Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
YILMAZ ODABAŞI’NIN DAHA ÖNCE YAYIMLANMIŞ
ŞİİR KİTAPLARI
• Y U R TSU Z ŞİİRLER (1987)
• REŞO, TA LA N İKLİM İ ( 1987)
• A Y N I CÖ G Ü N EZG İSİ (1988)
• FERİD E (1990)
• H ER Ö M Ü R KEN D İ G E N Ç L İĞ İN D E N VU RU LU R (1992)
• G Ü N LERİN Ç A R M IH IN D A (1994)
• C EH EN N EM BİLETİ (1995)
ŞİİR ÖDÜLLERİ
• 1987 TEM M U Z dergisi (halköd ülleri) şiir yarışm ası l . 'l ik ödülü.
• 1989 TA YA D şiir yarışm ası 2 .'lik ödülü.
• 1990 C A H İT SITK I T A R A N C I şiir ödülü
• 1992 PETRO L-tŞ SEN D İK A SI IV. şiir yarışm ası 2.'lik ödülü.
Yılmaz Odabaşı
Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur
ISBN 975-553-094-0
© DORUK YAYIMCILIK, 1996-ANKARA
Orjinal adı Her Öm ür Kendi Gençliğinden Vurulur
Yazarı Yılmaz Odabaşı
1. Basım : Kasım 1992
2. Basım : Şubat 1996, Doruk Yayınları
Dizgi GO ŞA (0-312) 418 05 52
Kapak Tasarımı Namık Kemal Sarıkavak
Basım : Emel Matbaası
Yayınevi Adresi Sakarya Cad. 36/11 06420 Yenişehir/Ankara
Tel-Faks (0-312) 435 24 97
İÇ İN D E K İL E R
I.GÜNLERİN ÇARMIHINDA 9
Bütün Suları Bıçaklanm ış Bir A kşam 11
D (insiz) Şiirler 14
D ağlara Alaca D üşm üş, Sevdam a Kül 16
A hvâlim A vcılardadır 17
Terli ve Kelepçeli Çocuklar 22
K arşı Sabalı 24
M evsim ler ve Şarkılar 27
T urnalar G itm iş Ç ekilip Ö lüm ün Issız Eteklerinden 29
D iyarbakır'da Bir Sokak, G ündoğum unda 32
H er Ö m ü r Kendi Gençliğinden V u rulu r 33
K ötü Şiir 38
B ize D üşen Yanm aktır 39
II.AŞK/AYAZI/LDIM 41
Y enik Serçe 43
N ice Küllerden 48
Davacı 49
A şkların Yetim Rengi 51
H üznüm ün O ğlud u r Bu Kentte Bütün A nılar 53
N ihavent M akam ında 55
Seni b ir Tufan Gibi Sevdim 57
Bağırsam U çurum Gibidir Sesim 58
B ileklerim d e Bayat Bir İntihar 59
III.NOTALARI KURŞUNLANMIŞ BİR ŞARKIDIR YALNIZLIK 61
Y alnızlığın Atlası 63
GÜNLERİN ÇARMIHINDA1 /
/ne mene şey şairlik d ille deşilen yara ne acı ama yaralar da iyileşir inan belki bir dize kalıcı
kıvılcımlar sıçramasınyaaıınmı şair yaaanıınnnbelki tutuşur diinya senin alımdan!
yaanalım: BİZE DÜŞEN YANMAKTIR!/
9
foto
ğraf
Tü
llüm
T
eke
lio
ğlıı
düş öliir sevda düşer...
10
bize düşen yanmaktır...
Her ÖnıiirKendi Gençliğinden Vurnlnr
BÜTÜN SULARI BIÇAKLANMIŞ BİR AKŞAM
Iaşkdinm em iştiryine de dalgındır elleri aşkın ve sıcaktır bir yurt kadar
bir de burada uçurum kokar kadınlar susarlargeceler boyu susarlar yorgun etleri terli avuçlarla
kırık bir dal mıyağm a bir bahçe mi ömrüm üz?
IIyağm urdinm iştirde bilinir dinm em iştir korku hava çığlık ve tükürük kokm aktadır
bir de geçip gidince atlar ve şarkılar geride bütün suları bıçaklanm ış bir akşam
11
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
bütün suları bıçaklanm ış rengine rehnedilm iş bir akşam unutm uş sevişm eyi sebebini ve kendini bir akşam ...
ben de bütün kıyıları kurşunlanm ış bir aşksam dahases de ölm üştür artıkgeriye kalan kendisi kokmaktadır
ve şubat ayazçığlık uçurum kokmaktadır
12
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
IIIçünkü sevda bir ayazsa artık bütün gülüşler tutukludur
/b u yüzden gökyiizündeki son ıslak bulutu da biz çözeceğizama daha çok tüfek ve daha çok aşk g erek /
aşk gerek!
çünkü önce aşk, sonra göç başlar göç başlar burada sa vrulur aşk^ar
geride bütün suları bıçaklanm ış bir akşam
13
D(ÎNSİZ) ŞİİRLER
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
I: FA N İN İN ZA PTI
bir tohum düşer dal olur bir insan:
kül!
