93
Yayınlar Kataloğu Publications Catalogue 2005-2017 Pera Müzesi Pera Museum İstanbul Araştırmaları Enstitüsü İstanbul Reseach Institute

Yayınlar Kataloğu

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Yayınlar Kataloğu

Yayınlar KataloğuPublications Catalogue

2005-2017

Pera MüzesiPera Museum

İstanbul Araştırmaları Enstitüsüİstanbul Reseach Institute

Page 2: Yayınlar Kataloğu

İcindekilerContents

6Pera Müzesi Yayınları

Süreli Sergi Katalogları

Sempozyum Dizisi

6

124

Pera Museum Publications

Symposium Series

Koleksiyon Sergi Katalogları114

Collection Exhibition Catalogues

Sergi Katalogları

Klasik Yapıtlar Dizisi

Özel Dizi

İstanbul Araştırmaları Yıllığı

132

155

158

162

Exhibition Catalogues

Classical Works Series

Special Series

Annual of İstanbul Studies

Sempozyum Dizisi157Symposium Series

Küçük Kitaplar SerisiLittle Books Series

126

İstanbul Araştırmaları Dizisi168İstanbul Studies Series

178 Suna ve İnan Kıraç Vakfı YayınlarıSuna and İnan Kıraç Foundation Publications

Temporary Exhibition Catalogues

132İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınlarıİstanbul Research Institute Publications

Page 3: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları

Süreli Sergi Katalogları

Sempozyum Dizisi

Pera Museum Publications

Temporary Exhibition Catalogues

Symposium Series

Koleksiyon Sergi Katalogları

Collection Exhibition Catalogues

Küçük Kitaplar SerisiLittle Books Series

Page 4: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 7

Süreli Sergi KataloglarıTemporary Exhibition Catalogues

6

Mersad Berber: Bir Bosna Alegorisi sergisi, Bosna-Hersek sanatının 20. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli temsilcilerinden Mersad Berber’in sanatına odaklanır. Rönesans’tan art nouveau’ya Avrupa güzel sanatının ustalarından ilham alan Berber’in eserlerinde Bosna’nın masalsı manzaralarına yaptığı seyahatlerin etkisindeki derin, mat beyazlardan Srebrenitsa’nın karan-lık, korkunç çukurlarına geniş bir yelpazede ön plana çıkar.

Sergi kataloğu, serginin küratörlü-ğünü gerçekleştiren Bosna-Hersek’inönde gelen sanat tarihçilerinden Saraybosna Güzel Sanatlar Akade-misi öğretim görevlisi Aida AbadžićHodžić ve serginin onursal danış-manı sanat eleştirmeni EdwardLucie-Smith’in kaleme aldığı maka-leleri içeriyor. Abadžić Hodžić sanatçının yapıtları üzerinden Bosna-Hersek’in çok katmanlı kül-türel tarihine bir pencere açarken, sanatçıyla birlikte çeşitli sergi projeleri gerçekleştirmiş Lucie-Smith, Berber’in sanatına ve Avrupa sanatındaki yerine odaklanıyor.t

Mersad Berber: An Allegory of Bosnia exhibition centres on the art of Mersad Berber, who is one of the greatest and most significant repre-sentatives of Bosnian–Herzegovinian art from the second half of the 20th century. Inspired by the great European masters, from Renaissance to Art Nouveau, Berber’s works exemplify the deep, opaque whites of his journeys through the fairy tale landscapes of Bosnia to the dark, macabre burrows of Srebrenica.

The exhibition catalogue includes essays by Aida Abadžić Hodžić, the curator of the show and a well-known art historian, teaching at the Academy of Fine Arts in Saraje-vo, and by Edward Lucie-Smith, the art critic and the honorary consult-ant of the project. While Abadžić Hodžić concentrates on how the art of Berber reflects all the multi-lay-ered cultural history of his country; Lucie-Smith, who had worked with the artist in several exhibitions, focuses on his art within the Europe-an art history scene.

MERSAD BERBERBir Bosna Alegorisi

MERSAD BERBERAn Allegory of Bosnia

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February 2017

112 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-68-7

Page 5: Yayınlar Kataloğu

FÉLIX ZIEMIşık Denizinde bir Gezgin

FÉLIX ZIEMWanderer on the Sea of Light

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November 2016

150sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-64-9

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 98

Félix Ziem: Işık Denizinde bir Gezgin sergisi, 19. yüzyılın en özgünmanzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’i çoğunlukla deniz ve kentin iç içe geçtiği İstanbul’u ve Venedik’i konu alan resimleriyle ele alıyor. Önizlenimci bir ressam olarak kabul edilen Ziem'in eserlerinde kullandığı canlı renkler ve hızlı, dinamik fırça tekniğiyle sürekli değişen ışığın titreşen etkilerini yakalama çabası izleniyor.

Serginin küratörlüğünü gerçekleş-tiren Lucienne Del’Furia ve Frédéric Hitzel'in kaleme aldığı makaleler sanatçının yaşamı ve sanatı üzerine odaklanırken, Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Oryantalist Resim Koleksiyonu Sorumlusu R. Barış Kıbrıs'in makalesi de döne-min sanat ortamına bir pencere açıyor.

The exhibition Félix Ziem: Wanderer on the Sea of Light focuses on the French artist Félix Ziem, one of the most original landscape painters of the nineteenth century, and his paintings that mostly depict Istanbul and Venice where the sea and the city intermingle. In the paintings of Félix Ziem who is regarded as a pre-impressionist painter, it is possi-ble to observe an endeavor to capture the vibrating effects of the ever-changing light by means of lively colors and fast, dynamic brush stroke techniques.

While the articles written by the exhibition curators Lucienne Del’Fu-ria and Frédéric Hitzel concentrate on Ziem’s life and art, the article by R. Barış Kıbrıs, the curator of the Suna and İnan Kıraç Foundation, Orientalist Painting Collection, offers a view on the artistic milieu of the period.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

BALKANLARDAN GELEN SOĞUK HAVA

COLD FRONTFROM THE BALKANS

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November 2016136 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-65-6

Balkanlardan Gelen Soğuk Hava sergisi, “Balkanlar” olarak bilinen bölgeden farklı kuşak sanatçı ve sanatçı gruplarına odaklanıyor ve bölgenin kaçınılmaz olarak akla gelen siyasi çağrışımları göz önünde bulundurulmaksızın bir doğa olayı ve coğrafya üzerinden biçimleniyor: Rüzgâr ve Balkan Dağları.

Türkçe’de yaygın olarak kullanılan “Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası” söyleminden yola çıkan sergi, kendilerini çevreleyen sosyal, politik ve kültürel ortam hakkındaki tepkilerini belirten ve aralarında Maja Bajević, Braco Dimitrijević, Vadim Fishkin, IRWIN, Laibach, Mladen Miljanović, Ivan Moudov, OHO, Dan Perjovschi, Mladen Stilinović, Ulay ve Sislej Xhafada yer aldığı 36 sanatçının eserlerini bir araya getiriyor.

Sergiye eşlik eden katalog, sergi küratörleri Ali Akay ve Alenka Gregoriè’in metinleri çerçevesinde Balkan sanatçılarının devlet, ideoloji, coğrafya, beden ve alternatif tarihler bağlamındaki yaklaşımlarını ele alıyor. Sanatçıları ve işlerini tanıtan metinler çağdaş Balkan sanatını tanımak için bir kılavuz niteliğinde.

The exhibition Cold Front from the Balkans focuses on different genera-tions of individual and groups of artists from the region known as “the Balkans,” and takes its form from a natural phenomenon and geogra-phy—the wind and the Balkan moun-tain range—with no regard to the inevitable political connotations of the region.

Departing from the phrase “Cold front from the Balkans” that is widely used in Turkey, the exhibition brings together works by thirty-six artists expressing a response to the social, political, and cultural milieu that surrounds them. The exhibition features, among other names, Maja Bajević, Braco Dimitrijević, Vadim Fishkin, IRWIN, Laibach, Mladen Miljanović, Ivan Moudov, OHO, Dan Perjovschi, Mladen Stilinović, Ulay, and Sislej Xhafada.

Within the frame set up by the curators Ali Akay and Alenka Gregoriè’s texts, the catalogue accompanying the exhibition considers the Balkan artists’ attitudes with respect to the state, ideology, geography, and alterna-tive histories. The texts introducing the artists and their works functions as a guide to the contemporary Balkan art.

Page 6: Yayınlar Kataloğu

KATHERINE BEHARVeri Girişi

KATHERINE BEHARData’s Entry

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEylül / September 2016

118 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-61-8

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 1110

Katherine Behar: Veri Girişi sergisi New York’ta yaşayan, heykel, perfor-mans ve video alanlarında çalışan sanatçı Katherine Behar’ın pratiğine genel bir bakış sunuyor. Sergi, insan ve teknolojinin, karmaşık ve bazen de isyan niteliğindeki bir arada yaşama yollarını konu ediyor ve çalışan bedenlerin tekrarlayıp duranağır işlt xere nasıl karşı koyabilecek-lerini ele alıyor. Kürattörlüğünü Pera Müzesi ekibinden Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley’in üstlendiği sergiye kapsamlı bir de yayın eşlik ediyor.

Katherine Behar’ın sergide yer alan işlerini bir araya getiren katalogda, sanatçının veri görselleştirme süre-cinin sanat ve dijital kültür alanların-da ne gibi yansımaları olduğuna odaklanan detaylı yazısının yanı sıra Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley’in sanatçının pratiğini Veri Girişi sergisi kapsamında ele alan ve odaklandığı konuların kültürel açılımlarının izini süren yazısı yer alıyor. Daniel Rosenberg, verinin etimolojisinden yola çıkarak ölçme kavramını ele alıyor ve Pera Müze-si’nin Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu ile güncel ölçüm sistemzlerini Katherine Behar’ın işleri üzerinden karşılaştırmalı olarak inceliyor. Patricia Ticineto Clough ‘datalojik dönemeç’ olarak tasvir ettiği günümüz kültürüne tarihsel bir bakış sunuyor ve sanatçının pratiğinin bu bağlamda nerede durduğunu yorumluyor. Alexander Galloway kara kutu ve kara blok kavramlarının 20. yüzyılın sonlarında bir araya gelerek kültü-rel olarak ne ifade ettiğini irdeliyor. Katalogda ayrıca Tung-Hui Hu’nun Katherine Behar ile gerçekleştird-iği kapsamlı söyleşi de yer alıyor.

Pera Museum presents Katherine Behar: Data’s Entry, the first museum survey exhibition of this New York-based artist who moves fluidly between sculpture, performance, video, and writing. Curated by Fatma Çolakoğlu and Ulya Soley, the exhibition is accompanied by a comprehensive catalog.

The catalog brings together Kather-ine Behar’s works from the exhibi-tion. It features an essay by the artist, which focuses on data visualization and how it expands to art and digital culture, as well as an essay by Fatma Çolakoğlu and Ulya Soley about Behar’s works in the exhibition and how they translate into contempo-rary culture. Daniel Rosenberg discusses the etymology of data in terms of measuring and draws parallels between the Pera Muse-um’s Anatolian Weights and Meas-ures Collection and Behar’s work. Patricia Ticineto Clough coins the term “datalogical turn” to reflect her idea of the contemporary trajectory and talks about Behar’s work in this context. Alexander Galloway discusses how the ideas of black box and black bloc came together in the late 20th century and reflects upon the possible outcomes. The catalog also features an interview by Tung-Hui Hu, in which he directs challenging questions to Katherine Behar.

Page 7: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 1312

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

KARŞILAŞMALARAkdeniz Üniversitesi Güzel SanatlarFakültesi’nden Yapıtlar

ENCOUNTERSWorks from Akdeniz University Faculty of Fine Arts

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEylül / September 2016115 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-60-1

Karşılaşmalar, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Yapıtlar sergisi, fakültenin ilk mezun-larından son mezunlarına ve yüksek lisans öğrencilerinin eser-lerine uzanan bir seçkiyle, Resim, Heykel, Grafik, Seramik, Fotoğraf, Geleneksel Türk Sanatları ve Sinema-TV bölümleri öğrencilerinin eserlerini bir araya getiriyor.

Sergi küratörü Ebru Nalan Sülün’ün kaleme aldığı katalog metninde, ortaya çıkan seçkinin hem Antalya’nın dokusu ve zengin kültürel altyapısına dair referanslar içerdiği hem de üniversitenin çok yönlü eğitim modelini yansıttığını okumak mümkün. Bedenin Dönüşümü, Soyutlama, Kavramsal Yaklaşımlar, Dijital Evren-Reklam ve Belgesel temaları aracılığıyla Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanat-lar Fakültesi’nde yetişen sanatçı adaylarının üretim süreçlerinde kullandıkları yöntemler ve düşün-sel süreçleri izlenebilir.

The exhibition Encounters, Works from Akdeniz University Faculty of Fine Arts comprises works by the earliest graduates as well as the most recent and also current gradu-ate students in the Departments of Painting, Sculpture, Graphics, Ceramics, Photography, Traditional Turkish Arts and Cinema-Television.

In the catalogue text written by the exhibition curator, Ebru Nalan Sülün, the readers will be able to see that the selection of works reflects both the references of the fabric and rich cultural infrastructure of Antalya and the multi-dimensional model of education espoused by the Faculty of Fine Arts. Through the themes of The Transformation of the Body, Abstraction, Conceptual Approaches, Digital Universe-Pub-licity, and Documentary, viewers will be able to observe the methods and intellectual processes of the prospective artists trained at Akden-iz University’s Faculty of Fine Arts.

4. JAMEEL ÖDÜLÜ

JAMEEL PRIZE 4

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishHaziran / June 2016

151 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-59-5

Jameel Prize 4 exhibition in Istanbul organised by the Victoria and Albert Museum, London in partnership with Art Jameel, and in collabora-tion with the Pera Museum is between 8 June 2016 and 14 August 2016.

Over 280 nominations for the Jameel Prize 4 were received from countries as far ranging as Afghani-stan, Mali, Puerto Rico and Thailand. A panel of judges, chaired by V&A Director, Martin Roth, selected the shortlist. Works on show will range from delicate paper collages to an animated video installation with marionettes and from ceramics, calligraphy and sculpture to artist’s books. The winner will be announced in June.

The eleven shortlisted artists and designers are David Chalmers Alesworth, Rasheed Araeen, Lara Assouad, CANAN, Cevdet Erek, Sahand Hesamiyan, Lucia Koch, Ghulam Mohammad, Shahpour Pouyan, Wael Shawky ve Bahia Shehab.

Victoria ve Albert Müzesi’nin Art Jameel ile birlikte hayata geçirdiği, dünya ölçeğinde bir sanat etkinliği olan, esinini İslam geleneğinden alan çağdaş sanatı ve tasarımı teşvik etmenin bir aracı olan Jameel Ödülü, verilmeye başlandı-ğı 2009 yılından beri ilk kez İngiltere dışında, İstanbul’da, Pera Müzesi’nde veriliyor. Sanatseverler için, ödülün 11 finalisti David Chalmers Alesworth, Rasheed Araeen, Lara Assouad, CANAN, Cevdet Erek, Sahand Hesamiyan, Lucia Koch, Ghulam Mohammad, Shahpour Pouyan, Wael Shawky ve Bahia Shehab’ın kolajlardan, bir video yerleştirmesine, seramik ve kaligrafiden, heykele ve sanatçı defterlerine uzanan farklı mecralar-da ürettikleri yapıtlarını içeren bir katalog da mevcut. Serginin küratörü Tim Stanley’nin deyişiyle bu katalog, sanatçıların çalışma-larını içermenin yanı sıra, “son derece dinamik ve çağdaş İslam geleneğinin esinlediği çeşitliliği ve zenginliği de ortaya koyuyor.”

4. Jameel Ödülü için yayımlanan bu katalog, çağdaş sanat ve tasarım için verilen bu uluslararası ödülün arka planına dair bilgi verirken; çağdaş sanat ve İslam geleneği arasındaki ilişki üzerine farklı bakış açıları sunuyor.

Page 8: Yayınlar Kataloğu

MARIO PRASSINOSBir Sanatçının İzinde: İstanbul-Paris-İstanbul

MARIO PRASSINOSIn Pursuit of an Artist:İstanbul-Paris-İstanbul

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May 2016111 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-58-8

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 1514

Mario Prassinos, Bir Sanatçının İzinde: İstanbul-Paris-İstanbul sergi-si, İstanbul’da Rum, sanatçı bir ailede dünyaya gelen Mario Prassi-nos’un Paris’te 20. yüzyıl avangart-ları arasında başlayan sanatsal kariyerini konu alıyor. Seza Sinanlar Uslu küratörlüğünde, uzman Cathe-rine Prassinos ve Thierry Rye danışmanlığında hazırlanan kap-samlı yayın sergiye eşlik ediyor.

Mario Prassinos’un resimlerinden kitap illüstrasyonlarına, dokuma örneklerinden gravürlere uzanan farklı teknikteki özgün ve çarpıcı eserlerinin bir araya getirildiği katalogda, sanatçının kızı Cathe-rine Prassinos, Enis Batur ve Seza Sinanlar Uslu’nun yazıları bulunuyor.Catherine Prassinos babasının İstanbul’la kurduğu ilişkiden ve şehirdeki anılarından bahsederken,Enis Batur sanatçının eserlerinde İstanbul’da geçen çocukluğunun ve Fransa yıllarında içinde bulun-duğu sanat ortamının izlerini arıyor. Prassinos’un çarpıcı ve özgün karakterini, sürrealizmle başlayıp realist bir anlayışa yönelen üslubunu,II. Dünya Savaşı sırasında faşizme karşı aldığı sanatsal duruşu inceleyen Uslu, sanatçının bellekle kurduğu ilişki üzerinde özellikle duruyor: “İnsan şeyleri, (ya da insan-ları) tanımaz, onları anımsar” diyen sanatçı, eserlerinde belleğindeki geçmişe dair izleri yansıtıyor. Hafızaya aldığını bildiği ama erişemediği, tam ve net olarak anımsayamadığı hatıraları, kendi deyişiyle “zarara uğramış bir belleğin oluşturabileceği” portrel-er olarak izleyecilerine sunuyor.

The exhibition Mario Prassinos, In Pursuit of an Artist: İstanbul-Paris-İs-tanbul is centered on the art of Mario Prassinos, born into a Greek family of artists in Istanbul, whose artistic career began among the 20th-century Avant-Gardes in Paris. Curated by Seza Sinanlar Uslu with specialists Catherine Prassinos and Thierry Rye as consultants.

Featuring a range of original and striking works by Mario Prassinos, including paintings, book illustra-tions, fabric samples, and engrav-ings, the catalogue also contains articles written by the artist’s daugh-ter Catherine Prassinos, Enis Batur, and Seza Sinanlar Uslu. Catherine Prassinos focuses on her father’s relationship with Istanbul and his memories of the city, whereas Enis Batur seeks, in the artist’s works, the traces of the childhood he spent in Istanbul and the art milieu he was a part of during his years in France. Carefully examining the unique and outstanding personality of Prassi-nos, his style that extends from Surrealism to Realism, and his artistic stance against Fascism during World War II, Uslu particularly concentrates on the relationship the artist establishes with memory: “People do not recognize things (or other people), they remember them” says Prassinos, who reflects traces of the past from memory in his works. He presents to viewers the memories he recorded in memory, but could not access or recall exactly and clearly, as portraits that, in his words, could only be “created by a damaged memory.”

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

ANI VE SÜREKLİLİKHuma Kabakcı

Koleksiyonu’ndan Bir Seçki

MEMORY AND CONTINUITYA Selection from the

Huma Kabakcı Collection

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat /February 2016

172 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-54-0

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksi-yonu Türkiye’de, bilinçli ve süreklil-iği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.

Sergi, Huma Kabakcı Koleksi-yonu’nun oluşturulma mantığı, gelişimi ve öznelliğin yanı sıra sanat tarihsel bir nesnellikle dönem dönem yenilenen ve geliştirilen yapısı düşünülerek ortaya çıktı. Katalog, bu anlamda, birbirini takip eden iki kuşak tarafından sürdürülen koleksi-yonun, ilişkili ve farklı noktalarını ön plana çıkartıyor, makaleler ve eser metinleriyle koleksiyona dair saptamalarda bulunuyor.

A firm believer in the idea that a collection needs to be upheld at least by four generations and comparing this continuity to a relay race, Nahit Kabakcı began creating the Huma Kabakcı Collectionfrom the 1980s onwards. Today, the collection can be considered one of the most important and outstand-ing examples among the rare, consciously created, and long-last-ing ones of its kind in Turkey.

Apart from the logic of creating the Huma Kabakcı Collection, its evolu-tion/growth over time, and its subjectivity, the exhibition was designed by keeping in mind its structure, reviewed and changed from time to time, with both objec-tivity and an art historical subjectivity. The catalogue, in that sense, brings to fore the common and diverging points of the two generations by which the collection has been sustained, through essays and works explanations.

Page 9: Yayınlar Kataloğu

GIORGIO DE CHIRICODünyanın Gizemi

GIORGIO DE CHIRICOThe Enigma of the World

Türkçe, İngilizce / Turkish, English Şubat / February 2016

283 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-55-7

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 1716

Giorgio de Chirico, birbiri ardına sıralanan avangard akımlarla zenginleşmiş 20. yüzyılın en sıra dışı figürlerinden biridir. Konudan çok farklı form ve ifade biçimlerinin ön plana çıktığı bu zengin dönem-de, de Chirico çağdaşlarından farklı bir yaklaşımla geliştirdiği yepyeni konuları resmin odağına taşıdığı özgün metafizik bir evren yarattı. 1910-1918 arasında ürettiği ve sürrealistlere de esin kaynağı olan ilk metafizik eserlerinin ardından I. Dünya Savaşı sonrasın-da değişen dinamiklerle farklı arayışlara yöneldi; Antik Yunan ve Roma sanatına ilgi duydu, eski ustaların yapıtlarını yeniden yorumladı. 80 yaşına geldiğinde tekrar metafizik resme yöneldi; sanat yaşamını bu alanda yeni geliştirdiği konular ve ilk döne-mine kıyasla daha aydınlık bir paletle boyadığı tuvalleri ile tamamladı.

De Chirico’nun sanatsal serüven-ine ve kurucusu olduğu metafizik sanat olgusuna odaklanan kapsamlı makaleler ve sanatçının yazılarını içeren sergi kataloğu en erken tarihli eserlerinden son yapıtlarına kadar çeşitli dönemlerin-den örnekleri içeriyor.

Giorgio de Chirico is one of the most extraordinary figures of the 20th century, a period marked by consecutive avant-garde move-ments. During this rich period that brought to fore different forms and modes of expression rather than themes in painting, de Chirico, as distinct from his contemporaries, created a unique metaphysical universe in which he carried the fresh themes he developed and carried to the center of his painting. Following the first metaphysical works he produced between 1910 and 1918, which also served as a source of inspiration for the Surreal-ists, he gravitated towards a different search with the changing dynamics of the post-World War I period. He was interested in ancient Greek and Roman art and re-interpreted the works of Old masters. He revisited metaphysical painting when he turned 80. He completed his artistic career with the new themes he developed in this area and the canvases he painted with lighter colours compared to his early period.

The exhibition catalogue includes writings by the artist and encom-passing essays focusing on de Chirico’s artistic career and the Metaphysical Art, which he invented, as well as exemplifying his various periods ranging from his earliest works to his last ones.

Page 10: Yayınlar Kataloğu

BU BİR AŞK ŞARKISI DEĞİLVideo Sanatı ve

Pop Müzik İlişkisi

THIS IS NOT A LOVE SONGVideo Art and

Pop Music Crossovers

Türkçe, İngilizce / Turkish, English Kasım / November 2015

174 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-50-2

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 1918

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil: Video Sanatı ve Pop Müzik İlişkisi sergi kataloğu, video sanatının pop müzik ile ilişkisini ele alıyor ve aralarındaki etkileşimlere odak-lanıyor, 1960’lardan günümüze pop müzik ile video sanatının kesiştiği yolların izini sürüyor. Serginin küratörü F. Javier Panera Cuevas’ın video sanatı ve pop müzik ilişkisini ele alan metni ile Pop İçinde Sanat / Sanat İçinde Pop, Histeri ve Din, Rock ve Kavramsal Sanat: ‘Müzisyen Olma-yanlar’ ile ‘Sanatçı Olmayanlar’ Karşı Karşıya, Rock ve İkizi: Bir “Alet Çantası” Olarak Pop Müzik ve Dans Müziği Politikaları başlıklı beş bölümden oluşan sergi kataloğu, sergide yer alan işlerle ilgili detaylı bilgiler içeriyor.

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil, müzik ile görsel sanatlar arasındaki ilişkinin son dönemde müzisyenler ile sanatçıların kendilerini egemen kültürel sistemin aktörü olarak konumlandırdığı veya o sistemde ardında, Greil Marcus’un deyişiyle, “silindikten sonra hafızamızda derin bir iz bırakan ruj lekesi gibi” geçici ama yoğun izler bırakarak küçük direniş biçimleri benimseyip muhaliflere dönüştüğü başka bir sanat tarihi üzerine düşünmeye teşvik ediyor.

This is Not a Love Song: Video Art and Pop Music Crossovers exhibi-tion catalogue traces the genealogy of the relations between video art and pop music from the 1960s to today in which video art and pop music crossed roads. The catalogue features a substantial essay on video art and pop music relationship by curator F. Javier Panera Cuevas. The five chapters in the catalogue Art in Pop, Pop in Art, Hysteria and Religion, ‘Non-Musicians’ vs ‘Non-Artists’ Rock and Conceptual Art, Rock and Its Double: Pop Music as a ‘Toolbox’ and Dance Music Politics present a deeper look into the works in the exhibition.

This is Not a Love Song suggests that the relations between music and the visual arts force us to recon-sider another history of art, in which musicians and artists can position themselves either as actors in the hegemonic cultural system or as critical radicals whose traces, as Greil Marcus would say, can be as intense and as short-lived 'as a lipstick stain that is removed but leaves a profound imprint on our memory.

Page 11: Yayınlar Kataloğu

ÜRYAN, ÇIPLAK, NÜ:Türk ResmindeBir Modernleşme Öyküsü

BARE, NAKED, NUDEA Story of Modernizationin Turkish Painting

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November 2015205 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-51-9

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 2120

Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sanatta portre, manzara, natürmort gibi belli başlı türlerden biri olan nü resmin modern Türk sanatındaki gelişim sürecine odaklanıyor. Sergide bir araya gelen resimlerin sunduğu zengin üslup çeşitliliği, çıplak insan bedeninin Türk ressamları için bir konu olmaktan öte, biçimsel bir arayışın temeli olduğunu, başlı başına sanatsal bir ifade aracı olarak gündeme geldiğini gözler önüne seriyor. Öğrencilik döneminde sanatçıların önündeki en çetin sınav olan insan bedeni, üretim sürecinde bir yandan Batı sanatının modernist eğilimlerini izlerken öte yandan özgün bir dil geliştirmeye çalışan pek çok sanatçı için yeni arayışların ana esin kaynağı olarak karşımıza çıkıyor.

Sergi kataloğu, küratör Ahu Antmen’in makalesi üzerinden Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte sanatçı kimliğinin oluşu-munu, mahremle özdeşleştirilmiş kadın bedenine yönelik cinsellikten arınmış bir algı geliştirmenin güçlüklerini, modern kimlik algısın-da sanat ve nü arasında kurulan bağlantıları düşündüren bu resimler aracılığıyla, Türkiye’nin modern-leşme öyküsünün ardındaki görsel serüveni hayal etmemize olanak tanıyor.

Bare, Naked, Nude: A Story of Modernization in Turkish Painting focuses on the evolution of nude painting as one of the foremost genres alongside portraiture, landscape, and still life in Turkish modern art. The rich diversity of styles represented in the paintings that come together in this exhibition reveal that the nude, far from being a subject for Turkish artists consti-tutes a means of expression funda-mental in the search for form. The most challenging trial for artists in their student years, the human body emerges as a central source of inspiration in both the pursuit for modernist tendencies in Western art and in the efforts to articulate an individual artistic language.

The exhibition catalogue, through the essay of the curator, Ahu Antmen and the selected paintings offer us the possibility to envisage the visual adventure behind Turkey’s story of modernization, providing an insight into the formation of artistic identity in the period extending from the Ottoman Empire to the Republic, the challenges of transforming the perception of the female body from a framework of privacy to that of a desexualized object and the connections between the art and the nude in the perception of a modern identity.

GÜNÜMÜZ İMGELERİSaraybosna Güzel Sanatlar

Akademisi’nden Yapıtlar

IMAGES OF OUR TIMEWorks from The Academy of

Fine Arts in Sarajevo

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEylül / September 2015

195 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-48-9

1972 yılında Bosna-Hersek'teki ilk Güzel Sanatlar Akademisi olarak kurulan Saraybosna Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi kuruluşun-dan bu yana Saraybosna çağdaş sanatının en önemli temsilcilerin-den biri oldu. Sanatın poetikasına açık görüşlü bir biçimde yaklaş-mak, akademinin sıkı kurallarından uzaklaşmak, toplumun geniş kesimleriyle etkileşimli ve esnek ders programları, geleneksel tasarım bilgisi ve becerileri ile yeni medyanın getirdiği meydan okumalar arasında yaratılan sinerji gibi etkenlerin bir araya gelişi, Saraybosna Güzel Sanatlar Akade-misi mezunlarının dünyanın her yerinde tanınmış sanatçılar, tasarımcılar ve eğitmenler olması-na yol açtı.

Sergi kataloğu küratör Aida Abadžić Hodžić’in Bosnalı sanatçıların çağdaş yorumlarını ele alan metni ile Akademi’nin altı fakültesinden lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin ve mezun-larının resim, heykel, baskı, sanat eğitimi, grafik ve ürün tasarımı gibi çeşitli mecralarda ürettikleri işleri kapsıyor. Bosna-Hersek çağdaş sanatına bir bakış sunarken, gençlerin gözüyle ülke tarihine ve toplumsal olaylara, siyasi, ekono-mik ve kültürel gerçekliğe dair yorum ve yansımaları içeriyor.

The Academy of Fine Arts at the University of Sarajevo was founded in 1972 as the first Academy of Fine Arts in Bosnia and Herzegovina and became one of the forerunners in Bosnian contemporary art. An open-ness for diverse artistic poetics, a departure from strict academism, flexibility of curricula in interaction with the wider social community, synergy between traditional design knowledge and skills and new media challenges have all led the numerous graduates from the Academy of Fine Arts in Sarajevo to become recognised artists, design-ers and professors throughout the world.

The exhibition catalogue presents an essay by curator Aida Abadžić Hodžić discussing the contempo-rary interpretations of Bosnian young artists and works in various media created by undergraduate and graduate students, as well as graduates of the six faculties of the academy, including painting, sculp-ture, art education, printmaking, graphic and product design. The works survey contemporary art in Bosnia Herzegovina and offers comments and reflections by its young artists on the history, and social, political, economic and cultural issues of the country.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Page 12: Yayınlar Kataloğu

GRAYSON PERRYKüçük Farklılıklar

GRAYSON PERRYSmall Differences

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May 2015 91 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-44-1

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 232 2

Pera Müzesi ve British Council işbirliğinde gerçekleşen ve günü-müz çağdaş sanatının sıra dışı ve ikonik isimlerinden Grayson Perry’nin (d. 1960) en büyük eser grubu olan Küçük Farklılıkların Kibri’nin yanı sıra, seramik, halı ve baskı işlerini kapsayan serginin izleği, sanatçının gündelik olana, insanların yaşama biçimlerine olan derin ilgisinden yola çıkıyor. Perry’nin içerik ve renk olarak zengin işleri çocukluğuna ve yaşamına göndermelerde bulunur-ken, aynı zamanda sosyal konular üzerinden çağdaş İngiliz toplumu-nun genel bir haritasını çıkarıyor.

Sergi kataloğu, modern dertler, din, seks, siyaset, sınıf ve kimlik meseleleri üzerine çalışan Perry’nin 2003 yılında Turner Ödülü’nü kazanmasından sonraki çalışma-larından bir seçkiye odaklanırken; küratör Linsey Young’ın sanatçının kariyerini ele aldığı makalesinin yanı sıra Grayson Perry’nin eleştir-men Jacky Klein ile bu sergi için gerçekleştirdiği röportajı da içeriyor.

Realized in collaboration with the Pera Museum and the British Coun-cil, the exhibition includes the work of outstanding and iconic contem-porary artist Grayson Perry’s (b. 1960) largest single body of work The Vanity of Small Differences, alongside his ceramics, tapestries, and prints. The exhibition focuses on Perry’s interest in the everyday and the different lifestyles of mem-bers of society. The artist’s works, rich in both content and colour, feature autobiographical references as well as map contemporary British society and its wider social issues.

Exhibition catalogue presents Perry’s works after winning the Turner Prize in 2003, focusing to his main areas of interests such as issues of religion, sex, politics, class, identity, and modern concerns, and it also includes the essay of the exhibition curator, Linsey Young on the artist’s career as well as Grayson Perry’s interview specially realized for this show by the art critic Jacky Klein.

Page 13: Yayınlar Kataloğu

CECIL BEATONPortreler

CECIL BEATONPortraits

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May 2015127 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-43-4

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 2524

Pera Müzesi ve Sotheby’s, Cecil Beaton Stüdyo Arşivi işbirliğinde gerçekleşen sergi, Cecil Beaton’ın (1904-1980) 1920’lerden 70’lere uzanan dönemde fotoğrafladığı sanatçılar, film yıldızları, yazarlar, entelektüeller ve kraliyet portrele-rini içeriyor ve Beaton’ın bugüne kadar gösterilmemiş, özellikle renkli ve az bilinen işlerine ışık tutuyor.

Sergi kataloğu, kimisi ilk defa yayımlanan fotoğraflarını sunark-en, küratör Terence Pepper ve V&A Museum Fotoğraf Küratörü Susanna Brown’ın kapsamlı makaleleri ile 20. yüzyılın önemli ve çok-yönlü fotoğrafçılarından Cecil Beaton’ı resim, illüstrasyon, karikatürden tiyatro ve sinema kostüm tasarımı-na uzanan kariyerine odaklanıyor.

Realized in collaboration with the Pera Museum and The Cecil Beaton Studio Archive at Sotheby’s the exhibition includes portraits of artists, movie stars, writers, intellectu-als and royalty from between 1920s to the 1970s by Cecil Beaton (1904-1980), and sheds light on a number of fascinating and previous-ly unshown works.

The exhibition catalogue focuses, along with some previously unpub-lished photographs, on Cecil Beaton’s career who worked in a variety of media, ranging from paint-ing, illustration, caricature, theatre and film costume design through comprehensive essays written by Terence Pepper, the exhibition curator, and Susanna Brown, Curator of Photography at V&A Museum.

Page 14: Yayınlar Kataloğu

ALBERTO GIACOMETTITürkçe, İngilizce / Turkish, English

Şubat / February 2015 167 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-41-0

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 2726

20. yüzyıl sanatının önde gelen isimlerinden heykeltıraş ve ressam Alberto Giacometti’nin (1901-1966) retrospektif bir yaklaşımla hazırlan-mış Türkiye’deki ilk sergisi, gençlik dönemi çalışmalarından son yapıt-larına, tamamlanmamış bir eserine dek, büyük ölçüde, sanatçının yaşamı boyunca çalıştığı Paris, Montparnasse’taki atölyesinde geçen sanat yaşamından örnekler sunuyor. Giacometti, çok erken yaşlarda başladığı kariyerinde yeni-izlenimci etkilerden post-kübist ve gerçeküstücü eserlere yöneldi. Bir dönem içinde yer aldığı gerçeküstücü hareketten insan formunun gerçekliğini arayışındaki farklılaşma üzerine atıldı ve ölümüne dek, yeniden ve yeniden ürettiği heykel ve resimlerinde insan figürüyle baş başa bir serüvene girişti. Küçük atölyesinde çalıştığı başlar ve ince uzun figürl-erde gerçeği olduğu gibi değil, kendisine göründüğü gibi betimle-di. Sergi kataloğu Giacometti'nin çalışmalarının belirleyici iki dönemi olan II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası çevresinde gerçekleştirdiği eserleri içerirken; sanatçının kendi yazıları, söyleşi ve makaleler ile sanatçının sonsuz arayışına ışık tutan bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.

Sergi kataloğu Giacometti'nin çalışmalarının belirleyici iki dönemi olan II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası çevresinde gerçekleştirdiği eserleri içerirken; sanatçının kendi yazıları, söyleşi ve makaleler ile sanatçının sonsuz arayışına ışık tutan bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.

As the first extensive exhibition in Turkey to showcase the works of leading 20th century sculptor and painter Alberto Giacometti (1901-1966) in a retrospective approach,reveals his artistic career, most of which was spent at his studio in Paris, Montparnasse, through a range of works that extend from his earlier to latest oeuvre, including an unfinished piece. In the course of his career, which he began at a very young age, Giacometti turned from Neo-Im-pressionist influences to post-Cubist and Surrealist creations. Compelled to search for an exploration of the reality of a human form, he was expelled from the Surrealist move-ment of which he was a part for some time and, until his death, embarked upon a solitary adventure with the human figure in his repeat-edly produced sculptures and paint-ings. The heads and slender, elongated figures he worked on at his small studio culminated in countless works in his quest to depict reality not as it is but as he was seeing it.

Exhibition catalogue presents works by the artist, centered on the two most defining periods, namely pre- and post-World War II, in Giacomet-ti’s artistic career, and also sheds light upon the artist’s infinite quest through his own writings, interview and essays.

Page 15: Yayınlar Kataloğu

HAYAT KISA, SANAT UZUNBizans’ta Şifa Sanatı

LIFE IS SHORT, ART LONGThe Art of Healing in Byzantium

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February 2015

384 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-42-7

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 2928

Bizans’ta şifa sanatı ve uygulama-larını, Roma döneminden geç Bizans dönemine uzanan bir süreçte ele alan sergi, adını Hippokrates’in ünlü “hayat kısa, sanat uzun” aforizmasından alıyor. Antik dünyanın kutsal şifacıları Apollon ve Asklepios ile rasyonel tıbbın ve farmakolojinin kurucuları Hippokrates ve Dioskorides’in alt-yapısını oluşturduğu, Bizanslıların şifa yöntemleri olan inanç, büyü ve tıbbı anlatıyor.

