ÖZE ÝÞLEYEN SÖZ · nunlarýný ilahi bir mesaj ve buyruk olarak talim etmiþtir. Ýnsanlarýn yanlýþlýkla tabiat kanunu dedikleri þeyler, fýtri, tekvini, ilahi kanun-

ÖZE ÝÞLEYEN SÖZ

ÖZE ÝÞLEYEN SÖZ

ÖZE ÝÞLEYEN SÖZ

Copyright © Iþýk Yayýnlarý, 2006Bu kitaptaki metin ve resimlerin, tamamýnýn ya da bir kýsmýnýn, kitabý yayýmlayan þirketin

önceden yazýlý izni olmaksýzýn elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayýt sistemi ile çoðaltýlmasý, yayýmlanmasý ve depolanmasý yasaktýr.

EditörKalender YILDIZ

KapakÝhsan DEMÝRHAN

MizanpajHasan AYDIN

ISBN975-278-166-7

Yayýn Numarasý420

Basým Yeri ve YýlýUmut Matbaacýlýk

Tel: (0212) 637 09 37Ocak 2006

Genel DaðýtýmGökkuþaðý Pazarlama ve Daðýtým

Alayköþkü Cad. No: 12 Caðaloðlu/ÝSTANBULTel: (0212) 519 39 33 Faks: (0212) 519 39 01

Iþýk YayýnlarýEmniyet Mahallesi Huzur Sokak No: 5

34676 Üsküdar/ÝSTANBULTel: (0216) 318 42 88 Faks: (0216) 318 52 20

www.isikyayinlari.com

ÝÇÝNDEKÝLER

Rahman’ýn Talimi Kur’an.......................................................................................7

Sonsuz Mesajdan Yankýlanan ...............................................................................13

Tâhâ.......................................................................................................................73

Rahman’ýn Talimi Kur’an

Rahman Suresi, ta baþýnda derin bir varlýk sýrrýný ifade ediyor:"Rahman… Kur'an'ý talim etti. Ýnsaný yarattý. Ona beyaný öðretti.Güneþ ve ay bir hesap ile hareket etmekteler. Yýldýzlar ve bitkilerhep secdededirler. Göðü bu ahenkle O yükseltti ve bu mizaný koy-du ki siz de ders alýp ölçü dýþýna taþmayasýnýz. Öyleyse siz de tartý-yý adaletle yapýn, sakýn teraziyi, dengeyi aksatmayýn."

Bu surenin birinci ayeti, sadece "Er-Rahman" kelimesidir. BuAllah ism-i celali, Cenab-ý Hakk'ýn bütün kemal sýfatlarýný içine alanbir sedef gibidir. Allah ismi, Cenab-ý Hakk'ýn ayný sýfatlarý olan, Vü-cud, Kýdem, Beka, Vahdaniyet, Muhalefetün'lil Havadis, Kýyam biNefsihi gibi zatî sýfatlarýna bakar. Rahman ismi ise Cenab-ý Hakk'ýnne ayn ne de gayr olan; Hayat, Ýlim, Ýrade, Kudret, Sem'i, Basar, Ke-lam, Tekvin gibi subuti sýfatlarýna bakar.

Rahman, Rezzak yani rýzýk veren manasýnadýr. Rýzýk bekaya se-beptir. Beka vucudun tekerrüründen ibarettir. Vucud ise mümeyyi-ze (ayýrýp seçen), ikincisi muhassýsa (tahsis eden), üçüncüsü mües-sire (tesir eden) olmak üzere Ýlim, Ýrade, Kudret sýfatlarýný gerekti-

7

rir. Beka, rýzkýn semeresinin mahsulü olduðu için Basar (görme),Sem'i (iþitme), Kelam (konuþma) sýfatlarýný iktiza eder. Böylece, rýz-ka muhtaç olan istediði zaman ihtiyacýný görsün, istediði zaman iþit-sin, aralarýnda vasýta bulunduðu takdirde o vasýta ile konuþsun. Busýfatlar da þüphesiz Hayat sýfatýný gerektirir.

Rahman olan Cenab-ý Hakk, yaratma, hayat verme, bilme, iþit-me, görme, konuþma gibi sýfatlarla kainatý yaratmýþ, ona tekvini ka-nunlarýný ilahi bir mesaj ve buyruk olarak talim etmiþtir. Ýnsanlarýnyanlýþlýkla tabiat kanunu dedikleri þeyler, fýtri, tekvini, ilahi kanun-lardýr. Cenab-ý Hak, daha insaný yaratmadan önce Kur'an-ý Kerimikainata talim etmiþtir… Kur'an, önce büyük insan olan kainata ta-lim edilmiþtir, ardýndan küçük kainat olan insana beyan öðretilmiþve insan, Cenab-ý Hakk'a muhatap hale getirildikten sonra Kur'ankitap olarak gönderilmiþtir.

Bediüzzaman Hazretlerinin Muhakemat Risalesi’nin baþýndabelirttiði gibi: "Kur'an öyle bir kitaptýr ki kaideleri, yaradýlýþ alemi-nin kitabýnda (kainatta) cereyan eden Ýlahî, ince ve derin kanunlarýizhar ettiðinden, âdil kanunlarý ile insanlýðýn, nizamýna, muvazene-sine ve (maddi-manevi) geliþmesine mutlak kefil ve üstâd-ý küll ol-muþtur." Ayný þekilde Sözler'de de þöyle demektedir: "(Kuran) þubüyük kainat kitabýnýn ezeli bir tercümesi ve tekvini ayetleri (yaratý-lýþ ayetleri) okuyan çeþitli dillerin ebedi tercümanýdýr." (25. Söz 1.Cüz) "Kainatýn büyük mescidinde Kur'an kainatý okuyor. Onu din-leyelim. O nur ile nurlanalým." (7. Söz)

Bediüzzaman, Ýþârâtü'l- Ý'câz tefsirinde daha derin bir gerçeðiifþâ etmektedir: "O Ýslamî kanunlarýn, kaideleri 'nereden gelmiþ venereye kadar devam eder gider?' diye sorulduðu zaman, yine Ýslamîkanunlar, mucizelik diliyle cevaben diyecektir ki Biz, kelam-ý ezelidenayrýldýk, insanlarýn fikri ile beraber ebede kadar devam edip gidece-ðiz. Fakat insanlar dünyadan alakalarýný kestikten sonra, biz de sure-

8

Ö z e Ý þ l e y e n S ö z

ten, teklif cihetiyle insanlardan ayrýlacaðýz, fakat maneviyatýmýz ve es-rarýmýzla insanlýðýn arkadaþlýðýna devam edip, onlarýn ruhlarýný gýda-landýrarak, onlara delil olmaktan ayrýlmayacaðýz." (Ýþârâtü- Ý'câz)

"Kur'an, kainatýn yaratýlýþ planýdýr, (Ýmâm-ý mübîndir)" diyen Sü-leyman Karagülle, Rahman suresinin baþýndaki ayetleri ele alýrkendiyor ki: "Bu ayetlerin diziliþi ile ilgili olarak sorulacak birçok soruvardýr. Neden Kur'an'ýn öðretilmesi önce, insanýn yaratýlmasý sonrazikredilmektedir? Ýnsana beyaný öðretmekle ay ve güneþin hesap-lanmasý arasýnda ne iliþki bulunmaktadýr? Aðaçlarla yýldýzlar nedenbir arada secde etmektedirler? Göklere ait genel çekim ve merkez-kaç dengesi ile bakkaldaki terazi arasýnda ne gibi bir iliþki vardýr?Tartýyý yanlýþ tarttýðýmýzda neden genel denge bozulmaktadýr?"

"Görülmektedir ki ilk bakýþta birbirleriyle ilgili olmayan þeylerbir arada zikredilmekte imiþ gibidir. Ancak bunlar arasýnda derin birtakým baðlarýn bulunduðu, biraz düþünülünce anlaþýlmaktadýr. Þöy-le ki kainat ikili olarak çift çift var edilmiþtir. Kainatta mevcut veolan bütün müesseseler birbirinin benzeridir. Benzerlerden birindemevcut olan bir þey diðerinde de vardýr. Her þey birbirinin analogu-dur. Bu sonuç bize ne gibi kolaylýklar ve avantajlar saðlamaktadýr?Benzer müesseselerden birini öðrendikten sonra onun benzeri olandiðer müesseseyi öðrenmek elbette daha kolay olacaktýr. Bundandolayý Allah, Kur'an'da: "Biz her þeyi sizin kolayca anlamanýz içinikili yarattýk." (51/49) demektedir.

Ýslamiyet'te kýyas delili bu analoga dayanmaktadýr. Benzer þey-lerde madem benzer hükümler olacak öyleyse birinde bulduðumuzbir þeyi diðerinde de bulabiliriz. Bu benzerlik sebebiyledir ki aynýdüþünme tekniði ve mantýðý ile her þeyi öðrenebiliriz. Biz hukuktabaþka türlü, astronomide baþka türlü týpta baþka türlü, iktisatta baþ-ka türlü mantýk kullanmayýz. Ayný tüme varým ve tümden gelim il-keleri, ayný çeliþki ve kýyas yollarý bütün müesseselerde geçerlidir.

9

R a h m a n ’ ý n T a l i m i K u r ’ a n

Bu geçerlilik sadece mantýkta deðil, matematikte de aynen câri-dir. Bir bakkala ödenecek parayý hesaplayan bir mühendis ile bir di-reðin taþýyacaðý veya taþýdýðý yükü hesaplayan bir mühendis ve birbilgisayarý dizayn eden baþka bir mühendis, temelde hep ayný for-mülleri kullanýr. Para, fiyat ile miktarýn çarpýmýna eþittir. Mühendi-sin elinde para yerine gerilme, miktar yerine kesit alaný yer almýþtýr.

Bundan dolayý Kur'an'da, insana beyan yani açýklama öðretil-dikten sonra, ay ve güneþin hesap ile yaratýldýðý, ifade edilmektedir.Bu ayetlerdeki bakkal terazisi ile galaksiler, bir yerde içiçe dile geti-rilmiþtir. Þimdi burada bir soru ile karþýlaþýlabilir. Deðiþik alanlardaayný matematiði ve ayný mantýðý kullandýðýmýz halde isimler farklýfarklýdýr. Acaba deðiþik alanlardaki isimleri (birimleri) birleþtirerekayný kelimelerle konuþsak daha iyi olmaz mý? Acaba bu durummümkün olabilir mi? Böyle olduðu taktirde tek bir ders kitabý ola-caktý, ancak o kitaptan herkes, ayný þeyleri okusa da baþka þeyler an-layacaktý... Elektrikçi baþka, iktisatçý baþka, tabib baþka þeyler anla-yacaktý. Bununla beraber deðiþik müesseselerdeki benzer þeyleri deanlamýþ olacaklardý. Bu anlayýþ bize birtakým kolaylýklar saðlayacak-týr. Bir defa, ayný kitabý okuduðumuz için müesseseler arasýnda birmerkez oluþacak ve bir birlik meydana gelecekti. Sonra birinin keþ-finden diðerleri de yararlanmýþ olacaktý. Ayrýca baþka bir müessese-yi bilen diðer müesseseleri çok kolay öðrenebilecekti. Buna göre fa-külteler dahi hep ayný kitaplarý okumuþ olacaklardý.

Ýþte Kur'an, böyle herkesin okuyabileceði bir kitaptýr. Bunubizzat Kur'an'ýn kendisi bildirmektedir. Er-Rahman suresinde önceKur'an'ý öðretti, ifadesinin olmasý buna iþarettir. Önce kainat yara-týlýp sonra Kur`an indirilmiþ deðildir. Kainat insan için yaratýldýðýn-dan Kur'an'da: "insaný yarattý" denilmektedir. Kur'an kainatýn pro-jesidir. Yaratýlmadan önce irade buyrulmuþtur. Önce proje, sonrainþaat yapýlmýyor mu?

10


Bu kadar bir 'Kitaba' bu kadar çok þey nasýl sýðdý denilebilir.Kur'an bu soruya þöyle cevap vermektedir: "Yaþ-kuru ne varsa,hepsi onun içindedir." (6/59) Ýçindedir çünkü bir müessese anlatýl-mýþ, diðerlerinin adlarý verilmiþ ve kalanlar hep kýyas yoluyla çýkarýl-sýn istenmiþtir. Beyaný öðretme budur. Yalnýz Kur'an, sadece birmüesseseyi anlatmamýþ, iç içe her müessesenin benzer olmayan ta-raflarýný ifade etmiþtir. Böylece halk okuduðu zaman her müessese-nin bir parçasýný görebilmekte, ilim adamlarý ise her müesseseyi ký-yas yoluyla öðrenerek anlayabilmekte ve bir bütün olarak uygulamaimkanýný bulabilmektedir."

Bu gayretçik asla, bir tefsir deðildir. Bir þiir de sayýlmaz. Belkibu esrarlý surenin muhteþem ifadelerine karþý, bazý tefsirlerden na-killerle meâlen, þiirimsi bir tada ulaþma heyecanýdýr…

11

R a h m a n ’ ý n T a l i m i K u r ’ a n

13

Sonsuz Mesajdan Yankýlanan

Eðer bakacak olursak gerçeklere "Fî-Zýlâl" tarzýndaSure-i RahmanKoca cihanýn Uçsuz bucaksýz sahnesindeÝlâhî bir mesaj halinde Umumî bir ilân Ulvî âlemlerden kopup gelen...

Bu ilân-ý umûmîninYankýlanmaktaSes dalgalarýCihanýn her tarafýndaÂlemin bütün varlýklarý daCanlý-cansýzÞâhitlik etmekteÝþte bu ilânâta Evet baþlýyor sûre

14

"Er- Rahman" diyeBu kelimeMânasý, çaðrýþýmý ve müzikal âhengiyleYayýlýyor en uzak enginlere Dalga dalga sesiyleHer yanýndaÞu kâinatýnBir çýðlýk hâlinde...

Evet, âleme RahmanTalim etti, ezelî kelâm;Kur'an'ý,Daha yaratýlmamýþken insan.

Âleme geçerli bütün nizamBütün kanun ve prensiplerBu ilahî mesaj olanKelam-ý Ezelî Kur'an'dan

Kur'an, kitabýdýr kainatýnBütün zaman ve mekânlarýn...O, dünyada da âhirette deHükümrân insan üzerinde...


15

Ýlahî prensipleriyle Saadet-i ebediyede deDevam edecek gýda vermeye...

Üslûb-u Kur'anîÖyle selis, öyle fýtrî kiBir hâfýz gibiOkuyor yazýlan ayetleriKudret kalemiyleKainat sayfalarýnda

Güyâ Kur'anKýrâatidir her anKâinat kitabýnýn Ve tilâvetidir, nizâmâtýnýn;Okuyor Nakkaþ-ý Ezelînin icraatýný

Yaratýldý sonradanKainat aðacýnýn Saðýlmýþ, süzülmüþ çekirdeðiÝnsanOna da talim edildiAyný þekildeKainatý idare edenKanunlarý Kur'an'ýnSüzülüp saðýlarak kainattanÝslamî ince ölçüler hâlinde

S o n s u z M e s a j d a n Y a n k ý l a n a n

16


Büyük insan kâinatýnÝradî olmayan hareketleriniDüzenleyen fýtrî kanunlarla Küçük kâinat insanýn da Ýradî fiillerini tanzim edenAyný kanunlar; Kur'anî ve hikmetdâr...

Bu hükmünü Kur'an'ýnKulak kesilmiþ dinliyor kainat:Perde perde yükselen Mesafeleri aþan Varlýk âlemininKatmanlarýný titreþtiren

Her varlýða Hitap eden âhengiyleHer varlýðýn dikkatini çekenGökleri ve yeryüzünü dolduran Her kulaða ve her kalbe ulaþanBu müthiþ çýðlýðý Dinliyor cihan...

Hüzünle nâzil olan Kur'an'ýHüzünle okuyanHer vicdanHisseder cihandaki bu ihtizâzýTitreþen her zerresiyle

17

Evet, Kur'an,Ýki âlemin; insan ve cihânBütün kanunlarýna Eksiksiz ve mutenâEbedî bir tercüman...

Göklerin ve yerin sistemi olanBu Kitab'a sarýlýncaHer vicdan Bað kurarKanunî sistemiyle kâinatýn...Ve deðer hükümleriniSosyal prensiplerini deVarlýk âleminin Temel esaslarý olanBu deðiþmez, fýtrî ve Kur'anîDinamikler üzerine Bir bir oturtur

Onun için Kur'an'ýDüþüne düþüne okur da okur...Okuduklarýný daMotif motif gerçeðe Yaþayýþ olarak dokur.


18


Ýdrak ve hissiyatlarýnýKendisine sarýlanlarýnKur'anAçar cihanaBöylece hüþyâr duygularlaSanki bu cihaný Ýlk defa görmüþçesine,Bulurlar her þeyi taptaze...

