1
ĐSTANBUL BÜYÜKŞEHĐR BELEDĐYESĐ
Deprem Risk Yönetim ve Kentsel Đyileştirme Daire Başkanlığı
Deprem ve Zemin Đnceleme Müdürlüğü
ĐSTANBUL ĐL ALANININ GENEL JEOLOJĐ
ÖZELLĐKLERĐ
Necdet Özgül
Kenan Üner
Đskender Akmeşe
Đsmail Bilgin
Ramiz Kokuz
Đrfan Özcan
Zülküf Yıldız
Ümit Yıldırım
Özer Akdağ
Mesut Tekin
ĐSTANBUL
2
Ekim 2005
ĐÇĐNDEKĐLER
ÖZ
1. GĐRĐŞ
2. STRATĐGRAFĐ
2.1. ISTRANCA BĐRLĐĞĐ
2.1.1. Tekedere Gurubu
2.1.2. Kızılağaç Metagraniti
2.1.3. Şermat Kuvarsiti
2.1.4. Mahya Şisti
2.2. ĐSTANBUL BĐRLĐĞĐ
2.2.1. Polonezköy Gurubu
2.2.1.1. Kocatöngel Formasyonu
2.2.1.2. Kurtköy Formasyonu
2.2.1.2.1. Bakacak Üyesi
2.2.1.2.2. Süreyyapaşa Çakıltaşı Üyesi
2.2.2. Aydos Formasyonu
2.2.2.1. Başıbüyük Çakıltaşı Üyesi
2.2.2.2. Kınalıada Üyesi
2.2.3. Yayalar Formasyonu
2.2.3.1. Gözdağ Üyesi
2.2.3.2. Umurdere Üyesi
2.2.3.3. Şeyhli Üyesi
2.2.4. Pelitli Formasyonu
2.2.4.1. Mollafenari Üyesi
2.2.4.2. Dolayoba Kireçtaşı Üyesi
2.2.4.3. Sedefadası Üyesi
3
2.2.4.4. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi
2.2.5. Kartal Formasyonu
2.2.5.1. Kozyatağı Üyesi
2.2.6. Denizli Köyü Formasyonu
2.2.6.1. Tuzla Üyesi
2.2.6.2. Yörükali Üyesi
2.2.6.3. Ayineburnu Üyesi
2.2.6.4. Baltalimanı Üyesi
2.2.7. Trakya Formasyonu
2.2.7.1. Acıbadem Üyesi
2.2.7.2. Cebeciköy Kireçtaşı Üyesi
2.2.7.3. Kartaltepe Üyesi
2.2.7.4. Küçükköy Üyesi
2.2.8. Kapaklı Formasyonu
2.2.9. Gebze Gurubu
2.2.9.1. Demirciler Formasyonu
2.2.9.1.1. Erikli Üyesi
2.2.9.1.2. Gürgendere Üyesi
2.2.9.1.3. Değirmen Kireçtaşı Üyesi
2.2.9.2. Ballıkaya Formasyonu
2.2.9.3. Tepecik Formasyonu
2.2.9.3..1. Kazmalı Üyesi
2.2.9.3..2. Kuşça Üyesi
2.2.9.3.3. Köytepe Üyesi
2.2.9.4. Bakırlıkıran Formasyonu
2.2.10. Sarıyer Formasyonu
2.2.10.1. Bozhane Üyesi
2.2.10.2. Garipçe Üyesi
4
2.210.3. Kısırkaya Üyesi
2.2.11. Yemişliçay Formasyonu
2.2.12. Hereke Formasyonu
2.2.12.1. Kutluca Kireçtaşı Üyesi
2.2.13. Akveren Formasyonu
2.2.13.1. Yunusludere Üyesi
2.2.13.2. Ahmetli Kireçtaşı Üyesi
2.2.14. Şile Formasyonu
2.2.14.1. Ağlayankaya Üyesi
2.2.14.2. Đmam Tepesi Üyesi
2.2.15. Yunuslubayır Formasyonu
2.2.16. Kırklareli Gurubu
2.2.16.1. Koyunbaba Formasyonu
2.2.16.2. Soğucak Kireçtaşı
2.2.16.3. Ceylan Formasyonu
2.2.16.3.1. Balık koyu Çakıltaşı Üyesi
2.2.17. Pınarhisar Formasyonu
2.2.18. Danişmen Formasyonu
2.2.18.1. Süloğlu Şeyil Üyesi
2.2.18.2. Gürpınar Üyesi
2.2.18.3. Çantaköy Volkanit Üyesi
2.2.18.4. Ağaçlı Üyesi
2.2.19. Çukurçeşme Formasyonu
2.2.20. Çekmece Formasyonu
2.2.20.1. Güngören Üyesi
2.2.20..2. Bakırköy Üyesi
2.2.21. Ömerli Formasyonu
2.2.21.1. Meşe tepesi Üyesi
5
2.2.21.2. Kayalı tepe Üyesi
2.2.21.3. Sultanbeyli Üyesi
2.2.22. Kuşdili Formasyonu
2.2.23. Altıntepe Formasyonu
2.3. GÜNCEL BĐRĐKĐNTĐLER
2.3.1. Kumul
2.3.2. Plaj kumsalı
2.3.3. Alüvyon
2.3.4. Yamaç molozu
2.3.5. Heyelan
3. MAĞMATĐTLER
3.1. Derinlik Kayaları;
3.1.1. Sancaktepe Graniti
3.1.2. Çavuşbaşı Granodiyoriti
3.2. Yüzey Kayaları
3.3. Damar Kayaları
4. YAPISAL JEOLOJĐ
4.1. KD-GB ve KB-GD doğrultulu makaslama fayları.
4.2. Sarıyer-Şile Fayı
4.3. Maltepe-Beykoz Fayı
4.4. Çamlıca Sürüklenimi
4.5. Yakacık Fayı
5. BÖLGENĐN JEOLOJĐK GELĐŞĐMĐNE ĐLĐŞKĐN DÜŞÜNCELER
6. SONUÇ VE ÖNERĐLER
6.1. Sonuçlar
6.2. Öneriler
7. ĐSTANBUL VE YAKIN DOLAYI ĐLE ĐGĐLĐ SEÇĐLMĐŞ YAYINLAR
6
ÖZ
Đstanbul metropolitan alanı, Erken Paleozoyik (Ordovisiyen)-Kuvaterner aralığını kapsayan
geniş bir jeolojik zaman diliminin önemli bölümünü temsil eden kayastratigrafi birimlerini
içeren ve bu süreçte etkin olmuş önemli tektonik olayların derin izlerini taşıyan bir bölge
üzerinde yer alır.
Đstanbul Đl sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük
kayastratigrafi birimi topluluğu yer alır. Bu raporda, niteliği henüz açıklığa kavuşturulamamış
önemli bir tektonik olayla yanyana gelmiş bulunan, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren
istif “Istranca Birliği”, metamorfizma göstermiyen istif ise “Đstanbul Birliği” adlarıyla
açıklanmıştır.
Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar
kaplayan şist, kuvarsit ve mağmatitleri içeren Istranca Birliği metamorfitlerinin küçük bir
bölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey kesimlerinde Đstanbul il sınırları içine girer. Bu
inceleme konusunun kapsamı dışında kaldığından, sözkonusu metamorfitlerle ilgili raporda
yer alan bilgiler büyük ölçüde, MTA tarafından basılan “Trakya bölgesinin 1/100.000 ölçekli
jeoloji haritası” açıklamalarından sağlanmıştır. Çatalca yöresinde, söz konusu metamorfik
istifin “Tekedere Gurubu”, “Kızılağaç Metagraniti”, “Şermat Kuvarsiti” ve “Mahya Şisti”
adlarıyla bilinen birimleri yüzeylenir.
Đstanbul Birliği, Boğaz’ın her iki yakasında ve Kocaeli yarımadasında geniş alanlar kaplayan
Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta metamorfizma göstermeyen kaya birimlerini içerir. Akarsu ve
lagün ortamlarını temsil eden Alt Ordovisiyen yaşta karasal çökeller (Kocatöngel Formasyonu
ve Kurtköy Formasyonu) metropolitan alanı ve yakın dolayında, Đstanbul Birliği’nin yüzeye
çıkan en yaşlı kaya birimlerini oluştururlar. Erken Ordovisiyen ’de kara halinde bulunan bölge,
Ordovisiyen yaşlı Aydos Formasyonu’nun kuvarsitleriyle temsil edilen bir transgresyonla
başlayan, Silüriyen ve Devoniyen’de giderek derinleşen, tektonik bakımdan duraylı bir denizle
kaplanır. Bu süreçte yaşlıdan gence doğru, miltaşı-kumtaşı ile temsil edilen Yayalar
Formasyonu (Alt Ordovisiyen), şelf tipi karbonat çökelimini yansıtan Pelitli Formasyonu (Alt
Ordovisiyen-Silürüyen), düşük enerjili açık şelf ortamını temsil eden, bol makrofosilli, seyrek
kireçtaşı arakatkılı mikalı şeyilleri kapsayan Kartal Formasyonu (Alt-Orta Devoniyen) ve açık
şelf-yamaç ortamını temsil eden yumrulu kireçtaşlarının yoğun olduğu Denizli Köyü
Formasyonu (Üst Devoniyen+Alt Karbonifer) çökelir. Denizli Köyü Formasyonu içinde ara
düzeyler halinde yer alan ve en üst kesiminde klavuz bir düzey olarak izlenebilen Alt
Karbonifer yaşta silisli (lidit) çökeller (Baltalimanı Üyesi), söz konusu denizel havzanın
7
yakınlarında, yoğun silis getirimine neden olan bir volkanik etkinliği düşündürür. Erken
Karbonifer’de filiş türü kumtaşı-şeyil ardışığı (Trakya Formasyonu) ile temsil edilen türbiditik
akıntıların geliştiği duraysız ortam koşulları egemen olur. Karbonifer-Permiyen aralığında etkin
olan tektonik hareketlere bağlı olarak, Sancaktepe Graniti (Permiyen) ile temsil edilen
mağmatik sokulumlar gelişir ve bölge su dışına çıkarak yeniden kara halini alır, buna bağlı
olarak Permiyen (?) – Erken Triyas yaşlı karasal istifler (Kapaklı Formasyonu) çökelir. Orta-
Geç Triyas aralığında bölge, sırasıyla gelgitarası çökelleri (Demirciler Formasyonu), şelf
karbonatları (Ballıkaya Formasyonu) ve yamaç çökelleri (Tepeköy Formasyonu ve
Bakırlıkıran Formasyonu) ile temsil edilen ve giderek derinleşen transgressif bir denizle
yeniden kaplanır. Bölgede Jurasik-Erken Kretase aralığında oluşmuş kaya birimine
rastlanmamıştır. Geç Kretase, andezitik volkanit ve filiş türü kırıntılılardan oluşan volkano-
tortul istifleri kapsayan Sarıyer Formasyonu ve Yemişliçay Formasyonu ile temsil edilmiştir.
Üst Kretase yaşlı “Çavuşbaşı Granodiyoriti”nin Tetis Okyanusu’nun kapanması sürecinde
etkin olmuş adayayı volkanizması ile ilişkili derinlik kayası olduğu düşünülmektedir
Eosen’de Anadolu’nun büyük bölümünü etkisi altına alan kompresif hareketler, Đstanbul
yöresini de kapsayan Marmara havzasında yoğun kıvrımlanma ve faylanmalara neden olur.
Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta kaya birimlerinin Üst Kretase- Erken Eosen yaşta istiflere
bindirmesine neden olan ve bölgeyi kuzeyden kabaca D-B doğrultusunda kateden Sarıyer-Şile
Fayı’nın bu hareketlere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Şile bölgesinde görülen ve Alt-
Orta Eosen yaşlı Şile Formasyonu’nun şeyilleri içinde görülen olistostromların (Ağlayankaya
Üyesi) bu hareketlerin doğurduğu duraysız ortam koşullarına bağlı olarak geliştiği
anlaşılmaktadır. Orta Eosen (Lütesiyen)’de bölge yeni bir transgresyon uğramış ve Orta
Eosen-Erken Oligosen aralığında Çatalca ve Şile bölgeleri, kıyılarında kumsal ve resiflerin
(Hatipler Formasyonu, Koyunbaba Formasyonu, Yunuslubayır Formasyonu, Soğucak
Kireçtaşı), iç kısımlarına killi çamurların (Ceylan Formasyonu) çökeldiği bir denizle kaplanır.
Orta-Geç Oligosen’de Trakya havzasının bütününü etkileyen tektonik hareketlere bağlı olarak,
bölge yeniden yükselerek Günümüz’e değin süren bir karalaşma sürecine girer ve özellikle
Geç Oligosen–Geç Miyosen aralığını temsil eden akarsu birikintileri (Kıraç Formasyonu-
Çukurçeşme Formasyonu) ile lagün ve göl çökelleri (Danişmen Formasyonu ve Çekmece
Formasyonu) gelişir. Kabaca K-G doğrultulu sıkışmaya neden olan bu hareketlere bağlı olarak
KB-GD ve KD-GB eksen gidişli makaslama fay ve eklem sistemleri yoğun olarak gelişmiştir.
Bu makaslama kırıkları boyunca gelişen zayıflık zonları, Đstanbul ve Çanakkale boğazları ile
bölgenin büyük akarsu vadilerinin ve Haliç’in morfolojik gelişimini denetlemiş ve KB-GD ve
KD-GB doğrultularuyla uyumlu zikzaklı geometri kazanmalarına neden olmuştur.
Oluşturdukları zayıflık zonlarıyla morfolojiye güzel yansımış olan bu makaslama kırıklarının,
8
günümüzde aktif olabileceklerini gösteren öteleme, basınç sırtı vb herhangi bir saha verisi
saptanamanmış; aksine, en azından Üst Miyosen- Pliyosen yaşlı karasal birikintiler tarafından
örtülü bulundukları izlenmiştir.
1. GĐRĐŞ
Đstanbul Büyükşehir il sınırları içinde kalan alanın genel jeolojik özelliklerinin incelenmesi ve
Nazım Đmar Planlarına esas olmak üzere 1/100 000 ölçekli jeoloji haritasının yapılmasını
amaçlayan bu çalışma Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Zemin ve Deprem Đnceleme Müdürlüğü
(ĐBBZDĐM) elemanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Jeolojik harita alımı çalışmaları üç
aşamada yapılmıştır. Çalışmaların birinci aşaması Đstanbul ilinin 3030 sayılı alan içinde kalan
kesiminde 2000-2004 yılları arasında, ikinci aşaması 5216 sayılı yasa ile genişletilen il
alanının 3030 sayılı alanının batısında kalan kesiminde Nisan-Temmuz 2005 ayları arasında,
üçüncü aşaması ise Đstanbul ilinin, 3030 sayılı alanın doğusunda kalan kesiminde Ağustos-
Ekim 2005 ayları arasında gerçekleştirilmiştir. ĐBBZDĐM çalışanlarının dışında, 1.aşma
çalışmalarına Dr. Yakup Çelik (ĐÜ) katılmıştır. Şile-Ağva-Ömerli barajı dolaylarını kapsayan
3.aşama çalışmalarına Dr Necdet Özgül (GEOMAR) danışman olarak katılmıştır.
Kaya-stratigrafi birimleri esasına göre yapılan Jeolojk harita alımı çalışmalarında 1/25 000
ölçekli topoğrafya haritaları baz olarak kullanılmıştır. 3030 sayılı yasa ile belirtilen il alanının
doğusunda kalan Şile-Ağva-Ömerli dolayları ile batısında kalan Silivri-Çatalca-Karaburun
dolaylarını kapsayan alanlarda yapılan Jeolojik harita harita alımı sırasında, Maden Tetkik ve
Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olan ve henüz yayımlanmadığı için özel izinle
kullanılmış bulunan, 1/25 000 ölçekli jeoloji haritaları temel veri kaynağını oluşturmuştur.
Rapor ekinde sunulan jeoloji haritası, 1/100 000 ölçekli harita standartlarına göre
düzenlendiğinden, bu ölçekte gösterilemeyecek boyuttaki verileri taşımamaktadır. Boğaz’ın iki
yakasında, özellikle Đstanbul’un Kocaeli yarımadasında kalan kesiminde, geniş alanlar
kaplayan ancak, yoğun olarak faylanmış oluşunun yanında, yerleşim alanı içinde kaldığı için
genellikle örtülü olan, Paleozoyik yaşlı kaya birimlerinin izlenme ve deneştirilmesinde önemli
güçlüklerle karşılaşılmıştır. Dolaysıla ekte sunulan jeoloji haritası büyük ölçekli yerleşim
planlamalarına yanıt verecek ayrıntıları taşımamaktadır. Nazım il imar planına esas olacak
jeolojik verilerin sağlanması için, bölgede daha büyük ölçekli ayrıntılı jeolojik harita
çalışmalarının yapılması kaçınılmazdır. Bu amaçla, Zemin ve Deprem Đnceleme Müdürlüğü
tarafından Đstanbul Đl sınırlarını kapsayan alanda, öncelikle 3030 sayılı yasa ile belirlenmiş alan
içinde yapılacak 1/5000 ölçekli jeolojik harita çalışmaları sonunda, amaca hizmet edecek
ayrıntılı verilerin sağlanacağı umulmaktadır.
9
Bu raporun hazırlanmasında ve kaya-stratigrafi birimlerinin adlama ve tanımlanmasında, Dr
Necdet Özgül tarafından TÜBĐTAK desteğinde sürdürülmekte olan “Đstanbul Dolayının
Jeolojisi Projesi” araştırmalarından sağlanan yayımlanmamış verilerden yararlanılmıştır. Nazım
Đmar Planı kapsamında sürdürülmelte olan büyük ölçekli jeoloji çalışmalarının tamalanması
sonunda, Đstanbul dolayının jeoloji özelliklerini yansıtan ve ayrıntılı jeoloji haritalarını
kapsayan rapor ayrıca düzenlenecektir.
1.1. Katkı Belirtme
Yukarıda da belirtildiği gibi, 3030 sayılı alanın doğusunda ve batısında kalan alanı içeren
jeolojik harita alımı çalışmalarında, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü tarafından üretilmiş
olan, bu yöreyi kapsayan yayımlanmış ve yayımlanmamış haritalardan önemli ölçüde
yararlanılmıştır. Bu konuda özellikle yayımlanmamış jeoloji haritalarından yararlanmamızı
sağlayan MTA Genel Müdürü sayın Mehmet Üzer’e ve Jeoloji Dairesi Başkanı sayın.Dr Erol
Timur’a teşekkürü görev sayarız.
Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Zemin ve Deprem Müdürlüğü tarafından yürütülen bu projenin,
saha ve değerlendirme çalışmalarının proje amacı doğrultusunda ve öngörülen süre içersinde
gerçekleşmesi için, gerekli araç, gereç ve konaklama gereksinimlerinin eksiksiz olarak
sağlanmasını gerçekleştiren, Zemin ve Deprem Đnceleme Şube Müdürü sayın Mahmut Baş’a
teşekkürü borç biliriz. Proje çalışmaları sonunda üretilen jeoloji haritalarının
sayısallaştırmasını, proje çalışanları ile uyum içinde ve özverili çaba ile gerçekleştiren, Zemin
ve Deprem Müdürlüğü çalışanlarından Harita mühendisi Ayça Duman Kaya ve Jeoloji müh.
Betül Ergün Konukcu ve Ayşe Zeren’e teşekkür ederiz.
2. STRATĐGRAFĐ
Đstanbul ili ve yakın dolayını kapsayan inceleme alanı, Erken Paleozoyik’ten Günümüz’e değin
süren geniş bir zaman aralığında oluşmuş çok sayıda kaya birimlerini kapsaması, oldukça
karmaşık yapısal hareketlerin izlerini taşıması ve güncel tektonik hareketlerin etkin olduğu bir
bölgede yer alması dolaysıyla, 19.Yüzyıl’dan bu yana yerli ve yabancı bir çok yerbilimcinin
ilgisini çekmiş ve değişik amaçlı araştırmalara konu edilmiştir. Raporda yeri geldikçe bu
çalışmalara değinilmektedir.
Đstanbul Đl sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük
kayastratigrafi birimi topluluğu yer alır. Niteliği henüz açıklığa kavuşturulamamış olan önemli
bir tektonik hatla biribirinden ayrılan, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren istif, inceleme
Istranca dağları ve dolayında geniş alan kapladığı için “Istranca Birliği”, metamorfizma
göstermiyen istif ise “Đstanbul Birliği” adlarıyla adlandırılmıştır. Aşağıda, göreli yaş ilişkileri
10
gözetilmeksizin, önce Istranca Birliği metamorfitleri, daha sonra kendi içinde yaşlıdan gence
doğru bir sıra ile Đstanbul Birliği’nin kayastratigrafi birimleri açıklanmaktadır.
2.1. ISTRANCA BĐRLĐĞĐ
Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar
kaplayan metamorfit ve mağmatitlerin küçük bir bölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey
kesimlerinde Đstanbul il sınırları içinde kalır. Bu inceleme konusunun kapsamı dışında
kaldığından sözkonusu metamorfitler ile ilgili bilgiler, MTA Enstitüsü Genel Müdürlüğü
tarafından basılan “Trakya bölgesinin 1/100.000 ölçekli jeoloji haritası” açıklamalarından
aktarılmıştır (Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Çağlayan ve Yurtsever (1998)’e göre, Çatalca
yöresinde, söz konusu metamorfik istifin Tekedere Gurubu, Kızılağaç Metagraniti, Şermat
Kuvarsiti ve Mahya Şisti birimleri yüzeyler. Aşağıda, bu birimlerin belirgin özellikleri kısaca
açıklanmıştır.
2.1.1.Tekedere Gurubu
Tekedere Grubu , Istranca Birliği’nin Çatalca yöresinde yüzeylenen en yaşlı birimini oluşturur
(Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Başlıca biyotitli şist, granatlı şist, gnays, amfibolit, yer yer
görülen migmatitleri ve kalkşist merceklerini içerir. Almandin fasiyesinden yeşilşist
fasiyesine değin değişen çeşitli mineral parajenezleri gelişmiştir. Metemorfitler alkali granit,
aplit ve pegmatitler ile kesilmiştir.
Tekedere Gurubu formasyon ve üye aşamasında çeşitli birimlere ayırtlanmıştır.
Đnceleme alanında Şermat Kuvarsitleri ve Mahya Şistleri tarafından uyumsuz olarak
üstlendiği belirtilmektedir (Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Çilingoz koyu batısında , Safaalan
ve Binkılıç köylerinin kuzey-kuzeydoğusunda yüzeylenmektedir.
2.1.2. Kızılağaç Metagraniti
Çalışma alanında Çatalca ilçesinin güneybatısı, Akalan köyünün kuzeybatısı ve Büyükçekmece
gölünün batısında yüzeylenen metamorfik granitler Kızılağaç Metagraniti adıyla
adlandırılmıştır (Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Metagranitler pembemsi gri, turuncumsu beyaz
renkli, kuvars, biyotit ve iri mikroklin kapsar; K-feldspat porfiroblastlı, gnays dokuludur.
Seyrek olarak aplit damarları gelişmiştir. Granit yüzeylemelerinin yer yer yüzeye yakın
kesimleri, ileri derecede ayrışma göstererak kaba kum görünümlü arenaya dönüşmüştür.
Birimin intrüzyon yaşının Permo-Triyas olduğu varsayılmaktadır (Çağlayan ve.
Yurtsever,1998).
2.1.3. Şermat Kuvarsiti
11
Şermat Kuvarsiti kirli beyaz, bej, açık külrengi, beyaz mika ve kıt feldspatlı kuvarsitten oluşur;
yer yer laminalı metakumtaşı-fillit ardalanmalıdır. Çatalca ilçesinin güneybatısında, Gökçeli
köyü kuzey ve kuzeydoğusunda ve Đhsaniye köyü kuzeydoğusunda, Binkılıç ve Çiftlik köyü
dolaylarında yüzeylemeleri vardır. Permo-Triyas yaşta oduğu düşünülen Şermat Kuvarsiti’nin,
Kızılağaç Metagranitleri üzerinde açısal uyumsuz olarak yer aldığı, Mahya Şisti tarafından
geçişli olarak üstlendiği belirtilmektedir (Çağlayan ve Yurtsever, 1998).
2.1.4. Mahya şisti
Mahya şisti başlıca, külrengi-koyu külrengi, mavimsi, biyotit ve beyaz mikalı fillat ile yeşilimsi
külrengi kloritşistlerden oluşur; değişik düzeylerinde kristalize kireçtaşı, kalkşist ve koyu kara-
külrengi renkli lidit arakatkılıdır. Çatalca-Muratbey köyü hattının güneybatısında ve Akalan-
Çanakkale-Oklalı köyleri arasında yüzlemeleri vardır. Altta Şermat Kuvarsiti ile dereceli
geçişli olduğu belirtilmektedir. Triyas yaşta olduğu varsayılan birim, Eosen ve daha genç
Tersiyer yaşlı birimler tarafından açısal uyumsuzlukla üstlenir.
2.2. ĐSTANBUL BĐRLĐĞĐ
Đstanbul ilinin, Istranca Birliği’nin dışında kalan çok büyük bölümünü kaplayan ve Paleozoyik
yaşta olanlar dahil metamorfizma göstermeyen kaya birimleri, bu incelemede “Đstanbul
Birliği” adı altında incelenmiştir. Đnceleme alanında Paleozoyik ve Mezoyik yaşta kaya
birimlerini kapsayan bu birliğe ait kayastratigrafi birimleri, yaşlıdan gence doğru bir sıra ile öz
olarak aşağıda açıklanmaktadır. Birliğin Paleozoyik yaşlı kaya-stratigrafi birimlerinin
genelleştirilmiş dikme kesiti Şekil 1de, Triyas yaşlı kaya-stratigrafi birimlerinin ise şekil 2’de
gösterilmiştir.
2.2.1. Polonezköy Gurubu
Tanım ve ad. Đstanbul ve yakın dolayında yüzeylenen en yaşlı kaya birimlerini oluşturan ve
büyük bölümü karasal (akarsu, göl, lagün) ortamda çökelmiş, kırıntılı kaya birimleri bu
araştırmada, yüzeylemelerinin geniş alan kapladığı Polonezköy’den esinlenerek, Polonezköy
Gurubu adı altında incelenmiştir. Polonezköy Gurubu yaşlıdan gence doğru Kocatöngel
Formasyonu ve Kurtköy Formasyonu olarak adlandırılan iki formasyonu kapsar
2.2.1.1. Kocatöngel Formasyonu
Tanım ve ad. Başlıca yeşilimsi, boz, külrengi, laminalı miltaşı, kiltaşı ve ince taneli
kumtaşından oluşur. Đlk kez, istifin Sakarya ilinin KD’sunda Kocatöngel köyü dolaylarındaki
yüzeylemeleri Yazman ve Çokuğraş (1983) tarafından, Đstanbul ili dolayındaki yüzeylemesi
ise Gedik ve Önalan (2002) tarafından tanımlanmıştır. Mahmutşevketpaşa köyünün güneyinde
12
yer alan Yeniçiftlik deresi vadisi, formasyonun Đstanbul sınırları içinde, incelenmeğe en
elverişli yüzeylemelerini kapsar.
13
Şekil 1. Đstanbul dolayının Paleozoyik yaşta kayastratigrafi birimlerinin genelleştirilmiş dikme kesiti
14
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kocatöngel Formasyonu’nun, çalışma alanında açığa
çıkmayan alt dokanağının özelliği bilinmemektedir. Kurtköy Formasyonu’nun Bakacak Üyesi
tarafından uyumlu olarak üstlenir.
Formasyon, bölgedeki en kalın yüzeylemesinin yer aldığı Yeniçiftlik deresi vadisinde Gedik
ve diğ. (2005)’ e göre 1500m kalınık gösterir, Ancak, bu kesitte birimin alt dokanağının faylı
olduğu da göz önünde tutularak, birim kalınlığının 2000 m dolayında olabileceği
düşünülmektedir (Özgül, 2005).
Fosil kapsamı ve yaş. Kocatöngel Formasyonu’nun inceleme alanı içinde ya da dışındaki
yüzeylemelerinde, yaş belirleyecek herhangi bir fosil izine günümüze dek ratlanmamıştır. Geç
Ordovisiyen yaşta Kurtköy Formayonu’un altında uyumlu olarak yer aldığından, büyük bir
olasılıkla Erken Ordovisiyen yaşta olmalıdır.
2.2.1.2. Kurtköy Formasyonu
Tanım ve ad. Kurtköy Formasyonu, başlıca arkoz nitelikli kırıntılı kayalardan oluşur.
Paeckelmann (1938) sözkonusu arkoz birimini, altta taban çakıltaşı (Hauptkonglomerat)
düzeyi ile başlayan ve arkoz (Arkoz-Horizont) olarak devam eden Siluriyen sonu yaşta
“Quarzit-Serie” içinde tanımlamıştır. Altınlı (1951) istifi “Arkozlar” başlığı altında
incelemiştir. Birim için, Đlk kez
Haas (1968) tarafından, Đstanbul’un Anadolu yakasında Kurtköy dolayında geniş alan
kaplaması nedeniyle, Kurtköy Formasyonu (Kurtköy Schichten) adı kullanılmıştır. Daha
sonraları, Kaya (1978) ve Önalan (1981) tarafından da aynı coğrafya adı korunarak, istif
sırasıyla “Kurtköy Arkoz Birimi” ve “Kurtköy Formasyonu” adlarıyla incelenmiştir.
Đstanbul il sınırları içinde Kurtköy beldesi dolayında, Polonezköy-Cumhuriyet köyü arasında,
Reşadiye köyü kuzeyinde, Ümraniye ilçesi batısında (Çakmak mahallesi) Soyak-Yenişehir
sitesi dolaylarında, Maltepe’nin kuzeyinde Başıbüyük ve Gülsuyu semtlerinde, Paşaköy -
Ömerli Beldesi arasında ve Darlık Barajı güney-güneydoğu kesimlerinde, incelemeye elverişli
yüzeylemeler verir.
Kayatürü özellikleri. Kurtköy Formasyonu, başlıca açıklı koyulu mor-eflatun renkli, kil, mil,
kum ve çakıl boyutunda gereci kapsayan arkoz bileşimli kırıntılı kayalardan oluşur. Đstifin alt
kesiminde kumtaşı arakatkılı, ince laminalı kiltaşı-miltaşı, üst kesiminde ise değişik boyutlarda
çakıltaşı mercek ve ara düzeylerini kapsayan, kiltaşı- miltaşı arakatkılı kaba kumtaşı
egemendir. Formasyonun egemen kayatürünü oluşturan kumtaşı mor-eflatun, yer yer yeşilimsi
külrengi, orta-kalın katmanlıdır; orta-zayıf boylanma, yer yer derecelenme, koşut ve çapraz
laminalanma gösterir. Yuvarlanmış-yarı yuvarlanmış süt kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı (chert),
15
mağmatit,metamorfit ve feldspatlı kaya kırıntıları, mafik mineral, değişen oranda mika pulları
ve yaşıt kiltaşı-miltaşından türemiş kırmızımsı renkli köşeli-yarı köşeli formasyon içi
(intraformational) çakılları kapsar. Taneler killi hamur ve daha az oranda silisli çimento ile
tutturulmuştur.Yüksek oranda feldspat vb dayanımsız bileşen içeriğinden dolayı kolay ayrışır.
Özellikle faylı bölgelerde, faylar boyunca etkin olan ileri derecede ayrışma sonucu, arkozlar
mavimsi külrengi, kirli beyaz, yer yer kızılımsı renklerin karışımından oluşan alacalı renkte,
kil oranı yüksek olan dayanımsız bir kayaya dönüşür.
Formasyonun üst bölümünde çakıltaşı mercek ya da arakatkılarını kapsar. Yer yer geniş
alanlar kaplayan çakıltaşları morumsu, yeşilimsi renkli, orta-iyi yuvarlanmış süt kuvars,
kuvarsit, çakmaktaşı, granitik ve gabroyik magmatit, volkanit ve şist çakılları ile arkozlardan
türemiş yarı köşeli-yarı yuvarlanmış formasyoniçi kırmızı şeyil ve arkozik kumtaşı çakıllarını
kapsar; seyrek kumtaşı-miltaşı arakatmanlıdır. Çakıllar orta, yer yer zayıf boylanmış, tane
destekli ya da kaba kumlu hamurla sıkı tutturulmuştur. Çakıl boyları genellikle 1-5 cm
arasındadır, yer yer 10-15 cm’ye çıkar. Söz konusu çakıltaşları formasyon içinde, değişik
düzeylerde, boyutları birkaç metreden yüzlerce metreye ulaşabilen, irili ufaklı mercekler
oluşturur. Formasyon altta boz-mor-eflatun renk ardalanmalı, yer yer laminalı miltaşı-
kumtaşından oluşan Bakacak Üyesi ve üstte mor renkli kaba kumtaşı-çakıltaşının egemen
olduğu Süreyyapaşa Üyesi olmak üzere iki üyeye ayırtlanabilir (Özgül, 2005).
2.2.1.2.1. Bakacak Üyesi: Kurtköy Formasyonu’nun alt bölümünü oluşturan birim, alt
düzeyinde mor-boz renk ardalanmalı, üst düzeyinde mor renkli, mor kil-mil-kum boyu
kırıntılılardan oluşur. Birim, Gedik ve diğ. (2002) tarafından, Sakarya ili kuzeyinde Çamdağ
dolayında tanımlanan Bakacak Formasyonu’nun (Yazman ve Çokuğraş, 1983) eşleniği olarak
kabul edilmiş ve “Bakacak Formasyonu” adıyla formasyon aşamasında adlandırılmıştır.
