14
YAPI DENETİMİ KURULUŞLARI VE TÜRKİYE’DE YAPI DENETİMİ UYGULAMALARI Av. Cihan KIRANER Yapı Denetim Hukuku özellikle ‘99 Marmara ve Düzce depremi sonrası, kontrolsüz, denetimsiz, hızlı ve çarpık kentleşmenin, kaçak yapılaşmanın doğal afetler ile can ve mal kaybına sebep olduğunu tüm gerçekliği ile ortaya koyması ile önem kazanmıştır. Sağlıklı yerleşme ve yapılaşma, kamu güvenliğini sağlamak, kaynak israfını engellemek, yapılaşmayı modern norm ve standartlar çerçevesinde geliştirmek, yapı denetimini sağlamak, yapı hasarı nedeni ile zarara uğrayan kimselerin haklarını korumak ve doğabilecek zararların tazmini gibi toplumsal olarak büyük önem taşıyan konular bu kapsamda değerlendirilmiştir. Konuya ilişkin bir düzenleme getirmek amacıyla aşağıda detaylı olarak açıklanacak uygulamalar getirilmiş olup sistemin etkili çalışabilmesi amaçlanmıştır. Konuya ilişkin açıklamalar; Yapı Denetiminin Yasal Dayanağı, Yapı Denetimi Kavramı ve Amacı, Yapı Denetim Kuruluşları, Faaliyet Alanları ve Yasal Sorumlulukları ile Yapı Denetiminin Türkiye’deki Uygulamaları Doğrultusunda Yargı Kararları, başlıkları altında incelenecektir. I. Yapı Denetiminin Yasal Dayanağı Yukarıda da belirtildiği üzere Yapı Denetimi kavramının hayatımıza girişi ‘99 Marmara ve sonrasında yaşanan Düzce depremi ile gerçekleşmiş, yaşanan felaketler sonrası önem kazanmış ve yasal düzenlemeye tabii olmuştur. Yapı Denetimi’ne ilişkin ilk yasal düzenleme öncelikle 595 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (“KHK”) ile gerçekleşmiştir. 595 sayılı KHK’nin düzenlenme amacı, afet sonrası yapılarda oluşan hasarın etkisini asgari seviyeye düşürmek olmasına rağmen hem hukuki boyutta hem de sektörel anlamda eleştirilere maruz kalmıştır.

YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

  • Upload
    others

  • View
    23

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

YAPI DENETİMİ KURULUŞLARI VE TÜRKİYE’DE YAPI DENETİMİ UYGULAMALARI

Yapı Denetimi Kuruluş ları ve Tür kiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları

Av. Cihan KIRANER

Yapı Denetim Hukuku özellikle ‘99 Marmara ve Düzce depremi sonrası,

kontrolsüz, denetimsiz, hızlı ve çarpık kentleşmenin, kaçak yapılaşmanın doğal

afetler ile can ve mal kaybına sebep olduğunu tüm gerçekliği ile ortaya koyması

ile önem kazanmıştır. Sağlıklı yerleşme ve yapılaşma, kamu güvenliğini

sağlamak, kaynak israfını engellemek, yapılaşmayı modern norm ve standartlar

çerçevesinde geliştirmek, yapı denetimini sağlamak, yapı hasarı nedeni ile

zarara uğrayan kimselerin haklarını korumak ve doğabilecek zararların tazmini

gibi toplumsal olarak büyük önem taşıyan konular bu kapsamda

değerlendirilmiştir. Konuya ilişkin bir düzenleme getirmek amacıyla aşağıda

detaylı olarak açıklanacak uygulamalar getirilmiş olup sistemin etkili

çalışabilmesi amaçlanmıştır.

Konuya ilişkin açıklamalar; Yapı Denetiminin Yasal Dayanağı, Yapı

Denetimi Kavramı ve Amacı, Yapı Denetim Kuruluşları, Faaliyet Alanları ve

Yasal Sorumlulukları ile Yapı Denetiminin Türkiye’deki Uygulamaları

Doğrultusunda Yargı Kararları, başlıkları altında incelenecektir.

I. Yapı Denetiminin Yasal Dayanağı

Yukarıda da belirtildiği üzere Yapı Denetimi kavramının hayatımıza girişi

‘99 Marmara ve sonrasında yaşanan Düzce depremi ile gerçekleşmiş, yaşanan

felaketler sonrası önem kazanmış ve yasal düzenlemeye tabii olmuştur. Yapı

Denetimi’ne ilişkin ilk yasal düzenleme öncelikle 595 sayılı Kanun Hükmünde

Kararname (“KHK”) ile gerçekleşmiştir. 595 sayılı KHK’nin düzenlenme

amacı, afet sonrası yapılarda oluşan hasarın etkisini asgari seviyeye düşürmek

olmasına rağmen hem hukuki boyutta hem de sektörel anlamda eleştirilere

maruz kalmıştır.

