T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI TÜRK DİLİ BİLİM DALI
17.YÜZYILDA YAPILMIŞ MENSUR ŞEHNÂME TERCÜMESİ
261a-290b
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan DİLEK KARAYAĞIZ
İSTANBUL 2006
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI
TÜRK DİLİ BİLİM DALI
17.YÜZYILDA YAPILMIŞ MENSUR ŞEHNÂME TERCÜMESİ
261a-290b
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
DİLEK KARAYAĞIZ
Tez Danışmanı
DOÇ.DR.ZUHAL KÜLTÜRAL
İSTANBUL 2006
I
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER ……………………………………………………………………I
ÖN SÖZ …………………………………………………………………………..II
ÖZET ……………………………………………………………………………..III
SUMMARY ………………………………………………………………………IV
KISALTMALAR ………………………………………………………………….V
TRANSKRİPSİYON CETVELİ…………………………………………………..VI
GİRİŞ………………………………………………………………………………1
METİN …………………………………………………………………………….9
SÖZLÜK……………………………………………………………………………87
BİBLİYOGRAFYA……………………………………………………………….199
ÖZGEÇMİŞ ………………………………………………………………………201
TIPKIBASIM ……………………………………………………………………..202
II
ÖN SÖZ
İran tarihi, efsaneleri konu edilerek yazılan Şehnâme manzum olarak yazılmış olup 60
bin beyitlik bir eserdir.
İran şairi Firdevsî tarafından kaleme alınan ve İranlıların tarihini destansı bir nitelik
katarak anlatan Şehnâme, İran tarihi ve İran gelenekleri hakkında oldukça zengin bir
kaynaktır.
Türk kültürünü de etkilemiş olan Şehnâme’nin dilimizde manzum ve mensur olmak
üzere çeşitli tercümeleri yapılmıştır. Bizim üzerinde çalıştığımız tercüme mensur bir
tercümedir ve Derviş Mustafa tarafından istinsah edilmiş olup İstanbul Üniversitesi Merkez
Kütüphanesi 6131 demirbaş numarası ile kayıtlıdır. Üç cilt halindedir ve 1778 varaktır.
Çalışmamız 17.yüzyılda yapılmış olan mensur Şehname tercümesinin 261a-290b
arasındaki toplam 30 varağı kapsamaktadır. Giriş, metin ve sözlük olmak üzere üç bölümden
oluşmaktadır.
Giriş bölümünde Firdevsî, Şehnâme ve Şehnâme tercümeleri hakkında bilgi
verilmiştir.
Metin kısmı, varak ve satır esas alınarak gösterilmiş, noktalama işaretleri günümüz
imlâsı göz önüne alınarak uygulanmıştır. Okunamayan kelimeler […] işareti ile , eklenen
bölümler [ ] işareti ile gösterilmiştir. Sözlük bölümünde metinde geçen kelimeler ve birleşik
şekillerin metindeki anlamları verilmiştir. Madde başı ile verilen bu kelimeler ve şekillerin
altında ise o madde ile ilgili deyim ara madde ve birleşikler sıralanmıştır.
Ayrıca çalışmanın sonuna çevriyazıya aktarılan 261a - 290b varakları tıpkıbasımı
eklenmiştir.
Eserin aslında bazı olaylar renkli minyatürlerle canlandırılmıştır. Bazı varaklar
minyatürle süslenmiştir.
Tezimin hazırlanmasında gerekli bilgi ve birikimi kazanmamı sağlayan program
danışmanım Sayın Prof. Dr.Emine Gürsoy Naskali’ye ve Marmara Üniv. Türk Dili Bilim Dalı
ders hocalarım Prof.Dr.Ahmet Topaloğlu, Prof.Dr. Ceval Kaya, Prof.Dr. Gülden Sağol,
Doç.Dr.Mesut Şen ve Doç.Dr. Latif Beyreli’ye, her konuda bana yol gösteren tez danışmanım
Sayın Doç.Dr. Zuhal Kültüral’a ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen aileme sonsuz
teşekkürlerimi sunuyorum.
III
ÖZET
Üzerinde çalıştığımız eser, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi 6131 demirbaş
numarası ile kayıtlıdır. Üç cilt halinde ve tamamı 1778 varaktır. Ayrıca eserde minyatürlere
yer verilmiş, her sayfası 25 satır olarak düzenlenmiştir. Üzerinde çalışılan 1. cildin boyu 39,
eni 24.5 , kalınlığı 7.5 cm ’dir. Eser Hicri 1187, Miladi 1773 yılında tamamlanmıştır. Kelime
kelime bir tercüme değildir. Tez, yazmanın 261 a –290 b varaklarını kapsamaktadır.
Bu tezi hazırlamaktaki amaç Şehnâme’nin bu mensur tercümesini tanıtmak ve 17.
yüzyıla ait olan bu eser ile Eski Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini görebilmektir.
Bu çalışma giriş, metin, ve sözlük olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.
Giriş kısmında Firdevsi, Şehnâme, Şehnâme çevirileri ve üzerinde çalışılan yazma ile
ilgili bilgiler verilmektedir.
Metin kısmında sayfa ve satır numaraları belirtilmiş, günümüz noktalama işaretlerine
göre düzenlenmiş ve gerekli kısımlarda paragraflar yapılmıştır. Böylece eserden
faydalanılması daha kolay hale getirilmek istenmiştir.
Sözlük bölümünde eserin söz varlığını gösteren bir indeks hazırlanmış, eserdeki
kelime ve birleşik şekillerin metindeki anlamları verilmeye çalışılmıştır. Madde başı veya ara
maddelerin ikinci, üçüncü unsur olarak geçtiği maddelere (→) işareti ile göndermeler
yapılmıştır.
IV
SUMMARY
The work of art we have been working on, is registered to the Central Library of
İstanbul University with the number 6131. It is composed of 3 volumes with total pages of
1778. Also miniatures have been taken place in the book with the pages designed in 25 lines.
The length of the first volume on which the work is being carried on, is 39 cm, the width is
24.5 cm and thickness is based at 7.5 cm. The work was completed in 1187 – date based on
Hegira, in 1773 – date based on Christian Era; The translation was not word for word. The
thesis includes the pages 261a – 290 b of the manuscript.
The goal of this thesis is to introduce the prose translation of Sehname and to examine
the characteristics of the old Anatolian Turkish by the means of this work of art which
belongs to the 17th century.
In the introduction , information about Firdevsi, Şehname translations and manuscript
on which the work is carried on, are given.
In the text, the page and line numbers are shown, designed according to today’s
punctuation marks and in necessary parts paragraphs are created. Therefore, it aimed at get
benefit of the work more easily.
In the dictionary, an index is prepared which shows the vocabulary of the book. The
definitions of the words and compound forms in the book have been tried to be explained. The
items identified as second and third factors of the main intermediary items, have been
referred with the marking (�).
V
KISALTMALAR
A. Arapça
bağ. Bağlaç
bk. bakınız
e. edat
F. Farsça
i. isim
mec. Mecaz
sıf. sıfat
ün. Ünlem
zf. Zarf
zm. Zamir
* Bir madde başı kelimenin türevi olduğunu belirtir.
/ Farklı imlalarla yazılmış madde başlarını ayırır.
� Yanındaki maddelere gönderme ifade eder.
VI
1
GİRİŞ
FİRDEVSÎ ve ŞEHNÂME
İran’ın milli destanı Şehnâme’nin yazarı Firdevsî 940 yılında Tûs şehrinde
doğmuştur.Asıl adı Ebü’l Kasım, lakabı Fahreddin, mahlası Firdevsî’dir.
Yüzyıllar boyunca anlatılan efsanelere karşın yaşamına ilişkin çok az şey
bilinmektedir. Şiirlerindeki kişisel göndermelerden bazı ip uçları elde edilmişse de en
güvenilir kaynak 12. yüzyıl şairi olan Nizami-i Aruzî’nin verdiği bilgilerdir.1
Şairin otuz beş yılda tamamladığı Şehnâme, daha çok Pehlevî döneminde yazılan
Hudâynâme ’nin çevirisidir. Bu metin efsane dönemlerinden 11. Hüsrev’in hükümdarlığına
değin İran hükümdarlarının tarihini ele alır.Ayrıca Sasanilerin 7. yüzyılda Araplara
yenilmesini konu eden ek bilgileri de içerir. Firdevsî’nin Şehnâme’yi 980-990 yılları arasında
yazmaya başladığı tahmin edilmektedir.Eserini Gazneli Mahmud’a sunmuş ancak sultan
Mahmud’tan umduğu desteği bulamamıştır. Bundan dolayı hükümdara bir hicviye yazdığı da
rivayet edilir.
Doğu Edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Şehnâme, Doğu- İslâm, tarih-
siyaset eserlerinin bir örneği olmuştur. Bu kadar önemli bir eseri yazan Firdevsî’nin tarih
bilgisinin yanında geçmiş olayları öğrenme isteğinin de etkisi büyüktür. Eserinden Farsça’yı
çok iyi kullandığı , Pehlevice ve Arapça bildiği, halk kültürüne büyük ilgi duyduğu
anlaşılmaktadır.
Ömrünün sonlarına doğru doğduğu şehir olan Tûs’a gitmiş ve orada vefat etmiştir.
Ölüm tarihi bazı kaynaklarda 1020 , bazılarında ise 1025 olarak geçmektedir.
ŞEHNÂME VE TERCÜMELERİ
Mesnevî şeklinde yazılmış olan 60.000 beyitten oluşan Şehnâme İslâmi devre kadar
İran tarihini anlatmaktadır.
Firdevsî , yapıtını yazarken bir tarihçi gibi çalışmış ama tarihsel bilgileri güçlü şiir
yeteneği ile işlemiştir. İran tarihi ve mitolojisini eldeki eski kitaplara, dilden dile dolaşan
1 H.RITTER; “Firdevsi “ İslam Ansiklopedisi ІV, S.643-649; Mehmet KANAR, “Firdevsi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.XIII,s.125-127
2
söylencelere ve öykülere dayanarak yazmıştır. Ayrıca İran, Hint-Avrupa, Yunan
mitolojilerinden ve İslâmi kaynaklardan büyük ölçüde faydalanmıştır.2
Şehnâme doğu edebiyatının en önemli eserlerinden biri olmasının yanında tarih-
siyaset alanında birçok eserin önderi olmuştur.
Şehnâme’de olaylar ve hikayeler kronolojik bir sıra ile Keyûmers’ten başlayarak
Sasani hükümdarı 11. Yezîd’e kadar elli hükümdarın hayat ve savaşlarını anlatır. Konu
Avesta’daki bazı kahramanların yiğitliklerini anlatan ilahiler ile başlar ve eser dört büyük
devre ayrılır.3
1-Pişdâdiler dönemi: Burada Keyumers, Fredun, Sâm, Rüstem gibi efsanevi kahramanların
hayatları, savaşları anlatılır. Buradaki şahsiyetler esatıri şehasiyetler olup kısmen Hintliler ile
İranlıların müşterek mitolojisine dahildirler. Keyûmers, Avesta’da ilk yaradılan insan olup
Ehrimen’e karşı gönderilmiştir. En eski mitolojiye göre bu Keyûmers bir dev olup onun
vücudundan gök ve yerler yaratılmıştır.
2-Keyâniler dönemi: Keykâvus, Keykubât gibi hükümdarların anlatıldığı bölümdür ve bu
bölümün sonunda Zerduşt dini ortaya çıkar.
3-Eşkâniler dönemi: Bu dönemde de İskender’in doğu geleneğinde gelişmiş olan hayatı
anlatılır.
4-Sasaniler dönemi: Dokuz Sasani hükümdarın anlatıldığı bölümdür. Şehnâme’nin üçte birini
tutmaktadır. Nuşirivan veziri Büzürcimihr’in menkîbeleri bu bölümde yer alır. Şehnâme’de
bu unsurlar mitolojik mahiyetten çıkarılmış ve insanlaştırılmıştır.Alelade insanlar ve uzun
ömürlü padişahlar olarak gösterilmiştir.4
ŞEHNÂME ÇEVİRİLERİ
Eser, gerek şiirsel gücüyle, gerek bilgi zenginliğiyle Divan şairlerinin baş
yapıtlarından biridir. Bunun yanı sıra bir ulusun tarihi üzerine tek bir şair tarafından yazılmış
benzer bir yapıt yoktur. Bu özelliklerinden dolayı da pek çok esere örnek olmuş ve yol
göstermiş, dünya edebiyatının klasikleri arasındaki yerini almıştır.
2 Zuhal KÜLTÜRAL- Latif BEYRELİ, Şerifi Şehnâme Çevirisi ,Ankara 1999 3 H.RITTER; “Firdevsi “ İslam Ansiklopedisi ІV, S.643-649; Mehmet KANAR, “Firdevsi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.XIII,s.125-127 4 Zuhal KÜLTÜRAL- Latif BEYRELİ, Şerifi Şehnâme Çevirisi ,Ankara 1999
3
J. Mohl, Doğu’da yapılan manzum tercümenin Türkçe olduğunu Tatar Ali Efendi
tarafından Kansu Gavri adına 916/1510 tarihinde yapıldığını söylemektedir.5
ŞEHNÂME’NİN TÜRKÇE ÇEVİRİLERİ
Doğu ve Batıda birçok dillere aktarılan Şehnâme’nin Türkçe’ye ilk çevirisi 11.
Murad’ın emriyle yapılan mensur çeviridir. 328 varaktan oluşan bu tercüme harekeli ve temiz
bir nesih yazıyla yazılmıştır.Yer yer manzum parçalar bulunmaktadır. Bu parçalar o dönemin
İskendername’sindeki manzumelere benzemektedir. Çevirinin geniş bir halk kitlesine hitap
etmek istediği anlaşılmaktadır. Çeviride dokuz adet de minyatür bulunan bu eser Topkapı
Sarayı Müzesi Kütüphanesi ’nde kayıtlıdır.(Hazine-1518)6
İkinci tercüme Şerîfî tarafından yapılan tercümedir. Bu tercüme Şehnâme’nin tek
manzum tercümesidir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde (Hazine-1519) kayıtlı
bulunan ve çok güzel harekeli bir nesihle yazılmış olan bu çeviri iki cilt olup 1170 varaktır.
Her sayfada iki sütun halinde yirmi beş beyit bulunmaktadır.Eser büyük boy olup bazı
kısımları tamir görmüş, bazı yerlere de sonradan ilaveler yapılmıştır.Baştaki ilk iki sayfa
tezhiplidir.Ketebesinde Şerîfî tarafından tercüme ve istinsah edildiği hususu ile eserin bitiş
tarihi kayıtlıdır. Eserde birinci ciltte 37, ikinci ciltte 24 olmak üzere toplam 61 adet minyatür
bulunmaktadır. Çevirinin 1. cildinde baştan Luhrasb’ın tahta çıkışına kadar olan bölüm yer
almaktadır. Bu cilt 29709 beyittir. İkinci cilt ise(29710-56506) 26786 beyit/satır ihtiva
etmektedir. Daha sonraki sayfalarda1-230 beyitler arasında dua bölümleri, 335. beyitten
itibaren Şerîfî tarafından ilave edilen Kansu Gavri’nin sultan oluşu ve sultana övgü bölümleri
yer almaktadır.7
55684-56048 beyitler arasında Şerîfî tarafından ilave edilen mensur bir bölüm yer
almaktadır. Burada Firdevsî ’nin Sultan Mahmud ile ve maiyetindeki şair ve sanatkarlarla
tanışması, eseri yazmaya başlaması, eseri bitirdikten sonra caize meselesi yüzünden Sultan
Mahmud’a gücenip tekrar memleketine dönmesi ve nihayet ölümüne kadar olan hayatı
anlatılır. Yine bu bölümde 56205. beyitten itibaren elli beyit sultan Kansu Gavri’nin övgüsüne
ayrılmıştır.Ayrıca 42500.-42559. beyitler arasında Nizâmî’nin İskendernâmesi’nden de
çeviriler yapılmıştır.8
5 Necati LUGAL, a.g.e. 6 Necati LUGAL,(çev.[Ön söz: Kenan AKYÜZ]), Şehnâme 7 Zuhal KÜLTÜRAL- Latif BEYRELİ, Şerifi Şehnâme Çevirisi ,Ankara 1999 8 Zühal KÜLTÜRAL-Latif BAYRELİ, a.g.e
4
Üçüncü tercüme ise Mehdî mahlaslı Derviş Hasan tarafından 11. Sultan Osman’ın
emriyle yapılan tercümedir.9
Muallim Cevdet tarafından lise talebelerine yönelik hazırlanmış olan “Şarkın İlyadası
Şehnâme” adlı kitapçık eserin sadece küçük bir bölümünü kapsamaktadır. Seksen sayfalık bu
eser eski harfli Türkçe olarak hazırlanmıştır.
Türk destanları ilgili araştırmaları ile uğraşan Prof. Dr. Rıza Nur Türk Bilig
Revüsü’nün 4. sayısını tamamen Şehnâme’ye ayırmıştır. Burada Şehnâme yer yer kısaltılmış
yer yer tam olarak tercüme edilmiştir. 276 sayfalık tercümedir.10
Bunların dışında Kenan Akyüz, Necati Lügal’in eserinin ön sözünde Doğuda ve
Batıda yapılan tercümelerden bahsetmiştir.
Mehmet Kanar TDV İslam Ansiklopedisinde ilk Türkçe tercümesinden bahseder.
Buna göre Şehnâme’yi ilk olarak Turner Macan neşretmiştir. Bunu yirmiye yakın baskı takip
etmiştir.
Üzerinde çalıştığımız eser, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi 6131 demirbaş
numarası ile kayıtlı olan tercümedir.Kütüphane demirbaş kaydından müstensihinin Derviş
Mustafa olduğunu tahmin etmekteyiz. Bu eser hakkında en geniş bilgiyi “Şehnâme ve Türkçe
Tercümeleri” adlı yazısında Orhan Şaik GÖKYAY vermektedir. 1778 varaktan oluşan eser üç
cilt halinde ve minyatürlüdür. Eksik olan bu tercüme Şehnâme’nin başından İskender’in
doğumuna kadar olan kısmı kapsamaktadır. Eserin bu kadar hacimli olmasından, Firdevsî’nin
Şehnâme ’sini de aşan, halkın ilgisini çekecek masal ve destan unsurlarının esere eklendiği
anlaşılmaktadır. Eserde cinler, devler,cadıların bulunması bunun bir kanıtıdır. Örneğin: “Ol
šaş indi, ardınca dív indi. Ģikmet-i Ĥudā, rūzgār bebr-i beyābānuñ dāmeninden dolup çāder
gibi oldı. Rüstem’i birden inmege ķomayup yāb yāb indi. Tā kim deryāya düşdi, bir kere
šalup çıķdı durdı, kenār yaķındur, yüzerek ne ģāl ise kenāra çıķdı. Oradan Ekvān Nerre’nüñ
kendüyi šaş ile ķaldurdıġı yire geldi.”
9 Orhan Şaik GÖKYAY, “Şehnâme ve Türkçe Tercümeleri” ,Destursuz Bağa Girenler, İst. 1982 10 Yusuf ÖZ, Şehnâme Tercümeleri ve sözlükleri, Name-i Aşina (Ortak Kültür Mirasının Arayışında) s. 25-38, Sonbahar2002
5
“Ģaķ Sübhāne ve Taā‘lā Ģażretleri kemāl-i ķudretinden Rüstem’e ol ķadar ķuvvet
virmişdi kim ķaçan Rüstem piyāde yürise pāylarına varınca zemíne batardı. Piyāde yürimekde
kemāl-i mertebe var idi.”
“Baģr-ı Hind’den ejder-serler maģlūķı çıķup diyār-ı Hind’i ĥarāba virürler. Pederüm
daĥı Żaģģāk Şāh’a nāme gönderüp ŝāģib-ķırānı olan Gürşāsb-ı āhendesti gönderür .
Gürşāsb-ı āhendest gelüp ol maģlūķı üç gün üç gice ķırup ‘āķıbet şāhların šutup helāk eyler.
Ol ķavím münhezim olup deryāya giderler. Dānālar Gürşāsb’üñ tuçdan ķalbin düzüp Gürşāsb
deryā kenārına diker. Ol zamāndan beri gāh u gāh ol maģlūķ deryādan çıķup Gürşāsb’üñ
ķalbüñ görince ürküp yine yine deryāya kaçarlar. Ammā bu yaķından fermān-ı yezdāní birle
bir rūzgār-ı şedíd žuhūr eyleyüp ol ķalbi yirinden söküp yıķdı. Şimdi ol maģlūķ ķalbi yıķılmış
görüp šaşra çıkdılar. Evvelki gibi diyār-ı Hind’i ĥarāb-yebāb eylemege başladılar. İmdi
kerem idüp pādişāhum, ŝāģib-ķırān-ı ‘ālemi bu cānibe irsāl buyurasız. Gelüp ķalbi yine diküp
ve ol maģlūķı ref‘ idüp bizi şerlerinden ĥalāŝ eyleyesiz.”
Eserde ayrıca yeni bir olaya geçerken halk hikayelerinin üslubuna uygun bir ifade
tarzıyla başlıyor. Söz başlarında “rāvīler öyle rivāyet iderler kim, nakl ü beyan olunur kim,
rāvī kavlince, hasıl-ı kelam, hulāsa-yı kelām, ravi eydür, üstad eydür ...” şeklinde mevcut
ifadeler bu tercümede Firdevsi’nin eseri esas olmakla beraber başka rivayetlerden de
faydalanıldığını gösterir.
Orhan Şaik GÖKYAY tercümenin sonunda geçen “Bu Şehnâme bu mahalde tamâm
olup bu rüzgârdan zuhûrât-ı kevniyyeden olan mevâtlar nece dürlü ve nece üstâdlar dilinden
nakl ü beyân olundu.” Kaydının bu tercüme ile Firdevsî’nin Şehnâmesi’nde işlenen bazı
konulardaki farklılığın olduğunun göstergesidir.11
Bizim üzerinde çalıştığımız tez, yazmanın 261/a-290/b varaklarını kapsamaktadır.
11 Orhan Şaik GÖKYAY, “Şehnâme ve Türkçe Tercümeleri” ,Destursuz Bağa Girenler, İst. 1982
6
TEZİN HAZIRLANMASINDA TAKİP EDİLEN METOT
1 Şehnâme ve çevirileri hakkında bilgi verilmiştir.
2 17. Yüzyılda yazılan bu eser, Eski Anadolu Türkçesi dil özelliklerini taşımaktadır. Bu
nedenle bu özelliklere uygun olarak çeviriyazıya aktarılmıştır.
3 Eserde okunamayan kelimeler [... ] şeklinde gösterilmiştir.
4 Bizim tarafımızdan ilave edilen kısımlar [ ] işareti ile gösterilmiştir.
SÖZLÜĞÜN KULLANILIŞI
1 Sözlükte madde başları alfabetik olarak dizilmiş , kelime ile ilgili ara madde, birleşik ve
deyimler kelimenin altında gösterilmiştir. Metinde kullanılan ve sözlük değeri olan her kelime
madde başı olarak alınmış ve siyah puntolar ile yazılmıştır. Madde başındaki kelimenin hangi
dile ait olduğu kısaltma ile verilmiştir. Ara maddeler bağlı bulundukları madde başının bir tür
alt maddesi olarak düşünülmüş ve ilgili maddenin altında alfabetik olarak dizilmiştir.
2 Türkçe deyimler, yardımcı fille kurulu birleşikler, kalıplaşmış sözler, Arapça, Farça
tamlamalar koyu renk olarak dizilmiş ve biraz içerden yazılmıştır.Bundan başka ara madde ve
birleşikler farklı anlam kazanmışsa bunlara anlam verilmiştir.
‘aķķķķl (A.) i. 270a/4, 271a/8, 275a/14, 275b/9
→daire-i akl 281a/15
‘a.ı başına gel- Yanlışlarından ders
alıp doğru yolu görmek, kendine gelmek Ammā bir vaķt-i zamān Sührāb yatup
‘aķlı başına gelüp kendüyi ol ģālde gördükde dönüp yanında olanlara eyitdi 281a/18, 283a/3
‘a.ı başından git- Ne yapacağını
bilemez duruma gelmek Sührāb sínesine şāhin miśāl dāl-ı ĥançer olup durur.
Rüstem’üñ ‘aķlı başından gidüp eyitdi 263a/3, 283a/1 ‘a.ı git- 1 Çok beğenmek , aşırı
derecede hoşuna gitmek Sührāb bu suheyli işidüp şād olduġından ‘aķlı gitdi 262a/23, 264b/1,
2 Çok korkmak, çok şaşırmak Selím Hān’uñ aķlı gitdi şimdi Sührāb’ı bir olmaz
yirde zemíne urursa bir yiri ķırılur diyü 264b/8, 268b/6, 270a/8
7
‘arż (A.) i. Sunma, gösterme, ortaya koyma ‘a.eyle- Bir işi büyüğüne hürmetle
anlatmak, sunmak 262a/4, 265a/6, 270a/14 ‘a.-ı iştiyak Arzu ve şevkle sunmak
271b/16 ‘a.-ı mahabbet Sevgilerini sunmak
286b/19 ‘a.-ı mahabbet eyle- 270a/16
baş 1 Baş, kafa Rüstem’üñ ŝāġ yanında tā başına yaķın yirde oturup Rüstem’üñ elin eline alup
nabżına baķdı 263a/14, 263a/18, 268a/8,
2 Başkan, önder Andan Selím Şāh’a gelüp yir öpdi ve baş vezír maķāmında ķarār eyledi ve
gördi 263a/8, 273a/13, 273a/4,
3 Ön sıra, en ön Híç muķayyed olmadı ammā Hūmān meclís başına gelüp ne selām ve ne
‘aleyk, Gülnār Bānū’ya ĥišāb idüp: 266b/15, 273a/5, 277a/19 b.a çık- Üstesinden gelebilmek
Meknām didükleri nā-bekārdur kim senüñle başa çıķamayacaġın añladı 279a/2 b.göster- Görünmek, ortaya
çıkmak Gün ķubbe-i felekden baş gösterüp ‘ālem nūr-ı yezdān-ıla münevver
olduķda... 277a/14
3. Filler metinde geçtiği anlamlarına göre değerlendirilmiştir.
al- 1 Bir şeyi yapmaya başlamak, başını alıp gitmek mec. Bir daĥı urınca Ebreş aldı yüriyü-
virdi.261a/10, 281a/14, 2 Bir nesneyi tutmak, eline almak,
çekmek, sahiplenmek Gene meclísler tazelenüp ele cām alup ‘íş [ü] nūşa meşġūl oldılar. 263b/16, 261b/13, 261b/2
3 Çevirmek, kuşatmak Ebreş’üñ ešrāfın alup şehr šarafın boş ķodılar 261b/19,
4. Türkçe veya Türkçeleşmiş olduğu kabul edilen kelimelerde dil kısaltması
verilmemiştir.Fakat Türkçe’ye ses değişikliğine uğrayarak giren alıntı kelimelerde dil
kısaltması verildikten sonra kelimenin asıl biçimi de gösterilmiştir.
belki (A., F. bel ki) bağ. Hatta Rüstem, belki
Gílān ‘askerí vaķı‘ası gibi Zābil’e geleler, diyü “Bānūları ve Bíjen’i Zābil’de bıraġup eger
düşmen gelürse ceng eyleyüp kal‘ayı ģıfž-ĥırāset üzere olun.” didi 265b/1, 269b/5, 271b/17
žžžžan (A.žann) i. Sanma, tahmin etme
6 Metinde değişik yazılan kelimeler en çok geçen biçimi asıl olarak kabul edilmiş, farklı şekilleri “/ ”işaretiyle gösterilmiştir.
8
yüri-/yürü- 1 Yürümek, gitmek Ŝabāģ oldı.
Ālāt-ı níze-yi bār-keşi dūşına alup yüridi 261b/13, 261b/3, 261b/4
8 Madde başları tam alfabetik olarak dizilmiş ,ara madde, deyim ve birleşikler ilgili madde
başının altında belirli bir düzen içinde sıralanmıştır. Türkçe olanlarda yalın biçimlerden ekli
biçimlere doğru, Farça ve Arpçalarda ise alfabetik bir sıralama yapılmıştır.
siz zm. Çoğul ikinci şahıs zamiri 262b/22, 263a/21, 263a/3
sizden zm.Çoğul ikinci şahıs zamirinin uzaklaşma hali 276b/1, 285a/13
size Çoğul ikinci şahıs zamirinin yönelme hali 268a/24, 275b/7
sizi Çoğul ikinci şahıs zamirinin belirtme hali 268a/23, 286b/15
sizler Çoğul ikinci şahıs zamirinin genitif hali 276a/20, 286a/19, 287a/9
sizüññññ Çoğul ikinci şahıs zamirinin
genitif hali 265a/2, 268b/2, 269b/1
ricāāāā (A.) i. İstek ,umma r. eyle- İstemek 267a/3 r. it- İstemek 267b/5, 270b/6 r. olın- İstenmek 278b/9
9 Metinde dil bakımından belirleyemediğimiz sözcükler için (...), anlamını çözemediğimiz
kelimeler metinde [... ] işaretiyle gösterilmiş,sözlüğe ise bu kelimeler alınmamıştır.
METİN
9
….. [261/a[261/a[261/a[261/a]]]] 1 ve bir suheyl-i sehm-nāk urdı diyü kendüsin nihān eyledi. Rüstem belkülüp
ķalķdı, oturdı, nesne yoķdur. Ġażaba 2 gelüp Ebreş’e: ‘‘Yā Ebreş, niçün küstaĥlık idersin,
bilürsin kim yoruldum. Şunda biraz raģat ideyüm sen de 3 böyle idersin, edebüñle giyāhlan. ’’
diyüp gene yatup ĥaba vardı, hemān Ekvān Nerre gelüp Rüstem’e gene ķaŝd eyledi.4 Ebreş
Ekvān’ı görüp yine bir suheyl urup Rüstem’i uyardı. Oturup ešrāfına baķup yine kimse
görmedi.5 Yine Ebreş’e darılıp : ‘‘Tüh yā Ebreş, işte bir nesne yoķdur yā niçün bizi kendi
ģālimüze ķomazsın. Eger bir daĥı 6 iderseñ seni dögerem’’ diyüp yine yatdı.
Ekvān la‘ín Rüstem’i gözedüp tamām ĥāba varduķda gene gelüp ķaŝd 7 eyledi. Ebreş
gördi ki Kehrāb yine geldi. Bilür ki Rüstem’e kendüyi döger ammā göz göre süvāruñ
öldürsünler mi? 8 Bir suheyl öyle urdı kim Ekvān Nerre bile şaşdı. Rüstem gene uyanup
Ekvān Nerre nihān oldı. Rüstem dört cānibe 9 nažar idüp yine kimse görmedi. Ġayrı ateş olup
‘‘ Bre hey nā- bekār sāña dimez miyem edebüñle šur, niçün beni 10 rahat ķomazsın ?’’ diyüp
Ebreş’e bir tāziyāne urdı. Bir daĥı urınca Ebreş aldı yüriyü-virdi. Rüstem :“ Cehenneme
git.”11 diyüp gelüp gene yatdı. Ekvān Nerre bu arada furŝat bulup hemān šaşın altına girüp ol
šaşı Rüstem 12 üzerinde ber-hevā olup‘ acabā deyāya mı atsam yoĥsa yire mi bıraķsam dirken
Rüstem rūzgāruñ şiddetinden uyandı, 13 yanına baķdı ne gördi; bir šaş ile ber-hevā ķalķmış.
Bildi ki düşmen fendine uġramış ve Ebreş’üñ sehíli beyhūde 14 degül imiş. Na‘ra urup “
Kimsin ve beni ķanda iletürsin?” diyince Ekvān Nerre gördi Rüstem uyandı, eyitdi: “ İy 15
ĥākí kim olsam gerek, öldürdügin Nerre’nüñ ķarındaşıyam. Şeyĥ Necdí dirdi kim senüñ
furŝatuñ benüm elüme girdi 16 ancaķ iy ĥākí, söyle seni deryāya mı bıraġam yoĥsa zemíne
mi bıraķayım?”didi. Rüstem fikr idüp “Bu la‘ínler 17 işi ‘aķsine eyler. Deryāya bıraķ dirsem
ķaraya bıraġur, ķaraya bıraġ dirsem deryāya bıraġur. Ķarada ĥalaŝlıķ yoķdur, 18 lākin deryāda
yine ümíd vardur.”diyüp eyitdi: “İy Kehrāb, çünki bir işdür oldı, bāri beni deryāya bıraķma,
ķaraya 19 at zírā aŝlum ĥākdur, gene türāb olayım.”didi.
10
Nerre gelüp “Nā-bekār ĥākí, ben seni deryāya bıraġayım ki nehenglere ġıdā 20
olasın!”diyüp Rüstem’i deryāya šoġrı iltdi. Tamām deryā üzerine varınca “Hey mel‘ūn beni
ķaraya bıraķ 21 dimez miyem!”diyüp bir kerre tīġ-ı ġamġı ‘uryān idüp bāri ‘adüvvden intiķām
almış bulınayım diyüp šaşa öyle bir 22 tīġ urdı kim šaş-ıla dívi dört pāre eyledi ve tiziyye tīġı
ġılāfına ŝaldı. Ol šaş indi, ardınca 23 dív indi. Ģikmet-i Ĥudā, rūzgār bebr-i beyābānuñ
dāmeninden dolup çāder gibi oldı. Rüstem’i birden inmege 24 ķomayup yāb yāb indi. Tā kim
deryāya düşdi, bir kere šalup çıķdı durdı, kenār yaķındur, yüzerek ne 25 ģāl ise kenāra çıķdı.
Oradan Ekvān Nerre’nüñ kendüyi šaş ile ķaldurdıġı yire geldi. Ol šaş [261/b[261/b[261/b[261/b]]]] 1 dıraĥtuñ
sāyesinde idi. Gürz ve níze gibi ba‘ż ālātın anda ķomış-ıdı ve üç kerre pey-ā-pey na‘rā baĥş
eyledi. Aŝlā 2 Ebreş’den bir eśer belürmedi. Nā-çar Rüstem, ālātın nízeye berk idüp dūşına
aldı ve piyāde biraz gitdi. Ammā üstād eydür 3 Ģaķ Sübhāne ve Taā‘lā Ģażretleri kemāl-i
ķudretinden Rüstem’e ol ķadar ķuvvet virmişdi kim ķaçan Rüstem piyāde yürise pāylarına 4
varınca zemíne batardı. Piyāde yürimekde kemāl-i mertebe var idi.
Rüstem vāfír yir gidüp ġāyet yorıldı. 5 Kendüye ‘acz gelüp : “Nedür benüm başuma
bu ķuvvet belāsı, bārí bir laģžā piyāde yürisem böyle ‘āciz ķaluram. İy bār-ı Ĥudā 6
ķuvvetümüñ birazın al da ben de sā’irleri gibi āsān yüriyeyüm. Benüm nāmum dünyāyı tutdı.
Şimden girü gelüp benümle azmāyiş 7 ķuvvet eyleye.” diyü vāfír niyāz eyledi. Hele güç-ile bir
dıraĥt sāyesine gelüp ol gice ol dıraĥt sāyesinde penāh 8 idüp ĥāb-ı rāģata vardı.
Rüstem’üñ nā-gāh rüyāsında bir pír-i rūşen-zamír gelüp žāhir oldı. Rüstem’e ĥitāb 9
idüp “Yā Rüstem, ĥatā eyledün. Saña Allah’uñ virdügi ķuvvet [ü] ķudreti begenmeyüp
üzerümden def‘ eyle diyü niyāz eyledüñ. Ammā 10 ŝoñra çoķ peşímān olasın!”diyüp ol pír
Rüstem’üñ arķasın bir kez sıġadı ve ‘ālem-i ġayba ķadem baŝdı. 11 Rüstem bu dehşet ile
ĥābdan bídār olup göz açdı. Gördi vücūdında bir miķdār ĥıffet ģāŝıl olmış. İtdügi 12 işe nādim
oldı, ammā ŝoñ peşímānlıķ fā’ide virmez. Yirinden ķalķup oturdı, gördi evvel ķalķduġından 13
biraz yükli ķalķdı. Ŝabāģ oldı. Ālāt-ı níze-yi bār-keşi dūşına alup yüridi, gördi pāyları evvelki
11
gibi zemíne 14 batmaz olmış. Rüstem bu yüzden raģat oldı ammā bu yüzden peşímān oldı.
Hele Ebreş-i Gülendām’uñ iźin sürüp 15 çıķup gitdi. Ammā rāvi eydür, ol zamān ki Rüstem ,
Ebreş-i gül-endāmı tāziyāne ile urup Ebreş tāziyāne acısından 16 bir šarafı šutup gitdi.
Meger ol araya yaķın bir ķal‘a var idi. Ķal‘a-yı Semengān dirlerdi. Bir iĥtiyār pādişāhı
17 var idi. Adına Selím Şāh dirler idi. Ebreş ol ķal‘anuñ ŝaģrāsına gelüp birķaç mādiyāne üşüp
bellerin ķırdı.18 Hele güç-ile mādiyān taģammül idüp Ebreş üşüp yanında olan çūbānlar ol
ģāli görüp segirdüp 19 Ķal‘a-yı Semengān’da Selím Şāh’a ĥaber itdiler. Selím Şāh ‘asker ile
süvār olup geldiler. Ebreş’üñ ešrāfın alup 20 şehr šarafın boş ķodılar ve ürkütdiler. Ebreşdür
şehre šoġrı gidüp varup bir āĥūra girdi. Tíz 21 ardınca āĥūrın ķapusın bend itdiler ve
saķfından dalup urġān ile ŝu ve ‘alef virdiler. Bu 22 minvāl üzere Ebreş’i bislediler. Lābüdd
ŝāģibi daĥı žuhūr ider didiler. Bu yañadan Rüstem daĥı Ebreş’üñ izi ile 23 Ķal‘a-yı
Semengān’a geldi. Bir çūbāna rast gelüp “ İy çoban, şu ŝūretde bir at gördüñ mi? İşte izi
bellü.”didi. 24 Çūbān, Rüstem’üñ yüzine baķdı, bir mehíb dilāverdür ve şunda ālāt bildi ki raĥş
bunuñdur. Eyitdi: “ Belí 25 geldi, işte görinen ķışla, Semengān şāhı Selím Şāh’uñdur. Birķaç
mādiyānuñ belin ķırdı. Ŝoñra şāha ĥaber [262/a[262/a[262/a[262/a]]]] 1 itdiler. Biraz ‘asker gelüp ürkidüp şehre bir
āĥūra ķapadılar. Ĥālā andadur.”didi. Rüstem çūbān biraz 2 altun virüp “ Var imdi iy çūbān,
şāha söyle raĥşın ŝāģibi gelmiş, šaşrada durıyor. Āĥūrın 3 ķapusın açsunlar. Ben buradan na‘ra
urayım. Eger raĥş benüm ise na‘ramı işitdükde gelür.”didi. Çūbān n’ola 4 diyüp Semengān’a
gitdi. Dívān-ı Selím Ĥān’a varduķda kendin ‘arz eyledi. Destūr olup içerü girdi. Yir öpüp 5
du‘ā eyledi ve Rüstem’üñ didügi gibi söyledi. Selím Şāh emr eyledi. Āĥūrın ķapusın açı-
virdiler. Beriden 6 Rüstem iki ķat olup öyle bir na‘ra urdı kim Ķal‘a-yı Semengān zír ü zeber
oldı. Ķıyās eylediler. Ebreş-i gül-endām 7 Rüstem’üñ na‘rasın işidince bir kerre gūşın ķalem
dümmin ‘alem idüp bir suheyl-i sehm-nāk urdı kim ve götürüp 8 öyle bir pertāb eyledi kim
ķatı yaydan ok çıķar gibi çıķup öñine ne gelmedi-se baķmayup šoġrı Rüstem’üñ yanına 9
varup durdı ve kişneyüp Rüstem’e sürünmege başladı. Rüstem bunuñ yelesin oĥşayup
12
gerdānın ŝıġadı 10 ve üzerine ālātın urup süvār oldı ammā bu maģalle dek Selím Şāh biraz
kimesne ile süvār olup ķal‘adan 11 šaşra çıķup Rüstem’üñ olduġı yire gelüp atından inüp
Rüstem’e temennā idüp “Ĥoş geldiñüz sulšānum. Yümn-i kademiñüz ile 12 diyārımuzı şeref-
yāb eyledünüz.” diyüp şehre da‘vet eyledi. Rüstem daĥı da‘vete icābet diyüp şehre geldiler. 13
Selím Şāh Rüstem’i sarāyına getürüp ģarem-i ģāŝında bir oda tezyín idüp Rüstem-i Dāsitān’a
żiyāfet eyleyüp bu cānibe 14 gelmesine bādí ne olduġın su’āl eyledi. Rüstem daĥı olduġı gibi
naķl eyledi. İşidenler Rüstem’e hezār taģsín 15 eylediler.
Selím Şāh’uñ bir dānāsı var idi. Ŝāliģ Vezír dirler idi. Rüstem’i bilüp Selím Şāh’a ol
ĥaber virmiş 16 idi ve Rüstem’üñ bu diyārda evlenüp niçe ser-güzeştleri olsa gerekdür ve
evlādı žuhūra gelecegin ‘ilm-i reml 17 ile ĥaber virdi ve Selím Şāh’uñ daĥı perde-yi
‘iŝmetinde bir duĥter-i pākize-aĥteri var idi. Adına Tehmíne Bānū 18 dirler idi .Tamām hadd-i
bulūġa irüp āh baña bir ķoca didügi maģal idi. Kestānesi ķızarup fingil fingil 19 öter idi.
Güzellikde ĥod bí-meśel, bí-hemtā idi. Üç sene muķaddem Rüstem’i rüyāsında görüp mā’il
olmış idi. 20 Ol zamāndan beri ‘aķlından gitmez idi ve naķşı gözinden zā’il olmaz idi. Şimdi
Rüstem dívān-ı Semengān’a gelüp 21 pāy-ı taģtda ķarār eyledi. Tehmíne Bānū daĥı “Baķayım
pederüm yanında olan müsāfir naŝıl kimesnedür?”diyüp taģt 22 üzerinde olan ķafese gelüp ne
gördi, kendüsinün üç sene muķaddem düşinde görüp mā’il olduġı 23 kimesnedür.
Tehmíne’nüñ ol sā‘at ‘aķlı gidüp ve muģabbeti ziyādelenüp : “Hay benüm üç senedür
mašlūbum olan 24 serveri bugün görmek müyesser imiş. “İnşā‘allāh naŝíbümdür.”diyüp şād
oldı. Ol gün tā aĥşam olınca Selím 25 Şāh Rüstem’e žiyāfetler idüp ri‘āyetler eyledi. Aĥşam
olduķda Rüstem içün taģliye olınan odaya gelüp vaķt-i [262/b[262/b[262/b[262/b]]]] 1 ĥāb olınca ‘işret ve ŝoģbet
eylediler. Andan şāh fermān eyledi, Rüstem içün cāme-ĥāb bezenüp Selím Şāh 2 vedā‘ idüp
kendi menkūhesi yanına gitdi. Rüstem ol odada tenhā ķalup gözine ĥāb daĥı gelmedi. 3 Ammā
bu yañadan Tehmíne Bānū, tamām sarāy içinde olanlar ĥāba varup ‘ālem aġyārdan ĥālí olup
Bānū ŝabr-ı metā‘ın 4 ‘aşķ tātārına yaġma itdürüp tíz yirinden durup bir balmumı yaķup šoġrı
13
Rüstem’üñ ĥāb-gāhına geldi. Rüstem 5 daĥı fikr idüp dururken anı gördi. Bir şem‘ žuhūr
eyledi. Der-aķab şem‘ ile bir pençe-yi āfitāb , bānū-yı nāzenín 6 odadan içerü girdi.Öyle ŝaf
çehre duĥter-i ĥūb kim cemāli şu‘lesi şem‘i kāfūruñ żiyāsın maģv eylemiş.7 Elinde şem‘
hemān ālet-i mülāģažadur. Rüstem ta‘accüb künān cāme ĥābuñdan ķalķup ķu‘ūd eyledi.
Rüstem’e temennā idüp selām 8 virdi. Rüstem ‘aleyk alup “Kimsin iy Bānū-yı cihān?”
didükde Bānū biñ nāz-ıla güftāra gelüp “İy server-i ‘ālem, 9 ben cāriyenüz ģāliyen Semengān
pādişāhı Selim Hān’uñ duĥteriyem. Adıma Tehmíne Bānū dirler. Lakin üç yıldur efendümi 10
ve vāķı‘amda şeref-i ŝoģbetleri ile müşerref olup ‘alāķa-yı derūn ģāsıl olmış idi. Ol zamandan
beri ĥayāl-i yār ile 11 çeşm-i ģasretüm bídār ve ķalb-i maģzūnum pür-efkār olup “Eyā benüm
rūyāda gördügüm vehm midür yoĥsa gerçek görinen ŝūretin 12 bir źātı daĥı var mıdur ?diyü
endíşe ile gün geçirür idüm. Yezdān-ı pāke şükür ki gördügüm vāķı‘a ‘aynı vāķi‘ imiş. 13
Bugün efendümi pederüm Selím Şāh dívānında görüp muģabbetüm tāzelendi ve ‘aşķ āteşüm
‘alevlendi. Āĥir ŝabr idemeyüp 14 ĥāk-i pāye rūymāl oldum. Tā kim mübārek cemāliñüz ile
biraz def‘-i ġām ve ref‘-i sevdā eyledüm ve ben cāriyeñi lušf idüp red 15 eyleme. Ĥizmet-i
Şebistān’a ne ķadar sezāvār degül isem daĥı göñül alçaķlıġı idüp istiģdām ve ķabūl eyle.”
didi. Rüstem 16 bu temāşāya rast geldügine ĥayrān olup güyā māl bulmış magribeye döndi.
Dönüp eyitdi: “Güzel iy Bānū, 17 ammā benüm cānuma gün bakla ancaķ seni baña virmege
pederin tenezzül ider mi?”didi. Bānū eyitdi: “Sulšānum, virmeyüp de ne 18 dise gerek, saña
virmez de daĥı kime virür, ol köfteĥoruñ da cānına minnetdür ammā arada bir vesíleye
muģtācdur. 19 Lābüdd bir ĥayr ŝāģibi maŝlaģat-güzār daĥı bulınur.”diyüp ĥulāŝa-yı kelām
bunlar birbiri-le ahd [u] güft eylediler. Andan sözi 20 bir yire ķoyup Rüstem, Tehmíne Bānū’yı
bir taríķ ile şāhdan dileyüp alacaķ oldı. Tehmíne Bānū eyitdi: “Devletlü ŝāģib-ķırān, 21 eger
pederüm Selím Ĥān beni virmede te‘allül iderse tīġını dıríġ eyleme hemān öldür nā-bekārı.
Ķarındaşum [...] 22 yirine şāh eyle. Ol size her ĥuŝūŝda išā‘at ider.”diyüp vedā‘ eyledi ve
çıķup gitdi. Rüstem ardından baķa- 23 ķaldı.
14
Ol elem ile vücūdına bir süstlik vāķi‘ oldı.Gitdükçe müşed olup 24 ŝabāh olınca
Rüstem esír-ferāş olup yirinden ģareket itmege mecāli kalmadı. Çünki żiyā-yı şeb maģv olup
żiyā-yı āfitāb 25 ile āśār-ı subģ nümāyān oldı. Şāhuñ ŝāģib-ķırān-ı ‘ālem ĥizmetine ta‘yín
eyledügi ġulāmlar gelüp gördiler Rüstem [263/a[263/a[263/a[263/a]]]] 1 ĥaste olmış. Şöyle kim biçāre güyā otuz
yıldan beri bir yanından bir yanına dönmemişdür. Ġulāmlar bu ģāli görüp 2 segirdüp Selím
Şāh’a varup “ Pādişāhum, ŝāģib-ķırān-ı ‘ālem , öyle ża‘íf özde ĥastedür ki bir aya 3 ya çıķar
ya çıķmaz!”didiler. Selím Şāh işidüp ‘aķlı başından gitdi: “Bre nā-bekārlar, siz ne dirsiz,
gerçek mi?”didi. Ġulāmlar 4 eyitdiler: “Yā pādişāhum, híç şāhımuz ģużūrında yalan olur
mı?”didiler. Selím Şāh’uñ dili teng oldı. “Eyvah, eger 5 gerçek olup ölürse Ìrāníler, Ķal‘a-yı
Semengān’uñ šaşın šopraġuñ deryāya dökerler, nā-bekār Tūrāníler sizler 6 ŝāģib-ķırānı
zehirledüñüz ya bir ģāl eyledüñüz, dirler. Eceli-le öldügine inanmazlar. Hele tíz varın baña
Ŝāliģ Vezír’i 7 da‘vet eyleñ, gelsün.”didi.
Varup Ŝāliģ Vezír’i alup geldiler. Ŝālih Vezír daĥı remle baķup Tehmíne Bānū māde-i
şeyn 8 istiĥrāc eyledi. Andan Selím Şāh’a gelüp yir öpdi ve baş vezír maķāmında ķarār eyledi
ve gördi Selím Şāh’uñ 9 reng-i rūyı taġyír olmış. Beñzinde ķan ve bedeninde cān ķalmamış.
Dönüp şāha: “Pādişāhum, ne dirsiñüz, beni ‘acele ile 10 niye çaġırtduñuz?”didi. Selím Şāh,
Ŝāliģ Vezír’e nekrān olup: “İy dānā, işte aģvāl şöyle olmış. Eger ölürse 11 ķorķaram Ìrāníler
pāyı altında yeksān oluruz.”didi. Ŝāliģ Vezír gelüp : “Elem çekme pādişāhum, ben anuñ
šālí‘in šutup 12 her cihetden cüst ü cū eyledüm. Hā bir de ben varup yoķlayam. ‘İlletin
söyledüp def‘ içün ilāc tedbírin idelüm 13 ve ŝāģib-ķırānuñ ‘ömri daĥı çoķdur. Dört yüz šoķsan
yidi yıl dört derece ‘ömri vardur.”diyüp ķalķup 14 Rüstem’üñ ŝaġ yanında tā başına yaķın
yirde oturup Rüstem’üñ elin eline alup nabżına baķdı. Aŝlā ‘illet-i 15 emrāż-ı bedeniyyeden
‘alāmet yoķdur. İllā sevdā-yı ‘aşķ emrāż-ı bedeniyyesinüñ cümlesine bedel bir ‘illet-i muhlike
16 olmış. Ŝāliģ Vezír, dönüp : “Devletlü ŝāģib-ķırān, sende aŝlā emrāż-ı bedeniyyeden bir
‘illet yoķdur. Ancaķ ‘alāmeti 17 ķatı ežhardur, söyle kime ‘āşıķsın? Benden diríġ isteme,
15
elümden geldügi ķadar sa‘y iderem.”didi. Rüstem yatduġı 18 yirden bir āh-ı serd çeküp, baş
ķaldırup Ŝāliģ Pír’üñ yüzine baķup “İy dānā-yı rūzigār, senden ne diríġ ideyim. 19 Göñül bir
dil-ber ile çift olur, elbet de tek durmaz. Fehvāsınca Selím Ĥān’uñ perde-yi ‘ismetinde olan
Tehmíne 20 Bānū’yı görüp ‘āşıķ oldum. İşte ol-durur derūnumda mużmer olan.”didi.
Ol dem Ŝāliģ Pir, tebessüm idüp 21 “Elem üzere olma devletlü ŝāģib-ķırān, ben şāha
söylerem. Selím Şāh’uñ cānına minnetdür. Hemān siz de ķalķuñ 22 dívāna gelin.”diyüp
Rüstem’e vedā‘ idüp Ŝāliģ Vezír, sorup Selím Şāh’uñ dívānına gelüp şāha du‘ā 23 idüp yirinde
karār eyledi. Selím Şāh, eyitdi: “Ĥayır mı iy dānā-yı rūzigār?”didi. Ŝāliģ Pír: “Ĥayırdur ya
pādişāhum!” 24 Şāh eyitdi: “Rüstem’üñ ĥasteligi nedendür?”didi. Pír eyitdi: “Pādişāhum, ‘aşķ
marażı var, yoĥsa sā’ir ‘illeti yoķdur.” 25 didi. Selím Şāh : “Ya su’āl itmedüñ mi kime
‘āşıķdur?”didi. Pír eyitdi: “İtdüm pādişāhum, duĥteriñüz olan [263/b[263/b[263/b[263/b]]]] 1 Tehmíne Bānū’yı
ķażarā görüp aña ‘āşıķ olmış. Anuñ-içün ĥaste-mizāc olmış.”didi. Selím Ĥān işidüp 2 şād oldı:
“İy dānā, benüm cānuma minnetdür aña ķızum virmek. Hemān var dívāna getür, isterse bugün
‘aķd idelüm.”didi.
3 Tekrār Ŝāliģ Pír yirinden šurup Rüstem’üñ olduġı yire gelüp selām virdi. Şāhuñ
iķrārın müjde eyledi. Rüstem 4 şād olup vücūdında olan ‘illet gitdi ve ol aradan pír ile ķalķup
dívān-ı şāha geldiler. Rüstem şāha 5 baş ķoyup geçüp yirinde ķarār eyledi.
Selím Şāh emr idüp üç gün üç gice sūr itdiler. Andan Tehmíne Bānū’yı Rüstem’e 6
‘aķd idüp gerdek-ĥāne odasın tezyín idüp Tehmíne Bānū, cevāhirlere müstaġrık olup šāvus-ı
cinān-veş 7 ķarār eyledi. Yatsu maģalli bunca vüzerā ve erbāb-ı divān ŝāģib-kırān-ı ‘ālemüñ
öñine düşüp gerdek-ĥāneye getürdiler 8 ve du‘ā idüp Rüstem’i içeri ķodılar. Her-kes şerbetler
içüp gitdiler. Rüstem’üñ öñinden odanuñ źenbūrí perdeyi ķaldurup 9 içeri girdi. Namāz ķılup
[...] el ele virdi. Rüstem meclís kenārına Tehmíne Bānū’yı oturdup yüzinden niķābın 10 ref ‘
idüp ne gördi; bu libāslar-ıla bir ģüsn daĥı baġlamış. Hele yiyüp içüp söyletdi.
16
Biraz ‘işretden ŝoñra 11 cāme-ĥāb bezenilüp Rüstem Tehmíne Bānū’yı ŝoyup kendi
daĥı ŝoyınup cāme-ĥāba girdiler. Vel-ģāŝıl birbirlerinden 12 murād alup murād virdiler. Ol
gice ŝulb-ı pederden raģm-ı mādere bir dürr-i yektā düşdi. Nāmına Sührāb-ı ser-efrāz 13 dirler
ammā hikmet-i Ĥudā bu Sührāb-ı ser-firāza bār-ı Ta‘ālā, kendi ķudretinden mā’adā Rüstem
du‘ā itdükde ķuvveti üzerinden 14 ne ķadar gitdi ise anı da Sührāb’a virdi.
El-ķıŝŝa ol gice mürūr idüp çün ŝabāģ oldı. Rüstem āyín-i 15 ġuslı yirine getürüp andan
dívān-ı Selím Şāh’a vardı. Pādişāha baş ķoyup pāy-ı taģtında ķarār eyledi. 16 Selím Şāh emr
idüp Rüstem’ e bir fāĥir ĥil‘at giyürdiler. Gene meclísler tazelenüp ele cām alup ‘íş [ü] nūşa 17
meşġūl oldılar.
Ol gün daĥı mürūr idüp Rüstem-i Dāsitān ķal‘a-yı Semengān’da tamām dört ay
eglendi. Gāh 18 ŝayd [ü] şikār gāh ‘íş [ü] ‘işret iderdi. Ammā ġayrı derūnı Ìrān’a aķdı. “Ben
Ìrān’dan çıķalı ĥaylí zamān oldı. 19 Şimdi beni ġā’ib oldı ķıyās iderler. Şimden girü Ìrān’a
gideyim. Gene bir ayda gelür.”diyüp gördi Tehmíne Bānū da 20 ģāmiledür. “Ĥaylí zamān oldı,
şimdi beni ġāíb oldı dirler.”diyüp çıķarup bir bāzubend virdi ve bir vāfir cevāhire 21 müte‘alliķ
yādigārlar baġışladı. Eyitdi: “İy Bānū-yı şebistānum,ben Zābil’e giderem. Gene seni
yoķlaram. Ammā eger benüm evlādum 22 dünyāya gelürse bu bāzubendi vir ķolına baġlasun
ve anuñ da ķolında el Keyūmerś’den nişānı olur. Ol gelür 23 beni Zābil’de bulur ve eger
ķızum olursa ŝatup cihāz idüñ.”didi. Bunlara vedā‘ idüp andan Selím Şāh ile 24 daĥı
vedāġlaşup Ebreş-i gül-endāma süvār olup ‘azm-i Zābil eyledi.
Günlerde bir gün Zābil’e dāĥil olup 25 Zāl-ı Zamān ile oġlu Ferāmurz ile ķızları-la
görişdi ve başından geçen serencāmı naķl eyledi. Bunlar ģayrān oldılar.
[264/a[264/a[264/a[264/a]]]] 1 Ammā bir yirden Tehmíne Bānū šoķuz ay on gün tamāmında šoġurup
dünyāya bir erkek evlādı geldi. Ammā şol kim yüzinde 2 şecā‘at cevherí berk urur. Bunı
ķundaķladılar. Sührāb diyü ism ta‘yín eylediler ammā bir kerre aġlayup ellerin silkdükde 3
ķundaġı pāre pāre iderdi ve sesi sarāyın içini doldururdı.
17
Buna šāyeler ve dadılar ta‘yin eylediler ammā ķaçan 4 šāya kucaġına alup meme
virdükde bir kerre šāya memesi ŝordı. Bir daĥı ŝorduķda ķan gelürdi. Buna insan mı 5 šāķat
getürür. Bu aģvāli Selím Şāh Ŝāliģ Pír’e danışdı. Ol da eyitdi: “Pādişāhum, o da atası gibi
dehmenídür aña 6 arslan südi ile ceylan südi ister.”diyüp bir arslan ile bir ceylan peydā idüp
ŝaġarlar idi. Andan 7 bir gice šulumı içine ķoyup memesinden Sührāb’a virirler idi. Sührāb
daĥı emerdi.
Bir ay, iki ay el-ģāŝıl Sührāb iki 8 yaşına ķadem baŝup yürimege başladı. Görenler altı
yidi yaşında ķıyās iderler idi. Dört yaşına geldükde 9 ģocaya virüp oķıtdılar. Gelüp yidi sekiz
yaşına girdi. Ġayrı binüp inmege başladı.
Ammā bunun lalası 10 var idi. Telke-i ŝaf-şiken dirler idi. Anuñla şikāra çıķup gezerdi.
Telke-i ŝaf-şiken, bir mübāriz dilāver idi. Sührāb’a 11 ceng ‘ilmin ta‘lím iderdi. Şöyle kim az
zamānda Sührāb fenn-i sipāhíligi ögrendi. Ammā uyluġına her at pāy-dār olmaz 12 idi. Dā’imā
Sührāb Selím Şāh’a “ Āh devletüm ata, benüm uyluġuma münāsib bir at olsa zírā gergedan at
gibi oynamaz.”13 dirdi. Selím Hān delāllara nidā itdürdi ki : “ Her kimde oġlum Sührāb’uñ
uyluġına münāsib raĥşı var ise 14 getürsünler aña bí-ķıyās ikrām ideyim.”didi. Çoķ getürdiler.
Birisi münāsib gelüp Sührāb’a šāķat getüremez idi. 15 Ammā rāvi eydür ol zamān ki Ebreş
ķaçup Ķal‘a-yı Semengān öñinde bir mādiyāna aşdı idi. Bunı bir çūbān görüp 16 ķıŝraġı alup
oyına getürdi. Bir zamāndan ŝoñra vaż‘-ı ģaml idüp bir erkek šay šoġurdı. Bunı bu āna gelince
17 bisler idi. Ammā bu da güyā Ebreş-i gül-endām kendi idi.
Bu maģalle geldükde delālların sesin işidüp bundan 18 eyü maģal olmaz diyü birķaç
yārānın çaġırup Ebreş-i Kerre’yi demir zencirli , köstek ve çatal yularlar ile āĥūrdan 19 çıķarup
Selím Şāh’a, bir bāġda Sührāb ile ma‘ān ‘işret iderdi, ol bāġa ‘azm eylediler. Vaķta kim at ile
bāġdan 20 içeri girdiler.Sührāb ķarşudan Ebreş-i Kerre’yi görüp “Devletüm ata, işte benüm
raĥşum geliyor.”diyüp ayaġa ķalķdı.21Selím Şāh’da gördiler bir raĥş, hemān Ebreş’üñ bir
eşidür. Biş altı ādemler ile yidüp tamām Selím Şāh’uñ öñine 22 getürdiler ve çūbān yir öpüp
18
Selím Şāh’a du‘ā eyledi, eyitdi: “ Pādişāhum, bu raĥş Ebreş-i gül-endām’uñ kerresidür. 23 İşte
bu āna gelince bislerdüm. Şimdi hünkārıma getürdüm.”diyüp naķl eyledi.
Selím Hān emr idüp çūbān biş yüz 24 altun virdiler. Ba‘dehū Ebreş-i Kerrre’ye
münāsib eger uyan getürüp ammā ‘ömrinde bunuñ arķasına eger urılduġı 25 yoķ , urayım
diyenlere bir kerre ķulaġın kalem dümün ‘alem idüp bir suheyl urup öyle üzerlerine ŝaldı kim
ödleri [264/b[264/b[264/b[264/b]]]] 1 aġzına geldi. Sührāb bu suheyli işidüp şād olduġından ‘aķlı gitdi. Hemān
yirinden durup egeri eline alup 2 raĥşına yaķın varduķda Ebreş-i Kerre Sührāb’a daĥı ŝaldı.
Sührāb bunuñ gerdānına bir el arķası urup raĥşdur sendeleyüp 3 yıķıla-yazdı. Tíz destlik ile
egerin uyanın urup andan kendi uyanından šutup emr eyledi. Kösteklerin aldılar ve ķarşuya 4
bir níze degdiler. Hemān Sührāb bir kerre yirinden ŝıçrayup raĥşın üzerinde bulındı. Bir
nízeyi ķapup eline aldı.
Ebreş-i Kerre 5 üstine ādem bindügin görüp “Sen misin benüm üzerüme binen?”diyüp
bir yol bāġ dívārın aşdı. Tamām dívāra yaķın 6 varduķda Sührāb gördi kendi muķayyed
olmazsa dívāra çarpar. Hemān bir kerre lenger virdi. Ebreş-i Kerre’nüñ beli çenber çenber
oldı. 7 Andan gerdānına bir sille urup bāġ ķapusına šoġrı çevirdi. Bāġdan šaşra olduķda
ŝaģrāyı aşdı ammā Selím Hān’uñ 8 aķlı gitdi şimdi Sührāb’ı bir olmaz yirde zemíne urursa bir
yiri ķırılur diyü ammā Sührāb-ı ser-efrāz bunı ŝaģrāda 9 ol ķadar yordı ki Ebreş-i Kerre’nüñ
her mūyından bir çeşme-i ‘araķ žāhir oldı.
Andan aĥşam üsti olduķda ‘azm-i bāġ 10 idüp bāġa geldi. Selím Şāh gördi Sührāb’uñ
altında olan raĥş, öyle olmış ki güyā otuz yıl binici 11 binüp üzerinden inmemiş gibi yavaş-
imiş. Ģayrān oldılar. Sührāb zemíne inüp muģabbetinden kendi gezdürdi ve ol gice daĥı 12
Selím Şāh ile ‘işret idüp çün ŝabāģ oldı.
Sührab def‘-i ĥumār içün biraz bāde nūş idüp andan yirinden 13 šurup lalasını yanına
alup ‘azm-i şikār idüp gitdiler. Ammā şikār iderek harmān-zemín şāhınun bir ķorusı 14 var idi
, oraya geldiler. Ammā Mihrāc Ĥān emr itmiş-idi pāsbanlara kim ol arada kimseye şikār
19
itdürmeyeler, oları 15 taġlamasun diyü. Pāsbānlar Sührāb’ı gördükde eyitdiler: “Varuñ gidüñ,
burada av olmaz!”didiler. Sührāb eyitdi: “Niçün 16 bura Tañrı’nuñ ķorıdur, ne
ķarışursınuz?”didi. Pāsbān başı eyitdi: “ Bura harman-zemín pādişāhı olan Mihrāc Ĥān’uñ 17
ķorısıdur. Bize öyle tenbíh eyledi.”didi. Sührāb eyitdi: “Yabana söylemiş.”didükde pāsbān
başı bir bed-aĥlāk kimesne idi .18 “Hāy nā-bekār oġlan, sen kimsin ki benüm şāhıma yabana
söylemiş dirsin!”diyüp deste-çūbın ķapup Sührāb’uñ 19 üzerine yüridi. Sührāb muķayyed
olmadı. Tamām deste-çūb kendüye yaķın geldükde pençesin ķarşu virüp geçüp 20 elinden aldı
ve bu ki bir deste-çūb öyle urdı kim başı miyānına varınca ĥurd oldı. Öbir pāsbānlar bu ģāli
21 görüp hemān elli ķadar çūbān deste-çūbların ķapup Sührāb üzerine yüridiler. Sührāb aŝlā
tīġ çekmeyüp 22 elinde olan deste-çūb-ıla bunlara girişdi. Bir urduġın ikiye ģācet ķomazdı.
Miyānına varınca ĥurd ider idi. 23 Bir otuz ķadarın öldürdi. Ķuŝūrı tār-mār olup ĥarman-
zemíne šoġrı ķaçdılar.
Sührāb-ı ser-firāz ol arada bir 24 ķaç şikār alup lalası-la bir dıraĥt sāyesinde oturup
‘işret eyledi. Aĥşām yaķın olduķda Ķal‘a-yı Semengān’a 25 geldi. Lalası olan aģvāli Selím
Ĥān’a söyleyüp Selím Ĥān dellenir oldı. Sührāb’a biraz naŝíģat eyledi ammā genc [265/a[265/a[265/a[265/a]]]] 1
arslan diñler mi? Muķayyed olmadı.
İrtesi Sührāb yine şikāra gitdi. Ammā rāvi eydür ol pāsbānlar ķaçarak 2 Mihrāc Ĥān’a
geldiler. Tāçların zemíne urup dād [u] bídād “Şāhum, Selím Şāh’uñ oġlı Sührāb’dan sizüñ
ķorıñuz 3 dan şikār itmeyüñ diyü pāsbān başı söyledi idi. Anı öldürdi. Biz de üzerine
varduķda bizi daĥı bir deste-4çūb ile otuz ķadar ādemimüz öldürdi. Biz de güc-ile ķaçup
geldük.”didiler.
Mihrāc Ĥān daĥı emr idüp 5 bir nāme yazdılar. Sehlān nām bir dilāvere virüp bir
miķdār ādem-ile gönderdi. Sehlān daĥı nāme ile Selím Şāh’a 6 gelüp kendüyi ‘arż eyledi. İźín
olup içeri girdükde Selím Ĥān öñinde temennādan ŝoñra eyitdi: “Şāhum Mihrāc 7 Ĥān’dan
gelürem. Sizlere du‘ālar eyledi ve nāme gönderdi. Bāķí cevāb nāmededür.”diyüp nāmeyi
20
çıķarup Selím Şāh’a 8 virdi. Ol da mührin giderüp dānā eline virdi. Cehr-[...] ile oķıdı:
“Dimiş ki ben Mihrāc Ĥān’um, sen ki Selím 9 Şāh’sın. Nāmum vuŝūlinde me‘lūn ol ki oġluñ
Sührāb ķorumda otuz ķadar ādemüm öldürmiş, imdi gerekdür ki 10 ol ādemlerin diyetini ģesāb
idüp gönderesin ve illā Efrāsiyāb’a nāme ile ifāde iderem.”dimiş.
Selím Şāh nāme 11 den bu cevābları işidüp ve fikr idüp “İmdi göndermek ĥayırlıdur.
Şāyed Efrasiyāb’a teşekkí ider de ŝoñra başımuz 12 ķayda uġrar.”diyüp otuz ādemüñ diyetini
ģesāb idüp Sehlān’a teslím eyledi. Sehlān alup dívān-ı Selím 13 Şāh’dan çıķup alduġı malı
ķašārlara yükledüp ķal‘adan revāne oldı.
Meger Sührāb daĥı şikār idüp dönmiş 14 idi. İttifāķ-ı Sehlān’a rast geldi: “Nereden
gelüp nereye gidersiñüz?”didi. Sehlān bir ĥod-bín ģeríf idüp 15 baķup Sührāb’ı gözine
kesdürdi. Bāri şol nā-bekār oġlana bir ġūş-māl vireyim. Tā kim ģaddin bilüp olur olmaz 16
ķabāģati eylemesün, diyüp dönüp eyitdi: “ N’eylersin sefíh, işte ķoruda öldürdügin ādemlerüñ
dedeñ Selím 17 Şāh’dan diyetini aldum, gideyorum.”didükde Sührāb āteş-maģż olup “Hāy
ķaltaban, sen ne kelpsin kim baña sefíh 18 dirsin.”diyüp hemān el ŝunup ķatarı çeküp alup
yüriyü-virdi. Sehlān ser-keş: “Dur a bre yaban oġlanı 19 ĥazíneyi ķanda alup gidersin!”diyüp
šarfılından gürzin çeküp at sürüp ķafasından Sührāb’a bir 20 żarb-ı gürz ģavāle eyledi. Sührāb
dönüp pençesin açdı. Sehlān’uñ gürzin el ayasında żabt idüp 21 çeküp alup ve kendi gürzi ile
Sehlān’a öyle bir żarb-ı gürz urdı kim atından ser-nigūn olup 22 zír ü źeber eyledi. Ġayrı
muķayyed olmadı.
Şehre gelüp sarāy-ı Selim Şāh’dan yuķarı ģazíneyi çıķardı. 23 Selím Şāh : “Gözüm nūrı
nedür bu ģazíne?”didi. Sührāb eyitdi: “ N’olsa gerek işte gelen pelíde diyet diyü 24 virdügin
ģazínedür. Rast gelüp sordum, bana şöyle didi. Ben de elinden alup getürdüm.”didi. Selím 25
Şāh eyitdi: “Gözüm nūrı niçün eyledüñ? Ben anı Mihrāc Şāh’dan ķorķup virmedüm. Ŝoñra
varup Tūrān [265/b[265/b[265/b[265/b]]]] 1 şāhı Efrāsiyāb Ĥān’a bizi şekvā eyler de Efrāsiyāb Şāh bir ĥūn-ríz
pādişāhdur. Bize belki żarārı 2 šoķınur diyü eyitdüm.”didi. Sührāb-ı ser-firāz eyitdi:
21
“Devletüm ata, sen elem üzere olma. Kimdür Efrāsiyāb ki 3 saña żarārı šoķınur. Eger öyle bir
ķaŝd eylerse başını kesüp yirine Tūrān’a pādişāh iderem.”didi. 4 Selím Şāh göñlinden
,ķorķaram bu oġlan ‘āķıbet bizi bir ķażāya uġradur, zírā bunuñ ģareketi cihān-5gírlik
da‘vāsıdur ammā žāhirde “Ĥoş imdi oġul ma‘ķūl eylemişsin.”didi ve ĥazíneyi ķaldurdı. 6
Sührāb’uñ ĥaberi yoķ iken bir söz bilür ādem ile el altından yine Mihrāc Şāh’a gönderüp
‘ažím 7 ‘özürler diledi ammā rāvi eydür, o yañadan Sehlān ser-keş Sührāb’dan ol gūş-māli
yidi; andan yirinden 8 ķalķup tevābi‘lerin alup durmayup, ‘azm-i ĥarman-zemín, diyüp gitdi.
Varup Mihrāc Şāh’a bulışdı. 9 Tāçın yire urup şikāyet eyledi ve olan aģvāli naķír ü ķıtmír
cümle naķl eyledi. “Selím Şāh egerçi 10 muĥālefet itmeyüp virdi ammā Sührāb didükleri oġlan
yolda rast gelüp elümden çeküp 11 aldı.”diyüp şikāyet yüzinden Sührāb-ı ser-efrāzı bir vāfir
medh itdi. Mihrāc Ĥān biraz 12 ġażaba gelüp “Anı Efrāsiyāb’a bildürmedükçe olmaz, zírā
oġlan şimden girü bize bir dürlü raģat virmez.”13 dirken Mihrāc Şāh’a : “Pādişāhum, şāh
šarafından ādem geldi.”didiler. İźín olup içerüye 14 girüp Mihrāc Şāh öñinde yir öpüp ādāb u
erkānı icrādan ŝoñra Selím Şāh’uñ nāmesin 15 virdi ve götürdügi ĥazíneyi teslím eyledi.
Mihrāc Şāh nāmeyi alup mührin giderüp dānā eline 16 virüp dānādur oķıdı.Mefhūm-ı nāme:
“Yā Mihrāc Şāh, ŝaķın bundan incinme, aģvāl şu yüzden olmışdur. 17 Ġāyet söz diñlemez bir
oġlandur. Ma‘zur olsun. Kendüñe ĥazíne irsāl eyledüm.”dimiş. Mihrāc Ĥān da 18 ġayrı
muķayyed olmadı.
Ammā rāvi ķavlince bir gün Sührāb-ı ser-firāz lalası Telke-i ŝaf-şiken ile şikāra 19
çıķdı. Vāfir yir gidüp gezerken nehrüñ kenārında bir bāġ-ı behişt-āsā ol nehrüñ ŝuyuñ içine
alup yine bir šarafdan 20 çıķup akar .Ammā bu bāġda vāfir şenlik var. Sāz söz āvāzı gelür.
Sührāb, naġamāt-ı sāzı işidüp 21 šab‘ına ĥoş geldi. Telke-i ŝaf-şiken lalasına: “Bu ŝadā ne ĥoş
ŝadā olur. Cānum pek ģaž eyledi. Yüri 22 senüñle bāġın bir köşesinde oturup biraz
diñleyelüm.”didi. Telke-i ŝaf-şiken ne disün, gitme 23 dise diñlemez. N’ola diyüp bāġ
ķapusına vardılar. Bevvāblar bunları görüp ķarşu geldiler. Sührāb’a 24 “İy nev-cüvān nereye
22
gelürsiñüz? Murādıñuz nedür?”didükde Sührāb: “Murādum, bir ĥoş ŝadā işitdük de geldük, şu
bāġuñ 25 bir köşesinde oturup dinlemekdür.”didi. Bevvāblar eyitdi: “Olmaz, zírā ģarem-i
şehriyārí vardur.”
[266/a[266/a[266/a[266/a]]]] 1 Gülnāz Bānū daĥı ķaŝrun penceresinden nažar idüp Sührāb’ı gördi. Bevvāblar
ile sec eylerler. Bānū ĥādim gönderüp 2 aŝlın sordı. Tekrār ĥādim gönderüp: “Ŝalı-
virsünler.”didi. Bevvāblar Sührāb’ı bāġa aldılar. Ĥādimler önine 3 düşüp ķaŝra götürdiler.
Bānū Sührāb’ı ķarşulayup: “Ĥoş geldüñ iy şehzāde-yi cihān-ārā!”diyüp ķoltuġına girüp 4
ķaŝrdan içeri girdiler.
Gülnār Bānū Sührāb’ı yirine oturdup kendü daĥı ķarşusına geçüp başladı bunlar 5
yiyüp içmege. Biraz ģicāb ref‘ olduķda Gülnār Bānū Sührāb’a : “Kimsiñüz?”diyü su’āl
eyledi. Sührāb da kendüyi bildürüp 6 Sührāb daĥı ķızdan su’āl eyledi. Ķız dahı: “Ĥarman-
zemín şāhı olan Mihrāc Şāh’uñ ķızıyam. Adıma Gülnār Bānū dir 7 ler. Bu bāġ benümdür.
Gāhíce bir bunda gelüp ref‘-i sevdā eylerem.”didi. Sührāb bildi ki ķorusında pāsbānlar
öldürdügi 8 şāhuñ ķızıdur. Andan Bānū sāzendelere işāret eyledi. Başladılar sāz söze. Sührāb
nev-cüvān ģažż eyledi.
[266/b[266/b[266/b[266/b]]]] 1 Telke aşaġıda , Ebreş-i Kerre’nüñ yanında durdı. Bunlar bunda ‘işretde ammā rāvi
eydür: Meger Efrāsiyāb Ĥān pehlevān2 lārından Pírān’uñ birāderlerinden Hümān , Gülnār
Bānū’ya ‘āşıķ geçinürdi. Gāh-be-gāh gelüp Bānū ile ‘işret iderdi. 3 Ammā bu Hümān’ı ol
ķadar sevmezdi. Ģikmet-i Ĥudā Hümān, Behiştkend’de otururken Gülnār Bānū ĥāšırına gelüp
“Varayım 4 ma‘şūķamı göreyim. Bāġa gelmiş midür? Eger gelmiş ise biraz ŝoģbet
ideyim.”diyüp raĥşına süvār olup Behiştkend’den 5 çıķup šoġrı bāġa geldi. Gördi ki Bānū
bāġa gelmiş: “Hele buldum!”diyüp şād oldı. Sürüp bāġdan içeri 6 girdi. Ĥādimler Bānū’ya
“Hümān geliyor!”didiler. Gülnār Bānū bozılup “Ŝaġlıķ ile gelmesün.”didi. Sührāb Bānū’nuñ 7
bozılduġın görüp “Nedür aŝlı iy Bānū, yoĥsa çoķça oturup ŝıķlet mi virdük?” Bānū ‘itizār
idüp yoķ 8 server ,sen benümle ‘alettevālí bir yıl otursan ŝıķlet olmaz, ancaķ Tūrān şāhı
23
Efrāsiyāb’uñ cihān pehlevānı vardur. 9 Pírān İbn-i Veyse dirler. Anuñ birāderlerinden Hümān
dirler bir ķaltabān vardur. Kendi zu‘mınca baña ‘āşıķ geçinür. Gāh-be-gāh 10 gelüp bunda
benümle ‘işret eyler. Şimdi yine gelmiş. Keyfüm bozıldıġınuñ aŝlı oldur.”didi. Sührāb eyitdi:
“Ķo gelsün, 11 işte meclís , otursun. Yiyüp içüp geldügi yire gitsün.”didi. Bānū: “Öyle olsa
māni‘ degül idi ammā tek 12 durmaz elbet de ya baña veyā saña bir bed söz söyler de
źevkimüze māni‘ olur.”didi. Sührāb “Eger küstāĥlıķ iderse naŝíbüñ 13 alur.”didi.
Hūmān da içeri girüp gördi bir at, bir dilāver šutar, bildi ki yuķarıda müsāfir vardur.
Ĥādimlerden 14 ŝorup ĥaber aldı, pür-āteş olup hemān bí-mehāba yuķarı ķaŝra çıķdı. Sührāb
gördi burnu büyük pehlevandur. 15 Híç muķayyed olmadı ammā Hūmān meclís başına gelüp
ne selām ve ne ‘aleyk, Gülnār Bānū’ya ĥišāb idüp: “Baķ a bre 16 mekkāre, şimdi benden ġayrı
bir ‘āşıķ daĥı mı peydā eyledüñ?” Bānū dönüp Hūmān’a : “Otur pehlevan, sen kendi
‘āleminde 17 ol. Bu nev-cüvān müsāfir geldi. Şimdi gider, öyle bí-ma‘ní sözden ne ģāŝıl
olur?”didi. Hūmān dibelik ķabarup 18 şişdi. Hemān miyānından tīġın ‘uryān idüp : “Hey
mekkāre, müsāfir mi? Híç böyle gözüm ķarşusında oturup 19 senüñle leb-ber-leb sāġar-be-
sāġar ‘işret eyleye de ya ben anı ŝaġ mı ķoram? Evvel anı helāk idüp ŝoñra seni ķatl 20
iderem.”diyüp Sührāb’a tīġı ģavāle eyledi. Bānū göñlinden, “Yetişme helāk eylemege, ķoluñ
ķopsun” didi. Ammā bu arada 21 Sührāb’uñ da elinde cām bulındı. Bir kerre cāmı ķaldırup
ķılıç inerken bilā cür‘a nūş idüp bir de ŝıçrayup Hūmān’uñ 22 ŝūretine bir sille öyle urdı kim
ķılıç elinden fırlayup bir cānibe gitdi. Kendi daĥı zír [ü] zeber oldı. Sührāb yirinden 23 durup
ķarşusında olan direge muģkem sardı: “İşte nā-bekār, senüñ miķdārın bir silledür.”diyüp
gögsi 24 çifte-kösler gibi gürlemege başladı. Gülnār Bānū daĥı Sührāb’uñ ġażabın görüp
vehm aldı.
Hele Sührāb’dur gelüp 25 yirinde ķarār eyledi. Sāķíye šoldur diyü işāret eyledi. Sāķí
daĥı šoldurup Sührāb’a ŝundı. Sührāb nūş idüp [267/a[267/a[267/a[267/a]]]] 1cāmda vāfir cür‘a alı-ķodı. Ol cür‘ayı
Hūmān’uñ üzerine serpdi. Yüzin gözin ekşitdi. Sührāb dönüp 2 Bānū’ya “İy Bānū bu
24
pehlevan yiyüp içmege gelmiş. Bāri maģrūm olmasun. Bizümle beraberce bāde içsün.”diyüp 3
Sührāb başladı cür‘a-feşānlıġa. Hūmān ise Bānū’ya baķup: “Aman beni ricā eyle.”diyü niyāz
iderdi ammā 4 Bānū Sührāb’un şecā ‘atinden göz gezdürüp baķmazdı.
Birazdan Sührāb šaşra çıķmaķ iķtizā eyledi. Ķalķup šaşra gitdi. 5 Ĥādimler bile çıķup
maŝlaģatı her ne ise görüp geldi ammā Sührāb gitdükde Hūmān Bānū’ya : “Aman iy sulšān-ı
6 Bānūyān, bilmezlik ile ĥašā eyledüm. Lušf eyle, niyāz idüp beni ĥalāŝ eyle!”didi. Sührāb
gelüp oturdı. Bir iki 7 ķadeģ bāde içdi. Ol arada Bānū eyitdi: “İy şehzāde-i ‘ālí-miķdār, lušf
eyle şol ģerífi ŝalı-vir, ķarşumuzda feryād 8 idüp durmasun. źevķimüze mā‘ni oluyor.”didi.
Sührāb gelüp yine : “Acırsan ne ķadar ķadími āşínadur. Ķalķ 9 çöz, gelsün otursun.”didi.
Banu dahı kalkup çözdi. Hūmān temennā idüp oturdı. Başladılar bunlar 10 yiyüp içmege.
Arada birķaç bāde içildi ammā Hümān āteş üzerinde otururdı. Bir maģal bulup šaşra çıķdı.
Raĥşınuñ 11 yanına gelüp üzerine süvār olup “ Olsun nā-bekār oġlan.”diyüp çekilüp gitdi.
Ĥādimler gelüp “Hūmān gitdi.” 12 didiler. Sührāb : “Ķo gitsün cehenneme!”diyüp muķayyed
olmadı.
Hūmān’dur bāġdan çıķup iķdām ile sürüp ķal‘aya daĥil 13 oldı ve bir de sarāy-ı
Efrāsiyāb’a varduķda Efrāsiyāb gördi Hūmān ķatı bozuķ çehre. “Nedür yā Hūmān?”didi.
Hūmān da 14 “ Olan vaķ‘ayı ĥaber virdi. Efrāsiyāb: “Kim imiş ĥaber alduñ mı?”didi. Hūmān
“Belí Selím Şāh oġlı imiş.” Efrāsiyāb: 15 “Ĥayır, Selím Şāh’dan öyle evlād dünyāya gelmez.
Bunda bir iş vardur.”diyüp hemān yirinden šurup “Silāģlanup cümle 16 Tūrān dilāverlerine
“Binüñ!”eyledi. Fi’l-ģāl yüz biñ ķadar Tātār ‘askeri raĥşlarına süvār olup Efrāsiyāb İbn-i
Peşenk 17 bu ‘askerüñ önine düşüp ılġar ile Gülnār Bānū’ya yüridi. Meger Sührāb’uñ dayısı
Zinde-Rezm bir iş içün 18 Behiştkend’e gelmiş idi. Bu vaķ‘ayı işidüp hemān raĥşına binüp:
“Bre meded, Sührāb’a ĥaber ideyim.”diyüp iķdām-ı tām ile 19 revāne oldı. Bu šarafdan Sührāb
Bānū ile bir miķdār daĥı ‘işret idüp andan : “İy Bānū gelmek irādet, gitmek icāzet.”20 diyüp
Bānū’ya vedā‘ idüp andan aşaġı inüp Ebreş-i Kerre’ye süvār olup, bāġdan çıķup revāne oldı.
25
Nā-gāh 21 arķurıdan Zinde-Rezm gelüp Sührāb’a bulışdı. Sührāb gördi ‘acele ile gelür.
Ķıyās eyledi ki Semengān’da bir iş 22 žuhūr eyledi. Eyitdi: “Dayı Beg , ne pek ‘acele birle
gelürsin?”didi. Zinde-Rezm eyitdi: “Gözüm nūrı sen bāġda Hūmān 23 nām bir pehlevānı
bende çekmişsin. Elinden bir taķríb ile ĥalāŝ olup Efrāsiyāb’a gelüp şikāyet eyledi. Efrāsiyāb
24 daĥı yüz biñ Türk Tātār ‘askeri ile ve cümle ne ķadar Tūrān dilāverleri var ise hep bile
dirler kendi de ĥūn-ríz 25 pādişāhdur, gözüm nūrı hemān šurma gidelüm.”dirken nā-gāh
Efrāsiyāb’uñ siyāh ‘alemleri nümāyān olup der-‘aķab ķara [267/b[267/b[267/b[267/b]]]] 1 bulut gibi yüz biñ ķadar
Türk Tātār ‘askeri-le Efrāsiyāb gelüp irüşdi. Zinde-Rezm hemān Efrāsiyāb’ı görince yoluñ 2
bir yanı míşelik idi. Hemān ol míşelik içine girdi. Efrāsiyāb leşkeri ŝaf šutup hemān Veyse-i
Nejād’ın 3 Nestehín İbn-i Veyse at sürüp Sührāb’uñ öñin kesdürdi ve bir na‘ra urup eyitdi: “İy
nā-bekār, sen kim olasın sen ki 4 Hümān gibi bir dilāveri bende çeküp andan cür‘a-feşānlık
eyleyesin. Çevir elüñ ardına ki seni bende çeküp Efrāsiyāb’a 5 ileteyim ve hem yine seni ricā
iderem daĥı cürmüñden geçüreyim.”didi.
