4
Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk Sanal Tarihi EMEL ESİN Tek-Esin Vakfı

Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk Sanal Tarihi Tek ...tekesin.org.tr/wp-content/uploads/2018/02/10.pdf · 1 — Türkiye Tarihi şubes'rde Osmanlı imparatorluğunu ve Tür

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk Sanal Tarihi Tek ...tekesin.org.tr/wp-content/uploads/2018/02/10.pdf · 1 — Türkiye Tarihi şubes'rde Osmanlı imparatorluğunu ve Tür

Y i r m i b e ş i n c i Şa rk iya t K o n g r e s i n d e Türk S a n a l T a r i h i

EMEL E S İ N

Tek-Esin

Vakfı

Page 2: Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk Sanal Tarihi Tek ...tekesin.org.tr/wp-content/uploads/2018/02/10.pdf · 1 — Türkiye Tarihi şubes'rde Osmanlı imparatorluğunu ve Tür

DR. EMEL ESİN K Ü T Ü P H A N E S İ

DR. EMEL ESİN KOLEKSİYONU

Türkocakları, Halkevleri ve Kültür Der­nekleri II.

PROF. NECATİ AKDER

Kara Toprağın Gerçeği (Şiir) F A Z I L HÜSNÜ DAĞLARCA

Tabiatta Ferdin önemi PROF. DR. SAİD A L İ A N K A R A

İçtimai Sınıflar ve 27 Mayıs Hareketi PROF. F I N D I K O Ğ L U Z. FAHRİ

Gerçek Din Kültürü _ • P R O F . IS M A Y I L H. b S l T A C I O Ğ L U

Nüfus Mevzuat ve Muamelâtı MESUT HALÛK KOSlFOĞLU

İslâm Medeniyetinin Gerilemesi DOÇ. DR. F U A D S E Z G İ N

Mongol Ordusunun Hücum Bayrağı GÜNDOĞU OYRAKOĞLU

Şile Fenerine Vuran Bıldırcın Destanından DR. ŞÜKRÜ ELÇİN

Kızımı Vermem (I) "Hikâye" ORD. PROF. DR. SÜHEYL ÜNVER

"Belâ Ve Kaza Çıkını Orman"! PROF. ŞEVKET RAŞlT HATlPOĞLU

Ahmet Hikmet İle Enis Behiç'in Fizik Ve Moral Tarifleri

DR. FETHİ TEVETOĞLU

Bait Hayranlığı (II) M. NECMETTİN HACIEMtNOĞLU

Unutulan Stein HİTAY GÜNER

Rüzgâr Değirmeni (Şiir) FEYZİ H A L I C I

Boris Pasternak ve Dört Şiiri OKTAY EVİNÇ

Dil Dâvâmız, DiV Kurumu ve Akademi Wi'GS'GTGS%

DOÇ. DR. A H M E T TEMİR

Arslan Mehmetçik (Şiir) ŞENDOĞAN ÖZGÜNGÖR

Türkçenin Gelişmesi - özleşmesi DR. SELÂHATTİN OLCAY

Bir Eleştirmeye Karşı MEHMET AL İ AĞAKAY

Kaygısız Yaşamalarda (Şiir) KERİM A Y D I N ERDEM

Postacıya Sesleniş (Şiir) İLHAN G E Ç E R

Tanrılar Arasında (Hikâye) ... MUSTAFA N E C A T I SEPETÇlOĞLU

Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk San'at Tarihi

E M E L ESİN Lâle Devri Bestekârları

H A Y R I YENİGÜN Asker Uyumaz '(Şiir)

MUSTAFA N E C A T I KARAER Gazeteler - Dergiler

A L İ TEKİN-BÜYÜKUTKU Türkiye İçin Yazılmış Bilimsel Eserler ve Yazarları

PROF. DR. FERİDUN NAFİZ UZLUK Gözümüze Çarpanlar

N. HARBOĞLU İlhan Geçenin İkinci Eseri

GÜLTEKİN SAMANOĞLU Gökyüzü Mahallesi

, ERAY MÜFTÜOĞLU

1

D 5 0 . Y IL 2 8 8 . SAYI

İKİNCİ CİLT

EYLÜL 1960 TÜRKOCAĞI ANKARA T. 12368 Her A y ı n B i r i n d e Ç ı k a r

S A H I B I P R O F . N E C A T I A K D E R

U M U M İ N E Ş R İ Y A T M Ü D Ü R Ü O K T A Y E V İ N Ç

S E K R E T E R O K T A Y B A Y A R

amladığımız a.gağı-çok yakından İİKİİİ ıızın sebebi , günün i r . Böylece aktüel,