Page 2: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 2

Hukuki anlamda KHK’daki tanımlamaların anayasaya aykırılık teşkil

etmesi, sektörel anlamda ise uygulama ihtiyaçlarını karşılayamaması

eleştirilmiştir. Kamusal denetimin yanında özel denetimin varlığı, yapı

hasarında doğal afet ve benzeri hasarların belirtilmemesi gibi düzenlemeler

içeren 595 sayılı KHK Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla iptal edilmiştir.

595 sayılı KHK’nın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden

sonra yasa koyucu 29 Haziran 2001 tarih ve 4708 sayılı Yapı Denetimi

Hakkında Kanunu yürürlüğe sokmuştur. Bu defa, bu denli önemli bir konu olan

Yapı Denetimi kanun yoluyla düzenlenmiştir. Halen yürürlükte olan Yapı

Denetimi Hakkında Kanun aşağıda belirtilecek olan Yönetmelik ile beraber

sektörün yasal düzenlemesini düzenlemektedir. 2012 yılında ilgili Kanun’da

değişiklik yapılmasına dair tasarı hazırlanmış ancak TBMM ve Yürütmenin

gündeminde henüz değişikliğin yapılması ve yasalaşması bulunmamaktadır.

İptal edilen 595 sayılı KHK ve 4708 sayılı Kanun’un yanı sıra konuya

ilişkin olarak 3194 sayılı İmar Kanunu Yapı Denetimi mevzuatı konusunun

temelini oluşturmaktadır.

Yürürlükteki 4078 sayılı Kanun yürüklükteki son halini Kanun’un 1.

maddesinin ikinci fıkrasına 5205 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile “…ile tek

parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam iki yüz metrekareyi

geçmeyen müstakil yapılar…” ibaresinin metinden çıkarılmasıyla almıştır. İlgili

düzenleme Anayasa’nın 2, 5, 10 ve 56. maddelerine aykırılık teşkil ettiği

iddiasıyla iptale konu olmuştur. 4708 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. fıkrasına

“ruhsata tabi olmayan yapılar” ibaresinden sonra eklenen ibare ile bazı yapıların

denetim kapsamı dışında bırakılması aynı hukuksal duruma farklı kurallar

uygulanmasına yol açmıştır. Devlet’in denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla,

yapı denetim kuruluşu adı verilen özel hukuk kişilerinin oluşmasına olanak

sağlayan işbu Kanun’a eklenen ibare tek parselde bodrum katı dışında en çok iki

katlı ve toplam iki yüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapıların yapı denetimi

kapsamı dışına çıkarılmasını öngörmektedir.

Yapı Denetimi mevzuatının sisteme getirdiği genel yaklaşım “inşaat

sektörünün önünün açılması”, “dar gelirli vatandaşlara kolayca konut sağlama”

ve “denetim yapılmayan yapılardan tasarruf sağlanarak konut projelerinin

desteklenmesi” şeklindedir. Ancak kamu düzeni ve kamu güvenliği gibi

Devlet’in sağlaması gereken başlıca unsurların bu gerekçelerle göz ardı

Page 3: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 3

edilmesi hukuka ayrılık teşkil ettiği tespit edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin

ilgili kararı uyarınca itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 2, 5, 10, 56 ve 57.

maddelerine aykırı olduğu belirtilmiş ve iptal edilmiştir. Yüksek Mahkeme’nin

iptal kararı gerekçesine ilişkin açıklamalar şu şekildedir:

“Anayasa’nın 2. maddesinde hukuk devleti tanımlanmakta, 5.

maddesinde, ‘Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını

ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi

korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak;

kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle

bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri

kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları

hazırlamaya çalışmaktır’ denilmektedir.

Anayasa’nın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56.

maddesinde, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek

Devletin ve vatandaşların ödevidir” hükmü yer almakta, 57. maddesinde de,

devletin, şehirlerin özellikleri ve çevre şartlarını gözeten bir planlama

çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alacağı

belirtilmektedir.”

Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği, 4078 sayılı Kanunun özel olarak

düzenlemediği konulara ilişkin yasal dayanak oluşturmaktadır. Aşağıdaki

ibarede de belirtildiği üzere Yönetmelik kapsamında ilgili Kanun uyarınca

faaliyet gösteren kuruluşların görev, sorumluluk ve işleyişin sağlanması için

gereken işlemlerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir.