Birbiriyle yanal ve düşey geçişli olan ve egemen kayatürü özellikleri açısından aralarında
yakın benzerlik bulunan Kurtköy ve Bakacak istiflerinin, farklı formasyon adlarıyla
adlandırılması, sahada tanınma, izleme ve haritalama açısından kavram karışıklığına ve önemli
güçlüklere neden olduğu gerekçesiyle, Özgül (2005) tarafından istifin tümünün “Kurtköy
Formasyonu” kapsamında tek bir formasyon adı altında tanımlanması ve mil-kum boyu
kırıntılıların egemen olduğu söz konusu alt bölümün “Bakacak Üyesi” olarak üye aşamasında
adlandırılması önerilmiştir.
Kurtköy Formasyonu’nun en alt düzeyini oluşturan Bakacak Üyesi, Kocatöngel
Formasyonu’nun boz renkli, laminalı miltaşları üzerinde boz ve mor renk ardalanmalı miltaş-
ince taneli kumtaşı düzeyi ile başlar; Kocatöngel Formasyonu’ndan renk ve tane boyu değişimi
ile ayırt edilir. Üst düzeylere doğru gidildikçe ve özellikle üstteki Süreyyapaşa Üyesi’ne
16
yaklaştıkça, kaba kum - çakılcık boyu egemen olur ve renk bütünüyle morlaşır. Dolaysıyla alt
ve üstteki birimlerle dereceli geçiş gösterir.
Bakacak Üyesi’nin kalınlığı yaklaşık 500 m dolayındadır.
2.2.1.2.2. Süreyyapaşa Üyesi: Kurtköy Formasyonu’nun üst bölümünü oluşturur. Kayatürü
özellikleri yukarıda belirtilmiş olan, mor renkli kumtaşları birimin egemen kayatürünü
oluşturur; Süreyyapaşa, Başıbüyük yörelerinde yaygın olarak yüzeyleyen çakıltaşı mercek ve
arakatkılarını kapsar. Önalan (1981) tarafından, istifin kumtaşı-şeyil ardalanmasından oluşan
bölümü “Süreyyapaşa Üyesi”, çakıltaşları ise “Maltepe Üyesi” adlarıyla incelenmiştir. Özgül
(2005), istifin egemen kaya türününün kumtaşı olduğunu, çakıltaşlarının ise boyları katman
ölçeğinden, onlarca metreye değin değişen, irili ufaklı mercek ya da arakatkılar halinde yer
aldığından, söz konusu kumtaşı ve çakıltaşlarının birlikte bir bütün olarak Süreyyapaşa Üyesi
adı altında incelenmesi gerektiğini savunur. Süreyyapaşa Üyesi’nin kalınlığı Yeniçiftlik deresi
vadisindeki yüzeylemesinde 1000 metreyi aşar.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kurtköy Formasyonu, alt düzeyini oluşturan Bakacak
Üyesi’nin miltaşı-kumtaşı katmanlarıyla, Kocatöngel Formasyonu’nu uyumlu olarak üstler;
Aydos Formasyonu tarafından açısız uyumsuzlukla üstlenir.
Formasyonun kalınlığı tam olarak bilinbmemektedir; toplam kalınlığının 1500 metreden fazla
olduğu düşünülmektedir.
Fosil kapsamı ve yaş. Kurtköy Formasyonu içinde günümüze değin herhangi bir fosile
rastlanmamıştır. Đnceleme alanında yaşı fosille saptanabilen en yaşlı birim olan Orta
Ordovisiyen yaşta Yayalar Formasyonu’nun ve Alt Ordovisiyen (Arenigiyen) yaşta Aydos
Formasyonu ‘nun altında yer aldığından En alt Ordovisyen olduğu düşünülmektedir.
2.2.2. Aydos Formasyonu
Tanım ve Ad. Đstanbul’un özellikle Anadolu yakasındaki başlıca dağlık alanlarını ve büyük
tepelerini oluşturan kuvarsitler, çeşitli araştırıcılar tarafından değişik ad ve başlıklar altında
incelenmiştir. Paeckelman (1938) söz konusu kuvarsitleri Silüriyen sonu yaşta “Kuvarsit Serisi
(Quarzit-Serie)” kapsamında “Ana kuvarsit düzeyi (Hauptquarzit Horizont )” olarak
tanımlamış. Haas (1968) “Ayazma Formasyonu (Ayazma Schichten)”, Baykal ve Kaya (1965)
“Ortokuvarsit Formasyonu”, Kaya (1978) “Aydos Kuvarsarenit Birimi”, Önalan (1981)
“Aydos Formasyonu” adlarıyla incelemiştir.
Aydos dağı, Kayış dağı, Alemdağ, Dragos tepesi, Çamlıca tepeleri, Yakacık, Kurtköy, Beykoz,
Başıbüyük, Paşaköy, Kınalıada, Büyük Ada’da, Ömerli Beldesi güney-güneybatısında, Darlık
Barajı güneyinde, Gebze kuzeybatısında Gaziler tepesi gibi birçok tepenin doruğunu oluşturur.
17
Kayatürü Özellikleri. Formasyon büyük bölümüyle kuvarsitlerden oluşur; kimi
yüzeylemelerinde süt kuvars çakıllarını yoğun olarak kapsayan, silis çimentolu çakıltaşı düzeyi
ile başlar. Çeşitli kesimlerinde değişen oranda arakatkılar halinde killi milli şeyilleri kapsar.
Kuvarsit; kirli beyaz, pembemsi, açık bej, mor, ayrışmışı kızıl-kahverengi, açık kahverengi,
orta-kalın-çok kalın katmanlı. Alt düzeylerde genellikle morumsu renkli, çapraz laminalı kaba
kum ve çakıllıdır; üst düzeylerde genellikle tane boyu küçülür, pembemsi bej kompakt
kuvarsitler egemen olur. Kuvarsitler genellikle % 90’ın üzerinde kuvars kapsar, kuvarsarenit
türü egemendir. Taneler iyi boylanmış, yuvarlanmış, tane destekli ve silis çimentoludur. Kaba
kumlu düzeylerde katmanlanmaya koşut gelişmiş mor ve bej renk ardalanması, derecelenme
ve koşut ve çapraz laminalanma belirgindir. Đnceleme alanındaki kimi yüzeylemelerinde,
kuvarsit katmanlarının arasında, kalınlığı 5-10 cm.yi bulan, kızılımsı, sarımsı bej, gri, mavimsi
renk karışımından oluşan alacalı renkli killi ve milli şeyil, killi kumtaşı (kuvarsvake)
arakatkıları görülür.
Genellikle yüksek eğimli dağ ve tepeleri oluşturan kuvarsitler, genellikle sık eklem ve çatlaklı
olduklarından, kolay parçalanıp yamaç aşağı taşınmakta, dolaysıyla eğimin kırıldığı alanlarda,
kalınlığı 20-30 metreyi aşabilen kırmızı kil-mil hamurlu kalın moloz yığınları oluşturmaktadır.
Özellikle Aydos dağı, Kayışdağı, Çamlıca ve Yakacık tepelerinin eteklerinde bu tür moloz
örtüleri yaygındır.
Aydos Formasyonu’nun alt düzeylerinde Başıbüyük Çakıltaşı Üyesi ve Kınalıada Üyesi
adlarıyla iki üye ayırdedilmiştir.
2.2.2.1. Başıbüyük Çakıltaşı Üyesi: Aydos Formasyonu çoğu yüzeylemelerinde, en alt
düzeyinde değişen kalınlıkta çakıltaşı birimini kapsar. Yoğun olarak süt kuvars çakıllı ve silis
çimentolu oluşuyla belirgin olan bu çakıltaşı düzeyi, çoğu araştırıcının dikkatini çekmiş ve
değişik adlar altında incelenmiştir. Altınlı (1951) “Kuvars Konglomerası” adıyla incelediği bu
çakıltaşlarının hem arkozların içinde kamalandığını hem de üsteki kuvarsit birimi (Aydos
Kuvarsiti) ile dereceli geçiş gösterdiğini belirtir. Kaya (1978), “Ayazma astbirimi” ve Önalan
(1981) “Başıbüyük Üyesi” adlarıyla tanımladıkları sözkonusu kuvars çakıllı çakıltaşlarının
arkozlarla geçişli olduğunu belirtir ve Kurtköy Formasyonu’na bağlı bir astbirim ya da üye
olduğunu savunurlar. Özgül, (2005)’e göre, kuvars çakıllı çakıltaşı düzeyi, Aydos
Formasyonu’nun taban düzeyini oluşturur ve kuvarsitlerle yanal ve düşey geçişlidir.
2.2.2.2. Kınalıada Üyesi: Aydos Formasyonu’nun Kınalıada’nın Kayaburnu çevresinde
yüzeyleyen alt kesimi Önalan (1982) tarafından Kınalıada Üyesi adıyla incelenmiştir. Adı
geçen araştırıcıya göre 178 m. kalınlıkta olan istifin, alt 100 metresi mor renkli
18
kumtaşlarından, üst kesimi ise ince-orta tabakalı ve çapraz katmanlanmalı mor kumtaşı-
çamurtaşı ardalanmasından oluşur.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Aydos Formasyonu, Kurtköy Formasyonu’nun kum, çakıl
boyu kırıntılı kayalarını açısız uyumsuzlukla üstler (Özgül, 2005); Gözdağ Formasyonu
tarafından uyumlu olarak üstlenir.
Kurtköy Formasyonu ile Gözdağ Formasyonu arsınada klavuz bir birim özelliği taşıyan Aydos
Formasyonu, yanal ve düşey yönde sıkça kalınlık ve fasiyes değişikliği gösterir. Örneğin
kalınlığın en çok olduğu yüzeyelmelerde birinin yer aldığı ve üst dokanağının görülmediği
Aydos dağında, yaklaşık 200 m, Dudullu’nun batı ve kuzeyindeki sırtlarda ise 30-40 m
dolaylarında kalınlık gösterir.
Fosil kapsamı ve yaş .Formasyon içinde fosil bulunamamıştır. Ancak, üst kesimleri Orta
Ordovisiyen yaşta olan Yayalar Formasyunu’nun alt düzeyleriyle yanal ve düşey geçişlidir.
Diğer yandan, Safranbolu yöresinde Karadere çayı vadisinde Aydos Formasyonu’nun devamı
varsayılan kuvarsit istifinin üstünde yer alan kuvarsit arakatkılı siyah renkli şeyillede Dean ve
diğ. (2000) tarafından Arenigiyen’i temsil eden graptolit türleri tanımlanmıştır. Dolaysıyla,
Aydos Formasyonu’nun Arenigiyen yaşta olduğu anlaşılmaktadır.
2.2.3. Yayalar Formasyonu
Tanım ve ad. Başlıca mikalı, feldspatlı kumtaşlarından oluşan bu formasyon, çeşitli
araştırıcılar tarafından değişik adlarla tanımlanmıştır. Paeckelman (1938) tarafından,
“Halysites-Grauwacken Horizont” adıyla incelenen birim, ilk kez Haas (1968) tarafından
“Yayalar Formasyonu (Yayalar-Schichten)” adıyla incelenmiş ve kendi içinde “Umurdere
Üyesi”, “Şeyhli Üyesi” ve “Kayalı dere (Kanlı dere) Üyesi” olmak üzere üç alt birime
ayırtlamıştır. Daha sonraları, Kaya (1978) istifi “Büyükdere Şeyil Birimi, Gözdağ Litarenit
Birimi ve Şeyhli Subarkoz Birimi” olmak üzere üç birim adı altında incelemiş. Önalan (1981)
ise, istifi “Gözdağ Formasyonu ve Aydınlı Formasyonu” olmak üzere iki formasyona
ayırtlamıştır.
Özgül (2005), biribirleriyle yanal ve düşey giriklik gösteren ve daha çok egemen tane boyu,
tane türü, hamur ve çimento oranları açısından birbirlerinden ayırtlanabilen, sözkonusu
birimlerin tümünün tek bir formasyon kapsamında incelenmesi gerektiğini savunur ve istif için
ilk kez Haas (1968) tarafından verilen“Yayalar Formasyonu” adının kullanılmasını önerir.
Değirmen deresinin Yayalar mahallesinin KD’sundan geçen ve Haas (1968)’da Kınalı (ya da
Kayalı) dere olarak değinilen vadinin yukarı kesimi, Haas (1968) tarafından formasyonun tip
yeri olarak önerilmiştir. Pendik kuzeyinde Gözdağ tepesi ve güney yamacında, Đstanbul-Şile
19
karayolunun Çekmeköy batısından geçen kesiminde, Gümüşsuyu (Beykoz)-Zerzevatçı
mahallesi arasında, Soğanlık kuzeyinden geçen Tavşan deresi dolayında ve Şile güneyinde
Darlık barajının batı kıyılarında ve Boğaz’ın batı yakasında Büyükdere yöresinde yer alan
Kocataş tepesinin güney yamacında, geniş alanlar kaplar.
Kayatürü Özellikleri. Yayalar Formasyonu başlıca mika pullu, ince-kaba kum boyu taneli
kırıntılı kayalardan oluşur. Formasyon Özgül (2005) tarafından Gözdağ Üyesi, Umurdere
Üyesi ve Şeyhli Üyesi olmak üzere 3 üyeye ayırdedilmiştir.
2.2.3.1. Gözdağ Üyesi: Başlıca bol mika pullu kumtaşından oluşan birirm, Yayalar
Formasyonu’nun büyük bölümünü oluşturur. Kaya (1978)’nın “Gözdağ Litarenit Birimi”ni,
Önalan (1981)’ın “Gözdağ Formasyonu”nu ve Haas (1968)’ın “Kayalıdere Üyesi”ni kısmen
karşılar. Yeşil, grimsi mavi, ayrışmışı açık kahverengi, boz, orta-yer yer ince katmanlı ve koşut
laminalıdır. Başlıca ince-orta kum boyu, yarı yuvarlanmış, orta-iyi boylanmış kuvars,
çakmaktaşı, feldspat taneli ve bol mika pulludur; genellikle killi hamur kapsar; kimi
düzeylerinde silis çimentoludur. Taze iken sert ve dayanımlı, ayrışmışı yumuşaktır; özellikle
fay, eklem vb yapısal süreksizlikler boyunca gelişen ayrışma zonlarında, örneğin Büyük ve
Küçük Çamlıca tepelerini çevreleyen bindirme zonları boyunca, mika ve feldspat kapsamı ileri
derecede ayrışma gösterir ve kayaç ince kuvars gereçli sarımsı, boz, kızılımsı açık mavimsi
külrengi kile dönüşür.
2.2.3.2.Umurdere Üyesi: Gözdağ Üyesi’nin üstünde yeralan kızılımsı bordo ve yeşilimsi
renkli, şeyil düzeyi Haas (1968) tarafından Umurdere birimi adıyla incelenmiştir. Đstifin adını
aldığı Umur deresi, birimin eksik ve yeterince temiz olmayan küçük bir yüzeylemesini kapsar
ve Tuzla Piyade okuluna ait askeri yasak alan içinde kaldığından incelemeye açık değildir.
Buna karşılık Mollafenari-Cumaköy yolunun Cumaköy girişine yakın kısmında temiz
yüzeylemeleri bulunur. Yumrukaya deresinin Gebze Plastik Sanayi alanından geçen kesimi,
Đstanbul-Đzmit eski karayolunun Mollafenari köyüne batıdan girişinde, yolun kuzey
kenarındaki büyük yarmada ve Pelitli köyünün kuzeyinde yüzeylemeleri yer alır. Đstifin,
Çengelköy’de Aznavur (Çakal) deresindeki Umuerdere Üyesi’ne karşılık gelen şamozitli
şeyilleri, makrofosil kapsamıyla birlikte Sayar (1969) tarafından incelenmiştir. Umurdere
Üyesi, mor ve koyu yeşilimsi renkli şeyil kapsamasıyla, Gözdağ Üyesi’nin boz ayrışma renkli
kırıntlılarından sahada kolayca ayırtlanabilmektedir.
Umurdere Üyesi’nin bordo renkli şeyilleri içinde, saçılmış halde seyrek kireçtaşı yumruları ve
ince demirli (şamozit) oolitli ara düzeyler yer alır. Đstif üst düzeylerinde yer yer bol brakyopod
kapsar. Şeyhli Üyesi ile yanal ve düşey geçiş gösteren birimin kalınlığı birkaç m ile 40-50 m
arasında değişir; ortalama 30 m dolayındadır..
20
2.2.3.3. Şeyhli Üyesi: Yayalar Formasyonu’nun üst düzeyinde yer yer büyük mercekler
halinde yer alan kuvarsit görünümlü, feldspatlı kuvars kumtaşları (feldspatlı kuvarsvake,
litikarenit), Haas (1968) tarafından, Pendik’in kuzeyinde birimin incelendiği Şeyhli köyünden
esinlenerek, Şeyhli Üyesi adıyla adlandırılmıştır. Kaya (1978)’nın “Şeyhli Subarkoz Birimi”,
Önalan (1981)’ın “Aydınlı Formasyonu”na karşılık gelir. Özgül (2005), formasyonun en üst
düzeyinde Gözdağ Üyesi’nin mikalı kumtaşlarıyla yanal ve düşey giriklik gösteren ve
mercekler oluşturan birime, ayrı bir formasyon adı verilmesinin adlama kuralları açısından
sakıncalı olacağı gerekçesiyle birim için, adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, “Şeyhli
Üyesi” adının kulanılmasını önerir.
Pembemsi bej, kirli beyaz, orta- kalın katmanlı, yer yer kuvars çakılcıklı, silis çimentolu
başlıca orta-kaba kum boyu kuvars ve daha az oranda feldspat ve mika kapsar. Genellikle
ayrışmış olan feldspat tanelerinin kayaca kazandırdığı beyazımsı noktacıklı görünümü ve kaba
kum boyu kuvars taneli oluşuyla Aydos’un kuvarsitlerinden çıplak gözle kolayca
ayırtlanabilen birim, stratigrafi konumuyla da ayrıcalık gösterir; Aydos kuvarsitleri Yayalar
Formasyonu’nun tabanında bulunmasına karşılık, Şeyhli Üyesi, formasyonun üst kesimlerinde
yer alır. Şeyhli Üyesi’nin kalınlığı yanal yönde çabuk değişim gösterir, birim çoğu kez
kamalanarak Gözdağ Üyesi’nin mikalı kumtaşı ve şeyillerine geçer. Üye, kalın
yüzeylemelerinden birini kapsayan Soğanlık semti kuzeyindeki Tavşan deresinde, 200 m
dolayındaki kalınlık gösterir. Şeyhli Üyesi ile Umurdere Üyesi’nin birbirleriyle ilişkisi
inceleme alanında doğrudan gözlenememiştir. Her iki birim de formasyonun üst düzeyinde yer
alır ve ayrı ayrı yüzeylemelerde Pelitli Formasyonu tarafından üstlenirler. Oldukça sığ deniz
koşullarını yansıtan bu iki üyenin eş zamanlı olarak çökeldikleri anlaşılmaktadır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Yayalar Formasyonu, Aydos Formasyonu’nu uyumlu olarak
üstler. Pelitli Formasyonu’nun Mollafenari Üyesi tarafından tarafından uyumlu olarak üstlenir.
Formasyonun yaklaşık 500 m kalınlıkta olduğu düşünülmektedir.
Fosil kapsamı ve yaş. Yayalar Formasyonu, değişik yüzeylemelerinde değişik araştırıcılar
tarafından saptanan makrofosil belgilemelerine göre, Erken Silüriyen – Erken Devoniyen
aralığını temsil eder (Haas,1968; Sayar,1984; Önalan,1981).
2.2.4. Pelitli Formasyonu
Tanım ve ad. Büyük bölümü kireçtaşından oluşan formasyon değişik düzeylerinde ince kil
arakatkılıdır; üst kesiminde yumrulu kireçtaşı düzeyini kapsar. Penck (1919) “Kalkerli Pendik
Fasiyesi (kalkige Pendikfazies)”, Paeckelmann (1938) Kartal-Pendik yöresindeki
yüzeylemelerini Kartal-Pendik Halysitesli kireçtaşları adlarıyla incelemiştir. Haas (1968)
istifin tabandan başlayarak büyük bölümünü kapsayan kesimini Akviran Serisi adıyla
21
tanımlamış ve bu seriyi Tavşantepe, Bağlarbaşı Cumaköy, Çakıllı Dere, Pelitli ve Kireçhane
birimlerine ayırtlamıştır; istifin en üst düzeyini oluşturan yumrulu kireçtaşı düzeyini ise
Marmara Serisi’ne ait Soğanlı birimi olarak adlamıştır. Kaya (1973) Sedef Gurubu adıyla
incelediği istifin alt bölümünü Dolayoba Kireçtaşı, üst bölümünü ise Đstinye Formasyonu
(Kaya 1978) olarak iki formasyona ayırtlamıştır. Önalan (1981) ise istifi Dolayoba,
Sedefadası, Đstinye ve Kaynarca formasyonları olmak üzere 4 formasyona ayırarak
incelemiştir. Gedik ve diğ. (2004) Kaya (1973)’nın kullandığı adlamayı, yalnızca gurup adını
Yumrukaya Gurubu şeklinde değiştirerek kullanmıştır.
Özgül (2005) tarafından, büyük bölümü şelf tipi karbonatlardan oluşan ve çökelme sürekliliği
gösteren istifin, birden çok formasyona ayırtlanmasının, gerek haritalama gerekse yanal yönde
izlenebilme açısından güçlük ve karışıklıklara neden olacağı gerekçesiyle, bu istifin tümünün
tek bir formasyon adıyla adlandırılması yeğlenmiş. Bu düşünce ile, istifin büyük bir
bölümünün incelemeye elverişli yüzeylemelerini kapsayan Gebze ilçesine bağlı Pelitli
köyünün adı, daha önceleri bu adın Haas (1968) tarafından, söz konusu kireçtaşı istifinin bir
bölümü için (Pelitli schichten) kullanılmış olduğu da gözönünde bulundurularak, formasyon
adı olarak kullanılmıştır.
Đstanbul’un doğusunda, Gebze ilçesinin doğusunda yer alan Beylik dağının güneyinden geçen
Büyükçeşme (çakal) deresi vadisi ve ilçenin kuzeyinden geçen Yumrukaya deresi vadisi,
Pelitli köyü dolayı, Beykoz, Çubuklu ve Đstinye dolayları, Dolayoba’nın DGD’sundan geçen
Kınalı dere vadisi, Kartal taşocağı, Örnek mahallesinin doğu kesimi formasyonun geniş
yüzeylemelerini kapsar.
Kayatürü Özellikleri. Pelitli Formasyonu büyük bölümüyle şelf tipi neritik karbonatlardan
oluşur. Alttan üste doğru kireçli şeyil-kumtaşı-killi kireçtaşı-kireçtaşı ardışığı (Mollafenari
Üyesi), bol makrofosilli resifal kireçtaşı (Dolayoba Kireçtaşı Üyesi), orta-ince katmanlı, yer
yer laminalı mikritik kireçtaşı (Sedefadası Kireçtaşı Üyesi) ve en üstte ince şeyil arakatkılı
yumrulu kireçtaşı (Soğanlık Kireçtaşı Üyesi) birimlerini kapsar
2.2.4.1. Mollafenari Üyesi: Pelitli Formasyonu’nun en alt düzeyini oluşturan bol
makrofosilli kireçtaşı-killi, kumlu kireçtaşı-şeyil ardışığından oluşur. Haas (1968) tarafından
Gebze dolayında tanımlanan Tavşan Tepe (Tavşan-Tepe-Schichten) ve Bağlarbaşı
(Bağlarbaşı-Schichten) adlarıyla incelenmiş istifleri kapsar. Đstanbul-Đzmit eski karayolunun
Mollafenari köyü girişinde, yolun kuzey kenarındaki büyük yarmada güzel kesiti bulunan istif,
Özgül (2005) tarafından bu köyün adıyla adlandırılmıştır.
Mollafenari Üyesi Yayalar Formasyonu’nun ince gereçli kırıntılılarıyla Pelitli Formsyonu’nun
karbonat istifi arasında geçiş düzeyini oluşturur. Mollafenari girişindeki yarmada açık olarak
22
izlenebildiği gibi, birim ince (5-10 cm) katmanlı kireçtaşı arakatkılı boz, sarımsı kahverengi
kireçli şeyillerle başlar, üste doğru ince-orta katmanlı, kavkılı, ince kumlu-killi kireçtaşı
arakatkısı giderek artan kireçli şeyil-kumlu, killi kireçtaşı ardışık düzeyine geçer. Birim
Mollafenarideki kesitinde yaklaşık 70 m. kalınlıktadır.
2.2.4.2. Dolayoba Kireçtaşı Üyesi: Mollafenari Üyesi’nin üzerinde yer alan Dolayoba
Kireçtaşı Üyesi, Pelitli Formasyonu’nun ayırtman klavuz düzeylerinden birini oluşturur. Açıklı
koyulu pembemsi-morumsu renkli bol mercan ve makrofosilli resifal kireçtaşlarını
kapsayışıyla belirgin olan bu karbonat istifi, Paeckelmann (1938) “Halysites’li Kireçtaşı” ve
Baykal (1943) “Mercanlı kalker” adlarıyla incelemişlerdir. Haas (1968)’ın Dolayoba
dolayında “Akviran Serisi” kapsamında incelediği Cumaköy ve Çakıllı dere birimlerine
karşılık gelir. Kaya (1978) söz konusu resifal kireçtaşlarını, Yayalar Formasyonu’nun üst
düzeyini oluşturan şamozitli şeyilleri ve Mollafenari Üyesi’ni de kapsayacak şekilde,
“Dolayoba Kireçtaşı”, Önalan (1982) ise aynı istifi Dolayoba Kireçtaşı adıyla formasyon
aşamasında incelemişler. Özgül (2005) tarafından, Pelitli Formasyonu’nu oluşturan platform
tipi kalın karbonat istifinin alt düzeylerinde resif mercekleri halinde yer alan sözkonusu
kireçtaşı biriminin, Pelitli Formasyonu’nun bir üyesi olarak tanımlanmasının daha uygun
olacağı gerekçesiyle, birimin Dolayoba coğrafya adı korunarak “Dolayoba Kireçtaşı Üyesi”
adıyla üye aşamasında adlandırılması önerilmiştir.
Bol mercan, krinoid ve brakyopodlu, açıklı koyulu pembe, yer yer morumsu renkli resifal
biyoklastik kireçtaşı üyenin egemen kayatürünü oluşturur. Yer yer ince katmanlı, kızıl
kahverengi kumlu killi şeyl arakatkılıdır. Üye, üst kesiminde külrengi ve yer yer düzgün
katmanlı oluşuyla alttaki pembe kireçtaşlarından ayrılan, kavkı kırıntılı ve mercanlı, ince şeyil
arakatkılı kireçtaşı düzeyini kapsar. Pelitli ve Mollafenari köylerinin güneyinde, Gözdağ
tepesinin GD eteklerinde incelemeye elverişli yüzeylemeleri bulunur.
2.2.4.3. Sedefadası Kireçtaşı Üyesi: Dolayoba Kireçtaşı Üyesi’nin resifal kireçtaşı
katmanlarının üzerine, kara-koyu külrengi, ince-orta katmanlı, yer yer laminalı, kireçtaşlarıyla
temsil edilen kalın karbonat istifi Sedef Adası Kireçtaşı Üyesi’ni oluşturur. Kaya (1973)’nın
Đstinye Formasyonu’na karşılık gelir. Haas (1968)’ın Pelitli ve Kireçhane formasyonlarını
kapsar. Önalan (1982), istifi önceleri Sedefadası formasyonu ve Đstinye Formasyonu olmak
üzere iki formasyona ayırmış, daha sonraki yayınında (Önalan,1988) ise Sedefadası
Formasyonu’nu üye derecesine indirgeyerek, istifin tümünü Đstinye Formasyonu adıyla
incelemiştir. Kaya (1973) Đstinye adını, Đstinye vadisinin kuzey yakasındaki kireçtaşı ocağında
açığa çıkan yüzeylemesinden esinlenerek kullanmıştır. Özgül (2005)’e göre sözkonusu ocakta,
Pelitli Formasyonu’nun, şeyil arakatkılı yumrulu kireçtaşını kapsayan ve Soğanlık Kireçtaşı
23
Üyesi’ne karşılık gelen yalnızca üst düzeyleri açığa çıkar; buna karşılık Sedefadası kıyıları
boyunca, istifin değişik fasiyeslerini içeren büyük bölümünün incelemeye elverişli temiz
yüzeylemeleri yer alır; dolaysıyla Sedefadası adının coğrafya adı olarak kullanılmasını
önermiştir.
Dolayoba Kireçtaşı Üyesi’nin bloklu görünüşlü resifal kireçtaşları üzerinde gerek kara-koyu
külrengi ve gerekse düzgün katmanlanmalı görünüşüyle sahada kolayca ayırtedilebilen
Sedefadası Kireçtaşı Üyesi, en alt düzeyinden başlamak üzere istifin çeşitli kesimlerinde
laminalı kireçtaşı ara düzeylerini kapsar. Özellikle alt kesimlerinde iyi gelişmiş olan laminalı
kireçtaşları, yüksek organik kapsamından dolayı koyu külrenli, ince katmanlı, milimetrik
kalınlıkta ince laminalı ve şeyil ara katkılı oluşuyla belirgindir. Đstif genellikle, Dolayoba
Kireçtaşı Üyesi’nin hemen üzerinde, iyi gelişmiş ince laminalı yaklaşık 8-10 m kalınlıkta
kireçtaşı düzeyile başlar; daha üstte, Pelitli köyünün güneyindeki yüzeylemelerinde güzel
görüldüğü gibi, laminalı kireçtaşı düzeyleri ile kara-koyu külrengi, orta katmanlı mikritik
kireçtaşı düzeyleri değişen oranda ardalanma gösterir.
Sedef Adası Kireçtaşı Üyesi, Soğanlık Kireçtaşı Üyesi tarafından uyumlu olarak üstlenir.
Birim kalınlığı 200 metrenin üzerindedir.
2.2.4.4. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi: Pelitli Kireçtaşı’nın en üst bölümünü oluşturan yumrulu
kireçtaşı düzeyi, Paeckelmann (1938) tarafından Yakacık yumrulu kireçtaşları (Haas,1968
den), Haas (1968) tarafından Soğanlı Formasyonu (Soğanlı Schichten) ve Önalan (1982)
tarafından önce Kaynarca Formasyonu, daha sonra Kaynarca Üyesi (Önalan,1978) adlarıyla
incelenmiştir. Bu incelemede, istifi ayrıntılı olarak incelemiş olan Haas (1968)’ın adlaması,
adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, benimsenmiştir. Ancak “Soğanlı” adı, topografya
haritalarında Soğanlık olarak geçtiğinden, birimin coğrafya adı Soğanlık olarak değiştirilmiş
ve üye aşamasında olmak üzere birim Soğanlık Kireçtaşı Üyesi adıyla incelenmiştir (Özgül,
2005). Đstanbul Boğazının Anadolu yakasında Çubuklu yerleşim alanı dolayındaki eski taş
ocaklarında temiz yüzeylemeleri yeralır. Yumrulu görünüşlü, ince-orta katmanlı ince şeyil
arakatkılı kireçtaşı-killi kireçtaşı egemendir. Yer yer, 5-10 cm. çapında kireçtaşı yumrulu ara
düzeyleri kapsar. Kireçtaşı, genellikle bol makrofosil (krinoid, brakyopod, bryozoa vb) kırıntılı
biyoklastik mikrit türündendir. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi, Gebze’nin batısında yer alan
Yeniçeşme deresi vadisindeki yüzeylemesinde, yaklaşık 50 m dolayında kalınlık gösterir.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Pelitli Formasyonu, en alt birimini oluşturan Mollafenari
Üyesi aracılığıyla Yayalar Formasyonu’nu uyumlu olarak üstler; Kartal Formasyonu’nun mika
pullu şeyilleri tarafında uyumlu üstlenir. Formasyonun kalınlığı, sığ ve değişken çökelme
koşullarına bağlı olarak, yerden yere değişir; toplam kalınlığı 500 m dolayındadır.
24
Fosil kapsamı ve yaş
Pelitli Formasyonu, Çeşitli düzeylerinde mercan, brakyopod, krinoid, stromatoporoid vb
makrofosil kapsar. Formasyonun en alt birimini oluşturan Mollafenari Üyesi, brakyopod ve iri
krinoid, Dolayoba Kireçtaşı Üyesi, yoğun olarak Halysites sp., Helioites sp., Favosites sp.
Gibi tablalı mercan, Sedef Adası Kireçtaşı Üyesi mercan, krinoid, stromatoporoid ve
brakyopod kapsar. Soğanlık Kireçtaşı Üyesi’nde brakyopod, gastropod, ortoceras, krinoid gibi
makrofosillerin yanında alttan başlayarak ilk 10 metrelik düzeyinde zengin konodont faunası
saptanmıştır (Haas, 1968). Fosil bulgularına göre, Pelitli Formasyonu, Erken Silüriyen–Erken
Devoniyen aralığını temsil etmektedir (Paeckelmann,1938; Haas,1968; Abdüsselmoğlu, 1977).