felsefî t e m c l l c n d i -l i y o r u z . T U r k y u r d u t d e r g i l e r i n ölçüsü, bağlıdır. Butı me -

i m a i z i h n i y e t m e r -i , y a h u t sadece se-dirilmenıesini t a b i i ! başbaşa bırakıyo-

s a n l a r ortada yorlar. Dünün çö-

blr az daha tutmak, dağılan

; daha yemek ve iç-rine göre kendileri-

kendilerine muasır geçici ve marazi faa-Jünyada yeni ve es-y tanımıyorum. Her ile yıkan, i y i ile fe-:el arasında bir mü-n. Güzel, i y i müsbet li ve yarının binası-îinaenaleyh lıer de-sır onlar! Onlar ya-er, yarının sanatını dple dimağın müte-ı temin edecekler, iauiyet devirlerinin ılmayan i l im, tecrü-başlayacaklar" (s)!

atle mülâhaza olun-ıkta muasırlığın d i -tir i lmiyerek, dünağ leşine üstün değer tece Gökalp'in mü-iüzide (seçkin) ara-ği fark, dimağ ve c muhafaza edilmiş-ğa, vicdanın zihnî •et mâlûmata feda olunmamıştır. An-de i l t izam edilmiş

ıehin kurulması za-ır. Hedeflenen Yeni resinin aksakhkları-nemizi kolaylaştıra-csek birrmânâ tem-

z eski harf lerin bile dığı aylarda yayın-roman ile yaşadığı-•ese edebiliriz. Ara-k i yıllık sürenin ne c a l d e v r e s i lebileceği sorulmak

Atatürk inkılâpla-ılemiyeceği, Gökalp' tide farkına işaret lunabil ir; o zaman

BİRİNCİ SAYFA

Tek-Esin

Vakfı

Page 3: Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk Sanal Tarihi Tek ...tekesin.org.tr/wp-content/uploads/2018/02/10.pdf · 1 — Türkiye Tarihi şubes'rde Osmanlı imparatorluğunu ve Tür

Dr.Emel Esin K Ü T Ü P H A N E S İ

Demlrb. O O O i. O no:

A

Tasnif ^ s î M - G

A&2

Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde

Türk San at Tarihi

EMEL E S İ N

' irmibeşinci Şarkiyat kon-

Y gresi, dokuz ilâ onaltı Ağustos arası, Moskova-da toplandı. Ellisekiz memleketden gelen, bin-beşyüzü mütecaviz üye, y i rm i şubeye ayrılarak, bi lumum Şarkiyat meşe­lerinin son durumunu göz-

I den geçirdiler. Türk âle­minin Şarkiyat i l imler i sahasındaki ehemmiyeti bu kongrede bariz bir su. retde gözlere çarpıyordu. Kongre azâları ve samiin arasında 6 kadar çok Türk veya Türkçe konuşan var-dıki, kongrenin resmi dil leri olarak kabuledilen Almanca, Fransızca, İn­gilizce ve Ruscanm yanında bi l f i i l en çok kullanılan dil, muhteli f lehcele-rile, Türkçe idi. Türkiyeden ondört kişilik bir hey'et kongreye iştirak ediyordu. Azerbeycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenis. tan Cumhuriyetlerinden murahhas­lar, Başkurt, K i n i n l i , Tatar ve Çuvaş mütefekkirleri kongreye gelmişlerdi. Amerika, Avrupa ve Rusya Türko-loglan da hazırdı. Belki en hareretli ve münakaşalı tebliğler Türk f i k i r âleminin muhtel i f meseleleri üzerine oldu.

Türk san'at tar ihinin başlangı­cını alâkadar eden mevzulan tâkibe çalışmakdan ibaret pek mahdud bir gâyem vardı. Bunu dahi tamamen yerine getirmek mümkün olamadı. Şubeler ihtisasa veya devre nazaran değil, bugünkü siyasi toplumlara gö­re aynlmışdı. Böylece Türk san'atı-nin başlangıcı ve inkişafı meseleleri, daima Türk şubelerinde olmayıp, ba­zen de Türklerin başka milletlerle

