakyapıların güçlendirilmesinde bazı yasal sorun-lar olduğunu söyleyen Boduroğlu, “Bunlaragüçlendirme izni verirseniz yasal hale gelebi-lirler. Ancak bunlara geçici ve kısıtlı süreli bazıekonomik güçlendirme yapılabilir ve daha son-ra bunların hepsi kentsel dönüşüm projeleri kap-samında ele alınabilir. Bunun için yasal düzen-lemeler gereklidir” diyor.

1999 Marmara Depremi sonrası yapı gü-venliği ve risklerin paylaşımı açısından YapıDenetimi Yasası’nın çıkarılması gibi bazı işlerinyapıldığını söyleyen Boduroğlu, bu yasanın da ek-sik çıkarıldığını düşünüyor. “Türkiye’de mü-hendislik ve mimarlık hizmetleri hala 1930’lar-dan kalma kanunla yürütülüyor” diyen Bodu-roğlu, yapı güvenliğinde işin başlangıç noktası-nı da şöyle açıklıyor: “Dünyanın hemen hemen

Deprem sigortasının

kapsamı

DASK, zorunlu deprem sigortası kapsamındakibütün konutları ödenebilir bir prim karşılığındadepreme karşı sigorta güvencesi altına almayıamaçlıyor. Zorunlu deprem sigortası, deprem vedeprem sonucu meydana gelen yangın, infilak,tsunami veya yer kaymasının konutlardadoğrudan neden olduğu maddi hasarları teminataltına alıyor. Böylece deprem sonrası oluşanmaddi hasarın hem devlet bütçesine hem dehane bütçelerine yük oluşturmamasını sağlıyor.Ev sahipleri, zorunlu deprem sigortası yaptırmakiçin en yakın sigorta acentesine veya bankaşubesine gidebiliyor. Konutları (yapı tarzı,metrekare ve adres) ve kendileriyle ilgili bilgileri(sigortalı vatandaşlık numarası, adres) beyanederek kolaylıkla ve kısa sürede zorunlu depremsigortası poliçesine sahip olabiliyor.

Depremdenetkilenen illerdekisigortalılık oranı

İl Sigortalılık (%)Eskişehir 31Balıkesir 26Bursa 25Manisa 17Afyon 17Uşak 16Kütahya 14

Bölgelerin sigortalılık

oranıBölge Sigortalılık (%)Marmara 35İç Anadolu 29Ege 25Akdeniz 19Karadeniz 18Doğu Anadolu 16G.Doğu Anadolu 13

Page 55: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 56: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

TGÜB Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar:

Türkiye gazbeton sektörü deprem konusunda üniversitelerleve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı başta olmak üzere kamu ileişbirliği içerisindedir. Sektörün sivil toplum örgütü olan TGÜB,Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği’nin üyesi olarak Avrupa’dayürütülen projelere ortak olmakta ve bu çalışmalardakigelişmeleri ülkemize taşımaktadır. Gazbetonun daha dahafifletilmesi için ARGE çalışmaları yapılmakta, bu sayede ısıyalıtımı niteliği artırılmakta ve binayı etkiyecek deprem yükünün azaltılmasınakatkıda bulunulmaya çalışılmaktadır. Ayrıca depremle ilgili ulusal ve uluslararasıtoplantılara iştirak edilerek tecrübe ve bilgi seviyesi artırılmaktadır.”

56 Kapak

hiçbir gelişmiş ülkesinde üniversiteden mezunolanlara hemen imza yetkisi verilmiyor. Bunlarbir deneyimden sonra (bir bakıma çıraklık dö-nemi) bir sınav sonucu bu yetkiye kavuşabili-yorlar. Bizde boyle bir durum yok.”

Deprem ve yapı güvenliğinde gerekli verile-rin değerlendirilerek yönetmeliklere eklenme-si gerekliliği dikkat çeken Boduroğlu, Türkiye’ninbu noktada kaplumbağa hızıyla mesafe kat et-tiğini anlatıyor. 1997 Deprem Yönetmeliği’neMevcut Yapıların Değerelendirilmesi ve Güç-lendirilmesiyle ilgili bir bölümün ancak 2008 yı-lında eklenerek, güncellendiğini kaydeden Bo-duroğlu, Yapı Denetimi Kanunu’nun 19 ilde uy-gulamaya konulmasına rağmen yetersiz kal-masıyla, Ocak 2011’den itibaren tüm Türki-ye’de uygulanmaya başlanmasına karar veril-diğini söylüyor.

“YAPI STOKUNUN YÜZDE 67’Sİ KAÇAK”

İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı daolan Fibrobeton İcra Kurulu Başkanı Dündar Ye-tişener, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birli-ği’nin (TMMOB) verilerine dikkati çekiyor.TMMOB verilerine göre Türkiye‘de 17 milyon ci-varındaki yapı stokunun yüzde 67‘si ruhsatsız vekaçak, yüzde 60‘ı yirmi yaş üzeri konutlardanoluşuyor diyen Yetişener, “Bu yapıların yüzde

40‘ının depreme karşı güçlendirilmesi gerekir”diyor. Yetişener’e göre 1999 Marmara Depremisonrasında değişen bir şey olmadı. “Aradan 12yıl geçmesine rağmen, binaların birçoğunun ha-len depreme karşı savunmasız olmasını açık-layacak hiçbir mantıklı gerekçe yok aslında” di-yen Yetişener, şöyle devam ediyor: “Türkiye bugerçeği bir kez daha kabul ederek, o tarihten iti-baren yeni yönetmelikler, afet, imar, yapı ka-nunları, kararnameleri çıkardıysa da yeni yapı-lan inşaatlar dışında mevcut binaların denetimiyapılmadı, kayıt dışı yapı üretimi devam etti veyapılan planlar hayata geçirilemedi.”

Hazırlanan planların ve çıkarılan yönetme-liklerin yetersizliğine bir vurgu da BASF YapıKimyasalları Türkiye Genel Müdürü Cüneyt Da-yıcıoğlu’ndan geliyor. Dayıcıoğlu, 2007 yılında yü-rürlüğe giren “Deprem Bölgelerinde YapılacakBinalar Hakkında Yönetmelik” doğrultusunda bi-naların incelendiğini ve projelendirildiğini be-lirtirken, bina güçlendirme ve depreme dayanıklıbinalar üretme konusunda çok daha sistematikilerlenmesi gerektiğininde altını çiziyor. Türki-ye’nin mevcut problemlerinin artarak devam et-memesi için depreme dayanıklı yapıların ta-sarlanması ve inşa edilmesinin bir zorunluluk ol-duğunu söyleyen Dayıcıoğlu’nun düşüncelerineTürkiye Gaz Beton Üreticileri Birliği Yönetim Ku-rulu Başkanı Fethi Hinginar da “Depremde yapıgüvenliği için en önemli konuların başında binataşıyıcılığı gelir” diyerek katılıyor.

“Nüfusun yoğun olduğu şehirlerdeki yapı sto-

“Deprem konusunda iş birlikleri içindeyiz”

“Türkiye’deki yapı stoğu yeni inşaat projeleriyle birlikteciddi bir yenilenme dönemine girdi. Bununla birlikte elbettedaha çok sayıda sağlıksız bina var. Son araştırmalar olasıbir İstanbul depreminde nüfusun yüzde 99,7’sinin hayattakalacağını, ancak yüz binlerce konutta hasar oluşacağınıgösteriyor. Biz de iletişim çalışmalarımızdavatandaşlarımızı bu konuda uyarıyoruz. Depremde hayattakalmak kadar, depremden sonra normal hayata dönmek de çok önemli.Vatandaşlarımızın hasarlı konutlarının yarattığı mali yük altında ezilmemek içinzorunlu deprem sigortası yaptırmaları şart. Tabii ki bununla birlikte yapınınsağlamlığının kontrol ettirilmesi, eşyaların sabitlenmesi de gerekiyor. BizDASK olarak verdiğimiz eğitimlerde tüm bunların altını çiziyoruz.”

DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı:

“Zorunlu deprem sigortası şart!”

Page 57: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 57

“Maalesef ülkemizdeki birçok projede bina maliyetinidüşürmek için kalitesiz, kayıt dışı malzemeler kullanılıyor.Her sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe bulunan kayıtdışı ve haksız rekabetin bu ülkeye ve insanına maliyeti çokağır… Özellikle depremlerdeki kayıplarımızın başlıcasebepleri arasında çöken binalarda kaçak üretilmişkalitesiz yapı malzemesi kullanımı geliyor. Dolayısıyla yapı malzemelerialanında haksız rekabetin önlenmesi sadece ticari değil, can güvenliğiaçısından da büyük önem taşıyor. Bu konuda devletin denetimleri titizliklesürdürmesi ve caydırıcı yaptırımlar uygulanması gerekiyor.

İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı veFibrobeton İcra Kurulu Başkanı Dündar Yetişener:

“Toplu seferberlik başlatılmalı”

ğu ve yeni yapılan binaların büyük bir çoğunlu-ğunun betonarme olduğunu hatırlatan Hinginar,“Hazır beton sektörünün gelişmesi beton da-yanımını disiplin altına almıştır, ancak çevreseletki sınıflarının dikkate alınmaması, işlenebilirliğiartırmak için şantiyede taze betona su verilmesigibi yanlış uygulamalar, yapı denetim sitemin-deki yetersizlikler hedeflenen dayanımlara ula-şılamamasına sebep olmaktadır. 25 yaşın üs-tündeki veya yapımında hazır beton kullanıl-mayan yapılar için beton dayanımı büyük bir soruişaretidir. Bu gerçek ülkemizdeki binalarındeprem ve yapı güvenliği için büyük önem arz et-mektedir” diyor.

Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) YönetimKurulu Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı da,“Bir yapının malzemesi ne olursa olsun depre-me karşı dayanıklı olarak inşa edebilirsiniz” di-yerek, deprem bölgelerinde hemen kullanılmasıgereken yapılar veya hiç zarar görmesini iste-mediğimiz yapıların çelikle yapılmasını öneriyor.Çeliğin sünek bir malzeme olduğunu vurgula-yan Yardımcı, “Sünek bir malzeme ve sünek ta-sarım kurallarıyla binaları yaparsanız depremkarşısında ciddi bir avantaj elde etmiş oluyor-sunuz. Çünkü sünek malzemeler deprem yük-lerini daha iyi sönümlendirdiği için yapı daha azhasar görüyor. Hasar görse bile çelik yapılarınonarımı daha hızlı ve kolay gerçekleştirilebili-yor” diyor.

1999 Marmara Depremi’nden sonra yapı-lanların yeterli olmadığını söyleyen Türkiye Alçı

Üreticileri Derneği (ALÇIDER) Yönetim KuruluBaşkanı Mehmet Tunaman, en büyük tehlikenin90’lı yıllarda ve öncesinde yapılan alçak katlı ya-pıların oluşturduğunu söylüyor.

“90’lı yıllardan sonra endüstriyel betonunkullanılmaya başlanması ve ağustos depremisonrası uygulanmaya başlayan yapı denetimi iledoğru zemin seçiminde artan özen yeni yapılardariski azaltmıştır” diyen Tunaman, endişesinişöyle dile getiriyor: “Bu süreç içerisinde dahaeski veya hasar görmüş yapıların bir kısmındagüçlendirme yapılmaya çalışılmışsa da ülke-mizde yapı güçlendirme tecrübesi, deneyim vebilginin yeterli olduğu hakkında kuşkularımvar.”

Page 58: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

BİNALARIN DÖRTTE BİRİ SİGORTALI1999 İzmit Depremi’nin ardından zorunlu

deprem sigortası hizmeti sunmak için 2000 yı-lında kurulan Deprem ve Afet Siğortalar Kuru-mu’nun (DASK), sunduğu sigorta teminatının yüz-de 26’da kalması, yani binaların sadece dörtte bi-rinin zorunlu deprem sigortası yaptırması dep-rem ve yapı güvenliğine toplum sal bakışı da yan-sıtıyor.

“Belediye ve mücavir alan sınırları içindekitüm konutların zorunlu deprem sigortasının ol-ması gerekiyor” diyen DASK Yönetim Kurulu Baş-kanı Selamet Yazıcı, zorunlu deprem sigortasıprimlerinin konutun yapı cinsi, yüz ölçümü ve bu-lunduğu bölgenin deprem risk derecesine görebelirlendiğini söylüyor. İstanbul’da birinci dep-rem bölgesinde bulunan 100 metrekarelik be-tonarme bir dairenin yıllık prim maliyetinin 145TL, yani ayda sadece 12 TL olduğunu belirten Ya-zıcı, zorunlu deprem sigortası yaptırmak iste-yenlere yenilemelerde yüzde 20, en az 8 daire-yi kapsayan toplu başvurularda da yüzde 20 ol-mak üzere yaklaşık yüzde 40 indirim fırsatı dasunduklarını aktarıyor. Yazıcı, ev sahiplerinin heriki indirimden de aynı anda yararlanabildikleri-ni hatırlatıyor.

Bugün itibariyle zorunlu deprem sigortasıkapsamına giren 13 milyon konuttan 3,4 milyo-nuna, yani yüzde 26’sına sigorta teminatı sun-duklarının altını çizen Yazıcı, bölgelerin sigor-talılık oranlarıyla ilgi de şu bilgileri veriyor:“Bölgelere baktığımızda Marmara yüzde 35'lik si-gortalılık oranı ile ilk sırada geliyor. Depremi ya-şayan İstanbul, Yalova, Sakarya’nın bu bölgedeyer alması ve bu illerimizdeki diğer illere göredaha yüksek sigortalılık oranı Marmara Bölge-si’ni ilk sıraya taşıyor. Diğer bölgelere görerisk seviyesi daha düşük İç Anadolu Marmara’nınardından yüzde 29 ile ikinci sırada yer alıyor. EgeBölgesi’nin neredeyse tamamı birinci risk böl-gesinde olmasına rağmen maalesef zorunlu

58 Kapak

Türkiye’de deprem mühendisliği adıyla bir bilim dalıolmasına rağmen, bu daldan mezun olan öğrencilerindeneyimlerinden yararlanılmaması da dikkate değer.Deprem Mühendisliği Eğitimi Programı’nın İTÜ’de 2002yılından beri verildiğini, Şubat 2010’da da İTÜ’de DepremMühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü kurulduğunuhatırlatan Prof. Dr. Boduroğlu, “Yetkin Mühendislik Yasası’nda, depremmühendisliği için de bir unvan verilmelidir” diyor. Aynı zamanda kurumlararası koordinasyon eksikliğine de dikkat çeken Boduroğlu, konuyla ilgilişunları söylüyor: “İki yıl önce kurulan Afet ve Acil Durum (AFAD) YönetimiBaşkanlığı bu konuda koordinasyonu sağlaması gereken kuruluştur, ancakdaha yeni olması nedeniyle tam işlev kazanamamıştır. Üyesi olduğum AFADDeprem Danışma Kurulu tarafından Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planıhazırlanmıştır ve bu en kısa zamanda uygulamaya konulacaktır. Bu planınuygulanmasının iyi takip edilmesi gerekmektedir.”