2.2.5. Kartal Formasyonu
Tanım ve ad. Kartal Formasyonu büyük bölümüyle, mikalı şeyillerden oluşur; belirli
kesimlerinde, özellikle üst düzeylerinde kireçtaşı arakatkılıdır. Đstanbul’un Anadolu yakasında
geniş alanlar kaplayan ve bol brakyopod, trilobit vb makrofosil kapsamıyla sahada kolay
tanınabilen birimi, Penck (1919) Bosporianiche Fazies, Paeckelmann (1938) “Pendik
Schichten, Altınlı (1951) Orta Pendik Tabakaları = Kanlıca Horizonu ve Üst Pendik
Tabakaları gibi değişik ad ve başlıklar altında incelemişlerdir. Đlk kez kaya-stratigrafi temeline
dayalı inceleme, Haas (1968) tarafından yapılmış ve söz konusu istif Marmara Serisi içinde
Kartal Formasyonu, Kurtdoğmuş Formasyonu ve Dede Formasyonu olmak üzere üç birime
ayırtlanmıştır. Kaya (1973) Pendik Gurubu adıyla adlandırdığı istifi, Kartal Formasyonu,
Kozyatağı Formasyonu ve Đçerenköy Şeyili olmak üzere 3 formasyona ayırtlamıştır. Önalan
(1981 ve 1982), Kaya (1973)’nın formasyon adlarını olduğu gibi kullanmış; ancak, daha
sonraki çalışmasında Kartal Formasyonu adını, tüm istifi kapsayacak şekilde kapsamını
genişleterek korumuş ve Kozyatağı ve Đçerenköy birimlerini Kartal Formasyonu içinde üyeler
olarak incelemiştir (Önalan, 1988).
Yakacık yerleşim alanının güney kesiminde formasyonun tekdüze şeyilleri yaygın olarak açığa
çıkar. Korucu köyünün doğusunda, Kavacık yerleşim alanı-Elmalı barajının batısı-Göksu
deresi vadisi arasında kalan alanda yaygın olarak yüzeylenir. Bostancı dolayından geçen
demiryolu yarmalarında ve temel kazılarında yapılan gözlemlere göre Erenköy–Sahrayıcedit–
Göztepe arasında Kartal Formasyonu’nun tekdüze şeyilleri ve Kozyatağı–Caddebostan-
Feneryolu arasında ise karbonatların yoğun olduğu Kozyatağı Üyesi yaygındır.
Kartal Formasyonu büyük bölümüyle kil-mil-ince kum boyu kırıntılı kayalardan oluşur. Taze
iken kara-koyu külrengi, ayrışmışı boz-açık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan, bol
mikalı şeyiller formasyonun egemen kaya türünü oluşturur. Seyrek olarak, 5-10 cm arasında
değişen kalınlıkta ince gereçli kumtaşı ve makrofosil kırıntılı kireçtaşı ara düzeylerini kapsar.
25
2.2.5.1. Kozyatağı Üyesi: Kartal Formasyonu, üst kesimlerinde Kozyatağı Formasyonu
(Kaya, 1973; Önalan 1982) ya da Kozyatağı Üyesi (Önalan,1988) adlarıyla bilinen kireçtaşı
arakatkılı düzeyi kapsar. Haas (1968)’ın Kurtdoğmuş köyü dolayında Kurtdoğmuş Tabakaları
(Kurtdoğmuş-schichten) adıyla incelediği krinoidli kireçtaşı arakatkılı kireçli şeyil düzeyine
karşılık gelir. Koyu külrengi, orta-kalın katmanlı, makrofosil kırıntılı kireçtaşı, killi kireçtaşı
Kozyatağı Üyesi’nin egemen kayatürünü oluşturur; değişen oranda kireçli kiltaşı–killi
kireçtaşı–şeyil arakatkılıdır. Üye çoğu yüzeylemesinin üst düzeylerinde ince orta katmanlı, kil
arakatkılı yumrulu görünüşlü kireçtaşı katmanlarını kapsar.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kartal Formsyonu Pelitli Kireçtaşı’nın Soğanlık Kireçtaşı
Üyesi’ni uyumlu ve geçişli olarak üstler ve Denizli Köyü Formasyonu tarafından uyumlu
üstlenir.
Formasyonun Korucu köyünün kuzeyindeki yüzeylemesinde, harita üzerinden hesaplanan
kalınlığı 600 metreyi bulur.
Fosil kapsamı ve yaş. Kartal Formasyonu, başta brakyopod olmak üzere krinoid, mercan,
trilobit, bryozoa, gastropod vb çok çeşitli ve zengin makrofosil kapsar; bu özelliği ile, sahada
diğer kırıntılı kaya istiflerinden, örneğin Yayalar ve Trakya Formasyonlarından, kolayca
ayırtedilebilir. Zengin fosil kapsamına dayanılarak, formasyonun Erken Devoniyen (Emsiyen)
ve Erken Devoniyen-Orta Devoniyen geçişini temsil ettiği bilinmektedir (Paeckelmann,1938;
Önalan,1981; Babin,1973; Carls,1973; Gandl,1973; Kullmann,1973)
2.2.6. Denizli Köyü Formasyonu
Tanım ve ad. Başlıca, ince şeyil arakatkılı kireçtaşı, killi kireçtaşı, lidit ve yumrulu
kireçtaşından oluşur. Haas (1968)’ın Tuzla Serisine karşılık gelir. Kaya (1973), birimi
Büyükada Formasyonu adı altında incelemiştir. Önalan (1981) Büyükada Formasyonu adını
Tuzla Formasyonu olarak değiştirmesine karşın, Kaya (1973)’nın tanımladığı üyelerden ilk
üçünü, adlarını değiştirmeden korumuştur.
Haas (1968)’ın Tuzla Serisi Gebze ve Denizli formasyonlarını (Gebze schichten, Denizli
schichten) kapsar. Gebze Formasyonu adıyla tanımlamış olduğu ince kumlu, killi, kırıntılı
düzeyin, alttaki Kartal Formasyonu’nun kırıntılılarından çıplak gözle ayırtedilmesi oldukça
güç olduğundan, Kartal Formasyonu kapsamında incelenmesi daha uygun görülmüştür. Tuzla
yöresinde istifin üst kesimleri yüzeylenmemiştir. Buna karşılık Denizli köyü dolayı, istifin
bütününün yüzeylediği pek az yerden biri olan Denizli köyünün adının, Özgül (2005)
tarafından istifin bütününü içerecek şekilde formasyon adı olarak kullanılması önerilmiştir.
Denizli köyü dolayında ve Şile’nin güneyinde yer alan Korucu köyünün güneyinde Darlık
26
barajının sağ yakasında istifin incelemeye elverişli yüzeylemeleri yer alır. Rumelihisarı
dolaylarında, Beylerbeyi-Üsküdar arasında ve Büyükada’nın güney kesimlerinde formasyonun
çeşitli düzeyleri yüzeylenmektedir.
Başlıca şeyil arakatkılı kireçtaşı, killi kireçtaşı, lidit ve yumrulu kireçtaşından oluşan
formasyon, alttan üste doğru “Tuzla Üyesi”, ”Yörükali Üyesi”, “Ayineburnu Üyesi” ve
“Baltalimanı Üyesi” olmak üzere 4 üyeden oluşur.
2.2.6.1. Tuzla Üyesi: Başlıca, mikrit-kavkı kırıntılı biyomikrit türü kireçtaşı-killi
kireçtaşından oluşur; değişen oranda genellikle 5-10 santimetreyi geçmeyen kalınlıkta killi
şeyil arakatkılıdır; Kaya (1973)’nın Tuzla Üyesi’ni kısmen karşılar. Kaya (1973) Tuzla Üyesi
adıyla incelediği birimin başvurma kesitinin Bostancı’da bulunduğunu belirtir; ancak, bu
incelemede Bostancı dolayında birimi temsil edecek bir yüzeyleme bulunamamıştır.
Dolaysıyla, Özgül (2005) tarafından, birimin Tuzla ilçesinin kıyı kesiminde ve özellikle Deniz
Harp Okulu sahasının kıyıları boyunca temiz yüzeylemelerin bulunduğu gerekçesiyle, Tuzla
Üyesi adıyla incelenmesi önerilmiştir. Formasyonun Tuzla dolayı dışında, Darlık barajının sağ
yakasında ve Büyükada’nın güneybatı kıyısında incelemeye elverişli yüzeylemeleri bulunur.
Korucu köyü güneyinde Darlık barajının sağ yakasındaki yüzeylemesinde, Tuzla Üyesi Kartal
Formasyonu’nun bol makrofosilli şeyilleri üzerinde, şeyil arakatkılı killi kireçtaşı düzeyi ile
başlar. Daha üstte siyahımsı koyu külrengi, ince-orta katmanlı, düzgün katmanlanmalı, ince
şeyil arakatkılı, seyrek fosil kırıntılı, yumrulu görünüşlü mikritik kireçtaşı düzeyi yer alır. Üye
en üst kesiminde 5-10cm kalınlıkta arakatman ya da seyrek yumrular halinde siyah lidit ara
katkılıdır. Üyenin toplam kalınlığı 30-40m ile yaklaşık 100m arasında değişir.
2.2.6.2. Yörükali Üyesi: Başlıca, ince şeyil arakatkılı liditlerden oluşan birimin adı, Kaya
(1973) tarafından Büyükada’da yüzeylemesinin incelendiği Yörükali mevkisinden alınmıştur.
Liditler kara-koyu külrengi, ayrışmışı açık külrengi-boz, ince katmanlı ve laminalı ve şeyil
arakatkılıdır; üste doğru kil oranı artarak lidit arakatkılı pembemsi, boz renkli, lamimalı
şeyillere geçilir. Tuzla Üyesi’nin lidit arakatkılı mikritik kireçtaşı katmanlarını uyumlu olarak
üstler Büyükada ve Tuzla yarımadasının kıyı kesimlerinde 20-30 metre kalınlıkta
yüzeylemeler verir.
2.2.6.3. Ayineburnu Üyesi: Denizli Köyü Formasyonu’nun üst düzeyinde yer alan yumrulu
kireçtaşı-killi kireçtaşı birimi Kaya (1973) tarafından, yüzeylemelerinden birinin bulunduğu
Büyükada’nın Ayineburnu mevkisinin adıyla adlandırılmıştır.
Makro kavkılı mikrit-biyomikrit türünün egemen olduğu yumrulu kireçtaşı, istifin alt
kesiminde açık külrengi, boz, üst kesimde ise pembemsi-kırmızımsı renkli ve kil arakatkılıdır.
Kireçtaşı yumruları genellikle küçük, 1-5 cm çapında, uzun eksenleri katmanlanmaya koşut
27
dizilmiş, birbiriyle bağlantısız, düzensiz küresel ya da elipsoid şeklindedir. Büyükada’nın GB
kıyısında, Beylerbeyi, Acıbadem dolayında, Koruköy’ün güneyinde darlık barajının sağ
yakasında ve Arnavutköy-Rumelihisarı arasında yüzeylemeleri yer alır.
Ayineburnu Üyesi Baltalimanı Üyesi’nin liditleri tarafından uyumlu üstlenir, yaklaşık 40 m
dolayında kalınlıktadır.
2.2.6.4. Baltalimanı Üyesi: Başlıca silisli şeyil arakatkılı siyah liditlerden oluşur. Đstif
önceleri lidit yada çört gibi sadece kayatürü başlıkları altında (Penk, 1919; Paeckelmann, 1938;
Abdüsselamoğlu, 1963) incelenmiş olan birim için, Kaya (1971) tarafından Baltalimanı’ndaki
yüzeylemesinden esinlenerek, Baltalimanı Formasyonu adı kullanılmıştır. Liditler, Denizli
Formasyonu’nun değişik düzeylerinde ince arakatman ve değişen kalınlıkta ara düzeyler
halinde yer alır. Kaya (1973), bölgedeki değişik stratigrafik konumda bulunan liditli düzeyleri,
biri Denizli Formasyonu’na ait “Yörükali Üyesi”, diğeri ise “Baltalimanı Formasyonu” olmak
üzere iki farklı formasyon kapsamında incelemiştir. Özgül (2005), benzer kayatürü özellikleri
gösteren ve farklı stratigrafik konumda bulunmalarına karşın aynı havzanın ürünleri olan söz
konusu liditlerin, çıplak gözle biribirinden ayırt edilmesinin çok güç olduğunu, böyle bir yapay
ayırımın formasyon adlamasından beklenen yararı sağlayamadığı gibi, özellikle alt üst
ilişkilerin görülemediği yüzeylemelerde, haritalama ve deneştirme açısından karışıklıklara
neden olduğunu gerekçe göstererek, Baltalimanı liditlerinin de coğrafya adı korunarak, Denizli
Köyü Formasyonu kapsamında Yörükali Üyesi gibi, bir üye aşamasında incelenmesini önerir.
Büyük bölümüyle liditlerden oluşan Baltalimanı Üyesi; üst düzeylere doğru oranı yükselen
şeyl-silisli şeyil arakatkılıdır. Liditler kara-koyu külrengi, ayrışmışı açık külrengi, boz, açık
kahverengi, ince katmanlı, yer yer laminalıdır. Đnce kesitinde mikrokristalli kuvars, radyolarya,
ve sünger sipikülü kapsar. Lidit katmanları içinde, boyutları genellikle 1-5cm arasında değişen
küresel şekilli, kara-koyu külrengi silis yumruları yer yer yoğun olarak yer alır. Silis
yumrularının fosfatca zengin oldukları ilk kez Abdüsselamoğlu (1963) tarafından fark
edilmiştir. Liditler, birkaç mm ile birkaç cm arasında değişen kalınlık ve sıklıkta şeyil-silisli
şeyil ara katkılıdır.
Baltalimanı Üyesi, altındaki Ayineburnu Üyesi ve üstündeki Trakya Formasyonu’nun şeyilleri
ile geçişlidir; yaklaşık 30m. dolayında kalınlık gösterir.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Denizli Köyü Formasyonu, Kartal Formasyonu’nu uyumlu
olarak üstler; Trakya Formasyonu tarafından uyumlu üstlenir. Formasyonun kalınlığı 170m
dolayındadır.
Fosil kapsamı ve yaş. Denizli Köyü Formasyonu krinoid, brakyopod, trilobit vb makrofosil ve
belirli düzeylerinde konodont Lidit düzeylerinde ise yaş belirlemesine elverişli bolca
28
radyolarya kapsar. Çeşitli araştırıcılar tarafınan incelenen makro ve mikro fosil kapsamına
göre, Tuzla Üyesi’ne karşılık gelen alt düzeyleri Erken Eyfeliyen (Emsiyen-Eyfeliyen geçiş
zonu)-Frasniyen, Yörükali Üyesi’ne karşılık gelen liditli düzeyi Frasniyen ve üstteki yumrulu
kireçtaşı düzeyini kapsayan Ayineburnu Üyesi Üst Devoniyen (Fameniyen)-Alt Karbonifer
(Orta Turneziyen) ve Baltalimanı Üyesi’nin liditleri Alt Karbonifer yaştadır (Haas, 1968;
Gandel, 1973; Kullmann, 1973; Çapkınoğlu 1997); dolaysıyla formasyon Orta Devoniyen
(Eyfeliyen)-Erken Karbonifer (Orta Turneziyen) aralığını temsil eder.
2.2.7. Trakya Formasyonu
Tanım ve ad. Başlıca kumtaşı, miltaşı, şeyil, yer yer çakıltaşı türünden kırıntılı kayaların
değişen oranda ardalanmasından oluşur. Alt kesimlerinde, değişen kalınlıkta kireçtaşı arakatkı
ve merceklerini kapsar. Đstanbul’un Avrupa yakasında geniş alanlar kaplaması nedeniyle
1900’lü yılların başlarından beri değişik araştırıcılar tarafından Trakya Serisi (Thrazische
Serie) adıyla incelenmiştir (Penck,1919; Paeckelman, 1925, 1938). Yalçınlar (1951, 1954) ve
Baykal ve Kaya (1963) ilk kez fauna ve flora kapsamına dayanarak istifin alt düzeylerinin
Viziyen yaşta olduğunu belirtir. Haas (1968), Gebze yöresini konu alan çalışmasında, istifi Alt
Karbonifer yaşta “Ober Thrazische Serie” olarak inceler. Kaya (1971) kırıntılı istifin yaklaşık
2000 m kalınlıkta varsaydığı bölümünü Acıbadem, Küçükköy ve Çamurluhan üyelerini
kapsayan “Trakya Formasyonu” olarak adlandırır.
Trakya Formasyonu, büyük bölmüyle kumtaşı, miltaşı, şeyil ardalanmasından oluşur. Yer yer
çakıltaşı ve alt kesimlerinde, değişen kalınlıkta kireçtaşı arakatkı ve merceklerini kapsar.
Trakya Formasyonu’nu önceki incelemelerin ışığı altında, 1) Acıbadem Üyesi, 2) Cebeciköy
Kireçtaşı Üyesi, 3) Kartaltepe Üyesi ve 4) Küçükköy Üyesi olmak üzere dört üyeye
ayırtlanabilir (Özgül, 2005).
2.2.7.1. Acıbadem Üyesi: Trakya Formsayonu’nun en alt birimini oluşturan üye başlıca
killi, siltli şeyillerden oluşur; seyrek olarak siltaşı ve ince kum boyu taneli kumtaşı
arakatmanlıdır. Üye adı Kaya (1971) tarafından Boğaz’ın Anadolu yakasında,
yüzeylemelerinin bulunduğu Acıbadem yöresinden alınmıştır. Taze yüzeyi yeşilimsi koyu
külrengi, ayrışma yüzeyi açık kahverengi, ince katmanlı, yer yer silttaşı laminalı, kuvars ve
mika taneli, kil hamurlu kuvarsvake türü ince kırıntılılar egemen kayatürünü oluşturur. Seyrek
olarak, kalınlığı 20-30 santimetreyi bulan koyu külrengi kireçtaşı ve kumtaşı arakatkılıdır.
Acıbadem Üyesi’nin kalınlığı, yerden yere değişir. Kaya (1971), 90m dolayında kalınlık
öngörür; Gebze-Denizli köyü dolayını da kapsayan yüzeylemelerinde, birim kalınlığı 200
metreyi bulur.
29
2.2.7.2. Cebeciköy Kireçtaşı Üyesi: Başlıca şelf tipi neritik kireçtaşından oluşur. Birim,
Kaya (1971;1973) tarafından Cebeci Kireçtaşı adıyla formasyon aşamasında adlandırılmıştır.
Özgül (2005), bu ve benzeri kireçtaşlarının, Trakya Formasyonu içinde sınırlı sayıda mercek
ya da arakatkılar halinde yer aldığını, dolaysıyla Trakya Formasyonu kapsamında üye
aşamasında incelenmesi gerektiğini savunur.
Cebeciköy dolayında çok eski yıllardan beri taş ocakları olarak işletilmiş olan kireçtaşları, taze
iken kara-koyu külrengi, orta-kalın-çok kalın katmanlı, bol organik kapsamından dolayı H2S
kokuludur. Başlıca mikrit, foraminiferli ve algli mikrit ve biyomikrit türleri egemendir. Yer
yer ikincil dolomitleşme ve yeniden kristalleşme gösterir. Birimin, en kalın olduğu Cebeciköy
taş ocaklarında, tabanı açığa çıkmadığından kalınlığı tam olarak bilinmemektedir; işletilmekte
olan kesiminin kalınlığı 50-60 m dolayındadır.
2.2.7.3. Kartaltepe Üyesi: Başlıca lidit arakatkılı şeyilleri kapsayan bu birim, Kaya (1971)
tarafından, Kartaltepe Üyesi adıyla incelenmiştir. Liditler, taze iken kara-koyu külrengi,
aryrışma yüzeyi sütlü kahverengimsi-boz- beyazımsı açık külrengi, ince katmanlı, yarılgan ve
laminalıdır. Şeyiller, yeşilimsi, kara-koyu külrengi, sert, ayrışmışı kahverengi-sarımsı boz,
yumuşak, ince katmanlıdır. Kartaltepe dolayında lidit-şeyil ardalanması egemen iken üye,
Cebeciköy taş ocakları dolayında sarımsı-boz şeyil ve kiltaşıyla temsil edilir. Kalınlığı
yaklaşık 30m dolayındadır.
2.2.7.4. Küçükköy Üyesi: Acıbadem Üyesi’nin ince gereçli kırıntılılarının üstünde yer alan,
bol mikalı kaba kumtaşı-şeyil ardalanmasından oluşan filiş türü kırntılılar yer alır. Kaya (1971)
tarafından, sözkonusu kırıntılıların Đstanbul’un Avrupa yakasında Küçükköy dolayındaki
yüzeylemeleri Küçükköy Üyesi, adıyla incelenmiştir.
Küçükköy Üyesi fliş fasiyesinde türbiditik kumtaşı-şeyil ardalanmasından oluşur. Değişik
düzeylerinde, kanal dolguları şeklinde çakıltaşı merceklerini kapsar. Kumtaşı taze kırılma
yüzeyi yeşilimsi, koyu külrengi, ayrışma yüzeyi kahverengi-boz, ince-orta-kalın katmanlı, yer
yer laminalıdır; kuvars, çakmaktaşı, kuvarsit, feldspat taneli ve bol mika pullu, yer yer bitki
kırıntılı gereç kağsar. Koşut, çapraz ve konvolüt laminalanma, yer yer, yiv, oluk ve kaval tipi
taban akıntı yapıları ve yük kalıpları yaygındır.
Küçükköy Üyesi’nin, tektonizma nedeniyle oldukça kalınlaşmış olan yüzeylemeleri, Boğaz’ın
her iki yakasında, özellikle Avrupa yakasında, geniş alanlar kaplar. Üye kalınlığının 1000
metrenin üzerinde olduğu sanılmaktadır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Trakya Formasyonu, Denizli Köyü Formasyonu’nun
Baltalimanı Üyesi’ni uyumlu olarak üstler. Trakya Formasyonu’nun çeşitli düzeyleri,
30
Triyas’tan Neojen’e değin değişik yaşta kaya birimleri tarafından açısal uyumsuzlıkla üstlenir.
Formasyonu açısal uyumsuzlukla üstleyen en yaşlı birim, Alt Triyas yaşta kızıl renkli çakıltaşı
ve kumtaşından oluşan Kapaklı Formasyonu’dur.
Bölge Karbonifer-Neojen arasında etkin olmuş önemli tektonik olaylar sonucu kıvrımlanmış
ve faylanmış olduğundan, Formasyonun tümünü kapsayan düzenli bir kesit yeri
bulunamamıştır. Dolaysıyla istifin kalınlığı sağlıklı olarak bilinmemektedir. Formasyonun
1500 metrenin üzerinde bir kalınlığa sahip olduğu düşünülmektedir.
Fosil kapsamı ve yaş.Trakya Formasyonu’nun büyük bölümünü oluşturan kırıntılı düzeyleri
fosil bakımından kısırdır. Cebeci Kireçtaşı Üyesi içinde ve istifin en alttaki şeyilleri içinde
Erken Karbonifer mikrofauna ve florası saptanmıştır (Yalçınlar, 1951, 1954; Mamet and Kaya,
1971).
2.2.8. Kapaklı Formasyonu
Tanım ve ad. Bölgede Paleozoyik yaşlı taban kaya birimlerini açısal uyumsuzluka üstleyen
kızıl-mor renkli, karasal çakıltaşı-kumtaşı istifi önceki araştırıcılar tarafından “Taban
Konglomerası” (Baykal,1943; Erguvanlı, 1949; Yurttaş-Özdemir,1971; Assereto,1972),
“Kapaklı Formasyonu” (Altınlı,1968); “Ballıkaya Konglomerası” (Baykal ve Önalan,1979),
“Çakraz Formasyonu” (Gedik ve diğ, 2004, yazılı bilgi) gibi değişik adlar altında
incelenmiştir. Bu incelemede, adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, birim için Altınlı (1968)
tarafından kullanılan “Kapaklı Formasyonu” adının kullanılmasının yeğlenmişir.
Kapaklı Formasyonu, tabanının görüldüğü tüm yüzeylemelerinde, daha yaşlı birimlerin
üzerinde, kalınlığı yerden yere değişen çakıltaşı düzeyi ile başlar. Çakıllar yarı yuvarlanmış -
yarı köşeli, yer yer derecelenmiş orta-zayıf boylanmalı başlıca kuvars, kuvarsarenit, kireçtaşı,
lidit, çakmaktaşı, volkanit kökenlidir. Kızıl renkli ve köşeli formasyoniçi (intraformatinal)
kumtaşı, şeyil çakıllarını kapsar. Çakıltaşları yanal ve düşey yönde, kumtaşı-miltaşına geçiş
gösterir. Kumtaşı orta-kalın-yer yer çapraz katmanlı, orta-iyi boylanmalıdır; yer yer
derecelenme ve laminlanma gösterir; değişen kalınlıkta şeyil arakatkılıdır; yer yer kumlu
hamur içinde saçılmış halde çakıllı mercekler kapsar.
Kapaklı Formasyonu içinde yer yer, spilitik bazalt türü yastıklı lav akıntıları yer alır. Kara-
koyu yeşil, koyu külrengi, kalsit dolgulu gaz kabarcıklı, plajiyoklas fenokristalli arakatkılar
halinde bulunan volkanitler Gümüşdere köyünün GB’sındaki yüzeylemelerinde 100 metreye
varan kalınlık gösterir. Đnceleme alanın doğu kesiminde Teke köyünün GD’sında yer yer açığa
çıkar.
31
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Kapaklı Formasyonu, çoğunlukla Karbonifer yaşta Trakya
Formasyonu’nu, yer yer de daha yaşlı birimleri, örneğin Şile güneyinde Kurtköy
Formasyonu’nun arkozlarını ve Denizli Köyü ve Pelitli Formasyonlarını açısal uyumsuzlukla
üstler. Taban topoğrafyası ve ortam koşullarına bağlı olarak kalınlığı sıkça değişir, dolaysıyla,
Gebze-Kocaeli-Şile arasında kalan alanın değişik kesimlerinde çalışan araştırıcılar, birim için
biribirinden çok farklı kalınlıklar ön görmüşlerdir. Örneğin, Özdemir ve diğ (1973) 50-1000m,
Gedik ve diğ, 10-1200m, Altınlı ve diğ. (1970) 700m, Baykal (1943) 400m, Erguvanlı (1949)
200m, Baykal ve Önalan (1979) 450m kalınlık önermişlerdir.
Fosil kapsamı ve yaş. Karasal kırıntılılarıdan oluşan formasyonun, inceleme alanı içinde ve
yakın dolayındaki yüzeylemelerinde, yaş belirleyecek bir fosile günümüze değin
rastlanmamıştır. Kessler (1909), Arthaber (1914) Triyas’ın (Verfeniyen’in altı) transgressif
tabanını oluşturduğunu ve Permiyen yaşta olabileceğini belirtirler. Assereto (1972), Avrupa’da
bilinen “Verrucano Fasiyesi” indeki karasal kırıntılılarla yakın fasiyes benzerliği ve üstteki Alt
Triyas yaşlı fosilli “kumtaşı ve marn” istifi ile bu çakıltaşları arasında gördüğü açısal
uyumsuzlıktan dolayı, formasyonun Permiyen yaşta olma olasılığından söz eder. Baykal
(1943) ve Erguvanlı (1949), Altınlı (1970), Yurtsever (1982) Kocaeli yarımadasında Triyas’ın
bu transgressif birimle başladığını savunurlar. Alişan ve Derman (1995), formasyonun Batı
Karadeniz bölgesindeki uzanımı olarak düşünülen Çakraz Formasyonu’nun Sakarya ilinin
KD’sunda Çamdağ’daki yüzeylemelerinin, Geç Permiyen yaşta olduğunu palinolojik bulgulara
dayanarak savunur.
2.2.9. Gebze Gurubu
Tanım ve ad. Gebze ilçesi dolayında geniş alanlar kaplayan Triyas yaşta karbonat ve kırıntılı
kayalardan oluşan kalın transgressif istif, bu incelemede “Gebze Gurubu” adı altında
adlandırılmıştır. Taban ve tavanından uyumsuzlukla sınırlanmış olan bu istif, önceki
araştırıcılar tarafından değişik adlarla incelenmiş olan çok sayıda kaya birimini kapsar (Toula,
1896, 1898; Kessler,1909; Arthaber1914, 1915; Baykal,1943; Erguvanlı,1949; Altınlı,1968;
Altınlı ve diğ.,1970; Yurttaş-Özdemir, 1971; Assereto,1972; Baykal ve Önalan,1979). Özgül (2005) tarafından, önceki çalışmaların ışığında, yeniden kaya-stratigrafi sınıflaması yapılmış
ve egemen kayatürü ve stratigrafi özelliklerine göre istif, Gebze Gurubu kapsamında olmak
üzere alttan üste doğru 1) Demirciler Formasyonu, 2) Ballıkaya Kireçtaşı, 3) Tepecik
Formasyonu, 4) Köytepe Formasyonu olmak üzere 4 formasyona ayırtlanmıştır (Şekil 2).
32
2.2.9.1. Demirciler Formasyonu
Tanım ve ad. Demirciler Formasyonu başlıca kumtaşı, şeyl, killi kireçtaşı ve kireçtaşının
değişen oranda ardalanmasından oluşur. Alt düzeylerinde kumtaşı, şeyil üst düzeylerinde şeyil
arakatkılı killi kireçtaşı-kireçtaşı egemendir. Formasyon adı Dağer (1978) tarafından
Demirciler köyünden alınmıştır. Demirciler Formasyonu adı Özgül (2005) tarafından, Dağer
(1978) ve Yurtsever (1982)’in Erikli Formasyonu’nu da içerecek şekilde genişletilmiş olarak
kullanılmıştır.
Demirciler Formasyonu alt düzeyinde başlıca şeyil arakatkılı kuvarsvake, kuvarsarenit türü
kumtaşı-miltaşı, üst düzeyinde ise kumlu-killi kireçtaşı, kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve
şeyillerin değişen oranda ardalanmasından oluşur. Bu çalışmada, formasyonun kumtaşı-
kiltaşının egemen olduğu alt bölümü “Erikli üyesi”, kireçtaşının egemen olduğu üst bölümü
ise “Gürgendere Üyesi” adlarıyla incelenmiştir. Formasyon alt düzeylerinde, “Değirmen
Kireçtaşı Üyesi” olarak adlandırılan yer yer merceksel kireçtaşı düzeylerini kapsar
2.2.9.1.1. Erikli Üyesi: Başlıca şeyil arakatkılı kumtaşından oluşur, alt düzeylerinde yer yer
çakıltaşı merceklerini, üst düzeylerinde ise seyrek arakatkılar halınde kumlu kireçtaşı
katmanlarını kapsar. Assereto (1972) Gebze yöresinde, “Alacalı (Variegated) Kumtaşı ve
Marn” adı altında incelediği birimin alt bölümüne karşılık gelir.
2.2.9.1.2. Gürgendere Üyesi: Boz, açık külrengi, boz, yer yer pembemsi ve açık morumsu
renkli şeyil, koyu külrengi killi kireçtaşı ve kireçtaşı düzeylerinin ardalanmasınden oluşur.
Oolitli kireçtaşı, stramatolitli kireçtaşı, intraformasyonel çakıllı kireçtaşı, bol vermes izli
vermiküler kireçtaşı gibi gelgitarası fasiyesinde sığ deniz karbonatları egemendir. Belirli
düzeylerinde bol lamellibranş ve gastropod kapsar.
2.2.9.1.3. Değirmen Kireçtaşı Üyesi: Demirciler Formasyonu alt düzeylerinde yer yer,
Örneğin Cumhuriyet köyü kuzeyindeki “Şile Fayı” zonu boyunca yer yer açığa çıkan ve
bazıları işletilmekte olan taş ocaklarında görüldüğü gibi, kalın kireçtaşı-dolomitik kireçtaşı
merceklerini kapsar. Bu tür dolomit-dolomitli kireçtaşı-kireçtaşı merceklerinin Gebze’nin
KD’sundaki Değirmen deresindeki yüzeylemeleri Yurtsever (1982) tarafından “Değirmen
Kireçtaşı Üyesi” adı altında incelenmiştir.
Dolomit beyazımsı açık külrengi-boz, orta-kabakristalli, genellikle katmanlanmasız, som ve
kırılgandır. Taş ocaklarında, dolomit ve dolomitli kireçtaşını kapsayan ve 50-60 m kalınlık
gösteren karbonat istifi en üst düzeyinde 10-15 m kalınlıkta onkoidal kireçtaşı katmanlarıyla
sona erer.
33
SĐSTEM
SERĐ
KAT
GURUP
FORMASYON
ÜYE
KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER
ULAMA
KALINLIK(m)
BĐRĐM
KALINLIĞI(m)
SĐSTEM
SERĐ
KAT
GURUP
FORMASYON
ÜYE
KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER
ULAMA
KALINLIK(m)
BĐRĐM
KALINLIĞI(m)
450 m
0
Demirciler Formasyonu
Gebze Gurubu
Olenekiyen (Üst Đskitiyen + Alt Aniziyen)
Dolomit-dolomitik kireçtaşı; taze yüzeyi külrengi, ayrışmışı külrengi-boz, orta-kalın katmanlı, ince-orta kristalli, Stromatolit arakatmanlı dolomit egemen; üst düzeylerinde açık külrengi, kalın katmanlı,intraklastlı ve krinodli dolomitik kireçtaşı-kireçtaşı arakatkılıdır.
