Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
YAZMA TANITIMI ihsan FAZLIOGLU
İlk dönem Osmanlı ilim ve kültür hayatında İlıvan ur s-sa±a ve Abdurrahman Bistamı ÖZET
B lacak olan eseri hariç, konunun klasik
u çalışmada Sultan Yıldı- ve modern kaynaklar çerçevesinde
yaşamış
rım Bayezid, Sultan Çelebi Mehmed ve Sultan II. Murad zamanında
Osmanlı topraklarında
olan Abdurrahman Bisti-
ıni'nin hayatı ve eserleıi kısaca tanıtıldıktan sonra, Fetih öncesi, ilk dönem Osmanlı ilim ve kültür hayatı için kaynak olarak görülebilecek, Durretu t:lci'r-resiil ve ğurratu
minhoici'l-vesiil adlı yazma eseri incelenecek ve degeriendirmesi yapıla
caktır. Aynca Bist:imi'nin bu ve diğer
genel bir özeti sunulacaktır.
Bistirn'i 1nin değişik kaynaklarda ek
sik veya farklı verilen isim zinciri,
Zcynüddiıı Abdurrahman b. Muhammed b. Ali b. Ahmed b. Muhammed ei-Antaki ci-Bist3.ınl el-Ha
ndi ei-Hurı1fi 1 dir. Antakya 1da doğan
Bist<imi, ilk tahsilini ikmal ettikten sonra, başta Arap dili olmak üzere çeşitli İslami ilimlerde bilgi ve gör
güsünü ilerietmek için, Bi13.du 1 ş-şam
şehirleri ile Kahire (Ezher) gibi İslam
medeniyetinin klasik ilim merkezleri-
yazma eserlerinde Osmanlı toprakla- nine seyahat etti. Arap dili ve edebi
rında varlıgıııdan bahsettiği «itıa.- yatı sahalarında arzu ettiği seviyeye
nu 1s-saf.l ve hallanu 1l-vef3" adlı bir ulaşıncayakadar çeşitli Arap ülke ve
"grup" üzerinde durul_acaktır. şehirlerinde dolaştı. Bu seyahatleıi
Hayatı ve eserleri
Bu çalışma, yazma tanıtımı başlığı al
tında yapıldığından, burada Abdur
rahıml.n Bistami 1nin hayatı ve eserle
ri hakkında geniş bir bilgi verilmeye
cek; -şimdiye kadar kullanılınayan ve
Bist<iml1nin hayatı ve eserleri için ana
kaynak durumı.ındaki, burada tanıtı-
esnasında dil ve din ilimlerinin ya-nında başta gizli ilimler olmak üzere
tıp, simya ve t:.ırih gibi sahalarda da
kendini yetiştirdi. Daha sonra Bur
sa1v~ geldi; burada Molla Fenarı kendisiyle tanıştı ve Arap dili ve edebiya
tı ilimlerinde ondan istifade etti. Bis
ttlıni, Bursa 1ya geldiğinde, şehri çok
sevdiğinden dolayı burayı vatan
edindi. Hicri 858/1453 tarihinde
DIVAN
199612
229
lhson FAZLioGLU
230 DIVAH \99612
Bursa'da vefat etti; kabri bu şehirdedir.!
Taşköprülüzade, Abdurrahman Bis
tami'yi eseri ŞN 1de dördüncü tabaka, yani Sultan Yıldırım Bayczid dönemi alimlerinden kabul etmektedir.
Ancak Bisd.ırıl, rafsilatı bilinmemekle
beraber, Sultan Çelebi Mchmed ve Suhan II. Murad dönemlerini de idrak etmiş; hatta bazı eserlerini Sultan
II. Murad'a sunmuştur. Taşköprüliizade, Bisr:lrnl için rehy, 'drif bi 1lldh labplannı kullanmakta, onun (Beyazid-i) Bisdıni mcşrcpli ve Hanefi muhebinden olduğunu belirtmek
tedir_ Onun bildirdiğine göre Bist6.
mi, zamanında hadis, retSir ve fıkıh
sahalarında alim, ilmu havdssi'l-fJU
rUf, itmu'l-vefk konularında da arif olarak bilinmekteydi. Ayrıca ilmu'lcifr gibi gizli iliınierin diğer sahala~ rında bilgi sahibi olan Bistami, döne~
minde havassu'l~hurüf konusundaki büyük tasarrufu ile tanınmaktaydı;
hatta Taşk<'~prülüz:lde'ye göre bu ko~ mılarla ilgii. kendisinden bir çok ga~
rib hikaye rivayet edilmektedir. Bis~
tami'nin telif eserlerinin çoğunun il~
mu havt\ssi'l~huruf, ilmu'l~cifr, il~
mu'l~vefk gibi gizli ilimlerde oldu~
ğumı belirten Taşköprülüzade bu eserlerin bir çoğunun müdlif hattıy
la olan nüshalarını gördüğünü belirtmekte, ayrıca bu eserlerin saliala
rında güvenilir olduğunu vurgulaınaktadır.
Bistolml'nin klasik kaynaklarda zikre
dilen eserleri ile klasik kaynaklarda zikredilınemesine rağinen zamanı
ımza gelen ve ona nispet edilen es~rlerinin ta'dt\dı önemli bir yekün
oluşturmaktadır. Bu eserler telif edil
dikleri dönem itibariyle Fetih öncesi ilk dönem Osmanlı ilim ve kültür ha
yatını kavrama açısından son derece
önem taşıınaktadırlar. Bu tanıtma ya
zısında Bistfuni'nin bütün eserlerini vermek mümkün -olmayacağı gibi yazma nüshalarından ele alınanların her birini tanıtmak da ayn bir çalış~
manın konusudur. Ancak burada Bisdmi'nin Fetih öncesi ilk dönem
Osmanlı ilim ve kültür hayatı için
önemli görülen bazı eserleri zikredi
lecektir. Bağdadlı İsmail Paşa,
HA'de Bistlıni 1 nin kırküç eserinin
1 Bistami'nin hayatı ve eserleri için bkz. Taşköprülüzade, eş:~elclik.u'n-nu~mLıiyye fl 'ulem:li'd-devleti'l-osminiyye (ŞN), nşr. Abmed Subhi Furat, İstanbul 1985, s. 46-47; Mecdi Mehmed Efendi, Hediiku'ş-şekiik (ŞN'nin tercümesi), nşr. Abdülkadir Özcan, İstanbul 1989, s. 67"69; K.ltip Çelebi, Keşfu'z-zunün 'an esiıni'l-kutub ve'l-funUn, (KZ), ncşr. Kilisli Muallim R.ıfat-Şerefcddin
Yatkaya, c. I, lsta.nbul 1941, 50, 62, 72, 506, 507, 514, 614, 701, 738, 742, 744, 745, 748, 750·751, 903.923. 927, c. II, !stanbul 1943, s. 1033, 1061, 1153, 1293, 1492, 1496. 1533, 1566, 1568, 1705, 1706, 1755, 1758, 1759, 1845, 1846, 1905, 1963; Bağdadlı İsmail Paşa, izahu'l-meknUn fPz-zeyli 'al.i keşfi'z-zunUn, nşr. Kilisli Muallim Rı fat - Şerefeddin Yaltkaya, c. I-'li, İstanbul 1945·1947, c. ı. s. 461, c. II. s. 10, 55,396, 423; Ba~dadlı !smail Paşa, Hediyyetu'l-':irifin esm.1u'l-ınüellifln ve isaru'l-ınusannifın (HA), c. I, nşr. Kilisli Muallim R.ı.fat- lbnülemin Mahmud Kcm;:tl İnal, İstanbul 1951, s. 531-532; Cari Brockelınnn, Geschichte der Arabischen Litteratur (GAL), c. II, Leiden 1949, s. 300-301, Suppleınentband (S), c. I, s. 323-324. Hayruddln ez-Zirikli, d-A'1:lın, c. III, IX. baskı, Beyrut 1990, s. 331; Ömer Rıza KehbaJe, Mu'cemu'l-muellifuı, c. V, Beyrut tarihsiz, s. 184-185; Mustafa Çağrıcı, «Bist3.mi, Ab~ durrabman b. Muhammed", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansik.lopedisi, c.