TDV Yönetim Kurulu Başklanı Porof. Dr. Hasan Boduroğlu:

“Kurumlar arası koordinasyon eksikliği var”

“Yapı kimyasalları üreticilerinin kaliteli yapı malzemeleriniüretmesi ve pazara sunması, müteahhitlerin ise binainşaatlarında doğru ve kaliteli malzemeleri tercih etmesigerekiyor. Sürecin kesintisiz şekilde ilerlemesi için de yasalotoritenin gerek inşaat sırasında, gerekse yapımalzemelerinin pazara sunulması sırasında etkili denetimler gerçekleştirmesive sürecin çağdaş standartlar ışığında yürütülmesini sağlaması lazım. Yapımalzemelerindeki CE markalamasının zorunluluğu ve binaların yönetmeliklereuygun olarak tasarlanıp inşa edildiğinin, yapı denetim firmaları ile kontroledilmesi; yapı kalitesini artıracak, binaların deprem güvenlik düzeyiniyükseltecektir. Öte yandan yasal otoritelerin deprem bölgelerinde yapılacakyapılara yönelik malzeme koşullarını –örneğin yüksek beton sınıfları- daha daağırlaştırarak riskleri azaltması gerekiyor.”

BASF Yapı Kimyasalları Türkiye Genel MüdürüCüneyt Dayıcıoğlu:

“Malzeme koşullarını ağırlaştırmakriskleri azaltır”

Page 59: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 60: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

60 Kapak

deprem sigortası yaptırma oranı arzu ettiğimizdüzeyde değil. Yakın zamanda meydana gelen Si-mav Depremi, Ege Bölgesi’nde konut sahibiolan vatandaşlarımızın bu konuda daha hassasolması gerektiğini açıkça gösteriyor. Ege, böl-geler arası sıralamada yüzde 25 ile üçüncü ge-liyor. Bunları yüzde 19 ile Akdeniz, yüzde 18 ileKaradeniz, yüzde 15 ile Doğu Anadolu takipediyor. Güney Doğu Anadolu Bölgesi ise yüzde 13sigortalılık oranıyla son sırada yer alıyor. Zorunludeprem sigortalı konut oranının en yüksek olduğu

il ise yüzde 57 ile Bolu. Bolu'yu yüzde 54 ile Düz-ce, yüzde 45 ile Yalova, yüzde 44 ile Muğla, yüz-de 43 ile Ankara ve Sakarya, yüzde 40 ile Tekir-dağ, yüzde 37 ile de İstanbul takip ediyor.”

DASK’ın tek bir hasarda ödeme gücünün,kendi kaynakları ve reasürans korumasıyla bir-likte 5 milyar TL’ye ulaştığını ifade eden Yazıcı,“Son 11 yıldaki hasar verici 300’den fazla dep-remde zarar gören zorunlu deprem sigortalı ko-nutlara 21 milyon TL’ye yakın tazminat ödeme-si yaptık. Bu ödemelerin yüzde 97’si kısmi ha-sarlar için yapıldı. Simav Depremi can kaybınaneden olmamakla birlikte konutlarda hasara yolaçtı. Simav’da zorunlu deprem sigortası poliçe-sine sahip bin 526 konutun bugün itibariyle864’ünden hasar ihbarı aldık. Şu anda eksper-lerimiz alanda incelemeler yapıyorlar. Zorunludeprem sigortası bulunan hasarlı konutlarıntazminat ödemelerine başladık” diyor.

Zorunlu deprem sigortası ile ilgili önemli birtespit yapan Prof. Dr. Hasan Boduroğlu, “DASKkapsamında konutlarda zorunlu deprem sigor-tası uygulamaya konulmuştur. Bakanlar Kuru-lu kararıyla uygulanmaktadır. Ama hala bu bir ka-nun haline getirilmemiştir” diye ekliyor.

Yapı güvenliği konusunda devletin DepremYönetmeliği’’ni güncelleyerek yeni yapılan bi-nalarda uygulanmasını sağlamasını isteyen Fet-

“Bugün Türkiye’de yapı malzemesi sektörü geçmişe göreçok daha iyi durumda. Agregadan çimentoya, hazırbetondan endüstriyel harçlara kadar bir binanın temelyapı malzemelerini üreten sektörlerin birçoğu kendilerinidernekleri ya da bağımsız denetim kuruluşları tarafındankontrol etmektedirler. 1999 depremi sonrası alınandersler sayesinde birçok endüstri, ürün tasarımlarında radikal değişiklikleryapmış, daha üst sınıf çimento ve betonlar, daha dayanıklı ancak hafif yapımalzemeleri, kolon kiriş bağlantılarını güçlendiren yeni bağlantı elemanları,ankıraj kimyasalları ve harçları üretilmeye başlanmıştır.”

ALÇIDER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tunaman:

“Yapı malzemesi sektörü geçmişegöre daha iyi durumda”

Page 61: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 61

hi Hinginar, “Eski yapılar için ise bir kontrol sis-temi kurup tehlike arz eden binaların güçlendi-rilmesini veya yıkılıp yeniden yapılmasını sağla-malıdır. STK’lar da halkın hatta uzmanlarındeprem konusunda biliçlendirilmesine çalış-malı ve konunun gündemde tutulmasını sağla-malıdır” diyor. Deprem kuvvetini azaltmanın enönemli unsurlarından bir tanesinin yapı ağırlığınıhafifletmek olduğunu vurgulayan Hinginar, gaz-betonun diğer kâgir duvar malzemelerindençok daha hafif olduğuna dikkat çekiyor. Hinginar,“Dolayısıyla bina duvarlarının gazbetondan ya-pılması bina yükünü ve binaya etkiyecek depremkuvvetini azaltacaktır. Ayrıca döşeme, duvar veçatılarda donatılı gazbeton elemanları kullanı-mıyla binalar daha da hafifletilebilmekte vedeprem güvenliği arttırılabilmektedir” diye de ek-liyor.

“Nüfusunun büyük çoğunluğu risk altındaolan Türkiye’de artık söze değil, gerekenleri yap-maya ihtiyacımız var” diyen Dündar Yetişener, ya-pılması gerekenleri de özetliyor: “

Deprem ve afetler konusunda oluşturulacakyapılanma mutlaka siyaset üstünde tutulmalı,teknik tabanlı karar organ ve süreçleri düzen-lenmeli… En önemlisi tüm kurumlar işbirliği yap-malı ve koordineli çalışmalı… Gereken binalarınyıkılması, yeniden inşa edilmesi ya da iyileşti-

rilmesi için halkımızı ikna edecek gerçekçi öne-riler hazırlanmalı, bu önerilerin uygulanabilirli-ği için kurumlar arasında işbirliği sağlanarak ha-rekete geçmenin önündeki tüm engeller kaldı-rılmalı… Ülkemizin genelinde ve özellikle İs-tanbul’da kentsel dönüşüm çalışmaları başla-tılmalı… Hanelerde öncelikle bina, alt yapı ye-nileme ve güçlendirme çalışmaları yapılmalı,sonra risk alanlarının belirlenerek kaçak bina-ların inşası önlenmeli… Ülke çapında tüm köp-rülerin, hastanelerin, okulların ve tüm önemlikamu kurum ve kuruluşlarının güçlendirmesi ta-mamlanmalı…”

“Önümüzde büyük bir sorun olarak bekle-mekte olan kalitesiz yapı stoğu için ise bir an önceinceleme çalışmaları başlatılmalı” diyen CüneytDayıcıoğlu da İstanbul Deprem Master Planıylaortaya konan riskli bölgelerdeki yoğun nüfusundiğer şehirlere yayılması ve güçlendirilecek bi-naların tespit edilerek, zaman kaybetmedengerekli önlemlerin alınması gerekliliğini işaretediyor. Dayıcıoğlu aynı zamanda bu yapıların güç-lendirilmesinin milyarlarca liraya mal olacağı-nın basit bir hesapla dahi yapılabileceğini söy-lüyor. Manzaranın iç açıcı olmadığını kabul edenDayıcıoğlu’na göre hızlı ve ekonomik olarak bü-yük çapta bir güçlendirme projesinin başlatılmasıçok üst düzeyde bir planlama gerektiriyor.

“Deprem tehlikesine karşı alınacak tedbirleri ‘Mevcutyapıların güçlendirilmesi / kentsel dönüşüm ve yeniyapılacak yapıların depreme karşı dayanıklı imal edilmesi’başlıkları altında toplayabiliriz. Yeni yapılacak yapılarıntasarımında güncel yönetmeliklerin kullanılması ve imalataşamasında da yönetmeliklere göre inşasının sağlanması gerekmektedir.Bunun için mevcut yapı denetim sisteminde bir takım iyileşmelerin yapılması vesistemin daha etkin hale getirilmesi şarttır. Bununla birlikte binalardakullanılan yapı malzemelerinin standartlara uygunluğunun da sağlanmasıönemli bir aşamadır. Mevcut binaların güçlendirilmesi ise daha karmaşık birsüreci barındırmaktadır. Öncelikle bu yapıların neredeyse tamamı ruhsatsız veyasal değil. Gerekli yasal düzenlemeler yapılarak güçlendirme çalışmalarınınyasal bir çerçeveye oturması sağlanmalıdır. Teknik boyutta ise mevcut binalarıngüçlendirilmesi ve kentsel dönüşüm ile büyük risk taşıyan mevcut yapı stokununiyileştirilmesi ve riskin en aza indirilmesi sağlanabilir. Gecekondu bölgelerindeyapılacak kentsel dönüşüm planları ile yüksek risk taşıyan yapılar sağlambinalarla değiştirilebilecek, daha düzenli ve planlı bir yerleşim ile bubölgelerdeki afet sonrası yaşanabilecek riskler de azaltılabilecektir.”

İMSAD Yapı Güvenliği ve Deprem Komitesi Başkanı Galip Sayıl:

“Yapı malzemelerinin standartlara uygunluğunun sağlanması önemlidir”

Page 62: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

“Hayret VericiDerecede Mükemmeli

Ümit Et!”

FIFA tarafından 2022 yılında düzenlenecekDünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Ka-tar’da, Basra Körfezi’nin ortasında futbol he-

yecanı nasıl olacak bugünden kestirmek çok güç amaKatar’ın Dünya Kupası için hazırladığı stadyum pro-jeleri tek kelime ile sansasyonel. Katar’ın yeni stad-yum projelerini bizzat inceledim; etkilenmemekmümkün değil. “Hayret Verici Derecede MükemmeliÜmit Et!” sloganı ile düzenlenecek olan bu etkinlikiçin yapılandırılacak olan stadyumlardan bazıların-dan özetle bahsedeyim. Örneğin; körfezin hemen kı-yısındaki Al-Shamal Stadyumu ahşap bir sandalgörünümde projelendirildi. Diğer bir stadyum; bir de-niz kabuğu görünümde inşa edilecek olan Al-KhorStadyumu. Al-Gharafa Stadyumu ise tıpkı bir gök-kuşağı gibi rengarenk olacak. Al-Wakrah Stadyumu;bir devenin hörgücünden esinlenerek yapılandırıla-cak. Al-Rayyan Stadyumu’nun 360 derece çevresin-de dış cephesinde devasa bir mega vizyon yer alacak.

Yazımın tamamında Katar, 2022 Dünya Kupası veyeni stadyumların tanıtımını yapacak değilim. Amaihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 260 olan Tür-kiye’nin net ihracatta açık ara lider sektörü inşaatmalzemeleri sanayimizin tanıtımını dünyanın her ye-rinde büyük bir gururla yapabileceğimiz aşikâr.

Bu inşaat mucizesi yapılarda ve Katar’da DünyaKupası organizasyonu için planlanan tüm alt ve üstyapı yatırımlarında Türkiye’den inşaat malzemele-rinin maksimum ölçüde kullanılmasını diliyorum.Tam bu noktada; bir proje için İMSAD Dış Ticaret Ko-mitesi, Zafer Aslan’ın başkanlığında çalışmalar yü-rütmeye başladı bile: “Barwa Ticaret Bulvarı”. Geç-tiğimiz dönemde Bakan Sayın Zafer Çağlayan’ın gi-rişimi ile Türkiye’ye Barwa Ticaret Bulvarı’nda bir dai-mi sergi alanı tahsis edilmesi söz konusu. İMSAD’ınDış Ticaret Komitesi Başkanı Zafer Aslan en başın-dan beri süreci yakından takip ediyor ve Katar’dakibu daimi sergi alanında Türk inşaat malzemelerininsergilenmesi için bir proje yapılandırıyor. Son katıl-

dığım Dış Ticaret Komitesi toplantısında İMSADüyesi bazı dev şirketlerin temsilcisi komite üyeleri-nin, söz konusu bu proje ile ilgili olumlu ve heyecanlıolduklarını gözlemledim. Ümit ederim ki; süreçlerDış Ticaret Müsteşarlığı’nın liderliğinde İMSAD’ınbeklentileri doğrultusunda gelişir. Milyarlarca do-lar tutarında devasa alt ve üst yapı yatırımlarının kısavadede gerçekleşeceği Katar’ın orta yerinde birTürk inşaat malzemeleri daimi sergisi hayal ediliyorve projelendirilmeye gayret ediliyor.

Diğer yandan; İMSAD ve CNR Fuarcılık işbirliğindeMEGABUILD Fuarı 8-11 Eylül 2011 tarihleri arasın-da İstanbul’da CNR Ekspo Fuar Merkezi’nde ger-çekleşecek. İnşaat malzemeleri sanayicilerimizin ME-GABUILD Fuarı ile ihracatçı niteliklerinin iyice ön pla-na çıkacağına inanıyorum.

Bu arada; önemli bir proje Türkiye’de henüz inşaedildi. İzmit’de 700 dönümlük eski Seka arazisindeAvrupa’nın en büyük daimi film platoları kuruldu. İn-şaatta kullanılan yapı malzemelerinin tamamı iç pi-yasadan temin edildi. Bu geniş alanda prodüksiyo-nu gerçekleşecek ilk projenin de dev bir yapıt olarakhazır olduğunu biliyorum.

İMSAD Dergi’nin geçen sayısında kısaca bilgisi-ni paylaştığım Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin“Türkiye’nin 2023 yılı ihracat stratejisinin uygulamayaaktarılması” projesinin önemine bir kez daha de-ğinmek istiyorum. Proje geçen yılın aralık ayında Eko-nomi Koordinasyon Kurulu’na sunuldu. Kurul tara-fından yapılan görevlendirme ile Devlet PlanlamaTeşkilatı (DPT) bu çalışmanın bir kamu belgesi ha-line getirilmesi için faaliyetini sürdürüyor. Türkiye ih-racatının gelecek vizyonu için kritik olan bu projeyikamu belgesi haline geldikten sonra da çok yakın-dan takip etmeliyiz diye düşünüyorum.