“Merkez ve İl Yapı Denetim Komisyonlarının, yapı denetim kuruluşlarının

ve laboratuarların kuruluş ve çalışmaları; yapı denetim kuruluşlarında ve

laboratuarlarda görev alacak denetçi mimar ve mühendisler ile diğer

görevlilerde aranacak nitelikler; ilgili idare, proje müellifi, yapı müteahhidi,

şantiye şefi, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu ortaklarının görev ve

sorumlulukları; yapı denetimi hizmet sözleşmesinin düzenlenmesi ve hizmet

bedellerinin ödenmesi; yapılara sertifika verilmesi ve Kanunun uygulanması...”

Konuya ilişkin yasal düzenleme imar ve yapı konusunun pek çok alanı

ilgilendirdiğinden çeşitli yönetmeliklerle düzenlenmiş ve mevzuata dahil

Page 4: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 4

olmuşlardır. Yapı Denetimi Hukuku’nda yararlanılan diğer yardımcı yasal

düzenlemeler şu şekilde sıralanabilir: Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği,

Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar

Hakkında Yönetmelik, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, Asansör

Yönetmeliği, Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği, Yapı Malzemeleri

Yönetmeliği, Yapı Malzemelerinin Tabi Olacağı Kriterler Hakkında

Yönetmelik, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, Otopark

Yönetmeliği ve sair mevzuat.

II. Yapı Denetimi Kavramı & Amacı

Yapı Denetimi her ne kadar ülkemizde yaşanan en büyük felaketlerden

birinden sonra yasalaşmış olsa da aslında mevzuatın özellikleri ve uygulanışı

dikkate alındığında imar politikası adı altında da karşımıza çıkmaktadır.

Öncelikle Yapı Denetimi Hukuku’nda sıkça karşımıza çıkan kavramların

tanımlanması önem arz etmektedir. Konumuzun esasını oluşturan “yapı”

kavramının tanımı yasal mevzuat ve yargı kararları çerçevesinde "Karada ve

suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile

bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesisler"

olarak tanımlanmıştır. Yapı sahibinin yapı ruhsatını aldığı tarih ile yapı

kullanma izin belgesini aldığı tarih arasındaki dönem ise “yapım süresi” olarak

tanımlanmaktadır. Hem hukuki hem de idari anlam taşıyan “denetim” kavramı

ise doktrinde gerçekleşen durum ile gerçekleştirilmesi hedef alınan sonuçların

karşılaştırılması olarak tanımlanmaktadır.

Bu tanımlar doğrultusunda "Yapı Denetimi" kavramının iyi anlaşılması için

amacının ne olduğu ve yasa koyucunun hangi saikler ile yasalaştırdığını

anlamak önemli olacaktır. Yapı denetimi kamu düzeninin korunması ve bir

şehir planlaması hizmeti olarak da kabul edilebilecektir. Bu kapsamda 4078

sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 1. maddesi kanunu amacını şu şekilde

ifade etmektedir:

“Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen,

sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje

ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları

düzenlemektir.”

Page 5: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 5

Yapı Denetimi kurgusunda sistem ve etkinliğin sağlanması denetimin özel

kuruluşlar aracılığı ile sağlanması ve kamu idaresi ile özel sektör arasında

işbirliği yapılmasıyla gerçekleşecektir. Yapı Denetiminde mevzuat sistemin şu

şekilde kurulmasını öngörmektedir: Hizmet Sözleşmesi ile hukuki sorumluluk

altına giren kuruluş, denetim, laboratuar incelemesi ve ihtar etme görevini

asgari hizmet bedeli karşılığında Bakanlık denetimi altında yapacaktır. Sistemin

etkin yürütülebilmesi için ise sektördeki nitelikli çalışanların çalışma alanlarının

genişletilmesi, caydırıcı yaptırımlar sağlanması ve Türk Ceza Kanunu madde

184/5’de düzenlenen imar aflarına son verilmesi hedeflenmelidir.

Yapı denetiminde sistemde etkin bir devamlılık sağlanması yukarıda

belirtilen noktalara önem verilerek gerçekleşecektir. Bu konuya ilişkin Türkiye

dışındaki ülkelerin işleyiş şekilleri farklılıklar göstermekle birlikte Kıta

Avrupası, Japonya ve Amerika'da bu sistemin nasıl işlediğine değinilmesi

karşılaştırma yapabilmek adına faydalı olacaktır. Yabancı sistemleri iki başlık

altında incelemek mümkündür. Bu durumda Avrupa Sistemi ve ABD - Japonya

Sistemi oturmuş iki temel sistem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Avrupa Sistemi’nde yapı denetimini en iyi uygulayan ülkelerden biri olan

Fransa’nın sigorta sistemini benimsediği görülmektedir. Fransız sisteminin esası

toplum ve tüketici bilincine dayanmaktadır. Şöyle ki; sistem yapı yaptıran

kimselerin denetim hakkında çok da bilinçli olamayacağını kabul eder ve bu

eksikliğe çözüm bulmak amacıyla proje ve yapımcı şirketlerin verdikleri

hizmetler sigorta altına alınmıştır. Fransız yapı denetim sisteminin esas amacı

mal sahibi ile müteahhit arasına teknik ve garanti aracısı olmaktır. Sigortaya

dayalı yapı denetimi yetkililerin daha az kontrol sahibi olduğu ancak

müteahhitlerin sorumluluğunun arttığı bir sistemdir. Bu sistemin temel öğeleri

sigorta şirketleri, denetim şirketleri, teknik elemanlar ve belediyeler olacaktır.

