21
Yönetimin Evrimsel Gelişimi II Yrd. Doç. Dr. Özgür KÖKALAN

Yönetimin Evrimsel Gelişimi II

  • Upload
    afi

  • View
    74

  • Download
    0

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yönetimin Evrimsel Gelişimi II. Yrd. Doç. Dr. Özgür KÖKALAN. Yönetim ve Organizasyon Teorilerinin Gelişimi. Yönetim ve Organizasyon Teorileri 5 ana başlık altında incelenebilir: Klasik Yaklaşım Davranışsal Yaklaşım Modern Yaklaşım Değişim Adaptasyon Modern Sonrası ve Çağdaş Kavramlar. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Yönetimin Evrimsel Gelişimi II

Yrd. Doç. Dr. Özgür KÖKALAN

Page 2: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Yönetim ve Organizasyon Teorilerinin GelişimiYönetim ve Organizasyon Teorileri 5 ana başlık altında

incelenebilir:Klasik YaklaşımDavranışsal YaklaşımModern YaklaşımDeğişim AdaptasyonModern Sonrası ve Çağdaş Kavramlar

Page 3: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Neo -Klasik Yönetim ve Organizasyon Teorisi

Neo – Klasik Yönetim teorilerinin doğuş nedenleri:İşletmelerin büyüklüklerinin artması ile karşılaşılan yönetim

sorunlarının çoğalması, 1929 Dünya Ekonomik Krizi’nin yarattığı işsizlik ve iş görenlerin

ve ailelerin içine düştüğü yaşam güçlükleri, işletme yö neticilerinin kullandığı Klasik Teori kökenli yönetim araçlarının (enstrü manlarının) yetersizliğini

Harvard Üniversitesi'ne mensup akademisyen lerin yaptıkları ve Hawthorne Araştırmaları olarak bilinen araştırma ların sonuçları

Page 4: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Neo – Klasik dönemle birlikte,işletmelerde "insan" unsuruna daha yakından bakan, organizasyonları sadece "tam ayarlı olarak çalışan bir makine"

olarak görmeyen, organizasyonların tek nik ve maddi unsurlara ilaveten insan

unsuru ile oluşan bir yapı (bir an lamda sosyo-teknik birim) olduğunu ileri süren görüşlerden oluşan bir akım ortaya çıkmıştır.

Neo – Klasik dönemle birlikte organizasyonlarda davranış konuları incelenmeye başlandı…

Page 5: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Neo – Klasik Yönetim Anlayışının Genel ÖzellikleriDavranışsal Teori adı altında toplanan ve insan davranışlarının çeşitli yön

lerini inceleyen bu yeni akımın en önemli özelliği Klasik Yönetim ve Or ganizasyon Teorisi'nin eksik bıraktığı yönü, insan unsurunu inceleme ko nusu yapmasıdır.

Bu konuda ileri sürülen görüşler de yine "ilkelere uy ma", "en iyi organizasyon yapısı oluşturma", "verimlilik" gibi klasik teori nin temel anlayışını esas aldığı için, bu yeni akım Klasik Teori'nin adeta tamamlayıcısı olarak görülmüştür.

Bu yeni akımın öne sürdü ğü yeni kavramlar ve tekniklerin hemen hepsi, birey olarak veya grup halinde, insanların nasıl davrandığı ve neden o şekilde davrandığı, davranış larının yönlendirilmesi, insanların birbirleri ile ilişkilerinde yaşanan sorunlar vs gibi konularla ilgili olduğu için, bu akımın Klasik Yaklaşımın tamamlayıcısı olduğu kabul edilmiştir.

Page 6: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Bu açıdan bakıldığında Davranışsal teorinin üzerinde durduğu ana ko nular şunlar olmuştur:Bir organizasyon içinde çalışan "insan" unsurunu anlamak,İnsan yeteneklerinden azami ölçüde yararlanabilmek,Organizasyon yapısı (iş tanımları, yetki ilişkileri vs) ile insanların

(çalışanların) davranışları arasındaki ilişkileri incelemek,Organizasyon içinde insanların bir araya gelmeleri ile oluşturdukla rı

informal ilişkileri ve sosyal grupları anlamakGrupların özelliklerini ve organizasyon üzerindeki etkilerini araştır mak,İletişim, algı, liderlik, motivasyon, değişim, anlaşmazlık ve çatışma lar,

ihtiyaç ve yetkilerinin değişmesi ile davranışlarının değişmesi arasındaki ilişkileri anlamak,

Klasik teorinin rasyonellik anlayışı çerçevesinde yeni bir boyut ola rak insanın tatmin olması, bunu etkileyen faktörler ve tatmin ile ve rimlilik arasındaki ilişkileri anlamak.

