39
Yönetim Kurulu ve İç Denetim İçin Doğru İstihdam, Uygun Aday ve Katma Değer Yaratmak Yeşil Kalem Amerikan Kamu Muhasebecileri Örgütünün Açıklık Projesinin Bağımsız Denetim Uygulamalarına Etkisi Bir Hile Belirtisi Olarak Davranış Değişiklikleri Mühür XBRL ve Denetim’deki Yeri ve Önemi Parmak İzi BT Yönetimine Yeni Bakış Açısı COBIT® 5 Ataç İç Denetim’in Yarını Bugündedir Yansıma ECIIA Genel Kurulu Yakın Plan Borusan Holding İç Denetim Müdürlüğü Çizgi Ötesi Yaşamda “İz” ya da “İs” Bırakmak Meselesi

Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

PROGRAM07:30-09:00 KAYIT

09:00-09:15

AÇILIŞ KONUŞMALARI Özlem İĞDELİPINAR - TİDE Başkanı

H. Abdullah KAYA, İç Denetim Koordinasyon Kurulu Üyesi, Maliye Bakanlığı Emlak Genel Müdürü

09:15-10:00 I. ANA OTURUM - Perception is RealityDeanna SULLIVAN, Principal - Sullivan Solutions

10:00-11:00II. ANA OTURUM - Yeni TTK ve SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri Çerçevesinde

Denetim KomiteleriOturum Başkanı: Sedat ERATALAR - Denetim Komitesi Başkanı- Borusan Holding

Ahmet DÖRDÜNCÜ, YK Üyesi - International Papers

Bülent BOZDOĞAN, Denetim Bölüm Başkanı - H. Ö. Sabancı Holding

İmdat ERSOY, Kurul Üyesi - Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu

Fikret SEBİLCİOĞLU, Partner - Cerebra Bağımsız Denetim ve SMMM A.Ş.

11:00:-11:30 KAHVE ARASI

11:30-12:30 PARALEL OTURUM

Yeni Kaynaklar, Teknikler -

TAKSİM BALO SALONU Araçlar ve İyi Uygulamalar -

BALO SALONU A

11:30-12:00 İç Denetim'in Geleceği

Arzu PİŞKİNOĞLU, Partner - Ernst & Young, Türkiye

Ticari Hayatta Şeffaflık Kasım AKDENİZ, Genel Müdür -

Kredi Kayıt Bürosu

12:00-12:30

Denetim Faaliyetlerinin Dönüşümünde İç Denetçinin Liderlik Rolüne İlişkin Bir

Uygulama Modeli Ozan Nazım GÜNAL, Yönetim Kurulu Bşk.Yrd.-

KARDE- Kurumsal Araştırma Risk Danışmanlık ve Eğitim A.Ş.

Dış Denetimin Yürütülmesi ve Yönetilmesinde Beklenen Değişim-“Denetim Yönetim Sistemi Projesi”

Erkan KURTULUŞ, Yönetim Kurulu Başkanı Futurecom Bilişim Hizmetleri ve Danışmanlık A.Ş.

Ahmet TOPKAYA, Sayıştay Başdenetçisi - T.C. Sayıştay Başkanlığı

12:30-13:30 YEMEK ARASI

III. ANA OTURUM - DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE İLETİŞİM

13:30-14:30 Dönüştüren Dialoglar, İhtiyaçların Dili, Metin REYNA - İletişim Tasarımcısı

14:30-15:15 Dönüşümde İletişim, Ceyhun ŞAHİN - DecaSoft CEO

15:15-15:45 KAHVE ARASI

15:45-16:30 Meslekte Mükemmelliğin Küresel Paydaşı Olmak, "Dönüşümün Yol Haritası ve Başarı Faktörleri" - Ali Kamil UZUN, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı

16:30-18:00 CIA ÖDÜL TÖRENİ ve KAPANIŞ KONUŞMASI

Yönetim Kurulu veİç Denetim İçin

Doğru İstihdam, Uygun Aday ve Katma Değer Yaratmak

Yeşil KalemAmerikan Kamu Muhasebecileri Örgütünün Açıklık Projesinin Bağımsız Denetim Uygulamalarına Etkisi

Bir Hile Belirtisi Olarak Davranış Değişiklikleri

MühürXBRL ve Denetim’dekiYeri ve Önemi

Parmak İziBT Yönetimine Yeni BakışAçısı COBIT® 5

Ataçİç Denetim’in Yarını Bugündedir

YansımaECIIA Genel Kurulu

Yakın PlanBorusan Holding İç Denetim Müdürlüğü

Çizgi ÖtesiYaşamda “İz” ya da “İs” Bırakmak Meselesi

Page 2: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

3İÇİNDEKİLER

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Merhaba

Yeni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda 2012 yılının ayrı bir önemi olduğunu görüyoruz. Neden derseniz, çünkü 1 Temmuz 2012 tarihinde ticaret hayatını yeniden düzenleyen yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK), yürürlüğe girdi. Sadece ticari hayatın değil pek çok alışkanlığın da değişmesine vesile olacak bu

kanun, iç denetim, risk yönetimi, adillik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik alanlarına ve de yönetim kurulu üyelerine yeni sorumluluklar getiriyor. Bunun yanı sıra SPK tarafından halka açık şirketlerin kurumsal yönetim yapılarını geliştirmeye yönelik çok önemli düzenlemeler yapıldı.

Bizler de; “Şirketlerin yönetim kurulu üyeleri, üst yönetimleri yeni TTK hakkında yeterli bilgiye sahip mi? Yönetim kurulunun yeni sorumlulukları nelerdir? Aynı zamanda yönetim kurulu aday-larından neler bekleniyor? Bağımsız yönetim kurulu üyeliği için ülkemizde yeterli aday var mı?..” sorularının yanıtlarını konunun uzmanlarından almak istedik. Yeni TTK ve SPK düzenlemeleri ile önem kazanan özellikle iç denetim faaliyetinin üst yöneticiliği ve pozisyonları için uygun adayın bulunması, doğru istihdamın yapılması ve bu sürece katma değer yaratılması anlamında ilgili taraf-lar bir araya gelerek düşüncelerini paylaştılar. Dergimizin Aysberg sayfalarında konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgiye sahip olacaksınız.

Sizlerin değerli katkılarıyla daha da güçlenen Enstitümüzün Eylül 2012 tarihi itibariyle üye sayı-sı 1.700’ü aştı. Katılımınız, varlığınız gücümüze güç katıyor. Enstitümüz bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Çalışma Komitelerimiz ve bu komitelerde görev alan meslektaşlarımız, özverili çalışma-larıyla mesleğimize katma değer yaratmaya devam ediyorlar. Bu vesileyle Enstitümüzün ve mes-leğimizin gelişimine katkı sağlayan üyelerimize, gönüllü katılımları ve özverili çalışmaları nedeniyle dergimiz aracılığıyla bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Bu sayımızda da çok değerli akademisyenlerin ve meslektaşlarımızın makaleleri yer alıyor. Mar-mara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Cömert, Amerikan Kamu Muhasebecileri Örgütü’nün Açıklık Projesi ve projenin bağımsız denetim uygulamalarına etkisini elde aldığı maka-lesi ile yine aynı üniversitede doktora öğrencisi olan Çağla Akdemir’in, ‘Hile ve Hile belirtisi olarak davranış değişiklikleri’ başlıklı makalesini Yeşil Kalem sayfalarında bulabilirsiniz.

Bu sayımızda TİDE Yayın Komitesi Sosyal Medya Alt Çalışma Grubu Sorumlusu Besim Çalışkan’ın hem makalesine hem de izlenimlerine yer verdik. Mühür sayfasında yer alan makalesi XBRL ve denetimdeki öneminden bahsederken, katıldığı Avrupa İç Denetim Konferansı ve ECIIA Genel Kurulu’yla ilgili izlenimlerini Perçin ve Yansıma sayfalarında paylaşıyor. Yakın Plan sayfalarımızda Borusan Holding İç Denetim Müdürlüğü ile yapılan röportaja yer verilirken, KPMG Türkiye’den Sezgin Topcu’nun, BT Yönetişimine yeni bakış açısı getirdiği makalesini Parmak İzi sayfasında bulabilirsiniz. Kurum İtibarı ve Stratejik İletişim Danışmanı Salim Kadıbeşegil, yaşama iz ya da is bırakmak meselesine Çizgi Ötesi sayfasında değiniyor. Ernst&Young’dan Arzu Pişkinoğlu ve İlke Alıcı Ataç sayfamızda iç denetim mesleğinin önemi ve iç denetçilere ihtiyacın giderek arttığından söz ederken, Ayraç sayfasında A. Murathan Bayrı Almanya gezisine devam ediyor. Bayrı’nın bu sayımızdaki durağı ise, Münih.

Bir sonraki sayımızda tekrar görüşmek dileklerimizle,

Keyifli okumalar,

Yayın Kurulu

* Marifetli Hesap’a cep telefonunuzdan başvurmak için, MARIFETLI yazıp TC KİMLİK NUMARANIZI ekleyerek 4466’ya SMS göndermeniz, web’den başvuruda bulunmak için de teb.com.tr’ye tıklamanız yeterlidir. TEB müşterileri ATM’lerden hesap açabilirler. Gece 05:00 - 06:00 saatleri arası para çekme ve yatırma işlemleri gerçekleştirilemeyecektir. Müşteri ile Banka arasında imzalanmış/imzalanacak olan Bireysel Müşteri Sözleşmesi ve Marifetli Hesap açılış formu hükümleri saklıdır. Hesabın faiz kazanması için bakiyesinin minimum 1.000 TL/USD/EUR/GBP olması gerekmektedir. Tanışma faizinin uygulanacağı maksimum tutar 50.000 TL, 20.000 USD, 15.000 EUR, 15.000 GBP’dir. Ayrıntılı bilgi için teb.com.tr ve TEB Şubelerini ziyaret edebilir, 444 0 666 TEB Telefon Şubesi’ni arayabilirsiniz.

TEB’den Marifeti Büyük Hesap

TEB ŞUBELERİNDEN, CEPTEN VE WEB’DEN KOLAYCA BAŞVURABİLİRSİNİZ.*

TL’YE %10, DOLAR,

EURO VE GBP’YE %3,50

TANIŞMA FAİZİYLE.

1.000 TL İLE KAZANDIRMAYA BAŞLAR, ÜSTELİK MASRAFI YOK.

teb.com.tr 444 0 666

İSTEDİĞİN ZAMAN

PARA ÇEK-YATIR, FAİZ

İŞLEMEYE DEVAM ETSİN.

Marifetli hesap 21,5x29,7.indd 1 10.10.2012 11:29

Page 3: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

4İÇİNDEKİLER

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

“Yaptıkları işin doğruluğuna inanan insanlarçalışmalarının denetlenmesinden, karşı fikirlerinortaya atılmasından ve tercihleri üzerindenmünakaşa yapmaktan zevk alırlar”

Mustafa Kemal Atatürk

Aysberg.......................................................6Yönetim Kurulu ve İç Denetim için Doğru İstihdam,Uygun Aday ve Katma Değer Yaratmak

Yeşil Kalem................................................22Prof. Dr. Nuran CömertAmerikan Kamu Muhasebecileri Örgütünün Açıklık Projesinin Bağımsız Denetim Uygulamalarına Etkisi

Çağla AkdemirBir Hile Belirtisi Olarak Davranış Değişiklikleri

Mühür .......................................................34Besim ÇalışkanXBRL ve Denetim’deki Yeri ve Önemi

Çizgi Ötesi.................................................38Salim Kadıbeşegil

Yaşamda “İz” ya da “İs” Bırakmak Meselesi

Yakın Plan..................................................40Borusan Holding İç Denetim Müdürlüğü“Bağımsız ve Objektif Bir Güvence ve DanışmanlıkSağlamak İçin Çalışıyoruz”

Parmak İzi..................................................48Sezgin Topçu BT Yönetimine Yeni Bakış Açısı COBIT® 5

Ataç..........................................................52Arzu Pişkinoğlu, İlke Alıcıİç Denetimin Yarını Bugündedir

Perçin........................................................54Besim ÇalışkanAvrupa İç Denetim Konferansı İzlenimleri

Yansıma.....................................................59Besim ÇalışkanECIIA Genel Kurulu Gerçekleştirildi

Ayraç.........................................................62A.Murathan Bayrı Münih’te 18 Saat

Pano..........................................................66

Quiz..........................................................73

Summary...................................................74

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Derneği

Adına İmtiyaz SahibiAli Kamil UZUN

Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 1. BlokNo: 6 K: 5 D: 10 Gayrettepe / İstanbul

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüGürdoğan YURTSEVER

Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 1. BlokNo: 6 K: 5 D: 10 Gayrettepe / İstanbul

Yayın DirektörüAli Kamil UZUN

Genel Yayın YönetmeniGürdoğan YURTSEVER

EditörlerErsin GÜNERALP, Ethem YENİGÜN

Seyfullah ATÇI, Umut ENGİN

Yayın KuruluCüneyt Sezgin, Beşir Özmen, Doç. Dr. Serhat Yanık

Bülent Bozdoğan, Özlem Aykaç İğdelipınar, Ali Kamil Uzun,Gürdoğan Yurtsever

Hakem KuruluProf. Dr. Nuran Cömert, Prof. Dr. Nejat Bozkurt

Prof. Dr. İdil Kaya, Prof. Dr. Mustafa AysanProf. Dr. Ömer Lalik, Prof. Dr. Melih Erdoğan

Prof. Dr. Seval Selimoğlu, Prof. Dr. Göksel Yücel

KATKIDA BULUNANLARA. Murathan Bayrı, Ali Kamil Uzun, Arzu Pişkinoğlu,Besim Çalışkan, Çağla Akdemir, Gürdoğan Yurtsever,

İlke Alıcı, M. Kemal Tapkan, Müge Yalçın, Murat Kaan Güneri,Prof. Dr. Nuran Cömert, Özlem Aykaç İğdelipınar,

Salim Kadıbeşegil, Sezgin Topcu, Av. Sinan Naipoğlu, Yiğit Duman

REKLAM Sevilay ÇALIŞKAN

İLETİŞİM ADRESİ Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 1. Blok

No: 6 K: 5 D: 10 Gayrettepe / İstanbulTel: 0 212 212 55 25 Faks: 0 212 212 55 26E-posta: [email protected] / [email protected]

http://www.tide.org.tr

Yıllık Abone Bedeli: 60 TL KDV dahildir.İki Yıllık Abone Bedeli: 120 TL KDV dahildir.

YAPIMRota Yayın Yapım Tanıtım Ticaret Ltd. Şti.

Prof. N. Mazhar Ökten Sk. No:1 Rota Binası 34360 Şişli-İstanbul

Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43 E-Posta: [email protected]

http://www.rotaline.com

YAYIN TÜRÜYaygın Süreli Yayın

BASKI TARİHİAralık 2012

BASKI ve CİLTTOR Ofset San.ve Tic. Ltd. Şti.

Akçaburgaz Mh. 116. Sk. No:2 Esenyurt - İstanbul

Tel: (0212) 886 34 74 (Pbx)Faks: (0212) 886 34 80

E-Posta: [email protected]

DAĞITIMDoğan Dağıtım

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Derneği tarafından üç ayda bir yayımlanır.

Yazıların fikri sorumluluğu yazarlarına aittir.

VİZYONMesleki yayıncılıkta küresel değer yaratmak

MİSYONKurumsal Yönetimin güvencesi iç denetim ile ilgili; pay ve menfaat sahipleri, mesleğin profesyonelleri

ve çözüm ortağı olarak hizmet gören kurum ve kuruluşlar için iletişim, paylaşım ve

referans kaynağı olmak.

(The Institute of Internal AuditorsChairman’s Special Recognition Award)

(The Institute of Internal Auditors Membership Competition)

(The Institute of Internal AuditorsPublication Contest Newsletter Category)

(The Institute of Internal Auditors International Mastering Advocacy Program Award)

Page 4: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

6 7AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Yeni düzenlemelerle birlikte bağımsız yönetim kurulu üyeliği ve denetim faaliyetinin üst yöneticiliği önem kazandı. Bağımsız yönetim kurulu üyeliği için ülkemizde uygun aday var mı, bu adaylar şirketlere nasıl katma değer katacak, doğru istihdam nasıl yapılacak sorularını konunun uzmanlarından almak istedik. Kaliteli insan kaynağını şirketlerimize kazandıran ve bu alanda hizmet veren MY Executive Kurucusu Müge Yalçın, MKG Partners Kurucusu Murat Kaan Güneri ile insan kaynağı yönetiminin sivil toplum kuruluşu olan Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN)’nin Başkanı Yiğit Duman konuya ilişkin görüşlerini paylaştı. Ayrıca, Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Türk Ticaret Kanunu (TTK) Çalışma Grubu Başkanı Avukat Sinan Naipoğlu, Türkiye İç Denetim Enstitüsü Başkanı Özlem Aykaç İğdelipınar ve Türkiye İç Denetim Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve İç Denetim Dergimizin Genel Yayın Yönetmeni Gürdoğan Yurtsever iç denetim mesleği ve sivil toplum kuruluşu olarak yeni düzenlemelerin mesleğe yansımalarını dile getirdiler. Yapılan yuvarlak masa toplantısının moderatörü Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun oldu.

Yönetim Kurulu ve İç Denetim İçin Doğru İsti hdam, Uygun Aday ve Katma Değer Yaratmak

Ali Kamil Uzun: Bugün bir araya gelmek iste-memizin amacını kısaca özetlemek istiyorum: Yeni düzenlemelerin ışığında, bağımsız yönetim kurulu üyeliği ve özellikle iç denetim faaliyetinin üst yöneticiliği ve pozisyonları önem kazandı. Bu seviyede uygun adayın bulunması, doğru is-tihdamın yapılması ve bu sürece katma değer yaratılması anlamında ilgili tarafları bir araya geti-relim istedik. Bir yanda mesleği yapanlar olarak bizler, küresel rekabet içerisinde şirketlere de-ğer katacak bir iç denetim faaliyetinin yapılması için uygun adayda olması gereken yetkinlikler, bu konuda beklentilerimiz nelerdir, onu ifade et-mek isteriz. Ayrıca insan kaynağı danışmanları

olarak bu konudaki ihtiyaçlarınızın ve yaklaşım-larınızın neler olduğunu bizlerle paylaşarak, or-tak görüşler oluşturmak istemekteyiz. Piyasayı, bu noktada doğru bilgilendirmek, harekete ge-çirmek, yönlendirmek istiyoruz çünkü belli po-zisyonlar için bilinen ve tanıdık kimseler görev aldığı için belki sıkıntı yaşanılmıyor ama denetim mesleğinde henüz gerekli farkındalığın yara-tılmadığını düşünüyoruz. Türkiye’de kurumsal yönetim kalitesinin iyileştirilmesi açısından da doğru insan kaynağı çok önemli. Sermaye Piya-sası Kurumu (SPK)’nun da son dönemde ortaya koymuş olduğu düzenlemeler de epey hareket-lenme ve tartışma yarattı. Bir yandan yeni Türk

Ticaret Kanunu (TTK) yürürlüğe giriyor, kanunun hükümleri yönetim kurulu seviyesinde ve dene-tim faaliyetinin yönetimin üst seviyesinde yeni ihtiyaçları ve beklentileri ortaya koyuyor. Bu noktada taraflar olarak bir sesli düşünme pratiği yapalım, ortak görüşleri oluşturalım istedik. Ön-celikle TKYD, TTK Çalışma Grubu Başkanı Av. Sinan Naipoğlu ile başlamak istiyorum. Yeni dü-zenlemeler, uygun aday ve yetkin insan kaynağı konusundaki gelişmeleri nasıl tetikleyecek, ne tür ihtiyaçlar ortaya çıkacak? Bu konuda önce sizin görüşlerinizle başlamak istiyorum.

“Bağımsız yönetim kurulu üyeliği SPK tebliğleriyle hayatımıza girdi”Av. Sinan Naipoğlu: Gündemdeki konu ba-ğımsız yönetim kurulu üyeliği. Öncelikle bir yan-lış algılamaya işaret etmek istiyorum. Bağımsız yönetim kurulu üyeliği hayatımıza bir zorunluluk olarak, SPK tebliğleriyle ve sadece borsaya kote şirketler için girdi. 30 Haziran’dan itibaren uygulanmaya başlandı. Diğer taraftan 1 Tem-muz tarihinde yürürlüğe giren TTK ile de, tüm şirketler için bir kısım yeni düzenlemeler yapıl-dı. Bu tarihler birbirine çok yakın olduğu için; yeni TTK’nın düzenlemeleriyle, SPK’nın halka açık şirketler ile ilgili kuralları birbirine karıştırı-lıyor. Halka açık olmayan şirketler için bağım-sız yönetim kurulu üyeliği bir zorunluluk değil. Yeni ticaret kanunumuzda bu konuda hiçbir hü-

küm yok. İç denetim konusunu tartışmaya ise TTK’nın tüm şirketleri ilgilendiren düzenleme-leriyle başlamanın daha doğru olduğunu düşü-nüyorum Halka açık anonim ortaklıklara ilişkin SPK tebliğlerine daha sonra dönmek yerinde olacak. Yeni TTK’nın yönetim kurulları konusun-daki hükümlerini incelediğimizde yetki devrine olanak verildiğini, ancak kanunun 375. maddesi ile yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkilerinin tanımlandığını görüyoruz. Devredi-lemez görev, yönetim olarak bir başkasına ak-taramayacağınız, size sıkı sıkıya bağlı olan, devir suretiyle sorumluluğundan kurtulamayacağınız, mutlaka sizin yapmanız beklenen görevlerdir. Maddenin ‘e’ bendinde; ‘… yönetimle görevli kişilerin özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun uygun hareket edip etmediklerini üst gözetimi…’ dev-redilemez görevler arasında sayılmış. Ben bu ifadeyi, her yönetim kurulu üyesinden iç dene-timden haberdar olmasının, en azından bu ko-nuda bir fikri olmasının beklendiği, yöneticilerin iç denetim komitesi kurarak sorumluluktan kur-tulamayacağı, iç denetimin gerçekten işleyip işlemediğinin etkili bir şekilde kontrol etmek suretiyle üst gözetimin yapılmasının beklendi-ği; şeklinde yorumluyorum. Yine denetimle ilgili 367. madde yönetimin nasıl devredileceğiyle ilgili olarak iç yönergeden bahsediyor. Madde, iç yönerge ile şirketin yönetiminde gerekli olan

Page 5: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

8 9AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

görevlerin tanımlanacağını, kimin kime bağlı çalışacağını ve kime bilgi sunmak sorumlulu-ğu altında olduğunun belirlenmesi gerektiğini belirtmekte. Demek ki, TTK’daki düzenlemeye göre, şirketlerin görev tanımlarının yer aldığı ya-zılı yönerge hazırlama zorunluluğu var, yönetim kurulu bu yönerge olmadan, sorumluluğunu alt kademedekilere devredemiyor.

SPK ise, borsaya kote şirketler için başka bir açı-lım getirdi. Her şirketin yönetim kurulunda icra görevi olmayan üye sayısı, icra görevi olan üye sayısından fazla olacak dedi. İcra görevi olma-yanların çoğunlukta olduğu bir yönetim kurulun-da, elbette ki yönetimi sorgulama imkanı daha fazla olacak. Diğer taraftan yönetim kurulunda herkes icra görevi yaptığında, kimsenin denetim yapmak için yeterli vakti kalmayacak. Halka açık şirketler için Yönetim Kurulu üyelerinin yarıdan fazlasının icra görevi dışında olması da kafi gö-rülmemiş, ayrıca üçte bir oranında da bağımsız yönetim kurulu üyesi öngörülmüş. Bağımsız üyelerin icra görevi olmadığı gibi, şirketle ve yönetimle de çıkar ilişkisi olmayacak. Denetim komitesinde genel müdür görev alamayacak ve tüm üyeleri bağımsız üyelerden olacak. SPK’nın bu yaklaşımı, borsaya kote şirketlerde deneti-min kalitesini etkileyecek olumlu düzenlemeler içermekte. Bana göre şirketlerin daha iyi denet-lenmesi bakımından SPK düzenlemeleri fonksi-yoneldir. Burada en başa dönüp şunu söylemek gerekiyor. Yönetim kurulu üyesinin sorumlulu-ğunun işler bir yapıya sahip olması da çok önem-

li. Çünkü şirketle ya da aileyle doğrudan bağı ol-masa da, günün sonunda yönetim kurulu üyesi olarak yine de denetimle ilgili yeterli uygulamayı yapmayıp, tabiri caizse, hakim ortamın dümen suyuna girilmesi riski her zaman var. Son olarak yeni TTK ile uygulamada yönetim kurulu üyele-rinin sorumluluğu davalarının işlerlik kazanacağı ve şeffaflığı artıracak uygulamalar sağlayacağı, bu açıdan da şirketlere değer katacağını düşün-düğümü ifade etmek istiyorum.

Ali Kamil Uzun: Sinan Bey’in de bahsettiği gibi kurumsal yönetim ilkelerinin Türkiye’de ya-yınlayıcı ve düzenleyicisi olan SPK, yönetim ku-rulu seviyesinde bağımsız yönetim kurulu üye-liği konusunda bazı hükümler getirdi, tebliğler yayımladı. SPK’nın kurumsal yönetim ilkelerini kendine ilke edinmiş yeni TTK, yönetim kuru-luna önemli rol ve sorumluluklar veriyor. Hatta o rol ve sorumlulukların yerine getirilmesi için devredilemez görev ve yetkileri, risklerin erken tespiti gibi birçok hükmü dikkate aldığımızda aslında içerde denetim faaliyetinin, iç kontrolün önem kazandığı bir döneme giriyoruz. Bu mes-leki faaliyetin mesleki kuruluşu olan TİDE’nin Başkanı Özlem Hanım’a söz vermek istiyorum. TİDE ve iç denetim mesleği adına bu yeni dü-zenlemeler çerçevesinde gelişmeleri nasıl de-ğerlendiriyorsunuz, beklentiler nelerdir? Orta-da bir gelişme ve insan kaynağı ihtiyacı var, bu konuda görüşlerini almak isteriz.

“Yeni düzenlemeyle, iç denetimin etkinliği artacak”Özlem Aykaç İğdelipınar: Sinan Bey SPK’nın ve yeni TTK’nın neler beklediğini çok güzel açık-ladı. SPK, denetim komitesi üyelerinin hepsinin bağımsız olmasını öngörüyor. Bu demektir ki, denetim komiteleri üyelerinin hepsi bağımsız yö-netim kurulu üyesi olacak. Biz Enstitü olarak bu görevi nasıl yerine getirebiliriz konusuna yardım-cı olabiliriz. Bu konuda kendi şirketimde yaşadı-ğım bir deneyimden örnek vermek istiyorum. Borsaya kote bir şirket olduğumuzda yapılan en son genel kurulda yönetim kurulu üyelerinde bir değişiklik oldu. Yeni dört bağımsız yönetim kurulu üyemiz geldi. Bunlardan iki tanesi dene-tim, ikisi riskleri erken teşhis komitesinde görev aldı. İyi kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde,

yeni yönetim kurulu üyeleri için oryantasyon programı düzenlendi. Oryantasyon programın-da denetim komitesi üyeleri şunu sordu: ‘Hem şirketi hem de iç denetim ne yapar bilmiyoruz, biz ne yapacağız? Bu komite nasıl çalışacak? Bi-zim sorumluluklarımız, görevlerimiz nelerdir? İç denetimin ve bağımsız denetimin bizden ne gibi beklentileri var?’ Bu konuda bizden bilgilendir-me istediler. Özellikle bağımsız yönetim kurulu üyeleri atandıktan sonra denetim komitesinden görev alan üyelere, iç denetim denildiğinde ne-lerin anlaşıldığının, neleri sormaları gerektiğinin ve iç denetim yöneticisinden nelerin beklendi-ğinin paylaşılması gerekecek.

Ali Kamil Uzun: Ben sözü Yiğit Bey’e vermek istiyorum. Yeni düzenlemeler ışığında ortaya çıkan bu ihtiyaçlar insan kaynakları yönetici-lerine nasıl yansıyor? Ne gibi durumlarla karşı karşıyalar? Özellikle bağımsız yönetim kurulu üyeliği diğer yandan iç denetim faaliyetini yö-netecek üst seviyedeki yönetici pozisyonları olsun onların cephesinden konu nasıl gözükü-yor? Bahsedilen konularla ilgili kendisinden bir değerlendirme almak isteriz.

“Bizim bağımsız yönetim kurulu üyesi olacak adaylara ihtiyacımız var” Yiğit Duman: Ben olaya iki boyuttan bakıyo-rum. Birincisi organizasyon. Çünkü bizim şir-ketlerimizin organizasyonları en iyi kurgulanmış yapılar da dahil olmak üzere bu işi bugüne kadar çözebilmiş değildi. İç denetim işini şirketlerin içine oturtmuş, herkesin kabul ettiği, dinlediği, izlediği bir yapı halinde kurgulayan çok az şirket

görüyoruz. Dolayısıyla organizasyonel kültür buna ne kadar açık ve hazır onu sorgulamak lazım. Şirketlerin içinde iç denetim dışında risk yönetimi, finansal ve mali ekiplerin içerisinde CFO ve pek çok başlık aslında farklı farklı ve bir-birleriyle çelişen ve zaman zaman çakışan bazı roller organizasyonlarda tanımlanıyor. Bu orga-nizasyonların kültürlerinde, tepe yöneticilerin ya da patronların bir yasayla nasıl değişeceğini sorgulamak gerekiyor. Bunların zaman alacağı-nı düşüyorum. Örneğin insan kaynakları açısın-dan yönetim kurulunun şimdiye kadar bir dahli yoktu çünkü yönetim kurulları bugün patronlar tarafından kuruluyor. Şimdiyse, şirketler bağım-sız yönetim kurulu üyeleri atamaları ve bunların da bağımsız olması gerekiyor. Potansiyel risk alanlarının neler olması gerektiğini bilmiyorlar, gerçekten bağımsız bir ekibin yönetim kuru-lunun içine girmesi gerekiyor. Patronun ya da tepe yönetiminin bu konuda profesyonel dene-yim satın alma algısının oluşması gerekiyor. Üst yönetimler bunun ne kadar farkında emin de-ğilim. Halihazırda benim gözlemlediğim herkes kendi sorununu kendi halletmeye çalışıyor. Bu konuda insan kaynakları gözüyle organizasyona bakıyorum, yapıyı denetleyecek sorgulayacak kurumsal yapılar var: Örneğin risk önleme, iç denetim gibi, bu yapılar artık profesyonelce ya-pılandırılmalı. Organizasyonel kültür konusunda farkındalık eksikliği ciddi oranda var. Bir yasanın çıkmasıyla da düzelecek bir şey değil. Ciddi bir eğitim desteklenmeli ve danışmanlık faaliyetle-rinin de burada gerekli olduğunu düşünüyorum.

İkinci boyut, insan kaynağı. Bizim böyle bir yapı-yı destekleyecek insan kaynağımız var mı? Ben büyük holdinglerin yönetim kurulu üyelerine ba-kıyorum, hep aynı isimlerden oluşuyor. Buradan da şunu çıkarıyorum; Türkiye’nin bu konuda cid-di bir kaynak problemi var. Bizim bağımsız yöne-tim kurulu üyesi olacak adaylara ihtiyacımız var. Böyle adaylar eminim vardır, onlar ne kadar ye-terli ve onları nasıl yetiştiririz bu konulara odak-lanmamız gerekiyor. Kaynak tarafında ihtiyaçlar neler, insan tarafında bunu karşılayacak yeterli aday var mı ve bunların bilgileri ve donanımları yeterli mi, bu tespitlerin yapılması gerekecek.

Ali Kamil Uzun: Müge Hanım, insan kaynağı

Özlem Aykaç İğdelipınarTürkiye İç Denetim Enstitüsü Başkanı Ali Kamil Uzun

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı

Page 6: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

10 11AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

konusunda profesyonel destek veren bir kişi olarak konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Yönetim kurulunda bir çeşitliliğin de sağlanması lazım”Müge Yalçın: Yönetim kavramından öncelikle bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz bir şirketin en tepe yönetimi, yönetim kuruludur; şirkete yön verir, vizyonunu, stratejilerini belirler ve ic-rayı denetler. Yönetim kurulunun yapısı ve üye-lerinin niteliği şirketin performansını doğrudan etkiliyor. Bu kişilerin hem doğru tecrübe ve uz-manlıklardan oluşması hem de doğru karar ve-rebilecek doğru yetkinlikte kişilerden oluşması gerekiyor. Aynı zamanda yönetim kurulunda bir çeşitliliğin de sağlanması lazım. Bir kısmı sek-törü, bir kısmı finansı bir kısmı iç denetimi bili-yor olacak gibi tamamlayıcı bir kompozisyonda olmalı. Kısaca söylemek gerekirse yüksek per-formans gösteren bir yönetim kurulu olmanın ön şartı masanın etrafında doğru kişilerin bulun-masıdır. Çoğunlukla şirket ortakları yönetim ku-rulunun doğal ve kaçınılmaz birer üyeleri olarak görülüyor fakat her zaman yetkinlik ve tecrübe-lerine göre belirlenmiyor. İkinci ve üçüncü jene-rasyondan okuldan yeni mezun bir hissedar da yönetim kurulunda yer alabiliyor. Bu çok alışık olduğumuz bir durum ve bunda bir sakınca yok. Bunun yanında ikinci ve üçüncü jenerasyon da bu görevler için yetişiyor ama yine de o masanın etrafında olmasını istediğimiz yetkinlikler ve tec-rübeler açısından bazı eksiklikler olabiliyor. Bu durumda bağımsız yönetim kurulu üyelerinin ni-telikleri, son derece önem kazanıyor. Bağımsız yönetim kurulu üyelerini bu eksiklikleri tamam-laması için şirketlere öneriyoruz.

Aslında şirketleri iki kategoride ele almak gere-kiyor; birincisi halka açık olmayan aile şirketleri, diğeri de halka açık şirketler. Temmuz 2012 de yürürlüğe girecek olan yeni TTK her iki gruptaki şirketi de kapsıyor. Yeni TTK şirketlerde kurum-sal yönetim ilkelerinin benimsenmesini esas alarak düzenlenmiş. Şirketlerin şeffaflaşması için getirilen uygulamalar önemli. Şirketler şef-faflaştıkça yönetim kurumlarına dışarıdan birini yani bağımsız üyeyi katmaları muhakkak kolay-laşacak. Fakat yeni TTK yönetim kurullarında bağımsız üyeyi zorunlu tutmuyor.

Temmuz 2012’de yürürlüğe giren yeni TTK’da şirketlere bağımsız üye bulundurma zorunlulu-ğu getirmiyor fakat SPK’nın son düzenlemeleri halka açık şirketlerin yönetim kurullarında belirli oranlarda bağımsız üye bulundurmayı zorunlu hale getirdi. SPK, 30 Aralık tarihinde yayınladığı tebliğle, IMKB’ye kote şirketlere en az iki ba-ğımsız üye bulundurma zorunluluğu getirildi. Bu sayı, şirketin fiili dolaşımdaki hisse oranına göre daha fazla da olabiliyor. Genel kurul ka-rarı ile bağımsız üye oranı yüzde 50 ile sınır-landırılabiliyor. SPK’nın tebliğleriyle halka açık şirketlerdeki bağımsız üyeler biraz daha farklı nedenlerde ekleniyor; azınlık haklarını da temsil edebilmek gibi. Bu çerçevede baktığımızda, bu eksiklikler denetim fonksiyonundaysa, -ki pek çoğunda öyle- benim gördüğüm yatırımcılar fi-nans konusuna yakın olsalar bile, denetim, belli bir yetkinlik ve uzmanlık isteyen bir alan. Dola-yısıyla bu kanunun devreye girmesiyle birlikte iç denetim alanında görev alacak yönetim kuru-lu üyelerine çok ihtiyaç olacak. Tabii sadece ka-nun gerektirdiği için değil şirketlerin bu ihtiyacı hissetmesi de önemli. Aslında SPK tebliğlerin-den sonra, şirketler bağımsız yönetim kurulu üyesi talebi ile bize daha çok gelecekler diye beklerken, hiç de öyle olmadı. Eskiden nasılsa öyle devam etti. Çünkü çok büyük grup dahi olsa şirketler, kendi çevrelerinden tanıdığını ya da şirketlerinde uzun yıllar görev almış kişileri atadılar. Dolayısıyla şirketlerin mantalitesinin değişmesi ve kanunun da buna uyumlu olması gerekiyor.