Bu anlayýþ, bu ufuk, insanaÇevreyle irtibat kuranHer þeye sevgi saçanYepyeni bir ruh aþýlarO Zaman Kur'an talebeleriÞu dünya üzerindekiYolculuklarý boyunca Nereye gitseler Nerede dursalarBulurlar kendileriniGüzel dostlarCana yakýn ahbaplar arasýnda

19

Aþýlar beyinlerine Mensuplarýnýn Kur'anHak Teâlanýn yeryüzündekiHalifeleri; þerefli temsilcileri;Göklerin ve yerin çekindiðiYüce emanetin hâmiliOlduklarý gerçeðini...

Böylece insanlar Varýrlar farkýna Gerçek deðerlerinin Ve ahsen-i takvim sýrrýnýn

Bu durumda da Gayeye ulaþtýranTek vasýta iman Olduðunu anlayacaklar

Bu þuurla da O derin imanHak TeâlanýnNefes-i Rahmanýný Tazeleyecek ruhlarýnda


20


Bunun için talim nimetiYaratma nimetinden önce geldiEvet; "Rahman...Talim etti Kur'an'ýYarattý insaný Ve ona öðretti beyaný" (1-4)Çünkü canlýlar içinde Âhsen-i takvimdeYaratýlma sýrrýGerçekleþmekte Ancak Kur'an sayesinde...

Düþünceyi açýklama nimeti olanBeyan karþýsýnda insan Gerçekten hayran!..

Öyle yaGözler ve kulaklarla Þâhit olunca bir olayaSanki bir iç kameraTesbit edip her þeyiZenginleþtirir arþivini

Ýhtiyaç olunca daBeyin arþivinden Çözülür bütün bilgilerTek tek, birer birer...

21

Mesela bu bir cinayetseOnu anlatýrken diliyle Dökebilir gözyaþý bileOlayýn tesiriyle Belki titrer ayak ve elleriDiken diken olur tüyleri...

Bunu dinleyenlerin de Arþivlenir bilgiler beyinlerinde Olayý hiç görmedikleri haldeSadece dinledikleriyle Baþkalarýna naklederler ayný þekilde!

Ne acip, ne garipNe müthiþ bir mesele! Ne muhteþem bir icraat-ý ilâhî!Cenab-ý Hakk'ýn bizlere Beyaný talim etmesi...

Evet sadece dil, dudakVe ses telleriyle gýrtlakEdiyorlar da hareketKonuþuyoruz sanki böylece


22


Beyin ve ruh da Hatta mantýk da Ýþin içinde...Çünkü "nutk"Mantýk kökünden Evet nutkun ötesinde Öyle söyleten bir mantýk var elbetteAyrýca bizim dýþýmýzdaSesleri aktaranHer zaman titreþip duranMuhteþem bir hava Okyanuslar kadar enginÇevremizi sarmakta

Hem de eðer kulaklarda O sesi fark edecekAlýcý hassas cihazlar olmazsaNe iþe yarar o konuþma?

Evet dizi dizi Bunca nimetler gerdanlýðý...Hazýrlandýktan sonraBu nâzenin insanKendi içinden doðan Duygu ve düþüncelerini Birer inci dizer gibiBaþlýyor sýralamaya Yani o hârika beyana

23

Evet iþte bu nimet-i beyan En büyük bir hediye-i Rahman

Bu tesbitten sonra Kur'anDevam ediyor Hak TeâlanýnÇeþit çeþit lütuflarýnýn Cihanþumûl fuarýndaki gösterisine:"Güneþ ve kamer,Bir 'hüsbân' ile hareket ederler" (5)Hüsbân, hesap ve mihverMânasý itibâriyle Gökteki bütün cisimlerHareket ederlerBir hesap ile

Bir eksen üzerinde...Evet dönerlerBirer Mevlevî gibiSemâ neþvesiyle.

Eðer olmasaydý bu ölçü ve denge Ve olsaydý Güneþ deSirus yýldýzý büyüklüðünde Hem de onun sýcaklýðý þiddetinde Yok oluverirdi birden Buharlaþýp küremiz


24


Veya Ay olsaydý daha iriMed- cezirlerleSu yükselmeleriYeryüzü üzerindekiBütün her þeyiBoðardý tufanlarla.

Hatta Ay dünyayaYakýn olsaydýAzýcýk daha Benzer belâlarla Mahvederdi dünyayý...

Güneþ ve Ay'ýn dünya üzerindeÇekim gücü Gerek Dünyanýn konumuGerek fezada dönüþüDenge açýsýndan Çok hesaplý ve çok ölçülü

25

Güneþ sistemi deBütün seyyareleriyleLyr burcu tarafýnda Vega Yýldýzýna Hem de saatteYirmi binlik bir hýzla Ýlerlemekte...Bu dehþetli hareket Ýnsana veriyor bir hayretBütün bunlar yanýndaMilyonlarca yýllýk yolculuðu boyunca Çarpýþmamýþtýr sistemimiz asla Bu uçsuz bucaksýz fezada Hiçbir yýldýzlaHem de iç içe giriftMilyarlarca hareket arasýndaBu nasýl muhteþem trafik!..

Ýþte bir baþka sahne:"Necm ve þecerO'na secde eder" (6)Yani yýldýzlar ve bitkilerSecdedirler;Onun buyruðuna boyun eðerler...


26


Demek þu varlýk âlemi bütünüyleÝtaat irtibatý ve birliðiyle Toptan baðlýdýrlar Rahman-ý Zülcelâle...Ýfade-i ayet Eder iþaretÝstikamet birliðine...

Kainat sankiRuhu olan bir canlý...Nasýl insan Yüz trilyon hücreden oluþanBir hücre-i kübrâ

Hem nasýl kiHer zerreden fýþkýran kâinattakiKüçük küçük câzibelerBüyük bir câzibe-i umumî

Var edilmiþtir Ayný sistemle Cihandaki ruh sahibiBütün varlýklarda bulunanTeker teker hayatlardanYaratýlmýþtýr bir hayat-ý umûmî...

27

Onun da elbette Ona göre Vardýr bir ruhu Öyle ya Hayat-ý umumî varsaVar olacaktýr bir ruh-u umûmî...

Þaþýrýp bazýlarý gerçiYanlýþ bir vahdet'ül-vücud fikrini Sürmüþler de ileriyeHayât-ý sâriye diye

Hem deYaradanýn Kendisi nazariyleKendilerini deOndan bir canlý parça zanniyleDalmýþlardýr yanlýþ hayallere

Benzer mi mahlûk, Hâlýk'a?Ey ne's-serâ min'es-süreyyâ?Evet bildiriyor Kur'an bize Kainat, ruhunun hareketiyleHer an yönelmekteRabb-i Rahîmine Bu ayetle ve daha niceleriyle


28


"Yedi kat gök ve yerHem buralardakiVarlýklarýn hepsiTesbih ve tenzih ederHer türlü eksikliklerden...Kâinattaki varlýklardan her biriHamd ile tesbih eder O'nu Fakat siz anlayamazsýnýz bunu." (Ýsra Suresi, 44)

"Görmez misinGöklerde ve yerdekiBütün mevcudatýn Hem havada kanat çarpan Dizi dizi kuþlarýnAllah'ý tesbih ettikleriniBütün noksanlýklardan" (Nur Suresi, 41)

Ýþte uçsuz bucaksýz Bu engin feza!Yoktur bilinen hiçbir sýnýrýHak TeâlaOnu ihtiþamlý yaratmanýn yanýndaDenge ve ahengi deKoydu içine..."O yükseltti göðü bu âhenkleVe mizaný koydu kiSiz de alýp dersiTaþmayasýnýz ölçü dýþýnaÖyleyse siz de Tartýyý adaletle yapýnSakýn teraziyi, dengeyi aksatmayýn." (7-8-9)

29

Bu engin görkemli semayýYüksek yaratmanýn yansýttýðý Yüceliðin yaný baþýndaKoydu ölçüyü eþya arasýna Hak tartýsýný daYerleþtirdi sâbit, sarsýlmazca Oynamaz saðlam durumda

Yanlýþ deðerlendirilmemeliTartýlýrken hiçbir þeyCehâlet ve kötü maksadýnVe vahþi arzularýnSinsi baskýsý altýnda

Eksik veya fazlaTartýlmasýn diyeHak TealâBu prensibiKodladýðý gibiÝnsan fýtratýnýn özüne...Onu, peygamberlerinGetirip tanýttýðý ilâhî sistemin Kattý temel kanunlarý arasýna...

Göklerdeki, ölçü, denge ve ahenktenMucizane bir tarzda bahsederken Niçin Kur'an birden Söz ediverdiÝnsanlar arasýndakiAdalet ve hakkaniyet ölçülerinden?


30


Çünkü büyük insan kainata Konulan ilahî ölçülerle Küçük kâinat insanýnUymasý gereken ölçüler ayný...

SankiO ölçü ve kýstaslar Süzülüp saðýlarakKâinat aðacýndan

Ekilip yerleþtirilmiþtirÇekirdeði olan insanýn fýtratýna,Aklýna, mantýðýna ve vicdanýna...

Ayrýca Ýlahî prensipler halindeYazýlý olarak verilmiþtir elinePeygamberler vâsýtasýyla Konularak gözünün önüne...

Biz bu sýrrý, bir de Hatip peygamber Hz. Þuayb'ýnSâhillerde yaþayanAþkýn-taþkýn kavmine:

31

"Dikkat edin tartýya, ölçüyeHaksýzlýk yapmayýnSakýn...Hem iktifa edinHelâlden kazandýklarýnýzla...YoksaGelir baþýnýza Semavî bir belâ"

Demesine karþý:"Bunu senin namazýn mý emrediyor?Bizim yerde yaptýðýmýz aldatmaylaGökten gelecek belâ arasýndaNasýl bir münasebet ola?"Diye itiraz eden tâðîlerceYapýlan konuþmalaraDikkat edinceAnlayabiliriz biz deEvet ince bir sezgiyle...

Nasýl ki aðlayan bir yetiminVeya bir mazlumun feryâdýylaArþ-ý Azam titrerse,Hem yaðmur ormanlarýndaNârin, ipek kanatlarýný çarpanBir kelebeðin o küçücük hareketiyleOluþan rüzgâr enerjisiyleBazen Þikago'daki camlar Olursa pâre pâre


32


Ve binalar bile çökerse;Bu hassas mizan sebebiyle Ýnsan elindeki terazinin sapmasýylaSemânýn âhengi, girer de krizeYaðar yer yüzüne Hiç beklenmedik belâlar elbette ÝþteÝnsanla kainat arasýndaki ince denge Çok baðlýdýr birbiriyle...

"Allah yeryüzünü seriverdiCanlýlarýn ayaklarý altýnaOrada türlü türlü meyvelerVe salkýmlý hurma aðaçlarý varHem saplý ve yapraklý tanelerHem de hoþ kokulu bitkiler" (10-11-12)

Önümüze serilen bu rengin Konforlu ve vasýflý nimetlerin Olamýyoruz bir türlü farkýnda bileAma zaman zaman yanardaðlarPüskürtünce kül ve lâvlarGüvenle bastýðýmýzý sandýðýmýz yerSarsýlýnca zelzelelerleElvedâ deyip gafleteBiraz olsun gelebiliyoruz kendimize...

33

Rahvan bir at gibi omzuna Bindiðimiz dünyaHiç sarsmadan taþýrken biziHoþlanmadýðý cürümlerimizi Çarparcasýna yüzümüze Bir deprem hareketiyle;Benzeyen omuz silkmeyeSilkeleyiverse þiddetleBin nedamet duyuyoruz gafletimize...Aslýnda Üstünde durduðumuz dünya Farklý deðil, bir dinamit fýçýsýndan Öyle yaBizi koruyan toprak tabakaÝçinde bulunan ateþ kitlesine göreBir elmaya oranlaÜstündeki kabuðu gibidir kalýnlýktaGel de korkma!Ama Bizi sevgi ve þefkatleSarýp sarmalayanVe türlü türlü felâketlerden koruyanSadece Yüce rahmet-i RahmanYoksaKainatýn karýþýk trafiðindeDünyamýzý bekleyip durmaktaMilyarlarca kazaÜstümüzdeki atmosfer bileKoruyucu bir tavanBinlerce zararlý ýþýn ve meteordan


34


Bu dünyanýn baðrýný bize Yaparak bir barýnakAyrýcaSalkým salkým hurmalarla Çimli dânelerle Hoþ kokulu bitkilerle Ruha neþat ve canlýlýk saçan Ýnþirah dolduran

Yani tadý, sûreti ve estetiðiyleGözler sürûru, misk kokuluNimetlerle dünyayý doldurup döþeyen Yüce RahmanDönüp soruyor vicdanlara:"Rabbinizin hangi nimet ve lütuflarýný Sayabilirsiniz, yalan?" (13)"Allah var etti insaný,Piþmiþ bir çamura benzeyen Balçýktan Cinleri de hâlis bir ateþten" (14-15)Ey insan Yarattý seni yüce Yaradan;Týngýr-týngýr ses verenKuru bir çamurdan;Ýyi ve piþkin saksýdanFaðfur gibi çýn çýn ses çýkaranHayattan çok uzak kuru topraktan

35

Cinleri de yarattýÇok önce insandan Belki deYeryüzü henüz ateþ ikenHâlis veya zehirli bir ateþten

Ýlim etmiþtir ispat;Ýnsanda bulunan, her unsurAynen toprakta bulunur Bunlar birbiriyle, yan yana Mutabýk birer hakikat...

Bütün bunlar ortada iken "Peki,Rabbinizin nimetlerinden Hangisini Yalanlýyorsunuz þimdi?" (16)Devamla"Rabbidir O, iki doðunun daÝki batýnýn da." (17)

Hâkimdir O'nun kudretiDoðularda da Batýlarda da


36


Gezegenleri, yýldýzlarý ve sistemleriHareket ettiren sadece O'nun kudretiBöyle bir iman Verir coþturan bir þuur Ýnsan beynini ve insan kalbini...Evet marifetullah, muhabbetullah!Ve hazz-ý manevîZevk-i lâhûtî ve lezzet-i rûhânîGark eder insaný manevî güzelliklere Zaten Onun hâkimiyeti Ýki doðu ve iki batý üzerindeki Nimetlerinin sadece bir pâresiAma imanla geliþen þuur iseBenzemez hiçbir nimete Elbette o bambaþka Evet marifetullah, muhabbetullahOnun için Cevap istenilir ayný soruyla:"Hangi nimetini yalanlýyorsunuz Rabbinizin?" (18)

Uzak ufuklara çýkýlan Bu gezintinin akabindeDönülüyor yine yeryüzüne Ve dikkatler çekiliyorArzýn kabuðunu saran suya:

37

"-Acý ve tatlý suyu bulunan-Ýki deniziSalarak birbiri üzerine Onlarý getirdi yan yana Ama aralarýnda Var bir mâni.Aþamazlar biri birinin haddini" (19-20)

Yoðunluklarýna Ve tuz oranlarýna Nispeten birbirinden farklýDeniz ve nehir sularýKavuþurlar amaKarýþmazlar asla...Zira Yüzey gerilimi gibiSet konulmuþtur aralarýna Sýrlý engellerle Dünyanýn dörtte üçünü kaplamakta Çoðu tuzlu olan sularHem bu kadarTuzlu su daTemizleme hizmetindeArzý kuþatan atmosferi...Tutmak için onu daima Hayata elveriþli durumda...


38


AyrýcaBöyle olmasý da gerekli...Bu durum çok hayret vericiBir planýn neticesi.

Bu noktada Ayette geçen iki kelimeye Tekrar baktýðýmýzda Baþka bir okyanus çýkar karþýmýza:

"Salýverdi ki O iki deniziKavuþurlar o denizler birbirine Aralarýnda iseBir engel var;Karýþmazlar birbirlerine" (19-20)

Burada geçen iki deniz ise Çok geniþ manalarý ihtivâ etmekte Bediüzzaman'ýn deðerlendirmesiyle:Denizlerden birisiCenab-ý Hakk'a aitVücub dairesine Öbürü iseMahlukata aitÝmkân dairesine Ýþaret ettiði gibi;

39

Rubûbiyet deniziyle Ubudiyet denizine;Dünya ile ahiret denizlerine;Âlem-i gayb ile Âlem-i þehâdet âlemlerine;Doðu ve batýdakiKuzey ve güneydekiOkyanuslara;Akdeniz ile Karadeniz'eVe onun mercan balýðý çýkan boðazýna;Akdeniz ile Kýzýldeniz'e Ve aralarýndaki Süveyþ Kanalý’na;Tatlý sularýn bulunduðu Nehirler ileTuzlu sulu denizlere;Toprak tabakasý altýndaTatlý ve çeþitli sularlaÜstündeki tuzlu ve bitiþik denizlere;Nil, Dicle ve Fýrat gibiBüyük ýrmaklarla Onlarýn karýþtýðý Tuzlu büyük denizlere kadarKüllî, cüzî mâna tabakalar varVe onlara eder iþaret...


