28
1 09 AĞUSTOS 2 0 1 1 Göz Kliniği Göz Pratisyenlerimizi: Ms Perin Erdem Ms Reyhan Yilmaz Mr Taskin Hafouz-Housein 130 Blair StDallas VIC 3047 Tel: (03) 9309 6464 Campbellfield Factory 362 Barry Road, Campbellfield Vic, 3061 T: (03) 9357 9922 w w w . s u l t a n m e a t . c o m . a u e - m a i l : s u l t a n @ s u l t a n m e a t . c o m . a u Smallgoods / Kebab / Meat Necmi Kul (Managing Director) SAYFA 12 Avustralya bugün (Salı) sayılıyor. Toplumumuzun ülkede ‘sayılan’ bir toplum olmasının yolu, 3 soruya verilecek cevaplardan geçiyor. Dil, etnik ve din eksenli sorulara doğru yanıt verilmesi durumunda sayımdan, ‘sayılan’ bir toplum olarak çıkabiliriz .. Onları da HATIRLAYALIM Tüm dünyanın gözü önünde açlık ve kuraklık ile mücadele eden başta Somali olmak üzere Doğu Afrika ülkelerinin vatandaşları, bereke bol bu mübarek ayda Müslümanların yardımlarını bekliyor. Avustralya’daki tüm yardım kuruluşları bu drama seyirci kalmamak için hummalı bir yardım çalışması yürütüyor. Bu çerçevede değişik kurumlarda yardımlar toplanırken, İlim Koleji 12 sınıf öğrencilerinin de yürüüğü yardım kampanyasında binlerce dolar para yardımı toplandı. 09 Ağustos 2011 Sayı: 104 Mustafa Okur 0418 315 161 EMLAKÇILIKTA GÜVENİLİR İSİM Shop 1, 55 Paringa Blvd Meadow Heights VIC 3048 Telephone: (03) 9309 4888 Fax: (03) 9309 7400 Email: [email protected] Haberi 17’de Bugün (Salı) Sayılacağız

Yeni Devir Edition 104

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Fortnightly Turkish Newspaper

Citation preview

Page 1: Yeni Devir Edition 104

109 AĞUSTOS 2 0 1 1

Göz KliniğiGöz Pratisyenlerimizi:

Ms Perin Erdem Ms Reyhan YilmazMr Taskin Hafouz-Housein

130 Blair StDallas VIC 3047Tel: (03) 9309 6464

Campbellfield Factory362 Barry Road, Campbellfield Vic, 3061

T: (03) 9357 9922

w w w . s u l t a n m e a t . c o m . a u e - m a i l : s u l t a n @ s u l t a n m e a t . c o m . a u

Smallgoods / Kebab / Meat

Necmi Kul (Managing Director)

SAYF

A 12

Avustralya bugün (Salı) sayılıyor. Toplumumuzun ülkede ‘sayılan’ bir toplum olmasının yolu, 3 soruya

verilecek cevaplardan geçiyor. Dil, etnik ve din eksenli sorulara doğru yanıt verilmesi durumunda sayımdan,

‘sayılan’ bir toplum olarak çıkabiliriz

. . OnlarıdaHATIRLAYALIM

Tüm dünyanın gözü önünde açlık ve kuraklık ile mücadele eden başta Somali olmak üzere Doğu Afrika ülkelerinin vatandaşları, bereketi bol bu mübarek ayda Müslümanların yardımlarını bekliyor. Avustralya’daki tüm yardım kuruluşları

bu drama seyirci kalmamak için hummalı bir yardım çalışması yürütüyor. Bu çerçevede değişik kurumlarda yardımlar toplanırken, İlim Koleji 12 sınıf öğrencilerinin de yürüttüğü yardım kampanyasında binlerce dolar para yardımı toplandı.

09 A

ğust

os 2

011

Say

ı: 10

4

Mustafa Okur0418 315 161

EMLAKÇILIKTA GÜVENİLİR İSİMShop 1, 55 Paringa Blvd

Meadow Heights VIC 3048 Telephone: (03) 9309 4888 Fax: (03) 9309 7400

Email: [email protected]

Haberi 17’de

Bugün(Salı)Sayılacağız

Page 2: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 12

TÜKENMEZ KALEM

Mustafa [email protected]

GÜNCEL

Generallermağdur!

AVUKATSEYİTERCİYASZINDILIS BARRISTERS & SOLICITORS

* Ev alım-satım işlemleri* İşyeri alım-satım işlemleri* Aile hukuk ve boşanma davaları* Kira ve Lease işlemleri* Vasiyetname ve vekalet hazırlama* Ceza davaları* Trafik ve iş kazaları davaları* Kontrat ve sözleşme hazırlanması* Hukuki danışmanlık

Shop 3, 785 Pascoe Vale Road, Glenroy, VIC 3046Ph: 03 9304 4444 Fax: 03 9304 4222

Email: s e r c i y a s 8 3 @ y a h o o . c o m . a u

7-8 yıl önce bir gazetede, ‘Generallerimiz mağdur ediliyor, onlarca general, yüzlerce subay hukuksuz bir şekilde hapse atılıyor’ şeklinde verilmiş bir demeci okusaydım; bende ancak bir mizah sayfasında yazılmış ‘Türkler Mars’ta piknik yaptılar’ esprisi etkisi yapardı. Fakat bu bir espri olmaktan çıktı, gerçekten de onlarca general, yüzlerce subay hapiste.

Türkiye’de yargının veya siyasi iradenin bir onbaşı hakkında dahi işlem yapmaya muktedir olmadığını yazdığım köşe yazıları çok uzak geçmişte değil (zaten yaşım kaç ki?). Türkiye’de asker-sivil ilişkisi, 70-80 yıl boyunca, herhangi bir geri kalmış ülkeden daha iyi değildi, hatta daha da kötüydü diyebilirm.

Fakat anlaşılan o ki, son gelişmeler, askerin de askere sırtını dayamış Ulusalcı kesimin de artık yelkenleri suya indirdiğini gösteriyor. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner (ya da eski Genelkurmay Başkanı) ve 3 kuvvet komutanının emekliliğini istemesinin ardından yaşanan atmosfer, bana Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ın bir demecini hatırlattı.

Saylan, yanlış hatırlamıyorsam Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı ve Ak Parti’nin yüzde 34 ile iktidara geldiği dönemde gazetelere şu açıklamayı yapmıştı: ‘İsterlerse yüzde 90 oy alıp gelsinler. Bu devletin sahipleri bizleriz’ demişti. O gün açıklamayı okuduğumda tabii ki tahminler yaptım ama zihnimde net bir resim oluşmadı.

Ama şimdi oluştu. Daha ziyade geride kalan 6-7 yıl içerisindeki gelişmelerin ardından oluştu. Saylan aslında, ‘Onlar

hükümete gelebilir ama bizim YÖK’ümüz var, Üniversitelerarası Kurulumuz var. Bizim Yargıtayımız, Danıştayımız, Sayıştayımız var. Cumhurbaşkanımız var, Anayasa Mahkememiz var. Sivil Toplum Kuruluşlarımız var (Erbakan Hükümeti’ni devirmek için ne fırıldaklar çeviren beşli çeteyi hatırlayın), ama en önemlisi TSK’mız var’ demek istiyordu.

İşte generallerin muhtıra vermeden, ayar vermeye kalkışmadan çaresiz bir şekilde istifa etmeleri, Saylan’ın bu sözünün ardından hala askerin arkasına saklanan Ulusalcı kesimdeki hayal kırıklığını daha da derinleştirdi. Saylan, yaşamında bu günleri görmediği için şanslı sayılabilir. Eğer yaşasaydı, ‘devletin sahipleri’nin darbe yapmaya artık muktedir olmadıklarını görüp, bu kez kahrından ölebilirdi.

Bu arada yaşanan gelişmeleri sadece darbe tehlikesinin bertaraf edilmesi olarak görmek gerekir. Yoksa, silahlı kuvvetlere girme niyetinde olan her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bu niyetini gerçekleştirmekten uzak olduğunu bilmek lazım. TSK, hala belli bir zümrenin onayı ile astsubay veya subay alıyor. Bunların bir kısmı ideolojik tercihleri, diğer kısmı ise asker bir aileden gelmenin referansı ile idealini gerçekleştirebiliyor.

Bu konuyu kapatırken, son zamanlarda bir avuç dinazorun ‘askerimiz ile uğraşacaklarına, askerlerimizi şehit edenler ile uğraşsınlar’ türünden boş laflarına cevap vermeden geçmek olmaz. Teröristleri etkisiz hale getirmek askerin işi değil mi, sevgili dinazor! 1980’li yıllardan bu yana terörle mücadele dahil hükümetin hiçbir işine karışmasını istemeyen ve karışma niyetinde olanları paylayan bizim generaller değil miydi? Hadi diyelim karşıtırtmadın, o zaman onlarca katır ile saatlerce karakolu tarayan, bombalayan teröristleri engellemek istedin de mani olan mı vardı?

TSK’nın itibarı düştüyse, bu sadece siyasete müdahalesi nedeni ile değil, aynı zamanda terör ile mücadeledeki

başarısızlığından kaynaklanmıştır. Askerin hükümetlere ayar verdiği bir ortamda, terör ile mücadelede hükümete fatura çıkarmak, asker goygoyculuğundan başka bir şey değildir. Ama hükümet, gerçekten de askerin üstünde bir güce sahip olursa, o zaman fatura direk siyasi iradeye çıkarılır. Şimdilik darbe tehdidi ortadan kaldırıldı ama iplerin tamamen siyasetin elinde olduğu söylenemez.

Ramazan bereketiMübarek Ramazan ayı geçtiğimiz

hafta başladı. Ramazan ayının önemi

ile ilgili hocalarımız tarafından o kadar çok şey söylendi ki, benim gibi daha ziyade rutin güncel konular veya siyaset ile ilgili yazı yazan birisi için söylenenlere ekstra katkı sağlamak abes kaçar. Ama tekrara da kaçsa bunu söylemek istiyorum. Afrika’da özellikle de Somali’de çok büyük bir kuraklık yaşanıyor. Bu ülkede kuraklık olmasa da zaten bir açlık problemi var. Ama kuraklık ile açlıktan ölenlerin sayısında büyük bir artış olduğu bilgisi tüm dünya kamuoyunda paylaşılıyor. Bu insanlar için hem dua, hem de yardımlarınızı esirgememenizi rica ediyorum.

* * *

Page 3: Yeni Devir Edition 104

309 AĞUSTOS 2 0 1 1

TAHİR SOLAK

“Asker Saltanatından, Hukuk Devletine Geçiş”

Yıllarca necip Türk Milleti’nin ecdadı “OSMANLIYI” karalamaya çalışan “laik kemalist rejim” ve onun bekçiliğini yapmakla övünen “Türk Silahlı Kuvvetleri”nin mensupları, ve bu güruhun siyasi kanadı “kökleri bereketsiz” CHP, yıllardır milleti kandırarak koskoca “çağ açıp, çağ kapatmış” şanlı Osmanlı’nın saltanat yaşadığını, saltanatı yıkarak sözde ulus devlet, katılımcı Cumhuriyet düzenine geçildiğini yutturdular !!

Bu yaptıklarıyla övünerek vatansever görünen bu “zümre” gerçekte her biri kendi özel saltanatını kurarak devletin kasasını, milletin de kanını “yarasalar misali” emdiler!! Teşbihte hata olmaz, yazılarımda sık sık referans verdiğim “elma ile armutu” karıştırmamak lazım! TSK’nın şerefli , İMANLI vatansever Mehmetçiklerini, “ergenekoncu, balyozcu” hainlerden ayırt ederek, onların bu milletin baştacı olmaya devam edeceğini belirtmek isterim!! Bir de son günlerde utanmadan, sıkılmadan TSK’nın başındaki zat, güya TSK’nın milletin gözünde küçük düşürüldüğünü, itibarının kaybettirilmeye çalışıldığını öne sürerek, hükümet ve taraftarlarını suçlamakta!! Aslında bu açıklamaların arkasında yatan, kendi “ihanetleri ve pisliklerini” kamufle etme girişimidir !!

Bre ucuz adamlar! bu “asil milletin” gözünden ve gönlünden, yıllarca “rejim” adına yaptığınız hukuk tanımamazlık ve münafıkhane tavırlarınızla düştünüz!!

Nasıl mı? sizler değil misiniz “şehit cenazelerinde” boy göstererek, görsel ve de yazılı basında istemeye istemeye şehitlerin “anne ve babaları”nı sırf şirin görünmek adına kucaklayan!! Siz değil misiniz, bu ebeveynler garnizonları, ordu evlerini bir iş icabı ya da ziyaret etmek istediklerinde, sakallı ve örtülü diye insan yerine koymayarak sanki o mekanlar babalarınızın tapulu yerleriymiş gibi “kapılarından kovarak” öcü muamelesi yapan!!! Siz değil misiniz, yine 28 şubat süreci sonrasında milleti tek tek fişleyip hedef gösteren!!

Şunu bu köşemden açıkça haykırıyorum, doğu ve güneydoğudaki “terörü ve teröristleri” siz hain TSK mensupları besleyip desteklediniz!!! Sizler “fildişi kulelerinizde zevk ve sefa” sürerken milletin evlatlarının katledilişleri sizleri hiç mi hiç ilgilendirmedi. Örnek mi? İçinizden birinin özel bütçe giderleriyle yaptırdığı golf sahasında golf muhabbeti yaparak olaylara hep “Fransız” kaldınız.!! Nedeni ise katledilen Mehmetçiklerin, başından izlediğimiz kadarı ile hep “muhafazakar” kesimden olması!! Sizler İçin yüzler, binler ölmüş hiç önemli değil, asıl önemli olan “laik kemalist rejim”in arkasına saklanarak saltanatlarınızı devam ettirip “devleti hortumlamaya” devam etmekti .!!

Taa ki karşınıza “MİLLİ GÖRÜŞ” ve onun lideri ERBAKAN ve şimdi iktidarda bulunan “cesur ve bir o kadar da donanımlı” talebeleri çıkıp gerçek yüzlerinizi ortaya çıkarana kadar!! Artık millet gözünü açtı ve sahibinin olduğunu gördü!!

SON SÖZ: TSK’nın şerefli Mehmetçikleri bu milletin öz evlatlarıdır, fakat komuta kademesinde yıllardır barındırdıkları “hain, satılmış”, kendilerini ayrıcalıklı beyaz Türkler olarak nitelendiren İman ve millet düşmanları asla bu “Aziz ve Cenap Milletin” birer ferdi olamaz!!! Eee beyler şimdi “hesap verme zamanı”, yaptıklarınızın “bedelini ödeme” sırası geldi, daha bunlar iyi günleriniz !!!

Tüm İSLAM aleminin ve de ülkemdeki tüm Müslüman kardeşlerimin Mübarek Ramazanı’nı en içten duygularla kutlarım!!!

Selam ve dua ile!!

GÜNCEL

Page 4: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 14 AVUSTRALYA

GÖRÜŞ

M.Ali Özcan

Arap baharı adı altında, birtakım arap ülkelerinde başlayan halk ayaklanmaları neticesi; Tunus ve Mısır diktatörlerinin koltuklarını terketmeleri, diğer arap ülke halklarına cesaret ve ümit vermişti. Libyadaki halk ayaklanmasının Kaddafi tarafından silahla bastırılmaya çalışılması, direnilmesi ve neticede çıkan iç savaş, ortadoğudaki diğer ülkelerdeki ayaklanmaları olumsuz bir şekilde etkiledi. Bilhassa, ülkelerini terk eden Tunus ve Mısır diktatörlerinin başına gelenlerden, herhalde Libya lideri Kaddafi, Yemen lideri Abdullah, Suriye lideri Esad ders çıkarmış olmalılar. Direnmelerini sürdürüyorlar ve ayrıca her türlü şiddete baş vurarak, kendi halkına kıyım

Yüksek enflasyon ile durgun ekonomi arasında kalan Merkez Bankası, yine risk almadı ve faiz oranına dokunmadı. Resmi faiz, sekizinci ayda da yüzde 4.75’de kaldı

uyguluyorlar. Bu ülkelerde meydana gelen olaylar, İslami açıdan hiçbir haklılık payı olmayan olaylar.

Ülkelerin başındaki diktatörler, iktidarlarını sürdürebilmek adına muhaliflerini hainlikle suçluyor ve bunların arkalarında batılı güçlerin veya diğer çıkar gurupların olduğunu söylüyorlar. Muhalefet eden halk; demokrasi, hak ve özgürlük isteğiyle sokaklara çıkıldığını söylüyor. Batılı ülkeler ve müttefikleri ise, bu üç ülkede de diktatörlerin gitmesi gerektiğini söylüyor. İlk iki kısım, birbirlerinin boğazını sıkıyor.

Üçüncü gurup ise, diktatörler gitsin diyor ama, gitmeleri için yaptırım uygulamakta çok çekimser kalıyorlar. Bu çekimserlik, ister istemez bu ülkelerdeki diktatörlerin, daha da gaddarlaşmasına sebeb oluyor. Acaba ortada bir Ali Cengiz oyunumu var? Olan gariban insanlara oluyor. Şu mubarek günlerde, kardeş kardeşi boğazlıyor. Allah bilir; boğazlayan da oruçlu, boğazlanan da. İslam alemi ise, uluslararası alanda etkili bir yaptırım gücü olmadığı

için, trubünden maç seyreder gibi, olanları seyrediyor. Halbuki, İslam ülkeleri uluslararasında itibarlı olacak kurumlara sahip olsalar, bu neticeler olurmuydu? Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Milli Görüş politikaları çerçevesinde ortaya koyduğu; İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İslam Ortak Pazarı, Ortak Savunma Paktı, Ortak Para Birimi v.s. kurumlar, o gün itibariyle kurulmuş olsaydı, bugünki hadiseler olmazdı. Ancak o gün, merhum Erbakan Hoca’nın bu düşüncelerine, İslam alemi gülüp geçiyordu. Türkiyedeki İslam düşmanları da, merhum Hoca’nın kurduğu hükümeti yıkabilmek için, ellerinden geleni yaptılar. Maalesef birçok müslüman kesim de; o hadiselere seyirci kalmıştı. Şimdi, yine içerideki İslam düşmanları, İslam coğrafyasındaki katliamlara sevinebilir, Afrika’daki insanların açlığına aldırış etmeyebilir. Ama, müslümanım deyip te; merhum Erbakan Hoca’ya destek vermeyenlerin vebali nedir? Allah müslümanlara şuur versin. İslam şuuruyla hareket etmeyi nasip etsin.