İMSAD Dergi’de paylaştığım her yazımda oldu-ğu gibi aynı temenni ile bitiriyorum; ülkemiz için bolihracatlı, verimli günler olsun!

Onur TAYŞUİMSAD Genel Sekreter Yardımcısı(*)

KAYNAKLAR: • İMSAD Aylık Rapor, Haziran 2011• Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İnternet Sitesi:www.tim.org.tr• İMSAD İnşaat Malzemeleri Sektöründe Dağıtım Ağı ve DağıtımKanalları Araştırma Raporu, 2011

Bu inşaat mucizesi yapılarda ve Katar’da Dünya Kupasıorganizasyonu için planlanan tüm alt ve üst yapı yatırımlarındaTürkiye’den inşaat malzemelerinin maksimum ölçüdekullanılmasını diliyorum.

(*) Haziran 2011’deİMSAD’daki görevindenayrılan Onur Tayşu’yabundan sonraki işyaşamında başarılardiliyoruz.

62 Yeni Pazarlar

Page 63: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 64: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

64 Güncel Söylefli

Page 65: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 65

Türk çimento sanayisi, ekonomik krize rağ-men Türkiye’nin en önemli inşaat malzemesisektörleri arasında 2010 yılında da elde

ettiği başarılarla isminden söz ettirdi. Türk çi-mento sektörü 2010 yılını 16 milyon tonluk ihra-cat rakamı ile kapatırken, Türkiye'de faaliyetgösteren 48 çimento fabrikası da 2010'da 4,5 mil-yar dolarlık ciroya ulaştı. Bu başarılı tablonun ar-kasındaki firmalardan birisi olan Nuh Çimento da2010 yılında üretimini yüzde 11,1 artırarak, 62,5milyon tona çıkardı. 1966 yılında kurulan ve1968’de ilk fabrikanın temelinin atılmasındanbugüne her geçen gün kapasite, üretim, ihracatve ürün kalitesiyle sektörün önde gelen oyuncu-larından biri olan Nuh Çimento, yurt içi ve yurt dı-şında 2015 yılına kadar gerçekleştireceği 700 mil-yon dolarlık yatırımı ile de sektörün büyümesinegüç kattı. 2010 yılında klinker üretiminde yüzde93,7, çimento üretiminde de yüzde 67,4 kapasitekullanımı gerçekleştiren Nuh Çimento’nun Yö-netim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu ile sek-törü, firmanın yatırım planlarını ve gelecek viz-yonunu konuştuk.

Türk inşaat malzemeleri sanayisi 2010'u bek-lentilerinde üzerinde yüzde 17 artışla kapattı.Çimento sektörü de geçen seneyi 16 milyon ton-luk bir ihracatla kapatarak, yüzüncü üretim yı-lında 65 milyon tonluk bir kapasiteyi yakaladı.Öncelikle genel olarak inşaat malzemesi sana-yisinin ve özelde çimento sektörünün 2011'denasıl bir performans sergileyeceğini düşünü-yorsunuz?

Çimentoda 2010 yılında Türkiye toplamındatakriben 70 milyon ton üretim yapıp, sektörümüzbunun 16 milyon tonluk bölümünü dünya piya-salarına sattı. Biz de Nuh Çimento olarak, yıllık6 milyon ton üretim kapasitemizi tam çalıştıra-rak, 1,5 milyon tonluk bölümünü ihraç ettik. Çi-mento sektörünü bölgesel olarak ele almak ge-rekiyor. Sektörümüz, Marmara Bölgesi’nde baş-layan büyük konut ve alt yapı projeleriyle sade-ce satış yönünden iyi bir dönem geçirdi. Bu dö-nemde sektörümüzde yeni kurulan fabrikalarında etkisiyle yüzde 50 üretim artışı oldu. Geçensene ihracatın artmasının en önemli nedeni de buyeni kurulan çimento fabrikalarının kapasitefazlasının ihracata yönlendirilmesinden kaynak-lanıyordu. İhracatta Avrupa piyasaları üç yıldır ölübir dönem yaşıyor ve bu yılı da hesaba katarsakdördüncü döneme girecek.

Avrupa’daki inşaat sektörü kendisini geç to-parlayacak gibi görünüyor?

Ekonomik krizin etkilerini Avrupa’daki inşa-

at sektörü hâlâ hissediyor. Avrupa’da krizin et-kilerinin yavaş yavaş azaldığı söyleniyor ancak in-şaat sektöründe maalesef henüz hareket yok. Av-rupa Birliği ülkeleri alt yapı sorunlarını yıllar önceçözdü. Bu nedenle alt yapıya dönük projelerbeklemek mantıklı değil. Üst yapı ile ilgili de nü-fus artış hızı, AB’ye yeni giren ülkeler dışında sta-bil. Bu nedenle üst yapıya dönük yeni konutprojeleri üretimi kısıtlı… AB ülkelerinin alt yapıve üst yapı ile ilgili yeni yatırımlarının olmama-sı sıkıntının devam etmesine neden oluyor.

Türk inşaat malzemesi sanayisi bu durumahızlı tepki göstermesiyle tanınıyor.

Evet, Türk inşaat malzemesi sanayisi ve mü-teahhitlik sektörü dinamik bir sektör. Sektörü-müzde artan çimento üretimini dünyadaki başkabölgelere kaydırıyor. Geçen sene yaşanan artış bu-nun güzel bir örneğini oluşturuyor. 2010 yılındadevreye giren yeni çimento fabrikaları çimento ar-zını artırmış, yeni fabrikalar müşteri kapmakiçin fiyat kırarak mallarını satma gayretine gir-mişti. Bu durum sektör için önemli kâr kayıplarıolma sonucunu doğurmuştur. Ancak Irak piya-salarının talebine cevap verebilen fabrikalar bi-lançolarında daha olumlu sonuçlar almışlardı. Busene de ciddi bir rekabet söz konusu. Bu rekabettemaliyet unsuru ön plana çıkıyor. Geçen seneyeoranla maliyetler yüzde 20’ler mertebesinde art-masına rağmen, satış fiyatlarında ciddi bir artışolmadı. En son mecburiyetten yapılan artışındahi muhafazası zor oluyor. 2011 yılı üretim ve sa-tış yönünden bir yıl evveline göre çok farklılık gös-termeyecek, ancak artan maliyetler dolayısıyla sa-tış fiyatları yükselecektir.

“EN PAHALI ÇİMENTO KARADENİZ’DE SATILIYOR”Çimento sektörünün yılın tamamındaki görü-nümüne dönecek olursak, nasıl bir sene geçi-recek sektör?

Bu sene büyük projeler devam edeceği içinsektörümüz geçen senenin rakamlarının yüzde3-5 üzerinde 2011 yılını artışla kapatacaktır.

Nuh Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu:

“Türk İnşaat malzemeleri sektörü dinamik bir sektördür”

“Türk inşaat malzemesi sanayisi ve müteahhitlik sektörüdinamik bir sektör. Sektörümüzde artan çimento

üretimini dünyadaki başka bölgelere kaydırıyor. Geçensene yaşanan artış bunun güzel bir örneğini oluşturuyor.

Bu sene de ciddi bir rekabet söz konusu. Bu rekabettemaliyet unsuru ön plana çıkıyor.”

Page 66: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

66 Güncel Söylefli

Sektörümüzde firmalar arasında özellikle OrtaAnadolu ve Ege Bölgesi’nde miktar fazlalığındankaynaklanan ciddi bir savaş var.

Fiyatlar düşük de olsa satış yönünden 2010 yı-lının gerisinden kalınmayacağını düşünüyorum.Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki fabrikaların sa-tışlarını yıllardır Irak pazarı kurtarıyor. Marma-ra Bölgesi’nden kamyonlarla Irak’a çimento ih-raç etmek stratejik değil. Özellikle Kuzey Irak’ta-ki yapılaşma son 3-4 yıldır bölgeye yakın fabri-kaları besliyor. Bu fabrikalarımız kârlılıkta da Tür-kiye’nin en kârlı fabrikaları… Irak’ta çimento fab-rikaları kurulana kadar bu hareketlilik bölgede-ki fabrikalarımızı beslemeye devam edecektir.

Bu devamlılık için Doğu ve Güneydoğu Anado-lu’daki çimento fabrikalarının Irak’ta yatırımyapmaları gerekiyor. Nuh Çimento’ya bu yöndebir talep geldi mi?

Evet, bölgedeki fabrikaların Irak’a yatırım yap-maları gerekiyor. Bu konuda bize de çok proje gel-di ama gitmedik. Bölgenin riskli yapısı devam edi-yor, daha fazla risk yüklenen fabrikalar yatırımyapar. Bu arada Karadeniz Bölgesi, genelde fa-kir bir bölge olarak geçer. Ama en pahalı çimentoda bu bölgede satılır. Karadeniz’de üretimin azolması fiyatların yükselmesini sağlıyor. Bir de Ka-radeniz’den Gürcistan’a, Gürcistan’dan da OrtaAsya’ya doğru bir pazar söz konusu ve navlundaha kolay… Eskiden Rusya oldukça canlı bir pa-zardı ama krizden etkilendi. Enerji fiyatlarında-ki artışla Rusya’da yeniden bir hareket başlaya-bilir. Karadeniz Bölgesi’nin bugünü de dünkün-den kötü olmaz.

Dünyada çimento sektöründe üretim ve ihracattaönemli oyunculardan biri Nuh Çimento. Türki-ye'den bir dünya markasının çimento sektö-ründen de çıkması için sektör olarak neler ya-pılması gerekiyor. Nuh Çimento olarak özeldestratejiniz nedir?

Nuh Çimento Türkiye’de kırk yılın üzerinde-ki bir zaman diliminde çimento üretiyor ve hemen

3 yıl içinde 700 milyon

dolarlık yatırım

Yurt dışında Kuzey Afrika ve Rusya’da yatırımplanlarından söz eden Nuh Çimento YönetimKurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu, yurt içinde debirtakım yatırım planları bulunduğunu ancakbunları henüz kamuoyu ile paylaşmayıdüşünmediklerini söyledi. Yurt içi ve yurt dışında3 yıl içinde 700 milyon dolarlık bir yatırımplanladıklarını ifade eden Şahinoğlu, bu yatırımın500 milyon dolarının yurt dışı, 200 milyondolarının da yurt içinde gerçekleştirileceğibilgisini verdi.

“Tüm dünyaya ihracat

yapıyoruz”

Dünyanın her yerine ihracat gerçekleştirdiklerinikaydeden Şahinoğlu, Nuh Çimento’nun ihracat,üretim ve kapasiteleri ile ilgili bilgileri de paylaştı:“İhracat kapasitemiz üretimimizin yüzde 25-30’ucivarındadır. 5,5 milyon ton çimento üretimigerçekleştiriyoruz. Kapasitemiz ise 6 milyontondur. Tüm dünyaya ürünlerimizi ihraç ediyoruz.Navlun rekabeti olacak her yere gidiyoruz. SadeceAfrika’nın güneyine ihracat yapmıyoruz. Brezilyave Arjantin’e dahi ürünlerimiz gidiyor. Bizden malalan müşterilerimiz bu bölgelere satış yapıyor. Birmüşterimiz Brezilya’ya 300 bin ton mal bağladı vebizden aldı.”

Page 67: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 67

hemen 25 seneden beri de başta Avrupa olmaküzere tüm dünya ülkelerine satış yapıyor. Kali-teye verdiği önemden dolayı ilgili her piyasada“aranır isim” olmuştur. Eşit şartlar bir tarafa yüz-de 10’lar civarında yüksek bir fiyatla dahi rakip-lerine tercih edilir, yani sadece marka değil, dün-ya piyasalarında önemli bir marka olmuştur. Ay-rıca dünya standartlarında uygulanan belgelen-dirme sistemlerinden de kalitesini belgeleme im-kânını sağlamıştır. Tesislerimizi canlı, dinamik veher an geliştirme sürecinde tutarak kalitedenödün vermeden oluşturduğumuz marka payımı-zı dünya piyasalarından almak üzere stratejigeliştiririz. Ayrıca dünya piyasalarının önemli yer-lerinde macera olmayacak yatırımlar da yap-maktayız. Şu anda Cezayir’de kurmakta olduğu-muz çimento öğütme tesisimiz ağustos ayındadevreye girecektir. Rusya’nın Rostov kentinde çokönemli terminal tesislerimiz açılmış ve faaliye-te geçmiştir. Yıllar önce İspanya’da kurulu biröğütme tesisinin de yüzde10’luk bir payla orta-ğıyız. Dış yatırımlarımızda acele etmeden eminadımlarla ilerlemekte çeşitli ülkelerde incele-meler yapmaktayız.

“RUSYA TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİDİR”Türk inşaat malzemesi sanayisi 2023'e 100milyar dolarlık bir ihracat hedefi ile hazırlanı-yor. Bu hedef konusunda düşünceleriniz nedir?

Türkiye’nin müteahhitleri ile övünmesi ge-rekiyor. Hem yurt içinde, hem de yurt dışında mu-azzam projelere imza atıyor. Bu önemli işlerin,önemli bölümü de Rusya’da gerçekleştiriliyor.Türkiye’nin Rusya başta olmak üzere alt ve üstyapısı eksik olan ülkelere özel önem vermesi ge-rekir. Bu önem sadece ekonomik olmayıp, siya-set ve ekonomi olarak kol kola hareket etmeli.Türk hükümetleri 10–15 senedir bu yönde önem-li başarılar sağlamaktadır. Tabii ki bunların ger-çekleşmesini engelleyecek yeni bir dünya krizi ol-maması esas... Türk inşaat malzemeleri sanayi-si de demir çelikten çimentoya, seramikten ah-şap doğramaya kadar müteahhitlerimizi des-

tekleyecek kalite ve standartta üretim yapıyor.Ben sektörümüzün bu dinamik yapısı içinde be-lirlenen hedefleri de az görüyorum.

Bu hedeflerin de aşılması için neler yapılmasıgerekiyor?