·VI, s. 218-219. Bu m:ıddede Bist.lm\'nin Molla Fenari'den arabi ilimleri tahsil ettiği söylenmektedir; gerçekte ŞN'deki ibare bizim te'rcüme ettiğimiz anlamdadır.
lik Dönem Osmanlı Ilim ve Kültür l-layatmda lhvanu's·Safii ve Abdurrahman Bistömf 1 YAZMAT ANillMI
.ismini zikretmektedir.2 Benzer şekilde C. Brockelmann otuz altı eserini
ve bu eserlerin dünya kütüphanele
rinde bulunan nüshalarını vermekte
dir.3 Yukarıda, Taşköprülüzade'nin ifadesine dayanarak belirtildiği üzere,
Bista.mi'nin eserlerinin çoğu gizli
ilimlerle ilgilidir. Ancak bu eserler yine de dönemin ilim anlayışı çerçeve
sinde önemli bilgiler ihtiva etmekte
dirler.4 Bunun yanında Bistiıni'nin Fetih öncesi ilk· dönem Osmanlı ilim
ve kültür hayatı için önemli olan bazı
eserleri de vardır. Mesela, Osmanlı
döneminde ilk veba risalelerindcn
olan Vasfu'd-devl. fi keşfi Wti'l-ve~ bii (Şehid Ali Paşa, nr. 2811/44,
yaprak 260b-265b) adlı çalışınası ayn bir önem taşımaktadır. 5 Bistimi,
Vasfu'd-dev:i'da, diğer eserlerinde
olduğu gibi konu için tarihi bir pers
pektif vermekte, dolayısıyla konuyu
tarihi kronolojisi içinde ele almakta
dır. Eser antik dönemden beri devam
edip gelen ve matematik tarihinde
Delos problemi diye bilinen tad'ifu'l
mezbah (sunağın iki katına çıkarılma
sı) problemini de ihtiva etmektedir.6
2 Bağdadlı Isınail Paşa, HA, c. I, s. 531-532.
3 Cari Brockelınann, GAL, c. Il, s. 300-301, st, s. 323-324.
4 Bistolmi'nin eserleri, ilk dönem Osmanlı ilim ve kültür hayatı yanında daha sonraki dönemler için, özellikle gizli ilimierin Osmanlı ilim ve kültür hayarındaki seyri açısından, önem arzetmektedirler. Bu seyri rak.ip etmek büyük oranda Bistolmi'nin eserlerinin nüshalannın seyrini izlemek anlamına gelmektedir. Bunun yanında Bisdmi'nin Mifclhu'1-cifri'l-dmi' adıyla da bilinen ed-Durru'1-munazzam fi's-sirri'l-a'zam isimli eseri 1006/1597-1598 tarihinde Sulran III. Mehıned'in emri ile Şerif Efendi olarak tanınan Şerif b. es-Seyyid Mehnıed b. eş-Şeyh Burhti.nuddin d-Mlidcrris tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiştir (Revan K.öşkü, nr. 1739, mütercim nlishası). Nitekim Taşköprülüzade, Mifclhu'sse'c\de ve M.isblliu's-siyide adlı eserinde "il mu havissi'l-hurüf' başlığı altında, sadece Bisdmi'nin adını zikretmekte ve onun telif eserlerinin çoğunun bu sahaya ilişkin olduğunu belirtmektedir (lleynıt 1985, c. II, s. 547). Ayrıca '"ilmu a'didi'l-vetk" sahasında telif edilen en güzel kitapların ilki olarak da Bisd.ıni'nin Şemsu'bü.ik fı 'ilıni'l-hurUfve'l-evlak adlı eserini vermektedir (c. I, s. 374).
5 Katip Çelebi, KZ, c. II, 2013; Fihrisu ınahtiı.titi't-tıbbPl-isllıni fi mektebat Türkiyi (Fihris), Hazırlayanlar: Ramazan Şeşen, Ce mil Akpınar, Cevad lzgi, İstanbul 1984, s. 148.
6 Eski Yunan'da çözümü araştırılan, daha sonra Islam ve Batı Avrupa matematiı?;inde çözülmeye çalışılan üç.ünlü problem mevcuttur. Bu problemlerden birincisi "verHcn herhangi bir açının üç eşit parçaya bölünmesi", ikincisi "alanı verilen bir dairenin alanına eşit. olan bir kare bulunması" üçüncü ise ise burada zikredilen "hacmi vt!rilen bir küpün, hacminin iki ·katına eşit olan bir küpün kenar uzunluğunun tespiti"dir. İslam matematiğinde birinci problem teslisu'z-ziviye, ikinci problem "terbhı'd-d.lira", üçündi problem de "tadifii'lmezbah" veya "tad'ifu'l-muk:ı":ıb,., olarak isiınlendirilmiştir. Bu problemierin çözümlerinde sadece pergel ve cetvel kullanmak, akabinde tespit edilen çözümü geometrik olarak ispatlanıak temel şarttır. Küplin iki katına çıkarılması problemi, a : x = x : y "" y : b denklemini sağlayacak x ve y doğru parçalarını bulma işlemine irca edilebilir. Grantıda kullanılana ve b önceden verilen doğru parçalannın uzunluklarıdır. Ancak bu ikili geometrik orantı sadece pergel ve cetvel kullanılarak çözülemediğinden, süreç içerisinde koni kesiderinde yüksek dereceli eğrilerin tespitine yol açmıştır; De los Problemi hakkında daha geniş bilgi için ...