II: C A M SA R A Y LA R
tanrısına ve kendine ibadet ediyor bakirekorktuğu her şeye sonrayirm ialtısına geliyor dabakıp yeni bir yüzyılın avlusunam astrübasyoncam saraylarda
14
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
III: N lH LtST
ey inananlar, en haklı inanmak inanmamaktır inanmaya
inanmasam/, da!
IV: D İLİ: ŞAİRİN D İN İ
kendi diline yaslanıyordu her sözcükyerineve dinine
tutuyordumda bu kadar düşüyordu d(insizliğim e)
15
Her ÖmiirKemli Gençliğinden Vurulur
DAĞLARA ALACA DÜŞMÜŞ,SEVDAMA KÜL
her gün ter içinde geçiriyorum özlem lerim den birtakım şubatlardan, o deprem çor lu lard an rezil korkulardan, ıssız kahram anlıklardan
ak bir gergef gibi gerili günlerbir kir gibi düşüyoruz üstünekirleniyorve kirletiyoruz
bir soluk çeker gibi dünyadan öyle derin soludum cıgaramdan
nice kederi bin satıra nasıl yazsam kül! küül, hangi duvara başımı?
orada hep boşuna ağla dur burada boşuna özlerem seni
dağlara alaca düşm üş, sevdama kül!
sonra her gün ter içinde özlem lerim den bir m iktar şaraplardan, m uhtelif şarkılardan kış ve yaz uykularından rezil korkulardan, ıssız kahram anlıklardan
16
AHVALİM AVCILARDADIR
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
"bizim zahmumuza mcrlıcııı bulunmaz, biz kudret okııuda gizli yaydanuz
yedi derya bizim keşkiiliimiizde
hacim umman ise biz de göldeniiz"
-Abdal M U S A -
Iverem bir hayattır burda terkisinde zulmeti, kefeni
koynunda. faizli gelir ölüm dağıtır asaleti; ceylan derisine kanla yazılan ahvalim avcılardadır.
ahvâlim avcılardadır: oluru yok kendimi inkârın da! baksan içime dağlara çıkar sokaklarım : oluru yok yazgımı itirafın da!
IIasırlar ka(dar) kelepçeyim , kırılmış oklarım, kesilmiş
ağaçlarım; dumanına yasak ataş gibiyim yastadır oğullarım...
17
Her ÖıııiirKcııdi Gençliğinden Vurulur
III
yastadır oğularım ey ah û zar!kim selerin görmediği bir orm anım ben içimde yeşiller
tanışır, ataştır, közdür yüreğim ; ağrım a küller karışır, çün yetim dir aşk; ayaza keser de böğrüm de
kartallar yarışır
dağda duman, yürekte köz ve yanık kokusu kokusu genzinize bulaşır da siz susarsınız!
siz susarsınız;ama aşkların zulasında yine sevdalılar oynaşır...
çarp gönlünü ko savrulsun bu tarüm âr aşklara!
19
Her ÖnıiirKendi Gençliğinden Vurulur
IVdaha ferman hançerliyse sevda firari, nâ-çâr
ve soluk çırasında gecelerin külhan yüreklerhançer vurduğu yere, ısrar tarihin ibresine yakışır
/çarp gönlünü ko savrulsun bu tarüm âr aşklara vur aşkının hicranını firar yolculuklara!/
21
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
TERLİ v e k e l e p ç e l i ç o c u k l a r
(ömrümüz telaşlı ölümlerle akraba, ömrümüz karalı çocuklarla; düzde atmacalar, şahinler dağda ne yurdum, ilk diş çıkaran çocuk hırçınlığında!)
öncesi d iyarbakır,o benim en esm er çocuğum siverek, bir toz bulutu ardından kentsiz bir öpüş urfa, simsiyah bir yaradır dualar dökülür eteklerinden silvan, ipek yoludur ışık çalar d iyarbekir gecelerinden hazro, bir unutuştur; lice 'ye güven olmaz, o hep illegal çınar'ı ben anlatamam; gidip sorun o kendini anlamış mı?- ergani, yaslı anılar ilçesi ve tarihin saklı mabedi şırnak, terlidir ve kelepçelidir... sav(ur)rulur...patnos, vurulmuş, faili meçhul!kurtalan, beton istiyor; topraktan ve dem irden bıkmış!siirt, üç dil konuşan b ir koca köydürbatm an, siyah kusan bir yetimhakkari, bir ölüevi...id il, bir ayağı cudi'de, göz göre göre.baykan, bir tutam kaçak tütünle savrulur kahvelere...
22
Her ÖnıiirKendi Gençliğinden Vurulur
ağrı-lı, dağa tutunur..."burası m uş, yolu yokuşm uş" yok artık; panzerler düm düz etm iştir gide gele...ne "van'da şan" kalmıştır, ne "b itlis"te beş minare", ama erek dağı yerli yerinde ve lağım akar bitlis'te şem d in li, hep uzaktır; sınırlar konulm uştur bir de yakın olduğu yere; özler durur bir şeyleri kimseler bilmese de!m ardin , ışıklı banka panoları önünde eşekli köylüleri; kaçak çay içer ve çağından kaçaktır gündüzleri pervari, hasretinden utanan bir eşkiya kederi! k ızıltep e'n in tepesinden puşisini alm ışlar; dolayıp kızıllığını tel örgülere içine de m ehm etçikler koymuşlar; bundan kuma görmüş gelin gibi kırgındır...(...)