Kumtaşı- şeyil ardışığı; taze yüzeyi koyu külrengi, günlenme yüzeyi kahverengi-boz, ince-orta-yeryer kalın katmanlı, yer yer koşut ya da çapraz laminalı kumtaşı ile kara-koyu külrengi,yeşilimsi şeyil ardışığı; kumtaşı ince-kaba kum boyu, yer yer çakılcıklı, boylanma ve yer yer derecelenme gösteren başlıca kuvars, çakmaktaşı, kuvarsit ve kireçtaşı taneli, bol bitki kırıntılı, çoğun silisli, yer yer killi kireçli ve sıkı çimentolu; seyrek olarak ince katmanlı, ince kuvars kumlu kireçtaşı ve mikrit arakatkılı;Köytepe Üyesi ile geçişli
Kireçtaşı arakatkılı marn; külrengi-boz, ince katman- lı, lamellibrenşlı,kireçtaşı (mikrit, biyosparit,pelsparit, intrasparit),arakatkılı (5-10 cm), yeşil- külrengi tonlu, seyrek bitki kırıntlı laminalı marn
Yumrulu kırmızı kireçtaşı (Ammonitiko rosso); kırmızı- pembe, ince katmanlı (2-5 cm), yumrulu,bol ammonitli,kavkı kırıntılı mikrit-biyomikrit; kırmızı, yeryer yeşilimsi ince (birkaç cm) şeyil arakatkılı
Yumrulu kireçtaşı-şeyil ardışığı;kırmızı yada sarımsı külrengi,5-10 cm kalınlıkta şeyil düzeyleriyle ardalanan, koyu külrengi yumrulu kireçtaşı
külrengi-boz yada pembe
Yumrulu kireçtaşı-marn ardışığı; kara-koyu külrengi marn ardalanmalı ve ortasında çakmaktaşı yumru ve arakatkılarını kapsayan yumrulu kireçtaşı
ÖLÇEK: 1 / 2 00000
300
900
65
35
935
975
40
1065
90
• 35
65
35
Kazmalı Üyesi
T R Đ Y A S
Üst Aniziyen
??
Orta Triyas
35
40
90
Köytepe Üyesi
Bakırlıkıran Formasyonu
Karniyen
Ladiniyen
Üst Triyas
Alt Triyas
-
130 m-
Kireçtaşı-killi kireçtaşı; taze iken koyu külrengi, ayrışmışı boz, açık külrengi, yer yer açık pembemsi, ince-orta katmanlı;boz,külrengi,pembemsi,morumsu şeyil, miltaşı ve seyrek olarak kumtaşı arakatkılı
~50
~50
Değirmen
Gürgendere
Erikli
800
~100
500
Max
200
Kuşça Üyesi
Tepecik Formasyonu
Ballıkaya Formasyonu
Şeyil - kumtaşı; boz-yeşil,pembe, ince-orta katmanlı, yer yer çapraz laminalı, kil-kireç çimentolu kumtaşı- kumlu kireçtaşı-şeyil ardışığı
Dolomit-dolomitik kireçtaşı; beyaz çık külrengi-boz, orta-kabakristalli, genellikle katmanlanmasız,
ımsı aüst
düzeyinde 10-15 m kalınlıkta onkoidal kireçtaşı
Şekil 2. Gebze Gurubu kaya-stratigrafi birimlerinin genelleştirilmiş dikme kesiti
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Demirciler Formasyonu, en alt birimini oluşturan Erikli Üyesi
aracılığıyla, Kapaklı Formasyonu’nun kızıl renkli karasal kırıntılılarını uyumsuzlıkla üstler;
Ballıkaya Formasyonu’nun karbonatları tarafından uyumlu üstlenir
Sığ kıyı denizi çökellerinden oluşan Demirciler Formasyonu, Yanal ve düşey girikliler ve kalın
karbonat merceklenmeleri gösterdiğinden, kalınlığı yerden yere değişir. Assereto (1972) 90 m,
Özdemir ve diğ. (1973) 80-300 m, Dağer (1978) toplam 220 m ve Gedik ve diğ. (2004, yazılı
34
bilgi) 50-480 m kalınlık öngörürler. Đnceleme alanında Teke köyü güney ve doğusundaki
yüzeylemelerinde kalınlığının 200 metreyi aştığı gözlenmektedir.
Fosil kapsamı ve yaş .Demirciler Formasyonu’nun alt bölümünü oluşturan Erikli Üyesi kıt
fosillidir. Gürgendere Üyesi ve Değirmen Kireçtaşı Üyesi’nde Dağer (1978) tarafından, Erken
Triyas’ı (Đskitiyen) temsil eden mikrofauna saptamıştır.
2.2.9.2. Ballıkaya Formasyonu
Tanım ve ad. Formasyon kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve dolomitleri kapsayan kalın bir
karbonat istifiden oluşur. Đnceleme alanının yakın doğusunda, Şile güneyinde, Gebze ilçesi
dolayında ve Gebze-Đzmit arasında yaygın yüzeylemeleri bulunan ve çoğu taş ocağı olarak
işletilen bu karbonat istfi önceki araştırıcılar tarafından değişik ad ve başlıklar altında
incelenmiştir. Kullanılan adların çoğunun coğrafya bileşeni yoktur, daha çok kayatürlerini
yansıtırlar. Yurtsever (1982) tarafından kullanılmış olan Ballıkaya Formasyonu adı bu
incelemede de benimsenmiştir. Ballıkaya vadisi boyunca, Tepecik köyünün yakın kuzeyinde,
Şile doğusunda Teke köyü dolaylarında yüzeylemeleri bulunur.
Ballıkaya Formasyonu, inceleme alanındaki yüzeylemeleri genellikle dolomitlerden oluşur.
Dolomitler kirli beyaz-açık külrengi, orta-kalın katmanlı, ince-orta kristallidir; yer yer
stramatolitli ara düzeyleri kapsar; seyrek olarak kireçtaşı ve dolomitli kireçtaşı arakatkılıdır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Ballıkaya Formasyonu Demirciler Formasyonu’nun kireçtaşı
katmanlarını uyumlu olarak üstler ve Tepecik Formasyunu’nun ince katmanlı yumrulu
görünüşlü kireçtaşı düzeyi tarafından uyumlu üstlenir.
Sığ deniz karbonatlarından oluşan formasyonun kalınlığı, değişken kıyı koşullarına bağlı
olarak yerden yere değiştiğinden, formasyon için değişik araştırıcılar tarafından farklı
kalınlıklar öngörülmüştür. Örneğin, Asserato (1972) toplam 350-400 m, Özdemir ve diğ.
(1973) 240-260 m, Altınlı (1968) tip kesitinde 950 m, diğer bir kesitte ise 480 m kalınlık
önermişlerdir.
Fosil kapsamı ve yaş. Ballıkaya Formasyonu’nun Geç Đskitiyen ve Erken Aniziyen aralığını
temsil eden mikrofauna kapsar (Baykal,1943; Dağer,1978; Erguvanlı,1949; Özdemir ve
diğ.,1973)
2.2.9.3. Tepecik Formasyonu
Tanım ve ad. Ballıkaya Formasyonu’nun üzerinde yer alan yumrulu kireçtaşı, şeyil, killi
kireçtaşı, kireçli kiltaşı ardalanmasından oluşan istif, bir çok araştırıcı tarafından, değişik ad ve
başlıklar altında incelenmiştir. “Tepecik Formasyonu” adı Altınlı ve diğ.(1970) tarafından,
35
istifin temiz yüzeylemelerinden birinin yer aldığı Gebze ilçesine bağlı Tepecik köyünden
alınmıştır. Ballıkaya Formasyonu’nun kalın sığ deniz karbonat istifi üzerindeyer alır. Alttan
üste doğru Kazmalı Üyesi, Kuşça Üyesi ve Köytepe Üyesi olmak üzere üç üyeye
ayırtlanmıştır..
Đnceleme alanında Teke köyünün GD’sunda Melen çayı projesi kapsamında açılan isale hattı
yarmalarında temiz kesitleri açığa çıkar.
2.2.9.3.1. Kazmalı Üyesi: Tepecik Formasyonu’nun, alt düzeyini oluşturan birim, Đrtem
(1963) ve kapsamı genişletilmiş olarak Yurtsever ve diğ.(1982) tarafından “Kazmalı
Formasyonu adyla incelenmiştir. Özgül (2005) büyük bölümü ammonitli yumrulu kireçtaşı
şeyil ardışığından oluşan Tepecik Formasyonu’nun bir düzeyini oluşturduğu gerekçesiyle, istifi
bu formasyon kapsamında olmak üzere “Kazmalı Üyesi” adıyla üye aşamasında incelemiştir.
Başlıca külrengi-boz ince-orta katmanlı, şeyil, kiltaşı arakatkılı, ammonitli yumrulu
kireçtaşından oluşur yer yer çakmaktaşı yumrularını kapsar. Ballıkaya Formasyonu’nun
dolomit-dolomitik kireçtaşı katmanlarını uyumlu olarak üstler. Birimin biyostratigrafisini
ayrıntılı olarak incelemiş olan Assereto (1972) Yaklaşık 100m dolayında kalınlık gösterdiğini
belitir.
2.2.9.3..2. Kuşça Üyesi: Tepecik Formasyonu ile ilgili jeoloji yayınlarında Ammonitico Rosso
ya da Hallstatt Fasiyesi olarak bilinen, kırmızımsı pembe renkli yumrulu, bol ammonitli
kireçtaşı birimi Altınlı ve diğ. (1970) tarafından Kuşça Üyesi adıyla incelenmiştir. Tepecik
köyünün yakın kuzeyinde Kuşça tepesinden alınmıştır. Tipik Ammonitico Rosso fasiyesini
yansıtan birimin Đl sınırları dışında kalan Gebze ilçesine bağlı Tepecik, Çerkeşli ve Köseler
köyleri dolayındaincelemeye elverişli yüzeylemeleri bulunur. Kuşça Üyesi Kazmalı Üyesi’ni
uyumlu üstler, birim kalınlığı Yurttaş ve diğ. (1971)’e göre 35 m, Assereto (1982)’ye göre Dil
iskelesinde 15 m’dir.
2.2.9.3..3. Köytepe Üyesi: Tepecik Formasyonu’nun en üst düzeyini oluşturan üye Altınlı ve
diğ. (1970) tarafından adlandırılmıştır. Assereto (1982)’ye göre başlıca külrengi-boz, ince
katmanlı, mikrit, biyopelsparit, intrasparit ve kalkarenit türü kireçtaşı arakatkılı (5-10cm),
yeşil- külrengi tonlu laminalı marnlardan oluşur. Kuşça Üyesi’ni uyumlu üstler. Tepeköy
mezarlığında 40m kalınlıktadırdır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Tepecik Formasyonu Ballıkaya Formasyonu’nu uyumlu olarak
üstler; Bakırlıkıran Formasyonu tarafından uyumlu üstlenir. Đnceleme alanıdaki
yüzeylemelerinde yaklaşık 80-100m dolayında kalınlık gösterir.
36
Fosil Kapsamı ve yaş. Formasyon başta ammonit olmak üzere makrofauna, foraminifer ve
konodontca zengin düzeyler kapsar. Fosil kapsamına göre Orta-Geç Triyas aralığını temsil
eder (Yurttaş-Özdemir,1971; Assereto,1972; Dağer,1978)
2.2.9.4. Bakırlıkıran Formasyonu
Tanım ve ad. Kaya ve Lys (1982) tarafından “Bakırlıkıran Formasyonu” adıyla kısaca
tanıtılmış olan birim, başlıca bitki kırıntılı kumtaşı şeyil ardışığından oluşur. Đstanbul’un
Avrupa yakasında Gümüşdere köyü dolaylarında ve Anadolu yakasında Tepecik köyü
yakınında Pınarlar dolayında incelemeye elverişli yüzeylemeleri yer alır.
Bitki kırıntılı kumtaşı-şeyil ardışığı formasyonun egemen kayatürünü oluşturur. Koyu
külrengi, ayrışmışı kahverengi-boz, ince-orta katmanlı, koşut ya da çapraz laminalı kumtaşı
ile şeyil değişen oranda ardalanma gösterir.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Bakırlıkıran Formasyonu, Tepecik Formasyonu’nun en üst
düzeyini oluşturan kireçtaşı arakatkılı marnlarını uyumlu olarak üstler; Üst Kretase yaşta
Hereke Formasyonu tarafından açısal uyumsuzlukla üstlenir.
Đnceleme alanında sınırlı sayıdaki yüzeylemesi bulunan formasyon’un, Üst Kretase öncesi ve
güncel aşınma dolaysıyla ilksel kalınlığı bilinmemektedir. Özdemir ve diğ. (1973) 90 m, Gedik
ve diğ. (2004) 35 m kalınlıkt öngrür.
Fosil kapsamı ve yaş. Formasyon kıt fosillidir. Kömürleşmiş ve taşınmış bitki kırıntıları ve
seyrek olarak krinoid antroklarının dışında, fosil saptanamamıştır. Bu formasyonun Balya
yöresindeki benzeri olan Üst Triyas yaşta bitki kırıntılı kumtaşı-şeyil birimi içinde, Bittner
(1895) ve Aygen (1956)
tarafından Üst Triyas’ın ayırtman lamellibranşları tanımlanmıştır (Yurttaş-Özdemir,1971 de).
Tepecik Formasyonu’nun Karniyen yaşta Köytepe Üyesi’ni üstlediğine göre formasyonun yaşı
Karniyen ya da Geç Triyas olmalıdır.
2.2.10. Sarıyer Formasyonu
Tanım ve ad. Đstanbul Boğazı’nın her iki yakasında, Şile-Karaburun arasında Karadeniz
kıyısına kabaca koşut uzanan Üst Kretase yaşlı kırıntılı ve volkanik kayaç topluluğu değişik
araştırıcılar tarafından Sarıyer Formasyonu (Pehlivan,1990), Đstanbul Volkanitli Filişi ve
Đstanbul Volkaniti (Bayrak ve Murat,1990), Kilyos Volkanitli Flişleri, Sarıyer Gurubu
(Yurtsever, 1996), Đsaklı Formasyonu ve Riva Formasyon’nu kapsayan Yemişliçay Gurubu
(Gedik ve diğ., 2004, yazılı bilgi), Bozhane Formasyonu, Garipçe Formasyonu ve Kısırkaya
Formasyonu’nu kapsayan Kavaklar Gurubu (Keskin ve diğ., 2003) gibi değişik adlar altında
37
incelenmiştir. Söz konusu kırıntılı ve volkanitlerden oluşan alan üzerinde yer alan Sarıyer
ilçesinin adının, istifin tümü için formasyon adı olarak korunması önerilmiştir. Đstifin alt
düzeyinde kırıntılılar üst düzeyinde ise volkanitler egemendir. Özgül (2005) tarafından,
birbiriyle yanal ve düşey geçişli olan ve biribirine ait kayatürlerini arakatkılar halinde
kapsayabilen bu iki düzeyin, tek bir formasyona ait üyeler olarak adlandırılması ve bu düşünce
ile, Keskin ve diğ.(2003) tarafından kullanılan Bozhane, Garipçe ve Kısırkaya formasyon
adlarının, Sarıyer Formasyonu kapsamında olmak üzere, “Bozhane Üyesi”, “Garipçe Üyesi”
ve “Kısırkaya Üyesi” olarak üye derecesine indirgenmesi benimsenmiştir (şekil 3).
2.2.10.1. Bozhane Üyesi: Sarıyer Formasyonu’nun alt birimini oluşturan Bozhane Üyesi,
başlıca kumtaşı-şeyil ardışığından oluşur. Keskin ve diğ.(2003) tarafından “Bozhane
Formasyonu” olarak adlandırılmış olan birim bu incelemede, Özgül (2005) tarafından üye
derecesine indirgenmiştir. Adını, yüzeylemelerinin yaygın olduğu Bozhane köyünden alır;
önceki araştırmalarda “Normal fliş” ve “Kaba fliş” (Baykal, 1943), “Đstanbul Volkanitli Filişi”
(Pehlivan, 1990), “Kilyos Volkanitli Flişleri” (Yurtsever, 1996), “Đshaklı Formasyonu” (Gedik
ve diğ., yazılı bilgi, 2004) gibi değişik adlarla incelenen birimlerin bütününü ya da büyük
bölümlerini karşılar. Kumtaşı, koyu yeşilimsi, ayrışmışı külrengi-açık kahverengi yeryer
kızılımsı, orta-kalın ve düzgün katmanlıdır; alt düzeylerde çakıl ve çakılcıklı orta-kaba kum
boyu, üst düzeylerde ise ince-orta kum boyu gereç egemendir. Başlıca, yarı yuvarlanmı
yuvarlanmış kuvars, mika, feldspat, az mafik mineral, seyrek glokoni ve kuvarsit, çakmaktaşı,
kireçtaşı, kumtaşı türünden litoklast kapsar. Yer yer, kömürleşmiş bitki kırıntılıdır. Kumtaşı
katmanları değişen kalınlıkta şeyil ardalanma gösterir. Đshaklı ve Kılıçlı köyleri arasında asfalt
yolboyunda ve Göllü köyünün kuzeyinde güzel görülen bu volkanitler için, Gedik ve
diğ.(2004, yazılı bilgi) 500 m kalınlık öngörmüştür.
2.2.10.2. Garipçe Üyesi: Sarıyer Formasyonu’nun, büyük bölümüyle volkanitlerden oluşan
üst kesimi Keskin ve diğ. (2003) tarafından Garipçe Formasyonu adı altında incelenmiştir.
N.Özgül (2005) tarafından, yukarıda belirtilen nedenlerle, birim Sarıyer Formasyonu’na ait
üye derecesine indirgenmişitir. Adını, Boğaz’ın batı yakasında, söz konusu volkanitlerin
yoğun olarak yüzeylediği Garipçe köyünden alır. Boğaz’ın Karadeniz’e çıkış kesiminin her iki
yakasında ve Karadeniz kıyı kesiminde yaygın olan volkanitler çeşitli araştırıcılar tarafından
değişik adlar altında, örneğin, Üst Kretase Püskürmeleri (Baykal, 1943), Tüf aglomera,
lav(Akartuna, 1963), Şile Volkanitleri (Yurtsever, 1996), Đstanbul Volkaniti” (Pehlivan, 1990),
Riva Formasyonu (Gedik ve diğ., 2004,yazılı bilgi) vb gibi, incelenmiştir.
Garipçe Üyesi başlıca andezit-bazaltik andezit türü volkanit kökenli kum, çakıl, blok
boyutunda kaotik gereç kapsayan, genellikle porfirik dokulu aglomera, volkanik breş ve
38
lavlardan oluşur Keskin ve diğ. (2003), Garipçe Formasyonu adıyla inceledikleri birimin, 2000
metreyi aşan kalınlık gösterdiğini, % 98’lere varan bölümüyle volkanit kökenli, kaba
kırıntılılardan oluşan ve uzun ekseni yer yer 10 metreyi bulan blokları kapsayan, epiklastik
çökellerden oluştuğunu, ancak % 1-2 oranında lav kapsadığını belirtir.
SĐSTEM
SERĐ
GURUP
FORMASYON
ÜYE
KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER
ULAMA
KALINLIK(m)
BĐRĐM
KALINLIĞI(m)
SĐSTEM
SERĐ
GURUP
FORMASYON
ÜYE
KAYATÜRÜ DĐĞER ÖZELLĐKLER
ULAMA
KALINLIK(m)
BĐRĐM
KALINLIĞI(m)
500
ÖLÇEKSĐZ
2500
~
~
2000
Kumtaşı-şeyil ardışığı; Kumtaşı, koyu yeşilimsi-haki, günlenme yüzeyi külrengi-boz-açık kahverengi yeryer kızılımsı,orta-kalın ve düzgün katmanlı;
alt düzeylerde çakıl ve çakılcıklı orta-kaba kum boyu, üst düzeylerde ince-orta kum boyu
yarı yuvarlan- mış,orta-zayıf boylanmış,derecelenmiş,
gereçli
Püskürük kayaçlar; andezit-bazaltik andezit kökenli kaba kum, çakıl, kocataş boyutlarında kaotik gereçli kapsayan, aglomera, volkanik breş epiklastik çökeller egemen;
.
β
β β
β
β βββ β
βββ Bazalt ve volkanoklastikler ; kara, kızılımsı, yeşilimsi, ince dokulu, olivinli, kabarcıklı bazaltik lav akıntıları
~
500~
2700~
00
Bozhane
Garipçe
Kısırkaya
S a r i y e r
Geç Santoniyen-Kampaniyen
Maastrihtiyen
??
K R E T A S E
Kireçtaşı-kalkarenit;kırmızımsı pembe-boz renkli orta katmanlı, biyoklastlı, kumlu kireçtaşı-kalkarenit katmanları bol bentonik foraminifer ve makrofosil ka ps ama kta ; vo lka ni t le r iç inde a r a düz e y oluşturmakta
200
Marn killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı- ; kremrengi-boz, yeşilimsi külrengi,yer yer pembe;ince katmanlı,seyrek kumtaşı ve kireçtaşı arakatkılı;
Kireçtaşı ve killi kireçtaşı (kireçli kiltaşı, marn, şeyil ve seyrek olarak kumtaşı arakatkılı);beyazımsı,boz,kremrengi, açık külrengi, kimi düzeylerde kırmızımsı-pembe, ince-orta katmanlı; algli, biyoklastlı,kalkarenit arakatmanlımi; alt düzeylerinde kuvars kumlu, mercanlı, alg ve bentonik foraminiferli yeryer bol makrofosilli mikrit-biyomikrit türü kireçtaşı düzeylerini kapsamakta.
Uyumsuzluk
Max200
600
A k v e r e n
Ahmetli
Yunuslu dere
Geç Kampaniyen -
Üst Maastrihtiyen
Orta+Geç Paleosen
? ?
Ü s t K r e t a s e
T E R S I Y E R
? ?
2900
3500
~
100
Kiltaşı-kumtaşı-çamurtaşı; mavimsi külrengi, ayrışmışı boz-açık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan şeyl, kiltaşı, kireçli kiltaşı, miltaşı, ve kumtaşından oluşur. Bol mika pullu, türünden kum-mil boyu gereç kil hamurla tututrulmuştur; bolca bitki kırıntılıdır
200
~
Ağlayankaya
Đmam tepesi
Ömerli
Şile
3600
3800
Meşe
tepesiKayalı
tepeSultan-
beyli
40
50
30
Yunuslubayır
100
3900
4000~
Uyumsuzluk
UyumsuzlukKumtaşı, kumlu kireçtaşı, çakıltaşı ; Sarımsı ince-orta-kalın katmanlı, bol Nummulitli ve lamellibranşlı
Çakıl-kum, bloklu
Kil-mil; kömür arakatkılı
Çakıl-kum-mil
Olistostrom; Akveren Formasyonu’ndan türemiş çakıl blok ve olistolitleri kapsar
andezit-bazaltik aglomera, lav; andezit türü volkanit kökenli kum, çakıl, blok boyutunda kaotik gereçli aglomera, volkanik breş ve lavlardan oluşur
Lütesiyen
Đlerdiyen
Oligo-Miyosen
Paleosen-Eosen
Şekil 3. Đstanbul Boğazı’nın Avrupa ve Anadolu Yakasında yüzeyleyen Kretase-Tersiyer yaşta kayastratigrafi birimlerinin genelleştirlmiş dikme kesiti.
39
Garipçe Üyesi, Đshaklı-Kılıçlı köyleri arasındaki yol boyunca görüldüğü gibi, Bozhane
Üyesi’nin kırıntılılarıyla ardalanan aglomera düzeyleri ile başlar, üste doğru volkanitler ve
volkanik kökenli kırıntılılar egemen olur.
2.210.3. Kısırkaya Üyesi: Sarıyer Formasyonu’nun görülebilen üst kesiminde yer alan bazik
volkanitler ve onun üstünde bordo ayrışma renkli volkanit kökenli kırıntılılar, Keskin ve diğ.
(2003) tarafından Kısırkaya Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Bu incelemede, Sarıyer
Formasyonu’nun diğer üyeleriyle yakın benzerlik gösteren ve özellikle altındaki Garipçe
Üyesi’nden makroskopik olarak ayırtlanması güç olan birimin, Sarıyer Formasyonu’na ait
Kısırkaya Üyesi adıyla, üye derecesinde adlandırılması benimsenmiştir. Keskin ve diğ.
(2003)’ne göre, 200m kalınlık gösteren birim açığa çıkmış en alt kesiminde, üst üste gelen 30-
40cm kalınlığında çok sayıda lav akıntılarından oluşan, yaklaşık 50 metreye ulaşan kalınlıkta,
kara, kızılımsı, yeşilimsi renkli bazalt düzeyini kapsar.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Đnceleme alanında Sarıyer Formasyonu Sarıyer-Şile Fayı (bkz.
Yapısal Jeoloji bölümü) ile sınırlı bulunduğundan alt dokanağının niteliği bilinmemektedir. Bu
fay, formasyonun Bozhane ve Garipçe üyelerini verev keser. Đnceleme alnının doğu dışında,
Şile-Ağva-Gebze dolayında benzer özellikteki filiş türü kırıntılıları ve volkanitleri kapsayan
ve Gedik ve diğ. (2004 yazılı bilgi) tarafından Yemişliçay Gurubu adıyla incelenen istif, Üst
Kretese yaşlı Akveren Formasyonu tarafından uyumsuzlıkla üstlenir.
Sarıyer Formasyonu’nun inceleme alanı sınırları içinde az çok yanal süreklilik gösteren
Bozhane Üyesi için, Keskin ve diğ. (2003) 250 m’den çok, Gedik ve diğ.(2004, yazılı bilgi) ise
500 m dolayında kalınlık öngörür. Garipçe Üyesi ise özellikle Sarıyer ilçe merkezi ile
Karadeniz kıyısı arasında 2000 m’nin üzerinde kalınlık gösterir. Ancak, birim kalınlığı, istifin
değişken kayatürü kapsamına bağlı olarak, yanal yönde önemli ölçüde değişim gösterir.
Örneğin Gedik ve diğ. (2004, yazılı bilgi), Riva Formasyonu adı altında inceledikleri Garipçe
Üyesi’ne karşılık gelen volkanitlerin, Riva dolayında 400m kalınlık göstermesine karşın, Şile-
Gebze-Kocaeli arasında filiş türü kırıntılılar içinde kamalandığını belirtir. Karadeniz kıyı
kesimlerinde toplam kalınlığı 2500-3000 metreyi bulan Sarıyer Formasyonu’nun, bölgenin
doğu ve güneyine doğru belirgin olarak inceldiği ve yaşıt formasyonlar içinde kamalandığı
anlaşılmaktadır.
Fosil kapsamı ve yaş. Başlıca filiş türü ve volkanit kökenli kırıntılılar ve volkanitlerden
oluşan Sarıyer Formasyonu genellikle kıt fosillidir. Formasyonun Đstanbul yakın dolayındaki
yüzeylemelerinde, istifin alt düzeyini oluşturan ve kumtaşı-şeyil ardışığının egemen olduğu
Bozhane Üyesi Geç Santoniyen-Kampaniyen’i, volkanitlerin egemen olduğu Garipçe Üyesi ise
Maastrihtiyen’i temsil eder (Baykal, 1943; Gedik ve diğ., 2004, yazılı bilgi).
40
2.2.11. Yemişliçay Formasyonu
Tanım ve ad. Şile ilçesi yakın batısından başlayarak Karadeniz kıyısı boyunca doğuya doğru
uzanan Üst Kretase yaşlı kırıntılı ve volkanitlerden oluşan volkanosedimanter istif, ilk kez
Ketin ve Gümüş (1963) tarafından Yemişliçay Formasyonu adı altında incelenmiştir.
Formasyon adı, adı geçen araştırıcılar tarafından, yüzeylemesinin incelendiği Ayancık Đlçesi
batısında yer alan Yemişliçay deresinden alınmıştır. Đl alanının Şile ilçesi dolayını kapsayan
küçük bir bölümünde yüzeyleyen Yemişliçay Formasyonu bu incelemede yeteri ayrıntıda
incelenemediğinden formasyon ile ilgili bilgilerin, ana çizgileriyle belirtilmesiyle yetinilmiştir.
Yemişliçay Formasyonu Sarıyer Formasyonu’na benzer şekilde, genellikle altta kumtaşı-şeyil
ardışığı ve üstte volkanitlerin egemen olduğu iki düzeyden oluşur. Sarıyer Formasyonu’nun
Bozhane Üyesine karşılık gelen kumtaşı-şeyil ardışık düzeyi taze iken koyu yeşil-koyu
külrengi, ayrışmışı kahverengi-boz, genellikle, kumtaşı arakatkılı kil-mil boyu ince kırıntılı
kayaları kapsar; başlıca kuvars, mika ve volkanit kırıntlı, kil hamurlu kuvarsvake türü
egemendir. Taneler boylanmış ve derecenmiştir. Seyrek olarak, çakıltaşı, aglomera, tüf ve
Yemişliçay Formasyonun’un Sarıyer Formasyonu’nun Garipçe Üyesine karşılık gelen üst
düzeyi andezitik lav akıntıları, aglomera, tüf vb volkanitlerden oluşur Kumtaşı düzeyeleri
kuvarsit kahverengimsi gri ve kahverenkli, ince-orta tabakalı volkanojenik kumtaşı ve yeşil-
yeşilimsi gri, yer yer kırmızı renkli, ince tabakalı şeyl ardalanması ile aglomera, tüf, andezit
gibi volkanik kayaçlardan oluşur.
Yemişliçay Formasyonu ile Sarıyer Formasyonu arasında kayatürü ve stratigrafi özellikleri
açısından yakın benzerlikler vardır. Bölgesel bir deneştirme sonucu bu iki istifin tek bir
formasyon adı altında birleştirilmeleri gerekebilir. Ancak araştırmanın bu aşamasında sağlıklı
bir dneştirme yapılamamaktadır. Şile dolaylarında Yemişliçay ve Sarıyer Formasyonları ve bu
formasyonlarla dokanak ilşikili bulunan birimler Sarıyer-Şile Fayı ile biribirilerinden ayrılmış
bulunmaktadır. Sarıyer Formasyonu, doğrultu atımlı karekteri baskın olan Sarıyer-Şile Fayı’nın
kuzey blokunda, Yemişliçay Formasyonu ise bu fayın güney blokunda yer almaktadır.
Dokanak ilişkileri ve Kalınlık .Yemişliçay Formasyonu, bölgede Şile’nin doğusunda Yeniköy
dolayında, Tiyas yaşlı Gebze Gurubuna ait kaya birimlerini açısal uyumsuzlukla üstler.
Formasyonun üst düzeyini oluşturan volkanit Akveren Formasyonu’nun taban kırıntılıları
tarafından uyumsuzlukla üstlenir. Dokanak ilişkisi Yunuslu derenin sol kıyısında güzel görülür.
formasyon için 500 metrenin üzerinde bir kalınlık öngörülmüştür.
Fosil kapsamı ve yaş. Yemişliçay Formasyonu’nun Sinop yöresindeki yüzeylemelerini
inceleyen Ketin ve Gümüş (1963) istifin Türoniyen – Alt Kampaniyen yaşta olduğunu belirtir.
41
Gedik ve diğ. (2005,yazılı bilgi) Sarıyer Formasyonu ile deneştirerek formasyonun Üst
Santoniyen-Campaniyen yaşta olması gerektiğini belirtir.
2.2.12. Hereke Formasyonu
Tanım ve ad. Büyük bölümüyle çakıltaşı, çakıllı kireçtaşı ve az oranda rudistli kireçtaşından
oluşan formasyon, iyi yuvarlanmış çakıl kapsamıyla pudinge benzer görüntüsünden dolayı,
önceki araştırmalarda “Hereke Pudingi” adıyla anılmıştır (Erguvanlı, 1949 den).
Hereke Formasyonu büyük bölümüyle kireçtaşı çakıllı, kireç hamurlu, çakıltaşı, çakıllı
kireçtaşı ve az oranda, bol makrofosilli sığ deniz karbonatlarından oluşur. Formasyonun hakim
kayatürünü oluşturan çakıltaşı, çoğunlukla Triyas yaşta Ballıkaya Formasyonu’ndan ve daha
az oranda Paleozoyik yaşlı birimlerden türemiş kalın-çok kalın katmanlı, iyi yuvarlanmış,
zayıf boylanmış, kum, çakıl yer yer blok boyutunda, külrengi gereç ve kızılımsı, pembemsi,
morumsu, krem rengi kireçtaşı hamuru kapsar.
2.2.12.1. Kutluca Kireçtaşı Üyesi: Hereke Formasyonu, egemen kayatürünü oluşturan
çakıltaşı ve çakıllı kireçtaşlarıyla yer yer yanal ve düşey geçişli olarak bol makro fosilli
kireçtaşı mercek ve düzeylerini kapsar. Erguvanlı (1949) tarafından “Rudistli Kalkerler” adıyla
incelenmiş olan bu kireçtaşları, Altınlı (1968) tarafından Hereke Çakıltaşı formasyonu
kapsamında “Kutluca Kireçtaşı Üyesi” adıyla tanımlanmıştır. Üye adı Kocaeli’nin kuzeyinde
yer alan Kutluca köyünden alınmıştır. Açık kül rengi, boz, pembemsi ve krem rengi tonlarda,
orta-kalın katmanlı, kaba dokulu kireçtaşı, kumlu kumlu kireçtaşı, yer yer bol makrofosil
kırıntılı biyoklastik kireçtaşı türlerini kapsar.