DIVAN 1996/2
231
lhson FAZUoGLU
232 DIVAN 1996/2
Bu açıdan Abdülhak Adnan Adı
var'ın zannettiği gibi tad'ifu'l ınezbah konusundan Osmanlılarda ilk bah~eden Molla Lütfi diye tanınan Muhammed b. Hasan et-Tokadi (öl. 901/1495) değildir? Bistaml meselenin matematik ile ilgili tarafı
na fazla eğilmemekle beraber konu ile ilgili tarihi bilgi vermekte, hatta problemifı Etlatuıı'un ağzıyla rnate-
matik yapısına da işaret etmekte ve problemin çözümünün dayandı~ orta orantılı usulünü zikretmektedir. Ona göre, Eski Yunan 'da bir şehirde veba salgını baş gösterince halk, lsrailoğullan'ndan bir peygambere gidip yardım talep etmiş, peygamber de onlara Tanrı'nın sunağın iki katına çıkarılmasını istediğini hildirmiş, neticede halk sunağı
bkz. Wilbur Richard Knorr, The Ancient Tradition of Geometric Problems, New York 1986, s. 50-76. Burada şu noktalara işaret edilmelidir: Genel olarak bilim özel olarak matematik mrihinde bazı önemli problemler tarih içerisinde bir hikaye veya bulmaca şeklinde rivayet edilir. Tad'ifu'l-mezbah'm yani küpün iki katına çıkarılınası probleminin ınenşeinin bir sunakla ilgili olduguna özellikle dikkat edilmelidir. Neticede sunak (nıezbah) matematik tarihinde özel bir problemin ismi olmuştur. Diğer bir nokta ise Hermetik ve bundan neşet eden Phytagorasçı geleneğin matematik ve bilimin diğer sahalannda takındı~ bir tavırla ilgilidir: Bu tavır, yukarıda verilen problemlerde olduğu gibi, çözümsüz olduğu bilindiği veya en azından kendileri çözcmcdiği halde, bazı problemleri ve fikirleri, ınensublarmı araştırmaya ve düşünmeye teşvik etmek için ileri sürmdcridir. Bu tavır bilim ve matematik tarihinde doğurucu sonuçlara scbeboolmuştur.
7 Abdulhak Adnan Adıvar, klasik İshım ve özellikle Osmanlı ilim hayatı konusundaki yanlı tuttunu çerçevesinde, ayrıı..:a bu dönemlere ait malzeme, dolayısıyla bilgi eksikliği sebebiyle, Ddos probleminin İslam dünyasında sadece Zekeriyya Kazvini'nin Asaru'l-bil;id'ında bir kaç satırla yazılmış olduğunu belirtmekte; Molla Lüttl'nin Delos pmblcmi ilc olan ilgisini de Brockelmann'ı takip ederek Bizans etkisine bağlamaktadır_ Om-ı göre Molla Lütfi, bu problemi İstanbul'da Theon'un veya Plutarchos'un eserlerinden elde etmiş veya Bizanslı bir bilginden dinlemiştir. Aslında Adıvar, malzemesini bilmediği ve bildiğini de ilmi zihniyetle ineelemediği bir medeniyet hakkında "masa başı" hükümleri vermektedir (Osmanlı Türklerinde: İlim, İstanbul 1943, s. 44-46 ). Gerçekte Del os problemi Osmanlı öncesi dönemde bilindi~i gibi, Osmanlı döneminde de hem Molla Lütfi'den önce hem de Molla Lütfi'den sonra tekrar tekrar ele alınmıştır. Nitekim adı geçen problemi zikreden Bisdml, İstanbul 'un fethinden önce yaşamıştır; dolayısıyla problemin Osmanlılardaki kaynagı meselesi sun'i bir meseledir. Bu konuda klasik lsl:am ve Osmanlı dönemine ait metinler tarafımızdan toplanmakta olup aynca incelcnip neşredilcccktir. Ancak burada şu noktaya işaret edilmelidir ki Adıvar'ın Delos problemi ve diğer bazı noktalarda anlamadan övmedc abartılı davrandığı Molla Lütfi'nin bu eseri, Osmanlı matenıatikçisi Mustafa Sıdkı (öl. 1183/1769) tarafından, "İlim iddia eden birinin cehaletini ortaya koydllğtı Tadifu'l-mezbah ile ilgili bir risale" şeklinde tavsif edilmektedir. Molla Lütt1 'nin ri salesi Gelideres tarafmdan 1825 yılında Leiden'de ı1eşredilmiştir. Daha sonra aynı risaleyi, Arapça tenkirli metni hazırlayan ŞerdC:ddin Yaltbya ile tenkirli metni Fransızca'ya tercüme ederek bir önsöz yazan Adnan Adıvar ve Henri Corbin, 1 940'da Paris'te yayınlanıışlardır (Molla Lütfi'l Maqtul, L.-ı. Duplication de L'autel, Giriş -1-33-, Fransızca tercüme-35-61, Arapça metin -7 -23). Ayrıca Molla Li.itt1'nin bu risalesi, R:agıb Paşa Hoca~ sı olarak tanınan Ihdhim Halebi ( öl. 1190/1776) tarafından şerhedilmiştir (Arif Hikmet, Mcd.ıni, nr. 145/11 ), Geniş bilgi için bkz. Cevad İzgi, Osmanlı Medreselerinde Tabii ve Riyazi ilimierin Eğitimi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamış doktora tezi, Istanbul 1994, s. 276-277.
lik Dönem Osmanlıilim ve Kültür Hayatinda lhvanu's-Safa ve Abdurrahman Bistamf 1 YAZMA TANITIMI
iki kat büyültmüş ancak veba salgını söyleyen Bistdmi bu eserde de Vasortadan kalkınayınça Eflatun'a gidip fu 1d-dev3'da olduğu gibi Delos yardım istemişler; Etlatun da onlara problemi denilen tadi'lfu'l-mezbah "Siz hendeseden nefret ediyorsunuz, problemini ve Et1atun'un konu ile ildolayısıyla Allah sizi vcba ilc cezalan- gili söylediklerini tekrar anlatmakta
dırdı." demiş ve sunağın (yani kü- ve bu bilginin Hz. İbrahim ve Hz. pün) iki katını almanın geometride Musa tJ.rafından da bilindiğini belirtne anlama geldiğini gösterdikten ınektedir (68a-68b). r:serin diğer bir sonra "Allah katında hikemi ilimierin önemli özelliği de tasavvuf tarihi ile
bir değeri vardır." ve ayrıca "Üç şeye ilgilidir. Bistdml veba hastalığı esnasıkı san !ın hendese, hikmet ve sayıbi- sında flrka, mezheb ve tarikatların şilimi (aded)" şeklinde öğüt vermiştir fa niyetiyle hangi kitabı oknduğunu (2-43a). Eserde sihirli karelerden de zikretınektedir (yeteberrakUne bi kı
bahseden Bistimi bazı özel kare tür- rdatihi). Bu esnada bir çok tarikat ve lerini de zikretmişrir (244a, 245a). şeyh ismi vermekte, tasavvufi tarikat
Bilindiği üzere sihirli kareler aynı za~ lara ilişkin çeşitli rivayetler zikret~
manda ibtidai sayılar teorisi ile de ala- mektedir. Bunun yanında sıkça verdikatıdır. Eserde, Bistanıl'nin Aristote- ği kendi tclifi şiirler de Osmanlı dö~ les için kullandığı "0 teorik düşün- neminde Arapça şiir yazan Osmanlı cenin {el-fikru'n~nazari) kurucusu- alimleıi için önemli örnekleri oluş-
dur" cümlesi de dikkat çekicidir. turmaktadır.