Türk müteşebbisinin dinamik yapısı, Türkiyenüfusunun eğitimli gençliği iyi yönlendirilir, re-kabetçi sahalarda önü açılırsa bu hedeflerinhepsi gerçekleşir. Tabii bu konuda hükümetle-re – ekonomik kuruluşlara – sendikalar başta ol-mak üzere sivil toplum örgütlerine büyük işler vemesuliyetler düşüyor. Hedefteki ihracat rakamınaerişmek için önce o malları ve hizmetleri üretmeklazım. Onun için de insana ve sanayiye yatırım ge-rekiyor. Bunlar için ihtiyaç duyulan finansal kay-nakları sorun olarak görmüyorum. Çünkü ülkeekonomisi olumlu görünüyorsa, dünyada dolaşanpara en uygun şartlarla ilgili ülkeye akıyor. Alı-nan para borç da olsa şayet onunla üretim yapı-lır, yapılan üretimin bir kısmı da ihraç edilip, ger-çekçi yoldan döviz girdisi sağlanırsa; alınan bor-cun da geri ödenmesi sorun olmaz. Üretim yap-tıkça bu ihracat hedeflerine ulaşılır. O nedenle ben2023’te Türk inşaat malzemesi sanayisinin koy-duğu hedeflerin gerçekleşeceğine inanıyorum.

“Çimento sanayisi için deniz ulaşımı önemli”Çimento sanayisi için sadece fabrika yatırımı değil, liman tesisi yatırımının daönemli olduğunu söyleyen Şahinoğlu, bu tesislerin gerekliliğini de şöyleaçıkladı: “Çimento sanayisi için deniz ticareti ve ulaşımı çok önemli. Dünyadaçimento sektörü fiyatlar aşağıya geldiğinde de zarar etmeden ihracat yapanender sektörlerdendir. Orta veya Güneydoğu Anadolu’daki çimentofabrikaları mallarını 50-60 kilometre mesafedeki limanlara taşırlar. Butaşıma nereden bakarsanız 6-7 dolar arasında bir nakliye masrafı demektir.3-4 dolar da liman maliyetini eklerseniz, 10 dolarlık bir navlun maliyetiortaya çıkar. Bu maliyetlerle dünyaya çimento satarak kar etmeniz mümkündeğil. Nuh Çimento bu maliyetleri de hesaba katarak liman yatırımlarınaönem veriyor. Kendi limanlarımızdan otomatik olarak yükleme yapıyoruz.Bugüne kadar da ürettiklerimizi zarar ederek satmadık. Ayrıca Türkiye’de 90milyon ton klinker kapasitesi gerçekleşmiş durumda. Bunu daha fazlaartırmanın âlemi de yok.”

Page 68: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

68 Güncel Söylefli

Son beş yıldır devam eden ihracatta Kuzey Af-rika ve Ortadoğu açılımı, bölgede yaşanan siyasibelirsizlikle sorun yaşamaya başladı. 2011'in ilk3 aylık verilerine baktığımızda Tunus, Libya, Mı-sır ve Suriye'ye ihraç ettiğimiz çimentoda düşüşgörüyoruz. Siz bu belirsizliğin kısa, orta veuzun vadede sektör adına nasıl gelişeceğini dü-şünüyorsunuz?

Libya’da yaşananlar Türk inşaat sanayisi açı-sından takip edilmesi gereken gelişmelerdir.Gerek müteahhitlik gerekse de inşaat malzemesisanayisi olarak Libya’da 30 milyar dolarlık işimizvar. Libya ve bölgede sıkıntı yaşayan ülkelerle il-gili hükümetin stratejisi önemli. Türkiye ile Lib-ya Lideri Kaddafi arasında 1974 yılına kadar

uzanan özel bir ilişki mevcut. 1974 Kıbrıs Hare-kâtı’nda uçaklarımız için gerekli yakıt Libya’dantemin edilmişti. Sonraki yıllarda inişli çıkışlı birilişki yaşandı ancak son 4-5 yılda Libya’da yeni-den müteahhitlerimiz aracılığıyla önemli işleralındı. Hükümet, Libya’da yaşanan gelişmelerinbaşında yalpaladı, sonra gereken tavrı aldı. Kad-dafi gittiğinde Libya’nın kaymağını Fransızlaryiyecek. Müteahhitlerimizin de kısa ve orta vadedeFransız şirketlerinin taşeronu olma ihtimali yük-sek. Ancak uzun vadede yine rüzgâr Türkiye’denyana eser. Benzer süreci Suriye ile de yaşıyoruz.Biraz garantici olduğum için, hissi memleketlerdeen kısa vadeyi 3, kısa vadeyi 5, orta vadeyi 7 veuzun vadeyi de 10 senenin üstü olarak ele alıyo-rum.

Sektörün bu bölgelerde yaşanan belirsizlikleözellikle Rusya, Azerbaycan, İran ve Katar'a yön-lenmesi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Özel-likle 2018 ve 2022 Dünya Kupaları Rusya ve Ka-tar'daki 100-150 milyar dolarlık yatırım yapıl-masını gerekli kılıyor. Bu pazarlardan müte-ahhitlerimiz vasıtasıyla pay alan sektörlerimizyeni dönemde nasıl bir strateji geliştirmelidir?Sektörün rotası nereye doğru yönleniyor.

Rusya Türkiye için, Türkiye de Rusya için çokönemlidir. İnşaat sektörümüz için gelecek 50 ile100 senenin ülkesi Rusya’dır. Rotamız da Rusyave Orta Asya ülkeleridir. Rusya’da iki genç lidervar ve Rus halkı bu liderlerini seviyor. Uzun yıl-lar bu liderlerle yaşayacağımızı göz önüne ala-rak hükümetler düzeyinde ilişkilerimizi geliştir-meliyiz. Rusya’yı ekonomik açıdan bir numaralıpartnerimiz olarak görmemiz lazım. Siyasi ger-ginlikle ticari ilişkiyi rencide etmemeliyiz.

“Yabancılargittikleri

ülkeden parakazanmayı

hedefliyor”

Türkiye çimento sektöründe beş yıl öncesinekadar dünyanın en büyük yabancı firmalarınınyatırımlarının olduğunu söyleyen Şahinoğlu, buyabancıların fabrikalarını satma gerekçelerihakkında da şunları söylüyor: “Yabancı çimentocuların Türk çimento sanayinegerek teknoloji sağlayarak, gerek kadrolarınyetişmesine öncülük ederek önemli faydalarsağlamışlardır. Ne var ki; Türkiye’de bulunduklarısüreçte hizmetlerinin karşılığını misli ile alarakkâr sağladılar. Yabancı şirketler gittikleriülkeden para kazanma stratejisi ile hareketediyor. Aldıkları fabrikaları, kısmî yenileyerekverimlerini artırma dışında sektöre önemliyatırımlar yapmadılar. Yatırımı dinamik Türkmüteşebbisler yapıp, dünyada emsali görülmemişsayıda çimentocu grubu meydana getirdi. Rekabetartınca, ‘Burada artık tatmin edici kâr kalmadı’diyerek fabrikalarını satıp, kaçtılar. Sattıklarıtesisleri de yerli sanayiciler aldı.”

Page 69: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 70: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Dr. Yılmaz ARGÜDENARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı (*)

Aile şirketlerindekuşak değişimi

Sadece ülkemizde değil, dünyada da şir-ketlerin yüzde 80’i aile şirketi. Sade-ce küçük şirketler değil, dünyanın en

büyük 500 şirketinin yüzde 40’ı da aile şirketi.Ancak, aile şirketlerinin yüzde 70’i ikinci ku-şağa geçemiyor, geçenlerin de yüzde 50’siüçüncü kuşağa aktarılamıyor. Tipik bir aileşirketinin ömrü ise 24 seneyle sınırlı.

Aile şirketlerinin belki de en güçlü yönlerihızlı karar verebilme ve büyüme yetenekle-ri: Çünkü paylaşılan ortak geçmiş, değer yar-

gıları, karşılıklı güven ve etkin iletişim, ka-rar almada ve uygulamada süratli olmayı sağ-layabiliyor. Ancak nesiller ilerledikçe ve ai-leler büyüdükçe iş ve aile rollerinin birbiri-ne karışması, işle ilgili konuların aile ilişki-lerini zedelemesi, paylaşım esaslarının be-lirsizliği, duygu ile mantığın karıştırılması aileşirketlerinin sonunu hazırlıyor.

Şirketlerinin nesiller boyu gelişmesinisağlayan ailelerin ortak özellikleri var: Aile,ortaklık ve işin yönetimi ile ilgili konuları bir-

70 Stratejik Bakış

Ülkemizin üretim potansiyelinin ve istihdamının çoğunu gerçekleştiren aile şirketlerinin etkin yönetimive gelecek planlaması toplumsal refah artışına da katkıda bulunacaktır. Dolayısıyla aile şirketleriniyönetenlerin sorumlulukları sadece bugünü yönetmek değil, aynı zamanda geleceği de planlamaktır.Asıl başarı büyük güçlüklerle kurulan ve geliştirilen aile şirketlerinin sürekliliğini sağlamaktır.

Page 71: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 71

birinden ayıra-bilmeleri ve bunlardanher birinin çözümü için ayrımekanizmalar oluşturmaları.Ailenin iş ile ilgili konuları ciddi veprofesyonel bir şekilde ele alma-sını sağlamak için bağımsız üyelerinçoğunlukta olduğu etkin bir şirket yöne-tim kurulu oluşturulması şirketin kurum-sallaşmasını sağlıyor. Yönetim kurullarınaseçilen üyelerin nitelikleri ve bağımsızlıklarışirketlerin başarısını doğrudan etkiliyor.Bağımsız üyeler doğal olarak şirketin çı-karlarını bireysel çıkarların üstünde tuta-bilme ve kararlarda tarafsız olma avantajı-na sahip.

Ailenin iş ile beklentilerinin paylaşıldığıve kararlaştırıldığı bir aile konseyi oluştu-rulması; ailenin vizyon, misyonun ve değer-lerinin açıkça yer aldığı bir aile anayasasınınhazırlanması ve aile içi iletişim, bireyleriçin gelişim ve nesiller arası devir planları-nın hazırlanması önemli faydalar sağlıyor.

Genellikle, aile şirketlerinde liderler,değişimi kendileri için bir tehdit unsuruolarak görme eğilimleri nedeniyle, liderlikdeğişim sürecini yönetmek yerine ertelemeyitercih ediyor. Özellikle, liderliğini üstlendi-ği kurumla kendini özdeşleştiren ve hayatı-nın başka boyutlarını kısıtlayanlar hem ken-dilerine, hem de kuruma zarar verdiklerininfarkına bile varmakta güçlük çekiyor.

SÜRECİ İYİ YÖNETMEKBirçok aile şirketinde hayatı boyunca iş-

ten daha önemli bir hobisi olmamış bir liderinzamanında işten ayrılmasını sağlamak içinyeterince önceden başlayan yeni uğraş ve ho-biler geliştirme sürecinin planlanması ve ha-yata geçirilmesi gerekir. Bu konuda yeterlibir hazırlık yapılmadığında, değişim süreci-nin aksaması ve değişimden sonra bile yeniliderin eskinin gölgesinde kalması sonucuylakarşılaşmak mümkün…

Liderlik değişim sürecinin sadece liderinyerine kimin, ne zaman geleceğini belirlemekolarak görmek konuyu aşırı basitleştirmekolur. Bu süreci iyi yönetmek için sadece ye-ninin seçimini değil, aynı zamanda mevcut li-derin, yönetim takımının, karar vericilerin veçevrenin de değişim sürecine hazırlanmasını

sağlamakgerekiyor. Lideradaylarının kurumungeleceği için yeterli fikri hazırlıkyapmasına fırsat verecek bir dönem geçir-mesini sağlamak, geçiş sürecinin etkinliği-ni sağlıyor.

Dolayısıyla, onların da değişim sürecinehazırlanmaları için yoğun bir eğitim ve ile-tişim programına ihtiyaç var. Aile şirketle-rinde yeni lider seçildikten sonra diğer aileüyelerinin ortaklıktan kaynaklanan hakları-nın korunabilmesi için gerekli düzenleme-lerin önceden yapılması gereklidir. Şirketinbir kısmının halka açılması bu konuda sağ-lam bir güvence olabilir. Ayrıca, şirkette bir-den fazla aile üyesinin etkin olarak görevyapması yüksek düzeyde bir olgunluk sevi-yesi gerektirir.

Ülkemizin üretim potansiyelinin ve is-tihdamının çoğunu gerçekleştiren aile şir-ketlerinin etkin yönetimi ve gelecek planla-ması toplumsal refah artışına da katkıda bu-lunacaktır.

Dolayısıyla aile şirketlerini yönetenlerinsorumlulukları sadece bugünü yönetmek de-ğil, aynı zamanda geleceği de planlamaktır.Asıl başarı büyük güçlüklerle kurulan ve ge-liştirilen aile şirketlerinin sürekliliğini sağ-lamaktır.

(*) İMSAD olarak ARGEDanışmanlık’ın 20. yaşınıkutluyoruz.

Page 72: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

72 Güncel Söyleşi

Kalekim, seramik yapıştırıcıları ve derz dol-guları üretimiyle 1973 yılında başladığı faa-liyetlerine bugüninşaat sektörünün her

türlü yapı kimyasalları üretimiyle devam ediyor.Özellikle seramik yapıştırıcıları alanında iç pazarınyüzde 60'ına sahip olan Kalekim, Dr.İbrahimBodur tarafından kurulduğu tarihten bu yana, yapıkimyasalları sektörünün diğer alanlarında da ba-şarılı markalarıyla dikkat çekiyor. 1968 yılındagrubun sıva ve boya sektöründeki lider kuruluş-larından Kaleterasit AŞ ile 2003 yılında birleşenKalekim, bu birleşmeden doğan sinerji ile sek-töründe Kaleterasit markalı dekoratif hazır ren-kli sıvalar ve Kalecolor markalı iç ve dış cephe bo-yaları ile farklılık da yarattı.2010 yılında gerçek-leştirilen kurumsal kimlik yenilenmesi çerçeve-sinde iç ve dış cephe boyaları ile dekoratif dış cep-he sıvalarının yeni markası da Kale oldu.

2004 yılında iş ortakları Dow Chemical ve Mar-dav AŞ ile birlikte Blue’Safe Mavi Kale markasıylaısı yalıtım sektörüne adım atan Kalekim, bugünyurt içi ve yurt dışı toplam 6 fabrikasıyla üretimyapıyor. Seramik yapıştırıcılar başta olmak üze-re derz dolguları, su ve ısı yalıtım malzemeleri,mastikler, köpükler, yüzey hazırlık malzemele-ri, seramik temizlik ve bakım malzemeleri, iç vedış cephe boyaları ve dekoratif dış cephe sıvala-rı üreten firma, 700 bin ton yapı kimyasalı, 60 binton boya, 40 bin ton sıva üretim kapasitesine sa-hip. İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve İZODER Yö-netim Kurulu Başkanı da olan Kalekim Genel Mü-dürü Ferdi Erdoğan ile yapı kimyasalları sektö-rünü, firmanın yatırım planlarını ve 2023 strate-jini konuştuk.

2010 yılını yapı kimyasalları sektörü nasıl birperformansla kapattı? 2011 yılının ilk çeyrek ve-rilerine göre sektörünüz ve Kalekim’in görü-nümü nedir?