40


Ýþte böyle okyanuslar azametinde Geniþ, engin ve derin manalaraÝþaret eden iki deniz Zihnimize muhteþem bir ufuk açmaktaOkyanuslar azametinde Çok mühim bir nimet içinBuyrulacaktýr elbette:"Hangi nimetini yalanlýyorsunuz Rabbinizin" (21)

Bu hatýrlatmanýn peþinde Ýnsanlarýn gündelik iþinde Yakýndan bildikleriÝki deniz orijinliBaþka bir nimet çeþidi deGetiriliyor dile:"Her iki denizden deÇýkar, mercan ve inci." (22)Ýnci cevheri belkiDenizlerin en enteresan nimeti...Bu canlý, yaþamaktadýr denizlerinEn derin yerindeMercan da benzer þekilde

41

Toprakta ve havada Nasýl renk renk çiçekler açarsaDeniz diplerinde de mücevherler Çiçekler açarRenkli yapraklar arasýnda Pýrýl pýrýl inci-mercanlarlaBilhassa canlý mercan adalarýPortakal sarýsý, karanfil kýrmýzýsýZümrüt mavisi ve koyu siyah gibiOlur renk renk ve çeþit çeþit

Hatýrlatýldýktan sonra bu iki nimetBu surenin sembolü olan ayetYapar deðerlendirmesini:"Peki,Hangi nimetiniYalanlýyorsunuz Rabbinizin?"

Sonra denizlerde yüzüp duranBüyüklükleri daðlarý andýranO gemiler koskocaman Birer nimet olarak hatýrlatýlýyorDenizlerin ve nehirlerin gerdanlarýna Birer mücevher gibi takýlan:"Onundur koca daðlar gibiYüzen gemiler, denizlerde" (24)


42


Gemiler O'nundur elbette Çünkü sularý üzerinde Güç veren yüzmeye...Engin denizlerin Ve en derin yerlerinDalgalarýnýn pençelerinden yineKoruyan da O'dur elbette...

Tâ Hz. Nuh Nebi’den bu yanaGemiler hep nimettirAllah tarafýndan insana...Evet O'nun nimetidir iþteÝnþâ edilip de denizde Akýp giden hoþ bir seyirleHem inci-mercan misaliNice faydalý þeyleriSýrtýna yüklenmekleDurmadan koþan hizmeteO daðlar varî gemiler deBüyük nimetleridir Rabbimizin bize...

Onun için:"Hangi nimetlerini yalanlarsýnýz Rabbinizin" (25)DeniliyorVe son veriliyorBu noktada Görünen kainat sayfalarýnýnBir bir okunmasýna...

43

Kapatýlýyor daFânî sayfalarý âlemin,Kayboluyor gözlerdenKaraltýlarý bütün yaratýlmýþ zâillerin...Bu müthiþ tahliyeden sonraMüthiþ bir gerçek çýkýyor ortayaTek olan beka ve azametteEþsiz, ortaksýz bir ilâh"Lâ ilahe illallah"Zuhur ediyor bütün ihtiþamýyla...Ýþte bu gerçeði kalplerde Yerleþtiriyor eþsiz bir ifadeyleYaparak kalýcý bir reâlite:"Herkes fânî ve zevâldeYerin üstündeVarlýk olarak bulunan Ama sadeceRabbin varlýðý bâkîKerem ve celâl sahibi olan" (26-27)Nefesler kesiliyor bir anGölgesi altýnda bu ifadeninVe kýsýlýyor sesler korkudan Kalýyor hareketsiz her organKaplýyor bütün hayat sâhipleriniFâniliðin gölgesi...Kuþatýyor her hareketiSarýlýyor gökler ve yerBütün ufuklarý ile beraber...


44


Ve ardýndan Azamet izârýKibriyâ ridasý olanHak Tealânýn varlýðýBütün vicdanlarýZamaný ve mekânýAlýyor sayesi altýna

Asla unutulmayaBu tabloyu edemez tasvirHiçbir Ýnsanýn dili ve kalemiVe gücü yetmez eklemeyeHiçbir þeyKur'an'ýn bu mucize ifadesine!

Ýþte bekâ reâlitesiKalblere böyle girdiYani:Cihandaki her þeyin Yok oluþ ifadesinin Peþi sýraBâki bir ilâhKerem ve celal sahibiBir AllahVardýr diye edilerek ispatGönüllere salýndý bir inþirâh...

45

Bu öyle bir nimet kiGelemez ifadesi dile...Onun için ikaz edilerek her birimizBuyruldu lâhûti bir edâ ile:"Hangi nimet ve lütuflarýnaRabbinizin, (düþünmeden siz)Yalan dersiniz?" (28)

Evet böyle bâki bir ilâha Sahip olma nimeti,Onun marifet ve muhabbetinden Zevk, lezzet ve hazlaraGark olma nimetiBütün nimetlerin temeli!..

Ýnsan gerçeði fark etmeliVe Bediüzzaman gibiÞöyle demeli:"Fâniyim, fâni olaný istemem.Âcizim, âciz olaný istemem.Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr-ý istemem.Ýsterim, fakat bir Yâr-ý Bâkî isterim.Zerreyim, fakat bir Þems-i Sermed isterim.Hiç-ender hiçim, fakat bu mevcudatý birden isterim."


46


Fâni âlemin ötesindekiEzeli ve ebedî bir gerçeðiFark edenlerVarlýklarýnýn devamýVe türlü ihtiyaçlarý içinYönelirler Yüce Hâlýk ve Kayyum'a Eþi, benzeri, ortaðý ve ihtiyacý olmayan:"Göklerde ve yerde olan herkesÝhtiyaçlarý için O'na yalvarýr;O da her an yeni tecellilerleÝþ baþýndadýr." (29)

Yokluktan varlýða ermek için Hem de devamlýlýk içinMuhtaçtýr her þeyHâlýk ve Kayyûm isimlerine Varlýðýn her lâhza ve merhalesinde

Herkes, her þey Onun dilek kapýsýndaDemirbaþ bir dilencidirO kapýyý çalan boþ dönemez asla...

Ama baþkasýna yalvaranBaþkasýndan istekte bulunan;Örümcek aðýna takýlanPeriþan mý periþanZavallý bir sinek misâliTükenir giderKötü bir sýðýnak kucaðýnda

47

Sonsuz istekler karþýsýndaMâni deðildirHiçbir iþ, baþka bir iþeMeþgul edemez, hiçbir meseleCevap vermesi için bütün isteklereBaðlayamaz O'nu, zaman ve mekânlarO'dur zaten onlarý Yaratan

Bir ismi de O'nun Fa'al'dirO'dur her þeye KâdirFa'al isminin sýrrýyla Býrakmamýþtýr hiçbir þeyi âtýl

Faaliyet-i daimededirHer atom zerresiZira vardýr lezzet faaliyetteBizzat lezzetin kendisidirHer bir faaliyet,Her bir hareket

Onun için koca kâinatVe içindeki her zerresiOnun denetimi ve idaresiyleSürdürür denge ve âhengi


48


Ýzlemektedir, bu cihanþümûl idareFilizlenen her tomurcuðuDalýndan düþen her yapraðý Yerin derinliklerinde Gizlenen her tohumuYaþ-kuru her þeyiBütün balýklarý denizlerdekiDeliðindeki her kurtçuðuKuytu köþesindeki her böceðiÝnindeki her hayvan-ý vahþiyiBütün kuþlarý yuvalarýndakiHer yumurtacýðýHer civciviHer kanadýHer tüyü Her hücresiniBütün canlý organizmalarýn

Böyle bir durumNe büyük nimetVarlýklar için!

Bu hatýrlatmadan sonraSoruluyor düþünmemiz için:"Hangi nimetini yalanlýyorsunuz Rabbinizin?" (30)

49

Sonra daTehdit ve korkutma muhtevalýTüyler ürpertici Sarsýcý ve dehþet vericiVasýfta bir hitaplaBuyruluyor ki:"Hele az bekleyin Ey cin ve insan topluluðuGelecek yakýnda Sýranýz da sizin" (31)

Bu müthiþ ifadeler karþýsýndaDeðil insanlar ve cinler, hattaDayanamaz sýradaðlar ve yýldýzlar bileBu tabloyu hayalinde Canlandýran herkesiTitretecektir tepeden týrnaða...Bu tehdîd-i Ýlâhî...Evet bütün cihaný Bir tek "Ol!.." sözüyleYaratan elbette Mahveder her þeyi, "Yok ol!" demekle.

Bu korku ve dehþet tablosunun Gölgesi altýndaSoruluyor yine muhataplara:"Rabbinizin hangi lütuflarýna Yalan diyorsunuz?" (32)


50


Bu sorunun da arkasýndanOkunuyor meydanDozajý artýrýlanBelið bir üsluplaCinlere ve insanlara:"Ey cinler ve insanlarGücünüz yeterse Kuturlarýndan Göklerin ve yerin Çýkýp gitmeyeHaydi çýkýp gidinFakat çýkamazsýnýz aslaBir sultan, bir imkân olmadýkça" (33)

Semâvat ve arzýn aktarýYani kuturlarý, çaplarý...Bu ifade, göklerin ve yerinEder iþâret yuvarlaklýðýna Evet Hak Tealâ tarafýndan Bahþedilecek imkân olmadanÇýkýlamaz kâinatýn hudutlarýndanYer çekiminden kurtulmak için bile GereklidirBinlerce kilometreBir kaçma hýzý...

51


Bir nebze de Verilecek bir nimeteÝmâ edilmekte Uzayda ilerleme meselesindeOnun için Soruluyor bizlere:"Hangi nimetini yalanlýyorsunuz Rabbinizin?" (34)

Sürüyor buna raðmenHücum kampanyasý,Bu ezici üslupla.Varýncaya kadar son noktaya:"Üzerinize salýnýr daYalýn bir alev ve bir bakýrKurtulamazsýnýz bundanHer ne yapsanýz da" (35)

Burada bu tablodaAlýþýlagelenlerin ötesinde Hayallerdeki imajlarý bileAþan bir korkunçlukta Bir dehþet tablosu!Rastlanmayan benzerineOrijinal bir tablo!

52


Bunun üzerine Soruluyor ayný soru:"PekiHangi nimetleriniYalan ve inkârâ RabbinizinYeter mecâliniz sizin?" (36)Dehþetleri artýrýcýKýyamet kopma sahneleriGetiriliyor gözler önüne:"Gök parçalanýp daKýrmýzý gül renginde Dönüþtüðünde bir yað eriyiðine" (37)

Parçalanmýþ bir gök ki Kýrmýzý gül renginde Fakat yað sývýlýðýnda Ýþte böyle bir manzara!Hayalen bakabilen bu müthiþ yýkýmaMeydana gelecek bu kaosaHer insan Her düþünen beyin"El veda!" diyecektir gaflete Bir daha dönmeme niyetiyle.

53


Tam bu safhada Soruluyor yine:"Rabbinizin hangi nimetiniKalkýþýrsýnýz yalan saymaya?" (38)Buyruluyor devamla:"Artýk o gün, ne insanlara Ne de cinlereSorulmaz günahlarýZira herkesin sîmâsýHacet býrakmaz soruya." (39)

Bu tablo da Bol þâhitli tablolardan biriKimileriSavunmaya kalkýþsa da kendiniKimisi de Suçu atsa bileBaþkalarýnýn üzerineÝzin verilmeyecektir çekiþmeye Zira kötülüklerin izleriKara lekeler halinde Ýyiliklerin de izleriBeyaz parýltýlar þeklindeBelirecektir yüzlerdeOkunacaktýr yüz çizgilerinde

54


Böyle bir durumda Mümkün olur muYalanlama ve inkâr etme?"Peki Rabbinizin Hangi nimetine Gücünüz yeter yalan demeye Veya inkâr etmeye?" (40)

Getiriliyor göz önüne Mücrimlere yapýlan muamele:"Tanýnýr suçlular simâlarýndan Tutulup perçem ve ayaklarýndan Atýlýrlar cehenneme yaka paça" (41)Hem de sorula sorula:"Peki,Rabbinizin hangi nimetiniCüret etmiþtiniz yalan saymaya?" (42)

Bu sahne Korkunç olmakla birlikte Hem de küçük düþürücüÇünküBirleþtiriliyor suçlularýnAyaklarý ile yüzü Zira bu biçimdeKarga-tulumba Atýlýyorlar cehenneme...

55


Sanki soruluyor bir deOkunurken bu sûreVe sesleniliyor þöyle:"Budur iþteYalanladýklarý cehennem mücrimlerin!" (43)Ýnleten inim inim Bir cehennemin Durumu getirilerek göz önüne Baktýrýlýyor onlarýn hallerine:"Cehennem ile kaynar su arasýnda Mekik dokuya dokuya Gidip gelirler" (44)

Isýsý yüksek, son derece Kaynar bir su Sanki bir yemek, piþen bu ateþte Ve iki azap kaynaðý arasýndaGidip gelen günahkârlara Soruluyor ayný soruAma þartlar çetin mi çetin:"Peki,Hangi nimetlerini, yalanlýyordunuz Rabbinizin?" (45)

56


Bundan sonra Bir tezat sanatý edasýyla Belið bir üslupHoþ bir edâVe güzel bir tarzlaAcýklý azap sahnelerinden sonraOnurlandýrýcý saadet sahneleriSeriliyor dikkat nazarlarýna:"Ýki cennet varRabbinin huzuruna Çýkmaktan korkanlara" (46)

Bu korku, deðildir sadece Bir yürek çarpýntýsýndan ibaret;Ýnkâr ve nankörlükten sakýnarak Ýman ve þükürle Ýtaat içinGöstermektir saygý ve hürmet...

Rivayet edilir ki:Hz. Ömer, halife olduðu günlerde Devam ederdiMescide ve ibadeteBir delikanlý Derken bir kýz ile Âþýk olmuþlardý birbirlerine

57


Bir gün tenha bir yerde Kýz çýkageldiOturup konuþunca da Gönlü çekti...

Bunun üzerine Hýçkýrdý bir çýðlýkla Bayýlýverdi ardýndan daAmcasý onu aldý omzuna Ve götürdü evine Genç ayýlýnca Haber yolladý amcasýyla "Git (Halife) Ömer'e Benden selâm söyle Sor, söylesin bana Ne vardýr Rabbinin makamýndan korkana?" Ve arkasýndan bir çýðlýkla Hýçkýrýp vefat etti ânýnda...

Hz. Ömer dedi kiDuruma vâkýf olunca:"Ýki cennet var sana!Ýki cennet var sana!"

58


Dünyevî ve uhreviBunca nimet içinBir soru soruluyor vicdanlara:"Peki,Hangi nimetlerini Yalanlarsýnýz Rabbinizin?" (47)

Bu iki cennetin Güzelliðine gelince:"Her iki cennet deÇeþit çeþit ve sýk dallýAðaçlarla kaplý." (48)

Ýnce, yumuþak dallarlaTaze fidanlarla,Türlü bostanlarla,Serinletici aðaçlarla,Sulak ve yeþillik dolu bahçeler:"O haldeHangi nimetlerini Rabbinizin Ýnkâr edebilirsiniz?" (49)

"Ýki cennette de varAkýp giden iki pýnar" (50)Bu ikisinin ismi Tesnim ve SelsebîlVeya pýnarlarýn remziÝki bilgi kaynaðý; Zâhir ve bâtýn ilimleri...

59


Demek cennet köþklerinin Bol suyuKullanýþý kolay ve konforluÖyleyse ey cinler ve insanlar Nimetleri varken, bu kadar:"Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlýyorsunuz?" (51)Cennetlerin meyvelerine gelince;"Ýkisinde deVardýr çift çift Her çeþit meyve" (52)

Meyveler hem türlü türlüHem de bol boldurYaþý-kurusuBilineni-bilinmeyeni Þeklen benzeyeniTadý bambaþka Güzel olaný Velhasýl her çeþni ve çeþidi...

60


"O halde Hangi nimetlerini Rabbinizin Edersiniz inkâr?" (53)"O cennetlikler yaslanýrlar Öyle döþeklere ki;Astarlarý yaldýzlý kalýn atlastanDevþirilecek meyveleriOlacaktýr yere yakýnca Ve hemen ellerinin altýnda" (54)Mefruþatlarýnýn ve döþeme takýmlarýnýn Sadece astarlarý bileYaldýzlý kalýn ipekten olunca Yüzlerinin güzelliðini Artýk Allah bilir sadece

O cennetlerin Meyvelerinin devþiriliþi deHer seviyede ZahmetsizceAlýverecek derecede..."Peki þimdi,Rabbinizin bunca nimetlerinden Hangisini Yalanlayabilirsiniz." (55)"O cennetlerdeGözleriEþlerinden baþka biriniGörmeyen Tatlý bakýþlý öyle güzeller Vardýr ki

61


Daha önceCin ve insanlardan hiç kimse Dokunmamýþtýr kendilerine (Evet onlar hep bâkire)" (56)

Bu dilberler,Bakýþlarýný sadece Kocalarýna çevirirlerVefalý, sadakatli sevgililer Hem de Bakanýn bakýþlarýný Kendilerine çekerler,Gören bir gözü Bakmak istemeyecek derecede Baþkasýna Sadece Kendilerine baðlarlar Hiç el deðmemiþHep bekâr kalmýþDuygularý ve bakýþlarý Temiz ve iffetliTam mânasýyla lekesiz Güzel dilberler

62


"O halde Rabbinizin Hangi nimetleriniÝnkâr edebilirsiniz?" (57)"Parlaklýkta o hanýmlar Sanki yakut ve mercandýrlar." (58)O cennet eþleriGöz alýcý ve parlak tenli..."Bütün bunlardan sonra Rabbinizin hangi lütuflarýna Yalan diyebilirsiniz?" (59)

Mükâfâtýdýr iþte bunca nimet Allah'tan derin bir haþyetDuygusunu Ve Allah korkusunuGönlünde taþýyanTakva ve ihsan Sýrlarý ile yaþayan Güzel kullarýn

"Ýhsan ve iyiliðin karþýlýðýÝhsandan baþka mý olacaktý?" (60)Karþýsýna alýp sahabeyiEfendimiz Aleyhisselam Buyurmuþtur ki:"Biliyor musunuz Rabbiniz Ne buyuruyor, bu ayetle?"

