BAŞYAZI
Değerli üyelerimiz, değerli okurlar;Türkiye, 12 Haziran genel seçimlerine, bağımsız aday-ların veto edilmek istendiği, arka arkaya patlayan sınavskandalları, anti-demokratik uygulamaların arttığı, partiliderlerinin toplumsal gerilimi arttıran siyasal üsluplarıve halkın sorunlarına çözüm bulma kurumu olan siya-setin şantaj ve tehditle şekillendirmeye çalışıldığı bir or-tamda gidiyor...
Torba Yasa’nın çıkarılmasının ardından, emek düşmanıyasal düzenlemelere seçim molası verildiği ve mevcutsiyasi iktidarın, yeniden iktidar olacağı varsayımıylakıdem tazminatı, esnek çalışma, bölgesel asgari ücret veÖzel İstihdam Bürolarına ilişkin düzenlemeleri seçimsonrasına bıraktığı bilinmektedir. 12 Haziran Genel Se-çimi’nin ardından göreve gelecek siyasi iktidarın, ser-maye yanlısı politikalar yerine, emek yanlısı bir programizlemesi, yine emekçi halkımızın, işçi sınıfının, siz üye-lerimizin elindedir.
Seçimlerde işçi sınıfının tercihleri ile şekillenecek seçimsonuçları, 12 Haziran sonrasına ciddi mesajlar taşıyacak,seçim sonrası hızlanacağı anlaşılan yeni Anayasa çalış-malarında, işçi ve emekçilerin hak ve taleplerinin gözönünde tutulmasını da beraberinde getirecektir.
Petrol-İş Sendikası, seçimlerin bu amaca hizmet edebil-mesi için halkın büyük çoğunluğunu oluşturan emekçikesimlerin taleplerine kulak veren, sorunlarına eğilenprograma sahip siyasi partiler ve milletvekillerinin Mec-lis’te ağırlık oluşturması gerektiğini düşünmektedir.
Toplu İş SözleşmeleriBu yıl özel ve kamu işyerlerimizde yoğun bir toplu söz-leşme süreci yaşanıyor. Özel sektörde 2011’de sözleş-mesi yenilenecek olan 15 işyerinde daha toplu işsözleşmesi imzalanmış, 7 işyeri-işletmede uyuşmazlıktutulmuş, 2 işyeri-işletmede grev, bir işyerinde grev uy-gulama kararı alınmıştır. 5 işyerinde ise TİS görüşmelerisürüyor. Kamuda örgütlü olduğumuz 5 işyeri-işletmedetoplam 6 bin 250 üyemizi kapsayan; TPAO, BOTAŞ,
MKE, ETİ Maden Bandırma Bor ve Asit FabrikalarıMüdürlüğü ve TMO Afyon Alkoloidleri Fab. İşletmeMüdürlüğü’nde sözleşme süreci devam etmektedir. Sen-dikamızın bu dönem kamu TİS’leri için temel yaklaşı-mının neler olduğunu dergimizin iç sayfalarındaokuyacaksınız.
Petrol-İş, bu yılki toplu iş sözleşmelerinin temel strate-jisinin, yapılacak olan genel seçimler dikkate alınarakbelirlenmesi gerektiğini kararlaştırmıştır. Bu doğrultu-daki görüşlerimizi de Türk-İş Bakanlar Kurulu’na taşı-dık. Türk-İş Bakanlar Kurulu’nda da bu yönde kararalınmasına rağmen ne yazık ki bu süreç, hem bazı sen-dikalarca doğru işletilmemiş, hem de Türk-İş YönetimKurulu doğru planlama ve koordinasyonu gerçekleşti-rememiştir. Konfederasyonumuz Yönetim Kuruluyla,Sayın Başbakan ve Toplu İş Sözleşmelerinden sorumluSayın Devlet Bakanıyla şifai görüşmeler yapılsa da şuana kadar toplu iş sözleşmelerinde ciddi bir gelişme ol-mamıştır. Hükümetin ve Türk-İş’in kamu TİS’leriyle il-gili bu tutumunu da 30 Mayıs’ta yaptığımız 1 saatlik işbırakma eylemiyle protesto ettik.
Kamu toplu iş sözleşmelerinde sürecin hızlandırılmasıve taleplerimizin gerçekleşmesi için Petrol-İş’in bu mü-cadelede hazır olduğunu ifade ediyor, 230.000 işçininortak mücadelesinin örgütlenmesi gerektiğine inanıyo-ruz.
Gebze ve Trakya şubelerimizde gerçekleştirilen yeni ör-gütlenmeler ve işverenin örgütlüğü zayıflatma girişim-lerine üyelerimizin karşı çıkması nedeniyle yaşananişten çıkartmalar üzerine başlayan direnişler sürmekte-dir. İşverenlerin, hükümetin emek düşmanı uygulama-larından cesaret alarak sendikal örgütlenmeyi boğmagirişimlerine karşı gerçekleştirilen direnişler, Petrol-İşüyelerinin hakları için mücadele etme kararlılığının gös-tergesi olmaya devam ediyor. Sendikamız, Gebze şu-bemize bağlı Bericap ile Trakya şubemize bağlıPolyplex işyerlerinde direnen üyelerimizin haklı müca-delesinin sonuna kadar yanında olacaktır.
Mustafa ÖZTAŞKINGenel Başkan
12 Haziran Genel Seçimi,
Kamu TİS’leri ve Petrol-İş’in tutumu...
petrol-iş
3
petrol-iş4
Petrol-İş'in iki yıl önce Düzce'den baş-
lattığı “Sendikalı Ol” kampanyası so-
nuçlarını vermeye başladı. Düzce'de
yürütülen kampanya sonucunda, otomotiv
yan sanayiinde Düzce bölgesinin, Türkiye'nin
önemli firmalarından biri olan, 2000'e yakın
çalışanı bulunan Standard Profil Otomotiv
San. ve Tic. A.Ş işçileri sendikamızda örgüt-
lendi. İşyerinin,19 Mart tarihli Resmi Gaze-
te'de 03 nolu petrol, kimya ve lastik işkolunda
faaliyet gösterdiğine ilişkin Bakanlık tespiti-
nin de yayınlanmasından sonra 21 Mart tari-
hinde, Petrol-İş'in Düzce Örgütlenme
Bürosu'nda, gelinen süreci Düzce kamuoyu
ile paylaşmak amacıyla bir basın toplantısı
düzenlendi. Genel Başkanımız Mustafa Öz-
taşkın, Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Do-
ğangül, Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekre-
terimiz Nimetullah Sözen, Uluslararası
Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçi Sendika-
ları Federasyonu ICEM'in İletişim ve Kam-
panyalar Sorumlusu Dick Blin, Düzce
Örgütlenme Bürosu Sorumlumuz Ünal Akbu-
lut ve sendika uzmanlarının katıldığı basın
toplantısında Düzce'deki sendika ve sivil top-
lum kuruluşlarının temsilcileri de yer aldı.
Türk-İş İl Temsilcisi Murat Ardıç, Teksif İl
Temsilcisi Cemil Tınaz, Basın-İş Düzce Tem-
silcisi Ali Gürel, Eğitim-İş Temsilcileri Zeki
Bayram, Mehmet Demirezen, Tes-İş Temsil-
cisi Muhittin Durmaz, Birleşik Metal – İş
temsilcisi Telat Çelik, Kamusen İl Temsilcisi
Şemsettin Bahadır, Belediye-İş Temsilcisi Er-
tuğrul Güler, Eğitim-Sen Temsilcisi Sebahat-
tin Dursun, Öğrenci Velileri Derneği temsil-
cileri Alaattin Kavi ve Şenoy Aksoy da basın
toplantısına katıldılar.
Öztaşkın: Kampanyanın olumlu sonuçlarını almış durumdayızSaat 12.00'de yapılan basın toplantısında, Pet-
rol-İş'in iki yıl önce Düzce'de başlattığı “Sen-
dikalı Ol” kampanyasını ve Standard
Profil'deki örgütlenme sürecini anlatan Genel
Başkanımız Mustafa Öztaşkın, “Petrol-İş
Sendikası olarak uzun bir süreden beri Düz-
ce'de kurulu olan Standard Profil işyerindeki
örgütlenme çalışmalarının geldiği aşamayı
sizlerle paylaşmak üzere toplanmış bulunuyo-
ruz. Burada uzun süren bir “Sendikalı Ol”
kampanyamızı başlatmıştık ki bu kampanya
Düzce’de Standard Profilişçileri Petrol-İş’te örgütlendi
SON YILLARIN EN BÜYÜK ÖRGÜTLENMESİ / 2000’E YAKIN İŞÇİ SENDİKALI OLDU
ÖRGÜTLENME
petrol-iş 5
Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen bir kam-
panya idi. Bu kampanyanın olumlu sonuçla-
rını şu an için almış durumdayız” dedi.
Öztaşkın, süreci anlattığı basın açıklamasın-dan sonra sözlerini şöyle sürdürdü:“Yaklaşık iki yıldan bu yana sürdürmekte ol-
duğumuz örgütlenme çalışmamız nihayet
sona erdi. Çalışma Bakanlığı önce bu işyeri-
nin 03 nolu petrol, kimya ve lastik işkolunda
faaliyet gösterdiğine dair tespitini 19 Mart
Cumartesi günü sendikamıza gönderdi. Şimdi
Bakanlık'tan, bu işyerinde çalışanların yüzde
50 + 1'ini sağladığımıza dair çoğunluk belge-
sini beklemekteyiz. Burada çalışanların
büyük bir bölümü sendikamıza üye olmuşlar-
dır. Çoğunluk ile ilgili hiçbir sorunumuz yok-
tur. Dolayısıyla en kısa sürede, yetki belgesi
geldikten sonra toplu iş sözleşmesi masasına
oturmayı ve bu süreci işverenle karşılıklı an-
layış içerisinde barışçıl bir şekilde sürdür-
meyi, yürütmeyi düşünüyoruz.” Bu
örgütlenmeyi yaparken Petrol-İş'in tek başına
hareket etmediğini, aynı zamanda uluslararası
desteği de yanına aldığını, Petrol-İş'in üyesi
olduğu küresel federasyon ICEM'in Standard
Profil örgütlenmesini sonuna kadar destekle-
diğini belirten Öztaşkın şöyle devam etti:
“Yine aynı şekilde Standard Profil otomotiv
sektöründe faaliyet gösterdiği için Uluslar-
arası Metal İşçileri Federasyonu IMF de bil-
gilendirilmiş ve bu Federasyon da desteğini
açıkça ifade etmiştir. Aynı şekilde Standard
Profil'in parça ürettiği otomotiv firmaların-
daki sendikalar da, gerek Almanya'daki
Alman Maden Kimya ve Enerji Sendikası IG
BCE olsun, gerekse ABD'deki Birleşik Oto-
motiv İşçileri Sendikası UAW olsun destek-
lerini ifade etmişlerdir.
Aynı zamanda bu fabrikalarda bulunan, örne-
ğin Volkswagen İşletme Konseyi gibi işyeri
konseylerindeki görevli sendika temsilcileri
de Standard Profil işçilerinin yanında olduk-
larını, buradaki örgütlenmeyi dikkatlice izle-
diklerini, işveren tarafından herhangi
olumsuz bir tavır ortaya konulduğu takdirde
dayanışmalarını kendi ülkelerindeki işyerle-
rinde de sürdüreceklerini ve uluslararası dü-
zeyde bir dayanışma örgütleyeceklerini
açıkça ifade etmişlerdir. Tabii ki biz bu örgüt-
lenme çalışmalarını yaparken, fiilen buradaki
büromuz aracılığıyla, bürodaki görevli arka-
daşımız Ünal Akbulut aracılığıyla yaptık. Bu
çalışmaları yürütürken tabii ki Düzce'deki
bütün sendikalarla işbirliği içerisinde, daya-
nışma içerisinde olduk. Daha doğrusu,bu ör-
gütlenmeyi sizlerle beraber, topyekün
gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu örgütlenme-
deki başarı sizlerindir. Düzce'de görev yapan
bütün sendikaların, emeğe gönül vermiş kişi-
lerin ve kurumlarındır. Sizlere de ayrıca bu-
rada teşekkür etmek istiyorum.”
Standard Profil işverenine çağrı“Bizim şu anda işverenden beklentimiz
şudur; bu iş bütün sonuçlarıyla sona ermiştir.
Bundan sonraki iş, sadece yasal prosedürlerin
yürütülmesinden ibarettir. Bir an önce, bu
yasal prosedürler tamamlandıktan sonra ma-
saya oturmak istiyoruz” diyen Öztaşkın söz-
lerini şöyle sürdürdü: “Herkes şunu çok iyi
bilir ki; özellikle sendikacı arkadaşlarımız
bilir ki, hatta Düzce'deki kamuoyu da De-
sa'dan, diğer işyerlerindeki örgütlenmelerden
çok iyi bilir ki; bir işyerinde ilişkileriniz baş-
langıçta nasıl başlarsa daha sonra da öyle
devam eder. Biz bu ilişkilerin karşılıklı iyini-
yet çerçevesinde ve karşılıklı çıkarların göze-
tildiği barışçıl bir şekilde başlamasını
istiyoruz. Zaman zaman küçük çaplı bir takım
olaylar olmuşsa da bugüne kadar bu işyerinde
örgütlenmeye karşı ciddi bir karşı koyma ol-
madı. Aynı anlayışın bundan sonra da sürdü-
rülmesini ve Standard Profil işverenin bir an
önce masaya oturup, bizlerle görüşmelere
başlamasını ve bu süreci de olumlu bir şekilde
yürütmek istiyoruz.”Öztaşkın, uluslararası
dayanışmayı somut bir şekilde Düzce kamuo-
yuna göstermek için Petrol-İş'in üyesi olduğu
ICEM'in İletişim ve Kampanyalar Sorumlusu
Dick Blin'in de bizzat Düzce'ye gelerek bu
dayanışmayı Düzce kamuoyuna göstermek
istediğini sözlerine ekledi.
STANDARD PROFİL'İ HİNTLİ RUIA GRUP SATIN ALDI
Standard Profil'i alan Hindistan kökenli Ruia
Group, enerji ve madencilik sektörlerine de
girmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin kendilerine
çok büyük bir lojistik avantaj sağlayacağını
belirten Ruia Group Yönetim Kurulu Başkanı
Pawan Kumar Ruia, 19 Mayıs'ta yaptığı açık-
lamada “Bu satın alma Türkiye’ye ilk adımı-
mızdı. Bundan sonraki süreçte enerji ve
madencilik sektörlerine girmeyi düşünüyo-
ruz. Türkiye, Ruia Group’un yatırımlarında
öncelikli ülke konumunda” dedi. Türkiye’de
üretim yapmanın bir çok konuda avantaj sağ-
ladığını söyleyen Ruia, şöyle konuştu: “ Al-
dığımız Standard Profil, cirosu yüksek, tüm
dünyada iş yapan bir şirket. Dünyada liderlik
hedefimize ulaşmamız için Türkiye’de strate-
jik bir adım atmamız gerekiyordu. Türki-
ye’deki fabrikamızda üretim hattını
genişletebiliriz. Standard Profil’de bazı tek-
nolojik yatırımlar yapacağız. Almanya’daki
üretimlerimizin bir kısmını Türkiye’ye kay-
dırmayı planlıyoruz. Elimizdeki şirketler ara-
sında sinerji oluşturacağız. Farklı yerlerde
irili ufaklı birçok şirketimiz daha kuvvetli
hale gelecek.”
petrol-iş6
Petrol-İş üyesi kamu işçileri 1 saat iş bıraktı
Sendikamızın örgütlü olduğu 5
kamu işyeri – işletmeden TPAO
Türkiye Petrolleri A.Ş., BOTAŞ
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş., MKE
Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası ve
Barut Fabrikası Müdürlüğü, ETİ Maden
İşletmeleri Bandırma Bor ve Asit Fabrika-
ları Müdürlüğü ve TMO Afyon Alkoloid-
leri Fab. İşletme Müdürlüğü işyerlerinde
çalışan üyelerimiz 30 Mayıs Pazartesi sa-
bahı 1 saat iş bırakarak, kamu toplu iş söz-
leşmelerinde masaya oturulmamasını
protesto ettiler.
Sendikamız, 6 bin 250 üyemizi kapsayan,
toplamda ise 230 bin kamu işçisini ilgilen-
diren kamu toplu iş sözleşmelerinin çö-
zümü için seçim sürecinin
değerlendirilmesi gerektiğini daha önce de
ifade etmiş ve buna uygun politika ve stra-
tejiler izlenmesi gerektiğini ortaya koy-
muştu. Kamu işyerlerinin örgütlü olduğu
Adana, Adıyaman, Ankara, Bandırma,Bat-
man, Bursa, İstanbul 1 Nolu, İstanbul 2
Nolu, İzmir, Kırıkkale ve Trakya şubele-
rimizde örgütlü kamu işçileri Pazartesi sa-
bahı 1 saat iş bırakarak, Hükümetin ve
Türk-İş'in bu süreçteki tutumunu protesto
ettiler. Kamu işyerlerimizin örgütlü ol-
duğu şubelerin başkanları sabahleyin iş-
yerleri önünde toplanan Petrol-İş üyesi
işçilere hitaben yaptıkları konuşmalarda,
süreç ile ilgili bilgi verdiler. Şube başkan-
ları şu açıklamayı yaptılar:
Türkiye genelinde 101 işyerinde 230.000
işçiyi kapsayan kamu toplu iş sözleşmesi
görüşmeleri, ilgili işçi sendikaları ile kamu
işveren sendikaları ve işyeri yetkililerinin
katılımıyla sürdürülmektedir.
Sendikamız kamu toplu iş sözleşmeleri
için temel yaklaşımını; * Kazanılmış hak-
ların korunması ve 4857 sayılı yasanın
esnek çalışmaya ilişkin hükümlerinin toplu
iş sözleşmelerinde yer almaması,
* Düşük ücretlerin iyileştirilmesi ve işyer-
lerindeki ücret dengesizliklerinin gideril-
mesi,
* İşyerlerinde ilk giriş ücretlerinin işlet-
medeki genel ücret seviyesi ile eğitim ve
kalifikasyon da dikkate alınarak en düşük
memur maaşları da gözetilerek 1.500
TL'den az olmayacak şekilde belirlenmesi,
* Ücret zamlarının birinci yıl için % 20
oranında, ikinci yıl için gerçekleşen en-
flasyon+4 puan olması,
* Çerçeve protokolüne işyeri sorunlarının
çözümünü engelleyecek hükümlerin kon-
maması,
* Yılbaşındaki ücret seviyelerinin yıl so-
nuna kadar korunmasını sağlayacak ted-
birlerin alınması,
*İşletmelerdeki müteahhit-taşeron uygula-
malarına son verilmesi,
şeklinde belirlenmiştir.
Sendikamızca, belirlenen bu ilkesel yakla-
şımlar doğrultusunda 6.250 üyemiz adına
TPAO, BOTAŞ, ETİ MADEN, MAKİNA
KİMYA, AFYON ALKOLOİD işyerle-
rinde şu ana kadar 3’er görüşme gerçek-
leştirilmiş, 60 günlük yasal görüşme süreci
tamamlanmıştır. Bu aşamadan sonra uyuş-
mazlık prosedürüyle resmi arabulucu tayin
edilip, çalışmaya başlayacak daha sonra da
grev yasağı kapsamında olan işyerleri-
mizde YHK süreci başlayacak, grev yasağı
kapsamında olmayan işyerlerimizde ise
grev ile ilgili prosedürler başlayacaktır.
Kamu TİS'lerinde süreç nasıl işliyor?
Kamu toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri
yıllardır iki farklı kulvarda yürütülmekte-
dir.Birincisi, Petrol-İş'in de içinde yer al-
dığı Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri ile
Yol-İş, Tek Gıda-İş, Tarım-İş, Genel
Maden-İş, Türkiye Maden-İş, Harb-İş ve
TezKoop-İş’in genel başkanlarından olu-
şan Türk-İş Kamu İş Toplu İş Sözleşmeleri
Koordinasyon Kurulunca belirlenen talep-
ler doğrultusunda Türk-İş Yönetim Kurulu
ile Hükümet arasında sürdürülmekte ve
genel çerçeve protokolü imzalanarak, pro-
tokolde kararlaştırılan hükümler Toplu İş
Sözleşmelerinde aynen yer almaktadır.
İkincisi işyerlerinde örgütlü ilgili sendika-
lar ile kamu işveren sendikaları ve işyeri
yetkilileri arasında çerçeve protokolü dı-
HÜKÜMETİN VE TÜRK-İŞ'İN TUTUMUNU PROTESTO ETTİLER
KAMU TİSLERİ
petrol-iş 7
şında kalan daha ziyade işyeri sorunlarına
yönelik taleplere ilişkin yapılan görüşme-
lerdir. Bu iki kulvarlı Toplu İş Sözleşmesi
sürecinde çerçeve protokolündeki madde-
ler tavsiye niteliğinde olsa da ve uyma zo-
runluluğu bulunmasa da elbetteki 230.000
işçi adına konfederasyonumuzla hükümet
arasında yapılan anlaşma sendikamız için
de bağlayıcıdır ve protokoldeki maddeler
aynen toplu iş sözleşmelerimizde yer al-
maktadır.
Ciddi bir mücadele ortaya koyacağız
Bazı sendikalarımız için genel çerçeve
protokolünün imzalanması toplu iş sözleş-
melerinin tamamen bittiği anlamına gelse
de biz toplu sözleşme sürecini böyle de-
ğerlendirmiyoruz. Çünkü, çerçeve proto-
kolünün dışındaki taleplerimizin
gerçekleşmesi, özellikle işyerlerine özgü
sorunlarımızın çözümü ile ücret dengesiz-
liklerinin giderilmesi için, geçmiş yıllarda
olduğu gibi bu yıl da ciddi bir mücadele
ortaya konacaktır. Sendika olarak, bu yılki
toplu iş sözleşmelerinin temel stratejisinin
yapılacak olan genel seçimler dikkate alı-
narak belirlenmesi gerek-
tiğini kararlaştırdık. Bu
doğrultudaki görüşleri-
mizi de Türk-İş Başkan-
lar Kurulu’na taşıdık.
Türk-İş Başkanlar Kuru-
lu’nda da bu yönde karar
alınmasına rağmen ne
yazık ki bu süreç, bazı
sendikalarca doğru işle-
tilmemiş hem de Türk-İş
Yönetim Kurulu doğru
planlama ve koordinas-
yonu gerçekleştireme-
miştir. Konfederasyonumuz Yönetim Ku-
ruluyla Sayın Başbakan ve Toplu İş Söz-
leşmelerinden sorumlu Sayın Devlet
Bakanıyla şifai görüşmeler yapılsa da şu
ana kadar toplu iş sözleşmelerinde ciddi
bir gelişme olmamıştır. Gerek Toplu İş
Sözleşmesi sürecinin iyi yönetilememesi,
gerekse hükümetin, taleplerimizi görüş-
mek üzere henüz ciddi bir tavır içerisine
girmemesi nedeniyle bugün sendikamıza
bağlı bütün kamu işyerlerinde 1 saat geç
işbaşı yaparak tepkilerimizi ortaya koyu-
yoruz. Kamu toplu iş sözleşmelerinde sü-
recin hızlandırılması ve taleplerimizin
gerçekleşmesi için Petrol-İş’in bu müca-
dele de hazır olduğunu ifade ediyor,
230.000 işçinin ortak mücadelesinin ör-
gütlenmesi gerektiğine inanıyoruz.
petrol-iş8
TÜPRAŞ’ta devam edentoplu iş sözleşmesi görüş-melerinde bugüne kadar an-
laşma sağlanamaması üzerineTÜPRAŞ Genel Müdürlüğü, Ko-caeli, Batman, Aliağa, Kırıkkale ra-finerilerinde 18.04.2011 tarihinde 1saat geç iş başı yapıldı. Pazartesigünü, 08.00 - 16.00 vardiyası çalı-şanları vardiyayı teslim almayıp ra-fineri kapıları önünde toplanarakTİS görüşmelerinde anlaşma sağla-namamasını protesto ettiler.
Dört rafineri önünde yapılan pro-testo eylemlerinde rafinerilerin ör-gütlü olduğu Şubelerin Başkan-
larının yaptığı basın açıklamala-rında şu noktalara dikkat çekildi:“Anlaşma sağlanamaması kaygı ve-rici 3 bin 337 üyemiz adına 10Şubat 2011 tarihinde başlayan toplusözleşme görüşmelerinde, yapılan6 toplantı sonunda 19 asıl, 1 geçicive 2 ek madde olmak üzere 22 mad-dede anlaşma sağlanamaması üze-rine 14 Nisan 2011 tarihindeuyuşmazlık zaptı tutulmuş bulun-maktadır. Tüpraş çalışanlarının ge-leceğini çok yakından ilgilendirenmüteahhit-taşeron işçi çalıştırıl-ması, farklı işe ilk giriş ücreti uygu-laması ve şu anki vardiya sisteminindevam etmesi başta olmak üzere
idari ve parasal maddeler üzerindeanlaşma sağlanamaması kaygı veri-cidir. Uyuşmazlık tutanağının BölgeÇalışma Müdürlüğü'ne gönderilme-sini izleyen süreçte resmi arabulucuçalışmasını takiben işletmenin grevyasağı kapsamında olması nede-niyle toplu iş sözleşmesinin YüksekHakem Kurulu'na gönderilmesi sü-reci başlayacaktır.”
Sözleşmenin YHK'da bitirilmesiçalışma barışını olumsuz etkiler
TÜPRAŞ Aliağa, Batman, Kırık-kale ve Kocaeli işçileri olarak, topluiş sözleşmesinin Petrol-İş Sendika-
Rafineri işçileri TİS görüşmelerindeanlaşma sağlanamamasını protesto etti
PETROL-İŞ ÜYESİ TÜPRAŞ İŞÇİLERİ EYLEMLERE BAŞLADI
Tüpraş işvereninin, idari ve parasal, önemli pek çok maddede çözüme yönelik adımatmamasını anlamakta güçlük çekmekteyiz. Tüpraş işçisi, işletmenin grev yasağındaolduğuna bakmaksızın, sözleşmenin taraflarca sözleşme masasında bitirilmesi hu-susunda gerekli çaba ve kararlılığı gösterecektir.
TÜPRAŞ/UYARI EYLEMİ
petrol-iş 9
sı'nın iradesi dışında, Yüksek HakemKurulu'nda bitirilmesinin çalışma ba-rışını olumsuz etkileyeceği, sen-dikanın bu duruma sessiz kalmayacağıbildirilen basın açıklamalarında şunoktalar vurgulandı:
“Tüpraş işvereninin, idari ve parasal,önemli pek çok maddede çözüme yö-nelik adım atmamasını anlamaktagüçlük çekmekteyiz.Tüpraş işçisi, iş-letmenin grev yasağında olduğunabakmaksızın, sözleşmenin taraflarca
sözleşme masasında bitirilmesi husu-sunda gerekli çaba ve kararlılığı gös-terecektir.” Protesto eyleminden sonraTüpraş işçileri saat 09:00'da topluhalde kart basarak vardiyaları teslimaldılar.
petrol-iş10
Tuzla - Tepe Ören mevkiinde faali-
yet gösteren, İstanbul 2 Nolu şu-
bemiz kapsamında bulunan ve
sendikamız üyesi 492 işçinin çalıştığı
Mutlu Akü ve Malzemeleri San. A.Ş' de
24 Mayıs sabahı, saat 08'00'da başlayan
ve 5 saat süren grev, Mutlu Akü işvereni
ile yapılan görüşmelerden sonra anlaş-
mayla sonuçlandı. Yapılan anlaşma ile 2
yıl süreli toplu iş sözleşmesinde, ilk yıl
Mutlu Akü işçilerinin aylık ücretlerine
190 TL zam yapıldı. İkinci yıl ise ücret-
lere enflasyon oranı + 20 TL'lik miktarda
zam uygulanacak. Sosyal haklarda ise
yüzde 7.2 oranında artış sağlanacak.
Mevcut sosyal yardımlara ilave olarak 37
TL'lik gıda ödentisi de toplu iş sözleşme-
sine girmiş oldu.
Mutlu Akü işvereni ile 11 Ocak'ta başla-
yan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde
ücret zammı konusunda anlaşma sağlana-
maması nedeniyle 24 Mayıs'ta grev uygu-
lama kararı alınmıştı. Sabah saatlerinde
sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öz-
taşkın, Genel Sekreter Mustafa Çavdar'ın
da katılımıyla, İstanbul 2 Nolu Şube Baş-
kanımız Ecvet Eşlegül, şube yöneticileri,
Mutlu Akü işyeri Baştemsilcisi ve temsil-
cileri ile Mutlu Akü işçilerinin fabrika
önünde başlattıkları grev, Mutlu Akü iş-
vereni ile yapılan görüşmeler sonucunda
anlaşmayla sonuçlandı.
Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, gre-
vin anlaşmayla sonuçlanmasının ardından
Mutlu Akü işçilerine hitaben yaptığı açık-
lamada şu bilgileri verdi:
“Sendika olarak bu toplu iş sözleşme-
sinde belirlediğimiz hedeflerle ilgili ola-
Mutlu Akü grevi anlaşmayla sonuçlandı
492 PETROL-İŞ ÜYESİ İŞÇİ İŞBAŞI YAPTI
GREV
Öztaşkın, Mutlu Akü işçisinin grevi, sabah 08.00'de fabrikaönünde başlattığını ve talep edilen rakamlarda yukarıyaçıkış olmadığı takdirde bu grevin devam edeceğinin mesa-jını işverene çok iyi bir şekilde verdiğini belirterek MutluAkü işçilerini bu kararlı tutumlarından dolayı kutladı.
petrol-iş 11
rak Mutlu Akü işvereni ile yoğun bir pa-
zarlık süreci yaşandı. Biz, yaptığımız gö-
rüşmede rakamların yukarıya çekilerek
bu sözleşmenin bitirilmesi gerektiğini
ifade ettik. Uzun görüşmeler ve pazarlık-
lar sonucunda 1. yıl için ücret zammı 190
TL/Ay olarak gerçekleşti. 8 TL/Ay olarak
uygulanan gece zammında da yaklaşık 20
TL/Ay'lık bir artış gerçekleşti. Böylelikle
en azından bizim eşik olarak gördüğümüz
200 TL rakamı gece zammı ile birlikte
aşılarak 210 TL olarak gerçekleşmiş
oldu. İkinci yıl ücret zammında da enf-
lasyon oranı artı 20 TL'lik artış gerçek-
leşti. Bu da enflasyon oranı + yüzde 1.5
rakamına denk gelecek bir rakamı oluş-
turdu. Ücret zammı, sendikamıza
2010'da üye olan işçilere mevcut ücret-
lerinin yüzde 10'u oranında uygulanacak.
2011'de üye işçilere de yüzde 8 oranında
üret zammı verilecek. 2001 öncesi girişli
üyelerimize de 190 TL'ye ilave olarak 30
TL yani 220 TL şeklinde ücret zammı uy-
gulanacak. Ücret farkları ise bir seferde,
toplu olarak 30 Haziran'da ödenecek.”
Öztaşkın, Mutlu Akü'de her şeye rağmen
çok iyi bir sözleşme dönemi geçirdikle-
rini, sendika olarak Mutlu Akü'de hedef-
leri iyi bir şekilde belirlediklerini ve bu
hedeflerin arkasında sonuna kadar dur-
duklarını, bunu gerçekleştirmek için her
türlü iradeyi ortaya koyduklarını,
“grevse grev, eylemse eylem” dedikle-
rini, Mutlu Akü işçilerinin de hep bir-
likte bu bilinçle ortak hareket ettiklerini
söyledi. Öztaşkın, Mutlu Akü işçisinin
grevi, sabah 08.00'de fabrika önünde
başlattığını ve talep edilen rakamlarda
yukarıya çıkış olmadığı takdirde bu gre-
vin devam edeceğinin mesajını işverene
çok iyi bir şekilde verdiğini belirterek
Mutlu Akü işçilerini bu kararlı tutumla-
rından dolayı kutladı.
İstanbul 2 Nolu Şube BaşkanımızEcvet Eşlegül: İyi bir TİS imzala-
dığımıza inanıyoruz
Mutlu Akü'de 5 aydır süren bir TİS süre-
cimiz oldu. 8-10 toplantı yapmamıza rağ-
men işveren ile anlaşmaya varamadık ve
greve çıktık. İşverenin katı tutumu bizi
greve çıkmaya zorladı. Biz elimizi taşın
altına koyacak işverenin de koyması ge-
rektiğini belirttik. Biz bu işyerine karşı
değiliz. Emeğimizin karşılığını istiyor-
duk. Çünkü içeride çalışma koşulları çok
zor. Üyelerimiz insan sağlığını olumsuz
etkileyen bir sektörde, bir işyerinde çalı-
şıyorlar. Biz bu koşulları iyileştirmek için
mücadele verdik. Ve greve çıktıktan sonra
içeride işveren ile yapılan son toplantıda
petrol-iş12
iyi bir toplu sözleşme yaptığımıza inanı-
yoruz. Arkadaşlar da memnun. Greve çık-
makla çok olumlu bir sonuç aldık.
Göstermiş oldukları kararlılıktan ve başa-
rıdan dolayı Mutlu Akü işçilerine teşek-
kür ediyoruz. Destek ve katkılarından
dolayı aynı zamanda genel merkez yöne-
ticilerimize de teşekkür ediyoruz. Tem-
silci arkadaşlarımı da bu süreçte
gösterdikleri azim ve çabalarından dolayı
tebrik ediyorum ve kendilerine teşekkür
ediyorum. Sözleşmenin Mutlu Akü işçi-
sine, işçi sınıfına, şubemize, sendikamıza
hayırlı olmasını diliyorum.
Mutlu Akü Baştemsilcisi Fatih Pat:Mutlu Akü işçisinin tatmin olacağı birsözleşme imzalandı
Biz sabahleyin bu grevi başlatırken bir
hak mücadelesi yaptığımızın bilincindey-
dik. Çünkü talep ettiklerimiz verilme-
mişti. İşverenin grev başlamadan önceki
son toplantıda verdiği teklif tatmin edici
bir teklif değildi. Çalışanların ücretleri
son 10 yıl içinde reel anlamda eridi. Bu-
rası bizim işyerimiz. Burayı baltalamak
gibi bir düşüncemiz kesinlikle aklımızın
ucundan geçmez. Amacımız bu işyerinde
sürekli çalışmak ve Mutlu Akü'den
emekli olmak. Sabahleyin Mutlu Akü ça-
lışanları olarak 5 saatlik bir grev başlan-
gıcımız oldu. Arkadaşlarımız fabrika
önünde grevde iken içeride işveren ile ya-
pılan toplantıda hakikaten Mutlu Akü iş-
çisinin tatmin olacağı bir toplu iş
sözleşmesi imzalandı. Mutlu Akü'de Pet-
rol-İş'in 492 üyesi var. 492 üyenin tü-
münü memnun etmenin tabii ki imkanı
yok. Ancak çalışanların yüzde 95'i imza-
lanan bu sözleşmeden memnun. Sendika-
mıza, genel merkez yöneticilerimize,
genel başkanımıza, şube yöneticilerimize
ve çok onurlu bir duruş sergileyen Mutlu
Akü işçilerine ayrı ayrı teşekkür ediyo-
rum. Bu sözleşme hepimize, sendikamıza
hayırlı uğurlu olsun.
Baştemsilci FATİH PAT
Şube Başkanı ECVET EŞLEGÜL
petrol-iş 13
Geçtiğimiz yıl 23 Kasım'da sen-dikamız üyesi 5 Polyplex Eu-ropa işçisinin işten atılmasıyla
başlayan direniş fabrika önünde halasürüyor. Ulusal ve uluslar arası sendikalhareketin de Petrol-İş üyesi PolyplexEuropa işçileriyle dayanışmayı güçlen-dirmeleri Hintli Polyplex işvereni üze-rindeki baskıları arttırdı.
Polyplex ve Bericap direnişleriyle ilgiliolarak ICEM Genel Sekreteri Manfred
Warda Nisan ayı başlarında her iki şir-ketin Almanya ve Hindistan'daki genelmerkezlerine uyarı mektupları gön-derdi. Warda, şirket yönetimlerindenuyuşmazlığı çözmek için bir an önceadım atmalarını ve toplu olarak iştenatılan işçileri işe iade etmelerini istedi.
