Transcript
Page 1: KOC UNIVERSITESI KULUCKA MERKEZI

OPTİMİSTTEMMUZ 2014 100

- EDA BAYRAKTAR

Koç Üniversitesi’nde kurulan Kuluçka Merkezi’nin direktörü Mustafa Ergen, hedeflerini ve projelerini anlatıyor.

“TÜM TÜRKIYE IÇIN BIR MODEL OLUŞTURUYORUZ”

K U L U Ç K A M E R K E Z İ

Page 2: KOC UNIVERSITESI KULUCKA MERKEZI

OPTİMİSTTEMMUZ 2014 101

FOT

RA

F: Ö

ZG

ÜR

VEN

Ç

Üniversite içinde Kuluçka Merkezi kurma fikri nasıl gelişti? Üniversitede 2010’dan beri hem mühendislik hem de iş-letme bölümünde girişimcilik dersi veriyordum. 2011’de verdiğimiz dersin notlarını Türkçeye çevirelim ve bir kitap olarak yayınlayalım dedik. Ders notları Silikon Vadisi tek-niklerinden başlayıp risk yatırımı ve ona ulaşma teknikleri, yönetim kurulu oluşturma, yeni yenilik dalgaları gibi konu-ları kapsıyordu. Şimdi bunlardan bir kitap oluşturmak üze-reyiz. Eylül’de Koç Üniversitesi yayınları tarafından basıla-cak. 2012’ye geldiğimizdeyse şöyle bir ihtiyaç daha doğdu. Öğrencilerimizden ders boyunca kendilerini bir CEO, CTO (Chief Technology Officer) yerine koyup şirket kurmalarını bekliyorduk. Bize bir şirket planı getirin ve biz bunu değer-lendirelim diyorduk. Bunun daha uygulamalı hale geçmesi gerekiyordu. Uygulamalı hali de Kuluçka Merkezi ile olurdu. Böyle bir teklif sunduk üniversite yönetimine. TÜBİTAK’ın Teknoloji Transferi Ofisi programları da başladığı için iki-si birleştirildi ve merkez kuruldu. İkinci bir ihtiyaçsa dün-yanın genelinde girişimcilik konusu aktifleşmiş durumda, herkesin kendi modelleri var. Biz de Türkiye olarak kendi modelimizi oluşturmak üzere yola çıktık.

Ekibiniz kimlerden oluşuyor?Kuluçka Merkezi’nin birden fazla bileşeni var. Bir üst kurul oluşturduk. Bu üst kurul Ali Koç, Ali Sabancı, Faruk Ecza-cıbaşı, Işık Keçeci Aşur, Hüsamettin Bayazıt gibi ülkenin önemli sanayicilerinden oluşuyor. Buraya gelenlere ver-diğimiz mesaj şu: Girişimcilik konusunda bir şey yapmak istiyorsanız, nasıl ki Silikon Vadisi’ndeki girişimler garajda oluyor, sizin de garajınız burası olsun. Biz burada iyi bir çekirdeği atalım, sonra belki bu, herkes tarafından alınabi-lecek bir model olabilir. Üst kurulun altında bir takımımız var. Bu takımda ben dahil şu an üç kişiyiz. Bir mühendis, bir Şişli merkezimizin koordinatörü, bir de iş plancısı. İki de danışma komitesi oluşturduk. Biri endüstrideki CEO, CTO, girişimci ve yatırımcılardan oluşan ve büyüyen bir liste, şu anda yaklaşık 20 kişi var. Diğeri de her bölümde kuluçka merkezinin elçisi gibi davranacak, girişimciliği öğrencilere aktaracak akademisyenlerden oluşuyor. Böylelikle üniversi-tenin etrafını sarmaya çalışıyoruz. Amaç da üniversitedeki girişimcilik potansiyelini ortaya çıkartmak.

Organizasyon yapınız nasıl? Bir ön kuluçka merkezimiz okulda, bir de Şişli’de kuluçka merkezimiz olacak. Şişli’deki merkezde kapalı ve açık ofis-lerimiz var. Bunun yanında büyüyebilen toplantı odaları-mız bulunacak. İçinde 3D yazıcı dahil her türlü donanımsal cihazın bulunduğu büyük bir atölyemiz olacak. Öğrenci-ler burayı 24 saat kullanabilecek. Sadece öğrencilerimize değil, mezunlarımıza ve bütün İstanbullulara açık olacak. Girişimcilikle ilgili toplantı yapmak isteyenlere burayı aça-

cağız. Ekosistem sağlıklı gelişsin diye yeri geldiğinde dışa-rıdan girişimler alacağız. Bu iki merkez yanında bir de Koç Venture-Koç Risk Yatırım firması kuruldu. Bu firma öğren-cilerin girişimlerine para vererek hisse satın alacak.