Sistemin etik, teknik ve yasal kapsamının belirlenmesi amacı ile Ulusal Bina

Federasyonu (Fédération Nationale du Bâtiment) esas kuruluş olarak görevini

sürdürmektedir.

Almanya’nın ise kamu denetimini benimsediği görülmektedir. Burada

sistemin başarı ile ilerlemesindeki neden toplumun sisteme güvenmesidir.

Alman yapı denetim sistemi denetimin projelendirmeden itibaren başlayıp

inşaat bitimine kadar sürmesi şeklindedir. Denetimin esasında belediyelerce

yapılması öngörülmüşse de yetkilendirme yoluyla özel büroların denetimi

yapması yolu tercih edilmektedir. Sistemin federal yapıda olması nedeni ile

Page 6: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 6

bölgesel denetime önem verildiği, yetkililerin kontrol sahibi ve buna takiben

müteahhitlerin daha az sorumlu olduğu görülmektedir.

Bunun yanı sıra Avrupa Birliği üye ülkeleri 1990 yılında İngiltere’nin

öncülüğünde Avrupa Yapı Denetimi Ortak Girişimi (The Consortium of

European Building Control) kıtadaki ortak hedeflerin sağlanması için

kurulmuştur.

ABD ise Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tek tip sistem seçme yoluna

gitmemiştir. Amerika’da sistem hayli pratiktir ve tüm yapıların mimar

sorumluluğuna bırakılması şeklindedir. Esas olarak yapının mimarı, tüm tasarım

işlerini alır ve yapı inşaat aşamalarında koordinasyonu sağlamaktadır.

Son olarak uluslar arası çerçevede Japonya’nın denetim görevini yerel

yönetimlere bıraktığı görülmektedir. Bu sistemde yerel yönetimin görevi yapı

miktarına yetecek sayıda mimar ve mühendisi bünyesinde bulundurmak

olacaktır. Denetim proje hazırlanmasını ve inşaatın kontrolörlüğünü mimarın

üstlenmesi şeklinde gerçekleşmektedir.

III. Yapı Denetim Kuruluşları - Faaliyet Alanları & Sorumlulukları

Bir kamu güvenliği unsuru olan yapı denetiminin özel sektöre yaptırılması

hususu özellikle dikkat çeken bir konu olmuştur. Özel sektör işletmeleri kuruluş

nedeni itibari ile kar etme amacı olmasına rağmen insan hayatı ve

güvenliğinden sorumlu ve kamu hizmeti vermesi toplumun genelinde soru

işaretleri doğurmuştur.

Geçmişte bu kapsamda yapılan uygulamalara bakıldığında bazı dönemlerde

bu kamu hizmetinin yine özel sektöre devredildiği görülmektedir. 4078 sayılı

Kanundan önce yeminli özel teknik bürolar, yeminli serbest mimarlık ve

mühendislik büroları ve 595 sayılı KHK uyarınca faaliyet gösteren yapı denetim

kuruluşları tarafından yapılmakta olan denetimler Anayasa Mahkemesi kararları

doğrultusunda iptal edilmiştir. Bu faaliyetler kapsamında her dönem amaçlanan

ile uygulamada oluşan somut durumun birbirinden farklı olduğu ve

işlevselliğini yitirdiği görülmüş ve bu kapsamda olup günümüz mevzuatı

uyarınca özel sektör tarafından etkili bir denetimin sağlanması öngörülmüştür.

4078 sayılı Kanunun 2. maddesi ve Uygulama Yönetmeliğin 4. Maddesi

kurucular ve ortakları ile mimarlar ve mühendisler arasındaki işbirliği ve

Page 7: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 7

sistemi, yapı denetim kuruluşlarının oluşumu ve çalışma şekli açıklamaktadır.

Kuruluşların oluşumu ve çalışma şekli konusunda Yapı Denetim Komisyonu

tarafından yapılan inceleme ve Bakanlık izni yanı sıra denetçi mimar ve

mühendislerin katılımı ile denetimin yapıldığı belirtilmelidir.

Hizmet Sözleşmesi ile kurulan hukuki ilişki kapsamında Yapı Denetimi

kuruluşları proje aşamasında ve yapım aşamasında olmak üzere denetimlerini

iki aşamada gerçekleştirmektedirler.