Hastalığın, birincil nedeninin şeytanlar olduğuna dair inanç ile Hippokratik öğretilere dayandırılan akılcı bir algılanış, “şifa sanatı”nın öncülerinde –hekimler, eczacılar, azizler ve büyücüler– çarpıcı bir biçimde birlikte var olur. Bu anlam-da, sağlıklı olmak ve hastalıklardan, şeytanlardan korunmak, bedeni ve ruhu arındırmak için yapılan ritüeller, Bizanslıların günlük yaşamına da ışık tutuyor.

Sergi kataloğu Bizans’ın kadim kültürel mirasını, dinsel ve akılcı düşüncenin yanı sıra, Akdeniz çevresindeki çağdaş bilimsel gelişmeler ve yenilikler üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor. Alanının önde gelen uzmanları tarafından kaleme alınmış makalel-er ve kimi ilk kez yayımlanan eserlerin yer aldığı katalog Bizans tarihi ve sanatı üzerine yayımlanmış en güncel ve kapsamlı yayınlar arasında yer alıyor.

The famous aphorism of Hippo-crates—“life is short, art long”— stands at the heart of this exhibition, which examines the art and practice of healing in Byzantium from Roman times to the late Byzantine period. It traces the concurrent methods of healing—faith, magic, and rational medicine—from the foundations laid by Apollo and Asklepios, healers of antiquity, as well as Hippocrates and Diosco-rides, the founders of rational medi-cine. The fascinating coexistence of a belief in demons as the primary cause of illness and a rational perception of disease, grounded in Hippocratic teachings, come together in the protagonists of the “art of healing”—the physicians, druggists, saints, holy men, and magicians who healed the sick. The daily rituals involved in maintaining and pursuing well-being, protecting against demons, purifying the body and soul offer a glimpse into the daily life of the Byzantines.

The exhibition catalogue illustrates the influence of Byzantium’s ancient cultural heritage on religious and rational thought as well as contem-porary scientific developments and innovations from around the Medi-terranean. The catalogue is one of the most updated and extensive publication on the history and art of healing in Byzantium with essays written by the acclaimed academics and with various works, some of them being published for the first time.

Page 16: Yayınlar Kataloğu

DUVARLARIN DILIGraffiti / Sokak Sanatı

LANGUAGE OF THE WALLGraffiti / Street Art

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August 2014

268 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-36-6

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 3130

Günümüzde underground (yeraltı) dönemini geride bırakan graffiti ve sokak sanatı, artık vandalizm değil küresel bir sanat akımı olarak anılıyor. Türkiye’de 1990’lardan bu yana, yükselen değeri ile önemli bir alana işaret eden bu sanat, Duvarların Dili: Graffiti / Sokak Sanatı sergisiyle ilk kez bir müze platformuna taşınıyor, sadece sanatsal bir çevreyi değil, birkaç kuşağı etkilemiş bu fenomenin hem kapsamını hem de kültürel çeşitliliğini yansıtmayı hedefliyor. Roxane Ayral küratörlüğünde ger-çekleşen sergi, uluslararası ve yerel sanatçı seçkisi ve tarihsel bir ince-lemeye olanak veren kurgusuyla, sokağın günümüz dinamiklerini, farklı stil ve estetik anlayışlarını bir araya getiriyor ve bu akımı fotoğraf, müzik gibi disiplinlerle birlikte ele alıyor.

Sergi kataloğunda Amerika, Alman-ya, Fransa, Japonya ve Türkiye'den, Futura, Carlos Mare, Cope 2, Turbo, Wyne, JonOne, Tilt, Mist, Psyckoze, Craig Costello (aka KR), Herakut, Logan Hicks, C215, Suiko, Evol, Gaia, Tabone, Funk ve No More Lies gibi farklı jenerasyon-lardan ve disiplinlerden sanatçıların Pera Müzesi'nde tamamladıkları işlerinin yanı sıra Martha Cooper, Henry Chalfant ve Hugh Holland gibi fotoğrafçıların arşivlerinden ölümsüzleşmiş kareler yer alıyor. Katalogda aynı zamanda graffiti ve sokak sanatı kültürünü irdeleyen önemli makaleler bulunuyor.

Today, graffiti and street art have moved out of their underground era and are no longer recognized as vandalism, but rather as a global art movement. Since the 1990s, the appreciation for graffiti and street art in Turkey has increased significantly having influenced not only a small artistic circle, but several genera-tions, and with the exhibition Language of the Wall: Graffiti / Street Art, this art form is being presented in a museum setting for the first time. Curated by Roxane Ayral, the exhibition aims to offer a historic insight with its selection of international and local artists; by bringing together the current dynamics of the street, different styles and aesthetic notions and addressing the movement along-side other disciplines such as pho- tography and music.

The exhibition catalogue features commissioned works by 22 artists from different generations and disciplines, from America, Germany, France, Japan, as well as Turkey, along with selected photographs from the archive of leading artists Martha Cooper, Henry Chalfant and Hugh Holland. Substantial essays on graffiti and street art culture are also included in the catalogue.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

POLONYA SANATINDA ORYANTALİZM

ORIENTALISM IN POLISH ART

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October 2014 360 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-37-3

Doğu kültürlerine yönelen bir ilgi olarak tanımlanan ve kendini sanat, mimari, müzik, edebiyat ve tiyatro dallarında gösteren, Avrupa mer-kezli bir kültür akımı olan Oryan-talizm, akademik resmin içinden, öncelikli olarak da Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Mağribi İspan-ya’daki İslam ülkelerinin kültürlerin-den etkilenerek belirginleşmiş, 19. yüzyılda zirvesine ulaşmıştır. Polon-ya özelinde, Doğuya duyulan ilgi, Ortaçağ’da başlar, bu, doğudan gelen etkilere açık olan coğrafi konumunun doğal bir sonucudur. Polonya tarihinde bu döneme büyük ölçüde, Osmanlılara karşı verilen ve birbirini izleyen savaşlar damgasını vurmuş ve kültüründe kalıcı bir iz bırakmıştır. Çeşitli atlı tipleri, çarpışmalar ve tarihteki büyük savaşlar yetenekli sanatçılar tarafından defalarca betimlenmiş, sanatçıların eserlerine doğulu insan tipleri, manzaralar ve harem özellikle konu olmuş, yoğun ilgi gören gündelik yaşam sahneleri doğuya hiç gitmemiş ressamlar tarafından da işlenmiştir.

Sergi kataloğu aralarında Jan Matejko, Wacław Pawliszak, Jan Ciągliński, Jacek Malczewski ve özellikle Abdülaziz döneminde saray ressamlığı yapmış Stanisław Chlebowski gibi isimlerin bulun-duğu Polonyalı Oryantalist ressam-ların sergide yer alan yapıtlarını belgelerken aynı zamanda çeşitli makalelerle Batı Avrupalı yaklaşım-dan farklı bir Oryantalizm anlayışı-na sahip Polonya'nın Doğu'ya bakışını tarih, diplomatik ilişkiler, savaşlar, seyyahlar aracılığıyla kurulan kültürel etkileşim ve sanata yansımaları bağlamında sunuyor.

The apogee of Orientalism, which refers to a cultural current in Europe centred on an interest in the cultures of the East manifesting itself in art, architecture, music, literature, and the theatre, arrived in the 19th centu-ry, when a distinct Orientalist current sprang forth from academic paint-ing, inspired first and foremost by the cultures of the Islamic countries of the Middle East and North Africa, as well as of Moorish Spain. In the specific case of Poland, interest in the Orient goes back to medieval times; a natural result of her geographic location, which rendered Poland particularly susceptible to influences from the East. To a large extent, this period in Polish history was defined by successive wars with the Ottomans, and it left an indeli-ble trace in culture. A variety of equestrian types, generic skirmishes and great historic battles were depicted many times by various skilled artists, as well as Oriental characters, landscapes, and genre scenes –first and foremost of the harem. The latter subject matter, popular among audiences, was often taken up by painters who had never been to the East themselves.

Exhibition catalogue presents works by the artists among them Jan Matejko, Wacław Pawliszak, Jan Ciągliński, Jacek Malczewski, and especially Stanisław Chlebowski, the court artist of Sultan Abdülaziz, are included, and also sheds light on the artistic influences of Poland’s cultural interaction with the East, different from the Western Orientalist approach, through history, diplomacy, battles and travellers.

Page 17: Yayınlar Kataloğu

ANDY WARHOLHerkes için Pop Sanat

ANDY WARHOLPop Art for Everyone

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May 2014

111 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN:978--605-4642-24-3

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 3332

Andy Warhol: Herkes için Pop Sanat sergisinde, Andy Warhol’un (1928-1987) Campbell’s Çorbaları, Kovboylar ve Kızılderililer, Tehlik-edeki Türler, Çiçekler, 20. Yüzyıldan On Yahudi Portresi dizilerinin yanı sıra, Mick Jagger ve Lenin gibi ünlü isimlerin portreleri de yer alıyor. Slovakya Modra’daki Zoya Müzesi koleksiyonundan derlenen sergi Warhol’un ailesinin bugünkü Slo-vakya’ya uzanan kökenine dikkat çekiyor. Amerikan hayat tarzını sor-gulayan, sanatında kitle kültürü malzemelerini kullanan, çoğaltıla-bilirlik ve yeniden üretilebilirlikle içerik ve formu önemsizleştiren Andy Warhol sergisi, Türkiye’de ilk kez sergilenecek serigrafi dizilerini ve desenlerini izleyiciyle buluşturu-yor.

Sergi kataloğu, popüler kültürün Amerika’da yaratılmış en iyi şey olduğuna inanan ve Amerikan pop sanatının en ikonik isimlerinden biri olan Warhol’un kariyerini ve sergide yer alan serilerini konu alıyor.

Andy Warhol: Pop Art for Everyone exhibition includes selected, iconic series of works by Andy Warhol (1928-1987), such as Campbell’s Soup, Cowboys and Indians, Endan-gered Species, Flowers, and Ten Portraits of Jews of the 20th Century, accompanied by portraits of well-known figures such as Mick Jagger and Lenin. The exhibition is com-piled from the private collection of Zoya Museum in Slovakia, Modra, and draws attention to the Warhol family’s Slovakian roots. Question-ing the American way of living, using mass culture materials in his art, and trivializing the content and the form through replicability and reproduci-bility, Andy Warhol remains one of the most influential figures in contemporary art and culture. Includ-ed in the show are series of silkscreen prints and drawings exhibited for the first time in Turkey.

The exhibition catalogue features selected series by this most iconic name of American Pop Art, along-side articles on the art and career of Warhol, who believed popular culture to be the best thing created in America.

Page 18: Yayınlar Kataloğu

STEPHEN CHAMBERSBüyük Ülke

ve Diğer Hikâyeler

STEPHEN CHAMBERSThe Big Country

And Other Stories

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May 2013

105 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN:978-605-4642-25-0t

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 3534

Organised by the Royal Academy of Arts, London, in collaboration with the Pera Museum, Stephen Cham-bers: The Big Country and Other Stories exhibition presents a journey to the artist’s world, gathering paint-ings and graphic works from the last 20 years of his career. The fine texture, flat perspective and decora-tive elements stand out in his print series and oils that bear influences from early Renaissance painting. His impressive work takes its influence from William Wyler’s epic 1958 western The Big Country, providing the initial inspiration for a large-scale work consisting of 78 separate prints.

The exhibition catalogue features his other series of prints as well as his oil paintingsalongside The Big Country, shedding light on the artist’s illustrative and colourful world.

Kraliyet Sanat Akademisi, Londra işbirliğiyle gerçekleşen, çağdaş sa-natın önemli isimlerinden Stephen Chambers’ın (d. 1960) düşsel dünya-sına yolculuk niteliğindeki Stephen Chambers: Büyük Ülke ve Diğer Hikâyeler sergisi sanatçının son 20 yıla uzanan resim ve grafik işlerini biraraya getiriyor. Sanatında erken dönem Rönesans resminin etkileri izlenen sanatçının diğer baskı serileri ve yağlı boyalarında incelik-le işlenmiş doku, figürler arası bağlantılar, yüzeyle sınırlı bir perspektif anlayışı ve süsleme unsurları dikkati çekiyor. Etkileyici yapıtı; William Wyler’ın 1958 yapımı aynı isimli western filmind-en ilham aldığı “Büyük Ülke” (The Big Country), 78 ayrı resimden oluşuyor.

Büyük Ülke’nin yanı sıra sanatçının diğer serilerini ve yağlıboyalarını biraraya getiren sergiye ait katalog, Stephen Chambers’ın illüstratif ve renkli dünyasına ışık tutuyor.

Page 19: Yayınlar Kataloğu

PICASSODoğduğu Evden Gravürler

ve Seramikler

PICASSOEngravings and Ceramics

From the House of His Birth

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February 2014

126 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-22-9

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 3736

Geçtiğimiz yüzyıldan itibaren tüm zamanların görme biçimlerine damgasını vuran Picasso’nun üslupsal geçiş örneklerini sunan ve Mario Virgilio Montañez Arroyo küratörlüğünde derlenen seçki, sonsuz arayışlarla dolu dünyasının bir yansıması niteliğinde. Picasso Vakfı, Picasso Evi Müzesi Koleksi-yonu’ndan derlenen gravürler, sanatçının klasisizm, kübizm ve gerçeküstücülüğü birleştirdiği ve dönüştürdüğü yarım asırlık ışıltılı yaratım serüveninde, 1923 ve 1969 yılları arasında kullandığı kalıpları, tekniği ve tarzı panoramik bir bütünlük içinde sunuyor.

Geleneğe mal olan temalar, Picas-so’yu, 20. yüzyılın en büyük sanatçısına dönüştüren durmak bilmez arayışını, sanatçı özgürlüğü ve özerklik savunusunu yansıtan altı bölüm aracılığıyla tartışılıyor. Farklı konuların gerçekçi betimle-melerinden kübist ve sürrealist yorumlarına uzanan gravür ve seramiklere, Picasso’nun çocuk-luğunda sahip olduğu kişisel eşyaları da eşlik ediyor.

The selection, curated by Mario Virgilio Montañez Arroyo, offering us examples of the stylistic transi-tions of an artist who has made his mark on visual formats ever since the last century, is a reflection of his world; his constant and never-end-ing search. Engravings from the Picasso Foundation, Birthplace Museum’s Collection are exhibited to create a full panorama of the models, techniques, and styles of the artist between 1923 and 1969, half a century of changing creation during which he combines and switches between Classicism, Cubism, and Surrealism.

Traditional themes are questioned in six sections, which reflect and bear witness to Picasso’s incessant search, his defence of the freedom and independence of the artist, which made him the 20th century’s greatest artist. Engravings and ceramics, extending from realistic depictions of certain subjects to their Cubist and Surrealist interpre-tations, are accompanied by Picasso’s personal belongings when he was a child.

Page 20: Yayınlar Kataloğu

YILDIZ MORANZamansız Fotoğraflar

YILDIZ MORANTimeless Photographs

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November 2013

191 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-20-5

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 3938

The first female photographer of Turkey to have received an academ-ic training, Yıldız Moran's photo-graphs (1932-1995) was presented in a comprehensive exhibition for the first time at Pera Museum.

Yıldız Moran began her career in photography with great passion, only to give it up after marrying Özdemir Asaf, another great passion in her life; nevertheless, during her brief career, Moran was able to produce significant and variegated work after studying with the famous photographer John Vickers in Britain. Her first solo exhibition in Cambridge was followed by those in Istanbul, Ankara, London, and Edinburgh. Besides her technical prowess and her masterful use of light, Yıldız Moran was a photographer who put her soul, intellect, and heart - in other words her whole self - into her work, thereby lending depth to her images. This comprehensive exhibi-tion catalogue, a “retrospective” in a sense, aims to present Moran’s inner voice through a new reading that focuses on the traces of her visibility within the history of Turkish and international photography.

Türkiye’nin akademik eğitim almış ilk kadın fotoğrafçısı Yıldız Mo-ran'ın yapıtları (1932-1995) geniş kapsamlı olarak ilk kez Pera Müze-si’nde sergilendi.

Büyük bir tutkuyla başladığı fotoğ-raf kariyerini yaşamındaki bir başka tutku olan Özdemir Asaf’la evliliği-nin ardından sonlandıran ancak kısa kariyerine önemli ve farklı yapıtlar sığdıran Moran, İngilte-re’de eğitim almış, ünlü fotoğrafçı John Vickers’ın öğrencisi olmuştur. Cambridge’de açtığı ilk kişisel ser-gisini İstanbul, Ankara, Londra ve Edinburgh sergileri izlemiştir. Yıldız Moran, ışığı büyük bir ustalık-la kullanarak elde ettiği teknik başarısının ötesinde; ruhunu, aklı-nı, kalbini yani kendini de katarak görüntünün izini derinleştirebilmişbir fotoğrafçıdır. Bir anlamda “retrospektif” niteliğindeki kap-samlı sergi, Moran’ın bu kendine ait içsesini, Türk ve dünya fotoğraf tarihi içindeki görünürlüğünün izlerini de derinleştiren yeni bir okumayla ortaya koyabilmeyi amaçlıyor. Bilinen sınırlı sayıdaki karelerinin dışında ilk kez sergile-nen fotoğraflarıyla gizli kalmış bir figürün, Türk fotoğrafının “mektep-li” ilk kadın fotoğrafçısının yapıtları, kapsamlı bir katalogta da Moran'ı anlatan metinlerle yayınlandı.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

AURORAKuzey Ülkelerinden Çağdaş Cam Sanatı

AURORAContemporary Nordic Glass Art

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February 2014 105 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-23-6

Kuzey Avrupa ülkelerinden İstanbul’a konuk olan cam sanatçıları tanıdık, geçmiş kültür-lerden miras bir malzeme olan camın günümüze ait özgün yorum-larını sunuyor.

Esin kaynaklarını kuzeyin büyüleyi-ci doğasından ve geleneklerinden alan sanatçılar, kuşaktan kuşağa aktarılan formları, bugün artık malzeme ve teknolojinin sınırlarını zorlayarak ezberleri bozan bir anlayışla yeniden yorumluyor. 18. yüzyıldan bu yana cam üretiminde teknik ve sanatsal anlamda başarılarını kanıtlamış öncüllerin-den devraldıkları işlev, form ve teknik becerilerin ötesinde, camı çağdaş sanatın alanlarından birine dönüştürüyorlar. Kuzeyin sadelik ve zarafetini korudukları anlayış-larında günümüz meselelerini de camla ifade eden yeni tartışma alanları açıyorlar.

Sergi kataloğu, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlan-da’dan 25 sanatçının değişken, yenilikçi ve dünyayı kucaklayan bir süreçte, özgürce ve geniş yelpazede ürettikleri yapıtlarını kapsıyor.

The glass artists hailing from North-ern European countries, present us with contemporary interpretations of glass, a material inherited from past cultures.

The artists, taking their influences from the glamorous nature and traditions of the North, reinterpret the forms that pass on from genera-tion to generation, through pushing the limits of material and technolo-gy in an unorthodox way. They transform glass into a field of contemporary art, beyond the function, form, and technical skills inherited from previous pioneers of glass-making, proved and approved since the 18th century. They open up new discussion platforms for today’s questions while remaining true to the Nordic simplicity and grace.

The exhibition catalogue includes works from Sweden, Norway, Finland, Denmark, and Iceland by 25 artists who are in a continuous search, produce freely and on a wide scale, in a process that is variable, innovative, and global.

Page 21: Yayınlar Kataloğu

SOPHIA VARIHeykeller ve Resimler

SOPHIA VARISculptures and Paintings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October 2013

113 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-16-8

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 4140

Sophia Vari is Greek by birth but was raised as a world citizen. She started out as a painter, but her search for a means of expression that would liberate her brought her to sculp-ture, satisfying the need she felt inside. The artist has aimed to take geometry, volume, and shapes, humanizing these elements in a void, using a wide variety of materi-als such as monumental sculptures made of heavy marble and bronze, as well as precious metals. Vari presents her works at exhibition venues and city squares throughout the world; she continues her search concerning the relationship be-tween volume, layer, and surfaces in her canvases through collage and painting.

Curated by Marisa Oropesa and Maria Toral, the exhibition brings together Vari’s sculptures and paint-ings, emphasizing the timeless quality of the artist’s art. Difficult to compartmentalize into a specific time period or place, these works combine what is physical and logical with what is sensual, the flat with the voluminous.

Sophia Vari, bir Yunan olarak doğ-muş fakat bir dünya vatandaşı olarak yetişmiş. Yola bir ressam olarak çıktıktan sonra kendisini özgürleştirecek bir ifade aracının peşine düşmesi onu, içinde duydu-ğu ihtiyacı güçlü bir iradeyle karşılamak üzere heykelle buluştur-muş. Geometriyi, hacmi ve şekilleri alıp onları boşlukta insansılaştırma amacıyla yola çıkan sanatçı, ağır mermer ve bronzdan anıtsal heykellerinden kıymetli madenlere uzanan bir malzeme çeşitliliği içinde çalışıyor. Sergi salonlarına olduğu kadar dünyanın dört bir yanında meydanlara da konuk olan Vari, tuvallerinde ise kolaj ve boyamaları ile yine hacim, katman ve yüzeyler arası ilişkiler üzerinde arayışlarını sürdürüyor.

Marisa Oropesa ve Maria Toral küratörlüğünde hazırlanan sergi Vari’nin heykel ve resimlerini bir araya getirirken sanatçının yapıt-larındaki zamansızlığa vurgu yapıyor. Katalogda ise metinlerle destekleniyor. Belirli bir zaman dilimi ya da mekâna sığdırılması güç eserleri fiziksel, mantıksal olanla duyusal olanı, düzle hacimli-yi bir araya getiriyor.

Page 22: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi, Türkiye Cumhuri-yeti’nin kuruluşunun 90. yıl dönümü anısına gerçekleştirdiği sergide, modern Türk resim sanatından örnekler ve imgeler üzerinden yakın dönem bir tarih okuması yapıyor. Ekrem Işın küratörlüğünde hazırlanan ve Avni Arbaş, Nuri İyem, Abidin Dino’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Cihat Burak'tan Turan Erol, Nedim Günsür, Yüksel Arslan’a uzanan geniş dağılımlı seçki, Kuvayi Milliye yılları, köy yaşamı, göç, gecekon-dulaşma ve kentleşme, modern yaşamın yalnızlaşan bireyleri ile geçmişi yorumlama gibi alt tema-ları içeriyor, plastik sanatlar aracılığıyla Cumhuriyet tarihimize bir bakış sunmaya çalışıyor.

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

42 43

DÜŞLER, GERÇEKLER, İMGELERModern Türk Resminde Cumhuriyet İmgesi

DREAMS, REALITIES, IMAGESThe Image of the Republic in Modern Turkish Painting

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2013111 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN:978-605-4642-17-6

CONNECTING THE DOTS: ATÖLYELERMarmara Üniversitesi

Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali

CONNECTING THE DOTS: WORKSHOPSMarmara University Faculty of Fine Arts

6th International Student Triennial

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2013

145 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-14-4İlki 1997 yılında düzenlenen Marmara Üniversitesi Güzel Sanat-lar Fakültesi Uluslararası Öğrenci Trienali, 60’a yakın ülkeden sanat ve tasarım alanında eğitim veren kurumu İstanbul’da buluşturarak sanatlar arası iletişime ve coğraf-yalar arası farklılıklara yeni doku-nuşlar kazandırıyor. Trienal kapsa-mında gerçekleşen 38 atölye çalışmasından 13’ünün üretimleri-nin izlenebileceği sergi kataloğun-da yer alan işler, kentin biçim-lendirdiği yaşamlarımıza odakla-narak, farklı sorgulamaların peşine düşüyor. Kamusal alan, kent, mimari, hayvan hakları, beden, bellek, kimlik ve İstanbul’a odakla-nan çalışmalar tüm süreç boyunca yaşananları da kapsayarak somut bir sonuca ulaşmanın yanı sıra toplumun katmanları arasında dolaşarak, noktaları birleştirmeyi de deniyor.

In celebration of the 90th anniversa-ry of the Republic of Turkey, Pera Museum engaged in a reading of recent Turkish history through exam-ples of modern Turkish painting and images. Curated by Ekrem Işın and presenting a wide variety of works by artists such as Avni Arbaş, Nuri Iyem, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cihat Burak, Turan Erol, Nedim Günsür, and Yüksel Arslan, this selection attempts to offer a new look at the Republic through the plastic arts, and covers themes like the years of the National Forces, rural life, migration, slums and urbanization, the isolated individu-als of modern life, and interpreta-tion of the past.

Marmara University Faculty of Fine Arts International Student Triennial, that has brought together numer-ous art and design schools from around 60 different countries in İstanbul since its establishment in 1997, has continued to strengthen the dialogue between different branches of art and geographies. The productions we see in this exhibition catalogue are the out-comes of 13 of the 38 workshops, center on our lives shaped by the city and question many issues. Works that focus on public space, the city, architecture, animal rights, body, memory, identity, and the city of İstanbul also create an archive of the experiences gathered through-out the whole process and offer a concrete outcome; they also attempt to connect the dots by focusing on different segments of the society.

Page 23: Yayınlar Kataloğu

MANOLO VALDÉSResimler ve Heykeller

MANOLO VALDÉSPaintings and Sculptures

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2013161 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-12-0

A leading figure of Spanish Pop Art, Manolo Valdés: Paintings and Sculp-tures exhibition was comprised of a selection of the artist’s paintings and sculptures. Renowned particularly for the diversity of his media, his large-scale works, and quests in form, Valdés is hailed as one of the great masters of contemporary Spanish art. Following the dissolu-tion of Equipo Crónica, the pioneer-ing group of pop art in Spain, which he cofounded, Valdés continued his career solo as of 1982. His works derive their strength from the masterpieces of the past, bear historic clues, colors, and textures, and make strong references to art history, carrying traces that extend from Velázquez to Zurbarán, and from Matisse to Picasso and Lichten-stein. Stripping a painting from its original context and reinterpreting it through pop art, the artist primarily focuses on figures, objects, and series

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 4544

Özellikle kullandığı malzemelerin çeşitliliği, büyük boyutlu yapıtları ve forma dair arayışları ile tanınan Valdés, günümüz İspanyol sanatı-nın büyük ustalarından biri olarak biliniyor. Pop akımın İspanya’daki öncüsü ve kurucuları arasında yer aldığı Equipo Crónica’nın dağıl-masının ardından Valdés, 1982 yılından itibaren kariyerine yalnız devam etti. Geçmişin başyapıt-larından yola çıkan, tarihsel izler, renk tonları ve dokulardan oluşan sonsuz bir görsel zenginlik sunan ve sanat tarihinden referanslarla hareket eden sanatçının yapıtları, Velázquez’den Zurbarán’a, Matis-se’ten Picasso ve Lichtenstein’a izler taşır. Resmi, özgün bağlamın-dan arındırırak pop bir anlayışla yeniden yorumlayan sanatçının konularını özellikle figür, nesne ve seriler oluşturuyor.

Page 24: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

46 47

NICKOLAS MURAYBir Fotoğrafçının Portresi

NICKOLAS MURAYPortrait of a Photographer

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2013205 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-11-3

ÇÖL VE DENİZ ARASINDAÜrdün Ulusal Güzel Sanatlar

Galerisi’nden Bir Seçki

BETWEEN DESERT AND SEAA Selection from the

Jordan National Gallery of Fine Arts

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2013

107 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-10-6

New York’un 1920’lerde en başarılı portre ve moda fotoğrafçısı olarak bilinen Macar asıllı Amerikalı fotoğrafçı Nickolas Muray (1892 - 1965), 1930’larda doğal renkli fotoğrafı reklamcılıkta kullanarak çığır açıcı bir girişimde bulundu. Salomon Grimberg küratörlüğün-de hazırlanan sergi Nickolas Muray’ın fotoğraflarını retrospektif bir düzenle ele alıyor. Amerika’daki ünlü fotoğraf arşivi George Eastman House ailesinin yöneti-mindeki Nickolas Muray Arşivi ve çeşitli özel koleksiyonlardan derle-nen bu seçki Muray’ın 50 yıla yayılan kariyerini özetliyor.

Sergi kataloğunda, Muray’ın siyah-beyaz fotoğraflarının yanı sıra, Hollywood çevrelerinde ve Amerikan reklam sektöründe büyük ün kazanmasında rolü olan renkli fotoğrafları da yer alıyor. Greta Garbo’dan Marilyn Mon-roe’ya, Elizabeth Taylor’dan Martha Graham’a oyuncular, dansçılar, sa-natçı ve yazarlar gibi birçok ünlüyü fotoğraflayan Muray özellikle Lucky Strike, Coca Cola, General Foods gibi markalara ait ilk renkli fotoğ-raflarla da tanınıyor. The New York Times’tan Vanity Fair’e ve Vogue’a, Harper’s Bazaar’dan Dance, Shad-owland ve Theater Magazine’e dönemin belli başlı dergilerinde düzenli olarak yer alan bu fotoğ-raflara, büyük aşkı Frida Kahlo’nun sanatçı tarafından çekilmiş portre-leri de eşlik ediyor.

Renowned as the most successful portrait and fashion photographer of New York in the 1920s, American- Hungarian photographer Nickolas Muray (1892-1965) revolutionized photography with his use of natural color photography in advertising in the 1930s. Curated by Salomon Grimberg, the exhibition brought together Nickolas Muray’s photo-graphs in a retrospective. Garnered from George Eastman House, the famous photography archive in the US, the Nickolas Muray Archive, which is under the direction of the Muray family, and various private collections, this selection summa-rizes Muray’s career, covering nearly 50 years.

Besides Muray’s black-and-whites, the catalogue presents some of the color photographs that made him famous in Hollywood circles and the American advertising industry. Muray has photographed many famous actors, dancers, artists, and writers, from Greta Garbo to Marilyn Monroe, from Elizabeth Taylor to Martha Graham; he is also known for the first color photographs he took for famous brands such as Lucky Strike, Coca Cola, and Gener-al Foods. Published regularly in some of the most prominent maga-zines of his time like The New York Times, Vanity Fair, Vogue, Harper’s Bazaar, Dance, Shadowland, and Theater, these photographs are accompanied by the artist’s portraits of Frida Kahlo, his great love.

The exhibition Between Desert and Sea – A Selection from the Jordan National Gallery of Fine Arts was the result of our collaboration with the Jordan National Gallery of Fine Arts and was comprised of modern and contemporary works of various artists from Arab countries around the Mediterranean. The works of artists from Algeria, Egypt, Jordan, Lebanon, Morocco, Palestine, and Tunisia reflect the questions posed by the artists between past and present; between creativity and the real world. The catalog presents the styles of different generations and the new tendencies in Arab art through paintings, drawings, engravings, ceramics, statues, and installations. Founded in Amman in 1980 to focus on contemporary Arab art, the Jordan National Gallery of Fine Arts boasts one of the most important collections in the Middle East, containing over 3000 works by artists from Muslim and Arab coun-tries, as well as those from Asia, Africa, Europe, America, and Oceania.

Ürdün Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi işbirliğiyle gerçekleşen ve Akdeniz kıyısındaki Arap ülkelerin-den sanatçıların modern ve çağdaş yapıtlarını buluşturan Çöl ve Deniz Arasında, Ürdün Güzel Sanatlar Galerisi’nden Bir Seçki sergisi, Cezayir, Mısır, Ürdün, Libya, Lübnan, Fas, Filistin, Suriye ve Tunuslu sanatçıların şimdiyle geç-miş ve sanatsal yaratıcılıkla gerçek dünya arasında geliştirdikleri sor-gulamalarını yansıtıyor. 1980 yılın-da Amman’da kurulan, modern ve çağdaş Arap sanatına odakla-nan Ürdün Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi, Orta Doğu’nun en önemli koleksiyonlarından birine sahip. Galerinin koleksiyonunda bugün, İslam ve Arap ülkelerinin yanı sıra aralarında Asya, Afrika, Avrupa, Amerika ve Okyanusya’dan sanat-çıların işlerinin de yer aldığı 3000’in üzerinde eser bulunuyor. Sergi kataloğunda farklı kuşakların tarzları ve Arap çağdaş sanatındaki eğilimler, resim, çizim, gravür, sera-mik, heykel ve yerleştirme gibi çeşitli alanlarda ifade buluyor.

Page 25: Yayınlar Kataloğu

ALTIN ÇOCUKLAR16.-19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler

GOLDEN CHILDREN16th – 19th Century European Portraits

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2012

251 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-07-6Pera Museum presented a selection of works from a unique and inspir-ing collection -the Yannick and Ben Jakober Foundation’s Children Portraits Collection: Golden Chil-dren 16th – 19th Century European Portraits. Fifty-seven selected por-traits of children explored the European political history and its aristocratic traditions, as well as the beliefs and fashions of their era, through the depictions of the noble and royal children from various countries. Along with some provin-cial and naïve works, all of the exhib-ited portraits gave us an insight into a deeper notion of the past. Wheth-er these children are English or Italian, Danish or Spanish, German or Polish, Flemish, Dutch or French, beneath the sumptuous attire and the trappings of wealth, the fine lace, jewels, and protective amulets, young children are depicted.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 4948

Pera Müzesi içeriği açısından dünyadaki tek örnek olan Yannick ve Ben Jakober Vakfı Çocuk Portre-leri Koleksiyonu’ndan bir seçki sundu: Altın Çocuklar 16.–19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler. Katalogda yer alan elli yedi çocuk portresi, çeşitli ülkelerden soylu ve aristok-rat çocukları betimlerken, Avru-pa’nın siyasi tarihine, aristokrasi geleneklerine, inançlarına ve moda akımlarına ışık tutuyor ve bu portreler aracılığıyla bir anlamda Avrupa portre geleneğine de bir bakış sunuyor. Seçkide yer alan daha kırsal ve naif eserlerle birlikte, tüm portreler geçmiş olgusuna dair derin gözlemler içeriyor. İster İngiliz ya da İtalyan, Danimarkalı ya da İspanyol, Alman, Polonyalı, Flaman, Hollandalı ya da Fransız olsunlar, zengin kıyafetleri, ihtişam-lı dantelleri, dizi dizi mücevherleri ya da koruyucu muskalarının, bü-tün bu bolluğun ardında, küçük çocuklar betimleniyor.

Page 26: Yayınlar Kataloğu

The exhibition Flash-Back, Works: 1982 - 2012, presented simulta-neously with the Golden Children, 16th-19th Century European Portraits exhibition, allowed insight into different aspects of the couple, not only as collectors but also as artists, highlighting 30 years of creativity. The catalogue presents individual early works of Yannick Vu and Ben Jakober, together with their collaborative works beginning from 1993. As Flash-Back allows us to contemplate and understand the art of Vu and Jakober individually, it also enables us to recognize within the collaborative works a third artist, and appreciate a process engen-dered by an interaction of different sentivities in the works created.

peramuzesi.org.tr

Dokuz Eylül University’s Faculty of Fine Arts from İzmir, which com-prises of a wide range of depart-ments, carries the additional distinc-tion of being the first university faculty of fine arts in Turkey. The faculty, with 40 academic years behind it, aims to create a model of education whereby theory and practice, the traditional and the contemporary, the pioneering and the conceptual coincide in harmo-ny. The exhibition catalogue Beyond Experience consists of selected works by young artists and designers from the Faculty of Fine Arts, aiming to establish itself as a groundwork for aesthetic experi-ence through a plethora of modes of self-expression, including paint-ing, sculpture, ceramics, installation, stage design, graphic design, photography, and film.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

50 51

FLASH-BACKYannick Vu & Ben JakoberYapıtlar: 1982-2012

FLASH-BACKYannick Vu & Ben JakoberWorks: 1982-2012

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2012149 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-06-9

DENEYİMİN ÖTESİDokuz Eylül ÜniversitesiGüzel Sanatlar Fakültesi

Öğrenci Projeleri

BEYOND EXPERIENCEDokuz Eylül University

Faculty of Fine ArtsStudent Projects

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2012

225 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-05-2Altın Çocuklar, 16.–19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler sergisiyle koleksiyoner olarak tanıma fırsatı bulduğumuz Yannick Vu ve Ben Jakober’in eşzamanlı olarak sanat-severlerle buluşan Flash-Back, Yapıtlar: 1982 - 2012 sergisi ise çift-in 30 yıllık sanatsal yaratıcılıklarını gözler önüne serdi. Katalog, Yannick Vu ve Ben Jakober’in erken dönem işleriyle birlikte 1993’te başlayan ortak çalışma-larından bir seçki de sunuyor. İki sanatçıyı ayrı ayrı irdeleme ve anlama olanağı verirken; Vu ve Jakober ikilisini, ortak yapıtları üzerinden, üçüncü bir sanatçı olarak tanımamıza ve farklı duyar-lılıklardan kaynaklanan etkileşimin oluşturduğu bir yaratı sürecinde üretilen yapıtları anlamamıza da olanak tanıyor.

Güzel Sanatlar Fakültesi’nin genç sanatçılarının seçilmiş yapıt-larından oluşan Deneyimin Ötesi sergisi ve kataloğu resim, heykel, seramik, yerleştirme, sahne tasa-rımı, grafik tasarım, fotoğraf ve sinema gibi zengin ifade olanak-larını biraraya getirirken estetik deneyimlerin de önemli bir zemini olmayı amaçlıyor. Geniş bir yelpa-zede eğitim veren Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülte-si, aynı zamanda ülkemizde “Güzel Sanatlar” alanında üniversite bün-yesinde kurulmuş ilk fakülte olma ayrıcalığını da taşıyor. Kuram ile uygulamanın, geleneksel ile yeni, öncü ve kavramsal olanın uyumlu birlikteliğine dönük bir eğitim modeli yaratma çabasıyla yola çıkan fakülte, 40 yılı bulan bir akademik geçmişe sahiptir.