63


Sahabeler de kemal-i edeble:"Bilir demiþler, en iyisiniAllah ve Allah'ýn peygamberi."

Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.) de:"Allah, buyuruyor ki:'Benim kendisine TevhidiNimet olarak verdiðim kimsenin Cennettir ancak mükâfâtý.' diye Karþýlýkta bulunmuþtur."

"Öyleyse Rabbinizin hangi nimetleriniEdebilirsiniz inkâr?" (61)"Bu ikisinden baþka Vardýr onlara iki cennet daha" (62)"PekiRabbinizin Nimetlerinden hangisiniEdebilirsiniz inkâr?" (63)"Bu iki cennet de yemyeþildir" (64)Koyu yeþildir bunlarýn renkleriYeþillikte son derece þiddetli."Öyleyse Hangi nimetlerine Yalan diyebilirsiniz Rabbinizin?" (65)

64


"Bunlarda daSürekli fýþkýrýp kaynayan Ýki pýnar var." (66)Bunlar Þadýrvan ve fýskiyeler misaliFýþkýran, püsküren sürekli Daha sanatlý pýnarlar..."Peki þimdiRabbinizin hangi nimetlerini Edebilirsiniz inkâr?" (67)"Bunlarda da varHurmalar ve narlar." (68)Türlü ve eþsiz meyveler Görülmedik güzellikte...Bilhassa Nar ve hurma Ýlaç ve yiyecek olmalarý itibariyleNâr meyvesinin çekirdeksizi iseÞayandýr zikre..."Peki öyleyseHangi nimetlerini Rabbinizin Ýnkâr edebilirsiniz?" (69)

65


"O iki cennetin içinde de varÝyi huylu güzel hanýmlar." (70)Dilber mi dilber Hayýrlý ve faydalý güzeller "O halde Rabbinizin lütuflarýndan Hangisini sayarsýnýz yalan?" (71)"Otaðlarýnda Eþlerine hasredilmiþ hûriler." (72)Ýnciden çadýrlar içinde Eþlerinden baþkalarýna Bakmayan hûrî dilberler Onlar þurada burada dolaþan Sadakat ve iffetine leke dokunduranTakýmýndan deðil...Evlerinin iþleriyle meþgul Namuslu, beyaz tenli, kara gözlüSeçkin dilberler Zaten hûrînin mânasý Þiddetli beyaz, gözünün beyazý Þiddetli kara olan karasý Âhû gözlü...

66


Cennetin çadýrlarýna gelince Rivayetlere göre:"Ýçi boþ, bir tek inciden tekmilBoyu altmýþ milHer köþesinde Müminin bir ehl-i ikamet etmekte Diðer eþler, onlarý görmezler Mümin dolaþarak, olur, onlarla birlikte"

Baþka bir rivayette:"Çadýr, büyük bir incidirO daÝncilerden yapýlma Sahiptir yetmiþ kapýya"

Cennette, cennet ehliElde etmek için bir þeyiHissetmez harekete ihtiyaçÇünkü eþya Onun yanýna Eder hareket...Yani gelir ayaðýna Yiyeceði ve içeceðiHem arzu ettiði her þeyi...

67

Evlerde bulunur hûrilerÝstedikleri vakit deÇadýrlarla olur intikalleri Eþleri müminlere Müminlerin vardýr köþkleriHûrileri ise O çadýrlardan inerler köþklere Birer ceylan gibi...

Dünyevî eþlerine gelince Daha güzeldirler hurilerden bile...Çünkü taþýrlar bütün güzelliklerini Cennetteki her çeþit letafetin."O halde Rabbinizin Hangi nimetleriniÝnkâr edebilirsiniz?" (73)"Öyle dilberlerdir ki,Daha önce onlara,Dokunmadý hiç kimse Cinlerden ve insanlardan." (74)"Bu durumda Rabbinizin hangi lütuflarýna Diyebilirsiniz yalan?" (75)"Bu cennetlerde aðýrlananlar Yeþil yastýklara Ve güzel iþlemeli Minderlere yaslanýrlar." (76)


68


Ayette geçen yeþil refref;Yeþil ince nazik kumaþ...Hem döþeklerin, tahtlarýnKaryolalarýn, yaygýlarýnVe perdelerin sarkan etekleri;Yere gelen saçaklarý...Salkým söðüt gibi Dallarý aþaðý sarkan Ýnce ve nâzik aðaçlar...Çadýrlarýn etekleri,Çayýrlýk ve çimenlik yerleri...Bütün bunlar Yeþil refrefin mealleri...Anlýyoruz kiBu güzel kelimeler,Pek çok güzelliklerini O cennetlerinTasvir etmek içinSeçilmiþ ve girmiþ Ýlahî mesaj içine "Güzel abkarîler" ise,Güzel döþemelerdir; hârikulâde Ýpek kumaþ, halý-kilim, antika döþeme...

69


Özetlenebilir þöyle de:Ref ref, o yaðýz, yeþil cennetlerin çimeniAbkarî ise, cennet ehlininÞu durumda yaniGörmeden sýrrýnýn izahý Mümkün olmayan O çok hoþ, çok güzel elbiseleri...

"Peki,Rabbinizin hangi nimetleriniEdebilirsiniz inkâr?" (77)Ýþte bu ayet-i kerime Rahman sûresinde Tam otuz bir kere Edilmiþtir tekrar...

Bunlardan sekiz ayetYaradýlýþ üstünlüklerinin ifadesiDünya ve ahirete ait Hususlarýn sonunda

70


Yedi tanesiCehennemin ahvaliyle ilgili Tenbihlerin peþindekiBu yedi rakamýDenk geldiCehennem kapýlarýnýn Sayýsý ileZikredildiSekizi de Ýlk iki cennetin Vasýflarýnýn peþi sýra Hem de eþit þekilde Sekiz cennet kapýsýnaBöylece Ýþaret edilmiþtir kiSûrenin baþýnda Beyan edilen sekiz hususa Ýmanla Gereði gibiAmel eden kimseHak edecektir girmeyiHer iki cennetteHem de Korunmuþ olacaktýr Allah'ýn izniyleCehennem ateþinden

71


Bu mübarek sûrede zikredilenCin, insan ve hayvanlara gelinceBolca verilen Allah'ýn nimetlerini Hem ifade Hem de Onu her türlü eksiklikten Takdis ve tenzih etmek için Buyruluyor neticede:"Celâl ve ikrâm sâhibiRabbinin adý çok yücedir, çok yüce (78)

Ýman ediyoruz biz de Çok kesin biçimde Rahman, yücelerden yüce!..

73

Tâhâ

Ey insanlarýn hidayet derdiyleKývrým kývrým kývranan Ve onlar iman etmiyor diyeÝntihara gidercesine Izdýrýplar içinde Çareler arayanEy Muhammed Mustafa!..

"Tâ Hâ" (1)"Biz sana Ýndirmedik bu Kur'an'ýDüþesin diye sýkýntýya" (2)"Ýndirdik onu Uyarý olsun diye Allah'tan korkanlara" (3)"Ýndirildi oAllah tarafýndan Arzý ve ulu semayý yaratan" (4)

74


"O rahmeti bol RahmanEtmiþtir Arþ üzerine istivâ(Kurulur gibi saltanat tahtýna)" (5)"Semâlarda ve arzdaHem her ne varsa Ýkisi arasýnda Hepsi de Onundur" (6)"Söyleyeceðini ister sesliÝster içinden söyleAllah bilir gizliyiHatta gizlinin de gizlisini" (7)"O Allah;Kendisinden baþka ilâh olmayan ilâhOnundur bütün Esmâ-i Hüsnâ" (8)

Ýndirdi Hak TealâKur'an'da 29 yerdeSure baþlarýnda Bir tâc-ý zerrin hâlindeTâ Hâ gibiBenzeri harfleri

75

T â h â

Lâm elifle 29 olan harfler Bunlarýn bulunduðu 29 sureyleEdiyorlar tevafukBu sýrlý denk geliþleAsýl olan 28 harften iseSeçilmiþtir yarýsý sadeceSurelerin evvelindeNice nice sýrlar ve hikmetlerle

Huruf-u mukattaa namiyle tanýnan Tek tek ve kesik kesik okunan Her biri birer þifre olanSurelerinin bütün harflerine göreMotif motif örgülenen Bu mukaddes iþaretler Ehilleri için muazzam birer hazineÝmam-ý Rabbânî Ve Muhyiddin-i Arabî gibi

76


En baþta Fetânet-i Kudsî SahibiMuhammed Aleyhisselam için elbetteÝþte böylece "Tâ Hâ" diyeBaþlayýnca sureHer okuyan duyar içindeGönlü okþayan ýlýk bir meltemRuha bir merhemBunlardan çýkan müzikal melodiler Sûrenin bütün duraklarýnýn O hoþ naðmeleriniDuyuracaktýr içimizeAyný ses tonuyla Yansýta yansýta

"Fî Zýlâl" gölgesinde Çalýþýyoruz hissetmeyeBütün bunlarý biz deBu hitabýn ardýndan O Muhatab-ý Aziz'e:"Ýndirmedik, Kur'an-ý bir kere Sen bedbaht olasýn diye"Denilerek hitap ediliyorHem de Teselli ediliyor En güzel teselli ile

77

T â h â

Bu kitap Zorluk çekilmeden okunanRahat anlaþýlan Açýk ifadeli bir hitap...Getirdiði mükellefiyetler deAþmaz insan gücünü...Zaten Hak Tealâ Kaldýrabilecekleri bir yükü Koyar muhataplar önüne Ýnsanlar böylece Güçlerinin sýnýrlarý içindeBunlarý getirmekle yerine Ulaþýrlar ulu bir nimeteHem deÂlem-i ulvî ileGeçebilirler münasebeteBu iseBir sýkýntý deðilTam bir lütuftur tersine

Kur'an bir tezkire, bir uyarmaAllah'tan haþyet duyanlara ZiraKur'an'ý indiren AllahYerin ve yüce göklerin yaratýcýsýdýr yegâneÝþte bu sebeple Göklerdeki kanunlarla Kur'anî hükümler arasýndaSýký bir bað var Müthiþ bir alâka

78


Allah'ýn rahmetinin Sonsuz ulvî hâkimiyetiEdilmiþ ifâdeRahman'ýn Arþa istivâMüteþâbihiyleKurulur gibi yüce bir tahtaKinâyeli bir anlatýmla...

Göklerde ve yerde Hem ikisinin mâbeyninde Topraðýn altýnda ve içinde Bulunan her þey O'nun iseHem de sesli sessiz Her söylenen söz Hatta saklýnýn saklýsý Ve gizlinin gizlisi deOnun bilgisinde ise-Ki, tam mânasýyla öyle-Hiçbir þey hiçbir kimseKalabilir mi hâriçteOnun denetim ve gözetiminden

79

T â h â

Evet ne büyük bir güven Aþýlar bu belið ayetlerleMuhammed Aleyhisselamýn kalbine Ve davâ ýzdýrabîyle Her içi yanan dertliyeDerin bir sevgi ve haþyet içinde

Kendisinden baþka ilâh olmayan Ve en güzel isimlere sâhip bulunan Allah ifadesiyleKatýlýyor çok güzel bir ritimGeçen ayetlerinDuraklarýnda çaðlayan O muhteþem ses uyumuna Tâ, Hâ, teþkâ, yahþâ, ulâ, istevâSerâ, ahfâ, ve hüsnâKelimeleriyle Kâfiyeye benzer bir güzellikle Hem kuruyor çaðrýþým ortaklýðý Ayetlerdeki umumî muhtevâya Evet sûrenin havasýna Neredeyse cümlelerin hepsine Sinen mânalar iseRahmet, Allah'a kurbiyetVe ilahî himâye ile inâyet

80


Bunlarýn peþinden Kýssa-i MusaVerilerek misâl Peygamberlere bahþedilen Ýlahî himaye ve inayetSerildi gözler önüne:"SâhiSana gelmedi mi?Musa'nýn haberi?" (9)"HâniO, çölde Yol alýrken gece Uzaktan bir âteþ görünce Þöyle demiþti ailesine:

'Bir ateþ iliþti gözüme Gideyim oraya doðruBelki de Oradan alýrým bir korGetiririm size Bulurum orada belkiYolu bilen birini" (10)

81

T â h â

Kayýn pederiÞuayb Alehisselamla Arasýndaki anlaþma Süresinin bitmesi üzerine Hz. Musa Kelimullah Ailesini almýþ yanýna Tekrar Mýsýr'a dönmekteMedyan yolu üzerinde Tur Daðýnýn yaný baþýnda...Ama þaþýrmýþtý yolu daAilesi yanýnda Gece zifiri karanlýk Çöl, uçsuz bucaksýz...

Ýþaret edip ailesineYürüdü doðru ateþeBilindiði üzere Geleneklere göreYaþayanlar çöldeGeceleri tepeciklerdeAteþ yakarlardýGece yolcularý da böyleceYollarýný ederlerdi tayinOnun içinSevinmiþti Hz. MusaGörünce yanan ateþi...Hemen koyuldu gitmeye Ateþin çevresine...

82


Öncelikle Oradan getireceði kor ile Ateþ yakýp ýsýtacaktý ailesini Zira çöl geceleri Olurdu buz gibiÝkinci bir maksadýBir kýlavuz bulmaktýO da olmazsa Ateþin ýþýðýyla Tayin edecekti yolunuSeçip saðýný solunu

Ama karþýlaþtý müthiþ bir sürprizleBulmuþtu gerçiAradýðý ateþiAma bulduðu bu ateþ Nurlara eþBedenleri deðilRuhlarý ýsýtan Hem ýsýtan bir ateþBu da Yarýyordu yol bulmayaAmaDeðil yolunu yitirenlere karanlýktaBüyük yolculuðun yolcularýnaTutuyordu ýþýk:

83

T â h â

"Varýnca ateþin yanýna Birden edildi, nidâYâ Musa!" (11)"Senin Rabbin BenimÇýkar nalinlerini hemen!Çünkü kutsal vâdidesin sen!Evet, evet Tuvâ'dasýn sen!" (12)"Seçtim seni peygamberliðe Öyleyse Sana vahyedileni iyi dinle" (13)"Muhakkak ki,Benim, gerçek ilâh!Yoktur benden baþka ilâhYalnýz Bana ibadet etO halde sen deBeni anmak için Et namazý edâ" (14)"Elbette gelecekKýyamet saatiNeredeyse açýklayacaðýmOnun vaktini...Tâ ki her kiþiBulsun orada bütün yapýp ettiðiniKarþýlýðýný iþlerinin" (15)

84


"Ýman etmeyenlerBu anýn geleceðine Ve düþenler peþine Arzu ve ihtiraslarýnýn...Ve onlarýn tutsaðý olanlar,Seni vazgeçirmesin sakýnOna imandan Uzaklaþtýrmasýn onun þuurundan...YoksaSonra sen deGidersin helâkeMahvolur düþersin En aþaðý bir raddeye" (16)

Burada öylesine Görkemli bir sahne Yer almýþ ki,Ýnsanýn sadece geçip karþýsýna Sýrf hayâl etmesi bileDondurur kanýný, sarsar benliðiniTutulmuþçasýna zelzeleyeEvet tahayyül edelim bir kere:Yapayalnýzdýr Hz. MusaÇölün ortasýndaGecenin dondurucu ayazýnda Göz gözü görmemektedir karanlýktaÜrkütücü bir sessizlikHâkimdir her tarafa...

85

T â h â

Hz. Musa iþte bu ortamdaUzaktan Tur Daðý'nda Yanarken gördüðü ateþin yanýna Varma arzusuylaVar gücüyle çalýþmakta

Tam o sýrada Çevresindeki bütün mevcudatÞu yüce nidaylaYankýlanmakta:"Ey Musa!Hiç þüphesiz Ben Rabbinim senin...Çýkar artýk nalinleriniZira kiSenMukaddes Tuvâ Vâdisi'ndesin.Hem seniPeygamber seçtim Ben."