Muzgeridönüyor

‘Faiz’deduraklamadönemiİkinci çeyrekte yüksek çıkan

enflasyon rakamı nedeni ile Merkez Bankası’nın faizleri artıracağı korkusu gerçekleşmedi. Geçtiğimiz hafta Salı günü Ağustos ayı olağan toplantısını yapan Avustralya Merkez Bankası, bir kez daha fai-zlere dokunmadı. Böylelikle resmi faiz oranı sekizinci ayda da yüzde 4.75’de kaldı.

Avustralya’nın önde gelen ekonomistleri, Haziran çeyreğinde yüksek çıkan enflasyon oranı ned-eni ile Merkez Bankası’nın fai-zleri arttırabileceği tahmininde bulunmuştu. Ancak bir kısım ekon-omist de, piyasanın hayli durgun olmasından yola çıkarak Merkez Bankası’nın en azından faizleri arttırmayacağını öne sürmüştü.

Bu teoriyi ortaya atan ekonomis-tler haklı çıktı. En son geçtiğimiz yılın Kasım ayında resmi faizi yüzde 4.75’e çıkaran Merkez Bankası, o tarihten bu yana özellikle inşaat sek-töründeki durgunluğu gözönünde bulundurarak faizlere dokunmuyor. Merkez Bankası’nın risk almak-tan kaçınmasının bir nedeni de uluslararası piyasalardaki borç so-runu olarak gösteriliyor.

Haziran çeyreğinde tüket-ici fiyatları endeksi yüzde 0.9 artış göstermişti. Bu da yıllık enflasyonun yüzde 3.6’ya çıkmasına neden olmuş ve 2008 yılından bu yana en yüksek en-flasyon rakamının belirmesi ile sonuçlanmıştı. Mart çeyreğinde yüzde 3.3 olan yıllık enflasy-

on rakamının yüzde 3.6’ya y ü k s e l m -esi, Merkez B a n k a s ı ’ n ı n yüzde 2-3 en-flasyon he-definin old-ukça üstünde sayılıyor.

Kilosu 15 dolara kadar çıktığı için artık lüks tüketim maddesi kısmına giren mu-zun fiyatı, Yasi Kasırgası’nın vurduğu bölgeden ilk üretimin gerçekleşmesi ile birlikte yeniden düşme eğilimine girdi. Yasi Kasırgası’ndan önce 13 kiloluk bir kutu muzun fiyatı 20 Dolar idi. Ancak üretimin büyük kısmının gerçekleştiği Kuzey Queensland, kasırga ile nere-

deyse yerle bir olunca aynı kutunun fiyatı 160 dolara kadar çıktı.

Ancak 6 aylık bir aradan son-ra bölgede yeniden muz hasatı yapılmaya başlandı. Cardwell yakınlarındaki tarlalarda kasırgadan kurtulan küçük ağaçların meyve vermesi ile birlikte marketlerin raflarında yer bulmaya başlayan muz, önümüzdeki günlerde yavaş yavaş da olsa 6 ay önceki fiyatına doğru çekilecek.

Yasi Kasırgası felaketinin ardından Kuzey Queensland bölgesi üretimi ilk muz markette satılmaya başlandı. Fiyatların düşmeye başlaması bekleniyor

Muz endüstrisinin yine de tam olarak düzlüğe çıkması için uzun bir sürenin geçmesi gerekiyor. Muz üreticisi David Sing, yakında daha fazla muzun bulunabileceğini an-cak gerçek rakamın Ekim ayında görülebileceğini söyledi.

Page 5: Yeni Devir Edition 104

509 AĞUSTOS 2 0 1 1

İnsanız. Yer içer gezeriz. Bazen de düşünürüz. Düşüncelerimizin çerçevesini ise iç ve dış dünyamızdaki çağrışım konularımız oluşturur. Tefekkür dediğimiz ameliye, biraz değil, çoğunlukla tedailerimizin eseridir. Tedailerse-çağrışımlar yani- bizim, çok farklı zaman ve mekanlarda bizi derde düşürmüş ve içimize oturmuş meselelerin, tam da unutulmaya yüz tutmuşken, çeşitli sebeplerle ve de ara ara yeniden zihin dünyamızda tekraren uyanıp uyanıp şuur alanımızda parlamalarıdır. Bu münasebetle an be an ne ve neler ile, kim ve kimler ile meşgul olduğumuzu önemsemek, en önemli vazifelerimizdendir. Çünkü insanın kimlik ve kişiliğini oluşturan soyut düşünce dediğimiz en önemli vasfımızın ana rahmi, iradeyle ortaya koyageldiğimiz uğraşlarımız ve bilinçli bir şekilde irtibatta olduğumuz çevremizdeki insanlardır. İnsanlığımız, tercihlerimizde saklıdır. Arkadaşını söyle; sana kim olduğunu söyleyeyim, atasözünün yanısıra; derdini söyle, sana ne ayarda bir insan olduğunu veya ne vaziyette bulunduğunu izah etmeye çalışayım, diye düşünmek yerinde gibi duruyor.

Evet yine ifade ediyorum: İnsanlığımız, tercihlerimizde saklıdır.Düşünceli insanın az olduğu bir alemde soluk alıp vermekteyiz.

Veya bu hükmü şöyle de ifade edebiliriz: Düşüncesi, bedenin ana organlarından olan kalp ve beyin seviyesine çıkan insanımızın haliyle; düşüncesi, kalp ve beyin ikilisinin altında yer alan; başta mide olmak üzere diğer kalp altındaki organların isteklerinin zebunu olmuş insanımızın hal-i pür melali eşdeğerde bir insanı mı çağrıştırmaktadır? Herhalde bu soruya hayır denir. Kalp üstü insanla kalp altı insanın anlık, vakitlik, günlük, haftalık, aylık, yıllık ve ömürlük ve hatta ahiretlik plan ve programları, insani zaruretlerin dışında birbiriyle pek de benzerlik göstermez. Sureta benzer gibi görünen durumlar bile aslında amaç farklılaşmasından dolayı birbirinin aynı değildir. Sabahı namazla başlatan günü de namazla bitirir genellikle. Ama her namaz kılan, namazına denk düşen bir hayat ve ahlaka sahip değildir. Ezanla başlayan bebeklik hayatını delikanlılık ve yetişkinlikte gösteremeyebilir. Çünkü yetişkinlik, irade koymak demektir. Sır, hayatımızdaki bu gediği kapatmaktadır.

Yaşamak için yemekle, yemek için yaşamak, nasıl amaçları açısından birer ayrı eylemlerse; birşeyi rıza-ı ilahi için yapmak ile rıza-i insani için yapmak da farklı farklı eylemlerdir. Bu türden yapıp etmelerimizin suretleri birbirine benzese bile siretleri benzemez. Bu noktada suret ile siret müslümanlığı hakkında biraz kafa yormak gerekir, diye düşünüyorum. Suret müslümanlığı, islamın güzel işaretleri olan şekli argümanları oranında –sakal, tesbih, takke gibi- deruni katmanlarını kale almamayı ifade eder. Saçımızı tararken görüntüyü düzeltmeye gayret ederken kalbimizin ne alemde olduğuna aldırmamak gibi bir hal. Saçımızın düzgünlüğüne Leyla`yı yakalamak için önem vermek değil, kalbimizin düzgünlüğüyle Mevla`yı yakalamaktır maharet.

Güzel ahlak mı yoksa güzel görüntü mü? Her ikisi de tabii ama yine de ve her zaman güzel ahlak, daima güzel görüntüden bir adım önde gelmelidir.

Bir dilemma yaşanıyor. Bu girdaptan kurtulmalı. İkilem, namazı cemaatle kılmaya gayret eden bir insanın, evde anne babası veya kendi aile efradı ile kavgalı olmasıdır. İkilem, insanlarla selamsız sabahsız, afsız ve merhametsiz, buyurgan müslüman gerçeği ile hoş olan ve hoş tutan müslüman hakikatinin farkına varılamamasıdır. Bu suret müslümanlığını biraz daha izaha çalışırsak şu tutumları da ekleyebiliriz: Evdeki çocuğuna bütün dünyayı vermek ve yedirmekte bir anormallik hissetmezken Somali gibi İslam coğrafyalarının sömürgeci batı ile hilafet şuurundan yoksun müslümanlık anlayışının birlikte sebep olduğu yürekleri dağlayan açlık ve susuzluk feryadı karşısında sessizliği normal karşılama gafletine bürünmektir. Bu yardım konusunda şunu unutmamak gerekiyor: Başta camilerimizde olmak üzere açılan bütün güvenilir yardım kampanyalarına katılmak ve destek olmak, üzerimize birer vecibedir. Artık lazım adam olmaktan müteaddi adamlığa geçmenin vakti çoktan geçmektedir. İsrafil`in sura üflemesi an meselesi olacak olayların failleri olan ülke ve zamanın firavun ve zalimlerine “one minute” denen hakim dünya sistemine isyan dönemindeyiz. Çağ, yeniden, İslam`ın merhamet kucağına doğru evriliyor.

Alan değil veren, pasif değil aktif, durmak yerine yürüyen ve koşan, bakma yerine görüp birşeyler yapma fedakarlığına katlanmayı göze alan müslümanlar olmak durumundayız. İletişime açık, fedakar, hatalarını telafiye azimli, kendisiyle geçinilebilir, hayatın akışı içinde kışı hissedip hissettirdiği kadar yazı da yaşayıp yaşatabilen; sonbaharı yaşadığı kadar ilkbaharı da yudumlayabilen müslümanca yaşama sevinci yüksek renkli şahsiyetler olmak durumundayız. Yani siretimize, suretimizden daha fazla ehemmiyet vererek yaşamak sanatının sanatkarları olmak. İşte çözüm bekleyen meselemiz.

AHMET EROĞLU

İNSAN: SİRET Mİ, SURET Mİ?

AVUSTRALYA AVUSTRALYA

USD 1.7410 EUR 2.4815 AUD 1.8210DÖVİZKURLARI

‘Faiz’deduraklamadönemi

MİLLİ GÖRÜŞ

MUSLIM FUNERAL SERVICE(Müslüman Cenaze Servisi)

15-17 Hudson Circuit, Meadow Heights, VIC 3048Ph: (03) 9302 3030 Mob: 0403 356 173

İRTİBAT

İşçi Partisi’nin seçim öncesi vaatlerinden olan Melbourne-Syd-ney-Brisbane hızlı tren hattı projesi için fizibilite çalışmaları başlıyor. Hazırlık aşamasına 20 milyon dolar ayrılan doğu yakası hızlı tren hattının maliyetinin 61 milyar ile 108 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Toplam 1600 kilometrelik yol-culuk, projenin tamamlanması ile birlikte 6 saatte katedilecek. Saatte 350 kilometre hız yapacağı belirtilen tren ile Melbourne’den Sydney’e 3, Sydney’den Brisbane’a yine 3 saatte gidilecek.

Melbourne-Sydney arasındaki hava koridoru, yoğunluk olarak dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Hızlı trenin devreye alınması sonrası Melbourne-Sydney arasında tek yön bilet fiyatının 99 ila 197 dolar arasında olacağı öngörülüyor. Sydney-Brisbane arasında ise bilet fiyatları 75 ila 177 dolar arasında satılacak.

Federal Altyapı Bakanı An-thony Albanese, projenin metropol

ve bölgesel yerleri birbirine bağlayacağını, yollardaki yoğunluğu azaltacağını, havayolu taşımacılığını rahatlatacağını ayrıca karbon emisy-onunu düşüreceğini söyledi. Hızlı tren ile ilgili eleştirilerin olabileceğini söyleyen Albanese, dünyada hızlı tren projelerinin başarılı olduğunun altını çizdi. İspanya’dan Madrid-Sevilla hattını örnek veren Alba-nese, bu hızlı tren hattının araç ve uçakların toplamından daha fazla yolcu taşıdığına dikkat çekti.

Canberra, Newcastle ve Gold Coast’da da duracak olan hızlı tren, yılda yaklaşık 54 mi-lyon yolcu taşıyacak. Trenin Mel-bourne ayağının Southern Cross ve North Melbourne istasyonlarından başlanması tavsiye ediliyor. Mel-bourne-Sydney hattı ya Hume High-way koridoru ya da kıyıdan geçecek. Hızlı tren projesine hükümetin yanısıra Koalisyon Partileri ve Yeşiller de destek veriyor.

Melbourne-Sydney3saat!

Melbourne ile Brisbane

arasına yapılması planlanan hızlı tren

hattının detayları ortaya çıktı. Yaklaşık 100 milyar

dolarlık proje sonunda 100 dolar ile Melbourne’dan Sydney’e 3

saatte gidilebilecek

Apple,Samsung’asavaşaçtıApple Avustralya’da Samsung Galaxy Tab 10.1’in satışını engellemeye çalışıyor. Slashdot adlı sitenin haberine göre, Apple firmasının Avustralya şubesi,

Samsung Galaxy Tab 10.1’in satışının ülkede engel-lenmesi için mahkemeye başvurdu. Apple, gerekçe

olarak başta kaygan kilit özelliği olmak üzere patenti alınmış 10 işlevin Galaxy Tab 10.1’de kullanmış

olmasını gösterdi. Galaxy Tab 10.1’de işletim sistemi olarak Android kullanan Samsung ise suçlamaları kabul etmedi. Samsung önümüzde haftalarda patent ihlalinin

olup olmadığını tespit etmek için 3 işlevin rapor çalışmalarını göndereceklerini açıkladı.

Page 6: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 16

Her akşam “Bir kardeşten diğer kardeşlere iftar programı”…

NSW Milli Görüş Teşkilatı tarafından Ramazan boyunca her akşam iftar programları gerçekleştiriliyor. Ücretsiz olan bu programlara yoğun katılım olduğu gözleniyor ve kardeşlik iklimi Ramazan-la yeniden canlandırılıyor. Her akşam bir kardeşin sponsorluğunda düzenlenen

iftar programına misafirler, hanımlar, erkekler, gençler ve öğrenciler katılmakta, if-tarlar vesilesi ile kardeşlik duyguları yeşertilmeye çalışılmakta.

Türkiye’den gelen Ali BEDİR Hocaefendi ile Ramazan Sohbetleri..

Guildford Camii’nde teravih namazından önce başlayan Ramazan soh-beti, Türkiye’den gelen Ali

Bedir Hoca’nın katılımı ile de-vam ettiriliyor. Tefsir, hadis ve güncel konuların değerlendirildiği s o h b e t programlar ına yoğun katılım gözleniyor.

Camide yine Ramazan ayı çerçevesinde her Cumartesi gece-si bayanların kendi aralarında organize et-tikleri program-lar düzenleni-yor. Sohbetlerin, ilahilerin ve skeçlerin yer

aldığı bu etkinlikler Ramazan ayında hem manevi bir or-tam oluşturuyor hem de katılımcılara neşeli anlar yaşatıyor. Tüm bayanlar bu tür programlara davet edili-yor.

Camide gençler de unutulmuş değil. Gençler için geleneksel hale gelen ‘Saturdaynight’ programları Ramazan ayında da devam

ediyor. Hadis ve tefsir der-slerinin yapıldığı bu geceye tüm gençler davetli olup, katılımcılara çeşitli ikramlar-da bulunuluyor.

Guildford Camii’nde her gün öğle namazından önce (11:00 am) de başlayarak okunan hatim de tüm hızıyla devam ediyor. Guildford Camii İmam Hatibi Hafız Yunus Yaylaoğlu tarafından okunan mukabele de her gün bir cüz okunuyor ve bayanlar için de yer tahsis ediliyor.

Fitre ve zekat kampanyası tüm hızıyla devam ediyor…

İslam Toplumu Milli Görüş’ün 25 yıllık tecrübesi-yle topladığı fitre ve zekat-

lar, dünya genelinde ihtiyaç sahibi ve mağdur Müslü-man kardeşlere ulaştırılıyor. NSW Milli Görüş de fi-tre ve zekatları Guildford Camii’nden dağıttığı zarflar ile toplayıp, ihtiyaç sahipler-ine ulaştırıyor.

Kısa sürede önemli etkin-liklere ve hizmetlere imza atan NSW Sydney Milli Görüş Teşkilatları Başkanı Ab-dulkadir SULA, Sydney’de Ramazan coşkusunun en güzel şekilde yaşandığına dikkat çekti. Başkan Sula, programlara yoğun ilgi gös-teren Sydneyli Müslümanlara teşekkürlerini sundu.

NSW Milli Görüş Teşkilatları, Guildford Camii’nde Cuma namazı çıkışı topladığı yardımla açlık ve su-suzlukla boğuşan Müslüman Somali halkına bir nebzede olsa yardımcı olmak amacıyla bölgede iki su kuyusu açıyor.

NSW Milli Görüş Teşkilatı Başkanı Abdulkadir Sula, hutbede Kur’an-ı Kerim ve Ramazan ayıyla ilgili

kısa bir konuşma yaparak, yardımlaşmanın önemine değindi. Özellikle son yılların en kurak iklimini yaşayan Af-rika halkının açlıktan öldüğünü belirten Sula, herkesin oraya küçükte olsa yardım elini uzatması gerektiğini söyl-edi. Hadis ve ayetler ile yardımlaşmanın bir Müslüman açısından öneminin altını çizen SULA, “Afrika açlıktan ölüyor,

bir anne aynı gün içerisinde üç çocuğunun öldüğüne şahit oluyor. Susuzluktan ölmemek için insanlar idrarını içiyor. Her yaptığımız yardım Allah için olacaktır. İnşallah bu çalışma ile oradaki kardeşlerimize bir nebzede olsa su çıkarmış olacağız. Afrikalı Müslüman kardeşlerimiz açlıktan ölm-esin, o insanlara yardım etmek kulluk gereğidir. Elimizden

ne geliyor ise mutlaka yardım elimizi uzatmalıyız” dedi.

