Upload
yeni-devir
View
237
Download
8
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Fortnightly Turkish Newspaper
Citation preview
126 TEMMUZ 2 0 1 1
Göz KliniğiGöz Pratisyenlerimizi:
Ms Perin Erdem Ms Reyhan YilmazMr Taskin Hafouz-Housein
130 Blair StDallas VIC 3047Tel: (03) 9309 6464
Mustafa Okur0418 315 161
EMLAKÇILIKTA GÜVENİLİR İSİMShop 1, 55 Paringa Blvd
Meadow Heights VIC 3048 Telephone: (03) 9309 4888 Fax: (03) 9309 7400
Email: [email protected] Te
mm
uz 2
011
Say
ı: 10
3
Campbellfield Factory362 Barry Road, Campbellfield Vic, 3061
T: (03) 9357 9922
w w w . s u l t a n m e a t . c o m . a u e - m a i l : s u l t a n @ s u l t a n m e a t . c o m . a u
Smallgoods / Kebab / Meat
Necmi Kul (Managing Director)
ASRIN CANISI AVRUPALI
Haberi Spor’da
BAŞÖRTÜSÜ BAYRAMI
. .
Haberi sayfa 6’da
Geçtiğimiz Cumartesi dünyanın en sakin ülkelerinden biri olan Norveç’te, ırkçılığı ve İslam düşmanlığı ile bilinen cani dünyayı şoke eden
bir katliam gerçekleştirdi. Sonuç: 93 ölü.Yakalanan Anders Behring Breivik ilk ifadesinde, bunun gaddarca
olduğunu kabul ettiğini, ancak “gerekli olduğunu düşündüğünü” söyledi.
Habe
ri sa
yfa
12’d
e
26 TEMMUZ 2 0 1 12
TÜKENMEZ KALEM
Mustafa [email protected]
We put you firstWondering the value of you property in the current market?
Call us today for a FREE market appraisal
JALAL ABDALLAH0425 778 166
Ev veya arsanızın şu andaki piyasa değerini mi merak
ediyorsunuz?
Mülkiyetinizin tamamen ÜCRETSİZ olarak piyasa değerlendirmesi için bizi
hemen arayın.
HUSEYİN KUSET ALPOZGEN JP0418 992 524 - 9309 6000
ACİL kiralik ev veya işyerleri aranıyor!!!
Dürüst kiracılar mülkünüzü tutmayı bekliyor!!!
Mülkünüzün 3 hafta içerisinde kiranacağını garanti ediyoruz
veya kiralama için ekstra ücret ödemeyeceksiniz
Kampanya sınırlı bir süre için geçerli olacaktır
Kontak için Shefki’yi 9309 6000 numaradan arayınız
Shop 17/55 Paringa Boulevard, Meadow Heights www.firstnationalmh.com.au 9309 6000
NİSAN AYINDA REKOR SAYIDA EV VE İŞYERİ
KİRAYA VERİLDİ
GÜNCEL
‘Sarışın terörist’ çok mu şaşırttı?
AVUKATSEYİT ERCİYASZINDILIS BARRISTERS & SOLICITORS
* Ev alım-satım işlemleri* İşyeri alım-satım işlemleri* Aile hukuk ve boşanma davaları* Kira ve Lease işlemleri* Vasiyetname ve vekalet hazırlama* Ceza davaları* Trafik ve iş kazaları davaları* Kontrat ve sözleşme hazırlanması* Hukuki danışmanlık
Shop 3, 785 Pascoe Vale Road, Glenroy, VIC 3046Ph: 03 9304 4444 Fax: 03 9304 4222
Email: s e r c i y a s 8 3 @ y a h o o . c o m . a u
Aslında bu hafta Avustralyalı Rupert Murdoch’un gazetesinin adının karıştığı telefon dinleme skandalı nedeni ile İngiliz parlamentler tarafından sorgulanmasını fırsat bilip, medyadaki kirli yapılanmayı yazmayı planlıyordum. Üstelik tam da bu günlerde İngiltere’de yayın yapan Emel Dergisi’nin Editörü, Milli Görüş Sareera Grubu’nun davetlisi olarak Melbourne’daydı.
Fakat Norveç’deki kanlı saldırılar dünya gündemini alt üst etti. Daha önce dünyanın dört bir köşesi terörün kanlı yüzü ile tanışmıştı ne yazık ki. Norveç adı ise açıkçası biraz sürpriz oldu. Zira yanlış hatırlamıyorsam dünyanın en güvenli ülkeleri sıralamasında bu ülke ilk 3’de yer alıyordu. Zaten Norveç denince herhangi bir Türk’ün aklına ‘zenginlik, sakinlik, yeşillik, müreffeh’ bir ülke gelir.
Bu ülkede bırakın terör saldırısını, herhangi bir ekonomik kriz veya doğal felaket haberi bile duymak mümkün olmaz. Avustralya da dünyada güvenli bir ülke olarak bilinir ama yaşadığımız koca kıtada felaketler eksik olmaz.
Norveç’deki terör saldırısı sonrası, Müslümanlar’a hakaret etmek için fırsat kollayanlar, teröristin resmini görünce heralde büyük hayal kırıklığına uğramışlardır. Olayın üzerinden birkaç saat sonra basın toplantısı düzenleyen Norveç Başbakanı’na sorulan sorular bu beklentileri yansıtıyordu. Örneğin bir gazeteci, ‘aşırı İslamcılara karşı neden önlem almadınız?’ gibisinden sorular sordu.
Batı medyasının büyük kısmı, bu tür saldırıların ardından, olayın aydınlanmasını beklemeden hüküm vermeyi iyi biliyor. Kimileri ise bu tür saldırılar sayesinde
içlerindeki İslam nefretini açığa çıkarıp, Müslümanlara bolca hakaret etme fırsatı yakalar ve kamuoyunu manipüle etmeye çalışır.
Zaten 11 Eylül saldırılarından sonra ‘İslami terör’ kavramını halkın beyinlerine kazıdılar. İlginçtir Türkiye’deki medya da bu konuda batılı meslektaşlarından geri durmuyor. Gazetelerin büyük kısmının ‘Norveç’in 11 Eylül’ü’ manşetini atması bunun göstergesi.
Saldırının faili olduğu öne sürülen Norveçli sarışın gencin kimliği ve resmi basına verildikten sonra Avustralya’nın iki büyük yazılı medya grubu olan Fairfax ile News Limited (Murdoch’un grubu)’in tavırlarını merak ettim. Bu hafta hakkında yazmayı planladığım Murdoch’un tüm yayınlarının ortak sitesi, sarışın teröristin resmini manşetten vermemişti. Belli ki, mümkün olduğu kadar uzun bir süre saldırının altında Müslümanlar olduğu algısını sürdürmek istiyordu. Ya da Norveç Devlet Kanalı’nın, istedikleri terörist tipini dağıtmamasından dolayı kısa süreli de olsa şok geçiriyorlardı. Fairfax Grubu’na ait The Age Gazetesi’nin web sitesinde ise teröristin büyük bir resmi, kendisinin İslam karşıtı aşırı bir milliyetçi olduğu bilgisi ile birlikte verilmişti. Bu arada bu gözlemin, saldırıdan saatler sonra ve saldırganın kimliğinin açıklandıktan sonra web sitelerinden yaptığımı tekrar hatırlatırım.
Norveçli saldırgan, aslında Avrupa’da hızla yayılan ırkçı hareketlenmelerin tehlikesini gözler önüne serdi. Yine yukarıda zikrettiğim gibi medya marifeti ile oluşan İslamofobi, ırkçılığı kontrol edilmesi güç bir olgu haline getirdi. Norveçli saldırgan gibi hem Müslümanlara hem de farklı inançlara hoşgörü ile bakan hükümetlere saldırma eğiliminde olan çok kişinin olduğunu tahmin ediyorum.
Bu arada yeri gelmişken ifade etmekte yarar var. Masum insanların canına kastedilmesini her zeminde lanetlemek lazım. Çoluk çocuğu, kimseye bir zararı olmayan sıradan vatandaşları öldürmenin hiçbir inançta yeri yoktur. Bu yüzden bize yapılan haksız ‘İslami terör’ yaftalamasını, ‘Hristiyan terörü’ ifadesi ile bu dine mensup
insanlara yapmamak lazım. Aksi taktirde aynı yanlışa düşeriz. Ama iktidara gelmek için Müslüman göçmenleri hedef tahtasına oturtan sağ partilere karşı sıkı muhalefet yapmakta fayda var.
Federasyon Meydanı böyle etkinlik görmemiştir
Yıllardır kurum ve kuruluşlarımızın yaptığı etkinliklere kâh gönüllü, kâh görevli, kâh katılımcı olarak katılırım. Bu etkinliklerin yaklaşık yüzde 80’i birbirine benzer ama biz yine de yapılan çalışmadan dolayı etkinlik sahibine teşekkürü borç biliriz. Zira büyük kısmı bu işleri gönüllü yapıyor.
Etkinliklerin birbirine çok benzemesi nedeni ile, sıradışı yapılan işlere karşı ise ayrı bir ilgim vardır. İşte Pazar günü Sareera Grubu’nun yaptığı tam bu sıfata, yani ‘sıradışı’ olma özelliğine mükemmel oturuyor. Başörtüsüne yönelik negatif bakış açısının aleni olduğu Avustralya’da şehrin en merkezi yerinde hem başörtüsünü anlatmak, hem başörtüsünü sergi ile tanıtmak, hem de küresel anlamda başörtüsünün renklerini ve desenlerini –belki ifade rahatsız edici olabilir- ‘defile’ ile sunmak, belki de bir Müslüman grubun yapabileceği en güzel çalışmadır.
Melbourne Federasyon Meydanı’ndaki program her açıdan şahane oldu. Bu nedenle Sareera Grubu kocaman bir tebriği hakediyor.
326 TEMMUZ 2 0 1 1
TAHİR SOLAK
ŞEHiTLER ÖLMEZ ...!!!
Ülkemizdeki en son yaşanan 13 vatan evladının hunharca ve kahpece pusuya düşürülerek “şehit edilmesi” tüm Türkiye’de olduğu gibi, burada da “İMANLI” ve de duyarlı insanları derinden yaralamıştır!!! Her ne “ŞER”se birileri Türkiye’yi “KAOS” ortamına çekmek istemektedir! Düğme başında bulunan bu “aşağılık, hain, satılmış” kişiler, dışarıdan aldıkları “direktif ve yardımlar” neticesinde harekete geçerek düğmeye basmışlardır!!! Bu köşemden haykırarak Türkiye’de “KÜRT” sorunu yoktur, “Pe Ka Ka” ve onun sözde siyasi uzantısı olan “BDP” sorunu vardır diyorum!!! Bu hain “teröristler” asla ve asla Türkiye’deki inançlı Kürt kardeşlerimizi “temsil” etmedikleri gibi, asla da onların temsilcisi olamazlar. “Bu bir realitedir”. Evet ülkemizdeki bu hainlerin “Ergenekon Terör Örgütü’nün” maşası oldukları artık “aşikârdır”. Konu buraya gelmişken bu belayı başımıza “Balyozcu ve de Ergenekoncu” millet ve maneviyat düşmanlari sarmıştır!!! Nasıl mı? Yıllardır Türkiye’de “irtica” yaftası altında şu yapılmak istenmiştir:
Milli Görüş ve onun vatansever rahmetli liderimiz “ERBAKAN”
karalanarak, sindirilerek “siyasi arenadan” uzaklaştırılmıştır, ve bu yapılırken bazı şuursuz ve de içten pazarlıklı Müslümanlar da onların değirmenine “su taşımışlardır”!!! Şu anda da yapılmak istenen, hocamızın yetiştirdiği, yine Hoca’nın söylemi ile “dersten kaçan” tembel, fakat samimi ve de İMANLI kadroların önlerinin kesilmesi dir!!! Yalnız onlar bu hesapları yaparken “köprünün altından geçen suyu” hesaba katmamaktadırlar!!! Yine onlar bunları yaparken, düşmanı besleyip vatanın gerçek sahipleri olan “milleti” fişledikleri gibi!!!
Bir de konuyla bağlantılı yerel bir radyoda talk-back yapılırken sözde vatandaşın biri Türkiye’deki son yaşanan saldırılarla ilgili “ŞEHİT” edilen Mehmetçiklerle, etkisiz hale getirilen 7 teröristi aynı kefeye koymasını hala anlamış değilim!!! Ey şuursuz ve basiretsiz insan, gözünü aç ve oku!! Şehitlik kavramı “İslami bir ünvandır”. Teröristten, ateistten, İslam düşmanı laik kafalılardan her ne şekilde ölür ve de öldürülürlerse bunlardan “Şehit” olmaz, olsa olsa “ne şehittir ne gazi .....!!!” olur bre gafil!
SON SÖZBeyler “elma ile armut” aynı kefeye konulmaz!!! “Eğri oturup
doğru konuşun”, bunu sizler de bilmektesiniz!!! Son olarak hiçbir zaman hiçbir haine verilecek en ufak vatan toprağımız ne oldu ne de olacaktır!!!
“ŞEHİTLER ÖLMEZ bu VATAN ve MİLLET asla BÖLÜNMEZ”.
BBB (Bu Böyle Biline) p Selam ve dua ile!!
GÜNCEL
26 TEMMUZ 2 0 1 14 AVUSTRALYA
GÖRÜŞ
M.Ali Özcan
Afrika kitasi, son 60 yılın en kurak günlerini yaşıyor. Doğu Afrika, kuraklığın en yoğun olduğu bölge ve bu kesim Somali’nin olduğu kesim. Somali’de kuraklıktan kaynaklanan gıda ihtiyacı, had safhada ve başta çocuklar olmak üzere açlıktan ölümler vukua gelmektedir. Gerçekte dünyanın bazı bölgelerindeki israfın boyutlarına bakıp buralarda yaşayan insanlarla, aynı anda başka bir bölgede yaşayıpta açlıkla mücadele içerisinda olan insanlar olduğunu bilmek, vicdan sahibi herkesin bir nefis muhasebesi yapmasını gerektirir diye düşünüyorum. Ancak ferd olarak bir insanın bunu düşünebilmesi, tek başına yapabilecek fazla bir şeyi olmaması dolayısıyla bir fayda getiremiyor. Çünkü kuraklık ve milyonlarca insanın açlık ve kıtlık tehlikesinden kurtulabilmesi,
3ZZZ Radyosu, bu Ramazan ayında da sahur sofralarımızın bir parçası olacak. Sahur programlarında yine hatim,
sohbet, ilahiler, ödüllü yarışmalar ve çocuklar için programlar olacak
ancak devletler tarafından alınacak tedbir ve yapılacak yardımlar sayesinde mümkün olabilir. Bugün böyle kapsamlı bir yardımı Somali veya benzeri coğrafyalara yapabilecek bir irade maalesef hiçbir ülkede yok gibi. Dünyanın sözümona yaşanabilir bir gezegen olması için kurulmuş olan en aktif kuruluş Birleşmiş Milletler Teşkilatı, sadece aç insanları seyratmekle iştigal ediyor. Sahi bu Birlişmiş Milletler Teşkilatı ne iş yapar? Bilen varsa, ya da bizim haberimiz olmayan sadra şifa faaliyetleri varsa, söylesin de bilelim. Somali ve kıtlık coğrafyalarında, ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri gelişmiş ülkelerin güçlü firmaları tarafından sömürülmesine seyirci kalınarak; insanlar açlıktan ölme olaylarına maruz kalıyorsa, dünyanın güçlü devletlerinin idarecilerinin vicdan sahibi olduklarını varsayabilmek mümkünmüdür? Bugün insanlık, vicdan duygusundan yoksun kalmıştır. Yukarıda söylediğimiz gibi; gelişmiş ülkelerde israf had safhada olduğu bir zamanda, dünyada açlık ve kıtlıktan insanlar ölüyorsa, insanlık insanlığının muhasebesini yapmalıdır. Bugün hiçbir ülke Gazze’ye yardım götüremiyor. Çünkü, küçücük bir devlet olan İsrail ambargo uyguluyor. Birleşmiş
Milletler gariban ülkelere şahin kesilirken, dişli ülkelerin dümen suyunda politika izlemeyi maharet sayıyor. Bugün Somali’deki açlık ölümlerinde acizliğini bir kez daha tescil ettiren Birleşmiş Milletler, dün Bosna Hersekteki soykırıma da çaresiz ve sessiz kalmıştı.