Bist;lmi'nin diğer bir eseri, el~Ed'iy- Bisdimi'nin ed-Durratu'l-l3:mi'a yetu'l-müntehabe fi 11-edviyeti 11- fı'l-edviyeti'l-cirni'a( ş-şafiye) (Bağ
mücerrebe (Ayasotya, nr. 377 j3, dadlı Vehbi, nr. 2132/1, yaprak !byaprak 5la-10lb, 14 Zulb'de 840 64b) adlı eseri ise tamamen tıbb-ı netarihli müellif nüshası) adını taşımak- hevl, tıbb-ı ruhani ve "nbb-ı h urU tl:" tadır.S Eser, gerçekte, kendisinin de ile ilgilidirY Eserde dikkati çeken mukaddimede belirttiği lizere, yuka- nokta -yine deyim yerindeyse- bir nda üzerinde durulan Vasfu'd-dev3. tıbb-ı İbnü'l-Arabt'den bahsediliyor
fi keşfı 3:Iati'l~veh3'nın genişletilmiş olmasıdır. Eser ayrıca tasavvuf-tıb şeklidir. Altı babdan oluşan kitabın ilişkisi açısından da dikkate değer bir
ismi ilk bakışta bir tıb eseri olduğunu eserdir.
gösteriyorsa da eserin muhtevası karı- Bistaml'nin Osmanlı siroya tarihi açışıktır. Tıbb-t nebevt yanında, -deyim sıııdaıı Fetih öncesi dönemde nadir
yerindeyse- bir tıbb-ı hurUfl ihtiva et- eserlerden olan es-Sırru'l-eflıar ve'lmektedir. Bunun yanında eserin dör- kibritu'l-ahmarlO ile yine Fetih ön~ dilncü babında veba illetine kat'ŞI kul- cesi dönemde kaleme aldığı ve meSlamlacak ne bati ilaçlan da inceleyen cidierin kıhle yönünü belirlenmesi ile
Bist3.mt, sık sık Calinus ve Ebu Bekir ilgili Kıbletu hudUdi'l-bev3ni fi Mzi 1den alıntı yapmaktadır. Zikretti- kıbleti hudftdi11-cevini isimli çalışği ilaçları ~'bizzat tecrübe ettiğinin malan da, önemli olmalıdır.
8 KZ, 50, 20!3; Fihris, s. 147-148 . . 9 Fihris, s. 148, KZ, c. Il, s. 2013.
!O İM, c. Il, s. lO.
DIVAN 199612
233
lhson FAZLIOGLU
234 DIVAN
199612
Bugüne kadar elde edilen bilgilere ayn eser daha telif etmiştir. Ancak ne göre Fetih öncesi dönemde (_)smanlı yazık ki Fetih öncesi ilk dönem Osmatematiği sahasında Semerkand 'da man lı matematik tarihi açısından son bulunan Bursah Kadızade dışında derece önemli olan bu iki eserin de, dikkate değer müstakil eser veren güntimüze gelen herhangi bir nüsmüellif yoktur. Bu dönemde ınate- hasına, en azından şimdiye kadar tematik sahasında yetişen ve Sultan sadüf edilememiştir. Bistimi'nin Yıldırım Bayezid devri matematikçi- özellikle vefk konusunda olan çalışlerinden olan Ali b. Hibendialı malan, vetk büyük oranda sihirli ka( IX/XV. asrın ilk çeyreği) Hulasa- relere dayandığından, sayılar teorisi tu'l-minh3.c fi 'ilmi'l-his3.b adlı ve aritmetik diziler konusunda da Arapça bir eser yazmıştır. Bir mukad- önemli bilgiler ihtiva ediyor olabilir. dime ve altı maksad üzere tertip edi- Burada üzerinde durolan eserleri halen eserin 879/1473 tarihli bir nüs- ticinde Bistolmi 1nin, klasik ve mo-· hasını Sursalt Mehmed Tahiı·, Halis dern kaynaklarda zikredilen veya Efendi Kütüphanesi 1nde görmüş- Durre1den ög-rendigimizc göre, tür. ll Ancak eserin bugüne ulaşan, özellikle- ilimler tasnifı, tarih ve siyaTahir Bey'in zikrettiği nüsha dahil, set felsefesi gibi sahalara dair bir çok herhangi bir nüshası tesbit edileme- eseri vardır.
miştir. Kadızade ile beraber ilk dö- Kit3bu durrati clci'r-res3.il ve ğurnem Osmanlı ınatematikçisi olması rati nıinh3.ci'l-vesiÜl (4a): Klasik hasebi ile Ali b. Hibetullab 1111 bu kaynaklarda zikredilmeyen eser, Biseseri, Osmanlı Bilim Tarihi açısından dml'nin hayatı ve eserleri ile Fetih önemlidir. Bu a~o'ldan bakıldığında öncesi ilk dönem Osmanlı ilim ve Bistiıntınin Durratu fünllnu 11-kut- kültür hayatı açısından önemli bir tib ve kurratu 'uy{inu'l-huss3.b ad- yazmadır. Yazmada, Bist3.mi, önceh eseri de dikkati çekmektedir. Eser likle tahsili esnasında_ okUduğu eseradından da anlaşılacağı üzere, divan ler ve bu eserlerin mü.elliflerinin muhasipleri için kaleme alınmış bir isimlerini vermektedir. Bu bilgiler matematik eseridir ve şimdiye kadar ilc,.XIV-XV. yüzyılda gizli ilimler sabu konuya hasr edilmiş, ismi tesbit hasında tahsil eden bir insanın okuedilebilen ilk Osmanlı eseri özelliğini duğu ana kaynak eserlerin tam bir taşımaktadır. Eseri Bağdadlı İsmail listesi elde edilmiş olmaktadır. Eserin Paşa zikrctınektedir; ancak zamanı- diğer bir özelliği, Bist3mi1nin Bilamıza gelen bir nüshası henüz resbit du'ş-ş3.m, Mısır~ Osmanlı v~ Anadoedilemeıniştir. Bunun yanında aşağı- lu topraklarındaki seyahatleri ile bu da zikrcdileccği üzeı·e Durratu cl- seyah~tler sırasında gizli ilimleri yayci'r-resai11den öğrendiğimize göre gınlaşnrma konusunda yaptığı fualiBist:lmi, matematik salıasında Meba- yerler hakkında mainmat vermesidir. hiçü'l-dbab fl menahici 'ilmi'l-hi- Bu çerçevede, Bisclmi, Anadolu'da s3.b, isimli genel bir eser ile ınuhte- ve özellikle Osmanlı bölgesinde çemelen hisdbu 11-hepdf sahasında olan şitli şehirlerde hangi eseri telif etti~Kid.bu1d-darb ve'l-k.ısme adlı iki ni, kime okuttuğunu, tarihiyle birl*-
11 Bursalı Mehmcd T-abir, Osmanlİ Müellifleri, c. III, 1stanbull343, s. 283.
1
ilk Dönem Osmanlı Ilim ve Kültür Hayatında lhvanu's-Safa ve Abdurrahman Bistami 1 YAZMA TAHmMI
te zikretınektedir. Bu durum, o dö
nemde Anadolu'da yaşayan ismini
bilmediğimiz bazı aliınieri tesbit etmemizi sağladığı gibi, ismini bildiğimiz bazı alimierin tahsili ve Bist&ml ile olan ilişkHerini tesbit etme imkam vermektedir.
Neticede Anadolu 'da çeşitli şehirlerde kendisinden ders alan Osmanlı döneminin önemli şahısları, bu şahıs
, ların isimleri ve bunlara okLıttuğu
eserler zfkı:edilmektedir. Böylece yazınada Bisd.ml'nin eserlerinin telif tarihleri itibarıyla tam bir listesi veril
miş olmaktadır. Bu liste ile günümüzde Bistimi'ye nisbet edilen eser-
nam:amaktadır; yaprak Sa ve 6a'da
bazı cümleler nemlenmiştir. Eser
Arapça 'dır.
