Transcript
  • Che’nin kenti Santa Clara’ya ilerliyorotobüsümüz. Küba’da yaşayan her in-san�n kalbinin yar�s� burada yat�yor! Çok iyi an�ms�yorum Küba’ya ilk gelişimde

    beni de can evimden yakalayan Santa Clara ol-muştu. Tüm yolculuğumun, duygular dünya-m�n doruğuydu… O nedenle çok heyecanl�y�m.

    Yol boyunca akl�m ve yüreğim Che’de… Da-ha yaşarken, devriminertesi günü bir mit ol-muştu. Ölümüyle de ta-rihteki “Ölümsüz Dev-rimci”, her daim genç,her daim devrimci yeri-ni ald�.

    Che, yani ErnestoGuevara… Ona neden“El Che” dendiğini bilirmisiniz? Ben ilk geli-şimde öğrenmiştim: Ül-kesi Arjantin’den ayr�l�p,Meksika’ya geldiğinde,İspanyolca konuşurkenkoyu bir Arjantin aksa-

    n�yla, sözcüklerin baş�na ya da sonuna “çe” ni-das�n� eklediği için, arkadaşlar� ona bu ismi tak-t�lar!

    Otobüsün içine adan�n en doğusundan, SierraMaestra’dan, yemyeşil, tropik ormanlarla kap-l� isyankâr dağlardan esen bir rüzgâr dolmayabaşlad�.

    Che ve Fidel 1955’te Meksika’da Kübal� birarkadaş�n evinde tan�şt�lar, bütün akşam, bü-tün gece konuştular tart�şt�lar. Sabah güneş do-ğarken Fidel, Che’ye, Batista rejimini devir-meye bir doktor olarak kat�l�r m� diye sorar. Ya-n�t evettir. Eşsiz bir dostluğun başlang�c�d�r bu.“Che’yi tanıdığımda o zaten yürekli bir dev-rimci, bir yoldaştı” diyecekti Fidel.

    Fidel, Che ve arkadaşlar�, toplam 82 “Bar-budos” yani “sakallı” 1956’da “Granma” -“Ninem” adl� minicik tekneyle Meksika’danyola ç�k�p Küba k�y�lar�na yönelmişlerdi.(Tekneyi Havana’da görmüştüm. 14 metreboyunda! 82 kişi nas�l s�ğd�lar şaşt�m!) K�y�-ya vard�lar ve telef oldular. İçlerinden sağ ka-lan 12’si dağlara, Sierra Maestra’ya s�ğ�nd�…Bir y�l sonra bir deneme daha: Dört komutan,Fidel, Cienfuegos, Raul ve Che dört ayr�koldan sald�r�ya geçti.

    Dağlardan esen rüzgâr, Nâzım’�n sesinidolduruyor yüreğime:

    “Fidel de içlerinde 82’nin 12’si sağ kal-mıştı/fidel de içlerinde 12 kişiydiler 56’nınkasımında/fidel de içlerinde 150 kişiydileraralığında 56’nın/fidel de içlerinde 500 ki-şiydiler şubatında 57’nin/fidel de içlerinde

    1000 oldular 5000 oldular/fidel de içlerin-de/fidel de içlerinde bir milyon yüz milyonbütün insanlık oldular.”

    Dört komutan, dört ayr� koldan sald�r�ya geç-ti. Che, Santa Clara üzerine yürüdü… Orada,Batista ordular�n�n neredeyse tüm cephanesi-ni taş�yan z�rhl� treni ele geçirdi. Y�l�n son gün-leriydi. 1959’un ilk günlerinde muzaffer bir ko-mutan olarak Havana’ya girdi.

    “Yıktılar Batista’yı 959’un ocağında/ve 50binlik orduyu/ve şekerkamışı milyonerleri-ni/yerlisini de yankisini de/ve tütün ve kah-ve milyonerlerinin/yerlisini de yankisinide/ve kışlaları/ve önlerinde cesetler çürüyenkarakolları/ve eroin toptancılarını/ve ku-marhaneleri/ve birleşik amerika devletlerihava deniz ve kara kuvvetlerini/ve birleşikamerika devletleri dolarını.”

    Gerilla kuvvetlerinin baş�nda Havana’yagirdiğinde 30 yaş�ndad�r Che. Sierra MaestraDağlar�’ndan eser rüzgâr “bugün, yarındır”diye başlayan iki y�l�n öyküsünü bir kez dahaan�msat�yor bana.