Warda, aksi takdirde, ICEM ile bir-likte metal federasyonu IMF veAlman metal sendikası IG Metall'inortak girişimlerde bulunacağını vur-guladı. ICEM Genel Sekreteri, ayrıca,her iki uyuşmazlığın çözümüne yöne-lik görüşmelerde gerekirse memnuni-
yetle rol alabileceğini de belirtti. Bununyanında Labourstart internet sitesindesürdürülen kampanya gibi pratiklerle de
Polyplex işvereni üzerindeki baskı artı-rıldı. Polypex'in Çorlu'daki işyerine ge-lerek soruşturma, denetim yapanheyetin de bu tür etkinliklerin yarattığırahatsızlıklar sonucu harekete geçtiğitahmin ediliyor. Polyplex işyeriönünde direnen ve işyerinde çalışmayısürdüren üyelerimizle 16 Mart 2011tarihinde de TİS ve Dış İlişkiler servis-lerimizin katılımıyla Çorlu BirleşikMetal-İş Temsilciliği'nde bir eğitim-sohbet gerçekleştirildi. Vardiya saatle-rine uygun olarak gerçekleştirilen ikitoplantıda işvereninin uyguladığı bas-kılar karşısında taktikler geliştirilmesi,dayanışma ve mücadelenin güçlendi-rilmesi konuları ele alındı, üyelerin so-ruları yanıtlandı.
Polyplex işvereni üzerindeki baskılar artıyor
Polyplex ve Bericap diren-işleriyle ilgili olarak ICEMGenel Sekreteri ManfredWarda Nisan ayı başla-rında her iki şirketin Al-manya ve Hindistan'dakigenel merkezlerine uyarımektupları gönderdi.
POLYPLEX DİRENİŞİMİZ
Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamamasıüzerine, 74 üyemizin çalıştığı Saybolt Göze-tim ve Laboratuvar Hizmetleri A.Ş. işletme-
sinde, 4 Mayıs'ta greve çıkılmıştı. Saybolt işvereni ilesüren müzakereler sonucu anlaşma sağlanmasıyla 4Mayıs'ta başlayan grev 10 Mayıs'ta sona erdi.
Sendikamızın yeni örgütlenmiş olduğu ve 74 üyemi-zin çalıştığı Saybolt, Merkezi Gebze olmak üzereMersin, Aliağa, Adana, İskenderun, Kırıkkale, Bat-man, Trabzon, Derince ve Haramidere bölgelerindekiçalışanlardan oluşan bir firma. Saybolt, petrol şirket-lerine gözetim ve analiz hizmeti veriyor. Saybolt ça-lışanları limanlara gelen gemilerinden numunler alıp,laboratuvarlara gelen numuneleri inceleyerek raporediyorlar. Saybolt işyerinde 1 Kasım 2010 tarihindebaşlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma
sağlanamaması üzerine 7 Nisan 2011 tarihinde grevuygulama kararı alınmıştı.
Petrol-İş, Saybolt işyerinde geçen yıl Haziran ayındaörgütlenerek yetki için Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı'na başvurmuştu. Bakanlığın iki aylık ince-leme süresi sonrasında yetki başvurusu kabul edildi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2822 sayılıYasa'nın 13. maddesi gereğince işverene gönderdiğitespit yazısına yasal süre içinde işveren tarafından her-hangi bir itiraz olmadı.
Bakanlık, sendikamıza toplu iş sözleşmesi yapmakiçin yetki belgesini 15. 09. 2010 tarihinde gönderdi.08. 10. 2010 tarihinde toplu iş sözleşmesi ön proto-kolü imza altına alındı. 01.11. 2010 tarihinde de TİSgörüşmelerine başlandı.
Saybolt Gözetim ve Laboratuvar A.Ş'de TİS imzalandı
6 GÜN SÜREN GREV SONA ERDİ
Yapılan anlaşma sonunda bir çok idari ve yasal maddelerin yanı sıra, çalışanların hiçbirsosyal haklarının olmadığı işyerinde yeni sosyal haklar alındı. 1 ikramiye ve bugünekadar verilmeyen, çalışma düzeninden doğan ama alınamayan mesailer ve diğer haklarda bu sözleşmeyle alındı.
SAYBOLT GREVİ
petrol-iş14
petrol-iş 15
Ancak sendikamızın tüm olumlu çabalarına karşın,fazla çalışma ücretleri ve yıllık ikramiye konusunda uz-laşma sağlanamadı. 15 Nisan - 4 Mayıs tarihleri ara-sında süren görüşmelerde de işveren uzlaşmayayanaşmadı. Sendikamızın tüm iyiniyetli çabalarına kar-şın uzlaşma sağlanamaması üzerine 4 Mayıs itibariyleSaybolt işyerinde greve çıkılmıştı. 6 gün süren grevin
ardından 10. 05. 2011'de yapılan toplantıda anlaşmayavarıldı. Yapılan anlaşma sonunda bir çok idari ve yasalmaddelerin yanı sıra, çalışanların hiçbir sosyal hakları-nın olmadığı işyerinde yeni sosyal haklar alındı. 1 ik-ramiye ve bugüne kadar verilmeyen, çalışmadüzeninden doğan ama alınamayan mesailer ve diğerhaklar da bu sözleşmeyle alındı.
petrol-iş16
SENDİKAL HAREKETTE DEĞİŞİM
Türk-İş üyesi 11 sendikadan ortak mücadele kararı...
DAYANIŞMA, DEMOKRASİ VE DEĞİŞİM EKSENİNDE BİRARAYA GELDİLER
İstanbul'da Belediye-İş üyesi işçilere uygulanan baskı-
lara karşı yapılan ilk ortak protesto eylemiyle birlikte-
liklerini gösteren 11 sendika, 14 Nisan'da Tuzla
Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu bulunan ve Deri-İş
Sendikası'nda örgütlendikleri için işten çıkarılan Kampana
Deri işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirerek ortak
basın açıklaması yaptı. 11 sendika genel başkanı aynı gün
Bericap işvereninin sendikasızlaştırma politikalarına karşı
mücadele ettikleri için tazminatsız olarak işten çıkarılan ve
Gebze'de, fabrika önünde direnen Petrol-İş üyesi Bericap
işçilerine de dayanışma ziyaretinde bulunarak kitlesel basın
açıklaması yaptılar. Bu sendikaların genel başkanları, siyasi
iktidarın ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'nın
baskılarıyla sendika değiştirmeye zorlanan Belediye-İş
üyesi işçilerin mücadelesine destek vermek için de 20 Ni-
san'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen
ortak protesto eylemiyle kitlesel basın açıklaması yaptı.
11 sendikanın genel başkan ve yöneticileri 20 Nisan'da da
Düzce’de sendikalaşma mücadelesi veren MAS-DAF ve
DESA işçilerine destek ziyaretinde bulundu. Yapılan ko-
nuşmalarda 11 sendikanın bir yandan hak mücadelesi ve-
rirken bir yandan da bu köleci düzeni değiştirmek için yeni
bir oluşuma gittiği bildirildi. Bu dönemde sahte sendikacı-
lar başta olmak üzere işçi haklarını, sınıf mücadelesini ge-
rileten, engelleyen kim olursa olsun bunların yeni sınıftan
yana mücadelenin karşısında duramayacakları ifade edildi.
Sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da burada
yaptığı konuşmada, Düzce'de sendikalaşmanın hızla devam
ettiğine vurgu yaparak; “Bu mücadelelerin büyümesi, bir-
leşmesi ve hak aramanın önündeki engellerin kaldırılması
için de mücadele edeceğiz” dedi. Öztaşkın, başta bölgedeki
taşeronlaşmanın kalkması, ülkedeki taşeronluğun yasak-
lanması için hatta uluslararası taşeronluk yapan hükümet-
lerin ortadan kalkması için mücadeleyi birleştirerek
güçlendirerek ilerleteceklerini vurguladı. Türk-İş'e üye11
sendikanın ortak mücadele kararı almasından sonra Genel
Başkanımız Mustafa Öztaşkın'ın konuyla ilgili olarak, Ev-
rensel Gazetesi'nde “Sendikalarda Değişim Arayışı” baş-
lığıyla hazırlanan dizinin 9 Nisan 2011 tarihli nüshasında
yayınlanan röportajı veriyoruz.
Aralarında sendikamız Petrol-İş'in de yer aldığı, Türk-İş'e üye sendikalar Tek Gıda İş, Kris-tal-İş, Hava-İş, TGS, Tümtis, Belediye-İş, Basın-İş, Tez Koop-İş, Harb-İş ve Deri-İş serma-yenin ve siyasi iktidarın saldırılarına karşı sendikal harekette mücadeleci bir yapınınoluşturulması ve geliştirilmesi için ortak mücadele kararı aldılar. 11 Sendika üç temel ko-nuda ortak politikalar izleyecek; dayanışma, ülkede ve sendikalarda demokrasi, sendikalharekette değişim ve yenilenme...
SENDİKALARDA DEĞİŞİM ARAYIŞI/ RÖPORTAJ
Gökhan Durmuş / EVRENSEL GAZETESİ
petrol-iş 17
Petrol-İş, 60 yıllık geçmişiyleTürkiye işçi sınıfı mücadelesitarihinde önemli yeri olan bir
sendika. Bir zamanlar kamudaykenözel sektörün eline geçen PETKİMve TÜPRAŞ’ın yanı sıra hâlâ ka-muda olan TPAO’da örgütlü. Bu ku-rumların Türkiye sanayisinin candamarları arasında yer alması nede-niyle üye sayısının ötesinde bir gücütemsil ediyor Petrol-İş.
Emek sorunlarının yanı sıra, ana-yasa referandumu, seçimler ve Tür-kiye’nin temel gündemlerinden olanKürt sorununa yönelik demokratikçözüm çağrılarıyla, dünyada gelişensiyasal olaylara ilişkin açıklamala-rıyla Türk-İş’in “siyaset üstü sendi-kacılık” anlayışına karşı duruşuntemsilcisi durumunda.
Uzun bir süre özelleştirmeye karşıverdiği mücadeleyle adını duyuranPetrol-İş Sendikası son yıllarda“Sendikalı Ol” kampanyası çerçeve-sinde örgütlenme mücadelesi baş-lattı. Bu mücadeleyle üye sayısınıartıran sendikanın Gebze’de Beri-cap, Trakya’da Poliplex iş yerlerindebaşlattığı direnişler sürüyor.
Türk-İş içerisinde 11 sendikanınoluşturduğu birlik açısından önemlibir yeri olan Petrol-İş’in Genel Baş-kanı Mustafa Öztaşkın, “Değişim veyenilenme için önerdiğimiz politika-ları öncelikle kendi sendikalarımızdauygulayarak, kararlılığımızı ortayakoyacağız” diyor. Kalıcı bir birlikoluşturduklarını vurgulayan Öztaş-kın, sendika siyaset ilişkilerini yeni-den tanımlayacaklarını, değişime
önderlik edeceklerini söylüyor.
Sizi bir araya getiren nedenlernedir?
Bizi bir araya getiren nedenlerin ba-şında Türkiye’deki sendikal hareke-tin yaşadığı sorunlar geliyor. Şu andasendikal harekette ciddi kriz ve zafi-yet yaşanıyor. Biz bunları ortadankaldırmaya yönelik bir girişim içeri-sinde olacağız.
Birliğinizi nasıl tanımlıyorsunuz,hedefleriniz ne?
Türk-İş içerisinde anlayış ve müca-dele birliği olan sendikalar uzun za-mandır birlikte hareket ediyorduk.Sayımız şu an 11; zaman zaman 13olabiliyor. Bazı toplantılarda gün-demdeki konuya göre bazı arkadaş-larımızın çekinceleri oluyor, amasayımız genelde 11-13 arasında. Bir-likteliğimiz kalıcı olacak, uzun va-
Öztaşkın: Değişimi kendimizden başlatacağız
petrol-iş18
deli olacak, bir programa dayalı birbirliktelik olacak. Sadece güncel ko-nuların değil, sendikal hareketin bu-gününe ve geleceğine ilişkinbirtakım eylemler, mücadeleler veprogramlar da ortaya koyacak.
Ne yapmak istediğimizi şu şekildeözetleyebilirim: Birincisi, birlikteli-ğimizi bundan sonra daha görünürkılacağız. Üyelerimize ve bizim dışı-mızdaki sendikaların üyelerine, sen-dikasız işçilere ve toplumun diğerkesimlerine mesajlarımızı vereceğiz.Hangi sendikaya ve konfederasyonabağlı olduğuna bakmaksızın neredebir mücadele varsa orada olacağız veher türlü desteği vereceğiz.
Şu anda Türkiye’nin çeşitli yerle-
rinde ‘sendikalar birliği’ gibi ‘sendi-kalar platformu’ gibi çeşitli isimleraltında birliktelikler var. Biz bu yerelorganizasyonların güçlenmesi için dedestek vereceğiz. Türk-İş BaşkanlarKurulundan ya da yönetim kurulun-dan, bazı önemli olaylar karşısındakarar çıkmadığı hallerde, örneğinsosyal güvenlikte ve referandumdaolduğu gibi, ortak tavır geliştireceğiz,ortak mücadeleler örgütleyeceğiz.
Türkiye’deki sendikal hareketteki de-ğişim ve yenilenmeye önderlik ede-ceğiz. Bu değişim ve yenilenme içinönerdiğimiz politikaları önceliklekendi sendikalarımızda uygulayarakbu konudaki kararlılığımızı ortayakoyacağız. Türkiye sendikal hareke-tine yeni bir yol haritasını çizeceğiz;yeni tüzük ve program önermeleri-miz olacak.
Bu önermeleribiraz açabilir misiniz?Bunlar üzerine şu anda çalışıyoruz.Zamanı geldiğinde ne olduğunu tektek açıklayacağız. Türk-İş’in ya dadiğer konfederasyonlara önerdikleri-miz kabul görmediği takdirde, biz busefer bir araya geldiğimiz sendikalarolarak hayata geçireceğiz. Örneğinörgütlenmeye yönelik bir kampanya-nın yürütülmesi ya da organize sa-nayi sitelerinde örgütlenme bü-rolarının açılması gibi aslında kon-federasyonların yapması gereken bugibi etkinlikleri onlar yapmadıklarıtakdirde biz kendi gücümüz ora-nında yapacağız. Ayrıca anayasa tar-tışmaları gündemde. Seçimler debunun üzerine oturacak ve seçimsonrasında yeni bir anayasa dahaciddi bir şekilde gündeme gelecek.Dolayısıyla biz emeğin anayasasınınne olması gerektiğine dair bir ça-lışma yapacağız ve böyle bir ana-yasa için mücadele edeceğiz. Vetabii ki her türlü toplumsal hareketiniçerisinde yer alacağız. Yine toplum-
sal barışın sağlanması konusunda,Kürt sorununun çözümü de dahil,Türkiye’deki bir takım sorunların çö-zümü konusunda söyleyecek sözü-müz, yapacak şeylerimiz olacak.
Bizim hedefimiz yeni bir mücadeleşeklinin ortaya konması, sendikalı-sendikasız tüm emekçilere ulaşıl-ması, onların örgütlenmesi veonlarda sınıf bilincinin yaratılması,diğer sınıfsal ve toplumsal mücade-leye katılımlarına yardımcı olacak birstrateji ortaya konması... Eksik bırak-tığım bir nokta var: Sendika ve siya-set ilişkileri yeniden tanımlanacak.Sendikaların siyasete bakış açılarını,kendisini emekle ilişkilendiren siyasiparti ve siyasi anlayışlara karşı yak-laşımlarını yeniden tanımlayacağız.Bu anlamda tabii ki emeğe yakınolan, kendisini bir biçimde emekleilişkilendiren bütün siyasi parti veanlayışlarla iş birliği ve dayanışmaiçerisinde olacağız.
Çalışma programımız içerisindeyer alan bir diğer konu; sendikala-rın birleşmesi. Üç işçi konfederas-yonunun birleşmesini ve her işkolunda tek bir işçi sendikasının ol-masını hedefliyoruz. Ve bununikinci adımı olarak da bütün emekörgütlerinin tek bir çatı altında top-lanmasına, Türkiye Emek Konfede-rasyonunun kurulmasına önderlikedeceğiz. Üretimin küreselleşmesikarşısında sendikacılığın yerel veulusal düzeyden çıkarılıp küreselbir düzeye taşınması konusundamücadelemiz olacak. Böylelikle işçisınıfının küresel düzeydeki iş birliğive dayanışmasının daha anlamlı kı-lınmasına çabalayacağız.
SENDİKALARIN BİRLEŞMESİNİ SAVUNUYORUZ
petrol-iş 19
Onlar, Gebze-Darıca'da faaliyetgösteren ve Coca-Cola, Pepsi-Cola, BP, Castrol, Olin, Komili,
Erikli Su, Fruko, Ülker, Aroma, Hen-kel, Nestle, Bilim İlaç, Hayat Su,Aytaç gibi daha nice ünlü yerli veyayabancı firmaya kapak üreten, 50'denfazla ülkeye ihracat yapan, birçok ül-kede fabrikası bulunan Alman kö-kenli çok uluslu şirket Be-ricap-Türkiye'nin işçileri...
Onlar, 1988 yılında Darıca'da kuru-lan fabrikayı büyütmüşler, ambalaj
sektörünün Türkiye lideri yapmışlar.Kazakistan ve Mısır'da yeni fabrika-ların kurulması, Bericap-Türkiye'ninüretim ve ihracattaki muazzam başa-rıları sonucunda gerçekleşmiş.
Onlar, canla başla çalışmalarına rağ-men hak ettikleri ücreti alamamaları,çalışma koşullarının zorluğu nede-niyle sendikalı olmak istediler. Pet-rol-İş, onlara öncü oldu, yol gösterdi.İşte her şey bu “hak arama” mücade-lesinden sonra değişti. Petrol-İşGebze Şubesi, Bericap'ta örgütlenme
faaliyetine 2009 yılı Temmuz ayısonlarında başladı. İşverenin tümbaskı ve yıldırmalarına karşın örgüt-lenmede başarı sağlanıp toplu iş söz-leşmesi masasına oturana kadargeçen 6 aylık sürede, 6 öncü işçiişten çıkartıldı.
Sendikalı işçiye tahammül yok!Bütün bu baskı ve yıldırmalara rağ-men Petrol-İş'in ve Bericap işçisininkararlı tutumu sonucunda işyerinde2010 yılı Ocak ayında toplu iş söz-leşmesi imzalandı. Ancak işverenin
BERİCAP DİRENİŞİMİZ
Petrol-İş üyesi 89 Bericap işçisi mücadelede kararlı
SENDİKAL HAKLARI İÇİN 23 ARALIK'TA BAŞLATTIKLARI DİRENİŞ, BÜYÜK BİR KARARLILIK VE AZİMLE SÜRÜYOR
Onlar sendikal hakları için örgütlendiler; sendikal örgütlülüklerine tahammül edemeyenBericap işvereninin baskı ve yıldırma politikalarına boyun eğmeyerek kışın ortasında di-renişe geçtiler. Çadırları söküldü; kar, kış, yağmur, çamur onları yıldıramadı. Taleplerikabul edilinceye kadar da mücadelede kararlılar...
petrol-iş20
sendikalı işçiye olan tahammülsüz-lüğü bir türlü sona ermedi. İşveren,çeşitli yöntemlere başvurarak, sendi-kanın üye sayısını yüzde 50+1'in al-tına düşürmeyi hedefliyordu. Böy-lece sözleşmenin geçerlilik süresi so-nunda, 31 Aralık 2011'de sendikadankurtulacaktı. İşveren, bunun için işçi-lere bir tuzak hazırladı. İmzalanantoplu iş sözleşmesi hükümlerine ay-kırı olarak, gerek sendikaya gerekseişçilere hiçbir bilgi vermeden, keyfiolarak vardiya sistemini değiştirdi.Ancak işçiler bu oldu-bittiyi kabul et-meyerek eski vardiya sistemine göreçalışmayı sürdürdüler. İşveren bu du-rumu, “izinsiz işe gelmeme” şeklindedeğerlendirdi ve vardiya değişikliğinikabul etmeyen 16 işçiden 4'ünün işaktini tazminatsız olarak feshetti, 12işçiye ise yevmiye kesme cezasıverdi.
Bericap işçisi haksızlığı kabul etmediSendikalı olarak çalışmak için hertürlü baskıya göğüs geren Bericap iş-çisi bu haksızlığı kabul etmeyerek,işten atılan arkadaşlarının geri alın-ması, işverenin sendika karşıtı tutu-muna son vermesi talebiyle de-mokratik direnme hakkını kullandı.Bericap işçileri geçtiğimiz 23 Ara-lık'ta fabrika önünde direniş başlattı-lar. Petrol-İş'te örgütlü Bericapişçilerinin kendi özgür iradeleriylebaşlattıkları bu direniş yasal ve meş-rudur. Bunun kaynağı başta Anayasa-mız olmak üzere T.C hükümetleritarafından imzalanmış uluslararasısözleşmelerdir.
Kar-kış, yağmur-çamur demedenBericap fabrikasının önünde direnenBericap işçisi ne istiyor?
İşçilerin üç talebi var:-İşten çıkartılan arkadaşlarının gerialınması,
-İşyerinde taşeron sistemine son ve-rilmesi,
-İşçilere sendikaya üye olmamasıyönünde baskı yapılmaması.
Bericap işçileri üçü de meşru, haklıve hukuka dayalı bu talepleri kabuledildiği takdirde işbaşı yapmaya ha-zırdır. Petrol-İş, bu direnişin sona er-mesi ve Bericap işyerinde insanonuruna yakışır çalışma ilişkilerininbir an önce tesis edilmesi için diya-loga açık olduğunu bir kez dahabeyan etmektedir.
petrol-iş 21
DAYANIŞMA
Sendikalardan Bericap direnişine dayanışma ziyareti
HAVA-İŞ GENEL BAŞKANI AYÇİN, DERİ-İŞ GENEL BAŞKANI SERVİ BERİCAP'TA
Sendikamız üyesi Bericap işçile-rini, direnişlerinin 96. gününde zi-yaret eden Hava-İş Genel Başkanı
Atilay Ayçin, Deri-İş Genel BaşkanıMusa Servi ve Basın-İş İstanbul ŞubeBaşkanı Levent Dinçer, bu direnişlerinsadece Bericap'ta yaşanmadığını, bütünTürkiye'ye dalga dalga yayıldığını, Beri-cap direnişinin mutlaka başarıya ulaşa-cağını söylediler.
Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,Genel Sekreterimiz Mustafa Çavdar,Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Do-ğangül, Genel Örgütlenme ve Eğitim Se-kreterimiz Nimetullah Sözen, GebzeŞube Başkanımız Süleyman Akyüz,Gebze Şube yöneticilerimiz ve işyeritemsilcilerinin de hazır bulunduğu ziya-ret esnasında işçilere hitaben bir ko-
nuşma yapan Hava-İş Genel BaşkanıAtilay Ayçin, “Sendikal hakları için di-
renen sadece sizler değilsiniz. Bu dire-nişler Türkiye geneline dalga dalga ya-
yılıyor. Bu mücadelenizde sizlere birözür borçluyum. Bilin ki burayı birazihmal ettik. Bundan sonra nerede bir di-reniş, nerede bir hak mücadelesi var isebiz orada olacağız. Hava-İş olarak bu di-renişin başarıya ulaşması için üzerimizene sorumluluk düşüyorsa yapacağız. Budireniş mutlaka başarıya ulaşacaktır. Mü-cadelenizde başarılar diliyorum” dedi.
Bu direniş mutlakabaşarıya ulaşacaktırDeri-İş Genel Başkanı Musa Servi deyaptığı konuşmada şunları söyledi:“Sendikal haklara saldırı tüm Türkiye'deyaşanıyor. Tüm işyerlerinde işverenleryetkiyi düşürmek için alt işverenlik sis-temini kuruyor. Taşeron vasıtasıylamümkün olduğu adar buradaki yetkiyidüşürmeye çalışıyor. İşveren Bericap'tada bunu yapmak istedi. Siz de bu oyunagelmediniz. Biz DESA'da 415 gün dire-niş yaptık. Emine Arslan tek başına 349gün, kararlı bir şekilde direniş yaptı. Ka-rarlı bir duruş sergiledi. Sonuç olarak iş-veren masaya gelmek zorunda kaldı.Bericap'ta işveren içeride kaliteli üretimyapamadığı için sizden çok daha rahat-sız. Kesinlikle moralinizi bozmadan,aynı kararlılıkla direnişinizi sürdürün.Kararlı bir duruş sergilerseniz bu direnişmutlaka başarıya ulaşacaktır. Biz Deri-İşolarak sizler için üzerimize düşeni yerinegetirmeye çalışacağız. Sizlere başarılardiliyorum”
Basın İş-İstanbul Şube Başkanı LeventDinçer da yaptığı konuşmada,”Biz de
Eczacıbaşı Holding'te sendikal hakları-mız için, TİS için tam 21 ay greve çıktık.Kar kış demeden, o soğuğu, o sıcağı siz-ler gibi yaşadık. Bu mücadelede sizlerinkazanacağına yürekten inanıyoruz. Du-ruşunuzun 96. günde de ilk günkü gibiolduğunu görüyoruz. Bu duruşunuzla be-raber içeriye gireceğinize inanıyorum.Basın-İş Sendikası olarak da bu mücade-lenizi mücadelemiz olarak kabul ediyor,hepinize başarılar diliyorum.”
Direnişteki işçiler Müzeyyen Karabatakve Hüseyin Sarı da şu konuşmaları yap-tılar:
Müzeyyen Karabatak: “96 gündür bu-rada direnişteyiz. Hiçbir zaman ümidi-mizi kaybetmedik. En zor koşullarıatlattığımızı düşünüyoruz. Çünkü kışınhava koşulları bizim için olumsuz bir et-kendi. Ama şu bir gerçek ki her zaman
haklı olan kazanacak. Biz buna inanıyo-ruz. Sizlerin buraya gelerek bizleri ziya-ret etmesi, destek vermeniz bizimmoralimizi daha da yükseltiyor, motivas-yonumuzu artırıyor. Bu destek ziyaretle-rinin anlamı çok büyük; bizimmücadelemize katkıda bulunuyor. Dire-nişçi arkadaşlarımız adına hepinize te-şekkür ediyoruz.”
Hüseyin Sarı: “Ben bu direnişe her günKocaeli'nden gelerek katılıyorum. Bu-rada kardeşlerimiz, ablalarımız 96 gün-dür direnişteyiz. 7 yıldır Bericap'taçalışıyorum. Burada sendikal haklarımıziçin direniyoruz. Buraya her geldiğimde,bu ablalarımı burada gördükçe kendime,'Benim buraya en erken saatte gelmemlazım' diyorum. En erken de ben gel-meye çalışıyorum Erkenden gelip buradadirenişi başlatıyoruz. Arkadaşlarımızla
birlikte mücadelemiz başarıya ulaşanakadar bu direnişi sürdüreceğiz. Başara-cağımıza da inanıyorum.”
Gebze Şube Başkanımız SüleymanAkyüz: Umuyoruz ki işveren artık buyanlışında ısrar etmez “96 günlük bu eylem gerçekten de çokanlamlı bir eylem. Bu direnişin önemişurada; bizler işimizin başında iken, ça-lışırken dört arkadaşımızın sendikal ne-denlerle işten çıkartılması nedeniyledirenişe geçtik. Direniş ilk günkü gibidevam ediyor. Bunu arkadaşlarımızıngözlerindeki parıltıdan anlayabilirsiniz.Bu arkadaşlarımız burada bu kışın enkötü hava koşullarını yaşadılar. Bu dire-niş alanını işveren bilinçli olarak çamur
22 petrol-iş
içerisinde bıraktı. Ancak bu arkadaşları-mız inançla ve kararlılıkla bu işi yürütü-yorlar. Dolayısıyla ben bu direnişinsonuç alınıncaya kadar devam edeceğineinanıyorum.
Sizlerin ziyaretleri bizlere arkadaşlarımı-zın da söylediği gibi büyük bir moral ve-riyor. Burada 12 de kadın üyemiz var.Kadınlarımızın mücadelesi herkeseörnek olsun. Huzurunuzda onları bir kezdaha kutluyorum. Hepsinin evlerinde ço-cukları var, işleri var. Ama tüm bunlararağmen, kararlı bir şekilde, her sabah bu-raya gelerek direnişe katılıyorlar, herkes-ten daha fazla görev alıyorlar. Biz dePetrol-İş olarak sonunu kadar bu arka-daşlarımızın yanında olacağız. Siz, sen-dikalarımızın genel başkanlarına, genelmerkez yöneticilerimize bir kez daha te-şekkür ediyoruz. Bu mücadelemiz
devam edecek. Çalışırken dışarıya çıka-rak direniş başlatmak her babayiğidingöğüsleyeceği bir iş değil. Biz bu müca-deleyi başarıya ulaştırdığımız zaman budireniş, gerçekten bölgemizde, ülke-mizde, sendikal harekette büyük bir ka-zanç olacaktır. Her işveren de haksızuygulamalar konusunda kendisine çekidüzen verecektir. Biz başka bir şey iste-miyoruz.
Bugün çağırsınlar; arkadaşlarımız hiç birşey olmamış gibi işlerinin başına döne-ceklerdir.İşverenin, “Bu kadar süre dire-nişte olan işçiyle nasıl çalışacağız, onlarınasıl çalıştıracağız?' gibi bazı endişeleri-
nin olduğunu duyuyoruz. Bu endişelerehiç gerek yok. Bizim 31.12. 2011 sonunakadar sözleşmemiz var. Haklarımız, üc-retlerimiz, çalışma koşullarımız belli. Gi-receğiz içeri, çalışmaya kaldığımızyerden devam edeceğiz. Umuyoruz ki iş-veren artık bu yanlışında ısrar etmez veyanlışından dönerek bizlerle uzlaşır. Buşekilde kendisi de zarar görmez, bizimarkadaşlarımız da zarar görmez.”
Dayanışma ziyareti sırasında Bericap iş-çileri sık sık, “Direne direne kazanaca-ğız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”,“Yaşasın sınıf dayanışması” şeklinde slo-ganlar attılar.
Direnişteki Bericap işçisine Türk-İş'ten kumanya desteği
Türk-İş, Bericap dire-nişinin 71. günündeişçilere kumanya
dağıttı. 4 Mart'ta fabrikaönünde gerçekleştirilen ku-manya dağıtımına sendika-mız Genel Örgütlenme veEğitim Sekreteri Nimetul-lah Sözen, Kocaeli ŞubeBaşkanı Ali Ufuk Yaşar, Se-lüloz-İş Sendikası Genel
Başkan Yardımcısı İlhanAktaş, Türk-İş MarmaraBölge Temsilcisi AdnanUyar, Sağlık-İş KocaeliŞube Başkanı Bülent Gök-men, Gebze Şube Başkanı-mız Süleyman Akyüz,Gebze şube yöneticileri ka-tıldı.Genel Örgütlenme ve Eği-tim Sekreterimiz Nimetul-
lah Sözen kumanya dağı-tımı sırasında yaptığı ko-nuşmada, mücadelelerindendolayı Bericap işçisini kut-layarak,” Sizlerin tıpkı ilkgünkü gibi heyecanlı ol-ması bize de heyecan veri-yor, bizi umutlandırıyor.Petrol-İş de sizler için her-şeyi yapmaktadır. İşverensizleri örgütsüzleştirmek is-
tedi. Sizler ise arkadaşları-nız için, bu fabrikada örgüt-lülüğü devam ettirmek içineylem yapıyorsunuz. Pet-rol-İş olarak sonuna kadarbirlikte mücadele edeceğiz”dedi.
Gebze Şube Başkanı Süley-man Akyüz de yaptığı ko-nuşmada, direnişin ilk
23petrol-iş
petrol-iş24
Yalnız olduğunuzu sanmayın, hep birlikte yanınızdayız!
gününden 71. gününe kadarbir çok sivil toplum ve sen-dika temsilcisinin Bericapişçisini ziyaret ettiğini belir-terek, bu dayanışmadan do-layı herkese teşekkür etti.Akyüz, Bericap direnişi sı-rasında hep Türk-İş neredediye sorular sorulduğunu,ancak Türk-İş Marmara
Bölge Temsilcisi AdnanUyar'ın direnişteki işçileribirçok kez ziyaret ettiğinibelirterek “Türk-İş büyükbir konfederasyondur. Bu-rada yapılan direniş debüyük bir direniştir. Bugünburada Adnan Uyar'ın giri-şimiyle yapılan maddi yar-dımlarla işçilerimize erzakdağıttık” dedi.
Bericap işvereni tarafındanbasına yapılan açıklamala-rın çelişkilerle dolu oldu-ğunu belirten Akyüz,
mücadeleyi sonuna kadarsürdüreceklerini belirtti.Akyüz sözlerini, “Bericap'tasendikasızlaştırma olayıvar. Bizler sendikal hakları-mıza saygı gösterilmesinive işten çıkartılan işçilerintekrar işe alınmasını istiyo-ruz. Herşey işverene bağlı.Bizler buradayız ve herzaman diyaloga hazırız” di-yerek bitirdi.
Adnan Uyar ise yaptığı ko-nuşmada,Türk-İş olarak bu-radaki direnişte her zaman
işçilerin yanında olduklarınıbelirterek, “Sizler buradaeşine rastlanmayacak bir di-reniş gösteriyorsunuz. 4 ar-kadaşınız için 92 kişi tümkendi geleceğini karartarakburada bir eylem yapıyor.Bu fabrikada müdürlük ya-panların bu mağduriyetigörmeleri gerekir. Bizler busergilediğiniz onurlu duru-şun arkasındayız, destekçi-siyiz ve her zamanyanınızdayız. Hep birliktemücadele etmeye devamedeceğiz” dedi.
TEMSİLCİ/YÖNETİCİLERİMİZ DİRENİŞTEKİ ÜYELERİMİZ BERICAPİŞÇİLERİNE DAYANIŞMA ZİYARETİNDE BULUNDULAR:
Genel merkezimizde sürdürü-len eğitimlere katılan tem-silci/yöneticilerimiz, 17 Mart
Cuma günü, direnişlerinin 84. gü-nünde Bericap işçilerine dayanışma zi-yaretinde bulundular. Genel MaliSekreterimiz İbrahim Doğangül vesendika uzmanlarının da yer aldığı zi-
yarette Gebze Şubemiz İdari SekreteriEyüp Akdemir bir konuşma yapa-rak,”Genel Mali Sekreterimize, eğitimuzmanlarımıza, basından gelen arka-daşlarımıza, siz temsilci ve yöneticiarkadaşlarımıza hoş geldiniz diyor,Bericap adına, desteklerinizden dolayıteşekkür ediyoruz” dedi. 84 gündür
Bericap’ta eylem halinde olduklarınıbelirten Akdemir konuşmasını şöylesürdürdü:
Baskılar hiç son bulmadı“Burada 2009 yılında Petrol-İş Sendi-kası Gebze Şubesi olarak bir örgüt-lenme faaliyetimiz oldu. Buörgütlenme sonucunda burada birtoplu sözleşmesi yaptık. Yetkili olarakbu iş yerinde vardık. Fakat süreç içe-risinde; işverenin, sermayenin sendi-kayı kabullenmeyişi, hazmedemeyişibizi bu noktaya getirdi. Yaklaşık birbuçuk yıldır fabrikada örgütlü bir şe-
“Sizin direnişiniz alkışlanacak bir olay. Bu tür direniş-ler geçmişte de olmuştur. Kavel Grevi, Berec Grevi vedaha niceleri gibi....Ve her zaman işçiler galip gelmiş-tir. Eminiz ki Bericap direnişinde de sizler galip gele-ceksiniz.”
petrol-iş 25
kilde işimize devam ederken; işvere-nin sendika üyesi arkadaşlarımızabaskıları hiç son bulmadı. Bir takımoyunlarla, bir takım entrikalarla busendikal süreci dağıtmaya, parçala-maya yönelik yol ve yöntemlerin ara-yışı içinde oldular. Bu baskılar herzaman devam etti. Fakat 23 Ara-lık'taki olay, bardağı taşıran sondamla oldu. Bizlere haber vermedenvardiya değişikliğine gittiler. Vardiyasistemlerinin değişikliğinden dolayıbizim vardiya düzenlerimize zarargelmeyeceği ve bu durumun tamamendijital sistemle alakalı olduğunu arka-daşlarımıza ilan ettiler. Bu ilanda,normal vardiya düzenlerimizin devamedeceğini söyleyip, bir vardiya geriçekerek kendilerine göre bir sistemkurdular. Arkadaşlarımızın hangi var-diyaya gelip gelmeyecekleri, hangivardiyada olup olmayacakları bellideğildi.”
Vardiya değişikliği sürecinde bilgikarmaşasının yaşandığını, sonuçta ovardiyadaki üyelerimizin normal var-diyalarına geldiklerini belirten Akde-mir, işverenin, bayram dönüşündeçalışanların vardiyaya gelmediğiniiddia ederek 16 işçiyi disiplin kuru-
luna verdiğini söyledi. Akdemir şöyledevam etti:
İşverenin niyeti kötüydü“Bu disiplin kurulu kararları netice-sinde, baktık ki işverenin niyetikötü,olayı başka yerlere taşımaya ça-
lışıyor. Biz de kendi aramızda birtakım toplantılar yaptık. Bu şekildedavranmanın iyi olmayacağını, iş ba-rışını bozacağını, buna kayıtsız kala-mayacağımızı defalarca anlattık.Genel Merkezimiz de telkinlerde bu-lundu. İşveren, kendi kafasında oluş-turmuş olduğu plan proje nedeniyle,hiçbir şekilde geri adım atmadı. Vesonuçta 12 arkadaşımıza disiplin ku-rulu kararıyla yevmiye cezası verdi. 4arkadaşımızın da geçmişteki savun-malarını, ihtarları vs. örnek göstere-
petrol-iş26
rek, (bunlar disiplin kurulu kararıylaverilmiş cezalar değildir) keyfiyet ce-zalarını gerekçe göstererek tazminat-sız olarak iş akdini feshetti.”