yaşadığı veya mâzide yaşamış oldu­ğa bölgelere aid şubelerde görüşülü­yordu. Şubeler aynı saatlerde çalıştı­ğı için, mevzuumuza ald bir kaç teb. l igin hep birden aynı saatde veri ldi­ği de oluyordu. Geç getirilen tebliğ­lerin ilânı mümkün olmamıştı. Vel­hasıl muhteli f sebeplerden dolayı ve­receğim mâlumat nakıs olabilecek­t i r . Şunu da kaydedelimki kongre boyunca Türk sanatı'mn adı pek az duyuldu. Bunun bariz sebebi Şarki­yat âleminin henüz Türk sanatı me­selelerine agâh olmamasıdır. Türk sanatı sahasında abidelerin sayılma­sı ve târifi ameliyeleri henüz yeni başlamış sanatımızın asıllarım ve hususiyetlerini araştırmak işine ise daha teşebbüs edilmemiştir. Garbi Avrupanın muhtel i f m i l l i sanatları daha ondokuzuricu asırda te tk ik edil­mişti. I r an başda olmak üzere, Şark memleketlerinin ekseriyetini m i l l i san'atlarının tar ih i ve hususiyetleri J?2S y i rmi sene içinde ortaya çıkarıldı. Her memleket kendi kültür tar ih in i bildiren beynelmilel dillerde kitabe­lerde kitablar hazırladı. Bu yolda Unesco hükümetlere yardım ett i . Unesco serilerinde Türk sanatı hak­kında da. beynelmilel dillerde neşri­yat olacak. O zaman, Türk sanatının karekterist ik vasıflan üzerine kâfi mâlumata sahibolan san'at tarihçile­r i , Türk eserlerini Türklere malet-mekde zorluk çekmiyeceklerdir.

Bu yazım üç kısımdan ibaret olacaktır;

A — Kongrenin muhtel i f şube­lerinde Türk san'at tar ih in in asilleri­n i alâkadar eden bazı mevzular.

B — Sovyetler Birliğinde Türk ırkından ahali ile meskun mıntıkala­rın sanat tarihlerine aid sergiler.

0 — Azerbeycan, Kazakistan, Kırgızistan. Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan cumhuriyetlerinin mi l l i musikileri , oyunları ve kahra­manlık destanları.

A — Kongrenin muhteli f şu­belerinde Türk san'at tar ihinin asil­lerini alâkadar eden bazı mevzular :

1 — Türkiye Tar ih i şubes'rde Osmanlı imparatorluğunun ve Tür­kiye Cumhuriyetinin sosyal ve edebi meseleleri görüşüldü. San'at ta r ih i mevzulan az duyuldu. Prof. O. As-lanapa Topkapı Müzesinde Ahmed HI-3206 numaralı yazmanın resimle­ri hakkında tebliğ verdi. Ben de Top-kapı Müzesinde Hazine 2152 numara, l j murakka'ın 97 a sahifesindeki bir çift resimden bahsettim. Bu res'mle-rin on üçüncü asır sonu veya ondör-düncü asır başında, muhtemelen bir Uygur tarafından yapıldığı .ve Gazan Han'ın tahta çıkması münasebetile nazmedilen bir zaiçenip tasvir i olduğu muhtemeldir.

2 — Orta Asya şubesi sanat ıjıütehassıslarının bi lumum toplan-dıklan ve tak ip ett ik ler i bölümdü. Şark sanatı tarihinde Orta Asyamn mevkii az bilinmekde ve gittikçe ehemmiyet kesbetmektedir. Orta As­ya arkeolojisi hergün yeni keşiflerde bulunuyor. Milâdi i lk asırlardan be­ri Orta Asyada büyük ve ori j inal b ir medeniyet olduğu artık aşikârdır. As-yadan Şarki Avrupaya uzanan ve

KuutBiiunci S A Y F A

Tek-Esin

Vakfı

Page 4: Yirmibeşinci Şarkiyat Kongresinde Türk Sanal Tarihi Tek ...tekesin.org.tr/wp-content/uploads/2018/02/10.pdf · 1 — Türkiye Tarihi şubes'rde Osmanlı imparatorluğunu ve Tür