İsmail Coşar’dan Guildford Camii ziyareti

Bu arada Kocatepe Camii İmam Hatibi İsmail ÇOŞAR, kısa adı NSWISCA olan Avus-tralya Sydney Milli Görüş Teşkilatlarına bağlı, kiliseden camiye çevrilen Guildford Camisi’ne ziyarette bulundu.

Kocatepe Camii İmam Hatibi ÇOŞAR, Milli Görüş Teşkilatlarının Sydney’de yaptığı çalışmalar hakkında bilgi aldıktan sonra cami-yi gezdi. Sydney Milli Görüş Teşkilatları Başkanı Abdulkadır SULA, cami ve tarihçesi hakkında bilgi ver-erek, cami içerisinde özel-likle gençlere yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgi ver-

di. Oluşturulan “Spor salonu ve Konferans Salonları”yla toplumun her kesiminden gen-çleri camiye çekmek için var güçleriyle gayret ettiklerini, bu gaye ile camiyi “cazibe merkezi” haline getirmeye çalıştıklarını ifade etti. Sula, Guildford Camii’nin sadece Türk kökenli vatandaşlara hizmet etmediğini, diğer milletlerden Müslüman kardeşlerin de camiye tevec-cüh gösterdiğini ve birçok gay-ri müslimin hidayete ermesine vesile olunduğunu belirtti.

Kocatepe Camii İmamı Çoşar da çalışmalar hakkında bilgi aldıktan sonra “bu caminin satın alınmasında ve yapımında emeği geçen tüm kardeşlere Allah-ü Teala’dan iki cihan saadeti vermesi” te-mennisinde bulundu.

SYDNEYNSW Sydney Milli Görüş Teşkilatları tarafından düzenlenen ‘Ramazan iftar programları ve kültür etkinlikleri’ toplumun

farklı kesimlerinden katılımıyla aralıksız olarak devam ediyor

GUILDFORDCAMİİ’NDERAMAZANETKİNLİKLERİ

MİLLİGÖRÜŞ’DENSOMALİ’YECANSUYUNSW Sydney Milli Görüş Teşkilatları tarafından düzenlenen ‘Ramazan iftar programları ve kültür etkinlikleri’ toplumun farklı kesimlerinden

katılımıyla aralıksız olarak devam ediyor

Page 7: Yeni Devir Edition 104

709 AĞUSTOS 2 0 1 1

RAMAZAN AYI BİR FIRSATTIR BİLENE

Kılıç Aslan Öz

Mubarek Ramazan ayının bir haftasını geride bıraktık. Müslümanlar olarak, oruçlarımızla ve namazlarımızla Cenab-ı Allah’a olan, kulluk vazifelerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Akraba ve dostlarımızla karşılıklı olarak iftar davetleri veriyoruz. Aramızdaki sevgi ve kardeşlik muhabbetinin gelişmesi için, bunlar ekstra imkanlar oluyor. Geçmiş yıllarda Ramazan’a girilirken, dünyanın çeşitl i yerlerinde oluşan felaketlere tanık oluyorduk ve bu yıl da, Ramazan ayına gireceğimiz günlerde Afrika’nın doğusundaki ülkeleri kasıp kavuran bir kıtlık ve açlık felaketiyle karşı karşıya kaldı insanlık alemi. Televizyonlardan izliyoruz, gazetelerden takip ediyoruz. Afrika ve bilhassa Somali’deki açlık ve kıtlık had safhada. Beş yaşın altında 30 bin çocuğun, şu ana kadar

öldüğü söyleniyor. 640 bin çocuğun ise, ölümle karşı karşıya olduğu haberleri geliyor. Açlık bölgesinde durum son derece vahim. Dünya insanlığı bir imtihandan geçiyor. Onlar açlık imtihanı veriyor. Karnı tok, sırtı pek olanlar ve bilhassa İslam alemi, imanlarının imtihanından geçiyor. Cenab-ı Allah bu imtihandan yüz akı ile çıkmayı nasip etsin bütün inananlara. Bütün inananların imkanlarını zorlayarak, bu insanlara yardım ellerini uzatmaları şart. Yapılan bir araştırma neticesi; Türkiyede günde çöpe atılan ekmek sayısının üç buçuk milyon olduğu belirtiliyor. Bunun yanısıra, çöpe atılan diğer yiyecek çeşitleri de gözönüne alınırsa, israfın sadece bir ülkede ne kadar olduğunu hesabedin. Diğer İslam ve İslam olmayan ülkelerdeki yiyecek israfını dşünürsek; ortaya muhakkak ki, korkunç rakamlar çıkar. İşte böyle bir dünyada, bir coğrafya parcasinda, insanlar açlıktan ve kıtlıktan ölüyor. Bu fakir ülkelere, yardım elini uzatmak, bilhassa bu mubarek günlerin hürmetine; müslümanların en baştaki vazifeleridir. İslam İşbirliği Teşkilatı hemen toplanmalı ve bu aç, bitap insanların yardımına koşmalıdır. Bunu yapmak için, şu kurumdan, bu

organizasyondan icazet beklemeden yapmalıdır. Türk Dışişleri Bakanlığı, Islam Teşkilatıni acil toplantıya çağırmıştır. İnşallah vakit geçirilmeden, bu insanların açlık ve susuzluğuna çareler bulunur. Turk Diyanet Teşkilatı ve gerek Türkiye içinden ve gerekse dünya genelinde kurulmuş olan müslüman cemiyetler, Afrikada’ki yoksullar için faaliyete geçmiştir. Avustralya’da da bütün İslam kuruluşları, açlık bölgesi için seferber olmuşlardır. Bunlar çok güzel işler. Takdir edilecek işler. Ancak, dünyadaki açlık, kıtlık ve susuzluk konusu, fevkalade önemlidir. İslam ülkeleri; Türkiye başta olmak üzere, gelecekte oluşabilecek felaketlere hazırlıklı olabilmek için, kendi içindeki yapıları oluşturmalı. Mevcut yapılanmaları da, ciddi bir şekilde Batı’nın icazetine ihtiyaç kalmayacak şekilde, güçlendirmelidir. Son söz olarak diyoruz ki; bu Ramazan, sizin de; aç ve yoksul insanlara ulaştırabileceğiniz, bir yardımıniz olsun. Avustralya Milli Görüş Teşkilatları organizesindeki yardım kampanyalarına muhakkak katılın. Açlara, yetimlere, susuzlara; bir yardımınız olsun. Allah, hepimizin yardımlarını kabul etsin.

Careful Removals0422 401 680

Hasan SamurP.O.BOX: 442DALLASVIC. 3047

BOOKINGS & INFORMATIONS

[email protected]

Ramazan ayının ma-nevi havası ve bereketi, Türkiye’den gelen din adamlarının sohbetleri ile daha da zenginleşiyor. Her geçen yıl sayısı daha da artan din adamları, ağırlıklı olarak Diyanet veya Avustralya Milli Görüş Teşkilatları vasıtası ile geliyor.

Melbourne’a bu yıl Diyanet aracılığı ile 3 müftü geldi. Bolu Dörtdivan Müftüsü Me-hmet Arslan, Giresun İl Müftü Yardımcısı Muhammed Çınar ve Ağrı Hamur İlçe Müftüsü Abdullah Eroğlu, Victo-ria Eyaleti’ndeki camilerde dönüşümlü olarak vaaz edi-yorlar. Türkiye’den Ramazan ayı için gelen müftüler, Shep-parton, Mildura ve Renmark’a da gidecek. Hocaların tüm masrafları ataşelik tarafından

karşılanırken, cemiyetler de iftar programlarına yardımcı oluyor. Melbourne’a ge-len müftüler, Ramazan Bayramı’nın ilk günü Türkiye’ye geri dönecek.

Victoria gibi NSW’de de Türkiye’den gelen din ad-amlar, eyaletteki camilerde Ramazan ayı boyunca soh-betler ediyor. Avustralya Milli Görüş Teşkilatları, Sydney’e Ali Bedir Hoca’yı getirirken, Melbourne’a bugün (Salı) Saf-fet Köse’yi getiriyor. Selçuk Üniversitesi’nde Profesör olan Saffet Köse, ağırlıklı olarak Meadow Heights Camii’nde sohbetler verecek.

Saffet Köse kimdir? 1964 Balıkesir doğumlu,

Balıkesir İHL (1982) ve Marma-ra Üniversitesi İlahiyat Fakül-tesi (1986) mezunu. Aynı üni-

versitede yüksek lisans (1988) ve doktorasını (17 Ocak 1994) tamamlamış olup, 1986-1992 yılları arasında Türkiye Di-yanet Vakfına bağlı İslam Araştırmaları Merkezinde (İSAM) çalıştı. 1992 yılından itibaren Selçuk Üniver-sitesi İlahiyat Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak vazifeye başladı. Bir müd-det ilmi araştırmalarda bu-lunmak ve dil çalışması amacıyla Mısır’da bulundu (Ocak-Haziran, 1994). 18 Mart 1996 tarihinde yardımcı doçent, 1997 yılında doçent, 27 Mart 2003’te de Profesör oldu. 1999-2002 öğretim yıllarında Bakü Devlet Üniver-sitesi İlahiyat Fakültesi’nde üç yıl süreli olarak dekan yardımcısı ve öğretim üyesi olarak görev yaptı. Buradaki

çalışmaları sebebiyle Azer-baycan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim şurasınca Faxr-ı Ferman’la ödüllendirildi. Ha-len SÜ İlahiyat Fakültesi’nde İslam Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesidir. Üniversite senatosunda Fakülte tem-silcisi olarak bulunmuştur (2003-2006). Bunlara ek olarak imkansız gençleri ev-lendirmek amacıyla kurulan ve bu güne kadar altı bin’e yakın çiftin evlendirildiği “Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı” mütevelli heyeti başkanlığı görevini sürdürmekte, İlahiyat Fakül-tesi Vakfının kurucuları arasında yer almakta ve ha-len bu vakıfta üyeliği devam etmektedir. İngilizce ve Arap- ça bilmektedir.

* * *

İlimadamlarıRamazaniçinAvustralya’da

HABER

Türkiye’den Avustralya’ya

gelen ilahiyatçılar, Avustralya’da

Türk Toplumu’na ait camilerde ve

diğer merkezlerde sohbetler yapıyor,

konferanslar düzenliyor.

AMGT’nin daveti ile gelen SÜ Profesörü

Saffet Köse, Meadow Heights Camii’nde

bayrama kadar sohbet yapacak

MİLLİGÖRÜŞ’DENSOMALİ’YECANSUYU

Page 8: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 18

HelalGıdaKompleksiilerliyor

Melbourne’un Campbellfield semtinde geniş bir alana kurulan Hume Halal Hub (Hume Helal Gıda Kompleksi), Adem Aydemir yönetimindeki Yeşil Holdings bünyesinde hizmet verecek. Helal imalat yapan farklı sektörleri biraraya getirmeyi amaçlayan Helal Gıda Kompleksi’nin birçok fabrikası şimdiden tutulmuş durumda.

Avustralya’da alanında ilk olma özelliği taşıyan çok amaçlı helal üretim merkezinde 10 ila 20 arasında farklı sektörden imalatçı yer alacak. Bu sektörler arasında yer alan tatlı, kuru-yaş pasta ve diğer tatlı mamüllerinin üretimi bir süredir devam ediyor. Helal alanında en fazla tüketilen ü r ü n l e r i n başında yer alan kebap-döner üretiminin de kısa süre içerisinde başlayacağı tahmin ediliyor.

Helal adına her türlü gıdanın perakendeciler tarafından bulunabileceği Hume Gıda Kompleksi’nde ayrıca et ve et ürünleri, frozen food (dondurulmuş gıda), ekmek ve unlu mamuller, tavuk ve yan ürünleri, yıkanmış sebze gibi çok çeşitli üretim gerçekleştirilecek.

Hume Helal Gıda Kompleksi’nin fikir babası olan Adem Aydemir, dondurma üretimi için de arayışta olduklarını söyledi. Ancak Aydemir’in sözünü ettiği

dondurma, Türkiye’nin dünyaca ünlü Maraş Dondurması. Yeşil Holding’in sahibi Adem Aydemir, orjinal Maraş Dondurması’nın imalatçısını getireceklerini söyledi.

Gazetemiz Yeni Devir’e açıklamalarda bulunan Adem Aydemir, Helal Gıda Kompleksi ile yeni bir anlayışı ortaya çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Kompleks ile küçük-büyük helal imalatçıları bir çatı altına sokmak istediklerini belirten Aydemir, yeni sistemden herkesin kârlı çıkacağını,

zira dağıtım ve servisin kolay o l a c a ğ ı n ı söyledi. Helal adına ne istenirse her tür gıdanın bulunabileceği Kompleks’de üretim satış merkezi de b u l u n a c a k . A ğ ı r l ı k l ı olarak toptan

satışın yanında vatandaşlar isterlerse perakende alışveriş de yapabilecek.

Helal Gıda Kompleksi’nde yer almak isteyen üreticiden istenen şartların başında kesinlikle imalatın helal olması geliyor. Aydemir, helal üretim yapmayan firmaların kontratlarının hemen iptal edileceğinin altını çizdi. İsteyenlere tüm makineleri ve teçhizatları ile anahtar teslimi de yapılabilecek.

Helal Gıda Kompleksi’nin tamamının yıl sonuna kadar hizmete alınması hedefleniyor.

AVUKAT MOHAN YILDIZ

MAGDUR AKRABALARI TARAFINDAN VOCAT BASVURULARI

Degerli okurlarimiz bu hafta gecen bir kac haftada degindigimiz VOCAT (Victims of Crime Assistance Tribunal) konunusunun bir devami olarak siddet ve suc magdurlari akrabasi olma durumunda kimlerin nasil Siddet ve Suc basvuruda bulunabilecegini hangi sartlar altinda mali yardim alabileceklerini yahut nasil sinirlamalara tabi tutulacaklari konusunu bu yazimda aciklamaya calisacagim.

Oncelikle kimler magdur akraba olarak yardim basvurusunda bulunabilirler onu izah etmek gerekir. Siddet ve suc olayinin meydana geldigi gun direkt bu eylemden dolayi etkilenip vefat eden birinci derecede magdur konumunda olan bir kisinin (vefati Viktorya eyaletinde gerceklesmesi gereksinimiyle);

• Yakin aile bireyi veya kendilerine bakmakla sorumlu; yahut• Birinci derecede suc magdur ile yakin kisisel iliskide bulunan sahislar basvuruda

bulunmasi gerekir. Magdur akrabasi olen kisinin yakin aile bireyi, kisinin esi, oz yada uvey annesi, babasi, oz

yada uvey cocugu yahut velayeti oldugu baska bir cocuk, kisinin oz yada uvey erkek ve kiz kardesleri olarak tasvir edilir.

Vefat edeb kisinin yukarda bahsettigim birinci derece akrabalari disinda kisi ile yakin iliski icinde bulunmasi durumunda kisinin amca, dayi, teyze, hala, anneannesi yada babaannesi’de magdur akrabasi olaraktan basvuruda bulunabilirler. Vefat eden kisi ile magdur akrabasi olan kisi arasindaki yakin iliski sadece fiziksel bir iliskiden ibaret degildir, vefat eden kisi ile magdur akrabasi arasindaki iliskinin yakinlik derecesi ve gerekceleri VOCAT basvurularinda ayrica belirtilmesi magdur akrabasi icin bir avantajdir.

Siddet ve Magdur basvurularina hak kazanan olen kisinin akrabasi siddet olayinin gerceklesmesinin ardindan 2 yil icerisinde basvurularini yapmalari gereklidir. Sayet basvurular istenilen bu sureden sonra yapilirsa magdur akrabasinin basvurularinin gecikmesi gerekceleri detayli bir sekilde aciklamalari kaydiyle kendilerinin uzatma talebi basvurusu lazimdir. Magdur akrabasi olan kisinin yardim basvurusu yapmasi ardindan forumlari kayitlara gectikten sonra mahkeme gerekli gordugu sartlarda sure uzatma talebi formunu size gonderecektir.

Vefat eden kisinin aile bireylerinde ortaya cikan psikolojik yada herhangi bir travma rahatsizliklarin giderilmesinde kendilerine yardim edilmesi amaciyla, tasdik edilmis bir danismandan ve psikologdan belli bir sure hizmet alinabilir. Bunun icinde ayrica yardim basvuru formu talep edilen bir rapor ile birlikte magdur akrabasi tarafindan doldurulmasi gereklidir. Aksi takdirde danismanlik talebinden once basvuru yapilmassa vefat eden kisinin aile bireyinin danismanlik hizmetinden faydalanmasi soz konusu degildir. Yardim basvurulari magdur ailesi bizzat kendisi yahut bir avukat temsili altinda yapabilir.

Vefat eden kisi ile yukarida belirttigim yakin iliski icinde olan aile bireyleri sayet magdur akraba olarak yaptiklari yardim basvurularinda mahkeme’nin ongordugu haklar itibariyle toplam 100 bin dolara kadar basvuru sahipleri arasinda dagitim yapilmaktadir. Her basvuru sahibinin ne kadar para alacaginida ancak Mahkeme Uyesi karar verecektir. Mahkeme Uyesi bu miktarin ustunde bir para yardimini magdur akrabalarina hak vermez. Ancak yasalara uygun olaraktan kategorilere gore degisen yasal sinirlar icinde Mahkeme Uyesi tarafindan yardim saglanmaktadir.