Yapı Denetim Kuruluşları’nın verdiği kamu hizmetinden dolayı hukuki

sorumlulukları da bu doğrultuda geniş ve kapsamlı olacaktır. Kanunun

“Sorumluluklar ve yapılamayacak işler” başlıklı 3. maddesindeki şu ibare fenni

mesuliyetinin Yapı Denetim kuruluşunca İdare’ye karşı üstlendiğini

göstermektedir:

“Bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşları imar mevzuatı

uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlenir.

Yapı denetim kuruluşları, denetçi mimar ve mühendisler, proje müellifleri,

laboratuar görevlileri ve yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine,

fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması

nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye

karşı, kusurları oranında sorumludurlar.”

Kuruluşları denetim görevine bağlayan tip hizmet sözleşmeleri sonucunda

yapıya ilişkin sorumlulukları ise yapı kullanma izninin alındığı tarihten itibaren

yapının taşıyıcı sisteminden dolayı on beş yıl, taşıyıcı olmayan diğer kısımlar

için ise iki yıl sürelidir.

Kanunun 3. maddesi ayrıca kuruluşun faaliyet alanını da sınırlamaktadır.

Bu düzenleme yerinde ve amaca yönelik bir hüküm teşkil etmektedir.

“Yapı denetim kuruluşu denetim faaliyeti dışında başka ticarî faaliyette

bulunamaz. Bu kuruluşun denetçi mimar ve mühendislerinin, denetim faaliyeti

süresince başkaca meslekî ve inşaat işleri ile ilgili ticarî faaliyette bulunmaları

yasaktır.”

Madde hükmü uyarınca, bu Kanun kapsamında ortaya çıkan yapı

hasarında; kuruluş yöneticileri, ortakları, denetçi mimar ve mühendis vd.

şahısların hukuki sorumluluğu doğmaktadır. Kuruluşun icrai veya ihmali

Page 8: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 8

davranışla güveni kötüye kullanan ilgili çalışanlarının cezai sorumluluğu ise

Türk Ceza Kanunu madde 257 ile 4708 Yapı Denetimi Hakkında Kanun madde

9 kapsamında değerlendirilmektedir. Madde 9 yapı denetim kuruluşunun

ortaklarının, yöneticilerinin, mimar ve mühendislerin, yapı müteahhidi, proje

müellifi gerçek kişiler ile laboratuar görevlileri görevlerini kötüye

kullanmaları, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını

düzenlemektedir.

Belirtmek gerekir ki; elbette ayıplı ifa ve kusur sorumluluğu Yapı Denetim

Kuruluşları için Türk Borçlar Kanunu kapsamında doğacaktır. Yapı denetim

kuruluşunun sorumluluğu, yapı hasarının doğması sonucuna bağlanmıştır. Yapı

denetimi sözleşmesinde yapı denetim kuruluşunun borçlarından biri üstlendiği

yapı denetleme borcunu özenle yerine getirmesidir. Anlaşıldığı üzere bu borç

yasadan ve sözleşmeden doğan bir borç özelliği taşımaktadır. Yapı denetim

sorumluluğunu vekil sorumluluğu ile kıyaslamak gerekirse vekilin sözleşmeye

dayalı sorumluluğuna dayanılması için borca ilişkin ifanın gereği gibi yerine

getirilmemiş olması gerekecektir. Bu durum denetimin hiç yerine getirilmemesi,

zamanında denetim yapılmaması ya da denetimin kurallara aykırı yapılmış

olması halinde oluşacaktır. Aykırılığın yapıda bir hasar doğurması ile kuruluşun

kusuru arsında nedensellik bağı olması durumunda 4708 sayılı Kanun’un

herhangi bir sorumluluk yöntemi göstermemesi nedeni ile Borçlar Kanunu

hükümlerine gidilecektir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu madde 112 kapsamında

sözleşmeye aykırılık nedeniyle doğan zararların tazmin edilmesi sağlanacaktır.

Ayrıca aynı Kanun’un 50. ve 52. maddeleri uyarınca ise haksız eylem

sorumluluğuna kusuru derecesi oranında uygulanacaktır.

Yukarıda izah edilen sorumluluklar doğrultusunda denetim faaliyetinin

durdurulması, izin belgesinin iptali gibi yaptırımlar mevzuat kapsamında

aykırılık oluştuğunda uygulanmaktadır (Yapı Denetimi Hakkında Kanun madde

8). Yasal Mesuliyeti yanı sıra Kuruluşlar üzerinde Bakanlığın faaliyetlerini

denetim yetkisi de ayrıca bulunmaktadır.