Page 27: Yayınlar Kataloğu

GOYA ZAMANININ TANIĞI

Gravürler ve Resimler

GOYA WITNESS OF HIS TIME

Engravings and Paintings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishNisan / April, 2012225 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-98-7

Avrupa resminin en özgün sanatçılarından ve modern resmin öncülerinden biri olarak bilinen Francisco de Goya (1746-1828), Türk sanatseverlerle, dört büyük gravür serisi ve yağlıboyalarıyla ilk kez Pera Müzesi’nde buluştu. Küratörlüğünü Marisa Oropesa’nın yaptığı sergi, İspanya ve İtalya’nın önde gelen müze ve özel koleksi-yonlarına ait yapıtlardan oluşuyor. Sergi kataloğu, İspanya ve tüm Avrupa’nın çalkantılı bir dönemine tanıklık eden ve karanlığın en iyi anlatıcılarından biri olan Goya’nın gravür serileriyle -Kapriçyolar, Savaşın Felaketleri, Boğa Güreşi, Atasözleri ya da Zırvalar- çeşitli yağlıboyalarını buluşturuyor. Kata-logda yer alan yapıtlar, saray ressamlığı ve portreciliğinin yanı sıra, dönemin toplumsal olaylarını eleştirel bir bakış açısıyla yansıtan Goya’nın sıradışı imgelemine de ışık tutuyor. Gerçekçi ve yer yer ürkütücü üslubuyla çağdaşlarından ayrılan Goya’nın sanatı, zamanının ötesine geçerek 20. yüzyıl moder-nizmini de etkilemiştir.

Francisco de Goya (1746-1828), known as one of the most unique artists of European painting and a pioneer of modern painting, was introduced to the Turkish audience for the first time with four series of engravings, along with a selection of oil paintings, at the Pera Museum in 2012. Curated by Marisa Oropesa, the exhibition consisted of works from Spain and Italy’s leading muse-ums and private collections. As one of the best narrators of darkness, the exhibition united Goya’s various oil paintings and engraving series -Caprichos, Disasters of War, Tauro-maquia, Proverbs or Follies- that bear witness to a turbulent period in Spain and Europe. The works in the catalogue, besides his career as a court painter and portraitist, explore Goya’s extraordinary imagination, along with his reflections of the social circumstances of the era, from a critical perspective. The catalogue seeks to shed light upon Goya’s extraordinary imagination with his realistic and at times frightening style that makes him one of the best narrators of darkness separating him from his contemporaries, as his art transcends time, influencing 20th century modernism.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 5352

Page 28: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

54 55

KONSTANTİNİYYE’DENİSTANBUL’AXIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Anadolu Yakası Fotoğrafları

FROM KONSTANTİNİYYETO İSTANBULPhotographs of the Anatolian Shore of the Bosphorus from the mid XIXth Century to XXth Century

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2012285 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-96-3

SULTANLAR, TÜCCARLAR, RESSAMLAR

Türk - Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı

SULTANS, MERCHANTS, PAINTERS

The Early Years of Turkish - Dutch Relations

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2012

193 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-97-0

19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının kare-lerinden oluşan, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu ve bazı özel koleksiyonlardan derlenen sergi ve kataloğu, bir devrin İstanbulu'nu eşsiz kıyıları, çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillaume Berggren, Abdullah Biraderler, Gülmez Bira-derler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah &J oaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson ve Elisa Pante Zonaro dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişte-ki çehresini belgelemekle kalmı-yor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtım-ları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuş-muş olan bu kentin Anadolu yakası kıyılarında bizleri keyifli bir yolcu-luğa çıkarıyor.

The exhibition catalogue showcases works by masters of photography, who practiced their art in İstanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. Com-prised from a selection of photo-graphs from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection and from private collections, it reveals the magnificent structures, daily life and intriguing personalities of an İstanbul past. İstanbul has evolved into an industrial city, an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillau-me Berggren, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah & Joaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson and Elisa Pante Zonaro document the nostalgic images of the city during their time, taking us on a pleasurable journey through the photographs they took in the difficult and challenging techniques of the time.

Pera Müzesi, 2012’de Türkiye ile Hollanda arasındaki dört yüzyıllık verimli işbirliğinin başlangıcını araştıran bir sergi düzenledi. Amsterdam Müzesi ile ortak bir çalışma sonucunda düzenlenen sergide, hem iki dünya şehrinin, İstanbul ile Amsterdam’ın, hem iki ülkenin arasındaki tarihsel ilişkileri irdelendi. Sergi ve kataloğunda, 17. yüzyılın başlarından 19. yüzyılın başlarına dek, Belediye Binası’nda (Dam Meydanı’ndak i Saray) bulu-nan Doğu Ticaret Odası’nı yansıtan ya da bu odada sergilenmiş eserin yanı sıra Amsterdam’daki bu güçlü ticari merkezin duvarlarında sergi-lenen resim ve haritalardan birço-ğuna, Jean-Baptiste Vanmour’un Amsterdam’daki Rijksmuseum ko-leksiyonunda yer alan kapsamlı bir portreler dizisi de eşlik ediyor. İstanbul ile Amsterdam, Türkiye ile Hollanda, Avrupa ile Asya arasında önemli birer köprü, her iki ülke de, uluslararası ticaret, diplomasi ve sanat dünyasının önemli birer aktörü.

Pera Museum, in collaboration with the Amsterdam Museum, organized an exhibition exploring the commencement of four hundred years of fruitful cooperation between Turkey and the Nether-lands. It was on 14th March, 1612, during the rule of the Ottoman Empire that the first Ambassador of Dutch Republic, Cornelis Haga, arrived in Constantinople. The exhibition was not intended as a complete survey of four centuries of diplomatic ties, but rather to provide a striking insight into the historical ties between Amsterdam and Istanbul, from 1612 to the present day. Istanbul and Amsterdam, Turkey and the Netherlands, have been and continue to be important bridges between Europe and Asia; major players in the international world of commerce, diplomacy, art and migration. The exhibition was firstly exhibited at Pera Museum, before travelling to the Amsterdam Museum, highlighted the connec-tion between Turkish and Dutch history; stimulating mutual (multi-) cultural understanding for today.

Page 29: Yayınlar Kataloğu

OSMAN HAMDİ BEYVE AMERİKALILAR

Arkeoloji, Diplomasi, Sanat

OSMAN HAMDİ BEYAND THE AMERICANS

Archaeology, Diplomacy, Art

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2011

411 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-89-5

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 5756

Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar sergisi, ressam, akeolog ve müzeci Osman Hamdi Bey ile Amerikalı arkeolog ve fotoğrafçı John Henry Haynes ile Prof. Hermann Vollrath Hilprecht'in Osmanlı topraklarında kesişen yaşamlarından yola çıka-rak, Amerikalı arkeologların Os-manlı topraklarındaki ilk kazılarını -Assos ve Nippur- ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri konu aldı. Sergi ve kataloğunda, Penn-sylvania Üniversitesi Müzesi, Bos-ton Güzel Sanatlar Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve özel koleksi-yonlardan derlenen Osman Hamdi Bey resimleri, 19. yüzyıla ait arkeo-lojik fotoğraf ve çizimler, mektu-plar, seyahat günlükleri ve ilk kez sergilenenen arkeolojik eserler yer alıyor. Osman Hamdi Bey'in az bilinen resimlerinin yanı sıra, Penn-sylvania Üniversitesi Müzesi'nde keşfedilen ve bugüne kadar bilin-meyen iki resmi de sanatseverlerle ilk kez buluştu.

Based on the intersecting lives of painter, archaeologist, and museol-ogist Osman Hamdi Bey, American archaeologist and photographer John Henry Haynes, as well as Prof. Hermann Vollrath Hilprecht, the exhibition focused on the first excavations American archaeolo-gists conducted in Ottoman lands -Assos and Nippur- and the diplo-matic relations between the two countries. Curated by Prof. Renata Holod and Prof. Robert Ousterhout from the University of Pennsylvania, the exhibition showcased for the first time a rich selection of paintings by Osman Hamdi Bey, archaeologi-cal photographs and drawings from the 19th century, letters, travel journals, and archaeological arti-facts. This unique selection was on loan from the University of Pennsyl-vania, Fine Arts Museum Boston, İstanbul Archaeological Museums, İstanbul Museum of Painting and Sculpture, as well as private collec-tions. Apart from his lesser-known paintings, two unknown works of Osman Hamdi Bey discovered at the Penn Museum were also introduced to visitors.

Page 30: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

58 59

SURETİN SİRETİTürkiye Cumhuriyet Merkez BankasıSanat Koleksiyonu

BEYOND THE APPARENTA Selection from the Art Collection of The Central Bank of the Republic of Turkey

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November, 2011265 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-90-1

ŞİMDİKİ ZAMANLARAnadolu Üniversitesi

Güzel Sanatlar Fakültesi2010-2011 Öğrenci Projeleri Sergisi

PRESENT TIMESAnadolu University Faculty of Fine Arts 2010-2011 Student Projects Exhibition

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishTemmuz / July, 2011

177 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-88-8

3 Ekim 1931 tarihinde kurulan Tür-kiye Cumhuriyet Merkez Banka-sı’nın, Sanat Koleksiyonu, doğum-ları 1882 ile 1960 yıllarına rastlayan farklı kuşaklardan sanatçıların, 1908’den günümüze ulaşan yakla-şık 100 yıllık bir dönemde ürettik-leri resim, heykel, desen/çizim, baskı, yerleştirme gibi değişik tek-nik ve anlatım dillerindeki modern /çağdaş sanat yapıtlarından oluşu-yor. Koleksiyon, Türkiye’deki belli başlı akım ve tartışmaları görünür kılarken bir yandan da bu süreçte değişen sanat anlayışlarına ilişkin fikir veriyor. Zeynep Yasa Yaman küratörlüğünde hazırlanan sergi ve katalog, bu zengin koleksiyon-dan ele aldığı döneme dair anlamlı bir seçki.

The collection of the Central Bank of the Republic of Turkey, which was founded on 3 October 1931, is comprised of modern/contempo-rary works of art, such as paintings, sculptures, drawings, prints, and installations created with different techniques and means of expres-sion by artists of different genera-tions, born between 1882 and 1960, and produced their respective works over a hundred years from 1908 onwards to date. The collec-tion brings into view key current discussions on Turkey and addition-ally offers an idea about the chang-ing art concepts during this process. Curated by Zeynep Yasa Yaman, the exhibition and catalogue showcase a selection from this rich collection.

Geniş bir yelpazede eğitim veren Anadolu Üniversitesi Güzel Sanat-lar Fakültesi’nin genç sanatçı ve tasarımcılarının seçilmiş yapıt-larından oluşan Şimdiki Zamanlar sergisi; fakültenin sanat eğitimini deneyimlemenin yanı sıra; resim, baskıresim, heykel, seramik, yerleş-tirme, mekân tasarımları, grafik tasarım, fotoğraf, dijital sanat, cam, video gibi zengin ifade olanaklarıy-la çağdaş sanat ve tasarım sorun-larının, yenilikçi yönelimlerin ve ayrıksılaşan kimliklerin önemli bir zemini olmayı amaçladı.

The exhibition Present Times was comprised of selected works by young artists and designers en-rolled in a wide range of depart-ments at the Anadolu University's Faculty of Fine Arts. While offering students the opportunity to experi-ment with art education of their respective departments, the exhibi-tion also strived to establish itself as a groundwork for problems of contemporary art and design, innovative tendencies, and idiosyn-cratic identities through an abun-dance of self-expression possibili-ties such as painting, printmaking, sculpture, ceramics, installation, interior design, graphic design, photography, digital art, glass, and video.

Page 31: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

60 61

İHSAN CEMAL KARABURÇAK

İHSAN CEMAL KARABURÇAK

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishNisan / April, 2011157 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-86-4

TEMELDE İNSANÇağdaş Sanat ve Nörobilim

FUNDAMENTALLY HUMANContemporary Art and Neuroscience

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishNisan / April, 2011

82 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-85-7

20. yüzyıl Türk resminin en özgün sanatçılarından biri olan İhsan Cemal Karaburçak, akademik eğiti-mi reddederek kendini geliştirmiş sayılı otodidakt sanatçılardandır. Uzun yıllar sürdürdüğü memuri-yet döneminde resimle tanışan, yaşamının büyük bölümünü geçir-diği Ankara'da evinin bir odasın-da dönüştürdüğü mütevazi atölye-sinde çalışmalarını sürdüren Kara-burçak, Türk resminin değeri yıllar geçtikçe anlaşılan gizli kalmış ustaları arasında yer alıyor. Retros-pektif niteliğindeki bu sergi, özgün üslubu kadar renkleri, özellikle de tuvaline imzası kadar yer etmiş "mor"uyla tanınan İhsan Cemal Karaburçak'ı yeniden tanıma fırsatı verdi. Resim fırçasını eline ilk kez 1930 yılında, Telgraf İşleri Müdür-lüğü'ndeki görevi gereği bulun-duğu Paris'teyken kaydolduğu École Universelle'de alan ancak katı öğretim kuralları ve sanat anlayışına uygun düşmemesi se-bebiyle yarıda bırakıp kendi kendi-ni yetiştirmeye karar veren Karaburçak, modern sanatı yakın-dan incelemiş, herhangi bir akım ya da üsluba bağlı kalmadan kendine özgü bir resim dili oluştur-muştur. 1930-1970 yılları arasında portre, natürmort, doğa görünüm-leri, kent manzaraları, gece man-zaraları, soyutlamalar ve soyut çalışmalar olmak üzere pek çok konuda eserler üretmiştir.

As one of the most original artists of 20th century Turkish painting, İhsan Cemal Karaburçak is among the rare autodidactic artists who developed his art by refusing to engage in academic training. Karaburçak’s in-terest in painting grew during his long years in public service. He transformed one of the rooms of his house into a modest studio in Ankara where he spent most of his life. He is one of the well-kept secrets of Turkish painting, whose true value is further appreciated over the years. Retrospective in nature, this exhibition provided the opportunity to re-familiarize oneself with İhsan Cemal Karaburçak, who is recognized as much for his authen-tic style, as for his colours, particular-ly his signature "purple" that left an imprint on his canvases. İhsan Cemal Karaburçak, picked up a paintbrush for the first time in 1930, when he was enrolled at École Universelle in Paris, where he was working at the Directorate of Telegraph Services. Despite his hopes of developing his concep-tion of art, École Universelle disap-pointed him with its rigid rules of instruction. An avid follower of modern art, he created a unique pictorial language without being influenced by the movements of his period. Between 1930 and 1970, Karaburçak produced many works including portraits, still-lifes, city-scapes, nocturnes, landscapes, ab-stractions, and abstract works.

Temelde İnsan: Çağdaş Sanat ve Nörobilim sergi kataloğu, yapıtları nörobilim araştırmalarıyla kesişen yedi çağdaş sanatçıyı bir araya getirdi. Küratörlüğünü New York'taki School of Visual Arts, Güzel Sanatlar Bölümü Başkanı Suzanne Anker'ın üstlendiği sergi-de yer alan sanatçılar: Suzanne Anker, Andrew Carnie, Frank Gillette, Michael Joaquin Grey, Leonel Moura, Rona Pondick ve Michael Rees. Farklı disiplinlerden gelen, temel öğe olarak robotbi-lim, üç boyutlu tarama, photoshop, hızlı prototipleme, mikroskopla inceleme ve bilgisayar görüntüsü gibi yeni teknolojileri kullanan bu sanatçılar; doğanın gizemlerini, birliğini ve süreçlerini, bilgi ve inançların aktarımını konu alıyor. Madde, algılama ve belleğin zihinde canlandırdığı metaforları yapıtlarına katan sanatçılar bu sayede, kendine özgü kişiselleştir-melerini, mecazi ve simgesel bir yapı çerçevesine oturtmuşlar. Kata-log, sanat ve bilimi buluşturarak, sanata farklı bir noktadan, bilim penceresinden bakmaya, çağdaş sanatla nörobilim arasındaki güçlü ilişkiyi anlamaya ve sorgulamaya davet ediyor.

Fundamentally Human: Contempo-rary Art and Neuroscience exhibition brought the work of seven contem-porary artists to the fore, whose work addresses aspects of the neurologi-cal sciences. Curated by BFA Fine Arts Department Chair of the School of Visual Arts in New York Suzanne Anker, the exhibition included works by the artists Suzanne Anker, Andrew Carnie, Rona Pondick, Michael Joaquin Grey, Michael Rees, Frank Gillette and Leonel Moura. Each interdisci-plinary artist essentially employed new technologies ranging from robotics, 3-D scanning, photoshop, rapid prototyping, microscopy and computational video. All were concerned with the mysteries and unity of nature and its processes, the transmission of knowledge and beliefs, and the reveries of human metaphors of being in time. As the artists incorporated such metaphors invoked by matter, perception and memory, their discrete personifica-tions are framed within a symbolic narrative. The exhibition combined science and art; inviting visitors to view art through a scientific perspec-tive; viewers were able to under-stand and question the strong connection between contemporary art and neuroscience.

Page 32: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 6362

Gelman Koleksiyonu'ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisi, 20. yüzyıl sanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden ikisini, Frida Kahlo ve Diego Rivera'yı sanatseverlerle buluştur-du. Yapıtları kadar özgün karakter-leri, yaşam öyküleri ve merak uyandıran birliktelikleriyle de ilgi uyandıran sanatçılar, 40 yapıttan oluşan bir sergiyle Türkiye'de ilk kez Pera Müzesi'ne konuk oldular. Yaşamlarının önemli bir bölümünü Meksika'da geçirmiş koleksiyoner Jacques ve Natasha Gelman'ın, 20. yüzyıl Meksika sanatına da odakla-nan geniş koleksiyonunda yer alan yapıtlar, Frida Kahlo'nun sanatsal kişiliğinin derin izlerini yansıtan otoportreleri ile Diego Rivera'nın az sayıdaki tuval resmi örneklerinin en önemlilerinden. Dünya çapın-daki bu ünlü koleksiyon, Meksika dışında daha önce çok az sayıdaki sergide izleyiciyle buluşabildi. Ka-talogda, Berlin ve Viyana'da dü-zenlenen ve 2010 yılına damgasını vuran Frida Kahlo Retrospektifi'nin en gözde Kahlo yapıtlarının yanı sıra Diego Rivera'nın tuvalleri de yer alıyor.

The Frida Kahlo and Diego Rivera from the Gelman Collection exhibi-tion introduced art lovers to two of the most outstanding and globally renowned Mexican figures of 20th century art. Generating wide inte-rest, as much with their unique characters, life stories, and intrigu-ing relationship, as with their oeuvre, these two artists were welcomed for the very first time to Turkey with this exhibition presenting over forty of their works. Collectors Jacques and Natasha Gelman spent a significant portion of their lives in Mexico; the works included in the couple's extensive collection, encompasses 20th century Mexican art, outstand-ing Frida Kahlo self-portraits, that reflect the profound traces of her artistic personality, as well as rare examples of Diego Rivera's canvas paintings. This globally acclaimed collection was previously presented to audiences only through a limited number of exhibitions outside of Mexico. Apart from the most fa-vored Frida Kahlo works of the “Frida Kahlo Retrospective” organized in Berlin and Vienna in 2010, the exhibition at Pera Museum also included Diego Rivera's paintings.

GELMAN KOLEKSİTONU’NDAN

FRIDA KAHLO VE DIEGO RİVERA

FRIDA KAHLO AND DIEGO RIVERA

FROM THE GELMAN COLLECTION

Türkçe, İngilizce / Turkish, English2.Baskı, Şubat / 2nd Print, February 2011

253 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-81-9

Page 33: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 6564

Scenes from Tsarist Russia: 19th Century Russian Classics from the State Russian Museum Collection, presented masterpieces from the rich collection of the State Russian Museum in St. Petersburg which reflect every aspect of life including labour and poverty, the world of children, public festivals, war and death, scenes from bourgeois life, and revolution. In literature, music, and fine arts, the "Russian spirit" is depicted as a world of emotions in which love, sorrow, and death run rampant. Social problems were addressed in their entirety; analysis replaced condemnation. The exhi-bition, which included artists from Repin to Makovsky, Yaroshenko to Shishkin along with many others, presented not only Russia of the period with all its different aspects, but with its themes and characters the exhibition offered audiences a unique experience, one similar to reading the works of the great Russian writers such as Nikolai Gogol and Fyodor Dostoevsky.

Çarlık Rusyası'ndan Sahneler: Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu'ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri sergisi, İstanbul'da ilk kez sergilenen bir dizi başyapıtı sanatseverlerle bu-luşturmanın yanısıra, Rus gerçekçi resimleri üzerinden, Rusya tarihi-nin bir dönem kesitini de sundu. St. Petersburg‘daki Rus Devlet Müzesi'nin zengin koleksiyonun-dan seçilen başyapıtlar; çalışma ve yoksulluk, çocukların dünyası, halk eğlenceleri, savaş ve ölüm ile kentsoyluları konu alan sahnelerle devrime kadar yaşamın her alanın-dan kesitleri yansıtıyor. Repin'den Makovski'ye, Yaroşenko'dan Şiş-kin'e ve dönemin daha pek çok ünlü sanatçısına yer veren katalog, dönemin Rusyası'nı hemen her yönüyle anlatırken, ele aldığı konu-lar ve tiplemeleriyle, sanatseverle-re Nikolay Gogol, Fyodor Dostoy-evski gibi büyük Rus yazarlarının eserlerini okuyormuşçasına ayrı bir keyif de veriyor.

ÇARLIK RUSYASI’NDAN SAHNELERRus Devlet Müzesi Koleksiyonu’ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri

SCENES FROM TSARIST RUSSIA19th Century Russian Classics from the State Russian Museum Collection

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November, 2010192 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-80-2

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

CSONTVÁRYMacar Resminin Sıradışı Bir Ustası

CSONTVÁRYAn Extraordinary Master of Hungarian Painting

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2010

290 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-79-6

Csontváry, bir yüzyıl dönümü sa-natçısıdır. Yapıtlarındaki zenginlik ve karmaşa, üslup kategorileriyle açıklanamaz. Gerçekçi gözlem, değişen ışığa vurgu, post-izlenim-ciliğe özgü süslü, coşkulu renk kullanımı, biçimin büyük ölçek üzerinden işlenmesi ve renklerdeki güçlü kırılma, çoğu zaman aynı tuvalde aynı anda belirir. Sergi kataloğu; bizleri, döneminin akım-ları dışında kalan, kendine özgü renkleri, simgesel anlatımı ve "göksel ses"i dinleyerek adeta resimleriyle şiir yazan Macaristan'ın bu sıradışı sanatçısını keşfetmeye davet ediyor.

Csontváry was an artist of the turn of the century. The richness and complexity in his works cannot be characterized based on stylistic categories. Realistic observation, emphasis on the changing light, the decorative, orgiastic use of color characteristic of Post-Impressionism, the large-scale handling of form and the strong diffraction of the colors often appear simultaneously on the same canvas. The catalogue invite us to discover the works of this extraordinary Hungarian artist, who wrote poetry with paintings that reflect his vision beyond the currents of the period, his unique colors, his symbolic narrative, and the "divine voice" he claims to have heard.

Page 34: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

66 67

IKUO HİRAYAMATürkiye, Batı’yla Doğu Arasında

Bir Kültür Kavşağı

IKUO HIRAYAMATurkey, a Crossroad of Culture

Between West and East

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2010

81 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-77-2

JAPONYA MEDYA SANATLARI FESTİVALİ İSTANBUL’DA

JAPAN MEDIA ARTS FESTIVALIN İSTANBUL

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2010130 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-76-5

Japon resim sanatı Nihonga'nın 20. yüzyıldaki en önemli temsilci-lerinden biri olan Ikuo Hirayama, eserlerinde İpek Yolu'nu tema edinmiş ve bu güzergâhta yaşamı boyunca gerçekleştirdiği 100'ü aşkın seyahatle Türkiye'yi de pek çok kez ziyaret etmiştir. 1988'de UNESCO'nun ilk Japon İyi Niyet Elçisi, 1995 yılındaysa Dünya Kültürel Mirası danışmanı olarak atanan Hirayama, özellikle Orta-doğu'da yaptığı incelemeler ve resimlerinde konu aldığı antik yerleşimlerle kültürler arasındaki alışverişi vurgulamıştır. 2009 yılın-da kaybettiğimiz sanatçı bu kez de resimleriyle Batı'yla Doğu'nun bu-luşma noktası olarak nitelediği Türkiye'ye konuk oldu.

Ikuo Hirayama, one of the most well-known representatives of Japanese-style painting Nihonga, took the Silk Road as the main theme of his paintings and paid several visits to Turkey throughout his 100 plus journeys to this route. Hirayama was appointed as Japan's first Goodwill Ambassador to UNESCO in 1988 and Special Advisor to the UNESCO World Cultural Heritage in 1995. He em-phasized the cultural exchange with his visits and research to the Middle East as well as his art focusing on the ancient ruins. He emphasized cultural exchange with his visits and research in the Middle East, along-side his art's focus on the ancient ruins. Hirayama, who passed away in 2009, visited Turkey -the meeting point of West and East in his own words, with his paintings.

Japonya Medya Sanatları Festivali, 1997 yılından beri Japonya'da düzenlenen, Sanat, Eğlence, Ani-masyon ve Manga bölümlerinden oluşan özgün bir festival. Ana amacı, medya sanatları alanında mükemmelliğe ulaşmış yapıtları bir araya getirerek yeni fırsatlar yarat-mak, süreci ve yaratıcılığı destekle-mek ve esin vermek. İstanbul'a ilk kez Pera Müzesi'nde düzenlenen sergiyle gelen Japonya Medya Sanatları Festivali, medya sanat-larının iki özgün yönüne, Yaratıcı Akıl ve Anlatıcı Akıl'a odaklandı. Sergi kataloğu da bu iki temayı, Japonya Medya Sanatları Festiva-li'nin geçmişteki sergilerinde yer alan ödül kazanmış yapıtlarla olduğu kadar, son dönemden yapıtlar aracılığıyla da gündeme getiriyor.

Japan Media Arts Festival, estab-lished in 1997, is a unique and original festival from Japan, which includes different categories such as Art, Entertainment, Animation and Manga. The Festival's main mission is to provide opportunities by bring-ing new works of excellence into the field of the media arts, fostering and inspiring the process of creativity. The Japan Media Arts Festival exhibition organized in İstanbul for the first time at Pera Museum focused on two specific aspects of media arts: the Creative Mind and the Narrative Mind. The exhibition explored these two aspects through award-winning works from past Japan Media Arts Festival exhibi-tions as well as more recent works. With this exhibition, Pera Museum brought together creative works by Japanese artists that fuse technolo-gy and expression in the most extraordinary styles.

Page 35: Yayınlar Kataloğu

21. yüzyılın en çok merak uyan-dıran sanatçılarından biri olan Fernando Botero, 64 yapıttan oluşan geniş kapsamlı bir sergiyle, Türk sanatseverlerle ilk kez Pera Müzesi'nde buluştu. Günümüz es-tetik anlayışına yeni bir yorum getiren Botero için hazırlanan sergi kataloğu, sanatçının sirk, boğa güreşi, Latin Amerika halkı, Latin Amerika yaşamı, ölüdoğa ve sanat tarihinin geçmiş ustalarından uyar-lamalarını kapsayan altı bölüm-den oluşuyor. Kolombiya doğum-lu sanatçının kendi kültürüne ait yoğun yansımalar taşıyan yapıtları yüzyılımızın güzellik kavramını sor-gularken özgün üslubu ve özya-şam öyküsel göndermeleriyle de dikkat çekiyor.

One of the most intriguing artists of the 21st century, Fernando Botero met Turkish art lovers for the first time at the Pera Museum, where a selection of 64 paintings was exhib-ited. Botero has brought a new interpretation of the aesthetics of our time, and the exhibition depict-ed this interpretation in six sections -the Circus, the Bullfight, Latin Amer-ican People, Latin American Life, Still Lifes and versions from past masters of history of art. The works of the Colombian artist contain many references to his own culture and life, and in a unique style, they question the concept of beauty in our century.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 6968

FERNANDO BOTERO

FERNANDO BOTERO

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2010127 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-75-8

Page 36: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

70 71

HİPPODROM / ATMEYDANIİstanbul’un Tarih Sahnesi

HIPPODROME / ATMEYDANIA Stage for İstanbul’s History

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February, 2010

1. Cilt: 371, 2. Cilt: 351 sayfa / Vol. 1: 371, Vol. 2: 351 pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-70-3

PICASSO - SUITE VOLLARDGravürler

PICASSO - SUITE VOLLARDEngravings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February, 2010155 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-68-0

Bizans İstanbulu’nun en büyük ve en önemli yapılarından biri olan Hippodrom, kentin merkezinde im-paratorluk sarayının hemen yanın-da yer alırdı. 4. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar, sadece en heyecanlı ve en gözde atlı araba yarışlarının, gös-terilerin yapıldığı bir alan olmakla kalmamış; aynı zamanda, impara-torların tahta getirildiği, askeri za-ferlerin görkemli gösterilerle kut-landığı ve halkın, imparatorlarının huzurunda isteklerini dile getire-bildikleri en önemli kamusal alan olmuştu. Atmeydanı ise Osmanlı dönemi İstanbulu’nun en önemli ve hareketli kamusal alanlarından biri oldu. Hippodrom / Atmeydanı: İstanbul’un Tarih Sahnesi sergi kataloğu, Cumhuriyetin kuruluş döneminde de önemli olaylara ev sahipliği yapan bu çok özel ve renkli meydanı, arkeolojik bulgular, mimari çizimler, fotoğraflar ve gündelik yaşam objeleri aracılığıy-la inceliyor, 4. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman dilimi içinde İstanbulluları yaşadıkları kentle ilgili farklı bir bellek yolculuğuna çıkarıyor.

The Hippodrome was the largest and one of the most significant buildings in Byzantine Constantino-ple. Located in the heart of the city beside the Great Palace, it was not only an arena for chariot races -the most exciting and popular spectator sport from the 4th to the 7th centu-ry- but also a place where emperors were created, military victories celebrated, and rulers collectively acclaimed by the people. Atmey-danı, on the other hand, became one of the most important and lively public spaces of Ottoman İstanbul. The Hippodrome/ Atmeydanı: A Stage for İstanbul’s History exhibi-tion catalogue examines this very special and colorful square of the city, which has also hosted a variety of consequential incidents during the foundation of the Republic, through artefacts, architectural drawings, photographs and daily life objects, and takes the İstanbu-lites on a tour of their city’s different recollection spanning from the 4th to the 20th century.

Picasso - Suite Vollard, Engravings exhibition and catalogue presented renowned Spanish artist Pablo Picasso’s most important engraving series from the first half of the 20th century. The engravings were a result of the collaboration between Picasso and his close friend, an ardent admirer of his work, an extraordinary editor and also a famous art dealer of the period, Ambroise Vollard. Love, nudity, erotism, passion, chaos, portraiture and different mythological themes appear in these engravings where not only the topics but also the style and the technique provide insight into the artist’s creative universe of the time, the 1930s; when he was at the height of his artistic production.

Ünlü İspanyol sanatçı Pablo Picas-so’nun, 20. yüzyılın ilk yarısına ait en önemli gravür dizisi Suite Vollard, Picasso’nun yakın dostu ve döneminin en ünlü sanat tüccarı olan Ambroise Vollard’ın siparişi üzerine Picasso tarafından üretilen 100 gravürden oluşuyor. Picas-so’nun önemli bir dönemi olarak bilinen 1930’lara tarihlenen, tema ve teknik açıdan ilginç bir çeşitliliği yansıtan gravürlerde genel olarak, aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre, mitolojik temalar ve yaşam-öyküsel göndermeler görülüyor.

Page 37: Yayınlar Kataloğu

20. yüzyılın öncü sanatçılarından Marc Chagall, Türkiye'deki sanat-severlerle ilk kez Pera Müzesi'nde buluştu. Chagall'a ait 160 yapıt, Kudüs İsrail Müzesi'nin zengin ko-leksiyonundan biraraya getirilen baskı, desen ve resimlerden oluşu-yor. Sergi kataloğu, Chagall'ın çok yönlü kimliğini ve renkli hayal dünyasını vurgulayan bir seçkiyi sunuyor. Sanatçının yaşamını ve ilk eşi Bella ile aşklarını konu alan özyaşam- öyküsel desenlerinin ya-nı sıra, Kutsal Kitap illüstrasyonları, La Fontaine Masalları ve Gogol'ün Ölü Canlar'ı gibi edebi yapıt resim-lemeleri de bir araya geliyor. Yapıt-lar arasında Chagall'ın imzasıyla bütünleşmiş Rus folkloru, Yahudi gelenekleri ve sevgililer temaları dikkat çekiyor.

The works of outstanding 20th century artist Marc Chagall were exhibited in Turkey for the very first time at the Pera Museum. The 160 works by Chagall were comprised of prints, drawings and paintings selected from the rich collection of The Israel Museum, Jerusalem. The exhibition catalogue examines a unique selection that revealed Cha-gall's multi-faceted personality and vivid world of imagination. Accom-panying the drawings, which ref-lect Chagall’s life and his love for his first wife Bella, the catalogue also presents his illustrations. for the Holy Book and for literary works such as The Fables of La Fontaine, and Gogol's Dead Souls. Representing his signature style, themes such as Russian folklore, Jewish traditions and lovers stand out in Chagall's works.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 7372

MARC CHAGALLYaşam ve Aşk:

Baskı, Desen ve Resimler

MARC CHAGALLLife and Love:

Prints, Drawings and Paintings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2009

191 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-65-9

Page 38: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

74 75

OSMANLI DONANMASININSEYİR DEFTERİ

Gemiler, Efsaneler, Denizciler

THE LOGBOOK OF THE OTTOMAN NAVYShips, Legends, Sailors

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2009229 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-59-8

OCTETNew York, School of Visual Arts’danSeçme Yapıtlar

OCTETSelected Works from theSchool of Visual Arts, New York

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2009203 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 987-975-9123-63-5

Ottoman Principality was intro-duced to the dark sea of the Middle Ages in early 14th century. The battles with the Venetians and the Genoese, conquests in Rumelia, and the establishment of the first shipyards all took place during this period. As the conquest of İstanbul marked the end of the period of transition from Principality to Empire, the foundations of a strong navy that would unite the Mediterra-nean and the Black Sea over a political geography were laid. The power of the corsairs diminished by the end of the Renaissance; Barba-ros Hayreddîn Pasha personified the golden age of Ottoman sea power The Logbook of the Ottoman Navy: Ships, Legends, Sailors exhibi-tion intertwined three distinct, yet integrated mythologies of the sea. The imprint of the ships in Ottoman seafaring history, the battles they were engaged in and the heroes who became legendary in these battles assume their places on the stage of civilization in their historic magnitude. At the center of the construct lies the extraordinary adventure of the transition from traditional to modern seafaring methods. The quest for power, the demolished thrones and man's identification of his fate with the sea is perhaps the oldest story behind this adventure. The cornerstones of a long history that extends from the legacy of a 16th-century Ottoman galley to the battlecruiser Yavuz, is once again brought to the light of day through the memories of seamen.

Octet: New York, School of Visual Arts’dan Seçme Yapıtlar sergisi, New York’taki School of Visual Arts’ın Güzel Sanatlar Bölümü öğretim üyeleri, mezunları ve öğrencileri tarafından gerçekleşti-rilen resim, desen, heykel, yerleş-tirme, fotoğraf ve dijital sanat tü-ründeki 111 yapıttan oluşuyordu. Çağdaş sanattaki güncel mesele-leri ele alarak uluslararası bir kültür platformunda karşımıza çıkan birbirinden farklı yönelimleri bir arada sunan sergi kataloğunda, çağdaş görsel sanatları tanımlayan sekiz kategoriden yapıtlar yer alıyor: İmge Olarak Sözcük, Post-Pop ve Tabloid, Malzeme Önemlidir, Bedensel ve İlahi, Dünya Oyunları, Anlatı Öncelikleri, İlişkisel Estetik ve Kimlik ve Kimlik Politikaları. Octet, sanatın zaman ve uzamda sınır tanımaması, bilgi üretimi, estetik deneyim ve top-lumsal sözleşmeye katılım konu-larını anlamaya, düşünmeye ve yeniden düşünmeye yönelik ara-yışları da bu seçkiyle bir arada sunuyor.

Octet: New York,  Selected Works from the School of Visual Arts was an exhibition of 111 artworks, which showcased painting, drawing, sculp-ture, installation, photography and the digital arts, created by faculty, alumni and students of the Fine Arts Department at the School of Visual Arts in New York City. Octet cata-logue presents an amalgam of diverse threads operating within an international cultural platform ena-bling a platform for the discussion of current issues. The exhibition consisted of eight categories de-scribing contemporary visual art: Word As Image, Post-Pop and Tabloid, Material Matters, The Corporeal and the Divine, World Dramas, Narrative Imperatives, Rela-tional Aesthetics and Identity and Identity Politics. The selection of work exhibited in Octet presented art's freedom from the constraints of time and space, allowing our desire for understanding, considering and reconsidering systems of knowl-edge production, aesthetic experi-ence.

Osmanlı Beyliği 14. yüzyıl başında Ortaçağ dünyasının karanlık deni-ziyle tanıştı. Venedik ve Cenevizli-lerle yapılan savaşlar, Rumeli fütu-hatı, ilk tersânelerin kuruluşu bu dönemde gerçekleşti. İstanbul’un fethi Beylikten İmparatorluğa geçiş sürecini noktalarken, Akdeniz ve Karadeniz’i siyasi coğrafyada bir-leştirecek güçlü bir donanmanın da temelleri atıldı. Rönesans’ın sonlarında korsanlığın etkisi azaldı ve Barbaros Hayreddîn Paşa’nın kişiliğinde Osmanlı denizciliği altın çağını yaşadı. Yeni Dünya’nın keşfi denizcilik dünyasında devrim yap-mıştı. Osmanlı Donanmasının Seyir Defteri: Gemiler, Efsaneler, Deniz-ciler sergisi, birbiriyle bütünleşen üç farklı deniz mitolojisini iç içe geçiriyor. Osmanlı denizcilik tarihi-nin zihinlere kazınmış gemileri, katıldıkları savaşlar ve bu savaşlar-da efsaneleşen kahramanlar, tarih-sel boyutuyla uygarlık sahnesinde yerlerini alıyorlar. Kurgunun mer-kezinde geleneksel denizcilik anla-yışından modern denizciliğe geçi-şin olağanüstü serüveni var. İktidar arzuları, yıkılan tahtlar ve insanın kendi kaderini denizle özdeşleştir-mesi bu serüvenin ardındaki belki de en eski öykü. Günümüze miras kalmış 16. yüzyıl Osmanlı kadır-gasından Yavuz zırhlısına uzanan bir tarihin köşe taşları, denizcilerin anılarıyla yeniden günışığına çıkı-yor.