Aslında 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı se-çimiyle sürece bakmak lazım. Çünkü 2007’dekiseçime kadar Türk inşaat sektöründe ciddi bir bü-yüme yaşandı. Özellikle TOKİ projeleri ciddi birmalzeme kullanma gerekliliği yarattı. Bu dö-nemde ABD’de Mortgage Krizi'nin etkileri de ya-vaş yavaş hissedilmeye başladı. Türkiye bunu ozaman algılamadı. Zaten seçimden sonra inşa-at sektörü bir durgunluğa girmişti. 2008’de sek-

tör biraz toparlanır gibi oldu, eylül ayında Leh-manBrothers’ın batışıyla kriz yoğunlaştı ve etkihemen inşaat sektörüne yansıdı. İnşaat sektörüilk defa 8 çeyrek küçüldü. 2009 yılını da yüzde 16küçülmeyle kapattı. 2010 yılında ise yüzde 17 bü-yümeyle bir önceki yıl küçülmesine tepki verdi vekaybettiğini yeniden kazandı. 2007 seviyelerine deancak yeni yeni ulaşmaya başladı. Yapı kimya-salları sektörünü de kendi içinde çeşitlendirmekgerekiyor. Seramik harçları, ısı ve su izolasyonu,boya sektörü gibi... 2009 yılı ısı izolasyon sektö-rü hariç diğerlerinin hepsinde küçülmenin ger-çekleştiği bir yıl oldu. 2010 yılı sektörün tekrar bü-yümeye başladığı yıl olarak kabul edebilir. Isı vesu izolasyonu sektörü bu büyümeye hızlı birtepki vererek artışa katkı sağladı. 2011 yılının ilkçeyreğinde de bu sektörler tekrar hızlı olarak bü-yümeye devam etti.

2010 yılını ne kadar bir büyüme ile kapattı sek-törünüz? Kalekim'in yılsonu görünümü ne oldu?

Yapı kimyasallarının seramik sektöründeki ar-tış oranında büyüdüğünü söyleyemeyiz. Boyasektörü de hemen hemen bir önceki yıla yakın ra-kamlarla kapattı. Hatta bir miktar arttığını söy-leyebilirim. Isı izolasyonu bu büyümeye yüzde 20-25 gibi hızlı bir artışla tepki verdi. Su izolasyonuda yüzde 15-20 artış kaydetti. Kalekim'de 2010 yı-lını, bir önceki yıla göre yüzde 10 büyümeyle ka-pattı. 2011 yılı ilk çeyreğindeki büyümede, bir ön-ceki yılın ilk çeyreğine oranla yüzde 15 artış ya-şandı.

Kalekim ne kadar bir üretim kapasitesine sahip?Bu üretimin ne kadarı yurt içi, ne kadarı yurt dı-şında kullanılıyor?

Kalekim’in toplam 6 fabrikası var. Bunun 5 ta-nesi Türkiye’de, 1 tanesi de Rusya’da, Moskova’yaçok yakın olan bir şehirde kurulu… Bu 6 fabrikanınboya, sıva ve toz grupları da dahil toplamına bak-tığımızda 700 bin ton civarında kapasitemiz mev-cut. Bunun yarısını satıyoruz. Rusya’da kurdu-ğumuz fabrika Moskova’nın 60-70 kilometre gü-neyinde yer alıyor ve kapasitesi yıllık 90 bin ton.Bu fabrikamız 2009 yılı sonunda üretime geçtiğiiçin henüz büyüme aşamasında. Krizin içinde fab-rika yatırımını bitirdik. Rusya’daki kriz Türkiye’dendaha fazla etkisini hissettirdi. Rusya inşaat sek-

"Vizyonumuz, bölgesel bir güç olmak"

“Kalekim, bulunduğu coğrafyada bölgesel bir güç olmak ve Türkiye’deki liderliğini bucoğrafyaya yaymak vizyonuyla hareket ediyor. Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)ülkeleri, Balkan ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika büyüme alanlarımız. Bunun ilk yatırımayağı Rusya’da gerçekleşti.”

Kalekim Genel Müdürü Ferdi Erdoğan:

Page 73: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 73

Page 74: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

74 Güncel Söyleşi

törünün yoğun olduğu bir ülke. Projeler devletteşviki ile yapıldığı için krizle birlikte bu projelerde durdu. Her şeyin enerji fiyatlarına bağlı oldu-ğu Rusya'da petrol fiyatı 50 doların altına düşüncehayat duruyor. Şu an fiyatların 100-120 dolar ara-sında gezindiğini düşünürsek, bu Rusya için cid-di bir büyümenin başladığı anlamına geliyor.

Rusya’daki yatırımınızdan bahsetmişken yurt dı-şındaki diğer yatırımlarınızla ilgili de bilgi ve-rebilir misiniz? Nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Kalekim, bulunduğu coğrafyada bölgesel birgüç olmak ve Türkiye’deki liderliğini bu coğraf-yaya yaymak vizyonuyla hareket ediyor. Rusya,Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri,Balkan ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bü-yüme alanlarımız. Bunun ilk yatırım ayağı Rus-ya’da gerçekleşti. İkincisi bugünlerde başlayacakolan Suudi Arabistan Riyad’daki yatırımımız.Üçüncüsü de Kuzey Irak’taki yatırım planımız. Ku-zey Irak da bu dönemde inşaat sektörünün en çokbüyüdüğü bölge.

YURT DIŞINDA YAKLAŞIK 35 MİLYONDOLARLIK YATIRIMYurt dışında ne kadarlık bir yatırımdan sözediyoruz?

Moskova’nın Serpuhov şehrinde 400 dönümyani 40 hektarlık bir sanayi alanımız var. Bu sa-nayi alanımız içinde Kale Grubu, tüm şirketleri-ni götürmeyi öncelikle planladı. Krizle beraberbunları etap etap yapma kararı aldı. İlk yatırımı-nı bitiren Kalekim'in maliyeti 15 milyon dolar oldu.Riyad’daki yatırımında kabaca 10 milyon dolar-lık maliyeti söz konusu. Kuzey Irak’taki yatırımı-mız ise 7-8 milyon dolarlık bir yatırım.

"Türkiye bölgede bir üs"

"Bu coğrafyada enerjiyi tüketen gelişmişülkelerle, enerjiyi üreten gelişmekte olanülkelerin tam ortasında Türkiye yer alıyor.Türkiye’nin en önemli konumu bu. Gelişmişülkelerin sanayisinin, gelişmekte olan ülkelereaktarıldığı coğrafyada da Türkiye bulunuyor.Ayrıca Türkiye’de kendini ispat etmiş Türkmüteahhitleri dünyanın her bölgesinde önemliişler yapmaya başladı. Dünyada şu anda ikincikonumda olan bir müteahhitlik sektörümüz var.Yaptıkları inşaatların yüzde 95’i bu coğrafyada…Yüzde 5 kadarı da Avrupa ve Uzak Doğu’da…İnşaat malzemeleri sektörümüz de kalitesi,markası ve Avrupa’daki tüm standartlarıtaşıyacak kabiliyetleri ile Türk müteahhitlerininher gittiği yere gururla götürdüğü malzemeler.Bu inşaat malzemesi sanayimiz için çok büyük birfırsat.Türkiye’deki genç iş gücü de önemli birfırsatımız. Bunları konsolide ettiğimizde, bucoğrafya sadece bizim değil, Avrupa’dakikökleşmiş şirketlerinde büyüme alanları. Çünküenerjiye ödedikleri parayı tekrar döndürmeleriiçin bu ülkelerde alt yapı ve üst yapıdaki inşaatişlerini yapmaya talipler. Türkiye bu anlamda, buşirketler için de bir üs."

Yurt içindeki yatırım stratejinizden de bahsedermisiniz?

Türkiye’de Kalekim kendi hinterlandını İs-tanbul, Isparta, Yozgat ve Mersin fabrikaları ilegerçekleştirdi. Güneydoğu veya Doğu Anado-lu’da; Erzurum, Mardin ve Malatya üzerinde yo-ğunlaşıyoruz. Mardin ve Erzurum yatırım plan-larımızda bizi daha fazla çekiyor. Bu yerlerle il-gili fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz. Henüzalınmış bir yatırım planımız yok.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan gelişme-ler sektörü kısa, orta ve uzun vadede nasıl et-kileyecek? Sektör rotasını nereye çevirecek?

Gelişmiş olan ülkeler, gelişmekte olan ülke-lere demokrasiyi ihraç etmeye çalışıyor. Ama biryandan da o ülkelerin petrol ve doğalgaz kay-naklarını alarak, o yönetimlerin finansmanını sağ-lıyor. Demokratik bulmadıkları ülkelere kaynakaktararak, onların geleceğini finanse ediyor. Bubir paradoks. Bundan kurtulabilmek adına şim-di bu bölgelerin ve enerji kaynaklarının yenidendizaynı söz konusu. Burada birkaç tanım var. 'HerÇinli aile evine bir buzdolabı alırsa, her Hintli gençbir tane otomobile binerse, her Afrikalı hane evi-ne elektrik çekerse, enerji kaynakları ne olacak?'diye. Bunlara baktığımızda ihtiyaç bugünkünün 2-3 katı rakama ulaşacak. Dolayısıyla bir kere fo-sil kaynakların yönetilmesi son derece kritik. Tür-kiye bu anlamda çok kritik yerde. Gelişmiş ül-kelerle, gelişmekte olan ülkelerin yani demok-

Page 75: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 75

"Türk iş adamları girişimciruha sahip""Türkiye'deki sanayicilerive iş adamlarını ikiyeayırmak lazım. İlk grupAvrupalılar, onlar risklibölgelere gitmektense,riski daha az olanbölgelere yatırım yapmayıarzu ediyorlar. Türkiye butanım içine giriyor. Türk işadamları ise riskin olduğuyere gidip, o girişimciruhuyla çok fazla yatırımyapabilme kabiliyetiniortaya koyuyor. Bizim degelişeceğimiz pazar,Avrupalıların girmektençekindikleri pazarlarolacaktır."

"Ne üretiyorsanız en iyisini yapacaksınız"Türk iş dünyasının ve inşaat sanayisinin dünyada küresel rekabette iyi biroyuncu olabilmesi için neler yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?"Öncelikle müşteriye ve ham maddeye yakın olmanız gerekiyor. İkisine deinşaat malzemeleri sektöründe yakın değilseniz, rekabetçi olma özelliğinizyok. Kalekim olarak bu gereklilikten dolayı yakın coğrafyamıza ağırlık verdik.En önemli kural ne üretiyorsanız en iyisini yapmaktır. Sizin kalitenizle ilgilihiç kimse şüpheye düşmemeli… Rekabetçi bir fiyatla ancak orada varolabilirsiniz. Nitekim gelişmiş ülkelerin markalarına her yerde olduğu gibiTürkiye’de de ilgi fazlalığı var. Türkiye’nin marka gücü yönünden eksikliğiyüksek. Bunu kapatmanın yolu da rekabetçi olan diğer özelliklerinizi önplana çıkarmaktır. Türkiye’de gerek hükümet, gerek Dış TicaretMüsteşarlığı, Türk inşaat malzemeleri sanayimizi ihracat pazarlarında ciddişekilde verdiği teşviklerle destekliyor. Bunu fırsata çevirmek için ocoğrafyada olmanız gerekiyor. O coğrafyanın insanı ile çalışmanız gerekiyor.Çünkü kültür çok kritik bir konu."

rasi ihraç edilmeye çalışılan bölgenin merkezinde.Buranın yeniden dizaynında da inşaat sektörü enfazla darbeyi alan sektör oluyor. Bu ülkelerin ba-şında Libya geliyor. Şimdi de komşumuz Suriye'debenzer görüntüler yaşanıyor. Yemen'de de so-runlar var. Bu dizaynın bitmesini hep beraber gör-memiz gerekecek.

"UZUN VADEDE KARLI ÇIKACAĞIZ"Türk müteahhitleri özellikle Libya’da ana yük-lenici. Yeniden dizaynda taşeron olma ihtimalivar mıdır?

Türk müteahhitlerini taşeron olarak kulla-nacağı söylenen ülke Fransa... Ama Fransa'nınTürk müteahhitleri gibi kabiliyeti ve bu coğrafyayakültürel olarak yakınlıkları yok. Türkiye’nin bucoğrafyaya yakın üretim yaptığı fabrikalarını dadüşünürsek, her zaman başrolü oynayacağımı-zı söyleyebilirim. Dünyada ABD, Çin ve Türkiyemüteahhitlik anlamında ilk üçü paylaşıyor. Fran-sa’nın böyle bir kabiliyeti yok. Türkiye’nin Fran-sa’nın taşeronu olacağı endişesini taşımıyorum.İnşaat malzemeleri çok uzaklara taşınacak mal-zemeler değil. Eğer Fransa’da, bu ülkelerde in-şaat malzemesi satacaksa, Türkiye’deki diğerFransız şirketleri gibi inşaat firmalarını Türkiye’yegetirecek ve burada üretip gönderecek. Bu da şuanki durumda pek mümkün görünmüyor. Bölgeülkelerinin Türk müteahhitleri ile çalışmaya de-vam edeceklerini düşünüyorum. Ben uzun vadedeTürk müteahhitlerinin karlı çıkacağını, iş kaybe-

deceklerini düşünmüyorum. Tahminim 2012-2013 yıllarında bu coğrafyadaki işlerin açılarak,düzeleceği yolunda ama öngörü yapmak günü-müzde başka bir yetenek. Bu şartlar altındaöngörüde bulunmak da oldukça zor.

Yeni rota neresi olacak?Balkan ülkeleri, BDT ülkeleri Kuzey Afrika ve

Afrika’nın içi… Orada Nijerya ve Kenya gibi eko-nomileri güçlü ülkeler var. Pazarlar oralarda ken-dini büyütecek. İran çok büyük bir pazar ama am-bargo nedeniyle bir çekince söz konusu. Herke-sin gözünden İran'daki inşaat sektörünün büyü-

Page 76: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

76 Güncel Söyleşi

mesi kaçıyor. Türk inşaat malzemesi sanayisi deİran pazarını büyütmeye devam ediyor. UzakDoğu’yu Türk müteahhitleri ve malzemeleri içinnavlun ve kültürden dolayı çok fazla büyüyecekbir pazar gibi görmüyorum. Bahsettiğimiz bu coğ-rafyaya Avrupa’yı da eklediğimizde yeterli veönemli bir pazar alanı oluyor. Rusya’ya inşaatı,Türk müteahhitleri öğretti. 19 milyon metreka-re yüz ölçümüyle, doğal ve enerji kaynakları ilezengin bir ülkeden söz ediyoruz. Rusya pazarı ge-lecekte Türk müteahhitlerinin ve inşaat malze-mesi sanayimizin önemli pazarlarından biri ola-caktır.