23
KARŞI SABAH
(şim di bütün sular ağır ve ıssız akm aktadır: s a b a h t ı r ! )
Isabahtırbırak, tenimi açlıkla sarsın bu yangının alevi sonra’ alıp başını gitm ekse günler alıp başını ölmekse
ölüm ü de şiirlerle germeli ölümü öldürmeli!
IIo adam lar çok adam lar etm eliama adam lar günlerin dininde dinam it gibiadam lar bu yaslı çarşılarda hep üşüm ektir şimdi
böyle zincirlere bir ekm ek olm az adam ları çok ekmeğe germ eli
IIIgün bozgunları bu, bağ bozum ları siz, karanfilleri alın, karanfilleri!
ömürmü: hep infazda dolunay geceleri "bir şey elde edildiğinde yitirilim iştir"* sabahlan gecede özlemeli...*camus
24
Her ÖmürKem li Gençliğinden Vurulur
IVbu insanın sınırlılığı dedim, sabaha karşıbu da sınırsızlığı sözünsözü de şiirlere verm eline güzel, vermelisabaha karşı
sonra açınca pencerem i rüzgar sesleri ve ışığın kıpırtısıyla kırlangıç sürüleri açınca penceremiben dam la damla şiire vuruyordum gün ışığı dalga dalga içeri
Vsabahların önünden değil, ardından gidelim sabaha karşısanki bütün sabahlar bana karşı
25
Her ÖmiirKcııdi Gençliğinden Vurulur
şiirleri sabahlara gerelim a y d ı n l ı k o l s u n !
26
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
MEVSİMLER VE ŞARKILAR
-78 Kuşağıııa-
Igünlerdeydikve gecelerde doludizgin! doludizgin: koşum ları yitirdik! daha her birim izin bin parçası bin yerdedir daha parçalarım ızla meşgulüz, çocuklar, kimse bilm ez ki parçalarını bizim kadar
IIm evsimler ve şarkılar çok eskimiş olacak döneceksin, belki sen desavruk bir öm ür paramparça dönecek ardından döneceksin, küllerine! küllerinle dirilip yeniden o yangından "sırtımıza kim se yüklem eden biz bu dünyayı sırtladık" diyeceksin, "ama kurtaramadık ve kurtulm adık!"
/Ş İD D E T İN BÜ TÜ N Ç EK LERİ K A RŞILIKSIZSA A RTIK
Ö ZLEM İN DE SEN ETLER İ PR O T EST O D U R !/
27
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
IIIdövüşm ek, ille de dövüşm ekse yazgımız varılan yerde artık gölgelerim izden başka kim se yok görünürde yangın sönmüş, küller evini arıyor elin göğünde
işte "büyük günler"in düşünden "küçük an'lar"ın gerçeğineoradaysan dön! dön!hep yara k(almak) mı sürgünde?
IV(önce dünyayı keşfettik, sonra mahalleleri; dünyayı keşfetmek için yola çıktık, ama unuttuk bir sokağın ucundaki soluk perdeli evlerimizi, bahçelerimi, öpüşlerimizi ve d(erkeıı) kurtaramadık da birbirimizi..)
şim di sevm ediklerim izi sevm eyi deniyoruzyaşadıklarım ızı değilartıky(aşam adıklarım ızı) özlüyoruz...
28
Her ÖnıiirKendi Gençliğinden Vurulur
TURNALAR GÎTMİŞÇEKİLİP ÖLÜMÜN ISSIZ ETEKLERİNDEN
Ibütün turnalar gitmiş çekilip ölümün ıssız eteklerinden ben oturm uş yeni tanrılar seçiyorum öpüşm ekten bıkm ayan sevgililer
kirletilm iş heceler geçiyor günlerin terkisinden ordular, silahlar rüzgarın nefesinden
yırtık bir ağrıyla dolaşıyorum günlerdir günlerdir parasızlık akıyor ceplerim den
IIadım ı ayrılığa yakıştırmayın yırtarım , çıkarım onun kirli elbisesinden bakm ayın ayrılıkla konuştuğum a kavuşur, kavuşmaya da yakışır m ıyım ?
29
Her ÖmürKentli Gençliğinden Vurulur
IIIadım ı yalnızlığa yakıştırm ayın derken yalnız da kalabalık mıyım? ve bu yeryüzü ve kentyüzübir eşek leşi gibi uzayın boşluğundaböyle burnumu kapatsam dasevinçlerim zonkluyor kaçmaya kaç var daha?
IVbütün turnalar gitm iş çekilip ölümün ıssız eteklerinden ben oturm uş çığlıklarım ı yum rukluyorum ve mühürlü bir ağızla kalkıyorum günlerin döşeğinden oysa ağzım da, sesim de dünyaya yakışıyor geçirdim onu bıçak gibi susm aların dipsizliğinden
/ağzım ız dünyaya yakışıyor bu yüzden ihaneti hayata yakıştırm ayın yüreğim kamaşıyor/
30
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
Vve duydum ki bütün köyler istifa cudi'nin eteğinden; çocuklar intifada, şarkılar birer ceset dipçik darbelerinden.
ben oturm uş sözcükleri yum rukluyorum *
işte bundan her sab(ah!) kırlangıçların ötüşü benimfelâketim dir! ötüşü yusufçukların: felaketim! felaketim!ne dem ek ister kuşlar?