“Bu sürecin kavgaya doğru meyletti-ğini gördüğümüz için yaklaşık bir ayboyunca 'ne yaparız, nasıl davranırız'gibi bir takım toplantılar yaptık. Ar-kadaşlarımız işten çıktıktan sonra, oakşam bütün üyelerimizle birlikte ola-ğanüstü bir toplantı yaptık” diyen Ak-demir konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Arkadaşlarımızın kanaati doğrultu-sunda, arkadaşlarımızın hiçbir şekildeişten çıkartmalara razı olmadığımızıgördük. Bu konuda elimizden gelengüç neyse, en radikal bir şekilde bunuortaya koymak durumundayız kararıaldık. Bir ortak karar ile, bu 4 arkada-şımızın işe iadesi ve sendikanın bu-rada kalabilmesi için diğer 90 tanearkadaşımız kıdem ve ihbar tazminat-larından vazgeçerek, işsizlik sigorta-larını riske atarak sendikamıza vearkadaşlarımıza sahip çıktılar. 24 Ara-lık, saat 16.00-00 .00 vardiyasına baş-lamadan, bu işyerinde işi durdurduk.O günden beri işbaşı yapmadık. “
Bizleri parçalayamadılarİşverenin devlet güçlerini kullanarak,
emniyeti kullanarak bu olayı dağıt-maya çalıştığını, çadırları söktürdü-ğünü, bu süreç içerisinde 2 işçinintekrar işbaşı yaptırıldığını belirtenAkdemir şöyle devam etti: “O arka-daşların farklı niyet ve düşünceleri deolabilir. Ama bizi bütün itibariyle par-çalayamadılar. Ve dimdik bir şekilde84 gündür bu eylemlilik buradadevam ediyor. Ve sonuç alana kadarda devam edecek. Bu konularla ilgiliGenel Merkezimiz, Türk-İş, çeşitliyerel yönetimler, Valilik ve Bakanlıktarafından direnişin başarıya ulaşabil-mesi için çeşitli girişimler sürdürülü-yor. Netice alacağız gibi degörünüyor. İşveren, bu durumlarda,direnişteki üyelerimizin birlik ve be-
raberliğini dağıtabilmek için ya içtenbir kargaşanın yaratılmasına ya da dı-şarıdan bir müdahalenin meşru zemi-nini yaratabilecek tavır ve hareketlerede girişiyor. İşverenin gayreti budur.Biz burada bütün arkadaşlarımızla,kamuoyunun desteğiyle, sivil toplumörgütlerinin desteğiyle hiçbir şekildeoyuna gelmedik. Ve buradaki müca-delemizi doğru bir şekilde yönlendi-rerek 84 günden beri direniyoruz veeylemimize devam edeceğiz.”
Bu azim ve gayretle başarılı olacağız!Böyle uzun soluklu eylemlerin sıkın-tılarından bazılarının lojistik destek,ekonomik destek, kamuoyu oluştura-bilme olduğunu belirten Akdemir söz-lerini şöyle tamamladı:
“Bir takım etkinlikler ortada olabil-meli ki bu direnişi devam ettirebile-lim. Direnişin yemek ve iaşeihtiyaçları için, insanların ailelerinekarşı yükümlülüklerini yerine getire-bilmeleri için sendikanın ödemiş ol-duğu bir grev ödeneği var. Bunlarlabu mücadelemizi devam ettirme gay-reti içindeyiz. Bizdeki bu azim vegayretle bu direniş başarıya ulaşacak-tır. Buradaki 92 arkadaşımızın gözle-rinde ilk günkü ışıltıyı görüyorsunuz.Hiçbir şekilde o azmi kaybetmediler.Ve bu anlamda sendika ve şube olarakda hiçbir zaman, hiçbir şekilde arka-daşlarımızı yalnız bırakmadık. Vehemen hemen her gün zorunlu bir işi-miz çıkmadığı sürece biz buradayızve arkadaşlarımızla birlikteyiz. Bura-
petrol-iş 27
daki örgütsel bütünlüğü sağlayıp, buişi hedefe taşımanın peşindeyiz. Tem-silci-yönetici eğitimindesiniz. Sen-dika ve sendikanın organlarıyla yenitanışmış arkadaşlarımız açısından butür sahalar, teoride gördüğünüz eğiti-min pratikteki kısmıdır. Saha eğitimi-dir, bu gözle bakın. Arkadaşlarımızadına hepinize geldiğiniz için, göster-miş olduğunuz duyarlılıktan dolayı te-şekkür ederiz.”
Bericap direnişine dayanışma ziyare-tinde bulunan temsilci/yöneticiler debirer konuşma yaptılar. Temsilci yö-neticiler yaptıkları konuşmalarda, Be-ricap direnişinden örgütün haberdarolduğunu ve bu direnişin başarıyaulaşması için her toplantıda, kuruldagündeme getirildiğini belirterek şun-ları söylediler:
H. İbrahim Temel- Kırıkkale Şube:“Petrol-İş Sendikası çok büyük bircamia. İstanbul çevresinde bu olaygerçekleşiyor, diğer toplantılarda, ku-rullarda sizin sözünüz sürekli geçiyor.Bütün Petrol-İş’e üye olanlar, siviltoplum örgütleri sizden haberdar. Vesize elimizden geldiğince yardımcı ol-maya çalışıyoruz. Direnişi bozmadan,yeter ki birlik halinde devam ettirinarkadaşlar.”
Selçuk Kırat: İstanbul 1 Nolu Şube“Petrol-İş’in dergilerinden olsun, tem-silci toplantılarından olsun; eylemini-zin ilk başından beri haberdarız.Bütün kurullarımızda yapılan işler,merkezimiz tarafından bize iletiliyor.Çektiğiniz güçlüklerden, ekonomiksıkıntılarınıza kadar biz genel toplan-tılarımızda, işçi arkadaşlarımızla ko-nuşuyoruz. Yalnız olduğunuzusanmayın! Hep beraber yanınızda-yız.”
Mehmet Emin Kırşan- BatmanŞube: “Bu tür direnişler geçmişte deolmuştur. Kavel Grevi, Berec Grevi…Ve her zaman işçi galip gelmiştir. Be-ricap direnişinden de eminiz ki buradada sizler galip geleceksiniz”
İbrahim Altıntop-Adana Şube:“Sizleri en iyi anlayanlardan biriyiz.Bizler de yaşadık; 57 günlük grev, 25günlük grev, 17 günlük grevler yaşa-dık. Yani 18 yıllık çalışma hayatımızgrevlerle doldu. Sizin direnişiniz al-kışlanacak bir olay.”
Mehdi Şeker- Batman Şube: “Pet-rol-İş Batman Şubesi adına bu direnişiselamlıyorum. Örgütlü birey, örgütlübir toplum ve onurlu bir gelecek adınahepinizi saygıyla selamlıyoruz arka-daşlar.”
Sendikamız Eğitim Uzmanı ErhanKaplan da yaptığı konuşmada “Bizarkadaşlarımızla hep salonlarda görü-şüyoruz ama direnişler de eğitimin birparçası. Petrol-İş’in eğitimleri böyle-dir işte. Bizim eğitimlerimiz, sadecesalonlarda anlatılan teorik şeylerdeğil. Biz sizlerle birlikteyiz. Bizimaktif üye eğitimlerinde en çok atılaniki slogan aklımda; birisi 'iş, ekmekyoksa barış da yok” dedi.”
Petrol-İş'in bu işyerini paramparçaetme, yok etme gibi bir niyetinin ol-madığını,barış isteğini belirten Kap-lan konuşmasında şunları söyledi:
“Ama ne karşılığında? Sendikamızkarşılığında, işimiz karşılığında, ek-meğimiz karşılığında. Biz barışmasınıçok iyi bildiğimiz için kavga etmesinide çok iyi biliyoruz. Bir sloganımızdaha var; “Kadınlarımız sendika yö-netimine” diye söylüyoruz. Belli ki
petrol-iş28
doğrudan yönetimde kadınlarımız davar. Yani kısacası kadınıyla erkeğiylebu ekmek mücadelesinde başarılı ola-cağımıza inanıyorum. Bu eğitimi bu-rada değil ama oturarak bir dahaiçeride tekrar edeceğimize inanıyo-rum. Yapacak mıyız arkadaşlar.”
Direnişteki Bericap işçileri de Kap-lan'ın konuşmasından sonra gür birsesle “Yapacağız” cevabını verdi.
Müzeyyen Karabatak: Bericap işçi-lerinden Müzeyyen Karabatak iseyaptığı konuşmada, dayanışma ziya-retine gelen temsilci/yöneticilere di-renişçi işçiler adına teşekkür ederekşunları söyledi:
“Direnişte kadınların önemi herzaman sizler tarafından belirtiliyor.Bu gerçekten doğru. Bizler 24 saatiçinde o kadar çok parçalara bölünü-yoruz ki. Erkek arkadaşlar, kardeşle-rimiz buradan eve gittiklerinde hazırsofraya oturuyor, sıcak bir eve dönü-yorlar. Yani her şey hazır, dört dörtlükbir ortama oturuyorlar. Fakat biz öyledeğiliz. Biz eve gittikten sonra, ikincibir mücadeleyi de evlerimizde veriyo-
ruz. Çünkü buradaki süreçte destekolan çocuklarımızın bizlere ihtiyacıvar. Eşlerimizin bizlere ihtiyacı var.Yani biz burada kar, kış, soğuk deme-dik. Hiçbir zaman yılmadık, hiçbir
zaman da azmimizi kaybetmedik.Hatta kaybetme aşamasında bile,yoğun baskılar altında kaldığımız sü-reler içerisinde bile, biz her zaman enönde giderek arkadaşlarımıza moralolmaya, destek olmaya çalıştık ve bu-rada daha bir güçlü konuma geldik.”
Konuşmalar sırasında Bericap işçilerisık sık “Direne direne kazanacağız!”“Bericap bizimdir bizim kalacak!”şeklinde sloganlar attılar.
Kocaeli Şubemizden Bericap işçilerine dayanışma ziyareti
Kocaeli Şube Baş-kanımız ve Yöne-tim Kurulu,
Tüpraş ve Gübretaş'tanoluşan bir grup çalışanlabirlikte 118 gündür emekmücadelesi veren Bericapişçilerine destek amacıyla22 Nisan'da ziyarette bul-nudular.
Kocaeli Şubesi Başkan veyöneticileri ile Tüpraş veGübretaş işçileri ziyaret sı-rasında yaptıkları konuş-malarda bundan böyle sınıfdayanışmasında daha etkinolacaklarını belirttiler.
Kocaeli Şube Başkanı Ali
Ufuk Yaşar dayanışma zi-yaretinde yaptığı konuş-mada, Bericap çalışan-larının verdiği mücade-leden herkesin dersler çı-karması gerektiğini söyledi
ve Bericap işçilerine müca-delelerinde başarılar diledi.Daha sonra Kocaeli Şu-
be'nin getirdiği gıda paket-leri eylemdeki işçilere da-ğıtıldı. Kocaeli Şube'nin buziyaretten dolayı duyduk-ları memnuniyeti, mutlu-luğu ve morali dile getirenGebze Şube Başkanı Sü-leyman Akyüz ise KocaeliŞube Başkanının şahsındatüm ziyaretçilere ve işçilereteşekkür etti. Ayakta dura-bilmenin, var olabilmenintek yolunun sınıf dayanış-ması olduğunu, bu gün-lerde buna çok daha fazlaihtiyaç duyulduğunu belir-ten Akyüz, direnişte inançlıve kararlı olmanın müca-dele azmini yükselttiğinisöyledi.
petrol-iş 29
DAYANIŞMA
Bericap ve Kampana Deri işçilerinesendikal hareketten dayanışma ziyareti...
ORTAK MÜCADELE KARARI ALAN 11 SENDİKA
DİRENİŞTEKİ İŞÇİLERE DAYANIŞMA ZİYARETLERİNDE BULUNDU...
Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesindebulunan Kampana Deri işçileri sendikalıoldukları için işten çıkarılmalarının ardın-dan direnişe geçtiler. Kampana Deri işçile-
rinin eylemlerinin 27. günü olan 14Nisan’da, sendikamızın da aralarında yeraldığı Türk-İş üyesi Tek Gıda - İş, Bele-diye-İş, Tez-Koop-İş, Harb-İş, Kristal-İş,
Deri-İş, Hava-İş, TÜMTİS, TGS, Basın-İşyönetici ve üyeleri ziyaret etti. Dayanışmaziyaretine DİSK/Genel-İş Sendikası yöne-tici ve üyeleri, siyasi partilerin temsilcilerive direnişteki emekçiler de katıldı.
Kampana Deri işçilerine yapılan daya-nışma ziyaretinde ilk açıklamayı 11 sen-dika adına Belediye İş Genel BaşkanıNihat Yurdakul yaptı. Yurdakul, sendika-sızlaştırmaya değinerek, sermayenin bi-linçli olarak sendikal örgütlülüğe saldırdı-ğını bunu da iş kolu ayrımı yapmadan ger-
Aralarında sendikamızın da yer aldığı Türk- İş üyesi 11 sen-dika direnişteki işçilere dayanışma ziyaretlerinde bulunarak,ortak kitlesel basın açıklaması yaptılar. İlk ziyaret, 14 Nisangünü, saat 12.00'de Tuzla Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulubulunan ve Deri-İş Sendikası'nda örgütlendikleri için işten çı-karılan Kampana Deri işçilerine yapıldı. Saat 17.00'de de Be-ricap işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirildi, kitleselbasın açıklamaları yapıldı.
petrol-iş30
çekleştirdiğini belirtti. Yurdakul, tüm sen-dikaların kardeş olduğunu ve sendikalı,sendikasız ayırımı yapmadan, kim olursaolsun, nerede çalışanlara karşı bir haksızlıkyapılıyorsa orada olacaklarını ve birliktemücadele edeceklerini belirtti.
Deri-İş Sendikası Genel Başkanı MusaServi de direnişte olan PTT, Ontex, Beri-cap işçilerini selamlayarak başladığı ko-nuşmasında, AKP hükümetinin iş koluayrımı yapılmaksızın, kuralsız çalışmayıdayattığını, bunun aynı zamanda küreseldüzeyde bir saldırı olduğunu ifade etti.Servi, AKP’nin iki sendikaya üye olunabi-leceğini ifade ettiği süreçte, bırakın iki sen-dikayı, bir sendikaya üye olanların iştençıkarıldığını, örgütlenmeye tahammül edil-mediğini Kampana Deri işçilerinin de sen-dikalarında örgütlendikleri için iştençıkarıldığını bildirdi. Servi, tüm bu saldırı-lara karşı yılmayacaklarını, nerede bir di-reniş varsa orada işçilerle, emekçilerlebirlikte olacaklarını söyledi.
Bericap işçileriyle dayanışma
Türk-İş'e üye 11 sendika saat 17.00'de dedirenişlerinin 112. gününde sendikamızüyesi Bericap işçilerine dayanışma ziyare-tinde bulundular. Gebze Şube BaşkanımızSüleyman Akyüz'ün Bericap direnişi ile il-gili bilgi vermesinin ardından, 11 sendikaadına ortak açıklama yapan Kristal-İşGenel Başkanı Bilal Çetintaş, bundanböyle konfederasyon ayırımı gözetmeksi-zin nerede bir direniş ve hak arama müca-delesi var ise orada olacaklarını söy-leyerek, “ Avrupa ülkelerine gidip demok-rasi nutku atanlar, gelip burada dört aydır
direnen Bericap işçilerini görsünler. Nedenişçiler bu uygulamalara maruz kalıyorlar?Bericap işçisi kölelik düzenine karşı gel-diği için, sendikasızlaştırmaya karşı geldiğiiçin bu uygulamalara maruz kaldı ve şimdide direniyor” dedi.
Sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öztaş-kın da yaptığı konuşmada, Bericap işçisi-nin 112 gündür onurlu bir direniş ger-çekleştirdiğini, 112 gündür bu mücadeleninilk günkü gibi kararlılıkla, inatla, azimlesürdürüldüğünü belirtti.
Konuşmasında Bericap işçisinin neden di-renişe geçtiğini anlatan Öztaşkın, 112 günboyunca işverenin bu direnişi kırmak içinbaşvurduğu çeşitli oyunlardan da örneklerverdi. Bericap işçilerinin işverenin bu türoyunlarına gelmediğini belirten Öztaşkın,“Biz burada çok haklı nedenlerle eylemeçıktık. İş Kanunu'nun 24. maddesine görebizim eylemimiz meşru bir eylemdir. Bu
mücadele mutlaka başarıya ulaşacaktır”dedi. Fabrika önünde bir mücadele verilir-ken, içeride çalışan taşeron işçileri de eleş-tiren Öztaşkın, “ Herkes sınıfını bilsin.Buradan direnişteki işçiye küfür eder gibiiçeri girip çalışmak işçiliğe yakışıyor mu?Sınıfını satanlar için kullanılan ifadeyi bu-rada kullanmak istemiyorum” diye ko-nuştu. Petrol-İş Sendikası'nın bumücadeleyi yıllarca sürdürecek güçte oldu-ğunu belirten Öztaşkın, işverenden talep-lerinin çok basit olduğunu belirterek birkere daha bu talepleri özetledi ve şöylededi:
“Birincisi işten atılan işçi arkadaşlarımızişe alınmalıdır. İkincisi işçi arkadaşlarımıziçeri girince işveren sendikanın yetkisinidüşürmek için işçilere baskı yapmamalıdır.Üçüncüsü de kapsam içi-kamsam dışı, ta-şeron ayırımı yapılmadan çalışanlar sendi-kalı olmalıdır. İşçilere sendikalı olduklarıiçin baskı yapılmamalıdır. Bu taleplerimizkarşılandığı takdirde Bericap işçisi hemeniş başı yapmaya hazırdır. Aksi halde bumücadelemizi ilk günkü heyecan ve karar-lılığımızla sürdüreceğiz. Zafer mutlakaama mutlaka direnen işçinin olacaktır.”
Kitlesel basın açıklama sırasında işçiler sıksık, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz, “Yaşa-sın onurlu mücadelemiz!”, “Yaşasın sınıfdayanışması!”, “Sendika hakkımız engel-lenemez!” “Hak verilmez alınır, zafer so-kakta kazanılır!” “Susma haykır, sendikahaktır!, “Bericap işçisi ekmeğinin bek-çisi!”,”Zafer direnen emekçinin olacak”,“Yan gelip yatmadık, Bericap'ı satmadık”, “Açlıktan ölmeyiz, biz bu yoldan dönme-yiz” şeklinde sloganlar attılar.
petrol-iş 31
Toplu iş sözleşmelerindeson dönemde özel sek-törde, 2011'de sözleşmesi
yenilenecek olan 15 işyerindedaha toplu iş sözleşmesi imzala-nırken, 7 işyeri - işletmede uyuş-mazlık tutuldu, 2 işyeri-işletmedeise grev, bir işyerinde grev uygu-lama kararı alındı. 5 işyerinde isegörüşmeler sürüyor.
5 işyeri-işletmede toplam 6 bin250 üyemizi kapsayan TPAO Tür-kiye Petrolleri A.Ş., BOTAŞ BoruHatları ile Petrol Taşıma A.Ş.,MKE Barutsan Roket ve PatlayıcıFabrikası ve Barut Fabrikası Mü-
dürlüğü, ETİ Maden İşletmeleriBandırma Bor ve Asit FabrikalarıMüdürlüğü ve TMO Afyon Alko-loidleri Fab. İşlet Müdürlüğü'ndebu dönem öncelikle aylık ücreti1.500.-TL'nin altında olanların üc-retlerinin bu seviyeye getirilmesive 1. yıl için % 20 oranında, 2. yıliçin de enflasyon+4 puan refahpayı oranında ücret zammı talepedildi.
Bu dönem Türk-İş Kamu Koordi-nasyon Kurulunca ortak talepleroluşturulmadığından teklif tasarı-ları üyelerimizin talepleri doğrul-tusunda hazırlandı. Sendikamızın
idari maddelerdeki taleplerine ila-veten sosyal haklarda da 1.yıl %35'lik artış talep edildi.
İMZALANAN TİS'LER
ROTOPAŞ AMBALAJ SANAYİ VETİCARET A.Ş: İstanbul 2 No’lu şu-bemiz kapsamında bulunan, 44 üye-mizin çalıştığı işyerinde 3. dönemtoplu iş sözleşmesi 1.4.2011 tari-hinde imzalandı.
DYO BOYA FABRİKALARI SANAYİVE TİCARET A.Ş: 225 üyemizinİzmir şubemiz kapsamında, 247üyemizin ise Gebze şubemiz kap-
Kamu işyerleri için görüşmeler sürüyor
2011'DE SÖZLEŞMESİ YENİLENECEK OLAN15 ÖZEL SEKTÖR İŞYERİNDE TİS İMZALANDI
Sendikamız kamu işyerleri için bu dönem öncelikle aylık ücreti 1.500.TL'nin altında olanların ücretlerininbu seviyeye getirilmesi ve 1. yıl için yüzde 20 oranında, 2. yıl için de enflasyon + 4 puan refah payı ora-nında ücret zammı talep etti.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ
DYO BOYAROTOPAŞ
samında ki işyerlerinde çalıştığıişletmede 6.4.2011 tarihinde topluiş sözleşmesi imzalandı.
BORNOVA MATBAA MÜREKKEP-LERİ SAN. VE TİC. A.Ş: İzmir şu-bemiz kapsamında 109 üyemizinçalıştığı Yaşar Holding bünyesin-deki işyerinde de toplu iş sözleş-mesi 6.4.2011 tarihinde imzalandı.
BAYER TÜRK KİMYA SANAYİİLTD. ŞTİ: Topkapı-İstanbul'dakiişyerinde 288, Gebze işyerinde 54olmak üzere toplam 342 üyemizinçalıştığı işletmede 1.1.2011-31.12.2012 yürürlük tarihli topluiş sözleşmesi 11.4.2011 tarihindeimzalandı.
CAMBRO ÖZAY PLASTİK SANAYİVE TİCARET A.Ş: Gebze Şubemizebağlı 117 üyemizin çalıştığı işye-
rinde toplu iş sözleşmesi18.4.2011 tarihinde imzalandı.
Toplu iş sözleşmesiyle öncelikleücretleri düşük olan grupların üc-retlerinin belirli seviyelere gel-mesi, iyileştirme zamları ilesağlandı.
PİMAŞ PLASTİK İNŞAAT MALZE-MELERİ A.Ş: Gebze Şubemizebağlı 81 üyemizin çalıştığı işye-rinde toplu iş sözleşmesi19.4.2011 tarihinde imzalandı.
NOVARTİS SAĞLIK SAĞLIK GIDAve TARIM ÜRÜN. San. ve Tic.A.Ş. Sözleşmesi: İstanbul 1 Noluşubemiz kapsamında olan 170üyemizin çalıştığı işyerinde1.1.2011-31.12.2012 yürürlük ta-rihli sözleşme 21.4.2011 tarihindeimzalandı.
BASF TÜRK KİMYA SANAYİİ VE TİCARET Ltd. Şti: Gebze Şube-mize bağlı 70 üyemizin çalıştığıişyerinde toplu iş sözleşmesi22.4.2011 tarihinde imzalandı.
STOROPACK AMBALAJ SAN. İÇVE DIŞ TİC. A.Ş. Aliağa şubemizkapsamında bulunan 28 üyemizinçalıştığı işyerinde 3. dönem görüş-melerinde 26.4. 2011 tarihinde an-laşma sağlandı.
SANDOZ SAĞLIK ÜRÜNLERİ İLAÇVİT. SAN.TİC. A.Ş: İstanbul 1Nolu şubemiz kapsamında 129üyemizin çalıştığı Sandoz SağlıkÜrünleri İlaç Vit. San. Tic. A.Ş'deyürürlük tarihi 1.1. 2011- 31.12.2012 olan toplu iş sözleşmesi 24Mayıs'ta imzalandı. Sözleşme ileücret zammının yanısıra ilk kezher sözleşme dönemi için işçilere
CAMBRO ÖZAY BAYER TÜRK
NOVARTİS
32 petrol-iş
1 maaş tutarında ikramiye öden-mesi kararlaştırıldı.
GÜBRETAŞ’TA ANLAŞMAGübre Fab. T.A.Ş işyerinde01.06.2011 tarihinde anlaşma sağ-landı. 217 üyemizin çalıştığı işye-rinde 1221 TL olan ortalamaücretlere, 150 üyemizin ücretle-rinde iyileştirme yapıldıktan sonra200. TL seyyanen ücret zammı ya-pılmıştır.
Sosyal Yardım da 1. yıl için %8oranında arttırıldı. 2. yıl ücretzammı ve sosyal yardımların iseenflasyon oranında arttırılması ka-rarlaştırıldı.
EGE KİMYA- EGESİL’DE ANLAŞMA130 üyemizin çalıştığı Ege Kimya
ile 31 üyemizin çalıştığı EgesilToplu iş sözleşmeleri 1.6 2011 tari-hinde imzalandı.
Her iki işyerinde 1.1.2011 başlan-gıç tarihli toplu iş sözleşmeleri31.12.2012 tarihine kadar geçerliolacak.
Advansa Sasa' da grev ilanı asıldıAdana şubemizin örgütlü olduğuAdvansa Sasa'ta toplu iş sözleşme-leri görüşmelerinden bir sonuç alı-namaması nedeniyle 26 Mayıs'taişyerine grev ilanı asıldı.
Adana Şube Başkanımız AhmetKabaca, grev ilanı asılırken üyele-rimize hitaben yaptığı konuşmadaşu açıklamalarda bulundu: “Petrol-İş Sendikası Adana Şubesi olarak
örgütlü bulunduğumuz ADVANSASASA iş yerinde 17. Dönem Topluİş Sözleşmesi 1 Ocak 2011 tari-hinde başlamıştır.
Müzakere görüşmeleri ise 15 Şubat2011 tarihinden bu yana devam et-mektedir. O günden bu tarafa iş ve-renle dört defa görüşme yapılmışolup, iki aylık müzakere süreci veresmi ara bulucu süresi dolmasınarağmen bir anlaşma sağlanama-mıştır.
SANDOZ
GÜBRETAŞ
EGESİL- EGE KİMYA
33petrol-iş
petrol-iş 37
Öztaşkın'ın 5 Mayıs'ta üniver-site anfisinde verdiği dersiöğrenciler ilgiyle izledi. Öz-
taşkın, ders bitiminde de öğrencilerinsorularını yanıtladı. Öztaşkın, sendika-cılık dersine, sendikaların görev ve mis-yonlarını anlatarak başladı. Sen-dikaların, üyelerinin hak ve çıkarlarınıkoruyup geliştiren sistem içi örgütler ol-duğunu söyleyen Öztaşkın, “ Haklar ko-runurken veya geliştirilirken sendikalarsistemin özüne -sömürüye- karşı çıkar-lar, sömürünün sınırlandırılması içinmücadele ederler” dedi.
Günümüzde üretimin de, rekabetin deküresel düzeyde yapıldığını, nasıl birsendikacılık yapılacağını küresel dü-zeyde yapılan üretimin ve rekabetin be-lirlediğini ifade eden Öztaşkın, aslındadünyanın da küresel şirketler tarafındanyönetildiğini söyledi. Devletlerin, şirketdevletlerine dönüştürüldüğünü veya ta-mamen küresel şirketlere hizmet edenaraçlara dönüştürüldüğünü belirten Öz-taşkın şöyle devam etti:
“Dünyada üretim, sayıları sadece bin-lerle ifade edilen şirketlerce yapılmaktaveya organize edilmekte. Küresel üre-tim ve rekabette aslan payını tabii ki bil-giyi, teknolojiyi, hammadde ve enerjikaynaklarını ellerinde bulunduran ülke-ler veya dünyayı yöneten bu şirketleralıyor. Bir çok şirket de aslında bu şir-ketlerin tedarikçisi konumunda. Bu ola-
naklara sahip olmayanlar ise bu üretimve rekabette ucuz işgücü ile yer alıyor.Ülkemize biçilen rol de bu ucuz işgücü-dür.”
Ucuz işgücü için temel koşulların kural-sız, güvencesiz ve örgütsüz bir işgücüolduğunu belirten Öztaşkın, öğrencileregüvencesizlik ve kuralsızlığın sermayeve siyasi iktidarlar tarafından nasıl oluş-turulmaya çalışıldığını da anlattı.
Örgütsüz bir iş gücü yaratılması için desendikaların itibarsızlaştırılmaya, ina-nılmayan, güvenilmeyen örgütlere dö-nüştürülmeye çalışıldığını, örgütlenmeve hak arayamamaları için önlerine hertürlü yasal engelin konulduğunu vurgu-ladı. İmzalanan uluslar arası sözleşme-lerin siyasi iktidarlar tarafından ayaklaraltına alındığını, sendikalar için, “ bakınhiç bir şey yapmıyorlar” imajının yara-tılmaya çalışıldığını, bunların yetmediğiyerde sendikaların bölünerek, parçala-narak küçük ve etkisiz yapılara dönüş-türüldüğünü belirten Öztaşkın sözlerinişöyle sürdürdü: “Siyasi müdahalelerlesendikalar devletin, hükümetlerin iste-diği kalıba sokulacak. Yetmediği yerdebaşka şeyler yapılacak,yandaşlaştırmaolacak. Bütün toplum örgütsüzleştirile-
cek. İnsan, ülke sevgisi yok edilecek.Sevgi, şirket, marka sevgilerine ve tut-kularına dönüştürülecek. İnsanlar birey-selleşecek.Toplumsal mücadeledenuzak tutulacak. İnsanların ilgi alanları-başka yerlere çekilecek.”
Geleceğinize ipotek konuluyorBütün dünyada bu politikaların uygu-landığını, tabii ki uygun koşulların ya-ratıldığı ülkelerde sırayla uygulandığınıbelirten Öztaşkın,”Sendikaların hayatdamarı sosyal haklardır. Sosyal haklarıngüvencesi de sosyal devlettir” dedi. Öz-taşkın, derste sözlerini şöyle tamamladı:
“Saldırı esas size yöneliktir. Özelleştir-melerle satılan aslında sizin işiniz, sizingeleceğinizdir. Emeklilik yaşını yüksel-terek sizin emekli olmanız istenmiyor.Kıdem tazminatı kaldırılarak sizin hak-larınız elinizden alınıyor. Sizin gele-ceğinize ipotek konuyor, geleceğinizçalınıyor. Bütün bunlar sömürü düze-ninin devam etmesi içindir.”
A.Ü. SBF ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNE DERS VERDİ:
Öztaşkın: Geleceğinize ipotek konuyor, geleceğiniz çalınıyorProf. Dr. Alpaslan Işıklı'nın, An-kara Üniversitesi Siyasal BilgilerFakültesi Çalışma Ekonomisi veEndüstri İlişkileri Bölümü 3. sınıföğrencilerine verdiği “Sendikacı-lık Dersi”ne giren Genel Başkanı-mız Mustafa Öztaşkın öğrencilereTürkiye sendikal hareketinin gün-cel sorunlarını anlattı.
petrol-iş38
Sendikamızın Ankara Şubesi'nin 12Mart 2011 tarihinde, Ankara ŞubeKonferans Salonu'nda yapılan 23.
Olağan Genel Kurulu'nda Şube Başkanlı-ğına Şuayip Gül, Şube İdari SekreterliğineSabri Polat, Şube Mali Sekreterliğine iseBaki Turhan seçildi. Şube Yönetim Kuru-lu'nun diğer asil üyeleri de Temel Diktaş,İbrahim İnci, Murat Yıldırım ve Erol Gün-tutmaz'dan oluştu.
Şube Disiplin Kurulu asil üyeliklerine Öz-demir Yıldırım, Hakan Çeri, Mustafa İlhan
seçilirken, Şube Disiplin Kurulu asil üye-liklerine de Mehmet Yıldırım, Ali OsmanMeraklı ve M. Fatih Atmaca seçildiler.
Divan Başkanlığını Genel BaşkanımızMustafa Öztaşkın'ın yaptığı Şube GenelKurulu'nda Divan Başkan Yardımcılıkla-rını da Aliağa Şube Başkanı İsmail Doğan,Adıyaman Şube Başkanı Zeynal Eroğlu,Adana Şube Başkanı Ahmet Kabaca veTrakya Şube Başkanı Turgut Düşova yaptı.Petrol-İş genel merkez yöneticilerinin,Petrol-İş Eski Genel Başkanı Bayram Yıl-dırım'ın, şube yöneticilerinin, sendika tem-silcilerinin katıldığı Genel Kurul'un açış
konuşmasını Şube Başkanı Mustafa Özgenyaptı.
Ülkemiz ortaçağ karanlığınagötürülmek isteniyorGenel Başkanımız Mustafa Öztaşkın iseGenel Kurul'da yaptığı konuşmada, seçimöncesi yeni bir Torba Tasarısı'nın konuşul-makta olduğunu, çünkü bugünkü siyasi ik-tidarda 12 Haziran'da yapılacak genelseçimleri şimdiden kazandığına ilişkin biralgı oluştuğunu, hatta tek başlarına iktidarolarak Anayasa'yı değiştirebilecek güce deulaşacaklarına inandıklarını belirterek, se-çimden sonraki sürecin emekçilerin hakkayıplarının daha da artacağı bir süreç ola-cağını, bu yüzden seçim döneminde emek-ten yana siyasi partilerin desteklenmesigerektiğini belirtti.
Öztaşkın, son günlerde çok sık kullanılanifadelerden birinin Türkiye'nin büyüdü-ğüne, zenginleştiğine ilişkin değerlendir-meler olduğunu ancak bu büyümeden,gelirden, zenginleşmeden mutlu bir azınlı-ğın payını artırdığını, toplumun büyük birbölümünün ise fakirleştiğini vurguladı.
Öztaşkın, bütün bunları değiştirmek gerek-tiğini, bunun için de işçilerin, emekçilerinelinde fırsatlar olduğunu, bu fırsatlardan
Temel ilkelerimiz, şeffaflık, eşitlik,dürüstlük, açıklıkla çalışmak olacak
ANKARA ŞUBE BAŞKANLIĞINA SEÇİLEN ŞUAYİP GÜL:
ŞUBE GENEL KURULU
Gül, ” Arkadaşlarımla bir-likte, görevimizi tarafsızlıklayapmaya çalışacağız. Temel il-kelerimiz; şeffaflık, eşitlik, dü-rüstlük, açıklıkla çalışmakolacak. Amacımız, tüm arka-daşlarımla daha güçlü, tüm iş-çiyi kucaklayan bir Petrol-İşAnkara şubesi yaratmaktır.Mücadele bayrağımızı dahaileriye taşıyacak, bu yolda vargücümüzle çalışacak, hak eldeetmek olacaktır” dedi.
petrol-iş 39
birinin de seçimler olduğunu söyledi. Öz-taşkın, “İşte biz bu tabloyu tersine çevire-bilmek için 12 Haziran seçimlerinde bunauygun bir tavır ortaya koymamız gerekir”diye konuştu. Torba Yasa'ya, kamu toplu işsözleşmeleri sürecine, Petrol-İş'in kamutoplu iş sözleşmelerinde uygulayacağı poli-tikalara da değinen Öztaşkın şöyle devametti:
“Bugün Ankara şubemizin 23. Genel kuru-lunu yapıyoruz. Ankara şubemiz eski veköklü şubelerimizden birisidir. Ve Petrol-İşiçerisinde önemli bir yeri olan şubemizdir.Geçmişinde gerçekten de büyük mücadele-ler vardır, başarılar vardır. Örgütümüz poli-tikalarına da yön veren ve örgütümüzübaşkentte temsil eden bir misyona da sahip-tir. Tabii ki seçimlerde çeşitli yarışlar ola-caktır. Bu yarışlar yapılırken meseleyikişiselleştirmeden, fotoğrafın büyüğünü gö-rerek ve sınıfsal çıkarlar doğrultusunda ha-reket ederek ve en iyi yapmanın yarışıolarak görmemiz gerekir. Kongremizinbaşta üyelerimize, işçi sınıfına ve ülkemizehayırlı olmasını diliyorum.”
Gül: Temel ilkelerimiz, şeffaflık, eşitlik,dürüstlük, açıklıkla çalışmak olacakDaha sonra seçimlerde aday olanlar birerkonuşma yaptılar. Şube Mali Sekreter aday-ları Köksal Yıldırım ve Baki Turhan'dansonra İdari Sekreter adayları Sabri Polat veCengiz Yavuz birer konuşma yaptı. En sonkonuşmaları ise Şube Başkan adayları Şua-yip Gül ve Mustafa Özgen yaptı.