Eser'in nıukaddinıesine, Bistaml, Os
manlı ilim ve kültür hayatmda önemli bir yeti olan meşhur eseri el-Fev:iihü'l-miskiyye fi'l-fev3.tihi'l-mekkiyye'nin ismini vererek başlamaktadır (l b). Eser altı babdan oluşmaktadır: I. bab (5a-7b), Il. bab (7b-9a), III. bab (9a-9h), IV bab (9b-IOb),
V. bab (10b-2lb) ve VI. bab (2Ib-
42b ). Eseıin I. babı Bisdmi'ııin üslubunun genel özelliğini yansıtan bir giriş; II. bahı Kadı Vdiyüddin Mu~
hammed adlı bir alime övgü; III. ba-!erin sıhharmı, eserleıin teliftarihleri bı muhtemelen dönemin vezirine; ile ilgili tartışmaları belirli bir nokta- IV. babı da yine muhtemelen döneya kadar çözme imkanına kavuşula- min Sultanı 'na (Belki de Sultan II. caktır. Eserin oldukça önemli diğer Murad) medih şeklindedir. V. babıda
bir özelliği de Bisümi'nin "İhvtinu's- Bist<l.nıi eserin telifsebebini verdikten
safa ve halhlnu'l-vcfa" adlı bir sonra, kendisinin gizli ilimleri tahsili
"grup"tan bahsetmesidir. Bu -bilgi esnasında okuduğu kitapları ve mik\-de, eğer aşağıda tartışılacağı üzere, tamlamanın muhtevası başka bir şeye
işaret etmiyorsa, Osmanlı ilim ve kültür açısından ınühinı bir tesbit olacaktır. Bu özellikler yanında eserin
uslubu, Bisdml'nin diğer eserlerine de hakim olan genel uslubunu yansıtmaktadır: konular arasına serpiştirilen şiirler ve süslü ifadeler ...
Önemine ilk dcf.ı Mchıned Şerefed-
liflerini zikretınektedir. İlimlerden
bahsederken sık sık "nakliyye" ve
"akliyye'' tahirini kullanmaktadır
(12a). Diğer eserlerinde de bu tabirio sıkça geçmesi, bu iki kelimenin özel bir maksada nıatuf olarak kullanıldığını göstermektedir. Yaprak
(12b~l7a)'da tahsili esnasında okuduğu kitapların bir listesini ve nıüel
titlerini vermektedir. Ancak 14b'ye
din Yairkaya'nın dikkat çektiği eserin, kadar yalnızca kitapların isimlerini şimdiye kadar, Nuruosmaniye, nr. vermekte müelliflerinden bahsetme-
4905'de bulunan tek bir yazma ııüs- mektedir. Bu esnada özellikle 'ilm~i hası tesbit edilebilmiştir. ız lb-42b huriıf yanında, esr:iru'l-a'd.ld (arityaprakları arasında yer alan ve eksik merika), esrAnı'l-edv:ir (nıusika), es
olan nüshanın zahriyesinde Sultan d.ru'l-riyadiyyat (geoınetrika) üzeIII. Osman ile Haremeyn vakıflarının rinde önemle dmmaktadır. Yaprak
ınütfuişi İbrahim HanWin mührü ve 14b'de zilerettiği şu elimle Bisravakıf kaydı bulunmaktadır. Eserin nı'i'niıı Hcrırıctik gelenek yanında
yaprak lb'de bulunan ilk satırı oku- Hiııd, Babil ve Yunan geleneğini de
12 K.:ltip Çelebi, KZ, c. I, İstanbul 1941, Mukaddinıe, s. 9, dipnot l.
DIVAN
1996/2
235
' f
1
lhsan FAZLIOQu
236 DIVAN 199612
tahsil ettiğini göstermektedir: «. .. nemde bu geleneklerin bilgilerine sabunlar gibi melekı'iti sahifeler, hike- hip olan şahıslardan aldı~ı gösterml kaideler, neberi sırlar, kıbti eser- mektedir.l3
ler, süry3nt ve yun3.ni tC::nler, ibclnl llim ve alimin faziletini anlatmak için ve keldini metinleriıı fikri izlerini Hindli Filozof Beydahi'nın Hind takrir, nazari gereklerini tahrir ile an- meliki Deyselern içim kaltme aldıf;t lam dünyalannı okudum." Bisti.m1 Kclile ve Dimne adlı eseri örnek olayaprak l4b'nin yarısından sonra ise rak veren Bistfuni, "Melik de tao verdiği kitap isimlerinin müellitlerini Beydaha'nın başına koydu ve onu de zikretmeye başlar. Bu serdedişte kendisine vezir yaptı" diyerek ilmin dikkati çeken ııokıa, Babil, Hind, ödlilünün yüksek olduğunu belirtir Yunan ve İslam dünyasında telif edi- (l 7a-l7b). Daha sonra adı geçen eselcn eserlerin bolca zikredilıniş olma- rin Kisra Enuşirvan zam:yıında Filö~ sıdır. Mesela, Hermes'in eserleri ya- zof Berzeviye tarafindan nasıl Farsnında Kanka Bindi'nin bir eseri, ça'ya tercüme edildiğini anlanr; akaMirinyôs'un bir coğrafYa kitabı, Ar- binde hicri 165'te Mehdi ve Reşid'in şimed'in bir eseri, Phytagoras'ın ki- veziri Yahya b. Hilid el-Bermekt'nin ıapları, Sabit b. Kurra ve Huneyn b. isıegi üzerine Abdullah b. Hil:ll dİshak'ın eserleri, Batlamyus'un Kiti- Ehvazi tarafindan Arapça'ya tercüme bu's-semeratfi 'ilmi astrunumy3'sı edilme hikayesini verir (l8a-18b). (lSa), Aristoteles'in eserleri, Ebu Dioscorides'in Kiti.bu'l-haşiiş 1inin
Bekr lbn Vahşiyye'nin Kitabu'l-fllil- Endelüs ve Diru's-sdam Bağdad'da ha'sı, Mecriti, Eflatun, Şokrates gibi Arapça'ya tercüme edilme sürecini kişilerin kitaplan ... Bist3.ml okuduğu n~kleden Bistiml'ye göre bu eser eserler arasında Kitab meflltihu'l· Bağdad'da Isıafen b. Besi! tarafindan 'ulÜm adlı bir eser zikretmektedir ki Halife Mütevekkil Cafer zamanında bu Harizmi el-Katib'in aynı isimdeki tercüme edilmiştir (18b-19a).
meşhur eseri olabilir (!Sb). Bistaml, Bist<l.mtı nin, incelenen eserlerinde, en-Nev3.misu'l-Bfl3.tuniyye ve en- Eski Yunanlılar'a özel bir ilgi gösterNevolmisu'l-Lukm3.niyye. adlı iki diği ve önem atfettiği müşahede eserin daha ismini verdikren sonra edilmektedir. Nitekim el-Fevaih'te
Yunani, Süryaııil Kddani, Himeri de bulacağımız bilgilerin benzerini (Himyerl), Kıbti, Hindi, Brehm'i: sır- muhtasar bir şekilde tekrar ederek, lan ıeddedtu fl ttdebihd er·rihdt itd "llimlerle ilgilenen ümmetiere gelinen-tetekkaytuhd min sudUri 'r-ricdt ce, bunlar Hind, Fars, Keldani, İbrademekte (16a) ve ekiernektedir ve ni, Kıbti, Rum, Yunan ve Arabehaztu 'anhum hi 1l·k4l ve 1l-hdl lar'dır" demektedir. Bisd.mt'nin bu (16b). Bu ifadeler Bisıimi'ııin söz ifudeleri Kadı Sa'id el-Endelüsi'nin konusu gelenekiere ait bllgileri sade- Tabak!tu'l-umem adh eserini hatırce metinlerden değil~ bizzat o dö- latmaktadır.l4 Bist.tml "Musa'nın
13 Bistimi'nin zikrettiği gelenekler ile ilgili yazma metinler Osmanlı döneıni kü· tüphanelerinde bulunmaktaydı. Bugün hali adı geçen geleneklere ait metinler yazma kütüphanelerinde mevcuttur. Mesela bkz. Nuruosmaniye, nr. 3634'de kayıtlı 293 yapraklı mecnıua.