Magdur akrabalari yukarida belirttigim hak taleplerinden ibaret olaraktan ayricavefat eden magdurun cenaze masraflarinin karsilanmasi basvurularinda bulunma haklarida vardir. Bu durumda, olen kisinin basvuruya hak kazanmis akrabalari ayrica cenaze masraf tutarlariyla iliskin detaylari belirtmeleri ve masraflarin makbuzlariyla, vergi faturalariyle beraber bir kopyasinida Mahkemeye gondermeleri gereklidir. Sayet cenaze masraf odemelerini talep basvusunda bulunan kisi vefat eden magdurun akrabasi degil ama makul miktarda cenaze masraflarini ustlenen kisilerse onlarada Mahkeme Uyesinin onaylamasi sartiyla parasal yardim hak verilebilmektedir. Mahkeme uyesi ayrica vefat eden kisinin olumune sebebiyet verecek davranista bulunup bulunmadigini degerlendirip bu dogrultuda magdur akrabalarina verilecek para miktarini azaltma kararini verebilir yahut sartlar dogrultusunda yardim basvurularini tamamen reddedebilir. Bu durumda magdur akrabalari kararin tekrardan gozden gecirilmesi talebinde bulunma haklarina sahiptir ve bu talepleri Victoria Kamu ve Idare Hakem Mahkemesi’ne (Victorian Civil and Administrative Tribunal – VCAT) kendilerinin itiraz hakki olaraktan yapilmalidir. Magdur akrabalarin bu itirazi/degisiklik basvurularini kendilerine Basvuru Mahkemesi’nin karar bildirimi gonderildikten 28 gun icerisinde yapilmasi gereklidir. Bu tur VCAT itiraz basvurulari icinde ayrica bir ucret odenmeside sarttir.

Genel olaraktan VCAT’e yapilan degisiklik basvurular sadece yukarida acikladigim itirazdan ibaret degildir, magdur akrabalarinin herhangi yardim basvurularinin karar sonucuna karsi olaraktan, karar sonucundan hosnut kalmamalari durumunda ve kararin tekrardan gozden gecirilmesi hatta mumkunse reddedilmesi talepleri gerekcesiyle, Victoria Kamu ve Idare Hakem Mahkemesi’ne (Victorian Civil and Administrative Tribunal – VCAT) itiraz basvurusu seklinde yapmalari hakkida vardir. Magdur akrabalarin yapacaklari degisiklik basvurulari Mahkeme Uyesince yardim basvurulariyla ilgili son kararin verilmesinden sonra, odenegin verildigi tarihten itibaren maksimum 6 yillik sure icerisinde bir zaman diliminde yapilmasi gereklidir. Sayet yardim odenegi verildiginde magdur akrabasinin cocuk olmasi durumunda bu 6 yillik sure gecersizdir ve kisinin 24 yasini doldurana kadar herhangi bir zamanda degisiklik basvurusu yapma haklari vardir.

Yukarda bahsettigim degisiklik basvurulari Mahkemeye yazili olarak yapilmasi gereklidir. Basvuru formunun istenilen diger belgeler, fiyat teklifleri, makbuzlar yahut raporlar ile birlikte gonderilmesi sarttir. Mahkeme gonderilen degisiklik formunu ve diger destek belgeride goz onunde tuturarak formun ve arz edilen belgelerin ellerine gecmelerinden sonra en kisa zamanda karar vermeye calisir. Sartlara bagli olaraktan mahkemenin karar vermesinde gecikmeler gerceklesebilmektedir. Mahkeme degisiklik karar sonucunun olumlu yada olumsuz olaraktan degerlendirmesi icin farkli kriterleri goz onune almasi gereklidir. Bu kriterler ortaya sunulan her cesit yeni kanitlar olabilir, sartlarin degismesinden dolayi meydana gelen her turlu degisiklikler, alinan yahut basvuru sahibine odenmesi gerekli her turlu odenek ve mahkemenin incelemesini istedigi konuyla iliskili olaraktan arz ettigi belge ve raporlar olabilmektedir. Mahkeme karar sonucu ilgili sahisa yazili olaraktan bildirilir. Bu yazili bildirim Mahkeme uyesi tarafindan kararin verilmesi ardindan cok kisa bir zaman icinde ilgili magdur akrabaya gonderilir.

Hepinizin mubarek Ramazan ayini kutlarim.

HUKUK KÖŞESİ

Yeşil Holding bünyesinde inşa edilen Hume Halal Hub (Hume Helal Gıda Kompleksi) yaklaşık 10-20 imalatçıya ev sahipliği yapmak için yeni bir aşamaya girdi. Avustralya’da helal üretime farklı bir konsept getirecek olan Hume Halal

Hub, bazı üreticilere kapılarını açtı

AVUSTRALYA

Page 9: Yeni Devir Edition 104

909 AĞUSTOS 2 0 1 1

HABER

www.imageonehomes.com.au k.ahmet@ymail .com

Manager Director:Ahmet Kurtoglu: 0412 171 546

Ramazan ayında ilk büyük iftar, yine Başkonsolosluğun himayesinde

yapılan ‘Harmoni’ iftarı oldu. Tüm İslam cemiyetleri ve derneklerin ortak

iftarında ‘kardeşlik’ hakimdi

İftarlar‘harmoni’ilebaşladı

Melbourne Başkonsolosu Aydın Nurhan’ın fikri ile 3 yıl önce başlatılan ‘Harmoni’ iftarlarının dördüncüsü, 500-600 kişilik bir katılımla Tullamarine semtinde bulunan bir recepsiyonda gerçekleştirildi. Melbourne Başkonsolosluğu Sosyal ve İdari İşler Ataşesi Hüseyin Koç’un kapıda misafirleri karşıladığı iftar programına çok sayıda Avustralyalı siyasetçi, bürokrat,

din adamı ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de katıldı.

İftar programı Avustralya Milli Görüş Teşkilatları, Avustralya Nur Vakfı, Avustralya Nur Merkezi, Avustralya Batı Trakya Türk Derneği, Bediuzzaman Said Nursi Vakfı, Kıbrıs Türk İslam Cemiyeti, Dandenong Türk İslam Kültür Derneği, Goulburn Valley Türk İslam ve Kültür Derneği,

Çok Değerli Büyüğümüz

MEHMET NAFIZ BEŞİNCİ16 Mayıs 2011 de Hakk’ın Rahmetine

kavuşmuştur.Bu vesileyle gerek sağlığında gerekse

vefatı sonrasında bizleri yalnız bırakmayan tüm eş ve dostlara teşekkür

eder, Merhum’e Allah’dan Rahmet Dileriz

Eşi A. Beşinci, Evlatları ve Damatları

VEFATVETEŞEKKÜR

Keysborough Türk İslam Kültür Merkezi, Ramazanoğlu Eğitim Vakfı, Selimiye Vakfı, Semerkand Vakfı, Thomastown Türk Eğitim ve İslam Derneği ile Avustralya İslam Kültür Merkezleri Birliği’nin ortak organizesi ile gerçekleştirildi.

Katılımcıların büyük kısmı, harmoni iftarına destek veren dernek ve vakıfların yönetici ve üyelerinden oluştu. Buna karşın çok değişik kesimlerden gelen davetliler ile birlkte program, adına yakışır şekilde ‘harmoni’ iftarına dönüştü.

İftar programı Broadmeadows Camii Din Görevlisi Uğur Önen’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Akşam ezanının Keysborough Camii Din Görevlisi Şükrü Dinlek tarafından okunmasının ardından iftarlar açıldı ve akşam namazı kılındı. Kerim Buday’ın sunuculuk yaptığı gecede ilk olarak söz alan Melbourne

Başkonsolosluğu Sosyal ve İdari İşler Ataşesi Hüseyin Koç, Ramazan ayının önemi, bereketi ve anlamı ile ilgili bilgiler verdi.

Melbourne Başkonsolosu Aydın Nurhan ise Avustralya’ya ilk geldiğinde, tüm kurum ve kuruluşların iftar verdiği gördüğünü, ancak İslam cemiyetlerinin toplu iftar vermemesini eksiklik olarak gördüğünü söyledi. Hemen

cemiyetleri toplayıp program hazırlatığını belirten Nurhan, bugün gelinen noktada elde dilen başarıdan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bu tür iftarlar ile doğuda ve batıda yazarlar başta olmak üzere bazı ırkçıların insanlar arasına ektiği nefret tohumlarına karşı çıkıldığını kaydeden Nurhan, İslam’ın gülen yüzünü göstermek zorunda olduklarını söyledi.

Ramazanbereketi

Twitter sosyal paylaşım sitesinden attığı mesaj ile Müslüman olduğunu ilan eden NRL (Ulusal Rugby Ligi) takımlarından North Queensland Cowboys oyuncusu Cory Paterson, başta Anthony Mundine olmak üzere kendisini tebrik edenlere ‘İnşallah herşey çok güzel gidecek’ cevabını verdi.

Paterson, hayatında ilk kez oruç tutacak olmasının kendisini zorlayacağı yorumlarına ise ‘benim için mücadele yarın (Ramazan’ın ilk gününü kastediyor) başlıyor’ yorumunu yaptı. Paterson’ın İslam’ı seçmesi, gazetelerin spor sayfalarında geniş yer bulurken, medya daha çok Ramazan ayının performansını nasıl etkileyeceğini tartışıyor.

Rugby sporunun ağır antrenman koşullarına sahip olduğu biliniyor. Ancak Ramazan ayı süresince oynanacak 4 karşılaşma çok büyük problem teşkil etmiyor. Zira maçlar akşam saatlerinde, yani iftarın açılmasının ardından oynanacak. Bulldogs’un başarılı oyuncusu Hazem El-Masri’den sonra NRL tarihinde oruç tutacak olan iki oyuncu olma özelliğine sahip Cory Paterson, Ramazan ayında takınacağı tavrı, takımın yeni menajeri Khoder Nasser ile görüşmesinden sonra açıklayacağını söyledi. Nasser, 10 yıl önce Anthony Mundine’ın İslam’ı seçmesinde etkili olmuştu.

Avustralya’nın ünlü bir sporcusu daha İslam’ı seçti. Avustralya Medyası, Müslüman olan North

Queensland Cowboys rugby takımının ünlü oyuncusu Cary Paterson’ın tutacağı orucun, performansını nasıl etkileyeceğini tartışıyor

Page 10: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 110 HABERGenelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve üç kuvvet

komutanının görevi bırakması sonrasında ortaya çıkan belirsizlik, üç gün süren kritik YAŞ toplantısında giderildi.

Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanının emekliliğini istemesinin ardından yapılan kritik Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında alınan kararlar belli oldu.

Şura kararlarını imzalamak için Genelkurmay Karargahı’na gelen Erdoğan, kararları imzalamasının ardından 20 dakika kaldığı Karargahtan ayrıldı. Toplantıdan sonra kararlar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı.

Alınan karara göre, emekliliğini isteyen Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in yerine Necdet Özel asaleten atandı. Jandarma Genel Komutanı olan Necdet Özel, Işık Koşaner’in ayrılması sonrasında önce Kara Kuvvetleri’ne ardından da Genelkurmay Başkanlığı’na vekaleten atanmıştı.

Kara ve Deniz Kuvvetleri’nde sürpriz yaşanmadı. Orgeneral Necdet Özel’in boşalttığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na 1’inci Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu getirildi.

Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel de Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu.

HAVA’YA KORGENERAL ERTEN

Hava Kuvvetleri Komutanlığına Hava Lojistik Komutanı Korgeneral Mehmet Erten atandı. Gelecek yıl emekli olacak Erten 1 yıl süreyle bu görevi yapabilecek.

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI’NA

KALYONCUJandarma Genel

Komutanlığı’na Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir Kalyoncu atandı. Bu görev için Servet Yörük’ün ismi öne çıkıyordu. Ancak Yörük’ün bir yıllık orgererallik tecrübesi olması nedeniyle Bekir Kalyoncu getirildi. Kalyoncu iki yıldır orgeneral.

KALYONCU’NUN BAŞKANLIK YOLU AÇIKKalyoncu’nun Genelkurmay

Başkanlığı yolu da açık bulunuyor. İki yıl sonra Kalyoncu en kıdemli orgeneral olacağı için Kara Kuvvetleri’ne oradan da Genelkurmay Başkanlığı’na atanabilecek.

GÜNER HARP AKADEMİLERİ’NE, TAŞDELER EDOK’A

Genelkurmay 2. Başkanı Aslan Güner Harp Akademileri Komutanlığına, 3. Ordu Komutanı

Orgeneral Yalçın Ataman 1. Ordu Komutanlığına atandı.

Orgeneral atamalarına göre, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığına, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman 1. Ordu Komutanlığına, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Hulusi Akar Genelkurmay 2. Başkanlığına getirildi.

Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanı Korgeneral Abdullah Atay Ege Ordu Komutanlığına, 5. Kolordu Komutanı Korgeneral Ahmet Turmuş 3. Ordu Komutanlığına atandı.

Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Nusret Güner Donanma Komutanlığına getirilirken, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı YAŞ üyesi oldu.

TUTUKLU SUBAYLARA 1 YIL UZATMA

Balyoz davasından yargılanan 14 tutuklu subayın görev süresi 1 yıl uzatıldı.

HSYK’danDenizFenerisavcılarına

incelemeHSYK, şike ve Deniz Feneri soruşturmaları için

inceleme başlattı. Deniz Feneri savcıları “usulsüz yazışma” ve “evrakta sahtecilik”le suçlanıyor.Hakimler ve Savcılar Yüksek

Kurulu (HSYK) 3. Dairesi, An-kara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Almanya’daki ‘’Deniz Feneri e.V.’’ bağlantılı soruşturma kapsamında tutuklanan Zahid Ak-man ve Zekeriya Karaman’ın avukatının soruşturmayı yürüten savcılar hakkında yaptıkları şikayet üzerine konuyla ilgili inceleme başlattı.

Görevlendirilen iki müfettiş, Cumhuriyet savcıları Nadi Türka-slan, Abdulvahap Yaren ve Me-hmet Tamöz hakkındaki iddiaları araştıracak.

Soruşturmayı yürüten savcılar “usulsüz yazışma” ve “evrakta sahtecilik”le suçlanıyor.

Akman ve Karaman’ın avukatı ‘’Savcıların mahkeme kararında tahrifat yaptıkları’’ gerekçesiyle şikayette bulunmuştu.

Müfettişlerin Ankara Adliyesi’ne gelerek soruşturmaya ait 137 dosyayı inceledikleri öğrenildi.

Deniz Feneri soruşturmasında aralarında eski RTÜK Başkanı Za-hid Akman’ın da bulunduğu 5 kişi tutuklanmıştı.

‘ŞİKE’YE DE MÜFETTİŞÖte yandan, HSYK tarafından

görevlendirilen iki müfettişin, futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma dosyalarını da incelediği öğrenildi.

Bugün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine gelen müfettişlerin, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk tarafından yürütülen futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma dosyalarını incelemeye başladığı ve dosyadaki belgelerin araştırıldığı kaydedildi.

Müfettişlerin adliyede olması ve belgeleri incelemesi nedeniyle soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve kulüp

yöneticisi Şekip Mosturoğlu’nun avukatlarının adliyede, Türkiye Fut-bol Federasyonuna da gönderilen belge ve klasörleri inceleyemediği ifade edildi.

Soruşturma kapsamında tu-tuklanan Aziz Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu oyuncu İbrahim Akın ve eski futbolcu Ümit Karan’ın avukatları, soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Berk’i, ‘’hukuka aykırı hareket ettiği’’ iddiasıyla HSYK ve Adalet Bakanlığına şikayet etmişti.

Avukatların şikayeti üzerine HSYK’nın, soruşturma belgeler-inin incelenmesi ve gerektiğinde savcı Berk’in ifadesinin alınması için iki müfettiş görevlendirdiği kaydedildi.

MİT GÖREVLİSİ ADLİYEDEBu arada, bir MİT görevlisinin,

futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında savcılıkta bilgisine başvuruldu.

Beşiktaş’taki İstanbul Adli-yesine gelen ve Çırağan Caddesi üzerindeki kapıdan adliyeye giriş yapan MİT görevlisi, soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cum-huriyet Savcısı Mehmet Berk ile yaklaşık yarım saat görüştü. MİT görevlisi, savcılıkta bilgisine başvurulmasının ardından adli-yeden ayrıldı.

MİT görevlisinin, soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile yaptığı bir tel-efon konuşmasının takibe takılması sonucu bilgisine başvurulduğu öğrenildi.

İşteTSK’nınyenikomutanları

Page 11: Yeni Devir Edition 104

1109 AĞUSTOS 2 0 1 1

Milli Görüş

Page 12: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 112 AVUSTRALYA

Her 5 yılda bir yapılan genel nüfus sayımı bu akşam (Salı) gerçekleşiyor. Her ne kadar sayım formları 29 Temmuz’da dağıtılmaya başlandıysa da, hükümet sayım formlarının 9 Ağustos akşamı doldurulmasını talep ediyor. Ayrıca isteyenler internetten de formları doldurabilecekler. Sayım formu, bu akşam hane sakinlerinin tamamının isimleri ve istenilen bilgileri yazılarak tamamlanacak. Sayım formları yarından (Çarşamba) iti-baren toplanmaya başlanacak. Toplama işlemi yaklaşık 2 hafta sürecek.

Avustralya’da genel nüfus sayımı son rakamı 1 ve 6 ile biten yıllarda yapılıyor. Sayım, Türk Toplumu gibi göçmen gruplar için sayılarının bilinmesi ve bu doğrultuda kül-türlerinin devlet tarafından korun-maya alınması veya devlet fonları ile desteklenmesi açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca dil seçeneğinde

evde ikinci dil olarak Türkçe’nin de konuşulduğunun belirtilm-esi, Türkçe’nin gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir paya sa-hip olacak. Bir başka soru ise din ile ilgili. Formda ‘din’ hanesinin doldurulması zorunlu kılınmamış. Ancak ‘İslam’ cevabının verilm-esi durumunda ülkedeki Müslümanların gerçek sayısı ortaya çıkacak ve bu doğrultuda İslam’ın devlet nezdindeki yeri şekillenecek.