Bugünki durum şunu göstermektedir ki; dünya adalete muhtaçtır. Dünya üzerinde adaletle muamele edecek bir bir düzene ve yapıya ihtiyaç duymaktadır. Dünyanın bu yanlış ve hatalı gidişatına dur diyecek iradeyi ortaya koyabilecek devlet idarecilerine ve devletlere ihtiyaç vardır. Çünkü herkesin adalete ihtiyacı vardır. Bugün değilse bile gelecekte o adalete ihtiyaç duyacaktır. Dünya ve insanlık bu adaletsizlik, sömürü, haksızlık dişlilerine fazla dayanamaz. İslam ülkelerine bakarsak zaten coğrafyaları kaynıyor. Diktatörleri başlarının derdine düşmüş. Bu diktatörler halkına göstermediği adalete şu an kendileri ihtiyaç duymaktadır. Kala kala elde elle tutulur bir Türkiye var. Ama o da hala yakasını emperyalistlerden ve içerisindeki hainlerden kurtarabilmiş değil. Amma ümitvarız. Dünya ihtiyacı olduğu düzene kavuşacaktır.
Telstra’nın idari servis veren bazı bürolarını kapatıp işleri yurt dışına taşımayı planladığı belirtildi. Şirketin yaklaşık 300 kişinin işine son vereceği tahmin edili-yor. Yaklaşık 160 pozisyo-nun Hindistan’a, 146 kişinin işinin ise diğer ülkelere gönderileceği kaydedi-ldi. Telstra’ya iş yapan bazı taşeron şirketlerin de işlerini yurt dışına taşıma ihtimali var.
Telstra, genellikle idari birimlerin bulunduğu Mel-bourne, Sydney, Perth, Brisbane ve Adelaide’daki rolleri deniz aşırı ül-
3ZZZ Etnik Toplum Radyosu Türkçe Grubu, her Ramazan olduğu gibi bu yıl da sahur yayınına devam ediyor. Mahmut Eren’in koordinatörlüğündeki 3ZZZ Etnik Toplum Radyosu Türkçe Grubu’nun sahur yayını Ramazan Ayı’nın ilk günü olan 1 Ağustos Pazar-tesi sabah saat 03.30’dan, 06.00’ya kadar devam edecek ve 29 Ağustos sabahı sona erecek. Sahur yayınlarında; Kuran-ı Kerim hatimi, haberler, dini sohbetler, hediyeli bilgi yarışmaları, Türkiye’den canlı bağlantılar ve çeşitli programlar yer ala-cak. Öte yandan radyonun günlük normal yayınları da devam edecek.
3ZZZ Türk Radyosu Melbourne’da 92.3 FM
bandından ve www.3zzz.com.au web sitesinden dinle-nebiliyor. Radyo, yayınlarını toplum ve işyerlerinin yardım ve destekleri ile sürdürüyor.
Radyo programlarına katkıda bulunmak veya daha geniş bilgi almak isteyenler 0400 200 116 numaralı telefondan Mahmut Eren’i arayabilir.
Telstra da Hindistan’ı
keşfettiAvustralya’nın telekom devi, diğer büyük firmaları takip edip bazı servislerini yurt dışına taşıyor. Telstra’nın kararı
yaklaşık 300 kişinin işini kaybetmesine neden olacak
kelere taşıyacak. İletişim Çalışanları Sendikası, karar sonrası acil olarak Telstra ile görüşme talebinde bulundu-lar. Sendikadan Burt Black-burne, sendikanın işlerin
Avustralya’da kalması için mücadele edeceğini söyl-edi.
Blackburne, ‘Kesinlikle anlaşma bitmiş değil. Fir-ma ile acil olarak görüşüp,
a n l a ş m a n ı n gerçekleşmemesi için mücadele edeceğiz. Tel-stra üzerinde çok büyük baskı oluşturacağız. Bu konuda çok kızgınız ve bu zamanda yapılmak istenenin doğru olduğunu d ü ş ü n m ü y o r u z ’ dedi.
Sahurlarımızyine
3ZZZ’li olacak
Yayın saatleri:Sahur (Ramazanda her sabah) 03.30-06.00Cuma 10.00-12.00Pazar 10.00-11.00Pazartesi 10.00-11.00Salı 20.00-21.00
526 TEMMUZ 2 0 1 1
Ramazan yaklaşırken diyecekken cennet yaklaşırken diye koydum yazının başlığını. Çünkü gelen mübarek günler sebebiyle belki de sayamayacağımız kadar çok insanı, kainatın biricik sahibi ve idare edeni olan Allahü Teala, cennet-i alasına kaydettirecek. İnşallah o kısmetli kullardan biri de bizler oluruz. Hayali bile muhteşem. Nerede o günler tabii...Çok yakında. Ölüm kadar yakın. Yani her an cennetin kokusunu alabiliriz. Garip ama gerçek bu beklenti. İslam`daki hayati prensiplerden birisi de; umudun korkudan, rahmet beklentisinin azap beklentisinden daima daha yüksek olması ve canlı tutulmasıdır. Ben inanıyor ve bekliyorum ki, her müslüman mutlaka cennetliktir. Bütün mesele, son nefesimizi şimdiden bir kaneviçe gibi işlemekte ve örmekte olan yaşadığımız dakikalardır. Bütün maharet, yolumuzun, cehennem durağına uğratılmamasıdır. Bu da kendi elimizdedir. Dünya görüşümüz, edindiğimiz alışkanlıklar ve günlük uğraşlarımız ancak; bizi cennet yolcusu yapmaktadır. Cehennemden uzak kalabilmek ve başımızdaki devlet kuşu olan iman nimetini ürkütmemek, ancak ahlak ve dünya görüşümüz ile ilgilidir çünkü.
Her şey önce ahlak ve maneviyatla başlar. Hayatının alnına görünmez bir yazıyla önce ahlak ve maneviyat diye yazan ve ona göre yaşamaya çalışan herkese ilan-ı aşk etmek istiyorum. Çünkü insanı, aileyi, çevreyi ve yaşadığı ülkeyi barışın ve huzurun cennetine ancak bu kimlikteki insanlar taşıyabilirler. Dünya, rahmetli insanların ellerinde yücelecektir. Dünyamız, rahmet saçan dünya görüşü ile idare edilmeye başlayınca müreffeh, adil ve yaşanabilir bir dünya olacaktır. Bu da ancak, insanın haddini bilmesi, ölümsüz varlığın çizdiği yol haritasında adım atması ile sağlanabilecektir. Bütün peygamberler ve bütün ulular hep bu yolun ardında nefes tüketmiş ve can vermiş yıldızlardır.
Kur`an-ı Kerim ile irtibatımızı biraz daha artırmalıyız. Modern hayatın bitmek bilmeyen hay u huyu içinde bunca dolanmaya değmez doğrusu. Market-ev ikilisinden Cami-ev ikilisine fert ve aile olarak sığınmaya su gibi, yemek gibi ihtiyacımız var. Çünkü insan, midesiyle insan olduğu kadar, aynı zamanda, daha fazla bir oranda da kalp ve beyni ile insandır. Dolan midenin muhtemel felaketini kalp ve beynin gıdalandırılmasıyla engelleyebiliriz. Bu gıdalar da kitabullah, son elçi ve ehlullah ile birlikte bulunmaktır. Bu çerçevede kalbimiz ve beynimizin önüne şu sureleri servis edelim isterseniz Ramazan-ı Şerife hazırlık olarak: Hucurat ve Haşr sürelerini meal-tefsir ikilisinden okuyalım. Bir de üstüne bir Asr süresi ikramında bulunalım. Ardından da müslüman mezarlığını bir beş on dakika da olsa ziyaret için hanımınız, oğlunuz, kızınız veya damadınızı alarak tefekkür tuzu ekleyin hayatımızın hiç bitmeyen stres, meşgale ve gerginliklerini telafi etmek için. İnşallah bütün kalp ve beyin rahatsızlıklarına gayet iyi gelecektir. Ben denedim; bir de size tavsiye edeyim dedim. Elhamdülillah ve Allahu Ekber demeyi de her daim hatırlayın. Acizane bendeniz, güncel firavun ve zalimlerin en çok tedirgin olduğu İslami hareket gruplarından birine takılmaktayım. Siz de mutlaka ve mutlaka sizi Allah katında müslüman olduğunuza şahit tutacak olan bir İslami cemiyete takılmayı ihmal etmeyin. Çünkü Allahu Teala`nın rahmet eli birlik ve beraberliktedir. Çünkü sürüden ayrılanı gayr-i İslami teşekküllerin cehennem ağları yakalamaktadır. Bu cemiyetlere kendinizi kurtarmak için gidip gelirken canımızdan çok sevdiğimiz ciğerparelerimiz olan yavrularımızı da ihmal etmeyelim. Çünkü onların da cennetlik işlerle ve çevrelerle dostluğa ihtiyaçları var. Bütün müslümanları da kardeş bilin, sudan bahanelerle müslüman grup ve cemiyetlere kin de tutmayın. Allah için bütün ümmet-i Muhammed`i sevme zevkine nail olun. İslam`da kendi cemiyetimize özel bir kardeşlik yerine, ümmet okyanusu gibi bir büyük İslam kardeşliği var.
Ümit ediyorum ki, bizim de şahit olabileceğimiz bir süre sonra bütün müslümanları dünya müstekbirlerinin ölüm kusan saldırıları karşısında koruyacak tek kalkan olan merhamet dolu bir İslami egemenlik bayrağı dünya üzerinde yeniden dalgalanacaktır. Ümmetin bu birliğine giden yolda hazırlıklarımıza başlamalıyız. İnanç, duygu, düşünce, alışkanlık, faaliyet ve gidişatımızı yeniden dizayn etmeye hemen başlamalıyız.
Allah, öncelikle, hepimizin aile hayatını dünya cennetine çevirsin. Bütün müslümanları sevecek kadar kalbimizi genişletsin. Diğer insanlara da acıyacak ve rahmet elimizi uzatacak bir yetenek ve şevk versin. Allah dünyamıza huzur ve adalet ihsan eylesin. Allah hepimizi, hepimize de yetecek olan o geniş ve ferah Firdevs cennetinde tez zamanda buluşturarak bugünleri tatlı bir hatıra olarak anmayı nasip etsin.
AHMET EROĞLU
CENNETE YAKLAŞIRKEN...
AVUSTRALYA AVUSTRALYA
3ZZZ Radyosu, Cuma günkü yayınını İlim Koleji’nden yaptı. Programda hem okul
ile ilgili yöneticiler tarafından bilgi verildi hem de öğrencilerin şiir, ilahi ve şarkıları
dinlendi
USD 1.6980 EUR 2.4375 AUD 1.8350DÖVİZ KURLARI
‘İlim’den canlı yayın
MİLLİ GÖRÜŞ
MUSLIM FUNERAL SERVICE(Müslüman Cenaze Servisi)
15-17 Hudson Circuit, Meadow Heights, VIC 3048Ph: (03) 9302 3030 Mob: 0403 356 173
İRTİBAT
Melbourne’un etnik toplum radyosu 3ZZZ, geçtiğimiz Cuma günü 2 saatlik yayınını Dallas sem-tinde bulunan İlim Koleji’nden canlı olarak yaptı. Mahmut Eren’in yönettiği Türkçe yayınında önce Okul Müdür Yardımcıları Aynur Şimşirel ve Selim Kayıkçı, İlim Koleji’nin hem fiziki yapısı hem de
başarıları ile ilgili bilgi verdiler ve yeni dönemdeki planları anlattılar.
Hayli yoğun geçen programın akışını ve sunuculuğunu İlim Koleji’nin ilkokuldan sorumlu müdür yardımcısı Doğan Akın yaptı. Öğrenciler tarafından hazırlanan programlar ise Muhammed Haşim Sezgin’in okuduğu Kur’an-ı Ker-im ve Türkçe meali ile başladı. Sonrasında önce ortaokul öğrencileri
sırası ile ilahiler, şiirler, Türkçe’nin önemi ve Ramazan Ayı hakkında hazırlanmış yazılar okudular.
İlkokul öğrencileri ise daha çok koro halinde şarkılar ve ilahiler seslendirdiler. Türkçe öğretmenleri Eren Kayıkçı, Mustafa Çaksak, Sinem Saka, Zeynep Karagöz, Fatih Çiftçi ve Murat Karadağ, öğrencilerin programa katılımlarında önemli rol oynadılar.
26 TEMMUZ 2 0 1 16 AVUSTRALYA
Melbourne’da müzik konserl-erinin vazgeçilmez mekanlarından biri olarak bilinen Federasyon Meydanı’ndaki BMW Edge Salonu, ilk kez bir başörtüsü etkinliğine ev sahipliği yaptı. Milli Görüş Sareera Gençlik tarafından düzenlenen et-kinlik, aslında tüm dünyada yapılan Uluslararası Başörtüsü Günü kutlamalarının bir parçası olacaktı. Ancak Sareera Grubu, ekinliği adeta festivale çevirerek, çok daha geniş kapsamlı bir program hazırladı.
Yaklaşık bin kişinin katıldığı programın onur konuğu ve ana
konuşmacısı İngiltere’nin en güçlü Müslümanları arasında gösterilen Emel Dergisi Editörü Sarah Joseph idi. Etkinliğe ayrıca Hume Belediye Başkanı Helen Patiskatheodorou ve AMGT Genel Başkanı Celal Varsan da katıldı.
Etkinlik, iki ayrı platform-da yapıldı. Salona girenler önce
başörtüsü sergisini gezme fırsatı buldular. Sergide renk renk, farklı desenlerde başörtüsü modelleri serg-ilendi. Ayrıca Sareera Genç-lik üyeleri, grup ile ilgili bilgi almak isteyen veya gruba üye olmak isteyenler için bir danışma masası açtı.
Salondaki program ise Sareera’nın Halka İlişkiler Sorumlusu Aksen İlhan’ın konuşması ile başladı. Aksen İlhan aynı zamanda programda su-nuculuk görevini de üstlendi. Açılış
konuşmasından sonra Sideek Jew-har-Daud Kur’an-ı Kerim, Dilara Soylu ise okunan ayetlerin İngilizce mealini okudu.
Her kültürün kendine has başörtüsü var
Programın en etkileyici bölümü, başörtüsünün farklı coğrafyalara göre aldığı şekil ve tarihsel gelişiminin şiirsel bir anlatım ile sunulması oldu. İslam’ın doğuşu ile birlikte Suudi Arabistan’ın gelenek-sel giysisi ve başörtüsü, yine elinde Suudi bayrağı olan bir Suudi kadının sahneye gelmesi ile sunulmaya başlandı. Bu arada Aksen İlhan da, bu değişimi ve bölge bölge farklılık gösteren başörtüsünü ney eşliğinde
Melbourne’un kalbi sayılan Federasyon Meydanı, sıradışı bir başörtüsü etkinliğine ev sahipliği yaptı. Milli Görüş Sareera Grubu, İngiliz Emel Dergisi Editörü’nün de katıldığı etkinlikte başörtüsü sergisi düzenledi ve başörtüsünün İslam tarihinde
farklı milletler nezdinde yaşadığı gelişimi ve değişimi görsel bir sunum ile anlattı
Artık başörtüsünün de bayramı var
anlattı. Daha sonra diğer mil-letlerden kadınlar da sıra ile kend-ilerine ait bayrak, giysi ve başörtüsü ile sahneye geldiler.
Somali’den ABD’ye, Türkiye’den Malezya’ya, Bosna’dan Çin’e, Irak’tan Vietnam’a kadar onlarca kadın, geleneksel giysileri ve yörelerine ait başörtüleri ile sahnede rengarenk bir görüntü oluşturdu. Sahneye en son çıkan ve hepsinin önünde duran ise ellerinde Avustralya ve Aborjin bayrakları bulunan bir Avustralyalı oldu. Bu sahne, izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı.