Kutluca Kireçtaşı Üyesi’nin Gebze yöresinde, Çerkeşli ve Tavşanlı köylerinin kuzey ve
batısında, Köseler köyünün güneyinde yüzeylemeleri bulunur.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Hereke Formasyonu genellikle Triyas, daha az oranda da
Paleozoyik yaşta taban kayaları açısal uyumsuzlukla üstler. Taban kayalardan, çoğunlukla
Triyas yaşta kireçtaşlarından (Ballıkaya Formasyonu) türemiş iyi yuvarlanmış çakılları kapsar.
Formasyon, Akveren Formasyonu tarafından uyumlu olarak üstlenir.
Karadan getirimin yoğun olduğu, değişken sığ ortam koşullarına bağlı olarak, formasyon
kalınlığı, birkaç m’den yaklaşık 100 m arasında, yerden yere sıkça değişiklik gösterir.
Fosil kapsamı ve yaş. Hereke Formasyonun, çakıltaşı bileşeninin egemen olmasına karşın,
yüksek oranda kireçtaşı kapsayan kesimlerinde Hippurites, Actaeonella ve Ostrea vb
makrofosil kapsar. Formasyonun özellikle Kutluca Kireçtaşı Üyesi, Geç Kretase’yi (Geç
Kampaniyen-Erken Maastrihtiyen) temsil eden bolca bentonik foraminifer kapsar.
42
2.2.13. Akveren Formasyonu
Tanım ve ad. Başlıca pelajik kireçtaşı, killi kireçtaşı, algli ve bentonik foraminiferli neritik
kireçtaşı ve marndan oluşan formasyon, Batı Karadeniz bölgesinin, Gebze-Şile çizgisi ile
doğuda Ayancık ilçesi dolayları arasında kalan geniş bir kesiminde yayılım gösterir.
Formasyon adı, ilk kez Ketin ve Gümüş (1962) tarafından istifin Sinop dolayındaki
yüzeylemeleri için kullanılmıştır. Formasyonun Kocaeli yarımadasındaki yüzeylemeleri
Ahmediköy Kalkerleri (Baykal,1943), Şemsettin Kireçtaşı (Altınlı,1968; Altınlı ve diğ.,1970),
Yunusludere Formasyonu + Ahmetli Kireçtaşı (Baykal ve Önalan,1979) ve Akveren
Formasyonu (Gedik ve diğ., 2004, yazılı bilgi) gibi değişik ad ve başlıklar altında
incelenmişitir. Bu araştırmada istif için, adlamada öncelik kuralı da gözetilerek, Akveren
Formasyonu adının kullanılması yeğlenmiştir. Darıca yöresinde, daha doğuda Darıca-Gebze
arasında, Dil iskelesi dolayında ve Hereke kuzeyinde, Ahmetli köyü dolayında ve Şile’nin
doğusunda geniş alanlar kaplar.
Akveren Formasyonu başlıca algli kireçtaşı, planktonik foraminiferli mikrit türü kireçtaşı ve
killi kireçtaşından oluşur; kireçli kiltaşı, marn, şeyil ve seyrek olarak kumtaşı arakatkılıdır.
Formasyon, Kocaeli yarımadasının özellikle kuzey kesimlerinde, Şile-Ağva yöresinde,
kumtaşı ve kireçtaşı arakatkılı killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı-marn ve şeyil ardalanmalı düzeyle
başlar. Baykal ve Önalan (1979) istifin, kil oranı yüksek olan alt düzeyini Yunuslu dere
Formasyonu, kireçtaşının egemen olduğu geri kalan bölümünü ise Ahmetli Kireçtaşı olmak
üzere, iki formasyona ayırtlar. Özgül (2005) tarafından, birbiriyle yanal ve düşey giriklik
gösteren sözkonusu iki birimin, kil-kireç kapsamı değişimine bağlı olarak farklı formasyon
adlarıyla tanımlanmalarının, formasyon adlama kuralları açısından sakıncalı olacağı
gerekçesiyle, Akveren Formasyonu kapsamında olmak üzere, istifin kil oranı çok yüksek olan
alt düzeyinin Yunuslu dere Üyesi, kireçtaşının egemen olduğu geri kalan kesiminin ise Ahmetli
Kireçtaşı Üyesi” adlarıyla adlandırılması önerilmiştir.
2.2.13.1. Yunusludere Üyesi: Akveren Formasyonu’nun alt düzeyini oluşturur. Başlıca
kireçtaşı ve seyrek kumtaşı arakatmanlı, krem rengi-boz, yeşilimsi kül rengi, yer yer pembe,
killi kireçtaşı - kireçli kiltaşı - marn ve şeyil ardışığından oluşur. Ahmetli Kireçtaşı Üyesi ile
yanal ve düşey geçişlidir. Birim için 250m kalınlık öngörülmüştür (Baykal,1943).
2.2.13.2. Ahmetli Kireçtaşı Üyesi: Şile güneyinde yüzeylemelerinin yaygın olduğu Ahmetli
köyünden adını alan üye, beyazımsı, boz, krem rengi, açık kül rengi, kimi düzeylerde
kırmızımsı-pembe, ince-orta düzgün katmanlı, ince dokulu, porselenimsi kırılmalı, planktonik
foraminiferli mikrit ve biyomikrit türü kireçtaşı formasyonun egemen kaya türünü oluşturur.
Yeşilimsi açık kül rengi, krem rengi şeyil, killi kireçtaşı, kireçli kiltaşı ve bol biyoklastlı, ince
43
katmanlı, kalkarenit arakatmanlıdır. Kimi düzeylerde sarımsı-açık kahve rengi, siyahımsı
çakmaktaşı yumru ve arakatmanlarını, alt düzeylerinde kuvars kumlu, mercanlı, alg ve
bentonik foraminiferli yer yer bol makrofosilli mikrit-biyomikrit türü kireçtaşı düzeylerini
kapsar. Altınlı (1968) ve Altınlı ve diğ.(1970)’nin “Şemsettin Kireçtaşı” birimini karşılar.
Baykal (1943)’a göre yaklaşık 600 m Gedik ve diğ.(2004,yazılı bilgi)’ne göre yaklaşık 350 m.
kalınlık gösterir. Şile güneyinde Ahmetli ve Çayırbaşı köyleri dolayında yaygındır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Akveren Formasyonu’nun kireçtaşı ve kumtaşı arakatkılı
kiltaşı, marndan oluşan alt düzeyi taban çakıltaşı düzeyi ile Sarıyer Formasyonu’nun Garipçe
Üyesi’ne karşılık gelen volkanitleri transgressif olarak üstler. Baykal (1943) “Aralarında
kalker bulunan marnlar” adıyla tanımladığı, Yunuslu dere Üyesi’nin karşılığı olan, alt
düzeyinin 25 m ve “Beyaz kalkerler” adıyla tanımladığı, Ahmetler Kireçtaşı Üyesi’nin
karşılığı olan üst düzeyinin 600 m kalınlıkta olduğunu belirtir. Altınlı (1968), istifin
“Şemsettin Ölçülmüş Stratigrafi Kesiti” adı altında ölçmüş olduğu kesitinin 633.50m kalınlıkta
olduğunu belirtilir. Aynı araştırıcı, daha sonraki bir çalışmasında (Altınlı ve diğ., 1970),
formasyonun “Sarıbayır (Sarı) tepesi ile Tavşanlı arasında yer alan ölçülmüş stratigrafi kesitini
gösteren dikme kesitinde, toplam 345m stratigrafik kalınlık ölçmüştür.
Fosil kapsamı ve yaş.
Đnceleme alanındaki yüzeylemelerinde, benktonik foraminiferli ve algli, yer yer makrofosil
yığışımlı mikrit-biyomikrit türü kireçtaşı egemen kayatürünü oluşturur. Fosil içeriğine göre
formasyonun, Geç Kampaniyen - Geç Paleosen aralığını temsil eder (Baykal,1943; Dizer ve
Meriç, 1972; Gedik ve diğ., 2004).
2.2.14. Şile Formasyonu
Şile ilçe merkezi ve yakın dolayında yüzeylenen, çeşitli boyda olistolit ve olistostrom
merceklerini kapsayan kiltaşı-miltaşı-kumtaşı birimi Baykal ve Önalan (1979) tarafından
bütünüyle “Şile Sedimanter Karışığı (Şile Olistostromu)” adı altında incelenmiştir. Birim, aynı
kapsamda olmak üzere, bu incelemede kayastratigrafi adlama kuralları gözetilerek, Şile
Formasyonu adıyla incelenmiştir. Formasyon, olistolit ve olistostromal kapsayan düzeyleri
Ağlayankaya Üyesi” ve sözkonusu olistolit ve olistostromların taşındığı ortamı oluşturan kil,
mil, kum boyu kırıntılılı kesimi ise “Đmam tepesi Üyesi” olmak üzere iki üyeye ayırtlanmıştır.
2.2.14.1. Ağlayankaya Üyesi: Şile Formasyonu içersinde bulunan değişik boy ve
yoğunlukta olistostrom, moloz akıntısı birikintisi (debris flow) ve boyları onlarca metreyi
bulan kireçtaşı olistolitleri, bu incelemede Ağlayankaya Üyesi adıyla incelenmiştir. Bu tür
oluşuklar, Şile ilçe merkezinin 2 km doğusunda deniz kıyısında yer alan Ağlayankaya
44
mevkisinde temiz yüzeylemeler verir. Üye, killi milli hamur ve köşeli-yarı köşeli, kötü
boylanmış, irili ufaklı çakıl ve blokları kapsayan birikintilerinin yanında karbonat çimentolu,
bütünüyle köşeli çakıl ve bloktan oluşan hamur oranı çok düşük ya da bütünüyle tane destekli
kötü boylanmış kiretçaşı yığıntılarını kapsar. Çakıl ve blokların büyük bölümü ve özellikle
olistolitlerin hemen hemen bütünü Akveren Formasyonun’dan türemiştir; seyrek olarak
Sarıyer Formasyonu’ndan türemiş kırıntılı kaya ve volkanitlerin çakıl ve bloklarını kapsar. Şile
ilçe merkezinin doğusunda ve kuzeyindeki iskele alanında kıyı boyunca açığa çıkan temiz
yüzeylemelerinde görüldüğü gibi, çakıl, blok ve boyları onlarca metre olan olistolitlerin hemen
hemen bütünü Akveren Formasyonu’nun Ahmetli Kireçtaşı Üyesi’nden türemiştir. Şile’nin
Karadeniz kıyısı boyunca, Ayazma Burnu, Şile feneri ve Eşek adası ve Yunuslubayır arasında
kıyı falezi boyunca incelemeye elverişli temiz yüzeylemeler verir.
2.2.14.2. Đmam Tepesi Üyesi: Şile Formasyonu’nun Ağlayankaya Üyesini oluşturan olistolit
ve olistostrom ve moloz akması birikintilerini kapsayan, başlıca kil, mil, kum boyu kırıntılılar
bu incelemede, Şile ilçe merkezinin güney kesiminde, yüzeylemelerinin yaygın olduğu Đmam
Tepesi’nin adıyla üye aşamasında adlandırılmıştır. Taze rengi, mavimsi külrengi, ayrışmışı
boz-açık kahverengi, ince-orta katmanlı, yarılgan şeyl, kiltaşı, kireçli kiltaşı, miltaşı, ve
kumtaşından oluşur. Bol mika pullu, kuvars, volkanit, kumtaşı ve kireçtaşı türünden kum-mil
boyu gereç genellikle kil hamurla tututrulmuştur; bolca bitki kırıntılıdır. Özellikle kıyı
falezlerindeki temiz yüzeylemelerinde açığa çıkan mavimsi külrengi, parlak midye kabuğu
kırılma yüzeyli kiltaşı ve miltaşları birimin egemen kayatürünü oluşturur.
Đmam Tepesi Üyesi, Gedik ve diğ.(2004, yazılı bilgi)’nin Atbaşı ve Çaycuma formasyonlarını
kısmen karşılar. Ancak adı geçen araştırmaya ait jeoloji haritasının Şile güneyini kapsayan
kesiminde, olasılı bir fayla birbirinden ayrılmış olan bu iki formasyon, bu incelemeye göre,
sık sık ayrışma rengi ve egemen tane boyu farklılıkarı gösteren ve bu incelemede Đmam Tepesi
Üyesi adıyla incelenen tek bir birime ait olmalıdır. Diğer yandan, adı geçen kırıntılıların, Şile
Formasyonu’nun olistolit, olistostrom vb. kaotik bloklarını irili ufaklı mercek ve ara düzeyleri
halinde kapsadıklarından, onlardan ayrı olarak tek başına bir formasyon adıyla adlandırılması,
kayastratigrafi adlama kuralları açısından sakıncalı olur. Dolaysıyla, birim için Gedik ve
diğ.(2004.yazılı bilgi) tarafından kullanılmış olan Atbaşı ya da Çaycuma formasyon adlarından
herhangi biri bu incelemede kullanılmamış, Şile Formasyonu’nun olistolit, olistostrom vb.
oluşuklarını kapsayan Ağlayankaya Üyesi’nin dışında kalan ince gereçli kırıntılılarının bütünü,
üye aşamasında Đmam tepesi Üyesi olarak incelenmiştir.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Đnceleme alanında Şile Formasyonu’nun açığa çıkmamış olan
alt dokanağının niteliği bilinmemektedir. Formasyon Ömerli Formasyonu’nun sıkılaşmış kum-
45
çakıl düzeyleri tarafından uyumsuzlukla üstlenir. Formasyon kalınlığı, değişik boyutta olistolit
ve olistostromları kapsaması nedeniyle, yerden yere 5-10m. ile birkaç yüz m. arasında
değişir.
Fosil kapsamı ve yaş. Paleosen (Tanesiyen)-Orta Eosen (Lütesiyen) aralığını temsil eden
mikrofauna kapsamaktadır, Baykal, 1943; Baykal ve Önalan,1979; Gedik ve diğ., 2004).
2.2.15. Yunuslubayır Formasyonu
Tanım ve ad. Yunuslubayır Formasyonu başlıca, sarımsı boz renkli, bol nümmülitlli, kumtaşı,
kumlu-killi kireçtaşı ve çakıltaşından oluşur. Formasyonun inceleme alanındaki yüzeylemeleri,
Baykal ve Önalan (1979) tarafından, Şile’nin 5km. doğusunda, yüzeylemelerinden birinin
bulunduğu Yunuslubayır’ın adıyla, Gedik ve diğ. (2004, yazılı bilgi) tarafından ise Çaycuma
Formasyonu kapsamında incelenmiştir. Formasyon, kayatürü özelliği ve stratigrafi ilişkileri
açısından, Gedik ve diğ.(2004)’nin Çaycuma Formasyonu’nundan farklı özellikler taşır. Oysa
Gedik ve diğ. (2004,yazılı bilgi) tarafından Şile’nin GD’sunda yer alan Hatipler köyü
dolayındaki yüzeylemeleri, Hatipler Formasyonu adıyla incelenmiş olan sarı renkli kumtaşı-
çakıltaşı ile başlayan Nümmülit’li kireçtaşı ile devem eden Hatipler Formasyonu ile yakın
benzerlik gösterir. Bu incelemede istif için Baykal ve Önalan (1979) tarafından kullanılmış
olan Yunuslubayır Formasyonu adının kullanılması, adlamada öncelik kuralı gereği
yeğlenmiştir. Sarımsı boz, ince-orta-kalın katmanlı, bol Nummulit vb. bentonik foraminiferli,
lamellibranşlı, killi-kireçli çimentolu, kumtaşı, kumlu kireçtaşı ve çakıltaşı katmanlarının
düzensiz ardalanmasından oluşur. Alt düzeylerinde çakıltaşı oranı yüksektir. Çakıl ve kum
boyutundaki gereç, yarı yuvarlanmış-yuvarlanmış, orta-zayıf boylanmış, gevşek
tutturulmuştur; başlıca kuvars, çakmaktaşı, Sarıyer ve Akviran formasyonlarından türemiş
kumtaşı, volkanit ve kireçtaşı türündendir; kumlu, killi, kireçli hamur kapsar. Formasyon üst
kesimlerinde Nümmülit’li kireçtaşı-kalkarenit düzeylerini kapsar. Birim egemen sarımsı boz
rengi ile sahada kolayca izlenebilmektedir.
Şile’nin doğusunda, Eşekadası ile Yonga deresi arasında kıyı falezlerinde temiz yüzeylemeleri
açığa çıkar.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Đnceleme alanında Şile’nin doğusu ile Yonga deresi arasında
kıyı falezleri boyunca açığa çıkan yüzeylemelerinde güzel görüldüğü gibi, Şile Formsyonu’nun
mavimsi külrengi kiltaşlarını (Đmam Tepe Üyesi) düşük bir açısal uyumsuzlukla üstler. Aynı
yörede yer alan Eşekadası’nın üst kotlarında, Yunuslubayır Formasyonu’na ait sarımsı boz
renkli, yatay katmanlı, bol Nümmülit’li kumtaşı-kumlu kireçtaşı katmanlarının, adayı oluşturan
Şile Formasyonu’na ait büyük bir kireçtaşı (Ahmetli Kireçtaşı Üyesi) olistolitini transgressif
46
olarak uyumsuzlukla üstler. Formasyon bu özellikleriyle Gedik ve diğ. (2004,yazılı bilgi)’nin
Hatipler Formasyonu ile deneştirilebilmektedir.
Ömerli Formasyonu tarafından uyumsuzlukla üstlenen formasyonun inceleme alanındaki
yüzeylemeleri 40-50m. dolayında kalınlık gösterir.
Fosil kapsamı ve yaş. Yukarıda da belirtildiği gibi formasyon gerek kırıntılı gerecin
hamurunda gerekse üst kesimlerinde yer alan kireçtaşı-kalkarenit katmanlarında, Lütesiyen’i
temsil eden Nümmülit vb bentonik foraminiferleri yoğun olarak kapsar (Baykal,1943, Baykal
ve Önalan, 1979; Gedik ve diğ., 2004).
2.2.16. Kırklareli Gurubu
Tanım ve ad. Kırklareli Gurubu, Trakya Tersiyer havzasının doğu kesiminde Kırklareli-
Çatalca-Đkitelli-Terkos gölü arasında kalan alanda yüzeyleyen Orta Eosen-Alt Oligosen yaşta
kaya birimlerini kapsar. Đstifin yaygın olduğu yörelerden biri olan Kırklareli ilinin adı, birçok
araştırıcı tarafından, Eosen yaşlı resifal karbonatları içeren istifler için, üye ya da formasyon
adı olarak kullanılmıştır (Kemper, 1961; Keskin, 1966, 1974; Ünal, 1967; Yurtsever,1996;
Umut ve diğ., 1983). Özgül (2005), Kırklareli adını, birim adının coğrafya bileşeni olarak
korunmasını ancak, birimin derecesinin, bölgedeki Orta Eosen-Alt Oligosen yaşta kaya
birimlerinin bütününü kapsayacak şekilde, gurup aşamasına yükseltilmesini önerir. Kırklareli
Gurubu, biribirleriyle yanal ve düşey giriklik gösteren ve biri diğerinin lehine ya daaleyhine
incelip kalınlaşan, kabaca alttan üste doğru, 1) Koyunbaba Formasyonu (Tersiyer yaşlı istifin
taban kırıntılı alt düzeyi), 2) Soğucak Kireçtaşı (resifal kireçtaşı) ve 3) Ceylan Formasyonu
(killi marnlı resifler arası ve havza çökelleri) olmak üzere üç formasyonu kapsar (şekil 4).
2.2.16.1. Koyunbaba Formasyonu
Tanım ve ad. Trakya bölgesinin, Istranca ve Çatalca metamorfitlerini güneyden sınırlayan ve
Kuzey Ergene Havzası olarak da bilinen kuzey kesiminde Tersiyer yaşlı çökellerin transgressif
taban birimini oluşturan kırıntılılar, başlangıçta Krausert ve Malal (1957) tarafından
Koyunbaba Üyesi (Siyako ve diğ.,1989 da) adıyla incelenmiş ve kesit ölçümü yapılmıştır.
Keskin (1966) istifi, önce Đslambeyli Formasyonu, daha sonraki yayınında (Keskin,1974) ise,
Koyunbaba Formasyonu adılarıyla incelemiştir. Bölgede çalışan MTA jeologları tarafından,
aynı birim için Đslambeyli Formasyonu adı kullanılmıştır (Yurtsever, 1996; Umut ve diğ.,1983
ve 1984; Gedik ve diğ., 2003). Özgül (2005), gerek Trakya havzasının çeşitli kesimlerindeki
yüzeylemelerinde, gerekse sondajlardan edinilen yeraltı bilgileri ışığında ayrıntılı olarak
incelemiş bulunan sözkonusu birimin, yerli ve yabancı petrol jeologları arasında yagın olarak
kullanılan ve adlamada öncelik taşıyan “oyunbaba Formasyonu”adının kullanılmasını önerir.
47
Şekil 4. Trakya Tersiyer havzasının Đstanbul il alanı içinde kalan kesiminde yüzeyleyen
Tersiyer yaştaki kayastratigrafi birimlerinin genelleştirilmiş dikme kesiti
Çatalca’nın KB’sında yer alan Đnceğiz köyünün 3-3,5 km B’sında Teferiç tepesinin doğu
yamacı, Akartuna (1953) tarafından birimin bu yöredeki en iyi görüldüğü yer olarak
belirlenmişir.
48
Đnceleme alanının batı ucunda, Çatalca metamorfitlerinin ya da Karbonifer yaşlı Trakya
Formasyonu’nun üzerinde gevşek tutturulmuş kum ve çakıl birikintileriyle başlar; yanal ve
düşey geçişli olarak, seyrek ve ince kömür arakatkılı piritli, nefti yeşil-koyu külrengi şeyil ve
miltaşı düzeylerini kapsar. Çakıllar genellikle, üzerinde yer aldıkları taban kayasından türemiş,
başlıca şist, metagranit, kuvarsit, kuvars ve Trakya Formasyonu’na ait kumtaşı-miltaşından
oluşur; yuvarlanmış-yarı yuvarlanmış, zayıf boylanmıştır. Kumlar genellikle sarımsı, yeşilimsi,
boz, zayıf boylanmalı, orta-kaba tanelidir; gevşek tutturulmuş ya da tutturulmamış mika,
feldspat, kuvars gereç ve killi hamur kapsar. Kimi yüzeylemelerinde, örneğin Çatalca
dolayında, iyi boylanmış ve yuvarlanmış, çok iyi yıkanmış ve temizlenmiş olduğu için döküm
ve cam sanayinde kullanılmakta olan kum birikintilerini kapsar.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Koyunbaba Formasyonu, inceleme alanının yakın batısında,
Çatalca metamorfitleri ve Trakya Formasyonu’na ait kumtaşı-şeyil birimini kapsayan temel
kayaları açısal uyumsuzlukla üstler. Üstünde yer alan Soğucak Kireçtaşı ile yanal ve düşey
geçiş gösterir.
Formasyonun kalınlığı düzensiz taban topoğrafyası ve değişken çökelme koşullarına bağlı
olarak yerden yere, 1-2 m ile yaklaşık 100m arasında sıkça değişir.
Fosil kapsamı ve yaş. Koyunbaba Formasyonu kıt fosillidir. Çakıltaşı hamur içinde Lütesiyen
- Priaboniyen aralığını temsil eden Nummulit vb. iri bentonik foraminifer pelesipod, gastropod
ve ekinid kavkılarını kapsar (Akartuna,1953; Umut ve diğ.,1983; Kasar ,1987)
2.2.16.2. Soğucak Kireçtaşı
Tanım ve ad. Kırklareli Gurubu’nun ayırtman kayatürlerinden birini oluşturan Soğucak
Kireçtaşı, resif ortamının çeşitli fasiyeslerini temsil eden karbonatlardan oluşur. Söz konusu
kireçtaşı istifi, Kırklareli Formasyonu’na ait “Soğucak Üyesi” (Holmes, 1961) Soğucak
Kalkeri (Ünal, 1967), Soğucak Kireçtaşı (Keskin, 1974; Kasar, 1987) ya da Soğucak
Formasyonu (Kasar ve diğ., 1983; Sümengen ve diğ., 1987) gibi adlarla incelenmiştir.
Đnceleme alanının doğu kesimlerinde, Çatalca ilçesi ile güneyindeki Muratbey köyü arasında
taş ocaklarının bulunduğu alanda Bahçeşehir’in D’sunda Karanlık dere vadisinde, Çatalca
masifinin doğu yamacında ve Çatalca’nın D’sunda Altınşehir-Kayabaşı-Şamlar arasında dar
kuşaklar boyunca yer yer temiz yüzeylemeleri görülür.
Soğucak Kireçtaşı, başlıca resif çekirdeği, resif önü ve resif gerisi gibi resif ortamının çeşitli
fasiyeslerini temsil eden istifleri kapsar. Kireçtaşı kirli beyaz, açık krem, boz, orta-kalın çok
kalın katmanlı, bol makrofosil ve bentonik foraminiferli kireçtaşından oluşur. Kovuklu ve
gözenekli dokuya sahiptir, yer yer dolomitleşme gösterir. Đrili ufaklı paleokarstik erime
boşlukları yaygındır. Bol algli, mercanlı bağlamtaşı ve tanetaşı türünden kireçtaşı egemendir.
49
Taş ocaklarında en çok 100 m dolayında kalınlık gösterir, ortalama kalınlığı 50 metre
dolayındadır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Soğucak Kireçtaşı, Koyunbaba Formasyonu’nu uyumlu üstler.
Yer yer, metamorfit ya da Karbonifer yaşlı temel kayaları, arada Koyunbaba Formasyonu
bulunmaksızın, transgressif aşmalı olarak doğrudan açısal uyumsuzlukla üstler. Birim, Ceylan
Formasyonu’nun marnları tarafından uyumlu üstlenir.
Fosil kapsamı ve yaş. Soğucak Kireçtaşı, çok zengin mikro ve makrofosil topluluğunu kapsar.
Formasyonun, Trakya Tersiyer havzasının değişik kesimlerindeki yüzeylemelerinden ya da
petrol sondajlarından edinilen veriler Lütesiyen-Erken Oligosen aralığını kapsayan bir süreç
içinde çökeldiğini gösterir (Dacı, 1951; Akartuna, 1953; Sayar, 1955; Batı ve diğ., 2002;
M.Siyako, 2003, yazılı bilgi; K.Şentürk, 2004, yazılı bilgi).
2.2.16.3. Ceylan Formasyonu
Tanım ve ad. Çatalca kuzeyinde ve Sazlıdere dolaylarında yaygın olan marn-kiltaşı ağırlıklı
istif, Ceylan Formasyonu’nu oluşturur. Trakya havzasında yapılan ve istifi kesen petrol ve
doğal gaz amaçlı sondajlardan sağlanan yeraltı bilgilerine göre yapılan adlamada, istif için,
Ünal (1967) tarafından formasyon aşamasında Ceylan Şeyli (Keskin, 1974 de), Keskin (1974)
tarafından Ceylan Formasyonu adları kullanılmıştır. Birim Doust ve Arıkan (1974) tarafından,
Pınarhisar Formasyonu’nun “Đhsaniye Üyesi”, daha sonraları Yurtsever ve diğ. (1991),
Yıldırım ve Savaşkan (2003), Gedik ve diğ. (2004) tarafından Đhsaniye Formasyonu adlarıyla incelenmiştir.
Đnceleme alanında, Bahçeşehir’in D’sundan geçen ve bölgeyi KB-GD doğrultusunda kesen
Kartal deresi vadisi boyunca, Sazlıdere barajının kuzey yakasında ve Çatalca’nın doğusunda
geniş alanlar kaplar.
Ceylan Formasyonu başlıca değişen oranda marn-killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı ardalanmasından
oluşur; kumtaşı ve kireçtaşı arakatkılıdır, alt düzeylerinde tüf ara düzeylerini kapsar.
Formasyonun egemen kayatürünü oluşturan marn ve kiltaşı taze iken mavimsi-külrengi,
ayrışmışı sarımsı boz-krem rengi, orta ve düzgün katmanlı, dış bükey ya da iç bükey kırılma
yüzeylidir. Bentonik foraminiferli mikrit ve biyomikrit türü kireçtaşı, killi kireçtaşı, seyrek
olarak biyoklastik kireçtaşı-kalkarenit ara düzeylerini kapsar.
2.2.16.3.1. Balık koyu Çakıltaşı Üyesi: Trakya’nın Karadeniz kıyısında yer alan Karaburun
burnunun batı kıyısında Balık koyu adıyla bilinen küçük bir koyda yüzeyleyen kalın çakıltaşı-
kaba kumtaşı birimi, ile onun üzerinde yer alan kireçtaşı arakatkılı ve olistostromal düzeyler
içeren mil-kil boyu gerecin egemen olduğu ince kırıntılı düzey, Oktay ve diğ. (1992)
50
tarafından Karaburun Formasyonu adıyla incelenmiştir. Ancak, Karaburun adı, Gelibolu
yarımadası ve Saroz körfezi dolayındaki Eosen yaşta birimler için, Önem (1974) ve Önal
(1984) tarafından formasyon aşamasında (Karaburun Formasyonu), Saner (1985) tarafından
Karacahisar Formasyonu’na ait üye adı olarak (Karaburun Üyesi) kullanılmıştır. Diğer
yandan, bu çakıltaşı biriminin üzerinde geçişli olarak yer alan ve Oktay ve diğ. (1992)
tarafından Karaburun Formasyonu kapsamında incelenen mil-kil boyu gerecin egemen olduğu
kırıntılı istif, Özgül (2005) tarafından Ceylan Formasyonu’nun devamı olduğu gerekçesiyle
Ceylan Formasyonu kapsamında, daha üstte yer alan kömür arakatkılı birim ise ortam ve yaş
birlikteliğinden dolayı Gürpınar Formasyonu kapsamında Ağaçlı Üyesi olarak incelenmiştir.
Dolaysıyla Özgül (2005) tarafından, Karaburun adının önceki araştırmalarda başka birimler
için kullanılmış olduğu ve birimin Balık koyunda incelemeye elverişli yüzeylemesinin
bulunduğu gerekçesiyle, Balık koyu Çakıltaşı Üyesi olarak adlandırılmıştır. Yanal sürekliliği
olmadığı için, Özgül (2005) tarafından Ceylan Formasyonun içinde kamalandığı gerekçesiyle,
formasyonun bir üyesi incelenen Balık koyu Çakıltaşı Üyesi, Oktay ve diğ. (1992)’nin
Karaburun Formasyonu adıyla incelediği istifin alt düzeyine karşılık gelir.
Đnceleme alanında yalnızca Karaburun beldesi kıyısı boyunca yüzeyleyen Balık koyu Çakıltaşı
Üyesi Ceylan Formasyonu’nun bu yöredeki yüzeylemesinin en alt düzeyini oluşturur. Soğucak
Kireçtaşı’nı doğrudan üstler. Adından da anlaşılacağı gibi birimin tamamına yakın bölümü
çakıltaşından oluşur; yanal ve düşey geçişli olarak çakıl ve çakılcıklı kaba kumtaşı
arakatkılıdır. Çakıl ve hamur kapsamına bağlı olarak boz, açık külrengi, yeşilimsi renklerde,
orta-kalın ve düzgün katmanlanma gösteren, istif, kumlu-killi hamurla tutturulmuş, 1-2 cm’den
20-30 cm’ye değin değişen (ortalama 3-5 cm) boyutlarda, çoğunlukla taban kayayı oluşturan
Soğucak Kireçtaşı’ndan ve daha az oranda volkanitlerden türemiş, kaba kum, çakılcık, çakıl ve
blok boyu gereci kapsar; koşut ve çapraz katmanlanmalı, derecelenme ve merceklenme
gösterir. Çakıllar çoğunlukla yarı yuvarlanmış, kötü boylanmıştır; bloklar çakıltaşı içinde
saçılmış halde bulunur.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Ceylan Formasyonu, yukarıda da değinildiği gibi, Soğucak
Kireçtaşı’na ait resiflerin geliştiği sırt blokları arasında kalan göreli olarak daha derin
ortamlarda çökelmiştir; dolaysıyla Soğucak Kireçtaşı ile giriklik gösterir, genellikle yanal
düşey geçişli olarak Soğucak Kireçtaşı’nın üstünde yer alır. Birim, Pınarhisar Formasyonu
tarafından uyumsuzlukla üstlenir.
Birim kalınlığı, taban topoğrafyasına ve giriklik gösterdiği resiflerin (Soğucak Üyesi)
gelişimine bağlı olarak, yerden yere 40-50 m ile 150-200 m arasında değişir.
51
Fosil kapsamı ve yaş. Ceylan Formasyonu genellikle pelajik foraminifer bakımından zengin
düzeyler kapsar; yer yer, bentonik foraminifer, makrofosil kavkısı ve bitki parçalarını içerir.
Akartuna (1953), Đnceğiz köyünün GB’sında, kireçtaşı istifinin (Soğucak Kireçtaşı) marnlara
geçtiği, olasılıkla Ceylan Formasyonu’nun alt düzeyne karşılık gelen katmanlarda Oversiyen-
Priaboniyen geçiş düzeyini gösteren Nummulites fabianii türünün bulunduğunu belirtir. Sirel ve
Gündüz (1976) Ceylan Formasyonu’nun bu yöredeki alt düzeyine karşılık gelen killi kireçtaşı
katmanlarında Erken-Orta Oligosen’i gösteren mikrofosilleri kapsadığını belirtir. Sonuç olarak
Ceylan Formasyonu’nun Geç Eosen’den Erken-Orta Oligosen’e uzanan süreci temsil ettiği
anlaşılmaktadır.