Bu arada Avus-tralya Türk Enstitüsü, bu soruların doldurulmasının önemini anlatmak için kampanya başlattı. Turk-ishinstitute.org.au web sitesinden de yayınlanan bildiride şu ifadelere yer verildi:

‘Bilindiği üzere Avustralya’da her 5 yılda

Avustralya bugün (Salı) sayılıyor. Toplumumuzun ülkede ‘sayılan’ bir toplum olmasının yolu, 3 soruya verilecek cevaplardan geçiyor. Dil, etnik ve din eksenli sorulara doğru yanıt verilmesi durumunda sayımdan, ‘sayılan’ bir toplum olarak

çıkabiliriz

SAYIMIZYETSİN!bir nüfus sayımı yapılmaktadır. Son rakamı 1 ve 6 ile biten yıllarda yapılan sayımın, 2011 yılındaki süreci 29 Temmuz tarihinde dağıtılmaya başlanan formlar ile bir-likte başlanmış bulunuyor.

Her Avustralyalı gibi Türk Toplumu’nun güzide bireyleri olarak bizler de vatandaşlık görevimizi yapıp, sayıma dahil olacağız. Ancak Avustralyalı olduğumuz kadar, kend-imize ait dilimiz, değerlerimiz ve dinimizi de muhafaza etmemiz, hatta bunu sonraki nesillere aktarmamız gerektiği konusunda güçlü bir in-anca sahibiz.

Bu sebeple sayım formundaki 3 soruya verilecek cevaplar, kültürel açıdan varlığımızı devam ettirmede önemli katkılar sağlayacaktır. Avus-tralya Türk Enstitüsü olarak, bizler için hayati önem taşıyan bu soruları sizler ile paylaşmayı ve verilm-esi gereken cevaplar hakkında bilg-ilendirme yapmayı bir görev addedi-

yoruz. Bu sorular şunlardır:Soru 16: ‘Evde İngilizceden

başka dil kullanılıyor mu?’. Bu soruya en çok kullandığımız ikinci dil olan ‘Turkish’ yazılmalıdır.

Soru 18: ‘Kişinin kökeni nedir?’. Bu soruya iki cevap ver-ilebiliniyor. Şayet seçeneklerde yazılmıyorsa mutlaka büyük harfler ile yazılmalıdır.

Soru 19: ‘Kişinin dini nedir?’. Bu sorunun şıklarındaki kutucuğa işaret konmalıdır.

Sayımdan çıkacak rakam, Türk Toplumu’nun sayısını, Türkçe’nin ne kadar kullanıldığını ve dinimi-zin müntesip sayısını gösterecektir. Gerçek rakamın ortaya çıkması du-rumunda ise toplumumuza verilecek destek artacaktır.

Avustralya Türk Enstitüsü olarak toplumumuzun formları doldururken daha bilinçli hareket etmesinin öne-mini bir kez daha vurgulamak is-teriz.’

Satışlarvedolardüştü,ticaretfazlasıarttıAvustralya’da perakende satış rakamları düşmeye devam ediyor. Haziran ayı verilerine göre kimi

ürünlerin satışında büyük düşüş yaşandı. Avustralya Doları ise bir miktar değer kaybettiAvustralya İstatistik Bürosu’nun

açıkladığı rakamlara göre Haziran ayında perakende satışlar yüzde 0.1 düştü. Mayıs ayındaki 0.6’lık re-kor gerilemenin ardından Haziran ayında görülen rakamın mevsim-sel olduğu ileri sürüldü. Özellikle büyük mağazalardaki satışların yüksek oranda gerilediği görül-ürken, David Jones’un cirosunun yüzde 3.2 oranında düşmesi ise, bu firmanın geçtiğimiz günlerde, şirket tarihinin en kötü ayını yaşadıklarını açıklaması nedeni ile sürpriz karşılanmadı.

Satışı düşen perakende mad-delerinin başında yüzde -0.7 ile ev ürünleri geliyor. Kafe, restoran ve takeaway türü işyerlerinin cirosunda

da aynı oranda gerileme görüldü. Yi-yecek, ayakkabı ve kişisel aksesuar maddelerinde ise küçük çaplı artış yaşandı.

Haziran ayında eyalet bazında en kötü perakende rakamları yüzde -0.8 ile Güney Avustralya’da görüldü. Eksi çıkan diğer eyaletlerin düşüş oranları ise şöyle: ACT (yüzde -0.7), New South Wales ( yüzde -0.5) ve Victoria (yüzde -0.1). Bazı eyaletler ise diğerlerinin aksine per-akende satış cirolarını arttırdı. Bu eyaletler Northern Territory (yüzde 0.6), Western Australia (yüzde 0.5) ve Queensland (yüzde 0.2). Tazmanya’da ise herhangi bir artış veya eksilme olmadı.

AMP Capital Investment

Başekonomisti Shane Oliver, ağırlaşan yaşam koşullarının sek-törü zorladığını söyledi. Oliver, ‘Bu yıl özellikle gıda (sebze-meyve) fiyatlarında yükselme gördük. Ele-ktrik masrafı tavan yaptı, petrol fiyatları yukarı çıktı, aynı şekilde hükümet ile ilintili sağlık, eğitim ve çocuk bakımı da. Bu nedenle per-akende harcamalarına daha az para kaldı’ dedi.

Ticaret fazlasında artış var

İç piyasadaki daralmaya rağmen ihracattaki artış de-vam ediyor. Haziran ayında dış ticaret fazlası 2.05 milyar dolar olarak açıklandı. Avustralya

tarihinde sekizinci kez dış ticaret fazlasının 2 milyar doları geçtiğini gösteren rakamların temelinde son dönemdeki maden zenginliğinin büyük payı bulunuyor.

Öte yandan 110 sente ka-dar çıkan bir Avustralya Doları, Avustralya İstatistik Bürosu’nun açıkladığı rakamların ardından 107 sente kadar düştü.

KaçaklaraYouTube’lutehdit

Avustralya Hükümeti, ülkeye kaçak yollarla göç etme niyetinde

olanları caydırmak için Malezya’ya gönderilen

sığınmacıların görüntülerini YouTube’a

yükledi. Görüntülerin işe yarayıp yaramadığı önümüzdeki aylarda

belli olacak

Videoda, Christmas Adası’nda Avustralya’ya ait bir gözaltı merkezine getirilen ve ardından uçağa bindirilerek geri gönderilen kişilerin görüntülerine yer veriliyor.

Avustralya hükümeti kısa bir süre önce Malezya ile Avustralya’ya gir-erken durdurulan 800 kişiyi geri kabul etmesi için bir anlaşma imzalamıştı.

Avustralya da bunun karşılığında hâlihazırda kayıt altına alınan dört bin civarındaki göçmeni kabul edecek.

İnsan hakları grupları, Avustralya’nın imzaladığı anlaşmayı, Malezya’nın henüz Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesini imzalamamış olması nedeniyle eleştiriyor.

Avustralya hükümeti, ülkeye kaçak girmeye çalışan göçmen ve sığınmacıları, video paylaşım sitesi YouTube’da sekiz dilde yayınladığı videolarla caydırmaya çalışıyor.

Avustralya Youtube’da yayınlanan görüntülerle insan tacirl-eri tarafından yanlış bilgilendirilen göçmenleri bilgilendirmek istediğini de belirtiyor.

Hükümet daha önce de, gözaltına alınan göçmenlerin yaşadıkları sıkıntıları işleyen ve Avustralya’ya tekne ile gelmeye çalışıp da yol-da hayatlarını kaybeden kişilerin hikâyelerinin yer aldığı videolar yayınlamıştı.

Ancak bu video ile ilk kez sınır dışı edilen gerçek sığınmacıların görüntüleri yayınlanmış oldu.

Youtube’daki video özellikle İran, Afganistan, Irak ve Sri Lanka gibi ül-kelerden gelenleri bilgilendirmek için sekiz dilde yayınlanıyor.

Page 13: Yeni Devir Edition 104

1309 AĞUSTOS 2 0 1 1

Page 14: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 114

ASYAMUTFAĞININSEÇKİNÖRNEKLERİ:

* Her çeşit noodle* Teriyaki* Satay* Çorba çeşitleri* Deniz ürünleri* Asya Pilavı* Salata çeşitleri

ÜrünlerimizHELAL’dır.

ÇİN VİETNAM TAYLAND MALEZYA MOĞOLİSTAN

Broadmeadows Alışveriş Merkezi’nde, Coles ve

Hoyts Cineması’nın arasındayız.

The Taste Of LebanonCountry Style

Meadow HeightsClassic

Lebanese Bakeryph: 9309 8206

19/A Meadow HeightsShopping Centre

Pre-Order Pick Up

İbrahim AYGÜNDirector

P.O.BOX 435 SOMERTON, VIC. 3062Tel: 0419 001 797 Fax: (03) 9305 1515

Email: [email protected]: http://www.ıaelectrıcs.com.au

Melbourne Truss ailesi olarak tüm toplumumuzun Ramazan’ını kutlar, bu mübarek ayın, insanlık ve İslam Alemi

için hayırlara vesile olmasını dileriz.Ayrıca yapmış olduğunuz ibadetlerin

de dergah-ı İlahide kabul olmasını temenni ederiz.

Tahir Yavuz Faruk Özkan Sefer Öz

Page 15: Yeni Devir Edition 104

1509 AĞUSTOS 2 0 1 1

55 Paringa Blvd. Meadow Heights Shopping Centre, Meadow Heights,

VIC 3048Tel: (03) 9309 8012

Necmi UysalShop 14C, 560 High StEpping VIC3076Tel:(03) 9401 5999 Fax: (03) 8401 4666

Shop 3, 22-36 Reservoir Drv.Coolaroo VIC 3048Tel: (03) 9308 6533

Email: [email protected]: http://www.nuliving.com.au

Page 16: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 116

’den $25 ve üstü alış veriş yapan herkese benzin’in litresinde ¢4 indirim vardır

770 Pascoe Vale Rd. GlenroyTel: (03) 9304 25 80

25 Keilor Melton Hwy, Tailors LakeTel: (03) 9390 90 00

OPEN 24 HOURSCONVEINCE STORE FOR ALL NEEDS

ÖMER GÜLTEKİNMEHMET YILMAZ

795 Mt Alexander RdMoonee Ponds VIC 3039

Page 17: Yeni Devir Edition 104

1709 AĞUSTOS 2 0 1 1

dünya

AvrupaBirliğibüyükçıkmazagirdi

Euro Bölgesi’ndeki borç krizi “kim kimi kurtaracak?” sorusunu gündeme getirdi. Birliğin 6 önemli üyesi borç batağında.

Büyük abi IMF’nin de parası bitti.Yunanistan’a yapılacak

yardıma bölgenin diğer üyeleri İtalya, İspanya, Portekiz’in de katkı sağlaması lazım ama bu ülkeler-in zaten kendisi borç batağında çırpınıyor. Büyük abi IMF’nin de parası bitti

Mali krizdeki Euro Bölgesi’nde uçurumun kenarına sürükle-nen ülkelerin durumu, piyasaları kaygılandırıyor. İrlanda ve Yunanistan’la başlayan, Portekiz, İspanya, İtalya’ya da sıçrayan borç krizi Rum Kesimi’ni de içine aldı.

Şimdi sorulan soru, 17 üyeli Euro Bölgesi’nde temerrüt ris-ki artan bu ülkeleri kim, hangi kaynaklarla kurtarabilir? Önce 110 milyar euro ve ardından 159 milyar euroluk kurtarma yardımı alan Yunanistan’a destek olması gereken ülkeler arasında İrlanda,

Portekiz, İspanya ve İtalya da var.Söz konusu ülkelerin mali

durumu Yunanistan’dan farklı değil. Hatta ikinci bir yardım alan Yunanistan’a benzer sena-ryolar Portekiz ve İrlanda için de konuşuluyor. Borç krizi yüzünden kemer sıkan İspanya ve İtalya da mali açıdan çıkmazda. Şimdi tartışılan konu, zor durumdaki ül-kelerin, başta Yunanistan olmak üzere iflasın eşiğindeki diğer ül-kelere nasıl ve hangi kaynakla yardım edeceği? Böyle bir or-tamda, 250 milyar eurodan 440 milyar euroya yükseltilen Avrupa Finansal İstikrar Fonu’ndaki kaynağın aslında devede kulak kaldığı da açıkça görülüyor. AB ülkelerince kabul edilen ikincil piyasadan tahvil alımı veya bazı euro ülkelerine önleyici nitelikte kredi açılması gibi kararlar ise en erken eylül ayında Euro Bölgesi ülkelerinin parlamentolarında ayrı ayrı onaylanmadıkça da uygulanamıyor. Gözler Avrupa’nın lokomotifi konumundaki Almanya ve Fransa’ya çevrildi ki bu iki ülke sırasıyla EFSF’ye yüzde 27.13 ve yüzde 20.38 ile en büyük katkı

sağlayanların başında geliyor.Mali sıkıntı yaşayan bir

diğer uluslararası kurum ise Uluslararası para Fonu (IMF). Daha geçtiğimiz hafta IMF Başkanı Christine Lagarde, ne ka-dar zor durumda olduklarını ortaya koyan bir açıklama yaptı. Ancak Lagarde’ın uyarı niteliğindeki sö-zleri, ABD’deki borçlanma tavanı krizi yüzünden arka planda kaldı. IMF’nin de mali sıkıntı içinde bulunduğunu dünyaya duyuran Lagarde, devam eden ekonomik kriz ile başa çıkmak için daha fa-zla finansal kaynağa ihtiyaçları olduğunu açıkladı. Lagarde, “Soru, bizim hâlâ ihtiyaç duyulan, krizler-in üstesinden gelmek için uygun kaynağa sahip olup olmadığımız” diye konuştu. Ve kendi sorduğu soruya kendisi net bir yanıt ver-

di Lagarde: Çok uzak olmayan bir gelecekte IMF’nin kaynak konusunu yeniden gözden geçirebiliriz.”

IMF’nin son kota artışı ve ikili kredi havuzlarının aktif hale getirilm-esi ile toplam 1.5 trilyon doları bulan kaynağından ise seneye kullanmak üzere geriye ka-lan miktar sadece 396 milyar dolar. IMF, şimdiden Euro Bölgesi’nin

kurtarma fonuna yapacağı 250 milyar euroluk katkının tehlik-eye girdiğini net bir şekilde or-taya koyuyor. Kurum, daha önce de Yunanistan’daki katkı payının bir kısmını ödeyemeyebileceğini açıklamıştı.

AB: Tahvil piyasalarında yaşanan gelişmeler derin endişe yaratıyor

Avrupa Komisyonu, piyasala-rda yaşanan yüksek tansiyon üz-erine açıklama yaptı. İtalya ve İspanya’nın tahvil piyasalarında yaşanan gelişmelerin derin endişe nedeni olduğunu ifade eden Avru-pa Komisyonu, “Piyasalardaki ger-ginlik yatırımcılar arasında Euro Bölgesi’ndeki sistemik kapasiteyle ilgili artan endişeleri yansıtıyor. Euro Bölgesi’nin 21 Temmuz lid-erler zirvesinde alınan kararları hızla uygulaması bu açıdan çok önemli” çağrısında bulundu. Öte yandan Finlandiya Başbakanı Jyr-ki Katainen, “İtalyan ve İspanyol tahvillerinin getirileri yeni rekor düzeylerle tırmandı. Bu çok korku-tucu bir gelişme. Avrupa’nın tümü çok tehlikeli bir durumda” diye konuştu.

Afganistan’da31Amerikanaskeriöldü

Somali’deaçlıktan29binçocuköldü!

Talibanla şiddetli çatışmaların yaşandığı Vardak bölgesinde NATO’ya ait bir helikopter düştü.

Afganistan Devlet Başkanı Ha-mid Karzai, olayda 31’i ABD, 7’si de Afgan askeri olmak üzere to-plam 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Karzai, ABD Başkanı Barack Obama’ya bir başsağlığı mesajı gönderdiğini de söyledi.

Taliban güçleri, helikopteri NATO ile çatışmalar sırasında kend-ilerinin düşürdüğünü açıklamıştı.

31 askerin ölümü Amerikan ordusunun Afganistan savaşının başlamasından bu yana bir günde tek bir olayda verdiği en büyük kayıp olarak kayıtlara geçti.

ABD’nin insani yardım görev-lisi Nancy Lindborg yaptığı açıklamada, açlık nedeniyle Somali’nin güneyinde son 90 günde 5 yaşın altında 29 binden fazla çocuğun öldüğünü belirtti. BM dün, Somali’de 3 bölgeyi daha ‘’açlık bölgesi’’ olarak belirlemişti.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Güvenliği ve Gıda Değerlendirme Birimi, AfrikaBoynuzu’nda kuraklıktan en fazla etkilenen Somali’nin güneyindeki 3 bölgede daha kıtlık ilan edildiğini açıkladı.

Kıtlık ilan edilen bu bölgeler-in, kitlesel olarak göç edenlerin bulunduğu Afgoye, Balad ve Adel olduğu kaydedildi.

BM geçen ay, 20 yıldır iç savaşın pençesindeki ülkenin güneyindeki

Bakol ve Alt Şabel bölgelerinde kıtlık ilan etmişti.

A f g o y e koridorunda gıda yardımı b e k l e y e n yaklaşık 409 bin Somalili bulunuyor.

B M , son hafta-larda bölgeye daha fazla önem verilse de mevcut insani yardımın, dağıtımdaki kısıtlamalar, acil yardım programlarını artırmadaki güçlük ve yetersiz para yardımı nedeniyle yeterli olmadığını vurgu-

Somali’de açlık nedeniyle 5 yaşın altında 29 binden fazla çocuğun öldüğü bildirildi.

ABD ordusu tarihinin en büyük kayıplarından birini Afganistan’da yaşadı. NATO helikopterinin düşmesi

sonucu 31 Amerikan askeri yaşamını yitirdi.

luyor.Kıtlığın 4-6 haftada

Somali’nin güneyindeki tüm bölgelere yayılmasından endişe ediliyor.