Risk yatırımı ne şekilde uygulanacak?Üniversitenin kendi fonlarından oluşturduğu bir kaynak var. O kaynak, kurulan yatırım şirketine aktarılacak ve bu şirket çıkan girişimlere yatırım yapma kararını kendinde tutacak. Bunun yanında ödüllerimiz de oluyor. Mesela be-nim bir dersimde jüri geldi ve 30 projeyi değerlendirdi. Bu şekilde de birincilere 10 bin lira ödül veriyoruz.

Girişimci adaylarına nasıl hizmetler sunuyorsunuz?Öğrenciye ve kuluçka merkezine giren girişimciye tam za-manlı mühendislerimizle mühendislik eğitimi, iş planı des-teği veriyoruz. Üç program tanımladık. Biri “Casual Prog-ram”. Girişimcilere ofis desteği, Bulut hizmeti ve istedikleri zaman bizden yardım alabilme olanağı sunuyoruz. Öğrenci burada mühendisimize kod yazdırabiliyor, girişimcilik uz-manıyla iş planı üzerinde çalışabiliyor. Öğrencinin veya gi-rişimcinin tetiklediği bir çalışma şekli ve program. İkincisi “All-In Program”. Burada girişimciyle takım arkadaşı gibi planlar yapıyoruz, haftalık toplantılar yapıp kilometre taş-ları belirliyoruz. Üçüncü programımız da mezunlar için uy-guladığımız program. Taksim’de Anamed adlı bir yerimiz var. Her çarşamba girişimcilerle toplanıyoruz. Bizim çok iyi bir fikrimiz çok da iyi bir ekibimiz var diyen adayları üst kurulumuza yönlendiriyor ve roket gibi zıplatmak istiyoruz.

Koç Kuluçka Merkezi olarak neyi hedefliyorsunuz?Üniversitedeki girişimcilik potansiyelini global fikirler pe-şinde koşan girişimlere dönüştürmek istiyoruz. Tabii ama-cımız onları mezun olur olmaz girişimci yapabilmek. Çünkü bu, öğrencilerin zihinsel olarak saf ve temiz oldukları, daha çok zamanlarının olduğu bir dönem. Hemen yapmıyorsa endüstride deneyim kazandıktan sonra ya da emekli olduk-tan sonra da yapabilir. Biz bu yolları açıyoruz. Sosyal ve tek-noloji ağırlıklı, ölçeklenebilir girişimlere yatırım yapmak istiyoruz.

Ölçeklenebilirliği nasıl ölçüyorsunuz?Fikir global bir fikirse, bunun ölçeklenebilir olması kuvvet-le muhtemel. Çünkü arkasında bir teknoloji vardır, teknolo-jinin kopyalanması zordur. Ve teknolojiyi geliştiriyorsanız siz bir çekim kaynağısınızdır. Ürününüzü satabilirsiniz. Öl-çeklenebilir olması, teknolojiyi barındırması ve hızlı büyü-me potansiyeli olmasıyla ilgili. Bir web sayfası yaptığınızda, sonrasında hiçbir şey yapmasanız bile büyüyebiliyorsa bir potansiyeli vardır.

Page 3: KOC UNIVERSITESI KULUCKA MERKEZI

OPTİMİSTTEMMUZ 2014 100

Türkiye’deki girişimciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?Türkiye’de girişimler Avrupa’daki gibi erken aşamada. Uzun yıllar yatırımın olmamasından dolayı pazar sıkışmış durum-da. Özellikle e-ticaret sektörü. Son 10 yıla baktığımızda da bu işten para kazananların sayısı bir elin parmaklarından daha az. Bazıları çok cefa çekerek bekleyip patlama yapmış, son yıl-larda büyümüş. E-ticaretin en büyük dezavantajı ülke ekono-misiyle birebir bağlantısı olması. Ekonomi tökezlediği zaman dayanma gücü azalıyor. Bunun dışında dünyada tek kişilik şirketler çoğalmaya başladı. Türkiye’de de bu tek kişilik şir-ketlerin global başarıları olduğunda başarılı olacaklarını dü-şünüyorum. O yola gidenleri de olabildiğince Silikon Vadisi ortamına sokmak istiyoruz. Bizdeki girişimler global anlamda eksik, fikir anlamında da. Erken aşamada getiri bekliyorlar. Yazılım yeteneklerimiz eksik. Dışarıdaki girişimlere baktığı-nızda bir girişim her şeyi yapar halde. Yeri geldiğinde yazılım yapıyor, yeri geldiğinde bağlantıları kuruyor. Kapasitesi yet-mediği zaman da dışarıya paslıyor. Aslında kimseye ihtiyacın