Av. Sinan Naipoğlu: Ben bu noktada bir şey söylemek istiyorum. Çok doğru bir şey söyledi-niz, biz de henüz icra kurulu ile yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin ayrıştırılmasında sıkıntı yaşandığı için yönetim kurulunun denetsel gö-revleri yeteri kadar ön plana çıkamıyor. Aslında yönetim kurulu şirketin orta ve uzun vadeli çıkar-larını gözeten bir pozisyona girmek zorunda. Bu bağlamda bazen sektörü tanımamak yönetim kurulu üyeleri için bir avantaj olabiliyor. Çünkü her sektörün zaman zaman kendine özgü bir körlük içine girmesi söz konusu. Günlük hayatta da bu böyle değil mi? Bir gün bakıyorsunuz, bir doktor bıçak parası aldığı için gazete, manşetin-de. Aslında siz biliyorsunuz ki, yakın çevrenizde

bunu yapmayan doktor yok. Ama birisi düğme-ye basıyor, böylelikle bir milat oluşuyor.

Burada yönetim kurulunun, şirketlerin yaşının genç olmasından kaynaklanan ve günlük işle-ri icra kuruluna devredip, şirketin orta ve uzun vadeli çıkarlarını gözetir bir pozisyona geçeme-mesinden kaynaklanan bir sıkıntı da söz konu-su. Ben kendi adıma SPK tebliğindeki icra gö-revi olmayan üye sayısının yönetim kurulunda çoğunlukta olmasına ilişkin hükmünü, bağımsız üyelerden daha çok önemsiyorum.

Sonuç olarak, yönetim kurulunun ana görevinin işi yapmaktan ziyade, işin doğru yapıldığını de-netlemek ve nasıl yapıldığı konusunda orta ve uzun vadeli hedefleri belirlemek olması anlayışı-nın oturması gerekiyor. Bu tek başına tebliğlerle olacak bir şey değil. Yönetim kurulunun orta ve uzun vadeli çıkarlara odaklanması, günlük işlerle uğraşırken bu konudaki kararlarını ertelememesi gerekiyor. Bunu yapabilecek kalibrede yönetim kurulu üyesi var mı? Bu daha önemli bir soru. Orada da ciddi insan kaynağı sorunu var?

“Türkiye’de çok iyi yöneticiler yetişti”Müge Yalçın: Şirketlerin bağımsız yönetim kurulu adayı bulma açısından sıkıntısı olacağı-nı düşünmüyorum. Ülkemizde çok deneyimli, çok iyi eğitimli, yüksek yetkinlikte, üst düzey yöneticilik yapmış profesyonellerin sayısı hiç de az değil. Ayrıca uzun süreler executive po-

zisyonlarda çalıştıktan sonra, artık icra görevin-den çok yönetim kurullarında görev yapmayı tercih eden pek çok profesyonel de var.

Şirketler bizden yönetim kurulu üyesi talep ederken piyasanın dışında kalmış, yaşı ilerlemiş kişileri pek de tercih etmiyorlar. Hala piyasanın içinde olan kişiler tercih ediliyor. Bağımsız yöne-tim kurulu üyelerinin her şeyden önce stratejik düşünebilen, vizyon sahibi kişiler olması önem-li, ayrıca şirketin faaliyetlerini ve sonuçlarını iyi tahlil edebilecek, mali durumlarını kontrol ede-bilecek, finans bilgisine, yönetim tecrübesine sahip olmaları da gerekiyor. Şirketlerin bağımsız yönetim kurulu üyelerini seçiminde adayların iş deneyimleri, kurumsal şirketlerdeki tecrübeleri, uzmanlıkları önemli oluyor. Yurt dışında yönetici-lik deneyimi de yine istenen özelliklerden. Aday talebinde bulunan şirketin faaliyet alanı, büyük-lüğü, kurumsal politikaları ve vizyonu da, şirkete önerilecek bağımsız yönetim kurulu üyesinin belirlenmesinde dikkate alınan ilk hususlar.

Ben özellikle son 15-20 yılda Türkiye’de çok iyi yöneticilerin yetiştiğine inanıyorum. Yurt dı-şında deneyim kazanmış, çok iyi eğitim almış yöneticiler var. Belki bazılarının yönetim kurulu konusunda deneyim eksikliği olabilir ama bu konuda eğitimler hazırlanıyor, bu eğitimlerle bu açık kapatılamayacak bir açık değil.

Murat Kaan Güneri: Öncelikle, TTK ve SPK uygulamalarının getirdiği ihtiyacı tanımlamak gerekiyor. Ben burada müteşebbis, girişimci ve danışman şapkamla konuşmak istiyorum. Müge Hanım çok güzel ortaya koydu. Sinan Bey kanunun çerçevesini çizdi, iç denetimi te-orik anlamda başkanımız tanımladı. Üç şirketin kurucu ortaklığını yaptım. Yönetim kurulu üye-si arama konusunda hizmet verdiğimiz çoğu kurum, kurumsal yönetim ilkelerini halka açık olmasalar dahi keyfe keder uyguluyor ve yöne-tim kurulu üyeleri de çoğunlukla danışman olarak kullanıyorlardı. Genelde yönetim kurulunda, o sektörden eski bakan, müsteşar veya bir kuvvet komutanı bulunuyordu. Bağımsız yönetim kurulu üyesi konusunda diğer ülkelerdeki uygulamalara baktığımızda ne zaman ki kanun koyucu bunu ka-nunlaştırıyor o zaman talebin arttığını görüyoruz.

Yiğit DumanTürkiye Personel Yönetimi Derneği Başkanı

Page 7: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

12 13AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Türkiye’de de TTK kanunu çıkıyor, SPK tebliğle-rinin de kokusunu alınca, biz de müteşebbis ve danışman olarak yatırım yaptık. Müge Hanım da çalışmalar yaptı, kitaplar çıkardı, araştırmalar yap-tı. Çünkü bakıyorsunuz 400’e yakın halka açık şir-ket var. En az 2 veya 3 üye alımı söz konusu olur-sa, 800 ila 1200 arasında adaya ihtiyaç olacak. Bu yetkinlikte bu kadar kişi var mı diye bakıyorsunuz, gerçekten şirketlere ismiyle katma değer yara-tacak bağımsız yönetim kurulu üyeliği tecrübesi olan üye sayısı Türkiye’de 150-200’ü geçmez. Burada, arz-talep dengesinde bir bozukluk görü-nüyor ve bu alana yatırım yapmak gerekiyordu. Yatırımımızı yapalım, danışma kurulumuzu kura-lım, listelerimizi büyütelim ve kapasitemizi arttıra-lım diye yola çıktık. Kanun koymakla, bağımsızlık kriterlerine finansal ve kan bağıyla tanımlamakla iş bitmiyor, iş uygulamada bitiyor. Kanun koyulu-yor, sonra bu ihtiyacı karşılamak için kurum için-deki uzmanlara işler havale ediliyor. Onlar da ona uygun bir uygulama tarzı geliştiriyorlar. Bu kriter-lere uyan ancak tam bağımsız olmadığını bildiği-miz adaylar olabiliyorlar. Şirketlerin ağ sitelerine veya birtakım bloglara baktığınızda, bağımsız yö-netim kurulu üyesi olarak atanmış pek çok kişinin aslında bağımsız olmadığını görebilirsiniz. Bizim yok dediğimiz bağımsız yönetim kurulu üyesi profilinden yüzlercesinin CV’si sadece bize değil, holdinglere ve halka açık şirketlere gönderiliyor. Tam tersine çalışan arz ve talep sonucu holding-ler CV biriktiriyorlar. Şöyle örneklendireyim: Bir şirketi arıyorsunuz, şirketin vizyonunu ve hedefle-rini, birleşme ya da uluslararası bir genişleme mi düşünüyorlar bunu anlayacaksınız. Buna uygun daha önce katma değer yaratmış yönetim ku-rullarında bir ismi getireceksiniz ki, o isim geldiği için o şirket değer kazanacak. Şirketin isminden değer kazanacak adaylar olmuyor, şirkete değer katacak adaylar doğru adaylar oluyor. Bunu getir-diğinizde müşterinize size istediğiniz danışmanlık ücretini de ödüyor ve dünya standartlarında yöne-tim kurulu üyesi maaşı da bağlıyor. Talep olunca, bize bu ihtiyacın nasıl giderileceği sorulmadan, elinizdeki CVleri gönderin deniliyor. Bu seviye stratejik anlamda ve deneyim anlamında firma-larda en üst seviye. Büyük holdinglerimizden bi-rine siz ne yapıyorsunuz diye sorduğumda; ‘ her yerden CV’ler geliyor hatta araya aracı koyanlar oluyor, daha sonra yönetim kurulu toplanıyor ve

karar veriliyor’ denildi. Kendimi geliştirmeme yol açan bir başka soru da, yine büyük bir holdingin yöneticisinden geldi ve bağımsız yönetim kurulu atamasını yapmasak bunun yaptırımı ne olur diye sordu. Katıldığım bir hukuk bürosunun bilgilendir-me toplantısında bu soruyu oradaki hukukçulara yönelttim. Eş zamanlı çok da sıkı bir kanun mad-desi çıkmış, kayyuma kadar götürülebilecek yap-tırımların olacağını söylediler ama ilk bana sorul-duğunda buna cevap veremediğimi biliyorum. O zaman ne yapacaklar, kriterleri ortaya koyacaklar ve uyduracaklar. Ben yeni TTK’yı ve SPK’nın teb-liğlerini olumlu buluyorum. Deneyimsiz kişileri de almam gibi bir eğilim var aynı iş hayatına başladı-ğınızdaki gibi gerçekle karşı karşıyasınız. Bu kadar talep varken, deneyimsiz ama istekli arkadaşların iyi değerlendirilmesi, bu havuzu da ilerisi için genişletecektir. Pazar değeri 500 milyon TL’nin altında olan şirketlerde kurumsal yönetişimin za-yıfladığını görüyorsunuz. Patron var ve şirket orta kademe yöneticilerle yönetiliyor. Patron ne derse o oluyor. Denetçi istifa ediyor bağımsız yönetim kurulu üyesi oluyor. Çalışılmış, uydurulmuş bir şey var, kanunen bir açık yok. Ama artık şirket genel kurullarında yüzde 1 hissesi olan hissedar bile adayların bağımsızlığına itiraz edebilecek. Kanunsal zorunluluklar bir ilk adımdır. Bu adımın ileride sistemin daha da iyi işlemesine yol aça-cağını düşünüyorum. Olumlu buluyorum ve bir parça pratik ve ayaklarının yere basma sürecinin yaşanması gerektiğini düşünüyorum.

Özlem Aykaç İğdelipınar: Burada fazla konuya girmeden bir saptama yapmak istiyorum. Şirket tarafını düşündüğünüzde bunun asıl nedeni ne, neden bağımsız yönetim kurulu üyesi koymuyor-lar? Burada konunun halka açıklık oranı geliyor. Bence en önemli neden halka açıklık oranı. Pat-ronların, yüzde 50’den fazla hisse sahibi olan bir şirketin sahibi olarak ve yönetim kurulu üyesi ola-rak düşünün, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin güçlerini düşünün. Bu kanunla neler yapabilecek-lerini düşünün. Siz gerçekten alır mısınız bu riski, gerçekten bağımsız yönetim kurulu üyesi atar mı-sınız? O nedenle tanıdıkları kişileri bu göreve getir-melerinin nedeni bu. Aynı şekilde yönetim kurulu üyelerinin de ciddi sorumlulukları var. Siz bilmedi-ğiniz bir şirketin yönetim kurulu üyesi olup, bu so-rumluluğu alır mısınız? Aslında neden böyle oldu

neden herkes tanıdığına gitti konusu anlaşılabili-nir. SPK burada bu şirketleri zorluyor çünkü SPK halka açıklık oranını artırmayı amaçlıyor.

“Bağımsız yönetim kurulu üyesi gücünü hissedarlardan alıyor”Av. Sinan Naipoğlu: Dedikleriniz doğru, katılı-yorum. Bir yandan da işin şöyle bir boyutu var. Yeni TTK, halka açık olmayan şirketler için de şeffaflık kriterlerini geçerli hale getiriyor. Halka açık şirketlere on yılı aşkın süredir bağımsız de-netim bir zorunluluk olarak getirilmişken, şimdi bir anda tüm şirketler için geçerli hale geliyor. Ben sizin söylediğiniz halka açıklık oranına ka-tılamıyorum. Bağımsız yönetim kurulu üyesi gücünü arkasındaki hissedarlardan alıyor. İbra korkusu yaşayan birisinin atacağı imzalarla, bu korkuyu yaşamayan kişinin davranışı arasında çok ciddi farklar olduğu açık. Halka açıklık ora-nı yüzde 20 olan ortalama bir borsa şirketinde yüzde 80 hisse ailenin elindeyse ibra korkusu yaşanmıyor. Amerika’da ve İngiltere’de halka açıklık oranının yüzde 90-95 olduğunu düşünür-seniz, oradaki bağımsız yönetim kurulu üyesi-nin sorumlulukları ve gücüyle, Türkiye’dekinin kıyaslanamayacağı da ortada. Ayrıca bağımsız yönetim kurulu üyesinin fonksiyonundan öte, yönetim kurulu üyesinin sorumluluk davalarının işlerlik kazanması da çok önemli.

Yiğit Duman: Aslında sorun yönetim kurulla-rında. Biz bağımsız yönetim kurulu üyeleri için bunu konuşmaya başladık. Siz kaç tane şirketin yönetim kurullarının çalıştığını düşünüyorsunuz.

Çalışmayan yönetim kurulu organizasyonuna atanmış yeni bir rol için çok fazla tartışıyoruz. Düzenli yönetim kurulu kararlarının alındığı kaç şirket var? 400 şirkette 3 ya da 4 şirket sayabili-riz. Biz acaba bu 3-4 şirket için mi yasa çıkarttık? O nedenle patron, o görev için tanıdıklarını, ar-kadaşlarını almak zorunda. Zaten çalıştırmadığı kurula bir kişi alınsın denilmiş, o da yakındaki ki-şiyi bu göreve getiriyor. Yönetim kurullarının ça-lıştırılabilirliği ve etkinliğinin sorgulanması lazım.

Murat Kaan Güneri: İhtiyacı olanlar, gerekli aksiyonu alıyor. Biz birinci ve ikinci grupta yer alan en büyük 43 şirketi yakından takip ettik. Bankalar yılsonuna kadar bağımsız yönetim kurulu atama konusunda serbestti. Kaç banka var? 9. Bu bankalardan bir tanesi bile zamanı zorunlu olan süreç başlamadan bunu yapıyorsa bu önemli bir damladır ve biz sadece bu dam-laların artmasını istiyoruz. İhtiyaç ve ihtiyaca uygun doğru isimlerin belirlenmesi ve bu ha-reketle katma değer yaratmışsa bundan üç yıl sonra, o banka uluslararası anlamda bir hamle yapmışsa diğerlerine de örnek olacaktır.

Ali Kamil Uzun: Bazı tespitleri ortaya koyduk. Türkiye’deki kurumsal yönetim yaklaşımı batı-dakinden farklı çünkü dağınık mülkiyet yapısı, batıda çok yaygın. Pay sahipleri kendi hak ve çı-karlarının korunması açısından özellikle yönetim kurullarına karşı kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. Bu nedenle, yönetim kurullarında çok sayıda bağımsız yönetim kurulu üyesi olması onlar açısından önem taşıyor. Türkiye’ye baktı-ğınızda, hakim mülkiyet yapısı var. Patron hakim ortak, her şey benim kontrolümde diyor. Böy-le bir çerçevede yönetim de onda olduğu için bu konuda bir kaygı taşımıyor fakat ülkemizde menfaat sahipleri açısından bir kaygı ortaya çıkı-yor. Ben, bir şirketin küçük pay sahibi olabilirim, çalışanı olabilirim, kredi veren bankası olabilirim ya da devlet olabilirim, bu açıdan baktığımızda şirket benim açımdan iyi yönetiliyor mu? Bunun-la birlikte gelen düzenlemeler var, pay sahipleri olaya farklı tepkiler veriyor. O zaman ortaya şu çıkıyor. Yönetim kurulu seviyesinde bağımsız üye yine şirket içinde denetim mekanizması ve şirketlerde risk yönetimi konuları hayati önem taşıyor. Böyle baktığımızda biz konunun taraf-

Müge YalçınMY Executive Kurucusu

Page 8: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

14 15AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

ları olarak bu işin nasıl yönetilmesini öneririz? Burada uygun çözüm noktaları nelerdir? Gerek bağımsız yönetim kurulu üyeleri olsun gerek denetim faaliyetini yönetecek üst düzey yöneti-ciler olsun bunlar da olması gereken yetkinlikler nelerdir?

Ben bir işletme sahibiysem TTK’nın SPK’nın dü-zenlemeleri olsun ya da olmasın bu olaya farklı bir gözle bakarak, değer yaratacağına inanı-yorsam bundan yararlanabilirim. Çünkü benim yönetim kurulunda konunun uzmanı, belki çok yüksek ücret vererek alacağım danışmanlık hiz-metinden çok daha ekonomik, bana katkı sağ-layacak böyle bir imkandan neden yararlanma-yayım. O nedenle olaya yaklaşımım düzenleme olsun olmasın farklı olacak. Bir diğer nokta, pro-fesyonel destek sağlayan taraflar olarak ortaya koydunuz. Bu işin temin ediliş biçimi, istihdam kaynağı, şirketlere özgeçmişlerin yağmasıyla mı seçilecek, yoksa bu işin ayrı bir seçme ve seçilme istihdam edilme yolu olması mı gere-kiyor? Burada neler yapılabilir? İnsan kaynakları şirketlerine nasıl bir rol düşüyor? Bunun gerek şirket sahiplerine gerek üst yönetime anlatılma-sı bu konuda bir farkındalık yaratılması anlamın-da neler yapılabilir? Bu konuda talep yaratacak yer insan kaynakları alanıdır. İnsan kaynakları yönetimine ayrı bir sorumluluk da getiriyor. İşin tekrar düzenleme boyutuna baktığımızda bu ne-denle bu işin konunun çözüm ortağı paydaşları olarak, neler yapabiliriz, nasıl bir yol alabiliriz. Öncelikle Özlem Hanım’a söz vermek istiyo-rum. Yetkinlikler açısından konunun tanımlama-sını yapmasını istiyorum.

“İç denetim hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olur”Özlem Aykaç İğdelipınar: Öncelikle, ne tür yetkinliklerin olması gerektiği üzerine konuş-mak gerekecek. Biz bir yandan mesleğin de-ğerini, mesleğe nasıl katma değer yaratmaya çalışacağımızı anlatıyoruz diğer yandan mesleki standartlar çerçevesinde doğru insanlar tara-fından icra edilmezse bizim söylediklerimizle yönetim kurullarının ya da yöneticilerinin direkt olarak gördükleri arasında ciddi farklar olacak. İç denetim doğru ve mesleki standartlara uyan ki-şiler tarafından uygulanırsa, şirketlerin risklerini

izler, kurumsal yönetim konusunda çok önem-li güvence sağlar ve hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olur. Eğer icra yapan arkadaşlarımız bu şekilde davranmıyorsa sadece uygunluk denetimi yapıyorsa, şirketin yönetimiyle aynı paralelde değilse, hedeflerini bilmiyorsa, aynı dili konuşmuyorsa veya yazdığı raporlarla etkin bir şekilde aksiyon alınmasını sağlayamıyorsa, uzlaşma sağlanamıyorsa, şirketlerin algılama-larıyla bizim gördüklerimiz arasında çok büyük farklar olacaktır.

O nedenle yetkinliklere doğru kişilerin atanma-sı gerektiğini söylüyoruz. Zorunlu hale geldiği takdirde şöyle bir risk var: mış gibi yapmak. Zo-runlu hale geldiği zaman buraya başımızı ağrıt-mayacak biri gelsin denilebilinir ama baktığınız-da iç denetim yetkilerine ve şirketin çok önemli bilgilerine ulaşıyorsunuz ve çok önemli sorum-luluklarınız bulunuyor. Zorunlu olan yerlerde mış gibi yapma riski var. Gerçekten katma de-ğer yarattığına inanılıyorsa, denetim olmadan olmaz, denetim şart deniliyor ve kendiliğinden bu fonksiyona gereken değer veriliyor. İstediği-miz de bu zaten. Kanunun desteklenmesinden ziyade şirketlerin, yönetim kurullarının ihtiyaç duyması. Benim başarılı olmam için önemli.

Av. Sinan Naipoğlu: Burada asıl olan yetki dev-rinin ne kadar istendiği. Bu noktayı atlamayalım. Eğer gerçekten yetki devri isteniyorsa, zaten otomatikman iç denetim düzenlenmek zorunda. Aksi takdirde yetkinin devredildiği kişilerle güven sorunu yaşanacak ve amaç hasıl olmayacak.

Özlem Aykaç İğdelipınar: Kendin eğer yetkini devretmiyorsan orada ihtiyaç yok zaten. Herkes size akşam gelip neler yaptığıyla ilgili hesap ve-riyorsa her şey sizin imzanız olmadan yapılmı-yorsa gerek yok ki… Orada çok fazla ihtiyaç du-yulmuyor. Ne zaman bir kontrol sistemi koymak istiyorsunuz, hedefinize ulaşmak istiyorsunuz bunun da belli, kontrolleri var. Bu kontrolleri si-zin dışınızdaki kişiler tarafından yapılmaya başla-nıyor. O işi yapandan değil de, tarafsız bir kişinin gidip, o işten sorumlu olan yönetim kuruluna güvence vermesi lazım. Böyle düşünüyorsunuz ama biz o işe baktık, yapılan iş sizin istediğiniz şekilde gitmiyorsa, bunun riskleri var.

Murat Kaan Güneri: Böyle ideal bir profilde illa denetim background’u ve bilgisi gerektiriyor mu? Eğer öyleyse ben katılmıyorum. Çünkü genel bir yönetici, yönetim tecrübesine sahip kişi sadece işi bilfiil yapacak kişi değildir. Sade-ce koordine edecek olandır, rapor hazırlayacak olan kişidir. Raporunu hazırlar ve yönetim kuru-luna sunar. Her türlü kaynağı kullanır.

Özlem Aykaç İğdelipınar: Burada denetim ko-mitesinin çok önemli bir görevi var. İç denetimin gözetimi, bağımsız denetimin gözetimi ve tüm güvence fonksiyonlarının koordinasyonu. As-lında yeni TTK ve SPK tebliğinde riskleri erken teşhis komitesini, kurumsal yönetimin altına koymuşlar ama riskleri erken teşhis komitesi de aslında denetim komitesidir çünkü risklerle ilgili güvenceyi birilerinin vermesi lazım.

Av. Sinan Naipoğlu: Riskleri erken teşhis ko-mitesi ne yapacak? Denetim komitesi ne yapa-cak? Ayrıştırmak çok zor.

Özlem Aykaç İğdelipınar: Burada koordinasyon gerekiyor aynı şekilde belki şu anda en ciddi ko-nuştuğumuz konu denetim değil kaynak konu-su. Risk yönetimi dediğiniz zaman iç denetimde o kadar çok örtüşen konu var ki, ikisi de riskleri önce tespit ediyor. O risklerle değerlendiriyor, o riskleri kontrol ediyor. Bu kontrollerin çalışıp çalış-madığını iç denetim test ediyor. Bunu raporluyor sonuçta ikisi arasında koordinasyon var. Burada risk yönetiminin belki ismi yanlış. Risk yönetimi,

sorumlusu dediğimiz kişi riski yönetecek değil, riski koordine edecek kişidir. İcrayı yapan yöneti-ciler risk yönetimi yapmak zorunda. Herhangi bir operasyonel yetkinlikleri zaten yöneticiler biliyor onu günlük yaşıyor. Acil riskler konusunda zaten şirket yönetiminin haberdar olması lazım.

Av. Sinan Naipoğlu: Organizasyonel mühendis-lik yapmıyorum ama artık eskisi gibi birbirinden bağımsız işler yok. Mali işler içinde de risk yöne-timi var. Kalite yönetimi deniliyor, bunların hepsi iç denetimin gündemindeki konular. Demek ki, görev tanımını güncelleştirmek, zenginleştirmek lazım. Organizasyon fonksiyonel olarak aşağıya doğru yapılanıyor, fakat bunu yatayda kesecek organizasyonun içine bakacak bir ekip olması lazım. İşin kaliteli, kanunlara uygun yapıldığı gü-vencesini veren bir departman da olmalı. Yapılan organizasyonlarda göreceksiniz ki, kalite güvence departmanı da risk yönetimi departmanı da var, iç denetim diye de bir departman var. Bütün bunlar yapılıyor ama aslında ne oluyor? Şirket içinde, iş-lerin değeri küçülüyor.

Murat Kaan Güneri: Denetim komitesi başka-nı tam yetkili, bu kişinin denetim geçmişi olma-sı gerekmiyor. Gerekli kaynakları kullanacak, gerekli danışmanlıkları alacak ve süreçleri oluş-turacak kişilere görev verecek. Gereken kay-nak tahsisini yapar, dışarıdan bir danışmanla çalışabilir. Yönetim kurulunda belirlenen asgari sayıdaki toplantıya katılır, çalışmaların kaydını tutar, çalışmalarını raporlar halinde yönetim kuruluna sunar, şerh düşer. İstediği kişiyi de-netim yöneticisi yapar. O da bütçesine bakar, teklifleri toplar, bir tanesine görev verir, süreci kurgular. Görevlendirmeden önce denetim yö-neticisinin yetkinlik bazında yeterli olup olmadı-ğına bakarsın. Orada önemli, yetkinlikler neler-dir? Biz neleri olmazsa olmaz olarak göreceğiz? Bu konuda dernek bize yol gösterici olabilir.

Özlem Aykaç İğdelipınar: Şimdi söylediğiniz ka-dar kolay olsa ama o kadar kolay değil. Denetim komitesi üyeleri neler yapıyor diye baktığımızda; öncelikle finansalla ilgili olarak tüm yatırımcılara güvence veriyor. Bununla ilgili bağımsız deneti-min de sorumlulukları var ama finansalı anlaması lazım. Bir finansal tabloya baktığı zaman özellikle

Av. Sinan NaipoğluKurumsal Yönetim Derneği (TKYD) Türk Ticaret Kanunu (TTK) Çalışma Grubu Başkanı

Page 9: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

16 17AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

şirketin yapısını finansallarını, nerede sorun çıka-bilir konularını çok iyi bilmesi lazım. Bu konuda eğitim alabilir ama denetimi biliyor ve finansal-lara aşina olması, son derece önemli. Finansal okur-yazar olacak. En azından denetim komitesi başkanının bunu biliyor olması lazım. Denetim komitesi üyelerinin en önemli özelliklerinden biri, sağlıklı şüpheciliğe sahip olması ve bunları da sorgulamasıdır.

Yönetimle, bağımsız denetim şirketi anlaşamı-yor. Son sözü denetim komitesi verecek. De-netim komitesinin ikinci önemli görevi, şirketin düzgün işlediğine, şirketin hedeflerine yönelik gittiğine dair belli bir güvenceyi de yatırımcı-lara verecek. Oradaki en büyük desteği de iç denetim. İç denetimden ne beklemesi gere-kiyor, iç denetimin ne yapması gerekiyor, iç denetimin kaynakları yeterli mi, ne yetkinlikte insanlar olmalı, iç denetimin sorumluluğu nedir gibi konularda da bilgi sahibi olmalı. Ayrıca, iç denetimden gelen raporları okuduğunda anla-malı. O nedenle denetim komitesi üyesi şirket içinde hem iç denetimin işini rahat yapması, doğru konumlandırması hem de hissedarlara güvence sağlaması açısından çok önemli. Hat-ta bağımsız denetim şirketini de iç denetimi de sorgulayacak bir kişinin olması lazım. Kali-te güvenceden geçtiniz mi, en son ne zaman denetimden geçtiniz diye soracak. Standartlar konusunda bilgi sahibi olacak. Bu konuda bu ki-şilere eğitim verilebilir. TKYD, TİDE bu konuda eksiklik hisseden yönetim kurullarına belli ko-nularda destek olacaktır.

Murat Kaan Güneri: Bu eksikliklerle yönetim kurulu ataması yapılıyorsa, yapacak bir şey yok. Minimum yeterliliklerden bahsediyorsu-nuz. Önemli pozisyonlarda bulunmuş kişileri, denetim komitesi başına getirdiğiniz zaman, işi bitirmiş oluyorsunuz. Bize gelenler her şey da-hil yönetim kurulu üyesi istiyor. Örneğin 1000 adaya ihtiyaç varsa, buna karşılık 200 yetkin kişi bulunuyorsa, aradaki 800 kişinin süreç için-de deneyim kazanırken desteklenmesi gerekti-ğini mi söylüyorsunuz?

Özlem Aykaç İğdelipınar: Evet, denetim komite-sinin bağımsız yönetim kurulu üyelerinden olması

gerektiğini ve en az iki kişi olması gerektiğini düşü-nürsek zaten bağımsız yönetim kurulu üyeleri de-netim komitesi üyeleri olacak diye düşünüyorum. Eğer denetim komitesi üyesi olacaksa en az bu yetkinliklere sahip olması lazım.

“Ülkemizde IT denetçisi konusunda neler yapılıyor?”Yiğit Duman: Yönetim kurulu üyeleri arasın-daki yetkinliklerin haricinde, iç denetimin için-deki yetkinlik konusunda ne sıkıntı yaşanıyor konusuna dönmek istiyorum. Ülkemizde IT denetçisi konusunda neler yapılıyor? Finansal okuryazarlık ya da idari süreçlerle ilgili deneyim sahipliği genelde Türkiye’de çözülmüş durum-da. Bugün o konuda yetkin insanlarınızı bulabi-liyorsunuz ama yeni teknolojiler ve teknolojinin şirket içindeki kullanım alanı çok yaygınlaştık-ça, bu konuda biraz ‘yaya’ kaldığımızı düşünü-yorum. IT denetçisi arayan pek çok şirketle kar-şılaşıyoruz ve PERYÖN’e bu konuda çok talep geliyor. Bu konuda ciddi bir eksiklik var.

Ali Kamil Uzun: Benim tavsiyem şu olacak. Öyle bir noktaya geliyoruz ki iç denetim adı üs-tünde iç içe yönelik fonksiyonmuş olarak gözü-küyor ama sadece şirket iç kaynaklarıyla yapılı-yor olması gereken bir konu değil. İç denetim faaliyetini üç farklı kaynağı kullanarak gerçek-leştiriyoruz. Biri kendi iç şirket kaynaklarınız, ikincisi dışarıdan sadece dış kaynakla yapmak, profesyonel destek almak, bir üçüncüsü ise en çok tercih edilen hem içerde bir departman oluşturmak hem de dışarıdan destek almak. İç denetim faaliyetinin yöneticisi tüm bu kaynak-ları yöneten, Özlem Hanım’ın bahsettiği gibi yönetim güvencesi rolü de var, öte yandan kaynakları en iyi şekilde yönetecek bir modera-tör rolü de var, bir liderlikte yapacak. O zaman bilgi teknolojilerindeki güvenceyi sağlamak için kendi içinizde bunu insan kaynağı olarak istihdam etmeniz size çok daha pahalıya mal olacak. Bu hizmeti veren kuruluşlardan bu hiz-meti alabilirsiniz. Onun koordinasyonu, talebi tanımlamak, ben size bilgi teknolojileri konu-sunda servis sunuyorum ama içerde o konuda kaynakları etkin kullanan, ne istediğini bilen kimse yoksa o zaman bu hizmeti sunanın yön-lendirmesiyle kalıyorsunuz. Bu nedenle böyle

farkındalığı olan profile ihtiyaç var. İç denetimi, biz hukuki zorunluluğa dayanmadan ihtiyaci bir zorunluluk olarak görmek durumundayız. İşlet-me sahibiyseniz o işletmeyi yönetiyorsanız, işletmenin sürdürülebilirliğinde menfaat sahi-biyseniz, iç denetim faaliyetine ihtiyacınız var. Bunun çok iyi anlatılıyor ona göre de kaynakla-rın bulunması lazım. Kişi işini çok iyi biliyor ona odaklanmış önceliğine koşuyor peki arkasını kim toplayacak. Ne kadar güvence altında işte bunun uzmanı var. İster buna bağımsız yöne-tim kurulu deyin ister denetim komitesinde bu işten sorumlu başkan ve üye deyin bu noktada taraflar olarak neler yapabiliriz? Bence taraflar olarak, onun üzerinde de görüşleri paylaşa-lım. Burada meslek örgütleri olarak PERYÖN, TİDE, TKYD, daha yakın işbirliği içinde olmalı. Ben işimi size daha iyi ifade edeceğim sizin de beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı bileceğim. Aynı zamanda bu işin danışmanlığını yapan kurumların bizlere ihtiyacı var. Bu işin meslek örgütü olarak birikimlerimizden yararlanmamız açısından ortaya bu işbirliği çıkıyor. Başka pra-tik çözüm önerilerinin de oluyor olması gerek-tiğini düşünüyorum ve şimdi o önerileri almak istiyorum.

Av. Sinan Naipoğlu: Farkındalık yaratmak dediniz ve bu söylediğinizi çok önemsiyorum. Ben kurumsallaşmada da, iç denetimde de, bağımsız yönetim kurulu üyeliğinde de temel sorunun, şirketlerimizin getirilen kuralları uygu-lamadıklarında ne olacağını görecek kadar yaşlı olmayışı olduğunu düşünüyorum. Otoriteler şunları yapmazsan kötü sonuçlarla karşılaşabi-

lirsin diyor ama özel sektörü henüz 50 yaşında olan ve halka açıklık oranı gerçek anlamda yüz-de 20’lerde olan bir ülkede, yapılan düzenleme-lere uymayıp kötü sonuçları yaşayarak görmüş şirketler yok. Yapılan düzenlemelere uymayan şirketlerin yavaş yavaş küçülüp değer kaybe-deceğini görmeden, kişilere şunları yapmalısın demek onları ikna etmek için kafi olmuyor. Ya-pılacak şeyler de maalesef kısıtlı. Bu konuda tecrübelerin birleştirilerek aktarılmasının fayda-lı olacağını düşünüyorum.

Bağımsız yönetim kurulu üyeliğini de, batıda popüler olan yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz ama diğer taraftan 20-30 yıl geriden geldiğimiz için, biz hala “şirketi hakim hissedardan nasıl koruruz”u tartışıyoruz. Oysa Amerika ve İngilte-re, hakim hissedarı zaten kalmamış olan şirket-leri “kötü niyetli yöneticilerden nasıl koruruz”a odaklanmış. Burada çok ciddi bir kompleks de görüyorum. Amerika’da bağımsız denetim ku-rumları çok popüler, bizde de olsun. Olsun ama 10 yıl sonra bağımsız denetim komite üyeliği bir işe yaramıyor deme riski var. Özlem Hanım isabetle söyledi, bizde ne yazık ki bağımsız de-netim kurulu üyeleri hakim hissedar dışındaki diğer menfaat sahiplerinin varlığını hissetme-dikleri için yaptırımları devlet koyuyor. Çünkü en güçlü menfaat sahibi devlet. Tedarikçiler, bayiler kötü niyetli yöneticilerden hesap sora-cak durumda değiller ama devletin bu imkanı var. Bu sebeple düzenlemelerin devlet eliyle yapılması kaçınılmaz, çünkü devlet çok farklı bir güçte. Sonuçta bizim gibi halka açıklık oranı düşük olan ülkelerde farkındalığın devlet eliyle yaratılabileceğini kabul etmek gerekiyor ve bu-nun da desteklenmesi lazım.