Sareera Başkanı Zeynep Sertel ise konuşmasında başörtülü Müslüman bir kadının günlük hayatta diğer hemcinslerinden hiçbir farkının olmadığı gerçeği üzerinde durdu. Bir anne, bir üniversite öğrencisi ve bir genç kız örneği veren Sertel, bir annenin rutin hayatta yaşadıkları ve sorumluluklarını anlatırken, sahneye bir başörtülü ve bir başörtüsüz kadın geldi. Sertel aynı örneklemeyi üni-versite öğrencisi ve genç kız için yaparken de, aynı şekilde açık ve başörtülü kızlar sahneye birlikte geldi. Böylelikle Sareera Başkanı, birbirlerinden farklı olmadıkları mesajını verdi.
Norveç katliamından sağ partiler sorumlu
Programın ana konuşmacısı olan ve İngiltere’den gelen Emel Dergisi Editörü Sarah Joseph, önce-likle kendisinin sadece konuşma
yaptığını, asıl işlerin perde arkasında gerçekleştiğini söyledi ve emeklerinden dolayı Sareera’ya teşekkür etti. Konuşmasında son gün-lerin flaş gelişmesi Norveç katliamına da değinen Jo-seph, Avrupa’daki sağ par-tilerin politikaları yüzünden bu tür insanların türediğini belirtti. Sarah Joseph eleştirisini yaparken, aşırı değil, merkez sağ partil-
erin ırkçıları cesaretlendirdiğini ve onların oylarını alabilmek için göç-
menlere karşı olumsuz bir politika izlendiğini söyledi.
Sarah Joseph’i konuşması sırasında en fazla dile getirildiği
konu, Avustralya gibi ülkelerde, to-plumun genel sorunları tartışılırken Müslümanların da mutlaka buna katılmaları gerektiği yönünde oldu. Joseph, buna örnek ver-irken iklim değişikliği ve Aborjin haklarının savunması konusunda Müslümanların görüş bildirmesi ve aktif rol alması gerekliliğinden bah-setti.
Sarah Joseph İlim Koleji’ndeÖte yandan Sarah Joseph, Pazar
günkü program öncesi Cuma günü İlim Koleji’nde hem öğrenciler hem de basın mensupları ile biraraya
geldi. İlim Koleji öğrencilerinin sorularını cevaplayan Sarah Joseph, bir öğrencinin, ‘Müslüman olmadan önce Hrıstiyan iken ve Müslüman olduktan sonra dua ederken aynı Allah’a yakardığınızı hissediyor musununz?’ sorusuna, ‘Evet, bir tek Allah vardır’ cevabını verdi.
Joseph’e sorulan sorular arasında özellikle ailesinin moda ajansına sa-hip bir Hristiyan aile olması nedeni ile yaşadığı olaylar başı çekti. Yü-zlerce öğrenciye konuşan Joseph, Melbourne Türkçe Medyası’ndan gazeteciler ile de biraraya geldi.
İlim Koleji’nin yeni yapılan çok amaçlı salonunda düzenlenen basın toplantısında Sarah Joseph’e hem başörtüsüne yönelik önyargılar, hem
de gündemdeki konular ile ilgili sor-ular soruldu.
Bir gazetecinin, İngiliz Par-lamentosundan oluşan bir komit-enin, dünyanın en büyük medya patronlarından biri olan Rupert Murdoch’u sorgulamasının ve bu kişinin gücünün zayıflatılmasının, medyasındaki İslam karşıtı haber-ler ve görüşler dikkate alındığında, bir düzelmeye zemin hazırlar mı, şeklindeki soruya, ‘İngiltere’de Murdoch medyasından daha beterl-eri de var’ cevabını verdi.
726 TEMMUZ 2 0 1 1
HİCAB DAY (ÖRTÜ GÜNÜ)
Kılıç Aslan Öz
İki yıl önce Almanya’da, bir mahkeme salonunda, İslam düşmanı bir erkek şahıs tarafından, tam onsekiz bıçak darbesiyle hayatını kaybeden müslüman ve başörtülü bir kadının ölümü dolayısıyla, dünyanın çeşitli ülkelerinde, olayı tel’in için başlatılan ve adı Internatıonal Hicab Day olarak konulan, programin ikincisi yapıldı. Hicab Gününün ilki, 2010 yılında Hume Global Learning Kütüphanesinin salonunda meseleye sahip çıkan Avustralya Milli Görüş Teşkilatlarının Kadın Kolları Bayanlar Gençlik Teşkilatı tarafından organize edilmişti. Yukarıda adı geçen olay böylece buradaki toplumun dikkatine sunulmuştu. Proğram çok olumlu tepkiler ve takdir almıştı. Bu
yıl tekrarlanan proğram, Melburn şehir merkezine taşınmış ve güzel bir mekan seçilmiş. Müslüman kamuoyu yanısıra, gayri müslimlerin de dikkatini daha fazla çekmek ve islamda örtünün ne anlama geldiğinden haberdar olmaları için çok güzel ve izleyenler nezdinde olumlu izler bırakan bir proğram hazırlanmış. Proğrama konuşmacı olarak İngiltere’den bir derginin editörü davet edilmiş. Bu misafir, ingiliz asıllı olup 1988de İslamı seçmiş ve dünyanın çeşitli ülkelerine konuşmacı olarak gitmiş bir bayan. Proğramda, İslamda örtü konusuyla alakalı bir sunum yaptı. Katılımcılardan bir hayli alkış ve takdir aldı. Proğrama emeği geçen herkes teşekkürü haketti. İslamda başörtü ve tesettürün, dünyanın halkı müslüman olmayan çeşitli ülkelerinde önyargı ve yanlış bilgilerle bilindiği bir kez daha bu proğram vasıtasıyla dillendirildi. Hatta bazı müslüman toplumlarda bile bir kısım konunun acemisi ve cahili olan insanların başörtüye örf, adet ve kültürel bir anlayışmış gibi yaklaştığı olmaktadır. Birçok İslami
konuda fevkalade bilgi kirliliği oluşturulmuş veya oluşturulmaya çalışıldığı bir zamanda Milli Görüş Gençlik Teşkilatının tesettürü İslam’daki emir ve anlayış şekliyle gündeme taşıması son derece önemli bir davranıştır. Çünkü, çok cılız da olsa; Avustralya’da bazan tesettür ile ilgili konunun, hiçbir şekilde araştırması yapılmadan cikan çatlak sesler duyma durumunda kalınabiliniyor. Bu yüzden, bu ülkenin vatandaşları olarak; müslüman toplumun ve bilhassa İslam gençliğinin, inançları ve inançlarını yaşama konusunda hassas olmaları çok güzel, olumlu ve takdire şayan bir durumdur. Hicab Günü proğramına rağbet fazlaydı. Ancak, müslüman toplum kendini, inancını ve yaşam şeklini alakadar eden her proğrama daha da fazla rağbet etme ve bu uğurda emeklerini seferber eden her kim olursa olsun destek vermek zorunda hissetmelidir. Sonuç itibariyle, Milli Görüş Sareera Gençlik ekibi önemli bir konuyu, güzel bir şekilde toplumun gündemine taşıdı. Tebrikler.
Careful Removals0422 401 680
Hasan SamurP.O.BOX: 442DALLASVIC. 3047
BOOKINGS & INFORMATIONS
HABER
Berber LÜTFÜ ALDEMİR’in muhterem ağabeyleri
MEHMET TAHİR ALDEMİR3 Temmuz tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Bu vesileyle bizlere taziye dileklerinde buluanan ve bu acı günümüzde bizleri
yalnız bırakmayan tüm eş, dost ve arkadaşlara teşekkür eder merhum ağabeyimize Allah’tan rahmet dileriz.
LÜTFÜ, İLYAS, HASAN ve MUHAMMED ALDEMİRkardeşler ve aileleri
VEFAT VE TEŞEKKÜR
26 TEMMUZ 2 0 1 18
Tiyatrodan da öte
Ankara Mostar Tiyatro Grubu’nun Avustralya Turu hayli yoğun geçti. Melbourne, Dandenong, Mildura, Wollongong ve Sydney’de oyunlar sahneleyen Tiyatro Grubu, üç aylarda olmamız ve Ramazan’a girmekte olduğumuz bu günlerde izleyicilere manevi bir hava da yaşattı.
Avustralya Semerkand Halk ve Gençlik Vakfı ile Melbourne Buhara Vakfı’nın ortak organizesi ile gerçekleştirilen tek perdelik tiyatro oyunu tüm Avustralya’da 1000’i aşkın kişi tarafından izlendi. ‘Keşke Yapmasaydım’ isimli tiyatro oyunu, en geniş izleyici kitlesine Melbourne Coburg Town Hall’daki programda ulaştı. Bu programa başta Melbourne Başkonsolosluğu Sosyal ve İdari İşler Ataşesi Hüseyin Koç olmak üzere çok sayıda dernek ve vakfın başkan ve yöneticileri de izledi. Meadow Heights Camii din görevlilerinden Hasan Güreşen Hoca tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile başlayan programda, Hüseyin Koç kısa bir konuşma yaptı. Diyarbakır’da 13
askerin şehit edilmesinden dolayı kendilerine rahmet dileyen Koç, üç aylar içerisinde olduklarını ve Allah’a bolca dua edilmesi gerektiğini söyledi.
Gecenin organizatörleri Melbourne Buhara Vakfı’ndan Nermin Bacak ile Semerkand Vakfı’ndan Dr Haydar Özcan da misafirlere ‘hoşgeldiniz’ konuşması yaptı. Bu arada Avustralya’da yaklaşık 5 yıldır faaliyette bulunan Semerkand Vakfı’nın, UBI World TV aracılığı ile Semerkand TV’yi getirme niyetinde olduğu anlaşıldı. Dr Haydar Özcan, televizyonun getirilebilmesi için misafirlerden dışardaki formları doldurmasını istedi.
Konuşmalardan sonra sahneye dünya sanatçısı ilan edilen Yusuf Duru, Meddah olarak çıktı. Nasrettin Hoca kostümü ile izleyicilere hikaye ve fıkralar anlatan Kuru, kimi zaman güldürdü kimi zaman düşündürdü. Meddah gösterisinin ardından tiyatro sahnelendi. Kırıkkale’den kumar oynamak için malını mülkünü satıp Ankara’ya giden iki arkadaşın hikayesinin anlatıldığı oyun izleyiciler tarafından ilgi izlendi.
AVUKAT MOHAN YILDIZ
Siddet ve Suc Magdurlarina Yardim (Victims of Crime Assisantace)
Birinci Derecede Magdurlar
Birinci derecede suc magdurlari asagida belirtilen siddet olaylarinda yaralanan, hayatini kaybeden veya siddet olayindan olumsuz etkilenen kisilerdir:
1. kendisine karsi yapilmis siddetten etkilenen,
2. siddet eylemi uyguladigi inanan bir bireyin kacmasini onlemeye calisan,
3. siddet eylemi magduru oldugunu inandigi bireye yardimci olan veya magduru kurtarmaya calisan,
4. siddet eylemini onlemeye calisan birey
Yukarida belirtilen suc ve siddet magdurlari siddet olayindan sonra 2 sene icerisinde kendi bolgelerindeki Suc Magdurlarina Yardim Hakem Mahkemesine (Victims of Crime Assistance Tribunal) basvurmalidirlar. Siddet olayindan iki seneden sonra basvuru yapan bireyler gecikmenin sebebini anlatip mahkemeden 2 sene surecini uzatma talebinde bulunmalari gereklidir.
Siddet ve suc magdurlari yardim almak icin tek bir siddet olayi icin basvuru yapabilirler.
Siddet ve suc magdurlari $10,000 dolara kadar ozel mali yardim (special financial assistance) alabilirler. Ozel mali yardim miktarini oturumu yuruten mahkeme uyesi suc veya siddet magdurunin gordugu siddet olayina verilen kategori dogrultusunda verir.
Magdurlar ayrica $60,000 dolara kadar para yardimi, danismanlik masraflari, tibbi masraflar, $20,000 dolara kadar gelir kaybi, olay sirasinda hasar goren yada kaybolan giysiler veya siddet ve suc magdurunun iyilesmesinde yardimci olacak harcamalar icin Suc Magdurlarina Yardim Hakem Mahkemesine basvurabilirler.
HUKUK KÖŞESİ
Semerkand ve Buhara Vakıfları tarafından Türkiye’den getirtilen Tiyatro Grubu, geniş kapsamlı bir program için de vesile oldu. Programda üç aylar
ve Ramazan kutlandı, şehitler anıldı
AVUSTRALYA
Eğitim zaiyatı: 9 yaralı!
Queensland kıyılarında tatbikat yapan askerler, kendilerini taşıyan zırhlı aracın devrilmesi sonucu yaralandılar. Rockhampton’ın kuzeyindeki Shoal-water Bay’de meydana gelen araç 9 askeri taşıyordu. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Bob Brown, kazanın olmasından sonra tüm sağlık birim-lerinin bilgilendirildiğini ve anında yaralılara müdahale edildiğini, 8 askerin ise tedavilerinin bittiğini ve tahliye edildiğini söyledi.
Ancak durumu ağır olan bir askerin Brisbane Hastanesi’ne transfer edildiği kaydedildi. Tuğgeneral Brown, askerin tamamen iyileşeceğini umduklarını söyledi.
926 TEMMUZ 2 0 1 1
HABER
c l a s s i c d e s i g n _ f u r n i t u r e @ h o t m a i l . c o m
www.imageonehomes.com.au k.ahmet@ymail .com
Manager Director:Ahmet Kurtoglu: 0412 171 546
Tavuğun lezzeti
burada alınırKing Street(Dallas)’de bir süre önce açılan Hot Spot Chicken, farklı tavuk ve deniz ürünleri ile
müşterilerine yeni bir alternatif sunuyor
Broadmeadows Camii’nin de bulunduğu King Street’de açılan Hot Spot Chicken, özellikle tavuk ve deniz ürünlerinden hoşlananlar için farklı lezzet imkanları sunuyor. Sek-törde 25 yıllık tecrübeye sahip olan Hasip Ali tarafından işletilen Hot Spot Chicken, toplu programlar için servis yapma özelliğine sahip.
Ağırlıklı olarak tavuk üzerine yoğunlaşan işyeri, bunun yanında farklı deniz ürünleri de satıyor. Hot Spot Chicken’da tüm kızarmış tavuk 11 dolar, iki tanesi 18.90 dolar. Diğer bazı fiyatlar ise şöyle: Çeyrek BBQ tavuk ve çips: $5.50,
Yarım BBQ tavuk ve çips: $9.90, büyük boy çips: $6.50, deniz ürün-leri kokteyli salatası: $5.00, meyve salatası: $3.50. Daha birçok farklı çeşide sahip olan Hot Spot Chick-en, müşterilerinin sağlığına büyük önem veriyor. İşyeri bu nedenle kolestorol içermeyen doğal sebze yağı kullanıyor.
Tamamen helal ürünler satan Hot Spot Chicken, haftanın 7 günü sabah 10.30’dan, akşam 8’e kadar açık. 81 King Street Dallas (Mel-bourne) adresinde bulunan Hot Spot Chicken’dan 9357 2980 numaralı telefon aracılığı ile sipariş verilebilir.
İki yıl önce alarm sevyesine düşen barajlar, yüzde 60’ı yakalamak üzere. Üstelik bu seviyeye barajların su almaya
başladığı dönemde ulaşıldı
Kuraklıktan bolluğa
Çok değil, sadece birkaç yıl önceye kadar boşalmak üzere olan barajlar nedeni ile Victoria’da su kesintileri neredeyse en üst düzeye çıkarılmış ve yeni su kaynakları için milyarlarca dolarlık arıtma sisteminin inşaatına başlanmıştı.
Ancak son 1.5 yıldır yağan yağmurlar nedeni ile Victoria’daki barajlar dolmaya başladı. Eyaletin birçok barajı tamamen dolarken, sadece çok büyük bir hacme sahip olan Thomson, yüzde 45 düzeyine ulaştı. Ancak bu oran bile, Thomson’ın en iyi dönemine girmesine yetmiş durumda.
Thomson Barajı, iki yıl önce yüzde 16’lık doluluk oranına sahipti. Thomson’ın geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki seviyesi ise yüzde 22.9 idi. Yılın ilk yarısı baz alındığında da Thomson ve tüm barajların, en fazla su stoku yaptığı dönemlerden birini yaşadığını gösteriyor. Melbourne Water Sözcüsü Nicholas McGray, ‘Barajların su toplama sezonu
çok güzel başladı. Çünkü inanılmaz yaz ve güz yağmurları gördük’ dedi.