2.2.17. Pınarhisar Formasyonu
Tanım ve ad. Pınarhisar Formasyonu başlıca kireç, çimentolu çakıltaşı arakatkılı kireçtaşı,
çakıllı kumtaşından oluşur. “Konjeriya’lı Kireçtaşı” adıyla da bilinen istif için Pınarhisar adı,
ilk kez Kemper (1961) tarafından, Keşan Formasyonu’na ait üye derecesinde, daha sonraları
Keskin (1966) tarafından formasyon derecesinde coğrafya adı olarak kullanılmıştır.
Büyükçekmece gölünün batısında Manastır tepede, Çatalca’nın güneyinde Koğul deresi
vadisinin sol yakasında ve Çatalca’nın kuzeyinde Domuz deresi vadisinde, Pınarhisar, Çakıllı,
Poyralı, Süloğlu, Dolhan, Eriklice dolaylarında istifin incelemeye elverişli yüzeylemeleri yer
alır (Umut ve diğ.,1983; Umut ve diğ.,1984)
Pınarhisar Formasyonu başlıca, kireç çimentolu çakıltaşı arakatkılı, oolitli, pelletoidli, çakıllı, kumlu
kireçtaşı ve kumtaşından oluşur. Formasyonun kireç kapsamı yüksek olan alt bölümünde beyaz-
kremrengi, orta katmanlı, oolitli, onkolitli, bol makrofosil kavkılı, algli kireçtaşı ve çakıllı kireçtaşı
egemendir. Özellikle alt düzeylerinde, bol Congeria sp. kapsamasıyla belirgindir. Yanal ve düşey
geçişli olarak kireç hamurlu çakıltaşı ve çakıllı kireçtaşı arakatkılıdır.
Pınarhisar Formasyonu Soğucak Kireçtaşı’nı açısal uyumsuzlukla üstler. Rückert-Ülkümen (1960),
istifin balıklı şeyiller tarafından uyumsuz olarak üstlendiğini savunur. Buna karşılık araştırıcıların
büyük çoğunluğu tarafından balıklı şeyil, karton şeyil, Süloğlu formasyonu vb gibi değişik adlarla
anılan şeyiller tarafından uyumlu olarak üstlendiğini belirtirler (Aslaner, 1956; Sönmez-Gökçen,
1963; Keskin,1971; Siyako,2003 yazılı bilgi;).
Fosil kapsamı ve yaş. Formasyon Oligosen’i temsil eden foraminifer ve ostracodları kapsar
(Sönmez-Gökçen,1963; Umut ve diğ.,1983; Umut ve diğ., 1984). Başta Congeria sp. olmak
üzere bol lamellibranş, gastropod, balık dişi ve üst düzeylerinde balık kalıpları kapsamasıyla
belirgindir.
52
2.2.18. Danişmen Formasyonu
Tanım ve ad.
Trakya havzasında taşkın ovası, göl ve bataklık çökelleriyle temsil edilen regressif delta
ortamı çökellerinin bütünü ya da bir bölümü, önceki araştırmalarda Yenimuhacir Formasyonu
(Holmes,1961), Danişmen Formasyonu” (Beer ve Wright, 1960; Ünal, 1967; Umut ve diğ.,
1984) ve Danişmen Şeyili (Ünal,1967) gibi değişik adlarla incelenmiştir. Bu incelemede
bölgede petrol amaçlı incelemeler yapan yerbilimciler tarafından yaygın olarak kullanılmış
olan Danişmen Formasyonu adı benimsenmiştir.
Büyük bölümü kumtaşı, çakıltaşı ve miltaşı arakatkılı, kiltaşı ve şeyillerden oluşan ve tüf-tüffit
ve kömür (linyit) aradüzeylerini kapsayan Danişmen Formasyonu bu incelemede 1) Süloğlu
Şeyil Üyesi; 2) Gürpınar Üyesi, 3) Çantaköy Volkanit Üyesi ve 4) Ağaçlı Üyesi olmak üzere
dört üyeye ayırtlanmıştır (şekil 4).
2.2.18.1. Süloğlu Şeyil Üyesi: Đstifin alt düzeyinde varvlı yapı gösteren şeyil birimi yer alır.
Önceki araştırmalarda, balık fosili kapsamından dolayı Balıklı Şeyil (Rückert-Ülkümen,1960)
ve / ya da açık havada nemini yitirince ince levhamsı yarılma gösterdiğinden Karton Şeyil
(Akartuna 1953; Aslaner,1956) adlarıyla incelenmiştir. Đstif, Boer (1954) ve Umut ve
diğ.(1984) tarafından Süloğlu Formasyonu adıyla incelenmiştir.
Kumtaşı arakatkılı şeyiller Süloğlu Üyesi’nin egemen kaya türünü oluşturur. Đnce mil ve kil
laminalarının ardalanmasından oluşan varvlı şeyiller, taze iken kara-koyu yeşilimsi, koyu
külrengi, ayrışmışı açık kahvemsi, boz, açık külrengi ve dağılgandır; 20-30 m kalınlık gösteren
varvlı şeyiller, büyük olasılıkla kışları donan, durgun tatlı su ortamında çökelmiş yıllık ince kil
ve mil düzeylerini kapsayan lamina çiftlerinin aradalanmasından oluşmuştur. Birim, yer yer
ince kömür mercekleri ve jips içerir. Yer yer, beyaz ve küçük boyutlu bol lamellibranşllı ara
düzeyler kapsar.
Büyükçekmece gölünün doğu kıyısında ve doğusundaki sırtlarda, Çatalca ilçesi yöresinde yer
alan Akören, Bekirli, Kabakça köyleri dolayında ve Hoşdere köyünün güney ve
güneydoğusunda ve Büyükçekmece gölünün kuzey doğu kıyısında yüzeylemeleri bulunur.
Süloğlu Üyesi Pınarhisar Formasyonu’nu uyumlu olarak üstler ve Gürpınar Üyesi tarafından
yanal ve düşey geçişli olarak üstlenir.
2.2.18.2. Gürpınar Üyesi: Başlıca, gevşek tuturulmuş kumtaşı ve miltaşı arakatkılı kiltaşı-
şeyil türü ince kırıntılılardan oluşur; ince linyit ve tüf-tüfit ara düzeylerini kapsar. Terkos,
Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri arasında ve Gürpınar yerleşim alanı dolayında
çoğunlukla vadi tabanı ve yamaçlarında açığa çıkar. Birim adı, Sayar (1977) tarafından,
53
yüzeylemelerinin yaygın olduğu Gürpınar semtinden alınmıştır. Özgül (2005) tarafından,
Danişmen Formasyonu’nun diğer üyeleriyle yanal ve düşey geçiş gösterdiği gerekçesiyle,
Danişmen Formasyonu kapsamında üye derecesine indirgenmiştir.
Başlıca ince kum-mil arakatkılı kiltaşları, Gürpınar üyesinin egemen kaya türünü oluşturur;
seyrek olarak çakıl-çakılcık merceklerini kapsar. Kiltaşı, taze iken yeşilimsi-koyu külrengi,
ayrışmışı boz, açık külrengi, ince-orta katmanlı ve laminalıdır; katmanlanmaya koşut dizilmiş
kireçli konkresyon ve kil topaklarını kapsar. Kumtaşı ara katmanları kalınlığı 20 cm’yi
geçmeyen ara düzeyler oluşturur. Genellikle küçük boyutlu, ince kavkılı, beyaz renkli
lamellibranş ve gastropod kavkı yığınlarını kapsayan, 5-10 cm kalınlıkta makrofosilli ara
düzeyler ve seyrek olarak Congeria’lı beyaz kireçtaşı arakatmanlarını kapsar.
2.2.18.3. Çantaköy Volkanit Üyesi: Gürpınar yerleşim alanında Gürpınar Üyesi’nin değişik
düzeylerinde kalınlığı yer yer 8-10 metreyi bulan felsik tüf-tüfit arakatkıları yer alır.
Volkanitlerin Tekirdağ yöresindeki yüzeylemeleri Çantaköy Formasyonu ya da Çantaköy
Tüfiti adı altında incelenmiştir (Umut ve diğ.,1983; Çağlayan ve Yurtsever, 1998). Özgül
(2005), Gürpınar Üyesi’nin değişik düzeylerinde ince dokulu, kalınlığı yer yer 8-10 metreyi
bulan arakatkılar oluşturduğu gerekçesiyle, sözkonusu tüf-tüfitlerin, üye derecesinde
adlandırılmasını yeğlenmiştir. Gürpınar yerleşim alanının Marmara denizine bakan
yamaçlarında Gürpınar ve çevresinde, Kavaklı-Yakuplu semtlerinin güneyinde, Çantaköy
batısında ve kuzeyinde, Yolçatı, Büyükkılıçlı, Seymen, Sinekli, Büyüksinekli köyleri
dolayında, Kurfallı köyü güneybatısında, Celaliye-Kamiloba-Ovayenice köyleri arsında,
yüzeylemeleri bulunur. Gürpınar dolayındaki yüzeylemelerinde Çukurçeşme Formasyonu
tarafından uyumsuzlukla üstlenen Danişmen Formasyonu’nun en üst düzeyini oluşturur.
2.2.18.4. Ağaçlı Üyesi: Đstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’in Karaburun-Kilyos
arasında kalan kıyı şeridinde yaygın olan, özellikle Ağaçlı beldesi dolayılarındaki ocaklarda
işletildiği için “Ağaçlı kömürü” ya da “Ağaçlı linyiti”adlarıyla bilinen kömürlü düzeyleri
kapsamasıyla karakteristik olan kil-kum-çakıl- birimi, Özgül (2005) tarafından yaş ve fasiyes
birlikteliğinden dolayı Danişmen Formasyonu içinde düşünülmüş ve istifin, ekonomik değerde
kömürlü kil düzeyleri kapsamıyla, formasyonun diğer üyelerinden farklı nitelik taşıdığı
gerekçesiyle, “Ağaçlı Üyesi” adıyla ayrı bir üye olarak adlandırılması yeğlenmiştir.
Ağaçlı Üyesi, biribirleriyle girikli gösteren, kömür arakatkılı yeşilimsi-külrengi kil düzeyleri
ile sarımsı-boz, kirli beyaz-açık külrengi, orta zayıf boylanmalı, yuvarlanmış-yarı yuvarlanmış
kum-çakıl düzeylerini kapsar. Günümüzde “Ağaçlı linyiti” olarak ekonomik değer taşıyan ve
işletilmekte olan ocaklarda 30-40 metrelik kesitlerde, üst üste 2 ya da 3 düzey halinde açığa
çıkmış olan kömürlü (linyit) düzeylerin kalınlıkları 1-5 m arasında değişir. Bunun dışında killi
54
düzeyler içinde, kalınlığı birkaç mm’den onlarca cm’ye değin değişen kömürlü ince
arakatkılar görülür. Kum-çakıl düzeylerinde kama ve tekne tipi çapraz katmanlanma, yontulma
yapıları gelişmiştir.
Çantaköy volkanit Üyesi, yeşilimsi, boz, ayrışmışı kirli beyaz, kaba kum boyu taneli dokulu
felsik tüf ve tüffitlerden oluşur. Camsı hamurla tutturulmuş başlıca biyotit ve ayrışmış feldspat,
kaya kırıntısı kapsar.
Danişmen Formasyonu inceleme alanında Soğucak Kireçtaşı’nı uyumsuzlıkla üstler. Soğucak
Kireçtaşı’nı doğrudan üstlediği yerlerde, Soğucak kireçtaşı’ndan türemiş çakıl ve blokları
kapsayan kum-çakıl düzeyi ile başlar. Yıldırım ve Savaşkan (2003), Küçükçekmece-
Halkalı’da yapılan sondajlarda formasyonun, Soğucak Kireçtaşı’nın üstünde “kireçtaşı blok ve
çakıllı kum ve kil ile başladığını, üste doğru kömür bantları içeren yeşil killere geçtiğini
belirtir.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Formasyon, inceleme alanında Pınarhisar Formasyonu’nu
uyumlu olarak üstler; Çekmece Formasyonu tarafında uyumsuz üstlenir. Yıldırım ve Savaşkan
(2003)’a göre Eminönü-Fatih ilçeleri dolayında 40-90 m, Küçükçekmece dolayında 80 m
kalınlıktadır. Gürpınar yöresinde, tabanı açığa çıkmamış olan yüzeylemelerinde 100 m’nin
üzerinde kalınlık gösterir.
Fosil kapsamı ve yaş. Formasyon yer yer, lamellibranş, gastropod vb kavkılı düzeyleri kapsar.
Umut ve diğ (1983) Formasyonun Orta Oligosen’i gösteren foraminiferleri kapsadığını belirtir.
Palinolojik belgilemelere göre, Danişment Formasyonu’nun Geç Oligosen ve Erken Miyosen’i
temsil eden palinomorfları kapsar. Fosil bulgularına göre formasyon Orta Oligosen - Erken
Miyosen aralığını temsil eder.
2.2.19. Çukurçeşme Formasyonu
Tanım ve ad. Formasyon, başlıca, tutturulmamış çakıl, kum, mil karışımından oluşur.
Küçükköy, Çukurçeşme ve Mahmutbey semtlerinde sınırlı bir alanda yüzeylenen çapraz
katmanlı, bol mikalı, yer yer kil arakatkılı, ufak çakıl ve çakılcıklı tutturulmamış kumların
egemen olduğu istif, önceki araştırmalarda Çukurçeşme Formasyonu (Sayar, 1976), ya da
Çekmece Formasyonu kapsamında Çukurçeşme Üyesi (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir.
Đstifin bu yöredeki yüzeylemeleri başlıca, sarımsı, boz, külrengi, çapraz katmanlı, bol mika
pullu, boylanmış, orta-kaba kum boyu kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı, volkanit ve Paleozoyik
yaşlı birimlerden türemiş tutturulmamış gereci kapsar. Bu incelemede, Đstanbul’un Avrupa
yakasında Sarıyer-Kemerburgaz-Terkos gölü arasında, Büyükçekmece gölü doğusunda,
Gürpınar, Arnavutköy ve Çakmaklı semtleri dolaylarında geniş alanlar kaplayan kızıl-
55
kahverengi çakıl-kum birikintileri de Sayar (1989)’ın Çukurçeşme dolayındaki
yüzeylemesinde tanımladığı, yukarıda özellikleri açıklanan Çukurçeşme Üyesi kapsamında
incelendiğinden, birimin kapsamı ve yayılımı genişlemiş; dolaysıyla niteliği değişen
Çukurçeşme Üyesi’nin, kaya stratigrafi birimi derecesi yükseltilerek, formasyon aşamasında
Çukurçeşme Formasyonu olarak adlandırılması zorunlu görülmüştür.
Bu incelemede, yeteri ayrıntıda incelenemediği için ayrı bir birim olarak ayırtlanamamış ve
Çukurçeşme Formasyonu kapsamında incelenmiş olan kızıl-kahverengi çakıl ve kum
birikintileri Arpat (1999) ve Arpat ve Şentürk (2000) ve Özgül (2005) tarafından, Çukurçeşme
Formasyonundan farklı olarak, Kıraç Formasyonu adı altında incelenmiştir. Söz konusu kızıl-
kahverengi çakıl-kum biriminin büyük bölümü, tutturulmamış çakıl ve daha az oranda kum-
mil boyu gereçten oluşur. Đrili ufaklı, omurgalı kemiği ve yer yer büyüklüğü 1-2 metreküpü
bulan, köşeleri yuvarlaklaşmış silisleşmiş ağaç parçalarını kapsar. Çakıllar, 1-2cm’den 20-
30cm’ye değin değişen boyutta, kötü boylanmış, iyi yuvarlanmıştır. Adı geçen araştırıcılara
göre: “bu birim, inceleme alanı yakın dolayında günümüzde herhangi bir yüzeylemesi
bulunmayan ofiyolitli seri kökenli radyolarit, gabro, serpantinit türünden çakılları kapsar;
ortalama gereç boyunun güneyden kuzeye doğru küçülmesi, güney kesimdeki yüzeylemelerin
önemli bir kısmında, binik yapı gösteren yassı çakılların güneye eğimli kiremit dizilimi
göstermesi, tekne tipi çapraz katmanlanmalarda tekne eksenlerinin kabaca K-G doğrultusunda
yönelim göstermesi ile birlikte ön takımların kuzeye eğimli bulunması kabaca güneyden
kuzeye, diğer bir anlatımla Marmara denizi yönünden Karadeniz’e doğru akışlı bir akarsu
ortamının etkin olduğunu gösterir. Bu veriler ışığında, Erken Miyosen-Oligosen’de Marmara
denizi tabanının deniz düzeyinin üstünde yüksek bir alan oluşturduğu, ofiyolitleri de kapsayan
bu yüksek alandan Karadeniz yönüne akışlı yüksek enerjili akarsularla taşınan kum-çakıl
biriminin geniş bir alana yayıldığı anlaşılmaktadır. Bu özellikleriyle bölgenin jeolojik
gelişimine ilişkin değerlendirmelerde özel bir önem taşıyan bu istifin, Maramara denizinin de
oluşmasını sağlayan Miyosen tansiyon hareketleri sonucu Đstanbul’un Avrupa yakasında
gelişen göl ve lagün ortamına malzeme getiren Çukurçeşme kum-çakıl biriminden farklı bir
birim adıyla adlandırılmasının gerekir”. Dolaysıyla, adı geçen yazarlar tarafından, birimin
temiz yüzeylemelerinin bulunduğu Kıraç beldesinin adından esinlenilerek Kıraç Formasyonu
adıyla adlandırılması önerilmiştir. Aynı araştıcılara göre, “Sayar (1989) tarafından
Çukurçeşme semti dolayında Çukurçeşme Üyesi adı altında incelenmiş olan boz renkli
kumların egemen olduğu birim, ofiyolit kökenli gereç kapsamadığı gibi, güneyden kuzeye
akışlı, yüksek enerjili akarsu ortam koşullarını yansıtan Kıraç Formasyonu’ndan farklı olarak,
göl ortamı koşullarında çökelmiş olan Çekmece Formasyonu’nun Güngören ve Bakırköy
üyeleriyle giriklik gösterdiğinden Çekmece Formasyonu kapsamında bir üye olarak
56
incelenmelidir”. Yukarıda da belirtildiği gibi, çalışmaların bu aşamasında bu denli bir
ayırıntıya girilememiş olduğundan, bölgedeki az çok yaşıt sayılabilecek kum-çaklı istiflerinin
bütünü Çukurçeşme Formasyonu adı altında haritalanmıştır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Çukurçeşme Formasyonu, Danişmen Formasyonu ve daha
yaşlı birimleri açısal uyumsuzlukla üstler; Çekmece Formasyonu tarafından açısız
uyumsuzlukla üstlenir. Büyükçekmece-Kıraç dolayında yaklaşık 30 metre dolayında olan birim
kalınlığı kuzeye Karadeniz’e doğru gidildikçe artış gösterir.
Fosil kapsamı ve yaş. Çukurçeşme Formasyonu yukarıda da değinildiği gibi omurgalı
kemikleri ve silisleşmiş ağaç parçalarını kapsar. Tabanında yer alan en genç birim olan
Gürpınar Formasyonu’nun Geç Oligosen-Erken Miyosen yaştadır. Geç Miyosen yaşlı
Güngören Formasyonu tarafından üstlendiği de göz önünde bulundurularak, Kıraç
Formasyonu’nun Erken-Orta Miyosen yaşta olduğu anlaşılmaktadır.
2.2.20. Çekmece Formasyonu
Tanım ve ad. Đstanbul’un Avrupa yakasının batı kesimimde Marmara denizi kıyıları ile
Karadeniz kıyısı arasında yaygın olan Neojen çökellerinin Çekmece gölleri dolayındaki
yüzeylemeleri H. Nafiz ve A. Malik (1933) tarafından ilk kez “Çekmece Serisi” adıyla
incelenmiştir. Arıç (1955) istifi ilk kez alttan üste doğru, “Congeria’lı kalker ve greler”,
“Kemikli kum ve çakıllar”, “Kil ve Marnlar” ve “Mactra’lı kalkerler” başlıkları altında
incelemiş; sonra “Çekmece Gurubu” kapsamında olmak üzere, istifi “Çukurçeşme
Formasyonu” “Güngören Formasyonu”, “Bakırköy Kireçtaşı” olmak üzere üç formasyona
ayırtlamış (Sayar, 1976); daha sonra aynı istifi “Çekmece Formasyonu” kapsamında
Çukurçeşme Üyesi, Güngören Üyesi ve Bakırköy Kireçtaşı Üyesi olarak daha alt dereceden
birim adllarıyla adlandırmıştır. (Sayar,1989). Bu çalışmada Sayar (1989) tarafından yapılan en
son sınıflama kısmen izlenmiş; yalnızca, kendine özgü kaya türü özellikleri ve temsil ettiği
çökelme ortamı koşulları bakımından, Çekmece Formasyonu’ndan önemli ayrımlar gösteren
ve Đstanbul’un Avrupa yakasında geniş alanlar kaplayan kızıl-kahve renkli çakıl-kum
birikintilerini de (Özgül, 2005’in Kıraç Formasyonu), kapsayacak şekilde haritalanmış olan
Çukurçeşme Üyesi, Çekmece Formasyonu kapsamından çıkarılarak, Çukurçeşme Formasyonu
adıyla, ayrı bir formasyon olarak incelenmiştir. Dolaysıyla. Çekmece Formasyonu bu
incelemede alttan üste doğru 1) Güngören Üyesi ve 2) Bakırköy Üyesi olmak üzere iki üyeye
ayırtlanmıştır.
2.2.20.1. Güngören Üyesi: Başlıca kum-mil arakatkılı killerden oluşur; üst düzeylerinde
makrofosil kavkılı ince, kireçtaşı arakatmanlıdır. Đstif Güngören Formasyonu (Sayar, 1976) ya
da Çekmece Formasyonu’nun Güngören Üyesi (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir.
57
Güngören Üyesi bol mikalı, çapraz katmanlı kum-kil ardışığıyla başlar, daha üstte istifin
egemen kaya türünü oluşturan bitki kırıntılı yeşil killer yer alır. Killer seyrek olarak, orta
boylanmış, çapraz katmanlı gevşek ince kum aradüzey ve merceklerini içerir. Üye, özellikle
üst kesimlerinde, makrofosil kavkılı Bakırköy Üyesi’nin kireçtaşlarına benzer özellikte, 5-30
cm kalınlıkta kireçtaşı, killi kireçtaşı, kireçli kiltaşı arakatkılıdır.
Üye adının alındığı Güngören semti dolayında, yoğun kentleşme yüzünden, birimin
incelemeye elverişli yüzeylemeleri görülememektedir. Küçükçekmece gölünün doğu
yakasında, Avcılar ve Firuzköy’ün yeraldığı sırtın Küçükçekmece gölüne bakan doğu
yamacındaki kimi ocak ve yarmalarda, birimin temiz kesitleri açığa çıkar.
Güngören Üyesi, Yedikule civarındaki yüzeylemelerinde 120-140 m dolayında kalınlık
gösterir.
2.2.20.2. Bakırköy Üyesi: Çekmece Formasyonu’nun üst düzeyini oluşturan Bakırköy
Üyesi, büyük bölümüyle kireçtaşından oluşur, değişen oranda kil ve marn arakatkılıdır. Bolca
Mactra kapsamından dolayı önceleri “Mactra’lı kalkerler” (Arıç,1955; Sayar 1962; 1976),
sonraları “Bakırköy Formasyonu” (Sayar, 1976), “Bakırköy Kireçtaşı” (Sayar, 1977) ve
“Bakırköy Üyesi” (Sayar, 1989) adlarıyla incelenmiştir.
Bakırköy Üyesi, Haliç-Marmara kıyısı arasındaki alanda, Yeşilköy-Yeşilyurt dolaylarında,
Avcılar-Firuzköy, Kavaklı ve Küçükçekmece yerleşim alanlarının yer aldığı sırtların üst
kotlarındaki yatay düzlükleri oluşturur. Kireçtaşı kirli beyaz-krem rengi, ince-orta-kalın
katmanlı, boşluklu-gözenekli, genellikle algli, onkoidlidir; kil-killi kireçtaşı-marn ara
düzeylerini kapsar. Kil-kireç oranı çok değişkendir; alt düzeylerde kil üst düzeylerde kireç
kapsamı artar. Bolca mactra cinsi lamellibranş kapsaması ayırtman özelliklerindendir.
Güngören Üyesi’ni yanal ve düşey geçişli olarak üstler; yüzeylemeleri genellikle güncel
aşınmaya açık olduğundan birim kalınlığı tam olarak bilinmemektedir; görünür kalınlığı 30-
40 m dolayındadır.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Çekmece Formasyonu, inceleme alanında Çukurçeşme
Formasyonu, Kırklareli Gurubu ve Trakya Formasyonu’nun değişik düzeylerini uyumsuzlukla
üstler.
Çekmece Formasyonu’nun birim kalınlığı yanal yönde sıkça değişir. Kalınlık genellikle,
güneye Marmara denizine doğru gidildiçe artar. Yaklaşık toplam kalınlığı 150-200 m
dolayındadır.
58
Fosil kapsamı ve yaş. Bolca mactra cinsi lamellibranş, gastropod fosillerini kapsar. Omurgalı
ve molusk fosil kapsamına göre, Çekmece Formasyonu’nun Üst Miyosen (Üst Sarmasiyen-
Kersoniyen) yaşta olduğu belirtilmektedir (Sayar, 1989).
2.2.21. Ömerli Formasyonu
Tanım ve Ad. Đstanbul’un Anadolu yakasında Ömerli beldesi ve Ömerli barajını çevreleyen
geniş bir alanda yüzeyleyen kil, kum ve çakıl birikintileri, Ömerli Formasyonu adıyla
incelenmiştir. Ömerli Formasyonu Gedik ve diğ. (2004) tarafından inceleme alanının
doğusunda Şile ilçesinin güneyindeki alanlarda incelenen, Kayalıtepe ve Meşetepe
Formasyonlarını da kapsar. Biribirleriyle yanal ve düşey giriklik gösteren çakıl-kum-mil-kil
boyu tutturulmamış birikintilerinden oluşan istifin, Gedik (2004)’de olduğu gibi, egemen gereç
boyuna dayalı olarak birden çok formasyona ayırtlanması, adlama kuralları açısından sakıncalı
olacağı gerekçesiyle, istifin bütününün tek bir formasyon adı altında incelenmesi yeğlenmiştir
ve bölgenin geniş kitlelerce bilinen ve sözkonusu kırıntılıları yaygın olarak kapsayan, Ömerli
ilçesi adının istifin tümü içeren formasyon aşamasında kullanılması önerilmiştir. Meşe tepesi
ve ve Kayalı tepe adları ise, Gedik ve diğ.(2004) tarafından kullanıldıkları kapsamda olmak
üzere, Ömerli Formasyonu’na ait Meşe tepesi Üyesi ve Kayalı tepe Üyesi olarak üye
derecesinde kullanılmıştır.
Ömerli Formasyonu, boyutları ve biçimleri yerden yere değişen kil, kum, çakıl
birikintilerinden oluşur. formasyon genellikle iri çakıl-kaba kum birikintileriyle başlar, daha
üstte yanal ve düşey giriklik gösteren mil-kil boyu ince gereçli birikintilere geçer; en üstte
kızılımsı sarı, seyrek çakıllı, çakılcıklı kum-mil boyu ince taneli birikintiler yer alır.
Formasyon “Meşe tepesi Üyesi”, “Kayalı tepe Üyesi” ve “Sultanbeyli Üyesi ” olmak üzere 3
üyeye ayırtlammıştır.
2.2.21.1. Meşe tepesi Üyesi: Ömerli Formasyonu’nun genellikle alt düzeyini oluşturan çakıl-
kaba kum birikintilerini kapsar. Çoğunlukla kuvars, kuvarsit, çakmaktaşı, daha az oranda
arkoz, kireçtaşı, kumtaşı ve volkanitlerden oluşan çakıllar 1-20 cm boyda, yarı yuvarlanmış,
genellikle zayıf boylanmış ve kabaca derecelenmiştir. Çakıllar çoğunlukla kaba kumlu gereç
içinde tane desteksiz ve dağınık olarak yer alır. Yaklaşık 30-40 m kalınlıktadır; Neojen öncesi
yaştaki kaya birimlerini açısal uyumsuzlukla üstler; Kayalı tepe Üyesi’nin kil-mil boyu ince
gereçli kırıntılıları yanal ve düşey geçişlidir.
2.2.21.2. Kayalı tepe Üyesi: Ömerli Formasyonu’nun kömür ara katkılı ince kum, kil, mil
boyu ince gereçli birikintileri, Gedik ve diğ.(2004) tarafından Kayalıtepe formasyonu adıyla
tanımlanmıştır. Başlıca boz, mavimsi külrengi, mor, yatay katmanlanmalı, laminalı, ince
kömür arakatkılı kiltaşı – kireçli kiltaşı – miltaşı egemen kayatürünü oluşturur. Melen çayı -
59
Đstanbul su isale güzergahının Polonez köyü-Mahmutpaşa köyü yolunu kestiği yerde yolun
batısındaki kazı şevlerinde incelemeye elverişli kesitleri açığa çıkmıştır. Kayalı tepe Üyesi söz
konusu yüzeylemede, taban kayayı oluşturan arkozların (Kurtköy Formasyonu) üzerinde,
birkaç cm kalınlıkta seyrek kömür arakatkılı killi-milli birkintilerle başlar; yaklaşık 50 m
kalınlık gösterir.
2.2.21.3. Sultanbeyli Üyesi: Đnceleme alanının Anadolu yakasında Sultanbeyli, Kurtköy,
Orhanlı köyleri arasında ve kuzeyde Kılıçlı-Riva (Çayağzı)-Kurnaköy arasında geniş alanlar
kaplayan kum, çakıl birikintileri Sultanbeyli Üyesi adıyla incelenmiştir. Çakıl mercek ve ara
düzeylerini kapsayan kum gereç egemendir; değişen oranda, kırmızımsı-sarımsı kil-mil kapsar.
Çapraz katmanlanma, yontulma, merceklenme ve kamalanma yapıları gelişmiştir. Kurna
köyünün doğusundaki yüzeylemelerinde Devoniyen yaşta kireçtaşı ve şeyilleri (Denizli köyü
ve Pelitli formasyonları) üstler. Ömerli Formasyonu’nun diğer üyeleriyle ile ilişkisi ayrıntılı
olarak incelenememiştir. Meşe tepesi ve Kayalı tepe üyelerinin engebeli bir taban
topografyasına sahip olmalarına karşın, Sultanbeyli Üyesi, kabaca K-G gidişli sırtların
yaklaşık 90-100 m kotunun üstünde kalan kesimlerinde kuzeye düşük eğimli taban (aşınma)
düzlüğü üzerinde 30-40 m kalınlıkta örtüler halinde korunmuştur. Sultanbeyli Üyesi’nin bu
konumu, peneplenleşmiş bir tabanı örttüğü, diğer bir anlatımla, Meşe tepesi ve Kayalı tepe
üyelerini uyumsuzlukla örtmüş olabileceğini düşündürür. Bu durumda Sultanbeyli Üyesi’nin
Ömerli Formasyonu’ndan ayrı bir birim olarak, formasyon aşamasında “Sultanbeyli
Formasyonu” olarak adlandırılması ve haritalanması gerekebilir. Ancak araştırmanın bu
aşamasında, yeterli veriler sağlanmadan, ayrı bir formasyon adlamasının yapılması sakıncalı
bulunmuştur. Yüzeylemeleri aşınmaya açık olduğundan, birim kalınlığı bilinmemektedir;
inceleme alanındaki yüzeylemelerinin görünür kalınlığı 30 metrenin üzerindedir.
Dokanak ilişkileri ve kalınlık. Formasyonun yüzeylemeleri güncel aşınmaya açık oluşu
dolaysıyla, gerçek kalınlığı bilinmemektedir. Engebeli bir taban topoğrafyasını üstlemesi,
merceklenme ve kamalanma yüzünden sıkça yanal değişimler göstermesi nedeniyle kalınlık
değişir; görünür yüzeyleme kalınlığı yer yer 70-80 m’yi bulur.
Fosil kapsamı ve yaş. Đnceleme alanında, istif içinde makrofosile rastlanmadığından,
formasyonun yaşı ile ilgili dolaysız bilgi sağlanamamıştır. Gedik ve diğ.(2004) istif içindeki
kömür arakatkılarının, olasılıkla Oligosen’i düşündüren palinomorf türlerini kapsadığını
belirtir.
Ömerli Formasyonu’nun özellikle Meşe tepesi ve Kayalı tepe üyeleri, Danişmen Formasyonu
kapsamında tanımlanan, kömür arakatkılı kil, kum, çakıl birikintilerini kapsayan Ağaçlı Üyesi
ile eş tutulabilir Özgül (2005).