Bence yönetim kurulu üyelerinin performansın objektif olarak değerlendirilmesi de çok önem-li. Bu değerlendirmeyi gereği gibi yapan ve yönetim kurulu üyesi seçiminde dikkate alan şirketlerin zaman içinde bir adım öne çıktığı görülecek. Şu anda devlet şunu söylüyor: Artık dünyada çoğu şirketin bütçesi devletin bütçe-sinden fazla senin şirketin öyle bir boyuta geldi ki şirketini kötü yönetmenden pek çok insan etkileniyor, ben devlet olarak buna karışmaya kendimde hak görüyorum. Çünkü; menfaat sa-

Murat Kaan GüneriMKG Partners Kurucusu

Page 10: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

18 19AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

hibiyim kurumlar vergisi ile kazancından yüzde 20 pay alıyorum, ayrıca senin etkilediğin insan-lar da benim sorumluluğum altında. Dolayısıyla ben bu şirketin sürdürülebilirliğini korumak zo-rundayım. Benim önerim asıl olarak, şirketlerde yetki devri ve kurumsallaşmanın, yani orta ve uzun vadeli çıkarları düşünen insanlarla günlük işleri yapan insanların ayrılması gerektiği konu-sunda farkındalığın yaratılması üzerinde durul-masıdır. İç denetim ve iç kontrolün kurulması bunun kaçınılmaz sonucu olarak kendiliğinden gerçekleşecek.

Yöneticilerin yetkilerini devrettiklerinde rahat uyuyabilmeleri için şirket üst yönetimin doğru insanlardan oluşması gerekiyor. Bağımsız yö-netim kurulu üyesi Amerika’da neden ateşten gömlek? Çünkü bütün borsadan küçücük bir hisse alan ortak, yöneticilere milyonlarca dolar-lık dava açma ehliyetine sahip. Devletin yaptığı düzenlemeleri, iyi örnekleri göz önüne çıkara-rak ve yarattığı katma değeri ortaya koyarak, desteklememiz lazım. Ayrıca biz de çözümleri sürekli olarak devletten beklememeli, kendi yapımıza uygun başka tür çözümler bulmalıyız.

Murat Kaan Güneri: Zorunlu olan denetim ve kurumsal yönetim komitelerinin dışında iki önemli komiteden bahsetmedik. Biri aday de-ğerlendirme komitesi, onun için aslında yetkin-likleri konuştuk, ikincisi ücretlendirme komite-si. Ben performansa dayalı ücretlendirmeyi her zaman savunmuşumdur ama burada çok has-sas bir denge var. Mesela denetim komitesi başkanı olan üyenin performansını ölçtüğünüz zaman çalışmaları ne derece objektif olabilir. Bütün yönetim kurulu üyeleri hissedarlar gö-zünde yarattıkları katma değerlerle ölçülmesi lazım. Ancak kriterlerin göreve uygun olarak belirlenmesi burada önem kazanıyor. Eğer ‘x’ şahsı daha önce başka bir şirketteydi, orada şu işleri yaptı, sistemi kurdu ve o sayede şirketin kurumsallaşmasına katkıda bulundu. Bu güzel bir referanstır. Dolayısıyla katma değerini gös-termiştir. Bu tür adayların her zaman için pat-ronlar ve hissedarlar gözünde değerli olacağını ve her zaman davet alacaklarına bahse girerim. Zaten böyle kişilerin bize de ihtiyaçları yok. Pat-ronlar yakından takip ettikleri katma değerlerini

gördükleri kişilere doğrudan kendi davetlerini getiriyorlar.

Bizim katma değerimiz, çeşitliliği artırıyoruz. Şirketler belki 3-5 kişi tanıyor ve takip ediyor, bizler yüzlercesini tanıyoruz. Dolayısıyla o kişi varken böyle biri daha var, diyoruz. Bunların koordinasyonunun içerde ve ilgili komitelerle birlikte yapılması bence son derece önemli. Enstitü’ye böyle güzel bir etkinlik düzenledik-leri için de teşekkür ediyorum.

“Kaliteli insanlar şirketlerde öngörülebilir bir geleceği satın alırlar”Yiğit Duman: İnsan kaynakları yönetimi olarak, şirketlerde nasıl bir katma değer yaratılır konu-suyla alakalı, tepe yönetimlerin bilgilerini biraz daha onlar ne kadar katkı verirler. O nedenle bu üç sivil toplum kuruluşunun paslaşmasını çok değerli buluyorum. Yakın zamanda ortaya çıkan hem yönergeler hem yasal değişiklikler bizi bunu yapmaya zorluyor. PERYÖN olarak burada aktif rol almak destek vermek isteriz. Hem üyelerimize hem de PERYÖN şapkasıyla sizlerin üyelerine.

İnsan kaynakları başlığıyla bakarsak, bugün dünyada kısıtlı kaynak haline gelen insanın seçme hakkı çok arttı. Seçtiği şirketlere de kaliteli insanlar gitmeye başladı. Biz işi oradan tutarsak, tepe yöneticiler bu konuyu daha çok önemserler çünkü kaliteli adamı tutabilmek için kaliteli yönetişimin olması gerektiğine inandırmamız lazım. Kaliteli insanlar şirketler-de öngörülebilir bir geleceği satın alırlar. Kali-teli insanlar yaptığı işin sorgulanmasını istiyor ya da başkalarının yaptığı işin de sorgulandı-ğını görmek istiyor. Kaliteli insanlar herhangi bir suistimal yaşamak istemiyor. Evine gittiği zaman etik ve düzgün biri olarak eve gitmek istiyor. Artık herkesin CVsi dünyaya açık, o ne-denle kalitesiz bir şirkette çalışmak o kişinin CVsini de kirletiyor. İddiası yüksek insanlarla çalışabilmesi için şirketlerin şeffaf, denetlene-bilir kurum olması gerekiyor. Bunu tepe yöne-timlere anlatabilirsek ve organizasyonlara bu anlamda iç denetim ekipleri güçlendirerek, yetkinliklerini artırarak yönetim kurulundaki

denetim kurulu faaliyetini aktif hale getirerek hayata geçirebilirsek bu sefer o kaliteli insanı o işyerinde tutarız. Bu da şirketin geleceğine yapılan en büyük yatırımdır. Şirketler, daha şeffaf, daha okunabilir daha öngörülebilir bir gelecek istiyor bunu yalnız devletler istemi-yor. Bir de organizasyon içinde dağınık so-rumlulukların bir araya getirilmesi lazım. Bir-birinden bağımsız tekrar eden işleri bir araya getirmemiz gerekiyor. Bir organizasyon içinde aynı yere ateş eden bir ekip haline getirebilir-sek, iç denetimin ağırlığı da, kuvveti de, söz dinlenirliği de artacaktır. Ben de davetiniz için teşekkür ediyorum.

Özlem Aykaç İğdelipınar: Öncelikle Yiğit Bey’e teşekkür etmek istiyorum. Konuyu çok güzel bir noktaya getirdi. İç denetim, kurum-ların itibarının sigortasıdır diyoruz ama aynı zamanda kişilerin de, çalışanların da itibarının sigortasıdır. Gerçekten etik doğru çalışan bir şirkette çalışıyor olmak önemli. İç denetim ola-rak yönetime gittiğimizde, kontrollerimizi görü-şelim risklerimizi belirleyelim diyoruz ki, yarın bir gün bir sorunla karşılaştığınız zaman bunda sorumlu sizler olacaksınız. Bu risklerin azalma-sında etkin bir iç kontrolün kurulmasında size yardımcı olalım diyoruz. Daha önce yaptığımız toplantıda, iç denetim nedir, iç denetim yöne-ticisi ne yapar konusunu konuşmuştuk. Bugün sevinerek şunu görüyorum ki, iç denetim yöne-ticisi ne yapar konusunu artık konuşmuyoruz. Bir farkındalık oluşmuş durumda. Şimdi yeni düzenlemeler nedeniyle iç denetim yönetici-sinin artan sorumluluklarını konuşuyoruz. Belki de şirket içinde, şirketlerin artan güvence so-rumlulukları nedeniyle, şirket içindeki koordi-nasyonun artması denetim komitesinin de en önemli görevi bu koordinasyonu sağlayacak. Ona da iç denetim yöneticisi yardımcı olacak. Denetim komitesinden beklediğimiz en önemli görevlerden biri de iç denetimin etkin olabilme-si için bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamalı. Eğer iç denetim yöneticisi genel müdüre rapor veriyorsa, raporu yönetim kuruluna göndersin ama işe almadan, performans değerlendirme-sine ve işten çıkarılmasına yönetim sorumluy-sa burada bağımsızlıktan söz etmek mümkün değil. Burada denetim komitesi bu benim so-

rumluluğum diyecek. Burada insan kaynakları; etkin bir iç denetim yöneticisinin hangi özel-likleri olmalı? Etkin bir iç denetim birimi için performans değerlendirilmesi nasıl yapılmalı? Bizim yapmaya çalıştığımız her iki konuda bi-linci artırmak; iç denetim konusunda çalışan meslektaşlarımıza bunlar sizden beklenen yet-kinlikler, kendinizi bu konuda geliştirmelisiniz derken denetim komitesi üyelerine de bunlar iç denetimin sizden beklentileri diyerek bir far-kındalık yaratmaya çalışıyoruz. Ben de hepinize farklı bakış açısı getirdiğiniz için teşekkür edi-yorum. Çok daha fazla bir araya gelmemiz ko-nusunda ben de hemfikirim, umarım ilerde bu fırsatı tekrar yakalarız.

Müge Yalçın: Kanun son zamanlarda o kadar çok konuşuldu ki, şirketlerde ve hissedarlarda çok önemli farkındalık yarattı. En azından dü-şünmelerini sağladı. Şirketler yapılan uygula-maları gördükçe ve faydalarını fark ettikçe bunu benimseyeceklerdir. İç denetim, risk yönetimi ya da kurumsal yönetim tüm bunlar şirketin sürdürülebilirliğini sağlayacağına patronları ikna edebilirsek o zaman bu kanunlar daha çok be-nimsenecek ve uygulamaya geçilecektir diye düşünüyorum. Son olarak bir veriyi paylaşmak istiyorum. Dünya Ekonomik Forumu’nun veri-lerine göre Türkiye dünyanın 16. büyük ekono-misi fakat yönetim kurulu yetkinliği açısından 133 ülke arasında 125. sırada yer alıyor. Dolayı-sıyla daha alınacak çok yol var.

“Yeni düzenlemeler denetçiler için yeni bir kariyer fırsatı yarattı”Gürdoğan Yurtsever: Öncelikle tüm katılım-cılara teşekkür etmek istiyorum. Meslektaş-larımız açısından önemli bilgiler verdiler. Son dönemlerde yapılan düzenlemeler ile mesle-ğimizin önemi giderek artıyor. Bu da meslek-taşlarımıza yeni kariyer fırsatları ortaya çıkarı-yor. SPK’nın bağımsız yönetim kurulu üyeliği konusundaki düzenlemesinin uygulaması ile ilgili olarak Türkiye’de kaynak probleminin bulunduğundan ve denetim komitesi üyele-rinin denetim geçmişi bulunmasının zorunlu olmadığından bahsedildi. Ben bu konudaki düşüncelerimi paylaşmak isterim. Öncelikle Türkiye’de SPK düzenlemesi ile getirilen ba-

Page 11: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

20 21AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

ğımsız yönetim kurulu üyeliği konusu her ne kadar yeni bir konu olsa da bu konuda başarıy-la görev yapabilecek kişiler olduğunu düşünü-yorum. Bu kişilerin arasında denetim geçmişi bulunanların ise çok daha avantajlı olduğuna inanıyorum. Çünkü denetim, disiplinler arası bir meslek ve bir işletmenin faaliyetinin bütü-nüne bu kadar vakıf olabilecek başka bir mes-lek grubu bulunmuyor. Denetçiler ve özellikle de iç denetçiler, yürütülen denetim çalışmaları nedeniyle işletmenin bütün süreçlerini öğren-mek durumunda kalıyor ve bu durum onlara çok yönlü yetişme imkanı sağlıyor. Yetişme sürecinde elde edilen bu tecrübeler, gerek yö-neticilik gerekse de yönetim kurulu üyeliği gibi görevler bakımından denetçilere önemli avan-tajlar sağlıyor. Bu nedenle bağımsız yönetim kurulu üyeleri ile denetim komitesi üyelerinin denetim geçmişi bulunmasının işletmeye çok önemli katma değer sağlayacağına inanıyo-rum. Gerek, SPK tebliği gereğince denetim ko-mitesi üyelerinin tamamının bağımsız yönetim kurulu üyeleri arasından seçilmesi gerektiği için, gerekse de kendilerine yüklenen önemli sorumluluklar dikkate alındığında bağımsız yö-netim kurulu üyelerinin en azından bir kısmının denetim nosyonuna sahip kişilerden olması çok önemli. Ancak bu şekilde kendilerinden beklenen sorumlulukları daha sağlıklı bir şe-kilde yerine getirebilmeleri mümkün olabilir. Bu konuda yasal bir zorunluluk bulunmasa da işletme sahiplerinin sağlayacağı katma değeri dikkate alarak bu tür atamalarda denetim geç-mişi bulunan kişilere öncelik vermesini önemli buluyorum. Son dönemlerde yapılan düzen-

lemeler ve uygulamalar ile Türkiye’de mesle-ğin uluslararası standartlarda yürütülmesine yönelik çok önemli gelişmeler kaydedildi. Bu süreçte meslektaşlarımız da önemli tecrübeler kazandılar. Bu nedenle oluşan bu yeni pozis-yonlarda birçok meslektaşımızın başarıyla gö-rev yapabileceğine inanıyorum. Bu kapsamda son dönemlerde yapılan bu düzenlemelerin denetçiler için en üst düzeyde yeni bir kariyer fırsatı yarattığını düşünüyorum. Belki ilk uygu-lamalarda denetim geçmişi bulunan kişilerin bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak atandığı-nı çok fazla göremiyoruz. Fakat düzenlemele-rin gerçek anlamda uygulamaya geçeceği önü-müzdeki dönemlerde daha fazla sayıda denetçi kökenli kişinin bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak atandığını göreceğimizi umuyorum. Bu düşüncemi destekleyen hususlardan birisi de bankacılık sektöründeki denetim komitesi uy-gulamasıdır. Bankacılık sektöründe denetim komitesi kurulması zorunluluğu getirildiğinde başlangıçta daha çok denetim kökenli olmayan kişiler bu görevlere atanmıştı. Fakat denetim komitesine yüklenen önemli sorumluluklar zaman içinde bunu tersine çevirdi ve denetim komitelerinde denetim kökenli üyelerin sayısı giderek arttı. Oluşan ihtiyaçların bu değişimi kendiliğinden sağladığını söylemek mümkün. Bu sürecin bağımsız yönetim kurulu üyeliği için de yaşanacağını düşünüyorum. Bu gelişi-mi hızlandırmanın bir yolu da denetim kökenli kişilerin işletmelere katabileceği katma değeri işletme sahiplerine ve yöneticilerine doğru bir şekilde anlatabilmekten geçiyor. Bu konuda da hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Bu-nun için Türkiye İç Denetim Enstitüsü olarak bir çok inisiyatif kullanıyor, faaliyetler yürütü-yoruz. Bunun yanı sıra gerek meslektaşlarımı-zın, gerekse de sizlerin katkılarıyla bu sürecin beklentilerimiz yönünde gelişeceğine inanıyo-rum. Katkıları nedeniyle herkese tekrar teşek-kür ediyorum.

Ali Kamil Uzun: İki tecrübemi paylaşıp, çıkan sonuçları özetlemek istiyorum. Geride bıraktı-ğım profesyonel yaşantımda bir hakim ortak modelinde, uzun yıllar beraber çalıştığımız bir patronun bakış açısını özetlemek istiyorum. Üç şeye önem veriyordu; pazarlama, insan kay-

nağı ve denetim. Pazarda fark yaratma adına pazarlama kanallarına, müşteri odaklı ve müş-teri ekipleriyle çalışmaya çok önem veriyordu. Bunu sağlayabilmek adına yetki delegasyonu onun için çok önemliydi. Genel merkezin yet-kilerini delege edecek, bu delegasyonu etkili biçimde yerine getirecek, pazarda etkili bir şekilde ortaya koyacak insan kaynağını önem-siyordu. Yatırımının öngördüğü şekilde gidip gitmediği noktasında da denetimi önemsediği-ni belirtiyordu. Bunlar 1980 ve 1990’lı yıllarda yaşandı ve o yıllarda düzenlemeler yoktu. Biz o patronla birlikte kurumda denetim komitesi de kurduk, denetimin birebir bağımsız çalışabil-mesi doğru makama raporlamasını, konumlan-dırmasını da yapmıştık. İhtiyaç bir şirket sahi-bine bu tür inisiyatifler aldırıyor. İkinci örneğim de, dağınık mülkiyet yapısında bir kurumla olacak. Gerçek anlamda anonim bir kurum-da görev aldım. SPK’nın düzenlemeleri yeni uygulamaya çıkmıştı ve bu kurum ilk defa ilk inisiyatif alan kurum oldu. Denetim komitesini yapılandırılmasında görev aldım, denetim ko-mitesi başkanlığı görevinde bulundum. Düzen-lediğimiz denetim komiteleri öngördüğümüz şekilde çalıştı. Şimdi bunları niye ifade etmek istedim, bu toplantıda yeni düzenlemeler ışı-ğında ihtiyaçları ve zorunlulukları konuşuyoruz. Konuştuğumuz konu ihtiyaçla birlikte aslında hayata geçirilebilecek bir konu. Burada farkın-dalık yaratmak, bilgilendirme ve harekete ge-çirme çok önem taşıyor.

Burada önemli bir nokta daha çıktı: Yeteri ka-dar kaynak var mı? Hep aynı isimler etrafında bağımsız yönetim kurulu üyelikleri dönüyor diye eleştiriler yapılıyor. Ben orada farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum. Aslında bu bir ekip işi. Kıdemli, alışılagelmiş, piyasanın tanıdığı isimler yerine biz yeni isimler yeni tecrübeler yeni kan katmak istiyorsak, istihdam konusuna da belki böyle bakmak lazım. Şirket sahibi olarak bağım-sız üyeliklere tedarik için bir çalışma yapacak-sam, kıdemli kişinin yanı sıra yanında iki, üç kişi daha katarak, ofis ortamı sağlanmalı. Geçmiş tecrübelerimde, yönetim kurulu başkanının ken-dine özgü genç analistlerden oluşan ofisi vardı. Çünkü anonim yapıda yönetim kurulunun göze-tim ve denetim fonksiyonunu yetine getirebil-

mesi için kendine böyle bir ofis kurmuştu. Belki bu farklı bakış açılarıyla bu ihtiyacı nasıl gidere-biliriz, tedarik edebiliriz hem işletme sahiplerine bunu anlatmak ve göstermek açısından önemli.

Bir de yeni TTK basiretli yöneticiden tedbirli yönetici kavramına doğru gelişim gösterdi, bu da şu ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Tedbirli yöneti-ci olmak için bu işin tedbirini almak gerekiyor. Tedbir de iç kontrol ve denetim yaklaşımından geçiyor. Belki şirketlerimizde iç kontrolün ku-rumsal bir bağışıklık sitemi olduğu algısı güç-lenmeli. Denetçiyi de bu işin doktoru olarak görmesi lazım. Toplumda check up yaptırmak, sağlıklı olmak isteyen bireyin tercihi. Bunu da artık kimse tartışmıyor yasal zorunluluk da yok ama hepimiz gidip check up yaptırıyoruz. Ku-rumsal check up’ın yapıldığı yer denetim, bu-nun tahlil sonuçlarını aldığınız yer de iç kontrol mekanizmasıdır. Bir diğer nokta da enstitümü-zün yeni bir sertifikası anons edildi; CRMA. Ar-tık kurumların risk yönetimine güvence mantı-ğıyla yaklaşılıyor.

Enstitü olarak Mayıs ayında farkındalık ödül töreni gerçekleştirdik. Bu masa etrafında olan kişileri önümüzdeki farkındalık ödülüne gerek temsil ettiği gerek hizmet verdiği kurumlar olarak ödül alabilecek adayları teşvik etmek noktasında bir misyonlarının olabileceğini de hatırlatmak istiyorum. Biz Türkiye’de toplum-sal farkındalığı kurumsal yönetim ve denetim kalitesi adına teşvik etmek istiyoruz. Sonuçta muhatabımız olan kişiler iş adamları, onların da en büyük özelliği ticari zekaları. Bu zekaya biz temsil ettiğimiz faaliyetler açısından iyi ve doğru dokunuşlar gösterebilirsek, bunların sa-tın alacağını ve kabul göreceğini düşünmemiz lazım. Yasal zorunluluklar olsun ya da olmasın o ticari ve girişimci zekasıyla iş adamı olmuş ve ortaya bir kurum yaratmış, aynı şeyi bu ko-nuştuğumuz konular üzerinde gördüğünde de yerine getirecektir diye düşünüyorum. Güven kontrole engel değildir. Biz bir güç odağı yarat-mak değil, kurumsal gücün sürdürülebilir olma-sı konusunda bir güvence mekanizmasının kat-ma değerini konuştuk. Hepinize katkılarınızdan dolayı hem Enstitümüz hem dergimiz adına teşekkür ediyorum.

Gürdoğan YurtseverTürkiye İç Denetim Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve İç Denetim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Page 12: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

22 23YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Amerikan Kamu Muhasebecileri Örgütünün Açıklık Projesinin Bağımsız

Denetim Uygulamalarına Etkisi

Uluslararası Denetim Standartları Kurulu (AASB)’nun 2004 yılında Uluslararası Dene-tim Standartlarını (ISAs) daha anlaşılır hale getirmek amacıyla başladığı ve Şubat 2009 tarihinde tamamlayarak, bütün kapsamıyla 31 Aralık 2009 tarihinden itibaren yürürlüğe koy-duğu Açıklık Projesi1 paralelinde, Amerikan Yetki Belgeli Kamu Muhasebecileri Kurumu (AICPA), yakınsama çalışmaları kapsamında bir açıklık projesi geliştirdi ve Mart 2009’da tamamlanan söz konusu proje kapsamında denetim standartları kapsamlı bir şekilde değiştirilerek büyük ölçüde ISAS’a adapte edildi2. Bizim gibi dışardan bakanlara normal bir çalışma olarak görünen bu proje, ABD’de

Prof. Dr. Nuran Cömert

bazı çevrelerce sessiz bir devrim olarak ni-telendiriliyor. Çünkü AICPA’nın bu çalışması ABD’de meslekle ilgili yeniden yapılanmala-rın bir işareti olabilecek önemde görünüyor. Ülkemizde denetimin kurumsallaşmasına yönelik hummalı çalışmalarda daha öngörülü davranmaya faydası olabilecek düşüncesiyle bu yazı kapsamında ABD’deki söz konusu gelişmenin bir değerlendirmesi yapılmıştır. Pek çokları için bilinen bir gerçek olmakla bir-likte hafızaları tazelemek adına öncelikle ABD de AICPA bünyesindeki Denetim Standartları Kurulu’nun ve standart oluşturma sürecinin kısa bir tarihsel geçmişine bakmak yararlı ola-caktır.

AICPA Denetim Standartları Kurulu, nereden nereye?Bilindiği üzere 2012 yılında meslek örgütü ola-rak kuruluşunun 125. yılını idrak eden ve 1917 yılından beri Federal Ticaret Komisyonu’nun is-teği ve Federal Reserve Kurulu’nun desteğiyle muhasebeci ve denetçiler için rehberler yayın-layan AICPA bir asırlık geçmişinde yayınladığı rehberlerle dünya muhasebe uygulamalarına öncülük eden, mesleği ve uygulamaları şekil-lendiren önemli bir meslek örgütüdür.

Denetimin giderek daha fazla önem kazanma-sına paralel olarak denetim konusunda kendi organizasyonunu sürekli yenileyen ve gelişti-ren AICPA denetim rehberlerini değerlendir-mek, tartışmak ve yayınlamak amacına yönelik olarak 1939 yılında Denetim Yöntemleri Komi-tesi (the Committee on Auditing Procedure)’ni kurdu. Kurulduğu yıldan 1970 yılının başlarına kadar 54 denetim standardı (o zamanki adıyla Statements on Auditing Procedures, kısaca SAP) yayınlayan komite, bu süreçte Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu (SEC)’nun ihtiyaç-larını da karşılayan çeşitli düzenlemeleri stan-dartlarına dahil etti. 1972 yılında standartların hazırlanma süreci ile içeriğinde kapsamlı deği-şiklikler yapan komite, Auditing Standards Exe-cutive Committee adını aldı ve aynı kapsamda bütün denetim standartlarını Statetments on Auditing (SAS) şeklinde yeniden düzenleyerek, standart oluşturma görevini teknik bir komiteye devretti. 1978 yılında gerçekleştirilen yeniden yapılanmayla komite Genel Kabul Görmüş De-netim Standartları konusunda en yetkili kurum olarak görev yapacak olan Auditing Standards Board (ASB)’a dönüştürüldü. Meslek örgütü-nün tüm üyeleri ve kamu muhasebecilerinin denetim tasdik ve kalite kontrol konularında ASB’nin tebliğlerine uyması zorunlu kılındı.

2001 yılında Enron’un çöküşünde önemli rolü olan büyük muhasebecilik şirketi Arthur An-derson, AICPA’nın da suçlanmasına neden oldu. Bu olay kurumun denetim standartlarını düzenlemesi, standartların uygunlaması ve aynı bağlamda kalitesini de içine alan pek çok konuda tartışmaya neden oldu. Süreçte itibarı sarsılan AICPA’nın kamu şirketleri için standart

hazırlama ve mesleki uygulamaları yönlendir-me yetkisi 2002 tarihinde çıkarılan SOX Yasası ile SEC’e devredildi. Aynı kanunla üyeleri SEC tarafından atanan ve bütçesi SEC tarafından onaylanan Kamu Şirketleri Muhasebe Gözetim Kurulu (PCAOB) adıyla yeni bir kurul kurularak kamu şirketlerinin denetimi konusunda stan-dartlar hazırlama ve düzenlemeler yapma yet-kisi bu kurula verildi. PCAOB ilk etapta ASB’nin standartlarını aynen adapte ederek SOX’ın gereklerini karşılama amacına yönelik daha pek çok düzenlemeyle kamu güvenini yeniden oluşturmaya çalıştı. Bu süreçte AICPA 2004 yılında kamu şirketlerinde denetim konusun-da düzenlemeler yapma yetkisinin PCAOB’ye, diğer özel sektör işletmeleri içinse kendisinde olduğu konusunda değişiklik yaptı ve bu çerçe-vede mevcut yapısı içinde uluslararası muha-sebecilik fedarasyonu IFAC’a biraz daha yakın bir görünüm sergileyerek, standartlar geliştir-meye devam etti. Yukarıda açıkladığımız üzere son olarak Uluslararası Denetim Standartları’na uyum sağlamak amacıyla başlattığı açıklık pro-jesini Mart 2009 tarihinde tamamladı.

AICPA Açıklık Standartları neler getiriyor? Neden sessiz devrim?Haziran 2011 tarihinde kurumun yayın organı olan Journal of Accountancy’da yayınlanan Açıklık Standartları Sessiz Devrim başlıklı bir makalede, AICPAnın sessiz bir devrim yaptığı ve bu bağlamda meslekte yeni açılımlar olabi-leceğine ilişkin bir görüş açıklandı3. Bu görüşe göre yeni düzenleme zekice (subtle) yapılmış önemli bir düzenlemedir.

Makaleye göre geçen birkaç yıl boyunca dik-kat en çok, Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerinin küresel uyumlaştırılması meselesine verilirken aynı zamanda Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları’nda (US GAAS) çok daha sessiz bir şekilde devrim yapılmaktaydı. Son yedi yıl boyunca AICPA Denetim Standartla-rı Kurulu, Uluslararası Denetim ve Güvence Standartları Kurulu (IAASB)’nun Açıklığa Ka-vuşturma Projesi paralelinde, Amerikan GAAS ile Uluslararası Denetim Standartları (ISAs)’nı 2012 Aralık ayına kadar yakınlaştırmayı he-defleyerek kendi ajandasını düzenledi. Amaç

1 Ayrıntılı bilgi için bakınız; www.ifac.org/auditing-assurance/clarity-center2 Ayrıntılı bilgi için bakınız; White Paper, The AICPA’s Guide to Clarified and Converged Standards for Auditing and Quality Control, www.aicpa.org/research/standards/auditattest/asb/downloadabledocuments/clarity/aicpa_guide_

3 Jan Taylor Morris and William Thomas , Clarified Auditing Standards: The Quiet Revolution, Redrafting brings both significant and subtle changes. Journal Of Accountancy, June 2011, http://www.journalofaccountancy.com/Issues/2011/Jun/20113792

Page 13: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

24 25YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

PCAOB tarafından yayımlanan halka açık şirket-ler için denetim standartlarıyla gereksiz çıkar çatışmasından kaçınarak, uluslararası düzenle-melerle daha uyumlu olmak ve aynı zamanda halka açık olmayan şirketler için GAAS’nı daha kolay anlaşılır ve uygulanır yapmaktı. Makale-nin yorumuna göre Açıklık Projesi 1972’den beri Amerikan GAAS’nın ilk kez tümüyle yeni-den şekillendirilmesi ve yeniden düzenlenme-sine neden olan bir proje.

Denetim standartlarındaki bu değişikliklerin uygulamaya etkisi göze çarpmayacak şekilde olabilirken diğer bazı şeyler denetim eğitimi kadar denetim uygulamasını da önemli ölçüde etkileyecektir. Ayrıca değişikliklerin organizas-yonu ve anlatımı önemlidir ve projenin kendi-si çok büyüktür. Uygulamacıların ve denetim eğitmenlerinin bu açıklık projesi ile yeni dü-zenleme ve yeni şekillendirmeleri ve bunların eğitim ve araştırma projelerinde yapabileceği etkileri iyi anlaması gerekmektedir. Görünen odur ki, Açıklık Projesi Denetim Standartları-nın basit olarak yeniden karması ve yeniden düzenlemesinden daha fazlasıdır. Bu, küresel denetim standartlarına doğru yapılan önemli bir harekettir. Konunun kapsam açısından önemi-ni ortaya koymak amacıyla belirtmek gerekirse, Amerikan Census Bureau’nun 2008 istihdam raporuna göre ABD’de istihdam yaratan yakla-şık 6 milyon halka açık olmayan firma bulun-maktadır. Bunların % 1,8’i 100’ün üzerinde işçi çalıştırmaktadır.4 FORBES’e göre5 yine 2008 rakamlarıyla 1,8 trilyon gelir ve 6,2 milyon ça-lışan sayısına ulaşmış, 441 halka kapalı büyük özel sektör işletmesi faaliyet göstermektedir. ABD’de 50 milyon Doların üzerinde gelir bü-yüklüğü olan 88.952 Amerikan şirketinin 3.325 tanesi halka açık şirkettir6.

AICPA’nın Açıklık Projesi kapsamında yer alan değişikliklerAICPA’nın Açıklık Projesi kapsamında denetim standartlarına getirilen en önemli değişiklikler arasında şunlar bulunmaktadır7:• Bütün standartların tutarlı ve daha okunak-

lı olması amacına yönelik biçimsel yapının değiştirilmesi

• Geleneksel olarak genel standartlar, ça-

lışma sahası standartları ve raporlama standartları olarak sınıflandırılan 10 Genel Kabul Görmüş Denetim Standardı’nın yet-kisel durumunda yapılan değişiklik

• Denetim raporunun yazılmasında değişiklikler• Grup denetimlerine yönelik olarak stan-

dartlarda yapılan değişiklikler

Yukarıda anahatlarıyla özetlenen söz konusu değişiklikler kapsamında, bütün standartlar gözden geçirilmiştir. ABD standartlarına göre denetim yapan uygulamacılar için en çarpıcı olan değişikliklerden biri standartların uluslara-rası standartlara paralel şekilde kodlanmış ol-masıdır. Çalışma kapsamında bazı durumlarda standartlar tamamiyle yeniden oluşturulurken bazı durumlarda sadece revizyon yapılmıştır. Standart formatı olarak ISAs’lardaki yapı be-

nimsenirken zorunluluk (must) ve gereklilik (should) gerektiren durumlara açıklık getirilmiş-tir. US Açıklık Standartları’nda yapılmış olan diğer temel değişikliklerden biri de Mevcut AU Bölüm 150 de bulunan geleneksel olarak Genel Kabul Görmüş Denetim Standardı olarak bilinen 10 temel kuralın durumudur. Denetçiler geleneksel olarak bu 10 kuralı üç gruba ayırır-lar: Genel standartlar, çalışma sahası standart-ları ve raporlama standartları. Açıklık projesi sü-resince bu 10 standartta bulunan gereklilikler, çeşitli açıklık standartlarıyla birleştirilmiştir.

ABD’deki bu yeni düzenlemeler halka açık şirketleri nasıl etkileyecek?Yukarıda sözünü ettiğimiz makaledeki yoruma göre, PCAOB bu konuda sessizlğini korumakla birlikte ASB tarafından US Genel Kabul Görmüş

Denetim Standartları’nın küreselleştirilmesinin etkisiyle PCAOB’un yürüttüğü aynı tipteki pro-je halka açık şirketlerdeki denetim uygulamaları için benzer bir durumun habercisi olabilir. 2003 yılında PCAOB kurulun gerekli bulması üzeri-ne periyodik revizyona bağlı olarak ara dönem standartları olarak mevcut Amerikan GAAS’nı adapte etmişti. Esasen 2003 yılından bu yana PCAOB, denetim yöntemlerinin farklılaştırıldığı veya raporlama açısından gerekli olduğu düşü-nülen özellikle finansal raporlama üzerindeki iç kontrollerin denetimi, raporlanması, belge-lendirilmesi ve denetimin kalitesi gibi denetim sahalarında kendi standartlarını çıkarmaktadır.

PCAOB hem kendi incelemelerinin sonucu olarak hem de 2008 banka krizinin finansal piyasalarda yarattığı sıkıntılar nedeniyle halka açık şirketlere yönelik denetim standartların-da önemli revizyonlar yaptı. PCAOB Denetim Standartları Kurulu’nun açıklık projesi kapsa-mında ilan ettiği herhangi bir değişiklik henüz bulunmamaktadır. Ancak, PCAOB’nin açıkladı-ğı standartları sürekli güncel kılmak ve mevcut en iyi uygulamalara ayak uydurmak için sürekli revizyon yapma politikası gereğince standartla-rını değiştireceği beklenmektedir.

Journal of Accountancy’de yer alan bir başka habere gore, finansal krizin ilk günlerinde mu-hasebe mesleğine hizmet eden üç eski stan-dart oluşturucu New York’da yapılan IFRS’in ABD tarafından adaptasyonu, bütünleşik rapor-lama ve standart oluşturucuların karşılaşabile-ceği politik baskılar konusunda yapılan iki saat-lik bir panelde konuştular8. Habere göre SEC’in ABD’deki halka açık şirketler için IFRS’leri adapte edip etmeyeceğine ilişkin uzun süredir bekleyen kararı tartışmanının en göze çarpan kısmıydı.

Özellikle toplantıdan bir hafta önce İskoç Ye-minli Muhasebeciler Enstitüsü (ICAS) başkanı olan, eski Uluslararası Muhasebe Standartla-rı Kurulu (IASB) başkanı Tweedie, eğer ABD Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’na yaklaşmazsa, uluslararası muhasebe standart-larının parçalanmasından korktuğunu belirtti. Japonya, Çin, Hindistan gibi önemli ekonomi-

4 www.census.gov/econ/smallbus.html#EmpSize5 http://www.forbes.com/2008/11/03/largest-private-companies-biz-privates08-cx_sr_1103private_land.html6 Daha detaylı bir listeye erişmek için bakınız; www.manta.com/mb?refine_company_rev=R09&refine_company_rev 7 Bakınız; www.aicpa.org/research/standards/auditattest/asb/downloadabledocuments/clarity/aicpa_guide_to_clarity.pdf (14 07.2011 tarihli White Paper)

8 http://www.journalofaccountancy.com/News/20125591.htm

Page 14: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

26 27YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

leri olan ülkelerin ABD adapte etmezse IFRS’i adapte etmeyeceklerini belirten Tweedie, “SEC’ın IFRS konusunda kendi opsiyonları-nı dikkate alması nedeniyle, ABD uluslararası standartların geleceğine ilişkin anahtarı elinde tutuyor. Dünya bekliyor bekliyor ve bekliyor” şeklinde ifadelerle basının da ilgisini çeken bir konuşma yaptı.