Kâinattaki yeri itibariyle O küçücük, güçsüz ve sýnýrlý zerreGözlerin göremediði azametleGölgesi altýnda;Göklerin ve yerinKüçüle küçüleMikroskobik varlýklara dönüþtükleriO ululukla karþý karþýya!

86


Evet beþerî varlýðýnýnSýnýrlý duyarlýðýylaAnlayabilmektedir Hz. MusaO ulu nidâyýYine Cenab-ý Hakk'ýn yüce lütfuyla O an Kelîmullah'ýn þahsiyetinde,Týrmandýðý bir andýr doruklaraSanki bütün insanlýðýn...

Bir insan içinOlsa bile bir an içinO muhteþem kaynaktanMesaj almaya DayanabilmekNe ulaþýlmaz bir mazhariyet!Nasýl olursa olsun, þekli, tarzýBöyle bir irtibat kurmayaElveriþli olmak bütün insanlýk adýnaEvet ne büyük lütfudur Allah'ýn…Ne büyük bir onurdur;Biçilemez paha!

87

T â h â

Bizzat Hz.Musa'ya Ne büyük þereftir buEvet Allah seçiyor bir kuluSayýlara sýðmayan Ýnsan yýðýnlarý arasýndanHem seçilen bu mümtaz insanYaþýyor fezadaMilyarlarca gezegen ve yýldýzdanBirisi olan Þu dünyada...Evet bu lütuf sadece Ahsen-i takvim üzere Yaratýlan nüsha-i kainat insana.

Bu yüce iltifat ve itibardan sonraUlu bir direktif veriliyor Kelîmullah'a:"Þimdi sana Vahyedilecek mesajý dinleHiç þüphesiz kiBen Allah!Benden baþka yoktur ilâh.Tahsis et ibadetiniSadece BanaNamazý daSýrf beniAnmak için kýl dosdoðru.Herkes görsün diyeKarþýlýðýný yaptýklarýnýn Gelecektir kýyamet aný kesinlikle Ben o aný gizli tuttum neredeyse Hemen hemen oluverecek âþikâre...

88


Bu ânýn geleceðine Ýmaný olmayanlar Ýhtiraslarýnýn da esiri olanlarUzaklaþtýrmasýnlarSeni, sakýnOnun derin þuurundan YoksaMahvolur, düþersin aþaðýlara!"

Tevhid inancý ve namaz ibadetiVicdanlarý Allah'a Onunla münasebet kurmayaÖzen ve özlemle hazýrlarVe hissî yoðunluk saðlar...Kýyamet günü iseBir randevudur beklenenBu büyük buluþmada Dünyevî davranýþlaraVerilecektirÂdil ve eksiksiz karþýlýklarSaklýdýr Kýyamet bilgisiBilebiliriz ancak bizHak Tealânýn bildirdiði kadarBu bilmezlik Sürükleyici bir lokomotif gibiTemel unsurudur hayatýmýzýn Ve psikolojik yapýmýzýn Meraklarýmýzý kamçýlayan.

89

T â h â

Kalpler ve duygular Ne zaman geleceði belli olmayanBöyle bir kýyamet inancýyla Kurtulabilirler bi iznillah Zaman zaman Baþýboþluða sürüklenmekten Gaflet girdabýna düþmekten Hem sorumluluk duygusundan sýyrýlmaktanHem de Ýnsanýn içinde Sürekli bir endiþe Kesintisiz bir hazýrlýk gayretiKorur insaný sapmaktan Eðri- büðrü yollara Gidererek derin gafleti...

Ama fýtratý bozulanlar,Ýhtiraslarýnýn esiri olanlar,Ve içleri inkârla dolanlar Düþerler dört ayaklýlar seviyesineBelki deDaha da derin bir derekeye

Bu muhteþem süpriz karþýsýndaHz. Musa Unuttu da

90


Niçin oraya geldiðiniBütün vücudunu ürpertenBu ulu nidâyaKulak kesildiBütün varlýðýný daBu kudsî mesajýAnlamaya verdiHz. Musa Bu çarpýcý sürprizden baþkaHiçbir þeye duymazken alaka Ansýzýn kendisine Þöyle sual edildi:"Sað elindekiNedir yâ Musa?" (17)

"Dedi kiAsâmdýr o benimDayanýrým ona Yaprak silkelerim onunla Koyunlarýma Birçok iþime yarar o daha Bunlarýn dýþýnda." (18)Hz. Musa'yý çok önemli bir vazifeye Hazýrlayýp yetiþtirmek gayesiyle:"Onu yere býrak ya MusaBuyurdu Allah" (19)

91

"Hemen býraktý amaBir de ne görsün Kývrýlýp hýzla Sürünen koca bir yýlan!(Âdetâ bir ejderha!)" (20)"Tut onu, korkma Çevireceðiz onu eski haline Buyurdu Hak Tealâ." (21)

Üstün ve sonsuz kudreti Allah'ýnElindeki deðneði Musa'nýn Ýþler gördürüyor her anOnun aklýnýn ucundanGeçmesi mümkün olmayanHem o asâyý sokuyorOnun düþünemeyeceði kýlýklara Ýþte bir mucizeÝþte bir hârika!.

Aslýnda yaratýlýyor bu mucize her anFakat yavaþlatýlmýþ bir film misaliNice milyonlarca Deðnek benzeri Cansýz cisimlerin zerreleriDönüþüyor her anCanlý birer hücreye

T â h â

92


Bu mucizede iseHz. Musa'nýn deðneðiHýzlandýrýlmýþ bir film gibiCanlýlýðýný gösterdi sankiBirden bireMeydana gelince bu mucize Hz. Musa doldu haþyetleKapýldý müthiþ bir korkuyaAma Cenab-ý Hakk'ýn verdiðiBir güvence ileDaðýldý korku ve endiþesiHiç de çekinmediTutuverdi o koca ejderiTutuvermesiyle Dönmesi bir oldu gerisin geriye Eski asâ hâline

Bundan sonra da Hz. Musa'ya Hak TealâBulundu yeni bir buyrukta:"Bir de elini sok koynunaÇýksýn bir baþka hârika!Bir mucize olarakHiç pürüzsüz ap-akParlak mý parlak!" (22)Evet Hz. Musa

93

T â h â

Sokunca eliniKoltuðu altýnaAz sonraÇýkývermiþtiBembeyaz bir parýltýylaBaþka bir ayet idi bu daBaþka bir hârika!

"Ýþte böylece sanaGöstermek diledikBir Ayet-i Kübrâ;Büyük mucizelerimizden -O hârika seriden-" (23)

Sanki ulaþmak için hedefeEðitile eðitile Getiriliyordu bir yerlereOnun için deniliyordu þöyle:Ey Kelimullah!Bu mucizelere dolaysýzca Hiçbir kimse olmadan orada Doðrudan kendin þâhid olasýn diyeGöstermeyi diledik sana...

94


Hem güven duygusu içinde Büyük görevini sadâkatle Omuzlamaný planladýk:"Þimdi git senFiravun'a Çünkü o azýttý gerçekten" (24)Alýncaya kadar bu emriHz. Musa bilmiyordu böylesi bir göreve Tayin edildiðiniAma tanýyordu Firavun'u çok iyiÇünkü Onun sarayýnda büyümüþtüAzgýnlýk ve zorbalýðýný görmüþtüBizzat gözleriyleÞu anda iseTaþýyordu gönlüHoþnutluk, onur ve itibar duygularýyla Onun için hiç çekinmeden Ýstiyebilirdi Rabbinden Nübüvvet yolundaÝlerlemesini garanti edecekHer þeyi:"Yâ Rabbi, dediGeniþlet göðsümü, kolay kýl iþimiÇözüver baðýndan þu dilimi" (25-27)

95

T â h â

"Tâ kiAnlasýnlar dediklerimi!" (28)"Bana ailemden biriniKýl yardýmcý;Harun kardeþimi" (29-30)"Onu bana destek eyle" (31)"Ve onu ortak eyle iþime" (32)"Tâ ki SeniDaha çok tesbîh ve tenzih edelim" (33)"Hem dilimizden düþürmeyelim zikrini-Çok çok anýp Seni-" (34)"Çünkü pek iyi görüyorsunSen bizleri" (35)

Gördüðümüz gibiHz. Musa Rabbinden istediÖnce gönül geniþliðiÇünkü gönlün geniþletilmesiDönüþtürür mutluluðaSýrtlarýndaki yükümlülüðün sýkýntýsýný Acýsýný da hazza...

Ýnsanýn içine inip sekineGönüller geniþleyince Omuzlardaki mükellefiyetler O zaman olurlar birer birer Hayatýn itici dinamosu

96


Hz. Musa yine istediÝþinin kolaylaþtýrýlmasýný daÇünkü budur mutlaka Vazgeçilmez güvencesiÝstenen baþarýnýn Yoksa Kul ne yapabilir ki?Evet insanýn Sýnýrlýdýr kuvvetiYetersizdir bilgisiAþacaðý yola gelinceUzun ve dikenliHem doludur sürprizlerle…

Hz. Musa bir de Rabbinden istediDilindeki düðümün çözülmesiniBöylece anlamalarýný insanlarýnSöyleyeceði sözleri...

97

T â h â

Ayrýca Hak'tan dilediKardeþi Harun ile desteklenmesiniÇünkü biliyordu kiHarun kardeþi idi,Konuþmasý tesirliDuygularýnýn hâkimiAðýr baþlý, soðuk kanlý...Halbuki kendisi Heyecanlý ateþli,Hemen parlayýveren biri...

Bu dileklerin hepsiSon derece isabetliydiHz. Musa'nýn Rabbinden dilediðiBu uzun istek listesiBilhassa zikir ve tesbih dilimiHem kolaylaþtýracaktý vazifesiniHem deHer þeyi bilen ve gören bir azametiYanýnda hissetmesi Onunla münasebete geçmesi adýnaYardýmcý âmillerdi...

98


Neticede kerem sâhibiHak Tealâ HazretleriMahcup etmediSevgili misafiriniBoþ çevirmeyip eliniÞöyle dedi:"Ey Musâ, sana verildiBu istediklerinin hepsi." (36)

Bundan sonra Hz. Musa'ya Edilerek hitapGeçmiþ hatýrlatýla hatýrlatýlaKendisine karþý ilahi rahmetin Sürüp geldiði eskiden beriHem kendisinin deÖteden beri Gözetildiði vurgulandý Bu,Hz. Musa'nýn Pekiþtirdi güveniniPerçinledi azmini

99

T â h â

"Ey Musa- zâten bulunmuþtuk lütuftaSana, bir sefer daha" (37)"Hani annene,Þu mesajýmýzý vahyetmiþtik ki:" (38)'Onu býrak nehre Yerleþtirip bir sandýk içine Nehir de onu atsýn sâhile...Sonra alsýn onu birisiBana da ona daDüþman olan'Ve ey Musa Nezaretim altýnda Gözümün önündeYetiþtirilesin diyeSana karþý insanlarýn gönüllerine Bir muhabbet attýmTarafýmdan." (39)

100


"Kýzkardeþin varýp da yanlarýna Seni nehirden alanlarýn 'Size buluvereyim miOna iyi bakacak birini?'Diyordu...Seni böylece Kavuþturduk anneneKi, gözü aydýn olsunYüzü gülsünHem duymasýn hüzünDerken Sen büyüdünVe bir adam öldürdünBiz kurtardýk seniOnun da gam ve tasasýndan.

Ey MusaYetiþtirdik seniTürlü türlü musibet ve fitnelerleSýnaya sýnaya (Çeþit çeþit imtihanlar içinde yoðura yoðura)Bu yüzden deKaldýn yýllarca Medyen halký arasýnda Sonra da takdirimizleBelirlediðimiz vakit gelinceGeldin buraya" (40)

101

T â h â

"Seni Ben seçip hazýrladýmPeygamberliðime (Ayýrdým Ben seni Kendime)" (41)Ýþte gidiyor karþýlaþmaya Kelimullah olan Hz. MusaO günlerin en güçlü kralýEn azgýn zorbasýFiravun'un yanýna...

Hem de Birçok olay ve problemle boðuþmaya...Ýþte bu kadar aðýr þartlar altýnda Dikilirken kördüðümlerin karþýsýnaHazýrlýklý ve tecrübelidir Hz. Musa

Demek ki Çilesizler ve denenmemiþlerHiç giremezler Aðýr dava yüklerinin altýna Zaten eðer karýþýk kalmýþsa Toprak altýnla Atýlmalýdýr yüksek ateþten fýrýnlaraHem devam etmelidir yanmayaAyrýlýp seçileceði ana kadarEn son miktarHas altýn, toprak parçalarýndan

102


Evet Hz. Musa Doðumundan itibarenSüt emme çaðýnda bile Geçirilmiþtir özel bir eðitimdenSýkýntý ve zorluklara karþýBir an olsunMahrum kalmamýþtýrAllah'ýn ilgisinden Daha bebekken Hz. Musa O zorbanýn sarayýnda Kalýrken dahi Uzanamamýþtýr kötü eliGurur kibir timsaliFravun'un...Çünkü onunAllah'týr hâmisiHak'týr velisi

Evet Allah, onunla hep beraberdiOnu kendisi için yetiþtirmiþKendisine seçmiþtiEvet o bir peygamberdiÖzel bir görev yüklenecekHem de ulül-azm bir nebî...Nasýl söyleyebilir kiÝnsan dili,

103

T â h â

Allah'ýn nezaretindeYetiþip büyüyen bir NebiyiHangi üslubla tanýtabileceðini?Ýnsan hayali, insan düþüncesiSadece þunu diyebilir kiBu yüce ilgiyeBir sâniye bileMazhariyet elbetMuhteþem bir saadetMuazzam bir þeref ve necâbet...Bu yüce iltifatlardan sonraKoþmasý gerekiyordu vazifesinin baþýna Varlýðýný adadýðý

"Haydi kardeþinle birlikteGidin ayet ve mucizelerimleVe sakýnHiç ihmâliniz olmasýnAdýmý anma hususunda" (42)"Gidin Firavun'a O iyice azdý zirâ" (43)"Hitap edin ona Tatlý ve yumuþak bir tarzda Olur ki aklýný alýr baþýna Veya Haþyet duyar hiç olmazsaKötü akýbete uðramaktan" (44)

104


Böylece Hak Tealâ Gösteriyor Musa Ve Harun'a Teknik ve stratejik Hem de dinamikBir uslûb bir usûlVe çok saðlam bir yol Ve sanki þöyle diyor:"Sen ve kardeþinÞâhit olduðunuz mucizelerinHarekete geçiriciO müthiþ enerjisinden Kuvvet alarak çýkýn yola Bu arada ama Ýhmâl etmeyin asla,Adýmý anmayý Benim!Çünkü bu sizin Tek cephane ve silahýnýz Sýrtýnýzý vereceðiniz Saðlam tek dayanaðýnýz Ve düþmez tek kalenizdir kesin,Ýþte Firavun'a böyle gidiniz...

105

T â h â

Ve ey Musa Hatýrla kiBen seniKorumuþtum vaktiyleOnun kötülüðünden Her doðan erkek çocuðu keserken O senin kýlýna bile dokunamamýþtýSarayýnda avucunun içindeyken

Þimdi iseEðitimli, mücehhaz ve tecrübeliHem de hazýrsýn vazifeye...Artýk hiç çekinme Sadece yumuþak söz söyleÇünkü kavl-i leyyinle Yumuþak edâ ve ifade Umulur kiKabartmaz gururlu damarlarýAzdýrmaz enaniyetli zorbalarýTersine belkiUyarýr da kalbiHazýrlar nasihat dinlemeyeBöyleceDuyduðu derin haþyetle Baþlar tuðyanýn encamýný düþünmeye."