14 Kadı Sa'id el-Endelüsi, Tabakitu'l:umeıiı, nşr. Hayat Bu Alvin, Beyrut 1985.
ilk Dönem Osmanlı lrım ve Kültür Hayatmda lhvanu's-Safa ve Abdurrahman Bistemf 1 YAZMA TANITIMI
vefatından 568 sene sonra Yunan tedir. Ayrıca bu serdedişte, Bistami'nin Anadolu ve Osmanlı toprakla
rında dolaştığı şehirler ve ilişkiye gir
diği alimler hakkında da önemli bil-
giler mevcuttur.
811/1408- 1409'da Rum denizindel S cl-Frene ülkesinde ei-Mustaki
adasında ilk eserini kaleme alan (24b) ci-BistJ.mi daha sonra D<lru'[-"adl, fa
BistJ.ml'nin zikrettiği bilgiye göre zilet erbabmın ve nlemanın çadırı "Denmiştir ki, Hikmet gökyüzün- (muhayyem) ve Osmanlı ülkesinin den, yeryüzü ehlinin üç organı üzeri
ne inıniştir: Yunan dimağı (edmiğa· tu'l-yUndn), Çin eli (eydi'-sin) ve
Arap sünneti (sunnetu'l-'a~ab)." ilmin önemi üzerine duran Bisci.mi, maksadına vurgu yapan ve demek istediı?;inin 'lubbu'l-lubb'u olan Etla-
ümmeti zuhur etti. Manttkl, tabii, ri
yazi ve ilahi, bütün akli ilimler onlar
dan alınmadır. Onlar "alim "i, "filosofu" diye isimlendiriyorlardı" demektedir (19b). Akabinde el-Fev!ıih'te olduğu gibi ilmi fCnler (el-funUnu 'l- 1ilmiyye) ağ;.ıcını ( şecere) -bir ağaç şeklinde- vermektedir (20a).
nın'un şu cümlesini bir beyit olarak
verir:
md min ri/min mustakbah
illa ve'i-cehlu him ekbah (20b).
V. bab iki fasla aynlınaktadır (21b).
Bist3ıni, birinci tasılda telif ettiği
eserlerin isimlerini, telif mekanlarını ve telif tarihlerini vermektedir (22a-
38a). Hicri 805/1402-1403'ten başlayan bu serdediş hicri 845/1441 -l442 1ye kadar (nıüellifin içinde bulundugı.ı taıih) devam etmektedir.
merkezi olarak tanırtığı Bursa'dadır. Bursa'da, aynı senenin Receb'inde
birefi ilimlerde uzmanlaşan ilk kişi
olarak gösterdiği Muhammed el-Buharl'yi tanır. Burada kendisinden ilk
okuyan kişi Nu'ıııtinuddln Nu'miln
b. Halid ei-Handi'yi zikreder (25a). 812/ 1409-1410 sc::nesinde Uiren-de'dc, övgüler düzdüğü İbnu'l-Fe
nSri diye tamnan EbU 'Abdullah Şemsuddln Muhammed b. Hamza el- Haneti ile tanışır ve ona aynı yerde
birefi ilimlerden bazılarını okutur
(25a-25b). 813/1410-14ll'te Daru'n-nasr dediği Anıasya'da Yar Ali okırak tanınan 'Alauddlıı Ali b. Siyivı"ış ed-Devreki (ed-Dlıreki) el-Handi es-SUfi; aynı senede DJ.ru'l-teth
diye isiınlendirdiği Kastamonu 'da Ntısinıddiıı Nasır adh kişiler kendi-
Ancak bu serdediş tam bir kronoloji sinden bit'er escrini okurlar.
oluşturmaz; bazen geri gider, bazen 814/l4ll-l412'de BistJ.ml, Dı
de sadece eserin adı zikredilir. Bu ta- nıeşkte'dir ve orada Emirü'l-mümi
mtıında ise sadece önemli eserlerinin nin es-Seyfi en-Nasirl isimli bir kişi
isimleri verilecektir; ancak Bisti- nin, aynı tarihte Kahire'de Bedrüd
ıni'nin okuttuı?;u alimierin isimleri, dlıı Hasan b. Nasnıll3h adlı bir diğer tedris tarihleri ve tedris yerleıi -eser kişinin istekleri üzerine birer eser kaisimleri verilmeksizin- zik.redilecektir. le me alır. 816/14 l 3-141 4'de SiciBu yerlerin ve tarihierin bazıları aynı cuddin İdris h. Sa'iduddin ei-Muğlezaınanda Bisclmi'nin bazı eserlerinin vi, zikredilmeyen bir yerde (25b-26a);
telif yerleri ve tarihlerini göstermek- 819/l416/l417'de Diru'd-devle-
15 Bahru'r-Rlım: Akdeniz, Şenıseddin S.lnıi, IGmıisu'l-a'l&m, c. IL, !stanbul 1316/1899, s. 1244.
DIVAN 1996/2
237
lhsan FAZLIOGw
238 DIVAN 199612
ti's-sultaniyye dediği Di'm~ltlıkSt'ta mış; Dd.ru's-saltana dediği Kaysariy(Diınetoka ?) Kadı Hus5meddin el- ye'de şehrin kadısı Şeyh Çelebi adlı Klısuc (?') (26b); aynı senede DJ.ru's- birisinin isteği üzerine bir risaie telif se'3deti's-sultiniyye diye isinılendir- etmiştir. 814/l4ll-l412'tc Didiği Edirncboli'dc Kazı-kuz;.hi 'i-ha- meşk'e giden Bist3mi, burada bazı
nefiyye Kerimurldin Ebu'r-red 'Ab- eserler kaleme almış; 815/1412-dulkerlm b. 'AbdulcebbJ.r ci-Handl, 14l3'te K1.dı N{iruddln Ali ei-KaliBistd.ml'den bazı e.se.rlerini tahsil kas!(?) ei-Ölıvi (?)ve Emir Sala.hudederler (27a). 822/1419'da BistJ.ml, din Muhammed b. Hasan b. NasnıJKeşfu'l-esrari'r-rabbclniyye fi: şer- !Sh ei-Mısrl'nin istekleri üzerine bihl11-lum'ati1n-niıd.niyye adlı escrini rcr eser telif etmiştir. Aynı şehirde yazınca İbnü'I-Fenoiri Şemsuddin Kadı T3cüddln ~Abdulvehhd.b b. Muhammed'den övgü alır (27b); aynt eser için Kadı Kem.lluddin b. Htıscyn cl-Hanefi bir şiir yazar (28ı.ı).