Page 7: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Hawthorne AraştırmaHawthorne Araştırmaları olarak bilinen ve Harvard

Üniversitesinden F. Roethlisberger ve Elton Mayo önderliğindeki bir grup bilim adamının Western Elektrik Şirketi'nin Chicago'nun banliyösü olan Cicero'daki Hawthorne fabrikasında yaptıkları araştırmalar, yönetim ve organizasyon konusuna davranış açısından yaklaşmanın (davranışsal yaklaşımın) baş langıcı olmuştur.

Bu araştırmalar 1924'dâ başlamış fakat sonuçları 1930'larda alınmıştır.

Başlangıçta Hawthorne çalışmaları Klasik Teori'nin bir nevi uygulama sı olarak başlamış fakat elde edilen sonuçlar yeni bir yaklaşımın doğma sına neden olmuştur.

Page 8: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Araştırıcılar Hawthorne fabrikasında, ışıklandırma, ısıtma, yorgunluk ve fiziksel yerleşim düzeninin, işçilerin verimliliği üzerin deki etkilerini araştırmak ve incelemek üzerine çalışmalarına başlamışlar dır.

Araştırmacıların başlangıçtaki hipotezi şu olmuştur: Işıklandırma, ısıtma, dinlenme zamanları gibi fiziksel iyileştirmelerin derecesi arttıkça prodüktivite de artacaktır.

Ancak yapılan deneyler ve araştırmalar bu hipotezi doğrulamamıştır. Bazen iyileştirmelere rağmen verimlilik değişmemiş, bazen de herhangi bir iyileştirme olmadan verimlilik artmıştır.

Bunun üzerine araştırıcılar dik katlerini fiziksel faktörler yerine sosyal faktörler üzerine çevirmişlerdir.

Page 9: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Bu safhada geliştirilen yeni hipotez, verimlilik artışının ancak işçilerin moti vevasyonu, uygulanan nezaret şekli, tatmini ve aralarındaki ilişkiler tarafından yani sosyal faktörler tarafından açıklanabileceği şeklinde olmuştur.

Araştırma sonuçları bu hipotezi doğrulamış, işçilerin üretim düzeyini (verimliliğini) esas itibariyle sosyal faktörlerin etkilediği belirlenmiştir.

Hat ta ışıklandırma deneylerinin birisinde, ışıklandırma düzeyi azaltıldığı halde üretim artmıştır.

Bir başka deneyde ise işçilerin kendi aralarında oluştur dukları gruplarda üretim düzeyinin ne olması gerektiği konusunda bir "norm" belirledikleri, grup üyelerini bu norma uymaya yönlendirdikleri, grup tarafından normal kabul edilen düzeyin üzerinde üretim yapan grup mensuplarını çeşitli şekillerde zorladıkları belirlenmiştir.

Page 10: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Sonuç ola rak organizasyonun bir sosyal sistem olduğu ve 'insan'ın bu sistemin en önemli unsuru olduğu ortaya konmuştur.

Belirli bir yapı içinde bir araya gelen kişiler, aralarında çeşitli ilişkiler geliştirerek informel gruplar oluştu rurlar. Kişilerin organizasyon içindeki davranışı, formel yapının öngördü ğü ve varsaydığından çok, kişilerin algıları sonucu, grup üyesi olup olmadıkları sonucuna göre belirlenecektir.

Kişilerin sahip olduğu inançlar, alışkanlıklar, amaçlar, değer yargıları ve gelenekler, oluşturdukları grup ların özelliklerini de belirleyecektir. Böyle bir sosyal sistemin kişiler üzerin deki etkisi, fiziksel faktörlerin etkisinden çok daha fazladır.