Kalekim’in 2023 hedefi nedir?Şu anda Kalekim 150-160 milyon dolarlık bir

büyüklüğe sahip. Seramik harçlarında pazarınyüzde 60'ına sahip olarak lider konumda. Bura-da seramiklerin tümünü biz kaplasak dahi bü-

yüme alanımız sınırlı. Dolayısıyla biz bu işimizi ya-kın coğrafyamızdaki ülkelere taşıyoruz. SuudiArabistan, Rusya, Kuzey Irak büyüme alanlarımız.Isı ve su yalıtımında da büyüme planlarımız var.O sektöre de ciddi harç üretiyoruz. 2023 yılına gel-diğimizde bugün 400 bin tonluk olan üretim ve sa-tış potansiyelimizin 2 milyon tonlara çıkacağını,1 milyar dolarlık ciroya ulaşacağımızı planlıyoruz.Bunun içinde seramik harcı pazarında lideriz vebu alanda 700 bin tonlara kadar çıkacağız. Amasu ve ısı yalıtımına verdiğimiz harç miktarı bununiki katını çok rahat bulacak. Boya sektörüne isetamamlayıcı malzeme verdiğimizden çok fazla birbüyüme hedefimiz yok.Dış cepheye odaklandık.Esas işimiz zaten Kaleterasit markasıyla. 40-45yıllık bir kültürümüz var. Dış cephede ısı yalıtımmalzemelerini tamamlayıcı ürün olarak, iç cep-he boyada da ihtiyaç olduğu müddetçe bu alan-larda büyümemiz gerçekleşecektir.

"Sektörümüzün2023 hedefi

25-30 milyardolar"

Yapı kimyasalları sektörünün dünya pazarındaki yeri ve konumu nedir? Dünyada ne kadarlık birpazardan söz ediyoruz?"Kesin olmamakla birlikte, kabaca bazı rakamlardan söz ediliyor. Seramik sektörünün dünyadakibüyüklüğünün 60 milyar, boya sektörünün 40 milyar dolar, yapı kimyasalları sektörünün de 15-20 milyardolara ulaştığı belirtiliyor. Bu büyüklük içinde Türkiye’nin aldığı pazar büyüklüğü, iç pazar da dâhil 5milyar dolar civarında. 2004-2015 yılında 14 milyar dolara çıkması planlanıyor. Cumhuriyetimizin 100. yılıolan 2023'te ise herkesin hedefi bu pazarın büyüklüğünü 25-30 milyar dolara çıkarmak. Pasta bu kadarhızlı büyüyor. Burada lokomotif ürünlerin ısı ve su yalıtım ürünleri olacağı kesin. Seramik harçlar sektörübu kadar hızlı büyümeyecek. Boyada da hızlı büyüme beklemiyorum."

Page 77: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 78: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

78 Mimarlık & İnşaat Dünyası

Hayatı inşa etmeye çocukluğunda başlayanbir mühendis Nazmi Durbakayım. İnsanlar içinbir şey inşa etmek uğruna iyi bir bedel öde-

yen Durbakayım, 35 yıl önce kurduğu Teknik Yapı'yıbugün 1,5 milyar TL hedefine odakladı. Üç bin çalı-şanıyla Ataşehir, Kartal ve Tuzla bölgelerinde konutbaşta olmak üzere önemli projeler gerçekleştiren Tek-nik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayımile inşaat mühendisi olma sürecini ve Türkiye'nin yapıkültürünü konuştuk.

Hayatı inşa etmeye karar verdiğiniz tarih 1974 ga-liba... İnşaat mühendisi olmak istekli bir tercihmiydi? Nasıl karar verdiniz?

Hayatı inşa etmeye, inşaat fakültesinden mezunolduktan sonra karar vermedim. Haydarpaşa Lise-

si'ni bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'ninimtihanlarına girdim. İnşaat fakültesi ilk tercihimdi.Sırasıyla mimarlık ve elektrik fakültesini yazdım. Oyıllarda inşaat fakültesi yüksek puanla öğrenci alı-yordu. Puanım inşaat fakültesine girmeye yetmediama elektrik fakültesine girdim. Bir yıl okudum vetekrar sınava girdim. O sırada yönetmelik değişti.Elektrik fakültesine yüksek mühendis olma hakkıy-la girmiştim. Değişen yönetmelikle bir senemi ve yük-seklik hakkımı yakarak inşaat fakültesine geçtim. Do-layısıyla inşaat mühendisi olmak konusunda iyi birbedel ödedim...

Bu bedeli ödemeyi önceden göze almanızı sağlaya-cak neler oldu?

Çocukluğumda hep bir şeyleri inşa etmek ve bağ-

Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

Nazmi Durbakayım:

"Depremden sonra

bakış açılarımızdeğişti"

Page 79: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 79

lamak gibi becerim vardı. İnşaat mühendisliğini sa-dece bina yapmak olarak düşünmemek lazım. Yö-neticilik tarafım çocukluğumda da kuvvetliydi. İlk-okulda bile hep yöneten kişiydim. Bu benim doğam-da olan bir şey. İnşaatların şantiyelerinde her kade-mede çalışan vardır. O çalışanlar arasında bir hiye-rarşi vardır. Onları ve işi organize edersiniz. Bu or-ganizasyon bana keyif veriyor. Bu artık keyfi geçen birboyuta vardı. Firmamız bugün 3 bin kişi civarında ça-lışana ulaştı. Mezun olduğumda yönettiğim şantiye-lerdeki durumdan çok daha farklı bir boyuta geldi.

İnşaat mühendisi kimliği, hayatınızı inşa ederken na-sıl bir etki yarattı?

İnsanın bir mesleği seçmesi; bir yerlerden duy-ması, görmesi veya içgüdüleriyle ilgili... İnşaat mü-

hendisliğinde insanlar için bir şeyler inşa ediyorsu-nuz. İnsanlar için fabrika, yol, konut, eğitim ve sağ-lık merkezleri inşa ediyorsunuz. İnsanların ürettiği-niz binalarda mutlu olması, uzun ve iyi kullanmasımutluluk verici... Siz bunu yapan biri olduğunuz içino üründen ne beklendiğini ve bu beklentiye nasıl kar-şılık vermeniz gerektiğini iyi biliyorsunuz. Hem ulu-sal, hem de uluslararası anlamda insanlarla empa-ti kurup onların beklentilerini karşılayacak binalaryaptım. Bir süre sonra bu mesleğinizin bir parçasıoluyor ve kendiliğinden geliyor. İnsanların hep fark-lılık peşinde koşması bir diğerinden farklı olma ar-zusunu doğuruyor. Konutta da bu böyle. Belki insanlaraynı metrekarelerde oturuyor ancak diğerindenfarklı olmak istiyor. Bir proje yaparken diğer proje-lerinizden farklı bir şey yapmak istiyorsunuz. Bununda evrensel olması gerekiyor. Bu farklılık modası ge-çen bir farklılık değil.

KEYİFLİ MEKÂNLAR YARATMAKSizin bu farklılığı yaratma noktasında vizyonunuznedir?

Burada insanların nasıl düşündüklerini bilmekgerekiyor. Bir ev hanımı salonunun şeklini değiştir-mek ister. Eşyaların yerlerini değiştirmek ve mekâniçinde farklılık yaratmak ister. Projenizde bunu gözealarak ona göre gerekli donanımı sağlarsınız. Sağ-lamazsanız, tadilat yapmak zorunda kalır. Bunubaşta planlarsanız, yaptığınız ürün çok uzun kulla-nılır. Projelerimizdeki temel vizyonumuz insanlarınuzunca ve keyifli bir şekilde yaşayacakları mekânlaryaratmak ve o formu yakalamak.

Türkiye'de yapı gerçeğine baktığımızda birbirinintekrarı binalar görüyoruz. Sizin yaptığınız binalar di-ğerlerinden bakıldığında ayırt ediliyor mu? İnsan-lar "bu bina Teknik Yapı'nındır" diyebiliyorlar mı?

Biz bunu başardık. Binalarımız kendini gösterirve bilinir. İçine girmeden insanlar algılayabiliyor. İn-sanlar oturacakları binalarda doğru çözümleri arar.Pencere ölçülerinden, diğer detayların nasıl çö-zümlendiğine kadar her ayrıntı önemlidir. Modern birbina yapacağız diye insanların yaşam algısına ters öl-çülerle bina yapmak hatalı bir davranış. Bazı mimariçözümler o gün için popüler olabiliyor, belli birsüre unutulabiliyor ve bir süre sonra ise rahatsız et-meye başlıyor. Çizgileriyle modası geçmiş oluyor vedoğru kirlenemiyor. Rahmetli hocamız Sedat Hak-kı Eldem, "İnsanların güzel yaşlanması, binaların da

"Depremden sonra bakış açılarımız değişti" diyenDurbakayım, İzmit depreminden önce yapılmış binalarabakıldığında kötü yapı stokuyla karşılaşıldığını söylüyor.

Bu yapıların yenilenmesi gerektiğine vurgu yapanDurbakayım, Kat Mülkiyeti Kanunu ve kentsel dönüşüm

uygulamalarındaki sıkıntılara çözüm bulunmasıgerekliliğine işaret ediyor.

Page 80: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

80 Mimarlık & İnşaat Dünyası

güzel kirlenmesi gerekir" derdi. Tozlu bir memleketteyaşıyoruz. Yağmur yağdığında binalara yapışan toz-lar akıyor. Binaya verdiğiniz detay ve çizgilerde bu ça-murlaşmış tozların akıp gideceği yollar ve kanallaryapmak gerekir. Malzemeyi doğru kullanamazsanız,çirkin bir bina yapmış olursunuz.

Türkiye'deki binaların yapı kalitesi hakkında ne dü-şünüyorsunuz?

Hiçbir binanın ana strüktürü yani betonarmesi bir-birinden farklı olamaz. Bu bina pahalı, bu bina ucuzveya bu biraz daha az güvenli olsun demeniz müm-kün değil. Temel yapısının, betonarmesinin ve izo-lasyonunun hepsinin aynı nitelikte olması gerekir. Se-çeceğiniz malzemeler önem kazanıyor. Farklılıkadına kısa vadede etki edecek, uzun vadede ömrü ol-mayan malzemeler kullanılıyor. Yüksek binalarda giy-dirme cepheler yapılıyor. Bu giydirme cephelerin gü-venli olup olmadığı sorgulanmalı. Cepheye bir ele-man asıyorsanız, bu asılanların deprem yükleri verüzgârda göstereceği davranışı hesaplamanız ge-rekiyor. Bunların hesabını çok rahatlıkla yapabilir-siniz. Mühendisliğimiz çok ileride... Bunların hakkıylayapıldığına inanmıyorum.

"Mimarinin bir karakteri kalmadı""Ülkelerin mimarisi atalarından ve yapılmış mimari geçmişine sahipçıkmaktan geliyor. Maalesef Türkiye'de Cumhuriyet devrinden sonramimarinin bir karakteri kalmadı. Çünkü esinlenme dediğimiz, herkesin birşeyleri bulup, görüp getirmesi ve bunları yapmaya çalışmasıyla birtakımbinalar yapılıyor. Ancak her şey sorgulanıyor mu? Yüksek binaya taraftarolan biri olmama rağmen, yüksek bina yapımının makul ve mantıklı yerlerdegereği kadar yapılması gerektiğine inanıyorum. Gereksiz bir yerde yüksekbina yaptığınızda bunun alt yapısını ve o siluetin verdiği gölgeyi hesapetmediğinizde; bir güzellikten çok çirkinlik yaratacağınız muhakkaktır.Ülkemizde yapılan yerleşimlerde yollar o yerleşimin kapasitesini kaldıracakgenişlikte yapılmıyor. Biz yapılarımızı yoğunluğunu daha da artıracak şekildeyapacağımıza, mevcut olanları seyrelterek o hacimde, o insan yoğunluğunudikey olarak yerleştirip yeşil alan yoğunluğunu artırabiliriz. Günümüzdemeslektaşlarımız iyi bir şeyler yapmak gayreti içindeler. Ya bir modeloluşturmaya ya da hazırda olan birtakım modellerin kopyasınıgerçekleştirme uğraşı içindeler."

"PİRAMİT TERS DURUYOR"İstanbul'daki yapılan yüzde 65'inin kaçak ve gü-vensiz olduğu bir gerçek. Malum deprem ülkesi-yiz. Bu noktada yapı güvenliği ön plana çıkıyor. Ön-celikle yapı güvenliği dendiğinde ne anlaşılmalı?

Türkiye'de mühendislik bilimi çok ileride. Gençbir potansiyel var, iyi okullara giren gençler, omesleği hep bilinçli seçiyor. Mühendis olan gençlergayet iyi yetişmiş ve zeki gençler. Mühendislikte kul-lanılan programların gelişmiş olması da gençleringelişmesini sağlıyor. Dünyanın mühendislikte kul-landığı programlara hâkimsiniz ve ileri derecede ana-lizler yapabiliyorsunuz. Projede çok iyiyiz. Ancak uy-gulamaya geldiğimizde, ara eleman yok. İşçi ve mü-hendis var ama arada o mühendisin tarif edeceği veişçiye bu işi yaptıracak tekniker yok. Öğrencilik yıl-larımızda da "Piramit ters duruyor" derdik. Her ne-

dense insanlar o ara eleman olmayı istemiyor. İllemühendis olacaklar. Bugün ara eleman olmadanmühendisle işçi arasındaki bağın kurulması müm-kün değil. Bu eksikliğimiz. Siz projeyi doğru yaptı-nız, doğru malzemeyi getirip şantiyeye teslim etti-niz. Bunların uygulama sırasında doğru diziliminiyapmazsanız, doğru uygulamanız mümkün değil. Ya-pılan binalarda en büyük sıkıntı imalat sırasındakidenetimin işçi, ara eleman ve mühendis sıralama-sında yaşadığı sıkıntıdır. Detayların doğru çözülüp,doğru uygulanması lazım. Projeler yapılırken ön-görülen yüklerin ve detayların doğru bir şekilde uy-gulanması gerekiyor. Bu böyle olduğunda yapılarıngüvenliği ile ilgili en ufak bir endişe olmaz. Binala-rı yaparken zemin de artık endişe edilmiyor. Çünküson teknoloji ve mühendislikle bunun da çözümü bu-lunuyor.

Page 81: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 81

Belki 2001 sonrası yapılan yapılarda bu söyledik-leriniz haklılık payı taşıyor. Öncesinde yapılanbina stokuna baktığınızda ise endişe hâkim. Kent-sel dönüşümü bu yapıların güvenli hale getirilmesiiçin çözüm olarak görenler kadar bunun bir bölü-şüme yol açacağını söyleyenler de var. Zeytinbur-nu'ndaki girişim durdu neredeyse. Siz bu noktadayapı güveliğine ve kentsel dönüşüm projelerinekent bütününde nasıl bakıyorsunuz?