Bist3ml} bu yapraktan itibaren geri bir tarihe dönerek 805/1402-1403 'te Kalüre'de iken yazdığı kitapların isimlerini verıneye başlar. Bu taribre telif ettiği önemli eserlerden biri sayılar teorisi ile de ilgili olan, sihirli kareler hakkındaki, ed-devletli 'n-nasiriyye atabakJeriııden Yaşbek e!-Bak.l (?)'nin isteği i.lz.erine bleme aldığı
Kidbun 6: havassi murahba' ml'e fi mi'e adlı eseridir. Aynı tarihte ve yerde Şazel! tarikan ad3.bına göre başka bir eser de yazmıştır (28a).
811/1408-1409'dc tekrar Bursa'da telif ettiği eserlerin ismini vermeye başlayan Bisdmi, aynı tarihte Karahi~ sar'da şehrin müderrisi Faklh Paşa
diye meşhur olan Şilübuddln Ahmed ei~Hanefl'yi ve Akşehir'de Kadı Kcına1luddin ibrilüm lı. Muhammed el-Haııcfi'yi okmmuşrur. Aynı
Nasrull;lh, Bistaıni'den okumuştur.
Rl6/l413-1414 'de Akşehir'de
Furrch Şah medresesinde Sayhatu'lbllm fi havadisi'r-nlm (Anadolu Olaylarında Baykuş Çığlığı) adlı ilginç eserini bitİrıniştir (29a). Aynı yılda Eğirdür'de Ebu'l-Fedail Fazlul· l:lh b. Necmuddln el-Hanefi ondan ders almıştır (29b), Aynı yıl içinde Kadı Sin'3.nuddln Ylısuf b. Yahya elHancfi ile Kadı kudati'l-hane.fiyye bi 'l ~cuyUri 11-mamureti '1-muhammedi_vyeti 1s-saltanati 1/-usmaniyye olan Ccmlluddln Muhammed b. eş-Şeyh Ramazan 'ın isteği üzerine birer eser telif etmiştir. Aynı senede Edirne bo~ li'de eş-Şeyh Bedreddin Mahmud b, .K.:'ldı SiınJ.vnc'yc eseri es-Sayhatu'lbum'u okurmuştur (30a), 819/ 1416-1417'de Diınatukat'ta Müderris 'İzzuddin b. Şerefurldin ile Cenıoiluddin Muhammed b. eş-Şeyh
Ramazan; 820/14l7-1418'de Kustaııtıniyye-i Suğra'da eş-Şeyh Şih;\-
yılda D3.ru'l-mtılk dediği Kony<ı'ya buJdln el~Ay.lsulılği es-Suhrevcrdi giden Bl.stJnıi, lıtıroda asnııın Cali- el-Hanefi'nin hallfesi eş-Şeyh es-S<l· nus'u olarak tesmiyt:: ettiği İbn Şere· lih 'Abdulmu'min el- Haneti ile Kara fUddln d-Hanetl ile Faklh cl-'Ab- Şenısmidin Muhammed cl-Kadı eldu's-s3Jilı Ebu Muhammed HabHı Handl ei-Ayhult'\ği, Bist<l.mi'den el-Hanefl'ye ders vermiştir. Aks::ı· tahsil etmişlerdir. Aynı yilda Emir Ali ray'da bir e.ser yazmış (28b); Niğ- b. Timurtaş (30b) ile es-Seyyid Mu~ dc'de Şen'lsmidlıı el-HCrevi adlı biri- hanın1ed el-Buhiri 1nin isteg:i üzerine nin isrcgi üzerine bir kitap kaleme al- birer eser telif etmiştir. 823/l420'de
Ilk Dönem Osmanlıilim ve Kültür Hayatında lhvanu's~Sata ve Abdurrahman Bistiımi 1 YAZMA TANITIMI
cl-Mevlcvl Etdaluddin Fadlull1h b. dönemde telif ettiği eseriere bakıldı-
Huseyn el-İznik! el-Hanefi'yi akut
muştur. 824/1421 'de el-Edviyyetu'ş-ş3.fıye ve'l-ed'iyyeti'l-k:Hiyye adlı eserini alimler yuvası ('uşşu'l
'ulem.l) dediği İznik'te kaleme almış
tır. Aynı yerde ei-Faklh es-Sollih Mus
Jihuddln el-Hancfı: es-Sufi'yi okur
muştur. 825/l421-1422'de değişik
eserler telif etmiştir. 826jl422-
1423'de Larende'de eserler yazmış;
aynı yılda Mısır'ın Fustas şehrinde
Ebü 'Abdulhi.h Şcrefuddln MLilum
med b. Taeurldin 'Abd(?) b. Nasrulhlh ei-IG.dirl es-Şafı'l'nin isteği üzeri
ne bir eser kaleme almıştır.
827 /1423-1424'de İskenderiye'de
cn-Nhır Fahruddln Muhammed b.
'Abdurrahlın eş-Şatl'l için bir kitap
telif etmiş, bu esere de eş-Şeyh Sid.
cuddin 'Umer ei-Besleklmi el-İsken
decinl övgü düzmüştür. Bistolm'i 828 /1424-1425'tc tekrar Bursa'dadır.
830jl426-l427'de ed-Durretu's
s3.fiye fi'l-edviyyeti'ş-ş3.fiyye ve Vasfu'-d-devol fi keşfi 3Iati'l-vebol dahil olmak üzere bir çok eser yaz
mıştır. 833jl429-1430'da diğer ba
zı eserleri yanında ed-Durreatu'l-lolıni'a fi'l-edviyeti'l-colrni'a adh eseri
ni kaleme almıştır. Bisdınl'yc göre,
"bu eserini Bukrat ve Sukrat görseydi
şaşırırlardı" .. Aynı yıl Muhammed Ş&.h
b. Muhammed b. el-Fentıri, ilm-i hu-
ğında: Musolıneranı'z-zurela fi hikayeti'l-muluk ve'l-hulef3., d-Asarü'lwfil.hid. ti zikri 'ulc::moli's-seneti'z-z:lhira, 1Gt3bu'r-ravdati'l-kudsiyye fi zikri 'ulemai's-soldeti'l-hiretiyye, Zev3.hiru'l-fChlım fi cevolhiri'l-'uhlm, ez-Zurru'l-ğall fi: men;lkibi'l-Ga7...7.ali, Riyil.setu'l-fazl fi siyaseti'l-'adl, Kidbu feraidi's-su.lllk fi siy.iseti'l-ınullı.k, Meb;lhicu'l-clb3.b fi mcn3.hici 'ilmi'l-hisolb, IGtabu'd-darb ve'l-kısme; 842/ 1438-l439'da kaleme aldığı el-Fev;'iihu'l-miskiyye fi'l-fev3.tihu'lmekkiyye ve daha bir çok eser görü
lebilir. Bistinı1 845/1441-1442'de
de Durre 'yi telifetmiştir (34a-37b).