106


Þimdi ise Gireceðiz yeni bir sahneyeOrada iki kardeþ beraberce Seslenecekler yüce Rablerine Endiþelerini getirerek dileFiravun'un binip küplere Giriþeceði iþkence ihtimaline göre:

"Dediler 'Yâ RabbiDoðrusu korkarýz kiO bize son dereceTaþkýnlýk yapar da Kötü davranýrHatta Tuðyanýn boyutlarý Ýleri gidip daha da..." (45)

Buyurdu Hak Tealâ:"Korkmayýn asla Beraberim ben sizinle Ýþitir ve görürüm her þeyi" (46)"Haydi varýn da onaDeyin: Gönderilen elçileriz biz sana Rabbin tarafýndan!Gönder Ýsrail oðullarýný bizimle Onlara iþkence etme!Geldik biz sana Rabbinden belge ve mucizelerleSelamet ve kurtuluþ iseHastýr hidayete tâbi olanlara" (47)

107

T â h â

"Gerçekten bize 'Azaba uðrayacaktýr mutlaka Dini tekzip edenler Ve ona sýrtýný dönenler' diyeVahyedildi." (48)

Dikkat edildiðinde Burada öðretilen taktiðinVe çarpýcý giriþin Tekrar edildiði üzere "Biz, sana gönderilen elçileriz Rabbin tarafýndan" ifadesinin Asýl hedef ve gayesi:Bildirmektir Firavun'a Ýçine iþler þekilde Kendisinin ve bütün insanlýðýn RabbiTek ilah olan Rabbül-âlemîni

Kardeþ iki nebiVarýp Firavun'un yanýna Yaparak tebliðiDuyurdular ilâhî mesajý onaRablerinin emrettiði.Hem de hiç çekinmeden Ulvî bir edâ ileNebilerden beklenenÇünkü þuurunda idiler derinceYanlarýnda bulunduðununHer þeyi gören ve iþitenRabbül-âlemînin

108


Adýna konuþtuklarýVe sözcüsü olduklarýBu yüce kudret ve otoriteNe muhteþem ve eziciBir sultandýr kiFiravunlar onun önünde Küçülürler küçüldükçe

Karþýsýnda bulunduðumuz yeni sahnede Þimdi Firavun soruyor iki kardeþe:"Hele dedi, FiravunSöyleseniz yaSizin Rabbiniz de kim yâ Musa?" (49)

"Rabbimiz, dediYaratan her þeyiSonra da Onu yaratýlýþ gayesineUygun þekildeYola koyanYüce Yaradan...Buna iyice inan." (50)

Rabbimiz her varlýða Varoluþ vasfýný etti armaðan Hem de donattý Çeþitli özelliklerle fýtratýnýSonra da her varlýðýYaratýlýþ gayesini oluþturan Fonksiyonuna yönelttiHem onu bu fonksiyonu ile

109

T â h â

Uyumlu yardýmcý Ýmkanlarla donattý.Býrakmadý hiçbirini de Baþýboþ kendi haline Bütün varlýk birimleriÞu koca kainatta Gerek tek baþýna Gerek diðerleriyle birlikteÂhenkli biçimde Birbiriyle münasebet hâlinde Göstermekteler birer faaliyetYaratýlýþ ve yapýlarýnda var olan Fýtrî prensipler uyarýncaHem görülmez asla bu faaliyetlerdeBir an bileBir çatýþma Bir tenakuz, bir aksamaVe gevþekliðe bir emâre...

Her varlýk birimi ayrýca Bir kainattýr baþlý baþýna...Ve bir âlemdir kendine hasBinlerce âlem içinde Atomdan göklere Bütün sistemlerYaratýlýþ gayelerini oluþturanÖz karakterlerine göre Umumî, fýtrî prensiplerinin Sýnýrlý olarak çerçevesiyleGösterirler âhenkli birer faaliyetBütün bunlarýn idare

110


-Tabiri câiz ise-Gözetim ve denetimleriSadece Rabbimizin tekelinde...

Bu cevap üzerine Geçti ikinci suâline:Firavun: "Peki,Önceki nesillerin durum ve akibetiNe olur?" dedi. (51)O, kurûn-u ûlâ'nýn, yani Önceki çað ve kuþaklarýn Merak ediyordu durumunu Onun için sordu bu soruyu..."Onlarýn durumu, dedi Bir kitapta bulunurRabbimin yanýndakiNe þaþýrýr ne de unutur Benim Rabbim!" (51)

Böylece Tarihin karanlýk dehlizlerinde Gömülü bulunan Ve bilgilerimize kapalý olan Bu meseleyiÝlminden hiçbir þey kaçmayan Rabbine etti, havâle...

111

T â h â

Çünkü hem gayb âlemine Ait bilgiHem de Ýnsanlarýn durumlarýnýn ne olacaðýna dairTasarruf yetkisiYine Hak Tealânýn tekelindedir.

Sonra Hz. Musa Devam ederek konuþmasýna Tanýtýyor Firavun'a Cenab-ý Hakk'ýn kâinatlaÝlgili takdirinin emareleriniHem bahþetmiþ olduðu, insana Bazý imkân ve nimetlerini...

Bunun yanýnda Hz. Musa ayrýca Örnek gösteriyor bilhassa Firavun'un yakýnýnda bulunan Topraklarý verimliSularý bol ve bereketliZiraat alanlarý zengin ve çeþitliHayvancýlýðý geliþmiþ Mýsýr'dakiHer an görebildiði

112


Ýlâhî nimetleri:"O Allah kiSize beþik yaptý yeriOrada açtý sizin içinYollar ve geçitleriHem yaðmur indirdiGökten size Ýþte o su ileÇýkardý size Türleri çeþitliÇift çift bitkileri" (53)"Hem siz yeyin Hem davarlarýnýzý otlatýn diyeAklý olan sað duyu sahipleri için Vardýr elbetBunda pek çok delil ve ayetAllah'ýn kudretine..." (54)

Yeryüzünün her cihetiÝnsanlarýn istifadesi için Donatýlmýþ gibiÞefkatli ellerleHazýrdýr her zamanTýpký bebek beþiði misali.Bütün insanlar daBir bakýma Yeryüzünün yavrularýdýr aslýnda Barýndýrýr onlarý baðrýndaBesler süt gibi erzakýyla

113

T â h â

Dikkat çeken bir husus da Þudur aslýnda:Dünyayý beþik yapmaVe istifadeye sunma Mýsýr için olduðu oranda Geçerli deðildirHiçbir bölgesi hakkýnda Þu koca dünyanýn Çünkü bu ülkenin topraklarý Verimli ve bereketliHem yemyeþil bir vâdîMýsýr'da yaþayanlar En az emekle Sahiptirler ekip biçme imkanýna

Burasý, bu vasýflarýyla sankiÝçinde yatan bebeðiBaðrýna basýp kayýran Þefkat dolu bir çocuk beþiði!Ýþte Bütün bunlarla birlikte Rotasýný þaþýrmamýþHiçbir akýl yoktur kiGörüp fark etsin deBu hayret vericiÂhenk ve düzeniSonra da yanaþmasýn kabule Onu yaradýlýþ fonksiyonuna yönlendireni!

114


Bu noktadan itibarenHz. Musa sanki çýkýp devreden Bizzat Hak Tealâ Kelâmýyla giriyor iþin içine:"Ey insanlar Sizi, Biz yarattýk topraktanYine göndereceðiz oraya Ve tekrar Biz çýkaracaðýz oradan." (55)"Biz bütün ayet ve delillerimizi Gösterdik Firavun'a Ama O, bunlarý tekzip ettiVe kabul etmemekte direndi, gerçeði." (56)

Evet insan Çocuðudur yeryüzünün Burasý beþiðidir onunBurasýdýr günü gelince Döneceði yer deSonra oradan çýkarýlacaktýr yineOlacaktýr bu ikinci hayatýÝlk hayatýnýn uzantýsý...

115

T â h â

Bu baþý dönmüþ diktatör bozuntusuSýradan bir insan, bir fânîOnun da yazýlmýþtýr ecel fermanýAma kibri, gururuÝnkâra sürükledi, onu

Aslýnda münazarada pes ettiAma çevirip meseleyiSiyasete getirdi:"Ey Musa, dediSen çýkarmaya mý geldin bizi Sihrin ile" (57)"Karþý çýkacaðýz biz de Seninki gibi, bir büyü ileBir zaman belirle Karþýlacaðýmýz seninleSen de biz de Caymayalým bu randevudanAçýk bir düzlük olsunBuluþma yerimiz de" (58)

"-Musa da-Buluþmamýz dedi sizinle Olsun süs (bayramý) gününde Halkýn toplanacaðý kuþluk vaktinde" (59)

116


Mucizelerle birlikte Vahiy ve fýtrat gibiÝki dili deKonuþturan Hz. MusaFiravun'u mat etti.Baþvurdu bu sefer deSuçlama þarlatanlýðýna büyücülükle HalbukiDayanýyordu sihirBir aldatma, bir göz boyamayaAma mucizeler iseDeðildi hâþa bir aldatmacaOnlar eserleriydi sanatýnýn Yoktan var edici olan Allah'ýn

Firavun'un yaptýðý aslýnda Ýsrailoðullarýnýn çoðalýp nüfusçaEle geçirme korkusuyla iktidarýOnlarý köleleþtirme politikasýydý

Her diktatör gibi o da Baþ vurmuþtu cinayetlere, entrikalara En vahþice ve en barbarca Hiç baðdaþmayan þeref ve vicdanla...

117

T â h â

Bu bir soykýrým siyâsetiydiErkekleri ya öldürtüyorVeya kurban ediyordu yavaþ yavaþ Aðýr angaryalar altýnda Ona göre bu bir savaþOnlarýn serbest kalmalarý iseÝlk adýmýydý ülkesiniHem deÝktidarýný ele geçirmelerinin Onun için izin veremezdi,Þöyle dedi:"Biz de seninki gibiKarþýna çýkacaðýz büyü ile"

Hz. Musa,Firavun'un bu meydan okumasýna Karþýlýk verdiYeni bir "Hodri Meydan" laHatta daha da cesurca Karþýlaþma günü olarak da Mýsýr halkýnýn süslü elbiseler giyerek Ve takýlar takarak meydanlarda Açýk yerlerde toplandýklarý Þenlikli Bir bayram gününü seçtiBöylece davasýný geniþ kitlelereDaha açýk þekilde Teblið ve temsil imkânýBulmuþ olacaktýHiç olmadan vakit ve enerji israfý...

118


"Ayarlamaya giriþtiFiravun, iþleriniSonra da randevu yerine geldiBütün çare ve hileleriniEn mâhir büyücüleriniToplayýp hazýrlayarak" (60)

Firavun, Hz. Musa ileYarýþacak seçme büyücülerine Dönüyor ve onlarýÖzendiriyor yüreklendiriyorBüyük ödüller vadediyor kendilerineSonra taktikler veriyor.Ama Hz. MusaUygun görüyor öðüt vermeyiFiravun'un büyücülerine Uyarýyor onlarý, yalan konusunda,Ve Allah'a iftira atma hususunda,Gelecek acý son hakkýnda...Neticede,Zaten yaptýklarý bir aldatmaca

119

T â h â

"Musa onlara:'Yazýk size, dediYalan uydurmayýn Allah hakkýndaYoksa Öyle bir azap gönderir kiO size (Getirip dize)Keser kökünüzü...Ýftira eden Periþan olur gerçekten." (61)

Anlaþýlan bu sözlerin samimiyetiÇok tesir ettiSihirbazlar içinde bazýlarýna Onun için gösteri meselesinde Kapýldýlar tereddüdeHararetli taraftarlar iseHemen sývayýp paçalarýAma fýslýtýlarlaÇalýþtýlar arkadaþlarýný iknaya...

"Bunun üzerine aralarýnda Baþladýlar tartýþmaya ve fýsýldaþmayaKulisler çevirerek" (62)

120


Hz. Musa ve Harun hakkýndaDuyulan korkuyu abarta abarta Baþladýlar endiþelilere anlatmaya.

"Sonunda dediler ki'Bunlar herhalde Sihirleriyle siziYurdunuzdan çýkarmak isteyen Ve ideal hayat düzeniniziOrtadan kaldýrmak hedefini güdenÝki sihirbaz!" (63)"O halde Bütün hünerleriniziToplayýp sýra sýraMerasim düzenindeÇýkýn meydana!Bugün ölüm kalým günü!Kim bugün üstün gelirseKavuþacaktýr felâh ve refaha!" (64)

Hz. Musa'nýn samimîDoðru ve inanç yüklüKýsacýk sözleriEðrilik yanlýlarýnýn kampý üzerine Ýnerek bir bomba gibiOnlarýn saflarýný darmadaðýn etti.

121

T â h â

HalbukiOnlar iki kiþiÖbürleri iseKalabalýklarVe arkalarýnda Firavun var;Krallýðý, zorbalýðý ve serveti...Nasýl oldu daFiravun,Baskýsý altýndaEzdiði ve köleleþtirdiði Ýsrailoðullarýndan biriniBir emirle iknâ edemedi?Onun kendisine Kafa tutmasýna Göz yummasýnýn sebebi neydi?

Ýþte biz burada Hz. Musa ve Harun'la Beraber olanVe her þeyi iþitip görenYüce Allah'ýnBu iki garip elçisine Sunduðu bir heybetle Bir ürkütücü saygýnlýklaBulunuyoruz karþý karþýya.

122


"Sihirbazlar dediler ki'Ey Musa,Ýstersen Koy hüneriniÖnce sen...Ýstersen biz koyalým ortaya.' (65)'Hayýr, siz koyun ortaya' dedi.Bir de ne görsünOnlarýn sihirleri sayesinde Sopalarý ve ipleriHareket ediyor gibi geldiGerçekten kendisine." (66)"Musa, birden içindeDuydu bir endiþe" (67)

Görüldüðü üzere Hz. Musa Býrakmýþtý ilk hamleyi onlaraSon sözü söyleme hakkýný daAyýrmýþtý kendisine

Fakat o da ne?Adamlar görüldüðü kadarýyla Sergilediler Müthiþ bir büyü gösterisi.Çalkalandý kalabalýkSürpriz bir sarsýntý ileBu sarsýntýnýn dalgalarýUlaþtý tâ Hz. Musa'ya

123

T â h â

"Dedik: 'Korkma!Sen galip geleceksin zira" (68)"Elindeki asâyý at ortayaYutsun onlarýn yaptýklarýnýÇünkü onlarýn yaptýðýBir sihirbaz oyunuNereye varýrsa varsýn sihirbazHiçbir yerde asla iflâh olmaz." (69)

Eðrilik taraftarlarýnýn eðrisiGörülebilirKimi zaman için görkemliParlak, havalý ve korkunçAma mühim olan sonuç

Evet hava atmaz gerçeðin gücüAma sonunda eðrininVe bâtýlýn beynine Ýniverir balyoz gibiBir de bakarsýn kiÇoktan dürülmüþtür defteri.Bütün sihir neticeleriniYalayýp yutan, kazýyýp kökleriniAsâ-yý Musa mucizesi karþýsýndaBüyücülerin vicdanlarýndaMeydan geldi bir andaMüthiþ bir sarsýntýVe köklü bir duygu deðiþikliði

124


Öyle kiDökemediler durumlarýnýSözlere bileAma sadece:"Bunun üzerine Sihirbazlar kapanarak secdeyeDediler Ýman ettik bizMusa ile Harun'un Rabbine!" (70)

Ýþte bu durumRastladýðý için hassas sinirlere Bütün vücudu sarsan;Bastýðý için elektrik düðmesine Iþýðý yakarak karanlýklarý daðýtanBir dokunuþturEvet bu halÝnsanýn gönlüne akarak imanýn Ýçindeki inkârý bir andaDönüþtürmesidir imana.Ama sapýklýk bataklýðýndaDebelenen zorba ve azgýnlar Bu ince sýrrý nereden anlayacaklar?

125

T â h â

"Firavun dedi: 'YâaBenden izin almadanOna inandýnýz ha!Size büyü yaptýranUstanýz oymuþ anlaþýlanKeseceðim farklý taraflardanEllerinizi ve ayaklarýnýzý Ve asacaðým sizi, hurma dallarýnaAnlayacaksýnýz iþte o sýradaKimin azabý Daha þiddetli ve daha devamlý!" (71)

Nasipsiz kimseler bilmezler kiKalpleri iman ateþi ile dolu olanlarýHiç kimse püskürtemez geriO nâdanlar bilmezler ki"Ýnsanýn kalbiRahmeti bol olan yüce Rahman'ýnArasýnda durmaktaÝki parmaðýnýn;Döndürüverir onuDilediði tarafa"

126


Evet sihirbazlarýn Teslim oluþ sebebiBir kanaldan Hem de hiç beklemedikleriSýzan iman nurunun Yürümesidir kalplere Veya Rahman olan Allah'ýnKaldýrmýþ olmasýdýr Gözlerini örtenO dalâlet perdesiniÝþte bu iman karþýsýndaSert tehditler yaðýyorHer zaman olduðu gibiHem gecikmiyorÝþkence ve ceza canavarý Göstermekte o kanlý diþleriniZorbalarý ayakta tutanVe tek koz olan...

Acýmasýz diktatörlerin hepsiKesince umutlarýnýRuhlarý ve kalpleriBaský altýnda ezmekten;Çýkarmaya kalkýþýrlar hýnçlarýnýBedenlerden, etlerden ve kemiklerden.Ýnletirler vücutlarýný iþkence altýndaBoyun eðdiremedikleri kahramanlarýn

127

T â h â

Kezâ Firavun daÇalým satýyor, hava atýyorVe üstünlük taslýyorO kaba gücüyleOrmandaki vahþi canavarlarýn daKullanageldikleriO göz kýrpmadanKarýnlarý deþenVe kemikleri kýran...