*
haydi siz de beni bir halaya katın ve indirin dağların d(ağlanan) ezgisinden
yoksa bütün turnalar istifa kanatılm ış gökyüzünden...
31
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
D İYARBAK IR’DA BİR SOKAK, GÜND O ĞUM UN D A
- H ü s e y in E R D E M 'e -
diyarbakır'da bir sokak, güıuioğum unda çöp traktörü iner gürültüyle sokağa susm az saattir horozlar sabahlarla
serçelerin telaşlı cıvıltısıylam ahalle bakkalı gürültüyle açar kepenklerinifırıncı sım sıcak çıkarmıştır daha günün ilk ekmeklerini
işe giden babalar sabah m ahm urluğunda kederle bakınıp saatlere duraklarda devriveler...devriyeler sokaklarda...
seyyar satıcılar, tüpçüler, dilencilerpay alır günün demindenderken gelinler süpürgelerle üşüşür avlulara
okul çocukları görünürken yollarda günbir som un gibi bölünür ikiye öğle şarkılarında
32
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
H ER Ö M Ü RK EN D İ G EN Ç LİĞ İN D EN V U RU LU R
-İsa'dan sonra XX. yy.-
Iyaşarken de söyledim kimse bilm eyebilir bunu fatiha suresi kadar eski günlerin çarm ıhında isa kadar yaslıyım ve tanrılar kadar çok yaşadım kimse bilmeyebilir...
daha kırlangıçları yalana bir dünyada yaşıyorum dağları yıkılan, dalları kırılan bir dünyada kayıp suretler için fotoğraflara koşuyorum kimse bilmeyebilir...
günlerin çarm ıhında küle savruldum ayrılıkları saydımbir hançer sapladım nevrozlu bir sevgiye bir su yatağı gibi aktım sonra kendime kan bile dam lam adı, yürüyüp gittim yüzüm e y a la n a bir sevinç iliştirdim
33
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
IIfal bakan çingeneler esmerdi, yalancıydıdönm eyecektin!belki kuruyacaktımbelki çarpa çarpa akacaktım o denizlere intiharlara aktığım gibi o denizlere bilm eyecektin!
çıkıp sina dağına o denizlerle ibranice konuşacak, iblis'i kovacaktım
iblis'ikovm akbelkiyarısını dünyanın kovm ak demekti...
34
Her ÖmiirKcııdi Gençliğinden Vurulur
IIIbir gülün bir odayıbir leşin bir semti kokuttuğu kentlerdebir ömürçarpar,akarda nasıl eskitir yatağınıkimse bilmeyebilir...
*
tanıktım yargıç ve sanık
yürüyüp gittimyüzüme yalan bir m utluluk iliştirdim
günlerin çarm ıhında isa gibiydim!
35
Her ÖrttürKendi Gençliğinden Vurulur
IVgünlerin çarmıhındaseni en güçlü kollarımla sevdim
daha çok olsun dedim, her şey daha çok daha çok olsun yaşam ak, m adem doğduk
günlerin çarmıhında ben de kendimce bir m eryem i sordum birer birer aralarken bu kentte kederleri diyarbakır, böyle zavallı bir çöl gecesi
günlerin çarmıhındaseni ağrıyan yanlarımla sevdimtutuklu kollarımlasevginin bileklerinden kan sızıp durdu yokluğunda burada yıllar verdim...
yokluğuna.................burada !herkes bilecek bunu
36
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
Vherkes bilecek bunu
tabancaya gerek yoktursen haklı bir cinayetsin günlerin duvağında
her öm ürkendi gençliğinden vurulur
37
KÖTÜ ŞİİR
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
-kötü ve kara çocuktan "kara çalan" (!) kara sözler
sem ben bile döverim babıâli depresif estetiği, şizofren imgeleri (!)
yıllardır uykusuzum ; sanki yıllardır kanımla, canımla yazdım bu dizeleri; "tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok" demiştin; bindokuzyüzseksenbirdi unutma ne sen dağne de ben tavşanım şimdi!
38
Her ÖnıiirKeııdi Gençliğinden Vurulur
BlZE DÜŞEN
ne m ene şey şairlik dil'le deşilen yara ne acı ama yaralar da iyileşir inan bekli bir dize kalıcı
yazalım dedik bize düşen yazm aktırb ir baktık ki düşen bize yazm am aktır
kıvılcım lar sıçramasın yaann şair yaannnnnn belki tutuşur dünva senin ahından
yana1ım: bize düşen yanm aktır!
39
2/A ŞK /A YA ZI/LD IM
"yeter yeter ağladıklarım; artık doymuşum fecre, aya, güneşe; hepsi acı, boş, dipsiz aşkııı acılığı dolmuş içime, sarhoşum yarılsın artık bu gemi, alsın beni deniz!"
A. Rim baud-
41
Resim
.- A
hmet
Ye
şil
/bu gemivardığı yere bırakır kendini.../
42
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
YENİK SERÇE
Iyaban ve asidağlara dağılan taylar gibi ve yangıngençliğinin alazında
adana'da yollara dizilmiş garlarla çığlık çığlığa peronlarda çocuklar gibiydi gözleri
/a d ı nevinşarap içer, rüzgar giyerdi geceley in /
IIo, kanadı kırık bir kuştu beyaza vurulmuştukim seler görm edi bir başka renk sevdiğini kim selergörm edi kim seler kirlendiğini
/a d ı nevinhüzün kokar ve korkardı geceley in /
43
Her ÖmiirKentli Gençliğinden Vurulur
III"ken d in i m artılarla b ir tutm a" derdim; senin kanatların yok. düşersin, yorulursun, beni koyup koyup gitm e ne olursun!"