E M E L ESİN _ D E V A M

merkezi Orta Asyada olan bozkır­larda, muhtel i f ırklar birbirine karış, mış, yerleşik medeniyetlerle göçebe hayat bir l ikte mevcut olmuş. Türk­lük de bu muhitde doğmuş. A. P. Ok-ladinav'a göre (The ancient populati-on of Siberia and its culture, Russi-an transl. series, vol.l, no. 1, Peabody Museum Cambridge 195r) Kırgız Türkleri, Avrupai ırklarla Şark Hun-larının karışmasından milâdi devrin başından evvel meydana çıktı. P. Tols-tov'a nazaran (Auf den Spuren der Althhorezmischen Kul tur , Berl in 1953) Hunlarla Skit ler in mezcinden Okuz Türkleri hasıl olmuş. Islâmiye-t i n geldiki yedinci asırda, Orta As­ya medeniyeti Buda dininin ilhamı ile, büyük san'at eserleri vücuda ge­t i r iyordu. Orta Asya kısmen türk-leşmişti ve Türkistan diye anılıyor­du. Böylece milâdi devrin i l k yedi as­rına aid Türkistan eserleri Selçuk ve Osmanlı Türk san'atının temel taş-lanndandır. Orta Asya şubesinde mevzuumuzu alâkadar eden tebliğ-ler çoktu. Bunlardan ancak üç tane­sini zikretmek kabi l olacak :

A — G. Clausen'in A k Besim mâbedi hakkındaki konuşması. Ak Besim mâbedi Kar luk Türklerinin kadim başkenti Balasagun'da, yani bugünkü Kırgızistan'da, Frunze ya­kınındadır. (Akademi Nauk, Kırgı­zistan arkeoloji ve etnografya sefer­leri, Moskova 1959. cl ld 2, sahife 155)"" Binasina milâdi beşinci asırda başla­nan A k Besim mâbedi Buda dinine tahsis edilmiş. Sathi takriben seksen üzerinde otuz metre murabaıdır. Ka­lın duvarlar içinde sütunlu bir uzun avlu ve bir ucda yükselen kubbeli mabedden müteşekkildir. A k Besim Türk dini mimârisinin islâm devrinde de sadık kaldığı ve mâbed ile müşte­milâtını b i r l ikte toplayan kompozis­yonun en eski nümunesidir.Ak Be-skn'in kavisleri, köşebendleri ve sü­tunları da mimârimizde asırlardır muhafaza edilmiş şekiller arzeder. Mâbedin duvarları resimlerle kaplan­mıştı. Toprak ve maden heykeller, kabartma ve oymalar bulunmuş. B u eserlerde de sanatımızın mümeyyiz evsafı vardır. Beşinci asırda müte­kâmil bir Türk medeniyet merkezi­nin mevcudiyeti de kültür tar ih imi ­zin başlangıcını hayli geriye atmak-tadır.Ak Besim mâbedi kültür t a r i ­himizde yer almış. Mâbedin bulun­duğu merkez Kara-hanlı sülâlesinin kâdim başkenti idi . Ananeye naza-

ren, milâdi onbirinci asırila, Kara-hanlı soyundan Satık Buğra Han mucizevi bir tarzda Müslüman oldu.

A k Besim mâbedinin onbirinci asırda terkolunduğu hafriyatından anlaşılmış. Bu tarihten sonra Kara -hanlılar Ferganede onbirinci ve on-ik inc i aşıra ald Islâmi abidelerini bi l ­diğimiz öz-kent'i kurdular. Kara-hanlılar Türklerin efsanevi kaani Alp-er-Tunga soyundan addedilir ve Türk hükümdarlarının başı tandırdı.- Kara-hanlı başkenti Türk âleminin merke­zi idi (Divanu-lugatit-Türk). Böyle­ce Türk tar ih in in efsanevi başlangı­cına doğru götürülebilecek bir ip ucunu da A k Besim mâbedi elimize vermektedir.

b — Garbi Türkistanm Toprak-kale, Peno-kent, Varahşa ve Balalık tepe mıntıkalarından çıkan milâdi i l k yedi asırlara aid resimler ve hey­keller de Orta Asya şubesinde mü­nakaşa edildi. Sovyet Türkistanı eserleri Çin Türkistanı ve Afgan Türkistanmdan bulunanlara ilâve edilirse, elimizdeki Türkistan sanat eserleri yekûnu hayret vericidir. Tür­kistanm her üç mıntıkasında bulu­nan eserler birbirine bağlıdır, aynı st i l ist ik ve teknik hususiyetleri ve aynı medeniyetin ifadesini az farkla afzetmektedir. Bilhassa duvar resim, lerine bakılırsa, müşahede edilen bolluk ve mükemmeliyet ne Çin'de, ne Hindistan'da ne iran'da vardır. Yedinci asırda teşekkül safhasında olan İslâm sanatına Türkistan duvar ve k i tap resimlerinin, mâbed ve med. rese mimarisinin tesir ettiği barizdir. Bu tesir Oğuz ve Moğol istilâlariy-le yakın Şarka büsbütün yayıldı.