McGray, genellikle yılın ilk yarısında barajların suyunun azaldığını çünkü havanın daha kuru olduğunu ve insanların daha fazla su kullandığını söyledi. Barajların su tutmasında toprağın ıslak olması ve suyu kolayca emmemesi de etkili oldu.
Melbourne Water istatistiklerine göre yılın ilk yarısında barajların tuttuğu su
miktarı 250 milyar litre oldu. Bu, uzun dönem ile kıyaslandığında normalin iki katı büyüklüğünde su toplanıldığını gösteriyor.
Melbourne’deki barajların doluluk oranı şöyle: Thomson: %45, Upper Yarra: %73.6, O’Shannassy: %100, Maroondah: %100, Sugarloaf: %99.8, Yan Yean: %90.5, Greenvale: %75.3, Silvan: %88.4, Cardinia: %72.8, Tarago: %67.2, tüm barajların genel ortalama doluluk oranı ise %59.3 seviyesinde.
26 TEMMUZ 2 0 1 110 TÜRKİYEİstanbul’un Ümraniye ilçesinde 27 el bombasının bulunmasıyla başlayan
Ergenekon sürecinde 108 sanıklı ana davada sona yaklaşılıyor
25 Temmuz 2008’de açılan ve daha sonraDanıştaysaldırısı sanıklarının da dahil edildiğiErgenekonana davasının 4’üncü yılına girdiği gün, 188’inci duruşması yapılacak. 20 Ekim 2008’de başlayan yargılamalarda toplam 233 sanık hakim karşısına çıktı. 2,5 yılda Silivri’de 332 duruşması yapılırken 50 sanık tutuklu olarak yargılanıyor. Bir kısım çevreler tarafından eleştirilen yargı süreci uzuyor gibi görülse de, aslında duruşma sayısı ve sorgulanan sanık sayısının fazlalığı, hakim ve savcıların olağanüstü çabasını gösteriyor. Normal mahkemelerde bir davanın yılda en fazla 4 duruşması gerçekleştirilirken, Ergenekon davalarında bu gelenek bozuldu. Sanıklara her gün savunma hakkı verildi. Sanıklar ve avukatlarının uzun süren savunmaları sebebiyle süreç gecikti. Gizli tanıkların dinlenmesi aşamasında olan dava 1,5 aylık aradan sonra tekrar başlıyor. Davada tanıkların dinlenmesinden sonra savcılık esas hakkındaki mütalaasını verecek. Sanıklar ve avukatların son savunmalarını yapmalarının ardından ise dosya karara bağlanacak.
Ergenekon süreci 4 yılda büyük aşama kat etti. İstanbul 1. Ağır Ceza Mah-kemesi’nce Silivri’deki mahkeme salonunda yapılan yargılamada Ergenekon ana davasında 108, ikinci Ergenekon davasında 118 ve ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ davasında 7 olmak üzere toplam 233 sanık hakim karşısına
çıktı. Ergenekon ana davasıyla birleşen dosyalarla birlikte dava kapsamında yargılanan sanıkların sayısı 27’si tutuklu olmak üzere 108’e çıktı. Danıştay dosyasının sanıkları Süleyman Esen ve Tekin Irşi’nin de aralarında bulunduğu 32 kişi yargılama süresince tahliye edildi. 20 Ekim 2008’de başlayan davanın en son 187’nci duruşması da 3 Haziran 2011’de yapıldı. Davanın bir sonraki duruşması 25 Temmuz Pazartesi günü görülecek.
Dava sırasında başta tutuklu sanıklar Kemal Kerinçsiz,Doğu Perinçekve tutuksuz sanık Kemal Alemdaroğlu’nun avukatı Metin Çetinbaş’ın günlerce süren savunmaları yargı sürecini etkiledi. Birleşen davaların sanıklarının da eklenmesiyle 3 yılda 187 duruşma yapılmış oldu. Başta sanıklara sınırsız süre verilmesinin yargıyı uzatması, mahkeme heyetini harekete geçirdi. Heyet, daha sonra örgüt lideri konumundaki şüphelilere 2 gün, üyelikten yargılananlara ise bir günlük savunma süresi verme kararı aldı. Bu şekilde, sanık sorgu ve savunmalarının tamamlandığı davada şu anda Danıştay saldırısı olayının tanıkları dinleniyor. Davada ilk kez de gizli tanık dinlenmesi uygulamasına başvuruldu.
2. ERGENEKON davası 8 AĞUSTOS’TA
Birleşen davalarla birlikte sanık sayısı 118’e yükselen ikinci Ergenekon davası, 20 Temmuz 2009’da başladı. Davada, bugüne kadar 55 tutuklu sanıktan,
aralarında Adil Serdar Saçan, Gürbüz Çapan, Arif Doğan, Teğmen Mehmet Ali Çelebi, geniz kanseri olan Yusuf Erikel’in de bulunduğu 22 kişiyi tahliye etti. Gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay, Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu,emekliTuğgeneral Levent Ersöz, İbrahim Özcan, Hasan Atilla Uğur, Ersin Gönenci ve Oğuzhan Sağıroğlu’nun da aralarında bulunduğu 23’ü tutuklu 118 sanığın yargılanmasına devam edilen davanın, 127’nci duruşması ise 8 Ağustos’ta görülecek. 2. Ergenekon davasında tutuklu sanıkların savunmalarında da sona geliniyor. ZAMAN
Silvan’da ihmal tartışmaları sürüyor
Diyarbakır Silvan’da 13 askerimizin canına mal olan ve 7 askerin de yaralandığı saldırıda ihmal
yaşandığına ilişkin tartışmalar sürüyorDolapdere köyü yakınlarında
çatışmanın çıktığı ormanlık alanın, olaydan sonra güvenlik kordo-nuna alınmamasını eleştiren eme-kli askeri hakim Rüştü Atpulat, bu tutumun hukuksuzluk ve suç olduğunu öne sürdü. Çatışmadan hemen sonra gazetecilerin ve çevrede yaşayan insanların böl-geye girdiğini hatırlatan emekli askeri hakim Atpulat, “Jandarma, en küçük bir trafik kazasında bile bölgeyi kordon altına alarak savcı gelmeden kimseyi sokmuyor. Ancak böyle büyük bir olayda çatışma alanının kordon altına alınmaması ve isteyen herkesin elini kolunu sallayarak, deliller toplanmadan ve savcı inceleme yapmadan alana girmesi, hem ci-ddi bir ihmalkârlık hem de kanuna aykırılıktır” dedi.
Savcıların bu ihmalle il-gili değerlendirme yapacağına inandığını dile getiren Atpu-lat, 13 askerin şehit edilmes-inin örgütlü suça girdiğini, bunu soruşturma görevinin de özel yetkili savcılıklarda olduğunu kaydetti. Özel yetkili savcılıkların yürüttüğü soruşturmaların gi-zli olduğunu, sanık avukatlarına bile çok az bilgi verildiğini vur-gulayan Atpulat, “Buna rağmen
çatışmadan hemen sonra alanın televizyon ve gazetelerde göster-ilmesi, bu gizliliğe uyulmadığının kanıtı. Güvenlik kuvvetlerinin çatışmadan sonra bölgeyi hemen kordon altına alması ve giriş çıkışa kesinlikle izin vermemesi ger-ekirdi. Deliller toplandıktan sonra bölge açılmalıydı. Buna nasıl izin verildi, hâlâ anlamıyorum” şeklinde konuştu.
Çatışma bölgesinin sahipsiz bırakılmasını büyük bir ihmal olarak değerlendiren eski bakan-lardan Ekrem Pakdemirli ise, “İçlerinde bir hain, ‘Siz bizim komutanları içeri aldınız, biz de size gösterelim.’ diye düşünebilir. Benim vergilerimle ayakta duran bir ordu, bana böyle bir ihanette bulunamaz, bulunmaması lazım. Oraya soktuğunuz çocukların sırtına, bu yaz sıcağında 40 kilo ağırlık koyulur mu? Yemeğini he-likopterle götürürsün. Adam boyu otlar varmış, onların bir mermiyle bile tutuşacağını bilmiyorlar mı?” değerlendirmesini yaptı.
Saldırının yaşandığı bölgenİn yakınlarında bulunan Dolap-dere köyü sakinlerinden 10 kişi, olaya ilişkin Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifade verdi.
* * *
SP’de yeni yönetim belirlendi Saadet Partisi’nin
17 Temmuz günü gerçekleştirilen ve
Genel Başkan Mustafa Kamalak’ın tek aday
olarak katıldığı 4. Olağan Kongresi’nin
ardından, Genel İdare Kurulu toplantısı yapıldı.
Genel İdare Kurulu'nun yapılan toplantısında Genel Başkan Kamalak'ın yeni ekibi belli oldu. Toplantıda alınan kararlara göre; Saadet Partisi Siyasi İşler Başkanlığına Lütfi Yalman, Teşkilat
Başkanlığına Hasan Bitmez ve Seçim İşleri Başkanlığına da Birol Aydın getirildi. Yeni yönetimde eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan ve eski Adalet Bakanlarından Şevket Kazan da görev aldı. Saadet Partisi'nin yeni yönetiminde Fatih Erbakan ve Şevket Kazan'a genel başkan başdanışmanlığı görevi verildi.
1126 TEMMUZ 2 0 1 1
26 TEMMUZ 2 0 1 112 DÜNYA
Norveç kan gölü: 93 ölüNorveç’te hükümet binasına yönelik
bombalı saldırı ve Utoya adasında gençlere yönelik silahlı saldırının sorumlusu olarak 32 yaşındaki aşırı sağcı Norveçli Anders
Behring Brevik yakalandı. İki saldırıda ölü sayısı 93’e yükseldi, 96 kişide yaralandı. Breivik’in 1,5 saat içinde öldürdüklerini
çoğu kez kurtarma görevlisi polis görüntüsüyle aldatarak katlettiği bildirildi.
Norveç’te geçtiğimiz hafta sonu başkent Oslo’da hükümet binalarının bulunduğu bölgeye yapılan bombalı saldırı ile birkaç saat sonra iktidardaki İşçi Par-tisinin gençlik kampında düzen-lenen saldırıda toplam 91 kişi hayatını kaybetti.
Oslo yakınlarında Utoya adasındaki gençlik kampına gece saatlerinde düzenlenen tarihteki en kanlı silahlı saldırılardan birinde, 84 kişinin öldüğü bildirilirken, ağır yaralıların bulunması ned-eniyle ölü sayısının artmasından endişe edildiği kaydediliyor.
Silahlı saldırıdan önce Başbakanlığın önünde düzenlenen ve 7 kişinin ölümüne yon açan bombalı saldırıyla birlikte Batı Avrupa, 2004’te Madrid’deki 191 kişinin öldüğü saldırıdan sonraki en kanlı terör saldırısıyla karşı karşıya kaldı.
Başbakan Jens Stoltenberg, Oslo’da düzenlediği basın toplantısında, genç-lik kampına düzen-lenen saldırıya işaret ederek, “Çocukluğumun cenneti dün ce-henneme dönüştü” dedi. Stolten-berg, gençliğinde bu adaya sık gittiğini belirtti.
Gençlik kampına polis kıyafeti içinde silahlı saldırıyı düzenl-edikten sonra yakalanan, aşırı sağ görüşlü olduğu belirtilen Norveçli, Oslo’daki bombalı saldırıdan da sorumlu tutuluyor.
Polis, zanlının adını henüz açıklamazken ulusal yayın kanalı NRK, zanlının 32 yaşındaki An-ders Behring Breivik olduğunu duyurdu. Zanlının Oslo’daki
evinde polisin gece aramaya yaptığı belirtilirken, Norveç basın yayın organları sarı saçlı ve mavi gözlü zanlının fotoğrafını
yayımladı. Bir polis yetkilisi zanlının
iki saldırıyı da tek başına düzenlediğinin sanıldığını be-lirterek, katliamın herhangi bir uluslararası terör örgütüyle bağlantısının gözükmediğini söyl-edi.
Norveç’teki bombalı ve silahlı saldırılarıyla 100’e yakın kişiyi katleden Anders Behring Breivik, bunun gaddarca olduğunu kabul ettiğini, ancak “gerekli olduğunu düşündüğünü” söyledi.
Breivik’in avukatı Geir Lip-pestad, müvekkilinin yarın
yapılacak duruşmada bu konudaki düşüncelerini anlatacağını belirtti.
Polis, katliamın yapıldığı ada-da kurbanların cesetlerini aramayı
sürdürürken, cuma günü iki ye-rde düzenlenen bombalı ve silahlı saldırılarda ölenlerin sayısının artmasından endişe ediliyor.
Her iki saldırıdan da Brei-vik sorumlu tutuluyor. Polis yet-kilisi, ikinci bir saldırganın daha olabileceği üzerinde duruyor.
Polisin, Breivik’in ilk ateş aç-maya başlamasından 90 dakika adaya geldiği belirlendi. Polisin hemen helikopter bulamadığı, ardından da sahilden birkaç yüz metre ileride bulunan adaya çıkmak için bot bulamadığı, bu nedenlerle geciktiği bildirildi.
Dünya ekonomilerini yeni bir kaos bekliyor!
Doğu Afrika’da insanlık dramı
yaşanıyor
Dünya borsaları Yunanistan krizinin aşılması ile rahat nefes aldığını zannederken, yeni sıkıntı okyanus ötesinde patlak verdi. 6’lı çetenin ABD’nin borçlanma limitinin yükseltilmesiyle ilgili görüşmelerde ilerleme sağladığı sanılırken Cumhuriyetçiler, Başkan Obama ile görüşmeleri kesti. 2 Ağustos’a kadar bir çare bulu-namazsa dünya ekonomilerini yeni bir kaos bekliyor.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner, fed-eral hükümetin borçlanma limi-tinin yükseltilmesi konusunda ABD Başkanı Barack Obama yönetimiyle yürütülen görüşmeleri kopardığını açıkladı.
Ulusal borç limitinin yük-seltilmesi ve böylece ABD’nin te-
merrüde düşmesinin önlenmesi için son tarih olan 2 Ağustos yaklaşırken, Obama yönetimi ile Kongre liderleri arasında so-runun çözümü amacıyla yürütülen görüşmeler bir kez daha tıkanma noktasına geldi. Oysa devreye giren Cum-huriyetçi ve Demokrat 6 senatörden oluşan 6’lı Çete, borçlanma limitleri ile ilgili sorunun çözümü konusunda hafta içinde ilerleme kaydettiklerini açıklamışlardı. Bu açıklama sonrası piyasalar rahat bir nefes almış ve ABD’deki sorunun çözüldüğü kanısına varmıştı. Dünyanın tüm ilgisi ve dikkati de Avrupa’daki krize çevrilmişti. Yunanistan’a 159 milyar euroluk yeni kurtarma planı
sunan Avrupalı liderlerin jesti bor-salarda yükselişle kutlanırken, bu haftaya ise ABD’deki gelişmelerin darbe vurması bekleniyor.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner’ın, Beyaz Saray ile görüşmeleri sonlandırdığı yönündeki son açıklaması da işleri iyice çıkmaza soktu. Boehner, Kongre’deki Cumhuriyetçi üyelere gönderdiği mektupta, Obama ile görüşme yapmanın artık “faydasız” hale geldiğini savundu.
Doğu Afrika ülkelerinde et-kisini gösteren kuraklık korkutucu boyutlara ulaştı. Kuraklığın 11 milyon 500 bin kişiyi etkilediği ifade ediliyor. İnsanlar kuraklık
ve tetiklediği açlık yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalıyorlar. Kuraklıktan en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen Somali’de halk evlerini terk ederek başta Kenya ve Etiyopya olmak üzere komşu ülkelere sığınıyor. Kenya’nın Dadaab kampına şu ana kadar yaklaşık 480 bin kişi sığınmış durumda. Doğu Afrika’da yaşanan kuraklığın ardından İHH ekipleri acil bir şekilde harekete geçti. Öncelikli olarak 4 kişilik acil yardım ekibi Kenya’ya ulaştı. Dadaab kampına giden İHH ekip-leri kampta yardım çalışmalarını başlattı.