Gül yaptığı konuşmada; Ankara Şubesi'nin23. Olağan Kongresi'nin işçi sınıfının so-runlarının alabildiğine arttığı bir ortamdatoplandığını, bu sorunların başında örgüt-süzlük, kuralsızlık, esnekleştirme, kamu de-netiminin zayıflaması, taşeronlaşma, ücretadaletsizliği, işsizlik,iş cinayetleri oldu-ğunu, bu listeyi alabildiğine uzatmanınmümkün olduğunu söyledi. 8 yıllık AKP ik-tidarının gerek sosyal güvenlikte, gerekseemeklilikten taşeronlaştırmaya kadar birçok konuda işçi haklarını ve kazanılmışhakları geri alan bir yol izlediğini, vergi ka-çakçısı şirketlere af getiren Torba Yasası'nınişçi sınıfının haklarını gasp ettiğini belirtenGül şöyle devam etti:
“Seçimlerden sonra sıra kıdem tazminatınagelecektir. Bu, Hükümet sözcüleri ve Ça-lışma Bakanı tarafından yüksek sesle dillen-dirilmeye başlanmıştır. Değerli arkadaşlar;asıl sorun hükümetten çok bizim cephe-mizde. Bu haksızlıklara, işçi sınıfına karşısaldırılara, zulme dur demesi gereken işçisınıfının direnişinin öncülüğünü yapmasıgereken Türk-İş sessiz, suskun ve ne yazıkki bazen de bu uygulamaların destekleyicisikonumundadır. Asıl çözmemiz gereken so-runlardan birisi de budur. Devam edenkamu sözleşmelerinde bu suskunluk, sessiz-lik hükümet yandaşlığı bize hak kayıplarıolarak geri dönecektir. Biz haklının gür sesi,işçi sınıfının öncüsü, toplumun umudu birTürk-İş istiyoruz. Bunun için de mücadeleetmeye devam edeceğiz. Bu toplu sözleş-meler döneminde haklarımızı korumak vegeliştirmek için tüm mücadele araçlarını eniyi, en geniş işçi katılımıyla hayata geçir-mek için çaba harcayacağız. İşçilerimizinbilinen sorunları, iş güvenliğini sağlamak veücret dengesizliklerini gidermek için eli-mizden gelen çabayı harcayacağız.”
İşçilerden gelen talepler doğrultusunda Pet-rol-İş üyelerine ve ailelerine yönelik gerekmesleki eğitim, gerekse kültürel ve kişiselgelişimleri için eğitimler düzenleyeceklerini
belirten Gül şöyle devam etti: Bu görevibana layık görürseniz tüm arkadaşlarımlabirlikte, görevimizi tarafsızlıkla yapmayaçalışacağız. Temel ilkelerimiz; şeffaflık,eşitlik, dürüstlük, açıklıkla çalışmak olacak-tır. Şubelerimiz her zaman tüm işçi üyeleri-mizin emrinde olacaktır. Amacımız, tümarkadaşlarımla beraber daha güçlü, tüm iş-çiyi kucaklayan bir Petrol-İş Ankara şubesiyaratmaktır. Mücadele bayrağımızı dahaileriye taşıyacak, bu yolda var gücümüzleçalışacak, hak elde etmek olacaktır.”
Mustafa Özgen ise yaptığı son konuşmada,2011 yılı kamu toplu iş sözleşmelerinin,TPAO'daki iş değerlendirmesinin, TPAO veBOTAŞ'ta özelleştirme sürecinin Ankaraşubenin önümüzdeki dönemde karşı karşıyakalacağı çok önemli sorunlar olduğunu be-lerterek şunları söyledi:
“Türk Petrol Kanunu'nun değiştirilmesiyleilgili süreç önümüzdeki günlerde başlaya-cak. 2010 yılının son çeyreğinde Enerji Ba-kanı, TPAO'nun yüzde 49'unun halka arz
edileceği ile ilgili gerekli açıklamaları yaptı.BOTAŞ zaten çok yakın süreçte bu durumlakarşı karşıya kalacak. Ne yapacağız? Nasılbir politika izleyeceğiz? Aday olan arka-daşlar bunları söylemediler. Şunu da söyle-mediler, teşekkür ederim.
Yani şubeye ilişkin, cevap verebileceğimherhangi bir eleştiri de yapmadılar. O ko-nuda kendilerine çok teşekkür ediyorum.Demek ki bu şube, bu şube yönetimi, haki-katen samimiyetle, barış ve güven içeri-sinde, vaat edilen hemen hemen herşeyi, herkonuda yapan bir şubedir. Bu yönetim buşubeyi dört yıldır da değil, 8 yıldır yönet-mektedir.”
Bandırma Şubemizin 27 Mart 2011tarihinde, Bandırma Eken Ote-li'nde yapılan 17. Olağan Genel
Kurulu'nda Şube Başkanlığına İsmailKayan, Şube İdari Sekreterliğine İsmailEryılmaz, Şube Mali SekreterliğineÖzkan Arıkkan seçildi. Şube Yönetim Ku-rulu'nun diğer üyeleri de Seyfettin Yankol,Ali Rıza Yıldırım, Ramazan Bayrakla-roğlu ve Mesut Solmaz'dan oluştu. Ban-dırma Şube'nin Denetim Kurulu asilüyeliklerine Mustafa Ünsal, Mahmut Ata-lar ve Aydın Altan seçilirken Disiplin Ku-rulu asil üyeliklerine de CemalKüçükyavuz, Ahmet Ercan ve AyhanKorkmaz seçildiler.
Bandırma Şube Genel Kurulu,Şube Baş-
kanı Recep Gökdeniz'in yaptığı açış ko-nuşmasıyla başladı. Petrol-İş merkez yö-neticilerinin, şube başkan veyöneticilerinin katıldığı genel kurula,Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel,Genel-İş Sendikası Bandırma Şubesi'ndenRecep Kum, İsmail Kılıç, Ahmet Demir-dağ, Bandırma Şube Eski İdari SekreteriLevattin Savaş, Bagfaş Eski TemsilcisiNazım Salık, Banses Gazetesi'nden BasriAtılganer, CHP Bandırma İlçe YönetimKurul Üyesi Kemal Uzun, MarmaraTV'den Hasan Yılmaz da katılarak genelkurulu onurlandırdılar. Genel Kurul'un
Divan Başkanlığını Genel BaşkanımızMustafa Öztaşkın yürütürken, Divan Baş-kan Yardımcılıklarını da Trakya ŞubeBaşkanı Turgut Düşova, Kırıkkale ŞubeBaşkanı Recep Sefer, Aliağa Şube Baş-kanı İsmail Doğan, Adıyaman Şube Baş-kanı Zeynal Eroğlu yaptılar.
Türkiye nükleer santralyapımından vazgeçmeliBandırma Şube Genel Kurulu'nda konu-şan Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın,Japonya'da yaşanan büyük deprem felake-tine ve nükleer santral kazasına değinerek,bir çok Batılı ülkenin artık nükleer ener-jiyi sorguladığını, bir çok ülkenin nükleersantralların yapımını durdurduğunu ancakülkemizde, siyasi iktidarın yaşanan buolaylardan ders çıkarmadığını söyledi.Öztaşkın, Türkiye'nin nükleer santral ya-pımından vazgeçmesi gerektiğini bildirdi.
Libya'ya saldırı emperyalist işgaldirKonuşmasında, Ortadoğu ve Kuzey Afri-ka'daki gelişmeleri de değerlendiren Öz-taşkın, “Bu ülkelerde yaşanan olaylar,gerçek bir demokrasi talebi mi yoksaABD'nin Ortadoğu Projesi'ni hayata ge-çirmesi mi? Bunu zamanla göreceğiz.Ancak Libya'ya saldırı kabul edilemez.Bu saldırı emperyalist işgalden başka bir
petrol-iş40
ŞUBE GENEL KURULU
Bayrağı daha yukarılara taşıyacağız!
BANDIRMA ŞUBEMİZİN YENİ BAŞKANI İSMAİL KAYAN:
Kayan, şubenin örgütlü ol-duğu işyerlerindeki en büyüksıkıntının düşük ücret oldu-ğunu belirterek, “KamuTİS'lerinde çerçeve Türk-İşbazında çizilecek. Ancak bumücadelede biz işçilerin deyapması gereken işler oldu-ğunu biliyoruz. Bu mücade-lede bayrağı daha dayukarıya taşıyacağız” dedi.
şey değildir” dedi. Öztaşkın konuşmasını,“Bizler işçiyiz, emekçiyiz. Bizim savaş-larla işimiz olmaz. Bizler bu işgalin, bubombaların durdurulmasını talep ediyo-ruz. Buradan Libya halkı ile dayanışmaiçinde olduğumuzu bir kez daha ifade edi-yoruz” diye sürdürdü.
12 Haziran seçimleri12 Haziran'da yapılacak genel seçimlerede değinen Öztaşkın, bu seçimlerin çokönemli olduğunu, bu seçimlerin Türki-ye'nin nereye doğru gitmekte olduğununbelirleneceği seçimler olacağını bildirdi.Öztaşkın, “Bizim, işçilerin, emekçilerinvereceği oylar, sadece bizim değil, ülke-mizin, toplumun da geleceğini belirler. Si-yasi tavrımızı emeğin çıkarlarıdoğrultusunda belirlemeliyiz. Oyumuzu
kullanırken, tercihimizi yaparken sınıfsaltercih yapmalıyız. Bu şekilde tercih ya-parsak geleceğimize daha iyi yön verebi-liriz. Siyasi iktidara da hesap sormuşoluruz. Aksi halde geleceğimiz bugünden
daha iyi olmayacak, yakınmaya devamedeceğiz” diye konuştu. Öztaşkın, özel-leştirmelerin devam ettiğini, seçimler son-rasında da TPAO; BOTAŞ ve borlarınözelleştirilmesinin gündeme geleceğinibelirterek, çok uluslu şirketlerin, ABD'ninhiç bitmeyen hayallerinin Türkiye'dekibor rezervleri olduğunu vurguladı.Ban-dırma Şube'nin örgütlü olduğu işyerlerinede değinin Öztaşkın,Bagfaş'taki üyeleri-mizin her türlü baskıya rağmen üyelikle-rini sürdürdüklerini, örnek bir davranışsergilediklerini, hedeflerinin Bagfaş'ta ye-niden örgütlenmeyi sağlayıp TİS masa-sına oturmak olduğunu belirtti. Öztaşkın,düşük ücret ve ücret dengesizliği sorunu-nun sadece ETİBOR'un sorunu olmadı-ğını, aynı sorunun TPAO'da, BOTAŞ'da,madenlerde, enerjide, Kültür Bakanlı-ğı'nda, Karayolları'nda, kamuda hemenhemen her işyerinde olduğunu söyledi.
Bayrağı daha yukarılara taşıyacağız!Genel Kurul'da delegelerden İlyas Satırlı,Sadi Kurt ve İsmail Hakkı Bildik de birerkonuşma yaptılar. Şube Başkan adayı İs-mail Kayan ise yaptığı konuşmada, sendi-kal mücadele anlayışının değişmesigerektiğini, tabandan başlanırsa bunun ya-pılabileceğini söyledi. Kayan, şu anda iş-yerlerinde en büyük sıkıntının düşük ücretolduğunu, kamu TİS'lerinde çerçeveninTürk-İş bazında çizileceğini belirterek, bumücadelede işçilerin de yapması gerekenişler olduğunu bildiklerini söyledi.
Diğer önemli sorunun ise taşeronlaşma ol-duğunu belirten Kayan: “Şubemizde ikiişyeri örgütlü. Bizim iki işyerimizde deneden bu kadar zayıf kaldığımızı sormakistiyorum. Biz kimsenin ekmeğinde deği-liz ama müteahhit işçisi 950 lira alırken
kadrolu kamu işçisi 750 lira alıyor. Butablo sendikal hareketin bir ayıbıdır. Önü-müzdeki süreçte bunları düzeltmek içinmücadele edeceğiz. Bu olmazsa gelin ya-kama yapışın!” dedi. Bandırma Şube'nintaşeronlaşmaya ilişkin açtığı davayı takipedeceklerini, 23 yıllık Petrol-İş üyesi ol-duğunu, Petrol-İş üyesi olmaktan onur vegurur duyduğunu belirten Kayan sözlerinişöyle tamamladı: “1992'den beri de Şu-bede görevli olanlara yardımcı olmaya ça-lıştım. Önceki yönetici arkadaşlarateşekkür ediyorum. Bu mücadele dahaüst seviyelere çıkacaktır. Bayrağı daha yu-karılara taşıyacağız.”
Şube Başkanı Recep Gökdeniz de yaptığıkonuşmada, bu kongrelerin bir hizmet ya-rışı olduğunu, doğru yaptığı işler konu-sunda yeni şube yönetiminin yanlarındayer alacaklarını, yanlış yapıldığında iseyapıcı eleştirilerinin olacağını belirtti.
petrol-iş 41
petrol-iş42
MERSİN ŞUBE BAŞKANLIĞINA SEÇİLEN YUNUS MURAT MARANGOZ:
Üye kaybı en büyük sorunumuz, busorunu örgütlenmeyle aşacağız
Mersin şubemizin 9 Nisan2011 tarihinde yapılanOlağanüstü Genel Kuru-
lu'nda Şube Başkanlığına YunusMurat Marangoz, Şube İdari Sekre-terliğine İhsan Çalık, Şube Mali Se-kreterliğine de Halil Vural seçildi.
Şubenin Yönetim Kurulu'nun diğerAsil Üyeleri de Ertuğrul Demirci,Yüksel Suseven, Türkay Demir veAli Dönmezler'den oluştu. Mersinşubemizin Denetim Kurulu Asil Üye-liklerine de Sinan Işık, Duran Aslanve Recep Kızıl seçildiler. GenelKurul sonrasında Disiplin KuruluAsil Üyeliklerine de Murat Kaya,
Murat Kapan ve Ali Karacan seçil-diler.
Mersin Şube Başkanlığına yeni seçi-len Yunus Murat Marangoz, genelkuruldan sonra dergimize yaptığıaçıklamada, Mersin şubenin, Mer-sin'de, sendikal harekette öncü birşube olduğunu, bundan sonra dayine öncü olma görevini sürdürece-ğini söyledi.
Türk-İş Bölge Temsilciliğini de uzunyıllar Mersin Şubenin yürüttüğününancak şu anda bu görevi yapmadı-ğını belirten Marangoz, önümüzdekidönemlerde tekrar bu görevi almayahazır olduklarını söyledi.
“Arkadaşlarımızla çıktığımız bu yolçok uzun, çok engebeli bir yol amabiz beraberce bu sorunları aşacağız”
diyen Marangoz konuşmasını şöylesürdürdü:
“Şubemizin kamuda örgütlü hiçbirişyeri yok. Biz özel sektörde örgütlü-yüz. Mersin şube olarak öncelikli he-defimiz örgütlenme. Çünkü bizim enbüyük sorunlarımızdan biri üyekaybı. 1990'lardan itibaren kamu ku-ruluşlarının satılmasıyla, özelleştir-melerle bir saldırı başladı. Busaldırıdan da en fazla bizim örgütlüolduğumuz işkolu zarar gördü. Üyekaybını durdurmak için örgütlen-mekten başka alternatifimiz yok. Bizde örgütlenme çalışmalarına başla-dık. Mersin'de yeni örgütleneceğimizişyerleri var, bu işyerleriyle ilgili ça-lışmalarımız var. Onlarla ilgili olarakarkadaşlarımız çalışıyorlar. Önceliklihedefimiz Mersin'deki işyerleri. Çün-kü Antalya bize çok uzak.”
“Biz şube olarak özel sek-törde örgütlüyüz. Mersinşube olarak öncelikli hede-fimiz örgütlenme. Çünkübizim en büyük sorunları-mızdan biri üye kaybı. Üyekaybını durdurmak için ör-gütlenmekten başka alter-natifimiz yok. Biz deörgütlenme çalışmalarınabaşladık. Mersin'de yeni ör-gütleneceğimiz işyerleri var,bu işyerleriyle ilgili çalış-malarımız var.”
ŞUBE GENEL KURULU
petrol-iş 43
Novamed'de kadınlara, hem işve-renden hem ailelerinden baskı var
Novamed işyerini de değerlendirenMarangoz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim örgütlü olduğumuz Nova-med'de çok ciddi sıkıntılar yaşadık.Çalışanlarının kadın oluşu ve halkı-mızın, çalışanların ailelerinin sendi-kaya bakış açıları örgütlenmede çokbüyük engel. Novamed'de çalışankadınların çoğunluğu varoşlardan ge-liyor. Bu kadınlar ailelerine, kardeş-lerine, ağabeylerine, ablalarına,babalarına bakan insanlar. Sendikadediğiniz zaman bu kadınlar işsizkalma korkusuyla sendikaya yanaş-mıyor. Yani koca, kardeş , ağabey,sevgili baskısıyla sendikadan kaçı-yor. Bu da önümüze ciddi engeller çı-karıyor.
Mersin Şube'nin Novamed'de örgüt-lendiği dönemde 200 çalışan vardı.Şu anda çalışan sayısı 470'lere kadaryükseldi. Sendikalı sayısı ise 65'lerdekaldı. Yeni işe giren arkadaşlar No-vamed'in eski halini bilmiyorlar. Eskihalini, Petrol-İş'in bu işyerine girme-den önceki halini bilseler şu andahepsi dört koldan sendikaya sarılır-lardı. Çünkü orada kadınlara yönelikçok ciddi baskılar vardı. Şu anda bazıkonular aşıldı. Tabii işverenin saldı-rıları hala durmuş değil. Oradaki enbüyük sorunlardan biri meslek hasta-lığıdır. Kadınların, 8 saat boyunca,hiç durmadan yoğun bir şekilde ça-lışması hasta olmalarına neden ol-maktadır. Boyunlarında ve kollarındaciddi meslek hastalıkları oluşmakta-
dır. Meslek hatalığı ile ilgili şube ola-rak çalışmalar yapıyoruz.”
Taşeronlaştırma en önemli sorunumuz
Mersin şubesinin örgütlü olduğu iş-yerlerinde de çok ciddi sorunların ya-şandığını belirten Marangoz bunlarınbaşında taşeronlaşmanın geldiğinisöyledi. Marangoz,”Esnek çalışma,fazla çalışmaya zorlama, işverenlerinüyelerimiz üzerinde baskıları var. İş-yerlerine taşeronlaşmayı sokmayaçalışıyorlar. Mersin şubesinin örgütlüolduğu tüm işyerlerinde taşeronlaş-mayı getirmeye çalışıyorlar. Biz ön-
celikle bu saldırılara karşı mücadeleedeceğiz” dedi. Mersin şubesininönde gelen işyerlerinden birinin deAtaş olduğunu ancak rafinerinin ka-panmasıyla burada çalışan sayısının60'a, Petrol-İş'e üye çalışan sayısınında 5'e düştüğünü söyleyen Marangozşöyle devam etti: “BP, Shell ve Mo-bil'den oluşan Ataş, Amerikan ortak-lığı bir rafineriydi. AKP iktidarınınçıkardığı bir yasa ile rafineri üreti-mini durdurdu. Oradaki bir çok ar-kadaşımız işten çıkartıldı. En sonkalan üyelerimiz de sendikadan isti-faya zorlandı. Şu anda Ataş'da bizim5 üyemiz var. Yetki sorunu ile uğra-şıyoruz. Mahkeme süreci devam edi-yor. 60 çalışan var orada. Buişyerinde çalışanlar Petrol-İş Mersinşubesinin kurucularıydı. Ataş'a yeni-den girmemiz lazım”
Mersin'e çok ciddi yatırımlar yapıl-madığını, büyük fabrikaların olmadı-ğını ancak orgazine sanayi bö-gelerinde küçük çaplı işletmelerinfaaliyet gösterdiğini belirten Maran-goz, bu bölgelerde sendikanın işko-luna giren işyerlerinde örgütlenmefaaliyetlerini yürüteceklerini kay-detti.
Mersin şubesinin örgütlü ol-duğu işyerlerinde de çokciddi sorunların yaşandığınıbelirten Marangoz bunlarınbaşında taşeronlaşmanıngeldiğini belirterek, ”Esnekçalışma, fazla çalışmaya zor-lama, işverenlerin üyelerimizüzerinde baskıları var. İşyer-lerine taşeronlaşmayı sok-maya çalışıyorlar. Mersinşubesinin örgütlü olduğutüm işyerlerinde taşeronlaş-mayı getirmeye çalışıyorlar.Biz öncelikle bu saldırılarakarşı mücadele edeceğiz”dedi.Mersin Şube Başkanımız
Y. Murat MARANGOZ
AKP, iktidar olur olmaz ilk ola-rak 32 yıllık İş Kanunu’nu ta-mamen değiştirmiştir. 4857
sayılı Yeni İş Yasası ile iş güvencesi hak-kını kaybeden çalışanlar, bir de esnek ça-lışma biçimleri dayatması ile karşıkarşıya bırakılmıştır.
YASAL DÜZENLEMELER
2003 YILI
4857 SAYILI YASA: İŞÇİ HAKLARINI GERİLETEN YASA
10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe
giren 4857 sayılı Yeni İş Yasası; işveren-lerin talepleri doğrultusunda hazırlandıve “İşletmenin güvenliği” ilkesinin be-nimsendiği yeni bir sistem kuruldu.
1970’lerden bu güne sosyal güvenlik sis-teminin tasfiyesi, özelleştirmeler, taşeronuygulamaları, sendikasızlaştırma yoluylaadım adım örülen yeni esnek birikim veüretim süreci; Yeni İş Kanunu’yla yasalzemine oturtuldu. İş güvencesi getirildiancak tüm işçilerin ancak 1/10'u iş gü-vencesi hükümleri kapsamına girebildi.
Çalışma barışının ve endüstri ilişkileriningeliştirilmesinde, çalışma hayatıyla ilgilimevzuat çalışmalarının izlenmesi ama-
cıyla Hükümet, işveren ve işçi konfede-rasyonlarından oluşan üçlü danışma ku-rulu tam olarak işletilemedi.
Sendikal hak ve özgürlüklerin önüne setçeken, örgütlenme ve toplu pazarlık hak-larını kullanılmaz hale getiren 2821 ve2822 sayılı Yasalarda 2003 yılından berisüren değişiklik çalışmaları hala bitirile-medi.
4853 SAYILI YASA: TASARRUF TEŞVİKFONU NEMA ÖDEMELERİNDE PROBLEMYAŞANDI
3417 Sayılı Çalışanların Tasarrufa Teş-vik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değer-lendirilmesine Dair Kanun kapsamınagiren işyerlerinde çalışanlardan01.04.1988 tarihinden itibaren yapılantasarruf teşvik kesintisi uygulamasıMayıs 2000 tarihinde sona ermişti.
2003 Mayıs ayı sonunda 4853 sayılı Ça-lışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabı-nın Tasfiyesi ve Bu Hesaptan YapılacakÖdemelere Dair Kanun ile nema ödeme-lerinin yasal süreci tamamlandı. Kanu-
petrol-iş44
AKP'NİN 8 YILLIK İKTİDAR DÖNEMİNDE ÇALIŞMA YAŞAMINA DAİR DÜZENLEMELER VE HAK KAYIPLARI (2003-2011) *
Son 8 yıllık dönem; çalışanlar için hak kayıplarının yaşandığı bir dönem oldu
AKP, iktidar olduğu günden bu yana çalışma hayatı ile ilgili pekçok düzenleme yaptı. Bu düzenlemeler ile çalışanlar önemli hakkayıplarına uğradı. Haklarını korumak isteyen işçiler ve memur-lar sendikaları ile birlikte çeşitli eylemler gerçekleştirdiler ancakAKP döneminde her türlü eylem girişimine; hoşgörüsüzlük vetahammülsüzlük çerçevesinde çok sert bir şekilde müdahaleedildi. Son 8 yıllık dönem; çalışanlar için hak kayıplarının ya-şandığı ve hak arama kültürünün bitirildiği bir dönem oldu.
RAPOR/ AKP’NİN 8 YILI
nun çıkış süreci sonrasında bir çok kamukurumunun özellikle de belediyelerin,kamu personelinden kestikleri tasarrufkesintilerini (%2) ve devletin sağladığıkatkı paylarını (%3) yatırmadıkları or-taya çıktı.
2004
ANAYASA’NIN 90. MADDESİNEYENİ HÜKÜM EKLENDİ. PRATİKTE UYGULANMADI
7 Mayıs 2004 tarihinde Anayasa’nın 90.maddesine: “Usulüne göre yürürlüğe ko-nulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkinmilletlerarası andlaşmalarla kanunlarınaynı konuda farklı hükümler içermesinedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklardamilletlerarası andlaşma hükümleri esasalınır.” hükmü eklendi. Bu yeni düzen-lemeyle Türkiye, onayladığı ILO Sözleş-meleri ile iç mevzuatının çelişmesidurumunda, ILO Sözleşmesini uygula-makla yükümlü oldu. Ancak Anayasanın90.maddesindeki bu önemli değişiklik;ILO Sözleşmeleri ve çalışanların haklarısöz konusu olduğu zaman göz ardıedildi, pratikte uygulanmadı.
ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİNE SENDİ-KALAŞMA HAKKI VERİLDİ, GREV HAKKIVERİLMEDİ
Güvenlik görevlilerine ilişkin 12 Eylüldöneminin mirası olan sendikalaşma ya-sağı, 26 Haziran 2004 tarihli Resmi Ga-zete’de yayınlanan Özel GüvenlikHizmetlerine Dair Kanun ile kaldırıldı.Ancak grev yasağı devam etti.
2005
YENİ TÜRK CEZA YASASI’NIN (TCK)SENDİKAL HAKLARIN İHLALLERİNE GE-TİRDİĞİ CEZAİ YAPTIRIMLAR UYGULAN-MAMAKTADIR
Yeni TCK, 1 Haziran 2005’te yürürlüğegirdi. Anayasamızın çalışma ve sözleşmehürriyetini düzenleyen 48. Maddesi ile,Sendika Kurma ve Toplu Sözleşme hak-kını düzenleyen 51. ve 53. maddelerindeyer alan hakların engellenmesini cezaiyaptırımlara bağladı.
2821’DE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERLESENDİKALARIN VE ÖRGÜTLÜLÜĞÜNGÜÇLENMESİNİN ÖNÜ AÇILMAMIŞ, SA-DECE BAZI ESNEKLİKLER GETİRİLMİŞTİR.
Nisan 2005’te kabul edilen 5332 sayılıYasa ile Sendikalar Yasası’nın 33 ve 44.Maddelerinde gelirlerin kullanımına iliş-kin yapılan düzenlemede Sendika VeKonfederasyonların nakit mevcutlarının% 25’ini aşmamak kaydıyla ve yönetimkurulu kararıyla, ilgili bakanlıklara dev-retmek üzere eğitim, sağlık, rehabilitas-yon veya spor tesisleri kurmak veya buamaçla kamu kurum ve kuruluşlarınaayni ve nakdi yardımda bulunmak, yurtiçinde veya yurt dışında yangın, su bas-kını, deprem gibi tabii afetlerin vuku-unda doğrudan veya yetkili makamlararacılığıyla afet bölgesinde konut, eği-tim, sağlık veya rehabilitasyon tesisleriyapmak veya bu amaçla kamu kurum vekuruluşlarına ayni ve nakdi yardımda bu-lunmalarında üyelik şartı kaldırıldı.
Mayıs 2007’de yapılan bir değişikliklede, sendika zorunlu organlara seçilebil-mek için aranan 10 yıl çalışma koşulukaldırıldı.
SSK HASTANELERİ TASFİYE EDİLDİ,SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞMAK DAHA DAZORLAŞTI
5283 sayılı Kanun uyarınca SSK’ya ait144 hastane, 11 ağız diş merkezi, 217dispanser ve 176 sağlık istasyonu 20Şubat 2005 tarihinde Sağlık Bakanlı-ğı’na devredildi. Ancak söz konusu ka-nunun gerekçesinde ve AKP’ninsöylemlerinde devirden sonra sigortalıhastaların, süratle sağlık hizmetlerineulaşacakları, sağlık hizmetlerinden adilve eşit ölçülerde yararlanacakları, iyimuamele görecekleri, ameliyat olabilme-
leri veya yatarak tedavi görmeleri içinbıçak parası veya başka adlar altındakendilerinden para istenmeyeceği, hekimtarafından verilen ilaçlara sıra bekleme-den ulaşarak tedavilerine başlayacaklarıbelirtilmişse de uygulama sonuçları ak-sini gösterdi.
2006
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU KURULDUAMA TEK ÇATI ALTINDA SOSYAL GÜ-VENLİK KURUMLARI TAM OLARAK BİR-LEŞTİRİLEMEDİ
20 Mayıs 2006 tarihinde yayınlanan5502 sayılı Sosyal Güvenlik KurumuKanunu ile SSK, Bağ-Kur ve T.C.Emekli Sandığı kurum olarak birleştirildiama uyguladıkları kanunlar bir türlü bir-leştirilemedi.
5502 sayılı Kanun ile kurumlar birleşti-rildi ama;• Eski SSK’nın uyguladığı 506 ve 2925,
• Eski Bağ-Kur’un uyguladığı 1479 ve2926,
• Eski T.C. Emekli Sandığı’nın uygula-dığı 5434 sayılı Kanunlar’da birliği veçalışanlar arasında NORM ve STAN-DART birliğini sağlayacak olan düzen-lemeler bir türlü hayata geçirilemedi. Tekçatı altında farklı uygulamalara devamedilmektedir. Özellikle memurlar içinfarklı durum yine devam etmektedir.
2007
AVRUPA SOSYAL ŞARTI’NA KONULANÇEKİNCELER HALA KALDIRILMADI
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı,9 Nisan 2007 tarihinde Bakanlar Kurulutarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.Sözleşme’nin 2 maddesinin birer fıkra-sına ve 2 maddesinin tamamına daha ön-ceden koyulan çekinceler isekaldırılmadı. Yürürlüğe giren GözdenGeçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'na koyu-lan çekinceler şunlardır:
• Çalışanlara en az 4 haftalık ücretli yıllıkizin sağlanmasına ilişkin 2. maddenin 3.fıkrası;
petrol-iş 45
petrol-iş46
• Çalışanların kendilerine ve ailelerineiyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücrethakkına ilişkin 4. maddenin 1. fıkrası;
• Çalışan ve işverenlerin, ekonomik vesosyal çıkarlarını korumak amacıylayerel, ulusal ve uluslararası örgüt kurmave bu örgütlere üye olma özgürlüğüneilişkin 5. madde;
• Toplu pazarlık hakkının etkili bir bi-çimde kullanılmasını sağlamak ama-cıyla, grev de dahil olmak üzere, toplueylem hakkına ilişkin 6. madde.
AKP Avrupa Sosyal Şartı’na konulan çe-kinceleri kaldırmamakta ısrar etmektedir.
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU ÖĞRETMENLE-RİNİN SENDİKA YASAĞI KALKTI SENDİ-KALAŞMA MÜMKÜN OLMADI.
Özel öğretim kurumlarında çalışan öğ-retmenlerin sendika üyesi olma hakkı 12
Eylül sonrasında, 1983 yılında yasaklan-mıştı. Uzun yıllardır, özellikle dershane-lerde çalışan öğretmenler günlük 12saate varan çalışma süreleri, kötü ça-lışma koşulları ve düşük ücretlerle karşıkarşıya kalmaktadır. 14 Şubat 2007 ta-rihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yü-rürlüğe giren 5580 sayılı Özel ÖğretimKurumları Kanunu ile bu çağ dışı yasak27 yıldan sonra ortadan kalktı. Ama ör-gütlenme önündeki engelleri kaldırılma-sını sağlayıcı diğer yasal düzenlemelerhayata geçirilemediği için öğretmenlerinsendikalaşması sağlanamadı.
GEÇİCİ İŞÇİLERE DAR KAPSAMLI KADROVERİLDİ, EMEKLİ İŞÇİLER TASFİYEEDİLDİ, TAŞERONLAŞMANIN ÖNÜ AÇILDI
Genel ve katma bütçeli kuruluşlarda,KİT’lerde ve belediyelerde çalışan işçi-lerin daimi kadroya alınmasını öngören5620 sayılı yasa 21 Nisan 2007 günüResmi Gazete’de yayımlanarak yürür-
lüğe girdi. Yasaya göre, kapsama alınankuruluşlarda 2006 yılında usulüne uygunolarak vizesi yapılan geçici işçi pozis-yonlarında, toplam 6 ay ve daha fazla sü-reyle çalışan geçici işçilerden, kanununyürürlüğe girdiği tarihte iş sözleşmeleridevam edenler kadroya alındı. Ama buKanun, hak gaspı yarattı.
Geçici işçilerin bazılarının sözleşmelipersonel statüsüne geçirilmesi, bu işçile-rin toplu iş sözleşmesi ve grev hakkınınelinden alınmasına neden oldu. Ayrıca iş-çilerin çalışma hakkı gasp edildi. Emek-liliği hak etmiş ve belirli yaşı doldurmuşişçiler zorunlu emekliliği kabul etmekdurumunda bırakıldı. Böylelikle kamudaçalışan kadrolu işçi sayısı azaltılmışoldu. Bu zorunlu emekli edilen kadroluişçilerin yerlerine ise ya sözleşmeli işçialındı ya da ağırlıklı olarak taşeron uy-gulaması tercih edildi.
KEY: KONUT EDİNDİRME YAĞMASI
Tasarruf Teşvik Fonunun geri ödeme-sinde yaşanan sıkıntı benzer bir şekildeKEY ödemelerinde de yaşandı. KonutEdindirme Yardımı Hak SahiplerineÖdeme Yapılmasına Dair 5664 sayılıKanun 30 Mayıs 2007 tarihinde ResmiGazete’de yayımlandı.
Yaklaşık 5–6 milyon işçi ve kamu çalı-şanını ilgilendiren KEY ödemeleri birmüjde olarak sunuldu. Ancak ortalama500 TL olarak ödenen KEY ödemeleribir müjde değil bir yağma anlamınageldi. Hükumet 5500 TL olarak öden-mesi gereken KEY hesaplarını 500 TLolarak ödeyerek çalışanları ortalama5000 TL zarara soktu.
2008
5763 SAYILI İSTİHDAM PAKETİ KA-NUNU İSTİHDAMIN ARTMASINI SAĞLA-MADIĞI GİBİ ÖNEMLİ HAK KAYIPLARININYAŞANMASINA NEDEN OLDU
5763 Sayılı Kanunu ve Bazı KanunlardaDeğişiklik Yapılması Hakkında Kanun26 Mayıs 2008 tarihinde Resmi Gaze-te’de yayınlanması ile yürürlüğe girdi.• “Muvazaalı alt işverenlik” sözleşmesi-nin varlığının kesinlik kazanması halindealt işveren işçilerinin başlangıçtan itiba-ren asıl işverenin işçileri sayılması.
•Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan işçi-lere “mesleki eğitim zorunluluğu” geti-rilmesi.
•İşsizlik ödeneği hesaplamasında yapı-lan, işçinin eline geçecek ödeneği büyü-ten değişiklik.
İşçiler açısından olumlu olarak değerlen-dirilebilecek yukarıda sıralanan birkaçdüzenleme ile göz boyamaya çalışılmış,diğer taraftan gerek işverenler açısındangerekse de hükumet açısından kazanımniteliğinde pek çok düzenleme yapılmış-tır. Bunlar ise şöyle sıralanabilir:
• Eski hükümlü ve terör mağduru çalış-tırma zorunluluğunun kalkması.
• Çalıştırılan özürlülerin prime esas ka-zanç alt sınırı üzerinden hesaplanan si-gorta primlerine ait işveren hisselerinintamamının Hazine tarafından karşılan-ması.
• Kontenjan veya yükümlülük olmadığıhalde çalıştırılan özürlülerin prime esaskazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan si-gorta primine ait işveren hisselerinin %50’sinin Hazine tarafından karşılanması.
•18 yaşından büyük ve 29 yaşındanküçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın18 yaşından büyük kadınların prime aitişveren hisselerinin 5 yıl süreyle işsizliksigortası fonundan karşılanması.
• Çalıştırılan işçilerin malullük, yaşlılıkve ölüm sigortaları primlerinin işverenhisselerinin 5 puanlık kısmına isabeteden kısmının Hazinece karşılanması.
petrol-iş 47
• İşverenlerin okul öncesi eğitim kurmazorunluluğun kaldırılması.
• Emzirme odası, çocuk bakım yurdu(kreş) kurma zorunluluklarının dışarıdanhizmet alımı yoluyla karşılanabilir halegelmesi.
• İşverenlerin spor tesisi yapma yüküm-lüğünün kaldırılması.
• İşsizlik sigortası “amaç” maddesininkapsamının genişletilmesi.
• İşsizlik sigortası fonunun nema gelirle-rinden 1,3 milyar TL’nin GAP yatırımla-rında kullanılmak üzere Hazineyeaktarılması.
• İşsizlik sigortası fonu nema gelirlerinindörtte birinin (2009-2012) yılları ara-sında GAP yatırımlarında kullanılmaküzere Hazineye aktarılması.