    Anıtmezarda Santa Clara’day�z. Dev bir meydan. Ad�:

    Devrim Alan�. Çeşitli yükseklikte kaideler. Enyüksek olan�n�n üzerinde Che’nin heykeli.Elinde silah�, yüzü, Arjantin’de doğduğu kentRosario’ya dönük. Ah çok yaz�k, tamirat var.Che’nin heykelinin çevresi çelik iskeleyle sa-r�l�… Yanda dev bir panoda Latin Amerika’dakitüm serüveni taş kabartmada… Panodan panoyakoşuyoruz.

    Bir başka kaidede, bakanl�k görevinden veKüba’dan ayr�lmadan önce Fidel’e yazd�ğ� mek-

    tup… Özetle “Başka devrimler beni bekli-yor...” dediği; “Hasta la Victoria Siempre–Zafere kadar, daima” dediği, “Patria o mu-erte-Vatan ya da ölüm!” dediği; “seni tümdevrimci ateşimle kucaklıyorum, Che” diyebitirdiği mektup…

    Ayn� meydanda an�t�n bir parças� olanChe’nin müzesinde, şimdi şu birkaç sat�rdaözetlemeye çal�şt�ğ�m yaşant�n�n, inanc�n,idealin tüm ayr�nt�lar�n� görüyoruz.

    Müzede, fotoğraflardan Che’nin çocukluğu,okul y�llar�, t�p fakültesi, diplomas�, yolcu-luklar�, motosiklet sevdas�, Meksika’da evle-nişi, Küba y�llar�, gerillayla bağ�ms�zl�k sava-ş�, devrim, kendisine çok ters düşen ekonomi-den sorumlu bakan ve Merkez Bankas� Başkan�olduğu y�llar… Sonra… sonra Afrika dönemi,düş k�r�kl�ğ� ve Bolivya fotoğraflar�…

    CM

    YB

    C M Y B

    31 OCAK 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA

    DİZİ 9

    Ve işte oras�: Mezar�… 1967’deBolivya’da CIA desteğiyle pu-suya düşürülüp öldürüldüğün-de Che, 39 yaş�ndayd�. Che ve 32 arka-daş�n�n mezar� burada… 1997’de ke-mikleri buraya getirildi.

    Mezar, küçük, çok yal�n ahşap bir oda.İlk gelişimde an�ms�yorum, buraya ancakiki, üç, en çok beş kişi girebiliyorduk; birayin havas�nda girip ç�k�yorduk, sessiz-ce… İçeride belli bir süre kalabiliyorduk,çünkü arkada girmek isteyen başkalar� s�-ra bekliyordu… Şimdi ise kalabal�k turistgruplar� girip ç�k�yor, gürültü pat�rt� için-de… Yaz�k. Yaz�k. İçim ac�yor…

    İçeride, en uçta dağlar� simgeleyenküçük bir tropik orman. Tepeleri, akar-sular�, ağaçlar�yla... Hemen önünde, hiçama hiç sönmeyen bir ateş yan�yor... Fi-del’in yakt�ğ�, o gün bugün yanan devrimateşi…

    Sonra 32 mezar. Her birinin baş ucun-da isimlerin yaz�l� olduğu 32 küçük tabela.Bolivya’da öldürülenler… Her birininönünde mis kokulu bir çiçek. En ortada-ki birazc�k, ama çok az�c�k, öne ç�km�ş.

    Öne ç�kan mezar�n ötekilerden tek far-k� var: Tabelan�n tam üzerinde, �ş�ktan, be-yaz �ş�ktan, minicik bir y�ld�z...

    Che’nin baş�n�n üzerinden hiç eksil-meyen, beresinin önündeki y�ld�z...

    Devrimci romantizmi hep canl� tutacak,y�ld�z şeklinde bir �ş�k...

    Art�k hiçbirimiz konuşmuyoruz. Herkes kendisiyle, devrimle, Che ile baş

    başa… An�tmezardan sonra, Che’nin ilkbüyük zaferini kazand�ğ�, z�rhl� trenidurdurduğu, tüm cephaneyi ele geçirdi-ği, tren istasyonuna geliyoruz. Oray� ge-zip görüyoruz… O zaferden sonra Ha-vana’ya yönelmişti Che…

    Biz de Havana’ya gitmek üzere oto-büsümüze yöneliyoruz…

    Santa Clara–Havana:Büyülü bir yol

    Akşam oldu bile. Havana’ya uzun biryolumuz var… Gece yar�s� ancak var�r�z.Otobüsümüze sessizlik egemen… ArifKeskiner, tepe �ş�ğ�n� yakm�ş, yine ki-tab�n� okuyor: Ignacio Ramonet’in “Fi-del Castro-2 Ses Bir Biyografi” adl� ne-hir söyleşisi…