90 bir kişilik kampa 480 bin kişi sığındı
Bölgede çalışmalar yürüten İHH Acil Yardım Koordinatörü Re-cep Güzel kamplarda tam anlamıyla bir dram yaşandığını dile getirdi. İnsanların kuraklıktan kaçarak kamplara sığındığını belirten Gü-zel ancak kamplardaki alt yapı yetersizliğinden ötürü insanların hala büyük risk altında olduğunu aktardı. Dadaab kampının normal şartlarda 90 bin kişi kapasiteli bir kamp olduğunu da söyleyen Gü-zel, ancak kampa 480 bin kişinin yerleştiğini ve bu sayının her geçen gün arttığını aktardı. Recep Güzel, Dadaab kampının çok geniş bir arazi üzerine kurulu olduğunu da ifade ederken insanların barınma ihtiyaçlarını gidermek için karton ve otları kullandığını sözlerine ekl-edi.
Kampı gezerken tam anlamıyla bir insanlık dramı ile karşılaştığını belirten Recep Güzel izlenim-lerini şu şekilde anlattı: ‘’ İHH ekibi olarak yaşanan kuraklığın ardından hemen bölgeye gelerek çalışmalara başladık. Önceliğimiz Kenya’da bulunan Dadaab kampı
oldu. Şu an kampta bir insanlık dramı yaşanıyor. Somali’de etkili olan kuraklıktan kaçmak istey-en insanlar 400 km;lik yolu bu sıcakta yürüyerek Kenya Dadaab
kampına gelmişler.’’
İnsanlar yollarda hayatlarını kaybediyor
Somali’den kaçarak Kenya’ya sığınmaya çalışan insanların daha yollardayken hayatını kaybettiğini ifade eden Güzel sözlerine şu şekilde devam etti: ‘Kenya’ya kaçış yolculuğu bazıları için ölüm yolculuğu olmuş. Ailelerde ortalama 4 çocuk var bu durumda, sıcakta yapılan yolculuğun sıkıntıları daha da artmış. Yollarda hayatını kaybedenler olmuş.’’
3 senedir tek damla yağmur yağmamış
480 bin kişinin yerleştirildiği Dadaab kampında hiçbir alt yapının olmaması sebebiyle büyük sıkıntılar yaşandığını söyleyen Güzel şunları aktardı: “Somali’nin bazı bölgelerine son 3 senedir tek damla yağmur yağmamış. Evlerini terk ederek buraya gelen insanlar burada büyük sorunlar ile mücadele ediyor. Kampta hiçbir alt yapı yok. İnsanlar kartonların üzer-inde yatıyor. Sıcakta yapılan uzun yolculuk özellikle kadın ve çocukları etkilemiş durumda. Bitkin düşmüşler yerlerinden bile kımıldayamıyorlar. İHH olarak önceliği kadın ve çocuklara ver-dik. Kampta 3 bin koli süt, 2 bin 500 koli kalorili bisküvi ve su ile karıştırılan mısır unu dağıtımı yaptık.”
Somali’de yaşanan kuraklıktan kaçarak Kenya’daki kamplara sığınan insanlar tam bir
dram yaşıyor. 3 senedir tek damla yağmur yağmamış bölgelerden kaçarak 50 derece
sıcakta 400 km yol yürüyen halk, sığındıkları kamplarda hayata tutunmaya çalışıyorlar.
Dünyanın Yunanistan’dan sonra nur topu gibi bir krizi daha oldu. ABD Başkanı Obama’nın ‘küresel kriz’ uyarısına pisayalar şiddetli tepki verdi.
1326 TEMMUZ 2 0 1 1
26 TEMMUZ 2 0 1 114
ASYA MUTFAĞININ SEÇKİN ÖRNEKLERİ:
* Her çeşit noodle* Teriyaki* Satay* Çorba çeşitleri* Deniz ürünleri* Asya Pilavı* Salata çeşitleri
Ürünlerimiz HELAL’dır.
ÇİN VİETNAM TAYLAND MALEZYA MOĞOLİSTAN
Broadmeadows Alışveriş Merkezi’nde, Coles ve
Hoyts Cineması’nın arasındayız.
The Taste Of LebanonCountry Style
Meadow HeightsClassic
Lebanese Bakeryph: 9309 8206
19/A Meadow HeightsShopping Centre
Pre-Order Pick Up
İbrahim AYGÜNDirector
P.O.BOX 435 SOMERTON, VIC. 3062Tel: 0419 001 797 Fax: (03) 9305 1515
Email: [email protected]: http://www.ıaelectrıcs.com.au
1526 TEMMUZ 2 0 1 1
55 Paringa Blvd. Meadow Heights Shopping Centre, Meadow Heights,
VIC 3048Tel: (03) 9309 8012
Necmi UysalShop 14C, 560 High StEpping VIC3076Tel:(03) 9401 5999 Fax: (03) 8401 4666
Shop 3, 22-36 Reservoir Drv.Coolaroo VIC 3048Tel: (03) 9308 6533
Email: [email protected]: http://www.nuliving.com.au
26 TEMMUZ 2 0 1 116
’den $25 ve üstü alış veriş yapan herkese benzin’in litresinde ¢4 indirim vardır
770 Pascoe Vale Rd. GlenroyTel: (03) 9304 25 80
25 Keilor Melton Hwy, Tailors LakeTel: (03) 9390 90 00
OPEN 24 HOURSCONVEINCE STORE FOR ALL NEEDS
ÖMER GÜLTEKİNMEHMET YILMAZ
795 Mt Alexander RdMoonee Ponds VIC 3039
1726 TEMMUZ 2 0 1 1
26 TEMMUZ 2 0 1 118 SAREERA GENÇLİK
Medical benefits of fasting during Ramadan
1. Fast Ramadan with belief and truly seeking the reward of Al-lah the Most High so that He may forgive you your past sins.
2. Beware of breaking your fast during the days of Ramadan with-out a valid Islamic excuse, for it is from the greatest of sins.
3. Pray Salat Taraweeh and the night prayer during the nights of Ramadan – especially on Layatul-Qadr – based on belief and truly seeking the reward of Allah, so that Allah may forgive you your past sins.
4. Make sure that your food, your drink and your clothing are from halal means, in order that your actions are accepted, and your supplications answered. Beware of refraining from the halal while fasting and breaking your fast with the haram.
5. Give and share food for
those who are fasting to gain a re-ward similar to theirs.
6. Perform your five prayers on time in congregation to gain the re-ward and Allah’s protection.
7. Give a lot of charity for the best charity is that of Ramadan.
8. Seek help for fasting during the day by eating the sahoor meal in the last part of the night before the appearance of Fajr.
10. Hasten breaking your fast after the sun has truly set in order to gain the love of Allah.
11. Cease the opportunity of being in Ramadan and spend it with the good that has been re-vealed in it – by reciting the noble Quran and pondering and reflec-tion of its meanings so that it is a proof for you with your Lord and an intercessor for you on the Day of Reckoning.
12. Preserve your tongue from
lying, cursing, backbiting and slan-der for it decreases the reward of fasting.
13. Do not let fasting cause you to cross your boundaries by get-ting upset due to the slightest of reasons. Rather, fasting should be a cause of peacefulness and tranquillity of your soul.
14. Increase in remem-brance of Allah, seeking of forgiveness, asking for Para-dise and protection against the Fire, especially when fasting, while breaking the fast and during suhoor, for these actions are among greatest causes of attaining Allah’s forgiveness.
15. Increase in supplica-tion for yourself, your par-ents, your children and Mus-lims, for Allah has ordered making of supplications and
has guaranteed acceptance.16. Repent to Allah with a
sincere repentance in all times by leaving sins, regretting those that you have done before and firmly deciding not to return to them in the future, for Allah accepts re-
pentance of those who repent.17. Invoke a lot of salawat and
salam upon the Messenger of Al-lah, may Allah’s blessings and peace be upon him, his Compan-ions and all those who follow them until the Day of Judgment.
Ramadan is a month of self-regulation and self-training, with the hope that this training will last beyond the end of Ramadan. If the lessons learned during Ramadan, whether in terms of dietary intake or righteousness, are carried on after Ramadan, it is beneficial for one’s entire life
The only difference between Ramadan and total fasting is the timing of the food; during Rama-dan, we basically miss lunch and take an early breakfast and do not eat until dusk. Abstinence from water during this period is not bad
at all and in fact, it causes con-centration of all fluids within the body, producing slight dehydra-tion. The body has its own water conservation mechanism; in fact, it has been shown that slight de-hydration and water conservation, at least in plant life, improve their longevity.
The physiological effect of fasting includes lower of blood sugar, lowering of cholesterol and lowering of the systolic blood pressure. In fact, Ramadan fasting would be an ideal recommenda-tion for treatment of mild to mod-
erate, stable, non-insulin diabetes, obesity and essential hypertension.
There are psychological effects of fasting as well. There is a peace and tranquility for those who fast during the month of Ramadan. Personal hostility is at a minimum, and the crime rate decreases. Mus-lims take advice from the Prophet who said, “If one slanders you or
Things to improve and shield yourself from during the month of Ramadan
aggresses against you, say I am fasting.’” This psychological im-provement could be related to bet-ter stabilization of blood glucose during fasting as hypoglycemia after eating, aggravates behavior changes. There is a beneficial ef-fect of extra prayer at night. This not only helps with better utiliza-tion of food but also helps in out-
put. There are 10 extra calories output for each rakat of the prayer. Again, we do not do prayers for exercise, but a mild movement of the joints with extra calorie utili-zation is a better form of exercise. Similarly, recitation of the Quran not only produces a tranquility of heart and mind, but improves the memory.
TEBRİKMilli Görüş Sareera Gençlik Grubu’nu
ULUSLARARASI HİCAP GÜNÜorganizesinde göstermiş oldukları üstün
başarı ve çalışmalarından dolayı tebrik eder, bu eşsiz günü bizlere yaşatmakta emeği geçen tüm genç hanım kardeşlerimize
teşekkür ederiz.Rabbim bundan sonraki çalışmalarınızda da
yar ve yardımcınız olsun.
1926 TEMMUZ 2 0 1 1
SAREERA GENÇLİK
The Fasting of Ramadan: A Time for Thought, Action, and Change
Zeynep SERTEL
Is it time ALREADY?
What? When? How? Do you mean it has been a year and Ramadan is just around the corner again? It seems impos-sible for the whole year to go pass so quickly and the next thing we know is that Ramadan is knocking on the door. How do we answer this knock on the door? As house owners, do we at least know the virtues of this special month so that we can prepare ourselves accordingly?
Prophet SAW has informed us about the virtues of Rama-dan through numerous hadiths as he said in one of them, “The fast and the Quran are the two intercessors for the servant of Allah on the day of resurrection. The fast will say ‘O Lord, I prevented him from his food and desires during the day. Let me intercede for him’. The Quran will say, ‘I pre-vented him from sleeping at night. Let me intercede for him” and their intercession will be accepted.’ As servants of Allah (SWT), our ultimate goal on this earth is to please Him which will InshaAllah guarantee us a secure place in the Hereafter. This hadith is explicitly informing us of the acts which are very dear to our Creator, reading the Quran and fasting, and this can be understood from the fact that He will allow both to intercede on our behalf on the day where there will be no ultimate power other than His as He says in the Quran “The Day that Ar-Ruh (Jibril or another angel) and the angels
will stand forth in rows, they will not speak except him whom the Most Gracious (Allah) allows, and he will speak what is right” (Naba: 38). So on that day where everyone will be only thinking of themselves, the Quran we’ve read and the fasts we have done purely for the sake of Allah will be interceding on our behalf if Allah (SWT) is pleased with us due to our ac-tions on this earth.
Apart from giving us the opportunity to do good acts during Ramadan, Allah (SWT) showers His blessings on us as Prophet (SAW) said, “ The blessed month has come to you. Allah has made fasting during it obligatory upon you. Dur-ing it, the gates to paradise are opened and the gates of hell fire are locked, and the devils are chained. There is a night (during this month) which is better than a thousand months. Whoever is deprived of its good is really deprived of some-thing great”. What could be a better blessing than knowing that Allah SWT accepts many people into paradise and frees many from Hell fire and knowing that the biggest enemy of human kind, Shaytan, is chained during this month. On top of this, he blesses us with a month in which the Quran was revealed as Allah (SWT) says, “Verily! We have sent it (this Qur’an) down in the night of Al-Qadr. And what will make you know what the night of Al-Qadr is? The night of Al-Qadr is better than a thousand months (i.e. worshipping Allah in that night is better than worshipping Him a thousand months, i.e. 83 years and 4 months). Therein descend the angels and the Ruh [Jibrael (Gabriel)] by Allah’s Permission with all Decrees. Peace! (All that night, there is Peace and Goodness from Allah to His believing slaves) until the appearance of dawn” (Quran, Qadr:1-5). Not many of us know whether we are going to live
up to the age of 83, so it might be wise for one to use this opportunity that Allah (SWT) has given him and make the most of this night to invest in his/her eternal life by increas-ing his/her good deeds inshaAllah...
Finally, one of the great virtues of fasting is that it ex-piates all our minor sins as Prophet (SAW) said, “Whoever fasts the month of Ramadan, obeying all of its limitations and guarding himself against what is forbidden, has in fact atoned for any sins he committed before it”. In another hadith, Prophet (SAW) said, “The time between the five prayers, two consecutive Friday prayers, and two consecu-tive Ramadans are expiations for all that has happened dur-ing that period, provided that one has avoided great sins”.
Knowing all this will inshaAllah enable all Muslims to answer that knock on the door with enthusiasm seeing Ramadan as a blessing through which they can cleanse themselves from minor sins and reach to a level where they love their Lord the most and constantly seek His love and pleasure. In return, Allah (SWT) says “I am as My servant thinks I am. I am with him when he makes mention of Me. If he makes mention of Me to himself, I make mention of him to Myself. And if he makes mention of Me in an assembly, I make mention of him in an assembly better than it. And if he draws near to Me a hand’s span, I draw near to him an arm’s length. And if he draws near to Me an arm’s length, I draw near to him a fathom’s length. And if he comes to Me walking, I go to him at speed”. May Allah SWT make us of those who constantly engage in the remembrance of their Lord during this Ramadan, hence be of those who walk to their Lord and their Lord goes to them at speed. AMIN...
Just as a farmer needs to make an effort to prepare the land for plantation by clearing the shrubs & weeds, then softening the soil & tilling it, planting the seeds & ensuring the proper irrigation & fumigation etc until the day of harvest, we too need to prepare for the month of fasting by leav-ing all sin, softening our hearts, increase our acts of worship etc. Without this we would not reap the fruits of this month. Fasting in Ramadan develops in a person the real spirit of social belonging, of unity and brotherhood, and of equality before God. This spirit is the natural product of the fact that when people fast they feel that they are joining the whole Muslim society (which makes up more than one fifth of world’s population) in observing the same duty, in the same manner, at the same time, for the same motives, and for the same end. No sociolo-gist or historian can say that there
has been at any period of history anything comparable to this pow-erful institution of Islam: Fasting in the month of Ramadan. People have been crying throughout the ages for acceptable ‘belonging’, for unity, for brotherhood, for equality, but how echoless their voices have been, and how very little success they have met.
Ramadan: The Month of Qur’an Recitation
Ramadan is the month Allah chose in which to reveal the final scripture – The Qur’an. One the greatest ways a Muslim honors the Qur’an is by reading it. Angel Jibreel would visit Muhammad (peace be upon him) every Rama-dan and revise the Qur’an with him. Many of the pious Muslims of the past would close all books and focuson reading the Qur’an only this month. A Muslim should strive to read the Qur’an in Arabic at least once during this month. The Qur’an consists of approxi-
mately 604 pages. This means a person can read the entire Qur’an by the last day of Ramadan from cover to cover by simply reading 4 pages after every prayer (salat).
The Prophetic Way to Break the Fast
The Prophet (peace be upon him) said: “My people will con-tinue to be in good shape for as long as they hasten in breaking their fast…” (Ahmad) The Sun-nah is to break your fast on an odd number of fresh dates, if they are available, otherwise dry dates will suffice. If there are no dates at hand then the Sunnah is to drink water. (Abu Dawud) The Du’a (supplication) to say at the time of breaking the fast consists of four phrases: “Thahabathama’, wabtallatil ‘Urooq, wa thabatal Ajru, in Shaa-Allah.” This means: “The thirst has been quenched, the veins have been nourished, and the reward has been fixed, by the will of Allah.”