IV. Türkiye’deki Uygulamalar Doğrultusunda Yargı Kararları

Yapı Denetimi hukukun pek çok alanı ile ilişki içerisindedir. Yukarıda

açıklanan bazı hususlara ek olarak pratikte yaşananlara göz atmak amacı ile

yargı kararlarını incelemek ve bu kararların sistemi nasıl çerçevelediğini

görmek faydalı olacaktır;

Page 9: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 9

Yapı Denetimi şirketlerinin faaliyet alanlarının belirlenmesine ilişkin

Danıştay 6. Dairesi’nin 2008/1999 E. 2010/3042 K. sayılı ve 26.03.2010

tarihli kararı önemli bir içtihat niteliğindedir. 4708 sayılı Kanunun amacı

“Denetim faaliyetinin sağlıklı ve etkin şekilde yapılabilmesi için yapı denetim

kuruluşunun denetleyebileceği inşaat alanına sınırlama getirilmesi.” olarak

ifade edilmiştir. Konunun tamamlayıcı mevzuatlarından Yapı Denetimi

Yönetmeliği madde 11’de bir kuruluşun denetim faaliyetini yapacağı azami

yapı inşaat alanı 360.000 m2'yi geçemeyeceğini belirterek yetki sınırını şu

şekilde ifade etmektedir:

“Yapı denetim kuruluşunun denetleyebileceği toplam yapı inşaat alanı

360.000 m2’yi geçemez. Aynı alanda ve aynı proje dahilinde olmak şartı ile

kuruluş ve denetçileri için toplam yapı inşaat alanı sınırı aranmaz. Yapı

denetim kuruluşunun üzerinde bulunan işlerin toplamı denetleme yetki sınırını

aşmamış ise, alınmak istenen yeni bir işin son iş olması kaydıyla, toplam yapı

inşaat alanı sınırı kuruluş ve denetçileri için aşılabilir.”

Yukarıda belirtilen Danıştay kararında yer verilen şu ifade: “…4708 sayılı

Yapı Denetimi Kanunu'nun yukarıda belirtilen amacı dikkate alındığında,

denetim faaliyetinin sağlıklı şekilde yapılabilmesi için yapı denetim

kuruluşunun denetleyebileceği inşaat alanına sınırlama getirilebileceği açık

olup yapı denetim kuruluşunun denetleyebileceği en fazla yapı inşaat alanının

360,000 m2 olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir…” yapılan

işte nicelikten öte niteliğine önem verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Danıştay 6. Dairesi’nin 2008/3365 E. 2011/161K. sayılı ve 02.02.2011

tarihli kararında ise yapı denetim kuruluşlarının yukarıda bahsedilen 360.000

m2’lik yetkisinin hangi şartlarda patrikte uygulama bulduğuna ilişkin önemli bir

kural benimsemiştir. Kuruluşlar için belirlenen yetki sınırının yapılan

denetimdeki hak edişler oranında hesaplanması gerektiği aşağıdaki Karar’da da

açıkça görülmektedir:

“Anılan hükümler bağlamında Yönetmeliğe göre yapı denetim kuruluşunun

düzenlediği hakediş raporu ilgili idareye sunulduktan sonra bu yapı bölümünde

denetim açısından herhangi bir eksiklik veya kusur yok ise hizmet bedeli yapı

denetim kuruluşuna ödenecek ve hakedişin tahsil edilen kısmı yapı bölümüne

tekabül eden inşaat alanı, yapı denetim kuruluşunun ve teknik personelin

denetim sorumluluğu altında bulunan inşaat alanından düşülecektir. Aksi bir

Page 10: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 10

hesaplama ve uygulama yapı denetim kuruluşunun 360.000 m2'lik işin tamamını

bitirmeden, yeni bir iş alamayacağı anlamına gelir ki bu da ticari alan

kapsamında, yapı denetim kuruluşunun varlığını sürdürmesine engel olur. Kaldı

ki, hakediş raporu sonucu denetleyebileceği inşaat alanı miktarından düşülen

yapı kısmı ile ilgili olarak yapı denetim kuruluşunun sorumluluğu devam

etmektedir.”

Yönetmeliğin hizmet bedelinin ödenmesi başlıklı 28. maddesinin 6.

fıkrasında, "Yapı denetim kuruluşunca hakedişi tahsil edilen kısmi yapı

bölümüne tekabül eden inşaat alanı, bu kuruluş ile birlikte, denetçi mimar ve

denetçi mühendisleri, kontrol elemanı ve yardımcı kontrol elemanlarının

sorumluluğu altında bulunan inşaat alanından minha edilir. Ancak, bu işlem,

yapı denetim kuruluşunun o yapı bölümüyle ilgili sorumluluğunu ortadan

kaldırmaz." düzenlemesi hizmet bedelinin yapı denetim kuruluşuna ödenmesi

ve bu ödemeye ilişkin denetim alanının, yapı denetim kuruluşu ve teknik

personelin toplam sorumluluk sınırından düşülmesine ilişkindir ve yukarıda

bahsi geçen karar ile ilintilidir. Buna rağmen düzenleme düşülen ya da minha

edilen kısma ilişkin sorumluluğun devam edeceğini öngörmektedir.