Bu gelişmeler gösteriyor ki, sadece muhasebe standartlarının küreselleşmesi konusunda değil denetim standartlarında da benzer tartışmalar

yaşanacak belki ama gelişme IFRS’in adaptas-yon sürecinde yaşananlardan biraz daha kolay olacak gibi.

Türkiye’de durum nedir?Türkiye’de yıllarca muhasebe standartları-nın küreselleşmesi konusunda mücadeleler verildi. Bir avuç insan standartların adaptas-yonu için emekler verdi. TMSK bir düzene kavuştu derken, YTTK kapsamında getirilen ek düzenlemelerle kurumun yapısında yeni bir düzenlemeye gidilerek Kamu Gözetimi ve

9 Ayrıntılı bilgi için bakınız: http://www.ifac.org/sites/default/files/downloads/Modification_Policy_Position.pdf

Muhasebe Standartları Kurumu (KGMSK)’na dönüştürüldü.

Kurumun özellikle hem muhasebe standartları-nı hazırlayan ya da adapte eden hem de dene-timi düzenleyen yetkide olması belki de dün-yadaki ilk örnek olacak. Bu tip uygulamaların getirebileceği en büyük tehlike özellikle stan-dartların yorumlanması veya adaptasyonunda olabilecek görüş farklılıklarının tartışılamaması ve olabilecek hataların ortaya çıkarılsa bile dü-zeltilememesidir.

Ayrıca bu kurum yapılanmasını PCAOB gibi mi yoksa PIOB gibi veya başka ülkelerdeki yapılar gibi mi yoksa kendine özgü bir yapıda mı şekil-lendirecek, ilerleyen zaman içinde anlayacağız.

Öyle anlaşılıyor ki, önce yapı oluşturulacak ar-kadan adaptasyon projeleri geliştirilecek. An-cak ABD’de izleyebildiğimiz kadarıyla kurumlar akıl noktasında birleşiyorlar, iyi uygulama örne-ği kimde varsa onu hızla adapte ediyorlar. AIC-PA ve PCAOB’nin yukarıda açıkladığımız ilişki-lerinden çıkarılabilecek dersler bulunmaktadır.Bir diğer önemli konu ise yurt dışında yürütü-len projelerin kapsamı incelendiğinde bunların oldukça profesyonel ekiplerle yürütülen büyük projeler olduğu anlaşılmaktadır. Kamu Göze-timi ve Muhasebe Standartları Kurumu 2011 Faaliyet Raporu’nu yayınladığında sürecin nasıl gelişiyor olduğu konusunda belki biraz daha ay-rıntılı bilgi alabilmek mümkün olabilecek.

SPK cephesinde ise denetim standartları konu-sunda bir gelişme görülmüyor. Halka açık şir-ketlerle ilgili her türlü düzenleme yapma yetki-sini elinde bulunduran kurumun görebildiğimiz kadarıyla Uluslararası Denetim ve Güvence Standartları Kurulu (IAASB), açıklık projesinin gerisinde kalmıştır.

Bilindiği üzere açıklık denetim standartları 15 Aralık 2009’dan itibaren yürürlüğe girmiştir. IAASB’nin her ülkenin kendi denetim standart-larında sınırlı değişikliklere nasıl izin vereceği-ni açıklayan ayrıca bir rehberi bulunmaktadır.9 SPK’nın X/22 sayılı tebliğ ile yayınladığı ve eski IAAS’nın birebir çevirisi olan denetim standart-

ları hem format hem de içerik olarak ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gereken standart-lardır.

SonuçYeni Türk Ticaret Kanunu (YTTK) yayınlanana kadar ülkemizde mesleki kuruluşlar uygulama-cılar, düzenleyici otoriteler ve biraz da teoris-yenler denetim standartları ve yetki meselesini de diğer konularla birlikte epeyce tartıştı ve nihayet YTTK’nın düzenlemeleriyle kağıt üze-rinde bir noktaya gelinebildi.

AICPA’nın yedi yıllık çalışmasının ürünü olan proje kapsamında, işin sorumlu paydaşları bir uzlaşı içinde sürece hazırlanıyorlar. AICPA’nın projesi uygulamacıları, üniversiteleri ve öğren-cileri de içine alıyor. Aralık sonuna kadar üniver-sitelerde yeni dönemde okutulacak dersler ve ders kitapları uluslararası denetim standartları-na adapte edilmiş olacak. PCAOB’nin nasıl bir yaklaşım içinde olacağını ise yakın bir gelecek-te anlayabileceğiz.

Ülkemizde muhasebe ve denetim işinin göze-timini bir güç gibi algılamak yerine işe kalite getirmek olarak algılamak ve bu çerçevede ciddi bir örgütlenmeye gitmek gerekiyor. Bir dizi yorucu tartışmaların gerisinde muhasebe meslek mensuplarının, asıl sorumlulukları üst-lenerek bu işi yapacak kişiler olmaları nedeniy-le meslek odalarının büyük gayretleriyle stan-dartları bütün yönleriyle öğrenmekten başka seçenekleri yok görünüyor. Büyük denetim şirketlerinin uluslararası standartlara daha kolay adapte olmakla birlikte mevzuattan kay-naklanan sıkıntıları olduğu muhakkak. Stan-dartların hazırlanması ve yorumlanması işinde ise meslek örgütünün bilgi ve deneyimine her koşulda ihtiyaç olacaktır. İşin inceliklerini en iyi, o işi yapanlar bilir.

Üniversitelere baktığımızda bu konuda bireysel gayretlerin dışında bir hareket görünmüyor. Üniversite koşullarında görünemiyor demek daha doğru olacak.

Prof. Dr. Nuran CömertMarmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

Page 15: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

28 29YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Çağla Akdemir

GirişHilenin ortaya çıkartılması, hile riski yönetimi-nin aşamalarından bir tanesini oluşturmaktadır. Çeşitli nedenlerle, tüm hilelerin meydana gel-mesinin önlenememesi, söz konusu hilelerin en kısa sürede ortaya çıkartılmasının önemini arttırmaktadır. Çünkü hilenin maliyeti, ortaya çı-kartılmasına kadar geçen süreden doğru orantı-lı olarak etkilenmektedir.

Hilenin ortaya çıkartılma aşaması, genellikle bir hile belirtisinin fark edilmesiyle ya da alınan bir ihbar ile başlamaktadır. Bu aşamada çok önem-li bir yeri olan hile belirtilerinin temelinde ise anormallikler yer almaktadır. Çeşitli anormallik-lerden oluşan hile belirtileri, gerekli kanıt olma-dan da bazı şeylerin yanlış olabileceğini ortaya koyan göstergelerdir. (5) Başka bir deyişle hile belirtileri, hilenin parmak izleridir. (11) Yapılan her hile, arkasında iz bırakmaktadır. Bazı izler

Bir Hile Belirtisi Olarak Davranış Değişiklikleri

daha görünür, bazıları ise kolay fark edileme-yen, örtülü izler olabilmektedir. Ancak bu izlerin bulunmasıyla, daha detaylı araştırmalar yapıl-ması ve hilenin ortaya çıkartılması mümkündür.

Çok fazla sayıda olan hile belirtileri farklı şekil-lerde sınıflandırılmaktadır: Genel belirtiler-spe-sifik belirtiler, yönetimle ilgili-çalışanlarla ilgili hile belirtileri gibi ayrımlar yapılmaktadır. Mu-hasebe ile ilgili belirtiler, analitik anormallikler, iç kontrol sistemindeki zayıflıklar ve davranış değişiklikleri de hile belirtilerinin ele alındığı başlıklardan bazılarıdır. Bu çalışmada, olası hi-leleri işaret edebilecek davranışsal belirtiler ele alınmıştır. Çalışmada üzerinde durulan konu, hile yapanların karakteristik özellikleri ya da hile yapmalarına neden olan psikolojik etken-ler değil, çalışanların hile yapmaları nedeniyle yaşadıkları stresin, davranışlarında meydana getirdiği ani ve anormal değişikliklerdir.

Hile belirtisi olarak davranış değişiklikleri Psikoloji alanında yapılan araştırmalar, hile ya-pan kişilerin birçoğunun yaptıkları eylem son-rası korku ve suçluluk duygularına kapıldıklarını göstermektedir. Özellikle ilk defa hile yapan ça-lışanlar, zamanla kendilerini suçlu hissetmekte ve yakalanacakları yönünde korku duymaya başlamaktadır. Kısaca stres olarak adlandırılan bu duygular, çalışanda çeşitli davranış değişik-liklerine neden olabilmektedir. (2)

Davranışsal hile belirtilerini, genel olarak ob-jektif ve subjektif olarak iki başlıkta ele almak mümkün. Objektif hile belirtileri, bir şeylerin yanlış gittiğini gösteren güçlü belirtilerdir. Mey-dana gelen davranış değişikliklerinin, sebebinin belirlenmesi amacıyla ölçülebilmesi ve gözlen-mesi mümkündür. Subjektif hile belirtileri ise genellikle tek başlarına bir şey ifade etmiyor. Bu belirtilerin, çalışanın gösterdiği diğer belir-tiler ile ilişkilendirilmesi ve birlikte ele alınması daha iyi sonuçlar vermektedir. (9) Hile eylemi sonrası oluşan sürecin aşamaları ve olası dav-ranışsal hile belirtilerine örnekler aşağıdaki gi-bidir: (2-8-9) Bir çalışanın davranışlarında mey-dana gelen önemli değişiklikler, bir hile belirtisi olarak ele alınmaktadır. Ancak bu belirtiler ile karşılaşıldığında, ilgili davranış tüm yönleriyle değerlendirilmelidir. Örneğin; ilaç, uyuşturucu veya alkol problemleri, bağımlılığın maliyetini karşılamak amacıyla hile yapıldığının bir gös-tergesi olabileceği gibi, hile sonrası çalışanın yaşadığı stresi azaltma yolu da olabilmektedir. Tartışmacı veya savunmacı bir tavır sergileme, işbirliği yapmama gibi davranış değişiklikleri ise, çalışanın işinden memnun olmadığı anla-mına gelebilir. Bu memnuniyetsizlik de, çalı-

şanın üzerinde işiyle ilgili baskı oluşturup, hile yapmasına yol açabilir. Bir diğer açıdan bakıl-dığında ise söz konusu davranışlar, çalışanın yaptığı hile sonrası yaşadığı stresin dışa vuru-mu olarak da ele alınabilir. (6) Örneklerde de görüldüğü gibi bir davranış değişikliğinin, hile yapılmadan önce veya hile yapıldıktan sonra meydana gelmesi mümkün.

Aşağıda bazı örnekleri bulunan davranışsal be-lirtiler, aşağıda çeşitli başlıklar halinde özetlen-miştir. (7-10)

İzin kullanımı: Çalışanın hiç izin kullanmadan çalışması, yaptığı hilenin ortaya çıkartılmasını önleme yönünde bir çaba olabilir. Burada ça-lışan, yokluğunda yaptığı hilenin izlerinin bulu-nacağını düşünmektedir. Öte yandan çalışanın sürekli izin kullanması ya da düzenli olarak çe-şitli bahanelerle işe gelmemesi, çalışanın kişi-sel bir problemi olduğunun göstergesi olabilir.

Çalışma düzeninde meydana gelen değişik-likler: İşe en erken gelip, en geç ayrılma, uzun saatler boyu çalışma, öğle yemeği saatinde masa başından ayrılmama gibi davranışlar, ça-lışanın hile yapabilmek için ya da bazı kanıtları yok edebilmek için etrafta kimsenin olmadığı zamanları kolladığı anlamına gelebilir.

Yüksek borç düzeyi: Mali sorunlar, hilenin mey-dana gelmesine neden olan baskı unsurlarından birini oluşturmaktadır. Çalışanların birçoğu yaşa-dığı mali sorunları ortadan kaldırabilmek amacıy-la hileye başvurmaktadır. Çalışanın iş arkadaş-larından sürekli borç para istemeye başlaması, işyerine gelen icra memurları, çalışanın finansal sıkıntı içinde olduğunun göstergesi olabilir.

Şekil 1: Davranışsal Hile Belirtileri

Page 16: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

30 31YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Korumacı davranışlar sergileme: Bir çalı-şanın bilgisayarını, çeşitli dosyaları, evrakları saklaması, sorulan sorulara kaçamak cevaplar vermesi, kişileri yanlış yönlendirmesi, işlerine izinsiz erişimi en düşük ihtimale indirme çaba-larının göstergesi olabilir. Herhangi bir araştır-mada ya da denetimde çalışanın savunmacı ve agresif tavırlar sergilemesi, işletme içindeki ku-ralların kendisini kapsamadığını düşünmesi de hileli eyleminin göstergesi olabilir.

Bağımlılık sorunları: Aşırı derecede alkol, si-gara veya yasal olmayan ilaçların kullanımı ya da kumar, kişiyi bağımlı hale getirmekle birlikte parasal anlamda da ek bir yükümlülük oluştur-maktadır. Bu faaliyetler aynı zamanda antisos-yal davranışlar kapsamına da girmektedir.

Garip davranışlar: Çalışanın normalde oldu-ğundan daha farklı davranışlar sergilemesi, hile nedeniyle yaşadığı stresin dışavurumu olabilir. Hoşgörü eksikliği, aniden sabırsız davranma, aşırı alınganlık, sakin görünürken birden sinir-lenme ya da aşırı sinirliyken birden sakinleşme birer hile belirtisidir.

Yaşam düzeyindeki artış: Çok açık görülen ve saklaması oldukça zor olan hile belirtilerin-den bir tanesidir. Çalışan her ne kadar yaptığı hileyi gizlemeye çalışsa da, alınan yeni bir ev, araba, pahalı bir mücevher ya da çalışanın ce-binde aşırı miktarda nakit bulundurması yaşam düzeyinde meydana gelen artışı göstermekte-dir. Eğer çalışan, kazandığından daha çok harcı-yor gibi görünüyorsa, ortada açıklanamayan bir gelir olduğu anlamına gelebilir. Hile de, söz ko-nusu gelirin elde edilme yollarından bir tanesini oluşturmaktadır.

Davranışsal belirtiler çok önemli olsa da dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlar-dan birincisi, söz konusu hile belirtilerinin te-melini, bir davranış kalıbında meydana gelen beklenmeyen değişikliklerin oluşturmasıdır. Bir başka deyişle, bir çalışanın kişisel özellikleri ya da sürekli davranışları değil, bu niteliklerde za-man içerisinde meydana gelen ani ve olağan olmayan değişiklikler birer hile belirtisidir. Ör-neğin, bir kişi utangaç olduğu için diğer insanla-

rın gözlerine bakmaktan kaçınıyor ya da yapılan şakalara her zaman alınıyor olabilir. Bu durum-lar hile belirtisi değildir. Ancak bu davranışların ani olarak ortaya çıkması hile belirtisidir. Bu nedenle davranışların zaman içerisindeki deği-şimini takip edebilmek önemlidir. (3)

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da hile yapan her çalışanın davranışsal belirti-ler göstereceğinin garantisinin olmamasıdır. Özellikle işletme psikopatları olarak adlandı-rılan hilekar grubu, hiçbir biçimde suçluluk duygusu taşımamakta, yakalanacaklarına inanmamakta ya da bundan korkmamaktadır. Yaptıkları hileler, strese girmelerine neden olmamakta, dolayısıyla da herhangi bir davra-nışsal belirti göstermemektedirler.(5) Bu ne-denle çalışanları sadece geçirdikleri duygusal değişimler açısından değil, yaşamlarına yan-sıyan diğer değişimler açısından da gözlemle-mek faydalı olmaktadır. Çünkü hile yapan ve bu yolla kendine bir kazanç sağlayan çalışan, elde ettiği bu kazancı çok nadir olarak sakla-ma yoluna gitmektedir.

Hile yapanların birçoğu, üzerlerinde baskı ya-ratan parasal sorunları nedeniyle hile yapmaya başlamaktadır. Söz konusu baskı ortadan kalk-tığı halde kişi, yaşam standartlarını yükseltmek için hile yapmaya devam etmektedir. Çalışan davranışsal bir belirti göstermese bile, yaşam tarzında meydana gelen değişiklikler, olası bir hile belirtisi olarak dikkate alınmalıdır. (3) Dikkat edilmesi gereken son nokta çalışanların davra-nışlarında ya da yaşam tarzlarında meydana gelen her değişikliğin, hilenin varlığını ispat-lamayacağıdır. Meydana gelen değişimlerin, haklı ve makul açıklamaları olabilir. Ancak söz konusu davranışlar, hile belirtisi olabileceği yö-nünden değerlendirilmeli ve gerekli araştırma-lar yapılmalıdır. (10)

Hile türlerine göre davranış değişiklikleriDavranışsal hile belirtileri, yapıları gereği ge-nel hile belirtilerini oluşturmaktadır. Genel hile belirtileri, herhangi bir spesifik hile türüne (fatura hilesi, gider hilesi, stok hilesi gibi) ait olmayan, her hile türünde görülebilecek belir-

tilerdir. Dolayısıyla bu tür belirtiler ile karşıla-şıldığında, belirtinin ait olabileceği hile türünün bulunabilmesi çok önemlidir. Örneğin, kayıp stokların olması veya alımların tek bir satıcı-da yoğunlaşması gibi belirtiler, hangi hilelerin yapılıyor olabileceği yönünde ipucu vermek-tedir. Ancak sakinliği ile bilinen bir çalışanın aniden agresif tavırlar sergilemesi veya iş ar-kadaşlarıyla sürekli tartışması gibi belirtiler ile ait olabilecekleri hile türünün ilişkisini kurmak çok kolay olmamaktadır. (11) Davranışların bu yönde analiz edilmesi, davranışsal belirtilerin hangi hile türüne ait olabileceği yönünde fikir oluşturacak ve hilelerin ortaya çıkartılmasına yardımcı olacaktır.

Aşağıda ACFE 2010 Hile Raporu’nda yer alan üç temel hile türüne göre davranışsal hile belir-tileri yer almaktadır.

Hile türleri içerisinde yapılma sıklığı en az ol-makla beraber en çok zarara neden olan hileli finansal raporlama, genellikle üst düzey yöne-ticiler veya ortak yöneticiler tarafından yapıl-maktadır. Tablo incelendiğinde hileli finansal raporlama yapıldığının belirtisi olabilecek dav-ranışların başında kontrol sorunları ve görev paylaşımında isteksiz olma görülmektedir. Yapılan araştırmalar, yasal olmayan davranış-lar ile yöneticilerin elinde bulundurduğu aşırı

Kaynak: ACFE, Report to the Nations on Occupational Fraud and Abuse 2010 Global Fraud Survey,s.72.

kontrol gücü arasında pozitif ilişki olduğunu göstermektedir. (4) Bu belirtinin altında yatan psikolojik etken, hilenin ortaya çıkartılmasını önlemek amacıyla, hilekarın sahip olduğu kont-rolü elinde tutma ve yetki alanına başkalarının yaklaşmasını engelleme çabası olabilir.

Bir diğer hile belirtisi olan dalaverecilik, bu hile türünde görülen başlıca belirtilerden bir tane-sidir. Buna göre hilekar, şüpheli işlerle uğraş-makta, yalan söylemekte, kendisinden bilgi istendiğinde yanlış ya da tutarsız bilgiler ver-mekte veya denetçileri yanlış yönlendirmek-tedir. Finansal sıkıntı içinde olma ve işletme içinde baskı altında olma, hileli finansal rapor-lama yapıldığı yönünde güçlü belirtilerdir. Özel-likle mali başarıları, işletmenin başarısına bağlı yöneticilerin varlığı, yöneticinin işletme hisse senetlerine sahip olması, ulaşılması zor per-formans hedefleri gibi nedenler yönetici üze-rinde baskı yaratmakta ve finansal tabloların olduğundan farklı gösterilmesine neden olabil-mektedir. (4) Bir diğer hile türü olan yolsuzluğa bakıldığında ise ilk sırada satıcı ve müşterilerle olağan olmayan yakın ilişkiler olduğu görülmek-tedir. Yolsuzluk kapsamında yapılan hilelere bakıldığında oldukça önemli bir belirtidir. Rüş-vet, çıkar çatışmaları, ihaleye fesat karıştırma, yasal olmayan hediyeler, komisyon bu alanda meydana gelebilecek hilelerden bazılarıdır. Bu

Page 17: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

32 33YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

hilelerin birçoğunda müşteri, satıcı veya diğer üçüncü kişilerle yakın ilişkiler kurulmaktadır. Özellikle müşteri ve satıcılarla işbirliği şeklinde gerçekleştirilen satın alma ve satış hilelerinin ortaya çıkartılmasında bu tür ilişkilerin varlığına dikkat edilmesi çok faydalı olmaktadır. Dala-verecilik ve finansal sıkıntı içinde olma bu hile türünde de sıklıkla görülmektedir. Yolsuzluk dahilindeki hile türlerinin meydana gelmesi ile çalışanın yaşam standartları olağan olmayan bir şekilde yükselmektedir. Çalışanın hile ile elde ettiği gelir ile olanaklarının ötesinde bir yaşam sürmesi tüm hile türlerinde olduğu gibi burada da önemli bir hile belirtisidir.

Varlıkların kötüye kullanılması, bir diğer adıyla çalışan hileleri ise ağırlıklı olarak beklenmeyen mali gereksinimler nedeniyle yapılmaktadır. Bunun yanında boşanma ve ailevi sorunlar da çalışanın paraya olan gereksinimini arttırmakla ve psikolojisini bozmaktadır. Çalışan hileleri-nin ilk aşamasında görülen baskı unsurları ve diğer davranış bozuklukları, zaman ilerledikçe ortadan kalkabilmektedir. Çalışanın herhangi bir ihtiyacı olmasa bile açgözlülük duygusuy-la hile yapmaya devam etmesi, bu durumun da çalışanın varlıklarında artışa neden olması mümkündür.

Üç temel hile türü açısından davranışsal belir-tiler kısmen kategorize edilebilse de, spesifik hileler ile bu hilelere ait olabilecek davranışsal belirtiler arasındaki bağı kurmak çok kolay de-ğildir. Çünkü bir çalışan, yaptığı hile nedeniyle suçluluk duygusu, vicdan azabı ya da yakalan-ma korkusu gibi duygular hissediyorsa, yapılan hangi hile türü olursa olsun benzer şekillerde strese neden olacaktır. Ancak bir çalışanın, ya-pılması zor ve yakalanma ihtimali yüksek olan bir hileyi yapmasının, çalışanı daha çok strese sokabileceği ve davranış bozukluklarına neden olabileceği düşünülebilir. Bu duruma verilecek örnekler işletmeden işletmeye değişiklik gös-termektedir. Çünkü bir hilenin yapılabilmesi, işletmedeki iç kontrollerle doğrudan ilişkilidir. Bir işletmede yapılması çok zor olan bir hile-nin, başka bir işletmede kolaylıkla yapılabilmesi mümkündür. Bununla beraber çalışanın yapıl-ması kolay ve yakalanma ihtimali düşük olan

bir hile yapması, hilekarın diğer duruma göre biraz daha rahat olmasına ya da daha az strese girmesine neden olabilir. Burada verilecek ör-nekler de işletmedeki iç kontrollerin varlığı ve etkinliği ile yakından ilgilidir. Ancak, rüşvet gibi muhasebe sistemine doğrudan yansımayan veya gider hilesi gibi önemsiz hileler, göreceli olarak daha az strese neden olabilir. Ek olarak çalışanın itibarına verdiği önem, ailesi ile olan ilişkileri, işletmenin hile karşısındaki tutumu ve cezalandırma mekanizmaları da stresi arttı-ran veya azaltan unsurlar olarak ele alınabilir. Yapılan hilenin ortaya çıkma ihtimali düşük de olsa, çalışanın yakalandığında ağır cezalar ile karşı karşıya kalacağını bilmesi, yaşadığı stre-si artırabilir. Hilenin çalışana olan getirisi de bu kapsamda ele alınabilir. Yapılan hile ne kadar zahmetli ve tehlikeli olursa olsun, hilekarı tat-min edici (hatta çalışanın hayal ettiğinden çok daha fazla) düzeyde bir gelir getiriyorsa, hilekar bu zahmetlerin katlanılabilir olduğunu düşünüp yaşadığı stresi azaltabilir. Bununla beraber hem zahmetli ve tehlikeli hem de getirisi az olan hileler, hilekar üzerinde halihazırda var olan stresi daha da arttırır. Spesifik hile belirtileri ile

davranışsal belirtiler arasındaki bağa yönelik bilimsel çalışmalar olmadığından, bu konu yo-rumlarımızla sınırlı kalmaktadır. Hile çok farklı nedenlerle yapılabilmekte ve her çalışan üze-rinde aynı psikolojik etkiye neden olmamakta-dır. Yine de olağan dışı bir davranış değişikliği ile karşılaşıldığında, ilgili çalışanın yaptığı işlem-lerin incelenmesi olası bir hilenin ortaya çıkartıl-ması yönünden oldukça faydalı olmaktadır.

SonuçÇeşitli şekillerde ortaya çıkan davranışsal belir-tiler, dikkat edildiği takdirde hilelerin çok güçlü göstergeleri olabilmektedir. Davranışsal belir-tileri, konum itibariyle en iyi hile yapanları ça-lışma arkadaşları fark etmektedir. Önemli olan, hile yapan kişinin davranışlarında zaman içeri-sinde meydana gelen olağan olmayan ve ani değişiklikleri fark etmek olduğundan; davranış değişikliği gösteren çalışanları hiç tanımayan ya da çok az tanıyan kişilerin bu belirtileri fark edebilme ihtimali oldukça düşüktür.

Bu nedenle tüm çalışanlar, olası hileleri işa-ret edebilecek davranışsal belirtiler karşısında alarmda olmalı ve bu türden davranışlarla kar-şılaştıklarında gerekli raporlamaları yapmalıdır. (10) İşletme yönetimleri ise sadece çalışanlar-dan değil, müşteriler, satıcılar veya diğer ilişkili taraflardan olağan olmayan davranışlar hakkın-da gelen ihbar veya şikayetlere dikkat etmeli ve ciddi bir şekilde araştırılmalıdır. (6)

Çalışanların yaşam standardında meydana ge-len değişiklikler ise fark edilmesi daha kolay olan belirtilerdir. Örneğin bir iç denetçi, çalı-şanın davranış kalıpları hakkında detaylı bilgi sahibi olmasa bile, çalışanın maaşı ile giyimi, arabası veya yemek yediği restoran arasındaki bağı kurabilir. Bununla beraber bazı ülkelerde, net değer analizleri (varlık yöntemi ve harcama yöntemi) ile hilekarın gelirlerinde yasal olmayan bir biçimde artış olup olmadığı rahatça araştırı-labilmekte ve kanıt toplanabilmektedir. (5)Özetle, çalışanların gösterdikleri davranış kalıp-larını takip edebilmek ve meydana gelen ola-ğan olmayan değişimleri, hileden kaynaklanma ihtimalini düşünerek dikkate almak, hile ile mücadelede büyük önem taşımaktadır. Davra-

nışsal belirtiler hakkında bilgi sahibi olunması, işletme içi iletişim kanallarının açık olması, be-lirti ile karşılaşıldığında ilgili çalışanın işlemleri-nin incelenmesi, hilenin daha hızlı bir şekilde ortaya çıkartılma ihtimalini arttırmaya yardımcı olacaktır.

Kaynakça1. ACFE. Report to the Nations on Occupatio-nal Fraud and Abuse 2010 Global Fraud Survey.2. Albrecht,W. Steve, Chad O. Albrecht, Conan C. Albrecht, Mark F. Zimbelman. Fraud Exami-nation. Fourth Edition. USA: South-Western, Cengage Learning, 2012.3. Albrecht,W. Steve, Conan C. Albrecht. Accountant’s Handbook Volume Two: Special Industries and Special Topics. Eleventh Editi-on, Chapter 49, 2007.4. Bourke, Nikki ve Karen Van Peursem. Detec-ting Fraudulent Financial Reporting: Teaching the ‘Watchdog’ New Tricks. The University of Waikato, Working Paper Series, Number 79, 2004.5. Bozkurt, Nejat. İşletmelerin Kara Deliği Hile, Çalışan Hileleri. İstanbul: Alfa Yayınları, Nisan, 2009.6. Coenen, Tracy L.. Expert Fraud Investigati-on A Step-By-Step Guide. New Jersey, USA: John Wiley & Sons Inc., 2009.7. Goldmann, Peter D. ve Hilton Kaufman. An-ti-Fraud Risk And Control Workbook. New Jer-sey, USA: John Wiley & Sons Inc., 2009.8. Griffiths, Phil. Risk-Based Auditing. England :Gower Publishing, 2005.9. Iyer, Nigel ve Martin Samociuk. Fraud And Corruption Prevention And Detection. USA and UK: Gower Publishing Company, 2006. 10. Pickett, K.H. Spencer ve Jennifer Pickett. Financial Crime Investigation and Control. USA: John Wiley & Sons Inc, 2002.11. Singleton, Tommie, Aaron Singleton. Fra-ud Auditing and Forensic Accounting. Fourth Edition. New Jersey, USA: John Wiley & Sons Inc., 2010.

Çağla AkdemirMarmara Üniversitesi

Muhasebe Finansman Doktora Öğrencisi

Page 18: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

34 35MÜHÜR MÜHÜR

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

XBRL ve Denetim’deki Yeri ve Önemi

Besim Çalışkan

Açılımı Extensible Business Reporting Langu-age (Genişletilebilir İşletme Raporlaması Dili) olan XBRL ile ilgili küresel anlamda yapılan ça-lışmaların merkezi olan ve dünyadan 550’den fazla şirketin ve temsilciliğin oluşturduğu bir konsorsiyum olan XBRL International, XBRL’i, şöyle tanımlamaktadır: “XBRL, ticari ve finan-sal verilerin elektronik iletişimi için dünyada ticari raporlamada devrim yaratan bir dildir.1 Ti-cari bilgilerinin hazırlama, analiz ve iletişiminde büyük faydalar sağlar. Finansal verileri sağla-yan ve kullananlara maliyet tasarrufu, daha faz-la verimlilik ve gelişmiş doğruluk ve güvenilirlik sunmaktadır. Lisans ücretlerinden arınmış ve kar amacı gütmeyen uluslararası bir konsorsi-yum tarafından geliştirilen açık bir standarttır.”

XBRL ile ilgili teknik bilgilerXBRL ile ilgili teknik bilgilerden önce, XML (ex-tensible markup language – genişletilebilir bi-çimleme dili) hakkında temel bilgileri şu şekilde özetlenebilir.

XML: Genişletilebilir biçimleme dili olarak ta-nımlanabilir. Yapılandırılmış bilgileri içeren web belgeleri için kullanılan bir dildir. XML, bir bilgi-nin yapılandırılması ve tanımlanmasını yapmak için kullanılır. XML, internet üzerinde kullanma amaçlıdır ve birbirinden tamamen farklı sistem-ler arasında veri alışverişini sağlayan bir yol olarak kullanılabilir. XML’in gelişmelerinin veya gelişen eklentilerinden biri, XBRL’dir. XBRL’i XML’den ayıran, XBRL sözlüğünün bir stan-

dartlar komitesi tarafından kurulmuş olmasıdır. XML bir dildir, XBRL gibi bir standart değildir. XBRL’in standart sözlüğünü kullanarak işlet-meye ait işlemleri ve faaliyetleri standart bir şekilde tanımlanabilir ve raporlanabilir.

XBRL gibi XML tabanlı ortak bir standart üzerinden birbiriyle iletişim kuran raporlama sistemleri, özel olarak yapılmış, çoklu olan-lar üzerinden iletişim kuranlara göre daha az karışıktır. XBRL kullanımı, birbirinden farklı raporlama sistemlerinin birbirlerini tanımasını basitleştirmektedir.

Şekil 1’de de gösterildiği gibi entegre edilecek raporlama sistemlerinin birbirleriyle ayrı ayrı uyumlu olmak yerine sadece XBRL ile uyum-lu olmasına ihtiyaç vardır. İnternet üzerinden XML veya türevi tabanlı iletişimler, ağ hizmet-leri olarak tanımlanabilir.2

Şekil 1

Kaynak: Essentials of XBRL, Financial Reporting

in the 21st Century’den Türkçeleştirme

Daha önce değişik cümlelerle de belirtildiği gibi, XBRL, işletmeye ait raporların oluşturulması için bir dildir. Bu raporlar mali (bilanço, nakit akış tab-losu, gelir tablosu ve özkaynak değişim tablosu) veya mali olmayan raporlar (performans ölçüleri, düzenleyici kurulların raporlama formları, kredi başvuruları ve istatistikler) olabilir. Bu işletme raporlarını çıkarmak için XBRL şartnamesinde iki tür belge tanımlanmıştır: •SınıflandırmaBelgesi(taxonomydocument)•ÖrnekBelgesi(instancedocument)Her belgenin ayrı bir görevi vardır ve ikisi birlikte

bir işletme raporu meydana getirmektedirler. Sı-nıflandırma belgeleri, raporlanacak kavramları (concepts) tanımlarlar. Bir kavram, bir raporda-ki temel bir bilgi parçasıdır. Sınıflandırma, kav-ramın tanımını da içerir ve kavramlar arası iliş-kileri tanımlar. Bununla birlikte, sınıflandırma, bu kavramlar için bir fiili raporlama içermez. Bir kavramın değerleri, örnek belgesindedir. Örne-ğin, aşağıdaki gibi basit bir bilanço için bir sınıf-landırma belgesi oluşturulabilir.

Şekil 2

Kaynak: http://www.us.kpmg.com/microsite/

xbrl/train/86/86.htm den Türkçeleştirme (25

Nisan 2012)

Şekil 2’de, basit bir bilanço için kavramlar arası ilişkiler gösterilmiştir. Yukarıda da bahsedildiği gibi, sınıflandırma belgesinde sadece kavram-lar ve aralarındaki ilişkiler gösterilir, değerleri gösterilmez. Değerler, örnek belgesinin içinde yeralır. Şekil 3’te, bir bilanço örneği için bir ör-nek belge (instance document) gösterilmiştir.

Şekil 3 - Örnek Belge (instance document)

Kaynak: http://www.us.kpmg.com/microsite/

xbrl/train/86/86.htm den Türkçeleştirme (25

Nisan 2012)

Değerler

Kavram (Sınıflandırmadan) Değer Tarih itibariyle

Kısa Vadeli Borçlar 90 31.12.2011

Dönen Varlıklar 150 31.12.2011

Uzun Vadeli Borçlar 25 31.12.2011

Duran Varlıklar 375 31.12.2011

Dağıtılmamış Karlar 120 31.12.2011

Sermaye 290 31.12.2011

1

1 http://www.xml.com/pub/a/98/10/guide0.html?page=2#AEN58 , 25 Nisan 2012 2 Bryan Bergeron, “ESSENTIALS of XBRL, Financial Reporting in the 21st Century”, 2003, s.10-13

Page 19: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

36 37MÜHÜR MÜHÜR

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

29. sayfadaki, sınıflandırma belgesi ile örnek belgesinin birleşmesinden bir işletme raporu ortaya çıkacaktır.