Sührāb-ı ser-firāz bu dem böyle cevābı işidüp gülüp 6 eyitdi: “ İy nā-bekār işte gel
elüñden gelür ise żarb-ı destüñ ile yıķup bende çek, yoĥsa baña ne minnet idersin.” 7 didi. Bu
kerre Nestehín eyitdi: “ Ya ben idemez miyem ?” diyüp hemān bir kerre el níze-i cān-sitān’a
urup ve irişdi. Sührāb’a 8 bir níze urdı. Ammā Sührāb-ı ser-firāz aŝlā ve ķaš‘a ālāta ve sipere
yapışmayup hemān şöyle durdı. Tamām níze-i Nestehín 9 ĥašā yirine geldükde bir kerre el
ŝunup Nestehín’üñ nízesin šutup yalman girüsinden żabš eyledi ve lenger virüp Nestehín 10
yil gibi gelürken āhen-míl gibi šura-vardı. Sührāb’ : “Ķoyu-vir nízemi , yoĥsa şimdi çeküp
elinden aluram ammā elinüñ 11 derisi ŝoyılur.”didi. Bu kerre Sührāb dilír eyitdi: “ Be hey nā-
bekār, šurma hemān iş gör didükde Nestehín çeke-gördi. 12 Olmadı, alımadı ,ol dem Sührāb
zūr idüp çeküp Nestehín elinden nízesin aldı, eyitdi: Dayı Beg işte 13 saña bir níze ammā kim
níze degüldür yine ķullanursın diyüp míşelikde Zinde-Rezm’e anı virdi. Ammā Zinde-Rezm
eyitdi: 14 “Bre beni n’eylersin?” diyüp ĥavfa düşdi. Beride ben Nestehín İbn-i Veyse ise nízesi
26
elinden alduġına ziyāde ‘ār 15 idüp el gürze urup irüp Sührāb’a bir żarb-ı gürz ģavāle eyledi.
Sührāb daĥı pençe açup ĥaste bir dāġa 16 ŝarılur gibi gürze ŝarılup çekdi. Gürzi daĥı elinden
alup eyitdi: “ İy dayı beg saña bir de gürz-i cibā !”diyüp 17 ormana šoġrı atı-virdi. Ammā
Nestehín yine ģicāba düşüp hemān dāl-ı tīġ, ĥūn-feşān-ı āşām olup bu dem irişdi.18 Sührāb’a
bir tīġ ģavāle eyledi. Sührāb da yine el ŝunup Nestehín’üñ bileginden ŝol eli-ile ķapup öyle
ŝoķdı kim parmaķları 19 tohumlıķ ĥıyāra döndi. Ķılıç elinden düşer iken ķapup yine eline alup
eyitdi: “ İy dayı beg saña bu ķılıcı da cibā!” diyüp 20 fırlatdı. Ba‘dehū hemān
Nestehín’i duvālinden ķapup eyitdi: İy dayı beg al imdi saña bir daĥı pehlevan!”diyüp
ormana 21 Nestehín daĥı orman içinde bir ķumsal yire düşüp yüzi gözi hep šaşa ķuma sürindi.
Hele örselenüp 22 yine yirinden ķalķdı. Zinde-Rezm görince bildi, eyitdi: “Yā, Zinde-Rezm
nedür bu zehr-i ķātil?”didi. Bu kerre Zinde-Rezm daĥı 23 eyitdi: “Belí pehlevān işte böyle
ķopdı bir āteş-pāre oġlandur. Aŝlā bir kimseneyi gözine ŝalındurmaz.”didi.
Bu arada 24 Sührāb Nestehín’i fırladınca birāderlerinden Geylūn bin-veyse at sürüp
geldi. Sührāb’a eyitdi: “ Sen misin benüm 25 birāderüm bu ģāle ķoyan?” diyüp bu níze urdı.
Bu kerre Sührāb Gílūs’uñ da nízesin elinden alup eyitdi: “Bunı da al [268/a[268/a[268/a[268/a]]]] 1dayı beg” diyüp
yine ormana fırlatdı. Gílūs gürz ile geldi. Sührāb gürzin daĥı aldı. Bu da ne ālāt ile 2 geldi-ise
elinden alup atdı. Ba‘dehū anı da Nestehín gibi ŝoñra anı da atdı.
Bu kerre Gílūs Türk girdi. Anı da öyle 3 eyledi. Dūbín İbn-i Veyse geldi. Anı da öyle
eyledi. Bir Bārmān geldi, Pírān geldi, Sührāb gördi bu cümleden şecí‘ dür. 4 Ammā Ĥorāsān
göstermek içün Pírānı daĥı atdı.
Ba‘dehū Efrāsiyāb İbn-i Peşenk bu ģāli görüp ateş-maģż olup 5 hemān at sürüp geldi.
Sührāb’uñ öñin kesdürdi, eyitdi: “Be hey nā-bekār yaban oġlanı, al imdi benden bu yādigārı!”
6 diyüp irişüp Sührāb’a bir níze ģavāle eyledi. Sührāb-ı ser-firāz gördi Efrāsiyāb evvel
atduķları gibi degüldür. Siperi 7 ķapup ber-ā-ber virdi. Ba‘dehū Efrāsiyāb’uñ nízesin
merdānelik ile red eyledi. Efrāsiyāb gürz ile geldi. Sührāb 8 gürz ber-ā-ber virdi. Efrāsiyāb’uñ
27
gürzini men‘ eyleyüp nevbet Sührāb’a geldükde gürz-i gírānın başı üzerinden devr 9 itdürüp
irişdi. Efrāsiyāb’a bir żarb-ı şedíd urdı. Efrāsiyāb daĥı gürz ber-ā-ber virüp arķaya aldı.
Lenger 10 virdükde Efrāsiyāb’uñ altında olan raĥşuñ beli ķırılup hemān Efrāsiyāb raĥşı-ıla
bile yıķıldı. Ķalķayım diyince 11 Sührāb tíz-destlik idüp gürzin šarfı-la ŝaldı ve tīġın ‘uryān
idüp Efrāsiyāb’ı yatduġı yirde çalup 12 zaĥm-dār eyledi.Efrāsiyāb ģareket ideyim ŝandı,
Sührāb irüp bir daĥı bir daĥı el ‘uhdetü ‘ale‘r-rāvi, Sührāb 13 Efrāsiyāb’ı dört yirinden çalup
zaĥm-dār eyledi. Leşker-i Tātār gördiler. Efrāsiyāb ķalķmaġa ķomaz hemān bir 14 uġurdan
yüz biñ ‘asker ġulüvv eyleyüp Efrāsiyāb’ı Sührāb’uñ öñinden güc-ile ķapdılar gíñ yire
çıķardılar. 15 Sührāb bu ‘askere ķılıç ķoyup fenā virdi. ‘Āķıbet , leşker hemān Efrāsiyāb’ı alup
ķaçdılar. Bir dıraĥt sāye 16 sinde indürüp Efrāsiyāb’uñ zaĥmın ŝarup Sührāb ġayrı cengden el
çeküp dayısı Zinde-Rezm 17 ile lalası Telke ormandan çaġırup onlar daĥı çıķdılar ve
Sührāb’uñ yanına geldiler .
Ammā Efrāsiyāb 18 anı gördi Behiştkend šarafından bir ġubār nümāyān oldı ammā
pehlevan bād-ı ŝabā ol ġubāra ķarşu varup 19 dāmeninden giríbānına varınca iki şaķ eyleyüp
içinden on iki siyāh ‘alemler žuhūr eyledi. Yaķın gelüp 20 gördiler kim Belísemdür. Belísem
daĥı gördi kim Efrāsiyāb bir dıraĥt sāyesinde inüp ‘asker-i Tātār ešrafın 21 eylemiş Belísem
‘askerden ayrılup sürüp Efrāsiyāb’uñ öñine gelüp yir öpdi. Efrāsiyāb da “Merģabā 22 yā
Belísem āferín, eyü maģalde geldüñ . Sen benüm bu cānibe geldügüm neden bildüñ?”didi.
Belísem du‘ā idüp eyitdi: 23 “Pādişāhum, Kelāt-ģareminden Behiştkend’e vardum. Anda sizi
bulmayup su’āl eyledüm. Bu šarafa geldüñizi 24 ĥaber alup ılġār ile bunda geldüm. Ammā bu
zaĥmı size kim urdı?”didi.
Ol dem Efrāsiyāb ah idüp 25 Sührāb’ı naķl eyledi, eyitdi: “ Selím Şāh’uñ oġlı dirler
ammā ĥāşā kim oġlı ola, zírā bunda bir [268/b[268/b[268/b[268/b]]]] 1 iş vardur.”didi. Bu kerre Belísem daĥı
Sührāb’ı işidüp eyitdi: “Pādişāhum, ben varayım ol nā- bekār oġlandan 2 sizüñ intiķāmınuzı
28
alayım.”didi.Efrāsiyāb eyitdi: “Var ammā yā Belísem saķın gāyet aģtirāz üzere ol, zírā bu 3
oġlan gāyet cüst ü çālākdur şāyed saña daĥı bir olmaya.”didi.
Belísem hemān bu ġażab-la on iki biñ ‘asker 4 çeküp Sührāb’uñ ķafasına düşdi. Sührāb
ise dayısı Zinde-Rezm ile lalası Telke ile āheste āheste 5 Semengān’a doġrı giderlerdi. Nā-gāh
bunlaruñ eñselerinden bir ġubār nümāyān oldı. Yaķın gelince Telke görüp bildi 6 ‘aķlı gidüp
Sührāb’a eyitdi: “Sultānum girüden ‘asker gelür. “Ġāliba gelen ‘askerüñ ser-dārı
Belísem’dür. 7 Buyuruñ, sür ‘atle gidelüm, zírā Belísem bir eli ĥašālı nā-bekārdur.
Māzenderān’a giderken pederüñ Rüstem ile üç gün kelle -ber -8 kelle ceng eyledi diye düşdi.
Ammā bunlar bu kelāmı söyleşürken Belísem de gelüp irişdi.Sührāb Telke’den 9 bu cevābı
işidince eyitdi: “Yā Telke , unutma sen bu sözleri!” diyüp döndi. Belísem’e ķarşu vardı.
Zinde-Rezm 10 Telke’ye dudak sıkdı. Ammā çe fā’ide Telke yañılup söylemiş oldı.
Belísem daĥı gelüp irişdi. On iki biñ 11 ‘askeri ŝaf baġlayup šurdı. Kendi Sührāb’uñ
önin kesdirüp : “İy nā-bekār oġlan, cān elümden ĥalās eyleyüp 12 ķanda gidersin?”didi ve
biraz hāne sütunından nişān viren nize-i belā-keşin ķapup var ķuvvetin bāzūya alup irişüp 13
Sührāb’a bir níze ģavāle eyledi. Sührāb gördi Belísem’üñ nízesi cān almak ķasdına gelür.
Hemān siperin ber-ā-ber virüp 14 yalman-ı níze āyíne-yi siperi pūs eyledükde ‘alev ‘alev
āteşler çıķup ešrāfda olan ĥār ĥāşā ki ŝuĥte ķıldı. Sührāb 15 Belísem’üñ nízesin siper göbegi
ile āsān men‘ eyledi. Bu kerre hemān Belísem yine gürz ile geldi. Sührab Belísem’ün gürzin
16 gürze alup anı da men‘ eyledi. Nevbet Sührāb’a gelüp irişüp Belísem’e bir níze ģavāle
eyledi. Belísem gördi Sührāb’un 17 nízesi cān almak ķasdına gelür, tiziyye yidi ķat pūlād-ı
dimişķíden siper-i maķberin ber-ā-ber virdi. Yalman-ı níze āyíne-yi18 siperi pūs eyledükde
‘alev ‘alev āteşler ŝaçıldı ve Belísem’üñ ķolı ĥam -ender-ĥam olup siper gögsine ķapandı 19
Belísem cān ģavli-ile šabancalayup níze āyíne-yi siperden ķayup ķoltuķ altından yol gösterüp
cebe ĥalķaların birbirine 20 ķatdı.Bir ķaçan ķopardı. Sührāb nízesin żabš eyledi ve ķaġan
arslan gibi gümürdenüp ser-meydāna vardı.21Belísem Sührāb’dan bir níze yidi ki mest idi
29
ayıldı. Māderinden emdügi süd damaġında lezzet virdi. Başın ŝalup 22:”Hāy nā-bekār eger
baña iķdām ile żarb urur ise beni dünyāya gelmedüge dönderür idi.”diyüp terāzū-yı firāsete 23
urdı. “Bu ķuvvetde Rüstem’den ziyādedür.”didi ve hem gerçek nefes ala mürde öyle idi. Zírā
Rüstem kuvvetden bízār 24 olup du‘a eyledükde rüyāsında bir Pír-i Ruşen zamír nümāyan
olup eyitdi: “Yā Rüstem, Allah’uñ saña virdügi ķuvveti 25 begenmedüñ imdi bir vaķt olur kim
peşímān olasın!”diyüp Rüstem’üñ žahrını ŝıġadı. Źātında olan ķuvvetin [269/a[269/a[269/a[269/a]]]] 1 telāşını alup
ba-emrullāh-i Ta‘ālā ol aġaca emānet ķodı. Tā-kim Sührāb ana raģmına düşüp cismi tamām
olduķda Sührāb’uñ 2 aŝıl kendi ķuvvetinden ma‘dā bu Rüstem’üñ üç bölükde bir bölügin daĥı
fermān-ı ilāhí birle aġacdan alınup 3 Sührāb’uñ ķuvvet-i aŝlıyyesine żem olındı. Ol sebebden
şimdi ķuvvetde Sührāb pederi Rüstem’e ġālib de olsa baíd 4 degüldür. Rüstem’e tegallüb
eyleyen yine kendi ķuvvetidür. Yoĥsa ana ki Sührāb yaluñuz kendi ķuvvet-i ezeliyyesi ile
Rüstem’e 5 irişe. Evvel Rüstem ĥābdan bí-dār olup ķalķmak murād eyledükde güc-ile
ģarekete ķādir olurdı. Kesret-i ķuvvetinden bu 6 vaķı‘a žuhūr ideliden beri Rüstem ĥıffet üzere
ķalķar oldı. Bu kerre Sührāb daĥı aġır ķalķardı. Ģāŝıl-ı kelām Belísem7 Sührāb da çoķ
ķuvveti müşāhede eyleyüp ihtirāz üzere oldı. Ammā çe fā’ide zūr oyunı bozar, ĥavfuñ ölüme
nef ‘í 8 olmaz. Sührāb nízesin żabš idüp geçüp gitdi. Öteden dönüp Belísem’i saġ görince ol
gürze urup gürzün 9 on ikinci baĥşından šutup ve irüp Belísem’e bir żarb urdı. Belísem gördi
Sührāb’uñ gürzi havādan ķara ķuş 10 gibi inüp gelür. Tiziyye gürzin berāber virüp arķaya aldı.
Şiddet-i żarbdan lenger virince Belísem’üñ altında olan raĥşuñ 11 miyānı ĥalel-pezír olup
yıķıldı. Belísem daĥı raĥşı-la bile yıķıldı. Ķalķınca Sührāb yine gürzin šarfıla 12 ŝalup tīġın
‘uryān idüp irüp Belísem’i Efrāsiyāb gibi üç dört yirden zaĥm-dār eyledi. On iki biñ ‘askeri ol
13 ģāli görüp ġulüv eyledi. Sührāb’uñ öñinden ķapdılar. Tíz ġulāmlar raĥş irişdürdiler. Süvār
oldı, dönüp 14 Efrāsiyāb’uñ yanına getürdiler.
Efrāsiyāb gördi , zaĥm-dār olmış, hele zaĥmların ŝarup kendüye 15 geldi. Efrāsiyāb
Belísem’e:“Yā Belísem oġlanı niçe gördüñ?” didükde Belísem eyitdi: “ Pādişāhum rast
30
gelmedüm. Bu āna gelince 16 iki pehlevāna rāst geldüm. Biri Rüstem idi kim Māzenderān’a
giderken öñin alup üç gün ceng eyledük. Āĥir beni bir żarb 17 ile raĥşın gerdānına ŝalup geçüp
gitdi ve biri daĥı oġlı Ferāmurz Keyān-Ābād’dan gelür-iken öñin aldum. Beni bir żarb 18 ile
ālūde eyledi ammā bunlardan beś [biş] beter ĥūnrízdür. Öldüresiye ģamle eyler ve furŝat
bulınca ĥaŝma degme ģāl ile 19 amān virmez.”didi. Efrāsiyāb eyitdi: “ Bu oġlan Selím Şāh oġlı
olmadıġı günden āşikāredür. Elbet de ģikmeti loķmandan 20 su’āl eyle dimişler. Yine aŝlın
ŝıģģatı üzere Selím Şāh’dan ĥaber aluruz.”diyüp ol dem bunlardur ķalķup Behiştkend’e 21
varup Efrāsiyāb taģtında ķarār eyledi.
Andan müşāvere idüp Selím Şāh’a bir muģabbet-nāme yazup üzerine mührin 22 urup
Pírān’a teslím eyledi ve Selím Şāh’a ve Sührāb’a başķa başķa hedāyalar düzüp Pírān’ı
Semengān’a gönderdi.
Pírān 23 gele-šursun bu šarafdan Sührāb ser-firāz Belísem’i daĥı ālūde idüp andan
dönüp yāb yāb Semengān’a teveccüh eyledi. Ammā yolda 24 Telke’ye eyitdi: “İy lala beg,
demin söyledügüñ sözi işte şimdi söyle göreyim. Selím Şāh benüm nemdür?”didi. Telke25
şaşup Zinde-Rezm’üñ gözine bakdı. Zinde-Rezm yine diş ŝıķdı. Aŝlı ile söyleme yollı Telke
daĥı eyitdi: “Şehzādem [269/b[269/b[269/b[269/b]]]] 1 Selím Şāh sizüñ pederiñüzdür.”didi. Sührāb eyitdi: “Güzel
yā vālidem Tehmíne Bānū nesidür?”didi. Telke eyitdi: 2 “ Ķızıdur işte dayınuñ
hemşíresidür.”didi. Bu kez Sührāb eyitdi: “İy nā-bekār ya benüm vālídem Selím Şāh’uñ ķızı
olup 3benüm pederüm nice olur. Benüm dedem Selím Şāh Ķızılbaş mıdur yoĥsa mecūsí midür
?Elbet de benüm pederüm kimdür?” didükde Telke 4 Zinde-Rezm’üñ yüzine baķduķda Zinde-
Rezm daĥı öñine baķdı.Telke dönüp eyitdi: “İy Şehzādem ķorķaram söylemege.”didi.Sührāb:
5 “Niçün ķorķarsın?”didükde Telke eyitdi: “Belki ŝoñra Selím Şāh niçün söyledüñ diyü beni
ķatl eyler. Zírā ‘ažím 6 tenbíh ve te’kíd eylemişdür bize.”didi. Sührāb eyitdi: “Selím Şāh ne
zamān öldürür?”didi. Telke “İşte duyduġı zamān !”diyince 7 Sührāb gülüp eyitdi: “Be hey nā-
bekār, Selím Şāh, bunı heyhāt ki duyup seni helāk eyleye ammā toġrı söylemezseñ 8 ben seni
31
şimdi helāk eylerem.”didi. Telke ‘āciz olup eyitdi: “İy dilāver sözüñ rāstı budur ki sen ģāliyen
9 ‘alemde yād olan ve nāmı dillerde dāsitān olan ŝāģib-ķırān-ı ‘ālem Rüstem İbn-i Zāl-ı
Zamān’uñ ciger-kūşesisin.10 Bir vaķitde Semengān’a at ķaçurup geldi. Dedeñ Selím Şāh da
‘izzet [ü] ikrām eyleyüp vālideñi virdi. Rüstem daĥı 11 biş on gün Semengān’da eglenüp
gitdi. İşte siz Rüstem’üñ ŝulbuñdan Tehmine Bānū’nuñ raģmından dünyāya geldüñ. 12 Selím
Şāh yasaķ eyledi kim her kim Sührāb’a Rüstem ādın añup sen Rüstem’üñ oġlusın dirse dínüm
ģaķķı-çün 13 evvel dilüñ kesüp ŝoñra kendin ķatl eylerem.” didi. Anuñ içün bir kimse añmaġa
cesāret idemez. İşte aŝlı budur.” 14 didi.
Bu kerre Sührāb bildi ki kendi Rüstem’üñ oġlı imiş. Kendü kendüye eyitdi: “İşte
bunuñ aŝlı bu imiş. Ben bunı 15 fikr eyleyüp Selím Şāh ise bir ķorķaķ ādemdür. Benüm
pederüm olaydı ben de ķorķaķ olurdum diyüp şübheye vardum 16 idi.Şimdi şübhem def ‘ oldı
diyüp oradan Semengān’a geldiler. Selím Şāh ise Sührāb yine ġayb oldı diyü 17 eleminden
helāk mertebesinde iken Zinde-Rezm ile ve Telke ile geldiler. Selím Şāh Sührāb’ı görince
şād oldı. Sührāb 18 šoġrı ģareme gidüp vālídesine bulışdı ve vālídesine eyitdi: “ İy vālide-i
müşfiķa , ben kimüñ oġluyam?”didi. 19 Tehmíne Bānū, bozılup eyitdi: “İy gözüm nūrı, kimüñ
oġlu olsañ gerek, benüm oġlumsın.”didi. Sührāb eyitdi: 20 “Yoķ yoķ iy vālíde, ben saña anı
ŝormam, híç babasız oġul olur mı? Žāhir, sen benüm anamsın lakin benüm babam 21
kimdür?”didi. Tehmíne Bānū eyitdi: “ İşte Selím Şāh’dur!” didi. Sührāb eyitdi: “Tüh iy
vālíde, ya benüm dedem Selím Şāh 22 mecūsí midür? Híç baba ķızın alur mı? Ya ben ĥaber
aldum, benüm pederüm Rüstem imiş. ‘Ālemüñ ŝāģib-ķırānı imiş.” didükde Tehmíne 23 Bānū
eyitdi: “İy oġul yoķ, saña bunı kim söyledi?” didi. Sührāb eyitdi: “N’eylersin ben ġammaz
degülem ki söyleyem.” 24 Bir şey’i benden niçün ŝaķlarsın?”didi. Tehmíne Bānū eyitdi: “ İy
oġul bunuñ aŝlı budur ki sen başuñ alup babaña 25 gidersin. Ŝoñra biz senüñ ģasretüñe šāķat
getüremezüz. Anuñ içün söylemezdük.”didi. Sührāb : “İy vālide ya beni bu ķadar [270/a[270/a[270/a[270/a]]]] 1
32
zamāndan beri yād eylemeyen ve bir kez beni görmeye gelmeyen pederi ben n’eylerem? Ben
de anı istemem.”didi.
Taģķíķ Sührāb’uñ sözi 2 yirindedür ammā Rüstem oġlı olduġun bilmez bunda yine
ķabaģat Tehmíne Bānū ile Selím Şāh’uñ aģmaķlıġıdur. Elbet de Türk’üñ 3 ferāseti ve ‘āķıbet
endíşeligi tiziyye ve maddenüñ netícesi ķanda müntehā olsa gerekdür ve rāmiz Türk’üñ ‘aķlı
ŝoñradan gelür.4 Ammā çe fā’ide iş tamām olduķdan ŝoñra gelen ‘aķlı n’eylemeli ve hem
Sührāb ziyāde ķāra göñülli ve pars göñülli dilāver idi.
5 Ģāŝıl-ı kelām ģaremden Sührāb dívāna çıķup dedesi Selím Şāh ile görişüp kendi
kimüñ oġlı idügin 6 söyledüp iķrār itdürdi.
Bunuñ mābeyni birķaç gün mürūr idüp nā-gāh dívān-ı Selím Şāh’da bir gün bir ġalebe
7 oldı. “Bre nedür aŝlı?”didükde bevvāblar içeri girüp eyitdiler: “Pādişāhum, Tūrān sulšānı
olan Efrāsiyāb Ĥān’dan ilçi 8 geliyor.”didiler. Selím Şāh işidince ‘aķlı gitdi. Sührāb’uñ
muķaddem eyledügi ceng içün gelmişdür, kim bilür yine ne 9 ķażāya uġrasaķ gerekdür?”
diyüp tíz ol ilerü gelen ādemi içeri alup Selím Şāh ŝordı. Bu kerre gelen adam daĥı 10 yir öpüp
eyitdi: “Pādişāhum, Tūrān ĥānı Efrāsiyāb Ĥān’uñ cihān pehlevānı Pírān İbn-i Veyse
geliyor.”didi. Selím Şāh 11 tíz istiķbāl itdürdi ve kendi daĥı ķarşu gitmek murād eyledi. Ammā
Sührāb ķomadı. Hele varup Pírān’ı alup 12 geldiler. Pírān daĥı dívāndan içeri girdi. Ādāb u
erkānı icrā eyledi. Selím Şāh daĥı “Ĥoş geldüñ!” diyüp 13 ta‘zimen ķıyām gösterdi ve ŝol
ķol pā-yı taģtında ķarār itdürdiler. Eline şerbet ŝundılar. Alup içdi. Ba‘dehū 14 getürdügi
hedāyaları ‘arż eyleyüp ve Efrāsiyāb’uñ nāmesin virdi. Selím Şāh hedāyāları görince yüregine
15 biraz ŝu serpildi. Hele nāmeyi alup Ŝālih Vezír’e virdi. Ŝālih Vezír ayaķ üzere ķalķup oķıdı.
Efrāsiyāb 16 nāmede ‘arż-ı maģabbet eyleyüp : “Yā Selím Şāh işitdüm, Semengān ešrāfı ‘alef-
zār imiş. Benüm murādum evvel baharda ol 17 cānibe varup atlarımı anda çayırlatsam
gerekdür. Çerāgāhları bir ĥoş ģıfz [u] ĥırāset üzere olasın, dimiş ammā 18 Selím Şāh nāmeden
bu cevābı işidüp źiyāde ģaž eyleyüp bildi kim düşmenlik içün degülmiş ol sā‘at 19 çerāgāhları
33
olan maģalle ādemleri yaķın idüp ķurıtdı ve bir Pírān’a birķaç gün żiyāfetler idüp vāfir
yādigārlar 20 baĥş eyledi. Pírān Sührāb ile görişüp šabí‘atınca vardı. Bir šaríķ ile kimüñ nesi
olduġın ĥaber aldı. 21 Bu kerre birķaç günden ŝoñra gitmek murād eyledi. Selím Şāh Pírān’ı
ta‘žím ile gönderdi. Sührāb ise Pírān’dan 22 ziyāde ĥaž eyledi ve nefsinde Pírān bir merd
pehlevān idi. Ĥulāŝa-yı kelām Pírān bunlara veda‘ eyleyüp ‘azm-i 23 Behiştkend eyledi.
Bunlar daĥı şehre geldiler.
İşte bunuñ mābeyni bir zamān geçdi. Evvel bahar oldı. Efrāsiyāb 24 Tūrān dilāverler
ile ķırķ biñ ķadar ‘asker ile bir gün Behiştkend öñinden ķalķup yiye içe ķona göçe günlerde 25
bir gün Semengān’a geldiler. Muķaddem müjdeciler gelüp Selím Şāh ve Sührāb ve Ŝāliģ Pír
ve ‘āyān-ı devlet ile istiķbāle [270/b[270/b[270/b[270/b]]]] 1 çıķdılar. Bir mevzi‘de buluşup raĥşlarından inüp
gelüp Efrāsiyāb öñinde yir öpdiler. Bu kerre Efrāsiyāb daĥı 2 inüp bunlara ta‘zim eyledi .
Selím Şāh ile mu‘ānaķa eyledi ve Sührāb’ı daĥı der-āġūş idüp baġrına baŝdı 3 ve gözlerinden
öpdi: “Dünyā ve āĥiret evlādum ol” diyüp yaķadan geçürdi. Sührāb’a ol ķadar ikrām eyledi ki
Sührāb 4 daĥı bi-ż-żarūrí Efrāsiyāb’a muģabbet eyledi. İşte bunlar yine raĥşlarına süvār olup
ammā muķaddem Efrāsiyāb’uñ 5 serā-perdesin ķurmışlardı. Efrāsiyāb serā-perdeye inmek
murād eyledi. Ammā Selím Şāh olsun Sührāb olsun 6 ricā idüp getürüp Selím Şāh’uñ taģtına
iclās itdürdiler. Selím Şāh maķām-ı ĥizmetde olup Sührāb ile 7 Efrāsiyāb’a tedārükde oldılar.
Efrāsiyāb Selím Şāh’ı ve Sührāb’ı yanına alup oturtdı ve iltifāt eyleyüp nice 8 yādigārlar
baġışladı. İşte bu dem Efrāsiyāb Semengān’da atların çayırladınca otursa gerekdür. Her gün
gāh ŝohbet 9 ve gāh ŝayd u şikār ve kāh serā-perdeye çıķup ‘íş u nūş idüp bu minvāl üzere
źevķ ü ŝafālarında oldılar. 10 Ammā Sührāb ekśerí şikāra giderdi. Zírā ziyāde mā’il idi.
Bir gün ki yine Sührāb yaluñuz cānı ŝıķılup şikāra 11 gitdi. Gezerek işte diye Naķşān
dirler bir köye geldi. Ģikmet-i Ĥudā Sührāb’a bir mertebe teşnelik geldi kim ģarāretden dili 12
damaġına yapışdı. Köyüñ için gezdi. Aŝlā çeşme ķısmından bir eśer bulımadı. ‘Āķıbet alā-emr
bunı fikr eyledi ki varup13 ķapunuñ birin daķ eyleyüp bir ŝu isteye. Meger kim deli Şeydūş
34
nāmında Tātār bir ķocası var idi. Aŝlında Efrāsiyāb 14 ķullarından idi. Bir dívāne meşrep ķoca
idi. Sührāb bu ķapuya doġrılup vardıġı deli Şeydūş’uñ ķapusı idi. 15 Kendi , ĥānesinde yoķ
idi. Çifte gitmiş idi.Sührāb ķapuyı daķ eyleyüp içerüden bir ķız çıķdı. Elinde bir destí 16
meger ŝuya giderdi. Sührāb bunı görince ķıza mā’il oldı ve eyitdi: “İy Bānū, bir içim ŝuyıñuz
bulunur mı? Ziyāde 17 teşneligüm var” didi Ķız, Sührāb’uñ yüzine baķup eyitdi: “İşte bizüm
de ŝuyımuz ķalmadı. Ben de ŝuya giderem. Eger 18 ŝu içmek murāduñ ise ardıma düş seni
ŝuya ileteyim.”didi. Sührāb da bunun ķafasına düşdi. Meger 19 bu köyün aķarŝuyı yok idi. Bir
çuķurda bir āyāzmaları var idi. Sührāb bulmadıġına bā‘iś bu idi. 20 Ķız-durur destini ayazdan
doldurup Sührāb’a virdi kim içe ammā Sührāb āyāzmada ķıza bir ĥoş çarpılup 21 destiyi alup
ķana ķana içdi ammā ģarāreti daĥı ziyāde olup destiyi ķıza ŝundı. Ķız destiyi alurken Sührāb
22 destiyi ŝalı-virmeyüp destinden šutdı ve silküp at üzerine aldı, ammā ķızuñ ismine Şehre
Bānū dirler 23 idi. Dönüp eyitdi: “A cānum benden ne istersin? Beni alup ķanda götürürsin
daĥı benüm kestānem olmadı. Ben 24 seni bilmem.”didi. Sührāb eyitdi: “İy Bānū-yı cihān ben
seni yabana götürmem. Sen elem çekme seni ben kendi ĥāneme 25 götürsem gerek.”diyüp
hemān dönüp doġrı Semengān’a gelüp içerü ģareme gitdi. Vālídesi görüp eyitdi:
[271/a[271/a[271/a[271/a]]]] 1 “İy gözüm nūrı bu ķız ķanda bulduñ?”didi. Sührāb eyitdi: “N’eylersin iy vālíde, şunı
bir ģamāma ķoyup 2 pāķ libāslar giyür. Benüm murādum anuñla bir cāme-ĥāba girüp ber-
murād almaķdur murādum.”didi. Tehmíne Bānū göñlinden eyitdi: 3 “Gördüñ mi oġlanuñ
itdügin!”diyüp hele bunı alup ģamāma ķoyup pāķ yuyup bütün vücūdın ‘ārí eyledi. 4 Andan
źí-ķıymet libāslar giyürüp bu ķız evvelden güzel, şimdi daĥı biñ ķat güzel olup bir pençe-i
afitāb 5 oldı. Ammā Sührāb şimdi ķızı ol ŝūretde gördükde dibelik meyl-i muģabbeti ziyāde
oldı. Ammā Şehre Bānū-yı 6 ķarşusına alup źevķe başladı.
Eźín-cānib šarafdan köylülerüñ birķaçı Sührāb’uñ ķızı alduġın 7 görmişlerdi. Varup
vālídesine ĥaber virdiler. Vālídesi Gítí Bānū feryād idüp çifte vardı. 8 Deli Şeydūş’a eyitdi:
“Bir atlu gelüp ķızımuzı çeküp götürdi.” didükde deli Şeydūş aŝlında ‘aķlı yoġ-ıdı 9 şimdi
35
dibelik gitdi. Dönüp eyitdi: “ Bre ķancaru gitdi?” çifti bıraġup köye geldi. Köylülerden bir 10
iki yüz ķadar köylü cem‘ idüp eyitdi: “Žāhir bunı Efrāsiyāb ‘askerlerinden almışlardur. Ŝaġlıķ
ile 11 bunda gelmesünler.”diyüp köylüleri ķafasına alup šoġrı Semengān’a geldi. Meger
Efrāsiyāb bārgāhında idi. 12 Bārgāh ķapusında bir vāveylā ķopdı. Efrāsiyāb işidüp: “Bre bu
vāveylānuñ aŝlı nedür?”didi. Serhengler gelüp 13 eyitdiler: “Pādişāhum, bir Tātār ķocası
gelmiş iki yüz ķadar köylü ile dād [u] feryād eyleyüp ķızum çekdiler diyü şikāyeti 14
var!”didiler. Sührāb bunı işidüp bildi ki ķızun babasıdur. Híç muķayyed olmadı ammā
Efrāsiyāb ġażaba gelüp 15 eyitdi: “Kimdür bu ķocanuñ ķızın çeken? Tiz getürüñ
göreyim!”didi. Bu kerre deli deli Şeydūş Efrāsiyāb öñine geldükde 16 baŝdı feryādı, dönüp
eyitdi:” İy pādişāhum, senüñ ‘askeründen benüm ķızumı kapmışlar. Elbet de benüm ķızum
bulı-17 vir.”didi. Efrāsiyāb eyitdi: “Tíz buluñ kimdür ķızı ķapan, teftíş idüp bulınsun!”didükde
Sührāb dönüp 18 eyitdi: “Ben aldum pādişāhum, ķızı görüp ‘āşıķ oldum. Alup ģaremde
vālídem yanına ķoydum. Źírā kendime menkūģe19lik içün.”didi. Efrāsiyāb gördi iş ġayrı
ġażabí. Geçüp dönüp Şeydūş’a eyitdi: “Ķızuñ yabanda 20 degül imiş. Devletüñ yārı ķılmış
saña kim ķızını benüm oġlum almış. Niçün feryād eylersin?”didi. 21 Şeydūş bu cevābı işidüp
eyitdi: “ Pādişāhum benüm ‘ahdum vardur, her kim baña ġalebe eylerse ben de ķızum aña
virsem gerekdür.22 Gelsün ķızum alan benüm-le imtiģān olsun. Eger baña ġalebe eylerse
ķızum alsun.”didi.
İşte bu ķavle iki 23 šarafdan rāżı olup hemān Sührāb yirinden durup ol dem deli Şeydūş
ile imtiģān oldılar. Pençe šutdılar.24 ve duvāl kemerde daĥı Sührāb ġālib oldı. Ol dem deli
Şeydūş “pesdür” diyüp Sührāb’ın alnın öpdi. Ba‘dehū 25 “Şimden ŝoñra ķızum senüñ biñ baş
ģaķķuñdur.”diyüp ķızuñ istedi. Getürdiler ,Şeydūş’a virdiler. Şeydūş [271/b[271/b[271/b[271/b]]]] 1 ķızuñ görüp
yine Sührāb’a teslím eyledi. Ol dem Efrāsiyāb dānālara emr idüp Şehre Bānū’yı Sührāb’a
‘aķd eylediler. 2 Yidi gün muģtaŝar sūr idüp Sührāb’ı Şehre Bānū’nuñ üzerine ķodılar. Sührāb
36
ol gice Şehre Bānū ile ber- murād olup 3 Sührāb’uñ ŝulbından Bānū’nuñ raģmına bir dürr-i
girān-māye nāźil oldı. […] Şehre Bānū Nāhiyye Bānū nāmında bir duĥtere ģāmile 4 ķaldı.
Sührāb ŝabāh olduķda ba‘d-el ġusl gelüp dívān-ı Efrāsiyāb’a yir öpdi. Efrāsiyāb yidi
iķlím ĥaracı 5 deger bir ĥil‘at-i faĥire getürüp Sührāb’a giyürdiler. Bundan sonra Efrāsiyāb biş
on gün daĥı eglenüp bir gün 6 gidecek oldı. Andan Sührāb’a eyitdi: “Gözüm nūrı Sührāb’um,
ister mi ki sen de baña gelüp biş on gün belki birķaç sene 7 eglenesin. Elhamdülillah arada
daĥı bí-gāne ve teklíf yoķdur. Kendi memleketüñdür.”didi ve Semengān ķal‘asın mu‘āf ve
müsellem 8 eyleyüp te’bíden Selím Şāh’a ocaķlıķ eyledi.Bir gün vedā‘ idüp ķalķup
Behiştkend’e revāne oldı.Selím Şāh Sührāb 9 ile binüp iki merģale bile gitdiler. Ba’dehū
Efrāsiyāb bunlar ile vedā‘laşup bunlar Semengān’a Efrāsiyāb ‘azm-i Behiştkend 10 eyledi.
Rāvi ķavlince bunuñ arası sekiz šoķuź ay on gün geçüp bir gün Şehre Bānū vaż‘-ı
ģaml eyleyüp bir ķızı vücūda 11 geldi. İsmini Nāhiyye Bānū ķodılar. Ammā öteden Efrāsiyāb
daĥı Behiştkend’e vardı. Bir sene geçdi ammā Sührāb gelmedi. Bir maģabbet- 12 nāme yazup
Ĥāriś Vezír var idi, ol müfsid ile Semengān’a gönderdi. Ya‘ni hedāyālar ile bir gün Ĥāriś
Vezír Semengān’a 13 gelüp Selím Şāh ile görişüp ve gönderdigi hedāyālar ile maģabbet-
nāmeyi virdi. Alup nāmeyi oķıdılar. Efrāsiyāb ‘arż-ı 14 maģabbetler eyleyüp ‘ažím iştiyāķlar
göstermiş. Sührāb’a daĥı başķa ‘arż-ı maģabbet idüp ba‘dehū eyitmiş: “Gözüm nūrı benüm
ziyāde saña 15 iştiyāķum vardur. Elbet de bu cānibe teşríf idesin. Bunda gelüp birķaç gün
ŝoģbetler eyleyüp dídār görişelüm.”dimiş.16 Sührāb Efrāsiyāb nāmesinden bu ‘arż-ı iştiyakı
görüp döndi: “Ben giderem.”didi. Selím Şāh tenhāda biraz naŝíģat 17 eyleyüp eyitdi: “Oġul,
Efrāsiyāb ziyade cebbār ve ĥūn-ríz pādişāhdur. Belki saña bir ĥusūs içün incinüp ķıyar.”didi.
18 Sührāb eyitdi: “İy şāh, baña Efrāsiyāb ne incinür? Ben anuñ aŝlā bir incindügi yire
uġramam. İkinci budur kim benüm Efrāsiyāb’dan 19 ne bāküm vardur. Eger baña bir yaramaz
ķaŝd eylerse çeker başın koparıram.”didi.
37
Ģāŝıl-ı kelām tedāriklerin görüp ķalķup 20 Ģāriś Vezír ile ma‘ān Efrāsiyāb cānibe
revāne oldılar. Günlerde bir gün Behiştkend’e geldiler.Hāriś Vezír ilerü ve ādem 21 gönderüp
Sührāb’uñ geldügin müjde eyledi. Hemān Efrāsiyāb fermān eyledi. Ne ķadar veyse-i nejād
var ise ve ne ķadar 22 ĥān-zādeler var ise Sührāb’a istiķbāle gönderdi. Sührāb’uñ ķarşulayup
ta‘žím ile şehre getürdiler. Divān-ı Efrāsiyāb’a 23 gelince bütün erbāb-ı dívān istiķbāle
çıķdılar. ‘İzzet ü ikrām ile dívāna getürdiler. Efrāsiyāb daĥı ta‘žímen ayaġa 24 ķalķup Sührāb
da gelüp yir öpdi. Efrāsiyāb: “Ĥoş geldüñ gözüm nūrı!”diyüp Sührāb’ı der-āgūş idüp
gözlerinden 25 öpdi ve Pírān’a işāret idüp pā-yı taģtdan ķalķup Sührāb’ı ol ŝandalí üzere
geçürdiler. Andan soñra Efrāsiyāb [272/a[272/a[272/a[272/a]]]] 1 żiyāfete başladı ve meclís ķurup ‘işret eyledükde
Sührāb her bir ķadeģ bāde nūş eylerdi. Efrāsiyāb 2 muķābelesinde bir tefāriķ baġışlardı ve
kendi ģareminde bir oda taģliye idüp gice olduķda odada yatur idi.
3Ĥulāŝa-yı kelām, Efrāsiyāb Sührāb’a bir mertebe iltifāt eyledi ki Efrāsiyāb’uñ
oġulları Sührāb’a ģased eylemege 4 başladılar. İşte bu üslūb üzerine yiyüp içdiler. Biş on gün
ķadar ‘íş nūş eylediler. Bir gün tenhāca Efrāsiyāb 5 bir mülūkí meclís düzüp Sührāb ile ‘işrete
başladılar. Tamām Sührāb’uñ keyfi geldi. Gözleri šās-ı pür ĥūna döndi.6 Efrāsiyāb eśnā-yı
ŝoģbetde bir kerre öyle bir āh-ı serd çekdi kim felek āyínesin siyāh eyledi. Sührāb
Efrāsiyāb’uñ böyle sūz- 7 nāķ āh eyledüginden bozılup dönüp eyitdi: “Devletüm şāh atasın
böyle āh-ı sūz-nāķ eylemege bā‘iś ü bādí nedür? 8 Elhamdülillah bir şey’e iģtiyācuñ yok. Bir
yirden düşmen daĥı žuhūr idüp elinde maķhūr ve münhezim olduġın yoķ. 9 Vücūduñ ŝıģģatde.
Neden āh iķtiżā eyledi. Eger öyle bir elem çekdügin yir var ise ben ķuluña emr eyle ölince
senüñ 10 uġrına cān u baş fedā olsun. Elimden gelür ise varup murāduñ ģāŝıl idem.”didi.
Efrāsiyāb yine āh idüp 11 eyitdi: “Be hey gözüm nūrı, sen benüm āh eyledügimüñ aŝlın
bilmezsün. Benüm Ìrān’da bir ķadímí dostum var idi. Ĥāliyen ‘ālemüñ 12 ŝāģib-ķırānı
geçinürdi. Adına Rüstem dirlerdi.” diyince Sührāb ķulaķ ķabartdı.Gördi kim kendi pederi
içün söyler 13 ammā yine orasın açmadı. Hemān diñleyüp “Ol Rüstem Ìrān’da kendü źevķ-i
38
‘āleminde iken biş on sene muķaddem vardur ki 14 Meknām dirler bir nā-bekār gelüp ŝāģib-
ķırānlıķ iddi’āsı-la ceng eyledi. Egerçi Rüstem’e de ġalebe idemedi. Ammā Rüstem daĥı 15
aña žafer bulımayup tamām elinden ‘āciz ķalup ‘āķıbet ‘ārından terk-i diyār eyleyüp başın
alup gidüp nā-būd nā-peydā oldı. 16 Bilmem kendin ġayretinden bir yirde helāk eyledi mi
yoĥsa bir ad u ŝānı belürsiz diyāra mı gitdi? Hele bilmem Rüstem gidüp 17 ġayrı nā-peydā
olduķda gelüp yirine oturdı. Haliyen şimdi Ìrān’da oturan ŝāģib-ķırān odur. Rüstem, Ebreş-i
Gülendām 18 dirler bir alaca ata binerdi.Bu Meknām daĥı öyle bir alaca ata biner. Rüstem üç
yüz arış bir níze ķullanurdı. Bu da öyle 19 kullanur. Rüstem bir bebr-i beyābān postı giyerdi ve
arslan-ser tolġası var idi. Bunuñ da var , netíceyi murām hemān Rüstem’üñ 20 bu dem
šıbķındadur. Ne’yleyem şu nā-bekārdan ol benüm dostum Rüstem’üñ intiķāmın alımadum.
İşte ben aña āh eylerem.”didi. 21 Sührāb eyitdi: “Benüm pederüm Rüstem gelüp bir kerre
yoķlamadıġınuñ meger aŝlı bu imiş. Başına ġayrı iş gelmiş. İmdi ben varup 22 ol nā-bekāruñ
ģaķından gelüp ve hem pederüm intiķāmın aluram ve hem Efrāsiyāb’uñ intiķāmın
aluram.”diyüp döndi Efrāsiyāb’a 23 eyitdi: “Çün-kim öyledür devletüm ata, ben varup senüñ
intiķāmın ol nā-bekār Meknām’dan alı-vireyim. Niçün āh idüp 24 vücūdına keder
idersin..”didi. Bu kerre Efrāsiyāb Sührāb’dan bu cevābı işidüp şād oldı. “Çünkim öyledür
gözüm 25 nūrı, ben de senüñle bile giderem.”didi. Sührāb dönüp eyitdi: “Ĥayır iy devletüm
ata, saña ne zaģmet ben yaluñuz giderem, sen [272/b[272/b[272/b[272/b]]]] 1 bunda kendi źevķ-i ŝafāñda ol.”didi.
Efrāsiyāb fermān eyledi. Tūrān memleketine nāmeler perākende olup az zamān 2
içinde yidi kerre yüz biñ Türk Tātār ‘askeri cem‘ oldı. Ba‘dehū Efrāsiyāb oġlı Şíde’yi ser-
dār eyleyüp “ Saña gözüm 3 nūrı işte bu ser-dār olsun. Ba’dehū sen ŝāģib-ķırān ol.” diyüp
Sührāb’ı ŝāģib-ķırān eyledi. Ammā bu dem oġlı Şíde’ye 4 tenbíh ve te’kíd eyledi kim ŝaķın
ne eylersen eyle hemān Sührāb’ı min-ba‘d Semengān’a uġratma. Zírā şāyed Semengān’da
kendüsin 5 ĥaberdār eyleyüp Ìrān’a gitmekden men‘ eyleyeler.”didi. İşte bunlaruñ tamām
Efrāsiyāb tedāriklerin görüp günlerde bir gün 6 yidi kerre yüz biñ ‘asker ile Sührāb ve Şíde
39
göç boruların çalup Efrāsiyāb’a vedā‘ eyleyüp ķandasın Ìrān-ı zemín ve 7 ķal‘a-yı Belĥ diyüp
revāne oldılar. Yiye içe, ķona göçe bir gün Semengān’a yaķın bir mevzi‘de ķondılar. Sührāb 8
dönüp Şíde’ye eyitdi: “ İy birāder, şunda gelmiş iken bir kerre varup vālídem ve ehlim ile
varup ģelālleşüp geleyim. Zírā 9 ceng ģālidür kim bilür nice olur ve hem ģelālüm Şehre Bānū
ģāmile idi, bir göreyim vaż‘-ı ģaml eylemiş mi? Naŝıl olmış? Yine ben 10 tíz gelürem.”didi.
Şíde eyitdi: “ Bre meded iy server, zírā pederüm Efrāsiyāb baña muģkem tenbíh eylemişdür
kim ŝaķınup Semengān’a uġrama11sın diyü ŝoñra kendüsine ĥāšırım ķalur.”didi. Gel kerem
eyle gitme, ferāġāt eyle eger duyarsa baña daĥı ‘itāb eyler. Niçün ŝalı-12virdüñ dir, zírā sen
anuñ šabí‘atın bilmezsin.”didi. Sührāb eyitdi: “Ben çoķ eglenmem, hemān bir kerre görüp
yine dönerem . Bil ki 13 üzerümden silahum bile çıķarmam.”diyü yemín eyledi. Bu kerre Şíde
bir vech-ile men‘ idemedi n’eylesün zūr ile alı-ķomaġa 14 ķādir degül, ĥoş imdi hemān bugün
yine gel, yarın seģerí ķalķup yola revāne olalum.”didi. Sührāb daĥı n’ola diyüp 15 raĥşına
binüp azm-i Semengān idüp revāne oldı.
Ammā rāvi ķavlince meger Sührāb’uñ ĥātūnı Şehre Bānū ģāmile idi. Ol 16 maģalde
Sührāb geldi. Görenler segirdişüp Selím Şāh’a ve ĥatūnına müjde eylediler. Bunlar şād olup
Sührāb gelüp 17 muķaddem vālídesi ve dedesi Selím Şāh ile bulışup görişdi. Andan ĥaber
alup ĥatunı Şehre Bānū’nuñ yanına gelüp 18 gördi kim bir üni yirde bir üni gökde feryād ider.
Ebeler Sührāb’a eyitdiler: “İy dilāver-i cihān, gel Şehre Bānū’yı ķafasından ķucaķlayup 19
silki-vir, belki suhūlet ile vaż‘-ı ģaml eyleye.”didiler. Sührāb daĥı gelüp Bānū’yı ensesinden
ķucaķlayup üç kerre 20 silkdi. Bi-emr’ullah-i Taālā vaż‘-ı ģuml eyleyüp bir oġlan vücūda
geldi. Dāyeler nāfesin kesüp ķumaşa ŝarup terbiye 21 eylemege başladılar.
Sührāb’a Selím Şāh ile Tehmine Bānū eyitdiler: “Bu sefer libas-ıla ķanda
gidersiñüz?”didiler. Sührāb eyitdi: 22 “Ìrān’a giderem. Meknām ile ceng itmeye giderem.”didi.
Bunlar eyitdiler: “ Bre meded gözüm nūrı, şāyed ki seni pederüñ ile ceng 23 itdireler. İşte
pederüñ şöyle ķıyāfetdedür.”diyüp vaŝf eylediler. Andan Selím Şāh oġlı Zinde-Rezm’i
40
Sührāb’uñ yanına 24 ķoşup “ Eger Rüstem ile ceng eylemek murād iderler ise birbirlerine
bildir!” diyü tenbíh eyledi. Amma Allah’uñ taķdíri her ne 25 ise tedbír aña fā’ide virmez.
Andan ģażırlanup Sührāb ile bile gitdi. Sührāb bunlara vedā‘ idüp ‘azm-i leşker eyledi [273/a[273/a[273/a[273/a]]]]
1 tā kim leşkere geldi.
Şíde Zinde-Rezm’i görüp bile geldüginden híç ĥaša eylemedi, ammā ne fā’ide ol gice
ne ģāl 2 ise ol mevżu‘da yatup seherí ķalķup ‘azm-i Ìrān eylediler. Bir gün Ceyģūn’ı ‘ubūr
idüp Ìrān yaķasına geçdiler. 3 Bir maģalle gelüp ķondılar. Sührāb ise her gün leşker ķonınca
yine ķulaġuz başıyı çaġırup eyitdi: “Yarınki gün ķonaġımuz 4 nicedür?”diyü ŝorardı. Ķulaġuz
başı daĥı cevāb her ne ise söylerdi. Sührāb ol ķonaķda yine ķılaġuzı da‘vet 5 idüp ķılaġuz
başı geldükde Sührāb eyitdi: “Yarınki ķonaġımuz nice, ŝarp mıdur yoĥsa āsān mıdur?”didi.
Ķulavuz başı 6 eyitdi: “Devletlü ŝāģib-ķırān, yarınki yolımuz üç çataldur. Biri na‘ím-rūz
üzerinden gider, biri Siyistān üzerinden gider, 7 ve biri daĥı Surĥ - Ābād üzerinden
gider.”didi. Bu kerre Sührāb eyitdi: “Ya bunlaruñ ķanġısı yaķındur ve doġrı yol ve
āsāndur?”didi. 8 Ķulavuz başı eyitdi: “ İy server, yaķın olan yol Surĥ -Ābād’dur. Na‘im-rūz
da yaķındur ancaķ Rüstem’üñ oġlı vardur. Ferāmurz 9 dirler. Na‘ím rūz anuñ arpalıġıdur.
Surĥ -Ābād’da bir pehlevān vardur. Gūderz Pír dirler. Öteden beri silsile ile ocaķlıķlarıdur. 10
Ammā şimdi Gūderz’üñ żabšındadur. Gūderz’üñ Hecír nām bir oġlı ile bir de Gürdāferíd
nāmında bir ķızı bekler , Siyistān biraz 11 muĥālifdür.”didi. Sührāb göñlinden eyitdi: “ Büyük
birāderüm Ferāmurz’uñ ĥāšırı vardur ve hem kendi ide ise ceng eylemek12 iķtiżā eyler.”
diyüp dönüp ķılavuza eyitdi: “ Na‘ím rūzdan Surĥ-Ābād yaķındur çünkim hemān šoġrı Surĥ-
Ābād üzerinden 13 git.”didi. Ķulaġuz başı n’ola diyüp ol gice ārām eyleyüp irtesi ķalķup
‘azm-i Surĥ-Ābād eylediler ammā Hecír ile 14 Gürdāferíd Bānū Surĥ -Ābād’da otururken
köylülerden birķaç adam gelüp eyitdiler: “Ne durursıñuz? Yidi kerre yüz biñ ‘asker 15 ile
Efrāsiyāb oġlu Ìrān’a Kāvus-ı Kāmrān ile ceng eylemege gideyorlar. Yarın bunda Derbend’i
Surĥ - Ābād’dan geçseler 16 gerekdür.” didiler.
41
Hecír ile Gürdaferid bu ĥaberi işidüp cān başlar sıçrayup tíz ķal‘ada mevcūd olan
ceng- erlerinden 17 yigirmi biñ ķadar sipah ĥażır bulup bunlar Derbend’i alup durdılar
geldüklerinde yol virmeyeler ammā bu yañadan Sührāb 18 leşker ile gelüp ilerüden Derbend
görindi ammā gördiler Derbend’de ‘asker vardur. Hemān Sührāb ‘askerüñ öñine geçüp 19
ileri raĥşın sürüp Derbend’e gelüp yüridükde Hecír ile Gürdāferíd Bānū gördi bir nev-cüvān
ālāt-ı ģarbe müstaġrıķ 20 olmış ammā üzerinde cihān-gírlik nişānı var. Besbellü Efrāsiyāb oġlı
olmaķ gerekdür, didiler. Hemān Hecír İbn-i Gūderz 21 Sührāb’uñ öñin kesdürüp eyitdi: “Bre
nereye gidersin nā-bekār Türk, peççe ilerüde pilāv mı var?” diyüp nízesin 22 fırāvır devr
itdürüp dümmün baġalda żabš eyledi. Yalman-ı nízeyi raĥşınuñ bināgūşından dırāz idüp
irişüp Sührāb’a 23 bir níze ģavāle eyledi. Sührāb Hecír’üñ nízesi ĥašša yirine geldükde
ķolçaġı-la çarpup nízeyi yolından sapdurdı ve 24 merdāne men‘ eyledi. Hecír gördi níze ile
olmadı šarfılından gürzin çeküp eline aldı, on yidi, on sekiz adım 25 yirinden raĥşına meydān
virüp öteden döndi ve irişdi. Sührāb’a bir gürz urdı, Sührāb da gürzi-le çarpdı. [273/b[273/b[273/b[273/b]]]] 1
Hecír’üñ gürzin bí-pāk [bí-bāk] ve pervā havāda men‘ eyledi. Hecír tekrār yine geldi. Sührāb
tekrār men‘ idüp nevbet kendüye geldükde 2 gürzinüñ on ikinci ķavrayup irişdi. Bir żarb urdı.
Hecír gürzin berāber virdi ki men‘ eyleye ammā ki çe-gürz-çe 3 siper Hecír’üñ gürz elinden
fırladı. Baş ķaçurup arķaya alduķda aġzından burnından ķan gelüp raĥş-ı gerdānından aşurı 4
depesinüñ üzerine mu‘allaķ yıķıldı yıķılacak maģal Sührāb tiziyye gürzin šarfı-la ŝalup at
sürüp irişdi. Hecír’üñ 5 düvālinden ķapup iki elin ķafasına bend eyledi. Girüden ‘asker daĥı
gelmiş -idi. ‘Askere teslím eyledi. Ammā Gürdāferíd gördi 6 ķarındaşı Hecír’i bende çekdi.
Hemān at sürüp irişdi. Sührāb’uñ öñin alup “ İy nā-bekār yaban oġlanı sen misin 7 benüm
ķarındaşum bende çeken!”diyüp Sührāb’a bir níze urdı. Sührāb anı da ķolçaġı-la men‘ eyledi.
Gürdāferíd gürz-ile geldi. 8 Sührāb bunuñ gürzin men‘ eyledi.Gürdāferíd tekrār geldi. Sührāb
anı da men‘ eyledi. Ba‘dehū bir żarb urup Gürdāferíd Bānū’yı 9 daĥı ser-nigūn idüp cüst
düvālinden ķapup ķolına aldı ve murād eyledi ki zemíne urup bende çeke, ģikmet-i Ĥudā
42
rūzgār 10 gelüp Gürdāferíd yüzinden niķābı def ‘ eyledükde Sührāb gördi bir ‘avratdur. Gerçi
çāġın almışca ammā ġāyet ģüsnā ,11 güzellerden güzel. Sührāb hemān mā’il olup Gürdāferíd
daĥı gördi kendüsine ġālib geldi. Ol dem Bānū eyitdi: “ İy dilāver 12 aman ķuluñ ve cāriyeñ
olam!”diyüp rūy-ı dil gösterüp Sührāb daĥı Gürdāferíd’i ŝalı-virdi. Gürdāferíd eyitdi:
“Sulšānum, 13 buyruñ ķal‘amuzı ziyāret eyleyüp mübārek ķademiñüz ile müşerref idüñ!”didi.
Bu kerre Sührāb n’ola diyüp da‘vete icābet 14 eyledi ve dönüp ‘askere fermān eyledi. ‘Asker
daĥı ķondı. Bu kerre Gürdāferíd eyitdi: “Sulšānum, ben ilerü gidüp tedārük 15 göreyim diyü
iźín alup ilerü gitdi.
Ķal‘aya varup meger ķapusınuñ iç yüzinde iki ķapunuñ arasında bir sütūn 16 var -ıdı.
Šaşdan öyle zenberek ile yuķaruda dururdı. Ķaçan bir düşmen żuhūr idüp ķal‘a ķapusın
Yıķup içeri 17 girür ise ol šaşı boşandururlardı. Ol šaş ĥasmuñ başına inüp atı-la kendin ĥurd
eylerdi. Ol šaşuñ üzerine 18 mu‘ayyen kimseler var idi. Gürdāferíd tiz ol kimesnelere ĥaber
eyleyüp Sührāb ,“Geçirgen šaşı başına bıraġuñ!”diyüp tenbíh 19 eyledi ve kendi saraya gelüp
tiziyye źí-ķıymet olan şeylerden alup laġım yolın açup hazır durdı. “Eger helāk olmayup 20
ķal‘aya yürürse ķarşu ķomañ!” diyüp şehirlüye tenbíh eyledi ammā Sührāb ol gün ģikmet-i
Ĥudā Ebreş-i Kerre’ye süvār olmayup 21 bir gergedāna binmiş-idi. Ķal‘a-yı Surĥ-Ābād’a
gelüp ķal‘a ķapusından içeri girdi.Ol mu‘allaķ šaşı hemān boşandurdılar. Šaşdur 22 meger
‘acele ile ŝalı-virüp Sührāb biraz girü bulındı. Šaşdur inmedi. İllā Sührāb’uñ bindügi
gergedānın kellesine inüp 23 hemān gergedānuñ kellesi ĥurd oldı. Sührāb hemān zemíne atıldı.
Tekrār Sührāb’a bir gergedān irişdürdiler. Üzerine binüp 24 ġażaba gelüp hemān ol āteş ile
şehirlüye bir tīġ düşdi kim ancaķ olur. Gürdāferíd gördi, itdügi iş olmadı. Ol dem 25 laġım
yolından ķaçup cān atup ķandasın Belĥ diyüp revāne oldı. Şehirlü “Aman elaman iy dilāver-i
zamān, bu işi iden [274/a[274/a[274/a[274/a]]]] 1ķaçdı. Bizüm günahımuz yoķdur.”diyüp aman dilediler. Sührāb el
çeküp doġrı sarāy-ı Gūderz’e geldi. Taģtın ķılıclayup 2 żabš eyledi. Andan bütün ahālí-yi şehr
gelüp berāy-ı maŝlaģat išā‘at gösterdiler. Sührāb ķal‘ayı żabš idüp birķaç 3 gün Surĥ-Ābād’da
43
mekś eyledi ve Şíde’yi getürüp taģta çıķardı ve şehirlüden Gürdāferíd’i sordı. “Belĥ’e
kaçdı.” 4 didiler. Bu kerre Sührāb eyitdi : “ Hoş imdi ben anı buluram!”diyüp Hecír’i ģapse
ŝaldı.
Bir gün Surĥ - Ābād’dan 5 göçdi. Yidi kerre yüz biñ er ile ķandasın Belĥ ve ķaŝd-ı
Kāvus-ı Kāmrān ve Meknām diyüp revāne oldı. İşte Sührāb 6 gelmekde ammā bizüm
dāsitānımuz bu šarafdan Gürdāferíd Bānū’ya geldi. Rāví eydür kim; Pādişāh-ı Ìrān Kāvus-ı
Kāmrān, diyār-ı 7 Ìrān’dan ķal‘a-yı Belĥ’de oturup kendi ‘āleminde, źevķ ŝafāsında gāh ŝayd
[u] şikār ve gāh dívānda ammā yine bir gün dívān 8 idüp dururken hemān dívāndan içeri
Gürdāferíd Bānū girüp zemín pūs idüp ba‘dehū eyitdi: “Pādişāhum, ma‘lūmuñ 9 olsun ki
Efrāsiyāb’uñ Sührāb nāmında bir şeci‘ oġlı žuhūr eylemiş. Şimdi yanına Şíde nām bir oġlunı
daĥı ķoşup 10 yidi kerre yüz biñ er -ile Ìrān’a yüriyüp Surĥ-Ābād’ geldiler. Biz de iki birāder
öñin alup yol virmeyelüm didük 11 ancaķ nā-bekār oġlan , ziyāde ķuvvet-i ķahireye mālik
imiş.Bizi birer żarb ile ser-nigūn idüp birāderüm Hecír’i bende 12 çekdi. Ben gördüm. İş ġayrı
olmış. Ben de müdāra eylemeyüp elinden ĥalās oldum. Andan ŝoñra ķal ‘aya da‘vet eyleyüp
13 başına ma‘hūd šaşı bıraķdurdum. Meger nā-bekār oġlanuñ eceli yoġ- ımış. Altında raĥşı
ĥurd olup kendi ĥalās 14 buldı ve ķal‘ayı żabš eyledi.Ben cān atup ģużūrıñuza geldüm. İşte
aģvāl budur ki ifāde eyledüm. Bāķí siz ā‘lemsiz 15 ancaķ pādişāhum oġlan, ol ķadar ķuvvet
ŝāģibi nā-bekārdur ki ben daĥı müddet-i ‘ömrümde bu ķuvvetde bir pehlevan
görmedüm.”diyü 16 ol ķadar Sührāb’ı medh eyledi ki Ķāvus’uñ cān başına sıçrayup ‘aķlı gitdi.
“Tíz Rüstem’e bir nāme taģrír olınsun,17 ‘alel‘acele gelsin. Eger elinde cām daĥı var ise nūş
itmeyüp gelsin!”didi.
Salāmon dānā daĥı Kāvus’uñ emri üzere bir nāme yazup nāmeyi Kāvus’a virüp ol daĥı
mührin urup ba’dehū dívānı gözden geçürüp Gív İbn-i Gūderz 19 meger anda idi. Aña işāret
eyleyüp Gív ayaġa ķalķup şāh öñine gelüp yir öpdi. Kāvus-ı Gív’e nāmeyi virüp eyitdi: 20 “
Yā Gív, al bu nāmeyi ‘alel‘acele Zābil’e varup Rüstem’e vir. Nāmeyi virdügin gibi hemān
44
ķalķup bir ān ve bir sā‘at eglenme 21 ve Rüstem daĥı te’ĥír itmeyüp gelsin. Eger gelmezse
soñra seni ķatl eylerem.”didi. Gív emir şāhuñdur diyüp nāmeyi alup 22 dívān-ı Kāvus’dan
çıķup raĥşına süvār olup ‘azm-i Zābil eyledi. Kāvus-ı Kāmrān daĥı ešrāf-eknāfa ulaķlar 23
gönderüp ‘asker-i cem‘ine meşgūl oldı. Ol zamān Ìrān Tūrān şāhlarınuñ ‘askerleri iki üç
ķonaķ yirlerde 24 ĥāżır ve müheyyā bulınurdı. Kāvus bir haftada yidi kerre yüz biñ ‘asker
tedārük eyledi. Ammā biz gelelüm Gív’e. Üstād eydür 25 bu Zābil ķal‘ası Belĥ’e ulaķ gidiş-
ile iki buçuķ ķonaķ yir idi. Kāvus, Gív’e biş güne dek varup gelesin diyüp [274/b[274/b[274/b[274/b]]]] 1sipāriş
eylemiş-idi. Gív ılġār-ıla gidüp iki buçuķ günde Zābil’e irdi. Rüstem nāmdar daĥı oġlı
Ferāmurz ile 2 ve pederi Zāl-ı Zamān ile ķızları Bānū-yı Güşāsb ve Azere Bānu ile sarāyında
oturup öñinde meclís ģatta Sām-ı Píl 3 daĥı anda idi. ‘İşret eylerlerdi. Gív ol maģal gelüp
Rüstem öñinde temennā eyleyüp Kāvus’uñ nāmesin virdi. Rüstem 4 dönüp “Ĥoş geldüñ
pehlevan ne ĥaber ve bu nāme nedür?”didükde Gív eyitdi: “İy devletlü ŝāhib-ķırān Kāvus-ı
Kāmrān gönderdi. 5 Bāķí cevāb nāmededür.”didi. Rüstem elindeki cāmı Gív’e ŝundı. Otur
eyledi. Gív de oturdı. Andan Rüstem nāmeyi ķırā’at 6 eyledi. “Öyle yazmış ki “Ģāliyen ben
ki Pādişāh-ı Ìrān Kāvus-ı Kāmrān’um, sen ki ŝāhib-ķırānum ve cihān pehlevānum Rüstem-i
Dāsitān’um 7sın. Bu nāmem vuŝūlinde öyle ma‘lūmıñuz olsun kim elinde cām daĥı var ise
nūş itmeyüp yire bıraġup bir ān ve bir 8 sā‘at te’ĥír itmeyüp ‘alel‘acele bu cānibe gelmege
sa‘y üzere olasın. Zírā ŝaķınup sā’ir vaķtlara ķıyās eylemeyesin. 9 Efrāsiyāb’uñ Sührāb nām
bir metin oġlı žuhūr eyleyüp yidi kerre yüz biñ Türk Tātār ‘askeri ile Ìrān’a yürüyiş 10 eyleyüp
ĥāliyen ķal‘a-yı Ŝurh- Ābād’ı żabš eylemiş, üzerüme geliyor imiş. Zírā ĥaber virdiler, bütün
memālik-i maģrūsada ve rub‘-ı 11 meskūnda öñine durur ve pençesine dest urur bir dilāver
bulınmamış. Ŝoñra iş müşkil olur, elbet de bir ān te’ĥír itmeyüp 12 hemān gelesin, dimiş.” Bu
kerre Rüstem eyitdi: “Tíz üç güne dek tedārük olup gidelüm.”didükde Gív eyitdi: “Devletlü
ŝaģib-ķırān, 13 pādişāhuñ emri hemān bu sā‘at gitmek üzeredür, zírā ŝoñra beni ķatl
eyler.”didi. Rüstem eyitdi: “Elem çekme yā Gív, ben seni 14 ĥalāŝ eylerem. Otur, ber-ā-ber
45
gidelüm”didi. “Cām daĥı var ise yire bıraġasın dimiş, işte fermān yirin bulsun.”diyüp 15
elinde olan cāmı yire ķodı. Yine alup Gív’e virdi. Gív daĥı alup nūş eyledi.
Meger Gív’üñ bir oġlı irişmiş-idi. Adına 16 Bíjen dirlerdi. Ferāmurz’uñ dayısı-idi.
Bíjen’e silāhşörlük eylerdi.Ġāyet eyü tīġ ‘ilmini taģŝíl eylerdi. Ìrān dilāverlerinden 17
Ferāmurz’uñ geçdükden ŝoñra Bíjen ķadar tīg-zen yoġ-ıdı. Gelüp Bíjen pederi Gív’üñ elin
öpdi. Gív daĥı Bíjen’i der-āġūş 18 eyleyüp baġrına baŝup gözlerinden öpdi. Rüstem üç gün
tedārükin görüp on iki biñ ‘asker kendinüñ, on iki 19 biñ Ferāmurz’uñ, on iki biñ ‘asker
Zāl’uñ, on iki biñ ‘asker Sām’uñ , ķırķ sekiz biñ ķadar leşker ĥāżır olup Rüstem 20 belki
Gílān ‘askerí vaķı‘ası gibi Zābil’e geleler diyü “Bānūları ve Bíjen’i Zābil’de bıraġup eger
düşmen gelürse ceng 21 eyleyüp kal‘ayı ģıfž [u] ĥırāset üzere olun.” didi ve ķalķup ‘azm-i
Belĥ eylediler ammā bu yañadan Kāvus-ı Kāmrān , Gív’i gönderdi.
22 Biş on gün oldı. Gív’den, Rüstem’den bir ĥaber žuhūr eylemedi, ammā Kāvus
ġażaba gelüp eyitdi: “Gördüñ mi Gív didükleri 23 egri gözlü nā-bekāra ben aña tenbíh
eyledüm ki bişinci gün yine gel diyü, baķ gelmedi.”diyüp atup šutdı. Salāmon dānā 24 eyitdi:
“Pādişāhum, taģavvür eyleme, belki aĥşama dek gelürler, yahūd yarın gelür, źírā yol ģālidür
ve insan ģālidür.”diyüp 25 tesellí virdi. Ol gün daĥı geçdi, yine gelmedi. Ŝabāh oldı yine
gelmedi. Kāvus āteş-maģž olup ģāŝıl-ı kelām yidi [275/a[275/a[275/a[275/a]]]] 1 gün geçdi, gelmedi. Ġayrı Kāvus,
šurup oturacaķ ģāli ķalmadı. Nā-gāh sekizinci gün Rüstem Belĥ’e gelüp girdi. İlerüye ādem
2 gönderdi. Gív, dívān-ı Kāvus’a irdi. Görenler Kāvus’a müjde eylediler. Gív daĥı gelüp
Kāvus öñinde zemín pūs eyledi. Andan eyitdi: 3 “Pādişāhum, işte Rüstem geldi.” diyüp müjde
eyledi ammā Kāvus kemāl-i ġażabından, Gív’e ‘itāb eyleyüp eyitdi: “ Bre, nā-bekār ben saña
tenbíh eyledüm, 4 biş güne dek gel didüm. Niçün benüm emrüme muĥālefet eyledüñüz? Bre
ķanı cellād, uruñ şu nā-bekāruñ boynın!”didi.
Cellād-ı bí-amān daĥı gelüp 5 ammā Gív’e yapışmaġa cesāret idemedi.Kāvus ise
feryād ider ki uruñ şu nā-bekāruñ boynın didügi vaķitde bir de hemān nā-gāh 6 Rüstem’üñ
46
šabl žurnā ŝadāsı belürdi. Salamon yine dönüp eyitdi: “Pādişāhum, ŝāģib-ķırān geldi. Siz de
ġażabı teskín ve emri 7 te’ĥír eyleñ!”diyüp Gív’i mekś itdürdi. Kāvus dönüp emrüm budur ki
istiķbāle bir ferd gitmesün ve dívāña geldükde bir kimse 8 ayaġa ķalķmasun. Yoĥsa soñra ķatl
eylerem.”didi.
Her-kes Kāvus’uñ ġażabın görüp ĥāmūş oldılar ammā Rüstem yaķın gelüp 9 gördi híç-
bir kimse istiķbāl’e gelmedi. Besbeli Kāvus ġażaba gelmişdür, hoş imdi māni‘ degül diyüp
muķayyed olmadı. Tamām 10 orduya yaķın geldükde ‘askere ķonuñ eyidüp kendi ileri yüridi.
Şehirden girüp dívān-ı Kāvus’a geldi ammā Kāvus’a 11 ŝāģib-ķırān geldi didiler. Tekrār
Kāvus tenbíh eyledi ki “Bir kimse ayaġa ķalķmasun ve selāmın almasun.”didi. Bu kerre
Rüstem’dür 12 dívāndan içerü girüp selām virdükde Salāmon dānā selāmın alup ayaķ üzerine
ķalķınca bütün erbāb-ı dívān 13 birden cümlesi ayaġa ķalķdılar.Kāvus-ı Kāmrān şimdi dibelik
ġażaba gelüp öykesinden gözleri 14 dönüp evvelinden ‘aķlı yoġ-ıdı bu kerre híç kalmadı.
Hemān bir kerre iki zānūları üzerine gelüp eyitdi: [275/b[275/b[275/b[275/b]]]] 1 eyitdi: “Baķ a yā Rüstem, ben
saña nāme gönderüp ‘alel‘acele gelesin didüm. Niçün emrime muĥālefet geç geldüñ? Yoĥsa 2
ben pādişāh degül miyem?”didi. Bu kerre Rüstem eyitdi: “Pādişāhum, emrüñ tutup geldüm
žāhir, ancaķ tedārüksiz gelinür mi? Tedārüküm 3 görüp geldüm. Arada fevt olmış kimse yoķ
ve düşmen gelüp memleketüñ żabš eylemedi. Bu mertebe ġażaba gelmege sebeb nedür 4 be
hey pādişāhum?”diyüp ? tesellí virdi. Ammā Kāvus’uñ cünūnı ġalebe eylemiş- idi. “Bre
šutuñ şu nā-bekār Zābilí’yi! Ol egri 5 gözlü ķaltabān ile ikisin daĥı ķarşu-be-ķarşu salup
eyleñ!”didi.
Erbāb-ı dívāndan kimesne Kāvus’un bu mu‘āmelesin 6 görüp şaşdılar. Zi-hí dívānelik,
diyüp her-kes göñlinden Kāvus’a nefrín eyledi ve bir kimse ģareket eylemedi ammā Kāvus 7
yine ģayķırup “Bre nā-bekārlar ben size dimez miyem šutuñ şunları asuñ!” didi. Ammā
kimüñ zehresi var kim gelüp Rüstem’üñ 8 yaķasına yapışmaġa ķaźir ola. Aŝlā bir kimesne
ģareket itmeyüp öñlerine baķdılar. Ammā Šūs bin-Nūder, biraz ol da dívāne 9 idi. ‘Aķılda
47
Kāvus’a ayaķ-daş ola-bilürdi. Hemān yirinden ķalķup geldi: “ Fermān-ı pādişāhídür. Teslím
ol yā Rüstem!” 10 diyüp el uzatdı, ammā Rüstem öyle ġażaba geldi kim gözleri šas-ı pür ĥūna
döndi. Ammā ol dem hemān sínesi çifte 11 kösler gibi gürlemege başladı ve dönüp Tūs’uñ
aġzına bir el arķası öyle urdı kim Tūs’un birķaç dişi ķırılup 12 aġzı ķan-ıla toldı ve depesi
üzerine yıķıldı. Hemān Rüstem zemínden bir ķabża ĥāķ alup eyitdi: “Baķ a yā Kāvus 13 sen
göge çıķdun. Soñra çūbān olup ķaval çalarken seni yine varup getürüp pādişāh eyledüm,
eylügimi yine bilmedüñ 14 Andan soñra yidi kerre yüz biñ er-ile Māzenderān’a giderken
Zenge-yi Şāvrān’da saña yol alı-virdüm. Andan yidi yıl bütün 15 ‘asker gele diyü sefíd siģri ile
kör olduñ. Ben yine varup cān u baş terk eyleyüp yidi sene Ehremenler diyārların 16 gezüp
dív-i sefíd gibi ‘ifrít ile ceng eyleyüp ‘āķıbet Ĥudā-yı bí-çūn ben ķulına i‘ānet idüp diyü
sefídüñ 17 ciger-gāhın söküp getürdüm. Gözine çeküp a‘mālıķdan ķurtardum. Yine bilmedüñ.
Andan soñra mengeneye girdüñ. Ben varup 18 ĥalāŝ eylemesem on sā‘at ‘ömrün kalmış-ıdı.
Yine ol eylügi bilmedüñ. Senün gibi ķadr [u] ķıymet bilmez deliye ĥizmet eylemekden 19 ise
šaġda bir çūbāna ĥizmet eylemek a‘lādur. Yüri hey nā- bekārlar ! Benüm yanumda Kāvus ve
Tūs işte bir avuç türāb gibidür.”20 diyüp ĥāki zemíne ŝaçdı ve dönüp dívāndan šaşra oldı ve
Ebreş’e süvār olup híç-bir kimseye baķmadı. Zābil 21 yolın šutup gitdi.
Zāl ve Ferāmurz ĥaberdār olup anlar daĥı tekrār ‘askeri ķaldırup Rüstem’üñ ķafasına
düşdiler. 22 Ammā Rüstem dívāndan çıkınca Salāmon ve Gūderz Pír ve sā’ir bütün erbāb-ı
dívān ol dem Kāvus’a eyitdiler : “Pādişāhum 23 sen ne yapduñ hiç bilür misin? Cümle ‘asker
šaġılup bir kimesne ķalmaz . Yarın Sührāb gürleyüp geldükde nice cevāb 24 virürsin. Ķatı
büyük ĥašā eyledüñ diyüp dört šarafdan dil üşürüp Kāvus daĥı itdügi işe peşímān oldı. 25 Ol
dem hemān ‘aķlı başına geldükde vaķı‘a Rüstem gidince nice cem‘ olan ‘askerüñ çoġu
ķalķup gitdi. ‘asker períşān olmaġa [276/a[276/a[276/a[276/a]]]] 1 başladı ammā yine dönüp eyitdi: “Ya şimdi
nice olur , Rüstem’i kim çevirmege ķādirdür?”didi. Hemān Gūderz Pír eyitdi: 2 “Pādişāhum
Salāmon dānādan ġayrı Rüstem’i bir kimse getürmege ķādir degüldür.”didi. Salāmon daĥı
48
eyitdi: “Ĥayır,ben 3 idemem.”diyüp yaķasın silkdi. Ammā Gūderz eyitdi: “Yabana söyler
Pādişāhum, andan ġayrı kimesne getüremez. Ol getürür 4 zírā bizden olmaz.”didi. Bu kerre
Kāvus Salāmon’a fermān eyledi: “Elbet de sen bu işe mübāşeret itmek gereksin, hemān 5
Rüstem’i ne šāríķ-ıla olursa olsun alup getürmelisin!”didi. Salāmon dānā, Gūderz’e baķup :
“Olsun nā-bekār 6 ‘ömr-i nāzenínin bāda virmiş ķoca.” diyüp gögsin ķaķdı. Bu kerre Gūderz
de eyitdi: “Bilür misin yā Salāmon Zenge-yi Şāvrān 7 ķal‘asında beni Zābil’e gönderdüñ. Bu
ki ‘ivażdur.” didi.
Salāmon raĥşına süvār olup dolu-dizgin Rüstem’üñ ķafasına 8 düşdi. Tā kim Zābil
‘askerine irişdi. Biraz gidüp Zāl’ı gördi. Hemān Zāl’uñ yanından geçüp gitdi. Ferāmurz’a
irişdi.9 Anı daĥı geçüp gitdi. Ba‘dehū Rüstem’e irişdi.Rüstem’üñ yanından geçüp ilerü yüridi.
Ammā Rüstem fikr idüp giderken 10 anı gördi. Salāmon dānā geçüp gitdi. Rüstem eyitdi:
“Uġur ola iy dānā , nedür aŝlı yine geldüñ? Yoĥsa beni döndürmege 11 mi geldüñ? didi.
Salāmon eyitdi: “Ĥayır devletlü ŝāģib-ķıran, hemān Kāvūs’uñ dívāneligine darılup Zābil’e
giderem zírā 12 öyle delinüñ yanında ādem durup n’eylemek gerekdür!”diyüp Rüstem’üñ ism
meşrebince biraz söyledi. Rüstem bir miķdār yumışayup 13 öykesi geçdi. Dönüp eyitdi: “Yā
Salāmon, ben gitdükden ŝoñra ĥalķ ne söylediler. Híç beni añdılar mı?”didi. Bu kerre 14
Salāmon eyitdi: “ Be hey ŝāģib-ķırān, ĥalķuñ aģvāli ma‘lūma biñ dürlü ĥalš kelām söyleşürler
ancaķ efvāh ‘ālem 15 sözine ‘itibār olınmaz . Yabana söylerler.”didi. Rüstem bundan bozılup
eyitdi: “Ya ne söylerler bir dem sen söyledüklerin 16 hemān sen baña söyle.” didükde Salāmon
eyitdi: “Be hey devletlü ŝāģib-ķırān zamān bu söz olmış, n’eylersin? Muķayyed olmañ 17
şimdi vaķti degül. Zābil’e gidelüm. Varup źevķımuza baķalum.Bize olmaz söylemek.”didi.
Rüstem eyitdi: “ Ol efvāhda söylenen 18 cevāblar nedür? Sen baña anı söylersin.” diyüp
ibrām eyledi. Salāmon eyitdi: “ Efvāhda söylenen sözler budur ki 19 şu Kāvus ne delü
ģerifdür. Rüstem gibi dilāvere böyle mu‘āmele eyleye, diyüp ba‘żılar Kāvus’ı te‘ayyüb
eyleyüp düşnām 20 eylediler ve ba‘żılar daĥı be hey ādemler sizler de meger aģmak imişsiz.
49
İş öyle degüldür ammā muķaddem Rüstem Sührāb’ı aŝlından 21 ĥaber eylemiş ,ziyāde
ķuvvet-i ķāhire sāģibi pehlevān imiş, ammā şimdi Rüstem’üñ evvelki gibi ķuvveti yoġdur,
görmez misiz evvel 22 yüridügi zamān šopuķlarına varınca pāyları zemíne batardı. Şimdi
batmaz oldı. Rüstem’üñ ‘aķlı kesdi ki Sührāb 23 kendüsine ġālib gelür. Kāvus ile tenhā
müşāvere eyledi. Sen beni ĥalķ içinde āzār eyle ben de ŝūret-i mu‘āmele ġażaba 24 geleyim ve
hem küsüp gideyim. Sührāb eger gelürse lābüdd bir ģāl ile pehlevānlar bir ģíle düzüp
ģaķķından gelürler.25 Arada benüm ‘ırżum yıķılmaz.”didi. Kāvus da öyle bir mu‘mele
gösterdi . Yoĥsa biş on günde gelmiş, andan bir şey ģāŝıl olmaz. [276/b[276/b[276/b[276/b]]]] 1 Ĥuŝūsa daĥı
Sührāb’dan bir eśer bu ķadar hemān işte aŝlı budur diyüp cevāb eylerler. Ģāŝıl-ı kelām sizden
ötürü 2 Sührāb’uñ ķorķusından ķaçup firār eyledi didiler. Ba‘zı nā-ĥalefler ģāliyen böyle
cevāb söyleşüp sözler söylerler. 3 Híç ‘aķlı olan böyle söz söyler mi ?” didi.
Rüstem Salāmon’dan bu cevābları işitdükde Ebreş-i gül-endām’uñ sicāmın 4 keşíde
ķılup dönüp eyitdi: “Diñle iy ‘ömr-i nāzenínin bāda virmiş ķoca nā-bekār sözleri daĥı híç
kimesne söylemedi. 5 İşte şimdi sen peydā eyledüñ, ancaķ şimden- girü ve bir adım daĥı ilerü
gidersem ġayrı adım Sührāb’dan ķorķmış olsun!” 6 diyüp Rüstem hemān döndi, girüden
Ferāmurz ve Zāl ve Sām görüp birbirlerine eyitdiler: “Be cānum bu nā-bekār ŝāģib-ķırāna 7
siģir mi eyledi, nice döndürdi?”diyüp ta‘accüb eylediler. Anlar daĥı döndiler. Rüstem,
Salamon dānā ile ilerü giderlerdi. 8 Rüstem gördi bir gürūh sipāh žuhūr eyledi. İçlerinden biri
feryād eyleyüp aġlayurak gelür. Rüstem eyitdi: “İy 9 Salāmon bu nedür?”didükde ol dem
Salāmon eyitdi: “Kāvus-ı Kāmrān’dur !”didi. Rüstem daĥı yaķın gelüp gördi fi’ 10 l-ģaķíķa bu
gelen piyāde Kāvus’dur. “Aman, el-amān devletlü ŝāģib-ķırān, ben eyledüm sen eyleme!
Benüm cürmüm nedür ‘afv eyle!” diyüp 11 gelür. Rüstem, Kāvus’ı ol halde görince
merģamete gelüp Rüstem daĥı getürüp kendin Ebreş-i gül-endām’dan zemíne atup 12 piyāde
ķarşu vardı. Öñinde yir öpüp Kāvus’ı yine raĥşına bindürdi. Bu kerre Kāvus eyitdi: “Ya
Rüstem, sen benüm dívāne 13 idügüm bilmez misin? Niçün küstaĥlıķuma ķalursın?”diyüp
50
diyüp ‘özrin diledi. Rüstem daĥı ĥoş imdi öyle olur 14 pādişāhum, ben daĥı ĥalķdan ģicāb
eyledügümden ol ķadar söz söyledüm. Yoĥsa elbet de pādişāhlar ķullarına ġażab 15 ide-
gelmişlerdür, man‘i degüldür.”diyüp Kāvus’uñ ĥāšırın ele aldı.
Ĥulāŝa-yı kelām dönüp ordu yirine geldiler. Rüstem, 16 serā-perdesin Kāvus-ı
Kamrān’ın bargahınuñ ŝaġ cānibine ķurup tekrār períşān olan ‘askere ādemler gidüp 17
Rüstem Kāvus ile barışup yine geldi diyü cümlesin döndürdiler.
Kāvus Rüstem’e üç gün żiyāfet eyledi ammā 18 derūnuñdan Rüstem’e ‘ažím kibr ü kín
eylemiş-idi. Bu arada ĥazínesinde ķırķ gün va‘deli bir buçuķ misķāl zehr aldı.19 Rüstem’e
maĥŝūŝ bir ša‘āma ķatup bir šaríķ ile żiyāfetde yidürdi. Ammā kimsenüñ ĥaberi olmadı. Üç
gün tamām olup 20 dördinci gün ġayrı tedārüke başladılar ve ‘asker-i Ìrān daĥı cümle gelüp
yidi kerre yüz biñ ‘asker cem‘ oldı ammā 21 daĥı Sührāb’dan eśer […] yoķ. Dönüp Rüstem,
Kāvus’a eyitdi: “Pādişāhum, işte Sührāb’dan eśer belürmedi. İmdi ma‘ķūl 22 olan budur ki biz
de bu aradan ķalķup ilerü Çeşme-yi Nehrüvān’a šoġrı gidelüm. Deşt-i Nehrüvān’da Sührāb’ı
ķarşulayup 23 cengi ol arada eyleyelüm. Bu araları Tūrāníler’e çinetmeyelüm.”diyüp tedbíri
münāsib görüp Nehrüvān üzerine gidecek 24 oldılar. İptidā ķırķ biñ sipāh ile Tūs Sipehbed
serā-perde-yi Kāvus’ı alup ķalķdı. Ardınca on iki biñ Zābil ‘askeri 25 ile Rüstem ķalķdı.
Andan on iki biñ er -ile […] Zābil’i Zāl-ı Zamān andan on iki biñ Keyān- Ābād ‘asker-ile
Sāfil [277/a[277/a[277/a[277/a]]]] 1 ve Kāmil Ferāmurz’uñ bargāhın ķaldırup andan ŝoñra yine Gūderz yan bölük
bölük ķalķup ba’dehū Görgín Mílād 2 ve ķırķ biñ Zengibār ‘asker-ile ķalķup anuñ ardınca
Zenge-yi Şāvrān oġlı Tenge ķalķdı. Anuñ ardınca Gílān 3 zemín ‘asker-ile Sām-ı Píl ķalķdı.
Anuñ ardınca Zevāde Dilir ķalķdı. Anuñ Ferāmurz yüridi. Anuñ ardınca Zāl-i 4 Zamān
yüridi. Andan Rüstem-i Dāsitān yüridi. Ba’dehū Kāvus-ı Kāmrān yüridi. İşte bütün Ìrān
‘askeri fevc fevc,5 mevc mevc gürūh gürūh tertíb üzere çekilüp gitmekde ammā bizüm
dāsitānımuz burada Sührāb’a geldi.
51
Rāvi ķavlince Sührāb-ı 6 ser-firāz Ķal‘a-yı Surĥ- Ābād’ı feth eyleyüp Hecír’i bende
çekdi. Gerdāferíd Ìrān’a gitdi. Sührāb bir hafta miķdārı 7 Surĥ-Ābād’da oturup günlerde bir
gün yidi kerre yüz biñ Türk Tātār ile ve ‘asker-i bí-şumār ile Ķal’a-yı Surĥ- Ābād’dan 8
ķalķup ayaķ ayaķ ‘azm-i Belĥ eyledi.Bir gün Çeşme-yi Nehrüvān ŝaģrāsına gelüp ķondılar.
Gördiler bir lašíf maģaldür. Şunda 9 birķaç gün istirāģat idüp ŝayd u şikār idelüm ve hem
‘asker diñlensün, rāģat olsunlar.”didi. Şíde daĥı n’ola 10 diyüp ‘asker de oturaķ çaġırtdı. Ol
gün ol gice yatup çün ŝabāģ oldı. Nā-gāh ĥaber geldi kim Ìrān pādişāhı 11 Kāvus-ı Kāmrān
yidi kerre yüz biñ leşker ile yarın gelüp bunda ķonar diyü ĥaber virdiler. Sührāb ve Şíde bunı
12 işidince ol dem Sührāb ziyādesi-le şād oldı. Dönüp eyitdi: Pek ma‘ķūl bize bundan a‘lā
ceng idecek 13 yir olmaz güzel ŝaģrādur.”didi.
Ol gün Sührāb şikāra gidüp ol vādileri gezdi. Aĥşam olınca geldi. Ol gice ne 14 ģāl ise
ārām eylediler çünkim ŝabāh oldı. Gün ķubbe-i felekden baş gösterüp ‘ālem nūr-ı yezdān-ıla
münevver olduķda 15 Sührāb yirinden durup biraz def‘-i ĥumār eyleyüp andan Hecír’i bend ile
alup Ìrān ‘askeri gelecek yoluñ bir šarafında 16 bir püşte var idi. Sührāb’uñ sāye-bānuñ ol
püşteye ķurdılar. Ba‘dehū geçüp ķarār eyledi ve Hecír’i yanına alup 17 “Ìrān ‘askerin göster
geçerken birer birer pehlevanları baña göster”didi. Birazdan anı gördiler kim Ìrān šarafından
bir ġubār 18 žāhir oldı. Pehlevān bād-ı ŝabā ķarşu varup ol ġubārı dāmeninden giríbānına
varınca iki şaķ idüp içinden 19 ķırķ ‘alem žāhir oldı. Bildiler kim ķırķ biñ erüñ nişānesidür.
Yaķın geldükde Sührāb gördi bir pehlevān başı ‘alem 20 sāyesinde bir pādişāhāne libās ile bir
ķadd-i balā ŝāģibi pehlevandur. Çín-pūlāda müstaġrıķ olmış, altında bir raĥş-ı ejderí
21döşünde on iki bayraķlı bir āhen-i şeşper gelüp geçdi. Yanında kendi gibi bir dilāver daĥı
var. Sührāb Hecír’e su’āl 22 eyledi: “ Bu kimdür?”didi. Hecír eyitdi: “Bu pehlevāna Tūs
sipeh-bed dirler. Ģāliyen Kāvus-ı Kāmrān’uñ muķaddem ceyşi ve ser-‘askeridür. 23 Nevrūz
Şāh oġlıdur ve Nevrūz Şāh, pādişāh-ı Ìrān iken pederüñ Efrāsiyāb İbn-i Peşenk Ĥān Sipend
üzerinde šutup 24 ķatl eylemişdi. Yüz yitmiş yidi vāris mülk-i Ìrān olan şehzādegānuñ ser-dārı
52
ve ser-firāzıdur ve yanında olan 25 birāderidür. Güstehem dirler.”diyüp ta‘ríf eyledi. Šūs da
varup Tūrān ‘askerinüñ muķābelesinde bir ĥūb yirde [277/b[277/b[277/b[277/b]]]] 1 serā-perde-yi Kāvus’ı ķurdılar.
Ammā bu yañadan nā-gāh bir toz daĥı belürdi.Yaķın gelüp içinden on iki ‘alem žāhir oldı. 2
‘Alem sāyesinde iki pehlevān gelüp geçdi. Sührāb : “Bunlar kimlerdür?”didi. Hecír eyitdi:
“Bunlar Ìrān ŝāģib-ķırānı 3 olan Rüstem’üñ lalalarıdur. Birine Elviye ve birine Šahār
dirler.”didi. Anuñ ardınca bir toz daĥı belürdi. On iki 4 biñ er-ile Rāhveş Zābilí gelüp geçdi.
Sührāb “Bu kimdür?”didi. Hecír, Zāl-ı Zamān’uñ ser-‘askeridür.”didi. Bunlar daĥı 5 geçüp
varup Rüstem’üñ ve Zāl’uñ bārgāhların ķurdılar. Der-‘aķab bir toz daĥı belürdi. On iki biñ
Keyān-Ābād 6 ‘askeri-le Sāfil ve Kāmil gelüp geçdi. Sührāb , Hecír’den sordı. Hecír de kim
olduķların bildürdi. Anuñ ardınca 7 Gūderz yanından mevcūd olan dilāverler birbiri ardınca
geçdiler. Hecír cümlesin ĥaber virdi. “Cümlesi birāderlerümdür.” 8 diyüp ta‘ríķ eyledi. Gūderz
Pír geçdi. Bu benüm pederümdür.”didi. Anuñ ardınca Gírgín-Mílād geçdi.Hecír eyitdi: 9 “ Bu
da filān”diyüp bildürdi.Andan Zenge-yi Şāvrān geçdi oġlı Tenge ile. Sührāb su’āl eyledi.
Hecír eyitdi: 10 Anı da ta‘ríf eyledi. Zenge’nüñ ardınca Sām-ı Píl geçdi. Yüz on dört ārīş
ķaddi-le gürz-i müntehāsı öñince 11 bir fíl üzere ģaml olmış, gelüp geçdi. Sührāb Sām’ı bu
ķıyāfet-le görüp ziyāde begendi. Su’āl eyledi, Hecír eyitdi: “ 12 Rüstem’üñ ser-ķaplanı ve
Gílān-zemín sulšānıdur.”didi. Anuñ ardınca bir tāze nev-cüvān gelüp geçdi. Ol ķadar heybet 13
ve ŝalābet ŝāģibidür ki yüzine baķanı lerze alurdı. Ammā Sührāb bu nev-cüvānı görince cānı
yirinden ķopup ģareket 14 eyledi. Hecír’e “Bu nev-cüvān kimdür?”didi. Hecír eyitti: “Bu nev-
cüvān Ferāmurz-ı ser-āmed dirler. Rüstem’üñ oġlıdur. Keyān-Ābād’da 15 ģāŝıl olmışdur.
Ammā pek şecí‘ dilāverdür.”didi. Ferāmurz daĥı geçüp gitdi. Anuñ ķafasından Zāl-ı Zamān
žuhūr eyledi. 16 Yüz on bir er ārış ķaddi-le aķ ŝaķal düvālde Sührāb Hecír’e bu kimdür?”didi.
Hecír: “İşte Zāl-ı Zamān didükleri budur. 17 Anadan böyle aķ ŝaķallu šoġmışdur. On dört sene
símurg-ı ‘anķā perverde eyleyüp ŝoñra pederü Sām-ı süvār 18 varup alup getürmişdür.” didi.
Sührāb bildi ki dedesidür. Zāl daĥı geçüp gitdi. Ardınca Rüstem žuhūr eyledi. 19 Šoķsan ārış
53
ķaddi-le üzerinde yitmiş iki pāre ālāt-ı ŝāģib-ķırāní başında arslan ser-tuġluġası, miyānında 20
biş ķılıç , üzerinde bebr-i beyābān postı, biñ bir ķanšār gürz-i gāv-ser dūşında üç yüz ārīş ve
üç yüz aršāl 21 níze-yi barkeş, altında Ebreş-i gül-endām-ı bahrí, bir mehābet ve ŝalābet ile
geçdi ki görenlerüñ zehresi çāk olur.
Sührāb 22 Rüstem’i gördigi sā‘at deryā-yı maģabbet derūnında temevvüc eyleyüp ķanı
ķaynadı ve yüregi oynadı. İşte bu benüm pederüm 23 Rüstem olmaķ gerek,didi. Ammā
Efrasiyāb muķaddem Sührāb’a Meknām daĥı ‘aynı ile Rüstem gibi ālāta mālikdür ve Rüstem
gibi alaca 24 ata biner dimişdi. Ammā Sührāb bundan şübheye vardı. Dönüp Hecír’e eyitdi:
“Yā Hecír, bu kimdür? Yoĥsa Rüstem didükleri 25 bu mıdur?”didi. Bu kerre Hecír fikr idüp
Sührāb’uñ Rüstem’i ĥāhiş ile sū’āl eyledüginden ve Sührāb da ziyāde ķuvvet [278/a[278/a[278/a[278/a]]]] 1
gördüginden ķorķdı ki belki Rüstem’e ġalebe eyleyüp Rüstem idügin bilince helāk eyleye
diyüp “Bunı bilmem , bu 2 pehlevān Kāvus yanına yiñi gelmiş ancaķ.”diyince Sührāb’uñ
kütte-dek beli ķırıldı. Dönüp eyitdi: “Šoġrı söyle, 3 yā Hecír,işte bu Rüstem’dür. Baña ĥaber
virdükleri nişān üzeredür.Rüstem budur.Elbet de doġru , sen söyle”didi. 4 Hecír de Sührāb’uñ
ibrāmından dibelik ĥavfa düşüp eyitdi: “Ĥayır, Rüstem degüldür.” Sührāb eyitdi: “Ya
kimdür?” Hecír eyitdi: 5 “Ben de bilmem daĥı bu dilāveri, şimdi gördüm.”diyüp ? inkār
eyledi. Ammā olacaķ olur , taķdír-i ilāhí yirin bulsa 6 gerekdür. Yazılan bozılmaz diyü beyt:
“Olacaķ olur çār-nā-çār
Gerek göñlüñ gín šut gerek tār”
Çün Sührāb Hecír’e ibrām 7 eyledükce Hecír de yine muŝırr olup söylemedi.Bilmem dirdi.
Sührāb ġażaba gelüp “Be hey nā-bekār bilürsin ammā baña raģne 8 içün söylemezsin.”diyüp
hemān Hecír’e öyle bir sille urdı kim baġlu baş ve ķıç ol püşteden yuvarlandı. 9 Tā Ìrāníler’üñ
öñine indi. Gördiler Hecír’dür. Dalup gitdiler. Bundan ŝoñra Sührāb eleminden ol arada
durmayup 10 ķalķdı. Kāvus’uñ geçdügine baķmadı. Doġrı çadırına gidüp bir kimesne ile aŝlā
ŝohbet bile itmedi. Biraz bāde 11 nūş eyleyüp yatdı.
54
Ammā beri de Kāvus daĥı ‘ažamet-i tām ile gelüp geçdi. Rüstem’i pehlevānlar varup
ķarşuladılar ve Kāvus’ı 12 Rüstem, pehlevanlar ile piyāde ķarşulayup serā-perde-i çemşíde
indürdiler. Kāvus indügi gibi leşker de “Üç gün āsāyiş, 13 dördinci gün dívāndur.” diyü
münādíler nidā eylediler. Her-kes ĥaberdār oldılar ki üç gün āsāyiş, andan Her-kes
źevķlerinde 14 oldılar.
Arası bir iki sā‘at geçdükden sonra Kāvus-ı Kāmrān’uñ bārgāhı öñinde bir ġulġule
oldı. Bre gerek nedür aŝlı? 15 didükde Hind’den bir ilçi geldi. Pādişāha bulışmak ister didiler.
Kāvus’a ĥaber virdiler. Ol da fermān eyledi. Dívān-16köslerine šurralar urdılar. Begler
ĥaberdār olınca birbirlerine eyitdiler. ‘Acaba ne ola diyüp cümle ehl-i dívān Kāvus bārgāhına
17 cem‘ oldılar. Rüstem ve Ferāmurz ve Zāl ve Sām daĥı gelüp her-kes yirlerinde ķarār
eylediler. Kāvus emr idüp gelen ilçiye iźín 18 olup içerü getürdiler. Gelüp zemín pūs idüp
durdı. Kāvus işāret eyledi. Altına ŝandalí ķodılar.Geçüp 19 oturdı. Eline şerbet virdiler. Alup
içdi. Andan Kāvus baş ķaldurup eyitdi: “ Ķandan gelüp ķanda gidersin?”20 didi. İlçi de ayaķ
üzere ķalķup tekrār yir öpüp eyitdi: “Pādişāhum ben ķuluñ ģāliyā gelişüm diyār-ı Hindistān
pādişāhı 21 olan Rā-yı Ā‘žem ģużūrından gelürem. Ben anuñ vezírlerindenem. Lakin şimdi
ķāŝıdıyam. Sen şāha nāmem vardur. Bāķí cevāb 22 nāmededür.”diyüp çıķarup nāmeyi ŝundı.
Kāvus nāmeyi alup mührin giderüp dānā eline virdi. Ol da oķıtdı. 23 Mefhūm-ı nāme benüm
pādişāhum sābıķān pederüm Mihrāc Ĥān zamānında. Baģr-ı Hind’den ejder-serler maģlūķı
çıķup diyār-ı Hind’i 24 ĥarāba virürler. Pederüm daĥı Żaģģāk Şāh’a nāme gönderüp ŝāģib-
ķırānı olan Gürşāsb-ı āhendesti gönderür . Gürşāsb-ı 25 āhendest gelüp ol maģlūķı üç gün üç
gice ķırup ‘āķıbet şāhların šutup helāk eyler. Ol ķavím münhezim [278/b[278/b[278/b[278/b]]]] 1olup deryāya
giderler. Dānālar Gürşāsb’üñ tuçdan ķalbin düzüp Gürşāsb deryā kenārına diker. Ol zamāndan
2 beri gāh u gāh ol maģlūķ deryādan çıķup Gürşāsb’üñ ķalbüñ görince ürküp yine yine
deryāya kaçarlar. Ammā bu yaķından 3 fermān-ı Yezdāní birle bir rūzgār-ı şedíd žuhūr
eyleyüp ol ķalbi yirinden söküp yıķdı. Şimdi ol maģlūķ ķalbi 4 yıķılmış görüp šaşra çıkdılar.
55
Evvelki gibi diyār-ı Hind’i ĥarāb-yebāb eylemege başladılar. İmdi kerem idüp pādişāhum,5
ŝāģib-ķırān-ı ‘ālemi bu cānibe irsāl buyurasız. Gelüp ķalbi yine diküp ve ol maģlūķı ref‘ idüp
bizi şerlerinden 6 ĥalāŝ eyleyesiz.”diyüp ĥatm-i kelām eylemiş . Kāvus nāmeden bu cevābı
işitdükde Rüstem’üñ yüzine baķup eyitdi: “Yā Rüstem, 7 şimdi nāmeye ne cevāb
virelüm?”didi. Rüstem eyitdi: “Ben de bilmem pādişāhum, ķarşumuzda işte Sührāb gibi ĥaŝm
var iken 8 bıraġup gitmek olmaz şimdi. Gitsem bāķí Sührāb’dan Rüstem ķorķup Hindí bahāne
idüp gitdi dirler. Híç muķayyed olınmas. 9 Bu ķadar ādemlerüñ günāhı üzerimüze
yazılur.”diyüp biraz müşāvereden ŝoñra Selāmon dānāya ricā olındı. Ba‘dehū Salāmūn 10 dānā
reml idüp eyitdi: “Devletlü ŝāģib-ķırān, bu maģlūķuñ def‘i, ciger kūşeñüz Ferāmūrz’uñ elinde
olsa gerekdür. Eger 11 bu cenge bizzat kendiñüz daĥı gitsenüz sizüñ eliñüzden feth olmaz. İllā
Ferāmūrz elinden olur.”didi. Kāvus ve Rüstem 12 şād olup ol sā‘at, Kāvus Ferāmurz’a ĥil‘at-i
fāĥire giyürüp Hind’e ejder-serler cengine ta‘yín eyledi. Ferāmurz da 13 Fermān şāhuñ, diyüp
dívāndan ķalķup Kāvus öñinde temennā eyleyüp pederi Rüstem’üñ destin pūs idüp du‘āsın 14
aldı ve dedesi Zāl’uñ daĥı elin öpüp dívāndan çıķup çādırına geldi. yitmiş iki pāre ālāt-ı ŝāģib-
ķırāní üzerine 15 ārāste idüp raĥşına süvār olup lalaları Sāfil-i ŝāf-şikeni ve Kāmil-i şír-efgeni
aldı ve ol vezíri öñine 16 ķatup ‘azm-i Hind eyledi. İşte Ferāmurz gitdi .
Vaķti geldükde işidesin ki Ferāmurz gitdükden ŝoñra bunlar ‘işrete 17meşġūl oldılar.
Ol gün ol gice geçüp ŝabāģ oldı. Nūr-ı āfitāb ile basíš-i ĥāk rūşenā olduķda Tūrān 18
‘askerinde Sührāb yirinden šurup biraz def ‘i ĥumār idüp andan raĥşına binüp yaluñuzca
şikāra gitdi. İkindi 19 vaķti olınca gezüp ģikmet-i Ĥudā, bir şikāra rast gelmedi. Yine dönüp
gelürken Ìrān ordusınuñ kenārından geçdi. 20 Ĥašrına Ferāmurz gelüp çünkim pederüm bunda
degül imiş. Bāri varayım birāderüm Ferāmurz ile biraz görişüp ve hem pederüm 21 Rüstem’i
sū’āl ideyüm.”diyüp eyitdiler. Raĥşın sürdi, Ferāmurz’uñ bārgāhı öñine gelüp “Ferāmurz
ķandadur, bunda mıdur? 22 Yoĥsa Kāvus bārgāhında mıdur? ”diyüp su’āl eyledi. Cevāb virüp
eyitdiler: Ferāmurz dün ilçi gelüp Hind’e 23 gitdi.” diyüp aŝlı ile ĥaber virdiler. Sührāb bunı
56
işidüp ĥayf u diríġ idüp ķara baĥtına düşnām iderek 24 döndi bārgāhına gitdi. Meger Rüstem
kendi bārgāhında oturup ‘işret eylerdi. Gördi yaluñuz Sührāb gelüp 25 bārgāh-ı Ferāmurz
öñinde biraz durdı ve söyleşüp dönüp gitdi. Ammā Rüstem Sührāb’ı görince cānı mużšarib
oldı. [279/a[279/a[279/a[279/a]]]] 1Bir mertebe muģabbet žuhūr eyledi ki bulsa cānına ķordı. Tā Sührāb Rüstem’üñ
gözinden nihān olınca Rüstem ardınca rūģı 2 ardı sıra díde-yi baķar gibi baķa-ķaldı. Ferāmurz
bārgāhı öñinde olanlaruñ bir ikisin çaġırup Sührāb ne su’āl 3 eyledi?” didi. Anlar eyitdiler:
“İy devletlü ŝāģib-ķırān, bir şaģż gelüp bu bārgāh kimindür diyüp sordı. Bizler de cevāb 4
virdük kim ŝāģib-ķırānzāde Ferāmurz’uñdur didük. Şimdi ķanda gitdi didi, bizler de Hind
aģvālüñ cevāb virdükde 5 ġayrı bir cevāb söylemeyüp gitdi.”didiler. Bu kerre Rüstem aĥşam
olınca ŝabr eyledi ammā Sührab’uñ cemāli Rüstem’üñ 6 gözinden gitmedi. Ġayrı ŝabr
idemeyüp kendüye eyitdi: “Varayım, şu oġlana doyınca baķayım.” diyüp Tūrāníler libāsına 7
girdi. Tebdíl-i ŝūret olup ‘azm-i leşker-i Tūrān eyledi.Ammā aĥşam ile yatsu arası piyāde
sürüp Sührāb’uñ 8 bārgāhına geldi. Sührāb da bārgāhında meclís ķurup oturup bāde içerdi.
Rüstem bir yirde durup biraz temāşa 9 eyledi.Ammā bir ĥoş, görinmez ķarşuda Sührāb’uñ ĥāŝ
šāvlası var- ıdı.Anda varup atlaruñ arasında girdi. 10 Yanı üzerine gelüp bir eline šayanup
Sührab’uñ tamām cemālin temāşa iderdi. Ammā üstād öyle rivāyet ider ki 11 meger ol gice
Sührāb’uñ šāvlasına at uġrısı gelüp bir iki atın çalmış idi. Dāyısı Zinde-Rezm ol gice 12
nigehbān olup ki at uġrısın šuta-bileydüm diyüp gözedürdi. Nā-gāh gözi Rüstem’e dūş oldı.
Gördi 13 bir ģeríf Tūrāní libāsında gelüp atlar arasında šurur. Gözetmege başladı. Kendüye
eyitdi: İşte at uġrısı gelüp 14furŝat gözedür kim birķaç at daĥı çala. Dün gice gelen uġrı budur
diyüp hemān uŝūl ile Rüstem 15 kendi ‘āleminde Sührāb’ı temāşa eylerken ķafasından varup
bir kerre Rüstem’i yaķasından šutup: “Bre uġrı, dün gice gelüp 16 iki at çalduñ yitmez mi bu
gice de geldüñ?” diye düşdi.”Rüstem gördi ķanı ķurıyup “Ādem, ben senüñ didügüñ 17
degülem, beni kendi ģālime ķoy”diyüp vāfir söyledi ammā olmadı. Elinden yaķasın alımadı.
Gördi ģeríf kendüsin 18 rüsvāy ideyor, bu aralıķda Zinde-Rezm daĥı baŝdı feryādı: “Bre işte at
57
uġrısın šutdum, gelüñ !”didi. Rüstem 19 eyitdi: “Be hey nā-bekār, sen ne belā olduñ benüm bu
maģalde başuma?”diyüp Zinde-Rezm’üñ kellesine müşt-i ŝāģib-ķırāní urdı. 20 Zinde-Rezm’üñ
kellesi šār-daġan olup helāk oldı. “Bre ādem öldürdiler !”diyüp ĥalķ ġulüvv idüp atlar arasına
21 yüridiler. Rüstem kendi baĥtına düşnām iderek uŝūl ile ķarārı firāra tebdíl eyledi. Leşker-i
Ìrān’a geldi. Öteden 22 atlar arasına gelüp gördiler kim bir ādem öldürmişler. “Kim ola?”
diyüp diķķat-ile baķdılar. Sührāb’uñ dayısı Zinde-Rezm’dür. 23 Sührāb’a eyitdiler “Başuñ saġ
olsun iy dilāver, dayuñ Zinde-Rezm’i öldürmişler !”didükde Sührāb ziyāde acıdı 24 ve ol
mertebe ġażaba geldi ki cihānı görmekden ķaldı.
Şíde ĥaberdār olup geldi. Sührāb’a eyitdi: “Birāder bu işi iden 25 taģķíķen ol Meknām
didükleri nā-bekārdur kim senüñle başa çıķamayacaġın añladı. Anuñ murādı sen idüñ .
Birazdan [279/b[279/b[279/b[279/b]]]] 1uyuduķda başını kesecek idi. Vardı dayuñ senüñ yolına ķurban olup sen
ĥalāŝ olduñ.O 2 Meknām’uñ işi dā’imā işte böyle ģíle iledür.”diyüp dört šarafdan müfsidler
daĥı Şíde’ye i‘ānet eyleyüp 3 belí dilāver öyledür diyüp Sührāb’ı ġażaba getürdiler. Sührāb ol
ġażab ile gice içre “Yarın cengdür!” diyüp 4 münādiler nidā itdürdi. Leşker ĥaber-dār olup
ģāżır müheyyā oldılar.
Çünkim gice içre geçüp ŝabāģ oldı. Sührāb ceng-i 5 ģarbi çaldurup yidi kerre yüz biñ
miķdārı Türk Tātār ‘askeri at arķasına gelüp ‘alem sancaķ ķaldurdı ve 6 ‘azm-i meydān eyledi.
Beri šarafdan Kāvus ve Rüstem daĥı gördiler Sührāb ansızdan binüp meydāna girdi. Kāvus , 7
Rüstem’e baķup eyitdi: “Nice idelüm ?” Rüstem bildi ki dayısınuñ āteşi ile girdi. Ba‘dehū
Rüstem eyitdi: “Nice eyleseñ gerek 8 pādişāhum, żāhir biz de binüp muķābil oluruz.”didi.
Ammā Rüstem’üñ biraz mizācına inģirāf geldi. Dönüp Kāvus’a eyitdi: 9 “ Pādişāhum, Allah
ĥayırlar vire . Vücūdumda süstlik peydā oldı. Bilmem aŝlı nedür?”didi. Kāvus bildi ki virdigi
zehrüñ 10 muķaddimesidür. İtdigi işe nādim oldı ammā n’eylesün. Ben saña zehir yidürdüm
dimege ķorķar. Ŝoñra niçün itdüñ 11 diyü cān acısıyla belki beni helāk eyler diyü hemān
eyitdi: “Belki sovuķ geçmiş ola.” diyü-virdi.
58
Hele Ìrāníler daĥı 12 tiziyye binüp ‘azm-i meydān eylediler. Gelüp Sührāb ‘askerine
muķābil oldılar. Sührāb hemān Ebreş-i Kerre’yi meydāna sürüp 13 biraz šaríd-i cevelān idüp
ba‘dehū na‘ra urup eyitdi: “İy nā-bekār meknām ŝāģib-ķırānlık da‘vāsın eylersin ammā 14
ĥaŝmuñı kendüye ġālib olduġın ‘aķluñ kesdükde gicelük ile benüm başum kesmege
gelürsin.Duyulup 15 ara yirde dayımı helāk eyledüñ. Meydānuma gel er isen, saña miķdāruñ
bildürüp dayımuñ ķanın senden alayım!”diyince 16 her-kes Rüstem’üñ yüzine baķdı Sührāb ne
söyler şeklinde ammā Rüstem Sührāb’uñ sözinden ziyāde ģicāba düşdi. Gerçi 17 Zinde-
Rezm’i Rüstem öldürdügin bir kimse bilmez ammā Rüstem bilür. Hemān Kāvus’dan himmet
šaleb idüp ‘azm-i meydān eyledi. 18 Sā’ir begler ve Sām Sührāb’uñ meydānına girmege iźín
šaleb eylediler. Ammā Rüstem rıżā virmeyüp kendi girdi. Yanar āteş 19 gibi varup Sührāb’uñ
öñin alup ādābı-la ‘aşķ eyledi. Sührāb görince Rüstem’i, derūnūndan ķanı ķaynadı. Bir
maģabbet 20 ķapup Rüstem’üñ Sührāb da ādābı-la ‘aşķın aldı. Dönüp Rüstem’e bir bed söz
söylemege ģicāb eyledi. Bu kerre Rüstem 21 eyitdi: “Baķ a oġlan ne çaġırırsın . Senden gice
ķorķup gice başuñı kesmege kim gitmiş. Dayını kim öldürmiş ki bí-hūde 22 bildügüñ
bilmedügüñ sözi niçün söylersin? Eger murāduñ cānuñ ise durma hemān eyle!”didükde
Sührāb dönüp 23 eyitdi: “İy pehlevān doġrı söyle adın nedür bileyim. Ŝoñra senüñle cengi aña
göre ideyim.”didi. Rüstem “N’eylersin 24 İy nā-bekār oġlan sen benüm adım?”didi. “Eger
erligüñ var ise anı icrā eyle. Benüm adım ālāt-ı ģarbümde yazılmışdur. Baķup 25 başum
kesersen ol zamān ismimi nidügin bilürsin!”diyüp Rüstem ismini yād eylemedi. Anı fikr
eyledi ki bu oġlan [280/a[280/a[280/a[280/a]]]] 1ziyāde şeci‘ oġlandur. Mizācumda bir süstlik vardur kim bilür
belki bir ĥašā vaķ‘i olup oġlan baña ġalebe 2 eylerse aman virmeyüp başum kese. Ŝoñra ciger
kūşelerüm daĥı bunda degüldür. Ìrān ‘askerin cümle dendān-ı tīġdan 3 geçürüp memālik-i
Ìrān’da šaşı šaş üzerinde ķomaz ammā ben ģayatta olınca lābüdd bir šaríķ ile ģaķķından
gelürem,didi.
59
4 Bu arada Rüstem’üñ iki ‘özri var idi. Birin kendi bilür ammā ĥašrından ferāmūş
eyledi ki unıtdı. Biri daĥı zehirdür ki 5 Kāvus-ı Kāmrān yidürdi ancaķ zehirden ĥaber-dār
degüldür. Netíce-yi kelām Sührāb’a adın dimeyüp Sührāb daĥı ġażaba gelüp 6 eyitdi: “Be hey
nā-bekār Meknām, senüñ ģaķķından gelüp başuñ kesüp pederüm Efrāsiyāb Ĥān’a iletmekdür.
Aduñ bilsem bilmesem ne 7 fā’ide!”diyüp El níze-yi cān-sitāna urdı, dümmün baġalda da żabš
[u] rabš idüp yalmanın üç ķulaç miķdārı raĥşınuñ 8 bināġuşından ıśurup ve Ebreş-i Kerre’ye
meydān virüp dönüp Rüstem üzerine bir geliş geldi kim iki leşkerden hāy 9 Türk peççesi,
diyüp Sührāb iķdāmın görüp vehm alup durdılar ammā Rüstem daĥı siperin berāber virdi.
Sührāb 10 tamām meydān yirine geldükde “Al imdi nā-bekār Meknām bu yādigārı!”diyüp
Rüstem’e bir níze urdı. Rüstem siper virüp yalman-ı 11 níze āyíne-yi siperi pūs eyledükde
Rüstem’üñ ķolları bükilüp siper gögsine ķapandı. Rüstem ġayret idüp ne ģāl ise 12 Sührāb’uñ
nízesin tabancalayup nízeyi yolından ayırdı ve ķoltuķ altına uġradı. Bebr-i beyābānı sıyırdup
geçdi. Sührāb 13 nízesin żabš eyleyüp meydān başına vardı. Rüstem daĥı Sührāb’dan bir níze
yidi kim belki bu nízeyi müddet-i ‘ömründe bir 14 kimseden yimemişdi zírā vücūdında ķuvvet
yoġ-ıdı. Sührāb öteden dönüp gördi Rüstem sedd-i İskender gibi turur. 15 Taģsín eyledi.
Sührāb ise bir nízede aluram ķıyās iderdi. Ammā didügi olmadı. At başın keşíde ķılup 16
durdı. Rüstem bildi ki Sührāb’uñ murādı yek-ā-yekdür , aķrān cengidür. Rüstem daĥı el
nízeye urup eyitdi: “Al imdi 17 benden bu yādigārı !”diyüp bir níze urdı. Ammā bāzūsında
ķuvveti yoķ ıdı. Sührāb siper ķapup ber-ā-ber virdi. 18 Ammā yalman-ı níze āyíne-yi siperi
pūs eyledükde şerāreler žāhir oldı. Ešrāfda olan ĥār-ı ĥāşā ki suĥte ķıldı. 19 Sührāb níze-yi
bār-keşi tabancalayup yolından savurdı. Andan ķoltuķ altından yol gösterdi. Rüstem nízesin
żabš 20 idüp yan yana riķāb riķāba na‘lin dögerek meydān başına vardı. Sührāb Rüstem’üñ
nízesin āsān yolından 21 men‘ eyledi.
Bu kerre Rüstem öteden dönince Sührāb nízesin zemíne zerk idüp hemān šarfılından
gürz-i kūh peykerin 22 çeküp eline alup bu dem Rüstem’e bir żarb-ı gürz ģavāle eyledi.
60
Rüstem de gürz-i gāvseri berāber virüp gürz gürze 23 inince Rüstem’üñ bāzūları uyuşup
ķolları bükildi. Bre bre idüp tiziyye başın ķaçırup Sührab’uñ gürzin arķaya 24 aldı.
Rüstem’üñ arķasında olan yigirmi dört āyíneli siper-i Gürşāsb’uñ şiddet-i żarb-ı gürzden
āyíneleri çarĥa 25 girüp Rüstem’üñ beli iki ķat olup başı Ebreş-i Gülendām’uñ başına ber-ā-
ber oldı. Baķiyye-yi żarb-ı gürz zemíne inüp [280/b[280/b[280/b[280/b]]]] 1 tozdur Rüstem’i bu devire-düşdi.
Sührāb gürzin żabš idüp geçüp ser-meydāna vardı. Rüstem ġayret ile kendin 2 cem‘ idüp
miyānın rast ķıldı. Vücūdın yoķladı, gördi bir ĥašā gelmemiş. Şükr-i yezdān idüp ammā
šamar 3-be-šamar ĥaberdār olmış, Rüstem kendü kendüye eyitdi: “Ya Rüstem işte sen de
Rüstem olalı böyle bir ĥaŝm-ı ķavíye rast 4 gelmedüñ. İmdi ġayret ile olmaya ki bir oġlan
senüñ postun zemíne getürüp ‘arż-ı ŝāģib-ķırāníye kesr ü noķŝān 5 getüre.” diyüp sicām
silkdi, tozdan šaşra çıķdı. Ìrāníler Rüstem’i ŝaġ görüp şükr-i yezdān eylediler. Sührāb da at 6
at sürüp öte šarafdan dönüp gördi Rüstem ŝāġ durur. Ol dem aferín eyledi. Andan nevbet
Rüstem’e geldi. 7 Hemān Rüstem de gürz-i gāv-seri ķapup irişdi. Andan Sührāb’a bir żarb-ı
gürz ģavāle eyledi. 8 Sührāb gürz ber-ā-ber virüp arķasına aldı. Żarb-ı gürzden Sührāb iki ķat
olup hele ne ģāl ise 9 gürz-i żarbın men‘ eyledi. Ammā Rüstem ķadar zaģmet çekmedi. İki
leşkerden bunı görüp bildiler ki Sührāb çoķ ķuvvete 10 mālik dilāverdür. Rüstem’üñ ‘özrin ise
kimesne bilmez, illā zehir aģvālüñ Kāvus bilürdi.
Bundan ŝoñra Sührāb yine ķapdı 11 gürzin, ,irişdi. Rüstem’e bir żarb daĥı urdı. Rüstem
ol żarbı güc-ile men‘ eyledi ve Rüstem urup Sührāb 12 āsān-ı vech üzere men ‘ eyledi. Bu
aģvāl üzere işte aradan on ikişer ģamle ĥašā geçdi ammā Rüstem’üñ gitdükce ķuvveti 13 sāķiš
olup zebūn olmaġa başladı. Hemān bir ān Tūrān ‘askerinden ‘alem sāyesinden bir kerre at
ķoparup meydāna [281/a[281/a[281/a[281/a]]]] 1 girdi ve Rüstem’üñ ķarşusına gelüp “ Bulduñ mı yā Rüstem sen
de ĥaŝmuñ , işte ādeme böyle gör kim ne otlar yoldururlar.” 2 diyüp nice ta‘n-āmíz kelimāt
eyledi. Rüstem’üñ Sührāb derdi kendüye elem virmiş iken şimdi Pírān gelüp böyle kināye 3
ler eyledügi ġāyet dāġ-ı derūn olup “Be hey nā-bekār Türk sen ne olduñ kim gelüp böyle
61
ĥalš-ı kelām eylersin. Bāri seni 4 ķatl ideyim !”diyüp Pírān’uñ üzerine yüridükde Pírān cesāret
idemeyüp Tūrān leşkerine doġrı ķaçdı. Rüstem 5 Pírān’uñ ķafasına düşüp leşker-i Tūrān’a
varınca ķodı. Pírān leşkere girüp ġayb oldı. Rüstem ol öyke ile kendin 6 Tūrān ‘askerine urdı.
Başladı leşker-i Tūrān’ı öñine ķatup ŝaġlar sögmege. Sührāb meydānda bu ģāli görüp hemān 7
ol daĥı Ebreş-i Kerre’yi sürüp kendin Ìrān ‘askerine urdı. Ŝaġlar sögüp Kāvus-ı Kāmrān’uñ
üzerine yüridi. 8 Sām-ı Píl ķarşu geldi. Sührāb Sām-ı Píl’üñ bir żarb ile raĥşın urup helāk
eyledi ve daĥı bu dem sürüp Kāvus’a 9 irişdi. Taģt üzerinden Kāvus ķapup ķolına aldı ve
leşkere ķılıç urup döndi. Ìrān mübārizlerinden Sührāb’uñ 10 öñine her kim geldi-se zaģm-dār
eyledi.
Gördiler kim olmaz, segirdüp Rüstem’e ĥaber virdiler. Rüstem dönüp gelürken 11
gördi Sührāb geliyor düvālinden ķapup Kāvus’ı ķolına almış sarķıdup gelür. Kāvus Rüstem’i
görüp feryād eyledi 12 eyitdi: “ Aman yā Rüstem oġlanuñ pençesinden beni ĥalās eyle!”diyüp
başladı feryāda. Ol dem hemān Rüstem daĥı 13 Sührāb’uñ öñin kesdürüp dönüp eyitdi: “Bre
yaban oġlanı, ķoyı-vir iy nā-bekār pādişāhı!”didi. Ammā Sührāb diñlemedi, 14 alup gider. Bu
kerre Rüstem dönüp eyitdi: “Saña dimez miyem bre oġlan!”diyüp irişdi. Eñsesinden Sührāb’a
ķoca Rüstem 15 bir ta‘n-ı níze öyle urdı kim Sührāb bir kerre āh eyleyüp Kāvus-ı Kāmrān’ı
ŝalı-virüp kendüsi dā’ire-i ‘aķıldan bírūn 16 olup Ebreş-i Kerre’nüñ gerdānına ķapandı.
Rüstem ol dem hemān irişüp tiz elinden Kāvus’ı zemíne düşmezden muķaddem 17 ķapup
leşkere getürdi. Tūrāníler Sührāb’ı ol ģālde görüp geldiler. Sührāb’ı alup hemān bārgāhına
getürdiler. Ol dem 18 ŝoyup cām-ĥāba yaturdılar. Ammā bir vaķt-i zamān Sührāb yatup ‘aķlı
başına gelüp kendüyi ol ģālde gördükde dönüp 19 yanında olanlara eyitdi: “Baña n’oldı ?”didi.
Pírān ve sa’ir pehlevanlar olduġı gibi naķl eylediler. Sührāb “Ĥoş imdi yarın 20 ben ol
Meknām’da intiķāmum ķomam. Be-her- ģāl elbet de aluram !”didi.
Ŝabāģa müntažır olup Sührāb taŝyiģ-i mizāc eylemekde 21 bu yañadan Rüstem ol
aradan dönüp bārgāh-ı Kāvus’a gelüp Kāvus eyitdi: “Yā Rüstem niçün Pírān’ı ķovup gitdün?
62
22 Oġlan çoķ ķalmadı , beni helāk ide-yazdı.”didükde Rüstem Pírān’uñ gelüp eyledügi
kināyeleri söyledügi nā-sezā 23 kelimātı tafŝíl üzere naķl ve beyān eyledi ve gene “Elem
çekme pādişāhum, öyle olur, hele şükür bir żarb olmadı. İşte irişdüm.” 24 diyüp hemān
Kāvus’a tesellí virdi. Kāvus’uñ eyledügi mel‘anete göre Sührāb šutup derisin yüzse sezādur.
25 Ancaķ ĥašāsın kendi bilür ġayrı bir kimesne vāķıf olmadı. Ģāŝıl-ı kelām bunlar da ŝabāģa
müteraķķıb oldılar. Ol [281/b[281/b[281/b[281/b]]]] 1 gice mürūr idüp ŝabāģ oldı. Mihr-i münevver şu‘le-gír olup
rūy-ı zemíni tenvír eyledükde iki cānibden ceng 2 šablları dögilüp iki leşker süvār olup gelüp
‘azm-i meydān idüp birbirlerine ķarşu ŝaflar baġlayup durdılar. 3 Andan nažar-ı ber meydān
idüp āyā cümleden evvel meydāna kim gire dirken ānı gördiler Turān ‘askerinden Sührāb-ı
ser-firāz 4 yitmiş iki arış ķaddi-le Ebreş-i Kerre’yi meydāna sürüp biraz šaríd-i cevelān idüp
ba‘dehū ķol ķaldırup iki šarafdan 5 çalınan Kös-i ģarbíleri dindürüp bülend āvāz ile na‘ra urup
eyitdi: “İy meknām bugün meydānuma gel, saña dünki 6 gün ādeme ġāfilen öyle níze urmaġı
göstereyim.”didükde begler Rüstem’üñ yüzine baķdılar ammā Rüstem dünden ziyāde 7 fütūr
üzere idi. Rüstem dönüp Kāvus’a eyitdi: “Pādişāhum Allāh-u Ta‘ālā ĥayırlar virsün vücūdum
benüm bugün dünden 8 ziyāde süst oldı. Bilmem ne ģāldür. Aŝlā a‘żāyı bedenümde ķuvvet
yoķdur. Hele himmet eyle!”diyüp ‘azm-i meydān eyledi. 9 Kāvus ise göñlinden , “Nā-bekār
Zābilí benüm himmetüm degül midür seni bu ģāle ķoyan ?”didi. Ammā Rüstem Ebreş-i gül-
endām’ı yıldırım 10 gibi sürüp Sührāb’uñ ber-ā-ber yine geldükde licām çeküp turdı. Sührāb’a
‘aşķ eyledi. Sührāb yine ādāb ile ‘aşķ 11 alup eyitdi: “Yā Meknām, dün ġāfil şāhını elümden
alduñ. Yā bugün seni benüm elümden kim alur!”didi. Rüstem eyitdi: “Yaban 12 söyleme yā
Sührāb, ģamle eyle, bu meydān erenler meydānıdur. Bunda heb ‘ayıb degüldür. Ġālib maġlūb
olmaķ el elden üstündür. 13 Tā ‘arşa çıķınca eger ġālib gelürseñ devlet senüñdür.”didi.
Ol dem hemān Sührāb el gürze urup irişüp Rüstem’e 14 bir gürz urdı. Rüstem de gürzin
berāber virdi. Arķaya alduķda miyānı dü-tā olup güc-ile men‘ eyledi, Rüstem urdı. 15 Sührāb
āsān men‘ eyledi. Bu minvāl üzerine aĥşam olınca ceng eylediler ammā Rüstem aĥşama
63
cānsız çıķdı. 16 Dönüp eyitdi: “Yā Sührāb , yarın yine bulışalum.”diyüp Ebreş-i Gülendām
başın çevirüp döndi. Sührāb da döndi. 17 Ol dem hemān iki šarafdan šabl-ı ārām çalınup dönüp
ķondılar. Rüstem gelüp kendinün bārgāhında ālāt-ı cengiz 18 üzerinden çıķarup bezm
libāsların giydi ve dívān-ı Kāvus’a geldi.Ba‘dehū bütün Ìrān begleri daĥı gelüp dívān-ı 19
pādişāhíde cem‘ oldılar. Dívān ta‘āmı gelüp yindi.Şükür dinildi. Ba‘dehū def‘-i ġām içün
bezm-i bāde ķurıldı. 20 Bir miķdār bāde nūş eylediler. Andan yine ol gün olan ceng ŝadedi
açılup ŝoģbete mübāşeret olındı. Rüstem 21 ise sā‘at-be-sā‘at gitdükce Süst ? endām olup
ķuvveti eksilmege idi. Dönüp Kāvus’a eyitdi: “Pādişāhum, 22 bilmem ne ģāldür? Günden
güne ża‘íf olıyorum. Bu ne ģāldür ben de bilmem?”didi. Salāmon dānā nabżın
yoķladı.Vücūdında 23 bir ‘illet var ammā ne olduġın kimse bilmez? Zírā zehrüñ vücūda te’śíri
yoķ idi. Ģatta ‘alāmetinden zehir olduġı 24 teşĥíŝ olına . Bu arada ba‘zı müfsidler de
mābeynlerinde söyleşüp hiç illetüñ aŝlı yoķdur. Hemān gördi Sührāb 25 kendüye ġālibdür.
‘Aķlı kesdi maġlūb olacaġın .Yine ķaçmaġa ‘ār eyledi. Şimdi bu bahāneyi eyler diyü bu
minvāl üzere [282/a[282/a[282/a[282/a]]]] 1 Her-kes ‘aķlı yitdügi ķadar ma‘nālar virüp güft [ü] gū eylemekde
ammā bu yañadan Sührāb daĥı dönüp Şíde bārgāhına 2 geldi. Türkistān begleri ve Tūrān-
zemín ehremenleri daĥı cümle gelüp dívān-ı Şíde’de cem‘ oldılar.
Ba‘de’t-ša‘ām 3 üzerine meclís gelüp biraz şarāb içdiler. Tamām keyfler germ-ā-germ
olup maŝā-yı ģubbete başladılar. Şíde Sührāb’a eyitdi: 4 “ Birāder , Meknām ġayrı zebūn oldı
bugün. Aŝlā ceng idecek ģāli yoġ-ıdı.Aĥşama güç-ile çıķdı. Yarın 5 hemān bolay ki
ģaķķından geleydüñ.”didi. Sührāb germ olup eyitdi: “ Nā-bekār Meknām didükleri ķadar yoġ-
ımış. Murād eylesem 6 bugün ben ģaķķından gelürdüm ancaķ ne ķader ise yine ŝāģib-
ķırāndur. Vehm daĥı ŝāģib-ķırān geçinür tiziyye ‘ırżın yıķmayayım7 diyü ruĥŝat virdüm.”didi.
Ammā Şíde olsun ġayrı pehlevānlar olsun “Bre meded şehzādem, saķın sen aña ruĥŝat 8
vireyim dime, zírā anlar ģíle-kārlardur. Bir šaríķ ile ŝoñra bir iş icādlar”didiler. Sührāb eyitdi:
“Nedür öyle nā-bekāruñ 9 ģílesi bir şey midür benüm yanumda!”diyüp maġrūrāne biraz lāf
64
urdı. Genc arslan ĥaŝm-ı ķavíye rast gelüp felekden 10 šabanca yimiş. İşte bir ĥaŝma geldi
anuñ da aģvāli böyle vāķi‘ oldı.
Ĥulāŝa-yı kelām iki bölük ‘asker 11 ŝabāģa dek yidiler , içdiler ba‘dehū ŝabāģ olup
‘alem münevver olduķda iki cānibden šabl-ı ceng çalınup iki gürūh sipāh 12 yirlerinden durup
çārpālarına süvār olup ‘azm-i meydān eylediler. Birbirlerine ķarşu ŝaflar düzüp šurdılar. İki
šarafdan 13 nažar-ı ber-meydān eyleyüp iptidā kim gire meydāna didüklerinde Tūrāniler
šarafından Sührāb-ı ser-firāz hemān Ebreş-i Kerre’yi sürüp 14 meydāna girüp na‘ra urup er
šaleb eyledi. Ba‘dehū hemān Rüstem altında olan Ebreş’i sürüp Sührāb’uñ rāhın alup 15 ‘aşķ
eyledi. İşte bunlar yine cenge başladılar. Aĥşam olup dönüp ķondılar.
Bu minvāl üzere on sekiz gün 16 ceng eylediler ammā her gün Sührāb meydāna girüp
ceng eylemezden muķaddem dirdi kim “Yā Meknām benden sen niçün adın 17 ŝaķlarsın.
Doġrı söyle, ŝaķlama adın nedür?”dir idi. Ammā olacaķ var Rüstem, adın söylemeyüp
ŝaķlardı. Ol gün, 18 Sührāb yine meydāna girüp Rüstem’i šaleb eyledi ammā Rüstem’üñ zehir
içdügi tamām ol gün ķırķ gün idi. Gelüp va‘desi 19 tamām olsa gerek, işte ol gün Rüstem’de
źerre ķadar ķuvvet eśeri ķalmayup tāb-ı tüvānı kesilmiş idi. Hemān cānsız, Ebreş-i 20 gül-
endām’a süvār olup meydāna girdi. Andan ‘ār idüp belki diyeler kim Rüstem Efrasiyāb oġlı
Sührāb’dan ķorķup 21 meydāna girmedi diyeler diyüp ġayretinden ne ģāl ise Ebreş-i gül-
endām’ı sürüp Sührāb’uñ öñin alup ‘aşķ eyledi. 22 Sührāb da merģabā idüp yine dönüp eyitdi:
“İy pehlevān, lušf u kerem eyle,kendüñi benden ŝaķlama, doġrı söyle 23 ķorķaram sen misin
Rüstem? Ammā kendüñi benden nihān eyleme!”didi. Rüstem gördi vücūdı ġāyet ża‘ífdür yine
söylemege 24 dili varmadı. Ba‘żılar Rüstem Sührāb’dan ķorķup kendin bildürmedi dirler, bu
söz ĥalš-ı kelāmdur. Rüstem anı fikr 25 eyledi ki şimdi oġlan benüm Rüstem olduġum bilince
belki ġalebe idüp bende çeke yāĥūd başum kese, ŝoñra Ìrān’ı [282/b[282/b[282/b[282/b]]]]1 ĥarāb eyleye ammā
mādemki benüm nāmum vardur, gelüp cesāret idemez , diyü mülāģaža eyledi. Ĥāŝılı yine
başladılar cenge 2 ammā Rüstem de aŝlā źerre ķadar ķuvvet-i bedeniyyesi ķalmadı. Hemān
65
ġayret ile ceng eylerdi. Ammā gördi olmaz. At başın çeküp 3 durdı. Sührāb da durdı. Rüstem
dönüp Sührāb’a eyitdi: “ Gel yā Sührāb senüñle raĥşlarımuzdan inüp düvāl- kemer cengi
eyleyelüm. 4 Ġālib ve maġlūb bellü olsun.”didi. Sührāb da “Öyle olsun!”didi. İkisi de
raĥşlarından inüp piyāde oldılar ve gelüp 5 birbirlerine ŝarıldılar. Rüstem düvāl- kemerin
Sührāb’a teslím eyledi. Sührāb Rüstem’üñ düvāline el šaķup bālāya zūr eyledi. Rüstem’i 6
hemān šarāķlıġa daķ ķaldurdı. Ziyāde idemedi. Bu kerre zemíne öyle zūr eyledi kim
Rüstem’üñ zānūları zemíne degdi. Bir daĥı 7 zūr eyledi yine andan ziyāde idemeyüp
ġażabından Rüstem’i ŝarŝdı. Sührāb’uñ ŝarŝduġından Rüstem’e bir bulanmaķlıķ 8 gelüp ķay
eylemege başladı. Ŝarı yeşil şeyler ķuŝdı. Ol ķadar ķuŝdı kim derd-mend Rüstem bayılup
kendüsinden geçdi. 9 Sührāb bu aģvāli görüp Rüstem’i boynundan ķaķı-virdi. Rüstem
beyhūde yanı üzerine yıķıldı. Hemān Sührāb Rüstem’üñ 10 üzerine düşüp bende çekmek
murād eyledi. Ìrānílerden ġırív feryād ķopdı. Keykāvus eyledügi ķabaģāte nādim ve peşímān
11 oldı. Ammā kimseye söylemege elem çekerdi. N‘eylesün ancaķ Sührāb’uñ Rüstem’e böyle
ķaŝdı Rüstem’üñ ģayātına sebeb 12 oldı. Zírā ki Sührāb Rüstem’i zānūya çökerüp öyle iki eli-
le ŝarŝmaya-idi Rüstem istifrāġ idüp zehrin 13 ‘ufūnetinden ĥalāŝ olmazdı.
Ĥāŝılı Sührāb, Rüstem’i bend eylemek ŝadedinde iken Rüstem kendüye gelüp gözin
açdı ne gördi, [283/a[283/a[283/a[283/a]]]] 1 Sührāb sínesine şāhin miśāl dāl-ı ĥançer olup durur. Rüstem’üñ ‘aķlı
başından gidüp eyitdi: “Āh hey bí-vefā 2 rūzgār baña ne ‘aceb āl idüp ‘ırż-ı ŝāģib-ķırāníyi pāy-
māl eyledüñ.”didi. Rüstem ķıyās eyledi kim Sührāb zūr-ı bāzū 3 ile kendüsin zemíne urup
sínesine çıķdı. Sührāb da gördi Meknām’uñ ‘aķlı başına geldi, dönüp eyitdi: 4 “Yā Meknām
çevir elini bend ideyim seni, eger yoķ diyüp ‘inād eylersen başın keserem!”didi.Rüstem fikr
eyleyüp ķuvveti ĥāšırına 5 geldi. Hay gördi ki benüm eyledügim ĥašāyı ol zamān baña pír
vaķ‘amda peşímān olursın dimiş idi diyüp Sührāb’a 6 eyitdi: “ Yā Sührāb, işte gördüñ benüm
‘özrümi, ne mertebe ĥaste idüm.Aŝlā ķuvvet-i bedenüm yoķdur. Andan mā‘adā benüm
ķabahatüm dahı 7 vardur kim orasın söylenmez ancaķ baña bir günlük ruĥŝat vir.Yarın
66
senüñle meydānda yine böyle imtiģān 8 olalım. Eger böyle yarın da baña ġalebe idersen
Yezdān-ı pāk ģaķķı-çün ben saña teslím olayım. Nice dilersen öyle 9 eyle!”didi. Sührāb da
gördi Fi’l-haķíķa ‘özri var şimdi bunı bende çekmek veyā helāk eylemek merdānelikden
degüldür 10 diyüp insāf eyledi. Andan “Öyle olsun yā Meknām , yarın ben senün ģaķķından
gelürem!”diyüp inşāllāh dimedi 11 ve ġurūr ile Rüstem’üñ üzerinden ķalķdı. Rüstem hemān
yirinden durup bir kimseye bir söz söylemeyüp Ebreş’e süvār 12 olup aġlayu aġlayu ol ma‘hūd
ķuvvet ķodıgı dıraĥtuñ maģalline doġrı gitdi. Sührāb da raĥşına binüp döndi. ‘Alem 13
sāyesine geldi. Şíde ve sā’ir begler eyitdiler: “Yā Sührāb, niçün ol Meknām’ı ŝalı-virdün,
başın yine kesmedin. İşte raĥşına 14 binüp ķaçup gitdi!”didiler. Hemān Sührāb eyitdi: “Ĥayır
ol Meknām ķaçup gider pehlevānlardan , nāmerdlerden degüldür ancaķ 15 ‘özri var.” didi.
Görmediñüz mi naŝıl ķay eyledi? Yarın gelüp yine imtiģān olsaķ gerekdür. Eger yine ġālib
gelürsem ġayrı 16 başın keserem, zírā öyle ķavl eyledük.”didi. Anlara ne disünler ,ol ģāl üzere
iki šarafdan šabl-ı ārām çalınup döndiler 17 ve ķondılar ammā biz gelelüm Rüstem’üñ
aģvāline.
Rāví ķavlince Rüstem Ebreş’i sürüp tā kim ol dıraĥtuñ sāyesinde ol 18 ķadar tażarru‘
ve niyāz eyledi kim aġlayuraķ gözlerine ĥāb gelüp uyudı. Vaķ‘asında yine ol pír gelüp eyitdi:
“Yā 19 Rüstem, ben saña dimedüm mi ŝoñra peşímān olursun didüm. İşte gördüñ mi nice
gelüp çıķdı ancaķ Ģaķ Ta‘ālā 20 yine saña hidāyet eyledi ve cürmüni ‘afv eyledi.”diyüp
Rüstem’üñ arķasın sıġadı. Yine eski ķuvveti yirine geldi. 21 Zehrüñ şiddeti te’śíri zā’il oldı. Ol
dem Rüstem şevķ-ıla ĥābdan bídār olup yirinden ķalķup gördi evvelki 22 gibi sengín andan
biraz yüridi piyāde. Pāyları šopuķlarına varınca zemíne batmaġa başladı. Ol dem şükr-i 23
yezdān eyleyüp yüzin ģāke sürüp ol aradan dönüp ‘azm-i leşker eyledi. Ammā beri šarafdan
ol gice geçüp 24 ŝabaģ Tūrāníler ceng-i ģarbi çaldırup ‘azm-i meydān eylediler. Beriden
Ìrāníler daĥı ceng-i ģarbi çaldırup ‘azm-i 25 ‘arŝa-yı heycā idüp Tūrānílere muķābil oldılar.
Nažar-ber-meydān eylediler. Bir de anı gördiler kim Rüstem gitdügi šarafdan [283/b[283/b[283/b[283/b]]]] 1 bir
67
nice ġubār žāhir oldı. Gördiler kim Rüstem’üñ otaġları nümāyan oldı. Görenler eyitdiler: “İşte
ŝāģib-ķırān 2 geliyor!”didiler. Ba‘dehū Rüstem gelüp tamām baķışıldı. Ol dem derūn-ı dilden
bir na‘ra öyle bahş eyledi kim iki leşker na‘ranuñ 3şiddet-i żarbından lerzān oldılar ve der
‘aķab Ebreş-i gül-endām daĥı bir suheyl-i sehm-nāk urup ol vādíler baķır šās 4 gibi ötdi.
Andan at sürüp ķoca Tehemten meydāna girdi. Lu‘b-hüner gösterdi. Ba‘dehū tekrār na‘ra
urup eyitdi: 5 “Yā Sührāb, gel bugün meydānuma, işte el’hamdülillah ķıl ķadar ‘özrüm
ķalmadı. Eger bugün sermed deñlü ġalebe gösterebilürseñ 6 kes başumı!”didükde Sührāb
gördi “Meknām evvelki Meknām degüldür.”didi ammā Şíde öteden eyitdi: “Yā Sührāb, ol
Meknām 7 ġāyet ile sihr bilür ,ŝaķın pek iģtirāz eyle!” diyü tenbíh eyledi. Bu kerre Sührāb
Rüstem’i ol heybet ve ŝalābetde görüp 8 şübheye vardı. Hele raĥşın sürüp öñin aldı ve ‘aşķ
eyledi. Rüstem de merģabā idüp dönüp Sührāb’a 9 eyitdi: “İy dilāver işte bugün aŝlā ‘özrüm
yoķdur. El’hamdülillah cümlesi def ‘ oldı. Senüñ de ‘özrüñ var ise söyle 10 cengi te’ĥír
ideyim.”didi. Sührāb da eyitdi: “Ĥayır dilāver, bende aŝlā zerre ķadar ‘özür bahāne
yoķdur.”diyince Rüstem de eyitdi: “11 Gel imdi yā Sührāb senüñle bugün şol püşte ardına
gidüp tenhāca bir ādem Ìrān šarafından ve bir ādem Tūrān 12 ‘askerinden püştenüñ üzerinde
durup bizi temāşa eylesünler. Ķanġı šaraf ġālebe gelürse ġālebe gelen tācın havāya 13 atsun.
Maġlūb olan yire ursun.”didi. Sührāb da n’ola diyüp birer pehlevān iki leşkerden alup ol
püştenüñ 14 üzerine varup temāşāya durdılar. Sührāb ile Rüstem iki dilāver pür-hüner […]
bunlar cenge mübāşeret eylediler. Sührāb 15 el nízeye urup irişüp Rüstem’e bir níze ģavāle
eyledi. Rüstem siper-i Gürşāsb’ı ķarşu virdi. Āyíne-yi sipere yalman-ı níze 16 gelince Rüstem
çarpup Sührāb’uñ nízesin bí-pāk men‘ eyledi. Sührāb Rüstem’üñ bu ģālin görüp ta‘accüb
eyledi. Ol 17 ģayret ile yine durup Rüstem’e muntažır oldı. Rüstem de níze-yi bār-keşti eline
alup irişdi. Sührāb’a bir níze ģavāle eyledi. 18 Sührāb daĥı siperin ķapup Rüstem’üñ nízesine
ber-ā-ber virdi. Ammā yalman-ı níze āyíne-yi siperi pūs eyledükde āteşler çıķdı. 19 Żarb-ı
nízeden Sührāb’uñ ķolları bükilüp siper sínesine kapandı. Bre bre diyüp güc-ile šabancalayup
68
irdi ammā ne 20 ģāl ise men‘ eyledi ve eyitdi: “Taģķíķ bu nā-bekār Meknām sāģirdur.”diyüp
el gürze urup irişüp Rüstem’e bir żarb-ı 21 gürz ģavāle eyledi. Rüstem gürzin berāber virüp
Sührāb’uñ żarbuñ men‘ eyledi. Nevbet Rüstem’e gelüp ol da gürz-i gāv-seri 22 Sührāb’a
ģavāle eyledi. Sührāb da gürz berāber virdi. Arķaya alup güc-ile men‘ eyledi. Başın ŝalup
dönüp Rüstem-i 23 Dāstān’a eyitdi: “İy nā-bekār Meknām , pederüm baña söylemiş idi. Taģķíķ
şimdi sen sāģir imişsin. Zírā ben senüñ 24 ile bu ķadar gündür ceng eylerem sen benüm żarb-ı
gürzüm güc-ile men‘ eylerdüñ. Ben senün żarb-ı gürzüñ āsān men ‘ eylerdüm. 25 Ammā
bugün ‘aksi žuhūr eyledi. Bildüm ki siģr eylersin.”didükde Rüstem Sührāb’uñ sözine pür-āteş
olup eyitdi: “Ŝuŝ [284/a[284/a[284/a[284/a]]]] 1 bre nā-bekār Türk peççe! Nā- ĥalef oġlan! La‘net sāģire ve siģri
irtikāb idene! Bre nā-bekār görmedüñ mi ben senüñle cenge 2 mübāşeret ideliden beri ĥaste
idüm. Vücūdumda ‘ažím ‘illet var idi. Dünki gün naŝıl ķay eyledüm. Bi-ģamdülillāh bugün 3
ol ‘illet vücūdumdan zā’il oldı. Ķuvvetüm yirine geldi. İşte aŝlı odur. Durma hemān hamle
eyle. Maķdūruñ ŝarf 4 idüp cān-ile ceng ider ammā hemān gitdükce Sührāb zebūn olup
Rüstem’üñ żarbından ‘āciz oldı.
Ģāŝıl-ı kelām 5 düvāl vaķtine dek ceng eyledi. ‘Āķıbet raĥşlarından inüp piyāde
oldılar. Birbirlerinüñ düvāllerine ŝarıldılar. Sührāb 6 hemān Rüstem’üñ żarbından düvālinden
muģkem šutup zūr eyledi. Aŝlā yirinden pāyların ķaldıramadı. Bu kerre zemíne zūr 7 idüp
Rüstem’i bir dizi üzerine güc-ile indürdi. Rüstem zūr eyleyüp bí-pāk dizin zemínden aldı ve
Sührāb-ı 8 ser-efrāz üçinci zūrı öyle eyledi kim damaġı çāķ olup ķan geldi.Yine bir dizi
üzerine getürüp ziyāde 9 idemedi ve ķapup ŝalı-virdi.Ba‘dehū dönüp nevbet Rüstem’e geldi.
Rüstem de hemān Sührāb’uñ bir kerre düvālinden 10 berk šutup öyle bir zur eyledi kim zūr-ı
evvelde ķaldırup zemíne urdı ve gögsine çıķup : “Çevir elini bend ideyim!” 11 didi. Sührāb
ķā’il olmayup dönüp eyitdi: “İy nā-bekār, ķalķ üzerümden Meknām!” diyüp sögmege başladı.
Ammā 12 iki cānibde olan nigeh-bānlar neler görüp şaşduķlarından ikisi de birden tācların
zemíne urdılar. İki ‘asker görüp 13 bre bunuñ aŝlı ne ola diyüp Tūrān ‘askerinden Hūmān
69
geldi. Ìrān ‘askerinden Zāl u Zevāde geldi. Ammā bunlar 14 gelmezden evvel Rüstem
Sührāb’a çevir elin nā-bekār Türk peççe, diyüp zūr eyledi. Sührāb ise çabalayup ķā’il 15 olmaz
idi. Ammā Rüstem dönüp kendüye eyitdi: “Bāri şu oġlanı biraz ķorķudayım diyüp ĥançer-i
ķahramānı ġılāfından 16 ‘uryān idüp eline aldı ve ba‘dehū Sührāb’uñ sínesine šayayup “Çevir
elin İy nā-bekār Türk peççe, şimdi ĥançeri 17 sínene urup ciger-gāhuñ sökerem.”didükde
Sührāb-ı ser-firāz ser-keşlik idüp Rüstem’i üzerinden bir šarafa itmek 18 murād idüp altından
yuķarı ķalķayım diyüp […] Ĥançer ise ucı ġāyet tíz-ender-tíz idi. Síne-yi 19 Sührāb’a tā
ķabżasına varınca ŝaplanup Sührāb cān acısı ile silkini-virince sínesin yarup 20 andan cigeri
içerüde aŝılı ķaldı. Ammā bir rivāyetde daĥı Sührāb ser-keşlik idüp Rüstem’e śitem ve
düşnām eyledi. 21 Rüstem de ol dem ġażaba gelüp bāri şol Efrāsiyāb didükleri ĥāyin Türk’üñ
oġlın helāk idüp derūnına 22 bir dāġ-ı sūz-nāk ideyim diyüp ķaŝdí urup síne-yi Sührāb’ı çāk
eyledi. Bilmedi kim dāġ-ı tāzeyi kendü derūnına 23 idüp derd-nāk oldı.
El’ķıssa, Sührāb’uñ sínesi çāk çāk olıcaķ bir kerre, Sührāb āh idüp “Ķoluñ ķopsun 24
iy Meknām, benüm tāzeligüme merģamet eylemedüñ, ĥoş imdi nā-bekār, benüm pederüm
Rüstem-i Dāsitān gelüp benüm ģālümden ĥaber-dār 25 olduķda saña benüm intiķāmum
ķomaz, elbet de alur.” diyince Rüstem’üñ cān başına sıçrayup “Bre bre yā Sührāb sen ne
söylersin, [284/b[284/b[284/b[284/b ] ] ] ] 1 sen Efrāsiyāb’uñ oġlı degül misin?”didi. Sührāb eyitdi: “Nasıl Efrāsiyāb
ben ‘ālemüñ ŝāģib-ķırānı olan Rüstem-i 2 Dāstān’uñ oġluyam ve Semengān şāhı Selim Şāh’uñ
ķızı Tehmíne Bānū’dan vücūda geldüm. Efrāsiyāb benüm babalıġum 3 idi.”diyince Rüstem-i
Dāstān bu kerre ĥançeri elinden yabana atup eyitdi: “Āh, gözüm nūrı Sührāb-ı ser-firāzum,
işte ol 4 ķolu ķopası Rüstem ben degül miyem? Ne ‘aceb kendi kendime dāġ urdum.”diyüp
hemān aġlamaġa başladı ve eyitdi: “Bre hey 5 ciger-kūşem benden kendini nihān eyledüñ.
Niçün dimedüñ Rüstem oġluyam” didi. Sührāb daĥı bildi kim Meknām diyüp 6 bu ķadar
günden beri ceng eyledügi meger pederi Rüstem imiş. Ammā Sührāb da ĥayf [u] dıríg eyledi.
Ammā çe fā’ide cām şikest 7 olup āb, ĥāk üzerine rízān oldı. Bir daĥı kendin zemínden cem‘
70
eylemek murād eyledi. Mümkün degül šutalum cāmı bir 8 san‘at-ıla yine de rest eylemişler.
Dönüp Sührāb Rüstem’e eyitdi: “İy devletüm ata yā sen baña niçün kendüñüz
bildürmedüñüz? 9 Bildürseñüz ne olur idi? Ben saña her gün su’āl eylerdüm; “İy pehlevan sen
Rüstem misin?” diyü. Sen ise aŝlā bir 10 cevāb söylemezdüñüz. Ĥoş imdi taķdír-i Ĥudā böyle
imiş. Çāre yoķ ancaķ getür elini öpeyim ve saña bir nice sözler 11 daĥı söyledüm ve niçe
ġażab ile seni almaķ ķaŝdı ile żarb-ı gürzler urdum. Bāri baña anları ģelāl 12 eyle iy peder-i
‘ālí-şānum!”didükde Rüstem-i Dāsitān daĥı āh idüp aġlayuraķ “Ģelāl olsun 13 iy ciger-kūşem
kāşke başum yarup ve gözüm çıķara idüñ, tek sen hemān ŝāġ olayduñ!”diyüp gözlerinden
ķanlı [285/a[285/a[285/a[285/a]]]] 1 yaşlar revān idüp aķıtdı ve bu arada Zāl-ı Zamān ve Zevāde ve Zenge
segirdişüp meydāna girdiler. Ya‘ní Rüstem’üñ 2 yanına vardılar. Öteden Hūmān geldi ne
gördiler; Sührāb nev-cüvān šaġ gibi yatur, sínesinden nefes virüp 3 alduķca buģārlar çıķar.
Aŝlın ĥaber alup anlar da aġlaşmaya başladılar. Rüstem tekrār ĥançerin zemínden alup kendin
4 helāk eylemek diledi. Zāl u Zevāde ve Zenge bir uġurdan Rüstem’üñ ķolına ŝarılup ĥançerin
bir šaríķ ile elinden 5 aldılar ve eyitdiler: “İy ŝāģib-ķırān, elem çekme, Sührāb-ı ser-firāz yine
eyüce olur. ‘İlāc idelüm.” didiler Zāl-ı Zamān da 6 gelüp Sührāb’a kendin bildürdi ve Rüstem
de oturup Sührāb’uñ başın zānūsı üzerine alup eli-le alnın 7 ovmaġa başladı. Ammā Sührāb-ı
ser-firāz göz açup, Zāl-ı Zamān’ı görüp bildürdiler. Hemān Sührāb dönüp eyitdi: 8 “ Baķ dede
sulšān, pederüm baña hoş geldüñ diyüp bir ĥil‘at-i ġarrā giydürüp yaķasın nereden
açdı!”diyüp açdı 9 iki eli-ile şikāf sínesin açup gösterdi. Gördiler kim cigeri içerüde māhya
ķandili gibi aŝılup durur. 10 Görenler de bi-z-żarūrí aġlaşdılar. Nūş-dārū ile zaģmın tımār olsa
belki ifāķat bulur, didiler. Ammā Sührāb ol 11 maģalde kendüsinden geçmiş idi. Rüstem
Zenge’ye eyitdi: “ Tíz var, Kāvus-ı Kāmrān ĥazínesinden biraz nūş-dārū göndersin. 12 oġlum
Sührāb’uñ zaģmına tımār eyleyelüm.”didi.
Zenge-yi Şāvrān süvārān at boynuna düşüp Kāvus-ı Kāmrān’a gelüp zemíni 13 pūs
idüp ŝāģib-ķırānuñ selāmın söyleyüp “Sizden nūş-dārū ister. Oġlı Sührāb’uñ zaģmına tımār
71
eyleye14 gerek .”diyüp Kāvus’a bālāda geçen aģvāli taķrír eyledi. Bu kerre Kāvus eyitdi:
“Bende nūş-dārū yoķdur. Ben anuñ 15 Rüstem’üñden bí-zār iken bir de Sührāb başıma belā mı
olsun!”diyüp virmedi.Derd-mend Zenge, nā-çār olup boş 16 dönüp Rüstem’e geldi. Rüstem de
“Ķanı nūş-dārū?”didükde Zenge eyitdi: “Ĥayır devletlü, ŝāģib-ķırān ,virmedi. Ben birinden 17
bí-zār iken biri daĥı başıma belā mı olsun!”diyince Rüstem āteş olup Zāl’a eyitdi: “Gel
devletüm ata sen benüm yirime 18 oturup Sührāb’ımuñ başın dizine al. Ben varup eger ‘ālem
Kāvus olursa cümlesin helāk ideyim.”didi. 19 Zāl da geldi kim otura, bu maģalde Sührāb’uñ
gözi açılup dönüp eyitdi: “ Nedür devletüm ata, ķanda gidersin? Gel bir nefes 20 daĥı
mübārek yüzin göreyim. Hele şükür sen pederime ģasret gitmedüm.”didi. Rüstem eyitdi:
“Gözüm nūrı , aģvāl şöyle 21 olmış, ben varup Kāvus’ı öldürüp saña nūş-dārū getüreyim.”didi.
Sührāb bir kerre āh idüp eyitdi: “ İy devletüm 22 ata , baña şimden girü nūş-dārū fā’ide itmez.
‘ilāc fevt oldı. Ölüm gözime tūtiyā-yı ekberdür. Lušf eyle, gitme, benüm 23 intiķālime bir
ramaķ ķadar ķalmışdur. Gel cemāline šoyınca baķayım.”didi. Rüstem yine gelüp oturdı. Bu
kere Sührāb 24 Rüstem’üñ elinden šutup öpdi ve eyitdi: “ Devletüm ata, ben intiķāl üzereyim
ancaķ saña üç vaŝiyyet ve niyāzum vardur. 25 Ķabūl eyle.”didi. Rüstem eyitdi: “Gözüm nūrı,
baş üzerine!”didi. Sührāb eyitdi: “Evvel benüm içün pādişāhuñ [285/b[285/b[285/b[285/b]]]] 1 Kāvus’a aŝlā bir şey
söyleme , derūnından kín eyleme . İkinci; Efrāsiyāb’a daĥı bir nesne eyleme. Üçinci , benüm
cenāzemi 2 Ebreş-i Kerre’ye ģaml eyleyüp dümm ü gūşın beride ķılup Semengān’a vālidem
Tehmíne Bānū’ya gönderesin. Tā kim göre oġlı 3 Sührāb’a ne ģāl olduġın görüp üzerüme
aġlasun ve cenāzemi Semengān’da bir mürtef‘í yirde defn eyleyüp üzerime 4 bir türbe
yapdurasın.”didi ve bir kerre āh eyleyüp cān-ı şirinin ĥallāķ-ı ezeliyyeye teslím eyledi.
Ba‘dehū Rüstem üzerine 5 düşüp biraz aġladı. Andan Sührāb’uñ cenāzesin ġusl idüp
ābnūzdan tābūta ķoyup Rüstem murād eyledi kim 6 Ebreş-i Kerre’ye tābūtı yükledüp
Semengān’a göndere. Nā-gāh hātif-i ġaybdan Rüstem’üñ ġūşına bir ŝadā geldi, kim “Yā
Rüstem 7 eger oġluñ Sührāb’uñ tābūtuñ başına alup yire ķomadan ķırķ gün gezdirürsen
72
bi’emrulah-i ta‘ālā yine Sührāb 8 yigidin ģayātı tāze ve rūģı iģsān olup ģayāt bula!”didi.
Rüstem bu ŝadāyı ġūş eyledükde bir kerre tābūtı 9 ķapup başınuñ üzerine aldı ve ŝıçrayup
ŝaģrānuñ bir cānibine doġrı yüridi. “Bre bre ŝāģib-ķırān-ı ‘āleme 10 cünūn geldi diyüp
ķafasına düşdiler. İrüp bu ķadar naŝíģat eylediler. Aŝlā kimseyi diñlemeyüp ŝaģrāya gidüp 11
oradan kuhsāra çıķdı. Leyl ü nehār gezerdi. Yiyüp içmeyüp hemān ancaķ “Oġul Sührāb nev-
cüvānum seni yine 12 ben ģayātda görür miyem?”diyüp aġlardı.
Ģāŝıl-ı kelām ķırķ gün Rüstem Sührāb’uñ tābūtun başında gezdürdi. Ol 13 mertebeye
vardı kim başında tābūt var mıdur yoķ mıdur bilmezdi. Tābūtı unıtdı. Ķırķıncı gün Rüstem bir
dere gibi 14 yire geldi. Bir miķdār ŝu aķardı ammā gördi bir iĥtiyār aķ ŝaķallu ģeríf eline bir
siyāh çul almış ve bir eline 15 daĥı bir ķalıb ŝābūn alup durma ol çulı ŝābūn ile yıķar. “Hay
meded aġardamadum ben bunı !”diyüp 16 yine yıķar. Ŝıdķ-ıla ki aġartmaġa çalışur. Rüstem
işte bu iĥtiyāruñ bu ģālin görüp ĥayrete vardı. “Ne ġaríb 17 seyrān bu, ģeríf bu çulı böyle
‘acele ile ne yıķar?”didi. Kendü kendüye eyitdi: “Varayım şol ģerífden aŝlın 18 ĥayrın
alayım.”diyüp Rüstem sürüp ol iĥtiyāruñ yanına geldi. Ol ise durma işine meşġūl oldı. 19
Güyā Rüstem’den aŝlā ĥaberi yok. Rüstem’dür başı ucına gelüp eyitdi: “İy pírüm, Bu çulı
niye böyle ‘acele ile 20 yıķarsın? Bana bunuñ aŝlın ĥaber vir.”didi. Ol pír, eyitdi: “Murādum
oldur kim ben ŝābūn ile bu çulı yıķaya 21 yıķaya aġartmam gerekdür.”didi. Rüstem gülüp
eyitdi: “ Be hey iĥtiyār hiç bir şey źātında siyāh ola her ne ķadar yıķasan 22 aġarur mı? Aŝlı
siyāh olan beyāż olmaz!”didi. “Eger devr-i ķıyāmete dek yıķasan aġarmaz , yine siyāh
ķalur!”didi. Ba‘dehū 23 dönüp ol pír eyitdi: “Yā Rüstem, ya ölmiş ādem, başında gezmek ile
dirilür mi seni şeyšān iżlāl idüp 24 saña reng itmiş. İşte ben melegüm. Bi’emrullāh geldüm ki
seni bu taşuyışdan ĥalās eyleyem. Başında ol tābūtı niçeye dek 25 böyle gezdirürsen?”diyince
Rüstem ol vaķitde tābūt ĥāšrına gelüp “Hāy ben ne yavuz ĥašā eylemişem!”diyüp [286/a[286/a[286/a[286/a]]]] 1
tābūtı başından indirüp yire ķodı. Hemān ol pír bir kerre yirinden atılup vardı. Şöyle alarġa
durdı, 2 dönüp Rüstem’e eyitdi: “Yā Rüstem hele ben seni aldatdum. Eger bu gün de aĥşam
73
olınca Sührāb’uñ tābūtun başında 3 gezdire idüñ taģķíķ Sührāb yine dirilüp yiñiden cān
bulurdı. Ben şeyšānum. Yine saña reng eyledüm.”diyince Rüstem 4 “Hāy mel‘ūn !”diyüp
yirden egilüp bir šaş aldı kim şeyšānı ura. Şeyšān Rüstem’üñ öñinden ġā’ib oldı. Rüstem 5
ĥayf u dıríġ iderek tabutun yanına geldi ve ķapaġın ķaldırup ne gördi henüz Sührāb’uñ vücūdı
ģarekete gelüp 6 segirmege başlamış. Rüstem bildi kim murād-ı ilāhí yoķdur. Çāre yoķ ,
oradan tabutı getürüp Ebreş-i Kerre’ye taģmíl eyledi 7 ve Sührāb’uñ lalaları-la gönderüp
“Semengān’da vālídesine teslím eyleñ!”diyüp tenbíh eyledi.
Lalaları Sührāb’uñ meyyitin 8 alup ‘azm-i Semengān eylediler. Bir gün Semengān’a
vardılar. Tehmíne Bānū’ya oġlı Sührāb’uñ ve dayısı Zinde-Rezm’üñ helāk olduġın 9
bildürdiler.Tehmíne Bānū Sührāb’uñ bu aģvālin görüp yaķasın çāk eyleyüp hançere düşmek
murād eyledi. Cāriyeler ĥançerin 10 elinden alup “Öyle olur iy Bānū-yı cihān!”diyüp tesellí
virdiler. Hele Selím Şāh, bir mürtef‘i yirde Sührāb’ı defn itdürüp 11 üzerine ŝanduķa ve türbe
yapdurdı. Bunlar tamām olduķdan ŝoñra Tehmíne Bānū varup oġlı Sührāb’ın ŝanduķasında
başın 12 ura ura ‘āķıbet başın yaralayup helāk oldı. Tehmíne Bānū’nuñ daĥı faŝlı böyle ammā
eźín-cānib bu šarafdan 13 Rüstem’dür Sührāb’uñ cenāzesin Semengān’a gönderdükden ŝoñra
ġayrı Rüstem’e bir aģvāl vāķ‘i olup cünūn-‘āraż olup 14 fikr eyledükce cünūnı ġalebe eylerdi.
Hemān ŝaģrā ve kūh-sitāna doġrı giderdi. İşte Rüstem öyle dívāne oldı kim yaluñuz 15
vādílerde gezerdi. Kimse yanına varmaz idi. Bu ģāl üzere yitmiş gün miķdārı ešrāfı geşt ü
güzār eyleyüp kūh 16 u deşti püşt-i pāye urdı.
Bir gün yine kendüsine sevdā ġālib olup Ebreş-i Gülendām-ı baģríye süvār olup
yaluñuz başın 17 alup çekilüp gitdi. Ol ķadar gitdi kim niçe menzil yol aldı. Ammā bir šaġın
firāzına çıķdı, gördi kim bir lašíf havāsı 18 güzel çayır çemen , aķarŝular firāvān. Bir yıla
ķadar taģminen otuz biñ ķadar ādem ķara ķıldan obalar ķurup otururlar. Rüstem 19 Ebreş’i
sürüp ilerü varup gördi bir kimesne ķoyun ŝaġar. Rüstem yanına varup eyitdi: “Sizler naŝıl
šā’ifedensiz?” 20 diyüp su’āl eyledi. Ol adem eyitdi: “İy server, bizler Türkmen göçer-evli
74
šā’ifesindeñüz ancaķ ķışla ķal‘amuz vardur. 21 Yaz günlerinde böyle šaġda yaylaķ idüp
gezerüz ve bizüm şāhımuza Mesíģ Şāh dirler ve ķal‘amuza Mesíģ- Ābād dirler.”didi. 22 Bu
kerre Rüstem eyitdi: “Şāhıñuzuñ oymaġı ķanġısıdur?”didi.Ol ādem eyitdi: “İşte şol ķarşuda
görinen büyük oba 23 şāhımuzuñdur.” didi. Rüstem hemān Ebreş’i sürüp büyük obanuñ öñine
vardı. Ammā Rüstem’i görüp Mesíģ Şāh’a varup 24 eyitdiler: “Pādişāhum şöyle bir mehíb
süvār geldi. Bilmezüz kimdür?”didiler. Mesíģ Şāh eyitdi: “Her kim ise olsun tehí degüldür!”
25 diyüp istiķbāl itdürüp obaya indürdiler. Pādişāh daĥı kendi ķarşulayup ĥoş geldüñ
server!”diyüp ‘ažím [286/b[286/b[286/b[286/b]]]] 1 ikrām eyledi. Mā-ģażarí ŝufra-keşi götürüp ba‘dehū şerbet-i
mükeyyif geldi. Bir iki cām nūş eyledükden ŝoñra Mesíģ Şāh 2 Rüstem’e sū’āl eyledi: “Ne
cānibden gelürsiñüz ve ismiñüz nedür?”didi. Zírā bunlar Rüstem’i işidürlerdi. Evŝāfın
bilürlerdi 3 ancaķ şahsını gördükleri yoķ idi. Ģāŝıl-ı kelām, su’āl eyle Rüstem de kendin
bildürdi. Mesíģ Şāh bunı işidince 4 bozılup “Hay Sulšānum, bilmedük hemān, küstahlıġımuzı
‘afv buyruñ.”diyüp ‘ažím i‘tizār eyledi. Andan Rüstem’e bir mertebe 5 ķılındı kim olmaz, bir
iki gün Rüstem’i ŝalı-virmeyüp ziyāfetler eyledi.
Ammā rāvi ķavlince bu Mesíģ Şāh’uñ perde-yi 6 ‘ismetinde perveriş bir duĥter-i
pākíze- aĥteri var idi. Ģüsn ü iķlíminde daĥı şehen-şāh bānuvān olmaġa şāyeste bir duĥter 7
idi. Ķadd-i bālā ve nergis-i şehlā ve zülfi semensā ve ĥāli mānend-i ģubb’üs-sevdā cemālinde
cā-be-cā hem āġūş-ı ģüsn ü bahā olup 8 gözleri zencír-i cünūn bir şūh-ı müśteśnā idi ve gāh
gāh çıķup ešrafda ŝayd u şikār eylerdi. Ol gün bir miķdār 9 cevārí ile ŝayda çıkmış-idi.
Ģikmet-i Ĥudā, Rüstem ol gün şikāra çıķup giderken gördi bir yirde bir ālāy 10 zenān šā’ifesi
oturup ‘işret iderler. Rüstem bunları görüp terk-i edebdür diyüp bir šarafa gitmek murād
eyledi. 11 Ammā ol gürūhdan bir fertūte-yi zamān ķalķup Rüstem’e doġrı yüridi. Rüstem
gördi kendüye gelür , beri cānibe 12 baķup yāb yāb gezinmege başladı. Meger Gülendām Bānū
Rüstem’i görince ‘āşık olup dāyesin gönderdi ve eyitdi: 13 “Var ŝāģib-ķırānı ‘ālemi bunda
da‘vet eyle. Bir miķdār keyf irişdürsin . Belki ķarnı daĥı açdur. Ŝoñra bir maģallinde 14
75
babama sitem eyleye, ķızuñ bir yirde otururdı beni görüp bir ŝurāģí bāde ile ikrām itmege
ķādir olmadı, diye pederümi 15 utandura.”didi. Ol eydigi dāye ķalķup Rüstem’e geldi. Rikāben
öpüp eyitdi: “Devletlü ŝāģib-ķırān-ı büyük, sizi 16 Sulšān Bānuvān ister.”diyüp da‘vet eyledi.
Rüstem de da‘vete icābet idüp geldi. Gülendām Bānū ayaġa durup 17 Rüstem’i ta‘žím ile
Ebreş’den indirüp yirine oturtdı. Kendi ayaġ üzere ĥizmete başladı. Rüstem eyitdi: “İy 18
Bānū-yı cihān çün-kim bizi da‘vet eyledüñ elbet de, gel otur diyüp.” hele ne ģāl ise oturtdı .
Andan başladılar 19 bāde içüp keyifler tamām germiyyet bulduķda birbirlerine ‘arż-ı
maģabbete başlayup ģāŝılı Rüstem de Gülendām Bānū’ya mā’il oldı. 20 Aĥşam olınca bunlar
‘işret eylediler. Arada bir ĥayli maģabbete dā’ir ŝoģbet geçdi. Ammā Mesíģ Şāh bu ģālden
ĥaberdār olup 21 kendi nüdemāsı-la müşāvere eylediler. ‘Āķıbet Bānū’yı Rüstem’e virmege
niyyet eylediler. Ammā nice añlasa bir bahāne olsa diyüp 22 fikr olındı. ‘Āķıbet vüzerā tenhā
Rüstem’e eyitdiler: “Devletlü ŝāģib-ķırān , pādişāhımuz sizüñle ĥíş olmaķ diler ancaķ 23 bir
şey söylemege de ģicāb eyler. Lakin şāhımuzuñ bir ģüsnā duĥteri vardur. Gülendām Bānū
dirler. Egerçe lāyıķ degül ammā 24 cāriyelige ķabūl eyleñ!”didi. Rüstem ise ĥod cānına minnet
idi. Ammā žāhir ol deñliden gelüp eyitdi: “İy vezír-i 25 ĥāŝlar, güzel Mesíģ Şāh bize ri‘āyeten
murād eylemiş. Ammā vaķti degül. Benüm bu cānibe geldügüm bilmezler ve benüm de bunda
eglenmekde [287/a[287/a[287/a[287/a]]]] 1 vaķtüm yoķdur. Şimdi alam disem daĥı şāhuñ bize ĥāšırı ķalur. Bāri
hemān bu gice ber- murād olsun. İşimüz arada ķalmasın.” 2 didükde bunlar şād olup varup
şāha müjde eylediler. Mesíģ Şāh ol dem dānā getürüp andan Rüstem’i da‘vet eyleyüp ĥil‘at-i 3
hāŝ giyürüp ‘aķd idüp Rüstem ol gice Gülendām Bānū ile ber-murād oldı. İşte Rüstem’üñ bu
Gülendām Bānū’dan Cihāngír nām 4 bir oġlı olup Sührāb oġlı Būrzí žuhūr idüp seyāģate
gitdükde ve bu Cihāngír’üñ nice žuhūr eyleyüp gelür. Ŝoñra 5 Būrzí ile nice ceng ider.
Cümle menāķıb aģvālleri aşaġılarda naķl olınsa gerekdür.
Bundan ŝoñra Rüstem bu arada üç gün 6 daĥı eglendi. Andan Gülendām Bānū’ya bir
bāzū-bend virdi. “Eger evlādum olup erkek olur ise adın Cihāngír ķoyup bu bāzū-7 bendi
76
ķolına bend eyle ve eger ķızum olursa ŝat çihāz eyle, bir müslümāna vir.” didi ve cümlesine
vedā‘ idüp oradan ‘azm-i 8 Zābil eyledi.Ammā beride Rüstem yine gidüp ġā’ib oldı. Ġāliba
yine ġalebe-yi sevdā ile kūh ŝaģrāları geşt [ü] güzār eylemekdedür diyüp 9 muķayyed
olmadılar. Bir gün Rüstem Zābil Ķal‘ası’na gelüp Zāl u Zevāde su’āl eylediler. “Biş on gün
sizler ķanda idüñüz?” diyü. Rüstem 10 daĥı aģvāli olduġı gibi bir bir naķl eyledi. Zāl u Zevāde
“Ĥoş imdi hemān ŝāġ olasın her ķanda göñlüñüz dilerse 11 anda źevķ ü ŝafā idüñ .” diyüp
Rüstem’üñ tabí‘atınca ģareket eylediler. Aŝlā muĥālefet itmezlerdi. Şíde ibn-i Efrāsiyāb ile
Pírān 12 ise Sührāb öldügi gibi firār eylediler. Bütün Tūrān ‘askeri de ardlarına düşüp gitdiler.
Yolda Sührāb içün ‘ažím 13 mātem eylediler. Zírā Şíde bayaġı Sührāb’ı birāderi ķadar severdi.
Her vech-le meşrebi anuñ meşrebine muvāfıķ idi. Anlaruñ da 14 ģāli öyle Kāvus-ı Kāmrān
daĥı tekrār yine Belh’e gidüp eyledügi kāre nādim ü peşímān oldı. Ammā çe fā’ide olan oldı.
15 Girü dönmek iģtimāli yoķ ve mümkün daĥı degüldür. Ìrān dilāverleri ve pehlevanları cümle
Sührāb-ı ser-firāza hayf u te’essüf 16 iderek her-kes ĥānelerine gitdiler.
Ammā ba‘żı rāviler ķavlince Sührāb’uñ meyyiti Semengān’a varduķda Tehmíne Bānū
daĥı defn eyleyüp 17 biraz ‘asker alup pederi Selím Şāh’dan iźín alup Rüstem’den oġlı
Sührāb’uñ ķanın šaleb eyleyüp ceng eyleye. Ammā Rüstem 18 bunı baŝup tekrār barışup
Cihāngír işte bu maģallerde Tehmíne Bānū’dan vücūda gelür. Eŝŝāģ rivāyet de evvelkidür.
Bundan 19 ŝoñra Rüstem Zābil’de oturup ‘íş ü ‘işret bezm-i ŝoģbet eyleyüp gāh u gāh
oġlı Sührāb ‘aķlına gelüp hemān bundan ŝıçrayup 20 Ebreş-i gül-endām’a süvār olup bir
šarafı šutup giderdi. Yine üç gün biş gün ol vādíleri bütün gezerdi. Andan gelürdi. 21 Ammā
günlerde bir gün yine Rüstem ĥānesine gelüp oturup ‘işret idüp Bānū ile otururken oġlı
Sührāb yine ‘aķlına 22 gelüp Ebreş’i ĥāżır itdürdi. Andan ŝoñra beglere ve pehlevanlara eyitdi:
“İşte ben gitdüm. Her kimüñ ŝafāsı var ise benüm ardumca 23 gelsün.”diyüp Ebreş’e binüp
yine bir šarafı šutup alup yüridi. Bu kerre beglerden yidi nefer dilāver ķalķup Rüstem’üñ 24
ķafasına düşdiler. Gív, Zevāde, Gūderz Pír, Zenge-yi Şāvrān, Görçín, Behrām, Tenge
77
bunlardur Rüstem’üñ ardına düşüp gitdiler. 25 Ammā Rüstem ol ķadar gitdi ki tā kim gelüp
Ceyģūn kenārına irdi. Bu kerre pehlevānlar daĥı gelüp irişdiler. Bundan ŝoñra Ceyģūn’ı
[287/b[287/b[287/b[287/b]]]] 1 ‘ubūr idüp yine Tūrān yaķasına geçdi. Giderek bir ŝaģrāda bir ķaŝr-ı lašíf gördi.
Rüstem Ebreş’i sürüp doġrı 2 ol ķaŝra geldi. Ebreş’den inüp Ebreş’üñ sicāmın alup giyāha
ŝaldı. Pehlevānlar da gelüp anlar da raĥşlarından 3 inüp atların ota ŝaldılar. Ammā Rüstem
hemān çıķup ol ķaŝrda ķu‘ūd eyledi. Meger ardınca gelen pehlevanlaruñ terkilerinde 4 bāde ve
nevāle var imiş. Anlar daĥı ķaŝra çıķup getürdükleri nevāleyi çıķarup bir meclís düzüp andan
Rüstem başladı 5 bādeyi nūş eylemekde.
Ammā rāvi eydür, meger kim Türkistān ĥānı olan Efrāsiyāb İbn-i Peşeng çün-kim
Sührāb İbn-i Rüstem’i 6 babası üzerine gönderdi. Bir vaķt oldı kim Pírān ile Şíde bütün
‘asker-i Tūrān ile gelüp Efrāsiyāb’a Sührāb’uñ babası 7 Rüstem elinde ķatl olduġın naķl ü
beyān eylediler. Bu kerre Efrāsiyāb bu ĥaberi işidince Sührāb-ı ser-firāza ziyāde keyfi 8
bozılup acıdı ve Rüstem’e kibr ü kín eyleyüp ġażab eyledi. Ammā bunuñ mābeyni bir müddet
mürūr eyleyüp günlerde bir gün 9 on biñ miķdārı Türk Tātār ‘askeri-le ve bile Tūrān
dilāverleri Elkūs Türk ve Gellūs Türk, Pírān ve Hūmān 10 ve Yārmān ve Cermān ve Ķírmān
bunlara benzer niçe pehlevanlar ile cānı ŝıķılup ŝayd u şikāra ŝaģrālara çıkdı. Gezerek 11
gelmedi illā tā Rüstem’üñ gelüp oturduġı ma‘hūd ķaŝr šarafına gelüp ammā Rüstem ile ol
ķaŝırda oturup ‘işret eyler 12 iken Rüstem’üñ parmaġında olan elmās ĥātemüñ żiyāsı güneşe
urup ŝaģrāya doġrı düşdi, Efrāsiyāb Ĥān’uñ daĥı 13 meger murādı ķaŝra gelüp anda ‘işret
eylemek idi. Zírā ol ķaŝır muķaddemā Efrāsiyāb Ĥān’un kendi ‘işret-gāhı idi. 14 Çünkim ol
ŝaģrāya geldi, Efrāsiyāb ne gördi, anı gördi kim ŝaģrāda güneşüñ şu‘lesi arasında bir başķa
şu‘le 15 daĥı görinür. Eyitdi: “Āyā bu görinen ne ola?”diyüp dört šarafına baķınurken ol ķaŝr
üzere Rüstem’i gördi. Yidi nefer 16 pehlevān ile oturup bāde içer. Çünkim Efrasiyab’uñ
eskiden ‘adāveti var idi. Ol ‘adāveti yine derūnında tāzeleyüp 17 hemān ķaŝra doġrı yüridi.
Andan gelüp ķaŝrı muģāŝara eyledi.Ammā Rüstem de oturup ‘işret eylerken bir de anı gördi
78
kim 18 on biñ miķdārı ‘asker ile gelüp Efrāsiyāb ķaŝrı muģāŝara eylemiş. “Var yā Gív, sen
ilerü cenge başla, ben biraz 19 daĥı keyf irişdireyim.”didi. Gív daĥı n’ola diyüp ķaŝrdan aşaġa
inüp raĥşına binüp Efrāsiyāb’a ķarşu yüridi. 20 Türk’lerden daĥı Elkūs nām Türk yüz yigirmi
ārīş ķaddi-le at sürüp geldi. Gív’üñ öñin alup söyleşürek 21 az ġoşup cenge başladılar. El
nízeye urup irişdi. Elkūs’a bir níze ģavāle eyledi. Elkūs Türk meger Gív’üñ 22 ģālin
evvelinden işitmiş idi. Yidi ķat siperüñ bendin alup ķarşu virdi. Yalman-ı níze āyíne-yi siperi
pūs eyledükde parmaķ 23 ĥamírden ve sūzdan ģarírden ne resme güzer eylerse daĥı āsān
güzer eylerdi. Elkūs eger ģānesine yatup sipere küşād 24 virdi. Gív níze ile siperi alup meydān
başına vardı. Öteden dönüp el gürze urdı ve irişüp Elkūs 25 bir żarb daĥı urdı.Elkūs
gürz berāber virdi. Gürz gürzden ķayduķda Elkūs żarb-ı gürzi arķaya alup ne ģāl [288/a[288/a[288/a[288/a]]]] 1ise
men‘ eyledi. Nevbet Elkūs’a geldi. Andan irişdi. Gív’e bir żarb-ı níze urdı. Gív daĥı siper ile
çarpup 2 Elkūs’uñ nízesin āsān men‘ eyledi. Ammā ĥayli ıżšırab çekdi. Bu kerre Elkūs gürz-
ile geldi. Andan irüp Gív’e 3 ģavāle eyledi. Gív daĥı kendü gürzin berāber virüp gürz gürze
indükde Gív’üñ ķolları bükildi. Baş ķaçurup arķaya 4 alduķda Gív’üñ arķasında olan siper
çarĥa girüp şiddet-i żarbdan miyānı dü-tā eyledi. Hele ne ģāl ise men‘ eyledi. 5 Ammā çok
zaģmet çekdi.
Ĥulāŝa-yı kelām, bunlar birbirlerine üçer gürz daĥı urışdılar. Dördinci gürzi yine Elkūs
vāfir 6 girüden urup Gív’üñ raĥşınuñ kellesine rast geldi. Bu kerre raĥşın ĥurd idüp Gív’dür
raĥş-la bile tekerlendi. 7 Ammā başı bir šaşa rast gelüp iki pāre oldı. Bu kerre Elkūs murād
eyledi kim Gív’üñ üzerine varup bende çeke 8 veyāĥūd urup helāk eyleye. Ammā Zevāde bu
kerre beriden niçe ‘iķāb gibi atılup raĥşına binüp andan irişüp Gív’i 9 meydāndan ķapup aldı,
girü kenāra çıķardı. Kendüsi Elkūs’a muķābil oldı. Gūderz Pír daĥı gelüp oġlı Gív’üñ 10 başın
muģkem bend eyleyüp alup gitdi. Ammā Elkūs Zevāde dilire eyitdi: “Nā-bekār ,sen misin
benüm şikārum gelüp elimden 11 alan!”diyüp diyüp irüp bir gürz ģavāle eyledi. Zevāde daĥı
gürzin berāber virüp egerçe āsān vech üzere men‘ eyledi. 12 Ammā Zevāde , Elkūs Türk de
79
ķatı çoķ ķuvvet müşāhede eyledi. Bu kerre nevbet kendüsine geldi. Andan irişüp Elkūs Türk’e
13 bir żarb-ı gürz urdı. Elkūs da men‘ idince ecel terleri döküp bütün ā‘żāsı ĥaber-dār oldı.
Ģāŝıl-ı kelām 14 bunlaruñ aralarında yidişer gürz ģamlesi ĥašā geçdi. Elkūs gördi kim bu
dilāver daĥı ġāyet metín dilāverdür. Nevbet kendüye 15 geldükde Zevāde’ye Gív yolından bir
gürz urup anuñ da raĥşın kellesin ĥurd eyledi. Zevāde daĥı anuñ gibi raĥş-ıla bile 16 yıķılınca
la‘ín ebedí Elkūs la‘ín hemān tíz destlik eyleyüp gürzin šarfı-la ŝalup dal-ı tīġ bir ān olup
çapaķlıķ 17 ile dönüp geldi. Derd-mend Zevāde, yine yirinden ķalķayım dirken irüp bir tīġ
öyle urdı kim bir ķarışdan mütecāvüz 18 omuzı başına bir ‘ažím zaģm-ı şedíd urup Zevāde
daĥı yıķılup bí-ĥoş oldı. Tekrār Elkūs yine ķaŝd eyledi kim 19 bir zaģm daĥı urup helāk
eyleye hemān Rüstem de yirinden ķalķup Ebreş-i gül-endām’a süvār olup ba‘dehū bir na‘ra-yı
Allah-u Ekber 20 öyle neceş eyledi kim zemín ve āsumān , šaġ šaş ŝadā virüp heybet-i
na‘radan çāk çāk olup ol demde yıldırım gibi 21 Ebreş’i meydāna sürüp geldi. Birāder’i
Zevāde’yi meydāndan ķapup girü getürüp pehlevānların yanına ķoyup andan kendi 22 bir şey
sürüp Elkūs’uñ öñin aldı ve eyitdi: “İy la‘ín ebedí Türk, nedür bu senüñ itdügün nāmerdlik ki
iki 23 dāne dilāveri meger ve ģíle ile bu meydān içinde zedeledüñ yā saña ānı ben ķor mıyam
iy mel‘ūn ebedí! Šurma ģamle 24 eyle saña miķdārını bildireyim ve kendi ‘askerini yine saña
güldüreyim!”didükde Elkūs daĥı bir kerre ol bezir-ĥāne 25 sütūnından nişān virür . Níze-yi
müntehā ķaddin eline alup dümin baġalda żabš idüp yalman-ı níze raĥşınuñ bināguşından
[288/b[288/b[288/b[288/b]]]] 1 aşurup ba‘dehū irişüp Rüstem’e bir níze ģavāle eyledi. Ammā Rüstem aŝlā siperine
yapışmayup hemān nízedür tamām 2 ĥašā yirine geldükde Rüstem bir kerre el ŝunup Elkūs
nízesin żabš eyleyüp lenger virince Elkūs yil gibi gelürken 3 míl gibi tura-vardı. Bu kerre
Elkūs ilerü ķalķdı, olmadı. Ammā Rüstem’dür nice kim zūr eyledi ise 4 Elkūs’uñ nízesin cayır
cayır söküp elinden aldı ģatta Elkūs Türk’üñ ellerinüñ derisi nízede ķaldı. Bu kerre 5 Rüstem
daĥı nízeyi alup anı da zānūsına urup ķırdı. Andan meydāna atı-virdi. Leşker-i Tatar bu ģāli
görince hemān 6 eyitdiler: “Vāy gitdi bí-çāre Elkūs Türk! Ammā ne cilāsın baššāl šoñuz
80
idi.”diyüp cümlesi acımaġa başladılar. Bu kerre 7 Elkūs daĥı nízesinüñ şikest olduġın görüp
ġāyet ġażaba gelüp bir kerre el gürze urup on ikinci baĥşından 8 šutup ol dem hemān
Rüstem’e eyitdi: “İy nā-bekār bāri, ben seni urup ĥurd-ı ĥām ideyim.”diyüp hemān irişüp
Rüstem’e 9 kibr ü kín ile bir gürz urdı. Ammā bu dem Rüstem tamām gürz ĥašā yirine
geldükde hemān iki ellerinüñ ayaların açup ber-ā-ber 10 virdi. Gürzdür Rüstem’üñ avucı içine
gelince muģkem šutup silki-virdi. Gürzin daĥı çeküp elinden alup yabana 11 fırlatdı. Ammā
Elkūs ġayrı böyle aģvāli görince hemān ölüm eri olup Rüstem’üñ üzerine dal-ı ķılıç oldı ve
gerinüp 12 Rüstem’e bir ķılıç ģavāle eyledi. Rüstem yine el ŝunup muģkem bileginden
ķavrayup öyle ŝoķdı kim Elkūs’uñ parmaķları 13 toĥumlıķ ĥıyāra döndi ve šırnaķları dibinden
ķan geldi ve ķılıç elinden zemíne düşdi. Rüstem de Elkūs Türk’i ķapup 14 ŝalı-virdi ve dönüp
Elkūs’a eyitdi: “Be hey mel‘ūn-ı ebedí Türk, sen baña üç kerre ģamle eyledüñ. Saña bir ģamle
ideyim 15 ikisi cibā, eger men‘ idebilürseñ yine nevbet senüñ olsun.”diyüp hemān gürz-i gāv-
sere dest urup eline 16 alup on ikinci ķırāšından muģkem šutup irişüp Elkūs Türk ķaltabāna bir
żarb-ı şedíd urdı. Ammā Elkūs, 17 Türk’üñ daĥı elinde gürzi yoķ kim berāber vire. Nā-çār iki
pūlād siper-i çíní birbiri üzerine bā-hem eyleyüp šutdı. Gürz-i 18 gāv-ser nice kim siperlere
indi ise siperlerüñ ikisi daĥı birden Elkūs’uñ iki eli ĥurd-ı ĥām olup baķiyye-yi żarb-ı 19 gürz
Elkūs’uñ başına indi. Tā eger ķaşına varınca ĥurd-ı ĥām olup mürd oldı ve bindügi at daĥı
İnegöl 20 ķurbaġasına döndi.
Ammā Elkūs Türk’üñ bir ķarındaşı var idi. Ķuvvetde kendüsinden birķaç fersāh
ziyāde idi. 21 Ammā ķadd ü ķāmetleri berāber idi. Ol da yüz yigirmi ārīş ķadd çekerdi. Ġāyet
şedíd żarbı var idi. Adına Gülgūs-ı 22 girān-ı żarb-ı dest dirlerdi. Hemān ol dem Gülgūs
ķardaşınuñ mürd olduġın görüp ġażaba gelüp hemān 23 raĥşın sürüp Efrasiyāb’uñ öñine gelüp
yir öpdi ve eyitdi: “Pādişāhum, ķardaşum Elkūs’uñ helāk olduġı 24 benüm gücüme geldi.
Ammā murādum meydāna girüp şol Rüstem didükleri Zābilí nā-bekārı yā ķatl idüp veyāĥūd
bende 25 çeküp bunda getürmekdür ancaķ ŝoñra baña ‘itāb eyleme niçün öldürmedüñ diyüp
81
zírā ben anı ġayrı öldürmedükçe [289/a[289/a[289/a[289/a]]]] 1 ol meydāndan ŝāġ dönüp bunda gelmem. Hemān
baña himmet eyle.”diyüp meydāna at sürüp Rüstem’üñ rāhın kesdirüp 2 ba‘dehū dönüp eyitdi:
“Baķ a iy Zābilí nā-bekārí, sen ne olduñ kim öyle bir cilasın ŝu ŝıġırı baķışlı ayu boġasına 3
beñzer Türkí bir żarb ile niçün urup birden öldürdüñ? İşte ben geldüm ki seni de ben öyle ķatl
ideyim. Ġayrı 4 cānına veda‘ eyle zírā saña işüm çoķ ve baña bu ‘ālemde Gülgūn-ı gerdān-ı
dest-i żarb dirler. Ben bir ādemi bir żarb-ile ĥurd-ı 5 ĥām eylerem.”diyüp hemān bir kerre
gürz-gūh cigerin šarfılından çeküp eline alup on ikinci ķırāšından šutup ve at 6 başın çevirüp
biraz girü çekilüp vāfir yir gitdi. Andan dönüp at ķoparup irişüp Rüstem’e bir żarb-ı şedíd 7
urdı. Ammā Rüstem bu la‘ín Türk’üñ böyle mu‘āmelesinden ġāyet elem çeküp hemān aña da
pençe açup yuķarudan 8 aşaġa gürz inerken ķavrayup çeküp gürzin elinden alup dönüp eyitdi:
“Mel‘ūn gürz öyle urılmaz ancaķ 9 bu gürz senüñ gürzüñdür sen de çāşnisine baķ!”diyüp
Gülgūn’a kendi gürzi ile ġażab-ı ŝāģib-ķırāní ile öyle 10 bir gürz urdı kim ol sā‘at Gülgūs’uñ
vücūd-ı nā-pāki gürzüñ altında hemān hemdāní sürme gibi tozayup nā-būd 11 nā-peydā oldı.
Bu kerre Efrāsiyāb ‘alem sāyesinden bu ģāli görüp bildi kim Rüstem’üñ ġāyet ile
ġażabı kemālindedür. 12 Zírā bunuñ ķarşusına her kim ki birer birer durursa aŝlā ĥayır eylemez
ammā belki çoķlıķ ģasebi-le bir furŝat bulavuz 13 diyüp hemān ‘askere birden ķol ŝalup işāret
eyledi. Ba‘dehū on biñ ķadar Türk’üñ Tātār ‘askeri işāreti görüp 14 birden hemān Türk Tātār
pehlevānları bir uġurdan na‘ralar urup Rüstem’üñ üzerine yüridiler. Ammā Rüstem gördi kim
15 ‘asker bir uġurdan ģamle eylediler bu kerre Rüstem fi’l-ģāl Ebreş’den zemíne inüp bir, iki,
üç birden zír ü zeber […] 16 muģkem metānet virüp yine Ebreş’üñ üzerine süvār olup ba‘dehū
tīġ-ı Daģģāk-ímārí ‘uryān idüp siper-i Gürşāsb’ı 17 yüzine çeküp andan iki ellerin zānū
üzerine ķoyup öyle bir şedíd na‘ra-yı cān-sitān urup kendin yine leşkere 18 urdı.
Ba‘dehū Ìrān dilāverleri daĥı Rüstem’üñ bu heybet ve ŝalābet-le cenge girdügin görüp
yidi nefer dilāverler 19 gerçi ikisi ġāyet zaĥm-dārlar idi ammā zaĥmları ŝarılı olup vaķt-ı
mużāyaķa olmaġ-la bunlar yine cenge girüp 20 ceng eylemege iktidārları mehmā-emken
82
bulınurdı. Yidisi daĥı tīġların ‘uryān eyleyüp Rüstem’e ķafa-dār oldılar. 21 Bu kerre Rüstem
de iķdām ile leşker-i Tūrān’a bir giriş girdi kim fi’l-ģāl bunları alaķ bulaķ eyledi. Nā-gāh bu
eśnāda anı 22 gördiler ki Kelāt-ģarem yolından beri tozlar bulurdı. Bād-ı ŝabā ķarşu varup ol
ġubārı iki şaķ idüp içinden 23 on iki bin ‘alem žāhir oldı. Yaķın geldükde anı gördiler ki
meger bu gelen Belísem idi. Ammā meger Efrāsiyāb muķaddem 24 şikāra çıķduķda bu
Belísem’e ĥaber göndermiş idi. “Bugün ben şikāra gitsem gerekdür. Sen de gelesin.”diyü ol
eydi ki 25 Efrāsiyāb’ı izleyüp gele gele işte bunda buldı. Ammā gördi bir ‘ažím ķarışma, ceng
var kim ta‘bír olınmaz.
[289/b[289/b[289/b[289/b]]]] 1 Hemān birisinden su’āl eyleyüp cengin aŝlın ĥaber aldı. Bu daĥı on iki biñ
dinç mülā‘ínler ile kendi 2 lerin cenge urup başladılar Ìrān dilāverleri ve pehlevānların
ķollamaġa. Ammā ģikmet-i Ĥudā bu arada Gív’e rast 3 geldi. Ol daĥı zaĥm-dār idi. Ammā ne
çāre yine ġayret idüp cenge girmiş idi. Belísem’i görince torbada yılan 4 görmişe döndi.
Andan ŝoñra tekrār Belísem’i ķarşulayup bir żarb-ı şedíd urdı. Belísem daĥı eyitdi: “Hey nā-
bekār 5 egri gözlü demürci oġlı, bugün sen benüm elüme eyü girdüñ.”diyüp Gív’üñ gözine
gürz ber-ā-ber virüp men‘ eyledi. 6 Ba‘dehū dönüp Belísem de Gív’e bir gürz urdı. Gív at
boynuna ķapandı. Ammā meger Gív’üñ pederi Gūderz Pír daĥı oġlını 7 ķafasın gözedüp
gelürdi. Zaĥmı vardur belki bir ĥatā ola ,diyüp anuñ-içün gözlerdi. Belísem’üñ bir żarb-ile 8
oġlunı ālūde eyledügin görince bir kerre raĥşın sürüp irişdi. “İy la‘ín-i bí-dín Türk peççe çek 9
elin andan ķażā görürsin benden!”diyüp hemān ol dem bir żarb-ı şedíd gürz ģavāle eyledi. Bu
dem Belísem didükleri 10 la‘ín Türk daĥı Gūderz Pír’üñ gürzini kendi gürzi ile çarpup men‘
eyledi. Andan dönüp Gūderz Pír’e 11 Belísem de bir żarb-ı şedíd öyle urdı kim Gūderz Pír
daĥı oġlı gibi ālūde olup ol daĥı raĥşınuñ gerdānın 12 ķoca düşdi. Belísem de yek mīĥ üzerine
dönüp irişdi. Ol dem hemān Gūderz Pír’i eger ĥānesinde iken 13 düvālinden ķapup nice silkdi
ise raĥşından ayırup ķolı üzerine aldı. Ammā ol arada Rüstem-i Dāsitān 14 daĥı ceng eyleyüp
geçüp giderken nā-gāh Belísem mel‘ūnuñ na‘rasın işidüp eyitdi: “Bu nā-bekār ne zaman geldi
83
kim 15 cenge girüp ceng eyler?”diyüp hemān Belísem’üñ na‘rası geldügi šarafa doġrı teveccüh
eyleyüp ve öñine gelenleri 16 alaķ bulaķ idüp leşkeri yarup gelür iken gözleri Belísem
didükleri mel‘ūna dūş oldı. Ammā ol maģalde de 17 Belísem daĥı meger Gūderz Pír’i ķolına
almış idi. Bu kerre bunı görince bir kerre Rüstem na‘ra-yı ŝāģib-ķırāní öyle baĥş 18 idüp
zemín [u] zamānlar zān olup dürlü dürlü ŝadālar virdi. Andan tekrār na‘ra urup eyitdi: “Bıraķ
elinden 19 anı iy nā-bekār mel‘ūn zírā ol bir pír-kişídür. İşte ben geldüm . Ĥaŝmuñ benüm iy
mel‘ūn!”diyüp hayķırınca Belísem daĥı 20 bu na‘rayı işidüp dönüp ardına baķdı ne gördi ;
Rüstem ardından gelür. Ammā Belísem ‘inād idüp bıraķmadı. 21 Rüstem el ŝunup Belísem’i
düvālinden ķapup ķolına aldı ve ŝol eli-le Gūderz’i Belísem’üñ pençesinden ĥalāŝ eyledi, 22
raĥşınuñ üzerine ķodı ve Belísem’i zemíne urdı. Murād eyledi ki üzerine düşüp bende çeke.
Tātār ‘askeri ġulüvv 23 idüp Belísem’i ķapdılar.
Bu eśnāda daĥı Efrāsiyāb geldi, Rüstem’e bir ĥışt endaĥte ķıldı. Rüstem yedek siperi
24 virüp ĥışt sipere güzer eyledükde Rüstem siperi ŝalı-virdi ve Ebreş’üñ ŝaġrısına yatup ĥışt
siperi alup 25 gitdi. Rüstem šoġrılup el gürz-i gāv-sere urdı ve irüp Efrāsiyāb’a bir gürz urdı.
Efrāsiyāb gürz ber-ā-ber [290/a[290/a[290/a[290/a]]]] 1 virüp gürz gürzden ķayduķda Efrāsiyāb baş ilerü virüp
żarb-ı gürz-i Efrāsiyāb’uñ ketfinde olan 2 siper šoķındı. Efrāsiyāb lenger virüp altında olan
gergedānuñ beli ķırıldı. Tiziyye Efrāsiyāb cüst atılup zemíne indi. 3 Ķalķayım dirken Rüstem
Ebreş ile gögüsledüp Efrāsiyāb yine yıķıldı.Tūrān dilāverleri üşüp Efrāsiyāb’ı Rüstem’üñ 4
öñinden ķapdılar. Yedek raĥşa süvār itdiler. Rüstem bu ‘askeri ķoyun sürisi gibi öñine ķatup
sürdi. Efrāsiyāb 5 firār idüp Tūrān leşkeri ardına düşdi. Rüstem yidi nefer dilāver ile ardına
düşüp bunları ķıra ķova ‘āķıbet 6 Efrāsiyāb gördi Rüstem ardından ayrılmaz . Bir ‘ažím bāġ
var idi. Muķaddemā ġāyet ma‘mūr idi ŝoñradan yıķılup ĥarāb olmışdı.7 Ešrāfı ķal‘a dívārı gibi
idi. Efrāsiyāb ķaçaraķ gelüp ol bāġa düşdi. ‘Asker-i Tūrān ķafalarınca gelüp ol bāġa 8 girdiler.
Efrāsiyāb yanında olan ĥazínesin ol yirde maģfūž idüp ol bāġı penāh idindiler. Rüstem yidi
nefer 9 dilāverler-ile gelüp bāġa šoġrı gelür. İçerüden gördiler Rüstem’üñ gelişin kendüleri
84
öñine šaġılur ģā’il olmaz Rüstem 10 ĥāh-nā-ĥāh bunları sürüp ol bāġdan šaşra çıkardı.
Efrāsiyāb ve Belísem māl ve ĥazínelerin bıraġup cān ĥalāŝ 11 eylemek ardınca oldılar. Rüstem
ol ķadar māl ve ĥazíneyi żabš eyleyüp menŝūr ve mužaffer ol bāġdan döndi. Ġayrı üzerlerine
12 düşmedi. Šoġrı Zābil’e geldi.
Alduġı māl [u] ġanāimden ol yidi nefer dilāverlere ģisselerüñ virdi. Mā‘dāsınıdur 13
ĥazíne eyledi ve pederi Zāl-ı Zamān’a olan cengi naķl eyledi. Ammā Rüstem bu vāķ‘adan bir
ġururcıķ peydā oldı. Ne dimekdür 14 yidi nefer dilāver ile varup Efrāsiyāb’ı bu ķadar ‘askeri
ve pehlevanları-la birķaç kerre çıķarup bozup Ķal‘a-yı Behiştkend’e 15 varınca ķaçurasın,
diyüp irtesi ol ġurūr ve sürūr ile Ebreş’e süvār olup ‘azm-i şikār eyledi.
Ķal‘a-yı Zābil’den çıķup 16 Hind šarafına doġrı bir miķdār gidüp itdügi erlige tefaĥĥur
iderken gördi bir dıraĥt sāyesinde bir yek-dest oturup 17 kendü kendüye šalmış. Deryā-yı fikr
‘aleminde habbeye mālik degül ve çehresine pehlevānlıķ nişānı var. Rüstem “Varayım şol 18
yek-dest ģerífe su’āl ideyim ķandan gelüp ķanda gider?” Ebreş’i sürüp yanına vardı. “ ‘Aşķ
olsun dilāver!”didi. 19 Rüstem gördi bu bir šarafa ģaríķdür, dönüp “Dilāver bunda ne durursın
ve ne šarafdan gelürsin?” didi. Ol kimesne “Benüm 20 adıma Rüstem-i yek-dest dirler.Hind
cānibinden gelürem ancaķ sen kimsin ve ķandan gelürsin?”didi. Rüstem eyitdi: “Ben de yek-
21 süvārem. Merd-i ġaríbem, bir ķapu araram ki yanaşam.”didi. “Rüstem yek-dest oġlancıķ
gel baña ĥizmet eyle. Seni büyük devlete 22 irgüreyim zírā ben senden erlik umaram. Atın ve
ālātın pāk ve kendin daĥı bir gösterişli oġlancıķsın.”didi. 23 Rüstem göñlinden bu […] ne
özge şaĥŝ olur. Ben de bir pehlevāna intisāb ideyim, didi. Rüstem hemān Ebreş’den inüp 24
varup elin öpdi. Rüstem-i yek-dest, diñle imdi oġlancıķ. Ben Hind’de Ķanāc dirler bir
pādişāhuñ ķızına ‘āşıķam. 25 Ģāliyen şimdi bir mesírede ķızı ile ‘işretdedür. Murādum varup
ol pādişāhı öldürüp ma‘şūķam alup ber-murād olam. [290/b][290/b][290/b][290/b] 1 Senden erlik sezerem. Baña
belki ķafa-dār olasın.Senüñle varup evvel Rüstem’üñ iki raĥşın çalalım. Ammā Rüstem 2
çaldıġımuz duymaya. Eger duyacaķ olursa ne seni ķor ve ne beni.” didi. Rüstem n’ola diyüp
85
bunuñ yanına düşdi. Tā kim Ķal‘a-yı 3 Zābil’e geldi. Rüstem-i yek-dest dönüp eyitdi: “
Oġlancıķ, şimdi sen burcdan kemend ile çıķup varup Rüstem’üñ šāvlasına 4 girüp iki at çalup
burca getürüp aşaġa atarsın. Ben de aşaġıdan tutayım. Yoĥsa ben varup çalup atayım. 5 Sen
dutar mısın?” didi. Rüstem “Sen var getür, ben dutaram.”didi. Rüstem-i yek-dest miyānından
kemend çıķarup burca atdı. 6 Muģkem girift idüp ‘ankebūt misāli kemend ile yuķarı çıķdı.
Rüstem aşaġadan temāşa idüp Ģaķķın kemāl-i […] ve […] 7 müşāhede idüp ve Rüstem-i yek-
deste taģsín iderdi. Ol ķadar aġır gövde ile çābükligine ģayrān oldı. Rüstem aşaġıda, 8 bu
ģayretde ammā Rüstem-i yek-dest burca çıķup gā’ib oldı. Arası biraz geçdi, nā-gāh Rüstem
anı gördi. Rüstem-i yek-dest 9 arķasına gitdi. Šāvlasından bir […] gergedānı omuzına urmış
burca gelüp “Yoķ oġlancıķ!”diyü çaġırdı.10 “Bir ĥoş šut al!”diyüp Rüstem’e atı-virdi.Rüstem
šutamadı.Gergedān zemíne düşdi. Rüstem-i yek-dest yuķarudan 11 bunu görüp darıldı.
“Elinden gelmeyen hüneri niçün iderem dirsin.Bāri gel sen at, ben šutayım.” didi. Rüstem
n’ola diyüp 12 yuķaru çıķdı. Rüstem-i yek-dest aşaġı indi. Rüstem varup šāvlasından bir
gergedān getürdi. “Šut aġa!”diyüp atı-13virdi.Rüstem-i yek-dest bir eli-le gergedānı alma gibi
šutdı ve zemíne ķodı. Rüstem baş ŝalup lā-ģavle oķıdı. “Rüstem-i 14 yek-dest tíz oġlancıķ,
birin daĥı var getür.” didi. Zírā belki Rüstem duyar didi. Rüstem varup bir gergedān daĥı
getürüp 15 atup Rüstem-i yek-dest elinde šutdı ve Rüstem’e “Oġlancıķ yüri ķaçalum!”didi.
Rüstem daĥı aşaġı indi. Rüstem-i yek-dest 16 kemendin silküp yine burcdan aldı.Atları daĥı
alup “Šurma, gidelüm!”didi. Rüstem’üñ öñine düşdi. Cānib-i Hind’e 17 ‘azm eylediler.
Yolda giderken Rüstem göñlinden “Şu […] bir żarb uram, göreyim ne köye hareket
ider?” diyüp gürz-i gāv-seri 18 on ikinci ķırāšından šutup ġāfil iken iki dalınuñ orta yirine bir
żarb urdı.Ol, żarbı bir ursa ġubār iderdi. 19 Rüstem-i yek-dest aŝlā aldurmayup “Oynama
oġlancıķ, oyun vaķtı degüldür.Bir ķademe ilerüde bulınalum belki Rüstem 20 atları duyup
ardımuzdan gelür de ne seni ķor ve ne beni ,bilā-amān ķatl eyler .”didi.Rüstem bu ģāli görince
şaşdı, dönüp 21 “Yek-dest aġa, yā sen bu mertebe Rüstem’den ķorķar mısın?”didi. Rüstem-i
86
yek-dest: “Ķorķaram, zírā dünyāda Rüstem’e mu‘ādil bir 22 er yoķdur. Ben anuñla nice
muķāvemet ideyim.”didi. Biraz daĥı gidüp bir kerre uŝūl ile çalıdan dolanup bizüm Rüstem-i
23 ibn-i Zāl, “İy nā-bekārlar, cān elümden ķanda ĥalāŝ idersin?”diyüp bir na‘ra öyle urdı kim
Rüstem-i yek-dest atları bıraġup 24 firār eyledi.İlerüde bir ŝu var idi. Cān ģavli-le kendüyi ol
ŝuya urdı. Az ķaldı ki boġıla-yazdı. Hele Rüstem 25 gelüp irişince Rüstem-i yek-dest daĥı
ŝudan güc-ile ĥalāŝ oldı.Dönüp Rüstem’e gördüñ mi oġlancıķ “Tíz gidelüm!”…..
SÖZLÜK
87
-A- a ün. seslenme nidası 265a/18,
266b/15, 270b/23
āāāāb (F.) i. Su 284b/7
āāāābnūūūūs (F.)i. Sert ve siyah renkli bir
ağaç türü 285b/5
‘acabāāāā (A.) zf. 1 Kararsızlık, kuşku,
bilmek isteme Rüstem üzerinde
ber-hevā olup‘ acabā deyāya mı
atsam yoĥsa yire mi bıraķsam
dirken Rüstem rūzgāruñ
şiddetinden uyandı 261a/12
,278a/16
‘aceb (A.) sıf. Değişik, tuhaf bir
biçimde Āh hey bí-vefā rūzgār
baña ne ‘aceb āl idüp ‘ırż-ı
ŝāģib-ķırāníyi pāy-māl eyledüñ. 283a/2, 284b/4
acele (A.) zf. Hiç zaman geçirmeden,hemen 263a/9, 267a/21, 267a/22
acı i.Vücudun bir yerinde oluşan ağrı 261b/15, 279b/11, 284a/19
acı- 1 Başkası için üzüntü duymak
Bu kerre Efrāsiyāb bu ĥaberi
işidince Sührāb-ı ser-firāza
ziyāde keyfi bozılup acıdı ve
Rüstem’e kibr ü kín eyleyüp
ġażab eyledi
287b/8, 267a/8, 279a/23
‘āāāāciz (A.) i. Zavallı, güçsüz
‘āāāā. ķķķķal- Çaresiz olmak, aciz duruma
düşmek 261b/5, 272a/15 ‘a. ol- Gücü yetmemek 269b/8,
284a/4 ‘acz (A.)i. ‘a.gel- Sıkılmak 261b/5 aç- 1 Bir şeyi kapalı durumundan kurtarıp
açık hale getirmek Āĥūrın ķapusın
açsunlar 262a/3, 265a/20, 267b/15
2 (Gözünü) açmak,uyanmak Rüstem
bu dehşet ile ĥābdan bídār olup göz
açdı 261b/11, 282b/13, 285a/7
açıl- 1 (Söz) açılmak Andan yine ol gün
olan ceng ŝadedi açılup ŝoģbete
mübāşeret olındı 281b/20, 2 Uyanmak, gözlerini açmak 285a/19 açı-vir- Açıvermek 262a/5
ad i. İsim 261b/17, 279b/24,290a/20 ad u san isim ve nam 272a/16
āāāādāāāāb (A.) i. Usul, yol, yordam 279b/19,
279b/20, 281b/10
****āāāādāāāāb u erkāāāān Kurallar ve usuller, gelenekler
265b/14, 270a/12
‘adāāāāvet (A.) i. Düşmanlık 287b/16,
āāāādem (A.) Adam, insan 264a/21, 264b/5,
265a/10 adım i. Adım 273a/24, 276b/5 ‘adüvv (A.) i. Düşman, hasım 261a/21
āferíííín (F) ün. Yaşa, varol
āāāā. eyle- Aferin demek 280b/6
āāāāfitāāāāb (F) i. Güneş
→→→→nur-ı afitab, pençe-yi afitab pençe-yi afitab olmak ,ziya-yı afitab
‘afv (A.) i. a.buyur- Bağışlamak 286b/4 a.eyle- Bağışlamak276b/10,
283a/20 aġa i. Ağabey 290b/21,290b/12 aġaç i. Ağaç 269a/1, 269a/2 aġar- Beyazlaşmak 285b/22, 285b/22
aġardama- Ağartamamak ,ağartmak fiilinin yeterlik olumsuz şekli, beyazlaştıramamak 285b/15
aġart- Beyazlatmak, temizlemek 285b/16, 285b/21
aġır zf. Yavaş, zor,güçlükle Bu kerre Sührāb
daĥı aġır ķalķardı 269a/6 aġız i. Ağız 273b/3, 275b/11, 275b/12
→ödleri agzına g.
aġla- Göz yaşı dökmek 264a/2, 276b/8,
88
283a/12 aġlaş- Birlikte ağlamak 285a/10,
285a/3
āāāāġūūūūş (F) i. Kucak
āāāāġūūūūş-ı hüsn ü bahāāāā 286b/7
aġyāāāār (A.)i.Yabancılar 262b/3
āāāāh (F.) ün. Ah, eyvah 262a/18, 264a/12,
272a/9, 283a/1, 284b/3
āāāāh eyle-Feryat etmek, ağlayıp
inlemek 272a/11, 272a/20, 272a/7
āāāāh-ı serd çek- Derinden
özlemle ah etmek, içini çekmek 263a/18 ,272a/6
āāāāh-ı sūūūūz-nāāāāk eyle- Yürek yakıcı
bir ah çekmek 272a/7
āāāāh it- Feryat etmek 268a/24,
272a/10, 272a/23
ahāāāālíííí (A.) i. Halk
ahāāāālíííí-yi şehr Şehir halkı 274a/2
‘ahd (A.) i. Söz, and 271a/21 ‘ahd u güft eyle- Söz vermek,
yemin etmek 262b/19
āāāāhen (F) i. Demir
*āāāāhen-mííííl Demir çubuk, alet 267b/10
āāāāhen-i şeş-per Demir topuz
277a/21
*āāāāhen-dest Demir el 278a/25
aheste (F.) zf. Yavaş 268b/4 ahır i. Hayvanların barındığı yer
269a/16
āāāāĥĥĥĥir (A.) zf. Sonunda Bugün efendümi
pederüm Selím Şāh dívānında
görüp muģabbetüm tāzelendi ve
‘aşķ āteşüm ‘alevlendi. Āĥir ŝabr
idemeyüp ĥāk-i pāye rūymāl
oldum 262b/13, 269a/17
āāāāĥĥĥĥiret (A.) i. Ebedi alem 270b/3
aĥĥĥĥlāķāķāķāķ (A.) i. Ahlak, huy
*bed-aĥĥĥĥlaķķķķ sıf. Kötü huylu, ahlakı güzel
olmayan 264b/17
aģģģģmaķķķķ (A.) i. Pek akılsız 276a/20
aģģģģmaķķķķlıķ ķ ķ ķ i. Akılsızlık 270a/2
aĥĥĥĥşaaaam (A.) i. Akşam 262a/24, 262a/25,
264b/24
āāāāĥĥĥĥūūūūr (F.) i. Ahır 261b/20, 261b/21, 262a/1
aģģģģvāāāāl (A.) i. Haller, vaziyetler 263a/10,
264a/5, 264b/25
aķķķķ sıf. Beyaz 277b/16, 277b/17, 285b/14
aķķķķ- 1 (Suyun) akması Vāfir yir gidüp
gezerken nehrüñ kenārında bir bāġ-ı
behişt-āsā ol nehrüñ ŝuyuñ içine alup
yine bir šarafdan çıķup akar 265b/20,
285b/14
2 (Bir yere) meyl etmek mec.Ammā
ġayrı derūnı Ìrān’a aķdı 263b/18,
aķķķķarsu i. Irmak 270b/19, 286a/18
‘aķķķķd (A.) i. Nikah 263b/2
‘aķķķķd it- Nikah kıymak 263b/6 287a/3
‘aķķķķd eyle- Nikahını yapmak 271b/1
āķāķāķāķibet (A.) zf. Nihayet, sonunda Selím Şāh
göñlinden ,ķorķaram bu oġlan ‘āķıbet
bizi bir ķażāya uġradur 265b/4,
268a/15, 270a/3
aķķķķıt- Akıtmak
gözlerinden kanlı yaşlar akıt- Büyük üzüntü duyarak ağlamak 285a/1
‘aķķķķl (A.) i. 270a/4, 271a/8, 275a/14, 275b/9
→daire-i akl 281a/15
‘a.ı başına gel- Kendine gelmek
Ammā bir vaķt-i zamān Sührāb
yatup ‘aķlı başına gelüp
kendüyi ol ģālde gördükde
dönüp yanında olanlara eyitdi 281a/18 2 Yanlışını anlayıp olanlardan
ders almak Rüstem’üñ ‘aķlı
başından gidüp eyitdi: “Āh hey
bí-vefā rūzgār baña ne ‘aceb āl
idüp ‘ırż-ı ŝāģib-ķırāníyi pāy-
māl eyledüñ.”didi. Rüstem
89
ķıyās eyledi kim Sührāb
zūr-ı bāzū ile kendüsin
zemíne urup sínesine
çıķdı. Sührāb da gördi
Meknām’uñ ‘aķlı başına
geldi, dönüp eyitdi 283a/3
‘a.ı başından git- Ne yapacağını bilemez duruma gelmek,
şaşırmak Sührāb sínesine
şāhin miśāl dāl-ı ĥançer
olup durur. Rüstem’üñ
‘aķlı başından gidüp
eyitdi 263a/3, 283a/1
‘a.ı git- 1 Çok beğenmek
hoşuna gitmek Sührāb bu
suheyli işidüp şād
olduġından ‘aķlı gitdi 262a/23, 264b/1, 2 Korkmak, şaşırmak
Selím Hān’uñ aķlı gitdi
şimdi Sührāb’ı bir olmaz
yirde zemíne urursa bir
yiri ķırılur diyü 264b/8,
268b/6, 270a/8 ‘a.ı kes- Bir şeyin olabileceğine
inanmak Rüstem’üñ ‘aķlı
kesdi ki Sührāb
kendüsine ġālib gelür 276a/22, 279b/14, 281b/25
‘a.ı sonradan gel- Verdiği kararın yanlışlığını anlayıp geri dönmek
Elbet de Türk’üñ ferāseti
ve‘āķıbet endişeligi
tiziyye ve maddenüñ
netícesi ķanda müntehā
olsa gerekdür ve rāmiz Türk’üñ
‘aķlı ŝoñradan gelür 270a/3 ‘a.ı yit- Düşünebilme gücü ,aklı
yetmek Her-kes ‘aķlı yitdügi
ķadar ma‘nālar virüp güft [ü]
gū eylemekde 282a/1
a.ına gel- Hatırlamak Bundan
ŝoñra Rüstem Zābil’de oturup
‘íş ü ‘işret bezm-i ŝoģbet
eyleyüp gāh u gāh oġlı Sührāb
‘aķlına gelüp hemān bundan
ŝıçrayup Ebreş-i Gülendām’a
süvār olup bir šarafı šutup
giderdi.287a/19, 287a/21 ‘a.ından gitme- Hiç unutmamak
262a/20
aķķķķrāāāān (A.) i. Birbirlerine derece, sınıf
cihetiyle benzeyenler, yaşıt 280a/16
‘aķķķķsí í í í (A.) i. Ters, zıt 261a/17, s. 283b/25
al i. Kırmızı a.it- Hile yapmak, oyun oynamak
Āh hey bí-vefā rūzgār baña ne
‘aceb āl idüp ‘ırż-ı ŝāģib-
ķırāníyi pāy-māl eyledüñ
283a/2 al- 1 Birini bulunduğu yerden ayırmak,
alıp götürmek Varup Ŝāliģ Vezír’i
alup geldiler 263a/7,
2 Çevirmek, kuşatmak Ebreş’üñ
ešrāfın alup şehr šarafın boş ķodılar 261b/19
3 Kazanmak , ele geçirmek Taģsín
eyledi. Sührāb ise bir nízede aluram
ķıyās iderdi 280a/15, 290a/12
4 İntikam almak Meknām’da
intiķāmum ķomam. Be-her- ģāl elbet
de aluram 281a/20,284a/25
5 Kaldırmak Rüstem zūr eyleyüp bí-
pāk dizin zemínden aldı 284a/7
90
6 Evlenmek istemek Rüstem,
Tehmíne Bānū’yı bir taríķ ile
şāhdan dileyüp alacaķ oldı 262b/20, 290a/25, 7 Bir nesneyi tutmak, eline almak, Gene meclísler tazelenüp ele
cām alup ‘íş [ü] nūşa meşġūl
oldılar. 263b/16, 261b/13,
261b/2 8 İçine almak, katmak
Bevvāblar Sührāb’ı bāġa aldılar 266a/2, 265b/19,
9 Haber almak Kim imiş ĥaber
alduñ mı?”267a/14 , 285a/3
10 Yönünü çevirmek Sührāb
gürz berāber virüp arķasına aldı 280b/8, 283b/22
11 Can almak, öldürmek Çāre
yoķ ancaķ getür elini öpeyim ve
saña bir nice sözler daĥı
söyledüm ve niçe ġażab ile seni
almaķ ķaŝdı ile żarb-ı gürzler
urdum 284b/11,
12 Siper almak 289b/24
13 Başını alıp gitmek mec. Bir
daĥı urınca Ebreş aldı yüriyü-
virdi.261a/10, 281a/14
alacak olalacak olalacak olalacak ol---- Niyetlenmek
Tehmíne Bānū’yı bir taríķ ile
şāhdan dileyüp alacaķ oldı. 262b/20, 271b/6 alı-ķķķķo- Gitmesine izin
vermemekKontrolünde bulundurmak 272b/13
→aslın a.,aşk a başın alup g., bendin a.,
can aleyk a. a., ,elinden a., haber a.,hatrını ele a., hayrın a. , intikam a., intikam alıma-, intikam a.,izin a., kafasına a.,
lerze a.,murad a.,nasibün a., önin a., rahın a., selam a., telaşını a., vehm a., yakasın alıma- , yol a., yol alı-vir-
a‘a‘a‘a‘lāāāā (A.)1 i. Yeğlemek,daha iyi
275b/19, 2 sıf. Daha iyi, güzel 277a/12
alaca i. Birkaç rengin kendini yitirmeden belirgin bir biçimde karışımından oluşmuş renk, çok renkli 272a/18, 272a/18, 277b/23
‘alāķāķāķāķa (A.) i. İlgi
‘alāķāķāķāķa-yı derūūūūn Gönül bağı 262b/10
alaķķķķ-bulaķķķķ zf. Alt üst
a.eyle- Düzenli durumunu bozmak, karmakarışık etmek 289a/21
a.it- Düzenli durumunu bozmak, karmakarışık etmek 289b/16
‘alāāāāmet (A.) i. İz,nişan,işaret 263a/15,
263a/16, 281b/23 alarġa i.Uzak 286a/1 ālāt (A.) i. Aletler 261b/1, 261b/2, 261b/24
āāāālāāāāt-ı ģģģģarb Savaş aletleri 273a/19 a.-ı nize-yi barkeş 261b/13 a.-ı sahib-kırani 277b/19, 278b/14
alaaaay (F. ālāy) i. Ordu, asker topluluğu 286b/9 aldat- Kandırmak, yanıltmak 286a/2 ‘alef (F.) i. Hayvan yemi, ot, saman 261b/21
*‘alef-zāāāār (F.) i. Otlak, çayır çimen 270a/16
‘ale-l-‘acele (A.) zf. Çarçabuk, acele olarak 274a/17, 274a/20, 274b/8
‘āāāālem (A.) i. 1 Cemaat, halk Ammā bu
yañadan Tehmíne Bānū, tamām sarāy
içinde olanlar ĥāba varup ‘ālem
aġyārdan ĥāli olup Bānū ŝabr-ı metā‘ın
‘aşķ tatarına yaġma itdürüp tíz
yirinden durup bir balmumı yaķup
šoġrı Rüstem’üñ ĥāb-gāhına geldi. 262b/3, 276a/14,
2 Hususi hal, keyfiyet Otur pehlevan,
sen kendi ‘āleminde ol. 266b/16,
274a/7 ,290a/17 ,
3 Dünya, cihan Ālemüñ ŝāģib-
ķırānı imiş 269b/22, 269b/9, 272a/11
91
‘a.-i ġayb Sırlar alemi 261b/10
→server-i alem ,zevk-i alem
‘alem (A.) i. Bayrak, nişan, işaret 267a/25, 268a/19, 289a/23
→ġuşun ķalem dümmün alem i.,
ķulaġın alem dümün alem
i.,sahib-kıran-ı alem
āāāālet (A.) i.
āāāālet-i mülāģģģģaża Dikkatli
bakmasını, önünü görmesini sağlayan alet 262b/7
‘alettevāāāāli (A.) zf. Birbiri ardınca, arka
arkaya 266b/8
‘a‘a‘a‘alev (A.) i. Ateş 268b/14, 268b/14,
268b/18,
‘aaaalevlen- mec. Yeniden canlanıp hayat
bulmak Bugün efendümi
pederüm Selím Şāh dívānında
görüp muģabbetüm tāzelendi ve
‘aşķ āteşüm ‘alevlendi 262b/13 ‘aleyk (A.) i. Selam 266b/15 ‘a. al- Selam almak 262b/8
alı-ķķķķo- Alıkoymak 267a/1
alıma- Alamamak267b/12 alın i. Alın 271a/24, 285a/6 alın- Alınmak 269a/2 alı-vir- Alıvermek
→intikam alı-virmek
‘āāāālíííí-şāāāān (A.) s. Şan ve şerefi yüksek olan
→peder-i alişan
‘ā‘ā‘ā‘āli-miķķķķdāāāār sıf. Derecesi, değeri yüksek
olan →→→→şehzade-i a.
Allāāāāh Allah 261b/9, 268b/24, 272b/24
Allah hayırlar vire Allah hayırlar versin
279b/9
Allah-u ta‘āāāālāāāā hayırlar virsün
281b/7 alma i. Elma 290b/13 almışca zf. Almışçasına 273b/10 alt i. Üstün karşılığı 261a/11, 263a/11,
264b/10
→el altından
altı sıf. Altı 264a/21, 264a/8 altun i. ve sıf. Altın,para 262a/2, 264a/24
āāāālūūūūde (F.) i. Karmakarışık, darmadağın
a. eyle- Karıştırmak,darmadağın yapmak 269a/18, 289b/8
a. it- Karıştırmak, darmadağın etmek 269a/23
a.ol- Karışmak, darmadağın olmak 289b/11
a‘māāāālıķķķķ (A.) i. Körlük 275b/17
amāāāān (A.) i. 1 Af, rica, niyaz İy dilāver
aman ķuluñ ve cāriyeñ olam! 273b/12, 273b/25, 267a/3 a.dile- Af dilemek Bizüm günahımuz
yoķdur, diyüp aman dilediler. 274a/1,
276b/10, 281a/12 a.vir- Affetmek, bağışlamak 280a/2
ammāāāā (A.) bağ. Fakat 264a/24, 271b/11,
289b/2
āāāān (F.) i. En kısa bir zaman 264a/16, 264a/23,
269a/15 añ- Anmak , bir kimseyi anımsayarak
sözünü etmek Selím Şāh yasaķ eyledi
kim her kim Sührāb’a Rüstem ādın
añup sen Rüstem’üñ oġlusın dirse
dínüm ģaķķı-çün evvel dilüñ kesüp
ŝoñra kendin ķatl eylerem.” didi. 269b/12, 269b/13, 276a/13
aña Ol zamirinin datif hali, ona 263b/1, 263b/2, 264a/14
ana i. Anne 269b/20
ancaķķķķ 1 bağ. Fakat, ama Güzel iy
Bānū, ammā benüm cānuma gün
bakla ancaķ seni baña virmege
pederin tenezzül ider mi? 262b/17,
263a/16, 266b/8
2 e. Olsa olsa Üzerine binüp ġażaba
gelüp hemān ol āteş ile şehirlüye bir
tīġ düşdi kim ancaķ olur.273b/24,
anda zm. Ol zamirinin lokatif hali, onda 261b/1, 262a/1, 268a/23
andan zm. Ondan ol zamirinin datif hali, 262b/1, 262b/19, 263a/8
92
anı zm. Onu ol zamirinin akuzatif hali 262b/5, 263b/14, 265a/25
‘Anķķķķa (F.) i. Anka kuşu
simurġ-ı anķķķķa 277b/17 Anka kuşu
‘ankebūt ‘ankebūt ‘ankebūt ‘ankebūt (A.) i. Örümcek 290b/6
añla- Bir durumu sezmek 279a/25, 286b/21
anlar zm. Onlar Ol zamirinin çoğulu, 275b/21, 276b/7, 279a/3
anlara zm. Onlara 283a/16 anları zm. Onları 284b/11 anlaruñ zm. Onların 287a/13 ansızdan zf. Ansızın 279b/6 anuñ zm. Onun ol zamirinin genitif hali
263a/11, 263b/1, 263b/22 a.içün zf. Bu yüzden, onun için
289b/7 anuñla zm. Onunla 271a/2
‘ā‘ā‘ā‘ār (A.) i. utanma, utanç 272a/15
‘a.eyle- Utanmak 281b/25 ‘a.it- Utanmak 267b/14, 282a/20
ara i. Açıklık, boşluk, mesafe Rāvi
ķavlince bunuñ arası sekiz šoķuź
ay on gün geçüp bir gün Şehre
Bānū vaż‘-ı ģaml eyleyüp bir
ķızı vücūda geldi 262b/18,
271b/10, 273b/15 ara- Aramak
→kapu a.
arada 1 zf. Bu arada, bu sırada Ammā
bu arada Sührāb’uñ da elinde
cām bulındı 266b/20, 261a/11
2 zf. Bazen, arada sırada Arada
birķaç bāde içildi ammā Hümān
āteş üzerinde otururdı 267a/10,
→bu araları, ol arada, ol araya, bu
aradan , bu arada
‘araķķķķ i. (A.) Ter
→çeşme-i araķ
aralıķķķķ zf. Bu aralıkda ,bu sırada 279a/18
āāāārāāāām (F.) i. Durma, dinlenme
āāāā. eyle- Durup dinlenmek,
konaklamak 273a/13, 277a/14
→tabl-ı aram
āāāārāāāāste (F.) i. Düzenleme
āāāā.it- Bezenmek, giyinmek 278b/15
‘ā‘ā‘ā‘āraż (A.) i. Hastalık alametleri
→cünun-araz o.
art i. 1 Arka 267b/4, 2 Arkasından, peşinden 287a/22, 261a/22, 261b/21 a.ından ayrılma- Peşinden
ayrılmamak 290a/6 a.ı sıra Peşi sıra 279a/2 a.ına düş- Peşinden gitmek,
takip etmek 270b/18, 287a/12, 283b/11
ardınca zf. Arkasından, peşinde 276b/24, 277a/2, 277a/2
arış i. Arşın 272a/18, 277b/10, 277b/16
‘ā‘ā‘ā‘āríííí (A.) i. Pak, temiz ‘a.eyle- Pak, temiz yapmak, yıkamak
271a/3
arķķķķa i. 1 Sırt Rüstem’üñ arķasın bir kez
sıġadı 261b/10, 264a/24
2 Elinin tersi Sührāb bunuñ
gerdānına bir el arķası urup raĥşdur
sendeleyüp yıķıla-yazdı 264b/2,
3 Ön yüzün ters yanı Efrāsiyāb daĥı
gürz berāber virüp arķaya aldı 268a/9,
269a/10, 273b/3
arķķķķurı zf. Ansızın 267a/21
arpalıķķķķ i. Arpalık 273a/9 arsa i. Arazi, arsa
→→→→azm-i arsa 283a/25
arslan i. Arslan 264a/6, 264a/6, 265a/1, *arslan-ser Arslanbaş 272a/19 ‘arş (A.) i. Arş, gökyüzü 281b/13
āāāāršāšāšāšāl (A.) i.Yük birimi 277b/20 ‘arż (A.) i. Sunma, gösterme, ortaya
koyma ‘a.eyle- Bir işi büyüğüne hürmetle anlatmak, sunmak 262a/4, 265a/6, 270a/14
‘a.-ı maģģģģabbet eyle- 270a/16
‘a.-ı maģģģģabbetler eyle-
93
271b/13, 271b/14
‘a.-ı iştiyāķāķāķāķ Arzu ve şevkle
sunmak 271b/16
‘a.-ı maģģģģabbet Sevgilerini
sunmak 286b/19
‘a.-ı ŝŝŝŝāģāģāģāģib-ķķķķırırırırānānānāníííí Sahibkıranlık
tarzı sunuş 280b/4 as- Asmak 275b/7
āāāāsāāāān (F.) zf. Kolay 261b/6, 268b/15,
273a/5
āāāā.-ı vech Kolay yoldan 280b/12
āśāāśāāśāāśār (A.) i. İz, nişan
āāāā.-ı ŝŝŝŝubģ ģ ģ ģ Sabahın izleri 262b/25
āāāāsāāāāyiş (F.) i. Sakin, korku ve endişeden
uzak hal 278a/12, 278a/13 ‘asker (F.) i.Asker 261b/19, 262a/1,
267a/16
→ceyş-i ser-asker
‘a.-i Tūrāūrāūrāūrān Turan askeri 287b/6,
268a/15, 273b/5 ‘a.-i Cem Cem’in askeri 274a/23
‘a.-i ÌrÌrÌrÌrāāāān İran askeri 276b/20
‘a.-i Tatar Tatar askeri 268a/20
‘asker-i bíííí----şumāāāār Sayısızca asker
277a/7
aŝŝŝŝl (A.) i. 1 Gelinen yer, köken
soy sop 266a/2, 3 Neden, sebep 266b/10, 4 Esas 266b/7, 269a/2, 269a/20
a.ın al- Gerçeğini öğrenmek 285b/17
aŝŝŝŝlāāāā (A.) zf. Kesin olarak, hiçbir
biçimde 261b/1, 263a/14, 263a/16
aŝŝŝŝliyye (A.) i.
→kuvvet-i asliyye
āāāāsumāāāān (F.) i. Gökyüzü 288a/20
aş- 1 Yol katetmek Bāġdan šaşra
olduķda ŝaģrāyı aşdı 264b/7 2 Güç bir engelin üstünden öte
yana geçmek Ķal‘a-yı Semengān
öñinde bir mādiyāna aşdı idi 264a/15, 264b/5,
aşaġa/aşaġġġġı zf. Aşağı 287b/19,
289a/8,287a/5
āāāāşāāāām (F.) İçen, içici manasında birleşik
kelimeler yapılır
→ hun-feşan-ı aşam
‘āāāāşıķķķķ (A.) i. Aşık 263a/17, 263a/25,
266b/16 ‘a.ol- Aşık olmak 263a/20, 263b/1,
271a/18
āāāāşikāāāāre (A.) i. Belli, meydanda, açık
269a/19
āāāāşināāāā (F.) i. Tanıdık, yabancı olmayan 267a/8
‘aşķķķķ (A.) i. 262b/13, 262b/4, 263a/24 ‘a. al- Sevgiyi kabul etmek
279b/20, 281b/10 ‘a.eyle- Sevgi duymak 279b/19,
281b/10, 282a/15 ‘a.olsun Sitem sözü 290a/18
→sevda-yı aşk
aşur- Aşırmak 288b/1, 273b/3 at i. At 261b/23, 262a/11, 264a/11
at- 1 (Bir şeyi) fırlatmak Rüstem
üzerinde ber-hevā olup‘ acabā deyāya
mı atsam yoĥsa yire mi bıraķsam
dirken Rüstem rūzgāruñ şiddetinden
uyandı 261a/12, 261a/19, 268a/2,
2 Bırakmak Kāvus’ı ol halde görince
merģamete gelüp Rüstem daĥı getürüp
kendin Ebreş-i Gülendām’dan zemíne
atup piyāde ķarşu vardı 276b/11,
283b/13, 284b/3 atı-vir- Atıvermek 288b/5, 267b/17
a.up tut- Bir kimse için ileri geri
tehdit edici konuşmak Gív didükleri
egri gözlü nā-bekāra ben aña tenbíh
eyledüm ki bişinci gün yine gel diyü,
baķ gelmedi.”diyüp atup šutdı 274b/23
→can atmak
atıl- Atlamak, aşağı inmek Sührāb
hemān zemíne atıldı 273b/23, 286a/1,
288a/8
94
ata i. 1 Baba, 264a/12, 264a/20, 264a/5,
2 Ata, cet 272a/23, 272a/25, 272a/7
āāāāteş (F.) i. 1 Kızgınlık, hiddet 261a/9,
267a/10, 2 Aşk ateşi 262b/13, 3 Kıvılcım 268b/14, 268b/18, 273b/24
*āāāāteş-maģżģżģżģż Ateşin ta kendisi 265a/17
*āāāāteş-maģżģżģżģż ol- Ateşin kendisi olmak
268a/4, 274b/25
āāāā.ol- Hararetlenmek, hiddetlenmek
285a/17
*āāāāteş-pare sıf. Ateş parçası 267b/23
→pür āteş o.
atlu i. Atlı, süvari 271a/8 av i. 264b/15
ava çıķķķķ- Ava çıkmak Anuñla
şikāra çıķup gezerdi 264a/10.
āāāāvāāāāz (F.) i. Yüksek ses, sada 265b/20,
281b/5 ‘avrat (A.) i. Kadın 273b/10 avuç i. Avuç, elin iç yanı 275b/19,
288b/10 ay i. Otuz günlük süre 263b/17,
263b/19, 264a/1 aya i. Elin bilekle parmak dipleri
arasında kalan bölümü 265a/20, 288b/9
āāāāyāāāā (F.) zf. Acaba 281b/3, 287b/15,
ayaķķķķ i.... Bacağın yere basmaya yarayan
bölümü 264a/20, 270a/15, 271b/23
*ayaķķķķ----daş i. Arkadaş, yoldaş 275b/9
a‘yāāāān (A.) i.
a.-ı devlet Devletin ileri gelenleri 270a/25
āāāāyāāāāzma (A.) i. Kaynak, kuyu 270b/19,
270b/20 ‘ayb (A.) i. Kusur 281b/12 ayıl- Kendine gelmek 268b/21 ayır- Ayırmak
yolından ayır- 1Yönünü değiştirmek 280a/12,
2 Atından indirmek 289b/13
āāāāyíííín (A.) i. Dini tören
āāāā.-i ġusl Yıkanma geleneği 263b/14
āāāāyííííne (F.) i. Ayna 280a/24
→felek ayinesin siyah e.
āāāā.-yi siper 268b/14, 268b/17, 268b/19
āāāāyííííneli sıf. Aynalı 280a/24
‘ayníííí (A.) sıf. Bir şeyin ta kendisi
262b/12, 277b/23 ayrıl- Ayrılmak, uzaklaşmak 268a/21
→→→→ardından a. ayu i. Ayı
→Ŝuŝġarı baķışlı ayu boġası az Az 1sıf. 264a/11, 272b/1, zf.
287b/21
2 zf. Neredeyse Az ķaldı ki
boġıla-yazdı
a‘żāāāā (A.) i. Bedenin her bir uzvu 288a/13 a.-yı beden Vücudun organları 281b/8
‘ažžžžamet (A.) i. Büyüklük, gösteriş a.-i tam ile Tam bir kibirlilikle
278a/11
āāāāzzzzāāāār (F.) i. İncitme, eziyet etme,
azarlama
āāāā.eyle- İncitmek, eziyet etmek,
azarlamak 276a/23
Azere Bānūānūānūānū i. Kişi adı274b/2
‘ažížížížím (A.) sıf. Büyük 265b/6, 269b/5,
271b/14 ‘azm (A.) i. a. eyle- Gitmek, gidiş
264a/19,290b/17
a.-i meydāāāān eyle- Meydana doğru
ilerlemek 279b/12, 279b/17, 279b/6
a.-i arŝŝŝŝa-yı híííícāāāā it- Savaş alanına
doğru gitmek, yönelmek 283a/24
a.-i bāāāāġ it- Bağa doğru gitmek,
yönelmek 264b/9 a.-i Behiştkend eyle- Behiştkend’e
95
doğru gitmek, yönelmek 270a/22, 271b/9
a.-i Belh eyle- Belh’e doğru gitmek, yönelmek 274b/21, 277a/8
a.-i harman-zemin Harman-zemine gidiş 265b/8 a.-i Hind eyle- Hind’e doğru gitmek
278b/16
a.-i ÌÌÌÌrāāāān eyle- İran’a doğru gitmek
273a/2 a.-i leşker eyle- Askerin üzerine
yürümek 272b/25, 283a/23
a.-i leşker-i Turāāāān eyle- Turan
askerinin üzerine yürümek 279a/7
a.-i meydāāāān it- Meydana doğru
yürümek 281b/2
a.-i Semengāāāān eyle- Semengan’a
doğru yürümek 286a/8
a.-i Semengāāāān it- 272b/15
a.-i Surĥĥĥĥ-ĀĀĀĀbāāāād eyle- 273a/13
a.-i şikāāāār eyle- 290a/15
a.i şikāāāār it- 264b/13
a.-i Zāāāābil eyle- 263b/24 , 274a/22,
287a/7
āzmāāzmāāzmāāzmāyiş (F.) i. Deneme, sınama 261b/6
96
-B
ba (F.) e. İle
bāāāā-hem eyle- Beraber ,birlikte ,
olmasını sağlamak 288b/17 baba i. Baba 269b/20, 269b/20,
269b/22
babalıķķķķ i. Üvey baba, manevi baba 284b/2
bāāāād (F.) i. Rüzgar
b.-ı sabāāāā Saba rüzgarı 268a/18,
277a/18, 289a/22
→ömri nazeninin bāda v.
bāāāāde (F.) i. Şarap, içki 264b/12,
267a/10, 267a/2
→bezm-i bade 281b/19
ba‘dehūūūū (A.) bağ. Sonra, daha sonra
264a/24, 267b/20, 268a/2
*ba‘de’l-ġuŝŝŝŝl zf. Yıkandıktan sonra,
gusul abdesti aldıktan sonra 271b/4
*ba‘de’l-šššša‘āāāām zf. Yemekten sonra
282a/2
bāāāādíííí (A.) i. Sebep 262a/14
→bais ü badi
bāāāāġ (F.) i. Bahçe, bostan bağ 264a/19,
264a/19, 264a/19
→azmi- bag 264b/9
b.-ı behişt Cennet bağı 265b/19 baġal i.
→dümin baġalda ,dümmin baġalda
baġır i. Göğüs, bağır
baġġġġrına bas- Kucaklamak,
bağrına basmak 270b/2, 274b/18
baġışla- Vermek, ihsan etmek 263b/21, 270b/8, 272a/2
baġla- 1 Düğüm yapmak, düğümlemek
Ammā eger benüm evlādum
dünyāya gelürse bu bāzubendi
vir ķolına baġlasun 263b/22
2 mec. Ortaya çıkmak, oluşmak
Rüstem meclís kenārına Tehmíne
Bānū’yı oturdup yüzinden niķābın ref
‘ idüp ne gördi; bu libāslar-ıla bir
ģüsn daĥı baġlamış 263b/10
→saf b.
baġlu sıf. Bağlı
→baş ve kıç baġlu
bahā ā ā ā (F.) i. Değer, kıymet
→aġūş-ı hüsn ü bahā
bahāāāāne (F.) i. Sebep, engel, bahane 283b/10
b.eyle- Bahane etmek 281b/25 b.it- Bahane etmek 278b/8 b.ol- Sebep olmak 286b/21
bahāāāār (F.) i. Bahar 270a/16, 270a/23
baģģģģr (A.) i. Deniz
b.-ı Hind Hind Denizi 278a/23
baĥĥĥĥş I (F.) i. Kısım,bölüm Öteden dönüp
Belísem’i saġ görince ol gürze urup
gürzün on ikinci baĥşından šutup ve
irüp Belísem’e bir żarb urdı 269a/9,288b/7
baĥĥĥĥş II (F.) i. Bağış, verme, ihsan
b.eyle- Bağışlamak, hediye etmek
Pírān’a birķaç gün żiyāfetler
idüp vāfir yādigārlar baĥş
eyledi 261b/1, 270a/20, 283b/2
b.it- Bağışlamak, vermek 289b/17
baĥĥĥĥt (F.) i.
b.ına düşnam it- Talihine yanmak, sövmek 279a/21
→kara bahtına düşnam i.
ba‘ííííd (A.) i. Uzak 269a/3
bāāāā‘is (A.) i. Sebep 270b/19
b. ü bādādādādíííí Sebep ve neden 272a/7
baķķķķ- 1 Bakmak, görmek Rüstem rūzgāruñ
şiddetinden uyandı,yanına baķdı ne
gördi 261a/13, 261a/4, 261b/24,
2 İzlemek Kāvus’uñ geçdügine
97
baķmadı 278a/10, 279a/6
3 Uyarı Baķ a bre mekkāre,
şimdi benden ġayrı bir ‘āşıķ daĥı
mı peydā eyledüñ? 266b/15,
274b/23, 275b/1, 275b/12,
4 Aldırmak Ebreş’e süvār olup
híç-bir kimseye baķmadı. Zābil
yolın šutup gitdi. 275b/20,
5 İlgilenmek Zābil’e gidelüm.
Varup źevķımuza baķalum. 276a/17,
baķķķķa-ķķķķal- Bakakalmak 262b/22,
279a/2
→dide-yi bakar gibi, nabzına b., remle
b.
baķķķķın- Bakmak, çevreye göz gezdirmek 287b/15
baķķķķır i. Bakır 283b/3
baķķķķışıl- Karşılıklı birbirine bakmak,
bakışmak 283b/2
bāāāākíííí (A.) sıf. Sürekli, geçerli olan
Bāķí cevāb nāmededür 265a/7, ,
274b/5, 274a/14
baķķķķiyye (A.) sıf. Artık, geri kalan b.-yi żarb-ı gürz Gürz darbesinin kalanı 280a/25, 288b/18
bāāāālāāāā (F.) i. Yüksek,yukarı 282b/5,
285a/14
→ķadd-i bālā
balmumı i. Balmumu 262b/4 baña zm. Ben zamirinin yönelme hali
262a/18, 262b/17, 263a/6
bāāāānūūūū (F.) i. Kadın, hanım 262a/17,
262a/21, 262b/16
→Azere Banu, Gülnar Banu, Şehre
Banu, Tehmine Banu
b.-yı cihāāāān Dünyanın hanımı
262b/8, 270b/24, 286a/10,
286b/18 b.-yı Güşasb 274b/2
b.-yı Şebíííístāāāān 263b/21
bānūānūānūānū-yı nāāāāzeníííín 262b/5
bāāāānūūūū----vāāāān i. Hanımlık 286b/16, 286b/6
bāāāānūūūūyāāāān i. Hanımlar
→→→→sultan-ı banuyan
bāāāār (F.) i.
b.-ı ĤĤĤĤudāāāā Allah’ın nimeti 261b/5
b.-ı Ta‘āāāālāāāā 263b/13
bāāāārgāāāāh (F.) i. Çadır, otağ, divan 271a/11,
271a/12, 276b/16
b.-ı Kāāāāvus Kavus’un çadırı, divanı
281a/21 barış- Barışmak 276b/17, 287a/18
bāāāāri (F) e. Hiç olmazsa, hele 261a/18,
261a/21, 261b/5
*bāāāār-keş (F) i.Hamal , yük taşıyan
→alat-ı nize-yi bar-keş ,nize-yi bar-keş
*bāāāār-keşt bk. bāāāār-keş
→nize-yi bar-keşt 283b/17
Bāāāārmāāāān i. Kişi adı 268a/3
baŝŝŝŝ- 1 Yakalamak Rüstem bunı basup
…mec. 287a/18
2 Aşırılık, sertlik, bağırmak mec.
Feryadı basdı 271a/16, 279a/18,
→bagrına b ., kadem b.
basíšíšíšíš (A.) i. Geniş
b.-i ĥĥĥĥāāāāk Toprağın yüzü, yeryüzü
278b/17
baş 1 Baş, kafa Rüstem’üñ ŝāġ yanında tā
başına yaķın yirde oturup Rüstem’üñ
elin eline alup nabżına baķdı 263a/14,
263a/18, 268a/8,
2 Başkan, önder Andan Selím Şāh’a
gelüp yir öpdi ve baş vezír maķāmında
ķarār eyledi ve gördi 263a/8, 273a/13,
273a/4,
3 Ön sıra, en ön Híç muķayyed olmadı
ammā Hūmān meclís başına gelüp ne
98
selām ve ne ‘aleyk, Gülnār
Bānū’ya ĥišāb idüp: 266b/15,
273a/5, 277a/19
4 Öz, varlık Nedür benüm
başuma bu ķuvvet belāsı 261b/5,
263b/25, 265a/11, b.a çık- Üstesinden gelebilmek
Meknām didükleri nā-
bekārdur kim senüñle
başa çıķamayacaġın
añladı 279a/25
b. göster- Görünmek, ortaya
çıkmak Gün ķubbe-i
felekden baş gösterüp
‘ālem nūr-ı yezdān-ıla
münevver olduķda... 277a/14
b.ı saġġġġ ol- Baş sağlığı dilemek
279a/23 b.ın alup git- mec. Bulunduğu
yerden kimseye söylemeden ayrılmak
Ammā Rüstem daĥı aña
žafer bulımayup tamām
elinden ‘āciz ķalup
‘āķıbet ‘ārından terk-i
diyār eyleyüp başın alup
gidüp nā-būd nā-peydā
oldı 272a/15, 286a/16
b.ına bela ol- Sıkıntı ve üzüntü
vermek Be hey nā-bekār,
sen ne belā olduñ benüm
bu maģalde başuma? 279a/19, 285a/15, 285a/17
b.ına iş gel- Kötü duruma uğramak 272a/21
b.ilerü vir- Başını öne doğru itmek
Efrāsiyāb baş ilerü virüp
żarb-ı gürz-i
Efrāsiyāb’uñ ketfinde olan
siper šoķındı 290a/1
b.ķķķķoy- Padişah önünde eğilmek
Pādişāha baş ķoyup pāy-ı
taģtında ķarār eyledi 263b/15,
263b/5 b.üzerine Baş üstüne 285a/25
baş ve kıç baġlu Tepe taklak Be hey
nā-bekār bilürsin ammā baña
raģne içün söylemezsin.”diyüp
hemān Hecír’e öyle bir sille
urdı kim baġlu baş ve ķıç ol
püşteden yuvarlandı 278a/8
baş baş baş baş ŝalŝalŝalŝal---- Baş sallamak 290b/13
→aklı başına g., aklı başından g., can
başına s., can başlar s., can u baş ile ,yidi baş hakkı o.
başķķķķa sıf. Başka, farklı Çünkim ol ŝaģrāya
geldi, Efrāsiyāb ne gördi, anı gördi
kim ŝaģrāda güneşüñ şu‘lesi arasında
bir başķa şu‘le daĥı görinür 269a/22,
269a/22, 271b/14, 287b/14
başla- (Bir işe ) başlamak 262a/9, 264a/8, 264a/9
bat- Saplanmak, girmek, batmak Ālāt-ı níze-
yi bār-keşi dūşına alup yüridi, gördi
pāyları evvelki gibi zemíne batmaz
olmış 261b/14, 261b/4, 276a/22
baššāššāššāššāl (A.) sıf. İşe yaramaz, hantal 288b/6 bayaġı zf. Oldukça, çok 287a/13 bayıl- Kendinden geçmek, bayılmak 282b/8
bayraķķķķlı sıf. Bayraklı 277a/21
b‘a‘a‘a‘ażı (A.) sıf. Bazı 261b/1, 276b/2, 281b/24,
287a/16 b‘azılar (A.) zm. Bazıları 276a/19, 276a/20,
282a/24
bāāāāzūūūū (F.) i. Pazı 268b/12, 280a/17, 280a/23,
287a/6
zūūūūr-ı bāāāāzūūūū ile Pazı zoru (gücü) ile
283a/2
99
*bāāāāzūūūū-bend i. Kol bağı 263b/20,
263b/22, 287a/6
be (F.) I ün. Seslenme Be hey nā-bekār,
šurma hemān iş gör didükde
Nestehín çeke-gördi 267b/11,
268a/5, 269b/7 II e. İle, ayrıca
*be-her-ģāģāģāģāl Her halde, her durumda
Ĥoş imdi yarın ben ol
Meknām’da intiķāmum ķomam.
Be-her- ģāl elbet de aluram,didi 281a/20
→karşu-be-karşu ,sā‘at-be-sā‘at, tamar-
be-tamar bebr (F.) i. Kaplan
b.-i beyāāāābāāāān Çöl kaplanı 261a/23,
272a/19, 277b/20 bed (F.) sıf. Kötü
*bed-söz Kötü söz Öyle olsa māni‘
degül idi ammā tek durmaz elbet
de ya baña veyā saña bir bed söz
söyler de źevkimüze māni‘
olur.”266b/12, 279b/20
*bed-aĥĥĥĥlāķāķāķāķ Kötü ahlaklı Yabana
söylemiş.”didükde pāsbān başı
bir bed-aĥlāk kimesne idi . “Hāy
nā-bekār oġlan, sen kimsin ki
benüm şāhıma yabana söylemiş
dirsin!”diyüp deste-çūbın ķapup
Sührāb’uñ üzerine yüridi 264b/17
bedel (A.) i. Karşılık 263a/15 beden (A.) i. Gövde, vücut b.inde can kalma- Ölecek hale gelmek 263a/9
→aza-yı beden ,kuvvet-i beden
bedeniyye (A.) i.Beden, vücut
→kuvvet-i bedeniyye ,emraz-ı
bedeniyye illet-i emraz-ı bedeniyye
beg i. Bey 267a/22, 267b/12, 267b/16
begen- Hoşlanmak, beğenmek 261b/9, 268b/25, 277b/11
*behişt-āāāāsā ā ā ā zf. Cennet gibi
bāġ-ı behişt-āsā 265b/19
Behiştkend i. Şehir adı Behiştkent 266b/3, 266b/4, 267a/18
→azm-i behiştkend eyle-
Behrāāāām (F.) i. Eski bir İran padişahının
adı 287a/24
bekāāāār i. Kimsesiz, bir yere bağlı olmayan
→na-bekar
bekāāāāríííí i. Taşralı ailesiz yaşayan adam
→na-bekari
bekle- Korumak, bekçilik yapmak
Surĥ -Ābād’da bir pehlevān vardur.
Gūderz Pír dirler. Öteden beri silsile
ile oçaķlıķlarıdur. Ammā şimdi
Gūderz’üñ żabšındadur. Gūderz’üñ
Hecír nām bir oġlı ile bir de
Gürdāferíd nāmında bir
ķızı bekler 273a/10 bel i. Bel, sırt, gövdenin arka kısmı b.i kırıl- Beli kırılmak 261b/17,
278a/2, 261b/25, b.i çenber çenber ol- mec. Beli
kırılmak 264b/6
belāāāā (A.) i. 261b/5
→başına bela o.
*belāāāā----keş i. Bela çeken
→nize-yi belakeş Belh i. İran’da bir şehir 273b/25, 274a/25,
274a/3
→azm-i belh eylemek ,kala-yı belh
belíííí (F.) i. Evet, tamam , pekiyi 261b/24,
267a/14, 267b/23, 279b/3
Belíííísem i. Kişi adı 268a/20, 268a/20, 268a/21
belki (A., F. bel ki) bağ. Hatta Rüstem, belki
Gílān ‘askerí vaķı‘ası gibi Zābil’e
geleler, diyü “Bānūları ve Bíjen’i
Zābil’de bıraġup eger düşmen gelürse
100
ceng eyleyüp kal‘ayı ģıfž-
ĥırāset üzere olun.” didi 265b/1,
269b/5, 271b/17
belkül- Doğrulmak Rüstem
belkülüp kalkdı 261a/1 bellü i. 261b/23, zf. 282b/4 belür- 1 Görünmek Asla Ebreş’den bir
eser belürmedi 261b/2,276b/21,
2 Duymak Rüstem’üñ šabl-ı
zurna sadası belürdi 275a/6,
3 Ortaya çıkmak, meydana
gelmek Nā-gāh bir toz daĥı
belürdi 277b/1, 277b/3, 277b/5
belürsiz sıf. Bilinmeyen Bir ād u sānı
belürsiz diyār 272a/16
ben zm Tekil birinci şahıs kişi zamiri 261a/19, 261b/5, 261b/6
bend (F.) i. Bağ 277a/15 b.e çek- Esir etmek, bağlamak
Gözüm nūrı sen bāġda Hūmān
nām bir pehlevānı bende
çekmişsin. Elinden bir taķríb ile
ĥalāŝ olup Efrāsiyāb’a gelüp
şikāyet eyledi 267a/23, 267b/4,
267b/4 b.eyle- Esir etmek, bağlamak
273b/5, 282b/13, 287a/7 b.in al- Esir etmek 287b/22 b.it- Esir etmek, bağlamak
261b/21, 283a/4, 284a/10 bende zm Tekil birinci şahıs kişi zamiri
bulunma hali 285a/14 benden zm Tekil birinci şahıs kişi
zamiri uzaklaşma hali 266b/16, 268a/5, 289b/9
beni zm Tekil birinci şahıs kişi zamiri belirtme hali 261a/14, 261a/18, 261a/20
beñiz i. Beniz, çehre
b.inde ķķķķan ķķķķal- Yüzünün rengi
solmak, sararmak 263a/9 benüm zm Benim 261a/15, 261b/6,
263b/2
beñze- Benzemek, andırmak 287b/10 beñzer sıf. Benzer, benzeyen 289a/3
ber I (F.) e. Üzere
*ber-hevāāāā İstekli, arzulu Rüstem rūzgāruñ
şiddetinden uyandı, yanına baķdı ne
gördi; bir šaş ile ber-hevā ķalķmış. 261a/13 b.hevāāāā ol- İstekli,arzulu olmak Ekvān
Nerre bu arada furŝat bulup hemān
šaşın altına girüp ol šaşı Rüstem
üzerinde ber-hevā olup‘ acabā deyāya
mı atsam yoĥsa yire mi bıraķsam
dirken Rüstem rūzgāruñ şiddetinden
uyandı 261a/12
b.murāāāād ol- Muradına ermek 271a/2,
271b/2, 287a/1
→nazar-ber-meydān e.,nazar-ber-meydān i.
kelle-ber-kelle ber II (F.) i. Göğüs, sine
*ber-āāāā----ber (F.) zf. Birlikte, beraber Otur, ber-
ā-ber gidelüm 274b/14, 280a/25,
281b/10
b.vir- Karşılık vermek Efrāsiyāb daĥı
gürz ber-ā-ber virüp arķaya aldı. 268a/7, 268a/8, 268a/9
*ber-āāāā-berce zf. Beraberce, hep birlikte
267a/2
berāāāāy (F.) e. İçin, maksadıyla
b.-ı maslaģģģģat İş için, iş gereği 274a/2
beri e. Bu tarafa, bu yana 262a/20, 262a/5, 262b/10
beride e. Bu tarafta, bu yanda 285b/2 beriden e. Bu taraftan, bu yandan 283a/24,
288a/8
berķķķķ (A.) i. Şimşek
b.ur- Parlamak 264a/2 berk i. Sağlam, sıkı
b.ššššut- Sıkı, sağlam tutmak 284a/10 berkit- Sağlamlaştırmak 261b/2 bes (A.) i.Yeter, kafi *bes-belli (A.) zf. Yeterince belli 275a/9 *bes-bellü bk. besbelli 273a/20 *bes-beter zf. Oldukça kötü 269a/18
bevvāāāāb (A.) i. Kapıcı, hademe 265b/23,
265b/25, 266a/1
101
beyāāāābāāāān (F.) i. Çöl
→bebr-i beyaban
beyāāāān (A.) i. Açıklama, bildirme
287b/7 b.eyle- Açıklamak, beyan etmek
281a/23 beyaż (A.) zf. Beyaz 285b/22
beyhūūūūde/bíííí-hūūūūde i. Boş yere261a/13,
279b/21, 282b/9 beyt (A.) i. (Şiirde) beyit 278a/6 bezen- Süslenmek, bezenmek 262b/1 bezenil- Süslenmek, bezenilmek
263b/11 bezir/bezr (F.) i.Tohum, çekirdek
*bezr-ĥĥĥĥāāāāne Çiftlik evi 288a/24
bezm (F.) i. Meclis 281b/18
b.-i bāāāāde İçki meclisi 281b/19
b.-i sohbet eyle- sohbet meclisi kurmak 287a/19
bıraķķķķ 1 Eldeki bir şeyi artık tutmamak
Cām daĥı var ise yire bıraġasın
dimiş 274b/14, 274b/20, 274b/7,
278b/8, 2 Atmak İy ĥākí, söyle seni
deryāya mı bıraġam yoĥsa
zemíne mi bıraķayım? 261a/12,
261a/16, 261a/16
3 Özgürlüğünü vermek Bıraķ
elinden anı iy nā-bekār mel‘ūn
zírā ol bir pír-kişídür 289b/18,
289b/20
4 Terk etmek , feragat etmek Bre
ķancaru gitdi?” çifti bıraġup
köye geldi Efrāsiyāb ve Belísem
māl ve ĥazínelerin bıraġup cān
ĥalāŝ eylemek ardınca oldılar 290a/10, 271a/9,
bıraķķķķdur- Bir nesneyi bir başkasının
atmasını sağlamak 274a/13 bi (A.) Harf-i cer
*biiii’emrulāāāāh-i ta‘āāāāla zf. Allah’ın emri
ile 285b/7, 269a/1, 272b/20
*bi’’’’emrullāāāāh zf. Allah’ın emriyle 285b/24
*biiii’hamdülillah Allah’a şükür 284a/2
bíííí (F.) Olumsuzluk eki
→cellad-ı bí-aman ,dad u bi-dad ,huda-yı bi-
çun ,lain-i bi-din, asker-i bí-şumar
*bíííí-çāāāāre i. Çaresiz, zavallı 263a/1, 288b/6
bíííí-dāāāār ol- Uykudan uyanmak 262b/11,
261b/11, 269a/5, 283a/21
*bíííí-hemtāāāā i. Eşsiz, benzersiz 262a/19
bíííí-hoş ol- Hoşnut olmamak 288a/18
*bíííí-ķķķķıyāāāās zf. Kıyas etmeksizin 264a/14
*bíííí-mani zf. Mani olmaksızın266b/17
*bíííí-mehāāāābāāāā zf. Acımasız 266b/14
*bíííí-mesel i. Eşsiz262a/19
*bíííí----pāāāāk ve pervāāāā zf. Katıksız ve korkusuz
283b/16, 273b/1, 284a/7
*bíííí-şumāāāār sıf. Sayısız 277a/7
*bíííí----vefāāāā sıf. Vefasız 283a/1
*bíííí----zāāāār i. Bıkmış, usanmış, bezginlik 285a/15, 285a/17
bíííí----zāāāār ol- Bıkmak, bezmek 268b/23
*bíííí-gāāāāne i. Yabancı 271b/7
Bííííjen (F.) i. Kişi adı 274b/16, 274b/16,
274b/17,
bil- 1 Bilgisi olmak Çün Sührāb Hecír’e
ibrām eyledükce Hecír de yine muŝırr
olup söylemedi.Bilmem dirdi 278a/7,
278a/7, 279b/22
2 Anlamak Bildi ki düşmen fendine
uġramış 261a/13, 261b/24, ,261a/7
3 Farkında olmak Bilürsin kim
yoruldum 261a/2
4 Tanımak Rüstem’i bilüp Selím Şāha
ol ĥaber virmiş idi 262a/15,267b/22,
270b/24
5 Öğrenmek Başum kessen ismüm ne
idügin bilürsin 279b/25, 270a/2,
102
6 Haberi olmak Be hey gözüm
nūrı, sen benüm āh eyledügimüñ
aŝlın bilmezsün 272a/11
,272a/16, 279b/17
7 Kıymetini bilmek Gözine
çeküp a‘mālıķdan ķurtardum.
Yine bilmedüñ. Andan soñra
Mengene’ye girdüñ. Ben varup
ĥalāŝ eylemesem on sā‘at
‘ömrün kalmış-ıdı. Yine ol
eylügi bilmedüñ. Senün gibi
ķadir ķıymet bilmez deliye
ĥizmet eylemekden ise šaġda
bir çūbāna ĥizmet eylemek
a‘lādur. 275b/13, 275b/17
→haddin b., iyilik b., kim bilür
bilāāāā (A.) Olumsuzluk edatı
*bilāāāā-cür‘a zf. Yudumlamadan,
kafasına dikerek Bilā cür‘a nuş
idüp… 266b/21
bildir-/bildür-1 Haber vermek Anı
Efrasiyāb’a bildürmedükçe…
265b/12, 272b/24,
2 Tanıtmak Sührab kendüyi
bildürüp 266a/5, 277b/9,
282a/24,
→kendin b,mikdarın bildür-
bile zf. Birlikte, beraber 261a/8, 267a/24, 267a/5
bilek i. Bilek, el 267b/18, 288b/12 bilmezlik i. Bilmeme, cehalet 267a/6 biñ sıf. Bin 262b/8, 267a/16, 267a/24 bin- (Ata) binmek 264a/9, 264b/11,
264b/5
bināāāāgūūūūş (F.) i. Kulak memesi 273a/22,
280a/8, 288a/25 bindür- Bindirmek 276b/12 binici i. Binici 264b/10
bir Sıf. 1 Bir kere Bir türbe
yapdurasın.”didi
ve bir kerre āh eyleyüp cān-ı şirinin
ĥallāķ-ı ezeliyyeye teslím eyledi 261a/10, 261a/13, 287b/14 2 (Herhangi) bir Bunuñ mābeyni
birķaç gün mürūr idüp nā-gāh dívān-ı
Selím Şāh’da bir gün bir ġalebe
oldı.270a/24, 270a/25, 270a/6
3 3 3 3 zf. Birden , üstüne üstlük Ammā
Rüstem de oturup ‘işret eylerken bir
de anı gördi kim on biñ miķdārı ‘asker
ile gelüp Efrāsiyāb ķaŝrı muģāŝara
eylemiş 287b/17
4 Biraz Ķal‘a-yı Zābil’den çıķup Hind
šarafına doġrı bir miķdār gidüp itdügi
erlige tefaĥĥur iderken gördi bir dıraĥt
sāyesinde bir yek-dest oturup kendü
kendüye šalmış 290a/16
b.uġurdan Birden, hep birden 285a/4, 289a/14, 289a/15
bir ikisi zm. Bir ikisi 279a/2
birāāāāder (F.) i. Kardeş 266b/2, 266b/9,
267b/24 biraz 1 zf. 261a/2, 261b/2,
2 sıf. 261b/13, 262a/1, 262a/10, 3 i. 261b/6
birazdan zf. 267a/4, 277a/17, 279a/25 birbiri i. Birbiri 262b/19, 268b/19, 277b/7, birbirleri i. 272b/24, 278a/16, 281b/2 birbirlerine i. 276b/6, 282a/12 birbirlerinden i. 263b/11 birden zf. 261a/23, 275a/13, 284a/12, birer sıf. 274a/11, 277a/17, 277a/17, biri zm. 269a/16, 269a/17, 273a/6, 273a/6, birisi zm. 264a/14, 289b/1 birkaç sıf. 261b/17, 261b/25, 264a/18
birkaç kere zf. 290a/14 birkaçı zm. 271a/6 birle e. İle 267a/22, 269a/2, 278b/3
bíííírūūūūn (F.) i. Dışarı, hariç b.ol- Dışarı çıkmak 281a/15
bisle- 1 Beslemek, yedirmek Tíz
ardınca āĥūrın ķapusın bend itdiler ve
saķfından dalup urġān ile ŝu ve ‘alef
103
virdiler. Bu minvāl üzere Ebreş’i
bislediler 261b/22,
2 Yetiştirip bakmak Bunı bir
çūbān görüp ķıŝraġı alup oyına
getürdi. Bir zamāndan ŝoñra
vaż‘-ı ģaml idüp bir erkek šay
šoġurdı. Bunı bu āna gelince
bisler idi. Ammā bu da güyā
Ebreş-i Gülendām kendi idi 264a/17
biş sıf. Beş 264a/21, 264a/23, 269b/11 bişinci sıf. Beşinci 274b/23 biz zm. Çoğul 1.şahıs zamiri 261a/5,
265a/3, 265a/4 bizden zm. Çoğul 1.şahıs zamirinin
uzaklaşma hali 276a/4 bize zm. Çoğul 1.şahıs zamirinin
yönelme hali 264b/17, 265b/1, 265b/12
bizi zm. Çoğul 1.şahıs zamirinin belirtme hali 265a/3, 265b/1, 265b/4
bizler zm. Çoğul 1.şahıs zamiri 279a/3, 279a/4, 286a/20
bizüm zm. Bizim 267a/2, 270b/17, 274a/1
biiii----żżżż----żarūūūūríííí zf. Zorunlu olarak 270b/4,
285a/10 bi-z-zat zm. Kendisi 278b/11
boġa i. Boğa ŝu ŝıġırı baķışlı ayu
boġası 289a/2
boboboboġġġġılılılıl---- Boğulmak
boboboboġġġġıııılalalala----yazyazyazyaz- Boğulmak üzere
olmak 290b/24 boru i. Bir tür çalgı, boru 272b/6
boş zf. Boş Şehri boş ķodılar 261b/20 b.dön- İstediğini alamadan, umduğunu bulamadan gidilen yerden geri dönmek 285a/15
boşandur- Bırakmak 273b/17, 273b/21
boyın / boyun 1 Boyun 275a/4, 275a/5, 282b/9,
boynuna düş- Ata binmek At
boynuna düşüp 285a/12, boynuna kapan- Atın boynuna sıkıca
sarılarak binmek At boynuna
ķapandı 289b/6
boz- 1 Bozmak Zūr oyını bozar 269a/7,
2 Bozguna uğratmak Efrāsiyāb’ı bu
kadar ‘askeri ve pehlüvānları-la birķaç
kerre çıķarup bozup … 290a/14
bozıl- 1 Bozmak, değiştirmek Yazılan
bozılmaz 278a/6
2 mec. Keyfinin kaçması, yüzünün ekşimesi,sinirlenip terslenir olmak
Sührāb Bānū’nuñ bozılduġın görüp… 266b/6, 266b/7, 269b/19
→keyfi b.
bozuķķķķ sıf. mec. Bozuk Human katı bozuk
çehre ile 267a/13 bölük i. Parça, kısım 269a/2, 269a/2, 277a/1
böyle 1 zf. Bu şekilde , böyle Sen de böyle
idersin 261a/3, 261b/5, 266b/18,
2 sıf. Bu şekilde 267b/23, 267b/5, 276a/19
bre ün. Seslenme ünlemi 261a/9, 263a/3, 265a/18
bre bre it- Kahramanlık duygusuyla bre bre diyerek bağırmak 280a/23
bu 1 sıf. 262a/10, 262a/16 2 zm. 277b/9, 279a/14, 269b/13
bu araları zm. Buraları bu aradan zm. Buradan 276b/22, bu arada zf. 285a/1, arada zf. 286b/20;
arada zf. Yarım kalmak 287a/1, bu arada zm. Burada 287a/5;
bu arada zf. 289b/2 bu arada sıf. 261a/11, 261a/16, 261b/11, bu yüzden zf. 261b/14,
bu minvāāāāl üzere Bu durum üzerine
261b/21, bu yañadan Bu taraftan 261b/22, bu canib Bu taraf 262a/13, 271b/15
262b/16
buçuķķķķ sıf. Buçuk 274a/25, 274b/1,
276b/18
104
būūūūd (F.) i. Varlık
→na-bud o.
budur zm. Bu zamirinin birdirme eki ile kullanılmış ekli 269b/13, 275a/7, 276a/18
bugün zf. Bugün 262a/24, 262b/13, 263b/2
buĥĥĥĥāāāār i. Buhar 285a/3
bul- 1 Arayıp bulmak Ol gelür
beni Zābil’de bulur 263b/23,
266b/5, 270b/19 2 Elde etmek, yakalamak Bir
furŝat bulup …267a/10,
3 Görmek Anda sizi
bulmayup… 268a/23, 271a/1
→can b., fursat b., hayat b., halas b.,
hazır b., ifakat b., keyifler tamam germiyet b., yirin b.,
bulanmaklıķķķķ i. Bulanma 282b/7 bulıma- Bulmak fiilinin yeterlik
birleşik olumsuz şekli 270b/12, 272a/15
bulın- Mevcut olmak 261a/21, 262b/19, 264b/4
→müheyya b.
bulış-/buluş- Buluşmak, bir araya gelip
görüşmek Miraç Şah’a bulışdı 265b/8, 267a/21, 269b/18
bulut i. Bulut 267b/1 buña zm. Bu zamirinin yönelme hali
264a/3, 264a/4, 276a/7 bunca sıf. Bu kadar, bunun gibi 263b/7 bunda zm. Bu zamirinin bulunma hali
1 Burada 266a/7, 266b/1, 266b/10
2 Bu durumda, bu olayda Bunda bir iş
vardır 267a/15, 268a/25, 270a/2, 3 Buraya 268a/24, 271a/11, 272b/1,
bundan zm. Bundan 264a/17, 265b/16, 271b/5, 276a/15
bunı zm. Bunu 264a/15, 264a/16, 264a/2
bunlar zm. Bunlar 262b/19, 263b/25, 266a/4
bunlara zm. Bu zamirinin çoğulunun yönelme hali 263b/23, 264b/22, 270a/22
bunlardan zm. Bu zamirinin çoğulunun uzaklaşma hali 269a/18
bunları zm. Bu zamirinin çoğulunun yönelme hali 265b/23, 286b/10, 289a/21
bunlaruñ zm. Bu zamirinin çoğulunun genitif hali 268b/5, 272b/5, 273a/7
bunuñ zm. Bu zamirinin genitif hali 261b/24, 264a/24, 264a/9
bura zm. (Yer bildirir) Burası 262a/3, 264b/16, 264b/16
burada zm. 264b/15, 277a/5 burc i. Burç, kale 290b/3 , 290b/5 , 290b/8 burun i. Burun 273b/3 b. u büyük pehlüvan mec.Kendini
beğenmiş pehlivan 266b/14
Burzíííí i. Kişi adı 287a/4, 287a/5
buyur- Buyurmak, emir vermek 268b/7, 273b/13
→afv b., irsal b .,
bükil- Bükülmek 280a/11, 280a/23, 283b/19 bülend (F.) sıf. Yüksek, yüce 281b/5
bütün sıf. Tamam , bütün Gördüñ mi oġlanuñ
itdügin!”diyüp hele bunı alup ģamāma
ķoyup pāķ yuyup bütün vücūdın ‘ārí
eyledi 271a/3, 271b/23, 274a/2
büyük i. ve sıf. Büyük 273a/11, 275b/24, 286a/2
105
-C-
cāāāā (F.) i.
*cāāāā-be-cāāāā Yer yer 286b/7
cāāāām (F.) i. 1 Kadeh Gene meclísler
tazelenüp ele cām alup ‘iyş [ü]
nūşa meşġūl oldılar. 263b/16,
266b/21, 267a/1 2 Cam Mümkün degül šutalum
cāmı bir san‘at-ıla yine dırest
eylemişler. 284b/6, 284b/7
cāāāām-ĥĥĥĥāāāāb 281a/18 bk. came-hab
cāāāāme (F.) i. Elbise
*cāāāāme-ĥĥĥĥāāāāb i. Yatak 262b/1, 262b/7,
263b/11
c. ĥĥĥĥāāāāba gir- Yatağa girmek
263b/11, 271a/2
cāāāān (F.) i. 1 İnsanın özü, kendisi Cānum
pek ģaž eyledi. 265b/21,
268b/11 2 Dost, sevgili A cānum benden
ne istersin? 270b/23, 276b/6,
279b/22,
3 Gönülden Cān-ile ceng ider 284a/4
4 Canlı, insan hayatı Cānına
veda‘ eyle 289a/4, c.acısı 284a/19,
c.al- Öldürmek Sührāb gördi
Belísem’üñ nízesi cān almak
ķasdına gelür. 268b/13, 268b/17
c.at- Bir şeyin olmasını çok istemek
273b/25, 274a/14 c.başına sıçra- Çok sinirlenmek
274a/16, 284a/25 c.başlar sıçra- bk. can başına
sıçra- can bul- Hayat bulmak 286a/3 c.havli ile Canını kurtarmak telaşı ile 268b/19,290b/24
c. c. c. c. ĥalĥalĥalĥalāāāāŝ eyleŝ eyleŝ eyleŝ eyle---- Canını kurtarmak 290a/10
c.ı muztarib ol- Canı sıkılmak Rüstem Sührāb’ı görince cānı
mużšarib oldı 278b/25
c.ı sıķķķķıl- 270b/10, 287b/10
c.-ı şirin Tatlı can Bir kerre āh
eyleyüp cān-ı şirinin ĥallāķ-ı
ezeliyyeye teslím eyledi 285b/4 c.ı yirinden kop- Yürekten sevgi vb.
duygular duymak 277b/13 c.ına ko- Yürekten sevgi vb. duygular
duymak 279a/1 c.ına minnet Bir şeyin
gerçekleşmesinin menfaatine olması286b/24
c.sız çıķķķķ- Ölmek 281b/15
c.u baş-la Tüm benliği ile 272a/10, 275b/15
c.una minnet Bir şeyin gerçekleşmesinin menfaatine olması 263a/21, 263b/2
→bedeninde can k.
cāāāānib (A.) i. Yön,taraf 261a/8, 262a/13,
266b/22
CānibCānibCānibCānib----i Hind i Hind i Hind i Hind Hindistan tarafı 290b/16
cāāāānsız (F.) zf. Güçsüz Hemān cānsız, Ebreş-i
Gülendām’a süvār olup meydāna girdi. 282a/19
*cāāāān-sitan sıf. Can alıcı
→nara-yı can-sitan u.
cāāāāriye (A.) i. Halayık, hizmetçi 262b/14,
262b/9, 273b/12, 286a/9
cāāāāriyelik i. Hizmetçilik 286b/24
cebbāāāār (A.) i. 271b/17
cebe (F.) i. Zırh 268b/19 cehennem (A.) i. Cehennem c.e git- Kızınca söylenen bir beddua
261a/10, 267a/12 cehr (A.) zf. Açıktan ve yüksek sesle
okumak 265a/8
cellāāāād (A.) i. 275a/4 c.-ı bi-aman Aman vermeyen,
106
zalim cem‘ (A.) i. Toplama, topluluk 276b/20
→asker-i cem , kendin cem i.
c.eyle- Toplamak, bir araya getirmek 284b/7
c.it- Toplamak, bir araya getirmek 271a/10
c.ol- Toplanmak, bir araya gelmek 272b/2, 275b/, 278a/17
cemāāāāl (A.) i. Yüz güzelliği 262b/14,
279a/10, 279a/5
c.-i şūūūūle Yüz güzelliğinin ışığı, parlığı 262b/6
cenāāāāze (A.) i. Cenaze 285b/1, 285b/3,
285b/5, 286a/13 ceng (F.) i. Savaş 264a/11, 268a/16,
272b/9 ceng it- Savaşmak 277a/12,
272b/22, 282a/4 *ceng-er Savaşçı 273a/16 c.eyle- Savaşmak 268b/8,
269a/16, 270a/8
c.-i ģģģģarb 279b/4, 283a/24,
283a/24 c.itdür- Savaştırmak 272b/22
→tabl-ı ceng
cengiz i. Moğol hükümdarı
→alat-ı cengiz
Cermāāāān i. Kişi adı 287b/10
cesāāāāret (A.) i. Cesaret c.ideme- Cesaret edememek
275a/5, 281a/4, 282b/1 c.it- Cesaret etmek 269b/13
cevāāāāb (A.) i. Cevap 265a/11, 265a/7,
267b/5 c.eyle- Cevap vermek 276b/1 c.vir- Cevap vermek 278b/22, 279a/3, 279a/4
cevāāāāhir (A.) i. Cevherler 263b/20,
263b/6
cevāāāāríííí (A.) i. Hizmetçi kızlar, cariyeler 286b/9
cevelāāāān (A.) i. Yerinde durmayıp
gezmek, dolaşma
→tarid-i cevelani, tarid-i cevelan i.
cevher (A.) i. mec. Mücevher Şecā‘at cevherí
berk urur 264a/2 Ceyhūn i. Irmak adı 273a/2, 287a/25,
287a/25 ceylan i. Ceylan 264a/6, 264a/6 Ceyş (A.) i. Asker, ordu c.-i ser-‘asker Ordunun baş askeri ,
kumandan 277a/22
cibāāāā (F.) i. Odun, sopa267b/19, 288b/15
→ gürz-i ciba 267b/16,
ciger (F.) i. Ciğer, bağır 284a/20, 285a/9, 289a/5
*ciger-gāāāāh i. Göğüs, bağır 284a/17
*ciger-kūūūūşe i. Evlat 269b/9, 278b/10, 280a/2,
284b/13
ciger-gāāāāhın sök- mec. Bağrından bir
parça kopmak , bağrını, ciğerini söküp almak 275b/17
cihāāāān (F.) i. 265b/4, 266b/8, 270a/10, 274b/6
→banu-yı cihān ,dilaver-i cihān
cihāāāānı görmekden ķķķķal- Dünyayı
görememek 279a/24
*cihāāāān-āāāārāāāā sıf. Dünyayı süsleyen, gösterişli
→şehzade-yi cihan-ara 266a/3
*cihāāāān-gíííír i. ve sıf. Cihangir, kahraman
287a/18, 287a/3, 287a/4
*cihāāāān-gíííírlik i. Kahramanlık 273a/20
cihāāāāz (A.) i. Çeyiz
c.it- Çeyiz yapmak 263b/23 cihet (A.) i. Yön , taraf 263a/12
cilā ā ā ā (A.) i. Parlaklık 288b/6, 289a/2
cināāāān (A.) i. Cennetler
*cināāāān-veş sıf. Cennet gibi
→tavus-ı cinan-veş cism (A.) i. Beden cisim 269a/1
cū ū ū ū (F.) Birleşik kelimeler yapan ek
→→→→cüst ü cu e.
cümle (A.) sıf. Bütün, hep 263a/15, 265b/9, 267a/15
c.den evvel Herkesten önce,
107
hepsinden önce āyā
cümleden evvel meydāna
kim gire 281b/3
cünūūūūn (A.) i. Delilik, cinnet 275b/4,
286a/14
*cünūūūūn-‘ārażārażārażāraż ol- Delilik alametlerinin
olması, delilik hastalığının başlaması 286a/13
c.gel- Delirmek 285b/10
→zencir-i cünun
cür‘a (A.) i. Yudum 266b/21, 267a/1, 267a/1
c. feşanlıķķķķ (İçki) saçma 267a/3
c. feşanlıķķķķ eyle- Etrafa damlalar
saçmak 267b/4 cürm (A.) i. Suç 276b/10, 283a/20
c.ünden geçür- Suç işlemekten vazgeçirmek 267b/5
cüst (F.) zf. Çabucak, hemen 290a/2
cüst ü cūūūū eyle- Arayıp sormak,
araştımak 263a/12
cüst ü çāāāālāāāāk i. Atak, atik, seri 268b/3
cüvāāāān (F.) i. Genç, yiğit
→nev-c.
108
-Ç-
çabala- Çabalamak, bir işin olması için
uğraşmak 284a/14
ççççābābābābüklik klik klik klik i. Çabukluk, ataklık 290b/7
çāāāādır / çāāāāder (T. – F.) i. Çadır 261a/23,
278a/10, 278b/14
çāāāāġ Zaman, yaş Gerçi çāġın almışca
ammā ġāyet ģüsnā güzellerden
güzel. 273b/10
çaġır- Çağırmak , seslenmek dayısı
Zinde-Rezm ile lalası Telke
ormandan çaġırup onlar daĥı
çıķdılar 264a/18, 268a/17,
273a/3 çaġırt- Nida ettirmek, dellal bağırtmak
263a/10, 277a/10
çāķ āķ āķ āķ (F.) i. Yırtık , yarık ç. ol- Yırtılmak , parçalanmak
Damaġı çāķ olup ķan
geldi 284a/8
ç.çāķāķāķāķ ol- Parça parça olmak
El’ķıssa, Sührāb’uñ
sínesi çāk çāk olıçaķ bir
kerre 284a/23, 288a/20
ç.eyle- Yırtmak, parçalamak
ķaŝdí urup síne-yi
Sührāb’ı çāk eyledi 284a/22, 286a/9
çal- 1 Vurmak, fırlatıp yatırmak,
tīġın ‘uryān idüp Efrāsiyāb’ı
yatduġı yirde çalup zaĥm-dār
eyledi.268a/11, 268a/13,
2 (Bir müzik aleti) çalmak Şíde
göç boruların çalup Efrāsiyāb’a
vedā‘ eyleyüp …272b/6,
275b/13,
3333 Hırsızlık yapmak İşte at uġrısı gelüp
furŝat gözedür kim birķaç at daĥı çala. 279a/14, 279a/16
çāāāālāāāāk (F.) i. Atak, seri, atik 268b/3 çaldır-/ çaldur- (Bir müzik aleti) çaldırmak
279b/5, 283a/24
çalı çalı çalı çalı i. Çalı, ağaçlık çalın- (Bir müzik aleti) çalınmak
Ol dem hemān iki šarafdan šabl-ı ārām
çalınup 281b/17, 281b/5, 282a/11
çalış- Uğraşmak Ŝıdķ-ıla ki aġartmaġa çalışur 285b/16
çapaķķķķlıķķķķ Bir çeşit tarım aleti 288a/16
çāāāār (F.) i. Çare
*çāāāār u nāāāā-çāāāār zf. İster istemez
→na-çar , ,na-çar o.
çāāāāre (F.) i. Çare, derman Çāre yoķ ancaķ
getür elini öpeyim 284b/10, 286a/6,
289b/3 →bi-çare
çarĥĥĥĥ (F.) i. Çark Gürşāsb’üñ şiddet-i żarb-ı
gürzden āyíneleri çarĥa girüp…
280a/24, 288a/4 çarp- Çarpmak 264b/6, 270b/20, 273a/23
273a/25, Rüstem çarpup Sührāb’uñ
nízesin bí-pāk men‘ eyledi 283b/16,
288a/1, 289b/10
çāāāārpāāāā (F.) i. Eşek, deve vb. dört ayaklı
hayvanlar 282a/12
çāāāāşni (F.) i. Lezzet , tat 289a/9 çatal 1 İki ya da daha çok kolu bulunan yular
Ebreş-i Kerre’yi demir zencirli ,
köstek ve çatal yularlar ile āĥūrdan
çıķarup 264a/18,
2 Yolun ayrılan kısımları, kavşak
Devletlü ŝāģib-ķırān, yarınki yolımuz
üç çataldur 273a/6
109
çayır i. Çayır, yeşillik, otlak 286a/18, 288b/4, 288b/4
çayırlat- Otlatmak 270a/17, 270b/8 çe (F.) zm. ç. faide Ne fayda 268b/10,
269a/7, 270a/4 *çe-gürz-çe 273b/2 çehre (F.) i. Çehre, yüz 262b/6,
267a/13, 290a/17
çek- 1 Çekip sürüklemek Hemān el
ŝunup ķatarı çeküp alup yüriyü-
virdi 265a/18,
2 Elinden almak Sehlān’uñ
gürzin el ayasında żabt idüp
çeküp alup 265a/21, 265b/10,
267b/10 3 Kendine doğru çekmek Sührāb
daĥı pençe açup ĥaste bir dāġa
ŝarılur gibi gürze ŝarılup çekdi. /
Eger baña bir yaramaz ķaŝd
eylerse çeker başın koparıram /
At başın çeküp durdı 267b/16, 271b/19, 282b/2, 4444 Arkasına almak, arkasından
getirmek, çekip götürmek
Belísem hemān bu ġażab-la on
iki biñ ‘asker çeküp Sührāb’uñ
ķafasına düşdi 268b/4, 271a/8,
5 Sürmek Sefídüñ ciger-gāhın
söküp getürdüm. Gözine çeküp
a‘mālıķdan ķurtardum 275b/17,
6 Elini çekmek, kaldırmak İy
la‘ín-i bí-dín Türk peççe çek
elin andan 289b/8 el çek- Yapacağı işten vazgeçmek
Sührāb el çeküp doġrı sarāy-ı
Gūderz’e geldi 274a/1
→ah-ı ser ç. 272a/6, ah-ı serd ç.
263a/18,
bend ç. , el ç. , elem ç., ıztırab ç., kadd ç., kız ç.,licam ç., tıg ç., zahmet ç.,
çeke-gör- Çekivermek Be hey nā-bekār,
šurma hemān iş gör didükde Nestehín
çeke-gördi 267b/11
çekil- Uzaklaşmak, ayrılmak “ Olsun nā-
bekār oġlan ”diyüp çekilüp gitdi 267a/11, 277a/5, 286a/17, 289a/6
çemen (F.) i. Çimen 286a/18
Çemşííííd i. Kişi adı
→sera-perde-i çemşid
çenber çenber ol- mec. İki büklüm,
yusyuvarlak olmak Ebreş-i Kerre’nüñ
beli çenber çenber oldı 264b/6
çeragāāāāh (F.) i. Otlak, mera Benüm murādum
evvel baharda ol cānibe varup atlarımı
anda çayırlatsam gerekdür.
Çerāgāhları bir ĥoş ģıfz -ı ĥırāset
üzere olasın 270a/17, 270a/19 çeşm (F.) i. Göz
ç.-i ģģģģasret Hasret gözyaşı 262b/11
çeşme (F.) i. Çeşme 270b/12
ç.-i ‘araķķķķ Ter çeşmesi 264b/9
ç.-yi Nehrüvāāāān Nehrüvan çeşmesi,
ırmağı 276b/22, 277a/8
çevir- 1 Yön değiştirmek, çevirmek Andan
gerdānına bir sille urup bāġ ķapusına
šoġrı çevirdi 264b/7, 276a/1,
2 Döndürmek Çevir elüñ ardına ki seni
bende çeküp Efrāsiyāb’a ileteyim ve
hem yine seni ricā iderem daĥı
cürmüñden geçüreyim 267b/4,
281b/16, 283a/4, 284a/10, çık- 1 Kapalı bir yerden dışarı çıkmak,
bulunduğu yerden çıkıp uzaklaşmak Hele Ebreş-i Gülendām’uñ iźin sürüp
çıķup gitdi 261b/15, Selím Şāh biraz
kimesne ile süvār olup ķal‘adan šaşra
çıķup Rüstem’üñ olduġı yire gelüp
atından inüp Rüstem’e temennā idüp
110
“Ĥoş geldiñüz sulšānum. Yümn-
i kademiñüz ile diyārımuzı
şeref-yāb eyledinüz.” diyüp
şehre da‘vet eyledi 262a/11,
262b/22, 290a/15, 267a/10 2 2 2 2 Sudan çıkmak, karaya çıkmak
Tā kim deryāya düşdi, bir kere
šalup çıķdı durdı, kenār
yaķındur, yüzerek ne ģāl ise
kenāra çıķdı. 261a/24, 261a/25,
265b/20 , 278b/2, 3 Fırlamak Ebreş-i gül-endām
Rüstem’üñ na‘rasın işidince bir
kerre gūşın ķalem dümmin
‘alem idüp bir sehíl sehm-nāk
urdı kim ve götürüp öyle bir
pertāb eyledi kim ķatı yaydan ok
çıķar gibi çıķup öñine ne
gelmedi-se baķmayup šoġrı
Rüstem’üñ yanına varup durdı 262a/8, 262a/8,
4 Ulaşmak, ermek, sabretmek
Pādişāhum, ŝāģib-ķırān-ı ‘ālem ,
öyle ża‘íf üzere ĥastedür ki
sabaha ya çıķar ya çıķmaz! 263a/3, 263a/3, ,
5 5 5 5 Uzaklaşmak, ayrılmak Ben
Ìrān’dan çıķalı ĥaylí zamān oldı. 263b/18, 265a/13, 266b/5,
6 Yukarı çıkmak Ammā Rüstem
hemān çıķup ol ķaŝrda ķu‘ūd
eyledi 266b/14, 287b/4, 290b/6
7 Meydana gelmek, ortaya
çıkmak,oluşmak Hemān siperin
berāber virüp yalmān-ı níze
āyíne-yi siperi pūs eyledükde
‘alev ‘alev āteşler çıķup ešrāfda
olan ĥār-ı ĥāşāki ŝuĥte ķıldı 268b/14, 270b/15, 278a/23
8 Yüksek bir makama çıkmak Her gün
gāh ŝohbet ve gāh ŝayd u şikār ve kāh
serā-perdeye çıķup ‘íş u nūş idüp bu
minvāl üzere źevķ ü ŝafālarında
oldılar.270b/9,
9 Yüksek bir makamdan çıkmak Gív
emir şāhuñdur diyüp nāmeyi alup
dívān-ı Kāvus’dan çıķup raĥşına süvār
olup ‘azm-i Zābil eyledi 274a/22, 278b/14,
→başa ç. ,cansız ç. ,divana ç., istikbale ç.,
ava ç.,şikara ç.,göge ç.
çıkar- 1 Çıkmasını sağlamak Çıķarup bir
bāzubend virdi 263b/20, 265a/7,
278a/22,
2 Dışarı çıkarmak Ebreş-i Kerre’yi
demir zencirli , köstek ve çatal yularlar
ile āĥūrdan çıķarup 264a/19, 290a/10,
290a/14
3 Yukarı çıkarmak Şehre gelüp
sarāy-ı Selim Şāh’dan yuķarı ģazíneyi
çıķardı 265a/22,
4 4 4 4 Götürmek Efrāsiyāb’ı Sührāb’uñ
öñinden güc-ile ķapdılar gíñ yire
çıķardılar 268a/14, 288a/9,
5555 Bil ki üzerümden silahum bile
çıķarmam 272b/13, 281b/18,
6 6 6 6 Gözünü çıkarmak mec. . . . İy ciger-
kūşem kāşke başum yarup ve gözüm
çıķara idüñ 284b/13,
→tahta ç.
çift i. 1 İkili, çift Göñül bir dilber ile çift
olur 263a/19,
2 Tarlayı ekip biçmek Çifte gitmiş idi 270b/15, 271a/9, 271a/7
çiftekös i. Bir hayvan adı 266b/24, 275b/10
çihāāāāz bk.cihāāāāz ç.eyle- 287a/7
çinet- Çiğnetmek Bu araları
111
Tūrāníler’e çinetmeyelüm
276b/23 ****ççççínínínín----pūlādpūlādpūlādpūlād i. Kıvrılmış demir277a/20
çoġu zm. 275b/25
çoķķķķ 1 sıf. 269a/7, 280b/9, 288a/12
2 zf. 261b/10, 263a/13, 264a/14
çoķķķķça zf. Çoğa yakın 266b/7
çoķķķķlıķ ķ ķ ķ i. Çok olma, çokluk 289a/12 çöker- Çökertmek 282b/12 çöz- Çözmek, serbest bırakmak 267a/9
çūūūūb (F.) i. Sopa
*deste-çūūūūb i. Gürz 264b/18, 264b/19,
265a/4
çūbāūbāūbāūbān (F.) i.261b/18, 264a/23, 275b/19
çuķķķķur i. Çukur 270b/19 çul i. Çul, hayvan örtüsü 285b/17,
285b/19, 285b/20 çün (F.) bağ. Çünkü 263b/14, 264b/12, 277a/10
→huda-yı bi-çun, dinüm hakkı çün
*çün-kim (F.) bağ. Çünkü 272a/23, 286b/18, 287b/5
çünki (F.) bağ. Çünkü 261a/18, 262b/24
112
-D-
da bağ. 261b/6, 273b/8, 283a/9
dāāāād (F.) i. Adalet, doğruluk, hak, insaf,
sızlanma
dāāāād feryāāāād eyle- Sızlanıp feryat
etmek 271a/13
dāāāād u bíííí-dāāāād Haklı, haksız
265a/2 dadı i. Dadı 264a/3
dāāāāġ (F.) i. Yara 267b/15, 284b/4
d.-ı derūūūūn ol- Derin bir yara
açmak 281a/3
d.-ı suz-nāāāāk it- Yakıcı bir yara
açmak 284a/22
d.-ı tāāāāze 284a/22
DaģģākDaģģākDaģģākDaģģāk----ímímímímārārārāríííí (F.) i. İran’da çok
eskilerde yaşamış çok zalim bir
padişahın adı.
→tıg-ı dahhak-imari
daĥĥĥĥı bağ. de da 283b/3,
284b/12, 275a/2, Gív daĥı gelüp
Kāvus öñinde zemín pūs eyledi.
dāāāāĥĥĥĥil (A.) i. İç
d.ol- Katılmak dahil olmak 263b/24, 267a/12
dā’imādā’imādā’imādā’imā Her zaman, daima 264a/12,
279b/2
dā’ā’ā’ā’ir (A.) i. Belli bir şey hakkında olan,
ilgili, alâkalı 286b/20
dāāāā’ire (A.) i.
d.-i ‘aķķķķl Aklın çerçevesi 281a/15
daķķķķ 1 Çalmak, çarpmak Rüstem’i
hemān šarāķlıġa daķ ķaldurdı 282b/6 d. eyle- (Kapıyı) çalmak 270b/13, 270b/15
dāāāāl (A.) i. Ararp alfabesinde “dal” harfi
d.-ı hançer ol- Hançerden yapılmış dal harfi gibi olmak, dal harfi gibi
bükülmüş bir hançer olmak 283a/1 d.-ı kılıç ol- Kılıçtan yapılmış dal harfi gibi olmak, dal harfi gibi bükülmüş bir kılıç olmak 288b/11 d.-ı tıġ Kılıç dalı 288a/16, 267b/17
dal- 1 Girmek Tíz ardınca āĥūrın ķapusın
bend itdiler ve saķfından dalup urġān
ile ŝu ve ‘alef virdiler. 261b/21,
2 2 2 2 Yol almak Dalup gitdiler . 278a/9
damaķķķķ i. Damak
Māderinden emdügi süd damaMāderinden emdügi süd damaMāderinden emdügi süd damaMāderinden emdügi süd damaġġġġında ında ında ında
lezzet virlezzet virlezzet virlezzet vir---- Anasından emdiği süt
burnundan gel- 268b/21
damaġı çāķāķāķāķ ol- Damağı çatlamak
284a/8 dili damaġına yapış- Çok susamak
270b/12
dāāāāmen (F.) i. Etek 261a/23, 268a/19, 277a/18
dāāāānāāāā (F.) i. Bilgili, bilen, âlim 262a/15,
263a/10, 263b/2
d.-yı rūūūūzigāāāār Tüm zamanları alimi
263a/18, 263a/23
dāāāāne (F.) i. Tane 288a/23
danış- Danışmak Bu aģvāli Selím
Şāh Ŝāliģ Pír’e danışdı. 264a/5
dāāāār (F.) Birleşik sözcük yapar
→bi-dar ol- haber-dar ol-
darıl- Darılmak, üzülmek Yine Ebreş’e
darılıp : ‘‘Tüh yā Ebreş, işte bir nesne
yoķdur ya niçün bizi kendi ģālimüze
ķomazsın.” 261a/5, 276a/11, 290b/11
dāāāārū ū ū ū (F.) i. İlaç
→nuş-daru
dāāāāsitāāāān /dāāāāstāāāān (F.) i. Destan İşte Sührāb
113
gelmekde ammā bizüm
dāsitānımuz bu šarafdan
Gürdāferíd Bānū’ya geldi. 274a/6, 277a/5,
→dillerde destan ol-, Rüstem-i Dāstān
da‘vāāāā (F.) i. İddia, dava 265b/5
da‘vāāāā eyle- İddia etmek, iddiada
bulunmak 279b/13
dāāāā‘vet (A) i. Çağrı, dâvet
d.e icāāāābet Dâvetin kabulü
262a/12
d.e icāāāābet eyle- Dâveti kabulü
etmek, dâvete razı olmak
273b/13
d.eyle- Çağırmak, dâvet etmek
262a/12, 263a/7, 274a/12
d.e icāāāābet it- Dâveti kabulü
etmek, dâvete razı olmak
286b/16
d.it- Çağırmak, dâvet etmek
273a/4
dāāāāye (F.) i. Dadı 272b/20, 286b/12,
286b/15
daaaayı i. Dayı 267a/17, 267a/22, 267b/12,
de bağ. de/da bağlacı 261a/2, 261b/6, 263a/12
dede i. 265a/16, 269b/10, 269b/2 def‘ (A.) i. Ortadan kaldırmak, def
etmek 263a/12 d.eyle- Ortadan kaldırmak
261b/9, 273b/10
d.-i ġāāāām eyle- Üzüntüyü ortadan
kaldırmak 262b/14
d.-i ĥĥĥĥumāāāār eyle-Sersemliği ortadadan kaldırmak, gidermek 277a/15
d.i ĥĥĥĥumāāāār it- Sersemliği ortadadan kaldırmak, gidermek 278b/18
def‘ ol- Ortadan kaldırılmak 269b/16, 283b/9
d.-i ĥĥĥĥumāāāār Sersemliğin
giderilmesi,264b/12
d.-i ġāāāām Üzüntünün giderilmesi 281b/19
defn (A.) i. Gömme, gömülme d.eyle- Gömmek 285b/3, 287a/16 d.itdür- Gömdürmek 286a/10
deg- Dokunmak, değmek 264b/4, 282b/6 Bu
kerre zemíne öyle zur eyledi kim
Rüstem’üñ zānūları zemíne degdi. deger Değer , kıymet 271b/5 degme sıf. Her
*degme-ģāģāģāģāl Her haliyle Öldüresiye ģamle
eyler ve furŝat bulınca ĥaŝma degme
ģāl ile amān virmez. 269a/18 degül bağ. Değil 261a/14, 262b/15, 290a/17
dehmeníííí 264a/5 dehşet (A.) i. Dehşet, korku 261b/11 dek e. Kadar, değin 262a/10, 274a/25,
274b/12
delāāāāl (A.) i. Tellal 264a/13, 264a/17
deli /delü i. Deli 275b/18, 276a/12, 276a/19
Deli Şeydūūūūş İ. Kişi adı 265a/2, 270b/13,
270b/14 dellen- Delirmek delllenir ol- Delirecek hale gelmek
264b/25
dem (F.) i. An, vakit, zaman Olmadı, alımadı
,ol dem Sührāb zūr idüp çeküp
Nestehín elinden nízesin aldı 263a/20,
267b/12, 267b/17 demin (F.) zf. Az önce 269a/24 demir i. Demir 264a/18 demürci i. Demirci 289b/5
dendāāāān (F.) i. Diş
d.-ı tīīīīġ Kılıcın dişi 280a/2
deñli / deñlü e. Kadar 286b/24 283b/5 depe i. Başın üst kısmı 273b/4, 275b/12 der I (F.) …de, içinde; kimi kalıplaşmış
şekillerin başında bulunur.
*der-āāāāġūūūūş i. Kucaklama
d.eyle- Kucaklamak 274b/17
d. it- Kucaklamak Sührāb’ı der-āgūş
idüp gözlerinden öpdi 270b/2,
271b/24
*der-‘aķķķķab zf. Akabinde, arkasından ,
114
sonrasında 262b/5, 267a/25, 277b/5, 283b/3
der II (F.) i. Kapı *der-bend i. Geçit, boğaz 273a/15,
273a/17, 273a/18 derd (F.) i. Gam, keder 281a/2 *derd-mend i. Dert sahibi, tasalı,
kaygılı 282b/8, 285a/15, 288a/17
*derd-nākākākāk (F.) i. Dertli, kederli
derd-nāāāākkkk ol- Dertli olmak
Bilmedi kim dāġ-ı tāzeyi kendü
derūnına idüp derd-nāk oldı. 284a/23
dere i. Dere 285b/13 derece i. Derece 263a/13 deri i. Deri 267b/11, 288b/4
derisin yüz- Derisini yüzmek 281a/24
derūūūūn (F.) i. İç, kalp, gönül 263a/20,
277b/22, 279b/19
→alaka-yı derun ,dag-ı derun ol- , d.-ı
dil
deryāāāā (F.) i. Deniz 261a/12, 261a/16,
261a/17 d.-yı fikr Fikir dünyasının büyüklüğü ,düşünce denizi 290a/17
d.-yı maģģģģabbet Sohbet denizi
277b/22 dest (F.) i. El, bilek 270b/20, 270b/22,
274b/11
→yek-dest, zarb-ı dest
deste (F.) i. Kabza, sap
*deste-çūūūūb i. Değnek, sopa 264b/18,
264b/19, 264b/20 desti i. Testi 270b/15, 270b/21, 270b/21 destlik (F.) i. Değnek, baston 264b/3
d.eyle- Dayanak yapmak 288a/16
destūūūūr (F.) i. Müsaade, izin
d.ol- İzin verilmek 262a/4 deşt (F.) i. Çöl, yaban
d.-i Nehrüvāāāān Nehrüvan’ın çölü 276b/22
→kuh u deşt
devir-/devür- Devirmek
d.-e düş- Aniden devirmek Baķiyye-
yi żarb-ı gürz zemíne inüp tozdur
Rüstem’i bu devire-düşdi. 280b/1 devlet i. Devlet 264a/20, 265b/2, 271a/20
→ayan-ı devlet
d.e irgür- Bahtlı, talihli kılmak 290a/21
devletlü i. ve sıf. Devlet sahibi Devletlü
ŝāģib-ķırān, eger pederüm Selím Ĥān
beni virmede te‘allül iderse tīġını dıríġ
eyleme hemān öldür nā-bekārı. 262b/20, 263a/16, 263a/21
devr (A.) i.
d.-i ķķķķıyāāāāmet 285b/22
d. itdür- Dolaştırmak, döndürmek 268a/8, 273a/22
dıraĥĥĥĥt (F.) i. Ağaç 261b/1, 261b/7, 261b/7,
dırāāāāz (F.) i. Uzun
d.it- Uzatmak 273a/22 di- Demek , söylemek, 261a/1,
Gezerek işte diye Naķşān dirler bir köye
geldi. 270b/11, İmdi ġayret ile olmaya ki
bir oġlan senüñ postun zemíne getürüp
‘arż-ı ŝāģibķırāníye kesr ü noķŝān
getüre.” diyüp secām silkdi. 280b/5
dibelik zf. Büsbütün, tamamıyla 266b/17, 271a/5, 271a/9
díííídāāāār (F.) i. Yüz, çehre, sevgili 271b/15
dííííde (F.) i. Göz
d.-yi baķķķķar gibi Dalıp giden gözlerle
Rüstem ardınca rūģı ardı sıra díde-yi
baķar gibi baķa-ķaldı. 279a/2 dik- Bir nesneyi dikmek,dik olarak
durdurmak Dānālar Gürşāsb’üñ tuçdan
ķalbin düzüp Gürşāsb deryā kenārına
diker 278b/1
diķķķķķķķķat zf. Kim ola diyüp diķķat-ile baķdılar. 279a/22
dil 1 Tat alma organı Rüstem’üñ oġlusın dirse
115
dínim ģaķķı-çün evvel dilüñ
kesüp ŝoñra kendin ķatl eylerem. 269b/13 dillerde dasitan ol- Çok ünlenmek Dillere destan olmak 269b/9 d.i damagına yapış- Çok susamak 270b/11
d.i teng ol- Dili tutulmak 263a/4 d.i varma-Bir şeyi söylemeye
cesaret edememek 282a/24
dil üşür- Konuşmaların arka
arkaya gelip yığılması Ķatı
büyük ĥašā eyledüñ diyüp dört
šarafdan dil üşürüp Kāvus daĥı
itdügi işe peşímān oldı 275b/24
2 2 2 2 (F.) i. Gönül, kalp
→derun-ı dil
*dil-āāāāver i. ve sıf. Yiğit ve kahraman
261b/24, 264a/10, 265a/5 d.-i cihan Cihanın kahramanı 272b/18 d.-i zaman Çağın kahramanı 273b/25
*dil-ber i. Gönül alan güzel, sevgili 263a/19
dile- İstemek , arzu etmek Nice dilersen
öyle eyle! 283a/8, 262b/20
→aman dile-,özür dile-
dilíííír (F.) i. ve sıf. Yürekli, cesur, yiğit 267b/11, 277a/3, 288a/10
díííín (A.) i. Din
→lain-i bi-din
d.üm ģģģģaķķķķķķķķı-çün Bir çeşit yemin
269b/12
dinç sıf. Dinç, kuvveti yerinde olan Bu
daĥı on iki biñ dinç mülā‘ínler
ile kendilerin cenge urup
başladılar 289b/1
dindür- Dindirmek , susturmak Kös-i
ģarbíleri dindürüp bülend āvāz
ile na‘ra urup eyitdi: 281b/5
diññññle- Dinlemek 265a/1, 265b/22, 265b/23
→söz dinle-
diññññlen- İstirahat etmek, dinlenmek Şunda
birķaç gün istirāģat idüp ŝayd u şikār
idelüm ve hem ‘asker diñlensün, rāģat
olsunlar.”didi. 277a/9
dip Kök šırnaķları dibinden ķan geldi 288b/13
direk i. Direk, sütun 266b/23
dirdirdirdirííííġġġġ (F.) i. Merhamet Benden diríġ isteme,
elümden geldügi ķadar sa‘y iderem. 263a/17
d.eyle- Esirgemek 262b/21
→hayf-ı dirig eyle- ,hayf u dirig it-
d.it- Esirgemek 263a/18 diril- Dirilmek, canlanmak, hayata dönmek
Yā Rüstem, yā ölmiş ādem, başında
gezmek ile dirilür mi seni şeyšān iżlāl
idüp saña reng itmiş 285b/23, 286a/3 diş i. Diş 275b/11
d.sıķķķķ- Sinirlenmek, zorda kalmak
Zinde Rezm yine diş ŝıķdı. 269a/25
díííív (F.) i. Dev, şeytan 261a/22, 261a/23
d.-i sefííííd Beyaz dev 275b/16
díííívāāāān (A.) i. Büyük meclis
262b/13, 263a/22, 263a/22 d.a çık- 270a/5
→ehl-i divan ,erbab-ı divan
d.-ı Efrāāāāsiyāāāāb Efrasiyab’ın divanı
271b/22, 271b/4
d.-ı Kāāāāvus Kavus’un divanı 274a/22,
275a/10, 275a/2
d.-ı pāāāādişāāāāhíííí 281b/18
d.-ı Selim Han 262a/4 d.-ı Selim Şah 263b/15, 265a/12,
270a/6 d.-ı Semengan 262a/20 d.-ı şah 263b/4
d.-ı Şííííde 282a/2
*díííívāāāān-kös i. Divan davulu 278a/15
díííívāāāāne (F.) i. ve sıf. Deli, divane 270b/14,
275b/8, 276b/12
116
d.ol- Delirmek286a/14
díííívāāāānelik i. Delilik 276a/11
díííívāāāār (F.) i. Duvar 264b/5, 264b/5,
264b/6,
diyāāāār (A.) i. Memleket, ülke 262a/12,
262a/16, 272a/16 d.-ı Hind Hint ülkesi 278a/23,
278b/4 d.-ı Hindistan 278a/20
d.-ı ÌÌÌÌrāāāān 274a/6
→terk-i diyar e.
diyet i. Bedel, karşılık 265a/10, 265a/12, 265a/17
diz i. Diz 284a/7, 284a/8, 285a/18 dizgin i. Dizgin 276a/7 doġrı i. Doğru 268b/5, 270b/25, 273a/7
doġrıl- Yönelmek Sührāb
bu ķapuya doġrılup vardıġı deli
Şeyduş’un ķapusı idi. 270b/14
doġru/ššššoġrı i. Gerçek, yalan
olmayan278a/3 dol- Dolmak 261a/23 doldur- Doldurmak 264a/3, 270b/20 dolu sıf. Dolu
*dolu-dizgin Atla son hızla koşarak
Selāmūn raĥşına süvār olup
dolu-dizgin Rüstem’üñ ķafasına
düşdi 276a/7 dost i. Dost 272a/11, 272a/20 doyınca zf. Doyasıya 279a/6 dög- Dövmek 261a/6, 261a/7, 280a/20 dögil- Döğülmek, çalınmak 281b/2 dök- Dökmek 263a/5
→ecel terleri dök-
dön- Yönelmek Ŝāliģ Vezír, dönüp :
“Devletlü ŝāģib-ķırān,… 262b/16, 263a/1, 263a/16 boş dön- Bir şey elde etmeden geri gelmek 285a/16
→İnegöl kurbagasına dön- ,tas-ı pür
huna tohumlık hıyara dön- dönder-/döndür- Döndürmek 276a/10, 276b/17, 276b/7
→dünyaya gelmedüge d.
dördinci 276b/20, 278a/13, 288a/5
dört sıf. Dört 261a/22, 261a/8, 263a/13 d.tarafa 287b/15 d.tarafdan 275b/24, 279b/2
du‘āāāā (A.) i. Dua 278b/13 d.eyle- Dua etmek 262a/5, 264a/22,
265a/7 d.it- Dua etmek 263a/22, 263b/13,
263b/8
Dūūūūbíííín i. Kişi adı
Dūūūūbíííín ibn-i Veyse 268a/3
Dudaķ ķ ķ ķ i. Dudak
d.sıķķķķ- Ayıplamak Zinde Rezm
Telke’ye dudak sıkdı. 268b/10
Duĥĥĥĥter (F.) i. Kız 262b/9, 263a/25, 271b/3 d.-i hub 262b/6 d.-i pakize ahter 262a/17, 286b/6 dur- 265a/18, 289a/12, 261a/24
→temaşaya d.,
dūūūūş (F.) i. Kol , omuz 261b/13, 261b/2,
277b/20
d.ol- Takılmak, tesadüf etmek Nā-gāh
gözi Rüstem’e dūş oldı 279a/12,
289b/16 duy- Duymak 269b/6, 269b/7, 272b/11 dut- bk. tut- duyul- Duyulmak 279b/14 dü (F.) sıf. İki
*dü-tāāāā zf. İki kat
dü-tāāāā ol- İki kat olmak 281b/14 d.eyle- İki kat yapmak 288a/4
düm/ dümm (F.) i. Kuyruk d.in bagalda mec. Kuyruğu koltuğunda , çok sıkışmış 288a/25 d.ün bagalda 280a/7, 273a/22
→kulagın kalem dümün alem i., guşun kalem
dümmün alem i.
d.ü ġūūūūş i. Kuyruk ve kulak 285b/2
dünki sıf. Dün, düne ait 281b/5, 284a/2
dünyāāāā (A.) i. 270b/3 d.ya gelmedüge dönder- Dünyaya
geldiğine pişman etmek 268b/22
d.ya gel- Dünyaya gelmek, doğmak
263b/22, 264a/1, 267a/15,
117
dürlü sıf. Türlü 265b/12, 276a/14, 289b/18
dürr (A.) i. İnci
d.-i girāāāān-māāāāye Kıymetli inci
271b/3
d.-i yektāāāā Eşsiz inci 263b/12
düş i. Rüya 262a/22, 270b/18
düş- Aşağı doğru düşmek Tā kim
deryāya düşdi, 261a/24,
263b/12, 266a/3 →ardına d., devire d., hançere d., havfa
d., hicaba d., kafasına d.,önine d., üzerine d.,
düşmen (F.) i. Düşman 261a/13, 272a/8, 273b/16
düşmenlik i. Düşmanlık 270a/18
düşnāāāām (F.) i. Sövme, hakaret
d.eyle- Sövmek Sührāb bunı
işidüp ĥayf u dıríg idüp ķara
baĥtına düşnām iderek döndi
bārgāhına gitdi 276a/19,
284a/20, 278b/23 →bahtına düşnam it- ,kara bahtına
düşnam it-
düvāāāāl (F.) i. Kayış, kemer 267b/20,
271a/24, 273b/5 düz- Tanzim etmek, tertip etmek
269a/22, 278b/1
→hile d., meclis d.
118
-E- ebe i. 272b/18
ebedíííí (A.) sıf. Sonsuz
la‘ín ebedí Elkūs la‘ín hemān tíz
destlik eyleyüp …288a/16,
288a/22, 288a/23
→melun-ı ebedi
Ebreş i. Hayvan adı 261a/10, 261a/10, 261a/13 E.-i gül-endam 261b/14,
261b/15, 262a/6 E.-i gül-endam-ı bahri
277b/277b/21, 286a/16 E.-i kerre 264a/18, 264a/20, 264a/24
ecel (A.) i. Ecel 263a/6, 274a/13 e. terleri dök- Çok korkmak
Elkūs da men‘ idince ecel
terleri döküp bütün ā‘żāsı
ĥaberdār oldı. 288a/13 edeb (A.) i. Terbiye 261a/3, 261a/9
→terk-i edeb
efendi (Yun.) i. Efendi 262b/13, 262b/9
Efrāāāāsiyāāāāb i. Kişi adı 265a/10, 265a/11,
265b/1 E. ibn-i peşenk 267a/16 E.ibn-i peşenkhan 277a/23
→sarāy-ı Efrāsiyāb
efvāāāāh (A.) i. Ağız 276a/14, 276a/17,
276a/18
eger (F.) bağ. Gerçi, ise de Sührāb eger
gelürse lābüd bir ģāl ile
pehlüvānlar bir ģíle düzüp
ģaķķından gelürler. 261a/5,
276a/24,289b/12 egerçe/ egerçi (F.) zf. Gerçi, şayet, her
ne kadar 286b/23, 288a/11, 265b/9
egil- Eğilmek “Hāy mel‘ūn !”diyüp
yirden egilüp bir šaş aldı kim
şeyšānı ura. 286a/4
eglen- Eğlenmek, vakit geçirmek, oyalanmak
Benüm bu cānibe geldügüm bilmezler
ve benüm de bunda eglenmekde
vaķtüm yoķdur. 263b/17, 269b/11,
271b/5 egri sıf. Eğri “Hey nā-bekār egri gözlü
demürci oġlı 274b/23, 275b/4, 289b/5 ehl (A.) i. Akraba, tanıdık 272b/8
e.-i díííívāāāān Divana katılanlar 278a/16
ehremen (F.) i. Şeytan 275b/15, 282a/2 ejder (F.) i. Ejderha *ejder-ser sıf. Ejderha başlı 278a/23, 278b/12
ejderí í í í sıf. Ejderha gibi
→rahş-ı ejderi
ekber (A.) sıf. Çok büyük
→tutiya-yı ekber
ekseríííí (A.) zf. Genellikle, çoğu zaman
270b/10 eksil- Eksilmek , azalmak 281b/21 ekşit- mec. Buruşturmak
→ yüzin gözin ekşit-
Ekvāāāān İ. Kişi adı 261a/11, 261a/14, 261a/25
el (I) i. El 261a/15, 262b/7, 263a/14, 263a/14
e. çek- Vazgeçmek Efrāsiyāb’uñ
zaĥmın ŝarup Sührāb ġayrı cengden el
çeküp dayısı Zinde-Rezm ile lalası
Telke ormandan çaġırup onlar daĥı
çıķdılar 268a/16
e.inden al- Yā Meknam, dün ġāfil
şāhını elümden alduñ. Yā bugün seni
benüm elümden kim alur! 281b/11
e.inden ĥĥĥĥalāāāās ol- Kurtulmak 274a/12
e.ine gir- 289b/5 e. sun- El uzatmak 265a/18, 267b/18,
267b/9 e.inden gel- Bir şeyi yapabilecek gücü
olmak 267b/6, 272a/10 e. altından zf. Gizlice, kimseye
göstermeden Sührāb’uñ ĥaberi
119
yoķ iken bir söz bilür ādem ile
el altından yine Mihrāc Şāh’a
gönderüp ‘ažím ‘özürler diledi 265b/6
e. elden üstündür Bir atasözü 281b/1 271b/7, 272a/8 el (II) (A.) Arapça harf-i tarif, tanımlık
*el-amāāāān (A.) ün. Aman, elaman 273b/25, 276b/10
*el-hhhhamdülillāāāāh Allah’a hamd olsun
*el-ĥĥĥĥāāāāsıl (A.) zf. Sonunda, sonuç olarak
264a/7
*el-ķķķķıŝŝŝŝŝŝŝŝa zf. Netice olarak 263b/14,
284a/23
*el-uhdet-ü ‘alerrāāāāvi Bir rivayete göre
268a/12 elbet (A.) zf. Mutlaka 263a/19, 266b/12,
269a/19 elem (A.) i. Üzüntü, keder 262b/23,
263a/21, 269b/17 e.çek- Üzüntü çekmek 263a/11,
270b/24, 272a/9 e.üzere ol- Üzülmek 265b/2
e.virmek Üzüntü, keder vermek 281a/2
Elkūūūūs İ. Kişi adı 287b/20, 287b/21,
287b/23
*Elkūūūūs-Türk İ. Kişi adı 287b/21,
287b/9, 288a/12 elli sıf. Elli 264b/21
elmāāāās (Yun.) Elmas 287b/12
Elviye İ. Kişi adı 277b/3 em- Emmek 264a/7, 268b/21
emāāāānet (A.) i. 269a/1 emr (A.) i. Buyruk, emir 274a/17,
274a/21, 274b/13 e.eyle- Emretmek, buyurmak ,
262a/5, 264b/3, 272a/9
*alāāāā-emr Emir üzerine 270b/12
e.it- Emretmek , buyurmak 263b/16, 263b/5,
264a/23
emrāżāżāżāż (A.) i. Hastalıklar 263a/16 e.-ı bedeniyye Beden
hastalıkları 263a/15,263a/16
→illet-i emraz-ı bedeniyye
emrullāāāāh
→bi-emrullah-i Taala
endāāāām (F.) i. Vücut, boybos 281b/21 ender (F.) e.
→ham-ender-ham ol-, tiz-ender-tiz
endííííşe (F.) i. Düşünce, endişe 262b/12
endííííşelik i. Düşünce, endişe ile ilgili 270a/3 eñse i. Ense 268b/5, 272b/19, 281a/14 er i. Asker, yiğit 274a/10, 274a/5, 275b/14 ceng-er i. Savaşçı 273a/16
erlik erlik erlik erlik i. Yiğitlik,kahtamanlık 290b/1
erbāāāāb (A.) i. Ehil, muktedir
e.-ı díííívāāāān Divanın ileri gelenleri,
yetkilileri 263b/7, 271b/23, 275a/12
eren i. Yiğit, kahraman Yaban söyleme yā
Sührāb, ģamle eyle, bu meydān erenler
meydānıdur 281b/12
erkāāāān (A.) i. Kural, kaide, usul 270a/12
→adab u erkan
erkek i. Erkek 264a/1, 264a/16, 287a/6 erlik i. Yiğitlik 279b/24, 290a/16, 290a/22
eśśśśer (A.) i. Nişan, iz, alamet 261b/2,
270b/12, 276b/1
esíííír (A.) i. Tutsak
* esíííír-feraş i. Esaret pervanesi
esíííír-feraş ol- Esaret pervanesi olmak
262b/24 eski sıf. Eski 283a/20, 287b/16
eśśśśnāāāā (A.) i. Ara, sıra, an e.-yı sohbet Sohbet sırası,
anı 272a/6
bu eśśśśnāāāāda zf. Bu arada, bu sırada 289a/21, 289b/23
essāāāāh (A.) i. En gerçek 287a/18 eş i. Benzer olan, eş 264a/21
eššššrāāāāf (A.) i. Civar, yöre 261a/4, 261b/19,
268a/20
*eššššrāāāāf-eknāāāāf Bütün çevre, dört bir yan
274a/22
evlāāāād (A.) i. Çocuklar 262a/16, 263b/21,
264a/1
120
evlen- Evlenmek 262a/16
evŝŝŝŝāāāāf (A.) i. Vasıflar, özellikler 286b/2 evvel zf. Önce , ilk olarak 261b/12,
261b/13, 266b/19
→cümleden evvel , zur-ı evvel
evvelki (A.) sıf. Önceki 276a/21, 278b/4, 283a/21, 283b/6
eyā ā ā ā ün. Ey, hey eyit- Söylemek 261a/14, 281b/7,
285a/17 eyle- Yapmak 261a/17, 263a/6, 286b/1
→aferin e. afv e.,ah e., ah-ı suz-
nak e., ahd u güft e., akd e.,alak-bulak e., alude e., ar e.,aram e.,ari e.,arz e., arz-ı mahabbet e., arz-ı mahabbetler e., aşk e., azar e., azm e., azm-i behiştkend e., azm-i behiştkend e.,azm-i belh e.,azm-i hind e., azm-i iran e., azm-i leşker e.,azm-i leşker-i turan e., azm-i meydan e., azm-i semengan e., azm-i surh-abad e., azm-i şikar e., azm-i zabil e., bahane e., bahş e., bend e., beyan e.,bezm-i sohbet e., cem e., ceng e., cevab e., cüra-feşanlık e., cüst ü cu e., çak e., çihaz e., dad-feryad e., dak e., dava e., davet e., davete icabet e., def e., def-i gam e., def-i humar e., defn e., der-aguş e., destlik e., dırest e., dirig e., dua e.,dü-ta e., düşnam e., efrin e., emr e., feragat e., ferma e., ferman e., feryad e., feth e., fikr e., firar e., galebe e., gazab e., geşt ü güzar e., gulüvv e., guş e., güftügu e., güzer e., haber e., haber-dar e., halas e., halt-ı kelam e., hamle e., harab e., harab-yebab e., hareket e., hased e., hata e., hatm-i kelam e., hatrından feramuş e., havale e., hayf-ı dirig e., hayır e., haz e., helak e., helal e., hicab e., hidayet e., himmet e., hizmet e.,hurd e., hurd-ı ham e., ianet e., ibram e., icra e., ifade e., ihtiraz
e., iki şak e., ikram e., iktiza e., iltifat e., inad e., inkar e., insaf e., irsal e., istihdam e., istihdam v ekabul e., istihrac e., işaret e., işret e., itab e., itizar e., iyş ü işret e., izin taleb e., kabahat e., kabahat e., kabul e., karar e., kasd e., katl e., kavl e., kay e., kerem e., kıraat e., kıyas e., kıyas e., kibr ü kin e., kin e., kinayeler e., kuud e., kuvvet e., kuvvet-imüşahade e., lutf e., lütf u kerem e. mahabbet e., mahv e., makul e., matem e., medh e., meks e., men e., merhamet e., muaf e., muamele e., muanaka e., muhalefet e., muhasara e., murad e., mübaşeret e.,müdara e., müjde e., mülahaza e., mürur e., müsellem e., müşahade e., müşavere e., nakl e., nasihat e., nazar-ber-meydan e., nazar-ı ber-meydan e., ne e., neceş e., nefrin e., nesne e., nida e., nihan e., niyaz e., niyet e., nize e., nuş e., oçaklık e., pare e., paymal e., pertab e., perverde e., peyda e.,pus e., red e., ref-i sevda e., renk e., riayet e., rica e., sabr e., sayd u şikar e., sihr e., silahşörlük e., sipariş e., sitem e., sobetler e., sohbet e., sual e., şekva e., şerefyab e.,şikayet e., şükr-i yezdan e., taaccüb e.,tahmil e., tahsil e., tahsin e.,takrir e ., taleb e.,tan-amiz kelimat e., tarif e., tarik e., tasyih-i mizac e., tayin e., tazarru e., tazim e., teaccüb e., teayyüb e., tebdil e., tedarük e., tegallüb e., tehir e., tekid e., temaşa e., temenna e., temevvüc e., tenbih e., tenvir e., terbiye e., terk e., terk-i diyar e., teskin e., teslim e., teveccüh e., tımar e., uryan e., vaf e., vaz-ı haml e., vaz-ı haml e., veda e., yad e., yasak e., yemin e., yürüyiş e., zabt e., zahm-dar e., zir ü zeber e., ziyafet e., ziyafetler e., ziyaret e., zuhur e.,zur e.,
eylük i. İyilik e. bil- İyilik bilmek 275b/18
eyü sıf. İyi Bundan eyü maģal olmaz diyü
birķaç yārānın çaġırup 264a/18,
268a/22, 274b/16 eyüce zf. İyice İy ŝāģib-ķırān, elem
121
çekme, Sührāb-ı ser-firāz yine
eyüce olur. ‘İlāc idelüm 285a/5
eylük i. İyilik Soñra çūbān olup ķaval
çalarken seni yine varup getürem
pādişāh eyledüm, eylügimi yine
bilmedüñ 275b/13
eyvāāāāh (A.) ün. Eyvah , Endişe bildiren
ünlem 263a/4 ezeliyye (A.) i.
→ķuvvet-i ezeliyye ,hallak- ı ezelliyye
ezhāāāār (A.) i. Çiçekler 263a/17
eźíneźíneźíneźín (A.) İşitmek
*eźín*eźín*eźín*eźín –cāāāānib zf. Duyulduğu yönüyle ,
duyulduğuna göre 286a/12, 271a/6
122
-F-
fāĥĥĥĥir (A.) sıf. 263b/16
fāāāāĥĥĥĥire
→hilat-i fahire
fāāāā’ide (A.) i. Fayda, yarar 261b/12,
273a/1
→çe-faide, ne-faide
f.it- Fayda etmek Baña şimden
girü nūş-dārū fā’ide itmez. 285a/22
f.vir- Fayda vermek 272b/25
faŝŝŝŝl (A.) i. Bölüm , hikaye Tehmíne
Bānū’nuñ daĥı faŝlı böyle 286a/12
fedāāāā (A.) i. Uğruna verme f.ol- Feda edilmek, verilmek 272a/10
fehvāāāā (A.) i. Mefhum, kavram, anlam,
mana 263a/19 felek (A.) i. f. ayinesin siyah eyle- 272a/6 f.den tabanca yi- Kötü kadere
uğramak 282a/9
→kubbe-i felek
fenā ā ā ā (A.) i. f.vir- Yok etmek 268a/15 fend (F.) i. Hile, yalan, dolan 261a/13 fenn (A.) i. Hüner, ilim, sanat
f.-i sipahilik Sipahilik sanatı 264a/11
ferāāāāġat (A.) i. Rahatlık, huzur f.eyle- Vazgeçmek, el çekmek
272b/11
Ferāāāāmurz İ. Kişi adı 263b/25, 269a/17,
273a/11 F.-ı ser-amed 277b/14
ferāāāāmuş (F.) i. Unutmak
hatrından ferāāāāmuş eyle-
Unutmak 280a/4
ferāāāāset (A.) i. Anlayışlılık 270a/3
ferd (A.) i. Kişi, fert Kāvus dönüp emrüm
budur ki istiķbāle bir ferd gitmesün
275a/7 fermāāāān (F.) i. Emir , buyruk 274b/14,
278b/13 f.eyle- Emretmek, buyumak 262b/1,
271b/21, 272b/1
f.-ı ilāāāāhi Tanrı’nın buyruğu 269a/2
f.-ı pāāāādişāāāāhíííí Padişahın buyruğu275b/9
f.-ı Yezdāāāāníííí Tanrı’nın buyruğu 278b/3
fersaĥĥĥĥ (A.) i. Bir uzunluk birimi 288b/20
fertūūūūte (F.) i.Çok ihtiyar, pir
f.-yi zaman Zamane piri 286b/11
feryāāāād (F.) i. Bağırma, haykırma 271a/16,
279a/18, 281a/12 f.eyle- Bağırmak ,feryat etmek 271a/20, 276b/8, 281a/11
f. it- Haykırmak, feryat etmek 267a/7, 271a/7, 272b/18, 275a/5
f. kop- Feryat etmek 282b/10
→dad feryad e.,
feth (A.) i. Fetih f.eyle- Fethetmek 277a/6
f.ol- Fethedilmek 278b/11 fevc (A.) i. Bölük, cemaat, topluluk 277a/4 fevt (A.) i.
f. ol- Geçmek, elden kaçırmak 275b/3, 285a/22
fırāāāāvır (F.) zf. Fırıldak gibi 273a/22 fırla- Fırlamak, elinden kaçmak 266b/22,
273b/3 fırlat- Fırlatmak,atmak, elinden kaçırmak
267b/20, 267b/24, 268a/1
→yabana f
fi (A.) Harf-i cer
fi’l-ģģģģaķķķķííííķķķķa zf. Hakikaten 276b/9,
283a/9
fi’l-ģāģāģāģāl zf. Hemen, derhal 267a/16,
289a/15, 289a/21 fikr (A.) i.Düşünce , fikir f.eyle- Düşünmek 269b/15, 270b/12,
279b/25,
123
f.it- Düşünmek 261a/16, 262b/5, 265a/11, 276a/9, 277b/25
f.olın- Düşünülmek 286b/22
fííííl (A.) i. Fil 277b/11
filāāāān (A.) zm. Şey 277b/9 fingil 262a/18, 262a/18
firāāāār (A.) i. Kaçış 279a/21 f. eyle- Kaçmak 276b/2,
287a/12,290b/24 f. it- Kaçmak 290a/5 firaset (A.) i.
terāzū-yı firāset Anlayış terazisi 268b/22
firāāāāvāāāān (A.) zf. Bol, çok 286a/18
firāāāāz (F.) i. Yüksek, yukarı Ammā bir
šaġın firāzına çıķdı 286a/17
furŝŝŝŝat (A.) i. Uygun zaman, elverişli durum 261a/15
f. bul- Uygun zaman ve durumu bulmak 261a/11, 269a/18, 289a/12
fütūūūūr (A.) i. Üzüntü, keder, gam 281b/7
124
-G-
ġāāāāfil (A.) sıf. Gaflete düşmüş kimse
Yā Meknam, dün ġāfil şāhını
elümden alduñ 281b/11
ġāāāāfilen (A.) zf. Habersizce
ādeme ġāfilen öyle níze urmaġı
göstereyim 281b/6
gāāāāh (F.) zf. Ara sıra, bazen 274a/7,
274a/7, 286b/8
gāāāāh-be-gāāāāh zf. Bazen, zaman
zaman 266b/2, 266b/9
→ciger-gah, işret-gah, na-gah
gāāāāh u gāāāāh zf. Bazen, zaman zaman
Bundan ŝoñra Rüstem Zābil’de
oturup ‘iyş u ‘işret bezm-i
ŝoģbet eyleyüp gāh u gāh oġlı
Sührāb ‘aķlına gelüp hemān
bundan ŝıçrayup Ebreş-i
Gülendām’a süvār olup bir
šarafı šutup giderdi 278b/2,
287a/19
gāāāāhice zf. Aniden 266a/7
ġā’ā’ā’ā’ib (A.) i. Kayıp
ġāāāā’ib ol- Kaybolmak Şeyšān
Rüstem’üñ öñinden ġā’ib
oldı.263b/19, 263b/20, 286a/4,
287a/8 ġalebe (A.) i. Çokluk, fazlalık
ġalebe eyle- Çok yapmak 271a/21, 271a/22, 275b/4
ġalebe gel- Çok, fazla gelmek 283b/12, 283b/12 ġalebe gösterebil- Fazla
gösterebilmek 283b/5 ġalebe ideme- Fazla yapamamak 272a/14
ġalebe it- 282a/25, 283a/8 ġalebe ol- 270a/6
ġalebe-yi sevda Sevdanın çokluğu,
büyüklüğü 287a/8
ġġġġāāāālib (A.) i. Üstün gelen, yenen 276a/23,
281b/13, 281b/25 ġ. gel- Yenmek , üstün gelmek 273b/11, 283a/15 ġ.ol- Yenmek 269a/3, 271a/24, 279b/14, 286a/16
*ġāāāālib-maġlub Yenen-yenilen 281b/12
ġāāāāliba (A.) e. Tahminen 268b/6, 287a/8 ġam (A.) i. Dert, keder
→def-i gam, def-i gam eyle-
ġamġı
→tıg-ı gamgı
ġammāāāāz (A.) i. Fitneci 269b/23
ġanāāāāíííím (A.) i. Ganimetler
→mal u ganaim
ġarrā (A.) sıf. Gösterişli
→hilat-i garra
ġarííííb (A.) sıf. Tuhaf 285b/16
→merd-i garib
ġāāāāv (F.) i.İnek, öküz
*ġāāāāv-ser sıf. Öküz kafalı
→gürz-i gav-ser
ġayb (A.) i.Gizli olan, görünmeyen
→alem-i gayb,hatif-i gayb
ġ.ol- Kaybolmak 269b/16, 281a/5
ġġġġayba ķķķķ. bas- Ortadan kaybolmak
261b/10
ġāāāāyet (A.) 1 sıf. Son derece Ġāyet söz
diñlemez bir oġlandur 265b/17, 268b/2
2 zf. Çok fazla Rüstem vāfír yir
gidüp ġāyet yorıldı 261b/4, ġayret (A.) i. Çalışma, çabalama 272a/16,
280b/1, 280b/4 ġayret it- Çalışmak, çaba göstermek
280a/11, 289b/3 ġayrı (A.) zf. Bundan sonra , artık 261a/9,
263b/18, 264a/9
ġayrı ġażżżżabíííí sıf. Öfkelenmeden
271a/19
125
ġażżżżab (A.) i. Öfke, hiddet 266b/24,
268b/3, 275a/6
ġażżżżaba gel- Öfkelenmek 261a/1,
265b/12, 271a/14
ġażżżżaba getür- Sinirlendirmek
279b/3
ġażżżżab eyle-Öfkelenmek 287b/8
ġażżżżab-ı ŝŝŝŝāģāģāģāģib-ķķķķırāāāāníííí Hükümdar
öfkesi 289a/9
ġażżżżab ide-gel- Sinirlenedurmak
276b/14
→kemal-i gazab
ġazabí í í í (A.) i.Öfke
→gayr-ı gazabi
geç zf. Niçün emrime muĥālefet geç
geldüñ? 275b/1
geç- 1 Yerine geçmek Rüstem şāha baş
ķoyup geçüp yirinde ķarār
eyledi. 263b/5, 266a/4, 271a/19,
2222 Bir yerden geçmek Āĥir beni bir
żarb ile raĥşın gerdānına ŝalup
geçüp gitdi 269a/17, 269a/8,
273a/15,
3333 Zamanın geçmesi İşte bunuñ
mābeyini
bir zamān geçdi 270a/23, 271b/10,
271b/11 4 Bir yeri aşmak, önünden geçmek
Bunda Derbend’i Surĥ -
Ābād’dan geçseler gerekdür 273a/15
5 Olmak, cereyan etmek Zāl-ı
Zamān ile oġlu Ferāmurz ile
ķızları-la görişdi ve başından
geçen serencāmı naķl eyledi. 263b/25,
→hata g., kendünden g., öykesi g.,
sovuk g.,
geçin- Hayatını sürdürmek Kendi
zu‘mınca baña ‘āşıķ geçinür. 266b/2,
266b/9, 282a/6 geçir- Gününü geçirmek “Eyā benüm rūyāda
gördügüm vehm midür yoĥsa gerçek
görinen ŝūretin 12 bir źātı daĥı var
mıdur ?diyü endíşe ile gün geçirür
idüm. 262b/12
geçirgen sıf. Ezici, delici Geçirgen šaşı
başına bıraġuñ 273b/18
geçür- 1 Oturtmak Pírān’a işāret idüp pā-yı
taģtdan ķalķup Sührāb’ı ol ŝandalí
üzere geçürdiler 271b/25,
2 Kılıçtan geçirmek Ìrān ‘askerin
cümle dendān-ı tīġdan geçürüp
memālik-i Ìrān’da šaşı šaş üzerinde
ķomaz 280a/3
→cürmünden g., yakadan g.,
gel- 1 1 1 1 Gelmek Cehenneme git.”diyüp gelüp
gene yatdı 261a/11, 261a/19, 261a/25
2 Ulaşmak Ķal‘a-yı Semengān’a geldi 261b/23, 273a/1 3 Başka bir konuya geçmek, eski
konuya dönmek Bizüm dāsitānımuz
burada Sührāb’a geldi 277a/5 gele-tur- Gelmeye devam etmek
269a/23 gelmek iradet gitmek icazet Gelmen senin elinde, gitmen ev sahibinin elinde 267a/19
→acz g., aklı başına g., aklı sonradan gel-,
aklına g.,başına iş gel-, cünun g., dünyaya g., dünyaya gelmedüge dönder- elümden g., elünden g., galebe g., galib g., gazaba g., gücüne g., güftare g.,hakkından g., harekete g., hata g., hatırına g., hoş g., kendüye g., keyfi g.,merhamete g., mizacına inhiraf g., münasib g.,ödleri azgına g., rast g.,teşnelik g., vücuda g., yirine g., zuhura g.,
gelin- Bir yere gelinmek 275b/2 geliş i. Gelme 278a/20, 280a/8, 290a/9
126
Gellūūūūs-Türk İ. Kişi adı 287b/9
genc (F.) i. Hazine 264b/25, 282a/9 gene zf. Tekrar, yine 261a/11, 261a/19,
261a/3 gerçek i. Yalanın zıttı, doğru olan
Eyvah, eger gerçek olup ölürse
Ìrāníler, Ķal‘a-yı Semengān’uñ
šaşın šopraġuñ deryāya dökerler 263a/3, 263a/5, 268b/23,
gerçi zf. Her ne kadar 273b/10, 279b/16, 289a/19
gerdāāāān (F.) i. Boyun, gerdan 262a/9,
264b/2, 264b/7 gerdek i. Evliliğin ilk gecesi
*gerdek-ģāģāģāģāne Gerdek odası 263b/6,
263b/7
gerek- 1 Lazım olmak Oġlı Sührāb’uñ
zaģmına tımār eyleye gerek
285a/14 2 Uygun düşmek Nice eyleseñ
gerek pādişāhum,
żāhir biz de binüp muķābil
oluruz. 279b/8
3 Tahmin İy ĥākí kim olsam
gerek, öldürdügin Nerre’nüñ
ķarındaşıyam. 261a/15
4 Kesinlik Devletlü ŝāģib-ķırān,
bu maģlūķuñ def‘i, ciger
kūşeñüz Ferāmūrz’uñ elinde olsa
gerekdür 278b/10
gergedāāāān (F.) i. Gergedan
264a/12, 273b/21, 273b/22
gerin- Gerinmek Elkūs ġayrı böyle
aģvāli görince hemān ölüm eri
olup Rüstem’üñ üzerine dal-ı
ķılıç oldı ve gerinüp Rüstem’e
bir ķılıç ģavāle eyledi. 288b/11 germ (F.) zf. Sıcak
germ-a-germ ol- mec. İyice
ısınmak Tamām keyifler germ-ā-
germ olup müŝāģabete başladılar. 282a/3
g.ol- mec. Kızarmak Sührāb germ olup
eyitdi 282a/5 geşt (F.) i. Gezme, seyretme , dolaşma
geşt ü güzar eyle- Gezmek, dolaşmak
Bu ģāl üzere yetmiş gün miķdārı ešrāfı
geşt ü güzār eyleyüp kūh u deşti
püşt-i pāye urdı 286a/15, 287a/8
getür- Alıp gelmek, getirmek Rüstem
bildi kim murād-ı ilāhí yoķdur. Çāre
yoķ oradan tabutı getürüp Ebreş-i
Kerre’ye taģmíl eyledi 262a/13,
263b/15, 286a/6, →gazaba g., kesr ü noksan g., oyına getür-
takat g., takat getür- gez- Gezmek, dolaşmak 264a/10, 265b/19,
270b/11 gezdir- Gezdirmek 285b/25, 285b/7, 286a/3
→göz g.,
gezdür- Gezdirmek 264b/11, 285b/12 gezin- Gezinmek, dolaşmak 286b/12
ġıdāāāā (A.) i. Yiyecek, besin 261a/19
ġılāāāāf (A.) i. Kın,, kılıf 261a/22, 284a/15
ġıríííív (F.) i. Bağırma, feryat 282b/10 gibi e. Benzetme edatı gibi 261a/23, 261b/1,
261b/13 gice i. Gece 261b/7, 263b/12, 263b/14 gicelük i. Gecelik , pijama 279b/14
gider- Gidermek , ortadan kaldırmak Kāvus
nāmeyi alup mührin giderüp dānā
eline virdi 265a/8, 265b/15, 278a/22 gidiş Gitme 274a/25
Gíííílāāāān i. Kişi adı 274b/20, 277a/2
*Gílílílílāāāān-zemíííín Gilan’ın ülkesi277b/12
Gíííílūūūūs i. Kişi adı 268a/1,268a/2
gíííín sıf. Geniş , ferah Efrāsiyāb’ı Sührāb’uñ
öñinden güc-ile ķapdılar gíñ yire
çıķardılar 268a/14
gir- 1 Bir yere girmek Ekvān Nerre bu
127
arada furŝat bulup hemān šaşın
altına girüp ol šaşı Rüstem
üzerinde ber-hevā olup‘ acabā
deyāya mı atsam yoĥsa yire mi
bıraķsam dirken Rüstem
rūzgāruñ şiddetinden uyandı 261a/11, 262a/4, 262b/6, 275b/17, 2 Eline geçmek İy ĥākí kim
ölsün gerek, öldürdügin
Nerre’nüñ ķarındaşum şeyh
Necdí dirdi kim senüñ fırŝatuñ
benüm elüme girdi 261a/15,
3 Yaş doldurmak Gelüp yidi
sekiz yaşına girdi 264a/9,
4 Kol kola takışmak Ĥoş geldüñ
iy şehzāde-yi cihān-ārā!”diyüp
ķoltuġına girüp ķaŝırdan içeri
girdiler.266a/3,
5 Kıyafet değiştirmek Tūrāníler
libāsına girdi. 279a/7,
6 6 6 6 Takılmak Gürşāsb’üñ şiddet-i
żarb-ı gürzden āyíneleri çarĥa
girüp Rüstem’üñ beli iki ķat
olup başı Ebreş-i Gülendām’uñ
başına berāber oldı 280a/25
7 7 7 7 Dalmak Bu kerre Rüstem de
iķdām ile leşker-i Tūrān’a bir
giriş girdi kim fi’l-ģāl bunları
alaķ bulaķ eyledi 289a/21,
9 Savaşa girmek Bu nā-bekār ne
zaman geldi kim cenge girüp
ceng eyler? 289b/15
→came-haba g.,eline g.,
giiiirāāāān (F.) sıf. Ağır
→dürr-i giran-maye ,gürz-i giran
,gülgus-ı giran-ı zarb-ı dest
Gíííírgíííín-Míííílāāāād Özel i. 277b/8
girííííbāāāān (F.) i.Elbise yakası
268a/19, 277a/18
girift girift girift girift (F.) i. Karışık, birbirine düğümlü,
birbirine girmiş
girift itgirift itgirift itgirift it---- Birbirine bağlamak,
eklemek290b/6 giriş Girme 289a/21 giriş- Girişmek 264b/22 girlik 265b/5 girü i. Geri, arka 261b/6, 263b/19,
265b/12
git- 1 Gitmek Ebreş tāziyāne acısından bir
šarafı šutup gitdi. 261b/15, 261b/16,
261b/2, 2 Geri dönmek Yiyüp içüp geldügi
yire gitsün 266b/11,
3 Fırlamak Hümān’uñ ŝūretine bir
sille öyle urdı kim ķılıç elinden
fırlayup bir cānibe gitdi 266b/22,
4 Geçmek Biraz gidüp Zāl’i gördi.
Hemān Zāl’ün yanından geçüp gitdi.
Ferāmurz’a irişdi. Anı daĥı geçüp
gitdi. 276a/9
→aklı başından g., aklı g., başın alup g., başın
alup git-, başun alup git-,cehenneme g., gözinden gitme-, hasret g., aklından gitme- ,
Gíííív i.Kişi adı 287a/24, 288a/6, 289b/6
giy- Giymek 271a/2, 272a/19, 281b/18
giyāāāāh (F.) i. Ot 287b/2
giyāāāāhlan- Otlanmak 261a/3 giydür-/geydür- Giydirmek 285a/8 giyür-/geyür- Giydirmek 263b/16, 271a/4,
271b/5, 278b/12 ġoş- Koşmak 287b/21 göbek i. Göbek 268b/15
göç i. Sührāb ve Şiyde göç boruların çalup
Efrāsiyāb’a vedā‘ eyleyüp 272b/6 göç- Göç etmek 270a/24, 272b/7, 274a/5 *göçer-evli Göçebe 286a/20 gögüs Göğüs, sine 266b/23, 268b/18, 280a/11 g.in kak- Göğsünü germek 276a/6 gögüslet- Göğüsletmek 290a/3
128
gök i. Gökyüzü 272b/18, 275b/13
göge çıķķķķ- Havalara girmek Baķ a
yā Kāvus sen göge çıķdun.
Soñra çūbān olup ķaval çalarken
seni yine varup getürüp pādişāh
eyledüm, eylügimi yine
bilmedüñ 275b/13 gönder- Göndermek 265a/10, 265a/11,
265a/5 göñül i. Gönül 263a/19, 265b/4,
266b/20
göñül alçaķķķķlıġı it- Alçak
gönüllü olmak 262b/15 göñüllü sıf. Gönlü olan kişi 270a/4,
270a/4
gör- 1 Görmek Ebreş Ekvān’ı görüp
yine bir sehíl urup Rüstem’i
uyardı. 261a/13, 261a/14,
261a/4 2 Fark etmek Herkes Kāvus’uñ
ġażabın görüp ĥāmūş oldılar
ammā Rüstem yaķın gelüp
gördi hiçbir kimse istiķbāl’e
gelmedi. 275a/8, 275a/9,
275b/6,
→cihanı görmekden kal-, kaza
g.,münasib g., tedariklerin g., g.-tedariklerin görmek tedarük g., tedarükün g.
Görçíííín i. Kişi adı 287a/24
göre e. Göre 279b/23, 281a/24
Görgíííín i.Kişi adı 277a/1 görin- Görünmek 261b/25, 273a/18,
279a/9 göriş- Görüşmek 263b/25, 270a/20,
270a/5
göster- 1 Davranmak Rūy-ı dil
gösterüp Sührāb daĥı
Gürdāferíd’i ŝalı-virdi. 273b/12,
2 Göstermek Ìrān ‘askerin
göster geçerken birer birer
pehlüvānları baña göster
277a/17, Andan ķoltuķ altından yol
gösterdi 280a/19,
→baş g., iştiyak g., itaat g.,kıyam g.,
lub hünerg., muamele g., yol g.,
gösterebil- Gösterebilmek
→galebe g., gösterişli sıf. 290a/22 götür- 262a/7, 265b/15, 266a/3 göz i. Göz 261a/7, 261b/11, 262a/20,
262b/2 g.gezdir- Ayrıntısız incelemek 267a/4 g.inden gitme- Unutamamak 279a/6
g.ine kesdür- 265a/15 g.lerinden kanlı yaşlar akıt- Çok üzülmek 284b/13 gözden geçür- Şöyle bir incelemek
Selāmuñ dānā daĥı Kāvus’uñ emri
üzere bir nāme yazup nāmeyi Kāvus’a
virüp ol daĥı mührin urup ba’dehū
dívānı gözden geçürüp Gív İbn-i
Gūderz meger anda idi 274a/17
g.nūūūūrı mec. Çok sevilen 265a/23,
265a/25, 267a/22
gözet- 1 Gözetmek Dayısı Zinde Rezm ol
gice nigehbān olup ki at uġrısın šuta-
bileydüm diyüp gözedürdi. 279a/13,
279a/14, 2 Takip etmek Gív’üñ pederi Gūderz
Pír daĥı oġlını ķafasın gözedüp
gelürdi 289b/7 gözle- Gözlemek 289b/7 gözlü sıf. 274b/23, 275b/5, 289b/5
ġubāāāār (A.) i. Toz 268a/18, 268a/18, 268b/5
Gūūūūderz Özel i. 273a/10, 273a/10, 275b/22
*Gūūūūderz-píííír 273a/9, 276a/1, 277b/8
ġulāāāām (A.) i. Köle, esir 262b/25, 263a/1,
263a/3 ġulġule (F.) i. Gürültü, karışıklık 278a/14 ġulüvv (A.) i. Kargaşa, karışıklık ġulüvv eyle- Ayaklanmak 268a/14,
269a/13 ġulüvv it- Ayaklanmak 279a/20,
289b/22
129
ġurūūūūr (A.) i. Kibir, gurur 283a/11,
290a/15
ġurūūūūrcıķķķķ Azıcık bir gurur 290a/13
ġusl/ ġusül (A.) i. Boy abdesti 271b/4
→ayin-i gusl
ġusl it- Boy abdesti almak 285b/5
ġġġġūūūūş (F.) i. Kulak 285b/6
ġġġġūūūūş eyle- Dinlemek 285b/8
ġġġġūūūūşun kalem dümmün alem it- mec. Can kulağıyla dinlemek 262a/7
*ġūūūūş-māāāāl i. Kulağını bükme 265b/7
ġġġġūūūūş-māāāāl vir- Kulak bükmek,
azarlamak, tehdit etmek Bāri şol
nā-bekār oġlana bir ġūş-māl
vireyim 265a/15
→dümm ü guş güc/güç i. Güç, kuvvet, takat 284a/7, 261b/18, 261b/7 g.üne gel- Zoruna gitmek
288b/24 güft (F.) i. Söz
g.ü gūūūū eyle- Dedikodu yapmak
282a/1
→ahd u güft eyle-
güftāāāār (F.) i. Söz , kelam g.e gel- Söze gelmek , söz açılmak 262b/8
gül- Gülmek 267b/5, 269b/7, 285b/21 güldür- Güldürmek 288a/24 gül (F.) i. Gül
gül-endāāāām sıf. Güzel endamlı 286b/12,
286b/16, 286b/19, 286b/23
→Ebreş-i gül-endām
Gülendāāāām Bānūānūānūānū i. Kişi adı 286b/16,
286b/19 , 287a/3
Gülgūūūūn i. Kişi adı 289a/9
Gülgūūūūn-ı gerdāāāān-ı dest-i żżżżarb
Sine vuran Gülgūn 289a/4
Gülgūūūūs i. Kişi adı 288b/22, 289a/10
Gülgūūūūs-ı girāāāān-ı żżżżarb-ı dest
Elinin vuruşu ağır olan Gülgus 288b/21
Gülnāāāār Bānūānūānūānū i. Kişi adı 266a/4, 266a/5,
266a/6
Gülnāāāāz i. Kişi adı 266a/1
gümürden- Homurdanmak 268b/20 gün i. Gün 262a/24, 262b/12, 263b/5 g.den güne 281b/22 g.lerde bir gün 263b/24,
270a/24, 271b/20
günāāāāh (F.) i. Günah 274a/1 g.ı üzerine yazıl- Günahını
almak 278b/9 güneş i. Güneş 287b/14
g.e ur- Güneşin ışığının bir cisme çarpması 287b/12
günlük i. Bir günlüğüne 283a/7
Gürdāāāāferid Özel i.273a/10, 273a/14,
273a/16 gürle- Gürlemek 266b/24, 275b/11,
275b/23 Gürşasb i. Kişi adı 278b/
G.-ı āāāāhen-dest Demir elli Gürşasb
278a/24, 278a/24
→siper-i Gürşasb
gürūūūūh (F.) i. Cemaat, topluluk 282a/11,
286b/11, 276b/8
*gürūūūūh-gürūūūūh Yığın yığın topluluk 277a/5 gürz (F.) i. Büyük topuz, gürz 261b/1,
265a/20, 265a/21
→bakiyye-yi zarb-ı gürz, darb-ı gürz, şiddet-i
zarb-ı gürz, zarb-ı gürz g.çek- 265a/19
*gürz-gūūūūh 289a/5
g.-i gāāāāv-ser Öküz başlı gürz 277b/20,
280a/22, 280b/7,
g.-i girāāāān Ağır gürz 268a/8
g.-i müntehāāāā 277b/10
g.-i żżżżarb Gürzün darbesi 280b/9
*gürz-çe-gürz 273b/2 Güstehem Özel i. 277a/25
güyāāāā (F.) e. Sözüm ona, güya 262b/16,
263a/1, 264a/17
güźāźāźāźār/ güźźźźer (F.) i. Geçme, geçiş
→geşt ü güzar e, maslahat güzar
130
güzel sıf. ve i. 269b/1, 271a/4, 271a/4, 273b/11, 273b/11, 277a/13, 286a/18, 286b/25
güzellik i. Güzellik 262a/19
131
-H-
hāāāā zf. Hemen, derhal Hā bir de ben
varup yoķlayam 263a/12
ĥĥĥĥāāāāb (F.) i. Uyku 261a/6, 261b/11,
262b/2
ĥĥĥĥāāāāba var- Uyumak 262b/3
→came-hab, came-haba gir- ,vakt-i hab
*ĥĥĥĥāāāāb-gāāāāh Yatak, Uyku çadırı 262b/4
ĥĥĥĥāāāāb-ı rahata var- Uykunun
rahatlığına ermek 261b/8
ģģģģabbe (A.) i. Tane 290a/17
ĥĥĥĥaber (A.) i. Havadis, bilgi 265b/6,
267a/14, 273a/16
ĥĥĥĥaber al- Haber almak, bilgi
edinmek 266b/14, 268a/24, 269a/20
*ĥĥĥĥaber-dāāāār i. Haberli, haberdar 280a/5,
278a/13
ĥĥĥĥaber eyle- Haber vermek
273b/18, 276a/21, 272b/5
ĥĥĥĥaber it- Haber vermek
261b/19, 261b/25, 267a/18
ĥĥĥĥaber var- 261a/3
ĥĥĥĥaber vir- 262a/15, 262a/17,
267a/14
ĥĥĥĥaber-dāāāār ol- Haberi olmak
278a/16, 280b/3
ĥĥĥĥaberi ol- 275b/21, 279a/24,
279b/4
ģāģāģāģācet (A.) i.İstek, dilek
ģāģāģāģācet ķķķķo- İhtiyaç, gerek
bırakmamak 264b/22
ģģģģad (A. ģadd) i. Sınır
h.-i bulūūūūġa ir- Buluğ çağına
ermek 262a/18
ģģģģaddin bil- Kendini bilmek 265a/15
ĥĥĥĥāāāādim (A.) i. Hizmet eden, hizmetçi
266a/1,
266a/2, 266a/2
hafta (F.) i. Hafta 274a/24, 277a/6
ĥĥĥĥāāāāh (F.) bağ. İstemek masdarından
yapılmıştır.
****ĥĥĥĥāāāāh-na-ĥĥĥĥāāāāh bağ. İster istemez 290a/10
ĥĥĥĥāhiāhiāhiāhiş ş ş ş (F.) i. Fazla istekli, arzu 277b/25
ģā’ilģā’ilģā’ilģā’il (A.) i. Korku
h.ol- Korkutmak 290a/9
ĥĥĥĥākākākāk (F.) i. Toprak 261a/19, 261b/3, 275b/12
→basit-i hak
ĥĥĥĥ.-i pāāāāy Ayak toprağı, ayağın tozu
262b/14
ĥĥĥĥākākākākí í í í (F.) i Toprakla ilgli , topraktan gelen 261a/15, 261a/16, 261a/19
ģģģģaķķķķííííķāķāķāķā (A.) i. Gerçekler
→fi’l-hakika
ģģģģaķķķķķķķķ Doğru, adalet 271a/25
→dinüm hakkı-çün
ģģģģ.ın dan gel- Başa çıkmak, baş etmek
272a/22, 276a/24, 280a/3
Ģaķ Ta‘ālā Ģaķ Ta‘ālā Ģaķ Ta‘ālā Ģaķ Ta‘ālā Tanrı, Allah 283a/19
ģāģāģāģāl (A.) i. Durum, vaziyet 261a/25, 261a/5,
261b/18
→be-her-hal, kendi haline koy-
ģāģāģāģālāāāā (A.) zf. Devam ederek 262a/1
ĥĥĥĥalāāāāŝ ŝ ŝ ŝ (A.) i. Kurtuluş
ĥĥĥĥ. bul- Kurtulmak Meger nā-bekār
oġlanuñ eceli yoġ- ımış. Altında
raĥşı ĥurd olup kendi ĥalās buldı 274a/13
→elinden halas ol-
ĥĥĥĥ.eyle- Kurtarmak 267a/6, 268b/11,
274b/14
ĥĥĥĥ.ol- Kurtulmak 267a/23, 279b/1,
282b/13
ĥĥĥĥalāāāāŝŝŝŝlıķķķķ i. Kurtuluş 261a/17
ĥĥĥĥalef (A.) i.Birinin yerine geçen kimse
*nāāāā-ĥĥĥĥalef sıf. 276b/2, 284a/1
*ģģģģalel-pezíííír (F.) i. Bozulan , halel
132
bulan
ģģģģalel pezíííír ol- Bozulmak
269a/11
ĥĥĥĥāāāālíííí (A.) i. Boş 282a/4, 286b/7, 289a/11
ĥĥĥĥ. ol- Boşalmak 262b/3
ĥĥĥĥāāāāliyāāāā (A.) zf. Hala, halen 278a/20
ĥĥĥĥāāāāliyen en en en (A.) zf. Halen 262b/9, 269b/8,
272a/11
ĥĥĥĥalķķķķ (A.) i. İnsanlar, halk 276a/13,
276a/14, 276a/23
ĥĥĥĥalķķķķa (A.) i. Halka 268b/19
ĥĥĥĥallāķāķāķāķ (A.) i. Yaratan, Allah
ĥĥĥĥ.-ı ezeliyye Yaradılış gereği 285b/4
ĥĥĥĥalšššš (A.) i. Karıştırmak 276a/14
ĥĥĥĥ.-ı kelāāāām Münasebetsiz söz
282a/24
ĥĥĥĥ.-ı kelāāāām eyle- Münasebetsiz
söz söylemek 281a/3
ĥĥĥĥaaaam (F.) i. Bükülmüş, kıvrılmış
ĥĥĥĥāmāmāmām----ender-ham ol- Büklüm
büklüm, kıvrım kıvrım olmak 268b/18
→hurd-ı ham eyle-, hurd-ı ham it-,
hurd-ı ham ol-
ģģģģamāāāām (A.) i. Hamam 271a/1, 271a/3
ģāģāģāģāmile (A.) i. Hamile 263b/20, 272b/15,
272b/9
ģģģģ.ķķķķal- Hamile kalmak 271b/3
ĥĥĥĥamíííír (A.) i. Öz, cevher, maya Yalmān-
ı níze āyíne-yi siperi pūs
eyledükde parmaķ ĥamírden ve
sūzdan ģarírden ne resme güzer
eylerse daĥı āsān güzer eylerdi. 287b/23
ģģģģaml (A.) i. Yük
ģģģģ. eyle- Yüklemek, Üçinci ,
benüm
cenāzemi Ebreş-i Kerre’ye ģaml
eyleyüp dümm ü gūşın beride
ķılup Semengān’a vālidem Tehmíne
Bānū’ya gönderesin. 285b/2
ģģģģ. ol- Yüklenmek 277b/11
→vaz-ı haml e., vaz-ı haml i.,
ģģģģamle (A.) i. 280b/12, 281b/12, 288a/14
ģģģģ.eyle- Saldırmak, hücum etmek
269a/18, 284a/3, 288a/23
ģģģģ.it- Saldırmak, hücum etmek
288b/14
ĥĥĥĥāāāāmūūūūş (F.) i. Susmuş, sessiz 275a/8
ĥĥĥĥāāāān (F.) i. Hükümdar, hakan 262b/21, 262b/9,
263a/19
*ĥĥĥĥāāāān-zāāāāde i. Şehzade 271b/22
ĥĥĥĥançer (A.) i. Hançer 284a/16, 284a/18,
284b/3
→dal-ı hançer ol- 283a/1
ĥĥĥĥ.e düş- Hançeri saplamak 286a/9
ĥĥĥĥ.-i ķķķķaģģģģramāāāān Kahraman hançer
284a/15
ĥĥĥĥāneāneāneāne 1 Ev, bark 263b/6, 268b/12,
270b/15 2 Yer, mekan 289b/12
→gerdek-hane 263b/7
ģģģģaps (A.) i.
ģģģģ.e sal- Hapsetmek Hecír’i ģapse
ŝaldı. 274a/4
ĥĥĥĥāāāār (F.) i. Hor, hakir,dinsiz
Hemān siperin berāber virüp 14
yalman-ı níze āyíne-yi siperi pūs
eyledükde ‘alev ‘alev āteşler çıķup
ešrāfda olan ĥār ĥāşā ki ŝuĥte ķıldı 268b/14, 280a/18
ĥĥĥĥarāāāāb (A.) i. Harabe, harap
ĥĥĥĥ.eyle- Yıkmak, harap eylemek
282b/1
ĥĥĥĥ.ol- Yıkılmak 290a/6
ĥĥĥĥarāāāāb-yebāāāāb eyle- Yıkıp
darmadağın etmek Evvelki gibi diyār-ı
Hind’i ĥarāb-yebāb eylemege
başladılar. 278b/4
133
ĥĥĥĥ.a vir- Yıkmak, tahrib etmek
Mihrāc Ĥān zamānında baģr-ı
Hind’den ejder-serler maģlūķı
çıķup diyār-ı Hind’i ĥarāba
virürler 278a/24
ĥĥĥĥarāāāāc (A.) i. Müslüman olmayanlardan
alınan vergi 271b/4
ģģģģarāāāāret (A.) i. Sıcaklık 270b/11,
270b/21
ģģģģarb (A.) i. Savaş, cenk
→alat-ı harb , ceng-i harb
ģģģģarbíííí (A.) sıf. Savaşla ilgili
→kös-i harbi
ģģģģareket (A.) i. 265b/4, 269a/5
ģģģģ.e gel- Hareket etmek 286a/5
ģģģģ.eyle- Hareket etmek 275b/6,
277b/13, 287a/11
ģģģģ.it- Hareket etmek 262b/24,
268a/12, 275b/8
ģģģģarem (A.) i. Mahrem, padişahların
mahrem mekanı 268a/23, 269b/18, 270a/5
ģģģģ.i ģāģāģāģāŝŝŝŝ Kendi haremi 262a/13
ģģģģ.i şehriyāāāār Padişahın haremi
265b/25
→kelat-ı harem
ģarģarģarģarííííķ ķ ķ ķ (A.) i. Yangın, ateş 290a/19
ģģģģaríííír (A.) i. İpek 287b/23
ĤĤĤĤāriśāriśāriśāriś Özel i. 271b/12, 271b/20
ĥĥĥĥarman (F.) i. Harman
*ĥĥĥĥarman-zemin 266a/6, 264b/13,
264b/23
ĥĥĥĥarman-zemin padişahı 264b/16
→azm-i harman-zemin
ĥĥĥĥāāāāŝŝŝŝ (A.) sıf. Bir kimseye mahsus Ammā
bir ĥoş, görinmez ķarşuda
Sührāb’uñ ĥāŝ šavlası var- ıdı. 279a/9
→harem-i has hilat-i has,vezir-i has
ģģģģaseb (A.) i . Asillik, soy 289a/12
ģģģģased (A.) i. Kıskançlık
ģģģģ.eyle- Kıskanmak 272a/3
ģāģāģāģāŝŝŝŝıl (A.) i.Bulunan , mevcut
ģģģģ.-ı kelāāāām Sözün kısası 269a/6,
270a/5, 271b/19
ģģģģ. it- Elde etmek 272a/10
ģģģģ.ol- Elde edilmek 261b/11, 262b/10,
266b/17 hasm (A.) i. Düşman 269a/18, 273b/17,
278b/7
hasm-ı ķķķķavíííí Güçlü düşman
280b/3,282a/9
ģģģģasret (A.) i. Özleyiş 269b/25
→çeşm-i hasret
ģģģģ.git- Yüreğinde özlemle ölmek
285a/20
ĥĥĥĥaste (F.) i. Hasta 263a/1, 263a/2, 267b/15
ĥĥĥĥastelik (F.) i. Hastalık 263a/24
*ĥĥĥĥaste-mizāāāāc i.Ruh hastası
ĥĥĥĥ.ol- Ruh hastası olmak 263b/1
ĥĥĥĥāāāāşāāāā (A.) ün. Asla, hiçbir zaman 268a/25,
268b/14, 280a/18
ĥĥĥĥašāšāšāšā (A.) i.Yanlış, yanılma 273a/23, 280a/1,
280b/12
ĥĥĥĥ.eyle- Yanılmak 261b/9, 267a/6,
273a/1
ĥĥĥĥ.geç- İsabet etmemek 288a/14
ĥĥĥĥ.gel- Zarar gelmek 280b/2
ĥĥĥĥašāšāšāšālı (A.) sıf. Yanlış, hileli 268b/7
ĥĥĥĥātem ātem ātem ātem (A.) i. Üzerinde yazı olan, mühür
yerine kullanılan yüzük 287b/12
ĥĥĥĥāšāšāšāšır (A.) i. 1 Gönül 273a/11,
2 Hafıza, zihin, 278b/20
ĥĥĥĥ.ına gel- Hatırlamak 266b/3
ĥĥĥĥ.ından feramuş eyle- Aklından
çıkmak, unutmak 280a/4
ĥĥĥĥ.ını ele al- Gönlünü yapmaya
çalışmak 276b/15
ĥĥĥĥ.ı kal- 272b/11
hāāāātif (A.) i .Gaipten gelen ses Nā-gāh
134
hātif-i ġaybdan Rüstem’üñ
ġūşına bir ŝadā geldi h.i ġayb 285b/6
ĥĥĥĥatm (A.) i .Son
ĥĥĥĥ.-i kelāāāām eyle- Son sözü
söylemek Gelüp ķalbi yine diküp
ve ol maģlūķı ref‘ idüp bizi
şerlerinden 6 ĥalāŝ
eyleyesiz.”diyüp ĥatm-i kelām
eylemiş 278b/6
ģģģģatta (A.) bağ. 274b/2, 281b/23, 288b/4
ĥĥĥĥāāāātūūūūn (A.) i .Kadın 272b/15, 272b/16,
272b/17
havāāāā (A.) i . Hava 269a/9, 283b/12,
286a/17
ģģģģavāāāāle (A.) i .Atma, fırlatma
ģģģģ.eyle- Atmak, fırlatmak
265a/20, 266b/20, 267b/15
ĥĥĥĥavf (A.) i . Korku
ĥĥĥĥ.adüş- Korkuya kapılmak
267b/14, 278a/4
ĥĥĥĥ.uñ ölüme nefi olma-
Korkunun ölüme faydası olmamak 269a/7
hāāāāy (F.) ün . Eyvah, hey, hay 262a/23,
264b/18, 265a/17
ĥĥĥĥayāāāāl (A.) i . Hayal
ĥĥĥĥayāāāāl-i yar Yarin hayali 262b/10
ģģģģayāāāāt (A.) i . Dirilik, canlılık 285b/12,
285b/8, 280a/3
ģģģģ.bul- Canlanmak, dirilmek 285b/8
ģģģģ.ına sebeb ol- Ölümüne neden
olmak 282b/11
ģģģģayf (A.) i . Yazık
ģģģģ. dirííííġ eyle- Yazık etmek,
acımak 284b/6
ģģģģ. u dirííííġ it- Yazık etmek, eyvah
diyip
acımak 278b/23, 286a/5
ģģģģ. u teessüf it- Acıyıp üzülmek
287a/15
ĥĥĥĥayırlı i. Faydalı , iyi 265a/11
ĥĥĥĥāāāāyin (A.) sıf . İhanet eden
Efrāsiyāb didükleri ĥāyin
Türk’üñ oġlın helāk idüp derūnına bir
dāġ-ı sūz-nāk ideyim 284a/21
hayķķķķır- Bağırmak, feryat etmek 275b/7,
289b/19
ĥĥĥĥaylíííí (F.) 1 sıf. Ben Ìrān’dan çıķalı ĥaylí
zamān oldı 263b/18, Arada bir ĥayli
maģabbete dā’ir ŝoģbet geçdi 286b/20,
2 zf. Ammā ĥayli ıżšırab çekdi 288a/2
ĥĥĥĥayr (A.) i . İyilik, fayda 263a/23, 263a/23,
267a/15
ĥĥĥĥ.eyle- İyilik yapmak 289a/12
ĥĥĥĥ.ın al- Sevabını almak 285b/18
ĥĥĥĥ.sahibi sıf. İyilik sever Lābüdd bir
ĥayr ŝāģibi maŝlaģat-güzār daĥı
bulınur 262b/19
→allah hayırlar virsün
ģģģģayrāāāān (A.) i .
ģģģģ.ol- Tutkun olmak , şaşakalmak
262b/16, 263b/25, 264b/11
ģģģģayret (A.) i . Şaşma, şaşırma 283b/17
ģģģģ.e var- Şaşırmak, hayrete düşmek
285b/16
ģažżģažżģažżģažż (A.) i .
ģģģģ.eyle- Hoşuna gitmek, zevk almak
Başladılar sāz söze. Sührāb nev-
cüvān ģažż eyledi.265b/21, 266a/8,
270a/18, 270a/22 ģażarģażarģażarģażarí í í í (A.) i .Hazır
→mā-ģażarí
ģāżģāżģāżģāżır (A.) i . Hazır , mevcut 273b/19, 279b/4,
287a/22
ģģģģ.bulın- 274a/24
ģģģģ.bul- 273a/17
135
ģģģģ.ol- 274b/19
ģāżģāżģāżģāżırlan- 272b/25
ĥĥĥĥazííííne (A.) i . Hazine 265a/19, 265a/22,
265a/23
ģģģģażżżżret (A.) i . Huzur, kat, nezd 261b/3
heb (A.) i . Bağışla, lutfet manasında dua. 281b/12
Hecíííír İ. Kişi adı 273a/10, 273a/13,
273a/16
H.İbn-i Gūūūūderz 273a/20
hedāāāāyāāāā (A.) i .Hediyeler 269a/22,
270a/14, 270a/14
helāāāāk (A.) i .Mahvolma, yok etme
269b/17 h. eyle- Mahvetmek, öldürmek
266b/20, 269b/7, 269b/8 h. ide yaz- Mahvetmek 281a/22 h. it- Mahvetmek, öldürmek
266b/19, 284a/21, 285a/18 h. ol- Mahvolmak, ölmek 279a/20, 286a/12, 286a/8
ģģģģelāāāāl (A.) i . Nikahlı eş 272b/9
ģģģģ. eyle- Helal etmek 284b/11
ģģģģ. ol- Helal olmak 284b/12
ģģģģelāāāālleş- Helalleşmek 272b/8
hele bağ. 1 Nihayet Hele Ebreş-i
Gülendām’uñ iźin sürüp çıķup
gitdi 261b/14, 261b/18,
263b/10, 2 Çabuk, hemen Hele tíz varın
baña Ŝāliģ Vezír’i da‘vet eyleñ,
gelsün 263a/6 279b/11
hem bağ. Hem, bir de Ammā çe fā’ide
iş tamām olduķdan ŝoñra gelen
‘aķlı n’eylemeli ve hem Sührāb
ziyāde-ķāra göñülli ve pars
göñülli dilāver idi. 267b/5, 268b/23, 270a/4
hemāāāān (F.) zf . Hemen, derhal 261a/11,
261a/3, 262b/21
hemdāāāāníííí (F.) i . Sürme 289a/10 hemşire (F.) i . Kız kardeş 269b/2
ģģģģemtāāāā (F.) i .
*bi-ģģģģemtāāāā Sınırsız, sonsuz 262a/19
henüz (F.) zf. Daha, henüz 286a/5
hep zf . 1 Her zaman Efrāsiyāb daĥı yüz biñ
Türk Tatar ‘askeri ile ve cümle ne
ķadar Tūrān dilāverleri var ise hep bile
dirler kendi de ĥūn-ríz pādişāhdur 267a/24,
2 Tamamen Nestehín daĥı orman
içinde bir ķumsal yire düşüp yüzi gözi
hep šaşa ķuma sürindi 267b/21 her (F.) sıf . Her , her bir 262b/22, 263a/12,
264a/11 *her-kes Her kişi 263b/8, 275a/8, 275b/6
ģģģģerííííf (A.) i. Adam 265a/14, 267a/7, 276a/19
ģesābģesābģesābģesāb (A.) i.Hesap
ģģģģ.it- Hesaplamak 265a/10, 265a/12
hevā ā ā ā (A.) i.
*hevāāāā-ber-hevāāāā İstekle dolu, arzu dolu
261a/13
hevāāāā-ber-hevāāāā ol- Arzuyla dolmak
261a/12 hey ün. 261a/20, 261a/9, 266b/18
heybet (A.) i. Ol ķadar heybet ve ŝalābet
ŝāģibidür ki yüzine baķanı lerze
alurdı 277b/12, 283b/7, 289a/18 h.-i na ‘ra Naranın heybeti 288a/20
heycāāāā (A.) i. h. it- Savaşmak, vuruşmak 283a/25
heyhāāāāt (A.) ün. Yazık, eyvah 269b/7
hezāāāār (F.) zf. Bin, binlerce, defalarca 262a/14
ĥĥĥĥıffet (A.) i. Hafiflik 261b/11, 269a/6
ģģģģıfž ž ž ž (A.) i.
*ģģģģıfžžžž----ģģģģırāāāāset Koruma altında 274b/21
ģģģģ.-ģģģģırāāāāset üzere ol- Saklamak
muhafaza edip beklemek 270a/17
ĥĥĥĥışt Savaş aleti 289b/24
ĥĥĥĥ.endaĥĥĥĥte ķķķķıl- Savaş aletini
bırakmak 289b/23
ĥĥĥĥıyāāāār (F.) i .Hıyar
136
→tohumlık hıyara dön-
ģģģģicāāāāb (A.) i . Utanç 266a/5
ģģģģ.eyle- Utanmak 276b/14,
279b/20, 286b/23 ģģģģ.a düş-mec. Utanca düşmek 267b/17, 279b/16
hííííç (F.) zf . Hiç Yā pādişāhum, híç
şāhımuz ģużūrında yalan olur
mı? 263a/4, 266b/15, 266b/18
*hííííç-bir sıf. Rüstem yaķın gelüp gördi
híç- bir kimse istiķbāl’e
gelmedi.275a/9, 275b/20
hidāāāāyet (A.) i.
h. eyle- Doru yola ulaşmak 283a/20
ģģģģikmet (A.) i.
ģģģģ.i ĤĤĤĤudāāāā Allah’ın hikmeti
261a/23, 263b/13, 266b/3
ģģģģ.-i loķķķķmāāāān 269a/19
ĥĥĥĥil‘at (A.) i. Padişah tarafından mükafat
için verilen kaftan 263b/16
ĥĥĥĥ.-ı fāāāāhire Övünç hil‘atı271b/5,
278b/12
ĥĥĥĥ.-ı ġarrāāāā Şaşaşlı, beyaz hil at
285a/8
ĥĥĥĥ.-ı ĥĥĥĥāāāāŝ ŝ ŝ ŝ Özel hil‘at 287a/2
ģģģģííííle (A.) i. Aldatma, oyun 279b/2,
282a/9, 288a/23
ģģģģ.düz- Hile hazırlamak, oyun
yapmak 276a/24
ģģģģííííle-kāāāār sıf. Hileci 282a/8 himmet (A.) i. Manevi yardım, gayret
281b/9 h. eyle- Yardım etmek,iyilik
yapmak Aŝlā a‘żāyı bedenümde
ķuvvet yoķdur. Hele himmet
eyle!”diyüp ‘azm-i meydān
eyledi 281b/8, 289a/1 h. taleb it- Yardım istemek 279b/17 Hind i. Hint 278a/15, 278b/12, 278b/22
→azm-i Hind eyle-, bahr-ı hind, diyar-ı hind,
canib-i hind
Hindistāāāān i. Hindistan
→diyar-ı Hindistān
ģģģģiŝŝŝŝŝŝŝŝe (A.) i. Pay 290a/12
hííííş (F.) i. Akraba
h.ol- Akraba olmak 286b/22
ģģģģišāšāšāšāb (A.) i. Söz, hitap, seslenme
ģģģģ.it- Çağırmak , seslenmek 261b/8,
266b/15
ĥĥĥĥiźźźźmet (A.) i. Hizmet, ,iş 262b/15,
262b/25, 286b/17
ĥĥĥĥ.eyle- 275b/18, 275b/19, 290a/21
→makam-ı hizmetde o.,
ĥĥĥĥoca (F.) i. Eğitim veren din adamı 264a/9
ĥĥĥĥod (F.) zm. Kendi Güzellikde ĥod bí-meśel,
bí-hemtā idi.262a/19, 286b/24
****ĥĥĥĥod-bíííín i. ve sıf. Kendini beğenmiş, bencil 265a/14
ĤĤĤĤorasan i. Horasan 268a/4
ĥĥĥĥoş 1 zf. Sührāb, neġamāt-ı sāzı işidüp
šab‘ına ĥoş geldi 262a/11, 265b/21,
266a/3 2 sıf. Murādum, bir ĥoş ŝadā
işitdük de geldük, şu bāġuñ bir
köşesinde oturup dinlemekdür 265b/24, 270a/17, 272b/14, bíííí-ĥĥĥĥoş ol- Hoş olmayan hale gelmek
288a/18
ĥĥĥĥ. gel- Karşılama sözü 270a/12,
271b/24, 274b/4
ĥ. šutĥ. šutĥ. šutĥ. šut---- Güzel tutmak 290b/10
ĥĥĥĥūūūūb (A.) sıf. Güzel, hoş 277a/25
→duhter-i hub
ĤĤĤĤudā ā ā ā (F.) i. Tanrı, Allah
→bar-ı huda, hikmet-i huda ,takdir-i huda
ĤĤĤĤ.-yı bíííí-çūūūūn Tanrı’nın nedensizliği 275b/16
ĥĥĥĥulāāāāŝŝŝŝa (A.) i. Kısa,son
ĥĥĥĥ.-yı kelāāāām Sözün kısası, sözün
sonucu 262b/19, 270a/22, 272a/3
137
Hūūūūmāāāān İ. Kişi adı 284a/13, 285a/2,
287b/9
ĥĥĥĥumāāāār (A.) i. İçkiden sonraki sersemlik
→def-i humar , def-i humar e., def-i
humar i.,
ĥĥĥĥūūūūn (F.) i. Kan
****ĥĥĥĥūūūūn-feşāāāān sıf. Kan saçan
ĥĥĥĥūūūūn-feşāāāān-ı āāāāşşşşāāāām Kan saçıp
içen 267b/18
ĥĥĥĥūūūūn-rííííz sıf. Kan dökücü 265b/1,
267a/24,269a/18
→tas-ı pür-hun, tas-ı pür-huna d.,tıg-ı
hun-feşan
ĥĥĥĥurd (F.) i. Kırılmış, parçalanmış
ĥĥĥĥ.eyle- Kırmak , parçalamak 273b/17, 288a/15
ĥĥĥĥurd it- Kırmak, parçalamak
264b/22
ĥĥĥĥ.-ı hāāāām eyle- Tamamen
parçalamak 289a/4
ĥĥĥĥ.-ı hāāāām it- Tamamen
parçalamak 288b/8
ĥĥĥĥ.-ı hāāāām ol- Tamamen
parçalanmak 288b/18, 288b/19
ĥĥĥĥ.ol- Parçalanmak ,kırılmak
264b/20, 273b/23, 274a/13
ĥĥĥĥuŝŝŝŝūūūūŝŝŝŝ (A.) i. Özellik, nokta 262b/22,
271b/17, 276b/1
ģģģģużūżūżūżūr (A.) i. Ön, kat, nezd Yā
pādişāhum, híç şāhımuz
ģużūrında yalan olur mı? 263a/4,
274a/14, 278a/21 Hūūūūmāāāān İ. Kişi adı 266b/13, 266b/15,
266b/16 hüner (F.) i. Marifet, hüner
→lub hüner g., pür-hüner
hünkāāāār (F.) i. Padişah 264a/23
ģģģģüsn (A.) i. Güzellik 263b/10, 286b/6
→guş-ı hüsn ü baha
ģģģģüsnāāāā (F.) i. Güzellik sahibi, en güzel ,
pek
güzel 273b/10, 286b/23
138
-I- ıla e. ile 274b/1
ılġaġaġaġar i. At sürüsü 267a/17, 268a/24,
274b/1
‘ırżżżż (A.) i. Irz, namus, şeref 276a/25
ı.-ı ŝŝŝŝāģāģāģāģib-ķķķķırāāāāníííí Sahibkıranlık
şerefi 283a/2 ı.-ın yık- mec.Şerefini yıkmak 282a/6
ıśśśśur- Isırmak 280a/8
ıżšżšżšżšırāāāāb (A.) i. Acı, elem ı.çek- Acı çekmek 288a/2
139
-İ-
i‘āāāānet (A.) i. Yardım
i. eyle- Yardım etmek 279b/2 i. it- Yardım etmek 275b/16 ibn (A.) i. Oğul
i.-i Efrāāāāsiyāāāāb Efrasiyab’ın oğlu
287a/11
i.i- Gūūūūderz Guderz’in oğlu
274a/17 i.-i Peşenk Peşenk oğlu 287b/5
i.-i Rüstem Rüstem’in oğlu 287b/5 i.-i Veyse Veyse’nin oğlu 270a/10
i.-i Zāāāāl-ı zamāāāān 269b/9
→dubin ibn-i veyse, efrasiyab ibn-i
peşenk, nestehin ibn-i veyse ,piran ibn-i veyse
ibrāāāām (A.) i. Israr etme, üstüne düşme
278a/4 i. eyle- Israr etmek 276a/18
icāāāābet (A.) i. Kabul etme
→davete icabet eyle-
icāāāādla- Meydana getirmek 282a/8
iclāāāās (A.) i. Oturtma, tahta çıkarma
i.itdür- Oturtmak, tahta çıkarmak 270b/6
icrāāāā (A.) i. Yerine getirme , yapma
265b/14 i.eyle- Yerine geirmek, yapmak Ādāb u erkānı icrā eyledi 270a/12, 279b/24
iç 1 i. İç Köyüñ için gezdi 262b/3,
263b/8, 276a/23
2 sıf. İçeri Ķal‘aya varup meger
ķapusınuñ iç yüzinde iki
ķapunuñ arasında bir sütun var -
ıdı. 273b/15 iç- İçmek 263b/8, 267a/2, 267a/7
→yiyüp iç-
içeri /içerü zf. İçeriye 264a/20,284a/20,
285a/9, 290a/9
içil- İçilmek 267a/10 içim i. Bir defada içilecek kadar 270b/16
içre zf. İçinde, arasında Sührāb ol ġażab ile
gice içre “Yarın cengdür!” diyüp
münādiler nidā itdürdi 279b/3, 279b/4
içün e. İçin , …den dolayı Be hey nā-bekār
bilürsin ammā baña raģne içün
söylemezsin 262a/25, 262b/1, 263a/12
→anun-içün
iddi’āāāā i. İddia, görüş 272a/14 idin- Edinmek 290a/8
ifāāāāde (A.) i. Anlatma, anlatış i. et- Anlatmak 265a/10 i. eyle- Anlatmak 274a/14
ifāķāķāķāķat (A.) i. İyileşme
i. bul- İyileşmek Nūş-dārū ile zaģmın
tımār olsa belki ifāķat bulur 285a/10 ‘ifrit (A.) i. Şeytan, cin 275b/16
ihsāāāān (A.) i. İyilik , bağış i. ol- Bağışlanmak 285b/8
iģģģģtimāāāāl (A.) i. Tahammül, sabır Girü dönmek
iģtimāli yoķ ve mümkün daĥı degüldür 287a/15
iģģģģtirāāāāz (A.) i. Sakınma, çekinme i. eyle- Sakınmak, çekinmek 283b/7 i. üzere ol- Sakınılmak 269a/7 268b/2
iģģģģtiyāāāāc (A.) i. Gereklilik, ihtiyaç 272a/8
iĥĥĥĥtiyāāāār (A.) i. Yaşlı kimse 261b/16,
285b/14, 285b/16
‘iķāķāķāķāb (A.) i. Cefa, eziyet, sıkıntı 288a/8
iķķķķdāāāām (A.) i. Gayretle çalışma 267a/12,
268b/22, 280a/9 i.-ı tam ile Tam bir gayretle 267a/18
iki sıf. 264a/7,271a/10, 288a/22
i. şaķķķķ eyle- İki parçaya bölmek
268a/19
i.şaķķķķ it- İki parça yapmak 289a/22
ikinci zf. İkinci olarak İkinci;
140
Efrāsiyāb’a daĥı bir nesne eyle
285b/1 ,271b/18, ikindi i. İkindi İkindi vaķti olınca gezüp
ģikmet-i Ĥudā, bir şikāra rast
gelmedi 278b/18 ikisi zm. İkisi 282b/4, 284a/12, 288b/15
ikişer sıf. Bu aģvāl üzere işte aradan on
ikişer ģamle ĥašā geçdi 280b/12
iķķķķlíííím (A.) i. 1 İklim , kıta 271b/4,
2 Huy, tabiat Ģüsn ü iķlíminde
daĥı şehen-şāh bānuvān olmaġa
şāyetse bir duĥter idi.286b/6
ikrāāāām (A.) i. Hürmet, saygı, ağırlama
286b/1 i. eyle- Ağırlamak 270b/3
i. it- Ağırlamak 264a/14, 286b/14
→izzet ü ikram
iķķķķrāāāār (A.) i. Kabul etme 263b/3 i. itdür- Kabul ettirmek 270a/6
iķķķķtidāāāār (A.) i. Güç, kuvvet 289a/20
iķķķķtiżżżża (A.) i.İhtiyaç, gerekme i.eyle- Gerekli olmak, gerekmek
267a/4, 272a/9
‘ilāāāāc (A.) i. İlaç 263a/12, 285a/22,
285a/5
ilāāāāhíííí (A.) sıf. Allah’a mensup
→ferman-ı ilahi, murad-ı ilahi takdir-i
ilahi ilçi i. Elçi 270a/7, 278a/15, 278a/17
ile I e. 1 Araç görevinde Yanına baķdı
ne
gördi; bir šaş ile ber-hevā
ķalķmış 261a/13, 261b/21, 261a/
25,
2 Durum bildirme Rüstem bu
dehşet ile ĥābdan bídār olup göz
açdı 261b/11, 262b/20,
3 Beraberlik bildirme Selím Şāh
biraz kimesne ile süvār olup
ķal‘adan šaşra çıķup Rüstem’üñ
olduġı yire gelüp atından inüp
Rüstem’e temennā idüp… 262a/10,
264a/21
4 Sebep bildirme Ol elem ile vücūdına
bir süstlik vāķı‘ oldı 262b/23, selim,
II bağ. Pādişāhum, o da atası gibi
dehmenídür aña arslan südi ile ceylan
südi ister.”diyüp bir arslan ile bir
ceylan peydā idüp ŝaġarlar idi 264a/6
ileri / ilerü 1 İleri Tamām orduya yaķın
geldükde ‘askere ķonuñ eyidüp kendi
ileri yüridi. 273a/19, 275a/10,
2 Önce Tíz ol ilerü gelen ādemi içeri
alup Selím Şāh ŝordı 270a/9
ilet-/ilt- Götürmek, yerine ulaştırmak Eger ŝu
içmek murāduñ ise ardıma düş seni
ŝuya ileteyim 267b/5, 270b/18, 280a/6
illāāāā (A.) bağ. Ancak, sadece Eger bu cenge
bizzat kendiñüz daĥı gitsenüz sizüñ
eliñüzden feth olmaz. İllā Ferāmūrz
elinden olur.263a/15, 265a/10,
273b/22 ‘illet (A.) i. Hastalık 263a/12, 263a/16,
263a/24
‘i.-i emrāżāżāżāż-ı bedeniyye Vücudun
hastalığı 263a/14 ‘i.-i muhlike Öldüren, helak eden
hastalık 263a/15 ‘ilm (A.) i. İlim, bilgi 264a/11, 274b/16 ‘i.-i reml Fal bilimi 262a/16 ilt- bk. ilet-
iltifāāāāt (A.) i. İtibar etme, gönül alma i. eyle- Gönül almak 270b/7, 272a/3
imdi zf. Şimdi 262a/2, 265a/11, 265a/9
imtiģāģāģāģān (A.) i. Deneme ,sınama i.ol- Denenmek, sınanmak 271a/22, 271a/23, 283a/15
in- 1 Bir yerden aşağı inmek Ol šaş
indi, ardınca dív indi 261a/22,
261a/23, 261a/24,
141
2 Bir nesneyi aşağı doğru
indirmek Bir kerre cāmı ķaldırup
ķılıç inerken bilā cür‘a nūş idüp
bir de ŝıçrayup Hūmān’uñ
ŝūretine bir sille öyle urdı kim
ķılıç elinden fırlayup bir cānibe
gitdi.266b/21,
‘ināāāād (A.) i. İnat
‘i. eyle- İnat yapmak 283a/4 ‘i. it- İnat etmek 289b/20
inan- İnanmak Eceli-le öldügine
inanmazlar 263a/6
incin- Üzüntü duymak, gücenmek 265b/16, 271b/17, 271b/18
indür- Bir yere, aşağı indirmek Bu
kerre zemíne zūr idüp Rüstem’i
bir dizi üzerine güc-ile indürdi. 284a/7, 286a/1, 286a/25, 286b/17
İnegöl i. Yer adı
i. ķķķķurbaġġġġasına dön- 288b/19
inģģģģirāāāāf (A.) i.Değişme, bozulma
→mizacına inhiraf g.
inkāāāār (A.) i.Reddetme, inkar i.eyle- Reddetmek, inkar etmek 278a/5
inŝŝŝŝāāāāf (A.) i. Merhamet , adalet i.eyle- Merhamet etmek 283a/10
insāāāān (A.) i. İnsan 264a/4, 274b/24
inşāāāā’allāāāāh (A.) İnşallah, Allah dilerse 262a/24,283a/10
intiķāķāķāķāl (A.) i. Göç , rahmete kavuşmak
285a/23, 285a/24
intiķāķāķāķām (A.) i. Öc alma 268b/2,
281a/20, 284a/25 i. al- İntikam almak 261a/21,
272a/22, 272a/22 i. alıma- İntikamını alamamak
272a/20 i. alı-vir- İntikamını alıvermek
272a/23
intiŝŝŝŝāāāāb (A.) i. Bir yere, bir kimseye
mensub
olma i. it- Bir yere mensub olmak 290a/23
iptidāāāā (A.) i. Baş taraf, başlangıç 276b/24,
282a/13
ir- 1 Erişmek, ulaşmak Ammā Rüstem ol
ķadar gitdi ki tā kim gelüp Ceyģūn
kenārına irdi. 287a/25, 267b/15,
268a/12, 2 Yetişmek İrüp bu ķadar naŝíģat
eylediler 285b/10
→hadd-i buluga ir-
ÌÌÌÌrāāāān İran 263b/18, 263b/18, 263b/19
→asker-i İran , azm-i İran eyle- diyar-ı İran
leşker-i İran, memalik-i İran, mülk-i İran, padişah-ı İran
ÌÌÌÌ.-ı zemíííín İran toprakları 279a/21
ÌÌÌÌrāāāāníííí İranlı 263a/11, 263a/5, 278a/9
irgür- Ulaştırmak
→devlete i.,
iriş- Erişmek , ulaşmak Ammā Rüstem ol
ķadar gitdi ki tā kim gelüp Ceyģūn
kenārına irdi.267b/17, 287a/25,
287b/21 irişdir-/ irişdür- Yetiştirmek
→keyf i.,
irsāāāāl (A.) i. Gönderme, yollama i. buyur- Göndermek 278b/5 i. eyle- Göndermek 265b/17 irtesi zf. Sonrası, ertesi gün 265a/1, 273a/13,
290a/15
irtikākākākāb (A.) i.(Kötü bir iş) yapma i. it- Suç işlemek 284a/1 ise e. Şart anlamında 262a/3, 263b/14,
270a/21 ism (A.) i. Ad , isim 264a/2, 270b/22,
271b/11 İskender i. İskender
→sedd-i İskender
‘ismet (A.) i. Temizlik, saflık
→perde-yi ismet
iste- Talep etmek Benden diríġ isteme,
elümden geldügi ķadar sa‘y iderem. 263a/17, 263b/2, 264a/6
142
istifrāāāāġ ġ ġ ġ (A.) i.Kusma , boşaltma i.it- Kusmak, boşaltmak 282b/12
istihdāāāām (A.) i.Gelişme i.eyle- Gelişmek 262b/15
istiĥĥĥĥrāāāāc (A.) i. Çıkarma i.eyle- Çıkarmak 263a/8
istiķķķķbāāāāl (A.) i. Bir kimseyi karşılama,
önüne çıkma 271b/22, 275a/7, 275a/9
i.e çık- Karşılamaya çıkmak 270a/25, 271b/23
i.itdür- Karşılatmak 270a/11, 286a/25
istirāģāģāģāģat (A.) i. Dinlenme , rahat etme i. it- Dinlenmek , rahat etmek 277a/9
iş i. İş , amel 261a/17, 261a/18, 261b/12
→başına iş gel-
‘í‘í‘í‘íş (A.) i. Zevk ü safa 272a/4 ‘iş ü ‘işret eyle- Eğlenmek 287a/19
‘iş ü nūūūūş it-Yiyip içmek 270b/9
‘iş ü ‘işret it- Eğlenmek 263b/18
‘iş ü nūūūūş Yiyip içme 263b/16
işāāāāret (A.) i. İşaret etme
i. eyle- İşaret etmek Hemān
‘askere birden ķol ŝalup işāret
eyledi 266a/8, 266b/25, 274a/19 i. it- İşaret etmek 271b/25 işit- Duymak 262a/14, 267a/18,
289b/20 ‘işret (A.) i. Zevk ü safa, içki meclisi
266b/10, 272a/5, 290a/25 ‘i.eyle- Yiyip içmek 262b/1, 264b/24,
266b/19
*’işret-gāāāāh 287b/13
‘i. it- Yiyip içmek 264a/19, 264b/12,
266b/2
→íş ü işret eyle-, íş ü işret i.,
işte zf. Gösterme, işaret etme anlamında 261a/5, 283a/19, 289b/19
iştiyāķāķāķāķ (A.) i. Özlem , hasret 271b/15
→arz-ı iştiyak
i. göster- Hasret duymak 271b/14 it- Yapmak, etmek 261a/21, 261a/3, 261a/6
ide-gel- Bir şeyi sürekli yapmak, her zaman alışılan şekilde sürdürmek 276b/15 ideme- Yapamamak, yapmaya gücü
olmamak 267b/7, 276a/3, 282b/6, 275a/5
ide-yaz- Bir şeyi yapmak üzere olmak, yapmaya çok yaklaşmak 281a/22
→ah i., akd i., al i., alak-bulak i., alude i., ar
i., areste i., azm-i meydan i., azm-i semengan i., azm-i şikar i., bahane i., bahş i.,bahtına düşnam i., bend i., berk i.,bre-bre i., cem i., ceng i., cesaret i., cesaret ideme-, cihaz i., dag-ı suz-nak i., davet i., davete icabet i., def-i humar i., deraguş i., dıraz i., dırig i., dua i., dua i.,emr i., faide i., feryad i., fikr i., fikr i., firar i., galebe i., galebe ideme-gayret i., gönül alçaklıgı i., gulüvv i., gusl i., guşun kalem dümmün alem i., haber i.,hamle i., hareket i., hasıl i., hayf u dirig i., hayf u teessüf i., helak i.,hesabi heyca i., himmet taleb i ., hitab i., hurd-ı ham i., hurd i., karabahtına düşnam i.,katl i.,keder i., kendin cem i., kerem i., kıyas i., kulagın kalem dümün alem i.,küstahlık i.,lutf i., mahfuz i., medh i., men i., men idebil-, men ideme-, merhaba i., minnet i., i.-muhalefet i., murad i., mübaşeret i., mürur i., müşavere i., müşerref i., nazar-ı ber-meydan i., nazar i., nida i., niyaz i., nuş i ., pare-pare i., penah i., peyda i. , pus i., rahat i., ref i., reml i., reng i., revan i., rica i., rivayet i., rüsvay i., sabır i., sabr i., sarf i., say i., sayd u şikar i., serkeşlik i., ser-nigun i., sohbet i., sual i., sur i., süvar i., şikar i., şükr-i Yezdan i., tahammül i., tahir i.,tahliye i., taleb i., talim i., tarid-i cevelan i., teallül i., tebessüm i.,tedbir i., tefahhur i., teftiş i., tehir i., temaşa i., temenna i., tenezzül i., teşekki i., teşrif i., tezyin i., tiz destlik i., ubur i ., uryan i., vazl-ı haml i., veda i., yagma i., yakın i., zabt i., zabt u rabt i.,
143
zerk i., zevk ü safa i., ziyafet i., zuhur i., zur i.,
išāšāšāšā‘at (A.) i. Boyun eğme, itaat i.göster- Boyun eğmek274a/2 i.it- İtaat etmek262b/22
‘itāāāāb (A.) i. Azarlama ‘i.eyle- Azarlamak 272b/11, 275a/3, 288b/25
itdür- Ettirmek 287a/22
→ceng i., defn i., devr i., iclas i.,
ikrar i., istikbal i., karar i., meks i., nida i., şikar i. 264b/14
i‘tibāāāār (A.) i. Değer, ehemmiyet i.olın- Değer verilmek önemli,
olunmak 276a/15
i‘tizāāāār (A.) i. Özür dileme i.eyle- Özür dilemek 286b/4 i.it- Özür diletmek 266b/7
ittifittifittifittifāķāķāķāķ (A.) i. Anlaşma 265a/14
‘ivaż (A.) i. Bedel, karşılık 276a/7 iy ün. Ey, yâ 261a/14, 261a/16 261a/18
iz i. İz İy çoban, şu ŝūretde bir at
gördüñ mi? İşte izi
bellü.”didi.261b/22, 261b/23 i.sür- İzini takip etmek 261b/14
iźíźíźíźín (A.) i.İzin i.al- İzin almak 273b/15, 287a/17 i.ol- İzin verilmek 265a/6, 265b/13, 278a/17 i.taleb eyle- İzin istemek 279b/18
iżżżżlāāāāl (A.) i. mec. Gölge yapmak i.it- mec. Gölge yapmak , şaşırtmak 285b/23
izle- Takip etmek , peşisıra gitmek 289a/25
‘izzet (A.) i. Hürmet, saygı
‘izzet ikrāāāām eyle- Hürmet,
saygı göstermek, ağırlamak 269b/10
‘izzet ü ikrāāāām Hürmet, saygı,
ikram 271b/23
144
-K-
ķķķķabāģāģāģāģat (A.) i. Suç 270a/2, 283a/6
ķķķķ.eyle- Suç işlemek 265a/16,
282b/10
ķķķķabar- mec. Hiddetlenmek, öfkelenmek
Hūmān dibelik ķabarup şişdi.
Hemān miyānından tīġın ‘uryān
idüp 266b/17
ķķķķabart- mec. Dinlemek
→kulak kabart-
ķķķķabūūūūl (A.) i. Benimseme, razı olma
ķķķķ.eyle- Razı olmak 262b/15,
285a/25, 286b/24
ķķķķabżżżża (A.) i. Kabza 275b/12, 284a/19
ķķķķaç- Kaçmak 264a/15, 264b/23, 265a/1
ķķķķaçan zf. Ne zaman 261b/3, 264a/3,
268b/20
ķķķķaçur- 1 Kaçırmak Bir vaķitde
Semengān’a at ķaçurup
geldi.269b/10, 290a/15
2 Saklamak Baş ķaçurup
arķaya alduķda Gív’üñ
arķasında olan siper çarĥa girüp
şiddet-i żarbdan miyānı dü-tā
eyledi 273b/3, 288a/3
ķķķķadar (A.) e. 1 …denli,…derece Ģaķ
Sübhāne ve Taā‘lā Ģażretleri
kemāl-i ķudretinden Rüstem’e ol
ķadar ķuvvet virmişdi kim ķaçan
Rüstem piyāde yürise pāylarına
varınca zemíne batardı.261b/3,
290a/11, 290a/14 2 2 2 2 Civarı, yaklaşık Ba‘dehū on
biñ ķadar Türk’üñ Tatar ‘askeri
işāreti görüp birden hemān Türk
Tatar pehlüvānları bir uġurdan na‘ralar
urup Rüstem’üñ üzerine yüridiler 289a/13
ķķķķadd (A.) i. Boy 277b/10, 277b/16, 277b/19
ķķķķ.çek- Boyunun uzunluğu 288b/21
ķ.-i bālā Boy, bos, endam 277a/20,
286b/7
ķķķķ. ü ķāķāķāķāmet Boy, bos288b/21
ķķķķadeh (A.) i. Kadeh, bardak 267a/7, 272a/1
ķķķķadem (A.) i. Ayak 273b/13
ķķķķadem bas- Yeni yaşına girmek
264a/8
→yümn-i kadem, gabya kadem b.
ķademeķademeķademeķademe (A.) zf. Bir ķademe ilerüde
bulınalum belki Rüstem atları duyup
ardımuzdan gelür 290b/20
ķķķķader (A.) i. Talih 282a/6
ķķķķadíííím (A.)sıf. Eski 267a/8
ķķķķadíííímíííí (A.) sıf. Çok eski Benüm Ìrān’da bir
ķadímí dostum var idi 272a/11
ķāķāķāķādir (A.)i. Gücü yeten 272b/14, 275b/18,
276a/1, 276a/2
ķķķķ.ol- Gücü yetmek 269a/5, 275b/8,
286b/14
ķķķķafāāāā (A.) i. Baş, kafa 265a/19, 272b/18,
273b/5
ķķķķ.sına al- Arkasına almak 271a/11
ķķķķ.sına düş- Arkasına , peşine düşmek
268b/4, 270b/18, 275b/21
*ķ*ķ*ķ*ķafāāāā-dāāāār (A.) i. Kafaca birbirine denk olan
ķķķķ.ol- Kafa dengi olmak, arkadaş olmak 289a/20,290b/1
ķķķķafes (F.) i. Kafes 262a/22
kāāāāfūūūūr (A.) i. Güzel kokulu bir madde
→şem-i kafur
ķķķķaġġġġan sıf. Kükreyen 268b/20
ķāķāķāķāhire(A.) sıf.. Yok eden, kahreden
145
→kuvvet-i kahire
ķķķķaģģģģramāāāān i. Kahraman
→→→→hançer-i kahraman
ķāķāķāķāyil ( A. ķā’il) i. Razı olmuş, boyun
eğmiş
ķķķķ.ol- Sührāb ķā’yil olmayup
dönüp eyitdi 284a/11, 284a/14
ķķķķaķķķķ---- İtmek
ķķķķ.-ı-vir- Sührāb bu aģvāli görüp
Rüstem’i boynundan ķaķı-virdi 282b/9
→gögsin k
kal- 1 Tükenmek, azalmak 270b/17, 282a/19, 275a/14,
Cümle ‘asker šaġılup bir
kimesne ķalmaz 2 Geride bir miktar bırakmak
Elkūs Türk’üñ ellerinüñ derisi
nízede ķaldı 288b/4
3 İtibar etmek Niçün
küstaĥlıķuma ķalursın 276b/13,
4 Az zamanda, neredeyse Oġlan
çoķ ķalmadı ,beni helāk ide-
yazdı. 281a/22,
5 Durmak Sührāb cān acısı ile
silkini-virince sínesin yarup
andan cigeri içerüde aŝılı ķaldı 284a/20, 285b/22,
→aciz k., baka-k., cihanı görmekden k.,
hamile k., haturı k., mecali kalma- ramak k., tenha k.,
ķķķķal‘a (A.) i. Kale 261b/16, 261b/17,
262a/10
ķķķķ.-yı Behiştkend Behiştkend
Kalesi 290a/14
ķķķķ.-yı Belģģģģ Belh Kalesi 272b/7,
274a/7
ķķķķ.-yı Semengāāāān Semengân
Kalesi 261b/16, 261b/19,
261b/23
ķķķķ.-yı ŜŜŜŜurģģģģ-ĀĀĀĀbāāāād Surhâbâd kalesi 273b/21, 274b/10, 277a/6
ķķķķ.-yı Zāāāābil Zâbil kalesi 290a/15
kalb (A.) i. Kalp 278b/1
ķķķķ.-i maģģģģzūūūūn ol- Kalbini hüzün
kaplamak
ķķķķaldır-/ķķķķaldur- Yukarı kaldırmak 263a/18,
ķķķķaldırama- Kaldırmaya gücü
yetmemek 284a/6
ķķķķalem (A.) i. Kalem
→guşun kalem dümmün alem i kulagın
kalem dümün alem it-
ķķķķalıb (A.) i. Kalıp 285b/15
ķķķķalķķķķ- 261a/1, 261a/13, 261b/12
ķķķķalma- Kalmamak
→bedeninde can k., benizinde kan k.,
ķķķķaltabaaaan 265a/17, 266b/9, 275b/5, 288b/16
ķāķāķāķāmet (A.) i. Boy, boybos
→kadd ü kamet
kāāāāmil (A.) sıf. Olgun , yetişmiş 277a/1,
277b/6 k.-i şiref-gen Olguk mertebesine
ulaşmış 278b/15
ķķķķan i. Kan 264a/4, 273b/3, 275b/12
→benizinde kan k., gözlerinden kanlı yaşlar
akıt-,
ķķķķ.ı ķķķķayna- Çok sevmek Sührāb 22
Rüstem’i gördigi sā‘at deryā-yı
maģabbet derūnında temevvüc
eyleyüp ķanı ķaynadı ve yüregi
oynadı 277b/22, 279b/19
ķķķķ.-ı ķķķķurı- Bitkin, cansız hale gelmek
Rüstem gördi ķanı ķurıyup
“Ādem, ben senüñ didügüñ
degülem, beni kendi ģālime
ķoy”diyüp vāfir söyledi ammā
olmadı 279a/16
ķķķķana- Kanamak 270b/21, 270b/21
ĶĶĶĶanāāāāc i. Kişi adı 290a/24
ķķķķancaru zf. Nereye 271a/9
146
ķķķķanda zf. Nereye 261a/14, 265a/19,
268b/12
ķķķķandan zf. Nereden 278a/19, 290a/18,
290a/20
ķķķķandil (A.) i. Kandil, mum 285a/9
ķķķķanġġġġı sıf. 283b/12
ķķķķanġġġġısı zm. 273a/7, 286a/22
ķķķķanı zf. Hani 275a/4, 285a/16
ķķķķantar i. Kantar 277b/20
ķķķķap- Yakalayıp almak, kapmak “Hāy
nā-bekār oġlan, sen kimsin ki
benüm şāhıma yabana söylemiş
dirsin!”diyüp deste-çūbın ķapup
Sührāb’uñ üzerine yüridi 264b/18, 264b/21, 264b/4
→ķız ķ., mahabbet k.,
ķķķķapa- Kapamak, örtmek 262a/1
ķķķķapaķķķķ i. Kapak, örtü 286a/5
ķķķķapan- Kapanmak 268b/18, 280a/11,
281a/16
ķķķķaplan i. Kaplan
→ser-kaplan
ķķķķapu i. Kapı 261b/21, 262a/3, 262a/5
ķķķķ. ara- Ev aramak 290a/21
ķāķāķāķār (F.) i. İş 287a/14
ķķķķara sıf. Siyah, kara 261a/17, 261a/17,
261a/17
ķķķķara bahtına düşnāāāām it- Kötü
talihine yanmak, ah etmek 278b/23
ķķķķarāāāār (A.) i. İrade 279a/21
ķķķķ.eyle- Oturmak, durmak
Rüstem ve Ferāmurz ve Zāl ve
Sām daĥı gelüp her-kes
yirlerinde ķarār eylediler. 269a/21, 277a/16, 278a/17
ķķķķ. itdür- Oturtmak 270a/13
ķķķķardaş / ķķķķarındaş i. Kardeş 288b/22,
288b/23, 261a/15, 262b/21
ķķķķarın i. Karın 286b/13
ķķķķarış i. Bir karışlık mesafe 288a/17
ķķķķarış- 1 Müdahale etmek Sührāb eyitdi:
“Niçün bura Tañrı’nuñ ķorıdur ne
ķarışursınuz?”didi 264b/16,
2 Ortamın dağılması Ammā gördi bir
‘ažím ķarışma, ceng var kim ta‘bír
olınmaz. 289a/25
ķķķķarşu i. Karşı 264a/20, 264b/3, 265b/23
*ķķķķarşu-be-ķķķķarşu Karşı karşıya 275b/5
ķķķķarşu var- Karşı gelmek 277a/18
ķķķķarşu vir-Karşısında durmak
264b/19, 283b/15
ķķķķarşula- Karşılamak Bānū Sührāb’ı
ķarşulayup: “Ĥoş geldüñ iy şehzāde-yi
cihān-ārā!”diyüp ķoltuġına girüp
ķaŝırdan içeri girdiler 266a/3, 271b/22,
276b/22 ķķķķasd (A.) i. Kötü niyet Sührāb gördi
Belísem’üñ nízesi cān almak
ķasdına gelür 268b/13,
268b/17, 284b/11 k. eyle- Kastetmek
Eger baña bir yaramaz ķaŝd
eylerse çeker başın koparıram
261a/3, 261a/6, 265b/3
ķķķķ.-ı Kāāāāvūūūūs-ı Kāāāāmrāāāān Kavus’un kasdı
274a/5
ķķķķ.-ı Meknāāāām Meknam’ın kasdı 274a/5
ķķķķasdíííí zf. Kasıtlı olarak Rüstem de ol dem
ġażaba gelüp bāri şol Efrāsiyāb
didükleri ĥāyin Türk’üñ oġlın helāk
idüp derūnına bir dāġ-ı sūz-nāk
ideyim diyüp ķaŝdí urup síne-yi
Sührāb’ı çāk eyledi 284a/22
ķāķāķāķāsıd (A.) i. Elçi Ben anuñ vezírlerindenem.
Lakin şimdi ķāŝıdıyam 278a/21
ķķķķasr (A.) i. Köşk 266a/1, 287b/2, 287b/3, 287b/4
ķķķķ.-ı latif Şirin köşk 287b/1
147
ķķķķaş i. Kaş 288b/19
kāāāāşke zf. Temenni, dilek bildiren söz
284b/13
ķķķķat 1 i. Rüstem iki ķat olup öyle bir
na‘ra urdı kim Ķal‘a-yı
Semengān zír ü zeber oldı. 262a/6, 280a/25, 280b/8, 2 sıf. Belísem gördi Sührāb’un
nízesi cān almak ķasdına gelür,
tiziyye yidi ķat pulad-ı
dimişķíden siper-i muabberin
berāber virdi 268b/17, 271a/4
ķķķķat- Eklemek Bu arada ĥazínesinde ķırķ
gün va‘deli bir buçuķ misķāl
zehir aldı. Rüstem’e maĥŝūŝ bir
ša‘āma ķatup bir šaríķ ile
żiyāfetde yidürdi 268b/20,
276b/19 →önine k.
ķķķķatar (A.) i. Katar, dizi 265a/13,
265a/18
ķķķķatı sıf. Katı, sert 262a/8, 267a/13,
275b/24,
2 Çok Ancaķ ‘alāmeti ķatı
ežhardur, söyle kime ‘āşıķsın? 263a/17
ķāķāķāķātil (A.) i. Katil
→zehr-i katil
ķķķķatl (A.) i. Öldürme
ķķķķ.eyle- Öldürmek 269b/13,
269b/5, 274a/21 k. it- Öldürmek 266b/19,
281a/4, 288b/24 k.ol- Öldürülmek 287b/7
ķķķķaval i. Kaval 275b/13
ķķķķaví í í í (A.)sıf. Kuvvetli
→hasm-ı kavi
ķķķķavíííím (A.) sıf. Doğru, hak 278a/25
ķķķķavl (A.) i. Söz 271a/22
ķķķķ. eyle- Sözleşmek 283a/16
ķķķķavlince zf. Sözleşmeye göre 265b/18,
271b/10, 272b/15
ķķķķavra- Yakalamak, tutmak 273b/2, 288b/12,
289a/8
Kāāāāvus özel i. 274a/16, 274a/17, 274a/17
→bargah-ı kavus ,divan-ı kavus
Kāāāāvuuuus-ı Kāāāāmrāāāān 273a/15, 274a/22,
274a/6
ķķķķay (A.) i. Kusma
ķķķķ.eyle- Kusmak 282b/8, 284a/2
ķķķķay- Kaymak 268b/19, 287b/25, 290a/1
ķķķķayd (A.) i. Kaygı 265a/12
kayna- mec. Isınmak
ķķķķanı ķķķķayna- mec. Birisini çok
sevmek 277b/22, 279b/19
ķķķķażā żā żā żā (A.) i. Allah tarafından takdir edilen şey
ķķķķ. gör- Başına bir iş gelmek 289b/9
ķķķķ. ya uġġġġra- Başına bir iş gelmek
270a/9
ķķķķ.ya uġġġġrat- Başına bir iş gelmesini
sağlamak 265b/4
ķķķķażāżāżāżārā ā ā ā (A.) zf. Bilmeden, kaza yoluyla 263b/1
keder (A.) i. Üzüntü k.it- Üzülmek 272a/24
Kehrāāāāb i. 261a/18, 261a/7
kelāāāām (A.) i. Söz 268b/8, 276a/14
→halt-ı kelam, halt-ı kelam e., hasıl-ı kelam
hatm-i kelam e., hulasa-yı kelam netice-yi kelam
Kelāāāāt i. Yer ismi
*Kelāāāāt-ģģģģarem 268a/23, 289a/22
kelimātātātāt (A.) i. Sözler 281a/23
→tan amiz kelimat e.,
kelle (F.) i. Baş, kafa 268b/8, 273b/22, 273b/23
****kelle-ber-kelle Kelle kelleye 268b/7 kelp (A.) i. Köpek 265a/17
kemāāāāl (A.) i. Olgunluk 289a/11
k.-i ġġġġazab Kızgınlığın olgunu 275a/3
k.-i ķķķķudret Gücün olgunluğu 261b/3
148
k.-i mertebe Yüksekliğin olgunluğu 261b/4
kemend (F.) i. Birini uzaktan yakalamak için kullanılan ucu ilmekli uzunca ip 290b/5, 290b/6, 290b/16
kemer (F.) i. Kemer 271a/24, 282b/3, 282b/5
kenāāāār (F.) i. Kıyı 261a/24, 261a/25,
263b/9 kendi /kendü zm. Kendi 261a/1,
261a/25, 261a/5, 262a/4
k.ģāģāģāģāline koy- Kendi haline
bırakmak Ādem, ben senüñ
didügüñ degülem, beni kendi
ģālime ķoy”diyüp vāfir söyledi
ammā olmadı 279a/17
k.n cem‘ it- Kendini toparlamak
Sührāb gürzin żabš idüp geçüp
ser-meydāna vardı. Rüstem
ġayret ile kendin cem‘ idüp
miyānın rast ķıldı. 280b/1
k.kendine Kendi kendine Ne
‘aceb kendi kendime dāġ urdum 284b/4 k.kendüye Kendi kendine 280b/3, 285b/17, 290a/17
k.nden geç- Kendini kaybetmek 285a/11 k.ye gelmek Ayılmak, kendine gelmek 269a/14, 282b/13
kendin zm. Kendi zamirinin belirtme hali 272a/16, 273b/17, 276b/11,
k.bildür- Kendini tanıtmak 285a/6 kendini / kendüni / kendüyi bk. kendin
kendinün Kendi zamirinin genitif hali 274b/18, 281b/17
kendinüz/ kendünüz Kendi zamirinin 2.ç.ş. çekimli hali 278b/11, 284b/8
kendüleri Kendi zamirinin çoğul hali 290a/9
kendüne/ kendüye Kendi zamirinin yönelme
hali 265b/17, 264b/19, 269b/14 kendüsi Kendisi 281a/15, 288a/9 kendüsin Kendisini 272b/4, 283a/3 kendüsinden Kendisinden 282b/8 kendüsine Kendisine 272b/11, 276a/23,
288a/12 kerrat (A.) i. Defalar, kereler 268a/23 kerem (A.) i. Cömertlik, lütuf k. eyle- Lutfetmek 272b/11 k. it- Lutfetmek 278b/4
→lütf u kerem eyle-
kerre (A.) i. Kere , defa 261a/21, 261b/1, 262a/7
kes (F.) i. Kimse, kişi 283b/6
kes- Kesmek Yā Meknām çevir elini bend
ideyim seni, eger yoķ diyüp ‘inād
eylersen başın keserem 265b/3,
283a/16, 283a/4 →aklı k., gözine kesdür-, önin k., rah k.,
kesdir-/ kesdür- Kestirmek 268b/11, 267b/3, 268a/5,
kesil- Bitmek, tükenmek Gelüp va‘desi
tamām olsa gerek, işte ol gün
Rüstem’de źerre ķadar ķuvvet eśeri
ķalmayup tāb-ı tüvānı kesilmiş idi. 282a/19
kesr (A.) i. Kırma, kırılma
k. ü noķķķķsāāāān getür- 280b/4
kesret (A.) i. Çokluk
k.-i ķķķķuvvet Kuvvetin çokluğu 269a/5
kestāāāāne (F.) i. Kestane 270b/23 k.-si kızar- mec. Buluğ çağına ermek
262a/18 k.si ol- mec. Buluğ çağına ermek
270b/23
keşííííde (F.) i. Çekilme
k.e ķķķķıl- Çekilmesini sağlamak 276b/4,
280a/15 ketf (A.) i. Kürek kemiği, omuz 290a/1
Keyāāāān-ĀĀĀĀbāāāād Yer ismi 277b/14, 277b/5 269a/17
keyf (A.) i. Keyif k.-i bozıl- Keyfi kaçmak 266b/10,
287b/7 k.-i gel- Keyiflenmek 272a/5
149
k. irişdür- Keyif yetiştirmek 286b/13, 287b/19
k.ler tamāāāām germiyyet bul- Keyiflerin yerine gelmesi 286b/19 k.ler germ-a-germ ol- Keyiflerin yerine gelmesi 282a/3
Keykāāāāvus İ. Kişi adı 282b/10
Keyūūūūmers İ. Kişi adı 263b/22
kez i. Kere, defa 261b/10, 269b/2, 270a/1
ķķķķıç i. Arka 278a/8
ķķķķıl i. Kıl 283b/5, 286a/18
kıl- Yapmak, etmek 263b/9, 285b/2 hışt endahte k., keşide k., rast k., suhte k., yarı k.,
ķķķķılaġġġġuz/ kılavuz i. Kılavuz, rehber 273a/4, 273a/5
ķķķķılıç i. Kılıç 266b/21, 266b/22, 267b/19
ķķķķ. ķķķķoy- 268a/15
ķķķķılıçla- Kılıçlamak
→taht k.
ķķķķılın-
→mertebe k.
ķķķķır- Kırmak 261b/17, 261b/25, 278a/25
ķķķķırā’ā’ā’ā’at (A.) i. Okuma
ķķķķ.eyle- Okumak 274b/5
ķķķķırāāāāšššš (A.) i. Eski bir ağırlık ölçüsü 288b/16, 289a/5
ķķķķırıl- Kırılmak Tūs’un aġzına bir el
arķası öyle urdı kim Tūs’un
birķaç dişi ķırılup aġzı ķan-ıla
toldı 264b/8, 268a/10, 275b/11
→beli k.
ķķķķırķķķķ sıf. Kırk Tūrān dilāverler ile ķırķ
biñ ķadar ‘asker ile bir gün
Behiştkend öñinden ķalķup yiye
içe ķona göçe günlerde bir gün
Semengān’a geldiler 270a/24,
274b/19, 276b/18 ķķķķırķķķķıncı sıf. Kırkıncı 285b/13
ķķķķısım (A.) i. Kısım, bölük 270b/12
ķķķķısraķķķķ i. Kısrak 264a/16
ķķķķışla i. Kışla, kışın oturulan yer 261b/25,
286a/20
ķķķķıššššmíííír (A.) i. İnce
→nakir ü kıtmir
ķķķķıy- Kıymak, öldürmek Oġul, Efrāsiyāb
ziyade cebbār ve ĥunríz pādişāhdur.
Belki saña bir ĥusūs içün incinüp ķıyar 271b/17
ķķķķıyāāāāfet (A.) i. Elbise 272b/23, 277b/11
ķķķķıyāāāām (A.) i. Boy
ķķķķ. göster- Boy göstermek 270a/13
ķķķķıyāāāāmet (A.) i. Kıyamet
→devr-i ķıyāmet
ķķķķıyāāāās (A.) i. Karşılaştırma 283a/2
ķķķķ.eyle- Karşılaştırmak 262a/6,
267a/21, 274b/8
ķķķķ.it- Karşılaştırmak 263b/19,
264a/8, 280a/15
→bí- ķıyās
ķķķķıymet (A.) i. Değer, kıymet 275b/18
zíííí-ķķķķıymet Kıymetli 271a/4, 273b/19
ķķķķız i. Kız 263b/2, 263b/23, 263b/25
ķķķķ.çek- Kız kaçırmak 271a/13,
271a/15
ķķķķ. ķķķķap- Kız kaçırmak 271a/17
ķķķķızar- Kızarmak
→ kestanesi kızar-
ĶĶĶĶızılbaşızılbaşızılbaşızılbaş i. Kızılbaş 269b/3
ki (F.) bağ. ki Ebreş gördi ki Kehrāb yine
geldi.261a/7, 261b/15, 261b/24 kibr (A.) i. Kibir , büyüklük taslama
k. ü kíííín Kibir ve kin 288b/9
k. ü kin eyle- Kibir ve kin eylemek 276b/18, 287b/8
kim zm. 1 Bağlama zamiri İşte at uġrısı
gelüp furŝat gözedür kim birķaç at
daĥı çala 279a/14, 272a/6, 272a/12
150
2 Soru zamiri İy devletlü ŝāģib-
ķırān, bir şaģż gelüp bu bārgāh
kimindür diyüp sordı 279a/3,
271a/15, 271a/17 k.bilür Kim bilir Tahmin anlamında 270a/8, 280a/1
→çün-kim
kimesne / kimsene zm. Kimse 281a/25, 286a/19, 290a/19
kimse zm. Kimse , kişi 1 Birine 282b/11,
2 Hiç kimse 285b/10, 286a/15 kimsene bk. kimesne
kíííín (A.) i. Kin, nefret k.eyle- Nefret etmek , kin
tutmak 285b/1
→kibr ü kin ,kibr ü kin eyle-
kināāāāye (A.) i. İma etme k.eyle- İmalı konuşmak 281a/22 k.ler eyle- İmalı konuşmalar yapmak 281a/2
Kíííírmāāāān i. Kişi adı 287b/10
kişi i. Kişi 289b/19 kişne- Kişnemek 262a/9
ķķķķo-/ķķķķoy- 1 Bırakmak, bir yere koymak
Tābūtı başından indirüp yire
ķodı 286a/1, 289b/22
2 Yerleştirmek Kāvus işāret
eyledi. Altına ŝandalí ķodılar 278a/18,
3 Kendi haline bırakmak Rüstem
Pírān’uñ ķafasına düşüp leşker-i
Tūrān’a varınca ķodı.281a/5,
4 İyi yönde durumunu
düzeltmek
Kāvus ise göñlinden , “Nā-bekār
Zābilí benüm himmetüm degül
midür seni bu ģāle ķoyan ?”didi. 281b/9,
5 Terk etmek Ebreş’e süvār olup
aġlayu aġlayu ol ma‘hūd ķuvvet
ķodıgı dıraĥtuñ maģalline doġrı gitdi 283a/12,
6 Yanına bırakmamak mec.Rüstem-i
Dāsitān gelüp benüm ģālümden
ĥaberdār olduķda saña benüm
intiķāmum ķomaz 284a/25, 281a/20 ,
288a/23 7 Yaşatmak, hayatta bırakmak
Rüstem atları duyup ardımuzdan gelür
de ne seni ķor ve ne beni ,bilā-amān
ķatl eyler 290b/20, 290b/2
ķķķķoyı-vir-/ķķķķoyu-vir- Koyuvermek 281a/13, 267b/10
→alı k., hacet k., rahat k., taşı taş üzerinde
k.,canına k. baş k., kendi haline k., kılıç k.
ķķķķoca i. 1 Eş 262a/18,
2 Yaşlı 270b/14, 271a/13, 271a/15
ķķķķol i. Kol 289b/13, 289b/17, 289b/21
ķķķķolçaġġġġ i. 273a/23, 273b/7
ķķķķolla- Kollamak 289b/2
ķķķķoltuķķķķ i. Kol altı
ķķķķoltuġġġġına gir- Koluna girmek 266a/3,
ķķķķoltuķķķķ altı Kolun altı 268b/19,
280a/12, 280a/19
ķķķķon- Konaklamak
270a/24, 272b/7, 282a/15
ķķķķonaķ ķ ķ ķ i. Köşk 273a/3, 273a/4, 273a/5
ķķķķop- 1 Yerinden kopmak, ayrılmak Bānū
göñlinden, yetişme helāk eylemege,
ķoluñ ķopsun, didi. 266b/20,
2 Bağırmak, çağırmak Bārgāh
ķapusında bir vāveylā ķopdı 271a/12
→canı yirinden k., feryad k.,
ķķķķopar- 1 Birbirinden ayırmak Belísem cān
ģavli-ile šabancalayup níze āyíne-yi
siperden ķayup ķoltuķ altından yol
gösterüp cebe ĥalķaların birbirine
ķatdı.Bir ķaçan ķopardı. 268b/20,
271b/19,
151
2 Kapmak , yakalamak Hemān
bir ān Tūrān ‘askerinden ‘alem
sāyesinden bir kerre at ķoparup
meydāna girdi 280b/13, 289a/6
ķķķķorı i. Koru 264b/16, 264b/17, 265a/2
ķķķķorķķķķ- Korkmak 263a/11, 265a/25,
265b/4
ķķķķorķķķķaķķķķ sıf. Ben bunı fikr eyleyüp Selím
Şāh ise bir ķorķaķ ādemdür 269b/15
ķķķķ.ol- 269b/15
ķķķķorķķķķu- i. Korku 276b/2
ķķķķorķķķķut- Korkutmak 284a/15
ķķķķoru bk. ķķķķorı 264b/13, 265a/16, 265a/9
ķķķķoş- Koşmak 272b/24, 274a/9
ķķķķov- Kovmak 281a/21, 290a/5
ķķķķoy- bk. ķķķķo-
ķķķķoyun i.Koyun 286a/19, 290a/4
köfteĥĥĥĥor (F.) i. Açgözlü 262b/18 kör i. Kör 275b/15 kös i. Deve veya araba üzerinde taşınan nöbet vurmada veya işaret vermede kullanılan büyük davul 275b/11
k.-i ģģģģarbíííí Savaş davulu 281b/5
→divan-kös
köstek i. Köstek 264a/18, 264b/3 köşe i. 265b/22, 265b/25 köy i. Köy 270b/11, 270b/19, 271a/9 köylü i. Köylü 271a/10, 271a/11,
271a/13
ķķķķubbe (A.) i. Yapıların üstünü örten
yarım küre şeklindeki örtü k-i ifelek Göğün kubbesi 277a/14
ķķķķucaķķķķ i. Kucak 264a/4
ķķķķucaķķķķla- Kucaklamak 272b/18, 272b/19
ķķķķudret (A.) i. Kuvvet 263b/13 kemal-i kudret, kuvvet-i kudret
kūūūūhhhh (F.) i. Dağ 287a/8
→gürz-i kuh
*kūūūūh-sitāāāān i. Dağlık 286a/14
kūūūūh u deşt Dağ taş 286a/15
*kūūūūh-sar i. Dağlık 285b/11
ķķķķul (A.) i. Kul 270b/14, 272a/9, 273b/12
ķķķķulaç i. Karış, uzunluk ölçüsü 280a/7
ķķķķulaġġġġuz bk. ķķķķılaġġġġuz 273a/13, 273a/3, 273a/4
ķķķķulaķ ķ ķ ķ i. Kulak
ķķķķ.ın ķķķķalem dümmün alem it- Can
kulağıyla dinlemek 264a/25
ķķķķ. ķķķķabart- Dinlemek, kulak misafiri
olmak 272a/12
ķķķķulavuz bk. ķķķķılaġġġġuz 273a/5, 273a/8
ķķķķullan- 267b/13, 272a/18, 272a/19
ķķķķum i. Kum 267b/21
ķķķķumaş (A.) i. Kumaş 272b/20
ķķķķumsal i. Kumsal 267b/21
ķķķķundaķķķķ i. Bebek kundağı 264a/3
ķķķķundaķķķķla- Kundaklamak 264a/2
ķķķķur- Hazırlamak 270b/5, 276b/16, 277a/16
→meclis k.,
ķķķķurbaġġġġa i. Kurbağa
→İnegöl kurbagasına d.
ķķķķurbāāāān
→yolına kurban o. 279b/1
ķķķķurı- mec. Kurumak
→ķanı ķ.
ķķķķurıl- Hazırlanmak 281b/19
ķķķķurıt- Kurutmak 270a/19
ķķķķurtar- Kurtarmak 275b/17
ķķķķus- Kusmak 282b/8, 282b/8
ķķķķuŝŝŝŝūūūūr (A.) i. Kusur, eksiklik 264b/23
ķķķķuş i. Kuş 269a/9
kūūūūşe (F.) i. Köşe
→ciger-kuşe
ķķķķu‘ūūūūd (A.) i. Oturma
ķķķķ.eyle- Oturmak 262b/7, 287b/3
ķķķķuvvet i. Güç , kuvvet 268b/24,
268b/25, 269a/2
ķķķķ. eyle- Kuvvet yapmak 261b/7
152
ķķķķ.-i müşahade eyle- Gücü
kontrol etmek 269a/7
ķķķķ. vir- Kuvvet vermek 261b/3
ķķķķ.-i ezeliyye Süregelen kuvvet,
eski kuvveti 269a/4
ķķķķ.-i asliyye Asıl kuvveti 269a/3
ķķķķ.-i beden Bedenin kuvveti 283a/6
ķķķķ.-i bedeniyye Bedensel kuvvet 282b/2
ķķķķ.-i kahire Üzen, yıkıcı kuvvet
274a/11, 276a/21
ķķķķ- ķķķķudret Güç-kuvvet 261b/
→kesret-i kuvvet
küs- Küsmek 276a/24
küstāāāāĥĥĥĥlıķķķķ (F.) sıf. Sagısızlık ve
laubalilik 276b/13, 286b/4 k.it- Saygısızlık yapmak 261a/2,
266b/12
küşāāāād (F.) i. Açma, açılma
k.vir- Açmak, fethetmek 287b/23
*kütte-dek Kırılma sesi Sührāb’uñ
kütte-dek beli ķırıldı 278a/2
153
-L-
lā ā ā ā (A.) Olumsuzluk edatı
*lāāāā----büdd (A.) i. Terk edilmesi mümkün
olmayan 261b/22, 262b/19, 280a/3
lāāāāf (F.) i. Söz l. ur- Konuşmak 282a/9
lāāāāġġġġım (A.) i. Lağım 273b/19, 273b/25
lā lā lā lā (A.) Olumsuzluk edatı
lālālālā----ģavle oķģavle oķģavle oķģavle oķıııı---- “Kuvvet ve kudret
ancak Cenab-ı Allah’tadır”
manasında sabrın tükendiği veya
şaşkınlık anında söylenen bir
duayı okumak
laģžģžģžģža (A.) i. An 261b/5
la‘íííín (A.) sıf. Lanetlenmiş, istenilmeyen
261a/16, 261a/6, 288a/16
l.-i bíííí-díííín Dinsiz lanetli 289b/8
lāāāākin (A.) bağ. Ama, fakat 261a/18,
262b/9, 269b/20
lāāāāla (F.) i. Dadı 264a/9, 264b/13,
264b/24
lā‘ā‘ā‘ā‘net (A.) i. Lanet, beddua 284a/1
lašíšíšíšíf (A.) i. ve sıf. Hoş, güzel, yumuşak
277a/8, 286a/17
→kasr-ı latif
lāāāāyıķķķķ (A.) sıf. Yakışan, yaraşan 286b/23
leb (F.) i. Dudak *leb-ber-leb Dudak dudağa 266b/19 lenger (F.) i. Gemi demiri 264b/6,
267b/9 l. vir- Bir kimsenin kuvvetli bir
şekilde yere basması ve elinde olan şeyi bırakmamak için direnmesi 268a/9, 269a/10, 288b/2
lerzāāāān (F.) sıf. Titrek, titreyen l.ol- Titremek 283b/3 lerze (F.) i. Titreme, titreyiş l.al- Titremek 277b/13
leşker (F.) i. Asker
267b/2, 268a/15, 273a/1
l.-i ÌÌÌÌrāāāān İran askeri279a/21
l.-i Tatar Tatar askeri268a/13, 288b/5
l.-i Tūūūūrāāāān Turan askeri 281a/5,
281a/6, 289a/21
→azm-i leşker e., azm-i leşker eyle-
leyl (A.) i. Gece leyl ü nehar zf. Gece gündüz 285b/11
leźźźźźźźźet (A.) i. Tat, zevk l. vir- Tat vermek 268b/21
libāāāās (A.) i. Elbise 271a/2, 271a/4, 272b/21
licāāāām (A.) i. Gem, yular l.çek- Yular çekmek 281b/10
líííík (A.) bağ. Lakin, ancak 271a/19
loķķķķmāāāān (A.) i. Hekim, doktor
→hikmet-i lokman
lu‘b (A.) i. Oyun, eğlence lu‘b-hüner göster- Çeşitli oyunlarla
hünerini göstermek Tehemten
meydāna girdi. Lu‘b-hüner
gösterdi 283b/4
luššššf (A.) i. İyilik , lutuf l. eyle- İyilik yapmak 267a/6, 267a/7,
285a/22 l. u kerem eyle- İyilik yapmak
282a/22 l. it- İyilik yapmak 262b/14
154
-M- mā (A.) e. Kimi kalıplaşmış şekillerin
başında bulunur
*māāāā-ģģģģażżżżaríííí Hazır olna, hazırda bulunan
şey 286b/1
māāāā ‘aaaadāāāā (A.) e. Bundan gayrı, başka
(istisna kelimesidir) 263b/13, 283a/6
ma‘an (A.) zf. Birlikte, beraber 264a/19, 271b/20
*māāāā-beyn 1 Ara, iki şeyin arası İşte
bunuñ mābeyini bir zamān geçdi 270a/23, 270a/6, 287b/8 2 Aralarında Bu arada ba‘zı
müfsidler de mābeynlerinde
söyleşüp hiç illetüñ aŝlı yoķdur 281b/24
māāāādde (A.) i. Öz, cevher, esas 270a/3
māāāāde (F.) i. ve sıf.
m.-i şeyn Kadınlık kusuru 263a/7
*māāāā----demki (A.) bağ. Çünkü 282b/1
*māāāā----der (F.) i. Anne 268b/21
→rahm-ı mader
māāāādiyāāāān (F.) i. Kısrak 261b/17,
261b/18, 261b/25
maġġġġlūūūūb (A.) i. Yenilgiye uğramış olan
282b/4 m.ol- Yenilgiye uğramak
281b/25, 283b/13
→galib maglub o.,
maġġġġrūūūūrāāāāne (A.) zf. Kendini
beğenmişcesine, mağrurca 282a/9
maģģģģabbet / muģģģģabbet (A.) i. Sevgi,
muhabbet 286b/20 m. eyle- Sevmek 270b/4
m. ķķķķap- Sevmek 279b/19
→meyl-i maģabbet
*maģģģģabbet-nāāāāme i. Dostluk, sevgi
mektubu
271b/11, 271b/13
→arz-ı mahabbet, arz-ı mahabbet e., arz-ı
mahabbetler e., derya-yı mahabbet,
maģģģģal /mahall (A.) i. Yer, konum 262a/18,
264a/18, 283a/12
maģģģģallíííí (A.) zf. Zaman 263b/7
maģģģģfūūūūz (A.) i. Koruma m. it- Korumak 290a/8
maĥĥĥĥlūķūķūķūķ (A.) i. Canlı, yaratık 278a/23,
278a/25, 278b/10
maģģģģrūūūūm (A.) i. Yoksun , istediğine
kavuşamamış , nasipsiz m. ol- Nasipsiz kalmak 267a/2
maģģģģrūūūūsa (A.) i. Korunmuş, muhafazaya
alınmış
→memalik-i mahrusa
maģģģģŝŝŝŝūūūūŝŝŝŝ (A.) sıf. Özel, birine ayrılmış olan
276b/19
ma‘hūūūūd (A.) i. Önceden bilinen, alışılmış 274a/13, 283a/12, 287b/11
maģģģģv (A.) i. Yok etme, ortadan kaldırma m.eyle- 262b/6 m.ol- 262b/24
māāāāhya (A.) i. İki minare arasına gerilen ipe
asılan ışıklı yazılar 285a/9
maģżģżģżģż (A.) i.Sade, tam
→ateş-mahz, ateş mahz o.
maĥĥĥĥzūūūūn (A.) i.Tasalı, kederli, hüzünlü
→kalb-i mahzun o., bidar o.,
māāāā’il (A.) i. Hevsli, istekli, düşkün 270b/10
m.ol- 262a/19, 262a/22, 270b/16
maķāķāķāķām (A.) i. Mevki, oturulan yer 263a/8
m.-ı hizmetde ol- Hizmet yerinde olmak 270b/6
muķāvemetmuķāvemetmuķāvemetmuķāvemet (A.) i. Güç, dayanıklılık,
sağlamlık
muķāvemet itmuķāvemet itmuķāvemet itmuķāvemet it- Dayanıklılık, güç
göstermek 290b/22 maķķķķdūūūūr (A.) i. Güç, kuvvet, kudret 284a/3
maķķķķhūūūūr (A.) i. Kahredilmiş, bozguna
uğratılmış
155
m.ol- 272a/8
ma‘ķūķūķūķūl (A.) i. Akla uygun 277a/12 m.eyle- Akla uygun yapmak 265b/5 m.ol- Akla uygun olmak 276b/21
maķķķķber (A.) i. Mezar 268b/17
māāāāl (A.) i. Varlık, servet, mal mülk
262b/16, 265a/13, 290a/10
māāāāl u ġġġġanāāāāim Mal ve agnimetler
290a/12
māāāālik (A.) i. Sahip 274a/11, 277b/23,
280b/10
ma‘lūūūūm (A.) i. Bilinen, belirli
m.ol- Bilinmek, malum olmak 274a/8, 274b/7
māāāā‘mur (A.) i. ve sıf. Bakımlı, bayındır
290a/6 ma‘na (A., F.) i. Anlam m. vir- Anlam vermek 282a/1
māāāānend (F.) i. Benzer, eş
m.-i ģģģģubb’üs-sevdāāāā Eşi benzeri
olmayan sevda 286b/7
māāāāni‘ (A.) i. Engel 266b/11, 275a/9,
276b/15 m.ol- Engel olmak 266b/12, 267a/8
→bi-mani
marażżżż (A.) i. Hastalık 263a/24
maŝŝŝŝlaģģģģat (A.) i. İş, husus, durum 267a/5
*maŝŝŝŝlaģģģģat-güzāāāār i. İş yapan 262b/19
ma‘şūķūķūķūķa (A.) i. Sevilen, aşık olunan kişi 266b/4, 290a/25
māāāātem (A.) i. Yas, matem m.eyle- Yas tutmak 287a/13
maššššlūūūūb (A.) i. m. ol- İstenmek 262a/23
māāāāye (F.) i. Öz, asıl
→dürr-i giran-maye
Māāāāzenderāāāān i.Yer ismi 268b/7,
269a/16, 275b/14
ma‘źūźūźūźūr (A.) i. Hoş görülebilecek, özrü
bulunan m.ol- Hoş görülmek 265b/17
mecāāāāl (A.) i. Güç, kuvvet
m.-i kalma- Gücü, hali kalmamak 262b/24
meclíííís (A.) i. Eğlence amacıyla bir araya
gelmiş insan topluluğu 263b/16, 263b/9, 266b/11
m. düz- Toplantı düzenlemek 272a/5, 287b/4
m. ķķķķur- Toplantı düzenlemek272a/1,
279a/8
mecūūūūsíííí (A.) i.Ateşe tapan, Zerdüşt dinine
bağlı olan 269b/22, 269b/3 meded (A.) i. Yardım, çare 267a/18, 272b/10,
272b/22
medģģģģ (A.) i. Övgü m. eyle- Övmek 274a/16 m. it- Övmek 265b/11
mefhūūūūm (A.) i. Bir şeyde vurgulanmak
istenen anlam, kapsam
m.-ı nāāāāme Mektubun anlamı, manası
265b/16, 278a/23 meger (F.) bağ. Meğer, oysa 261b/16,
265a/13, 266b/1
mehāāāābāāāā (A.) i. Şefkat , acıma 266b/14
→bí-mehaba 266b/14
mehāāāābet (A.) i. Ululuk, azamet 277b/277b/21
mehííííb (A.) sıf. Gösterişli 261b/24, 286a/24
mehmā ā ā ā (A.) i. Mümkün
*mehmāāāā-emkeeeen zf. Mümkün mertebe,
olduğu kadar 289a/20
mekkāāāāre (A.) sıf. Düzenbaz, hileci 266b/16,
266b/18
Meknāāāām i. Kişi adı 272a/14, 272a/18,
272b/22
mekś ś ś ś (A.) i. Bekleme m. eyle- Beklemek 274a/3 m. itdür- Bekletmek 275a/7
mel‘āāāānet (A.) i. Lanet edilecek iş 281a/24
melek (A.) i. Melek 285b/24
mel‘ūūūūn (A.) sıf. ve i. Lanetlenmiş, melun
261a/20, 265a/9, 286a/4
m.-ı ebedíííí 288b/14
156
memāāāālik (A.) i. Ülkeler
m.-i ÌÌÌÌrāāāān İran ülkesi 280a/3
m.-i maģģģģrūūūūsa Büyük
memleketler 274b/10 meme (A.) i. Meme 264a/4, 264a/4,
264a/7 memleket (A.) i. Memleket 271b/7,
272b/1, 275b/3 men‘ (A.) i. Yasaklama,engelleme
273b/1 m.eyle- Yasaklamak, engellemek 268a/8, 268b/15, 268b/16
m. it- Engellemek 288a/13 m. idebil- Engelleyebilmek 288b/15 m. ideme- Engelleyememek 272b/13
menāķāķāķāķıb (A.) i. Hikayeler 287a/5
mengene (A.) i. Tazyik veya sıkıştırma için kullanılan demir 275b/17
menkūūūūhelik (A.) i. Evli kadın 262b/2,
271a/18
menŝŝŝŝūūūūr (A.) i. Muzaffer, zafer bulmuş
Rüstem ol ķadar māl ve ĥazíneyi
żabš eyleyüp menŝūr ve
mužaffer ol bāġdan
döndi.290a/11
menzil (A.) i. İnilen yer, konulacak yer 286a/17
merāāāām Makdat, niyet, arzu
→netice-yi meram
merd (F.) i. Er kişi, adam 270a/22
m.-i ġġġġarííííb Kimsesiz adam
290a/21
→na-merd
merdāāāāne (F.) zf. Yiğitçe, mertçe Sührāb
Hecír’üñ nízesi ĥašša yirine
geldükde ķolçaġı-la çarpup
nízeyi yolından sapdurdı ve
merdāne men‘ eyledi 273a/24
merdāāāānelik i. 268a/7, 283a/9
merhabāāāā (A.) ün. 268a/21
m. it- Merhaba demek, selam vermek 282a/22, 283b/8
merģģģģale (A.) i. Derece, kademe 271b/9
merģģģģamet (A.) i. Acıma m.-e gel- Acımak, acıma duyguları
kabarmak 276b/11 m. eyle- Merhamet etmek 284a/24 mertebe (A.) i. Derece, basamak 269b/17,
270b/11, 272a/3
→kemal-i mertebe,
m. ķķķķılın- Oturacak yüksekçe yer,
divan verilmesi, rütbe verilmesi 286b/4
meśśśśel (A.) i. Örnek
→bí-m
Mesííííh Özel i. 286a/21, 286a/23, 286a/24
Mesííííh-ĀĀĀĀbāāāād i.Yer adı 286a/21
mesííííre (A.) i. Gezilecek, seyredilecek yer
290a/25
meskūūūūn (A.) i. Yaşanan, oturulan yer
→rub-ı meskun
mest (A.) i. ve sıf. Kendinden geçmiş, sarhoş 268b/21
meşġġġġūūūūl (A.) i. Bir işle uğraşan, meşgul m. ol- 263b/17, 274a/23, 278b/17,
285b/18 meşreb (A.) i.Usul, yöntem 287a/13, 287a/13,
270b/14 meşrebince zf. Meşrebine göre 276a/12
metāāāā‘ (A.) i. Sahip olunan varlık
→sabr-ı meta
metāāāānet (A.) i. Sağlamlık
m.vir- Sağlam durmak 289a/16
metíííín (A.) sıf. Sağlam 274b/9, 288a/14
mevc (A.) i. Dalga *mevc-mevc zf. Dalga dalga 277a/5
mevcūūūūd (A.) i. Var olan şey, mevcut
273a/16, 277b/7
mevżíżíżíżí (A.) i. Yer, mekan 270b/1, 272b/7,
273a/2
meydāāāān (A.) i. Savaş meydanı 279b/12,
279b/15, 279b/18
→azm-i meydan e., azm-i meydan i.,
157
nazar-ber- meydan e.,nazar-ı ber-meydan e., nazar-ı ber-meydan i.,ser-meydan
m.vir- 273a/25, 280a/8 meyl (A.) i. Eğilme, eğilim
m.-i maģģģģabbet Sohbete
yönelmek 271a/5 meyyit (A.) i. Ölü 286a/7, 287a/16 mı /mi e. Soru edatı 266b/16 ,284b/9,
285b/12
mīīīīĥĥĥĥ (A.) i. Çivi 289b/12
mihr (F.) i. Güneş m.-i münevver Güneşin
aydınlığı 281b/1
Mihrāāāāc İ. Kişi adı 264b/14, 264b/16,
265a/2
miķķķķdāāāār (A.) i. Derece, seviye 261b/11,
265a/5, 266b/23 m.ın bildür- Değerini (haddini) bildirmek 279b/15
m.ını bildür- Haddini bildirmek 288a/24
mííííl (A.) i. Sivri uçlu çelik kalem
267b/10, 288b/3
Míííílāāāād İ. Kişi adı
→girgin-milad
min (A.) Harf-i cer *min-ba‘d zf. Şimdiden sonra 272b/4 minnet (A.) i. Gönül borcu
m.it- Borçlanmak, yalvarmak 267b/6
→canına minnet,canuna minnet
minvāāāāl (A.) i. Tarz, suret, biçim
261b/22, 270b/9, 281b/15
miśāśāśāśāl (A.) i. Örnek 283a/1, 290b/6
miśķāśķāśķāśķāl (A.) i. Bir ağırlık ölçüsü 276b/18
mííííşelik (F.) i. Ormanlık alan 267b/13,
267b/2, 267b/2
miyāāāān (F.) i. Bel 264b/20, 264b/22,
266b/18
mizāāāāc (A.) i. Huy, yaradılış 280a/1
m.ına inģģģģirāāāāf gel- Yaradılışına
ters düşmek 279b/8
→tasyih-i mizace
mu‘āāāāf (A.) i. Affolunmuş , serbest
m.eyle- Serbest bırakmak 271b/7
mu‘ādil mu‘ādil mu‘ādil mu‘ādil (A.) i. Eşit, denk 290b/21
mu‘allaķķķķ 273b/21, 273b/4
mu‘āāāāmele (A.) i. Davranma, davranış 275b/5, 289a/7, m.eyle- Davranmak 276a/19 m. göster- Davranmak 276a/25
→suret-i muamele
mu‘āāāānaķķķķa (A.) i. Kucaklaşma
m.eyle- Kucaklaşmak 270b/2
mu‘ayyen (A.) sıf. Belirli, belirlenmiş Ol
šaşuñ üzerine mu‘ayyen kimseler var
idi. 273b/18
muģģģģabbet bk maģģģģabbet
muĥĥĥĥāāāālefet (A.) i. aykırılık, düşmanlık 275b/1
m.eyle- Karşı çıkmak 275a/4 m.it- Karşı çıkmak 265b/10, 287a/11
muĥĥĥĥāāāālif (A.) i. Aykırı, karşıt 273a/11
muģāģāģāģāŝŝŝŝara (A.) i. Kuşatma, çevirme
m.eyle- Kuşatmak, çevirmek 287b/17, 287b/18
muģģģģkem (A.) zf. İyice, sıkıca 266b/23,
272b/10, 284a/6 muhlike (A.) sıf. Helak eden, öldüren
→illet-i muhlike
muģģģģtāāāāc (A.) i. İhtiyacı olan 262b/18
muhtasar (A.) i. Kısaltılmış 271b/2
muķāķāķāķābele (A.) i. Karşılık, mücadele 272a/2,
277a/25
muķāķāķāķābil (A.) i. m.ol- Karşısına çıkmak 279b/12,
279b/8, 283a/25
muķķķķaddem (A.) i. Önde giden, değerli
262a/19, 262a/22, 270a/25
muķķķķaddemāāāā (A.) zf. Eskiden 290a/6 287b/13
muķķķķaddime (A.) i. Önde gelen ,önce, belirti
279b/10
muķķķķayyed (A.) sıf. Kayıtlı, bağlanmış m.olın- Bağlanmak 278b/8 m.ol- Bağlamak 264b/19,
264b/6, 265a/1
muntažžžžır (A.) i. Bekleyen, yol gösteren
158
m.ol- Beklemek 283b/17
murāāāād (A.) i. Dilek, istek 265b/24,
265b/24, 270a/16 m.al- İsteğine kavuşmak
263b/12 m.eyle- İstemek, dilemek 269a/5, 270a/11, 270a/21
m.it- İstemek 272b/24, 284a/18 m.vir- Muradına kavuşturmak
263b/12
m.-ı ilāģāģāģāģíííí Allah’ın isteği 286a/6
→ber-murad o., ber-murad o.
muŝŝŝŝir (A.) i. Israrlı
m.ol- Israrlı olmak 278a/7
muvāāāāfıķķķķ (A.) i. Uygun, yerinde 287a/13
mūūūūy (F.) i. Tüy, saç, kıl 264b/9
mužžžžaffer (A.) zf. Üstün galip gelmiş olarak 290a/11
mużāżāżāżāyaķķķķa (A.) i. Darlık
→vakt-ı muzayaka
mużżżżmer (A.) i. Gizli, saklı
m.ol- Gizlenmek, saklanmak 263a/20
mużšżšżšżšarib (A.) i. Sıkıntılı, ıztırap çeken
→canı muztarib o.
mübāāāārek (A.) sıf. Hayırlı, uğurlu Tā
kim mübārek cemāliñüz ile biraz
def ‘-i ġām ve ref ‘-i sevdā
eyledüm 262b/14, 273b/13,
285a/20 mübāāāāriz (A.) i. Savaşçı 264a/10, 281a/9
mübāāāāşeret (A.) i. Bir işe başlama
m.eyle- Başlamak, girişmek 283b/14 m.it- Başlamak , girişmek 276a/4, 284a/2
m.ol- Başlanmak 281b/20
müdāāāārā ā ā ā (F.) i. Güler yüz, barış m.eyle- İyi davranmak 274a/12 müddet (A.) i. Süre , vakit 287b/8 m.-i ‘ömr zf. Ömrü boyunca 280a/13,
274a/15
müfsid (A.) i. Bozguncu 271b/12, 279b/2, 281b/24
müheyyā ā ā ā (A.) i. ve sıf. Hazır, mevcut m.bulın- Hazır bulunmak 274a/24 m.ol- Hazır olmak 279b/4 mühr (F.) i. Mühür, damga 265a/8, 265b/15,
269a/21 müjde (F.) i. Müjde 271b/21 m. eyle- Müjde vermek 275a/2
263b/3, 272b/16 müjdeci i. Müjde veren kişi 270a/25 mükeyyif (A.) i. Keyif verici, neşelendirici
şey 286b/1
mülāģāģāģāģažžžža (A.) i. Düşünce, dikkatle bakma
m.eyle- Düşünmek 282b/1
→alet-i mülahaza
mülāāāā‘íííín (A.) i. 289b/1
mülk (A.) i. Toprak, ülke
m.-i ÌÌÌÌrāāāān İran ülkesi 277a/24
mülūūūūk (A.) i. Padişahlar, sultanlar 272a/5
mümkün (A.) i. Olabilir 284b/7, 287a/15
münāāāādíííí (A.) i. Bir şeyi haber veren, tellal
278a/13, 279b/4
münāāāāsib (A.) i. Uygun 264a/12, 264a/13,
264a/24 m. gel- Uygun gelmek 264a/14 m. gör- Uygun görmek 276b/23 münevver (A.) i. Aydın, aydınlatılmış
→mihr-i münevver
m. ol- Aydınlanmak 277a/14, 282a/11 münhezim (A.) i. Bozfuna uğrayan m.ol- Bozguna uğramak 272a/8,
278a/25
müntažžžžır (A.) i. Hazır m.ol- Hazırlanmak 281a/20
müntehāāāā (A.) i. Yüksek, ulaşılması güç
288a/25 m.ol- Yüksek olmak 270a/3
→gürz-i münteha
mürd (F.) i. Ölü, ölmüş m.ol- Ölmek 288b/19, 288b/22 mürde (F.) i. Ölü, ölmüş 268b/23
mürtef‘íííí (A.) sıf. Yüksek 285b/3, 286a/10
mürūūūūr (A.) i. Geçme, sona erme
m. eyle- Geçmek, sona ermek 287b/8
159
m. it- Geçirmek 263b/14, 263b/17, 270a/6, 281b/1
müsāāāāfir (A.) i. Yolcu 262a/21, 266b/13,
266b/17 müsellem (A.) i. Verilmiş, teslim m. eyle- Teslim etmek 271b/7 Müslümān (A.) i. Müslüman 287a/7
müstāāāāġġġġrıķķķķ (A.) i. Batmış , donanmış m.ol- Donanmak 263b/6, 273a/19,277a/20
müsteśśśśnāāāā (A.) i. Ayrı tutulan
→şuh-ı müstesna
müşāāāāhede (A.) i. Gözlem, seyrederek
anlama m.eyle- Gözlemlemek 288a/12,
290b/7
→kuvvet-i müşahade e.
müşāāāāvere (A.) i. İstişare etme,
konuşma, danışma 276a/23, 278b/9
m.eyle- Danışmak 286b/21 m.it- Konuşamak, danışmak 269a/21
müşed (A.) i. Şiddetli m.ol- Şiddetlenmek 262b/23 müşerref (A.) i. Şerefli , kıymetli,
onurlu m.it- Onurlandırmak 273b/13 m.ol- Onurlanmak 262b/10
müşfiķāķāķāķā (A.) i. Merhametli, şefkatlie
seven, acıyan
→valide-i müşfika
müşkil (A.) i. Zorluk, güçlük m.ol- Zorlanmak 274b/11 müşt (A.) i. Yumruk
m.-i ŝŝŝŝāģāģāģāģib-ķķķķırāāāāníííí Sahib-kıranlık
yumruğu 279a/19 müteallik (A.) i. Alakalı, bir yerle ilgili 263b/21
mütecāāāāvüz (A.) i. Hücum eden,
saldıran 288a/17
müteraķķķķķķķķıb Gözleyen, bekleyen
m. ol- Beklemek 281a/25 müyesser (A.) i. Halledilmesi kolay,
yapılabilen 262a/24
160
-N-
nāāāā (F.) e. Önüne geldiği sözcüğe
olumsuzluk anlamı veren takı
*nāāāā-bekāāāār i. Hayırsız, yaramaz
261a/19, 261a/9, 262b/21
*nāāāā-bekāāāāríííí i. Hayırsız 289a/2
nāāāā-būūūūd ol- Yok olmak 289a/10,
272a/15
*nāāāā-halef i. ve sıf. Hayırsız evlat
276b/2, 284a/1
*nāāāā-merd sıf. Mert olmayan 283a/14
*nāāāā-merdlik i. Alçaklık 288a/22
nāāāā-peydāāāā ol- Yok olmak
272a/15, 272a/17, 289a/11
*nāāāā-sezāāāā i. Uygun ve layık olmayan
281a/22
*nāāāā-çāāāār zf. Çaresiz 261b/2, 288b/17
nāāāā-çāāāār ol- Çaresiz olmak
285a/15
*nāāāā-gāāāāh zf. Ansızın 261b/8, 267a/20,
267a/25
→hah-na-hah , vücud-ı na-paki
nabżżżż (A.) i. Nabız 281b/22
n.ına baķķķķ- Nabzına bakmak
263a/14 nadim (A.) i. n.ol- Pişman olmak 261b/12,
279b/10, 282b/10
n. ü peşíííímāāāān ol- Pişman olmak
(Bin pişman olmak ) 287a/14
nāāāāfes (A.) i. Göbek 272b/20
naġaġaġaġamāāāāt (A.) i. Ahenk, ezgi, güzel ses
n.-ı sāāāāz Sazın güzel sesi 265b/20
Nāhiyye (Bāāāānūūūū) ) ) ) İ. Kişi adı 271b/11,
271b/3
na‘íííím (A.) i. Refah, bolluk içinde
yaşama 273a/6
Na‘íííím-rūūūūz Yer ismi 273a/9, 273a/8
nāāāāk (F.) Nisbet edatı, sıfat yapar
→suz-nak
nakíííír (A.) i. Ehemmiyetsiz şey
n. ü ķķķķıtmíííír En ince ayrıntı 265b/9
naķķķķl (A.) i. Anlatılan şey, söz 287b/7,
290a/13 n. eyle- Anlatmak, nakletmek
262a/14, 263b/25, 264a/23, n. ol- Anlatılmak, bildirilmek 287a/5
naķķķķş (A.) i. Nakış , resim 262a/20
naķķķķşāāāān (A.) i. Ressam, nakşeden 270b/11
n‘a‘a‘a‘al (A.) i. Nal 280a/20
nāāāām (F.) i. İsim 263b/12, 265a/5, 265a/9
*nāāāām-dāāāār i. Ünlü, şöhretli 274b/1
n.-ı dünyāāāāyı tut- Dünyaya nam
salmak 261b/6
namāāāāz (F.) i. Namaz 263b/9
nāāāāme (F.) i. Mektup , ferman 265a/10,
265a/10, 265a/5
→mahabbet-name, mefhum-ı name,
muhabbet-name na‘ra (A.) i. Haykırış, bağırma 261b/1,
262a/3, 262a/7 n.ur- Haykırmak 261a/14, 262a/3,
262a/6
n.-yı Allāāāāh-u ekber Allah Allah diye
bağırmak 288a/19
n.yı cāāāān-sitāāāān ur- 289a/17
n.-yı ŝŝŝŝāģāģāģāģib-ķķķķırāāāāníííí Sahib-kıranlık
narası 289b/17
nasıl 1 sıf Baķayım pederüm yanında olan
müsāfir naŝıl kimesnedür? 262a/21,
2 zf. Naŝıl olmış? 272b/9, 283a/15
naŝíŝíŝíŝíb (A.) i. Kısmet , pay 262a/24
n.ün al- Kısmetimi almak 266b/12
naŝíŝíŝíŝíģģģģat (A.) i. Öğüt n.eyle- Öğüt vermek 264b/25,
271b/16, 285b/10
nāāāāz (F.) i. Cilve ,işve 262b/8
nažžžžar (A.) i. Bakma n.-ı ber-meydan eyle- Bakışını
meydana çevirmek, meydanı gözlemek 283a/25, 282a/13
161
n.-ı ber-meydāāāān it- Meydanı
gözetmek 281b/3 n. it- Bakmak 261a/9, 266a/1
nāāāāzeníííín (F.) i. ve sıf. Narin , ince
yapılı, hoş
→banu-yı nazenin,ömr-i nazeninin bada
v.
nāāāāzil (A.) i. İnen , inici
n.ol- İnmek 271b/3 ne Soru edatı
1 sıf. Tā kim deryāya düşdi, bir
kere šalup çıķdı durdı, kenār
yaķındur, yüzerek ne ģāl ise
kenāra çıķdı 261a/24,262b/15,
263b/14
2 zm. Nedür benüm
başuma bu ķuvvet belāsı, bārí bir
laģžā piyāde yürisem böyle ‘āciz
ķaluram 261b/5 , 262a/14,
262a/8, 262b/17
3 zf. rūzgāruñ şiddetinden
uyandı, yanına baķdı ne gördi 261a/13, 262a/22, 263a/18
n. di- e. Ne dimekdür yidi nefer
dilāver ile varup
Efrāsiyāb’ı bu ķadar
‘askeri ve pehlüvānları-la
birķaç kerre çıķarup
bozup Ķal‘a-yı
Behiştkend’e varınca
ķaçurasın? 290a/13 n. eyle- Ne yapmak 265a/16, 267b/14, 269b/23 n. faide zf. Ne fayda , faydasız 280a/6 n. ol- zf. Hangi şey olmak 262a/3, 265a/23, 265b/23
Necdíííí i. Kişi adı 261a/15
neceş (A.) i. Örtme, kaplama n. eyle- Kaplamak 288a/20 neden zf. Ne sebeple, hangi sebepten
263a/24, 268a/22, 272a/9
nefer (A.) i. Rütbesiz asker 287a/23, 287b/15, 289a/18
nefes 268b/23, 285a/19, 285a/2
nefríííín (A.) i. Lanetleme
n.eyle- Lanetlemek 275b/6 nefs (A.) i. Maya, ruh 270a/22
nehāāāār (A.) i. Gündüz
→leyl ü nehar
neheng (F.) i. Timsah 261a/19 nehr (A.) i. Irmak 265b/19, 265b/19
Nehrüvāāāān i. Yer adı 276b/23
→çeşme-yi Nehrüvan deşt-i Nehrüvan
nejāāāād (F.) i. Soy, nesil
→veyse-i nejad
nekrāāāān (A.) i. Anlatıcı n.ol- Anlatmak 263a/10 nereden Soru zm.265a/14, 285a/8 nereye Soru zm.265a/14, 265b/24, 273a/21 nergis (F.) i. mec. Güzel göz
n.-i şehlāāāā Güzel bakışlı gözler 286b/7
nerre (F.) i. 261a/11, 261a/14, 261a/15
→ekvan- Nerre
nesne i. Şey , hiçbir şey 261a/1, 261a/5 n.eyleme- Hiçbir şey yapmamak
285b/1
Nestehíííín İ. Kişi adı 267b/11, 267b/12,
267b/17 N. ibn-i Veyse Veyse’nin oğlu
Nestehin 267b/14, 267b/3
→nize-i nestehin
netííííce (A.) i. Sonuç 270a/3
n.-yi kelāāāām zf. Sözün sonucu, kısası
280a/5
n.-yi merāāāām İsteklerin, davranışların
sonucu 272a/19 nev (F.) sıf. Yeni, taze
*nev-cüvāāāān i. Yiğit, kahraman 265b/24,
266a/8, 266b/17
nevāāāāle (F.) i. Yiyecek, azık 287b/4, 287b/4
*nev-bet (F.) i. Nöbet , sıra 268a/8, 268b/16, 273b/1
Nevrūūūūz (F.) i. Kişi adı277a/23, 277a/23
nice zf. Ne kadar , kaç 269b/3, 270b/7, 272b/9
162
niçe bk. nice niçin e. Niçin 284b/5, 261a/2, 261a/5
nidāāāā (A.) i. Çağırma, seslenme, hitap
n. eyle- Seslenmek, haykırmak 278a/13
n. itdür- Bir haberi tellal yoluyla duyurmak 264a/13, 279b/4
nigeh (F.) i. Bakış
*nigeh-bāāāān i. Gözcü, bekçi 279a/12,
284a/12
nigūūūūn (F.) i. Tersine dönmüş, baş aşağı
→serni-gun
nihāāāān (F.) i.
n. eyle- Gizlemek 261a/1, 284b/5, 282a/23
n. ol- Gizlenmek 261a/8, 279a/1
niķāķāķāķāb (A.) i. Peçe, yüz örtüsü
263b/9,273b/10
nişāāāān (F.) i. İz, belirti 263b/22,
268b/12, 273a/20 n. vir- İşaret vermek , hedef
göstermek Elkūs daĥı bir
kerre ol bezir-ĥāne
sütūnından nişān virür 288a/25
nişāāāāne i. Hedef 277a/19
niyāāāāz (F.) i . İstek, rica 285a/24
n. eyle- Dua etmek Rāví
ķavlince Rüstem Ebreş’i sürüp tā
kim ol dıraĥtuñ sāyesinde ol
ķadar tażarru‘ ve niyāz eyledi
kim aġlayuraķ gözlerine ĥāb
gelüp uyudı 261b/7, 261b/9,
283a/18 n. it- Dua etmek, yalvarmak 267a/3, 267a/6
niye zf. Niçin 263a/10, 285b/19 niyyet (A.) i. Niyet n. eyle- Niyet etmek 286b/21
nííííze (F.) i. Süngü, mızrak 261b/1,
261b/2, 264b/4
n.-yi bāāāār-keş Kesilmiş düşman
başının takıldığı mızrak 277b/21, 283b/17, 280a/19
n.-yi belāāāā-keş Bela saçan mızrak
268b/12
n.-yi Nestehíííín Nestehin’in mızrağı 267b/8
n.-yi cāāāān-sitāāāān Can alıcı mızrak
280a/7, 267b/7
→alat-ı nize-yi bar-keş tan-ı nize, yalman-ı
nize zarb-ı zarb-ı nize
noķķķķŝŝŝŝāāāān (A.) i. Eksiklik, kusur
→kesr ü noksan getür-
Nūūūūder i. Kişi adı
→Tus bin-nuder
nūūūūr (A.) i. aydınlık, parlaklık
→göz-nurı
n.-ı āāāāfitāāāāb Güneşin aydınlığı, ışığı 278b/17
n.-ı Yezdāāāān Allah’ın nuru 277a/14
nūūūūş (A.) i. İçecek
*nūūūūş-dāāāārūūūū i. Panzehir , ilaç 285a/10, 285a/11,
285a/13 n. eyle- İçmek 272a/1, 272a/4,
274b/15 n. it- İçmek 264b/12, 266b/21,
266b/25,
→íş u nuş
nüdemāāāā (A.) i. Sohbet arkadaşları 286b/21
nümāāāāyāāāān (F.) i. Ortaya çıkma , açık,
meydanda n. ol- Gözükmek, görünmek 262b/25,
267a/25, 268a/18
163
- O- o bk. ol oba i. Bir kabilenin oturduğu yer
286a/18, 286a/22, 286a/23
ocaķķķķlıķķķķ i. Yurt , yer 273a/9
o. eyle- Yurt yapmak 271b/8 oda i. Oda 262a/13, 262a/25, 262b/2
oġġġġlan i. Erkek çocuk 265a/18, 265b/10,
265b/12
oġġġġlancıķķķķ i. Küçük oğlan 290a/21,
290a/22, 290a/24
oġġġġul 263b/25, 265a/2, 265a/9
oĥĥĥĥşa- Okşamak 262a/9
oķķķķ i. Ok 262a/8
oķķķķı- Okumak 265a/8, 265b/16,
270a/15,
oķķķķıt- 1 Okutmak Bāķí cevāb
nāmededür.”diyüp çıķarup
nāmeyi ŝundı. Kāvus nāmeyi
alup mührin giderüp dānā eline
virdi. Ol da oķıtdı. 278a/22
2 Eğitim görmek Dört yaşına
geldükde ģocaya virüp oķıtdılar 264a/9,
ol 1 sıf. Ol šaş dıraĥtuñ sāyesinde
idi 261a/11, 261a/22, 261a/25,
2 zm.3.t.ş. zamiri Ol gelür beni
Zābil’de bulur 263b/22, ol arada 1 zf. Bu arada 280a/4, 281b/24,
2 zm. İşaret zamiri Oraya Meger
ol araya yaķın bir ķal‘a var idi 261b/16, 3 İşaret zamiri Orada 264b/23, 267a/7, 276b/23 ol aradan zm. İşaret zamiri Oradan 263b/4, 281a/21,283a/23 ol araya zm. Oraya 261a/11,
ol- 1 Olan oldu,iş işten geçti
anlamında İy Kehrāb, çünki bir
işdür
oldı, bāri beni deryāya bıraķma
261a/18, 261a/20, 261a/23, 2 Bir durumdan başka bir
duruma geçmek Rüstem ĥaste olmış 263a/1, 263a/20, 263a/21, 271b/4
3 Zaman bildirme Ŝabāģ oldı. 261b/13, 262b/1, 262b/24, 263b/20 4 Vuku bulmak, meydana gelmek
Ālāt-ı níze-yi bār-keşi dūşına alup
yüridi, gördi pāyları evvelki gibi
zemíne batmaz olmış. 261b/14, Nā-
bekār ĥākí, ben seni deryāya
bıraġayım ki nehenglere ġıdā olasın!
261a/9, İy dānā, işte aģvāl şöyle olmış 263a/10
5 Bir durumda bulunmak Ebreş üşüp
yanında olan çūbānlar ol ģāli görüp
segirdüp Ķal‘a-yı Semengān’da Selím
Şāh’a ĥaber itdiler. 261b/18, 262a/14,
262a/21, 270a/2
6 Mevcut, bulunma Rüstem’üñ bu
diyārda evlenüp niçe sergüzeştleri olsa
gerekdür 262a/16,
7 bağ. Gerek gerek Ammā Selím Şāh
olsun Sührāb olsun ricā idüp getürüp
Selím Şāh’uñ taģtına iclās itdürdiler. 270b/5,
8 Vasfını kazanmak Saña gözüm nūrı
işte bu ser-dār olsun 272b/3,
→aciz o.,aklı o., alacak o., alude o., aşık o.,
aşk o., ateş-mahz o., ateş o., bahane o., başı sag o., başına bela o., ber-heva o., ber-murad o., bi-hoş o., bizar o., bidar o., bidar o., birun o., canı muztarib o., cem o., cünun-araz o., çak çak o., çenber çenber o., dag-ı derun o., dahi o., dahil o., dal-ı hançer o., dal-ı kılıç o., def o., dellenir o., derd-nak o., destur o., dili teng o., dillerde dasitan o., divane o., duş o., düta o., elem üzere o., elinden halas o.,
164
endam o., esir-feraş o., feda o., feth o., fevt o., gaib o., galebe o., galib maglub o., galib o., gayb o., germ-a-germ o., germ o., haber-dar o., haber-dar o.,hail o., halas o., halel-pezir o.,hali o.,ham-ender-ham o., haml o., harab o., hasıl o., hasıl o., haste mizac o., havfun ölüme nefi o., hayatına sebeb o.,hayran o., hazır o., helak o., helal o., hıfz-ı hıraset üzere o., hiş o.,hurd-ı ham o., hurd o., ihsan o., ihtiraz üzere o., imtihan o ., izin o., kadir o., kafa-dar o.,kail o.,katl o., korkak o., lerzan o., maglub o., mahrum o .,mahv o.,mail o.,makam-ı hizmetde o., makhur o., makul o., malum o., malum o., mani o., matlub o., mazur o.,meşgul o., mukabil o., mukayyed o., muntazır o., musırr o., muzmer o., mübaşeret o.,müheyya o., münevver o., münhezim o., müntazır o., münteha o.,mürd o., müstagrak o.,müstefrik o., müşed o.,müşerref o., müşkil o., na-bud o., na-büd o., na-çar o., na-peyda o., na-peyda o., nadim o., nadim ü peşiman o., nakl o., nazil o., ne o., nekran o.,nihan o., nümayan o., öyle o., payidar o., pençe-yi afitab o., perakende o., perişan o., peşiman o., peyda o., piyade o., pür-ateş o., pür-efkar o., rahat o., rahat o., razı o., ref o., revane o., ruşena o., ruy-mal o., sakit o., say üzere o., ser-nigun o., sist o., süvar o.,süvar o., şad o., şikest o., şule-gir o., tagyir o., tar-dagan o., tarmar o., tebdil-i suret o., tedarük o., tedarükde o., teslim o., tımar o., ugur o.,vakı o., vakıf o., vakt o., yad o., yeksan o., yolına kurban o., zahir o., zahir o., zaif o ., zail o., zam-dar o., zan o., zebun o., zehresi çak o., zevk ü safada o., zevk ü
safalarında o., zir ü zeber o., ziyade o. ola-bil- Olmaya gücü yetmek, 275b/9 olar zm. Onlar 264b/14
olın- Meydana gelmek
→fikr o., itibar o.,mukayyed o.,rica o., tabir
o., tahrir o., teşhis o., zem o., omuz i. Omuz 288a/18 on sıf. On 271b/6, 272a/13, 272a/4 onlar zm. Onlar 268a/17 ora i. O yer, orası 261a/25, 283a/7 orasın aç- mec. Yeni konu açmak,
Gördi kim kendi pederi içün söyler
ammā yine orasın açmadı. 272a/13
oradan zm. İşaret zamiri Oradan 269b/16, 285b/11, 286a/6
oraya zm. İşaret zamiri Oradan 264b/14 ordu i. Ordu 275a/10, 276b/15, 278b/19 orman i. 267b/17, 267b/20, 267b/21 ot i.Ot 287b/3 o. yoldur- mec. Burnunu sürtmek ,
havasını söndürmek 281a/1
otaķķķķ i. Büyüklere mahsus çadır 283b/1
otur- 1 Oturmak Rüstem belkülüp ķalķdı,
oturdı, nesne yoķdur 261a/1, 261b/12,
263a/14, 2 Yanında kalmak, bir arada
bulunmak Bānū ‘itizār idüp yoķ
server ,sen benümle ‘alettevālí bir yıl
otursan ŝıķlet olmaz 266b/7, 266b/8,
3333 İkamet etmek İşte bu dem Efrāsiyāb
Semengān’da atların çayırladınca
otursa gerekdür 270b/8, 273a/14,
274a/7, 286a/18 4 mec. Huzursuz , sinirli olmak
Hümān āteş üzerinde otururdı 267a/10
oturaķķķķ i. Sandalye 277a/10
oturt- Oturtmak 263b/9, 266a/4, 270b/7, otuz sıf. Otuz 263a/1, 264b/10, 264b/23 ov- Ovmak 285a/7 oyın/ oyun i. Oyun 269a/7, 290b/19 o.a getür- mec. Hile yapıp tuzağa
düşürmek 264a/16
oymaķķķķ i. Oymak, kabile 286a/22 oyna- Oynamak 264a/12
→yüreği o.
165
-Ö-
öbir sıf. Öbür, diğer Öbir pāsbānlar bu
ģāli görüp hemān elli ķadar
çūbān deste-çūbların ķapup
Sührāb üzerine yüridiler 264b/20 öd i. mec. Cesaret ö.leri agzına gel- Çok korkmak
264a/25 ögren- Öğrenmek 264a/11 öl- Ölmek 261a/15, 263a/10, 263a/5 öldür- Öldürmek 261a/15, 261a/7,
262b/21 ‘ömr (A.) i. Ömür 263a/13, 263a/13,
264a/24
‘ö.-i nāāāāzeníííínin bāāāāda vir- mec.
Nazlı ömrünü rüzgarda savurmak 276a/6, 276b/4
→müddet-i ömr
öññññ 1 i. Kişinin önü, ön tarafı Öyle
bir per-tāb eyledi kim ķatı
yaydan ok çıķar gibi çıķup öñine
ne gelmedi-se baķmayup šoġrı
Rüstem’üñ yanına varup durdı 262a/8, 263b/8, 266a/2, 2 i. Bir nesnenin ön tarafı Ammā
rāvi eydür ol zamān ki Ebreş
ķaçup Ķal‘a-yı Semengān
öñinde bir mādiyāna aşdı
idi.264a/15,
3 i. Huzur, kat Selím Şāh da
gördiler bir raĥş, hemān
Ebreş’üñ bir eşidür. Biş altı
adamlar ile yidüp tamām Selím
Şāh’uñ öñine getürdiler 264a/21
, 265a/6, 265b/14 ö.in al- Yolunu kesmek, önüne
çıkmak 269a/16, 269a/17, 273b/6
ö.in kesdür- Yolunu kesdirmek
281a/13 ö.ine düş- Önünde yürümek 263b/7,
267a/17
ö.ine ķķķķat- Önünde yürünmesini
sağlamak, kovalamak 278b/15, 290a/4
önince zf. Önü sıra, önünden 277b/10 öp- Öpmek 270b/3, 271a/24, 271b/25
→yir ö.,
örselen- Hareketlenmek Hele örselenüp yine
yirinden ķalķdı 267b/21
öt- 1 (Kuş gibi) Ötmek 262a/19, 2 Ses çıkarmak 283b/4
öte 1 i. Öbür taraf , ileri Öteden atlar
arasına gelüp gördiler kim bir ādem
öldürmişler 269a/8, 271b/11, 273a/9,
2 sıf. Sührāb da at at sürüp öte
šarafdan dönüp gördi Rüstem ŝāġ
durur 280b/6
ötürü e. Dolayı , sebebiyle 276b/1 öyke i. Öfke 275a/13, 281a/5 ö.si geç- mec. Öfkesi dinmek 276a/13 öyle 1 sıf. Onun gibi, o derece , o kadar
Beriden Rüstem iki ķat olup öyle bir
na‘ra urdı kim Ķal‘a-yı Semengān zír
ü zeber oldı /Öyle ŝaf çehre duĥter-i
ĥūb kim cemāli şu‘lesi şem‘i kāfūruñ
żiyāsın maģv eylemiş262a/6, 262a/8,
262b/6,263a/2 2 zf. O kadar, o şekilde
Nice dilersen öyle eyle! Tamām deste-
çūb kendüye yaķın geldükde pençesin
ķarşu virüp geçüp elinden aldı ve bu
ki bir deste-çūb öyle urdı kim başı
miyānına varınca ĥurd oldı 261a/8,
264a/25, 264b/20,283a/8, ö. olsun Sen bilirsin anlamında
283a/10 öz zm. Kendi 263a/2 özge sıf. Has 290a/23
166
‘öźźźźür (A.) i. 1 Kusur , eksiklik Bu
arada Rüstem’üñ iki ‘özri var idi 280a/4, 280b/10, 2 Mazeret Ĥayır ol Meknām
ķaçup gider pehlüvānlardan ,
nāmerdlerden degüldür ancaķ
‘özri var. 283a/15, 283a/6,
283a/9 ‘ö. dile- Bağışlanmayı istemek
265b/7, 276b/13
167
-P-
pāāāādişāāāāh i. Padişah 261b/16, 262b/9,
263a/11 p. eyle- Padişah yapmak 275b/13
p.-ı ÌÌÌÌrāāāān 274a/6, 274b/6,
277a/23
→harman-zemin padişahı
pāāāādişāāāāhāāāāne zf. Padişahça 277a/20
pāāāādişāāāāhíííí
→divan-ı padişahi, ferman-ı padişahi
pāāāāk (F.) sıf. ve i.Temiz, kusursuz
271a/2, 271a/3, 290a/22
→bi-pak ,Yezdan-ı pak , Yezdan-ı pak
hakkı-çün
pāāāākíííí i. Temiz , saf
→vücud-ı na-pakí
pāāāākííííze (F.) i. Temiz, lekesiz
pāāāākííííze-aĥĥĥĥter (F.) i.
→duhter-i pakize-ahter
pāāāāre (F.) i. Parça, adet 277b/19,
278b/14, 288a/7 p.eyle- Parçalamak 261a/22 p. it- Parçalamak 264a/3
→ateş-pare
parmaķķķķ i. Parmak 267b/18, 287b/12,
287b/22, 288b/12 pars (F.) i. Pars 270a/4
pāāāāsbāāāān (F.) i. Bekçi 264b/15, 264b/20,
265a/1
*pāāāāsbāāāān-başı i. Bekçi başı 264b/16,
264b/17, 265a/3
pāāāāy (F.) i. Ayak 261b/3, 263a/11,
283a/22,
→hak-i pay , püşt paya u.
p.-ı taĥĥĥĥt 263b/15, 270a/13,
271b/25
*pāāāāy-dāāāār (F.) i. Kalıcı, dayanan
p.ol- Kalıcı olmak, dayanmak Şöyle
kim az zamānda Sührāb fenn-i
sipāhíligi ögrendi. Ammā
uyluġına her at pāy-dār olmaz
idi
*pāāāāy-māāāāl (F.) i. Ayak altında çiğnenmiş p.eyle- Çiğnemek, ayak altına almak
283a/2 peçe (F.) i. Oğlan çocuk 273a/21, 280a/9,
284a/1 peder (F.) i. Baba 262a/21, 262b/13, 262b/
p.-i āāāālíííí-şāāāān Şan ve şerefi yüksek
→sulb-ı peder
pehlevāāāān (F.) i. Yiğit, kahraman 266b/1,
266b/16, 266b/8
→burnu büyük pehlevan
pehlevāāāānlıķķķķ i. Yiğitlik, kahramanlık 290a/17
pek 1 sıf. Dayı Beg , ne pek ‘acele birle
gelürsin? 267a/22, 277a/12, 277b/15
2 zf. Pek, çok Cānum pek ģaž eyledi 265b/21, 283b/7
pelííííd (F.) i. Rezil, alçak 265a/23
penāāāāh (F.) i. Sığınacak yer 290a/8
p.it- Sığınmak 261b/7 pencere (F.) i. Pencere 266a/1 pençe (F.) i. mec. Kuvvetli el, zorlu bilek
264b/19, 265a/20, 267b/15,
p.-yi āāāāfitāāāāb Güneşin pençesi262b/5
p. tut- Çekişmek, vuruşmak 271a/23
p.-yi āāāāfitāāāāb ol-Güneşin pençesi gibi
olmak 271a/4
perāāāākende (F.) i.Dağınık
p.ol- Dağılmak, gönderilmek Tūrān
memleketine nāmeler
perākende olup az zamān
içinde yidi kerre yüz biñ Türk
Tatar ‘askeri cem‘ oldı 272b/1
168
perde (F.) i. mec. Namus 263b/8 p.-yi ‘ismet Saflık, temizlik perdesi,
temiz namus 262a/17, 263a/19, 286b/5
perííííşāāāān (F.) i. Dağınık, kaygılı
p.ol- Dağılmak 276b/16
pertāāāāb (F.) i. Atılma
p.eyle- Atmak, fırlamak
Rüstem’üñ na‘rasın işidince bir
kerre gūşın ķalem dümmin
‘alem idüp bir sehíl sehm-nāk
urdı kim ve götürüp öyle bir
per-tāb eyledi kim ķatı yaydan
ok çıķar gibi çıķup öñine ne
gelmedi-se baķmayup šoġrı
Rüstem’üñ yanına varup durdı 262a/8
pervāāāā (F.) i. Korku, çekinme 273b/1
perverde (F.) i.Yetiştirilmiş, büyütülmüş p.eyle- Yetiştirmek, beslemek
277b/17 perveriş (F.) i. Yetiştirme, terbiye etme 286b/6 pes (F.) bağ. Nihayet 271a/24
peşíííímāāāān (F.) i. Pişman
p.ol- Pişman olmak 261b/10, 261b/14, 268b/25,
→nadim ü peşiman o
peşíííímāāāānlıķķķķ (F.) i. Pişmanlık 261b/12
pey (F.) i. Art, arka
*pey-āāāā-pey zf. Arka arkaya, aralıksız
261b/1
peydāāāā (F.) i. Otya çıkan, var olan
p. eyle- Ortaya çıkmak 266b/16, 276b/5
p. it- Ortaya çıkmak 264a/6 p.ol- Görünmek, ortaya çıkmak
279b/9, 290a/13
→na-peyda o.
peyker (F.) i. Yüz, çehre 280a/21
pilāāāāv (F.) i. mec. Pilav, yiyecek
273a/21
píííír (F.) i. Yaşlı, ihtiyar 261b/10,
263a/24, 263a/25
→guderz pir , salih pir
p.-i rūūūūşen zamíííír Gönlü aydınlık
ihtiyar 261b/8, 268b/24
Pííííran Kişi ismi 266b/2, 268a/3, 268a/4
p. ibn-i veyse Veyse’nin oğlu Piran 266b/9, 270a/10
piyāāāāde (F. ) 1111 i. Yaya Rüstem daĥı yaķın
gelüp gördi fi’l-ģaķíķa bu gelen piyāde
Kāvus’dur 276b/10
2 zf. Yaya olarak Nāçar Rüstem,
ālātın nízeye berk idüp dūşına aldı ve
piyāde biraz gitdi. 261b/2, 261b/3,
261b/4, 261b/5, p. ol- Yaya olmak 284a/5 post (F.) i. Post, deri272a/19, 277b/20,
280b/4
pūūūūlāāāād (F.) sıf. Çelik 268b/17, 288b/17
pūūūūs(F.) i. Çarpma
p. eyle- Çarpmak 268b/14, 268b/18, 275a/2
p. it- Çarpmak 274a/8, 278a/18, 278b/13
pür (F.) Fazla, çok, dolu anlamlarında birleşik kelime yapar
*pür-hüner Hüner dolu, hünerli 283b/14 pür-ateş ol- Ateş dolu, ateşli olmak
266b/14, 283b/25
pür-efkāāāār ol- Efkar dolu, efkarlı olmak
→tas-ı pür-hun
püşt (F.) i. Arka, sırt
püşt-pāāāāya ur- Sırtına ayağına vurmak
286a/16 püşte (F.) i. Yığın, tepe 277a/16, 277a/16,
278a/8
169
-R-
Rāāāā-yı Ā‘žĀ‘žĀ‘žĀ‘žem Hindistan’da bir
padişahın ismi 278a/21
rabš š š š (A.) i. Bağlama, bağlanma
→zabt u rabt it-
rāāāāh (F.) i. Yol
r.ın al- Yolunu almak, kesmek 282a/14
r. kesdir- Yol kestirmek 289a/1
rāģāģāģāģat (A.) i. Rahatlık, huzur, sükûn
→hab-ı rahata v.
r. it- Rahat etmek261a/2
r. ķķķķo- Rahat bırakmak 261a/10
r. ol- Rahat olmak 261b/14, 277a/9
r. vir- Rahat vermek 265b/12
raģģģģm (A.) i. Rahim , anne karnı 269a/1,
269b/11, 271b/3
r.-ı māāāāder Anne rahmi, anne
karnı 263b/12
raģģģģne (F.) i. Zarar, ziyan 278a/7
raĥĥĥĥş (A.) i. At 261b/24, 278b/21, 280a/7
r.-ı ejderí Ejderha gibi at
277a/20
Rāāāāhveş İ. Kişi adı 277b/4
ramaķķķķ (A.) i. Pek az şey
r. ķķķķal- Az kalmak Lušf eyle,
gitme, benüm intiķālime bir
ramaķ ķadar ķalmışdur.285a/23
rāāāāmiz (F.) sıf. İtaatkar 270a/3
raaaast (F.rāst) i. Doğru, düzgün 269b/8 r. gel- Uygun olmak 261b/23, 262b/16, 265a/14
r. ķķķķıl- Uydurmak 280b/2
rāāāāvíííí (A.) i. Rivayet eden, anlatan
261b/15, 264a/15, 265a/1
rāżī āżī āżī āżī (A.) i. Rıza gösteren, kabul eden r. ol- Kabul etmek 271a/23 red (A.) i. Geri gönderme, geri çevirme
r.eyle- Geri döndürmek, geri çevirmek
262b/14, 268a/7
ref‘ (A.) i.Ortadan kaldırma
r.-i sevdāāāā mec. Karanlığın kalkması
262b/14 r.-i sevda eyle- Karanlığı
uzaklaşması, kalkması 266a/7 r. it- Kaldırmak, uzaklaştırmak
263b/10, 278b/5 r. ol- Kalkmak, uzaklaşmak 266a/5 reml (A.) i. Falcılık r.e bak- Fala bakmak 263a/7 r. it- Fal baktırmak 278b/10
→ilm-i reml
reng (F.) i. Hile, oyun ,renk r. it- Oyun oynamak, hile yapmak
285b/24 r. eyle- Oyun oynamak, hile yapmak
286a/3
r.-i rūūūūy Yüzün rengi 263a/9
resm (A.) i. Resim 287b/23 rest(e) (A.) i.Kurtulmuş
r.eyle- Kurtarmak 284b/8
revāāāān/ revāāāāne (F.) i. Akan, akıp giden
revāāāān it- Akıtmak, dökmek Kāşke
başum yarup ve gözüm çıķara
idüñ, tek sen hemān ŝāġ
olayduñ!”diyüp gözlerinden
ķanlı yaşlar revān idüp aķıtdı 285a/1
revāāāāne ol- Yürümek, gitmek Yidi
kerre yüz biñ er ile ķandasın
Belĥ ve ķaŝd-ı Kāvus-ı
Kāmrān ve Meknām diyüp
revāne oldı 267a/19, 267a/20,
274a/5 rezm (F.) i. Savaş
→→→→zinde-rezm
rıżāżāżāżā (A.) i. Boyun eğme, hoşnutluk
r.vir- Uygun bulmak Sā’ir begler ve
Sām Sührāb’uñ meydānına
girmege iźín šaleb eylediler.
170
Ammā Rüstem rıżā
virmeyüp kendi girdi. 279b/18
ri‘āāāāyet (A.) i. Ağırlama, iyi karşılama,
hürmet gösterme r. eyle- Ağırlamak, iyi
karşılamak, hürmet , saygı göstermek 262a/25
ri‘ayeten (A.) zf. Sayarak, hürmet göstererek286b/25
ricā ā ā ā (A.) i. İstek ,umma r. eyle- İstemek 267a/3 r. it- İstemek 267b/5, 270b/6 r. olın- İstenmek 278b/9
riķāķāķāķāb (A.) i. Üzengi
riķāķāķāķāb riķāķāķāķāba Özengi özengi
üstüne (vurarak) 280a/20
riķāķāķāķāben (A.) zf. Huzuruna dayanarak,
makamına gelerek 286b/15
rivāāāāyet (A.) i.Söylenti, hikaye edilen
284a/20, 287a/18 r.it- Anlatmak, hikaye etmek 279a/10
ríííízāāāān (F.) i. Akma, dökülme
r. ol- Akmak, dökülmek 284b/7
rūūūūb‘(A.) i. Dörtte bir, çeyrek
r.-ı meskūūūūn Bütün dünya, yedi
iklim 274b/10
rūģūģūģūģ (A.) i. Ruh, can 279a/1, 285b/8
ruģģģģŝŝŝŝat (A.) i. İzin r. vir- İzin vermek 282a/7, 282a/7, 283a/7
rūşen (F.) i.Aydın, parlak
→pir-i ruşen-zamir
rūūūūşināāāā (F.) i. Aydınlık
r. ol- Aydınlanmak 278b/17 *ruşen-zamir i. Aydınlık kimse
→pir-i ruşen-zamir
rūūūūy (A.) i. Yüz
r.-ı dííííl Gönül yüzü 273b/12
r.-ı zemíííín Yer yüzü 281b/1
→reng-i ruy
*rūūūūy-māāāāl i. Yüz süren
r.ol- Yüz sürmek 262b/14
rūūūūz (F.) i. Gün
→naim-ruz
rūūūūzgar/ rūūūūzíííígāāāār (F.) i.
1 Rüzgar 261a/12, 261a/23,
ģikmet-i Ĥudā rūzgār 10 gelüp
Gürdāferíd yüzinden niķābı def ‘
eyledükde Sührāb gördi bir ‘avratdur 273b/9,
2 Zaman, devir Āh hey bí-vefā rūzgār
baña ne ‘aceb āl idüp ‘ırż-ı ŝāģib-
ķırāníyi pāy-māl eyledüñ. 283a/2
r-ı şedííííd Kuvvetli rüzgar 278b/3
→dana-yı ruzigar
Rüstem Kişi adı , i. Kişi adı 262a/13, 263b/17, 274b/6,
Rüstem-i Dāāāāstāāāān 283b/23, 284b/2,
284b/3 R.-i yek-dest Tek elli Rüstem
290a/20, 290a/24
rüsvāāāāy (F.) i. Rezil, hor, hakir
r. it- Rezil etmek 279a/18
rüüüüyāāāā (F.) i. Rüya 262a/19, 261b/8, 268b/24
171
-S-
sāāāā‘at (A.) i. Muayyen bir zaman dilimi
262a/23, 270a/18, 274a/20
* sāāāā‘at-be-sāāāā‘at zf. Her an 281b/21
ŝŝŝŝabā ā ā ā (A.) i. Gün doğusundan esen hafif
rüzgar
→bad-ı saba
ŝŝŝŝabāģ āģ āģ āģ (A.) i. Sabah 261b/13, 262b/24,
263b/14
sābsābsābsābııııķān ķān ķān ķān (A.) zf. mec. Samimiyetle
278a/23
ŝŝŝŝabr (A.) i. Sabır s. eyle- Sabretmek 279a/5 s. it- Sabretmek 262b/13, 279a/6
ŝŝŝŝabr-ı metāāāā‘ Sabrın faydası
(meyvası)262b/3
ŝŝŝŝābūnābūnābūnābūn (A.) i. Sabun 285b/15, 285b/15,
285b/20
ŝŝŝŝaç- Saçmak 275b/20
ŝŝŝŝaçıl- Saçılmak 268b/18
ŝŝŝŝadāāāā (A.) i. Ses 265b/21, 265b/21,
265b/24
ŝŝŝŝ.vir- Ses vermek 288a/20,
289b/18
ŝŝŝŝaded (A.) i. Asıl konu 281b/20,
282b/13
ŝŝŝŝaf (A.) i. Sıra, dizi 262b/6, 282a/12
ŝŝŝŝ. baġġġġ- Karşılıklı sıra
oluşturmak268b/11, 281b/2
ŝŝŝŝ. tut- Sıraya girmek 267b/2
→telke-i saf-şiken
*ŝafŝafŝafŝaf----şikenşikenşikenşiken i.ve sıf. Saf yarıcı, saflar
yaran
ŝŝŝŝafā ā ā ā (A.) i. Ferahluk, huzur 274a/7,
287a/22
→zevk ü safada o.
sāāāāfil (A.) i. Aşağı, alçak 276b/25,
277b/6
*Sāāāāfil-i ŝŝŝŝaf-şiken Özel ad 278b/15
ŝŝŝŝaġġġġ I sıf. Sağ taraf Rüstem’üñ ŝāġ
yanında tā başına yaķın yirde oturup
Rüstem’üñ elin eline alup nabżına
baķdı 263a/14, 276b/16
IIIIIIII i. Yaşamakta olan, canlı,diri Ya
ben anı ŝāġ mı ķoram? 266b/19,
269a/8, 280b/5 ŝŝŝŝ.lar sög- Sağlığına küfretmek 281a/6,
281a/7
→başı sag o.
ŝŝŝŝaġġġġ- (Süt) Sağmak 264a/6, 286a/19
sāāāāġġġġar (F.) i. Kadeh
sāāāāġġġġar -be- sāāāāġġġġar zf. Kadeh kadehe 266b/19
ŝŝŝŝaġġġġlıķ ķ ķ ķ i. . . . Sağlık ve esenlik 266b/6, 271a/10
ŝŝŝŝaġġġġrı i. Memeli hayvanlarda baldır 289b/24
ŝŝŝŝāģāģāģāģib (A.) i. Malik, sahip 261b/22, 262a/2,
274a/15
→hayır sahibi
*ŝŝŝŝāģibāģibāģibāģib----ķķķķırırırırānānānān i. Her zaman kazanan
hükümdar 262b/20, 263a/13, 263a/16
*ŝŝŝŝāģibāģibāģibāģib----ķķķķırırırırānānānānlıķķķķ i. Hükümdarlık 272a/14,
279b/13
****ŝŝŝŝāģibāģibāģibāģib----ķķķķırırırırānānānān-zāāāāde Hükümdar çocuğu
279a/4
ŝŝŝŝāģibāģibāģibāģib----ķķķķırırırırānānānān----ı ı ı ı āāāālemlemlemlem Dünyanın
hükümdarı 262b/25, 263a/2, 263b/7
****ŝŝŝŝāģibāģibāģibāģib----ķķķķırırırırānānānāníííí Sahib-kıranlık
→ırz-ı sahib-kırani, müşt-i sahib-kırani alat-ı
sahib-kırani, arz-ı sahib-kırani, gazab-ı sahib-kırani ,nara-yı sahib-kırani
sāģāģāģāģir (A.) i. Büyücü 283b/20, 283b/23, 284a/1
ŝaŝaŝaŝaģrāģrāģrāģrā (A.) i. Çöl, kır 261b/17, 264b/7, 264b/8,
172
sāāāā’ir (A.) sıf. Diğer, başka 261b/6,
263a/24, 274b/8
ŝaŝaŝaŝaķķķķal i. Sakal 277b/16
ŝaŝaŝaŝaķķķķallu sıf. Sakallı 277b/17, 285b/14
saķķķķf (A.) i. Tavan, çatı, dam 261b/21
ŝaŝaŝaŝaķķķķın ün. Sakın, aman Mefhūm-ı nāme:
“Yā Mihrāc Şāh, ŝaķın bundan
incinme, aģvāl şu yüzden
olmışdur.265b/16, 268b/2,
272b/4 ŝaŝaŝaŝaķķķķın- Sakınmak, çekinmek Bre
meded iy server, zírā pederüm
Efrāsiyāb baña muģkem tenbíh
eylemişdür kim ŝaķınup
Semengān’a uġramasın diyü 272b/10, 274b/8
sāķāķāķāķí í í í (A.) i. İçki sunan, dağıtan 266b/25
sāāāākit (A.) i. Susan, ses çıkarmayan s.ol- Susmak, sükût etmek 280b/13
ŝaŝaŝaŝaķķķķla- Saklamak, gizlemek Bir şey’i
benden niçün ŝaķlarsın? 269b/24, 282a/17
ŝŝŝŝal- 1 Koymak , yerleştirmek
šaş-ıla dívi dört pāre eyledi ve
tiziyye tīġı ġılāfına ŝaldı 261a/22, 2 Göndermek , üstüne yürümek
urayım diyenlere bir kerre
ķulaġın kalem dümün ‘alem idüp
bir suheyl urup öyle üzerlerine
ŝaldı kim ödleri aġzına
geldi.264a/25, 264b/2,
3 Başını öne eğmek Başın ŝalup
:”Hāy nā-bekār eger baña iķdām
ile żarb urur ise beni dünyāya
gelmedüge dönderür idi 268b/21, 283b/22,
4 Düşürmek Āĥir beni bir żarb ile
raĥşın gerdānına ŝalup geçüp gitdi 269a/17, 5 Getirmek, terk etmek Ol egri gözlü
ķaltabān ile ikisin daĥı ķarşu-be-ķarşu
salup eyleñ! 275b/5,
6 Serbest bırakmak, göndermek
Pehlevanlar da gelüp anlar da
raĥşlarından inüp atların ota ŝaldılar 287b/2, 287b/3, 7 Sallamak Hemān ‘askere birden ķol
ŝalup işāret eyledi 289a/13
s.ı –vir- Serbest bırakmak , salmak 266a/2, 267a/7, 270b/22
→hapse s.
ŝŝŝŝalāāāābet (A.) i. Kuvvet, sağlamlık 277b/13,
283b/7, 289a/18
Salāāāāmon dānāānāānāānā Kişi adı 278b/9, 281b/22,
274b/23,
ŝŝŝŝalındur- mec. Gözü görmemek
Belí pehlevān işte böyle ķopdı bir
āteş-pāre oġlandur. Aŝlā bir kimseneyi
gözine ŝalındurmaz. 267b/23
ŜŜŜŜāliģāliģāliģāliģ Vezíííír Kişi adı 262a/15, 263a/10,
263a/11
ŜŜŜŜāliģāliģāliģāliģ Píííír Kişi adı 263a/18, 263a/20, 263a/23
Sāāāām Kişi adı 274b/19, 276b/6, 277b/11
Sāmāmāmām----ı pííííl Fil üzerine binen Sam
274b/2, 277a/3, 277b/10,
Sāāāām-ı süvāāāār Atlı Sam 277b/17
ŝŝŝŝan i. Şöhret , nam
→ad u san
ŝŝŝŝan- Zannetmek 268a/12
sañññña zm. Sen zamirinin yönelme hali 269b/23, 275b/1, 289a/4
ŝŝŝŝan‘at (A.) i. Hüner, marifet 284b/8
ŝancaŝancaŝancaŝancaķķķķ i. Sancak 279b/5
sandalíííí (A.) i. İskemle, sandalye, kürsü
271b/25, 278a/18
ŝŝŝŝanduķķķķa (A.) i. Sandık, mezar üzerindeki
173
sandık 286a/11, 286a/11
ŝŝŝŝapdur- Saptırmak,yolundan çıkarmak
Sührāb Hecír’üñ nízesi ĥašša
yirine geldükde ķolçaġı-la
çarpup nízeyi yolından sapdurdı 273a/23
ŝŝŝŝaplan- Batmak, saplanmak Síne-yi
Sührāb’a tā ķabżasına varınca
ŝaplanup Sührāb cān acısı ile
silkini-virince sínesin yarup
andan cigeri içerüde aŝılı ķaldı. 284a/19
ŝŝŝŝar- 1 Sarılmak Sührāb yirinden
durup ķarşusında olan direge
muģkem sardı 266b/23,
2 Yarasını sarmak Efrāsiyāb’uñ
zaĥmın ŝarup Sührāb ġayrı
cengden el çeküp dayısı Zinde-
Rezm ile lalası Telke ormandan
çaġırup onlar daĥı çıķdılar 268a/16, 269a/14, 3 Sarmak Dāyeler nāfesin kesüp
ķumaşa ŝarup terbiye eylemege
başladılar 272b/20
sarāāāāy (F.) i. Saray 262a/13, 262b/3,
264a/3
s.-ı Efrāāāāsiyāāāāb Efrasiyab’ın
sarayı 267a/13
s.-ı Gūūūūderz Guderz’in sarayı
274a/1
s.-ı Selíííím şāāāāh Selim şahın sarayı
265a/22
ŝŝŝŝarf (A.) i. Harcama
ŝŝŝŝ. it- Harcamak 284a/3
ŝŝŝŝarı sıf. Sarı 282b/8
ŝŝŝŝarıl- Sarılmak, kucaklaşmak 267b/16,
282b/5, 284a/5
ŝŝŝŝarılı zf. Bağlı, sarılı
289a/19
ŝŝŝŝarķķķķıt- Sarkıtmak 281a/11
ŝŝŝŝarp i. Gidilmesi güç olan (yer) Yarınki
ķonaġımuz nice, ŝarp mıdur yoĥsa
āsān mıdur? 273a/5
ŝarŝŝarŝŝarŝŝarŝ- Titretmek, sarsmak 282b/12, 282b/7,
282b/7
ŝŝŝŝat- Para karşılığında bir malı vermek, satmak
287a/7, 263b/23
ŝŝŝŝavur- Saçmak, savurmak 280a/19 sa‘y (A.) i. Emek, gayret s. it- Gayret etmek 263a/17 s. üzere ol- Gayret etmeye çalışmak
274b/8
ŝŝŝŝayd (A.) i . Avlanma, av 274a/7, 286b/9
ŝŝŝŝ. u şikāāāār eyle- Avlamak, ava çıkmak
286b/8
ŝŝŝŝ. u şikāāāār it- Avlamak 270b/9,
277a/9,263b/18
ŝŝŝŝ. u şikāāāār Avlama, av 287b/10
sāāāāye (A.) i . Gölge 261b/1, 261b/7, 261b/7
*sāāāāye-bāāāān i. Çadır 277a/16
sāāāāz (F.) i . Bir çalgı, saz 265b/20, 266a/8
→negamat-ı saz
sāāāāzende (F.) i . Saz çalan kişi, çalgıcı 266a/8
sebeb (A.) i . Sebep 269a/3, 275b/3
→hayatına sebeb o.
sec (A.) i.Kafiyeli söz sec eyle- Kafiyeli sözler söylemek
266a/1 sedd (A.) i. Sur ,set s.-i iskender İskender’in seddi
280a/14 sefer (A.) i. Yolculuk 272b/21
sefííííd (A.) sıf. Beyaz 275b/15, 275b/16
→div-i sefid
sefííííh (A.) i. Düşkün, akılsız kimse 265a/16,
265a/17 segir- Yerinden oynamak, kıpırdamak 286a/6 segirdiş- Koşuşturmak 272b/16, 285a/1 segirt- Koşmak 261b/18, 263a/2, 281a/10
seģģģģer (A.) zf. Seher vakti, sabahın erken saati
272b/14
seģerģerģerģeríííí (A.) zf. . Sabahın en erken saati,
sabahtan 273a/2
174
seģģģģííííl (A.) i. Bir kat bükülmüş ip 261a/1,
261a/13, 261a/4
sehlāāāān Kişi adı 265a/12, 265a/12,
265a/14 sehm (A.) i. Dehşet, korku
*sehm-nāķāķāķāķ zf. Korkunç, korkulu
261a/1, 262a/7
→Süheyl-i sehm-nak
sekiz sıf. Sekiz 264a/9, 271b/10, 273a/24 sekizinci sıf. Sekizinci 275a/1
selāāāām (A.) i. Selam 266b/15, 285a/13
s. al- Selama karşılık vermek 275a/11, 275a/12
s. vir- Selam vermek 262b/7, 263b/3, 275a/12
Selíííím şāāāāh Kişi adı 261b/25, 269a/19,
269a/20, 287a/17
Semengāāāān Yer adı 270b/25, 286a/7,
286a/8
semensāāāā (F.) sıf. Yasemin kokulu
286b/7 sen zm. Tekil ikinci şahıs zamiri 261a/2,
272b/3, 288a/10 sendele- Sarsılmak, sallanmak 264b/2 senden zm. Tekil ikinci şahıs zamirinin
uzaklaşma hali 279b/15, 279b/21, 290a/22
sene (A.) i.Yıl 262a/19, 262a/22, 262a/23
sengíííín (F.) i. Sert, katı, acımasız
283a/22 seni zm. Tekil ikinci şahıs zamirinin
yönelme hali 266b/19,274b/13,289a/3
senüññññ zm. Tekil ikinci şahıs zamirinin
genitif hali 261a/15, 265b/22, 266b/19
senün uġġġġrına mec. Senin
yoluna 272a/10 ser (F.) i. Önder , reis , baş
→ah-ı ser ç., arslan-ser, ceyş-i ser-asker
ejder-ser *ser-‘asker i. Ordu komutanı 277b/4
*ser-dāāāār (F.) i. Başkumandan 272b/2,
272b/3, 277a/24
*ser-firāāāāz / ser-efrāāāāz i. Benzerlerinden üstün
olan kahraman 269a/23, 277a/24, 277a/6
*ser-güźźźźeşt (F.) i. Macera, serüven 262a/16
*ser-ķķķķaplāāāān i. Kaplanların başı 277b/12
*ser-keş i. İnatçı, dikbaşlı 265a/18, 265b/7 *ser-keşlik i.
s.it- İnatçılık yapmak 284a/17, 284a/20
*ser-meydāāāān i. Meydan başı 268b/20,
280b/1
*ser-nigūūūūn zf. Baş aşağı olmuş, ters dönmüş 273b/9 s.itmek 274a/11 s.olmak 265a/21
*ser-ššššuġġġġluġġġġa i. Tuğluk başı 277b/19
*serāāāā-perde (F.) i. Padişah çadırı 270b/5,
270b/5, 270b/9, 276b/16
s.-yi Cemşííííd Cemşid’in çadırı
278a/12
s.-yi Kāāāāvus Kavus’un çadırı 276b/24,
277b/1 serd (F.) i. Sert
→ah-ı serd
serencāāāām (F.) i.Başa gelen, baştan geçen,
vak’a 263b/25 serheng (F.) i. Çavuş 271a/12 sermed (F.) i. Daimi, sürekli 283b/5 serp- Serpmek 267a/1 serpil- Serpilmek
→yüregine su serpil-
server (F.) i. Reis, baş 262a/24, 266b/8, 272b/10
s.-i ‘āāāālem Alemin reisi 262b/8
ses i. Ses, sadâ 264a/17, 264a/3 sev- Sevmek 266b/3, 287a/13
→sevdā İstek, sevgi, aşk ,galebe-yisevda ref-i
sevda ,ref-i sevda e.
s.-yı ‘aşķķķķ Aşk sevgisi 263a/15
seyāģāģāģāģat (A.) i.Yolculuk, gezi 287a/4
seyrāāāān (A.) i. Dolaşma, gezme,gezi 285b/17
sezsezsezsez---- Hissetmek, fark etmek Senden erlik
sezerem. Baña belki ķafa-dār olasın 290b/1
175
sezāāāā (F.) i. Layık, müstehak Kāvus’uñ
eyledügi mel‘anete göre Sührāb
šutup derisin yüzse sezādur 281a/24
→na-seza
*sezāāāā----vāāāār (F.) i. Layık uygun 262b/15
sıçra- Sıçramak 264b/4, 266b/21, 274a/16
→can başına s., can başlar s.
ŝŝŝŝıdķķķķ (A.) i. Doğruluk, gerçeklik 285b/16
sıġġġġa- Sıvamak, okşamak 261b/10,
262a/9, 268b/25
sıġġġġır i. Sığır 289a/2
ŝŝŝŝııııģģģģģģģģat (A.) i. Sağlık 269a/20, 272a/9
sıķķķķ- Sıkmak
→diş s. ,dudak s.
sıķķķķıl- Sıkıntıya kapılmak
→canı s.
ŝŝŝŝııııķķķķlet (A.) i. Zahmet 266b/8
ŝŝŝŝ.vir- Zahmet vermek 266b/7
sıra i. Sıra
→ardı sıra
sıyırt- Sıyırtmak 280a/12
sicāāāām (A.) i Akış, seyelan etmek
276b/3, 280b/5, 287b/2
siģģģģr (A.) i . Sihir, büyü 275b/15, 283b/7,
284a/1 s.eyle- Büyü yapmak 276b/7, 283b/25
silāģāģāģāģ (A.) i. Silah, hücumi çin kullanılan
alet 272b/13
silāģāģāģāģlan- Silahlanmak 267a/15
*silāģāģāģāģ----şörlük i. Savaşçı , silahşör
s.eyle- Silahşörlük yapmak 274b/16
silk- Temizlemek,silkmek 264a/2, 270b/22, 272b/20 s.i-vir- Temizleyivermek 272b/19, 288b/10
silkin- Silkinmek , sıçramak silkini-vir- Silkinivermek 284a/19
sille i. El ayası ile vurulan tokat 264b/7, 266b/22, 266b/23
silsile (A.) i. Arka arkaya oluşan, birbirine bağlanan şey 273a/9
simurg (F.) i. Anka, simurg
s.-ı anķķķķa 277b/17
sííííne (A.) i. Göğüs, bağır 275b/10, 283a/1,
283a/3
s.-yi Sührāāāāb Sührab’ın sinesi 284a/18,
284a/22
sipāāāāh (F.) i. Ordu 273a/17, 276b/24, 276b/8,
sipāāāāhíííílik (F.) i. Askerlik
→fenn-i sipahilik
sipāāāāriş (F.) i. Ismarlama
s.eyle- Ismarlamak 274b/1 sipehbed (F.) i. Başkomutan 277a/22 Sipend Kişi adı 277a/23 siper (F.) i. Kalkan 267b/8, 268a/6,
→ayine-yi siper
s.-i çíííín 288b/17
s.-i Gürşasb 280a/24, 283b/15, 289a/16
sipiģģģģ bk. sipāģāģāģāģ
Siyistāāāān Yer adı 273a/10, 273a/6 sitem (F.) i. Serzeniş s.eyle- Serzenişte bulunmak 284a/20,
286b/14
siyāāāāh (F.) sıf. Kara, siyah 267a/25, 268a/19,
285b/14
→felek ayinesin siyah e.
siz zm. Çoğul ikinci şahıs zamiri 262b/22, 263a/21, 263a/3
sizden zm.Çoğul ikinci şahıs zamirinin uzaklaşma hali 276b/1, 285a/13
size Çoğul ikinci şahıs zamirinin yönelme hali 268a/24, 275b/7
sizi Çoğul ikinci şahıs zamirinin belirtme hali 268a/23, 286b/15
sizler Çoğul ikinci şahıs zamirinin genitif hali 276a/20, 286a/19, 287a/9
sizüññññ Çoğul ikinci şahıs zamirinin
genitif hali 265a/2, 268b/2, 269b/1
soģģģģbet (A.) i. Sohbet 270b/8, 281b/20,
286b/20 s.eyle- Sohbet etmek 262b/1
176
s.it- Sohbet etmek 266b/4, 278a/10
s.ler eyle- Sobetler etmek 271b/15
→bezm-i sohbet e., şeref-i sohbet
ŝŝŝŝoķķķķ- Batırmak 267b/18, 288b/12
ŝŝŝŝol sıf. Sol taraf 267b/18, 270a/13,
289b/21
ŝoñŝoñŝoñŝoñ sıf. 261b/12
ŝoñŝoñŝoñŝoñra zf. İleride, daha sonraki bir
vakitte, daha sonra 261b/10, 261b/25, 263b/10
ŝŝŝŝor- I 1 Sormak, sual etmek Rast
gelüp sordum, bana şöyle didi 265a/24, 266b/14, 269b/20 2 Araştırmak , öğrenmek Bānū
ĥādim gönderüp aŝlın sordı 266a/2,274a/3, 277b/6
II Emmek Buna šayalar ve
dadılar ta‘yin eylediler ammā
ķaçan šaya kucaġına alup meme
virdükde bir kerre šaya memesi
ŝordı. Bir daĥı ŝorduķda ķan
gelürdi 264a/4,
ŝovuŝovuŝovuŝovuķ ķ ķ ķ i. Soğuk
ŝŝŝŝ. geç- Soğuk almak 279b/11
ŝŝŝŝoy- Elbisesini çıkarmak
263b/11, 281a/18
ŝŝŝŝoyıl- Soyulmak, elbisenin çıkarılması
267b/11
ŝŝŝŝoyın- , soyunmak , elbisesini çıkarmak
263b/11 sög- Sövmek 284a/11
→saglar s.
sök- Sökmek 278b/3, 284a/17, 288b/4
→ciger-gahın s.
söyle- 1 Söylemek , demek Söyle seni
deryāya mı bıraġam yoĥsa
zemíne mi bıraķayım? 261a/16,
262a/2, 262a/5
2 Konuşmak Ya ne söylerler bir dem
sen söyledüklerin hemān sen baña
söyle. 276a/16
→yabana s.
söylen- Söylenmek, anlatılmak 283a/7
söyleş- 1 Karşılıklı konuşmak Ammā bunlar
bu kelāmı söyleşürken Belísem de
gelüp irişdi 268b/8,
2 Anlatmak Salāmon eyitdi: “ Be hey
ŝāģib-ķırān, ĥalķuñ aģvāli ma‘lūma
biñ dürlü ĥalš kelām söyleşürler 276a/14,
söylet- Konuşturmak, söyletmek 263a/12, 263b/10, 270a/6
söz 1 Söz , kelam 266b/12, 262b/19, 265b/20,
2 Konuşma Sührāb’uñ ĥaberi yoķ iken
bir söz bilür ādem ile el altından yine
Mihrāc Şāh’a gönderüp ‘ažím ‘özürler
diledi 265b/6
266b/17, 268b/9, 269a/24, 269b/8, 3 Nasihat , öğüt
s.bil- İyi konuşmak, laf dinlemek Bir
söz bilür ādem ile … 265b/6
s. diññññle- Nasihat dinlemek 265b/17
ŝŝŝŝu i. 1 Su 261b/21, 265b/19, 270b/13,
289a/2 2 Göl, akarsu 290b/24, 290b/25
ssssu’āāāāl (A.) i. s.eyle- Soru sormak 262a/14, 266a/5,
266a/6 s.it- Soru sormak 263a/25, 278b/21,
290a/18
ŝubŝubŝubŝubģģģģ (A.) i. Sabah
→asar-ı subh
ŝŝŝŝufra (A.) i. Sofra
****ŝŝŝŝufra-keş Sofra çeken, bakır sofra tepsisi
286b/1 suheyl (A.) i. Kişneme 264a/25, 264b/1
s.-i sehm-nāāāāk Korku verici kişneme
283b/3
ŝuĥŝuĥŝuĥŝuĥte (F.) i.Yanık, yanmış
177
s.ķķķķıl- Yakmak 268b/14, 280a/18
suhūūūūlet (A.) i. Kolaylık 272b/19
ŝŝŝŝulb (A.) i. Bir kimsenin soyundan
269b/11, 271b/3
ŝŝŝŝ.-ı peder Babanın soyu 263b/12
sulšāšāšāšān (A.) i. Sultan 262a/11, 262b/17,
268b/6
s.-ı bāāāānūūūūyāāāān Hanımların sultanı
267a/5
ŝŝŝŝun- Vermek, arz etmek 266b/25,
270a/13, 270b/21
→el ŝun-
sūsūsūsūr (F.) i. Düğün
s.it- Düğün yapmak 263b/5, 271b/2
ŝŝŝŝurāģāģāģāģí í í í (A.) i. Sürahi 286b/14
ŝŝŝŝūūūūret (A.) i. 1 Biçim, şekil, kılık
261b/23, 271a/5 2 Yüz, çehre 266b/22,
ŝŝŝŝ.-i mu‘āāāāmele Davranış şekli
276a/23
→tebdil-i suret o.
SSSSurĥĥĥĥ-ĀĀĀĀbāāāād Yer adı 273a/14, 273a/15,
273a/7
ŝŝŝŝus- Susmak 283b/25
sūūūūz (F.) i. Yanma, ateş 287b/23
*sūūūūz-nāāāāk sıf. Yakıcı, dokunaklı
→ah-ı suz-nak e., dag-ı suz-nak i.
Sübhāāāāne (A.) i. Allah 261b/3
süd i. Süt 268b/21, 264a/6
Sührāāāāb Kişi adı 265b/24, 269a/22,
272a/25 ,
S.-ı ser-efrāāāāz 263b/12, 264b/8,
265b/11,
S.-ı ser-firāāāāz 263b/13, 264b/23,
265b/18
→sine-yi sührab
sür- 1 At sürmek Gürzin çeküp at
sürüp ķafasından Sührāb’a bir żarb-ı
gürz ģavāle eyledi 265a/19,
266b/5,267a/12 2 Kovalamak Rüstem ĥāh-nā-ĥāh
bunları sürüp ol bāġdan šaşra çıkardı 290a/10
→iz sür-
sür‘at (A.) i. Çabukluk, hız, acele 268b/7 süri i. Sürü 290a/4 sürin-/sürün- Sürünmek 267b/21, 262a/9 sürme (F.) i. Sürme , göze çekilen toz pudra
289a/10
sürūūūūr (F.) i. Mutluluk, sevinç 290a/15
süst (F.) i. hareketsiz, miskin, halsiz 281b/21 s.ol- Miskin, halsiz olmak 281b/8 süstlik (F.) i. Miskinlik, halsizlik 279b/9
sütūūūūn (F.) i. Direk, sütun 268b/12, 273b/15,
288a/25
süvāāāār (F.) i. Ata binen ,binici, süvari 261a/7,
286a/24 s.it- Ata binip sürmek 290a/4
s.ol- Ata binmek 261b/19, 262a/10, 262a/10
→sam-ı süvar, yek-süvar
süvārāārāārāārān i. Süvariler 285a/12
178
-Ş-
şāāāād (F.) i.Sevinçli, mesud
ş.ol- Sevinçli, mesud olmak, sevinmek 262a/24, 263b/2, 263b/4
şāāāāh (F.) i. Hükümdar, padişah 261b/17,
261b/19, 261b/19 ş.eyle- Padişah yapmak 262b/22
→divan-ı şah
şāāāāhin (F.) i. Yırtıcı bir kuş 283a/1
şaĥĥĥĥs (A.) i.Kişi, kimse 286b/3, 290a/23
şaķķķķ (A.) i. Yarık, çatlak 277a/18
→iki şak e.
şarāāāāb (A.) i. İçki, şarap 282a/3
şaş- Şaşırmak Bir suheyl öyle urdı kim
Ekvān Nerre bile şaşdı 261a/8,
269a/25, 275b/6, şāāāāyed (F.) bağ. Eğer, şayet 265a/11,
268b/3, 272b/22 şāyetse (A.) i. Sözü edilmeye değer
286b/6 şeb (F.) i. Gece
→ziya-yı şeb
şecāāāā‘at (A.) i. Yiğitlik, cesaret 264a/2,
267a/4
şecíííí‘(A.) sıf .Cesur, yiğit 268a/3,
274a/9, 277b/15
şedííííd (A.) sıf. Güçlü, kuvvetli 288b/21,
289a/17
→ruzgar-ı şedid, zahm-ı şedid ,zarb-ı
şedid
şehenşāāāāh (F.) i. Şahların şahı 286b/6
şehir bk. şehr şehirlü (F.) i. Şehirli 273b/24, 273b/25,
274a/3
şehlāāāā (F.) i. Tatlı şaşı
→nergis-i şehla
şehr (F.) i. Şehir, kent 261b/20, 261b/20, 262a/1
→ahali-yi şehr
Şehre-bāāāānūūūū Kişi adı 270b/22, 271a/5,
271b/1
şehriyāāāār (F.) i.Padişah, hükümdar
→harem-i şehriyar
şehzāāāāde (F.) i. Padişah çocuğu 269a/25,
269b/4
ş.-i āāāālíííí-miķdāķdāķdāķdār Çok değerli şehzade
267a/7
ş.-yi cihāāāān-āāāārāāāā Dünyayı süsleyen
şehzade 266a/3
şehzāāāādegāāāān (F.) i. Padişah çocukları
277a/24 şekl (A.) i. Şekil 279b/16
şekvāāāā (A.) i. Şikayet
ş.eyle- Şikayet etmek 265b/1 şem‘ (A.) i. Mum 262b/5, 262b/5, 262b/7
ş.-i kāāāāfūūūūr Bir çeşit güzel kokulu mum
262b/6 şenlik i. Şenlik 265b/20 şer (A.) i. Kötülük, fenalık 278b/5
şerāāāāre (A.) i. Kıvılcım 280a/18
şerbet (A.) i. Şerbet 263b/8, 270a/13, 278a/19 şeref (A.) i.İtibar, şeref
ş.-i soģģģģbet Sohbetin şerefi 262b/10
*şeref-yāāāāb (F.) i. Şeref bulan, kazanan ş.eyle- Şeref bulmak 262a/12 şeş (F.) i. Altı *şeş-per i. Altı dilimli topuz
→ahen-i şeş-per
şevķķķķ (A.) i. Neşe, sevinç, haz 283a/21 şey (A.) i. Nesne, şey 269b/24, 272a/8,
273b/19
Şeyeyeyeydūūūūş Kişi adı 271a/19, 271a/21, 271a/25
deli Şeyeyeyeydūūūūş 270b/13, 270b/14,
271a/15 şeyh (A.) i. Şeyh 261a/15 şeyn (A.) i.Kusur, ayıp, kabahat
→made-i şeyn
şeyšāšāšāšān (A.) i. Şeytan 285b/23, 286a/3, 286a/4
şiddet (A.) i. Şiddet, sert 261a/12
ş.-i te‘síííír Tesirin şiddeti 283a/21
ş.-i żżżżarb Darbenin şiddeti 269a/10,
179
283b/3, 288a/4 ş.-i zarb-ı gürz Gürzün darbesinin
şiddeti 280a/24
Şííííde i. Kişi adı 287a/13, 272b/10,
272b/13
→divan-ı şíde
şikāāāāf (F.) i. Yırtık, yarık 285a/9
şikāāāār (F.) i. Av, avlanma 264a/10,
264b/24, 265a/1 ş. it- Avlamak 264b/13, 265a/13,
265a/3 ş. itdür- Ava çıkarmak 264b/14
ş.a çıķķķķ- Ava çıkmak Ammā
meger Efrāsiyāb muķaddem
şikāra çıķduķda bu Belísem’e
ĥaber göndermiş idi 289a/24
→azm-i şikar i., sayd u şikar e., sayd u
şikar, sayd u şikar i.
şikāāāāyet (F.) i. Yakınma, şikayet
265b/11, 271a/13 ş.eyle- Şikayet etmek 265b/9,
267a/23 şikest (F.) i. Kırılma , kırılmış
ş.ol- Kırılmak Ammā çe fā’ide
cām şikest olup āb ĥāk üzerine
rízān oldı 284b/6, 288b/7 şimdi zf. Şimdi, şu anda 262a/20,
263b/19, 263b/20 *şimden-girü zf. Şimdiden sonra
285a/22, 271a/25, 276b/5
şiríííín (F.) i. ve sıf. Güzel, tatlı, hoş
→can-ı şirin
şiş- Şişmek 266b/18 şol sıf. Şu 264a/1, 265a/15, 267a/7 şöyle zf. ve sıf.
1 sıf. Pādişāhum şöyle bir mehíb
süvār geldi. Bilmezüz kimdür?
286a/24, 272b/23, 2 zf. “Gözüm nūrı , aģvāl şöyle
olmış 285a/20, 286a/1, 267b/8,
şu sıf. ve zm. Şu
1 İşaret sıf. İy çoban, şu ŝūretde bir at
gördüñ mi? 261b/23, 265b/16,
265b/24 2 İşaret zm. Çūbān, Rüstem’üñ yüzine
baķdı, bir mehíb dilāverdür ve şunda
ālāt bildi ki raĥş bunuñdur
şūūūūĥĥĥĥ (F.) sıf. Cilveli
şūūūūĥĥĥĥ-ı müstesnā ā ā ā Ayrı, özel bir cilve 286b/8 şu‘le (A.) i. Işık , parıltı 287b/14, 287b/14
→cemal-i şule
*şu‘le-gíííír (F.) i. Işık yayan
ş.ol- Işık yaymak 281b/1
şumāāāār (F.) i. Hesap, sayı, adet
→bi-şumar
şunda zm. Şu zamirinin datif hali .Şurada 261a/2, 272b/8, 277a/8
şunı zm. Şu zamirinin belirtme hali .Şunu 271a/1
şunlar zm. Şu zamirinin çoğulu.Şunlar 275b/7 şübhe (A.) i. Şüphe 269b/16 ş.ye var- Şüphelenmek 269b/15,
277b/24, 283b/8 şükr /şükür (A.) i.Şükür, hamd
ş.-i Yezdāāāān eyle- Allah’a şükretmek
280b/5, 283a/22
ş.-i Yezdāāāān it- Allah’a şükretmek
280b/2 şükür bk. şükr
180
-T-
tāāāā (F.) e. …e kadar, ….e değin
262a/24, 263a/14, 278a/9,
tāāāā kim İçin, diye 261a/24, 262b/14,
265a/15,
→dü-ta o.
ta‘accüb (A.) i.Şaşkınlık, şaşırma t.eyle- Şaşırmak 276b/7,
283b/16
Ta‘āāāālāāāā (A.) i. Allah 261b/3
→bar-ı taala ,bi-emrullah-i taala
ta‘āāāām (A.) i. Yemek 276b/19, 281b/19
→ba‘de-ta‘am
ššššab‘(A.) i. Tabiat, huy 265b/21
t.‘-ı tüvāāāān Huyun gücü 282a/19
ššššabanca (F.) i. Avuç içi mec. Tokat
→felekden tabanca y.
ššššabancala- Tokatlamak 268b/19,
280a/12, 280a/19,
ššššabíííí‘at (A.) i. Huy , yaradılış 270a/20,
272b/12
ta‘bíííír (A.) i.Yorum, rüya yorumu
t.olın- Yorumlanmak 289a/25
ššššabl (A.) i. Davul 275a/6, 281b/2
šššš.-ı ārāārāārāārām Yapılan işe ara vermek
için çalınan davul 281b/17, 283a/16
šššš.-ı ceng Savaş davulu 282a/11
tāāāābūūūūt (A.) i. Tabut 285b/12, 285b/13,
285b/13
tāāāāc / tāāāāç (A.) i. Taç 283b/12, 284a/12
265a/2
ššššafŝíŝíŝíŝíl (A.) i.Açıklamak , etraflıca
bildirmek 281a/23
ššššaġġġġ i. Dağ, büyük tepe 275b/19, 285a/2,
286a/17
šašašašaġġġġıl- Dağılmak 275b/23, 290a/9
šašašašaġġġġla- Yakmak 264b/15
taġyíġyíġyíġyír (A.) i. Değişiklik, bozukluk
t.ol- Değişmek, bozulmak Selím
Şāh’uñ reng-i rūyı taġyír olmış.
Beñizinde ķan ve bedeninde
cān ķalmamış 263a/9
taģģģģammül (A.) i.Dayanma, katlanma
t.it- Sabretmek, dayanmak, katlanmak 261b/18
ŠahārŠahārŠahārŠahār Kişi adı 277b/3
taģģģģavvür (A.) i.Acelecilik, tezlik
tahavvür eyle- Acele etmek 274b/24
taģķģķģķģķííííķķķķ (A.) i. Araştırma, inceleme 270a/1,
283b/20, 283b/23
taģķģķģķģķííííķķķķen (A.) zf. Araştırmalara göre 279a/25
taģģģģliye (A.) i.
t. olın- Boşaltılmak, boş bırakılmak
262a/25 t.it- Boşaltmak, boş bırakmak 272a/2
taģmģmģmģmííííl (A.) i.Yüklemek, taşıtmak t.eyle- Yüklemek, taşıtmak 286a/6
taĥmíĥmíĥmíĥmínen (A.) zf. Takriben, aşağı yukarı
286a/18
taģrģrģrģríííír (A.) i.Yazmak
t.olın- Yazılmak 274a/16
taģģģģŝíŝíŝíŝíl (A.) i .Eğitim alma
t.eyle- Eğitim almak, ilim öğrenmek 274b/16
taģsģsģsģsíííín (A.) i. Beğenme, alkışlama 262a/14
t.eyle- Beğenmek, alkışlamak 280a/15 t.it- Beğnemek 290b/7
taĥĥĥĥt (F.) i. Hükümdarlık makamı
269a/21, 270b/6 t.a çıkar- Padişah yapmak 274a/3
t. ķķķķılıçla- Tahttan düşürmek 274a/1
→pay-ı taht
šāšāšāšā’ife (A.) i. Kavim, kabile 286a/19, 286a/20,
286b/10
ššššaķķķķ- Takmak , geçirmek Sührāb Rüstem’üñ
düvāline el šaķup bālāya zūr
eyledi 282b/5
šāķšāķšāķšāķat (A.) i.Kuvvet, direnç, güç
šššš.getür- Dayanmak, direnmek
264a/14, 264a/5, 269b/25
181
taķdķdķdķdíííír (A.) i. Allah’ın ezelde her şeyi
belirlemesi 272b/24
t.-i ĤĤĤĤududududāāāā Allah’ın takdiri284b/10
t.-i İlāhāhāhāhíííí Allah’ın takdiri 278a/5
taķrķrķrķrííííb (A.) i.Yolunu bulma 267a/23
taķrķrķrķríííír (A.) i. Anlatma, beyan etme
t.eyle- Anlatmak 285a/14
ššššal- Dalmak, dalıp gitmek 261a/24,
290a/17
ššššaleb (A.) i.İstek, arzu
šššš. eyle- İstemek 282a/14,
282a/18, 287a/17
šššš. it- İstemek 279b/17
→izin taleb e.
ta‘líííím (A.) i.
t.it- Öğrenmek 264a/11
šāšāšāšālí‘í‘í‘í‘ (A.) i.Baht, kısmet
šššš.n ššššut- Kısmetine engel olmak
263a/11
tāāāām (A.) sıf. Bütün, tam
→azamet-i tām ,ikdam-ı tam
tamāāāām (A.) zf. 1 Tamamen Ekvān
la‘ín Rüstem’i gözedüp tamām
ĥāba varduķda gene gelüp ķaŝd
eyledi 261a/20, 261a/6
2 Eksiksiz olarak Tamām hadd-i
bulūġa irüp āh baña bir ķoca
didügi maģal idi 262a/18
ššššamar i. Damar
ššššamar-be-ššššamar Damar damar
üstüne 280b/2
šššša‘n (A.) i. 1 Vurma
šššš.-ı nííííze Nize vuruşu 281a/15
2 Yerme , ayıplama
šššša‘n-amííííz kelimāāāāt eyle- Ayıplayan sözler söylemek
Taññññrı i. Allah 264b/16
tāāāār (F.) i.Tel, saç teli
tāāāār-māāāār ol- Darmadağın,
karmakarışık
olmak 264b/23
tāāāār-daġġġġan ol- Darmadağın olmak
279a/20
ššššaraf (A.) i. 1 Yer, yön Ebreş tāziyāne
acısından bir šarafı šutup gitdi 261b/16, 268a/18, 265b/19
2 Ülke, yan Pādişāhum, şāh
šarafından ādem geldi 265b/13,
290a/19, 290a/19
→dört taraf dört tarafdan
ššššarf (A.) i.Kenar, taraf, uç 268a/11, 269a/11, 273b/4
ššššaraķlķlķlķlııııķķķķ i. Tarama aletinin konulduğu yer
282b/6
ššššarííííd (A.) i. Çıkarılmış, kovulmuş
t.-i cevelāāāān it- Sürülmüş gibi yerinde
durmayıp gezmek, dolaşmak 281b/4, 279b/13
ta‘rííííf (A.) i. Bildirme, anlatma
t.eyle- Bildirmek, anlatmak 277a/25, 277b/10
ššššarííííķķķķ (A.) i. 1 mec. Usul, adet, tarz Rüstem,
Tehmíne Bānū’yı bir taríķ ile
şāhdan dileyüp alacaķ oldı 262b/20
2 Yol, yöntem Rüstem’e maĥŝūŝ
bir ša‘āma ķatup bir šaríķ ile
żiyāfetde yidürdi 276a/5,
276b/19, 280a/3 šššš. eyle- Yol yapmak, yol açmak
277b/8
šāšāšāšās (F.) i. Su kabı 283b/3
šššš.-ı pür-ĥĥĥĥūūūūn Kan dolu tas 272a/5
šššš.-ı pür-ĥĥĥĥūūūūna dön- Kan dolu tasa
dönmek 275b/10
taŝŝŝŝyiģ ģ ģ ģ (A.) i.
t.-i mizāāāāc eyle- 281a/20
ššššaş i. Taş, kaya 261a/11, 261a/13, 261a/21
šššš.ı ššššaş üzerinde ķķķķoma- Taş taş üzerinde bırakmamak, her yeri yerle bir etmek 280a/3
182
ššššaşra i. ve e. Dışarı 262a/2, 264b/7,
267a/4 taşu- Taşımak 285b/24
Tātāātāātāātār i. Tatar 262b/4, 267a/16, 267a/24
→asker-i tatar, leşker-i tatar
ššššāāāāvla i. Hayvan bağlanan ve beslenen
ahır 279a/9, 279a/11,290b/9
šāšāšāšāvus (A.) i. Tavus kuşu
šššš.-ı cināāāān-veş Cennetlerdeki
tavus kuşları gibi 263b/6
ššššay i. At yavrusu 264a/16
šāšāšāšāya bk. dāāāāye
ššššaya- Dayamak 284a/16
ššššayan- Dayanmak 279a/10
ta‘yíííín (A.) i.Belirleme
t.eyle- Belirlemek, tespit etmek 262b/25, 264a/2, 264a/3
tażżżżarru‘ (A.) i.Yalvarma, niyaz etme
t.eyle- Yalvarmak, niyaz etmek 283a/18
tāāāāze (F.) 1 i. Canlı ve diri Sührāb
yigidin ģayātı tāze ve rūģı iģsān
olup ģayāt bula! 285b/8
2 sıf. Genç, körpe Anuñ
ardınca bir tāze nev-cüvān gelüp
geçdi 277b/12,
→dag-ı taze
tāāāāzele- Depreşmek, yeniden ortaya
çıkmak Ol ‘adāveti yine
derūnında tāzeleyüp hemān
ķaŝra doġrı yüridi 287b/16
tāāāāzelen- 1 Canlanmak , depreşmek
Bugün efendümi pederüm Selím
Şāh dívānında görüp
muģabbetüm tāzelendi 262b/13,
2 Yenilenmek, canlanmak Gene
meclísler tazelenüp ele cām alup
‘íş [ü] nūşa meşġūl oldılar 263b/16
tāāāāzelik i. Gençlik, körpelik Ķoluñ ķopsun iy
Meknām, benüm tāzeligüme
merģamet eylemedüñ 284a/24
ta‘žížížížím (A.) i. Saygı gösterme 270a/21,
271b/22, 286b/17 t.eyle- Saygı göstermek 270b/2
ta‘žížížížímen zf. Saygıylı bir şekilde, sayarak
270a/13, 271b/23
tāāāāziyāāāāne (F.) i. Kırbaç, kamçı 261a/10,
261b/15, 261b/15 te‘allül (A.) i.Bahane arama, bir işten kaçma,
mazeret bulma t.it- Bahane bulmak 262b/21 te‘ayyüb (A.) i.Ayıplama , kınama t.eyle- Ayıplamak 276a/19
tebdííííl (A.) i. Değiştirme , değişiklik
t.eyle- Değiştirmek 279a/21 t.-i suret ol- Kılığını, görünüşünü
değiştirmek 279a/7 tebessüm (A.) i. Gülümseme t.it- Gülümsemek 263a/20
te’bííííden (A.) zf. Sonsuzlaştırarak 271b/8
tedāāāārik / tedāāāārük (A.) i. Hazırlık, tedbir
t.lerin gör- Hazılıklarını yapmak 271b/19, 272b/5, 276b/20
t.de ol- Hazırlık yapmak, tedbir düşünmek 270b/7
t.eyle- Hazırlık yapmak 274a/24 t. gör- Hazırlık yapmak 273b/14,
275b/2 t. ol- Hazırlanmak 274b/12 t.ün gör- Hazırlığını yapmak,
tedbirini almak 274b/18 tedarüksiz zf. Hazırlıksız, tedbirsiz 275b/2
tedbíííír (A.) i. Çare, tedbir, hazırlık 272b/25,
276b/23 t.it- Hazırlık yapmak, tedbir almak
263a/12 te’essüf (A.) i.Eseflenme
→hayf u teessüf i.
tefaĥĥĥĥĥĥĥĥur (A.) i.Övünme
t.it- Övünmek 290a/16
tefāāāāriķķķķ (A.) i. Ufak tefek hediyeler
272a/2
teftííííş (A.) i.Kontrol etme, sorma,
183
araştırma t.it- Soruşturma, araştırma
271a/17
teġġġġallüb (A.) i.Üstün gelme
t.eyle- Üstün gelmek 269a/4 Tehemten i. Rüstem’i lakabı 283b/4
tehíííí i. Boş , avare 286a/24
te’ĥíĥíĥíĥír (A.) i. Geciktirme, geriye bırakma
t.it- Geciktirmek 274b/8, 274a/21, 274b/11
t.eyle- Geciktirmek 275a/7
Tehmííííne-bānūānūānūānū i. Kişi adı 262a/23,
262b/20, 262b/20,
tek 1 zf. Yalnız Göñül bir dil-ber ile
çift olur, elbet de tek durmaz
263a/19, 2 e. Sadece Öyle olsa māni‘
degül idi ammā tek durmaz
elbet de ya baña veya saña bir
bed söz söyler 266b/11,
3 e. Bir tek Ģelāl olsun iy ciger-
kūşem kāşke başum yarup ve
gözüm çıķara idüñ, tek sen
hemān ŝāġ olayduñ! 284b/13 tekerlen- Yuvarlanmak 288a/6 te’kid (A.) i. t.eyle- Kuvvetleştirmek,
sağlamlaştırmak 269b/6, 272b/4
teklííííf (A.) i. Sunma, sunulan şey 271b/7
tekrāāāār (A.) zf. Yine, tekrar 263b/3,
266a/2, 273b/1
telāāāāş (A.) i.Endişe, heyecan, sıkıntı
t.ını al- Heyecanını , endişesini almak 269a/1
Telke i. Kişi adı 266b/1, 268a/17, 268b/10
T.-i ŝŝŝŝāāāāf-şiken 264a/10, 264a/10,
265b/21
temāāāāşāāāā (A.) i. Bakma, seyretme 262b/16
t.eyle- Seyretmek 279a/15, 279a/8,
283b/12 t.it- Seyretmek 279a/10,290b/6
t.ya dur- Seyre dalmak, bakmak 283b/14
temennāāāā (A.) i.El başa götürülerek verilen
selam 265a/6 t.eyle- Selam vermek 274b/3, 278b/13 t. it- Selam vermek 262a/11, 262b/7,
267a/9 temevvüc (A.) i. Dalgalanma t.eyle- mec. Dalgalanmak 277b/22
tenbííííh (A.) i.Bir işin yapılacağı hakkında
nasihat, sıkı emir verme t.eyle- Emir vermek, nasihat etmek
264b/17, 269b/6, 272b/10 tenezzül (A.) i. Düşme , inme t. it- Değerini kaybetmek, gözden
düşmek 262b/17 Tenge i. Kişi adı 277a/2, 277b/9, 287a/24
Tenhāāāā (A.) i.Kimsesiz, ıssız, boş yer
271b/16, 276a/23, 286b/22
t.ķķķķal- Tek başına, yalnız kalmak
262b/2
tenhāāāāca zf. Sakince 272a/4, 283b/11
tenvíííír (A.) i.Aydınlatma
t.eyle- Aydınlatmak 281b/1 ter (F.) i. Ter
→ecel terleri d.
terāzū āzū āzū āzū (F.) i. Terazi
t.-yı firāāāāset mec. Yiğitlik ölçüsü
268b/22 terbiye (A.) i.Eğitim, görgü, edep t.eyle- Eğitmek, terbiye etmek
272b/20 terki i. Eğerin arka kısmı 287b/3 terk (A.) i.Bırakma, terk etme t.eyle- Bırakmak, terk etmek 275b/15
t.-i diyāāāār eyle- Memmelketi terk
etmek 272a/15 t.-i edeb Terbiyeyi bırakma,
terbiyesizce davranma 286b/10
tertííííb (A.) i. Düzen 277a/5
tesellíííí (A.) i.Avutma, avunma
t.vir- Avutmak 274b/25, 275b/4, 281a/24, 286a/10
te’śíśíśíśír (A.) i.Etki, tesir 281b/23
→şiddet-i tesir
184
teskíííín (A.) i.Sakinleştirme
t.eyle- Sakinleştirmek 275a/6 teslim (A.) i.Verilmiş, feda edilmiş şey t.eyle- Vermek, teslim etmek
265a/12, 265b/15, 269a/22,
t.ol- Byun eğmek, teslim olmak 275b/9, 283a/8
teşekkíííí (A.) i. Şikayette bulunma
t.it- Şikayet etmek 265a/11
teşĥíŝĥíŝĥíŝĥíŝ (A.) i.Hastalığın ne olduğunu
bulup anlama t.olın- Hastalığın ne olduğunun
bulunması, tanı koyma 281b/24
teşnelik (A.) i. Susama 270b/17 t.gel- Susamak 270b/11
teşrííííf (A.) i. Şereflendirme
t.it- Şereflendirmek 271b/15
tevāāāābi‘(A.) i. Bir kimseye tabi olanlar,
uşaklar 265b/8 teveccüh (A.) i. Bir tarafa dönme,
yönelme t.eyle- Yönelmek 269a/23,
289b/15
tezyíííín (A.) i.Süsleme, donatma t.it- Süslemek, donatmak
262a/13, 263b/6
tıbķķķķı e. Gibi , aynı 272a/20
tīīīīġġġġ (F.) i.Kılıç 261a/22, 262b/21,
266b/18 t.çek- Kılıç çekmek 264b/21
t.-ı Daģģāģģāģģāģģāk-ímímímímārārārāríííí Dahhak-
imari’nin kılıcı 289a/16
t. ı ġġġġamġġġġ 261a/21
t.-ı ĥĥĥĥūūūūn-feşāāāān Kan saçan kılıç
267b/17 t. ur- Kılıç vurmak 261a/22
→dal-ı tıg, dendan ı tıg
*tīīīīġġġġ-zen i. Kılıç kullanan silahşör
274b/17
tımāāāār (F.) i.
t.eyle- Sürmek, iyleştimek, hasta ve
yaralı bakımını yapmak 285a/12, 285a/13
t.ol- Sürülmek, yaralının bakımının sağlanması 285a/10
ššššırnaķķķķ i. Tırnak 288b/13
tííííz (F.) zf. Tez, çabuk 261b/20, 262b/4,
263a/6
*tííííz-ender-tííííz zf. Çabukluk içerisinde
284a/18
tííííz-destlik it- El çabukluğu yapmak
268a/11 tiziyye zf. Çabucak, derhal 261a/22, 268b/17,
269a/10
šošošošoġġġġ- Doğmak 277b/17
šošošošoġġġġrı 1 i.Yalan olmayan, gerçek “Be hey nā-
bekār, Selím Şāh, bunı heyhāt ki
duyup seni helāk eyleye ammā toġrı
söylemezseñ ben seni şimdi helāk
eylerem.”didi 269b/7, 278a/2
2 zf. Hiçbir yere sapmadan, direkt
šoġrı Rüstem’üñ yanına varup durdı 262a/8, 262b/4,266b/5
3 e.….e doğru Yön Rüstem’i deryāya
šoġrı iltdi 261a/20, 261b/20 , 264b/23
šošošošoġrġrġrġrıl- Doğrulmak, kalkmak 289b/25
šošošošoġġġġur- Doğurmak 264a/1, 264a/16
toĥĥĥĥm (F.) i.Tohum
t.lıķķķķ ĥĥĥĥıyıyıyıyāāāāra dön- Tohumluk hıyar gibi
olmak 288b/13,267b/19
šoķšoķšoķšoķın- Dokunmak, değmek, etkilemek 290a/2
→zararı tokın-
šoķsāšoķsāšoķsāšoķsān sıf. Sayı sıfatı, doksan 263a/13,
277b/19
šoķšoķšoķšoķuz sıf. Dokuz 264a/1, 271b/10
ššššol- Dolmak 275b/12
ššššoldur- Doldurmak Sāķíye šoldur diyü işāret
eyledi 266b/25
šolšolšolšolġġġġāāāā (A.) i. Başlık 272a/19
arslan-ser tolġġġġa Arslan başlı başlık
šoñšoñšoñšoñuz i. Domuz 288b/6
šopraķšopraķšopraķšopraķ i. Toprak 263a/5
šopuķšopuķšopuķšopuķ i. Topuk 276a/22, 283a/22
185
šorbāšorbāšorbāšorbā (F.) i. Torba, heybe 289b/3
ššššoyınca zf. Doyasıya 285a/23
ššššoz i. Toz 277b/1, 277b/3, 277b/5
ššššoza- Tozlanmak 289a/10
tūūūūç (F.) i. Tunç 278b/1
tuġluġaġluġaġluġaġluġa i. Tuğluk
→ser-tugluga 277b/19
šulūšulūšulūšulūm i. Tulum, pijama 264a/7
ššššur- 1 Durmak, ayağa kalkmak
Sührab def‘-i ĥumār içün biraz
bāde nūş idüp andan yirinden
šurup lalasını yanına alup ‘azm-i
şikār idüp gitdiler 261a/9,
263b/3, 264b/13, 267a/15, 2 Kalmak,beklemek, yerinde
durmak, Gözüm nūrı hemān
šurma gidelüm 267a/25,
267b/11, 268b/11,
3 Ayakta beklemek Gördi bir
ģeríf Tūrāní libāsında gelüp atlar
arasında šurur 279a/13,280a/14,
ššššura-var- Yavaşlamak, durmak
üzere olmak Nestehín yil gibi
gelürken āhen-míl gibi šura-
vardı 267b/10, 288b/3
→gele t.
Tūrāūrāūrāūrān i. Ülke adı 265a/25, 265b/3,
266b/8
→leşker-i turan
TūrānTūrānTūrānTūrāníííí i. Turanlı 263a/5, 276b/23,
279a/13
ššššurra (A.) i. Tokmak 278a/16
Tūūūūs i. Kişi adı 275b/11, 275b/11,
275b/19
ššššut- 1 Yönünü bir tarafa çevirmek
Ebreş-i gül-endāmı tāziyāne ile
urup Ebreş tāziyāne acısından
bir šarafı šutup gitdi 261b/16,
287a/20, 287a/23
2 Kavramak, tutmak Tíz destlik ile
egerin uyanın urup andan kendi
uyanından šutup emr eyledi 264b/3,
267b/9, 269a/9,
3 Alıkoymak, zaptetmek Hūmān da
içeri girüp gördi bir at, bir dilāver šutar 266b/13, 4 Yerine getirmek, yapmak Pādişāhum, emrüñ tutup geldüm žāhir,
ancaķ tedārüksiz gelinür mi? 275b/2,
5 Yakalamak , zaptetmek, ele
geçirmek Bre šutuñ şu nā-bekār
Zābilli’yi! 275b/4, 275b/7, 278a/25,
279a/18,
ššššutabil- Tutmaya gücü olmak 279a/12
→atup t., namı dünyayı t., pençe t., saf t., talin
t., yolt
tūtiyāūtiyāūtiyāūtiyā (A.) i. Görme kuvvetini artıran toz,
sürme t.-yı ekber En kuvvetli tutiya 285a/22 tüh ün. Hayıflanma bildirir 261a/5, 269b/21
türāāāāb (A.) i. Toprak 261a/19, 275b/19
türbe (A.) i. Mezar 285b/4, 286a/11 Türk i. Türk 267a/24, 267b/1, 268a/2
→Elkus-Türk, Gellus-Türk
Türkíííí i. Türklere has 289a/3
Türkistāāāān i. Türkistan 282a/2, 287b/5
Türkmen i. Türkmen 286a/20
tüvāāāān (F.) i. Güç, takat
→tab-ı tüvan
186
-U- u/ve (A.F.) bağ. 287b/7, 261a/1,
261a/13
‘ubūūūūr (A.) i. Bir taraftan bir tarafa
geçme ‘u.it- Bir taraftan bir tarafa
geçmek 273a/2, 287b/1 uc i. Bir tarafın sivri tarafı, uç 285b/19
284a/18
‘ufūūūūnet (A.) i. İltihap 282b/13
uġġġġra- 1111 Bir yere gitmek ve kısa süre
kalmak Bre meded iy server,
zírā pederüm Efrāsiyāb baña
muģkem tenbíh eylemişdür kim
ŝaķınup Semengān’a uġramasın
diyü 272b/10 2 Rastlamak, tesadüf etmek
Sührāb’uñ nízesin tabancalayup
nízeyi yolından ayırdı ve ķoltuķ
altına uġradı 280a/12
3 Yakalanmak, başa gelmek
Bildi ki düşmen fendine
uġramış 261a/13, 265a/12,
271b/18 →kazaya u.
uġġġġrat- Bir yere kısa süreliğine de olsa
gitmesine engel olmak 272b/4
→kazaya ugrat-
uġġġġrı i. Hırsız 279a/12, 279a/13, 279a/14
uġġġġur i. Yön, yol
u.ola Yolun açık olsun, güle güle 276a/10
→senün uġrına ,bir ugurdan
ulaķķķķ i. At 274a/22, 274a/25
um- Ümit etmek, beklemek 290a/22 unıt-/ unut- Unutmak 280a/4, 285b/13
268b/9
ur- 1 Vurmak, çarpmak Bunlar
tamām olduķdan ŝoñra Tehmíne
Bānū varup oġlı Sührāb’ın
ŝanduķasında başın ura ura
‘āķıbet başın yaralayup helāk oldı
286a/12, 288b/5,
2 (Davula) tokmak vurmak Dívān-
köslerine šurralar urdılar 278a/16,
3 Öldürmek Sām-ı Pil ķarşu geldi.
Sührāb Sām-ı Pil’üñ bir żarb ile
raĥşın urup helāk eyledi 281a/8,
281a/9, 288a/8,
4 Yaralamak, yara açmak mec. Ne
‘aceb kendi kendime dāġ urdum
284b/4,
5 Dövmek Ammā rāvi eydür, ol
zamān ki Rüstem , Ebreş-i gül-endāmı
tāziyāne ile urup Ebreş tāziyāne
acısından 16 bir šarafı šutup gitdi 261b/15, 264a/25, 264b/2
6 İsabet almak , vurmak “Hāy mel‘ūn
!”diyüp yirden egilüp bir šaş aldı kim
şeyšānı ura 286a/4, 289b/4, 289b/6
7 Bağırmak,kişnemek Ebreş Ekvān’ı
görüp yine bir suheyl urup Rüstem’i
uyardı 261a/1, 261a/10, 261a/4,
8 Giymek, takmak, kuşanmak Rüstem
bunuñ yelesin oĥşayup gerdānın ŝıġadı
ve üzerine ālātın urup süvār oldı 262a/10, 264b/3,
9 Parlamak Ammā şol kim yüzinde
şecā‘at cevherí berk urur 264a/2,
10 Atmak Sührāb’ı bir olmaz yirde
zemíne urursa bir yiri ķırılur 264b/8,
265a/2, 265b/9
11 Silaha davranmak Beride ben
Nestehín İbn-i Veyse ise nízesi elinden
alduġına ziyāde ‘ār 15 idüp el gürze
urup irüp Sührāb’a bir żarb-ı gürz
ģavāle eyledi 267b/15, 288b/15,
288b/7
187
12 Kılıç vurmak 273b/7, 280a/10, 280a/16 13 Basmak, mühür basmak Salāmon dānā daĥı Kāvus’uñ
emri üzere bir nāme yazup
nāmeyi Kāvus’a virüp ol daĥı
mührin urup ba’dehū dívānı
gözden geçürüp Gív İbn-i
Gūderz meger anda idi 274a/17,
14 Kesmek Bre ķanı cellād, uruñ
şu nā-bekāruñ boynın! 275a/4,
275a/5, 15 Haykırmak 289a/18,
→güneşe u., laf u., nara u. , nara-yı
can-sitan u., püşt-paya u., tıg u.
urġġġġan i. Halat, ip 261b/21
urıl- 1 Kılıç vurulmak 289a/8 2 Takmak, semer vurmak
264a/24 urış- Vuruşmak 288a/5
‘uryāāāān (A.) i. Çıplak 261a/21
u.eyle- Kınından çekmek 289a/20
u.it- Kınından çekmek 266b/18, 268a/11, 269a/12
uŝŝŝŝūūūūl (A.) 1 i. Usûl, esas 279a/14
,279a/21, 2 zf. Yavaşça, sessizce 290b/22
utandur- Utandırmak 286b/15 uyan i. Yular, gem 264b/3 uyan- Uyanmak 261a/12, 261a/14,
261a/8 uyar- Uyarmak, ikaz etmek 261a/4
uyluķķķķ i. Bacağın üst kısmı 264a/11,
264a/12, 264a/13 uyu- Uyumak 279b/1, 283a/18 uyuş- Uyuşmak 280a/23
uzat- Uzatmak, sunmak Teslím ol ya
Rüstem!” diyüp el uzatdı 275b/10
188
-Ü- üç sıf. Üç 262a/19, 262a/22, 262a/23 üçer sıf. 288a/5 üçinci sıf. Üçüncü 284a/8, 285b/1
ümííííd (F.) i. Ümit 261a/18
ün i. Ses 272b/18, 272b/18 ürk-Korkmak 278b/2 ürkit-/ürküt- Korkutmak 262a/1
261b/20
üslūūūūb (A.) i.Tarz 272a/4
üst i. Üst, üzeri 264b/5, 264b/9 üstād (A.) i. Anlatıcı, üstad 261b/2,
274a/24, 279a/10 üş- Toplanmak, üşüşmek 261b/17,
261b/18, 290a/3 üşür- Yığmak, üst üste gelmek
→dil ü.
üzere 1 i. Üzerine, üzerinde, bu konuda
Yine aŝlın ŝıģģatı üzere Selím
Şāh’dan ĥaber aluruz 269a/20,
270a/15, 270b/9,
2 Üstüne i. Sührāb’ı ol ŝandalí
üzere geçürdiler. 271b/25,
üzerüme Benim için Sührāb’a
ne ģāl olduġın görüp
üzerüme aġlasun 264b/5,
274b/10, 285b/3 üzerinde Üstünde
261a/12, 264b/4, 267a/10 üzerinden Üstünden 263b/13,
264b/11, 268a/8 üzerine Üstüne 261a/20,
261b/22, 262a/10 ü.düş- Fazla ilgilenmemek,
ısrarcı olmamak Rüstem
ol ķadar māl ve ĥazíneyi
żabš eyleyüp menŝūr ve
mužaffer ol bāġdan
döndi.Ġayrı üzerlerine
düşmedi 290a/11
ü.var- Üstüne yürümek Bu kerre
Elkūs murād eyledi kim Gív’üñ
üzerine varup bende çeke
288a/7
189
-V-
va‘a‘a‘a‘de (A.) i. Bir iş için önceden
belirlenen zaman, süre Ol gün,
Sührāb yine meydāna girüp
Rüstem’i šaleb eyledi ammā
Rüstem’üñ zehir içdügi tamām
ol gün ķırķ gün idi. Gelüp
va‘desi tamām olsa gerek, işte
ol gün Rüstem’de źerre ķadar
ķuvvet eśeri ķalmayup tāb-ı
tüvānı kesilmiş idi 282a/18
va‘a‘a‘a‘deli (A.) sıf. Süreli 276b/18
vāāāādíííí (A.) i. Vadi 277a/13, 283b/3,
286a/15
vāāāāfir (A.) i.ve sıf. Çok ve bol 261b/4,
261b/7, 263b/20
vāķāķāķāķ‘a (A.) i.Geçen olay, hadise 267a/18,
283a/18, 283a/5
vāķāķāķāķı‘a (A.) i. Başa gelen, vuku bulan iş 262b/12, 269a/6, 274b/20, 275b/
vāķāķāķāķıf (A.) i.Bir şeyden haberi, bilgisi
olma v. ol- Bilmek, haberi olmak
281a/25
vāķāķāķāķi‘(A.) i. Başa gelen, meydana gelen,
vuku bulan 262b/12 v. ol- Meydana gelmek 280a/1,
282a/10, 286a/13
vaķķķķt (A.) i. Zaman ,vakit, an
274b/8, 284a/5, 286b/25, 287a/1
v. ol- Zaman, an olmak 287b/6
v.-ı mużāżāżāżāyaķķķķa Darlık zamanı,
sıkıntılı zaman 289a/19
v.-i ĥĥĥĥāāāāb Uyku saati, zamanı
262a/25
v.-i zamāāāān Zaman anı 281a/18
vāāāālide (A.) i.Anne 272b/8, 285b/2,
286a/7
v.-i müşfiķķķķa Şefkatli valide
269b/18
var i. Mevcut , olma, bulunma 271b/22, 272a/11, 272a/13
var- 1 Varmak, ulaşmak Tamām deryā
üzerine varınca “Hey mel‘ūn beni
ķaraya bıraķ dimez miyem! 261a/20,
261a/6, 261b/20 2 Gitmek Var imdi iy çūbān, şāha
söyle raĥşın ŝāģibi gelmiş, šaşrada
durıyor 262a/2, 262a/9, 263a/12
→hab-ı rahata v. , haba v., haber v., hayrete
v., karşu v.,şübheye v., üzerine v., dili v.
varınca zf. Kadar 277a/18
vāāāāriśśśś (A.) i. Mirasçı, varis 277a/24
vaŝŝŝŝf (A.) i.Özellik, vasıf
v. eyle- Vasfetmek 272b/23
vaŝŝŝŝiyyet (A.) i. Vasiyet 285a/24
vāāāāveylāāāā (A.) i. Çığlık, feryat 271a/12, 271a/12
vāāāāy ün. Eyvah 288b/6
vāżāżāżāż‘ (A.) i. Durum, vaziyet
v‘-ı ģģģģaml eyle-Doğum yapmak
271b/10, 272b/19, 272b/20
v‘-ı ģģģģaml it- Doğurmak 264a/16
ve bk.u vech (A.) 1 i. Üslup, tarz, şekil 288a/11
2 zf. Bu yüzden, bu sebeple 272b/13, 287a/13,
→asan- ı vech
vedāāāā (A.) i. Ayrılma, ayrılış v. eyle- hoşçakal demek262b/22,
270a/22, 272b/6 v.it- Hoşçakal demek 262b/2, 263a/22,
263b/23
vedalaşmak/ vedāāāāġġġġlaş- Vedalaşmak 263b/24
271b/9
vefāāāā (A.) i.Sözünde durma, doğruluk, vefa
→bi-vefa
vehm (A.) i.Korku 282a/6 v. al- Korkmak 266b/24, 280a/9
190
vel-ģāģāģāģāŝŝŝŝıl (A.) zf. Kısacası 263b/11
vesííííle (A.) i.Bir şeye ulaşmayı mümkün
kılan yol, sebep 262b/18
veyāāāā (A.F.) bağ. Ya da, veya 266b/12,
283a/9
veyāāāāĥĥĥĥūūūūd bağ. Veya ya da 288a/8,
288b/24 Veyse i. Kişi adı
V.-i Nejāāāād 267b/2, 271b/21
vezíííír (A.) i. Vezir 262a/15, 263a/10,
263a/11
v.-i ĥĥĥĥāāāās Baş vezir286b/24
vir- 1 Vermek Tíz ardınca āĥūrın
ķapusın bend itdiler ve saķfından
dalup urġān ile ŝu ve ‘alef
virdiler 261b/21, 262a/2,
263b/20
2 Bağışlamak, ihsan etmek Saña
Allah’uñ virdügi ķuvvet-i
ķudreti begenmeyüp üzerümden
def‘ eyle diyü niyāz eyledüñ. 261b/9, 263b/14, 264a/24 3 Evlendirmek, kız vermek
Sulšānum, virmeyüp de ne dise
gerek, saña virmez de daĥı kime
virür 262b/18, 262b/21,
263b/2
→Allah hayırlar v., aman v., atı v., baş ilerü v., beraber v ., cevab v., elem v., faide v., fena v., guş-mal v., haber v.,haraba v., kakı v., karşu v., kuvvet v., küşad v., lenger v., lezzet v., mana v., metanet v., meydan v., murad v., nişan v., ömr-i nazeninin bada v., rahat v., rıza v., ruhsat v, sada v., salı-v., selam v., selam v., sıklet v., silki-v., teselli v., yol alı-v., yol v.
vuŝŝŝŝūūūūl (A.) i. Varma, ulaşma 265a/9,
274b/7
vücūūūūd (A.) i. Beden, gövde 261b/11,
262b/23, 263b/4 v.a gel- Meydana gelmek, var olmak
272b/20, 284b/2, 287a/18
v.-ı na-pākākākākíííí Saf, temiz olmayan kirli
vücud 289a/10
vüzerāāāā (A.) i.Vezirler 263b/7, 286b/22
191
-Y-
yāāāā ( ( ( (I) (F.) ün. Seslenme, hitap Yā
Ebreş, niçün küstaĥlık idersin,
bilürsin kim yoruldum. Şunda
biraz raģat ideyüm 261a/2,
261a/5, 261b/9 yā yā yā yā ((((IIIIIIII)))) (F.) bağ. Yahut, yoksa, peki ya
Ammā murādum meydāna girüp
şol Rüstem didükleri Zābilí nā-
bekārı yā ķatl idüp veyāĥūd
bende çeküp bunda
getürmekdür 288b/24, 261a/5
yāāāāb (A.) zf. Ağır , yavaş 261a/24,
261a/24, 269a/23 yaban (F.) i.1 Yabancı 265a/18, 268a/5,
270b/24 2 Çöl y.a fırlat- Çöle doğru atmak
288b/10 y.a söyle- Boşa söylemek 276a/3 264b/17, 264b/18
yāāāād (F.) i. Hatıra, anı
y.eyle- Anmak, zikretmek 270a/1, 279b/25
y.ol- Anmak, hatırlanmak 269b/9
yāāāādigāāāār (F.) i. Hediye, hatıra 263b/21,
268a/5,
yaġmġmġmġmāāāā (A.) i.Yağma, talan
y.it- Yağmalamak 262b/4
yāāāāĥĥĥĥūūūūd (F.) bağ. Veya , yahut, ya da
274b/24, 282a/25
yaķķķķ- Yakmak 262b/4
yaķķķķa i. 1 Yaka, boyun Rüstem’üñ
yaķasına yapışmaġa ķaźir ola
275b/8, 276a/3 2 Kenar, taraf Bir gün Ceyģūn’ı
‘ubūr idüp Ìrān yaķasın
geçdiler.273a/2
y.dan geçür- Boynuna sarılmak 270b/3
y.sın alıma- Yakasını
kurtaramamak 279a/17
yaķķķķın 1 i. Uzak olmayan Tā kim deryāya
düşdi, bir kere šalup çıķdı durdı, kenār
yaķındur, yüzerek ne ģāl ise kenāra
çıķdı 261a/24, 273a/7, 273a/8
2 sıf. Uzak olmayan Meger ol araya
yaķın bir ķal‘a var idi 261b/16,
263a/14, 272b/7,
3333 zf. Yakınlaşmak Tamām deste-çūb
kendüye yaķın geldükde pençesin
ķarşu virüp geçüp elinden aldı 264b/19, 264b/2, 264b/24,
y. it- Yakınlaştırmak 270a/19 yalan i. Yalan 263a/4 yalman i. Kılıç, hançer 267b/9, 280a/7
y.-ı nííííze Mızrak kılıç 268b/14,
268b/17, 273a/22
yaluññññuz 1 zf. Yalnız, tek başına İşte Rüstem
öyle dívāne oldı kim yaluñuz
vādílerde gezerdi. 286a/14, 286a/16,
270b/10
2 e. Sadece, yalnız Rüstem’e
tegallüb eyleyen yine kendi
ķuvvetidür. Yoĥsa ana ki Sührāb
yaluñuz kendi ķuvvet-i ezeliyyesi ile
Rüstem’e irişe 269a/4, 278b/24
yaluññññuzca zf. Tek başına, tek olarak 278b/18
yan 1 i.Yan taraf ,etraf Rüstem rūzgāruñ
şiddetinden uyandı, yanına baķdı 261a/13, 261b/18 262a/8
2 i.Huzur, nezd Baķayım pederüm
yanında olan müsāfir naŝıl
kimesnedür? 262a/21,
3 i.Taraf, cihet Şöyle kim biçāre güyā
otuz yıldan beri bir yanından bir
yanına dönmemişdür 263a/1, 263a/1,
267b/2
4 Beraberlik Sührab def‘-i ĥumār içün
192
biraz bāde nūş idüp andan
yirinden šurup lalasını yanına
alup ‘azm-i şikār idüp gitdiler 264b/13 yanına düş- Birlikte gitmek Rüstem n’ola diyüp bunuñ
yanına düşdi y. yana zf. Beraber , yakın bir şekilde 280a/20
yan- Yanmak 279b/18
yañññña 1 zm. Buradan ķalķup ‘azm-i
Belĥ eylediler ammā bu yañadan
Kāvus-ı Kāmrān , Gív’i
gönderdi. 274b/21, 282a/1
2 e. Taraf, cihet Öte yandan, öte
taraftan Bu yañadan Rüstem
daĥı Ebreş’üñ izi ile Ķal‘a-yı
Semengān’a geldi. 261b/22,
262b/3, 277b/1 yanaş- Yaklaşmak, yanaşmak 290a/21
yaññññıl- Hata etmek, yanılmak 268b/10
ya‘níííí (A.) bağ. Yani, açıkçası 271b/12,
285a/1 yap- Yapmak 275b/23 yapdur- Yaptırmak , inşa ettirmek
285b/4, 286a/11
yapış- 1 Sarılmak, tutmak Ammā
Sührāb-ı ser-firāz aŝlā ve ķaš‘a
ālāta ve sipere yapışmayup
hemān şöyle durdı 267b/8,
288b/1 2 Musallat olmak, yakasına
yapışmak Cellād-ı bí-amān daĥı
gelüp ammā Gív’e yapışmaġa
cesāret idemedi 275a/5, 275b/8
3 Birleşmek 270b/12
→dili damagına y.
yāāāār (F.) i. Sevgili , yar 262b/10
y. ķķķķıl- Sevgilisi olmak 271a/20
yar- 1 İkiye bölmek , ayırmak
Belísem’üñ na‘rası geldügi šarafa
doġrı teveccüh eyleyüp ve öñine
gelenleri alaķ bulaķ idüp leşkeri yarup
gelür iken gözleri Belísem didükleri
mel‘ūna dūş oldı 289b/16
2 Kesmek, yarmak, yaralamak
Síne-yi Sührāb’a tā ķabżasına
varınca ŝaplanup Sührāb cān acısı ile
silkini-virince sínesin yarup andan
cigeri içerüde aŝılı ķaldı 284a/19,
284b/13 yarala- Yaralamak 286a/12
yaramaz i. Kötülük, fenalık Eger baña bir
yaramaz ķaŝd eylerse çeker başın
koparıram 271b/19
yārāārāārāārān (F.) i. Dostlar ,arkadaşlar 264a/18
yarın zf. Yarın Pādişāhum, taģavvür eyleme,
belki aĥşama dek gelürler, yahūd yarın
gelür 272b/14, 273a/15, 274b/24
Yārmāārmāārmāārmān i. Kişi adı 287b/10
yasaķķķķ i. Ferman, emir, buyruk
y. eyle- Yasaklamak 269b/12
yaş i. Ömür, yaşam süresi Bir ay, iki ay el-
ģāŝıl Sührāb iki yaşına ķadem baŝup
yürimege başladı 264a/8, 264a/9
→gözlerinden kanlı yaşlar akıt-
yat- 1 Yatmak , uyumak 261a/11, 261a/3, 261a/6,
2 Uzanmak Rüstem yatduġı yirden bir
āh-ı serd çeküp, baş ķaldırup Ŝāliģ
Pír’üñ yüzine baķup “İy dānā-yı
rūzigār, senden ne diríġ ideyim
263a/17, 268a/11 yatsu zf. Yatsı zamanı 263b/7, 279a/7 yatur- Yatırmak , uzandırmak 281a/18 yavaş zf. Hırçın olmayan, sakin 264b/11 yavuz sıf. Kötü 285b/25 yay i. Yay 262a/8
yaylaķķķķ i. Yayla 286a/21
193
yaz i. Yaz mevsimi 286a/21 yaz- Yazmak 265a/5, 269a/21, 271b/12
→yıkıla-y.
yazıl- Yazılmak 278a/6, 279b/24
→günahı üzerine y.
yedek sıf. Bir şeyin gerektiğinde kullanılması için bulundurulan eşi , asil olmayan 289b/23, 290a/4
yek (F.) sıf. Bir tek 289b/12
*yek-āāāā-yek Bire bir 280a/16
*yek-dest Tek elli 290a/16, 290a/18, 290a/21
*yek-süvāāāār Yalnız atlı 290a/20
yeksāāāān (F.) i.
yeksāāāān ol- Dümdüz olmak,
ezilmek 263a/11
yektāāāā (F.) i.Eşsiz, benzersiz
→ dürr-i yekta
yele i. Yele 262a/9
yemíííín (A.) i. Ant, yemin
y. eyle- Yemin etmek 272b/13 yeşil sıf. Yeşil renk 282b/8 yetiş- Yetişmek 266b/20
Yezdāāāān (F.) i.Allah
Y.-ı pāāāāk Allah 262b/12
Y.-ı pāāāāk haķķķķķķķķı-çün Allah hakkı
için 283a/8
→şükr-i Yezdan e.,şükr-i Yezdan i.
Yezdāāāāníííí i. Allah’a özel
→ferman-ı Yezdani
yıķķķķ- Yıkmak , devirmek, yere sermek İy
nā-bekār işte gel elüñden gelür
ise żarb-ı destüñ ile yıķup bende
çek 267b/6, 273b/16, 278b/3
→ırzın y.
yıķķķķa- Yıkamak, temizlemek 285b/15,
285b/16, 285b/17
yıķķķķıl- Devrilmek, düşmek, yıkılmak
268a/10, 269a/11, 269a/11
yıķķķķıla-yaz- Düşmeye yakın bir hale
gelmek 264b/3 yıl i. Sene, yıl 262b/9, 263a/1, 263a/13 yılan i. Yılan 289b/3 yıldırım i. Şimşek 281b/9, 288a/20
yi- 1 Harcamak Sehlān ser-keş
Sührāb’dan ol gūş-māli yidi 265b/7,
2 Yemek yemek 270a/24, 272b/7,
3 Darb yemek Rüstem daĥı
Sührāb’dan bir níze yidi kim belki bu
nízeyi müddet-i ‘ömründe bir
kimseden yimemişdi 280a/13, 280a/14
y.üp iç- Yiyip içmek 263b/10, 266a/5, 266b/11
→felekden tabanca y.
yidi sıf. Yedi 263a/13, 264a/8, 264a/9 yidişer sıf. Yedişer 288a/14
yidür- Yedirmek Rüstem’e maĥŝūŝ bir
ša‘āma ķatup bir šaríķ ile żiyāfetde
yidürdi 276b/19, 279b/10, 280a/5 yigirmi sıf. Yirmi 273a/17, 280a/24, 287b/20,
288b/21 yigit i. Yiğit 285b/8 yil i. Rüzgar, yel 267b/10, 288b/2 yin- Yenmek 281b/19
yiññññi zf. Henüz, biraz önce 278a/2
yiññññiden zf. Tekrardan 286a/3
yine zf. tekrar, bir daha 261a/18, 261a/4, 278b/5, 290a/3
yir 1 Yer, zemin Rüstem üzerinde ber-
hevā olup‘ acabā deyāya mı atsam
yoĥsa yire mi bıraķsam dirken Rüstem
rūzgāruñ şiddetinden uyandı 261a/12,
265b/9, 267b/21 2 Mahal, yer Oradan Ekvān Nerre’nüñ
kendüyi šaş ile ķaldurdıġı yire geldi 261a/25, 261b/12, 262a/11
3 Mesafe, uzaklık Rüstem vāfír yir
gidüp ġāyet yorıldı 261b/4
4 Makam, derece, rütbe Ķarındaşum
[…] yirine şāh eyle 262b/22
194
5 Taraf, cihet Yiyüp içüp
geldügi yire gitsün 266b/11
6 mec. Taraf, kenar Andan sözi
bir yire ķoyup Rüstem, Tehmíne
Bānū’yı bir taríķ ile şāhdan
dileyüp alacaķ oldı 262b/20,
y.in bul- Yerini bulmak , olması gerektiği zamanda olması gerektiği gibi
gerçekleşmek Ammā
olacaķ olur , taķdír-i ilāhí
yirin bulsa gerekdür 274b/14, 278a/5
y.ine gel- Eskisi gibi olmak
Rüstem’üñ arķasın
sıġadı. Yine eski ķuvveti
yirine geldi 283a/20,
284a/3 y.öp- Yer öpmek, saygı
göstermek 262a/4, 263a/8, 264a/22
yir- Kınamak, yermek 264b/8 yit- Yetmek , kafi gelmek 264a/21,
279a/16
→aklı yit-
yitmiş sıf. Yetmiş 277b/19, 286a/15 ,277a/24
yoġġġġ i. 1 Yok , var olmayan Deli
Şeydūş’a eyitdi: “Bir atlu gelüp
ķızımuzı çeküp götürdi.”
didükde deli Şeydūş aŝlında
‘aķlı yoġ-ıdı şimdi dibelik gitdi 271a/8, 274a/13, 274b/17 2 Hayır , yok Yoķ yoķ iy vālíde,
ben saña anı ŝormam, híç
babasız oġul olur mı? 269b/20,
269b/20
yoĥĥĥĥsa bağ. Yoksa 261a/12, 261a/16,
263a/24
yoķķķķ bk. yoġġġġ
yoķķķķla- Araştırmak, bakmak Elem çekme
pādişāhum, ben anuñ šālí‘n šutup her
cihetden cüst ü cū eyledüm. Hā bir de
ben varup yoķlayam 263a/12,
263b/21, 272a/21
yol 1 Mesafe, ara Sen misin benüm
üzerüme binen?”diyüp bir yol bāġ
dívārın aşdı 264b/5,
2 Güzergah Sührāb didükleri oġlan
yolda rast gelüp elümden çeküp aldı 265b/10, 267b/1, 269a/23
3 Yarın Seģerí ķalķup yola revāne
olalum 272b/14,
y.alıvir- Andan soñra yidi kerre yüz
biñ er-ile Māzenderān’a giderken
Zenge-i Şāvrān’da saña yol alı-virdüm
Gitmek, mesafe katetmek 275b/14 , 286a/17
y.al- bk. yol alıvir- y.göster- Usul , âdâb göstermek
268b/19 y.ına kurban ol- Uğruna ölmek
279b/1
y.ššššut- Yola çıkmak, güzergah
belirleyip o güzergahta gitmek
Zābil yolın šutup gitdi 275b/21
y.vir- İzin vermek, fırsat vermek 274a/10
yoldur- Yoldurmak
→ot y.
yollı zf. Yolunda, düşüncesiyle Aŝlı ile
söyleme yollı Telke daĥı eyitdi: 269a/25
yor- Yormak 264b/9 yorıl-/yorul- Yorulmak 261b/4, 261a/2 yu- Yıkamak 271a/3
yuķķķķarı / yuķķķķaru zf. ve i. 265a/22, 266b/13,
273b/16 yular i. Yular 264a/18 yumışa- mec. Yumuşamak , sakinleşmek
Rüstem bir miķdār yumışayup öykesi
geçdi 276a/12
yuvarlan- Yuvarlanmak 278a/8
195
yüklet- Yükletmek 265a/13, 285b/6
yükli zf. Yirinden ķalķup oturdı, gördi
evvel ķalķduġından biraz yükli
ķalķdı 261b/13 yümn (A.) i.Uğurlu, iyi, hayırlı
y.-i ķķķķadem Uğurlu ayak 262a/11
yürek i. Yürek y.i oyna- Heyecandan kalbi
çarpmak Rüstem’i gördigi sā‘at
deryā-yı maģabbet derūnında
temevvüc eyleyüp ķanı ķaynadı
ve yüregi oynadı 277b/22
y.ine su serpil- Rahatlamak,
korkusu geçmek Selím Şāh
hedāyaları görince yüregine
biraz ŝu serpildi 270a/14
yüri-/yürü- 1 Yürümek, gitmek Ŝabāģ
oldı. Ālāt-ı níze-yi bār-keşi
dūşına alup yüridi 261b/13,
261b/3, 261b/4 2 Üzerine doğru gitmek, üstüne
yürümek , saldırmak “Hāy nā-
bekār oġlan, sen kimsin ki
benüm şāhıma yabana söylemiş
dirsin!”diyüp deste-çūbın ķapup
Sührāb’uñ üzerine yüridi 264b/19, 264b/21, 3 Bir yöne doğru hareket etmek,
ilerlemek Efrāsiyāb İbn-i Peşenk
bu ‘askerüñ önine düşüp ılġar ile
Gülnār Bānū’ya yüridi. 267a/17,
274a/10, yüriyü-vir- Birden yürümek 261a/10, 265a/18
yürüyiş i. Yürüyüş y. eyle- Yürümek, bir yöne
ilerlemek Efrāsiyāb’uñ Sührāb
nām bir metin oġlı žuhūr
eyleyüp yidi kerre yüz biñ Türk
Tātār ‘askeri ile Ìrān’a yürüyiş
eyleyüp ĥāliyen ķal‘a-yı Ŝurh- Ābād’ı
żabš eylemiş 274b/9
yüz (I) sıf. Sayı , yüz Selím Hān emr idüp
çūbān biş yüz altun virdiler. 264a/23
,267a/16
(II) i. 1 Çehre, yüz, surat Rüstem
meclís kenārına Tehmíne Bānū’yı
oturdup yüzinden niķābın ref ‘ idüp ne
gördi; bu libāslar-ıla bir ģüsn daĥı
baġlamış 261b/24, 263a/13, 263a/18,
zf. 2 Bu yüzden, bu sebepten ,sebep,
cihet Rüstem bu yüzden raģat oldı
ammā bu yüzden peşímān oldı 261b/14, 265b/16
yüz- 1 Suda yüzmek Tā kim deryāya düşdi,
bir kere šalup çıķdı durdı, kenār
yaķındur, yüzerek ne ģāl ise kenāra
çıķdı 2 Deriyi yüzmek 261a/24
yyyyüzin gözin ekşitüzin gözin ekşitüzin gözin ekşitüzin gözin ekşit- mec.Yüzünü
ekşitmek ,buruşturmak Yüzin gözin ekşitdi 267a/1
→derisin y.
yüzinden zf. Sebebiyle Sührāb didükleri
oġlan yolda rast gelüp elümden çeküp
aldı.”diyüp şikāyet yüzinden Sührāb-ı
ser-efrāzı bir vāfir medh itdi 265b/11
196
-Z-
Zāāāābil i. Yer adı 263b/24, 274a/20,
290a/12
→azm-i Zabil , azm-i Zabil e.
Zāāāābilíííí i. Zabilli 276b/25, 277b/4,
281b/9,
żabšżabšżabšżabš (A.) i.Hükmü altında bulundurma ,
muhafaza etme 273a/10,
żżżż. eyle- Ele geçirmek , sıkı bir
şekilde tutmak Nestehín’üñ
nízesin šutup yalmān girüsinden
żabš eyledi 267b/9, 268b/20,
273a/22
żżżż.it- Ele geçirmek 265a/20,
269a/8, 274a/2
żżżż. rabt it- Sıkı tutup kontrol
altına almak El níze-yi cān-
sitāna urdı, dümmün baġalda da
żabš [u] rabš idüp yalmānın üç
ķulaç miķdārı raĥşınuñ
bināġuşından ısurup ve Ebreş-i
Kerre’ye meydān virüp dönüp
Rüstem üzerine bir geliş geldi 280a/7
žžžžafer (A.) i. Başarma, yenme, üstünlük
272a/15
Żaģģaķģģaķģģaķģģaķ i. Kişi adı 278a/24
žāžāžāžāhir (A.) i. Gizli olmayan, meydanda
herkesçe bilinen 265b/5, 269b/20, 271a/10
žžžž.ol- 1 Belirmek, görünmek
Rüstem’üñ nā-gāh rüyāsında bir
pír-i rūşen-zamír gelüp žāhir oldı 261b/8, 2 Oluşmak ,meydana gelmek,
görünmek Ebreş-i Kerre’nüñ
her mūyından bir çeşme-i ‘araķ
žāhir oldı 264b/9, 277a/18,
277a/19, 277b/1
zaĥĥĥĥm (A.) i. 1 Yara Efrāsiyāb’uñ zaĥmın
ŝarup Sührāb ġayrı cengden el çeküp
dayısı Zinde-Rezm ile lalası Telke
ormandan çaġırup onlar daĥı çıķdılar 268a/16, 285a/10, 285a/12, 2 Darbe Ammā bu zaĥmı size kim
urdı? 268a/24, 288a/19
*zaĥĥĥĥm-dāāāār i. Yaralı 289a/19, 289b/3
z.eyle- Yaralamak 268a/12, 268a/13, 269a/12
z.ol- Yaralanmak, darbe almak 269a/14
z.-ı şedííííd Şiddetli vuruş,darp 288a/18
zaģģģģmet (A.) i. Sıkıntı, meşakkat 272a/25
z.çek- Sıkıntı çekmek 280b/9, 288a/5
żżżżahr (A.) i.Arka, sırt 268b/25
ża’íża’íża’íża’íf (A.) sıf. Güçsüz, takatsiz, zayıf 263a/2,
282a/23
żżżż.ol- Güçsüz kalmak 281b/22
zāāāā’il (A.) i.Tükenen, geçen
z.ol- Tükenmek, geçmek 262a/20, 283a/21, 284a/3
Zāāāāl i. Kişi adı 274b/19, 275b/21, 276a/8
Z.-ı zamāāāān i.263b/25, 274b/2, 277a/3,
zamāāāān (A.) i.Vakit, zaman 261b/15, 262a/20,
262b/10
→dilaver-i zaman, fertute-yi zaman, vakt-i
zaman ,zal-ı zaman
žžžžan (A.žann) i. Sanma, tahmin etme
ž.ol- Sanmak 289b/18
zānūānūānūānū (F.) i. Diz 275a/14, 282b/12, 282b/6
-zāāāār (F.)Birleşik kelime yapmaya yarayan ek
→alefzar ,bi-zar ,bi-zar o.
żżżżarar (A.) i.Zarar, ziyan
żżżż.ı tokın- Zararı dokunmak 265b/1,
265b/3
żżżżarb (A.ēarb) i.Darbe, vuruş 268b/22,
269a/16, 269a/17
197
żżżż.-ı dest Bilek gücü 267b/6
żżżż.-ı gürz Gürz darbesi 265a/20,
265a/21, 267b/15,
żżżż.-ı nííííze Mızrak darbesi
283b/19, 288a/1
żżżż.-ı şedííííd Şiddetli darp 268a/9,
288b/16, 289a/6
→bakiye-yi zarb bakiye-yi zarb-ı gürz, şiddet-i zarb-ı gürz, şiddet-i zarb
żżżżarūūūūrí í í í (A.) i. Zorunlu, mecburi
→bi-z-zaruri
źāźāźāźāt (A.) i. 1 Kişi, kimse Eyā benüm
rūyāda gördügüm vehm midür
yoĥsa gerçek görinen ŝūretin bir
źātı daĥı var mıdur ? 262b/12,
2 Asıl,öz, kendi Rüstem gülüp
eyitdi: “ Be hey iĥtiyār hiç bir
şey źātında siyāh ola her ne
ķadar yıķasan aġarur mı? 268b/25, 285b/21
zeber (A.) i. Üst
→zir ü zeber ,zir ü zeber e., zir ü zeber
o.,
zebūūūūn (F.) i. Zayıf, takatsiz; yenilmiş z.ol- Zayıflamak, güçsüzleşmek
280b/13, 282a/4, 284a/4 zedele- (A.) i. Çürütmek, zedelemek
288a/23 zehirle- Zehirlemek263a/6 zehr (F.) i. Zehir 276b/18, 279b/10,
279b/9
z.-i kāāāātil Öldürücü zehir 267b/22
zehre (F.) i. Öd, safra z.si çak ol- mec. Ödü patlamak ,
çok korkmak 277b/21, 275b/7
żżżżem (A.) i. Tahkir etme
żżżż.olın- Tahkir edilmek 269a/3
zemíííín (F.) i. 1 Yer, zemin,toprak
Pāyları šopuķlarına varınca
zemíne batmaġa başladı 261a/16, 261b/13, 261b/4,
2 ÜlkeTūrān- zemín ehremenleri daĥı cümle gelüp dívān-ı Şíde’de cem‘ oldılar. 282a/2
*zemin-zamāāāān Yer gök 289b/18
→harman-ı zemin, ruy-ı zemin
zenāāāān (F.) i. Kadınlar 286b/10
zenberek (F.) i. Çelikten yapılmış bir tür ok 273b/16
źźźźenbūrūrūrūríííí (A.) i. Arıların girmesini önleyen
perde 263b/8
zencíííír (F.) i. Zincir
z.-i cünūūūūn Delilik zinciri 286b/8
zencíííírli (F.) sıf. 264a/18
Zengibāāāār i. Kişi adı 277a/2
Zenge i.Kişi adı 277b/10, 285a/1, 285a/11
Z.-yi şāvrāāvrāāvrāāvrān 277b/9, 285a/12, 287a/24
Zerk (A.) i. Batırma, saplama z.it- Batırmak 280a/21 zerre (A.) i.Çok küçük parça 282a/19,
282b/2, 283b/10
Zevāāāāde i. Kişi adı
285a/1, 287a/24, 288a/10
źevķźevķźevķźevķ (A.) i. Tat, haz 266b/12, 267a/8, 274a/7,
źźźź.-i ŝafŝafŝafŝafāāāāda ol- Zevk ve safada olmak
272b/1
źźźź. ü ŝafŝafŝafŝafāāāā it- Zevk ve safa etmek
287a/11
źźźź. ü ŝafŝafŝafŝafāāāālarında ol- 270b/9
źźźź.-i ‘āāāālem Eğlence zevki 272a/13
zi (A.) Sahip olma anlamı veren ek
*zi-ķķķķıymet Kıymetli 271a/4, 273b/19
zihíííí (A.) ün. Ne güzel, ne hoş
zihíííí divanelik Ne güzel divanelik
275b/6 Zinde-Rezm i. Kişi adı 267a/17, 267a/21,
267a/22
zíííír (F.) i.Alt, aşağı z. ü zeber Alt üst, darmadağın289a/15 z. ü zeber eyle- Alt üst etmek
265a/22 z. ü zeber ol- Alt üst olmak 262a/6,
266b/22
198
zírírírírāāāā (F.) bağ. Çünkü 261a/19, 264a/12,
265b/12
żiyāżiyāżiyāżiyā (A.) i. Aydınlık, nur, ışık 262b/6,
287b/12
z.-yı āfitāāfitāāfitāāfitāb Güneşin ışığı 262b/24
z.-yı şeb Gecenin aydınlığı 262b/24
ziyāāāāde (A.) 1 i. Bu ķuvvetde
Rüstem’den ziyādedür 268b/23,
2 sıf. Sührāb ziyāde ķāra göñülli
ve pars göñülli dilāver idi. 270a/4, 280a/1
3 zf. Çok, fazla Beride ben
Nestehín İbn-i Veyse ise nízesi
elinden alduġına ziyāde ‘ār idüp
el gürze urup irüp Sührāb’a bir
żarb-ı gürz ģavāle eyledi. 267b/14, 270a/18, 270b/10 z.ol- Artmak, fazlalaşmak
270b/21, 271a/5
ziyāāāādelen- Artmak, çoğalmak 262a/23
żżżżiyāāāāfet (A.) i. Ziyafet 272a/1, 276b/19
żżżż. eyle- Ziyafet vermek, yedirip
içirmek 262a/13, 276b/17
żżżż.ler eyle- Ziyafetler vermek
286b/5
żżżż. it- Ziyafet vermek, yedirip
içirmek 262a/25
żżżż.ler it- Ziyafetler vermek
270a/19
ziyāāāāret (A.) i. Ziyaret
z.eyle- Ziyaret etmek 273b/13
žuhūžuhūžuhūžuhūr (A.) i.Görünme, ortaya çıkma,
meydana gelme
žžžž.a gel- Ortaya çıkmak, meydana
gelmek 262a/16
žžžž. eyle- Ortaya çıkmak, meydana
gelmek 262b/5, 267a/22, 268a/19
žžžž. it- Ortaya çıkmak, meydana gelmek
261b/22, 269a/6, 272a/8 zu‘mınca (A.) i. Zannettiğine göre, sandığına
göre 266b/9
zūūūūr (F.) i. Güç, kuvvet 269a/7, 284a/8,
272b/13 z. eyle- Zorlamak, güç uygulamak
282b/5, 282b/6, 282b/7, z.it- Güce başvurmak , zorlamak
267b/12, 284a/6
z.-ı bāzūāzūāzūāzū Pazu kuvveti 283a/2
z.-ı evvel Eski kuvvet 284a/10 zurna (F.) i. Nefesli bir çalgı 275a/6 zülf (F.) i. Saç, zülüf 286b/7 Toplam kelime: 23585 Geçerli kelime: 23585 Geçersiz kelime: 0 Alt madde: 4959 Madde: 2758
199
BİBLİYOGRAFYA
ATALAY, Besim, Divan-ü Lügati’t – Türk Dizini “ Endeks”, c. IV, Ankara 1986
ATEŞ, Ahmed, “Şehnâme’nin Yazılış Tarihi ve Firdevsî’nin Sultan Mahmud’a Yazdığı
Hicviye Meselesi Hakkında”, Türk Tarih Kurumu- Belleten, XVIII/70, Ankara 1954,s. 159-
168
DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara 1986
ERGİN, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, İstanbul 1992
EYÜBOĞLU,E.Kemal, On Üçüncü Yüzyıldan Günümüze Kadar Şiirde ve Halk Dilinde
Atasözleri ve Deyimler, Birinci Kitap, İstanbul 1973
--------------, On Üçüncü Yüzyıldan Günümüze Kadar Şiirde ve Halk Dilinde Atasözleri ve
Deyimler, Deyimler-(Tabirler), İkinci Kitap, İstanbul 1975
GÖKYAY, Orhan Şaik, “Şehnâme ve Türkçe Tercümeleri”, Destursuz Bağa Girenler,
İstanbul 1982, s. 45-49
KANAR Mehmet, “Firdevsî” , Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi ,c. ХIII,İst. 1996,s.
125-127
KORKMAZ Zeynep, Gramer Terimleri Sözlüğü ,Ank.2003
KÖPRÜLÜ , M. Fuad, “Türkler (Türk Edebiyatı)” İslâm Ansiklopedisi ,c. ХIII, İst. 1998, s.
549
KÜLTÜRAL, Zuhal – BEYRELİ, Latif, Şerifi Şehnâme Çevirisi, Ankara 1999
LUGAL, Necati (çev.[ Ön söz:Kenan AKYÜZ]), Şehnâme, IV c.., İstanbul 1967- 1968
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, Örnekleriyle Türkçe Sözlük, IV c., İstanbul 2002
M.[UALLİM] CEVDET, Şark “İlyada” sı Şehnâme, Müellifi Firdevsî, İstanbul 1928
MUALLİM Naci, Lügat-i Naci, İst. 1995
200
ÖZ, Yusuf, “Şehnâme Tercümeleri ve Sözlükleri”, Name-i Âşina (Ortak Kültür Mirasının
Arayışında) , s. 25-38, Sonbahar 2002
ÖZKAN Mustafa Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi ,İst.2000
RITTER, H.[ellmut] “Firdevsî” İslâm Ansiklopedisi c. IV, İst. 1945, s. 643-649
ŞÜKUN, Ziya, Farsça – Türkçe Lügat, Gencine-i Güftar- Ferhengi Ziya, III c., İstanbul 1084
TİMURTAŞ, Faruk Kadri, Eski Türkçesi, İstanbul 1977
TOPALOĞLU, Ahmet, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış Satır- Arası Kur’an Tercümesi, c. II
(Sözlük), İstanbul 1978
TOPALOĞLU, Bekir – KARAMAN, Hayreddin, Arapça – Türkçe Yeni Kamus- El-
Kamusü’l – cedid, dördüncü basılış, İstanbul 1991
TÜRK DİL KURUMU, XIII. Yüzyıldan Beri Türkiye Türkçesiyle Yazılmış Kitaplardan
Toplanan Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü, VII c., Ankara 1963-1974
--------------, Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, XII c. , Ankara 1963- 1975
--------------, Yeni Tarama Sözlüğü, Ankara 1983
--------------, Türkçe Sözlük, II c.,(Yeni Baskı) Ankara 1988
--------------, İmla Kılavuzu, Ankara 2000
201
ÖZ GEÇMİŞ
1973 yılında Diyarbakır’da doğdum. 1996 Marmara Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum.
Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı anabilim dalı Türk Dili
bilim dalı Yüksek Lisans öğrencisiyim.
1996 yılından beri “İstek Vakfı” okullarında Türkçe-Edebiyat
öğretmenliği ve koordinatörlüğü görevini yapıyorum.