“-Her Şeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da
oruçtur.”
-”İnsan, ramazan ayının faziletini bilseydi, yılın hepsinin ramazan olmasını
isterdi
-”Gökyüzünün kapıları Ramazan ayının ilk gecesi
açılır ve son gününün gecesine kadar kapanmaz.”-”Cennetin Reyyan adlı bir kapısı vardır; o kapıdan
ancak oruç tutanlar girecektir.”
26 TEMMUZ 2 0 1 120 KADIN - AİLE
Zamanın değeri
Yeni Devir Sofrası
BismillahirrahmanirrahimPatates Beğendili Kuzu
MALZEMELER1 paket margarin2 adet yumurta1,5 yemek kaşığı yoğurt1 yemek kaşığı sirke1 çay bardağı sıvıyağ1 paket kabartma tozuUn
Üzeri için:Ceviz ya da antep fıstığı1 adet yumurta sarısı
Yapıştırmak için:1 adet yumurtanın akı
Şerbeti için:4 su bardağı su3 su bardağı şeker
Yapılışıİlk olarak şerbet
malzemelerini bir tencereye alarak şerbeti hazırlamaya başlayın. Şekerli su kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika kadar daha kaynatın ve yarım limonun suyunu ilave ederek 2 dakika kadar daha kaynatıp altını kapatın.
Oda sıcaklığında yumuşamış olan margarine 2 adet yumurta, sirke, yoğurt, sıvıyağ, kabartma tozu ve un eklenerek elinize yapışmayacak kıvamda hamur hazırlıyorsunuz.
Merdane yardımı ile hamuru açın ve kurabiye kalıbı ile kesin. Kesmiş olduğunuz çiçeklerden 1 tanesinin orta kısmından daire şeklinde bir parçayı çıkartın ve yumurta akı sürerek diğerinin üzerine
yapıştırın. Tüm hamuru bu şekilde yaptıktan sonra Fotoğraflarda da gördüğünüz üzere üzerilerine yumurta sarısı sürerek iç malzemenizi hamurların ortasındaki çukur bölüme ekleyin. 180 derecede önceden ısıtılmış
fırında pişirin. (Çok fazla kızartmayın şerbetle birlikte iyice koyu bir renk alır.)
Not: Tatlıların fırından aldıktan sonra sıcak tatlının üzerine soğuk şerbeti dökün.
İslam alimleri zamanı beş alan-da ele almışlardır:
İş: İnsanlar vaktin bir kısmını rızık kazanmak için harcarlar. Ailenin ayakta kalması için bu bir zarurettir.
İbadet: Bizler ayakta kal-mak için çalışmalıyız, ancak asli vazifemiz Allah’a kul olmaktır. Bu nedenle rızık için koşturmalı ama aynı zamanda ibadetlerimizi de yer-ine getirmeliyiz.
İlimle meşgul olmak: Vaktimi-zin bir kısmını ilmi çalışmalara ayırmalı ve bu süre içinde ihtiyacımız olan bilgileri edinmeli-yiz.
Sosyal faaliyetler: Sosyal faali-yetler, çevremizdeki insanlara karşı duyarlılığımızı arttırır ve biz duygusu verir. Bu nedenle vak-tin bir kısmını sosyal faaliyetlere ayırmalıyız.
Akraba ziyaretleri: Dini-miz akrabalarla ilişkilerimizi iyileştirmeyi emreder. Bu nedenle fırsat buldukça akrabalarımızı zi-yaret etmeli ve onlarla dayanışma içinde olmalıyız.
Zaman en büyük hazinemizdirEfendimiz (sav), insanın dört
Batılı toplumlara göre zaman, sadece iş ve yaşamdan ibarettir. Sorumluluk bilinciyle yaşayan Müslüman
toplumlarda ise, zaman Allah tarafından verilmiş büyük nimettir ve kıymeti bilinmelidir.
şeyden hesap vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamayacağını ifade etmiştir. Ebu Berse (ra)’nin anlattığı bu hadise göre şöyle buyrulmuştur:
“Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları (Rabbinin huzurundan) ayrılamaz: ‘Ömrünü nerede harcadığından, ne amelde bulunduğundan, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, vücudunu nerede çürüttüğünden.” (Tirmizî, Kymt: 1)
Görüldüğü üzere, Hadis-i Şerifte, insanın zamanını iyi değerlendirmesine, bu değerli nime-tin boşa harcanmaması gerektiğine dikkat çekilmektedir.
Başka bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyrulmuştur: “Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil; İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin, fa-kirlik gelmeden önce zenginliğin, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölmeden önce hayatın.” kıymetini bilin. (Buhârî ve Müslim)
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor. Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır.”
Çağımızın hastalığı depresyon
Depresyon çağımızın en büyük sorunları arasında yer almaktadır. Teknolojinin insan ilişkilerini etkilemesi, yüce değerlerin hayat-tan uzaklaştırılması, insanlarımızı bir tür boşluğa ve depresyona sürüklemektedir. Depr-esyon genç, yaşlı çocuk her kesimde görülebili-yor. Belirtileri, hayattan keyif alamama, mut-suzluk ve umutsuzluk ve yaşam kalitesindeki düşüşle kendini gös-teriyor. Depresyon du-rumunda kişi, her şeye olumsuz tarafından bakar, karamsardır, geçmişi ve geleceğiyle ilgili endişeler yaşamaya başlar. Geçmişte yaşanan olumsuz olayları tekrar tekrar yaşayarak hayatı kendine zehir eder.
Önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamaz hale gelir ve aktivite ve meşguliyetlerden uzaklaşır.
Günün büyük bir kısmında ked-erli ve üzgündür, çabuk sinirlenir, çabuk alınır.
Duygularda inişli çıkışlı dal-galanmalar görülür.
Uyku düzeni bozulabilir, sık uyuma uyanma ya da sürekli uyuma hali görülebilir.
İştah azalması görülebilir.Kişi kendini çaresiz ve mutsuz
hisseder.Kişi kendini suçlar, işe yar-
amaz, beceriksiz biri olarak görür, suçluluk duyar, olayları olumsuz tarafından değerlendirir.
Geleceğe yönelik düşüncele-rinde karamsardır.
Bu belirtilerin bazen bir kaçı ba-zen tamamı görülebilir.
Depreyon, kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen olay-lar, stresi tetikleyen durumlar yakınlardan birinin ölümü iş düzenindeki değişimler ve mekan değişikliği sonucunda gelişebilir. Bu durumda kişi hiç vakit kay-betmeden bir uzmana gitmeli ve yardım almalıdır.
Neler yapılabilir?İlaç ve psikoterapi yöntemiyle
depresyondan kurtulmak müm-kündür. İlaç tedavisinde seroto-nin ve noradrenalin üzerinden etki yapan antidepresan denilen ilaç desteği sağlanıyor. Bununla beraber bilişsel yöntemle, kişiye olumsuz düşüncelerin değişimi ve öğrenilmiş çaresizlikten kurtul-ma yolları öğretilebilir. Ancak bu süreçte stresi tetikleyen olaylardan da uzak kalmak gerekir.
Kaygı, normal sınırlarda seyrettiği sürece kişiyi tehlikelere karşı koruma işlevi görmektedir. Ancak, normal sınırları aştığında, patolojiye dönüşmekte ve insan yaşamını etkilemektedir.
“Ramazan ayı öyle bir ay ki, insanlık için bir kılavuz olan, içerisinde yol gösterici ve hakkı batıldan ayırıcı apaçık mesajlar bulunan Kur’an o ayda indi.” (Bakara, 185)
Rasulullah’ın Receb ayı girince yaptığı Allahümme bârik lenâ fî recebe ve şa’ban ve belliğnâ ramazan (= “Allah’ım! Bize Receb ve Şabanı mübarek kıl ve bizi Ramazana kavuştur”) mevsuk duasından da açıkça anlaşılmaktadır ki, Receb ve Şabanın ayrıcalığı Ramazanı haber vermelerinden kaynaklanmaktadır.
Rasulullah, Ramazana hazırlığa neden bu kadar önem vermiştir? Bunun asgari iki nedeni vardır: Birincisi Ramazanın yüceliğini
gönüllere hissettirmek, ikincisi ise Ramazanın bereketinden azami oranda yararlanmak için ona hazırlıklı girmek.
Ramazan öyle bir Sultan ki, o gönüllerimize ve hayatımıza konuk olmadan gönüllerimizin bu şerefli konuğa hazır olması gerekiyor. Geçen zamanın getirdiği kirin, isin, pasın temizlenip kalp sarayının ayların sultanı olan Kur’an ayına hazırlanması gerekiyor. Her mü’min, kendi gönlünü, Kur’an’ın nazil olduğu ilk gönle mümkün olduğunca benzetebilme, ona yaklaştırabilme çabası içerisinde olmalıdır. Ki Kur’an o kalbe de konuk olsun, manalarını o yüreğin sahibine de açsın.
Recebin girişiyle başlayıp Ramazana yaklaştıkça artan bir nafile ibadet temposunu Rasulullah’ın benimsediği, sahih sünnetten açıkça anlaşılıyor. Bu süreçte nafile oruçlarını, bizim “sünnet” adıyla kıldığımız nafile namazlarını artırıyor. Manevi ilgisini daha bir yoğunlaştırıyor. Rasulullah’ın bu hali, “Ramazanın çekim alanına” girenlerin ne yapması gerektiği konusunda her mü’min için örneklik oluşturuyor.
Bütün bunlardan anlaşılan o ki; Ramazan çekim gücü çok yüksek olan, zamana ilişkin manevi bir çekim merkezidir. Yani, özellikli ve yoğunlaştırılmış bir zaman parçasıdır. Onun çekim gücü o kadar yüksektir ki, ona duyarlı olan yürekleri daha iki aylık bir yoldan harekete geçirmektedir. Bu da Ramazanın çekim alanının çok geniş olduğunun göstergesidir.
Fakat onun çekim alanına girmek için tek başına Ramazanın çekim gücü yeterli olmamaktadır. Bunun sebebi Ramazanın yetersizliği değildir. Allah’ın irade için koyduğu yasalar gereğidir. Bu yasalara göre Ramazanın çekim gücü etkisini tıpkı bir mıknatıs gibi ancak cevher bulunan yerde gösterecektir.
Ramazanın çekim alanına girerken
2126 TEMMUZ 2 0 1 1
Fatma Tuncer
Hayata güler yüzle bakmak isterdim
Küçükken babam çalışmadığından çok zor günler geçirdik. Annem el işi yaparak mutfak ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışırdı. Ama biz istediğimiz hiçbir şeyi alamazdık. Amcamın maddi durumu daha iyiydi ama bize hiç yardımcı olmazdı. Amcamın kızları, mağazalara giderler, şık elbiseler alırlar, bana hava atarlardı. Ben onları hayran hayran seyreder, anne-min yanına giderdim. Annem, “onların parası var, alıyorlar sizin babanız çalışmıyor o yüzden istediğinizi alamıyoruz, ben de bahtsızım siz de bahtsızsınız der kardeşimle bana sarılır ağlardı. Geceleri uykum kaçar, kuzenimin giysilerini düşünür ve neden benim de yok diye üzülürdüm. Artık kardeşim de ben de büyüdük. Şu an otuz yaşındayım. İki sene önce babam vefat etti. Evi kardeşim geçindiriyor. Ben de, sevdiğim biriyle nişanlandım, altı ay sonra evleneceğim. Ama geçmişin içinden çıkamıyorum. Hala karamsarım, benden daha iyi durumda olan birini gördüğümde hemen üzülüyorum. Kendimi başkalarıyla kıyaslıyor ve ne kadar mahrum olduğumu hatırlıyorum. Hay-ata biraz daha güleryüzle bakmayı çok isterdim. Bu konuda tavsiyeleriniz olursa memnun olurum. M.A.
Hata yapabiliyorlarO dönem yaşadığınız olaylardan etkilenerek, her şeyi
kaygıya sebebiyet verecek şekilde kodlamaya başlamışsınız. Bu neredeyse sizin hayatınızın bir parçası haline gelmiş. Bu
konuda anne babalarımızın bizler üzerinde büyük etkileri var. Onlar farkında olmadan bize üzülmeyi, olayları yanlış kodlamayı öğretiyorlar. Oysa anneniz, senin bu kadar elbisen var, biz şu an bu kadar alabiliyoruz ama ileride daha fazla alabiliriz...” gibi pozitif bir yönlendirme yapmış olsaydı olaylara olumlu tarafından bakmayı öğrenebilirdiniz. Ancak, annelerimiz, bizim için her şeyin en iyisini istediklerinden “ah ne kötü, başkalarının var senin yok, keşke senin de olsaydı” gibi yakınmalarda bulu-nurlar ve aslında bizleri nelere üzülmemiz gerektiği konusunda farkında olmadan yönlendirirler. Elbette annelerimiz iyi niyetli-ler ancak ne yazık ki, bazı konularda hata yapabiliyorlar. Bu ned-enle, hayatınızı etkileyen olayları doğru yorumlamayı öğrenmeli ve bakış açınızı değiştirmelisiniz.
Unutmayın ki, yoksunluklarımız ve yoksulluklarımız, büyümemiz ve gelişmemiz için birer fırsattır. Bu nedenle her şeyden önce yaşadığınız durumu kabullenin ve sahip olamadığınız şeyleri büyük bir yoksunluk olarak algılamayın.
Kendimi yetersiz görüyorumBen 22 yaşındayım, üniversiteyi bu yıl bitirdim. Şu an ata-
ma bekliyorum. 1 yıl önce sosyal fobimin olduğunu fark et-tim. Birileriyle konuşmakta çok zorlanıyorum, kendimi ifade edemiyorum, yakınlarımın yanında bile çok sıkılıyorum... Kendi kendime fobiyi yenebileceğimi düşüyorum ama çok çabuk ümitsizliğe kapılıyorum bu yüzden doktora gitmedim çünkü il-açlara bağımlı yaşamak istemiyorum. Geçmişi unutamıyorum kendime ve aileme kızgınlığım hiç geçmiyor affetmek istiyorum ama olmuyor. kendimi her konuda yetersiz buluyorum. Hemşire olacağım ama utangaçlığım yüzünden mesleğimi de doğru
düzgün öğrenemedim, çalışmaktan korkuyorum. Şimdi sürekli evdeyim ve çalışacağım yerdeki insanlar bana kötü davranırsa ne yaparım diye düşünüyor ve sürekli kafamda bunları kuruy-orum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim, tavsiyelerinizi bekli-yorum. N.K.
En fazla tölerans göstereceğimiz kişilerİfadenizden anladığıma göre geçmişte yaşadıklarınızı
bugüne taşıyor ve sıkıntılarınıza neden olan kişilere öfke besliyorsunuz. Okurlarımızdan zaman zaman buna benzer sorunlar dinliyoruz. Ancak siz de biliyorsunuz ki, annelerimiz ve babalarımız geçmişten getirdikleri davranışsal miraslarıyla hareket ettiklerinden farkında olmadan bize zarar verebiliyor-lar. Oysa hiçbir anne baba çocuğuna zarar gelsin istemez... Bu nedenle, insani ilişkilerimizde en fazla tölerans göstermemiz gereken kişilerdir ebeveynlerimiz. Ayrıca kendinize şu soruyu da sorabilirsiniz. Geçmişe beslediğim öfke ve intikam duygu-mun hayatıma bir katkısı var mı? Oysa affetmek, ruh ve beden sağlığımıza katkı sağlayabileceği gibi, insanlarla ilişkilerimizi de iyileştirecektir.
Toplum içinde konuşmaktan kaçındığınızı ve böyle du-rumlarda kendinizi kötü hissettiğinizi ifade ediyorsunuz. Fobik durumlarda en tesirli şey, korkuyla yüzleşmektir. Bunun için, öncelikle kendinize güvenin, rahat olun, ilk günlerde biraz te-dirgin olabilirsiniz ama zamanla duruma uyum sağlayacaksınız. Arkadaşlarınızla konuşurken söz alın, düşüncelerinizi ifade edin, sosyal aktivitelere katılın. Unutmayın, siz diğer insan-lardan eksik ya da yeteneksiz değilsiniz. Aksine, kendine has özellikleri olan değerli ve önemli birisiniz.