olmadan başlayabilmen lazım. Altı ay kendi başına götürüle-bilecek işlerin olması lazım ki sonra sen takım arkadaşı olabi-lesin. Yazılımı bilmek ve geliştirmek önemli bu noktada.

Türkiye’de Silikon Vadisi kurulması tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?2002 yılında ABD’ye gittiğimde Silikon Vadisi’yle ilgili bir rapor yazdım. Sonra master tezim oldu. Başlığı “Silikon Vadisi’nden Fayda Sağlayan Ülkeler” idi. Vadi’yi kurmak de-ğil, fayda sağlamanın yoluna gidelim. Orayı kopyalamak gi-bi bir düşüncenin peşinde koşmanın anlamı yok. Orada bir ekosistem var. Teknolojik ve sosyal bazlı işler herkesi eşitliyor. Silikon Vadisi de bunun için çalışıyor. Haberleşme, bilgiye ulaşma özgürlüğü veriyor. Yeri geldiğinde 3D yazıcılara üre-tim özgürlüğü veriyor. Aslında onların amacı da bu. Şu anda akademik camia her türlü bilgiye ulaşabiliyor, kaliteli işler ya-pabiliyor. Akademik camiada bir eşitlenme var. Girişimcilik camiasında hâlâ para, yatırım, çıkış stratejisi yok. Buradaki şirketlerin çıkış stratejileri çok zayıf. Bizim amacımız Silikon Vadisi’nden fayda sağlamanın yollarını bulmak. 2000’li yıllar-da Hindistan bunu nüfusundan ve yazılımdaki başarısından kaynaklanan fonlarla yaptı. İrlanda, AB’nin içinde bir pazar kanalı olarak yaptı. İsrail yine bu şekilde. Biz de bunun yön-temlerini bulabiliriz. En büyük yöntem, sermayenin organi-ze olarak ilk aşamada oradaki startup’lara yatırım yapması. Belki o zaman “senin ikinci ofisin Türkiye olsun” diyebilirler. Ya da buradaki büyük şirketlerin oradaki startup’ların ilk de-neme tahtası olması. Ya da herkesin söylediği gibi buradaki girişimcileri oraya taşımak. Bu da üniversite dördüncü sınıfta girişimciliği vererek değil, lisenin üç ve dördüncü sınıflarında vererek olabilir. Kolektif bir organizasyon içindeyiz, bu orga-nizasyonu iyi yapanlar öne çıkacak, yapamayanlar kalacak. Türkiye’nin avantajı genç nüfusu, ancak bu da organize ola-bilmesiyle bağlantılı.

Geleceğe dair projeleriniz neler? Buradaki modelin daha da kemikleşip İstanbul ve Türkiye çapında bir model olması için çalışıyoruz. Nasıl ki insanlar risk yatırımcısı seçiyor, biz de farklı dokularda olsun diye şir-ketleşme araçları tanımladık. Şirketleşme araçlarının çoğalıp risk yatırımcısı olmasını istiyoruz. Buradan endüstriyi dönüş-türmek istiyoruz. Dünyada çok büyük bir sermaye dolaşıyor, endüstriyi de bu işe çekmeyi hedefliyoruz. Amacımız tekno-loji bazlı girişimciliği yaymak ve bunu destekleyici çalışmalar yapmak.

Amacımız Silikon Vadisi’nden fayda sağlamanın yollarını bulmak. 2000’li yıllarda Hindistan bunu nüfusundan ve yazılımdaki

başarısından kaynaklanan fonlarla yaptı. İrlanda, AB’nin içinde bir pazar kanalı olarak yaptı. İsrail yine bu şekilde.

Biz de bunun yöntemlerini bulabiliriz.

K U L U Ç K A M E R K E Z İ


Recommended