Yapı Denetimi şirketlerinin ilgili İdare’ye karşı üstlendiği fenni mesuliyete

ilişkin önemli noktalar ise 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 2.

maddesinde belirtilen kuruluş görevlerinde görülmektedir. Bu kapsamda

“yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını

denetlemek” ve “ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde

durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek” olan görevlerini yerine

getirmemeleri yahut kusurlu yerine getirmeleri durumunda Kanunun 8. maddesi

uyarınca faaliyetin 1 yıl süre ile durdurulması şeklindeki idari yaptırıma maruz

kalacaklardır. Buna ilişkin içtihat metni Danıştay 6. Dairesi’nin 2009/7077 E.

2010/157 K. sayılı ve 18.1.2010 tarihli ilamında karşımıza çıkmaktadır. Bahsi

geçen kararda “…4708 sayılı Yasanın uygulanmasında imar mevzuatı uyarınca

öngörülen fenni mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlenen yapı denetim

kuruluşlarının, fenni mesuliyetini üstlendikleri her bir yapının, ruhsat ve

ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek, ruhsat ve eklerine

aykırı uygulama yapılması halinde durumu belirli süre içinde ilgili idareye

bildirmek konusundaki yükümlülüğünün, her yapı açısından yerine getirip

getirmediğinin, davalı idarece ayrı ayrı düzenlenecek raporlar ile belirlenmesi

ve bunun sonucuna göre ayrı ayrı cezai işlemlere konu edilmesi

Page 11: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 11

gerekmektedir.” ibaresi yukarıda belirtilen yükümlülüklerin ihlalinin yaptırıma

bağlandığını göstermektedir.

Yapı Denetim kuruluşlarının yapının inşasındaki rolü ve yapı inşasına

ilişkin sorumlulukları 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 6.

maddesindeki “Yapı sahibince, yeniden yapı denetim kuruluşu

görevlendirilmedikçe veya yapı denetim kuruluşunca, ayrılan mimar ve/veya

mühendislerin yerine yenisi işe başlatılmadıkça ilgili idarece yapının devamına

izin verilmez.” ve 8. maddesinin 4. fıkrasındaki “Denetim faaliyeti geçici olarak

durdurulan veya izin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşu hakkındaki bu

karar ilgili idareye bildirilir ve denetimini üstlendiği yapıların devamına izin

verilmez. Bu durumda, yapım faaliyetine devam edilebilmesi için yapı sahibince

başka bir yapı denetim kuruluşunun görevlendirilmesi zorunludur.” ibarelerine

istinaden Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/5146 E. 2012/7545 K. sayılı ve

20.12.2012 tarihli kararı, yetkisi iptal edilmiş bir yapı denetim firması ile

yapılan sözleşme kapsamında, yüklenici tarafından yapı denetim firmasının

yetkisinin iptalinden sonra, yukarıda belirtilen ilgili yasa hükümleri

uyarınca yeni yapı denetim firması görevlendirilmesi hususu belirtilmiştir.

Yapı Denetimi Kanunun 2. maddesi uyarınca yapı denetim kuruluşu ile

yapı sahibi veya vekili arasında kurulan hizmet sözleşmesi marifeti ile

yapılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/15-559E., 2012/761K.

sayılı ve 07.11.2012 tarihli ilamı hizmet sözleşmesinin taraflarına ilişkin bariz

bir açıklama yapmıştır;

“Yapı Denetimi hizmet sözleşmesi, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu

arasında kurulan iki taraflı bir iş görme sözleşmesidir. Yasaya göre yapı sahibi,

yapı üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan gerçek ve tüzel kişileri ifade

etmektedir. Sözleşmeyi yapı sahibi adına vekilinin imzalamasına yasal bir engel

bulunmamaktadır. Ancak yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı

yükleniciyi vekil tayin edemez.”

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/21073 E. 2013/1803 K. sayılı ve

20.01.2013 tarihli ilamı ve 2013/585 E. 2013/10051 K. sayılı ve 17.04.2013

tarihli ilamı ise hizmet sözleşmesinden doğan yapı denetimi hizmet bedelini

ödeme mesuliyetinin sadece sözleşmeyi imzalayan yapı sahibine

yıkılamayacağını, bu sorumluluğun arsa maliki üzerinde de icazet verdiği

hallerde olduğunu hüküm altına almıştır.