Yukarıda sıralanan önemli hak kayıpla-rının yanı sıra istihdam arttırmak iddia-sıyla çıkarılan bu yasayla işsizlik küçükbir oranda dahi azaltılamadı.
5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VEGENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU:
REFORM ADI ALTINDA HAKLARDA GERİYE GİDİŞ KANUNU
AKP’nin sosyal güvenlik sisteminde re-form gerçekleştirmek iddiasıyla ortayakoyduğu ve çalışanların önemli hak ka-yıplarına uğramasına neden olan 5510sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Kanunu 01.10.2008 tarihindeyürürlüğe girdi. Bu yasa ile temel olarakhedeflenen şunlar oldu:
1.Sigortalılardan daha fazla prim alınır-ken, sigortalılara daha geç ve daha zorşartlarda emeklilik hakkının verilmesi,emeklilik elde edildiğinde ise dahadüşük emekli maaşı, daha az hizmet sağ-lanması,
2.Zorunlu kamu sosyal güvenlik siste-minde, ağırlıklı sistem olarak özel sigor-tacılığa geçiş için uygun koşullarınyaratılması,
3.Sağlık hizmetlerinin paralı hale getiril-mesi ve piyasalaştırılması.
Emeklilik Yaşı Yükseltildi
Bu yasa çerçevesinde yapılan düzenle-meler çalışanlarımıza mezarda emekli-liği sunmaktadır. Ülkemizdeki ortalamayaşam süresi göz önünde bulunduruldu-
ğunda kademeli de olsa emeklilik yaşı-nın kadın ve erkekte 65’e yükseltilmesi,çalışanların emekli olma ihtimallerini or-tadan kaldırmıştır. Emekli aylığını haketmek için kademeli de olsa kadın ve er-kekte yaş 65’e, prim ödeme gün sayısıtam aylıkta 7200’e kısmi aylıkta 5400’eyükseltildi.
Malul Aylığı AlmaKoşulları Ağırlaştırıldı
5510 sayılı Kanun’a göre; malullük ay-lığı hak etme koşulları daha da zorlaştı-rılarak malullük aylığını hak etmek içingerekli olan sigortalılık süresi 10 yıla;ödenmesi gereken prim günü 1800’eyükseltildi.
Güncelleme Katsayısı % 30’la Sınırlandırıldı
Emek Platformu Çalışma Bakanlığı ileyatığı görüşmelerde emekli aylıkları vebağlanacak diğer aylıkların hesaplan-ması sırasında kazançların güncellenme-sinde kullanılacak “güncellemekatsayısı”na, refah payının (gelişme hı-zının) % 30 yerine % 100 olarak yansı-tılması gerektiğine ilişkin talebini dilegetirdi. Ancak çalışanların bu talebi dik-kate alınmadı ve refah payının %30’unun yansıtılması şeklindeki düzen-leme yasalaştı.
Eski 506 sayılı kanunla emekli aylıkları-nın hesaplanmasında geçmiş yıllara iliş-kin kazançlar güncellenirken öncekiyılda gerçekleşen tüketici endeksindekideğişim oranının % 100’ü ile gelişme hı-zının % 100’ü ayrı ayrı dikkate alını-yordu. Bu düzenleme; önümüzdekiyıllarda zaten düşük olan emekli maaş-larının daha da düşmesine neden olacak.Zaten sefalet ücretlerine mahkum edil-miş olan emeklilerimizin yaşam koşul-ları daha da gerileyecektir.
Kız Çocuklarımız Korumasız Bırakıldı
Bu Kanun ile sigortalı sayılmayan, isteğebağlı sigortaya devam etmeyen, gelir veaylık almayan eş; 18 yaşını doldurmamışçocuklar, 18 yaşını doldurmuş olmaklabirlikte orta öğrenimde okuyan 20, yük-sek okulda okuyan 25 yaşına kadarki ço-cuklar ile evlenmemiş malul çocuklar,Genel Sağlık Sigortası kapsamında kal-dılar.
5510 sayılı kanun gereği 01.10.2008 ta-rihinden önce 18 yaşını dolduran, oku-mayan, kız çocuklarının durumlarında
değişiklik olana kadar sağlık sigortasıhakları devam ederken, 01.10.2008 tari-hinden sonra 18 yaşını dolduran, okuma-yan ve çalışmayan kız çocukları sağlıksigortası kapsamı dışına çıkartılmıştı.Geçmişten bu yana kız çocuklarımızı ko-ruyan ve zarar görmelerini önleyen ka-nunlar yapılırken, toplumsal yapımızaters bir şekilde ilk defa bu kanun ile kızçocuklarımız sağlık güvencesinden yok-sun bırakıldı, korumasız bırakılmıştır.
Son olarak 2011 yılı Şubat ayındaTBMM Genel Kurulu’ndan geçen TorbaYasa’da bu düzenleme ile ilgili kısmi biriyileştirme yapıldı. Yasanın 49’uncumaddesi ile 5510 Sayılı Kanunun geçici12’inci maddesinde yapılan değişiklikle,sadece 5510 Sayılı Kanunun yürürlük ta-
petrol-iş48
rihinden önce 18 yaşını doldurmuş, si-gortalının bakmakla yükümlü olduğuaile ferdi hakkını kazanmış kız çocukla-rının durum değişikliklerine uğradıktansonra da bu hakları korumaları sağlan-mıştır. Bu kısmi düzenleme yeterli değil-dir. 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüktarihinden sonra 18 yaşını dolduran kızçocuklarımızın mağduriyeti hala gideril-memiştir.
Diş Tedavisinin Kapsamı Daraltıldı
5510 sayılı Kanun’la diş tedavisinden sa-dece 18 yaşından küçükler yaralanabil-mesine olanak veren bir düzenlemeyapıldı. 18 yaşından büyük olanların iseortodonti diş tedavisinden yararlanmaimkanları ellerinden alındı.
Katılım Payı İle Artık Sağlık Paralı Hale Geldi
Söz konusu Kanunla getirilen, sağlıkyardımlarından yaralanmak için sigorta-lıdan katılım payı alınması ile sağlıkartık paralı hale getirildi. Bu düzenleme;Anayasa’nın 56. Maddesindeki Dev-let’in “herkesin yaşamını, beden ve ruhsağlığı içinde sürdürmesini sağlamak”yükümlülüğüne tamamen aykırıdır.
Sağlık Yardımlarının Kapsamı Daraltıldı506 Sayılı SSK’ya göre önceki bir yıliçinde en az 120 gün hastalık sigortasıprimi ödemiş olan sigortalı ve hak sahibidurumundaki aile fertleri; sigortalı nite-liğini yitirdiği tarihten itibaren 180 günboyunca sağlık yardımlarından faydala-nabiliyordu. Ancak AKP Hükümeti tara-fından reform diye sunulan 5510 Sayılıyasa ile bu süre 90 güne düşürüldü.
İşçiler Arası Çifte Standart Yaratıldı
Kamuda çalışan mevsimlik işçilerin; iş-leri gereği hizmet akitlerinin askıda olupçalışmadıkları sürece, genel sağlık sigor-tası primlerinin işverenlerince ödenmesibu kanun ile düzenlendi. Ancak özel sek-
törde çalışan mevsimlik işçilere aynı hakverilmedi.
Özel sektörde çalışan mevsimlik işçilerinhizmet akitleri askıda olduğu sürece, ön-ceki bir yıl içinde 30 gün genel sağlık si-gortası primi ödemiş olmaları kaydıylasağlık yardımlarından yararlanabilmek-tedirler. Çalışamadıkları sürelerin genelsağlık sigortası primlerini kendileri öde-mektedirler. Özel sektör işçilerinin prim-lerini kendileri ödemek koşuluyla sosyalgüvenlik haklarından yararlanmaları yö-nündeki düzenleme eşitlik ilkesine aykı-rıdır.
İşçilerin Prim Yükü Arttırıldı
Aylık maaşın dışında yapılan ilave öde-melerden de (prim, ikramiye vb.) primeesas kazancın üst sınırını aşan kısımla-rından iki ay süre ile prim kesilmesi dü-zenlemesi getirildi. 6772 sayılı Kanunlaödenen ikramiyeler de prime tabi tutul-maya başlandı. AKP tarafından getirilenbu düzenleme; işçilere prim yükü getirendiğer bir uygulamadır.
Sigortalı işçinin izinli ya da istirahatlı ol-duğu sürelerde iş kazaları veya meslekhastalığı riskine maruz kalmamalarınakarşın yeni uygulama ile bu sürelerdeödenen ücretlerden de iş kazaları ve mes-lek hastalığı sigortası primi kesilmekte-dir. Bu uygulama maliyetleri düşürmepeşinde olan işverenlerin; bu sürelerdeişçiye ücret ödememeyi tercih etmesineneden olmaktadır.
İş Kazası Sonucu Oluşan Sakatlık Ne-deniyle İşten Çıkartılan İşçiler AçlığaMahkum Edildi
01.10.2008 tarihinden önce, iş kazasıveya meslek hastalığı sonucu % 25 vedaha yukarı oranda meslekte kazanmagücünü kaybedenlere cari asgari ücretegöre 485.-TL’nin altında gelir bağlana-
mayacağı öngörülmekteydi. Ancak01.10.2008 tarihinden itibaren alt sınıruygulamasının kaldırılması sonucu bağ-lanacak gelir tutarı 121.-TL’ye kadar ge-riledi. Bu düzenleme ile iş kazasınedeniyle sakat kalan işçilerimiz, aileleriile birlikte açlığa ve yoksulluğa mahkumedildi.
Yıpranma Hakkı Kaldırıldı
Sendikaların tüm karşı koymalarına rağ-men pek çok işkolunda yıpranma hakkıortadan kaldırıldı. Ancak tasarı aşama-sında yapılan girişimler sonucunda enazından 3600 gün şartı aranmadan yasayürürlük tarihine kadar itibari hizmetkapsamında çalışılan sürelerin karşılığıalınabilmektedir.
Sosyal Yardım ve Primsiz ÖdemelerKanunu Bugüne Kadar Yasallaştırıl-madı. Sadaka Anlayışına Devam Edildi
Sosyal güvenlik sistemimizde reformolarak adlandırılan projenin dördüncüayağını oluşturan Sosyal Yardım vePrimsiz Ödemeler Kanunu bugüne kadaryasallaştırılmamıştır. Eğer bu tasarı ya-salaşmış olsaydı, farklı kurumlar aracılı-ğıyla dağınık bir halde ve sadaka anlayışıiçine sürdürülen sosyal hizmet ve öde-meleri, çağdaş ölçütlerde sunulacaktı.
REFORM SONRASI YAŞANAN SORUNLAR
Küresel krizin yoğun olarak etkisininsürdüğü 2008 yılında sistemin 1,90 olanaktif/pasif dengesi, 2009 yılında 1,82’yedüştü, buna bağlı olarak 2008 yılında 25milyar 902 milyon TL olan finansmanaçığı, 2009 yılının ilk 7 ayında 16 milyar766 milyon TL’ye yükseldi. Kurumun fi-nansman açığı büyüdükçe genel bütçeyeolan yükü de arttı.
Yine 2008 yılında kurumun prim gelir-leri kurumun emekli aylığı ve sağlık gi-
petrol-iş 49
derlerinin % 64,6’sını karşılar iken, 2009yılının Temmuz ayı sonu itibariyle %54,5’ini karşılayabildi. Sosyal güvenliksistemimizin kapsamı dışında olan nüfus2007 yılında genel nüfusun % 17’si ola-rak hesaplanır iken, 2008 ve 2009 yılla-rında bu oran % 19’a yükseldi.
Mevsimlik İşçilerimizMağdur Edildi
İsteğe bağlı sigortalının bağımsız çalı-şanlar niteliğinde sigortalı sayılması,emeklilik için gerekli olan prim gün sa-yısını tamamlamada en büyük risk gru-bunu oluşturan mevsimlik ve kısmisüreli işlerde çalışan işçilerin, emeklilikhaklarını elde etmelerini olanaksız halegetirmiştir. Yeni kanunun uygulanmasıile çiftçilikle de uğraşan sigortalı işçile-rin karşılaştıkları sorun ise, hizmet akdiniteliğine bağlı sigortalılıklarını kay-betme tehlikesidir.
Mülkiyetlerindeki çok küçük topraklardaürettikleri tarım ürünleri ile geçimlerinisağlamaları mümkün olmayan mevsim-lik işçilerin, sosyal sigorta primlerinikendilerinin ödemesi zorunda bırakan veemeklilik prim gün sayılarını ise 9000güne yükselten bu uygulama çok sayıdaişçiyi mağdur etmektedir.
Meslekte Kazanma Gücünü Yitirenİşçilerimiz Açlığa Mahkum Edildi
Yeni uygulama ile emeklilik sistemininortaya çıkardığı diğer bir sorun ise, iş ka-zaları ve meslek hastalığı sonucu mes-lekte kazanma gücünü % 25 veya dahayukarı oranda kaybedenlere bağlanan ge-lirlerde önceki sistemde uygulanan altsınır uygulamasının kaldırılmasındankaynaklanmaktadır. 01.10.2008 tarihin-den önce, iş kazası veya meslek hastalığısonucu % 25 ve daha yukarı oranda mes-lekte kazanma gücünü kaybedenlere cariasgari ücrete göre 485.-TL'nin altındagelir bağlanmayacağı öngörülmekteydi.
Bu durumdaki sigortalıların iş kazası so-nucu oluşan sakatlıkları nedeniyle iştençıkartılmaları halinde aldıkları gelir ilegüçlükle de olsa geçimlerini sağlayabil-meleri mümkündür.
Ancak 01.10.2008 tarihinden itibaren altsınır uygulamasının kaldırılması sonucubağlanacak gelir tutarı 121.-TL’ye kadardüşmüştür. Geçirdikleri iş kazası sonucuoluşan sakatlıkları nedeniyle meslektekazanma gücünü kaybeden ve yeni bir işbulma şansı imkansız olan işçiler açlığamahkum edilmiştir.
Sigortalı İşçilerinPrim Yükleri Arttı
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girenSosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigor-tası Kanununun uygulanması ile sigortalıişçilerin prim yükleri de arttı. Teknik ba-kımdan tartışılan bir düzenleme ile ka-muda çalışan işçilere 6772 sayılı kanunlaödenen ikramiyelerden prim kesilmesinebaşlandı. Asıl ücretlerin dışında, ikra-miye ve benzer niteliklerde ödemelerinyapıldığı aylarda prime esas kazancıaşan ödemelerin takip eden iki aydaprime tabi tutulması, uygulanması güç-lükle yürütülen ve işçilere prim yükü ge-tiren diğer bir düzenlemedir.
Sigortalı işçinin izinli yada istirahatlı ol-duğu sürelerde iş kazaları yada meslekhastalığı riskine maruz kalmamalarınakarşın yeni uygulama ile bu sürelerdeödenen ücretlerden iş kazaları ve meslekhastalığı sigortası priminin kesilecek ol-ması işverenleri bu sürelerde işçiye ücretödeme konusunda caydırıcı etki yapmak-tadır.
GENEL SAĞLIK SİGORTASI UYGULAMALARI VE SORUNLAR
Sağlık Giderleri Arttı
5510 sayılı yasanının 2008 yılında yürür-lüğe girmesinin ardından sağlık giderle-rinin daha da arttığı, buna karşılık isesağlıktaki hizmet kalitesinin azaldığı gö-rüldü.
Düşük Gelir Grubundakiler Sağlık Hiz-metlerinden Faydalanamamaktadır
Bu artan giderlerin karşılanabilmesi içinher zaman olduğu gibi yine işçilere yük-
lenilmektedir. Uygulamada sigortalılarınödedikleri primlerin dışında ceptenödeme yaparak sağlık hizmetine ulaşma-ları, düşük gelir grubuna sahip çok sa-yıda kimsenin yeteri kadar sağlıkhizmetinden yararlanmasını engellemek-tedir.
Sigortalı hastaların özel hastanelerdegördükleri tedavilerin % 30’u ila % 70’ioranında cepten ödeme yapmaları düşükgelir grubundaki sigortalıların özel has-tanelerde tedavi görmelerini imkansız-laştırmakta, aynı kaynağı kullanan gelirdüzeyi yüksek grupların daha iyi şart-larda sağlık hizmeti almalarını sağla-maktadır.
Kız çocuklarımızın sağlık hizmetlerin-den faydalanamaması önemli sosyalbir sorundur
Ülkemizde işsizlik oranı küresel krizindeetkisi ile sürekli % 10'nun üzerinde sey-retmektedir. Kadınların işgücüne katılmaoranı düştü, tarım dışı işsizlik oranı ise% 20'lere yaklaştı. Yapısal bir sorun ha-line gelmiş olan işsizliğin bu boyutaulaştığı ülkemizde; 18 yaşını doldurmuş,okumayan, çalışmayan ve evlenmemiş
olan kız çocuklarının bakmakla yükümlüaile ferdi olarak, sağlık hizmetlerindenyararlanamamaları; yoksulluk sınırınınise çok düşük olarak belirlenmesi devle-tin sunduğu ücretsiz sağlık hizmetlerin-den yararlanmalarını da engelledi vekonunun önemli bir sosyal sorun olarakdevamına neden oldu.
Kanunda olmamasına karşın, Genel Sağ-lık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğindeyapılan düzenleme ile bulunduğu yerdetedavi edilemeyen hastanın zorunlu ola-rak en yakın yere sevkinin öngörülmesi;en yakın yerdeki sağlık tesisinde de te-davi olmayacağı için hekim tarafındantedavisinin yapılabileceği diğer bir sağlıkkuruluşuna zorunlu olarak sevk edilmesi
petrol-iş50
halinde yol parasının ödenmemesi birbaşka sorundur. Öte yandan tek hekimtarafından ayaktan yapılan tedavilerde si-gortalı hastalara bir yıl içerisinde en çok40 gün istirahat verilmesi, bu süredensonraki istirahatların ise bir gün dahi olsaSağlık Kurulu Raporu ile verilmesininzorunlu tutulması çok sayıda sigortalı iş-çiyi mağdur etmiştir.
2009
5921 SAYILI YASA İLE İŞSİZİN PARASINA EL KONULDU
AKP Hükümeti, TBMM’den geçirdiği5921 sayılı Yasa ile işsizin parasına, iş-sizlerin ve çalışanların onayı dışında elkoydu. 4447 sayılı İşsizlik Sigortasındadeğişiklik yapan 5921 sayılı Yasaya göre2009 ve 2010 yılları için İşsizlik Sigor-tası Fonu’nun nema gelirlerinin dörtteüçü, 2011 ve 2012 yılları için de dörttebiri Güneydoğu Anadolu Projesi ve diğeralt yapı yatırımlarında kullanılmak ama-cıyla bütçeye gelir olarak aktarılmasınakarar verildi.
Nisan 2009’dan sonra yeni işçi alan iş-verenlerin, bu işçilerle ilgili ödenmesigereken sigorta primlerinin işveren payı-nın, işsizlik fonundan karşılanması ön-görüldü. İşsizlik sigortasından yararlanıpyeniden işe alınan işçilerin sigorta sağlıkprimlerindeki işveren payı da fondankarşılanması hüküm altına alındı.
KİRALIK İŞÇİ DÜZENİ ISRARI SÜRMEKTEDİR
AKP 2009 yılında Özel İstihdam Büro-ları aracılığıyla işverenlere işçi kiralaya-bilmenin yolu açabilmek adına 5920sayılı yasa ile bir girişimde bulundu.Ancak Kanun'un mesleki anlamda geçiciiş ilişkisini düzenleyen birinci maddesibir kez daha görüşülmek için Cumhur-başkanı tarafından TBMM’ye geri gön-
derildi. Bu maddenin yasadan çıkarılma-sının ardından 26 Haziran 2009 tarihinde5920 sayılı kanun yasalaştı. Böyleliklekamuoyunda “Kiralık İşçi Düzeni” ola-rak bilinen düzenleme yasalaşmamışoldu.
AMACI DIŞINDA KULLANILAN İŞSİZLİKSİGORTASI FONU
Ülkemizin en önemli problemi bilindiğigibi işsizliktir. Çalışanların işsiz kaldık-larındaki en önemli güvencesi ise 1999yılından itibaren oluşturulan işsizlik si-gorta fonudur. İşsizlik Sigortası, çalışır-ken kendi iradesi dışında işsiz kalınmasıdurumunda kısa dönemde en etkili ko-ruma aracıdır.
İşsizlik sigortası 1999 yılında 4447 sayılıKanunla yürürlüğe girdi. İşsizlik sigor-tası primleri 2000 yılı itibariyle kesil-meye ve İşsizlik sigortası ödemeleri2002 yılı itibariyle yapılmaya başlandı.Ancak bu fondan yararlanma koşulları-nın ağırlığı nedeniyle ülkemizde işsiz ka-lanların çoğunluğu bu fondanyaralanamamaktadır.
Diğer taraftan AKP hükümeti tarafındanişsizlik sigortası fonu çıkartılan yasalarile amacının dışında kullanıldı, işsizinparasına el uzatıldı. 26 Mayıs 2008 tari-hinde yasallaşan 5763 sayılı Kanun ve18 Temmuz 2009 tarihinde yasallaşan5921 sayılı Kanun ile iki yıl artarda iş-sizlerimizin parasına AKP tarafından elkonuldu. Bunlar yetmezmiş gibi bir de25 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe girenTorba Yasayla da işverenlerin yükünüazaltmak amacı doğrultusunda bir kezdaha işsizlik fonuna el uzatılmaktadır.
2010
ÇALIŞMA HAYATI AÇISINDAN ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referan-dumdan % 58 oranında evet çıkmasınınardından “5982 sayılı Türkiye Cumhuri-yeti Anayasasının Bazı MaddelerindeDeğişiklik Yapılması Hakkında Kanun”yürürlüğe girmiş oldu. Çalışma hayatıaçısından bu Kanun ile Anayasanın“Sendika Kurma Hakkı” başlıklı 51’inci,“Toplu İş Sözleşmesi Hakkı” başlıklı53’üncü ve “Grev Hakkı ve Lokavt” baş-lıklı 54’üncü maddelerinde bazı düzen-
lemeler yapıldı. Anayasanın “SendikaKurma Hakkı” başlıklı 51’inci Maddesi-nin dördüncü fıkrasındaki “Aynı za-manda ve aynı iş kolunda birden fazlasendikaya üye olunamaz” hükmü kaldı-rıldı. Bu değişikliğin kanunlarda yapı-lacak düzenlemeler ile hayatageçirilmesi ile örgütlenme özgürlüğünüartırmak yerine toplu sözleşme sürecinikilitleyecektir.
Anayasanın “Toplu İş SözleşmesiHakkı” başlıklı 53’üncü Maddesine;“Memurlar ve diğer kamu görevlileri,toplu sözleşme yapma hakkına sahiptir-ler.” “Toplu sözleşme yapılması sıra-sında uyuşmazlık çıkması halindetaraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuru-luna başvurabilir. Kamu GörevlileriHakem Kurulu kararları kesindir vetoplu sözleşme hükmündedir. Toplu söz-leşme hakkının kapsamı, istisnaları,toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplusözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yü-rürlüğü, toplu sözleşme hükümlerininemeklilere yansıtılması, Kamu Görevli-leri Hakem Kurulunun teşkili, çalışmausul ve esasları ile diğer hususlar ka-nunla düzenlenir” hükümleri eklendi. Budeğişikliğin kanunlarda yapılacak düzen-
lemeler ile hayata geçirilmesiyle; grevhakkı olmayan kamu çalışanlarının toplupazarlık sürecinde masaya oturması du-rumunda taleplerinin reddedilmesi kesin-dir. Ardından başvurulacak olan HakemKurulu'nda da bir gelişme sağlanamaya-cağı açıktır.
Anayasanın “Grev Hakkı ve Lokavt”başlıklı 54’üncü Maddesinin yedinci fık-rasındaki “Siyasî amaçlı grev ve lokavt,dayanışma grev ve lokavtı, genel grev velokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma,verim düşürme ve diğer direnişler yapı-lamaz” hükmü kaldırıldı. Ancak, "Milligüvenliğe aykırı" olma bahanesiyle grevyasakları zaten devam etmektedir. Bilin-diği gibi AKP döneminde pek çok
önemli grev bu gerekçeyle engellenmiş-tir. Anayasa değişikliklerinde de aynıibarenin aynen korunması, grev yasakla-rının özüne hiç dokunulmadığını göster-mektedir.
Anayasanın 125'inci Maddesinin dör-düncü fıkrasının birinci cümlesi; "Yargıyetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukukauygunluğunun denetimi ile sınırlı olup,hiçbir surette yerindelik denetimi şek-linde kullanılamaz" şeklinde değiştiril-miştir. 125'inci madde de yapılan budeğişiklik ile başta özelleştirme uygula-malarında olmak üzere yargının; idare-
nin eylem ve işlemlerine ilişkin verdiğiiptal ve yürütmeyi durdurma kararla-rında, "kamu yararı ve yerindelik il-kesi"ni dayanak olarak kullanmasızorlaştırılmıştır.
ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ DEĞİL,ÇAĞDAŞ KÖLELİK STRATEJİSİ
Ülkemizin en önemli problemi olan veözellikle gençlerimizi etkileyen işsizliğinçözümü için yıllardır ciddi bir adım atıl-madı. Bu sorunun çözümü için AKP Hü-kumeti tarafından 2010 yılı Haziranayında “200 bin kişiye yeni iş sağlaya-cak” şeklindeki söylemle yeni bir stratejiortaya konuldu. Ulusal İstihdam Strate-jisi ile işsizliği azaltacağı iddia edilmek-tedir. Bu ortaya konulan strateji paketiyleçalışanların kazanılmış haklarından ya-pılacak tasarruflar ile işsizliğin azaltıla-mayacağı bir gerçektir. Üretime yönelikyeni yatırımlar yapılmadan, çalışanlarınve işverenlerin üzerindeki vergi adalet-sizliği düzeltilmeden, sermayeden yanadeğil emekten yana bir ekonomik modelhayata geçirilmeden, işsizlik hiçbirzaman azaltılamayacaktır.
İşverenler; kıdem tazminatlarını maliyet-leri açısından ek yük olarak gördükleriiçin yıllardır bundan kurtulmak amacıyla
her türlü girişimde bulunmaktadırlar.Ulusal İstihdam Stratejisi ile işverenlerinbu talebi karşılanmaya çalışılmaktadır.
Bölgelere göre farklılaşmış asgari ücretdüzenlemesi ile işçilere mevcut asgariücretin altında ücret ödenmesinin önüaçılmak istenmektedir. Bu düzenlemeninhayata geçmesi durumunda zaten yeter-siz olan asgari ücretle geçinmeye çalışanmilyonlarca asgari ücretli; daha zorgeçim koşullarına, açlığa mahkum ola-caktır.
SOSYAL POLİTİKALARDAN UZAKORTA VADELİ PROGRAM
10 Ekim 2010 tarihinde Resmi Gaze-te’de 2011-2013 yıllarını kapsayan OrtaVadeli Program (OVP) yayınlanmıştır.OVP’de benzer bir şekilde “işgücü piya-sasının daha esnek hale getirecek politi-kaların uygulanması” öngörülmektedir.OVP’de ayrıca sağlık hizmetlerinde “ilaçve tedavi harcamalarını daha akılcı halegetirmeye yönelik tedbirlerin alınmasınadevam edileceğine” de yer verilmektedir.Bununla çalışanlar ve emekliler açısın-dan ilaç, muayene ve tedavi hizmetlerin-deki katkı bedellerinin artması, bütçedensağlığa yapılan katkının ise azalması ön-görülmektedir.
Yine OVP’de özelleştirmelerin kararlı-lıkla sürdürüleceği, kamunun elektrik veşeker üretimi alanından tamamen çekile-ceği, telekomünikasyon, liman, TCDD(demiryolları), otoyol ve köprü işletme-ciliğindeki payının da azaltılacağı ifadeedilmektedir. Bu özelleştirmelerin ger-çekleşmesi durumunda kamudaki bualanlarda; işsizlik, sendikasızlaştırma vegüvencesiz çalışma artacaktır.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TA-SARISI İLE TAŞERONLAŞMA YAYGIN-LAŞTIRILMAK İSTENMEKTEDİR
2005 yılında AB uyum sürecinde 89/2sayılı Direktifin yerine getirilmesi ama-cıyla, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tas-lağı çalışmaları başlatıldı. 21 Aralık 2006tarihinde 6.'sının yapıldığı Ulusal İş Sağ-lığı ve Güvenliği Konseyi olağan toplan-tısında “İş Sağlığı ve Güvenliği KanunuTasarısı” taslak metni ilk kez taraflarıngörüşlerine sunuldu. 2008 yılına kadarbirkaç kez değiştirilen tasarı aynı yılın
sonuna gelindiğinde sosyal taraflar ilepaylaşılmadan Başbakanlığa gönderildi.Bu gelişmeden iki yıl sonra 2010 yılınınTemmuz ayında İş Sağlığı ve GüvenliğiKanunu Tasarısı Taslağı Çalışma Bakan-lığı tarafından başta Türk-İş olmak üzerekonu ile ilgili diğer sosyal taraflara ile-tildi.
Taslakta “yürürlükten kaldırılan ve de-ğiştirilen hükümler” başlıklı bölümde4857 sayılı Kanunun 2.maddesinin al-tıncı fıkrasının birinci cümlesinde geçen“veya asıl işin bir bölümünde işletmeninve işin gereği ile teknolojik nedenlerleuzmanlık gerektiren işlerde iş alan” iba-resi “veya asıl işin bir bölümünde işingereği veya teknolojik nedenlerle uz-manlık gerektiren işlerde iş alan” olarakdeğiştirilmiştir. Bu değişiklik ile taşeron
çalıştırılması kolaylaştırılmak ve muva-zaalı ilişkinin kurulması mümkün kılın-mak istenmektedir. Bunun sonunda işkazaları daha da artacak. Bu düzenlemesöz konusu kanun taslağının ruhuna ta-mamen aykırıdır.
2011
TORBA YASAYLA EMEKÇİLERİN HAKLARI BUDANDI
Kamuoyunda Torba Yasa Tasarısı olarakadlandırılan “Bazı Alacakların YenidenYapılandırılması ile Sosyal Sigortalar veGenel Sağlık Sigortası Kanunu ve DiğerBazı Kanun ve Kanun Hükmünde Ka-rarnamelerde Değişiklik YapılmasınaDair Kanun Tasarısı” sendikaların veemek örgütlerinin tüm itirazlarına karşın,TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’ninsessiz sedasız yerleştirildiği torba yasa;gençlerin, işçilerin, kamu emekçileri-nin, işsizlerin yer aldığı geniş bir kesimiçin pek çok olumsuz düzenleme içer-mektedir.
petrol-iş 51
petrol-iş52
Stajyer Sömürüsünün Önü Açıldı
Meslek liselerinde eğitim gören öğrenci-lerin staj yapabilecekleri işyerlerinin sa-yısı; Türkiye’deki toplam işletmelerin %93’ünü kapsayacak şekilde arttırıldı. 18yaşını bitiren stajyerlerin ücretleri ise as-gari ücretin üçte ikisinden üçte birine dü-şürüldü.
İşsizlik Sigortası Fonu’na Bir Kez Daha El Uzatıldı
Bu tasarı ile çalışanların işsiz kaldıklarızaman tek güvenceleri olan ve zaten yıl-lardır amacı dışında kullanılan işsizlik si-gortası fonu; krizin zararlarının çı-kartılabileceği bir kaynak haline geti-rildi. İşverenlerin, işsizlik fonundan ya-rarlanmasının kapsamını genişletmekamacıyla; kısa çalışma ödeneğinin uygu-lama alanı genişletilerek, ödenek miktarıyeniden düzenlendi. Buna göre, genelekonomik, sektörel veya bölgesel kriznedeniyle haftalık çalışma süreleriningeçici olarak azaltılması, işyerinin faali-yetinin kısmen veya geçici olarak durdu-rulması hallerinde iş yerinde 3 ayıaşmamak üzere kısa çalışma yapılabile-cek. Bakanlar Kurulu, kısa çalışma öde-neğinin süresini 6 aya kadar uzatmayayetkili olacak.
İşsizlik Sigortası Fonu’nun bir önceki yılprim gelirlerinin % 30'u, istihdamı artır-maya yönelik politika ve tedbirleri uygu-lamak, istihdamı koruyucu tedbirleralmak, işe yerleştirme ve danışmanlıkhizmetleri temin etmek amacıyla kulla-nılabilecek. Bakanlar Kurulu, bu oranıyarı oranında artırabilecek.
İşverene Sigorta Prim Desteği Getirildi
İşverenlerin üzerindeki işçi maliyetleriyükünün azaltılmasına yönelik olarak;18 yaşından büyük kadınları ve 18-29yaş arası erkekleri istihdam edenlerin si-gorta primlerinin işveren hissesinin bellibir kısmı İşsizlik Sigortası Fonu’ndankarşılanacak. Bu uygulama ile 30 yaş veüzeri çalışanlar iş bulmakta zorlanacak.Yasa ile 31 Aralık 2015 tarihine kadar ilkdefa işe alınacak her bir sigortalı içinözel sektör işverenine sigorta primi des-teği getirildi. Buna göre, 31 Aralık 2015tarihine kadar işe alınan sigortalının si-gorta primlerinin işverene ait tutarı işe
alındıktan sonra belirli sürelerle İşsizlikSigortası Fonundan karşılanacak.
Memura Sürgün Yolu Açıldı
Memurlar, onaylarının dışında başkayerlerde 6 aylığına görevlendirilebilecek.Memurlar, geçici görevlendirme yapmakisteyen kurumun talebi ve çalıştıkları ku-rumun izni ile diğer kamu kurum ve ku-ruluşlarında geçici süreli olarakgörevlendirilebilecek. Geçici süreli gö-revlendirme süresi, 1 yılda 6 ayı geçeme-yecek. Kurumlarında atanmayanmemurlar ise Devlet Personel Başkanlı-ğı’nca belirlenen başka bir kurumdakiboş kadroya atanabilecek. 6 yılda bir ve-rilen kademe ilerlemesinin koşulları dadeğiştirilerek “olumlu sicil” yerine “di-siplin cezası almamak” koşulu getirildi.
4-C Statüsünün Yaygınlaştırılmasının Önü Açıldı
Bu yasa ile kamuda iş güvencesi veözlük haklarının önemli bir bölümününortadan kaldırılmasının ve 4-C statüsü-nün yaygınlaştırılmasının önü açıldı.
Özel Sektör DestekliKadrolaşmanın Yolu Açıldı
Hükümetin kendi kadrolarını oluştur-mada elini rahatlatan düzenlemeye göre,Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı ve il-gili kuruluşlarının müsteşar, müsteşaryardımcıları ile üst konumdaki genelmüdür ve başkan kadrolarına, “dışarı-dan” atama yapılabilecek.
Bazı üst düzey kamu görevlerine yapı-lacak atamalarda, özel sektörde geçenhizmet süresi de dikkate alınacak. Bunagöre, Başbakanlık ve bakanlıkların bağlıve ilgili kuruluşlarının müsteşar ve müs-teşar yardımcıları ile en üst konumun-daki genel müdür ve başkan kadrolarınaatamalarda, özel kurumlarda ve serbestolarak çalışılan süre de dikkate alınacak.
52 bin İşçi Sürgün Edilecek, Sendikave Sözleşme Hakları Ellerinden Alına-cak
İl özel idarelerindeki kadrolu işçileri Ka-rayolları Genel Müdürlüğü’nün taşra teş-kilatlarına, belediyelerin kadrolu işçileride Milli Eğitim Bakanlığı ve EmniyetGenel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatınagönderilecek. Böylece 52 bin işçi sürgünedilecek, sendika ve sözleşme hakları el-lerinden alınacak.
Kısmi Süreli Çalışanlara Genel SağlıkSigortası Primlerini Tamamlama Yü-kümlülüğü Getirildi
1 Ocak 2012’den itibaren kısmi süreli işsözleşmesiyle çalışanlar ile ev hizmetle-rinde ay içerisinde 30 günden az çalışansigortalılara, eksik günlerine ait genelsağlık sigortası primlerini 30 güne ta-mamlama yükümlülüğü getirildi.
Sözleşmelilere GrevsizSendika Hakkı Verildi
Sözleşmeli personel, Anayasa’da ve özelkanunlarda belirtilen hükümler uyarıncasendikalar ve üst kuruluşlar kurabilecekve bunlara üye olabilecek. Sözleşmelipersonelin grev kararı vermesi, bu yoldapropaganda yapması, herhangi bir greveveya grev teşebbüsüne katılması, grevidesteklemesi ya da teşvik etmesi yasakolacak.