c — Orta Asya şubesinin üçün cü mühim olayı P. Tolstov'un ko­nuşması oldu. Harezm Kuşan hafr i - ;

yatı ile şöhret bulan arkeolog yine aynı mmtıkalardakl Skit eserleri ve bu meyanda Balandl mezarı hakkın­da mâlumat verdi. (P. Tolstov.Scy-thians of the A r a l Sea area and of Khorozm, Moskova 1960, s. 35) M l -laddan evvelki devre aid olan Balandı mezarının hususiyeti kubbeli olması­dır. Bu kubbenin tepesi açık olmayıp

eğer Tolstov'un sandığı gibi tama­men örülmüş ise, Balandı şimdiye ka­dar bilinen en eski toparlak kubbe­dir. Roma ve I ran kubbelerinden es­kidir. Tolstovın f ikr ine göre bu kub­be şekli Orta Asya göçebe çadırla­rından mülhemdir. Part lar vasıtasiyle Roma mimârisine geçmiş olabilir.

3 — Kafkasya şubesinde o mın­tıkada yaşıyan Türk mil let ler inin ve bu arada Azeri lerin sanat tar ih i mevzuu bahs o ldu Bayan S. Asur-beyli Balabek'in Azerbeycan'daki f i -güral kabartmak mezarlar hakkında Türkiyede Bayan K. Otto-Dorn tara­fından yapılan çalışmaya (Ars Ori -entalis, 1959) mümasil bir eser neş- ' rettiğini (Azerbeycan arkeloji ve etnograf! seferleri, s. 79) bu şubede öğrendim. Referans menbaı olarak sanat tarihçilerini alâkadar edecek birdiğer Azerbeycan eseri de Cami-ut -Tevarih metnidir.

4 — Îran-Afganistan şubesinde J . Schlumberger'nin Surh-Kutol mâ­bedi hakkındaki tebliği Türk sanat tar ih in in başlangıcına temas ediyor­du. B in dokuzyüz elli birde Schum-berger tarafından kazılan Surh-kutal Afgan Türkistanındadır ve Kuşan devrindedir. Bay Schlumberger'ye 1

nazaran Kuşanlar harse I r an tesi­rinde olmakla beraber irken hiç ol­mazsa kısmen Türktür. Kat kat tara-çalardan müteşekkil Surh-kutal mâ­bedi Miladdan evvel ve Kuşanlar Bu­da dinini kabul etmeden yapılmıştı. Şimdiye kadar Kuşan sanatı Yunan ve Hind tesirlerinin birleşmesinden müteşekkil addedilirdi. Halbuki Surh-kutal 'de görülen sanat bir miktar Yunan tesirile berabeı' bilhassa Gar­bi Türkistan tesirleri arzetmektedir. Hind tesiri hiç yoktur. Demekki Bu­dist sanatın, teşekkül ettiği yer Hin­distan değil Orta Asya'dır. Bu ko­nuşmayı müteakib Hindl i murahhas­lardan bir i Hindistan kültürü nâmına teessür beyan et t i . Belki o devirde I ran kavimlerle, de meskûn olduğu için Orta Asyayı I ran kültür âlemi­ne bağlıyarak Iranı tebrik ett i . Mu­rahhaslardan bazısı da Buda'nın esa­sen Hindl i olmadığını Nepal'da do­ğup Sakya neslinden olduğunu hatır­ladılar1.

6 — A l tay şubesi A l tay mıntı­kasının ve bu mıntıkahın şarkmdaki Türk ve Moğol kavimlerinin kültürü ve bi lumum Türk âillerile iştigal edi­yordu. Vatandaşımız S. .Tekin sanat tar ih in i ilgilendiren bir tebliğ yaptı. Asrımızın başında Le Coq'un ŞarkJ Türkistanda yaptığı hafriyatda bulu­nan ve harb esnasında bazı aksamı kaybolan san'at eserlerinin Alman müzelerindeki bugünki halinden bah­setti. F. R. Al lchin Uygur tamgala-n mevzuunu ele aldı.. O. Maenchen A t t i l a Hunlarının Türk olduğunu İleri sûrdu.

E L L I K I N C ı BATTA

Tek-Esin

Vakfı