AİLE - HAYAT
Aile mutluluğun üretildiği ortamdırAçık olmak, duyguları ifade et-
mek: Eşler evlilikten beklediklerini bulamamış ve bunu iç dünyalarında sorun haline getirmiş olabilirler. Oysa aile içinde her iki tarafın da açık olması, duygularını, evlilik-ten beklentilerini ifade etmeleri sorunların çözümü noktasında faydalı olacaktır.
Küçük ayrıntıları dikkate al-mak: Toplum olarak duygularımızı ifade etmeyi pek sevmeyiz. Oysa, eşimiz ya da çocuğumuz sevildiğini hissetmiyorsa bizim onu sevmemi-zin bir anlamı yoktur. Bu ned-enle evliliklerde, sevgi ve saygı düsturunu destekleyecek küçük hediyeleşmeler, jestler yapılabilir.
Farklılıkları dikkate almakÇoğu zaman, kadın eşi
tarafından hiç anlaşılmadığını ve kendisine değer verilmediğini ifade eder. Diğer taraftan erkek ise, eşini çok sevdiğini fakat onun kendisini anlamak istemediğini söyler. Her iki durumda da, bireylerin kadın
erkek farklılıklarını dikkate almadan hareket ettiklerini görürüz.
Güven duymak isterler* Kadınlar erkeklerden daha
farklı duygulara sahiptirler:* Sevgi ve şefkat ihtiyacını daha
yoğun yaşarlar* Eşlerinin destek ve yardımını
hissetmek isterler* Terk edilmekten endişe ederler,
bu konuda eşlerine güvenmek ister-ler
* Ev içinde sorumlulukları eşleriyle paylaşmak ve birlikte vakit geçirmek isterler.
* Güven içinde olmak ve korun-mak isterler
* Çözüm odaklıdırlarErkekler, sorundan çok çözüme
odaklanırlar* Erkek bağımsızlığına önem
verir ve bunun eşi tarafından zede-lenmesini istemez
* Kendine güvenmek ve ayaklarının üzerinde durmak ister
* Eşi tarafından saygı duyulan, güvenilen biri olmak ister.
* Parasal olarak bağımsızlığını elde etmek ve ailenin geçimini sağlamak ister
* Aile içinde sorundan çok çözüme odaklanırlar
* Sportif faaliyetlerden ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten hoşlanırlar.
Çocuklara baskı yapmayınKarneler alındı ve çocuklar
aileleriyle birlikte tatilin tadını çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak, bazı ebeveynler karnede kırık notu var diye tatili çocuğa zindan ediyorlar. Anne babalar çocuklarına dersleri konusunda destek verebilirler ancak
bu hiçbir zaman baskı ve zorlamaya dönüşmemelidir. Aile her şeyden önce çocuğun başarısızlık neden-ini öğrenmeye çalışmalı ve sorun nereden kaynaklanıyorsa çözüme oradan başlamalıdırlar. Yüksek başarı beklentisi içinde olan aileler, çocuğa tembel, başarısız, sorumsuz gibi olumsuz sıfatlarla hitap ederek, çocuğun kendine olan güvenini et-kileyebiliyorlar. Oysa anne babalar, çocuğu eleştirmek yerine sorunun çözümü konusunda onunla işbirliği yapsalar, hem çocukla birlikte or-tak bir çalışma yapmış olurlar hem de çocuğun ders başarısına katkı sağlarlar.
Tatilde neler yapılabilir?Birlikte vakit geçirin: Yıl
içinde çocuklarıyla yeterince vakit geçiremeyen aileler tatil süresince birlikte etkinlik yapabilirler, soh-bet edebilirler, çocuğun dersler-inde sorun varsa çözüm üzerinde
Her insan mutlu bir yuva kurmak için evlenir. Ancak evlilik süresince eşlerin saygı ve anlayıştan yoksun olmaları, aile içinde yaşanan çatışmalar ve eşlerin birbirlerini değiştirmek istemeleri bazı sorunlara neden olur. Aile mutluluğun yeşerdiği bir ortamdır. Ancak bunun için aile bireylerinin sorumluluklarını yerine getirmeleri ve evliliğin saygı ve anlayış üzerine kurulu olduğunu kabul
etmeleri gerekir:
yoğunlaşabilirler. Birlikte geçirilen vakit oldukça değerlidir. Burada, aile bağları pekişecek ve çocuk büyü-kanne, teyze, dayı, amca kuzen gibi yakınlarla birlikte vakit geçirmenin kattığı zenginlikleri tanıyacaktır.
Çocukları bilgilendirin: Tatilde, çocuğu gittiğiniz bölgenin gele-nekleri, yaşam tarzı ve tarihiyle il-gili bilgilendirebilir ve çocuğun to-prakla tanışmasını sağlayabilirsiniz. Bütün bunlar onun gelişimine bir katkıdır. Ayrıca çocuğu ilgileri doğrultusunda bir alana yönlendire-bilir ve yaşıtlarıyla vakit geçirmes-ini sağlayabilirsiniz. Yaz okullarına yönlendirin: Yıl içinde derslerden eğlenmeye, spor yapmaya vakit bu-lamayan çocuk tatili istediği gibi geçirebilmelidir. Bunun için aile, çocuğu sportif faaliyetlere, kurslara, yönlendirebilir.
Birlikte kitap okuyabilirsiniz: Tatiller, kitap okumak için iyi bir
fırsattır. Aileler çocuklarıyla birlikte kitap okuyabilirler ve çocuklara okuma alışkanlığı kazandırabilirler. Bunun için çocukla istişare etmek ve okunacak kitapları birlikte seçmek daha doğru olur.
Anne babaya düşen görevler* Çocuğun ilgi alanına uygun ki-
taplar seçmek.* Okuma saatlerini sevecen hale
getirmek.* Okunan kitapları çocukla bir-
likte kritik yapmak.* Çocuğa sorular sormak ve kita-
plarla ilgili düşüncelerini almak.* Okunan kitaplarla ilgili not
tutması için yönlendirmek.* Sohbet saatleri düzenlemek:
Yıl içinde bir arada olamayan aileler için tatiller iyi bir fırsat olmaktadır.
Bu süre içinde sohbet yapılabilir ve birlikte vakit geçirilebilir. Bunun için anne baba, çocukları bir araya toplayabilirler ve onları duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için teşvik edebilirler.
26 TEMMUZ 2 0 1 122
Haber Servisi : Mustafa SALİH, Yücel ERBAŞIReklam Sorumlusu: Tahir SOLAKGençlik Sayfaları : Sümeyye ÇETİNKIRANAile – Sağlık : Zehra TÜRKERKültür - Edebiyat : Hasan GÜREŞEN
Sahibi: Diyalog pty. ltd.
Yazıların yasal sorumluluğu sabihine aittir
Adres : P.O.Box 200 Dallas, Vic. 3047Telefon : (03) 9302 3030 Fax: (03) 9302 2929 Reklamlariniz icin: 0435 414 112’yi arayabilirsinizE-mail: [email protected]
Genel Yayın YönetmeniMurat KARADAĞ
TEKNOLOJİ
İnternette şike soruşturması geyikleriArama motorları aptallaştırıyor mu?Dev arama motorları, gerçekten de hafıza ve fikir tembelliğine neden oluyor olabilir mi?
Bireylerin ansiklopedi, hatta sözlük okudukları bir dönemden, tüm bilgileri klavyenin birkaç tuşuna ba-sarak elde ettiği bir teknoloji çağına atladık. Columbia Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da bu değişimin in-
sanlar üzerindeki etkilerinden endişeleniyor.
Yapılan araştırmalara göre, internet beynin sık sık başvurulan harici bir diski gibi çalışıyor. Dolayısıyla hemen hemen hiçbir internet kullanıcısı önemli ayrıntıları
hatırlamaya gerek duymuyor ve düşünmekten vazgeçip Google’a başvuruyor. Sonuç olarak, bilgisayara ve inter-nete olan güven sayesinde beyin hatırlamak için çaba sarfetmiyor; bu da zamanla hafıza tembelliğine yol açıyor.
Peki, hiçbir ücret ödeme-den kolayca erişebildiğimiz, ucu bucağı olmayan bilgi depolarına mı sevinmeli, yoksa tembellikle suçla-nan zihinlerimizin haline mi üzülmeli? Evet; araştırmanın önümüzdeki günlerde beyin-bilgisayar-internet ilişkisi ile ilgili tartışmalara yol açacağı ortada.
Çekirgelerin bir milyon yıllık sırrıKanada’daki Simon Fraser Üniversitesi’nden bilimadamlarının yaptıkları araştırma sonucu
sopa çekirgeleriyle ilgili bir milyon yıllık bilinmeyen gerçeği ortaya çıkardı.
G e n e t i k araştırmalar sopa çekirgelerinin tam bir milyon yıldır dölleme olmadan ürediklerini ortaya koydu.
K a n a d a l ı b i l i m a d a m l a r ı , ABD'nin batı sa-hilindeki ağaçlık alanlarda yaşayan Timema tipi sopa ç e k i r g e l e r i n i n DNA'larını incel-edi. Çekirgelerin eşeysiz üreme geçmişinin ne kadar eskiye uzandığı belirlenm-eye çalışıldı. Doktor Tanya Schwander ve ekibi, asek-süel sopa çekirgesi türl-erinden beşinin çok eski zamanlara dayandığını iki tanesinin 500 bin yıldan daha da uzun zamandır varolduğunu keşfetti.
Bu sonuç, aseksüelliğin her zaman bir türün soyunun hızla tükenmiş olmasına dayanmadığı savına kanıt olarak değerlendiriliyor. Timema çekirgelerinin kimi türlerinin aseksüel yolla
üreyebildikleri biliniyor. Bu tür sopa çekirgeler-inin dişileri, yumurtlama-ya başladıklarında erkek çekirgenin döllemesine ihtiyaç duymuyor. Bunun yerine kendilerinin birer genetik klonunu üretiyorlar.
Kanada'daki Simon Fraser Üniversitesi'nden bilimadamları, araştırmanın sonuçlarını Current Biology dergisinde yayımladı. Eşeysiz üreme yakın zamana dek in-celenen organizmaların soyları kısa sürdüğünden
"evrim çıkmazları" ile ilişkilendirilmişti. An-cak son zamanlardaki araştırmalarda kimi küçük omurgasız hayvanlar, fosil kayıtları inceleyen bilimadamları tarafından eşeysiz üreyen canlılar olarak tarif edildi.
Doktor Schwander ve ekibinin çalışmaları da inceledikleri sopa çekirgelerinin sadece dişi olarak uzunca bir zamandır varolduklarını kanıtlamış oldu.
(İHA)
‘Uzayın en büyük su kütlesi bulundu’ iddiası
NASA, dünyadan milyarlarca yıllık uzaklıkta bulunan bir bölgede su kütlesi bulunduğunu duyurdu
İki astronomi ekibi, evrenin bugüne kadar keşfedilmiş en büyük ve dünyaya en uzak su kütlesini ortaya çıkardı.
Dünyadan 12 milyar ışık yılı mesafedeki bu su kütlesi, dünya okyanuslarının içerdiği toplam su kütlesinin 140 trilyon katı büyüklüğe sahip. Buhar halindeki su kütlesi, kuasar olarak adlandırılan ve ortasında, çevresindeki maddeyi yutan büyük bir kara delik bulunan gök cismini sarıyor.
NASA'nın Kaliforniya'daki laboratuvarından Matt Bradford, kuasar çevresindeki ortamın oldukça özgün bir yapıya sahip olduğunu belirterek, bu yapının "devasa büyüklükte su ortaya çıkardığını" belirtti.
Keşfi yapan ekiplerden birinin başkanı olan Bradford, "yeni keşif bir kez daha gösterdi ki su, evrende oldukça yaygın
ve hatta evrenin en erken zamanlarından beri var" dedi. Bu ekibin bulguları, Astrophysical Journal Letters'da yayımlandı.
Kuasarlar, çevresini bir disk şeklinde saran gaz ve toz kümesini emen devasa bir karadeliğe sahip gök cisimleri. Kuasarın karadeliği, bu tüketiminin sonucunda diskin ortasından her iki yöne doğru müthiş bir enerji fışkırtıyor. Su kütlesinin bulunduğu bu kuasarın kara deliği Güneş'ten 20 milyar kat daha yoğun ve Güneş'ten, "Bin trilyon kat" enerjiye sahip.
Bu kadar uzakta ve evrenin erken dönemlerinde var olan su kütlesi ilk kez keşfediliyor. Güneş Sistemi'nin dahil olduğu Samanyolu Galaksisi'nde de su buharı bulunuyor ancak galaksimizdeki su kütlesinin çoğu buz halde bulunuyor. Samanyolu'ndaki su kütlesi, bu kuasarda bulunandan 4000 kat daha az. Bunun nedeni de suyun, Samanyolu'nda daha çok buz formunda olması.
2326 TEMMUZ 2 0 1 1
İngizlice bir fıkra (A funny story)
MİZAH
- Fenerbahçe Spor Kulübü’nde yapılan aramalarda polis herhangi bir Türkiye Kupası izine rastlamadı
- Aziz Yıldırım cezaevinde yapacakları turnuvalarda üst üste 5 yıl şampiyonluk sözü verdi!
- Oynadığınız en iyi oyun “Masa Başı” oyunlarıydı, onu da elinize yüzünüze bulaştırdınız.
- İstanbul Emniyeti Aziz Yıldırım ile görüşmelere başlandığını borsaya bildirdi.
- Yanlış anons mu diye merak eden Fenerliler şike soruşturmasına tepki vermekte acele etmiyor
- Bugün Kadıköy’de stat çevresinde
İnternette şike soruşturması geyikleri
toplanacak Fenerbahçe taraftarından tek bir tezahürat bekliyorum. “Kümede kal Fenerbahçe”
- 2.5 dk.’lık şampiyonluk kutlamalarından sonra 42 günlük şampiyonluk kutlamaları size yeterdi:)
- Fenerbahçe’de rekor! Bu yılki sevinç 2 dakika degil 2 AY !!!
- Aziz Yıldırım’ın nezarethanede ranzadan düştüğünü gören Cüneyt Çakır penaltı noktasını gösterdi, evet sayın seyirciler...
- GS’liler olarak içimiz rahat, Fenevbahçe’nin şike yapmadığı 2 maç var o da bizimkisi :)
- Barlar sokağındaki saldırıyla yattık Aziz Yıldırım ile kalktık. Neler oluyor kadikoy sana?
- Gelecek sene sizi TRT’de de izleyek Kadıköy’e bir de o tvden bakalım!
- Makara diil ciddi: Emniyet Aziz Yıldırım’ı gözaltına alarak tamamen seyirciye oynadı, Sivas ve Kadikoy’deki olayları unutturmak temel amaçtı.
- Aziz Yıldırım’la beraber Bilica da alınsın içeri, birlikte tünel kazarlar.
- İlginç bir ayrıntının dikkatimi
çektiği gözaltılardır:Emenike olsun, Bülent Uygun
olsun, Aziz Yıldırım olsun; emniyete getirilen herkes pürneşe, gülümsüyorlar falan. ya “hayat güzeldir” filmindeki babanın çocuğu kandırdığı gibi bunları da kandırmışlar, oyun oynadıklarını sanıyorlar; ya da gerçekten oyun oynanıyor.
- Türkiye’de üç büyüklerin başına bir şey geleceğini düşünen hayalci taraftarları göstermiştir. Gerçekçi olmak lazım.
- Şike futbolun bir parçasıdır iddiasını doğrulayabilecek gözaltı serisi.
- An itbariyle Fenerlilerin ağlamaya başladığı gözaltılardır.
- Bu gözaltılarda listede kaleci var, forvet var, teknik direktör başgan var, başkan vav, şekip var. UEFA Şampiyonlar Ligi’ne gidecek kadro kurmuş emniyet. Gruplarda başarılar dileyelim...