SOSYAL DİYALOG MEKANİZMALARI İŞLETİLMEDİ
AKP tarafından; iktidarda bulunduğu 8yıl boyunca, gerçekleştirdiği yasal dü-zenlemelerde “biz yaptık, oldu” mantı-ğıyla, çoğu zaman sosyal diyalogmekanizmalarını işletmeden çalışmala-rını sürdürülmüştür. AKP, özellikle ça-lışma hayatını ilgilendiren yasaldeğişiklikler gerçekleştirilirken sendika-ların ve meslek kuruluşlarının görüşle-rini almayı gerekli görmemiştir. AKP’ninbu sosyal diyalogdan uzak yaklaşımın-dan vazgeçmediği, son olarak torba yasatasarısının yasalaşması sürecinde bir kezdaha herkes tarafından görülmüştür.
*BU RAPOR BASIN-İŞ SENDİKASI TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
petrol-iş 53
“SOSYAL DEMOKRASİ'NİN SOSYAL'İ NEDİR?” KONFERANSI:
DİSK ve CHP İstanbul İl Başkanlığı
tarafından düzenlenen, Genel Başka-
nımız Mustafa Öztaşkın'ın da konuş-
macı olarak katıldığı, ‘Sosyal
Demokrasi’nin ‘Sosyal’i Nedir?” baş-
lıklı konferans, 17 Mart günü, İstan-
bul- Cibali'deki Kadir Has Üniversi-
tesi Haliç Kampüsü’nde gerçekleşti-
rildi. Konferansın açılış oturumuna
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda-
roğlu, Avrupa Ekonomik ve Sosyal
Komitesi 2. Grup Başkanı (İşçi
Grubu) Giorgios Dassis, DİSK Eski
Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Av-
rupa Sendikalar Konfederasyonu Eski
Genel Sekreteri Emilio Gabagli, CHP
İstanbul İl Başkanı Bahri Şahin, Prof.
Dr. Erinç Yeldan, Prof. Dr. Ayşe
Öztaşkın: Emek yanlısı partiler çok radikal birtavır ortaya koymak durumundadırlar
SOSYAL DEMOKRASİ / SOSYAL HAKLAR
Öztaşkın, konferansta yaptığı konuşmada, işsizlik had safhaya ulaşmışken, yoksulluk art-mışken, gelir dağılımındaki uçurum daha da büyümüşken, sosyal haklar çalışanların elin-den teker teker alınmışken, sosyal devlet tasfiye edilmişken, Türkiye inanılmaz bir emeksömürüsüne dönüştürülmüşken, emek yanlısı partilerin öyle 'sermayeyi de küstürmeye-yim, işçilerin de oyunu almaya bakayım' gibi zihin bulanıklığı ile kafaları son derece ka-rıştırıcı bir politika ve strateji izlememeleri ve 'birilerini ürkütür müyüz' gibi kaygılardanuzaklaşmaları gerektiğini söyledi.
Buğra ve Avrupa Parlamentosu Sosya-
list ve Demokrat Genel Sekreteri Anna
Colombo katılarak birer konuşma yap-
tılar.
Aile SigortasıKılıçdaroğlu, konferansta yaptığı ko-
nuşmada, sosyal devlet, sosyal alan,
SSK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı gibi kurumların temel hedefi-
nin mutlu bir toplum yaratmak
olduğunu belirterek, “Dünyada ve
Türkiye'de büyük bir kriz yaşandı. Bu
krizin faturasını işçiler ödedi, ödemeye
de devam ediyor. Başbakan, 'kriz bizi
teğet geçti' dedi. Milyonlar işsiz kaldı.
Bir çok işsiz Başbakanın sözlerine
inandı. Özellikle toplumun alt katman-
ları ağır fatura ödedi. Bu hiçbir zaman
sorgulanmadı. Sorgulamamanın temel
nedeni sendikal hareket ve medyadır.
Bu nedenle sosyal demokrasinin sos-
yal yönü önemli. İşsizlik ve yoksulluk
Türkiye'de en önemli sorunlarının ba-
şında geliyor” dedi. Kılıçdaroğlu söz-
lerini şöyle sürdürdü:
“En son TÜİK rakamları açıklandı. 12
milyon 715 bin yoksulumuz var. Biz
sosyal devleti unuttuk, bize unutturdu-
lar. Bir dönem 12 Eylül askeri darbe-
sinden sonra sosyal kelimesini
ağzımıza almak bile yasaklandı. Tür-
kiye’de yoksulluğun artmasına rağ-
men hak kavramı da toplumun elinden
alındı. O yoksulları utanmadan kuy-
ruğa dizdiler para, makarna, bulgur da-
ğıtmak için. 'Onların onurları var
mıdır?' diye akıllarına bile gelmedi.
Biz sosyal devleti kurarsak, sosyal
hukuk devletini egemen kılarsak o
zaman bu toplumda huzuru ve barışı
getirmiş olabiliriz. (Ailenin eğer dü-
zenli geliri yoksa, para yoksa her ay
sosyal devletin gereği olarak en az 600
TL para vereceğiz ve bu parayı kadı-
nın banka hesabına yatıracağız, kadını
toplumda güçlendireceğiz) dedik. Bir
kıyamet koptu, (Siz bunun kaynağını
nereden bulacaksınız, siz hayalcisiniz)
diye. Avrupa’da uygulanıyor, hayalci
değil de biz yapacağımız zaman mı ha-
yalci oluyoruz? Asıl itiraz edenlerin
utanması gereken bir şey var. 1971 yı-
lında Türkiye, aile sigortasını getir-
meye söz vermiş, parlamentodan yasa
geçirmiş, Uluslararası Çalışma Örgü-
tünün 102 sayılı sözleşmesini onayla-
mış. Bu 40 yıllık bir hayaldir. 40 yıllık
hayali biz dile getirdik diye isyan edi-
yorlar. Bu hayali gerçekleştireceğiz.
Aile Sigortası” ile aynı zamanda reel
sektörü de güçlendirecek, ekonominin
kırılganlığını azaltacağız.”
Taşeron işçilik, bir kişinin emeğininyasalar dışında sömürülmesidir Taşeron işçiliği de eleştiren Kılıçda-
roğlu, “ Yeni süreci başlatmak zorun-
dayız. Taşeron işçiliğe son dedik. Biz
söylüyoruz, hiç kimse söylemiyor si-
yasetçi olarak. Taşeron işçilik bir kişi-
nin emeğinin yasalar dışında
sömürülmesine olanak sağlayan bir
sistemdir. Çünkü bu sistemde; kıdem
tazminatı hakkın olmayacak, tatil hak-
kın olmayacak. Senin o işte çalışman
taşeronun iki dudağından çıkacak ke-
limeye bağlı. Bunun adı da sosyal dev-
let olacak. Biz halk partisi olarak
halkın partisi olarak, yeni CHP olarak,
yeni Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
altını çiziyorum, yeni Cumhuriyet
Halk Partisi olarak emekten yana, alın
terinden yana, insanlıktan yana, yok-
sulluktan yana tavrımızı koyacağız.
Çekinmeyeceğiz, korkmayacağız. Bi-
rileri bize bedel ödetmek istiyorsa,
bedel ödemekten de korkmayacağız.
Bedel ödemek bizim onur görevimiz-
54 petrol-iş
dir” dedi.Türkiye’de sendikal hakların
oluşma sürecini de anlatan Kılıçda-
roğlu, merhum Başbakanlardan Bü-
lent Ecevit’in bu konuda önemli
çalışmaları olduğunu, elde edilen sen-
dikal hakların 12 Eylül darbesiyle
büyük oranda kırpıldığını söyledi. Kı-
lıçdaroğlu, sendikal mücadelelerden
çok büyük geri adımlar atıldığını, sen-
dikal hareketin son dönemde bölündü-
ğünü, işçilerin haklarını savunmakla
görevli bazı sendikaların iktidarın çı-
karlarını savunur hale geldiğini öne
sürdü.
Öztaşkın: Demokrasininsosyali sosyal haklardırKonferansta yaptığı konuşmada, de-
mokrasinin sosyalini sosyal hakların
temsil ettiğini, bir ülkenin sosyal hak-
larının gelişmişlik düzeyinin aynı za-
manda demokrasinin de gelişmişlik
düzeyinin en önemli göstergelerinden
biri olduğunu söyleyen Öztaşkın, “Bir
ülkede demokrasi ne kadar geliş-
mişse, hak ve özgürlüklerin de o kadar
geliştiğini söyleyebiliriz. Aslında de-
mokrasinin gelişmişlik düzeyini sos-
yal haklar belirler.
Türkiye'de sosyal haklar, 1980'den
başlayarak kapitalizmin krizlerinin,
darbenin gerekçesi olarak ilan edildi.
Darbecilerin ilk müdahaleleri işçilerin
almakta olduğu ücret ve ikramiye gibi
haklara oldu. Ekonomik gelişmenin
önündeki en büyük engelin Türkiye'de
bu hakların çok geniş olarak kullanıl-
dığı algısı toplumda yaratılmaya çalı-
şıldı” dedi.
“Yeni dünya düzeni diye küreselleşme
adı altında uygulanmaya çalışılan po-
litikaların sorumsuzca uygulanabil-
mesi için bu hakların gasp edilmesi,
sosyal devletin adım adım tasfiye
edilmesi gerekiyordu” diyen Öztaş-
kın, “Geldiğimiz noktada bunların ne
olduğu belli. Bu politikalar adım
adım hayata geçirildi.
Bugün Türkiye'de sosyal devletin
s'sinden bahsetmenin ne kadar güç ol-
duğunu hepimiz biliyoruz. Ve sosyal
devlet tasfiye edildi, sadaka devleti
oluşturulmaya çalışılıyor” şeklinde
konuştu. Öztaşkın şöyle devam etti:
“Bu noktalarda sendikalar ne yaptı?
Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi
derin bir uykudalar mıydı, yoksa üzer-
lerinden silindir mi geçti? Tabii ki si-
lindir geçti. Ancak öbür taraftan da
üzerinden silindir geçmeyen, diren-
meye çalışan sendikaların da tasfiye
edilmesi planlandı. Tam da bugün gel-
diğimiz noktada siyasi iktidar, çok sis-
temli bir şekilde, hala ayakta kalmaya
çalışan, kalan, direnen, mücadele
eden, sosyal devleti savunan, sosyal
güvenlik alanındaki, eğitim alanındaki
tasfiyeleri ısrarla gündeme getiren,
yoksullaşmanın önüne geçmeye çalı-
şan, işsizliğe karşı, özelleştirmeye
karşı mücadele veren, kuralsızlaştır-
maya karşı mücadele veren sendika-
ların susturulmasına ve tasfiye
edilmesine yönelik çok ciddi politika-
lar izliyor. Ve bu politikaların sonu-
cunda bazı sendikaların gerçekten de
yandaş sendikalar konumuna getiril-
diğini de açıkça ifade edebiliriz.”
Bu politikalara karşı ne yapmak gerekiyor?Demokrasinin olmazsa olmaz koşul-
larından bir tanesinin sosyal haklar ol-
duğunu, bir kere bir sosyal demokrat
partinin veya kendisini emekle ilişki-
lendiren bütün partilerin bu alanda po-
litika üretmeleri gerektiğini ifade eden
Öztaşkın şunları söyledi:
“Bir konuşmacı söyledi; ben şöyle an-
ladım; 'Önce küreselleşme olsun; ge-
lişmişlik ve kalkınma düzeyi
yakalandıktan sonra da bu haklara,
sosyal haklara bakarız' deniliyor. Tür-
kiye'de de bu zihniyet var; 'Büyüyelim
55petrol-iş
petrol-iş56
de nasıl büyürsek büyüyelim. Büyüye-
lim, gelişelim, refah düzeyi artsın
sonra da sosyal haklara bakarız' gibi
bir anlayış var. Böyle bir şey olamaz.
Büyüyeceksek bu işin sosyal boyu-
tunu da gözeterek büyümek durumun-
dayız. Tam da bu noktada emek
yanlısı partiler çok radikal bir tavır or-
taya koymak durumundadırlar.
Öyle sermayeyi küstürmeyeyim, işçi-
lerin oyunu almaya bakayım gibi zihin
bulanıklığı ile kafaları son derece ka-
rışık bir politika ve strateji izlemeye
kalktığınız takdirde bir yere varamaz-
sınız, sosyal devleti inşa edemezsiniz.
İşsizlik had safhaya ulaşmışken, yok-
sulluk artmışken, gelir dağılımındaki
uçurum daha da büyümüşken, sosyal
haklar elimizden teker teker alınmış-
ken, sosyal devlet tasfiye edilmişken
ve Türkiye inanılmaz bir emek sömü-
rüsüne dönüştürülmüşken hala kalkıp
da şöyle mi yapsak, böyle mi dursak,
aman şöyle bir politika izlersek birile-
rini ürkütür müyüz kaygısından uzak-
laşmak gerekir. Çok net bir şekilde,
partilerin net bir tavır ortaya koyması
gerekir ve bu tavrın emek yanlısı, top-
lumun yoksul kesimlerini gözeten po-
litikalar olması gerekir. “
Emekten yana partilernasıl bir politika izlemeli?Sendikaların siyasete ağırlığını koy-
maları, siyasetin yönlendirilmesi, şe-
killendirilmesi doğrultusunda çaba
sarfetmeleri gerektiğini belirten Öz-
taşkın, emek örgütlerinin siyasetin,
aynı zamanda ekonomik ve sosyal ala-
nın, toplumsal alanın, emeğin çıkarları
doğrultusunda şekillendirilmesi için
bir tavır, bir mücadele ortaya koyma-
ları gerektiğini belirterek şöyle ko-
nuştu:
“Tabii ki bu mücadelenin birkaç sen-
dika, bir kaç konfederasyon tarafından
verilmesi anlamlı ama bu yetersizdir.
Bu anlamda Türkiye sendikal hareke-
tinin bu konularda ortak bir tavır or-
taya koyması gerekir. Biz siyasetten
bağımsızız, tarafsızız söylemleri ser-
mayenin politikalarına destek vermek-
ten başka hiçbir anlam taşımaz.
Toplum ileri demokrasi söylemleriyle
kandırılıyorsa, yanıltılıyorsa sendika-
lar buna karşı tavır koymak zorunda-
dırlar. Ekonomik, siyasi, sosyal ve
toplumsal tablo ortada. Emeğin yanlısı
olduğunu iddia eden partiler bu veri-
leri alacaklar, bunu siyasi söylemlere,
politikalara dönüştürecekler. Ve bu
söylemlerinin, bu politikaların da ar-
kasında duracaklar. Bu söylem ve po-
litikaları hiç çekinmeden
sürdürecekler. Bugün CHP Genel
Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu
konularda çok olumlu söylemlerde bu-
lundu. Bunun daha da geliştirilmesi
gerekiyor. Örneğin sağlık sektöründe
yeni politikaların ortaya konulması
gerekiyor.
Eğitimde de aynı şekilde. Yeni sosyal
hakların korunması, geliştirilmesi ve
hatta elimizden alınan bu sosyal hak-
ların yeniden, bir sosyal devletin ge-
reği olarak verilmesi bugün CHP'nin
temel politikaları olmalıdır. Eğer CHP
bu politikaların içini doldurarak iyi bir
söylemle topluma aktarırsa elbette
bunlar karşılık bulacaktır ve bu oya da
dönüşecektir.”
“Özelleştirmeyi destekliyoruz” dedi-
ğiniz noktada, sendikalar da çekingen
tavır ortaya koyar “Bu anlamda da
sendikalar, 20- 25 yıldır siyasette ve
siyasi tavır koymada çekingen bir po-
litika izliyorlar. Çünkü biz bir taraftan
sendika olarak özelleştirmeye karşı
20-25 yıldır mücadele veriyoruz.
Gönül verdiğimiz, desteklediğimiz,
desteklenmesi gerektiğini düşündüğü-
müz veya üyelerimizi bir biçimde
yönlendirmeye çalıştığımız partinin
çıkıp da, “Biz özelleştirmeyi destek-
liyoruz” dediği noktada, sizin yapacak
bir şeyiniz yoktur.
Çekingen bir tavır ortaya koymak du-
rumundasınız. Ama bugünkü gibi ce-
saretli bir şekilde siz politika ortaya
koyarsanız, bu tavır değişir. İşte taşe-
ronlaştırmayla ilgili miting var. Şimdi
sendikaların, sendikacıların, sendika
üyelerinin bu mitingi desteklememek
gibi bir hakkı olabilir mi? Elbette des-
tekleyecekler. Elbette orada olacağız.
Elbette tavır koyacağız. Elbette üyele-
rimizi bu mitingin desteklenmesi ko-
nusunda yönlendireceğiz. Bu ve
benzeri politikalar ortaya konduğu
takdirde bizler de, sendikalar, sendika-
cılar, üyelerimiz de daha cesur bir şe-
kilde tavrımızı, desteğimizi ortaya
koyacağız. Bu ülkede emeğin yeniden
iktidar olması konusunda, ekonomide,
siyasette, toplumsal yaşamda emeğin
belirleyici bir rol üstlenmesi konu-
sunda katkılarımızı koyacağız.”
petrol-iş 57
BİR GÖRÜŞ/ TÜRKİYE PARLAMENTOSUNUN TARİHİ
SANDIĞA GİDERKEN…
Ortadoğu ve KuzeyAfrika’nın otoriterrejimlere karşı halk
isyanları ile kaynadığı bir sü-reçte, Türkiye 15. kez Millet-vekili Genel Seçimleri içinsandık başına taşınmaya ha-zırlanıyor. Türkiye’nin çokpartili siyasal yaşama geçtiği1950 seçimlerinden günü-müze kadar, 15 MilletvekiliGenel Seçimi, 8 MilletvekiliAra Seçimi, 12 Yerel Yöne-
timler Seçimleri, 8 Cumhuri-yet Senatosu Kısmi Seçimiolmak üzere 43 seçim ya-şandı. Sandık başında geçenazımsanamayacak kadar de-neyimden sonra, T.B.M.M’deki ceylan derili ergonomikkoltukların müstakbel sahip-leri hakkında siyasal eğilim,etnik, dinsel, mezhepselköken, yaş, cinsiyet vb. gibifarklılıklar üzerinden farklıbilgiler ve yorumlarla dolumedyamız. Seçim otobüsle-rinden atılan nutukların, şar-kılı-türkülü gürültünün vesokaklarımızı işgal eden bay-raklı-flamalı renk cümbüşü-nün tozu dumanı arasındasandığın yolunu tutmadanönce, pek aralanmayan birpencereden, “işçi sınıfının”
penceresinden bakmaktayarar var sürece.
Türkiye’nin EziciÇoğunluğu: Mülksüzler…Yasayla belirlenmiş hukukikısıtları olmayan, 25 yaşınıdoldurmuş, ilkokul mezunuher vatandaşın “seçme ve se-çilme” özgürlüğünü doyasıyayaşayabileceği yasalarla gü-vence altına alınmış olanTürkiye’de, iş bu özgürlüğüyaşamaya geldiğinde bam-başka gerçeklerle yüzleşebi-liyoruz. 2011 Türkiye’sindebir vatandaş “seçilme” öz-gürlüğünü kullanabilmek içindilenmek zorunda bile kala-biliyor! Ankara'da bir inşaatustasının, 12 Haziran GenelSeçimlerinde bağımsız mil-letvekili adayı olabilmek içinyardım topladığı haberleri“seçilme özgürlüğünde” gel-diğimiz noktayı özetliyor. Kı-zılay'da kartondan yaptığı birmasada, gelip geçenlerden 50kuruş yardım isteyen inşaatustası Müslüm Çalı’nın tepkigösterirken söyledikleri ibretverici: “2007'de Ankara 1.Bölge'den bağımsız milletve-kili adayı oldum. O zamanbaşvuru ücreti 446 liraydı.Fakat bu ücret yaklaşık 20kat artarak 8 bin liraya yak-laştı. Benim gibi işçilerin,halkın sorunlarını bilen kişi-lerin de Meclis'te olmasıgerek, bu nedenle vatandaş-lardan destek bekliyorum.Vatandaşlar ilgi gösteriyorancak yetersiz. 11 Nisan'akadar bu başvuru ücretinitoplamam lazım. En büyükumudum hayırseverlerde.."Siyasi partilerin 3.000 TL’yibulan aday adaylığı ücretleribir yana, YSK'nın adaylık
başvuru ücretini 446 liradan7 bin 734 liraya yükseltmesi,seçilme özgürlüğünün “res-men” gasp edildiğinin veartık işçi ve emekçilerin“seçme özgürlüğü” ile yetin-mesi gerektiğini ilan ediyor.Şimdi, elimizde kalan“seçme özgürlüğü” ile yo-lunu tuttuğumuz sandığınbizim için ne ifade ettiğinideğerlendirmeye çalışalım.2007-2010 yılları arasındaTürkiye’de nüfus 2 milyonartarak 72,5 milyona yükse-lirken kamuda çalışan sayısısadece Sosyal Güvenlik Ku-rumu (SGK) kayıtlarındaTemmuz 2010 itibariyle 15milyon 969 bin 748 kayıtlıçalışanın bulunuyor ve bun-ların 10 milyon 416 bini işçistatüsünde. Öte yandan 2010yılı itibariyle, toplam 9 mil-yon 434 bin 209 emekli bulu-nuyor ve işçi ve işçiemeklileri bakmakla yü-kümlü oldukları 20 milyonkişiyle birlikte 36 milyonaulaşıyor. Yani her iki kişidenbiri işçilikten geçimini sağlı-yor. İşsizlik oranı, iş bulmak-
tan umudunu kesenlerle bir-likte ve yüzde 20 dolayındaseyrediyor. Bu 6 milyonlukdevasa bir işsiz kitlesi anla-mına geliyor ve sınıfın yedekordusunun her geçen gün bü-yüdüğünü ifade ediyor. Ay-rıca, DİSK’in araştırmasınagöre, 2010 Nisan ayı dönemiiçin açıklanan istihdam veri-lerine göre, kayıtdışı istih-dam edilenlerin sayısı birönceki yılın aynı döneminegöre 905 bin kişi artarak, 8milyon 842 binden, 9 milyon747 bine ulaşmış bulunuyor.Ekonomist Mustafa Sönmez,2007 yılında, TÜİK verilerin-den hareketle Türkiye’dekiişgücüne katılım ve işsizlikoranları üzerinden yaptığıaraştırmada “Türkiye’de her100 kişiden 68’i mülksüz sı-nıftan. Bu 68’in de 22’siişsiz, 46’sı iş sahibi” diyordu.Aradan geçen birkaç yılda buoranlar pek değişmedi vebugün Türkiye nüfusununçok büyük bir çoğunluğunumülksüz işçiler, emekçiler,ücretliler ve işsizler oluşturu-yor. Peki, aileleriyle birlikte
Yavuz PAKSiyaset Bilimci
petrol-iş58
Türkiye’nin üçte ikisinden faz-lasını ifade eden bir çoğunlu-ğun iradesi ülkenin yönetimaygıtında ne kadar yer bulabi-liyor? Bu kadar büyük bir ço-ğunluk ya da bir başka ifadeile, “milletin büyük kısmı”büyük millet meclisinde nekadar yer buluyor?
TBMM’nin Nicel Profili…Yaşadığımız coğrafyada, siyasi
bakımdan ilk seçimler, 1876Birinci Meşrutiyet Anayasa-sıyla uygulanmış, ilk Milletve-kili Genel Seçimi 1877 yılındayapılmıştır. Cumhuriyetin ilkdönemlerini de kapsayan pekçok seçim sonrasında, “demo-kratik” sayılabilecek ve çokpartili hayata geçilen ilk seçim14 Mayıs 1950'de gerçekle-miştir. 1961 Anayasası, seçmeve seçilme hakkı ve bunların
teminat altına alınması içintemel demokratik ilkeleri ha-yata geçirmiştir. 1965'te, birnispi temsil çeşidi olan “millibakiye” sistemi getirilmiş ve1965 seçimleri, Türkiye’dehalk iradesini en demokratikbiçimde Meclis’e taşındığı se-çimler olarak tarihe geçmiş-tir.1982 Anayasası ve akabindeçıkarılan Siyasi Partiler veSeçim Kanunu ile ABD tipi
"güçlü partiler" temsiline yak-laşılmıştır. Bu dönemde, top-lumsal hayatın her alanınayayılan anti-demokratik uygu-lamalardan seçim sistemi denasibini almıştır. Türkiye gene-linde partilere “% 10 barajı” veayrıca, seçim çevresi barajı ko-nulmuştur. Türkiye’de 1950,1957, 1961, 1965, 1969 ve1983’te seçime katılan partile-rin tümü Meclise girmiştir.Meclis dışında kalan oylarınyüksek olduğu seçimler, yüzde10’luk ülke barajının uygulan-dığı döneme rastlamaktadır.1987, 1995, 1999 seçimlerindeparlamentoda temsil edileme-yen oyların oranı %15 ‐ %20gibi yüksek oranlara tırman-maktadır. 2002 seçimlerindeise bu oran % 45’in üzerineçıkmış, halkın yarısının oyuçöpe gitmiştir. Görüldüğü gibiseçim sistemleri düzenlenir-ken, “temsilde adalet ve yöne-timde istikrar ilkeleri”açısından öngörülen hedefleruygulamalarda her zaman ger-çekleşmemiş ve halkın iradesiparlamentoya tam anlamıylayansımamıştır.
Tarihsel perspektif üzerindenbir genellemeye gidecek olur-sak, Türkiye’de üç dönemde(1950-1960, 1961-1980 ve1980 sonrası dönem) esas iti-bariyle üç değişik seçim sis-temi uygulandığını söy-leyebiliriz. Bu üç dönemde uy-gulanan her sistem farklı biramaçla getirilmiştir. Ancak;her seçim sistemi değişikliği,siyasi yapıyı amaçlanan hedefeulaştıramamıştır. 1983 ve son-rasında uygulanan gerek çiftebarajlı gerekse ülke barajlıseçim sistemleri ise çoğuzaman istenilenin aksine so-nuçlar ortaya çıkarmıştır.
TBMM’nin Nitel Profili…Türkiye’de parlamentonun veseçim sistemlerinin maskele-diği, halkın büyük çoğunlu-ğunun ve işçi sınıfınınTBMM’deki yerine dair veri-lere ulaşabilmek için parla-
petrol-iş 59
(*)1983, 1987, 1991, 1995, 1999 ve 2002 dönemleri hesaplandı.
mentoyu oluşturan “seçil-mişler”in niteliklerine göz atıl-ması yararlı olabilir. 1946’yakadar sivil bürokratlarınönemli ağırlığı olan meclisteçok partili dönemle serbestprofesyonel meslek sahipleri(başta avukatlar, mühendis vemimarlar, doktorlar, dişçilervs.) daha etkili konuma geç-mişlerdir. Çok partili döneminbaşında, hukukçuların yanısıra, ticaret ve sanayi kökenlimilletvekillerinin oranında daönemli bir artış gözlemlenir.Bu iki meslek grubu, (hukuk-çular ile tüccar ve sanayiciler)1960’lı yılların ortalarınakadar meclisteki ağırlıklı ko-numlarını korumuşlardır. 27Mayıs'ın ardından, 1961 Ana-yasasında yansıyan demokrasive sosyal devlet yanlısı tercih-ler, emekçi kitlelerin örgütlü-lük düzeyini arttırmış,sendikacılık hareketini degenel olarak etkisi altına al-mıştır. Türkiye İşçi Partisi busürecin ürünü olmuştur.
12 Mart 1971 sonrası süreçtesivil bürokrat ve yönetici kö-kenli siyasi elitler tekrar enetkin meslek grubu konumunagelmiş ve bu durum günü-müze kadar sürmüştür. Çokpartili dönemin başında, hu-kukçuların yanı sıra, ticaret vesanayi kökenli milletvekilleri-nin oranında da önemli birartış gözlemlenir. Bu iki mes-lek grubu, (hukukçular ile tüc-car ve sanayiciler) 1960'lıyılların ortalarına kadar mec-listeki ağırlıklı konumlarınıkorumaktadırlar. 12 Eylül as-keri darbesine karar verenlerinen büyük hedeflerinden biri 12Eylül öncesi yükselen işçi ha-reketi, sendikal mücadele veişçi sınıfının politik olgunlu-ğunun artması olmuştur. Do-layısıyla 12 Eylül öncelikleişçi hareketini ezmiş, DİSK’ikapatmış, grev ve toplu pazar-lık hakkını yasaklamıştır. Dar-beciler, 1982 Anayasasınıhazırlarken de büyük sermaye-nin nicedir peşinde oldukları
bütün anti-sendikal unsurlarıAnayasa’ya taşıdılar, kalıcılaş-tırmışlardır. Konulan örgüt-lenme barajları, grevi ne-redeyse imkansız kılan düzen-lemeler tek tek Anayasa’da ye-rini almış, o dönemdengünümüze kadar, işçi-emekçi-ücretli temsilcilerinin meclistetemsili göstermelik olmanınötesine geçememiştir. 2007 yı-lındaki son genel seçimlerdeseçilen TBMM 23. Dönemmilletvekillerinin profillerinebakıldığında ise manzara çokdaha vahimdir: 550 milletve-kilinin 82’si mesleğini işadamıya da işkadını olarak bildirdiğigörülmektedir. Diğer bir de-yişle, Meclis’in yüzde 16’sını“resmen” patronlar oluştur-maktadır. Öte yandan, Mec-lis’te farklı meslek adlarıaltında yer alan patron vekilsayısının bu rakamdan kat katfazla olduğu bilinmektedir.Albüm verilerine göre, millet-vekilleri toplam 73 meslek bil-dirmiş durumdadırlar. Bunagöre, Meclis’te 82 işadamı veişkadınıyla birlikte 91 mühen-dis, 83 avukat, 40 eğitimciveya öğretmen ile 39 ekono-mist bulunmaktadır. Meslek
kategorileri arasında en“masum” kategorilerden birini“iktisatçılık” oluştururken, bukategorideki milletvekillerininpek çoğunun patron / işadamıolduğu bilinen bir gerçektir.Örneğin, Başbakan RecepTayyip Erdoğan, mesleğiniekonomist olarak bildirenlerarasındadır. Öte yandan, Mec-lis’te yer alan 91 mühendistenbüyük çoğunluğunun inşaatsektöründe iş yapan, müteah-hitlik ve proje firması sahibipatronlar oldukları bilinmekte-dir. Tabloda görüleceği gibi,Cumhuriyet dönemi Türkiyemilletvekilleri mesleksel öz-geçmiş bakımından incelendi-ğinde, milletvekilleri içindetarihsel olarak en etkin temsiledilen meslek grubu sivil bü-rokrat ve yöneticilerdir. Bun-ları hukukçular izler. Üçüncüsırayı tüccarlar, sanayici veöteki ilişkili meslekleri içerenticaret ve sanayi grubu alır.Onları askerler, eğitimciler vedoktorlar izler. 1980’li yıllar-dan itibaren ise müteahhit mil-letvekillerin oranından çarpıcıbir artış gözlemlenir. Top-lumda en yüksek orana sahipolan küçük çiftçi ve işçiler ise
parlamentoda yüzde 2,2 gibiçok düşük bir temsil gücünesahip olabilmişlerdir. Cumhu-riyetin en başından bu yana,TİP dönemi gibi birkaç istisnadışında işçi sınıfının parla-mentoda temsili pek de müm-kün olmadığı söylenebilir.Özellikle 12 Eylül rejiminingetirdiği ve 30 yıldır bilinçlibir biçimde değiştirilmeyenyasalar nedeniyle ne işçilerigerçek anlamda temsil edenbir parti ne de gerçek anlamdabir işçi temsilcisi parlamen-toya girebilmiştir. Gerçi, 12Eylül cunta hükümetinde sen-dikacılar bakanlık bile yap-mışlardır ve 1990’lı yıllardanitibaren sendika konfederas-yon başkanlarının milletvekil-liğine geçiş yapmalarınınneredeyse bir gelenek halinegelmiştir. Ancak, 12 Eylülsonrası parlamento vitrinindesendikacı kimliğiyle milletve-kili olanların, Türkiye’deemekçi kesimlerin haklarınayönelik en yoğun saldırılarıngerçekleştiği bu dönemde, iş-çilerin haklarını savunacakhemen hiçbir somut girişimdebulunmamışlar ve işçi sınıfı-nın çıkarlarını temsilden uzak
petrol-iş60
bir profil çizmişlerdir. Bunlararasında, Hak-İş Başkan’ı Ne-cati Çelik, DİSK Başkanı Rıd-van Budak, Türk-İş BaşkanıBayram Meral bu geleneğin enönemli isimleri olmuşlar, kon-federasyon başkanları dışında6 sendika başkanı ve 3 sendi-kacı milletvekili sayılabilir.İşte tam bu noktada, Türkiyeİşçi Partisi deneyimini hatırla-makta yarar var.
Parlamento Tarihininİstisnası: T.İ.P.Türkiye parlamento tarihininen demokratik dönemini 60'lıyıllarda yaşadı dersek yanlışsöylemiş sayılmayız. Bu yıl-larda ilk kez işçi sınıfı veemekçi kesimler bağımsız si-yasal örgütüyle, Türkiye İşçiPartisi (TİP) olarak ülke yöne-timinin en temel organlarındanbiri olan yasama alanında,TBMM'de kendini ifade etmeolanağını buldu. TİP, 1965 se-çimlerinde 15 milletvekili çı-karmayı başarmıştır. Bun-lardan üç tanesi (Rıza Kuas,Şaban Erik ve Kemal Nebi-
oğlu) sendikacı kökenliydiler.TİP’li milletvekilleri, parla-mentoda sayılarının ifade etti-ğinden çok daha önemli birhareketlenme getirdiler ve par-lamento tarihinin işçi sınıfınınen güçlü ve etkin temsil edil-diği döneme imza attılar. 1969seçimlerinde TİP’in yükseli-şini önlemek amacıyla seçimsisteminde değişiklik yapıla-rak ilk kez uygulanan “millibakiye sistemi” kaldırılmış veD’hont sistemine geçilmiştir.D’hont sisteminin getirdiğibaraj sistemi bir sonraki se-çimlerde TİP’ten parlamen-toya girenlerin sayısının 3’edüşmesine yol açmıştır.
Bunlardan yalnızca Rıza Kuassendikacı kökenlidir. 1969 se-çimlerinde 7’si CHP’den 4’üAP’den olmak üzere 11 sendi-kacı daha parlamentoya gir-miştir. TİP’in seçimlerdekibaşarısı azaldıkça, diğer parti-lerin de sendikalardan adaygösterme eğilimlerinin zayıf-ladığı çarpıcı bir gerçeklik ola-rak tarihteki yerini almıştır.Sendikacılığın siyasal arayış-ları ve işçi sınıfının siyasaltemsili açısından Türkiye tari-hinin zirvesini ifade eden TİPde, seçim barajı çelmesinin ar-dından 12 Mart dönemindeAnayasa Mahkemesi tarafın-dan "bölücülük" gerekçesiylekapatmıştır. Bu, aynı zamandaişçi sınıfın parlamentodakialtın günlerinin sonunu getir-miştir.
Sonuç YerineTürkiye işçi sınıfının son 30yıllık niceliksel gelişiminekarşılık, ülkenin ekonomik,demokratik, politik kararlarınıetkilemede bir "sınıf" olarakbu kadar dışarıda kalmış ve bir"sınıf" olarak bu kadar etkisiz-leştirilmiş olmasının bir dizitarihsel, ekonomik, politik,ideolojik nedeni var kuşkusuz.Çok açık ki, yüzde 70'lik birçoğunluğu oluşturmasına kar-şın işçi sınıfı ekonomik-demo-kratik haklarını savunacağısendikal örgütlenmeden, poli-tik süreçlerde etkili olacağı sı-nıfa dayalı politik partiörgütlenmelerinden yoksun vebu tür örgüt, kimlik arayışla-rına da yabancılaştırılmış, sin-dirilmiş, korkutulmuş vebaşka kimliklere büründürül-müş durumda. Özellikle, küre-selleşmenin ve neo-liberal po-litikaların yarattığı savrulma,IMF-Dünya Bankası ikilisinin“sosyal devlet”i, kamu hizmetive yardımlarını tasfiye edici,özelleştirici, metaya dönüştü-rücü uygulamaları sınıfın nitelgelişimine ket vuran önönemli etmenlerden biri ol-muştur. Küreselleşme rüzgarı-nın yarattığı “kimsesizlik,korku”, öncelikle işçi sınıfınabir “sınıf” olduğunu unutturuphızla bir yerlere tutunmayı tekçıkar yol olarak dayatmıştır.Etnik, dinsel, bölgesel kimlikarayışları, cemaatleşme, sınıf-laşmanın, sınıfsal örgütlenme-nin hemen önüne geçmiştir.Tarımdaki kamu desteklerininIMF direktifleri ile azaltılması,tarım girdilerindeki fiyat artış-larının üreticiyi hızla yoksul-laştırması ile kırdan kente göç,özellikle son 10 yılda hızla art-mıştır. Bu durum, kentteki iş-sizlere yeni işsizlerineklenmesini ve “işçiyi işçinindüşmanı” haline getirmiş, atizinin it izine bilinçle karıştı-rıldığı bu ortamda niceliğihızla artan işçi sınıfında sınıf-sal bir nitelik sıçraması müm-kün olamamıştır. Bir yandaanti demokratik seçim sistemi
diğer yanda örgütsüzlük veapolitikleşme, işi sınıfının ger-çek temsilcilerinin parlamen-toya gönderebilmelerini mu-cizelere bağlıyor. Her ne kadarişçi temsilcileri olarak Meclisvitrininde sendikacılar bulunsada, büyük çoğunluğun haklarıparlamenter zeminde savunul-madığı aşikar. Su, yatağını birtürlü bulmuyor, doğru kimliğe,doğru kılığa bürünemiyor Tür-kiye işçi sınıfı. Sınıftaki nice-liksel artışa niteliksel birsıçrama eşlik etmiyor, edemi-yor. Bu koşullarda, “parlamen-ter temsil oyununun” bugüngeldiği noktanın farkına var-mak ve sistemin “demokratikseçim maskesini” yırtmak,milletvekili adayı olabilmekiçin dahi sokaklarda “dilen-meye” mahkum edilmiş işçile-rin, o sokaklardan parla-mentoya yeni T.İ.P.’ler taşıya-bilmesi için bir başlangıç nok-tası olabilir.