*
o, kanadı kırık bir kuştu gülüm serken vurulmuştu kim seler görmedi uçtuğunu kimseler,görm edi kimseler öpüştüğünü
/ adı nevinözlem tüter ve ç(ağlardı) geceley in /
IV'ışığın' diyordu: kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum ; karanlık kördü ve acım asız...ellerim le kırdım ben de kalan kanatlarımı.kanatlarım ı kanatm aktan geliyorum ...
Vo bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı, sonra da çift çıkardık, kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı; insanlar dar yapılmıştı; çıkardık! kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda, avurtlanna çarpan kar taneleri gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi...ve acıyan kanat yerleri erirdi...erirdi... biz yan yana, yana yana! yana yana!
/o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı ben yürüsem bütün yollar ona çıkard ı/
44
îoto
ğh
it
Tal
linn
Tck
rlın
ğlı
ı
46
Her ÖmürKemli Gençliğinden Vurulur
VIgitti...kanatları yüreğimdeydi kalanelim de m inyatür bir kuş şimdi yitirdim o aşkın kimliğini h ü k ü m s ü z d ü r
/a d ı nevin,ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin!/
47
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
NİCE KÜLLERDEN
iç cebimde, sol göğsüm le senin o dalgın ve dargın yüzün susuyorsanki ağrımış, ağlam ış bir hüzün
iç cebimde, sol göğsüm le o renksiz günlerden kalan geriye nereye gitm işliğin, eskimişliğin ah bir de beklem em işliğin!
iç cebimde tarihsizve tarifsiz suretin senin her sabah giyinir benim le düşer düştüğüm yere ve dönüşlerim de eve
dönüşlerim de düşlerimle ne buruksuniç cebimde, sol göğsüm lebir fotoğrafsınnice küllerden geriye...
48
Her ÖmiirKemli Gençliğinden Vurulur
DAVACI
her sabah ölürken yenibaştanölüm kirletirken her sabah yeniden ellerimiziben böyle gelip geçen gem ilerin çiğnediği bir denizkendine savrulm uş bir külısıtam ayan bir ateş belki dedağıtır özlemini sessizliklere, sensizliklereben böyle her sabah bir rüzgara s(atılan)nicedir sürgün senin göğüne
seni kim bırakmış bu kente?*
seni kimkara kitaplar arasında kıstırılm ış kendiyleseni kim?senibırakm ış kirli suların sofrasında?siyah ışıklar kentindesoluk soluğa soluksuzluğum *
daha akarsular emzirir yüzün içim deama dışım da en uzak ve en yakın yolcu
yolcu...ayaklanm alar gibi yüreğim de!
49
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
her sabah ölürken yenibaştanölüm kirletirken her sabah yeniden ellerimiziyüzün senin yalnızlığın adresinde
adresinde gül kokar, gül bakarsın seni kim bırakmış bu kente? bir yanıyla keder keder öleyim de bir yanıyla düşeyim uçurum diye!
s e n i t a a m m ü d e n b a n a s a v u r a n b u k e n t t e n d a v a c ı y ı m ; g ö z l e r i n d e n d e !
50
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
AŞKLARIN YETlM RENGİ
-yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksml-
Ikapattım ucu kıvrılı yerinden bir defteri bir defter adınla hükümlü şimdi
sen kendinin neşteri, pası, kilidi gençliğin kendine savurur seni esm ersin, cehennem in dibinde doğm uşsun baban iki karılı evlerde, erkenlerde bekler seni
sen, feodalizm in kara dilberi gündüzün gölgesindeydi sevgi gölgesinden gündüzlerin iklimler geçti
sesin şimdi "kanayan bir gül gibi": kangren
IIsen kendi m anastırının huysuz müridi bir korkuda bir şarkıdaölüm susan uğultuda sen ordadüşlerine leş kargası tüneyen
elleri ayazlarda sen ordaesm erliğine rehin feodal şatolarda
51
Her ÖmürKcııdi Gençliğinden Vurulur
uyurken sen hasretin avlusunda gündüzlerin gölgesinde oturuyordum
sonra boşuna çizdim karanlığa resminiboşuna...ezberleyip hasreti!oysa nasıl istersen öyle gebertebilirdin beni
nasıl istersen...*
artık sulara k(atalım ) aşkların yetim rengini
52
HÜZNÜM ÜN OĞLUDUR BU KENTTE BÜTÜN ANILAR
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
D Ö R T L Ü K L E R :
Iöfkeyle nöbetine tükürürken bir asker cesur ve esm er namlular gürlüyor dağda bir de silahların en büyük patlam ası gözlerinin gözlerim e değdiği anda
IIgittin... gülüşleri gülüyorum yine gülüşleri...bellim m iş gibi... belki bir dağ çarpılmışlığı bizim ki s a v u r d u m s e v i n ç l e r i !