Page 39: Yayınlar Kataloğu

İngiltere’nin en köklü ve önemli sanat kurumlarından Victoria ve Albert Müzesi’nin dünya çapındaki seramik koleksiyonundan bir seçki ilk kez İstanbul’da ve Pera Müze-si’nde sergilendi. 150 yıllık geçmişi ve zengin koleksiyonlarıyla dünya-nın önde gelen sanat ve tasarım müzelerinden biri olan Victoria ve Albert Müzesi’nin, kapsam, çeşitli-lik ve küresel dağılım açısından benzersiz olan  Seramik Koleksi-yonu’ndan derlenen serginin kata-loğu, antik çağlardan günümüze seramik sanatının en çarpıcı örnek-lerini sunarken, dünyanın bu en eski ve önemli sanatlarından birinin geleneklerine ve gelişimine de ışık tutuyor,  medeniyetler arası ticari ve kültürel etkileşimleri inceli-yor. Çin heykellerinden, İtalyan Rönesans çömleklerine, İznik çini-sinden, Sèvres porselenlerine, modern seramiklere dünyanın her köşesinden 115  özgün yapıt, sa-natseverlerle buluşuyor.

A unique selection from the globally renowned ceramics collection of Victoria and Albert Museum, one of the oldest and leading art institu-tions of Great Britain, was proudly exhibited for the first time in İstanbul, at the Pera Museum. With its 150-year-old history and rich collections, Victoria and Albert Mu-seum is one of the leading art and design museums in the world. Selected from the Victoria and Albert Museum's Ceramics Collec-tion –a collection unparalleled in terms of its scope, diversity and global range- the exhibition not only featured masterpieces of world ceramic art from antiquity to the present, but also explored the traditions and developments of one of the oldest and most important art forms in the world, revealing both the commercial and cultural interac-tions between civilizations. Ranging from early ceramics of China, to luxury wares of Renaissance courts, from İznik tiles to Sèvres porcelains, 115 unique example of world ceramics are presented in the catalogue.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 7776

VICTORIA VE ALBERT MÜZESİ’NDEN

DÜNYA SERAMİĞİNİNBAŞYAPITLARI

MASTERPIECES OF THE WORLD CERAMICS FROM THE

VICTORIA AND ALBERT MUSEUM

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2009273 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-58-1

Page 40: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

78 79

MEKTEB-İ SULTANİ’DENGALATASARAY LİSESİ’NERESSAMLAR

FROM MEKTEB-İ SULTANİTO GALATASARAY LYCEE PAINTERS

DE MEKTEB-İ SULTANİAU LYCEE DE GALATASARAYPEINTRES

Türkçe, İngilizce, Fransızca / Turkish, English, FrenchŞubat / February, 2009311 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 987-975-9123-56-7

AKIRA KUROSAWADesenler

AKIRA KUROSAWADrawings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February, 2009

311 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 987-975-9123-56-7

1 Eylül 1868 yılında Sultan Abdül-aziz’in emriyle açılan ve yeniden düzenlenen devlet kurumlarına   bürokrat yetiştirmeyi amaçlayan Mekteb-i Sultani’de, dünya siyase-tine ve Batı kültürüne vakıf bir eğitim programı düşünülmüş, bu amaçla konmuş derslerin etkisiyle, Osmanlı döneminin Mekteb-i Sultani’sinden Cumhuriyet yılları-nın Galatasaray Lisesi’ne, öğrenciler arasından önemli sanatçılar çıkmıştır. Osmanlı resim sanatının başlangıç evresindeki rolünden dolayı, Mekteb-i Sultani’nin  prog-ramında yer alan resim dersleri, hocalar ve sanatçı kimlikleri, öğre-nim görmüş sanatçılar da son derece önemlidir. Serginin ve kata-loğunun başlıca amacı, 1868- 1968 yılları arasında, yüz yıllık bir zaman diliminde, kaliteden ödün verme-yen  bir eğitim anlayışına, kuşaklar boyunca devam eden bir sanat sevgisine ve bu sevginin nasıl pro-fesyonelliğe dönüştüğüne dikkat çekmektir.

Opened on 1 September 1868 upon the orders of Sultan Abdülaziz, while Mekteb-i Sultani was conceived as a training ground for bureaucrats who would staff the state's newly-designed agencies, it was thought that its students should be inculcated in the ways of interna-tional diplomacy and European culture. Among the lessons that were included in the curriculum with this idea in mind were European art and literature and it was due to their influence that major artists emerged both from Ottoman-period Mek-teb-i Sultani and from Republi-can-period Galatasaray Lycée. Be-cause of the role that they played in the initial formative stage of paint-ing among the Ottomans, the art instruction provided at Mekteb-i Sultani, the instructors and their artistic personalities, as well as the artists who studied there are all matters of importance. The primary aim of this exhibition was to draw attention to an attitude towards education which, for over a century in the years from 1868 to 1968, upheld strict standards of quality, fostered an undying love of art from generation to generation, and transformed that love into profes-sionalism.

Dünya sinemasının önde gelen ustalarından Akira Kurosawa’nın sıradışı 87 yapıtından oluşan kata-log, yönetmenin desenler aracı-lığıyla düşlediği filmlerini tanıtırken farklı bir yeteneğini de keşfetme olanağı sunuyor. Japon kültürün-den olduğu kadar Batı kültürün-den, özellikle de Avrupa sanatının Van Gogh, Cézanne ve Chagall gibi büyük ustalarından etkilenen yönetmen, Uzakdoğu ve Batı ara-sında bir köprü oluşturarak sanat-severleri, eşsiz imgelerden oluşan dünyasında büyüleyici bir yolcu-luğa çıkarıyor. Ran, Kagemusha, Yume, Madadayo ve Umi Wa Mitei-ta filmlerini sahne sahne betimle-yen storyboard’lardan seçilen de-senler, usta yönetmenin dışavu-rumcu yanını vurgularken, yapıt-larının sanatsal değerini de gözler önüne seriyor.

The exhibition of 87 extraordinary works by one of the most important masters of world cinema, Akira Kurosawa, the exhibition and cata-logue presented a different aspect of the director’s talent; while introducing his envisioned films, the exhibition explored Kurosawa’s im-agination through his drawings. Kurosawa inspired by both Japan-ese and Western cultures, particular-ly by the great masters of European art such as Van Gogh, Cézanne and Chagall, creates a bridge between the Far East and the West taking us on an enchanting journey into a world of breathtakingly unique images. The storyboards of the films Ran, Kagemusha, Yume, Madadayo and Umi Wa Miteita exemplify the preparatory stages and illustrate frame by frame, scene by scene the films, revealing the artistic value of Kurosawa’s drawings and emphasiz-ing his expressionism.

Page 41: Yayınlar Kataloğu

DOĞU’NUN CAZİBESİBritanya Ortantalist Resmi

THE LURE OF THE EASTBritish Orientalist Paintings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEylül / September, 2008

360 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-52-9

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 8180

Pera Müzesi, dünyanın en köklü sanat kurumlarından Tate Britain ve British Council işbirliğiyle hazırladı-ğı ve Britanya oryantalist resminin dünyadaki en önemli örneklerinin yer aldığı Doğu'nun Cazibesi: Britanya Oryantalist Resmi sergis-ine ev sahipliği yaptı. Şubat 2008'de ABD'de Yale Center for British Art galerilerinde ve Haziran 2008'de Tate Britain'ın Linbury Galerileri’nde gerçekleştirilen ve her iki ülkede de sanatseverl-erden büyük ilgi gören Doğu’nun Cazibesi sergisinin kataloğundaki 105 başyapıt, arasında Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonundan, Osman Hamdi Bey'in İki Müzisyen Kız ve Henry Bone'un Thomas Hope'un Türk Giysileri İçinde Portresi resimleri ile Topkapı Sarayı Müzesi Koleksi-yonundan, David Wilkie'nin Sultan Abdülmecid'in Portresi resimleri de yer alıyor.

Pera Museum presented The Lure of the East: British Orientalist Painting exhibition organized in association with Tate Britain, one of the most distinguished art institutions of the world, and the British Council. The exhibition brought together some of the most important works of British Orientalist painting around the world. Opened at the Yale Cen-ter for British Art, U.S.A. in February 2008 and Tate Britain Linbury Galler-ies in June 2008, the widely ac-claimed The Lure of the East exhibi-tion was presented at Pera Museum. The 105 masterpieces included in the exhibition were accompanied by highlights such as Osman Hamdi Bey’s Two Musicians Girls and Henry Bone’s Portrait of Thomas Hope in Turkish Dress from the Suna and İnan Kıraç Collection, as well as David Wilkie’s Portrait of Sultan Abdülmecid from the Topkapı Palace Collection.

Page 42: Yayınlar Kataloğu

BAYKUŞUN KARELERİMimar Sinan

Güzel Sanatlar ÜniversitesiGüzel Sanatlar Fakültesi

Fotoğraf Bölümü30. Yıl Mezunlar Sergisi

OWL’S FRAMESMimar Sinan Fine Arts University

Faculty of Fine Arts Department of Photography

30th Anniversary Alumni Exhibition

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishTemmuz / July, 2008

152 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-50-5

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 8382

30. kuruluş yıldönümünü Sunave İnan Kıraç Vakfı Pera Müze-si’nde 67 mezununun seçilmiş fotoğraflarından oluşan bu sergiyle kutlayan Mimar Sinan Güzel Sa-natlar Üniversitesi Fotoğraf Bölü-mü, 13 Temmuz 1978 tarihinde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Dekoratif San-atlar Bölümü, Fotoğraf Enstitü-sü olarak kurulmuştur. Fotoğraf Enstitüsü, Türkiye’de fotoğraf eğiti-mi anlamında kurumlaşmanın tem-silcisi olmuştur. Daha önceleri fotoğraf kulüpleri kurulmuş ve çeşitli kurumlarda fotoğraf dersleri verilmişse de lisans düzeyinde dört yıllık bir fotoğraf eğitimini hayata geçirmek ancak günümüzden otuz yıl önce gerçekleşebilmiştir. Otuz yıllık geçmişinde üç yüzden fazla mezun veren Fotoğraf Bölümü’nün 30. kuruluş yılı kutlamalarının bütünleştirici etkinliklerinden biri olan bu sergi, Türkiye’nin akademik anlamda ilk fotoğraf bölümünün kuruluşunu ve mezunlarını anar-ken, yıllardır profesyonel çalış-malarını sürdüren bölüm mezun-larının deneyimlerini ziyaretçilerle paylaştı.

Mimar Sinan Fine Arts University's Department of Photography, found-ed on July 13th, 1978 as the Institute of Photography, under the auspices of İstanbul Fine Arts Academy, Department of Decorative Arts, celebrated its 30th anniversary, in 2008 at the Pera Museum. The exhi-bition comprised a selection of photographs by 67 graduates. The Institute of Photography epito-mized the institutionalization of photography education in Turkey. Photography clubs had been estab-lished prior to the inauguration of the Institute and classes were offered in a number of other institu-tions; however, the implementation of a four-year undergraduate educa-tion in photography was only real-ized in 1978. In the thirty-year-long period, the Department of Photog-raphy had over three hundred graduates. While this exhibition, as one of the reunion events of the Department’s 30th anniversary cele-brations, commemorates the estab-lishment of the institution as well as its alumni, it also shares with viewers the works of its graduates, who have been working professionally for many years in the field of photogra-phy.

Page 43: Yayınlar Kataloğu

JOAN MİRÓMaeght Koleksiyonu’ndan

Baskılar, Resimler ve Heykeller

JOAN MIRÓPrints, Paintings and Sculptures

from the Maeght Collection

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2008203 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-44-4

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 8584

2008 yılında açılan Joan Miró: Maeght Koleksiyonu’ndan Baskılar, Resimler ve Heykeller sergisi, dün-ya sanatının ustalarından Joan Miró’nun II. Dünya Savaşı sonrasını yansıtan coşkulu, sevinçli renkleri-nin yanı sıra, Maeght Ailesi ile uzun süren hoş dostluğunun izlerini de sunar. Maeght Ailesi, II. Dünya Savaşından önce 1930’lu yıllarda başlayan düşün insanları ve sanatçılarla olan dosluğuna yeni bir boyut kazandırmak ve sanatçı-larına daha özgür bir çalışma ortamı yaratmak için, 1964 yılında Maeght Vakfı’nı kurar. Bu Vakıf Fransa’da kurulan ilk modern sanat vakfıdır. II. Dünya Savaşı sonrasın-da Dadaizm, Kübizm, Sürrealizm, Otomatizm ve de Varoluşçuluk gibi yaşamı ve sanatı sorgulayan ve alışılmışın dışında yeni boyutlar getiren düşünce ve sanat akımları gelişir ve kendini bu akımlarla özleştirecek sanatçıları bulur. Yüz-lerce sanatçı ve düşün adamına Maeght Ailesi kucak açar, onların dostu ve hamisi olur. Miró’nun ise her zaman özel bir konumu vardır Aile içinde.

Joan Miró: Prints, Paintings and Sculptures from the Maeght Collec-tion exhibited in 2008, presented the joyous and impassioned colours of the post-war period, as well as the recollections of a long-lasting friendship. With a view to create a liberal working environment for artists, the Maeght Family inaugurat-ed the Maeght Foundation in 1964, with the aim of rekindling friend-ships it has formed with artists and intellectuals in the 1930s, prior to World War II. This endeavor lead to the creation of the first modern and contemporary art foundation con-ceived in France. Questioning life as well as art and offering unconven-tional perspectives, philosophical and artistic currents, movements such as Dadaism, Cubism, Surreal-ism, Automatism, and Existentialism developed in this period giving rise to the emergence of artists identify-ing themselves by these move-ments. Embracing hundreds of artists and intellectuals, the Maeght Family became their friends and patrons. Among these, Miró always maintained a special place for the Family.

Page 44: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

86 87

KOLAJ DEKOLAJDoğançay - Villeglé

COLLAGE DECOLLAGEDoğançay - Villeglé

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2008106 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-45-1

JOSEF KOUDELKA

JOSEF KOUDELKA

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2008

132 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 987-975-9123-29-1

Çok farklı köken ve kültürlerden gelmelerine karşın, 1929 İstanbul (Türkiye) doğumlu Burhan Doğan-çay’la 1926 Quimper (Fransa) doğumlu Jacques Villeglé benzer şekilde kentle ilgilenmişlerdir. Biri erken dönemlerinden başlayarak yolculuk etme gerekliliğini hisse-derken, diğeri Paris’e yerleşip başka sanatçılarla birlikte “Yeni Gerçekçilik” serüvenine katılır. Burhan Doğançay’ın sanatı önce-leri klasik resimleri anımsatsa da –yolculuklarının tanıklığı, guvaşlar ve suluboyalar– sanatçı, 1960’lı yıllardan sonra ziyaret ettiği kent-lerin duvarlarından topladığı imge ve simgelerle beslenmeye başlar yalnızca. Jacques Villeglé ise, 1949’dan sonra sanatını kentteki afiş panolarından topladığı malze-melerle biçimlendirir; “anonim yırtık afişler” olarak adlandırdığı bir “tablolar” dünyası ortaya koyar. İlki kolaj, ikincisiyse dekolaj yapar. Bu iki yöntem birbirine koşut değilse de benzer olan iki tutumu yansıt-maktadır: Bir yandan sırtını kent izleğine dayamış rengârenk bir ikonlar dünyası yaratırken, bir yan-dan da o dünyanın bütünüyle so-yut kompozisyonlar içinde eridiği bir imgeler dünyası kurarlar. Kuşak-larının önde gelen sanatçıların-dan ikisini aynı sergide buluşturma düşüncesi, iki sanatçının benzer-liklerini ve aynı zamanda farklılıkla-rını açığa çıkarmayı hedefledi. On-ların bu yapıtları, kendi tarzlarında, aynı estetik atılım içinde “graffiti” sanatının yükselişinide haber ver-tmektedir.

Although from very different origins and cultures, Dogançay (born in İstanbul, Turkey, in 1929) and Villeg-lé (born in Quimper, France, in 1926) share the same interest in the city. Whereas the first soon felt the need to travel and find out what was happening elsewhere, the second moved to Paris and henceforth participated in the collective “Nou-veau Réalisme” adventure. Although Dogançay’s art was originally based primarily on conventional pictorial practices –almost exclusively gou-aches and watercolours which stand testimony to his numerous jour-neys– since the mid-1960s he had taken his themes uniquely from images and signs seen on the walls of the cities he had traversed. As of 1949, Jacques Villeglé’s art has been based on collecting a world of ready-made “paintings” that are offered to him by “anonymously torn posters” that he sees when explor-ing the city. Collage [gluing, past-ing] in the first case, décollage [tearing down, unpeeling] in the second: these two practices charac-terize two sets of attitudes that, if not parallel, converge, and summon up a world of colorful icons founded on the theme of the city or images in which it is absorbed into uncompro-misingly abstract compositions. The idea of bringing together two leading artists of their generation in the same exhibition aimed to reveal to viewers the similarities, as well as the differences between Dogançay and Villeglé, whose works antici-pate, in their own way, the arrival of “graffiti” art as part of the same aesthetic impulse.

Sergi ve kataloğu, Josef Koudel-ka’nın, fotoğraflarının çarpıcı es-tetiğinden dolayı nadiren fark edebildiğimiz bir yönünü gözler önüne seriyor. Bugün dünya çapın-da bir üne sahip olan bu dünya gezgini, zamanla sanatına bağlı bir fotoğrafçı olduğunu ortaya koy-muştur. Bilinçli bir mesaj iletmek adına ya da bilinçaltından gelen bir dürtüyle harekete geçmiş de olsa, Koudelka’nın temel konusu her zaman anayurdu olmuştur. Ülke-sinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra Magnum Photos’la çalışma-ya başlamış, 1974’te uluslararası ajansın tek Çek üyesi olmuştur. Koudelka Çekoslovakya’ya ilk kez döndüğünde, Bohemya’nın Ore Dağları’nda 1990 ile 1994 arasında meydana gelen doğa katliamını fotoğraflamıştır. The Black Triangle (Siyah Üçgen) başlığıyla sergilenen ve yayınlanan bu fotoğraflar, sanat-çının kuzey Fransa’da insanlar tarafından zarar gören bir başka bölgede panoramik fotoğraf maki-nesi ile çektiği bir dizi fotoğrafla yakından ilintilidir. Bu fotoğrafların tümü, Koudelka’nın Kaos adlı geniş çaplı projesinin bir parçası haline gelmiştir. Kaos projesi, serginin son bölümünde yer almaktadır. Bugünün yıkıma uğramış coğrafya-sında sanatçı, “trajik, vahşi bir güzellik” bulmuştur ki bu da Koudelka’nın yaşamı boyunca sür-dürdüğü bir temel konu arayışı olarak nitelendirilebilir.

In this retrospective exhibition, Josef Koudelka revealed a side of himself, which we rarely see as it is usually covered up by the striking aestheti-cal quality of his photographs. Over time this apparent globetrotter has shown himself to be an engaged photographer who is now world-re-nowned, fundamental subject matter is, internally, always related to his native land, whether as a conscious message or out of a subconscious need. In the work, the local dimension meets the universal. Shortly after leaving his homeland he began to work with Magnum Photos, and, in 1974, became the only Czech full member of this international agency. After returning to Czechoslovakia for the first time since his departure, Koudelka pho-tographed the devastation of the natural environment in the Ore Mountains of Bohemia, from 1990 to 1994. The photographs exhibited and published as The Black Triangle, tie into the set made with a pano-ramic camera in northern France, an area that has also been greatly affected by human intervention. These photographs became part of Koudelka’s large project called ‘Chaos’, which this retrospective concluded with. In the devastated landscape of today, Koudelka has found “tragic untamed beauty”, the search for which may be under-stood as Koudelka’s lifelong topic.

Page 45: Yayınlar Kataloğu

COLLECTED VISIONSJP Morgan Chase

Sanat Koleksiyonu’ndanModern ve Çağdaş Eserler

COLLECTED VISIONSModern and Contemporary Works

from the JP Morgan Chase Art Collection

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2007

152 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-42-0

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 8988

JP Morgan Chase Sanat Koleksi-yonu, dünyadaki en eski ve geniş kapsamlı kurumsal sanat koleksi-yonlarından biri olma özelliğini taşıyor. Koleksiyon, 1959 yılında The Chase Manhattan Bank’in o döndemdeki başkanı David Rocke-feller’ın kurumun sanat programını oluşturması ve kurumsal sanat koleksiyonerliği alanında öncülük etmesi sonucunda hayata geçirildi. Sanat eserlerinin yeni binaların mimarisiyle bütünleştirilmesi ve bi-linçli alımların gerçekleştirilmesiyle birlikte kurumsal koleksiyonların öncüsü haline gelen bu oluşum, aynı zamanda diğer şirketler için dünya çapında bir örnek de oluşturdu. Küratörlüğünü Sanat Koleksiyonu’nun yöntecisi Lisa K. Erf’in yaptığı Collected Visions, bu seçkin koleksiyonun ilk kez mo-dern ve çağdaş sanat bağlamında değerlendirilerek uluslararası bir izleyici kitlesine sunulmasını ön-gören bir sergi niteliğini taşıyordu. Katalog, 20. yüzyılın pek çok önde gelen sanatçısının yanı sıra koleksi-yona son yıllarda katılmış 21. yüzyıl sanatçılarına ait 70 eserden oluşu-yor.

The JP Morgan Chase Art Collection is one of the oldest and most exten-sive corporate collections in the world. The Art Collection began in 1959 when David Rockefeller, then president of the Chase Manhattan Bank, established the firm’s art program and took the lead in the field of corporate art collecting. By integrating artwork within the architecture of new buildings and incorporating an enlightened app-roach to acquisitions, this forerunner of corporate collections became a model for other companies world-wide. Collected Visions marked the first time a survey of the Collection’s modern and contemporary art has been assembled for an international audience. Curated by current Direc-tor of the Art Collection, Lisa K. Erf, the exhibition featured 70 signature works from many of the most impor-tant established artists of the 20th century and recent acquisitions by artists emerging in the 21st century.

Page 46: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

90 91

20. YÜZYIL USTALARINDANBASKI, DESEN VE SULUBOYAViyana Katedral veBaşpiskoposluk Müzesi,Otto Mauer Koleksiyonu’ndanBir Seçme

PRINTS, DRAWINGS ANDWATERCOLOURSBy the Masters of the20th Century, from the St. Stephan’s Cathedral andDiocese Museum,Vienna Otto Mauer Collection

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2007113 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-36-9

İŞLEYEN MEKANYıldız Teknik Üniversitesi

Sanat ve Tasarım Fakültesi2006 - 2007

Öğrenci Projeleri Sergisi

WORKING SPACEYıldız Technical UniversityFaculty of Art and Design

2006 - 2007Student Projects Exhibition

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2007

199 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-37-6

Monsenyör Otto Mauer bir Katolik rahibi, Din adamlığının yanı sıra çağdaş sanatın bütün türlerine düşkün, uzak görüşlü ve dinsel inanç ya da kökenleri ne olursa olsun tüm “avangard” sanatçılara ilgiyle yaklaşabilen, tutkulu bir koleksiyoncuydu aynı zamanda. Modern Avusturya sanatının en dikkate değer koleksiyonlarından biri olan koleksiyonunda temsil edilen sanatçı adlarının listesi, 1945 sonrası Avusturya sanatının bir “kim kimdir”i sanki. Mauer, klasik modernden postmoderne uzanan geniş bir yelpazeye yayılan koleksiyonuyla adeta dönemin sanat tarihini yansıtan atlas benzeri bir “referans koleksiyon” oluştur-maya çalışmış. II. Dünya Savaşı sırasında toplamaya başladığı eserler arasında Paris modern sanatının baş temsilcilerinin taş-baskılarıyla Alman ve Avusturyalı sanatçıların özgün yapıtları bulu-nuyor. 1954 yılında kurduğu Galeri St. Stephan, Mauer’in yönetiminde 50’li ve 60’lı yıllarda Viyana’nın önde gelen avangard galerisi haline geldi; aynı zamanda uluslar-arası sanat sahnesinde de önemli bir saygınlık kazandı. Koleksiyon-dan derlenen sergi ve katalog usta sanatçıların yapıtlarını içeriyor. Otto Mauer Koleksiyonu yaklaşık 3000 yapıtı kapsıyor ve bugün Viyana Katedral ve Başpiskoposluk Müzesi’nde (Dommuseum) koru-nuyor.

Monsignore Otto Mauer was a Catholic priest. He was also a passionate, foresighted collector who, apart from his position as a clergyman, was enthusiastic about all domains of contemporary art and regardless of their beliefs or origins, approached all “avant-garde” artists with the same openness. As one of the most outstanding collections of Modern Austrian art, the names of the artists represented within the collection is almost a “who is who” of post-1945 Austrian art. By encom-passing a wide spectrum from “classical” modern to postmodern, Mauer tried to create a “reference collection,” analogous to an atlas of art history. By World War II, he had already begun collecting with great resolution, the lithographs of the leading representatives of Parisian modern art, as well as the original works of German and Austrian art-ists. Gallery St Stephan, which he founded in 1954, evolved into the leading avant-garde gallery of Vienna under his management in the 1950s and 60s; it also acquired a considerable and well-deserved fame on the international art scene. Otto Mauer’s relationship with art was always defined by his personal and amicable connections with the artists. His collection, which he was able to expand uninterruptedly until 1973, by purchases and artists’ gifts, must be perceived not only as an indication of his progressive interest in art, but also as a very subjective interpretation of modern Austrian painting.

Kuruluşundan bu yana yaz ayların-da salonlarını gençlere ayıran Pera Müzesi, 2007 yaz döneminde Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasa-rım Fakültesi öğrencilerinin 2006 – 2007 projelerinden oluşan İşleyen Mekan sergisini ağırladı. Serginin kataloğu bizi öğrencilerin hayatı sanatın olanaklarıyla kavramaya çalıştıkları bir deneyim alanına gö-türerek, genç sanatla ve sanat eğitiminin sorunlarıyla buluşturu-yor.

Since its inauguration, Pera Museum has been instrumental in promoting young artists and institutions of art education by opening its exhibition floors during the summer months. Comprised of Yıldız University Facul-ty of Art and Design student pro-jects for the 2006-2007 academic year, the Working Space exhibition and the accompanying catalogue, took us through a field of experi-ence in which students tried to comprehend life through possibili-ties in art, and introduced the viewer to young art and the problems of art education.

Page 47: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

92 93

PİROSMANİ“Naif” Sanatta Bir Efsane

PİROSMANİA Legend in “Naïve” Art

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAğustos / August, 2007113 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-36-9

KARİYEBir Anıt, İki Anıtsal Kişilik,

Theodoros Metokhites’tenThomas Whittemore’a

KARİYEFrom Theodore Metochites

to Thomas WhittemoreOne Monument,

Two Monumental Personalities

Türkçe, İngilizce / Turkish, English2. Baskı, Kasım / 2nd Print, November

2010345 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-34-5

1862’de Gürcistan'ın küçük bir köyünde doğup 1918’de Tiflis’te yoksulluk içinde ölen Pirosmani’nin “safyürekli” (naif) resimleri yakın komşumuz bir ülkenin çiçek açmış kırlarını, köylerini, insanlarını, hay-vanlarını konu alır. Yaşadığı sırada yakın çevresi dışında kimselerin tanımadığı, ancak ölümünden sonra, özellikle de Batı sanat çevre-lerinde primitiflerin ve naif sanatın öneminin anlaşıldığı 20’li, 30’lu yıllarda farkına varılan Pirosmani, o zamandan beri resimlerinin ben-zersiz içtenliği ve etkileyiciliğiyle dünya sanatseverlerini şaşırtmayı sürdürüyor. Pirosmani’nin eserleri, onun ustalığını ortaya koyar. Bu-gün dünya çapında tanınan Piros-mani, sanatıyla ülkesinin sınırlarını çoktan aşmış bir isimdir.

Recognized only by his immediate circle while he was still alive, Piros-mani gained acknowledgement in the 1920s and 30s, particularly in the Western art circles, in which primi-tive and naïve artists were starting to be appreciated. Since then, his paintings continue to fascinate art connoisseurs in the world with their unprecedented sincerity and charm.Niko Pirosmani (1862-1918) was born to a peasant family in one of the regions of Georgia - Kakheti, in the village of Mirzaani. During his life, most of which he spent in Tbilisi, he never received any professional education. In 1882, he opened a studio with another painter, Gigo Zaziashvili, accepting commissions for signboards. However, the part-ners soon went bankrupt. For mere subsistence, he occasionally worked in Tbilisi “dukhans” (tavern), or at the rail station, dying in poverty in Tbilisi, in 1918. Today, Pirosmani is known across the world and his art has long reached beyond the borders of his native country.

Bugün daha çok Kariye Camisi ya da Kariye Müzesi adıyla tanınan eski Khora Manastırı kilisesi, günü-müz İstanbulu'nda ayakta kalan en etkileyici Bizans anıtlarından biri-dir. Büyük olasılıkla 6. yüzyıl gibi erken bir tarihte kurulan, 11. ve 12. yüzyıllarda imparatorluk ailesi üye-lerince yeniden inşa edilen, 1316 ile 1321 arasında da Bizanslı hüma-nist, şair ve başvezir Theodoros Metokhites tarafından görkemli bir biçimde restore edilen Khora Ma-nastırı kilisesi, bugün Geç Bizans sanatı ve mimarisinin ayakta kalan en seçkin örneklerinden sayılıyor. Yapı 19. yüzyıl boyunca "Mozaikli Cami" diye tanınmış olsa da, kilisenin zengin ve karmaşık iç bezemesinin ünü, büyük ölçüde Amerika Bizans Enstitüsü'nün (Byzantine Institute of America) kurucusu ve 1930'dan 1950'deki ölümüne değin yöneticisi olan Amerikalı bilimadamı ve hayırsever Thomas Whittemore'un başlattığı kapsamlı restorasyon kampanyası-na dayanıyor. Sergi ve kataloğu, yüzyıllar boyunca üretilmiş tasvirl-eri aracılığıyla Kariye'nin tarihini keşfederken, 14. ve 20. yüzyıllarda onun restorasyon ve korumasın-dan sorumlu olmuş iki değerli insana, Theodoros Metokhites'le Thomas Whittemore'a bir saygı gösterisi niteliğini taşıyor. Bunun yanısıra, 1940'lar ve 1950'lerde Kariye'nin mimarisiyle olağanüstü mozaik ve fresko çevrimlerini koru-maya yardımcı olanların çalışma-larını da onurlandırmayı amaçlıyor. Theodoros Metokhites'in elyaz-ması, Kariye'de yapılan kazılarda meydana çıkarılan arkeolojik eser-ler ve Thomas Whittemore ile Amerika Bizans Enstitüsü'nün Kariye'nin eşsiz mozaik ve fresko-larını onarım sürecini anlatan çok sayıda arşiv belgesi ve fotoğraf katalogda yer alıyor.

The former church of the monastery of Christ of the Chora, better known today as the Kariye Camisi or Kariye Museum, is one of the most impres-sive Byzantine monuments to sur-vive in the modern city of İstanbul. Founded probably as early as the sixth century, rebuilt by members of the imperial family in the late eleventh and early twelfth centuries, and splendidly restored by the Byzantine humanist, poet, and prime minister Theodore Meto-chites between 1316 and 1321, the church of the Chora Monastery is today considered one of the most outstanding examples of Late Byzantine art and architecture to survive. While the building itself was already known as the ‘Mosaic Mosque' during the nineteenth century, the fame of the church's rich and complex interior decora-tion rests by and large on an exten-sive restoration campaign initiated by the American scholar and philan-thropist Thomas Whittemore, foun-der and director of the Byzantine Institute of America from 1930 to his death in 1950. It was the aim of this exhibition, to explore the history of the “Kariye” through its representa-tion over the centuries, and to pay homage to the two men who were responsible for its restoration and conservation in the fourteenth and twentieth centuries respectively: Theodore Metochites and Thomas Whittemore. The exhibition further-more aimed to celebrate the work of those who have helped to pre-serve the architecture of the Kariye and its extraordinary cycle of mosa-ics and frescoes during the 1940s and 1950s.

Page 48: Yayınlar Kataloğu

ALİ EMÎRÎ EFENDİ VE DÜNYASIFERMANLAR, BERATLAR,

HATLAR, KİTAPLARMillet Yazma Eser

Kütüphanesi’nden Bir Seçme

ALİ EMÎRÎ EFENDİ AND HIS WORLDFERMANS, BERATS,

CALLIGRAPHIES, BOOKSA Selection from the

Millet Manuscript Library

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2007

293 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-26-0

SUR, KEMER, KUBBEOsmanlı Fotoğrafçılarının Gözüyle Bizans İstanbulu

WALL, ARCH, DOMEByzantine İstanbul in the Eyes ofOttoman Photographers

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishNisan / April, 2007172 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-35-2

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 9594

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

İstanbul'daki Bizans anıtlarının Os-manlı dönemi fotoğrafçıları tarafın-dan çekilmiş karelerinin en önemli özelliği, kentin geçmişi açısından eşsiz birer belge niteliği taşıma-larıdır. 19. yüzyıl ikinci yarısıyla 20. yüzyıl başı, İstanbul'da kentsel yapının, tarihsel dokunun ve anıtla-rın çok önemli değişiklikler geçird-iği bir dönemdir. Biraz dikkatli bir göz, aradan geçen yüz, yüz elli yıl içinde İstanbul surlarının, Galata Kulesi, Ayasofya ya da Hipodrom çevresinin nasıl büyük değişiklikler geçirdiğini hemen farkeder. Bu fotoğraflar günümüzün araştımacı-ları, restoratörleri, mimarları ya da kent plancıları için çok değerli ipuçlarıyla doludur. Ama bunların ötesinde bir şey daha vardır bu görüntülerde: İstanbul'un çok uzak bir geçmişten artakalmış surları, kemerleri, kubbeleri, bize onların-kinden biraz daha yakın, ama yine hızla geçip gitmiş bir çağın tanığı bu fotoğraflarda, yaşamlarını baş-ka bir varoluş biçiminde sürdürürl-er. Sararmış yüzeylerine tanımlan-ması zor bir eskizaman duygusu sinmiş bu görüntülerle kentin tarih-sel zenginliğine bir başka tabaka, bir başka zaman boyutu daha katılır. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu'ndan yapıl-mış bir seçmeyle oluşturulan  Sur, Kemer, Kubbe sergi kataloğu deği-şik zaman boyutunda bir yolculuğa çıkarıyor. Ama bu kez Cumhuriyet ya da Osmanlı İstanbulu'ndan da-ha eski, daha uzak bir İstanbul'da: anıtları, örenleri, binyıllar ötesin-den günümüze ulaşmış belli belir-siz izleriyle Bizans İstanbulu'nda...

One of the most outstanding characteristics of İstanbul's Byzan-tine monuments, as captured by Ottoman photographers, is their role as priceless documents in the city's history. The period between the second half of the 19th century and the turn of the 20th century is marked by profound changes in İstanbul with respect to urban structure, historical texture and monuments. A careful eye readily notices the considerable transfor-mations spread over a hundred, hundred and fifty years in İstanbul city walls, Galata Tower, Hagia Sophia and the Hippodrome area. These photographs are replete with valuable clues for today's research-ers, restorers, architects and urban planners. Nonetheless, there is something beyond the obvious in these images: İstanbul's remaining city walls, arches, and domes of a far away past continue to survive in another form of existence in these old photographs, which reflect an age closer to us in time, yet just as rapidly vanished. The discolored surfaces permeating an indescrib-able sense of the old add another layer, another epoch to the historical richness of the city. Comprised of a selection from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Col-lection, Wall Arch Dome ventures us into a journey in the same milieu and in a different time dimension. Yet, on this occasion, we find our-selves in an İstanbul more ancient, more distant than the Republican or Ottoman days; it is a Byzantine İstanbul of monuments, ruins and almost imperceptible traces from thousands of years past...

Geçmişin kültür mirasının, özellikle de bu mirasın kolayca yok olabi-lecek bazı kırılgan parçalarının zamanın tahribine uğramadan günümüze ulaşabilmiş olmasını, bütün hayatlarını bu nesneleri toplamaya, korumaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya adamış bir dizi adsız kahramana borçluyuzdur çoğunlukla. Geçmiş dönemlerin birçok önemli ürünü, bu değerbilir insanlar sayesinde savaşlardan, yıkımlardan ya da doğal afetlerden kurtulmuş ve yüzyılların menziller-ini sağ salim katedip, günümüzün modern müze ya da kütüphane koleksiyonlarında yerlerini almış-lardır. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonların-da iki bölüm halinde açılmış olan Ali Emîrî Efendi ve Dünyası sergisi, işte bu insanlardan birinin sıradışı serüvenine ışık tutan bir sergi oldu. Çöken imparatorluğun yıkıntıları arasından toplayıp yaşamı boyun-ca titizlikle koruduğu, sonra da kendi kurduğu Millet Kütüphane-si’ne bağışladığı ferman, kitap ve hatların yanısına Ali Emîrî Efendi’nin “kültür insanı” kimliğini öne çıkaran özel eşya ve belgeleri arasından yapılmış bu derleme, onun tutkuyla bağlandığı bir dünyaya heyecan verici bir yolcu-luk niteliğinde.