‘Suriye’deölüsayısıikibinigeçti’Suriye’de çok sayıda siv-

il kaybının yaşandığını belirten Clinton, Suriye güvenlik güçler-inin, Hama kenti başta olmak üzere düzenlediği askeri ope-rasyonlarda, iki binden fazla kişinin öldüğünü açıkladı. Clinton, Esad’ın meşruiyetini yitirdiği mesajını da yineledi.

ABD, gösterileri bastırmada şiddet kullanmaya devam eden Suriye yönetimine karşı uyguladığı yaptırımların kapsamını genişletti.

Yeni pakette, ABD Maliye Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve kardeşi için paravan görevi gördüğü ifade edilen önem-li bir işadamınana uygulanacak

yaptırımlar da yer alıyor. Birleşmiş Milletler Güven-

lik Konseyi de iki gün önce Suriye hükümetinin, ülkedeki gösterileri bastırmada kullandığı şiddeti kınayan bir metin üzerinde anlaşmıştı.

Konsey tarafından yayımlanan bildiride “yaygın insan hakları ihlal-leri ve Suriyeli yetkililerin sivillere

karşı güç kullanması” kınandı.Bildiri, bazı Güvenlik Konseyi

üyelerinin herhangi bir kınamanın Libya operasyonuna benzer bir mü-dahaleyle sonuçlanacağı kaygılarına rağmen kabul edildi.

Bildiride ayrıca şiddetin sorumlularının hesap verebilir olması gerektiği de ifade edildi.

Page 18: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 118 SAREERA GENÇLİK

Page 19: Yeni Devir Edition 104

1909 AĞUSTOS 2 0 1 1

SAREERA GENÇLİK

Reflections on International Hijab Day & Gala DinnerOn June 25th Sareera Youth hosted the first ever Gala Dinner of the International Hijab Day 2011 at Lunica Reception. In celebration of womens’ achievments, faith and

aspirations, this dinner united 300 women from across Melbourne under the one roof under the one cause. With UK’s very own Sarah Joseph (CEO and editor-in-cheif of emel magazine) as the guest speaker, this event was one surely not to be missed. The night began with Sarah Joseph describing her aspirations and drive in contributing to society by establishing the first ever UK based Muslim lifestyle magazine, emel. The struggles, difficulties and sacrificies she faced touched the hearts of many and surely inspired a drive to make a change in all the guests in the room. Following Sarah Joseph were inpirational speeches by leaders from various Muslim communities in Melbourne. Zeynep Eroglu, founder of Sareera, discussed her journey to Australia and enlightened all 300 hearts with her admirable life expierences. Sherene Hassan, a Muslim community worker at ICV,

also discussed the challenges and achievents she faced in Melbourne over her years of tremendous community work. At the end of the evening, there was a sparkle of hope and enlightment in everyones eyes. The take home message was that as in individual we can all make a change so long as we need is to aspire to inspire.

It was a freezing cold Mel-bourne morning and rain lashed the bus window as I watched,

a continuous stream of young women in brightly clad Hijabs emerged from the Mosque, carrying, easels; canvas’s wrapped in plastic, heavy boxes and an endless array of things.

It was an odd precession, but the girls smiled and worked quickly as their silk scarfs became streaked with rain.

I stuck my head out of the door to see what I could do to help and a large glass bowl filled with beautiful orchids was quickly placed into my outstretched hands!

Whilst their Hijabs were damp-ened their spirits certainly weren’t as they all eagerly loaded up the belly of the massive coach.

I had been asked to join the Sa-reera group to help them promote International Hijab Day, and whilst I am Muslim, I am myself not cov-ered.

I do however fiercely protect a woman’s right to express her faith, wether she be a Catholic Nun in the Vatican, a Buddhist in India or a Muslim here in Melbourne.

The bus trip into fed square was cheerful as Zain Baikha’s “Hijab” song played and the girls chatted ea-gerly amongst themselves.

I was curious to see how the girls were going to promote the day and wondered what on earth they had piled into the bus!

Upon arrival at fed Square the girls very quickly and set up the

entire space. I watched a myriad of colour and movement as they trans-formed the foyer into a Gallery of designer Scarves pinned to canvases.

Stalls were set up, the girls placed signage and displays everywhere - the amount of thought and meticulous planning astounded me - right down to the pink chiffon table clothes & the bowls of Orchids placed on the entry tables!

But it wasn’t until the perfor-mance begun that I realised I was wit-nessing something truly wonderful.

As the stage filled with beauti-ful young women in twinkling bright traditional costumes from all over the globe, I became quite emotional and so very proud that they had managed to promote their cultures, tradition and above all else, their faith with grace, elegance and absolute humil-ity.

More importantly I scanned the audience constantly to read the reac-tions of the non Muslim who were present and was so happy to see how deeply engaged they were.

After only one day with the Sa-reera girls it was easy to see that they are a group of young women who are deeply committed to reaching out to the general community. This is a quality so admirable and one that our youth must embrace in order to breakdown misconceptions about Is-lam.

It is very easy to be a Muslim in an Islamic country, but Austral-ian Muslims have the opportunity to reach out to mainstream Australia and really contribute so much.

I believe that the International Hi-jab Day was a huge success, because I saw smiling, young Muslim women talking and mixing with people who have never chatted to a Muslim be-fore. The speeches were superb, as was the performance, but above all else, these young women were in the heart of Melbourne promoting Islam in such a beautiful light - when most young people were at home, snuggled in bed!

My Congratulations to the sisters who organised this event, they cer-tainly id themselves, and the Islamic community proud! Alhamdulillah.

Anisa Sharif/Mosaic Artist* * *

To all my sisters in Sareera,I would like to begin by stating

that all of you deserve a bigger ac-knowledgment than this short letter for the program you put together on International Hijab Day. May Allah (swt) reward you and all your efforts, Insha’Allah.

The performances, especially the narration of the Hijab, however fic-tional it might have been, encouraged me to start thinking deeper about my identity and how my Hijab is actually a signature of culture, unity, accept-ance and history. It was as though each one of my sisters who walked onto the stage, were carrying a piece of me with them. Growing up in a multicultural society, I think we take a bit from each culture. I walked onto the stage with all of my sisters…

I have always been proud of be-

ing and Australian-Muslim. But be-ing there, during the International Hi-jab Day celebration, planted the seeds of affirmation to my feelings. I have a right to be proud, I have a history and I have meaning.

I will keep reiterating, “is it I? Or is it you?” It’s just a piece of cloth-ing, our aspirations are the same… right girls?

Thanking you and wishing you all the best in your future endeavours. Know that this sister, might have only been one face in a room full of faces, but the smile on her face is now all the more brighter and longer lasting because she is an Australian-Muslim who was put in the picture.

Wassalam* * *

On Monday July 25th, I attended the Gala dinner of the 2011 Interna-tional Hijab day. At first, I was a little reluctant to go due to it being a Mon-day night, I was thinking I’d have to hurry up, get home from a long day at work; the last thing I would want to do after a Monday is to attend a for-mal dinner.

Against the odds, I convinced myself to go thinking, this event is or-ganised for a great cause and why not support the Sareera youth group for organising such an event. I haven’t been to too many Islamic events but I assumed it would be the same as any other event, just a speaker after a speaker after a speaker. To my sur-prise, it wasn’t what I assumed it to be; when my friends and I got to Luni-

ca Reception, the moment we walked I noticed the paintings but didn’t have a chance to actually go and ad-mire them up close unfortunately. We were greeted by beautiful warm and friendly sisters who walked us to our seats straight away. When I saw the dips/salads etc., I dug right in with no hesitation. I started noticing the Reception getting packed with sisters and loved the whole atmosphere of it.

The nights events started a little shaky due to the sound system having some technical difficulties. It wasn’t a great issue at all, I found it amusing. There were sisters who sang a beau-tiful nasheed, a play was organised for the audience to enjoy and have a laugh at.

Sareera organised Sarah Joseph from UK’s Emel magazine to be the guest speaker for the night. Masallah she is a great inspirational speaker, I really enjoyed her talk as well as eve-ry other sister who got up and gave us an insight on their lives. I was at-tentive through every sisters talk and didnt find any part of the talks boring.

I absolutely enjoyed listening to the recitation of the Quran by Zeynep and Aysegul, fantastic masallah.

I was really looking forward to staying until the end; however, due to work commitments, I had to leave before the night was over. All in all, I really enjoyed my night, from feeling like I couldn’t be bothered attending to Alhamdullilah I am so glad I didn’t miss out on such a great night!!! May Allah reward everyone involved for organising such a successful event- Ameen. Mujde Selek

Page 20: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 120 KADIN - AİLE

Yeni Devir Sofrası

BismillahirrahmanirrahimKatmerTatlısıTarifi

MALZEMELER1 su bardağı yoğurt2 yumurta2 çorba kaşığı irmik2 çorba kaşığı sıvı yağ1 çay kaşığı karbonatAlabildiği kadar un

Katları Yağlamak için:2 çorba kaşığı tereyağı

Şerbeti için:4 su bardağı toz şeker2.5 su bardağı su1 dilim limonÜzeri için:File fındıkBademFıstık

YapılışıTatlımızı yapmaya

ilk önce şerbetinden başlıyoruz. Su, şeker ve limonu tencereye alıp 10 dk. kaynatıp soğumaya bırakıyoruz. Karıştırma kabına yoğurdu, sıvı yağı, karbonatı alıp üzerine yumurtaları kırıyoruz. Çırpma teliyle karıştırdıktan sonra irmiği döküyoruz. Un ilave ederek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur ortaya çıkartıyoruz. Tezgâhın ve hamurun üstüne un serptikten sonra tezgâhın üzerinde açıyoruz. Olabildiğince ince açtığımız hamurun üzerine eritilmiş tereyağım döküp elimizle her yerine yayıyoruz. Bir ucundan başlayıp sıkıca

rulo yapıyoruz. Rulomuz kalın olursa tezgâh üzerinde yuvarlayarak çay bardağı kalınlığına getiriyoruz. Bitiş yerini alta getirip ikiye kestikten sonra bir tabağa alarak buzdolabında 15 dk. bekletiyoruz. Dolaptan aldığımız hamurları serçe parmak kalınlığında dilimlere kesiyoruz. Kızgın bol yağda altın sarısı oluncaya kadar kızartıp

hemen soğuk şerbete bırakıyoruz. Şerbetini çektikten sonra servis edeceğimiz şık bir tabağa alıp üzerine file fındık, fıstık, badem serperek soğutmadan servis ediyoruz. Bu katmeri tadanlar böyle bir lezzet görmedik diyecekler. Afiyet olsun!

Öyleyse ey nefsim, kurtuluşa doğru koş! Keskin ince ağızlı bilenmiş kılıçlar gibi ol! Eğer in-sanlar yaratılış incelikleri üzerinde düşünselerdi niçin yaratıldıklarını araştırsalardı hiç bir insan gülme nedir bilmezdi.

Başkalarının hoşuna gitmey-ecek sınavlarda, nefsini sınayan kişiyi paylama sakın. Bilerek, dikenli çalılara yalazlı ateşlere yaklaşma sakın, çünkü onlara yaklaştığında kendini kaybedersin.

Erdemli kişi sen kendisine kötülük yaptığında sana güzel davranan iyilik yapan kişidir.

Erdemli değilse kişi sen onu dü-zeltemeye uğraşsan bile yulardan kurtulmak için hileye başvurur.

Ey sen, korkmuyor mu-sun zamanın belalarından. Sana söylenen öğütlerden yalnızca

zamanın sana öğrettiği ilginç dersleri tut ve onlara sahip çık. Sen sağlam durursan kimse seni yıkamaz. Kim sağlam bir ka-leyi sarsmaya çalıştıysa kale duvarlarından çok uzaklara fırladı.

Kendi kendime diyorum ki, açık olan kapalı olan gibi değildir. İnsanlar ölümlüdür ölümün çocuğudur her zaman. Nefsini küçük düşüren şerefini zedeleyen şeylere karşı kendini koru, tut-kuyu bırak, çünkü tutku yokluk kapısının anahtarıdır.

İnsanın bu dünyada alacağı tat, nedir ki? Çünkü çok geçme-den ölüm gelip çatıyor, dayanıyor kapıya ne kadar ömür sürerse sürsün. Öyleyse bu denli kısa süren bir dünyaya bel bağlama. Fani oluşumuzu bizzat bu dünya haber veriyor. Fakat insan bu

Çocuğun ilk bağlanma nesnesi annedir. Anneden dış dünyaya açılan çocuk, eğer kainatla da güvenli bir

bağlanma gerçekleştirmişse, sağlam bir kişilik geliştirebilir.

Ancak bunun için, çocuk hayatla ve kainatla ilişkilerinde Yaratıcı’ya karşı sorumlu olduğunu bilmeli ve evrenin hakimiyetinin Allah’ın elinde olduğunu bilmelidir. Bu konuda anne baba çocuğun gelişim özelliklerini bilmeli ve anlayacağı bir dil kullanmalıdırlar. Çünkü çocukların ruhsal dünyası yetişkinler gibi değildir. Bu nedenle çocuk kainatla ilişkilerinde her zaman sorular soracak ve olayları çocuk dünyasına katmaya çalışacaktır. Anne çocuğa, kainattaki varlıklardan yola çıkarak, çocuğa Yaratıcıyı tanımasını sağlayabilir. Zira Yaratıcı ile kurulacak bir ilişki ile çocuk kendini daha güvende hissedecektir. Çünkü bu süreçte çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey güven duygusudur.

Dışarıda korkutucu bir dünya vardır. Olaylar, insanlar, eşyalar her daim hareket etmekte ve çocuğu ürkütmektedir. Anne sürekli uyarmaktadır, sakın dışarı çıkma hırsız var, dışarıda kötülük var demektedir. Ya da çocuk babayla yolda yürürken bir kavgaya şahit oluyor, savaş haberlerini işitiyor... Dünyada yolunda gitmeyen bir şeyler var, yani kötülük var çocuk bunu görüyor ve kendisini koruyacak ve kollayacak bir varlığa sığınarak güvende hissetmek istiyor.

AnnegüvenverirAllah dinini,

yıldızların parlaklığından daha canlı bir

berraklıkla bildirmiştir tüm

insanlığa.

İbniHazm’danöğütler

dünyayı ancak ona sahip olunca bırakıyor nice insanlar onu bırakıyor ama gönüllerinde hep ona bağlı kalıyor.

Bir insan neyi istediğini bilirse öteki insanların sahip olduğu her şeyin geçiciliğini kolayca fark eder. Bir kimse Rahman’ı tanısa emirlerine kesinlikle karşı gelmez. Dünyada-ki krallıkları kendisine verseler bile.

Takva ve dindarlık yolu yolların en iyi-sidir. Bu yola giren-lerse yolcuların en iyi-sidir. Tam tersine kim bu yoldan saparsa çok sıkıntı çekecektir. Bu yola saf gönlüyle engin ruhuyla yumuşak ve gü-zel huyuyla yönelenlere ne mutlu. Onlar ruhlarını içten içe kemiren gi-zli kinlerden uzaktır, sahip oldukları izzet dünyada onlara yeter. Dolayısıyla onlar isti-kamet üzere yaşarlar ve ölürler. Kim Allah’ı ger-çek anlamıyla tanırsa, bilirse kendine güve-nilir bir sığınak bulmuş demektir. Bu kişi artık güvence altında demek-tir. Fani krallık hiç ebedi krallık gibi olur mu? Gerçek dindarlık sahte dindarlıkla bir tutulur mu? Gerçek dindar olan

hiçbir zaman sapık biriyle eş tutu-lamaz. Doğru sözlü olanın yalanla dolanla ilgisi olmaz... (S. Ç.)

Hocanın seyisten öğrendikleriHoca vaaz vermek istediği sa-

lona girmiş. Salon ön sırada oturan seyis dışında kimse yokmuş. Konuşup konuşmama konusunda düşünen hoca sonunda seyise dönmüş ve “buradaki tek kişi sen-sin, sana göre konuşmalı mıyım yoksa konuşmamalı mıyım? diye sormuş. Seyis “hoca ben basit bir insanım, böyle şeylerden anlamam ama ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp sadece bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim” demiş.

Bu sözlere hak veren, hoca konuşmaya başlamış. İki saatin üz-erinde konuşmuş ve konuşmasını bitirdiğinde kendini çok mutlu hissetmiş. Sonra seyise tekrar dönmüş ve: “Vaazımı nasıl bul-dun diye sormuş. Seyis “sana daha önce basit bir insan olduğumu ve bu konulardan anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra geldiğimde biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu besler-dim ama elimdeki yemin hepsini ona vermezdim” demiş. (Doğu hikayeleriyle Psikoterapi, Nosrat Pesecshkian)

Boş zamanlar hoş zamanlar olabilir

Her hangi birine, “boş zamanlarınızda neler yaparsınız? diye sorsanız, “gezerim, kitap oku-rum, müzik dinlerim diyecektir. Modern esintiye kapılan kişinin klasik cevaplarıdır bunlar. Oysa boş zaman, kişinin sevdiği ve benimsediği işleri yapabileceği değerli bir vakittir. Kişinin hayat görüşü ve yaşam tarzı boş zaman-larda neler yaptığıyla ölçülür.

Boş vakitleri faydalı işlerle geçirebilir ve yıl içinde yapamadığımız etkinlere burada yer verebiliriz.

İşimize yarayacak kitapların listesini çıkarabilir ve kitap okuy-abiliriz.

Günde bir hadis ezberleyebili-riz.

Tabiatı gözlemleyebilir ve gün-lük tutabiliriz.

Yakınlarımızla birlikte vakit geçirebiliriz.

Aile sohbetleri düzenleyebili-riz.

İlmi çalışmalar yapabiliriz.

Page 21: Yeni Devir Edition 104

2109 AĞUSTOS 2 0 1 1

Fatma Tuncer

Çocuklarımızı doyumsuz yetiştiriyoruz

Bu hafta hanımlarımıza, aşırı harcama ve israfla il-gili nelere düşündüklerini sorduk. Bu konuda televizyo-nun da, insanları yönlendirdiğini belirten hanımlarımız küçük yaştan itibaren çocuklarımıza israfın zararlarını öğretmek gerekir dediler.