V. Babın ikinci [aslı (38a-4la) lhvanu's-sata \'C hallan u '1-vcta kardeşlerin
övgüsü hakkında (fi medhi ihvdn "İhvdni'J·safd ve hal!dni'l-vej'd)) ~ıdını ta~
şmıaktadır. Bu fasılda özellikle Mu~
hammed Ş:\h b. Şeııısuddln Muham
med b. el-Feniıi övülmektedir. Aynca
Bisrami, 811/1408-1409'da Anadolu'ya (el-Memlekenı'r-Rlımiyye) geldiğinden itibafen ulcnü, fudeJa ve huke·
nü'dan dostu olanlar ile öğrencilerine
ve kendisiyle ilişkisi olan diğer şahıslara
övgü düznıektedir ( 39a). Bu şahıslar
arasında ( 39b) 'İzzuddin 'Abdulmelik
el-Vizevl O) eş -Şafi 'i adlı kişiyi özellik
le zikretnıektedir. Bisd.ınl, bu fasılda
rüfa dair eserlerine övgü yazmış- ayrıca, birçok eser telif ettiğini ve bu
nr(3la-32b). Daha soma Bistami ilm- eserleri, ilwinu's-saf& ve ballinu 1l-ve·
i hurôt,taki önemli üstadları zikreder: til'nın kendisinden okuyup naklettiğini
Ebu'l-'Abb1.s el-BU.ni, Ebu'I-Hasen el· belirterek onları övmektedir(39b).
Harr:ıli, eş-Şeyh 'Abdulhakk b. Sebi 'n, Eser boyunca ve özetikle bu fasılda eş-Şeyh Ebu
11-Hasen el-Şizli (33a). serdeddiği ifadelerinden Bist1.mi'nin
834/1430-143l'dcn itibaren yazdı- "bir düşünceyi" yaydığı veya en azın
ğı eserlerin isimlerini veren Bisd- dan yaymağa çalıştığı anlaşılmaktadır.
mi 1nin siyaset ile ilgili konulara ağır- Bu düşüncenin ve ayııntılannın ne ol
lık verdiğini görüyoruz. Mesela bu duğu, onun, diger eserlerinin incelen-
DiVAN 199612
239
lhsan FAZLioGLU
240 DIVAN 1996/2
mesinden sonra anlaşılabilir. Ancak
burada şu ön tahminlerde bulunula~ bilir: Bisr;lml, ihv1nu's-satii dcdigi g
rup çerçevesinde hurUfi bir sUfiliği
temsil etmektedir. Gerçi zikredilen ihvd.nu's-safa'nın bir grup mu yoksa bir birliktelik mi olduğu metinden tam manasıyla çıkanlamamaktadır.
Yoksa bu tabiri sadece kendisinin, öğ
rcnd, hoca, arkadaş vb. şckillcrdı: ilişki kurduğu insanlar için bir ö\'gü sıf'a
tı olarak mı kullanmaktadır? Ancak
sık sık bu tanılanıayı kullanması, özel
likle ikinci tJsılda "ihvfın i!Jrdnu'h·ajti l't' halldnu'l-vefa" tabiri ayrı bir gruba işaret eder gibidir. Nitekim yukanda zikredilen Vasfu'd-dcva f1 keşfi af.tti'l-veba adlı risalesini, dEd'iyyetu'l-müntclıabe fi'l-edviyeti'l-mikerrebe adıyla genişletme sebcbini açıkk1rken Bisclnıl "' ... sonr::ı
lhvinu's-safd ve ha!lrl.nu'l-vcfl'dan biriJı" benden bu tesbitleri kayd etnıemi
istedi ... " ( 52b) demektedir. Buradaki
cümle kuruluşu böyle hir "bir!ikte
lik"in olduğunu gösternıektc:dir. Bis
dınl İhv5.nu's-sat3. vı.: hal!:l.mı'!-vetJ.
tabirini Durre'dc de sık sık kullanmaktadır. Mesela yaprak 22a, 26b~
37b, 38a-b, 39b'dc geçen bu raınlamanın, sadece bir övgü sıEıtı olarak değil bir bir!ikre!iğe işaret edecek şekilde kullanıldığı görülmck.tcdir. Bu
birlikteliğin ayııntıl:ırı ndcrdir? Bu
.sorunun ceYalıı -eğer böyle bir birlik
telik varsa- bu dönem üzerinde yapıla-
-tabiri caizse- bir "misyoner" gibi sık
sık muhtelif ülke ve şehirleri dolaşma
sı ve bir düşünceyi yayma gibi bir en
dişesi nin olduğunun görülmesi, en
azından böyle bir birliktelik hedefinin
bulunduğunu göstermektedir. Bu düşünce sadece· hurUfl tasavvufi bir çer
çevede midir, yoksa Bistd.mi'nin gizli
ilimieric ilgili başka bir hedefi mi bulunmaktadır?. Bistimi'nin metinlerin
den anlaşıldığı kadarı ile hu birlikteli
ğin en geniş anlamıyla he-rmetik bir proje olduğundan bahscdilebilir.
Felih öncesi dönemde Osmanlı ilim Vf ki.iltür hayatında, -eğer böyle bir birlik
tclik varsa-, bu ilişkiler içinde Molla
Fenari \re oğlu Muhammed ŞJ.h 'ın yeri
nedir? Diğer t.ıraftan Bistiınl'nin, gü
nümüzde Sımavna Kadısıoğlu Şeyh
lkdre:dı..tin olarak tanınan ş;thıs ile olan
ilişkisi ve bu şahsın tıkirierinin oluşmasındaki rolü nectir? gibi sorular önem arzctnıektedirler. Çünkü yukarıda serdettiğimiz özetten anlaşılacağı gibi,
lıcın Molla FeııJ.ri ve oğlu Muhammed
Şah hem de Şeyh Bcdreddin, Bistanll'nin talebesi olmuş ve ondan ders ~ll·
mışlardır. Böyle bir birliktelik fiin ol-a··
rak varolmasa hile BistJ.mi'nin iüıdeleri
k undisinin böyle bir gayeye matuf ola
r.ık faaliyet gösterdiğini ima etmektedir. Öyleyse en azından, Fetih öncesi
dönemde Osınanh ulemasının "bilgi"
hayarının oluşmasında Bistftml ve tale
belerinin etki ve katkılan neler olmuş
tur? sorusu ve bun<.l bcnzcı· diğer soru-
cak çalışmalarhı verilebilir. Bistiıııl 1 nin lar cevaplandırmayı beklemektedirler. *
Bu unııma, ba~l:mgıçta, Bisrfı.nıi'ııin Durratu tlci'r-res.til ve ğurratu minhı1-ci'l-ves3.il ilc IGdbu'J-fevaUıi'l-nıiskiyye t1'l-fev3.tihi'l-mekkiyye adlı iki yaznı<ı eseri düşünülerek lınırlanmaya ktşL.uıdı. Süreı;: içerisinde Durra'nın önemi rebarüz errip;inden im c:ı.ıııtıııoı sadece oıu hasr edilmiş, ikinci eserin tanıtımı ve Bist;\ıni'nin bu iki eser ile diğ;~:r cscrkriııe ilişkin genel dq'!;erlendirnıc ise Divin dergisinin daha sonraki s,ıyısı için h<.~zırlaıımak üzere crtdenmişrir. Burada şu nokt<ıva işan:r edilmelidir ki, Bisd.mi'niıı Fev.lih adlı eseri, Osmanlı ilim havatında oh~şturm.ıya )."<llı~tı~ı hurutl-rasavvutl dünya görüşü ile bilgi anlayıJiı v~ bilgi sınıflandırnıa5ı ;:tçısından önemli bir yere sahiptiL. (Bkz. KZ, c. ll, s. 1905.)