If the cultural inheritance of past, particularly the fragile and perisha-ble pieces of inheritance - such as books, documents, manuscripts or photographs-miraculously manage to survive until the present day, it is mostly through the efforts of a number of nameless heroes, who dedicate their entire lives to the collection, preservation and trans-mission of these objects to future generations. Thanks to these men, who recognize and appreciate their value, many priceless works of the past have withstood wars, destruc-tion or natural disasters, transcend-ing centuries to assume their places in today's contemporary museums and library collections. Ali Emîrî Efendi and His World exhibition hosted in both the galleries of the Pera Museum and of the İstanbul Research Institute, sought to explore the unconventional adven-tures of such a man. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorating empire, subsequently preserved and donated to the Millet Library, which he established. Alongside a selection of his personal belongings and documents, we encounter the persona of Ali Emîrî Efendi as a “culture man” and journey into a world he was passionately connect-ed to.

Page 49: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

96 97

IVAN CHERMAYEFFKolajlar ve Küçük Heykeller

IVAN CHERMAYEFFCollages and Small Sculptures

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2007

188 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-27-7

CHERMAYEFF & GEISMARSon 50 Yılın Amblem, Logo ve Tasarımları

CHERMAYEFF & GEISMARSymbols, Logotypes and Graphic Designfrom the Last Five Decades

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2007264 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 987-975-9123-29-1

Ivan Chermayeff dünyanın dört bir yanında çalıştığı ve gezdiği yerler-den topladığı gündelik nesneleri kullanarak kırk yılı aşkın bir süredir kolajlar ve birleştirmeler üretiyor. Ona eski eldivenler, atılmış kara-mela kağıtları ve başka görsel hoş-luklar gönderen dost ya da mes-lektaşlarının zarflarını saklıyor; dün-yanın sokaklarından topladığı şey-lere bunları da ekliyor. Chermayeff 1950’lerin ortalarından beri New York’ta, ortağı Tom Geismar’la bir-likte çalışan bir grafik tasarımcısı-dır. Kolajları bugüne dek ABD, Av-rupa ve Japonya’da sergilenmiş ve kitaplaştırılmıştır.

Ivan Chermayeff has been produc-ing collages and assemblages for over forty years, utilizing the every-day ephemera collected in different parts of the world where he has worked and traveled. He saves the envelopes received from friends and colleagues, who send him abandoned gloves, discarded can-dy wrappers and other visual delights to add to those he has picked up on the streets of the world. Since the mid 1950s, Chermayeff has been practicing as a graphic designer, in New York with his partner Tom Geismar. His collag-es have been exhibited and pub-lished in the United States, Europe and Japan.

20. yüzyılın en büyük grafik tasarımcıları arasında sayılan ve ortağı Tom Geismar'la dünyanın belleğinde yer etmiş sayısız ünlü tasarıma imza atan Ivan Cher-mayeff, ülkemize de birçok kez gelmiş, Koç Holding ve bazı Koç kuruluşlarının amblem, logo, ku-rum kimliği gibi çalışmalarını ger-çekleştirirken, ürettiği yetkin ve sıradışı tasarımlarla bu kuruluşların -dolayısıyla da Türkiye'nin- adının dünya tasarım literatürüne geç-mesini sağlamıştı. 1957'de ku-rulduğundan beri, Chermayeff & Geismar grafik tasarımda bir dönüşüme öncülük etti. Ofisi New York'ta bulunan ama birçok ülke-deki, özellikle Türkiye'deki müşter-ileri için çalışan ikili, ünlü markala-rın geliştirilmesinden saygın müze sergilerine varıncaya dek, kültür etkinlikleri için hazırladıkları, düş gücünü harekete geçiren yüzlerce afişten seçkin mimari projeler için yaratılmış büyük ölçekli sanat yapıtlarına varıncaya dek çeşitli projelerden ve değişik alanlardan oluşan geniş bir yelpazede işbirliği içinde, mültidisipliner bir yaklaşım izledi. Bütün bu değişik işler süre-since, Chermayeff & Geismar'ın çalışması -üslup açısından değil, tasarıma yaklaşım açısından- tutar-lılığını korudu. Tasarımın sorun çözücü bir alan olduğuna ilişkin Modernist ideali benimseyen ikili, bu ideali mizah, sanatsal yaratıcılık ve girişimci bir ruhla insanileştirm-eye çabaladı.

Considered as one of the most brilliant graphic designers of the 20th century, Ivan Chermayeff has created a number of truly memora-ble designs with his partner Tom Geismar. Through his unique and exceptional work on the emblem, logo and corporate identity designs of Koç Holding and various other Koç companies, he has made it possible for the names of these institutions, and by extension Turkey, to be acknowledged by the world of design. Since its founding in 1957, Chermayeff & Geismar has pioneer-ed a transformation in the practice of graphic design. Located in New York but working for clients in many countries, especially Turkey, they have pursued a collaborative, multi-disciplinary approach across a broad range of projects and discip-lines, from the development of scores of famous trademarks to the design of notable museum exhibi-tions, from hundreds of imaginative posters for cultural events to large-scale artworks for distinguished architectural projects.  Throughout all these tasks, Chermayeff & Geismar's work has remained consistent, not in style, but in its approach to design. Accepting the Modernist ideal that design is a problem-solving discipline, they have sought to humanize that ideal through humor, artistic invention and an entrepreneurial spirit.

Page 50: Yayınlar Kataloğu

KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’A

XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. YüzyılaBoğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları

FROM KONSTANTİNİYYE TO İSTANBULPhotographs of the

Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid XIXth century to XXth century

Türkçe, İngilizce / Turkish, English5. Baskı, Mayıs / 5th Print, May 2010

145 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-22-3

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 9998

IX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gös-teren fotoğraf ustalarının eserlerin-den oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’ndan derlenen Konstantiniyye’den İstan-bul’a -IX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları sergi kataloğu bir devrin İstanbul’unu çarpıcı yapıla-rı, gündelik hayatı ve ilginç kişilikle-riyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Poly-carpe Joaillier, Abdullah Biraderl-er, Guillaume Berggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranyan ve Gül-mez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fo-toğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtım-ları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuş-muş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Karaköy’den Rumelifen-eri’ne uzanan keyifli bir yolculuğa çıkarıyorlar.

From Konstantiniyye to İstanbul — Photographs of the Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid-19th to the 20th Century was comprised of works by photography masters who practiced their art in Istanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. The unique selection from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Col-lection reveal the magnificent struc-tures, the daily life and the intriguing personalities of a past İstanbul. İstanbul has evolved into an industri-al city and an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Brothers , Guilluame Berg-gren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranian and Gülmez Brothers, not only documented the nostalgic im-ages of the city during their time, but also took us along a journey extending from Karaköy to Rumeli-feneri through photographs taken with the difficult and onerous tech-niques of the time.

Page 51: Yayınlar Kataloğu

REMBRANDT VE ÇEVRESİDesenler

REMBRANDT AND HIS CIRCLEDrawings

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2006

191 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-913-21-5

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 101100

Rembrandt ve Çevresi: Desenler sergi kataloğunda yer alan 99 yapıtın, aralarında Rembrandt de-senleri de bulunan 65 kadarı, bir zamanların ünlü Koenigs Koleksi-yonu’nun bir parçasıydı. 1940 yılın-da Rotterdamlı armatör D.G. van Beuningen tarafından satın alınar-ak Boijmans Van Beuningen Müze-si’ne bağışlanan bu yapıtlar, müze-yi Hollanda'daki ikinci büyük Rem-brandt desenleri kolleksiyonunun sahibi haline getirdi. Bu deseler, Rotterdam’dan sonra İstanbul’da, Pera Müzesi’nde Rembrandt de-senlerinin çevresindeki sanatçıla-rın çalışmalarından bir seçkiyle birlikte yeniden gün ışığına çıktılar. Katalog, Avrupa resminin en büyük ustalarından biri, öğrencileri ve izleyicileriyle birlikte bizi desenin -resmin bu en saf ve temel biçimi-nin- büyülü dünyasına götürüyor.

Rembrandt and His Circle exhibition and catalogue was comprised of 99 drawings, 65 of which, including Rembrandt’s, were a part of the famous Koenigs Collection. Acquir-ed by the Rotterdam shipowner D.G. van Beuningen in 1940, the collection was then donated to the Boijmans Van Beuningen Museum, thereby ranking this institution as the second largest holder of Rem-brandt drawings in Netherlands. Since 1988, however, these works of Rembrandt and his school had not been displayed collectively until the exhibition held in 2006 at the Museum Boijmans Van Beuningen and the Pera Museum. Rembrandt and His Circle welcomes us into the enchanted world of drawing -the purest and most basic form of paint-ing- through the works of a great European master and his school.

Page 52: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

“Avcı” lakabıyla anılan Sultan IV. Mehmed’in, 1657 yılı sonbaharın-da, büyük bir kalabalık eşliğinde Edirne’ye ava gidişi çok büyük bir gösteriye dönüşmüş, o yıllarda İstanbul’da İsveç büyükelçisi olarak bulunan Claes Rålamb da, yaptır-dığı bir dizi yağlıboya resimle bu yolculuğun ilk bölümünün bir “görsel kaydının” tarihe kalmasını sağlamıştı. Yirmi tablodan oluşan ve bugün İsveç’teki Nordiska Museet’te korunan bu neredeyse “sinematografik” kaydın sergilene-bilir durumdaki on altı parçalık bölümü, sözünü ettiğimiz olaydan yaklaşık üç yüz elli yıl sonra, yeni-den İstanbul’a, Pera Müzesi’ne konuk oldu. Ava meraklı bir padi-şah, sanatsever bir büyükelçi, adsız bir ressam ve 17. yüzyıl giysileri içinde tablodan tabloya sessizce yürüyen Osmanlılar... Avcı Meh-med’in Alay-ı Hümayunu, gerek sanatsal, gerekse tarihsel açıdan çok yönlü okumalara açık bir bilmece-sergi ve kataloğu oldu. 

Sultan Mehmed IV, remembered as Mehmed the Hunter because of his passion for hunting, departed for Edirne in 1657 on a hunting expedi-tion with a large entourage in a display of imperial majesty that has been preserved for history as a visual document in the form of a series of oil paintings commis-sioned by Claes Rålamb, then the Swedish Ambassador to İstanbul. This almost cinematographic record consisting of a total of twenty paint-ings is preserved at the Nordiska Museet in Sweden. Sixteen of which returned to Istanbul, as the guests of the Pera Museum, nearly three hundred and fifty years after this event.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

102 103

EL/LEMarmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi2005-2006 Akademik YılıDiploma Projeleri Sergisi

EL/LEMarmara University,Faculty of Fine ArtsExhibition of Graduation ProjectsAcademic Year 2005 - 2006

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishTemmuz / July, 2006183 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 975-912-3-17-7

17. Yüzyılda İsveç Büyükelçisi Claes Rålamb'ın Yaptırdığı

Tablolarla AVCI MEHMED'İN ALAY-I

HÜMAYUNU

Paintings Commissioned by the 17th Century Swedish

Ambassador Claes Rålamb MEHMED THE HUNTER'S

IMPERIAL PROCESSION

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishHaziran / June, 2006

91 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-16-9

Marmara Üniversitesi Güzel Sanat-lar Fakültesi’nin 2005 - 2006 Diplo-ma Projelerinden derlenen EL/LE sergisi ve kataloğu, resim, heykel, grafik, seramik, endüstri ürünleri, iç mimarlık, tekstil, fotoğraf, sinema, geleneksel el sanatları alanlarında-ki genç ve dinamik üretimlerini içeriyor. Sanatçı ve tasarımcılar elleriyle “el”i anlatıyorlardı. Yaratıcı-ların ele avuca sığmaz enerjileri el’i hangi anlamlarıyla güzelleştirecek-tir? Kataloğun, bu sorunun yanıtı olduğu kesin.

In EL/LE, painting, sculpture, graph-ic arts, ceramics, industrial products, interior design, textiles, photogra-phy, and cinema come together in the opulence generated by the traditional arts of the hand. The “hand” is interpreted by the hands of artists and designers. What aspects of the hand will be beauti-fied through the abundant energy of these creators? This catalogue provides the conclusive answer to that question.

Page 53: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

104 105

PROFİLLERFransa’da Sanatsal YaratınınSon 15 Yılı

PROFILES15 Years of Artistic Creation in France

Türkçe, İngilizce, Fransızca / Turkish, English, FrenchMayıs / May, 200691 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 975-9123-15-0

KADINLAR, RESİMLER, ÖYKÜLER

Modernleşme Sürecindeki Türk Resminde

“Kadın” İmgesinin Sönüşümü

WOMEN, PAINTINGS, STORIESTransformation of the Image of “Woman”

in Turkish Painting in the Modernization Era

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2006

203 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-11-8

Son yıllarda Fransız sanat sahnesi ne durumda? Bu sahnenin ayırde-dici özellikleri, ağır basan eğilim-leri neler ? Görünüşünü dönüştü-ren önemli değişiklikler oldu mu? “Panorama”sını çıkartmaktan çok “profil”ini çizme düşüncesinin orta-ya koyduğu sorular bunlar. Panora-ma ve profil sözcükleri arasındaki anlamsal farklılık, burada yadsına-maz bir ağırlık taşır. Panorama kav-ramı, duruma genişletilmiş bir bakış yöneltildiğini düşündüren bir yoğunluk, bir kapsam içerir; oysa profil kavramı konuya aynı yönde bakmaz ve daha çok, bir toplu bakış düşüncesini vurgular. Bir özet düşüncesini. Tıpkı modelinin ana hatlarını yakalamak için taslaklar çiziktirmeye koyulan sanatçının yaptığı gibi. Fransa’da son yılların gelişim biçimiyle sanatsal üretimin durumunu öne çıkarmayı hedefle-yen ve ‘Fransız Baharı’ etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “Pro-filler” sergisi küratörü Philippe Piguet serginin “hiç bir okulun, hiç bir grubun manifestosu olmadığını amacının çoğulcu bir yaratım özgürlüğünün açık fikirliliğini yan-sıtmak” olduğunu belirtiyor.

Where does the French artistic scene stand in regard to the last fifteen years? What are its eminent character traits? What are its domi-nant trends? Did nay notable change come about to transform its physiognomy? These are so many questions brought into play by this idea of sketching a “profile” and not a “panorama” of its present status. The semantic differentiation be-tween these two words is quite imposing here. If the notion of panorama supposes a scope and an extent which imply a broadened vision of the situation, that of profile does not make out the same mean-ing and sooner accentuates the idea of an overview, a digest, follow-ing the example of an artist who endeavours to give a thumbnail sketch of his model in an attempt to express its essential traits. The famous art critic Philippe Piguet put it, this exposition “which intended to highlight a present state of art pro-duction as it developed in France more or less in the last fifteen years and what is more insomuch as it is sifted though sieves of public collections” blew like a spring breeze wafting a gentle air from France into the halls of Pera Museum, and gave the contempo-rary artistic panorama of a country that has always been amongst the vanguards of European Art.

Günümüzde canlı ve heyecan verici bir bilim dalı haline gelen sanat tarihinin kendi ana malzeme-sine - geçmişin sanat yapıtlarına - her gün yeni ve taze bakışlarla bakması, bu yapıtların gerilerde kalmış, biraz durağan dünyasını zamanımızın yeni bilgi, düşünce ve kuramlarının ışığında, durmaksızın "yeni okumalarla" ele alması gerektiği, gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Kadınlar, Resimler, Öy-küler / modernleşme sürecindeki Türk resminde 'kadın' imgesinin dönüşümü, işte böyle bir eğilimin ve böyle bir yeniden okuma çabasının ürünü bir sergi. Katalog-da, çeşitli kamu kurumlarından ve özel koleksiyonlardan seçilerek bir araya getirilen elliyi aşkın resim bizi, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e, resim sanatımızın gelişme ve çağdaşlaşma yıllarına götürürken, bu dönemi, 'kadın' imgesinin dönüşümü gibi çok özel, ama birçok açıdan çok anlamlı bir tema çerçevesinde yeniden katediyor.

Art history, one of the liveliest and most exciting branches of knowl-edge of our times, emphasizes the need to continually re-examine, re-evaluate and re-interpret its primary ingredient - art works of the past. From fresh perspectives in the light of current information, thought and theory about these works, to the discourse of knowledge that sur-rounds a work of art and is continu-ally adapted. Women, Paintings, Stories / transformation of the image of 'women' in Turkish painting within the modernization era, is the pro-duct of just such an inclination and re-interpretation. In this exhibition and catalogue of more than fifty works chosen from a variety of pub-lic institutions and private collec-tions spanning the era from the Meşrutiyet / Second Constitution through the Republic, a voyage through the years was embarked upon, during which, the Turkish art of painting underwent a movement towards contemporaneity, within the framework of an exceptional and extremely meaningful theme, a reinterpretation of the transforma-tion of the image of 'women'.

Page 54: Yayınlar Kataloğu

HENRI-CARTIER BRESSONFotoğrafçı

HENRI-CARTIER BRESSONPhotographer

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2006

135 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-913-12-6Henri Cartier-Bresson, yakın ilişki kurduğu Gerçeküstücüler gibi, görüntüler dünyasına uyarlanmış bir tür otomatik yazı kullanmıştır. Ona göre : "Fotoğraf çekmek, aklı, gözü ve yüreği aynı nişan çizgisi üstüne getirmektir. Fotoğraf bir ya-şam biçimidir." Yapıtlarının önemli bir bölümü, çevremizi saran, görünürde sıradan olayları konu alarak, " belirleyici bir an" içinde onların evrensel boyutlarını ortaya çıkarmayı amaçlar.

Henri Cartier-Bresson practiced, after the fashion of the surrealists whom he knew, an automatic writing applied to the world of the image: "To photograph", he said, "is to bring the head, the eye and the heart onto the same line of the surveyor. Photography is a mode of living." His oeuvre draws on the better part of the obvious banality of the events around us in order to reveal in them, in the passage of a 'decisive instant', a universal dimen-sion.

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 107106

Page 55: Yayınlar Kataloğu

CAMALTINDA DEVR-İ ÂLEM

AROUND THE WORLD UNDER GLASS

Türkçe / TurkishEkim / October, 2005

241 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-07-X

İngilizce / EnglishEkim / October, 2005

241 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-08-8

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 109108

Halk sanatları, özellikle de belirli bir teknik çevresinde biçimlenen sanatlar, ülkeden ülkeye kaçınılmaz benzerlikler gösterirler. Bu benzer-likleri doğuran şey de onları üreten, çoğunlukla eğitimsiz, doğaya ve toprağa yakın insan-ların, ülkeden ülkeye kıtadan kıtaya pek değişmeyen 'naif'liği, saf yürekliliğidir genellikle. Ne var ki, böyle bir sanat dalını deği-şik coğrafyalardan örnekleriyle inceleme olanağı bulduğumuzda, bu yaratı alanında benzerliklerin yanısıra çok büyük çeşitliliklerin de gözlendiğini ve belirli bir tekniğin sınırları içinde bile inanılmaz zenginliklerin kaynaştığını görürüz.Camaltında Devr-i Âlem sergi kataloğu, bu olguyu çarpıcı bir biçimde gözler önüne seren bir derleme. Değerli sanatçı Neveser Aksoy'un, dünyanın dört bir yanından camaltı resmi örnekleri-yle oluşturduğu büyük koleksiyon esas alınarak ve ondan yapılmış bir seçmeyle hazırlanan katalog, Ö-mer Bortaçina, Renan ve Sinan Genim, Suna ve İnan Kıraç koleksi-yonlarından katkılarla zenginleşe-rek bize, ülkemizde ve dünyada büyük ölçüde unutulmaya yüz tutmuş bir sanatın rengarenk dünyasını katetme olanağını veri-yor. Sergide ve katalogda yer alan, dört kıtadan seçilmiş iki yüze yakın camaltı resmi, bu sanatın değişik coğrafyalara göre ne tür farklılıklar sergilediğini ve -daha da önemlisi- Anadolu camaltı sanatının bu yel-pazede ne denli etkileyici, ne denli benzersiz bir yer tuttuğunu gösteri-yor.

A certain commonality from one country to another is inevitably in the work of folk artists from a shared artistic tradition. The naïve and pure-hearted quality of folk art is born of a common life lived on the land, in close harmony with nature. Similarities and a shared tradition notwithstanding, the works created by folk artists are richly diverse. Around the World Under Glass exhibition organized by the Pera Museum was an opportunity to view this startling diversity in works, created by reverse -glass painters. The exhibition was a result of the efforts of Neveser Aksoy, and includ-ed works from the Bortaçina, Genim and Suna and İnan Kıraç collections. Together they represented an unprecedented and unforgettable opportunity for Turkey and the world. The approximately 200 reverse glass paintings selected for the exhibition and catalogue re-vealed the similarities and differ ences across geography, and drew attention to the unusual work of Anatolian reverse-glass artists.

Page 56: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 111110

Dubuffet'nin 40 yıl boyunca vazge-çemediği baskı sanatı, yaratıcı yapıtlarının ayrılmaz bir parçası oldu. Yaşamı boyunca, yoğun ve etkin çalışma dönemlerinde ge-reksinimlerini karşılayacak yeni olanakları yorumlayarak ya da yaratarak baskının, özellikle de taş-baskının çeşitli tekniklerini keşfetti. Sanatçıya özgü bir zincirlenme ve mantık uyarınca her keşif onu, gelişmeleri açısından zengin bir yola, bu yeni araştırma alanlarının sınırlarını hiçe sayarak ve hep büyülenmişçesine kat edeceği bir yola götürdü. Sanatçının 1944- 1984 yılları arasında ürettiği eser-lerden bir derleme ilk kez bu kap-samda Pera Müzesi’nde sergilendi.

Imprinting fascinated Jean Dubuffet for forty years and it is indissolubly a part of his creative oeuvre. Through-out his life, in certain intense and active phases, he would not cease to explore the range of the different techniques of printing and most of all that of lithography, interpreting and inventing new methods in order to better meet his needs. According to a set of associations and the logic distinctive of this artist, each discovery led him directly to a rich field of developments into which he was to rush with an unvary-ing sense of wonder, ignoring the limits of these new fields of investi-gations.

JEAN DUBUFFETXX. Yüzyılın Büyük Bir

Sanatçısıyla BuluşmaBaskılar ve Resimler

1944 - 1984

JEAN DUBUFFETEncounter with a Major

XXth Century ArtistPrints and Paintings

1944 - 1984

Türkçe, İngilizce, Fransızca / Turkish, English, FrenchEkim / October, 2005

282 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

Page 57: Yayınlar Kataloğu

Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi KataloglarıPera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues

113

GENÇ AÇILIM

YOUNG EXPANSION

Türkçe, İngilizce / Turkish, English Haziran / June, 2005

163 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-00-2

112 peramuzesi.org.tr

Genç Açılım sergisi, 16 - 18 Haziran 2005 tarihleri arasında Pera Müze-si'nde yapılan Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği   (IAA - AIAP) 3. Avrupa Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında, 35 yaşın altında 61 sanatçının katılımıyla gerçekleştiril-mişti. Eşlik eden katalog ise bu yapıtlardan derlendi.

The Young Expansion exhibition opened as one of the activities organised on the occasion of the International Art Association's Third European General Assembly that was held at Pera Museum between June 16-18, 2005. The exhibition presented works by 61 artists under the age of 35.

Page 58: Yayınlar Kataloğu

KÜTAHYA ÇİNİVE SERAMİKLERİ 2

KÜTAHYA TILESAND CERAMICS 2

Türkçe / TurkishKasım / November, 2015

307 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-49-6

Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi KataloglarıPera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 115114

Koleksiyon Sergi KataloglarıCollection Exhibition Catalogues

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu, 1980’li yıllarda oluşturulmaya başlanmış ve yıllar içinde genişley-ip zenginleşerek günümüze ulaşmıştır. Bugün bünyesinde çeşitli dönem ve türlerden 1000 civarında eseri barındıran koleksi-yon, Osmanlı kültürünün nispeten gölgede kalmış yaratıcılık alanını önemli örnekleriyle kat etmekte ve özellikle 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan bir zaman dilimi içinde Kütahya çini ve seramik sanatı gelişim çizgisinin, ayrıntılı bir biçimde izlenmesine olanak vermektedir. Ulusal ve uluslararası müzayedelerden ve çeşitli koleksi-yonerlerden alınan eserlerle zenginleşen koleksiyonun ikinci kataloğu, koleksiyona yeni katılan eserleri ayrıntılı tanımlarla okurlara sunuyor.

The beginnings of the Suna and İnan Kıraç Foundation's Kütahya Tiles and Ceramics Collection dates back to the 1980s, and over the years it has grown to become one of the most outstanding collections of its kind. Today the collection consists of nearly 1000 remarkable pieces representing various periods, especially the 18th to 20thcenturies. The collection is enriched with new acquisitions from national and international auctions as well as from various collectors. The second catalogue offers detailed informa-tion on the new acquisitions.

Page 59: Yayınlar Kataloğu

KESİŞEN DÜNYALARElçiler ve Ressamlar

INTERSECTING WORLDSAmbassadors and Painters

Türkçe / TurkishAralık / December, 2014

181 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-40-3

İngilizce / EnglishAralık / December, 2014

183 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-39-7

Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi KataloglarıPera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 117116

Savaş, ittifak arayışları, ticaretin geliştirilmesi ve statü çatışmaları yaşanan yoğun diplomatik trafiğin en önemli nedenleridir. Geniş bir coğrafyaya yayılan Osmanlı İmpar-atorluğu özellikle 19. yüzyıla kadar diğer ülkelere gönderdiğinden daha fazla elçiyi kabul etmiş, gelen elçileri kendine özgü gelenekler uyarınca ağırlamıştır. Batılı elçiler Osmanlı’nın İstanbul başta olmak üzere kentlerini, toplumsal yapısını, geleneklerini, idari ve askeri yapısını belgeleme ihtiyacıyla hareket etmiş; geri dönerken hazırladıkları raporların yanısıra, yanlarında götürdükleri hediyeler-in ve resimlerin tanıklığından da yararlanmışlardır. Bu amaçla çoğu zaman aslına sadık görsel belgeler oldukları varsayılan resimler, saygınlığın ve toplumsal konumun en açık ifadeleri olmuş, kitlelere de hitap edebilme potansiyelleri açısından özel bir yere ve anlama sahip olmuşlardır. Elçilerin Doğu’ya giderken maiyetlerine aldıkları ressamlara ya da burada karşılaştıkları sanatçılara sipariş vererek yaptırdıkları eserler Avrupa şatolarının duvarlarını süsleyen koleksiyonlara, gravürlü kitaplara dönüşmüş; başka sanatçıların eserlerine de kaynaklık ederek Osmanlı dünyasına ilişkin geniş bir görsel dağarcığın oluşmasını sağlamıştır. Avrupa ülkelerine gönderilen Osmanlı elçileri de dönemin önde gelen Avrupalı ressamlarının fırçasından çıkan anıtsal portrelere konu olmuş, bu önemli ziyaretin anısı yaşatılmıştır.

Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar sergi kataloğu bizleri sanatın rehberliğinde diplomasi tarihinin dolambaçlı yollarında gezdirirken ilgi çekici kişiliklerle tanıştırıyor. Elçiler ve ressamlar, resimlerin sessiz ama bir o kadar da zengin ve renkli diliyle bizlerle konuşmaya; raporlarını, mektu-plarını sunmaya, kendi çağlarını, dünya görüşlerini, gezip gördüklerini, katıldıkları törenleri anlatmaya devam ediyorlar. Onların bu olağanüstü öykülerini dinlerken kaybolmuş bir çağın güzellikleri kadar görkemine de kapılmamak elde değil...

Wars, the increase of trade as a means for mutual prosperity, and conflicts of status were the most significant factors behind the intense traffic of diplomacy. Sprawled across a vast geography, the Ottoman Empire welcomed more ambassadors than it sent to other countries, particularly until the 19th century; these ambassadors were embraced, per Ottoman tradition. In turn, western ambassa-dors were prompted by the need to document the cities, particularly İstanbul, social structure, customs, administrative and military organiza-tion of the Ottoman Empire; apart from the reports they drafted upon their return, they also took advan-tage of the gifts and paintings they carried along. Often presumed to be true-to-life visual documents, such paintings thus became the most evident expressions of respectability and social status, and attained a special place and mean-ing, partly due to their potential to address the masses. The works that ambassadors commissioned to artists they added to their retinue en route to the East or to their local counterparts they encountered during service, evolved into books with engravings or collections deco-rating the walls of European chateaus, and served as source material for works by other artists, thus generating a large visual reper-toire on the Ottoman world. Ottoman ambassadors sent to European countries were subjects of monumental portraits painted by leading European artists of the period, immortalizing these historic visits.

Intersecting Worlds: Ambassadors and Painters exhibition catalogue not only allows us to travel across the meandering paths of diplomatic history under the guidance of art, but it also introduces us to intrigu-ing personalities. Ambassadors and painters continue to communicate with us through a silent yet equally rich and colorful language of expression, present their reports and letters, and share with us their respective periods, worldviews, travels and experiences, as well as the ceremonies they joined. Listen-ing to their extraordinary tales, it is impossible not to be enraptured by the splendor and elegance of a lost age.

Page 60: Yayınlar Kataloğu

DÜŞLERİN KENTİ: İSTANBUL

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan

Seçilmiş Yapıtlarla 17. Yüzyıldan 20. Yüzyıl Başlarına

Osmanlı’da Gündelik Yaşam ve İstanbul Manzaraları

İSTANBUL: THE CITY OF DREAMS

Scenes of İstanbul and Daily Life in the Ottoman World

from the 17th to the Early 20th Century, through a Selection of Works from the

Suna and İnan Kıraç Foundation Collection

Türkçe / TurkishTemmuz / July, 2008

129 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-51-2

İngilizce / English2. Baskı, Ekim /

2nd Print, October, 2013129 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-54-3

Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi KataloglarıPera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 119118

Görkemli imparatorlukların baş-kenti İstanbul antik çağlardan bu yana daima ilgi odağı olmuştur. Rönesans’la birlikte Doğu’yu be-timlemek isteyen sanatçılar çeşitli nedenlerle bu kente gelmiş, to-pografyasını belgelemiş, eserler-inde kentin insanını betilemişler-dir. Coğrafi konumu ve Batı’yla olan siyasal, ticari ve kültürel ilişkil-eri, Osmanlı payitahtı İstanbul’u Avrupalı sanatçıların en çok resim-lediği “Doğu” kenti haline getirmiş-tir. İstanbul, Batılılar için bir anlam-da “Doğu’nun başkenti” sayılmıştır. 18. yüzyıl Avrupası’nda egzotizm tutkusundan beslenen “Türk Mo-dası”yla birlikte İstanbul ve insanı, resimleri, öyküleri, tiyatro ve ope-raları, kıyafetleri süsleyen unsur-ların başında gelmiştir. Bu kent 19. yüzyılda batılı gezgin ve sanatçı-ların çıktığı romantik doğu yolcu-luğunun en önemli duraklarından biri olmuş, onu betimleyen resim-ler Avrupa’da en çok aranan sanat yapıtları arasına katılmıştır. Düşler-in Kenti: İstanbul sergi kataloğun-da Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryan-talist Resim Koleksiyonu’ndan seçilmiş yapıtlar, 17. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına uzanan bir zaman dilimi içinde, çoğunlukla batılı sa-natçıların Osmanlı dünyasına bakı-şını, gözler önüne seren önemli görsel belgelerdir. Üç ana bölüm olarak kurgulanan katalog, ev ve özel mekânlardaki yaşantıdan, kentsel alana ve oradan da İstan-bul’un genel görünümlerine uzanı-yor. Böylelikle Avrupalı ressamların tuvallerine yansıyan İstanbul, to-pografyası, mimarisi, insanları, ge-lenekleri ve yaşam biçimleriyle bir bütün olarak yeniden canlanırken bu gezginlerin “Doğu yolculuğu”-na biz de katılıyor, eşsiz güzellikler barındıran Osmanlı dünyasını ve İstanbul’u onların gözünden, onlar-la birlikte yeniden keşfediyoruz.

Since Antiquity, İstanbul, the capital of great empires, has always been a center of interest. From the birth of the Renaissance onwards, Eastern artists who strived to depict the East visited İstanbul for a number of reasons, documenting the city’s topography and incorporating local figures into their works. Due to its geographical location, as well as the political, commercial and cultural relations it maintained with the West, the Ottoman capital thus epitomized the “Eastern” city that European artists most frequently chose to portray. In a sense, İstanbul came to be recognized as the “Capital of the Orient” for Western-ers. Together with the Turquerie trend that was nurtured by the passion for exoticism in 18th century Europe, İstanbul and its people constituted the fundamental ele-ments that enriched paintings, tales, plays, operas, and costumes. Hence, the city became one of the most significant haunts for 19th century travellers and artists who embarked upon a romantic expedition of the Orient and the paintings portraying this impressive capital joined the ranks of art works that were most fervently sought after in Europe. The selection of works from the Suna and İnan Kıraç Orientalist Painting Collection included in the İstanbul: The City of Dreams exhibition emerged as outstanding visual documents that feature, largely through the perspective of Western artists, a view of the Ottoman world stretching from the 17th to the early 20th century. Organized under three major headings, the exhibition and catalogue expanded from life in the household and private domains to urban space and into more general views of İstanbul. Consequently, as the city is reflected on the canvasses of European artists in its entirety through its topogra-phy, architecture, people, traditions, and ways of life, such a revival allows us partake in the “Eastern journey” of these travellers and rediscover in their company -and through their eyes- İstanbul and the Ottoman world of unrivalled wonders.

Page 61: Yayınlar Kataloğu

KÜTAHYA ÇİNİ VE SERAMİKLERİ

KÜTAHYA TILES AND CERAMICS

Hülya Bilgi

Türkçe / TurkishNisan / April, 2006226 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 975-9123-01-0

İngilizce / EnglishNisan / April, 2006226 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 975-9123-13-4

1980'li yıllarda oluşturulmaya baş-lanmış ve yıllar içinde zengin-leşerek bugün bünyesinde çeşitli dönem ve türlerden 10.000 civarı parçayı barındıran Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramik Koleksiyonu Osmanlı Kültürü' nün görece gölgede kalmış bu yaratıcı-lık alanını önemli örnekleriyle katetmekte ve özellikle 18. yüzyıl-dan 20. yüzyıla kadar uzanan bir zaman dilimi içinde Kütahya çini ve seramik sanatı gelişim çizgisinin, ayrıntılı bir biçimde izlenmesine olanak vermektedir. Bu kapsamlı katalogda bir araya getirilen yapıt-lar, hem koleksiyonun yapısı, hem de Kütahya çiniciliği konusunda genel bir fikir vermektedir.

The beginnings of the Suna and İnan Kıraç Foundation's Kütahya Tiles and Ceramics Collection dates back to the 1980s, and over the years it has grown to become one of the most outstanding collections of its kind. Today the collection consists of over 10,000 remarkable pieces representing various periods, espe-cially the 18th to 20th centuries. The catalogue has been designed to give a general idea of the collection and the craftsmanship of Kütahya ceramics.  After İznik, Kütahya was Ottoman Turkey's most important centre of ceramic production. Thanks to abundant deposits of clay in the area, ceramics were made here in large quantities in Phrygian, Hellenistic, Roman and Byzantine times, and he traditional techniques of this art have survived to the present day.

Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi KataloglarıPera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 121120

Page 62: Yayınlar Kataloğu

İMPARATORLUKTAN PORTRELER

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu

PORTRAITS FROM THE EMPIRESuna and İnan Kıraç Foundation

Orientalist Painting Collection

Türkçe / Turkish3.Baskı, Mayıs / 3rd Print, May, 2010

154 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-270-789-0

İngilizce / English2. Baskı / 2nd Print 2013

154 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 975-9123-02-9

Batı sanatında Oryantalizm adını verdiğimiz akım, 19. yüzyıl Avru-pası Romantizm'ine paralel olarak ortaya çıkan ve bakışlarını Doğu'ya, çoğunlukla da Osmanlı İmparator-luğu topraklarına yöneltmiş bir akımdır. Ne var ki, Avrupa sanatın-da bu akımın sahneye çıkmasından çok önce, bir yandan yeni tanınma-ya başlayan Doğu'nun gizemine, bir yandan da Osmanlı dünyasıyla ilişkilerin yarattığı Turquerie (Türk tarzı yaşam) modasına kapılan birçok Avrupalı sanatçı, yoğun biçimde bu dünyayı resimlemeye başlamışlardır. Bir bölümü "Boğaz-içi Ressamları" diye adlandırılan bir dizi ressam da, 18. yüzyıldan başla-yarak iki yüzyıl boyunca İmparator-luk topraklarında yoğun biçimde resim yapmış ve Osmanlı dünyasını çeşitli yönleriyle resimleyerek in-sanlığın görsel belleğine işlemiş-lerdir. İmparatorluktan Portreler sergi kataloğu, işte bu zengin dünyanın özel bir kanadına ışık tutuyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu'nu oluşturan Suna ve İnan Kıraç/Sevgi ve Erdoğan Gönül koleksiyon-larından seçilmiş altmışa yakın yapıt, bu katalogda bizi Osmanlı dünyasının insanlarıyla, onların portre ve boy resimleriyle, kimi zaman çok tanıdık, kimi zaman uzak, neredeyse yabancı 'fizyono-mileriyle' yüz yüze getiriyor. Ço-ğunlukla fotoğraf makinesi objekti-finin henüz gözün yerine geçme-diği, ressamların dünyaya bakma, onu okuma, yorumlama ve aktar-ma önceliğini henüz ellerinde tuttukları bir zamanda yapılmış bu resimler, uzaklarda kalan bir çağın yok olmuş yüzlerini, şaşırtıcı bir gerçeklik ve canlılıkla günümüze taşıyor.