Çok sayıda ayakkabım varAlış veriş yapmak beni rahatlatıyor. Moralim bozuk

olduğunda param varsa dışarı çıkar bir şeyler alırım, bu beni rahatlatır. İşime yarayacak şeyler almaya çalışıyorum ama ayakkabı konusunda biraz israfım var. Farklı bir ayakkabı gördüğümde kendimi tutamıyorum ve bir şekilde alıyorum. Çok sayıda ayakkabım var, onları boyarım, temizlerim. Küçükken bir tek ayakkabım vardı ondan mıdır bilmem ayakkabı konusunda biraz fazla para harcıyorum. Onun dışında işime yaramayan şeyi al-mam. İsrafın iyi bir şey olmadığını biliyorum ve kendimi değiştirmeye çalışıyorum ama ne zaman başarabilirim bilmiyorum. Fatma K. (Ev hanımı)

Anneme teşekkür borçluyumAnnem israf konusunda bizleri çok iyi yetiştirdi. Bizim

evde hiçbir şey atılmaz, ekmek kırıntılarını güvercinlere veririz, meyve kabuklarını kaynatıp çiçeklerime döküyo-rum, eski elbiselerden battaniye ya da örtü filan dikiyorum. Bu konuda anneme çok teşekkür borçluyum o attığınız her şeyden sorumlusunuz derdi. İki kızım var ikisini de bu şekilde yetiştirdim. Sadece takı merakım var, biraz takılara para harcıyorum onun dışında ölçülü ve dikkatli olmaya çalışıyoruz. Cemile K. (İşletmeci)

Çocuklarımızı doyumsuz yetiştiriyoruzAllah bizi toplum olarak israf etmekten kurtarsın. Geçen

Ramazan ayında eşimin şirketinin bir yemeğini katılmıştım. Yemek açık büfe usulünde verilmişti ama inanın o kadar israf vardı ki, insanlar tabaklarını tıka basa dolduruyorlar sonra yarısını çöpe atıyorlardı. Toplumun her kesiminde israf var. Bu konuda biz annelere sorumluluk düşüyor. Çocuklarımızı doyumsuz yetiştiriyor israfa alıştırıyoruz. Bu-nun farkına varmalıyız. Attığımız, israf ettiğimiz her şeyde fakirlerin hakkının olduğunu çocuklarımıza öğretmeliyiz. Mevhibe Ş. (Ev hanımı)

İsrafa teşvik ediyorTelevizyon, insanlarımızı israfı teşvik ediyor.

Kadınlarımız ekranda gördükleri her şeyi almak istiyorlar. Çocuklar reklamları birebir takip ediyor ve anneden bir şeyler istiyorlar. Kadınlarımız özellikle giyim konusunda medyanın etkisinde kalıyor. Bu nedenle israfın önlenmesi için önce kendimiz olmayı öğrenmeliyiz. Değerlerimize sa-

hip çıkmalı ve israfın Allah’ın razı olmadığı bir davranış olduğunu unutmamalıyız. Zehra Ç. (Sağlıkçı)

Hayatımızdan çok şey alıp götürüyorİsraf, hayatımızdan çok şeyler alıp götürüyor. Çok

fazla uyuyoruz, çok fazla yemek yiyoruz, çok fazla alış veriş yapıyoruz. Hayatımız israf üzerine kurulu. Bundan kurtulmanın yolu ise Allah’ın razı olduğu bir Müslü-man olmaktan geçer. Allah israfı yasakladı, muhtaçlara yardım etmeyi emretti. İsraf ettiğimiz her şeyde bunu hatırlamalıyız. Hayatımızdan israfı çıkarabilirsek, iba-detlerimizden de yaşamaktan da tat alabiliriz. Hazreti Peygamber bizlere, itidal üzere yaşamayı tavsiye ediyor, bizim örnek alacağımız da odur... Ayşegül K. (Ev hanımı)

AİLE - HAYAT

SevgibüyütüyorUzmanlar, anneden sevgi ve

şefkat ihtiyacını karşılayan be-beklerin zihinsel ve duygusal gelişimlerinin daha iyi durumda olduğunu söylüyorlar. Sevgi, küçük yaşlarda beynin yapısında bulunan ve kişinin kendine güvenini sağlayan merkezinde hücrelerin etkin hale gelmesini sağlıyor. Bu konuda an-nenin kişiliği mizacı da önemli. Ak-tif, ayaklarının üzerinde durabilen ve çocuğuyla sağlıklı ilişkiler kuran annelerin çocukları daha dışa dönük ve başarılı olabiliyorlar. Çocukla anne arasında sağlıklı ilişkilerin kurulması, annenin sevgisini verme-si sadece çocuk için değil anne için de faydalar getirmektedir. Çocuğunu büyütürken hayatı tanıyan anne, sevecenlik, sabır ve katlanma duy-gusunu geliştiriyor.

Babanın ölümü“Babamı kaybettiğim gün, sanki

her şeyimi kaybetmiş gibi” oldum demişti genç bir bayan. Baba bir kadının ülkesinde, güç ve güveni temsil ediyor çünkü. Ayrılmanın, uzak kalmanın ötesinde babayla bir-likte yaslandığı gücü kaybettiğini sanıyor kadın. İnsan varlığı güvenlik ihtiyacı içindedir. Yaşarken kendi-nizi güvende hissetmek istersiniz. Bu süreçte baba küçüklüğümüzden beri bize destek veren her zaman yanımızda olan önemli bir aktördür. Onu kaybettiğimizde içimizden bir şeylerin koptuğunu hissederiz.

Babayla birlikte bir dönemin kapandığını hissederiz. Artık yavaş yavaş yaşlanmakta ve ölüme doğru koşmakta olduğumuzu görürüz. Baba geride yaşanmış bir iz bırakmış ve gitmiştir. Bir neslin dönemi kapanmış gibidir. Artık sıranın bize geldiğini düşünürüz. Ve... babanın ölümüyle değişen çok şey olmuştur hayatımızda.

Ben değişmem demeyinSalebe, efendimiz zamanında

mescidin kuşu diye anılan biriydi. Çünkü vaktinin büyük bir kısmını camide ibadet ederek geçirir namaz vakitlerine riayet eder ve hiç namaz geçirmezdi. Bir gün efendimize gel-di ve “Ya Resulullah Allah’a dua et de bana biraz mal versin”dedi. Bu-nun üzerine Efendimiz “ Ya Salebe, Ben senin için en hayırlı örnek değil miyim, diye sordu. Salebe evet ya Resulullah dedi ve “Yine de Allah’a dua et de, bana mal versin diye aynı talebini yineledi. Efendimiz dua etti ve Allah, Salebe’ye bir ko-yun verdi. Zaman içinde koyunları o kadar çoğalmıştı ki, artık Salebe namazlarına bile gitmemeye başladı. Efendimiz sürekli onu soruyordu İbni Salebe yine gelmedi mi? Diye ama o artık namaza gelmi-yordu, çünkü namazı bırakmıştı. Zekat zamanı geldiğinde efendimiz Salebe’ye iki zekat memuru gönder-di. İbni Salebe “Biz çalışıyoruz, siz alıyorsunuz diye söylenerek koyun-lardan en zayıf olanını verdi. Zekat memurları kabul etmeyip durumu efendimize anlattılar. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu. “İçinizden kimin-iz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse ancak kendisine cimrilik eder. Allah zengindir” ) ( Muhammed, 38)

Bu ayet üzerine efendimiz Salebe’nin ebedi cehennemlik olduğunu söyledi. Peygamber efend-imiz, bunu söylerken yanında İbni Salebe’nin akrabalarından biri bu-lunuyordu. Bu kişi İbni Salebe’nin ebedi cehennemlik olduğunu hemen kendisine ulaştırdı. Bunun üzerine İbni Salebe bütün servetini zekat vermeye çalıştı. Ama Peygamberim-iz kabul etmedi. Ve bir gün Peygam-ber efendimiz Rabbine kavuştu, yani vefat etti. Bundan sonra Hazreti Ebu Bekir’e zekat vermek istedi ama o

da kabul etmedi, Bunun üzerine Hazreti Ömer’e vermek istedi o da kabul etmedi...

Taklit fıtri bir eğilimdirTaklit, insan doğasında

mevcut olan fitri bir meyildir. Bu sayede, her çocuk küçük yaştan itibaren davranışlarına yön verecek bilgileri çevres-inden öğrenmektedir. Çocuk duyduğu seslerle konuşmayı, aile bireylerinin davranışlarıyla oturma kalkma ve yürümeyi tak-lit yeteneğiyle öğrenir. Kur’an, hayata yeni başlayan Hazreti Adem’in çocukları Habil’le Kabil’in hayvanları taklit ederek hayat yolunda ilerlediklerini haber verir. “Hazreti Adem’in ni-hayet nefsi onu Kabil’i kardeşini öldürmeye itti de onu öldürdü. Bu yüzden de, kaybedenlerden oldu. Derken Allah kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Ka-bil, yazık bana! Şu karga gibi olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz oldum” dedi ve ettiğine yananlardan oldu” (Maide, 30-31)

İnsan hangi toplumda doğmuşsa bu toplumun örfünü, adetlerini ve ananelerini medeniyetini tak-lit ederek kendini oluşturur. Taklit yoluyla, yerel kültürler değerler ne-silden nesile taşınmış olur. Ancak, kişi ergenlik dönemine geçtiğinde, taklit ettiği tutum ve davranışlarını irade süzgecinden geçirmeyi öğrenir, bilgi ve deneyimlerini kendileştirir. Çünkü insanın seçme, tercih etme hakkı ve iradesi vardır. Bunu en iyi şekilde kullandığında kendisi ola-bilir. Seçimlerimizi yaparken doğru ve doğru olmayan, bize Yaratıcı tarafından verilmiştir ve doğru her zaman bizim fıtratımıza uygundur.

Aile çocuğun ilk rehberi ve

Sevgi, küçük yaşlarda beynin yapısında bulunan ve kişinin kendine güvenini sağlayan merkezinde hücrelerin etkin hale gelmesini sağlıyor.

öğretmenidir. Çocuklara doğru yanlış kavramlarını bu çatı altında vermel-idirler. Aksi durumda, kişi ailede iradesini doğru şekilde kullanmayı öğrenmemişse, çevresinde duyduğu işittiği her şeyi sorgulamadan alan ve körükörüne atalarını taklit eden bilinçsiz bir nesneye dönüşecektir. Sartre’ye göre toplum iradesiz bir taklit şebekesidir. İslami bilgi ve bil-inçten yoksun olan ve aklını kullan-mayan kişiler için bu geçerli olabilir. Ancak aklını, iradesini ve gücünü vahiy ekseninde yönlendiren kişiler önlerine dikilen engeller ne olursa olsun doğruyu tercih etmişlerdir... Çünkü inanç konusunda körükörüne taklit etmek men edilmiştir. Kur’an, insanın düşüncelerini prangaya vu-ran akıllarının önünü tıkayan engel-leri yasaklamış kişiyi aklını kullan-maya teşvik etmiştir.

Gözümüzden kaçanlarKüt bıçakla et doğramak insanı

daha fazla yorar. Bu nedenle bıçağı bilemek ve işleme ondan sonra

başlamak gerekir.İnsan, eski bilgileriyle yeni

sorunlara çözüm getiremez. Bu gerçeği fark edip sürekli kendimizi geliştirmeye çalışmalıyız.

Bir davranışımızı değiştirmek istiyorsak, yerine daha iyi ve faydalı olanı koymalıyız. Malum insan doğası boşluk kabul etmez.

İyi niyetle yapılmış tenkitlere açık olmak: Bazen bizim göremediğimiz yanlarımızı başkaları görebilir, bu nedenle iyi niyetle yapılmış ten-kitleri yabana atmamalıyız.

Önyargılardan uzak olmak: Önyargılar karşımızdaki kişiyle aramızda buzdan dağlar örer. Bu ned-enle ne kendimizle ne de başkalarıyla ilgili önyargı taşımamalıyız.

Mazoşist duygulardan uzak ol-mak: Geçmişte yaşananlar ruh ve du-ygu dünyamızda derin izler bırakmış olabilir. Ancak sürekli geçmişin içinde yaşamak acıları tekrar tekrar anlatarak karanlık bir tünele girmek geleceği görmemizi engeller.

* * *

Page 22: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 122

Haber Servisi : Mustafa SALİH, Yücel ERBAŞIReklam Sorumlusu: Tahir SOLAKGençlik Sayfaları : Sümeyye ÇETİNKIRANAile – Sağlık : Zehra TÜRKERKültür - Edebiyat : Hasan GÜREŞEN

Sahibi: Diyalog pty. ltd.

Yazıların yasal sorumluluğu sabihine aittir

Adres : P.O.Box 200 Dallas, Vic. 3047Telefon : (03) 9302 3030 Fax: (03) 9302 2929 Reklamlariniz icin: 0435 414 112’yi arayabilirsinizE-mail: [email protected]

Genel Yayın YönetmeniMurat KARADAĞ

SAĞLIK

EhliyetSınavı

Ramazan‘dasağlıklıbeslenmetüyoları‘Yeterli ve dengeli beslenmeyi karın doyurmak olarak algılamayın’ diyen beslenme uzmanları,

Ramazan’da vücudun karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral ve su ihtiyacının karşılanması gerektiğini söylüyor.

Beslenme ve Di-yet Uzmanı Lale Özbek Ramazan ayında doğru beslenmenin önemini vur-gulayarak “Yemek yiyerek geçirilen 8 saatte öğün sayısı en az 3-4 olacak şekilde planlanmalıdır. Bu beslenme şekline dikkat etmeyen sağlıklı kişilerde bile zaman zaman sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda aşırı gaz birikimi, kabızlık, reflü, ani tansiyon yükselmesi gibi rahatsızlıklar görülebilir” uyarılarında bulunuyor.

Uzun süren açlıktan sonra az ve sık aralıklarla beslenmenin vücut denges-ini koruyacağını hatırlatan Lale Özbek, “Bu sebeple iftara hurma veya zeytin ile

C i n c i n n a t i Üniversitesi’nde görevli araştırmacı Tiina Re-ponen ve ekibinin yaptığı, sonuçları Annals of Al-lergy, Asthma & Im-munology dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, bebekliğini küflü bir ortamda geçiren çocukların 7 yaşına geldiğinde astım olma ihtimali, böyle bir or-tamda büyümemiş çocuk-lara oranla iki kat fazla.

Araştırmalarında, aler-ji ve astım riski taşıyan 176 çocuğu değerlendiren bilim adamları, birinci yaşına kadar küf mantarları sporlarına maruz kalan

çocukların astım olma ihtimalinin önemli oranda arttığını gördü.

Astımda en önemli risk faktörünün genetik olduğunu da vurgulayan araştırmacılar, ancak yaşamın ilk yılında maruz kalınan küf mantarlarının da astım ihtimalini artırdığını kaydetti. Araştırmada, 7 yaşında küf mantarlarının çocukları fazla etkilemediği de görüldü.

SİGARANIN ASTIMLA BAĞLANTISI

Aynı araştırmada, sigara dumanı ile astım riski arasındaki bağlantı

da değerlendirildi. Bilim adamları, sigara dumanı konusunda küfün tam tersi sonuçlara ulaştı. Be-beklerde sigara dumanının astım riskini artırdığına dair bir veri bulunamazken, yedi yaşındaki çocukların sigara dumanına maruz kalmasının ise astım ihti-malini önemli derecede artırdığı tespit edildi.

Araştırmanın bir başka ilginç sonucuna göre de evde klima kullanımı, hem bebeklerde hem de yedi yaşındaki çocuklarda astım ihtimalini hissedilir oranda düşürüyor.

Kalbikoruyanprotein

Uzmanlar, kalp krizi esnasında kalbi koruyabilecek kapasiteye sahip yeni bir protein keşfetti.

Bu buluş, risk altındaki hastalar için özel amaçlı daha çok tedavi türünün geliştirilmesine imkan sağlayacak.

Cincinnati Üniversitesi Farmakoloji ve hücre biyofiziği bölümü araştırmacıları, HAX-1 adlı hücre öldürücü proteinin iskemi reperfüzyon yaralanması esnasında ya da kan kısıtlanmasının sebep olduğu doku hasarında kalp hücrelerini ve kaslarını korumada önemli bir rol oynadığını keşfetti. Araştırma ekibinden Chi Keung Lam, kalp krizi esnasında çoklu hücre ölüm yollarının etkinleştiğini ve bunun da hücre ölümü ve kalbin işlevinde azalma ile sonuçlandığını belirtti.

Chi Keung Lam, kalpteki HAX-1 protein seviyesinin iskemi reperfüzyon yaralanmasından sonra azaldığını bulduklarını kaydetti. Araştırmada, kalp durumu farklı hayvan modelleri kullanıldı, HAX-1 seviyesi iki katına çıkarıldı ve hayvanlarda deneysel olarak kalp krizi

ortamı oluşturuldu. Araştırma ekibinden Wen Zhao, bu hayvan modellerinin kalplerinde, kalp krizi ile ilişkili hasar ve azalmış hücre ölümünün ardından gelişmiş bir kontraktil (Kasılma) performansı gözlendiğini belirtti.

Zhao, koruyucu etkinin kaspas 3 ve 9’un (hücre ölüm sürecinin baş aktörlerinden olan protein ailesi) azalan faaliyetleriyle ilişkili olduğunu belirtti. Zhao, ayrıca, bu hayvan modellerinin kalplerindeki HAX-1’den izole edilmiş mitokondrinin şişmeye ve permeabilite geçişine ya da kalsiyum yoluyla mitokondriyel zarların geçirgenliğinde azalmaya dirençli olduğunu tespit ettiklerini ifade etti.