Kaynakça
1) Arslan, Ali. TEK VE ÇOKPARTİLİ DÖNEMLERDETÜRK SİYASİ ELİTLERİNİNTOPLUMSAL PROFİLLERİ-NİN KARŞILAŞTIRMALI ANA-LİZİ, ZKÜ Sosyal BilimlerDergisi,Cilt 1, Sayı 2, 2005 2) Tuncer, Erol. Türkiye’deSeçim Uygulamaları/SorunlarıIşığında Temsilde Adalet Yöne-timde İstikrar İlkelerinin İşlev-selliği, TESAV Yayınları,Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara,20033) Işıklı Arparslan. Sendikacı-lık ve Siyaset, İmge Yayınevi, ,İstanbul, 2005.4) Sönmez, Mustafa. Türkiyeİşçi Sınıfının Nicel Profili,www.sendika .org. 5) Yücekök, A.N. (1983); Turki-ye'de Parlamento'nun Evrimi(The Evaluation of the Parlia-ment in Turkey), Ankara Üni-versitesi Yayınları, Ankara6) Turhan, M. (1991); SiyasalElitler ( The Political Elites),Gündoğan Yayınları, Ankara
petrol-iş 61
GAZETECİ GÖZÜYLE
GEÇMİŞE BAKIP, GELECEĞİ ANLAMAK
İnsan geçmişini yalnızca anılarını tazele-
mek, hayata daha sıkı tutunmak için mi
düşünür? Geçmişi iyi okumak, geleceğe
yön vermek açısından kişiye bazen altın
değerinde fırsatlar sunar. Bu fırsatlar
içinden ders çıkarılması gereken sayısız
deneyimlerle doludur. Peki bireylerin
yalnızca iç dünyaları söz konusu oldu-
ğunda bile böylesine önem kazanan bir
kavram, hayata dönük yüzüyle toplumun
geneline yaygınlaştırılırsa nasıl bir güce
ulaşır? Nasıl bir oluşumu tetikler?
Türkiye’nin bugününe baktığımızda, ge-
leceğimize yön vermesi açısından, geç-
miş kavramı belki de hiçbir dönemde bu
kadar anlamlı hale dönüşmemişti. Özel-
likle emeğiyle ayakta durmaya çabalayan
kitleler, 12 Haziran’da yapılacak genel
seçimlere az bir zaman kala, geçmişi
hangi kriterlere göre değerlendirecekler?
Ya da gerçekten böyle bir değerlendir-
mede bulunacaklar mı?
Öncelikle şu gerçeğin altını kuvvetle çi-
zelim: AKP projesinin temel hedeflerinin
başında, demokrasinin kılcal damarlarını
oluşturan sivil toplum örgütlerinin dön-
üştürülmesi geliyordu. Ardımızda bırak-
tığımız 8 yılda bu dönüşüm başarıyla
tamamlandı. Örneğin tarımın dibe vur-
duğu bir süreçte, kırsal kesimin örgütlü
yapısı Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin,
Ankara’da genel merkezin içine kapan-
ması neyle açıklanabilir?
Ya da memurların tabandaki en büyük ör-
gütlü yapısı Kesk’e karşı, Memur-Sen
gibi iktidar güdümündeki sendikala-
rın palazlanması neyin göstergesi?
Bunları çoğaltmak mümkün. Hak
İş’in 2002’den bu yana AKP’ye sen-
dika kökenli milletvekili ihraç ede-
rek uygulanan ekonomik politikalara
bütün gücüyle verdiği desteği de an-
madan geçmeyelim. Sonunda Hak İş
Genel Başkanı Salim Uslu da AKP’den
aday olunca, bu destek, aradaki bağlantı
bütün çıplaklığıyla gözler önüne serildi.
Ama sanırım en anlamlısı, çalışma yaşa-
mımızın tartışmasız en büyük örgütü
Türk İş’in içine sürüklendiği açmaz. Bu-
nunla ilgili saptamayı daha sonraya bıra-
karak şu kadarını söyleyelim: Türkiye’de
geniş yığınlar ekonomik koşullar çerçe-
vesinde tam bir dibe vuruş yaşarken,
bunlara dur diyecek örgütlü yapıların sin-
dirilmesi, susturulması, etkisiz hale geti-
rilmesi sanırım 8 yıllık AKP iktidarının
en büyük operasyonlarından birisiydi.
Şimdi bu operasyonun önemini vurgula-
maya yönelik bazı verileri anımsayalım.
Kuşkusuz gelişmelere yine çalışma yaşa-
mından somut örneklerle bakacağız.
Yeni İş Yasası10 Haziran 2003’te yürürlüğe giren yeni
iş yasasıyla işçilerin büyük kısmı iş gü-
vencesi kapsamından çıkartıldı, işsizlik
sigortasından yararlanması engellendi.
Yasayla Cumartesi yarım gün izin kaldı-
rılarak, normal çalışma günü olarak
kabul edildi. Böylece haftada 1,5 gün izin
yapma olanağı sona erdi. Özel sektörde
fazla mesai ücretleri ödenmemeye baş-
landı. Denetimsizlik iş kazalarını arttırdı.
Türkiye iş kazalarında Avrupa’da birinci,
dünyada ikinci ülke konumuna yükseldi.
SSK hastaneleri tasfiye edildi. Sağlık hiz-
metlerine ulaşmak daha da zorlaştı. Özel
hastanelerden herkes yararlanacak söy-
lemi asla gerçeklerle örtüşmedi. Sağlık
yardımlarının kapsamı daraltıldı. Tasar-
Ferhan ŞaylımanYazar - Gazeteci
Haber Programcısı
Türkiye’de geniş yığınlar ekonomik koşullar çerçevesinde tambir dibe vuruş yaşarken, bunlara dur diyecek örgütlü yapılarınsindirilmesi, susturulması, etkisiz hale getirilmesi sanırım 8 yıl-lık AKP iktidarının en büyük operasyonlarından birisiydi.
petrol-iş62
ruf Teşvik Fonu ve KEY ödemele-
rinde, gerçek değerleri üzerinden kı-
yaslandığında çalışanlar büyük gelir
kayıplarına uğratıldılar. Emeklilik
yaşı yükseltildi. Böylelikle mezarda
emeklilik söylem olmaktan çıkıp
gerçeğe dönüştü. İşçilerin prim yükü
arttırıldı. Çalışanların alınterleriyle
biriktirdikleri İşsizlik Sigortası Fo-
nu’ndaki paralar amaç dışı alanlarda
kullanıldı. Ulusal İstihdam Stratejisi-
nin uzantısı niteliğinde olan Torba
Yasayla kamuda iş güvencesinin ve
özlük haklarının önemli bir bölümü
budanarak, 4/ C denilen kölelik sta-
tüsünün önü açıldı, işsizlik sigortası
fonu bir kez daha tırpanlandı, işve-
rene sigorta prim desteği getirildi.
İşsizlik oranı yüzde 20'ye dayandıİşte geride bıraktığımız 8 yılın çok
kaba hatlarıyla özetlenmiş hak kayıp-
ları listesi. Listeyi uzatmak mümkün.
Onun yerine yukarıdaki çöküş tablo-
sunu daha somut verilerle tamamla-
yalım: Ülkemizde işsizlik oranı
yüzde 20’lere dayanmıştır. Her beş
kişiden biri yoksullukla boğuşmakta-
dır. Nüfusun en zengin yüzde 20’si
toplam gelirin yüzde 47’sini yalayıp
yutarken, en yoksul yüzde 20’si,
yüzde 5,6 ile yetinmek zorunda kal-
mıştır. Böyle bir dengesizlikten, gelir
grupları arasındaki uçurumdan Tür-
kiye’yi barış ve huzura kavuşturacak
sonuçların çıkmayacağı apaçık orta-
dadır. Peki geçmişi oluşturan tablo-
daki bu olumsuzluklar, 12 Haziran
seçimlerine uzanan süreçte acaba ne
kadar etkili olacak? Çalışanlar geç-
mişi, yaşadıkları sıkıntıları, hak ka-
yıplarını, onları örgütsüzlüğe iten,
köleleştiren düzenlemeleri anımsaya-
rak mı sandık başına gidecekler?
Bu sorular gereksizmiş gibi algılana-
bilir. Ama aslında yanıtları son de-
rece önemli. Yanıtlar AKP iktidarının
seçim politikalarıyla yakından bağ-
lantılı. İktidarın seçim stratejisini, 8
yıldır sürdürülen ve toplumda adeta
yıkıma yol açan ekonomik uygula-
malar üzerine kurmayacağı, medya-
daki uzantıları tarafından aylar
öncesinden bangır bangır duyuruldu.
Son olarak Başbakan Erdoğan aday
listelerinin YSK’ya teslim edildiği
günün akşamında yaptığı açıkla-
mada, 12 Haziran seçimlerinde ana-
yasada köklü değişiklikleri sağ-
layacak Meclis çoğunluğuyla ikti-
dara yeniden gelerek ‘’Yeni Tür-
kiye’’yi kurmaktan söz etti. Yani
bütün bu söylemler ekonomide tosla-
dığımız duvarın üzerine yine kalın
bir şal gibi örtülecek.
Tabi burada gözden kaçırılmaması
gereken bir ayrıntıyı hemen cımbız-
layalım. Başbakan Erdoğan ‘’Yeni
Türkiye’’ sözleriyle aslında uzun za-
mandır hayalini kurduğu bir düşün-
ceyi de dile getirmeyi amaçlıyor:
Başkanlık Sistemi. Ülkenin yöneti-
minde tek adam olma hayali. 8 yılda
yapılanlara bakılacak olursa böyle bir
hayalin gerçekleşmesi durumunda
acaba ülke ve toplum nereye sürük-
lenir?
12 Haziran seçimlerinin önemiBütün bu sorular eşliğinde bir seçime
gidiyoruz. 12 Haziran’da sandıktan
çıkacak sonuç kuşkusuz önemli. Ama
ondan daha önemli bir nokta var. 8
yıldır uygulanan ekonomik politika-
ları da göz ardı etmeden, başta sen-
dikalar olmak üzere, sivil toplum
örgütlerinin dağıtıldığı, sindirildiği,
etkisizleştirildiği böyle bir yapı içe-
risinde acaba çalışanlar kendilerine
çıkış yolu bulabilecekler mi? Bu nok-
tada Türkiye’deki sendikal hareketin
öncüsü Türk İş’e çeviriyoruz gözle-
rimizi. Türk İş çökertildiği yerden
ayağa fırlayacak kararlılığı kendinde
bulursa, çıkış yolunun öncülüğünü
niçin üstlenmesin?
Başta Petrol-İş olmak üzere, emek-
ten, çalışandan, onurlu yaşamdan
yana çizgisini bugünü kadar koru-
mayı başarmış diğer sendikaların da
güç birliğiyle, Türk İş’in yönetimine
çöreklenmiş anlayışın değiştirilebile-
ceğini, tepedeki yapının suskunluk-
tan, korkudan sıyrılabileceğini,
sıyrılması gerektiğini mümkün gö-
renlerdenim. Türkiye’de 12 Haziran
seçimlerinden sonra kartların yeni-
den karılacağı bir süreçte burada ya-
şanacak değişim büyük önem taşıyor.
Türk İş’i, iktidarın güdümündeki
Hak İş’e çevirmeye yönelik hazırlık-
lar uygulamaya sokulmadan yapıl-
malı, ne yapılacaksa. Yoksa yarın çok
geç olabilir. Üstelik böyle bir silkin-
menin, kan değişiminin, ayağa kalkıp
yürümenin, yalnız çalışanlara değil,
ülkede sindirilmiş diğer unsurlara da
bir örnek oluşturacağı kanısındayım.
Güzel ve onurlu bir örnek. Yarınları-
mız için, çalışanlar için, çocuklarımız
için...
* Ferhan Şaylıman’ın diğeryazıları manşethaber.com’da
Peki geçmişi oluşturan tablodaki bu olumsuzluklar, 12 Ha-ziran seçimlerine uzanan süreçte acaba ne kadar etkili ola-cak? Çalışanlar geçmişi, yaşadıkları sıkıntıları, hakkayıplarını, onları örgütsüzlüğe iten, köleleştiren düzenleme-leri anımsayarak mı sandık başına gidecekler?
petrol-iş 63
DAYANIŞMA
Belediye-İş Sendikası'nın örgütlübulunduğu İstanbul BüyükşehirBelediyesi’nde, Hizmet-İş Sen-
dikası’nın belediye işçilerine yönelikzorla sendika değiştirme baskısı pro-testo edildi. Genel merkezleri İstan-bul’da olan Türk-İş’e bağlı sendikalar,9 Mart, saat 12.00’de İstanbul Büyük-şehir Belediyesi önünde kitlesel bir
basın açıklaması yaparak işçileri sen-dika değiştirmeye zorlayan İstanbul Bü-yükşehir belediyesi yöneticilerini vesiyasi iktidarı kınadılar, Belediye-İşSendikası'nın yanında olduklarını bil-dirdiler. İstanbul Büyükşehir Belediye-si'nde çalışan ve Belediye-İş'te örgütlüolan işçilerin, Belediye-İş şubelerinin,Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yur-
dakul ile Petrol-İş Deri-İş, Hava-İş,Kristal-İş, Tekgıda-İş, TGS, TÜMTİS,TOLEYİS sendikalarının genel başkanve yöneticilerinin, şubelerin, emek ör-gütlerinin katıldığı protesto eylemindezorla sendika değiştirme ayıbının ve su-çunun son bulması talep edildi.
Sendikamız Genel Başkanı MustafaÖztaşkın, Genel Mali Sekreteri İbrahimDoğangül ile İstanbul 1 Nolu ve İstan-bul 2 Nolu şube yöneticilerimizin dekatıldığı kitlesel basın açıklamasında iş-çiler sık sık, “Çadırları kurarız, hesapsorarız”, “ Baskılar bizi yıldıramaz”,“Direne direne kazanacağız”, “Zafer di-renen emekçinin olacak”, “Gün gele-cek devran dönecek, AKP halka hesapverecek”,“Susma, sustukça sıra sana
Artık yeter, bıçak kemiğe dayandı; yandaş sendika sevdanızdan vazgeçin!
GENEL MERKEZLERİ İSTANBUL'DA BULUNAN TÜRK-İŞ'E BAĞLI 9 SENDİKA'DAN
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YÖNETİCİLERİNE, AKP İKTİDARINA BÜYÜK TEPKİ:
“Demokrasi var dediğiniz ülkemizde işçiler siyasi parti görev-lilerinin baskısıyla, zulümle sendika değiştirmeye zorlanıyor.Bunları görmüyor musunuz? Gelin bu yanlıştan vazgeçin.Yandaş medya, yandaş sivil toplum örgütü, yandaş sendikasevdanızdan vazgeçin. Artık yeter, bıçak kemiğe dayandı.”
petrol-iş64
gelecek”, “Kurtuluş yok tek başına, yahep beraber ya hiçbirimiz”, “İşverenelini sendikadan çek”, “Zam, zulüm, iş-kence, işte AKP”, “Taşeron sendika is-temiyoruz” “İşçiyiz, haklıyız,kazanacağız” “Yaşasın sınıf dayanış-ması” şeklinde sloganlar attılar.Kitlesel basın toplantısında, genel mer-kezleri İstanbul'da bulunan sendikalaradına açıklamaları Tekgıda-İş GenelBaşkanı Mustafa Türkel ve Hava- İşGenel Başkanı Atilay Ayçin yaparkenBelediye-İş Genel Başkanı Nihat Yur-dakul da yaptığı konuşmada belediyeişçilerine yapılan sendika değiştirmebaskısı nedeniyle İstanbul BüyükşehirBelediyesi yöneticilerini ve bürokratla-rını sert bir dille uyardı.
Artık yeter, bıçak kemiğe dayandı Türkel yaptığı konuşmada, bundan 6 yılönce Orman-İş Sendikası'na yapılanbaskı ve zulümler sonucu, Orman-İşSendikası'nın üyelerinin Hak-İş'e bağlıÖz Orman-İş Sendikası'na geçirilmekistendiğini, işçilerin sendika değiştir-meye zorlandığını, Orman-İş üyelerininbu baskılara karşı hala direndiklerini,sürecin hala bitmediğini, yargıda oldu-ğunu söyledi. Türkel, bu operasyonu si-yasi iktidarın desteklediğini belirtti.
Sendika değiştirme baskılarının bitme-diğini, sürecin devam ettiğini belirtenTürkel, Orman-İş üyelerinin Öz Or-
man-İş'e geçmemek için hala direndik-lerini, şimdi de yerel yönetimlerde ope-rasyonlara başlandığını bildirdi. Siyasiiktidarın, emekten yana, onurlu müca-dele veren sendikalara baskılarını sür-
düğünü vurgulayan Türkel, Petrol-İş'inGaziantep'te örgütlendiği bir işyerindeüyelerinin zorla Hak-İş'e bağlı Öz İplik-İş'e üye yapıldığını, aynı baskıların Tek-gıda-İş'in örgütlü olduğu Çaykur'da dayaşandığını ve bu operasyonun yargı-dan geri döndüğünü belirtti.İktidarınyandaş sendika yaratma operasyonları-nın bitmediğini, Hava-İş'in, örgütlü ol-duğu THY'de toplu iş sözleşmesiyapamaz duruma getirildiğini belirtenTürkel şöyle devam etti: “Şimdi de ben-zer bir olayı İstanbul Büyükşehir Bele-diyesi'nde yaşamaktayız.
Belediye-İş üyelerinin zorla Hak-İş'ebağlı Hizmet-İş Sendikası'na geçirmeyeçalışıyorlar. Biz tüm bunlara dur demekiçin, siyasi iktidarı son kez uyarmakiçin buradayız. Belediye-İş üyelerininsendika seçme özgürlüklerine sonunakadar saygılıyız ama baskıyla, büro-kratlarla bu işin yapılmasına karşıyız.Bu durumu, bu baskıları kınamak içinburadayız. Başbakan'a buradan bir çağ-rıda bulunmak istiyorum.
İleri demokrasi var dediğiniz ülkemizdeişçiler siyasi parti görevlilerinin baskı-sıyla, zulümle sendika değiştirmeyezorlanıyor. Bunları görmüyor musu-nuz? Gelin bu yanlıştan vazgeçin. Yan-daş medya, yandaş sivil toplum örgütü,yandaş sendika sevdanızdan vazgeçin.Artık yeter, bıçak kemiğe dayandı.”
petrol-iş 65
Öztaşkın: Başarı, küresel düzeyde dayanışma ve işbirliğinde
Petrol-İş Genel Başkanı Mus-tafa Öztaşkın seminerde yap-tığı konuşmada üretimin artık
dünya genelinde küresel düzeydeyapıldığını, rekabetin de küresel dü-zeyde yaşandığını belirterek ulusalve uluslar arası sendikal hareketin debu küresel güçlere karşı küresel dü-zeyde mücadele etmesinin, küreseldüzeyde dayanışma ve işbirliği yap-masının zorunlu olduğunu söyledi.
Küreselleşmenin, sermayenin hiçbirengelle karşılaşmadan hatta kendi-sine olanaklar sağlanarak dünyanınherhangi bir ülkesinde üretim yapa-bilmesi, ürettiği malları, hiçbir engelve sınırlama ile karşılaşmadan dün-
yada serbestçe satabilmesi anlamınageldiğini belirten Öztaşkın, küreselüretimde esas kazancı, bilgiyi, tek-nolojiyi, hammaddeyi ve enerji kay-naklarını elinde bulunduran şirketlerve ülkelerin sağladığını söyledi. Öz-taşkın, bu imkanlara sahip olmayanülke ve şirketlerin ise ancak ucuz iş-gücü ile küresel üretimde ve reka-bette yer aldıklarını belirterek şöylekonuştu:
“Ucuz işgücünün olması için de gü-vencesiz, örgütsüz, kuralsız çalışanbir işgücünün olması gerekir. Bun-ların olması için de sosyal devlet ol-mayacak, devletin korumacı bütünmekanizmaları ortadan kaldırılacak.Bütün dünyada bu nedenle taşeron
işçiliği yaygınlaşıyor. Bu nedenleözelleştirmeler, sosyal haklara sal-dırı, sosyal güvenlik haklarının dar-altılması, emeklilik yaşının yük-seltilmesi yaygınlaşıyor.”
Ne yapacağız?Ülkelerin ve şirketlerin küresel dü-zeydeki bu saldırılarına karşı ulusalve uluslar arası işçi sınıfının da kü-resel düzeyde mücadele etmesininzorunlu olduğunu belirten Öztaşkınyapılması gerekenleri ise şöyle özet-ledi:
“Küresel düzeyde belli odaklarcayapılan bu saldırılara karşı çıkaca-ğız. Neoliberal politikalara, kapita-lizmin 19. yüzyıl koşullarına dön-mesine karşı duracağız. Sosyal hak-ların gaspına, sosyal güvenliğin dar-altılmasına, özelleştirmelere, sosyaldevletin tasfiyesine karşı çıkacağız.Ulusal düzeydeki sendikacı-lığımız çok önemli ama artık sendi-kacılığı ulusal sınırlarla sınırlamaya-cağız; sendikacılığı da küre-selleştireceğiz. Küresel şirketlereküresel düzeyde karşı çıkacağız. İşçisınıfının dayanışmasını gündemegetireceğiz. Başarı için temel koşul,küresel düzeyde dayanışma ve işbir-liğidir.”
RUSYA PETROL VE GAZ İŞÇİLERİ SENDİKASI ROGWU'NUN EĞİTİM SEMİNERİ:
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Rusya Petrol ve Gaz İşçileriSendikası ROGWU'nun An-talya - Kemer'de düzenlediğiBahar Dönemi Eğitim Semi-neri 16 Mayıs'ta yapıldı.ROGWU, Azerbaycan, Kaza-kistan, Ukrayna, Beyaz Rusyave Moldova sendikalarınınbaşkan ve yöneticilerinin katıl-dığı seminerde Genel Başkanı-mız Mustafa Öztaşkın da birkonuşma yaptı.
petrol-iş66
İşçi sınıfının Birlik, Mücadele veDayanışma Günü 1 Mayıs, dün-yada ve Türkiye'de büyük bir
coşkuyla kutlandı. İşçi - memur tümemekçiler, gençler, kadınlar, üniver-site ve lise öğrencileri, sanatçılar,çevreciler, yöre dernekleri, işsizler,
yoksullar, üç büyük takımın taraftargrupları, 1 Mayıs alanlarını doldura-rak emeğin sesini yükselttiler. İş,ekmek, özgürlük, barış ve demok-rasi, savaşsız, sömürüsüz bir dünya,insan onuruna yakışır bir yaşam içinalanları dolduran kitleler alanlarda
taleplerini haykırdılar.
İlk kez bu kadar görkemliydiTürkiye işçi sınıfının en yoğun ol-duğu kent İstanbul, İstanbul'da 1Mayıs kutlamalarının simgesel alanıTaksim Meydanı, 12 Eylül askeri
1Mayıs ilk kez bu kadar görkemli kutlandı
İşçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs dünyada ve Türkiye'debüyük bir coşkuyla kutlandı. İstanbul'daki kutlamalarda 1 Mayıs ortak açıklamasıKürtçe ve Türkçe yapıldı. Açıklamayı direnişte bulunan işçileri temsilen ikisi kadın,biri erkek üç işçi yaptı. Bunlardan biri de 138 gündür direnen Petrol-İş üyesi Bericapişçisi Ayşe Karahasanoğlu'ydu.
petrol-iş 67
darbesinden sonra ilk kez bu kadargörkemli ve coşkuyla kutlanan 1Mayıs mitingine sahne oldu. İstan-bul'da, Türk-İş, DİSK, Hak-İş,Memur-Sen, KESK konfederasyonla-rına bağlı sendikalara üye işçiler,
TMMOB, TTB, TEB gibi meslekodalarına bağlı kuruluşlara üye mes-lek sahipleri, siyasi parti üyeleri, liseve üniversite gençliği, kadınlar, işsiz-ler, yoksullar adeta Taksim Meyda-nı'na aktı. Alana sığmayan kitlelerin
büyük bir bölümü kutlamalara TaksimMeydanı'na çıkan caddelerde katıldı-lar. İstanbul'da Türk-İş'e bağlı sendi-kalar İnönü Stadyumu'nun önündetoplanarak Gümüşsuyu'ndan TaksimMeydanı'na doğru kortej oluştururken,DİSK, meslek odaları ve kadın kurtu-luş hareketi mensupları Şişli Cumhu-riyet Caddesi'nden, KESK TarlabaşıBulvarı'ndan, Hak-İş de Mete Cadde-si'nden miting alanına yürüdü. 1Mayıs Platformunun pankartındakiortak slogan “ Emek, Barış, Demok-rasi ve Özgürlük” tü. Dört büyük kor-tejde bunun dışında da ortak sloganlarvardı: “Yaşasın 1 Mayıs, Biji YekGulan, Kurtuluş Yok Tek Başına YaHep Beraber Ya Hiç Birimiz, İşçilerinBirliği Sermayeyi Yenecek, YaşasınHalkların Kardeşliği, 1 Mayıs'ta 1Mayıs Alanındayız.”
Petrol-İş 1 Mayıs alanlarında...Taksim Meydanı'ndaki 1 Mayıs kutla-malarına Petrol-İş'in İstanbul 1 Nolu,İstanbul 2 Nolu ve Kocaeli şubelerikatılırken diğer şubelerimiz de bölge-sel kutlamalara katıldılar. Genel Baş-kanımız Mustafa Öztaşkın, AliağaDemokrasi Meydanı'nda ve İzmirGündoğdu Meydanı'nda yapılan 1Mayıs kutlamalarına katılarak işçilerehitap etti. Genel Sekreterimiz MustafaÇavdar, İstanbul'da yapılan kutlama-lara katılırken, Genel Örgütlenme veEğitim Sekreterimiz NimetullahSözen Batman'da, Genel Mali Sekre-terimiz İbrahim Doğangül ise Düz-ce'de 1 Mayıs'ta işçilere, emekçilerehitap ettiler.
Ortak açıklamayı Bericap işçisi Karahasanoğlu yaptı Taksim Meydanı'ndaki kutlamalardakitlelerin alana girmesinden sonraRuhi Su Dostlar Korosu alanda bulu-nan binlerce insan 1 Mayıs marşınısöyledi. İstanbul'daki kutlamalarda ilkkez kürsüden Kürtçe de konuşuldu. 1Mayıs ortak açıklaması da Kürtçe veTürkçe yapıldı. Açıklamayı direniştebulunan işçileri temsilen ikisi kadınbiri erkek üç işçi yaptı. Bunlardan biride 138 gündür direnen Petrol-İş üyesiBericap işçisi Ayşe Karahasanoğ-lu'ydu. Ortak açıklamada işsizliğinönlenmesi, kıdem tazminatı hakkının
KOCAELİ ŞUBE
İST1 ve İST 2 NOLU ŞUBE
petrol-iş68
korunması, esnek kuralsız ve güven-cesiz çalışma biçimlerinden vazgeçil-mesi talep edildi. İşsizlik SigortasıFonu'nun amacı dışında kullanılma-sına karşı çıkılan açıklamalarda, sağ-lık ve sigorta alanında mağdu-riyetlerin giderilmesi talep edildi.
Kürt sorununun demokratik ve barış-çıl bir şekilde çözümü, din, vicdan vedüşünce özgürlüğünün toplumun tümkesimlerine hakim kılınması da talepedilen açıklamalarda, ceza evlerindekiyaşam koşullarının insan onuruna ya-kışır bir şekilde iyileştirilmesi, ağır
hastaların tahliye edilmesi istendi.Ortak açıklamayı yapan direnişteki iş-çiler, tüm işçi ve emekçiler adına 1 Mayıs'ta şu talepleri dile getirdiler:“İş cinayetlerinin önlenmesini, iş sağ-lığı ve güvenliği önlemlerinin artırıl-masını istiyoruz. Asgari ücret insanonuruna yakışır olmalıdır. Vergi ada-letsizliği giderilsin. Taşeronlaşma vekayıt dışı ekonominin engellenmesini,özelleştirmelerin durdurulmasını isti-yoruz. Anti demokratik sendikal yasa-ların değiştirilmesini, toplu pazarlıkve örgütlenmenin önündeki engellerin
kaldırılmasını talep ediyoruz. Doğalyaşamın korunmasını ve ekolojik çev-renin katline son verilmesini istiyoruz.Engellilerin toplumsal yaşama eşit bi-reyler olarak katılmasının sağlanma-sını istiyoruz. ÖSYM tarafındanyapılan yapılan sınavlarda güvenlik veadaletin kuşkulara yer bırakmayacakşekilde sağlanmasını talep ediyoruz.”1 Mayıs 1977 katliamının aydınlatıl-masının, şehit olan emekçilerin faille-rinin bulunmasının ve adalet önüneçıkarılmasının talep edildiği açıklama-larda şöyle denildi: “Biz, Arap halkla-rının demokrasi mücadelesinidestekliyor, onlara yapılan tüm antidemokratik müdahaleleri kınıyoruz. 1Mayıs Birlik, Mücadele ve Daya-nışma Günümüz Kutlu Olsun.”
Konfederasyon başkanları ise bu kezkonuşma yapmadı. Konuşmaların ar-dından sahne alan Grup Yorum şarkı-larıyla Taksim Meydanı'nı coşturdu.Onu takiben sahne alan Kardeş Tür-küler Türkçe ve Kürtçe olarak alandabulunanların 1 Mayısını kutladıktansonra her dilden Ermenice, Türkçe,Kürtçe ortak türkülerimizi seslendir-diler... En son sahne alan Agire Jiyansahnedeyken Taksim alanı büyük birhalaylar zincirine tanıklık etti.
Kocaeli Şubemiz 1 Mayıs'ı üyeleri-mizle birlikte Taksim’de kutladı. Ko-caeli Şubemiz, İstanbul Şubeleri ilebirlikte İnönü Stadyumu'nun önündesabah saat 10.00’da buluşarak kortej-ler halinde sloganlar atarak Taksim’eulaştılar. Taksim meydanına çıkanPetrol-iş Kocaeli şubesi üyeleri halay-lar çekerek 1 Mayıs işçi bayramınıbüyük coşku içinde kutladı.
DİĞER BÖLGELERDEKİKUTLAMALAR
ADANAAdana'da Birlik, Mücadele ve Daya-nışma Günü 1 Mayıs'ı kutlamak içinişçi-memur, tüm çalışanlar, gençler,kadınlar, işsizler, yoksullar, sendika-ların ve sivil toplum örgütlerinin üye-leri Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosuönünde toplandı. Kitle, saat 13. 00 'de
İST1 ve İST 2 NOLU ŞUBE
ADANA ŞUBE
petrol-iş 69
Mustafa Kemal Paşa Bulvarı ve SularCaddesi üzerinden yürüyerek UğurMumcu Meydanına geldi. Burada ya-pılan ortak açıklamalardan sonra 1Mayıs coşkulu bir şekilde kutlandı. 1Mayıs kutlamalarına Adana Şube-mizde örgütlü işyerlerinde çalışanüyelerimiz de katıldı. Adana'da 1Mayıs kutlamaları coşkuluydu.
ADIYAMAN Uluslararası Birlik, Dayanışma veMücadele günü olan 1 Mayıs İşçiBayramı Adıyaman'da Emek ve De-mokrasi Platformu bileşenlerinin, iş-çilerin, emekçilerin, kadınların,gençlerin katılımıyla kutlandı. Kutla-malar Mimar Sinan Kültür Parkıönünde oluşturulan kortej ile başladı.Yaklaşık 2 km'lik bir yürüyüşle mitingalanına girildi. 1 Mayıs ortak açıkla-masını, Tertip Komitesi Başkanı, ŞubeBaşkanımız Zeynal Eroğlu yaptı. “Ya-şasın 1 Mayıs", “Gün Gelecek DevranDönecek AKP Halka Hesap Verecek”,Yaşasın İş Ekmek Özgürlük Mücade-lemiz” gibi sloganların atıldığı 1Mayıs kutlamalarında sanatçı İlkayAkkaya da bir konser verdi. Akka-ya'nın konseri 1 Mayıs kutlamalarınakatılanları coşturdu.
ALİAĞAEmeğin ve işçinin kenti Aliağa'da 1Mayıs bu yıl, Aliağa Emek ve De-
mokrasi Platformu bileşenlerinin ka-tılımıyla kutlandı. Günler öncesindenfabrika, mahalle ve pazar yerlerinde
dağıtılan bildiriler ve asılan afişlerle1 Mayıs'ın Aliağa'da kutlanacağıemek kenti Aliağa’ya duyuruldu. 1 Mayıs sabahı 08.00 - 16. 00 vardi-yasıyla Necmettin Giritlioğlu'nun is-minin verildiği Tüpraş kavşağınayürüyerek kutlamalar başladı. Nec-mettin Giritlioğlu kavşağında üyeleri-mize karanfiller dağıtıldıktan sonrasendikamız Genel Başkanı MustafaÖztaşkın ve Aliağa Şube Başkanımızİsmail Doğan birer konuşma yaparaktüm işçilerin 1 Mayıs Bayramını kut-
ALİAĞA ŞUBESİ
petrol-iş70
ladı. Petkim ve Tüpraş'ta 24.00 -08.00 vardiyasından çıkan üyeleri-mizle birlikte Aliağa şube önünde top-lanarak davul, zurna ve sloganlarlayürüyüşe geçildi. Emek ve DemokrasiPlatformu bileşenleri, diğer örgütlerlebirlikte Atatürk Caddesi üzerinde bu-luştular. Aliağa Belediyesi'nde örgütlüDisk Genel-İş Sendikasına bağlı işçi-ler ve taşeron işçileriyle Çağlayan du-rağında birleşerek Demokrasi Mey-danına sloganlar eşliğinde yürüdüler.Burada Petrol-İş Aliağa Şube Başkanıİsmail Doğan açılış konuşmasını ya-parak tüm Aliağa halkının 1 Mayısişçi bayramını kutladı. Doğan, yaptığıkonuşmasında Aliağa halkının sorun-larını dile getirerek, GüzelhisarOvası’na yapılmak istenen Dökümcü-ler sitesine, Termik Santrale ve DemirÇelik fabrikalarının yarattığı çevre so-runlarına, YGS skandalına ve yaşananbirçok soruna değindi.
Petrol-İş Sendikası Genel BaşkanıMustafa Öztaşkın ise konuşmasına;“Bugün dünyanın her yerinde emek-çiler barış için, güvencesizliğe, kural-sızlığa, taşeronlaşmaya, sağlığın veeğitimin ticarileşmesine ve savaşakarşı yürüyor, dünyanın her yerinde
bütün emekçilere selam olsun” diye-rek sözlerine başladı. Öztaşkın şunlarısöyledi: “En doğal hakkımız örgüt-lenme ve grev hakkını kullanamıyo-ruz. Ülkemiz insanları kendi dillerini,kendi inançlarını, kendi düşünceleriniyaşayamıyor. Savaşlar bitsin istiyo-ruz, barış olsun, analar ağlamasın is-tiyoruz. Örgütlenme hakkı önündekiengeller kaldırılsın, 4C, 4B, taşeron veher türlü güvencesiz çalışma sistemikaldırılsın, çocuklarımız hastane ka-pılarında ölmesin diyoruz. Katkı pay-larının kaldırılmasını istiyoruz.Demokrasi ve özgürlük istiyoruz.”
Aliağa'da 1 Mayıs, halayların çekil-diği, türkülerin söylendiği ve emekçi-lerin alkışları ve sloganlarıyla kut-ladığı coşkulu bir gün oldu.
ANKARAİşçilerin ve emekçilerin Uluslararası
Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günüolan 1 Mayıs Ankara'da da SıhhiyeMeydanı'nda kutlandı. 1 Mayıs'ı kut-lamak amacıyla Ankara’da SıhhiyeMeydanı'nı dolduran işçiler, kamuemekçileri, kadınlar, öğrenciler,emekliler, işsizler taleplerini haykırdı-lar. Ankara Şubemizin bütün yönetici-leri, temsilcileri, sendikamızda ör-gütlü Petrol-İş üyeleri de 1 Mayıs kut-lamalarına yoğun bir katılım gösterdi.