The movement known as Orien-talism in European art, which ap-peared in conjunction with the Romanticist movement of the 19th century, focused on the East, prima-rily in the lands of the Ottoman Empire. Even long before the rise of Orientalism in European art, many European artists, fascinated by their first glimpses of the mysterious East and by the Turquerie fashion which was the result of the new relations with the Ottoman world. For nearly two hundred years, starting from the 18th century, numbers of painters, some of whom became known as the Bosphorus Painters, worked in-tensively in the lands of the Empire and depicted the Ottoman world in its various aspects, consequently en-graving those images in mankind's visual memory. Portraits from the Empire sheds light on a special part of this opulent world, bringing us face to face with the peoples of the Ottoman world, their portraits and portrayals, sometimes very familiar and sometimes remote, even nearly foreign, in their physiognomies. These paintings, most of them created before the eye of the camera replaced the human eye, in the times when observing, studying, interpreting and depicting the world was the priority of painters, present the lost faces of an era long past with amazing reality and vividness.

Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi KataloglarıPera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues

peramuzesi.org.tr 123122

Page 63: Yayınlar Kataloğu

MEKANIN POETİKASI,MEKANIN POLİTİKASI

Osmanlı İstanbulu veBritanya Oryantalizmi

THE POETICS AND POLITICSOF PLACE

Ottoman İstanbul and British Orientalism

Yayına Hazırlayanlar / Editors:Zeynep İnankur

Reina LewisMary Roberts

Türkçe / TurkishEkim / October, 2011

287 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-87-1

İngilizce / EnglishEkim / October, 2011

285 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-0-295-99110-8

Mekanın Poetikası, Mekanın Politi-kası: Osmanlı İstanbulu ve Britanya Oryantalizmi kitabı, Pera Müze-si'nde düzenlenen Doğu'nun Cazi-besi: Britanya Oryantalist Resmi sergisi paralelinde gerçekleştirilen “Osmanlı İstanbulu ve Britanya Oryantalizmi” başlıklı uluslararası sempozyumun bildirilerinden olu-şuyor. 19. yüzyıl Britanya Oryan-talist görsel kültürü ile geç dönem Osmanlı görsel kültür tarihlerini, çoğu kez ayrıştırılmış alanların uzmanlarının farklı perspektiflerini bir araya getiren kitap Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Prof. Zeynep İnankur, London College of Fashion, University of the Arts London’dan Prof. Reina Lewis ve University of Sydney’den Prof. Mary Roberts editörlüğünde hazırlandı. Hem sanat tarihi değer-lendirmelerini, hem küratörlük uy-gulamasını ilgilendiren konuları içeriyor, çoğunlukla çağdaş kültür politikaları üzerine tartışmaları da kapsıyor.

Pera Müzesi Yayınları / Sempozyum DizisiPera Museum Publications /Symposium Series

peramuzesi.org.tr 125124

Sempozyum DizisiSymposium Series

This unique collection of papers takes a fresh look at Orientalism by shifting its center from Europe to Ottoman Istanbul and thinking about art in terms of exchange, reciprocity, and comparative imperi-alisms. This new lens reveals the essential role of the Ottoman city and its patrons and artists in the dialogues that facilitated produc-tion, circulation, and consumption of British Orientalist cultures. In this volume, art works are conceptual-ized as travelling artefacts pro-duced through localized interac-tions. World renowned scholars and curators analyse the diverse audi-ences for such art works and the range of differing contexts for their reception both in the nineteenth century and more recently. In this way, British art is put into a dynamic relationship with an historicised understanding of cultures of collect-ing and display during the forma-tion of comparative modernities and also with the contemporary postcolonial creation of new nation-al models of exhibition and educa-tion. Featuring stunning visuals, this book puts art history in the context of cultural, visual, and literary stud-ies, challenging the orthodoxies of postcolonial theory with the materi-ality of multiple imperialisms and modernities to offer a new take on the collection, display and consump-tion of Orientalist cultures.

Page 64: Yayınlar Kataloğu

Among the “memorable events during the year 1793”, in between references to the turbulent incidents in post-revolutionary Republican France, including the execution of King Louis XVI, The Times newspa-per listed, as the last article, the arrival of the Turkish Ambassador at Dover in December. It was indeed a memorable event, since Yusuf Agâh Efendi (1744-1824) was the first resident Ottoman envoy to be sent to the court of St James’s by the Sublime Porte and his arrival in Britain was highly anticipated. On the 220th anniversary year of this historic event the Turkish music historian Dr Emre Aracı traces the steps of the Ottoman ambassador in 18th century London through a kaleidoscope of concerts, dinners, processions, firework displays and balls from Theatre Royal, Covent Garden to the celebrated Ranelagh and Vauxhall Gardens.

Pera Müzesi Yayınları / Küçük Kitaplar SerisiPera Museum Publications / Little Books Series

peramuzesi.org.tr 127126

Küçük Kitaplar SerisiLittle Books Series

YUSUF AGÂH EFENDİ18. Yüzyıl Londrası’nda

İlk Türk Büyükelçi

YUSUF AGÂH EFENDİThe First Turkish Ambassador

in 18th Century London

Emre Aracı

Türkçe / TurkishKasım / November, 2013

60 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-19-9

İngilizce / EnglishKasım / November, 2013

60 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-18-2

The Times gazetesi “1973 yılına damgasını vuran olaylar”ı sıralar-ken, Kral XVI. Louis’nin idam edil-mesi dahil, devrim sonrasının Cum-huriyetçi Fransası'ndaki çalkantılı olayların yanısıra, son maddede Aralık ayında Türk Büyükelçisinin Dover’a gelişine değinmişti. Bu olay elbette anılmaya değerdi, çünkü Yusuf Agâh Efendi (1744 -1824) Bâb-ı Âli tarafından St James Sarayı’na gönderilen ilk daimi büyükelçiydi ve Britanya’ya gelişi merakla beklenen bir hadiseydi. Bu tarihi olayın 220. yıl dönümünde Türk müziği tarihçisi Dr. Emre Aracı, Covent Garden Kraliyet Tiyatrosu’ndan meşhur Ranelagh ve Vauxhall Bahçelerine kadar uzanan konserler, yemek davetleri, tören alayları, havai fişek gösterileri ve balolarla şekillenen bir kaleydoskop eşliğinde, 18. yüzyıl Londrası'nda Osmanlı Bü-yükelçisinin ardında bıraktığı izleri takip ediyor.

Page 65: Yayınlar Kataloğu

peramuzesi.org.tr128 129

KAHVE MOLASIKütahya Çini ve SeramiklerindeKahvenin Serüveni

COFFEE BREAK The Adventure of Coffee in Kütahya Tiles and Ceramics

Türkçe / TurkishMayıs / May, 201461 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-28-1

İngilizce / EnglishMayıs / May, 201461 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-29-8

ELGAR TÜRKİYE’DEİngiliz Bestecinin

İstanbul ve İzmir Günleri

ELGAR IN TURKEYThe English Composer’s Visit

to Istanbul and Izmir

Türkçe / TurkishMayıs / May, 2014106 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-27-4

İngilizce / EnglishMayıs / May, 2014106 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-26-7

18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman dilimi içinde Osmanlı sanat mozağinin önemli bir bölümünü oluşturan Kütahya çini ve seramik-leri, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın da üç büyük koleksiyonundan birini oluşturur. Görece gölgede kalmış bu sanatın gelişim çizgisinin en önemli örneklerini barındıran Kolek-siyon, tematik bir seçkiyle, 16. yüzyıldan günümüze, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e içecek kültürünün merkezinde yer alan kahveyle buluşuyor.

Keşfedilmesinden bu yana kültürel önemini koruyan kahve, Kütahyalı ustaların üretimleriyle günlük haya-tımızda serüvenini sürdürmüş , fin-candan güğüme, ibrikten nargile-ye uzanan ve bu rutinlerin etrafında şekillenen eserler, hem kahvenin hem de vazgeçilmez ritüellerinin estetik bir eşlikçisi olmuştur.

Kahve Molası: Kütahya Çini ve Seramiklerinde Kahvenin Serüveni, kahve etrafında şekillenen rutinleri, ilişkileri ve kamusal alan, toplumsal rol, ekonomik girişim gibi modern-izmle bağdaştırılan kavramları, kah-ve kültürü ve bu kültürün gelişme-sine katkıda bulunan Kütahya sera-mik üretimi ekseninde inceliyor.

Pera Museum presents a selection selection from the Suna and İnan Kıraç Foundation Kütahya Tiles and Ceramics Collection focusing on coffee, which was at the center of drinking culture during Ottoman era and continued to be so through the Republic of Turkey. One of the three big collections of Suna and İnan Foundation, Kütahya tiles and ceramics have been an important branch of Ottoman arts and crafts from the 18th to the 20th century.

Preserving its cultural importance since its first discovery, coffee pursued its adventure in our daily lives with contributions of ceramics masters from Kütahya. Coffee cups, jugs, ewers and water pipes have become essential companions of both coffee and its rituals.

Coffee Break: the Adventure of Coffee in Kütahya Tiles and Ceramics exhibition investigates the various routines, rituals, and relationships centered on coffee, as well as concepts associated with modern-ism, such as public space, social roles, and economics, through an examination of coffee culture and Kütahya ceramic production, which largely contributed to its develop-ment.

“Muhteşem bir güneş doğuşu ve İstanbul’un minareleri yavaş yavaş sisten çıkmaya başlıyor - harika! harika!” - meşhur İngiliz besteci Sir Edward Elgar 25 Eylül 1905’te İstanbul’a gemiyle varışını tuttuğu günlüğüne bu ifadelerle kaydede-cekti. Müzik tarihçisi Dr Emre Aracı İngiliz bestecinin bir asırdan fazla bir zaman önce Türkiye’ye yapmış olduğu bilinmeyen seyahatinin izle-rini onun orijinal anı defterinin sayfalarını tarayarak sürdü ve bu resimli kitapta Londra’dan İzmir’e Elgar’la birlikte seyahat etti; onu Tarabya’da bir konserde dinledi ve In Smyrna adını verdiği solo piyano bestesinin tınılarında yeniden keş-fetti.

“Glorious sunrise, & the minarets of Stamboul began to come thro the mist - wonderful! wonderful!” wrote Sir Edward Elgar in his diary on the day he arrived in Istanbul on 25 September 1905. Over a century later, music historian Dr Emre Aracı traces this unique journey to Istanbul and Izmir with the aid of Elgar’s diary, where he finds Elgar at a recital in Therapia and rediscovers the composer in a solo piano piece aptly entitled In Smyrna.

Pera Müzesi Yayınları / Küçük Kitaplar SerisiPera Museum Publications / Little Books Series

Pera Müzesi Yayınları / Küçük Kitaplar SerisiPera Museum Publications / Little Books Series

Page 66: Yayınlar Kataloğu

İstanbul Araştırmaları Enstitü Yayınları

Sergi Katalogları

Klasik Yapıtlar Dizisi

Sempozyum Dizisi

Özel Dizi

İstanbul Araştırmaları Dizisi

Exhibition Catalogues

Classical Works Series

Symposium Series

Special Series

İstanbul Studies Series

İstanbul Research Institute Publications

İstanbul Araştırmaları YıllığıAnnual of İstanbul Studies

Page 67: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr 133132

Sergi KataloglarıExhibition Catalogues

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

Dört Ayaklı Belediye: İstanbul’un Sokak Köpekleri sergisi, fetihten 19. yüzyıl başlarına kadar kentin sakini addedilen sokak köpeklerinin, Tanzimat sürecinde, siyasal ve buna bağlı olarak sosyal koşulların değişmesiyle birlikte toplumsal hayattaki yerlerinin dönüşümüne odaklanıyor. Sergiye eşlik eden katalogda, küratör Ekrem Işın ile danışman Catherine Pinguet’nin konuyu genel hatlarıyla kapsayan makalelerinin yanısıra, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksi-yonu, Pierre de Gigord Koleksi-yonu ve Galeri Alfa Koleksi-yonu’ndan seçilen fotoğraf, gravür, kitap ve dergilerin eşliğinde, önce sokak köpeklerinin geç Osmanlı döneminde gündelik yaşamdaki serüveni, ardından 1910 yılında Hayırsızada’ya (Sivriada) sürgünü anlatılıyor.

The Four-Legged Municipality: Street Dogs of İstanbul exhibition focuses on street dogs that were regarded as the inhabitants of the city from the conquest through early nineteenth century, and on the transformation of their status in the Tanzimat Period as a result of the changing political and social condi-tions. In the exhibition catalogue, it is possible to find first the adventure of street dogs in the late Ottoman period, and then the story of their purging to Hayırsızada (Sivriada) in 1910. The catalogue also features articles by curator Ekrem Işın and counsellor Catherine Pinguet presenting a general overview of the subject alongside a selection of photographs, engravings, books, and journals from the Photography Collection of Suna and İnan Kıraç Foundation, Pierre de Gigord Collection, Galeri Alfa Collection.

DÖRT AYAKLI BELEDIYEİstanbul’un

Sokak Köpekleri

THE FOUR-LEGGEDMUNICIPALITY

Street Dogs of İstanbul

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2016

210 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-63-2

Page 68: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr 135134

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

Kurucularımızın yıllar boyu topla-dıkları fotoğrafları Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağışlamalarıyla nüvesi oluşan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu, İstanbul Araştırmaları Enstitü-sü’nünaçıldığı 2007’den bu yana çeşitli bağış ve alımlarla geliştirilerek, 1850’lerden 1960’lara uzanan bir süreci kapsayan, İstanbul odaklı yaklaşık 130 bin kareye ulaştı.

Yıllardır süren tasnif ve tespit çalışmaları, bizi yeni projeler tasar-layabileceğimiz bir aşamaya taşıdı. Bu bağlamda, tematik kurgulanmış çeşitli fotoğraf gruplarının yer alacağı Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fo-toğraf Koleksiyonu Dizisi’ni plan-ladık.

Bu albüm-kitap dizinin ilk yayını Cumhuriyet İstanbulu’nun ilk anıtsal dini yapısı Şişli Camii’nin mimari seyrini anlatıyor. Şişli Camii’ni seçmemizin nedenlerin-den biri, kentin tarihinde, padişah-ın veya devlet ricalinin baniliğinde değil halkın kolektif çabasıyla inşa edilmiş ilk cami olması. Bir diğer nedeni, 1940’larda ülkenin gene-linde esen modernizm rüzgarının şekillendirdiği mimari düşünce ve üretimin aksine, caminin klasik Osmanlı üslubunu yansıtması ve günümüze kadar inşa edilen neo-Osmanlı camileri için bir model haline gelmesi. Ayrıca, yayınladığımız Şişli Camii fotoğraf-larının neredeyse tümünün, döne-min önde gelen stüdyolarından Foto Sabah tarafından çekilmiş olması, caminin 1947-1949 arasın-daki yapım sürecinin belli aralıklar-la belgelenmesinin özellikle hede-flendiğini göstermesi bakımından önemli. Dokümantasyon ve sakla-ma alışkanlıklarının eksik olduğu, mimari üretimlerin nadiren arşiv-lendiği o yıllarda böyle bir çaba kayda değer. Umarız bu ve bundan sonra yayınlayacağımız albüm-kitap-lar, İstanbul’un tarihsel kimliğini çözümlemede araştırmacılara fayda-lı olur.

The photographs collected by our founders through the years, which they have donated to Suna and İnan Kıraç Foundation, constituted the kernel of the Foundation’s Photography Collection. Since the day the İstanbul Research Institute was opened in 2007, this collection grew with acquisitions and other donations, reaching approximately 130,000 photographs, with İstanbul as their main focus and covering a period from the 1850s to the 1960s.

Years of classification and identifica-tion have finally brought us to the point of being able to create new projects. As a result, we have planned the Suna and Inan Kıraç Photography Collection Series, which will consist of thematically structured groups of photographs.

This album-book is the first publica-tion in this series, discussing the architectural journey of Şişli Mosque, the first monumental religious building of Republican İstanbul. One of the reasons we have chosen Şişli Mosque is that this is the first mosque in the city’s history that was built not under the aegis of the sultan or statesmen but through the collective effort of the people. Another reason is that Şişli Mosque, unlike the architectural thought and production of the 1940s, which was shaped through-out the country by winds of modern-ism, reflected the classical Ottoman style and has been accepted as a stylistic example, providing a proto-type for neo-Ottoman mosques built in its wake. In addition, the photographs of the mosque we publish here have almost exclusively been taken by Foto Sabah, one of the leading studios of the period, which indicates that the process of the mosque’s construction between 1947 and 1949 was deliberately documented at regular intervals. In those years when documentation and preservation was not habitual and architectural work was seldom archived, such an effort is notewor-thy. We hope that this title and the album-books we will publish will help researchers in analyzing İstanbul’s historical identity.

ŞİŞLİ CAMİİSuna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

THE ŞİŞLİ MOSQUESuna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishŞubat / February, 201673 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-53-3

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

Doğu’nun Merkezine Seyahat sergisi, bireysel keşif seyahatlerinin yerini alan kitle turizmi ve seyahat kültürünün dönüşümünü, Osmanlı dönemi fotoğrafları ve efemera alanlarında dünyanın önde gelen koleksiyoncularından biri olan Pierre de Gigord’un koleksiyonun-dan derlenen eserler aracılığıyla inceliyor. Sergiye eşlik eden katalogda, küratörler Ekrem Işın ve Catherine Pinguet'nin konuyu genelhatlarıyla kapsayan yazılarının yanısıra, Jean-Michel Belorgey, Sophie Bach, Timour Muhidine ve Thierry Zarcone'nun, tren yolculuk-ları, gezginlerin kitap tercihleri, turist kimliği, Avrupalı gezginlerin tarikatlara olan ilgisi üzerine daha spesifik makaleleri yer alıyor.

Based on materials selected from the vast collection of Pierre de Gigord, one of the leading collec-tors of Ottoman-era photographs and ephemera in the world, the exhibition Journey to the Center of the East sheds light upon early years of mass tourism that replaced individual journeys of discovery, and the transformation of travel culture. The accompanying catalogue is comprised of articles by the curators Ekrem Işın and Catherine Pinguet that examines the subject with a broader sense, and as well as articles by Jean-Michel Belorgey, Sophie Bach, Timour Muhidine and Thierry Zarcone on more spesific themes such as traveling to İstanbul by train, travelers' preferences of books, their interest in sufi orders, and tourist identity.

DOĞU’NUN MERKEZINE SEYAHAT

1850-1950Pierre de Gigord

Koleksiyonu’ndan İstanbul’da Gezginlerin

100 Yılı

EKREM HAKKI AYVERDI (1899 – 1984)

Architectural Historian, Restorator, Collector

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2015312 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-45-8

Page 69: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr 137136

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Cumhuriyet’in 90. yıldönümünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaratılış mucizesine ışık tutan bir sergiye ev sahipliği yaptı: Cumhuriyet: Yeni İnsan Yeni Hayat. Aykut Köksal ve Turan Tanyer'in danışmanlığında, Ekrem Işın'ın küratörlüğündeki ser-gi, 1930’lardan başlayarak, Cum-huriyet’in gururlu ve coşkulu bilim insanlarının, entelektüellerinin ve diğer meslek mensuplarının elele vererek oluşturduğu bir yeniden doğuşa tanıklık ederken, sahne sa-natları, müzik, mimarlık, arkeoloji, edebiyat ve sosyal mekan alan-larından seçilen Muhsin Ertuğrul, Ahmed Adnan Saygun, İlhan Us-manbaş, Sedad Hakkı Eldem, Turgut Cansever, Halet Çambel, Oktay Rifat ve Georges Karpiç sorgulayan, araştıran, keşfeden, kurgulayan ve ‘Yeni Hayat'ı yaratan ‘Yeni İnsan’ı örnekliyorlar. Sergiye eşlik eden kapsamlı kataog da Cumhuriyet’in yarattığı “Yeni Ha-yat”a doğru “Yeni İnsan”ın yaptığı tarihsel yolculuğu, önemli makale-lerin yanı sıra fotoğraflar, afişler, çizimler, resim, kitap ve belgelerle ele alıyor.

İstanbul Research Institute's exhibi-tion Republic: New Individual New Life was presented on the occasion of the 90th anniversary of the Turkish Republic’s establishment. Starting from the 1930s onwards, the exhibi-tion shed light on the miraculous creation of the Turkish Republic and on the rebirth made possible through the collective efforts of the proud and enthusiastic scientists, intellectuals, and other profession-als of the Republic. Muhsin Ertuğrul, Ahmed Adnan Saygun, İlhan Us-manbaş, Sedad Hakkı Eldem, Turgut Cansever, Halet Çambel, Oktay Rifat, and Georges Karpiç were selected from the fields of performing arts, music, architecture, archaeology, lit-erature, and social life epitomize the inquisitive, creative, imaginative, and resourceful “New Individual” that gave rise to the “New Life.”

CUMHURİYET:YENİ İNSAN YENİ HAYAT

REPUBLIC:NEW INDIVIDUAL NEW LIFE

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAralık / December, 2013

425 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-21-2

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

EKREM HAKKI AYVERDI (1899 – 1984)Mimarlık Tarihçisi, Restoratör, Koleksiyoner

EKREM HAKKI AYVERDI (1899 – 1984)Architectural Historian, Restorator, Collector

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November, 2014395 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978 605 4642-38-0

Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet İstanbulu’nda yetişen Ekrem Hakkı Ayverdi, mühendis-mimar, restoratör, mimarlık tarihçisi kimliğinin yanı sıra Osmanlı sanatına tutkuyla bağlı bir koleksiyonerdi. Yaşadığı dönemde değişmeye başlayan üst kültür ortamında eski itibarını yitiren Osmanlı eserlerinden en seçkinlerini koleksiyonunda bir araya getirmekle kalmayıp onların onarımına ve konservasyonuna da büyük özen göstermiştir.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, kaybolmuş bir dünyanın son temsil-cilerinden, Osmanlı sanatı araştır-maları ve mimarlık tarihi içinde farklı bir yeri olan Ekrem Hakkı Ayverdi’yi meslek hayatı ve eşşiz koleksiyonuyla ölümünün 30. yılında bir sergiyle anıyor, bu çok yönlü ve renkli kültür insanını geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlıyor.

Ekrem Hakkı Ayverdi was raised at a time in which İstanbul was undergo-ing its late Ottoman-early Republi-can period. Apart from his persona as an engineer-architect, restorer, and architectural historian, he was a collector passionately dedicated to Ottoman art. Undertaking the construction of different public buildings in İstanbul, Bursa and Edirne, as well as the restoration of many architectural works, Ayverdi not only brought together the most select and refined works of Ottoman art, which had begun to lose its prestige amidst the chang-ing values of high culture in the time he lived, but he also paid particular attention to their conservation and preservation. Ayverdi’s two seminal corpuses that study Ottoman architecture from its early days until the end of the Mehmed II era, as well as its examples in Roumelia, continue to maintain their place as the most important reference books for those working in this field.

İstanbul Research Institute comme-morates Ekrem Hakkı Ayverdi, his professional work, and his priceless collection with an exhibition in the 30th anniversary of his passing and hopes to bring together wide audiences with this versatile and colorful man of culture, who, as one of the last representative of a lost world, holds a unique place in Ottoman art studies and Ottoman architectural history in particular.

Page 70: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

138 139

BİR GELENEĞİN ANATOMİSİRobert Kolej’in 150 Yılı1863-2013

THE ANATOMY OF A TRADITION150 Years of Robert College1863-2013

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2013670 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-13-7 

DEĞİŞEN ZAMANLARIN MİMARI

Edoardo De Nari 1874-1954

THE ARCHITECT OF CHANGING TIMES

Edoardo De Nari 1874-1954

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAralık / December, 2012

300 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-09-0

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Robert Kolej işbirliğiyle hazırlanan Bir Geleneğin Anatomisi: Robert Kolej'in 150 Yılı (1863-2013) sergi-si, İstanbul'daki en köklü ve saygın eğitim kurumlarından Robert Ko-lej'in 150. kuruluş yıldönümü ne-deniyle hazırlandı. Robert Kolej, eğitimin evrensel değerine inanan Cyrus Hamlin ve Christopher R. Robert tarafından Birleşik Devletler sınırları dışında 1863’te kurulan ve halen devam eden ilk Amerikan okuludur. 150 yıllık tarihinde dev-rimlere, savaşlara, depremlere, yangınlara, salgın hastalıklara tanık olan Kolej, kapılarını tek bir gün kapatmadan bugünlere geldi. Dör-dü Bulgar olmak üzere yedi başba-kan, sayısız devlet adamı, yazar, sanatçı, müzisyen, tiyatro oyun-cusu, sporcu, iş adamı, mühendis, doktor, hukukçu ve eğitimcinin mezun olduğu Kolej, her ne kadar zaman zaman mali kaynak yetersi-zliği ve binaların ihtiyaca cevap vermemesi gibi nedenlerle stan-dartlarını korumakta zorlansa da, diğer okullara daima örnek oldu. Küratörlüğünü Cem Akaş’ın yaptı-ğı; Robert Kolej Arşivi, Columbia Üniversitesi Nadir Kitap & Elyazma-ları Kütüphanesi ve özel koleksi-yonlardan derlenen sergi, Kolej’in 150 yıllık ilginç tarihinin yanısıra, İstanbul’un eğitim, kültür, sosyal ve entelektüel yaşamına da ışık tuttu.

İstanbul Research Institute in collab-oration with Robert College pres-ented the exhibition  The Anatomy of a Tradition: 150 Years of Robert College (1863-2013) at the İstanbul Research Institute on the occasion of 150th  anniversary of Robert College, one of the long-estab-lished and meritocratic educational institutions of İstanbul.  Robert Col-lege was founded in Istanbul in 1863 by Cyrus Hamlin and Christo-pher R. Robert, two men who be-lieved in the universal value of education. It was the first American school to be established in the Ottoman lands, and outside the USA. Surviving revolutions, wars, earthquakes, fires, and epidemics, the College never closed down a single day throughout its 150-year history. Robert College has educat-ed seven prime ministers (four of them Bulgarian), countless states-men, writers, artists, musicians, actors, athletes, businessmen, engi-neers, doctors, lawyers, and educa-tors.It has been the standard against which other schools measure them-selves, even when Robert College itself had the challenge of living up to its own standards, due to lack of funding, inadequate buildings etc. from time to time throughout its history. Curated by Cem Akaş, the exhibition shed light on the 150 years of the College, as well as the educational, cultural, social and intellectual life in İstanbul through selected photographs and objects from Robert College Archives, Columbia University Rare Book & Manuscript Library and private collections. 

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, İstanbul’da iz bırakan mimarlara ve şehircilere ilişkin, Raimondo D’Aron-co ile başlattığı, Henri Prost ile sürdürdüğü sergi dizisi, Osmanlı döneminin sonu ve Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde, bu ilginç ve renkli geçiş döneminde faaliyet gösteren İtalyan mimarlardan Edoardo De Nari ile devam etti. Büke Uras’ın küratörlüğünde Uras’ın De Nari arşivinden ve farklı koleksiyon-lardan hazırlanan sergi, 1895’ten 1954 yılına kadar İstanbul’da sür-dürülmüş ilginç bir yaşamın ve kariyerin tanıklığı olduğu kadar, çok yönlü bir kişiliğin, bir İstanbul mimarının arşivi üzerinden 20. yüzyılın ilk yarısı İstanbulu’nun mi-mari ve sosyal okumasına da önemli katkı sağlıyor. Edoardo De Nari, yerel mimarlık tarihinde ihmal edilmiş olsa da, döneminde İstan-bul mimarlığında ön plana çıkmış bir kişilik. Pek çok yeteneği olan, yabancı topraklarda mesleki kari-yerini sürdürmesini mümkün kılan son derece farklı niteliklere sahip; mimar, mühendis, dekoratör, bes-tekâr, dünya gezgini ve politikacı. Değişen Zamanların Mimarı, Edoar-do De Nari (1874-1954) sergisi, ve kataloğu, arşiv çalışmalarıyla bir yandan mimarı bilinmeyen ya da az bilinen birçok yapının gerçek ta-sarımcısını gösterirken, diğer yan-dan mimarın denediği farklı üslup-larla, İstanbul’da son dönemini yaşa-yan kozmopolit üst sınıfın estetik tercihlerini de yansıtıyor.

The series of exhibitions, initiated by Suna and İnan Kıraç Foundation İstanbul Research Institute, on archi-tects and city planners who have left their imprint on İstanbul, continued with Edoardo de Nari, one of the leading Italian architects active dur-ing the intriguing and colorful peri-od of transition from the end of the Ottoman era to the first twenty-five years of the young Republic. The ex-hibition, compiled from the private archives of Büke Uras, as well as different collections, not only stood testimony to the interesting life and career of an architect but it also provided an architectural and social reading of the first half of the 20th century in İstanbul through a multi-faceted individual; an İstanbul archi-tect. Although Edoardo De Nari may have been neglected in the his-tory of local architecture, he none-theless stood out in the architecture of his period in İstanbul. He was gifted in many areas and possessed qualifications that allowed him to practice his professional career in foreign lands: architect, engineer, composer, world traveler, and, finally, politician. While revealing the real designer of a number of build-ings whose architect remained un-known or ambiguous to date, the exhibition Architect of Changing Times: Edoardo De Nari (1874-1954) also reflected, through the different styles of the architect, the aesthetic proclivities of a cosmopolitan upper class enjoying their final days in İstanbul.

Page 71: Yayınlar Kataloğu

DÜŞÜNEN TOHUM, KONUŞAN TOPRAK

Cumhuriyet’in Köy Enstitüleri(1940-1954)

MINDFUL SEED, SPEAKING SOILVillage Institutes of the Republic

(1940-1954)

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishNisan / April, 2012

I. Cilt 324, II. Cilt 319 sayfa / Vol I. 324, Vol 2. 319, pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-99-4

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

iae.org.tr 141130

Cumhuriyet tarihinin en dramatik değişim süreçlerinden biri olan Köy Enstitüleri’ne odaklanan, İstan-bul Araştırmaları Enstitüsü’nün İs-mail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı işbirliğiyle hazırladığı, Düşünen To-hum, Konuşan Toprak: Cumhuri-yet’in Köy Enstitüleri (1940-1954) sergisi, arşiv belgeleri, fotoğraflar, kişisel eşyalar ve tanıklıklarla önem-li bir döneme ışık tutan bir sergiydi. Sergiye paralel olarak yayınlanan ve konuyu derinlikli bir biçimde irdelemeye çalışan katalog ise kap-samlı içeriğiyle döneme birçok farklı açıdan bakıyor. Yüzde doksa-na yakını okuma yazma bilmeyen bir ülkede Cumhuriyet’i yaşatma ve bu topraklarda yeni bir insan tipi yetiştirme amacıyla, dönemin İlk-öğretim Genel Müdürü İsmail Hak-kı Tonguç önderliğinde 17 Nisan 1940’ta kurulan Enstitüler, köyden aldıkları çocukları eğitip tekrar köye yollayarak halkın bu geniş kesiminin aydınlanmasını hede-flemişlerdi. 1946’da dış ve iç baskı-larla yavaşlayan süreç sonunda, 1954’te Enstitüler kapatıldı.

Organized by the collaborative ef-forts of the İstanbul Research Insti-tute and İsmail Hakkı Tonguç Docu-ment Archives Foundation, Mindful Seed Speaking Soil: Village Institutes of the Republic (1940 -1954), focused upon one of the most dramatic processes of evolution in the history of the Turkish Republic through archive documents, photographs, personal objects, and witness ac-counts. In a country where nearly ninety percent of the population was still illiterate, Village Institutes were established through the leadership of General Director of Primary Education İsmail Hakkı Tonguç on 17 April, 1940 with the objective of upholding the princi-ples of the Republic and educating a new kind of citizen. By training the children recruited from villages and sending them back to their local communities, the Institutes targeted the education of a large segment of the population. Slowing down by 1946 due to interior and exterior pressures, the movement ended upon closure of the Village Institutes in 1954.

Page 72: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

142 143

NİL KIYISINDAN BOĞAZİÇİ’NEKavalalı Mehmed Ali PaşaHanedanı’nın İstanbul’daki İzleri

FROM THE SHORES OF THE NILE TO THE BOSPHORUSTraces of the Kavalalı Mehmed AliPasha Dynasty in İstanbul

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishAralık / December, 2011380 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-95-6

HİLÂL VE GÜNEŞİstanbul’da Üç Japon

Yamada Torajirō, Itō Chūta, Ōtani Kōzui

THE CRESCENT AND THE SUN

Three Japanese in İstanbulYamada Torajirō, Itō Chūta,

Ōtani Kōzui

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2010

398 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-78-9

Nil Kıyısından Boğaziçi'ne Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı'nın İstanbul'daki İzleri sergisi, siyasi tarihimizde olduğu kadar kültür, sanat ve bilim alanındaki öncü rolüyle de dikkat çeken Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı’nın Mısır’dan İstanbul’a uzanan sıradışı öyküsüne ışık tutuyordu. Osmanlı siyasi tarihinde son derece sıra dışı bir isim olan Mehmed Ali Paşa, Kavala’da, kökleri Konya’ya uzanan bir tüccar ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. İşgalci Napolyon ordusuna karşı yollanan askerlerle 8 Mart 1801’de geldiği Mısır’da dört yıl sonra vali olan ve kısa sürede uluslararası politika sahne-sinde yerini alan Mehmed Ali Paşa’nın, Osmanlı yönetimiyle giriş-tiği nüfuz ve toprak mücadelesi imparatorluk sınırlarını aşarak Rusya ve Batı devletlerinin de karıştığı “Mısır Meselesi” denilen bir siyasi sorun haline geldi. Paşa’nın Osmanlıyla 1841’de vardı-ğı uzlaşmadan sonra yılın bir bölümünü İstanbul’da geçiren Kavalalı hanedanı üyeleri, görkemli yaşam biçimleri ve Avrupa’dan ithal ettikleri modalarla Osmanlı saray çevresini etkilediler, döne-min avant-garde akımlarını yansı-tan yapılarıyla mimari değişim-lere öncülük ettiler. Örgütlenmiş bir aristokrasinin bulunmadığı, soy-luluğun devletçe önemsenmediği bir dünyada, bu geleneği kırarak kendisine “hanedan” statüsü kazan-dıran Kavalalı Mehmed Ali Paşa ailesinin izleri Tanzimat dönemi İstanbul hayatının birçok boyutun-da hissediliyor.

From the Shores of the Nile to the Bosphorus: Traces of the Kavalalı Mehmed Ali Pasha Dynasty in İstanbul, told the extraordinary story of the Kavalalı Mehmed Ali Pasha dynasty, which played a leading role in our political history, as well as culture, arts and science, extending from Egypt to İstanbul. A considera-bly unconventional name in Turkish political history, Mehmed Ali Pasha was born in Kavala as the son of a merchant family, the roots of which extended to Konya. He became the governor of Egypt on 8 March 1801 alongside the soldiers sent to fight against the occupying forces of Napoleon. Soon, his struggle for power and land against the Ottoman administration reached beyond the boundaries of the Empire and became a political problem known as the “Egyptian Question” that involved Russia and Western coun-tries as well. After he reached an agreement with the Ottoman gov-ernment in 1841, members of the Kavalalı dynasty spent part of the year in İstanbul and influenced the Ottoman palace circles with their ostentatious life styles and Europe-an trends, as well as with their build-ings, reflecting avant-garde architec-tural movements of the period. In a world in which there was no organ-ized aristocracy and nobility was disregarded by the state, Kavalalı Mehmed Ali Pasha family overcame this tradition and attained a “dynas-tic” status. Their imprints can be observed in various aspects of life in the Tanzimat era İstanbul.

Türkiye - Japonya ilişkilerinin baş-langıç döneminde İstanbul’u ziya-ret eden üç Japon’un; işadamı ve çay merasimi üstadı Yamada Tora-jirō (1866-1957), mimar, profesör ve ilk Japon mimarlık tarihçisi Itō Chūta (1867-1954) ile Budist din adamı, araştırmacı Ōtani Kōzui’nin (1876-1948) Osmanlı İmparator-luğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında özellikle İstanbul yaşantı-larını bugüne taşıyan Hilâl ve Güneş. İstanbul’da Üç Japon: Yama-da Torajirō, Itō Chūta, Ōtani Kōzui sergisi, 2010 Türkiye’de Japonya Yılı’nda iki dost ülke ilişkisinin baş-langıç ve şekillenme sürecine farklı bir bakışla, yeni ışıklar tutuyordu.

Three Japanese men: Yamada Torajirō (1866-1957), Itō Chūta (1867-1954), and Ōtani Kōzui (1876-1948), visited İstanbul during the early stages of Turkish-Japanese relations. The endeavors and experi-ences of these three Japanese men in the Ottoman Empire and the Turkish Republic inspired this exhibi-tion. Businessman and tea master Yamada, architect, professor, and the first Japanese architectural historian Itô, and Buddhist abbot and researcher Ôtani were three outstanding men who left their mark in Japan through their respective fields. Coincidentally, the three Japanese grew interested in the Ottoman Empire/Turkish Republic roughly around the same period, in late 19th to early 20th centuries, and left behind works that related to their experiences in Turkey. The exhibition was based on the views and experiences of these three Japanese men; through new finds, historic works, and documents, including objects from Japanese and İstanbul museums, were displayed for the first time, convey-ing the Ottoman Empire’s and Turkey’s impressions of the Japane-se from the Meiji period. Through the adventures of these three Japanese men, the exhibition ex-plored a multi-layered window of history that opens out from İstanbul to the world.