53
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
IIIand olsun dedim ve aşkolsun yoksun...yoksun! bu takvim ler, belki bir gün sana yeniden rastlam ak için
IVseni bulsam"beni bağışla" diyecektim , kıymetini bilm edim hüznüm ün oğludur bu kentte bütün anılar seni...seni çok özledim...
54
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
NİHAVENT MAKAMINDA
nereye gitsem gittiğim benim değilkeder çerçeveliyorum şuramdasonra bir beşiktaş vapuru denize atıyor esmerliğimikuşlar uzaktır sonrayorgunluktur bulvarlar yine de nihavent makamında
*
nereye ölsem öldüğümbenim değil bu panjurlar, bu yollar, iskelelerartanım böyle ölüm e eksildikçe her sabah
ruhsatsız namlularda tetikler benim değil!*
sonra imansız, im lâsız bir aşkla o kadın dürtüyor beni uykuda:"sevgim den ve kendim den korkuyorum sarıl bana...sarıl bana..."ve hep erken salıyorum onu sabahın bozgununa kuşlar uzaktır sonrayorgunluktur bulvarlar yine de nihavent m akamında
55
Her ÖıııiirKendi Gençliğinden Vurulur
yansa m...yansam yandığım benim mi?
artık bir külüm belki artan o yıkımlardan ve kalan dağınık, sevgisiz yataklardan yaslıyım, bozgunumgel iki cehennem olalım günlerin yangınına ter düşürüp yataklara
kuşlar...kuşlar...kuşlar sonrayorgunluksa bulvarlar yine nihavent makamında
56
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
SENİ BİR TUFAN GİBİ SEVDİM
(martılar gelmezdi ki sizin ordaıımartılar sîzindi cy evlerinin önü denizbizde ölen kartallardan, dağlardan size haber veririzbir bakımlık deniz, bir avuç imbat göndermediniz!)
Iseni bir çığlık gibi sevdimuzanıp sesim in avlularına sen de her sabahsabah...sevince bir sevgiyle giderizsonra durur vitrinlerden çiçekleri seyrederizpuştluklar bizi seyrederbiz çiçekleri
IIseni bir kar gibi sevdim eridiim !
bak, kentleri de, dağları da bozdular başka rüzgarlar giydirdiler kentlere dağlara başka tüfekler
kalk gidelim! burdan gidelim!
IIIseni bir namlu gibi sevdim tetiklerim i ezberliyordun...
kıyam etler koparken alnından bu kentin geceydi...ansızın seni bir tufan gibi sevdim b e d e n i m a l a b o r a !
57
Her ÖmiirKemli Gençliğinden Vurulur
BAĞIRSAM UÇURUM GlBlDlR SESİM
Ielimi versem uzaklarda biri var uzaklarda biri... bağırsa m uçurum gibidir sesim nerede ölsem ölümüne bir hırçın ay dolanır uzaklarda yeni yazlara soyunur kentler yeni sarhoşlara, sarhoşluklarave yaşanır haritalara, tostlara, hava durumlarına göre ve yasalara
/ yasalara göre uzaklarda biri yok bağırsam yasa dışıdır sesim !/
IIkonuşma sansür sonra, yürüm e ölüm yaralı çarşılar gibidir sesim ellerim , uzaklığım karalı çarşılar gibi
uzaklara bütün çiçeklerin adını sayarım gelmez!hedefi sapm ıştır bütün kurşunların, bağırışların yalnızlık ölmez!
gündinincedinm eyince ben
bağırsam uçurum gibidir sesim!
58
Her ÖnıiirKendi Gençliğinden Vurulur
BİLEKLERİMDE BAYAT BİR İNTİHAR
-bu gemi,vardığı yere bırakır kendini.
geliyorm uşumpencerelerde yaz ve bileklerim de bayat bir intihar
oysa ölünecek bir şey yokmuş gidince senyaşanacak bir şey olmadığı kadar
yam yorm uşumvardığım yere bırakıp kendimiatlasında yeryüzünün:çılgın ve çirkinve hüzünle oyalananyüreğim de kül tadı nice yangından kalan
ölüyorm uşumsenin saçların uzuyorm uş üstelik ölünce bencigarayı da bırakıp sümerbank'a taksit ödüyorm uşsun
bedenin tecritm iş gençliğindenikisi de yalnızm ışgeceler öpüyorm uş memelerinden
59
Her ÖmürKemli Gençliğinden Vurulur
bense gençliğimi pazarlıksız ve hızla geçtiğimden bugünler saçlarımla birlikte şiir yazmayı da kısa kestiğim den
-bunların hiçbiri olm uyorm uş üstelik (!)-
piç kalm ış aşklarla avutup kendimi bileklerim de bayat bir intiharın dikiş izleri gelip geçm iş yılların diş izleri öm rüm de neşter ve gül'müş hayat
gülüyor... gülüyor... gülüyorm uşum ...
60
NOTALARI KURŞUNLANMIŞ BlR ŞARKIDIR YALNIZLIK
3 /
"la bruyere, bir yerlerde: ’yalnız olmamak gibi biiyiik bir mutsuzluk!' der. Kendi kendilerine kat kılamamaktan korkarak kalabalıkta kendilerini unutmaya koşunları uyandırmak ister sanki, bir başka bilge, yanılmıyorsam pascal da 'neredeyse bütün dertler odamızda kalmayı bilmememizden geliyor başımıza’ der; böylece, içekapanış hücresinde, mutluluğu devinmede, bir de yüzyılımızın deyimiyle kardeşçil diye adlandırılabileceğimiz bir fuhuşta arayanları getirir usumuza."