    “Şu sırada tam da Che’nin SantaClara’dan Havana’ya gittiği yolculuğuokuyorum” demesiyle, elinden tuttu-ğum gibi onu öne götürüp mikrofonun di-bine oturttum. “Öyleyse yüksek sesle okuda biz de duyalım” diyerek…

    O andan sonra büyülü bir yol, büyülü

    bir yolculuk başlad�. Önce Arif Keskiner, gerillalar�n sava-

    şa savaşa o yolu nas�l kat ettiğini okudu…Sonra arkas� geldi… Genco Erkal “Ha-vana Röportajı”, “Vatan Haini”, “Ak-rep Gibisin Kardeşim”, Özcan Arca“Saman Sarısı”yla bizi uçurdu… UmurBugay “Komünizmin baştan çıkarıcıdurumları” parodisiyle, gözyaşlar�m�z�kahkahaya çevirdi… Sonra Hıfzı Topuz,birebir yaşad�ğ� o günleri anlatt�:

    Bütün bu dostlar� dinlerken içimden buyol hiç bitmesin, hiç bitmesin diye m�-r�ldan�yorum.

    Nâzım ve Fidel Castro Santa Clara’dan Havana’ya giderken

    H�fz� Topuz’u dinliyorum.Havana’dan dönüşünde Paris’e uğrad�

    Nâzım Hikmet. H�fz� Topuz’la ertesi sa-bah, bir pazar günü buluştular. ÖnceNâz�m-Fidel karş�laşmas�n� dinliyoruz:

    “Fidel, Nâzım’ı güleryüzle, coşkuy-la karşılamış. ‘Ben’ demiş, ‘öğrenciykensenin şiirlerini okurdum. Seni yaşl� baş-l� bir adam gibi düşünüyordum. Ama kar-ş�ma filinta gibi bir delikanl� ç�kt�. Dinç,güleryüzlü ve zarif’...”

    Nâz�m’la Fidel uzun uzun konuşmuş-

    lar. Nâz�m ona Küba devrimine duyduğuhayranl�ğ� anlatm�ş. O da Nâz�m’a, dev-rimciliğe olan inanc�ndan ve şiirlerinde-ki başar�lar�ndan dolay� duyduğu sevgi-yi söylemiş.

    H�fz� Topuz’u dinliyorum: “Nâzım, Fidel’e ‘Bütün devrimcilerin

    rüyalar�n� gerçekleştirdin, Küba halk�seninle övünç duyacak. Bütün dünyadadevrimci şairler, yazarlar ve sanatç�lar y�l-lar boyu seni yüceltecekler. Devrim tari-hine damgan� vurdun. Ad�n yüzy�llarboyu unutulmayacak’ demiş. Nâzımsonra sözlerini şöyle sürdürmüş: ‘Fidelinanm�ş bir insan. Evrensel devriminsimgesi oldu. Küba’da onu görünce Oc-tober Devrimi’nin coşkusunu yenidenyaşam�ş gibi oldum.’”

    Sevgili okurlar, daha dün demedim misize, yaşad�ğ� onca düş k�r�kl�ğ�ndansonra Nâz�m Hikmet Küba’da, gençliği-ni, umutlar�n�, coşkusunu yeniden buldu;ve mutluluğu bu buluşmadand�r diye!

    Ertesi gün H�fz� Topuz, Nâz�m Hik-met’in oteline gidecek, s�cak bir dostluklakarş�lanacak ve Nâz�m’�n müsveddeler-den okuduğu “Havana Röportajı” adl�uzun şiirini teybe alacakt�.

    İki gün sonra Havana’daki törende

    H�fz� Topuz, bunlar� ama daha da fazla-s�n� da anlatacakt�: O 1961 y�l�nda se-vinçle kutlanan devrimi, Fidel’e duy-duklar� inanc�, Küba halk�na duyduklar�güveni… Emperyalizme karş� kazan�lanzaferi nas�l da alk�şlad�klar�n� anlata-cakt�.