- Şimdi bu olaylar sonucunda şampiyonluk fb den alinsa; gecen yil 3 dakika süren şampiyonluk sevinci bu yil 3 ay sürmüş olacak. gayet makul
- Fenerbahçe’nin kamp kadrosunu ankara 2 no’lu f tipi cezaevi’ne toplamasıyla
son verecek gözaltılardır. şimdilik
fenerbahçe’nin yapacağı ilk hazırlık maçının gardiyanspor ile olacağı kulislerde konuşulmakta.
KOMİK KARELER
Türk futbolunda deprem etkisi yaratan şike soruşturması sanal alemde de ilginç yorumların yapılmasına neden oldu...
26 TEMMUZ 2 0 1 124 SPOR
Gençlikgücü zirveyi bırakmıyorEyalet Birinci Ligi’nde mücadele eden Gençlikgücü bir kez
daha şampiyonluk potasına girdi. Gençlerbirliği ise her geçen hafta küme düşme korkusunu daha fazla yaşıyor
Toplu Sonuçlar:
Anadoluspor 1Bentleigh Greens 2
Gençlikgücü 2 Sunshine Georgies 2
Cairnlea Türkgücü 8 Geelong Rangers 1
Çağrıspor 2 Yarraville Glory 2
Hilalspor 0 La Trobe University 0
Hoppers Crossing 2Horozspor 2
Heidelberg Stars 11Gençlerbirliği 0
Kartalspor 5Işıkgücü 1
AFL’in 18’inci haftasında bol gollü ve açık ara biten maçlar izlendi. St Kilda Adelaida’ı 103 sayı farkla yenerken,
Hawthorn Melbourne’a karşı 132 sayıya ulaştı. Collingwood’un liderliğini sürdürdüğü haftada en gollü karşılaşma Carlton ile Essendon arasında oynandı.
Carlton, güçlü rakibini eze eze yendi.
AFL’de goller yağmur gibi
Toplu Sonuçlar:
St Kilda 127Adelaide 24
North Melbourne 122Brisbane 77
Sydney 114Western Bulldogs 75
Gold Coast 75Collingwood 129
Essendon 79Carlton 153
Geelong 113Richmond 51
Melbourne 78 Hawthorn 132
Fremantle 64West Coast Eagles 65
Victoria Ligleri’nde Anadoluspor’un grubu olan Premier Lig’de maç yapılmazken, Eyalet Birinci Ligi ekibimiz Gençlikgücü haftayı galibiyet ile kapatıp, Premier Lig’e çıkma yolunda önemli bir avantaj sağladı.
Eyalet Üçüncü liginde mücadele eden üç takımımızdan sadece Hilalspor galip gelebildi. Provisional Lig 3’de oynayan Gençlerbirliği ise düşme tehlikesi yaşıyor. Haftayı 3-0’lık mağlubiyet ile kapatan Gençler, grubunda sondan ikinci sırada.
2526 TEMMUZ 2 0 1 1
Galatasaray, Almanya kampındaki 2. hazırlık maçında İtalya’nın dünyaca ünlü takımı Inter’le karşılaştı. Güçlü rakibi karşısında birçok gol pozisyonuna giren sarı kırmızılılar, yakaladığı fırsatları
değerlendiremedi ve karşılaşma 0-0 eşitlikle sona erdi.
Galatasaray umut verdiSPOR
Fenerbahçe, dördüncü hazırlık maçında Sakaryaspor’la deplasmanda karşılaştı. Sarı lacivertliler, NTV Spor’dan canlı yayınlanan karşılaşmayı, Semih Şentürk(penaltı), Stoch ve
Uğur Boral’ın attığı gollerle 3-0 kazandı.
Fenerbahçe, yeni sezon hazırlıkları çerçevesindeki dördüncü hazırlık maçında Sakaryaspor ile deplasmanda karşılaştı.
Maç boyunca rakibinden üstün bir oyun sergileyen Fenerbahçe, Sakaryaspor’u Semih Şentürk(Penaltı), Stoch ve Uğur Boral’ın golleriyle 3-0 mağlup etti.
Sarı lacivertliler, NTV Spor’dan canlı yayınlanan karşılaşmaya Mert Günok, Orhan Şam, Fabio Bilica, Serdar Kesimal, Caner Erkin, Mehmet Topuz, Cristian Baroni, Emre Belözoğlu, Miroslav Stoch, Issiar Dia, Semih Şentürk.ilk 11’i ile başladı.
Bu sezon Bank Asya 1. Lig’de mücadele edecek rakibi karşısında maça hızlı başlayan Fenerbahçe, 13. dakikada Stoch ile gole yaklaştı. Yıldız oyuncunun ceza sahası dışından yaptığı sert vuruş direkten auta gitti.
Karşılaşmanın 17. dakikasında Semih Şentürk’ün ceza sahası içinde yerde kalmasıyla birlikte hakem Halis Özkahya penaltı noktasını gösterdi. Ancak aynı dakika içinde stadın ışıkları gitti. Maç yaklaşık 10 dakikalık bir aradan sorna ışıkların geri gelmesiyle devam ederken, penaltı vuruşunu kullanan
Semih, topu ağlara göndererek Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçirdi.
Hakem Halis Özkahya ilk yarının sonuna 8 dakika eklerken, kalan bölümde iki takımda rakip fileleri havalandıramadı ve ilk devre Fenerbahçe’nin 1-0’lık üstünlüğüyle geçildi.
Karşılaşmanın ikinci devresi karşılıklı ataklarla başladı. Dakikalar ilerledikçe maça ağırlığını koyan Fenerbahçe, 63. dakikada skoru 2-0 yaptı. Özer’in başlattığı atakta, ceza sahası içine hareketlenen Semih, yerden verdiği düzgün pasla Stoch’u topla buluşturdu. Slovak oyuncu da topu kontrol ederek düzgün bir vuruşla
topu ağlara gönderdi.Sakaryaspor kalesinde
etkili gelmeye devam eden Fenerbahçe’de 78 . dakikada sahneye Uğur Boral çıktı. Sol kanattan ceza sahası içine giren Uğur, rakibinden şık bir hareketle sıyrıldıktan sonra düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 0-3.
Kalan sürede başka gol olmazken, fenerbahçe sahadan 3-0’lık skorla galip ayrıldı.
SAKARYA: 0 - FB: 3Hakemler: Halis Özkahya,
Mustafa Emre Eyisoy, Cem Satman
Sakaryaspor: Harun (Dk. 46
Galatasaray, Almanya kampındaki ikinci maçında İtalyan devi Inter’le karşılaştı.
Güçlü rakibi karşısında
birçok gol pozisyonuna giren Galatasaray, yakaladığı fırsatları değerlendiremedi ve karşılaşma 0-0 sona erdi.
Almanya kampındaki ilk maçında Twente’ye 1-0 mağlup olmaktan kurtulamayan Galatasaray,
Inter karşısında karşılaşmaya hızlı başlayan taraf oldu.
Sarı kırmızılı ekip maça Aykut Erçetin, Tomas Ujfalusi, Gökhan Zan, Servet Çetin, Hakan Balta, Kazım Kazım, Sabri Sarıoğlu, Selçuk İnan, Ayhan Akman, Arda Turan, Johan Elmander ilk 11’i ile başladı.
İlk dakikalarda Sabri ve Arda ile rakip kaleye etkili gelen sarı kırmızılılar, net gol pozisyonları yakalamasına rağmen bu fırsatları değerlendiremedi.
Karşılaşmanın 5. dakikasında ceza sahası içinde Colin Kazım ile çarpışarak yerde kalan Inter’in file
bekçisi Castellazzi, maça devam edemedi ve yerini Orlandoni’ye bıraktı.
Bu dakikadan sonra daha fazla ileri çıkmaya başlayan İtalyan ekibi, oyunda dengeyi kurdu. Galatasaray’ın kalesine etkili gelen Inter’de, Samuel Eto’o’nun 37. dakikada ceza sahası içinde sağ çaprazdan yaptığı sert vuruş direkten döndü.
İlk yarının kalan bölümünde iki takımda gol yollarında etkili olamazken, ilk devre golsüz eşitlikle tamamlandı.
İkinci yarıya da etkili başlayan Galatasaray, 47. dakikada Arda ile rakip kaleye tehlikeli geldi. Ancak sarı kırmızılılar bu fırsatı değerlendiremedi.
Karşılaşma, 66. dakikada taraftarların yaktığı meşaleler nedeniyle yaklaşık 10 dakika durdu.
Maçın yeniden başlamasıyla birlikte Galatasaray, rakip kalede net pozisyonlar yakalamaya devam etti. Ancak sarı kırmızılılar son vuruşlarda başarılı olamadı. Inter de yakaladığı fırsatları gole çeviremeyince, maç 0-0 eşitlikle sona erdi.
GALATASARAY: 0 INTER MİLAN : 0
Stat: RewirpowerGalatasaray: Aykut,
Ujfalusi, Servet, Gökhan, Hakan, Kazım (Dk. 78 Stancu), Sabri (Dk. 64 Ceyhun), Ayhan (Dk. 64 Yekta), Selçuk (Dk. 90 Culio), Arda (Dk.80 Emre), Elmander (Dk.58 Baros)
Inter Milan: Castellazzi (Dk.8 Orlandoni), Nagatomo (Dk.58 Faraoni), Ranocchia, Samuel (Dk. 58 Bianchetti), Chivu (Dk.58 Caldirola), Obi (Dk. 81 Crisetig), Snejder (Dk.58 Longo), Stankovic (Dk.63 Mariga), Castaignos (Dk.58 Pandev), Alvarez (Dk.81 Muntari), Eto’o (Dk. 63 Pazzini)
Sarı Kartlar: Dk. 45 Elmander, Dk. 58 Servet, Dk. 83 Ceyhun
Fenerbahçe’den iyi provaCüneyt), Gökhan, Şaban (Dk. 82 Selçuk), Onur (Dk. 46 Zafer), Salih (Dk. 46 Berat), Yunus (Dk. 82 Metekan), Muharrem, Mesut (Dk. 67 Selim), İlkay (Dk. 77 Bünyamin), Levent (Dk. 57 Gazanfer), Yasin Görkem
Fenerbahçe: Mert (Dk. 46 Serkan), Emre (Dk. 46 Uğur), Stoch (Dk. 67 Recep Niyaz), Baroni, Semih, Serdar (Dk. 46 Bekir), Bilica, Mehmet Topuz (Dk. 46 Özer), Orhan Şam (Dk. 82 Hasan), Caner, Dia (Dk. 67 Recep Berk)
Goller: Dk. 25 Semih, Dk. 64 Stoch, Dk. 78 Uğur (Fenerbahçe)
* * *
26 TEMMUZ 2 0 1 126 SPOR
Copa America’da şampiyon Uruguay
Copa America’nın finalinde Fenerbahçe forması giyen Lugano ile Galatasaray’ın yeni transferi Muslera’nın takımı Uruguay, Paraguay ile karşılaştı. Maç boyunca rakibinden üstün bir oyun sergileyen Uruguay, sahadan 3-0’lık skorla galip ayrıldı.
Maça hızlı başlayan Uruguay, 12. dakikada Luis Suarez’in golüyle 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra karşılıklı ataklarla devam eden karşılaşmada 42. dakikada sahneye çıkan golcü futbolcu Diego Forlan farkı ikiye çıkartırken, ilk yarının da skorunu belirledi: 2-0.
Maçın ikinci yarısına her iki takımda etkili başladı. Önce Uruguay net bir pozisyondan yararlanamazken, arkasından 54. dakikada Nelson Valdez’in vuruşunda direk gole izin vermedi. Son bölümde sahneye bir kez daha çıkan Diego Forlan, 90. dakikada kaydettiği golle perdeyi kapayan isim oldu: 3-0.
Uruguay, 15. Copa America şampiyonluğunu kutlarken, aynı zamanda bu turnuvayı en çok kazanan takım ünvanını da eline geçirmiş oldu.
Bu yıl 43.’sü düzenlenen ve ev sahipliğini Arjantin’in yaptığı Copa
America’da şampiyon, Paraguay’ı Diego Forlan(2) ve Luis Suarez’in golleriyle 3-0 yenen Uruguay oldu. Bu şampiyonlukla
Uruguay, Copa America’da 15. kez mutlu sona ulaşarak bu turnuvayı en fazla kazanan takım olma unvanını da
elde etti.
Bu yıl 43.’sü düzenlenen ve ev sahipliğini Arjantin’in yaptığı Copa America’da şampiyon, Paraguay’ı Diego Forlan(2) ve Luis Suarez’in golleriyle 3-0 yenen
Uruguay oldu. Bu şampiyonlukla Uruguay, Copa America’da 15. kez mutlu sona ulaşarak bu turnuvayı en fazla kazanan takım olma unvanını da elde etti.
19 Temmuz tarihinde 10 günlük tatile çıkan şike sodruşturmasını yürüten savcı Mehmet Berk, tatilini bitirir bitirmez 3. dalga için düğmeye basacağı öğrenildi.
3. DALGA KAPIYA DAYANDI3. dalga ile birlikte sürpriz isimlerin emniyete ifade vermeye
çağrılacağı, burada verecekleri ifadelerin ardından mahkemeye sevkedilip sevkedilmeyeceğine karar verecek. İfadelerine başvurulacak kişiler içinde Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, MHK Başkanı Oğuz Sarvan, Beşiktaş'ın eski futbolcusu ve yöneticisi Sinan Engin, Büyükşehir Belediyespor'da forma giyen Can Arat, sezon başında Kayserispor'dan Mersin İdmanyurdu'na transfer olan Önder Turacı'nın da bulunduğu gelen haberler arasında. MHK Başkanı Oğuz Sarvan'a Fenerbahçe'nin hakem atamalarında dönemin TFF Başkanı Mahmut Özgener tarafından baskı yapılıp yapılmadığı, atamalarda herhangi bir ayarlama yapılıp yapılmadığı sorulacak. Polisin teknik takibine takılan konuşmaların içerikleri sorulacak. Aynı şekilde Aykut Kocaman'a Başkan Aziz Yıldırım'la aralarında geçen bir konuşmanın ditayları sorulacak. Bu telefon görüşmesinde Aykut Kocaman ve Yıldırım'ın hakem konusunu görüştüğü öğrenildi.
CAN ARAT'A EN KRİTİK SORU SORULACAKBBŞ'li futbolcu Can Arat'a da Fenerbahçe Altyapı Sorumlusu
Cemil Turan ile görüşüp görüşmediği, eğer görüştüyse bu görüşmenin içerisi sorulacak.
ÖNDER TURACI DA LİSTEDEFenerbahçeli eski futsolculardan Önder Turacı da ifadesi
alınacak futbolcular arasında. Yıldırım savcılıkta "Önder Fenerbahçe Tesisleri'nde düğün yapmak istemişti. Bu futbolcu ile konuşulan para bu olmalıdır" ifadesini vermişti. Beşiktaşlı eski yönetici Sinan Engin'in de Başkan Aziz Yıldırım ile yaptığı görüşme kayıtları hakkındaki ifadesi alınacak.
FAHRİ TATAN İDDİASIŞu anda Adanaspor'da forma giyen Fahri Tatan'ın da ifadesinin
alınacağı gelen haberler arasında. Fahri'ye, İbrahim Akın'ın şike yaptığını kendisine söyleyip söylemediği sorulacağı da iddialar arasında.
(SABAH)
2726 TEMMUZ 2 0 1 1
Hazır beton bölümümüz açılmıştır
26 TEMMUZ 2 0 1 128
TTFM
4
FULL-CERAMIC BURNER UNIT
CHAIN-FREEDIRECTDRIVE
MOTOR SYSTEM
HOT SPECIALS!!!
$15904 - BURNER
KEBAB MACHINE
Individual Flame-outThermocouple Sensor
on every burner
Durable and ReliableBattery Operated
Spark Igniter
Innovative Swing-inDesign gets close
to kebab
Safe & DurableStainless-Steel
Corrugated Gas Lines
www.kebabmachine.com.au
TTFM- SERIESKEBAB MACHINES
TTFM
3
TTFM
5
Showroom: 695 Sydney Rd, Coburg 3058 , Melbourne - Victoria, AustraliaTel: +61 3 9350 2943
Factory: 26~28 Glenbarry Road, Campbellfield 3061, Victoria AustraliaTel: +61 3 9357 0855
Email: [email protected]
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
TTFMVerticalBanner2050by81250.pdf 8/16/2010 9:54:58 AM