-baudelaire-
61
/kalabalıklar merhaba kalabalıklar, kalabalık yalnızlıklar!.../
62
Her ÖıuiirKcııdi Gençliğinden Vurulur
YALNIZLIĞIN ATLASI
Ihayat, çarpar ya ağırlığını cam larına evlerin, ışıklara a l
danm ayın evler de yalnızlıktır, evler de...siz çekersiniz gece büyür, gece çeker de bazen siz kü
çülürsünüz;geceler yalnızlıktır!*
yalnızlığın tablosunu çizer ufukta biri, atlasını yalnızlığın uzak sularda bir gemici, birileri sınırlar koyar, haritalar basar biri;
oysa harita basan bütün m atbaalar suçlu, bütün silgiler yalancıdır
h a r i t a l a r y a l n ı z l ı k t ı r *
kaçbin ışık yılı uzağız belki de en uygar gezegene? ay tutulursa ay orda bir yalnızlıktır
yalnızlıktır emzirdiğiniz göz göre göre
63
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
IIyerkürenin son jesti belki de insanın dehşet yalnızlığı
olacak.biz yine de çiçekleri sulam ayı unutmayalım, ama yalnızlığım ız çiçeklere de kalm ayacak...
*
bu gezegen her gün milyonlarca ton ağırlaşıyor; her gün aşksız, azıksız azalıyoruz.
azalıyoruz, çoğalıyoruz: ikisini birlikte tartsak azlığım ız çok gelecek.
yerkürenin son jesti insanın dehşet yalnızlığı olacak! bunu bilmek için kutsal kitaplara gerek yok. alın işte size hiç d e kutsal olmayan, kutsanm ayan bir kitap bile bunu söylüyorsa, inanın, yalnızlığım ız kitaplara da sığmayacak!
64
Her ÖnıiirKemli Gençliğinden Vurulur
IIIbir ölüdenizdir yalnızlık...♦
bir çınarın upuzun gölgesidir çınar boylu yalnızlık atlasına akbabalar, haram iler tüner de kendi olmakta di
retir yine...
65
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
ivher insanda birden doğan, ama can çekişip ölem eyen
yalnızlık.her bir evrede anlar bunu; kimileri de m enapozlarda,
antropozlarda, bir gözaltında, uzun bir yolculukta ya da.*
dal değil, köktür yalnızlık; kurum uş olm alıdır ve bir daha yeşermez...
66
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
Vokyanuslar anlarıdır denizlerin, gökyüzünün anası yok:
gökyüzü yalnızlıktır.cellat cellatlığıyla yalnızdır, kurt dağında, kuzu sü
rüsünde, çoban kavalında yalnız.*
kalabalık, kabarık verirsin kavgalarını; bin yumruğun tek olup göğe doğrulduğu günlerde de, akşam , dönerken evine: filen kadarsın...
*
yazıyorsan duyarlığınla yalnızsın kendi derininde; duyarlığınla: suya yazılan sözlerle; en az yalnızlık çeken şairlerdir yine de; bölüşürler seslerini birlerle, ikilerle, beşlerle;
a m a b e ş l e r l e
67
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
VIo, sevgiyi kendi için istiyor; sevgisiyle yalnız, onu değil,
ben sevgim i seviyorum; sevgim le yalnız...yalnızlığı deşiyorum : yapayalnız, yapayalnız! karşıma o çıkıyor, sonra bölüyor, bölüşüyor, topluyor, çarpıyor ve çıkarıp giysilerim izi birer birer sevişiyoruz; susup kalıyoruz belki, çekip gidiyoruz.
geride kalanın adını yalnızlık koymaktan neden ür- küyoruz?
*
işte kadınlar da, erkekler de doym az uzuvlarıyla birer yalnızlıktır...
*
doğasının insana ihanetidir yalnızlık; özünde yaşam ın da, ölüm ün de birer ihanet olduğunu kavradığımızda sorun yok...
68
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
VIItek kişilik kalabalıktır aşk.aşk tek kişiliktir, ikinci kişiye bilet yoktur.
kendinin yayasıdır aşkta ikinci kişi, kendinin mayası...herkes kendi sevgisini sever...*
aşk nedir incil'e göre? nedir tevrat'a, zebur'a, kur'ân'a göre? bu kitaplardaki aşklar, küfürler neyin rengine göre?
insandır, insan aslolan: insana göre!
bir bedeni o kıyısızlığa bırakma saati geldiğinde gitmek bir yalnızlıktır
bütün gitm eler yalnızlıktır
kalm aya göre...
69
Her ÖmürKeııdi Gençliğinden Vurulur
VIIIsevginin ve cesaretin cesetleriyle günler ağır ve kirli,
tortusunu bırakırken öm rüm üze; günler düşlerimize, özlem lerim ize...
uzaklığın şakağında kaç namlu kim bilir, yakın olmasın diye?
sonra biz, burada uçurum lara teslim gençliğimizle...