Şekil 4 – İşletme Raporu

Kaynak: http://www.us.kpmg.com/microsite/

xbrl/train/86/86.htm den Türkçeleştirme (25

Nisan 2012)

Peki bir XBRL raporu için bilgi niye iki belgeye ayrılmıştır. İşletme raporunda en açık görünen bu raporun rakamlara dayanan bir bilgi olduğu-dur. Şekil 4’te, Varlıklar 525 olarak raporlanmış-tır. Tek başına 525 rakamı anlamsızdır. Varlık-ların değeri olduğu için bir anlamı vardır. Aynı zamanda 31.12.2011’a ait bir rakamdır. Diğer bir neden ise, raporlamalarda tekrar kullanmak içindir. Her yeni bir bilanço oluşturulduğunda, sadece rakamlar değiştiği için sadece yeni bir örnek belgesi hazırlanması gerekir. Raporlama kavramları aynı kalacaktır. Aynı zamanda örnek belgeler aynı sınıflandırmadan kavramları kul-landıkları için örnek dosyadaki rakamların karşı-laştırılabilir oldukları bilinecektir.3

XBRL ve Denetçiler (İç Denetim ve Bağımsız Denetim)Uluslarararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA), 24 Kasım 2008 tarihli bülteninde, bünyesinde De-loitte ile gerçekleştireceği, IFRS ve XBRL eği-timleri ile ilgili duyurusunda şu cümlelere yer vermiştir: “Sermaye piyasaları küreselleştikçe ve birleştirilmiş finansal raporlama standartları-

na geçildikçe, organizasyonlar, UFRS ve XBRL ile ilişkili değişikliklerden doğan zorluklar ve fır-satlarla karşı karşıya geleceklerdir.”4 “Finansal raporlamada bir devrime, örnek bir değişime tanıklık ediyoruz. Bu değişiklikler iç denetim için beklentileri arttırıyor.”5

IIA’nın Araştırma Vakfı’nın Gianluca Garbellotto’ya hazırlattığı, “XBRL, İçinde İç Denetçiler İçin Neler Var” konulu çalışmada XBRL’in iç denetçiler için önemi ve yarattığı fırsatlar şu şekilde anlatılmaktadır:6

XBRL’in dünyadaki düzenleyici kurullar tara-fından kullanılmaya başlanmasını etkileyen faktörler, yayın ve analizde getirdiği işlem ve-rimliliği, bilgi şeffaflığı ve önemli maliyetleri düşürme özellikleridir. Bunlar açıkça iç ortam için de anahtar konumundaki işlemler ve fay-dalardır. Bu sebeple, XBRL, hem bu faydaları sağlamak ve hem de dış raporlama istekleri ile uyumu sağlamak ihtiyacının giderilmesi açısından kurumsal bilgi sistemleriyle iç içe çalışır hale getirilmelidir.

Şirket yönetimleri, raporların tam ve doğru olarak XBRL formatından üretilmesi ile ilgili bir sorumluluğa sahiptir. İç denetçiler, XBRL’in uygulanması ve XBRL’in uygulama ve çevirim sürecine dair objektif bir güvencenin verilme-sinde yönetime yardımcı olabilirler. Bunun için, iç denetçiler, öncelikle, bu yeni etkile-şimli raporlama formatını anlamalı, bununla il-gili şartları yerine getirmeli, değişik uygulama yaklaşımlarının lehte ve aleyhte yönlerini anla-malıdırlar. Düzenleyici kurulların isteklerini tam tamına karşılayabilmek, XBRL uygulamasında değişik yaklaşımların olduğunun farkında olun-masını ve işletmenin bir birimindeki küçük bir işlemden, bir grubun finansal tablolarının ve yö-netim raporunun sunulmasına kadar tam uyum ve raporlama işleminin getirdiği değerlerin anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu kişinin, XBRL’i kurumunun iç ortamında çalışır hale getirerek, bir zorunluluğu, bir fırsata dönüştürmesini sağ-layacaktır. İç denetçiler için diğer fırsatlar şu şekilde sayılabilir:• İstatiktiksel testlerin yüzde yüz doğru veuygun veri ile yapılması ve devam eden bir iç

31.12.2011 itibariyle Bilanço

Varlıklar Dönen Varlıklar 150 Duran Varlıklar 375Toplam Varlıklar 525

Yükümlülükler Kısa Vadeli Borçlar 90 Uzun Vadeli Borçlar 25Toplam Yükümlülükler 115

Özsermaye Sermaye 290 Dağıtılmamış Karlar 120Toplam Özsermaye 410

Toplam Pasifler 525

denetim/gözlem modeline geçiş için şartların sağlanması.•Manuelmüdahalalerinazaltılmasıveyatama-men yok edilmesinin sağlanması ve genel risk seviyesinde önemli bir azalmayı sağlayacak, merkezi ve standart işletme kurallarının uygu-lanmasının sağlanması.• Farklı, hedefine yönelen ve dış denetçiler-le verimli iletişim ve işbirliği fırsatını yaratan, standartlaştırılmış bir veri modeli üzerinde ça-lışmanın çok kolay ve sürekli bir şekilde pay-laşılabilecek kontrol ve analitik incelemelerin sunulmasının yolunu açacaktır.• Kurumsal iç kontrol ve süreçlerin, yeni birbilgi sistemine olabildiği kadar hızlı ve verimli olarak genişletilmesi ihtiyacının olduğu durum-larda, güvenilebilir, standartlaştırılmış, ve hızlı bir şekilde sonuçlandırılabilir modeller sunmak-tadır. Aynı şekilde, standartlaştırılmış, paylaşı-labilir ve uygulanabilir bir iç denetim programı bir işletme birleşmesinde bir başarı anahtarı olabilir.

Uluslararası Denetim ve Güvence Standart-ları Kurulu (IAASB), Ocak 2010, aylık Sorular ve Cevaplar isimli yayınında, XBRL’in finansal raporlama ile ilgili faydalarını şu şekilde anlat-maktadır: XBRL’in kullanımının işletme bilgile-rinin hazırlanma, analiz ve iletişiminde faydalar yaratması beklenmektedir. Finansal verilerin sağlanması ve kullanılması konusunda bilgi-nin doğruluğunun arttırılması ve maliyetlerin düşürülmesi yönünde avantajlar sunmaktadır. XBRL, günümüzde birçok ülkede pratik olarak kullanılmakta ve XBRL’in uygulanması tüm dünyada yayılmaktadır.

Bilgilerin XBRL formatında paylaşılması, finan-sal verilerin daha hızlı işlenmesini, hata şansı-nın düşürülmesini ve bilginin otomatik olarak doğrulanmasını amaçlamaktadır. Yatırımcılar, analistler, finansal kurumlar ve düzenleyici ku-rullar gibi finansal veri kullanıcıları, veriler XBRL formatındaysa, finansal verileri, daha hızlı ve verimli bir şekilde alabilir, bulabilir, karşılaştıra-bilir ve analiz edebilirler. XBRL, verileri değişik dillerde ve değişik muhasebe standartlarında işleyebilir. Farklı gereksinimlerin karşılanması-na uygun hale getirilebilir.

XBRL tarafından sunulan avantajlar için duyulan ihtiyaç, her zaman daha geniş, uygun zamanda üretilmiş, kolay kabul edilebilir bir formda ve muhtemel ihtiyaçlara göre tasarlanmış finansal ve finansal olmayan bilgiler için duyulan bilgi arz zincirine duyulan ihtiyaç ile desteklenmektedir. Bu ihtiyaçları cevaplayabilecek, raporlama dön-güsünün hızlandırılması ve daha fazla, tekrardan kullanılabilir bilginin maliyet etkin bir şekilde sağ-lanması XBRL’in bir kabiliyetidir.

XBRL, geleneksel finansal raporlama modelle-rinde bir zenginleşme sağlamaktadır. Standart finansal tablolardan daha fazla veri sağlama-makta ancak, verileri bilgisayarların sıralayabi-leceği, gruplayabileceği ve kategorize edebile-ceği bir formatta sağlamaktadır.

XBRL, finansal tabloların, dağıtım mekanizma-sını geliştirirken ve görünümünü değiştirirken, anlamını değiştirmez. Bununla birlikte, XBRL örnek belgelerinde (instance document) sağ-lanan finansal bilgiler, XBRL dosyaların yara-tılmasında veriye uygulanan sınıflandırmanın doğruluğu, uygunluğu ve tamlığına ve tabanda-ki finansal veriye bağlıdır.

IAASB, Mart 2009’da, XBRL ile ilgili proje teklif-lerini kabul etti ve XBRL etiketlenmiş veri kulla-nıcılarının ve diğerlerinin, ihtiyaçlarının belirlen-mesi için bir müzakare süreci başlatmıştır. Bu müzakereler, IAASB’nin, kamunun faydasında olup olmadığının ve bir ihtiyaç olup olmadığının tespitinde XBRL’i hedef alan bir resmi bildirim yapıp yapmayacağına yardımcı olacaktır.

XBRL Görev Gücü, hali hazırda, ulusal standart kurucularla, XBRL International’ın Güvence Ça-lışma Grubu’yla, IFAC üye kurullarıyla ve diğer XBRL girişimlerinin geliştirilmesindeki bölgesel organizasyonlarla temas halindedir. Bu resmi olmayan müzakerelerinden elde edilen bilgiler, daha resmi bir müzakere ortamının gelişmesi-ne yardımcı olacaktır.7

Besim Çalışkan Has Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş.

Mercedes Benz Türk A.Ş. BayiiDenetçi

3 http://www.us.kpmg.com/microsite/xbrl/train/86/86.htm (25 Nisan 2012)4 http://www.theiia.org/theiia/newsroom/news-releases/?search=xbrl&C=1906&I=8039 (25 Nisan 2012)5 http://www.theiia.org/theiia/newsroom/news-releases/?search=xbrl&C=1906&I=8039 (25 Nisan 2012)6 http://www.theiia.org/download.cfm?file=95560 (25 Nisan 2012)

7 http://web.ifac.org/media/publications/0/xbrl-the-emerging-landscape/xbrl-the-emerging-landscape.pdf (25 Nisan 2012)

Page 20: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

38 39ÇİZGİ ÖTESİ ÇİZGİ ÖTESİ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Yaşamda “İz” ya da “İs” Bırakmak Meselesi!

Salim Kadıbeşegil

Yeni kitabım Oyun Bitti’nin önsözü şöyle baş-lıyor: “Bir şirketin genel müdürü ya da üst dü-zey yöneticilerinden biri olabilirsiniz. Ya da bir reklamcı, halkla ilişkilerci ya da pazarlama yöne-ticisi... Fabrikalar, tesisler, baraj hesaplamaları yapan bir mühendis veya konut tasarımı yapan bir mimar... Tesisatçı, tornacı, marangoz, hatta “son ütücü!” Finans uzmanı, kimyager, doktor, laborant, kurumsal iletişim ya da insan kaynak-ları uzmanı veya henüz daha adını bile duymadı-ğımız binlerce meslekten biri içinde kariyerinize “anlam” katacak bir yolculuk yapıyor olabilirsi-niz. Yolculuğunuz gerçekten “anlamlı” mı? Bir yandan yaptığınız kariyer, diğer yandan yaşamın içinde durduğunuz yer “anlamlı” mı?

Ali Kamil Uzun’un çok değerli çizgi anlatımları ile zenginleşen bu kitap her birimizin kendi kariyeri-ni sorgulaması ve sadece kendine değil yaşadığı topluma ve gezegene karşı olan sorumluluklarını da bu kariyeriyle ilişkilendirmesine ışık tutuyor. Çünkü kariyerimiz “pahasına” acaba bugün için-den çıkamayacağımız sorunları üretmiş olmaya-lım? Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir insanın kariyeri uğruna sonuçlandırdığı bir

iş bizim ve gelecek kuşakların yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa, bizim de kariyerimiz uğruna elde ettiğimiz “başarılar” belki de sadece yakın çevremizde değil başka coğrafyalardaki toplum-ların yaşamını olumsuz etkiliyor olabilir.

İşte 2008 küresel finansal krizi! Krizin patlayın-caya kadar milyar dolarlık finansal kuruluşların başlarındaki insanlar “kariyerlerinin dorukların-daydı!” Onların kariyerlerinin doruklarında ol-masının bedelini bakalım kaç kuşak ödeyecek?

Kitabın önsözü şöyle devam ediyor: Özellikle son 20 yıl içinde tüm dünyada olan bitenler, günlük yaşamımız içindeki değişiklikler, gele-cekle ilgili öngörüler, en değerli varlığımız olan ailelerimizle olan ilişkilerimizdeki değişimler “anlamlı” geliyor mu hepimize?Bu kitap “ortaya karışık” bir içerik sunuyor. Yakın geçmişin “yanlışları” üzerine kurulu bir dünyada artık yaşamın sürdürülemeyeceği ger-çeğinden hareketle, iş hayatının her yerindeki herkese: •Bireylerinnasılküreselleştiğini,•Küreselbireylerinsiviltoplumundinamikle-

rini nasıl değiştirdiğini, bunun iş yaşamına, kari-yerlerimize etkilerinin neler olabileceğini,•Sosyalsorumlulukyalanlarındanyaşanılabiliryeni bir dünya kurulamayacağını,•Yaşamlakendimizarasındaki“etik”kurguyukeşfetmemizi•VebukitabıanısınaithafettiğimVictorAna-nias gibilerin dünya vatandaşlığı yolculuğunun ilk durağı olan “erdemli yaşamın” barış, huzur, mutluluk için ön şart olduğunu söylüyor.

Oyun Bitti kitabı Victor Ananias’a ithaf edildi. Ge-çen yılın başlarında henüz 39 yaşında iken yitir-diğimiz Victor Ananias yüksek sesle ve yıllardır yaşamın farklı yerlerine işaret ediyordu.1 Başında bulunduğu Buğday Derneği Türkiye’yi “ekolojik dönüşümle” tanıştırdı. Ekolojik pazarlar, ekolojik çiftlikler, çiftçi eğitimleri, ilgili yayınlar hep bu yeni yaklaşımın çıktısıydı. Ama söylediği en önemli şey “erdemli olmak ve erdemli yaşamak” idi. Bu topraklarda tüm dünyaya yetecek kadar “erdemli yaşamak” tohumunun var olduğunu söylüyordu. Bu tohumları serpiştirmenin peşinde idi. İşin için-de “erdem” olmayınca söylenecek yeni bir şey olmuyordu! İşte bu kitap, yaşamın içinde kaybet-tiğimiz değerleri nerede ve nasıl bulacağımızı an-latıyor. Bu değerlerle buluşmamızın karşısındaki engelleri tanımlıyor. İnsanın insan gibi yaşayabile-ceği bir toplum yapısına giden yolda iş hayatının ve buna yön verenlerin kendilerine nasıl “çeki düzen” verebileceğinin bazı ipuçlarını ortaya ko-yuyor. Sonuçta geldiğimiz noktada gelecekte ya-şamda “iz” ya da “is” bıraktığımız ile anılacağız.

Bugünün “başarıları” belki de gelecek kuşakla-rın insana, yaşama ve topluma yapıştırılmış bir “is” yakıştırmacası olacak! Oyun Bitti kitabının son bölümü belki de günlük yaşamın rutininden bağımsız bir köşeye çekilip kendi değerlendirme-mizi yapmaya yardımcı olacak bir alıntı ile bitiyor: Dünyanın hangi coğrafyasında yaşıyor olursak olalım yaşamın içinde “saygı ve saygınlık” yok-sa yaşamın da, yaptıklarımızın da, kariyerimizin de bir anlamı olmaz. Saygı ve saygınlık en çok gereksinim duyduğumuz yaşam sermayesidir. Yani, itibar! O zaman, saygıyı ve saygınlığı doğ-ru tanımlamamız gerekiyor ki, yaşamın anlamıyla buluşalım. Yeni bir tanıma gereksinmemiz yok. Anadolu coğrafyasına uygarlıkları ile isimlerini

kazımış olan Sümerliler 4500 yıl önce bunu o kadar açık ve net bir şekilde yaşamlarına da-hil etmişler ki, bugün bile geçerli:2 Toplum-larda saygı ve saygınlığın önemini ilk olarak bundan 4500 yıl önce Sümerliler yazmışlardır. Sümer’de her kral, kendi yönetiminde: ‘Büyük-ler küçüklere, karı koca birbirine, zengin fakire, fakir zengine, güçlü güçsüze, güçsüz güçlüye saygılı oldu.

Anne çocuğunu azarlamadı, çocuk annesine karşı gelmedi. Yaşlıların önerileri alındı, dul ve yetimler korundu’ diye öğünmüşlerdir. İ.Ö. 1800 yıllarında kral olan İşmedagan, ülkelerinin hangi koşullarda rahat ve huzura erişeceğini şu dizelerle dile getirmiştir: İnsanın insana işken-ce etmediği, babanın sayıldığı gün,Ülkeyi alçak gönüllülük kuşattığı, yukarıda olan-ların saygın olduğu gün,Küçük kardeşin büyükten sonra geldiği gün,Gençlerin, bilginlerin sözünü dinlediği gün,Güçlülerle güçsüzlerin arasında sürtüşme ol-madığı, nezaketin egemen olduğu gün,İstenilen yolda gidildiği, zararlı otların yok edil-diği gün,Ülkede bütün sıkıntıların yok olduğu, onu ışık kapladığı gün,Ülkeden kapkaranlığın kovulduğu gün,Bütün canlılar neşe ve sevinç içinde yaşayacaklar

Hislerimize tercüman olan bu görüşlere bir de Konfüçyüs’ten bir alıntı ekleyelim: “Ülkeyi ida-re edenler saygılı ve erdemli olmalılar. Rüzgâr estiğinde otları nasıl kendi yönüne eğerse, on-ların bu nitelikleri de egemen oldukları halkı o yöne döndürür”3

Salim KadıbeşegilKurum İtibarı ve Stratejik İletişim Danışmanı

ORSA Stratejik İletişim Danışmanlığı

1 GDN;www.gelecekdaha.net/default.aspx2 MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ, ; Ortadoğu Uygarlık Mirası-1, Kaynak yayınları, sa:753 MUAZZEZ İLMİYE CIĞ: Ortadoğu Uygarlık Mirası-1, Kaynak Yayınları, sa:76 Oyun Bitti: Optimist Yayınları

Page 21: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

40 41YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

“Bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık

sağlamak için çalışıyoruz”

Borusan Holding İç Denetim Müdürlüğü

Borusan Holding İç Denetim Müdürlüğü M. Kemal Tapkan liderliğinde, beş kişilik ekipten oluşuyor. Departman, iç denetim, suistimal inceleme, bilgi sistemleri denetimi, vergi

süreçlerinden sorumlu olarak Holding’e destek oluyor. Borusan Holding A.Ş. İç Denetim Müdürü M. Kemal Tapkan, çalışmalarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Borusan Holding İç Denetim Birimi’nin organizasyonel yapısı, personel sayısı, idari ve fonksiyonel olarak bağlı olduğu organ hakkında bilgi verebilir misiniz?Borusan Holding Denetim Müdürlüğü beş kişi-lik bir ekipten oluşuyor. Ancak uzmanlık konu-larında eş-kaynak kullanımı dahilinde, ekibimiz-le birlikte profesyonel danışmanlar da görev alıyor.

Yıllık denetim süremiz tüm kaynakları eklediği-miz zaman, 13.701 saate ulaşıyor. Bu sürenin % 82’lik kısmı kendi denetim ekibimiz tarafın-

dan gerçekleştiriliyor. Denetim Müdürlüğü, iç denetim, suistimal inceleme, bilgi sistemleri denetimi, vergi denetimi süreçlerinden sorum-lu. Aynı zamanda Borusan Holding tarafından talep edilen stratejik konularda da Holding’e destek veriliyor.

Denetim Müdürlüğü’nde ben dahil toplam beş kişiyiz. Kıdem seviyesi olarak ortalama 6-7 yıllık bir deneyime sahibiz. Denetim uzmanlarımız, vergi ve uyum konusunda, suistimal inceleme ve soruşturma konusunda, katma değerli iş kontrolleri ve risk değerlendirmesi konusunda,

bilgi sistemleri denetimi konularında ayrı ayrı uzmanlaşmaktalar.

Denetim Müdürü olarak ben finansal, operas-yonel, uygunluk, bilgi sistemleri ve yolsuzluk denetimlerinde bizzat görev almakta ve yapılan çalışmaları gözden geçirmekteyim.

Borusan Holding Denetim Müdürlüğü fonk-siyonel olarak Denetim Komitesi’ne, günlük faaliyetlerin takibi açısından ise idari olarak Borusan Holding Kurumsal Fonksiyonlar Başkanı’na raporlamaktadır. Borusan Holding Denetim Müdürlüğü tarafından hazırlanan Bo-rusan Denetim Rehberi (BAM), Borusan Grup Şirketleri’nin iç denetim birimlerinde de kulla-nılıyor. Borusan Grup Şirketleri’nden Borusan Lojistik’te ise dört kişilik kadrodan oluşan iç denetim birimi bulunuyor. Bu birim fonksiyonel olarak Borusan Lojistik Yönetim Kurulu Başka-nı ve benim birlikte oluşturduğumuz iki kişilik bir Denetim Komitesine raporlama yapmakta.

İç Denetim Birimi ne zaman kuruldu? Birimin temel görev ve sorumlulukları nelerdir?2008 yılında iç denetim sürecinin kurulumu ile ilgili bir ‘Yalın 6 Sigma’ projesi tamamlandıktan sonra Borusan Holding Denetim Müdürlüğü kuruldu. Ben, Temmuz 2008’de Grup’a katıla-rak, bu sürecin kurulmasından sorumlu oldum. Denetim faaliyetleri, Denetim Komitesi Başka-nı Sedat Eratalar’a ve Holding CEO’su Sayın Agah Uğur’a raporlanmaktadır.

Birimin temel görev ve sorumlulukları ise; Denetim Komitesi’ne, Yönetim Kurulu ve his-sedara, Borusan Grubu kuruluşlarının riskleri ve iç kontrol sistemlerinin etkinliği hakkında değerlendirmeler sunmak, Grup Şirketleri’nin faaliyetlerini geliştirmesi ve amaçlarına ulaş-ması için katma değer yaratan, sistematik bir disiplini olan bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık sağlamak.

Radarımızda içinde risk geçen her türlü unsur bulunuyor. Borusan Grubu, “iç denetim” sü-recine son derece yüksek önem vermekte, “risk” kavramının geçtiği tüm konularda iç

denetimin fikrini sorabilmektedir. Bu arada, Borusan Holding Kurumsal Risk Yönetimi sü-recinden de bahsetmek gerekiyor. Hem fiilen risk yönetim sürecini gerçekleştirmekte olan Borusan Holding KRY Birimi hem de Borusan Holding Strateji ve İş Geliştirme Direktörlüğü ile koordinasyona da ayrıca önem verdiğimizi belirtmeliyim.

“Denetim ekibimiz, Grup için katma değer yaratan çalışmalar gerçekleştiriyor”

Holding bünyesinde ne tür denetimler ger-çekleştiriliyor? Risk odaklı denetim ve bilgi teknolojisi denetimleri yapılmakta mıdır? Bu tür uzmanlık isteyen iç denetim hizmet-leri için bünyenizde iç denetçi istihdam edi-yor musunuz?Borusan Holding Denetim Müdürlüğü’nün ana fonksiyonları dört ana başlıkta toplanmaktadır:

1. İç Kontrol Sistemlerinde etkinliğin artırıl-ması: Risk odaklı iç denetim, Kurum hedefleri doğrultusunda risk analizi, Denetim planının oluşturulması, Politika, prosedür, metodoloji geliştirme ve güncelleme, Sürekli gelişim ve kalite güvence, Kurum hedeflerinin gerçekleş-tirilmesi için organizasyonel yapı ve risk yöne-timinin etkinliği, kaynakların verimli kullanımı, finansal ve operasyonel bilginin güvenilirliği, uygunluk denetimi ve varlıkların korunması.

Sertaç Kazıcı, Vergi Denetim Birim Yöneticisi olarak, Grup Şirketleri’nin vergi mevzuatlarına uyumu konusunda denetim faaliyetlerinde gö-rev alıyor. Esra Dülgeroğlu ve Şeyda Kalkan, hem bağımsız denetim hem de iç denetim tecrübesi olan, kıdemli ekip üyelerimizdir. Esra ve Şeyda, özellikle iç kontrol sistemleri-nin etkinliğinin artırılması konularında detaylı çalışmalar yapmakta, zaman zaman denetim ile birlikte danışmanlık kapsamında projeler-de, Grup için katma değer yaratan çalışmalar gerçekleştiriyor.

2. Etik kurallara uyumun sağlanması: Suisti-mal risk yönetiminin geliştirilmesi, yaygınlaştı-rılması, suistimal inceleme.

Page 22: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

42 43YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

3. Bilgi sistemleri denetimi: Bilgi sistemle-rinin etkinliği ve kaynakların verimli kullanımı, bilgi sitemlerinin güvenilirliği, Bilgi sistemleri prosedürlerine uygunluk ve varlıkların korun-ması, sistem denetimine ilişkin denetim yakla-şımlarının geliştirilmesi ve kontrol tekniklerinin uygulamaya alınması.

BT denetimleri için eş kaynak kullanımı kapsa-mında danışmanlık hizmeti alınıyor. Denetim Müdürlüğü uzmanlarından Çiğdem Parseker sürecin planlaması, icrası ve koordinasyonun-dan sorumlu olarak çalışırken, PwC ekibi Grup Şirketlerimizin COBIT kapsamındaki denetim-lerinde görev alıyor. Çiğdem, hem operasyonel süreç denetimleri hem de IT denetimlerinde uzmanlaşmıştır.

4. Koordinasyon: Bağımsız Denetim ile koor-dinasyon, Kurumsal Risk Yönetimi ile koordi-nasyon, Dışarıdan sağlanan Risk Danışmanlık hizmetlerinin koordinasyonu, Risk ve denetim konularında geliştirilen 6 Sigma projeleri yöne-timleri ile koordinasyon.

“Risk odaklı süreç bazlı denetim yapıyoruz”

Holding şirketlerinin kendi bünyelerinde ayrı birer iç denetim departmanı bulunuyor mu? Borusan Grup Şirketleri’nden Borusan Lojistik’te dört kişiden oluşan Denetim Müdürlüğü Depart-manı bulunuyor. Risk odaklı süreç bazlı denetim yapılıyor.

Bu ekibe de hem bağımsız denetim, hem Yalın 6 Sigma Proje Yönetimi hem de mali raporlama ve kontrol deneyimleri bulunan Dilek Gemici li-derlik ediyor.

Diğer Grup şirketlerimiz ise, mali kontrol adı al-tında, mali işlere bağlı personel istihdam etmiş, iç kontrollere ilişkin denetimlere başlamışlardır. Ayrıca, süreç geliştirme ve süreç analizi konu-larında profesyonelleşmiş -benim iç danışman-lar olarak da adlandırdığım– Yalın 6 Sigma proje ekipleri, süreçlerdeki kontrol yapılarıyla ilgili sürekli gözden geçirme ve iyileştirme çalışma-

ları gerçekleştiriyor. Tüm bu uygulamalara rağ-men, Grup şirketlerimizin iç denetim birimleri kurmak konusunda projeleri de şu sıralar de-vam ediyor.

Departmanınızda özel bir iç denetim yazılımı kullanıyor musunuz?Borusan Holding Denetim Müdürlüğü özel bir iç denetim yazılımı kullanmıyor. Denetim çalışmalarının sonuçları ile ilgili belgeler sha-repoint üzerinden takip ediliyor. Ayrıca proje yönetimi için MS Groove Workspace kullanı-lıyor. İç süreçlerimiz için yine Sharepoint üze-rinden yazdırdığımız bir bulgu yönetim siste-mimiz bulunuyor.

Kendi geliştirdiğimiz sistem, denetim yönetici-sinin bulguları gözden geçirmesini, sorumlu sü-reç sahibi ile bulgu mutabakatının yapılmasını, bulgulara ilişkin süreç sahibinin aksiyon ve he-def tamamlama tarihini girmesini ve “online” olarak bulguların takip edilmesini sağlıyor. Bu uygulama ile hem yaklaşık 2.500 adet bulgu-ya ilişkin aksiyon planlarını yönetiyor hem de bulgu envanterimizi zahmetsizce tutuyoruz. Bulguya dönüşmeyen konular, gelecek dö-nemlerde bakılması gereken konular da yine bu portal üzerinde saklanarak, kurumsal hafıza adına önemli bir kaynak oluşturuluyor.

Meslekle ilgili gerek ulusal ve gerekse de uluslararası gelişme ve uygulamaları nasıl takip ediyorsunuz?Borusan Holding Denetim Müdürü olarak ben TİDE Yönetim Kurulu Üyeliği’ni yürütmekte-yim. Ekibimiz ise TİDE kapsamında kurulan komitelerde görev alarak meslekle ilgili gerek ulusal ve gerekse de uluslararası gelişme ve uygulamaları takip etmekteler.

TİDE, iç denetimle ilgili güncel gelişmelerin Türkiye’de duyurulması ve uygulanması konu-sunda eşsiz bir kaynak niteliğinde. Ayrıca IIA’in yayınları ve uluslararası kongre ve konferansla-rı da takip ederek, güncel kalmaya çalışıyoruz. Bunlarla birlikte her yıl bir rapor hazırlayarak, uluslararası denetim standartlarındaki gelişme-leri inceliyor ve mümkün oldukça kendi uygula-malarımızda kullanıyoruz.

“Uzman olmayan kişiler kurumlara büyük zarar verebilir”

İç denetimin sertifikalı kişilerce yapılması-nın ne tür faydaları vardır? CIA veya benzeri sertifikalara sahip iç denetçileriniz var mı? Uluslararası geçerliliği bulunan sertifikala-rın alınması konusunda personelinize yöne-lik bir programınız bulunuyor mu? İç denetimin uzman olmayan kişilerce yapılma-sının büyük sakıncaları bulunuyor. Bu birimler kurumlara büyük zararlar verebilirler. Ayrıca, karşılıklı güven ortamının sağlanamaması, ileti-şim sorunlarını, çatışmaları ve değer erozyonu yaratan bir ortam oluşturacaktır. Gerekli yetkin-lik ve becerilerle donatılmış iç denetim birimleri ise, çok kısa sürede kendilerini kurum içinde kabul ettirebilir, saygınlık kazanabilirler.

İç denetim konuları icranın en üst düzeyi ile tartışıldığı ve bu seviyenin son derece birikimli ve kıdemli yöneticilerden oluşması, iç deneti-min en ufak hatasını rahatlıkla görmelerini ve genellikle tolere etmemelerine neden oluyor. Yeterli olmayan bir birimin kurumların içinde var olma ihtimalleri çok düşük. Bunun için son derece detaylı personel geliştirme programını uyguluyoruz.

İç denetim birimini, aynı zamanda kurumlar, potansiyel yönetici üretme fabrikası olarak da görmelidirler. Kurumlarının tüm süreçlerine hakim, risk odaklı ama operasyon ve ticari sü-reçlere hakim, daha doğru bir ifadeyle hayatın gerçeklerini sahada öğrenmiş, iyi yetişmiş bir iç denetçi bulunmaz bir yönetici kaynağıdır.

Borusan Holding iç denetim ekibinden dört kişinin SMMM sertifikası bulunuyor. Ayrıca, Borusan Holding denetim ekibi CIA sınavlarına hazırlanıyor. CIA sınavlarında başarılı olmak iç denetim ekibinin performans kriterlerinde yer alıyor. TİDE’nin düzenlemekte olduğu CIA sı-navlarına hazırlık eğitimlerine ekipçe katılım gerçekleştiriliyor.

İç Denetim Birimi, düzenli olarak Kalite Güvence Değerlendirmesine tabi tutuluyor mu? Son olarak ne zaman bu

tür bir değerlendirme yapıldı? Süreçle ilgili bilgi verebilir misiniz?Ben her dosyayı ve her çalışma kağıdını göz-den geçiririm. Bununla birlikte, her dosyaya koymak zorunda olduğumuz, kalite güvence kontrol listesi ve proje tamamlama kontrol lis-tesi bulunuyor.

“İstihdam edeceğimiz iç denetçide bağımsız denetim

tecrübesi arıyoruz”

İstihdam edeceğiniz iç denetçiler için ne tür nitelikler arıyorsunuz?Bence kesinlikle, bağımsız denetim deneyimi iç denetçiler için büyük bir avantaj. Bağımsız denetimde, soru sor-ma, sorgulama, analiz etme, analitik düşünme, iletişim, bütünü görme ve bütünsellik, gözlemleme konularında kazanılan yetkinlik ve beceriler, iç dene-tim için önemli niteliklerdir. Bu nedenle iş ilanına çıktığımızda mutlaka ilk koşul olarak “Bağımsız Denetim Tecrübesi”ni koyuyoruz.

Benim ikinci olarak önem verdiğim konu mesleki gelişim. Bunun için de SMMM ve CIA sertifikaları aradığımız nitelikler arasında. İç denetim özellikle kontrol ve risk ortamını ve bunların operasyonlara ve dolayısıyla mali tablolara olan etkile-rini dikkate aldığı için, özellikle işletme, iktisat, işletme mühendisliği, endüstri mühendisliği gibi bölümlerden mezun olan adaylarla görüşüyoruz. Ancak gü-nümüzde, özel uzmanlık alanlarında denetim mecburiyeti artmakta olduğun-dan, bu tip durumlar için eğer sürekli bir uzman gerekmiyorsa, dış kaynak kulla-nımına gidiyoruz.

Uluslararası ortaklıklar ve ortak pro-jeler gerçekleştirdiğimiz için özellikle İngilizce’de “advanced” seviyede İngi-lizce arıyoruz. Üretim, dağıtım ve finans sektörlerine ilişkin asgari temel düzey-de bilgi sahibi olmak.

Page 23: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

44 45YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012Proje sorumluları tarafından doldurulan bu

kontrol listeleri, dosyaların fiziken eksik olma-malarını sağlamak için kullanılıyor. Ayrıca, yılso-nunda, ilgili projede yer almayan bir denetim uzmanımız, ilgili projenin dosyasını kalite gü-vence denetiminden geçiriyor.

Eksikler bu çapraz kontrollerle tespit edile-rek, sorumlu denetçi tarafından gideriliyor ve eğer gerekiyorsa uygulama esaslarımız revi-ze ediliyor.

Uluslararası iç denetim standartlarına en az beş yılda bir bağımsız dış değerlendirmeden geçil-mesini öneriliyor.

Borusan Holding Denetim Birimi 2008 yılında kurulduğundan, 2013 yılında bağımsız dış de-ğerlendirmeden geçmeyi planlamakta.

Müdürlüğümüzün “Borusan Holding İç Dene-tim Sürecinin Kalite Güvence Uyumunun Sağ-lanması“ ile ilgili projesi bağımsız dış değerlen-dirmeye hazırlık projesi olarak yürütülüyor.

Türkiye’de iç denetim ile ilgili sonyıllarda çok önemli düzenlemeler yapıldı. Yapılan bu düzenlemeler ve Türkiye’deki iç denetimin bulunduğu yer hakkında düşünceleriniz nelerdir?Türkiye’de yapılan önemli düzenlemeleri, ulus-lararası düzenlemelerle karşılaştırdığımızda, daha kat edilmesi gereken uzun yollar oldu-ğunu düşünüyorum. Biraz önceki sorularınıza verdiğim cevapları düşündüğümüzde, iç de-netçinin kurum için en değerli kaynaklardan biri olması gerektiği ve bu sürecin hijyen bir süreç olması gerektiği ortaya çıkıyor. Hijyen ortamın sağlanabilmesi için iç denetim ön koşullardan biri olmalı. Ülkemizde, iç denetimin tanımı ge-nellikle yalnızca mali süreçlerle ilişkilendiriliyor. İç denetimi muhasebe kayıtlarının kontrolü ola-rak görenler de azımsanmayacak kadar çoğun-lukta. Bunun dışında kalanlar ise, bir polis veya dedektif olarak görüyorlar iç denetçileri.

Oysa özetle, tüm operasyonel ve finansal sü-reçlerdeki iç kontrol sistemlerinin etkinliğinin sağlanması gibi, uyum, faaliyet ve mali rapor-lama süreçleri ile ilgili riskleri belirleyerek, şir-ketin asıl durumunu ortaya koyması gibi birçok katma değeri bulunmaktadır.

Yeni Türk Ticaret Kanunu, halka açık ve açık olmayan tüm şirketlerin muhasebe ve finansal raporlama konularında TMSK tarafından yayın-lanan Uluslararası Muhasebe Standartları ve Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları ve Tür-kiye Finansal Raporlama Standartları’na uyma zorunluluğu getiriyor.

Yeni TTK ile denetim konusunda radikal deği-şiklikler yapıldı ve denetimi, bağımsız denetim kuruluşlarına veya serbest muhasebeci mali müşavirlere bıraktı.

Anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun fi-nansal tabloları denetçi tarafından uluslararası denetim standartlarına uyumlu Türkiye Dene-tim Standartları’na göre denetlenecektir.

Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finan-sal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı denetim kapsamı içinde yer alır. Yapılacak denetim şirketin varlığını ve geleceğini tehdit eden tehlikeleri teşhis sis-temlerinin şirkette olup olmadığının denetimi de kapsıyor. TTK’nın denetime verdiği önem seviyesinin çok yüksek olduğu tüm açıklığı ile ortaya çıkıyor.

SPK Kurumsal Yönetim İlkelerinin de getirdiği yeni standartlar ile denetimden sorumlu komi-teler, risk yönetim ve kurumsal yönetim komi-teleri için de iç denetim en önemli destek ve kaynak olacak. Ancak, yasa ve mevzuatlarda iç denetime yer verilmesinden öte, yeni mevzu-atlara uyum konusunda denetimleri artacak ol-ması, iç denetimin önemini daha da artıracaktır. Bugüne kadar, vergi, çevre, iş kanunu ve ben-zeri konularda odaklanmış olan iç denetim

ekiplerinin, odaklanmaları gereken, TTK uyu-mu, SPK Kurumsal Yönetim İlkelerine uyum, yeni Borçlar Kanununa uyum gibi bir çok alanda da faaliyet göstermeleri gerekecek. Bu bilinçte olan kurumların iç denetime ayıracakları kaynak ve verecekleri önem de artacak.

“Bir adım önde olmak yolunda çalışıyoruz”

Ülkemizde iç denetimin uluslararası standartlarda gelişimi için sizce neler yapılmalıdır?İç Denetim süreci ile ilgili özellikle finans ve bankacılık alanında yapılan düzenlemeler dik-kat çekicidir. İç denetim hizmetlerinin ulusla-rarası standartlarda verilebilmesi için TİDE’nin ve üyelerinin büyük gayret içinde olduğunu gözlemliyorum. Bizler, özellikle her yıl en az iki uluslararası firma ile kıyaslama çalışmaları yaparak, uluslararası uygulamalar ile ilgili kendi konumumuzu karşılaştırabiliyoruz.

Kendi süreçlerimizi güncelleyerek Grubu-muzun mottosu olan “bir adım önde” olmak yolunda çalışıyoruz. Ancak mesleğin gelişi-mi konusunda, iç denetim standartlarının ve uluslararası sertifikamızın yasal olarak da ta-nınması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda Enstitümüzün çalışmalarını yakından takip ediyoruz.

Personel gelişim programına sahibiz”

İç denetçilerin mesleki gelişimlerini sürdürmeleri ve kendilerini geliştir-meleri için neler yapıyorsunuz?Personel gelişim programımız bulunu-yor. Bu programla, ekip çalışanlarımızın geliştirmeleri gereken yönleri ile ilgili ak-siyonları takip ediyoruz.

Her bir çalışanımız için, yılda bir defa ikişer sektör için sektör raporu hazırla-maları, uzman oldukları konularla ilgili ekibe ve/veya Grup’a açık eğitimler dü-zenlemeleri, her projede bulgu sunum-ları yapmaları, SMMM, CIA ve benzeri sertifikaları almaları, sivil toplum kuru-luşlarında gönüllü görev almaları, diğer büyük ve itibarlı denetim birimleri ile karşılıklı kıyaslama çalışmaları yapmala-rı, Borusan Grubu’nun genlerine işlemiş olan, Yalın 6 Sigma projeleri yaparak, proje yönetimi konusunda kendilerini geliştirmeleri, bültenler yayınlamaları gibi, kişisel gelişimlerine yönelik pek çok sayıda aktivite uygulanıyor.

Borusan Akademi’nin sağladığı eğitim olanakları ise başlı başına bir gelişim im-kanıdır. Tüm bu faaliyetler, departmanı-mızın bir KPI’ı olarak da takip edilerek, hem çalışanlarımızın hem de depart-manımızın performans değerlendirme süreçlerinde dikkate alınıyor.

Page 24: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

46YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

İLK

BA

HA

R 20

12

İç denetimin gelecekteki konumu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?İç denetimin önümüzdeki dönemlerde özellik-le, uyum denetimlerine ağırlık vereceğini düşü-nüyorum.

Artan yeni mevzuatlar, şirketlerimizin ulusla-rarası arenada kazanacakları pazarlar, sürdürü-lebilirlik, derinlemesine uzmanlık gerektirecek alanlar doğuracak.

Bu konularda uzmanlaşmış iç denetçilere ih-tiyaç artacak. Bu konularda danışmanlık ver-mekte olan kurumların önemi de artacak. Önü-müzdeki dönemlerde uyum konusunun, şirket yönetimlerinin öncelikli konularından biri olaca-ğı için, iç denetime verilen önem kurumlarda artacak.

Kurumlar iç denetimi uyum konusunda danış-manlık ihtiyaçları için de kullanacaklar. Bu açı-dan bakıldığında, kurumların önemli stratejik kararlarında uyum risklerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi konularında iç denetim süre-cini dahil etme eğilimleri de artacak.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü ile ilgili düşünceleriniz, Enstitü’den talep ve beklentileriniz nelerdir?TİDE bizim için her zaman ilk referans noktası. Özellikle TİDE Akademi’nin kurulması büyük bir vizyon ve liderliğin sonucudur. Akademi için yürütülen çalışmaları son derece profesyonel buluyorum.

Geliştirilmesi gereken noktaları tabi ki var ve bunların üstesinden gelmek için el birliği ile verilen çabaları görebiliyoruz. Ulusal kongre, meslektaşların bir araya gelmesi ve paylaşımı için çok etkin bir araç. Ayrıca iç denetim der-gisi donanımlı ekipler tarafından hazırlanmış değerli makaleler içeriyor. Diğer STK’larla ya-pılan iş birlikleri mesleğimize önemli katkı sağ-lamakta, bu örgütlerin karar ve önerilerinde, TİDE’nin katkısı da önemsenmesi gereken bir konudur.

Benim TİDE’ye önerim, kendi çabalarımızla gerçekleştirdiğimiz kurumsal iç denetim kıyas-

lama çalışmaları konusunda yönlendirici olma-ları, hatta böyle bir platform kurarak, kurumlara iyi uygulamalarının paylaşılması konusunda im-kan sağlaması olabilir.

İç Denetim Dergisi’ni takip ediyor musunuz? Dergi olarak bizden talep ve beklentileriniz nelerdir?İç denetim dergisini yakından takip ediyoruz. Mümkün olduğunca, aktif olarak da destekle-meye gayret ediyoruz. Dergiden beklentimiz, yeni ve genç iç denetçilerin çalışmalarına daha fazla yer vermesi.

Meslek profesyonellerine bir mesajınız var mı?Türkiye’nin iç denetim konusunda alacağı daha çok mesafe olduğunu düşündüğümü yinele-mek istiyorum.

Teknik donanımları yüksek iç denetçilerin, hem mevzuattaki gelişmeleri yakından takip ederek, çalışmalarını bu yeniliklere adapte eder ve hem de iş dünyasındaki gelişmeleri takip ederlerse büyük başarılar elde edecekle-rine inanıyorum. Bu kalibredeki iç denetçilere kurumlarda daha kilit roller ve sorumluluk veri-leceği kuşkusuzdur.

Page 25: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

48 49PARMAK İZİ PARMAK İZİ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

BT Yönetişimine Yeni Bakış Açısı: COBIT® 5Türkiye’de son yıllarda bankacılık sektörüne özgü yayınlanan yasal düzenlemeler ve mevzu-atlar doğrultusunda COBIT çerçevesinin kulla-nımı, hem denetim hem de danışmanlık alanla-rında önem kazandı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayınla-nan “Bağımsız Denetim Kuruluşlarınca Gerçek-leştirilecek Banka Bilgi Sistemleri ve Bankacılık Süreçlerinin Denetimi Hakkında Yönetmelik” içerisindeki güncel COBIT çerçevesinin kulla-nılmasına yönelik düzenlemeleri, bu kapsam-da en önemli adım olarak nitelendirmek yanlış olmayacak. Yine BDDK tarafından yayınlanan “Yönetim Beyanı” genelgesi doğrultusunda, bankaların kendi kontrol ortamlarını değerlen-dirmeleri ve sonuçlarını takip etmeleri amacıyla gerçekleştirdikleri denetim çalışmalarında, CO-BIT çerçevesi referans olarak kullanılıyor. Dola-yısıyla şimdilik bankacılık sektöründe kullanılan ancak yakın bir zamanda Hazine Müsteşarlığı tarafından gerçekleştirilmesi beklenen bilgi sis-temleri denetimi düzenlemeleriyle, sigortacılık sektöründe de COBIT çerçevesinin kullanılma-sı ve uyumluluğun sağlanması önem kazana-cak. Bu nedenlerle yenilenen COBIT çerçevesi sadece bankacılık sektörünü değil, birçok sek-törü ve doğal olarak iç denetçileri yakından il-gilendiriyor.

İlk versiyonu 1996 yılında yayınlanan Bilgi ve İlgili Teknolojiler İçin Kontrol Hedefleri (CO-BIT) çerçevesi, ihtiyaçlar doğrultusunda zaman içerisinde değişime uğruyor ve en son ISACA tarafından 2012 yılında COBIT’in 5. versiyonu yayınlanıyor. Bu yazıda COBIT’in bir önceki versiyonu olan COBIT 4.1 ile yeni yayınlanan COBIT 5 versiyonunda gerçekleştirilen deği-şikliklere ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. COBIT’in genel olarak tanımını yapmak gere-kirse, COBIT organizasyonda iş hedeflerinin

Sezgin Topcu

bilgi işlem hedeflerine dönüşümünü, bu hedef ve stratejilere ulaşmak için gerekli kaynakları ve gerçekleştirilen süreçleri/uygulamaları bir araya getirirken, aynı zamanda bilgi teknolojileri varlıklarının etkin olarak kullanılmasını sağlayan bir yönetim çerçevesidir. Günümüzde iş sü-reçlerinin neredeyse tamamının BT’ye bağımlı hale geldiği göz önüne alınırsa, iş stratejilerinin ortaya konulması ve yönetilmesi aşamalarında BT ekseninde hareket etmenin ve dolayısıyla yönetişimin kaçınılmaz olduğunu söylemek mümkün. Tam da bu noktada COBIT, organi-zasyonların İş ve BT taraflarınca kullanılabile-cek bir rehber niteliği taşıyor.

Bilindiği üzere ISACA tarafından BT Yönetişimi-nin sağlanmasına yönelik;•COBIT4.1•ValITFramework:Yaratılandeğerin yönetilmesi,•RiskITFramework:Bilgiteknolojileri risklerinin yönetilmesi,

gibi farklı kılavuzlar yayınlanıyor. Bu kılavuzların işletilmesinde ve birlikte yorumlanabilmesinde yaşanan zorluklardan yola çıkılarak, yeni bir ver-siyon oluşturulmasına gerek görülüyor. Bu ihti-yaçlar sebebiyle belirtilen kılavuzların bir araya getirilmesi ve tek bir çerçevede toplanmasıyla, COBIT 5 doğuyor.

COBIT 5 çerçevesi incelendiğinde; yukarıda sıralanan kılavuzlara ek olarak ISO, ITIL V3 gibi standartlar doğrultusunda bütünleşik bir yaklaşım gerçekleştirildiği; bu sayede organi-zasyonda ilişkili tüm paydaşların ihtiyaçlarının etkin şekilde karşılanmasının ve uçtan uca tüm BT ve iş birimleri taraflarının kapsanma-sı da hedefleniyor. Yandaki şekilde COBIT 5 çerçevesinde ortaya konulan temel prensip-ler yer alıyor.

Bütünleşik yapıya ek olarak COBIT’in daha önceki versiyonlarında yer alan kontrol hede-fi (control objective) bakış açısının, süreç mo-deli (process model) ile değiştirildiği gözlem-leniyor. Süreç referans modeliyle tasarlanan yeni çerçevede organizasyonun BT ile ilişkili aktiviteleri; “BT yönetişim süreçleri (Process for Governance of Enterprise IT)” ve “BT yö-netim süreçleri (Process for Management of Enterprise IT)” olarak iki ana alana ayrıl-mış durumda. Burada yer aldığı şekli ile bu iki kavramı aşağıdaki şekilde tanımlayabiliriz.

Yönetişim; organizasyondaki tüm paydaş-ların ihtiyaçları, koşulları ve aktiviteleri göz önünde tutularak daha önceden belirlenmiş hedeflere ve stratejilere erişilmesini güven-ce altına alabilecek şekilde faaliyetlerin koor-dine edilmesi, taraflar arasında eşgüdümün sağlanması ve böylece organizasyonun, üzerinde mutabık olunan stratejilere uyumlu olarak mümkün olan en üst seviyedeki per-formansı gerçekleştirilmesinin sağlanması hedefleniyor.

Yönetim; organizasyonda yürütülen aktivitele-rin, belirlenen hedeflere ve stratejilere uyumlu olarak planlanmasını, oluşturulmasını, yöne-tilmesini ve izlenmesini kapsıyor.Bu tanımla-malar doğrultusunda yönetişim, üst seviyedeki süreçleri, hedefleri, yapıyı kapsarken, yönetim süreçleri de bu hedeflere hizmet edecek süreç-leri ve aktiviteleri içeriyor.

COBIT 5 ile gerçekleştirilen en önemli değişik-liklerden birisi de BT yönetişim süreçleri (Pro-cess for Governance of Enterprise IT) alanı al-

Page 26: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

50 51PARMAK İZİ PARMAK İZİ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

tında “Değerlendirme, Yönlendirme ve İzleme” (Evaluate, Direct and Monitor – EDM) olarak tanımlanan yeni bir etki alanın oluşturulmasıdır. Bu değişiklikle, yönetişim kavramı organizasyon bünyesinde daha üst seviyeye ve ön plana ta-şınıyor.

Aşağıdaki şekilde COBIT 5 süreç modeli ve süreçlerin bulunduğu etki alanları detaylı olarak gösteriliyor.

“Process for Management of Enterprise IT” altında ise COBIT 4.1 versiyonundan aşina olduğumuz PO (Plan and Organize), AI (Ac-quire and Implement), DS (Deliver and Sup-port) ve ME (Monitor and Evaluate) etki alan-larının; APO (Align, Plan and Organize), BAI (Build, Acquire and Implement), DSS (Deli-ver, Service and Support) ve MEA (Monitor, Evaluate and Assess) olarak değiştirildiği gözlemleniyor.

Burada sadece isimlendirme anlamında bir de-ğişiklik gerçekleştirilmiş gibi görülmekle birlikte, aslında bazı kontrol hedeflerinin yeni versiyona dahil edilmediği, yeni süreçlerin tanımlandığı ya da mevcut kontrol hedefleri üzerinde (örneğin, BAI09 Varlık Yönetimi, APO04 Yeniliklerin Yö-netimi gibi) değişiklikler gerçekleştiriliyor.

COBIT 5 çerçevesinde yer alan bu değişik-liklerle; organizasyonun bütünüyle dikkate alınması, tüm paydaşların yönetişime dahil edilmesi ve bu anlamda sorumlulukların ve

sahipliklerin dağıtılarak etkin bir yönetimin sağlanması amacı güdülüyor. Bir süreçte yü-rütülmesi gereken aktiviteler için tüm paydaş-lara ait sorumluluk ve sahipliklerin etkin dağı-tılmasına yönelik bizlere referans kaynağı olan RACI (Responsible Accountable Consulted Informed) çizelgesi de yeni versiyon ile çok daha detaylandırılmış durumda. Her iki versi-yonda yer alan (COBIT 4.1 ve COBIT 5) RACI çizelgeleri karşılaştırılma yapılabilecek şekilde aşağıda yer alıyor. Bu çizelgelere bakıldığında sorumluluk ve sahipliklere ilişkin tanımlamala-rın organizasyonun tüm taraflarını kapsayacak şekilde detaylandırıldığı görülüyor.

Bir diğer yenilik ise COBIT 4.1, Val IT ve Risk IT olgunluk seviyesi (maturity level) de-ğerlendirme modelinin ISO/IEC 15504 doğ-rultusunda yetkinlik/yapabilirlik (capability) değerlendirme modeli ile değiştirilmesidir. Bu değişiklikle birlikte, olgunluk seviyesi he-saplaması aşamasında kullanılan yöntemlerin farklı nitelik ve ölçüm skalalarını içermesi se-bebiyle sonuçların da farklı ortaya çıkabilece-ği düşünülüyor.

Örneğin; COBIT 4.1’de tanımlanan olgunluk seviyesi hesaplama yöntemlerine göre “2 yinelenebilir (repeatable)” olarak değerlendi-rilen bir kontrol hedefi COBIT 5 kriterlerine göre “0 tamamlanmamış (incomplete)” olarak değerlendirilebilir. BDDK tarafından güncel COBIT versiyonunun kullanılmasına yönelik tanımlanmış olan yönetmelik üzerinde bir de-

Şekil 2: COBIT 5 Süreç ModeliKaynak: COBIT® 5. © 2012 ISACA®

Şekil 3: COBIT 4.1 RACI çizelgesiKaynak: COBIT® 4.1 © 2007 IT Governance Institute®

Şekil 4: COBIT 5 RACI çizelgesiKaynak: COBIT® 5: Enabling Processes © 2012 ISACA®

Şekil 1: COBIT 5 Prensipleri Kaynak: COBIT® 5. © 2012 ISACA®

ğişiklik gerçekleştirilmediği takdirde, söz ko-nusu durum birçok organizasyonun daha ön-ceden raporlanan olgunluk seviyeleri üzerinde farklılıklar oluşturabilecek.

Yukarıda detayı verilen önemli değişiklikleri bir liste halinde özetlemek gerekirse;•YenilenenCOBIT5prensipleri,•Tümpaydaşlarınfarkındalığınınartırılması,

•Kontrolhedefitanımıyerineyenisüreçrefe-rans modelinin oluşturulması,•Yenisüreçlerineklenmesivemevcutsüreç-lerin (kontrol hedefleri) yenilenmesi,•RACIçizelgesininyenilenmesivegenişletilmesi,• Olgunluk seviyesi değerlendirme kriter veskalasının yenilenmesi, şeklinde sıralanabilir.

Sonuç olarak, mevcut yasal düzenlemeler doğ-rultusunda, değişen COBIT kapsamıyla birlikte özellikle finans sektöründe hem bağımsız dene-tim firmaları hem de organizasyon iç sistemler birimleri tarafından yapılan denetim kapsam-larının güncellenmesi, BT birimlerinin de yeni versiyona uyumlu olarak süreç ve aktivitelerini gözden geçirmeleri gereksiniminin ortaya çıktığı görülüyor.

Kaynakça: 1) http://www.isaca.org2) http://www.isaca.org/Knowledge-Center/cobit/Documents/COBIT5-Compare-With-4.1-27Feb2012.ppt

Sezgin Topcu, CISA, CRISCKPMG Türkiye

Page 27: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

52 53ATAÇ ATAÇ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

“İç Denetimin Yarını Bugündedir”

Arzu Pişkinoğlu – İlke Alıcı

Kurumsal yönetimin temel ilkelerinden olan iç denetim, Ernst & Young’ın “İç Denetimin Geleceği Bugündedir” başlıklı raporunda 695 kişinin katılımıyla düzenlenen global anket so-nuçlarıyla değerlendirildi. Düzenlenen ankete katılanlar arasında, 26 sektörde global satış geliri 500 milyon ABD Doları veya üzerinde olan bazı şirketlerin denetim birimi başkanları, üst yöneticileri ve yönetim kurulu üyeleri yer aldı. Ankete katılan yöneticilerin, mevzuata uyum ve finansal kontrol konularından ziyade, risk kapsam alanı ve kuruma sağlanan katkıyla bağlantılı alanlara öncelik verdiği sonucu ortaya çıkıyor.

Rapora göre, katılımcıların yüzde 75’i güçlü risk yönetiminin uzun dönemli mali performans üzerinde pozitif etkisi olduğunu ve iç denetim biriminin genel risk yönetimi uygulamalarına olumlu katkıda bulunduğunu düşünüyor. Bu-nunla birlikte, yüzde 80’i iç denetim birimlerin-de iyileştirmeye açık alanlar bulunduğunu kabul etmekle birlikte, bu grubun yüzde 70’i de iyi-leştirmelerin önümüzdeki 24 ay içinde hayata geçirilmeli diyor. İç denetim biriminde en çok hangi alanların geliştirilmesi gerektiği soruldu-ğunda ise, beş konu başlığının öne çıktığı gö-rülüyor. Bunlar: Risk değerlendirme sürecinin

iyileştirilmesi, yeni riskleri izleme sisteminin geliştirilmesi, kurumsal hedeflere ulaşılmasına daha çok odaklanılması, risk kapsam alanını da-raltmadan iç denetim biriminin toplam maliye-tinin düşürülmesi ve kurum genelinde maliyet tasarrufu sağlanabilecek alanların belirlenmesi.

İç denetim risk değerlendirmeleri, yasal yü-kümlülükler ile kurumsal risk değerlendirmeleriraporda iç denetim planının üç temel unsuru olarak sınıflandırılıyor. İç denetim birimi bü-yük yatırım projeleri (yüzde 49), BT sistem uygulamaları (yüzde 42), şirket satın alma ve birleşmeleri (yüzde 37) ve önemli sözleşmeler (yüzde 32) gibi kurumun genelini ilgilendiren konularda daha önemli bir rol oynamaya baş-lıyor. Bunun yanı sıra, denetim planının yüzde 18’ini oluşturan teknoloji konuları da iç dene-tim biriminin odaklandığı önemli alanlardan biri olmakla birlikte, katılımcıların yüzde 48’i BT güvenliği ve gizliliği riskinin en önemli risk olduğunu düşünüyor. Önemli risklere odaklan-mak, değer yaratmak ve kurumsal hedeflere ulaşılmasına destek olmak için, iç denetim birimi stratejisini genel kurum stratejisi doğrul-tusunda yapılandırmalı. Bununla birlikte ankete katılanların yüzde 61’i kuruluşlarında böyle bir bağlantının yazılı olduğu bir yönerge/doküman

olmadığını belirtiyor. Katılımcıların yaklaşık beş-te biri; iç denetim raporlarına risklerle bağlantılı görüşlerin ve yeni trendlerle ilgili bilgilerin dahil edilmesini istiyor. Bu amaçla tematik denetim-ler yapılabilir; çeşitli paydaşlar denetim bulgula-rının yol açacağı sonuçlara, bu bulguların önem derecesine ve uygulamalara yansımasına iliş-kin daha çok bilgi edinmek istedikçe, tematik denetimlerin yeniden uygulanması gündeme geliyor.

İç denetçinin rolü değiştikçe ve paydaş beklen-tileri yükseldikçe, iç denetçilerin klasik teknik bilgi yetkinliğinin yanı sıra yeni yetkinlikler ka-zanmaları gerekiyor. Örneğin, iç denetçiler ilgili iş konularında yönetimle veya diğer depart-manlarla ekip halinde çalışabilmeli. “İç dene-tim biriminiz, çalışanlarının hangi yetkinliklerini geliştirmek için eğitim programı uyguluyor?” sorusuna cevaben, yüzde 58 “teknik iç dene-tim”, yüzde 54 “ticari veya sektör” ve ancak yüzde 47 “iş yönetimi ve liderlik” konusunda eğitim programları olduğunu belirtiyor. Yüzde 8’lik bir kesimin ise hiçbir eğitim programlarının olmadığını ifade etmesi de dikkat çekici.

İç denetim stratejilerinin geliştirilmesinde en önemli noktalardan biri ise iç denetimin gü-vence ve danışmanlık fonksiyonlarının denge-lenmesidir. Bu denge, denetim komitesi ile yönetimin beklentileri ve şirket girişimleri gö-zetilerek sağlanmakta. Ankete katılan katılımcı-ların yüzde 90’ı kendi iç denetim planlarının bir kısmının danışmanlık faaliyetlerini içerdiğini be-lirtmekle birlikte, yüzde 59’u iç denetim planı-nın yüzde 25 ve daha fazla kısmının danışman-lık faaliyetlerinden oluştuğunu ifade ediyor.

Sonuç olarak, Ernst & Young’ın iç denetimle ilgili anket sonuçları iç denetimin geleceğinin bugünde yattığının teyidi niteliğinde. Dolayısıy-la, iç denetim biriminin varlığını daha anlamlı kılmak ve kurumun gerisinde kalmamak için şimdiden harekete geçilmeli. İç denetim birimi stratejik danışman kimliğiyle, kurum genelinde verimlilik alanlarını tespit ederek, temel proje-lere destek sağlayarak ve iç denetim yatırım-larının getirisini ölçerek kuruma değer kazandı-rabilecektir.

Türkiye’deki mevcut duruma bakıldığında, Temmuz 2012’de yürürlüğe giren yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte Türkiye’de faaliyet gösteren halka açık şirketlerde kurumsal risk sisteminin kurulması ve risklerin erken teşhis edilmesi zorunlu kılınıyor. Söz konusu kanun ile etkin bir kurumsal risk yönetimi uygulamasının şirketlerde yerleşmesi, iç denetim birimlerinin oluşturulmasını ve risk tabanlı iç denetim faali-yetlerinin yürütülmesini beraberinde getirecek. Ayrıca SPK’nın Kurumsal Yönetim İlkeleri de halka açık şirketlerde iç denetim, risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerinin kurulup etkin şekil-de işlemesini gerektiriyor. Bu bağlamda, baş-ta halka açık şirketler ve takiben bu düzenle-meleri iyi uygulama olarak kabul edecek diğer şirketler açısından da, ülkemizde önümüzdeki dönemde iç denetim faaliyetlerinin şirketlerde yaygınlaşması bekleniyor. Ayrıca hali hazırda yürütülmekte olan iç denetim aktivitelerinin de risk odaklı bir yaklaşımla gerçekleştirilecek şekilde geliştirilmesi, olgunluk seviyelerinin ve sektörel yetkinliğin artmasına olanak verecek.

Tüm dünyada iç denetimin gittiği yöne bakılır-sa, stratejik danışman kimliğiyle kurum içindekiverimlilik alanlarını göstermek, önemli projele-re katkı sağlamak ve maliyetlerini kontrol altın-da tutarak kuruma değer kazandırmak konuları ön plana çıkıyor. Bu bakımdan sektörel ve konu uzmanlığının önem kazanmasıyla birlikte, deği-şik ve özellikli alanlarda yetkin iç denetçilere olan ihtiyaç da gittikçe artacak.

İç denetimin geleceği uzak ufuklarda değil bu-gündedir. Bu nedenle, kendi yetkinliklerimizi ve iç denetimi geliştirerek çalıştığımız kurumun stratejik bölümlerinden biri haline getirmek için bugünden harekete geçmemiz gerekiyor.

Arzu Pişkinoğlu, CIA, SMMMErnst & Young

Ortak-Risk Danışmanlık Hizmetleri

İlke AlıcıErnst & Young

Kıdemli DanışmanRisk Danışmanlık Hizmetleri

Page 28: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

54 55PERÇİN PERÇİN

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Çalışma komitelerinde görev alan ve başarılı çalışmalar gerçekleştiren üyelerini ödüllendirmeyi ilke edinen Türkiye İç Denetim Enstitüsü, Yönetim Kurulu’nun kararıyla bu yılki büyük ödülün

sahibi Besim Çalışkan oldu. Yayın Komitesi’nde görev alan ve 2011 yılında özellikle Sosyal Medya’da TİDE’nin tanıtılması konusunda önemli çalışmalar yapan Besim Çalışkan, Eylül ayında

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da yapılan Avrupa İç Denetim Konferansı’na katıldı. Besim Çalışkan’ın konferans izlenimlerini aşağıda bulabilirsiniz.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü, çalışma komi-telerinde yaptığım çalışmaları ödüllendirerek, 12-14 Eylül tarihlerinde Hollanda’nın Ams-terdam şehrinde yapılan Avrupa İç Denetim Kongresi’ne katılmamı sağladı.

Kongre, Amsterdam’ın eski borsa binası Beurs Van Berlage’de gerçekleştirildi. Bu eski yapı, güzel ve korunmuş mimarisi ve geniş salonları ile böylesine büyük bir organizasyon için çok iyi bir tercih olmuştu. Bu bir Avrupa İç Denetim Kongresi olmasına rağmen, kongreye Asya ül-kelerinden çok büyük bir katılım vardı.

Kongre, 12 Eylül tarihinde kayıt ve tanışma kokteyli ile başladı. Katılımcılar, iki gün süren konferanslar öncesinde birbirleriyle tanışma fır-satı buldular. Ben de bu kokteyl sırasında diğer Türk katılımcılarla tanışma fırsatı buldum. Bu kongreye benim haricimde, Price Waterhouse Coopers Türkiye, Aselsan, Yıldız Holding, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Turkcell, Garan-ti Bank Hollanda’dan Türk katılmcılar da vardı. Sunumlar, IIA Hollanda Başkanı Michel Kee, Avrupa İç Denetim Kongresi 2012 Kongre Baş-kanı Leen Paape’nin açılış konuşmaları ile birlik-te başladı. Kongre, keynote olarak tanımlanan belli konulardaki yapılan ve her katılımcının iz-leyebileceği konuşmalarla, aynı anda dört farklı

salonda yapılan ve katılımcıların kendi tercihle-rine göre katıldıkları bizim paralel oturumlar ola-rak çevirebileceğimiz konuşmalardan (concur-rent session) oluşturulmuştu. Dolayısıyla her katılımcıya, her katılımcı, kendi ilgi alanına göre dört konudan birini seçme şansı verilmişti.

Keynote konuşmalardan ilki, ECIIA (Avrupa İç Denetim Enstitüleri Konfederasyonu) Başkanı Carolyn Dittmeier’in konuşması, Avrupa Bir-liği ülkelerinde Kurumsal Yönetim Trendleri: İstikrar İçin Arayışlar üzerineydi. Dittmeier, ko-nuşmasında şirketlerde hali hazırda uygulanan kurumsal yönetimin hisse sahiplerini tatmin etmediğini vurguladı. Avrupa Komisyonu ve Parlamentosu’nun hisse sahiplerinin sorumlu-luklarından şirket yönetim kurullarının yürütül-mesine ve iç yönetime kadar birçok konuyu müzakere etiğini belirtti. Bu konular arasında iç denetimin şirketlerde konumunun güçlen-dirilmesine yönelik olarak şirketlerde yapısal değişikliklerin yapılması, ulusal bazda kurumsal yönetim kuralları yer aldı. Dittmeier, konuşma-sında regülasyonların arttırılması ile bir başarı sağlanamayacağını belirterek, daha önceden uygula, uygulayamıyorsan açıkla anlayışından uygula ve açıkla şeklinde bir anlayışa geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca kurumsal yönetim kurallarının değişik ölçeklerde kurumlara uy-

gulanması konusunda, Avrupa’da kurumların, kendi kurumsal yönetim yapılarını seçmede bir esnekliğe sahip olması konusunda bir anlayışın gelişmeye başladığını ve bu konunun Avrupa Parlamentosunda da kabul gördüğünü açıkladı. Bağımsız dış denetim ile ilgili olarak da, yaşa-nan krizlerin bağımsızlığın önemini daha fazla ortaya çıkarttığını belirtti.

Global IIA Başkanı ve Huawei’nin İç Denetim Mükemmelik Merkezinden sorumlu Başkan Yardımcısı Phil Tarling ise, konuşmasına Say It Right! (Doğru Bir Şekilde Söyle!) başlıklı vi-deosu ile başladı. Bu videoda Tarling, iletişimin önemini belirterek, iç denetçinin mesajı doğru bir şekilde almasını, doğru bir şekilde iletişim kurmasını ve doğru kişilerle iletişime geçme-sinin önemini anlattı. İç denetçinin söyledikle-rinin, raporlarının bir etkisinin olması, raporların okunan raporlar olması için iletişimin önemini anlattı. Yöneticilerin uzun ve detaylı raporlar ye-rine gerçek sorunu ve çözüm önerilerini doğru-dan anlatan kısa ve öz raporlar istediğini söy-ledi. Aksi takdirde raporların okunmadan rafa kaldırıldığını söyledi. Tarling, sunumunda da, dünyada iletişim yollarının gelişimini ve bu geli-şimin iç denetçinin öz bilgiye erişim ve yeni tek-nolojilerin kullanımına değindi. Ayrıca 2010’lu yıllarda iç denetimin gideceği yönü de anlatan Tarling, yeni kurumsal dünya düzeninde iç de-netim ve kontrolün doğrudan yönetim kurulu-na bağlı olmasını ve icradan sorumlu yönetimle olan ilişkilerinin düzenlenmesinin önem kazan-dığını ifade etti. Ayrıca iç denetimdeki üçlü de-fans sistemindeki üçüncü defans hattı olan iç denetim fonksiyonunun 2010’lu yıllarda önemi-nin artacağını belirtti. Hisse sahiplerinin iç de-netimden beklentilerinin karşılanmasının öne-mine değinen Tarling, bu konudaki istatistikleri de paylaştı. İç denetçi açısından mesajın doğru anlaşılması ve verilen mesajın da doğru olarak anlaşılmasının sağlanmasının önemli olduğunu söyleyen Tarling, iletişimde sadelik, öz ve basit kelimelerin seçilmesinin önemine değinerek iç denetimin 2010’u yıllarda istenen konuma gelmesi doğru cevabın iletişim olduğunu vur-guladı. Paralel oturumların birinci oturumunda Hollanda’lı Royal Ahold şirketinin İç Denetim Yöneticisi Vincent Moolenaar’ın İç Denetimin

Faydalarının Zenginleştirilmesi başlıklı sunuma katıldım. Bu sunumda Hollanda’nın büyük mar-ketler zinciri Albert Hejin’in sahibi Royal Ahold, şirketinde iç denetimin değerinin arttırılmasıyla ilgili çalışmaları anlattı. Bu sunumda iç deneti-min araçlarını otomobil arka dikiz aynası, büyü-teç ve dürbün olarak simgeleyen Moolenaar, iç denetçinin geçmişte olayları önemini bilme, bir şeyin iç yüzünü kavrama ve önsezi yetenek-lerine sahip olması gerektiğini belirtti. Moole-naar, iç denetimin değerinin etkisi ve sözünün dinlenmesiyle ölçüleceğini belirterek bunu ölç-mek için aşağıdaki formülü verdi:

I2 = [(5C)R] x EI2 = Etki ve Sözünün Dinlenmesi

5C = Koşul, Kriter, Kontrol Eksikliği,Sebep, Sonuç R = TavsiyeE = Taahhüt

Moolenar, ayrıca verilen denetim hizmetini bir yemeğe benzeştirerek, basit bir yemek mi, güç veren bir enerji kaynağı mı, vermek gerektiği sorusuyla da iç denetimin değerinin arttırılma-sı ile ilgili bir çalışma içinde olması gerektiğini vurguladı.

Hollanda’nın De Brauw Blackstone Westbroek şirketinde ortak olan Prof. Dr. Jaap Winter, Av-rupa’daki krizden yola çıkarak, krizin sorumlu-sunun bulunması ile ilgili olarak, herkesin suçu başkasına attığını, “Her ne olduysa, suçlusu ben değilim” mantığıyla bir yere varılamadı-ğını, iç kontrollerin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. İç kontrollerde sert kontrollerin etkisi-nin sınırlı kaldığını ve daha fazla kural ve daha fazla mevzuat ile elde edilecek başarının sınırlı olacağını söyledi. Kuralların bir sistemi kurmak için bir yapı iskelesi gibi algılanması gerektiğini, karmaşık kuralların, karmaşık bir yapı iskelesi-ne neden olacağı ve sağlıklı bir sistem kurulma-sına engel olacağını ifade etti. İç kontrolde, sert kontrollerden daha çok yumuşak kontrollerin uygulanmasının faydasına da değinen Winter, yumuşak kontrolleri kurmanın zor ama çok et-kili olduğunu açıkladı.