    “Bugün Küba’yı gezerken, yaklaşık90 yıl önce Anadolu’da emperyalizmekarşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nınkahramanlık, fedakârlık ve yoksullukgünleri canlanıyor. Bağımsızlık, öz-gürlük ve egemenlik için Anadolu’dacanlarını veren insanları, Büyük Ata-türk’ü ve onun silah arkadaşlarını say-gıyla anıyorum,” diyecekti…

    Otobüs geceye çoktan dalm�ş, biz düş-lerimize, an�lar�m�za, umutlar�m�za…Santa Clara’dan Havana’ya bu yolculukhiç bitmese, hiç bitmese… Hâlâ idealle-ri olan, idealleri için mücadele veren in-sanlar hiç tükenmese, hiç tükenmese… Nemutlu ki hâlâ düş kurabiliyoruz, hâlâ düş-lerimizi savunabiliyoruz, düşlerimizi ger-çekleştirmek için mücadele edebiliyo-ruz…

    İşte Havana göründü bile. Gece yar�s�sar�p sarmal�yor bizi… Dostluklar daöyle…

    Hiç sönmeyecek ateşPUSUYA DÜŞÜRÜLÜP ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE CHE 39 YAŞINDAYDI. ŞİMDİ 32 ARKADAŞIYLA BİRLİKTE YATIYOR

    YA

    RIN

    : H

    avan

    a’d

    a N

    âzı

    m’ın

    yaşg

    ün

    ü

    Tüm ekibimizChe’nin

    anıtmezarında.

    Umur Bugay ve eşi Che ile

    Santa Clara’da Che’ninanıtmezarında: GencoErkal ve Che’ninFidel’e mektubu.

    Che ve Mehmet Aksoy.

    Che’nin serüveni önündeArif Keskiner.

    Müzenin en son bölümünde muhteşembir fotoğraf var. Che, en genç, en ya-k�ş�kl�, en muhteşem gülümsemesiyüzünde, gözleri en büyülü fotoğraf… Kuca-ğ�nda iki k�z çocuğuyla… Che’nin k�zlar�. Bi-ri Aleida öteki Celia… Biri iki-üç, öteki beş-alt� yaşlar�nda olmal�.

    Tam biz küçük bir grup o fotoğraf�n önün-deyken, müze rehberinin aç�klamalar�n� dinler-ken, yan�m�za iki kişi yanaş�yor. Biri müze gö-revlisi, öteki güler yüzlü genç, bir kad�n…

    “Size Sevgili Che Guevera’nın küçük kızıCelia’yı takdim ederim” diyor… 4-5 kişiyiz.Hepimizin tek tek elini s�k�yor. Bir ağ�zdan an-lat�yoruz Che sevgimizi, Türkiye’den olduğu-muzu, yaşas�n devrim tutkumuzu, Nâz�m Hik-met’i, Che’nin k�z� olduğuna göre onu da çok sev-diğimizi…

    Tatl� tatl� gülümseyerek dinliyor. “Ben de si-

    zi tanımaktan çok mutlu oldum” diyor. Ha-vana’da yaşad�ğ�n�, veteriner olduğunu söylüyor.Sonra bakmakta olduğumuz fotoğrafa bak�yor.“İşte ben buyum” diyor yine s�cac�k gülümse-meyle. “Babamı en son 4 yaşındayken gör-düm…” ve yan�m�zdan ayr�l�yor…

    Şaşk�nl�k ve sevinç içindeyiz. Rastlant�ya ba-kar m�s�n�z?! Sanki Che’nin elini s�km�ş gibi ol-duk. Müzeye fotoğraf makinesi sokmak yasak,hiçbirimiz fotoğraf çekemedik diye üzülüyoruz.

    Henüz bilmiyoruz. Müzeden bizden önce ç�-kanlar Celia’n�n ablas� Aleida Guevera ile de ta-n�şm�şlar. (Fotoğrafta gördüğümüz çocuklar-dan büyüğü.) Onunla da tan�şmakla kalmay�p,Che’nin iki k�z�yla fotoğraflar çekmişler… Öğ-renince fena halde k�skan�yoruz! Biraz önceChe’nin bir k�z�yla tan�şt�k diye sevinirken,şimdi niye iki k�y�zla da tan�şamad�k diye üzü-lüyoruz! Ne tuhaf şu insan denilen yarat�k!!!

    CHE’NİN KIZLARI

    Hepimizi kıskandıran fotoğraf: Che’nin kızları Aleida-Celia (ortada).

    Che

    *Komutan

    Kübal�lar Che ile yat�yor, Che ile kalk�yor. Onun o genç, güzel yüzü her yerde. Che, sonsuza dek devrim, ideal demek. Küba halk� hâlâ ona âş�k

    Comandante Che Guevara*


Recommended