Page 12: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 12

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2007/678 E. 2009/6309 K. sayılı ve 01.04.2009

tarihli ilamı yapı denetim kuruluşunun ve çalışanlarının cezai sorumluluğuna

ilişkin Yüksek Mahkeme’nin verdiği en önemli içtihatlardan biridir. 4078 sayılı

Kanun madde 9 şu şekildedir:

‘’Bu Kanun hükümlerinin uygulanması sırasında, yapı denetim

kuruluşunun icraî veya ihmalî davranışla görevini kötüye kullanan ortakları,

yöneticileri, mimar ve mühendisleri, yapı müteahhidi, proje müellifi gerçek

kişiler ile laboratuar görevlileri, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile

cezalandırılır.”

Yapı denetim kuruluşunun ve çalışanlarının cezai sorumluluğuna ilişkin

önemli yargı kararlarından biri olan Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2007/678 E.

2009/6309 K. sayılı ve 01.04.2009 tarihli ilamında geçen “…görevi kötüye

kullanma suçundan cezalandırılmaları isteğiyle kamu davasının açıldığı, ancak

mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda, sanıkların bildirim

yükümlülüklerini yerine getirmeyip, anlaşılmaktadır. Planında olmadığı halde

çatı katının yaptırılmasına göz yumdukları anlaşılmakta ise de, 5237 sayılı

TCY. 184/1. maddesi uyarınca sonradan ruhsat alınması durumunda davanın

düşürülmesi gerektiğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine karar

verildiği…” ve “Görüldüğü üzere sözü edilen 3/2. maddede yapı müteahhidine

de binayı ruhsat ve projeye uygun olarak yapma yükümlülüğü getirilmiş ve bu

yükümlülüğe aykırılık 9/1. madde ile cezalandırılmış ise de; 3/2. maddedeki

yükümlülüklere aykırılık nedeniyle aynı maddede sayılan kişilerin sorumlu

tutulabilmeleri ve dolayısıyla cezalandırılabilmeleri için, yapıda hasar

meydana gelmesi koşulu aranmıştır.” ibareleri yapı denetim kuruluşuna bağlı

çalışan ve denetimde görevli olan her çalışana için bu sorumluluğu yüklemiş ve

cezalandırılmaları için işin kamu güvenliği niteliği nedeniyle hasar oluşmasını

aramamıştır.

V. Sonuç

Yukarıda ayrıntılı bir şekilde izah edilmeye çalışıldığı üzere konu ve amaç

bakımından çok büyük önem arz eden "Yapı Denetimi" hususu, mevcut yasal

düzenlemeler doğrultusunda uygulanmakta olup, ne yazık ki günümüzde

amaçlanan hedefe ulaşamamış ve tam olarak uygulamadaki etkinliğini

oluşturamamıştır. Gerek inşaatlarda olan aksaklıklar, gerek iskan sorunları,

Page 13: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 13

gerekse de şantiyelerde yaşanan iş kazalarında yapı denetim uygulamalarının

tam etkili bir şekilde gerçekleştirilemediği görülmektedir. Bunun yanı sıra yasal

mevzuatta da bazı boşluklar bulunması bu aksaklıklara yol açmaktadır, bu

kapsamda 4078 sayılı Kanun'un revize edilmesi ve önemli bir kamu hizmeti

niteliğinde olan "Yapı Denetimi" hususunun daha ayrıntılı ve işlevsel bir şekilde

düzenlenmesi, bununla birlikte de hem idari hem de adli yaptırımların

arttırılması ve etkinleştirilmesi ile denetimi amaçlanan seviyeye ulaştırmak

mümkün olabilecektir. Ancak her ne kadar bahsedilen bu yasal ve teknik

düzenlemelerin yapılması gerekli olsa da en önemli husus toplumda, özellikle

de sektörde "Yapı Denetimi" kavramının öneminin benimsenmesi, bu hususun

bir angarya değil, elzem bir unsur olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Ancak bu şekilde bir bilinçle tüm toplum için önem arz eden "Yapı Denetimi"

hususunun etkinleştirilebilmesi mümkün olabilecektir.

Av. Cihan KIRANER

( Dr. Levent Bıçakcı Hukuk Bürosu )

Kaynaklar: 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 3194 sayılı İmar

Kanunu, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği, Yapı Denetimi ve Yapı Denetim

Kuruluşları (Dr. Halil Yılmaz - Yetkin Yayınları - 2007 Ankara), İmar Hukuku Dersleri

(Prof. Dr. Halil Kalabalık- Seçkin Yayınları - 2013 Ankara), Bağımsız Denetim

Kuruluşlarının Hukuksal Sorumluluğu (Ar. Gör. Aytekin Çelik - Seçkin Yayınları -

2005 Ankara).

Page 14: YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI · YAPI NTİMİ KURULUŞLARI V TÜRKİY ’ YAPI NTİMİ UYGULAMALARI Yapı Denetimi Kuruluları ve Türkiye’de

Yapı Denetimi Kuruluşları ve Türkiye’de Yapı Denetimi Uygulamaları 14