KIRIKKALE ŞUBEMİZ DEANKARADAKırıkkale'de sabah saatlerinde Petrol-İş Kırıkkale şubesi önünde toplananüyelerimiz 1 Mayıs mitingine katıl-mak için 5 otobüsle Ankara'ya hareketetti. Kırıkkale'den hareket eden Pet-rol-İş üyesi işçiler Kırşehir'den gelenPetlas işçileri ile Kayaş'ta buluşup mi-ting alanına kalabalık bir şekilde gir-diler. Kırıkkale şubemiz 1 Mayıskortejine takriben 350 üyemizle garönünde katıldı. Kortejle birlikte marş-lar söylenerek, sloganlar atılarak coş-kulu bir şekilde miting alanına girildi.Kırıkkale şubemiz miting alanındaPetrol-İş Sendikası'na ayrılan bölgedeyerini aldı. Şube Başkanımız RecepSefer, İdari Sekreterimiz Mertgün Al-
ANKARA ŞUBESİ
petrol-iş 71
tınok, Mali Sekreterimiz Ömer Olgunda Petrol-İş üyeleriyle birlikte yürü-düler ve 1 Mayıs kutlamalarına katıl-dılar. 1 Mayıs mitinginin coşkusunu,heyecanını ilk defa yaşayan işçi arka-daşlarımız da vardı. Onlarda da 1 Ma-yıs'a katılmanın coşku ve heyecanıvardı. Yaşasın 1 Mayıs İşçi SınıfınınBirlik Mücadele ve Dayanışma Günü.Daha nice nice 1 Mayıslara...
BANDIRMABandırma’da 1 Mayıs, çeşitli sendika-lara üye binlerce kişinin katılımıylakutlandı. 1 Mayıs kutlamaları içinAdnan Menderes Bulvarı’nda topla-nan işçi ve memur sendikası üyeleri,Cumhuriyet Caddesi üzerinden yürü-
yerek Cumhuriyet Meydanı’na geldi.Kutlamalara Petrol-İş üyeleri yoğunkatılım gösterirken, Bandırma Bele-diye Başkanı Sedat Pekel ve CHP Ba-lıkesir milletvekili adayı NamıkHavutça da destek verdi. BandırmaŞube Başkanımız İsmail Kayan, yap-tığı 1Mayıs konuşmasında, dünyadagloballeşen sermaye karşısında birlikve beraberliği sağlama zamanının gel-diğini belirterek şunları söyledi:
“Bütün sendikalar ve sivil toplum ör-
gütlerinin bu düşünceyle hareket et-mesi gerekmektedir. Yerelde Ban-dırma olarak biz bunu başardığımızıdüşünüyorum. Kamu işyerlerinde700-800 liraya sendikalı işçi çalışıyor.Taşeron işçisi 900-950 TL maaş alı-yor. Aradaki fark müteahhitin veya ta-şeronun cebine gidiyor. Bu farkınkadrolu ve sendikalı işçimize öden-mesini istiyoruz."
BURSA1 Mayıs Bursa'da Türk-İş, KESK,TMMOB ve Bursa Tabip Odası'nınorganizasyonuyla kutlandı. Petrol-İş'in Bursa Şubesi'nde örgütlü üyeleriile Bursa'da Türk-İş'e bağlı diğer sen-dikaların 1 Mayıs kutlamalarınayoğun bir katılımı oldu. 1 Mayıs Bur-sa'da da son yılların en görkemli kut-lamasına sahne oldu.
İZMİR1 Mayıs, bütün dünyada ve yurtta ol-duğu gibi İzmir'de de Gündoğdu Mey-danında kalabalık ve coşkulu birşekilde kutlandı. Genel BaşkanımızMustafa Öztaşkın'ın bu yıl 1 Mayısİşçi Bayramına İzmir'den katılmasıİzmir Sendikalar Platformu ve üyele-rimiz tarafından memnuniyetle karşı-landı.
İzmir şubemizin 525 üyesiyle katıl-dığı 1 Mayıs İşçi Bayramında GenelBaşkanımız kırmızı karanfillerle kar-şılandı.
1 Mayıs kutlamalarının yapıldığıGündoğdu Meydanında Türk-İş adınaişçi ve emekçilere seslenen GenelBaşkanımız Öztaşkın, 1 Mayıs'a katı-lanların tümünün bayramını kutlaya-rak, işçilere birlik, beraberlik mesajıverdi ve ülkemizde barışın sağlanmasıtemennisinde bulundu. Öztaşkın yap-tığı konuşmada, “İşçilerin, sendikalı,toplu iş sözleşmeli çalışma şartlarınınoluşturulması ve taşeronlaşmanın kal-dırılması gerekiyor” diyerek emekçi-lerin taleplerini dile getirdi.
LÜLEBURGAZ1 Mayıs İşçi Bayramı Lüleburgaz'daBURSA ŞUBESİ
BANDIRMA ŞUBESİ
petrol-iş72
da coşkuyla kutlandı. Hükümet Ko-nağı önünde toplanan sendikalar, si-yasi partiler, sivil toplum örgütleriKongre meydanına doğru yürüyüşegeçtiler. Kongre meydanında yaklaşık5.000 kişi toplandı. İşçilerin BirlikMücadele ve Dayanışma Günü 1Mayıs ortak açıklamasını Şube Başka-nımız Turgut Düşova yaptı. Trakyaşubemizde örgütlü işyerlerinden üye-lerimizin kitlesel olarak katıldığı 1Mayıs İşçi Bayramı neşe ve coşkuylakutlandı ve halaylarla son buldu.
DÜZCEDüzce Sendikalar Platformunun dü-zenlediği 1 Mayıs Mitingi, Düzce Be-lediye Meydanı'nda yapıldı. İşçi vememur sendika konfederasyonlarınabağlı sendika üyesi işçilerin yoğun ka-tılımının olduğu bu yılki 1 Mayıs'tabüyük bir coşku vardı. Belediye Mey-danı'nda bir araya gelen işçilerin şeh-rin ana caddesinde gerçekleştirdiği
yürüyüş ve Türk-İş adına Petrol-İşSendikası Genel Mali Sekreteri İbra-him Doğangül'ün yaptığı 1 Mayıs ko-nuşması Düzce için bir ilkti. GenelMali Sekreterimiz İbrahim Doğangül,konuşmasına işçi sınıfının birlik, da-yanışma ve mücadele günü olan 1Mayıs'ta dünyanın çeşitli yerlerinde
ve Türkiye'de meydanları dolduranişçi ve emekçilere selam göndererekbaşladı. 1 Mayıs'ta emekçilerin türkü-lerinin, şarkılarının, duygularınınortak olduğunu dile getiren Doğangül,taleplerimizin de ortak olduğunu be-lirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:“Emperyalizme karşı, sömürüye karşı,zulme karşı, savaşa karşı yürüyoruz.Sömürenden, zulmedenden, savaş ta-cirlerinden hesap sormak için yürüyo-ruz. Kuralsız, güvencesiz, örgütsüz,esnek ve ucuz işgücü politikalarınakarşı yürüyoruz.”
İşçi sınıfının kuralsız, güvencesiz, ör-gütsüz ve çok uzun saatler çalıştırıldı-
İZMİR ŞUBESİ
DÜZCE
TRAKYA ŞUBESİ
petrol-iş 73
ğının altını çizen Genel Mali Sekrete-rimiz, sosyal devletin adım adım yokedildiğine, sosyal güvenlik ve emek-lilik koşullarının da ağırlaştırıldığınavurgu yaparak şunları söyledi: “İn-sana saygılı, emeğe saygılı, kimlik,kültür, inanç ve düşüncelere saygılıvatandaşlık tanımının yeniden yapıl-dığı, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratikve sosyal bir anayasa istiyoruz. Yaniemeğin anayasasını istiyoruz. Bu dü-zenin değişmesini; her şeyin, “kâr”değil, “insan” için kurgulandığı birdünya istiyoruz.”
Doğangül'ün konuşması Petrol-İş'inDüzce'de yeni örgütlendiği StandardProfil işçileri için büyük moral oldu.Daha sonra katılımcı sendikalardanBelediye-İş Sendikası adına GenelMerkez Yöneticisi Erdoğan Kefeli birkonuşma yaptı. Katılımcı konfederas-yon temsilcilerinin konuşmalarının ar-dından çekilen halaylar ve horonlarla,Düzce'de 1 Mayıs Alanı bir bayramalanı haline dönüştü.
GEBZE'DE 1 MAYIS İşçi kenti Gebze’de 1 Mayıs coşkuylakutlandı. Son dönemlerde adını grevve direnişlerle duyuran Gebze’de,Sendikalar Birliğinin çağrısıyla biraraya gelen 5 bini aşkın işçi, emeğeyönelik saldırıların durmasını talepetti. Gebze'de işçiler, emekçiler saat16.00’da Cuma Pazarı Trafo Meyda-nı’nda toplandı. Her sendika, kendişube binası önünden yürüyüş yaparaktoplanma yerine geldi. Gebze Sendi-kalar Birliği yazılı pankartın arkasında
kortej oluşturuldu. Bu pankartınhemen arkasında yer alan Petrol-İş'inGebze Şubesi, kitleselliği ve coşku-suyla dikkat çekti. Bu kortejde yeralan işçiler kendi taleplerini içeren vekendi fabrikalarının isminin yazılı ol-duğu pankartları taşıdı. Şube olarak“Yeniden 1 Mayıs, Yılmadan Coş-kuyla” pankartı açılırken, Bericap iş-çileri “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”,Alpla işçileri “Birleşe birleşe kazana-cağız”, Cambro Özay işçileri “Fabri-kalar kalemiz, iktidar hedefimiz” ve“İş, ekmek yoksa barış da yok”, Me-caplast işçileri “Yaşasın iş, ekmek, öz-
gürlük mücadelemiz”, Tekno Kauçukişçileri “Onurlu geçmiş, onurlu gele-cek”, Süperlas işçileri “Örgütlüyüz,birlikteyiz, daha güçlüyüz”, Betasanişçileri “Güvenceli iş, güvenli gele-cek”, Enplast işçileri “Birlik, müca-dele, dayanışma”, Plascam işçileri“Yaşasın örgütlü onurlu mücadele-miz”, Unilever işçileri “Direne direnekazanacağız”, DYO işçileri ise “Ada-let için örgütlüyüz, hak için birlikte-yiz” yazılı pankartlarla yürüdü.Petrol-İş kortejinin en önünde 129gündür direnişte olan Bericap işçileriyürüdü. “Bericap direniyor” sloganınıatan direnişteki işçilere diğer sınıf kar-deşleri de alkış ve ıslıklarla destekverdi.
Kortejlerin 1 Mayıs alanına girmesi-nin ardından saygı duruşu yapıldı ve1 Mayıs marşı söylendi. Gebze Sendi-kalar Birliği adına Dönem Sözcüsü veÇelik-İş Gebze Şube Başkanı Şerafet-tin Koç 1 Mayıs konuşmasını yaptı.129 gündür direnen Bericap işçilerineyapılan baskıları kınayan Koç, Beri-cap işçilerinin mücadelesini selamla-dıklarını ifade etti. 1 Mayıs,konuşmaların ardından söylenen tür-küler ve çekilen halaylarla sona erdi.
BATMANBatman'da 1 Mayıs kutlamalarının ya-pılacağı alana girmek isteyen işçiler,emekçiler polisin kutlama alanı giri-şinde arama yapmasını protesto ede-rek oturma eylemi yaptı. Oturma
GEBZE ŞUBESİ
petrol-iş74
eyleminin ardından basın açıklamasıyapılarak 1 Mayıs'ı kutlamadan dağıl-dılar. Kutlamaların yapılacağı açıkla-nan Cumhuriyet Meydanı'na gelmeküzere Dolum Caddesi'nde yürümeyebaşlayan korteji, alan girişinde barikatkuran polis tarafından aranmak istedi.Polis tarafından aranmak istemeyenkitle, barikatın önünde oturma eylemiyaptı. Oturma eylemi yapan kitle, po-lisin tavrını sloganlarla protesto eder-ken, 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı,sendikamız Batman Şube BaşkanıMustafa Mesut Tekik, tümü çalışan-lardan oluşan kitlenin aranmasınınkabul edilemeyeceğini belirtti.Tekik,“Zaten müzikal bir etkinlik yoktu, ko-nuşmalar yapılacaktı. Ama maalesefmeydana girişimize izin verilmedi.Biz de burada bütün emek dostlarıylaaçıklama yapıp oturma eylemi gerçek-leştirdik ve 1 Mayıs'ı kutlamadan da-ğılmaya karar verdik" şeklindekonuştu. Batman'daki 1 Mayıs kutla-malarına katılan Genel Örgütlenme veEğitim Sekreterimiz NimetullahSözen de burada bir konuşma yaptı.Konuşmaların ardından sloganlar atankitle olaysız bir şekilde dağılırken,Batman'da 1 Mayıs'ı kutlanamadı.
MERSİN'DE 1 MAYIS
Mersin'de 1 Mayıs mitingi, Emek veDemokrasi Bileşenleri tarafından ör-gütlendi. Mitinge on binlerce kişi ka-tıldı. Tren Garı Meydanında toplananişçi ve emekçiler, İstiklal Caddesi üze-rinden Cumhuriyet Meydanı'na yü-rüdü. Burada yapılan konuşmalarda,iş, ekmek, özgürlük talepleri dile ge-tirildi. Toplumun bütün kesimlerininkendi talepleri ile katıldığı 1 Mayıs'agençlerin katılımı yoğundu. Gençlerise YGS'nin iptal edilmesini, sınavla-rın kaldırılmasını istedi. Mersin şube-miz de 1 Mayıs kutlamalarına kitleselkatılım gösterdi. Mersin'de de 1 Mayıskutlamaları coşkuluydu.
KIZIL MEYDAN'DA 1 MAYIS İzmir Şubemize bağlı Tetra Pak Paket-leme Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. işyeri-mizden Baştemsilci Türker Gün-doğdu, Temsilcimiz Yavuz Türk, üye-lerimizden Bekir Dokuyucu ve Erkan
Kaya iş yerinden görevli olarak Mos-kova'ya gittiler. Moskova Kızıl Mey-dan'da 1 Mayıs'larını kutlayan temsilci
ve üyelerimiz Petrol-İş bayraklarınıbüyük bir gururla bu meydanda açtı-lar.
BATMAN ŞUBESİ
MERSİN ŞUBESİ
MOSKOVA-KIZIL MEYDAN
petrol-iş88
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Kongrede bir konuşma yapanPetrol-İş Genel Başkanı Mus-tafa Öztaşkın Retunsee'nin
varlığını gerekli kılan koşulların
devam ettiğinin ve bu çerçevede ağınortak bir mücadele stratejisi oluştur-ması gerektiğinin altını çizdi. Japon-ya'da yaşanan nükleer tehlikeye dikkat
çeken Öztaşkın bu konuda Kongredebölgemizdeki nükleer tehlikeye karşıortak bir tavır gösterilmesi ve kararalınması gerektiğini vurguladı. Ja-ponya gibi ileri teknolojiye sahip birülkenin bile nükleer tehlike karşısındaçaresiz kaldığını belirten Öztaşkın Re-tunsee'nin Japonya emekçilerine daya-nışma mesajı göndermesi gerektiğinisöyledi.
RETUNSEE delegelerinden GenelMali Sekreterimiz İbrahim Doğangülve Genel Örgütlenme ve Eğitim Se-kreterimiz Nimetullah Sözen'in de ka-tıldığı Kongrede Nimetullah Sözen birkonuşma yaparak Retunsee'nin karşı-laştığı zorluklara rağmen yolunadevam ettiğini ve böyle bir birlikteli-ğin halkların kardeşliği açısındanönemli olduğunu belirtti.
Mücadele ederek kazanacağız
RETUNSEE Yönetimi adına son ko-nuşmayı yapan ve sekretarya raporunusunan ağın sekreteri Yunanistan PetrolSendikası Başkanı Nikos Orfanos kar-şılaşılan çeşitli zorluklara rağmen Re-tunsee'nin bugüne kadar önemli bir yolkat ettiğinin altını çizdi. Uluslararasıkuruluşların ve çokuluslu şirketlerin(ÇUŞ) ülkeleri yönettiğini belirten Or-fanos haklarımızı ÇUŞ'lardan isteye-rek değil onlara karşı mücadele ederekelde edeceğimizi belirtti.
Sonra yapılan seçimlerde ağın yeniyönetimi şöyle oluştu:
Prezidyum:Başkan Petre Tancau - RomanyaKimya ve Petrokimya İşçileri Sendi-
Güneydoğu Avrupa Enerji Sendikaları Ağı Retunsee'nin II. Kon-gresi 18 Mart 2011-20 Mart 2011 tarihleri arasında Romanya'nınbaşkenti Bükreş'te yapıldı. Ağa üye sendikaların büyük bölümününkatıldığı Kongrede ağın 4 yıllık geçmişi değerlendirilerek geleceğeyönelik kararlar alındı.
Birlikte daha güçlüyüzRETUNSEE'NİN 2. KONGRESİ BÜKREŞ'TE YAPILDI:
petrol-iş 89
kası LAZAR EDELEANUBaşkan Yardımcısı Franc Dolar – Slo-venya Enerji İşçileri Sendikası SDEBaşkan Yardımcısı Goran Takiç – Sır-
bistan Bağımsız Enerji ve Petrokimyaİşçileri Sendikası NISGenel Sekreter Nikos Orfanos – Yuna-nistan Petrol ve Kimya İşçileri Federas-
yonu POEDXBMali Sekreter Mustafa Öztaşkın – Tür-kiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sen-dikası PETROL-İŞ
Uluslararası Tekstil İşçileriFederasyonu Başkan Yar-dımcısı, IGMETALL
Uluslararası İlişkiler SekreteriKlaus Priegnitz ile IFMETALLUluslar arası Sekreteri Eric An-dersson 27 Nisan'da sendikamızıziyaret ederek Petrol-İş yönetici-leri ile görüştüler. Ziyaret sıra-sında, uluslar arası sendikalhareketteki birleşmeler, bu birleş-melerin yerel sendikal yapılara et-kileri görüşülüp değerlendirildi.Görüşmeler sırasında Petrol-İş'inDüzce'deki Standard Profil örgüt-lenmesi ve Gaziantep'teki ErusluSağlık Ürünleri örgütlenmesi degündeme geldi. Eruslu SağlıkÜrünleri örgütlenmesinde Hak-İş'ebağlı Öz İplik – İş Sendikası'nın
sendikal anlayışla bağdaşmayantutumu da eleştirildi. Öz İplik-İş'in, Petrol-İş'in Eruslu SağlıkÜrünleri'ndeki örgütlenmesini en-gelleyen tutumunun uluslar arasısendikal harekete taşınması ve bututumu nedeniyle Öz İplik-İş'e
karşı tavır alınması talep edildi.Petrol-İş yöneticileri, uluslar arasısendikal harekette Öz İplik-İş ileyapılan hiçbir eğitim programı veetkinliğe katılmayacaklarını bildir-diler.
Yunanistan Petrol ve Rafineri İşçileri Federasyonu Kongresi
Sektörümüzde faaliyet yürüten Retunsee üyesi Yunanistan Petrol ve Rafineri İşçileri Federasyonu 4Mart 2011 - 6 Mart 2011 tarihleri arasında Atina'da yaptı. 38. Genel Kurulu'nu yapan sendikanınbaşkanlığına Retunsee Genel Sekreteri Nikos Orfanos seçildi. Kongreye sendikamızı temsilen Genel
Başkanımız Mustafa Öztaşkın ve Genel Yönetim Sekreterimiz Mehmet Güray katıldı.
IGMETALL ve IFMETALL yöneticileri Petrol-İş'te...
petrol-iş90
Gazeteciler Nedim Şener,Ahmet Şık, Doğan Yurdakul,Mümtüz İdil, İklim Bayraktar,
Sait Çakır, Müyesser Yıldız ve CoşkunMusluk ile yazar Yalçın Küçük'ün 3Mart'ta gözaltına alınmalarını, AhmetŞık ile Nedim Şener'in tutuklanmala-rını protesto eden Gazetecilere Özgür-lük Platformu “Susmayacağız” diyerektutuklamalara büyük tepki gösterdi.4 Mart'ta Taksim Meydanı'nda topla-
nan gazeteciler, sivil toplum kuruluş-larının, sendikaların, siyasi partilerintemsilcileri AKP iktidarını protestoeden sloganlar atarak Galatasaray Li-sesi önüne kadar yürüdü. “Özgür basınsusturulamaz”, “Susma, sustukça sırasana gelecek”, “”Nedim, Ahmet onu-rumuzdur”, “Bugün Ahmet, Nedim,yarın kim”, “Cezaevinde gazeteci iste-miyoruz”, “Gazeteciye özgürlük”,“AKP elini medyadan çek” dövizleri
taşıyan kitle Galatasaray Lisesi önüneulaştığında, burada Gazetecilere Öz-gürlük Platformu adına Dönem Söz-cüsü, Türkiye Gazeteciler SendikasıGenel Başkanı Ercan S. İpekçi biraçıklama yaptı.
İpekçi yaptığı açıklamada, “ Devletyönetiminden sorumlu bazı bakanlarınileri sürdüğü gibi Türkiye'deki basın veifade özgürlüğü ABD ile kıyaslanama-yacak kadar ileri düzeyde olsaydı eğer,bu çok sevdiğimiz ülkemizde 25'i ulu-sal düzeyde, 60'ı yerel düzeyde faaliyetgösteren 85 meslek örgütü bir arayagelerek Gazetecilere Özgürlük Plat-formu kurmaya ihtiyaç duymazlardı”dedi.
Bugün itibariyle cezaevlerinde 54'ü tu-
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Türkiye'nin, mesleğini iyi yapan gazetecileri yargılayan bir ülkehaline dönüştüğünü, bu utancın gazetecilere değil, ülkeye yö-netenlere ait olduğunu vurgulayan İpekçi, “Gazetecilere yönelikbu iftira kampanyasının, haksız yargılamaların ve hukuk dışıuygulamaların bir an önce sona ermesini istiyoruz” dedi.
Gazetecilere Özgürlük Platformu tutuklamaları protesto etti
ÖZGÜR GAZETECİLİK VARSA ÖZGÜR TOPLUM VARDIR!
petrol-iş 91
tuklu, 7'si hükümlü olmak üzere 61basın mensubunun bulunduğunu,2009 yılının başından bugüne kadar.halen cezaevlerinde bulunan gazete-cilerle birlikte toplam 88 gazetecinincezaevi koşullarını bizzat gördüğünüsöyleyen İpekçi, bu sayılara 3 Mart'tagözaltına alınan ve tutuklanan gaze-tecilerin dahil olmadığını belirtti. Buuygulamaların basın ve ifade özgür-lüğünün açıkça ihlali anlamına geldi-ğini belirten İpekçi şöyle devam etti:
“Gazeteciler üzerindeki baskıların gi-derek artmasından duyduğumuz en-dişeler artık tahammül edilemez birnoktaya ulaşmıştır.
Cezaevindeki gazetecilerin meslekifaaliyetlerinden dolayı değil de, terörörgütü üyeliği ya da terör örgütü pro-pagandasından dolayı tutuklu oldu-ğunu iddia edenler, Türk CezaKanunu'na göre “iftira” suçunu işle-mektedirler. Bu tür suçlamalarla yargı-lanan basın mensuplarını, hakkındauygulanacak cezayı, suçun ağırlaştırıcınedeni olan “basın ve yayın yoluyla iş-lediği” gerekçesiyle üçte bir oranındaartırırken “gazeteci” saymak, ancak ce-zaevlerindeki basın mensupları hesa-
bında “sıradan bir suçlu” olarak kabuletmek mümkün değildir. “Haklarında kesin delillere dayalı birsuçlama olmayan gazetecilerin evleri-nin “isnat edilen” suçlar için “kanıtbulmak” ya da “kanıt yerleştirmek”amacıyla genel aramaya tabi tutulma-sının hukuk dışı olduğunu söyleyenİpekçi şöyle devam etti:
“Cezaevlerindeki gazetecilerin yazdık-ları haberler; meslek örgütleri olarakeleştirdiğimiz kanun hüküm-lerindeki muğlak kavramlar nedeniyle“terör örgütü propagandası” ya da“halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”olarak yorumlanmakta, bunun deva-mında da tutuklanmalarına gerekçegösterilmektedir. AB üyeliğine adayolma iddiasındaki Türkiye bu hukuk-suzlukla demokrasisini ilerletemez.
Cezaevlerine giren, gözaltına alınan,haklarında soruşturma ve dava açılangazetecilerin sayısının her geçen gündaha da artmasından duyduğumuzkaygı; gazetecilerin şahsına yönelikdeğil; halkın gerçekleri öğrenme, bilgiedinme ve haber alma hakkı adınadır.Meslektaşlarımız, tamamen meslekifaaliyetlerinden dolayı, gazetecilikmeslek ilkelerine uygun habercilik gö-revlerini en iyi biçimde yapmaya çalış-malarından dolayı suçlanmaktadırlar,yargılanmaktadırlar.”
Türkiye'nin, mesleğini iyi yapan gaze-tecileri yargılayan bir ülke haline dö-nüştüğünü, bu utancın gazetecileredeğil, ülkeye yönetenlere ait olduğunuvurgulayan İpekçi, “Gazetecilere yöne-lik bu iftira kampanyasının, haksız yar-gılamaların ve hukuk dışı uy-gulamaların bir an önce sona ermesiniistiyoruz” dedi. Cezaevlerindeki gaze-tecilerin derhal özgür bırakılmasınıtalep ettiklerini belirten İpekçi sözle-rini şöyle tamamladı:
“Gazeteciler üzerinde yaratılan baskı,korku ve sindirme ortamını ortadankaldıracak demokratik adımların atıl-masını, ceza yasalarında köklü değişik-liklerin acilen yapılmasını bekliyoruz.Bütün bu beklentilerimiz karşılananakadar, halkın haber alma hakkı içingörevimizi en iyi biçimde yerine getir-mekten vazgeçmeyeceğimizi, susma-yacağımızı, korkmadığımızı bir kezdaha ilan ediyoruz.”
petrol-iş92
ŞUBELER/EYLEMLER/ETKİNLİKLER
“O gün, baretleri, çizmeleri, azık tor-balarıyla işçiler, madenci anıtınınönünde toplandılar. Suskun ve kız-gındılar. Birden kalabalıkta bir dal-galanma oldu ve kentin çıkışınadoğru kadınlar yürümeye başladı.Ardından sokaklardan akan o uğultu:"Gemileri yak-tık- geri dönüş yok/Gemileri yak-tık-geri dönüş yok ."Bir karar alınmamıştı. Kimse bir şeysöylememişti. Ama ZonguldakMaden İşçileri ve Kadınlar
Ankara"ya doğru yola koyuldular.Aslında yürüyen Zonguldak ken-tiydi.”
Petrol-İş Aliağa Şubesi, emeğin kav-gasını unutturmamak adına MetinKaya’nın yönetmenliğini yaptığı,1990 - 91 yılında toplu iş sözleşmesitıkanan maden işçilerinin başlatmışolduğu yürüyüşü, ev hanımı eşlerininverdiği büyük desteği ve sonrasındaYüz bin kişiyle Ankara’ya yürüyüş-lerini konu alan “100 BİN KİŞİYDİ-LER” belgeselinin gösteriminigerçekleştirdi.
Belgesel gösteriminden sonra Petrol-İş Aliağa Şube Mali Sekreteri CemalTopçu şunları söyledi:
“Dünya Emekçi Kadınlar günü dola-yısıyla bu belgeseli özellikle göster-
mek istedik. İzlediğimiz bu belge-selde, eğer yürüyüş istenilen şekildedevam etseydi, herkese ve her müca-deleye örnek olacaktı. İnsanlar, hak-larını almadan dönmeyecek veverdiği mücadelede inancını asla yi-tirmeyecekti. Bu belgeselde, kadın-ların mücadele anlamında gösterdiğigücü ve inançlarını gördük. Kadınlarverilen bir mücadelenin içinde ol-duğu sürece, başarıya ulaşılması çokyüksektir” dedi.
Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın ve Ankara Şube Yöneticilerimiz TPAO Sismik-1 ve Sismik-2 ekibiniuğurlayarak, üyelerimize kazasız, başarılı bir çalışma sezonu dilediler.
Ankara TPAO Sismik – 1 ve Sismik-2 ekibi uğurlandı
ALİAĞA ŞUBEMİZDEN ”100 BİN KİŞİYDİLER” BELGESEL GÖSTERİMİ
petrol-iş 93
BANDIRMA ŞUBEMİZ YERSİZ YURTSUZLAR
TİYATROSU'NUN YENİ OYUNU İZLEYİCİYLE BULUŞTU:
Ankara şubemiz “Güvenceli İş İnsanca Yaşam İçin” Ankara Mitinginde
Sendikamız Petrol-İş’in de katılımcı olarak destekverdiği, güvencesiz, esnek çalıştırmaya, taşeron-laştırmaya, sendikasızlaştırmaya karşı direnenler,
mücadele edenler, 3 Nisan'da Ankara mitinginde bu-luştu. 20'nin üzerinde emek ve meslek örgütü bu sürecibilinçle ve dayanışmayla donatmak amacıyla ortak ta-lepleri için 3 Nisan 2011 Pazar günü Kolej Meydanında“Güvenceli İş İnsanca Yaşam Mitingi”nde birarayageldi. Miting, Ankara şubemizde örgütlü üyelerimizinde yoğun katılımıyla gerçekleşti.
“Dünyayı yanağından öptük”
Bandırma Şubemiz Yersiz Yurtsuzlar Tiyat-rosu'nun “Dünyayı Yanağından Öptük”adlı yeni oyunu 15 Mayıs 2011 tarihinde
saat 18.00 - 20.00 suare ve 20.30 - 22.30 matine-
sinde izleyiciyle buluştu. Petrol-İş Bandırma Şu-be'de örgütlü üyelerimize sergilenen oyunu zevk vebeğeniyle izlendi. Dünyadaki çevre kirliliğini an-latan oyunu yaklaşık 500 Petrol-İş üyesi izledi.
petrol-iş94
ERZE AMBALAJ'DA GEÇ KAZANILAN HUKUK SAVAŞI
İzmir Şubemizin kapsamında bulunan Ke-malpaşa Beldesi'nde kurulu olan ve 238 iş-çinin çalıştığı ERZE AMBALAJ VE
PLASTİK SANAYİ A.Ş. iş yerinde 14 Nisan2009 tarihinde örgütlenmeye başlanmış veakabinde çıkışlar olmuştu.
22 üyemizin işten atılmasıyla başlayan eylem-ler ve hukuk mücadelemiz, yerel mahkemede11 Kasım 2009 tarihinde sonuçlandı. İşverenise yerel mahkeme kararına itiraz etti. Yerelmahkemede 4+4=8 aylık tazminat tutarında bir ödeme yapılmasına karar verilmişti. Yargıtay kararı,sendikal tazminatı da göz önüne alarak, 4+12=16 maaş tutarında tazminat ödenmesi şeklinde üye-lerimiz lehine değiştirdi.
Yaklaşık 15 aylık Yargıtay süreci sonucu işveren, işten atılan üyelerimizi 09 Nisan 2011 tarihindeişbaşı yapmak üzere fabrikaya çağırdı. Geç de olsa kazanılan hukuk savaşında üyelerimiz adınafabrika önünde toplu olarak basın açıklaması yapıldı ve üyelerimiz iş başı yaptılar. Bakanlığa ya-pılan yetki müracaatıyla ilgili yerel mahkemedeki hukuki süreç ise devam ediyor.
İzmir Şubemizde örgütlü Mebant Ambalaj San.ve Tic. Aş işyerimizin Sendika Temsilciliği üye-lerimizin katılımı ile açıldı.
Kemalpaşa - Armutlu'da kurulu bulunan, örgütlenmeçalışmaları tamamlanıp TİS imzalanan Mebant Am-balaj San. ve Tic. A.Ş. işyerimizin temsilci odası iş-yerinde çalışan üyelerimizin de katılımıyla 31 Mart2011 tarihinde Şube Başkanımız A. Gani Gündoğdu,Şube İdari Sekreterimiz Osman Taş ve Mali Sekre-terimiz Orhan Zengin ile birlikte kurdelesi kesilerekaçıldı.Temsilcilik odasının açılışında üyelerimize hi-taben bir konuşma yapan Şube Başkanı A.Gani Gün-doğdu şunları söyledi: “Bu odaya sahip çıkın, temiztutun, sık sık odaya gelin.
Çünkü bu oda sizlerin ikinci evidir. İşyerinizle ilgili,sizlerin geleceği ile ilgili birçok kararlar bu odadaverilecektir. Bugün temsilci odasını sizlerle birlikteaçtığımız için mutluyuz, gururluyuz, hepimize ha-yırlı olsun.”
Açılıştan sonra üyelerimize çikolata ikram edildi.
Mebant Ambalaj işyerimizin temsilci odası açıldı
Sendikamız eğitimcisi, ömrünün son saatlerine dek işçi
sınıfı mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak işçi-
lerle birlikte olmaya devam eden “İşçi sınıfının Süley-
man'ı” Süleyman Üstün Hoca ölümünün 4. yılında
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda,19 Mayıs'ta anıldı. Süleyman
Üstün Hoca mezarı başında, başta ailesi olmak üzere, tüm
dostları, sevenleri, yoldaşları, sendika üyeleri, işçiler ve öğ-
rencileri tarafından anıldı.
Anma toplantısında birer konuşma yapan uzmanlarımız Erhan
Kaplan ve Hakan Koçak Süleyman Hoca'yı anlattılar. Eşi
Fatma Üstün, kızları ve diğer katılımcılar da Süleyman Üstün
ile ilgili anılarını dile getirdiler. Yapılan konuşmalarda, Süley-
man Hoca'nın verdiği sınıf mücadelesini bir yaşam biçimine
dönüştürdüğü belirtilerek, Hoca'nın unutulmaması ve unuttu-
rulmaması, O'nun yaşamından dersler çıkarılması gerektiği
vurgulandı. Süleyman Hocayı 2007 yılında kaybetmiştik. 1927
yılında doğan Süleyman Hoca, öğretmenliğinin ardından,
1965 yılından başlayarak sendika eğitimciliğine başlamıştı.
DİSK'e bağlı Lastik-İş, Tekstil, Maden-İş sendikalarında çalı-
şan, pek çok sendikaya misafir eğitimci olarak katkı sunan Sü-
leyman Hoca, 1980 yılından sonra bu kez Harb-İş, Birleşik
Metal-İş sendikasında ve son olarak sendikamız Petrol-İş'te
eğitimcilik yapıyordu. 80 yaşının tecrübesiyle günlük gazete-
lerden alıntılar yapabilecek, ülke siyasetine kafa yorabilecek
bir dinçliğe sahip olan Hocayı, bir ameliyat için yattığı Çapa
Tıp Fakültesi'nde kaybettik.
İŞÇİ SINIFININ SÜLEYMAN'I SÜLEYMAN ÜSTÜN HOCAÖLÜMÜNÜN 4. YILINDA, 19 MAYIS’TA ANILDI
KIRIKKALE TÜPRAŞ İŞÇİLERİNDEN BERİCAPİŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA KAMPANYASI
Her yer Tüpraş, her yer Bericap
Kırıkkale şubemizin örgütlü olduğu Tüpraş Kırıkkale Rafinerisi İşyeri Baştemsilcisi Ömer Olgun,işyeri temsilcileri Osman Çakıl, Gürol Bedir ve Duman Bayık, Bericap işçileriyle dayanışma kam-panyası başlattılar. TÜPRAŞ işçisinin dayanışma geleneğinin yıllar boyunca devam etmesi için
başlattıkları maddi yardım kampanyası ile TÜPRAŞ işçisinin BERICAP işçisinin yanında olduğunu bildi-ren Tüpraş Baştemsilcisi Ömer Olgun ve işyeri temsilcileri şunları belirttiler: “Örgütlenmenin önünde enbüyük engel olan işten çıkarmalara karşı işçi sınıfının dayanışması artarak devam edecektir. BERICAPişçisinin yalnız olmadığını herkese göstereceğiz. BERICAP direnişine destek olarak bu maddi yardım kam-panyasını sürdüreceğiz.”
petrol-iş 95
G -
-
----
-
-------
--
----
--
--
------
-
--
-------
-
-
-
96
-
-
-
-
-
--
-
---
--
---
----
--
--
-
---
---
-----
---
-
-
---
-
97
ö
------
-
-----
Oyununuzun prömiyerinde -
----
------
--
--
-
-
--
-----
-
--
-
----
-----
-
--
-----
-
-
--
-
---
-----
-
-
----
-
-
----
--
-
Neden Nereye Payidar Nere-
----
--
-
-
-
-
-
-
100
103