İkinci paralel oturumda Chartered Institute of

Avrupa İç Denetim Konferansı İzlenimleri

Besim Çalışkan

Page 29: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

56 57PERÇİN PERÇİN

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Internal Auditors’tan Martin Robinson’un Suiis-timal Riskine Odaklanmak: İç Denetimin Kritik Rolü başlıklı sunumuna katıldım. Günümüzde çok geniş insani, sosyal ve ekonomik tahribat-ların sorumlusunun suiistimaller ve finansal suçlar olduğuna dikkat çeken Robinson, suiis-timal önleyici stratejilerin geliştirilmesinin öne-mine değindi. Bu konuda işletmelerin, çalışan-ların ve kamunun eğitilmesini önemli olduğunu aktardı. İç denetim standartlarının suiistimali önleme ile ilgili maddelerini vurgu yapan Ro-binson, suiistimallerle ilgili istatistik ve trend-lerle ilgili rakamları verdi. Suiistimallerin etkile-rine de vurgu yapan Robinson, suiistimallerin işletmelerde itibar riski, işletmenin sürekliliği, finansal esnekliği, etik ve kültür, çalışanların morali üzerine etkileri olduğunu belirtti. İç ve dış suiistimal tehditlerine dikkat çeken Robin-son, iç tehditlerin en çok satınalma, giderler, finansal işlemler, bordrolar ve satışlarla ilgili iş-lemlerde oluştuğunu, dış tehditlerin ise siber suçlar, örgütlü suçlar, dış hizmet veya mal hiz-meti alımı ve veri hırsızlığı ile sanayi casusluğu ile ilgili olduğunu açıkladı. Suiistimal riskinin yönetilmesi ile ilgili önemli ipuçları olarak güçlü suiistimal karşıtı, iç ihbar mekanizması ve etik politikalarının olması, yönetimin bu politikaları sahiplenmesi, organizasyon genelinde suiis-timal önleme, tespit ve tepkiyi içeren bir yak-laşım olması, suiistimal risklerinin anlaşılması ve değerlendirilmesi, uyumun gözetlenmesini saydı. İç denetimin suiistimalin önlenmesi ko-nusunda bir güvence vermesi konusunda üze-rine büyük bir görev düştüğünü belirten Robin-son, iç denetimin bu konuda yönetimin gözü ve kulağı olduğuna dikkat çekerek, denetim programı ve aksiyon planlarında suiistimallerin önlenmesine yönelik etkili politikaların olması gerektiğini vurguladı. Son olarak iç denetçilere suiistimalleri önlemede suiistimal kelimesini kullanmaktan çekinmemelerini, bir suiistimalci düşünme mekanizması ile olaylara bakmalarını tavsiye ederken, bir suiistimal aramıyorsanız, suiistimal bulamazsınız diye ekledi ve suiisti-maller üzerine yayınların takibinin büyük önem arz ettiğini belirtti.

Birinci günün son keynote konuşmacısı IIA CEO’su ve Başkanı Richard Chambers, ‘Etik

Pusulanız Ne Kadar Güvenilir?’ başlıklı bir su-num gerçekleştirdi. İç denetçiler olarak etik ile ilgili olumsuzluklara karşı bağışıklığımızın olmadığını söyleyen Chambers, IIA’in etik ku-rallarının iç denetçilerin etik davranışları için-de hareket etmesi için en önemli kaynak ol-duğunu ama gerçek hayatta kör noktalardan dolayı, etik dışı davranışlar olabildiğini, bu kör noktaların gerçek veri ve olaylarla test edilme-si tanınması ve adreslenmesinin önemine de-ğindi. Enron, Parmalat, Worldcom gibi büyük firmalarda çıkan suiistimallerden yola çıkarak, buradaki suiistimallerde etik dışı davranışların iç denetçilere de bulaştığını söyledi. Etik ke-limesinden yola çıkarak, IIA’in etik kurallarına değinen Chambers, dürüstlük, objektiflik, giz-lilik ve yeterliliğin önemine vurgu yaptı. Etik dışı davranışların kör noktalardan kaynaklandı-ğını belirten Chambers, olayların algılanması ve gerçekliğinin önemini belirtti. Kör noktaları, etik dışı davranışların ortaya çıkarılması ile ilgili ola-rak kurumun itibar kaygısı, iç denetçinin kendi kredibilitesinden endişe etmesi, çokça yaşa-nan bir ihlalin iç denetçi tarafından da yapılmış olması, herkes için büyük bir tatile engel olacak bir denetim çalışması yapılması ile ilgili bir iste-ğinden kaçınılması, iç denetçinin emeklilik san-dığı gibi ileriye dönük gelirlerinin de azalmasına neden olacak hata bulguları, iç denetçinin bir akraba veya yakın arkadaşının kariyerini bitire-bilecek bir bulgunun bulunması, iç denetçinin iç denetim görevi sonrasında en çok çalışmak istediği bölümde bir hata bulması ve bunu açık-lamaktan kaçınması olarak sıraladı. Sunumun sonunda etik pusulanın güçlendirilmesi için kör noktaların tanınması ve adreslenmesi için ipuç-larını paylaştı.

Üçüncü paralel oturumda Royal Dutch Shell PLC firmasının İç Denetim Direktörü Armand Lumens’in ‘Artan ve Gelişen Riskler’ sunumu-na katıldım. Lumens, sunumunda Shell’de iç denetimin risk yönetime yardımcı olmayı bir görev olarak gördüğünü ve varlıkların hayatını kaybetmesine, şirket değerlerinin kaybedil-mesine, şirket itibarın kaybedilmesine, şirket üretim ve çalışma ruhsatların kaybedilmesine karşı güvence sağlanması üzerine çalıştıklarını anlattı. Bunun için görüşlerin ve en iyi uygula-

maların paylaşılması, değer yaratılması, etki ve değişim yaratılması, savunma hattı kabiliyetinin inşa edilmesi, personelin eğitilmesi ve geliş-tirilmesinin gerekli olduğunu belirtti. Lumens, aşağıdaki tanımlamalara vurgu yaptı:

Risk = Fırsat.İş Yapmak = Riskleri Yönetmek.Riskleri Yönetmek = İşletmenin Kontrol Altında Olması.Üçlü Savunma Hattı = Güvence Kapsamı ve Sorumluluk.Risk Yönetimi + İşletme Planlanması = Risk İştahı.Risk Yönetiminde Mükemmellik = Rekabet Avantajı.

2012 Dünya Ekonomik Forumu’ndan alınan ve-rilerle ekonomik risk, çevre riski, jeopolitik risk, toplumsal risk ve teknolojik risklere değinen Lumens, uygun risk yönetiminin eksikliği, Mak-ro-Ekonomik Riskler, Sağlık, Emniyet, Güvenlik ve Çevre Riskleri, Operasyonel Mükemmellik Riskleri, Bilişim ile ilgili İşletme Riskleri, Ku-rumsal Riskler gibi risklerin ortaya çıkmaması

için yapılması gerekenleri de aktardı.

Dördüncü paralel oturumda İngiltere’deki Di-rektörler Enstitüsü’nün Kurumsal Yönetim Bö-lümü Başkanı Dr. Roger Barker’ın, Avrupa’da Kurumsal Yönetim Değişiminin Açıklanması başlıklı sunuma katıldım. Avrupa Direktörler Enstitüleri Konfederasyonu ve çalışmaları hak-kında bilgi veren Barker, Kurumsal Yönetim Üzerine hazırlanan ‘Yeşil Kitabın’ kapsadığı alanlar ile cinsiyet kotaları, finansal olmayan bilgilerin açıklanması, kurumsal sosyal sorum-luluk ve denetim piyasası reformuyla ilgili kon-federasyonun hedefleri hakkında bilgi verdi.

Beşinci keynote konuşmacısı Sullivan Soluti-ons şirketinden Deanna Sullivan’dı. Sullivan, ‘Algılama Gerçekliktir’ başlıklı bir sunum ger-çekleştirdi. Bu sunum benim en beğendiğim sunumdu ve iç denetçi ile iç denetim müşterisi arasındaki iletişim hakkında çok önemli ipuçla-rı veriyordu. Deanna Sullivan, 12 Kasım 2012 tarihinde The Marmara’da yapılacak olan 16. Türkiye İç Denetim Kongresi’nde aynı sunumu tekrar yapacak. Bu interaktif sunumu kaçırma-

Page 30: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

59YANSIMA

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

58PERÇİN

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

manızı ve kongreye muhakkak katılmanızı tav-siye ediyorum.

Beşinci paralel oturumda söz alan IIA Alman-ya Yönetim Kurulu Başkanı, DHL ‘in Kurumsal Güvenlik ve Denetim Grubu Başkanı Bernd Schartmann, (CIA)’ın Yetenek Savaşını Na-sıl Geçmek Lazım?: İç Denetçilerin İstihdamı ve Yeterliliğinin Tespitinde Son Teknolojiler başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Schartman sunumunda iç denetçiler için birçok beceri-nin arandığını,iç denetçilerin işe alma, eğitim ve terfilerinde insan kaynaklarına çok büyük görevler düştüğünü, iç denetçiler açısında, Almanya’da yetenekli kişilerin bulunmasında sıkıntılar yaşandığını, Y kuşağından insanların istihdam edilmesi ile ilgili olarak bu kuşağın iyi tanınması gerektiğini belirtti. Geleceğe yönelik eğitim ve terfi planlarının istihdam etmek kadar önemli olduğunu ifade eden Schartman, iç de-netçilerin istihdamında iç denetçilerde istenen mesleki özelliklerin teorik ve pratik bilgi, hızlı ve hassas kavrama yeteneği, analitik beceriler, hayal gücü, ekonomik anlayış ve işletme dü-şüncesi olduğu, beklenen kişilik özelliklerinin ise, empati yapma becerisi, dilbilimsel çabuk-luk, kişisel olarak yükümlülük ve insiyatif alma isteği, kendi savlarını savunma gücü, objektiflik ve açıklık, sabır ve baskı altında çalışma yete-neği, işbirliği yapmaya, takım oyuncusu olmaya ve seyahate gönüllü olmak olduğunu vurgula-dı. Schartman, iç denetim istihdamı, istihdam edilen iç denetçilerin uygun eğitimlere gönde-rilmesi ve terfisinin dinamik bir süreç olduğunu ve bu konuda insan kaynaklarının bu mesleği iyi tanıyarak bu dinamik süreci iyi yönetmesi gerektiğini söyledi.

Keynote konuşmacılardan altıncısı, İsviçre’nin St. Gallen Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Prof. Dr. Flemming Ruud oldu. Ruud, şirketler-de yönetim kurulu üyeleri, denetim komiteleri ve yönetimin GRC (Governance-Risk-Control) önlemlerinin yerinde olduğu güvencesini nasıl sağlayacaklarını anlattı. Performans, kontrol ve risk bazlı sistemlerden kurumsal yönetime geçişi ve iç denetimin gelişimini anlatan Ruud, kurumsal yönetim, risk ve kontrolün nasıl bir arada koordineli bir şekilde uygulanması gerek-

12-14 Eylül tarihlerinde Hollanda’nın Ams-terdam şehrinde yapılan Avrupa İç Denetim Kongresi’nin ardından 15 Eylül 2012 tarihin-de, ECIIA’nın (Avrupa İç Denetim Enstitüleri Konfederasyonu) Genel Kurulu yapıldı. Dü-zenlenen genel kurula, Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nü temsil etmek üzere katıldım. Öncelikle, böyle uluslararası bir etkinlikte Türkiye’yi temsil etmenin büyük bir gurur ver-diğini söylemek ve bana bu şansı veren TİDE Yönetimi’ne teşekkür etmek istiyorum.

Genel Kurul öncesinde 14 Eylül akşamı, Genel Kurul delegelerine, Amsterdam’daki Madamé Tussauds müzesinde bir yemek daveti veril-di. Müzenin bir katında ünlü sanatçılar, devlet adamlarının arasında ilginç bir yemek oldu. Sa-ğınıza dönüyorsunuz, Julia Roberts, solunuza dönüyorsunuz, Johnny Depp. İtiraf ediyorum, bir kere Johnny Depp’in balmumu heykeline çarpacak gibi oldum ve gayriihtiyarî heykelden özür diledim. Balmumu heykellerin bir kısmı-nın gayet gerçekçi olduğunu söyleyebilirim.

tiğine dair bilgiler verdi. Üçlü defans sistemini ve bu sistemin Zürih Finansal Hizmetler şirke-tinde uygulamasını anlatan Ruud, Bankalarda Gözetim Üzerine Basel Komitesinin prensipleri doğrultusunda bankalarda iç denetim fonksiyo-nun çalışmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. İç ve dış güvence hizmetlerinin entegrasyonunun önemine de vurgu yapan Ruud, iç denetimin küresel bir güvence verip veremeyeceğini sor-gulayarak, sunumunu sonuçlandırdı.

Kongrenin yedinci ve son keynote konuşmacısı Dünya Bankası eski Kontrolör ve Başkan Yar-dımcısı ve Avrupa Komisyonu eski İç Denetim Direktörü ve eski Genel Direktörü Jules Muis RA, 2020 yılında iç denetim mesleğinin ortaya çıkabilecek finansal krizleri önlemede yeterli olup olamayacağını sorguladı. 1996 yılı ile 2012 yılını karşılaştıran Muis, hala aksayan yanları sı-raladı. 2004 yılında Hollanda Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen Kamuda İç Denetim’le ilgili bir toplantıda ileride olacak bir finansal krizin türev araçlardan kaynaklanacağı yolun-daki öngörüsünün doğru çıktığını anlattı. Muis, 2012 yılında iç denetim alanında var olan ve gi-derilmesi gereken eksikleri ve 2020 yılında iç denetçiler için önemli olacak fırsatları aktardı.

Kongre Başkanı Leen Pape’nin kapanış ko-nuşması ve konuşmacılara plaket dağıtımı ile sona eren kongrenin en önemli özelliklerinden biri de, konuşmalar arasında yarımşar saatlik networking aralarının verilmiş olması ve mes-lektaşların birbirleriyle tanışmasına fırsat tanın-ması idi.

Besim ÇalışkanTİDE Yayın Komitesi

Sosyal Medya Alt Çalışma Grubu Sorumlusu

ECIIA üyesi ülke iç denetim enstitülerinin tem-silcileriyle ilk kez bu yemekte tanıştım. Çok sıcak bir karşılama ve içlerine alma ile karşı-laştım. Çok önemli şirketlerin, uluslararası ku-rumların temsilcilerinin de olduğu bu yemekte, genel kurul öncesinde delegelere bir tanışma fırsatı verilmiş oldu.

Genel Kurul, 15 Eylül sabahı, Avrupa İç Dene-tim Kongresi’nin de yapıldığı Beurs van Berla-ge binasının Berlage salonundaydı. Çok güzel vitray süslemeli camları olan bu salonda, ma-salarda katılan ülkelerin bayrakları yer alıyordu. Genel Kurul öncesinde Uluslararası İç Denetçi-ler Enstitüsü’nün (IIA) küresel çalışmalarının da tanıtıldığı liderlik forumu gerçekleştirildi.

Liderlik forumunda Avrupa Komisyonu’nun (European Commission) İç Denetim Komis-yonu Başkanı Ciaran Spillane, komisyonun iç denetim yapısını ve bu yapıdaki gelişmeleri an-lattı. Çok detaylı olan bu sunumda, böylesine uluslararası nitelikte olan büyük bir organizas-

Besim Çalışkan

ECIIA Genel Kurulu Gerçekleştirildi

İç denetim istihdamı, istihdam edilen iç denetçilerin uygun eğitimlere gönderilmesi ve terfisinin dinamik sürecini, şirketlerin insan kaynakları departmanlarının iyi yönetmesi gerekiyor.

Page 31: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

60 61YANSIMA YANSIMA

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR2

012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

yonda bir kamu iç denetçiliği örneğini tanımak fırsatını bulduk.

Liderlik forumunda ikinci olarak IIA CFO’su ve Global IIA COO (Chief Operating Officer – Uy-gulayıcı Genel Müdür) olan David Polansky’nin Global IIA faaliyetlerini anlatan bir sunumu yer aldı. Polansky, bu sunumda, IIA’nin küresel misyon ve vizyonuna değindikten sonra, orga-nizasyon şeması ve finansal bilgiler hakkında bilgi verdi. Sunumun devamında ise, 2012 yı-lında enstitülerin ihtiyaçlarını belirlemek için yaptıkları araştırmadan bahsetti. Global IIA’nin enstitülere verdikleri hizmetlerin enstitüler açısından farkındalık, kullanım ve faydalı bul-ma açısından gelen cevaplara göre istatistikler ile Global IIA tarafından sunulan web hizmet-leriyle ilgili farkındalık, kullanım ve faydalı bul-maya dair istatistiklere değindi. Yeni başlatı-lan anahtar niteliğindeki hizmetler olarak, yeni eklenecek temel değerler (rehber ve ticari marka kayıtları), geliştirilmiş iletişim hizmet-leri, yeni hizmetlerdeki güncellemeler (yeni global IIA web sitesi, Auditchannel.TV web sitesi, global denetim yöneticisi hizmetleri, İspanyolca Internal Auditor dergisi) ve serti-fikasyonlardaki güncellemeleri anlattı. 1 Ocak 2013’ten itibaren geçerli olacak standartlarla ilgili değişiklikleri de anlatan Polansky, glo-bal rehberle ilgili güncelleme bildirimleri ve

IIA’nin ticari markalarının (CIA isim ve logosu, IIA isim ve logosu gibi) dünya çapında kayıt edilmesi ile ilgili sağlanan başarıları da aktardı. Global IIA sitesi ile Auditchannel.TV web site-lerine hangi ülkelerden daha fazla ziyaretçinin geldiği bilgisini de veren Polansky, 2013’te üç kısımdan yapılacak CIA sertifika sınavı, CPE raporlama ile ilgili yenilikler ve CRMA sertifikasına tecrübenin kanıtlanması ile baş-vuru süreleri ve önümüzdeki sene yapılacak CRMA sertifika sınavları ile ilgili olarak teklif edilen sınavla ilgili alanlar üzerine bilgiler ver-di. Konuşmasının sonunda, Uluslararası İç De-netim Konferansının 14-17 Temmuz 2013’te ABD’nin Florida eyaletine bağlı Orlando şeh-rinde, 2014’te İngiltere’nin Londra şehrinde, 2015’te Kanada’nın Vancouver şehrinde ve 2016’da ise yine ABD’nin New York şehrinde yapılacağı bilgisini verdi.

Global IIA’de küresel iletişimden sorumlu baş-kan yardımcısı olan Sylvia Gonner ise, Richard Chambers’ın katılamadığı bu toplantıda, onun yerine global olarak mesleğin ve IIA’nin şu anki konumuyla ilgili bir sunum yaptı. IIA’nin 2011-2012 dönemi için önemli rakamlarını paylaştı. Buna göre IIA’in 190 ülke ve 110 enstitüde 181 bin üyesi, 601 tam ve yarı zamanlı çalışanı bulu-nuyor. Küresel hasılatın 100,7 milyon dolar, net katkının 7 milyon dolar, toplam varlıklarının 94

milyon dolar ve net varlıklarının ise 63 milyon dolar olduğunu belirtti. Dünya bölgeleri bazında enstitü sayıları, daimi ofisi bulunan enstitüler, eleman sayıları, üye sayıları, üye artış yüzdeleri, kullanılan lisanlara göre üye sayıları ve yüzdele-ri, sertifika sahibi sayıları ve yüzdeleri gibi sayı-sal bilgileri sundu. Ayrıca, Uluslararası Mesleki Uygulamaları Çerçevesinin ülke kanunlarına referans olması ile ilgili yüzdelere ve iç dene-tim mesleğinin global olarak savunulması ve tanıtılması ile ilgili faaliyetler hakkında yapılan anketlerin sonuçlarına da bu sunumda yer ve-rildi. Bu sunumda ayrıca IIA’nin 2012-2016 glo-bal stratejik plandaki güncellemeler de tanıtıldı. Ayrıca, iç denetimin tanımı ile ilgili yapılması düşünülen değişiklikler ve bu konuda öne çıkan fikirlerle yeni global etik süreci gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan değişiklikler hakkında da açıklamalarda bulunuldu. Sertifi-kasyon stratejisi ile de bilgi verildikten sonra 2013 Şubat ayında Peru’nun Lima şehrinde ya-pılması planlanan IIA Global Konseyi tanıtıldı ve her enstitüyü temsilen üç temsilciye kadar bu konseye katılım sağlanabileceği bilgisi verildi. Ayrıca 2014 yılındaki Global Konsey’in Birleşik Arap Emirliklerinin Dubai şehrinde yapılacağı da bildirildi. Global komitelere adaylıklarla ilgili olarak başvuru süresinin de 2 Kasım’da sona ereceği duyurusu yapıldı ve bu konuda enstitü komitelerindeki çalışanların global komitelerde görev alması için cesaretlendirilmesi gerektiği-ne dair mesajlar verildi.

Liderlik forumunun son konuşmacısı, bu ge-nel kurulda görevini Marie Helene Laimay’a devreden, Carolyn Dittmeier’di. ECIIA ola-rak Avrupa’da mesleğin savunulması ile ilgili çalışmalarından ve bu çalışmaların önemin-den söz eden Dittmeier, özellikle Avrupa Parlamentosu’nda yapılan konuşmalardan bahsetti. Ayrıca genel kurula katılan ülkele-rin mesleğin savunulması ile ilgili tecrübele-ri hakkında bilgi vermesini istedi. Ben de bu fırsattan yararlanarak, Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün Yeni Türk Ticaret Kanunu’yla il-gili yeni tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanması aşamasında devlet kurumları ile yaptığı çalış-malar ve TİDE’nin görüşlerinin yönetmeliklere ve tüzüklere yansıması ile ilgili başarılarını ve

TÜSİAD bünyesindeki İç Denetim Alt Çalışma Grubu’na TİDE olarak verilen desteği anlatma fırsatı buldum.

Liderlik forumundan sonra verilen bir yemek arasından sonra ECIIA Genel Kurulu’na ge-çildi. Öncelikle ECIIA’ye yeni üye olmak için başvuran Slovenya İç Denetim Enstitüsü’nün başvurusu oylandı ve başvuru kabul edildi. Daha sonra faaliyet raporu ile finansal rapor-lar okundu ve raporların ve yönetimin ibrası ile ilgili oylamalar yapıldı. Ayrıca, bazı tüzük deği-şiklikleri de oylandı. Son olarak yeni yönetim kuruluna seçilecek ülke temsilcileri tanıtıldı ve onlarla ilgili oylama yapıldı. Yeni yönetim kurulu Fransa temsilcisi Marie Helene Laimay’ı yeni ECIIA Başkanı olarak seçti. Daha sonra 2013 yılında Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapı-lacak olan Avrupa İç Denetim Kongresi tanıtıl-dı. Klasik müziğin başkenti sayılabilecek olan Viyana’daki bu kongrenin müzik temalı olacağı vurgulandı. Bu tanıtımdan sonra ülkeler, önü-müzdeki tarihlerde yapacakları ulusal kongrele-ri hakkında bilgi verdi. Ben de, 12 Kasım 2012 tarihinde yapılacak olan 16. Türkiye İç Denetim Kongresi’nden bahsettim ve herkesi bu kong-reye davet ettim.

Daha sonra kapanış konuşmaları ve artık Glo-bal IIA’de görev alacak olan geçen dönemki başkan Carolyn Dittmeier’e bir hatıra hediyesi verildi ve genel kurul bitirildi.

Bu genel kurulda Türkiye’ye büyük ilgi göste-rildiğini, katılan enstitü temsilcilerinin çalıştığı şirketlerden bir kısmının Türkiye’de de işkol-ları olduğunu ve Türkiye ekonomisini yakın-dan tanıdıklarını gördüm. Özellikle, Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkelerinde iç denetim ko-nusundaki mesleki düzenlemeler konusunda Türkiye’nin neler yaptıklarını merak ettiklerini ve Türkiye’nin birikimlerinden faydalanmak is-tediklerine dair beyanlarına şahit oldum.

Besim ÇalışkanTİDE Yayın Komitesi

Sosyal Medya Alt Çalışma Grubu Sorumlusu

Page 32: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

62 63AYRAÇ AYRAÇ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Münih’te 18 Saat

İnsanoğlu, herhangi bir zaman diliminde ya-şarken yaptığı ve hissettiği şeyleri sonrasın-da değerlendirirken çok daha farklı bir analize girebiliyor. O anda hiç aklınızda olmayan bir sonuç, kendiliğinden ortaya çıkabiliyor. Bu, “keşke yapmasaymışım” veya “şöyle yap-saymışım” şeklindeki bir değerlendirme değil. Pişmanlıklara ayıracak kadar çok zamanımız yok, fani dünyada.

Bu girizgah aslında yazının başlığıyla ilgili bir açıklamaya vesile olmak için kaleme alındı: Bir haftalığına çıkılmış olan uluslararası bir seyahatte, esas hedefteki şehirden bir baş-ka şehre yaklaşık altı saatlik bir tren yolculu-ğu ile gidip sadece on sekiz saat sonra yine Frankfurt’a dönmek üzere yola çıktığımızı, bu yolculuktan günler sonra hesaplayacak kadar büyük bir heyecanla yollara düştüğümüzü vur-gulamak üzere seçildi. Ama bu başlığın yaşa-nan gerçek ve hesapsız bir maceranın adına uyduğu muhakkak.

“Almanya’ya gelip de bana uğramadan gide-mezsiniz” diyerek, daha İstanbul’dan yola çık-madan aylar evvel bizi takibe alan sevgili dos-tum Murat Bülent Akdoğan’ın ısrarlı davetine, bir gün için de olsa cevap vermek ve Münih’i görmek üzere üç aktarmalı tren biletimizi gi-der gitmez almıştık Frankfurt’a.

Almanya’nın doğal güzelliklerini bir kez de yü-zeyden keşfetme anlamında bir imkan sağla-yan tren yolculuğumuz sabah erken saatlerde başladığında, bu büyük coğrafyanın güneydo-ğusuna akan yollarda nelerle karşılaşacağımızı bilemiyorduk, açıkçası. Ciddi bir maceraydı, bu. Acaba aktarma işlemlerinde başarılı olup da Bavyera’ya ulaşabilecek miydik?

Tren yol alır, birbirinden çok da farklılaşmayan irili ufaklı kasaba ve köyler geride kalırken, elimizdeki haritada köy olarak kayıtlı yerleşim yerlerinin bizim ülkemizdeki varsıl ailelerin iki üç katlı evlerine benzeyen sevimli, temiz ve doğal güzellikler arasına saklanmış mahaller olduğunu düşünmeye başlamıştık ki, ilk aktar-ma durağı olan Würzburg’a geldik.

Bir üniversite şehri olan Würzburg’da hafta sonu yapılacak festivale katılmak için trende bulundukları her hallerinden belli olan gençler inmeye hazırlanırken, istasyona çok az kala bi-raz daha fazla fotoğraf çekebilelim diye durak-lıyordu, trenimiz. Boş durmayıp, tepelerden bize el sallayan büyülü bir şatoyu makineleri-mizle görüntüledik, birkaç kez.

Hedef tüm Almanya’yı keşfetmek olmasa da aklımız Würzburg’da kalmadı diyemem. Son anda da olsa yetiştiğimiz daha gösterişli bir tre-

ne geçerek, Nürnberg’e doğru yola koyulmuş-tuk bile. Derin vadiler ve nehir kenarlarında süren yolculuk, daha düz ve biteviye raylarda akıp giderken Alman tarihi ile ilgili merakımız körüklenmekte, tarihi yapılardan her an Nazi askerleri çıkacakmış gibi hissettiğimiz mekan-lara bir yenisi eklenmek üzereydi, Fürth.

Tren camlarının arkasından görüntülemek zo-runda kalsak bile Fürth’ün olağan dışı bir me-kan olduğunu tarih kokan binaları fısıldıyordu. Bir gün sonra bu kez otomobille dönerken sorduğumda, sevgili dostum Murat Bülent Akdoğan, Fürth’ün koruma altında bir bölge olduğunu fısıldayacaktı. Sonrasında okudukla-rım da bu tespitimin yerinde olduğunu söylü-yor. Burası keşfedilmeyi bekleyen önemli bir mekan olarak aklımda kalıyor.

Bir gün sonra yağmur ve zaman darlığı nedeniy-le yarıda kestiğimiz Nürnberg gezisi ve Fürth’e olan merakımız sanırım bizi buralara bir kez daha getirecek. En azından öyle umuyorum. Almanya gezisi boyunca, çektiğim 1.500’ü aşkın fotoğrafın 400’e yakınını bu küçük seya-hat ile Münih’teki sayılı saatlerimizde ve dö-nüş yolunda kaydettiğimi, bu kısa yazı için ilk aşamada 66 adet fotoğrafı seçerek çalışmaya başladığı belirteyim. Yine de Fürth’te trenden inip düzgün ve sizleri daha heyecanıma ortak edecek fotoğraflar çekebilmiş olmayı dilerdim.

18 saatliğine geldiğimizi çok sonra idrak ede-ceğimiz Münih’e yaklaşırken, sonuncu aktar-ma işlemi Fürth’e sekiz kilometre mesafedeki Nürnberg’de gerçekleşiyordu. Oluyordu, gel-mek üzereydik Münih’e.

4 Mayıs 2012 Cuma günü sabah 09:45’de başlayan yolculuğumuz, Münih Tren Garı’nda tarifede öngörüldüğü üzere, tam vaktinde 16:05’de bitiyor. Geniş açılı bir objektife olan ihtiyacımı da tam burada bir kez daha tespit ediyorum. Saymakta dahi zorluk çektiğim yol-larda (ki, sanırım 38 veya 40 yol vardı) çoğu ha-rekete hazır ve insanlarla dolu trenleri barındı-

ran bu gar, medeniyetin lastik tekerlekli ulaşım araçlarının modernliği ve sayısıyla ölçülmediği-ni göstermesi bakımından çarpıcıydı. Sanırım Alman demiryolu sistemi ve ulaşım ağı ciddi pek çok çalışmanın konusu olmuştur. Bir ödev de buradan çıkarıp, girdik Münih’e.

Üniversiteden arkadaşım, sevgili dostum Bü-lent, birkaç dakikalık gecikmeyle de olsa bizi karşıladı ve ofisine giderken de hem Münih’i tanıtmaya hem de bizim için hazırladığı bol adımlı gezi planını açıklamaya başladı. Sürek-li olarak, “şurayı da görmeliyiz”, “buraya da gitmeliyiz” diye konuşurken, “bu kadar kısa sürede de nereye gidebiliriz ki”, diyerek ya-kınıyordu. Bir turizm acentası olan Bülent’in 25 yıla yakın zamandır, Münih’te yaşadığını ifade etmeliyim bu arada. Bülent’in ofisindeki 45 dakikalık nefeslenme ve kahve molasının, uzun süre aralıksız yapacağımız bir yürüyüşün başlangıcı olacağını, arabayla gelirken aktardığı uzun programa rağmen bilmiyorduk.

Isar Nehri’nin Münih’e hayat veren önemi ve üzerinde yer alan irili, ufaklı çok sayıdaki köp-rüler, su kanalları ile yarattığı güzellikleri yavaş yavaş keşfetmeye başlayarak yürüyüşümüz başlamıştı bile.

Zaman kısıtı nedeniyle Frankfurt’ta olduğu gibi Münih’te de müze ve galerilere girme şansı bulamadan sadece bazılarının lokasyonlarını keşfederek hızlı ve sık adımlarla şehir merke-zine girdik.

Münih (Almanca: München), Berlin ve Hamburg’dan sonra Almanya’nın en büyük üçüncü kenti. Bavyera eyâletinin en büyük şehri ve başkenti olan Münih, Avrupa Birliği’nin 12. en büyük şehri aynı zamanda. Münih, Bav-yera Alpleri’nin kuzeyinde ve İsar nehri kıyısın-da kurulmuş. Şehri tanımlayan Slogan (motto) uzun zaman “Die Weltstadt mit Herz” (yürekli dünyâ şehiri) imiş. Fakat son zamanlarda bu “München mag dich” (Münih seni seviyor) şekline dönüşmüş.

A. Murathan Bayrı

Würzburg’da görkemli bir şato Münih tren garının dört çıkışından biri

Page 33: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

64 65AYRAÇ AYRAÇ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Her şehrin bir merkezi var, biliyorsunuz. Mü-nih’inki Marienplatz. Marienplatz, şehrin kurul-duğu yıldan beri her zaman şehrin kalbi olma özelliğini koruyan bir cadde ve devamında bü-yük bir meydanı barındırıyor. Çok eskilerde, bir buğday tarlası olan bu meydan, şimdilerde cıvıl cıvıl kafeleri, restoranları ve barlarıyla her yaş-tan insanın uğrak yeri. Marienplatz’ın doğusu-na doğru yürüdüğümüzde tarihi kalıntı izlenimi veren bir yapı ve bu büyük meydan karşımıza çıkıyor. Gotik mimarinin en iyi örneklerinden biri olan bu yapı, Almanların Neues Rathaus dedikleri eski belediye sarayı imiş.

Meydanda arz-ı endam eden Meryem Sütunu kentin yıllar boyu savaş verdiği vebadan kurtul-ması şerefine I. Maximilian tarafından 1638’de dikilmiş. Biz o gün oldukça şanslıydık, zira mey-danda, 7-11 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek bisiklet yarışlarıyla ilgili bir etkinlik vardı. Mey-dan bir hayli kalabalıktı ve bir korodan ilahiler dinleme, buna dair video kaydı alma fırsatı da bulduk. Bisiklet deyince, önemle bir hususun altını çiz-mek isterim, Almanya’da ziyaret ettiğim her yerleşim biriminde insanların, özel parkları, buna özel yolları vesilesiyle bisiklet kullanımı-na verdikleri önemi görme şansımız oldu. Raylı ulaşıma verilen önem ve yapılan yatırımlar ile bisiklet kullanımı konusundaki alışkanlıklar, bana saatlerce yakıt ve zaman tüketerek trafik-te geçirdiğimiz sonsuz zamanları düşündürttü.

Şehrin diğer bir meydanı Odeonsplatz. Sarı rengiyle Odeonsplatz’ı süsleyen St. Kajetan Theatiner Kilisesi meydanın simgesi.

Odeonsplatz’a gelmeden hemen önce Max

Josephs Plats ile Residens Str.’nin kesiştiği meydanda ise tüm görkemiyle Münih Opera Binası yer alıyor. Frankfurt’ta da Nürnberg’de de opera binalarının bu şekilde heybetli görün-düklerini ifade etmeliyim. Bu sanırım sanata verilen değerin küçük bir sembolü.

Odeonsplatz’da ayrıca Kraliyet Sarayı ve Hof-garten (Kraliyet Bahçesi) bulunuyor. Muazzam büyüklükteki Saray, 2. Dünya Savaşı sırasında neredeyse tamamen yıkılmış.

Her an bir Alman Müfrezesi kapalı bir kapının ardından çıkacakmış gibi gelen mekanlardan birisi de sarayın bu avlusu oldu. Bu avluda kim bilir kaç asker, tarihe mal olmuş kişilikleri kar-şılıyordu. Sarayın arkasındaki Kraliyet Bahçesi ise bizi çok uzun bir mesafe kat edeceğimiz İngiliz Bahçesi’ne (English Garden) ulaştıran yolun sadece başlangıcıydı.

Kraliyet Bahçesi’nin orta yerinde artık batmaya yüz tutan güneş ışınlarıyla aydınlanan üstü kubbeli çeş-me, Sultanahmet’te 2010 Avrasya Maratonu’nun son metreleri sırasında yanından geçtiğim Alman Çeşmesi’ni getirdi bir anda aklıma.

Oturup biraz olsun soluklanmaya fırsat verme-den önden hızlı ve kararlı adımlarla ilerleyen Bülent, “İngiliz Bahçesi’ne gitmeliyiz, acele edin” dediğinde yüreğime su serpiliyordu. Sa-kin bir bahçede oturup dinlenme fırsatı bula-caktık galiba.

Orijinal adıyla English Garden’ın Belgrad Or-manları büyüklüğünde bir alana yayıldığını anla-ma fırsatı bulamadan bu hayalim sona erecekti. Sevgili eşim “artık mola verelim” derken, Bü-lent çoktan arayı açıyordu.