Page 11: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Davranışsal yaklaşımın gelişmesinde çok önemli bir rol oynamasına rağmen Hawthorne Araştırmaları pek çok açıdan eleştiri konusu olmuş tur.

Araştırmalarda kullanılan metodoloji ve tekniklerin bilimselliğine, bir yandan da bu araştırmaların bir nevi manipülasyon aracı olduğuna yöneltmiştir.

"Hawthorne Etkisi" (Hawthorne Effect) olarak adlandırılan eleştiri ise, bu araştırmaların kişileri davranışla rını değiştirmeye zorladığı, inceleme altında olduğu söylenen kişilerin davranışlarını değiştirecekleri ile ilgilidir.

Yani, eğer insanlar bir şekilde kendilerinin araştırma konusu yapıldığını biliyorlarsa, araştırma süresince kendi normal davranışlarının dışında bir davranış gösterebilmektedirler.

Page 12: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLA İLGİLİ OLARAK GELİŞTİRİLEN BAZI MODELLEROrganizasyonlarda insan unsuru üzerine artan bu ilgi sonucu,

bu unsu run (yöneticiler de dâhil olmak üzere) nasıl davrandığı, neden o şekilde davrandığı, kişilerin neden farklı şekillerde motive oldukları, grupların özellikleri, önderlerin nasıl davrandıkları vb. gibi konularda çeşitli model ler geliştirilmiş bulunmaktadır.

Bu modellerden bazıları;Douglas McGregon X Teorisi ve Y TeorisiRensis Likert'in Sistem 1 - Sistem 4 ModeliChris Ârgyris'sn Olgun (Mature) ve Olgun Olmayan (Immature)

Kişi Modeli

Page 13: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Douglas McGregor X Teorisi ve Y Teorisi

D. McGregor bir organizasyondaki yönetici lerin davranışlarının, diğer insanlar tarafından nasıl algıladıklarına, onları nasıl gör düklerine bağlı olduğunu ileri sürmüştür. Buna göre bir kısım yöneticiler X Teorisi adı altında

toplanabilecek özelliklere, diğer bir kısmı ise bundan tamamen farklı olarak Y Teorisi adı altında toplanabilecek özelliklere sa hiptir.

Page 14: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

X Teorisi özelliğini taşıyan yöneticilerin insan davranışları hakkındaki varsayımları şöyledir:

Tipik olarak, insan çalışmaktan hoşlanmaz ve mümkün olduğu öl çüde bundan kaçmak ister.

Tipik olarak, insan sorumluluktan kaçar, işe karşı arzusuzdur ve gü venliği her şeyin üstünde tutar.

İnsana, iş yaptırmak için onu zorlamak, sıkı bir şekilde kontrol et mek ve cezalandırmak gerekir.

Bu anlayışta olan bir yönetici, Klasik Teori'nin öngördüğü şekilde, in sanı, maddi organizasyonun gereklerine uyan pasif bir unsur olarak kabul edecek ve otoriter bir davranış gösterecektir.Başka bir deyişle ayrıntılı iş tanımları, sıkı kontrol, pek az yetki devri, izlenecek ilkelerin ayrıntılı olarak belirlenmesi, detaylı ceza uygulamaları X Teorisi özelliğini taşıyan yöneti cilerin tipik uygulamaları olacaktır.

Page 15: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Y Teorisi adı altında toplanan varsayımlar ise şöyledir:Çalışmak, bir insan için oyun ve dinlenme kadar doğaldır.İnsan tipik olarak tembel değildir. Gerekli ortamın yaratılması ile çalışmak zevk

haline getirilebilir. Bazı insanların o şekilde davran ması geçmişteki tecrübelerinin sonucudur.

Tipik bir insan, gerekli koşullar yaratıldığı takdirde, öğrenmek ve daha fazla sorumluluk almak eğilimindedir.

İnsan kendini kontrol ederek ve yöneterek organizasyonun amaç larına katkıda bulunabilir.

Y Teorisi insancıl bir yaklaşımı, insanın sahip olduğu potansiyelin ge rekli ortamın yaratılarak geliştirilmesini esas alır. Bu teorinin varsayımları nı benimseyen bir yönetici, danışmacı (participative) bir yönetim tarzı ve davranışı gösterecek, sıkı kontrol yerine astlarını geliştirmeyi amaçlaya cak ve kişinin motive olmasını sağlayacak şartları yaratmaya çalışacaktır.