Zhao, bu bulguların iskemi reperfüzyon yaralanmasında HAX-1’in eşsiz bir kalp koruma potansiyeli olduğuna işaret ettiğini söyledi ve bu keşiflerin kalp krizi riskine sahip hastalarda hücresel düzeyde özel amaçlı tedavilere ve hücre ile doku ölümü durumunun engellemeye yardımcı olabileceğini belirtti.

Küflüortambebeğiastımediyor

Bebeklikte küflü bir ortamda yaşamak, ileride astım hastası olma ihtimalini, böyle bir ortamda

yaşamayanlara göre iki kat artırıyor.

başladıktan sonra 1-2 bardak su içilmelidir. Su, tüm gün vücudun kaybettiği sıvıyı ye-rine koyması ve doygunluk hissini artırması bakımından önemlidir. Başlangıç için çorba en uygun yiyecektir. Çorba içildikten 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, se-bze yemeği ve salata ile 3-4 yemek kaşığı pirinç pilavı, makarna, bulgur pilavı veya küçük bir dilim börek yen-ebilir” diyor.

AZ AMA SIK YİYİNYeme düzeninin

değişmesi, öğün sayısının ve sıklığının azalması gibi ned-enlerle metabolizma hızının yavaşladığını belirten Lale Özbek, Ramazan ayı bo-

yunca sağlıklı kalmak ve hastalıklardan korunmak şu önerilerde bulunuyor:

“Sahura kalkılmadığı zaman metabolik hızımız düşer, bu da kilo alımına se-bep olur. Bu sebeple sahura kalkmak hafif ama tok tutan sağlıklı besinler yemek, gün içerisinde uykuya eğilimi, sinirlilik, baş ağrısı, halsizlik gibi durumları azaltacaktır. Ramazan boyunca 2 ana öğün (iftar ve sahur), iftardan sonra da mutlaka 2 ara öğün düzen-lenmelidir.

POSAYI ARTIRINSindirim sisteminin

sağlığı için yeterli sıvı alımının yanı sıra posa içeriği fazla olan ve tok tutma özelliğine

sahip gıdalardan kepekli - esmer ekmek, kuru bak-lagiller ile süt ve süt ürün-leri tüketilmelidir. Uzun süreli açlık sebebiyle aza-lan bağırsak hareketlerimiz için de posalı beslenmenin önemini unutmamalıyız.

SIVI ALIMINA DİKKAT EDİN

Yetişkin bir insanın günde en az 1.5-2 litre su içmesi gerekmektedir. Bu se-beple iftardan sahura kadar geçen sürede 2-2,5 litre (10-12 su bardağı) su içilmesi çok önemlidir. Gazlı içecekler ise, mide rahatsızlıklarına neden olabilecekleri ve yeme kapas-itesini artırabileceği için öner-ilmemektedir. İftar sırasında yemekle birlikte çay ve kahve içmek yemeklerden alınan vitaminleri öldüreceğinden bu içecekleri yemekten 1 saat sonra içmeniz daha sağlıklı olacaktır. Ayrıca mide ve

sindirim sistemini rahatlata-cak bitki / meyve çayları, şekersiz komposto ve ayran gibi içecekleri de tercih ede-bilirsiniz.

YAĞLI YEMEKLERDEN UZAK DURUN

Yemeklerde hayvansal yağlardan, aşırı tuzdan, her türlü kızartmalardan kaçınmak gerekir. Sıvı yağlar özellikle tercih edilmelidir, et yemekleri yeniliyorsa mümkün olduğunca yağsız ve beyaz etler tercih edilme-lidir. Tatlılarda ise; şerbetli

ve hamur işi tatlılar yerine az şekerle yapılmış sütlaç, güllaç gibi tatlılar tüketilmelidir. An-cak sütlü tatlılar zararsız diye daha fazla yemek kilo alımını artıracaktır.

İFTARDAN SONRA HAREKET EDİN

Y a v a ş l a y a n metabolizmayı hızlandırmak, sindirim ve hazımsızlık için vazgeçilmez olan fiziksel ak-tivite Ramazanda da ihmal edilmemeli. İftardan 1-1,5 saat sonra kısa süreli, tempolu yürüyüşler ideal olacaktır.

Page 23: Yeni Devir Edition 104

2309 AĞUSTOS 2 0 1 1

MİZAH

1 - Aşağıdaki işlemlerden hangisi ilkyardımdır?

a) Yaralanan kişiyi dövmek b) İtfaiye çağırmak c) Komşuları yardıma çağırmak d) Kanamayı durdurmak

2 - İlkyardım çantası aracın neresinde bulunmalıdır?

a) Arka sağ tekerin içinde b) Aracın içinde arka sağ tarafta. c) Motor kaputu içerisinde d) Ön torpido gözünde

3 - Shock pozisyonu aşağıdakilerden hangisidir?

a) Sırt üstü yatış, ayaklar biraz yukarıda, üstü örtülü

b) Sandalyede oturma, kolları yukarı kaldırma

c) Diz üstü oturarak kafa sallama d) Masanın üzerine çıkıp kitap okuma

4 - Derin yanıklara olay yerinde aşağıdakilerden hangisi uygulanır?

a) Baş ağrısı hapı b) Mantar merhemi c) Şampuan d) Soğuk su-buz

EhliyetSınavı5 - Güneş çarpması sonucunda hastaya

aşağıdakilerden hangisi uygulanır? a) Günes çarpınca denize atılır. b) Bele kadar kuma gömülür c) Vücut sıcaklığı yavaşca düşürülür d) Kendi kendine iyilişmesi beklenir

6 - Donma sonucu uyku durumunda olan kimseye aşağıdakilerden hangisi uygulanır?

a) Uyumaması sağlanır b) Yatağa yatırılır ve uyuması beklenir c) Beraber uykuya yatılır d) Hiçbiri?

7 - Burun kanaması olan bir kazazadeye asağıdakilerden hangisi yapılır?

a) Saçları yolunur b) Saçlarına masaj yapılır c) Sıcak küvet içine oturtulur d) Buruna tampon konulur

8 - Bilinci kaybolmus kazazedenin soluk yolunun tıkanmaması için aşağıdakilerden hangi pozisyon verilir?

a) Amuda kalkacak şekilde b) Sırt üstü yatacak şekilde c) Sırtustu yatırılır d) Sabit yan pozisyona alınır

9 - Açık karın yaralanmalarında organlar dışarı sarkmışsa ne yapılır?

a) Dışarıdaki organlar poşet içerisine konur

b) Organlar yara üzerine toplanarak ıslak bezle örtülür

c) Dışarıya çıkan organlar kesilir

d) Hiç dokunulmaz

10 - Sıcak vurması sonucu bayılan kimseye aşağıdakilerden hangisi önce uygulanmalıdır?

a) Derhal kuvvet içerisine yatırılmalıdır

b) İlac içirilmelidir c) Fıkra anlatılmalıdır d) Serin bir yerde sock pozisyonuna alınır

11 - Solunum zorluğu olan kişiye ilk iş olarak ne yapılır?

a) Başı okşanır b) Ağız boşluğu temizlenir, sonra baş

arkaya bükülür c) Ağzı kapatılır, hastaneye nakledilir. d) Yapay diş takılır

12 - Yanık yarası olan bir kazazedenin yarası üzerine asağıdakilerden hangisi uygulanır?

a) Saç jolesi sürülür b) Yoğurt sürülürc) Zeytinyağı sürülürd) Temiz, ıslak bez örtülebilir

13 - Kırıklar neden tespit edilmelidir? a) Kazazedenin rahat kahvaltı yapması

için b) Kazazedenin rahat uyuması için c) Kırık kemik uçlarının komşu organlara

batarak büyük yara açmaması için d) Kırığın tespitinin önemi yoktur.

14 - Aşağıdaki vakalardan hangisinde yaralı yan yatış pozisyonuna alınır?

a) Boğulan kişilerde göğüs kemiği kırık olan yaralılar

b) Önemli değil c) Egzost gazı ile

zehirlenenler d) Karnından yaralanmış

olanlar

15 - İki ayağı olmayan sürücü adayı ortopedi hekiminin vereceği karara göre hangi sınıf sürücü belgesi alabilir?

a) Böyle şey olmaz

b) A sınıfı alabilir c) E sınıfı alabilir d) H sınıfı belgesi alabilir

16 - İlkyardım çantası ile ilgili olarak asağıdakilerden hangisi doğrudur?

a) Yayalarda ilkyardım çantası bulunur b) Deniz araçlarında ilkyardım çantası

bulunur ve uygulanmaz c) Herhangi bir trafik kazasında

kullanmak için bulundurulur d) İnsan hayatının önemi yoktur

17 - Yanık yarası olan bir kazazedenin yarası üzerine aşağıdakilerden hangisi uygulanır?

a) Tuzlu su dökülür b) Ayran sürülür c) Salça içirilir d) Temiz ıslak bez örtülür

18 - Omurga yaralanması olan kazazede oturtulursa ne olur?

a) Vücut sıcaklığı artar b) Yara mikrop kapar c) Felç olur d) Saçları dökülür

19 - İlaçla henüz intihar ettiği farkedilen kimseye ne yapılır?

a) Küstürülür b) Su içirilir c) Asit içirilir d) Denize götürülür

KOMİKKARELER

(Komik ama gerçek)Aşağıda ehliyet sınavlarında bugüne kadar sorulmuş en ilginç soruları bulacaksınız. Maalesef tüm

sorular gerçektir. Kaynak: Sürücü Kursu Eğitim Rehberi, Derya Dağıtım A.Ş.

Page 24: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 124 SPOR

Bufırsatnasılkaçar?Ligin normal sezonunun son haftasına lider giren Anadolu, ağır bir yenilgi ile sezonu üçüncü sırada bitirdi. Temsilcimiz, liderlik fırsatını

kaçırmasaydı play off’a çok büyük bir avantaj ile girecekti. Toplu Sonuçlar:

Melbourne Knights 4 Anadoluspor 2

Gençlikgücü 1North Geelong W. 3

Cairnlea Türkgücü 0Sunbury United 1

Çağrıspor 3Maribyrnong Greens 0

Hilalspor 1Keilor Park 1

Elwood City 3Horozspor 2

Gençlerbirliği 1Darebin United 1

Kartalspor 0Bundoora Utd 4

Sunshine H. Western 1Işıkgücü 0

Collingwood ile Geelong’un başabaş

zirve mücadelesi devam ediyor. Geçtiğimiz

hafta her iki takım da rakiplerine büyük fark

attılar. Geelong rakibine 150, Collingwood ise

138 puan fark attı

Zirvedeikiliyarış

Toplu Sonuçlar:

St Kilda 113Fremantle 72

Geelong 188Gold Coast 38

Carlton 134Melbourne 58

Essendon 100Sydney 99

Port Adelaide 21 – Collingwood 159

Brisbane 105Adelaide 110

Hawthorn 103 – North Melbourne 86

West Coast 147 – Richmond 90

Page 25: Yeni Devir Edition 104

2509 AĞUSTOS 2 0 1 1

Page 26: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 126 SPOR

Galatasaray’ın Juventus’tan yeni transferi Felipe Melo, Brezilya’nın en ünlü gazetelerinden Globo’nun internet sitesine telefonla özel bir röportaj verdi.

Felipe Melo’nun röportajında en dikkat çeken nokta Galatasaray’ın Manchester City’in Togolu yıldızı Emmanuel Adebayor’u transfer etmek için çalışmalarda bulunduğunu söylemesi oldu.

Galatasaray ile ilk temasının Almanya’da olduğunu belirten Melo, “Galatasaray taraftarı gerçekten muhteşem. Onlar ile tanışmamız ilk kez Almanya’da oldu ve orada 3 bin taraftar vardı. Türkler de Brezilyalı futbolseverler gibi. Havaalanından maça kadar her zaman size destek oluyorlar. Liverpool ile oynanan

Galatasaray’ın Juventus’tan kiraladığı Brezilyalı yıldız Felipe Melo, Galatasaray’a

transferi süreci hakkında bilgi verdi. Melo, Galatasaray’ın Manchester City’in

Togolu yıldızı Emmanuel Adebayor’u

transfer etmek için çalışmalarda

bulunduğunu söyledi.

Fenerbahçe taraftarları, futboldaki şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan kulüp başkanı Aziz Yıldırım ile yöneticilere destek vermek amacıyla, Kadıköy’den Metris Cezaevi’ne kadar araç konvoyu düzenledi.

c l a s s i c d e s i g n _ f u r n i t u r e @ h o t m a i l . c o m

“G.SarayAdebayor’utransferetmekiçinçalışıyor”

maçta da büyük bir coşku vardı ve taraftarların bana olan ilgisinden memnun kaldım” dedi.

Kendisinin aldığı maaş hakkında konuşan Melo, “Medyada benim en yüksek maaşı aldığım söyleniyor ancak bu doğru değil. Para tabii ki önemli ancak asıl önemli olan burada insanların bana güvenmesiydi. Bana olan güven, beni fazlasıyla mutlu etti.” ifadelerini kullandı.

Galatasaray’a gelmesinde Taffarel’in büyük bir payının olduğunu belirten Melo, “Juventus’tan ayrılmaya karar

verdiğim zaman, Avrupa’nın çeşitli takımları ile görüşmelerim oldu. Bunlardan biri de Paris Saint Germain’di. Onların da Juventus’a bir teklifi oldu. Ancak yaşanan bazı gelişmelerin ardından Taffarel ile görüşme imkanım oldu. Kendisi beni aradı ve Galatasaray’dan bahsetti. Daha sonra Elano ile bir görüşme yaptım ve Elano da bana Galatasaray, Türkiye hakkında olumlu şeyler söyledi. Galatasaray hakkında verilen bilgiler beni ikna etti. Aynı şekilde Galatasaray’ın ciddi projeleri var. Muslera gibi

büyük bir kaleciyi transfer ettiler ve Adebayor gibi bir isim ile görüştüler. Galatasaray şampiyon olmak için iyi bir takım kurmak istiyor” şeklinde konuştu.

Galatasaray’ın geçen sezon Juventus gibi bir sezon geçirdiğini belirten Melo, “Galatasaray ile Juventus geçen sezon paralel bir durum yaşadı. Buraya kiralık olarak gelmem beni rahatsız etmiyor. Galatasaray’ın büyük bir hayran kitlesi var ve kulüpte tüm yönetim kurulu değişti. Oluşan ortamdan dolayı mutlu olduğumu

söyleyebilirim” dedi.Transfer görüşmeleri hakkında

da konuşan Melo, “Juventus’tan ayrılmaya karar verdiğim zaman bazı takımlar ile görüştüğümü söylemiştim. Bunların en ciddi olanı Sao Paulo oldu. Beni Juventus’tan kiralamak istediler. Yüzde 99 Sao Paulo ile anlaşmıştım. Orada da her ay düzenli olarak alabileceğim bir maaş vardı. Sao Paulo ile yaptığımız görüşmelerden iki gün sonra Galatasaray teklif yaptı ve ben de bu teklifi Avrupa’da kalmak istediğimden dolayı kabul ettim.

Fenerbahçe taraftarından destek konvoyuFenerbahçe taraftarları,

futboldaki şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan kulüp başkanı Aziz Yıldırım ile yöneticilere destek vermek amacıyla, Kadıköy’den Metris Cezaevi’ne kadar araç konvoyu düzenledi.

Organizasyon kapsamında, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nın yanında bulunan Eski Salı Pazarı’nda motorlu araçlarıyla toplanan sarı-lacivertli taraftarlar, buradan konvoy halinde hareket ettiler.

Gruba katılım sürekli artarken, Bağdat Caddesi’nden dönüp Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçerek Metris Cezevi’ne kadar

Fenerbahçeliler yaklaşık 300 araca ulaştı.

Metris Cezaevi önüne kornalar çalıp, tezahüratlar yaparak gelen araç konvoyunun bekleme yapmasına izin verilmedi. Buradan yavaş bir şekilde kornalar çalarak geçen araçların geri dönmemeleri için sapak yolları da yine polis tarafından kapatıldı.

Öte yandan, araç konvoyu dışında cezaevi önüne gelip bekleyen 250 kişilik taraftar grubu da tezahüratlarla organizasyona destek verdi. Taraftarlar, başkan Aziz Yıldırım ile yöneticiler lehine tezahüratlarda bulundu.

Fenerbahçeli taraftarların konvoy organizasyonunda polisin geniş güvenlik önlemleri alması dikkati

çekti.Konvoyun hareket ettiği

Kadıköy’den itibaren yol güzergahında sürekli polis tarafından önlemler alınırken, çevik kuvvet birimine ait bir araç da konvoyu sürekli arkadan takip etti.

Futboldaki şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli taraftarların kendisine ve tutuklu bulunan diğer yöneticilere destek vermek amacıyla bugün Kadıköy’den Metris Cezaevi’ne kadar araç konvoyu oluşturmalarından dolayı teşekkür mesajı yayınladı.

Page 27: Yeni Devir Edition 104

2709 AĞUSTOS 2 0 1 1

Hazır beton bölümümüz açılmıştır

Page 28: Yeni Devir Edition 104

09 AĞUSTOS 2 0 1 128

TTFM

4

FULL-CERAMIC BURNER UNIT

CHAIN-FREEDIRECTDRIVE

MOTOR SYSTEM

HOT SPECIALS!!!

$15904 - BURNER

KEBAB MACHINE

Individual Flame-outThermocouple Sensor

on every burner

Durable and ReliableBattery Operated

Spark Igniter

Innovative Swing-inDesign gets close

to kebab

Safe & DurableStainless-Steel

Corrugated Gas Lines

www.kebabmachine.com.au

TTFM- SERIESKEBAB MACHINES

TTFM

3

TTFM

5

Showroom: 695 Sydney Rd, Coburg 3058 , Melbourne - Victoria, AustraliaTel: +61 3 9350 2943

Factory: 26~28 Glenbarry Road, Campbellfield 3061, Victoria AustraliaTel: +61 3 9357 0855

Email: [email protected]

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TTFMVerticalBanner2050by81250.pdf 8/16/2010 9:54:58 AM