English Garden geniş düzlüğü, içinde çağlaya çağlaya akan Isar Nehri’nin ustaca ve kanallarla bölünmüş kolları, köprüleri, sahip olduğu geniş fauna ve romantik yollarıyla mutlaka görülmesi ve soluk soluğa yürünmesi gereken bir güzel-likler diyarı. Günlerdir aralıksız yağan yağmurun yerini gü-neşe terk etmesiyle insanlar sokaklara ve meydanlara akın etmişlerdi. Ancak, meydan ve caddelerde gördüğümüz kalabalığa naza-ran daha genç bir kitlenin bu enfes parkı şenlik yerine çevirdiğini; burada sadece zaman geçir-mediklerini, doyasıya yaşadıklarını görmek bi-zim için büyük bir zenginlik katıyordu, saatlerle sayılı gezimize. Pek çok fotoğraftan bir kaçını paylaşırken sizlerle, “görmeli ve yürümelisiniz mutlaka” diyorum, İngiliz Bahçesi’nde. Tüm bu güzellikleri görmek bir yana fotoğraflamak öylesine kısa biz zamana sığdı ki, artık ayakları-mızın altını hissetmez olmuştuk.

Bavyera’ya özel erken bira festivalinin gürül-tüsü ve kalabalığı ile bizi parkın orta yerinde karşılayan Çim Kule, ciddi bir molayı haber ve-ren anıt gibi karşımıza dikilmişti. Biralarımızı yu-dumlayıp yöresel kıyafetleri içinde kulenin ikinci katından kulaklarımızın pasını silmekte olan mü-zik grubunun ritmine kaptırmıştık ki, kendimizi, güneş, günle vedalaşıp, zaman yerini akşama bırakıverdi. Bu kaçırılmaz dinlenme imkanı için-de, video kameramızla atmosferi ve çalan yöre-sel müziği de kaydediyorduk.

Sevgili Bülent’in “Sonuna kadar yürüyüp tak-siye bineriz” dediği İngiliz Bahçesi’nin büyük-lüğünü, ertesi sabah haritadan gördüğümde, o an yaptığı bu teklifin bir şaka olduğunu an-layacaktım. Zira Çim Kule, parkın nerdeyse başlangıcından itibaren dörtte birlik kısımda

yer alıyormuş… Yandaki haritada yer alan şehir merkezinin kırmızı kalın çizgiyle vurgulandığı alanın hemen üstünde Çim Kule’ye dair sem-bolü görebilirsiniz.

Şehir merkezine doğru farklı bir yoldan geri dö-nüşümüzü de eklersek yaklaşık, 11-12 km yolu dört saat gibi bir zaman diliminde üstelik bolca da fotoğraf çekerek yürümüşüz. Karanlıkta yine bir çok cadde, sokak, meydan ve parkın içinden geçerek Sevgili Bülent’in ofisine döndüğümüz-de saat 22:30’a geliyordu. Yol boyunca karanlık-ta çektiğim fotoğraflar beni sonrasında kontrol ettiğimde hiç mutlu etmeyecekti. Akşam yeme-ğinin ardından derin bir uykuya çekilirken ne mu-hasebeye, ne yeni plan ve programlar yapmaya takat kalmamıştı. Sabah saatlerinde sevgili dos-tumun, aşağıdaki manzarayla çevrelenmiş evin-de gözlerimizi açıyor ve Frankfurt’a doğru kat edeceğimiz 450 km’nin hesabına başlıyorduk.

Yol boyunca hız kesmeden yağan yağmur, ge-niş otobanlar ve çevresindeki yemyeşil doğay-la süslenmiş manzaraya, sadece Nürnberg’de kısa bir mola verip, Fürth’le ilgili merakımızı arttırarak dönüyorduk, Frankfurt’a.

Bir başka seyahatimizi Nürnberg ve Fürth’e çok daha geniş zaman ayıracak şekilde planla-yıp, sizlerle paylaşmak ümidiyle…

A. Murathan BAYRI TİDE Denetleme ve Akademik İlişkiler

Komitesi Üyesi

Fotoğraflar: Ülkü-A. Murathan Bayrı

Notlar: Sevgili teyzeme, Almanya’ya ısrarlı davetleriyle bu büyük ülkeye gitmeme vesile olduğu, sev-gili dostum Murat Bülent Akdoğan’a mihman-darlık, ev sahipliği ve Frankfurt’a kadar bizleri o yağmurun altında bırakmak konusundaki ka-rarlılığı (ve en az bir buçuk kg fazlalık atmama yarayan uzun yürüyüş planlaması için.); sevgili eşime Almanya’da beni yalnız bırakmamak ko-nusunda verdiği destek ve her zamanki yol ar-kadaşlığı için sonsuz teşekkürler.

English GardenMaximillian Köprüsü

Marienplatz Meydanı

Kraliyet Bahçesi (Hofgarten)’de bir çeşme

Odeonsplatz Meydanı

Page 34: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

66 67PANO PANO

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA) tarafın-dan verilen ve uluslararası geçerliliği bulunan, Sertifikalı İç Denetçi (CIA), Sertifikalı Finansal Hizmetler Denetçisi (CFSA), Sertifikalı Kontrol Özdeğerlen-dirme Uzmanı (CCSA) ve Ser-tifikalı Kamu Denetçisi (CGAP) sertifika sınavları, Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) ara-cılığıyla gerçekleştiriliyor. Ulus-lararası ölçütlere uygun bir şekilde yapılan sınavları kaza-nan meslektaşlara sertifikaları veriliyor. Meslektaşlarımıza, uluslararası standartlarda yet-kinlikler kazandırılmasını sağlamak amacına yö-nelik olarak unvan sertifikasyonu sınavları önemli rol oynuyor.IIA tarafından, Risk Yönetimi Güvencesi Serti-

fikası (CRMA) adında yeni bir mesleki sertifika daha tanıtıldı. Risk yönetimi güvencesi konusun-da yetkinliği belgeleyecek olan CRMA sınavları,

Ocak 2013 itibariyle başlayacak. Sertifikaya 2012 yılında, baş-vuru formu doldurulması yo-luyla Mesleki Deneyim Tanıma Başvurusunun kabulü halinde sahip olunabilecek. Akademik geçmişleri, mesleki deneyimle-ri ve sahip oldukları sertifikalar ile 150’den fazla krediye sahip olan adayların başvuruları de-ğerlendirmeye alınacak olup, değerlendirme sonucu olumlu

olan adaylar CRMA sınavı öncesinde bu unvanı almaya hak kazanacaklar. Ayrıntılı bilgi için TİDE web sitesi incelenebilir veya TİDE ofis ile iletişi-me geçilebilir.

1973 yılında İngiltere’de kurulan Internatio-nal Association of Bookkeepers (IAB), başta İngiltere olmak üzere 60 ülkede defter tutma konusunda eğitim programları ve sertifikasyon süreçleri bulunan uluslararası bir dernek. Der-neğin uluslararası ortaklıklar ve işlemler konu-sunda yetkili yöneticisi Geoffrey Bailey, 9 Ekim 2012 tarihinde Enstitümüzü ziyaret etti. IAB ve TİDE’nin faaliyetleri konusunda fikir alışve-rişinde bulunulan toplantıda, TİDE’yi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Tapkan ve

Genel Müdür Mehtap Okay temsil etti. IAB, İngiltere’de yasal olarak geçerliliği bulunan dört seviyeli bir defter tutma sınav ve sertifikasyon sistemi kurmuş olup, öte yandan defter tutma ve muhasebe, bilgisayarlı muhasebe ve defter tutma teknikleri, bordro, bilgisayarlı bordro he-saplama teknikleri de dahil 20’den fazla alanda eğitim ve gelişim süreçleri geliştiriyor. TİDE ve IAB’ın tanışmasına vesile olan bu toplantıda, ilerleyen dönemlerde yapılabilecek ortak proje ve işbirlikleri değerlendirildi.

Yeni Bir Mesleki Sertifika: CRMA

Adaylar için sertifika sınavlarına ilişkin süre-ci kolaylaştırmak ve aynı zamanda bilgisayar destekli sınav hizmetini sağlayan tedarikçi tarafında, yaklaşmakta olan ücret artışlarına engel olmak amacıyla, IIA sınav sorularında azaltmaya gitti.

CIA sınavlarının her bölümündeki soru sayısı 100’den 90’a indirilerek, bu sorulardan 80’i puanlamaya dahil edilecek. Her test için veri-len süre ise 2 saat 45 dakikadan 2 saat 25 da-kikaya indirilecek. Sınav sonundaki anket için

ise ek olarak beş dakikalık bir süre tanınacak.

Diğer uzmanlık sınavları için ise soru sayısı 125’ten 115’e indirilecek (100 adedi puanla-ma için kullanılacak), süre ise 3 saat 15 da-kika yerine 2 saat 55 dakika olarak verilecek. Aynı şekilde anket içinbeş dakika ek süre tanınacak. Bu değişiklikler, sınavlar ve farklı diller için aşamalı bir şekilde uygulamaya alı-nacak. Türkçe CIA ve diğer uzmanlık (CFSA, CCSA, CGAP) sınavları için uygulamaya Aralık 2012’de geçilmesi planlanıyor.

Sertifika Sınavlarında Soru Sayısı Azalıyor

IAB Temsilcisi ile Ortak Projeler Görüşüldü

Ziraat Bankası Müfettişler Derneği Enstitümüzü Ziyaret Etti

Ziraat Bankası Müfettişler Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri’nden oluşan bir ekip 11 Temmuz 2012 tarihinde Enstitümüzü ziya-ret etti. Enstitümüz adına Yönetim Kurulu Üyeleri Gürdoğan Yurtsever ve Ersin Bulut’un katıldığı toplantıda faaliyetlerimiz hakkında bilgi verildi, işbirliği imkanları değerlendirildi.

Page 35: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

68 69PANO PANO

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuru-

luşlar Birliği (TSPAKB) ile TİDE Akade-mi arasında eğitimde işbirliği amacıy-la protokol imzalandı. Bu kapsamda ilk eğitim olan “İç Denetim İçin Araç ve Teknikler” eğitimi 6-9 Ekim 2012 tarihleri arasında, TSPAKB Eğitim Salonu’nda gerçekleştirildi. TİDE ve TSPAKB üyeleri bu eğitimlerden indi-rimli olarak yararlanabiliyor. Daha de-taylı bilgiye TİDE ve TSPAKB internet sitelerinden ulaşılabilir.

Enstitümüz Mesleki Düzenlemeler Komitesi tarafından hazırlanan Mevzuat Envanteri, mes-lektaşlarımızın kullanımına sunuldu. Söz konusu envanter ile mesleğimizi ilgilendiren mevzu-at ve düzenlemelere erişilebiliyor. Yapılan değişiklikler de envanter listesinde güncelleniyor. Mesleki mevzuat envanterine TİDE internet sitesi üzerinden ulaşılabilinir.

1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK), iç denetimin finans ve kamu sektörü ile birlikte reel sektörde gelişi-mi, yayılımı ve toplumsal farkındalık için önem-li bir kilometre taşı olacak. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun uygulama sürecine katkı sağlamak amacıyla, kanunun iç denetime ilişkin düzenle-meleri ve etkilerini değerlendirmek üzere Ensti-tümüz Mesleki Düzenlemeler Komitesi tarafın-dan “Yeni Türk Ticaret Kanunu ve İç Denetime İlişkin Düzenlemeler Hakkında Görüş ve Öneri-ler” raporu hazırlandı. 20 Temmuz 2012 tarihinde T.C. Gümrük ve Ti-caret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürü İsmail Yücel ziyaret edilerek hazırlanan rapor ile konu-ya ilişkin görüş ve önerilerimiz sunuldu. Türkiye İç Denetim Enstitüsü olarak gerçekleştirdiğimiz ziyarete, Mesleki Düzenlemelerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz ve TİDE Başkan Yar-dımcısı M. Kemal Tapkan ile Mesleki Düzen-lemeler Komitemiz üyeleri; Ramazan Macan, Cihan Özsönmez ve Ali Kamil Uzun katıldılar.

Ziyaret sırasında, Enstitümüzün faaliyetleri hakkında bilgi verilerek, hazırlanan raporumuz görüşüldü ve T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürü İsmail Yücel’e plaket takdim edildi. Raporumuzda belirtilen görüş ve önerilerimiz yeni Türk Ticaret Kanunu ile il-gili yapılan alt düzenlemelerde dikkate alındı. Bakanlık ile paylaşılan görüş ve önerilerimizin dikkate alınmış olması, mesleki düzenlemeler konusunda Enstitümüz tarafından yürütülen çalışmalarımızın sonuca ulaşması açısından memnuniyet vericidir.

TSPAKB ile TİDE Akademi Eğitimde İşbirliğine Gitti

Mesleki Mevzuat EnvanteriHazırlandı

Yeni TTK Düzenlemeleri Hakkındaki Görüş ve Önerilerimizi Bakanlık Yetkililerine Sunduk

İç Denetim Standartlarında Yapılan Değişiklikler Yürürlüğe GiriyorIIA İç Denetim Standartları Kurulu (IIASB) tarafından, 1 Ekim 2012 itibarıyla Uluslararası İç Denetim Standartlarında yaptığı değişiklikler, 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giriyor. IIA, Şubat-Mayıs 2012 döneminde, Standartlarda yapılmak istenilen değişiklikleri taslak olarak açıkladı. IIA ve TİDE, söz konusu değişiklikleri ve geri bildirimleri almak için web sitelerinde gerekli duyuruları yaparak, taslağa tüm dünyadan 1685 adet geri bildirim gelmesi sağlandı. Bu geri bildirimlerin tamamı dikkate alınarak, Standartlara son hali verildi. Yapılan değişiklik-lerin neler olduğuna dönük hazırlanan dokümana TİDE internet sitesi üzerinden ulaşılabilinir.

Üye Sayımız 1700’ü geçtiEylül 2012 itibarıyla Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün (TİDE) üye sayısı 1.711’e ulaştı. Bir sivil toplum örgütü için oldukça önemli bir üye sayısına ulaşmamız, bizleri gururlandırdığı kadar, sorumluluğumuzu da artırıyor. 1995 yı-lında 47 kurucu ile kurulan TİDE, kısa sayılabile-cek kurumsal geçmişinde, iç denetim mesleği-nin uluslararası standartlarda gerçekleştirilmesi amacıyla çok çeşitli faaliyetler yürüttü ve bunlar giderek artıyor.

TİDE’nin ülkemizde iç denetimin gelişiminde ve yaygınlaştırılmasında gerçekleştirdiği bu faaliyetler nedeniyle, iç denetim, artık birçok

sektör, şirket ve kurumda uluslararası iç de-netim standartlarına uygun bir şekilde yerine getiriliyor. Bu sayede şirket ve kurumlardaki iç denetim faaliyetlerinin giderek daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu ve bunun da ülkemize önemli katma değer sağladığını belirtmek yan-lış olmayacak. Bu gelişmede TİDE’nin yürüttü-ğü faaliyetlerin katkısı ise yadsınamaz.

17. kuruluş yılını kutlayan ve gösterdiği yüksek performansla örnek alınması gereken bir ku-rum haline gelen TİDE, meslekte mükemmelli-ğin küresel paydaşı olma vizyonuyla ilerlemeye devam ediyor.

Page 36: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

70 71PANO PANO

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

TİDE Çalışma Komiteleri Faaliyetlerine Devam Ediyor

Türkiye İç Denetim Enstitüsü bünyesinde faaliyet gösteren bir çok çalışma komitesi bulunuyor. Bu komitelerde çok çeşitli faaliyetler ve projeler yürütülüyor. Görev aldıkları komitelerde, gönüllü özverileriyle Enstitümüze katkı sağlayan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

Sertifikasyon Komitesi, anlık değerlendir-me ve karar vermeyi gerektiren konularda elektronik ortamda sürekli olarak çalışmaları-nı sürdürmesinin yanı sıra komite üyelerinin bir araya geldiği toplantılar gerçekleştirmeye de devam ediyor. Komite, 2012 yılı içinde 3 ve 26 Mayıs, 4 Ağustos ve 10 Ekim tarihle-rinde toplanarak, çalışmalarını değerlendirdi. Komite çalışmaları kapsamında; yeni CPE süreci ile ilgili bilgiler, web sitesinde ilan

edilerek, online bildirim altyapısı, yeni süreç çerçevesinde iyileştirildi. IIA tarafından ya-pılan sertifika sınav ücretine ilişkin artışlar nedeniyle, Türkiye’de uygulanan sınav üc-retleri güncellendi. CRMA sertifika sürecinin yürütülmesine ilişkin esaslar belirlenerek, bu esaslara göre süreç yürütülmeye başlandı. Sertifika sınavlarında ortaya çıkan sorunlara ilişkin çözümler üretilerek, sertifikasyonun tanıtımı ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalış-malar gerçekleştirildi.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü çalışma komite-lerine üye olacak adaylar, 27 Haziran 2012 tari-hinde düzenlenen toplantıda bir araya geldiler. Toplantıda, komitelerin çalışmaları hakkında bilgi verildi. Toplantı esnasında ve sonrasında Akademik İlişkiler Komitesi (AİK)’ne başvuru-da bulunan 32 üyenin, oryantasyon eğitimleri 14. AİK Gözden Geçirme Toplantısı bünye-sinde icra edildi. 8 Temmuz 2012 tarihinde Borusan Holding ev sahipliğinde yapılan 14. Akademik İlişkiler Komitesi Gözden Geçirme Toplantısı’na 38 TİDE üyesi katıldı. İlk kez bir başka kurum tarafından sağlanan mekanda dü-zenlenen gözden geçirme toplantısında, TİDE Yayın Komitesi Üyesi Besim Çalışkan, “Mes-

leğin Akademik Eğitiminde Sosyal Medyanın Oynayacağı Rol” başlıklı sunumunu katılım-cılarla paylaştı. Aynı toplantının esas konusu ve hedefi çerçevesinde, “Gönüllülük nedir?, Gönüllü kime denir?” sorusuyla söz alan TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun, ka-tılımcıların da görüşlerine başvurarak interaktif bir sunum gerçekleştirdi.

Üyelerin ve İç Denetim birimlerinin Uluslararası İç Denetim Standartlarını ve Kalite Güvence Politika-larını anlamalarını ve kullanmalarını teşvik etmek amacıyla, çalışmalarını sürdüren Standartlar ve Kalite Güvence Komitesi, 2012 yılında 25 Ocak, 26 Mart, 16 Mayıs, 11 Temmuz ve 5 Eylül tarihle-rinde olmak üzere beş toplantı gerçekleştirdi. Komite, sekiz Uygulama Rehberinin ve üç Uygu-

lama Önerisinin çevirisi yaparak, TİDE internet si-tesi aracılığıyla üyelerle paylaştı ve henüz çevirisi yapılmayan kaynakların dilimize kazandırılması için gerekli planlamaları da yaptı. Komite, Stan-dartlar Tanıtım Broşürü’nü hazırlayarak, tüm üye-lerle paylaştı. Aynı zamanda Kalite Güvence ve Geliştirme Programı broşürü hazırlayarak, stan-dartlarda meydana gelen/gelmesi planlanan de-ğişiklikleri takip etti ve üyelerin bilgisine sundu.

Enstitümüzün resmi internet site-si, kitap yayınları, iç denetim dergi-si, e-bülten ve sosyal medya ile il-gili faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumlu Yayın Komitesi, 10 Ekim 2012 tarihinde ilk toplantısını ger-çekleştirdi. Komite başkanlığına Seyfullah Atçı’nın seçildiği toplan-tıda, basılı yayıncılık, elektronik ya-yıncılık ve sosyal medya alt çalış-ma grupları oluşturuldu. Toplantıda ayrıca görev dağılımı yapılarak, ya-pılacak çalışmalar gözden geçirildi.

Sertifikasyon Komitesi Çalışmalarını Sürdürüyor

Yayın Komitesi Toplantısı Gerçekleştirildi

AİK 14’üncü Gözden Geçirme Toplantısı Yapıldı

Standartlar ve Kalite Güvence Komitesi Çalışmalarına Devam Ediyor

Akademik İlişkiler Komitesi, Çalışma Grubu Açılış Toplantısı ve İftar Yemeğinde Buluştu

AİK Yürütme Kurulu Üyeleri Bir Araya Geldi

Türkiye İç Denetim Enstitüsü çalışma grup-larından Akademik Tez Envanteri ve Eğitim Programları Geliştirme ve Meslek Etiği Çalış-ma Grubu, bir iftar yemeği ve akabinde çalış-ma toplantısında ilk kez bir araya geldiler. 9 Ağustos 2012 tarihinde gerçekleşen çalışma

toplantısı ve iftar yemeğine, AİK Başkanı Ali Kamil Uzun, AİK Başkan Yardımcısı Esra Işıka-ra ile Prof. Dr. Lerzan Kavut’un yanı sıra diğer çalışma gruplarından da temsilciler katıldı. İftar yemeğinin ardından başlayan çalışma toplantı-sında, çalışma grubu kendi içinde dört alt çalış-ma komitesi kurma yönünde karar aldı.(1) Akademik Tez Envanterinin Yenilenmesi ve Raporlanması Alt Çalışma Grubu (2) Eğitim Programları Envanteri Alt Çalışma Grubu (3) Akademik Tezlerin İçerik Yönünden İnce-lenmesi ve İhtiyaçların Belirlenmesi Alt Çalış-ma Grubu (4) Vaka Geliştirme Alt Çalışma Grubu

TİDE Genel Merkezi’nde, 26 Eylül 2012 tari-hinde toplanan AİK Yürütme Kurulu üyeleri yaptıkları toplantıda, gelecek döneme ait stra-teji ve planları gözden geçirdiler. Toplantıda, Akademik Forum 2014’ün ev sahipliğini üst-lenecek Galatasaray Üniversitesi Rektörü’nün ziyaret edilmesi kararı alındı. Aynı zamanda forumun uluslararası nitelikte düzenlenmesi hususunda hem fikir olundu. Toplantıda ayrıca, Mayıs 2014 döneminde sonuçları paylaşılmak ve sergilenmek üzere, Denetim Kulüplerinin iç

denetim mesleği ile ilgili farkındalığı arttırmaya yönelik resim, karikatür, şiir gibi çalışmalar ha-zırlaması hususu da ele alındı.

Page 37: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

72PANO

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

73QUIZ

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

CPE QuizAşağıdaki 2 soruyu “Yönetim Kurulu ve İç Denetim İçin İstihdam, Uygun Aday ve Katma Değer Yarat-mak” metnine göre cevaplandırınız.

1. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Sermaye Piyasası Kurumu’nun düzenlemesi-ne göre, denetim komitesinin tamamı bağımsız üyelerden oluşmalıdır.

b) Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, bir şirketin bağımsız yönetim kurulu üyesi bulundurma zo-runluluğu halka açık olup olmamasına bağlıdır.

c) Sermaye Piyasası Kurumu’nun düzenleme-lerine göre yönetim kurulu üyelerinin üçte biri bağımsız üyelerden oluşmalıdır.

d) Sermaye Piyasası Kurumu’nun düzenle-melerine göre, halka açık şirketlerin yönetim kurulunda icra görevi olmayan üye sayısı, icra görevi olan üye sayısından fazla olmalı.

2- Aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a) Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun bağımsız yöne-tim kurulu üyeliği konusunda düzenlemeleri ile Sermaye Piyasası Kurumu’nun bağımsız yöne-tim kurulu üyeliği konusundaki düzenlemeleri arasında farklılık bulunmamaktadır.

b) Yeni Türk Ticaret Kanunu düzenlemelerine göre, yönetim kurulu bir yönerge olmadan so-rumluluğunu alt kademedekilere devredemez.

c) Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, yönetim kurulunun risklerin erken tespiti görevi, devre-demeyecekleri bir sorumluluktur.

d) Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, yönetim kurulları içinde kurulacak komisyonlarla yetkiler devredilebilir.

Aşağıdaki 2 soruyu “Bir Hile Belirtisi Olarak Dav-ranış Değişikliği” isimli makaleye göre cevaplan-dırınız.

3- Makaleye göre, aşağıdakilerden hangisi hile belirtileri konusunda yapılan bir sınıflandırmadır?

a) Genel belirtiler-yönetimle ilgili belirtiler.

b) Çalışanlarla ilgili belirtiler-genel belirtiler.

c) Objektif belirtiler-davranış değişiklikleri ile ilgili belirtiler.

d) Genel belirtiler-spesifik belirtiler.

4- Makaleye göre, aşağıdakilerden hangisi doğru-dur?

a. Çalışanların hile yapmalarına neden olan psi-kolojik etkenler davranışlarında de değişiklikler meydana getirir.b. Objektif hile belirtileri, kişinin hile yapma ne-denlerini kendince haklı gördüğü hile belirtilerini ifade eder.

c. Çalışanların davranışlarında meydana gelen değişimler hile belirtisi olarak değerlendirilmeli ve gerekli araştırmalar yapılmalıdır.

d. Çalışanların davranış ve yaşam tarzından meydana gelen değişiklikler, küçük de olsa somut bir neden olmadıkça hile belirtisi olarak değerlendirilmemeli.

5- XBRL ve Denetim’deki Yeri ve Önemi” makalesi-ne göre, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a) Bu sistem, istatistiksel testlerin yüzde yüz doğru ve uygun veri ile yapılması ve devam eden bir iç denetim/gözetim modeline geçişi sağlamaktadır.

b) Doğru bir analiz için bu sisteme entegre edilecek raporlamaların tümü birbiri ile uyumlu olmalıdır.

c) XML, XBRL’nin gelişen eklentilerinden biridir ve yapılandırılmış bilgiler içeren web belgeleri için kullanılan bir dildir.

d) XBRL’nin iç denetçiler için sağladığı fırsat-lardan biri, kurumsal iç kontrol ve süreçleri için güvenilir modeller sunmasıdır.

6-“BT Yönetişiminde Yeni Bakış Açısı: COBIT 5” isimli makaleye göre “COBIT 5 ile gerçekleştirilen en önemli değişikliklerden birisi de BT yönetişim süreçleri alanı altında “Değerlendirme, Yönlen-dirme ve İzleme” olarak tanımlanan yeni bir etki alanının oluşturulmasıdır.”

a) Doğru

b) Yanlış

7- İç Denetimin Yarını Bugündedir” isimli makalede belirtilen rapora göre, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a) Ülkemizde, yeni uygulanan Türk Ticaret Kanunu iç denetimin önemini şirketlerde artıracaktır.

b) Şirketlere, iç denetimin en çok geliştirilmesi gereken alanlarından biri, iç denetçilerin sürekli mesleki gelişimleridir.

c) İç denetim risk değerlendirmeleri, yasal yü-kümlülükler ve kurumsal risk değerlendirmeleri iç denetim planının 3 unsuru olarak sınıflandı-rılıyor.

d) İç denetim birimleri, en çok çalışanlarının iş yönetimi ve liderlik konusunda gelişmeleri için eğitim programları düzenliyor.

8- Avrupa İç Denetim Konferansı İzlenimleri” isimi yazıya göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

a) İç kontrollerde, düzenlemeler arttıkça başarı oranı artar.

b) İç denetimin etkisi, kurum genelinde maliyet tasarrufu sağlamasıyla ölçülebilir.

c) İç denetçiler, kurum içinde suistimal keli-mesini büyük bir özen ve dikkat göstererek kullanmalı.

d) Hayal gücü bir iç denetçide aranması gere-ken mesleki özelliklerden biridir.

Bu uygulamayla CIA unvanına sahip olan denetçiler, 1 yıl için 12 krediyi aşmamak kaydıyla CPE kredisi kazanma şansına sahip olacaklardır. Bu çerçevede, derginin her sayısında verilen soruların en az %75’ini doğru

cevaplandıranlar 3 CPE kredisine hak kazanacaklardır. Soruların yanıtlarını isminiz, e-mail adresiniz ve üyelik numaranızla birlikte [email protected] adresine ya da 0212 212 55 26 numaralı faksa gönderebilirsiniz.

Galatasaray Üniversitesi ile İşbirliği İmkanları Değerlendirildi

AİK Üyeleri 15. Gözden Geçirme Toplantısını Gerçekleştirdi

AİK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. İdil Kaya’nın, Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanlığına atanmış olması vesilesiyle, 26 Eylül 2012 tarihinde makamında ziyaret edildi. Ziyarete, AİK Başkanı Ali Kamil Uzun, AİK Yöne-

tim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nuran Cömert, AİK Ge-nel Sekreteri ve TİDE Denetleme Kurulu Üyesi A. Murathan Bayrı ile TİDE Genel Sekreteri Mehtap Okay katıldılar.

AİK üyeleri ayrıca 22 Ekim 2012 tarihinde de, Ga-latasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga’yı ziyaret ettiler. Ziyarette Galatasaray Üni-versitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İdil Kaya ile birlikte AİK adına Kemal Tap-kan, Prof. Dr. Nuran Cömert, Ali Kamil Uzun, A. Murathan Bayrı ve Burak Uyanık yer aldılar. Ziya-rette, 9 Mayıs 2014 tarihinde Galatasaray Üniver-sitesi ile birlikte düzenlenmesi planlanan Akade-mik Forum 2014 hakkında bilgi alışverişi yapıldı ve mesleki anlamda işbirliği imkanları değerlendirildi.

Ulkar Holding’in Ümraniye’deki Binasında, 9 Ekim 2012 tarihinde düzenlenen AİK 15. Gözden Geçir-me toplantısına 32 TİDE üyesi katılım sağladı.

Toplantının açılışının ardından, ULKAR Holding hakkında bir tanıtım filmi izlenerek, Holding İç De-netim Koordinatörü Ayşegül Kafesçioğlu, iç dene-tim birimleri ve yapılanmasıyla ilgili bilgi paylaşıldı. AİK Başkanı Ali Kamil Uzun ile Borusan Holding İç Denetim Müdürü ve TİDE Yönetim Kurulu Üye-si Kemal Tapkan, Ayşegül Kafesçioğlu’na plaket takdim ederek, teşekkür ettiler. Toplantıda, TİDE AİK Üyesi Tuğrul Bozbey tarafından, “Kurumlar-da Sosyal Medya Risk ve Fırsatlarının Yönetil-

mesinde İç Denetimin Rolü” başlıklı bir sunum gerçekleştirildi. İnteraktif katılımla gerçekleşen sunumun ardından Tuğrul Bozbey, Sosyal Medya Denetimi konusunda IIA yayınlarından tercümesi-ni gerçekleştirdikleri kitabın yakında TİDE Yayınları arasında yerini alacağını aktardı. Komite Başkanı Ali Kamil Uzun’un, AİK hakkında genel bilgi akta-rımı yapmasının ardından çalışma grubu sorumlu-ları tarafından yürütülen çalışmalar hakkında bilgi paylaşımı yapıldı. Gözden Geçirme Toplantısı’nın özeti mahiyetinde kapanış konuşmasını Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Tuğrul Tüfekçioğlu yaptı.

Page 38: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

English Summary

Yeşil KalemDenetim Formasyon ve

Tecrübe Gerektiren Bir İştir

Yapısal Özellikleri,

Hukuki Çerçeve ve

İstatistiki Boyutlarıyla

Suistimal

MühürDestek Hizmetlerinden

Kaynaklanan Risklerin

YönetimiParmak İzi

Muhasebe Denetiminde

Kullanılan İstatistiki

Örnekleme Yöntemleri ve

Bir Uygulama

Yakın PlanTürkiye İç Denetim

Enstitüsü’nün Yeni Yönetim

Organları Göreve Başladı

Yansımaİç Denetim Farkındalık

Ödülleri’nde Beş Kategoride

15 Ödül Verildi

Ülkemizde iç denetim mesleğinin uluslararası standartlarda gelişimi,

tanıtımı ve yaygınlaşması konusunda yaptıkları çalşmalar, göstermiş

oldukları kararlılık, destek ve sağladıkları işbirliği nedeniyle

“İç Denetim Farkındalık Ödülü”nü kazanan kurum ve

kuruluşlarımıza teşekkür ederiz.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Yönetim Kurulu

TIDE_29_KAPAK2:osman 11/1/12 11:50 PM Page 64

Akademik Forum 2012

Denetim Mesleğinin

Gelişimi ve Beklentiler

74SUMMARY

İÇ D

ENET

İM /

SO

NB

AH

AR

2012

Dear Readers;

TİDE is moving resolutely forward toward “Progress through sharing” goal, which we believe we can achieve it with all our mem-bers. During that process, successfully we have taken another important step in to relea-se our new volume of magazine. Autumn, 33th volume of Internal Audit Magazine, is again full of important information and experience sha-ring articles for auditors.

The main section of the volume is round table meeting article on “Right Employment for In-ternal Audit and Board; The Right Person and Provide Added Value”. In this section, experts from different institutions and different profes-sional backgrounds discuss the independent board member. Also the article emphasizes, legal framework and the importance of inde-

pendent board member’s role highlighted by round table meeting attendees.

The “Green Pencil” section’s theme is “Ame-rican Association of Public Accountants Clarity Project and its impact on auditing”. The article discusses the project and the project’s outco-mes on auditing. One of the other main topic of the volume is fraud. The author discuss how behavior changes could be the causes of fraud.The “seal” section topic is XBRL and its role on auditing. The author discuss how and why XBRL used as a tool of auditing. COBIT 5, The Future Role of Internal Audit, and European Confedera-tion of Institutes of Internal Auditing Conference are the other contents of the magazine.

We wish you an enjoyable read our magazine and we are looking forward to your valuable comments.

Page 39: Yönetim Kurulu ve PROGRAM İç Denetim İçin · 3 NKLR ıÇ DENETıM / SONBAHAR 2012 Merhaba Y eni sayımızla birlikte sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Mesleğimiz için baktığımızda

PROGRAM07:30-09:00 KAYIT

09:00-09:15

AÇILIŞ KONUŞMALARI Özlem İĞDELİPINAR - TİDE Başkanı

H. Abdullah KAYA, İç Denetim Koordinasyon Kurulu Üyesi, Maliye Bakanlığı Emlak Genel Müdürü

09:15-10:00 I. ANA OTURUM - Perception is RealityDeanna SULLIVAN, Principal - Sullivan Solutions

10:00-11:00II. ANA OTURUM - Yeni TTK ve SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri Çerçevesinde

Denetim KomiteleriOturum Başkanı: Sedat ERATALAR - Denetim Komitesi Başkanı- Borusan Holding

Ahmet DÖRDÜNCÜ, YK Üyesi - International Papers

Bülent BOZDOĞAN, Denetim Bölüm Başkanı - H. Ö. Sabancı Holding

İmdat ERSOY, Kurul Üyesi - Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu

Fikret SEBİLCİOĞLU, Partner - Cerebra Bağımsız Denetim ve SMMM A.Ş.

11:00:-11:30 KAHVE ARASI

11:30-12:30 PARALEL OTURUM

Yeni Kaynaklar, Teknikler -

TAKSİM BALO SALONU Araçlar ve İyi Uygulamalar -

BALO SALONU A

11:30-12:00 İç Denetim'in Geleceği

Arzu PİŞKİNOĞLU, Partner - Ernst & Young, Türkiye

Ticari Hayatta Şeffaflık Kasım AKDENİZ, Genel Müdür -

Kredi Kayıt Bürosu

12:00-12:30

Denetim Faaliyetlerinin Dönüşümünde İç Denetçinin Liderlik Rolüne İlişkin Bir

Uygulama Modeli Ozan Nazım GÜNAL, Yönetim Kurulu Bşk.Yrd.-

KARDE- Kurumsal Araştırma Risk Danışmanlık ve Eğitim A.Ş.

Dış Denetimin Yürütülmesi ve Yönetilmesinde Beklenen Değişim-“Denetim Yönetim Sistemi Projesi”

Erkan KURTULUŞ, Yönetim Kurulu Başkanı Futurecom Bilişim Hizmetleri ve Danışmanlık A.Ş.

Ahmet TOPKAYA, Sayıştay Başdenetçisi - T.C. Sayıştay Başkanlığı

12:30-13:30 YEMEK ARASI

III. ANA OTURUM - DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE İLETİŞİM

13:30-14:30 Dönüştüren Dialoglar, İhtiyaçların Dili, Metin REYNA - İletişim Tasarımcısı

14:30-15:15 Dönüşümde İletişim, Ceyhun ŞAHİN - DecaSoft CEO

15:15-15:45 KAHVE ARASI

15:45-16:30 Meslekte Mükemmelliğin Küresel Paydaşı Olmak, "Dönüşümün Yol Haritası ve Başarı Faktörleri" - Ali Kamil UZUN, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı

16:30-18:00 CIA ÖDÜL TÖRENİ ve KAPANIŞ KONUŞMASI