70
Her ÖıniirKendi Gençliğinden Vurulur
IXen rezil parayla insan arasındaki yalnızlıktır; hiçbir
inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir aşk, hiçbir kitap bu yalnızlığın kurallarını bozam ıyor.
bu da bir yalnızlıktır...
71
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
X"yalnızlık bir yağmura benzer..."
yağm urdan önce biz, bütün çılgınlıkları bir bir bölüştük, bir bir silahları, türküleri, telaşlı koşuşları; silahlan, tabuları, ayrılıkları; çoğaltıp yalnızlığım ızı feodal tekkelerde; ellerim izin üstünde el bile yokken bölüştük vuruşları.
sonrası geceydi ve yalnızdık: çoğalttık susuşları...*
yağmura yakalandığımız geceye çarptık geceye hiçbir şey olm adı; ama biz param par
çaydık! ve hayat tüketti o m ağrur ve vakur duruşları...
XIdağların üstünde zam bakların içinde işte şu hayat; des
tan ve yalnız hayat!yalnızlığa halay halay ellerim ; kırılası, kırılası ellerim!
benim ellerim , yuh ellerim, şair ellerim ! kalemini silahıyla koruyan, kalemi de, silahı da yalnız ellerim ;
"yalnızlık bir yağmura benzer": yağm urlarda sırılsıklam ellerim ...
72
Her ÖmürKcııdi Gençliğinden Vurulur
XIIdaha birileri bir yerlerde yaralardan söz ediyor; sonra
binlerce ses o bir sesin üstüne, belki de yüzbinlerce... ama kim e anlatılır ki yara, orada yara olarak yalnız, yarayı anlatan anlatırken;yara, yara olarak yalnız!
*
destan ve yalnızdır hayat kırılası ellerim!
herkes kendine göre bir yalnızlıktır...
73
Her ÖıııiirKemli Gençliğinden Vurulur
XIIIiyi ki doğm adınız hiç doğm ayanlar ya da doğması ola
sılık kalanlar.*
doğarken biz de spermdeki olasılık kadardık; o olasılıkla doğm ak veya doğm am ak üzere yalnızdık.
şim di de yaşam ak ve ölmek hâlâ bir olasılıktır.hep mengenede, kederde en çok da yaşamak bir olasılıktır.
sevişm ek ey, yaşam ak bir olasılıktır!
XIVyalnızlığı sevişirken eksiltiyor, eskitiyor ve eskiyoruz...
- seviştiğim gece emzirdiğim gecedir benim de. öziimii katanım ona; döl alır bir kadın rahmine bereketimden...geceyi kanat ıram, gece beni kanatır...;
geceyi kanatırız, gece bizi kanatır, geceler insanlar kadar çok yalnızlıktır!
74
Her ÖmürKcıtdi Gençliğinden Vurulur
XVgiderek insanlaşıyor,uygarlaşıyorve insansızlaşıyoruz!*
"görgü tanıklarının ifadelerine göre”dağınık yüzü günlerin ter ve keder içinde;zanlıları her sabah o resmi geçitlerde...*
işte hayatlarım ız intiharların ve cesaretlerin sustuğu yerde; hayatlarımız diğer hayatların da cesetleriyle!
hayatlarımızda kim selerin bilmediği yalnızlıklar, ama kimseler bilse de, bilm ese de yalnızlık var ey bütün yalnızlıklar!
75
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
XVIen kaliteli çikletleri çiğneyen kadınlar, gülüm serken o
neon lam balar saçağında; düşlerinde, düşüşlerinde michael jakson, m adonna, küçük emrah; travestiler de kalçalarında ve slikon göğüslerinde biriken yorgunlukla dante'nin "ilahi ko- medya"sını konuşurlar sperm kokan duvarlarla...
*
o yırtık, yamalı ve yaralı sevgilerden, o kaypak sevgililerden, servetlerden geride hep namuslu bir orospum oldu benim de; tünediler yalnızlığıma hüzünlü bir yüzle o gecelerde...kesik kesik solunan hecelerle...
sonrası aşkların da üstünde bir hayat; sürgit yoğunlukların, yorgunlukların, öfkelerin üstünde!
76
Her ÖmiirKendi Gençliğinden Vurulur
XVIIşim di güzel bir deniz karşım da; korkunç çırpıntılı, deh
şetli mavi bir deniz tutm uş da bir ucundan b(akıyor) uzaklara.
uzak, uzaklığındaben kendi yakınlığımda yalnızım...*
ortalarda olsam da ortalı yalnızlıktır...
77
Her ÖmürKendi Gençliğinden Vurulur
XVIIIböyle yakın uzaklıklar ve uzak yakınlıklarda hep yalnızlıklarve, yalnız değiliz, derken de yalnız!*
işte cesetler ve cesaretler içinde aynadaki suretimi tuzla buz ediyorum ; keder ırmakları akıyor ortasından! birden bir kırlangıç sürüsü kanat çırpıyor uzaklara; yollara ve yolculuklara bakıyorum da şarkıların kırık dökük notaları saçılm ış sokaklara.
herkes kendine göre bir şarkıyı tutturm uş yangınlar ortasında.
y a n g ı n l a r o r t a s ı n d an o t a l a r ı k u r ş u n l a n m ı ş b i r ş a r k ı d ı r y a ln ız lık ...
1991 merter, istanbul/1992 diyarbakır
78
" ít % ^ 6í í ^ X