Öncelikle bir gerçek var. Depremden sonra ba-kış açımız değişti. Son yaşanan İzmit depremindenönce yapılmış binalara baktığınızda kötü bir stok gö-rüyoruz. Bunların yenilenmesi gerekiyor. Burada daiki tane sıkıntı var. İlki Kat Mülkiyeti Kanunu. Bu ka-nuna göre maliklerin hepsinin hemfikir olması is-teniyor. Bir tanesi hayır derse, iş kilitleniyor. İkinci-si kentsel dönüşüm. Bu projelerin uygulandığı pilot

bölgeler zamanında imar durumu/imar planı ol-mayan, kafa parseli dediğimiz, parsellerin kahvelerdecetvelle çizilip oluştuğu arsaların el senedi ile satıldığıbölgeler. Burada bir adaletsizlik var. Bağdat Cad-desi'nde imar planı durumuna göre binalarını alankişilerin yüksek fiyatla binalarını aldığı dönemde, orakamların onda biri kadar değerle yurdum insanıgeldi ve Fikirtepe ve Zeytinburnu'ndan bir kafaparseli aldı. O aldığı arsanın tamamına bina yaptı. Heryıl bir kat daha çıktı. Ortalama 3,5 kat. Zeytinbur-nu'nda ise 7 kat vardı ve parselin tamamındaydı. Buparselde de hiçbir donatı alanı ayrılmamıştı. Bu teh-likeli olan bölgedeki binalarda devlet ve belediye çö-züm aradı. Bunu da emsal artırarak yapmak istedi.Ancak yurdum insanı o artan emsalı baz alarak bu-nun kendisine bir lütuf olduğunu sandı ve daha faz-la bedel istedi. Kanuna uyarak ve on misli para ve-

"Kent olgusunun çocukluğumuzdaki, 'bizim manavımız, bizim bakkalımız ve

kasabımız' kavramında tamamen farklılaştığını söyleyebilirim. Rezidanslarla, bütün

bu donatılar dikey binaların içine girdi. Rezidans kavramının 2-3 katlı evlerden

sonra oluşan apartman hayatından daha iyi bir çözüm olduğunu düşünüyorum.

Rezidanslarda gerek güvenlik, gerek temizlik ve benzeri hizmetler daha kurumsal

şirketler tarafından, düzenli yapılıyor. Apartmanlardaki gibi kapıcı kavramı yok.

Belirli zamanlarda temizlik söz konusu değil. Süreklilik var. Rezidans kültürü

dendiğinde disipline edilen görevler, sorumluluklar ve güvenli yaşam alanları

geliyor aklımıza... Bu yeni kent olgusu düzenli ve programlı bir hayat vaat ediyor."

"Kent olgusu farklılaştı"

Page 82: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

82 Mimarlık & İnşaat Dünyası

rerek imarlı yer alanın kabahati ne? Mülk sahiple-ri ile belediyeler arasında bu iş çıkmaza girdi.

Peki, bu çıkmaz sokaktan nasıl çıkılması gerekti-ğini düşünüyorsunuz?

Bugün için mevcudun tespitini yapıp, yapı sahi-bine "Senin emsalin budur, yapımcı için verdiğim artıemsal de budur" deyip, yapılması için verilen katmadeğerin ortaya konulması gerekiyor. Kat MülkiyetiKanunu ile ilgili de Anayasa gibi güçlü bir kanununçıkması lazım. Mülk sahiplerinin yüzde 65'i o binahakkında ortak bir karar veriyorsa bunun uygulan-masının kanunla güvence altına alınması gerekiyor.Burada karara katılmayanların haklarının da göze-tilmesi önem taşıyor. Kentsel dönüşümde kimseyimağdur etmeyecek bir çözümü yasalarla zorlamak,felaketlerin önüne geçmek gerekiyor.

Bu söyledikleriniz doğru ancak yüksek katlı yapı-ların kentsel dönüşüm olmadan yapıldığı alanla-ra baktığınızda pratikte gerekli sosyal donatı ve altyapı öngörülerinin yeteri derecede dikkate alın-madığını da görüyoruz. Rezidans kültürü dediğimizolgu gelecekte nasıl bir kent yaratacak? Açıkalandaki sosyalleşmeyi dikine bir yaşam alanınıniçine aldık. Bu nasıl bir sosyal toplum ve kent kül-türü oluşturacak?

Mevcutta kötü inşaat deposundan bahsediyorum.Kentin nefes alanlarına yüksek katlı bina yapılma-sı değil kast ettiğim. Mevcut yoğunluğun muhafazaedilmesidir önemli olan... 2-3 katlı mahalle olgusuartık bitti. İnsanlar kapalı alanlarda alışveriş etme-yi sevmiyor. Yüksek binaları yaparken insanların sos-yalleşeceği ve ihtiyaçlarını karşılayacağı alanları açıkalanlarda oluşturabilirsiniz. Bir projemizde sokak-ta alışveriş yapılmasını sağlayacak şekilde bu iste-ği çözdük. Şehir içindeki bazı arsalara yapılan yük-sek katlı yapılarından bahsedildiğinde İstanbul'un öngörülmüş planları dâhilinde yapılması gerekir. Yo-ğunluğu merkezde artıracak projeler çözüm değil.Bu özellikle ulaşımı da içinden çıkılmayacak hale ge-tirir. Parsellerin birleşmesiyle yapılacak yüksekkatlı binalarda boş alan kullanımı artacaktır. Alt yapıve yeşil alanları da bu oluşacak boş alanlarda uy-guladığımızda sorun kendiliğinden çözülecektir.

Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz ve tasarımı ka-dar yapım sürecinde de sizi heyecanlandıran birprojeniz var mı?

Klasik bir cevap olacak ama hepsi evladımız. Enzor olan proje, daha çok uğraştırdığı için daha çokhatırlanıyor. Çok zahmetle yaptığımız projeler ilk ak-lımıza gelen olabiliyor. Şu an Tuzla projesiyle uğ-raşıyoruz. Enteresan bir proje. 170 bin nüfusu olanbir yere 20 bin nüfus getiriyoruz. Bu nüfus ve pro-jemiz Tuzla'ya yeni bir bakış ve anlayış getirecektir.

Yeni bir "Çılgın Proje" de sizden mi geliyor?(Gülüyor) Vallahi Başbakan'ın "Çılgın Projesi"

sektöre bir dinamizm getirdi. Fikirler ortaya atılmalıve tartışılmalı. Yeni fikir olmazsa insanlar hareket-siz kalır. Bizimkisi fikirden ziyade fiiliyata da geçti vebize heyecan veriyor. Öngörüleri hafife almamak la-zım. Biz Bağdat Caddesi'nden sonra Ataşehir, ondansonra Kartal ve şimdi de Tuzla bölgesinde yapıları-mızı gerçekleştirdik ve gerçekleştiriyoruz. İstanbul'unkent dinamiklerinin geliştiği alanlarla ilgili öngörü-lerimizi önceden hayata geçiriyoruz. Bugüne kadaröngörülerimizin bizi yönlendirdiği istikametten her-kes memnun.

"Yüksek yapı için ehliyet lazım""Yüksek yapı için ehliyet lazım. Herkes yüksek yapı yapmamalı. Bunun içinbir tecrübe gerekiyor. Tesisatından tutun, acil durum senaryolarına kadarher şeyin hazır olması gerekiyor. Bu yüksek bina aşkı 1975'li yıllarda ortayaçıktı. 2-3 katlı bina yapan kalfalar aynı teknikle 25 katlı binalar yapmayabaşladı. 50-60 katlı binalar yapılıyor ama zihniyet aynı... Belirli bir katyüksekliğinden sonra yapınızın standartlara göre çelik olması gerekir. Bütündünya bunu kabul etmiş ama betonarmede ısrar ediyoruz. Cepheelemanlarını kullanırken bu faktörleri göz önüne almıyoruz. Belirli bir katyüksekliğini geçtiğinizde betonarmeden gelen kesitler büyüyor. Bu dabinanın ağırlığını artırıyor. Çelikte bunu istediğiniz gibi işleyebiliyorsunuz.Tabii çeliğin de ısıya karşı zafiyeti söz konusu. Yangında ve yüksek ısıda zarargörüyor. Aslında ne o, ne diğeri. Bünyeye ilaç diye aldığımız şey aslındazehir. Doğru dozda alırsak tedavi eder, fazlası öldürür. Betonarme ve çeliğindoğru yerlerde kompozit olarak kullanılmasıdır gerekli olan. İnşallah bueksikliklerden dolayı birtakım felaketler yaşamayız. Türkiye'de birtakımfelaketlerden sonra tedbirler alınmaya başlanıyor. Bu benim endişemdir."

Page 83: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

www.imsad.org

Page 84: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

2011 yılının en büyük belirsizliği olarak gö-rülen genel seçimler geride kaldı. AK Par-ti, ekonomi çevrelerinin en olumlu senaryo

olarak algıladığı bir seçim başarısı ortaya koydu.Bu senaryo önümüzdeki dönemde AK Parti’ye ye-nilik yapma gücü verirken, temel değişiklikler içinuzlaşma zorunluluğunu getirecek.

TÜRKİYE ÇİN’İ GERİDE BIRAKTI…Türkiye ekonomisi, Çin’i de geride bırakarak

2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11’lik büyüme kay-detti. Geçen yılın ilk çeyreğinde baz etkisiyle yüz-de 12 büyüyen Türkiye’nin bu yıl da yüksek oranyakalamasında özellikle iç tüketim etkili oldu.Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYİHdeğeri de bir önceki döneme göre yüzde 1,4 ar-

tış göstererek, bu yılın ilk çeyreğindeki büyü-menin baz etkisinden çok, ekonomik aktivite-lerdeki artıştan kaynaklandığını ortaya koydu. Bü-yümenin alt kalemlerinde en kritik kalem iç tü-ketim. Buna göre 2010 yılında da büyümenin mo-toru konumundaki iç tüketim, yılın ilk çeyreğin-de yüzde 11,6 artış göstererek, Türkiye ekono-misini sırtladı. Buna bağlı olarak aynı dönemdeithalat yüzde 27 artış gösterirken, ihracat artışıise yüzde 7,7’de kaldı. Rakamların da ortaya koy-duğu üzere büyüme ihracata değil, iç tüketime da-yalı sağlandı. Bu noktada önemli riskler mevcut.Özellikle ithalatta patlama yaratan bu durumabağlı olarak cari açık riski sürekli artış gösteri-yor.

Rakamlardaki dikkat çekici bir diğer unsurözel sektör yatırımlarındaki patlama. Nitekim yı-lın ilk çeyreğinde özel sektör tüketim harcama-larında yüzde 12,1 artış olurken, kamunun tüke-tim harcamaları artışı yüzde 6,7 olarak gerçek-leşti. Sabit sermaye yatırımlarının da bu yılın ilkçeyreğinde güçlü bir şekilde arttığı, ancak bu ar-tışın büyük bir bölümünün özel sektör tarafındansağlandığı dikkat çekiyor. Buna göre özel sektö-rün yatırımlarındaki artış yüzde 38’i aşarken,kamu yatırımlarındaki büyüme yüzde 4,9’da kal-dı. Büyümeye katkılar incelendiğinde ise özel sek-tör harcamalarının 8,7 puan, kamu harcamalarının0,7 puan katkıda bulunduğu görülüyor. Özel sek-törün sabit sermaye yatırımları büyümeyi 7,2 puanolarak pozitif etkilerken, kamu yatırımlarınınkatkısı 0,2 puanda kaldı.

GAYRİMENKUL PROJELERİ BÜYÜMEYEDESTEK VERİYOR

Türkiye’nin büyümesinde özellikle gayri-menkul projelerinin etkili olduğu görülüyor. Bor-sa ve faizde getiri fırsatlarının azalması nedeniyle,alternatifsiz bir yatırım aracı haline gelen gayri-menkul sektörünün dinamik yapısı bu noktadaönemli rol oynuyor. Talebin zayıfladığı zamanlardadurmayan ve geleceğe yatırım yapan inşaat sek-törü son açıklanan rakamlara göre büyümede2011 yılının ilk çeyreğinde birinciliği perakendesektörüne kaptırsa da yüzde 14,8’lik gelişim

Fatih YEĞENOĞLU İMSAD-Ekonomist

Belirsizlikler geridekalıyor, zaman

yatırım zamanı

84 Ekonomik Perspektif

Rakamlardaki dikkat çekici bir diğer unsur özel sektöryatırımlarındaki patlama. Nitekim yılın ilk çeyreğindeözel sektör tüketim harcamalarında yüzde 12,1 artışolurken, kamunun tüketim harcamaları artışı yüzde 6,7 olarak gerçekleşti.

Page 85: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

göstererek en fazla artış gösteren üçüncü sek-tör oldu.

Dikkat edilmesi gereken unsur sektördeki hız-lı büyümenin ivme kaybetmeye başlaması. Buradabaz etkisinin yanı sıra mevsimselliğin kendisinigösterdiği görülebiliyor. Buna göre inşaat sek-törünün büyümesi 2010 yılının ilk çeyreğinde yüz-de 8,3 düzeyinde gerçekleşti. Bu oran yılın ikin-ci çeyreğinde yüzde 20,4, üçüncü çeyreğindeyüzde 22,1 ve dördüncü çeyreğinde yüzde 17,5 se-viyesinde oluştu. 2010 yılının tamamında yaka-lanan büyüme rakamı yüzde 17,1 oldu. 2011 yı-lının ilk çeyreğinde ise yüzde 14,8’lik artış yaşandı.

İnşaat sektörünün son açıklanan rakamlaragöre ekonomiye katkı payı yüzde 5,8’i yakaladı. Ko-nut satışları rakamı büyümenin üreticinin gayretiile olduğunu ortaya koyuyor. 2010 yılının birinciçeyreğinde 85 bin 857 düzeyinde gerçekleşen ko-nut satışları 2011 yılının birinci çeyreğinde 91 bin71 düzeyine çıktı. Rakama bakıldığında bir önce-ki yıla göre yaşanan artışta baz etkisinin bulun-duğu görülüyor. Yapı izinleri rakamları incelen-diğinde, yine gayrimenkul sektöründe geleceğeyönelik beklentilerin zayıfladığı görülüyor. Bunagöre yapı ruhsatında hızlı bir düşüş yaşandığı gö-rülürken, yapı kullanım izinlerinde artış oranla-rı oldukça sınırlı bir düzeyde gerçekleşiyor.