Ama Artýk iþ iþten geçmiþtiÝmanýn temâsýBaþarmýþtý ulaþtýrmayýKüçüçük zerreyiO muhteþem kaynaðaElbette güçlüdürKaynaðý semavî, ilahî olanlarBütün arzî kaynaklýlar daZayýf ve güçsüzdür Deðersiz ve ucuzdurOnun için Gönül gözlerine Derin ve enginIþýk ve ufuklar açýlanlarVermezler metelik fânilere Hem de

128


Umurlarýnda deðildir hiç bir þekildeEsaret baðý, aldatýcý lüksler:"Þöyle dedi büyücüler;'Biz seni Tercih edemeyiz Gelen açýk delillereVe bizi yaratan RabbimizeSen, istediðin hükmü verZaten senin hükmünSadece bu dünyada geçer." (72)

"Rabbimize iman ettik biz Hiç þüphesiz Ümit ediyoruzAffedeceðini hatalarýmýzýBilhassa senin biziZorladýðýn sihir günahýmýzýAllah'týr elbetteDaha hayýrlýO'nun mükafatýDaha devamlý." (73)

129

T â h â

Bunlarýn kalpleriniOkþamýþ daÝman melteminin rüzgârýO yüzden böyleAslan kesilmiþlerdi iþteBirkaç sâniye önceKazandýklarý iman ileDikilmiþlerdi Firavun karþýsýna Güçlü bir protestoylaHiçe sayarakOnun tahtýný, debdebesiniÞöhretini ve otoritesini

Þimdi bitmeden bu sahneVerilen derslereBir bakalým ibretle:"Doðrusu, her kim Gelirse Rabbine Suçlu olarak kýyamette Cehennem’dir onun yeriOrada ne ölür de kurtulurNe de yaþayýþý, hayat sayýlýr." (74)"Her kim deMümin olarak ve yaparak gelirseMakbul ve güzel iþler Vardýr onlaraGüzel mevkiler." (75)

130


"Zemininden ýrmaklar akanAdn cennetleriHem onlar oraya girerlerEbedî kalmak üzereKötülüklerden arýnanlarýn Mükâfâtý budur iþte." (76)

Müminleri Daha aðýr ve sürekliBir ceza ile tehdit edeneÝþte gerçek azap tehdidi;Acý, aðýr ve kalýcý...Ne ölür ki kurtulsun;Ne de yaþar kiHuzurlu bir hayat bulsunEvet hiç bitmez bir azapAma Gönül okþayýcý, serinlik yayanAltlarýndan ýrmaklar akanCennet köþklerine gelinceNe göz görmüþNe kulak iþitmiþNe de akl u hayalden geçmiþNimet ve güzelliklerle Dopdolu...

131

T â h â

Tabire ne hacetDünyanýn bin sene Zevkli hayatýAncak bir saatý kadar olanSýrlý bir ebedî saadet!Ýþte iman Ve sâlih amel sahiplerinin Sonlarý böyle Zaten: "Hakiki imaný elde edenMeydan okuyabilir kâinataVe imanýn kuvvetine göreKurtulabilir tazyikatýndan hâdisâtýn"

Onun için Mü'min yürekler Alay ettiler Acýmasýz zorbanýn tehditleriyleHaykýrdýlar sözleriniDobra dobra yüzüne...Ve meydan okudular O küstah zorbayaHem de kendi meydanýnda…

132


Bu noktada Ýniyor bir sahnenin perdesiAz sonraBu kýssanýn açýlacakBaþka bir sahnesi...Burada zafer kazanacak Hak, bâtýl karþýsýnda;Doðru, eðri karþýsýnda;Hidayet, dalâlet karþýsýnda;Ýman, kaba kuvvet karþýsýndaPratik hayat seviyesinde...

Bu ikinci zafer Ýrtibatlýdýr, birinci zaferle Pratik hayattaki zafer ziraKazanýlabilir ancakÝç dünyada gerçekleþecekBir zaferden sonra.

Hak taraftarlarý Savunduklarý Hakk'aÜstünlük kazandýrmadýkça Vicdanlarýnda ve iç dünyalarýnda Çýkaramazlar onuÜstünlük tahtýnaDýþ dünyalarýnda da.

133

T â h â

Ýþte buyuruyor kiTaktik verircesine"Þöyle vahyettik Musa'ya:'Çýkar kullarýmý geceleyin yolaKuru bir yol aç onlara Vurarak asân ile denizeKorkmayýn, edip endiþeUlaþmasýndan Firavun'un sizeVe boðulmanýzdan." (77)"Firavun da askerleriyleDüþtü onun peþine Deniz de onlarý öyleKorkunç bir saldýrý ileBir sardý kiBirden yutuverdi." (78)"Böylece Firavun halkýnýGötürdü, yanlýþ yola Bir çýkmaza;Deðil kurtuluþa." (79)

134


Kendi iradesinin tecellisiFýtrî kanunlara göreSuyu akýtan yüce Kudretin eli,Muktedirdir elbetteKupkuru bir yol geçirmeye aralarýndanO akar suyun dalgalarýný yararakHem de istediði zaman...

Firavun nasýl milletiniHayatlarý boyunca Sürüklediyse sapýklýða Þimdi de Sürüklüyor bir yol týkanýklýðýna Ve denizin engin derinliklerine...Bu sahnenin kalplerde Meydana getirdiði tesirinTitreþimlerine Kulak vermek istersek eðerFark ederiz kiHak Tealânýn yüce eliBizzat üstlenmiþtir idaresiniÝman ileAzgýn, kaba güç arasýndakiO müthiþ savaþýn

135

T â h â

Bu savaþ;Müminlerin yüreklerindeUlaþýnca Hayatý hiçe sayýpÝmaný ortaya koyma merhalesine Allah'ýn kudret eliHak taraftarlarýnýn En ufak gayretiniKarýþtýrmadan iþe DiktiHak sancaðýný tutup doruðaSerdiBâtýlýn bayraðýný ayaklar altýna...

Ama Ýsrailoðullarý daha önce Firavun'un baskýlarýna OnursuzcaBoyun eðdikleriBu acýmasýz zorba Erkek çocuklarýný öldürüpKýzlarýný ersiz býrakma eylemineSessizceKatlandýklarý dönemlerde Hak Tealânýn ayný güçlü eliUygun görmemiþtiEl koymayý bu savaþaÇünkü Ýsrailoðullarý

136


Sadece ve sadece Onurlarýný yitirdikleriHaysiyetlerini çiðnettikleriVe korktuklarý içinÖdüyorlardý Bu aðýr faturayýAma sonra iþ deðiþtiArtýk müminlerin baþý diktiCenab-ý Hak daRuhlardaki zaferiBu defaPratik dünyada da Ýlan etmeyi, geciktirmedi.

Artýk þimdi yeni bir sahnede,Bu zafer havasý içinde Kurtulan Ýsrailoðullarý’na sesleniyorNasihat ve ikaz yöneltiyorHem hatýrlatýyor kendilerine;Unutmamalarýný acý geçmiþlerini,Þýmarmamalarýný Yitirmemelerini imanlarýný-Ki kazandýklarý bu savaþtakiTek silahlarý-Böylece

137

T â h â

Zaferlerini ve baþarýlarýnýEmniyete almalarý gerektiðini:"Ey Ýsrail evlatlarý Kurtardýk sizi düþmanlarýnýzdanTur'un sað cihetinde(Ve Musa ile bir mükâleme)Vaad ettik sizeSize çölde Kudret helvasý ileBýldýrcýn hem de." (80)"Yiyin o haldeSize verdiðimiz rýzýklarýnHoþ ve temiz olanlarýndanAma bu hususta Yapmayýn taþkýnlýkYoksa Ýniverir gazabým tepenizeGazabým çarparsaKimi de Düþmüþtür artýk o uçuruma." (81)"Þu anda muhakkak ki,Affederim inkârdan dönüp iman edenGüzel ve makbul iþler iþleyenSonra hidayete eren;Doðru yola giren kimseyi." (82)

138


Ýsrailoðullarý’na Mýsýr'dan çýkýþtan kýrk gün sonraEmrolunmuþtu gelmeleri Tur Daðý'na Bir hazýrlýktan sonra buradaVahyedilecekti,Hukuk prensipleriMukaddes levhalarda yer alanZiraHak TealâMühim bir görev belirlemiþtiArz-ý Mukaddeste Yerine getirecekleri

Hz. Musa, Tur Daðý'ndaDaha öncekiBuluþmanýn lâhûtî hazzýyla;Allah'ýn huzurunda bulunmanýnHeyecan ve arzusuyla Dolup taþýyorduOnun için alelaceleBu aþk ve özlemle Kavmini býrakýp Tur'un eteklerinde Gelip durmuþtuRabbin dîvânýna Hak Tealâ eyledi nidâ:"Yâ MusaSeni sevkeden sebep ne Halkýndan çabucak ayrýlýp gelmeye?" (83)

139

T â h â

"Onlar, dedi (Musa)Takip ediyorlar beniBenden daha çok râzý olasýn diyeSana kavuþmaya Ettim acele Yâ Rabbi!" (84)"Buyurdu Hak Tealâ'Sen öyle biliyorsun, amaSenin izinde deðil onlarZira,Senin ayrýlmandan sonraHalkýný sýnadýk daOnlarý yoldan çýkardý Sâmirî" (85)

Putperest Firavunluk sistemininUzun süre Tesiri altýndakiÝsrailoðullarý’nýn Zillet ve kölelik hâletiSinmiþti ruhlarýnaBozulmuþtu karakterleri.Ayrýca

140


O Nil Vâdisi'nin çiftçiliðiMukaddes hâle getirmiþti ineðiMabud zannediyordu insanlar Apis Boðasý'nýn heykellerini.Onun için SâmirîAltýndan bir buzaðýyý Koyunca önlerine Hemen ona akýverdi kalpleri O bâtýl inanç sankiMýsýr putperestliðiyle Ýçirilmiþti içlerine.

Hayal kýrýklýðýylaKavmine dönen Hz. MusaPutperestliði hortlatanBuzaðýya tapmaya çaðýran Suçlularý arýyorÖfke saçan hâliyle de Ýþe baþlýyor:

141

T â h â

"Derhal MusaDöndü halkýna Son derece kýzgýn ve üzgün 'Ey milletim! Rabbiniz,Bulunmadý mý size güzel bir vaadde Geçti mi çok uzun süre Verilen sözün üzerinden?Yoksa Tepenize inmesini miÝstiyorsunuz kiRabbinizin gazabýný?Bu sebeple miCaydýnýz bana olan vadinizden?" (86)"Biz, dediler Kendi güç ve irademizleDönmedik sana olan vadimizden Fakat biz o halkýn;Mýsýrlýlarýn ziynet eþyalarýndan Birkaç insan yükü süs eþyasý Yüklenmiþtik; bir takým aðýrlýklarOnlarý artýk ateþeAtýverdi kendi mücevherâtýný içlerine Sâmiri de." (87)

142


"Derken o ahâliye(Tek) Marifeti böðürme Bir buzaðý heykeliDöküp çýkardý.Sâmirî ve arkadaþlarý Birbirlerine dediler ki:'Ýþte bu, sizin de Musa'nýn da tanrýsý...Bunu amaUnuttu Musa" (88)"Onlar görmüyorlar mýydý kiO heykel,Söylemiyor bir çift lâf bileMukabele ederek kendilerineHem kendilerinden Ne bir zararý önleyebiliyorNe de bir fayda saðlayabiliyor." (89)"Doðrusu, Harun onlara Bundan önce 'Ey milletim! demiþti Ýmtihana tâbi tutuldunuz siz Bu heykel ileÞu kesindir kiRahman'dýr sizin Rabbiniz.O haldeÝzleyin beniVe itaat edin emrime." (90)

143

T â h â

"Onlar iseKarþýlýk vermiþlerdi þöylece:'Dönünceye kadar Yanýmýza Musa Tapmaya devam edeceðiz buzaðýya." (91)

Azarlayýcý sorgulamalarýna Hz. Musa'nýn Kavminin verdiði cevaplar ise Çok aptalca ve ahmakçaGöçe çýkarken yanlarýna Mýsýrlýlar tarafýndan Emanet edilenSüs eþyalarýný da almýþlardýHem de yýðýnlarca Böylece o haram mallarý daGetirmiþlerdi beraberlerindeHaramdan kurtulmak için güyâAteþe atmýþlar onlarý Sâmirî de yapmýþ yapacaðýný...

Aðýzlarýnýn çalýmýÝfþâ ediyorduÝðrenç bir iftirayýSanki Allah'ýn ulü'l- azm peygamberiBulamamýþtýNe doðruyuNe de doðru yoluRabbi de ona Haþa, yol göstermemiþ oluyordu!

144


Ayrýca bakýnýz ki ahmaklýða Ýçlerinde bulunan peygamber Harun'a Kulak vermemiþlerdi aslaBöylece Hz. Musa Kavminin psikolojik yöndenNe kadar bir çöküntüVe düþünce itibariyleNe kadar bir döküntüÝçinde olduðunu gördü.

Bu sefer kýzgýnlýkla Kardeþinin sakalýndan tuttu da:"Ey Harun, dediOnlarýn sapýttýklarýný gördüðünde Engelleyen neydi seniBenim izimce gelmene?Yoksa karþý mý geldin emrime?" (92-93)"Ey anamýn oðluDedi HarunLütfen sakalýmdan, saçýmdan Beni çekiþtirip durmaBen, senin bana:'Ayrýlýk soktun Ýsrailoðullarýnýn arasýna,Sözümü dinlemedin,Demenden endiþe ettim." (94)

145

Hz. Musa Kardeþini de dinledikten sonraYöneldi Sâmiri'ye:"Ey Sâmiri!Senin kastýn neydi peki?Dedi." (95)

"Sâmirî:'Ben onlarýn görmedikleriBir þeyi gördüm, dedi.O Resulün izinden Bir avuç toprak aldýmAttým potanýn içine Ýþte böylece Nefsim böyle yapmayýHoþ gösterdi bana." (96)

Sâmiri demek istemiþti ki:"Ben onlarýn görmedikleriSana gelen Cebrail'iHayat bineði üzerinde gördümKalbime þöyle bir duygu geldiOnun izlerinden Aldým bir avuç toprak Ve istedim onun bereketinden faydalanmak."

T â h â

146


Sâmirî, mazeret peþindeydiKullanmýþtý bütün kurnazlýðýnýHem de O topluluðu cezbedecekAltýn ve buzaðý motifiniTabiîBöðürmesi deSom altýn buzaðýnýn Katýyordu iþe ayrý bir câzibe...

Hiçbir mazeret ve müdafaaMâni deðildi verilecek cezaya:"Ona dedi kiHz. Musa Defol! Çekil önümden!Artýk ömür boyunca:'Dokunmayýn bana Uzak durun benden'DiyeceksinVe mahkum olacaksýnYalnýz yaþamayaSenin için ayrýcaAsla kurtulamayacaðýn bir cezaGünü de varÞimdi de iyi bakTapýnýp durduðun tanrýna...Önce yakacaðýz onu bizUfalayýp, denize savuracaðýz sonra" (97)

147

T â h â

Böylece Hz. Musa,Sâmirî'nin yaptýðý heykelinTaþýmadýðýný ilâhlýk vasfýnýHatta Koruyamadýðýný Sâmirî'yiKendisini yapanDaha da garibi,Savunamadýðýný kendisini bile...

Böylece Serivermiþti gerçeðiMilletinin gözleri önüneAçýk ve net bir þekildeSâmirî'ye verilen cezâ-i dünyevîToptan toplumun boykotu idi.Ne o yanaþacak kimseye,Ne de yaklaþacak ona kimse.Hz. Musa'nýn öfkesine gelince;Putperestliðe sert bir tepkiOlmakla birlikteAllah için olduðundan Hem çok hoþ ve güzel Hem de çok yerinde.

148


YakýlanVe parçalarýToz dumanSuya savrulan Sahte ilâh sahnesinden sonraHz. MusaKoyuyor ortayaGerçek inanç sisteminiBütün açýklýðýyla:"Sizin ilâhýnýz yalnýz AllahOndan baþkaYoktur ilah Her þeyi, O, ilmiyleEtmiþtir ihâta..." (98)

Bu noktadan sonraGetiriyor meseleyiTekrar ayet ifâdeleriKur'an'a Kur'an'ýn asýl fonksiyonuna Ondan yüz çevirenlerin Acýklý sonlarýna Ve bu kýyamet sahnesinde Ýbretli haller Sunuluyor canlý bir þekildeBu sergilenen dehþetlerGelince göz önüne Basitleþiyor gerçektenDünya hayatý birden.

149

Hem o koca dünyaTecrit edilerekDaðlarýndan, taþlarýndanBoyun eðiyor Rahman'a Bütün seslerVe yöneliyor bütün yüzlerHayy olan Allah'a...Bu sahne ve bu ifadelerGetiriyor ihtizazaVe geçiriyor hareketeHem de birer birerÝnsanýn iç âlemindekiO derin takva hissini...