Page 73: Yayınlar Kataloğu

İMPARATORLUK BAŞKENTİNDENCUMHURİYET’İN

MODERN KENTİNEHenri Prost’un İstanbul Planlaması

1936-1951

FROM THE CAPITAL OF THE EMPIRE

TO THE MODERN CITY OF THE REPUBLIC

Henri Prost’s Planning of İstanbul1936-1951

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishNisan / April, 2010380 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-74-1

1936  yılında İstanbul'a davet edilen ve kentin nazım planını oluş-turmakla görevlendirilen, dönemin önde gelen şehircilerinden Henri Prost'un İstanbul planlamasına yö-nelik çalışmalarından oluşan sergi, Fransız Mimarlık Enstitüsü XX. Yüz-yıl Mimarlık Arşivleri'nden özgün belgeleri ve dönemin fotoğraflarını içeriyordu. 1936'dan 1951'e kadar onbeş yıllık bir döneme yayılan Prost planlaması üzerine bugün de süren tartışmalara, Henri Prost'un mesleki kariyerindeki az bilinen bir döneme ve İstanbul'un şehircilik tarihine ışık tutan serginin küratör-lüğünü, İstanbul'un kentsel dokusu ve mimarisi üstüne çalışmalarıyla tanınan Pierre Pinon ve şehircilik tarihi, kentsel tasarım ve kent mimarlığı çalışmalarıyla bilinen Cânâ Bilsel yaptı. Tarihi Yarımada ile Beyoğlu yakasını birbirine bağ-layan ve Haliç üzerinden köprüyle geçen metro hattı ya da Yenikapı'da deniz, metro ve kara ulaşımının birbirine eklemlenmesi gibi bazı önerileri ise hâlâ güncelliğini koru-maktadır. Aradan geçen yarım yüz-yılda, İstanbul gibi tarihsel bir metropolün çağdaş planlamasına ilişkin pek çok farklı yaklaşım gün-deme gelmiş olmasına rağmen Prost'un 20. yüzyıl İstanbulu'nu biçimlendiren mimar - şehircilerin başında geldiği ve günümüz kenti-ne damgasını vurduğu inkar edile-mez.

One of the leading urban planners of his time, Henri Prost was invited to İstanbul in 1936 to draw up the city's master plan; the exhibition covered the work he did for the city's planning, and included original documents and photographs of the period taken from the 20th Century Architectural Archives of the French Architectural Institute. Prost's plans spanned a period of 15 years, from 1936 to 1951, and the exhibition shed light on debates that still concern these plans, on a relatively obscure period in Henri Prost's career and on the urban planning history of İstanbul. The exhibition was curated by Pierre Pinon, who is known for his work on İstanbul's urban fabric and architecture, and Cânâ Bilsel, whose work focuses on the history of urban planning, urban design and urban architecture. Some of Prost's proposals, especial-ly those regarding the Historical Peninsula, Galata-Beyoğlu and Eyüp were executed, while some were shelved; some, like constructing a subway line between Beyoğlu and the historical peninsula that passes over Haliç on a bridge, and joining sea, subway and land traffic in Yeni-kapı remain valid even today. It is impossible to deny that in the fifty years that have passed, Prost remains the leading architect-urban planner in shaping the İstanbul of the 20th century and has left his mark on today's İstanbul, despite the fact that various approaches in the modern planning of a historical metropolis like İstanbul have come to the fore.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

iae.org.tr 145144

Page 74: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

146 147

ANKARA KARA KALPAKLI KENT1923-1938

ANKARACITY OF THE BLACK CALPAK1923 - 1938

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2009363 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-66-6

ÜÇ KİTAPLI KENTLER19. Yüzyıl Fotoğraflarında Kudüs ve Kutsal Topraklar

CITIES OF THE THREE BOOKS

Jerusalem and the Holy Land in 19th Century Photographs

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishEylül / September, 2008

165 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-53-6

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’ndan Sadrazam Kıbrıs-lı Mehmet Kâmil Paşa’ya ait fotoğ-raf albümünden kurgulanan sergi ve katalog, en uzun süreli barışı Osmanlı İmparatorluğu yönetimin-de yaşayan Kutsal Topraklar’daki inanç çeşitliliğini ve bu çeşitliliğin mimariye nasıl yansıdığını anlatır-ken, mimarlık ve fotoğraf tarihçile-rine, geçmişimizi farklı bir pencere-den okuma ve yorumlama olanağı da veriyor.

Centered on the photograph album that once belonged to Grand Vizier Kıbrıslı Mehmet Kâmil Pasha and added to the Foundation’s photog-raphy collection, the exhibition por-trayed the diversity of faiths in the Holy Land – which enjoyed the long-est period of peace under Ottoman rule – and how this diversity is mani-fested in the architecture of the region.  Furthermore, the exhibition also provided a unique opportunity for historians of architecture and photography to read and interpret the past through a different perspec-tive.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'den, Cumhuriyetin 86. yılında, başkent Ankara'ya farklı bir kentten ve farklı bir pencereden bakan, anlamlı bir sergiydi: Ankara: Kara Kalpaklı Kent, (1923-1938). Sergi, merkezi "Meclis" olan bir Cumhuriyet imgesi ve ulus düşüncesinin örnek bir yaşama me-kânı olarak başkent Ankara'yı ve şehrin Atatürk'ün şahsında ve çevre-sinde şekillenen mimarisini, sosyal yaşamını, ve modernleşen çehresini anlatıyordu. Osmanlı ile Cumhuri-yet'in birbiriyle çatışan sembolleri üzerine kurulu bir kent olan Anka-ra'nın, Osmanlı yerleşim dokusun-dan Erken Cumhuriyet'in modern yapılaşmasına uzanan mimari ögele-rini, Cumhuriyet'in kuruluş coşkus-unu ve Atatürk'ün etrafında şekille-nen gündelik hayatı, fotoğraflar, belgeler ve objelerle yansıttı. Cum-huriyet Balosu davetiyeleri; Ankara Palas'ta Atatürk'le geçirilmiş mutlu zamanlara tanıklık eden fotoğraf ve mönüler; heyecanla giyilen şapkal-ar; titrek elyazısıyla kaleme alınmış latin harfli mektuplar; Çiftlik ve Ba-raj otobüslerinin sararmış biletle-ri; üzerinde Zafer Anıtı, Büyük Millet Meclisi resimlerinin bulunduğu şe-kerleme kutuları; Kızılay mendilleri; Koçzâdeler'den alınmış eşya fatura-ları ve Garip şairlerinin ilk şiirlerini basan dergilerle, Erken Cumhuri-yet'in hatıra arşivi olan Ankara: Kara Kalpaklı Kent, (1923–1938) sergisi, Cumhuriyet'in kuruluş öyküsüne ve örnek kent olarak kurgulanan yeni başkent Ankara'nın inşasına odak-landı. Cumhuriyetin 10. yıl kutlama-ları için Ankara'ya gelen Rus Yönet-men Sergei Yutkeviç'in çektiği, Reşat Nuri Güntekin ve Fikret Adil'in yapımına katkıda bulunduğu, 1934 yılında sinemalarda, okullarda ve meydanlarda gösterilen, Osmanlı Ankarası ile Cumhuriyet'in inşa ettiği modern Ankara'yı çarpıcı görüntüler-le yansıtan "Türkiye'nin Kalbi Anka-ra" belgeseli de, T.C. Cumhur-başkanlığı Arşivi'nin izniyle katalogta yer alıyor.

İstanbul Research Institute present-ed a new and meaningful exhibition looking at Ankara, the capital city, from another city and from a differ-ent perspective on the 86th anniver-sary of the Republic: Ankara City of the Black Calpac (1923-1938). The exhibition told the story of Ankara, the capital that became the image of the Republic with the "Parlia-ment" at its center and the exempla-ry lifeworld of the national idea; in doing so, it focused on Ankara's architecture, its social life and its modernized look that were shaped by and around Atatürk. Through photographs, documents and ob-jects, the exhibition showcased An-kara, a city founded on the clashing symbols of the Ottoman Empire and the Republic, and its architec-tural elements ranging from the Ottoman residential fabric to the modern urban sprawl of the Early Republic; it recreated the exhilara-tion that accompanied the found-ing of the Republic and the daily life that was shaped around Atatürk himself. The Republic Ball invita-tions; photographs and menus bearing witness to the good times in Ankara Palas with the Gazi; hats worn with great eagerness; letters written in a shaky hand using the Latin alphabet; the yellowed tickets of Çiftlik and Baraj buses; the candy boxes with pictures of the Victory Monument and the Parliament on them; the Red Crescent handker-chiefs; invoices of furniture bought from Koçzadeler and the journals that published the first poems of the Garip poets: as the souvenir archive of the Early Republic, Ankara the City of the Black Calpac (1923-1938) narrates the story of the founding days of the Republic and the con-struction of Ankara, the new capital, as an exemplary city. "Ankara, the Heart of Turkey," a film created by the Russian director Sergei Yutkeviç, who visited Ankara on the 10th anniversary of the Republic, is also included in the catalogue, courtesy of the Presidency Archives of the Republic of Turkey. Reşat Nuri Güntekin and Fikret Adil collaborat-ed on the making of this film, which presented striking images of the Ottoman Ankara and the modern Ankara built by the Republic. The film was shown in movie theaters, schools and squares in 1934.

Page 75: Yayınlar Kataloğu

AHŞAP İSTANBULKonut Mimarisinden Örnekler

WOODEN İSTANBULExamples from Housing Architecture

Türkçe, İngilizce, Almanca / Turkish, English, German

Ekim / October, 2008339 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-55-0

Until the middle of the 20th century the cityscape of İstanbul was domi-nated by wooden houses, which then vanished in a dramatic process. The German Archaeological Institu-te in İstanbul (DAI) has researched the wooden buildings of İstanbul in many investigations, reaching as far back as the 1960’s. The summary of these investigations gives an overall picture, which chronologically be-gins from the Amcazade Yalısı of the late 17th century to the house of the early 20th century on Büyükada. The whole variety of the old wooden houses is typologically presented, from the magnificent yalıs on the shores of the Bosphorus to the wooden houses of the bourgeoisie in Zeyrek. The documentation of this important city quarter covers its total area and took up its own section in this exhibition. Special attention was given to the construction techniques of the wooden houses, with the tools of craftsmanship and with a detailed construction model of the Amcazade Yalısı.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

iae.org.tr 149148

İstanbul manzarasında 20. yüzyıl ortalarına kadar son derece belir-gin olan ahşap yapılar ne yazık ki dramatik bir süreç içinde yok olmuştur. İstanbul, Alman Arkeo-loji Enstitüsü geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanan birçok araştırmasın-da ahşap İstanbul yapılarıyla da il-gilenmiştir. Bu araştırma çalışmala-rının bütününe bakıldığında -Amca-zade Yalısı’yla 17. yüzyıldan başla-yan ve 20. yüzyılın başlarına ait Büyükada’daki bir konuta varan zaman dönemine ilişkin- genel bir fikir edinilebilir. 2008 yılında açılan sergide ve kataloğunda, tipolojik olarak, Boğaziçi’nin muhteşem ya-lılarından, Zeyrek’te bulunan daha mütevazı konutlara kadar eski ahşap evlerin tüm çeşitliliğine yer verilmiştir. Kapsamlı olarak belge-lenen Zeyrek mahallesi, sergide ve katalogta ayrı bir bölümde yer almış, özellikle ahşap evlerin yapım tekniği de incelenmiştir.

Page 76: Yayınlar Kataloğu

UZUN ÖYKÜLERMelling ve Dunn’ın

Panoramalarında İstanbul

LONG STORIES İstanbul in the Panoramas of

Melling and Dunn

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishMayıs / May, 2008113 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-46–8

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

iae.org.tr 151150

Kentin tarihsel topografyasına odak-lanan bir mikro tarih çalışması niteliğindeki  Uzun Öyküler: Mel-ling ve Dunn'ın Panoramalarında İstanbul  sergisi ve kataloğunu Ek-rem Işın ve M. Baha Tanman hazır-ladı. Panoramalar görsel kent öykü-leridir. Uzayıp giden görüntülere imparatorların, sultanların gölge-leri düşer; göğe yükselen iktidar sembollerini gündelik hayatın kül-türel dokusu, mimari kurgu ve doğa kuşatır. Panoramaların amacı, gözün ilk bakışta algıladığı bu uygarlık dekoru önünde, bir baş kahraman olarak tarih sahnesine çıkan kent imgesine tanıklık etmek-tir. Panoramik kent görüntüleri Rönesans  döneminde ortaya çık-tılar.  Ortaçağ'da yeni yaşam alan-ları olarak beliren kentler, keşfedi-len kültürel coğrafyanın sınırları genişledikçe eski haritacılık teknik-lerini de dönüşüme uğratırlar. Panoramik  haritalar  15. yüzyıldan itibaren Rönesans  insanının bu kentlere bakışını yansıtır. Bu bakış açısında kent ve onu inşa eden siyasi otorite birbiriyle bütün-leşmiştir.  "Papa'nın kenti",  "Hali-fe'nin kenti" ve "Sultan'ın kenti" kav-ramları, panoramik gravürün sağla-dığı yeni görsel olanaklarla insan-ların zihnine farklı uygarlık tasarım-larını yerleştirirler. Sergiyi oluşturan Antoine-Ignace Melling ve Monta-gu B. Dunn'ın  İstanbul panorama-ları, kentin moderleşme tarihine ışık tutan çarpıcı belgelerdir.  Melling, Aydınlanma Çağı'nın ideallerine bağlılığını, 18. yüzyıl sonu İstanbu-lu'nun panoramik tarihsel topog-rafyasındaki gerçekçi yaklaşımıyla kanıtlar.  Dunn  ise,  Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında geldiği İstan-bul'u Tanzimat  sonrası yeni çehre-siyle yansıtır. Her iki panorama da, modernizm sürecindeki İstanbul'un değişen kent imgesini gözler önü-ne seren bilimsel birer tanıktır.

Long Stories: İstanbul in the Panora-mas of Melling and Dunn, opened a visual window to the city of emper-ors and sultans, a micro-level study of history that focused on the histori-cal topography of the city. The exhibition was curated by Ekrem Işın with M. Baha Tanman acting as project consultant. Panoramas con-stitute the visual narratives of a city. Emperors and sultans cast their shadows in the images stretching before our eyes; the symbols of power piercing the sky are surround-ed by the cultural texture of daily life, as well as the city's architectural composition and nature. The raison d'être of a panorama is to bear witness to the urban image that appears as a protagonist on the stage of history, set against the civilizational décor that the eye perceives at first sight. Panoramic images of the city came in view during the Renaissance period. Cities, which emerge as the new lebensraum in the Middle Ages, provoke the transformation of the old cartography techniques as the boundaries of cultural geography expand. As of the 15th century, panoramic maps reflect the ways in which the Renaissance men perceive the city. In this perception, the city and the political authority that builds it are closely intertwined. The concepts of "The City of the Pope", "The City of the Caliph", and "The City of the Sultan" implement diverse civilizational designs in the minds of people through the new visual possibilities that panoramic engravings provide. The İstanbul panoramas of Antoine-Ignace Mel-ling and Montagu B. Dunn are spec-tacular documents that shed light to the city's history of modernization. Melling demonstrates his dedica-tion to the ideals of the Enlighten-ment through his realistic approach to the historic topography of the late-18th century İstanbul. Dunn, on the other hand, reflects the new visage of a post- Tanzimat İstanbul he arrives in during the Crimean War (1853-1856). Both panoramas remain as scientific testimonies to the changing urban image of an İstanbul in the process of moderni-zation.

Page 77: Yayınlar Kataloğu

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

iae.org.tr 153152

SALTANATIN DERVİŞLERİ,DERVİŞLERİN SALTANATI

İstanbul’da Mevlevîlik

THE DERVISHES OF SOVEREIGNTY,

THE SOVEREIGNTY OF DERVISHES

The Mevlevî Order in İstanbul

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishKasım / November, 2007

274 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-41–3

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nin 800. doğum yıldönümü nedeniyle Unesco'nun  2007  yılını bu büyük mutasavvıfa ayırmasından yola çı-karak,  İstanbul Araştırmaları Ensti-tüsü, İstanbul'un tasavvuf tarihine ışık tutmak ve  Mevlânâ'yı bir kez daha saygıyla anmak amacıyla Saltanatın Dervişleri, Dervişlerin Saltanatı: İstanbul'da Mevlevîlik sergisini Kasım 2007’de hazırladı. 13. yüzyıl sonlarında, toplumsal ve kültürel kökleri açısından  İslam ortaçağına ait mistik bir kurum olan Mevlevîlik, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethiyle Konya'dan İstan-bul'a uzanan yolda, İstanbul'un Av-rupa  rönesansına dönük yüzü nedeniyle Dünya üzerindeki yerini alır. Yüzyıllar boyunca süren tarih-sel süreklilik içinde,  Asya kökenli bir zihniyet olmaktan,  Doğu-Batı arasında entelektüel ve tinsel bir köprü olmaya giden Mevlevîlik, 1491'de kurulan Galata Mevlevîha-nesi'yle birlikte Balkanlar ve Akde-niz coğrafyasına yayılma imkanı bu-lur ve ardından,  İstanbul Mevlevil-iği'nin temelleri  17.  yüzyıl ortala-rından itibaren İstanbul'daki Mev-levî  şeyh aileleri tarafından atılır. Sözün zerafetini, kalbin evrensel-liğini ve ruhun yüceliğini temsil eden  İstanbul Mevlevîleri, ortaçağ tasavvuf kültürü içinde şekillenmiş Mevlevî  sembolizmini, gündelik hayatın dokusuna yayarak, mad-deye ruh veren çabayla, giyim kuşamdan sıradan eşyaya, sanat eserinden konuşma diline kadar geniş bir kültür yelpazesinin mimar-ları olmuşlardır. İstanbul Araştırma-ları Enstitüsü,  Osmanlı İmparator-luğu'nun görsel arşivinde önemli bir yer tutan İstanbul Mevlevîliği'ne ait levha, gravür, fotoğraf ve gündelik hayata ilişkin objelerden oluşan, küratörlüğünü  Ekrem Işın'ın, danışmanlığını Prof. M. Baha Tanman'ın yaptığı Saltanatın Der-vişleri, Dervişlerin Saltanatı: İstan-bul'da Mevlevîlik  sergisi ve kata-loğuyla, sema eden, ney üfleyen dervişlerin büyülü, evrenine doğru gizemli bir yolculuğa çıkıyor.

Due to Unesco's designation of 2007 as the 800th anniversary of Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî's (1207- 1273) birth, İstanbul Research Insti-tute prepared the exhibition The Dervishes of Sovereignty, The Sover-eignty of Dervishes: The Mevlevî Order in İstanbul, in order to shed light upon the Sufi history of İstan-bul and to commemorate once again the life of Rumi. A mystical institution of medieval Islam at the end of 13th century with respect to its social and cultural roots, the Mevlevî Order assumes its unique place in the world due to İstanbul's close interaction with the Renais-sance in Europe and embarks upon a journey that leads from Konya to İstanbul, upon Sultan Mehmed II's conquest of the latter. As part of the historical continuum that lasts for centuries, the Mevlevî Order is transformed from an Eastern men-tality to becoming the epitome of an intellectual and spiritual bridge between the East and the West. Following the inauguration of the Galata Mevlevî Lodge in 1491, al-though the Order finds the oppor-tunity to expand into the Balkan and Mediterranean geography, the Mevlevî sheikh families of İstanbul lay the foundations of the İstanbul Mevlevî Order as of the mid-17th century. Representing the chivalry of word, the universality of heart, and the sanctity of spirit, the Mevlevîs of İstanbul weave the Mevlevî symbol-ism, which has been shaped in the medieval mystical culture of Islam, into the texture of daily life. In an effort to give spirit to matter, these unique men are the architects of a vast cultural spectrum that ranges from clothing to ordinary objects and from works of art to colloquial language. Brought to life through the collaborative efforts of exhibi-tion curator Ekrem Işın and exhibi-tion consultant Prof. M. Baha Tan-man and comprised of levhas (pa-nels), engravings, photographs, and daily objects, which constitute an important part of the visual archives of the Ottoman Empire, The Dervish-es of Sovereignty, The Sovereignty of Dervishes: The Mevlevî Order in İstanbul exhibition and its catalogue is a mystical journey into the ney-playing, whirling dervishes.

Page 78: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Kataloglarıİstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues

154 155

MEŞÂ'İRÜ'Ş-ŞU'AR ªIK ÇELEBİ

Yayına Hazırlayan / Editor: Filiz Kılıç

Türkçe / TurkishNisan / April, 2010

I. 591 (1-591), II. 548 (592-1139),

III. 560 (1140-1739) sayfa / pagesKutu İçinde 3 Cilt / 3 Volume Box

ISBN: 975-9123–73-4

Klasik Yapıtlar DizisiClassical Works Series

16. yüzyıl divan şairlerinden Âşık Çelebi'nin en önemli eseri, Meşâ'irü'ş-Şu'arâ, Prof. Dr. Filiz Kılıç tarafından üç ciltlik kitap olarak hazırlandı. Kitapta Hâfız-ı Şirazi'den Baki'ye, Bihişti'den Cem Sultan'a, Derviş Çelebi'den Fuzuli'ye , Firdevsi'den Necati'ye, Sadi'den Zati'ye yaklaşık 426 şairin hal tercümesi, kimile-rinin minyatürleriyle birlikte yer alı-yor. Şairler, yeryüzü ile gökyüzü arasında asılı duran türlü türlü gerçeklikleri bilirler. Bize sunduk-ları kelimelerle örülmüş dünya, sırlı bir âlemden düşmüş gibidir. Prof. Dr. Filiz Kılıç, kitabı şöyle anlatıyor: "Meşâ'irü'ş-Şu'arâ ihtiva ettiği bilgi ve değerlendirmelerle edebiyat tarihi ve kültür dünyamızın birinci derecede önemli kaynakları arasın-dadır. Tezkire, sadece edebiyat tarihiyle uğraşanların değil, dilbil-imcisi, kültür tarihçisi ile sosyolog, psikolog ve etnografların da fayda-lanmaları ve kendi açılarından değerlendirmeleri gereken bir ha-zine durumundadır. Yazarın özellik-le bizzat tanıdığı, meşrebi uyuştuğu, arkadaş olduğu şairler bahsinde bir edebiyat tarihçisinden ziyade bir biyografi cambazıyla karşılaşılır."

As the most important work of 16th-century Divan poet Âşık Çele- bi, Meşâ'irü'ş-Şu'arâ was edited by Prof. Filiz Kılıç. The book includes biographies and, in some cases, miniatures of nearly 426 poets ranging from Hâfız-ı Şirazi and Baki to Bihişti, Cem Sultan, Derviş Çelebi, Fuzuli, Firdevsi, Necati, Sadi and Zati. Poets know all sorts of realities hanging between the earth and the sky. Woven with words, the world they present to us seems to emerge from a mysterious universe. Filiz Kılıç describes the book as follows: “With its content and analysis, Meşâ'irü'ş-Şu'arâ is among the primary sources of our history of literature and cul-ture. As a genre, tezkire (collection of biographies) is a true treasure that not only those engaged in the history of literature, but etymolo-gists, historians of culture, sociolo-gists, psychologists, and ethnogra-phers should benefit from as well. When reading about poets that the author personally knew, had a fondness for, or was friends with, one encounters not simply a histori-an of literature, but rather a master of biographic art.”

“OSMANLI MİMARI” D`ARONCO1893 - 1909 İstanbul Projeleri,Restorasyonlar, Projeler, Kitaplar

“OTTOMAN ARCHITECT” D`ARONCOProjects for İstanbul 1893 - 1909,Restorations, Projects, Books

Türkçe, İngilizce, İtalyanca / Turkish, English, ItalianEylül / September, 2006342 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 975–912-320-7 “Osmanlı Mimarı” D'Aronco sergisi,

1893-1909 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun kozmopolit baş-kenti İstanbul'da yaşamış ve birçok önemli yapıya imza atmış İtalyan mimar Raimondo D'Aronco'nun bu kentte kaldığı süre içinde gerçekleş-tirdiği proje, çizim ve krokileri, yüz yıl sonra, yine bu kentte bir arada görme olanağını veren bir derlemey-di. D'Aronco, günümüze ulaşan gör-kemli mimari anıtlarından da anla-şıldığı gibi, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin buluşma noktası olan bu ayrıcalıklı gözlem noktasından Avru-pa'nın uluslararası Art Nouveau hare-ketine katılmış ve İslam-Osmanlı sanatı üzerine düşünceleriyle bu ha-rekete katkıda bulunmuştur. Sergi ve katalog İstanbul’un bir dönem mima-risiyle ilgili önemli ipuçları barındırı-yor.

The exhibition and catalogue entitled, ‘Ottoman Architect D'Aronco’ was a compilation that brought together, after a hundred years, the projects, drawings, and sketches produced by Italian architect Raimondo D'Aronco', who lived in the cosmopolitan capital of the Ottoman Empire between 1893 and 1909 and left his imprint on many important buildings. As evident from the magnificent architectural monu-ments he created, D'Aronco joined Europe’s international Art Nouveau movement from the privileged site of observation, which served as the point of convergence for many cultures throughout the centuries and contrib-uted to this movement with his views of Islamic-Ottoman art.

Page 79: Yayınlar Kataloğu

“Klasik Yapıtlar Dizisi“ başlığı altın-da yayımladığımız ilk kitap olan Ayasofya’nın Betimi, Bizans impara-toru Ioustinianos’un mabeyincisi, aynı zamanda bir yazın adamı olan Pavlos’un Ayasofya’nın açılış kutla-maları için 562 CE yılında kaleme aldığı ve övgü yazınında ayrı bir yeri olan iki şiirden oluşur. Şiirler, tören alayları, düzyazı biçimindeki söylevler, dinsel ayinler, hatta din-dışı eğlenceler de içeren bir şöle-nin ögelerini yansıtması bakımın-dan Bizans tarihi ve edebiyatı araş-tırmacıları için son derece önemli bir kaynak eserdir.

As the first book to be published in the Classical Works Series, Ayasof-ya’nın Betimi is comprised of two poems Byzantine Emperor Justini-an’s chamberlain and literary figure Paulos wrote for the opening festivi-ties of Hagia Sophia in 562 CE. Holding a unique place in eulogistic literature, the poems act as a highly important source for researchers of Byzantine history and literature, as they reflect features of a festival of poems, processions, orations in prose, religious rituals, and even non-religious forms of entertainment.

iae.org.tr156 157

AYASOFYA’NIN BETİMİMABEYİNCİ PAVLOS

Çeviri / Translation: Samih Rifat

Türkçe, Grekçe / Turkish, GreekNisan / April, 2010129 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-67-3

KARİYE CAMİİ, YENİDEN

THE KARİYE CAMİİRECONSIDERED

Yayına Hazırlayanlar / Editors: Robert Ousterhout, Holger klein,

Brigitte Pitarakis

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishOcak / January, 2011

510 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-82-3

Kitapta, 2007’de Pera Müzesi’nde gerçekleştirilen Kariye. Bir Anıt, İki Anıtsal Kişilik. Theodoros Metokhi-tes’ten Thomas Whittemore’a ser-gisi kapsamında, yapının tarihi, arkeolojisi, restorasyon evreleri ve geleceği üzerine, aynı yıl Pera Mü-zesi’nde düzenlenen Theodoros Metokhides Khora Manastırı ve Pa-laiologoslar Dönemi Konstantino-polisi konulu sempozyum, 2004’te Columbia Üniversitesi’nde düzen-lenen Bizans’ı Restore Etmek Kariye Camii ve Bizans Enstitüsü’nün Res-torasyonu ve Illinois Üniversitesi Urbana – Champaign’de 2004’te düzenlenen Kariye Camii: Geç Orta Çağda Sanat ve Entellektüel Akım-lar başlıklı sempozyumlarda sunu-lan bildiriler yer alıyor.

This volume brings together presentations from the symposium titled, Theodore Metochites, The Chora Monastery, and Palaiologan Constantinople, held at the Pera Museum for the exhibition Kariye. One Monument, Two Monumental Personalities. From Theodore Meto-chites to Thomas Whittemore, and two previous symposia; Restoring Byzantium: The Kariye Camii in Istanbul and the Byzantine Institute Restoration held at the Columbia University, and The Kariye Camii: Art and Intellectual Currents in the Late Middle Ages held at the University of Illinois at Urbana-Champaign.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları /Klasik Yapıtlar Dizisiİstanbul Research Institute Publications / Classical Works Series Sempozyum Dizisi

Symposium Series

Page 80: Yayınlar Kataloğu

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin iş-birliğiyle yayınladıkları kitap, İstan-bul Arkeoloji Müzeleri koleksiyo-nunda yer alan Bizans dönemi kurşun mühürlerin topluca ilk bilimsel dökümü niteliğinde. Kitap-ta yer alan, büyük kısmı daha önce yayımlanmamış ve ait oldukları kişi-lerin isim, ünvan veya kurumsal bağlarına dair bilgileri içeren bin-den fazla kurşun mühür, aile bağla-rı, kurumlar, ordu, kilise ve manas-tırlar, ticaret gibi farklı konularda Bizans araştırmacıları için son dere-ce önemli bir kaynak oluşturuyor.

Published by İstanbul Research Insti-tute in collaboration with the İstan-bul Archaeological Museums, this volume documents for the first time the whole collection of Byzantine lead seals in the İstanbul Archaeo-logical Museums. It covers more than a thousand lead seals bearing the names, titles and the offices of Byzantine people, thus providing historians an immense source of information on family relations, insti-tutions, army, churches and monas-teries, and trade.

iae.org.tr

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Özel Diziİstanbul Research Institute Publications / Special Series

158 159

LES SCEAUX BYZANTINS DU MUSÉE

ARCHÉOLOGIQUED’ISTANBUL

Türkçe, Fransızca / Turkish, FrenchKasım / November, 2012

1095 sayfa / pagesSert Kapak / Hardcover

ISBN: 978-605-4642-08-03

Özel DiziSpecial Series

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI ENSTITÜSÜ YAZMALAR KATALOĞU(3 cilt)

Türkçe, İngilizce / Turkish, EnglishHaziran / June, 20141502 sayfa / pagesSert Kapak / HardcoverISBN: 978-605-4642-32-8 (1.c) 978-605-4642-33-5 (2.c) 978-605-4642-34-2 (3.c)

Prof. Dr. Günay Kut başkanlığındaki bilimsel ekip tarafından hazırlanan İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yazma Eserler Kataloğu, konularına göre on dört başlık altında tasnif edilmiş 1311 yazma eseri kapsıyor. Önemli bir bölümü Şevket Rado Koleksiyonu’ndan Enstitü’ye geçen bu kitaplar, zaman içinde farklı kaynaklardan edinilen yazmalarla birlikte, bugün hem İstanbul tarihi hem de Osmanlı İmparatorluğu’nun yayıldığı geniş coğrafyanın farklı kültürleri için vazgeçilmez bir birikim oluşturmuş durumda.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, üç cilt halinde yayımladığı bu kültürel mirası, tüm bilim insanlarıyla ve araştırmacılarla paylaşmaktan kıvanç duymaktadır.

Page 81: Yayınlar Kataloğu

KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’A

IX. Yüzyıl OrtalarındanXX. Yüzyıla Boğaziçi’nin

Anadolu Yakası Fotoğrafları

FROM KONSTANTİNİYYETO İSTANBUL

Photographs of the Anatolian Shoreof the Bosphorus from

the mid-19th to the 20th Century

Yayına Hazırlayan / Editor:M. Sinan Genim

Türkçe / TurkishOcak / January 2012

871 sayfa / pagesİPEK-SERT KAPAK-2 CİLT/

Silk Hardcover, 2 Vols. ISBN: 978-975-9123-93-2

XIX. yüzyıl sonu ile XX. Yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gös-teren fotoğraf ustalarının karelerin-den oluşan, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu ve bazı özel koleksiyonlardan derlenen kitap, bir devrin İstanbulu'nu eşsiz kıyıları, çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guilla-ume Berggren, Abdullah Birader-ler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah & Joaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson ve Elisa Pante Zonaro dönemin ağır ve zah-metli teknikleriyle çekilmiş fotoğ-raflarla İstanbul’un geçmişteki çeh-resini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtım-ları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu kentin Anadolu yakası kıyı-larında bizleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Özel Diziİstanbul Research Institute Publications /Special Series

iae.org.tr 161160

These two volumes showcases works by masters of photography, who practiced their art in İstanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. Comprised from a selection of photographs from the Suna and İnan Kıraç Foun-dation Photography Collection and from private collections, it reveals the magnificent structures, daily life and intriguing personalities of an İstanbul past. İstanbul has evolved into an industrial city, an enormous metropolis: its silhouette, architec-ture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Mas-ters such as Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillaume Berggren, Abdul-lah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah & Joaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson and Elisa Pante Zonaro document the nostal-gic images of the city during their time, taking us on a pleasurable journey through the photographs they took in the difficult and challenging techniques of the time.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Özel Diziİstanbul Research Institute Publications / Special Series

KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’AXIX. Yüzyıl OrtalarındanXX. Yüzyıla Boğaziçi’ninRumeli Yakası Fotoğrafları

FROM KONSTANTİNİYYE TO İSTANBULPhotographs of the Rumeli Shoreof the Bosphorus from themid-19th to the 20th Century

Yayına Hazırlayan / Editor:M. Sinan Genim

Türkçe / Turkish2.Baskı, Ekim / 2nd Print, October 2011866 sayfa / pagesİPEK-SERT KAPAK-2 CİLT/ Silk Hardcover, 2 Vols. ISBN 975-9123-18-5 (Vol. I)ISBN 975-9123-19–3 (Vol. II)

İngilizce / English2.Baskı, Ekim / 2nd Print, October 2011866 sayfa / pagesİPEK-SERT KAPAK-2 CİLT/ Silk Hardcover, 2 Vols. ISBN 975-9123-18-5 (Vol. I)ISBN 975-9123-19–3 (Vol. II)

XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gös-teren fotoğraf ustalarının eserlerin-den oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu'ndan derlenen Konstantiniyye’den İstan-bul’a XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları bir devrin İstanbul’unuçarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor.

Usta fotoğrafçılar James Robert-son, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Bira-derler, Guillaume Berggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranyan ve Gül-mez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fo-toğraflarla İstanbul’un geçmişte-ki çehresini belgelemekle kalmıyor,bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mi-marisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bam-başka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Kara-köy’den Rumelifeneri’ne uzanan ke-yifli bir yolculuğa çıkarıyorlar.

From Konstantiniyye to İstanbul — Photographs of the Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid- 19th to the 20th century is comprised of works by photography masters who practiced their art in İstanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. The unique selection from The Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Col-lection reveal the magnificent struc-tures, the daily life and the intriguing personalities of a past İstanbul.

İstanbul has evolved into an industri-al city and an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Brothers, Guillaume Berg-gren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranian and Gülmez Brothers, not only document the nostalgic ima-ges of the city during their time, but also took us along a pleasant journey extending from Karaköy to Rumelifeneri through photographs taken with the difficult and onerous techniques of the time.

Page 82: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr 163162

İstanbul Araştırmaları YıllığıAnnual of İstanbul Studies

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığıİstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies

stanbul Araştırmaları Enstitüsü, kentte yaşanan “hafıza kaybına”, bunun tetiklediği kimlik bunalımı-na ve kültürel erozyonuna ilişkin duyarlılığı arttırmaya yönelik etkin-likler yapmak üzere kuruldu. Enstitünün süreli yayını olan İstanbul Araştırmaları Yıllığı, başından beri bu amaca hizmet ediyor ve olabildiğince kentin geçmişini bütüncül bir anlayışla ele almayı hedefleyen makaleler dizisi içermeye gayret gösteriyor.

Yıllığın 5. sayısında da, antikçağ, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kucaklayan geniş bir ufuk içinde kentin tarihi, arkeolojisi ve kültürel kimliğinin çeşitli boyut-larına ilişkin özgün araştırmalar yer alıyor: Antik döneme ait yazıtlar; Bizanslı kadın baniler ve manastır-lar;Dördüncü Haçlı Seferi’ni takip eden, kısa süreli Latin egemen-liğinin Kalenderhane Camii’nde bıraktığı freskler; çağlardan beri su sorununun yaşandığı kentin “hinterland”ında Bizans dönemine ait su yolları; kentin kimliğinde önemli bir kırılmanın gerçekleştiği Lâle Devri’nin simgesi haline gelmiş ve hemen bütün izleriyle ortadan kalkmış Sa’dâbâd Sarayı ile çevresinin mimarisi ve toplum hayatına getirdiği yenilikler; kentin mistik ve kültürel hayatında önemli bir yeri olan Galata Mevlevîhanesi ile yakın çevresinin 19. yüzyılda tanık olduğu değişim; 19. yüzyıldan Cumhuriyet’e rasathane-lerin gelişimi; içerdiği birimlere ilişkin birçok bilinmeyenin bulun-duğu Dolmabahçe Sarayı’nda, Hareket Köşkleri’nin inşa ve tefriş süreçlerine ilişkin belgelere dayalı değerlendirmeler veTanzimat’tan Cumhuriyet’eİstanbul’da sayfiye olgusunun değişimi.

İstanbul Research Institute was founded to organize events aimed at increasing sensitivity regarding the “loss of memory” in the city, the identity crisis this triggered, and the cultural erosion. Annual of İstanbul Studies, has served this purpose since the beginning, making an effort to include a series of articles that aim to discuss the city’s past in a comprehensive manner.

The 5th issue of the Annual offers original research addressing various aspects of the city’s history, archae-ology, and cultural identity covering the Antiquity as well as Byzantine, Ottoman, and Republican periods: inscriptions from the Antiquity; Byzantine women founders and monasteries; frescoes at the Kalen-derhane Mosque from the short-lived Latin rule following the Fourth Crusade; Byzantine conduits in the hinterland of the city where water has been a problem for ages; the architecture and social impact of the Sa’dâbâd Palace and its environs, which used to be the symbol of the Tulip Period and then disappeared with almost no trace; the Galata Mevlevi Lodge and its environs, which played an important role in the mystical and cultural life of the city, and the transformation it underwent during the second half of the 19th century; the develop-ment of observatories from the 19th century to the Republic; analyses of the documents pertaining to the construction and decoration process of the Hareket Köşkleri at the Dolmabahçe Palace, and the transformation of summer houses from The Reform Era to the Repub-lic.

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI

NO. 5

ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES

VOL. 5

Türkçe, İnglizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2016

196 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISSN 2147-2068

Page 83: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr 165164

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığıİstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies

Kentsel dönüşüm projesi, her geçen gün yeni tartışma konuları yaratarak gündemdeki yerini koruyor. İstanbul’un kentsel kimliği bu tartışmaların odak noktası. Eski ile yeni arasındaki çatışma siyasetin kulvarında ilerlerken temel sorun kendisini kültürel alanda ifade etmekte. Elbette bu durum, İstanbul’un tarihsel kent kimliğini olduğu gibi korumak mı, yoksa dönüştürerek içinde eskiyi de barındırdığı iddia edilen yapay bir kimlik yaratmak mı noktasında düğümleniyor. Gerçek olan şu ki, sorun ne kadar karmaşık olursa olsun, İstanbul’a ait tarihsel kent bilgisinden yoksun oluşumuz. Bilgi yoksunluğu bilinç yoksunluğuna yol açıyor. Böyle bir bilinç yapılan-ması da inşa etmeyi değil, her anlamda kolay olanı, yani yıkmayı seçiyor.

İstanbul Araştırmaları Yıllığı, 3. sayısıyla bilim ve kültür dünyasında yerini alıyor. Bu sayımızda da İstanbul’un tarihsel kent kimliğine odaklanan araştırmalar bize geçmişe yönelik sağlam bakış açıları kazandırıyor. Ancak yakın geleceğin İstanbul’u bize nasıl görünecek? Bu kentsel manzarayı doğru algılayabilecek bakış ve değerlendirme açılarını geliştire-bildik mi? Kuşkusuz bu can alıcı sorular, dergimizin bundan sonraki sayılarında yer alacaktır. Bu konuda çalışan bilim ve kültür insanlarının önerilerini ve katkılarını bekle-diğimizi burada belirtmek isteriz.

The urban transformation project remains on the agenda, creating new debates every day. İstanbul’s urban identity is at the center of these debates. As the clash between old and new takes on political signif-icance, the fundamental problem finds expression in the cultural sphere. The crux of the matter is whether to keep intact İstanbul’s identity as a historical city or to transform it into a synthetic identity that some claim includes the old. The truth is, no matter how complex the problem, we lack the knowledge about İstanbul as a historical city. This lack in turn causes lack of aware-ness. And an awareness configured in this way chooses not construction but destruction, which is the easier route under all circumstances.

Annual of İstanbul Studies issues its third volume for the world of science and culture. This volume includes research papers that present us a strong point of view focusing on İstanbul’s identity as a historical city. How will the İstanbul of the near future look? Have we developed the criteria for assessing and evaluating this urban landscape? These questions of vital importance will no doubt be addressed in our volumes to come. We would like to take this opportu-nity to emphasize that we will be happy to receive suggestions and contributions from scholars and intellectuals.

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI

NO. 3

ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES

VOL. 3

Türkçe, İnglizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2014

258 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISSN 2147-2068

İstanbul’un kent tarihinde birkaç önemli kırılma noktası var. Tanpı-nar, 20. yüzyıl başındaki kırılma için şu değerlendirmeyi yapar: “1908 ile 1923 arasındaki on beş yılda o eski hüviyetinden tamamıyla çıktı. Meşrutiyet inkılâbı, üç büyük muharebe, birbiri üstüne bir yığın küçük, büyük yangın, malî buhran-lar, imparatorluğun tasfiyesi, yüzyıldır eşiğinde başımızı kaşıyar-ak durduğumuz bir medeniyeti nihayet 1923’te olduğu gibi kabul-lenmemiz onun eski hüviyetini tamamıyla giderdi.”

Bu köklü değişimi 1950’lerin köyden kente göç olgusu izledi. Bugün ise İstanbul, kendi tarihsel kimliğiyle çatışan bir dönüşüm süreci içinde.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, bu süreci dikkatle izliyor. İstanbul kent kimliği üzerine yoğunlaştırdığı çalışmalarını, sergiler, konferanslar ve yayınlarıyla sürdürüyor.

İstanbul Araştırmaları Yıllığı’nın bu son sayısında da kentin tarihsel kimliği üzerinde derinlikli çalışma-lar yer almakta.

The urban history of İstanbul holds several important breaking points. Tanpınar, for example, makes the following assessment on the rupture that took place at the turn of the 20th century: “In the fifteen years between 1908 and 1923, [the city] has completely lost its former identi-ty. The reforms instigated by the Constitutional Monarchy, three big wars, a series of fires of various magnitudes, financial crises, the dissolution of an empire, and, finally in 1923, the adoption of a civiliza-tion at the verge of which we stood scratching our heads for a century, have completely eradicated her former identity.”

This radical change was followed by the onset of rural to urban migra-tion. Today, İstanbul is in a process of transformation in which she battles her own historic identity.

İstanbul Research Institute is careful-ly following this process. The Institute maintains its focus on İstanbul’s urban identity through a series of exhibitions, conferences, and books.

The latest issue of Annual of İstanbul Studies thus includes exhaustive works on the historic identity of the city.

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI NO. 4

ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES VOL. 4

Türkçe / TurkishEkim / October, 2015189 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISSN 2147-2068

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığıİstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies

Page 84: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr166 167

Çağdaş toplumbilimlerin önde ge-len araştırma alanlarının başında bir kent tasarımı olarak İstanbul geliyor. Arkeolojiden tarihe, sanat-tan edebiyata, din kültüründen gündelik hayata uzanan geniş araş-tırma yelpazesinde, insanlığın temel sorularına yanıtı bu kent veriyor. Bir rastlantı mı bu, yoksa tarihin içinde dünden bugüne katmanlaşarak gelen kent kültürünün önümüze koyduğu, çözülmesi zorunlu bir so-runlar yumağı mı? Yanıtımız, eğer sorunlar yumağınım İstanbul ölçe-ğinde çözmek ise, o zaman farklı düşünce ve yaklaşımların birbiriyle tartışacağı ortak bir paydaya ihtiyaç var demektir. İstanbul Araştırmaları Yıllığı, bu ihtiyacı, çağdaş bilimsel düşünce açısından karşılamak ama-cıyla hazırlanıyor.

İstanbul holds a leading place among research areas of contem-porary sociology and urban design. In the wide spectrum of research fields, ranging from archaeology to history, from art to literature, and from religious culture to daily life, the city provides answers to humani-ty’s fundamental queries. Is this merely a coincidence or a mesh of problems in dire need of a resolu-tion, stratified throughout history from the past to present? If our answer entails resolving this mesh of problems on the scale of İstanbul, then we can certainly call for a com-mon denominator through which diverse opinions and approaches can counter with one another. The Annual Journal of Istanbul Studies thus began its publishing life to compensate for this need in terms of modern scientific thought.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığıİstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies

İstanbul Araştırmaları Yıllığı’nın 2. sayısı arkeolojiye ve Osmanlı tarihine odaklanan iki dosyayı ve bağımsız makaleleri kapsıyor. İlk dosya “Küçükçekmece Gölü Havza-sı Arkeoloji Araştırmaları” başlığını taşıyor. Kocaeli Üniversitesi Arkeo-loji Bölümü’nden Dr. Şengül Aydın-gün başkanlığında 2009 yılında başlayan ve halen devam eden kazı çalışmalarının sonuçlarını, bu dosyada, Aydıngün’le beraber, Dr. Mustafa Sayar, Prof. Dr. Oğuz Tekin ve kazı ekibinden arkeologlar Dürdane Kaya ile Ahmet Aslan değerlendiriyor. İkinci dosya konu-su ise, “II. Mahmud Dönemi İstan-bulu”. Özellikle kentsel planda İstanbul’un değişimini, kamusal yapılar ve Batılı mimari üsluplar düzleminde ele alan bu bölümdeki makaleler de, ilgili literatüre katkı-da bulunacak araş-tırmaları içeriyor.

The second issue of the Annual of İstanbul Studies consists of two sections focusing on archaeology and Ottoman history. The first section is entitled “Archaeological Research at the Küçükçekmece Lake Basin.” Begun in 2009 under the direction of Dr. Şengül Aydıngün from Kocaeli University Department of Archaeology, the ongoing excava-tion and the findings are analyzed by Aydıngün, Dr. Mustafa Sayar, Prof. Dr. Oğuz Tekin, and two archaeolo-gists from the excavation team, Dürdane Kaya and Ahmet Aslan. The second section is entitled “İstan-bul during the Reign of Mahmud II.” The research in this section focuses on the urban transformation of İstanbul, public buildings, and archi-tectural styles, constituting an impor-tant contribution to the literature on the subject.

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI

NO. 1

ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES

VOL. 1

Türkçe, İnglizce, Fransızca / Turkish, English, French

Mayıs / May, 2012232 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISSN: 2147-2068

İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞINO. 2

ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES VOL. 2

Türkçe, İnglizce / Turkish, EnglishEkim / October, 2013324 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISSN 2147-2068

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığıİstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies

Page 85: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr168 169

BYZANTION’DANCONSTANTINOPOLIS’E

İSTANBUL KUŞATMALARI

Editörler:Murat Arslan – Turhan Kaçar

Türkçe / TurkishOcak / January, 2017

460 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-67-0

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstan-bul Araştırmaları Dizisi kapsamında Byzantion’dan Constantinopolis’e İstanbul Kuşatmaları adlı bir derleme çalışması sunuyor.

Kitap, kentin yaklaşık iki bin yıllık geçmişinde karşı karşıya kaldığı kuşatmaların tamamını tek tek ele almamasına rağmen kaynaklarda ön plana çıkanlar üzerine bir tür tam görünüm -panoptikon- sunan, Eski-çağ ve Ortaçağ tarihi araştırmaların-da gün geçtikçe öne çıkan antik kaynak, epigrafik belge ve nümis-matik buluntu çeşitliliğini dikkate alan ve güncel literatüre dayanan bir derleme çalışması.

Kitapta yer alan Türkçe ve İngilizce araştırmalar, kuruluşundan itibaren en yakın komşuları Trakyalılardan başlayarak Hellenler, Persler, Maked-onyalılar, Hellenistik krallıklar, Romalılar, Avarlar, Sâsâniler, Araplar, Bulgarlar, Ruslar, Haçlılar ve Osman-lılar tarafından kuşatılan İstanbul’un, sadecekimler tarafından nasıl kuşatıldığı üzerinde durmuyor, aynı zamanda siyasi çekişmelere, iç savaşlarla sonuçlanan anlaşma-zlıkların doğurduğu kuşatmalara ve başkentin savunma unsurlarına da dikkat çekiyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series

stanbul Research Institute presents a collection of papers in its new book entitled Byzantion’dan Constantinopolis’e İstanbul Kuşat-maları (Sieges of İstanbul from Byzantion to Constantinople) under the series of İstanbul Studies.

Although it does not discuss each siege that the city has encountered throughout its history of nearly two millennia, Byzantion’dan Constanti-nopolis’e İstanbul Kuşatmaları presents a full view -panopticon- of the ones that sources bring to the forefront. It is a collection of works selected from current literature that takes into consideration the diversi-ty of ancient sources, epigraphical documents, and numismatic finds which have gained more promi-nence in Ancient and Medieval studies.

The book contains research essays written in Turkish and English which not only focus on the forces that have besieged İstanbul (ever since its foundation, the city has been sieged first by its closest neighbors, the Thracians, and later the Hellenes, the Macedonians, Hellen-istic kingdoms, the Romans, the Avars, the Sassanids, the Arabs, the Bulgars, the Rus, the Crusaders, and the Ottomans), but also draw atten-tion to political rivalries, sieges triggered by conflicts that resulted in civil wars, and the capital’s defense elements.

İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Studies Series

Page 86: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr170 171

18. YÜZYILDAİSTANBUL EVLERİ

Mimarlık, Rant,Konfor, Mahremiyet

Hakan Kaynar

Türkçe / TurkishMart / March, 2016

284 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-03-8 

2011 yılında başlayan ve İstanbul'untarihi, arkeolojisi, tarihi topografyasıve mimarlığına ilişkin özgün araştır-maların yayınlandığı İstanbul Araş-tırmaları Dizisi, gerek tez olarak hazırlanan gerekse bağımsız araştır-macılar tarafından gerçekleştirilmiş çalışmalardan oluşuyor. Bu dizinin 5. yayını olan “18. Yüzyılda İstanbul Evleri Mimarlık, Rant, Konfor, Mahremiyet” İstanbul’da barınma kültürünü işliyor.

İstanbul evlerinin tarihi ve yaşama koşulları üzerine, eldeki az sayıda mevcut yapıya dayanarak yapılmış bazı idealizasyonlar dışında ciddiye alınabilir çok az araştırma var. Bu nedenle, azlığı çokluğa dönüştür-mek, yeni çalışmalar için bir başlangıç ve tartışma zemini oluşturmak çok önemli. Bu kitap da aynı amaçla, kullanılmamış olan bir historiyografik malzeme üzerinden, çok bilinmeyenli bu alanın kapısını aralamak için hazırlandı.

Kitap, 18. yüzyılın ortalarında, yirmi iki yıllık bir tarih aralığında üst ve orta halli kentlilerin evlerine odak-lanarak, İstanbul’da barınma kültürüve standartlarını, yaşama ve konfor koşullarını konu ediniyor. Konu bağlamında yapılan kantitatif analiz-lere ve elde edilen istatistiki verilere dayanan bu çalışma, evler-in mekân bileşenleri ve düzenleri, mahremiyet standartları ve sokakla kurulan ilişkiler gibi başlıkların yanısıra, İstanbul’da yaşayan farklı kentli gruplar ve bu grupların kent içi dağılımları, kent dokusunun yoğunluğu ve rant meselesinin gündeme gelişi gibi kente dair pek çok konuda değerlendirme yapma olanağı sunuyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series

Initiated in 2011 and publishing original works on the history, archae-ology, historic topography, and architecture of İstanbul, the İstanbul Research Series is comprised of works written by graduate students or independent researchers. As the 5th publication of this series, 18th Century İstanbul Houses: Architec-ture, Property Income, Comfort, Privacy focuses on the residential culture of İstanbul.

With the exception of a few idealiza-tions based on the limited number of buildings available, there is very little serious research on the history and living conditions of İstanbul houses. It is, therefore, quite impor-tant to increase this number and to create a new start and grounds of discussion for fresh research and studies. Written with the same objec-tives, this book is designed to push open the door of this lesser known area through certain historiographic materials that have never been used.

Centered on mid-18th century, on a twenty-two year period, the book focuses on the houses of middle and upper-middle class urbanites and explores the residential culture and standards, as well as living and comfort conditions of İstanbul. Based on quantitative analyses and statistical data obtained as part of the study, the book not only evalu-ates the spatial components and organization of homes, standards of privacy, and relations with the street, but also addresses other headings such as the different urban groups living in İstanbul and their distribu-tion across the city, the intensity of the urban fabric, and the emer-gence and development of (unearned) property income.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, İstanbul Araştırmaları Dizisi kapsa-mında yayınlanan Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 1789’dan 1839’a Osman-lı İstanbulu’nda marjinalite ve mekân olgularını ele alıyor.

Geç Osmanlı payitahtında marjinal-ite, meşru ile gayrimeşrunun tam sınırı üzerinde konumlanma haline işaret eder. Bir toplumsal grup, pratik veya mekân için marjinal olmak, varlığı ne bütün olarak kabul edilebil-ir ne de bütünüyle reddedilebilir olmak demek.

Bekârlar, hem kentin ihtiyaç duyduğu işgücünün önemli kesimini sağlayan bir grup oluşturuyor hem de aile denetiminden yoksun tekil kişiler olarak nitelenip mahalle odaklı yaşama tehdit olarak algılanıyorlardı.Meyhane de böyle bir mekân, çünkü içki kullanımı uzun zaman boyunca sadece gayrimüslimler için olağan sayılan, en azından resmen böyle ifade edilen bir pratik. Oysa Müslümanların da bir kesimi, hemen her dönemde içki içmekteydi.

Kitap, geç Osmanlı İstanbulu’nun söz konusu iki "yarı gizli" ama çok olağan marjinal olgusunu aydınlatmayı deniyor. Hep sorun olarak tanımlan-mış, aşağılanmış, ancak onlarsız olunamayan bir dizi gerçekliğin tarihsel izlerini sürüyor.

Published as part of the İstanbul Studies Series of İstanbul Research Institute, Bachelor Rooms and Taverns focuses on the concept of marginality and space in Ottoman Istanbul from 1789 to 1839.

In the late Ottoman capital, margin-ality designates the state of being on the precise border between the legitimate and the illicit. For a social group, practice, or space, marginali-ty means neither being entirely embraced, nor being entirely dismissible.

Bachelors represented a group that constituted a significant majority of the workforce the city needs and were simultaneously categorized as individuals lacking family supervi-sion and thus were perceived as a threat to the neighborhood-orient-ed style of living.

The tavern was a similar kind of space, for alcohol consumption was, for long years, a practice regarded common to non-Muslims, or, at least, officially articulated as such. Yet, a portion of the Muslim popula-tion consumed alcohol in almost every period of the Empire.

This book strives to shed light upon the two semi-secret, yet perfectly ordinary marginal concepts of the late-Ottoman Istanbul. In doing so, the book traces the historic steps of a series of indispensible realities that have long been belittled and characterized as problematical.

BEKÂR ODALARIVE MEYHANELEROsmanlı İstanbulu’ndaMarjinalite ve Mekân(1789 – 1839)

Işıl Çokuğraş

Türkçe / TurkishAğustos / August, 2015296 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-62-5

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığıİstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies

Page 87: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr172 173

PROJESİZ MODERNLEŞMECumhuriyet İstanbulu’ndan

Gündelik Fragmanlar

Hakan Kaynar

Türkçe / TurkishMayıs / May, 2012327 sayfa / pages

Karton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-03-8 

Projesiz Modernleşme, Türkiye’de modernleşmenin en hızlı evrelerin-den biri olarak kabul edilen erken Cumhuriyet dönemini, genel yak-laşımların dışında bambaşka bir noktadan ve İstanbul özelinde ele alıyor. Bu kitap, iddialarını “Cum-huriyet İstanbulu”ndan sayfalarına taşıdığı “gündelik fragmanlar”la doğrulamaya çalışıyor. Projesiz mo-dernleşen İstanbulluları gazete sü-tunlarında, bugünün basın dili ile “üçüncü sayfa” haberlerinde ve o İstanbul’u yaşamış edebiyatçıların yazdığı satırlarda arıyor. Hakan Kay-nar’ın farklı bakış açısından, bir im-paratorluk kentinin ulusal çerçeve-de halka halka genişleyen günde-lik hayat öyküsü…

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series

Projesiz Modernleşme analyzes Tur-key’s early Republican period, which is regarded as one of the country’s fastest phases of modernization, using an approach that greatly differs from previous generalizations and focuses on İstanbul in particular. The book attempts to substantiate its claims with “daily fragments” taken from the “İstanbul of the Republic.” In newspaper columns, “human interest” stories, and the writings of men of letters who bore witness to that İstanbul, it searches for the İstanbulites who modernized without blueprints. Ha-kan Kaynar employs an original point of view to trace this imperial city’s quotidian life, which expands in circles on a national axis…

BYZANTIONByzas’tan Constantinus’a Antik İstanbul, Antik Edebi Kaynaklar

BYZANTIONAncient İstanbul, Ancient Literary Sources from Byzas to Constantine

Mehmet Fatih Yavuz

Türkçe / TurkishHaziran / June, 2014523 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-605-4642-30-4

Byzas’tan Constantinus’a Antik İstanbul, Antik Edebi Kaynaklar, günümüz İstanbulu’nun nüvesini oluşturan antik çağın komşu şehir- devletleri Byzantion (Tarihi Yarıma-da) ve Kalkhedon’un (Kadıköy), kuruldukları MÖ 700’lerden MS 4. yüzyıla uzanan tarihsel süreçlerini derleyen bir çalışma. Başlangıçta, Karadeniz-Ege eksenli ticari faaliyet-lerin kontrol merkezlerinden olan Byzantion’un, zaman içinde, strate-jik konumunun getirdiği siyasal, toplumsal, kültürel değişim ve dönüşümlerle Bizans İmparator-luğu’nun başkenti Konstantinopo-lis’e evriliş öyküsünü antik çağ tarihçilerinin metinleri üzerinden okumamıza olanak veriyor.

Klasik dönemden Herodotos, Thukydides ve Ksenophon, Roma döneminden Diodorus Siculus, Strabon, Plutarkhos, Cassius Dio, Herodianus ile geç antik çağdan Libanius, Themistius, Eunapius ve Eutropius gibi tarihçiler, antik İstanbul’un kuruluşu, topografyası, siyasi ve askeri tarihi, mimari öğeleri, ticari faaliyetleri, komşuları ve Hellen ve Roma dünyasıyla olan ilişkileri, kimi zaman da gündelik hayatına dair pek çok ipucu sağlıyorlar.

Ancient İstanbul, Ancient Literary Sources from Byzas to Constantine is a study that brings together the historic period extending from 700s BC to 4th century AD during which the neighboring city-states of Antiq-uity that constitute the core of İstanbul, namely Byzantion (Historic Peninsula) and Kalkhedon (Kadıköy), were founded. The study allows us to read, through the texts of ancient histories, how Byzantion gradually evolved from being one of the control centers of trade across the Black Sea and the Aegean into Constantinople, the capital of the Byzantine Empire.

Historians such as Herodotus, Thucydides and Xenophon from the Classical era, Diodorus Siculus, Strabo, Plutarch, Cassius Dio, Herodian from the Roman period, and Libanius, Themistius, Eunapius, and Eutropius from late Antiquity provide us with many clues concern-ing daily life in the city, as well as İstanbul’s founding, topography, political and military history, architectural elements, commercial activities, neighbors, and relation-ships with the Hellenistic and Roman worlds.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series

Page 88: Yayınlar Kataloğu

iae.org.tr174

İSTANBUL’UN ESKİ VENEDİKYERLEŞİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ

Aygül Ağır

Türkçe / TurkishKasım / November, 2011

286 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-975-9123-64-2

1766 İSTANBUL DEPREMİBelgeler Işığında Yapı Onarımları

Deniz Mazlum

Türkçe / TurkishNisan / April, 2011310 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-84-0

175

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul'un tarihi, arkeolojisi, tarihi topografyası ve mimarlığına ilişkin özgün araştırmaların yayınlandığı İstanbul Araştırmaları Dizisi’ne 2011’de İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi ve Dönüşümü kitabıyla başladı. Söz konusu dizi, gerek tez olarak hazırlanan gerekse bağım-sız araştırmacılar tarafından ger-çekleştirilmiş çalışmalardan oluşu-yor. Dizinin ilk kitabı, İstanbul'un Bizans ve Osmanlı dönemlerindeki tarihi topografyası açısından büyük önem taşıyan, ancak şimdiye dek pek az araştırılmış olan Venedik yerleşimini ele alıyor. İTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı'nda öğretim görevlisi olan Aygül Ağır'ın doktora tezi olarak hazırladığı Haliç’in güney sahiline konuşlanan, Bizans ve Osmanlı İstanbulu’nun gündelik hayatını ayakta tutan ticari etkinliklerin yoğunlaştığı önemli bir odak nok-tası konumundaki Venedik yerleşi-mini, tarihsel topografya temeli üzerinde, Venedik ve Osmanlı ar-şiv belgelerine dayanarak yeniden inşa eden ilk kapsamlı çalışmadır.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisiİstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series

1766 yılı, İstanbul'un doğal afetler tarihinde önemli bir dönüm nokta-sıdır. 22 Mayıs ve 5 Ağustos'taki depremler, can kaybıyla birlikte, kentte önemli yapı hasarlarına neden olmuştur. İstanbul Araştır-maları Dizisi’nin ikinci kitabı olarak yayınlanan 1766 İstanbul Depremi, kentin harap olan mimari eserleri üzerinden, genel anlamda bir res-torasyon yazma girişimidir. Osman-lı arşiv belgelerinden yararlanılarak, 22 Mayıs 1766'da yaşanan "zelze-le-i şedide"nin sonuçları ve ortaya çıkan yapı hasarlarının nasıl gide-rildiği incelenmekte; 18. yüzyıl Os-manlı dünyasında yapı onarımları-nın niteliği ve kullanılan başlıca tekniklerle birlikte dönemin mi-marlık terminolojisi de genel ola-rak değerlendirilmektedir. Deprem ertesinde gerçekleştirilen bazı kap-samlı onarımların ayrıntılı biçimde incelenmesi, onarım keşiflerinin res-torasyon tarihini aydınlatmada nasıl kullanılabileceği konusunda bir yöntem arayışını da yansıtmak-tadır.

1766 marks a turning point in İstan-bul’s history of natural disasters. The earthquakes of 22 May and 5 August not only claimed many lives, but also destroyed a great many buildings in the city. Published as the second book of İstanbul Studies Series, 1766 İstanbul Depremi is an attempt at writing an overall restora-tion of the city through the de-stroyed works of architecture. Based on Ottoman archival documents, the book focuses on the conse-quences of the “strong earthquake” of 22 May 1766 and the recovery of the structural damage it caused; along with the features of building restoration and the main techniques employed in 18th-century world of architecture, the work also presents an overall assessment of the archi-tectural terminology of the period. The detailed study of some of the comprehensive, post-earthquake re-pairs also reflects the search for the methods through which the discov-ery of repair can be used in shedding light upon the history of restoration.

İstanbul Research Institute began the İstanbul Studies Series, which publishes original studies on the history, archaeology, historic topog-raphy, and architecture of İstanbul with İstanbul’un Eski Venedik Yerleşi-mi ve Dönüşümü in 2011. The series in question is comprised of both original graduate theses and studies conducted by independent rese-archers. The first book of the series addresses the Venetian settlement, which has been subject to little research to date although it carries great significance in terms of the historic topography of İstanbul during Byzantine and Ottoman times. Written as İstanbul Technical University School of Architecture-Department of Architecture History faculty member Aygül Ağır’s Ph.D. thesis on the Venetian settlement once located on the southern banks of the Golden Horn as the center of the commercial activities that sus-tained the daily life of İstanbul, this thorough research is the first of its kind to bring to life the Venetian settlement upon a historical topog-raphy based on Venetian and Otto-man archive documents.

Page 89: Yayınlar Kataloğu

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları

Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

Page 90: Yayınlar Kataloğu

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

178 179

İDEALLER GERÇEKLEŞİRKEN...Suna Kıraç’un izinde,

10 yılın öylüsü

Yayına Hazırlayan / Editor:Rıdvan Akar

Türkçe/ TurkishOcak / January 2017

322 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 978-605-4642-66-33

İlk baskısı 2006 yılında yapılan “Ömrümden Uzun İdeallerim Var!” kitabının devamı niteliğindeki yapıtı, gazeteci-yazar Rıdvan Akar kaleme aldı.

Suna Kıraç’ın yaşam öyküsünü anlatan ve gene Rıdvan Akar’ın yayına hazırladığı “Ömrümden Uzun İdeallerim Var!” başlığını taşıyan ilk kitap, özellikle kadınlara, gençlere, iş dünyasının parlayan yeni yıldızlarına yol gösterici, ufuk açıcı ve ilham kaynağı olmuştu.

Bugün Suna ve İnan Kıraç’ın adı, katkısı ve desteği olan projeler “ömrü aşan” bir ideale dönüştü; bu idealler ise paylaşılan, geliştirilen ve büyüyen bir gerçekliğe evrildi. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Anı Dizisi’nin işte bu ikinci kitabı, “İdealler Gerçekleşirken: Suna-Kıraç’ın izinde, 10 yılın öyküsü”, son 10 yıla ışık tutuyor, bu idealler çerçevesinde gelişen hayatları, Suna Kıraç’ın çizdiği hedefe doğru ilerleyen, bu uğurda emek veren yol arkadaşlarını ve onların umut, inanç, özveri ve başarı ile taçlanmış öykülerini içeriyor.

Rıdvan Akar’ın iki bölüm olarak kurguladığı kitabın ilk bölümünde, Suna Kıraç’ın yaşam öyküsünden çarpıcı detaylar yer alıyor. Notlarından, mektuplarından, albümlerinden ve yakın çevresinin tanıklıklarından derlenen bu bölüm, modern bir iş kadını, eğitimin önemine yürekten inanan aktif bir sivil toplum gönüllüsü, sevgi dolu bir eş ve anne olarak Suna Kıraç’ın portresini çiziyor.

Suna Kıraç’ın doğuşuna, gelişimine ve sürdürülmesine katkıda bulun-duğu sivil toplum örgütleri eğitim kurumları ve bu kurumların kahra-manları, yürüttüğü projeler, yaşamı değişen, kendine ve ülkesine değer katan insanlar ise kitabın ikinci bölümde tanıklıklarıyla yer buluyor.

..

Page 91: Yayınlar Kataloğu

181180

CORPUSPONDERUM ANTIQUORUMET ISLAMICORUMSUNA AND İNAN KIRAÇFOUNDATION COLLECTIONIN THE PERA MUSEUM

Part 1Greek and Roman Weights

İngilizce / English2013175 sayfa / pagesCiltli Kapak / HardcoverISBN: 978-605-46-42-15-1

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın, Prof. Dr. Oğuz Tekin’in Türk Eskiçağ Arkeoloji Enstitüsü adına yöneti-ciliğini üstlendiği Corpus Ponder-um Antiquorum et Islamicorum (CPAI) projesi kapsamında yayım-ladığı Suna and İnan Kıraç Founda-tion Collection in the Pera Museum, Part 1: Greek and Roman Weights kitabı, Vakıf koleksiyonunda bulu-nan 635 adet Yunan ve Roma dö-nemi ağırlığı araştırmacılarla buluş-turuyor. Dizinin devamı niteliğinde, koleksiyona kayıtlı, eski Mezopo-tamya, Bizans, Selçuk ve Osmanlı dönemlerine ait yaklaşık beş bin ağırlık da yayına hazırlanıyor.

Published by Suna and İnan Kıraç Foundation as part of the Corpus Ponderum Antiquorum et Islamico-rum (CPAI) project Prof. Dr. Oğuz Tekin coordinates on behalf of the Turkish Institute of Ancient Archaeol-ogy, Suna and İnan Kıraç Foundation Collection in the Pera Museum, Part 1: Greek and Roman Weights pre-sents to researchers 635 Greek and Roman weights preserved in the collection of the Foundation. Nearly five thousand other weights regis-tered in the collection and dated to ancient Mesopotamian, Byzantine, Seljuk, and Ottoman periods are also soon to be published as part of the same series.

1892 LYKİA GÜNLÜĞÜERNST KRICKL

LYCIAN JOURNAL 1892ERNST KRICKL

Yayına Hazırlayan / Editor:Nezih Başgelen

Türkçe/ Turkish2005

318 sayfa / pagesSert Kapak / Hardcover

ISBN: 975-6561-87-4

İnglizce / English2005

319 sayfa / pagesSert Kapak / Hardcover

ISBN: 975-6561-88-2

19. yüzyıl sonlarında Güneybatı Anadolu’nun antik Lykia bölge-sinde ilk incelemelerini yapan Avus-turyalı bilim adamlarının 1892 yı-lında düzenlediği üçünçü geziye, Avusturyalı istihkam yüzbaşısı Ernst Krickl da katılmış ve yaptığı çizim-ler, cıkardığı haritlar ve çektiği fo-toğraflarla, Lykia araştırmalarının bu aşamasına önemli katkılarda bulunmuştu. 1892 Lykia Günlüğü, Ernst Krickl’ınbu gezi sırasında çektiği fotoğraflarla tuttuğu notlar-dan oluşan çok değerli üç albümü, yüz yılı aşan bir sürenin ardından, tıpkıbasımları ve günümüz değer-lendirmeleriyle yeniden gün ışığı-na çıkarıyor. 1892 Lykia Günlü-ğü’nde 19. yüzyıl sonlarının genç bir istihkam subayı, kendisine bü-tünüyle yabancı ama bugün bizim için bile birçok şeyiyle değişmiş bir dünyayı dönemin önemli bilim adamlarının eşliğinde gezerken, bize de adım adım gezdiriyor, anla-tıyor, tanıtıyor.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

An Austrian military engineer, Cap-tain Ernst Krickl was a member of an Austrian archaeological expedition to Lycia in southwest Anatolia in 1892. Krickl made important contrib-utions to this stage of Lycian research, drawing sketches of the monuments they encountered and plans of the ancient sites they visited, and taking photographs. Lycian Journal 1892 is Ernst Krickl’s personal account of the expedition, illustrated with photographs.  These three albums are here published in facsimile and English translation together with contemporary com-mentary on the expedition as de-scribed by Krickl. Reading Krickl’s journal we accompany this young military engineer of a journey with some of the most eminent scholars of his time through a world that was completely strange to him and in many respects is strange to us in Turkey today, due to the radical changes that have taken place over the intervening century.

Page 92: Yayınlar Kataloğu

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

182 183

SUNA VE İNAN KIRAÇ VAKFIPIERRE WILLEMART SİKKE KOLEKSİYONU

LA COLLECTION DE MONNAIE DE PIERRE WILLEMART DE LA FOUNDATIONSUNA ET İNAN KIRAÇ

Yayına Hazırlayan / Editor:Oğuz Tekin

Türkçe, Fransızca / Turkish, French2009100 sayfa / pagesKarton Kapak / SoftcoverISBN: 978-975-9123-61-1

TOPRAK, ATEŞ, SIRTarihsel Gelişimi,

Atölyeleri ve UstalarıylaKütahya Çini ve Seramikleri

MAGIC OF CLAY AND FIREA History of Kütahya Pottery

and Potters

Garo Kürkman

Türkçe/ TurkishHaziran / June 2005

403 sayfa / pagesSert Kapak / Hardcover

ISBN: 975-9123-03-7

İngilizce / EnglishNisan / April 2006405 sayfa / pages

Sert Kapak / Hardcover

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

Kitap, nümizmatik konusunda uz-manlaşmış bir eğitimci ve tarihçi olan Pierre Willemart’ın, tarihsel o-larak MÖ 5. yüzyıldan günümüze, coğrafya olarak da Makedonya’dan Çin’e uzanan, Avrasya kuşağındaki pek çok devletin sikkelerini içeren ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağış-lanan zengin koleksiyonunun kap-samlı bir dökümü.

Sikkelerle ilgili teşhis ve tanımların yanı sıra milattan önceki yıllardan günümüze keyifli bir yolculuk da aynı zamanda.

A comprehensive inventory of educator, historian, and numismat-ics specialist Pierre Willemart’s unique collection, donated to Suna and İnan Kıraç Foundation and comprising numerous coins of states on the Eurasian belt ranging from Macedonia to China and extending from 5th century B.C. to date.

Apart from identification and description of coins, it also offers a pleasant journey from ancient times to the present.

Toprak, Ateş, Sır kitabı, işte bu gölgede kalmış alanlardan birine, Kütahya çinilerinin benzersiz zen-ginliklerle dolu dünyasına yeni ışık-lar tutmak amacıyla hazırlandı. Se-ramik üretiminin Frig, Yunan, Ro-ma, Bizans ve Osmanlı dönemler-inden günümüze dek kesintisiz de-vam ettiği bir bölgede yaşanan bu uzun zanaat / sanat serüveni, bu kitapta daha yakından mercek altına alındı; tarihsel gelişim çizgile-ri, malzemeleri, atölyeleri, ustalarıy-la yeniden gözden geçirildi. Değer-li araştırmacı Garo Kürkman’ın dün-yanın dört bir yanındaki müze ve arşivlerden derlediği bin bir belge ve fotoğraf, bugüne dek gün ışığı-na çıkmamış çok sayında bilgi, bizi bu “toprak, ateş, sır” dünyasında heyecan verici bir yolculuğa çıkarı-yor.

This book has been designed to throw new light on one of the over-shadowed areas, the richly endowed world of Kütahya tiles.  In a region where pottery has been produced without interruption though the Phrygian, Greek, Roman, Byzantine, Ottoman and modern periods, Kütahya’s long history of pottery pro-duction – its development, materi-als, workshops and craftsman – has now been re-examined on new depth.  Garo Kürkman has combed museums and archives  all over the world, bringing to light a myriad documents and photographs that have never been published before, and his fascinating study based on all this new information takes us on a  thrilling journey through the magi-cal world of clay, fire and glaze.

Page 93: Yayınlar Kataloğu

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications

184 185

SUNA KIRAÇ ÖMRÜMDEN UZUN

İDEALLERİM VAR

Yayına Hazırlayan / Editor:Rıdvan Akar

Türkçe/ TurkishHaziran / June 2006

328 sayfa / pagesKarton Kapak / Softcover

ISBN: 9944-5279-0-4

Türkçe/ TurkishAralık / December 2007

261 sayfa / pagesSert Kapak / Hardcover

ISBN: 978-994-4527-91-0

Suna Kıraç, Türkiye’nin umutlu yarı-nını gençlerin gözlerindeki ışıltıda buldu. Kitabıyla gençlerin geleceğe dönük arayışlarında bir fener olma-yı seçti. Gençler onun yürüdüğü yolda yürümese de o fener kendi tercihlerinde önlerini aydınlatabilir, yarını kurarken yeni bir ufuk çizgisi gösterebilir.

“Çalışmaya başladığım ilk günden itibaren, bu topluluğun profesyo-nelleşmesi için büyük çaba sarf et-tim. Sağlığım müsaade ettiği ölçü-de de bunu yapmaya devam ede-ceğim. Bugüne kadar birlikte çalış-tığım her kademedeki arkadaşım-dan sevgi, saygı ve ciddiyet gördüm. Bunun için mutluyum. Zaman zaman çalıştığıma pişman olduğum anlar oldu, ama geriye dönüp baktığım-da dolu dolu bir hayat ve hatıratımı yazacak kadar güzel ve heyecanlı anılar var.”

Suna Kıraç discovered the hopeful future of Turkey in the sparkling eyes of its youth. With her book, she chose to act as a torch for the young generations’ quest into the future. Even if they do not follow her foot-steps, that torch may shed light upon their choice of path and lead towards a new horizon as they build the future.

“Ever since the my first day of work, I made considerable efforts to ensure the professionalization of this socie-ty. I shall continue to do the same as long as my health condition allows. Throughout my career, I have been met with nothing but love, respect, and consideration by collogues I worked with at every level. I am happy about that. There were mo-ments which I regretted working; yet, in retrospect, I have lived a full life and I have beautiful, exciting enough moments to write a memoir about.”