Yapı ruhsatı alımındaki dağılım incelendi-ğinde ise konutun ağırlığı görülüyor. Bununla bir-likte Merkez Bankası’nın tüketici kredilerininhızını kesme çabaları konutun payını azalttı.Buna göre yapı ruhsatları talebinde konutun

payı yüzde 78’lerden, yüzde 73’lere geriledi. Yapıkullanım izinlerinde sektörlerin oransal dağılı-mına baktığımızda konut sektörünün payınınyüzde 72’lerden, yüzde 65’lere gerilediği görü-lüyor.

EMTİA FİYATLARI MALİYETLERİ YUKARI TAŞIYOR

2011 yılının ilk çeyreğinde beklentilerimizdoğrultusunda emtia fiyatlarının yüksek düzey-de seyretmesinin yarattığı arz yönlü baskı his-sedildi. Güney Afrika ve Orta Doğu’daki gerilim ne-deniyle özellikle petrol fiyatlarında meydana ge-len yükseliş, üretim maliyetlerini yükseltti. Bu et-kene bağlı olarak inşaat malzemelerinin fiyatla-rında da artış yaşandı. Türkiye’nin genel görü-nümü ele alındığında, seçimlerin hemen arka-sından siyaset gerekli değişiklikleri yapacak dü-zeni henüz sağlayamadı. Ancak bu kısa vadeli tar-tışmalar sonrasında Türkiye’nin asli sorunlarıgündeme gelecek. Bu noktada Anayasa değişik-liği dahil temel çalışmaların yapılması bekleni-yor. Böyle bir ortamda özellikle gayrimenkulpiyasasında normalin çok üstünde hareketlilikbeklenmeli. Dolayısıyla ekonomiyi soğutma ça-lışmalarına bağlı olarak kısa vadede talebin za-yıflayabileceği, bununla birlikte gayrimenkulsektöründe uzun vadede olumlu görümün ko-runması da beklenmeli. Bu konuda yeni hükü-metin mevcut fırsatları değerlendirerek ülkeningelişimine ortam sağlayacak reformları yerine ge-tirmesi gerekiyor. Ülkenin temel sorunlarının çö-zülmesi, Türkiye’nin mevcut durumda sıkıntıiçinde olan gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı ka-patacak.

Temmuz 2011 85

Page 86: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hazırlanan ve altyapı başta olmaküzere, karşılaşmaların oynanacağı stat inşaatları kadar hizmet, ulaşım ve konutsektörüne dönük 100-150 milyar dolarlık yatırımlarla da iştah kabartan bir ülke

Katar. Türk müteahhitlik firmalarının Katar’da tamamladığı veya sürdürmekteolduğu projelerin toplam bedeli ise 8,3 milyar doları aştı.

86 İhracat Kapıları / Katar

Page 87: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 87

Page 88: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Basra Körfezi’nin merkezinde yer alan, İran’ayakınlığı nedeniyle jeostratejik açıdan büyüköneme sahip olan Katar, doğal gaz ekono-

misinin gelişmesiyle birlikte hızlı ekonomik büyümesüreciyle dikkatleri çeken bir ülke oldu. 2022Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hazırlananve altyapı başta olmak üzere, karşılaşmaların oy-nanacağı stat inşaatları kadar hizmet, ulaşım ve ko-nut sektörüne dönük 100-150 milyar dolarlık ya-tırımlarla da iştah kabartan bir ülke Katar.

Türkiye-Katar ticari ilişkileri 2001 yılından buyana iki ülke açısından da önemli gelişmelere sah-ne oldu. 2001 yılında 14,1 milyon dolar olan tica-ret hacmi, 2008 yılında büyük bir artış göstererek1 milyar 230 milyon dolara çıktı. Ancak ekonomikkrizle birlikte bu rakam 2009’da 375 milyon dola-ra geriledi. 2010 yılında ise 350 milyon dolar ola-rak gerçekleşti. 2011 yılının ilk üç ayında Katar’agerçekleştirilen Türk inşaat malzemesi ihracatındaise yüzde 22’lik bir artış yaşandı. 2010 yılının ilk üçayında 8 milyon 655 bin dolar olan ihracat, 2011yılının aynı döneminde 10 milyon 566 bin oldu. Tür-kiye’den başta demir çelik, elektrikli makine ve ci-hazlar, inşaat malzemeleri, ev tekstili ürünleri,gıda, mobilya ve taşıtların ihraç edildiği Katar’a2008 yılı rakamlarıyla toplam ihracatımızın yüzde70'ini demir çelik ürünleri oluşturdu.

İnşaat sektörü yoğunluklu olan Katar paza-rından Türkiye'nin yeterince faydalanmadığınıvurgulayan Avrasya Sanayici ve İş Adamları Der-neği Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran, şunla-rı kaydetti: “Türkiye, 2008 yılında Katar istatistik-lerine göre, bu ülkenin demir çelik ithalatının kü-mülatif yüzde 16'sını, çubuk ithalatının yüzde

37'sini karşılamaktayken, sektörel açıdan güçlü ol-duğumuz seramikte bu pay yüzde 2'de, mobilya-da yalnızca yüzde 5'te, halıda yüzde 10'da kalmıştır.Katar'da başta inşaat malzemeleri ve kimyasal-ları olmak üzere, otomotiv ve yedek parçaları, işmakineleri, mobilya, gıda sektörlerinde ayrıca mü-teahhitliğin yanı sıra turizm ve sağlık olmak üze-re çeşitli hizmet alanlarında da ülkemiz firmala-rı açısından önemli bir potansiyel bulunmaktadır.Türk firmaları bu potansiyeli değerlendirerek ih-racat alanı çeşitliliğinden faydalanmalıdır.”

MÜTEAHHİTLERİMİZ 8,3 MİLYARDOLARLIK İŞ YAPTI

2008 yılında Türk inşaat sektörünün aldığı 23,5milyar dolarlık işin yüzde 20’si Körfez ülkelerin-de gerçekleştirildi. Bu rakamın yüzde 13’ü Birle-şik Arap Emirlikleri’nden, yüzde 7’si de Katar veSuudi Arabistan’dan geldi. Türk müteahhitlik fir-malarının Katar’da tamamladıkları veya sürdür-mekte oldukları projelerin toplam bedelinin 8,3milyar doları aştığını söyleyen Katar’ın Ankara Bü-yükelçisi H.E. Abdul Rezzak, 2022 Dünya Kupası’nınev sahipliğini kazanmalarının ardından toplam 50milyar dolarlık yatırım yapmayı planladıklarını söy-ledi. Dokuz yeni stadın inşa edileceği 2022 Dün-ya Kupası organizasyonu, Türk inşaat malzeme-leri sanayisi ve inşaat sektörü için de önemli biriş hacmi yaratacak.

Gerçekleştirilecek projeler arasında 25 milyardolarlık Katar Milli Demiryolu Projesi’nin ileride30 milyar dolara mal olacak Körfez Demiryollarıağına bağlanması da bulunuyor. Toplam uzunlu-

2007 2008 2009 2010*GSYİH (US$ milyon) 80.750 110.712 98.313 112.102Reel GSYİH’deki artış (%) 13,7 15,8 9,0 18,5Kişi başına GSYİH (US$, satın alma gücü paritesine göre) 59,7 58,7 62,0 73,1Tüketici Fiyat Enflasyonu (ort.) 13,8 15,1 -4,9 1,1İhracat fob (US$ milyar) 38,8 62,7 42,3 58,6İthalat fob (US$ milyar) 22,8 28,1 22,1 20,1Cari Hesap Dengesi 9,916 14,227 809 21,159

MakroEkonomik

Veriler (Cari)

Kaynak: Euromonitor * Tahmini

88 İhracat Kapıları / Katar

Page 89: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

Temmuz 2011 89

2022 yatırımları iştah kabartıyorKatar 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, dünyanın önde gelen inşaat şirketleri gibi Türk müteahhitleri degözünü bu pazara çevirmiş durumda. 2022 Dünya Kupası’na kadar 24 milyar dolarlık ulaşım yatırımının gerçekleştirileceği Katar’da, 3stadyumun yenilenmesi, 9 yeni stat inşa edilmesi planlanıyor. 7 farklı şehirde bulunan bu 12 stat için 3 milyar dolarlık harcamayapmayı planlayan Katar hükümeti, 2019’da hayata geçecek ve Katar’ı Bahreyn’e bağlayacak hızlı tren projesine de büyük önemveriyor. Katar-Suudi Arabistan demiryolunun ise 2017 yılında bitirilmesi hedefleniyor. 13 milyar dolarlık yeni Doha Havaalanı projeside önemli inşaat yatırımlarından biri olarak gösteriliyor. Havaalanının ilk bölümünün 2012’de açılması, 2017’de ise tamamının hizmetegirmesi öngörülüyor. 100 bin metrekarelik Doha Kültür Merkezi’nin de 2017’de açılması için girişimler devam ediyor.

ğu 2 bin 200 kilometreyi bulacak Körfez Demir-yolları’nın, altı ülkeyi 2017 yılına kadar birbirinebağlaması hedefleniyor. Su ihtiyacının yüzde99'unun deniz suyunun arıtılmasıyla elde edildi-ği Katar'da planlanan su deposu yatırımının mik-tarı da 2,75 milyar doları bulacak. Katar’da önü-müzdeki 5 yıl için planlanan 200 kadar yatırım pro-jelerinin toplam tutarı yaklaşık 150 milyar dolar dü-zeyinde. Bunun yüzde 43’ü altyapı, kalanı sağlık veeğitim sektörleri için kullanılacak.

Katar inşaat sektörü en önemli atılımını 1990’lıyılların ikinci yarısından itibaren başlayan doğal gazyatırımlarıyla birlikte yaptı. Bu tarihten sonra in-şaat sektörü Katar’ın önemli sektörlerinden birioldu. 2002 yılından 2008 yılına kadar sektör no-minal olarak 5 kat büyüme kaydetti. Bir yandan alt-yapı projelerine hız verildi, diğer yandan ülkeye hız-la gelen yabancı iş gücünün konut talebinin kar-şılanması amacıyla yapılan yatırımlarla sektör güçkazandı. Katar Bayındırlık İdaresi Ashghal’in,2007-2011 arasındaki 5 yılı kapsayan dönem için

hayata geçirmeyi planladığı 66 projenin toplam ma-liyetinin 16,2 milyar dolar olduğu kaydediliyor. Sözkonusu projelerin 8,2 milyar dolar tutarındaki 29adedi yol projesi, 3 milyar dolar tutarındaki 16 ade-di bina projesi ve 4,9 milyar dolar tutarındaki 21adedi su ve kanalizasyon projesi.

Katar inşaat sektörü 2007’de bir önceki yılagöre yüzde 22 oranında nominal büyüme sergile-di ve 4 milyar dolar ile GSYH’ye yüzde 5,66 katkı-da bulundu. Sektörde yabancı sermayeli yatırım-cının en fazla yüzde 49 payla şirket kurabilmesi-ne imkân tanınıyor. Diğer taraftan açılan kamu iha-lelerinde firma sınıflandırması (yerel firma, ortakgirişim, yabancı firma) yapıldığından, yabancı fir-maların bazı ihalelere katılma imkânları kısıtla-nıyor.

Dünyanın üçüncü en büyük doğal gaz rezerv-lerine sahip olan Katar, 25,7 trilyon metreküpledünya kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin yakla-şık yüzde 15’ini elinde bulunduruyor. Petrol re-zervi 15,2 milyar varil olan Katar’ın doğal gaz ih-

Page 90: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul

racatı, toplam ihracatının yüzde 40’ına ulaşmış du-rumda. Ekonomisinin yüzde 60’ını da zaten petrolve doğal gaz üretimine borçlu olan Katar, son yıl-larda petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükselişinsağladığı önemli gelir artışından yararlanmasınıbildi. Katar, 2008 yılında 35 milyon ton civarındagerçekleşen LNG ihracatını 2011 yılında yılda 77milyon ton düzeyine çıkarmayı hedefliyor. LNG tes-isleri, Katar’ın imalat sanayisinin en önemli koluolarak göze çarpıyor.

2002 yılından bu yana yükselen enerji fiyatla-rının etkisiyle GSYH’sini 2002-2008 yılları arasın-da 19 milyar dolardan 81,9 milyar dolara yüksel-ten Katar’da, ekonomik çeşitlendirme politikala-rı kapsamında sanayi ve turizm sektöründekiüstyapı yatırımlarına ve hızlı kalkınma süreciningerektirdiği su, elektrik ve ulaştırma sektöründekialtyapı yatırımlarına ağırlık veriliyor. Katar’ın ya-tırım programının büyüklüğü, 75 milyar dolarlık bö-lümü petrol ve doğal gaz sektöründe olmak üze-re yaklaşık 150 milyar dolar civarında bulunuyor.2010 yılında ise Katar’ın GSYH’sinin 113 milyar do-lar olduğu belirtiliyor.

Katar’ın uyguladığı ekonomi politikalarıyla,2005 yılında yaklaşık 25 milyon ton/yıl olan LNGüretimi 2010 yılı sonu itibarıyla hedeflenen 77 mil-yon ton/yıl (günlük 5 milyon varile eşdeğer) kap-asitesine ulaştı. Bunun yanında, petrol ve doğal gazsektörlerinin ağırlığını imalat sanayi, ulaştırma, fi-nans, ticaret ve turizm sektörleri lehine değişti-recek kapsamlı ekonomik çeşitlendirme politi-kasının sonuçlarının alınması ve hidrokarbonkaynaklarına dayalı sanayi projelerinin devreye gir-mesiyle birlikte, nominal GSYH’nin 2011 yılında 137milyar ABD dolarına çıkması ve reel büyümeoranının yüzde 17,4 olması bekleniyor.

Aynı zamanda dış borç stokunda 2006 yılındanitibaren görülen hızlı artışla 2010 yılı sonunda 90milyar dolara ulaşan Katar’ın dış borçlanması, bü-yük oranda hidrokarbon yatırımları nedeniylegerçekleşti.

Türkiye - Katar Ticari İlişkileri (1000 $)Yıllar Katar’a İhracat Katar’dan İthalat Denge Hacim2008 1.074.403 159.352 915.051 1.233.7552009 289.362 85.652 203.710 375.0142009\10 261.593 71.582 190.011 333.1752010\10 126.859 118.464 8.395 245.323

Kaynak: DTM

Katar’damüteahhitlerin

aldığı işlerinyıllara göre

dağılımı

Kaynak: T.C. Doha BüyükelçiliğiTicaret Müşavirliği

Yıl Proje Sayısı Proje Bedeli ($)2010 3 298.184.0002009 6 1.525.668.7802008 7 798.745.0142007 11 1.352.662.6232006 10 2.042.737.1132005 10 451.118.0002004 1 129.992.3752004 ve öncesi 3 41.762.358Toplam 51 6.670.870.263

90 İhracat Kapıları / Katar

Page 91: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul
Page 92: YAPI GÜVENLİĞİ - İMSAD · Dünya Gazetesi Arşiv Dokümantasyon Servisi Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul