SlavMasallari
slav_masallari.indd 1 4.11.2020 11:19:11
SlavMasallarıA. H. Wratislaw
Çevirmen
Macidegül Batmaz
slav_masallari.indd 3 4.11.2020 11:19:11
İçindekiler
Önsöz 9
BATI SLAVLARI 11
Bohemya Masalları 12
Giriş 12
1. Uzun, Geniş ve Keskin Bakışlı 14
2. Çokbilmiş Dede’nin Üç Altın Saçı 25
3. Altın Saç 34
4. Zekâ ile Şans 42
5. Jezinkalar 46
6. Orman Perisi 50
7. George ile Keçi 56
Moravya Masalları 61
Giriş 61
8. Vaftiz Anne 62
9. Dört Birader 66
Macaristan’dan Derlenmiş Slav Masalları 72
Giriş 72
10. Alnı Güneşli At 73
11. Altın İp Eğiren Kız 80
12. Kızdın Mı? 86
Yukarı ve Aşağı Lusatya Masalları 89
slav_masallari.indd 4 4.11.2020 11:19:11
Giriş 89
13. Haklı Daima Haklı Kalır 90
14. Kırmızı Başlıklı Kız 94
Kaşub Masalı 99
Giriş 99
15. Sopa, Davran Bakalım! 100
Polonya Masalları 105
Giriş 105
16. Beklenmeyen Prens 107
17. Toprağa Gömülen Adamın Ruhu 118
18. Soluk Benizli Kız 122
19. Veba Sürüsü 124
DOĞU SLAVLARI 126
Beyaz Rusya Masalları 127
Giriş 127
20. Don, Güneş ve Rüzgâr 128
21.Yuvarlanan Küçük Bezelye 129
Küçük Rusya Masalları (Galiçya’dan Derlenmiş Masallar) 136
Giriş 136
22. Tanrı İnsanı Nasıl Cezalandıracağını Bilir 138
23. Hayırlı Evlatlar 142
24. Şeytan ile Çingene 145
25. Tanrı ve Şeytan 149
Küçük Rusya Masalları (Rusya’nın Güneyinden Derlenmiş Masallar) 151
slav_masallari.indd 5 4.11.2020 11:19:11
Giriş 151
26. Güzel Kız ve Kötü Kapli Yaşlı Kadın 152
27. Yılan ve Prenses 155
28. Bülbül ve Gugukkuşu 157
29. Ruhun Bedenden Göçü 158
30. Büyücü 159
Büyük Rusya Masalları 161
Giriş 161
31. Ihlamur Ağacı 162
32. Muromlu İliya ve Haydut Bülbül 166
GÜNEY SLAVLARI 171
Bulgar Masalları 172
Giriş 172
33. Yüce Tanrı İhtiyar Adam Kılığında 174
34. Bulgar Misafirperverliği 177
35. Külkedisi 179
36. Hayvanların Lisanı 184
Sırp Masalları 188
Giriş 188
37. Topal Tilki 189
38. Oğulların Ölüm Döşeğindeki Babalarına Verdiği Söz 199
39. Mucizevi Saç Teli 203
40. Ejderha ve Prens 206
41. Kader 212
slav_masallari.indd 6 4.11.2020 11:19:11
Bosna’dan Derlenmiş Sırp Masalları 220
Giriş 220
42. Kuşçu 221
43. İki Birader 228
Carniola’dan Derlenmiş Sırp Masalları 233
Giriş 233
44. İnsanın Kökeni 235
45.Tanrı’nın Horozu 236
46. Koruyucu Kurent 239
47. Kurent ve İnsan 240
48. Yüz Yapraklı Gül 244
Hırvat Masalları 248
Giriş 248
49. Kraljeviç Marko 250
50. Vila Kralı’nın Kızı 263
51.Harikalar Yaratan Kilit 269
52. Dişi Kurt 276
53. Milutin 278
İlirya-Slovenya Masalları 284
Giriş 284
54. Bir Vila ve On İki Ay ile Arkadaş Olan Kız 286
55. Balıkçının Oğlu 289
56. Beyaz Yılan 300
57. Vila 302
slav_masallari.indd 7 4.11.2020 11:19:11
Yayıncının Önsözü
Yayımlayacağımız kitapları seçerken göz önüne aldığımız pek çok ölçüt var: Söz konusu kitabın yayın ilkelerimize ve çiz-gimize uygunluğu, daha önce dilimize çevrilmemiş olması, yayın dünyasında bir boşluğu dolduracak olması ve elbette ki bizi heye-canlandırması.
2018 yılı için yayın programımızı şekillendirirken bir Japon masalları seçkisiyle karşılaştığımızda ölçütlerimizin hepsine ziya-desiyle uyduğunu fark ettik ve hemen bir masal dizisi çalışmala-rına başladık.
Dizi için öncelikle Japonya, Hindistan ve Rusya’yı seçmiştik. Sonrasında diziye nasıl yön vereceğimiz ve hangi kültürlerle de-vam edeceğimizi uzun uzun tartıştık ve kendi ülkemizle devam etmeye karar verdik. Türk Masalları’nın ardından Kızılderili, Amerikan, Çin, Norveç, Kore, Çingene, Eskimo, Kelt ve Afrika Masalları’nı okurlarımızla buluşturduk. Sırada Slav Masalları var.
Yayımlayacağımız versiyonu bulmaya çalışırken pek çok ma-sal seçkisini inceledik ve en sonunda içimize en çok sinen, okur-ken en çok keyif aldığımız ve okuyuculara ulaştırmayı en çok istediklerimizi belirledik. Bolca araştırma içeren çeviri ve düzelti sürecinin ardından bu kez “Bu masalları en iyi yansıtan kapak na-sıl olmalı?” sorusunun peşine düştük. Bu kültürlerin en önemli figürlerinin kapakta bulunmasını istedik. Uzun bir hazırlık süreci ve pek çok denemenin ardından hayalimizdeki kapaklara ulaştık.
Masal, sözlü anonim halk edebiyatıdır. Anlatı yoluyla nesil-den nesle ulaşmış, nihayetinde de bir yazar tarafından yazıya dö-külerek kalıcı hâle gelmiştir. Her ne kadar masal kahramanları ve yaratıkları doğaüstü, masallardaki olaylar ise gerçekdışı olsa da, masalların o toplumun bir yansıması olduğu yadsınamaz bir ger-çektir. Öyle ki her ülkenin masalları tıpkı kültürleri gibi diğerle-rinden tamamen farklıdır. Bizim seçkimizdeki ülkelerde olduğu gibi. Kimisinin ana teması dostlukken diğerininki korku ve ölüm olabiliyor. Fakat bir zamanlar hiçbir teknolojik ürünün olmadığını düşünürsek, masalların toplumların sosyal hayatlarında ne kadar önemli bir boşluğu doldurduğunu tahmin etmek zor değil.
slav_masallari.indd 8 4.11.2020 11:19:11
9
Önsöz
Folklor alanı son zamanlarda büyük ilgi görüyor. Dolayı-sıyla bu konuya meraklı okurlara yeni bilgiler sunmaktan çe-kinmemek gerektiğini düşünüyorum. Bu ilgi çekici alan, kar-şılaştırmalı mitolojinin doğuşu ve ilerlemesiyle çok daha ilginç hale geldi. Karşılaştırmalı mitoloji halihazırda çok önemli so-nuçlar vermiş durumda. Araştırmacılar eksiksiz bir tümevarım için gerekli verinin tümüne ulaştıklarında çok daha önemli so-nuçlar elde edilecek gibi görünüyor.
Çoğu Avrupa milletinin masalları ayrıntılı şekilde ele alın-dığı halde Slav masalları yalnızca kısmen incelenmiştir. Şartlar, Slav folkorunun bilinen bölümüne önemli bir katkıda bulunma-mı mümkün kıldı. Elbette çeşitli Slav halklarının sahip olduğu hazineyi, daha doğrusu hazineleri tükettiğimi söyleyemem. Bu hazineler hâlâ yetkin kâşifleri beklemeye devam ediyor.
Yalnızca Slavca kaynaklardan tercüme edilmiş elli yedi masalı paylaşırken bu masalları aldığım eserden bahsetmem gerekir. Eski Prag şehrinin meşhur arşivcisi müteveffa K. J. Er-ben, 1865 senesinde bir Citanka yani okuma kitabı yayımladı. “Çeşitli Slav halklarının kendi lehçelerinde yüz ulusal masal ve hikâye"sini içeren bu kitabın amacı Bohemyalıların farklı Slav lehçelerini öğrenmesine yardımcı olmaktı. Erben, bu ki-taba Bohemya dilinde olmayan ya da farklı bir şekilde kullanı-lan kelimelerin açıklamasının bulunduğu bir sözlük ekledi. Bu sözlük iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Kiril harflerini kullanan ve Ortodoks Kilisesi’ne bağlı olan Slavların masal-ları, ikincisinde ise Latin harfli alfabeleri kullanan Katolik ve Protestan Slavların masalları açıklanmıştır. Erben, yalın ve ulu-sal lehçelerin halkın konuştuğu şekliyle korunmasına bilhassa özen göstermiş ve basılmış külliyatları paylaşmanın yanı sıra daha önce hiç basılmamış masallara da ulaşmıştır.
Kitabına kendi anadili olan Bohemya dilinden başlayarak bu dile çok yakın olan Moravya ve Macar-Sloven (Slovak) lehçele-riyle devam eder. Ardından Yukarı ve Aşağı Lusatya lehçesinden
slav_masallari.indd 9 4.11.2020 11:19:12
10
Slav Masalları
örnekler verir ki bunlardan birincisi eski Bohemya dili ve ikincisi de Lehçe ile akrabadır. Daha sonra Lehçenin hızla kaybolmakta olan bir alt lehçesi olan Kaşupçaya ve nihayet Lehçeye geçer.
Beyaz Rusya lehçesi, Lehçeden Rusçaya geçiş niteliğinde-dir. Galiçya, Ukrayna ve Güney Rusya’da kullanılan Slavca ise Bohemya diline, Beyaz Rusya lehçesinden daha yakındır. Eski Bohemya diliyle çok yakın olan kadim Rus dili, bugünkü ya-zılı Rusçanın temeli olup Bulgarcaya geçişi kolaylaştırmıştır. Kuzeybatıda bunun yerini Sırpça alır ve Varazdin yakınlarında konuşulan Hırvatça ise Bohemya diline çok yaklaşır. Karintiya bölgesinde konuşulan İlirya dili ve Slovence, coğrafi yakınlığına rağmen Bohemya dilinden en belirgin şekilde ayrılan lehçelerdir. Aynı şekilde yukarı Lusatya lehçesi, coğrafi bakımdan daha uzak olan Kaşupça lehçesine göre Bohemya dilinden daha farklıdır.
Esasen bu kitabı, yayımlanma amacına uygun olarak tüm Slav lehçelerinin temel özelliklerini tanımak için ele almıştım; fakat bazı masalların olağanüstü güzelliği bende bunların bü-yük bölümünü tercüme etme arzusunu uyandırdı. Okurlara daha geniş bir seçki sunmamamın nedeni, Büyük Rus skazka’la-rının1 çoğunun müteveffa dostum W. R. S. Ralston2 tarafından hayranlık uyandırıcı şekilde tercüme edilmiş, düzenlenmiş ve resimlendirilmiş olması. Dolayısıyla o masalları bu çalışmaya dâhil etmeyi düşünmedim.
Yalnızca Carniola’dan3 derlenmiş Sırp masallarında karşı-mıza çıkan ve Slav mitolojisiyle ilgili çalışmalarda henüz ken-dine yer bulamamış münferit bir mitolojik varlık olan Kurent hakkındaki makale için Profesör Gregor Krek’e teşekkür borç-luyum. Bu makaleyi sözkonusu masalın başına ekledim. Ayrıca her masal grubunun başında bazı ilginç konuların ele alındığı kısa bir giriş bölümü paylaştım. Bu masallar farklı diller, lehçe-ler ve alt lehçelere göre birbirini takip ediyor.
1. Rus. Masal. (e.n.)
2. Sözkonusu kitabın Türkçe çevirisi, Maya Kitap Dünya Masalları Dizi-si'nin 3. kitabı olarak yayımlanmıştır.
3. Günümüzde Slovenya sınırları içerisinde yer alan bir bölge. (e.n.)
slav_masallari.indd 10 4.11.2020 11:19:12
BATI
SLAVLARI
slav_masallari.indd 11 4.11.2020 11:19:12
12
Bohemya Masalları
Giri
Bu masallar Bohemya’nın neredeyse dörtte üçünü oluştu-ran Slav halkı Çeklerin dilinden tercüme edilmiştir. Ulu-sun erken dönemlerde gelişen edebiyat geleneği, 1348 se-
nesinde Prag Üniversitesi’nin İmparator IV. Charles tarafından kurulmasından önce başlar. Bu dönemden sonra Bohemyalılar uzunca bir süre Avrupa’nın en iyi eğitimli halkı unvanını hak-lı olarak üstlenmiştir. Örneğin ilk özgün eseri 1377’de basılan Thomas Stiny, bu halkın yetiştirdiği bir nesir yazarıdır ve Kra-liçe Elizabeth devrine kadar İngiliz edebiyatında eşine rastlan-maz. Otuz Yıl Savaşları’nda (1620) Bohemya halkı ve edebiyatı iki yüzyıl boyunca ezilmiş, dört milyonun üzerindeki nüfusu korkunç savaş sonunda sekiz yüz bine inmiştir.
Bohemya dili harikulade bir dildir. Tıpkı Latince ve Yu-nancada olduğu gibi birbirinden bağımsız olarak hem vurgu hem de uzun ve kısa ünlüler vardır. Dolayısıyla bir yabancının bu dili sesli olarak okuması veya konuşması güçtür zira vurgu-ya dikkat ettiği takdirde kısa ve uzun sesleri göz ardı edebilir. Aynı şekilde seslerin uzunluğuna dikkat ettiğinde de kelimeleri doğru şekilde vurgulamakta zorlanabilir. Lehçede olduğu gibi Bohemya dilinde de ıslıksı bir ses veren r sesi vardır ve pek çok kelimede bu sesi telaffuz etmek oldukça zordur. Ayrıca yarı ün-lüler, özellikle de r, bir ünlü olmadan yazılır. Bu nedenle pek çok hecede hiç ünlü yokmuş gibi gözükür. Gerçekte bu durum telaffuz güçlüğü yaratmaz.
Ormanların sevecen veya kötü kalpli sakinleriyle ilgili ma-
s.
slav_masallari.indd 12 4.11.2020 11:19:12
13
Bohemya Masalları
sallar bilhassa dikkat çekicidir. “Jezinkalar” adlı masalda bu hayali varlıklar kötü, bir sonraki masalda ise iyi bir tabiata sahiptir.
Tıpkı Rus masallarındaki gibi Bohemya masallarında da ölüm ve hayat suyuna yer verilir. Bu özellik Slav masallarını, yalnızca hayat suyu unsurunun olduğu Batı Avrupa masalla-rından ayırır. Ralston’ın da belirttiği gibi (Songs of the Russian People, s. 97) “Bir cesedin yaralarına ‘ölüm suyu’ serpildiğinde yaralar iyileşir fakat ölü bedenin diriltilebilmesi için üzerine ‘hayat suyu’nun serpilmesi gerekir.”
slav_masallari.indd 13 4.11.2020 11:19:12
14
Uzun, Geni ve Keskin Baki li
Evvel zaman içinde bir kral yaşardı. Artık yaşlanmış olan kralın tek oğlu vardı. Günün birinde oğlunu yanına ça-ğırıp şöyle dedi: “Sevgili oğlum! Bilirsin, olgun meyveler
yeni meyvelere yer açmak için ağaçtan düşer. Bak işte benim de saçlarımda aklar birikti. Daha kaç gün görürüm, bilmiyorum. Ama beni toprağa gömmeden evvel senden bir dileğim var. Müstakbel gelinimi görmek istiyorum. Evlen artık, oğlum!”
Prens cevap verdi: “Dileğini yerine getirmeyi ben de çok isterim baba lakin bir nişanlım yok. Evlenebileceğim bir kız ta-nımıyorum!”
Yaşlı Kral cebinden çıkardığı altın anahtarı oğluna uzatır-ken şu sözleri söyledi: “Kulenin en üst katına çık, etrafına bak ve hangisini beğendiğini söyle.” Prens hiç zaman kaybetmeden gitti. O güne dek birinin kulenin tepesine çıktığı ne görülmüş ne de işitilmişti.
Son kata çıkınca gözüne tavanda bulunan kapak şeklinde-ki küçük demir kapı ilişti ama kapalıydı. Altın anahtarla kapıyı açıp kaldırdı ve yukarı çıktı, daire şeklinde büyük bir odaya vardı. Tavan, bulutsuz bir gecedeki gökyüzü gibi koyu maviy-di ve üzerinde gümüş yıldızlar parlıyordu. Zemin yeşil ipek bir halıyla kaplıydı.
Duvarlar altın çerçeveli on iki yüksek pencereyle çevrilmiş-ti. Pencerelerin hepsinin kristal camının üzerine güzel bir kız resmedilmişti. Gökkuşağı renklerine bürünmüş ve farklı elbise-ler giymiş kızların başlarını birer taç süslüyordu. Üstelik hepsi birbirinden güzeldi. Prensin bir kızdan başını çevirip diğerine bakabilmesi bile şaşılacak şeydi doğrusu. Genç adam hayranlık-la onları izlerken genç kızlar birden canlanmış gibi kıpırdanma-ya başlıyor, ona bakıp gülümsüyor ama konuşmuyorlardı.
O sırada Prens, on iki pencereden birinin beyaz bir perdey-
s. s.
slav_masallari.indd 14 4.11.2020 11:19:12
15
Bohemya Masalları
le örtülü olduğunu fark etti. Arkasında ne olduğunu görmek için perdeyi kaldırdı. Karşısına beyaz elbiseli bir kız çıktı. Be-linde gümüş bir kemer ve başında incilerle süslü bir taç vardı. İçlerindeki en güzel kızdı bu. Gelgelelim, yüzü sanki mezar-dan çıkmış gibi soluk ve üzgündü. Prens, bir şey keşfetmiş gibi kızın resminin önünde uzunca bir süre dikildi. Ona bakarken kalbi acıyordu. Genç adam şöyle haykırdı: “Bu kızdan başka-sıyla evlenmem!” Bu sözler üzerine yüzü bir gül gibi kızarıve-ren genç kız hemen başını eğdi. İşte o anda diğer resimlerin hepsi kayboldu.
Prens hemen aşağı inip gördüklerini anlattı. Hangi kızı seçtiğini açıkladı. Oğlunun kararı yaşlı Kral’ı çok üzmüştü ama bir süre düşündükten sonra şöyle dedi: “Perdeyi kaldırarak hiç iyi yapmamışsın oğlum. Üstelik kıza verdiğin sözle kendini ate-şe attın. O kız kötü bir büyücünün tutsağıdır, demir bir kalede yaşar. Onu kurtarmaya çalışanların hiçbiri sağ dönemedi. Ama olan oldu artık, söz namustur. Haydi, git şimdi! Şansını dene ve sağ salim eve dön!”
Prens babasına veda edip atına atladı ve evleneceği kızı aramak üzere yola koyuldu. Kocaman bir ormandan geçti, yo-lunu kaybedene dek at sürmeye devam etti. Nereye gideceğini bilmeden çalılıklar, kayalar ve sazlıklar arasında dolanıp du-rurken birinin “Hey, durun bir dakika!” diye seslendiğini işitti. Prens başını çevirince uzun boylu bir adamın hızla yaklaştığını gördü. “Bekleyin beni! Sizinle geleyim, beni hizmetinize alın. Buna pişman olmayacaksınız!” “Sen de kimsin?” diye sordu Prens. “Bana nasıl yardım edebilirsin ki?” “İsmim, Uzun. Vü-cudumu gerip boyumu uzatabilirim. Şu ötedeki çam ağacında bir kuş yuvası var, görüyor musunuz? İşte o yuvayı ağaca tır-manmama gerek kalmadan getirebilirim size.”
Bu sözlerin ardından Uzun kendini germeye başladı. Bir anda çam ağacının uzunluğuna ulaşmıştı. Kuş yuvasını aldık-tan sonra hemen eski boyuna döndü ve yuvayı Prens’e uzattı. Prens pek etkilenmiş gözükmüyordu: “Pek hünerli olduğun doğru ama kuş yuvaları ne işime yarayacak ki? Beni bu orman-dan çıkarabilir misini onu söyle!” “Ah, bu çok kolay efendim,”
slav_masallari.indd 15 4.11.2020 11:19:12
16
Slav Masalları
dedi Uzun. Sonra yine gerinmeye başladı. Nihayet ormandaki en yüksek incir ağacının tam üç katı kadar uzamıştı. Etrafı in-celedikten sonra Prens’e döndü: “Ormandan en yakın çıkış şu tarafta.” Sonra tekrar kısalıp atını eyerinden tuttu. Prens neler olup bittiğini anlayamadan ormanı arkalarında bırakmışlardı bile. Önlerinde uzun ve geniş bir ova duruyordu. Ötede ise bü-yük bir şehrin surlarını andıran sarp kayalıklar ve ormanlarla kaplı dağlar vardı.
“Arkadaşım işte orada, efendim!” dedi Uzun birden ovayı göstererek. “Onu da hizmetinize almanız gerek. Size çok yar-dımcı olacaktır.”
Prens, “O halde yanımıza çağır arkadaşını. Hüneri neymiş görelim,” dedi.
“Ama epey uzakta, efendim,” dedi Uzun. “Beni buradan du-yamaz. Zaten gelmesi uzun sürecektir zira epey yükü var. İyisi mi ben yanına gideyim.”
Sonra Uzun bir kez daha öyle bir uzadı ki başı bulutla-ra değdi. İki üç adım atıp arkadaşını kolundan tuttuğu gibi Prens’in önüne getirdi. Bu kısa boylu, tıknaz bir adamdı. Yüz kiloluk varillere benzeyen kocaman bir göbeği vardı. “Sen kim-sin?” diye sordu Prens. “Ne işe yararsın?”
“Benim adım Geniş’tir efendim. Kendimi enine genişlete-bilirim.”
“Bir örnek göster bakalım.”
“Elbette! Hemen atınıza binip ormana geri dönün!” diye bağırdı Geniş, kendini yaymaya başlarken.
Prens niçin oradan uzaklaşması gerektiğini anlayama-mıştı ama Uzun’un ormana gitmek için acele ettiğini görünce atına atlayıp dörtnala koşturdu. Tam zamanında hareket et-mişti yoksa göbeği dört bir tarafa yayılan Geniş, Prens’i atıyla birlikte ezip geçecekti. O kısacık adam öyle genişlemişti ki yı-kılıp paramparça olmuş bir dağın kütlesi gibi her yeri doldur-muştu. Daha sonra Geniş kendini şişirmeyi bırakıp eski haline döndü. Bunları yaparken çıkardığı şiddetli rüzgâr yüzünden
slav_masallari.indd 16 4.11.2020 11:19:12
17
Bohemya Masalları
ormandaki ağaçlar eğilip bükülmüştü. “İyi iş çıkardın,” dedi Prens, “Senin gibi bir adam her gün karşıma çıkmaz. Bizimle gelebilirsin.”
Yola devam ettiler. Kayalıklara yaklaşınca bir adam daha çıktı karşılarına. Gözleri bir mendille bağlıydı. “Efendim, bu bizim diğer arkadaşımızdır,” dedi Uzun. “Onu da hizmetinize almalısınız. Yedireceğiniz her lokmanın hakkını vereceğinden eminim.”
“Sen kimsin?” diye sordu Prens. “Gözlerin neden bağlı? Hiçbir şey göremiyorsun, bana nasıl yardım edeceksin!”
“Bilakis, efendim! Haddinden iyi gördüğüm için gözlerimi bağlamaya mecbur kaldım. Eğer gözlerimi açacak olursam gör-düğüm her şeye uzun uzun bakarım. Öyle ki sonunda baktığım şey tutuşup yanmaya başlar. Ateş alamayan şeyler ise un ufak olur. İşte bu yüzden Keskin Bakışlı derler bana.”
Adam bu sözleri söyledikten sonra mendili çıkarıp gözle-rini tam karşıdaki kayaya dikti. Kaya çatırdamaya başladı. O koca kaya bir anda un ufak olmuş, geriye bir kum yığını kal-mıştı. Kumların üstünde alev gibi bir şey parlıyordu. Keskin Bakış gidip o şeyi Prens’e getirdi. Elindeki saf altındı.
“Aman Tanrım! Sen paranın satın alamayacağı kadar de-ğerli bir adamsın!” dedi Prens. “Hizmetinden faydalanmayacak adam hakikaten aptalın tekidir. Şimdi madem her şeyi bu ka-dar iyi görüyorsun, söyle bakalım: Demir kale çok mu uzakta? Hem neler oluyor orada?”
“Yalnız başınıza giderseniz, belki bir yılda bile oraya vara-mazsınız. Ama bizim yardımımızla akşam yemeğine yetişirsi-niz,” diye cevap verdi Keskin Bakış. “
"Peki, müstakbel karım ne yapıyor?" diye sordu Prens.
“Kızcağız, ucu göklere değen bir kulede,
Demir bir kafeste yaşıyor.
Oturmuş acı acı iç çekiyor.
Bir büyücü tepesinde nöbet tutuyor.”
slav_masallari.indd 17 4.11.2020 11:19:12