60
2.2.22. Kuşdili formasyonu
Tanım ve ad. Đstanbul’un Boğaz’a açılan büyük akarsuların akışaşağı (mansap) kesiminde
kalınlığı yer yer 70-80 metreye varan başlıca killi kum-mil türü ince gereç kapsayan
birikintiler yer alır. Đstanbul’un Kadıköy semtinde yer alan Kurbağalı Dere’nin akışaşağı
kesiminde, Kuşdili çayırı olarak bilinen ve bu tür birikintileri kapsayan düzlükte yapılan sondaj
verilerini inceleyen Meriç ve diğ. (1991) tarafından, birim Kuşdili Formasyonu adıyla
tanımlanmıştır. Küçükçekmece gölünün doğusunda Ayamama deresi vadisinin taban düzlüğü
(Ayamama çayırı) ve Boğaz’ın Anadolu yakasında Göksu vadisinin akışaşağı kesiminde yer
alan Küçüksu çayırı büyük oranda Kuşdili Formasyonu’na ait birikintilerden oluşur.
Formasyon koyu mavimsi külrengi, kahverengimsi, yer yer siyahımsı, haliç çökellerinden
oluşur. Başlıca kuvars, kuvarsit vb killi mil-kum boyu gereç kapsar; tane boylarının göreli
oranı yerden yere değişir. Seyrek olarak, yarı köşeli yarı yuvarlanmış çakıl ve çakılcıklı kum
mercek ve ara düzeylerini kapsar. Engin ve diğ.(1991) tarafından incelenen sondajlarda, yer yer
bitki kırıntılı ya da bunların ayrışmasından oluşan organik kapsamı yüksek siyahımsı killi ince
düzeyler kesildiği, Kuşdili çayırı yöresinde yapılan iki adet sondajın karotlarında, tabanda pirit
ve piritleşmiş kavkı parçalarıyla organik kapsamı yüksek olan kesimlerde mollüsk kavkı ve
kavkı kırıntılarının bulunduğunu belirtilmektedir.
Yüzeylemeleri güncel aşınmaya açık oduğundan kalınlığı tam olarak bilinmemektedir. Sondaj
verilerine göre, yaklaşık 30-40 m kalınlıkta örtüler oluşturur.
Fosil kapsamı ve yaş. Kurbağalı dere dolayında, DSĐ tarafından Fenerbahçe stadyumunun
batısında DSĐ tarafından yapılan sondaj karotlarının fosil kapsamını inceleyen Meriç ve
diğ.(1991), formasyon için Geç Holosen yaşını öngörür.
2.2.23. Altıntepe Formasyonu
Tanım ve ad. Đstanbul’un Anadolu yakasında, özellikle Bostancı-Küçükyalı-Maltepe arasında
Paleozoyik yaşta kaya birimlerininin oluşturduğu kabaca K-G uzanımlı sırtların üzerinde, ince
örtüler halinde korunmuş çakıl-kaba kum birikintileri, Özgül (2005) tarafından Altıntepe
Formasyonu adıyla incelenmiştir.
Formasyon, Küçükyalı yöresinde, E5 (D100) karayolunun Altıntepe sırtını kestiği yol
yarmasında yolun her iki şevinin üst kotlarında izlenebilmektedir. Ayrıca, Altıntepe sırtı ve bu
sırtın doğusunda K-G doğrultuda uzanan sırtların üst kotlarında, Kartal ve Cevizli semtlerinde
yer yer açılan ve geçici süre açıkta kalan temel çukurlarında geçici süre açığa çıkmaktadır.
Altıntepe Formasyonu sarımsı kahverengi-kızılımsı-boz, başlıca kuvars, kuvarsit ve arkoz türü
çakıl-kaba kum boyu sıkılaşmamış gereçten oluşur; sarımsı kil-mil mercek ve düzeylerini
61
kapsar. Boyutları yer yer 20-50 cm’yi bulan kuvarsit bloklarını kapsar. Çakıllar köşeli–yarı
köşeli, kötü boylanmalıdır. Çoğunluğu Aydos Formasyonu’na ait kuvarsitlerin oluşturduğu az
yuvarlanmış ve kötü boylanmış çakıl ve blokların egemen olduğu gevşek birikintilerden oluşan
Altıntepe Formasyonu, olasılıkla Pliyo-kuvaterner’de Aydos kuvarsitlerinin oluştırduğu yüksek
alanlardan hızlı aşınma, taşınma ve yamaç eteklerinde yığılma sonucu gelişmiş olmalıdır.
2.3. GÜNCEL BĐRĐKĐNTĐLER
2.3.1. Kumul. Đstanbul ilinin Anadolu ve Avrupa yakasında Karadeniz kıyısı boyunca, sarımsı,
boz-kızıl renkli, iyi boylanmış, kaba kum gereçli kumul birikintileri yer yer geniş alanlar
kaplar. Özellikle Terkos gölü dolayında, kıyıdan yaklaşık 5 km içlere doğru ilerlemiş olan
yüksekliği deniz düzeyinden 40-50 metreye varan tepecikler ya da kıyıya koşut uzanan sırtlar
oluşturur.
2.3.2.Plaj kumsalı. Karadeniz kıyısı boyunca, genellikle dar şerit halinde, olgunlaşmamış plaj
kumsalları yer alır. Genellikle çakıllı, yer yer bloklu, iyi yıkanmamış ve kaba kum boyu gereç
egemendir.
2.3.3.Alüvyon. Đnceleme alanında özellikle Boğaz’a ve Marmara denizine açılan vadilerin
akışaşağı kesimlerinde yer alan geniş düzlüklerde, çoğunlukla ince gereçli kalın haliç ve akarsu
çökelleri Kuşdili Formasyonu adıyla ayrı bölümde incelenmiştir. Gerek Kuşdili
Formasyonu’nun oluşturduğu düzlükler üzerinde zaman zaman yer değiştirmiş olan akarsu
boylarında, gerekse denizlere ve boğaza açılan vadi tabanlarında dar şeritler halinde alüvyon
birikintileri gelişmiştir. Çimen (2000), Ayamama deresi düzlüğünde, Kuşdili Formasyonu’nu
oluşturan haliç çökellerinin üstünde 6,5 m kalınlıkta güncel alüvyon birikintisinin yer aldığını
belirtir. Karadeniz’e dökülen göreli olarak yüksek eğimli ve dik yamaçlı akarsular boyunca ve
onların denize kavuştuğu alanlarda hızlı aşınma ve taşınma nedeniyle çakıllı ve bloklu gereç
egemendir. Buna karşılık Boğaz’a ve Marmara denizine açılan akarsuların özellikle akışaşağı
kesimlerinde, buzul sonrası deniz düzeyinin yükselmesine bağlı olarak boğulma ve dolaysıyla
düşük enerjili akış nedeniyle vadi içlerine doğru ilerleyen kum-mil boyu ince gereçli alüvyon
birikintileri gelişmiştir.
2.3.4. Yamaç molozu. Bölgenin kuvarsit vb. dayanımlı kayaçlardan oluşan yüksek yamaç
eğimli dağ ve tepelerinin eteklerinde, daha çok eğim kırılma alanlarında yer yer kalın yamaç
molozu birikintileri gelişmiştir. Aydos dağı, Kayış dağı, Büyük ve Küçük Çamlıca tepelerinin
yamaç ve eteklerinde yer yer kalınlığı 30-40 metreye varan bu tür birikintiler yaygındır. Kum,
çakıl ve blok boyu köşeli-yarı köşeli, boylanmamış gereç ve kızılımsı-sarımsı kahverengi killi
milli hamur kapsar. Yakacık semtinde kimi temel kazılarında açığa çıkan kesitlerde, yatay
62
sıralanım gösteren çakıl düzeyleriyle ve kızıl renkli killi-kumlu düzeylerin kabaca
ardalandıkları güzel görülür.
Kınalıada’nın kuzeye bakan yüksek eğimli yamaçlarında, deniz kıyısından başlayarak 40-50 m
kotuna ulaşan kalın yamaç moloz birikintileri gelişmiştir
2.3.5. Heyelan. Đstanbul’un Avrupa yakasında Küçükçekmece-Büyükçekmece gölleri arasında
özellikle Harami derenin batı yamaçlarında, Avcılar’ın Marmara denizine bakan yamaçlarında,
Küçükçekmece gölünün batı yakası ve Büyükçekmece gölünün doğu yakasındaki yamaçlarda
çok sayıda heyelan gelişmiştir. Arpat (1999)’a göre sözkonusu heyelanların tümüne yakını,
günümüzdekinden farklı bir topoğrafyada gelişmiş olan eski heyelanlardır; ancak günümüzde
eğim arttırıcı yapay inşaat kazılarıyla etkinlik kazandırılmıştır. Heyelanlı sahaların büyük
bölümü, su taşıma kapasitesi yüksek ve aşınmaya karşı daha dayanımlı olan çakıl ve kaba kum
boyu gereçli Çukurçeşme Formasyonu tarafından üstlenen geçirimsiz ve aşınmaya karşı
dayanımsız olan Gürpınar Üyesi’nin heyelana elverişli dik yamaçlı topografyalar oluşturan
kiltaşlarının yaygın olduğu bölgelerde gelişmiştir (bu yöredeki heyelanlar ile ile ilgili geniş
bilgi için bkz Arpat,1999).
3. MAĞMATĐTLER
Çeşitli yaş ve türden magmatik etkinliğin yoğun olduğu Đstanbul ili ve yakın dolayında,
derinlik, yüzey ve damar kayaları yer yer geniş alanlar kaplar.
3.1. Derinlik Kayaları
Bölgede Sancaktepe Graniti ve Çavuşbaşı Granodiyoriti adlarıyla bilinen iki farklı derinlik
kayası yüzeylemektedir.
3.1.1. Sancaktepe Graniti
Gebze ilçesinin K-KB’sında Balçık, Şekerpınar ve Çayırova köyleri arasında yaklaşık 100 km²
genişliğinde bir alan kaplayan granitler, Yılmaz (1977) tarafından “Sancaktepe Graniti” adıyla
incelenmiştir.Granitler genellikle kirli beyaz, pembemsi renkli, holokristalli dokuludur; başlıca
kuvars, biyotit, plajiyoklaz (oligoklaz), K-feldspat (ortoklaz) ve opak mineral kapsar. Đleri
derecede ayrışma gösterdiğinden genellikle arenaya dönüşmüştür.
Đnceleme alanında Ordovisiyen–Karbonifer aralığında önemli bir kesiklik göstermeksizin
çökelimini sürdürmüş olan Paleozoyik yaşta istifi doğrudan ya da aplit ve pegmatit gibi damar
kayalarıyla kesmiş ve dokanağı boyunca yer yer kontak metamorfizma gelişmiş olduğundan,
intrüzyonun yaşı Karbonifer’den genç olmalıdır. Diğer yandan, Yılmaz (1977) tarafından
yapılan yaş ölçümlerinde, Rb-Sr yöntemiyle 255±5 my, K-Ar yöntemiyle 254 my gibi
63
biribirine yakın değerler bulunmuştur (Yılmaz, 1977). Birbiriyle uyuşan stratigrafik ilişkiler ve
jeokronolojik veriler, Sancaktepe Graniti’nin intrüzyon yaşının Permiyen olduğunu gösterir.
3.1.2. Çavuşbaşı Granodiyoriti
Polenezköy’ün güneybatısında Çavuşbaşı köyü ve Çekmeköy arasında yaklaşık 25 km²
genişliğinde bir alanı kaplayan derinlik kayaları, çeşitli araştırıcılar tarafından, örneğin,
“Çavuşbaşı granitleri” (Abdüsselâmoğlu, 1963), “Çavuşbaşı Granodiyoriti (Bürküt, 1966) ve
“Çavuşbaşı derinliktaşı” (Öztunalı ve Satır, 1975) “Çavuşbaşı Çiftliği granodiyorit-
kuvarsdiyorit plütonu” (Ketin, 1983) gibi değişik adlar altında incelenmiştir.
Başlıca plajiyoklaz, K-feldispat, hornblend, kuvars, biyotit ve ikincil derecede apatit, zirkon,
epidot, titanit ve opak mineral kapsadığı belirtilen birim kuvarslı diyorit ve granodiyorit
özelliği taşır (Yılmaz, 1977; Öztunalı ve Satır, 1975). Sancaktepe Graniti’nde olduğu gibi ileri
derecede ayrışma gösterir ve yüzeye yakın kesimlerinde genellikle arenaya dönüşmüştür.
Đnceleme alanında başta Kurtköy Formasyonu’nun arkozları olmak üzere Paleozoyik yaşta
çeşitli kaya birimlerini kesmiş ve yer yer onların anklavlarını kapsar; dokanak zonu boyunca
belirgin olarak kontak metamorfizma zonu gelişmiştir.
Pendik-Dolayoba arasında Tavşan tepesi dolayında Pelitli Formasyonu’nun kireçtaşlarını
kesmiş ve metamorfizmaya uğratmış küçük bir asidik derinlik kayası yer alır. Pendik
kuzeyinde E5 (D100) karayolu yarmasında da izlenebilen bu intrüzif kaya, Okay (1947)
tarafından “Granit porfir”, Bürküt (1961) ve Abdüsselâmoğlu (1963) tarafından “Pendik
Tavşantepe kuvarslı dioriti” adlarıyla tanıtılmıştır. Söz konusu intürizifler, doğrudan ilişkisi
gözlenememiş olmasına karşın, benzer özellikte olması nedeniyle bu çalışmada Çavuşbaşı
Granodiyoriti kapsamında düşünülmüştür.
Đnceleme alanında, Çavuşbaşı Granodiyoriti’nin Paleozoyik’ten daha genç birimlerle dokanak
ilişkisi gözlenememektedir. Buna karşılık jeokronolojik yaş belirleme çalışmalarında, K/A
yöntemiyle 87,3±3 my (Bürküt, 1966) ve Rb-Sr yöntemiyle 65±10 my ile 60±13 my (Öztunalı
ve Satır, 1975) gibi Geç Kretase’yi (Santoniyen-Daniyen) gösteren değerler bulunmuştur.
3.2. Yüzey Kayaları
Đl sınırları içinde özellikle Karadeniz kıyı bölgesinde geniş alan kaplayan Sarıyer
Formasyonu’na ait Üst Kretase yaşlı volkanitler (Garipçe Üyesi) ve Kapaklı Formasyonu’na ait
Permo-Triyas yaşlı volkanitler ilgili bölümlerde açıklanmıştır.
3.3. Damar Kayalar
Đstanbul dolayında Özellikle Paleozoyik yaşta kaya birimleri içersinde bir kaç santimetreden
onlarca metreye değin değişen kalınlıkta ve farklı özellikte çok sayıda volkanik damar kayaları
64
izlenir. Đleri derecede ayrışmış (kaolinlemiş) ince dokulu sarımsı kahverengi damarların
yanında, yeşilimsi gri renkli, ayrışmamış, sert ve sağlam diyabaz daykları, porfirik dokulu, iri
plajiyoklas kristalli andezitik dayklar sıkça görülür. Damar kayaları çoğunlukla, egemen eklem
takımlarına koşut gelişmiştir. Bunun yanında sil şekilli olanlar, katmanlanmayı verev ya da dik
kesen tansiyon faylarına yerleşmiş olanlar da yaygındır.
Damar kayaların yaşları ve biribirleriyle ilişkileri konusunda yeterli bir araştırma günümüze
değin yapılmamıştır; ancak, önemli bir bölümünün, Sarıyer Formasyonu kapsamında incelenen
Üst Kretase yaşlı volkanizma ile ilişkili ve yaşıt olduğu düşünülmektedir.
4. YAPISAL JEOLOJĐ
Đstanbul ve yakın dolayı Karbonifer-Neojen aralığında etkin olmuş çok sayıda ve değişik
nitelikte tektonik hareketlerin derin izlerini taşır. Bu hareketlere bağlı olarak gelişmiş kıvrım,
fay ve eklem gibi yapısal unsurlar bu çalışmada yeterince incelenemediğinden, bu bölümde
jeolojik harita alımı sırasında dikkati çeken bazı fayların ana çizgileriyle belirtilmesiyle
yetinilmiştir.
Đstanbul’un özellikle Paleozoyik yaşta kaya birimlerinin yüzeylediği kesimlerinde D-B, K-G,
KD-GB ve KB-GD doğrultulu büyüklü küçüklü çok sayıda fayların varlığı dikkati çeker
Đnceleme alanında kazı ve doğal şevlerde doğrudan izlenen ya da dokanak, klavuz düzey vb
çizgiselliklerin izlenmesi sırasında harita örneği ile kendini belli eden fayların yanında,
kilometrelerce uzunlukta bölgesel faylar da gelişmiştir.
Bölgede izlenen başlıca fay gurupları ve sürekliliği ile dikati çeken büyük faylar aşağda ana
çizgileriyle belirtilmeye çalışılmıştır.
4.1. KD-GB ve KB-GD doğrultulu makaslama fayları.
Jeoloji haritasında da görüleceği gibi, bölgede KD-GB ve KB-GD doğrultulu düşey ya da
yüksek eğimli faylar yoğunluk gösterir. Bu nitelikteki fay ve eklem gibi süreksizlikler, bölgede
etkin olmuş K-G doğrultulu Oligosen sıkışma hareketleri sonucu gelişmiş olmalıdır.
Đstanbul’un Alibey deresi, Kağıthane deresi, Riva çayı, Ömerli barajı ve yan kolları gibi
başlıca büyük akarsuları, ve Boğaz ve Haliç’in zikzaklı bir kıyı morfolojine sahip oldukları
görülür. Özellikle Boğaz’ın her iki kıyısının KD-GB ve KB-GD doğrultuda keskin zikzaklı
geometrisi çok belirgindir. Sözkonusu zikzaklı morfoloji, akarsuların ve eski akarsu vadilerini
izleyen Boğaz ve Haliç’in, fay ve eklem gibi zayıflık zonlarını izlemesiyle gelişmiştir.
4.2. Sarıyer-Şile Fayı
Sarıyer-Zekeriyaköy bölgesinde varlığı ilk kez Chaput and Hovasse (1930, Baykal 1943’de)
tarafından ortaya konmuş olan bu fayın doğu uzanımı, Boğaz’ın Anadolu yakasında Üvezli-
65
Hüseyinli köyleri arasında Okay (1949) tarafından Övezli-Hüseyinli Şariyajı, Şile bölgesinde
Parejas et Baykal (1937), Baykal (1943) ve Akartuna (1963) tarafından Şile Şariyajı, Baykal
(1963) tarafından Sarıyer-Zekeriya köyü Şariyajı yada Sarıyer Şariyajı adlarıyla incelenmiştir
Önceki araştırıcıların tümü, sözkonusu fayın Paleozoyik+Triyas yaşlı kayabirmlerinin, Geç
Kretase-Erken Tersiyer yaşlı kaya birimlerini üstleyen şariyaj niteliği taşıdığı görüşünde
birleşmişlerdir. Baykal (1943) Şile Şariyajı adı altında incelediği hareketin, Đpreziyen-
Lütesiyen aralığında gerçekleştiğini ve bu harekete bağlı olarak Paleozoyik yaşlı birimlerin ve
“Ahmediköy kireçtaşı” adını verdiği (Ahmetli köyü Kireçtaşı Üyesi) Üst Kretase yaşlı kireçtaşı
blok ve dilimlerinin Đpresiyen marnları üzerine şariye olduğunu ve kireçtaşı bloklarının
Đpreziyen marnları içine gömüldüğünü savunur. Baykal ve Önalan (1979), Đpreziyen marnları
içindeki kaotik oluşumun, Baykal (1943)’ın aksine, söz konusu şariyaj hareketine bağlı olarak
gelişmediğini, Erken Tersiyer (Đpreziyen) yaşta sedimanter kökenli bir olistostromal oluşumla
açıklanması gerektiği görüşünü savunur. Fayın varlığı tüm araştırıcılar tarafından kabul edilmiş
olsa da, niteliği ve bölgesel anlamı henüz tartışmalı olduğundan, “şariyaj” ya da “Bindirme”
gibi nitelik belirten sözcüklerin kullanılmasından kaçınılarak “Sarıyer-Şile Fayı” yeğlenmiştir.
Sarıyer-Şile Fayı’nın niteliği bu araştırmada yeterince incelenememiştir. Fayın Đstanbul’un
Anadolu yakasında Şile dolayından Avrupa yakasında Gümüşdere köyünün batısına kadar,
kabaca D-B doğrultusunda kesiksiz uzanım gösterir. Bu fay boyunca, Paleozoyik ve Triyas
yaşlı kaya birimleri ile Üst Kretase - Paleosen (Sarıyer Formasyonu, Akveren Formasyonu)
karşı karşıya gelmiştir. Fay düzlemi çoğunlukla dik ya da güneye yüksek eğimlidir. Yer yer,
Sarıyer dolayında olduğu gibi, düşük eğimli fay özelliğini taşır.
4.3. Maltepe-Beykoz Fayı
Đstanbul’un Anadolu yakasında Maltepe-Beykoz arasında, “Maltepe-Beykoz Fayı” adıyla
incelenen fay, KB-GD doğrultusunda gidiş gösterir. Fayın niteliği tartışmalıdır. Araştırıcıların
bir bölümü düşük açılı ters eğim ayrımlı fay olduğunu savunur. N.Özgül’e göre düşey yada
yüksek eğimli ve doğrusal gidişli oluşu nedeniyle bu fay doğrultu atımlı fay özelliği gösterir.
Bu fay boyunca Pelitli, Kartal ve Denizli Formasyonları genellikle Kurtköy Formasyonu ile
karşıkarşıya gelmişlerdir.
4.4.Çamlıca Sürüklenimi: Boğaz’ın Anadolu yakasında, büyük bölümü Aydos
kuvarsitlerinden oluşan Küçükçamlıca (228 m) ve Büyükçamlıca (263 m) tepelerinin yapısal
konumu önceki araştırmalarda farklı yorumlama ve tartışmalara konu olmuştur. Penck (1919)
ve Paeckelmann (1925) söz konusu kuvarsitleri, Devoniyen yaşta “Boğaziçi grovak zonu”nun
üstünde görmüş olmalarına karşın, aralarındaki ilişkiyi açısal uyumsuzlukla açıkladıkları için,
kuvarsitlerin Devoniyen’den genç olduğunu varsaymak zorunda kalmışlardır. Paeckelmann
66
(1938) Pendik kuzeyindeki kuvarsitlerin, Üst Silürüyen yaşta birimlerle arakatkılı olduğu
savıyla, Silüriyen yaşta kabul etmiş, dolaysıyla Devoniyen yaştaki kaya birimleriyle ilişkisini
düşey faylanmalarla açıklamaya çalışmıştır. McCallieen and Ketin (1947) Çamlıca tepelerinin
bütünüyle bir klip özelliği taşıdığını savunmuştur. Altınlı (1954), Çamlıca tepelerinin yapısal
konumunu McCallieen and Ketin (1947)’in savunduğu gibi şariyajlanmayla kazanmadığını,
Çamlıca tepelerin karmaşık yapısından mozayik faylanmaların sorumlu olduğunu savunmuştur.
Ustaömer (1983) üniversite bitirme tezi çalışmasında, yörenin jeoloji haritasını yaparak,
Çamlıca diliminin kendi içinde de dilimlendiğini fark etmiş ve McCallieen and Ketin (1947)’in
tezlerini doğrulayan sonuca ulaşmıştır. Özgül (2005), Çamlıca tepelerini oluşturan Aydos
formasyonu kuvarsitlerinin yer yer tabanındaki Kurtköy arkozları ile birlikte Yayalar, Pelitli,
Kartal ve Denizli formasyonlarını kapsayan Devoniyen yaşlı kaya birimi topluluğu üzerinde
yatay ya da düşük eğimli bir klip (kondu) halinde bulunduğunu ve bu konumunu Geç
Paleozoyik yaşlı, kabaca D-B doğrultulu bir sıkışma hareketleriyle kazanmış olabileceği
görüşünü savunur.
4.5.Yakacık Fayı: Aydos dağının GB eteğinde Yakacık-Dolayoba arasında Aydos
Formasyonu kuvarsitlerini B ve G’den sınırlayan fay “Yakacık Fayı” adıyla incelenmiştir.
Kuzeyden güneye doğru Yakacık tepesi, Deliklikaya tepesi, Kurfalı tepesi, Orta tepe ve
Gözdağ tepesi gibi deniz düzeyinden yükseklikleri 380-200 m arasında kuvarsit tepelerinin
batı eteğinden geçen kesimi izlenebilen fay, Aydos Formasyonu kuvarsitleri Kartal
Formasyonu’nun bol makrofosilli şeyilleri arasından geçer. Fay düşük eğimli bindirme fayı
özelliğini taşır.
5. BÖLGENĐN JEOLOJĐK GELĐŞĐMĐ ĐLE ĐLGĐLĐ DÜŞÜNCELER
Đstanbul Đl sınırları içinde metamorfik olan ve metamorfizma göstermeyen iki büyük
kayastratigrafi birimi topluluğu yer alır. Bu raporda, niteliği henüz açıklığa kavuşturulamamış
olan önemli bir tektonik olayla yanyana gelen, bu iki topluluktan metamorfizma gösteren istif
“Istranca Birliği”, metamorfizma göstermiyen istif ise “Đstanbul Birliği” adlarıyla
açıklanmıştır.
Trakya yarımadasının kuzey kesiminde özellikle Tekirdağ-Edirne arasında geniş alanlar
kaplayan şist, kuvarsit ve mağmatitleri içeren Istranca Birliği metamorfitlerinin küçük bir
bölümü, Çatalca ilçesinin batı ve kuzey kesimlerinde Đstanbul il sınırları içine girer. Bu
inceleme konusunun kapsamı dışında kaldığından, bu metamorfitler ile ilgili raporda yer alan
bilgiler büyük ölçüde, MTA tarafından basılan “Trakya bölgesinin 1/100.000 ölçekli jeoloji
haritası” açıklamalarından sağlanmıştır. (Çağlayan ve. Yurtsever, 1998). Çağlayan ve
Yurtsever (1998)’e göre, Çatalca yöresinde, söz konusu metamorfik istifin “Tekedere
67
Gurubu”, “Kızılağaç Metagraniti”, “Şermat Kuvarsiti” ve “Mahya Şisti” adlarıyla bilinen
birimleri yüzeylenir.
Đstanbul Birliği, Boğaz’ın her iki yakasında ve Kocaeli yarımadasında geniş alanlar kaplayan
Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta metamorfizma göstermeyen kaya birimlerini içerir. Akarsu ve
lagün ortamlarını temsil eden Alt Ordovisiyen yaşta karasal çökeller (Kocatöngel Formasyonu
ve Kurtköy Formasyonu) Đstanbul Birliği’nin metropolitan alanı ve yakın dolayında yüzeye
çıkan en yaşlı kaya birimlerini oluştururlar. Erken Ordovisiyen’de kara halinde bulunan bölge,
Ordovisiyen yaşlı Aydos Formasyonu’nun kuvarsitleriyle temsil edilen bir transgresyonla
başlayan, Silüriyen ve Devoniyen’de giderek derinleşen, tektonik bakımdan duraylı bir denizle
kaplanır. Bu süreçte yaşlıdan gence doğru, miltaşı-kumtaşı ile temsil edilen Yayalar
Formasyonu (Alt Ordovisiyen), şelf tipi karbonat çökelimini yansıtan Pelitli Formasyonu (Alt
Ordovisiyen-Silürüyen), düşük enerjili açık şelf ortamını temsil eden, bol makrofosilli, seyrek
kireçtaşı arakatkılı mikalı şeyilleri kapsayan Kartal Formasyonu (Alt-Orta Devoniyen) ve açık
şelf-yamaç ortamını temsil eden yumrulu kireçtaşlarının yoğun olduğu Denizli Köyü
Formasyonu (Üst Devoniyen+Alt Karbonifer) çökelmiştir. Denizli Köyü Formasyonu
içerisinde ara düzeyler halinde yer alan ve en üst kesiminde klavuz bir düzey olarak izlenebilen
Alt Karbonifer yaşta silisli (lidit) çökeller (Baltalimanı Üyesi), söz konusu denizel havzanın
yakınlarında, yoğun silis getirimine neden olan bir volkanik etkinliğin başladığını düşündürür.
Ordovisiyen’den Karbonifer başlangıcına değin tektonik duraylılık gösteren havza, Erken
Karbonifer’de filiş türü kumtaşı-şeyil ardışığı (Trakya Formasyonu) ile temsil edilen türbiditik
akıntıların etkin olduğu duraysız ortam karekterine bürünür. Karbonifer-Permiyen aralığında
etkin olan tektonik hareketlere bağlı olarak, Sancaktepe Graniti (Permiyen) ile temsil edilen
mağmatik sokulumlar gelişir ve bölge su dışına çıkarak yeniden kara halini alır, buna bağlı
olarak Permiyen (?) – Erken Triyas yaşlı karasal birikintiler (Kapaklı Formasyonu) birikir.
Orta-Geç Triyas aralığında bölge, sırasıyla gelgitarası çökelleri (Demirciler Formasyonu), şelf
karbonatları (Ballıkaya Formasyonu) ve yamaç çökelleri (Tepeköy Formasyonu ve
Bakırlıkıran Formasyonu) ile temsil edilen ve giderek derinleşen transgressif bir denizle
yeniden kaplanır. Jurasik-Erken Kretase aralığı ile ilgili veri yoktur; bu sürece ait bir istifin
bulunamamış olması karalaşma ya da Geç Kretase öncesi aşınma ile açıklanabilir. Geç
Kretase’de bölgenin tümünü etkiliyen yeni bir transgresyon başlar ve Üst Kretase yaşlı Sarıyer
Formasyonu, Üst Kretase–Paleosen yaşlı Akveren Formasyonu gibi değişik ortam koşullarını
yansıtan istifler çökelir. Bu süreçte, olasılıkla Tetis Okyanusu’nun kapanmasına bağlı olarak
gelişmiş ve Karadeniz bölgesinin büyük bölümünü etkileyen adayayı volkanizmasını temsil
ettiği düşünülen Sarıyer Formasyonu’nun andezitik volkanitleri bölgenin özellikle kuzey
68
kesimini kaplamıştır. Üst Kretase yaşlı “Çavuşbaşı Granodiyoriti” ile Paleozoyik istifi içinde
yoğun olarak görülen andezitik volkanik dayklar bu dönemde gelişmiştir.
Eosen’de Anadolu’nun büyük bölümünü etkisi altına alan kompresif hareketler, Đstanbul
yöresini de kapsayan Marmara havzasında yoğun kıvrımlanma ve faylanmalara neden
olmuştur. Paleozoyik ve Mezozoyik yaşta kaya birimlerinin Üst Kretase- Erken Eosen yaşta
istiflere bindirmesine neden olan ve bölgeyi kuzeyden kabaca D-B doğrultusunda kateden
Sarıyer-Şile Fayı’nın bu hareketlere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Şile bölgesinde
görülen ve Alt-Orta Eosen yaşlı Şile Formasyonu’nun şeyilleri içinde görülen olistostromların
(Ağlayankaya Üyesi), bu hareketlerin doğurduğu duraysız ortam koşullarına bağlı olarak
geliştiği anlaşılmaktadır. Orta Eosen (Lütesiyen)’ de bölge yeni bir transgresyon uğramış ve
Orta Eosen-Erken Oligosen aralığında Çatalca ve Şile bölgeleri, kıyılarında kumsal ve
resiflerin (Koyunbaba Formasyonu, Yunuslubayır Formasyonu, Soğucak Kireçtaşı), iç
kısımlarına killi çamurların (Ceylan Formasyonu) çökeldiği bir denizle kaplanmıştır. Orta-
Geç Oligosen’de Trakya havzasının bütününü etkileyen tektonik hareketlere bağlı olarak,
bölge yeniden yükselerek Günümüz’e değin süren bir karalaşma sürecine girmiş ve özellikle
Geç Oligosen–Geç Miyosen aralığını temsil eden akarsu birikintileri (Kıraç Formasyonu-
Çukurçeşme Formasyonu) ile lagün ve göl çökelleri (Danişmen Formasyonu ve Çekmece
Formasyonu) gelişmiştir. Kabaca kuzey-güney doğrultulu sıkışmaya neden olan bu
hareketlere bağlı olarak özellikle KB-GD ve KD-GB eksen gidişli makaslama fay ve eklem
sistemleri yoğun olarak gelişmiştir. Bu makaslama kırıkları boyunca gelişen zayıflık zonları,
Đstanbul ve Çanakkale boğazları ile bölgenin büyük akarsu vadilerinin ve Haliç’in morfolojik
gelişimini denetlemiş ve KB-GD ve KD-GB doğrultularuyla uyumlu zikzaklı geometri
kazanmalarına neden olmuştur. Büyükçekmece ve Küçükçekmece gölleri ile Çatalca
yükseliminin günümüzdeki KB-GD uzanımlarını, aynı sistemde gelişmiş hareketlerle
kazanmış oldukları düşünülmektedir. Ancak oluşturdukları zayıflık zonlarıyla morfolojiye
güzel yansımış olan bu makaslama kırıklarının, günümüzde aktif olabileceklerini gösteren
öteleme, basınç sırtı vb herhangi bir saha verisi saptanamanmış; aksine, en azından Üst
Miyosen- Pliyosen yaşlı karasal birikintiler tarafından örtülü bulundukları izlenmiştir.
Metropolitan alanını kapsayacak büyük ölçekli ayrıntılı jeolojik incelemeler sonunda, bu
konuda daha sağlıklı verilerin sağlanabileceği umulmaktadır. Bölgede özellikle
Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Gürpınar semtlerinde, zemin akma ve kaymalarına neden olan
ve ayrıntılı araştırmayı gerektiren, aktif ve potansiyel heyelanların yoğun olduğu
bilinmektedir.