Page 16: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Rensis Likert'in Sistem 1 - Sistem 4 Modeli:

R. Likert etkin olan organizasyonlarla etkin olmayan organizasyonlan bir- birinden ayıran yapısal ve davranışsal faktörlerin neler olduğu ile ilgili araştırmalarında,

bir yöneticinin davranışlarını,Sistem 1 (istismar cı otokratik), Sistem 2 (yardımsever otokratik), Sistem 3 (katılımcı),Sistem 4 (demokratik) olmak üzere gruplamanın mümkün oldu

ğunu göstermiştir.

Page 17: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Bir organizasyondaki yöneticinin aynı zamanda önder (lider) özellikle rini de taşıması beklendiğinden ve arzu edildiğinden yönetici davranışı ile önder davranışı bir arada incelenen konular olmuştur.

Organizasyon yapıları ile ilgili olarak R. Likert'in geliştirdiği diğer bir kavram "ortak eleman" (linking pin) olarak adlandırılan kavramdır. Bu kavram organizasyon yapısının, klasik teorideki gibi kişilerarası ast - üst ilişkisi yerine gruplarası ilişkiler olarak ele alınmasını öngörür.

Page 18: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II
Page 19: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

A, B, C ve D kişileri birlikte bir grup oluşturmakta dır.

Bu grubun bir üyesi olan B aynı zanda B, E, F ve G'den oluşan alt gru bun da bir üyesidir. Bu nedenle B bu iki grubu bağlayıcı "ortak eleman" (linking pin) rolü oynayan bir üyedir. Aynı şekilde bu alt grubun bir üye si olan E, aynı zamanda E, H, I ve J'den oluşan alt - alt grubun da üyesi dir.

Dolayısıyla E de bir "ortak eleman" rolü oynamaktadır.

Organizasyon yapılarına böyle bir bakış, bu yapıların Klasik Teori'nin tersine olarak aşağıdan yukarıya doğru incelenmesine yol açmaktadır. Her alt grup bir "ortak eleman" (veya ortak üye) tarafından bir üst gru ba bağlanmıştır. Böyle bir bakış organizasyonlarda haberleşme (iletişim), koordinasyon ve amaç birliğinin sürekli olarak vurgulanması ile sonuçla nacaktır. Likert'e göre yöneticiler birbirine "ortak üye"lerle bağlanmış etkin çalışma grupları geliştirmelidir ve bu şekilde gruplardan oluşan bir çalışma düzeni oluşturmalıdır.

Page 20: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Chris Ârgyris‘in Olgun (Mature) ve Olgun Olmayan (Immature) Kişi Modeli: C. Argyris'e göre kişiler geliştikçe olgun olmayan bir insan özelliğinden olgun

insan özelliklerine doğru değişirler. Bu iki durumun başlıca özellileri şunlardır:

Olgun Olmayan'ın Özellikleri Olgun Olan'ın Özellikleri Pasif Aktif Bağımlılık Bağımsızlık Sınırlı davranış gösterme Değişik davranışlar gösterebilme Yüzeysel ilgi Derin ilgi Kısa dönem bakış açısı Uzun dönem bakış açısı Astlık durumu Üstlük durumu Kendi duyarlılığından yoksunluk Kendine duyarlı olma

Page 21: Yönetimin Evrimsel  Gelişimi II

Klasik organizasyon yapıları, kişilerin olgun insan özelliklerine doğru gelişmesini önleyici bir etki yapar. Bu tür yapılar kişileri bağımlı, pasif ve astlık durumunu benimser hale getirir.

Bu ise onların sahip oldukları po tansiyeli tam olarak göstermelerini ve kendilerini geliştirmelerini önler. Bu nedenle yöneticiler Y Teorisini benimsemeli, astlarını daha fazla sorumluluk almaya teşvik etmeli ve onların gelişmeleri için gereken ortamı hazırlamalıdırlar.

Aksi halde organizasyonda kızgınlıklar (frustrations) ve ça tışmalar (conflicts) eksik olmayacaktır. Bu durum organizasyonların verimli ve uyumlu çalışmasını engelleyecektir.