"Anlatýyoruz böylece sana Bir kýsmýný Geçmiþ olaylardan Ve sana da Verdik bir zikirTarafýmýzdan." (99)"Kim çevirirseBu kitaptan yüzünüTaþýr sýrtýndaBir günah yükünüKýyamet günü." (100)"Daimi kalacaklardýrO yükün altýndaNe aðýrVe ne kötüKýyamet günüBu yük onlara" (101)"Üfleneceði gün sûr'aHaþredip getireceðiz bir araya Suçlu münkirleriOlacak onlarýn gözleri

T â h â

150


Gömgök ve mosmor vaziyette." (102)"Konuþurlar kendi aralarýnda Sessizce Derler kiOn gün kadar kaldýnýz sadeceDünyada." (103)"Pek iyi biliriz biz konuþtuklarý konuyu aralarýnda...Onlarýn en makul ve mutediliDiyecek o zaman:'Kalmadýnýz sizBir günden daha fazla" (104)

Bu mücrimlerYüklerini taþýyamayan Yolcular gibi ezilmekteAðýr yükler altýndaVe inim inim inlemekteÇirkin günahlarýnýn utancýylaNe kötü bir durumdur bu Allah'ýmMahþer meydanýnda!

151

Bu dehþetler altýndaArtýk gözlerinden silinmekteDünya hayatý bütün debdebesiyleGeçirdikleri bütün günler hayallerinde Artýk birkaç gün kadar küçülmekte.

"Sana bir deSorarlar durumunu daðlarýnO gün nasýl olacak diyeSen de de ki:Onlarý darmadaðýn Edecek Rabbim.Savuracak ufalayýpBýrakacak yerlerini dümdüzBoþ vaziyette." (105-106)"Göremeyeceksin artýk orada Ne bir iniþNe de bir yokuþ." (107)"O gün insanlar Sapmadan hiçbir tarafaUyarlar Hakk'ýn davetçisine Azametinden dolayý hem deRahman'ýnKýsýlmýþtýr bütün ses, sedaÝþitmezsin artýk bir nidâFýsýltýdan baþka." (108)

T â h â

152


"Hem vermez faydaO günRahman'ýn þefaat izni verdiðiVe sözünden râzý olduðu Kimselerden baþkasýnýn þefaati" (109)"O, bilir onlarýnGeleceklerini de geçmiþlerini deKullarýn ilmi iseKavrayamaz bunu asla" (110)"Baþ eðmiþtir bütün yüzler Tam mânasýyla,Hayatýn ve hâkimiyetin Sâhibi olanHayy u Kayyûm'a...Gerçekten olmuþtur periþanZulüm yüklenerek gelen de" (111)"Güzel ve makbul iþlerÝþleyene gelince Korkmazlar onlarNe zulümden Ne de haklarýnýn çiðnenmesinden" (112)

153

Korkunç bir mahþer sahnesiKonuldu önümüze Öyle kiSavrulup atýlmýþGöklere yükselen Yere saðlam biçimde Oturan daðlar daOnca yükseklik Þimdi dönmüþ dümdüz ovayaHem dinmiþHer þeyi unufak yapanO müthiþ fýrtýna

Sessizliðe gömülmüþO topluluk daToplanýp getirilen mahþer alanýna

Rastlanmýyor hiçbir þeyeCanlýlýk ve hareket adýnaSessiz þekilde Sürüler gibiUyuyorlar sadece Kendilerinin çaðýran görevlininDirektiflerine.Ürperten bu bekleyiþteSorular gizlice Konuþmalar fýsýltý þeklindeO gün bütün ihtiþamBütün azamet ve kibriyâSadece Ona ait:Rahman olan Allah'a...

T â h â

154


"Biz bu Kitabý böylece Ýndirdik bir Kur'an olarak Arapça Hem anlattýk bu KitaptaUyarý ve tehditlerimiziFarklý farklý üsluptaTâ ki insanlarKorunsunlar karþý gelmekten Allah'a Ve versinler kendileriniÝbret ve uyanýþa" (113)

Ceza ve azap tablolarýný Zengin bir þekildeFarklý üsluplarla sergilemekle Kur'an harekete geçirmekteÝnsanlarýn alýcý duygularýnýGafletten ibrete...

"Demek kiGerçek Hükümdar olan AllahÇok yüce...ÖyleyseSen acele etme Kýpýrdatarak diliniKur'an'ý okumada Vahyedilmesi sana Henüz tamamlanmadan Unutma endiþesiyleVe: 'Ya Rabbi!Benim ilmimi artýr.' de." (114)

155

Kur'an geldiðine göreYücelerin Yücesinden Gerekmez onu tekrarlamak aceleyleOnu gönderen deEtmiþtir inzal elbetteEtsin diye hizmet bir gayeye Kaybolup gitmesine deEtmeyecektir elbette müsâde.

Kur'an'da geçen kýssalar tek tek Ýçinde bulunduklarý sure ile Bulunurlar tam bir âhenkVe bütünlük içinde.Efendimizin unutma korkusunu meselaAçýklayan bu bölümde Seçilip getirilmiþtirHz. Adem'in unutma meselesiTa ki bir örnek olsun diyeÝblis’in çevireceði hilelere:"Doðrusu Biz Vermiþtik daha önceVahiy ve emir Âdem'e Ne var kiO, unuttu bizim tenbihimiziBulamadýk hem onda Bir azmi." (115)

T â h â

156


Hz. Adem gerçiBir zelle sebebiyleÇýkarýldý, cennetten.Sýr ve hikmetine gelince:'Görev verme' idiTek kelime ile.

Ýnsanlýðýn bütün fikrîVe manevî terakkileriHer türlü kabiliyetinin geliþmesiHem insanýn mâhiyetininBir ayna olmasýAllah'ýn isimlerine O görevlendirmenin neticelerindendi

Kalsaydý insan þayet cennetteMakamý sabitlenirdiMelekler gibiOnun için gerekirdiBir imtihan diyarýKabiliyetleriniGeliþtirmeye elveriþli.

157

"Düþünün kiBiz bir vakit meleklere 'Edin dedik secdeÂdem'in önünde.'Ettiler hepsi de secdeYalnýz Ýblis diretti." (116)"Bunun üzerine Dedik kiBiz de:'Ey ÂdemÝyi bil kiTam bir düþmandýr buSana da eþine deÇýkarmasýn sizi cennetten sakýnSonra piþman olurHelâke sürüklenirsiniz." (117)"Sen cennette Asla açlýk çekmeyecekAsla çýplak kalmayacaksýnSusuzluk çekmezsin asla oradaVe maruz da kalmazsýnGüneþin kavurucu sýcaðýna." (118-119)

Bu uyarý günah çukuruna batan Ebedî düþmanÝblis'e karþýSakýndýrma mânasýna geliyordu;Bitmeyen sinsi oyunlarýndan...

T â h â

158


"Ama ona Verip vesvese þeytan Dedi: 'Ey AdemÝster misin sana Göstereyim; ölümsüzlük aðacýný Ve bir devlet ve saltanatý;Zaman geçmesiyle zeval bulmayan." (120)

Dokunuyordu þeytanEn hassas noktayaÇünkü insan Ýster her zamanUzun bir hayatVe kayýtsýz bir saltanatUnuttu onun için Verdiði sözüVe çiðnedi yasaðý.

"Derken Âdem ve Havva Ýkisi de Yediler meyvesinden o aðacýnBunun üzerine Fark ettiler açýk olduðunuÝffet ve edep yerlerinin Derhal cennet yapraklarý ileBaþladýlar üzerlerini örtmeyeÂdem böylece Karþý gelmiþ oldu Rabbine Ve þaþtý kaldý." (121)

159

Demek saklý tutuluyordu;Kapalý bir haldeydiÝffet ve edep yerleriElbette vardý bir hikmetiEvet onun yasaklýðýnýn sebebiO yasak meyvenin Allah'ýn dilediðiBir zaman sonraBedenlerinde bu cinsîDuygularý uyarmak içindi.BelkiOnu yemeleriKýrmýþtý azimleriniKoparmýþtý Allah ile ipleriniVe hâkim olmuþ bedenî arzularýUyarmýþtý cinsî duygularýný...

Belki deSonsuzluk arzusu;Bir nesil sahibiOlma hissi,Uyarmýþ olabilir o cinsî duygularý.

T â h â

160


Baþka bir ayetteki:"Fakat þeytanAyýp yerleriniMeydana çýkarmak gayesiyleGözlerinden saklý tutulan..."Ýfadesine göreÞeytanýn soyduðu elbiseBildiðimiz bir þey olmayýpAyýp yerlerini örtenOlabilir bir his bir duyuBelki de Bu duyguMasumiyet, sâfiyetVe Allah ile irtibatSürdürme hissi olabilir.

Bütün bunlara raðmen Yine deHak Tealânýn rahmetiHz. Âdem ve Havva'ya yetiþti."Sonra RabbiOnu seçtiKabul etti tevbesiniMazhar etti onu hidayetine" (122)

161

Hata ettikten sonra Özür dileyip, istiðfardaBulunmasý,Onu hem baðýþlattýHem safiyyullah yaptýHem de mazhar etti hidayete...

Bu ilk karþýlama Ve tecrübeden sonraÝndiriliyor her iki düþman:Âdem ve þeytanSürekli bir savaþ meydanýna, yeryüzüne

"Buyurdu Hak TealâHitap ederek onlara Düþman olarak Kiminiz kiminize Ýniniz, cennetten yere.SonraNe zaman Benden bir rehber Bir peygamber Gelir deKim tâbi olursa ona Artýk ne yolunu þaþýrýrNe de bedbaht olur." (123)

T â h â

162


Hz. Âdem ile Havva'nýn Kabul edildikten sonra tevbeleriDünyaya gönderilmeleriBir taltiftirBir cezadan ziyadeHak Tealâ beþeriGönderiyor yeryüzüne Onu yaparak kendi halifesiVe donatýyorDünyayý imar yetkisiyleBunun için deVar elbette Mühim bir gerekçe:HaniEmaneti alma göreviniGökler, yer ve daðlarKabul etmemiþti deSadece insan yüklenmiþtiÝþte buydu gerekçe ve hikmeti

163

Geçen ayetleAçýklanmýþ oldu beþeriyeteAralarýndaki düþmanlýkMel'un þeytan ileArtýk Âdemoðullarý’na Hiçbir þey kalmýyorduMazeret adýnaDiyemezler bundan sonra"Gâfil avlandým!""Bilmedim aldandým!"Titreten yerleri ve gökleriÞâhit gösteren bütün melekleri"Düþmansýnýz siz Birbirinizin" beyanýnýn yanýndaBildirilmiþtir yine Yüce bir merhametleYol göstericileri geleceði

"Ama kim yüz çevirirseBenim zikrimden;Yani Kitabýmý dinlemezseVe gaflet ederse anmaktan Ben'i,Ona zor ve darBir geçim var.Biz onu kýyamet günüKör olarak diriltirDuruþmaya getiririz" (124)

T â h â

164


"Der ki:'Ya RabbiBen gözleri gören biriOlduðum haldeBeni niçinKör olarak haþrettin?" (125)"Hak Tealâ buyurur ki'Bu böyledir.Ayetlerimiz sana geldiðinde Nasýl sen onlarý unuttuysan,Bugün de Sen öyle Unutulur, atýlýrsýn bir köþeye." (126)"Ýþte böyleCezalandýrýrýzGünahta hadlerini aþanlarýÝnanmayanlarý Rablerinin ayetlerine.Âhiret azabý ise Daha þiddetliVe daha devamlýOlacaktýr elbette." (127)

165

Kýssadan sonra yer alan Bu sahneSunuluyor onun devamý gibiBu prensip,Kýssanýn sonu itibariyleAçýklanmýþtý yüceler âlemindeKadîm bir hüküm þeklinde Geri dönüþ olmaz bundaVe olmaz deðiþtirme asla:"Sýrt çevirirse her kimZikrimden benimVardýr ona zor ve darBir geçim" (124)

Ýlahî mesajdan Yüzünü ayýran,Ýsterse dünyanýn Sahip olsun bütün imkânlarýna Mutsuzdur hem dünyadaHem de ukbâdaHaram olan nimet ve zevkleriHer seferÝzler bir kederGizli gizli içiniBir üzüntü, bir ýzdýrap yerZaten doðru yoldan sapýncaÞaþkýnlýða, bunalýma girerVe sürüklenir oradan oraya.

T â h â

166


Sonra kayýyor mesele Geçmiþ milletlerin âkýbetine:"Onlarý yola getirmedi miBugün meskenlerinde dolaþtýklarýDaha önce yaþamýþ bunca nesilleriHelâk ediþimiz?Bunda elbette Alýnacak ders ve ibretler vardýr.Akýl sâhibi kimselere." (128)"Gelmiþ olurdu çoktanAzap onlara,Eðer Rabbin tarafýndan Olmasaydý daha önceVerilmiþ bir söz Ve tayin edilmiþ bir vâde." (129)

Ýnsan geçmiþ nesillerinÂkýbetini düþündüðünde Önce gözleriyleErine erine Toprak haline gelmiþEvlerini, tarihî mimarîleriniSeyrettiðinde Sonra dalýp hayâline

167

Þahsiyetlerini, ümit ve arzularýnýHeyecan ve duygularýnýDüþündüðünde tablo tabloSonra daAçýp gözlerini Hiçbir þey görmediðinde Boþluk ve ýssýzlýktan baþkaÝþte o zaman varýr farkýna Önceki milletleri yutanBir gücün kendisini deYutmak üzere olduðunuAnlar aklý baþýnda Her insan Nasýl bir ibrete vesile Olduðunu bunun.

"O halde sabretOnlarýn söylediklerine.Yüceliðini ilân etRabbinin Ve O'na hamdetDoðmasýndan ve batmasýndan önceGüneþin.Ve gecenin bazý zamanlarýndaEt ibadet O'na Tâ ki eresin rýzasýna (En yüce makamRýza makamýna)" (130)

T â h â

168


Beþ vakit namazaBir iþaret vardýr burada."Onlardan bazý zümrelere Sýrf denemek içinVerdiðimiz dünya hayatýnýn süslerine Gözünü dikme!Rabbinin Sana verdiði nimetHem daha deðerli ve hayýrlý Hem de Daha devamlý." (131)"Ailene ve ümmetine Namaz kýlmalarýný emretNamaza kendin de Devam etRýzýk istemiyoruz Biz sendenBilakis senin rýzkýnBize ait(Bizim uhdemizde elbet)Takvâdadýr güzel âkýbet." (132)

169

Allah'ýn yoktur ihtiyacý kullaraÝbadet de yine Onlarýn faydalarýnaGeçim derdiyleTerkedilemez ibadet asla.Hem sakýn dikme gözünüBazý inkârcý nankörlereDünya hayatýyla ilgiliVerdiðimiz cazip nimetlere.Dünya hayatýnýn süs, eþya Mal, evlat, þöhret ve iktidar gibiBenzer güzellikleriCezbetmesin seniParlak ve çekici Tomurcuðunu yeni açmýþ Güzel bir çiçeðin tazeliði gibiZira o, hemen söner ve pörsürSonra da çürür.Çünkü fânî ve dünyevîBunlarýn hepsiHem bir imtihan vesilesi

T â h â

170


Ama Rabbinin katýndakiEbedî saadet nimetleriDaha deðerliHem istenmiyor kimseden Rýzýk peþinde koþmasý sadece Rýzýklarýn hepsiÂittir Rabbülâlemîne Kulluk yapan kimseUlaþýr kazanca Hem dünyada Hem de âhirette

Sûrenin sonunda Bazý kodaman Zenginlere getiriliyor söz Büyüklük taslayan Ýlahî mesajý yalanlayan

171

"Onlar þöyle dediler:'Getirse ya bir mucizeO Resûl Rabbinden Olduðuna dair gerçek peygamberi.'Gelmedi mi onlara deliller Önceki semâvî kitaplarda." (133)Yeterliyken Kur'anî mucizeDirettiler iþte Büyüklük taslama Yanlýþta ýsrar arzusuyla Böyle nâhoþ þeylere

Zaten Hak TealâGönderdi Muhammed'iniÝnkârcý nankörlerin bahaneleriniOrtadan kaldýrma kasdýylaEn son nebî olarak

T â h â

"Þayet BizPeygamber gelmeden önceAzap ile Helâk etseydik kendileriniOnlar derlerdi:'Ey Ulu RabbimizNe olurdu bize Bir elçi gönderseydin deRezîl ve hakir olmadan önceBiz böyleUymuþ olsaydýkSenin ayetlerine." (134)Ýþte size peygamber En güzel rehberHem de nebilerin hâtemiAllah'ýn Habîbi!

Artýk sýðýnamazlar aslaHiçbir mazareteKalmamýþtýr artýkTutunacak dallarý daMerhamet edilmez elbette Zarara kendi râzý olana

172


"De ki: 'Herkes beklemede Gözleyin bakalým siz de Anlayacaksýnýz yakýndaKim olduðunuDoðru yolu tutanlarýn Ve hidayete erenlerin!" (135)

Baþý ile sonu arasýndaTam bir âhenkle Nihayete eriyor Sûre.

Son bir dokunuþla daYapýlýyor son bir hatýrlatma Netice ise Allah'ýn elinde.

173

T â h â

174


Documents

ÖZE ÝÞLEYEN SÖZ · nunlarýný ilahi bir mesaj ve buyruk olarak talim etmiþtir. Ýnsanlarýn yanlýþlýkla tabiat kanunu dedikleri þeyler, fýtri, tekvini, ilahi kanun-