69
6. SONUÇ VE ÖNERĐLER
6.1. Sonuçlar
Đstanbul Büyükşehir il sınırları içinde kalan alanın genel jeolojik özelliklerinin incelenmesi ve
Nazım Đmar Planlarına esas olmak üzere 1/100 000 ölçekli jeoloji haritasının yapılmasını
amaçlayan bu çalışma ile sağlanan sonuçlar aşağıda öz olarak belirtilmiştir.
- Bu çalışma sonunda Đstanbul Büyükşehir il sınırları içinde kalan alanın 1: 100 000
ölçekli jeoloji haritasının yapımı gerçekleştirilmiştir. Kaya-stratigrafi birimleri esasına
göre yapılan Jeolojk harita alımı çalışmalarında 1/25 000 ölçekli topoğrafya haritaları
baz olarak kullanılmıştır.
- Rapor ekinde sunulan jeoloji haritası, küçük ölçekli harita standartlarına göre
düzenlendiğinden, bu ölçekte gösterilemeyecek boyuttaki ayrıntıları taşımamaktadır
- Jeolojik harita çalışmalarında, formasyon aşamasında kaya-stratigrafi birimlerinin
haritalanması yöntemi izlenmiştir. Bunun için önceki araştırmalar taranarak, il alanı ve
yakın dolayında yüzeyleyen kayastraigrafi birimlerinin adları ve stratigrafi ilişkileri
gözden geçirilmiş ve Stratigrafi Adlama Kuralları da gözetilerek, kaya-strtatigrafi
sınıflaması yapılmıştır. Bu yolla, kaya ve zemin özellikleri ile ilgili standartların
saptanması, uygulanması ve denetlenmesi aşamalarında, günümüzde sürmekte olan isim
ve kavram karmaşasının giderilmesine çalışılmıştır.
- Jeolojik veriler Coğrafya Bilgi Sistemi içinde Zemin ve Deprem Đnceleme Müdürlüğü
tarafından sayısallaştırılmıştır.
- Đl alanı içinde, özellikle Paleozoyik yaşta istifler içinde çok sayıda fay izlenmiştir.
Bölgeyi KKB-GGD doğrultusunda boydan boya kesen Erken Eosen-Oligosen
aralığında etkin olmuş Şile-Sarıyer Fayı Maltepe-Beykoz Fayı, Yakacık Fayı, gibi
bindirme faylarının yanında Çamlıca sürüklenimi, Büyükdere sürüklenimi gibi düşük
eğimli ters ayrımlı faylar izlenmektedir.
- Orta-Üst Oligosen’de Marmara havzasının bütününü etkilemiş olan K-G doğrultulu
sıkışma hareketlerine bağlı olarak gelişmiş olan KB-GD ve KD-GB doğrultulu
makaslama fay ve eklemleri il alanında yoğun olarak izlenmiştir. Đstanbul’un Alibey
deresi, Kağıthane deresi, Riva (Çayağzı) çayı gibi başlıca büyük akarsuları ile Boğaz
ve Haliç’in keskin zikzaklı geometrileri, bu kırık sisteminin oluşturduğu aşınmaya
elverişli zayıflık zonlarıyla kontrol edilmiştir.
- Bölgede yoğun olarak görülen sözkonusu bindirme ve makaslama fayları aktif fay
özelliği taşımamaktadır. Bu faylar Üst Oligosen-Miyosen yaşlı Ömerli Formasyonu’nun
70
yüzeylemelerinin bulunduğu alanlarda bu formasyon tarafından örtülü
bulunduklarından Üst Oligosen_Miyosen öncesi gelişmiş olmalıdır.
- Đstanbul il alanı içinde, Marmara denizi çukurluklarını izleyen Kuzey Anadolu Fayı
dışında, önemli bir aktif fayın varlığını gösteren saha verisi bu çalışmalar sırasında
bulunamamıştır.
- Đstanbul’un Avrupa yakasında Küçükçekmece-Büyükçekmece gölleri arasında özellikle
Harami derenin batı yamaçlarında, Avcılar’ın Marmara denizine bakan yamaçlarında,
Küçükçekmece gölünün batı yakası ve Büyükçekmece gölünün doğu yakasındaki
yamaçlarda çok sayıda heyelan gelişmiştir. Heyelanların büyük bölümü,
günümüzdekinden farklı bir topoğrafyada gelişmiş olan eski heyelanlardır; ancak
günümüzde eğim arttırıcı yapay inşaat kazılarıyla eski heyelanlara etkinlik
kazandırılmaktadır. Heyelanlı sahaların büyük bölümü, su taşıma kapasitesi yüksek ve
aşınmaya karşı daha dayanımlı Çukurçeşme Formasyonu tarafından üstlenen geçirimsiz
ve aşınmaya karşı dayanımsız olan Gürpınar Üyesi’nin heyelana elverişli dik yamaçlı
topografyalar oluşturan kiltaşlarının yaygın olduğu bölgelerde gelişmiştir.
6.2. Öneriler
- Buçalışma sonunda üretilen bölgenin 1:100 000 ölçekli jeoloji haritası, önemli bir
boşluğu doldurmasına karşın, ölçeği gereği, Đstanbul Büyükşehir ve ilçe beledyelerinin
zemin, deprem, taşkın, çevre kirliği, yerleşim vb alanlardaki gereksinimlerini
karşılıyacak ayrıntıları taşımamaktadır. Yapılan bu çalışma ve üretilen jeoloji haritası
baz alınarak, il alanının büyük ölçekli jeoloji haritasının yapılması kaçınılmazdır. Böyle
bir çalışma için 1:5000 ölçekli topografya haritalarının baz olarak kullanılmasının
uygun olacağı düşünülmektedir.
- Büyük ölçekli jeoloji çalışmaları il alanı içinde kıvrım, fay ve kırık sistemleri gibi
yapısal unsurlarının ayrıntılı olarak incelenmesi gerçekleştirilebilecektir. Böyle bir
çalışma sonunda aktif faylanmaların varlığı konusunda daha sağlıklı veriler
sağlanabilecektir.
- Heyelenların yoğun olarak geliştiği Büyükçekmece ve Küçükçekmece göl havzaları,
Harami dere vb alanlarda sürdürülecek jeoloji çalışmalarının, gerektiğinde 1/2000 ya da
1:1000 ölçekli ayrıntıda yapılması gerekebilecktir.
- Yerleşim alanları içinde sürdürülecek büyük ölçekli çalışmalar sırasında, saha
verilerinin doğru ve sağlıklı olarak kaydedilebillmesi ve formasyonların izlenmesi,
71
heyelan, fay ve kırık sistemlerinin analizi için, güncelleştirilmiş büyük ölçekli
stereoskopik hava fotografları ve GPS kullanılması kaçınılmazdır.
7. ĐSTANBUL VE YAKIN DOLAYI ĐLE ĐGĐLĐ SEÇĐLMĐŞ YAYINLAR
Abdüsselamoğlu, Ş., 1963, Đstanbul boğazı doğusunda mostra veren Paleozoyik arazide
stratigrafik ve paleontolojik yeni müşahedeler: Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 60, 1-7.
Akartuna, M.,1963, Şile şariyajının Đstanbul boğazı kuzey yakalarında devamı: Maden Tetkik
Arama Enst. Derg., 61, 14-21.
Akartuna, M., 1953, Çatalca - Karacaköy Bölgesinin Jeolojisi Hakkında: ĐÜ Fen Fak. Mec., B,
XIII, 3-4, 183-204.
Akartuna, M., 1953, Çatalca - Karacaköy Bölgesinin Jeolojisi: ĐÜ Fen Fak. Monografileri ,13,
88 s.
Akgün F. ve Akyol F., 1992, Amasra-Bartın Karbonifer havzası kömürlerinin palinolojisi ve
paleoekolojisi: Doğa-Türk Yerbilimleri Derg., 1, 49-56.
Altınlı, Đ, E., 1951, Kayışdağı bölgesinin jeolojisi: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XVI, 2, 189-205.
Altınlı, Đ, E., 1951, Filyos çayı batı kenarının jeolojisi: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XVI, 2, 153-188.
Altınlı, Đ, E., 1954, Çamlıca şariyajlı mıdır?: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XIX, 3, 213-222.
Altınlı, Đ, E., Soytürk, N. ve Saka K., 1970, Hereke-Tavşancıl-Tepecik alanının jeolojisi: ĐÜ
Fen Fak. Mec., B, XVI, 1-2, 69-75.
Arıç, C., 1950, Đstanbul-Küçükçekmece arasındaki arazide jeolojik bazı müşahedeler: ĐTÜ
Derg., 8, 4, 214-216.
Arıç, C., 1955, Đstanbul Paleozoyik arazisinde bulunan oolitli ve fosilli demir madeni: ĐTÜ
Derg., II, 3-4, 67-68.
Arpat, E., 1999, Büyükçekmece ile Küçükçekmece (Đstanbul) Heyelenlerının Genel Özellikleri
ve Yarattıkları Başlıca Sorunlar: 52. Türk.Jeol. Kurultayı Bildiriler Kitabı, Anakara, 17-23.
Arpat, E. ve Şentürk, K., 2000, Marmara Denizi’nin gelişimi: Marmara Denizi 2000”
Sempozyumu Bildiriler Kitabı; 231-237, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, Đstanbul.
Assereto R., 1972, Notes on Anisian biostratigraphy of the Gebze area (Kocaeli Peninsula,
Turkey): Z. Deutsch. Geol. Ges., 123, 435-444.
72
Assereto R., 1974, Aegean and Bithynian: Proposal for two new Anisian substages: The
Stratigrafi of the Alpine-Mediterrranean, ed. H., Zaphe, Springer, Vien., 23-39.
Babin, C., 1973, Bivalvia of the Kartal Formation of Devonian age, Istanbul: O.Kaya ed.
Paleozoic of Istanbul da, 37-87.
Baykal, F.,1943, Şile bölgesinin jeolojisi, ĐÜ Fen Fak. Monog., 3, Đstanbul, 86 s.
Baykal, F., 1981, Avcılar’da Üniversite binaları için var olan kayma tehlikesi ve alınması
gerekli tedbirler: ĐÜ Yerbilimleri Derg., 1, 2, 67-69.
Baykal, F. ve Akartuna, 1953, Réponse a <Nouvelles observations sur la tectonique de la
region de Sarıyer - Zekeriyaköy (NW de la Turquie)> de Yalçanlar: Extrait du C.R.S. de la
Soci. Geol. France, 13, 250-252.
Baykal, F. ve Kaya O., 1963, Đstanbul bölgesinde bulunan Karboniferin genel stratigrafisi:
Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 61, 1-9.
Baykal, F. ve Kaya, O.,1965, Đstanbul Siluriyeni hakkında: Maden Tetkik Arama
Enst.Derg.,64,1-7.
Baykal, F. ve Kaya O., 1966, Đstanbul Boğazı kuzey kesiminin jeolojisi: Türkiye Jeol. Kur.
Bült., 10, 31-43.
Carls, P., 1973, Strophomenids of the Lover Devonian Kartal Formation, Istanbul: O.Kaya ed.
Paleozoic of Istanbul da, 89-96.
Chaput, E., 1931, Observations sur la structure du Neogene des environs de Constantinopole
(Đstanbulun civarındaki Neogen arazisinin bünyesi hakkında müşahedeler): ĐÜ Jeoloji Enst.
yayını, 4, 32 s.
Chaput, E. ve Pamir, H., N.,1934, Đstanbulun garbında Neogen arazisi hakkında yeni
müşahedeler: ĐÜ Jeoloji Enst. yayını, 9, s. 9-12.
Chaput, E. et Hovasse, R., 1933, Notice préliminaire sur le Crétasé superieur de Zekeriyaköy,
au Nord de Constantinopole: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, 4.
Chaput, E. et Mlle. Gillet, S., 1938, Les faunes mollusques des terrains A Hipparion gracile de
Küçükçekmece pres Istanbul: ĐÜ Jeoloji Enst. yayını,.
Chaput, E. ve Yalçınlar, Đ., 1951, Une lambeau de calcaires Carboniféres au Nord Ouest
d’Đstanbul: C.R. Acad. Sci., 232, 994-995.
73
Çağlayan, M. A. ve Yurtsever, A., 1998, 1/100.000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritaları, Burgaz-
A3, Edirne-B2 ve B3; Burgaz-A4 ve Kırklareli-B4; Kırklareli B5 ve B6; Kırklareli-C6
Paftaları. Pafta No. 20,21,22,23, MTA Yayını, Ankara.
Çakır, Ş.,2000, Đzmit-Körfez (Kocaeli) Dolayının ve kuzeyinin Stratigrafisi, Kocaeli Ü. Müh.
Fak. Jeol. Bl., 1-13.
Çapkınoğlu, Ş.,1997, Conodont fauna and biyostratigraphy of the Famenian of Büyükada,
Đstanbul, orthwestern Turkey: Bulletino della Società Paleontologica Italiana, 35 (2), 1996,
165-185.
Çapkınoğlu, Ş., 2000 Late Devonian (Famenian) Conodonts from Denizliköyü, Gebze,
Kocaeli, Northwestern Tırkey: Turkish Jour. Earth. Sci. 9, 91-112.
Dacı, A., 1951, Küçükçekmece ile Çatalca arasındaki Nummulitiğin paleontolojik etüdü II: ĐÜ
Fen Fak. Mec., B, XVI, 3, 207-246.
Dağer, Z., 1978, Les foraminiféres du Trias de la Péninsule de Kocaeli - Turquie: Note du Lab.
de Paleontologie de l’univ. de Geneve, fasc. 3, 4, 23-71.
Dalgıç, S., 2000, Gürpınar (Đstanbul) Heyelanlarını Önlemede Drenaj Galerileri:
Dizer, A., 198 , Kuzeybatı Anadolu’da Üst Kretase - Paleosen biyostratigrafisi: Maden Tetkik
Arama Enst. Derg., 149-163.
Erben, H.K., 1962, Über böhmischeund türkische Vertreter von Anetoceras (Ammon.,
Unterdevon): Palaont. Z., 36, 14-27, Stuttgart.
Ercan, A., Yağmurlu F. ve Uz, B., 1988, Çatalca (Đstanbul) yöresinde kömür içeren Tersiyer
tortullarının çökelme özellikleri ve jeofizik incelenmesi: Türkiye Jeol. Bült., 31, 1-12.
Erentöz, C., 1949, Çatalca masifi ve dolayının jeolojisi hakkında: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XIV,
307-320.(GEOMAR Kitaplığı)
Erguvanlı, K., 1947, Kocaeli Triyasında yeni fosil yatakları: Türkiye Jeol. Kur.Bült., 1, 158-
163.
Erguvanlı, K., 1948, Aydınlı-Mudarlı arasındaki bölgenin jeolojik etüdü (Kocaeli yarımadası):
ĐTÜ Derg., 5, 2-3.
Ercan, A., Yağmurlu F. ve Uz, B., 1988, Çatalca (Đstanbul) yöresinde kömür içeren .tersiyer
tortullarının çökelme özellikleri ve jeofizik incelenmesi: Türkiye Jeol. Bült., 31, 1-12.
Erguvanlı, K.,1949, Đmralı adasının jeolojisi: Türkiye Jeol. Kur.Bült., 2, 1, 118-121
74
Erguvanlı, K.,1949, Hereke pudingleriyle Gebze taşlarının inşaat bakımından etüdü ve
civarlarının jeolojisi: ĐTÜ yayını, 1949, Đstanbul, 88 s.
Gandl, J., 1972, Trilobites from the Devoniyen of Istanbul: O. Kaya (Ed.) Paleozoik of Đstanbul
da, Ege Üni. yayını., 40, 95-96.
Gedik,Đ ve Önalan M., 2002, Çamdağ (Sakarya ili) Paleozoyik Stratigrafisine ait yeni
gözlemeler: Yerbilimleri Derg. Đ.Ü., 14,1-2,61-76.
Görür, N.,1982, Kocaeli yarımadasında Silürüyen-Alt Devoniyen yaşlı “Gebze Kireçtaşı”’nın
sedimantolojisi; 36.Türkiye Jeoloji Kurultayı (22-26 Şubat,1982), Bildiri Özetleri, s 69-70.
Ankara.
Haas, W., 1968, Das Alt-Palaozoikum Von Bithynien Nordwest-Türkei: N.Jb. Geol. Palaont.
Abh., 131-2, 178-242.
Haas, W., 1968, Trilobitenaus dem Silur und Devon von Bithynien: Paleont. Abh., A
Kaya, O., 1969, Karbon bei Istanbul: N.Jb. Geol. Palaont. H.,3, 16-173.
Kaya, O.,1971, Đstanbul’un Karbonifer stratigrafisi: Türkiye Jeol. Kur. Bült., XIV, 2, 143-199.
Kaya, O.,1973, The Devonian and Lower Carboniferous stratigraphy of the Đstinye, Bostancı
and Büyükada subareas: ed, Kaya, O., Paleozoik of Đstanbul da, Ege Üni. yayını., 40, 1-36.
Kaya, O., 1978, Đstanbul Ordovisiyen ve Silüriyeni: Yerbilimleri, HÜ Yerbilimleri Enst. Yayın
organı, 4, 1-2, 1-22.
Kaya, O. ve Mamet, B., 1971, Biostratigraphy of the Visean Cebeciköy Limestone near
Đstanbul, Turkey: Journal of Foraminiferal Research, 1,2, 77-81.
Kaya, O. ve Lys, M., 1982, Đstanbul Boğazının batı yakasında (Kilyos) yeni bir Triyas
bulgusu: Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 93/94, 20-26.
Ketin, Đ., 1950, Kızıladaların jeolojisinde yenilikler: 6. Türk Coğrafya Kurumu toplantısı (3-10
Mayıs 1950).
Ketin, Đ., 1953, Tektonische untersuchungen auf den Prinzeninseln nahe Istanbul (Türkei):
Geol. Rundsch., 41, 161-172.
Ketin, Đ., 1959, Çamlıca bölgesinin tektoniği hakkında: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 7, 1-18.
Ketin, Đ.,1941, Alemdağ batısındaki granit masifi hakkında: ĐÜ Jeol Enst. yayını, 7, Đstanbul, 1-
13, Đstanbul.
Malik, A. ve Nafiz, H, 1933, Küçükçekmece Fosil Fırkalı Hayvanlar Mecmuası: Đst.
Darülfünunu Geologie Enstitüsü Neşriyatından, 8,3-4, 119 s.
75
Mamet, B., L., 1973, Foraminiferal Biostratigraphy of the Lover Carboniferous Trakya and
Heybeliada Formations, Istanbul Region, Turkey: O.Kaya ed. Paleozoic of Istanbul da, 137-
143.
McCallien, W.,J., 1947, A note on the Devonian Kieselschiefer the Bosphorus: ĐÜ Fen Fak.
Mec., B, 12, 173-182.
McCallien, W.,J., Đstanbul Boğazının silisli şistleri hakkında: ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XII, 3, 181-
188.
McCallien, W.,J., 1950, Baltalimanında Trakya Grovakları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 2, 18-24.
McCallien, W., J. ve Ketin Đ.,1947, The structure of the Çamlıca, Western Asia Minor, near
Istanbul: Ann. de l’Univer. d’ Ankara, 1, 209-226.
Meriç, E., Sakınç, M. ve Eroskay, 1988, Đstanbul Boğazı ve Haliç Çökellerinin Evrim Modeli:
Müh. Jeolojisi Bült., 10, 10-14.
Meriç, E. ve Sakınç, M., 1991, Đstanbul Boğazı güneyi ve Haliç dip çökellerinin (Holosen)
foraminifer topluluğu ve çökelme ortamının ekolojik özellikleri: 44. Türkiye Jeoloji
Kurultayı Bildiri Özleri, Ankara.
Meriç, E. ve diğ, 1999, Đstanbul Boğazı’nın Oluşumu Hakkındda Yeni Bulgular: 52. Türkiye
Jeol. Kurultayı Bildiriler Kitabı, 374-375, Ankara.
Okay, A., C., 1948, Şile, Mudarlı, Kartal ve Riva arasındaki bölgenin jeolojik etüdü: ĐÜ Fen
Fak. Mec., B, XIII, 4, 311-355.
Okay, A., C., 1947, Geologishe und petrographiche Untersuchung des Gebietes zwischen
Alemdağ, Karlıdağ und Kayışdağ in Kocaeli Bithynien, Türkei): ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XII,
4, 269-288. (Geomar Kitaplığı)
Oktay, F.Y., Eren R.H. ve Sakınç M., 1992, Karaburun-Yeniköy (Đstanbul) Çevresinde Doğu
Trakya havzasının Sedimenter Jeolojisi: Türkiye 9.Petrol Kongr. Bildiriler Kitabı, 92-101,
Ankara.
Öztunalı, Ö. ve Satır, M., 1975, Rubidium-Strontium-altersbestimmungen an tiefengesteinen
aus Çavuşbaşı (Istanbul): ĐÜ Fen Fak. Mec., B, XIII, 40, 1-4, 1-7.
Öztunalı, Ö. ve Satır, M., 1975, Çavuşbaşı Kristalin Karmaşığının Petrografi ve Petrolojisi:
50.Yıl Yerbilimleri Kongr. Tebliğler Kitabı, 445-456.
Önalan, M., 1981, Đstanbul Ordovisiyen ve Siluriyen istifinin çökelme ortamları: Yerbilimleri
Derg., ĐÜ Müh. Fak.,161-177.
76
Önalan, M., 1981, Pendik bölgesi ile Adalar’ın jeolojisi ve sedimanter özellikleri: Doktora tezi,
ĐÜ Yerbilimleri Fak., 193 s.
Önalan, M., 1988, Đstanbul Devoniyen çökellrinin sedimanter özellikleri ve çökelme ortamları:
Yerbilimleri Derg., ĐÜ Müh. Fak., 1-2, 92-108.
Önalan, M., 1990, Đstanbul Devoniyen istifinde yumrulu kireçtaşlarının oluşumu: Maden
Tetkik Arama Enst. Derg., 111, 37-46.
Özgül, N, 2005, Đstanbul Đl Alanının Genel Jeoloji Özellikileri: Đstanbul Büyükşehir Belediyesi
Planlama ve Đmar Daire Başkanlığı, 78 s. (yayımlanmamış).
Öztürk, H., 1998, Beykoz (Đstanbul-Türkiye) Civarının Jeolojisi ve Đstanbul Boğazının
Gelişimine Bir Yaklaşım: Yerbilimleri Derg. Đ.Ü., 11,1, 1-10.
Paeckelmann, W., 1925, Beitrage zur Kenntnis des Devons am Bosporous, insbesondere in
Bithynien: Abh. Preuß. Geol. L.-A., n.f. 98, 152 p., Berlin.
Paeckelmann, W. und Sieverts, H., 1932, Neue Beitrage zur Kenntnis der Geologie,
Paleontologie und Petrographie der Umgegend von Konstantinopel, 1. Obersiluriche und
devonische Faunen der Prinzeninseln, Bithynien und Thraziens: Abh. Preuß. Geol. L.-A., n.
f.142, 79 p., Berlin.
Paeckelmann, W., 1938, Neue Beitrage zur Kenntnis der Geologie, Paleontologie und
Petrographie der Umgegend von Konstantinopel, 2. Geologie Thraziens, Bithyniens und der
Prinzeninseln: Abh. Preuß. Geol. L.-A., n. f. 186, 202 p., Berlin.
Paeckelmann, W., 1938, Geologie von Konstantinopel: Abh. Preuß. Geol., L.-A., n.f., 168,
Berlin.
Pamir, H.N. ve Sayar. M., H, 1933, Vértébrés fossilles de Küçükçekmece: ĐÜ Fen Fak. Mec.,
3-4.
Pamir,H.N.,1938, Đstanbul Boğazının Teşekkül Meselesi: MTAEnst.Mec.,3/ 4,61-68.
Parejas, E. ve Baykal, F., 1938, Şilede bir şariyaj örtüsü: ĐÜ Jeol. Enst.,Yayını,1, 1-6.
Penck, W., 1919, Grundzuge der Geologie des Bosporus: Veröff. Đnst. F. Meeresk.,
Rückert-Ülkümen, N., 1960, Trakya ve Çanakkale mıntıkalarında bulunan Neojen balıklı
formasyonları hakkında: ĐÜ Fen Fak. Monog., 16, 80 s. (Geomar Kitaplığı)
Sayar, C., 1960, Đstanbul’un batısındaki arazide yeraltı suları ve arteziyen imkanları: ĐTÜ
Hidrojeoloji Enst. Yayını, 6, 14 s.
77
Sayar, C., 1960, Kartal - Pendik civarının Silüriyen - Devoniyen Brachiopodları ve bölgenin
stratigrafisi: ( Doç. tezi), ĐTÜ Maden Fak.,119 s., Đstanbul.
Sayar, C., 1962, New observations in the Paleozoic sequence of the Bosphorus and adjoining
areas, Đstanbul, Turkey: Symp.Band. 2.Intern.Silur / Devon Bonn-Bruxelles,1960, 222-223,
Stuttgart.
Sayar, C., 1964, Ordovician Conularids from the Bosphorus Area, Turkey: Geol. Mag., 101,
193-197, London.
Sayar, C., 1979, Đstanbul Boğazı ve çevresinde Ordovisiyen - Siluriyen sınırı: Türkiye Jeol.
Kur. Bült., 22, 161-167.
Sayar, C., 1979, Đstanbul Pendik kuzeyinde Kayalıdere grovaklarının biyostratigrafisi ve
brakiyopodları: (Prof. tezi) ĐTÜ Maden Fak., 128 s., Đstanbul
Sayar, C.,(1962), New observation in the Paleozoic sequence of the Bosphorus and adjoining
areas, Istanbul, Turkey: Symp. Band 2. Intern Silur-Devon. Bonn-Bruxelles, 1960, 222-
223, Stuttgart.
Sayar, C., 1969, Boğaziçi arazisinde Ordovisien Conularia’ları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., XII,
1-2, 140-175.
Sayar, C., (1977). “Haliç ve Civarının Jeolojisi”: B.Ü., Đstanbul. Haliç Sorunları ve Çözüm
Yolları Ulusal Sempozyumu, 1976, Đstanbul.
Sayar, C., (1979), Đstanbul - Pendik kuzeyinde Kayalıdere grovaklarının biyostratigrafisi ve
Brachiopod'ları: ĐTÜ Maden Fakültesi, Đstanbul
Sayar, C., 1979, Đstanbul Alt Paleozoik serilerinde Brakiyopod - Diplograptid zonu fosilleri:
Altınlı Sempozyumu, 6-7 Mart, 1979, 27-35.
Sayar, C., 1984, Đstanbul çevresinde Ordovisiyen brakiyopodları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 27,
99-109.
Sayar, C., (1989). “Đstanbul ve Çevresi Neojen Çökelleri ve Paratetis Đçindeki Konumu”:
Maden Fakültesi 40.Yıl Bült., pp. 250-266.
Sayar, C., 1989, Silurian sediments and faunal assosiation of the western Pontides (Turkey):
Abst. The Muchison symp. 28 March - 9 April 1989.
Sayar, C., 1977, Đstanbul Yeni Đskan Yöreleri Geoteknik ve Sismik Etüdü: ed. Tezcan, Boğaziçi
Ü.Deprem Müh. Araştırma Enst., Cilt 1, 119s.
Sayar, M., (1951), Đstanbul civarında Üst Miyosen omurgalılarına ait yeni müşahadeler: ĐTÜ Derg.., C. 9, Y. 9, S. 3, 9-12,
Đstanbul.
78
Sayar, M., ve Pamir, H., (1932), Une faune de vertebre fossile Miocene pres de’Istanbul: C. R.
Soc. Geol. Fr., 6, Paris.
Schmidt, W., 1963, Ein henanide (Arthrodira) aus dem Unteren Mittle-Devon der Türkei: N.
Jb. Geol. Palaont. Abh., 118, 217-230, Stuttgart.
Seymen, Đ., 1995, Đzmit Körfezi ve Çevresinin Jeolojisi. Đzmit körfezi Kuvaterner Đstifi: Ed. E.
Meriç,1-23.
Sirel, E. ve Gündüz, H., 1976,Kırklareli yöresi (kuzey Trakya) denizel
Oligosen’ininstratigrafisi ve Nummulites türleri: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 19, 2, 155-158.
Siyako, M:, Bürkan, K., A. ve Okay, A., Đ., 1989, Biga ve Gelibolu Yarımadalarının Tersiyer
Jeolojisi ve hidrokarbon olanakları: Türkiye Petrol Jeologları Der. Bült., V, 1/3, 183-199.
Sönmez-Gökçen, N., 1964, Çatalca (Trakya) civarı Neojeninden Congeria’lı serinin
Ostracod’larla bulunan yeni yaşı hakkında not: Maden Tetkik Arama Enst. Derg., 63, 43-54.
Şenol, M., 1980, Keşan (Edirne) ve Marmara Ereğlisi (Tekirdağ) Yörelerinde Oligosen Yaşlı
Birimlerin Çökel Ortamları ve Linyit Oluşumları: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 23, 133-140.
Taner, G., Ünsal Đ., Özer, A., M. ve Göksu, Y., 1991, 44. Türkiye Jeoloji Kurultayı Bildiri
Özleri, Ankara.
Taugourdeau, Ph. et Abdüsselamoğlu, Ş., 1962, Présence de Chitinozaires dans le Siluro-
Dévonien turc des environs D’Istanbul: Extrait du Somm. des Seances de la soci.
Geol. de France, 8, 238-239.
Tchihatcheff, P. De, 1864, Le Bosphore et Constantinople avec Carte Geologique, Paris.
Tchihatcheff, P. De, 1866-1869, Asie Mineure: Bd. 4, Paleontologie, Paris.
Temel, R., Ö. ve Çiftçi, N., B.,2002, Gelibolu Yarımadası, Gökçeada ve Bozcaada Tersiyer
Çökellerinin Stratigrafisi ve Ortamsal Özellikleri: TPJD Bilt., 14,2,17-40.
Ullyot Ph. ve Ilgaz, O., 1946, Boğazda Đncelemele1er III. Sulardaki turbulens derecesi: ĐÜ Fen
Fak. Mec., B, XI, 2, 107-123. ( GEOMAR Kitaplığı)
Yalçınlar, Đ., 1944, Đstanbul Boğazı Batısında jeomorfolojik Araştırmalar: Türkiye Coğr. Derg.,
2, 131-136.
Yalçınlar, Đ., 1949, Notes sur la Géomorpholgie des environs d’Đstanbul et de la presqu’ile de
Kocaeli: Türkiye Jeol. Kur. Bült., II., 1, 134-143.
Yalçınlar, Đ., 1951, Đstanbul civarının Paleozoik arazisine yeni müşahedeler: Türkiye Jeol. Kur.
Bült., III. 1, 125-130.
79
Yalçınlar, Đ.,1953, Nouvelles observations sur la tectonique des regions de Sarıyer -
Zekeriyaköy et de Şile (NW dela Turquie): Extrait du C.R.S. de la soci. Geol. de France, 5,
71-72.
Yalçınlar, Đ.,1954, Sur la présence de schistes carboniféres et de plantes fossils a l’W
d’Đstanbul: Extrait du C.R.S. de la soci. Geol. de France, 2, 23-25.
Yalçınlar, Đ.,1954, Şile’de breş ve konglomeraları üzerindeki falezler (Kocaeli): ĐÜ Coğrafya
Enst. Derg., 112-134.
Yalçınlar, Đ.,1955, Notes sur la structure de la région de Sarıyer - Zekeriyaköy (N d’Đstanbul,
Turquie):
Yalçınlar, Đ.,1955, Đstanbul’un Çengelköy Silur Şistleri:ĐÜ Coğrafya Enst. Derg.,3-8.
Yalçınlar, Đ., 1955, Note préliminaire sur la schistes a Graptolithes du Silurien découverts prés
d’Đstanbul ( NW de la Turquie): Review Geogr. Inst. Univ. Đstanbul, 2, 167-172.
Yalçınlar, Đ., 1964, Les couches du Paléozoique Đnférieur dans la Turquie méridionale: Inst.
Géogr. Univ. D’Đstanbul, 39, Đstanbul.
Yılmaz Y. ve Sakınç, M., 1990, Đstanbul boğazının Jeolojik gelişimi Üzerine Düşünceler.
Đstanbul Boğazı Gineyi ve Haliçin Geç Kuvaterner (Holosen) Dip Tortulları: E. Meriç Ed.,
ĐTÜ Vak+-fı, 99-105.
Yurtsever, A., 1982, Kocaeli Triyası Biyostratigrafi Projesi, Gebze-Hereke-Tepecik alanında
Mesozoyik-Senozoyik kayalarının jeolojisi: MTA Rap. No. 7195, Ankara
(yayımlanmamış).
Yurtsever, A., 1996, Đstanbul Yarımadasının (1/50.000 ölçekli haritasının) jeolojisi. MTA Rap.
No. 9989, Ankara.
Yurttaş-Özdemir, Ü., 1975, Kocaeli Triyasının tipik Belemnitleri hakkında: Maden Tetkik
Arama Enst. Derg., 85, 149-162.
Yurttaş-Özdemir, Ü.1973, Kocaeli yarımadası, Tepeköy Triası makrofaunası ve
biyostratigrafisi :.. Maden Tetkik ve Arama Dergisi, 77, 57-116.
Yurttaş-Özdemir, Ü., Gökçen Talay ve Ayhan Yurtsever, 1974, Kocaeli Triyası projesi Kocaeli
Triyasının biyostratigrafik etüdü>: 50.Yıl Yerbilimleri Kongresi, 17-19 Aralık